Felsefe Ünite 02

Embed Size (px)

Citation preview

  • 8/3/2019 Felsefe nite 02

    1/24

    Epistemoloji

    Fdsr!/eFrill ell temel IJemerlsezcii ala rtlarut dan hiri olan r!jJ'!~'-h'IJwl(diozu nde insanhilgisimll dogdSllll. hl) 'lulN(lnrlt. strrtrl artrrt, lsanvrunsa! WIS1.!Firln11tne hatta hil-gill'll/ olanalst ofnjJ ofnulrhgu'il irdeler. Feiscfecimn iizerindc J'('gW/irl"hgl lsonu.J '(1,,'dIJUIHlZdd (of, ouemli hir yer 111/(1t hitg! lsatiramanrn h'llth,ilt! d(ll' hale gelir-mel: ne haz onemli sorularla Y(lf'hl,,-llgmuzd(1 hu lstnraniin ashuda II'! tur iuc elils-ley '!{euhgiln Fe ne tur lsuramsal soru rtlari heraherinde geliuhgim gi;slennd'liy_AJJJllflllJ"IJJJIZBu Iimlr!Cl'i tama mladvlua n sonra.ilgi lsanrarruntn Platon lie Aristotelesin jdse/elenllde uas! r1nl,'hnlrhgllll

    tl(lNdJ -ahitec els,YOI'! (dg/dsr!/esill'!l1 ell tcmel epistemotojil: sr-runlarnn helirlcvehilecels,:dgdd" r!jJislem0l0jill'!lI en ternel soru. rill ota tt hilgi hWnlmul'i11 (6zlimle /lIne-si soru nurni (l~-lU(ly(lhifec-eb-irl'!_?:_

  • 8/3/2019 Felsefe nite 02

    2/24

    2 2 Felse fe

    Ornek OlayFilmin habramam siradan bir insandtr. Bir ~i, arhadas grubu ue berkes gibi birtoplumsal bayatt uardtr. Normal bir rocukluk ue genrlik gerirm~, okula gitmis, iyibir meslek edinmistir. Bu normal bayat deuam ederken habrarnanrmuz beklenme-dik bir ~ekilde icinde ya~adzgz dicnyada birtaknm gariplikler ue tutarsuzhlelar Jarketmeye baslar. Ornegin, ya~adzgz basa anlar tamamen ayni seleilde tekrar basinagelmektedir. Bu olaylarm izini surmesi sonucu ue sansimn da yardzmzyla mutbi~bir gercegi farhma uartr: Kendisi Jiziksel olarak butun bir bedene sabip bir k~idegil, bir super-bilgisayardan eiektrotiar araohgzyla aldzgz sinyaller yoluyla Jizik-sel dunyada ya~adzgma inand1nlm~ bir beyindir. Kendisine verilen sinyaller ustduzey bir teknolojiyle organize edildigi icin, kollart ue bacaklari oldugwnu, birb ayat ya~adzgmz ue bep baslealartyla iletisim. icinde oldugunu du~unmu~tur. An-cak bilgisayar programmdahi kuruk bir aksakhk, onun asbnda laboratuuardatutulan bir beyin oldugu gerregini anlamasma olanak saglam~tzr. Matrix turun-den Jilmlerde ka~zmzza rzkan boylesi bir senaryo pek rok k~iye fantastih ue ger-rek dz~ gelecektir. Fahat modern bilim bize, algtnrn ue dunya bilgisinin beynimi-ze bes duyu araohgz ile ulasan "uerilerin" kompleks sureder sonucu birlestiriime-si yoluyla olu~tugunu soylemeletedirier. Ve bu surecler en nibayetinde (yani, fiz-yolojik acuian bakarsak) sinir sistemimizde gercehlesen elektriksel aktivitelerdir.o bdlde yuleartda aletartlan senaryonun uaerinde du~unulmesi gereken bir yonubultcnmaktadtr.

    Bilim insanlart bilgi edinme surederini basartyla aydsrdatmakuadsrlar. Bilgileatrraminin derinliklerine inmek ise, bu tinitede gorecegimiz gibi, JelseJecilerinisidir.

    Anabtar Kavramlar Episteme Doksa Tumeller Deneyimcilik Uscuiuk Idea Temsil Epistemolojisi

    $upbeci Yontem Matematiksel Bilgi Deneyimsel Bilgi Birincil ue Ikincil Nitelikler MetaJizik Bilgi Zibinsel Kategoriler

    iflndekller GIRI$ EPISTEMOLOjlN!N TARIHSEL KOKLERl PLATON VEARISTOTELES YEN! {7AG FELSEFESI VEEPISTEMOLOjlK SORUNLAR

    Genel Gorunu~ ueBazi Kritik Kauramlar Rene Descartes: $upbeci Yontem, Bilginin Temellendirilmesi, Usculuh jobn Locke ue David Hume. Bilginin Deneyimsel Kokleri Immanuel Kant: Deneyimcilile-Usculule Baglammda Farkh Bir Yaklastm

    {7AGDA$ EPISTEMOLOjlNlN TEMEL SORUNU: BILGI KA VRAMININ{70ZUMLENMESI

  • 8/3/2019 Felsefe nite 02

    3/24

    Un ite 2 - Epis tem o lo ji 23

    GiRi$Epistemoloji felsefenin en temel ve merkezcil alanlanndan biridir. Yunanca 'epis-teme (bilgi) ve 'logos (bilim, aciklama, gerekce) kelirnelerinin birlesiminden olu-san 'epistemoloji' deyimi Turkceye bilgibilim veya bilgi kurami olarak cevrilmek-tedir. Epistemoloji, ozunde insan bilgisinin dogasim, kaynaklanm, smirlanni, kav-ramsal unsurlanru ve hatta bilginin olanakh olup olmadigmi irdeler.

    Ilk olarak, kuramsal bir alan olan episternolojinin siradan bilgilenme kipleriyleve bilgiye ornek olusturdugunu du~undugumuz durumlarla nasil bir iliskisi oldu-gundan soz edelim. Icinde yasadigmnz dunyada bilgi edinmenin ve bilgimizi ge-nisletmenin sayisiz yolu bulunmaktadrr. Bilgiyi basit bir bicimde yalmzca gozlemyaparak edinebilecegimiz gibi, bilim insanlannm cahsmalan sonucunda gelisrnissmama yontemleri yoluyla da kazanabiliriz. Fakat bilgi edinrne sureclerimizden ay-n tutulmasi gereken bir konu bilgi leauramtrnn kendisi ile ilgilidir. Biz "bilgi''denve "bilgilenmek"ten soz ettigimizde tam olarak neyi kastetmekteyiz? Bilgiye ve bil-gilenmeye dair bu soru ile gundeme getirilen konu, bilgi edinirken insan zihnininnasil ~ah~tlgldegildir, Bilindigi gibi bu konu bilim insanlarmm -ozellikle de deney-sel psikologlarm ve insan fizyolojisi alanmda cahsanlann- ugra~tlgl bir noktadir.Bilgi kavrammm kendisinin incelenmesi ve aydmlanlmasi ise bilgi kazarumi surec-lerinden farkli ve felsefi nitelikte olan bir irdeleme gerektirir. 0 halde kisaca ifadeedecek olursak, felsefecinin uzerinde yogunlasugi konu, yasarmrmzda cok onern-libir yer tutan bilgi kavrarruru acik hale getirmek ve bazi onemli sorularla yaklas-tigmnzda bu kavramm aslmda ne tur incelikler icerdigini ve ne tur kuramsal sorun-Ian beraberinde getirdigini gostermektir.

    EPisTEMOLOJiNiN TARiHSEL KOKLERi:PLATON VE ARISTOTELESEpistemolojinin felsefe tarihinde ortaya ~tktlgl noktada Platon'u goruruz, Platon(M.D. 429-347) ve ogrencisi Aristoteles (M.D. 3B4-322)'in varlik ve bilgi uzerineone surdukleri dustmceler bu alamn temellerini atrms ve daha sonraki donernlericin de bir tarnsma zernini olusturrnustur. Bu bolumde kisaca Platon ve Aristote-les'in felsefelerinde bilgi kavramma nasil yaklasildigmdan soz edecegiz. Platon veAristoteles'in savlan arasmda belli farkhhklar bulunmakla birlikte, bu dusunurlerintezlerini ortaklastiran onemli bir nokta bulunmaktadir: Bir nesneye dair bilgi edin-digimizde, bilginin asil yoneldigi ~ey0tek nesneden ziyade genellenebilen un sur-lardir. Bu ilk bakista garip gorunebilecek fikrin anlasilmasmda tikel ve tame; kav-ramlan arasmdaki ayrlID biryuk onem tasunaktadir. 'Tikel' deyimi bizirn yasamdakarsilasabilecegimiz siradan (yani degisebilen ve sonlu olan) nesneler icin kullam-hr. 'Turnel' deyimi ise tikellere kimlik kazandiran evrensellerdir. Su an kullandigimsandalye ahsaptir, bahcerndeki kedi siyahtir ve bu saurian okuyanlar insandir."Ahsap", "siyah", "insan" gibi nitelemeler veya evrenseller tikel varhklara uygula-rurlar ve onlarm anlasihr olmasiru saglarlar. "Siyah kedi" gibi deyimler ve "Oradaduran ~ey bir insandir" gibi curnleler bizirn dunyada var olan seyleri anlamarmzmtemel taslanm olustururlar,

    Yukanda kisaca ozetledigimiz varhk goruslerinin epistemoloji alanma nasilyansidigiru simdi gosterebiliriz. Bir insan deneyimsel bilgiye sahip oldugunda bil-digi ~ey tam olarak nedir? Diyelim ben ~u an kirrruzi bir gule bakryorum ve kirmi-Zlbir gulun algrsal bilgisine ulasryorum. Burada soz konusu olan elbette tileel bir

  • 8/3/2019 Felsefe nite 02

    4/24

    24 F e l s e f e

    P I a to n ' a g or e d ok sa ,g oz le m I e r y o l u y l a u I a ~ l I a n ,d uy us al d u n y a r u nd eg i ~ e nl e ri n i n b i l g i s i,e p i s t e m e is e a k r l y o lu y l au l a ~ II a n , t u m e ll e ri n( d eg i ~ m e y e n l e ri n ) t a m m s a Ib i l g i s i d i r .

    nesnedir. Ancak, Platon ve Aristoteles'e gore, benim bilmemi olanakh kilan temelunsur 0nesnede banndmlan tilmellerdir ("gi.il", "kirrmzi" gibi). Bu aslmda olduk-~a ~arplCl bir sonuetur. Di.inyada karsmnza hep tikel nesneler cikryor olsa da, on-Ian tikellikleri icinde bilemeyiz. Tikelin kendisine yonelik soylenebilecek "suradaduran sey" gibi bir ifade bize hicbir ilginc bilgi vermez. Ancak 0tikelin banndirdi-gl ti.imelleri belirtmeye basladigurnzda bilgi ortaya cikmaya baslar. Kisaca soyler-sek, bilmek ancak genel kavramlar (veya ti.imeller) aracihgr ile olur.

    Dilsel iletisimin oldugu ama cins isimlerin kullarnlmadigr bir di.inya dusunun.Ornegin, ortak bir terim olan 'bardak' kelimesi kullarulmadigi icin, 0di.inyada bi-zirn bardak adiru verdigimiz her bir nesneyi adlandirmak icin farkh isimler kulla-mlacaktrr. Diyelim, bir bardaga "ali" bir digerine "ahmet" denecektir. Benzer birdurum renkler icin de gecerli olsun: Yanyana duran kirrruzt karanfillerin renkleriicin "kirrruzi" gibi tek bir niteleyici degil farkh farkli kelimeler kullamlacaktrr. Boy-le bir durumda bilgilenmenin ve bilgi aktanmmm pratik olarak neredeyse olanak-SIZ hale gelecegi aciknr. Platon ve Aristoteles'in bilginin nesnesinin ne oldugunuirdelerken tikeller degil ti.imeller i.izerine yogunlasrnalannm esas nedenlerindenbiri budur.

    Bu b61i.imi.inkalanmda Platon'un fikirlerine odaklamp onun epistemolojisinedair kisa bir aciklarna getirecegiz. Platon'un kullandigi haliyle 'episteme (bilgi) de-yimi ozel ve biraz srradrsi bir anlam tasunaktadir. Episteme, Platon'a gore, di.inya-da gozlenen durumlann veya olgularm degil, "degismeyenlerin" bilgisidir. Algila-digmnz di.inyada bitmek bilmeyen bir akis ve si.irekli degisimler vardir. Deneyim-sel bilginin sirrr bu degisken alanm kendisinde bulunamaz. Olgusal dunyarnizmsonlu ve degisken nesnelerinin varhginm ve bilgisinin felsefi aciklamasiru verebil-mek icin "degismeyenlere" veya "evrensellere" gonderme yapmamiz gerekir. Pla-ton'a gore bu degisrneyenler, fiziksel varhk alanmm dismda yer alan ti.imellerdir.Belli bir nesnenin kedi olmasi, yani kediligi, onun kedi ti.imelini "banndirmas I",ona "katilmasi" ile gerceklesir. Ve nasil ki insan gozu tikel ve degisebilir olanlarayonelebilmekte ise, insamn ruhu veya akh da tikelleri anlasihr kilan genellige yo-nelme yetisine sahiptir. Platon'a gore bizirn episteme'ye ulasmarmz, dunyayi gozle-mek ve gozlenen nesnelerin hangi sirufa girdigini ayirdedebilmekten degil, akilyoluyla ti.imelleri kavrarnarruzdan ge~er. Ornegin, belli bir ahlaki davrarnsm mer-hamet ornegi sergiledigini veya gozlemledigi bir canhrun bahk oldugunu soyleye-bilen kisinin bilgisi yalmzca kam veya gori.i~ (Yunanca deyimiyle doksa) di.izeyin-dedir. Ama episteme'ye sahip olan biri, ti.imellerin tammsal bilgisine ulasrrnstir. 0halde, gozlem yoluyla ya da bilimler aracihgryla edinilen bilgi ile epistemolojininbize sagladigi bilgi arasmda onernli bir kavramsal fark bulunmaktadir.

    Platoncu bilgi teorisinin savunulur olup olmadigmdan bagunsiz olarak, bu bo-li.imde sergiledigimiz konular epistemoloji alanmm koklerine ve dogasma iliskinbize temel bir fikir vermektedir: Geleneksel tarnmryla epistemoloji, insanlann do-gal ve di.izenli olarak gerceklestirdikleri siradan bilgi edinme islevlerinin ardmdakifelsefi oyki.iyi.ianlatmayi amaclamaktadir. 11ki.initede felsefeyi tamnrken "bilgi edi-nen insan" ile "bilge kisi' arasmda bir fark oldugunu soylemistik. Benzer bir di.i-sunceyi bilgi kurarru icin de soyleyebiliriz. Gi.indelik ya~amma devam eden insan-lar bilgi veya enformasyon edinme islevini normal olarak yerine getirirken, bilgi ilefelsefi olarak ilgilenenler bilgiyi olanahli letlan leaoramsal kosullarvn aydmiattlma-si hedefine yonelirler.

  • 8/3/2019 Felsefe nite 02

    5/24

    U n i t e 2 - E p is t e m o lo ji 2 5

    YENi C; :AG FELSEFESiVE EPisTEMOLOJiK SORUNLAR

    Genel Gijri.ini.i~ve Bazi Kritik KavramlarYaklasik 2500 yilhk Ban felsefesi tarihinde "bilgi sorunu", dusunurleri hep rnesguletrnis, onlan bu konuda ~e~itlitezler ve kuramlar uretmeye yoneltmistir. Ancak 17.yuzyilda unlu Fransiz du~unur Rene Descartes'm ivme kazandirdigr ve deneyimci-ler ile uscular (aknlctlar) arasmda gelisen tarnsmalarm, felsefe tarihinde ozel biryeri bulunmaktadrr. Deneyimcilere gore, insarnn sahip oldugu bilginin kokenindeyalmzca duyulardan gelen veriler bulunur. Usculara gore ise, bilginin algi dismdada kaynaklan bulunmaktadrr. Ilerleyen sayfalarda bu ikiyaklasim arasmda gercek-lesen tarnsmalann aynnnlanna girecegiz.

    Genel olarak ifade edersek, Descartes'la baslayan Modern donernde, ozne venesne arasmdaki bilgisel bagm guvenilirligi en buyuk felsefi kaygilardan biri ola-rak ortaya ~tkml~, "ternsil epistemolojisi" bir felsefi yaklasim veya yontern olaraknet bir kimlik kazanrmstir. Onemli pek cok epistemolojik tartismarun odagmdabulunan temsil dusuncesinin bilgi kuramma egemen olmasi oldukca kritik bir do-nusume ve felsefe tarihinde yeni bir sorunsalm ortaya cikmasma isaret eder. Onceburada sozunu ettigimiz temsil dusuncesini kisaca aciklayahm. Dunyaya dair sahipoldugurnuz bilgi parcalan ~ogunlukla zibinsel olgulardrr. ~u an tam karsunda biraga~ bulundugunu, diinistltigun bir erdem oldugunu, Bulgaristan'm baskentininSofya oldugunu bilmem zihinsel yaplmm icinde gerceklesir. Eger bir yamlsama so-nucunda karsimda duran agacr elektrik diregi sarursarn veya Bulgaristan'm basken-tinin Roma oldugunu dusununursem, zihinsel yaplID, drsimdaki dunyayi yanl1temsil ediyor demektir. A~tk~a gorulecegi gibi dunyayi dogru temsil edebilme sa-dece "entelekniel" bir sorun degil oncelikle yasamsal bir konudur. Kendilerini ku-satan dunyayi ~ogunlukla yanhs temsil eden bir canli tuninun (veya grubunun) ya-samlanru ve nirlerini devam ettirmesinin son derece zor olacagi kesindir.Zihnin temsil gucunun felsefi oykusunu anlatrrken, 17. ve 18. yUzyll felsefeci-

    lerinin sikhkla kullandigi teknik bir terimi tamtmanuz gerekiyor: 'idea'. 0doneminfelsefecilerinin anladigi haliyle, idea dusuncenin ve bilginin kavramsal birimi, enkuciik bilesenidir. Ornegin, zihnimizde 'insan', 'mavi', '3 sayisi' , 'adalet' gibi genelterimlerin; buna ek olarak 'Amtkabir', 'Jupiter', 'Azrail', 'besledigim muhabbet ku-su', 'kanath at' gibi (gercek veya varsayimsal) tikellerin ideasi bulunur. Bu ideala-nn bir kisrrunm algi yoluyla -genel olarak, deneyimle- kazarnldigr kesindir, Bizirn"rnavi'' veya "Arntkabir" idealanm deneyim dl~lbir yolla edinmerniz olasi degildir.Ancak turn idealann deneyimle kazarnhp kazamlmadigi ayn bir sorudur. Descar-tes gibi usculann bu soruya yarnti, zihnimizde bulunan idealann pek cogu dene-yimsel olarak kazarnlsa da bazi onemli idealann veya bilissel unsurlann dogustangeldigi seklindedir. Ornegin, Descartes Tann fikrimizin (ideamlzm) deneyimdendegil dogustan geldigini dusunmustur. Irdelemernize Descartes'm fikirleri ve bilgikuramryla baslayacagiz,

    Rene Descartes: $i.ipheci Yontem, BilgininT emellend iri Imesi, U S C i ulukDescartes (1596-1650)'m gorusune gore, maddenin ve insan zihninin varhgi birbi-rinden bagimsizdir. Bu metafizik (varhkbilimsel) perspektifi sunarken Descartes,Aristoteles'in kullandigi deyimlerden ve kavramlardan yararlanrr. Bu deyimler icin-de en onemlisi 't6z'dur. Toz, tamm geregi, varhgi icin diger bir ~eye gereksinimiolmayandir. Aristotelesci ornekler kullanrrsak, her insan bir tozdur, fakat ciltteki ki-

    O z ne v e n es ne a ra sm d ak ib i I g i s e l b a g in g uv en i Ii r l i g iu ze ri n e k u ru l m u ~ te m s i Ie p i s t em 0 1o j is i, i iz n e n i nz i h i n s e l y a p ismmn e s n e y i - d I ~ d u n ya Y I - d o g rute m s i l e d e b i I m e g u G u n um e rk ez e a I I r.

    ' I d e a ' d e y im i B a tl d il le rin inb ir k rs r n m d a g un lu k d ild eh i l l e n y ay gm o la r a kk ull a m i l r v e g en el d e " f i k i rO Oa n la rm n a g e l ir .

    'Bilijsel' d e y im i " in sa na ld tr u n ~ a l l~ m am e ka n iz m a la n n a ,b i I g i I e n m e s u r e ~1 e r i n e vey a p I I a n n a a it o la n "a n la rm n a g e l ir v e ii z e l i k lep s i k o lo j i a l a r u n d a y ay gmo la r ak k u lla r u hr .

    "M e ta fiz ik " u n i te si n d e d eaynntr l a n y l a g ii r e G eg i m izg i b i , v a r hk b il i m fe l s e fe n i nv a r h g m a n I am I v e t u rI e ri n ia r a s t r a n a I t a I an I d l r.

  • 8/3/2019 Felsefe nite 02

    6/24

    26 Felsefe

    ' K ar te .z y en ' d e yim i"D e s ca rte s n " , " D es ca r tes ' I ail in ti li " a nla rn la nn a g el ir .

    Miiller-LyerYantlslltIUIst: ikidtiz yubuk esitueunluktaolmasma ragmenBA'dan uzungoriinur.

    nsikhk ya da tendeki yamk bir toz degildir, ~unkii kmsikhk veya yamk ait olduk-Ian nesneden bagimsiz var olamazlar. ~imdi; eger Descartes'm dedigi gibi zihin vemaddenin alam birbirinden aynysa ve eger zihin maddesel dunyayi idealar yoluy-la biliyorsa, zihnimizde bulunan ideal arm madde dunyasim carpamadan yansita-bilmesi ciddi bir konu olarak karsmnza cikar. Descartes'm acikca belirttigi gibi, in-sanm en iyi bilebilecegi ~ey kendi zihinsel durumlandir, zihninin icerikleridir. Budurumda Descartesci felsefenin ~ozmesi gereken epistemolojik sorun, zihindekiideal arm kendilerinin otesinde veya dismda bulunan bir gercekligi dogru bir sekil-de nasil temsil ettigidir. Ozetle, zihin ve maddeyi iki ayn toz olarak alan Kartezyenfelsefe kendine ~ozulmesi hie de kolay olmayan bir sorun yaratrmsnr. Ornegin,"Kartezyen koordinatlan" Descartes'm geometri alamna kazandirdigi kavramlardir.Descartes'm bu soruna yonelik ~ozumune gecrneden once, onun epistemolojikperspektifine iliskin genel bazi acrklamalarda bulunahm.

    Descartes'r felsefe tarihinde bir donum noktasi haline getiren, tam adr 11kFelse-fe Uzerine Metazijik Du~unceler olan ancak kisaca Du~unceler olarak da bilinenkitabmm basmda ortaya koydugu "felsefeye taze bir baslangic yapma" hedefidir.Insan sahip oldugu fikir ve inanclann onemli bir kisrruru guvenilirligini her zaman~ok da sorgulamadigi dl~kaynaklardan edinir (ornegin; okuduklanrmz, yakm cev-remizdeki insanlardan duyduklanmiz, siyasi otoritenin soyledikleri, vb.). Descar-tes'i epistemolojik bir sorgulama yapmaya motive eden ~ey, onun sahip oldugu fi-kir sisteminin aslmda dogrulann yanmda cok sayida yanhs bilgi parcacigi da icer-diginin farkma varmis olmasidir. Buradan hareketle, Descartes zihnindeki bilgiselyapl icinde hangi unsurlarm guvenilir oldugunu ve daha acik olarak dersek, han-gi fikirlerin digerlerine temel olusturabilecek kesinlikte ve gfivenilirlikte olduklan-ru bulmaya girisir. Bu ~abanm sonucu da felsefe tarihinin en ilginc sorgulama veirdelemelerinden biri olarak karsumza ~lkar.

    Dunya bilgimizi hangi guvenilir te-mel uzerinde kurabiliriz? Bilginin ensaglarn kaynagi nedir? Bilginin cogun-lukla bes duyudan (yani algidan) kay-naklandigmi soylemek yanhs olmaz.Ancak algmm son derece yarulncr ola-bildigi de aciktir. Gorsel yamlsamalarbuna ornek olarak gosterilebilir. Ayncaalgmm cok net gibi goriindugu ama ger-

    ~egi yansnmadigi durumlann varhgmdan da soz edebiliriz (omegin, bir ruyayi cokcanh bir sekilde gorurken yasadigmnz deneyim boyledir). 0 halde algisal bilgi,Descartes'm anladigi anlamda, bilgi binamizm en guvenilir yapl tasr olamaz. Gii-venilirlik acrsmdan matematiksel bilgi cok daha saglam gorunur, 2+2~4 onermesi-nin bilgisi algisal yamlsamalann veya du~ gorme olasihgmm tehditi altmda olama-yacak kadar saglamdir. Ancak, Descartes'a gore, matematiksel bilginin bile suphe-liolabilecegi olasi bir durum dusunebiliriz. Ustun gucleri olan ve rum insanlann zi-hinlerine htikmedebilen koni niyetli bir varhk, 2+2~4 onermesi aslmda yanhs ikenbizi bu esitligin dogru olduguna inandirabilir. Bu ve benzeri nedenlerden dolayi,~ok guvenilir buldugurnuz matematiksel bilgi de dahil olmak uzere, insana ozgutum bilgi nirlerinin ~upheye acik oldugunu ve bunlann "bilginin saglam temelini"olusturamayacagmi iddia etmek olasidir. Ve bu durumda, insanlarm guvenilir bil-giye sahip oldugunu savunmak isteyen bir kisinin ciddi bir epistemolojik sorunlakarst karsrya oldugu da acik olarak gorulur.

    A < EB

  • 8/3/2019 Felsefe nite 02

    7/24

    Unite 2 - Epistem oloji 27

    Bu noktada Descartes ilginc bir saptama yapar. Felsefi sorgulamalanm sirasm-da ~uphenin doruk noktasma ~lktlglm anda aslmda suphelenemeyecegim bir ger-~egin bulundugunu fark ederim. 0 da, 0an ~uphelenen bir varhgm oldugu ger-~egidir. Bunu teslim etmek, benim etten kemikten var oldugurnu ispatlamaz el-bette. Ancak sunu gosterir: Eger ben, diyelim, kotu niyetli bir ustun varhk tarafm-dan bilgisel olarak kandmlryor ve "2+2~4", "Cimen yesildir", "tki elim var" gibidogru sandigim yanhs birtakirn seylere inandmlryorsam, ortada kandmlan ve yan-h~ fikirlere sahip olan bir seyin oar olmast gerekir. Kafamm ici her turhi yanhs bil-giyle doldurulabilir; ancak ~uphelenme veya dusunme eylemini gerceklestiren birseyin var oldugu kesindir. Descartes boylece unhi slogamna ulasir: Cogito ergosum ("Du~unuyorum, 0halde vanm"). Tabii benim "var oldugumu" soylernem, fi-ziksel dunyaya ve bedensel varhguna iliskin bir iddia degildir. Bu asarnada henuzkollarurun ve bacaklanmm oldugunu degil, zihinselligimin oldugunu gosterdik.~imdi zihnimin icerigine, yani sahip oldugum idealara goz atahm. Bu idealardanbazilan, digerlerinden farkh olarak, zihnime acik ve secik bir tarzda verilmistir.Ornegin, Tann ideasi boyledir, Bu ideas: daha yakmdan inceleyelim. Zihnimdekiher idea bir sonuctur ve mutlaka bir sebebi vardrr. Basit bir ornek verirsek, zih-nimde bulunan "bahcerndeki kiraz agaci" ideasmm sebebi bahcernde fiziksel ola-rak var olan kiraz agacidir. Ve buna eslenik olarak, zihnimde bulunan "bahcem-deki kiraz agaci" ideass, bahcernde fiziksel olarak var olan kiraz agaci ile kurdu-gum deneyimsel iliskinin bir sonucudur. Descartes, buradan hareketle, Tann ide-asmda ne kadar gerceklik varsa, onun sebebinde de (yani 0ideaya karsihk gelenseyde de) en az 0kadar gerceklik olmasi gerektigini savlar. Descartes'a gore, Tan-n ideasi gibi zihnime acik ve secik bir sekilde verilen bir ideamn sebebinin veyakokeninin benim gibi sonlu bir varlik olmasi olanaksizdir. Sonsuz ve eksiksiz birvarhga iliskin ideamm kaynagi, ornegin, benim sonlu ve sirurh gozlem parcacik-lanmm toplarm olamaz. 0 halde Tann'run varhgim kabul etmemiz gerekir. Daha-SlTann'run Ciyiliktenyana olan) ozsel nitelikleri dusunuhirse, onun insanlarm sis-tematik bir sekilde aldanmasma izin vermeyecegi aciktir. Bu durumda, bizim fi-ziksel dunya algurnzm veya dunyayi zihnimizde temsilimizin bir yamlsama ya dahatadan ibaret olmadigmi savlayabiliriz. Ve sonuc olarak da, bizirn algilanrmzaacilan fiziksel dunyanm -ki buna bedenim de dahildir- gercekten var oldugunusoyleyebiliriz.Boylece Descartes siradisr ve dolayh bir rota izleyerek bilginin nasil olanakh 01-

    dugunu gostermektedir. Descartes'm fikirlerinin epistemolojik onernini birkac nok-tada belirtelim: Birincisi, bir Aydmlanma Donerni felsefecisi olan ve0donernin du-~unurlerinin genelde sahip oldugu entelektuel ozguvenle dunyaya bakan Descar-tes; genelde kabul edilen fikirlerden, inanclardan ve dogmalardan hareket etmeyireddetrnis, kendi zibinsel olanalelarim kullanarak kesin ve guvenilir bilgiye ulas-manm yollanm aramisnr. Ikinci olarak, epistemolojinin temel sorunsallarmdan bi-ri olan ~upbecilii!,ive ~uphed akil yurutrneyi basanyla sergilemis, ~upheci olasihk-larm felsefi acidan ciddiye ahnacak bir yonunun bulundugunu gostermis ve ardm-dan bu ~etin soruna dikkate deger bir ~ozUm onermistir. O~uncUolarak, Descar-tes bilginin tek kaynagmm algilar oldugunu reddederek uscu felsefenin bir orne-gini sergilemistir, Son olarak, Descartes temsilci bir zihin ve bilgi kuramma irnzaatmis, kendisini izleyecek felsefeciler acrsmdan da, bu baglarnda, buyuk bir tarns-manm kapisirn acmisnr.

    D es ca rte s' a g ore , b i r id e an Inz ih nim e a~ lk v e sec lk b ir~ ek ild e v erilm i~ o lrn asr, b uid ea nm h erh a ng i b i r arac ag erek d u ym a d an d o gru d a nd og ru ya v er ilr nis v ei ~ eri g in i n d eb a sk a ~ ey l erl ekans rnamu oldugua nla rn rn a g elir . B u a nla md aT an n id ea sr, h i~ bir a ra cii d e ay a g ere k d u ym a d a nz ih nim de c an la nd ig : i~ ina ~Ik ve bu i dean In i ~e r i kse lo ze ll ik le ri d ig e r i de al ar lak arl ~ m a d l g l i ~ i n d e se ~i k ti r.

    A yd ln la nm a D on em i, O rtaC ag ' In s ko l a sti k d u ~ un e ed on em in de n, y an i"sorg u I am ad a n k a bu I etm e"d on em in de n so nra g ele n v eA lm an f el se fe ci K an t' lnd ey im iy le " ak h ru k u lla nm ac es a r eti" u ze ri n d etem ellenen 1 7. v e 1 8.y u zy il ia r da k i e nt el e k tu e lh a r ek et e a d in I verendonernd i r. F r ansa 'dabas la yan Ayd ln la nmad u ~ u n ce si, e eh a I eti n v e b atrlin a n ~ Ia n n a n c ak a k r l ( u s )i le , a k li ci ( u s~ u ) y on tem le rl e,b ilg i v e b ilim le o rta da nk al k ab i I ec eg i n isavunrnustu r .

  • 8/3/2019 Felsefe nite 02

    8/24

    2 8 F e l s e f e

    F e ls e fe c ile r , o rn e g inp si k o l o g l a r y a d ab iy o l o g la n n a k s i n e ,la b o ra tu va rl a ra g i d e r e kd en ey y ap m a zla r. O n la nnla b o ra tu va rl a nd ii ~ iin c e le r id ir . F e ls e te c il er ,iddia lanrut e m e ll e n d i re b i Im e k y a h u ts a g l a m Ia ~ t l r ab i 1 m eka m a C ly l a u yg u nv ar s ay un la rd a n y o la ~ Ik a r a ki dd i a l a nn a i ~ e ri k k az a n d I ra nd ii~ iin s e l d u ru m la ryaratrrlar, B u n a d ii~ iin c ed e ne y i a d : v e ri l i r .

    L oc ke ' a g o r e , z i h i nd e nb ag lm S IZ o la ra k v ar D ia nb ir in e i l n it e li k le r, b ir eisrninu za rm , ~ e k l i v ed e v in i m I e r i d i r . Z i h i n d e nb ag lm S IZ b ir ~ e k ild e v ar0 1a m a y a n i k i n c i I n i te l i k l e ri se b i r e is rn i n r e nk , k ok u,t a t, s es g i b i n i te l i k l e ri d i r .

    Tann ideastntn sebebinin, "bah~emdeki kim agact" ideastntn sebebinin aksine, olgusaldiinyada olmadtgtndan yola ~tkarsak, 'kanath at', 'u~an balt', 'kaf dag t ' gibi gercek olma-yan tikellerin idealartnt Tann ideastndan bangi gerekcelerle aytrabilecegimiz iizerinedii~iiniin.John Locke ve David Hume: Bilginin Deneyimsel K6kleriModern donernde deneyimciligin ilk buyuk temsilcisi John Locke (1632-1704) 01-rnustur. Locke'a gore, insarnn dogustan belli idealara sahip oldugu dusuncesi ha-tahdir. Insan zihni ilk basta temiz beyaz bir sayfa gibidir; bu sayfa deneyimler ta-rafmdan doldurulur. Baska bir deyisle, dunya bilgimizin yapl taslan algi verileridir.Sahip oldugurnuz idealar veya kavramlar ne kadar kansik olursa olsun kokenleriduyulardan aldigmnz verilerde bulunabilir. Hem "yesil", "steak" gibi basit kavram-Ian hem de "devlet", "ozgurluk", "Tann", "deniz kizt" gibi karmasik kavramlanedinmemiz deneyimle ve zihnimizin deneyim yoluyla edindigi bilgi parcaciklanrubirlestirmesi sonucunda rmimkun hale gelir. Locke'm epistemolojisini daha iyi an-lamak icin soyle bir dusunce deneyi yapahm: Diyelim bir bebek dogumuyla birlik-te kapah ve isiksiz bir odaya yerlestiriliyor ve0ortamda buyutuhryor. Boyle bir in-sarun, ornegin, "mavi'' ideasml edinmesinin olanaksiz oldugunu kolayca kavraya-biliriz. Bu dusunce deneyini biraz genisletelim. Eger bir insan bes duyusu kapahbir halde buyurse, 0insarun herhangi bir karmasik ideaya sahip olmasirun da ola-nak dl~l olacagi aciktir. {.:unkUkarmasik veya soyut idedlar basit algi verilerinintuglalanndan yapilmis evler gibidirler. En soyut kavramlanrmz bile nihayetinde ba-sit algilara dayandmlabilir olmak zorundadir. Deneyimcilige sempati ile yaklasan-lar, Locke'm bu akil yurutmesinin savunulabilir bir tez oldugunu ve insarun bilgi-lenme sureclerini de felsefi acidan basanyla aydmlatngmi dusunurler.

    Locke'm "varlik alaru" (veya metafizik) konusunda dile getirdigi fikirlerini onundeneyimciligi ile birlikte degerlendirmek ilginc olabilir. Locke goruslerini aciklar-ken temel olarak iki tur nitelikten bahseder: Birincil nitelikler adiru verdigi ozel-likler hem nesnelerin kendilerinde bulunur hem de onlan algilayan oznelerce zi-hinsel olarak temsil edilirler. Ornegin, algiladigurnz bir cismin uzarm (yani "yerkaplamasi"), sekli ve devinimleri birincil niteliklerdir. Bu nitelikler insanlann zih-ninden ve zihinsel islevlerinden bagimsiz olarak var olan seylerdir. Renk, ses, ko-ku gibi ozellikler ise ikincil nitelikleradml alrrlar. lkincil niteliklerin kaynaklan ve-ya nedenleri nesnelerdeki birincil ozellikler olmakla beraber, kendileri yalmzcazihnimizde bulunurlar. lnsanlann olmadigi bir dunyada (birincil nitelikler olsa bi-le) kokular ve renkler olmayacaktrr. Bu noktada onernli bir konu, elbette, bilginindeneyimle geldigini iddia eden Locke'm deneyimi asan bir tezle karsumza cikma-sidir. "Cisimlerin uzami, devinimi ve sekilleri zihnimizden ve deneyimimizden ba-glIDSIZolarak vardir" onermesini benimseyen bir dusunur, ornegin, idealar yoluy-la bize verilen bilgilerin oldukca disma cikan bir savda bulunuyor ve zihinsel ice-riklerin otesine dair ciddi bir felsefi iddiada bulunuyor demektir. Bu anlamda Loc-ke'm epistemolojisinin katiksiz (veya radikal) bir deneyimcilik olmadigim rahathk-la soyleyebiliriz, Deneyimciligin daha radikal turleri G. Berkeley ve D. Hume tara-fmdan savunulmustur, Simdi kisaca Hume'un fikirlerine bakahm.

    Locke'm deneyimci gorusleri lskoc felsefeci David Hume 0711-1776) tarafm-dan daha ileriye tasmmis, Hume'un sundugu radikal fikirler kendisini izleyen du-~unurleri derinden etkilemistir. Hume'u ilgilendiren sorun Descartes ve Locke'mtemelde ele aldiklan epistemolojik sorunla aymdir: Kafamda olan idealardan hare-

  • 8/3/2019 Felsefe nite 02

    9/24

    U n i t e 2 - E p is t e m o lo ji 2 9

    ketle, zihnimin dismda yer alan dii:nyaya dair ne soyleyebilirim? Hume'un dene-yimciligi Locke'mkiyle buyuk oranda benzesir. Bu ortak nokta, dunya bilgimizinalgilara dayandigi dustmcesidir. Ancak, Hume acrsmdan bakildigmda, "deneyiminbize verdigi" bilgiden "dogrudan deneyimin kendisinde bulunmayan" bilgilere ge-~i~onernli ve goz ardi edilemeyecek bir sorun banndirmaktadir. Biz normalde nes-nelerin biz onlari algzlamadzgzmzz zamanlarda da (yani kesiruisiz olarak) var 01-dugunu dusunuruz -ki bu elbette sagduyuya uygun bir yaklasundir. Hume insan-lann "nesnelerin zihinden bagimsiz varhgi" gibi bir ideaya sahip olduklanndan~ii:phe etmez. Onun sordugu soru, bu ideaya hangi zihinsel kapasitenin aracihgry-la ulasugunizdir. Hume ii:~farkh kapasiteden soz eder: (1) duyular, (2) soyut (fel-sefi) kuramlarla sorunlara yaklasan aletl ve son olarak da (3) imgelem veya hayalgucu, Dogal olarak, nesnelerin insanlarm algismdan bagunsiz ve kesintisiz var 01-dugunu duyular aracihgryla bulamayiz. Ikinci secenek olarak, nesnelerin zihindenbagimsiz ve kesintisiz varhgirn felsefi kuramlar sunan aklm aciklayabilecegini du-~ii:nelim.Bu secenek de dogruluktan uzaknr ~nkii: cocuklar ve egitimsiz yetiskin-ler felsefi dusunceye sahip olmasalar da nesnelerin zihinden bagunsiz ve kesinti-siz var oldugu ideasma sahiptirler. Buradan Hume su sonuca Yam: Bizirn algilama-digmnz zamanlarda da nesnelerin (zihnimizden bagimsiz bir sekilde) var oldukla-n inancma ancak imgelem aracihgryla sahip olabiliriz. Peki bu nasil gerceklesirrHume'a gore, algiladigmnz nesneler farkh zaman dilimlerinde belli bir tutarlthlegosterirler. Ornegin, atesin gorunnisu ve ondan aldigumz lSIkucuk degisikliklericerse de, aslmda atese dair deneyimlerimiz birbiriyle son derece benzer ve tutar-hdir. Ate~ bize hie sogukluk hissi vermemistir. Veya normal algi durumunda, ates-ten ~tkan alevleri ye~il renkte degil, genelde san-kirrmzi-turuncu tonlannda gor-rnusuzdur. Baska bir ornek vermek gerekirse, bir yakirunnz veya bahcemizdeki biraga~ zaman icinde degisik goruntuler sergilese bile, onlara dair algilanmiz hep bir-birine benzer ve tutarh olmustur. Bu tur "tutarli" deneyimlerin sonucu insan zihnitikel algi parcalanndan hareketle ve insanm bilinci ue istemi d~mda nesnelere da-ir bir devamhhk ve siireklilik ideas 1yaratir. Nesnelere iliskin zihnimizde uyanan bu"bagunsizhk ve sureklilik" ideasi, bilisselligimizde ne kadar gii:~lii:ve temel bir yertutarsa tutsun, yalmzca benzer deneyim parcalanm birbiriyle ilintilendirmeye pekegilimli olan imgelem gucumuzun bir urunudur.Bu sasirncr ve felsefi olarak rahatsiz edici bir sonuctur ~ii:nkii:biz normal de nes-

    neleri, nesnel dii:nyamn icinde surekli var olan seyler olarak algilamakta oldugu-muzu dii:~ii:nii:rii:z.Hume'un gosterdigi ise, bu "surekli var olma" fikrinin bize dog-rudan algi yoluyla veya aklm soyut (felsefi) bir duzeyde kullammmdan degil te-melde bir tur bilincsiz kosullanrnadan geldigidir. Hume'un burada ne demek iste-digini ve neyi elestirdigini dogru anlamahyiz. Hume'a gore bu tur bir ideaya sahipolmak "elestirilecek" bir durum degildir. Nesnelerin bagimsiz ve surekli var oldu-gu ideasma sahip olmak insan icin son derece dogal bir olgudur. Hume'un arnacrbu ideasuii nereden geldigini bulup crkarmak ve gunluk yasamda tizerinde cokdusunulmeyen bu konuyu epistemolojik olarak aydmlatmaktir. Ve genel olarakifade edersek, Hume'un temel tezi "bir nesnenin zihinden bagunsiz var oldugu"inancumzi zihnin disma ~lkarak test etmemizin olanaksiz oldugudur. Denebilir kiHume'un sundugu epistemolojik tabloya gore insanlar zihinsel iceriklerini izleyenveya deneyimleyen sinema seyircileri gibidir. Elbette biz gunluk yasamda nesnele-re boyle yaklasmayiz. Nesnelerin fiziksel dii:nyada bizden bagimsiz olarak var olannesnel seyler oldugunu dusunuruz. Ancak Hume'un ~ii:pheci yaklasmn bize aslm-

    H um e ' a g or e , n es ne l e ri nz i h i n d e n b a g l m SI Z 0 1a ra k v a r0 1d u g u i deasrmn, y a n i" ba g lm S IZ I ! k v e s iir e k l i i i k "i d e a Sin In, k ay na g l i m g e le mg iic iim i iz d i i r . 1 m ge le m y a d ah a y a 1 g iic ii , n e s n e l e r i, o n l a rk a r~ 1 m rzda 0 1m a ksizm,d en ey im p ar c ala nr u b ira r a ya g e t i r e re k ta s a n m 1a m ag i i c i i d i i r .

  • 8/3/2019 Felsefe nite 02

    10/24

    3 0 Felse fe

    da bu konuyu hie irdelemedigimizi ve "dunya bilgimizin" varsaydigmnzdan dahasmirh oldugunu gosterme arnacr tasir.Bu bolurne Descartes'ta net bir sekilde ortaya cikan temsil sorunu ile basladik.

    Descartes'la baslayan ve Hume'a kadar uzanan dusunce cizgisi zihnin 6ncelikle"kendi mahru" (yani zihinsel icerikleri) bilebilecegi tezini benimser. Bir uscu olanDescartes epistemolojik sorunlarla ugrasirken Tann'run varhgmi gundeme getire-rek "dogru temsil" sorununu cozmeyi denernistir. Deneyimci felsefeciler Locke veHume ise -Tann'nm varhgmi yadsimamakla birlikte- bu konuda farkh bir yol izle-mislerdir. Hume'un vardigi radikal epistemolojik sonuc ~upbeciliktir. Eger zihninverileri aracihgi ile zihinsel-olmayam (yani nesnel varhk alarum) bilmekten sozediyorsak, bu acikca olanaksiz bir epistemolojik durumdur. lnsanlar oznelliktentumuyle annmis olam, yani oznelligin hie bulasmadigi bir varhk kesitini, kavraya-maz. Yine bir deneyimci olan Berkeley'in sozleriyle ifade edersek, "bir idea yalmz-ca bir ideaya benzeyebilir". Deneyimcilerden Locke bu hazmedilmesi biraz zor so-nucu benimsemektense birincil niteliklerin varhgmi savunrnus ve boylece melezbir varhk ve bilgi kuramma yonelmeyi tercih etmistir. Hume ise nesnel bir dunyaicinde yasamakta oldugurnuz fikrinin sagduyuya uygun bir cikanm oldugunu tes-lim ederken, bir yandan da idealan veya algilan a~tp "disan" ~tkarak varhk alam-run kendisine bakabilecegimiz fikrinin akil dt~t oldugunda israr etmistir.Yukanda sergiledigimiz tartismadan da anlasilacagr gibi, deneyimciler episte-

    molojik olarak ayaklanm zemine daha "saglarn" basmak isteyen, somut deneyim-lere dayanmayan spekulatif kuramlara savas acan tarafi olustururlar. Hume'a goreinsanlar icin iki tip bilgi rmimkundur: deneyimle kazamlan olgusal bilgi ve ideal a-nrmz arasmdaki iliskilerden ortaya ~tkan "formel" bilgi (ornegin, mantik). Bunlanndismda kalan felsefi iddialar sacrnahktir ve bu iddialan iceren eserler, Hume'unsozleriyle dersek, "ate~e anlmahdir". Hume'un burada kastettigi; Platon, Aristote-les, Descartes gibi felsefecilerin pesinde kostugu metafizik bilgidir. Ornegin, tozle-rin yaptsmt ve srruflandmlmasiru aciklayan kuramlar bu tur bilgiler icerirler ve Hu-me'a gore tamamen degersiz ve anlamsizdirlar.

    Uscu felsefenin insan akhna ve onun bilgisel erisim kapasitesine yaklasmn isecok farkhdir. Deneyimci perspektifin karsismda yer alan ve kokleri Platoncu gele-nege dayanan uscu gorii:~,insan zihninin 'varhgm duzenini" ve metafizik bagmn-Ian kavrayabilme yetenegine sahip oldugunu one surer. Uscular zihnirnizin ger-ceklikle olan bagirun deneyimcilerin betimledigi kadar "basil" ve ~uphecilige yolacrna anlammda da "sorunlu" olmadigmi savlar. Bu dusunceye gore, akil ya da zi-hin dedigimiz ~ey algi yoluyla gelen izlenim ve ideal ann birikmesi ve birbiriylebagdasarak daha kansik idealar olusturmasi sureclerinden cok daha fazlasma kar-sihk gelir. Aklm gucu ve nitelikleri deneyimcilerin sandigi olcude mutevazi smirlaricinde hapsolmus degildir. Akil, deneyimselligin somut meyvelerine basvurmadanveya onlarm otesine gecerek felsefi acidan onernli bazi seylerin bilgisine ulasabi-lir. Uscularla deneyimciler arasmdaki bu tartismarun izleri, farkh sekillerde ve bag-lamlarda, gunumuz felsefesinde de halen gorulmektedir.

    Bu boliimde "temsil epistemolojisi"ni ~ulann ve deneyimcilerin go~leri dogrwtusun-da ~tklarken yer yer birbirinden bag.mslZ olarak varolanlara ve varhg.n genel ozellikle-rine degindik. B~ka bir deyi~le, 'bilgi' kavramtnl ele altrken 'varhk' kavramlndan da yerigeldiginde soz ettik. Bunun nedenleri iizerine d~iiniin. Bu soru iizerine d~iinmek sizi ay-m zamanda "Metafizik" iinitesine de baztrlay.wJkttr.

  • 8/3/2019 Felsefe nite 02

    11/24

    Unite 2 - Epistem olo ji 31

    Immanuel Kant: Deneyimcilik-Us~ulukBaglammda FarkllBirYakla~lmFelsefe tarihinin en kritik donurn noktalanndan biri, yukanda cizdigimiz bu tablo-nun ustune Alman felsefeci Kant (1724-1804)'m getirdigi devrimci yaklasundir. Yu-kanda degindigimiz gibi, Hume'a gore insanm algi yoluyla sahip oldugu bilisseldurumlar dunyaya dair bilgimiz acismdan esasnr. Kant, Hume'un insan bilgisininve aklmm deneyimsel smirlan konusunda soylediklerine ozunde katthr. Ancak;Hume'un felsefesinde Kant'm kabul edemeyecegi nokta, algidan dogrudan gelendeneyimsel bilgi ile mantigm sundugu bicimsel bilgi dismda u~ncU bir bilgi turu-nun olanakh olmadigi fikridir. Eger Hume haklrysa, bizirn algi duzeyinin ustune ~l-kan herhangi bir bilgi edinmemiz tumuyle olanaksizdir. Kant, akhrruzm deneyimboyutunu tamamen atlayarak metafizik bilgi edinerneyecegini kabul etse bile, zih-nimizin baska nirhi bir islevi gerceklestirerek duyular aracihgryla saglananm dism-da bilgiye ulasabilecegini dusunur. Bu bilgi turu, zihnin zihinden-bagimsiz gercek-ligin dogasim sadece akh kullanarak kavramasi yoluyla degil zihnin kendi bilisselyaplsml ve insan deneyiminin olanakhhk kosullanrn sistematik bir tarzda irdeleye-rek ortaya ~lkarmasl yoluyla gerceklesir.

    Kant'm felsefesinin incelikleri ve zorluklan, burada aynnnh bir irdeleme yap-marruzr olanaksiz kilryor. Ancak kisaca tizerinde durrnarruz gereken esas nokta,Kant felsefesinin geleneksel bilen-bilinen iliskisini nasil tersine cevirdigidir. Gele-neksel goruse gore bilgi; bilmeye ~ah~an oznenin, kendisini, zihinden bagunsiznesnel gerceklige uygun hale getirmesi, 0gercekligi zihnen kopyalamasi ile ger-~ekle~ir. Epistemolojik konumu edilgen olan oznenin gerceklestirmesi gereken te-mel islev, nesneleri olduklan gibi algilamak ve onlan kavramaknr. Kant'a gore bufelsefi kurgu "skandal" ile sonuclanrmstir. Zihinden bagunsiz dis gercekligi oldugugibi anlama ~abasl bizi ya dogmatik usculuga ya da deneyimcilikten kaynaklanan~uphecilige gonirur.

    Kant'm onerisi ise nesne ve oznenin geleneksel epistemolojik oncelik srrasirudegistirrnek ve daha once denenrnernis bir felsefi deney yapmakur. Bilginin ger-ceklesmesini saglayan ~ey aslmda oznenin nesneye zihinsel bakimdan uymasl de-gildir. Tersine, bir nesnenin bizirn acurnzdan bilginin nesnesi olarak varhk kazan-mast icin 0nesne insanm bilissel olanakhhklanna, sirurlanna uygun olmalidir. Nes-ne ozunde "bizirn nesnemizdir". Bu, insanlarm varhk alarum keyfi bir zihinsellikleyarattigi anlamma gelmez. Kant'm savi, daha ziyade, cevremizde gordugurnuz nes-nelerin bize gorunebilmesi icin oncelikle ve mutlaka zihnimizin smirh bilissel ola-naklarma ve kahplanna uymasmm gerektigidir.

    Bu ilk bakista acik gorunmeyen fikirleri biraz somutlasnrarak anlamaya cahsa-hm, Biz insan nirune ait canhlanz. Son derece gelismis olmakla birlikte, her canhgibi, smirl: bilissel kapasiteye sahibiz. Ancak nesneleri algilama ve dunyayi bilmesureclerimizde, kapasitelerimizin simrh oldugunu genellikle akluruzdan gecirrne-yiz. Nesnelerin "~arpltlimadan" ve "olduklan gibi" zihnirnize ulasugmi dusunuruz.Cevremizde surekli olarak zihinsel kapasiteleri insanlarmkinin cok altmda olanvarhklar gormemiz de bu duygumuzu pekistirir -ne de olsa, yanhzca insanlar ko-nusur, yazar ve uzay mekigi insa edebilir. Fakat bu "insan-rnerkezli" tabloda dog-ru temsil hauram: actsmdan yamltici bir yon bulunmaktadir. Biz, ornegin, gormeduyumuz oldugu icin nesneleri yarasalardan daha iyi temsil edebildigimizi du~u-nuruz. Ancak burada goreceligi ifade eden "daha iyi" nitelemesinin anlarm uzerin-de biraz durmarmz gerekir. Nasil ki algiladigmnz nesnelerin bizden basit varhkla-

    K an t, e n o n em I i e se ri 0 1 anA n U s u n E le ti r is i' n ino ns oz ii n d e , k e nd i s i n io n~ e l e ye n f i l o zo fl a nn iiz ne -n es ne ili~ k is in de h epb ilg in in k en d in i n es ne le reu yd u rm a sm d a n y ol a~ Ik tl k la n r u, oys a b u ~ ab a n Inb o sa ~ I k tl gl nl n g o ri il di ig ii ni isoy l er. 0 n a g ore, b i r k ez d en e s n e le ri n k e n d i I er i n ib ilg im iz e u yd u rm a la ng er ek ti g i n d e n y ol a~ I km ahd r r.K an t b i I gi s iiz k on u s u0 1 d u g u n d a S lr ur l a rd a nb a h s ed er . B u ra da k a st et tig i" en te l e kt ii e l" v e ya"b ilim se l" a nlam d as rn r l a nmuhk v e ya g er ik alm 1 ~ lIk d eg il, b ir c an ht ii ri ine a i t be l ir len r ni s li kd uru rn la nd ir. B iz im 5 d eg il5 0 d uy um u z o ls ay d: b ile ,e vr en i h ill il b elli S lr u rl a r~ e r~ e v es i n d e a l g il ly o ro l a c a k t r k

  • 8/3/2019 Felsefe nite 02

    12/24

    32 F e l s e f e

    K a n t b u a yn rn I a ~ Ik l a r k enYunaneadan g e l e n"tenorn e n" v e ,j n u m e n "k av ra rn la nr u k u l la ru r.F e n o m e n a lg lla d lg lm l zd O ny ay a , n um e n isea I grlayan b i r t iz n e y l eh e rh a n g i b i r b a g l an ti S I0 1 m a k sr z m v a r o la ng e r~ e kle r d O n ya S in a k a r~ 1 I1 kg e l i r .

    K an t' ln i ns an b i I i ~ s e ll i g i n ey a k la ~ I m I ru b i r b e n ze tm e y l ea ~ 1 k l a y a b i l i r iz : S I ra d a n b i rk u II a m C I, b i Ig is ay a n n a f a r k lly a z r h m la r y O k l e ye re k o n l a ra ra C I II g ly l a i~Im y a p a b i I r;a ne a k tu ~ la ra b as a r a ky a z r h m I k u l la na n k i~ i b uy a z r h m la n n ~ a l l ~ m a S I r u0 1 a n a k h k r l a n v e S in I rl a ya nte c h iz a ta ( d on a r n rn a ) e tk ie d e m e z .

    ra daha "krsith" gorundugunu soyhryorsak, benzer bir akil yurutme yaplp bu du-rumun kendimiz de dahil turn smirh canhlar icin gecerli oldugunu kabul etmeliyiz.Bu ve benzeri fikirler Kanter acidan cok onernli bir noktayi a~lga cikanr: Bizirn bi-lissel olanaklanrmz ~u ankinden farkh olabilirdi ve 0durumda cok farkh bir dun-yaYI algihyor olabilirdik. Peki benim ~u an algiladigim dunya aslmda -yani ins an-lann, yarasalann veya (eger varsa) uzayhlann smirh bakis acismdan degil de ken-di icinde- nasildrrr Bunu bilmemiz Kant'a gore olanaksizdir ~ii:nkii:her bilme ve an-lama cabasr bilenin sonlu zihinsel yaplsmm ozellikleri ve olanaklan tarafmdan be-lirlenip kisnlanacaknr. ~u kadan aciktir ki, smirh bir varhgm algiladigi dii:nya ken-dini oznelere 0smirlann cercevesinde gosterir, Algiladigumz dii:nya -kedileri, ma-salan ve daglanyla- bir anlamda bizirn dunyarmzdir.Acikca gorulecegi gibi, Kant'm ve Hume'un felsefelerinin ortak bir yam vardrr.

    Her iki dusurnire gore, deneyimlerimizin otesine gecerek varhk alanmm kendisinidogrudan kavrayamayiz. Fakat aralarmdaki fark da onernlidir: Hume'a gore bilgi-miz zihnimizde beliren idealar ile smirhyken, Kant'a gore akhrruz bilginin ve de-neyimin evrensel hosullamrn, yani zihnimizin icindele: organizasyonun yapistnfelsefi olarak arastirabilir. Kant'a gore bu organizasyon ozetle ~oyle gerceklesir:Oncelikle, biz nesneleri zaman-mekan icinde algilayan varhklanz -elbette hervarlik boyle olmayabilir. Zaman ve mekan kendi baslanna mutlak olarak var olanseyler degildir; onlar insan zihninin "sagladigi" ve algmrn alt-yapisiru olusturan ka-hplardir. Ne zaman ki biz zaman-mekan icinde beliren nesneleri belli kategorileresokarak kimliklendiririz, 0zaman da anlama dedigimiz olgu gerceklesir. Bu kate-gorilerin bazilan (ornek: "rnavi", "erdernli") deneyim yoluyla ogrenilse de, bazilanhepimizin dogustan getirdigi temel kategoriler veya yeteneklerdir (ornek: bir nes-neyi ozellik tasryabilen toz olarak kavramak, karsmnza cikan nesneyi niteleyebil-mek, niceleyebilmek, vb). Insanlar pek ~ok seyi ogrenebilirj ancak disandan gelenalgisal bilgiyi -zihinsel kategorilendirmenin bu ikinci ve daha temel anlammda- na-sil "organize edeceklerini" ogrenemez. Kant'm gorii:~ii:negore, Hume'un temel ha-tasi bilginin "rnalzemesi" uzerine cok fazla odaklarup onun kahplanru ve mekaniz-masiru anlama ve aciklarna isini goz ardi etmesidir. Bu evrensel ve dogustan getir-digimiz yaplyl aciklarna ve bunun bildigimiz dunyarun da temelini olusturdugunugosterme islevi, Kant'a gore, ne deneyimsel (algisal) ne de rnannksal (formel) bil-ginin kapsarnmdadir. Hume'un gorii:~ii:nii:ntersine, bu ii:~ii:ncii:bir bilgi turune kar-sihk gelir: MetaJi.zik bilgi.

    Burada kritik olan konu, bunin bu surecler sonucu ortaya cikan ve anlasilannesnenin insanm bilissel filtrelerinden gecmis ve onun zihinsel olanaklanyla sekil-lenmis bir nesne olmasidir, Bir anlamda, geleneksel felsefi goruslerin tam tersine,bizirn nesneye uyrnarmzdansa, nesne bizirn zihinsel olanaklanmiza uydugu icin birnesne olarak goriinebilmistir. Kant burada zaman-mekan icindeki nesnelerin veyaevrenin bizirn keyfi olarak yaratngurnz seyler oldugunu iddia etmemektedir. Orne-gin, Kant'a gore bir insanm (veya turn insanhgm) zihinsellik yoluyla nesnelerinrenklerini veya sekillerini keyfi olarak degistirmesi mumkiin degildir. Aynca Kantbizirn zihinsel suzgeclerimizden gecerek gorunen dii:nya dismda (daha dogrusu,her tizneden bag~m~z) bir varhk boyutu oldugunu da yadsunamaktadir. Onun id-diasi, bizirn algrladigmnz ve anladigmnz dunyarnn olanakhhk kosullarmm algila-yan ve anlayan oznelere -onemli bir acidan- bagh oldugudur. Hem geleneksel fel-sefeye hem de genel sagduyuya aykin gorunebilecek bu gorii:~ dusunce tarihindeoldukca ses getirmis ve buyuk tarnsmalar baslatrmsnr. Her durumda, felsefeciler

  • 8/3/2019 Felsefe nite 02

    13/24

    Unite 2 - Epistem oloji 3 3

    arasmda genel kabul edilen dusunce, Kant'm perspektifinin felsefede bir devrimyarattigi ve gunurnuz felsefesi de dahil olmak uzere, kendisinden soma gelen du-~ii:ncetarihini derinden etkiledigi yonundedir.

    (:! 'GI?A$ EpisTEMOLQJi~.iNTEMEL ~ORUNU:BILGI KAVRAMININ ~OZUMLENMESIOnceki bohimlerde gordugurnuz gibi, ozellikle Descartes'tan baslayarak Kant'adek suren donernde felsefecilerin temel epistemolojik ilgisi "bilginin kaynagmm"tam olarak ne oldugu ve "dunya bilgirnizin guvenilirligi" sorunu cevresinde bicim-Ienmistir, C;;:agda~pistemolojinin temel ilgi odagi ise, daha cok, bilginin ~ozii:mseltanururun verilmesi ve kavramsal unsurlanmn aciklanmasi olmustur. Bilgi kavrarru-ru akilci yontemlerle ~ozii:mlemeyi ve tammlamayi ilk deneyen dusunur Platon'dur.Tbeaetetus diyalogunda Platon belli secenekleri inceleyerek bilginin dogasmi eniyi yansitan betimlemeye ulasrnaya cahsir. Tbeaetetus da verilen irdelemeler gunu-rmiz felsefesinde uretilen kuramlara da biryuk oranda temel olusturrnustur.Bu noktada Platon'dan devralman bilgi tammma kisaca goz atabiliriz. FelsefeIiteratiirunde yaygm olarak kullamlan bu tamma gore bir oznenin, ornegin, "Suanda Londra'da yagmur yagryor" gibi bir onermeyi bilmesi icin ii:~temel kosulsaglanmahdir:1. Ozne bilginin konusu olan onermeye inansyor olmalidir,2. Bilginin konusu olan onerrne dogru olmahdir,3. Ozneriin bilginin konusu olan onerrneye inanmasi icin iyi gerehcelerolmahdir.

    Bilginin kosullanrun irdelenmesine gecmeden once bir noktayi belirtelim. Bu ii:~kosulun, onermesel bilginin (:ozUmlemesini -yani, kavramsal bilesenlerini- de sag-ladigim soylernek yanhs olmaz (Ammsanacagi gibi, felsefenin temel islevlerindenbirinin kavramsal ~ozii:mleme oldugundan ilk ii:nitede soz etmistik). "Gerek ve ye-ter kosullan verme", "tarurnlama" ve "~ozii:mleme" kavramlan belli farkhliklar ice-ren ancak temelde birbirine yakm kavramlardir. ~imdi yukanda verilen geleneksel~ozii:mlemeye (veya tarurna) donelirn. Tanunm birinci kosulu tarnsmasiz bir sekil-de dogru gorunur. C;;:ii:nkii:,onu uzerine yazan felsefecilerin ~ogunlugunun fikrinegore, bir kisinin bir onermeyi bildigini ancak onun dogruluguna inanmadigirn soy-lemesi akilci degildir. lkinci kosulun da, benzer bir sekilde, bilgi icin gerekli oldu-gu kabul edilir. "Limonun mavi oldugunu biliyorum" gibi bir ifade sacmadir ~ii:n-ku yanhs olan bir dusuncenin bilgiye donusmesi olanaksizdir. Bu durum, ilk ikikosulun bilginin gerek kosullan icinde oldugunu gosterir.

    Son kosula gecmeden once bir parantez acarak ikinci kosula iliskin ilginc birdilsel aynnndan bahsetmemiz yerinde olur. Bilginin ~ozii:mlemesi Iiteraturunun enyaygm olarak uretildigi Ingilizce dilinden farkli olarak, Turkcede "yanhs bilmek"kavrami gunluk dilde sikca kullamlmaktadir. Eger ii:~lii:~ozii:mlemenin evrenselduzeyde gecerliligi savlanrrsa, bu savm bir sonucu dilimizdeki gii:ndelik kullarummepistemolojik bir hata icerdigi olacaktrr. Aksi halde ise, farkh dilsel semalann fark-h epistemolojik ~ozii:mlemeler gerektirdigini soylernemiz gerekir. Felsefede cok dafazla tarnsilmayan bu konuyu burada derinlemesine irdelememiz olanaksiz. An-cak, "yanhs bilme" kavrammm anlamlt oldugu baglamlar bulunabilecegini dusun-mek olasi gorunuyor, Bir insanm "yanhs bilme" konumunda olmasi aslmda cokonernli bir anlamda "dogrunun yoresinde" olmayi, yani bilenle aym kavramsal se-maYIve arka-plan bilgisini paylasmayi gerektirir. Ornek verecek olursak, Gunes ile

    P I ato n, b i r d u ~ u n e en i n b i I gio la bilm es i i~ in i na ne ,d o gru l u k v e g ere ke el e n di r m ekosullarrru one su rm u ~ v e b uu ~ k os ulu n b ilg in inta ru m I a n m a s in d a g ere k v ey ete r k o~ u ll a n0 1 u stu rd u gu n u i d di aetrnistir.

  • 8/3/2019 Felsefe nite 02

    14/24

    3 4 Felse feVenus arasindaki uzakhgi yanhs hesaplayan -yani, ashnda bir anlamda "yanhs bi-len"- bir astronomi uzmammn bilgi noksanhgi ile bilimsel bilgiden tam amen yok-sun kisilerin bilgi noksanhgi arasmda buyuk bir epistemolojik fark vardrr. Biz boy-lesi bir bilim insanmm "yanhs bilse" bile, Gunes ile Venus arasmdaki uzakhk ko-nusunda bir anlamda bilgi sahibi oldugunu dii:~ii:nii:rii:z.

    Tumcesel bilginin ii:~ii:ncii:gerekcelendirme) kosulu ise oldukca karmasik yon-leri olan bir tarnsmarnn odagmda yer ahr.

  • 8/3/2019 Felsefe nite 02

    15/24

    Un ite 2 - Epis tem o lo ji 35nsikhklara neden oldugu varsayunmdan hareket etmislerdir. Bunun sonucu olarakbilgisel gerekcelendirme Iiteraniru kritik tarnsmalara ve birbiriyle catisan kuramla-ra sahne olrnustur.

    Bu tinitede felsefe tarihinde yer alan en onernli epistemolojik sorunlardan ba-zilanru ele aldik ve ardmdan ~agda~ felsefenin ana ekseninde yatan ~ozumleme"dusuncesini kisaca tarutnk. Bu kitabm son tinitesinde ~agda~ bilgi kuramcilanrunurettigi tezlere ve fikirlere tekrar donup bu fikirlerden bazilanrn 20. yuzyildaki fel-sefi gelisrnelerin ve degisimlerin l~lgmda yansitip degerlendirmeye ~ah~acaglz.

    Get t ier 'in idd ias tndan yo la ~lkarak, "gere~elendirilmi~ doAru inan~"stat ii s iin i i tesad ii fenk aza na n b ir o ne rm ey e b ir o rn ek d e siz b ulm ay a~tn.

  • 8/3/2019 Felsefe nite 02

    16/24

    36 F"I~"j"

    Oze tnil.)~ileanram mmPiatr.r; ueAyis(rr(f!Zf!s:in.lf!is~fei.erinde nasi! drd"/lrildIPJrll d~/klA_v'J!)itmf'k.Fpi,-;I.em o loji. hilgiYi. < i ra da n hilgi c di nm c i~k-vindcn ,:ok farkh hir ~ekilde, hilgivi olanakl: k i-Ian kavramval ko~ulla nn avdin laulmas an lam in-da ek a lir Felc,de t.a ril ri nc hakLlg1lTIl7.da hilgivihu haglamda ek alan fclc,decikr olarak Plal.onvc ,"'ri,-;I.ol.ekc,i ghrli\'oru7.. Ara larmda fark hu-lu nm akla hirlikl.e Irc r iki filozofu n hilgi kavrarru -na hen7.u hir ~ek i ld.: \'akla~Ll klanrn c,i>vkvehili-riz ITer ikic,i de Ircr] ,angi hir ncsncvc dair hilgiedindigimi7.de. hilginin ac,li vo nc Idigi ~evin 0I.ckne,-;neden ziva dc genellenehikn u nsu rlar oldu-gunu ,-;hykmi~l.ir. ()nlara ghre ctrafuniz her nckadar t.ik.: I varh klarla ,:evrili olc,a da, hilm ck an-ca k genel k avramlar vani ut me llcr a rani ,glViagef(:d:k~ehilir. Plat.o na ghre hrnegin, he lirli hi-k cdinin kediligi. vani t.ilcc I hir varh k olarak lurk c di nin k cd: olrn a du ru mu , hu he li rl i k c di ninhannd1rd,g1 k c d: tumcl: ilc gen:eklqehilmekl.e-dir Tik cl varh klann bar mdrrdrg: turnol lcr i kavra-vabilmcmiz i,:in ic,e duvul arimiz: degil akluru z,kul lanrn arruz gere km cktcdir Sli rc kli olara k de-gi ~en vc duvu la ruruz a rani ,gwla k avradignrn zolgu,-;a I du nvamiz i,:uic,inden edindigim iz hi IgiPlal.on'a ghre valrnzra doksadir, vani karn vcvaghrli~l.li r. niger taraft.an c p istcrn c ic,e degi~IT,e-yen lcrin, vani ut me llcrin, tammval hilgic,idir. Fpic,-t.c rn c , gil7.lem voluvla vahut lvilirnlc r aranhglViac dinilm cz, insa run rul ru nu n vcva a kl: run tik clvarl: k l an an la~li1r bIan genell ige vo nolm ec,iviccdinilir

    Yeni ';d,~[eisefesi nir: er e teme: "/'is("mr,!r:/ik' sr,YlUildY1111 beli rtf' vehi lme k.j ~ vc jK vu zvil larda, dene\'imcikr il c uc,,:ula-arEmda geli~en c pivt.cmo lojik tarusmalar fclc,dcI.aril ,i nde c,on duece hnemli hi r vere c,aI,ipl.ir.ne,-;ca rI.e,-;'Ia ha~laya n Vl()dern dhnem de, i.7.nc\'e ne,-;ne arac,mdaki hilgic,el hagm glivenilirligien hliyli k fc Ic,di ka\'gli ardan hiri ()Iarak ort.ava,:l i'ITIl~. ' I.emc,iI e pi c,l.em ()I()j ic,i" hi r fc Ic,di va kIa-~lIT' \'eya Yhn I.eIT,o larak net. hir kimlik ka7.anITIl~-

    1.1f I \ilginin t.ck kaynagmm algliar oldugunu red-deden u,":u dli~linlirkrin en oncrnlilcrindcn Ix.s-cart.e,-;, genel kalvul ghrmli~ fikirlc rc. inanclara vcdogmalara ~li pi ,eyk ya kla~ITIl~. kec,in vc gli\'eni-lir hilgiye u lasm ak i,:in ~li pi ,eciligi hir vo nt.cmolarak ku lla nrru sur. ITer ~eyden ~lipl,e c dcr cl,'kc n di zi I,in,-;e I varhjnm karntl am1~. so nras ndai,-;e Tanri ideE1 aranhg1yla I.emc,il soru nu nu ';1">7.-meye

  • 8/3/2019 Felsefe nite 02

    17/24

    ll n it e 2 - Ep i s t e ru ul u ] i 37

    ('("l~~d(_l~;e/)is!~n1'-.'ir~ii ri! ri ~N te oie] S('Ylt nIt (,iar{;'J1 I . : ~i Pd nra n11n: ri ~ . r : ;:/i~m If ! Nmesi S('Yli. rUi. r{Ii.'lf1kld IJd1!i! lnE'k .Y,.:ni ,::lg cpistcrn olojisi ndcn farkh olarak 7.l\micmede,:ok hnemli hirzcmin 1':l7.1rl:lITIl~L1r.ncak, Platonu n hazrrlarru-;01dugu hu c,aglam gihi ghrl\ ncn zcrn in, 7.neninhilginin l\,: gLfd: ko~ulunu da c,aglamac" duru-mundahiic turn ccc,clhilgi\'e 7.l\mlenmec,indeavdinlau-n olm:ld'g', Lamtcrsinc oncml: c,orunlaravc ka-n~lkl:khr:l nudon oldugu varvavirnmdan harckct.ct.m~icrdir. ltunun sonuru olarak dagcreb:eicn-dirmc konununda hirhirinden farkh t.artrsmalarvc kurarn lar olu~mu~Lu.

  • 8/3/2019 Felsefe nite 02

    18/24

    38 Felse fe

    Kend im iz i S inaya llm1. A;iagldakilerden hangisi epistemolojinin arastirdigikonulardan biri degildJr?

    a. Bilginin dogasmm arastmlrnasib. Bilginin olanakhhgmin arastmlrnasic. Bilginin edinilmesinde insan zihninin nasil !;ah;i-

    ugimn arastinlmasid. Bilginin sirurlanrun arastmlmasie. Bilginin kaynaklarmm arastmlmasr

    2. A;iagldakilerden hangisi Platon'un episteme ve dok-sa arastndaki aynrrunda episteme icin verilebilecek birornektir?

    a. Adalet herkese hakettigini vermektir.b. Gordugurn bu golge bir atin golgesidir.c. Yashlara yardirn etmek iyi bir davrarustir.d. Pastayi, onu yemek isteyenlerin sayisina gore

    dilimlemek adil bir davrarustir.e. Ahmet bir insandir.

    3. A~agldakilerden hangisi Platon'un cpistcrnolojisi icinsOylenemez?

    a. Doksa ve episteme arasmdaki onemli bir aynrnuzerine kurulrnustur.

    b. Epistemeyi tikellerin bilgisi olarak aciklar.c. Olgusal dunyarruzin felsefi aciklamasimn turnel-

    ler aracihgiyla yaprlabilcccgini ortaya koyar.d. Tumellerin tarnrnsal bilgisini gozlemc dayanan

    bilgiden kavramsal olarak ayinr.e. Bilginin yoneldigi seyin genellenebilen unsurlar

    oldugunu iddia eder.

    4. Descartes'in felseft sorgulamalannda her seydcn ;iilp-he ettikten soma sirasiyla var oldugunu ispatladigi sey-ler asagidakilcrden hangisinde dogru olarak verilrnistir?

    a. Kendi zihinsel varhgi-fiziksel dunyarun varhgi-Tann'run varhgib. Kendi zihinsel varligi- Tanri'run varhgi-fizikseldunyanm varhgi

    c. Eiziksel dunyarun varhgi-kendi zihinsel varhgi-Tanrt'run varhgi

    d. Tanrr'rnn varhgi-kendi zihinsel varhgi-fizikseldunyarnn varhgi

    e. Tann'run varhgi-fizikscl dunyarun varhgi-kendizihinsel varltgi

    5. David Hurne'a gore, nesnelerin zihnimizden bagirn-SIZ bir sekilde varolduklanna olan inancirrnzm kaynaginedir?

    a. akilb. bilincc. duyulard. benlike. imgelem

    6. David Hume'un epistemolojisi ile ilgili olarak a;iagl-dakilerden hangisi soylcnebilir?

    a. Nesnelerin zihinden bag irnsiz bir sckrldc va-rolduklariru zihni n disma cikarak test etmekolanaklrdir.

    b. Bilgi kavrarruna suphcylc yaklasrnaya gerekyoktur.

    c. Dilnya hakkmdaki bilgimiz smirsizdrr.d. Zihnirnizdeki "bagirnsizhk ve sureklilik" ideasi-

    run kaynagiru epistemolojik acidan aydinlatmakgerekir.

    e. Nesne1erin zihinden bagirnsiz bir sckildc varol-duklanru ancak akil araohgiyla bulabiliriz.

    7. A~agldakilerden hangisi uscularla deneyirnciler ara-smdaki farki ifade etmez?

    a. Deneyimciler, usculann aksine, ozne ve nesnearasrndaki bilgiscl bagin guvcnilirligini sorunedinrnernislerdir .

    b. Deneyimciler, usculann aksine, zihrumizdekiturn idealarm deneyimle kazaruldigrm iddiaetmislcrdir.

    c. Bir US!;Uolan Descartes, Locke ve Hume gibideneyimcilerin aksine, bilen-bilinen arasinda-ki iliskiyi kurmaya cahsirken Tann ideasmdanyararlanmistir.

    d. Uscular, deneyimcilerin aksine, zihnin varligmduzeriini kavrayabilecek yetenege sahip oldu-gunu iddia etmislerdir.

    e. Bir deneyimci olan Hurne'a gore, usculann aksi-ne, olgusal bilgi ve formel bilgi disinda baskabir bilgi turunden soz edilemez.

  • 8/3/2019 Felsefe nite 02

    19/24

    Unite 2 - Epi s temo lo j i 398. A~agldakilerden hangisi Kant'm epistemolojide ya-ratugi devrimi ifade etmektedir?

    a. Insanlann sirnrsiz bir bilme kapasiteleri vardir.b. Bilginin gcrccklcsrnest icin oznerun nesneye

    degil nesnenin ozneye zihinsel olarak uyrnasigerekir.

    c. Bilginin kaynagi akil ya da deneyim olamaz.d. Bilgi, zihnin verilerinden degil zthmsel-olma-

    yandan yola crkilarak elde edilir.e. Bilissel yapirun arastinlmasi sonucu evrenin rum

    sirlanm aciklamak olanakh olacaktir.

    9. A~agldakilerden hangisi Gettier'in "Gerekcelendiril-rnis Dogru Inane Bilgi midir?" rnakalesinde one surdu-gii argumamn dogurdugu sonuclardan biddeglldir?

    a. Epistemolojik cozumlcmclcrdc birbirinden fark-11kuramlar olusrnaya baslarrusrrr.

    b. Bilginin gerekcelcndirrne kosulunun cok iyi ir-delenrnesi gercktigi anlastlrrusnr.

    c. Bilginin Platon tarafindan one surulen ill; gerekkosulu reddedilmistir.

    d. Bilginin gelenekse1 cozumlcmcsinin yetersiz kal-dlgl anlasilrmstrr.

    e. Epistemoloji icin buyuk bir donurn n oktasiolrnustur.

    10. Gettier, "Gerekcelcndirilmis Dogru Inane Bilgi mi-dir?"makalesiyle neyi gostermeyi amaclarmsnr/

    a. Dogru inane diye bir seyin olamayacagirub. Bilginin gerekcclcndirme kosulundan vazgecil-

    rnesi gerektiginic. Gerekcele ndirilmis dogru inancin bilgi olarak

    kabul edilebileceginid. Bilginin dogru inane kosulunun gcrekcclendir-

    me kosulundan ayri ele ahnmasi gerektiginie. Gerekcele ndirilmis dogru inancin bilgi olarak

    kabul cdilemcyecegi dururnlann olabilecegini

  • 8/3/2019 Felsefe nite 02

    20/24

    40 Felse fe

    Okuma Par~aslDescartes'm ~iiphe edilemez bilginin pe~indenhangi a~amalardangecerek gittigini orneldeyenfe18efi sorgufamasrinsan Bilgisinin ilkeler11. Geryegi arayarurt yasammda bir kez tum nesneler-den gucu yettigi ol~ude kUku du.ymast gerekir.\=ocuklukta, yani adam olmadan once, henuz rum usu-muzu kullanmadigirrnz bu yasta duyurnlanrruza carpannesnelere iliskin bazen iyi bazen kotu yargilarda bulu-nurduk: Bu nedenle, boyle aceleyle verilen bircok yar-gilar gercegin bilgisine ulasmarruzin onune tas koyu-yor. Bu da bize sunu ogretiyor ki, kendilerinden en ku-k bir kusku kinntrsi bulacagirruz nesnelerden yasarru-rruzda bir kez bile kusku duyrnadikca, onlardan aynla-bilccegimizi g6steren hicbir belirti yoktur.2. Bu nedenle eendilerinden ku~ku duyulan tum nes-nelere yanl1 goziiyle bakmak da yararl: alur.Hatta kendilerinde en ufak bir kusku uyandiracak yanoldugunu dil~ilndilgilmilz rum nesnelerin, eger onlernaldrguruzda, iclcrinden apk~a dogru gorunen birkacirubulursak, onlan pek kesin ve bilinebilen en kolay nes-neler olarak kabul etmemiz icin, yanlis diye geri cevir-mek yararh olacaktir.3. Bu ku~kuyu btcbtr zaman lerimizi y6nlendirmedeleullanmamaltytz.Bununla birlikte ~u nokta gozden irak tutulmarnahdirki: Bu denli genel bir kusku bicirnini gercegi gozlemlc-meye koyuldugurnuz zamandan baska anda kullanma-rruzi ima etmiyorum. \=ilnkil yasarrurruzm yonlendiril-me sine iliskin seylerde, ~ogu zaman ancak dogruya ya-kin karulara gore hareket etme zorunda oldugurnuzacrktir (...)4. Duyulur nesnelertn gerceginden niyin ku~kulamla-bilir?Madem ki snndt, gercegi aramaya baslarnak disinda birarnacuruz yoktur. 0halde ilkonce bu ana degin duydu-gumuz ya da tasarladigirruz nesnelerden bazilanrun ger-ccktcn dunyada olup olrnadigmdan kusku duyacagiz,cunku ilkin, duyulanrmzin bircok kez bizi yarultugimdeneyimlerle gordugurnuz icin, onlara, isterse tek birkez bile yamltrrus olsalar da, fazla inanmak toyluk olur.Soma hemen hcrgun dil~ goruyor ve bu srrada baskayerde olmayan bir suru seyi kuvvetle duyurnsadigirruzive onlan acikca kafarruzda canlandirdigirruzi sanryoruz.

    Her seydcn kuskulanrnaya bu bicirnde karar verdigirnizanda, dusurnuzde canlandirdigirmz dusuncclerin diger-lerinden daha yanhs oldugunu bildirebilecek bir belirtide gorunrnuyor.5. Neden matematigin. karutlarm dari da ku~kulam-labilir?Eskiden bize dogru gorunen turn seylerden, hatta ken-diliklerinden oldukca acik olmalanna karsin, matemati-gin karut ve ilkelerinden bile, ~ogu kisiler bu konularuzerinde usavurma yaparken aldanrrus olduklari icinonlardan yine kuskulanacagiz. Ancak ozellikle bizi ya-ratan Tannrun hosuna giden her ~eyiyapabildigini duy-dugurnuz ve bizi belki de en iyi bildigirnizi sandiguruzseyler uzerinde bile her zaman aldanacak bicimde ya-ratip yaratmadrgim da bu ana degin bilmcdigirniz icin,turn bu scylcrdcn kuskulanacagiz. \=ilnkil madem kiTanrt, daha once belirtildigi gibi, bazcn aldanrnarruzaolur dernistir, 0halde, neden her zaman aldanrnarruzaolur demesin? (...)6. Ku~kulu seylere inanmaktan saksnmamcza olanaktantyarak aldanmamtza engel alan ozgur bir tutumu-muz uardtr.Bizi yaratan her istedigini yapsa, hatta bizi aldatmaktanzevk bile duysa, kendimizde ozgilrlilgiln varhgim duy-maktan geri kalarnayiz. Bu oylc bir ozgurluk anlayisidirki, onunla biz, istcdigirniz zaman, iyice bilmedigimizscylerc inanmaktan kacmarak, aldanmarruzm onunegecebiliriz.7. Var olmasaydtk: ku~ku duyamaedih, hu da edinebi-lecegimiz ilk dagru bilgidir.Kendilerinden en ufak bir bicimde kuskulandigumz hersey! bu sektlde yanhs gorecegirniz gibi ayru zamandageri de ccvircbileccgirnfzi varsayarken ne Tann, ne gokne de yerin varolmadigiru ve bir bedenimizin de olma-digirn kolayca kabul ediyoruz;Ancak ayru bicirnde rum bu scylerm gerccgindcn kus-kularurken var olmadigirruzi varsayarnayiz. \=ilnkil du-sunen nesnenin, dusunurken gcrcektcn var olrnadigimkavramak bize 0denli aykin geliyor ki, en ~a~llaslvar-sayirnlara karsm ~u, dil~ilnilyorum, 0halde vanrn , so-nucunun dogru olduguna ve bunun, dil~ilncelerini birsira icinde yonlendircn ve yoncten bir kimseye goru-nen ilk dogru sonuc olduguna inanmaktan kendimiziahkoyarruyoruz.

  • 8/3/2019 Felsefe nite 02

    21/24

    Unite 2 - Epi s temo lo j i 4 1

    8. Bundan sonra rub ile beden /zihin ile maddel ara-smdaki aynhg~ da biliyoruz:Bu bakis acisirun ruhun dogasi ya da ozunu ve onunbedenden busbutun apayri bir toz oldugunu bilmekicin scccbildigimiz en iyi bakis acts; oldugunu da sam-yorum. \=unku, dusuncemiz disinda gercektcn bulunanya da var olan baska hicbir seyin olrnadigma inandigi-rruz bu anda, ne oldugurnuzu inceledigirnizde, var 0 1 -mak icin ne uzarna, ne seklc, ne bir yerde olmaya, vene de bedene verilen bu turden baska birseyc gereksi-nimimiz olmadigiru ve sadece dU;iundugumuz icin varoldugumuzu acikca biliyoruz. Dolayisiyla, ruhumuz yada dusunccrmzden cdindigimiz kavram bedenden edin-digimizdcn once gelir.\=unku dunyada herhangi bir varhgm bulundugundankuskulanrnarruza karsm, sunu biliyoruz ki biz 0an du-~iiniiyoruz C . . . )11. Rubumueu bedenimieden daba apk bir bicimdenasil bilebiliriz?Simdi, dusunccmizdcn edindigirniz bilginin nasil be-denden edindigirniz bilgiden once geldigtni ve ondankarsrlastmlmayacak ol~ude daha acik oldugunu ve be-den olmasa bile ruhun varoldugu gibi olmaktan gerikalmayacagim crkarmamrz gercktigini bilmek icin, yok-lugun ken dine ait olan hicbir nitelik ve ozelliginin 0 1 -rnadigmi ve nerede bir nitelik ya da ozellik gorursekorada zorunlu olarak bunlarm ait oldugu bir seyin yada tozun bulundugunun ruhlartrruzdaki dogal bir l;ilkile besbelli oldugunu gorecegiz (...) Ornegin dokundu-gum ya da gordugurn icin bir yer oldugu kamsina van-yorsam; salt buna dayanarak daha guclu bir nedenle,dusuncernm var olduguna ya da bulunduguna inarnah-yirn. \=unku dunyada hicbir yer var olmadigi halde, ye-re dokundugurnu samyor olabilirim, halbuki bu sanma-ya kapildigirn anda benim, yani ruhumun, bir ;ieyolma-rnasi olanaksrzdir (...)14. Bizdeki Tanri dujUncesinde uar olmak zorun1u1u-gu uardir ue yalnrz bununla da bir Tanrirun uaroldu-gu karutlanabilir.Bundan soma, ruh, kendinde bulunan cesttlt dusunceve kavrarnlan yeniden incclcdiginde ve onlar arasmdaherscyt bilir, hcrseyc gucu yeter ve son derece eksiksizbir varhgin fikrini buldugunda, bu fikirde kavradigi sey-Ie, bu tam eksiksiz varhgin kendisi olan Tannrun varol-duguna inarur; zira, ruhta baska bircok seyin acik fikir-leri varsa da, 0bunlarda gostcrdiklcri seytn varligimsaglayan birsey gorernez: halbuki Tanrt dusunccstnde,

    digcrlcrindc oldugu gibi, olasi dcgil arna saltik olarakzorunlu ve sonsuz bir varhk gorur. Ve nasil ucgcndenedindigi dusunccde u~ acisirun iki dik acrya esit olma-sirun zorunlu oldugunu gordugu icin, u~ acisirun iki dikacrya esit olduguna saltik olarak inaruyorsa: ayru bicirn-de tam eksiksiz bir varhktan edindigi dusunccde zorun-lu ve sonsuz varhgmm bulundugunu gordugu icmdir kibu tam eksiksiz varhgm var oldugu sonucunu cikarma-ya yukumleniyor.15. Diger nesnelerden edindigimiz du~uncede oar 01-mak zorun1u1ugu degi1, ama yalnie uar olmak gucuuardtr.Eger ruh kendinde, boyle saltik zorunlu olacak bir var-hk bulabilecegi baska hicbir seyin dusunce ve kavrarrubulunrnadigma dikkat ederse, vardigi bu sonucun dog-ruluguna daha cok inanabilir. \=unku ruh yalmz bunun-la kendinde bulunan tam olgun varhk dusunccsinin,uydurma bir dU;iUgosteren fikir gibi, uydurulrnus dcgil,ancak dcgrsmez ve gercck dolayisiyla zorunlu olarakvar olrnasi gereken bir doga tarafindan ken dine veril-rnis oldugunu bilecektir. \=unku bu dusuncc ancak zo-runlu bir varlikla birlikte kavranabilir.

    Kaynak.: Descartes (1998). Felsefenin iIkelerl. cevi-ren: Mesut Akm, Istanbul: Say yayinlan, s. 51-65.

  • 8/3/2019 Felsefe nite 02

    22/24

    42 Felse fe

    K en dim iz i S in ayallm V an lt A n ah tarlYarutiruz dogru degilse, unitenin "Giris" kisrrun-da yazilanlan yeniden okuyun. Epistemolojininarastrrdigi konulan hatirlayacaksimz.Yarutiruz dogru degilse, unitenin "Epistemoloji-nin Tarihsel Kokleri: Platon ve Aristoteles" bo-lurnunu yeniden okuyun. "Adalet herkese hak-kettigini vermektir" gibi bir tamrn onermesininepisteme icin verilebilecek bir ornek oldugunukavrayacaksiruz.Yarutiruz dogru degilse, unitenin "Episternoloji-nin Tarihsel Kokleri: Platon ve Aristoteles" bo-lurnunu yeniden okuyun. Tikellerin bilgisinindoksa oldugunu hatirlayacaksimz.Yarutmiz dogru dcgilse, unitenin "Yeni

  • 8/3/2019 Felsefe nite 02

    23/24

    S lra S izde Y anlt A nahtarlUnite 2 - Epi s temo lo j i 43

    Sua SJzde 1'Kanath at', 'ucan hah' ve 'kaf dagi' gibi varsayimsal var-hklar, Tanri ideasrrun aksine, zihnirne acik ve secik ola-rak verilmis ide alar dcgtllerdir. Bu idealarin sonuc 01-rnalarmdan yola crkarsam, sebeplerinin, yani bu ideala-ra karsihk gelen seylcrm, olgusal dunyadan elde etti-gim farkli strurh gozlcmlerimin bir araya getirilmelerioldugu sonucuna varmrn. Ornegin, "ucan halt" ideasr-run sebebi, olgusal diinyadan tamdtgirn "ucan tikelle-rin" idealan ile "hah" ideasirun bir araya getirilmeleridir.Baska bir deyislc, bu ideal ann kendilerinde pek ger-cekltk olrnadigi icin sebeplerinde de gcrceklik olama-yacaknr, Oysaki Tann ideasmin kendisinde gerccklikvardir nkii hem zihnirne dolaysiz bir sckildc verilrnis-tir hem de bu idearnn sebebi benim gibi sonlu bir var-lik olamaz cunku sonlu bir varhk sonsuz ve eksiksiz birvarliga iliskin bir ideayi kendisi yaratma giiciine sahipdcgildir. Tanrt ideasmda, diger turn idealardan farkholarak, var olrnak zorunlulugu vardir.

    Sua SJzde 2Temsil epistemolojisi, ozne ile nesne, bilen ile bilinen,zihin ile dl~ dunya arasmdaki iliskiyi kurmaya calisanbir epistemolojidir. Sagduyumuz bize zihnimizden ba-glmslz nesne1 bir dunya, bir dl~ dunya, iccrisindc yasa-digirruzi soyler. Nesne1 diinya bazi ozelliklere sahip ti-kel varhklarm dunyasidir. Temsil epistemolojisine gore,bilgiyi olanakh kilrnak, bazi bilgilerirnizin guvcnilirligi-ne inanrnarruz icin, varhk alarum ne sckilde temsil etti-girniz! belirlememiz gerekir. Ornegin, "ternsil" varhgmhangi ozelliklertrun temsilidir (Locke); varhk alarumdogru temsil edebilmek icin oncelikle varhk alarurunvaroldugunu ispatlamak gerekecektir. Bunun icin dedogustan getirilen bazi idea lara gerek vardir (Descar-tes); algilann disma crkip varhk alaruna bakamayacagi-rruz icin nesnel dunyarun zihnirnizden bagimsiz oldu-gunu gosteremeyiz. "Temsil" dii~iincesi, fiziksel diinya-run zihnimizden bagrmsiz olarak varoldugunu karutla-yamaz (Hurne). Iste bu ve benzeri goruslcr, 'bilgi' kav-rarruyla 'varhk' kavrarrurun iliskili olabilcccgini ortayakoyar. Yeni \=ag epistemolojisi buna guzel bir ornekolusturur. Diger taraftan bu durum, 'bilgi' kavrarruru elealdigirruz her durumda 'varhk' kavrarmndan da soz et-rnerniz gcrcktigi gibi bir sonuca yol acrnamahdir. Nite-kim, bu iinitenin son bolurnunde gorecegirniz I;agda~epistemolojinin teme1 sorunu olan "bilgi kavrarrurnncozumlcnmcsi", bize bilginin 'varlik' kavrarrundan ba-gunslz bir sckildc de ahnabilccegini gostcrcccktir.

    Sua SJzde 3"Gerekcelendirilrnis dogru inane" statusunu tesadufenkazanan onermc ornekleri bulabilmek icin onceliklegerckcclcndircbileccgtniz bir inanctan yola cikin vebunu A onermesi olarak dile getirin. Daha soma, A'danyola cikarak rnantiksal olarak tiiretilebilecek bir baskaonerrneyi de B olarak ifade edin. Simdi sua Syi farkhdurumlardan dolayi dogru kilacak kosul ya da kosulla-n bulmakta. Bu kosullan bulduktan soma artik Syi te-sadufen biliyor oldugunuzu gorcccksiniz. Bir ornekverelirn:A: "Karst apartmamm olan 'Eyliil' apartrnanmda oturan

    yaslr arncarun bir kopegi var."Bu onermenin dogruluguna inanmam icin yeterli sebe-bim var. Arncayi hemen her sabah ve aksarn 'Eyliil'apartmaruna tasmasiyla gezdirdigi bir kopckle girip 1;1-karken, evinin 1~lglyanarken, arada bir evinin pencere-sinden disan bakarken goruyorum. ~irndi A onerrnesibenim icin "gerckcclcndirilmis dogru inane" statusundebir onerme oluyor. A'dan yola cikarak rnantiksal olarak~u onermeyi tiiretebiliyorum:B: " 'Eylul' apartmanmda en az bir kisi kopek sahibidir."A'ya inanmarru gerektirecek hakh sebeplerin hepsi Bicin de gecerli,~imdi, arncarun kopek sahibi olmadigiru varsayahrn.Aslmda arncarun kendisinden ayri baska bir evde yasa-yan kizirnn yurt disma okumaya gittigi icin evinde bak-tlgl kopcgmi gereken sure icin babasma birakrrus oldu-gunu dii~iinelim. Bir de ~u durumu varsayahrn: Ashnda'Eyliil' apartrnanmda oturan ve kendi kopegini besle-yen bir kadin olsun. Bu kadin kopegini sabah cok er-ken saatlerde ve aksarn da cok gel; saatlerde gezdirdigiicin benim bu durumu farkctmernis olmam normal ola-caktir. Bu durumda B onermesi "gerekcclcndirilmis dog-ru inane" statusu kazanrms olur. Diger taraftan, Bv: bil-digirn soylcncmcz. Bilginin iiI; temel kosulu tesadufengerceklesmis olur ve Bv: dogru yapan olgulara bilisselerisimirn yoktur.

  • 8/3/2019 Felsefe nite 02

    24/24

    4 4 Felse fe

    Yara rla nlla n v e Ba vuru la bile ce kKaynaklarAlcoff, 1.M., editor (1999). Epistemology: The Big

    Question. Oxford: Blackwell Publishers.~ii~en, A. K. (2001). Bilgi Felsefesi. Bursa: Asa

    Kitabevi.Denkel, A. (2003). Bllginin Temelleri. Ankara: Doruk

    Yayirncihk.Descartes, R. (1996). Meditations on First

    Philosophy. transl.: John Cottingham, Cambridge,UK: Cambridge University Press.

    Gettier, E. (1963). "Is Justified True Belief Knowledge?"Analysis, Vol: 23, 121-123.

    Hume, D. (1997). insan Dogas1 irzerine Bir incele-me. ceviren: Aziz Yardimh, istanbul: idea Yaymevi,

    Kant, 1. (1965). Critique of Pure Reason. transl.: KempSmith, New York: St. Martin's Press.

    Kant, 1. (1996).