66
BiLDiRiLER KiTABI Orman Fakültesi Peyzaj Mimarlýðý Bölümü

Panel- Geçmiş, Şimdi ve Gelecekte Amasra

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Geçmiş, Şimdi ve Gelecekte Amasra- PANEL Bu Elektronik kitap Bartın Üniversitesi Peyzaj Mimarları Bölümü öğrencileri tarafından, Peyzaj Mimarlığı Bölümü’nün kuruluşunun 20. Yılı etkinlikleri kapsamında 25 Aralık 2013 tarihinde Bartın’da gerçekleştirilen “Geçmiş, Şimdi ve Gelecekte Amasra” paneli sunum tam metinlerini içermektedir. Yayınlayan : Bartın Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü Peyzaj Mimarlığı Bölümü E-Yayınları 2013-1 Editör : Yrd.Doç.Dr. Mustafa Artar Editör Yardımcısı : Çiğdem Demirci İletişim : Bartın Üniversitesi Orman Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü 74100 Bartın Telefon : 0.378. 223 51 20 Belgegeçer : 0.378. 223 50 65 Uluslararası Ağ Adresi : http://www.bartin.edu.tr Kapak-Afiş Tasarım : Cihangir Kasapoğlu-Mustafa Artar

Citation preview

BiLDiRiLER KiTABI

Orman Fakültesi

Peyzaj Mimarlýðý Bölümü

Geçmiş, Şimdi ve Gelecekte Amasra- PANEL Bu Elektronik kitap Bartın Üniversitesi Peyzaj Mimarları Bölümü öğrencileri tarafından, Peyzaj Mimarlığı Bölümü’nün kuruluşunun 20. Yılı etkinlikleri kapsamında 25 Aralık 2013 tarihinde Bartın’da gerçekleştirilen “Geçmiş, Şimdi ve Gelecekte Amasra” paneli sunum tam metinlerini içermektedir. Yayınlayan : Bartın Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü Peyzaj Mimarlığı Bölümü E-Yayınları 2013-1 Editör : Yrd.Doç.Dr. Mustafa Artar Editör Yardımcısı : Çiğdem Demirci İletişim : Bartın Üniversitesi

Orman Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü 74100 Bartın

Telefon : 0.378. 223 51 20 Belgegeçer : 0.378. 223 50 65 Uluslararası Ağ Adresi : http://www.bartin.edu.tr Kapak-Afiş Tasarım : Cihangir Kasapoğlu-Mustafa Artar © Kitabın içerdiği bilgilerden yazarların kendileri sorumludur. Her hakkı saklıdır.

İÇİNDEKİLER

İÇERİK SAYFA

Açılış Konuşmaları I

Sunuşlar 1

Soru-Cevap 44

Ekler

EK 1.Panel Afişi

EK 2.Gazete Haberleri

EK 3.Panel Fotoğrafları

PANEL “Geçmiş, Şimdi ve Gelecekte Amasra” Amaç ve Kapsam "Tarih; geçmişte yapılmış, şu anda elimizde olan ve fakat istikbali gösteren bir dürbündür" demiş George Bancroft. Bartın Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı bölümünde eğitim gören bizler de “Meslek Etiği” dersi kapsamında Amasra’nın "Ceneviz Ticaret Yolu'nda Akdeniz'den Karadeniz'e Kadar Kale ve Surlu Yerleşimleri" olarak UNESCO'nun geçici listesine alınmasının önemli olduğunu düşünüyor ve bu önemli gelişmeyi Bartın’da yaşayan üniversite öğrencilerinin gündemine almayı planlıyoruz. Farklı başlıklarda öğrenci arkadaşlarımızın hazırlayacakları sunumlar ve ardından yapılacak tartışmalar ile elimizdeki mirası geleceğe taşırken koruma kullanım dengesini göz ardı eden, doğal ve kültürel alanları insan yararına planlayıp-tasarlayan, onaran ve yöneten Peyzaj Mimarları dürbününden “Geçmiş, Şimdi ve Gelecekte Amasra” adlı panel ile tarihe sorumluluğumuzu birkez daha hatırlatmak istiyoruz. 25 Aralık 2013- Çarşamba /14.00 Bartın Üniversitesi Konferans Salonu

AÇILIŞ KONUŞMALARI

I

Yrd. Doç. Dr. Mustafa ARTAR

Bartın Üniversitesi Orman Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü

Koruma zor konudur. Koruma çok yönlü ve birçok girdisi olan karmaşık yapıyı barındırır. Bazen tarihi mirasın gelecek kuşaklara aktarılması, kimi zaman da turizme girdi olarak da ticari bir ekonomi biçiminde karşımıza çıkar. Her ülke kendisinin bir İstanbul’u olmasını ister, fakat İstanbul Anadolu’dadır. Truva’yı dünya bilir, yakın çevresinde yaşayanlar için başkaca anlamlar ifade edebilir. Kapadokya’ya binlerce kilometre ötelerden Japon turistlerin neden geldiği bir araştırma konusudur. Nemrut dağı Adıyaman’ın mı Malatya’nın mı tartışmalarının ötesinde bir mirastır.

Korumanın duayenlerinden Prof. Dr. İlhan Tekeli “Kentsel korumada değişik yaklaşımlar üzerine düşünceler” adlı makalesinde şöyle der;

“Toplumumuzda kişilerin kendi mülkleri söz konusu olmadığı zaman hemen hemen herkes düşük yoğunlukta bol yeşilli bir yaşam çevresi istiyor, tarihi çevrenin ve doğal çevrenin korunmasının zorunluluğunu kabul ediyor, bunu tahrip edenleri eleştiriyor. Bu değer yargılarına açıktan kimse karşı çıkmıyor. Bunların gerçekleştirilmesinde kamu yararı görülüyor. Yasalar çıkartılarak toplumun formel ahlakı haline getiriliyor. Bu düzeyde bir başarıdan bile söz edilebilir. Ama kişilerin kendi mülkleri söz konusu oldu mu, bu değerlerin hepsi unutuluyor. Yasal çerçeveyi aşmanın yolları aranıyor. Tarihsel binalar yıkılıyor. Birkaç kat daha fazla çıkabilmeye çalışılıyor. Çevrenin kirletilmesinden çekinilmiyor. Bunun için her yola başvuruluyor, siyasal baskılar kullanılıyor, teknik adamlara rüşvet veriliyor. Tüm bunlar sessizce yapılıyor. Bunları yapanlar açık olarak kentsel korumaya ya da çevre korumaya karşı çıkmıyorlar. Ama bu sessiz, saman altından suyunu yürüten süreç hakim oluyor. Çevreyi büyük ölçüde o belirliyor.”

Anadolu, sahip olduğu değerleri ile içimizde, yanımızda, karşımızda ve yaşamımızın her anında hep bizimle yaşıyor. Ona sahip çıkmanın, kültürü ile birlikte bu kültüre mekan olmuş coğrafyayı korumanın vatandaşlık görevi olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu panel kendimize ödev verme, sorumluluklarımızı hatırlama panelidir. Emeği geçen öğrenci dostlarımı kutluyor, uzun soluklu bir süreç olacak Amasra’nın UNESCO Miras Listesi’ne alınmasında kendilerinin de tarihe iz bıraktıklarını, bunun haklı gururunu yaşayarak Bartın’dan ayrıldıklarında yıllar sonra “Ben de bu işin içindeydim” diyebilmenin ayrıcalığını fazlasıyla hak ettiklerini söylemek istiyorum.

İyi ki varlar…

Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.

Yrd. Doç. Dr. Mustafa Artar

25.12.2013 - Bartın

II

Prof. Dr. Mehmet SABAZ

Bartın Üniversitesi Orman Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölüm Başkanı

Sayın konuklarımız, sevgili öğrenciler çok fazla uzatmayacağım sözü.

Biz 2007 yılının kasım ayında bir çalıştay gerçekleştirmiştik Amasra’da ve 6 sene geçmiş üzerinden. Orada şunları söylemiştim; biz Amasra’da nasıl bir hazine üstünde oturduğumuzun farkında mıyız? Bilmiyorum hala bunun farkında mıyız, ondanda emin değilim ama, her ne pahasına olursa olsun biz bu işi gerçekleştirmek için elimizden gelen gayreti göstermek dileğindeyiz. Geçen sene katılanlar hatırlayacaktır Uluslararası Peyzaj Mimarlığı Federasyonu (IFLA) Başkanı sayın Desiree MARTINEZ’i bir konferans için Bartın’a davet etmiştik ve kendisini 3 gün ağırladık. Amasra’daki gezimiz sonrasında son derece etkilendiğini dile getirdi. Amasra etkilenilmeyecek gibi değil, İlk defa orada Amasra’nın Unesco konusunu gündeme getirdik ve Amasra’nın mutlaka Unesco Dünya Miras listesine kazandırılması gerektiği fikrini ilk kendisiyle paylaştık, oda bizim bu fikrimizi destekledi.

Unescodaki World Heritage Komite yetkilileri ile görüşmeler yaptı ve onlarda bu konuyla ilgilendiklerini belirttiler. Tabi biz bunları konuşurken Ukrayna son derece iyi bir gelişme yaparak ‘Ceneviz Ticaret Yolu’nda Akdeniz’den Karadeniz’e kadar Kale ve Surlu Yerleşimleri’ şeklinde bir proje başlatmış ve kendi Ceneviz kaleleriyle beraber, Amasra kalesi ve diğer Ceneviz kalelerini miras listesine aldırmak için seri bir başvuruda bulunmuşlar. Amasra Kalesi’nin geçici listeye alınması son derece sevindirici bir haber.

Biz tabi sayın valimizin başkanlığında bir toplantı gerçekleştirerek bu konunun artık resmen üstlenilmesi gerektiğini vurguladık ve bu çalışmalar bütün ciddiyetiyle devam ediyor. Sayın kaymakam beyimizde burada kendisinin de çok değerli destekleri vardı, bu konuda kendisine çok teşekkür ediyoruz. Şimdi Batı Karadeniz Kalkınma Ajansına bir proje başvurusunda bulunuldu, bu proje tabi bir ön çalışma için gerekliydi, daha sonra Türkiye’den ve yurt dışından konuklarımız olacak. Büyük bir çalıştay gerçekleştireceğiz ve Prof. Dr. İlber ORTAYLI, Prof. Dr. Metin SÖZEN, Prof. Dr. Neslihan DOSTOĞLU gibi değerli hocalarımız ve bu konuda deneyimleri olan Unesco Türkiye Milli Komitesi yönetim kurulu üyeleri ve yardımcılarını davet etmeyi düşünüyoruz. Bu şekilde adım adım aynı kısa filmde anlatıldığı gibi bu yolda sonuna kadar ilerleyeceğiz. Hiçbir şekilde vazgeçmeyi düşünmüyoruz.

Tabi vurgulamak istediğim bir diğer konu ise, öğrencilerimize çok teşekkür ediyorum onların ne kadar yetenekli olduğunu bu kısacık filmdeki müziklerden de efektlerdende görüyor ve gururlanıyoruz kendilerine de bu çalışma için çok teşekkür ediyor, tüm katılımcılara başarılar diliyor ve panelin başarılı geçmesini diliyorum. Çok teşekkürler katılımlar için.

III

Mehmet YILDIZ

Amasra Kaymakamı

Değerli dekanım, değerli hocalarım, sevgili öğrenci arkadaşlarım, basınımızın değerli temsilcileri, Amasra’dan ve Bartın’dan katılan kıymetli misafirler, hepinizi saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum.

Mehmet hocam kısmen bahsetti, çok uzun bende anlatmayacağım ama kısaca değineceğim. Sayın Valimiz Ali ÇINAR başkanlığında geniş katılımlı bir toplantı yapıldı ve bu toplantıda benimde başkanlığını yürüttüğüm bir komite oluşturuldu. Bu komitede çok değerli hocalarımız var ve biz bu yürütme komitesi olarak iki toplantımızı çoktan gerçekleştirdik. Toplantılarda güzel kararlar aldık.

Hocamın bahsettiği gibi bir stratejik eylem planı oluşturabilmek için proje hazırladık, bir slogan ve afiş yarışması düzenlemeye karar verdik. Çalışmalarımız sürecek ve tamda beklediğim gibi üniversitemiz bizden önce davrandı ve bizim henüz yapmayı düşlediğimiz şeyleri bizden önce gerçekleştirdi. Bunun için başta dekanımıza, bölüm bakanımız Mehmet hocamıza, Mustafa Artar hocamıza ve kıymetli öğrencilerine Amasralılar adına huzurlarınızda çok çok teşekkür ediyorum.

Bu çalışmalarda, bize bundan sonrada destek vereceğinizi ümit ediyorum. Siz olmadan, üniversitemiz olmadan zaten bizim bu konuda yol almamız mümkün olmayacak. Hocam bir soru sordu ‘Amasralılar olarak üzerinde oturduğumuz mirasın farkında mıyız’ diye. Ben Amasra Kaymakamı olarak üzülerek cevap vereyim farkında değiliz, ama bu çalışmalarla ümit ediyorum farkında olacağız. Bunlar bu sürecin sonunda bize farkındalık yaratacak ve bizi o noktaya götürecek.

Çalışmanın başarılı geçmesini diliyor hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyor, iyi ki geldiniz demişti arkadaşınız bizde iyi ki geldik diyoruz, iyi ki aranızdayız diyoruz. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

SUNUŞLAR

Zuhal Kaya-Panel Yöneticisi

Merhaba,

Zaman, saatler, dakikalar, geçmiş ve yarın... Hepsi de soluğun alış veriş bütününde süregelen bir akıştan ibaret. Peki ya tarih, yapıt, miras?

Geçmiş; İnsanların doğadaki kültürel çizgileri öyle sağlam ki, günümüze kadar ulaşmışlar. Anadolu'nun her köşesinde bu olguyu daha net duyuyor hissediyoruz. Bu geçmişin rengi, çeşitliliği, güzelliği...

Şimdi; Peki ya şimdi? Çılgıncasına tükettiğimiz bir çağın iplerinden sallanırken, ardımızdaki kültürel mirası devirdiğimizin farkında mıyız? Bizi zamanda yolculuğa götüren kalıntılara dokunuşumuz neden bu kadar hırçın, hoyrat?

Amasra; Geçmişin tınılarını günümüzde de kulaklarımıza ulaştıran bir güzellik melodisi Amasra. Eğitsel bir şölen gibi...

İşte tam da bu eğitsel şölenin bulunduğu yerde okuyorum, okuyoruz. Daha öğreneceğimiz çok şey var Amasra'dan. Mesela insan zekasının taşla dansını, ölçülerin sistematikliğini, doğal varlıklarla komşuluk ilişkisini, kısacası ne kadar değerli bir mirasa sahip olduğumuzu...

Korumak; Şimdi de ben, biz, siz, onlar gördük, dokunduk, seslendik Amasra'ya. Öğrendiklerimizin ışığında yürüyoruz yarına. Peki ya arkamızdan gelecekler?

Onların da güzellikler melodisi Amasra'ya dokunma, öğrenme hakkı?

YARIN

Sonuç olarak geldik ve gidiyoruz... Giderken bize bırakılanı bizden sonra geleceklere olduğu gibi teslim etme sorumluluğunu taşıyarak. Bu sorumluluğunun bilinci Amasra'nın UNESCO Dünya Miras Geçici Listesine adaylığının ilan edilmesiyle daha da belirginleşiyor bizim için. Şimdi koruma zamanı... Daha niceleri çok şey öğrensin diye geçmişten gelen eserlerden... Şimdi koruma-kullanım dengesini sağlama zamanı... İşte tam da bu noktada söyleyeceklerimiz var panel çatısı altında.

Bu daha başlangıç, çalışmalara devam...

Bekle UNESCO, Amasra geliyor...

1

UNESCO DÜNYA MİRAS ALANLARI VE TÜRKİYE

Azad AKDAĞ*-Dilek KUŞCU*

*(Bartın Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü IV. Sınıf Öğrencisi)

GİRİŞ

‘Ceneviz Ticaret Yolu’nda Akdeniz’den Karadeniz’e Kadar Kale ve Surlu Yerleşimleri’ başlığı altında İzmir’deki Foça Kalesi ve Çandarlı Kalesi, İstanbul’daki Yoros Kalesi ve Galata Kulesi, Düzce’deki Akçakoca Kalesi, Amasra’daki Amasra Kalesi ve Sinop’taki Sinop Kalesi Unesco Dünya Mirası Geçici Listesine alınmıştır.

Bu çalışma, 2012 yılında Türkiye’nin 41. Sıradan UNESCO Geçici Miras Listesine alınan, 5 kent ve 7 alanı kapsayan, içerisinde Amasra Kalesi’nin ve Surlu yerleşiminin de bulunduğu Unesco Dünya Miras Alanları ve Türkiye ilişkilerine vurgu yapmaktadır.

UNESCO NEDİR?

UNESCO kelimesi, İngilizce “United Nations Educational, Scientific and Cultural Organization” kelimelerinin baş harfleri alınarak oluşturulmuştur. Dilimizde "Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu" biçiminde karşılanmıştır.

UNESCO Birleşmiş Milletler'in bir özel kurumu olarak, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra, 1946 yılında kurulmuştur. Bu Kurumun Yasası 1945 yılı Kasım ayında Londra'da 44 ülkenin temsilcilerinin katıldıkları bir toplantıda kabul edilmiştir.

UNESCO bütçesi, üye devletlerin iki yılda bir bu Kuruma ödedikleri aidat ile sağlanır. Bu bütçe dışında, Birleşmiş Milletler Özel Fonu'ndan, teknik yardım programından olmak üzere, önemli para kaynakları temin edilir. Bu kaynaklar, iki yıllık UNESCO bütçesi tutarına yakındır.

UNESCO eğitim, bilim ve kültür alanlarındaki amaçlarını, kendisine üye olan her devlette kurulan Milli Komisyonlarla gerçekleştirmeye çalışır (URL 1).

UNESCO’nun AMACI

BM Anayasasında zikredildiği gibi; " Adalete, Irk, Cins, Dil ve Din ayrımı yapmaksızın herkes için İnsan Hakları ve Temel Hürriyetlere gereken saygıyı sağlamak, bunun için Eğitim, Bilim ve Kültür yoluyla devletlerarasındaki işbirliğini geliştirmek ve bu yoldan barışın ve güvenliğin korunmasına katkıda bulunmaktır."(URL2).

Eğitim, UNESCO’nun öncelikli alanlarından biridir. Eğitimin sosyal ve ekonomik kalkınmada kilit nokta olduğuna inanan ve bütünsel, insancıl nitelikte bir eğitim vizyonu üstlenen UNESCO, 1945 yılında kuruluşundan bu yana, dünya çapında eğitimi geliştirmek için çalışmaktadır (URL3).

2

UNESCO’nun ana konularından birisi olan Doğa Bilimleri 2003 yılında UNESCO’nun 32. Genel Konferansında alınan karar gereğince uygulamaya konulmuştur. UNESCO’nun Doğa Bilimleri kapsamında öncelikli olarak ele aldığı konular; Tatlı su ekosistemleri, İnsan, Biyolojik Çeşitlilik ve Ekoloji, Okyanuslar, Yer Bilimleri, Temel ve Mühendislik Bilimleridir (URL4).

UNESCO’nun Sosyal ve Beşeri Bilimleri sektörünün temel amacı; insan onuru, özgürlük ve evrensel hukukun etkinliğinin arttırılması için gerekli olan sosyal dönüşümlerin sağlanması amacı ile bilgi, standartları oluşturmak ve entelektüel işbirliğini geliştirmektir. UNESCO Soysal Bilimler bağlamında mevcut durum ile yapılması gerekenler arasındaki boşluğun saptanmasında çeşitli çalışmalar yürütmektedir. UNESCO, söz konusu çalışmalara dayanarak etik ve insan hakları konusunda yapılması gerekenler, felsefe alanında yapılabilecekler ile sosyal bilimlerde deneysel araştırma yöntemleri konusunda plan ve politikalar oluşturmaktadır (URL5).

UNESCO'nun kültür programı kültürel çeşitliliğe saygı çerçevesinde somut ve somut olmayan kültürel mirasın korunması ve geliştirilmesidir. Bu amaçla UNESCO kültürel mirasın korunmasında çeşitli standartlar geliştirmiştir. Ayrıca kültürel çeşitlilik ve kültürel mirasın korunması ve geliştirilmesi amacıyla çeşitli sözleşmeler de yine UNESCO çatısı altında üye ülkeler tarafından onaylanarak yürürlüğe konulmuştur. Kültür alanında kazanılan deneyim ve bilgilerin toplanması ve paylaşımı UNESCO'nun kültür alanında gösterdiği diğer faaliyettir. Dünya Miras Alanları Listesi, somut kültürel mirasın korunması için geliştirilmiş ve en çok tanınan bir UNESCO uygulamasıdır (URL6).

Bilgi ve İletişim Sektörü günümüzdeki şekliyle 1990 yılında kurulmuştur. Sektörün yöneticisi, Bilgi ve İletişim Genel Direktör Yardımcısı Jânis Kārkliņš’tir. Bilgi ve İletişim Sektörü, “İfade Özgürlüğü ve Medya Gelişimi” ve “Bilgi Toplumları” adlı iki önemli birimden oluşmaktadır. Sektör, aynı zamanda sekretaryayı “İletişim Gelişimi için Uluslararası Program (IPDC)” ve “Herkes İçin Bilgi Programı (IFAP)” adı altında yer alan hükümetler arası programlarla desteklemektedir (URL7).

UNESCO-TÜRKİYE İLİŞKİLERİ

Türkiye, UNESCO’nun 20 kurucu üyesi arasında yer almaktadır. UNESCO Kurucu Yasası (Anayasa), dönemin Milli Eğitim Bakanı Sayın Hasan Ali YÜCEL tarafından 16 Kasım 1945 tarihinde imzalanmıştır (URL8).

UNESCO Sözleşmesi, ülkemizde 20 Mayıs 1946 tarihli ve 4895 sayılı kanunla onanmıştır. Bu onamanın ardından UNESCO kuruluş yasasının 7. maddesi gereğince UNESCO Genel Direktörlüğünün ülkemizdeki tek ve yasal temsilcisi niteliğinde olan UNESCO Türkiye Millî Komisyonu 25 Ağustos 1949 tarihli ve 3-9862 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile kabul edilmiştir (URL9).

Ülkemiz, UNESCO nezdinde 1971 yılından bu yana Daimi Temsilci atamaktadır. UNESCO Sekretaryasında biri Direktör, diğeri Koordinatör düzeyinde olmak üzere toplam 5 Türk vatandaşı görev yapmaktadır (URL8).

3

DÜNYA MİRASI NE DEMEK?

Bütün insanlığın ortak mirası olarak kabul edilen evrensel değerlere sahip kültürel ve doğal varlıkları dünyaya tanıtmak, toplumda söz konusu evrensel mirasa sahip çıkacak bilinci oluşturmak ve çeşitli sebeplerle bozulan, yok olan kültürel ve doğal değerlerin yaşatılması için gerekli işbirliğini sağlamak amacıyla UNESCO’nun 17 Ekim – 21 Kasım 1972 tarihleri arasında Paris’te toplanan 17.Genel Konferansı kapsamında, 16 Kasım 1972 tarihinde “Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşme” kabul edilmiştir.

14.04.1982 tarih ve 2658 sayılı Kanunla katılmamız uygun bulunan bu Sözleşme, 23.05.1982 tarih ve 8/4788 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla onaylanarak, 14.02.1983 tarih ve 17959 sayılı Resmî Gazete'de yayınlanmıştır (URL10).

Uluslararası önem taşıyan ve bu nedenle takdire ve korunmaya değer doğal oluşumlara, anıtlara ve sitlere “Dünya Mirası” statüsü tanınmaktadır (URL10).

Şekil 1:Dünya Miras Listesinde olan yerlerden bazıları (URL 11).

4

Şekil 2: Dünya Miras Listesinde olan yerlerden bazıları (URL 11).

Şekil 1ve 2’de görüldüğü gibi Dünya Mirası olan bu yerler insan emeğinin ve doğanın mucizevi dokunuşlarını bizlere sergilemektedir.

DÜNYA MİRASI LİSTESİ KRİTERLERİ

Bir alanın Dünya Miras Listesi’ne dahil edilebilmesi için Dünya Miras Komitesi tarafından belirlenen olağanüstü evrensel değerini ölçen 6 kültürel ve 4 doğal kriterden en az birini karşılaması gerekmektedir. Bu kriterler:

1. İnsanın yaratıcı dehasının üst düzeyde bir temsilcisi olması,

2. Dünyanın bir kültür bölgesinde veya bir dönemde mimarlık veya teknoloji, anıtsal sanatlar, kent planlama veya peyzaj tasarımı alanlarında önemli gelişmelere ilişkin insani değer alışverişlerine tanıklık etmesi,

3. Yaşayan veya yok olan bir kültür geleneğinin veya uygarlığın istisnai, ender rastlanan bir temsilcisi olması,

4. İnsanlık tarihinin önemli bir aşamasını veya aşamalarını gösteren bir yapı tipinin, mimari veya teknolojik bütünün veya peyzajın istisnai bir örneği olması,

5. Özellikle geri dönülmez bir değişimin etkisi altında hassaslaşmış olan çevre ile insan etkileşiminin veya bir kültürün/kültürlerin temsilcisi olan, geleneksel insan yerleşimi, arazi kullanımı veya deniz kullanımının istisnai bir örneği olması,

5

6. İstisnai evrensel önem taşıyan sanatsal veya edebi eserler, inançlar, fikirler, yaşayan gelenekler ve olaylarla doğrudan veya dolaylı olarak ilgili olması (Komite bu kriterin tercihen diğer kriterler ile birlikte kullanılması gerektiğini kabul etmektedir.)

7. Üstün doğal görüngelere veya eşsiz doğal güzelliklere ve estetik öneme sahip alanları içermesi,

8. Yaşamın kaydı, yer şekillerinin oluşumunda devam eden önemli jeolojik süreçler veya önemli jeomorfik veya fizyografik özellikler dahil dünya tarihinin önemli aşamalarını temsil eden istisnai örnekler olması,

9. Kara, tatlı su, kıyı ve deniz ekosistemleri ve hayvan , bitki topluluklarının evrim ve gelişiminde devam eden önemli ekolojik ve biyolojik süreçleri sunan istisnai örnekler olması,

10. Bilim veya koruma açısından istisnai evrensel değere sahip tehlike altındaki türleri içeren yerler de dahil, biyolojik çeşitliliğin yerinde korunması için en önemli ve dikkat çeken doğal habitatları içermesidir (URL 12).

DÜNYA MİRAS KOMİTESİ

UNESCO Türkiye Milli Komisyonu’nda 18.07.2013 tarihinde düzenlenen toplantıda ülkemizin Dünya Miras Komitesi’ne adaylığı sürecinde izlenecek stratejiler ve 16-27 Haziran 2013 tarihleri arasında Kamboçya’da düzenlenen ‘37. Dünya Miras Komitesi’ toplantı hakkında kapsamlı bir değerlendirme yapılmıştır.

Komite, Dünya Mirası Listesine girmeye aday gösterilen değerler arasında seçim yapmaktan ve Dünya Mirası Fonu'nu yönetmekten sorumludur (URL 13).

Toplantıya;

Dışişleri Bakanlığı,

Kültürel Diplomasi Genel Müdür Yardımcılığı,

Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü,

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı,

Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü ve

UNESCO Türkiye Milli Komisyonu temsilcileri katılmıştır.

"UNESCO Dünya Miras Komitesi tarafından belirlenen ve tüm dünyada öncelikli olarak korunması için çalışmalar yapılan kültürel ve doğal varlıkların yer aldığı Dünya Miras Listesi'nde 2013 yılı itibariyle

759 kültürel,

193 doğal,

29 karma, olmak üzere kayıtlı 981 varlık bulunuyor (URL 13).

6

Bu verilere göre italya 49 miras alanına sahip olması akabinde 45 dünya mirası bulunan çin gelmektedir. Dünya üzerinde hiç Dünya Miras Listesinde alanı olmayan ülkeler de bulunmaktadır. Türkiye bu istatisliğn 11 ile neresinde duruyor? Yeterli mi ? Bir düşünelim. TÜRKİYE ve DÜNYA MİRAS ALANLARI LİSTESİ Türkiye 14.04.1982 tarih ve 2658 sayılı kanun’la UNESCO Dünya Kültürel ve Doğal Mirasını Koruma Konvansiyonu’na Taraf Devlet olarak katılmış ve sınırları içindeki kültürel ve doğal varlıkların envanterini çıkararak Dünya Mirası Komitesi’ne bir Liste (Tentative List) halinde sunmuştur. Değerlendirmeler sonucunda ülkemiz Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün sorumluluğunda yürütülen çalışmalar neticesinde bugüne kadar Dünya Miras Listesine 11 adet Doğal ve Kültürel Varlığımızın alınması sağlanmıştır. Bu varlıklar Şekil 3’deki bulunan haritada belirtildiği gibi dağılımları göstermektedir (URL14).

Şekil 3:Türkiye haritası üzerinde Miras Alanları(URL 15)

Türkiye Dünya Miras Alanı daha detaylı inlemek gerekirse; 1.İSTANBUL’UN TARİHİ ALANLARI: Kent, Avrupa ve Asya'yı birbirine bağlayan stratejik konumu nedeniyle tarihi boyunca kentte hüküm süren uygarlıklar için daima çok önemli olmuştur. Bu özellikleri ile kent, Roma, Bizans ve Osmanlı gibi büyük İmparatorlulara başkentlik yapmıştır. Bu görkemli geçmişi ile farklı dinleri, kültürleri, toplulukları ve bunların ürünü olan yapıtları benzersiz bir coğrafyada bir araya getiren İstanbul, 1985 tarihinde UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınmıştır (URL17).

7

Şekil 4:İstanbul’da bulunan miras alanları (Yüce, 2013).

2.GÖREME VE KAPADOKYA MİLLİ PARKI: Erciyes Dağı ve Hasan Dağı tüflerinin, rüzgar ve su aşındırması sonucunda oluşan olağanüstü kaya şekilleri ve kışın ılık, yazın serin olan ve bu nedenle her mevsim için uygun iç iklim koşulları taşıyan kayaya oyma mekanlardır. Göreme, özellikle 7-13. yüzyıllar arasında baskılardan kaçan Hıristiyanların yerleşmesiyle Hıristiyanlığın önemli bir merkezi haline gelmiştir(URL18).

Şekil 5:Göreme ve Kapadokya Milli Parkı’nda bulunan miras alanları (Yüce, 2013).

8

3.DİVRİĞİ ULU CAMİİ VE DARÜŞŞİFASI: Divriği ve civarında en erken yerleşim Hititler Dönemi'ne kadar inmektedir.İslam mimarisinin bu başyapıtı iki kubbeli türbeye sahip bir cami ve ona bitişik bir hastaneden oluşmaktadır. Yapılar, mimari özelliklerinin yanı sıra, sergilediği zengin Anadolu geleneksel taş işçiliği örnekleriyle UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yer almaktadır (URL19).

Şekil 6:Divriği Camii ve Darüşşifası’nın bölümleri (Yüce, 2013).

4.HATTUŞAŞ(BOĞAZKÖY): Hitit İmparatorluğunun başkenti olarak Anadolu’da yüzyıllar boyu çok önemli bir merkez olmuştur. Günümüzde görülebilen ve büyük çoğunluğu Büyük Kral IV. Tudhaliya dönemine ait olan kalıntılar arasında tapınaklar, kraliyet konutları ve surlar bulunmaktadır(URL20).

Şekil 7:Hattuşaş’ta bulunan kalıntılar (Yüce, 2013).

Bozdoğan Kemeri

9

5.NEMRUT DAĞI: Nemrut Dağı yamaçlarında hükümdarlık yapmış olan Kommagene Kralı I. Antiochos’un tanrılara ve atalarına minnettarlığını göstermek için yaptırdığı mezarı, anıtsal heykelleri ve benzersiz manzarası ile Helenistik Dönemin en görkemli kalıntılarından birisidir.İyi korunmuş durumdaki dev heykeller kireçtaşı bloklarından yapılmıştır ve 8-10 metre yüksekliktedir (URL21).

Şekil 8:Nemrut Dağı’nda bulunan kalıntılar (Yüce, 2013).

6.PAMUKKALE-HİERAPOLİS: Çaldağı’nın güney eteklerinden gelen kalsiyum oksit içeren suların oluşturduğu görkemli beyaz travertenler ve geç Helenistik ve erken Hıristiyanlık dönemlerine ait kalıntılar içeren Hierapolis arkeolojik kenti, antik çağlardan bugüne kadar ulaşan en çarpıcı merkezlerden biridir (URL22).

Şekil 9: Pamukkale-Hierapolis’te bulunan yerler ve kalıntılar (Yüce, 2013).

NEMRUT DAĞI

Liste Sıra No: 448

Listesiye Alınma Tarihi: 1987 Yeri: Adıyaman

Kategori: Kültürel

Heykel ve Mezarlar

10

7. SAFRANBOLU: Türk kentsel tarihinin bozulmamış bir örneği olan bu şehir, geleneksel şehir dokusu, ahşap yığma evleri ve anıtsal yapılarıyla bütünü sit ilan edilmiş ender kentlerden biri olarak UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer almaktadır(URL23).

Şekil 10: Safranbolu’da bulunan yerler (Yüce, 2013).

8. ASPENDOS VE LETOON: Xanthos, Antik Çağda Likya’nın en büyük idari merkezi idi. Yerleşen her uygarlığın inşa ettirdiği yapılarda Likya gelenekleri, Helenistik ve Roma dönemi etkilerini gösteren bu merkez 1988 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınmıştır.Letoon, Antik Çağda Likya’nın dini merkezi konumundaydı. Bu kutsal alanda Leto, Apollon ve Artemis tapınakları ile birlikte, bir manastır, bir çeşme ve Roma Tiyatrosu kalıntıları bulunmaktadır(URL24).

Şekil 11: Aspendos ve Letoon’da bulunan kalıntılar (Yüce, 2013).

Darüşşifa Bölgesi

Demirciler Çarşısı

11

9.TRUVA ANTİK KENTİ: Truva, dünyadaki en ünlü antik kentlerden birisidir. Truva’da görülen 9 katman, kesintisiz olarak 3000 yıldan fazla bir zamanı göstermekte ve Anadolu, Ege ve Balkanların buluştuğu bu benzersiz coğrafyada yerleşmiş olan uygarlıkları izlememizi sağlamaktadır (URL25).

Şekil 11: Truva Antik Kenti’ne ait kalıntılar (Yüce, 2013).

10. SELİMİYE CAMİİ: Camii ve Külliye, Osmanlı mimarlarından en önemlisi Sinan’ın Ustalık Dönemi eseri, mimarlık sanatının en görkemli örneklerinden biri ve insanın yaratıcı dehasının bir başyapıtı olarak kabul edilmektedir. İnce ve zarif 4 minareye sahip büyük kubbesiyle görkemli Camii, iç tasarımında kullanılan ve döneminin en iyi örnekleri olan taş, mermer, ahşap, sedef ve özellikle çini motifleri ve ince işçilikleri ile kubbe ve kemerlerindeki kalem işleri, mermer döşemeli avlusu ve yapıyla bağlantılı el yazması kütüphanesi, eğitim kurumları, dış avlusu ve arastası ile bir sanat türünün zirvesini temsil etmektedir(URL26).

Şekil 12: Selimiye Camii’nin görüntüleri (Yüce, 2013).

12

11.ÇATALHÖYÜK ANTİK KENTİ: Dünyanın en eski yerleşimlerinden ve tarımın en eski yapıldığı yer olarak bilinmektedir. Çatalhöyük Neolitik Kenti, kalıntıların boyutu, yaşayan toplumun yoğunluğu, güçlü sanatsal ve kültürel gelenekler ve zaman içindeki sürekliliğin benzersiz bileşimi ile olağanüstü evrensel değer taşımaktadır (URL27).

Şekil 13:Çatalhöyük ve Neolitik Kenti’ne ait kalıntılar(Yüce, 2013).

TÜRKİYE DÜNYA GEÇİCİ MİRAS LİSTESİ

Geçici Listeler hazırlanırken varlıkların Dünya Miras Komitesi’nce belirlenen kriterleri karşılama durumları ile mimari, tarihi, estetik ve kültürel, ekonomik, sosyal, sembolik ve felsefi özellikleri de dikkate alınmaktadır. İlk kez 1994 yılında UNESCO Dünya Miras Merkezi’ne iletilen Geçici Listemiz 2000, 2009, 2011, 2012 ve 2013 yıllarında güncellenmiş olup bu listede;

1 Doğal

38 Kültürel

2 Karma (kültürel/doğal) olmak üzere toplam 41 adet varlık bulunmaktadır. Şu şekilde sıralanabilir:

Doğal olarak;

Tuz Gölü Özel Çevre Koruma Alanı [2013]

Kültürel olarak;

Efes (İzmir) [1994]

Karain Mağarası (Antalya) [1994]

Ahlat Eski Yerleşimi ve Mezar Taşları (Bitlis) [2000]

Alahan Manastırı (Mersin) [2000]

Alanya (Antalya) [2000]

13

Bursa ve Cumalıkızık Erken Osmanlı Kentsel ve Kırsal Yerleşimleri (Bursa) [2000]

Diyarbakır Kalesi ve Surları (Diyarbakır) [2000]

Harran ve Şanlıurfa Yerleşimleri (Şanlıurfa) [2000]

İshakpaşa Sarayı (Ağrı) [2000]

Konya Selçuklu Başkenti (Konya) [2000]

Mardin Kültürel Peyzaj Alanı (Mardin) [2000]

Selçuklu Kervansarayları Denizli-Doğubayazıt Güzergâhı [2000]

St. Nicholas Kilisesi (Antalya) [2000]

St. Paul Kilisesi, St. Paul Kuyusu ve Çevresi (Mersin) [2000]

Sümela Manastırı (Trabzon) [2000]

Afrodisias Antik Kenti (Aydın) [2009]

Likya Uygarlığı Antik Kentleri (Antalya ve Muğla) [2009]

Perge Antik Kenti (Antalya) [2009]

Sagalassos Antik Kenti (Burdur) [2009]

Göbeklitepe Arkeolojik Alanı (Şanlıurfa) [2011]

Beyşehir, Eşrefoğlu Camii (Konya) [2011]

St. Pierre Kilisesi (Hatay) [2011]

Bergama (İzmir) [2011]

Ani Tarihi Kenti (Kars) [2012]

Aizanoi Antik Kenti (Kütahya) [2012]

Beçin Ortaçağ Kenti (Muğla) [2012]

Birgi Tarihi Kenti (İzmir) [2012]

Gordion (Ankara) [2012]

Hacı Bektaş Veli Külliyesi (Nevşehir) [2012]

Hekatomnos Anıt Mezarı ve Kutsal Alanı (Muğla) [2012]

Niğde’nin Tarihi Anıtları (Niğde) [2012]

Mamure Kalesi (Mersin) [2012]

Odunpazarı Tarihi Kent Merkezi (Eskişehir) [2012]

Yesemek Taş Ocağı ve Heykel Atölyesi (Gaziantep) [2012]

Zeugma Arkeolojik Siti (Gaziantep) [2012]

Laodikeia Antik Kenti (Denizli) [2013]

Sardes Antik Kenti ve Bintepeler Lidya Tümülüsleri (Manisa) [2013]

Ceneviz Ticaret Yolu’nda Akdeniz’den Karadeniz’e Kadar Kale ve Surlu Yerleşimleri [2013]

Karma olarak;

Güllük Dağı-Termessos Milli Parkı (Antalya) [2000]

Kekova (Antalya) [2000]

listede yer almaktadır (URL 15).

Türkiye’nin Dünya Geçici listesinde bulunan alanları Şekil 14’te verilmiştir. Ve Türkiye’nin Doğu’sundan Güney’e İç Anadolu’ya ve Ege’ye doğru yoğunlaştığı görülmektedir.

14

Şekil 14:Türkiye Dünya Geçici Listesi’nin Türkiye haritası üzerindeki dağılımı (Çulcuoğlu ve Ark., 2013).

Bu listede dikkat çeken bir nokta var ki o da; Efes Antik Kenti’nin 1994 yılından bu yana Geçici Miras Listesi’nde kalmasının neden ‘Yönetim Planının’ olmamasıdır. Yani Dünya Miras Listesinde yer alabilmek için bir yönetim planın olması gerekmektedir. Bu dönemde gündeme gelen Amasra için de geçerlidir.

Ceneviz Ticaret Yolu’nda Akdeniz’den Karadeniz’e Kadar Kale ve Surlu Yerleşimleri’ başlığı altında Yoros Kalesi, Galata Kulesi, Amasra Kalesi, Sinop Kalesi, Akçakoca Kalesi, Foça Kalesi ve Çandarlı Kalesi’nin Türkiye Dünya Geçici Miras Listesi’nde olmaları gündemdedir (URL 28).

‘UNESCO WORLD HERİTAGE İN TURKEY isimli kitaptan alınan haritaya bakıldığında sadece AMASRA’nında Türkiye Dünya Geçici Miras haritasında (Şekil 15) işaretlenmiş olduğu görülmektedir (Çulcuoğlu ve Arkadaşları, 2013).

15

Şekil 15:Türkiye Dünya Geçici Miras Aday Listesi’nde Amasra (Çulcuoğlu ve Ark., 2013).

Bu da Amasra’nın Türkiye Dünya Miras Llistesi’ne kabul edileceğinden umutlu olanların varlığından bizleri haberdar ediyor.

Şekil16:Amasra’dan görüntüler

SONUÇ VE ÖNERİLER

19 Kasım 2013 18-21 Kasım tarihleri arasında Paris'te gerçekleştirilen UNESCO Kültürel ve Doğal Mirasın Korunması Sözleşmesi'nin 19. Genel Kurulu kapsamında, Dünya Miras Listesi'ne ilişkin çalışmaları yöneten ve 21 üye Taraf Devlet'ten meydana gelen UNESCO Dünya Miras Komitesi bünyesine seçilen 12 üyeden biri Türkiye oldu.2013-2017 tarihleri arasında Komite üyeliğini yürütecek olan Türkiye, daha önce 1983-89 yılları arasında da aynı görevi yerine getirmişti (URL 29).

16

Türkiye Dünya Miras Alanları Listesi’ne 1985 yılında girmeye başlayıp 1985-1988 yılları arasında artış göstermiştir. Bu sonuca Türkiye Dünya Miras Listesi’ne katılmış yerlerin tarihleri incelenerek erişilmiştir.

Bu da demek oluyor ki; 2013-2017 yılları arasında Amasra için umutlu haberler alabiliriz.

17

KAYNAKLAR

Çulcuoğlu,G., Y. Erkan, Ö.Karakul, (Editörler)(2013), ‘UNESCO World Heritage İn Turkey’, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu, Çankaya/ANKARA,ISBN:978-605-621155-4-4.

Yüce, O.,N., (Fotoğraflar)(2013), ‘UNESCO World Heritage İn Turkey’, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu, Çankaya/ANKARA,ISBN:978-605-621155-4-4.

URL 1: http://www.unesco.org.tr/?page=15:62:1:turkce URL 2: http://unesco.nedir.com/ URL 3: http://www.unesco.org.tr/?page=3:0:2:turkce URL 4: http://www.unesco.org.tr/?page=9:0:3:turkce URL 5: http://www.unesco.org.tr/?page=10:0:4:turkce URL 6: http://www.unesco.org.tr/?page=11:0:5:turkce URL 7: http://www.unesco.org.tr/?page=14:0:6:turkce URL 8: http://www.mfa.gov.tr/unesco.tr.mfa URL 9: http://www.unesco.org.tr/?page=15:62:1:turkce URL 10:http://www.kulturvarliklari.gov.tr/TR,44423/dunya-miras-listesi.html URL 11:http://www.dunyamirasigezginleri.com/yeni/tumliste.html URL12: http://www.kulturvarliklari.gov.tr/TR,44439/dunya-miras-listesine-alinma-

riterleri.html URL 13: http://unesco.org.tr/dokumanlar/duyurular/dmk_secim.pdf URL 14: http://www.kulturvarliklari.gov.tr/TR,44423/dunya-miras-listesi.html URL 15: http://www.turizmhaberleri.com/haberayrinti.asp?ID=23722 URL16:http://www.kulturvarliklari.gov.tr/TR,44395/dunya-miras-gecici-listesi.html URL 17: http://www.kvmgm.gov.tr/TR,44425/istanbulun-tarihi-alanlari.html URL18:http://www.kvmgm.gov.tr/TR,44433/goreme-milli-parki-ve-kapadokya-

nevsehir.html URL19: http://www.kulturvarliklari.gov.tr/TR,44430/divrigi-ulu-camii-ve-darussifasi-

sivas.html URL20: http://www.kulturvarliklari.gov.tr/TR,44427/hattusas-bogazkoy---hitit-baskenti-

corum.html URL21:http://www.kulturvarliklari.gov.tr/TR,44428/nemrut-dagi-adiyaman---kahta.html URL22:http://www.kulturvarliklari.gov.tr/TR,44432/pamukkale-hierapolis-denizli.html URL 23: http://www.kvmgm.gov.tr/TR,44426/safranbolu-sehri-karabuk.html URL 24:http://www.kvmgm.gov.tr/TR,44429/xanthos-letoon-antalya---mugla.html URL25:http://www.kulturvarliklari.gov.tr/TR,44431/truva-antik-kenti-canakkale.html URL26: http://www.kvmgm.gov.tr/TR,44434/edirne-selimiye-camii-ve-kulliyesi-

edirne.html URL 27: http://www.kvmgm.gov.tr/TR,46251/catalhoyuk-neolitik-kenti-konya.html URL 28: http://www.kulturvarliklari.gov.tr/TR,51374/ceneviz-ticaret-yolunda-akdenizden-

karadenize-kadar-kal-.html URL 29: http://unesco.org.tr/dokumanlar/duyurular/dmk_secim.pdf

18

DÜNYA MİRAS KENTİ YOLUNDA AMASRA

Çiğdem DEMİRCİ˟- Sibel BACAKSIZ˟˟

˟ (Bartın Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü Yüksek Lisans Öğrencisi)

˟˟ (Bartın Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü IV. Sınıf Öğrencisi)

GİRİŞ

Amasra ya da tarihte bilinen ilk adıyla Sesamos şehri, M.Ö XII. Yüzyıla kadar uzanan bir tarihe sahiptir. Batı Karadeniz sahilinin önemli bir ticari çekim merkezi haline gelen şehir, Cenevizli tüccarların dikkatini çekmiş ve XIII. Yüzyılda ele geçirilmiştir. Ekim 1460’ta Fatih Sultan Mehmet’in fethine kadar Ceneviz yönetiminde kalan şehirde canlı bir ticaret hayatı yaşanmıştır (Amasra Kaymakamlığı, 2013a). İtalya’dan Karadeniz’e kadar uzanan Ceneviz Ticaret Yolu’nda Cenevizlilerin bir dönem kullandığı birçok yerleşim bulunmaktadır. Bu yerleşimlerin Unesco’ya adaylık süreci gündeme gelmiş ve çalışmalar başlamış ve devam etmektedir.

CENEVİZLİLER VE AMASRA’NIN TARİHSEL GELİŞİMİ

Cenevizliler, 11. ve 15. yüzyıllar arasında Akdeniz, Karadeniz, Atlantik Okyanusu ve Kuzey Avrupa’da ticaret kolonileri kurmuş ve kıyılarda kaleler inşa etmiş veya eski kale kalıntılarını onarıp kullanmışlardır (Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2013). Cenova deniz ticaret yolu (Şekil 1)’ de görülmektedir.

Şekil 1. Cenova Cumhuriyeti deniz ticaret yolu (Wikipedia, 2011).

19

Bizans ile yaptıkları anlaşmalarla Karadeniz’in kuzey ve güney kıyılarında koloniler kurup Bizanslardan Ege Denizi’nde Midilli, Limni, Sakız ve Foça’yı, Meriç Irmağı üzerinde Enez’i, Karadeniz kıyısında Amasra’yı ele geçirirler (Nkfu, 2013).

Tarih boyunca önemli ticaret yollarının kavşağında yer almış Anadolu kıyılarında da Cenevizlilerin bir dönem kullandığı birçok yerleşim bulunmaktadır (Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2013).

Bu yerleşimler arasında; Cenevizliler döneminde önemli bir ticaret limanı olan ve kentin savunmasında önem taşıyan Foça Kalesi. Sağlamlığı ve görkemli yapısıyla dikkat çeken Çandarlı Kalesi. İstanbul’da Boğaz’ın Karadeniz çıkışında Anadolu Kavağı’nın hakim bir tepesi üzerinde yer alan Yoros Kalesi. Bir kale yapısı olmamasına rağmen Cenevizlilerden kalan kentsel savunma sistemindeki önemi nedeniyle Galata Kulesi. Günümüzde de Ceneviz Kalesi olarak adlandırılan, denizcilik ve ticarette önem taşıyan Akçakoca Kalesi. Karadeniz’de Sinop Kalesi. Cenevizliler döneminde ticari canlılığın merkezi olmuş Amasra Kalesi (Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2013). Ceneviz ticaret yolundaki kale ve surlu yerleşimler (Şekil 2)’de görülmektedir.

Şekil 2. Ceneviz ticaret yolunda Akdeniz’den Karadeniz’e kadar kale ve surlu yerleşimler (Doğan, 2013).

Amasra

Toprak kokan şehir Deniz kokan şehir Sevda kokan şehir (Akarsu, 2004) Esamos veya Sesamos. Ya da haşmetinden geriye sadece şirinliği kalmış, kraliçenin şehri Amastris. Bir zamanlar, aralarında Fenikeliler, Megaralılar, Miletliler, Akhalar ve

20

Cenevizlilerin de bulunduğu , 1460 yılında Fatih Sultan Mehmet’in fethi ile Osmanlı ayak iziyle tanışan ve Fatihin hayranlığını “ Lala, Çeşm-i Cihan bu mudur ola?” sözüyle dile getirdiği, doğası doyumsuz manzaralarla dolu, geçmişi tarihi kalıntılar ile ayrı bir dolu. Velhasıl, “dünyası böyleyse cenneti nasıldır acep?” dedirten bir cihan köşesi ,yedi tepesi, beş yarımadası, iki koyu, iki adası olan eşsiz ve de harika bir belde-i şahane. Cümle tüccar ve denizci kavmin göz bebeği, namı denizler aşan Amasra (Çelik, 2013). Amasra’nın bu güzellikleri (Şekil 3)’de görülmektedir.

Şekil 3. Amasra’ya ait bir görüntü (Fotoğraf: Özman, 2010).

Geçmişten günümüze miras kalan birçok tarihi ve kültürel değeri barındıran Amasra da ilk koruma kararı 1976 yılında Gayri Menkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu tarafından alınmıştır. Kentin ve gelişme alanlarının büyük bir bölümü “II. Derece Arkeolojik ve Doğal Sit Alanı” ilan edilmiş ve 14 anıtsal, 6 çevresel yapı tescil edilmiştir (Tuncer, 2009).

Amasra’da Korunmaya Değer Anıtsal ve Çevresel Varlıklar

Amasra kalesi; ilk kez Romalılar döneminde, bugün ayakta duran surlar ise Bizanslılar döneminde yapılmıştır. Ms 14. Ve 15. Yy Cenovalılar tarafından ön duvarları ve kapılar yapılarak daha iyi savunmaya alınmıştır (amasram.net, 2013). Amasra kale girişi (Şekil 4)’de görülmektedir.

21

Şekil 4. Amasra kale girişinden bir görüntü (Fotoğraf: Demirci, 2012).

Cenova Şatosu; Bu şato kalenin iç kale olarak bilinen kesimidir. Cenovalıların bir şato haline getirdiği Kale içine, Büyük liman tarafından basamaklı kaldırımla ulaşılan Cenova armalı bir ana kapıdan; kale içinde de yüksek bir burçla korunmaya alınmış şato kapısından girilmektedir (Güngör, 2006) . Cenova şato girişi (Şekil 5)’de görülmektedir.

Kapıdaki armalarda; üstte Cenova, alttaki üçlüde solda Poggio (Galata Podestasının mensup olduğu, Liguryalı ailenin), ortada Cenova, sağda Malaspina (Asup olduğu ailenin) blazonları vardır (Güngör, 2006). Cenova kapısındaki armalar (Şekil 6)’da görülmektedir.

22

Şekil 5. Cenova şato girişinden bir görüntü (Fotoğraf: Demirci, 2012).

Şekil 6. Cenova armalarından bir görüntü (Amasra.net, 2013).

23

Fatih Camii: 9. Yüzyılda Amasra Kalesi içinde yapılmış bir Bizans kilisesidir. Amasra’nın Fatih tarafından fethinden sonra camiye dönüştürülmüştür (Amasra Kaymakamlığı, 2013b). Fatih camisi (Şekil 7)’de görülmektedir.

Şekil 7. Fatih camisinden bir görüntü (Fotoğraf: Demirci, 2012).

Küçük Kilise (ŞAPEL): Amasra Kalesi içinde 9. yüzyılda yapılan eski bir Şapel’dir.15. yüzyılda mescide dönüştürülmüş ve 1930 yılında ibadete kapatılmıştır. Tuğla-taş örgü sistemi ile yapılan eser 2002 yılında yapılan restorasyon sonrasında kültür ve sanat evi olarak kullanılmaktadır (Amasra Kaymakamlığı, 2013) ve Şapele ait görüntü (Şekil 8)’de görülmektedir.

24

Şekil 8. Şapelden bir görünüş (Fotoğraf: Demirci, 2012).

Bilinen diğer korunmaya değer anıtsal ve çevresel varlıklar;

Kuşkayası Yol Anıtı, Bedesten, Antik Tiyatro, Kemerdere Köprüsü, Edhem Ağa Konağı, Horhor Dere Tüneli, Kemere Köprüsü, Toprakaltı Galerileri, Oyma Mağaralar, Akropol, Direkli Kaya, Osmanlı Hamamı, Kaymakamlık Evi, Amasra Müzesi, Gürcüoluk Mağarası, Boztepe, Ağlayan Ağaç, Bakacak Mevkii, Çekiciler Çarşısı, Tavşan Adası (Amasra Kaymakamlığı, 2013).

Bu doğal ve kültürel değerlerin korunması için geleceğe yönelik süreç başlamıştır.

AMASRA’NIN UNESCO DÜNYA MİRAS GEÇİCİ LİSTESİNE ALINMA SÜRECİ

Amasra’nın UNESCO yolculuğundaki ilk adım taşı, Mayıs 2012’de (IFLA) Başkanı Sn. Desiree Martinez’in Amasra’ya gelmesi ve ardından, Bartın Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümünün girişimleri ile Amasra’nın Dünya Miras Listesi’ne alınması gündeme gelmiştir (Sabaz vd., 2013) .

Daha sonra bu süreç 28-30 Eylül 2012 tarihlerinde Ukrayna’nın davetiyle Kırım Özerk Cumhuriyeti’ndeki bir toplantıya ülkemizi temsilen Bakanlığımız Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünce katılımın sağlanmasıyla devam eder (Bartın Valiliği, 2013a) .

25

Bartın Valiliği web sayfasından aldığımız bilgiye göre bölümümüz ve odamızın da içinde bulunduğu süreç devam etmektedir. Bu süreç dahilinde ilk toplantı Sayın Bartın Valisi Ali ÇINAR başkanlığında 21.11.2013 tarihinde gerçekleştirilmiştir (Bartın Valiliği, 2013b). Bu toplantıya ait görüntü (Şekil 9)’da görülmektedir.

Şekil 9. Unesco Dünya Miras Yolunda Amasra Yürütme Kurulu 1.Toplantısından bir görünüm (Bartın Valiliği, 2013b).

"Unesco Dünya Miras Yolunda Amasra" Yürütme Kurulu 2.Toplantısı Amasra Kaymakamı Sn. Mehmet Yıldız başkanlığında Bartın Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü'nde 23.12.2013 tarihinde gerçekleştirildi. Yürütme kurulu 2. Toplantısına ait görüntü (Şekil 10)’da görülmektedir (Artar, 2013).

26

Şekil 10. "Unesco Dünya Miras Yolunda Amasra" Yürütme Kurulu 2.Toplantısından bir görünüm (Artar, 2013).

Bu süreç dahilinde yapılan çalışmalardan biride; Amasra’nın doğal, kültürel ve tarihi değerlerini öne çıkarmak amacıyla Bartın İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından “UNESCO Miras Kenti Yolunda Amasra” konulu Afiş ve Slogan Yarışması düzenlenmesidir (İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, 2013).

Hocalarımızdan aldığımız bilgiye göre BAKKA’ya stratejik eylem planı oluşturulması konusunda proje sunulmuştur (Artar, 2013).

Ülkemizde UNESCO tarafından tescil edilmiş 11 Dünya Miras Alanı yanında Geçici Listedeki 41 alandan biri ‘Ceneviz Ticaret Yolu’nda Akdeniz’den Karadeniz’e Kadar Kale ve Surlu Yerleşimleri’ olarak Amasra Kalesini de kapsayacak biçimde 15 Nisan 2013 Tarihli UNESCO Toplantısında karara bağlanmıştır (Sabaz vd., 2013).

UNESCO Türkiye Milli Komisyonu tarafından 2013 yılında basımı yapılan “UNESCO World Heritage in Turkey” kitabında 40. Sıradan Geçici Listede yer almış Amasra ve diğer aday alanlarımıza yer verilmiştir (Sabaz vd., 2013).

Unesco dünya miras listesi yolculuğunu geçmeyi başarmış Safranbolu kenti Amasra için en güzel örnektir.

27

MÜZE KENT SAFRANBOLU ÖRNEĞİ

Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu'nun 1975 yılında şehri kentsel sit alanı ilan etmesi akademik çevrelerin ilgisini çekmiş ve bu ilgi zamanla Türkiye dışına da taşmıştır (Wikipedia, 2006).

Turistlerin ilgisi ile 90'ların başından itibaren küçük ve orta ölçekli turistik tesislerin oluşumu başlamıştır ve bu sayede terk edilen konaklar, otel ve lokanta gibi yapılara dönüşmüş, anıtsal eserler restore edilmeye başlanmış (Şekil 11) ve unutulmakta olan el sanatları tekrar canlanmıştır (Wikipedia, 2006).

Şekil 11. Tarihi Safranbolu evlerine ait bir görünüm (Erinç, 2007a).

UNESCO'nun 17 Aralık 1994'de Dünya Miras Listesi'ne aldığı Safranbolu, Türkiye'de bulunan yaklaşık 50.000 korunması gerekli kültür ve tabiat varlığının 1.125'ini barındırır. Bu nedenle, müze kent durumundadır (Wikipedia, 2006). Kente ait genel bir görüntü (Şekil 12)’de görülmaktedir.

Dünya Kültür Mirasına dahil olup sit alanı ilan edilen eski şehir merkezinde 1.008 adet tarihi eser tescil edilmiştir. Bunlar; 1 özel müze, 25 cami, 5 türbe, 8 tarihi çeşme, 5 hamam, 3 han, 1 tarihî saat kulesi, 1 güneş saati ile yüzlerce ev ve konaktır. Bunların dışında höyükler, tarihî köprüler ve kaya mezarları da bulunmaktadır (Wikipedia, 2006).

28

Şekil 12. Safranbolu yerleşkesinden bir görünüm (Erinç, 2007b).

Artık UNESCO’nun kriterleri eskisi gibi değildir. Geleceğe yönelik yönetim planına, bununla ilgili özelliklere, bakanlık düzeyinde bütçe ayrılıp ayrılmadığına ve halk arasında bilinçlenmeye kadar çeşitli kriterler göz önüne alınmaktadır. Dünya mirası alanlarından biri olmak, korumacılık, proje desteği ve tanıtım anlamında bizlere büyük yarar sağlayacaktır.

Amasra’yı korumak tıpkı Safranbolu’yu dünya kenti yapmak gibi bir marka yaratmaktır. Asırlar boyu kültürel ve doğal varlığıyla bilinen Amasra güzelliğiyle Fatih Sultan Mehmet ve daha nicelerinin içinde ayrı bir yer tutmaktadır.

Der ki bir düşünür: “görsen yazık dersin, görmesen yazık edersin” (Anon, 2013; Çelik, 2013).

Unesco sürecinin Amasra için önemli bir fırsat olduğunu düşünüyoruz. Bu yolda hepimize çok büyük görevler düşmektedir.

29

KAYNAKLAR

Akarsu, B., (2004). Amasra

http://www.turkcemuzik.com/sarki/S%C3%B6z/40430/Bar%C4%B1%C5%9F Akarsu_Amasra.html., 19 Aralık 2013.

Amasra Kaymakamlığı, (2013a). Tarihçe, http://www.amasra.gov.tr/tarihce.html., 19 Aralık 2013.

Amasra Kaymakamlığı, (2013b). Turizm, http://www.amasra.gov.tr/turizm.html., 19 Aralık 2013.

Amasram.net, (2013). Amasra Kalesi, http://www.amasram.net/amasra-kalesi.html., 19 Aralık 2013.

Anonim, (2013). Dünyanın Gözbebeği Amasra, http://gezgindergi.com/dunyanin-gozbebegi-amasra-2/., 19 Aralık 2013.

Artar, M., (2013). "Unesco Dünya Miras Yolunda Amasra" Yürütme Kurulu 2.Toplantısı, Sözlü görüşme, 17 Aralık 2013.

Bartın Valiliği, (2013a). Amasra Kalesi UNESCO Dünya Miras Listesi Yolunda http://www.bartin.gov.tr/amasra-kalesi-unesco-dunya-miras-listesi-yolunda.html., 19 Aralık 2013.

Bartın Valiliği, (2013b). Amasra’nın UNESCO Dünya Mirası Asil Listesine Girmesi İçin Toplantı Düzenlendi, http://www.bartin.gov.tr/amasranin-unesco-dunya-mirasi-asil-listesine-girmesi-icin-toplanti-duzenlendi.html., 19 Aralık 2013.

Çelik, A.F., (2013). Dünyanın Gözbebeği Amasra, http://gezgindergi.com/dunyanin-gozbebegi-amasra-2/ ., 19 Aralık 2013.

Demirci, Ç., (2012). Amasra kültürel varlıkları Amasra kalesi, Cenova Şatosu, Fatih cami ve Şapelden görüntüler, 19 Aralık 2013.

Doğan, M., (2013). ‘Ceneviz Ticaret Yolunda Akdeniz’den Karadeniz’e kadar Kale ve Surlu Yerleşimler’in harita üzerinde gösterimi, 19 Aralık 2013.

Erinç, M., (2007a). Safranbolu, http://www.panoramio.com/photo/4460140., 19 Aralık 2013.

Erinç, M., (2007b). Safranbolu, http://www.panoramio.com/photo/4461165., 19 Aralık 2013.

Güngör, F., (2006). Cenova Şatosu, http://www.sesamos.com/makaleler/amasra-ile-ilgili-makale-ve-yazilar/tarihi-makaleler/cenova-satosu., 19 Aralık 2013.

30

İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, (2013). “UNESCO Miras Kenti Yolunda Amasra” konulu Afiş ve Slogan Yarışması, http://www.bartinkulturturizm.gov.tr/TR,85952/unesco-miras-kenti-yolunda-amasra-konulu-afis-ve-slogan-.html., 19 Aralık 2013.

Kültür ve Turizm Bakanlığı, (2013). Ceneviz ticaret Yolu’nda Akdeniz’den Karadeniz’e Kadar Kale ve Surlu Yerleşimleri,

http://www.kulturvarliklari.gov.tr/TR,51374/ceneviz-ticaret-yolunda-akdenizden-karadenize-kadar-kal-.html ., 19 Aralık 2013.

Nkfu, (2013). Cenevizliler hakkında bilgi, http://www.nkfu.com/cenevizliler-hakkinda-bilgi/., 19 Aralık 2013.

Sabaz, M., Çelikyay, S., Artar, M., (2013). UNESCO Dünya Miras Alanı’na Doğru Amasra Raporu, Bartın Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü, Yayımlanmamış Rapor, 19 Aralık 2013.

Tunçer, M., (2009). Çeşm-i cihan Amasra'yı korumak, http://blog.milliyet.com.tr/cesm-i-cihan-amasra-yi-korumak/Blog/?BlogNo=168722., 19 Aralık 2013. Özman, K.O., (2010). Amasra’dan bir görünüş, 19 Aralık 2013.

Wikipedia, (2006). Safranbolu, http://tr.wikipedia.org/wiki/Safranbolu., 19 Aralık 2013.

Wikipedia, (2011). Cenova Cumhuriyeti deniz ticaret yolu , http://tr.wikipedia.org/wiki/Dosya:Repubblica di Genova.png., 19 Aralık 2013.

31

YARININ AMASRA’SI VE PEYZAJ MİMARLARI

Deniz KÖSE*-Yunus KARAOĞLU*

*(Bartın Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü IV. Sınıf Öğrencisi) GİRİŞ Tarih boyunca doğal ve kültürel değerlerce zengin kıyı mekanları insanların ilgisini çekmiştir. Bu mekanlar kullanıcılara çok çeşitli olanaklar sunmaktadır. Aynı zamanda içinde barındırdığı canlıların çeşitliliği ve insanlar için sağladığı rekreasyonel ve turistik faaliyetler de bu alanların önemini artırmaktadır (Ateşoğlu, Tunay, 2008). Dünyadaki nüfus artışı ve çeşitli kullanım alanlarının giderek yayılması ile ilgili istatistikler incelendiğinde yakın bir gelecekte yeryüzünün hiçbir yerinin doğal halde kalmayacağı ortaya çıkar. Tüm kullanılabilir alanlar; tarım, otlak, yerleşim ve sanayi yeri olarak insan hizmetinde olacaktır. Dolayısıyla, yeryüzünde bazı doğal alanların kalabilmesi, şimdiden belirlenecek milli parklar ve diğer koruma alanlarının kurulmasına bağlıdır. Ekolojik dengenin korunması ve doğal kaynakların plansız insan müdahalelerine maruz kalmasının engellenmesi ancak hem ulusal hem de uluslararası ölçekte işbirliği yapılabilecek koruma alan sistemleri oluşturmakla sağlanabilir. Bu işbirliğinin kolay ve etkin olabilmesi için uluslararası ölçekte kabul edilen standartlara olabildiğince uyum sağlamak gerekir. 1978 yılında IUCN tarafından yayınlanan "Koruma Alan Kategorileri, Amaçlar ve Kriterler"adlı raporda, dünyadaki koruma alanları 10 başlık altında toplanmıştır (Güney, Hepcan, 1996).

Bilimsel Rezerv/Mutlak doğa rezervi

Milli Park

Doğal Anıt

Doğa Koruma Rezervi/Yönetilen Doğa Rezervi/Yaban Hayatı Sığınağı

Peyzaj Koruma Alam

Kaynak Rezervi

Doğal Biyotik Alan/Antropolojik Rezerv

Çoklu Kullanılan Yönetim Alanı/Yönetilen Kaynak Alanı

Biyosfer Rezervi

Dünya Miras Alanı

Koruma altına alınan alanlar hangi kategoriye girerse girsin mutlaka çevresiyle birlikte bir bütün olarak ele alınmalıdır. Global olarak işbirliğine gidebilmek için, yeryüzünde herkesi ilgilendiren kaynak değerlerine sahip olan koruma alanları konusunda ortak bir tavır almak gerekir. Çünkü bu, birtakım ayrıcalıklı özellikler taşıyan ekosistemlerdir. Ekosistem, açık bir sistem olduğundan kolaylıkla dışarıdan olumlu ya da olumsuz yönde etkilenebilmektedir.

32

Koruma alanlarının çok sayıdaki işlevlerinden bazıları şöylece sıralanabilir :

Ekolojik süreçlerin devamını ve bütünlüğünü korumak,

Biyolojik çeşitlilik ve ekolojik stabilitenin korunması,

Psikolojik ve estetik yararlar,

Bilimsel araştırma ve rekreasyonel aktiviteler için imkan hazırlama,

İklimsel ekstremlerin yumuşatılması,

Tarihi ve kültürel çeşitliliğin korunması.

Yukarıda sayılan ve genel anlamda tüm koruma alanlarından beklenen işlevler, alanların yönetim kategorileri doğrultusunda farklılaşmaktadır. Bir başka anlatımla bir koruma alanı yönetiminde hedef sadece ekosistem bütünlüğünün korunması iken, bir diğerinde rekreasyonel kullanım daha ön plana çıkmaktadır. Koruma alanının kendisinden beklenen işlevi tam olarak yerine getirebilmesi herşeydenönce doğru bir yönetim stratejisine bağlıdır (Güney, Hepcan, 1996). PEYZAJ MİMARLIĞI AÇISINDAN KORUNAN ALANLAR Peyzaj, tanımı gereği çok katmanlılığı, ilişkiselliği, farklılığı içermektedir. Geçtiğimiz son kırk, elli yıl içinde peyzaj kavramlarının getirdiği açılım ile birlikte bugünün yaşayan ve değişen dinamiklerinin bir parçası olarak ele alınması gerekmektedir. Kültür miras yönetiminde peyzaj kavramı çok disiplinliliği ve katılımcı karar almayı ön plana çıkarır (Aksoy vd., 2012). Peyzajın korunacak tarihi miras çevresi olarak kavramsallaştırılması ile birlikte, çevrenin bünyesinde biriktirdiği birbirinden farklı olabilecek birçok değer, toplumun farklı kesimleri tarafından sahip çıkılabilir hale gelmelidir. Miras böylelikle uzmanların toplum adına değerine karar verdiği bir alan olmaktan çıkar ve toplumun bizzat kendisinin, tüm farklı sesleri ile değerleri yeniden keşfe çıktığı bir toplumsal yorumlama alanı haline gelir. Artık mirasın bir anıt eser şeklinde korunması kendi başına bir öncelik olmaktan çıkmıştır. Mirasın korunması bu mirasın içinde yer aldığı peyzaj, sosyokültürel çevre ve bu peyzajın çevrenin değişim dinamikleri ile birlikte bir süreç olarak ele alınmasıdır. Miras öncelikle insanlar için korunmalıdır ve dolayısıyla mirasın yönetiminde uzmanların yanı sıra vatandaşlar da söz sahibi olmalıdır. Vatandaşlarda neyin kendileri için kültürel miras değeri taşıdığı konusunda tercihlerini aktarabilmeli, karar süreçlerine katılabilmelidirler. KORUMA ALANLARININ YÖNETİMİNDE GENEL SORUNLAR Ülkemizde ve dünyada kültürel ve kentsel mimari mirasın korunması konusunda yapılan araştırma ve değerlendirmelerde genellikle benzer sorunlarla karşılaşılmakta ve bu sorunlara da benzer çözüm önerileri geliştirilmektedir (Aksoy vd., 2012). Sorun 1: ‘’Ülkenin kentsel gelişme süreçleri içinde tarihi ve kültürel çevrenin, kentsel ve mimari değerlerin sosyal ve ekonomik rolünün yeterince tanımlanmaması’’.

33

Uluslararası düzeyde, bu soruna çözüm olarak, “Bütünleşik Koruma” ve “Canlandırma” yaklaşımının benimsenmesi önerilmekte, bütünleşik yaklaşımla güvenilir ve görünür eylemlerin planlanması, kısa süreli ve eylem temelli küçük ölçekli projelerin gerçekleştirilmesi, korumanın gerekliliği ve inandırıcılığı konusunda yararlı bulunmaktadır. Sorun 2: ‘’Koruma politikalarının, diğer bölgesel ve kentsel planlama kararları ve politikaları ile bütünleştirilememesi’’. Bu sorunun çözümü olarak, bu amaca uygun bir yasal altyapının varlığı gerekli görülmektedir. Sorun 3: ‘’Kültürel mirasın sürdürülebilir korunması ve korumanın yaygınlaştırılması için merkezi ve yerel yönetim birimleri arasında eşgüdümün sağlanamaması’’. Sağlıklı bir “Yönetişim” sisteminin kurulması ile bu sorunun çözümlenebilmesi için özel politika ve girişimlerle kamunun itici gücünün ön plana çıkarılması, yerel yönetimlerin rolünün güçlendirilmesi, kapasite gelişimini destekleyici stratejilerin benimsenmesi gerekir. Sorun 4: ‘’Tanımlanan araç ve finansal kaynakların yeterli olmaması ve var olanların doğru kullanılamaması’’. Bu sorun, “Kaynak Yaratılması, Aktarımı ve Planlanması” yolu ile çözümlenebilir. Bu amaçla, kamu ve özel sektör ortaklıklarının kurulması, halk tabanlı fon sağlayan örgütlenmelerin oluşturulması, fona sağlanan kaynakların güvence altına alınması gibi yaklaşımların geliştirilmesi gerekir. Sorun 5: ‘’İlgili kurum ve kuruluşların duyarsızlığı, halkın bilinçsizliği ve ilgisizliği’’. Sorunun çözümü , “Katılımcı Planlama” yaklaşımı ile aşılabilir. Katılımcılık ilkesi, katılımcıların görev ve yetki sınırlarının belirlenmesi, katılımcı kuruluşlar arasında eşgüdümün sağlanması, gelişmiş bir iletişim ağı kurulması, halk örgütleri kurulması ve bu örgütler arasında güçlü bir ortaklık sağlanması gibi stratejileri gerektirir. Tüm bu sorunların kesişim noktası olarak kent planlama süreçlerinde stratejik yaklaşımların eksikliği görülmektedir. Örneklerde, konulara “Stratejik Planlama ve Yönetim Planı” anlayışı ile yaklaşmanın, süreci yönlendirecek özerk yönetim ve denetim sistemleri oluşturmanın sorunların çözümünü kolaylaştırdığı görülmüştür.

34

TARİHÎ KENTSEL PEYZAJA İLİŞKİN TAVSİYE KARARI Sürdürülebilir kalkınma; korunmayı, mirasın etkin korumasının ve sürdürülebilir yönetimin gelişmesini sağlar. Tavsiye kararları, tarihsel alanların korunmasını da içerir. Doğal ve kültürel mirasın korumasını desteklemek amacıyla tarihî kentsel alanların korunması, yönetimi ve planlama stratejilerini yerel gelişim süreçlerine ve kentsel planlamaya entegre edilmesi gerekir. Çağdaş mimari ve altyapı geliştirme süreçlerinin bir peyzaja uygulanması yaklaşımı kentsel kimliğinin sürdürülebilmesine yardımcı olur (Unesco, 2013). 1976’da tarihi alanlarla ilgili son UNESCO Tavsiye Kararı ( Tarihî Alanların Korunması ve Çağdaş Rolleri Konusunda Tavsiye Kararı) kabul edilmiştir. Bu kararla kendi egemenlik sınırlarında ve yargı yetkileri altında uygun hukukî kurumsal çerçeve ve tedbirlerle kanunlaştırmasını önerir. Bu öneriler UNESCO Tavsiye Kararına bağlı olarak inşa edilmiştir. 1.Kentsel miras, kentsel alanların yaşanabilirliğini arttırmada temel bir kaynak oluşturur ve değişen küresel çevrede ekonomik kalkınma ile sosyal uyumu pekiştirir. İnsanlığın geleceği, kaynakların etkin planlaması ve yönetimine dayalı olduğundan kaynakları koruma, kentsel büyüme ile yaşam kalitesi arasında sürdürülebilir temelde bir dengeyi yakalamaya çalışan bir strateji olmuştur. 2.Mirasın korunması; tarihî mirastan yararlanma ihtiyacına mimari eserlere, vurgunun kentsel değerlerin korunmasındaki sosyal, kültürel ve ekonomik süreçlerin önemine ilişkin daha geniş bir farkındalığa ulaşmasını sağlar. 3.Bu Tavsiye Kararı insanların yaşadığı çevreyi korumayı ve kalitesini geliştirilmeyi amaçlayan kamusal ve özel etkinliklerin desteklenmesidir. Doğal özellikleri, yerleşimleri ve sosyal, kültürel ve ekonomik değerlerini göz önünde bulundurularak, kendi geniş kentsel bağlamlarında tarihsel alanları ayırt edecek, koruyacak ve yönetecek bir peyzaj yaklaşımı önerir. ALAN YÖNETİM PLANI 2000 yılından sonra UNESCO Dünya Miras Listesi’nde bulunan ve Liste’ye aday olacak tüm alanlar için yönetim planı hazırlama ve uygulama şartı getirilmiştir. Böylece korunan varlığın veya alanın, bütün yönleri ve ilgili tüm tarafların katılımıyla korunmasının sürekliliği sağlanacaktır. Alan Yönetimi ilk kez 2863 sayılı Ek.2 maddesinde “Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu”nda değişiklik yapan, 5226 sayılı yasada yer almıştır (Çekül, 2012).

Alan Yönetimi Planları kültürel mirasın bütüncül bir yaklaşım ve katılımcı planlama yöntemiyle tüm paydaşların eşgüdümlü korunabilmesi için kullanılan bir araçtır.

35

SAFRANBOLU’NUN UNESCO MACERASI

Safranbolu, önceleri Kendini koruyan kent olarak bahsedilmekteydi. Yüzyıllar öncesinden gelen Safranbolu, kendini koruyamaz olunca “korunması gerekli bir kent” düşüncesinden yola çıkarak, 1970’li yılların ortalarında UNESCO macerasını başlatmıştır.

Safranbolu; Selçukluların Anadolu’ya gelmesiyle Osmanlı ülkesine katılmıştır. 800 yıldır Türk-Osmanlı yönetiminde kalmış, hiçbir istila görmemiş, aynı uygarlığın yerleştiği ve devam ederek geliştiği bir merkez olmuştur. Dış etkenlerden hiç esinlenmemiştir. Safranbolu halkı, kapalı bir şehir ekonomisi, gelenek ve göreneklerine sıkı sıkıya bağlı bir sosyal yaşantıyı içinde bulunduğumuz yüzyılın ilk yarısının sonlarına kadar devam etmiştir. Geçmiş dönemlerde Safranbolu nüfusunda önemli artışlar da olmamış ve dolayısıyla yeni konut yapımına gereksinme de duyulmamıştır (URL-1, 2013).

Fakat 1937’de temeli atılan Demir Çelik Fabrikası nedeniyle Karabük, kısa bir süre içinde gelişmiş ve 38 yıl içerisinde 100.000 nüfuslu bir şehir olmuştur. Safranbolu'ya 10 km. mesafede yer almasıyla, her türlü başkalaşımın ve göç olayların yaşanmasına sebep olmuştur. Bu nedenle; yeni yapılan konutların kentin mimari dokusunun farklılaşmasıyla; kentin nitelik ve özelliklerinin kaybolmasına doğru gitmiştir.

1975 sonrasında ise “Korunan Kent: Safranbolu”, ya da “Korunması Gerekli Kent: Safranbolu” sözcükleriyle buluşmuştur. İlk aşamada Safranbolu’nun tanınması, tanıtılması ve mimarlık değerlerine duyarlı bir kamuoyu oluşturulması sağlanmış, 1990 yılında başlayan ikinci aşama ise; eski evler, restore edilip otel ve pansiyon olarak yeni bir işlev kazandırılmış, korumada turizmin getirilerinden yararlanılmıştır.

1976’da Safranbolu için “kentsel sit kararı” alır. İmar planı, yeni yapılaşmaları, bu alanların dışında bırakacak biçimde değiştirilir. Türkiye’de “koruma amaçlı imar planı”, ilk kez Safranbolu için düşünülür ve yapımını İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi üstlenmiştir. 1975, 1976 ve 1977 yıllarında Safranbolu Mimarlık Değerleri ve Folkloru Haftaları basınında ve televizyonda yer almış, halk bilinçlenmiştir.

17 Aralık 1994 yılında UNESCO’ya girmiştir.

Safranbolu’da eskiyi korurken güncel yaşamın gerekleri göz ardı edilmemiş ve halktan kopuk bir korumacılık yapılmamıştır. Safranbolu’ya gelen ziyaretçi sayısının artmasına paralel olarak ev pansiyonculuğu özendirilmiş, tarihsel kent merkezi Şehir kesiminde restore edilip konaklama tesisine dönüştürülen ev sayısında artış gözlenmiştir. Bir başka gözlem ise restore edilen binaların zemin katlarında kafe ve barların açılması suretiyle eğlence turizmine de ağırlık verilmiştir.

36

Safranbolu Belediye Başkanı Sayın Nihat Cebeci’nin 2008 Yılında Unesco İle Kısa Görüşmesi

Safranbolu Kenti 1994 yılında dünya miras listesine girdi. Girdikten sonra şehrinizde ne gibi değişiklikler ortaya çıktı ?

Safranbolu Belediyesi koruma faaliyetlerini başlatmak için 1976 yılında karar verdi ve böylece restorasyon çalışmaları başladı. Osmanlı-Türk mimarisini yansıtan tarihî binalar, muhafaza edilmiştir. Türkiye'nin farklı illerinde bulunan tarihi yapılar tahrip edilmiş olmasına rağmen, orijinal halleriyle tüm tarihi binaları görebilirsiniz. Turizm faaliyetleri 1990'lı yılların başında Safranbolu'da başladı. Safranbolu 1994 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yazıldı. O zamandan beri; bilinen ve dolayısıyla pek çok yabancı turist tarafından ziyaret edilen yabancı ülke haline gelmiştir. Unesco’nun tanıtım ve mali yardımları ile şehrimizi açık hava müzesi haline getirdikleri için teşekkür ederiz. Bir dünya mirası kenti belediye başkanı olarak miras yönetiminde sizin rolünüz nedir? Belediye başkanı olarak, korumak için benim rolüm, tarihi binaları, atalarımızın mirasını gelecek nesiller için iyileştirmek ve korumak, restorasyonlar sırasında dikkatli olmaya ve restorasyon hataları yapmamaya çalışıyoruz.

Miras ile ilgili şehrin en önemli geliştirme projeleri(şimdiki ve gelecekteki) nelerdir?

Şu anda,belediyemizin en önemli projesi yeni "Şehir İnşaat Programı" dır. Bu projenin amacı, tarihi binaları çevreleyen alanı düzensiz gelişimden korumaktır. Buna ek olarak, tarihi yapıların restorasyon çalışmaları belediyemiz tarafından devam ettiriliyor. Maddi ve manevi mirasımızı tanıtmak için, her yıl festivaller düzenliyoruz.

Bulunduğunuz şehirde turizmin etkisi hakkında konuşabilir miyiz?

Turizm Safranbolu için çok önemlidir. Turizm Safranbolu’yu dünyaya tanıtmak için en önemli araçtır. Yeni istihdamlar yaratır ve kentin ekonomisini arttırır. Vatandaşlarımız yeni insanlarla ve kültürlerle tanışır, böylece dostlukları kolaylaştırmak için bir köprü oluşturur. Safranbolu’daki binaları turizm yoluyla koruyor ve geliştiriyoruz (URL-2, 2008).

Safranbolu’nun UNESCO Dünya Miras Listesine Alınışının 19. Yıl dönümünde , 2009 yılında yapılan tam kapsamlı koruma planının hayata geçirildiğini dile getiren Başkan Aksoy, “ Kültür Bakanlığı ve TOKİ’nin finansal katkıları ile kültürel korumacılık ve mirası geleceğe aktarma noktasında büyük çalışmalar ortaya çıkmıştır. Bu çalışmaların getirisi olarak ise 2007 yılında 63.137 turisti ağırlar iken bu rakam 2009 yılında 134.030, 2012 yılında 222. 382, bu güne geldiğimizde ise 260.000 civarında turisti Safranbolu’da ağırlamışız. Yine bu güzel çalışmaların ödüllerini de almaya devam ettik. Bunların arasında Avrupa Diploması ve Şeref Bayrağı en başta geliyor.’’ Şeklinde yaptığı konuşmasında Safranbolu’nun gelişimi hakkında kısaca bahsetmiştir (Bölgenin sesi, 2013).

37

BURSA'NIN UNESCO SÜRECİ

2000 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı’na yapılan “Bursa ve Cumalıkızık Erken Osmanlı Kentsel ve Kırsal Yerleşimleri” başlıklı başvurusu ile başlamıştır. Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin başvurusu kültürel miraslar için öngörülen 1. 3. Ve 4. Kriterleri ile UNESCO Dünya Mirası Geçici (Tentative) Listesi’nde yer almaktadır.

Bursa için öngörülen kriterler şunlardır:

1. İnsanın yaratıcı dehasının üst düzeyde bir temsilcisi olması,

3. Yaşayan veya yok olan bir kültür geleneğinin veya uygarlığın benzersiz veya olağanüstü, ender rastlanan bir temsilcisi olması,

4. Bir yapı tipinin seçkin bir örneği, ya da insanlık tarihinin önemli bir aşamasını veya aşamalarını gösteren bir mimari veya teknolojik bütünün veya peyzajın örneği olması

2000 yılındaki Unesco girişimlerinde sonuç bulamayan Bursa; 2009 yılında Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından yeniden canlandırılmış, 2011 yılında Bursa Alan Başkanlığı’nın kurulması ile başvuruyu tekrardan Kültür ve Turizm Bakanlığı’na iletmişlerdir.

Bursa Alan Başkanlığı Danışma Kurulu, alanlarda mülkiyet hakkı bulunanların, meslek odalarının, sivil toplum örgütlerinin, üniversitelerin ilgili bölümlerinin temsilcilerinin bir araya getiren bir kurul oluşturmuştur. Alan Yönetim Planı şartı yerine getirilmiştir.

Bursa Alan Başkanlığı Eşgüdüm ve Denetleme Kurulu ise yönetim planı hazırlanması ve uygulanması kapsamında hizmetine ihtiyaç duyulacak idarelerin temsilcilerinden ve Danışma Kurulu’nun içinden seçeceği iki üyeden oluşmaktadır. Bursa’nın Unesco sürecinde yaptığı çalışmalar (Tablo 1)’de görülmektedir.

38

Tablo 1. Bursa'nın UNESCO Giriş Süreci (URL-5, Dostoğlu 2013'ten derlenerek)

Bursa Alan Başkanlığı Danışma Kurulu;

mülkiyet hakkı bulunanları,

meslek odalarını, bir araya getirerek ALAN YÖNETİM PLANI ŞARTI

sivil toplum örgütlerini,

üniversitelerin ilgili bölümlerinin temsilcilerini

Bursa Alan Başkanlığı Eşgüdüm+ Denetleme Kurulu = Yönetim Planı Hazırlanması + Uygulanması

2 Üye Oluşturulur.

En Önemli Süreç;

-Bursa Hanlar Bölgesi,

-Sultan Külliyeleri Sürece Katılımı Amaçlayan

-Cumalıkızık Köyü Toplantılar Organize Etmek

-Bursa Tarihi Alanlar

Adaylık Sürecindeki en önemli adımlarından birisi, Bursa Hanlar Bölgesi, Sultan Külliyeleri ve Cumalıkızık Köyü – Bursa Tarihi Alanları – Yönetim Planı hazırlık çalışmaları kapsamında, planın hazırlık ve uygulama süreçlerinde rol alacak, planın uygulamalarından etkilenecek tarafların sürece katılımını amaçlayan çeşitli toplantılar organize edilmektedir(URL3, 2013).

Bursa Alan Başkanlığı’nın vizyonu;

Hanlar Bölgesi, Sultan Külliyeleri ve Cumalıkızık Köyü’nün doğal, fiziksel, tarihi, ekonomik, sosyal ve yönetimsel yapılarıyla ilgili değerlerinin ön plana çıkarılması,

2000

Unesco Giriş Süreci

2009

Unesco yolunda yapılan

canlandırma çalışmaları

2011

Bursa Alan Başkanlığı'nın

Kurulması

39

Kullanıcıların ve yaşayanların da katılımıyla eşgüdüm ve şeffaflığın içinde yürütülen, Bursa’nın üstün evrensel değerlerini uluslararası normlara uygun olarak koruyan ve yaşatan bir yönetim planı hazırlanması, uygulanması ve bu alanların uluslararası alanda tanınırlığının sağlanması olarak özetlenebilir.

İSTANBULA GELEN UNESCO UYARISI İstanbul'un tarihi alanları, kültürel varlık olarak 1985 yılında Dünya Kültür Mirası listesine kaydedilmişti. İstanbul'un, "Dünya Kültür Mirası" listesinden çıkartılması konusu 2006 yılında Litvanya'nın Vilnius'ta, ardından da 2008 yılında Kanada'nın Quebec kentinde düzenlediği toplantılarda gündeme gelmiş, her seferinde İstanbul'a eksikliklerini düzeltmesi için süre verilmişti. İstanbul'un Dünya Mirası listesinden çıkartılarak, ''tehlike altındaki miras listesine'' alınması konusu gündeme geldi. İstanbul'a bir yıl daha süre vererek, bu konunun gelecek yıl yapılacak toplantıda ele alınmasını kararlaştırdı. İstanbul'a eksikliklerini tamamlaması konusunda 2010'a kadar yeniden süre verilmesini kararlaştırdı (URL 4, 2009). UNESCO’DAN ÇIKARILANLAR Umman'ın, "Arap Afrika Antilobu" adlı tür için sağladığı koruma alanı, kapsadığı arazinin hükümet tarafından yüzde 90 oranında azaltılması nedeniyle, 2007 yılında listeden çıkarılmıştı. Unesco listesine sadece o ülke için değil, bütün insanlık için önemli alanlar alınıyor. BM Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO, genel görünümü bozan bir köprünün inşa edilmekte olması nedeniyle, Almanya'nın Elbe nehri vadisini dünya mirası listesinden çıkardı. UNESCO bu yola nadiren başvuruyor (Yenişafak, 2009). Verilen örneklerden yola çıkılarak temelde doğal ve kültürel kaynakların korunması ve dengeli bir biçimde kullanılması "Peyzaj Planlama" yaklaşımıyla mümkündür. Kaynakların sahip oldukları değerler açısından irdelenmesi ve getirilmek istenen koruma, endüstri, kentleşme, ulaşım, turizm vb. aktivitelere göre uygunluklarının değerlendirilmesi, ayrıca aktivitelerin birbirinin olumlu ya da olumsuz olarak etkileme derecelerinin belirlenmesi peyzaj planlamanın ana fikrini oluşturur. Tüm doğal ve kültürel kaynakların sürdürülebilir biçimde değerlendirilmesi prensibi, ulusal ya da uluslararası ölçekte önemi ve ayrıcalığı olan alanların, çeşitli kategoriler altında özel birtakım tedbirlerle korunması ve yönetilmesi düşüncesini de içermektedir. "Koruma Alanı" ya da "Korunan Alan" konsepti bu yaklaşımın eseridir.

40

Amasra Dünya Miras Listesine Dahil Olma Kriterlerinden Hangilerini Taşıyor?

Amasra Unesco’nun belirttiği bir alanın Dünya miras listesine alınabilme kriterlerinden kültürel miraslar için ;

1. Dünyanın bir kültür bölgesinde veya bir dönemde mimarlık veya teknoloji, anıtsal sanatlar, kent planlama veya peyzaj tasarımı alanlarında önemli gelişmelere ilişkin insani değer alışverişlerine tanıklık etmesi,

2. Yaşayan veya yok olan bir kültür geleneğinin veya uygarlığın istisnai, ender rastlanan bir temsilcisi olması,

3. İnsanlık tarihinin önemli bir aşamasını veya aşamalarını gösteren bir yapı tipinin, mimari veya teknolojik bütünün veya peyzajın istisnai bir örneği olması,

Özelliklerini taşımaktadır.

Amasra Unesco’nun belirttiği bir alanın Dünya miras listesine alınabilme kriterlerinden doğal miraslar için ;

1. Üstün doğal görüngelere veya eşsiz doğal güzelliklere ve estetik öneme sahip alanları içermesi,

2. Yaşamın kaydı, yer şekillerinin oluşumunda devam eden önemli jeolojik süreçler veya önemli jeomorfolojik veya fizyografik özellikler dahil dünya tarihinin önemli aşamalarını temsil eden istisnai örnekler olması,

Özelliklerini taşımaktadır.(Anonim, 2012).

Amasra’ Nın Dünya Miras Listesine Girmesi İçin Yapılması Gereken Çalışmalar

Üniversitedeki akademik kadro ve öğrenciler eşliğinde; yönetimin diğer meslek disiplinleriyle bir araya gelerek; koruma çalışmalarını yürütmek ve bu konuda halkın bilinçlendirilmesine destek olmak,

Amasra’nın doğal ve kültürel değerlerini anlatan sergi, sempozyum, bildiri vb. yapılan çalışmaları arttırarak, ilçenin korunması gerekliliğinin vurgulamak,

Amasra’ daki kültürel zenginliği anlatan kısa film vb. çalışmaların devamlılığını sağlayarak yerel, ulusal ve uluslar arası arenada tanıtılmasını arttırmak,

Basın yayın organlarının kentteki çalışmalarını; yurtiçi ve yurtdışında halka duyurulmasını sağlamak,

Korunması gereken somut veya somut olmayan kültürel mirasın tespit edilmesi için bilimsel çalışmaların yapılmasını sağlayan detaylı çalışmalar için gerekli bütçeleri hazırlamak,

41

Amasra kalesi ve yakın çevresinin restorasyonu yapılırken, düzenlemelerin mimariye uygun yapılmasını sağlayarak, turizme kazandırılması yolunda çalışmalar yapmak,

Koruma çalışmalarının iyi bir örgütlenme planlı ile sürdürülmesi için stratejik çalışmalar yapmak,

15 Nisan 2013 Tarihli UNESCO Toplantısında Geçici Listeye alınan ‘Ceneviz Ticaret Yolu’nda Akdeniz’den Karadeniz’e Kadar Kale ve Surlu Yerleşimleri ’nden birisi olan Amasra Kalesi ile kentin bir bütün halinde Miras Listesine alınması için ‘’Alan Başkanlığı’’ kurumsal yapısını kurmak,

Bartın Belediyesi bünyesinde Kent Estetik Kurulu’ nun oluşturulması sağlamak,

Bartın Kenti olarak Unesco Miras Listesi’ne aday olan Amasra için hazırlanan sürdürülebilir

Kalkınma Modeli (Tablo 2)’de görülmektedir (URL 5, 2013).

Tablo 2. Miras ve Yaratıcılık Aracılığıyla Sürdürülebilir Kalkınma (URL-5, Çetinsaya, 2013'

den değiştirilerek)

42

Unesco’ya Kabulünden Sonra İlk 20 Yıl İçin Amasra İlçesi Ve Bartın Kentinde Beklenen

Yabancı Turist Sayısı Ve Konaklama İhtiyacı (Şekil 1)’de görülmektedir.

Şekil 1. UNESCO'ya Kabulünden Sonra İlk 20 Yıl İçin Amasra İlçesi ve Bartın Kentinde Beklenen Yabancı Turist Sayısı ve Konaklama İhtiyacı Grafiği (Bölgenin sesi, 2013., Başkan Aksoy’un konuşmasındaki turist sayısı oranlarından yola çıkılarak oluşturulmuştur).

YARININ AMASRA’SINDA PEYZAJ MİMARLIĞI

Koruma anlayışı içinde plan, proje ve program çalışmaları yapılarak, kültürel mirasın güncel çevre ile bütünleşip, varlığını sürdürebilmesi için gereken altyapı olanaklarını sağlayacak, bölge ve çevresinde alanın değerini arttıracak çalışmaların paydaşlarla yönetimini amaçlayan bir yol haritası, korumanın nasıl yapılacağını tanımlayan stratejik bir plan yapılması gerekmektedir.

Uluslararası Peyzaj Mimarları Federasyonu (IFLA) Başkanı Sn. DesireeMartinez ‘’Ceneviz Ticaret Yolu‘nda Akdeniz‘den Karadeniz‘e Kadar Kale ve Surlu Yerleşimleri’’ olarak Amasra Kalesi’ni de kapsayacak biçimde 15 Nisan 2013 Tarihli UNESCO Toplantısında karara bağlanmış gelişme hakkında Bartın Valisine resmi bir mektup göndererek Amasra’nın geçici listede olmasının çok önemli bir gelişme olduğunu vurgulamıştır.

0

0,5

1

1,5

2

2,5

3

3,5

4

5 10 15 20

YABANCI TURİST SAYISI

KONAKLAMA IHTIYACI

43

KAYNAKLAR Aksoy, A.,Enlil, Z., Ünsal, D., Pulhan, G., Dinçer, İ., Gülersoy, N.Z., Ahunbay, Z., Köksal, G., Kültürel Miras Yönetimi, Anadolu Üniversitesi , Anadolu Üniversitesi Yayını No: 2573. Anonim, (2012) Bir Dünya Mirası Amasra Sunumu. Ateşoğlu, A., Tunay, M., (2008), Çok Zamanlı Uydu Görüntüleri İle Amasra ve Yakın Çevresine Ait Bitki Örtüsü Değişimi Analizi , Bartın Üniversitesi ,Bartın Orman Fakültesi Dergisi , Cilt:10 , Sayı:13. Bölgenin sesi, (2013). Safranbolu’nun UNESCO Dünya Miras Listesine Alınışının 19. Yıldönümü, http://www.bolgeninsesigazetesi.com/19-yildonumu-kutlandi.html, 21.12.2013. Çekül., (2012). Miras Alan Yönetimi, http://www.cekulvakfi.org.tr/makale/miras-alan-yonetimi, 20.12.2013. Güney, A.,Hepcan, Ş., (1996). Koruma Alanlarında Yeni Yönetim Kategorileri ve Önemi , Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Peyzaj Mimarlığı Bölümü , İzmir:Bornova Unesco, (2013). Tarihi Kentsel Peyzaja İlişkin Tavsiye Kararları, http://www.unesco.org.tr/resimler/PeyzajTavsiyeKarari.pdf, 22.12.2013. Yenişafak, (2009). Elbe Vadisi dünya mirası listesinden çıkarıldı, http://yenisafak.com.tr/dunya-haber/elbe-vadisi-dunya-mirasi-listesinden-cikarildi-25.06.2009-194708, , 23.12.2013. URL 1, (2013). http://www.ulukavak.net/PDF_2/02-19.pdf, Safranbolu'yu Koruma Serüveni, 20.12.2013. URL 2, (2008). http://www.ovpm.org/en/node/1394, Mayors&Heritage: Safranbolu, Turkey, çev. Karaoğlu Y., 22.12.2012. URL 3, (2013). Bursa 'UNESCO Dünya Miras Listesi'ne Aday' http://bursadazamandergisi.com/makaleler/bursa-unesco-dunya-miras-listesine-aday-554.html, , 20.12.2013. URL 4, (2009). UNESCO'dan İstanbul'a Son Uyarı http://www.on5yirmi5.com/haber/yasam/turizmseyahat/4774/unescodan-istanbula-son-uyari.html, , 22.12.2013. URL 5, (2013). http://www.omu.edu.tr/UserFiles/unesco.pdf, Barış ve Sürdürülebilir Kalkınma İçin Eğitim, 19.12.2013.

SORU-CEVAP

44

Zuhal Kaya-Panel Yöneticisi

Şimdi de Panelimizin soru ve katkı kısmına geçiyoruz. Sorunuzun hangi konu ve kimlere ait olduğunu belirtmeniz diyalog akışı açısından önemlidir. Teşekkür ederim.

Öğr. Gör. Cihangir Kasapoğlu-Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Koordinatörü

Amasra hakkında tanıtımların nasıl yapılabileceği konusunda Üniversitemizin Halkla İlişkiler Ve Tanıtım sorumlusu olarak bir katkıda bulunmak istiyorum. Truva, Büyük İskender filmleri tüm dünyada fırtına gibi esti. Amasra’ya ismini veren Kraliçe Amastris Pers Kralının kızı, Makedonya Kralı İskender'in baldızıdır. İskender'in komutanlarından General Krateros'la evlenerek Makedonya'ya gelin gelmiş. 302 yılında da Trakya kralı Lysimachos'la evlenmiş; evlilikleri uzun sürmeyince de Amasra'ya yerleşerek oğulları adına Amasra'nın yönetimini üstlenmiştir. 286 yılında oğulları tarafından bindiği gemi batırılarak öldürülmüştür.

Buradan da anlaşıldığı üzere Amasra’nın da bir Truva gibi bir İskender gibi senaryolaştırılıp sinemaya uyarlanabilecek bir tarihi var. Ve bu tarihi olay bir mitolojiden ibaret değil gerçekliği olan bir olaydır. Amasra’nın dünya çapında tanıtılmasında böyle bir film etkili olacaktır. Daha önce Amasra’da çekilen “Gönderilmemiş Mektuplar” filmi o yıllarda Amasra’da bir turizm patlaması yaşattı.

Safranbolu’yu Dünya Miras Kenti yapan Bartın’lı Belgeselci Süha Arın’dır.

Şuan Dünya Miras Kenti olan Safranbolu 1970’li yıllarda tarihi dokusu yok olma tehlikesi ile karşı karşıyaymış. Bartın’lı Yönetmen Süha Arın’ın 1976’da çektiği “Safranbolu’da Zaman” belgeseli, 1977 Altın Portakal Film Festivali'nde "en iyi belgesel film" seçilerek, altın portakal kazanmış. Bununla da kalmamış Safranbolu'nun dünya çapında tanınmasını sağlayarak, Unesco tarafından "dünya mirası listesine" eklenmesini sağlamış. Belgeselin çekilmesinden sonra, 1977 yılında Safranbolu, Kültür Bakanlığı tarafından "tarihi sit alanı" ilan edilince, Safranbolulular evlerinde değişimler yapamaz olmuşlar. Binaların orijinalini bozamamışlar ve Süha Arın'a çok kızmışlar. Fakat belgeselden sonra Safranbolu’lular, Safranbolu'yu yok etmeyi bırakıp, yenilemeye başlayınca ve evleri değerlenip, tursitler geldikçe, Süha Arın'ı çok sevmişler. Hatta merasimle, adını bir Safranbolu sokağına vermişler. Süha Arın’ı Marmara üniversitesi İletişim Fakültesinde okurken ona anma töreni düzenlemiştik. Bunları orada öğrendim.

Şuan Amasra için henüz bu kalitede ve duyguda bir belgesel yapabilmiş değiliz ve eğer yapılabilirse harika bir belgesel olacağına inanıyorum çünkü çok ilginç hikayelere sahip bir memleket. İşte size bir gerçek olan bir hikaye Amasra köle ticaretini fazla olduğu bir yer. Gezgin buraya geldiğinde Amasra açıklarına demirlediğinde bir köle bir sepet içerisinde beyaz dut uzatıyor, beyaz dutlardan bir tanesinin yumurta büyüklüğünde olduğunu söylüyorlar. Bu köle ticareti 16. Yüzyılda da devam ediyor. Amasra Kalesi Dizdarı (komutanı) Emrullah; esir ticaretinin yasaklandığı Amasra’da esir kaçakçılarının buraya tutsak çıkarmalarına göz yummakta, bununla da yetinmeyerek kendi evinde ve başkalarının evlerinde satılık esirler bulundurmaktadır. El altından 400-500 akçeye esir pazarlayan Dizdar, Nihani adlı kişi tarafından şikayet edildiğinde ise Amasra’ya bir görevli

45

gönderilmiş, fakat Dizdar Emrullah, on gün süreyle kale kapılarını açmayarak geleni kaleye almamış, içerideki askerlerin ve halkın ise sıkıntı çekmesine neden olmuştur. Bu nedenle Amasra Kalesi içine Zindan Mahallesi denilir.

Bir markayı marka yapan şey hikayeleridir.

Peki sizlere sürekli bu hikayeleri neden anlatıyorum. Amasra’yı markalaştırmak istiyorsak bu hikayeleri kullanmalıyız. Bir markayı marka yapan şey duygudur!. Markaya duygu oluşturmak için ise bir hikâye gerekir. Günümüzde marka uzmanları her markanın bir hikayesi olması gerektiğini vurguluyorlar. İyi bir anlatımla yazılmış bir hikâye, insanları her zaman etkiler. Markalar da bunun farkına vararak, insanlar üzerinde etkilerini arttırmak ve daha fazla oluşturmak için hikaye anlatımına başvuruyorlar.

Bütünleşik bir tanıtım kampanyası oluşturulmalı.

Amasra’nın tanıtımına yönelik tüm araçların tek bir mesaj çerçevesinde ve tek kaynaktan yönetilmesi anlayışı doğrultusunda bütünleştirilmesi, tanıtımı yapılacak hedef kitle ile iletişimi sağlayan tüm hususların stratejik bir yaklaşım içerisinde bir arada ve senkronize bir şekilde ele alınması gerekir. Yani bütünleşik mesajlar veren bir iletişim kampanyası oluşturulmalıdır. Eğer Amasra ile ilgili bütün mecralarda aynı mesajı verirsek ve bunu bir kampanya şeklinde uygularsak etkili bir tanıtım yapmış oluruz. Televizyonda ayrı, gazetede ayrı mesaj verirsek mesajın hatırlanabilirliği ve algılanması güçleşir. Marka algısı da bu şekilde oluşmaya başlar. Örneğin Kampanya için öncelikle bir swot analizi oluşturulmalı. Amasra’nın bilinirlik durumu, nasıl bilindiği ölçümlenmeli. Kampanyada sesleneceğimiz hedef kitle analiz edilmeli ve bu doğrultuda bir tanıtım stratejisi oluşturulmalı. Bu stratejide kampanyada hangi mesajın verileceği ve bu mesajları hedef kitleye ulaştırabilmek için hangi mecraların kullanılması gerektiği tespit edilmelidir. Hedef kitle kahvaltı yaparken sabah gazeteyi açtığında Dünya Miras Kenti Amasra’yı görecek, evinden çıkacak arabasına binecek radyoda Dünya Miras Kenti Amasra mesajı veren radyo spotunu duyacak, iş yerine geldiğinde internetini açacak tıkladığı sayfalarda Dünya Miras Kenti Amasra mesajını görecek, akşam işten çıkınca yolda evine giderken dış mekan reklam araçlarında yine Dünya Miras Kenti Amasra mesajını görecek. Evine geldiğinde televizyonda yine bu mesajı görecek. Marka bilinirliğini işte bu şekilde oluşturabiliriz. Bu kampanya için bir medya planı oluşturularak önemli bir bütçe ayrılması gerektiğini düşünüyorum. Bu güzel etkinlik için Yrd. Doç. Dr. Mustafa Artar’a ve panelist arkadaşlarım güzel bir panel hazırlamışlar, kendilerine ayrıca teşekkür ediyorum.

Zuhal Kaya-Panel Yöneticisi

Öncelikle katkınızdan dolayı teşekkür ediyorum. Söyledikleriniz bu süreç için değerlidir ve eminim bu konuşmadan sonra değerlendirilecektir. Başka soru sormak isteyen? Buyurun.

46

Orman mühendisliği son sınıf öğrencisiyim,

Öncelikle paneliniz ve bu farkındalık çalışmanız için sizleri kutluyor, panelist arkadaşlarımı ve katılım sağlayan hocalarıma da teşekkür ediyorum. Benim değinmek istediğim nokta, son gruptaki arkadaşlarımızın da değindiği bir noktaydı, çok ufak bir ayrıntıda kaldı konu. Amasra’da termik santral gibi bir canavar söz konusu ve şuanda Amasra’yı ele geçirmek gibi bir planı varken, böyle bir kültürel mirastan söz edebilmemiz ne kadar doğru? Bu konu hakkında hocalarımdan da bilgi aktarımı sağlamalarını istiyorum.

Zuhal Kaya-Panel Yöneticisi

Sorunuz için teşekkür ederim. Değindiğiniz nokta gerçekten hassas ve önemli bir nokta. UNESCO’nun Dünya Miras Listesine alınma kriterlerinden bahsedildi. Amasra bu kriterleri sağlamasıyla birlikte UNESCO çatısı altında korumaya alındığında, yapılmasının planlanması bile traji-komik olan Termik Santral vahşetinden vazgeçilecektir zaten. Bu yüzden bu süreç önemlidir ve vurgulanması gerekmektedir. Termik Santral ile ilgili Bartın Platformu bu mücadeleyi ayrıca yürütmektedir. Termik Santralin hassasiyetini takip etmek ve bu noktada ses çıkarmak gerekmektedir. Eğer bu konuyla ilgili katkı da bulunmak isteyen Platform üyeleri varsa söz verebilirim. Buyurun hocam.

Prof. Dr. Erdoğan ATMIŞ-Orman Mühendisliği Bölümü

Termik santral meselesi o kadar kötü bir şey ki bu kadar güzel bir konuyu (Unesco Dünya Mirası) bile mahvetmesini biliyor. Keşke hiç açılmasaydı bu konu ama hem sunumun sonunda, hem de Fırat arkadaşımızın sorusunda konu geçiyor. Bu gördüğünüz fotoğrafın yani Amasra kent yerleşiminin hemen 2km batısında 2 ayrı termik santralin ÇED başvuruları birkaç kez yapıldı ve bunlar birkaç kez iptal oldu. Fakat, şirket termik santrallerin ismini değiştirerek hatta kendi ismini değiştirerek tekrar tekrar başvuruda bulundu. Şu an gündemde olan sadece bir tane termik santral söz konusudur. 18 Ekim 2013'de bu termik santral için Ankara'da toplantı yapıldı. Aslında bu konunun bitmesi gerekiyordu, çünkü hem Orman ve Su İşleri Bakanlığı'ndan hem de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın iki ayrı genel müdürlüğünden olumsuz görüşler geldi.

Bartın platformu temsilcileri de toplantıda konuyla ilgili olumsuz görüşlerini belirttiler. Toplantı sonucunda ÇED sürecinin durdurulmasına karar verildi. Bu karar o toplantıdan çıkacak en iyi karardı. ÇED başvurusunu geri çevirme yetkisi bakanda olduğu için birkaç gün içinde bu kararı bekledik. Fakat ne yazık ki böyle bir karar çıkmadı. Bu gün bakanlıktan istifa ettiğini duyduğumuz Sayın Bayraktar, ikinci inceleme değerlendirme toplantısı yapılması kararını vererek ÇED sürecinin uzamasını sağladı. Yani ne zaman yapılacağını bilmediğimiz ikinci toplantıyı bekliyoruz. Ne yazık ki halen şu gördüğünüz güzelliği termik santraller tehdit etmeye devam ediyor ve Ankara'da bakanlıkta bu karar yeni gelecek bakanın imzasını bekliyor. O açıdan bu şekilde bir açıklama yapabilirim. Fakat sadece Unesco'nun dünya mirası listesine aday olması değil Amasra'nın tarihi, doğal güzellikleri zaten buna izin vermiyor. Amasra'nın ekonomik yapısı, turizm ve balıkçılığa dayanan yöresel ekonomik yapısı buna izin vermiyor. Devletin yapmış olduğu ekonomik raporlar, Batı Karadeniz Kalkınma Ajansının bölgesel kalkınma planını bu termik santrallere izin vermiyor, çevre düzeni planında buna izin yok, halkın gözünde buna izin yok, o yüzden ben

47

umutluyum bu konuda. Amasra termik santrallerin kurulu olduğu değil de, dünya miras kenti olacak diye umutluyum açıkçası.

Zuhal Kaya-Panel Yöneticisi

Sayın Prof. Dr. Erdoğan Atmış Hocama teşekkür ediyorum katkılarından dolayı. Son olarak Sayın Rektörümüze söz vermek istiyorum.

Prof. Dr. Ramazan KAPLAN- Bartın Üniversitesi Rektörü

Öğrencilerimizi kutluyorum, hocalarımızın rehberliğinde güzel bir oturum gerçekleştirdiler. Bundan sonra ki çalışmalarda, benzer toplantıların devamı gelecek diye düşünüyorum. Bu toplantılarda bizlerden çok, öğrencilerin katılımını arzu ediyorum. Hepimiz benzer sıralardan, benzer mekanlardan geçtik, oturmayı, kalkmayı, fikir beyan etmeyi, usulünce tartışmayı buralarda öğrendik. Bugün burada büyük bir olgunluk içerisinde güzel bir panel izledik, geleceğimizin peyzaj mimarlarını toplantı vesilesiyle kutluyor, başarılarının devamını diliyorum.

Zuhal Kaya-Panel Yöneticisi

Başka sorusu ya da katkısı olan yoksa arkadaşlarımızın yapmış olduğu kısa film gösterimini izleyeceğiz. Panele katılımınızdan dolayı herkese teşekkür ediyor ve paneli burada sonlandırıyorum.

EKLER

EK 1. Panel Afişi

EK 2.Gazete Haberleri

EK 3.Panel Fotoğrafları

BARTIN ÜNÝVERSÝTESÝ

ORMAN FAKÜLTESÝ

PEYZAJ MÝMARLIÐI BÖLÜMÜ

74100 / BARTIN

Tel : +90.378.223 51 26

Faks: +90.378. 223 50 65

Http://bof.bartin.edu.tr/