Felsefe Ünite 11

Embed Size (px)

Citation preview

  • 8/3/2019 Felsefe nite 11

    1/28

    Felsefi Estetik

    Felsei! esietil: S,1nat J '(ljl/hlli tie sa rI(/I J'(ljilhrliri (IIg,kIIIiJUISUIl temel alan, sanat 01 -IJUlIJUll'Id heraher estetil: riegerierlriirmeJ'e eluerisl olan nesneleri /ie/ellomeillenJdseji olarals irride) 'ell lie saN(H ile /eise/ernrl hllillSlilgll nolaalari), sauat J '(1jnhHdne esietil: riegerlellriinne),e gehnilgi actltrnlart. inceleyen alan dir. Felseji eSlehgill elltemel lsaoramlari. eaetil: iiZJI!!. estetil: ncsnc. eslehh degeF ne estetil: J 'dFglriU-_AJJJllflllJ"IJJJIZBu I!mleCi'i IIImamladtlsla IIsonra.Felseji eSld/gill lsonusu.nu (l~-'d"(IJ'(lhdec-d' lie sorulrtrindan ornelsler nerebilecels,Fslelil' 6zIIe lie estetil: ncsne lsanraml arim lie hu nlnrla ilintili lsanraml ari

    d(lNdJ - ah it ec e ls .Fslelil' rie;;er lsanramrni (l~-lM(IJ'(lhllec-d'.Begelil J 'drg/Slill n ['(ll1gi (1nlamlard a lsulla rnlthgull st~I'IeJ'ehilec-d',Sarra! Fe Felse/f! arasut da IUISii hir lIg! hlnti(lhileu'gim hetirlcyehiiecelssinir.

  • 8/3/2019 Felsefe nite 11

    2/28

    242 Fel sefe

    Ornek OlayGul~ab ue Didem felsefe ogrencileridir. Bu donem, jelsefi estetik dersini almakta-dtrlar. Hocalart tum simfa ~oyle bir odeu uermistir: "lnsanin yasanttst icerisindere~itli olay ue nesnelere ka~z takmdzgz jarkh tatnrlar soz konusudur. Ornegin birsanat eserine bakarkenki taurimizia karmcalarrn fiziksel ozelliklerini inceleyenbir bilim insantrnn tauri tabi ki dejarkhdzr. Ya da bir doga manearasini guzel bu-lurken tatmmiz, yasl bir hadrna yardrm eden genci gozlemlerken takmdzgzmzz ta-tnrdan yine cok farkhdir. $imdi sizden du~unmenizi istedigim ~ey insamn estetiktauri ile diger tatnrlart arasmdalei ayrtmdtr. Acaba bangi durumlarda estetik ta-tnrdan soz edilebilir?" Gul~ab ue Didem odeolerin! ka~zhkh tarnsarak birlikte yap-maya Iearar uermislerdir. Tarttsma sonucunda estetik tauri diger tatnrlardan ayt-ran unsurlarm bepsini bulduhlarmi iddia edemeseler de en azindan sunlart kap-sayacagtnda Iearar kzlm~lardzr:

    Estetik tatnr, insarnn kimi zaman takmdzgz bilisse! tatnrdan jarkh olmak duru-mundadir. Bir sanat yapui ya da doga manzarasi ka~mdaki tutumumuzla bo-canm verdigi ornehie de oldugu gibi boceleleri incelerkenki bilmeye yonelik tatm-muz k~kusuz jarkh olacahttr. Estetik tatnr berbalde ki~el bir tatnrdan da jarkh-dtr. Soz gelimi bir resme 0resmin renklerini begenerele evimin salonundalei koltuk-larla ne hadar uyumlu oldugunu d~unerek bakarkenki taimmin estetik bir tatnrolmadzgz a~kiirdzr. Bu daba rok ki~el diyebilecegimiz bir tatnrdtr. Vine ornegin,bir leirgezintisi strasinda gordugum nebir ustundeki bir su kOprnsunu begenmesebebim olarale bu kOprn sayesinde daga kestirme bir yoldan gidebilecegimir: onesurnyorsam ku~kusuz burada takmdzgzm tatnr da estetik bir tatnrdan daba rokpratie diyebilecegimiz bir tatnr olacahnr. Gul~ab ue Didem, estetik olmayan baaitatnrlart belirledikten sonra ~oyle bir sonuca uarmtsiardtr: Estetik tatnr icin enonemlisi, baktzgzmzz bir nesneye 0 nesneyi algtlamaluan ayrz bir keyif alabildigi-miz icin, 0nesneyi seyretmek istedigimiz icin balemaknr. Verdikleri odeude bu tao-rt letsaca ~oyle ifade etmislerdir: "Algtlamak: adma algtlamaya yonelmele. sr

    Anabtar Kavramlar Estetik Ozne Estetik Nesne Estetik Tatnr

    Estetik Deneyim Gilze! Begen!

    Sanat Yapu: Sanatm Sonu Modern Sanat

    if/ndekller GIRl$ FELSEFlESTETIGIN KONUSU lIE SORULARl ESTETIK OZNE, ESTETIKNESNE (SANAT YAPm)

    Oznelci ue Nesnelci Kuramlar Estetik Tatnr, Estetik Deneyim ue Estetik Nesne Olarak Sanat Yapu:

    ESTETIKDEGER Metafizik Guzellik Yansumaci Kuram Dogada Gtuzel ue Sanatta Guzel/ Tinsel Ifade Bicim!

    ESTETIK YARG1:BEGENl YARG1Sl SANAT lIEFELSEFE

    Sanatin Olumlulugu Alg: Felsefesi Bir Du~unme Birimi Olarale Sanat

  • 8/3/2019 Felsefe nite 11

    3/28

    O n i te 1 1 - F e l s e fi E s te ti k 2 4 3

    GiRi$'Estetik' kelimesinin kokensel anlami Yunanca aistbesis ve aistbanomai kelimele-rinden gelir. Aistbanomai "duyular yoluyla algilarnak ya da kavramak", aistbesisde algi, duyum anlamma gelir. Antik Yunan'da bu kavramlar epistemolojik bag-lamda ele almmis ve ornegin Herakleitos ve Parrnenides'in hakikat arasnrmalann-da akil yoluyla ulasilan tiimellerin (degismeyenlerin) bilgisinin yani epistemehinkarsisina konrnustur. Baska bir deyisle doksa'nm-duyusal dunyarun degisenlerininbilgisinirl-aistbesis ile temel bir ilgisi vardir. Bununla beraber 'estetik' terimi 18.yuzyila kadar ozel bir anlamda kullarnlmarmsnr. Bu terirnin gunumuzde oldugu gi-bi felsefenin ozel bir arastirma alam anlarnmda kullarulmasi ve hatta estetigin birbilim gibi ele almmasi, 18. yuzyilda Alman dusunur Alexander Baumgarten'inAestbetica adi altmdaki eserini yayimlamasryla gerceklesrnistir. Baumgarten, uscu-lann epistemolojik aynmml kullanmis, akil yoluyla acik ve secik olarak bilinenkavramlar ile duyular yoluyla acik ve secik olarak bilinemeyen (bulamk olarak bi-linen) kavramlan birbirinden ayirrrusnr. Ona gore estetik de duyularla ilgili olduguicin bularnk kavramlar icerir. Turneller acik ve secik olarak kavranabilir; ancak ti-kellerin yani duyularla algilananlann a\;lkhgl eksiktir. Estetige bilimsellik kazandir-maya \;ah~an Baumgarten, bu epistemolojik aynmdan yola crkarak estetigin dekendi icinde bir a\;lkhgl olabilecegini dusunmustur. Acikhk ve seciklik aslmda ice-rikle ilgilidir. Ornegin bir siirin iceriginin okura belirgin olarak ulasacak sekildegii\;lii izlenimlerinin olmasi, 0siirin acikhguu artmr. Baumgarten'in duyular yoluy-la algilananlann rnanngtm bulmaya \;ah~tlgml soyleyebiliriz. Baska bir deyisle es-tetik, duyulur bilginin manngmm arastmlmasrdir. Baumgarten, estetik kelimesininkokensel anlamim koruyarak estetigi insarun duyusalhgmi temel alan arastirmaalam olarak belirlemistir. Ancak estetik, duyusal alanla ilgili her turhi bilgiyi degilduyusal yetkinligi yani guzelligi, guzel ile ilgili olan bilgiyi arastmr. Bu anlamdaestetik "guzel uzerine dusunme sanatidrr." Baumgarten ile beraber estetik felsefe-nin bir alt alaru olarak sistemli bir sekilde ele almmaya baslarmstir. Bu durum es-tetigin, kendi ozel kavram ve sorunlanm daha belirgin bir ~ekilde orlaya koymasi-run onunu acrmsnr.

    FELSEFi ESTETiGiN KONUSU VE SORULARIFelsefenin arasnrma konusu yaptigi ozel sorunlann, felsefenin alt alanlanm olus-turdugunu artik ogrendik. Bu demek oluyor ki felsefi estetigin de kendi ozel soru-Ian ve dolayisryla sorunlan var. Felsefenin, bu ozel sorulan ve sorunlan hangi kav-ramlan arastirma konusu edinerek ortaya cikartngma bakacak olursak su temelkavramlardan soz edebiliriz: Estetik ozne kavramiru temel alan "estetik duygu","estetik deneyim", "estetik tavrr" kavramlan; estetik nesne ve sanat yapui kavrami;"guzel", "yuce", "trajik" ve "komik" gibi kavramlan icine alan estetik deger kavrarruve estetik yarg: kavrann.

    Temel estetik kavramlardan yola cikarak hangi sorulann sorulmus ya da soru-labilir olduguna birkac ornek verelim: Sanat yapm nedir?, Bir sanat yapmm nedenguzel buluruz?, Soz gelimi "Mona Lisa portresi cok guzeldir" derken neyi kastede-riz?, Bir nesnenin guzel oldugu yarglsl nesneyle mi yoksa ozneyle mi ilgili bir ~eybildirir?, Bir insanm begenisini belirleyen nedir?, Giizellik nedir?, Kendiligindenguzel diye bir ~ey var rmdirs, Bir doga manzarasiru guzel olarak degerlendirmeklebir sanat yapitim guzel olarak degerlendirmek arasmda bir fark var rmdu+, Kendi-mi kaptirarak izledigim bir modern dans gosterisi esnasmda yasadigun deneyimi

    F els ef i e st eti gi n e n t er n e lk av ra rn I a n; e st et i k o zn e,e st et i k n e s ne , e st et i k d eg erv e e ste ti k y arg l d l r.

  • 8/3/2019 Felsefe nite 11

    4/28

    244 Fe lse fe

    " Es te ti k t iz ne "; e st et i kd uy gu la r a , e ste ti k d en e yi m e ,e st et i k t av ra , e st et i k h a z zas ah ip o la n k im s e; g G ze llig ind eg er i n i a I gil a ya n d tr.'E ste ti k n e sn e": e ste ti kd en ey i m i n n e sn e s i, e ste ti kt iz ne n in y ii ne ld ig i n e sn e ,g G ze ll ig in t a~ IY lc ls l o la nnesned ir .

    ozel yapan, onu diger deneyim nirlerinden ayrran seyler nelerdir?, Estetik deneyimnedir?, Estetik tavn diger tavrrlardan aYlran unsurlar nelerdir?

    Bu ~ok ~e~itli sorular, felsefi estetigin arastirma alamna isaret eder. Alman fel-sefeci Hegel'e gore, ornegin bugun adma genel olarak estetik ya da sanat felsefe-si dedigimiz alanm admm guzelin bilimi anlamma gelen (Yunanca kallosyani 'gu-zel' kelimesinden ve yine Yunanca logos yani bilim, akil, soz gibi anlamlan icindebanndiran kelimelerden niretilerek) kalliologie olmasi gerekirdi; ~unkii: felsefeninbu ozel alam guzelligin ne oldugunun arastmlmasrydi. Diger taraftan, estetik ve sa-nat felsefesi arasmda bir aynm yaparak estetik nesne olarak sanat yapitlanrun te-mel almarak sanattaki guzelin ne oldugunun arastmldigi varhk alanma sanat felse-fesi-sanat ontolojisi ismini kullanabilir, estetik ile sanat felsefesi alanlanm birbirin-den ayirabiliriz. Ancak bu ozel alanlar temel almarak yapilan bir felsefe tarihi aras-tirmasi, bize sunu da gosterecektir: Guzelligi konu edinen felsefeciler, ornegin do-gadaki guzel ile sanattaki guzeli beraber ele alabilirler. Bununla birlikte sanat fel-sefesinin felsefe tarihi baglammda yapilacak bir arasnrmasi, guzellik uzerine orta-ya anlrms genel kuramlann ozelde sanat alanma da uygulanabildigini gosterecek-tiroBu durum bize estetik ve sanat felsefesinin konularmm birbirleriyle i~ice ge~e-bilecek sekilde de ele almabilmesinin olanakh oldugunu gosterir. Biz de 'felsefi es-tetik' terimini gerek estetigin gerekse sanat felsefesinin arastirdigr konulan icinealacak sekilde kullanacagiz. Boylece felsefi estetik, Hegel'in guzelin bilimi anlayi-~ml da sanat felsefesi alamna giren kavramlan da ve hatta daha fazlasmi da elealan daha genis bir terim olarak kullarulacaktir. Gunurmizde post-modern felsefeadi verilen felsefenin onernli bir kisrrurun, aslmda modern sanatm ruhundan dog-duguna dair genel bir kam vardrr. Benzer sekilde, gunumuzde sanat adr altmda ya-pilan pek ~ok ~ah~maya bakngmnzda, bu ~ah~malarm yakm donernde ortaya ko-nan felsefi goruslerden beslendiklerini gorebiliyoruz. Ornegin yakm donem felse-fecilerinden Jacques Derrida'nm yapibozum felsefesinden etkilenerek tasanm adraltmda ortaya konan ~ah~malarm yapildigiru soyleyebiliriz. Diger taraftan, 20. yuz-yil felsefecilerinden Merleau-Ponty'nin resim sanatmdan yararlanarak bir algi felse-fesi yapml~ oldugunu biliyoruz. Tum bunlar bize, sanat ile felsefenin birbirlerinibesleyebildikleri durumlarm yaratilabildigini gosterrnektedir. Dogal olarak bura-dan estetik degerlere dair, sanat yapmrnn ne olduguna dair, felsefenin acihmlannadair yeni tarnsrnalar cikrmsnr. Bu tarnsmalar da yine felsefi estetigim konu edinebil-digi tartismalar olarak ele almacaknr. Boylelikle felsefi estetik, sanat yapiti ve sanatyapmrnn algilanmasiru temel alan; sanat olmamakla beraber estetik degerlendir-meye elverisli olan nesneleri ve fenomenleri felsefi olarak irdeleyen ve sanat ilefelsefenin bulustugu noktalarm sanat yapmna ve estetik degerlendirmeye getirdigiacihmlan ele alan alandir.ESTETiK OZNE, ESTETiK NESNE (SANAT YAPITI)Estetik ozne, estetik duygulara, estetik deneyime, estetik tavra, estetik hazza sahipolan kimseye, guzelligin degerini algilayana, estetik nesne ise estetik deneyiminnesnesine, estetik oznenin yoneldigi nesneye, guzelligin tasryicisr olan nesneyeverilen addir, Sanatci, kendi eserini yaratirken bir estetik ozne olarak adlandml-maz; ~unkii: sanatci eserini yaratirken estetik degil sanatsal duygulara, sanatsal birtavra sahiptir ve dolayisryla yasadigi deneyim de estetik degil sanatsal bir deneyim-dir. 0, estetik ozne degil sanatcidir. Bir sanatcmm estetik ozne olabilmesi icin ya-ratrm siireci yerine estetik seyir icerisinde olmasi gerekir. Aym sekilde sanatcmmyaratim siireci sonunda ortaya ~lkardlgl urun de sanatci icin her seyden once bir

  • 8/3/2019 Felsefe nite 11

    5/28

    On i te 11 - F e l se fi E s te ti k 2 4 5

    sanat yapztuirr. Eger bir estetik oznenin yoneldigi nesne bir sanat yaprti ise bu sa-nat yapmrn estetik nesne olarak degerlendirebiliriz. Sanatci ve sanat yapiti kavram-lannm bir arada anlamh olmalan gibi estetik ozne ve estetik nesne kavramlan dabirbirini gerektiren, bir arada anlamh olan kavramlardrr.

    Oznelci ve Nesnelci KuramlarBir nesneyi estetik yapan ~ey nedir? Bu soruya verilen yamtlar, genel olarak ikifarkh gorii~ii dogurmustur: Oznelci kuramlar ve nesnelci kuramlar. Oznelci ku-ramlar, estetik ozne kavrarruru temel alarak bir nesneyi estetik acidan degerli kila-run, onu estetik bir nesne yapan seyin, kendi icsel ozellikleri degil estetik ozne ileolan ilgisi oldugunu savlarlar. Ornegin herhangi bir nesnenin guzel oldugunu soy-luyorsam bunun nedeni, 0nesnenin kendisinin guzel olmasi degil benim 0nesne-yi guzel bulmamdrr. Dolayisryla oznelci goruslere gore guzellik ve genel olarak es-tetik betimlemeler, estetik ozneden kaynaklamr. Estetik ozellikler, soz gelimi birnesnenin yuvarlak ya da kare sekline sahip olmasi, cizgili ya da desenli olmasi gi-bi ozelliklerden olamaz. Bu sonuncular nesnenin nesnel ozellikleri iken estetikozellikler kisiden kisiye degisebilen, yani oznel ozelliklerdir. Oznelci kuramlarda-ki en temel sikmti sudur: Tarnsmaya yer vermezler. Felsefi bir arastirma alam ice-risinde belirli kavramlarm yer edinebilmeleri icin karsihkh tarnsmaya elverisli du-rumlarm yarattlmalan gerekir. Oysa oznelci goruslerde karsihkh tarnsilacak olankonu ne olacaknrr Ornegin X sahsmm bir sanat eserini guzel bulmasi ve Y sahsr-run aym sanat eserini guzel bulmamasi sonucu X ve Y'nin tartisacagr ~ey ne ola-caktrr? X "Bu sanat eseri bana gore guzel'' diyecek, Y ise "Bu sanat eseri bana go-re guzel degil" diyecek ve her ikisi bu gorusleri uzerinde tartismaya gerek bileduymayacaklardir. Bu anlamda oznelci goruslerin genellikle sorunlan goz ardi et-tigi ve dolayisryla basite indirgedigi yonunde bir elestiri vardrr. Oznelci goruslereyoneltilen bir baska elestiri de bu goruslerin kisisel yargilarla estetik yargilan bir-birinden ayirrnadiklandir. "Bu sanat eseri bana gore guzel" ya da "Bu sanat eseri-ni begendim'' yargilan, kisisel yargilardir. Bir kimsenin bir nesneyi begenmesi ilebu nesnenin estetik acidan degerlendirilmesi ayn seylerdir. Buna gore "Bu sanateserini begenmedim, ancak estetik acidan iyi oldugunu dusunuyorurn'' yarglsl an-lamh olabilir.

    Nesnelci kuramlar ise estetik nesne kavrarruru temel alarak bir nesneyi estetikacidan degerli kilarun, onu estetik nesne yapan seyin nesnenin kendi ozellikleri 01-dugunu savlarlar. Burada soracagurnz sorular sunlardrr: "Eger bir estetik nesneyiestetik yapan, bu nesnenin ozellikleri ise bu ozellikler nelerdir?", "Herhangi birnesnenin genel ozelliklerini dii~iindiigiimiizde guzelligi diger ozelliklerle aym ka-tegoriye koyabilir miyiz?", "Giizellik bir ozellik midir?" Herhangi bir nesnenin birrenginin olmasi, yurnusak ya da sert olmasi, bir seklinin olmasi gibi genel ozellik-lerini dusundugumuzde bu ozelliklerin hepsinin duyumsanabilir, algilanabilir,gozlemlenebilir olduklanru soyleyebiliriz. Peki guzellik de boyle bir ozellik midir?Bir nesnenin ozelliklerinin bir listesini yapacak olsak ve bu listeye 'guzel' diye birozellik eklesek bu ozelligi digerleri gibi nasil algrlayabilecegizr Bu sorulara verile-cek yamtlardan biri guzelligin aslmda algtlanabilir ozelliklerinin oldugudur. Orne-gin parlakhk, canhhk, puruzsuzluk, safhk gibi ozelliklerin bir nesnede bulunduguyogunluk derecesine gore, 0nesnenin guzel oldugunu soyleyebiliriz. Ne var ki buozelliklerin listesini her sanat eseri ve genel olarak estetik nesne icin ayn ayn yap-mak durumunda kalmz, Kabul etmek gerekir ki bir resmin guzelligi ile bir heyke-lin guzelligi, bir fotografin ve bir filmin guzelligi baska baska listeler gerektirecek-

    O zn el~ i k ura m a g ore , b irn e sn e yi e ste ti k a ~ Id a nd e ge rl i k ll a n , o nu e ste ti k b i rn e sn e y ap a n ~ ey n esn e ni nk en d i i ~ se l iiz elli k l e ri d eg ile st et ik o zn e i le o la n i lg is id ir .

    N es ne l~ i k ura ma g ore b irn e sn e yi e ste ti k a ~ Id a nd e ge rl i k ll a n , o nu e ste ti kn e sn e y ap a n ~ ey n esn e ni nk en d i o ze ll i k l e ri d i r .

  • 8/3/2019 Felsefe nite 11

    6/28

    2 4 6 Fel sefe

    tiro Ostelik bu ozellikleri sabitlestirrnenin olanagi da pek yok gibidir. Ornegin birresim sirf sornik renkler kullanrms diye ya da bir insan heykelinde oranti normalbir insana gore tasarlanmarms diye bunlarm guzel olmadigi soylenemez. Ve ayncabu listeler neye gore olusturulacaknrr Ornegin sanat otoritelerinin bir araya gele-rek bu listeleri olusturmasi, soz konusu ozelliklerin nesnelere ait ozellikler oldugu-nu gosterecek midir? Ve aynca sanat otoritelerinin goru~unu guvenilir bulmak icingerekcelerimiz var rrudirf Neyin guzel oldugunu, neyin guzel olmadigmi bize sa-nat otoriteleri mi soyleyecektirr Boyle bir goru~un sagduyuyla cok da bagdasir birtarafi yoktur; \;unku herkes kendi begenisini sonuna kadar savunur.

    Diger taraftan, nesnelciligi savunan bir kimse her ozelligin algtlanabilir, duyum-sanabilir bir ozellik olmasi gerektigi goru~une karst cikarak guzelligin algilanamaz,ancak zihnimizce sezilebilir bir ozellik oldugunu savlayabilir. Bu durumda guzel-lik, ozellikler listesinde yer alan ancak farkh bir kategoride -sezilebilir olanlar ka-tegorisinde- yer alan bir ozellik olur. Ne var ki buradaki sorun, sezgilerimizin herzaman icin tartismaya acik olacagi ve bu tartismayr sonlandirmanm yolunun olma-masidir. Aym nesnenin renk veya sekil gibi ozellikleri konusunda tarnsan iki kisi-nin, tarnsmayi sona erdirmek icin basvurabilecekleri bir yol vardir: Deney. Peki ay-ru nesnenin guzelligi konusunda tarnsan ve guzelligin zihin tarafmdan sezilebilirbir ozellik oldugu gorusunde olan iki kisi, deneye basvurarnayacagma gore tarns-maYI ne sekilde sonlandiracaklardir?Estetik Tavir, Estetik Deneyim ve Estetik Nesne OlarakSanat YapltlSanatm, sanat yapitimn ne oldugunu sordugumuzda acaba dusunmeye neredenbaslayabilirizi Belki akla ilk gelen doga ile karsithgr icerisinde ele alarak sanatminsan urunii oldugundan yola \;tkmaktrr. Insarun eliyle yarattigr her nesneyi sanatolarak gorebiliriz. Ancak boylesi bir tannnlama, anlasilacagr uzere, oldukca genisbir tannnlama olacaktir. Soz gelimi bir elektrik diregi de insan yapunidir, ancakonu sanat yapm olarak gormeyiz, Demek ki insan yaplllli olmamn yam sira sanatyapm olarak gordugurnuz nesneye olan bakisurnzi, tavnrrnzi, elektrik diregi gibisanat yapm saymadigmnz nesnelere olan bakisurnzdan, tavnrmzdan ayirt etmemizgerekiyor. Estetik tavn dunyayi estetik olmayan bakis acisryla algilamaktan ayirteden en onernli bir unsur, pratik tavrrdir. Dunyaya estetik bir gozle baknguruzdanesnelerin kullarnm alanlan, islevleri bizirn icin birincil sirada yer almaz. Orneginbir sandalyeye pratik bir tavirla bakngmnzda onun uzerinde oturulabilir bir nesneolmasryla ilgileniyorsak bu tavnrruz ve bu tavirdan yola cikarak yasadigmnz dene-yim estetik bir tavir ve deneyim olamaz. Bir sandalyeyi, bir doga manzarasiru es-tetik bir bakis acisryla gormek, bakngmnz nesnenin her turhi arnacr bir kenara ko-narak kendisi icin bakilmasirn gerektirir. Baktigun sandalyeyi, izledigim manzara-yl "algilamak adma algilryorsam'', yasadigim deneyim estetik bir deneyim olabilir.Buradaki bir sorun, "algilamak adma algilamak" diye bir seyin gercekten olanakholup olmadigrdir. Eger bir nesneyi estetik tavirla seyrediyorsam bu aslmda zevk al-digun icindir. Zevk almryor olsam 0nesneyi izlemeye buyuk olasihkla devam et-memo Bu durumda dunyaya estetik bir gozle bakmak, "algilamak adma algilamak"degil zevk almak adma algilamak olur. Yine de bu sorunun ortaya konmasi bilebize, estetik olan hakkmda onemli bir farki gostermektedir. Estetik tavn diger ta-virlardan ayrran bir baska unsur da onun bilissel olmamasidir. Ornegin sanat tari-hi ogrencilerinin derste gordukleri resim slaytlarmdan soma bu resimlerin yer al-dlgl bir muzeye giderek derste ogrenmi~ olduklanru orada uygulamalan, estetik

  • 8/3/2019 Felsefe nite 11

    7/28

    On i te 11 - F e l se fi E s te ti k 2 4 7tavrrla ne derece bagdasabilirr Bu ornekteki ogrencilerin tavri, estetik olmaktan zi-yade bilisseldir, bilmeyle ilintilidir. Estetik bakis acistru farkh kilan bir baska un-sur, estetikci Monroe Beardsley'in dikkatimizi cektigi fiziksel nesne-gorungusel(fenomenal) nesne aynrmdir. Buna gore estetik dikkat, her zaman icin gorunguselnesneye yonelmistir. Ornegin bir resim, boya olmaksizm ortaya cikamaz. Tuvalebakngumzda fiziksel nesne olarak boya ordadir. Ancak resim, bu boya degil bo-yanm bir araya getirdigi renklerdir. Baska bir deyisle gorungusel resimdir (Beard-sley, 1958). Demek ki estetik tavrm ortaya cikmasr icin nesneyi fiziksel ozellikleri-nin ustunde algilamak gerekir. Buradaki sorun da roman, siir gibi edebi yapitlarlailgili olarak bu aynml nasil yapacagumzdir. Bir siiri siir yapan, 0siirde gordugurnkelimeler degil bu kelirnelerin bir araya geldiklerinde olusan seydir yani anlamdrr.Her ne kadar okurlann zihinlerinde bazi imgeler canlanabilse de bunun her ede-bi metin icin ya da her okur icin gecerli oldugunu soylemek pek olanakh gozuk-memektedir. Estetik tavn yine diger tavrrlardan ayirabilecek bir unsur, kisisel 01-mayisnr. Estetik nesnenin yerine kisisel durumlann merkeze kondugu bir tavir, es-tetik olmayan bir tavirdir. Bir manzarayi seyrederken bu manzararun ashnda tamda evirnin orninde gormek istedigim bir goruntu oldugunu hayal etmem ya da birtiyatro oyununa gittigimde dikkatimi oyunun kendisine vermek yerine oyunlakendi yasannlanm arasmda ne kadar buyuk benzerlikler oldugunu dusunmem es-tetik bir tavir olarak degerlendirilemez. Tabi buradaki sorun da kisiselligin tamolarak nerede baslayip bittigidir. Kisisel olanla kisisel olmayam net olarak birbirin-den ayirabilir miyiz?

    Sanatm, sanat yapitmm ne oldugunu sormus ve insarnn yarattigr her ~eyi sanatolarak nitelendiremeyecegimizi soylemistik. Ilginctir ki eski uygarhklann kendi za-manlannda yaratmis olduklan vazo, testi gibi bazi nesneler onlan yaratanlarm ni-yetlerinden bagimsiz olarak bugun miizelerde sanat adi altmda sergileniyor. Ya dayine zamanmda yalmzca dint amacla yapilmis yapilara da sanat gozuyle bakiyoruz,Demek ki yaraticismm amacmdan ayn olarak bir yaran, sanat olarak kabul gorebi-liyor. Farkh arnaclarla yapilrnis olan bu nesnelere estetik bir gozle bakabiliyoruz.Belki de bu durum bize sanat otoriteleri ve gecrnis kusaklann daha sonra gelenkusaklara nesnelere estetik bir gozle bakmayi ogrettiklerini gosteriyor olabilir. Bas-ka bir deyisle estetik begeninin, estetik tavnn, estetik deneyim ya~amanm toplumve daha genis olarak da insanhk tarafmdan ogretildigini savlayabiliriz. Kuskusuzogrenmenirl sadece sanat konusunda degil pek cok konuda bireyler uzerindekionerninden bahsedebiliriz. Ancak ogrenmenirl etkileri ile yarattiguruz bu seylerinne olduklan uzerine dusunmemiz yine de ayn seylerdir. Her seyi ogrenmeye in-dirgeyen acrklamalar, soz konusu arastirma alanlannm bir anlamda icini bosaltir-lar. Oysa insan bir seyin ne oldugunu, ogrenme olgusundan bagunsiz olarak daele alabilir ve kuskusuz felsefi arastirmalar bu sekilde yapilan arastirrnalardir.

    "Bir Sanat Yapitim Tammlama Meselesi" (The Task of Defining a Work of Art)adh makalesinde Paul Ziff, sanat yapmmn felsefi arastirmasma girisrnistir (1968).Sanatm ne oldugunu belirlemenin cok sorunlu oldugu kabuluyle makaleye basla-yan Ziff, bir seyin, ornegin bir resmin, sanat yapm olarak kabul edilmesini belirle-menin yerine bir nesnenin sanat yapm oldugunu soyledigimizde bu soyledigimiz-den ne anlasilryor olabilecegini belirlemeye cahsrrustir. Sanat yapmm gerekli veyeterli kosullar yoluyla tarnmlamak yerine belirli bir ozellikler kurnesinin alt kume-lerini bulma yoluyla tammlamaya ~ah~ml~tlr. Buna gore sanat yapm olarak kabulettigimiz tipik 6rneklerden yola ~lkarak bu omeklerin ozelliklerini belirleyebilir vebir sanat yapmrn belirlerken soz konusu nesnenin ozelliklerinin tipik ornege olan

    Sanat rn ne o l dugunun n iha ibi r t a rumrru v ere me se k d eb i r ~ eyi n sa n at ya P ltl0 1 d u g u n u s iiy l e d i g i m i zd eb u nu n la n e s ii yl em e ye~ a ll ~ tl gl m IZI b e l i r l e y eb i I i r iz .

  • 8/3/2019 Felsefe nite 11

    8/28

    2 4 8 F e l s e f e

    "G G z e l" in t e k t e k s an atyap i t l an y a d a d og ad ak in e sn e le rd e ki g ii r G n G ~ le r iy er i n e k en d i b a ~Ina b i r t i i z0 1a r a k d G ~ G n G 1m e s i,m e ta fiz i k g G z el1 i k 0 1a ra kt a r u r n 1 a n i r .

    benzerliklerine gore karar verebiliriz. Ziff, tipik ornek icin Pransiz ressam Pous-sin'in bir resmini secrnistir. Buna gore bu resim soyle tasvir edilebilir: Her seydenonce bir resimdir, yapilmis bir nesnedir ve hatta bilincli olarak ve belirli bir teknikve ozenle yapilrmsur. Ressam bu resmi insanlarm gorebilecegi ve seyredebilecegibir yere konmasi amacryla yaprmsnr, gercekten de bu resim insanlarm gorebilece-gi bir yere, rnuzeye konmus ve boylelikle insanlar bu resimdeki renk ve l~tk oyu-nunu, renk tonlannm kontrastlanm, ahenksizligini, uyumunu seyredebilmis, res-min konusuna, resmedilen sahneye, bicimlerin duygusalhgma yonelebilmislerdir.Bu resim, belirli bir konusu olan temsili bir resimdir. Resmin ozenerek hazirlanrmsve karmasik bir bicimsel yaplsl vardir ve son olarak da bu resim iyi bir resimdir ya-ni seyretmeye, tizerinde dusunmeye, gozlemlerneye deger bir resimdir. Ziff'e goreeger bir kimse "sanat yapm" ifadesinin farkh kullammlanm tasvir etmek istiyorsayapacagi ~ey, siirde tipik ornek sayilabilecek bir yapm, romanda tipik ornek saYI-labilecek bir yapin eve diger sanat alanlarmdaki tipik ornekleri) secerek her biriicin ozellikler kiimesini belirlemek olacaknr. Bu kurnenin alt kurnesini olusturabi-lecek herhangi bir nesne, bu durumda sanat yapin olacaktir. Buradaki sorun,Ziff'in de vurguladigi gibi, sanatm degisebilir bir yaplsmm olmasidir. Bugun sanatolarak kabul etrneyecegimiz bir nesne, farkh ozelliklerinden dolayi sanat olarakkabul edilebilir. Bu sebeple sanan tammlama cabarmz da devam edecek bir cabaolacaktrr. Baska bir deyisle yeni ve farkh yapitlar yaratildikca, sanatm toplum ice-risindeki yeri degistikce sanat tammlamarmzr da gozden gecirmemiz gerekecektir.Paul Ziff'i yukanda anlatttgtm1z "tipik ornek" d~iincesine gotiiren uslamlamanm nasrl biruslamlama oldugu iizerine dii~iiniiniiz.ESTETiK DEGER"Etik" unitesinde, ahlakm "iyi" ve "koni" gibi degerleri arastirdigim soylernistik.Felsefi estetik de nesnelere yukledigimiz "guzel", "zarif", "yuce", "kornik", "trajik"gibi degerleri arastmr. Ornegin yuce, genel olarak askin buyukhige, baska hicbirseyle karsilastmlamaz biiyiikliige, kavrama gucurnuzu asan bir ~eye karsihk olarakkullarnlan kavrarndrr ve genel olarak dogada gerceklesen deprem, sel, gok gurul-tusu gibi olaylara yiiklenebilen bir kavrarndir. Trajik ve komik degerleri, zorunluolmamakla birlikte, genelde sanat yapitlanna ozellikle de edebi metinlere yukledi-gimiz estetik degerlerdir. Zarif ise yucenin aksine, genelde kuciik olan seyler icinkullarnlan bir estetik degerdir. Biz uniternizin bu kismmda genel olarak estetik de-ger tizerinde ve ozel olarak da estetikcileri en cok mesgul etmis olan guzel kavra-rru tizerinde duracagiz.

    Metafizik Guzellik"Guzel" kavrarm, bir estetik deger olarak Antik Yunan'da ve daha sonra ozellikle19. yuzyihn baslannda Alman felsefeci Hegel tarafmdan metaJizik guzellik anlayi-~lolarak ele almrmstir. Bu bohimde metafizik guzellik hakkmda iyi bir fikir olus-turmasi acrsmdan Platon'un fikirlerine detayh bir yer ayiracagiz. Hegel'in metafizikguzellik gorii~iine ise tinitenin "Sanat ve Felsefe" kisrrunda farkh bir baglamda yerverecegiz,

    MetaJizik guzellik, 'guzel'in tek tek sanat eserlerindeki ya da dogadaki nesne-lerdeki gorunusleri yerine kendi basma bir toz olarak dusunulmesidir. "Guzelliknedir?" sorusunu soran ilk felsefeci Platon'a gore guzellik; ontolojik bir varhk, birtozdur. Guzellik, tek tek nesnelerde kendisini gosterebilir, ancak bu bize 'guzel'in

  • 8/3/2019 Felsefe nite 11

    9/28

    O n i te 1 1 - F e l se f i E s te t i k 2 4 9kendisini vermez. 'Guzel'in kendisi "mutlak guzellik'ttir, oz guzelligidir. Platonya~ammm farkh donemlerinde, farkh guzellik anlayislan ortaya koyrnus ve bufarkhhklar ~ogunlukla Sokrates'in bas karakter oldugu diyaloglannda kendisinigosterrnistir .

    Platon genclik doneminin diyaloglanndan olan Buyuk Hippias diyologunda,guzelligi bir kavram olarak belirlemeye ~ah~rr: Kavramsal olarak "Guzellik nedir?","Giizellik nasil tammlanabilir?" Bu donerninde Platon, hocasi Sokrates'in oldukcaetkisi altmda kalrms oldugu icin bu donern diyaloglan karsihkh sorgulamayi, kav-ramlarm belirlenmesi uzerinden yapar. Aslmda ~ogu diyalog, sonucsuz kalmakta-dir. Sokrates'in baskalanyla birlikte giristigi "Guzel nedir?", "Cesaret nedir?", "Er-dem nedir?" gibi kavramlan tammlama cabalan, bir tamm vererek bitmez. Ne varki "Felsefe Nedir?" tinitesinde soyledigimiz gibi Sokrates'in sorgulama ve arastirma-lannm hedefi, onemli birtakim kavramlann nihai tammlanna ulasip dusunsel i~ibi-tirip rahatlamak degildir, Sorgulamalarm kendisinde bir deger vardir, Bu sebepleBuyuk Hippias diyologu, guzelligin ne oldugu konusunda bir tamm veremese debazi aynmlan ilk defa yaplyor olmasi adma onemli bir diyalogdur. Bu diyalogdayapilan onemli bir aynm, tek tek guzel olan seylerle kendiliginden guzel olan ara-smda yapilan aynmdir (Tunali, 2004, s. 30). Kavramsal tartismayr yonlendiren deiste bu aynmdir. Tek tek guzel olan seyler, gelip gecici ve gorecelidir. Oysaki ken-diliginden guzel olan, bize guzel tiirnelini (genel kavramiru) yani tikellere kimlikkazandiracak olam gosterir, Sokrates soyle der: "Benim sorum; guzelin ne oldugu-na, onun kavramma, bunin tek tek guzel seylerin gfizelliklerini, ona katilmakla al-diklan ~eye yoneliktir" (Buyuk Hippias, 289, aktaran: Tunali, 2004, s. 27). Hippi-as'm guzelin ne oldugu ile ilgili verdigi tum yamtlardaki eksiklikleri gosteren Sok-rates'in "Guzel gu~ur" demesiyle Platon'un bu diyalogu sonlamr. Sokrates'in eksikbuldugu ve guzelin kendisini tammlamadzgmz gosterdigi yamtlar sunlardir: "Gii-zel bir kiz, gercek bir guzelliktir"; "Her ~eyi guzellestiren altmdir"; guzel "uygun-luktur"; guzel "kullarush" ve "faydah'' olandir; guzel "haz veren ~ey"dir (Tunali, 2004,s.27-30).

    "Kendiliginden guzel olan"m sorgulanmasi, guzelin ontolojik bir varhk olarakortaya konmasi, Platon'un $6len adh diyalogunda da devam eder. Bu diyalogdaPlaton, mutlak guzelligin (guzelin bilgisinin) kavranmasma giden yolda bir tur gu-zellikler hiyerarsisinden soz eder: lnsan oncelikle tek tek "guzel bedenler"i tamya-cak, daha soma "can guzelligi'tni beden guzelliginden ustun gorerek guzelligi "ya-~ayl~,davrarns yollannda gorecek, hepsindeki guzelligin aslmda hep aym guzellikoldugunu fark edecek", bunu fark ettigi zaman "bilimlerdeki guzelligi" gorrneyebaslayarak daha genis bir guzele erecek ve "guzel bilgilere" varacak ve en son ola-rak da bir tek bilgiye varacak ki bu bilgi de Platon'a gore, "0 tek basma var olansalt guzellige varmaktan, asil guzelin ozurni tammaktan baska bir ~ey degildir'' ($6-len, 2I0a-211d). lste tek tek guzel olanlar bu tek basma var olan salt guzellikten,guzelin ozunden dogduklan icin guzeldir. 6z guzelligi, aym zamanda tum formlardunyasiru aydmlatan hakiki varhktir. Bu nedenle insan, bir kez bu "tann guzelligi-ni" gordu mii hakiki varhgm duyusal dunyadaki gorunusleri yerine "gercegin takendisine baglanmis" demektir ($6Ien, 2I2a).

    Platon yashhk donerninde Pythagoras felsefesinin etkisi altma girerek guzelligibir uyum ve orantr meselesi olarak gorrneye baslar ve guzellik boylece metafizikkarakterinden ~lkarak matematiksel-geometrik bir karaktere burunur. Tum evrenisayilar arasmdaki orantryla aciklayan Pythagorascilar gibi Platon da formlar dunya-smdaki uyumu temel ahr ve bicimlerdeki dogru orantmm, bize guzel olam verdi-

  • 8/3/2019 Felsefe nite 11

    10/28

    2 5 0 F e l s e f e

    Y a ns nn a ei k u ra m , s an a tih a y at m a y n a S I , h ay a t m b i ryans rmas i o la ra k e le a la nku r am d r r .

    gini dile getirir. Formlar kendi baslanna guzeldir, bicimsel guzellik goreceli bir gu-zelligi degil O Z guzelligini yansinr. Ornegin dortgenler ve cemberler gibi geomet-rik sekiller, ideal olarak dogru orantryi verdikleri icin ozleri geregi guzeldir. lsrna-ilTunah'run belirtrnis oldugu gibi, Platon'un bu du~uncelerinin ~aglffilz icin onern-senecek bir tarafi vardir. Gerek canh varhklan gerekse sanat eserlerini "guzel kilanilke, icerikleri degilformlarldlr" ve bu formlar dortgenler ya da cemberlerdir. Bugorii:~,modern sanat anlayismda hakim olan goruslerden biri olan bicimsel guzel-lik anlayisiru yansinr (Tunali, 2004, s. 60),Yansitmaci KuramSanati hayatm aynasl, hayatm bir yanslffiasl olarak ele alan kuram, yansitmaci ku-ram olarak bilinir. Sanatm en onernli islevi, gercegi yansnmasidir. Bu kuram 'ger-cek' kavrammi, "verili olan" ya da "ideal olan" anlammda kullarur. Buna gore sa-nat, dogayi, insanlan, genel olarak ya~aml yansitir. Sanatm yanslffia oldugunu onesuren ilk felsefeci yine Platon'dur. Devlet adh eserinde Platon, sanat meselesi uze-rinde uzunca tarnsrr. Onun yansitma kurarm, olumsuz bir anlam icerir. Bu olum-suzlugu dile getiren en unhi sozleri sunlardrr: "Istersen bir ayna al eline, dort biryana tut, Bir anda yaptm gitti gunesi, yildizlan, dunyayi, kendini, evin bunin e~ya-smi, bitkileri, bunin canh varhklan. -Evet, gorunurde varhklar yaratmis olurum,ama hicbir gercekligi olmaz bunlann" (Devlet, 596e), Anlasildigr uzere sanatm ger-~eklikle olan ilgisi olumsuz bir sekilde kurulur. Sanat bizi gerceklikten uzaklasn-ran bir etkinliktir; ~unku sanat eseri, gercekligi u~uncii: elden yansinr. Duyusaldunyanm nesneleri, formlarm birer kopyalan olduklan gibi sanat eserleri de buduyusal nesnelerin kopyalan, taklitleridir. Demek ki Platon, sanatr bir bilgi mese-lesi olarak ele alir ve bu etkinligin bizi epistemeUen uzaklastirdigim savlayarak sa-nat guzelligine ve sanatcrya olumsuz bir anlam yukler.

    Genel olarak bakngnrnzda Aristoteles'in guzellik ve sanat meselelerinde, mime-sis (oykunme, taklit) kurarru hakimdir. Bu kurama gore sanat, dogayi model alarakgerceklestirilen bir etkinliktir; sanatm yoneldigi nesne dogadir. Sanat yapnlan kar-sismda yasadigurnz deneyimler, bize insanlann "taklit uriinleri'tnden hoslandiklan-m karutlar. Resim sanatmdan ornek veren Aristoteles, resme bakan kisinin 0res-min neyin taklidi oldugunu daha onceden gormesi durumunda 0resimden hazalacagim, aksi durumda ise 0resimden hoslanmayacagmi soyler (Poetika, IV, 2),Diger taraftan Aristoteles'e gore sanat, yalmzca taklit degildir. Sanat dogayi (ger-~ekligi) idealize ederek de yansitabilir. Nitekim Aristoteles soyle der: "Gercekliktehoslanmayarak bakngmnz bir nesne ozellikle tamamlanrms bir resim haline geldi-ginde, bu kez ona hoslanarak bakanz; ornegin tiksinti uyandiran hayvanlann vecesetlerin resimlerinde oldugu gibi" (Poetika, IV, 1), "Sanattaki guzel'', bu ornek-ten de anladigumz gibi, dogayi idealize ettigi icin "dogadaki guzel'tden ustun tutu-lur. Mimesis kurarm, sanatcryi merkeze alan bir kuramdir. Diger taraftan Aristote-les Poetika'da ozellikle tizerinde durdugu tragedya sananm temel alarak sanatciy-la birlikte izleyici acismdan da bir gorii:~ gelistirmistir. Bu gorii:~ katharsis kavra-mryla ortaya konur. Buna gore "tragedyanm odevi, uyandirdigr acuna ve korkuduygulanyla ruhu tutkulardan ternizlernektir." KatharsiSin ortaya cikmasim sagla-yan olgu, "ozdeslesim", yani duygu temeli uzerinde yasanti birligidir. Kahramanlaozdeslesen seyirci, onun icine du~iligu ruhsal cansrnalan ya~ar. Tragedya, ahlaksalbakundan "aglr bash" eylemleri taklit eder ve bu taklitleri guzel bir dille ifade eder;tragedyalarm "sanatca guzellestirilmis bir dili vardir" (Poetika, VI, 2), Simdi bura-dan da ~unu anlayabiliyoruz. Sanat (tragedya), estetik bir deger oldugu kadar ah-

  • 8/3/2019 Felsefe nite 11

    11/28

    On i te 11 - F e l se fi E s te ti k 2 5 1

    laki de bir deger olarak ele almryor. Sanatm ruhu tutkulardan temizlemek gibionernli bir islevi de var. Dolayisryla estetik deger olarak guzel, aym zamanda bize"iyi"yi, ahlaki degeri de veriyor. Genel olarak Antik Yunan'da hakim olan anlayis,guzel olan ile iyi olarun bir ve aym seyler olduklandrr ve hatta bu ikisinin birlikte-ligini ifade eden ozel bir terim kullanrmslardir: Kalokagatbia (kalos: guzel, agat-bos: iyi). Bu, bize etik degerlerle estetik degerlerin Antik Yunan'da birbirinden ke-sin ~izgilerle aynlmamis oldugunu gosterir,

    Yansitmacr kuram Ronesans donerninde de oldukca etkili olmus, sanatcilaragirhkh olarak ideal olaru yansnrmslardir. 19. ve 20. yuzyilda "Marxist Estetik" ola-rak bilinen kuram da temelde yansitmaci bir kurarndir. Marx ve Engels'in baslat-ml~ oldugu, sonrasmda da Benjamin, Adorno, Lukacs, Marcuse gibi Neo-Marxist-lerin benimsemis oldugu Marxist estetik, en genel olarak ifade edilirse sanat eserive ekonomik yapl arasmdaki iliskiyi arasnran estetik kuramdrr. Marxizm, toplumualt yapl ve ust yapl kavramlan arasmdaki iliskiyle aciklar. Ekonomik yapl, alt yapl-yl olusturur; sanat ise bir ust yapidir. Alt yapl ust yaplyl her zaman belirledigi icinbir toplumun ekonomik yaplsl aym toplumun sanatiru belirler ve dolayisryla sanatyapnlan toplumsal gercekligi, bir toplumdaki egemen sirufm ideolojisini yansuir.Bu nedenle Marxist estetik, sanatm farkh sosyal siruflar ve ideolojilerle olan iliski-sini irdelemeye ~ah~arak estetik gerfekligi ortaya ~lkanr. Belirli nesnelerin ve feno-menlerin toplumsal olarak tasarlanma bicimlerinin, estetik gerfeklik denilen ger-~ekligi olusturdugunu savlar. Buna gore aslmda estetik deger dedigimiz degerlerde insanlann (toplumun) belirli nesne ve fenomenlere yukledigi anlam cercevesin-de ortaya ~lkan degerlerdir.

    Dogada Gi.izel ve Sanatta Gi.izell Tinsel ifade BiCiimiltalyan estetikci ve tarih felsefecisi Benedotte Croce (1866-1952), "rnistik ve askin"bir "salt guzellik" (rnetafizik guzellik) anlayisma karst ~lkarak guzelligi "tinsel ifa-de bicimi" olarak ele alir (Croce, 1983, s. 193). Tin, doganm karsrsinda yer ahr veguzel degeri, bir deger olmasryla her zaman icin tinsel alanda anlamhdir. Bu bag-lamda "dogada guzel'' olarn belirlemeye cahsngumzda doganm bir doga verisi ola-rak degil tinsel ifade bicimi olarak guzel oldugunu anlarnarruz gerekir. Croce soy-le der:

    Dogal objelerden estetik bir zevk alabilmek icin, dogal objeyi dJ~ve tarihi realitesin-den soyutlamali, yaltn. gr5runu~ vegr5rUntuyu varlJktan ayirmaltdtr; baszmszi bacak-lanmizir: arasina altp baktJgJmJz ue gundelik ilgilerimizin koptugu ve bozuldugubir manzara, fantastik bir oyun gibi gr5rUnur; doga, yalnts: ona sanatci gr5zu ile ba-kanlar iyin guzeldir; zoologlar, botanikyiler bicbir guzel hayvan ve yiyek bilmezler;dogal gtize] ke~jedilir (Croce, 1983, s. 204).Croce dogarnn yalmzca ona "sanatci gozu ile bakanlar" icin guzel oldugunu

    soyler. Buna gore doga, bilim insanlannm inceledigi ve elde ettikleri verilerden yo-la ~lkarak yaptiklan bilimsel arastirmarun nesnesi olmaktan ~lkar ve tinsel bir et-kinlige donusur, Bilim insanlarmm ifadelerinde tinsel anlamsndalei ifadeyi eksikbulan Croce, guzel ve ~irkirl olanm bu tinsel anlammdaki ifadede ortaya ~lktlgmlsavlar. Buradan yola ~lkarak "dogada guzel'' olanla "sanatta guzel" olamfizik gu-zel olarak belirleyen Croce, "estetik yaratma" adiru verdigi "eksiksiz" sureci dortbasamak halinde tasarlar: "a) Izlenimler, b) Ifade veya estetik tinsel sentez, c) He-donist eslik veya guzelden alman haz, d) Estetik olgunun fizik fenomenlere akta-

    A nti k Y u n a n ' d a e ste ti k v ee ti k d e ge r le r b i rb i ri n de nk es i n ~ iz gi I er l e a Yri l m a m I~,g iize l o lan ile iy i o lan b irtu tu I m u ~ tu r.

    C r ec e'y e g or e e ste ti k v es an a t 0 1 g u su , if a d e i I e s ez giay n Id l r v e s ez gi, s an a t~ 1n 1nyarat im s ii r ee l n d e y a ~ a d l g lb ir d et ah k e st et ik y a~ a nt ld lr ,i zl e n i m I e r i nn e sn e ll ej ti ri lr n e s id ir .

  • 8/3/2019 Felsefe nite 11

    12/28

    2 5 2 Fe lse fe

    K an t' a g ore g az el, b e ge niya rg rsmm y ak le m id ir v eb eg en i ya rg ll a n g az el i ny a r g rla n o l a r a k d aa d l a n d m h r ,

    nlmasi (sesler, tonlar, hareketler, ~izgi ve renk kansimlan, vs.)." Bu dort basamak-tan ikincisi yani ifade veya estetik tinsel sentez-ki Croce bu ifadeye aym zamandasezgi adiru verir-estetik olam aS11anlarnryla belirleyen basamaknr (Croce, 1983, s.200-201). Bu surece gore dl~ dunyadan aldigurnz izlenimler olmaksizm estetik su-rec baslayamaz. Ne var ki bu izlenimler, olduklan gibi degil sanatci tarafmdan de-gi~iklige ugratilarak tinsellestirilir. Sanatci bu tinsellestirrne basamagmdan haz du-yar ve disavurumunu farkli fizik fenomenlere aktarmaya cahsu.

    Sanat yapm, icten gelenin ifadeye dokulmesi, yani yeniden yapumdir. Bu se-beple sanat yapm hicbir zaman doganm, izlenimlerimizin bir taklidi, bir yanslma-Sl olarak ele almamaz. Baska bir deyisle Croce'ye gore sanatm asil islevi, disavu-rumdur ve dolayisryla guzel olan da bu drsavurumda aranmahdir.ESTETiK YARGI: BEGENi YARGISIBir kimse begeni yetisini gelistirebilir mi? Gelistirebilirse iyi begeniye sahip olmak,kisisel begenileri daha iyi anlamamizr saglayabilir mi? Peki bir kimsenin iyi bege-niye sahip oldugunu hangi ol~tler belirleyecektir? Iy i begeniye sahip olanlar, nes-nelerle ilgili estetik goruslerinde fikir birligine varabilirler mi?

    David Hume'a gore diinyadaki begeni ~e~itliligi,daha ilk bakista fark edilir. Os-telik daha yakmdan incelendiginde bu cesitlilik daha da artmaktadrr. Ornegin birtaraftan ~ekicilik ve sadelik konusunda, diger taraftan sacmahk, yapmacrkhk ve so-guklugu kmama konusunda dusunce birligi olusturanlann yargilan incelendigindebu kelimeleri birbirlerinden farkli anlamlarda kullandiklan a~lga cikar. Yine debelli bir begen; standards - insanlarm ~e~itli duygulanm uzlastiran bir kural- ara-marruz ~ok dogaldir. Bu standarda gore, estetik tercihlerin bir kisrru dogru ya dayanhs olmahdir. Deneyimli, sogukkanh ve onyargisrz bir kisinin sanat yapulanrunbazi ozelliklerinden haz duymasi, nimevanmsal bir arastirma yoluyla yargl kuralla-n olarak ortaya konabilir. Ancak her zaman icin tercihlerin huya, ya~a, kulture vebenzer unsurlara gore degisecegi ve hicbir ~tkanm yoluyla bu tercihlerin degistiri-lemeyecegi durumlar olacaktrr. Bu turden farkhhklann akilci bir sekilde cozumle-nebilecegi nesnel bir standart yoktur. Buna gore bir nesneye guzel dendiginde ge-rekli tepkiyi verme yetisine sahip kisinin haz alma durumu anlasihr ve kisideki bugerekli yetiyi gorebilrnek icin deneyci, dogrulanabilir testler kullamlabilir. Giizel,ozunde insani bir tepkidir ve bu anlamda ozneldir, Diger taraftan, Hume'a goreguzel, deneyci arastirmarun konusu yapilabildigi icin begeniye sahip olmak, nes-nel bir olguyu ifade eder. Kant ise boyle bir olanakhhgi reddeder. 'Guzel'in temel-de ve sadece begeni uygulamasmda deneyimlendigini kabul eder; ancak begeni-nin dogru bir sekilde uygulamp uygulanmadrgmi belirleyebilecek herhangi bir de-neyci testin olabilecegine karst cikar.

    Kant, guzelle ilgili yargilanrmzm nasil olanakh oldugu sorusunu sorar. Bu yar-gilann oznelligi goz ominde bulunduruldugunda, ima ettikleri genel gecerlilik id-diasmm nasil ispat edile bilecegini arastmr. Guzel, begen: yargtstrnn yuklemidir. Busebeple begeni yargilan, guzelin yargtlar: olarak da adlandmhr. Begeni yargilan-m felsefe tarihinde en detayh sekilde irdeleyen felsefeci olan Kant, bu yargilan ni-telik, nicelik, baginti ve kiplik kategorileri icerisinde ele ahr.

    Nitelik bakimmdan begeni yarglsl; iki aynm aracihgryla tarumlarur: Ilk olarakbegeni yarglsml olusturan temel unsur, yargmm estetik olusudur. Begeni yarglsl-run estetik olmasi, bir bilgi yarglsl ya da ahlak yargismdan farkh olarak yargmmnesnel degil tamamryla oznel olmasi anlamma gelir. Bu oznelligin sebebi, estetik

  • 8/3/2019 Felsefe nite 11

    13/28

    O n ite 11 - F e l se fi E s te ti k 253yargmm haz duyma ya da duymama gibi oznel bir duygudan yola cikrlarak olus-turulmasrdir. lkinci olarak ~ogu estetik yargilar haz ya da doyum bildirmelerinekarsihk; ancak bazr estetik yargtlar begeni yargilandir ve "guzeli yargtlama yetisi"olarak tammlarur. Begeni yarglsmm en onernli ozelligi; bildirdigi doyumun, hazzmilgisiz olmasidir. Kant bu kavrarru deneyimcilerden ahr. Bir nesneden elde ettigi-miz doyum, bu nesnenin varhgma bagh olan bir hoslanma ya da bu nesneye sa-hip olma arzusu ise bu doyum "ilgi" olarak adlandmhr. Ornegin bir tabloya bakar-ken ona sahip olma arzusuyla tablonun parasal degerini ogrenir ve satm alabilece-gimi dusunerek bir doyum ya~arsam bu yasadigim doyum ile estetik bir yargidabulunmam olanakh olmaz. Ya da yan yana siralanrms pastalar hakkmda istahunkabararak hepsinin birbirinden guzel oldugu yarglsma varmam yine estetik bir yar-gl olmaktan uzaktrr. Nesnelerin varhgi ile ilgili olan yargilar, estetik yargl olarak ni-telendirilmez. Begeni yargrlan, belli bir egilimi harekete geciren haz yargilanndanfarkh olduklan gibi iyi yargilanndan da farkhdir. Iyi yarglsl, yargida bulundugurnuzbir nesnenin nasil olmasi gerektigi ile ilgili bir amaci icerir. Oysaki bir nesneyi gu-zel buldugumuzda bu nesne ile ilgili (amac kavrarru gibi) belirli bir kavrarrurruzmolmamasi gerekir. Kant begeni yarglsmm, salt seyretmeye dayalt bir yargl oldugun-da rsrar eder. Yalmzca guzelden gelen doyum, ilgisiz ve ozgur bir doyumdur.

    Nicelik bakimmdan begeni yarglsl, bir tur evrensellik icerir. Bir nesne ile ilgiliguzel yargismda bulundugumuzda yarguniz oznel olmasma ragmen guzelden san-ki bir ozellikmis gibi bahsederiz. Estetik doyum ilgisiz oldugu icin, herhangi bir bi-reysel tercihe dayanmadigindan nesnede herkesin doyumunun bir temelini buldu-gumuzu varsayanz. Bu sekilde yargurnzm herkes icin gecerli oldugunu dusunuruz.Bu yuzdendir ki yargmnzr kisisel olmayan bir dilde ifade ederek "Bu bana ilgisizbir doyum veriyor" yerine "Bu guzel'' deriz. Begeni yarglsl kavramsiz oldugu icin,rnannk yarglsmm nesnel evrenselligini iddia edemez; ancak yine de 6znel evren-sellik iddiasmda bulunur. Insanlar, bir nesnenin guzelligi ile ilgili anlasmazhk icin-de olduklarmda ve herkes kendi yarglsmm dogrulugunu iddia ettiginde iclerindenen az bir tanesi yaruhyor olmahdir. Bu acidan bcgcni yargilan, renklerden ya daseslerden duyulan hoslanma yargtlan turunden kisiden kisiye degisen yargilardan(kisisel yargtlardan) farkhdir. Bir kimsenin hosuna giden bir renk ya da bir ses, birbaskasmm hosuna gitmeyebilir. Herkesin ozel duyulara dayah bir begenisi vardrr.Bu tur begeniler tizerinde insanlar birbirleriyle celismeden farkli begenilere sahipolmanm keyfini yasarlar. Diger taraftan, "Bu nesne benim icin guzel" demeninhicbir anlami yoktur. Kant, begeni yargilannm kisilerarasi gecerliligini savunur:Eger bir kimse bir nesnenin guzel oldugunu soylerse 0, herkesin bu nesneyi guzelbulmasirn bekler. Bunun nedeni, "Bu guzeldir'' yargismda bulunan kisinin, bu yar-glyl artik yalmzca kendisi icin degil herkes icin vermis olmasidir,

    Bagmti bakimmdan begeni yarglsml Kant, ereklilik acismdan ele ahr. Ona gorebegeni yargilan, oznel bir ereklilik icerir. Bu tur yargilardaki ereklilik, ornegin etikyargtlardaki nesnel erekliligin aksine, erek tasanmmdan yoksun bir erekliliktir. lyidedigimiz bir eylemin eregi, ahlak yasasma uymakken guzel buldugumuz bir nes-nede soz konusu olan ereklilikte erek yoktur. Boylelikle Kant oznel erekliligi, ere-gi olmayan birereklilik olarak anlar. Buna gore begeni yargilan duyumsal, duygu-sal ve kavramsal olandan tamamen bagimsizdir. Eregi olmayan birereklilik forrmi-lasyonu, bir ~eli~ki olarak gorulebilse de degildir. Bunu anlayabilmek icin bir nes-nenin ereginin olduguna inanmak ile bir nesneyi sanki bir eregi varmis gibi kabuletmenin ayn seyler oldugunu soyleyebiliriz. Bir nesne gercekte erekten yoksun 01-

    K an t' a g ore b e ge ni y arg ll a n,s alt s ey re tm e ye d a ya I Iyargi lardr r .

  • 8/3/2019 Felsefe nite 11

    14/28

    2 5 4 Fe lse fe

    E ns ta l a s yo n ( ye rl e st i r m e )sa nat r , I if sa na n (yen ite ks ti I s an a h), ~ ev re s a n atl(a ra zi s a n ah ), s eri ( j re ti mn es n el er i, d ij it al f ot og ra fsa nat r , v i d eo sa na n g i b isa n atl a rm h e p si d et ek n 0 1o j i ni n h a ya tu n r z ag i r m e s i yl e o rt ay a ~Ikm I~ ved (j ~( jn G ey i t em e l a la nsana t l a rd r r .

    sa bile onun bir eregi oldugunu varsaymak, bizirn 0nesneyle ilgili bazi seyler kes-fetmemizi saglayabilir. Bize estetik haz veren bicimsel ereklilik, bu sekilde eregiolmayan bir erekliliktir.

    Son olarak Kant, kiplik bakimmdan begeni yarglsml zorunluluk ile aciklar. Gu-zel buldugumuz bir seyin estetik haz ile zorunlu bir ilgisi vardir. Ancak begeni yar-gismda bulunan bir kimse, baskalanrnn bu yarglyl kabul etmesini garanti edemez.o halde begeni yargilanndaki zorunluluk, mantik yargilanndaki kavrama dayananzorunluluktan farkhdir, Begeni yargilan kavrama dayanmadigma gore, bu zorun-luluk ozel bir tur zorunluluk olmahdir. Kant bu zorunlulugu 6rnek olarak adlandi-nr. Begeni yargismda bulunan bir kimsenin bu (ornek) yarglsl herkesin onaymlgerektirir. Bir nesneyi guzel olarak betimledigimizde herkesin bu nesneyle ilgilionay vermesinin ve onu guzel olarak betimlemesinin zorunlu oldugunu iddia et-mis oluruz. Begeni yargilan, oznel bir zorunluluga sahiptir ve bunin insanlar icinortak olan bir ortak duyguyu gerektirir. Boyle bir ortak duyguyu varsaymamiz icinsebebimizin olup olmadigi sorulabilir; ancak bilginin paylasilmasmm zorunlu sar-tirun da bu ortak duygu oldugunu kabul etmek gerekir.SANAT VE FELSEFEFelsefecilerin goruslerinin kendi donernlerinde hakim olan sanat anlayismdan et-kilendigi ve aym sekilde sanatcilann yapnklan sanatm da kendi donernlerinde ha-kim olan felsefi goruslerden etkilenebildikleri bir gercektir. Peki sanat ile felsefebirbirlerinden nasil beslenmektedir? Ornegin sanan bir diqunme bi(:imi, du~unmegucu olarak ele alabilir miyiz? Ya da sanatsal etkinligin belirli ozelliklerinden yola~tkllarak olusturulmus bir alg~felsefesinden soz edebilir miyiz?

    Sanatm tarihine bakngumzda ozellikle 19. yuzyildan itibaren yeni sanat donern-lerini yahut aktmlanru baslatan sanatsal hareketlerin, aslmda dusunce temelli hare-ketler olduklanru gorebiliyoruz. Ozellikle sanayi (endiistri) devrimiyle birlikte tek-nolojinin hizh bir sekilde yasamlanmiza girmesiyle sanatta onemli donusumler 01 -mustur. Bu konuda verilebilecek en radikal ornek, gercekusnicu ve dadaci akimile birlikte amlan Marcel Duchamp'm 19. yuzyilm sonunda, bir tabure uzerine terscevrilrnis ve donen bir bisiklet tekerlegini yerlestirerek ironik bir sekilde bunun birheykel oldugunu iddia etmesidir. Geleneksel sanat anlayisiru kokten sarsan birkarsi-sanat hareketinin Duchamp ile basladigmi soyleyebiliriz. Hazir nesnelerdenyola cikarak tasarlanrms olan bu ve benzeri "heykeller'' sanati, oturdugu erisilmeztahttan indirerek insanlara yakmlastirma ve buna bagh olarak herkesin "sanatci"olabilecegi du~unsel temelini dogurmustur. Felsefi estetigin en onernli sorularm-dan biri olan "Guzellik nedir?" sorusu, 20. yUzytl icin artik en onernli estetik soru-su olmaktan cikrmsnr. 'Giizellik' kavrami yetersiz ve belki de gereksiz kalmayabaslarmstir. Benzer bir sekilde gunumuzde her ne kadar 'sanat yapiti' kavrarru kul-lamlmaya devam etse de artik sikca kullamlan 'sanat etkinligi', 'sanatsal cahsma','sanat ortarm', 'i~' gibi kavramlar; arnk neyin sanat oldugu, neyin sanat olmadigitarnsmasim bir anlamda bir kenara koyrnus ve farkh kavramlarm kullammmm ter-cih edilmesiyle dilin kendisinde bir donusurn yaratmisnr. Dusunceyi temel alan vedile de yanslyan bu donusum, sanat ile felsefenin birbirlerinden beslenmeye de-yam etmelerinin olanagma her zaman icin acik olacaktir. Peki acaba bu durum sa-natm arnk insan icin bir gereksinim olmadrgmi, sanatm felsefeye yol vererek sonu-nun geldigini de ifade ediyor olabilir mi?

  • 8/3/2019 Felsefe nite 11

    15/28

    O n i te 1 1 - F e l s e fi E s te ti k 2 5 5

    Sanatm OlUmlUlUguAlman Idealist felsefecilerinden Hegel (1770-1831)'e gore sanat, "Tin=in bir gerek-sinimidir; "i~ ve dis dunyarun bilincine varmak icin insam iten ussal bir gereksin-medir" ve bu gereksinim, insam kendisini yeniden tanryacagi bir nesne yapar. In -san Tin oldugu icin, dogadaki nesnelerin tek bicimli varolmalanmn aksine, ikiyonlu varolur. Her ne kadar insamn dogal seylerle aym kategoride ele almabilecekbir yonu varsa da insan, bundan cok daha fazlasidir, lnsan "hendisi irin varolur","kendi kendisini seyreder", kendinin bilincini elde eder. Bu anlamryla 0"Tin'iinkendisidir. Insan aym zamanda kendisine disardan sunulamn, dis seylerin bicimi-ni degistirmenin gereksinimini duyar, kendisine dissal olarak, yani araC1S1Zlarak,verileni kendi istegiyle degistirir. Iste sanata duyulan gereksinim kokenini, kendi-sini kendisi icin varhk yapan insanda bulur. Kisaca soylenirse, insamn "dusunenbir bilinc" olusu, sanatm dogumunu hazirlarmsur (Hegel, 1982, s. 73-76).

    Giizellik, "Tin'tin duyusal gorunumu ve duyusal olarun da tinsellesrnesidir. Nevar ki sanat, doganm degil insarnn ururni oldugu icin sanattaki guzel, dogadaki gu-zelden usnindur. Sanat guzelligi "Tin'iden dogmustur ve akhn bir urunudur. Akilda kendisine karsit olan seylerle birlestiginde mutlaklasir. Sanat, duyusal olam tin-sellestirerek ve tinsel olam da duyusallastirarak duyusal olan-tinsel olan karsithgi-m asar. Insarnn gerceklestirdigi pek ~ok etkinlik onu sirurlandmr. Sanat ise insarunbu smirhhktan, bu sonluluktan kurtulmasim saglar. Baska bir deyisle sanat, insamozgurlestirir .

    Tin, tarihsel surecte kendisini ozgurluge dogru acar. "Tin'lin tamarmyla ozgur-lesmesi, aklm tum ~eli~kileri asmasryla gerceklesir ki bu durum, aklm kendi bilin-cine tam olarak varmasiru ifade eder. Sanat, bu anlamda mutlak aklm asamalann-dan biridir, "Tin'tin kendini gelistirme yolunda ilerlerken ugradig; duraklardan bi-ridir. Tin kendini sanatta gelistirirken u~ tarihsel surecte, u~ asamadan gecmistir kibu asamalar aym zamanda Hegel'in sanat felsefesinde farkh sanat turlerine isareteder. Bu asarnalardan ilki sembolile sanassx, Sembolik sanat, kendisini ozellikle mi-maride gostermistir, lran'a ya da Misir'a ail sanal yapulan ornek gosterilebilir."Tannlastinlrms hayvanlar, dey boyutlarda yap liar; aklm kendini kendisi olmayan~ey icinde bulup yerine oturtmaktaki gU~suzlUgunu kamtlar" (Lenoir, 2005, s. 66)."Tin'tin kendini sanatta gerceklestirdigi ikinci asarna klasik sanat asamasi ya da do-nemidir. Bu sanat kendisini, Antik Yunan donerninde yapilmis heykellerle goste-rir. Klasik sanat, sanatsal guzelligin yetkin bicimidir. Yunanlilann yapml~ olduguheykeller, insan formunu-ideal formu-basanli bir sekilde ifade etmistir. Bu donem"aklm ulastigr huzuru ve dengeyi sergiler" (Lenoir, 2005 S. 66). "Tin'iin kendini sa-natta gerceklestirdigi son asarna ise romantik sanata~amasldrr. Romantik sanat Hi-ristiyan sanatidir ve kendisini resimde, muzikte ve siirde gosterir. Tinsel-duyusalolanm ulastigr yetkinlikle sanat, bu donerninde artik dogaya karst tam bir ozerklikkazanrmsnr. Bu asarna "aklm kendisi olmayan tizerindeki" egemenliginin ifadesi-dir (Lenoir, 2005 S. 66). Hegel'in icinde yasadig; donem, sanat acrsmdan bakildi-gmda oldukca verimli bir donerndir. Goethe'nin, Schiller'in, Holderlin'in eserleri(siirleri) bu doneme karsihk gelir. lste boylesine verimli bir donernde Hegel cok il-ginc ve pek ~ok tarnsmaya konu olmus ve halen uzerinde konusulan bir iddia or-taya atrrustir: Sanatm 61umu.

    Sanatm insan icin bir gereksinim oldugunu soylemistik. Ne var ki Hegel'e goresanat, artik bu gereksinimi karsilayacak gucunu yitirmistir. Gecmis donernlerde sa-nat adma yapilanlar, insana verebilecegi bunin doyumu vermistir. Bu anlamda sa-

    H e ge l' e g or e s an a tta k i g uz el ,d o ga d ak i g u ze ld e nu st un du r. S an at g uz el lig i"T in " d en d o gm u ~ tu r ve a k h nb ir u r un u du r.

  • 8/3/2019 Felsefe nite 11

    16/28

    2 5 6 F e l s e f e

    'F e n o m e n o lo j i ' k e l im e s i,f e l s e fe t a r i h i b oy un e a fa rk hfe l s e fe e i I e r ta ra f n d a n fa r k lla n la m la r kazan rms t r r .B u r a d a k i a n I am I,f e no m e no l o j i n i n b a b a s ik ab u l e d i le n A lm a n t e ls e te c iE d m un d H u ss e r l ( 1859-1938) ' in k u II a n d l g l a n l a m InIt e m e l a h r . H u ss e r l 'e g ii r efe n om e n ol o ji , b ir in c i ~ a hs lnb a k l ~ a ~1Sin d a n d e n e yi m le -n e n b il in c in i iz iin ii na r a s t m l r n as idrr . G e r ~ e k l i g i nb i r k e n d i I i g i n d en l i g i y o k tu r ;g e r~ e kl i k y iin e l i n e n , b i ii n c i n ev an la n ~ e y d i r .

    natm arttk bir gorevi, bir islevi kalmarmstir. Tin artik kendini sanatta gelistiremeye-cektir. Kisaca soylersek sanat arnk gecrnis bir seydir. Hegel artik sanat yapmaktancok sanat uzerinde dustinmeye basladigumzi, sanatm bizi artik dusunceye yani fel-sefeye yonelttigini iddia etmistir. Aklm kendi bilincine tam anlarmyla varmasi an-cak felsefeyle olanakhdir. Baska bir deyisle, "Tin'iin kendini gelistirrne yolundailerlerken ugradigr son durak, felsefedir. Sanat yerine arnk "sanat bilimi", "guzelinbilirni" Ckalliologie) bir gereksinim olarak ortaya cikrmsnr:

    Sanat hizleri felsefi du~unmeye ragmr; felseft du~unme ile de 0, sanatta bir yenilen-meyi, yeniligi saglamay: degil, ama sanatsn temelinde bulunan titizlikle ve acie-se-~ik bilmeyi, tanunayt hendisine gorev ve amac edinmisti (Hegel, 1982, s . 72).

    Giiniimiizde balen sanat adina pek ~ok ~eyyapt1maktadtr ve bu an1amda Hegel'in iddia et-t igI gibl sanattn sonunun geldiginden soz etmek tubal kar~tlanabilir. Hegel'in bu iddiastiizerine dii~iiniiniiz ve i~inde ~tgt 0verimli sanatsal doneme ragmen Hegel'in hangianlamda sanattn sonunun geldigini savladtgtnt anlamaya t~tntz.Algi FelsefesiFenomenoloji (gorungubilim) akmurun temsilcilerinden Fransiz felsefeci MauriceMerleau-Ponty 0908-1961), algz dilnyastm ortaya koymaya cahsirken sanatm pek~ok biciminden ama ozellikle resim sanatmdan yararlamr. Bunun sebebi, ona go-re resmin, biz insanlan ya~anan dunyarnn karsisma getirmesidir:

    Resim hizi seylertn kendi gOrUnu~une goturUr. Dunyayz gormeyi bastan. ogrenmekisteyen bir algz fe lsefesi de adeta resimle gorev degi~imi yaparaki resme ue gene lde sa-natlara hak ettikleri yeri yeniden kazandiracae ve hizi onlart kendi saflsklari iceri-sin de benimsemeye apk bale getirecek (Merleau-Ponty, 2005, s. 5~60).Merleau-Ponty, modern resimle (sanatla) birlikte dusuncenin icinde yasadigi-

    rmz algi dunyasim a~lga cikardigmi soyler. Modern resimden, ozellikle de unluressam Cezanne'dan ornekler vererek klasik resim anlayismda son derece onernliolan perspektif sanatmm terk edilmesiyle "uzarn" (mekan) kavrammdaki degisik-likleri gostermeye cahsir. Gozumuzun gorme biciminin rnekansal smrrlamaya in-dirgenememesi gibi, resmin de aym sekilde rnekansal smirlamaya indirgenemeye-cegini anlatir. Bu anlamda modern resim, "gercek olanm imgelemsel dokusunugoze sunar." Gercek olan, ressamlarm kendi kendilerine yeten imgeler yaratmala-rrdir. "Bu anlamda resim dunyarun bir taklidi degil bash basma bir dunyadrr ... es-tetik deneyim icin aS11konu uzumun, piponun ya da tiitun kesesinin ressam tara-fmdan tuval uzerinde nasil olusturuldugudur'' CMerleau-Ponty, 2005, s. 62-63).

    Modern resim bilimin aksine, seylerin gercekten olduklan gibi benimsenmele-rini saglar, algilanan dunyarun "insan bedenine uygun benzeri"ni sunar. CMerleau-Ponty, 1996). ~eylerin gercekten olduklan gibi resimde sunulduklanru soylemek,Ponty'ye gore "algryla temas ettigimiz dunya'yr bize kendisini nasil sunuyorsa 0se-kilde sunmak, 0sekilde ifade etmektir. Klasik resim egitimi perspektife dayandigiicin, soz gelimi bir manzarayi tuvale resmetmeye cahsan bir ressam, gozunu ufkadikerek gordiigunun "uzlasimsal" bir yanslffiasml verir. "Her nesneye ona odaklan-dlgl andaki boyunu, renklerini ve gorunu~unu verecegine; manzaradaki bunin hat-larm ufukta yakmsadigi bir kacis ~izgisine odaklanmis bir gown gorecegi uzlasun-sal bir boy ve gorunu~ verir ona" CMerleau-Ponty, 2005, s.22). Boylece de bakista-

  • 8/3/2019 Felsefe nite 11

    17/28

    O n i te 1 1 - F e l se f i E s te t i k 257ki tum farkhhklan yok sayarak resmin zeminini aymlastmr. Oysaki Ponty'ye gorealgryla temas ettigimiz dunya, bize kendisini bu sekilde sunmaz. Modern resim, budurumu fark ederek klasik perspektif anlayisma bas kaldirrrusnr:

    [Modem} Ressamlarm tuuallerinin farhl: bolumlerifarklJfarklJ bak1actlartndari go-rUnur, dikkatsiz izleyiciye, "perspektif batalari" varmJ~ izienimi oerirler; oysa dikkat-le bakanlara duyumsattthlari dunya, iki nesnenin asla aym anda gorulmedigi, ba-kJ~mJzm uramsn bir parcasindan oburUne gecmesi iyin gerekli surentn. bep ueamparcalartniri arasina girdigi ue varlJgm uerili olmaytp zaman prizmast icinderi go-rUndugu ya da SJzdJgJbir dunyadJr. Butun seylere aym yakmlJkta, bak1apSJ olma-yan, oucutsus; konumsuz mutlak bir gozlemcmin, yani sonucta saf zibnin boyun-duruk altina alabilecegi bir eszamanli seyler ortams degil demek ki uzam (Merleau-Ptmty, 2005, s. 23-24).

    Modern resmin klasik resim anlayisma karst \;lkarak getirdigi yeniligi temel alanMerleau-Ponty, algi felsefesini olustururken benzer sekilde Descartesci felsefeninuzam anlayisma karst \;lkml~trr. Ona gore insanlarla seyler arasmda "rnesafeli birtahakkum iliskisi" yerine; nesnelerin bedenimize, yasamumza seslendigi gerceginiortaya koyan bir tur "iclidish" iliski soz konusudur CMerleau-Ponty, 2005, s. 31-33).Boylelikle aruk felsefe de insanla uzam arasmdaki gercek iliskinin farkma varmis-tir. Iste Merleau-Ponty'nin algi felsefesi, felsefenin sanattan beslenerek yeni felse-fe yapma olanaklanmn dogduguna dair en guzel orneklerden biridir.

    Bir Di.i~i.inmeBiiimi Olarak SanatYakm donern Fransiz felsefecilerinden biri olan Gilles Deleuze 0925-1995) sanati,duygularm ve algilann yaranlmast olarak gorur. Sanat bir du~unme gucUdur.Bas-ka bir deyisle sanat, bize yeni olanaklar sunar. Bir hissin ya da ornegin yeni birgorme biriminin yaraulmasi, dusunmenin bir gU\; olarak kendi yeni olanaklanmsanatta ortaya koymasi anlamma gelir. Deleuze bu goruslerini ortaya koyarken si-nemadan yararlanrr. Ona gore sinema, "dusunme ve tahayyul etme olanaklanrudegistirmistir." Sinema bize ozne merkezli olmayan bir gorme bicimi, yeni bir alg:sunar; oyle ki bu sinematik tarz, felsefeyi de donusturur. Baska bir sekilde ifadeedersek sanat Deleuze'e gore, bir dusunme bicimi oldugu icin ister istemez bu du-~unme bicimi felsefe gibi baska tur dusunme bicimlerini de etkileyecektir. Eger ge-nel olarak sanatm, ozel olarak da sinemamn bize sundugu yeni dusunme olanak-larma acik olursak yeni felsefeler yaratma olanaklarma da acik oluruz. ~imdi De-leuze'un sinemayi nasil ele aldigr ve bu ele ahsm felsefeyi nasil donusturebilecegi-ni gostermeye cahsahm. Aslmda bu donusturme durumunu, hayann temsil edilme-sinden hayatm yeni algi olanaklannm yaratilmasma ge\;i~ olarak ozetleyebiliriz:Hayati temsil eden gercekci imgelerin kullarnlmasmdan, yeni imge olanaklannmyaratilmasma bir gecis, gercekcilikten yola cikan sinema anlayismdan ve teknigin-den, ollqU temel alan bir sinema anlayisma ve teknigine gecis. lste bu ge\;i~i De-leuze, sanatm sinema biciminde gordugu iki imgeden, "hareket-imge" ve "zarnan-imge" kavramlarmdan yola \;lkarak anlatmaya cahsir. Hareket-imge kavrami, sine-ma ilk ortaya \;tktlgmda zamanm yaratilabilmesi icin hareketlerin arka arkaya sira-Ianmasi gerektigi durumuna karsihk gelen bir kavramdrr. Diger taraftan zaman-im-ge kavrami, modern sinema teknigiyle artik zamanm hareket aracihgryla dolayhyoldan verilmesini degil bizzat zamamn kendisini ortaya koyan kavrarru anlatir.Hareket-imge'de goren goz, bizirn gozumuzdur, oysa zaman-imge'de bizirn goru~

  • 8/3/2019 Felsefe nite 11

    18/28

    2 5 8 Fel sefe

    alarumiz, bizirn bakis acmnz degil herhangi bir noktanm gorii:~u, bakis a~ISI mer-keze ahmr (Colebrook, 2004). Bu, ozne merkezli dusunme biciminden, ollq mer-kezli dusunme bicimine gecis anlammda felsefeyi donusturebilen bir dusunme bi-cimidir. Oznenin algismdan algmm kendi basma varolabildigi, algmm yarattlabil-digi bir duruma gecis, klasik felsefe anlayisiru tamarmyla donusturen yeni bir fel-sefe olanagi yaratir.

    FranS1Z felsefeci Henri Bergson C1859-1941Ya gore gerrek zaman ya da somutsure kavrarm, doga bilimlerinin olcurne dayah zaman anlayisma karst olarak devi-nimdir, olmakta olan seydir, bizirn dolaysiz olarak deneyimledigimiz zaman anla-yisidir. Gercek olmayan soyut zaman, duragan imgelerle birlikte ele almdigmda as-la gercek devinimi yaratamaz, ~nku gercek devinim kesintisiz akis icerisindedir,yani parcalara aynlamaz ve durdurulamaz. lste bu yuzden Bergson'a gore sinema,sahte imgeler yaratir. Dusunme guclerinden biri olan sinema ve ozellikle de mo-dern sinema, olup biteni oldugu gibi yansitma uzerine kurulu klasiklesrnis dustin-me kahplanrn ytkarak zaman ve hareket kavramlarmda bir donusurn yapml~, biranlamda zamaru ve hareketi yeniden yaratmisnr. Boylelikle Bergson'un kendi do-neminde elestirdigi sinematografik dusunme bicimi, kendisini a~ml~ ve Bergson'unzaman (sure) ve hareket kavramlarmm gercek anlarruyla ve onun dusledigi sekil-de devam etmesini saglarmstir. Son donernde sinemada yapilan "nitelikli" filmlerebakngumzda gecmisin simdide ya~amasml surduren, simdiye etki eden, gecrnis-gelecek-simdinin bir arada bulundugu, bir anlamda i~ ice gectigi, varhgm degilolusas: (olusrnakta olanin) temel almdigi filmlerin yapildigmi goruyoruz (Bkz. In-ternet: http://kirpiJis ek. com. tr/ index. ph prrnetinno= sinema/200605 29082 316. txtOzge Celikaslan, Herui Bergson'un Zaman-Bellek Kurami ve Sinemayla Iliskisi /Bir Film lncelemesi: Hirosima Sevgilim).

    Klasiklesmis, geleneksel kahplann yikilmasmda dusunce tarihimizde belki deen onemli felsefecinin Alman felsefeci Nietzsche oldugunu soyleyebiliriz. Simdi ge-lin isterseniz Nietzsche'nin geleneksellige karst durusunu ve bu durusun yakm do-nem felsefesine olan etkilerini bir soruaki unitemiz icerisinde anlamaya cahsahm,Bu boliimde sarud: He felsefeyi bir arada ele a1abilecegImiz bir bagIam yaratttk. Ne var kisarud: ve felsefe birbirlerine kar~tlrtlmamast gereken ild ayn a1andtr. Felsefe y a pma k sa-nat y a pma k l a bir tutulamaz. Aynt~eknde sarud: y a pma k felsefe y a pma k degIldir. ~imdi sizde bu ild a1antn hangi anlamda aynlabilecegi iizerine d~iiniiniiz.

  • 8/3/2019 Felsefe nite 11

    19/28

    Oze tll nit e 11 - Fel> eii E s t e tik Z S 9

    l~el.\.~/les! et iN i ri P'-.'rlI~SI~ nic a~.lk!l'.lJ 'ilhiZU1~k! ue S(,rularutdatt rirneeler uerelnlmee.Fel"di e"I.LI.igin ko nu su nu lvclirlcvcn t.crnc I kav-rarnlar. E':;IE'lik rn ne kavrarrum tern cl alan "ec,LcLikduygu", "ec,LcLik dc ncvim", "ec,LcLik tavi r" kav-ra rnlan: esteii e r lE'SI 'IE' vc sana! y,Jilii/ k avrarm,"gli7.el". "ylice". "t.rajik" vc "ko mik" gihi kavram-IMI iri ne alan estet ie dE'/lE'r kavrarm vc estet ievar/,,1 kavrarrudir ltu kavrarnlardan vola ,:li,arak sa-nat yamurnn nc oldugunu, gli7.e lin nc oldugu nu ,L : : - : . t . L t . i k oxnc vc ncsncnin nc oldugunu , cs.t.ct. i ktavir vc dc ncvimin nc oldugunu soralulir, fc Ic,die"I.el.ik ara~L1rm a1TIl7.1hu vc lv c n zcr i c,orula rdanyola ,:li,arak ha~laLahiliri7. FC,LcLikvc san at. fclc,e-fc"i arEmda hir avrun \'apliahiiccegi gihi, konu-larinm i,: i,:e olrnasmdan I>Llirli hu iki alarn hirlik-t. c de ele alalvilir iz Hi7.. fclc,di ec,LcLik ad1 altmdagere k e"I.el.igin gere kc,e sanat fclc,dec,inin arast.ir-d1g1 k o nul an c Ic al WOfU7.. An1 ra gli nu mu zdt:po"I.-modern fclc,de ad1 vc rilcn fclc,denin o ncm-li hir kisrrnmn. modern sanat.m ru hu ndan dogdu-guna dair genel karnv i da fclc,di ec,LcLigin konu-Ianna da I ri I cdivoruz Hiwicce fc Ic,di cs t .c t . i k, sa-nat yapll.1 vc sanat vapiunm alglianmac,m1 tcmolalan; "anal. olrnarn akla herahcr ec,LcLik degericn-dirrncyc elveris]: olan ncsnc lc ri vc fc no m en lcrifcl"di olarak irdolcvcn vc sanat ilc fclc,denin hu-IU~l.Ugu noktalann sanat vapu.ma vc ec,LcLik de-gerlcndirmeYe gcLirdigi a,:, hrnla n c Ic alan alan-dir

    .. F';/djp i;2'ne 1 : 1 ' I's(I'(ip rtesrie ~dliYdmdrin./ I , ' " mer:~ larla ilitulli ecniratnlar: d-;lli'!dV,J!J/!IIlE'Ii'.

    "F"ldik oznc", ec,ldik duvgu lara, ec,LcLik de nevi-me. e"I.el.ik tavra, ec,I.Lt.ik I ,ana c,al ,ip olan kimc,e,gli7.elligin degerini alglia\'and1r. "FC,LcLik nec,ne"i:-: .c c:-:.t.ct. ik d cn cy irn in n cs .n cs .i, c s.t .c t.i k (" >7 .n cn inyl>ne Idigi nec,ne. gli7.elligin La~WlC'c" olan nec,ne-di r. I\ir nec,neyi ec,ldik \'a pan ~e\'in ne 01dugu"oru"u l>7.ne lei Ve nec,nelei kuramlan onava ':'-kaflTIl~I.1r. (')7.nelei kurama gi'>re hir nec,nevi ec,Le-Lik a,:,dan degerli klian. onu ec,LcLik h ir nec,ne va-pan ~ey nec,nenin kendi i,:c,el i'>7.ellikicri degil ec'-LLl.ikl>7.ne ile olan ilgic,idir . ()7.nelei gi'>rl i~icre gi.-re gli7.ellik Ve genel olarak ec,LcLik hcLimicmeicr

    e"I.el.ik l>7.neden k a vnaklarur ltu gl>rli~lin tcmc l,"kml."" l.ar l.1~maya yer vcrrncdijn i,:in fc Ic,di c,o-run Ian gl>7. ard: c dcr Ayrua o znc lei gl>rli~icrinki~i"e I yargliarla e"LLl.ik yarglian hirhirinden avir-madikl an ele~Liri"i vapilalvilir. lt ir kimsc nin hirncsncy: l~ h.::gLnrn L : : - : . i ilc hu ncsncnin cS-t.ct.ik a~~l-dan degerlendirilme"i ayn ~eylerdir Nec,nelei ku-ra ml a ra gl>re Ili r nc: nevi cst.c t. i k a,:, da n deg cr likilan, onu e"I.el.ik ncsnc yapan ~eY ncsncnin ken-di l>7.elliklcridir Pcb hu l>7.ellikler nc lcrdir? lj irncsnc nin genel l>7.ell ik l crini dli~li ndligli muz dcgli7.e lIigi diger l>7.elliklerle avrn kaLegOfi\'e kr.va-hilir miyiz? I \ir ncsncnin o z c lIiklerinin hir lic,Lec,i-ni yap arak ol"ak vc hu li"LLYe 'gli7.e l' dive hi rl>7.ellik ekle"e k bu o z c lIigi digerleri gihi nac,li al-gliayahilecegi7. ' {;l i7.el ligin alglianahilir l>7.el likle-rinin oldugu nu "I>yleyehi liriz ac,1mda ()rneginparlak lik , ranhhk , puru zsu zluk, -rli ngli"e I ne"ne aynmln1 ya parak ec,LLl.ik Lavnnorl.aya ,:li,mE1 i,:in ne"neleri fi7.ihel l>7.ellikicri-nin li"Llinde algliamak gerekliligidir. Paul Ziff'egl>re. "anal.1 n ne 01dugunu n nil ,a i hir LanliTIm1VerelTI e"ek de hir ~eyi n "anal. yap1L1 oldugu nu"l>yledigimi7.de hunu nla ne C,l>ylelTleYe

  • 8/3/2019 Felsefe nite 11

    20/28

    260 F"I~"j"

    I>rnekkrin o z c lliklcri n i bclir lcvolulir vc hir sana:vapu.rm helirkrken c,1>7.konu tu nc sncni n l>7.ell ik-lcrinin t.ipik I>rnege olan hen7.crliklerine gl>re ka-rar vorclnliriz ltu radaki soru n, sanat.m degi~ehi-lir hir yap'c" olm ac" c,ehehi\'le sanat tammlarna u-run vc ni vc farkh vapu.lar ort.ava ,:li'1.1b:a gi.7.deng,-,,~iri l Ille';i ge rckl il igidi , -

    F;lplik dplipr k,WrdltllW d-;Ik[,J_",J/Jilmpk.Fd,di cst.ctik: ncs nc len: vu klcdigim iz gli7.e I, za-rif. vucc. kom ik , t.raji k gihi degerleri arast.inr"{;li7.el" kavrami. hir ec,l.elik degcr olarak A nt.ikYu nan'da m ctafizik gli7.e lIik an laVl~l olarak c lcahnrrusur. '(;li7.el'in ILk tck sanat va pu.la n va dadogadaki nec,nekrdeki gl>rli nu slc n vcrinc k cnd:ha~ma hir 1.1>7.larak dusunu lmcsi, mctafizik gli-zc llik olarak tamrnlarnr "(;li7.e lIik nc dir?" c,mu-su nu "oran ilk kl c,deci PI at.ori'a gl>re gli7.elliko n t.olojik hir varhk, hir Ih7.dlir '(;li7.el'in kendic,i"rnut.lak gli7.el lik"l.ir . 1>7.gli7.ell igidir . Flat.on va~a-rnimn farkh do ncmlcrindc, fa rkh gli7.ellik anla-\',~;Ia,-, rutava kr.vrnustur Uiiyii-k f fil'/'idS divolrgunda gli7.elligi hir kavrarn olarak lvcl irl omcvc,:ah~ITI1~I.lr. Plato nun \ 'apLlgl oncml: avrirnlardanhiri. l.eI.: ILk gli7.e I olan ~e\'lerle kendiligindengu/.el r.la" ara';",da l'al'l.lgl a 1'1" Irndrr )'nlpu diva-logu nda Plat.on, mut.lak gli7.elligin kavranm asmagiden yolda hir t.ur gli7.ellikler hivcrarsis: vaparlnsan I>nce likl.: t. c k t. c k gli7.el heden lcr i t.a mva-r ak. dal,a so nra can gli7.e lIigini heden gli7.e lIi-ginden li"l.li n gl>rerd: gli7.elligi \'a~aVl~, davrarnsyollarmda gl>recd: vc Ircp si ndc ki gli7.e lligin ac,-lm da lrc p avrn gli7.ellik oldugu nu fark edecek,hunu fark ell.igi zam an bilimlcrdck: gli7.elligi gi.r-m eye ha~layarak da I ra geni~ hir gli7.e [c crcrc k\'e gli7.e I hilgikre varacak Ve en c,on olara k dagli7.elin l>7.linli I.anwacak Huna gl>re I.ek I.ek gli-7.el olanlar. Id: ha~ma var olan c,all. gli7.ellikien,gli7.elin l>7.linden dogduklan i,:in gli7.eldir. (}7.gli7.e lIigi ayn, 7.am anda I.lim formla r dli nvac,m,aydm Ial.a n I,akiki varh kl.lr Son dl>nem inde dePlal.on gli7.elligi hir Ln'UITIVe oranl.l m ec,elec, i ola-rak gl>ml eYe ha~1 ar Ve gli7.e lIik mal.em al.ikc,e 1-geom elTik hi r karakl.ere hlirlinli r. Formlar dlin-ya"mdaki UYUITIU I.emel alan Plal.on'a gl>re hi-':imkrdd:i dogru manLl hi7.e, gli7.el olanl vcrir.

    Yan sirrn an ku ra m: "an al.l I ,avat.m avnas i, havaunhir yan,>lITIEl olarak ek alan ku ramdir Sanal.men I>nemli i~kvi. gen:egi vansurn ac"d,r. lt u ku-ram 'gen:e k' kavrarn irn "vcrili olan" va da "idealolan" anlammda k ullarnr lsu na gl>re sanat doga-\,1, i .ban la n, genel r.la,-ak I'a',;a III I vansrur Deule;adl: e"erinde PI at.o n, "anal. rnc ;c kc,i u zc rinduzunr a I.arl.l~lr. Unun vansitrna ku rarru OIUITIC,U7.hir anlam i,:erir Sanal. cscrinin gen:d:ligi li,:lin-cli elden yan"lI.ITIEl nedeniyk sanat hiz: gen:ek-liktcn u zakl a~IHa n hi r ct.ki n li k l.ir." rist.ot.c lec,'ingu/.ell ik vc ';a nal. rncsc lei c ,-i"de Inmesis ku ra rruI ,ak im dir l iu ku ra m a gl>re -nc Idigi ncsnc dogadlr. niger taraftan c,anat., do-gaYl ideali7.e cdcrcl;' de vansu.ahilir. Aric,l.ol.elec"sa n alia k i gu/.el i dr .gada k i gu /.e Ide" usuir, turarPnpljMd adl: e"erinde l.ragedya uzcrinc dli~li nrc-lcrin i vc rirkcn sa n at.m. rul ru uukulardan t .crn de-mck gihi oricrnl: hir i~k\'i oldugunu c,iwler An-tik'Yu na n'd a e"l.el.ik degerkrle ct.ik degerler hir-hiri ndc n ke"in ,:i7.gi lcr}c avrilm aml~1.1r. Via rvi c,1.e"I.el.ik de ya n"lI.man hir ku ram dir vc sanat cs cr iil.: e konorn ik yapl arEmda ki ili~ki\'i a ra~Ll n rMarxizrnc gl>re ali. yapl. li, ,1.yap'y' he lirkdigi irinhir toplu mu n d:onomik yap'c" 0 toplu mu n sana-urn helirkr. Sanal. vapitlan toplu msal gen:ekligi,hir toplum dak i egem en ce'\'egl>re, e"I.el.ik yaratma dl>n ba sam aktan olu~an hir"li re, 'I.ir: hknimicr. ifade Veya ec, I.Lt.ik I.inc,el c'en-l.e7., I ,edoni"I. e~lik \'eya gli7.elden alman l,a7., ec'-I.el.ik olgunun fi7.ik knom en kre a kl.an 1m ac" ifa-de veya e"I.el.ik I.in"e I "enlL7.. ec,l.eLikola nl ac"lan lalTllyla he lirkyen hEam akl.l r. Croce'\'e gl>re"anal. yapll.1, I,i,'hir 7.am an doganm. i7.knimlcri-mi7.in hir I.aklidi. hir yan,>lm ac" degildir. Sanal.mEli i~kvi dl~avu rumdur \'e gli7.e I olan da hu d,-~avurum da aranm ahd,r.

  • 8/3/2019 Felsefe nite 11

    21/28

    ll nit e 1 1 - F e l > e i i E s t e t i k 2 6 1

    nt:i~erli_l '(_"lY}flS1rur: ilar~gia Ni.arnlarda kilt [idruid,/',1111 ,;r;Y!f'iiE'hi!lnE'k.D,IXid l lurnca ghre insanlann ,:e~iLli duvgularrmuzlasur an hir hegeni standard: ararn amp: ,:ok do-gald1r. I \u standard ghre, ec,LcLik Lercil ,lerin hirk",ITIl dogru va da yanl1~ olm ahdrr Dc ncvimli,"ogu kkan h vc hnyarg,c,,7. hir ki~inin sanai vapu-lanrnn ha7.1 o z cllik lc rindc n haz duvrnas i, ru mc-vanrnsal hir arasurrna voluvla \'arg1 kurallan o la-rak ortaya krmalvilir I\ir ncsncvc gli7.el dc ndigi n-de, gerd:li tc pkivi vcrrnc vet.isinc c,al,ir ki~ininhaz alma du ru mu anlasihr vc ki~ideki hu gereklivct.ivi ghrehilm ck i,:in dene\'ci Lec,Llerkullamlahi-lir {;li7.e I. h7.li ndc insani hir tc pk idir vc hu an-lamda h7.neldir. Diger taraftan, l l umca ghre gli-zcl , deneyci a rasu rrnam n konu tu va prl abildig ii,:in hegeniye salup olm ak ncs nc I hir olguvu ifa-de cdcr Kant'a ghre ic,e hu rur hir denevci ara~-urrna olan akl: degildir. Ona ghre gli7.el, hegeniyarg",mm vuklcrnidir vc hegeni \'arglian gli7.e linya rgli an olarak da adlandm hr. Ka nt. hu ut rdcnyarglian nitclik. nicclik, hagmL1 vc kiplik kaLego-rilcr i i,:eri"inde inrc lcr Nitc lik bakurundan hege-ni yarg",mm en on crnli h7.elligi, hildirdigi dovu-mun, lraz zrn ilgic,i7. o lma-udir I\egeni varg1lan"all. scyrctrncvc davah vargilardrr. C;li7.elden ge-len doyurn. ilgic,i7. vc h7.glir hir dovum du r. Nice-lil; bakirnindan hegeni \'arg 'c", rnanuk varg1c,mmncsnc I cvrcnvcllig ini iddia cdcrnc z, anra k vinede o znc I cvrcn ;cIik iddiac,mda hulunu r ltu naghre, insan lar hir ncsnc nin gli7.elligi ilc ilgili an-la~ma7.hk i':inde ol du k larmda vc hc rkc kc nd:ya rg",mm dogrulugu nu iddia ct.t.ig in dc irlcrin-den en az hir tancsi vamlivor olm ahdir l\agmL1l v a k u r n nda n hegeni \'arg1C", c rok lil ik a,:,c,mdanele ahmr ()7.nel ere k lilik, eregi olm avan hir ere k-lilikl.ir. Fregi olmayan hir ereklilik fOfmlilawonuhir ,:eli~ki olarak ghrlilehilc,e de degildir. I\unuanlayahilmd: i,:in hir nec,nenin ereginin oldugu-n::l in::lnrn::lk ilL: hir ncs.ncyi s.anki hir cn..::gi varrnl~gihi kahul ct.menin a\'n ~e\'ler oldugunu anla-mak gerd:ir. Kirlik hakliTllndan hegeni varg1 C",7.OfUnlulu kla a,:, klan1r. (;li7.el huldugumu7. hir ~e-yin e"I.ct.ik I ,a7. ile 7.OfUnlu hir ilgic,i vard1r Ancakhegeni yarg1lanndaki 7.OfUnlulu k, manL1 k varglia-nndaki kavram a dayanan 7.OfUn l ulukLan farkl,-d,r. Kanl. hu 7.OfUn lulugu hrnek olarak adlandmr.I\una ghre hegeni yarg1c,mda hullman hir kimc,e-

    nin bu ornck yarg"", I,erke"in o navrrn gere ktirirIkgeni yargrlan oznc I hir 7.OfUn luluga ,d,r Ilcge I' e ghre "anaL, 'Tin'in hir gerehini-m idir Sanal.a duyulan gere ksimrn. khkenini ken-divin: kendi"i i,:in va rl ik yaran invanda hu lu r,;li7.ellik, 'Tin'in duvusal ghrli nu mu vc duvusalolamn da tinscllc smcsidir. SanaL, insan ururiu 01 -dugu i,:in dogada ki gli7.e ldc n liC,Llindu r Sa nat'Tin'in ken din: ge li~l.irm c yolunda ilcr lc rkc n ug-rad1g1 duraklardan lv i ri di r Tin kc ndin: sa na tt.ageli~l.irirken li,: taril ",e I "li rcrt.c , li,: a~am adan ge, :-m i~l.ir v c bu a~am alar ayn1 zamanda Ilcge I'in sa-nat kl"cfe"inde farkh "anal. ut rlcri nc i~arcL cdc rl iu a~amalar ,,,ra.>lyla "emholik sa n at, klac,ik sa-nal. Ve rom anl. ik "anaU.1r. Ilcgel'e ghre c,anaL, ar-1.1k in"anm gerek"inimini kar~liayacak gliclinli \'i-t.irrni~t.ir. {~L~~rni~dhncrnk::rdc s.anat. adlna yapl-Ian lar in"ana verehilecegi hliLlin doyumu vermi~-I.ir Ve hu anlam da da "anal.m arL1k hir i~levi kal-mam1~1.1r. Sanal. yerine an1k c,anaL hilimi \'a dagli7.e lin hilim i hir gerek"inimdir. I\a~ka hir de\'i~-Ie, "anal. hi 7.leri anli, k I"di dli~li nm e\'e pg1r-m akl.ad,r. Fran,,,7. k I"ekci \cIeri eau-l'onL\', a Ig1dlinya"m1 onaya koyarken h7.ellikle rec,im c,ana-I .mdan yararlanm1~1.1r. Una ghre rec,im, inc,an1 \ 'a-

  • 8/3/2019 Felsefe nite 11

    22/28

    262 Fel sefe;,;anan dunyarnn karsisina getirir. Gozurnuzungorrne bicirninin rnekansal simrlarnaya indirge-nememesi gibi resirn de rnekansal simrlarnayaindirgenemez. Resim, dunyamn bir taklidi degilbash basma bir dunyadir. Modern resirn, seylermgcrcckten olduklari gibi benimsenmelerini sag-lar, algilanan dunyamn insan bedenine uygunbenzerini sunar. Klasik resirn egitimi perspektifcdayandigi icin, bakistaki rum farkhhklari yok sa-yarak resmin zeminini ayrulastmr. Oysaki algiylaternas ettigirniz dunya, bize kcndisini bu sckildcsunrnaz. Modern resirn, bu durumu fark ederekklasik perspcktif anlayisma bas kaldrrmrsnr. Mer-leau-Ponty, algi felsefesini olustururken Descar-reset felsefenin uzam anlayisina karst cikrrustir.Ona gore insanlarla seyler arasinda rnesafeli birtahakkurn iliskisi yerine nesnelerin bedenimize,yasarrurruza scslcndigi gercegini ortaya koyan birtur il;lidl;,;hiliski soz konusudur Boylelikle artikfelsefe de insanla uzam arasmdaki gercck iliski-nin farkina varrrustir. Franstz felsefeci Deleuze'egore sanat, duygulann ve algilann yaratilmasrdir.Sanat, bir dii;,;iinme gucudur, Baska bir dcyislesanat, bize yeni olanaklar sunar. Bir hissin ya daornegin yeni bir gorrne bicirninin yaratilmasi, du-;,;iinmenin bir giil; olarak kendi yeni olanaklanrusanatta ortaya koyrnasi anlarrnna gelir. Deleuzebu goruslcrini ortaya koyarken sinernadan yarar-larnr. Ona gore sinerna, dusunme ve tahayyul et-me olanaklanm dcgisttrrrustir, Sinema, bize oznemerkezli olmayan bir gorrne bicirni, yeni bir algisunar; oyle ki bu sinernatik tarz felsefeyi de do-nusturur. Bu donusturrne durumunu, hayatmternsil edilmesinden hayatm yeni algi olanaklan-run yaratilmasma gecis olarak ozetlcyebiliriz. 6z-nenin algismdan algmm kendi basina varolabil-digi, algmm yaratilabildigi bir duruma gecis, kla-sik felsefe anlayisiru tamarruyla donusturen yenibir felsefe olanagi yaraur.

  • 8/3/2019 Felsefe nite 11

    23/28

    Kend im i zi S inayallmUn ite 1 1 - F e ls e fi E ste tik 263

    1. Estetik ile ilgili asagidaki ifadelerden hangisiyanh~tJr?

    a. Estetik kavrarru ve bu kavramdan tureyen kav-ramlar Antik Yunanda episternolojik baglarndaele almmistir.

    b. Estetik kelimesinin kokensel anl ami duyular yo-luyla algilarnaktir.

    c. 'Estetik' terimi Alman dusunur Baurngarten'e ka-dar ozel bir anlarnda kullamlmarrustir.

    d. Estetik, guzel uzerine dusunme sanatidir.e. Antik Yunandaki felsefi arastirrnalarda estetik,

    logos ile ilgisi kurularak sistemli bir sekilde or-taya konmusrur.

    2. A~agldakilerden hangisi felsefi estetigin sorabileccgisorulanndan bid degildJr?

    a. Duyular yoluyla algrlarna rnekanizrnarruzm ozel-likleri nelerdir?

    b. Sanat yapm nedir?c. Bir insarun bcgcnisini belirleyen nedir?d. Kcndiligindcn guzel diye bir ~ey var mrdir?e. Estetik tavri diger tavirlardan ayiran unsurlar

    nelerdir?

    3. 6znelci ve nesnelci kuramlarla ilgili asagidakt ifade-lerden hangisi yanh~tJr?

    a. 6znelci kurarna gore estetik betimlemelerin kay-nagi estetik oznedir.

    b. 6znelci kurarna gore cger herhangi bir nesne-nin guzel oldugunu soyluyorsarn, bunun nede-ni 0nesnenin kendisinin guzel olrnasmda aran-rnahdir.

    c. Nesnelci kurarna gore bir nesneyi estetik nesneyapan sey nesnenin kendi ozelliklertdir.

    d. 6znelci kuramdaki onemli bir sorun felsefi tar-usmayi olanaksizlasurrnasidir.e. Nesnelci kurarru savunan bir kimse guzelliginalgilanarnaz ancak zihnimizce sezilebilir bir ozel-lik oldugunu savlayabilir.

    4. A~agldakilerden hangisi estetik tavri diger tavirlar-dan ayiran unsurlardan biridir?

    a. Bilmeye yonelmckb. Pratik olana yonelmckc. Ki~isel olana yonelmckd. Algilamak adina algrlarnaya yonelmcke. Fiziksel nesneye yonclmck

    5. Asagidakilerden hangisi metafizik guzellik anlayisimyanSltm.az?

    a. Guzelligi bir toz olarak dil~ilnmekb. Guzelligin disavurumda aranmasi gerektigmi du-

    ~ilnmekc. "Kendiligindcn guzel" olaru kavramaya vonel-

    mekd. Salt guzellige yonelmcke. Tek tek guzel scylerm guzelliklcrini aldigi seye

    yonelmek

    6. A~agldakilerden hangisi yansitmaci kurarru savunan-lann goruslerinden biri degildJr?a. Sanat gercckligi taklit eder.

    b. Sanat gercckligi idealize etmeden yansitmahdir.c. Sanat yapitlari duyusal nesnelerin kopyalan, tak-

    litleridirler.d. Sanatm yoneldigi nesne dogadir.e. Sanat yapitlari toplumsal gcrcckligi, bir toplum-

    daki egemen smifm ideolojisini yansitabilir.

    7. A~agldakilerden hangisi Croce'nin estetik goril~iiniiyanSltm.az?

    a. Sanat yapiti izlenimlerimizin bir taklididir.b. Dogada guzel olaru belirlemeye Iah~tlglmlzda

    dogamn bir doga verisi olarak dcgil tinsel ifadebicirni olarak guzel oldugunu anlanz.

    c. Doga yalruzca ona "sanatci gozu ile bakanlar"icin guzeldir.

    d. Sezgi sanatcmm yaratim surecinde yasadigi birdefahk estetik yasantidir.

    e. Sanat yapiti icten gelenin tfadcye dokulmesi, ic-ten gelenin yeniden-yapirmdir.

    8. A~agldakilerden hangisi Hume'un estetik goril~ilnildogru bir scktlde ifade eder?a. Begeni, deneyci teste tabi tutularnaz.

    b. Begeni ile ilgili tercihler hicbir zarnan huya, ya-~a, kulture gore degtsmcz.

    c. Begeniye sahip olmak nesnel bir olguyu ifadeetmez.

    d. Guzelin oznel bir tarafi yoktur.e. Deneyirnli, sogukkanh ve onyargisiz bir kisinin

    sanat yapitlanmn bazi ozelliklertnden haz duy-rnasi, turnevanmsal bir arastirrna yoluyla yargikurallari olarak ortaya konabilir.

  • 8/3/2019 Felsefe nite 11

    24/28

    2 6 4 Fel sefe

    9. A;iagldakilerden hangisi Kant'in bcgcni yargilanylailgili olarak one surdugu dusuncelerden biri deglldJr?

    a. Begeni yargismm en onernli ozelligi bildirdigidoyumun, hazzm "ilgisiz" olmasidir.

    b. Begeni yargrsi oznel evrensellik iddiasmda bu-lunur.

    c. Begeni yargilari butun insanlar icin ortak olanbir ortak duyguyu gerektirir.

    d. Begeni yargilarindaki zorunluluk rnantik yargi-Iarmdaki kavrama dayanan zorunluluktur.

    e. Estetik haz veren bicirnsel ereklilik eregi olma-yan bir erekliliktir.

    10. A;iagldakilerden hangisi Deleuze'un goril;iunu dog-ru yanSltm.az?

    a. Modern sinema bir dusunme gucu olarak sine-rnarun klasiklesrnis dusunme kahplanru yikarakzaman ve hareket kavrarnlannda bir donusurnyaprrustir.

    b. Zaman-imge kavrarru herhangi bir noktanm go-rusunu, bakis acrsiru rnerkeze alir.

    c. Modern sinema ozneyi rnerkeze koyan bir gor-me bicirni sunar.

    d. Zaman-imge kavrarru, modern sinema teknigty-le artik zamarun hareket aracihgiyla dolayh yol-dan verilmesini dcgil bizzat zarnarun kendisiniortaya koyan kavrarru anlatir.

    e. Hareket-imge kavrarrnna gore goren goz bizirngozurnuz, yani bizim goru~ alamrruzdir.

    Okuma Par~aslSanat TJn'Jn BJr 6ereksJnmesidJr.Insan hangi gereksinme ile sanat eserlerini uretir? Bas-ka bir deyisle, sanat yapulanrn uretrneye insaru hangigereksinimler yoneltir? Sanatm bu urununu bir yandanrastlantmm, durum ve kosullarm yahn bir oyunu gibibenimsemek ve bu oyunun icinde kendisini ozgur birbicimde ortaya koyup koyarnadigirn dusunmek olasidir;cunku sanatin kendisinin sundugunu tamamlayacak veonun vercbildigi doyumdan daha ust duzeyde ve onernkazanrrus bir seylc insaru kendisine cckcbilccck baskadiger, hem de iyilerinden araclann ve bicimlerin oldugudusunulebilir. Arna, ote yandan sanat, bir cgilimdcn cokincelrnis, yucelmis gereksinimlerden kaynaklamyorrnusgibi de gorunebilir: hatta ~e;iitli donernlerde sanatindunya anlayislarina baglandigi ve en genel dinsel tasa-rim lara uydugunda en ustun hazzi, salt hoslanrnayi sag-ladigi da samlabilir; nitekim bu gibi durumlara ~e;iitlidonernlerde ~e;iitlihalklarda rastlanrrustir ...Sanatin doyurup gidcrdigi salt ve genel gereksinme,kaynagiru dusunen ve bilince sahip bir varhk olan in-san olgusunda bulur; yani sanat kokeni, varolam, varlikbicirni nasil olursa olsun, kendi icin bir varlik yapan in-sanda bulur. Dogadaki nesneler yalruzca dolaysiz ola-rak ve bir tek bicimde varolurlar; insana gelince, Tin 01 -mast nedeniyle 0, ~ifte bir varolusa sahiptir; once insan,bir yandan dogamn ~eyleri ile ayru ad altmda varolur,ama ote yandan da 0kendi icin varolur, kendi kendisi-ni scyrcder, kendisini yine kendisine tarutir, kcndisinidusunur ve kendi icin bir varhgi kuran bu etkinlik ne-deniyle de Tin'den baska bir ;iey degildir. Iste bu ken-dinin bilincini insan iki bicirnde elde eder: Ilkin kuram-sal olarak insan yureginin butun gizlerinin ve egilimlc-rinin, tum devinimlerinin bilincine varmak icin kendiuzerine egtlmcst, katlanrnasi gerekir, genel olarak dakcndisini seyretmesi, oz olarak nitelendirilen dusunce-yi kendisine tarutmasi ve sonunda disandan aldigi veri-lerin icinde bulunaru, ozunun dcrinligindcn cekip p-kardigim da (kendisinin) tarumasi gerekir. ikinci olarakinsan, kcndisini pratik etkinligi aracihgiyla kendisi icinkurar; cunku 0, kcndisine disaridan sunularun, kendisi-ne aracisiz olarak verilenin icine kendisini yeniden ta-rurnak ve kendisini bulmak icin itilmistir. Istc insan,kendi icselliginin darngasim vurarak ve dissal scylcrtdegistirerek vanr buraya; onlarin icinde de kcndisiyleilgili belirlenimlerden baskasiru bulamaz. Ozgur olrnasinedeniyle insan, kcndisine kati bir bicirnde ve oldukcayabanci olan yapisiru ve niteligini dl~ dunyanm elinden

  • 8/3/2019 Felsefe nite 11

    25/28

    Un ite 1 1 - F e ls e fi E ste tik 265

    kurtarmak ve ken dine ozgu gercekliginin dissal formu-nun icinde buldugu scylcrle birlcsrnek icin iste boyleharekete gecer. DI;i scylerm bu bicirnini dcgtsttrme ge-reksinimi daha cocugun ilk egtlimlcrindc gorulur: subirikintisine tasi atan kUI;Uk cocuk, su yuzunde olusanhalkalara hayran kahr, kendi oz etkinliginin gorulmesi-ni saglayan bu bir tur yapita hayranhkla bakar. ins an-daki bu gereksinme, nesnelerin bicirnini dcgisttrmcycyonclik bu itki pek cok bicimlere sanhp sarrnalanrmstirve bu durum sanat yapitinda bulunana dissal ya damaddi seylerin icinde kendisini gosterinceye kadar su-rup gider. Fakat dissal seylcr insarun bu bicimde isledi-gi tek seylcr dcgildir; onu ayru bicimde kendi kendisiile, kendi oz bedeni ile kullarur, onu isteyerek degisti-rir ve onu buldugu durumda birakrnaz, Istc barbarlardagorulcn butun suse benzeyen seylerin, butun zarifliktaslarnalarm, bcgeniye karst olrnalann, cirkinlcstirrnclc-rin hatta tehlikeli ugrasilarm durtusu (rnotivasyonu) bu-rada yatar; ornegin,

  • 8/3/2019 Felsefe nite 11

    26/28

    266 Fel sefe

    S lra S izde V an lt A nahtarlYarutiruz dogru degilse, unitenin "Estetik YarguBegeni" kisrrunda yazilanlan yeniden okuyun.Hurrie'un, deneyimli, sogukkanh ve onyargrsizbir kisinin sanat yapitlanmn bazi ozelliklerin-den aldigr hazzm, turnevanmsal bir arastirmayoluyla yargi kurallari olarak ortaya konabile-cegini savundugunu ammsayacaksirnz.Yarutiruz dogru degilsc, unitenin "Estetik Yargi:Begeni" kisrrunda yazilanlan yeniden okuyun.Kant'a gore bcgeni ya