77
KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ Zikrullah Kırmızı Fehime Tunalı ÇalıĢkan 2008 ©

KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

  • Upload
    others

  • View
    12

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ

SÖZLÜĞÜ

Zikrullah Kırmızı

Fehime Tunalı ÇalıĢkan

2008

©

Page 2: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

SUNUġ

Kentiçi ulaĢımcılık deneyimlerimizden gözlemlediğimiz ve olumsuz etkilerini derinlemesine

yaĢadığımız bir sorundan yola çıktık baĢlangıçta. Dilimiz Türkçe bilim dili olma yolunda

önemli adımlar atıyor, yol kat ediyordu, bunun ayrımındaydık. Ama kendi uğraĢ alanımızda,

uğraĢın gerektirdiği dil ve kavramlar konusunda tam bir karmaĢa yaĢanıyor, kentiçi ulaĢımın

ayrı bir bilim dalı olması giderek kaçınılmazlaĢırken, bu bilim dalı kendisini henüz

kavramlaĢamamıĢ gündelik dille anlatmak zorunda kalıyordu. Gündelik dil, tüm üst (meta)

dillerin kaynağı olmasına karĢın, disiplin içi kesinliği, nesnelliği taĢımaktan uzak olduğundan,

ayrıca herhangi bir insan etkinliği ayrıĢmaya, olgulaĢmaya, nesneleĢmeye, uzmanlaĢmaya

baĢladığında kendi kavramsal açıklamasını, kendi özgün dili ve terimlerini de yanı sıra

zorunlu kıldığından, ülkemizde de tarihsel süreç içerisinde doğan gereksinimler bilimsel

terimleĢmeyi doğal olarak getirmiĢtir diyebiliriz. Ama ulaĢım, özellikle kentiçi ulaĢım,

Türkçe’de terimsel anlamda kendi sözlüğünü üretemediğinden, gündelik dilden sıkça alınan

sözcükler anlam bulanıklığına yol açabilmiĢ, Avrupa dillerinden aktarılan kavramlara,

çerçevesizlik nedeniyle değiĢik anlam içerikleri yüklenebilmiĢ, konuyla ilgili belli bir

kavramsal ölçün (standart) oluĢamamıĢ, çoğu kez aynı disiplinden insanlar aynı içeriğe ayrı

ayrı sözcükler uyguladıkları gibi, bunun tersi de söz konusu olabilmiĢtir.

Türkçe kentiçi ulaĢım yazını (literatür) dil tutumu açısından çeliĢik bir görüntü

vermiĢtir. Üniversiteler, iĢletmeler, yönetim kurumları kendi gözlükleriyle baktıkları kentiçi

ulaĢım nesnesine, kendi dillerinde tanımlamalar getirmiĢler, tanımlamalar arasında dilsel

olarak bir uyum, tutarlılık genelde sağlanamamıĢtır.

Sektörün iki çalıĢan insanı olarak yaptığımız iĢlerde sorunla yüzleĢtikçe, kentiçi

ulaĢımın bir terimler sözlüğüne ivedi gereksinimi olduğunu sıkça düĢünür olduk. Kendi

uzmanlığımız olmamasına karĢın, elimizin altında konuyla ilgili oldukça zengin, üstelik

uygulamaları da kapsayan kaynaklar bulunmaktaydı. Sabırlı, uzun bir çalıĢmayla bir çerçeve

oluĢturulabilir, bir baĢvuru kaynağını kentiçi ulaşım terimleri sözlüğü önerisi olarak

geliĢtirebilirdik.

Yıllar önce kolları sıvadık. Metin taramaları yaptık. Kavramları, yalancı kavramlardan

olabildiğince süzmeye, ayırmaya çalıĢtık. UlaĢım yetkesi niteliğinde kurumsal yayınları

özellikle öne çıkardık.

Amacımız, anlaĢılacağı üzere, kavramlaĢmayla birlikte kentiçi ulaĢımın bir bilim diline

kavuĢması, dolayısıyla geliĢkin, oturuĢmuĢ bilim dalı olmasına katkıda bulunmaktı.

Uygulayıcı, iĢletmeci, yaptığı iĢin, kullandığı gösterge düzeninin üzerinde ortaklaĢa uzlaĢılmıĢ

bir kavrama dayalı olduğunu bilmeliydi. Böylelikle kavramlarla rastgele ve güncel iliĢkiler

kurarak, onları güncel koĢullara göre yorumlayarak, bilimdıĢı uygulamalara gerekçe

bulamamalıydı. BoĢluk, iyi ya da kötü birçok niyetle doldurulabilirdi. Ama eğer bilimden söz

ediyorsak, güncel ve günlük dilin esnekliğinin yetersiz kalacağını, kötüye de

kullanılabileceğini unutmamalıydık.

ÇıkıĢ düĢüncemiz buydu. Kendi çalıĢmalarımızda kuĢkusuz kimi güçlükler yaĢadık.

Ġnce ayrımlar yaĢamsal önemdeydi. Ama kimse bunlarla zaman yitirmiyordu. Bu yüzden aynı

dili konuĢamadığımız insanlarla sorunlarımız vardı.

Ülkemizde kentiçi ulaĢım uygulamaları kuĢkusuz yeni değildir. YaĢamın içinde hep var

oldu ulaĢma çabası, edimi. Araçlı ya da araçsız. Ġnsanlar da bu eylemlerini bir biçimde

Page 3: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

adlandırdılar. Ama acı olan, gelinen noktada, Türkiye sözkonusu olduğunda, aradan yüzyıldan

çok zaman geçmesine karĢın, hala kavramlarda uzlaĢılamamıĢ, ortak bir anlatım dilinde

buluĢulamamıĢ olmasıdır.

Artık kentiçi ulaĢım kendi dilini, terimlerini, söylemini oluĢturmalıydı. Terimler

sözlüğü önemli bir çerçeve belgedir. Canlı, devingen bir çerçevedir bir yandan. Her sözlük

giriĢimi öneri olmaktan öteye geçmez. Bu insanların, öncelikle alan içinde yer alan, etkin olan

insanların, önerilmiĢ terimler konusunda doğrudan ya da dolaylı olarak uzlaĢma eğilimleriyle

ilgilidir ve asıl belirleyici olan, konunun sürekli uğraĢanlarının terimleri kullanma konusunda

kararlılıkları ve ısrarlarıdır. Kullanım yaygınlaĢtıkça terim oturur ya da farklı önerilerle

zenginleĢir. Bunun anlamı Ģudur; hiçbir sözlük dayatmaz gerçekte. AnlaĢma önerisidir, bir

öneri olduğunun altını özellikle kalın, çizer.

AyrıĢan, altı çizilen konu (olgu) kavramlaĢma eğilimi içinde demektir, kendi terimlerini

oluĢturmaya koyulur. Ülkemizde daha çok gecikemezdi böyle bir çalıĢma. Çünkü bilgi

aktarımı ve paylaĢımının evrensel düzeyde yoğunlaĢtığı günümüzde, Batı dünyasında az çok

oluĢmuĢ ulaĢım kavramlarıyla uyum sağlamak, ortak dili kullanmak zoruydaydık. Sıfırdan

yeni bir Ģey ortaya çıkarmak değil, ama evrensel ölçünü Türkçemize uyarlamak ve

yaptığımızın bir öneri oluĢturup sunmak olduğunu unutmamalıydık. Üstelik, kentiçi ulaĢım

konusu ülkemizde olması gereken yere etkinlik düzeyi olarak gelmiĢ bulunmaktadır.

GiriĢimimizin anlamı budur. Kendi sorunlarımızdan yola çıkarak, kültürümüze katkıda

bulunmak elimizden geldiğince, biçiminde özetleyebiliriz bunu.

Uluslararası Toplu UlaĢım Birliği, Amerikan Toplu UlaĢım Birliği, vb. kurumların

kaynakları kuĢkusuz yol göstericiydi. Ama doğrudan sözlük olarak, bir kaynak sıkıntısı vardı.

Bu konuda, değerli bilim adamımız, hocamız RuĢen KeleĢ’in çalıĢmaları, ama en çok da

Kentbilim Terimleri Sözlüğü (1998, ikinci basım) olağanüstü bir kaynak olarak yardımımıza

koĢtu. Hocamızın sözlüğü yalnızca bir terimler sözlüğü olmakla kalmıyor, aynı zamanda

Türkçenin bilim dili olarak geliĢmesi ve zenginleĢtirilmesine devrimci bir katkı yapıyordu.

Biz onun sözlüğünden belki kentiçi ulaĢım alanını zorlayacak kerte yararlandık. Bunun nedeni

bu değerli sözlüğün bir baĢka bilim dalınca da içselleĢtirilmesini sağlamak, alanlararası

tutarlığı elden geldiğince gözetmekti.

Olabildiğince, alıntıladığımız kaynaklarda Sayın RuĢen KeleĢ’in anlatımını korumaya

çalıĢtık, çok zorlanmadıkça. Hocamız zaten önsözünde çok güzel belirtiyor olması gerekeni:

“Kuşku yok ki, bütün terim sözlüklerinde olduğu gibi, Kentbilim Terimleri Sözlüğü’nde

yer alan terimler de, birer öneri olmaktan öteye geçmiyor. Bunları beğenenler gibi

beğenmeyenler de olacaktır. Kitabın 1980’de ilk baskısını yapan Türk Dil Kurumu da, hiçbir

zaman, önerdiği sözcük ve terimlerin herkesçe benimsenmesini zorunlu sayan bir tutum içine

girmemiştir” (RK, 1998, s.8)

Bu bir ortak ve verimli çalıĢma ürünüdür. ĠĢbirliği, emek, alınteri, paylaĢım, ötekinin

emeğine saygı, varsa değerini oluĢturur. Birçok kusuru, göremediğimiz birçok eksiği olacağı

açık. Yapıcı eleĢtiri, hiç kuĢkusuz sözlüğün geliĢtirilmesine katkıda bulunacaktır. Hiçbir

kurum ya da kiĢinin bu çabada herhangi bir desteği sözkonusu olmamıĢtır. KiĢisel niyet ve

seçimin sonucu, ürünüdür çalıĢma.

Yöntem yalın ve bizce etkilidir. Temel, seçili metinler taranarak, kavramsal içerik

taĢıyabilecek sözcükler, ulaĢımcılık deneyimlerimiz ve sezgilerimizle ayrıĢtırılarak, Ġngilizce

kavramlaĢtırmalarla buluĢturularak dizin oluĢturuldu. Öztürkçe anlatım, ilke olarak

Page 4: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

benimsendi. Dilimizi yalnızca kullanmak değil, onu geliĢtirmek gibi bir iĢlevimiz olduğuna bu

ülkenin iki yurttaĢı olarak inanıyoruz. Bu inancımız, önerilerimize yansımıĢtır. Ama yeni

sözcük türetme yoluna gittiğimiz sonucu, bu yöntemi hiç dıĢlamamamıza, benimsememize

karĢın, hemen çıkarılmamalıdır bundan. Yaygın ve doğru kullanılan kavramlar, aynen biçim

ve içerik olarak korunmuĢ, açıklamaların yalın, kesin ve güçlü olmasına çaba harcanmıĢtır.

Ġnceleyen, ağırlığın, amaca da uygun olarak, kentiçi ulaĢıma verildiğini görecektir.

Genel ulaĢım, trafik, kentbilimi ve bağlı birçok alan, kentiçi ulaĢıma dolaylı bağlantıları

nedeniyle sözlüğe girmiĢtir. Özellikle Sayın RuĢen KeleĢ’ten aktardığımız kavramlar

kentbilim ağırlıklıdır, ama bir ulaĢım sözlüğünde bulunması yerinde olacaktı. Hocamıza saygı

nedeniyle, onun anlatımlarını korumaya, belirtmeye özen gösterdik.

Sözlük ortak, yaygın kullanım içindir. Sözlükçüler sözlüklerini, diğer yazı türlerine göre

daha kolay paylaĢabilmeli, diye düĢünüyoruz. Ama bundan, sözlüklerin arkasında bütünsel,

düĢünsel yaklaĢım olmadığı, özgün bir bakıĢ açısının yer almadığı türünden bir sonuç asla

çıkarılmamalıdır. Sözlükler de bütün diğer metinler gibi politik bir öz taĢırlar, çünkü seçimle

ve öneriyle doğrudan ilgilidirler. Belli bir bakıĢ açısına, düĢünce dizgesine dayanırlar. Bu da

çok doğaldır. Bizim sözlüğümüzün politik çizgisi doğaya saygı temelli olup, yeryüzü ve çevre

sorunlarına özel bir duyarlılık taĢımaktadır. Buna inanıyoruz. Bu da hele kentiçi ulaĢımda

toplu, ortak, çevre duyarlı çözümlerin düĢünce altyapısını oluĢturduğu anlamına gelir

kaçınılmazcasına. Bu anlamda sözlüğümüz yanlı bir sözlüktür ve bunun da, değerini

azaltacağını düĢünmüyoruz. Sonuçta bu sözlük aynı zamanda bir kentbilim ya da çevrebilimi

terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir

genel terimler sözlüğünün, ortak, uzman kurullarda oluĢumu en önemli aĢamayı, adımı

oluĢturacaktır, diye düĢünmeden de edemiyoruz.

Ġngilizce dıĢında dillerde (Almanca, Fransızca ya da eski Türkçe) bir arayıĢa girmedik.

Ġngilizce de bizim için ikincil bir konudur. Burada yer alıĢının nedeni, uluslar arası baĢvuru

noktasını yakalamaktır belli ölçülerde.

Yukarıda da belirttiğimiz gibi bu çalıĢma kiĢiseldir. Ġki kiĢinin gönüllü çalıĢmasıdır.

Profesyonel bir giriĢim olmadığı ilk bakıĢta anlaĢılabilir.

Yayınlandığı web sitesinde herkesin kullanımına açık tutulmuĢtur. Ama hiçbir kurum ya

da kiĢi, bizden izin almadan, düĢüncemizi sormadan, kendi çalıĢması gibi kullanmamalıdır.

Böyle bir durumda yasal hak arama yoluna gidilecektir.

Emeğimize saygı duyulmasını bekleme hakkımız olduğuna inanıyoruz.

GörüĢlere, eleĢtirilere açığız. Uzmanlığımız ne kentiçi ulaĢım, ne de dilbilim. Eğer bu

ve benzeri uzmanlıkların gerektirdiği kimi zorunlulukları gözden kaçırdıysak, bunun için özür

dilemeye her zaman hazırız.

Umarım bu, Kentiçi Ulaşım Terimleri Sözlüğü’müz, ilgili kurum çalıĢanları denli,

öğrencilerimize, diğer alan uğraĢanlarına da yararlı olur.

Zikrullah KIRMIZI

Fehime TUNALI ÇALIġKAN

Page 5: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

KISALTMALAR

AAOD Akıllı Araç Otoyol Dizgesi

AB(EU) Avrupa Birliği

ABD (USA) Amerika BirleĢik Devletleri (United States of American)

ABKUGS (METMED) Akdeniz Bölgesinde Kentiçi UlaĢımın GeliĢimini Sağlama (Maitriser

l'Evolution et des Transports Urbain Mediterranees)

AKBİL Akıllı Bilet

AR-GE AraĢtırma geliĢtirme

AŞ Anonim ġirket

AT Avrupa Topluluğu

ATUB (APTA) Amerikan Toplu UlaĢım Birliği (The American Public Transit Association)

AUY (TEM) Avrupa UlaĢım Yolu (Trans European Motorway)

BA(O) BaĢlangıç (Ordination)

BABİ(OD) BaĢlangıç-BitiĢ (Ordination-Destination)

Bİ(D) BitiĢ (Destination)

Bkz. Bakınız

CO Karbon monoksit

CO2 Karbondioksit

DPT Devlet Planlama TeĢkilatı

DSÖ (WHO) Dünya Sağlık Örgütü (Health Organization of World)

EGO Elektrik Gaz Otobüs ĠĢletmeleri Genel Müdürlüğü (Ankara)

EM (EA) EriĢim Mesafesi (Access distance)

ES (TA) EriĢim süresi (Access time)

ESHOT Elektrik Su Havagazı Otobüs Troleybüs ĠĢletmeleri Genel Müdürlüğü (Ġzmir)

Fr. Fransızca

GTUD (ADVS) GeliĢmiĢ Toplu UlaĢım Dizgesi (Advenced Public Transportation Systems)

HÇ (RNA) Hatağı çözümlemesi (Route Network of Analysis)

HRS (LRT) Hafif raylı sistem (light rail system)

İDO Ġstanbul Deniz Otobüsleri

İDYD Ġvedi (Acil) Durum Yönetim Dizgesi

İETT istanbul Elektrik Tramvay Tünel (Ġstanbul)

İSKİ Ġstanbul Su kanalizasyon ĠĢletmeleri (Ġstanbul)

İst. Ġstanbul

İUAP Ġstanbul UlaĢım Ana Planı

İY (d) ĠĢ yoğunluğu (density)

kg kilogram

KGM Karayolları Genel Müdürlüğü

KKTUB (CUTA) Kanada Kentiçi Toplu UlaĢım Birliği (Canadian Urban Transit Assaciation)

Page 6: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

Km Kilometre

KTB (MPO) Kent tasarım birimi (Metropolitan planning organization)

KYÜ (GDT) Kesintisiz yurtiçi üretim (Gross domestic product)

lt litre

Man-Dem (Man-Lev) Manyetik demiryolu (magnetic levitation)

MİA (CBD) Merkezi ĠĢ Alanı (Central Business District)

MY (FY) Mali yıl (Fiscal year)

OABS (AVLS) Otomatik araçyeri belirleme sistemi (Automatic vehicle location systems)

OKB (ARZ) Otomobil kısıtlı bölge (Auto restricted zone)

OÜTS (AFCS) Otomatik ücret toplama sistemi (Automatic fare collection systems)

ÖHO Özel Halk Otobüsü

ÖUYS (TRPT) Özel ulaĢım seyahat süresi (Time Riding of Private Transport)

PTT Posta Telgraf Telefon

SDG(LNG) SıvılaĢtırılmıĢ Doğal Gaz (Liquefied Natural Gas)

RK RuĢen KeleĢ

SDU (CNG) SıkıĢtırılmıĢ doğal uçucu (Compressed natural gas)

Sİ (FQO) Sıklık iyileĢtirmesi (Frequency optimization)

SYU(LPG) Sıvı yeryağı uçucusu (Liquefied petroleum gas)

TC Türkiye Cumhuriyeti

TCDD Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları

Tr. Türkçe

UKOME UlaĢım Koordinasyon Merkezi

UOB (COV) Uçucu organik bileĢik (Volatile organic compounds)

UÖÖ (ISO) Uluslararası Ölçünleme Örgütü (International Organization for

Standardization)

UTUB (UITB) Uluslararası Toplu UlaĢım Birliği (International Assaciation of Public

Transport)

VETD (VIPS) VTS EtkileĢimli Tasarım Dizgesi (VTS Interactive Planning System)

VUD(VTS) VOLVO UlaĢım Dizgesi (Volvo Transportation Systems)

VUD (VTS) Volvo UlaĢım Dizgeleri (Volvo Transportation Systems)

YBDD (MICS) Yönetim Bilgi Denetim Dizgesi (Management Information Control Systems)

YOL-BİL Yolcu Bilgilendirme ve UlaĢım Yönetimi Dizgesi

Page 7: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ

kavram consept açıklama

100 araç baĢına

bakım kanalı

sayısı

maintenance canal

number per 100

vehicle

UlaĢım filosunu oluĢturan her 100 araç baĢına düĢen bakım kanalı

sayısı.

100 km. baĢına

yakıt tüketimi (lt)

fuel consumption

per 100 km

Araçların gerçekleĢtirdikleri her 100 km. baĢına tüketilen yakıt

(motorin) toplamı .

100.000 km. baĢına

kaza sayısı

accident number per

100.000 km

Araçların gerçekleĢtirdikleri her 100.000 km. baĢına düĢen toplam

(ölümlü, hasarlı, vb.) kaza sayısı.

6 yaĢ altı çocuk children under 6

years ego

DeğiĢik ücretlendirilen ya da ücret dıĢı tutulan yolcu kesimi

(kategorisi).

60 yaĢ üzeri emekli pensioners over 60

years ego

DeğiĢik ücretlendirilen (indirimli) ya da ücret dıĢı tutulan yolcu

kesimi (kategori).

60 yaĢ üzeri kartı over 60 years age

card

Yolcunun 60 yaĢ üzerinde olduğunu belgeleyen ve özel tarifeyle

(indirimli) yolculuk yapmasını sağlayan kart.

65 yaĢ üzeri kartı over 65 years age

card

Yolcunun 65 yaĢ üzerinde olduğunu belgeleyen ve özel tarifeyle

(ücretsiz) yolculuk yapmasını sağlayan kart.

A

ABKUGS METMED Akdeniz Bölgesinde Kentiçi Ulaşımın Gelişimini Sağlamak

(Maitriser l'Evolution et des Transports Urbain Mediterranees)

kısaltması.

açık durak open stop Genellikle bir direk ve üzerinde adını, tanıtıcı iĢaretini (kod,vb.)

belirten bir levha bulunan durak türü.

açık garaj alanı opened depot area Filo araçlarının parklama ve ikmal yaptıkları garajlarda kapalı

yapılar dıĢında kalan bölge.

açık ücret

uygulaması

open system Bilet iptalinin yolcunun kendine bırakıldığı ya da yapılmadığı

dizge. Bkz. Güven esaslı bilet uygulaması.

açık üçgen durak open triangle stop Üzerinde yolcuyu bilgilendirme amaçlı iĢletme bilgileri ve reklam

uygulanabilen üçgen prizme tasarımlı açık durak türü.

ağır raylı (metro) heavy rail (metro) Trafiğin yoğun olduğu bölgelerde yüksek kapasiteli bir elektrikli

demiryolu taĢımacılığı. ÖncelenmiĢ yol geçiĢi, çok vagonluluğu,

yüksek hızı ve anında durabilmesi, karmaĢık uyarı dizgesi ve

yüksek peronlarıyla bilinir. Ayrıca ‘hızlı demiryolu’, yer altı’,

‘yüksek peronlu’ ya da 'kentsel demiryolu' (metro) denir. Bkz

“Demiryolu, Ağır”

ağırlıklı yolculuk

süresi

weighted travel time

(generalized cost)

Seçenek varsayımlarla kurgulanan ulaĢım örnekçelerinde (model)

değiĢik ağırlıklara göre hesaplanan, toplam seyahat süresine

aktarma süresi, yürüme sürelerinin de eklendiği yolculuk süresi.

akaçlama (drenaj) drainage Yağmur ve diğer atık suların yapıların (yol, bina, vb.) dıĢına zarar

vermeyecek biçimde aktarımının sağlanması.

akaryakıt ambarı fuel storehouse Toplu ulaĢım araçlarında kullanılan akaryakıtın (mazot) teslim

alındığı, depolandığı ve garajlara dağıtımının yapıldığı saklama

yeri, depo.

AKBĠL AKBIL Ġstanbul'de kentiçi toplu ulaĢım iĢletmelerinde kullanılan, içindeki

çipe bilgilerin yüklendiği elektronik bilet türü. Akıllı Bilet

kısaltması.

akbil giĢesi akbil agent Çip (akbil tom) satan, dolum yapan satıĢ noktası.

Page 8: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

akbil mavi kartlı

yolculuk geliri

trip revenue with

blue akbil card

Çipli (akbil tom) süre sınırlı kart yolculuklarından elde edilen

iĢletme geliri.

akbil mavikart

kuponu

blue akbil card

coupon

Çipli (akbil tom) süre sınırlı kartlarda yeni kullanım dönemini

gösteren ve sözkonusu süre için (aylık, vb.) yolculuk bedeli

karĢılığı satılan belge.

akbil sayma birimi

(kontürü)

akbil counter TanımlanmıĢ parasal birim değerin elektronik bilette (akbil)

sayısal karĢılığı.

akbil tom

güvenceliği

(depozit)

touch memory

(akbil) chip deposit

Çip (akbil tom) kullanan yolculardan, yolculuk bedeli dıĢında bir

kez çip aygıtı karĢılığı alınan güvence (depozito) bedeli.

akbilli yolculuk trip with akbil Akbil bilet türü kullanılarak yapılan yolculuk.

akbilli yolculuk

geliri

trip revenue with

akbil

Çip (akbil tom) biletli yolculuklardan elde edilen iĢletme geliri.

AkılcılaĢtırma,

ussallaĢtırma

rationalization Bir ulaĢım hatağının varolan kaynaklarının (taĢıt, hatlar, insan,

yapı, gelir/gider, vb.) daha etkin bir hatağı oluĢturulması

yönünde yeniden değerlendirilmesi.

Akıllı Araç

Yönetim Dizgesi

(AAYD)

Intelligent Vehicle

Highway Systems

(IVHS)

Anayollarda trafik yönetim ve denetimi için geliĢtirilmiĢ teknoloji.

GeliĢtirilmiĢ Toplu UlaĢım Dizgesi (GTUD), Otomatik Araçyeri

Tanı Dizgesi (OATD) ve sürücülere yardımcı olan tasarım

(planlama), algılama, çözümleme ve karar süreçlerinden oluĢan

‘çekici (cazip) ulaĢım’, vb. yi kapsar.

aktarım düzeneği transmission

mechanism

Araçlarda hareketin mekanik iletimini sağlayan donanım öbeği.

aktarma transfer Kentiçi ulaĢımda, seyahat boyunca bir hattan ya da ulaĢım

aracından diğerine ücretli ya da ücretsiz geçiĢ yapma.

aktarma bileti transfer ticket Yolcuya, öngörülen koĢullarda, aynı ya da değiĢik ulaĢım türleri

arasında aktarma olanağı veren bilet.

aktarma durağı transfer stop Yolcuların, bir hattan ya da araçtan diğerine geçtikleri durak.

aktarma koĢulu transfer condition UlaĢım hatları ya da araçları arasında aktarma yapabilmeyi

olanaklı kılan ve önceden belirlenmiĢ yolcu, araç, bilet, ücret, vb.

özelliklerin tümü.

aktarma merkezi transfer center Yolcuların bir hattan ya da araçtan diğerine geçiĢ yapabildikleri

değiĢmez (sabit) yer.

aktarma olumsuz

etkisi

transfer penalty Aktarmadan kaçınmak amacıyla, yolcunun doğrudan

(aktarmasız, tek araçla) seyahati için harcamaya razı olduğu

ortalama zaman. Gerçek süre birimi olarak (örneğin, dakika, vb.)

gösterilir.

aktarma süresi transfertime Kentiçi ulaĢımda bir hattan ya da araçtan diğerine geçiĢ süresi.

UlaĢım örnekçelerinde, genellikle (örn, VIPS II) aktarma yapılan

hattın sefer aralığının yarısı olarak varsayılır.

aktarma süresi

ağırlık etkeni

(faktör)

weight factor for the

transfer time

Yolculuk etkeni=1 varsayıldığında aktarma için zorunlu

yürümelerin yolculuk etkenine göre katsayısı. Katsayının 1'in

üstüne çıkma oranında aktarma süresi olumsuz ağırlığı artar.

aktarma yapıları

(tesis)

transfer facility Hat ve araçlararası aktarmaları ücret ve bilet yapısıyla da

bütünleĢik (entegre) olarak kolaylaĢtıran fiziksel ortam.

aktarmalı seyahat transfer travel Birden çok hat ya da araç kullanılarak ve aktarmalar yapılarak

bitirilen seyahat.

aktarmalı tek tip

ücret

flat fare with

transfers

Sayı ya da süre tanımlı (sınırlı) aktarma olanağı sağlayan yolculuk

ücreti türü (Örn. 1 saatte bir yönde 2 ücretsiz ya da indirimli

aktarma hakkı.)

aktarmalı yolculuk transfer trip Aktarmayla baĢlayan ya da biten yolculuk.

aktarmayı

ketleyen bilet

uygulaması

fare system that

penalise transfers

Yolcunun aktarmasız (doğrudan) yolculuğu yeğlemesini sağlayan,

aktarma yapmayı çekici olmaktan çıkaran ücret ve bilet yapısı

akü accumulator Elektrik enerjisini kimyasal enerji olarak depolayan ve

gerektiğinde kimyasal enerjiyi elektrik enerjisine dönüĢtürerek

bağlı alıcılara gönderen aygıt.

alan (zon) area Belli özellikleriyle sınırlanmıĢ, ayrılmıĢ kent bölgesi.

alan (zon) merkezi centroid Bir alandaki (zon) yolcu kitlesinin oluĢum noktasını gösteren özel

düğüm.

alan (zon) ücreti zonal fare Kentin belirli bir alanı için tanımlanmıĢ yolculuk ücreti.

Page 9: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

alansal (zonal)

hizmet düzeyi

area wise level of

service

UlaĢım hizmet düzeyinin alan (zon) düzeyinde coğrafi dağılımı.

alımsatım (tecim,

ticaret) alanı

commerce function Kentin ağırlıklı olarak alıĢ veriĢ yapılan kesimi. Bkz. Merkezi İş

Alanı.

altgeçit under walk 1) Karayolunun diğer bir karayolu ya da demiryolunu alttan

geçmesini sağlayan yolyapısı. 2) "Taşıtların ya da yayaların bir

anayolun bir yanından öbür yanına, anayolu kullanmaksızın ve

anayoldaki gidiş gelişi aksatmaksızın güvenle geçebilmelerini

sağlayan ve anayoldan daha aşağı düzeyde bulunan geçit."(RK,

1998)

altyapı infrastructure 1) Görünür kentsel hizmetleri (ulaĢım, su, vb.) sürdürülebilir

kılan destek yapılar (yolağı, filo, vb.) 2) "Bir kentin işlevlerini

görebilmesi, büyümesi ve gelişmesi için gerekli olan temel işgörü ve

kolaylıklarla gereçler." (RK, 1998)

altyapı (ulaĢım) infrastructure

(transport)

Kentiçi ulaĢımla ilgili her tür yol, aktarma merkezi, durak, yaya

bölgesi, park, vb. yapılar.

altyapı yatırımı infra structure

improvement

UlaĢım alttyapısı için yapılan öngörülmüĢ harcama.

ambar hizmet

düzeyi

storehouse service

level

Stok ambarlarının, malzeme, yedek parça, yakıt, vb.

gereksinimlerini karĢılama yeteneği.

ambar iĢçisi storehouse worker Malzeme ambarlarında görevli iĢçi çalıĢan.

ambar stok kartı stock card Ambara giriĢi yapılan gerecin (malzeme) özellikleri ve sınıf

(kategori) tanımlarını içeren, belli bir düzen içinde kullanıma

açık tutulan belge.

Amerikan Toplu

UlaĢım Birliği

(ATUB)

American Public

Transportation

Association (APTA)

Toplu ulaĢım endüstrisini temsil eden, ulusal, kar amaçlamayan

ekonomik birlik. ATUB, ABD’de 400’den fazla ulaĢım kurumunu,

iĢletmesini kapsar. Bunların arasında merkezi ya da yerel ulaĢım

ve tasarım (planlama) birimleri, fabrikalar, ulaĢım donanım

sunucuları, araĢtırmacılar, yapımcılar ve üneversiteler bulunur.

amortisman gideri depreciation cost Bütçe dönemi içinde, değiĢmez anamal (sabit sermaye) dönemsel

yenilenme düzeyi.

ana çıkıĢ yolu main out-going road "Bir kentin odağından (merkez) çevresine, oradan da komşu ve uzak

kentlere gitmeyi sağlayan başlıca yol." (RK, 1998)

ana hat trunk line Besleyici, yan hatlarla desteklenen, yüksek kapasiteli, ağırlıklı ana

yol hattı.

ana koridor main corridor,

arterial street

Bkz. Ana yol (Ana cadde).

ana yol (ana

cadde)

arterial street, main

corridor Sürekli akıĢın sağlanması ve yüksek araç yoğunluğuyla kendini

gösteren, yolculukların kesiĢtiği ve nicelik olarak büyüdüğü,

büyük merkezleri bağlayan ve baĢka alanlara eriĢim için araç

trafiğinin öncelendiği, iĢlek yol. Bkz. Ana koridor.

Anadolu Yakası Anatolian Side Ġstanbul'un coğrafi olarak Boğazın doğusunda kalan kara parçası.

anagörev (misyon) mission Bir kurum ya da iĢletmenin varolma nedeni (misyon).

Anakent,

büyükĢehir

metropolis "Bir ülkenin ya da bölgenin, çevresindeki tüm kentsel ve kırsal

topluluklara (yerleşim yerlerine) ekonomik ve toplumsal yönlerden

egemen bulunan ve genellikle ülkenin başka ülkelerle olan her türlü

ilişkilerinin sağlandığı en büyük kenti." (RK, 1998)

anakent alanı greater urban area Türkiye'de 1984 yılında çıkarılan 3030 sayılı BüyükĢehir

Belediyesi yasasıyla tanımlanan yerel yönetim birimi.

anakent

(büyükĢehir)

belediye baĢkanı

major of the greater

metropolitan area

BüyükĢehir Belediyelerinin (Türkiye'de yasayla tanımlı yerel

yönetim bölümü) seçilmiĢ yöneticisi.

anakent

(büyükĢehir)

bölgesi

metropolitan region

(area)

1) ĠĢlevsel kent alanı. Genel olarak, tanımlı yönetsel alanla çakıĢır.

2) "Ekonomik ve toplumsal yaşamın, daha çok çekirdek kentin etkisi

altında bulunduğu, ortak çıkarlarla ona bağlı olan, sınırlarını doğal

koşullardan ve tüze kurallarından çok, günlük iş gelgitlerinin

belirlediği, yönetsel alanla her zaman örtüşmeyen önemli ölçüde

kentleşmiş alanı." (RK, 1998)

anapara oluĢumu

ve aktarımı

capital formation

and transfer

Ortaklıklardaki anapara artıĢlarına karĢılık düĢen taksitli

ödemeleri kapsar.

Page 10: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

anapara (sermaye)

ortaklık payı

capital share Anonim Ģirketlerde sermaye ortaklığı payı.

anapara (sermaye)

desteği

capital assistance ĠĢletme giderleri dıĢarda (hariç) ulaĢım anapara (sermaye)

harcamaları için finans desteği; bu yerel, merkezi yönetimlerce

sağlanabilir.

anapara (sermaye)

gideri

capital costs Kamu ulaĢım dizgesinde arazi, yapı, araç, vb. uzun erimli

varlıkların giderleri toplamı.

anayol highway Tüm ulaĢım türlerine (ana trafiğe) açık olan, kesen yan yollara

göre geçiĢ üstünlüğü olan ve trafik iĢaretleriyle bu özelliği

tanımlanan yol.

anayol ağı highway network Tüm ulaĢım türlerine açık kentiçi yol örgüsü.

antre (dönüĢ) antre ÇalıĢma sırasında arızalanan otobüsün çalıĢmasını keserek garaja

dönüĢ yapmasını anlatan Fransızca kökenli sözcük. Bkz. Arızaya

bağlı garaja dönüş , Dönüş.

ara dinlenmeli

çalıĢma

peak service Sürücünün günlük olağan çalıĢma süresinin (mesai) hattın yolcu

kullanımı gözönünde tutularak ikiye bölünmesi ve aracın doruk

(zirve) süre dıĢı ara (öğle) saatlerinde verimsiz çalıĢmasının

önlenmesine dönük iĢletme uygulaması.

ara toplu ulaĢım

(taĢım) türü

para-transit mode Taksi dolmuĢ, dolmuĢ, minibüs, okul-iĢ servisleri ile yapılan

yolculukların gerçekleĢtirildiği kentiçi ulaĢım biçimi.

arabalı vapur vehicle ferry Yolcu yanısıra araç taĢımacılığı da yapan, özel tasarımlı deniz

ulaĢım türü. Bkz. Araç gemisi, Feribot.

arabulum Mediation ĠĢçi sendikaları ve iĢverenler arasında görüĢmelerin

sürdürülmesini sağlamak ve iki yana da önerilerde bulunmak,

anlaĢma için cesaretlendirmek üzere yansız üçüncü kesim

çabaları.

araç vehicle Kent içi ulaĢım amaçlı kullanılabilen tüm motorlu-motorsuz

araçlar. Daha genel olarak, karayolunda kullanılan motorlu,

motorsuz ve özel amaçlı taĢıtlar ile iĢ makinaları ve lastik

tekerlekli diğer araçların genel adı.

araç (otobüs) kira

geliri

revenue of rent a

vehicle (bus)

UlaĢım iĢletmelerinde filoyu oluĢturan araçların yolcu taĢımacılığı

dıĢında kira bedeli karĢılığı görevlendirilmelerinden kaynaklanan

gelir.

araç (otobüs)

yokluğuna bağlı

yitik (zayi) sefer

lost run by vehicle's

(buse's) lack

UlaĢım aracı eksikliğine bağlı olarak ortaya çıkan sefer yitimi,

gerçekleĢtirilemeyen sefer.

araç bağlama clamping down Araçların kural dıĢı davranıĢlardan dolayı trafikten alakonulması.

araç baĢına sürücü drivers per vehicle Filoyu oluĢturan tüm araç baĢına düĢen sürücü (Ģöfor) sayısı.

araç denetim vehicle testing Trafiğe çıkan araçların, yetkili kurumlarca teknik yeterliliklerinin

dönemsel olarak gözden geçirimi.

araç filosu vehicle fleet UlaĢım hizmeti sağlayan toplam araç varlığı. Bkz. Araç yığını

(stok).

araç gemisi Ferryboat Daha çok araç taĢımacılığı amacıyla tasarımlanmıĢ ve ve değiĢmez

bu se kesitinde (hat) iĢletilen deniz ulaĢım aracı. Bkz. Arabalı

vapur, Feribot.

araç hizmet gideri cost of vehicle

service

Kentiçi ulaĢım hizmetinin gerçekleĢmesinde bir araç için gereken

toplam gider (harcama) tutarı.

araç izleme vehicle monitoring UlaĢım araçlarının trafik içerisindeki davranıĢlarının, uzaktan,

değiĢik teknolojiler yardımıyla izlenmesi.

araç izleme dizgesi

(sistem)

vehicle monitoring

system

UlaĢım iĢletmelerinde yolculuk hizmeti veren araçların trafikteki

seyirlerinin, hatağı üzerinde, bilgi aktarma (transfer) teknolojileri

kullanılarak belli bir merkezden izlenmesi ile ilgili yapı(lanma).

araç kasa

(karoseri) iĢçisi

worker of car bodies Filo otobüslerinin tüm kasa (karoseri) donanımıyla ilgili iĢçi

çalıĢan.

araç kasa iĢliği

(karoseri atölyesi)

automative body

workshop

Her türlü araç kasası (karoseri) bakım, onarım, üretim iĢinin

yapıldığı iĢlik.

araç kilometre vehicle kilometer Kent alanı içinde tüm yollarda yolculuk yapılan araçların

katettikleri toplam kilometre. Metamatiksel olarak; Araç x Yol

uzunluğu olarak gösterilir.

araç kilometre

gideri

cost per vehicle

kilometer

Araç km. baĢına düĢen toplam iĢletme gideri.

Page 11: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

araç konuĢluğu

(durguluk,

parkyeri)

parking lot "Taşıtların, devinim durumunda olmadıklarında geçici olarak

bekleme yapabilmeleri için ayrılan ve bu amaçla yapılmış yapı."

(RK, 1998)

araç kullanım

oranı

vehicle occupancy

rate

Yolcu kilometrenin koltuk kilometreye oranı.

araç reklamı mobilboard Otobüslere (dıĢ ve iç cephe) uygulanan reklam.

araç sayısı number of vehicles Kentiçi ulaĢımında kullanılan araçların sayısı.

araç türü (tip) vehicle type UlaĢım araçlarının; fiziksel, teknik özelliklerine dayalı ayrımı.

araç yeri belirleme vehicle locationing UlaĢım araçlarının yerleminin (coğrafi konum) değiĢik

teknolojiler yardımıyla saptanıp tanımlanması.

araç yığını (stok) Rolling Stock Otobüs ve demiryolu araçlarını (vagon) kapsayacak biçimde

ulaĢımda kullanılan araçların tümü. Bkz. Araç filosu.

araçların

çalıĢamama

nedenleri

none available

vehicles by reasons

UlaĢım iĢletmelerinde öngörülmesine (planlanmasına) karĢın

hizmetini gerçekleĢtiremeyen araçların sınıflandırılmıĢ (kategorik)

olarak seferlerini yapamamalarının açıklaması.

araçlı ulaĢım türü mechanised modes Yaya yolculuk dıĢında motorlu ya da motorsuz araçlarla yapılan

tüm yolculuk türleri.

araçlı yolculuk

katsayısı

vehicular trips per

capita per day

Kent yerleĢiği (kentli) baĢına düĢen günlük araçlı yolculuk sayısı.

araĢtırma ve

geliĢtirme (AR-

GE) gideri

research and

development

expense

Bütçe yılı içinde yapılacak geliĢtirme ve iyileĢtirmeler için

yürütülecek araĢtırma-geliĢtirme çalıĢmalarına ayrılan ödenek.

araĢtırma,

sorgulama,

analitik etüd

survey, planning

research

"Bir kent ya da kasabanın tasarımını olanaklı kılmak için gerekli

bilgilerin elde edilmesi amacıyla bilimsel yöntemlerle yapılar

çalışmaların tümü." (RK, 1998)

arazi kullanım

yapısı

structure of land use 1.Kentsel alan üzerinde tüm arazinin iĢlevsel olarak tanımlanan

kullanılma biçimi, 2.Nüfus, istihdam, sanayi, ticaret, okullar,

konut alanları, MĠA, vb. niteliklerin kentsel dağılımı.

arazi kullanımı land use Kentiçi devingenliğin coğrafi dağılımı. Ġnsanların bireysel ve

kurumsal olarak kentsel alanı yoğaltım (tasarruf) biçimi.

arazi taĢıtı land vehicle Karayollarında yük/yolcu taĢımada kullanılan, tekerleklerinin

tümü motordan güç alan motorlu araç.

ardalan, artbölge hinterland "Bir kenti, kentler dizisini ya da bölgeyi çevreleyen ve onunla yakın

ekonomik ve toplumsal etkileşim içinde olan bölge."(RK, 1998)

arıza arası

katedilen yol

(AAKY)

mean distance

between failures

(MDBF)

Yolculuk hizmetinden kendisini alakoyacak önemli bir soruna

değin, bir aracın km. olarak katettiği yol uzunluğu.

arıza yazıcısı breakdown (failure)

writer

Filo otobüslerinin günlük arıza kayıtlarını tutan çalıĢan.

arızaya bağlı

garaja dönüĢ

return by failure to

depot

Araçların günlük seferleri sırasında arızalanarak sefer

düzeninden çıkıp garaja (depo) dönüĢü. Bkz. Antre, Dönüş.

artı (fazla) sefer extra run Öngörülenin (planlanan) üzerinde yapılan sefer (sayısı).

asit yağmuru acid rain Baca ve araç salımlarının (gaz) atmosferde yükselip su buharı ile

birleĢmesi sonucu oluĢan sülfirik, nitrik asitin yağmurla birlikte

yeryüzüne inmesi ve kirliliğe yolaçması.

asker soldier DeğiĢik ücretlendirilen (indirimli) yolcu sınıfı (kategori).

asla doymayan

(Fr. la jamais

contente)

The never satisfied 1899‟da Belçikalı bir mühendisin hız rekoru kıracak ilk araba

tasarısına verdiği ad.

aĢamalı (kademeli)

ücret yapısı

stage fare system Basamaklı ya da Kıtaya göre ücretlendirme de denir. Yol

uzunluğunun, coğrafi bölge ya da baĢka fiziksel bir ölçüte

dayanmadan, yolculuk ücreti olarak basamaklandırılması ya da

kıtalara bölünerek ayrıĢtırılması.

aĢırı doluluk

(araçta, otobüste)

overcrowding on

vehicle (bus)

Araç (otobüs) yolcu kapasitesinin (oturarak+ayakta) üzerinde

yolcu yükü.

aĢırı istem (talep) excessive demand Sunulan yolculuk kapasitesinin üzerinde somut, gerçek yolculuk

beklentisi.

Page 12: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

aĢırı kentleĢme overurbanization "Gerçek bir üretim artışına dayanmayan, kentlerdeki işsiz ve gizli

işsiz sayısını ölçüsüz olarak çoğaltan, hızlı ve düzensiz kentleşme

türü." (RK, 1998)

atık small churn Çevreye atılan ya da boĢaltılan zarar verici madde.

atık yönetimi waste management Salıma neden olabilecek üretim çıktılarının zarar vermeyecek ya

da en az zarar verecek biçimde iĢlem görmeleri ve bunun için

alınan önlemler.

atlı araba animal-drawn

vehicle

Hayvanlarca (genellikle at) çekilen, küçük kapasiteli, tekerlekli ve

eski bir kara ulaĢım aracı.

atlı tramvay horse drawn

tramway

Bağlı atlarca çekilen ve ray üzerinde devinen araçlı ulaĢım türü.

Örnekleri genellikle 19. yüzyıl ikinci yarısında görüldü

(Ġstanbul'da 1871) ve zaman içinde yerini elektrikli tramvaylara

bıraktı.

atmosfer kirliliği atmospheric

pollution

UlaĢım araçları salımına (emisyon) bağlı hava kirlenmesi.

Bkz.Hava Kirliliği.

atölyelerarası istek

(sipariĢ) pusulası

material transfer Bulunmayan bir malzemenin iĢletme içinde bir baĢka atölyeden

sağlanması için kullanılan belge. Bkz. Malzeme aktarımı.

Avrupa kentsel

koĢulu

European urban

spesification

1) 1992 yılında Avrupa'da değiĢik ülkelerin katılımı ve onayıyla

biçimlenen, kent değerlerinin korunması ve geliĢtirilmesi için

gerekli ilkeleri içeren belge. 2) Kentsel yaĢamın sürdürülebilirliği

ve insan odaklı örgütlenmesiyle ilgili olarak Avrupa Topluluğu

ülkelerince 1992 yılında kabul edilen karar.

Avrupa Yakası European Side Ġstanbul'un coğrafi olarak Boğazın batısında kalan kara parçası.

Avrupa Yaya

Hakları Bildirgesi 1988'de uygulamaya sokulan ve yaya haklarını güvenceye alan

ortak metin.

aydınlatma illumination Kentlerde yol ve alanların gece ya da sisli havalarda görüĢ

sağlamak amacıyla elektrik direkleri ya da diğer yapılar (tesis)

aracılığıyla ıĢıklandırılmaları.

aylık gelir monthly revenue UlaĢım iĢletmelerinde bir aylık iĢletmecilikten sağlanan gelir.

aylık gider monthly cost UlaĢım iĢletmelerinde bir aylık iĢletmecilik gideri.

aylık hesap

durumu

mounthly summary

sheet

ĠĢletmenin aylık nakit akıĢlarını özet olarak gösteren belge.

aylık kart monthly passe Zaman süreli (1 ay) sınırsız biniĢ hakkı tanıyan kart.

aylık yolculuk monthly trip ĠĢletmenin hizmete verdiği araçlarla 1 ay içinde gerçekleĢtirdiği

biniĢ sayısı.

ayrıcalık concession "Kamu işlerinin görülmesinde, belli kişi, kuruluş ya da ortaklıklara

tanınan yetki, yasal dayanak." (RK, 1998)

aysonu mevcudu total end of month Ayın sonuncu günü itibarıyla, tüm çalıĢanların önceki dönem (ay)

hareketi hesaplanarak ortaya çıkarılan çalıĢan sayısı.

azgeliĢmiĢ ülke emerging country Ekonomik geliĢme ve KiĢi BaĢına DüĢen Ulusal Geliri açısından en

alt düzeylerde olan ülke.

B

bağımsız sermaye

ve bütçe

independent capital

and budget

ĠETT KuruluĢ Yasası'nda (1939 tarih, 3645 sayı) geçen, ĠETT'nin

kendi gelir ve giderleri üzerinde tasarruf hakkı olduğunu,

bütçesini bağımsız olarak hazırlayacağını gösteren sözcelem

(ifade).

bağlantı link Gerçek ya da saymaca duraklar arasındaki uzaklık.

bağlantı diyagramı link figure Bağlantı yüklerini gösteren çizge (grafik).

bağlantı türü link type Kullanılma biçimine, türüne (araçlı ya da yaya) göre bağlantı

tanımı.

bağlantı yolculuk

süresi

riding time for the

link

Ġki düğüm (durak) arası bağlantıdaki yolculuk süresi. Bkz.

Duraklararası yolculuk süresi.

bağlantı yolu link road Bir kavĢak yakınında ulaĢım yollarının birbirlerine bağlanmasını

sağlayan, kavĢak alanı dıĢında kalan ve tek yönlü trafiğe ayrılmıĢ

olan karayolu bölümü.

bağlantı yükü link load Bir bağlantı üzerinde iki yönde birim zamanda ortalama toplam

yolcu sayısı.

Page 13: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

bakım (revizyon),

gözden geçirim

maintenance,

inspection

1) Araçların dönemsel olarak gözden geçirilmesi ve eksiklerinin

giderilmesi iĢi. 2) Araçların belli dönemlere bağlı ve düzenli olarak

denetimlerinin yapıldığı ve sorunlarının sorunlarının saptandığı

denetim iĢlemi.

bakım çalıĢanı

(personel)

maintenance staff

(personnel)

UlaĢım iĢletmelerinde garaj (bakım onarım) hizmetlerini yürüten

iĢçi çalıĢan.

bakım çukuru

(kanal)

maintenance canal UlaĢım araçlarının, garaj, iĢlik (atölye), vb. yerlerde bakım-

onarımlarının yapıldığı çukur.

bant sistemi conveyor belt

system

Bkz. Zincirleme iş akışı.

basamaklı (kıtalı)

bilet sistemi

staged fare ticket Kentiçi ulaĢım aracında belli bir uzaklıktan (mesafe) sonra değiĢik

(farklı) ücret uygulanmasını tanımlayan ücretlendirme yapısı.

basamaklı

demiryolu

(asansör tipi

demiryolu)

inclined railroad Bkz. Demiryolu, basamaklı (asansörlü).

basamaklı ücret stage fare TanımlanmıĢ bir değiĢkene bağlı olarak değiĢen ücret tarifesi.

basamaksız ücret flat fare Tek tip, herhangi bir değiĢkene bağlı olarak değiĢmeyen ücret

tarifesi. Bkz. Tek tip ücret.

baĢarım

(performans)

göstergesi

performance

indicator

UlaĢım iĢletmelerinde verimliliğin temel, ölçünlü (standart) bir

dizi ölçütle anlatımı.

baĢlangıç (BA) origin, ordination Amaçlı bir seyahatin çıkıĢ (baĢlangıç) noktası. Tek yönde, kentiçi

seyahate baĢlanan nokta.

baĢlangıç bitiĢ

matrisi

origin-destination

matris

"İnsanların, taşıtların ve malların belli bir yerleşim yerinde belli

noktalar arasındaki gidiş gelişlerini denetlemek amacıyla, bu

devinimin nerede başlayıp bittiğini, amacını, yoğunluğunu ve

süresini, dizgesel bir biçimde saptamayı olanaklı kılan bir

matematiksel örnekçeleme yordamı." (RK, 1998)

baĢlangıç düğümü start node Seyahatin (araçlı ya da yaya) baĢladığı bağlantı noktası.

baĢlangıç-bitiĢ çifti

(BA-BĠ)

ordination-

destination pairs (O-

D)

BaĢlangıç ve bitiĢ noktasıyla (çıkıĢ ve amaç) tanımlanan kent içi

seyahat.

bayındırlıklık,

imar

development "Bir yerin yapı ve hizmet gereksinimini sağlama, orayı geliştirip

güzelleştirme, yaşama koşullarını uygunlaştırma, iyileştirme ve

düzeyini yükseltme." (RK, 1998)

bedensel özürlü

belgisi (kart)

disabled persons

card

Yolcunun belirlenmiĢ oranlarda (sağlık kurulu belgesiyle)

bedensel özürlü (fiziksel engelli) olduğunu belgeleyen ve özel

tarifeyle yolculuk yapmasını sağlayan belgi.

bekleme (araç)

süresi

layover time Hattın sonuna varıĢla aracın geri dönüĢ hareketi arasındaki

aralığı tanımlayan süre. DönüĢ hazırlığı ve gecikmelerin

kazanılması için değerlendirilir.

bekleme (yolcu)

süresi

waiting time 1) Yolculuklarda durak ve trafikte geçen bekleme süreleri. 2)

Durak, terminal, istasyon, iskele, vb. yerlerde yolculuk için araç

bekleme süresi.

bekleme süresi

ağırlık etkeni

(faktörü)

weight factor for the

waiting time

Yolculuk etkeni=1 varsayıldığında beklemelerin yolculuk etkenine

göre katsayısı. Katsayının 1'in üstüne çıkma oranında bekleme

süresi olumsuz ağırlığı artar.

beklemeli zaman

çizelgesi

dwell time Kapıların açılma/kapanmaları da içinde olmak üzere durakta

yolcu iniĢ biniĢ sürelerini de gözeten araç ya da tren zaman

tarifeleri.

beklenen gelir

artıĢı

expected revenue

increase

Yeni bütçe döneminde tarife artıĢı, satıĢ, vb. ye bağlı olarak

hesaplanan gelir farkı.

belediye municipality Yerel yönetim birimi, yetkesi.

belediye baĢkanı

(reis)

mayor "Kent yönetiminin başı; genellikle seçimle iş başına gelir." (RK,

1998)

belediye çalıĢanı municipality staff DeğiĢik ücretlendirilen yolcu türü (kategori). ĠĢgünleri dıĢında

ücretsiz yolculuk hakkı olan yerel yönetim çalıĢanı.

Page 14: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

belediye meclisi municipal

parliament

Yerel yönetimlerde yerel seçimlerle seçilen ve siyasal yelpazeyi

karĢılayan kiĢilerin oluĢturduğu, yasalarda belirlenmiĢ yetkileri

kullanan topluluk.

benimsenebilir

yaĢam gideri

(BYG)

cost-of-living

allowance (COLA)

Genellikle tüketici fiyat endeksi olarak da bilinen, temelinde

çalıĢanların maaĢ ve ücretlerinin azalma ve artıĢlarını sağlamada

kullanılan resmi gösterge.

benzin gasoline UlaĢım araçlarının bir bölümünde yakıt olarak kullanılan yeryağı

(petrol) türevi.

benzinli motor traffic statute Yakıt olarak benzin yakan motor.

besleme hat

uygulaması

feeder system Hatların yolboyunca değiĢken kapasite kullanımlarının, verimsiz

araç kullanımının önlenmesi için yolcu isteminin büyüklüğü ve

amacına uygun kurgulanan ana hat-besleme hat biçiminde

aktarmalı hatağı tasarımı.

besleme otobüs feeder bus Bkz “Otobüs, Besleme”

besleme öngörüsü feeder strategy Besleyici ve ana hat bileĢimiyle kurgulanan, aktarmalı ulaĢım

hatağı tasarımı.

besleyici hat feeder route Ana hatları besleyen düĢük kapasiteli hat.

beĢi bir arada tickets with five BeĢ tam ücretli bilet paketi.

bilet ambarı ticket storehouse Yolculuk biletlerinin teslim alındığı, korunduğu ve ilgili birimlere

(bilet dağıtım [tevzi]) dağıtıldığı ambar.

bilet denetimi

(kontrolü)

fare control Biletlerin tür ve özelliklerine göre taĢıdıkları koĢullara uygun

kullanılıp kullanılmadıklarının ulaĢım araçları içinde ya da

dıĢında gözetimi.

bilet dizgesi ticketing system Kentiçi ulaĢım iĢletmeciliğinde bilet uygulamalarını tüm

boyutlarıyla içeren yapı.

bilet geliri ticket revenue Yolculuk biletleri satıĢından elde edilen gelir.

bilet kutusu ticket box Kentiçi ulaĢım araçlarında biletlerin toplandığı kutu.

bilet okuma ticket validation,

validation

1) Biletlerin araç biniĢleri ya da terminal, istasyon giriĢlerinde

kurulu aygıtlarda iĢlem görmesi. 2) Biletin yolculuk karĢılığı olan

diliminin (değiĢik ortamlarda) kullanımdan düĢürülmesi.

bilet okuma (iptal)

ve denetim aygıtı

validator 1) Bilgisayar temelli bilet uygulamasında, yolcuların geçiĢleri

sırasında yaptıkları iĢlemlerden edinilen yolculuk ve ücret

bilgilerinin, iĢlenmek üzere ana bilgisayara aktarımını sağlayan

aygıt. Süreç çift yönlü çalıĢabildiğinden, ana bilgisayardan bilet

denetim makinasına da bilgi aktarımı yapılabilmektedir. 2)

Biletlerden, değiĢik biçimlerde yolculuk kullanım bedellerini

düĢen aygıt. 3) Bilet üzerindeki elektronik bilgileri okuyabilen, bu

bilgilerin doğruluk ve geçerliliğini denetleyebilen, yolculuk türüne

göre ücretlendirme yapabilen elektronik aygıt.

bilet satıcı hesabı ticket seller account Bilet satıcılarının belirli büyüklükte parasal değer içeren biletleri

dönemsel olarak belge karĢılığı üstlenmesi (zimmet).

bilet satıĢ aygıtı ticket selling

machine

Yolcuların biletlerini edinebildikleri, biletler üzerinde gereken

bilgi kayıtlarının yazılabildiği ve bilgi ağı içerisinde

etkinleĢtirilebilen aygıt.

bilet satıĢ ve

kullanım dizgesi

ticket sale/use

system

Bilet satıĢ verilerinin toplanması ve gelir tablolarının çıkartılması,

bilet satıĢlarıyla ilgili hesapların denetimi, hatlara göre gelir ve

yolcu bilgilerinin toplanmasını sağlayan iĢletim dizgelerinden

oluĢan yapı.

bilet satıĢı ticket sale Yolculuklarda kullanılan değiĢik tür biletlerin yolculara ücret

karĢılığı sunumu.

bilet teknolojisi collection

technology

UlaĢımda kullanılan biletlerin (ödeme biçimi) türel, yapısal,

iĢlevsel ve kullanım biçimleriyle ilgili donanım ve yazılım altyapısı.

bilet türü tickettype Yolcu türüne, kullanma süresine, teknolojisine göre değiĢen bilet

özellikleri.

bilet ücreti fare Yolculuk için kullanılan biletin parasal karĢılığı.

bilet ve ücret

toplama sistemi

ticketing and fare

collection systems

Yolculuk ücretleri ve kullanılan biletlerin iĢletmelerce toplanma

biçimlerinin yapısı.

bilet yükleme

aygıtı

ticket coding

machine

Bilet üzerindeki manyetik iz ya da çip üzerine bilet özelliklerinin

yazdırılmasını, bilet tanımının yapılmasını sağlayan aygıt.

biletçi conductor Kentiçi ulaĢım araçlarında yolculara bilet satıĢı yapan görevli.

biletçisiz iĢletme one man operation Araçlarında yalnızca sürücüyle yürütülen, ayrıca araç içi biletçi

çalıĢtırılmayan, toplu ulaĢım iĢletmeciliği.

Page 15: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

biletin yeniden

kullanımı

reuse of ticket Aynı biletin birden çok biniĢte kullanımı.

biletli bekleme yeri paid area UlaĢım aracına binmeden önce biletini kullanmıĢ, yolculuk

bedelini ödemiĢ yolcunun toplandığı bölge (Örneğin, peron, vb.).

biletli yolculuk trip with ticket Kağıt bilet türü kullanılarak yapılan yolculuk.

biletli yolculuk

geliri

trip revenue with

ticket

Kağıt biletli yolculuklardan elde edilen iĢletme geliri.

bilgi iletiĢim ağı network Bilginin yakın ya da uzak mesafelerde aktarılmasını sağlayan

kablolu ya da koblosuz ağ altyapısı.

bilgi toplama data collection Kentiçi ulaĢımda ulaĢımla ilgili verinin (yolcu ve yolculuk, trafik,

vb. bilgiler) değiĢik teknolojiler yardımıyla ya da doğrudan

derlenmesi.

bilgi yükleme

(depolama)

data storage Manyetik ya da çip biletlerde, yolculuklarla ilgili bilginin önceden

ya da iĢlem (yolculuk) sırasında kaydı.

bilgi yükleme

sınırı

data storage

capasity

Manyetik ya da çip kartlarda, kullanım bilgilerinin kaydedilebilir

boyutu (Genellikle byte olarak adlanır).

biniĢ (baĢlangıç)

ücreti

boarding (initiation)

fee

Temel ücret de denir. DeğiĢik yolculuk türlerinde, değiĢmez,

genelgeçer, ayrıĢtırılmamıĢ ücret kesimi.

biniĢ (yolculuk)

baĢına gider

costs per boarding Her bir yolculuk (biniĢ) için iĢletme gideri.

biniĢ koĢulu boarding condition Genellikle ulaĢım örnekçelerinde (model), duraklar için kullanım

düzeyi tanımı. Örneğin, biniĢe izin verilmiĢ ya da yasaklanmıĢ

durak, vb.

biniĢ, binme boarding 1) Tek araçla gerçekleĢtirilen, bağlantısız yolculuk. 2) Yolcuların

duraklarda araçlara binme eylemi.

biniĢ, yolculuk ride Araçlarla yapılan tek biniĢli seyir. Seyahat, 1 ya da birden çok

biniĢ ya da yolculukla (seyir) oluĢur. Bkz. Biniş, Yolculuk, Seyahat.

biniĢ paylaĢımı ridesharing Seyahat yapan bir kiĢinin aracını dolmuĢ, taksi gibi kullandığı,

toplu ulaĢımın dıĢında bir taĢımacılık biçimi. Buna bir tür

‘dolmuşçuluk’ da denir. Bkz. Dolmuş.

bir yönde

ortalama yük

averageload-dirigent UlaĢım yolu üzerinde, bir yönde, birim zamanda, birim yol

uzunluğuna düĢen ortalama yolculuk sayısı.

bireysel ulaĢım

türü

private

transportation mode

Otomobil ve taksilerle yapılan kentiçi yolculuk türü.

birleĢtirilmiĢ

durak

aggregated stop Kentin mevcut ulaĢım ağının örnekçelendirilmesinde gerçek ya da

kümeleĢtirilmiĢ sanal durak. Bkz. Düğüm.

bisiklet bicycle Ġki tekerlekli motorsuz ulaĢım aracı.

bisiklet yolu bicycle road Kara yolunun yalnızca bisikletlilerin kullanımlarına ayrılan

bölümü.

bisikletçi velibist Bisiklet kullanımını seçenek bir ulaĢım türü olarak öne çıkaran,

bu yönde kamuoyu oluĢturan insan.

bitiĢ (BĠ) destination 1) Amaçlı bir seyahatin bir ya da birden çok yolculukla ulaĢılan

amaç noktası. 2) Tek yönde, kentiçi seyahatin bittiği (sona erdiği,

yolculuğun amacına ulaĢtığı) nokta.

bitiĢ düğümü end node Yolculuğun (araçlı ya da yaya) bittiği bağlantı noktası.

Boğaz Bosphorus Ġstanbul'un Avrupa ve Anadolu Yakalarını ayıran, Marmara iç

denizini Karadeniz'e bağlayan deniz geçiĢi.

boğaz geçiĢli hat cross bosphorus line Ġki karayı kesen suyolunu (Ġstanbul özelinde Ġstanbul Boğazı) aĢan

ulaĢım hattı.

Bosna Hersek

sığınmacı kartı

Bosnia's refugee Bosna Hersek savaĢı sığınmacılarına özel tarifeyle (ücretsiz)

yolculuk hakkı veren belge.

boĢ bilet (kart) blank media Verisiz, bilgi yüklenmemiĢ bilet.

boĢ zaman

etkinliği

leisure activity,

spare time activity

1) ÇalıĢma ve zorunlu gereksinimleri karĢılayan zaman dilimleri

dıĢında, her tür zorunlu olmayan insan etkinliklerinin

yapılabildiği zaman dilimi. 2) "İnsanların, çalışma, uyuma, yemek

yeme dışında kalan zamanlarını eğlenerek geçirmeleri, dinlenmeleri,

kültürel gereksinimlerini gidermeleri için yaptıkları eylemler

bütünü." (RK, 1998)

Page 16: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

bölge district Belli özellikleriyle sınırlanmıĢ, alandan (zon) büyük kentsel kesim.

bölge ücreti zone fare TanımlanmıĢ bölge içinde geçerli yolculuk ücreti türü.

bölgeiçi geçerli pass per zone TanımlanmıĢ bir bölge içinde geçerli.

bölgeiçi seyahat

istemi (talep)

travel demand

within district,

interzonal travel

demand

Belli bir (il, ilçe, yerleĢme, değiĢik ölçütlerle sınırlanmıĢ coğrafi

alan) bölge içinde kalan yolculuk beklentilerinin büyüklüğü.

bölgeleme zoning "Kentsel özellikleri denetlemek ve yönetebilmek amacıyla, kent

tasarımı çerçevesinde, kent alanının bugünkü ve gelecekteki kullanış

biçimlerine göre bölgeciklere ayrılması, bu düzenlemeyi

gerçekleştirecek kurallar koyarak bölgelerin (alan) özgül nicelik ve

niteliğini ayrıştırmak." 'RK, 1998)

bölgeler arası

seyahat istemi

(talep)

interzonal travel

demand

Bölgeler arasında yolcu çekimi ve büyüklüğü, bir bölgeden diğer

bölgeye olan ve değiĢik amaçlarla gerçekleĢtirilen seyahat isteğinin

nicel/nitel boyutu, büyüklüğü.

bölgesel ücret zonal fare BelirlenmiĢ bir bölge içerisinde geçerli ücret tarifesi.

bölgesel yönetim regional

government

Özellikle eyalet ya da bölge yönetimlerinin bulunduğu ülkelerde

merkezi ve yerel yönetimden ayrılan bir yönetim biçimi.

bölgeye göre

değiĢen ücret

fare varies per zone UlaĢım ya da diğer bir nedenle bölgelere ayrılmıĢ kentlerde

yolculuğun katedilen bölgelere göre değiĢik ücretlendirilmesi.

bulunmuĢ eĢya lost and found in the

vehicle

Yolcuların ulaĢım araçlarında unuttukları ve daha sonra

sahiplenilmeyen değiĢik nesneler.

büro yönetim

dizgesi

office system Sözcük iĢlem, posta, belge (dökümantasyon) yönetimi, vb. iĢletim

dizgelerinden oluĢan yapı.

bütçe ödeneği appropriated budget Bütçe uygulama dönemi için öngörülen harcama.

bütünleĢik

(entegre) bilet ve

ücret yapısı

integrated fare and

ticketing system

1) Kentiçi ulaĢımda yeralan tüm ulaĢım tür ve iĢletmeleri arasında

bilet ve ücretler açısından (bu durum hatağı bütünleĢmesini de

gerektirir) sağlanan birlik ve uyumu öngören düzen. 2) DeğiĢik

ulaĢım türlerinin uyguladığı ücret tarifeleri ve bilet tipleri

arasında uyum ve ortak kullanım olanağının sağlandığı yapı.

bütünleĢim,

tümleĢim

entegration Ġlgili kurum, iĢletme ve uygulamalarında iĢbirliği, ortaklaĢma,

birleĢme, yardımlaĢma, vb. yöntemlerle yapılan iĢlerde

sürekliliğin sağlanması ve verimin arttırılması.

bütünleĢme

stratejisi

strategy for

integration

1) UlaĢımda değiĢik ulaĢım türleriyle (kategori) ilgili olarak

amaçlanan bütünleĢme için öngörülen yol, yöntem. 2) DeğiĢik tür,

iĢletme, araç, bilet, ücret, vb. kentiçi ulaĢım ögeleri arasında

iĢbirliği ve uyum sağlamak için öngörülen yol, tutum.

büyük kamyon large truck TaĢıma gücü (tonalitesi) yüksek yük taĢıma aracı.

büyükkent

(metropolitan)

yönetim yapısı

metropolitan

management system

Büyük kent (metropolitan) alanının yönetsel düzenleniĢi.

büyükĢehir metropolis Bkz. Anakent.

büyükĢehir alanı greater urban area Bkz. Anakent alanı.

büyükĢehir

belediye baĢkanı

major of the greater

metropolitan area

Bkz. Anakent belediye başkanı.

C

cadde dıĢı park

yeri

off-street parking

place

1) Herkese ya da belli kurum çalıĢanlarına açık araç park yeri. 2)

Karayolu sınır çizgisi dıĢında olan ve bir geçiĢ yolu/servis yoluyla

taĢıt yoluna bağlanmayan araç park yeri.

Cadde Tramvayı Streetcar Bkz .Raylı, hafif.

cadde üzeri park

yeri

on-street parking

place

1) Cadde üzerinde herkese açık otomobil park yeri. 2) Karayolu

sınır çizgisi dıĢında olan ve bir geçiĢ/servis yoluyla taĢıt yoluna

bağlanan parkyeri.

cama taĢan araç

reklamı

mobilboard spilling

over to the windows

Otobüslerde cama taĢan büyük reklam türü.

Page 17: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

cari gider current expense Yatırım harcamaları, ödenecek borçlar, sermaye oluĢumu

(teĢekkül) ve aktarmalar (transfer) dıĢında kalan tüm bütçe yılı

giderleri.

carte orange (kart

oranj, turuncu

kart)

carte orange Paris'te kent içi ulaĢımda kullanılan ve rengiyle adlandırılan

yolculuk kartı.

ceza fine fare Eksik ödenmiĢ ya da ödenmemiĢ yolculuklara uygulanan ek

ödeme.

CO

(karbonmonoksit)

CO (carbon

monoxide)

Araç yakıtlarının yanmasına bağlı olarak havaya salınan ve

kirlilik yaratan kimyasal uçucu (gaz).

Ç

çağcıl (modern)

bilet uygulaması

modern fare

collection system

Geleneksel bilet toplama yöntemlerinin (biletçi, bilet kutusuna

atma, vb.) yerine yeni teknolojilere dayalı daha kullanıĢlı bilet

toplama (iptal) yolu, yöntemi.

çağcıl (modern)

durak

modern stop Yolcunun açık hava etkilerinden belli oranlarda korunduğu,

üzerinde yolcuyu bilgilendirme amaçlı iĢletme bilgileri ve reklam

uygulanabilen modern tasarımlı, ıĢıklandırılan, oturma birimleri

içeren durak türü.

çağır bin dial-a-ride Yolcunun isteği üzerine, ulaĢım bölgesi içinde herhangi bir yerde,

önceden belirlenmiĢ süreler içerisinde, değiĢik araçlarla

gerçekleĢtirilen değiĢken (sabit olmayan) hatlı ulaĢım türü. “Çağır

bin’ adı da verilir. Bkz. İsteğe bağlı.

çakıĢan hatlar overcrowding

(concentration)

routes

Ana yol akımlarında üstüste binerek aĢırı yığılmaya yol açan

hatlar.

çalıĢan (personel)

gideri

personnel cost UlaĢım iĢletmelerinde çalıĢan tüm personel için (memur, iĢçi,

sözleĢmeli) yapılan harcama.

çalıĢan (personel)

yapısı

personnel system ÇalıĢanlara yapılan ödeme ve kesintiler, çalıĢan bilgileri,

personelle ilgili belgelerin, istatistik ve raporların hazırlanması,

vb. iĢletim dizgelerinden oluĢan düzen.

çalıĢan araç service (vehicle) ĠĢletme araç filolarında; bakım, onarım, yedekleme, vb. dıĢında

yolculuk taĢımacılığı yapmak üzere günlük hizmete verilen araç.

çalıĢan araç baĢına

günlük yolculuk

daily trips per

service

Filonun hizmete verilen araçlarından her birinde bir gün boyunca

gerçekleĢen yolculuk sayısı.

çalıĢan araç baĢına

km.

km. per service UlaĢım hizmeti veren aracın, birim zamanda (saat, gün, ay, vb.)

gerçekleĢtirdiği kilometre olarak yol uzunluğu.

çalıĢan araç baĢına

sürücü (Ģöfor)

drivers per service Ortalama çalıĢan araç baĢına düĢen sürücü (Ģöfor) sayısı.

çalıĢanın

(personel)

iĢbırakımı

personnel's exit Kurumda çalıĢan kiĢilerin (personel), değiĢik nedenlerle görevden

ayrılması.

çatallanan hatlar branched route Aynı anayolu koĢut (paralel) kullandıktan sonra yerleĢmelerin

bulunduğu uç noktalarda birbirine yakın yerleĢmelere ayrılan

hatlar.

çekici tractor Arkasına bağlı değiĢik motorsuz araçları (römork) çekmek için

yapılmıĢ, yük taĢımayan motorlu taĢıt.

çekicilik (cazibe)

oranı

attraction weight Yolcunun, bir ulaĢım aracını diğerine yeğleme çarpanı (katsayı,

faktör).

çekim örnekçesi

(model)

gravity model "İki etkinlik alanı arasındaki çekim gücünün, bunlardan birinin

sahip olduğu özelliklere (nüfus, iş olanağı, arazi, vb.) bağlı

değişkenlerin büyüklüğü ya da gücünün bir işlevi (fonksiyon)

olduğu ve etkileşim yoğunluğunun uzaklıkla ters orantılı

bulunduğunu varsayan bir açıklama yordamı." (RK, 1998)

Page 18: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

çeĢitli gider various expense Kırtasiye, basılı kağıt, basım; ilan,yayın; gazete, dergi, kitap;

sosyal tesis; telif-çeviri; danıĢmanlık, bilirkiĢilik; yargı giderleri,

ulaĢım araç giderleri; yolluk; katılma payları; emekli sandığı

giderlerine katılım payı; stajyer öğrenci; temsil ve ağırlama

giderleri; diğer giderleri vb. kapsayan bütçe bölümü.

çevre environment Ġnsanların ve diğer canlıların yaĢamları boyunca iliĢkilerini

sürdürdükleri ve karĢılıklı olarak etkileĢim içinde bulundukları,

fiziksel, dirimsel (biyolojik), toplumsal (sosyal), ekonomik ve

kültürel ortam.

çevre dostu environmentally-

friendly

Çevreye zarar vermeyen, çevreyi kollayan, çevre duyarlı.

çevre hakkı environment right Herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaĢama hakkını kötüye

kullanıma karĢı yargı önünde kendini savunma hakkı.

çevre tasarımı environmental plan "Bir büyük kent ya da çevresi ile birlikte tasarlanması gerekli

yerleşme bölgeleri ile bunları etkileyen diğer bölgeler için, bölgesel

ölçekli tasarımlarla ilişkisi kurularak hazırlanan ve koruma,

kullanma, yerleşme düzenlerine ilişkin ilkeler getiren çalışma."

(RK, 1998)

çevre uyumlu

teknoloji

environmentally

safe technology

Çevreyi kirletmeyen (olabildiğince az kirleten) ve koruyan teknik

uygulamalar.

çevre yitimi environmental

decline

Kentiçi ulaĢıma bağlı çevresel ortam ve değerlerin yitirilmesi.

çevre yolu ring road "Gidiş geliş tıkanıklıklarını önlemek, dolaşımı hızlandırmak, kentiçi

yolların kentlerarası yollarla bağlantılarını kurmak için yapılan,

yaya dolaşımına kapalı yol." (RK, 1998)

çevrebilim ecology “Tüm canlıların birbirleriyle ve çevreleriyle olan ilişkilerini

inceleyen bilim dalı." (RK, 1998)

çevrelortam ecosystem “Canlılar ve cansızlarla çevre arasındaki madde ve enerji dağılımın,

her tür etkinlik ve yaşantının, ortaklaşma, bağımlılık ve sınırlama

ilkeleriyle biçimlendirildiği yapı." (RK, 1998)

çıkıĢ-varıĢ

çözümlemesi

origin-destination

analysis

Bkz. Başlangıç bitiş matrisi.

çift (iki) katlı

otobüs

double deck bus Bkz. Otobüs, çitf katlı.

çift bilet

uygulaması

double fare Kentiçi ulaĢımda tanımlı hatlarda değiĢik hizmet düzeyine uygun

(konforlu, hızlı, uzun, boğaz geçiĢli, vb.) katlanmıĢ yolculuk ücreti.

çift yakıtlı otobüs

dönüĢüm tasarımı

duel-fuel bus

conversion project

Motorin (dizel) yanısıra doğal gaz yakıtlı motorla çalıĢan araç

dönüĢümü tasarımı.

çift yönlü hat double route Aynı yol boyunda (güzergah) iki yönlü çalıĢan hat.

çip (silikon) kart chip (silicon) card Silikon çip içeren, genellikle plastik ana maddeli, ĠSO ölçünlü,

teknolojik olarak daha geliĢmiĢ bilet.

çizgisel kent lineer town "Bir karayolunu, demiryolunu ya da akarsuyu izleyen ya da deniz

kıyısını izleyerek giden yolboyunca uzanan, uzunlamasına bir

tasarıma bağlı gelişmekte olan, gelişmesi sağlanan kent." (RK,

1998)

çok arabalılık multiple car

ownership

Tek bir ev halkının, birden çok otomobil sahibi oluĢu.

çok hatlı yükletim

algoritması

multi-path

assignment

algorithm

Yolcunun yolculuğu için hat seçimlerini belirleyen seçenekler

dizisi tasarımı.

çok türlü ulaĢım

dizgesi

multimodal

transportation

system

1) Kentsel ulaĢım ağı üzerinde birden çok ulaĢım türünün

birarada olması. 2) Ġçinde birden çok ulaĢım türü barındıran

ulaĢım yapısı.

çokkatlı alıĢveriĢ

merkezi

multilevel

schopping center

"Genellikle kentin odağında bulunan, ama tersi örneklerin de

sözkonusu olduğu, birden çok düzeyde satış yerlerinden oluşma,

ulaşım çekim-itim yapıları." (RK, 1998)

çokkatlı araç parkı multilevel parking "Kentlerin yoğun nüfus bölgeleriyle iş merkezlerinde yeralan, kamu

ya da özel taşıtları geçici sürelerle bırakabilme amacıyla yapılmış,

yeraltı-yerüstü birkaç kattan oluşan yapı." (RK, 1998)

Page 19: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

çoklu seyahat

yapısı

more than one mean

of travel

Kentiçi yolculuğun gerçekleĢmesinde birden çok ulaĢım türü,

değiĢik bilet ve hizmet düzeyi kulanımına olanak tanıyan kentiçi

ulaĢım ortamı.

çokçekirdekli

(merkezli) kent

multi-nucleated city "Genişçe bir alana yayılmakla birlikte, ayrı ayrı altmerkezler

çevresinde gelişen, birbirine bağlı yerleşim kümelerinden oluşan

kent." (RK, 1998)

D

darboğaz bottleneck street "Taşıt geçişlerinin sıkça tıkandığı ve düzene sokulmasını, özel

önlemler alınmasını gerektiren yol kesimleri, kavşakları."

(RK,1998)

debriyaj clutch Araçlarda motorla vites kutusu arasında bulunan, motorun

hareketini vites kutusuna (Ģanzuman) ileten ya da kesen, vites

değiĢimi sağlayan aktarma birimi.

değiĢik hız alanı

(zon)

different speed zone Birbirinden, ortalama ulaĢım hızları açısından ayrıĢan kentsel

bölgeler.

değiĢik ücret differential fare DeğiĢik ulaĢım türlerinde değiĢik ücret biçimlerinin eĢğüdümlü

olarak uygulanması.

değiĢik ücret

yapısı

differential fare

scheme

Kentiçi ulaĢım ağında değiĢik ulaĢım tür ve hizmet düzeyleri için

uygulanan değiĢik ve tümleĢik yolculuk ücretlendirme

uygulamaları bütünü.

değiĢken (esnek)

tarife

fare elasticity Yolculuk uzunluğuna bağlı olarak eksilen ya da artan ücret

ödentisi.

değiĢken gider

(maliyet)

variable cost ĠĢletme etkinlikleriyle bağlantılı değiĢkenleri kapsayan giderler.

değiĢmez gider

(sabit maliyet)

fixed cost ĠĢletmenin etkinlik düzeyine bağlı olmayan, göreli olarak değiĢmez

kalan dolaylı gider.

değiĢmez (sabit)

hat

fixed route Yolcunun amacına uygun belirli yerlere ya da belirlenmiĢ

duraklara, aynı hat boyunca değiĢmez zaman öngörülerine bağlı

olarak, düzenli sunulan ulaĢım hizmeti. Her değiĢmez hat, aynı

çıkıĢ ve varıĢ noktalarına çalıĢır.

değiĢmez (sabit)

hat yapısı

fixed guideway

system

Amacını gerçekleĢtirmek için yapılmıĢ (inĢa) kendi yolboyunda

(güzergah) iĢletmecilik yapılabilen ulaĢım altyapısı (Örneğin, hızlı

tren, hafif raylı tren, vb. hatları.) Bu geçiĢ üstünlüğü sağlanmıĢ

otobüs iĢletmeciliği, hava hatlı otobüs, troleybüs ve feribotlar gibi

ulaĢım dizgelerini de (sistem) kapsar.

değiĢmez hatlar

(demiryolu)

modernizasyonu

fixed guideway

modernization

Bkz. Demiryolu modernizasyonu.

demiryolu rail Raylar üzerinde ulaĢım iĢletmeciliği.

demiryolu

(hemzemin) geçiti

level crossing Karayoluyla demiryolunun aynı düzeyde kesiĢtiği engelli ya da

engelsiz geçit.

demiryolu (metro),

ağır

rail, heavy Trafiğin yoğun olduğu bölgelerde yüksek kapasiteli bir elektrikli

demiryolu taĢımacılığı. ÖncelenmiĢ yol geçiĢi, çok vagonluluğu,

yüksek hızı ve anında durabilmesi, karmaĢık uyarı dizgesi ve

yüksek peronlarıyla tanınır. Ayrıca ‘hızlı demiryolu‟, yer altı’,

‘yüksek peronlu’ ya da 'kentsel demiryolu' (metro) denir. Altulaşım

da denir (Bkz, RK,1998)

demiryolu (raylı),

hafif

rail, light 1)Ağır demiryoluna (metro) göre daha düĢük yolcu yoğunluğu için

önerilmiĢ elektrikli demiryolu. Öncelikli yolları paylaĢabilir,

yüksek ya da düĢük peronlar kullanabilir, tek ya da daha çok

araçla (vagon) çalıĢabilir. ‘Sokak tramvayı‟, „tramvay‟ ya da „hava

hatlı tramvay‟ da denir. 2) Daha çok kentleri çevreleyen kuĢakta

çalıĢtırılan hızlı, yerüstü raylı ulaĢım sistemi. Bkz. Tramvay.

demiryolu boğaz

tüp geçiĢi

(Marmaray)

railway bosphorus

tube crossing

(Marmaray)

2004 yılında baĢlayan ve yapımı süren, 2014 yılında hizmete

geçecek olan, Ġstanbul'un iki yakası arasında denizaltı geçiĢli

olarak düĢünülen raylı ulaĢım.

demiryolu kavĢağı railway cutting "İki demiryolunun ya da demiryolu ile karayolunun kesiştikleri

yer." (RK, 1998)

Page 20: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

demiryolu, eğimli railroad, inclined 1) GeçiĢ önceliği çok yüksek olan demiryolu iĢletmeciliği. Bu

iĢletme tipinde araç gövdesinin dıĢında bir güç kaynağından

kablolarla beslenir. Araçta motor yoktur. 2) Dik eğimli yerlerde

kablolu demiryolu iĢletmesi: Özellikle dik eğimli raylar üzerinde

aracı bir kablo yukarıya doğru çeker. Buna inen demiryolu da

denebilir.

demiryolu, hızlı rail, high speed Öncelik sağlanmıĢ yolunda yüksek yolculuk beklentisini

karĢılayan raylı (demiryolu) ulaĢım iĢletme türü.

demiryolu,

kentdıĢı (banliyö)

rail, commuter Kent çevresini ya da bir baĢka kenti, kent merkezlerine bağlayan

ray üzerinde çalıĢan yerel/bölgesel yolcu treni iĢletmeciliği. Çekici

lokomotif ya da kendi üzerindeki motorla çalıĢan, duraktan

durağa çoklu aktarma bileti uygulanan, ray boyunca iĢyerlerinin

bulunduğu, kent merkezi alanlarında da bir-iki durağı olan bir

taĢımacılık türüdür. Bkz. Kentdışı (Banliyö) Demiryolu, Kentdışı

(Banliyö) raylı taşımacılık.

demiryolu,

kentdıĢı (banliyö)

treni

suburban rail Kent merkezini yakın çevresine bağlayan raylı ulaĢım aracı. Bkz.

kentdışı (banliyö) treni

denetim ölçütü control criteria Bir iĢletmenin verimlilik ve baĢarımını ölçmeyi olanaklı kılan eĢik

değer.

deniz toplu ulaĢım

(taĢım) türü

maritime mode Deniz üzerinde seyreden araçlarla (motor, vapur, feribot, vb.)

yapılan yolculuk türü.

denizyolu maritime Deniz üzerinde ulaĢım.

depolanmıĢ değer

kartı

stored value card Önceden ödeme karĢılığı, yüklenmiĢ değer kadar harcama yetkisi

sağlayan ulaĢım kartı ya da bileti.

Dersaadet

Tramvay ġirketi

Dersaadet Tramvay

Company

Ġstanbul'da 1869 yılında kurulan, ilk yabancı sermayeli tramvay

Ģirketi.

destek çalıĢan

(personel)

support personnel UlaĢım iĢletmelerinde sürücülük ve bakım hizmetleri dıĢında

kalan genel iĢleri yürüten iĢçi konumunda çalıĢanlar (personel).

destek noktası support point Bkz. Saymaca durak.

destek, sağlayım

(tedarik)

logistic Sürdürülebilir ulaĢım hizmetleri için malzeme, bakım onarım,

yönetim, vb. destek ve besleme dizgesi.

destekleme

(sübvansiyon)

subsidy UlaĢım iĢletmelerine kamu ya da özel kesimlerin yaptığı doğrudan

ya da dolaylı parasal yardım.

desteklenmiĢ bilet subsidised ticket Yolculuk biletlerinin bir bölümü ya da tümünün yolcunun geliri

dıĢında bir kaynaktan karĢılanması.

desteklenmiĢ ücret subsidised fare Yolculuk ücretinin bir bölümü ya da tümünün yolcunun geliri

dıĢında bir kaynaktan sağlanması.

devingenlik mobility Bkz. Hareketlilik.

devkent megalopolis,

conurbation

"Birçok ana kenti ve kenti, aralarında yerleşim yeri boşlukları

olmaksızın, çok büyük bir kentsel yığın biçiminde bir araya toplayan

anakentler öbeği."(RK, 1998)

dıĢ finansal

maliyet

external financial

cost

Yoğun trafik, salım (emisyon), duman, kaza, vb. ne bağlı ek

ulaĢım giderleri.

dıĢ/iç kredi

kullanımı

external/internal

loan leasing

Yatırım ve finansman amaçlı olarak kullanılan ulusal ya da

uluslar arası kredi.

dıĢardan sağlanan

fayda ve hizmet

outsourced service Bütçe baĢlığı. Elektrik, su, doğalgaz, PTT, köprü geçiĢ, nakliye,

temizlik firmalarına ödeme, bakım onarım firmalarına ödeme,

taĢınır/taĢınmaz kira giderleri, reklam giderleri, telefon santral,

telsiz tamir bakım ve iĢletme giderleri, bilgiiĢlem ve bilgisayar

onarım ve bakım giderlerini kapsar.

diferansiyel differential gear Arka askı donanımı üzerinde bulunan, araç dönüĢlerinin

güvenliğini sağlayan, Ģafttan gelen hareketi 90 derece çevirerek

aks milleri yardımıyla iki tekerleğe ileten, hız azaltıp dönme gücü

(moment) sağlayan aktarma birimi parçası.

diğer gider other cost Bütçe baĢlığı. Satınalma, personel, yatırım, yakıt giderleri dıĢında

kalemler için yapılan harcama.

dilim segment Kentin mevcut ulaĢım ağının örnekçelenmesinde; hatların ayrılma

noktaları, yolboyunda (güzergah) keskin dönemeçlerle

birbirinden ayrılan, durak ve bağlantılar öbeği. Bir dizi durak ve

bağlantıdan oluĢur.

Page 21: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

din çalıĢanı religion personnel Kurumlarda dinsel hizmetler veren görevli.

dingil ağırlığı axle load Araçlarda aynı dingile bağlı tekerleklerden karayolu yapısına

aktarılan ağırlık.

dinlenme yeri recreation area "Kent ve bölge tasarılarında, insanların dinlenme ve eğlenmeleri

için, kişi başına belli bir büyüklükten daha az olmamak üzere

ayrılan alan." (RK, 1998)

direk (aktarmasız)

seyahat

direct trip Aktarmasız, tek araç ve yolculukla bitirilen (tamamlanan)

seyahat. Bkz. Doğrudan yolculuk.

direksiyon steering wheel Aracı istenilen yöne yönlendirme ve gidiĢini denetim altında

tutabilmek için ön tekerleklere kumanda edilmesini sağlayan

donatı.

distribütör distributor Endüksiyon bobininden gelen yüksek gerilimi ateĢleme sırasına

göre bujilere dağıtan motor parçası.

diyanet kartı piety card Yolcunun Diyanet ĠĢleri BaĢkanlığına bağlı tanımlanmıĢ görevde

olduğunu belgeleyen ve özel tarifeyle yolculuk yapmasını sağlayan

kart.

dizel motor diesel engine Dizel yakıt (mazot, motorin) kullanan motor.

dizge (sistem)

yaklaĢımı

systems approach "Kent tasarımında, bilimsel araştırma yöntemlerinin

uygulanmasına, deneyime, yerel çözümlemelere dayanan parçacıl

yaklaşım yerine, bir bütünü oluşturan tüm öğelerin, bütünle olan ve

kendi aralarındaki ilişki ve etkileşimlerin belirleyici etkenler olarak

gözönünde tutulmasına ağırlık veren araştırma ve sorun çözme

biçimi." (RK, 1998)

dizge tanımlama system spesification Kendi içinde bir bütün olan bir dizgeyi (iĢletme), dizgeyi oluĢturan

temel yapıtaĢları ve iliĢkileri içerisinde, tüm özellikleriyle ortaya

çıkarmak, betimlemek.

dizisel (ardarda,

konvoy) iĢletim

convoy operation Dizi (konvoy) oluĢturma yerlerinde biraraya gelen toplutaĢıma

araçlarının belirlenen yolboyunca birlikte, birbirlerini izleyerek

seyretmeleri.

doğalgaz yakıtlı

otobüs

natural gas bus Bkz. Otobüs, doğal gazlı, Doğalgazlı otobüs.

doğal gazlı otobüs bus with natural gas Yakıt olarak motorin yanısıra doğal gaz kullanan otobüs.

doğal kaynak natural research Bitki, hayvan, mikroorganizma gibi canlı varlıklarla; hava, su,

toprak gibi cansız varlıkların tümü.

doğal yıkım

(felaket)

natural disaster "Yerel topluluğun genel yaşamını etkileyen, aksatan, bozan

yersarsıntısı (deprem), yangın, su baskını, yerkayması, çığ, vb. doğa

olaylarının yarattığı sonuç."(RK, 1998)

doğrudan hat

stratejisi

direct trip strategy Güçlü yolcu çekim odakları (alan, bölge, vb.) arasında kurulacak

yüksek kapasiteli hatlarla oluĢturulan hatağı öngörüsü.

doğrudan yolculuk direct trip Tek araçla, aktarma yapmadan gerçekleĢtirilen yolculuk. Bu

durumda yolculuk, seyahatle çakıĢır. Bkz. Direk (aktarmasız)

yolculuk.

doğrudan seyahat

mesafesi (DSM)

direct travelled

distance (DTD)

Aktarmasız yolculuk uzunluğu.

dokunmalı çip

kart

contact card Dokunmayla (temas) veri iĢleyen (okutulan) silikon çipli bilet.

dokunmasız çip

kart

contectless card Uzaktan algılama teknolojileriyle iĢleyen (okutulan) silikon çipli

bilet.

dolaĢan hat detoured route Kestirme (doğrudan) gitmeyen, yerleĢmelere (mahallelere) girip

çıkan hat.

doldurulmuĢ bilet

(kart)

encoded media TanımlanmıĢ, bilgi yüklenmiĢ, kullanıma hazır bilet.

dolmuĢ (1) jitney Belli bir hat boyunca, kiĢilerin kendi küçük ya da ortaboy

araçlarıyla, kentiçi yolcu taĢımacılığını zaman düzenine bağlı

olmadan yaptıkları ulaĢım türü.

dolmuĢ (2) shared taxi,

dolmush

Birden çok yolcuya hizmet vermesiyle taksiden ayrılan (7-8 koltuk

kapasiteli); değiĢmez (sabit) yolboyunda (güzergah) değiĢmez

(sabit) ücretlerle çalıĢan ulaĢım türü. DolmuĢlar, Ġstanbul'da

1930'lu yıllardan beri çalıĢmaktadır.

dolmuĢ motoru dolmush boat Ġstanbul'da (Türkiye), küçük, orta boy teknelerle kentiçi deniz

taĢımacılığı yapan özel iĢletme türü.

doluluk oranı filled ratio Yolculuk sayısının koltuk sayısına oranı.

Page 22: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

doruk (zirve) peak period Bkz. Doruk süremi.

doruk (zirve)

sürem oranı

peak hour ratio Günün en yolcu yoğun saat dilimindeki yolculuk sayısının toplam

günlük yolculuğa oranı.

doruk dıĢı off-peak period Bkz. Doruk dışı sürem.

doruk dıĢı saat off-peak Bkz. Doruk dışı sürem.

doruk dıĢı sürem off-peak period 1) Yolculuk devinilerinin genellikle düĢük ve servislerin daha az

yapıldığı günün yoğun olmayan süremi. Temel sürem olarak da

adlandırılır. 2) Yolculukların doruk yolculuklara göre daha düĢük

seyrettiği zaman dilimi. 3) Yolcu yükünün doruğa ulaĢtığı

zamanın dıĢındaki zaman dilimleri. Bkz. Durağan sürem.

doruk peak Bkz. Doruk süremi.

doruk süremi peakperiod 1) UlaĢımda yolculuk yoğunluğunun yüksek olduğu sabah ve

akĢam zaman dilimi. 2) Yolcu yükünün doruğa ulaĢtığı zaman

dilimi.

doruk yönü peak direction Zaman dilimi içinde yolculuk amaçlarıyla bağıntılı olarak akıĢ

doğrultusunda en yüksek yolculuk yönü.

doruk yönü tersi return of the vessel

on-peak

Doruk zaman diliminde, yolculuk amaçlarıyla bağlantılı olarak,

doruk akımın yönüne karĢıt yön. Örneğin sabah doruğunda,

evlerden iĢyerlerine ve okullara yolculuk akımı diliminde, karĢıt

yönde kapasite kullanımı ve yolculuk düzeyi düĢüktür.

doruk/dorukdıĢı

oranı

peak/base ratio Doruk süremde çalıĢan araç sayısının doruk dıĢı araç sayısına

oranı.

döngüsel (ring) hat circular route Hattın tümünde aynı yoldan (güzergah) dönüĢü olmayan hat.

dönüĢ yolculuğu reverse commuting Sabah doruk süremindeki çevreden kent merkezine doğru trafik

ana akıĢ yönüne karĢıt yöndeki, genelde akĢam doruk süremi

yolculuğu.

dönüĢ, antre antre Giriş, anlamına gelen Fransızca sözcük. ÇalıĢma sırasında

arızalanan otobüsün çalıĢmasını keserek garaja dönüĢ yapması.

Bkz. Arızaya bağlı garaj dönüşü, Antre.

DönüĢken iĢlik

yapısı (modüler

atölye sistemi)

modular system of

workshop

Gereksinime göre yeni atölye iĢlevlerinin, kurulu atölye

hizmetlerine kolayca eklemlenebildiği yapı.

dumanölçer smog detector IĢık duyarlı, araç salımı (egzoz dumanı) yoğunluğunu ölçen aygıt.

durağan sürem base period Genel olarak daha kararlı ve olağan günlük trafik akıĢının

sözkonusu olduğu, sabah ve akĢam dorukları arasındaki dönem.

Bkz. Doruk dışı sürem.

durak stop 1) Yolcuların indi-bindi yapmaları için araçların duraklama

yaptıkları nokta. 2) Kamu hizmeti yapan yolcu taĢıtlarının yolcu

ya da görevlileri indirmek-bindirmek amacıyla duraklamaları için

trafik iĢaretleriyle belirlenmiĢ yer.

durak ağırlığı stop weight Bir durağın diğerine göre yolcu tarafından yeğlenme etkeni

(faktörü). Durak etkeni=1 denge konumudur. 1’in üstünde ya da

altında durağın çekiciliği ya da iticiliği artar.

durak aktarma

yükü

stop transfer load Durakta değiĢik araçlar arasında aktarma yapan yolcu sayısı.

durak diyagramı stop figure Durak yüklerini gösteren çizge.

durak kullanım

etkeni (faktör)

disutility factor of

stop

Durak yükletim ve yolculuk süresini etkileyecek biçimde yolcuları

belli duraklara yönelten çekim ve kullanım katsayısı. 1' in altına

inen değer, durağın kullanım çekiciliğinin arttığını, üstünde bir

değer ise azaldığını gösterir.

durak sayısı number of stop UlaĢım iĢletmelerinde hatağı üzerinde iĢletmenin araçlarınca

kullanılan tük yolcu indirme-bindirme yerleri sayısı.

durak tümleĢkesi

(kombinasyon)

combination of

stops

Dikey ve yatayda tüm durakları yolculuk hareketleriyle

iliĢkilendiren çizge.

durak yükü stop load 1) Bir durakta birim zamanda biniĢ+iniĢ sayısı. 2) Toplam yolcu

sayısı/durak sayısı.

duraklama stopping Trafik zorunluluğu dıĢında nedenlerle (inme/binme,

yükleme/boĢaltma, bekleme, vb.) aracın yol üzerinde duraklama

(geçici durma) eylemi.

duraklamalı trafik standstill traffic Trafik ıĢıkları, araba-kamyon trafiği, yaya-polis, durak nedenli

beklemelerin etkilediği trafik.

Page 23: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

duraklararası

yolculuk süresi

riding time for the

link

Ġki düğüm (durak) arası bağlantıdaki yolculuk süresi. Bkz.

bağlantı yolculuk süresi.

durakta bekleme

(durma) süresi

bus stop time Araçların duraklarda geçirdikleri süre. Sefer ve seyir süresi içinde

sayılır.

durma, bekleme halt Trafik zorunluluğu (kırmızı ıĢık, görevli durdurması, yol

kapanması, vb.) nedeniyle aracın yol üzerinde durma eylemi.

Düğüm (1) aggregate Kent ulaĢım ağı örnekçelerinde gerçek ya da birleĢtirilmiĢ sanal

durak. Bkz. Birleştirilmiş durak.

Düğüm (2) node Kent ulaĢım ağı örnekçelerinde gerçek ya da birleĢtirilmiĢ sanal

durak (Durak+alan merkezi [centroid]+destek noktası [point]).

Genellikle coğrafi yerlemiyle (koordinat) tanımlanır.

dünya kenti world city "Ekonomik, kültürel ve yönetsel etkisi bakımından, etkime ve

etkilenme alanı ülke sınırlarını aşan; özellikle küresel ölçekte

örgütlenmiş anamalın yönetimi, denetimi ve dağıtımı işlevlerini

yerine getirmede uluslar arası ölçünlere (standart) ulaşmış

kurumları barındıran; nicel ve nitel olarak kentler sıralamasında

üstün konumda olan büyük kent." (RK, 1998)

dünya ölçünü world standart Dünya çapında geçerliliği konusunda uzlaĢılmıĢ ve uygulanan

ölçün (standart).

Dünya Sağlık

Örgütü (DSÖ)

World Health

Organization

(WHO)

Uluslararası örgüt. Çevre kirliliği konusunda baĢlıca baĢvuru

(referans) kurumlarından biri.

düĢey iĢaretleme vertical marking Yol düzlemine dik olarak yol kenarında ya da askılı iĢaretleme.

düĢük (tutulmuĢ)

ücret

low fare Yoksul kent yerleĢiklerinin 'hareketlilik hakkı'nı koruma amaçlı

olarak iĢletme giderinin altında tutulan ve desteklenen (sübvanse

edilen) yolculuk bedeli.

düĢük manyetik

alan etkisi

low coercitivity YaklaĢık 200-300 oersted düzeyinde manyetik alan etkisi

(koersitivite). Bkz. Manyetik alan etkisi.

düzendıĢı unregularly UlaĢım hizmetinin geliĢigüzel, rastgele yürütülmesi.

düzenleme,

geliĢme

development "Bir kent ya da yerleşim yerinin bir bölümünün gelişmesine engel

olmak, bu gelişmeye toplum yararına bir biçim vermek amacıyla,

yerleşim yerinin işlevleriyle toprak kullanımı arasında bir ilişki

kurmayı öngören, geleceğe dönük bir kamusal girişim uygulaması."

(RK, 1998)

düzenli regularly UlaĢım hizmetinin öngörülmüĢ düzenle, aksatılmadan

yürütülmesi.

düzenli yolculuk commuter Düzenli olarak evle iĢ ya da okul arasında gerçekleĢtirilen seyahat.

düzensiz geliĢme piecemeal

development; urban

sprawl

"Yerleşim yerlerinin, genellikle bir tasarıma uygun olmayan,

toplumun genel yararına aykırı, bireycil eğilim ve etkinlikler

doğrultusunda gelişimi." (RK, 1998)

düzensizlik irregularity Trafik sıkıĢıklığı ve diğer nedenlere bağlı sefer düzeni aksaması.

düzey ayrıĢtırma grade seperation "Birbirini kesen iki yolun köprü, içgeçit, yer altı geçidi gibi

araçlarla, birbirine engel oluşturmaksızın, gidişgelişe uygun duruma

getirilmesi." (RK, 1998)

E

edmonson kartı

(manyetik)

edmonson card

(magnetic)

Ortasında manyetik bir iz bulunan 67x30 mm. boyutlarında bilet

türü. Manyetik biletlerin ilk uygulanan örneği.

EGO EGO Elektrik Gaz Otobüs kısaltması. 1942 yılında, 4325 sayılı yasayla

oluĢturulmuĢ Ankara Elektrik ve Havagazı ĠĢletme Genel

Müdürlüğü.

egzos çıkıĢının

otobüs tavanı

üzerine alınması

exhaust outlet is

placed over bus roof

Hava kirliliğinden zemin düzeyinde (insan boyu) doğrudan

etkilenmeyi azaltmak için egzos çıkıĢ borusunun otobüs tavan

düzeyine teknik olarak yükseltilmesi iĢi.

egzos gazı süzgeci

(filtre)

exhaust gas filter Egzoz salımlarını belli oranlarda süzen aygıt.

Page 24: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

egzoz ölçümü exhust measure Araç egzos salımlarının kirliliğe yol açan duman, atık madde vb.

düzeylerinin saptanması.

eğitim çalıĢanı

(personel)

education personnel Kurum personelinin eğitimiyle görevli çalıĢan.

ek (ilave) ücret supplement fee,

supplement fare,

extra

1) DeğiĢik yolculuk türlerinde, değiĢken, öngörülmüĢ ölçütlere

göre ayrıĢtırılmıĢ ücret kesimi. 2) Eksik ödenmiĢ yolculuk bedelini

tamamlayan ücret bedeli. 3) Nicel ya da nitel anlamda değiĢik

(farklı) yolculuk beklentileri için temel ücrete ek yolculuk ücreti.

eklemlenmiĢ ücret combine fare Kentiçi ulaĢımda değiĢik ücret türlerinin koĢullara uygun

karmasından oluĢan yolculuk ücreti.

ekolojik denge ecological balance Ġnsan ve diğer canlı varlıkların geliĢmelerini sürdürebilmeleri için

gerekli yaĢamsal koĢulları sağlayan ortam.

ekonomik filo

ömrü

economic fleet life Filonun ekonomik açıdan verimli olabildiği süre.

ekonomik ömür economic life "Ulaşımda, yeni bir ulaşım aracı almak yerine varolanın onarılıp

işletmeye alınmasının daha verimli olacağı süre." (RK, 1998)

ekonomik veri economical data ĠĢletme gelir ve giderlerini gösteren derlenmiĢ bilgi.

ekspres hat express route Normal ulaĢım hatlarına göre ulaĢım düzeyi yükseltilmiĢ (her

durakta durmamak, vb.) ve farklılaĢtırılmıĢ, çoğu kez özel ücret

tarifesi uygulanan ulaĢım hizmeti.

ekspres servis express service Bkz. Ekspres hat.

ekspres yol express road Araçlarca kullanım biçimi tanımlı (ücretsiz/ücretli), kavĢak ya da

trafik ıĢıklarıyla kesilmeyen ayrılmıĢ (tahsisli) yol.

elektrikli tramvay electrik traction

tramway

20. yüzyılın ilk çeyreğinden beri (Ġstanbul'da 1914) raylar

üzerinde elektrik gücüyle devinen kentiçi kara ulaĢım türü.

emekli retired Yasal olarak öngörülmüĢ hizmet süresini doldurmuĢ, tüm

hakediĢleriyle birlikte görevinden ayrılmıĢ kiĢi.

emekli öğretmen retired teacher DeğiĢik ücretlendirilen (indirimli) yolcu sınıfı (kategori).

emekli öğretmen

kartı

retired teacher card Yolcunun öğretmen olduğunu belgeleyen ve özel tarifeyle

yolculuk yapmasını sağlayan belge.

en büyük kent primate city "Bir ülkenin, öteki büyük kentlerinden iki ya da üç kat büyük,

yalnızca nicel olarak değil, ekonomik ve kültürel açıdan da önde

gelen kenti. Örneğin, Türkiye'de İstanbul." (RK, 1998)

en çok yolcu yükü maximum load

(capacity)

Gün içerisinde yolculuk sayısının doruğa ulaĢtığı zaman

dilimindeki nicel (sayısal) büyüklük.

en yüksek

(maksimum)

verimli toplu

ulaĢım ağı

most efficient

public transport

network

En az yolcu km. giderli (maliyet) toplu ulaĢım hatağı.

enaz (minimum)

sürücü gereği

minimum driver Sefer süresinin (seyir+sefer düzenleme süresi) sefer aralığına

bölünmesiyle hesaplanan, birim zamanda (1 saatte) gerekli sürücü

sayısı.

ençok (maksimum)

sürücü gereği

maximum driver En az sürücü gereğinin tamsayıya dönüĢtürülmesiyle hesaplanan

sürücü sayısı. Örneğin, araç baĢına en az 1.5 sürücü 2 sürücü

olarak değerlendirilir.

ençok sefer

düzenleme süresi

maximum layover 1) Araçların seyir süresini aĢan en çok (maksimum) sefer süresi. 2)

Araçların toplam sefer süresiyle (sefer seyir süresi+sefer

düzenleme süresi) sefer seyir süresi arasındaki farkın iĢletme

verimliliği açısından kabul edilebilir en yüksek düzeyi.

enerji aktarım

hattı

catenary Elektrikli araçlara merkezi bir güç kaynağından güç (enerji)

desteği sağlayan hava hattı (troleybüslerde olduğu gibi); Bkz.

Otobüs, troleybüs.

enerji kullanımı energy use Araçların devinimini sağlayan yakıtın tüketimi.

enerji tüketimi energy consumption Araçların devinimini sağlayan yakıtın tüketim düzeyi.

engellenmemiĢ

trafik

undisturbed traffic Zorunlu ya da zorunsuz olarak; gecikme, durma, beklemelerle

kesilmeyen trafik.

eniyi yolculuk

güvenliği

optimum journey

safety

Kentiçi yolculukların, tüm olumsuz (riskli) etkenler açısından

ideal dengenin oluĢtuğu noktada yapılmasını sağlayan güvenlik

koĢulu.

Page 25: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

eriĢebilirlik accessibility 1) Kentin belli noktalarına (örneğin, hastahane, okul, kütüphane,

tiyatro, sinema, kültür ya da alıĢveriĢ merkezi, vb.) ulaĢım

türleriyle eriĢim düzeyi ve koĢulları. 2) "Bir taşınmaza, bir yerleşim

yerine ya da bir yerleşim yerindeki kamusal hizmete erişme olanağı,

varış kolaylığı." (RK, 1998)

eriĢebilirlik

çözümlemesi

accessibility

analysis

Kentin belli noktalarına (örneğin, hastahane, okul, kütüphane,

tiyatro, sinema, kültür ya da alıĢveriĢ merkezi, vb) ulaĢım

türleriyle eriĢim düzeyi ve koĢullarının bir örnekçe üzerinde

değiĢik yöntemlerle sınanması.

eriĢim denetimli

karayolu (otoyol)

range controlled

highway

Özellikle transit trafiğe ayrılan, belirli yer ve koĢullar dıĢında giriĢ

ve çıkıĢın yasaklandığı, yaya-hayvan-motorlu taĢıtların

giremediği, özel denetim yapılan karayolu.

eriĢim mesafesi

(EM)

access distance

(MA)

Seçili ulaĢım türüyle yolculuk hedefine ortalama ulaĢma mesafesi.

eriĢim süresi (ES) access time (TA) Seçili ulaĢım türüyle yolculuk hedefine ortalama ulaĢma süresi.

erteleme, tahkim moratorium "Bunalım dönemlerinde, yerel yönetimlerin devlete olan borçlarını

ödeme zorunluğunun bir süre için geri bırakımı." (RK, 1998)

ESHOT ESHOT Elektrik, Su, Havagazı, Otobüs, Troleybüs kısaltması. 1947 yılında

4583 sayılı yasanın 6.maddesini göre kurulan, Ġzmir Belediyesine

(günümüzde BülyükĢehir Belediyesi) bağlı, katma bütçeli idare.

eski kent (Ģehir) old town, ancient

town, historic

nucleus

"1) İçinde yaşadığımız yüzyıldan daha önce kurulmuş kent. 2)Bir

kentin, ilk kurulduğu çağdaki çekirdeği çevresinde, ona daha

sonraki çağların kattığı kültürel değerlerle bir bütün oluşturan,

genellikle kültür ve turizm amaçlı korunan kent kesimi." (RK, 1998)

eski yapı stoğu old housing stock Kentlerde tarihsel özellikleri olan koruma altındaki yapılar

topluluğu.

eski yapıt (eser) ancient building "Kent tasarılarında (imar planı) özel koruma önlemlerine konu

yapılmaları gereken, tarih, estetik ve sanatsal açıdan büyük değer

taşıyan yapı." (RK, 1998)

esnek flexible Ilımlı, uyumlu, değiĢmeye açık, yeni koĢullara kolay geçiĢ

sağlayan.

esnek olmayan inflexible katı, uyumda zorlanan, değiĢmeye kapalı.

esneklik ölçeği elasticity model UlaĢım ücretlerinde ya da sefer düzeninde yapılan herhangi bir

değiĢikliğe karĢılık yolculuk istemindeki (talep) duyarlık ölçüsü.

Örneğin, ücretlerde yüzde 10'luk bir zam, talepte yüzde 3'lük bir

düĢüĢe neden olursa esneklik - 0.3'tür.

eĢdüzeyli geçit road junction,

interchange,

intersection

Bkz. Kavşak.

eĢdüzeyli kavĢak level crossing KesiĢme noktasında buluĢan yolların aynı düzlemde olduğu

kavĢak.

eĢgüdüm coordination Ġlintili konular arasında her anlamda uyum sağlama (çabası).

eĢik çözümlemesi threshold analyses "Bir kent büyürken, her nüfus büyüklüğünde, aşılması gereken,

yerel, teknolojik ve yapısal engelleri ya da tıkanıklıkları gidermek

için öngörülmüş her çözümün tutarının hesaplanmasını içeren

araştırma yöntemi." (RK, 1998)

eĢsürem haritası time-counter map "Bir kentte, belli bir odaktan belli bir ulaşım yapısına göre eşit

yolculuk süresi uzaklığında olan noktaların birleştirilmesinden

oluşan harita." (RK, 1998)

etanol ethanol Seçenek yakıt; havadan ağır gazla sıvılaĢtırılmıĢ alkol. Mısır, tahıl

ve ĢekerkamıĢı benzeri tarımsal ürünlerden elde edilir.

etkin araç filosu active vehicle fleet UlaĢım hizmeti vermeye hazır araç varlığı.

etkinlik efficiency ĠĢletmelerin; kaynakların değerlendirilmesi, verimlilik, hizmet

düzeyi, kapasite kullanımı, vb. açısından en iyi (optimum) düzeyi.

EURO II EURO II The Association of European Operational Research Societies

kısaltması. Daha çok lastik tekerlekli kara ulaĢımı araçlarına bağlı

çevre kirlenmesine dönük araç teknoloji ölçünü (standartı). 2014

yılına değin tanımlanmıĢtır (EURO VI).

ev halkı household 1) Birarada tek bir konutta yaĢayan aile bireylerinden oluĢan

topluluk. 2) "Aile bireylerinin süreli olarak ortak yaşadıkları ve

paylaştıkları yapı ortamı." (RK, 1998)

Page 26: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

ev-iĢ seyahati

uzunluğu

lenght of home-

work commuting

Evle iĢ arasında tek yönde yapılan seyahat uzunluğu.

F faaliyet dıĢı gider

ve zarar

non-operational

expense and loss

Gerçek ve tüzel kiĢi ve kurumlara ödenecek hasar bedelleri;

vergi, sigorta, tasarruf vb. gecikme ceza ve faizlerini içeren

tazminat ve ceza giderleri; tahakkuk etmemiĢ geçmiĢ yıllara ait

gider ve zararlar; stok sayım eksiği ve değer düĢüklüğü, arazi satıĢ

zararı, bağıĢ ve yardımlar, vb. faaliyet dıĢı gider ve zarar baĢlığı

altında toplanan bütçe bölümü.

faaliyet (etkinlik)

raporu

annual report Bir önceki döneme (genellikle yıl) iliĢkin iĢletme bilgilerini, bütçeyi

ve yatırımları özetleyen yayın.

far head-lamp Araçların ön tarafında bulunan ve sürücünün izlediği yolu

aydınlatan ıĢıldak.

fazla çalıĢma

belgesi

overtime request Olağan günlük çalıĢmanın (mesai) üzerinde çalıĢma gerektiren

iĢler için yetkilice düzenlenen, fazla çalıĢma istemini gösteren

belge.

feribot ferry Daha çok araç taĢımacılığı amacıyla tasarımlanmıĢ ve değiĢmez

bir su kesitinde (hat) iĢletilen deniz ulaĢım aracı. Bkz. Arabalı

vapur, Araç gemisi.

filo bileĢimi fleet composition Kentiçi ulaĢım iĢletmelerinde ulaĢım araçlarının; marka, model,

tür, vb. açısından filo içerisindeki dağılımları.

filo kullanım oranı fleet occupancy rate Hizmete verilen (çalıĢan) iĢletme araç sayısının filoyu oluĢturan

tüm araç sayısına oranı.

filo kullanımı fleet utilization UlaĢım iĢletmelerinde filoyu oluĢturan tüm araçların düzenli

olarak yolcu taĢımacılığına sunulan araç düzeyiyle iliĢkisi.

finansal gider financial cost Seyahat süresi+kirlilik+kaza giderleri dıĢında kalan ulaĢım gideri.

fiziksel tasarım

(planlama)

development

planning

Varolan kentsel yapı özelliklerinin geliĢme ve eğilim doğrultusuyla

boyutunun kestirimi.

fiziksel veri physical data Hatağının coğrafi konumu ve özelliklerini veren bilgi.

forklift forklift Araç, gereç asansörü (kaldırma, indirme, taĢıma) iĢlevi gören iĢ

makinası.

fren braking Hareket halinde bulunan aracın hızını kesip yavaĢlatmak ya da

durdurmak için uygulanan denetimli güc aygıtı.

fren aralığı

(mesafe)

brake distance Frene bastıktan sonra katedilen yol uzunluğu.

fren lambası brake lamp Araçların arkasında sağ ve solda iki adet bulunan, fren yapılınca

yanan uyarı amaçlı ıĢıldak (lamba).

Füniküler sistem funicular system,

funicular tunnel,

cable railway

Genellikle eğimli arazilerde, raylar üzerinde kablo ile çekilen

ulaĢım türü. Bkz. Kablolu demiryolu, Tünel.

G

gabari clearance Araçların, yüklü/yüksüz olarak karayolunda güvenli yol

alabilmeleri için uzunluk, geniĢlik, yüksekliklerini belirleyen

ölçüler.

garaj depot ĠĢletmelerin ulaĢım filolarının servis dıĢında tüm hizmetlerinin

(bakım, onarım, yakıt, temizlik, planlama, koruma, vb.) yapıldığı

açık/kapalı yapı bütünü.

garaj (manevra)

Ģoförü

driver in depot Garaj içinde değiĢik amaçlarla (manevra, bakım, vb.) araçları

kullanan sürücü.

garaj silicisi depot cleaner Garajlarda filo otobüslerinin temizliğini yapan iĢçi.

garajdan gecikme late from depot UlaĢım aracının garaj ya da park yerinden hizmet vereceği hat

baĢına geliĢi sırasında oluĢan gecikme.

gazi veteran DeğiĢik ücretlendirilen (ücretsiz) yolcu sınıfı.

gazi yanında eĢi veteran

accompanying

spouse

DeğiĢik ücretlendirilen (ücretsiz) yolcu sınıfı.

Page 27: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

gecekondu (1) illegal and

unplanning housing

AzgeliĢmiĢ ülkelerde, hızlı ve öngörüsüz (plansız) kentleĢmeye

bağlı, genellikle kentlerin çevrelerinde oluĢan, altyapısız, düzensiz,

yasadıĢı insan yerleĢimleri.

gecekondu (2) squatter house,

shanty

"Yapı kurallarına aykırı olarak, gerçek ya da tüzel, kamusal ve özel

kişilerin arsaları üzerinde, yer sahibinin onayı dışında yapılan,

barınma gereksinimleri devlet ya da yerel yönetimce karşılanmayan

yoksul, dargelirli ailelerin yaşadığı barınak türü." (RK, 1998)

gecekondu bölgesi shanty-town "Gecekondu yerleşmelerinden oluşan kent kesimi." (RK, 1998)

gecikmeli trafik delay traffic Trafik ıĢıkları, araba-kamyon trafiği, yaya-polis nedenli

gecikmelerin yolaçtığı trafik.

geçiĢ hakkı right of way Yaya ve araç kullanıcılarının diğer yaya ve araç kullanıcılarına

göre yolu kullanma sırasındaki önceliği.

geçiĢ yolu traffic lane Araçların bir mülke girip çıkması için yapılan yolun karayolu

üzerinde bulunan bölümü.

gelir revenue UlaĢım iĢletmelerinde toplam bilet/kart (yolculuk) vb.satıĢlarının

getirisi.

gelir gider oranı ratio revenue/costs,

fare box recovery

ratio

1) Toplam iĢletme giderlerinin ne kadarının yolculuk gelirleriyle

karĢılandığını gösteren oran. 2) Yolculuk gelirleriyle karĢılanan

iĢletme harcama oranı ölçüsü; bir bölüm ya da sistemin

bütününde toplam iĢletme harcamalarının yeri olarak gelir dilimi.

gelir kaçağı fare leakage ĠĢletme denetiminden kaçırılan, muhasebe sistemine gelir olarak

kaydedilemeyen yolculuk gelirleri.

gelir yönetimi clearing house Birden çok iĢletmecinin bulunduğu ortamlarda (kent, bölge, ülke)

bütünleĢik ulaĢım gelirlerinin (harcamaları da içerebilir)

iĢletmelerarası paylaĢımının düzenlenmesi.

gelirin korunması revenue protection Yolculuk geliri kaçaklarının önlenmesi ve biniĢle gelir arasındaki

doğru bağlantının sağlanması.

geliĢmekte olan

ülke

developing country Ekonomik geliĢme ve Kişi Başına Düşen Ulusal Geliri açısından

belli düzeyin altındaki ülke.

geliĢkin tasarımlı

otobüs

advanced design

bus

Bkz. Otobüs, gelişkin tasarımlı.

geliĢkin toplu

ulaĢım dizgeleri

(GTUD)

advanced public

transportation

systems (APTS)

Akıllı Araç Otoyol Dizgeleri (AAOD) teknolojileri, ileri araç iĢletim,

iletiĢim, kullanıcı hizmetleri ve pazar araĢtırmaları kapsamında

ulaĢım geçiĢlerini düzenlemek için gerçekleĢtirilen tasarım.

geliĢmiĢ ülke developed country Ekonomik geliĢme ve Kişi Başına Düşen Ulusal Geliri açısından

belli düzeyin üzerindeki ülke.

geliĢtirim development Bkz. Bayındırlık, imar.

genel arazi

kullanımı

general land use Kentsel alanın iĢlevsel kullanıma göre dağılımı.

genel trafik düzeni general traffic

patterns

Bir kentin yolculuk üretimi, motorlu taĢıt ve otomobil sahipliği,

yük taĢımacılığı, türel dağılım, vb. özelliklerinin tümü.

genel trafik hızı general traffic speed Hatağı üzerinde, tüm trafiğin, belirlenmiĢ kesit ve yolboylarında

genelleĢtirilebilir ortalama akıĢ hızı.

genel ulaĢım gideri overall transport

cost

Toplumsal maliyet+Kirlilik maliyeti+Seyahat süresi maliyeti+

Kaza maliyeti genel toplamından oluĢan ulaĢım gideri.

geniĢ ağaçlı yol,

bulvar

boulevard "Kent içinde taşıtların ve yayaların gelip geçmesine ayrılmış geniş ve

ağaçlıklı yol." (RK, 1998)

gerçek seyahat

süresi

real travel time Gerçek durumda belli bir seyahat için baĢlangıç noktasından bitiĢ

noktasına gitme süresi.

gerçekleĢen km. actuel km ĠĢletmelerde öngörülen (planlanan) araç kilometrelerin

uygulamada gerçekleĢme düzeyi (toplam km.olarak).

gerçekleĢen sefer actuel run ĠĢletmelerde öngörülen (planlanan) sefer sayısının uygulamada

gerçekleĢme düzeyi (çalıĢan sefer sayısı olarak).

gerçekleĢen servis actual service ĠĢletmelerde öngörülen (planlanan) servis sayısının uygulamada

gerçekleĢme düzeyi (çalıĢan araç sayısı olarak).

geri vites lambası reverse gear lamp Geri vitese takıldığında yanan araç ıĢıldağı.

gezen ev car-free housing Bir yere bağlı (sabit) olmayan, tekerlek üzerinde hareketli gezici

konut.

gezi otobüsü circulator bus Bkz. Otobüs, gezi.

Page 28: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

gezi, park park "Dinlenme, eğlenme ya da doğadan yararlanma amacıyla, olduğu

gibi bırakılmış ya da yeniden biçimlendirilmiş oturma, seyir ve

yürüme vb. edilgin eğlenme ve dinlenme biçimlerine olanak

sağlayan açık ve yeşil kamusal alan." (RK, 1998)

gider-yarar

çözümlemesi

cost-benefit

analyses

"Kent yapım, hizmet etkinliklerinde, bu hizmetlerin topluma

sağladığı yararlarla bunları elde etmek için yapılan harcamaların

karşılaştırılması yoluyla, belli girişim ve etkinliklerde bulunmanın

doğru olup olmadığına ilişkin sonuçlara ulaşma yordamı." (RK,

1998)

giriĢ çıkıĢ

denetleyicisi

entry/exit validator Manyetik kartların okutulduğu aygıt oluğu.

giysi (melbusat)

ambarı

clothes storehouse ÇalıĢanlara ait giyim malzemelerinin teslim alındığı, depolandığı,

kayıtlarının tutulduğu, dağıtıldığı ambar.

gökdelen skycraper "Büyük kentlerin odağında yeralan, kentin kültür, alımsatım ve

hizmet işlevlerinin genişliği ve yoğunluğu oranında sayıları çoğalan

çok yüksek yapı." (RK, 1998)

gönüllü yalınlık

hareketi

voluntary simplicity Sağlık ve beslenme gibi konularda, yaĢamın niteliğini yükseltmek

amacıyla, ‘en azın en iyisi’ olduğunu öne süren Budizm kökenli

toplumsal hareket. Buda, Gandhi, Tagore, Thoreau, Gregg (The

Value of Voluntary Simplicity, 1936), Duane Elgin (Voluntary

Simplycity, 1981) vb. belli bsşlı kaynaklarını oluşturur.

görev değiĢimi,

Ģanzıman

driver shift at

services

Günün ilk vardiyası olan sabah vardiyasında çalıĢan sürücünün

(hat sürücüsü), aynı aracın akĢam vardiyasında görevli sürücüye

iĢi ve otobüsü teslim etmesi.

göreve son verme take over Kurum yönetiminin çalıĢanın iĢine yasal olarak son vermesi.

görevlendirmeye

bağlı yitik (kayıp)

sefer

lost run by

allocation

UlaĢım araçlarının istek üzerine (genellikle kamusal hizmetler

için) kentiçi ulaĢım hizmetinden çekilerek görevlendirilmesine

bağlı olarak ortaya çıkan sefer eksiği.

görünü otobüsü sightseeing bus Bkz. Otobüs, görünü.

gözden geçirim,

sınama çalıĢması

diagnostic etud Yürütülen bir çalıĢmanın gelinen son aĢamasında, çözümleme

(analiz) öncesi yapılan ussal (mantıksal) denetim.

güç aktarma

organları

power transmission

system

Motorun hareketini tekerleklere ileten düzeneklerin tümü.

güncelleme validity, update Bilginin ya da bir konunun, sürekli yenilenmesi, en son geliĢme ve

değiĢmeleri içermesi için yapılan iĢlem.

günlük gelir daily revenue UlaĢım iĢletmelerinde bir günlük iĢletmecilikten sağlanan gelir.

günlük gider daily cost UlaĢım iĢletmelerinde bir günlük iĢletmecilik gideri.

günlük motorin

tüketimi

daily fuel

consumption

UlaĢım iĢletmelerinde filoyu oluĢturan araçların bir günde

tükettikleri yakıt (motorin) miktarı (litre olarak).

günlük yolculuk daily trip ĠĢletmenin servise çıkardığı araçlarla 1 gün içinde gerçekleĢtirdiği

biniĢ sayısı.

gürültü noise Ses düzeyi (desibel) yüksek, uyumsuz ses.

gürültü düzeyi noise level Desibel olarak ölçülür. Sesin Ģiddetini gösterir ölçek.

gürültü kirliliği noise pollution Kentiçi ulaĢım kökenli yüksek, aĢırı ses kirlenmesi.

güven esaslı bilet

uygulaması

open system Bilet iptalinin yolcunun kendine bırakıldığı ya da yapılmadığı

dizge. Bkz. Açık ücret uygulaması.

güvenli araç

kullanma tekniği

safe vehicle

operation

techniques

Yolcu taĢıma araçlarının güvenli bir biçimde kullanımıyla ilgili

yöntemler, uygulama kuralları.

güvenlik (emniyet)

görevlisi

security personnel Garaj, bina, vb. iĢyerlerinin korunmasıyla görevli çalıĢan.

güvenlik gücü security force DeğiĢik ücretlendirilen (ücretsiz) yolcu sınıfı. Polis, vb.

güvenlik (emniyet)

kemeri

safety strap Otomobillerde sürücü ve yolcuların güvenliklerini sağlamak için

göğüs ve bele takılan kayıĢ.

H

Page 29: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

hafif demiryolu

(raylı)

light rail Bkz. Demiryolu (raylı), hafif.

hafif raylı (LRT) light rail Bkz. Demiryolu (raylı), hafif.

hafta içi weekday Kentiçi ulaĢımda iĢgünü.

hafta sonu weekend 1) Kentiçi ulaĢımda izlence (tatil) günü. 2) Haftanın çalıĢılmayan

günü (Türkiye'de; Cumartesi, Pazar).

hakem (kurulu)

baĢvurusu

grievance

arbitration

Bir toplu pazarlık sözleĢmesinin yorumu ya da uygulamasıyla

ilgili olarak çalıĢanların sorunu çözüm süreci.

hakim-savcı kartı judge-attorney card Yolcunun hakim-savcı olduğunu belgeleyen ve özel tarifeyle

yolculuk yapılmasını sağlayan belge.

Haliç Golden Horn Ġstanbul'un Avrupa Yakasını , Beyoğlu ve Ġstanbul olarak ikiye

ayıran körfez.

halkla iliĢkiler

geliĢtirimi

public relations

motivation

UlaĢım iĢletme personelinin yolcularla olan iletiĢimlerinin

iyileĢtirilmesi ve geliĢtirilmesi için yürütülen çalıĢma.

hareket amiri bus regulation chief Araçların ilk/son hareketleriyle çalıĢma düzenlerini denetleyen

ve yönlendiren iĢletme görevlisi.

hareket hakkı right to mobility Ġnsanların kentiçinde değiĢik amaçlı yolculuklarını

gerçekleĢtirebilme olanaklarının sağlanmasıyla ilgili insan hakkı.

hareket iĢçisi regulation worker Bkz. İşletme işçisi.

hareket Ģöforu operator driver Yolcu taĢımacılığı yapan filo araçlarında (otobüs) sürücülük

yapan iĢçi çalıĢan.

hareketlilik mobilitiy Kent içinde araç ve yolcu hareketleriyle ilgili, birim zamanda

(gün) kiĢi (nüfus) baĢına düĢen yolculuk oranı ya da katsayısıyla

anlatılan bilimsel kavram.

hareketlilik

politikası

mobilitiy policy Kentiçi etkinliklere yönelik yolculuklarla ilgili yolculuk yönetimi.

hareketlilik

yönetimi

managers of

mobility

Geleneksel toplu ulaĢım hizmet ve yaklaĢımlarını kapsayan ulaĢım

davranıĢlarının yanısıra ulaĢım kararları, hava kalitesi, toplu

ulaĢımda tümleĢik (entegre) arazi kullanımı ve verimlilik için

kamusal eğitim, taĢıma türlerinin trafikte yer tutma ve yolculuk

payları (dağılımı) vb.yi dikkate alan ulaĢım yaklaĢımı.

harita map 1) Yeryüzünün tümünün ya da bir parçasının, belli bir ölçeğe göre

küçültülüp kuĢbakıĢı görünüĢüyle ikiboyutlu bir düzlem üzerine

geçirilmesi. 2) "Yeryüzünün ya da bir parçasının belli bir orana

göre küçültülerek ikiboyutlu düzlem üzerine izdüşürülmesi."(RK,

1998)

hasarsız kaza accident without

damage

UlaĢım iĢletmelerinde çalıĢan araçların fiziksel (maddi) hasara yol

açmadığı kazalar.

hat route 1) Kentte, kentiçi ulaĢım amaçlı olarak saptanmıĢ ve araçların

sürekli ve düzenli olarak sefer yaptıkları iki nokta arasındaki

yolboyu (güzergah). 2) Bir doğrultuda, bir terminalden (baĢlama

noktası) diğer terminale (bitiĢ noktası) düzenli olarak gidip gelen

değiĢmez (sabit) ulaĢım araçları yolu. Bir ya da daha çok dilimden

oluĢur.

hat amiri assistant operation

chief

Araçların günlük çalıĢmalarının iĢletme bölgesi sorumlu

yardımcısı.

hat bağlantısı route link UlaĢım araçlarının hatları üzerinde kullandıkları bağlantı.

hat değiĢikliğine

bağlı yitik (kayıp)

sefer

lost run by route

change

Araçların çeĢitli nedenlerle ve iĢletme kararlarıyla hat

değiĢtirmelerine bağlı olarak ortaya çıkan sefer yitimi.

hat kilometre route miles UlaĢım (hat) ağında değiĢmez (sabit) hatlarda yapılan km.

toplamı.

hat muhasebe

sistemi

route accunting

system

Bir yada birden çok hat'a ait maliyet bilgilerinin(gelir/gider

tabloları, anahtar denetim değerleri, istatistik bilgiler, vb)

izlenmesini sağlayan iĢletim uygulamalarından oluĢan yapı.

hat muhasebesi route accounting UlaĢım iĢletmelerinde hat bazında gelir-gideri (girdi-çıktı)

gösteren hesap(lama) yöntemi.

hat sayısı number of route UlaĢım iĢletmesinde hizmet verilen hatların toplam sayısı.

hat uzunluğu route (line)

kilometer

UlaĢım hattının baĢlangıcıyla bitiĢ noktası arasındaki uzunluk

(km).

Page 30: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

hat yolunun

(güzergah)

değiĢtirilmesi

change of route line Hat yollarının yolculuk beklentileri gözönünde tutularak yeniden

düzenlenmesi.

hat yük kesiti load profiles for

route

Bir hatta, hattın bağlantıları boyunca birim zamanda bağlantı

yükleri dağılımı çizgesi.

hat'a göre ücret route wise fare Hat türüne göre tanımlanmıĢ yolculuk ücreti.

hatağı (Ģebeke)

etkinliği

network

effectivness

Varolan ulaĢım hatağının verimlilik ölçütlerini tutturma düzeyi.

hatağı

çözümlemesi (HÇ)

route network

analysis (RNA)

Hatağının belirlenmiĢ ölçütlerle özelliklerinin ortaya çıkarılması

ve değerlendirilmesi. "Verili bir ağ ve yolculuk matrisi için

giderleri, gelirleri, verimlilik etkenlerini, her başlangıç-bitiş çiftinin

bileşenleri için yolculuk süresini, toplam hizmet düzeyini ve

yolcuların hat seçimini ortaya koyar".(VTS, 1989)

hatağı girdileri

(parametre)

network parameter Tasarım ve örnekçe çalıĢmalarında, kentiçi ulaĢım hatağı için

yapılan varsayımlar.

hatağı

iyileĢtirilmesi

(akılcılaĢtırma)

route network

rationalization

Kentiçi yolculukların akılcı (en kısa sürede en uzun yolculuk) bir

biçimde yürütülebilmesi için hatağının kentin genel beklentileriyle

de uyumlu olarak düzenlenmesi.

hatağı örnekçesi model of the route

network

1) Varolan kentiçi ulaĢım ağının temel özelliklerinin yansıtıldığı

kurgusal örnek. 2) Bir ulaĢım ağının değiĢik özelliklerinin belirli

teknik ve yöntemler kullanılarak yapılmıĢ gerçeğe uygun kurmaca

örneği.

hatların bölge

ölçeğinde yeniden

düzenlenmesi

reregulation of

route in zone

Seçili bir bölgede varolan hatağı yapısının daha verimli

iĢletmecilik yapılabilecek biçimde yeniden düzenlenmesi (hat

kısaltma/uzatma, ana hat/besleme hat, vb.)

hatların

eĢgüdümlenmesi

(koordinasyonu)

coordination of

routes

Özellikle koĢutlu (paralel) hatlarda seyir sefer aralıklarının yolcu

durak beklemelerini en aza indirecek biçimde ayarlanması.

hava kirliliği

ölçütü (standart)

standards of

pollutant

Hava kirlilik düzeyiyle ilgili uluslar arası benimsenmiĢ değer(ler).

hava kirliliği,

kirlenme

air pollutant, air

pollution

1) UlaĢım araçları salımlarına bağlı hava (atmosfer) kirlenmesi. 2)

UlaĢım aracı kaynaklı egzos salımı kirliliği. "Kentleşme ve

teknoloji uygulamaları sonucu, insanların ısınma, taşınma ve öteki

etkinlikleri yüzünden, havadaki, insan sağlığı açısından sakıncalı

madde oranının yükselmesi." (RK, 1998)

hava niteliği

(kalite)

air quality Yakıt salımları (emisyon) ve kirlilik açısından solunan havanın

özelliği.

hava tramvayı aerial tramway Yapısında bir güç kaynağı taĢımayan, hava kablolu bir elektrik

sistemiyle hareket eden yolculuk aracı. Araçlar devinimi sağlayan

ve aracın dıĢında bir yerde bulunan güç kaynağından hava

hattıyla beslenir.

hektar hectare UlaĢım yazınında (literatür) yaygın kullanılan kentsel alan birimi

(10.000 m2)

hesap kesimi

(beyan)

ticket handling Bilet satıcılarının üstlendikleri bilet hesabıyla ilgili gerçekleĢme

durumunu belirlenmiĢ zamanlarda ilgili birim görevlisine

bildirimleri, hesap kesimi.

hız speed Araçların birim zamanda aldıkları yol uzunluğu.

hız bilinci izlencesi Programs of speed’s

education

Kimi Avrupa ülklerinde, aĢırı hız yapan sürücülerin alındıkları

zorunlu eğitim izlencesi.

hız ve gecikme

çalıĢması (etüd)

speed and delay

study

Araçların trafik içerisindeki davranıĢlarının türlü teknolojiler

kullanılarak ölçümüne dayalı araĢtırma.

hızlı (ekspres)

otobüs

express bus Bkz . Otobüs, hızlı (ekspres)

hızlı demiryolu

(raylı)

rapid rail Bkz. Demiryolu (raylı), hızlı.

hızlı kentsel

geliĢme

rapid urban

development

Kent altyapısının geliĢme, büyüme hızıyla orantısız göç alma ve

insan yerleĢmesi.

hızlı ulaĢım (1) rapid transit Kendine ayrılmıĢ (öncelikli) yolboyunda diğer tüm ulaĢım

türlerinden bütünüyle ayrıĢtırılarak çalıĢtırılan demiryolu ya da

otobüs ulaĢım hizmeti.

Page 31: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

hızlı ulaĢım (2) express traffic "Kent ve kasabalarda özel olarak ayrılmış yollarda, giriş ve

çıkışlarla sık sık kesilmeyen, giriş ve çıkışların uzun aralıklı ve

belirli yerlerde öngörülmüş olduğu, istenilen yerlere kısa sürede

gidebilmeyi sağlayan taşıt dolaşımı." (RK, 1998)

hizmet açığı supply shortage UlaĢım hizmet düzeyinin türlü nedenlerle yolculuk isteminin

gerisinde kalmasından doğan eksiklik.

hizmet büyüklüğü supply volume UlaĢım araçlarıyla sağlanan koltuk km. büyüklüğü.

hizmet düzeyi level of serving UlaĢım hizmetinin nicel ve nitel özellikleri, boyutu.

hizmet nitelik

(kalite) göstergesi

quality of service

indicator

TanımlanmıĢ kentiçi ulaĢım hizmetinin özelliklerini saptayan

temel göstergeler (UlaĢım hizmetinin konforu, hızı, dakiklik, vb.

göstergeleri içerir).

hizmet otosu official car ĠĢletmelerde görevli yöneticinin görev yaparken kullandığı binek

aracı.

hizmet yapısı supply structure UlaĢım iĢletmelerinin koltuk km. kapasitesi.

hukuk personeli law personnel Avukatlık hizmetleri veren kurum çalıĢanı.

hurda ambarı scrap storehouse KullanılmıĢ ve ömrünü tamamlamıĢ malzeme, araç gerecin

depolandığı ve değerlendirilmek üzere iĢlem gördüğü ambar.

I

ısıl (termal) yazıcı thermal printing Kağıt ya da karton biletler üzerine ısı temelli (teknoloji) bilgi

kaydı yapma aygıtı.

ISO kartı

(manyetik)

ISO card (magnetic) 1) Karton ya da plastik hammadde üzerine manyetik iz çekilmiĢ,

ĠSO ölçünlü, 54x85 mm. boyutlarında bilet türü. 2) Manyetik

kartların ikinci kuĢağı olup ĠSO ölçünlü (54x85 mm), karton ya da

plastik ana maddeli, 400 bitten çok bilgi depoloyabilen manyetik

Ģeritli bilet.

ıĢıklı kavĢak signalized crossing Araç ve yaya trafik yönetimi ıĢıkla gerçekleĢtirilen kavĢak.

ıĢınsal bağlantı radial link Kent merkezine açılı ıĢınlar biçiminde bağlanan yol ağı.

ıĢınsal hatlar radial routes Odaktan (merkezden) çevreye yayılan hatlar.

ıĢınsar kent radial city "Kentbilimci Le Corbusier'nin önerdiği, konutların kümeler

oluşturduğu belli büyüklükteki alana (25 hektar) yayılan, kentte

yaşayanları uygarlık gürültüsü, kent kalabalığı ve ulaşım

sorunlarından korumayı amaçlayan yerleşme türü." (RK, 1998)

Ġ

ĠBB meclis üyeleri

kartı

council members

cards

Ġstanbul BüyükĢehir Belediyesi meclis üyelerine özel tarifeyle

(ücretsiz) yolculuk hakkı sağlayan belge.

ĠBB memuru kartı

(tatil günlerinde)

ĠBB staff card (only

at the weekend)

Ġstanbul BüyükĢehir Belediyesi memurlarına, Cumartesi ve Pazar

tatil günleri özel tarifeyle (ücretsiz) yolculuk hakkı veren belge.

ĠBB müfettiĢ ve

murakıpları

ĠBB inspector &

auditor card

Ġstanbul BüyükĢehir Belediyesi müfettiĢ ve hesap denetçilerine

(murakıp) özel tarifeyle (ücretsiz) yolculuk hakkı veren belge.

ĠBB ve ilçe

belediyeleri

koruma güvenlik

görevlisi kartı

ĠBB security

personnel card

Ġstanbul BüyükĢehir Belediyesi ve Ġlçe Belediyeleri koruma

güvenlik görevlilerine özel tarifeyle (ücretsiz) yolculuk hakkı

veren belge.

içrekyapı intermodal Birden çok ulaĢım türünün etkin olduğu ya da katıldığı ulaĢıma

iliĢkin eylemler bütünü. Bu, ulaĢım bağlantılarını, farklı

seçenekleri, değiĢik türde iĢletmelerarası bağ ya da eĢgüdümü

kapsar. ‘Çokluyapı’ olarak da bilinir.

idare encümeni executive board Yönetim kurulu . ĠETT örneğinde, kuruluĢ yasasıyla tanımlanmıĢ,

düzenli toplanarak (haftada bir) kurumla ilgili yönetim

kararlarının alındığı ve değerlendirildiği, genel müdür,

yardımcıları ve daire baĢkanlarından (üst yönetici) oluĢan kurul.

Page 32: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

idari çalıĢan

(personel)

administrative staff Kadrosu memur olan, ünvansız memurdan üst yöneticilere kadar

tüm aĢamaları içeren görevlilerin oluĢturduğu çalıĢanlar

(personel) kesimi.

idari Ģartname tender document ĠĢletmenin tüm mal ya da hizmet alımlarında teknik

Ģartnamelerle öngörülen özelliklerin dıĢında, genel koĢulları ve

yaptırımları içeren değiĢmez belge.

ĠDO IDO İstanbul Deniz Otobüsleri kısaltması. Ġstanbul BüyükĢehir

Belediyesi ve bağlı kuruluĢların ortaklığıyla 1987 yılında kurulan

ve aynı yılda hizmet vermeye baĢlayan anonim Ģirket.

ĠETT IETT İstanbul Elektrik, Tramvay ve Tünel İşletmeleri kısaltması. 1939

yılında 3645 sayılı yasayla, yabancı sermayeli ulaĢım, havagazı ve

elektrik Ģirketlerinin kamulaĢtırılması yoluyla kurulan,

günümüzde yalnızca ulaĢım iĢletmeciliği yapan (ağırlıklı olarak

otobüs ulaĢımı) yerel yönetime bağlı kamu kuruluĢu.

ĠETT çalıĢanı

(personel)

ĠETT staff DeğiĢik ücretlendirilen (ücretsiz) yolcu sınıfı.

ĠETT çalıĢanı

(personel) bilet

satıĢı

ticket sale with

ĠETT personnel

Yolculuklarda kullanılan değiĢik tür biletlerin, ĠETT'nin kendi

satıĢ yerlerinden, ĠETT görevlilerince doğrudan satıĢı.

ĠETT personeli

bilet satıĢ geliri

revenue of ticket

sale with ĠETT

personnel

Yolculuklarda kullanılan değiĢik tür biletlerin, ĠETT'nin kendi

satıĢ yerlerinden, ĠETT görevlilerince doğrudan satıĢı sonucu

sağlanan gelir.

ĠETT satıĢ yeri

(nokta)

ĠETT boots ĠETT biletlerinin ĠETT'li görevlilerce satıldığı yer.

ĠETT uygulaması IETT's practise ĠETT ĠĢletmeleri Genel Müdürlüğü'ne özgü iĢletim.

iki bölgeli ücret

dizgesi

two zone system Bölge içi ve bölgeler arası ulaĢımda değiĢik yolculuk tarife

uygulaması.

iki tekerli motorlu

araç

two-wheeled motor

vehicle

Motor gücüyle devinen iki tekerli araç, motorsiklet.

iki yönlü karayolu two way TaĢıt yolunun her iki yöndeki taĢıt trafiği için kullanıldığı

karayolu.

il genel meclis

üyesi kartı

general city council

member card

Ġstanbul Ġl Genel Meclisi üyelerine özel tarifeyle (ücretsiz)

yolculuk hakkı veren belge.

il trafik komisyonu provincial traffic

committee

Ġstanbul'da (Türkiye) 1984 yılına kadar (3030 sayılı BüyükĢehir

Belediyeleri Yasası çıkana değin), il valisi baĢkanlığında çalıĢan,

kentiçi ulaĢım ve trafik yönetimi konusunda en son yargı ve

eĢgüdüm birimi.

ilçe belediye meclis

üyesi kartı

municipality district

council member

card

Ġstanbul Ġlçe Belediye Meclis Üyelerine özel tarifeyle (ücretsiz)

yolculuk hakkı veren belge.

ilintili kalkınma joint development UlaĢım terminal ya da durakları yakın çevresindeki bölgede kamu

ya da özel sektörce gerçekleĢtirilen iĢyerleri giriĢimi.

ilk araca yürüme

süresi

walking duration of

passengers for the

first vehicle

Bir kentiçi seyahatin baĢlangıcında, konut, okul, iĢyeri, vb. den

çıkılıp binilecek ilk araca kadar geçen yaya yolculuğun süresi.

ilk hareket (marĢ)

sistemi

primary movement's

system

Ġçten yanmalı motorlarda ilk hareketi sağlamak için dıĢtan bir

etki ile motorun belli bir devirde uyarımını sağlayan motor

parçası.

ilkyardım first aid Ani olarak hastalanan ya da kazaya uğrayan kimseye tıbbi

tedavisi yapılıncaya kadar, anında ve olay yerinde, çevre

olanaklarından yararlanarak uygulanan geçici ilk iĢlem.

indirimli akbil reduced akbil TanımlanmıĢ yolcu sınıfları (kategori) için belli oranlarda düĢük

tutulan, çipli (elektronik), önyüklemeli yolculuk bileti.

indirimli akbilli

yolculuk

trip with reduced

akbil

Ġndirimli akbil bilet türü kullanılarak yapılan yolculuk.

indirimli aktarma with transfer bonus BelirlenmiĢ hatlar boyunca yapılan (zorunlu) aktarmalarda

yolculuk ücretinde indirim uygulaması.

indirimli bilet reduced ticket TanımlanmıĢ yolcu sınıfları (kategori) için belli oranlarda düĢük

tutulan, hammaddesi kağıt olan yolculuk bileti.

indirimli biletli

yolculuk

trip with reduced

ticket

Ġndirimli kağıt bilet türü kullanılarak yapılan yolculuk.

Page 33: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

indirimli kart reduced card Ġndirimli ücret tarifesiyle yolculuk hakkı veren belge.

indirimli mavi

akbil

reduced blue card TanımlanmıĢ yolculuk sınıfları (kategori) için belli oranlarda

düĢük tutulan, öngörülmüĢ süreler içinde (günlük, haftalık, 15

günlük, aylık) sınırsız biniĢ hakkı veren çipli (elektronik),

önyüklemeli yolculuk bileti.

indirimli ücret reduced social fare Yönetim kararlarıyla belirlenmiĢ toplumsal kesimlere uygulanan

düĢük yolculuk bedeli.

indirimli yolcu reduced fare Tam ücretin belirli oranında indirim sağlanmıĢ yolcu sınıfı

(kategori).

indirimli yolculuk reduced trips Ġndirimli ücret uygulanan toplu ulaĢım yolculuğu.

Ġndirimsiz

aktarma

without transfer

bonus

BelirlenmiĢ hatlar boyunca yapılan (zorunlu) aktarmaların ücret

ödenerek gerçekleĢtirilmesi.

iniĢ koĢulu alighting condition Genellikle, ulaĢım örnekçelerinde, duraklar için kullanım düzeyi

tanımı. Örneğin, iniĢe izin verilmiĢ ya da yasaklanmıĢ durak, gibi.

inme alighting Yolcuların duraklarda araçlardan iniĢ eylemi.

insan kaynağı human resource Kurum ya da iĢletmenin nicelik ve nitelik olarak çalıĢanlarının

(personel) büyüklüğü.

intizam, düzen regularity UlaĢım iĢletmelerinde araçların günlük hizmetlerini öngörülmüĢ

zaman çizelgelerine uygun olarak gerçekleĢtirmeleri.

is salımı (emisyon) carbon emission Araç atık aygıtlarından (egzoz) salınan duman kiri.

iskele piers located Deniz araçlarının yolcu/yük indirme-bindirme yapmak için

yanaĢtıkları yer, yapı.

ĠSKĠ personel

kartı

ĠSKĠ staff card Yolcunun ĠSKĠ (İstanbul Su Kanalizasyon İdaresi) çalıĢanı

olduğunu belgeleyen ve özel tarifeyle yolculuk yapmasını sağlayan

belge.

Ġstanbul Bilet

Projesi

Ġstanbul Ticketing

Project

METMED Projesi kapsamında 1994 yılında Ġstanbul için

gerçekleĢtirilen proje. Katılan ülkeler: Ġspanya (Barselona,

Valencia), Belçika (Brüksel), Fas (Kazablanka), Portekiz (Lizbon),

Türkiye (Ġstanbul), Tunus (Tunus), Almanya (Berlin).

Ġstanbul Boğaziçi

Köprüsü

Bosphorus Bridge

of Istanbul

Ġstanbul'un Avrupa ve Anadolu Yakalarını, Ortaköy ve

Beylerbeyi arasında birbirine bağlayan, 1973 yılında trafiğe açılan

kara ulaĢım bağlantısı (köprüsü).

Ġstanbul Fatih

Sultan Mehmet

Köprüsü

Fatih Sultan

Mehmet Bridge of

Istanbul

Ġstanbul'un Avrupa ve Anadolu Yakalarını, Rumelihisarı ve

Kavacık arasında birbirine bağlayan, 1988 yılında trafiğe açılan

kara ulaĢım bağlantısı (köprüsü).

Ġstanbul UlaĢım

Ana Planı (ĠUAP)

master transport

plan of Istanbul

Ġstanbul kenti için hazırlanmıĢ mevcut ve gelecekte ulaĢım

özellikleri ile beklentilerini belli varsayım ve ölçütler üzerinden

tanımlayan, ĠBB'ce yapılan çerçeve plan.

Ġstanbul

uygulaması Ġstanbul's practise Ġstanbul kentine özgü iĢletim.

Ġstanbul Yakası Ġstanbul side Ġstanbul Boğazıyla iki parçaya ayrılan, Türkiye'nin önemli büyük

kenti Ġstanbul'un Batı (Avrupa) yanında, Haliç Körfezinin

kuzeyinde kalan coğrafi bölümü.

istasyon station Ağır/hafif raylı ulaĢım sistemlerinde yolcu iniĢ biniĢleri ve

beklemelerinin yapıldığı büyük durak.

isteğe bağlı demand responsive Yolcunun isteği üzerine, ulaĢım bölgesi içinde herhangi bir yerde,

önceden belirlenmiĢ süreler içerisinde, değiĢik araçlarla

gerçekleĢtirilen değiĢken (sabit olmayan) hat ulaĢım türü. “Çağır

bin’ adı da verilir. Bkz. Çağır bin.

istem (talep) demand Kent yerleĢiğinin (nüfus), kentsel etkinlikleri için yolculuk istek

düzeyi.

istem

değerlendirimi

demand evaluation UlaĢım iĢletme birimlerince malzeme, hizmet, vb. gereksinim

bildirimlerinin görevli kurulca değerlendirilmesi iĢi.

istem kestirimi

(talep tahmini)

range projection Geleceğe dönük olarak ve varolan yapı özelliklerinden kalkarak

hesaplanan yolculuk beklentileri.

istifa resign ÇalıĢanın görev süresi dolmadan, isteği üzerine yasal olarak

görevden ayrılması.

Ġstiklal Madalyası

Varisleri Derneği

üyeleri kartı

association

members of

independence

methal heir

İstiklal Madalyası Varisleri Derneği üyelerine özel tarifeyle

(ücretsiz) yolculuk hakkı veren belge.

Page 34: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

iĢ (mesai) izleme

kartı

work hours ĠĢçi ve memur çalıĢanların iĢe geliĢ gidiĢlerinin izlendiği belge.

iĢ (repo) cetveli work and free days

shedule

DönüĢümlü (vardiyalı) çalıĢan garaj iĢyerlerinde, iĢçilerin çalıĢma

ve dinlenme (tatil) günlerini gösteren haftalık ya da aylık çizelge.

iĢ alanı business function Kentin ağırlıklı olarak iĢ yerlerinin bulunduğu kesimi.

iĢ aracı company car Bir iĢyerine bağlı, iĢ amaçlı kullanılan araç.

iĢ bölgesi

(yerleĢke)

worker's housing "Üretim yoğun kentlerde, işçilerin topluca oturmalarını sağlamak

amacıyla yapılan ve genellikle işyerine yürüme uzaklığında bulunan

toplu konutlar." (RK, 1998)

iĢ kazası raporu accident on duty

report

ÇalıĢma sırasında gerçekleĢen kazayla ilgili bilgileri içeren belge.

iĢ makinası machine tool DeğiĢik üretim alanlarında (yapım, tarım, üretim, vb.) kullanılan,

taĢımacılık yapmayan araç.

iĢ seyahati journey-to-work 1)ĠĢ amaçlı yolculuk. 2) "İnsanların, evleriyle işyeri arasında gidip

gelebilmeleri için, genellikle sabahları kentin merkezine doğru,

akşamları da tersi yönde hergün gerçekleştirdikleri araçlı-araçsız

eylem." (RK, 1998)

iĢ yeri jobs Ġstihdam yaratan çalıĢma yeri.

iĢ yoğunluğu (ĠY) job density (d) Kentsel birim alan baĢına (km2) düĢen iĢ(yeri) sayısı.

iĢçi labour UlaĢım iĢletmelerinde yasayla tanımlanmıĢ çalıĢan (personel)

statüsü. (ĠĢ, Sendikalar, Sigorta, vb.yasalara bağlı çalıĢan).

iĢçi çalıĢan

hareketi

labour mobilitiy Öngörülen dönem (gün, hafta, ay, yıl ya da seçili bir süre) içinde

memur personelin iĢe girme, görev yeri ve niteliği, nedenlerine

göre iĢten ayrılma, vb. tüm hareketleri(nin kaydı).

iĢçi sicil kartonu labour registration ĠĢçi personelin iĢyerinde çalıĢma düzeni ile amirlerinin gözlem ve

değerlendirmelerini içeren belge.

iĢçi toplusözleĢme

önödemesi (avans)

advanse paymant on

collective labor

contract

Süresinde bitirilemeyen sözleĢme görüĢmelerinde, çalıĢanın

kayıplarını karĢılamak amacıyla sonradan kesilmek (mahsup)

üzere gerçekleĢtirilen ödeme.

iĢgünü working-day Haftanın yasaca öngörülmüĢ, çalıĢılan günleri (Türkiye'de

Pazartesi, Salı, ÇarĢamba, PerĢembe, Cuma).

iĢletici eĢit gelir

paylaĢımı

allocate the right

revenue to each

operator

Kentiçi ulaĢım iĢletmelerinin, yolculuk hizmet katkı payları

oranında gelirden pay alması.

iĢletim dizgesi operational system Bir iĢletmede günlük iĢletme uygulamalarının her biri (iĢletme,

garaj hizmetleri, malzeme, alım satım, muhasebe, bilgiiĢlem,

planlama, vb. günlük iĢ ve bilgi üreten iĢletim dizgeleridir).

iĢletme açığı operating deficit Toplam iĢletme gelirleri ile giderleri arasındaki fark.

iĢletme amiri operation chief Araçların günlük çalıĢmalarının iĢletme bölgesi sorumlusu.

iĢletme bölgelerine

göre kaza

accident by

operational region

UlaĢım iĢletme yönetim bölgelerine göre kazaların dağılımı ve

özellikleri.

iĢletme bölgesi region of operation Bir kentte ulaĢım iĢletme yönetiminin, altyapı (garaj,vb.), hizmet

ağı, coğrafi yapı, ulaĢım beklenti kümelenmeleri, vb. etkenleri

gözönünde bulundurarak sınırlarını belirlediği hizmet alanı.

iĢletme desteği

(sübvansiyon)

operating assistance UlaĢım iĢletme giderleri için (sermaye giderleri dıĢında) parasal

destek; yerel ya da merkezi yönetim desteği biçiminde olabilir.

iĢletme geliri operating revenue UlaĢım hizmeti iĢletmeciliğinden kaynaklanan gelir; doğrudan

yolculuk gelirinin yanısıra reklam, faiz, özel otobüs hizmetleri ve

yönetim desteklerini de kapsar.

iĢletme gideri

(maliyet)

operating expense,

operating cost

1) Parasal olarak ödenen ücret, maaĢ, malzeme, bakım onarım

için gerekli araç gereç ve donatı, yapılar; iĢletme araçları,

donanım, uzmanlık, vb. kiralama bedellerinin toplamı. 2)

Finansman ve amortismanlar dıĢında ulaĢım iĢletme harcamaları.

3) Toplam ĠĢletme maliyetinin yolculuk gelirleriyle karĢılanan

bölümü.

iĢletme giderini

karĢılama düzeyi

coverage of

operating costs

through revenue

Destekler (sübvansiyon) dıĢında ulaĢım gelirlerinin iĢletme

giderlerini karĢılama düzeyi.

iĢletme giderinin

karĢılanması

operating cost

recovery

Yolcu gelirleri düzeyiyle iĢletme giderlerini denkleĢtirme.

Page 35: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

iĢletme hızı operating speed UlaĢım iĢletme türünün (mod) 7 gün/24 saat ortalama ticari

iĢletim hızı.

iĢletme iĢçisi operation worker ĠĢletmenin günlük servisinin sürdürümünü sağlayan iĢçi kesimi

(sürücüler içinde).

iĢletme türü type of operator ĠĢletme yönetimine (kamu, özel) dayalı türel dağılım.

iĢletme verimliliği operator efficiency Kentlerde iĢletmelerin büyüklüğü ve toplu ulaĢım türlerinde

kapasite sunum gücüne göre baĢarımın (performans) ölçülebilir

göstergesi (KYÜ payı olarak yolcu km. maliyetiyle ölçülür).

iĢletme yönetim

dizgesi

operation

management system

UlaĢım iĢletmelerinde tüm ulaĢım hizmetleri, trafik yönetimi,

uygulama kararları, istem (talep) ve sunum (arz) yönetimi, vb. ile

ilgili yapı(lanma).

iĢletmeci (ulaĢım) operator TanımlanmıĢ ulaĢım iĢi yürüten bireysel ya da tüzel kiĢi.

iĢletmeler arası

gelir paylaĢımı

revenue sharing

among operators

Özellikle ortak bilet-ücret politikalarının uygulandığı ulaĢım

ağlarında ortak havuzda toplanan yolculuk gelirlerinin iĢletmeler

arasında hakediĢlere göra dağıtılması.

iĢlevsel kent alanı functional urban

area

ĠĢ ya da çalıĢmanın yoğunlaĢtığı, ev-iĢ yolculuklarının ağırlıkla

yapıldığı coğrafi bölge.

iĢlevsel veri functional data Hatağının nasıl çalıĢtığını gösteren temel bilgi.

iĢyeri servisi employee bus ÇalıĢanların ev-iĢ arası yolculuklarını sağlayan özel ya da kamuya

özgü iĢletme türü.

ĠUAġ IUAġ İstanbul Ulaşım Anonim Şirketi kısaltması. Ġstanbul BüyükĢehir

Belediyesi ve bağlı kuruluĢların ortaklığıyla 1988 yılında kurulan

ve 1989 yılında hafif raylı sistemle (LRT) hizmet vermeye

baĢlayan anonim Ģirket.

ivedi (acil) durum

yönetim dizgesi

(sistem)

emergency

management system

UlaĢım iĢletmelerinde olağanüstü durumlarda (trafik, doğal

yıkım, savaĢ, vb.) yürütülecek ulaĢım hizmeti ile ilgili yapı(lanma).

Bkz. Olağanüstü Durum Yönetim dizgesi.

iyileĢtirilmiĢ yolcu

bilgilendirmesi

improved passenger

information

ĠĢletmeyle ilgili yolcu bilgilendirmesinin (hat, zaman, vb. bilgileri)

yeniden düzenlenmiĢ ve etkili kılınmıĢ biçimi.

iyileĢtirme rehabilitation "Bir ulaşım ağı ya da işletmesini, işlevlerini gereği gibi yerine

getiremez durumdan kurtarmak, özellikle verimsiz uygulamaları

daha üstün hizmet ölçünlerine kavuşturmak." (RK, 1998)

iyileĢtirme

yöntemleri

(strateji)

recovering

strategies

Mevcut iĢletme yapısında belirlenen hedeflere göre, kısa, orta,

uzun dönemli iyileĢtirme olanaklarını dizgeli olarak içeren

uygulama öneri ve tasarıları (planları).

izleme aralığı

(takip mesafesi)

follow-up distance Önde giden aracın arkadan gelen araç tarafından izlenme yol

uzunluğu.

J

jeneratör generator Yakıt yakarak elektrik enerjisi üreten aygıt.

jeton token Hamaddesi metal (alaĢım) olan, araç dıĢında ya da içinde kutu ya

da turnikelere atılarak kullanılan bilet türü.

jeton satıĢı token sale Yolculuklarda kullanılan jetonların yolculara satıĢı.

jetonlu yolculuk trip with token Jeton bilet türü kullanılarak yapılan yolculuk.

K

kablolu (asansör

tipi, çekmeli)

demiryolu

elevator type

railway

Genellikle eğimli arazilerde, raylar üzerinde kablo ile çekilen

ulaĢım türü. Bkz. Funiküler Sistem, Tünel.

Kablolu araç Cable Car Gövde dıĢındaki güçkaynağından, yolboyunca uzanan elektrik

hatlarıyla beslenen; kiĢi denetimli, karma trafikte çalıĢan bir

elektrikli raylı iĢletme aracı.

Page 36: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

kaçak yolculuk fare evasion Bilet/tarife dıĢı yolculuk.

kağıt bilet paper ticket Anamaddesi kağıt olan, baskılı bilet türü.

kaldırım sidewalk Bkz. Yaya kaldırımı

kaldırım

kenarında akıĢ

yönlü Ģerit

with flow kerb side

lane

Kaldırıma koĢut ve bitiĢik olarak trafiğin aktığı yönde toplu

ulaĢıma ayrılmıĢ yol kesimi.

kaldırım

kenarında ters

yönlü Ģerit

contra flow kerb

side lane

Kaldırıma koĢut ve bitiĢik olarak trafiğe ters yönde toplu ulaĢıma

ayrılmıĢ yol kesimi.

kaldırım, yaya

kaldırımı

sidewalk, pavement,

footway

1) Yollarda yayaların hareketine ayrılmıĢ bölüm. 2) "Bir yolun,

sokağın kenarında yalnız yayaların geçmesine ayrılan, azıcık

yükseltilmiş dar bölüm." (RK, 1998)

kaldırım, yaya

yolu

curb, border Yaya yolu, ada, bisiklet yolu, vb. kara yolu bölümlerini taĢıt

yolundan ayıran, taĢıt yoluna göre, araç çıkıĢını güçleĢtirecek

biçimde yükseltilmiĢ olarak yapılan ve karayolundaki trafiği

yönlendiren sınırlayıcı ulaĢım altyapısı.

kalkıĢ zamanı start time Bir hatta bağlı çalıĢan araçların günlük seferlerine öngörülmüĢ

baĢlama saati.

kalkıĢların

eĢgüdümü

coordination of

departures

Araçların seferlerine baĢlama zamanlarının yolboyu üzerinde

yolcu beklentilerini karĢılayacak biçimde düzenlenmesi.

kamu arsası state owned land Kamuya ait, kiĢisel mülk olmayan kara parçası.

kamu hizmeti

taĢıtı

service car Kamu hizmetleri için yük ve yolcu taĢımacılığında kullanılan taĢıt.

kamu iĢletmecisi official operator Merkezi ya da yerel yönetimlere bağlı kent içi ulaĢım iĢletmecisi.

kamu iĢletmesi official operation Merkezi ya da yerel yönetimlere bağlı kent içi ulaĢım iĢletmesi.

kamu kesimi public

administration

Merkezi ya da yerel yönetime bağlı kurum, kuruluĢ, giriĢim.

kamu toplu

ulaĢımı

governing public

transport

ĠĢleticisi kamu olan (merkezi ya da yerel yönetim) toplu ulaĢım.

kamu ulaĢımı official transport Kamu kuruluĢlarınca sağlanan kent içi ulaĢım.

kamusal kent

hizmeti

public services "Bir yerleşimde insanların ortaklaşa yararlandıkları ve genellikle

devlet, yerel yönetim gibi kamu tüzel kişiliklerince doğrudan ya da

onların gözetim, denetimleri altında dolaylı olarak, kazanç amacı

güdülmeden yapılan, yol, okul, gezilik, otopark, su, elektrik, gaz,

toplu taşıma vb. gereksinmelerle ilgili işler ve kolaylıklar." (RK,

1998)

kamyon truck Yük taĢımacılığından kullanılan, yüklü ağırlığı 3500 kg.dan çok

olan, lastik tekerlekli kara ulaĢım aracı.

kamyonet small truck ĠĢ (yük taĢıma) amaçlı kullanılan, taĢıma kapasitesi düĢük (en çok

3500 kg.) kamyon.

kantar weiging machine Araçların ağırlıklarını saptayan aygıt.

kapalı durak covered stop Yolcunun açık hava etkilerinden belli oranlarda korunduğu,

oturma birimleri de içerebilen durak türü.

kapalı garaj alanı covered depot area Filo araçlarının parklama ve yakıt yüklemesi yaptıkları

garajlarda kapalı yapılar bölümü.

kapalı ücret yapısı closed system Bilet ve kartların giriĢ noktalarında satıldığı ya da turnikeli

geçiĢin zorunlu olduğu ulaĢım yapısı.

kapasite capasity Bir araçtaki ençok (azami; maksimum) yolcu sayısı. Koltuk ve

ayakta yolculuk olanağı olarak hesaplanır.

kapasite kilometre capacity kilometer TaĢıt km X araç kapasitesi.

kapasite kullanım

etkeni

capasity factor Ençok (maksimum) yolcu yükü/Ortalama yolcu yükü.

kapasite kullanımı utilization ratio Yolcu kilometrenin koltuk kilometreye oranı.

kapasite kullanımı capacity utilization 1) Birim zamanda durak, bağlantı, hat, araç, vb. için kapasitenin

yüklenme oranı (yük/kapasite ya da yolcu km/ kapasite km)).

Verimlilik göstergesi olarak kullanılır. 2) Yolcu kilometre/kapasite

kilometre.

kapasitenin isteme

uyarlanması

to adapt capasity to

demand

Kentiçi ulaĢım iĢletmelerinde filo araçlarının yolculuk isteminin

(talep) yeri ve büyüklüğüne göre dağıtımının sağlanması.

Page 37: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

kapıdan kapıya

taĢımacılık

growth door to door Kentiçi ulaĢımda verimsiz hatağı etkinliğinin bir örneği olarak,

aktarmaları dıĢlayan; yolculara, yolculuğun baĢlangıçla bitiĢ

noktaları arasında tek araçla hizmet veren olumsuz iĢletmecilik

biçimi için kullanılan sözce.

kaporta skylight ġasi üzerine uygulanan, Ģasi ve aracın diğer elemanlarını örten ve

araca dıĢ görünümünü kazandıran donatı.

kara alanı land area Büyük su yüzeyleri (okyanus, göl, nehir,vb.) dıĢında kalan kent

alanı.

karaliste blacklist Bilet kullanım bilgilerinin girdi olarak çözümlemelerinin yapıldığı

yazılımlarda sorunlu, geçersiz biletlerin yakalanması ve

raporlanması.

Karayolları Genel

Müdürlüğü

(KGM)

Turkish Highways

General Directorate

Türkiye'de, kentsel alandan geçen karayollarının, otoyolların ve

köprülerin planlaması, yapımı, bakımından sorumlu, ulaĢtırma

bakanlığına bağlı ülke çapında örgütlü kamu kuruluĢu.

karayolu highway 1) Trafik için kamu yararına açık arazi Ģeridi, köprü ve alan. 2)

Kara üzerinde ulaĢıma ayrılan alan.

karayolu ulaĢım

(taĢım) türü

surface transit mode Otobüslerle (lastik tekerlekli araçlarla) yapılan yolculuk türü.

karayolu ağırlıklı overwhelming

motorway

Kentiçi ulaĢımda lastik tekerlekli karayolu ulaĢımının diğer

ulaĢım türlerine göre önde olması, öncelenmesi.

karayolu altyapısı infrastructure of

road

Karayollarının yol ve yükselti (platform), kavĢak, aydınlatma,

iĢaretleme, yaya yapıları, yolcu ve yük taĢıma yapıları, terminal ve

aktarma yerleri, sinyalizasyon, vb. özelliklerinin tümü.

karayolu sınır

çizgisi

highway border line Kamusal karayolunda yaya yolunun arazi, arsa ya da mülkle

birleĢtiği çizgi.

karbon alımsatımı

(ticaret)

carbon trade Kyoto sözleĢmesi çerçevesinde salım hakkını tüketemeyen

ülkelerin, dünya salım borsasında bu hakkı baĢka ülkelere

satmaları.

karbüratör carburetor Benzin ve havayı belli bir oranda (1/5) karıĢtırarak silindirlere

gönderen motor parçası.

kart passe BelirlenmiĢ bir süre için sınırsız kullanma (biniĢ) hakkı sağlayan

yolculuk belgesi.

kart bedeli card value Yolculuk kartlarında doğrudan kartın bedeli olarak, kartın

geçerlilik süresi için bir kez verilen, yolculuk bedelinden

(ücretinden) ayrı ödeme.

karter crank case Araçlarda motor yağı deposu.

karton bilet hard paper ticket Hammaddesi kalın ve daha kaliteli kağıt olan ve bilgilerin üzerine

baskıyla yazıldığı bilet türü.

kasko kasko Türkiye'de zorunlu olmayan araç kaza sigorta uygulaması.

katalitik

dönüĢtürücü

(konvertör)

catalytic converter Araç salımlarını (emisyon) azaltma amaçlı olarak yakıtlara

katılan katkı maddesi.

katamaran catamaran type Ġki parçalı gövde ortası açık, hızlı deniz ulaĢım aracı.

katılım (iĢtirak) participation Anonim Ģirketlerde sermaye ortaklığı.

katım, katma

(ilhak)

annexation,

incorporation

"Bir kent yönetiminin, sınırları dışındaki bir yerleşim yerini, yetkili

kurul ve üyelerin kararıyla, kendi sınırları içine alması." (RK, 1998)

katlı kavĢak staged crossing KesiĢme noktasında buluĢan yolların farklı düzlemlerde

(yüksekliklerde) olduğu kavĢak.

kavĢak crossing, road

junction,

interchange,

intersection

1) Ġki ya da daha çok karayolunun kesiĢmesi ya da birleĢmesi ile

oluĢan ortak alan. 2."İki ya da daha çok yolun kesiştiği ve taşıt gidiş

gelişinin değişimine olanak verecek biçimde trafik gereçleriyle

düzenlenmiş kent kesimi." (RK, 1998) 3) "Taşıt gidişgelişlerine

ayrılmış yolların kesiştikleri yer." (RK, 1998)

kayık boat Kol gücüyle (kürek kullanılarak) devinen, küçük kapasiteli deniz

ulaĢım aracı.

kaynak

savurganlığı (israf)

wasted resource Kentiçi ulaĢımda yaratılan kaynağın kötü planlamalara bağlı

verimsiz kullanımı.

kaynakhane welding Her türlü kaynak iĢleminin yapıldığı yer, iĢlik.

kaza accident Yolculuk hizmeti veren araçların hizmetleri sırasında oluĢan

hasarlı, yaralamalı, ölümlü olay.

Page 38: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

kaza saptama

(tespit) tutanağı

accident record

book

Trafik görevlisi tarafından; örneğine uygun olarak kaza yerinin

durumu, iz ve kanıtlar, kazaya karıĢan sürücüler, varsa ölü ve

yaralılar, hasar veya zarar, zaman ve tarih bilgileriyle gerekli

görülen diğer bilgilerin kaydedildiği belge ve çizenek (kroki).

kaza sigortası accident insurance SözleĢme koĢullarına uygun olarak yapılan ödeme (prim) karĢılığı

kazalara karĢı satın alınan parasal güvence.

kent (Ģehir) city 1) YerleĢik nüfusu, ekonomik/toplumsal/kültürel özellikleri

açısından belli bir büyüklükte olan, ulaĢımdan iletiĢime,

enerjiden suya karmaĢık hizmet (altyapı) ağlarının sözkonusu

olduğu yerleĢme birimi. 2) "Sürekli toplumsal gelişme içinde

bulunan ve toplumun, yerleşme, barınma, gidişgeliş, çalışma,

dinlenme, eğlenme gibi gereksinimlerinin karşılandığı, tarımsal

nüfusu az, nüfus yoğun yerleşme birimi." (RK, 1998)

kent biçimi urban form "Bir kentin tasarlanmış ya da tasarlanmamış olarak gelişme süreci

içinde alabileceği örümcek ağı, ışınsar, çizgil, vb. görünümlerden

biri." (RK, 1998)

kent büyümesi urban growth, city

growth

"Bir kentin belli bir ya da birkaç odak çevresinde, belli bir tasarıma

göre ya da tasarımsız nüfusça ve alanca büyümesi." (RK, 1998)

kent demiryolu

(metro)

metropolitan

railway (metro)

Bkz. Demiryolu (Raylı), ağır.

kent dokusu city fabric, urban

fabric

1) Bir kentin tarihsel, kültürel, toplumsal, ekonomik, vb. tüm

özelliklerini örgüleyen giriĢik yapı. 2) "Bir kentin, anayollar ve

yanyollarla bölünmüş, çalışma, alımsatım, üretim, dinlenme

yerlerini kapsayan bölgelerden (ilçe), adacıklardan ve küçük

yerleşkelerden (mahalle) oluşan toprak kullanım biçimi." (RK,

1998)

kent eĢiği urban fringe "Yerleşik alanlarda, yörekentlerin dışına doğru kentsel ve tarımsal

toprak kullanımlarının birleştiği alan." (RK, 1998)

kent imgesi city image "Tasarımı, düzenlenişi, görünümü ve yapılarının tasarım

özellikleriyle, bir kentin insanda bıraktığı izlenim." (RK, 1998)

kent kimliği urban identity "Bir kentin özgün tarihsel ve kültürel birikimi; bölgesel, ulusal ve

küresel yerleşim dizgeleri içerisindeki toplumsal, kültürel ve

ekonomik işlevleri ve bunların, o yerleşim yerlerinin uzamsal

(mekan) örgütlenmesine yansımasından kaynaklanan ayırdedici

özelliklerinin ve niteliklerinin tümü." (RK, 1998)

kent kültürü urban culture "İnsanların davranışlarında, ilişkilerinde, değer yargılarında, tinsel

ve gündelik yaşam biçimlerinde kente özgü niteliklerin ortaya

çıkmasıyla birlikte, bir başka deyişle kentlileşmeyle oluşan üstyapı

kurumu." (RK, 1998)

kent merkezi

bağlantısı

downtown people

mover

Kentin Merkezi İş Alanıyla (MĠA) bağlantılı, duraklama yapmayan

(ilk durağı son durağı olan) döngüsel (ring) hat türü.

kent merkezine

giriĢin

sınırlandırılması

confining access to

city center

Yaya, bisiklet ya da toplu ulaĢımı önceleyecek biçimde diğer

ulaĢım türlerinin kentin merkezi bölgelerine giriĢlerinin değiĢik

yöntemlerle engellenmesi, azaltılması.

kent odağı

(merkez)

downtown, city

center

"Bir kentin, başlıca kamusal ve özel yapılarının, tecim, yönetim ve

kültür kuruluşlarının bir araya toplandığı, çok katlı yapıları, yoğun

ve devingen nüfusu ile önemli kesimi." (RK, 1998)

kent otobüsü intercity bus Bkz. Otobüs, kent.

kent suçu urban crime 1)Bir kentin doğal, tarihsel ve estetik değerlerine, bireyler, türlü

örgütler ve hatta yöneticilerce zarar verilmesi sonucunda, kamu

duyuncunda (vicdan) yarattığı rahatsızlıklara; yasalarda bu

etkinlikler suç olarak tanımlanmasa bile, verilen ad. 2) Bu tür

eylemlerin yasalarda suç olarak tanımlanmış ve bunları işleyenlerin

karşılaşacakları yaptırımların da yine yasalarda gösterilmiş olması."

(RK, 1998)

kent tasarım

(planlama) birimi

(KTB)

Metropolitan Planning

Organization (MPO)

Kent içi ulaĢım taĢımacılığı ve bölgenin diğer tasarım (planlama)

süreçlerini seçili yerel yönetim desteğiyle öngören, bu yönde örgütlü

çalıĢmalar yürütmekle görevli birim (kurum).

kent yapı tasarımı

(nazım imar planı)

master plan, general

plan

"Bir kentsel yerleşmenin yerleşme ilkelerinin ve gelişmesinin

anaçizgilerini gelecek dönem (20 yıl) için öngören çalışma." (RK,

1998)

Page 39: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

kent zaman

politikası

politics on city

times

Kentlerde gündelik yaĢamın zaman açısından yaĢam niteliğini

arttıracak biçimde yapılandırılması, kent yaĢayanlarının

mutluluğunu hedefleyen bir kent zaman planlaması. Batı

dünyasında giderek yerel yönetim siyasetlerinin temel öğelerinden

birini oluĢturmaktadır.

kentağı urban network "Su, elektrik, gaz, ulaşım gibi kent gereksinmelerini karşılamak için,

bunları üretildiği kaynaklardan son kullanıcıya, konutlara götüren,

boru, yalıtılmış tel, otobüs yollarının, kent içinde en uygun ve

ekonomi ilkelerine göre yerleştirilme biçimi." (RK, 1998)

kentbilim town and country

planning, urban

planning

"1) Geniş anlamda, kentlerin değişmesine, büyümesine, gelişmesine,

düzenlenmesine yön veren, kentsel çevreyi, yaşamın toplumsal,

ekonomik, kültürel, politik ve estetik gereklerini gözönünde tutarak

düzenleyen uğraşı, bilim ve sanat dalı. 2) Dar anlamda, yerleşim

yerleri için tasarılar hazırlama yöntemlerini öğreten bilim dalı ve bu

dalda yetişmiş kimselerin uğraşısı. 3) Kent bilimlerinden biri." (RK,

1998)

kentbilimci urbanologist "Kentbilim öğretimi yapan, bu dalda yapıtları ve yayınları olan

kimse." (RK, 1998)

kentbilimleri urban sciences "Kentbilimi dalını da içeren, ama daha geniş olan, kentlerin

doğuşunu, biçimlenişini, kent işlevlerine ilişkin toplumbilimsel,

ekonomik ve teknik tüm etkenleri, kentin yönetimsel yapı ve

süreçlerini inceleyen bilim dallarının tümü." (RK, 1998)

kentdıĢı (banliyö) crosstown Merkezi İş Alanı’na (MĠA) girmeyen raylı sistemler ya da ıĢınsar

olmayan otobüs hatlarının ulaĢım hizmeti verdiği kenti çevreleyen

yerleĢim kuĢağı, yerleĢke.

kentdıĢı (banliyö)

treni

suburban rail Bkz. Demiryolu, kentdışı (banliyö) treni.

kentdıĢı (banliyö)

demiryolu

commuter rail Bkz, Demiryolu, kentdışı (banliyö).

kentdıĢı (banliyö)

raylı taĢımacılık

commuter rail Bkz. Demiryolu, kentdışı (banliyö).

kentdıĢı, banliyö suburban Kent merkezini saran uzak kentsel bölge.

kente göç rural

depopopulation

"Kısal alanların itici ve kentlerin çekici niteliklerinin etkisiyle

nüfusun kırsal bölgelerden kentlere yönelmesi." (RK, 1998)

kentiçi ulaĢım

iĢletmesi

urban transport

operation

Kent içinde değiĢik ulaĢım türleriyle kent içi yolculuk hizmeti

sunan özel, özerk ya da kamu iĢletmesi.

kentlerarası

ulaĢım

through traffic,

intercity traffic

"Kentlerarasındaki yollar üzerinde araç (taşıt) dolaşımı." (RK,

1998)

kentleĢme urbanisation "Sanayileşme ve ekonomik gelişmeye koşut olarak kent sayısının

artması ve kentlerin büyümesi sonucunu doğuran, toplumda artan

oranda örgütleşmeye, uzmanlaşmaya ve insanlararası ilişkilerde

kentlere özgü değişikliklere yol açan nüfus birikimi süreci." (RK,

1998)

kentlileĢme to be citizen "Kentleşmeden ayrı olarak, kentleşme akımı sonunda, toplumsal

değişmenin insan davranışlarında ve ilişkilerinde, değer

yargılarında, tinsel ve maddi yaşam biçimlerinde değişiklikler

yaratma süreci." (RK, 1998)

kentsel alan (1) urbanised area Genel olarak bir kentin yapılaĢmıĢ alanı.

kentsel alan (2) urban area "Genellikle bir kent yönetimi biriminin sınırları içinde kalmakla

birlikte, kimi kez ondan daha geniş olan ve kırsal niteliğini yitirmiş

ya da yitirmekte olan yörekentleri de kapsayan alan." (RK, 1998)

kentsel altyapı urban infrastructure "Bir kentin, işlevlerini yerine getirebilmesi için gereksinme duyulan

su, elektrik, gaz, atıkdüzeni, iletişim, kaldırım, ulaşım, vb. kentsel

donanımların tümü." (RK, 1998)

kentsel etkinlik urban activity Kentlerdeki tüm toplumsal devini.

kentsel geliĢme urban development "Bir ülkede, kentsel nüfusun artması, kentlerin çoğalması ve

bayındır duruma getirilmesi süreci." (RK, 1998)

kentsel geliĢme

örnekçesi

urban development

model

Kentin gelecek tasarımı için öngörülen aĢamalar kurgusu.

Page 40: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

kentsel geliĢme

özellikleri

urban development

patterns

Kentsel geliĢme örnekçelerine esas olmak üzere nüfus, yerleĢme,

arazi kullanımı, yolculuk istemi, vb. kent özelliklerinin geleceğe

dönük eğilimleri ve gizilgüçleri (potansiyel).

kentsel geliĢme

yordamı

urban development

strategy

Kentsel geliĢmelerin varolan ya da olabilecek dinamiklere bağlı

tasarımı.

kentsel iĢlev city function "1) İnsanların, bir kentten bekledikleri; barınma, tecim, çalışma,

yönetim, dinlenme ve eğlenme, ulaşım, vb. hizmetlerinden her biri.

2) Ancak kentlerde bulunabilen, kısal yerleşmelerde sağlanması

olanağı bulunmayan hizmet." (RK, 1998)

kentsel tasarım,

kent planlaması

urban planning,

town planning

"1)Bölge, çevre tasarımlarıyla ve ulusal kalkınma tasarılarıyla

uyumlu olarak, kentin, yalnızca toprak kullanılışı bakımından değil,

aynı zamanda, ekonomik, toplumsal ve nüfusbilimsel yönden

tasarıya, ussal öngörülere bağlanması. 2) Bunu iş edinen bilim dalı

ve uygulama alanı." (RK, 1998) 3) Bir kentin mevcut ve gelecekte,

insan yerleĢmeleri, hizmetlere eriĢim ve onlardan yararlanma

olanaklarıyla ilgili öngörü, yaklaĢım,vb. leri içeren, değiĢik

yaptırım gücü taĢıyabilen yasal dayanaklı çalıĢma.

kentsel yapı urban structure Kentin temel özelliklerinin bağlantılı ve bütünsel bireĢimi.

kentsel yoğunluk urban density Birim alan baĢına yerleĢik (nüfus) sayısı.

kentsellik urbanism "Kentleşme süreci hızlandıkça, kentsel yerleşim yerlerinin ve

buralarda yaşayan insanların kazandıkları yeni niteliklerin tümünü

anlatan bir gelişme ölçütü." (RK, 1998)

kenttaĢ, hemĢeri citizen "1)Bir kentte doğmuş, büyümüş, yaşamış bulunan, o kentle kişiliği

arasında tarihsel, kültürel, duygusal bağlar bulunan, bu kimlikle

kimi kent özelliklerinden yararlanma hakkı olan ve aynı zamanda

kentine karşı kimi toplumsal sorumluluklar ve yükümlülükler

altında olan kişi." (RK, 1998)

kesintisiz

(gayrısafi) yurtiçi

üretim (KYÜ)

gross domestic

product (GDP)

Yurtiçi-yurtdıĢı aktarımlar dıĢında ülkenin (kentin) toplam

üretime 1 yıllık katkısı.

kesintisiz trafik through traffic "Trafiğin, anayola bir ya da iki yanından yapılan giriş ve çıkışlarla

kesilmesinin trafik kurallarınca yasaklandığı taşıt akımı." (RK,

1998)

kestirim matrisi forecasting matrix UlaĢım tasarım ve örnekçelerinde öngörülmüĢ yolculuk istemi,

beklentisi (talep) yapısı.

kestirim örneği forecasting model UlaĢım tasarım ve örnekçelerinde öngörülmüĢ ulaĢım yapı ve

özellikleri.

kır-kent itim-

çekimi

town and country

magnet

"Ebenezer Howard'ca kullanılan, kırsal alanlara kentten daha

güçlü bir demirkapan çekiciliği kazandırmayı, kırsal alanlarla

kentleri evlendirmeyi, daha doğrusu her iki yerleşim yerinin üstün

özelliklerini birleştirmeyi amaçlayan öneri." (RK, 1998)

kırsallaĢma ruralization "1) Kırsal alanda yaşayan nüfus oranının yükselmesi. 2) Kırlardan

kentlere göç sonucunda kentin tinsel ve maddi yaşamına

uyumlanamaması nedeniyle, özellikle büyük kentlerdeki gecekondu

bölgelerinin kırsal alan görünümü kazanması." (RK, 1998)

kırtasiye ambarı stationery

storehoule

UlaĢım iĢletmesinin satın aldığı her türlü kırtasıye malzeme ve

araç gerecinin teslim alındığı, depolandığı ve birimlere dağıtıldığı

ambar.

kısa dönem short term Gelecek 5 yıl ve altı.

kısa dönem hatağı short term route

network

Gelecek kısa dönemde (<5 yıl) öngörülmüĢ, iyileĢtirilmiĢ hatağı.

kısa hüzme short beam Farın 25 m.'ye değin aydınlatması.

kıyı seacost, shore "Denizlerin, yapay ya da doğal göllerin kıyı çizgisi boyunca uzayan

kara parçası." (RK, 1998)

kıyı (kenar)

parklaması

fringe parking Kent çevresinde (banliyö) oturup da iĢi kent merkezinde olan

insanlarca daha çok kullanılan Merkezi ĠĢ Alanı (MĠA)

çeperlerinde konuĢlandırılmıĢ araç park yerleri.

kıyı çizgisi coastal line "Deniz, göl ve akarsularda, herhangi bir anda suyun kara parçasına

değdiği noktaların birleştirilmesinden oluşan ve hava olaylarına

göre değişen doğal çizgi." (RK, 1998)

Page 41: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

kıyı kuĢağı (sahil

Ģeridi)

coastal zone "1)Deniz, göl ve akarsuların, kıyı çizgisi boyunca uzanan, bu çizgi

ile, o çizgi son bulduktan sonra da varlığını sürdüren, kıyı

devinimlerinin oluşturduğu kumluk, çakıllık, taşlık, kayalık, sazlık,

bataklık alanın kara yönündeki doğal sınırı arasında kalan, devletin

kullanım ve egemenliğinde olup toplumun yararlanmasına açık

alan. 2) Kıyı Yasamıza göre, kıyıdan, kara yönünde en az 100 metre

genişliğinde olması gereken 30 metreye değin daralabilecek ve

topluma yararlı olmayan yapı yapılmasına izin verilmeyen alan."

(RK, 1998)

kıyıkent conurbation "Kentin dış kesimlerinde geniş, rastgele ve düzensiz birçok yerleşim

yerinde oluşan yeni kentsel alan." (RK, 1998)

kilit baĢarım

(performans)

göstergeleri

key operating

performance

indicators

Bir iĢletmenin verimlilik ve baĢarımını ölçmeyi olanaklı kılan

temel (kritik) göstergeler. Örneğin, gelirin gideri karĢılama oranı,

araç baĢına çalıĢan sayısı, vb.

kilometre baĢına

araç gideri

vehicle cost per

kilometer

Bir kentiçi ulaĢım aracının yaptığı her kilometre baĢına düĢen

ortalama çalıĢan araç harcaması. Sermaye gideri dıĢında (hariç)

yakıt+lastik+yağ+vergi+sigorta+hizmet+bakım+onarım, vb. sefer

giderlerini kapsar.

kilometre baĢına

sürücü gideri

cost of driver per

km.

Kentiçi ulaĢımın 1 kilometresi baĢına düĢen kesintisiz (brüt)

sürücü harcaması.

kilometre bilgileri kilometer

informations

UlaĢım iĢletmelerinde dizgeli olarak (sistematik) derlenmiĢ her

türlü kilometre bilgisi.

kilometre ücreti kilometer fare Yolculuk kilometresine göre geçerli, düzenlenmiĢ ücret tarifesi.

kiralanmıĢ çalıĢan

(personel)

rent personnel UlaĢım iĢletmelerinde diğer bir firmadan kiralama yöntemiyle

sağlanan, geçici olarak çalıĢtırılan kiĢiler.

kiralık otobüs charter bus Bkz. Otobüs, kiralık.

kirlenme denetimi pollution control "Hava, su ve toprak gibi çevre değerlerinin kirlenmesini önlemek

üzere, kamu kuruluşlarınca önlem alınması ve bunların yürürlüğe

konulması." (RK, 1998)

kiĢi baĢına kentsel

KYÜ

metropolitan GDP

per capita

Kentte yerleĢik nüfus baĢına düĢen kentsel yurtiçi kesintisiz

üretim (gayrısafi hasıla).

kiĢi baĢına

yolculuk

trips per capita Birim (gün,vb.) zamanda bir kiĢice gerçekleĢtirilen yolculuk sayısı.

kitle ulaĢımcılığı mass transportation Bkz. Toplu ulaşım.

kitle ulaĢımı mass transit Bkz. Toplu ulaşım.

km. baĢına gelir revenue per km. Birim km. (sefer km+ölü km.) baĢına ulaĢım geliri.

km. baĢına gider cost per km Birim km. (sefer km.+ölü km.) baĢına ulaĢım gideri.

km. baĢına günlük

yolculuk

daily trips per km. Araçların yaptığı toplam km (sefer km.+ölü km.) birimi baĢına

düĢen bir günlük yolculuk sayısı.

km. baĢına yakıt

tüketimi

fuel consumption

per km

Toplam km. (sefer km.+ölü km.) birimi baĢına tüketilen yakıt

(motorin) miktarı.

koltuk ambarı support storehouse Merkez (ana) ambarından ayrı olarak yapılandırılmıĢ, her

garajda garajın sürekli gereksinimleri için kullanılan

malzemelerin elaltında bulundurulmasını sağlayan ambar.

koltuk kilometre seat kilometer ÇalıĢan ulaĢım araçlarının yolcu kapasite (oturma+ayakta)

kilometresi.

koltuk km.

maliyeti

seat km.cost Koltuk kilometre baĢına düĢen iĢletme gideri (Kentin KYÜ

yüzdesi olarak ölçülür).

kompresör compressor Basınçlı hava üreten aygıt.

komĢu (mücavir)

alan

adjacent area "Hızlı büyüyen kentlerin gelişme alanlarındaki yapıdüzeni denetim

altına almak, tasarım dışı yapılaşmayı önlemek amacıyla, kent

yönetimi sınırlarının, bir dizi onaya bağlı olarak genişletilmesi

sonucunda, yetki alanı içine sokulan alan." (RK, 1998)

konfor kapasitesi comfortable

capacity

Ayakta rahatça durarak yolculuk edebilmeyi de kapsayan yolcu

kapasite üst sınırı.

konut politikası housing policy Kentlerde yaĢayan insanların yerleĢmeleriyle ilgili öngörü ve

yaklaĢımların tümü.

konut-iĢ/iĢ-konut

yolculuğu

commuting trip Konut ve iĢ amaçlı yolculuk.

Page 42: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

koridor corridor Cadde, otoyol, geçiĢ yollarını içerebilen, seyahatlerin önemli bir

bölümünün gerçekleĢtirildiği genel akıĢ yönünü izleyen geniĢ

coğrafi kanal (bant).

korsan iĢletmeci illegal operator UlaĢım iĢletme yetkisi olmamasına rağmen iĢletmecilik yapan kiĢi.

koruma, kent

koruma

site protection,

preservation of

natural sites

"Kentsel ve kırsal alanlardaki, doğal ve yapay değerlerin bir bütün

olarak, özellikle doğal güzelliklerin, çağcıl değerlerin ve yapısal

anıtların geliştirilerek korunmasına, kamuca benimsenmiş bir

politika olarak yaklaşılması." (RK, 1998)

koĢut (paralel)

hatlar

parallel routes Yolboyunun (güzergah) büyük bir bölümünde aynı yolu ve

durakları kullanan hatlar.

koĢutlu (paralel)

hatlar

duplicated routes Birbirine koĢut (paralel) ve yakın, aynı ya da benzer yolculuk

hizmetini gerçekleĢtiren hatlar.

köprü bridge Herhangi bir su engelini (göl, akarsu, deniz) aĢan kara ya da raylı

ulaĢım yolu, yapısı.

köprü geçiĢ ücreti urban toll Ücretli yol ve köprülerde araç geçiĢlerinde ödenen bedel.

körüklü otobüs articulated bus Bkz. Otobüs, körüklü.

köy yolu rural road, lane "Köyleri, kasabaları ve daha küçük yerleşim birimlerini birbirine

bağlayan, kentlerarası karayollarının gerektirdiği nitelikleri ve

ölçünleri (standart) taşıması gerekli olmayan daha dar yollar." (RK,

1998)

kullanabilirlik accessibility Engelli aracı kullanan özürlülerin ulaĢımda güçlükleri aĢmalarını

kolaylaĢtırma giriĢim ve koĢulları.

kullanıcı user "Kent toprağından ve kent yönetiminin sunduğu hizmetlerden

yararlanan ve bu kimliğinden dolayı kent yönetimiyle tüzel ilişkiler

içine bulunan kentli." (RK, 1998)

kullanım utilization Bkz. Kapasite kullanımı.

kuralsız

iĢletmecilik

deregulated

environment

Kent içi ulaĢımda öngörülmüĢ hiçbir kural, iĢlev tanımı,

sorumluluk gözetmeksizin yapılan rastgele iĢletmecilik.

kuruluĢ amacı establishment

purpose

Bir kurum ya da iĢletmenin varolma nedeni (misyon).

kurumsal konut,

lojman

service tenancy, free

dwelling

"Görevlilerin oturması için, kimi kuruluşların yaptırdıkları düşük

kiralı ya da kira karşılığı olmayan konut." (RK, 1998)

küçük araç small vehicle Otomobil benzeri çok düĢük kapasiteli, bireysel kullanım amaçlı

ulaĢım aracı.

küçük kasa petty cash Acil durumlarda, malzeme, hizmet, vb. satınalmalarında

kullanılmak üzere iĢletme birimlerine tanınan üst sınırı

belirlenmiĢ ve sınırlı harcama yetkisi.

küçük otobüs small bus Bkz. Otobüs, küçük.

küçük sanayi

bölgesi

little industrial

districkt

"Belli bir sayının altında işçi çalıştıran, belli bir gücün altında

motor kullanan, yalnız yerel topluluğa hizmet sağlayan sanayi

etkinliklerinin bir kentte yeralması için öngörülen özel bölge." (RK,

1998)

kültürel kalıt

(miras)

cultural heritage Bir toplumun geçmiĢinden bugüne taĢıdığı tüm kültürel değerler.

Kyoto ölçütleri

(kriter) kyoto's criteria

Kyoto Sözleşmesinin öngördüğü ve hedefledifi sayısal sınır

göstergeler.

Kyoto SözleĢmesi

(protokol)

Kyoto protocol BirleĢmiĢ Milletler İklim Değişikliği Çevre Sözleşmesi içinde 1997

yılında imzaya açılan, Türkiye'nin 178. ülke olarak 2008'de

imzaladığı, karbondioksit ve diğer beĢ tür gazın (sera gazı)

salımını 2012 yılına değin, 1990 yılı düzeyinden % 5 aĢağıya

çekmeyi öngörmüĢ uluslararası belge.

L

lastik tire Tekerlekli araçlarda kauçuk hammaddeli tekerlek bölümü.

lastik ambarı tire storehouse ĠĢletmelerin satın aldığı otobüs ve diğer araç lastiklerinin teslim

alındığı, depolandığı, kayıtlarının tutulduğu, garaj ve ilgili

birimlere dağıtıldığı ambar.

Page 43: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

Londra Metrosu London's metro 1863'te ulaĢım hizmeti vermeye baĢlayan dünyanın ilk metrosu.

LPG yakıt LPG fuel Sıvı petrol gazı kısaltması. Seçenek araç yakıtı.

LPG yakıtlı otobüs

dönüĢüm

uygulaması

LPG fuel

conversion project

Mazot yakıtlı motorların LPG yakıtlı motorlara dönüĢtürülmesi

ile ilgili çalıĢma.

M

maddi hasarlı kaza accident with

damage

UlaĢım iĢletmelerinde çalıĢan araçların fiziksel (maddi) hasarlara

neden olduğu kazalar.

mali yıl fiscal year Yıllık hesap dönemi. Bir takvim yılı içinde sonlanacak biçimde

tanımlanan hesap dönemi.

maliyet-fayda

analizi

cost-benefit

analyses

Bkz. Gider-yarar çözümlemesi.

malzeme aktarımı material transfer Bulunmayan bir malzemenin iĢletme içinde bir baĢka atölyeden

sağlanması için kullanılan belge. Bkz. atölyelerarası istek (sipariş)

pusulası.

malzeme çıkma

pusulası

stock exit Koltuk ambarından malzeme çeken kullanıcı birimin bu iĢlem

için doldurduğu belge.

malzeme geri

verme bonosu

stock return Ambardan kullanıcı birime çıkmıĢ malzemenin kullanılmama, tip

dıĢı kalma, vb. nedenlerle ambara geri verilmesinde (iade)

kullanılan belge.

malzeme girme

bonosu

stock entry Kullanıcı birimin satınalınmasını gerçekleĢtirdiği malzemenin

merkez (ana) ambarına giriĢini yapmak için doldurduğu belge.

malzeme istek

belgesi (form)

material request Kullanıcı birimin gereksinim duyduğu malzemeyi nitelik ve

niceliğiyle tanımladığı isteme belgesi.

malzeme istek

listesi

request list Kullanıcı birimlerin gereksinim duydukları malzemelerin

dökümünü veren belge.

malzeme sağlama

(temin) izlemesi

requisition follow-

up sheet

ĠĢletmelerin gereksinimleri için satın alınan malzemelerin

kullanıcı birimce istenmesi (talep), satınalınması (temin), ambar

kayıtlarının yapılması (stok) ve kullanıcı birime verilmesi (teslim)

sürecinin sürekli olarak denetlenmesi.

malzeme takım

iĢçisi

material set worker Garajlarda malzeme takımlarının kullanımından sorumlu iĢçi.

manevra sürücüsü

(Ģoför)

drill driver Garaj içinde değiĢik amaçlarla (manevra, bakım, vb.) araçları

kullanan sürücü.

mantar kent boom-town,

mushroom town

"Kurulduktan sonra olağanüstü bir hızla büyüyen, buna koşut

olarak kalabalıklaşan kent." (RK, 1998)

manyetik alan

etkisi

coercitivity Manyetik alan etki düzeyi. Bkz. Düşük manyetik alan etkisi.

manyetik bilet magnetic ticket Kağıt ya da plastik malzeme üzerine uygulanan manyetik

Ģeritlerde yolculuk bilgilerinin, özel okuyucu ya da yazıcılarla

kaydedilebildiği bilet.

manyetik

demiryolu (Man-

Dem)

magnetic levitation

(Mag-Lev)

Vagonların altında ve raylar üzerinde manyetik itim ya da çekim

gücüyle değiĢmez bir yolboyunca devinen (hareket) yüksek geçiĢ

öncelikli bir raylı ulaĢım türü.

manyetik kart magnetic card Kağıt ya da plastik malzeme üzerine uygulanan manyetik

Ģeritlerde yolculuk bilgilerinin, özel okuyucu ya da yazıcılarla

kaydedilebildiği kart.

marjinal iĢletme

gideri

marginal

operational cost

Her marjinal yolcu baĢına düĢen iĢletme gideri.

marjinal yolcu

gideri

marginal passenger

cost

Yolcunun saat baĢına düĢen ve hattaki sefer aralığının değiĢmesini

açıklayan (yansıtan) bekleme süresi değeri. Bekleme giderinin

olumsuza (eksi, negatif) seyrettiği eĢik gideri.

mavi akbilli

yolculuk

trip with blue card Mavi (süreli) akbil bilet türü kullanılarak yapılan yolculuk.

mavi basın kartı blue press card Yabancı basın çalıĢanlarına baĢbakanlıkça verilen ve ulaĢım

araçlarından ücretsiz yararlanma sağlayan belge.

Page 44: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

mavi kart blue card, multi

journey card

1) Ġstanbul ĠETT bilet uygulaması. Aylık toplu ödeme karĢılığı

sınırsız biniĢ hakkı veren (ĠETT'nin öngördüğü ulaĢım türlerinde)

mavi renkli, kiĢiye özgü kullanımlı karton kartlar, 2001'den sonra

kart üzerine çip (elektronik bilet, akbil tomu) uygulanarak mavi

akbil adıyla tanımlanıp dönüĢtürülmüĢlerdir. 2008 yılında

uygulamadan kaldırılmıĢtır. 2) Günlük, haftalık, 15 günlük, aylık

süreyle sınırsız biniĢ hakkı veren kart. 3) Parası peĢin alınan,

öngörülen süre için sınırsız biniĢ (kullanım) hakkı veren yolculuk

kartı.

mazot pompası fuel pump Yakıt depolarına yakıt pompalayan aygıt.

mazotlu (diesel)

motor

diesel engine Yakıt olarak mazot (disel) yakan motor.

megajül mega-joules Enerji birimi. 1000 jul.

mekik shuttle Özellikle kısa bir hat ya da iĢ merkezleri, ulaĢım sistemleri

arasında bağlantı sağlayan hatların bir bölümünde karĢıt

yönlerde (çift yönlü) çalıĢtırılan kamu ya da özel araç (iĢletimi).

memur staff UlaĢım iĢletmelerinde (kamu kurumlarında) hakları, görevleri,

sorumlulukları yasayla tanımlı çalıĢanlar.

memur çalıĢan

döngüsü

staff mobilitiy Öngörülen dönem (gün, hafta, ay, yıl ya da seçili bir süre) içinde

memur personelin iĢe girme, görev yeri ve niteliği, nedenlerine

göre iĢten ayrılma, vb. tüm devinileri.

merkez (ana)

ambarı

central storehouse ĠĢletmeye giriĢ yapan tüm malzemenin kayıt ve stoklandığı ana

ambar.

merkez atölye

(ana iĢlik)

central workshop Ġkitelli Garajında Motor Yenileme Fabrikası kurulmadan önce

ağır bakım onarım yenileme iĢlerinin yapıldığı iĢlik.

merkez iĢletici operator in central

area

Kentin yoğun odak noktalarında ulaĢım hizmeti veren ulaĢım

iĢletmecisi.

merkezi iĢ alanı

(MĠA)

central business

district (CBD)

1) Yoğun ĠĢ Bölgesi (YĠB) de denir. ĠĢyerlerinin ve çalıĢanların

yoğunlaĢtığı kent içi alan(lar). 2) Bir kentte; büroların, eğlence ve

konaklama yerlerinin, servis hizmetlerinin, trafiğin yoğun ve arazi

değerinin yüksek olduğu, ticaret ve alıĢveriĢ bölgesi.

merkezi yönetim central government Yürütme erki kullanan seçilmiĢ ulusal yetke (otorite).

merkezi yönetim

iĢleticisi

central government

operator

Ulusal devlet kurumlarına bağlı kamu ya da özerk yapılı ulaĢım

iĢletmesi.

mesafe (kıta)

ücreti

distance fare 1) Yapılan yolculuğun uzunluğuna koĢut (paralel) olarak değiĢen

yolculuk bedeli. 2) Katedilen yol uzunluğuna bağlı olarak

ayrıĢtırılmıĢ yolculuk ücreti yapısı.

mesafeye göre

değiĢen ücret

fare varies per

distance

Bkz. Mesafe ücreti.

mesafeye göre

ücret

distance related fare Bkz. Mesafe ücreti.

metanol methanol Seçenek yakıt; havadan ağır sıvılaĢtırılmıĢ alkol. Doğal gazdan

elde edilir.

metro metro Yüksek hız ve kapasiteli, genellikle yeraltında çalıĢan raylı ulaĢım

türü.

metrobüs metrobus Kendi ayrılmıĢ yolunda çalıĢan uzun (iki körüklü), çok yüksek

yolcu kapasiteli, lastik tekerlekli ulaĢım aracı. Yolcu, yükseltilmiĢ

duraklarına yolculuk bedelini ödeyerek girer ve araçların tüm

kapılarından iniĢ biniĢ yapılır. Yaygın örnekte elektrikle çalıĢan

araçlar, kimi modellerde akaryakıt kullanmaktadır (Ġstanbul

Uygulamasında olduğu gibi). Manyetik iz yönlendiricili, sürücüsüz

uygulamaları da vardır.

mevsimlik iĢçi temporary labour Geçici olarak, belirli bir dönem için çalıĢtırılmak üzere iĢbaĢı

(istihdam) yaptırılan iĢçi.

MĠA'da çalıĢma

oranı

proportion of jobs in

CBD

Kentin Yoğun ĠĢ Bölgesi'nde (YĠB) iĢyeri ve çalıĢanların yüzdesi.

midibüs midibus Minibüsle otobüs arası büyüklükte lastik tekerlekli kara ulaĢım

aracı. Bkz. Otobüs, küçük.

minibüs minibus Lastik tekerlekli, 8-14 koltuk kapasiteli kara ulaĢım aracı. Bir ara

toplu taĢım türü olan minibüs, genellikle azgeliĢmiĢ ülkelere özgü,

hızlı kentleĢme ve gecekondulaĢmayla yakından ilgili bir olgu

olup, Ġstanbul'da 1959'dan bugüne yolcu taĢımacılığı

yapmaktadır.

Page 45: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

minibüs, ortaklaĢa vanpool Önceden saptanmıĢ bir noktadan ya da noktaya seyahat giderini

düĢürmek ve kullanımı paylaĢmak amacıyla yolcuların ortak

giriĢimi. Bkz. Minibüs.

minibüs, kamyonet van Arka kısmı kapalı kamyonet, minibüs.

motor engine Yakıttan elde ettiği ısı enerjisini mekanik enerjiye çeviren makina.

motor sökme engine dismantling Araç motorlarının parçalarına ayrılma iĢlemi.

motor yenileme

fabrikası

engine overhaul

plant

Her türlü araç motor iĢinin (takma, sökme, onarma, bakım, vb)

görüldüğü iĢlik, çalıĢma yeri.

motorlu araç motor vehicle Motor gücüyle devinen tüm ulaĢım araçları.

motorlu araç

ulaĢım türü

motorized mode Motor destekli araçların çalıĢtığı tüm ulaĢım türleri (Yaya ve

motorsuz araçlar dıĢında).

motorlu araç

yolağı

motorway network Tüm motorlu araçların kullandığı yolağı.

motorlu araç

yolculuğu

motorised trip Yaya ve bisikletli yolculuk dıĢında araçlı tüm yolculuk türleri.

motorlu bisiklet moped Silindir hacmı 50 cm3'ü geçmeyen, içten patlamalı motorla

donatılmıĢ, yapım (imal) hızı saatte 50 km.den az öngörülmüĢ

motor destekli bisiklet.

motorlu özel araç privat motor vehicle Bireysel amaçlı olarak sahiplerince kullanılan ulaĢım aracı.

motorsiklet motorcycle Ġki ya da üç tekerlekli, sepetli ya da sepetsiz motorlu ulaĢım aracı.

motorsuz araç

ulaĢım türü

mechanized, non

motorized mode

Bisiklet, çekçek vb. motor gücü kullanmayan (insan gücüyle

çalıĢan) ulaĢım türü.

motris electric locomotive Ġstanbul kentiçi ulaĢımından en son 1966 yılında kaldırılan ve

günümüzde (2002) yalnızca Beyoğlu Ġstiklal Caddesinde yolcu

taĢımacılığını sürdüren elektrikli tramvaylarda vagonları çeken

motorlu araç.

muhasebe ve

finansman sistemi

accounting and

financial system

Genel muhasebe kayıtları, borçlar hesabı, alacaklar hesabı,

bütçeleme ve bütçe denetimi, faturalama, bilgi aktarımı, iskonto

ve nakit yönetimi, ödeme, faiz iĢlemleri, proje muhasebesi, vb.

iĢletim dizgelerinden (sistem) oluĢan yapı.

muhtar kartı alderman card Ġstanbul muhtarlarına özel tarifeyle yolculuk hakkı veren belge.

N

nakil transfer Bir kurumdan diğer kuruma geçen çalıĢan.

nakit cash Doğrudan para kullanımı.

nakit ödeme paying in cash, to

take cash

1) Kent içi ulaĢımda yolculuk bedelini yolcunun araç dıĢında ya da

içinde, geçerli parayla ödemesi. 2) Yolculuk bedelinin doğrudan

para olarak alımı.

nazım plan bürosu metropolitan

planning bureau

Kentsel geliĢme tasarımlarını gerçekleĢtiren, yetkili ve sorumlu,

genellikle yerel yönetimlere bağlı uzmanların görev aldığı resmi

büro.

nazım planı master plan of the

city

Genel arazi kullanımı, yerleĢmeler, iĢlevsel kullanımlar, altyapı,

ulaĢım vb. kentsel hizmetlerin yakın, orta ve uzun dönemli

kestirimlerini içeren, politikaları belirleyen, uygulama öngören

tasarım.

network ağ Kentsel alanda ulaĢım yol, hat dağılımı.

New York

Metrosu

New York's metro 1885'te ulaĢım hizmeti vermeye baĢlayan, Londra ve Ġstanbul

Tünel'den sonra Dünyada üçüncü metro.

nitelik quality "Mal ya da hizmetlerden yararlananların ya da ilgililerin

beklentilerinin karşılanmasında ulaşılan düzey." (DPT, 2006)

nitelikli (vasıflı) quality ĠĢ uzmanlığı, yeterliliği olan.

niteliksiz (vasıfsız) unquality ĠĢ uzmanlığı, eğitimi olmayan.

niteliksiz onarıcı

(vasıfsız tamirci)

unquality repairman Tanımlı bir niteliğe göre görev yürütmeyen, niteliksiz garaj

(bakım onarım) iĢçisi.

normal (solo)

otobüs

normal bus Bkz. Otobüs, standart boy.

Page 46: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

normal kart normal card Herhangi bir özel hak ya da konum sağlamayan ulaĢım kartı.

normal yolcu normal fare Tam ücretlendirilen, herhangi bir indirim uygulanmayan yolcu

sınıfı (kategori).

nostaljik tramvay nostalgic tramway Ġstanbul'da (Türkiye) ĠETT ĠĢletmeleri Genel müdürlüğü'nün, en

son 1966 yılında iĢletmeden kaldırılmıĢ bulunan tramvaylardan

çekici (motris) ve vagon iyileĢtirmesi yaparak Beyoğlu yaya

bölgesinde, 1990 yılında yeniden iĢletmeye koyduğu, küçük ölçekli,

(2 motris, 3 vagondan oluĢan, hattın ortası olan Galatasaray'da

ikiye ayrılan tek raylı, 1640 m.hat uzunluklu ) turistik raylı

iĢletme.

NOx (azotoksit) NOx (oxides of

nitrogens)

Araç yakıtlarının yanmasına bağlı olarak havaya salınan ve

kirlilik yaratan kimyasal uçucu (gaz).

nüfus population Kent alanı içinde yerleĢik insanların sayısı.

nüfus kestirimi population

projection

"Doğum, ölüm ve göç devinilerinin ilerdeki olasılıklarıyla ilgili belli

varsayımlara dayanarak, nüfusun gelecekteki gelişmesine ilişkin

hesaplar yapmak." (RK, 1998)

nüfus patlaması population

explosion

"Yeryüzünde nüfus artış hızının çok büyük boyutlara varması

sonucunda, yığışımın, birçok ülkeler için önemli bir toplumsal sorun

durumuna gelmesi." (RK, 1998)

nüfus yoğunluğu population density "Bir bölgede, bir ülkede ya da anakentte, genellikle bir kilometre

kareye düşen nüfus sayısı." (RK, 1998)

nüfus yönetimi population policy "Nicelik ve nitelik açısından nüfus değişmelerini etkileyebilecek

önlemlerin tümü." (RK, 1998)

O

odak, merkez center "1)Bir kentin, tecim ve hizmet etkinliklerinin toplandığı çekirdek

kesimi. 2) Kentsel işlevlerin ve etkinliklerin yoğunlaştığı irili ufaklı

yerleşim yerleri, kentler." (RK, 1998)

odakçıl (merkezi)

tasarı

concentric plan "Kentin bir odak çevresinde birbirini saran türlü işlevsel

kuşaklardan oluşan bir düzen içinde gelişmesini amaçlayan tasarım

türü." (RK, 1998)

odaklanmıĢ bilgi centralised data Ağ üzerinde (bağlantılı ya da bağlantısız) üretilmiĢ bilginin

değiĢik teknolojiler aracılığıyla ortak veritabanı oluĢturmak ve

iĢlenmek üzere ana bilgisayarlarda (dizgelerde) toplanması.

odaktan

uzaklaĢma

(merkezden kaçıĢ)

desantralization Türlü kentsel iĢlevlerin, geleneksel olarak ortaya çıktığı yoğun

odaklardan (merkez alanlar) kenti saran dıĢ bölgelere

kaydırılması.

okul geçidi school walk Okul öğrencilerinin yol geçiĢlerini güvenle sağlayabilmek için,

taĢıt yolunda ayrılmıĢ ve trafik iĢaretiyle tanımlanmıĢ alan.

okul servisi school bus Öğrencilerin ev-okul arası yolculuklarını sağlayan genellikle özel

iĢletme türü.

okul taĢıtı school vehicle Öğrenci ve öğretim kurumları görevlilerine hizmet veren ulaĢım

aracı.

olağanüstü durum

yönetimi dizgesi

emergency

management system

Olağanüstü durumlarda (trafik, doğal yıkım, savaĢ, vb.)

yürütülecek ulaĢım hizmeti ile ilgili yapı(lanma). Bkz. İvedi Durum

Yönetim dizgesi.

olanaksız seyahat impossible travel UlaĢım örnekçe (model) mantığına uymayan, çeliĢen seyahat.

oluklu okuyucu swipe validator Manyetik kartların bir yarık içerisinden geçirilerek okutulduğu

aygıt oluğu.

onarım renovation Bozuk, hasarlı araçların yeniden çalıĢır duruma getirilmesi.

onarım ve bakım

iĢlikleri (atölye)

maintenance/repair

workshop

UlaĢım iĢletme araçlarının bakım ve onarımlarının yapıldığı, buna

uygun tasarımlanmıĢ yer.

onaylı salım

azaltımı

certified emission

reduction Temiz Gelişim Tekniği projelerinin uluslarası yönetim kurulunca

onaylanmasıyla elde edilen hak ve belge.

Orer (Fr. Horaire) timetable Bkz. Zaman çizelgesi.

orman alanı forest area Kent tasarımlarında yeĢil alan olarak ayrılmıĢ ve yerleĢmeye

kapalı bölge.

orman koruyucu

(muhafaza) kartı

forest protector card Yolcunun orman koruma görevlisi olduğunu belgeleyen ve özel

tarifeyle yolculuk yapmasını sağlayan belge.

orta dönem medium term Gelecek 5-20 yıl.

Page 47: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

orta dönem hatağı medium term route

network

UlaĢım örnekçelerinde gelecek orta dönemde (5-20 yıl)

iyileĢtirilmiĢ hatağı.

ortaboy otobüs medium-size bus Bkz. Otobüs, orta boy.

ortalama filo yaĢı average bus age Filoyu oluĢturan tüm otobüslerin (araçların) model yılı esas

alınarak hesaplanmıĢ yaĢlarının toplanıp toplam otobüs (araç)

sayısına bölünmesiyle elde edilen ortalama süre.

ortalama gecikme average delay Duraklara araçların gecikme sürelerinin ortalaması.

ortalama hatağı

hızı

average road

network speed

Tüm araçların kent hatağında 7 gün/24 saat gerçekleĢtirdikleri

servislerin hız ortalaması.

ortalama hız average speed UlaĢım türlerinin hızlarının dönemsel ortalaması.

ortalama seyahat

uzunluğu

average journey

distance

Yolcuların bir ya da birden çok yolculuk yaparak amaçlarına

ulaĢtıkları ortalama yol uzunluğu. Bkz. Yolculuk, Seyahat

ortalama ticari hız average commercial

speed

Bekleme sürelerini de (durak ve terminallerde, trafikte, vb.)

içeren ortalama ulaĢım hızı.

ortalama ulaĢım

bilet geliri

average transport

farebox revenue per

boarding

BiniĢ baĢına düĢen ortalama yolcu geliri.

ortalama yolcu

yükü

average load Gün içerisinde yolculuk sayısının birim zamana düĢen ortalama

büyüklüğü.

ortalama yolculuk average trip Yolculuk sayılarının toplam değerleri üzerinden hesaplanan birim

baĢına (araç, hat, süre, vb.) değer.

ortalama yolculuk

hızı

average journey

speed

Yolcuların seyahat hızları toplamının ortalaması.

ortalama yolculuk

uzunluğu

average riding (trip)

distance

Yolcuların yolculukları sırasında gerçekleĢtirdikleri seyehatlerin

ortalama uzunluğu. Bkz. Yolculuk, Seyahat

oto boyacısı auto dyer Filo otobüslerinin tüm boyama iĢleriyle ilgili iĢçi.

oto elektrik auto electric Araçlarda her türlü elektrik donanımı ve iĢi.

oto elektrikçisi auto electrician Filo otobüslerinin tüm elektrik donanımıyla ilgili iĢçi.

oto korkuluk guard auto Karayolunda trafik güvenliği ile bölünmüĢ yollarda araçların

uzun/kısa farlarının ıĢık huzmelerinin kırılmasını sağlayan set.

oto lastikçisi tire worker Filo otobüslerinin tüm lastik donanımıyla ilgili iĢçi.

otobüs bus Lastik tekerlekli, yüksek yolcu kapasiteli (en az 15 koltuk) kara

ulaĢım aracı. Ġstanbul'da 1928 yılından beri otobüslü toplu ulaĢım

hizmeti verilmektedir.

otobüs (araç)

markası

bus mark Otobüsün (aracın) firma (üretici) adı.

otobüs (araç)

modeli

bus model Otobüsün (aracın) üretim yılı.

otobüs (araç) yaĢı bus age Model yılından baĢlayarak (model yılı= 1 yaĢ) otobüsün (aracın)

yaĢı.

otobüs alımı bus purchase Filonun yenilenmesi, gençleĢmesi ve artan yolculuk isteminin

(talep) karĢılanması için yürütülen otobüs satınalma iĢi.

otobüs baĢına

günlük km

daily km per bus UlaĢım hizmeti veren bir otobüsün 1 günde gelir getiren

kilometresi.

otobüs baĢına

günlük yolculuk

(biniĢ) sayısı

daily number of

passengers(rides)

per bus

Bir otobüse (araca) bir gün boyunca yapılan yolcu biniĢi

(yolculuk) sayısı.

otobüs baĢına

toplam çalıĢan kiĢi

sayısı

number of

personnel per

service (bus)

UlaĢım iĢletmelerinde çalıĢan bir otobüs baĢına düĢen iĢçi, memur,

sözleĢmeli çalıĢan toplam sayısı. UlaĢım baĢarım (performans)

göstergesidir.

otobüs durağı bus stop 1) Otobüslerin durdukları ve yolcu-iniĢ biniĢi yaptıkları nokta. 2)

Genellikle bir simgeyle gösterilen, yolcuların otobüslere biniĢ iniĢ

yaptıkları yer.

otobüs kilometre bus km. Bir otobüsün gerçekleĢtirdiği km. Bkz. Araç kilometre.

otobüs koridoru bus corridor Özellikle otobüslere ayrılmıĢ yol kesimi.

otobüs önceliği bus priority Otobüs Ģeridi, koridoru vb. biçiminde otobüslerin trafikte

seyirlerini kolaylaĢtırıp öncelik sağlayan uygulama.

Page 48: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

otobüs Ģeridi bus lane 1) Otobüslere geçiĢ üstünlüğü tanınan yol Ģeridi. 2) Tüm gün ya da

günün belirlenmiĢ dilimlerinde otobüslere öncelik sağlayan cadde

ya da otoyol Ģeriti. Bazen gerekli ve acil durumlarda diğer taĢıtlar

da bu Ģeriti kullanabilir.

otobüs terminali bus shelter Bekleyen yolculara uygun tasarlanmıĢ, onları kötü hava

koĢullarından koruyan ve oturma birimleri olan, duraklara yakın

yapı ya da yapı eklentisi.

otobüs varlığı (filo) fleet UlaĢım iĢletmelerinde filoyu oluĢturan tüm araçların sayısı.

otobüs yolculuğu bus trip Araç olarak otobüs kullanılan yolculuk.

otobüs yolu busway 1) Diğer Ģeritlerden fiziksel engelle ayrılmıĢ, baĢka ulaĢım

türlerine sınırlanmıĢ, otobüslere ayrılmıĢ yol. 2) Otobüslere

ayrılmıĢ, diğer araçlara açık olmayan yol Ģeriti.

otobüs, besleme bus, feeder Terminal, hızlı otobüs durakları ya da raylı ulaĢım aktarma

noktalarına bağlı hatların otobüsü. Bkz. Besleme Otobüsü

otobüs, çevre

(banliyö)

bus, suburban Yalnızca önden iniĢ biniĢ yapılan, yüksek arkalı normal koltuklu,

ama ayrı yüklüğü olmayan ya da kullanıcı rahatlığı gözetilmemiĢ,

bağlantılı birkaç durağıyla uzun yol hizmet otobüsü.

otobüs, çift (iki)

katlı

bus, double deck 1) Biri diğerinin üzerinde iki ayrı yolcu bölmesi olan otobüs. 2) Ġki

katlı olarak tasarımlanan, yüksek koltuk kapasiteli ve diğer

otobüslere göre koltuk kapasite sayısı daha yüksek olan ulaĢım

aracı. 3) GiriĢ düzeyi ve onun üzerinde ikinci bir katı bulunan,

yüksekliği uluslar arası ölçünlerle belirlenmiĢ otobüs.

otobüs, doğal gazlı natural gas bus Yalnızca doğal gaz yakıtı kullanarak devinen araç (otobüs). Bkz.

Doğal gaz yakıtlı otobüs.

otobüs, geliĢkin

tasarımlı

bus, advanced

design

Ġlk kez 1977 yılında önceki otobüslerle karĢılaĢtırıldığında köklü

bir tasarım ve biçim farkı sunan yeni otobüs.

otobüs, gezi bus, circulator Kent içinde ya da önemli trafik yollarını kullanarak yakın

bölgelerde, özel, amaçlanmıĢ yerleri gezdiren otobüs.

otobüs, görünü bus, sightseeing Pencere alanı geniĢ tutulmuĢ, seyir amacına uyarlanmıĢ otobüs.

otobüs, havahatlı bus, trolley Elektrikle çalıĢan lastik tekerlekli ulaĢım aracı; aracın gövdesi

dıĢında bulunan merkezi bir güç kaynağından hatlarla çekilen

elektrik motora aktarılır. Bkz. Troleybüs.

otobüs, hızlı

(ekspres)

bus, express ĠĢletmeci kararıyla hattın bir bölümünde durak sayısı sınırlanmıĢ

ya da olmayan otobüs.

otobüs, hizmet

(servis)

bus, subscription AyrılmıĢ koltuk ve önceden ödenmiĢ ücretle, belirlenmiĢ bir

bölgede sürekli kullanıcılara (müĢteri) iĢletmecinin sunduğu ev-iĢ

arası hızlı ulaĢım hizmeti.

otobüs, kent bus, intercity Yalnızca önden iniĢ biniĢi olan, yüksek arka koltuklu, yüklük

bölümü ayrı, kullanıcının rahatı gözetilmiĢ, yüksek hızlı uzun

mesafe hizmet otobüsü.

otobüs, kiralık bus, charter Birlikte bir amaç, özel bir izlence için kiĢilerin topluca, önceden

belirlenmiĢ bir fiyata göre, tikel bir sözleĢmeyle otobüsleri

kullanabildikleri ulaĢım hizmeti.

otobüs, körüklü bus, articulated 1) Arkasında bağlantı birimiyle ekli römorku bulunan, yaklaĢık

17-18 m. uzunluğunda, koltuk ve ayakta yolcu kapasitesi toplam

150 kiĢi dolayında olan otobüs. 2) Ġkiye ayrılmıĢ yolcu bölümleri

olan ve dönemeçlerde bağlantı noktasının kıvrıldığı, 17 m. ya da

daha uzun otobüsler.

otobüs, küçük bus, small Uzunluğu 8,5 m.den az otobüs.

otobüs, ortaboy bus, medium-size Uzunluğu 9-10,5 m. arası otobüs.

otobüs, standart

boy

bus, standard-size 1) Uzunluğu 10,5-12,5 m. arasında olan otobüs 2) Kentiçi ulaĢımda

kullanılan, yaklaĢık 11 m. boyunda, koltuk ve ayakta kapasitesi

bir defada yaklaĢık toplam 100 kiĢi olan otobüs.

otobüs, ulaĢım bus, transit Önde ve ortada kapılarıyla, arkada motoru, düĢük arkalıklı

koltuklarıyla kullanıcı için yolcu konforu gözetilmemiĢ, ayrı

yüklüğü olmayan sık duraklı hizmet otobüsü.

otobüs, van

(minibüs)

(bus), van 6 m. ya da daha kısa, isteğe göre tasarımlanmıĢ, ön ya da yan

kapının doğrudan koridora açıldığı, sınırlı normal koltuklu araç.

Bkz. Minibüs.

otobüs, yeni

tasarım

bus, new look 1959-1978 arasında üretilen üstün biçim ve mekanik donanımlı

otobüs.

Page 49: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

otobüslerin

katarlaĢması

bus bunching Verimsiz iĢletmeciliğin ve kötü hatağı tasarımının bir sonucu

olarak, yolboyunca trafik ya da baĢka nedenlere bağlı olarak

otobüslerin arka arkaya dizilmesi.

otogar bus terminal Kent ya da ülkelerarası kara ulaĢım araçları (otobüs) bekleme

noktaları (terminal).

otomatik araçyeri

belirleme sistemi

(OABS)

automatic vehicle

location system

(AVLS)

Yolcuların bilgi gereksinimlerini karĢılamak, filo araçlarının

gerektiğinde bakım, onarımlarını yapabilmek vb. için çalıĢan

araçların trafikteki yerlerini saptayan teknoloji.

otomatik kılavuz automated

guideway

Araç sürücüsü ya da gövdesi içinde görevlilerin bulunmadığı

elektrikli demiryolu.

otomatik ücret

toplama sistemi

(OÜTS)

automatic fare

collection system

(AFC)

Bozuk para, jeton, bilet ya da kartla ödemeye dayalı yolcu

geçiĢlerini sağlayan donanım ve denetim sistemi. UlaĢım ve gelirin

saptanmasını sağlayan özel donanım gerektirir.

otomobil car Sahibi tarafından ticari olmayan bireysel yolculukları için

kullanılan dört tekerlekli, motorlu, sürücüsünden baĢka en çok

yedi oturma yeri bulunan kara ulaĢım aracı.

otomobil

bağımlılığı

automobile

dependency

Kentiçi ulaĢımda bireysel ulaĢım türü olan otomobillerin

ağırlığının artması ve otomobil kullanımının yeğlenmesi.

otomobil

egemenliği

automobile

dominate

Kentiçi ulaĢımda otomobillerin diğer ulaĢım türlerine göre öne

çıkması.

otomobil patlaması automobile boom Kentiçi trafiğinde otomobil kullanımının hızlı artıĢı.

otomobil sahipliği

düzeyi

level of car

ownership

Kentte bireysel ulaĢım amaçlı kullanılan otomobillerin sahiplik

düzeyi.

otomobil trafiği automobile traffic Kentiçinde otomobil hareketlerinden kaynaklanan yolağı

kullanımı.

otomobil trafiği

denetimi

control automobile

traffic

Kentiçi ulaĢımda otomobil hareketliliğini sınırlamak ya da

azaltmak giriĢimi.

otomobile kısıtlı

bölge (OKB)

auto restricted zone

(ARZ)

BelirlenmiĢ zaman dilimlerinde, toplu ulaĢım, acil ulaĢım, taksi ve

kimi durumlarda servis araçları dıĢında, normal otomobillere

yasaklanmıĢ ya da sınırlanmıĢ bölge.

otomobilleĢme

oranı

car ownership rate Bir kentte yaĢayanların otomobil sahipliğinin düzeyini gösteren

oran.

otopark parking lot Araçların topluca park edebildikleri ve bekleme yapabildikleri

alan, yapı.

otoyol, açıkyol,

hızyolu

speedway, freeway,

motorway

"Ana kentler arasında hızlı taşıt gidişgelişlerini sağlayan, yayalara

kapalı, taşıt giriş çıkışıyla sık sık kesilmeyen, yerleşim yerlerinden

uzak geçen, hız düşümü gerektiren keskin dönüşleri (viraj)

bulunmayan, bir iki saatlik aralarla dinlenme ve yakıt alım yerleri

öngörülmüş, geniş ve birkaç izli (şerit) yol." (RK, 1998)

Ö

ödeme denetimi validation Yolcuların bilet ve yolculuklarını ödeme biçimlerinin elle,

mekanik ya da elektronik (otomatik) araçlar yardımıyla izlenmesi.

ödeme ortamı fare media, ticket

media

1) Biletlerin ana madde olarak fiziksel özelliği (kağıt, plastik, vb.).

2) UlaĢımda kullanılan biletlerin yapı (malzeme) özellikleri.

ödence, tazminat compensation "Kamu yararı amacıyla, taşınmazı kamulaştırılan kişiye, bu işlemi

gerçekleştiren kamu kuruluşunun yasalar uyarınca ödediği para."

(RK, 1998)

ödenecek borç accunt payable ĠĢçi ve memur ödemeleriyle ilgili olarak hesaplanmıĢ (tahakkuk)

geçmiĢ dönem vergi borçları (gelir vergisi stopajı, damga vergisi,

katma değer vergisi, vb.), S.S. Kurumu, tasarruf fonu ve bunların

gecikme cezaları; yurtiçi/yurtdıĢı kredi borçları ana para, faiz ve

komisyon ödemeleri; büyükĢehir belediyesinden alınacak borç

ödemelerine dair ödenekleri kapsar.

öğrenci student DeğiĢik ücretlendirilen (indirimli) yolcu sınıfı (kategori).

öğrenci kartı student card Yolcunun öğrenci olduğunu belgeleyen ve özel tarifeyle yolculuk

yapmasını sağlayan belge.

öğretmen teacher DeğiĢik ücretlendirilen (indirimli) yolcu sınıfı (kategori).

Page 50: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

öğretmen kartı teacher card Yolcunun öğretmen olduğunu belgeleyen ve özel tarifeyle

yolculuk yapmasını sağlayan belge.

ÖHO (Özel Halk

Otobüsü)

ÖHO (Private Bus) Özel Halk Otobüsü kısaltması. Ġstanbul'da (Türkiye) 1983'den

beri daha örgütlü olarak ĠETT yönetim, yürütüm ve denetiminde

kentiçi otobüs ulaĢım hizmeti veren ve bağımsız iĢletmecilerden

oluĢan iĢletme türü.

ölçek scale Gerçek uzunluklarla bunların harita üzerindeki uzunlukları

arasındaki küçültme oranı.

ölü kilometre wasted kilometer,

dead kilometer,

deadhead

1) Doğrudan gelir getirmeyen, araçlarla yolcu taĢınmayan

kilometre. 2) Kentiçi ulaĢım araçlarının yolcu taĢımacılığı (servis)

sırasında yaptıkları kilometre dıĢında gerçekleĢen zorunlu ya da

zorunsuz kilometre. Garaj-hatbaĢı km., garaj içi km. yi kapsar. 3)

UlaĢım araçlarının yolcusuz hareketleri; garajlardan hatbaĢlarına

ya da hatlardan hatlara geçiĢlerde sözkonusudur.

ölüm death ÇalıĢanın (personel), çalıĢırken yaĢamının sona ermesi.

ölümlü ulaĢım

kazası

fatality, transport

fatality

UlaĢım iĢletmelerinde çalıĢan araçların insan ölümleriyle (çalıĢan,

yolcu, sürücü, yaya) sonuçlanan kazaları.

öncelikli aktarma

durumu

priority transfer

condition

KoĢulları iyileĢtirilmiĢ ve çekicileĢtirilmiĢ aktarma noktası.

Örneğin aktarma noktasında, mağaza, alıĢveriĢ olanağı, rahat

bekleme olanağı, vb. ortamlar oluĢturarak öncelik yükseltilebilir.

Öncelikli aktarma noktaları aktarma olumsuz etkisini düĢürür.

Bkz. Aktarma olumsuz etkisi.

önerilen hatağı proposed route

network

Varolan ulaĢım hatağına seçenek olarak üretilmiĢ hatağı tasarımı.

öpvebin kiss and ride Toplu ulaĢım araçlarına biniĢ duraklarında (aktarma yerlerinde)

sürücülerin araçlarını bırakmaları ve toplu ulaĢımla seyahatlerini

sürdürmeleri. Bkz. Parketbin.

örgütlü (organize)

sanayi bölgesi

organized industrial

district, industrial

estate

"Sanayinin etkinliğini ve kentte düzenli yerleşmeyi sağlamak

amacıyla, sanayi kuruluşlarının ulaşım, kentsel arazi, enerji, yakıt,

su, hammadde gibi altyapı ve gereksinmeleriyle ilgili kolaylıkları bir

arada bulunduran, özel olarak tasarlanan ve tasarımlarda yer

verilen bölge türü." (RK, 1998)

örnek, tasım model 1) Daha çok matematikte kullanılan bir çözümleme (analiz) aracı.

Gelecekte arazi kullanımlarının, ekonomik uygulamaların,

seyahat etkinliklerinin hava, su, arazi kaynaklarının niteliği

(kalite) üzerinde etkilerini kestirebilmede ulaĢım tasarımcıları

tarafından kullanılır. 2) "Bir kentin bugünkü durumu ve gelecekte

alması istenen biçim gözönünde tutularak, kentin oluşumunu

biçimlendiren almaşık etkenleri sınamak ve herbirinin

davranışlarını önceden kestirmek amacıyla kurulan simgesel

anlatı." (RK, 1998)

örnekçe ince ayarı tuning the model UlaĢım örnekçelerinin seçilmiĢ kimi varsayımlarla desteklenerek

ayrıntılandırılması.

örneklem sample "Herhangi bir evrenin, incelenmek üzere seçilen parçası." (RK,

1998)

örsted oersted Fizikte manyetik alan gücü birimi.

örümcekağı kent radial pattern city "Odağından çevresine doğru ışın gibi yayılan yolları olan, örümcek

ağı biçiminde dokusu bulunan kent." (RK, 1998)

öykünüm simulation "Tasarım kurumlarında kentin gelişmesini belirleyen etkenleri, belli

varsayımlar altında, yapay olarak çevrime sokarak, kentlerin

geleceğine ilişkin kestirimler yapmak ve varılan sonuçları gerçek

kentsel yaşama uygulamak. 2) Bu yöntemi uygulayarak yapılan

kentbilim öğretimi." (RK, 1998)

özel amaçlı taĢıt spesific vehicle Özel amaçlı tasarlanmıĢ (yangın söndürme, cankurtaran, cenaze,

iletiĢim, diğer araçları çekme/kaldırma, vb.) motorlu araç.

özel araba privat car Yalnızca araç sahibinin kullanımına açık, 3 ya da üzeri tekerlekli

ulaĢım aracı.

özel bayi bilet

satıĢı

ticket sale with

private agent

Yolculuklarda kullanılan değiĢik tür biletlerin özel bayi

giĢelerinden özel kiĢilerce, belirli bir kar yüzdesiyle (komisyon)

satıĢı.

özel bayi bilet

satıĢı geliri

revenue of ticket

sale with privat

agent

Yolculuklarda kullanılan değiĢik tür biletlerin özel bayi

giĢelerinden belirli bir kar yüzdesiyle satıĢı sonucu sağlanan gelir.

Page 51: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

özel bilet bayisi private agent Kamu iĢletme biletlerini öngörülen komisyon farkıyla satan özel

kiĢi ya da iĢletme.

özel giriĢimci private enterpreneur KiĢisel sermayesiyle yatırım yapan kiĢi.

özel iĢleticilere

destek

(sübvansiyon)

subsidy to private

operator

Kentiçi ulaĢımı hizmeti veren özel iĢletmelere belli kar oranlarının

kamu tarafından güvencelenmesi, verimsiz hat ya da bölgeler için

özel iĢleticinin güvencelenen açığının kamu kaynaklarınca

karĢılanması.

özel kiĢilere

kiralanan

renting private agent Bilet satıĢı yapmak üzere, kamu iĢletmelerince özel kiĢilere

kiralanan satıĢ noktası.

özel otomobil

sahipliği oranı

automobile

ownership ratio

YerleĢik (nüfus) baĢına düĢen otomobil sayısını veren gösterge.

özel ulaĢım private transport 1) Özel araçla yapılan bireysel yolculuk türü. 2) Çok düĢük

kapasiteli kara (otomobil, taksi) ulaĢım araçlarıyla yapılan kentiçi

ulaĢım.

özel ulaĢım

yolculuğu

privat transport trip Özel ulaĢım araçlarıyla yapılan yolculuk.

özel ulaĢım

yolculuk süresi

(ÖUYS)

time riding of

private

transtportation

(TRPT)

Kentlerde özel ulaĢım araçlarıyla gerçekleĢtirilen yolculukların,

yolculuk baĢına ortalama süresi.

özelleĢtirme privatization Kamunun elindeki kentiçi ulaĢımı iĢletmelerinin özel iĢletmelere

aktarımı.

özgülenmiĢ

(tahsisli) fon

kaynakları

dedicated funding

source

Özgül amaçlar için kullanımı yasaca öngörülmüĢ parasal kaynak.

BaĢka kullanıcılarca harcanamaz.

ÖzgülulaĢım Paratransit Düzenli ulaĢım hatlarından yararlanamayan özürlüler için 1990

Özürlü Amerikalılar Yasası gereği oluĢturulmuĢ ulaĢım hizmeti.

özürlü disabled persons Kentiçi ulaĢımda özel olarak tanımlanan (araç teknolojileri,

değiĢik ücret ya da ücretsiz uygulamaları) bir yolcu sınıfı

(kategori).

özürlü otobüsü low floor bus Özürlü (fiziksel engelli) yolcuların kentiçi yolculuklarını

yapabilecekleri biçimde özel olarak tasarımlanan ulaĢım aracı.

P

paralı aktarma no free transfer Yolculuk boyunca bir ulaĢım aracından diğerine geçerken ücret

ödeme.

paralı otoyol motorway Lastik tekerlekli kara ulaĢım araçlarınca ücret ödenerek

kullanılabilen yol.

parasız aktarma free transfer Yolculuk boyunca bir ulaĢım aracından diğerine geçerken ücret

ödememe.

parasız geçiĢ transit pass Ücretsiz geçiĢ hakkı. Bazı yolculara sağlanan ücretsiz ulaĢım

hizmeti.

parça yıkama spare parts washing Makina parçalarının bakımı iĢlemi.

parçacık (VHC) particul (VHC) Uçucu hidrokarbonlar ya da yanmamıĢ (katı) petrol atıkları.

parçacık

yakalayıcı

particulate trap Araçların saldıkları parçacıkların (katı, kurum,vb.) bir kısmını

yakalayan süzgeç . Genel olarak bir ana gövde ve toplanan katı

parçacıkları yokeden bağlantılı bir denetim biriminden oluĢur.

parçalı çözüm fragmented solution Sorunu bütünselliği içerisinde değerlendiremeden, parçalı olarak

algılayıp her parça için ayrı ve kalıcı olmayan çözümler üretimi.

park denetimi parking control Kent içinde kural dıĢı parklamaların izlenmesi, cezalandırılması,

engellenmesi.

park garaj parking depot UlaĢım iĢletme filo araçlarına sınırlı garaj hizmetlerinin (yakıt,

vb.) verildiği, genelde servis dıĢında konaklama yapılan yer.

park kısıtlaması parking restriction Kentlerde araçların park etmelerini zorlaĢtıran uygulama.

park politikaları parking policies Kentlerde araçların park etmelerini düzenleyen anlayıĢ ve

uygulamaların tümü.

park süresini aĢma

cezası

fine for exceeding

allowed parking

Ġzinli araç park süresini aĢma karĢılığı.

Page 52: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

time

park ücreti parking fare Yasal otoparklamalar için ödenen ücret.

park yasağı alanı

(zon)

no parking zone Araçların park etmelerinin yasak olduğu kentsel alan, bölge.

park yeri parking Kentlerde araçların park etmeleri (bekleme yapmaları) için

kullanılan açık ya da kapalı alan.

parketbin park and ride 1) Toplu ulaĢıma destek amaçlı ve özel araç kullanıcılarına yönelik

parklama türü. Özel araç kullanıcısı toplu ulaĢım terminallerine

yakın noktalardaki 'parketbin' lerde özel aracını bırakarak toplu

ulaĢım aracına geçer. Özel uygulamalar sözkonusu olabilir

(destekler, vb.). Uygulama, özellikle kent içi yoğun bölgelerdeki

trafik sorununun çözümüne katkı yapar. 2) UlaĢım araçlarına

aktarma yapan otomobil sürücüleri için tasarımlanmıĢ parkyeri.

Bkz. Öpvebin.

parketbiniĢkazan park and ride lot Bkz. Parketbin.

parketme parking Araçların durma ve duraklama eylemleri dıĢında bir yerde

bırakılması.

parkmetre parking meter Ödemeli parkölçer.

patlayıcı explosive Herhangi bir etkiyle patlayan madde. Patlayıcı madde taĢıyan

araçlar ve trafiğiyle ilgili ulusal ve uluslar arası geçerli tanımlar

yapılmıĢ, ölçünler oluĢturulmuĢtur.

pazar payı market share UlaĢım iĢletme ya da türünün kent içi yolculuk payı.

personel giriĢi personnel's entries Kuruma yeni çalıĢan (personel) katılımı.

personel

yokluğuna bağlı

yitik (zayi, kayıp)

sefer

lost run by

personnel's lack

Özellikle sürücü personel eksikliğine bağlı olarak ortaya çıkan

eksik sefer.

pik saat peak hour Bkz. Doruk sürem.

piyasa düzenlemesi market regulation UlaĢımla ilgili iĢletmeci davranıĢının piyasa koĢullarına göre

özgürce düzenlenmesi.

plaka licence plate Trafiğe tescilli her araca takılan; 0.75 mm kalınlığında, genellikle

metalden yapılı, il, görev, meslek kategorilerini ayıracak harf,

sayı, renk göstergeleri (kod) içeren levha.

planlama planning Bkz. Tasarım.

postabaĢı head man Niteliksiz (kalifiye olmayan) iĢçi çalıĢtıran destek hizmet

birimlerinde, iĢçilerden sorumlu, yönetici konumundaki iĢçi.

proje gideri project expense Bütçe yılı içinde yapılacak geliĢtirme ve iyileĢtirmeler için ayrılan

ödenek.

propan propane Seçenek yakıt; sıvılaĢtırılmıĢ yeryağı (petrol) uçucusu (SPG).

Havadan ağır olup orta basınç altında depolanır. Doğal gaz ve

petrol türevidir.

psikoteknik psychotechnic Araç sürücülerinin trafikte anlık olaylara tinsel (ruhsal) ve

bedensel tepkilerinin benzetim, yansılama, öykünüm (simülasyon)

teknikleriyle ölçüldüğü yöntem.

PTT

(teknik+dağıtıcı

çalıĢan) kartı

PTT

(technic+distributor

staff) card

Yolcunun PTT (Posta Telgraf Telefon) teknisyeni ve dağıtıcısı

olduğunu belgeleyen ve özel tarifeyle yolculuk yapmasını sağlayan

belge.

PTT dağıtıcısı distributor of PTT DeğiĢik ücretlendirilen (ücretsiz) yolcu sınıfı (kategori).

PTT teknisyeni technician of PTT DeğiĢik ücretlendirilen (ücretsiz) yolcu sınıfı (kategori).

R

raylı toplu ulaĢım

(taĢım) türü

rail transit mode 1) Demiryolları üzerinde çalıĢan araçlarla (tünel, tramvay, hafif

raylı, metro, vb.) yapılan yolculuk türü. 2) Ray üzerinde araçlarla

yapılan ulaĢım türü.

raylı ulaĢım türü rail mode Bkz. Raylı toplu ulaşım türü.

raysız tramvay trackless trolley Bkz. Otobüs, havahatlı.

Page 53: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

rehber guidebook Hatağı ve günlük iĢletme bilgileriyle iĢletme hakkında değiĢik

bilgileri içeren kitapçık.

reklamlı otobüs bus with advertising Reklam uygulanan otobüs.

rektifiye rectifier Araçlarda motor bloku yenileme iĢlemi.

rölanti devresi rolanty period Motorun durmadan kendi kendine düzenli çalıĢabilmesi için

ayarlanmıĢ en düĢük devri.

römork trailer Motorlu araçla çekilen, insan ve yük taĢıma için yapılmıĢ

motorsuz taĢıt.

ruhsat license ÇalıĢma izni.

ruhsatlı franchised Yasal izinli (ulaĢımla ilgili olarak).

ruhsatsız illegal vehicle Yasal izinli olmayan (ulaĢımla ilgili olarak). 'Korsan', 'Kaçak' da

denir.

Rumeli Yakası European Side Ġstanbul Boğazıyla iki parçaya ayrılan, Türkiye'nin önemli büyük

kenti Ġstanbul'un Batı (Avrupa) yanında, Haliç Körfezinin

güneybatısında kalan coğrafi bölümü.

S

saat baĢına anamal

(sermaye) gideri

capital cost per hour TaĢıtların ve diğer değiĢmez (sabit) değerlerin aĢınma ve

yıpranma bedellerinin bir saat dilimine düĢen ortalaması.

saat baĢına araç

gideri

vehicle cost per

hour

Bir kentiçi ulaĢım aracının yaptığı her çalıĢma saati baĢına düĢen

ortalama gider. Varsa Biletçi maaĢı + Genel giderlerden oluĢur.

saat baĢına geçiĢ

(seyir)

runs/hour Bir yönde 1 saatte iĢleyen araç sayısı.

saat baĢına sürücü

gideri

driver cost per hour Bir saatlik sürücü (Ģöfor) çalıĢmasına düĢen ortalama ücret

(kesintisiz). Sürücünün maaĢı + genel giderler.

saat baĢına yolcu

gideri

passanger cost per

hour

Saat baĢına düĢen yolculuk iĢletme harcaması.

saat baĢına yolcu

zaman gideri

passangers time cost

per hour

UlaĢım ücretinin, yolcunun hat (araç) seçimine etkisini belirlemek

için kullanılan ağırlık katsayısı (parametre).

sağlık çalıĢanı haelth personnel Sağlık hizmetleri veren (doktor, hemĢire, vb) çalıĢan.

sağlıklı kent

belgesi (sertifika)

healthy city

certificate

BM Dünya Sağlık Örgütü’nce yayınlanmıĢ Sağlıklı Kent Ana

Ölçütlerini 20 baĢlık altında (hava kirliliği, gürültü, yeĢil alan,

bisiklet, vb.) listeleyen karar.

sağlıksız yarıĢma

(rekabet)

unplanned

competition

Kötü ulaĢım tasarımı ve verimsiz hatağıyla iliĢkili olarak, ulaĢım

sunu ve istemi arasında; iĢletmeler, araç tür ve kapasiteleri,

coğrafi dağılım, hizmet düzeyleri vb. açısından eĢgüdüm ve

bütünlükten yoksun iĢletmeler arasında, kentiçinde ulaĢım ve

trafik karmaĢasına (kaos) da yol açan kuralsız iĢletmecilik

uygulaması.

sahte bilet counterfeit ticket UlaĢım iĢletme gelirlerinin yasal olmayan yollardan ele geçirilmesi

için iĢletme biletlerinin yasadıĢı oluĢturulmuĢ tıpkıbasımı (kopya).

salım emission Kimyasal kirleticilerin (katı ya da uçucu) araçlardan havaya

salınımı.

salım (emisyon)

ticaret borsası

emission market Kyoto SözleĢmesine yandaĢ olan ulusların salım hedeflerini

tutturabilmek için hakkını kullanamayan diğer uluslardan salım

hakkı satın alabildikleri piyasa.

sarı basın kartı yellow press card Yerli basın çalıĢanlarına bakanlar kurulu kararıyla ulaĢım

araçlarından ücretsiz yararlanma hakkı veren kart.

sarım (bobinaj) coil winding Elektrik motorlarında sargı iĢleminin tümü.

satınalma gideri purchase cost UlaĢım iĢletmelerinde araç gereç, donatı (malzeme), yedekparça,

vb. için yapılan harcama.

satınalma kararı purchasing decision Malzeme isteklerinin kurumsal yapı içerisinde gerekli iĢlemlerden

geçirildikten sonra yetkili görevli(ler)ce onaylanması.

savcı attorney DeğiĢik ücretlendirilen (indirimli) yolcu sınıfı (kategori). Hukuk

insanı.

Page 54: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

sayısal veri

(istatistik)

statistic Bir olgu ya da sürecin nicel büyüklüklerle (ölçütlerle)

tanımlanması.

saymaca

(kurmaca, sanal)

durak

model stop Kentiçi ulaĢım örnekçeleme çalıĢmalarında örneğin gerçekci

olmasını sağlama amaçlı olarak, örnek üzerinde varsayılan

kurmaca (sanal) durak.

destek noktası support point Hatağını örnekçe (model) üzerinde daha gerçekci olarak

görebilmek için kullanılan (atanmıĢ) düğüm. Bkz. Destek noktası.

seçenek (alternatif)

yakıt

alternative fuel 1) Varolan ve yaygın olarak kullanılan, ağırlıklı dizel yakıtların

(motorin) yerine kullanılabilecek yakıt türleri. 2) Araçlarda,

yüksek kükürtlü dizel ya da benzin yerine kullanılması düĢünülen

düĢük salımlı (emisyon) yakıt. Metanol, etanol, propan ya da

sıkıĢtırılmıĢ doğal gaz, sıvı doğal gaz gibi.

seçenek hatağı alternative network DeğiĢik varsayımlarla kurgulanan ulaĢım hatağı.

sefer (tam sefer) run, bus trip UlaĢım aracının hattın baĢlangıç noktasına dönüĢüyle

tamamlanan (A-B arasında çalıĢan aracın A'dan B'ye gidiĢi yarı

sefer, A'dan B'ye giderek tekrar A'ya dönüĢü bir tam sefer, yani

seferdir) çalıĢması, gidiĢ geliĢi.

sefer aralığı headway 1) Bir hatta bağlı iki aracın aynı baĢlangıçtan çıkıĢları arasındaki

süre. 2) Belli bir hatta aynı yönde iki aracın hareketleri arasındaki

zaman aralığı.

sefer aralıklarının

dağılımı

distribution of

headways

Kentiçi ulaĢım hatlarındaki araçların sefer aralığı sürelerine göre

ayrıĢtırılması.

sefer aralıklarının

düzenlenmesi

regulation of

headway

Kapasite, yolculuk istemi ve trafik koĢullarına bağlı olarak belli

bir hattın araçları arasındaki sefer aralıklarının iyileĢtirilmesi

(optimize edilmesi).

sefer aralıklarının

yeniden dağılımı

redistribution of

headways for better

capacity utilization

Kentiçi ulaĢım araçlarının varolan zaman düzenlerinin ulaĢım

beklentilerine uygun olarak ve belli yaklaĢımlar içerisinde yeniden

tanımlanması.

sefer baĢına

günlük yolculuk

daily trips per run Bir sefer (gidiĢ-dönüĢ) baĢına düĢen bir günlük yolculuk biniĢleri

ortalaması.

sefer düzenleme

süresi

layover time 1) UlaĢım aracının sefere baĢlamadan önce ilk durakta (terminal)

bekleme süresi. Kavram, genellikle "DeğiĢmez (sabit) sefer

düzenleme süresi + Sefer düzenleme süresi X Seyir süresi"

biçiminde tanımlanır. 2) Araçların seyir süresi dıĢında kalan sefer

süresi. Araçların ilkduraklarda (terminal) bekleme süresi, seyir

süresi dıĢında, sefer süresi içinde sayılır.

sefer düzenleme

yüzdesi

percent layover Sefer süresinin bir yüzdesi olarak sefer düzenleme süresi. Bkz.

Sefer düzenleme süresi.

sefer istem (talep)

kestirimi

forecasting trip

demand

UlaĢım örnekçelerinde hatağında yapılan değiĢikliklerin (seçenek

hatağı) sonucunda sefer isteminde oluĢan değiĢikliğin

hesaplanması.

sefer süresi round time Bir hatta bağlı çalıĢan araçların sefer düzenleme ve bekleme

süreleri de içinde olarak bir tam sefer boyunca çalıĢma süresi.

Bkz. Seyir süresi.

sefer uzunluğu run distance Bir seferde katedilen yol uzunluğu.

seferde bozulan

otobüs oranı

breakdowd in

service ratio

Yolcu taĢıma sırasında bozulan otobüslerin toplam çalıĢan otobüs

sayısına oranı.

selektör selector Uzun ve kısa hüzmelerin sürücü tarafından yakılıp söndürülmesi.

sera (uçucu) etkisi greenhouse gase

effect, effect of

greenhouse gase

1) Fosil yakıtların yanması sonucu havada karbondioksit (CO2),

azotoksit (NOx), subuharı, metan (CH4), ozon (O3),

klorflorokarbon (CFC) gazlarının yoğunlaĢmasıyla, dünyanın

yaydığı uzun dalga boylu radyasyonun emilimi (absorbsiyon) ve

yansıtılmasına bağlı olarak yeryüzüne yakın hava kesiminin ve

yeryüzünün aĢırı ısınması. 2) Ġklim değiĢikliği ve ısınmaya neden

olan gazların etkisi.

sera uçucu salımı

(emisyon)

greenhouse gase

emission

Sera uçucularının (gaz) havaya (atmosfer) bırakılması.

sera uçucusu (gaz) greenhouse gase Havaya (atmosfer) salınan (CO2, vb.) ve iklim değiĢikliği ile

ısınmaya neden olan gazlar.

Page 55: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

seramik kaplama

teknolojisi (GPX-4)

ceramic coating

technology (GPX-4)

Araç motorlarında yanma verimini arttırmayı amaçlayan deneme

aĢamasında teknoloji.

serbest kart free travel Kentiçi ulaĢım aracına ücretsiz biniĢ hakkı veren belge.

servis service ĠĢletmeye alınma, çalıĢma.

servis çakıĢması duplication of

services

DeğiĢik iĢletmecilerin aynı ulaĢım hizmetini aynı yolağında

koĢutlu ve verimsiz bir biçimde yürütmesi.

servis otobüsü subscription bus Bkz. Otobüs, servis.

servisdıĢı downtime Onarım ya da bakım nedeniyle bir aracın iĢletme dıĢı kalması.

serviste arıza breakedown in

service

UlaĢım araçlarının taĢımacılık hizmetleri sırasında yaptıkları ve

servisin sürmesini engelleyen arıza.

serviste hasar damage in service UlaĢım araçlarının çalıĢmaları sırasında yaptıkları kaza sonucu

uğradıkları fiziksel yitim.

serviste kaza accident in service UlaĢım araçlarının taĢımacılık hizmetleri sırasında yaptıkları

kaza.

ses kirliliği noise pollution Canlıları rahatsız eden dalgaboylarında (frekans) ve uyumsuz

(kakafonik) seslerle ortaya çıkan kirlilik. Tinsel ve tensel olumsuz

sonuçlara yolaçar.

seyahat travel, journey Tek ya da daha çok araçla yapılan, baĢlangıç noktasından

yolculuk amacına ulaĢılıncaya değin gerçekleĢtirilen devinim.

seyahat (tam

seyahat)

trip (complete trip) Direk ya da aktarmalı yapılarak amacına (iĢ, okul, ev, vb.) ulaĢan

yolculuk.

seyahat gideri journey cost Bir seyahatin gerçekleĢmesi için gereken tüm girdi toplamı.

seyahat hızı riding speed Hatağında gerçekleĢtirilen seyahatlerde birim süre baĢına

katedilen yol uzunluğu.

seyahat istemi

örnekçelemesi

modelling of travel

demand

Seçili bölgede yolculukların hedef, yön, büyüklük ve yönetimi

açısından belirlenmesi için değiĢik teknikler kullanılarak

yürütülen, varolan durumun anlaĢılması yanında geleceğe iliĢkin

kestirim olanağı sağlayan teknik çalıĢmalar dizisi.

seyahat kestirim

örneği

travel forecasting

model

Yeterli tasarım (planlama) verilerinin bulunduğu durumlarda

belirli bir zaman kesiti için oluĢturulan ulaĢım önerisi.

seyahat ölçünü travel standard Yolcular açısından seyahat süresi, aktarma oranı, güvenilirlik,

rahatlıkta sağlanan belli hizmet düzeyi.

seyahat süresi riding time 1) Hatağında gerçekleĢtirilen seyahatlerin ortalama süresi. 2) Bir

yolculuğun baĢlangıç-bitiĢ arasındaki toplam süresi.

seyahat uzunluğu travelled distance 1) Hatağında gerçekleĢtirilen, amacına ulaĢmıĢ kentiçi

yolculukların ortalama uzunluğu. 2) Bir yolculuğun baĢlangıç-

bitiĢ arasındaki toplam uzunluğu; Yolcu km / Yolcu olarak

tanımlanır.

seyahat yolu travel paths 1) Bir seyahatin baĢlangıç-bitiĢi arasında kullanılan yol boyu

(güzergah). 2) Doğrudan, aktarmalı ve yaya seyahatleri içerecek

biçimde çıkıĢ noktasından yolculuğun amacına ulaĢana kadar, tek

ya da birden çok araçla katedilen yol.

seyir hızı dağılımı distribution of

running speed

Kentiçi ulaĢım hatlarının ortalama seyir hızlarına göre

ayrıĢtırılması.

seyir süresi runtime 1) Sefer düzenleme süresi dıĢında (hariç) sefer süresi. GidiĢ-dönüĢ

süre toplamı olup, seyir sırasında beklemeleri kapsar. 2) Sefer

düzenleme süreleri dıĢında araçların bir seferde harcadıkları süre

(duraklarda bekleme süresi içindedir). Bkz. Sefer süresi.

sıfır büyüme zero growth ÖnlenmiĢ, dondurulmuĢ artıĢ, çoğalma.

sıkıĢtırılmıĢ doğal

uçucu (SDU)

compressed natural

gas (CNG)

Seçenek yakıt türü; yüksek basınç altında sıkıĢtırılmıĢ doğal

uçucu (gaz). Havadan hafiftir.

sıklık iyileĢtirmesi

(SĠ)

frequency

optimization (FQO)

Belli bir gider ya da araç sayısına göre, hizmete verilecek araç tipi

ve sefer aralıklarının belirlenmesi. Böylece bekleme süreleri en

aza (minimal) indirilir, taĢınan yolcu sayısı en çoğa (maksimal)

yükseltilir.

sınırlanmıĢ

öncelikli yol

exclusive rights-of-

way

Diğer ulaĢım türleri için belli oranlarda sınırlandırılmıĢ, toplu

ulaĢımı önceleyen yol.

sınırlı aktarma limited transfer Zaman, bölge, hat, vb. sınırlı aktarma olanağı.

Page 56: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

sınırlı

sinyalizasyon

önceliği

partial signalization

priority

Toplu ulaĢım araçlarının denetiminden bağımsız, belirli bir

gecikme üst sınırının tanımlanabildiği geçiĢ üstünlüğü.

sınırsız kart unlimited card Sınırsız kullanım (biniĢ) olanağı sağlayan kart.

sınırsız yolculuk unlimited number of

journey

BelirlenmiĢ süre için belirlenmiĢ araçlara sınırsız sayıda biniĢ

hakkı.

sıvılaĢtırılmıĢ

doğal gaz (SDG)

liquefied natural gas

(LNG)

Seçenek yakıt; 260 Fahrenheit (125 Celcius) derece altında

sıvılaĢtırılmıĢ doğal uçucu. Orta basınç ve çok düĢük ısıda havası

boĢaltılmıĢ (vakumlu) tüplerde saklanır. SDG (LNG) gazı

havadan hafiftir.

sigorta gideri insurance expense Trafik, kasko, akaryakıt, bina ve tesisler, iç ve dıĢ sigorta

harcamaları.

silici cleaner Filo otobüslerinin temizliğinde görevli iĢçi.

sinyal karıĢması confusion Özellikle uzaktan, dokunmasız çip kartların kullanımında değiĢik

kullanıcılardan eĢzamanlı sinyal algılanması durumunda ortaya

çıkan karmaĢa.

sinyal lambası signal lamp Ön sağ-sol, arka sağ-solda olmak üzere araçlarda uyarı amaçlı

kullanılan dört lamba.

sinyalizasyon signalization Trafikte ıĢıklı uyarı dizgesi (sistem).

sis lambası fog-lamp Araçların ön tarafından sağ ve solda iki adet bulunan ve görüĢün

azaldığı durumlarda kullanılan lamba.

SO2

(kükürtdioksit)

SO2 (sulfur

dioxide)

Araç yakıtlarının yanmasına bağlı olarak havaya salınan ve

kirlilik yaratan kimyasal uçucu (gaz).

sokak donanımı street furniture "Sokakları yararlı kılan ve işlevlerini gereği gibi yerine getirmelerini

sağlayan, elektrik direkleri, ışıklı göstergeler, telefon külübeleri,

posta kutuları, oturma birimleri, ulaşım aracı bekleme birimleri,

parmaklıklar, sokak aydınlatma gereçleri, satıcı külübeleri, vb.

sokaklardaki durağan nesnelerin tümü." (RK, 1998)

son yolculuk

yapma hakkı

last ride bonus DepolanmıĢ değer yüklü kart kullanıcılarının kartlarında tam

yolculuk bedelinin kalmaması durumunda yine de yolculuğu

yapma (ya da tamamlama) izni.

sorgu (anket) questionnaire Kentiçi ulaĢımın özelliklerinin belirlenmesi için yolculara değiĢik

yöntemlerle soru sorularak yürütülen alan çalıĢması.

sosyal nitelikli hat social service Kar amacını gözetmeyen, hatta gözardı ederek toplumsal amacı

öne çıkaran ulaĢım hattı ya da hizmeti.

sözleĢmeli çalıĢan contracting

personnel

Memur ve iĢçi tanımları (statü) dıĢında, kurumla kiĢi arasında

yapılan sözleĢmeye dayalı olarak çalıĢan kiĢi.

standart (solo)

otobüs

normal bus,

Standard (single)

bus, Standard-size

bus

Bkz. Otobüs, standart boy.

stepne jump seat Yedek araç lastiği.

steyĢın vagon station wagon Arka kısmı uzatılmıĢ otomobil ya da minibüs.

stok denetimi

(kontrol)

stock control Malzeme satın alma düzeylerinin saptanması, sipariĢlerin

verilmesi ve istemlerin (talep) listelenmesi, tüm ambarlarda

malzeme/stok kayıtlarının birlikte tutulması, stok sayılarının

denetimi, stok dökümleri (envanter), ölü stokların belirlenmesi,

ambarlara malzeme giriĢ-çıkıĢ oranlarının izlenmesi, vb. iĢletim

düzeneklerinden oluĢan yapı.

stratejik amaç strategic purpose Bir kurum ya da iĢletmenin belirlenmiĢ bir dönem sonunda olmak

istediği yere ulaĢabilmek için görevlerini gerçekleĢtirmede

yönlendirici çerçeve, kavramsal sonuçlar.

stratejik hedef strategic target Bir kurum ya da iĢletmenin stratejik amaçlarını

gerçekleĢtirebilmesi için ortaya koyduğu özgül ve ölçülebilir amaç.

su havzası water catchment

area

Kentin su gereksiniminin karĢılandığı yerleĢmeye kapalı bölge.

sunum (arz) supply Kent yerleĢiklerine (nüfus), kentsel etkinlikler için sunulan kentiçi

ulaĢım hizmet düzeyi (Koltuk km. olarak tanımlanır).

suyolu waterway Kenti saran ya da bölen deniz, akarsu, körfez, vb. su kesimi.

Page 57: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

sürdürülebilir

kalkınma

sustainable

development

Bugünkü kuĢakların gereksinimlerinin, gelecek kuĢak

gereksinmelerine engel oluĢturmayacak biçimde karĢılanmasına

olanak veren ekonomik büyüme siyaseti (politika).

sürdürülebilir

ulaĢım

sustainable transport Toplumsal, çevresel, kültürel, ekonomik etkenlere duyarlı

kesintisiz (sürekli) kent içi ulaĢım.

süre (zaman)

ücreti

time fare 1) Önceden belirlenmiĢ ve yolculuk ücretine temel alınan bir süre

içinde (saat, gün, hafta, ay, mevsim, yıl, vb.) yapılacak sınırsız

sayıda yolculuğun bir defada ödenen bedeli. 2) TanımlanmıĢ süre

için geçerli yolculuk bedeli.

sürekli dengeli

(sürdürülebilir)

geliĢme

sustainable

development

"Çevre değerlerinin ve doğal kaynakların savurganlığa yol

açmayacak biçimde ussal (akılcı) yöntemlerle, bugünkü ve gelecek

kuşakların hak ve yararları da gözönünde bulundurularak

kullanılması ilkesinden özveride bulunmaksızın ekonomik

gelişmenin sağlanmasını amaçlayan çevreci dünya görüşü. Kavram,

1986 yılında Birleşmiş Milletler'in 'Ortak Geleceğimiz' adlı

raporunda ilk kez kullanılmıştır." (RK, 1998)

sürelibiniĢ ridership ÖngörülmüĢ bir zaman diliminde bir toplu ulaĢım dizgesini

kullanım (biniĢ) hakkı.

sürücü driver 1) UlaĢım aracı kullanan kiĢi. 2) UlaĢım iĢletmelerinde filoyu

oluĢturan araçları ve hizmet araçlarını kullanan iĢçi konumunda

çalıĢan.

sürücü belgesi

(ehliyet)

licence Araç kullanma yeterliliğini kanıtlayan ve yetkili kurumlarca

yapılan sınavlarda baĢarılı olan kiĢilere verilen belge.

sürücü gideri cost of driving ÇalıĢan aracın değiĢmez (sabit) ve değiĢken giderleri toplamı.

Sürücü gideri, seyahat süresi giderini kapsamaz.

sürücü kilometre driver kilometer Sürücülerin katettikleri yol uzunluğu (adam km).

sürücü saat driver hours Sürücü çalıĢma süresi (adam saat).

sürüĢ süresi driving time UlaĢım aracının seyirde geçen süresi.

ġ

Ģaft shaft Vites kutusu ile diferansiyel arasında bulunan, vites kutusu

hareketini diferansiyele ileten aktarma organı parçası.

Ģambriyelli (iç

lastikli) lastik

inner tube Ġçinde havayla ĢiĢirilen ayrı bir bölüm bulunan araç lastiği.

Ģanzıman gearbox Vites kutusu da denir. Debriyajla Ģaft arasında bulunan; vites

boĢtayken motorla tekerlek arasındaki bağlantıyı keserek taĢıt

harekete geçmeden motorun çalıĢmasını; ilk hareket, yokuĢ

çıkma, hızlanma durumlarında gerekli dönme gücünü (moment);

geri hareketini; taĢıta uygun hızı sağlayan aktarma organı

parçası.

Ģasi chassis Araçtaki tüm elemanların üzerine bağlandığı, taĢıyıcı iskelet iĢlevi

gören donatı.

Ģehit aileleri kartı family of martyr

card

GeçmiĢ savaĢ ve çatıĢmalarda ölen güvenlik görevlilerinin eĢlerine

özel tarifeyle (ücretsiz) yolculuk hakkı veren belge.

Ģerit road marker TaĢıtların diziler halinde güvenle yolalmaları için taĢıt yolunun

yola koĢut ayrılmıĢ bölümleri.

Ģifreleme encryption Manyetik ya da çip biletlerde güvenlik amaçlı özel kayıt.

Ģöfor driver Bkz. Sürücü.

T

takograf tachograph Araçlara bağlanarak, araç hızını saptayıp kayıtlayan aygıt.

Page 58: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

takoz block Otobüslerde, yüklü ağırlığı 3.5 ton üzeri olan tüm motorlu

araçlarda ve en çok yüklü ağırlığı 750 kg. dan çok olan iki dingilli

römorklarda, aracın geri-ileri kaymasını önlemek için tekerlek

altına konulan genellikle ağaç engel.

taksi taxi Ġnsanların ücretini ödeyerek bireysel yolculuk amaçlı

kullandıkları araç türü.

taksi durağı taxi stand Taksilerin bağlı olarak çalıĢtıkları nokta.

taksi plakası lisence Kentiçinde, merkezi yönetimce verilen taksicilik yapma iznini

gösterir tabela. Ġzin sınırlı olduğundan zaman içinde plakalara

bağlı kentsel rant oluĢabilmektedir.

taksimetre taximeter Taksilerde kullanılan katedilen yola bağlı ücret sayacı.

tam (ücretli)

yolculuk

normal trips Ġdirimsiz, tam ücret uygulanan yolculuk.

tam akbil normal akbil Ġndirimsiz uygulanan tam bedelli, çipli (elektronik) yolculuk

bileti.

tam akbilli

yolculuk

trip with normal

akbil

Tam akbil bilet türü kullanılarak yapılan yolculuk.

tam bilet normal ticket Ġndirimsiz uygulanan tam bedelli, hammaddesi kağıt olan

yolculuk bileti.

tam biletli

yolculuk

trip with normal

ticket

Tam ücretli kağıt bilet türü kullanılarak yapılan yolculuk.

tam mavi akbil normal blue card Ġndirimsiz uygulanan tam bedelli, öngörülmüĢ süreler içinde

(günlük, haftalık, 15 günlük, aylık) sınırsız biniĢ hakkı veren çipli

(elektronik) yolculuk bileti.

tam mavi akbilli

yolculuk

trip with normal

blue card

Tam mavi (süreli) akbil bilet türü kullanılarak yapılan yolculuk.

tam sinyalizasyon

önceliği

absolute

signalization

priority

Toplu ulaĢım araçlarının denetleyebildikleri, sinyalizasyon

sistemiyle sağlanan geçiĢ üstünlüğü.

tarihi doku historic pattern Kentin tarihsel uzam (mekan), yapı ve özelliklerinin yoğun olduğu

bölgelerde tarihsel özelliklerin tümü.

tarihsel etkenler historical factors Kentiçi ulaĢımı etkileyen etkenlerden biri olarak arkeolojik

kalıntı, tarihsel kent çevresi ve mimarisi, vb. özelliklerin tümü.

tarihsel kalıt

(miras)

historical heritage Bir toplumun geçmiĢinden bugüne taĢıdığı tüm tarihsel değerler.

tasarım planning Varolan durum ve kaynaklarla, belirlenmiĢ yordamlara (strateji)

bağlı, geleceğe dönük öngörülerde bulunma.

tasarım dizgesi planning system Araç iĢletiminin günlük tasarlanmasını (zaman çizelgeleri, vb.)

sağlayan iĢletim dizgelerinden oluĢan yapı.

tasarımcı planner Tasarım iĢi yapan.

tasarlanan

(öngörülen) sefer

planned run Kentin kentiçi ulaĢım beklentileri ve iĢletmenin ulaĢım sunu

gizilgücü (potansiyel) dikkate alınarak hesaplanan ve kağıt

üzerinde öngörülen (planlanan) sefer sayısı.

tasarlanan

(öngörülen) servis

planned service Kentin kentiçi ulaĢım beklentileri ve iĢletmenin ulaĢım sunu

gizilgücü (potansiyel) dikkate alınarak hizmete verilmesi kağıt

üzerinde öngörülen (planlanan) toplam araç sayısı.

tasarlanan bütçe budget planned Gelecek dönem (yıl) için öngörülen bütçe.

taĢıma dizgesi transportation

system

"Bir ülkede ya da kentte insan ve nesne taşımayı sağlamada

yararlanılan yol, araç, parkyerleri ve büyük araç konuşlanma yerleri

gibi tüm araçlar ve bunlarla ilgili kolaylıkların oluşturduğu yapı."

(RK, 1998) Bkz. Ulaşım dizgesi.

taĢıma sınırı

(kapasite)

maximum load

(capacity)

Bir aracın güvenle taĢıyabileceği en çok yük/insan sayısı.

taĢıma türü type of transit Kentiçi ulaĢımda, filo araç türüne (lastik tekerlekli, deniz, raylı)

dayalı türel dağılım.

taĢıt vehicle UlaĢım aracı.

taĢıt gereksinimi need of vehicles UlaĢım isteminin, beklentisinin karĢılanamayan bölümü için

gereken taĢıt hesabı.

taĢıt katarı vehicle train Bir birim, tek gövdeymiĢcesine yolalmak üzere birbirine

bağlanmıĢ araçlar dizisi.

taĢıt kaynaklarının

yeniden

redistribution of the

vehicle resources

Ussal (akılcı) bir hatağı için, çalıĢan araçların belirlenen ölçütlere

göre yeniden paylaĢtırılması.

Page 59: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

dağıtılması

taĢıt kilometre

baĢına gider

costs per vehicle

kilometer

TaĢıtın yaptığı her km. baĢına düĢen iĢletme gideri.

taĢıt muhasebe

sistemi

vehicle accounting

system

TaĢıtların fiziksel/teknik verileri, yenilenme zamanları,

yakıt/yedek parça tüketimleri, bakım/onarımlarının düzenli

izlenmesi, kritik parçaları, bakım kartları, atölye kayıtlarını tutan

iĢletim dizgelerinden oluĢan yapı.

taĢıt muhasebesi vehicle accounting UlaĢım iĢletmelerinde arac temelli (baz) gelir-gideri (girdi-çıktı)

gösteren hesap(lama) yöntemi.

taĢıt saat baĢına

biniĢ

boardings per

vehicle hour

Bir taĢıtın 1 saatine düĢen biniĢ sayısı.

taĢıt saat baĢına

gider

costs per vehicle

hour

TaĢıtın çalıĢtığı 1 saate düĢen iĢletme gideri.

taĢıt saat baĢına

kapasite kilometre

capacity kilometer

per vehicle hour

Bir taĢıtın 1 saatine düĢen kapasite km. büyüklüğü.

taĢıt saat baĢına

yolcu

passengers per

vehicle hour

Bir taĢıtın 1 saatine düĢen yolcu sayısı.

taĢıt saat baĢına

yolcu kilometre

passenger

kilometers per

vehicle hour

Bir taĢıtın 1 saatine düĢen yolcu km. sayısı.

taĢıt tiplerinin

yeniden dağılımı

redistribution of

vehicle types

Kentiçi ulaĢım araçlarının tip ve kapasitelerine göre, ulaĢım

beklentilerine uygun olarak ve belli yaklaĢımlar içerisinde,

hatağında yeniden paylaĢılması.

taĢıt yolu

(kaplama)

road used vehicle

(facing)

Kara yolunun genel olarak taĢıtlarca kullanılan bölümü.

taĢıt yükü vehicle load Yolcu km / TaĢıt km.

TCDD TCDD Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları kısaltması. Kentlerarası

ve kentiçi çevre (banliyö) ulaĢımı yapan ve UlaĢtırma Bakanlığı'na

bağlı kamu kuruluĢu. Ġstanbul'da; 1872'de Avrupa, 1877 yılında

ise Anadolu yakasında kurulan çevre (banliyö) ulaĢımı, Marmara

kıyısı boyunca ve koĢutlu olarak hizmetini günümüzde de

sürdürmektedir.

TDĠ TDĠ Türkiye Denizcilik İşletmeleri kısaltması. 1843 yılından beri

Türkiye'de kentlerarası ve kentiçi deniz ulaĢımı yapan (ġirket-i

Hayriye kuruluĢu :1850) ve UlaĢtırma Bakanlığı'na bağlı kamu

kuruluĢu. ġehir Hatları ĠĢletmesi, Mart 2005'te yerel yönetime

bağlı ĠDO Aġ.'ye devredildi.

tecim bölgesi commercial zone "Bir kentin, daha çok da yalnız tecim etkinliklerinin yerine

getirildiği ve özyapının buna uygun olarak yönetmeliklerle belirtilip

tasarılarda tanımlandığı kesimi." (RK, 1998)

tecim odağı commercial center Bir kentin tecim etkinliklerinin en yoğun olduğu, önemli tecimsel

kuruluşlarının toplandığı kesimi." (RK, 1998)

tehlikeli madde dangerous chemical Özel koruma altında taĢınan kimyasal madde. Bu maddeleri

taĢıyan araçlar ve trafiğiyle ilgili ulusal ve uluslar arası geçerli

tanımlar yapılmıĢtır.

tek kapı biniĢi single door

boarding

Genellikle toplu ulaĢım araçlarında kullanılan yalın (basit) bilet

uygulamalarında, denetimi sağlayabilmek için araçlara biniĢin tek

kapıdan yapılması, iniĢlerin diğer kapılara özgülenmesi.

tek katlı otobüs single deck bus GiriĢ düzeyinde sürücü (diğer görevliler) ve yolcu oturma

birimleri bulunan otobüs.

tek tip süre ücreti time fare with flat

fare

TanımlanmıĢ bir süre içinde (hafta, ay, vb.) sınırsız yolculuk

olanağı sağlayan süre ücretiyle tek tip ücreti birleĢtiren yolculuk

ücreti türü.

tek tip ücret flat fare 1) Tek tip, herhangi bir değiĢkene bağlı olarak değiĢmeyen ücret

tarifesi. 2) Herhangi bir ulaĢım etkenine göre (mesafe, araç tipi,

vb.) değiĢmeyen yolculuk ücreti. Bkz. Basamaksız ücret.

tek yönlü one-way Yollarda trafik akıĢ yönlerinden yalnızca biri. Trafiğin

belirlenmiĢ tek yönde akma özelliği.

tek yönlü hat single route Hat boyunca tek yönlü çalıĢan, değiĢik yoldan (güzergah) dönüĢ

yapan hat.

Page 60: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

tek yönlü karayolu one way street 1)TaĢıt yolunun yalnız bir yöndeki taĢıt trafiği için kullanıldığı

karayolu. 2) "Kent içinde taşıt dolaşımını düzenlemek ve

tıkanıklıkları önlemek amacıyla, taşıtların yalnız bir doğrultudaki

gidiş ya da gelişlerine ayrılmış, dönüşlere ve karşıdan gelen taşıtlara

kapalı yol." (RK, 1998) Bkz. Tek yönlü.

tekerlek wheel Kara ve hava ulaĢım araçlarının zemin üzerinde hareketlerini

olanaklı kılan donanım.

teknik çalıĢan

(personel)

technic personnel Teknik statüde (mühendis, matematikçi, vb.) çalıĢan memur ya da

sözleĢmeli kiĢi.

teknik filo ömrü technic fleet life Filonun ekonomik verimlilik göstergelerinden bağımsız olarak

teknik/fiziksel açıdan kullanılabilme süresi.

tekray monorail Tek kiriĢ ya da rayda askılı araç ya da vagonların çalıĢtığı

elektrikli raylı taĢıma. En çok metro ya da uzaktan kumandalı

ulaĢım türlerinde uygulanır.

tektip (sabit) tarife flat fare Herhangi bir ulaĢım etkenine göre (mesafe, araç tipi, vb.)

değiĢmeyen yolculuk ücreti.

telsiz radio Kentiçi ulaĢım iĢletmeciliğinde iletiĢim (haberleĢme) amaçlı

kullanılan aygıt.

TEM freeway Trans European Motorway kısaltması. Ġstanbul'da kenti doğu-batı

doğrultusunda kesen otoyol.

temel ücret base fare 1) BelirlenmiĢ bir kent alanı (zon) içinde ya da iki nokta arasında

geçerli yolculuk ücreti. 2) Aktarma, bölge geçiĢ, hızlı, doruk sürem

ve indirimli ücretlendirmeler dıĢında kalan normal bir biniĢe

uygulanan ücret. Bkz. Biniş (başlangıç) ücreti.

temiz geliĢim

tekniği

clean development

mechanism

Salım hakkı alımsatımını düzenleyen uluslar arası düzenek.

tepki (intikal,

reaksiyon) süresi

reaction time Sürücünün ayağını gaz pedalından kaldırıp fren pedalına

bastırmasına kadar geçen süre (en az 0.75, en çok 1 sn).

tercihli yol, otobüs

yolu

bus lane Otobüslere ayrılmıĢ yol Ģeridi.

terminal terminal 1) Ġnsan ya da eĢya taĢımalarında, araçların indirme, bindirme,

yükleme, boĢaltma, aktarma yaptıkları, bilet ve ulaĢım

kaynaklarına eriĢebildikleri yer. 2) Kentiçi ya da kentlerarası

ulaĢım araçlarının bekleme, yolcu indirme/bindirme yaptıkları

açık/kapalı yapılardan oluĢan nokta.

tersyönlü hat contraflow lane Otobüslere ayrılmıĢ, diğer trafik Ģeritlerinin akıĢ yönüne ters

otobüs trafik yönü.

tesviye levelling Metallerin model ya da teknik resimlerine göre eğe ve diğer aletler

kullanılarak elle biçimlendirilmesi.

ticari hat commercial line Kar amaçlı iĢletilen ulaĢım hattı.

ticari hız commercial speed Sefer düzenleme süresi de içinde olarak (sefer süresi) ulaĢım

aracının birim zamanda katettiği yol uzunluğu.

ticari hız dağılımı distribution of

commercial speed

Kentiçi ulaĢım hatlarının ortalama ticari hızlarına göre

ayrıĢtırılması.

tip dıĢı ambarı unusable materials

storehouse

Filodan düĢmüĢ araçların kullanılamayan malzemelerinin

depolandığı ve iĢlem gördüğü ambar.

toplam garaj alanı total depot area Filo araçlarının konuĢlama ve ikmal yaptıkları garajlarda kapalı

ve açık iĢlik ve alanların toplamı.

toplam gelir

payları

shares of total

revenue

UlaĢım ve diğer ulaĢım dıĢı iĢletme gelirleri (destek, reklam, vb)

dağılımı.

toplam gider

payları

shares of total cost Toplam iĢletme giderleri içinde değiĢik gider kalemlerinin

(personel, malzeme, yakıt, vb) dağılımı.

toplam hat

uzunluğu

accumulativ route

lenght

Hatların uzunlukları toplamı.

toplam seyahat

gideri

global cost of

journey

Seyahat süresi+Kirlilik+Kaza giderlerinin toplamı.

toplam seyahat

süresi

total duration of

journey

YerleĢme (kent) ölçeğinde; Özel Ulaşım Seyahat Süresi + Toplu

Ulaşım Seyahat Süresi.

Page 61: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

toplam seyahat

süresi (ortalama)

total travel time

(average)

Aktarma ve beklemeler de içinde olarak yolculuğun

baĢlangıcından amacına varıncaya dek geçen ortalama süre.

toplam yolcu

gideri

total passanger cost Ulaşım Yolcu Gideri+Ulaşım Kaza Gideri+Ulaşım Kirlilik Gideri

+Ulaşım Seyahat Süresi gideri ortalamasının yıllık kentsel KYÜ

(Kesintisiz Yurtiçi Üretim-Gayrisafi Milli Hasıla) payı

toplam yolculuk

katsayısı

total trip per capita

per day

Yaya yolculuklar da içinde olmak üzere kent yerleĢiği baĢına

düĢen günlük yolculuk (yaya + araçlı) sayısı.

toplayıcı yol main road "Kent içinde, oturma alanlarında bulunan ve yerel yollardan

topladığı yaya ve taşıt akımını anayollara aktarmaya yarayan yol."

(RK, 1998)

toplu pazarlık collective

bargaining

Ücret, çalıĢma saatleri ve koĢulları gibi temel konuların

düzenlenmesi için iĢçi sendika temsilcileri ile iĢveren arasında

yürütülen görüĢmeler.

toplu taĢıma mass transportation,

public

transportation

"Bir kent halkının ulaşım gereksinmesinin özel taşıt, dolmuş ve

küçük binitler (otomobil) yerine, otobüs ya da metro gibi kısa sürede

çok sayıda insan taşımaya elverişli büyük taşıma araçlarıyla

karşılanmasını içeren ulaşım dizgesi." (RK, 1998). Bkz. Toplu

ulaşım.

toplu ulaĢım ağı public transport

network

Kentte toplu ulaĢım sistemlerinin kullandığı yol haritası.

toplu ulaĢım

dizgesi

public transit

system

1) Herhangi bir yerel yönetim, bölgesel yönetim, devlet ya da diğer

yönetim birimlerince desteklenen (sübvansiyon), iĢletilen,

yönetilen ulaĢım hizmetlerinin yürütüldüğü yapı ve iĢleyiĢ. Bu

yapı, yapılan sözleĢmelerle iĢletim ve yönetimleri açısından resmi

kurumlara bağlı çalıĢan özel Ģirketleri de içerir. 2) UlaĢım tür ve

iĢleticileri, iĢletim biçimleri, yasal ve yönetsel özellikleriyle bir

kente toplu ulaĢım hizmeti veren yapının bütünü.

toplu ulaĢım hızı public transport

speed

Toplu ulaĢım araç türlerinin hızları ortalaması.

toplu ulaĢım

hizmet açığı

public transport

supply shortage

Toplu ulaĢım hizmet düzeyinin türlü nedenlerle yolculuk isteminin

gerisinde kalmasından doğan eksiklik.

toplu ulaĢım

seyahat süresi

total journey time of

public transport

Duraklara ve duraklardan yürüme, bekleme ve aktarma

sürelerini de içerecek biçimde, toplu ulaĢım araçlarıyla yapılan

seyahatlerin toplam süresi.

toplu ulaĢım

sistemi

collective transport

system

Bkz. Toplu ulaşım dizgesi.

toplu ulaĢım

üretkenliği

public transport

productivity

Araç, koltuk, birim gider baĢına seyahat, gelir düzeyi.

toplu ulaĢım

verimliliği

public transport

efficiency

Kentlerde toplu ulaĢımın büyüklüğü ve toplu ulaĢım türlerinde

kapasite sunum gücüne göre baĢarımın ölçülebilir göstergesi

(KYÜ payı olarak yolcu km. gideriyle ölçülür).

toplu ulaĢım

yatırım harcaması

public transport

investment spending

Doğrudan iĢletme harcamaları dıĢında toplu ulaĢım için yapılan

diğer (altyapı, araç, vb.) harcamalar.

toplu ulaĢım

yolculuğu

public transport trip Toplu ulaĢım araçlarıyla yapılan yolculuk.

toplu ulaĢım

yönetimi

public transport

patronage

Kentiçi toplu ulaĢımın kentsel ölçekte yönetimi ve yapılanması.

toplu ulaĢım,

kamusal ulaĢım

public

transportation

1) Özel araç, bisiklet+motorsiklet, taksiyle yapılan bireysel ulaĢım

türleri dıĢında kalan araçlarla gerçekleĢtirilen ulaĢım. 2) Yüksek

kapasiteli kara, raylı ve deniz ulaĢım araçlarıyla yapılan kentiçi

ulaĢım. 3) Koltuk (yolculuk) kapasitesi yüksek ulaĢım araçlarıyla

yürütülen kent içi ulaĢım. 4) Kamu ya da özel otobüs, demiryolu

ve diğer taĢıma türleriyle belli bir düzenlilik içinde kent halkına

sunulan genel/özel ulaĢım hizmeti. ‘Kitle ulaşımı’ ya da ‘ulaşım’ da

denir. 5) "Bir kentte, insanların yaşamlarını daha kolay sürdürmek

için gereken seyahatleri yapmalarını sağlamak amacıyla kamu

kuruluşlarının ve özellikle kentsel yerel yönetimlerin ya da onlara

bağlı tüzel kişiliklerin kurup çalıştırdığı ulaşım dizgesi." (RK, 1998)

toplu ulaĢımı

engelleme cezası

fine for obstrucking

public transport

Kent yolları üzerinde toplu ulaĢımı engelleyen araç beklemelerine

(parklama) uygulanan ceza.

Page 62: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

toplu ulaĢımın

çekiciliği

attractiveness of

public transport

Kentiçi toplu ulaĢımın nicel ve nitel hizmet düzeyiyle diğer ulaĢım

türlerinin önüne geçmesi.

toplu ulaĢımın

öncelenmesi

public transport

prioritization

Kentlerde ulaĢım yönetimince alınan ulaĢım ve trafik

karar/uygulamalarıyla toplu ulaĢımın öne çıkarılması,

desteklenmesi, yeğlenmesinin sağlanması.

toplukonut housing estate,

housing scheme

"Konut birleşkesi (kooperatif), konut yapım ortaklığı ya da konut

bankaları gibi kamusal ya da özel kuruluşlarca gerçekleştirilen ve

çok sayıda ailenin barınma gereksinmesini karşılayan büyük çaptaki

konutlandırma ve yerleşim girişimi." (RK, 1998)

toplumsallaĢtırma,

kamulaĢtırma

socialization "Bir doğal kaynağın, ekonomik etkinliğin ya da hizmetin bireylerin

elinde kişisel kazanç amacıyla kullanılmasını önlemek; ya iyeliğinde

(mülkiyet) ya kullanımında ya da bunların her ikisinde kamunun

etkinliğini arttıracak değişiklikler yaparak bunları tüm toplumun

yararlanmasına sunumak." (RK, 1998)

torna lathing Metallerin model ya da teknik resimlerine göre iĢlendiği,

biçimlendirildiği tezgah.

Toronto

SözleĢmesi

Toronto Protocol YaĢanabilir toplumlar ve sürekli geliĢmeye katkı amaçlı olarak

UITP 53. Kongresi'nce, 1999 yılında yayınlanan bildiri.

trafik akımı traffic current Belli bir yolboyunda araç hareketliliği, yol kesitinde birim

zamanda geçen araç sayısı.

trafik araĢtırması traffic survey Trafikle ilgili ölçülebilir büyüklüklerin (akım, kapasite, hız,

doluluk, vb.) değiĢik yöntemlerle ve dizgesel olarak ölçümü

çalıĢması.

trafik bölgesi traffic zone "Ulaşım araştırmalarında yolculuk davranışlarının saptanabildiği ve

çözümlenebildiği en küçük birim." (RK, 1998)

trafik denetimi traffic control Yasal görevli kurum ya da gönüllü görevlilerce yürütülen trafiğin

kurallı ve düzenli yürümesini sağlama iĢi.

trafik etkili sinyal

dizgesi (sistem)

traffic effectual

signalization

Belli odaklardan (merkez) gerçekleĢtirilen, uzaktan yönetimli yol

ıĢıklandırma (sinyalizasyon) dizgesi.

trafik güvenliği traffic safety Trafik içinde seyreden insan ve araçların zarar görmesini

engelleyecek önlemler bütünü.

trafik ıĢığı traffic signal, traffic

light

1) KavĢaklarda yaya ve araçlar için geçiĢi düzenleyen ıĢık

düzeneği. 2) Trafikte yolboyunca ya da kavĢaklarda düzenleyici

iĢlev gören ıĢık uyarı dizgeleri.

trafik ıĢığı önceliği priority in traffic

signal

Trafik ıĢık düzeninde, belirlenmiĢ araçların (örneğin, toplu

ulaĢım) öncelenmesi.

trafik iĢareti traffic sign Trafiği düzenleme amacıyla kullanılan iĢaret levhaları, ıĢıklı ve

sesli iĢaretler, yer iĢaretlemeleri ile trafik görevlilerinin trafiği

yönetmek için yaptıkları deviniler.

trafik kaynağı traffic generator "İnsanların ve taşıtların kent içinde devinimlerine yolaçan ve bu

devinimleri çoğaltan eğlence yerleri, işyerleri, öğrenim kurumları,

vb. etkenler." (RK, 1998)

trafik kazası traffic accident Karayolu üzerinde seyreden bir ya da daha çok aracın karıĢtığı

ölüm, yaralanma ve zararla sonuçlanmıĢ olay.

trafik kuralları traffic rules Trafiği düzenleyen, trafik içinde yeralan tüm kiĢilerin (yaya,

yolcu, sürücü, vb) uyması gereken, yaptırım gücü içeren

düzenlemelerin tümü.

trafik mevzuatı traffic law's Trafikle ilgili tüm yasa, tüzük, kural, vb.nin tümü.

trafik müdürlüğü traffic management Trafiği yöneten, düzenleyen kentsel ölçekli resmi kurum.

trafik mühendisliği traffic engineering Trafikle ilgili yol, araç teknolojileri, yol geçitleri, tünel geçiĢleri,

kentiçi trafik yönetimi, vb. konuları ele alan teknik uzmanlık.

trafik oylumu

(hacım)

traffic volume "Belli bir noktadan, belirli bir sürede geçen insan, taşıt ve hayvan

sayısı." (RK, 1998)

trafik polisi traffic police Kentiçi ve kentlerarası ulaĢım, trafik yönetim ve denetimi yapan

görevli (genellikle kamu görevlisi).

trafik sayımı traffic counting Trafikle ilgili sayısal veri toplamak için yapılan iĢ.

trafik sıkıĢıklığı traffic congestion 1) Kent yolağında trafiğin onaylanabilir (optimum) değerlerin

altında gerçekleĢtiği olumsuz trafik koĢulları. 2) "Trafik

yoğunluğunun, insan ve taşıt gidişgelişine engel olacak ölçüde

artması." (RK, 1998)

Page 63: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

Trafik

SıkıĢıklığının

Azaltılması ve

Hava Kalitesi

Congestion

Mitigation and Air

Quality

ABD'de, hava kirliliğine yolaçak otomobil salımlarını (emisyon)

azaltmada önemli bir katkı niteliğinde trafik ve otoyol projeleri

için federal kaynak sağlama amaçlı örgütlenme.

trafik sigortası trafik sigortası Türkiye'de zorunlu uygulanan kaza sigorta uygulaması.

trafik tasarımı general traffic plan "Bir kentin genel kent tasarımına kaynak olmak üzere yapılan,

kentin gelecekteki arsa kullanımını etkilemesi öngörülen dolaşım

kaynaklarını ve bunlar arasındaki ilişkileri, kentlinin yararını en

çoklaştıracak ve kent yönetimine en az yük bindirecek biçimde

düzenleyen çalışma." (RK, 1998)

trafik verileri traffic data Kentiçi ulaĢımda; araç, kilometre ve hız bilgileri.

trafik yoğunluğu traffic intensity Kentin birim yol ve alanı baĢına araç sayısı.

trafik yönetimi traffic management Kent yolağında trafik akıĢını düzenleyen kural, karar ve

uygulamaların tümü.

trafik yükü traffic load "Yolların, birim süre içinde, insan ve taşıt gidişgelişinin

tıkanmasına yol açmayacak ölçüde elverişli sayılan insan ve taşıt

oylumu." (RK, 1998)

trafik, dolaĢım traffic 1) Yayaların, hayvanların ve araçların kara yolları üzerindeki

durum ve davranıĢı. 2) Yolağı üzerinde araçların değiĢik amaçlı

seyirlerini düzenleyen, altyapıdan hukuksal yaptırımlara değin

geniĢ bir yelpazede etkinlik gösteren kurumsal yapılanma.

traktör (lastik

tekerlekli)

tractor (rubber

wheel)

Gerektiğinde römork çekebilen, ticari amaçlı taĢımacılıkta

kullanılmayan tarım aracı.

tramvay tram(way) DüĢük hız ve diğer raylı ulaĢım türlerine göre daha düĢük

kapasiteli raylı ulaĢım türü. Ġstanbul'da 1871'de atlı tramvaylar

yerlerini 1914'de elektrikli tramvaylara bıraktı. 1961 yılında

Avrupa, 1966 yılında ise Anadolu yakasında ulaĢımdan çekildi.

Günümüzde tramvay iĢletmeciliği yaygınlaĢmaktadır. Bkz.

Demiryolu, hafif.

tramvay yolculuğu tramway trip Araç olarak tramvay sistemi (Ġstanbul Beyoğlu Tramvayı)

kullanılan yolculuk.

treyler trailer Römorklu, lastik tekerlekli yük taĢıma aracı (kamyon).

troleybüs trolleybus, trolley

bus, trolley coach

Elektrik gücüyle devinen (havai hatlar üzerinden) lastik tekerlekli

kentiçi kara ulaĢım aracı. Bkz. Otobüs, havahatlı.

tubles (iç lastiksiz)

lastik

tubles tire Ġçinde ayrı bir lastik bulunmayan araç tekerleği.

turbo Ģarj supercharging Ġçten yanmalı motorlarda birim hacımdan alınan gücün

yükseltilebilmesi için (ortalama % 20) gerekli taze hava

miktarının arttırılarak basınç altında (1.7-2 bar) silindir içine

verilmesi.

turistik araç turistic service Turizm amaçlı kentiçi ulaĢım türü.

turnike gate, turnstile Terminal, durak ya da araçlara biniĢte engelli geçiĢ.

tüm hatağında

geçerli

valid on all network Varolan kentiçi hatağının her noktasında geçerli, uygulanabilir

olma durumu.

tümleĢik kentsel

tasarım politikası

integrated policy

combining urban

planning

Kenti oluĢturan tüm alt ve üst yapıların, karĢılıklı iliĢki ve

bağımlılıkları gözönünde tutularak, mevcut ve gelecek dönemler

için ilgili yönetimlerce tasarımı (planlanması), öngörülmesi.

tümleĢme entegration Kentiçi ulaĢım tür, iĢletme ve uygulamaları arasında kentsel

tasarıma uygun bütünleĢme, iĢbirliği, uyum süreci.

tünel funicular system,

funicular tunnel,

cable railway

Londra Metrosundan sonra, dünyada ikinci yeraltı raylı ulaĢım

sistemi olarak 1874 yılında hizmete giren, Ġstanbul'da Karaköy-

Beyoğlu arasında çalıĢan, 570 m. hat uzunluğunda, ortada ikiye

ayrılan (makas yapan) tek hatlı, baĢlangıçta buhar, günümüzde

ise elektrik gücüyle çalıĢan, lastik tekerlek ve rayların yalnızca

kılavuz iĢlevi gördüğü bir teknolojik dönüĢüm geçiren, kablolu, iki

araçlı tarihi ulaĢım sistemi. Bkz. Kablolu demiryolu, Füniküler

Sistem.

tünel

elektrifikasyonu

tunnel electrified 1971 yılında, Karaköy-Beyoğlu arasında çalıĢan tarihi ĠETT

iĢletmesi tünelin (füniküler) kullandığı güçkaynağının buharlıdan

elektrikliye dönüĢtürülmesi.

tünel yolculuğu funicular trip Araç olarak tünel kullanılan yolculuk.

Page 64: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

tüp tünel tube tunnel Kara ya da su altında, ulaĢım amaçlı kapalı yapıların genel adı.

tür mode Araç ya da ulaĢım araçlarının kullanılma biçimine dayalı ayrım.

türel dağılım modal split 1) Türe (araç, yolcu, iĢletme, vb.) göre yapılan ayrım. 2) Kentsel

ulaĢım filosunun araç ve iĢletme türüne göre dağılımı. 3) Birçok

insan tarafından kullanılan ulaĢımın değiĢik seçeneklerini

tanımlamada kullanılan terim. Sıklıkla, toplu ulaĢımın yüzde

payına karĢılık özel otomobil kullanımı oranı biçiminde

sözcelenir.

Türk

Cumhuriyetleri

öğrenci kartı

Türki republics

(middle asia)

student

Ortaasya Türk Cumhuriyetlerinin Ġstanbul'da okuyan

öğrencilerine özel tarifeyle (ücretsiz) yolculuk hakkı veren belge.

U

UITP'nin 53.

Kongresi

53rd Congress of

the UITP

1999 yılında Kanada'da (Toronto) toplanan, Uluslar arası Toplu

Ulaşım Birliği (UITP), Kanada Şehiriçi Toplu Taşım Birliği

(CUTA) ve Amerikan Toplu Taşım Birliği (APTA) ortak imzalı

Toronto Protokolü'nün yayımlandığı kongre.

UKOME UKOME Ulaşım Koodinasyon Merkezi kısaltması. Ġstanbul'da (Türkiye)

1984 yılında çıkarılan 3030 sayılı BüyükĢehir Belediyeleri Yasası

ile kurulan, büyükĢehir bütününde ulaĢım tasarımı ve

iĢletmeciliğinden sorumlu örgütlenme.

ulaĢabilirlik accessibility Bkz. Erişebilirlik

ulaĢım transit Bkz. Toplu ulaşım.

ulaĢım aracı

kullanımı

transport vehicle

occupancy

Araç baĢına yolcu düzeyi.

ulaĢım bakanlığı ministry of

transportation

Ulusal ulaĢım izlencelerini (program) kamu ulaĢımını da

kapsayacak biçimde yöneten kamu kurumu.

ulaĢım dizgesi transit system Yerel ya da bölgesel çok türlü yolculuk hizmetleri sunan (kamu ya

da özel) yapı. 2) UlaĢımla ilgili kendine yeterli yapı.

ulaĢım dizgesi

(sistemi) ölçünü

(standardı)

standard of the

transport system

Genel olarak kent içi ulaĢımın temel göstergelerinde kabul

edilebilir uluslar arası ölçüt.

ulaĢım finansman

gideri

transport financial

cost

KYÜ'den kentiçi ulaĢım için harcanan pay.

ulaĢım geliĢtirme

planı

comprehensive

transportation plan

Varolan yapı ve sorunlarından hareketle, orta-uzun dönemli

geleceğe iliĢkin ulaĢım kestirimleri yaparak konuyla ilgili

aĢamaların belirlendiği strateji ve bağlı uygulamalar dizisi.

ulaĢım göstergesi transport indicator UlaĢım hizmetinin temel özelliklerinin evrensel olarak

benimsenmiĢ bir birime (ölçüt) dayalı belirtimi.

ulaĢım harcaması transport

expanditure

Birim yolculuk (mesafe, zaman olarak) için gelirden ayrılan pay.

ulaĢım hattı transport line UlaĢım için tanımlanmıĢ yolboyu.

ulaĢım istatistiği statistic of transport UlaĢımla ilgili verilerin belirlenmiĢ bir dizgesellik (sistematik)

içerisinde derlenip iĢlenmesi.

ulaĢım iĢletme

gideri

transport operating

cost

Bkz. İşletme gideri.

ulaĢım iĢletmesi

iyileĢtirmesi

to improve transport

operation

UlaĢım iĢletmelerinin olduğundan daha verimli ve etkili

yapılanmaları için yürütülen çalıĢma.

ulaĢım kartı transport card Yolcu türü ve yolculuk haklarını tanımlayan kart.

ulaĢım kaza gideri cost of transport

fatalities

Kentiçi ulaĢım kazalarının kentsel KYÜ payı.

ulaĢım kazaları transport accidents Kent içinde ulaĢım araçlarına bağlı kazalar.

ulaĢım kılavuzu

(rehber)

guide of transport Kent ulaĢım hatağı planı. Yolboyu ve hat bilgileri içerir. ĠĢletmece

gerekli görüldükçe güncellenir.

Page 65: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

ulaĢım kirlilik

gideri

cost of transport

fatalities

Kentiçi ulaĢım kirliliğinin kentsel KYÜ payı.

ulaĢım koltuk

kullanımı

transport seat

occupancy

ÇalıĢan araçlarda oturma birimi (koltuk) baĢına yolcu düzeyi.

ulaĢım kullanıcı

gideri

user cost of a

transport

UlaĢımın kullanıcı (yolcu) için parasal gideri. Seyahat süresi

giderini içermez.

ulaĢım müzesi transportation

museum

ĠETT öncesi ve ĠETT dönemi ulaĢım iĢletme malzeme, araç-

gereçlerinin sergilendiği müze-sergi. Önce HasanpaĢa

(Kadıköy)'da bulunan sergi, sonra Karaköy yönetim binası

giriĢine taĢınmıĢ, günümüzde kaldırılmıĢtır.

ulaĢım otobüsü transit bus Bkz. Otobüs, ulaşım.

ulaĢım oydaĢması transportation

consensus

Kentiçi ulaĢımla ilgili konularda ilgili tüm yanlar arasında

uzlaĢma, görüĢ birliği, ortak anlayıĢ oluĢturma ve bu oluĢumun

kurumlaĢması.

ulaĢım örnek ayarı

(kalibrasyonu)

calibration of

transport model

UlaĢım örnekçelerinin kentlilerin ulaĢım davranıĢ ve eğilimlerini

doğru yansıtır duruma getirilmesi.

ulaĢım politikası transport policy Kentiçi ulaĢımı düzenleyen tüm öngörü ve bağlı uygulamalar.

ulaĢım seyahat

süresi

travel time Bekleme, aktarma ve yürüme süreleri de içinde olmak üzere yaya,

özel ve toplu ulaĢım seyahatlerinin ortalama süresi.

ulaĢım seyahat

süresi maliyeti

cost of travel time 1) Bekleme süreleri de içinde olmak üzere yaya, özel ve toplu

ulaĢım seyahatlerinin 1 saati baĢına düĢen kent KYÜ (GSYH)

katkısı. Türlerin ortalama yıllık seyahat süresi giderleri üzerinden

hesaplanır. 2) Yaya-Bisikletli Ulaşım Seyahat Süresi

Gideri+Motorsikletli Ulaşım Seyahat Süresi Gideri+Toplu Ulaşım

Seyahat Süresi Gideri ortalamasının yıllık kentsel KYÜ (GSYH)

payı.

ulaĢım sunumu

(arzı)

transport supply Kentiçi ulaĢıma giren araç sayısı.

ulaĢım tasarısı

(plan)

transportation plan Kentin ulaĢım yapı ve eğilimlerini, yönsemelerini saptayan, Kent

Düzenleme Tasarımı (Nazım Plan) üzerine oturtulan ulaĢım yapısı

kestirimi.

ulaĢım türleri

arası haksız

yarıĢma (rekabet)

unfair competition

among transit types

EĢgüdüm ve bütünleĢimin sağlanamadığı kentiçi ulaĢım

dizgesinde, araç türü ve kapasite sunumu, hareket yeteneği,

değiĢik yolboyu, yolculuk ücretleri, bilet vb. konularda, bir ulaĢım

iĢletmesini diğerine göre öne çıkaran, öncelikli kılan durum.

Ulusal ve evrensel kaynak yitimine yol açar.

ulaĢım türü transport mode Araç ve ulaĢım araçlarının kullanım biçimine dayalı ayrım, Bkz.

Tür.

ulaĢım türü

özelliği

modal characteristic DeğiĢik ulaĢım türlerinin özgül yapı ve nitelikleri.

ulaĢım verimliliği transport

performance

UlaĢım türü ve araçlarının ulaĢım hizmetiyle ilgili temel

göstergelerde baĢarım (performans) düzeyi.

ulaĢım yetkesi

(idaresi)

transport authority Kentiçi ulaĢımını tüm aĢamalarıyla tasarlayan, yönlendiren,

yöneten, denetleyen, yetki ve sorumluluk sahibi yönetim birimi.

ulaĢım yolcu gideri cost of passanger

transportation

Yol, toplu ulaĢım ve iĢletme giderleri toplamı.

ulaĢım yolu

(güzergahı)

transport route UlaĢım araçlarının üzerinde seyrettiği (alt)yapı.

ulaĢım yönetim

dizgesi (sistemi)

transportation

management system

Kentiçi ulaĢımının kentsel ölçekte yönetimiyle ilgili yapılanma.

Bkz. Ulaşım yönetimi.

ulaĢım yönetimi transport patronage Kentiçi ulaĢımın kentsel ölçekte yönetimi.

ulaĢımın

özelleĢmesi

privatization of

transport

Kamu ulaĢım iĢletmelerinin ve iĢletme haklarının özel sermayeye

değiĢik yöntemlerle devri.

ulaĢımın

serbestleĢmesi

deregulation of

transport

Kentiçi ulaĢımın değiĢik iĢlevleriyle (fonksiyon) ilgili olarak tam

kuralsızlık durumuna geçilmesi.

Page 66: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

ulusal ulaĢım

dizgesi (sistem)

national

transportation

system

Uluslar arası ekonomide ulusal öncelikleri gözetir, ekonomik

geliĢmeyi sağlarken enerji tüketimi ve hava kirliliğini azaltacak

bütünleĢik, bağdaĢık tüm ulaĢım biçimlerini kapsayan bir içsel

(dahili), kendine yeten dizge (sistem). Ulusal karayolları dizgesi,

toplu ulaĢım ve havaalanı, liman geçiĢlerini kapsar.

ulusallaĢtırma,

millileĢtirme

nationalization "1) Özel iyelikteki (mülkiyet) ekonomik girişimlerin ya da toprak

gibi bir doğal kaynağın, iyeliğinin ve yönetiminin, siyasal, ekonomik

ve toplumsal nedenlerle devlet iyeliğine alınarak, toplumun yararına

sunulması işlemi. 2) Bir ülkede toprağın bireysel iyelik konusu

olmaktan çıkarılması." (RK, 1998)

uluslar arası çevre

hukuku

international

enviromental law

"Çevre sorunlarının sınır tanımazlığı, uluslar arası alanların

yönetimi, uluslar arası sorumluluk, çevre hakkı ana başlıkları

doğrultusunda gelişen, çevre değerlerini uluslar arası düzende

korumayı ve geliştirmeyi amaçlayan uluslar arası hukuk dalı." (RK,

1998)

umu (vizyon) vision Bir kurum ya da iĢletmenin gelecekte kendisini görmek istediği

biçim, görüntü.

UOB (uçucu

organik bileĢikler)

COV (volatile

organic compounds)

Araç yakıtlarının yanmasına bağlı olarak havaya salınan ve

kirlilik yaratan uçucu organik bileĢikler.

ustabaĢı head foreman Nitelikli (kalifiye) iĢçi çalıĢtıran ana hizmet birimlerinde,

iĢçilerden sorumlu ve yetkili, yönetici konumundaki iĢçi.

UTUB

(Uluslararası

Toplu UlaĢım

Birliği)

UITP (Union

Internationale des

Transports Publics)

Örgüt adı kısaltması. Merkezi Belçika'da bulunan, Dünyadaki

çeĢitli ülke toplu ulaĢım iĢletmelerinin üyesi olduğu birlik.

uydukent Conurbation,

satellite town

1) Kent çevresinde oluĢturulan yeni yerleĢme. 2) "Büyük bir kentin

dışında, onun tüzel kişiliğinden bağımsız, ama toplumsal ve

ekonomik etki alanı içinde kalan, gereksinmelerinden pek çoğunu

oradan sağlamak zorunda bulunan, nüfusu genellikle büyük kentin

iş yerlerinde çalışan kişilerden oluşan bir yerleşim yeri." (RK, 1998)

uygun sefer aralığı optimal set of

headway

Yolcu bekleme sürelerinin en aza indirgendiği (minimizasyon),

yolculuk sayısının en çoklandığı sefer aralığı.

Uyumlu aktarma matched transfer Hatların eĢgüdümlü olduğu duraklarda aktarma.

UzlaĢı conciliation Bkz. Arabuluculuk.

uzun dönem long term Gelecek 20 yıl ve sonrası.

uzun dönem hatağı long term route

network

Gelecek uzun dönem için (>20 yıl) iyileĢtirilmiĢ, öngörülmüĢ

hatağı.

uzun hat longer route Hat boyu (Ġstanbul için 10 km.üzeri) belli bir uzunluğun üzerinde

olan hat.

uzun hüzme long beam Farın 100 m. ye kadar aydınlatması.

Ü

ücret fare Bir ulaĢım iĢletmesinin değiĢik yolcu türlerine uyguladığı değiĢik

yolculuk bedeli.

ücret bölgesi fare zone DeğiĢik ücret düzeyleriyle tanımlanmıĢ, ayrıĢtırılmıĢ kentsel bölge.

ücret dizgesi fare system Kentiçi ulaĢım kullanıcılarının biniĢ bedellerini düzenleyen yapı.

ücret kuĢakları

(zon)

zone fares ÖzgülenmiĢ tarife ve ücret uygulanan iç alanlara bölünmüĢ ulaĢım

bölgelerinde ücretlendirme dizgesi.

ücret politikası fare policy UlaĢımda uygulanan ücretlerin belirlenmesinde kullanılan

yaklaĢımların tümü.

ücret tarife sistemi fare system Bkz. Ücret yapısı.

ücret tarife tablosu fare scheme Kentiçi ulaĢım iĢletmelerinin uyguladığı değiĢik türleri birarada

gösteren yolculuk ücretlendirme çizgesi.

ücret tarife yapısı fare structure Bkz. Ücret yapısı.

ücret toplama

sistemi

fare collection

system

Yolculuk ücretlerinin iĢletmelerce derlenme, toplanma biçimi.

Page 67: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

ücret toplama

yazılım ve

donanımı

ticket collection

equipment and

software

Yolculuk ücretlerinin (biletlerin) toplanma biçimlerini belirleyen

bilgisayar temelli araç gereç ve destek yazılımlar.

ücret yapısı fare structure 1) Bir ulaĢım iĢletmesinin değiĢik yolcu türlerine uyguladığı

değiĢik yolculuk ücretlendirme uygulaması. 2) UlaĢım hatağının

kullanılmasında yolculukların ücretlendirilme biçimi. 3) Herhangi

bir zamanda bir ulaĢım aracını kullanan değiĢik tipte yolcuların

ne kadar ücret ödeyeceğini belirleyen ayrıĢtırılmıĢ ücret seti.

ücretlendirme

düzeyi

fare level Kentiçi yolculukların dereceli fiyatlandırılması.

ücretsiz kartı free card Ücretsiz yolculuk hakkı veren kart.

ücretsiz ulaĢım

seçeneği

fare system

alternative

Yolculukların yerel, bölgesel ya da merkezi yönetimlerce yüzde

yüz ödendiği (sübvanse edildiği) ulaĢım seçeneği.

ücretsiz yolculuk no fare trip, free

trips

1) KarĢılığında bir bedel ödenmeyen yolculuk. 2) BiniĢ bedeli

alınmayan yolculuk.

üretim (imalat)

alanı

manifacturing

function

Kentin ağırlıklı olarak üretim yapılan kesimi.

üretim gideri production cost Yolcu kilometre baĢına gider (maliyet) göstergesi. Verimlilik

göstergesi olarak kullanılır.

üretim iĢliği

(atölye)

production

workshop

Bakım-onarım ve bazı yedek parçaların üretimlerinin yapıldığı

birim.

üretkenlik productivity ĠĢletmelerin; uygun teknolojiler kullanarak iĢgücü ve sermaye

bileĢimini, iĢletme çarkının yeni yatırımları da karĢılayacak

karlılıkla döndürecek biçimde bir araya getirme düzeyi, biçimi.

üst geçit overhead crossing,

over-pass, fly over

1) Karayolunun diğer bir karayolu ya da demiryolunu üstten

geçmesini sağlayan yolyapısı. 2) "Bir yolun iki yanını,

basamaklarla yükseltilmiş bir bağlantı ile birleştiren ve yayaların -

yoldaki taşıt dolaşımının çekinceleriyle karşılaşmaksızın- karşıdan

karşıya geçmelerini sağlayan geçit." (RK, 1998)

V

vagon wagon, railway car 1) Raylı sistemlerde birbirinden fiziksel olarak ayrılan birimler. 2)

Elektrikli tarmvaylarda motris (çekici) tarafından çekilen,

motorsuz araç.

vapur ferry Su üzerinde (deniz, göl, akarsu) çalıĢan belli büyüklükte ulaĢım

aracı.

vardiya baĢı

(amir)

shifter Vardiyalı çalıĢan garaj iĢyerlerinde, yönetici iĢçi.

varolan (mevcut)

hatağı

present (existing)

route network

Kentiçi ulaĢım iĢletmeciliğinin üzerinde gerçekleĢtirildiği hatağı.

varsayılan durak dummy stop Hatağını örnek üzerinde daha gerçekci olarak görebilmek için

kullanılan, atanmıĢ, kurmaca, saymaca düğüm. Bkz. Düğüm.

vatman, tramvay

sürücüsü

street-car driver Tramvay çekicileri (motris) sürücüsü.

vergi resim ve harç taxe and duty Damga; taĢıt; plaka ve damga; diğer kuruluĢlarca tahakkuk

ettirilen damga vergileri, harç ve rüsüm; mahkeme ve noter

harçları; diğer vergi, resim ve harç kesintilerini kapsar.

verimlilik efficiency Birim çıktı baĢına girdi ya da gider. Girdiler ile çıktılar arasındaki

iliĢkiyi gösterir.

verimsiz hat inefficiency route Geliri giderlerinin altında kalan, kapasite kullanımı düĢük hat.

VIPS II VIPS II VTS Etkileşimli Planlama Sistemi (VTS Interactive Planning

System) kısaltması : Volvo Firması'nca 1974 yılından itibaren

geliĢtirilen ve kent içi ulaĢım ağını bilgisayar örnekçelemeleri

aracılığıyla akılcılaĢtırmayı amaçlayan yazılım paketi. Ġstanbul

ĠETT ulaĢım iĢletmesi bu yazılım paketini kendi ulaĢım ağında

1979 yılında denemiĢtir.

Page 68: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

VTS VTS Ġsveç firması. Volvo Transportation System (Volvo Ulaşım Sistemi)

kısaltması.

Y

yağ yakıt (ikmal)

iĢçisi

supply worker Filo otobüslerinin tüm ikmal iĢleriyle (yakıt, yağ,vb.) ilgili iĢçi.

yakıt fuel Araçların hareketini sağlayan, genelde yeryağı (petrol) kökenli,

iĢlenmiĢ enerji hammaddesi.

yakıt dolum yeri

(istasyon)

fuel station UlaĢım iĢletme araçlarının yakıt yüklemesi (ikmali) yaptıkları yer.

yakıt ekonomisi fuel economy Araç yakıt kullanımı, verimli kullanım, yakıt tasarrufu ve

tüketimi ile ilgili ekonomik göstergelere bağlı uygulama.

yakıt gideri fuel cost UlaĢım iĢletmelerinde ulaĢım araçlarının tükettikleri yakıt

harcaması.

yalınlık (sadelik) downshifting Bireyin aĢırı toplumsal tüketim beklentilerinin gönüllü ve bilinçli

bir seçimle düzeyinin aĢağıya çekilmesi. Günümüzde toplumsal

bir hareket olarak kendini göstermektedir.

yalın (basit) bilet

uygulaması

(sistemi)

primitive ticket

collection

Gerek bilet teknolojisinde, gerekse yolculuk sırasında bilet

kullanımıyla ilgili iĢlemlerde geleneksel yöntemlerin tümü

(Örneğin, kağıt bilet, biletin bilet kutusunda toplanması, bilet

yakma, vb.).

yalıtık isolated Etkileyen ögelerden soyutlanmıĢ, iliĢkilerden koparılmıĢ.

yan (tali) yol,

ikincil yol

crossroad, minor

street

1) Üzerindeki trafik yoğunluğu açısından bağlandığı yoldan daha

az önemli olan yol. 2) "Kent içinde bir yerden başka yere gitmek için

her zaman kullanılmayan, anayollar denli önemli olmayan, daha

çok yayalarca kullanılan yol." (RK,1998)

yangeçit bypass road "Taşıt dolaşımını kentte belli bir bölgenin dışına çekmek amacıyla, o

bölgeye teğet olarak geçirilen ve anayola iki ucundan bağlanan

yardımcı yol." (RK, 1998)

yanlıĢ denetim

iĢlemi

error processing UlaĢım örnekçe çalıĢmalarında usdıĢı girdileri denetleyen iĢlem.

yanlıĢlama

çalıĢması

diagnostic study UlaĢım örnekçelerinde, örnekçenin yapılandırılmasında

sözkonusu olabilecek yanlıĢları saptama amaçlı çalıĢma.

yansıtıcı reflector Normal hava koĢullarında 150 m.den görülebilecek kırmızı ıĢık

veren ya da yansıtan aygıt.

yapı gereçleri

(malzeme) ambarı

building materials

storehouse

ĠĢletmelerin satın aldığı her türlü yapı malzeme ve araç gerecinin

teslim alındığı, depolandığı ve birimlere dağıtıldığı ambar.

yapılabilirlik feasibility "Kent ve kasaba tasarımlarının, türlü etmenler hesaba katılarak,

gerçekleştirilmesinin olanaklı ve ussal olup olmadığını belirlemeye

yarayacak koşullar. 2) Bunu elde etmeye yarayan inceleme ve

araştırma türü." (RK, 1998)

yapılandırılmamıĢ

zaman

unconstructiv time Bireylerin gündelik yaĢamlarında önceden herhangi bir izlenceye

özellikle bağlanmamıĢ, rastgele, özgürce kullanabilecekleri zaman.

yaralamalı kaza accident by wound UlaĢım iĢletmelerinde çalıĢan araçların yaralanmayla sonuçlanan

kazaları.

yardımcı gelir auxiliary revenue UlaĢım iĢletmelerinde yolculuk gelirleri dıĢında kaynaklara bağlı

gelir.

yargıç judge DeğiĢik ücretlendirilen (indirimli) yolcu sınıfı (kategori).

yarı kentsel

yerleĢme

semi-urban

settlement

"Bir ölçüde kentleşmiş bulunmakla birlikte, kırsal niteliklerini de

daha tümüyle yitirmemiş bulunan ve genellikle anakentleri

çevreleyen yeni yerleşmeler." (RK, 1998)

yarı römork semi-trailer Bir bölümü motorlu taĢıt ya da araç üzerine oturan, taĢıdığı yük

ya da kendi ağırlığının bir bölümü motorlu araç tarafından

taĢınan römork.

yarı sefer half run UlaĢım aracının hattın (çift yönlü hatlarda) diğer noktasına

varıĢıyla tamamladıkları yol.

Page 69: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

yarı-kapalı ücret

dizgesi

semi-closed system Önceden edinilmiĢ kart ya da bilet iptallerinin yolculuk sırasında

yolcunun kendisince yapıldığı, iptal denetiminin sürücü ya da

görevlice yerine getirildiği bilet kullanım uygulaması.

yarıĢan hizmetler competition of

services

Birbirlerini tümlemek yerine, kötü ve verimsiz iĢletmeciliğe bağlı

olarak ulaĢım türlerinin birbirlerinin hizmetlerini engellemesi,

olumsuz etkilemesi ve genelde ulaĢım düzeyinin düĢürmeleri. Bkz.

Ulaşım türleri arası haksız yarışma.

yasadıĢı MĠA park

cezası

fines for illegal

CBD parking

Yoğun İş Bölgesi'nde izinsiz arç konuĢlamalarına (parklama)

kesilen ceza.

yasaklı aktarma

durumu

forbidden transfer

condition

Aktarmaların engellendiği nokta.

yaĢamalanı life space "İnsanların ve kentlerin yaşamlarını sürdürebilmeleri, işlevlerini

gereği gibi yerine getirebilmeleri için gereksinme duydukları uzam

(mekan)." (RK, 1998)

yaĢanabilir çevre conformity Bir dönemin tümü ya da bir bölümünde, yapımı süren ulaĢım ya

da otoyol iĢlerinin gerçekleĢtirilmesinde, sağlık esaslı hava kalite

ölçünlerini (standart) yakalamak ve sürdürmek için devlet hava

kalite öngörüleriyle uyumlu uygulamalar.

yaĢanabilirlik habitability,

livebility

"Bir konutun ya da bir kentin niteliklerinin insanların yaşamını

sürdürebilmelerine elverişli oluşu." (RK, 1998)

yatay iĢaretleme horizontal marking Yola koĢut ve yol üzerinde uygulanan iĢaretleme.

yatırım gideri cost of investment Yatırım izlencesinde (program) öngörülen yatırımlar için (araç

alımı, tesis, vb) yapılan harcama.

yatırım harcaması investment expense Bütçe yılı içinde bina, tesis, garaj, altyapı yapımları ile yeni

otobüs, döĢeme, demirbaĢ alımlarını kapsar.

yavaĢ kent citta slow Ġtalya’nın Toskana-Chianti kentinde 1990’da ilk kez yaĢama

geçen, gürültü kirliliğini ve trafiği kesmek, yeĢil alanları ve yaya

bölgelerini artırmak, yerel üretim yapan çiftçilerle bu ürünleri

satan dükkan ve lokantaları desteklemek ve yerel estetik öğeleri

korumak gibi, 50'den fazla koĢul içeren YavaĢ Kent Bildirisi’yle

günümüzde etkili bir küresel harekete yol açan kavram.

yavaĢ kentleĢme slow urbanization KentleĢme sürecinin kent kaynakları gözetilerek özenli yönetimi,

yaĢam kalitesini gözden kaçırmayan izlenceli, bilinçli kentleĢme

tasarımı.

yavaĢ yeme slow food ÇağdaĢ kentsel yeme kültürünü eleĢtirerek, doğal besin

kaynaklarından katkısız ürünlere, özgün aĢevlerine (restaurant),

üreticiyle kent arasında alıĢılmadık iliĢkilere, yemeyi keyifli bir

sürece dönüĢtürme, vb. tezleri taĢıyan toplumsal hareket.

yavaĢlık hareketi movement of

slowing

ÇağdaĢ kentsel yaĢamı sorgulayan, direnen ve seçenek yaĢam

biçimleri öneren, yaĢamın değiĢik alanlarına özgün yaklaĢımları

etkili seçenekler olarak sunan toplumsal hareket.

yavaĢ yaĢam

yerleĢkesi

(mahalle)

region of slow life ÇağdaĢ kent yaĢam ritminin dıĢında, değiĢik değerler dizgesine

uygun yapılandırılan kentsel uzam.

yavaĢlık felsefesi slowness

philosophy

Gerektiğince hızlı olmayı bilinçli bir dünya görüĢü ve tutumu

olarak kavramlaĢtıran, buna uygun yaĢama biçimi öneren

düĢünce.

yaya foot, pedestrian 1) Herhangi bir araç kullanılmadan yapılan yolculuk. 2)

Araçlarda bulunmayan, karayolu üzerinde hareketsiz ya da

hareketli insan. 3) "Kent içinde belli uzaklıklara yürüyerek ulaşan

kimse." (RK, 1998)

yaya adacığı pedestrian island "Bir kentte yayalara ve yürümeye ayrılmış ya da o amaçla

tasarlanmış bir adacık, kesim." (RK, 1998)

yaya bölgesi pedestrian precint,

pedestrian zone

"Motorlu taşıt dolaşımına kapalı, yaya yollarından oluşan kent

kesimi." (RK, 1998)

yaya dolaĢımı

(trafik)

pedestrian traffic "Bir kentte, taşıt kullanmayan kimselerin gidiş gelişleri." (RK,

1998)

Page 70: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

yaya geçidi cross walk,

pedestrian crossing,

pedestrian passage

1) TaĢıt yolunda, yayaların yolu karĢıdan karĢıya güvenle

geçebilmeleri için trafik iĢaretleriyle belirlenmiĢ alan. 2)

"Yollarda, yayaların karşıdan karşıya güvenle geçmelerini sağlamak

üzere, çivi, boya, renkli taş, ışık gibi belirtkelerle ayrılmış geçit."

(RK, 1998)

yaya yolculuk walking trip Araçsız gerçekleĢtirilen yolculuk.

yaya yolu foot road Karayolunun taĢıt yolu ile mülk arazileri arasında kalan ve

yalnızca yayaların kullanabildiği bölümü.

yaya yolu pedestrian way "Kent ve kasabalarda yalnız yayaların gelip geçmesine ayrılmış, taşıt

dolaşımına kapalı yol." (RK, 1998)

yayalaĢtırma closed to traffic "Kent yollarından bir bölümünün, yalnız yürünebilen yerler

durumuna getirilmesi ya da tasarımlarla, yürümeye ve yürüyenlere

daha geniş alanlar ayrılması işlemi." (RK, 1998)

yedek parça spare part El altında (ambarlarda) bulundurulan, tüketim eğilimlerine göre

belli büyüklüklerde depolanan malzeme.

yeni atama new apploy Bir kiĢinin kamu kurumunda göreve baĢlatılması.

yeni kentçilik neo-urbanism 1980’lerin baĢında ABD’de oluĢan bir kent tasarım hareketi. Ev, iĢ

yaĢamı, komĢuluk (hemĢerilik) kavramlarına yeni ve değiĢik bir içerik

yükleyen akımın özellikle baĢarılı Batıda uygulamaları vardır.

yeni tasarımlı

otobüs

new look bus Bkz. Otobüs, yeni tasarımlı.

yeniden kullanım recycling Kullanılan ürün artıklarının yeniden üretim sürecine sokulması.

yeniden yapılanma reorganization UlaĢımın kurumsal yapısının, yönetsel ve örgütlenme özelliklerini

de içerecek biçimde gözden geçirilip yeniden (yeni anlayıĢ ve

gereksinimlere uygun olarak) tasarımı.

yenileme payı

(amortisman)

amortisman DeğiĢmez anamal (sabit sermaye) yıllık yenilenme (yedekleme)

payı.

yenilenebilir enerji

kaynağı

renewable energy

resources

Rüzgar ve güneĢ gibi görünür bir gelecekte tükenmesi sözkonusu

olmayan ve diğer enerji türlerine belli teknolojiler kullanılarak

dönüĢtürülebilen doğal kaynaklar.

yenilenemez enerji non-renewable

energy

Tüketildikten sonra doğal koĢullarda yeniden üretimi olanaksız

olan, doğal enerji kaynakları.

yer altı yaya geçidi underground

passage

"Yol düzeyinin altında bulunan, yayaların taşıt dolaşımından

korunması için yapılan, çökmelerin önlenmesi için her yanı betonla

kaplı geçit." (RK, 1998)

yer kazanımı space-saving Çevresel bağlamda, kentiçi ulaĢımdan kurtarılarak doğaya

kazandırılmıĢ kentsel alan.

yeraltı araç parkı underground

parking

"Bir yapının yol düzeyinden aşağıda kalan bir bölümünde, taşıtların

beklemeleri için ayrılmış yer." (RK, 1998)

yeraltı metrosu subway Bkz. Demiryolu (raylı), ağır.

yerel coğrafik

koĢullar

local geographic

conditions

Kentiçi ulaĢımı etkileyen etkenlerden biri olarak değiĢik yerel

coğrafik koĢullara göre ayrıĢan topoğrafya, suyolları, iklim, vb.

özellikleri içeren koĢullar.

yerel özerklik local autonomy "Yerel nitelikteki kamu hizmetlerinin daha iyi görülmesi, katılımcı

demokrasinin yaşama geçirilmesi, korunması ve güçlendirilmesi

doğrultusunda, yerel toplulukların, yerel nitelikteki işleri kendi

sorumlulukları altında, özgürce seçerek oluşturdukları kurumları

aracılığıyla görebilmeleri ve buna uygun kaynaklara

kavuşabilmeleri durumu." (RK, 1998)

yerel yönetim local government,

local authorites

1) Yürütme erki kullanan ve yerel (kent, ilçe,vb.) hizmet veren

seçilmiĢ kamusal yetke (otorite). 2) "Merkezi yönetimin dışında,

yerel bir topluluğun ortak gereksinimlerini karşılamak amacıyla,

yönetsel birimlerini doğrudan halkın seçtiği, demokratik ve özerk

kuruluş. 2) Halkın yönetime katılmasına olanak veren, kendi eliyle

seçtiği yerel örgenlerce (organ) yönetilmesini içeren yönetim

birimi." (RK,1998)

yerel yönetim

iĢleticisi

local government

operator

Yerel yönetimlere (büyükĢehir, ilçe belediyeleri, vb.) bağlı kamu

ya da özerk yapıda ulaĢım iĢletmesi.

Page 71: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

yerel yönetimler

birliği

union of local

authorities,

association of local

authorities

"Güçlerini birleştirerek bir ya da birkaç ortak gereksinmelerini daha

iyi, daha ucuz ve etkin bir biçimde karşılayabilmek amacıyla, yerel

yönetim birimlerinin, yasalarda belirlenen biçimlerde, kendi

istekleriyle ya da zorunlu olarak biraraya gelerek oluşturdukları

ortak yönetim örgütü." (RK,1998)

yerellik ilkesi subsidarity "1) Kamusal hizmetlerin halka en yakın olan, belediye, mahalle gibi

yönetsel örgütler eliyle yerine getirilmesini öngören yönetim bilimi

ilkesi. 2) AB Maastricht Antlaşmasının 3/B maddesince öngörülmüş

ilke." (RK, 1998)

yergeçidi

(hemzemin geçit)

level crossing "Karayoluyla demiryolunun ya da iki karayolunun aynı düzeyde

kesiştikleri, elle ya da özdevimli (otomatik) bir biçimde açılıp

kapatılabilen geçit." (RK, 1998)

yerinden yönetim local government,

decentralization

"1) Yürütme erkinin (iktidar) belli ölçülerle merkezi yönetimle yerel

yönetim birimleri arasında bölüşülmesini ve bir bölüm yetkilerin

yerel birimler eliyle kullanılmasını gerektiren yönetim anlayışı. 2)

Bu anlayışın başat olduğu yönetim biçimi." (RK, 1998)

yerleĢik inhabitant Belli bir yerden olma, bir yere bağlı olma.

yerleĢik nüfus settled population "Ekonomik çevre, doğal ve tarihsel koşullar gibi nedenlerle, belli

bir yere ya da alana yerleşmiş ve sürekli yerleşmenin gerektirdiği

işlevleri gören insan topluluğu." (RK,1998)

yerleĢke built-up (urbanised)

area

Ġmarlı, yerleĢime açılmıĢ kentsel alan.

yerleĢme settlement "1) Bir toplumsal kümenin ya da kalabalık bir nüfus topluluğunun,

yaşamak ve ekonomik etkinliklerini sürdürebilmek için belli bir yeri

seçmeleri eylemi. 2) Bu amaçlarla seçilip yerleşilen kent, kasaba, köy

ya da daha küçük bir yer." (RK,1998)

yersarsıntısı,

zelzele, deprem

earthquake "Kent, kasaba ya da köylerin tümüyle ya da bir bölümlerinin

yeniden hazırlanacak bir yerleşme tasarımına göre bayındırılmasını

gerektiren doğal kıran türü." (RK, 1998)

yeĢil alan green space "Kent ve kasabalarda, insanların dinlenmesine, çocukların

oynamasına ayrılan ve bu yerlerin bir taş yığını görünümü

kazanmasına engel olmak amacıyla, kent yönetimlerince

düzenlenen, gezilik, ağaçlı yol gibi ortak kullanım alanı." (RK,

1998)

yeĢil ulaĢım türü green mode Yaya ve bisikletli yolculuk ulaĢım türü.

yeĢil yatırımcı green insvestor Kullanılmayan salım haklarının uluslar arası alım satımıyla

uğraĢan.

yetki sözleĢmesi contract authority Bütçe yetkilendirme biçimine bağlı olarak kaynakların zorunlu

yönetimini sağlayan bütçe dönemi.

yığıĢım concentration "Nüfusun ve ekonomik etkinliklerin belli yerleşim yerlerinde ya da

kent odaklarında toplanma süreci." (RK, 1998)

yığıĢımlı cumulativ Üstüste binen, eklenen.

yıllık gelir annual revenue UlaĢım iĢletmelerinde bir yıllık iĢletmecilikten sağlanan gelir.

yıllık gider annual cost UlaĢım iĢletmelerinde bir yıllık iĢletmecilik gideri.

yıllık ücretli izin

kartoteği

annual vacation ĠĢçi ve memur personelin yıllık izin kullanma tarihlerini gösteren

çizelge.

yitik (zayi) sefer

derlemi (icmal)

total lost round trip DeğiĢik nedenlerle öngörülmesine karĢın gerçekleĢtirilemeyen

seferlerin kaydedildiği belge.

yitik (zayi, kayıp)

kilometre

lost km Eksik, gerçekleĢtirilememiĢ seferlerin toplam kilometresi.

yitik (zayi, kayıp)

kilometre oranı

lost km. ratio Eksik, yapılamayan sefer kilometrelerinin öngörülen (tasarlanmıĢ)

kilometreye oranı.

yitik (zayi, kayıp)

sefer

lost run DeğiĢik nedenlere (trafik, personel eksiği, araç eksiği, vb) bağlı

olarak öngörülen (planlanan) sefer düzeninde yapılamayan sefer

sayısı.

yitik (zayi, kayıp)

sefer nedeni

lost run by reason Öngörülen sefer düzenine göre yitirilen seferlerin nedenlerine

göre ayrıĢtırılması (kategorizasyon).

yitik (zayi, kayıp)

sefer oranı

lost run rate ÇeĢitli nedenlere (trafik, personel eksiği, araç eksiği, vb) bağlı

olarak öngörülen (planlanan) sefer düzeninde yapılamayan sefer

oranı.

Page 72: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

yiyecek (iaĢe)

ambarı

food storehouse Kurum çalıĢanları için, her türlü yiyecek maddesinin teslim

alındığı, depolandığı ve ilgili birimlere dağıtıldığı ambar.

yoğunluk density "Belli büyüklükte bir alana düşen kişi, aile ya da konut birimi sayısı.

Kentbilimde yoğunluk, genellikle hektar başına hesaplanır." (RK,

1998)

yoğunluk

bölgelemesi

dencity zoning "Bir kentte, kentin türlü kesimlerini, olur verilebilecek en yüksek

nüfus yoğunluğu açısından sınırlandırarak, her yoğunluk bölgeciği

için, bu yoğunluk tavanının aşılmasını önleyen kurallar koymak ve

uygulamak." (RK, 1998)

yol way, road "İnsanların bir yerden başka yere gitmek üzere üzerinden ya da

içinden geçtikleri, yerleşim yerlerinin gelişme doğrultusunu

yakından etkileyen ve kent tasarımlarında önemli bir öğe oluşturan

ulaşım altyapısı." (RK, 1998)

yol altyapısı road infrastructure Kentsel yolağına iliĢkin tüm yapı özellikleri.

yol bakımı road maintenance UlaĢım yolağı bakımı ve yolların sürekli hizmete hazır

tutulabilmesi için yapılan iĢ ve harcama.

yol bölümlerinin

yeniden

düzenlenmesi

re-assigning road

space

Kentiçi yolların yaya, bisiklet, toplu ulaĢımı önceleyen mantık

çerçevesinde kullanıma açılması ve düzenlenmesi.

yol güvenliği

kuralları

road safety rules Kent içi ulaĢım amaçlı kullanılabilen tüm yolların trafik ve

taĢımacılık ilkelerine uygun düzenlemeleri.

yol iĢaret levhası guide board Yolun fiziksel yapısı ve trafik özellikleriyle ilgili bilgi veren,

sürücü ya da yayaların görüĢ açısı içinde kalacak biçimde yol

boyunca uygun alanlara konuĢlandırılmıĢ, genellikle metal yüzey.

yol iĢareti road marker Yolun fiziksel yapısı ve trafik özellikleriyle ilgili bilgi veren,

sürücü ya da yayaların görüĢ açısı içinde kalacak biçimde yol

boyunca uygun alanlara konuĢlandırılmıĢ simge ve yönlendirici

çizgilerin tümü.

yol kenarı, banket banquette, berm Yaya yolu bulunmayan karayolunda taĢıt yolu kenarıyla yamaç ya

da hendek kenarı arasında kalan, öncelikle yaya ve hayvanların;

zorunlu durumlarda araçların kullanabileceği bölüm.

yol Ģeridi road line Uzunlamasına yol bölümleri.

yol ustası road

master(workman)

Filo otobüslerinin servis sırasındaki arızalarını yerinde gidermeye

çalıĢan onarım iĢçileri baĢı.

yol uzunluğu lenght of road Kentsel alan baĢına düĢen yol.

yol yapısı road building Yol ve yol üzerinde, yanında, altında, üstünde bulunan ada,

ayırıcı, korkuluk, dayanak (istinad) duvarı, köprü, tünel, menfez

vb. yapı.

yol yatırımı road investment UlaĢım yolağı için yapılan harcama.

yolağı road network Kentte, araçlı-araçsız ulaĢım yapılan bağlantılı-bağlantısız tüm

yollar.

yolağı road system, road

network

"Bir kentin anayollarından, toplayıcı ve ikincil yollarından oluşan

ve arazi kullanımına yön veren yol düzeni." (RK, 1998)

yolağı hızı road network speed Yolağını kullanan tüm araç türlerinin hızları ortalaması.

yolağı kapasitesi street network

capasity

Kentsel (kentiçi) yolağının trafiğin olağan akıĢını sağlayacak

biçimde trafikte araç tutma (istihdam) düzeyi.

yolağı toplam

uzunluğu

total lenght of road

network

Sokak ve ekspres yollar da içinde, kentteki tüm yolların toplam

uzunluğu.

yolboyu geliĢim ribbon development "Kentlerarası anayollar üzerinde, bu yollar boyunca insan

topluluklarının ve işyerlerinin gelişigüzel biçimde yerleşmesi." (RK,

1998)

yolboyu, güzergah route "Kent içinde bir yolun nerelerden geçtiğini, harita ya da tasarılar

üzerinde gösteren doğrultu." (RK, 1998)

yolcu passanger 1) Kentlerde, değiĢik amaçlarla, değiĢik ulaĢım türlerini (yaya

yolculuk da içinde) kullanarak bir yerden bir baĢka yere giden

kiĢi. 2) Yolculuk yapan. 3) Araç kullanan sürücü ile diğer

görevliler dıĢında araçta bulunan kiĢiler.

yolcu ana bekleme

yeri

passenger terminal Yolcuların uzun bekleme yapabildikleri, buna göre geniĢ alanda

tasarımlanmıĢ, açık ya da kapalı, araçların çıkıĢ ya da varıĢ

noktalarındaki yapılar.

Page 73: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

yolcu araĢtırması survey of

passangers

Yolcularla ulaĢım araĢtırmaları için değiĢik yöntemlerle yapılan

görüĢme, gözlem ve sayımlar.

yolcu azlığına

bağlı yitik (kayıp,

zayi) sefer

lost run by

passenger's scarcity

Yolcu azlığı ya da yolcusuzluk nedeniyle kaldırılmıĢ seferlere bağlı

olarak ortaya çıkan sefer eksiği.

yolcu baĢına gider costs per passenger Yolcu baĢına düĢen iĢletme harcaması.

yolcu

bilgilendirimi

passenger

information system

Yolcuların bilet, ücret, hatağı, iĢletme bilgileri, vb.ye eriĢimi.

yolcu bilgilendirim

(enformasyon)

dizgesi

passenger

information delivery

system

1) UlaĢım iĢletmelerinde yolcuların her türlü bilgilendirilmesi

(enformasyon) ile ilgili yapı(lanma). 2) Yolcuların bilet, ücret,

hatağı, iĢletme bilgileri, vb.ye eriĢimini olanaklı kılan yapılanma.

Yolcu

Bilgilendirme ve

UlaĢım Yönetimi

Sistemi (YOL-

BĠL)

Passenger

Information and

Transportation

Management

System

ĠETT'nin 2001-02 yatırım izlencesinde (program) yer alan ve

2008'de uygulamaya geçecek; yolcuların hatağı ve ulaĢım

iĢletmeleriyle ilgili bilgilendirilmesi, araç hareketlerinin hatağı

üzerinde bir merkezden izlenmesi, acil durumda ulaĢım hizmetine

müdahele edilmesi, yolculuk ve trafik bilgilerinin sağlanması,

iĢletme planlaması, vb. olanağı sağlayacak iĢin (proje) açık ve

kısaltılmıĢ adı.

yolcu bilgisi passanger

information

Yolcunun kent içi ulaĢım hizmetlerine iliĢkin bilgi düzeyi.

yolcu kesiti (profil) passanger profile Yolculukların gün içerisinde zaman dilimlerine göre dağılımı.

yolcu kilometre passanger kilometer 1) Kent alanı içinde, tüm yol türlerinde, tüm araçlarla yapılan

yolculukların toplam kilometresi. 2) UlaĢım araçlarında yolcuların

gerçekleĢtirdiği kilometrenin toplamı; bağlantısız yolculukların

ortalama yolculuk uzunluğuyla çarpımıyla elde edilir.

yolcu kilometre

baĢına düĢen gider

costs per passenger

kilometer

1) Her yolcu km. baĢına düĢen iĢletme harcaması. (Kentin KYÜ

yüzdesi olarak ölçülür).

yolcu konforu passanger comfort Koltuk km. sunumuyla bağlantılı olarak kentiçi yolculukların

nitel hizmet düzeyi.

yolcu sayım

yordamı

passenger counting

system

UlaĢım iĢletmelerinde ulaĢım tasarımı (planlama) amaçlı olarak,

yolcu ve yolculuk araĢtırmaları ile ilgili yapı(lanma).

yolcu seyahat

araĢtırması

passanger journey

survey

Kentiçi yolculuklarla ilgili gerekli verileri derlemek için yürütülen

çalıĢma.

yolcu treni,

banliyö

commuter rail Aynı zamanda kentiçi yolculuk hizmeti de veren çevresini kente

bağlayan demiryolu, banliyö.

Yolcu Ulaşımı Passenger Transport

(PT)

Amerikan Toplu Ulaşım Birliği (ATUB) tarafından yayımlanan

ulaĢım sektörü haftalık yayını.

yolcu vapuru passenger ferry Yolcu taĢımacılığı yapan deniz ulaĢım türü.

yolcu yığıĢımı

(karmaĢası)

passeger turbulance Otobüs katarlaĢması ve dizileĢmesine bağlı olarak duraklarda

yolcuların biniĢ-iniĢ hareketlerinde yaĢanan düzensizlik,

geliĢigüzellik.

yolculuk trip Kentlerde, insanların, değiĢik amaçlarla, değiĢik ulaĢım türlerini

(yaya yolculuk da içinde), bir yerden bir baĢka yere gitmek için

kullandıkları, tek biniĢle ve tek araçla gerçekleĢtirdikleri araçlı ya

da araçsız devinim.

yolculuk amacı trip's target Kentiçi yolculuğun eve, iĢe, okula, diğer amaçlara ya da amaç dıĢı

noktalara (uçları olmayan) yöneliĢ nedeni.

yolculuk bilgileri trip informations UlaĢım iĢletmelerinde dizgesel olarak (sistematik) derlenmiĢ her

türlü yolculuk bilgisi.

yolculuk dağıtımı trip distribution "Belli bir başlangıç bölgesinden kaynaklanan her seyahatin, harita

üzerinde, her olası bitiş bölgesine varışını belirleyen araştırma

yöntemi." (RK, 1998)

yolculuk davranıĢı travel behaviour Kentiçi yolcuların yolculukları sırasında yolboyu, tür, vb.

seçimlerine bağlı davranıĢları.

yolculuk geliri farebox revenue 1) Ek ücret/ceza ve yolculuk desteklerini (sübvansiyon) de

kapsayan ve yolculardan yolculukları karĢılığı alınan ücret. 2)

BiniĢlerde yolcular tarafından nakit, bilet, jeton ve geçiĢ belgesiyle

ödenen bedel.

yolculuk hızı runspeed Yolculuk boyunca kullanılan arac(lar)ın bekleme süreleri dıĢta

(hariç) kalmak üzere seyir birim süreleri baĢına katettikleri

ortalama yol uzunluğu.

Page 74: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

yolculuk istem

örnekçesi

model of the travel

demand

Varolan kentiçi yolculuk davranıĢlarının temel özelliklerinin

yansıtıldığı kurgusal tasarı.

yolculuk istemi

(talebi)

travel demand Kent yerleĢiklerinin konut, iĢ, eğitim, kültür, eğlence, vb. amaçlı

yolculuk hizmeti isteği.

yolculuk isteminin

doruklaĢması

high peaking of

travel demand

Belli bir zaman kesitinde (diliminde) yolculuk beklentilerinin en

yüksek noktasına ulaĢması.

yolculuk kullanıcı

gideri

user cost of a trip Yolculuğun kullanıcı (yolcu) için parasal gideri (maliyet). Seyahat

süresi giderini içermez.

yolculuk matrisi trip matrix UlaĢım hatağında yolculukların baĢlangıç (BA)-bitiĢ (BĠ)

noktalarıyla öbeklenerek tanımlanması.

yolculuk sayısı trip number UlaĢım iĢletmelerinde ulaĢım araçlarıyla yapılan kentiçi

yolculuklarda toplam biniĢ (seyahat) sayısı.

yolculuk sınıfları

(kategori)

trip's categories Belirli kararlara dayalı olarak değiĢik ücretlendirilen yolcu

kesimleri.

yolculuk süresi time for a trip Bir yolculuk (biniĢ) için harcanan süre.

yolculuk süresi

ağırlığı

ridetime weight Belli bir kentiçi ulaĢım türünü diğerine yeğleme katsayısı.

yolculuk uzunluğu ride distance, riding

distance

Bir biniĢle (tek araçla) gerçekleĢtirilen yolcu km. Tek araçlı

yolculuklarda seyahatle aynıdır.

yolculuk ücreti travel fare 1) TanımlanmıĢ yolculuk hizmet düzeylerine göre (konfor, hız,

vb.) uygulanan yolculuk (parasal) bedeli. 2) Yolculuk uzunluğu

yanısıra, araç ya da ulaĢım hizmetinin mesafe, hız, sıklık, konfor,

oturma olanağı gibi yolculuk hizmet düzeylerine göre önceden

belirlenmiĢ bedellerinin de yolculuk ücretine yansıtılmıĢ biçimi.

yolculuk ücreti

ayrıĢtırılması

(farklılaĢtırılması)

fare differentation Sunulan hizmet düzeyi ya da niteliğine göre alınan yolculuk

bedelinin iĢletmelerce değiĢik (farklı) tutulması.

yolculuk üretimi trip production 1) Bir kentin nüfus, yerleĢme, konut, iĢyerleri dağılım ve

özelliklerine bağlı olarak ortaya çıkardığı yolculuk istem (talep)

büyüklüğü. 2) Hareketlilik katsayısını arttırıcı ulaĢım yönetimi

uygulaması.

yolculuk yaratımı trip generation "Kent içinde yeni yapılan yapılarda, yeni kurulan işyerlerinde

görülen kentsel etkinliklerin taşıt dolaşımını ve durma yeri

gereksinmesini arttırması olgusu." (RK, 1998)

yolculuk yönetimi passanger

management

Kentiçi yolculuk hareketlerinin ulaĢım yönetimince belli bir

tasarıma (plana) bağlı olarak yönlendirilip güdülenmesi.

yolculukların

dağılımı

dissociation of trips Yolculuk türlerinin belirlenen dönem içinde (zaman dilimi) yüzde

payları.

yolculukların türel

dağılımı

mode split of all

trips

Bir kentte yapılan yolculukların ulaĢım türlerine göre dağılımı.

yolda gecikme road delay UlaĢım aracının trafik, vb. nedenlere bağlı yoldaki gecikmesi.

yoldıĢı araç

bekleme (park)

yeri

off street parking "Taşıtların kısa ya da uzun sürelerle durabilmeleri ve yollardaki

dolaşımın aksamaması için, ana yollara yakın kent kesimlerinde

yaptırılan bekleme, durma yerleri." (RK, 1998)

yoldıĢı parkyeri off-road parking

place

Bkz. Cadde dışı park yeri.

yoldüzey

(platform)

platform TaĢıt + yaya yolu.

yolluk (harcırah)

kartı

free society card Yolcunun belirli bir kamu kurumunun gezici görevli kadrosunda

olduğunu belgeleyen ve özel tarifeyle yolculuk yapmasını sağlayan

belge.

yolluk kartıyla

yolculuk

trip with free

society card

(reduced card)

Kentiçinde gezici görev yapan bazı kamu kurum görevlilerine

yasa uyarınca verilen ulaĢım kartıyla yapılan yolculuk türü.

yolortası Ģeridi median lane Yol ortasında trafiğin akıĢ ya da ters yönünde toplu ulaĢıma

ayrılmıĢ yol kesimi.

yolu (gider)

paylaĢma

carpool Bir ya da daha çok insanın önceden belirlenmiĢ bir yere/yerden

seyahat etmek üzere kendi özel araçlarını ortaklaĢa paylaĢtıkları

düzenleme.

Page 75: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

yolüzeri park yeri on- road parking

place

Bkz. Cadde üzeri park yeri.

yolyanı araç

bekleme (park)

yeri

curb parking "Taşıtların süreli ya da süresiz durabilmeleri için yolların bir ya da

iki yanında ayrılmış özel durma yeri." (RK, 1998)

yonca yaprağı cloverleaf junction "Bir yonca yaprağını andırır biçimde tasarlanmış alt ve üstgeçit."

(RK, 1998)

yön direction Hattın ilk, ana durağa (terminal) bağlı olarak tanımlanan

doğrultusu.

yönetici çalıĢan administrator

personnel

DeğiĢik düzeylerde yönetim görevi üstlenmiĢ (ġef, Müdür, BaĢkan,

Genel Müdür) memur konumunda çalıĢan.

yönetim biliĢim

denetim dizgesi

management

enformation control

system

Kurumsal iĢletim dizgeleri üzerine oturan, buradan elde edilen

iĢlevsel ve yapılandırılmıĢ iĢletim dizgesi bilgileriyle karar

mekanizmalarının (yönetimin) iĢletme politika ve stratejilerini

üretmelerine olanak veren, iĢletmede tam denetimi sağlayan

yönetsel araç.

yönetim kenti,

baĢkent

administrative city "Baskın, başat işlevi bir ülkenin yönetim ve politika kuruluşlarını

barındırmak ve onlara ilişkin etkinlikleri yerine getirme olan kent."

(RK, 1998)

yönetim merkezi administrative

centre

Bkz. Yönetim kenti, başkent.

yönetsel (idari)

alan

administrative area Yönetim kararlarıyla sınırları tanımlanmıĢ yönetsel alan. Örn.

Ġstanbul BüyükĢehir Belediyesi.

yörekent, banliyö suburb "Genellikle oturma alanı niteliğinde olan, kentin çekirdeğinden

uzakta ya da sınırlarına yakın yerlerde bulunan kent bölümü." (RK,

1998)

yörekentli commuter "Kent çevresinde oturan ve kentin sunabildiği taşıma

olanaklarından yararlanarak ya da kendi olanaklarıyla her gün

çalışmak üzere kente gidip gelen kimse." (RK, 1998)

yük load Hatlara ya da araçlara dağılmıĢ yolculuk büyüklüğü.

yük etkeni (faktör) load factor Aracın gerçek yolcu yükünün toplam yolcu kapasitesine oranı.

yük kesiti (profili) load profile UlaĢım haritaları üzerinde yolcu yüklerini iki yönlü ve ölçekli

kalınlık olarak gösteren çizge (diagram).

yükletim assignment Yolculukların gerçek ya da örnekçe üzerinde araçlara dağıtımı.

yükletim örnekçesi assignment model Sınanabilen (analitik) ulaĢım örnekçelerinde gerçek ya da sanal

yolcu atamaları yaparak hatağının vereceği tepkilerin ölçümü.

yüksek geçiĢ

önceliği

exclusive right-of-

way

Otobüs ya da diğer toplu ulaĢım araçları kullanımına özgülenmiĢ

anayol ya da benzer bir baĢka olanak.

yüksek hızlı

demiryolu (tren)

high speed rail Bkz. Demiryolu, hızlı.

yüksek öncelikli

araç

High Occupancy

Vehicle

Ġki ya da daha çok insan taĢıyan araçlar. Bunlar bir otobüs,

kamyon ya da taksi olabilir. ÇalıĢtıkları özgülenmiĢ trafik Ģeritleri

zaman zaman ‘otobüs yolu’, ulaşımyolu’, evişyolu’ olarak da

adlandırılır.

yükseklik sınırı,

gabari

legal limits of

building profile

"1)Yapılacak bir yapının, kent yönetimince olur verilebilen en çok

yüksekliği. 2) Taşıtlara yüklenecek yükün taşıttaki yüksekliği." (RK,

1998)

yükselti çizgisi,

münhani

counter lines "Bir harita üzerinde eşit yükseklikteki noktaları birleştiren eğri

çizgiler." (RK, 1998)

yükselti haritası counter map "Yükselti eğrilerinden oluşturulan harita." (RK, 1998)

yükselti, rakım,

kot

bench mark "1) Bir yerin, başlangıç olarak alınan yatay düzlemden yüksekliği ve

bunun sayıyla anlatımı. 2) Yapı tasarımlarında boyutları

gösterebilmek için ölçü çizgileri üzerine yazılan sayı, ölçü sayısı."

(RK, 1998)

yükseltilmiş

(demiryolu)

elevated (railway) Bkz. Demiryolu, ağır.

yükseltilmiĢ yol heigh-level road,

elevated way

"Çevresindeki yollardan ya da yapılardan daha yüksekte bulunan

yol." (RK, 1998)

yükümlülük commitment Bkz. Zorunluluk.

yürüme bağlantısı walk link Yayaların kullandığı yol.

Page 76: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

yürüme hızı walk speed Yürüme bağlantılarında ortalama birim zamanda yaya katedilen

yol uzunluğu.

yürüme süresi walking time to and

from stop,

walkingtime

1) Bir ulaĢım durağı(na/ndan) yürüme süresi. 2)Araçların yolcu

aldıkları noktalara ya da bu noktalardan baĢlayarak yapılan

yürümenin süresi.

yürüme süresi

ağırlık etkeni

(faktörü)

weight factor for the

walking time

Yolculuk etkeni=1 varsayıldığında yürümelerin yolculuk etkenine

göre katsayısı. Katsayının 1'in üstüne çıkma oranında yürüme

süresi (bekleme ve aktarma süresi ağırlıkları denli olmamakla

birlikte) olumsuz ağırlığı artar.

yürüme uzaklığı walking distance "Bir kent, özellikle bir komşuluk birimi içerisinde, okul, pazar,

bakkal, manav, vb. kent kolaylıklarına yürüyerek varılabilecek

uzaklık." (RK, 1998)

yürürlükten

kaldırma (fesih)

cancel ĠĢçi olarak çalıĢanların iĢ anlaĢmalarının (akit) iĢverence gerekçeli

olarak geçersiz sayılması.

yüzdeyüz doğal

gazlı otobüs

hundred percent

natural gas bus

Yakıt olarak yalnızca doğal kullanan motorlu araç.

yüzeyli (wall tipi)

durak

wall type stop Yolcunun açık hava etkilerinden belli oranlarda korunduğu,

üzerinde yolcuyu bilgilendirme amaçlı iĢletme bilgileri ve reklam

uygulanabilen çağcıl tasarımlı, ıĢıklandırılan, oturma birimleri

içeren durak türü.

Z

zaman çizelgesi

(ORER)

timetable 1) UlaĢım iĢletmelerinde servise çıkan araçların günlük çalıĢma

düzenlerini (hat bilgileri, sefer saatleri, sürücü bilgileri, vb.) hat

bazında listeleyen çizelge. 2) UlaĢım araçlarının günlük

çalıĢmalarını düzenleyen, bekleme, hareket, seyir zamanlarını

belirleyen çizelge. 3) Filo otobüslerinin günlük çalıĢmalarını

düzenleyen zaman çizelgesi.

zaman dilimi time period Zamanın seçili kesimi.

zaman gideri time cost Yolcu için yaklaĢık ortalama zaman harcaması.

zaman ve gecikme

çalıĢması

time and delay

study

Kentiçi ulaĢım araĢtırmalarında araçların trafikteki

davranıĢlarının süre ölçümü yöntemleriyle saptanması.

zamansınırlı

yolculuk hakkı

time limited card ÖdenmiĢ toplam bedel karĢılığı, öngörülmüĢ zaman süresi

boyunca, belirlenmiĢ ulaĢım araçlarına sınırsız biniĢ olanağı.

zayıf uç weak tail Yolculuk istemi çok düĢük, kente uzak nokta.

zincirleme iĢ akıĢı conveyor belt

system

ĠĢgücünün iĢlevsel olarak ayrıĢtırıldığı ve bu ayrı iĢlevlere dayalı

zincirleme yapılar içinde üretimin yürütüldüğü çalıĢma yapısı.

zorunlu durak compulsory stop "Kent içinde otobüslerin yolcu indirip bindirmek için durmak

zorunda oldukları açık ya da kapalı bekleme yeri." (RK, 1998)

zorunlu hakemlik compulsory

arbitration

Yasa gereği üçüncü kiĢilerce, kurumlarca yapılan uzlaĢtırma giriĢimi.

zorunsuz (ihtiyari)

durak

non-necessary stop "Kentte, toplu ulaşım araçlarının (daha çok otobüs), yolcu indirmek

ve bindirmek için durmak zorunda olmaksızın, gereksinmeye bağlı

durmalarına ayrılan yer." (RK, 1998)

Page 77: KENTĠÇĠ ULAġIM TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ · terimleri sözlüğü olarak düĢünülmemelidir. Ama gelecekte tüm alan terimlerini kapsayan bir genel terimler sözlüğünün, ortak,

KAYNAKÇA

APTA, www.apta.com

Dil Derneği, Türkçe Sözlük, Dil Derneği yayınları, Ankara, 1998 (1.bası).

HONORE, Carl, Hız Çılgınlığına başkaldıran yavaşlık hareketi: Yavaş, Çev. Esen Gür, Alfa yayınları,

Ġstanbul, 2008

KELEġ, RuĢen, Kentbilim Terimleri Sözlüğü, Ġmge Yayınevi, Ankara, 1998 (2.bası).

PÜSKÜLLÜOĞLU, Ali, Türkçe Sözlük, Can Yayınları, Ġstanbul, 2007 (6.bası).

TUNALI ÇALIġKAN, Fehime/KIRMIZI, Zikrullah, İstanbul‟da Ulaşımın ve İETT‟nin Tarihsel İstatistikleri,

yayınlanmadı.

TUNALI ÇALIġKAN, Fehime/KIRMIZI, Zikrullah, İstanbul‟da Ulaşımın Zamandizini, www.zkirmizi.com,

2009

TUNALI ÇALIġKAN, Fehime/KIRMIZI, Zikrullah, İstanbul‟da Tramvay, 1999, www.zkirmizi.com, 2009

2009

UITP, Millenium City Database, UITP (CD), Brüksel, 2003