Felsefe Ünite 05

Embed Size (px)

Citation preview

  • 8/3/2019 Felsefe nite 05

    1/24

    Bilim Felsefesi

    Bilime lie hilirn insa nuttn topiu rna su adulslartna hliJ'lil' oran da Sdy/],l duvulur .!lIIU11" solsaluai insa nlar normal _I'd,'-(Imfrlnrlritr hilin: insa nlari da arastrrmala-rt (ey(eliesillde. hiiime ih,,-l'lll haz lsritil: sorul art sr-rnutrlnr ne "hilinisel hifgl"'l'dF-raniinin ls e ndisini s0r/],uklnul.?:frlF. Bu. tu. sorulari sormnl, hilimill bmliJilli Felruramsal iiru nlerini mercel: altura (If mals, /dse_/ec-imll, rrze! olaral: da hiinn jdse-fecisiuin, ,,,,idir_

    AJJJllflllJ"IJJJIZBit IillileCi "lid mamla dtlsla n sonra.Bilim jdse/esill'lll tte 0fdllJlI tt u. hili.m. /dse_/eslmll /rIFI'h islenlerind en ) 'Old (l-

    lsaral: d(lU (1) '(lhif ec els,lldllhJYljJ0?:llil!lzm ~-ey~-e/iesirlded.'-e/edeh hililnsd tatm d(ll'kl) 'dhi/ec-d',.1l dIlhJYl poziuuirmi sorurtl arini siralavahilcc c]: uc hit srmi nlardan dOJdlljllri'h J 'dl'frl,,-nnkln (l~-tU(lydhifec-d'."Bilimse! /],eh,qne"/je "hilimsel ifeyfeme"l'(I/,'nlmklnll'ljrlFl"'l "ebJleyde ta nunla-) uhilecel: uehu. lsanrarniarirt ne tu r soru nlar i~-eydil'/eni/'I d(lNd) -abilecelssinir,

  • 8/3/2019 Felsefe nite 05

    2/24

    94 FelsefeOrnek Olay4 Temmuz 1997 taribinde Pathfinder adli insansiz uzay aract Mars'm yazeyineindio Patbfinder atmosfere 14.2 derecelik bir aciylagirmeyi basararak a~m tstnmagibi teknik sorunlarm ortaya pkmaszn1 engelledi. Uzay aract, Mars'in daba once-den bilim insanlart tarafmdan ozellikle secilen bir bolgesine in~ yapn, Bu olay 0hadar bassas ue dakik ayarlarla gercehiest; kiprojeyi yuriiten mubendislerin uzayaracmm rotasim ayariamak icin inisten bemen once tmemt: "sondakika" deg~ik-likleri yapmalartna gerek halmadi. lnisten sonra Patbfinder'tn Sojourner adl mi-ni-cipi, leirmta: gezegenin ytizeyinde dolasarak dunyaya rozunurlugu rok yuksekfotograflar gonderdi. Elde edilen bilgiler sayesinde Mars'ta uzun zaman once sel-lerin meydana geldigi kuvvetle tabmin edilmektedir.17. yuzyzla hadar insanlar gok cisimlerini uiastimaz; baua kutsal varhklar olarakgoriiyorlardz. Ornegin, Aristoteles gok cisimlerinin devinim yasalarmin yeryiizun-de gecerli olan fizik yasalartndan tamamen farkh oldugunu, yerin ue gogun astl-max simrlarla ayrtldzgmz du~unmu~tu. Gunumuzde ise, elektromanyetik ue ben-zeri karma~kfizik leuramlart sayesinde uaaletan kumanda yontemiyle gune~ sis-temindeki gezegenlere uzay araci indirebilmekteyiz. Bu, ornegin Eski Yurtan'inueya Ronesans'in buyuk dabilerinin bayallerinde camlandtrmaleta zorlanacahlariturden bir basaruhr. Bununla birlikte, ~ugerregi de gozlemleyebiliriz: Bilimin ueteknolojinin suregelen basartlart icinde, arttle bizi saran eorene (ue bilimin ulas-m~ bulundugu konuma) dair bayret duygulartmzzz neredeyse tamamen yitirdigi-miz bir ragda y~zyoruz. Durum boyle de olsa, hazen birleac adim. geri cehilereleinsamn bilimsel seruuenine gems bir perspektiften bakmak yararl: olabilir. Ne deolsa insanm nasil bir uarhle oldugunun anlastlmast, onun ortaya pkardzgz en il-ginr ue etkileyici alanlardan ueya isleolerden biri olan bilimin aniastimastndangerer. $imdi bu isleuin ue onun basardarmin ardindalei felsefi oykuye goz atahm,

    Anabtar Kavramlar Dogrulanabilirlik Yanhslanabiliriile Mantzk0 Pozitivizm Goziemsel ue Kuramsal Terimler Baglantz Kurallart

    Bilimsel Gelisme Bilimseillerleme Normal Bilim Bilimsel Devrim Paradigma

    tflndekller GIRl$ BILlM FELSEFESINEDIR? MANTIK(:I pozITIV1zM VEFELSEFEDEBIL1MSELTAVIR MANTIK(:I pozITIV1zMIN SORUNLARI VEFARKLI YAKLA$IMLAR BILlMSEL GELl$MENEDIR?

  • 8/3/2019 Felsefe nite 05

    3/24

    U n i te 5 - B i lim F e ls e fe s i 9 5

    GiRi$Bilimin yasarmrmzda ~ok ozel bir yer tuttugu aciknr. En temel ve gundelik anlam-da dusunursek sehirli modern insanm icinde yasadigi dunya, buyuk olcude bilimve teknolojinin bir urumidur. Bunun dismda, kavramsal acidan yaklasirsak biliminsagladigi bilginin diger bilgilenme nirlerinden onemli bir farki bulunur. Butun bil-gilenme turleri icinde bilimsel bilgi, guvenilirlik ve nesnellik kistaslan acismdangenelde en ust konumda gorulen tiirdur. Bu durum, gunluk ya~ama da ilginc birsekilde yansrr: Ornegin, televizyonda bir haber aktanhrken sunucu "~imdi bir uz-man goru~u alahm'' diyerek telefonla bir bilim insanma baglandigmda ekran basin-dakiler sanki farkh bir konusma diizlemine gecilmis ve konunun ardmdaki hakikatdile getirilmeye baslanmis gibi dinlemeye devam ederler. Bilime ve bilim insaruruntopluma sunduklarma buyuk oranda saygl duyuldugunu ve bunlarm yiiceltildiginisoylernek yanhs olmaz. Ancak surasr da aciktir ki sokaktaki insanlar normal ya-samlarmda, bilim insanlan da arastirmalan cercevesinde bilime iliskin bazi kritiksorulan sormazlar ve "bilimsel bilgi" kavrammm da kendisini sorgulamazlar. Bu tursorulan sormak, bilimin kimligini ve kuramsal uninlerini mercek altma almak, tah-min edilecegi gibi, felsefecinin- ozel olarak da bilim felsefecisinin- isidir.BiLiM FELSEFESi NEOiR?Tarnsmarmza oncelikle bu alamn tam olarak ne oldugunu sorgulayarak baslaya-hm, Bilim felsefesinin, temel olarak, bilimsel islevin felsefi olarak irdelenmesi 01 -dugunu soyleyebiliriz, Ancak bu ifade ici doldurulmadigi surece aciklayicr olmak-tan uzak bir onerme olarak kalacaknr. John Losee'ye (1993) gore, bilim felsefesi-nin dort farkli islevinden soz edebiliriz:

    (1) Bilim felsefesi, belli bir donernde kabul goren bilimsel kuramlardan ve bul-gulardan hareketle, bu leuramlardan ttiretilebilecele dunya g6rU~lerini dile getiriponlan sergileme amaciru tasir. Ornegin, Einstein'm gorecelik kurammm kabul edil-mesi halinde, bunun felsefi kategorilerimizde ve dunyayi anlarnlandirmarmzda na-sil bir etkisinin olacagmm betimlenmesi, bilim felsefecisinin isidir.

    (2) Baska bir acidan bakildigmda, bilim felsefesinin gorevi bilim insanlarmmcahsmalan sirasmda acikca dile getirmedikleri, hatta belki kendilerinin de bilinci-ne pek varrnadiklan uarsaytmlarm ortaya cikanlmasidu. Ornegin, bilim insanlanevrende gecerli oldugunu dusundukleri fiziksel yasalan istatistiksel, mekanistik ve-ya ereksel (hedefe-yonelik) olarak alabilirler. Bu yonelimler bilim insanlannm bi-lincli secimleri olmaktan ziyade, cogunlukla onlarm farkmda olmadan yapnklanvarsayimlann icinde sakh olabilir. Bilim felsefecisi boylesi varsayunlan gun l~lgma~lkarma amacryla bilimsel cahsmalara yaklasabilir.

    (3) Bilim felsefecisi bilim insanlanmn sikhkla kullandigi ancak cok fazla derin-lemesine sorgulamadigi bazi onernli Ieauramlart netlestirme ve apklama he defineyonelebilir. "Parcacik" gibi kavramlar fizikcilerin her zaman kullandigi fakat tamanlamlanm ifade etmekte zaman zaman zorlandiklan kavramlardrr. Felsefecininkritik bir islevi, bu turd en kavramlan daha acik hale getirmektir.

    (4) Son olarak bilim felsefesinin cok onemli bir islevi, evrende veya dogadakarsilasngumz olgulan aciklamaya cahsan bilimin kendisini aciklama -yani ikin-ci-seviyede bir aciklama veya betimleme sunma- cabasma girmesidir. Bu baglarn-da bilim felsefecisinin sordugu sorulardan bazilan ~oyledir:

    (a) Bilimsel islevi diger tur islevlerden ayrran tam olarak nedir?(b) Bilimsel acrklamalann basanh olmasirun kosullan nelerdir?(c) Bilimsel ilerleme kavrarru tam olarak ne anlama gelmektedir?

    F e ls e fe d e, b ir aras t r rmak on u s u n u n k en d i k en d i s i n ia r a sn rr n a k on u su e d i n m e sid u r u m u n d a yapr lana ~ lk la m a la r " ik in e i-s ev iy ed e " a ~Ik l a m a I a r v es or u I an s or u l a r d a"ik i n G i- s e v iy ed e " s or u l a ro la ra k k ab u l e d il i r .

  • 8/3/2019 Felsefe nite 05

    4/24

    9 6 Felsefe

    N e sn e ll i k , sm a n a b i I i rli k v ee vr en se llik b ilim s ele tk in li gin e n (in e mli Q~( izell igidir .

    Bu unitede ozellikle (4) uzerinde yogunlasrp 0eksen etrafmda kimlik bulan so-ru ve sorunlann bazilanrn irdelemeye cahsacagrz. Bilim felsefesi kapsammdayapilan sorgulamalann tarihi Eski Yunan'a kadar uzanmaktadrr. Ancak biz bu-rada cok genis bir arka plan tablosu cizmektense oncelikle 20. yuzyihn ilk yan-sma donerek 0donernin bazi dusunurlerinde tam ifadesini bulan "bilirnsel ba-kl~"l kisaca betimlemeye cahsacagrz. Ardmdan, bilim felsefecilerinin ele aldigren onemli sorunlardan bazilanm gozden gecirip bunlara iliskin onerilen ~ozum-leri degerlendirecegiz.

    F e ls ef ed e b ir ~tlrmakonusunun kend i kendi sin i ~tlrma k o nu su e d ir u ne si d u ru m u n -d a y ap t la n ~1klamalartn "ikind-seviyede" ~1klamalar olduAaJnuve semlsn soru lan n d a"ikind -seviyede" sorular o lduAaJnusoy ledik . An~tlacagt i iz er e b u t ii rd en serular ve ~1k-l ama lar ya ln1Ztab i lim fe ls e fe s inde somlabllecek sorular ya da yaptlabDecek ~1k1ama1ard eg D f el se fe ni n p ek ~ok ~ttrma alan1 i~erlsinde serulabllecek sorular ve verlleblleceka~1klama1ard1r. B u n a g or e siz de "ikind-sev iyede" ~1k1ama1ara v e s or ul ar a o rn ek b ul m a-ya~1~1n.

    MANTIK

  • 8/3/2019 Felsefe nite 05

    5/24

    U n i te 5 - B i l im F e ls e f e s i 97Mantikcr pozitivizmi savunan felsefecilerin yaklasunlan oziinde Hume'un dene-yimciligi ile onernli orand a ortu~ur. Aneak rnannkcr pozitivistler Hume'dan farkholarak mantik ve fen bilimlerine ozel bir onem vermisler, felsefeyi de ozellikle bi-limin bulgu ve tirunlerini akilcr yontemler yoluyla ve sistematik bir tarzda sorgula-mast olarak tammlama egilimi gostermislerdir.

    Mantikcr pozitivistlerin neden bu adr aldtklarmdan da kisaca soz edelim. Bilin-digi gibi matematik ve mantik ayn formel disiplinlerdir. Aneak 19. yuzyilm sonla-nnda, Bertrand Russell ve Gottlob Frege gibi felsefecilerin cahsmalan sonueundabu konuda onemli bir gelisme yasanmisnr. Bu felsefeci-mantikctlar, matematiginonermelerininformel manttle araczhgzyla ifade edilebilmesinin rmimkun oldugunugostermis, bu da manngm evrensel bir formullestirrne dili olarak kullarnlabilecegifikrini dogurmustur. Mantikcr pozitivistler de bu "yeni manngi" kullanarak bilimselifadeleri daha net, sistematik ve smanabilir bir sekilde sergileyebileeeklerini, boy-Ieee metafizigin veya kendini bilim olarak sunan "safsata-bilimlerin" iddialanrunanlamsizhgirn gosterebileceklerini dusunrmislerdir. Isimdeki 'mannkci' kelimesininanlarm budur. 'Pozitivizrn' kelimesi ise ozellikle sosyolojinin kurueularmdan olanFransiz du~unur Auguste Comte (1798-1857)'un fikirlerine gonderme yapmaktadrr.Comte, uygarhgm dinselve metaJizik asamalardan gecerek dusunsel acidan evril-digini, son asarna olarak da bilimselCveya "pozitif") evreye girdigini savlarmstir. Bua~amaya gelmek, insanhgm hurafe ve dogmalan geride birakmasi ve dogal olgula-rr dogaustu gu~lere basvurrnadan aciklamaya yonelmesi anlamma gelmektedir.Mannkcr pozitivistler Comte'un metafizik-karsrti tavrmdan etkilenmisler, bilgi edin-me sureclerinde deneysel bilimlerin en guvenilir kaynak oldugu tezini de tama-men benirnsemislerdir.

    Dogru lanabi lirl igin Onem iMannkci pozitivistlerin en ~ok tarnsilan tezlerinden biri, deneyimsel temeli olma-yan metafizik iddialan ~urutmede kullandtklan dogrulanabilirlik ilkesi olmustur.Bu ilkeye gore (mantiksal onermeleri disanda birakirsak), bir onerme veya iddiadeneyim sonucunda dogrulanabilirse anlamli bir onerrnedir, aksi halde 0iddiarunanlarnsiz oldugunu soylernemiz gerekir. Mannkci pozitivistlerin burada kastettikle-ri, ele alman onerrnelerin ~u an ve pratikte var olan kosullar altmda dogrulanabi-lirligi degildir. Kastedilen, daha cok, "prensipte" -yani uygun deneyimsel kosul-lar saglandigmda-c- gerceklestirilecek dogrulamalardir. Ornegin, "Andromeda Ga-laksisi'nin merkezinde sicakhk tam olarak 150 derecedir" onermesi ~u anda dogru-lugu veya yanhshgi gosterilebilir bir onerme olmayabilir. Aneak biz boyle bir oner-meyi deneyim kapsaminda nasil yonternlerle dogrulayabilecegimizi rahatltkla zih-nimizde canlandirabiliriz. Bilimin ve teknolojinin yeterli duzeyde gelisrnesi sonu-cu Andromeda'da hassas olcimiler yapabilir ve bunlann sonueunda, bu onermenindogru veya yanhs bir onerrne oldugunu ortaya cikarabiliriz. Andromeda'ya iliskinbu say sonucta yanhs ~lksa bile, dogrulanabilirlik kistasma uydugu icin, anlamltbir onermedir. Bunun aksine, "Piziksel evrende bulunan her nesne, bize maddeselnitelikte gorunse bile, aslmda maddeden degil ruhlardan yapilrmsnr" gibi bir oner-me bizirn deneyimsel acidan nasil dogrulayacagmnz hakkmda hicbir fikrimizin 01 -madigi bir iddia icerir. Bilim ve teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin, boyle onerme-leri deneyimsel yontemlerle dogrulamamizm olanaksiz oldugu aciktir. Dogrulana-bilirlik ilkesini burada uyguladigmnzda, "Fiziksel evrende bulunan her nesne as-lmda maddeden degil ruhlardan yapilrmsnr" onermesinin yanhs degil, anlamsiz 01 -dugunu buluruz.

    D o g ru l a n a b i I i r l i k i I ke s i ,m a n ti k~1p o z i tiv i s tl e rta r a fm d a n b i lim s el o la n l am e ta fi z i k 0 1 a ni ( a n l a m SIZ0 1 a ni) a yu a n i i i ~ u t 0 1 a ra ki in e s u ru l m u ~ tu r .

  • 8/3/2019 Felsefe nite 05

    6/24

    98

    M a li ll K , I P LJl it iv i stlere gl ire,jugru d a n gl iz l " ' 1 , 1 " 1 1 " , I ' e yenKUr a li i s a l t er u ule r i , "r elll il l" r II l e l e r ind ugrula l l a h i I i r l i g i . b uun e rme l e r i I I h a g l a ll tlk u r a li a n a r a e il l g ll'l agl iz l " ' 1 , 1 " 1 1 e h i I i r ~ "I IU ,I a r l ai li u ti le n d ir ih u e l er in ebagl l .Jl r

    Pcki mdafizigin veya mct afizik oncrrnclcrin ld~hir J;_:g;_:riyok mudur? Manuk-~1 pozitivistlcrin hu konudaki g;_:n;_:lg(lri.["ii.i, mct afizik oncrruclcrin onlan dilc ge-tircn kisilcrin ya5:lTlu hakislanru, tavrrl artru vc duygusal dunyalanrn yansuan ira-dclcr oldugu yonundcdir. :iu anlamda, ruct afizik oricrrnclcr vc kurarul ar sanatcr-larm i.irdligi cscrlcrc hcnzcr. [)uygusal y:LpmlTlllZ a~lsmJan he llihir rol oynasa-lar da hil isscl veya hilgisel u;_:g;_:rl;_:riyoktur. Ra5ka hir dcyislc, mctar'izik tlncrme-lcr saycsindc dunvavi "daha iyi hil rucrniz' ya d a "daha iyi anlarnanuz' soz konu-su ol amaz.Gozlemsel ve Kuramsal TerimlerHer hilim fclscfccis inin vuz qm;_:k zorunda oldugu hir sorun, hilirn insanlarmm p-115TlUan sirasrnda ku IIandrkl an lsuranisal teriniler ilc ilgil idir. ()rnegin, "prolon"veya "rnanyctik alan' kavrarnlan g(lzl;_:ml;_:n;_:hilir dunyayt a~lklama aruactyla kulla-mlan vc ~agua5 fizigin "olmazsa-olmaz unsurlan ol sa d a , protonlar vc manyctikalanlar Jogruuan gClzlemlen;_:hilir 5;_:yl;_:ru;_:gill;_:ruir. Vc hu dururn yukanda a~lkb-JlglTlI1Z dr>gni/(/ nahiiirlil: lIh'si a~lsmuan potansiycl hir sorun 01usturur. Eger man-yctik alanlara ilisk in iddialar, g(lzl;_:m yoluyl a dogrulanahihr oncrruclcr Jegilse huoncrrnclcrin anlarnsiz olduklari sonucuna varrnanuz g;_:r;_:kir.Bu clhcltc sagJuyuyaoldukca aykm hir sonuctur. .vncak rnanuko pozitivistlcrin hu soruna hir ~clzi.imi.ihulunrnaktadrr: Bil irn insanlarmm kullandigr kurarusal tcrirulcrin her hiri, anlarnliolahilruclcri icin, tantrusal ifadclcr aUClllglyb g(lzl;_:ml;_:n;_:hilir sonuclara haglanma-lrdrr. Bu tamrnsal ifadclcrc hrlgkllih lsurallari .uh vcrilir. Ragbnll kurallarmm isle-vi, kurarnsal tcriml cr iccrcn hiliruscl oncrrnclcri, i~inu;_: yalruzca gtlzlemsel tcrimlc-rin yer alJlgl gClzlemsel oncrrnclcrc lngl:muk y;_:ya onlarl a ilintilcndirrnckrir.

    Manukci pozitivist lcrin hu dusuriccs ini ol ast hir hilirnscl senaryo kulla naraka~lkbyalml: Bir hiyolog. insanlarm lng151kllk sistcrni i~inJ;_: viruslcrc kar51 rnuca-dele ctruc c)zelligi olan haz: organik rnikro-yapilar ol dugunu dusunrncktcdir vc huunsurl ara Antivir adtm vcrrucktcdir. Norrualdc hu mikro-yaprlar veya unsurlar, in-san hu nycsi icindc pasif ko-iumda olrnasma karsm, drsandan mudahclcylc harckc-L L ge~irilehilmeleri dururuunda oncrul ihazt hast ahkl arm kcsin tcdavisindc ctkiliolahilccckrir. Ancak hiyolo'Jumuz, Antivir adh hu rnikro-yaprlarm Jigcr org.mikunsurlardan ayrtlarak gii.7/emlemnesillill -;_:n azmdan 5imJilik- 0/(1 1/(1"'S'I7 oldu-gunu ifadc ctrncktudir. Buna karsm, kcndisi 5u g(lzl;_:msd tarurnlarnayt oncrrnc ktc-dir: Antivir iccrcn kan orncklcri lahoratuvarda belli kirnyas al bilcsiklcrlc rcaksiyo-na sokuldugunda (Ru gc)zlcmsd pros;_:ui.ir;_: P adrm vcrcliru': sonucta ortaya crkanmolckullcrin ozcl hir hilcsikscl yapda olduklari gorulmcktcdir (Ru gtlzlt.:msel so-nuca da S adrm vc rcliru). Hu dururuda Antlvtr'c dair hl1gll1llh lsurah. 5u 5ekilueform u llcstirilchilir.

    Uir ! " " - ~inAntinir nl,J/Jilmesi icin R .".,M ne _1,. ,/ ." Mr~;ltr rrnu.n. P /,rr,:;"dii rii nrler; p,"~iriZmesi du.nanunda p,n:dE'fllleINhjlj, olau S sr.nucuriu. ertnesidir

    Dal u a~1k ifadc cdursc k Antivir'c dair hrlgklllh lsu.rali 5U iki k05U lun hirliktc ger-~e klcsrncsini gere ktirir:

    (1) Egu hir ncsnc Antivir isc 0 ncsnc P proscdurundcn ge~irilmesi Jurumun-da gc)zlcmlcnehilir ol an S sonucunu vcrir,

    (2) Egu hir ncsnc P proscdurundcn g;_:~irilm;_:si dururuunda gtlzlt.:mlt.:nehilirolan S sonucunu vcrirsc 0 ncsncnin Antivir oldugu soylcnchilir.

  • 8/3/2019 Felsefe nite 05

    7/24

    U nite 5 - B i l im F els e fe s i 9 9

    Bu ornegin ardinda yatan felsefi yaklasmn simdi kisaca irdeleyelim. Oncelikle,biyologumuz insan bedeninde Antivir adirn verdigi gozlemlenemeyen bir yapmmvarhgim one surrnektedir, Mannkcr pozitivistlere gore bu yaklasnnda bir sakmcayoktur -~unkU, ne de olsa, bilimin kuramsal terimlere ve gozlemlenemeyen ~ey-lere basvurrnasi siradan ve kacirulmaz bir durumdur. Ancak mannkcr pozitivistle-rin vurguladigi nokta, boyle bir iddiayla gelen bilim insanmm var oldugunu onesurdugu Antivir'i gozlemsel durumlar aracihgiyla tammlamayi basarmasi gerekti-gidir. Biyologurnuz bu turd en bir tammlama yapabilmekte ve, bir anlamda, dusun-sel ve bilimsel sorumlulugunu yerine getirmektedir. Yukandaki tammm da goster-digi gibi, Antivir'in kendisi algisal olarak deneyimlenemese bile, bu varsayimsalorganik yapmm algilayabildigimiz dunyada nasil bir fark yarattigi acikca tammla-nabilmektedir. Bir bilim insanmm sundugu kuramlar ile dunyayi mistik veya me-tafizik ilkelerle aciklarnaya cahsan bir kisinin iddialan arasmdaki en btryuk fark bu-duro "Piziksel evrende bulunan her nesne aslmda maddeden degil ruhlardan yapil-misur" gibi bir onerrnenin dogru olmasi ile yanhs olmasi durumlannda bizirn de-neyimledigimiz dunyada tam olarak neyin farleli olacagin: anlamak zordur. Veeger bir "fark", algilanan dunyada hicbir degisiklige karsihk gelmiyorsa 0gercekbir fark degildir, 0 halde, bu turden metafizik turnceler bos ve anlamsizdir.

    Ancak bu noktada kritik bir soru yamtsiz kahyor gorunmektedir. Antivir (veyamanyetik alanlar, elektronlar, vb.) icin vardiyebilir miyiz? Mantikcr pozitivistler ge-nelde bu soruyu bilincli bir sekilde yarutsiz birakmayi tercih etmislerdir. Kuramsalterimlere iliskin varlik sorusu bizirn deneyimimizi asan, bu yuzden de metafizikselnitelikte bir sorudur. ASIIilgilenmemiz gereken konu varhk iddialanmn dogrulu-gunu felsefi olarak ispatlamak degil, dogrudan gozlemlenemeyen seylere dair su-nulan tezlerin deneyimle olan iliskisini inceleyerek bu tezlerin savlanabilir olup 01 -madigmi saptamaktir. Bundan farkh tavirlar, metafizik gelenegin icinde yapilan ha-talan tekrarlamak olur.

    MANTIKC;:I POZiTivizMiN SORUNLARI VE FARKLIYAKLA$IMLARMantikcr pozitivist yaklasmn cazip kilan temel unsur; bilimselligi, nesnelligi ve net-ligi on plana cikarmasrdrr. Hem bilimsel hem de felsefi acidan bakildigmda dunya-ya iliskin bir kuram sunmaya yonelen kisilerin, one surdukleri kuramlann dene-yimlenebilir gerceklikle nasil bir iliskisi oldugunu acikca ortaya koymalarmm 0ku-ramm inandmcihgim artiracagr soylenebilir. Butun olumlu yonlerine ragmen, Viya-na Cevresi'nin savundugu fikirlere cok onemli elestiriler gelmis ve bu elestirilerinagrrltgl karsismda mantikcr pozitivist goru~ 20. yuzyilm ikinci yansmda ~ekiciliginibuyuk oranda yitirrnistir. Bu onemli sorunlann incelenmesi, bilim felsefesininonemli bazi tarnsmalanrn sergilememize olanak tamyacaktrr.

    Gozlemsel-Kuramsal Ayrlmmm SorunlarlHer ne kadar "gozlemsel-kuramsal" ayrtml sagduyuya uygun gorunse de irdele-me derinlestirildiginde, konunun ilk gorundugu kadar basit olmadigi ortaya cik-maktadir. Bu baglarnda temel sorun, soz konusu ayrtmm letstasinin veya 61rutu-nun saptanmasi ile ilgilidir. Akla ilk gelebilecek onerilerden biri, 'gozlemsel' teri-minin "herhangi bir cihaz kullamlmadan algilanabilecek" seklinde tarumlanmasi-dir, Ancak kavramsal ~izgiyi bu sekilde cizmenin sorunu ~ozmeyecegi aciktir. Or-negin, bir bilim insam mikroskop kullanarak gozle gorulemeyecek kadar kucukorganizmalan gozlemlemeyi basardigmda, gozlemlenen organizmalarm "kuram-

  • 8/3/2019 Felsefe nite 05

    8/24

    100 Felsefesal" oldugunu mu iddia edecegiz? Bu secenek akla hie uygun gorunmemektedir.Baska bir ornek verirsek "sicakhk" kavrammm gozlemsel-kuramsal aynmmm ne-resine dusecegi tarnsmaya aciknr. Bunun da mannkcr pozitivistlerin tezini zayifla-tacagi kesindir.

    Bu baglarnda ifade edebilecegimiz bir diger karsi-iddia da sudur: Gozlernsel-kuramsal aynml eger "kurarnsal olan" ile "kurarndan annmis olamn" karsrthgr sek-linde ortaya konuyorsa bu aynmm aslmda oldukca sorunlu oldugu gozden kacml-rnamahdir. lnsanlann en basit gozlemsel bilgileri bile aslmda, onernli bir anlamda,kuramsal gucle donanrms durumdadrr. Gozlern yoluyla edindigimiz bilgiler -de-neyimci dusunurlerin tezlerinin aksine- dunyaya dair arka-plan bilgimizden, be-nimsedigimiz irili ufakh kuramlardan, kavramsal cercevelerimizden, kosullanmala-nrmzdan ve beklentilerimizden butunuyle bagunsiz olamaz. Bu ve benzeri sorun-lar, mannkci pozitivist gorii:~un kavramsal temellerinden birinde onernli bir belir-sizlik ve sorun yattigiru ortaya koyar.Metafizigin Bilimsel i~lev iCiindekiYeriHer ne kadar mantikcr pozitivistler, bilimi metafizikten butunuyle anndmnaya ca-hsrms olsalar da bu turd en bir cabanm anlamh ya da mumkun olup olmadigi pek~ok yorumcu tarafmdan sorgulanrrustir. Eger bilim, temel olarak, bizi saran evre-nin (algi yoluyla dogrudan yakalayamadigumz) isleme mekanizmasiru aciklamave kavrama ~abasl ise bu ~abanm metafizik bazi unsurlar icermesinin kacimlmazoldugu dusunulebilir. 0 yuzden, metafizik yaklasimlann korkulacak degil, bilim-sel etkinligi tamamlayici unsurlar oldugu rahathkla soylenebilir. Bilim tarihindebu olguya verilebilecek en guzel orneklerden biri atomculuktur. (Gillies 1993, s.189-191) Atom kavrarru ve atomculuk olarak bilinen felsefi goru~ Eski Yunan'daortaya ~lkml~, Romali bazi dusunurlerce ileriye tasmmis ve 2500 yilhk bir serii:vensonucu saygm bir fizik kurami olarak bilim tarihindeki yerini alrrustir. Demokritusve Epikurus gibi Antik C;;:agelsefecileri, ~evremizde gozlemledigimiz nesnelerinyapl taslanmn gozlemlenemeyen kuctik parcaciklar oldugunu dtisunrmisni. Ge-nel yaklasunlan soyleydi: Her nesneyi daha ku~uk parcalara bolrnek rnumkun-duro Ancak bu islemin sonsuza dek surmesi olanaksrzdir. Bir noktada, temel par-caciklara varmarmz ve bu "bolme" islemini sonlandirrnarmz gerekir. Demokritusve onu izleyenler bu temel parcaciklara atomos (kucuk parcalara bolunmeyen)adiru vermislerdi. Bu felsefecilerin kuramma gore, evrende esas olarak atomlar veonlarm icinde devindikleri bosluk vardrr. Dogadaki her degisim, her nesnel olu-sum atomlann birlesip aynlmalanrnn bir sonucudur. Elbette, atomcu dusunurlerbu tezi ortaya atnklannda savlanm smama olanagma sahip degillerdi. Bu anlam-da, "bolunmeyen parcaciklar" kurami esas itibanyla cesur bir metafizik iddia ola-rak ortaya cikrmstir. Modern fizik de Dalton ve Maxwell gibi bilim insanlarmm ca-hsrnalan sonucu, bu cesur kurguyu gelistirerek onemli ve saygm insanlannm birkurama donusturmusnir. Bilimin tarihsel gelisrnesi goz onune almdigmda biliminmetafizikten anndmlmasmm gerekli, yararh ve hatta mumkun oldugunu soyle-mek oldukca zor gorunmektedir.

    Yanh~lanabilirliginOnemi: Karl PopperMannkcr pozitivistlerin, David Hume gibi deneyimcilerin felsefi mirasiru devraldik-larmdan daha once bahsetmistik. Deneyimciligin en onemli ilkelerinden biri, dun-yaya iliskin iddialann deneyim yoluyla dogrulanabilir nitelikte olmasidir. Mannkcipozitivistler bilimsel bilginin olusumunu da bu cercevede degerlendirmislerdir.

  • 8/3/2019 Felsefe nite 05

    9/24

    U n i te 5 - B i l im F e ls e f e s i 101Onlara gore, gercek anlamda "bilimsel" olan bilgi, yalm deneyim yoluyla dogrula-nabilen bilgidir. Ancak bu yaklasunm bilimin basanlanrn dogru yansmp yansitrna-dlgl tarnsmaya aciktir. Bu bolumde, mannkcr pozitivistlere en onernli elestirilerigetiren felsefecilerden biri olan Karl Popper'm genel yaklasmn uzerinde duracagiz.

    Bilimsel kuramlarm dogrulanabilir oldugu surece bilimsel ve saygm oldugu te-zi, akla uygun bir say gibi gorunse de dogrulanabilirligin en buyuk bilimsel erdemoldugu ~uphelidir. Bunu bilim tarihinden bir ornekle aciklarnaya cahsahm: EskiYunan'da genel olarak inamlan "Gunes dunyanm etrafmda doner." onermesini elealahm. Denebilir ki, bir anlamda, 0donernde ya~ayan insanlar surekli olarak buonermeyi "dogrulayan" gozlemler yaprnaktaydilar. Daha {;arplClbir sekilde soyler-sek {;evrelerindeki evrene her baktiklannda evrenin bu onermeyi dogruladigirn go-rtiyorlardi. (Ne de olsa, siradan gozlem bize gunesin dogudan batrya dogru gunboyunca hareket ettigi ve dunyanm cevresinde dondugu izlenimini vermektedir.)Bu ornek bize basit ancak onemli bir gercegi gosterir: Eger bir bilim insanmm he-defi tezini dogrulamaksa pek cok durumda bunu zorlanmadan basaracagi aciktir.Ve bununla ilintili olarak, dogrulamanm bilim insanlanru bir tiir bilimsel tutuculu-ga goturme riski ta~ldlgl da kesindir.

    Dogrulamaya iliskin bu dusuncenin felsefi ozumi simdi biraz daha aciklarnaya{;ah~ahm.Bilimsel bir kurarru dogrulayan deneylerin onernli oldugu kabul edilebi-lir bir fikirdir. Ancak Popper'a gore, yanhslamanm bize sagladigr anhmla karsilas-tmldiginda dogrulamanmki {;okdaha dusuk onernde bir basandir. Evrensel bir id-dia olan "Tum kugular beyazdrr" onerrnesini dogrulayan sayrsiz ornegin her biribilgimizin gelisimine oldukca sirurh bir katki yapar. Ama ornegin, mavi renkte birkugunun bulunmasmm ve bunun sonucunda gerceklestirilen yanhslamarnn dunyabilgimiz acismdan ne kadar onemli olacagi aciknr. Bilim tarihinden almabilecekornekler de bunu net bir sekilde gostermektedir. "Gtines dunya etrafmda doner''tezinin yanhslandigi zaman kaydedilen basanyi dusunelim. 16. yuzyilda Koperniksagduyuya son derece uygun gorunen dunya-rnerkezli astronomi kurammm aslm-da yanhs oldugunu one surmus, boylece astronomide yeni bir {;ag acmisn. Bu sa-vm bilim cevrelerinde benimsenmesiyle birlikte evrendeki yerimiz ve onernimizkonusunda yeni ve son derece farkh bir felsefi tablo ortaya cikrmsn. Dogrulama ilekarsilastmldigmda kritik bir konuda gerceklestirilen basanh bir yanhslamanm bi-limsel onerninin {;okdaha buyuk oldugu, buradan kolayhkla gorulebilir.

    Bu ve benzeri akil yurutrneler, Karl Popper'i yanltslamactltl olarak da bilinenfelsefi perspektifi savunmaya yoneltmistir. Yanhslamacihga gore; bilimin ileri git-mesini saglayan esas unsur, cesur tezlerin one surulrnesi ve bunlarm kamtlar yo-luyla yanhslanmasidir. Bir bilim kurammi iyi ya da degerli kilan temel nitelik dog-rulanabilirlik degil, yanhslanabilirliktir. Bilimsel olma iddiasryla ortaya cikan birkuramm deneyimsel veriler tarafmdan "dogrulanma" kapisr acik iken, onun yanhs-lanmasmm nasil olacagi acik ve secik olarak belirtilemiyorsa bu durum 0kurammaslmda bilimsellikten uzak oldugunu gosterir. Yukanda kullandigmnz 'cesur' keli-mesinin anlarruru da bu baglamda aciklayabiliriz. Popper'a gore, bir bilim insarukurarruru olustururken ne pahasina olursa olsun kurarruru ayakta tutma amacr gut-memelidir. Ozellikle de kuramma aykm gorunen bir gozlem karsisinda durumukurtarmak icin kuram uzerinde "yama" niteliginde kucuk degisikliklikler yapmaYItercih etmemelidir. 0 acidan, kuram rmimkun oldugu kadar net ve deneyim yo-luyla gelecek yanhslamaya son derece acik bir tarzda forrmile edilmelidir. Orne-gin, Popper'a gore, ruhcozumsel (psikoanalitik) kuram, yanhslamaya kapah ve buyuzden de bilimsel nitelikte olmaktan uzak kuramsal yapilara iyi bir ornek olustur-

    " B u t u n k ug u la r b e y az dl r "i in e r m e s i m i ly on I ar e a b e y azk u gu g ii rm u ~ 0 1s ak b i Iem a n t i k sa l 0 1a r akd o g ru l a n a m a z. G i i r d u g um u zh e r y e n i b ey a z k u g u b ui in e rm e y i d e s te k l e r; a n c a kg iiz le m a la m rm z m d r s r n d ab i r y e r l e r d e b a ~ ka re nk t e b i rk ug un u n o lr n ad rg rm k es in0 1a ra k g iis te rm e z .

  • 8/3/2019 Felsefe nite 05

    10/24

    1 0 2 Felsefe

    maktadrr.

  • 8/3/2019 Felsefe nite 05

    11/24

    U lli te 5 - B i l im F e l~ e je ~ i 103

    Quine-Duhem TeziPOf'f'er'm saVl aslmda, hasit hir manuksal gL:n;L:klen kaynaklanmakuuhr. "Metal-den yaprlnus cisirulcr manyctik alanlardan ctkilcnir' gihi hir cvrcnscl ()nerme ka~dcfa dogrularnrsa dogrulansm, hu onun hir gi.in aksi yond.: hir kanu hulunruast so-nucu yanll)lanmayacagml g()SlLrmL:Z_ [)ogrulamalar yalruzca "ef'islemoI01ik scru-venin )imuilik dcvarn dligini" g()SlL:rir. Buna karsm, cvrcnscl hir tczi yanlislayantck hir karut bile, 0 savm dogruluk-yanil5ilk statusunu a~lk vc tarusrnasrz hir )ekil-de hcl irlcr. [)ogrubmanm vc yanlislarnarun manuks al yapilan hu anl amda hirhiri-nc zuur.

    POf'f'er'm uogru Iarna ycrinc yan il51amaya agnil k vcrrn csi, an b)111r nc dcn Ieredayansa d a hilirudc yanhslarnalarm ilk lukl5L1 g()rillehilecegi kadar hasit vc sorun-suz olnuulgl da hir ger~eklir. Yanlislarna kavrarrumn vc onun hilirn a~lsmuan one-minin sorgul anrnasma yol a~an hir iddia, Franstz fizik~i vc hilirn felsci 'ecisi Pierref)uhem ITld _ yuzyilm en huyuk dusunu rlcrindcn hiri ol an \\7illiam V_ 0_ tlui-nc'd an gelmi)lir. f)uhem-QuinL: Tczi olarak hil incn hu dub krsaca )()yleuir: Bellihir g()zlemsel veri (yani dcncyirnscl karin) hir hiliruscl kuranu yanhsliyor g()ri.inui.i-gi.inue S()Z konusu kurarn, alt-unsurlarmda yaptlahilccck ayarlamal ar saycsindc herzarnan 0 yanhslarnarun )-'1klCl ctkisini savusturrnanm hir yolunu hulahilir. Rununtcrncl neueni, gtlzicmscl karuun asia hir hilirnscl kurarul a yahulrrus hal de yuzlcsc-meyecegi gcr~egidir. Norrualdc hir hiliruscl kurarn hirhirinc cklcnrnis kurarular yu-nugmuan olusur. Boyle hir "hilcs ik kurarudan turctilchilccck gozlcrnscl sonucuntarn tcrxinin uogada ge~erli oldugu saf'Llnulgmua hilim insanmm nasr l hir yol izlc-yecegi hast an belli degildir. Bu fikrin manuksal Y:lf'ISlnl )imui krsaca g()Slcrelim:f)iyelim hir astronorni uzmam uzaktaki hir galaksiye il iskin K adh hir kurarn olus-turuyor. Bu kurarrunKl' Kl VL:K3 gihi alt-unsurlan veya hilcscnlcri oldugunu var-sayahrn. Bu hilirn insarn, eger K uogruysa hizim lcleskof' aUClilglyb G gihi hir 01-guyu g()zlemlememiz gerekligi sonucuna vanyor. Elbcuc hilirn insarunm dogru ka-hul dligi savl ar K ilc smrrh kalrnayacak VL: ()rnL:gin, u-lcskobun uogru ~ail)nusl,g()ri.inli.ileri ~arf'llmadan yansnrnasi gihi nokialar d a G'nin cldc cdil rncsinc katktyaf'an unsurlar arasmda yer alacakur. "Tclcskop gl)zlemler sirasmda normal ~ail)-maktadir' gihi varsayrmlarm VL: yan-kurarnlarm lopbmma Y adrm vcrclim. ~imuihu prliar alunda astronorui uzmarunrn, hcklcntis inin aksinc, G'rrin tcrsini g()zlem-leuigini varsayahrn. Bu gtlzicmi scrnholik olarak "uegil-G" veya krsaca "-G" olarakhcl irtclim. Bu dururnda -G g()zlL:minin K kULlTlI1n1 yanil)bulgml soylcmck uogruolur, diyc dusunchiliriz. /\ ncak dururn g()ri.inui.igi.huen dal ra karruasrkur. ~enulikolarak ifadc cdcrsck:

    (11 Eger (K1 A Kl A K3 A Y) iSL:,G'nin g()zlL:mlenmesi gerekir;(21 Ancak gtlzicmicnen -G-'uir;(31 0 lulue, -(K1 AKl A K3A Y)-

    Burada hir g()zicmin, kurarrun "yanhslanmasma" nc dcn ol dugunu ifaue ctruck, so-runu tarn olarak ~tlzmemeklLuir; cunku yanlrslarnanm ort ay a ~lkmasl (Kl A K2 AK3 A Y) i~inueki unsurlardan hangisinin yanhslamanm neueni ol dugunu g()Sler-rncrucktcdir. Rilindigi gihi manuk kurallarma g()rL:,

    Krsacast h()ylesi hir yanlislama, hizc yanhslanan kurarusal unsurl ardan herhirininyanhs obhilecegini (ve ell az : hirinirt yanl rs oldugunu: g()slermekleuir . 0haldc,

  • 8/3/2019 Felsefe nite 05

    12/24

    104 Fe lse fe

    Q iz gi s el v e b i ri k i m s eld e ne y im c i b il im a n la Y I~ ln ag or e b i I i m s e l g eli~ m e , t i k elg oz le m le rd en h ar ek et e de rv e t ur ne v an rn la r k u ll an a ra kb u t ik el g ti zle m le rd en g en elyarg r l a ra yam.

    yanhslamanm basit ve yalm bir sekilde gerceklestirilmesinin aslmda olanaksiz 01 -dugu da ortaya cikmaktadrr. Daha da ilginci -G gozlemi, kuramsal yapmm tumu-ne iliskin bir gozlern oldugu icin, bu yapmm icinde bilim insarunm istedigi un sur-larda degisiklikler ve ayarlamalar yaparak -G'nin yikici etkisini gidermesi ve K'yryanhslamadan kurtarmasi olasi gorunmektedir. Baska bir deyisle; kuramla cansanbelli bir gozlemi, 0kuramm baska bohimlerini degistirerek kuramla uyumlu halegetirme olasihgi her zaman acik gorunmektedir.

    Duhem-Quine Tezi'nin ortaya cikardigr onemli bir gercek, bilimsel dogrulamave yanhslamalann arastirmacilann yorum ve secimlerinden bagimsiz olarak -yanidoganm "kendisi" tarafmdan- gerceklestirilen durumlar olamayacagidir. Dogrula-ma ve yanhslamalar, bilimsel islevi yerine getiren bilim insanlanmn gerceklestirdi-gi eylemlerdir. Bilimsel kuramlarm dogrulama ve yanhslama sureclerinin ardmda-ki mantigm arastmlmasi onemli olsa da bu konunun yalmzca mantiksal yapmmsergilenmesi yoluyla anlasilamayacagi aciktir. Bilim insanlarmm cahsrnalan sirasin-da sunduklan yorumlar ve bilim etkinliginin eylemsel dinamiklerine iliskin gercek-ler de esit derecede onem tasunaktadir. Bu baglarnda, Popper'm "bilimsel bilgi"yitemelde "yanhslanabilen bilgi" ile ozdeslestirmesinin bazr onernli sorunlan tamolarak yarutlamadigi ve yanhslamaci semarun da bilimsel bilgiyi oldugundan dahabasitlestirilmis bir tarzda temsil ettigi soylenebilir.

    BiLiMSEL GELi$ME NEOiR?Bu noktada bilim felsefesinin en temel ve kritik konularmdan birine deginebili-riz. Bu konu, bilimsel gelisme kavrammdan ne anlasilmasr gerektigi ve bu kav-ramm felsefenin temel sorunsallanyla baglantismm irdelenmesi ile ilgilidir. 11kbakista "bilirnsel gelisme" kavrammm irdelenmesinin neden gerektigi cok acikgorunmeyebilir. Ne de olsa bilimin yuzyillar icinde katettigi yolun basit (ve co-gunlukla hatah) kuramlarla basladigi ve ~aglar boyunca gelisme kaydederek suanki usnin duzeyine ula~tlgl acik bir gercek gibi gorunrnektedir. Eski uygarhkla-rm sahip oldugu basit fizik kuramlannm, karmasikhk ve gelisrnislik seviyesi act-smdan, ornegin kuvantum fizigi ile kryas kabul etrneyecegi kesindir. Ancak bugoruntunun felsefi olarak sorgulanmasmi yaprnarmz yararh olabilir. Bu bolurnde"gelisme" ve "ilerlerne" kavramlanru ele alacagiz ve bu kavramlann ne tur sorun-lar banndirdigiru sergileyecegiz.

    Geleneksel Bakl~Pozitivist dusunurlerin bilime yaklasnnlannm "deneyimci" bir tarzda oldugundansoz etmistik. Bu bakism, buyuk oranda, bu konuya iliskin geleneksel veya olaganperspektife karsihk geldigi soylenebilir. Deneyimci felsefeciler genelde tikel goz-lemlerden tiiretilen tumevanmlann, bilimsel islevin temelinde yattigiru savlarmslar-dir. Kokleri Francis Bacon (1561-1626)'a dayanan deneyimci bilim gelenegine go-re, bilimin gelisimi ~izgisel ve birikimsel bir yaplya sahiptir. Bacon'a gore, bilimdegismez dogmalara veya ilkelere dayanmamah, gozlernden hareket eden ve goz-lemlerden genel yargtlara varan tumevanrnlar sayesinde agir ve saglam bir ilerle-me gostermelidir. Bu tablonun bir sonucu; bilimin, tarihsel olarak, daha ilkel veeksik kuramlardan daha gelismis ve daha dogru olanlara dogru ~izgisel bir ilerle-me kaydettigidir, Ornegin, Eski Yunan'daki fizik kuramlan yerini, Newton'un ev-rensel ~ekim yasalanna birakrms, Newton'un kurarru da 20. yuzyilda Einstein fizi-gi tarafmdan ileriye tasmmisnr.

  • 8/3/2019 Felsefe nite 05

    13/24

    Un ite 5 - Bi lim F e lse fe s i 105

    Karl Popper'mGeli,im Anlay.,.Bu geleneksel ~izgisel ve birikimsel gelisim tablosuna ilk darbeyi Karl Popper vur-mustur. Popper'a gore bilim asla "yahn gozlem"le baslarnaz. Bilim, bir sorunun ifa-de edilmesi ve eesur kuramlarm one surulmesi ile baslar. Aynea gozlernsel oner-meler kesin ve yarnlmaz yargilar degildir. Yalm deneyim veya gozlem, bu anlam-da, bilimsel bilginin sarsilmaz temeli olamaz.

    Popper'a gore, kesin ve mutlak bilgi arayl~lmn bilimi gelistirecegi fikri yanhstir.o yuzden, bilim insanlan dogru olma olasihgi yuksek, dogrulanabilmeye yatkmgorunen, "saglam'' kuramlar olusturmaktan ziyade, yanhslanma riski yuksek ku-ramlar sunmaya yonelmelidir. Sagduyunun bize soylediginin aksine, bilimin ilerle-mesi aneak bu sekilde rmimkundtir. Elbette yanhslamalar yoluyla bilimin nasil iler-Iedigini kavramak ilk bakista zor gelebilir. Fakat Popper'm gorusune gore, heryanhslama aslmda bizi "gercege" biraz daha yaklasnrmaktadir. Eger eesur bir bi-limsel kuram, ~etin deneyimsel smarnalardan soma h1lH.ayakta kalabiliyorsa 0ku-ramm peki~tiiJ,ini veya gUflendiiJ,ini soyleyebiliriz. Boyle bir kuram yanhslananadek eldeki en iyi bilimsel kuram olarak kabul edilmelidir. Bilimsel gelisrne ise, ni-hayetinde yanhslanmis kuramlarm terk edilmesi ve onlann yerine yeni eesur ku-ramlarm onerilmesiyle gerceklesir. Bu noktada Popper "iyimser" diyebilecegimizbir tavir takinrms ve yanhslamalann bizi nesnel ve gercek bilgiye yaklastiracagimiddia etmistir. Popper'm bu konudaki gerekcesi sudur: Evrenin yaplsmm nasil 01 -dugunu tam bilemeyebiliriz. Aneak bizi saran evrenin, bilim insanlarmm tarif etti-ginden ~ok farkh olma olasihgi dusuktur. Eger Einstein'm kurarru ~ok inee ayrmn-lara kadar inebilen ongorulerde bulunuyorsa ve daha soma da bu ongorulerin ev-rende aynen gerceklestigi saptarnyorsa, bu turd en etkileyici basanlann yalmzca te-saduf eseri olamayacagi aciktir. Bu durumda akla en yakm gelen aciklama, bizirn"dogru bilgi"ye -az ya da ~ok- ulasmakta ve evreni de (yanhslamalar yoluyla)gittikce daha iyi bir sekilde biliyor oldugumuzdur.

    Thomas Kuhnve Bilimsel Devrimlerin Yap.s.Geleneksel "bilimsel ilerleme" gorusune 20. yuzyilda en agir darbeyi indiren felse-feeinin Thomas Kuhn oldugunu soyleyebiliriz. Kuhn'un 1962'de yayimlanan Bi-limsel Deurimlerin Yapisi adh kitabi bilim felsefesi alarum neredeyse alt-ust etmisve felsefenin farkh alanlanndaki tarnsrnalara damgasmi vurrnustur. Bu uniteyi,Kuhn'un 20. yuzyilm ikinci yansmda son dereee etkili olmus olan felsefi fikirlerinisergileyerek tamamlayacagiz.

    Yukanda aktardigmnz geleneksel goruse gore, bilimsel bilgi tarihsel olarak bi-riken ve ilerleyen bir olgudur. Bilimsel yonternlerin uygulanmasi bizi yava~ yava~gercek bilgiye yaklastmr. Kuhn'a gore ise, bu tezin ardmdaki "tekduze gelisim'' du-~uneesinde ciddi bir hata bulunmaktadrr. Bilimin "gelisimi", aslmda, oldukca fark-h iki tur d6nemin tarih boyunea donusurnlu olarak birbirini izlemesiyle ortaya ~l-kar. Bunlar Normal Bilim ve Bilimsel Devrim donemleridir.

    Normal Bilim donemlerini tammlayan ve belirleyen en onemli kavram para-digmadrr. 'Paradigma' teriminin gunluk dildeki es-anlamhsiru saptamak kolay 01 -masa da 'kavramsal ~er~eve' teriminin anlamea yakm oldugu soylenebilir. Para-digmalar, bilim insanlanmn akil yurutmelerini ve hatta algilanm belirler, neyi-na-sil arastiracaklanmn kurallanm sunar. Bu anlamda paradigmalar, bilim insanlan-run C~ogunlukla dile getirmedikleri ama ~ah~malanna rehberlik eden) uarsaytm-

    P op pe r'a g or e b ilim s elg eli ~ m e , y a n i l ~ Ia n m I~kura m I arm te rk e di I m e si veb u n I arm y eri n e y en i c esu rk ura m I a rm o n e ri I m e siy l eger~ek le~i r .

    P a ra d ig m a la r, varseyrrn lannv e y on te m s el s in Ir ia n norta ya k on d u g u k avra m sa I~ e r ~e v e l e r d i r .

  • 8/3/2019 Felsefe nite 05

    14/24

    106 Felsefe

    N or ma l B ilim d cn er nle riiiz er in de ~ al l~ lI an a la nd ag e li ~m e v e i le rl em e n in0 1d u g u d o n e m Ierken,B i lim s el D e vr im d on er n Ier ik e n d i s i yl e d i i n ya Y Ia l gila d I gl m IZ k a vra m s a I~ er ~e ve n i n d e g i ~ ti g idonemlerd i r .

    larim ve yontemsei stnirlartrn ortaya koyan cercevelerdir. Orneg in, Newtoncufizik paradigmasi icinde cahsan bir bilim insarn, Aristotelesci fizik paradigrnasimbenimsernis bir arasnrmacidan farkh bir sekilde dogaya yaklasir. Bir Aristoteles-~i dogada hareket eden cisimlere bakarken 0cisimlerin belli ereksel (yani ama-ca yonelik) nitelikleri oldugu varsayimryla gozlem yapar. Bir Newtoncunun uzay-zamana baktigr zaman gordugu ise mekanik bir evrendir. Aristotelesci icin, duzzeminde yuvarlanan topun durmasi, 0nesnenin "dogal konumuna" gelmesidir.Newtoncu icin ise, topun "dogal hareketi" sonsuza kadar gitmek olacak iken, fi-ziksel dunyadaki surtunme nedeniyle bu devinim sona ermektedir. Kisacasi, bizdunyayi yalm bir sekilde, dolayimsiz olarak algilamayiz. Daha ziyade, paradig-malarm penceresinden belli smirlar icinde bakarak belli bir cercevede kavranz.o halde, sahip oldugurnuz kuramlar her zaman algurnzm icinde yer ahr ve algr-Ianrruzi sekillendirir.

    Bir Normal Bilim doneminde, bilim insanlan bir paradigmamn icinde ortaya~lkan kuramsal "puruzlerle" ugrasir ve bunlara ~ozum getirmeye cahsirlar. Bu do-nemde, arasnrmacmm yapngi i~,temelde "bulmaca ~ozmeye" benzer. Neyin prob-lem olarak almacagi ve nasil cozume vanlacagi, paradigmanm olanaklan ve nor-matif smirlan tarafmdan belirlenir. Bilim insaru paradigmanm dogrulugunu sorgu-lamalesuzin onun ~er~evesinde kalarak 0alanda one cikan kuramsal sorunlan~ozmeye yonelir. Normal Bilim donemleri, problemlere ~ozum uretme acismdanoldukca verimli kesitlerdir. Boyle donernlerde, uzerinde cahsilan alanda gelismeve ilerleme kaydedilir. Ornegin bilim insanlan, alanlannda karsilarma cikan so-runlara ~ozum bulma konusunda daha iyi kuramsal teknikler gelistirirler, olanla-rr da daha hassas ve verimli hale getirirler. Ancak bir sure soma, paradigmalarkapsaminda ~ozum uretilirken eldeki kuramm yetersizlikleri a~lga cikar. Ve butur sorunlarm artmasi, kuramsal acidan bir kriz donemine girilmesine yol acabilir.Krizin "~er~eve icinden" giderilememesi durumunda, 0alanda yeni bir yaklasimvc ~cr~cvc sckillcnir, Bunun da sonucu bir Bilimsel Devrimdir. Dcvrim tamamlan-digmda ise, artik bilim insanlannm cahsmalanna zemin olusturan yeni bir para-digma olusrnustur, diyebiliriz. Bilim insanlan arnk bu yeni paradigma cercevesin-de sorunlan ~ozmeye cahsirlar -ve bu da yeni bir Normal Bilim doneminin bas-ladigmm habercisidir.

    Kuhn'un sasrrticr iddiasi, farkh paradigmalann birbiriyle karsilastmlmasmmrnumkun olrnadigidir. Bir paradigmadan digerine ge~i~ -evreni daha iyi betimle-me anlammda- bir ilerleme degildir. Dahasi, eski ve yeni paradigmalarm ornegin,"kiitle" gibi ortak terimler tasimalan, yeni gelenin eski paradigmamn bir devami 01 -dugunu gostermez. Kuhn'un ~arplCl sozleriyle dersek yeni paradigmanm icindegozlem yapanlar "eskisinden farkh bir dunya" algilarlar. Burada onernli olan nok-ta, yeni bir paradigmaya gecisin, evreni daha dogru kavramaya baslamak anlami-na gelmedigidir. Kuhn'a gore, evrenin gercek duzenine uyan -yani evreni "oldu-gu gibi temsil edebilen"- bir kurama dogru ilerlemekte oldugurnuz fikrini gerek-~elendirmek olanaksizdir. Boyle buyuk bir metaJizik savm dogrulugunu gostere-cek hicbir kanmrmz yoktur. 0 acidan biz, sonlu ve smirh varhklar olmamizdan do-layi, her zaman belli kuramsal ~er~evelerden evrene bakarak anlama cabasr icinegireriz. Bu ~abanm bilimi, "evrenin hakikatine" yakm bir noktaya getirip getirme-digi ise bizirn yanitlayabilecegimiz bir soru degildir.

  • 8/3/2019 Felsefe nite 05

    15/24

    U nite 5 - B i l im F els e fe s i 107Kuhn'un bilimsel kuramlar ve ilerleme konusunda ortaya koydugu bu ~arptct

    dusunceler, kendisini izleyen felsefeciler uzerinde son derece etkili olrnustur.Kuhn'un tezleri ozellikle "rnutlak" veya "kesin" bilginin olanakh oldugu fikrine~upheyle bakan felsefeciler tarafmdan sempatiyle karsilanrrusnr. Bununla birlikte,onemli sayida felsefeci de Kuhn'un radikal dusuncelerini benimsemeyi reddetmis-tiro Getirilebilecek elestirilerden biri, Kuhn'un farkh paradigmalan birbirlerindenoldukca keskin simrlarla aynlmis yapilar olarak betimlemeye egilimli olmasidir.Ornegin, tarihsel olarak ardisik gelen paradigmalarm birbirinden kopuk oldugu veyeni bir paradigmaya gecisin herhangi bir ozsel gelismeye isaret etrnedigi iddiala-n, hazmedilmesi oldukca zor tezler olarak gorunmektedir. Her durumda, Kuhn'unBilimsel Devrim kavramma getirdigi yaklasimm geleneksel bakistaki onemli bireksikligi sergiledigi, genel olarak kabul edilmektedir.

    " E p is te m o lo ji " v e " M e ta fi zi k" ii ni te le r in d e K a n t' tn f e ls ef es in d e n s o z e d er ken K a n t' tn bll-g t kuramtRagore d i inyantn zamansa l-me lc insa l ili~kiler i~indeki gor ii ng ii le r o l arak algi-laamasmm, u s u n y a p ts tn t n z o ru n lu senucu oldugunu soylemi~,b ilg in in u su m u zd a b u lu -n an d iiz en le yid k ate go rile rin b u g or iin giile re u yg ula nm a sty la e ld e e dild ig in i, ~ ka b irdeyi~le, Kant'tn geleaeksel ep i st emolo j idek i b i len -b il inen ili~kisini terslne ~evirereki~inde~tStmtz d ii ny a n tn b ir a n la m d a b iz im d ii ny a m tz o ld u g u nu g o st er m e y e ~alt~ttSt-m belirtm~tik. SozQ ge~eni in it el er in K a n t i l e i lg il i kisunlanm t ek r ar o k uy u n v e K a nt't n~izdigIbu felsefl t ab loyu Kuhn'un ~izdigIf el se fi t ab lo y la ( te m e l b e n ze r li kl er i v e f ar khh k -lartyla) kar~tl~ttrtn.

  • 8/3/2019 Felsefe nite 05

    16/24

    10 8 F"I~"j"

    Oze tiiinm,m1ei:;efeSlrdri ne "":" nu. hiZim./;C-!sejesirdn't!1 ./drlidl 1,;!PrlPri nde nvrila ~Iir!dnJ., ,J ~ /.,I,J_v, J!J / imei.I\ilim,-;cl hilgi kavrarrum c,orgulamak, hilimin kim-ligini vc ku ramc,allirli nlc rini arast.mn akHLemciolarak da hilimc,c I i~levi felc,di olarak irdclc mck.hilim fd-;dcc,i alarum hclirle\'en u nvurlardrr JolinLoseein ghrli~li ndc n vola ,:lI,arak hilim sc I i~le-v in dhn farkh ~ckildc irdelenehilecegi c,1>vlenehi-lir I\una ghrc. hilim fc Ic,dec,ihe IIi hir dhnemdck abul ghrmli~ hil imc,cl ku rarnlar m, felc,di kate-gr.rilcri IIIi.!.c(.!an cf.kilcri ni ara',;I.II-,I-lc i nci r.larak.hil im in,-;anlarmm fark: nda olmadan va rLlkla nvarsayimlan ortava ':' karrr (1

  • 8/3/2019 Felsefe nite 05

    17/24

    l l nit e 5 - B il i l l l F el , e i e , i 1 09

    VL doi:J.y""yla da hu tc zlc riv lt: dunva hilgimi7.ingLli~im inc c,on1rhhi r katk rda hulu nara klan daa,:li'I.1r. I\u anlamda oncmli hir konuda gLn:Lk-k~Lirikn ha~anh hir vanhslarn anonhilimc,LI (mL-mi. dogrulam anonhilimc,LI oncmindcn ,:ok dahabuvu ktur Poppcr'a ghrL hir hilim insarn, kura-mirn 0lahi IdiginCLnet.VL dencvim volu via gLlc-CLk yanh~lamaya a,:,k hir ~Lkildt: fr.rmul ct.mc-lidir .....ncak Lam da hu noktada Poppcrm man-L1':' pozu.ivist.lcrc kar~l gLlirdigi dcncvim vcvagh7.lemin kurarndan hagllTIc,,7.olamavacag1 LIe~-t.irisinin. kcndivi i,:in d.: gL,:erli oldugu c,(wlenL-mL7.mi' Porrer'on hu clcstirivc hir vamu vardirUna ghrL yanhslamavi olanakh kilan gh7.lem VL-ya dc ncyim dLgil 0 gh7.lem va da dcncvimi dilcgLI.irLn oncrrn cdir ltu ut rdcn oncrrn Lief de kc-"in olarak dogru olmak zorunda dLgildir. nigutaraftan nUIOLmVL Quinc'rn LL7.idogrulanahilir-lik \'L yanl1~lanahil irlik kavramlarimn ciddi an-Iamda "orgul anmac"na \'01 a,:m1~L1nUIOLm-QU-nc TL7.i'nL ghrL. lvirhiriru: cklc nmis kuramlar vu-magondan olusan hir hilqik kuramdan turct.ilch i-kCLk gh7.lemc,LIsonuru n Lam tc rsi hir c,onunongL,:uli oldugu ortava ':'kLlgondahilim insarnrnnnEli hir yol i7.IeYLCLgiIsclli dLgildir. Yanlislana-hilirlik bizc. vanh~lanan kuramc,a unsurla rdanloangi"inin vanh~ oldugu nu

  • 8/3/2019 Felsefe nite 05

    18/24

    110 Felsefe

    Kend im i zi S inaya llm1 . A;lagldakilerden hangisi bilim felsefesinin islevlerin-den bid deglldJr?

    a. Bilim insanlarimn farkmda olmadan yaptiklanvarsayirnlann ortaya crkanlmasr

    b. Bilim insanlarimn ne tur konulan arastirmalangcrektiginin belirlenmesi

    c. Bilimin kendisinin ne oldugunu aciklarna ca-basi

    d. Bilim insanlarimn kullandigi bazi onemli kav-rarnlarm netlestirilrnesi ve aciklanrnasi

    e. Kabul gorrnus bilimsel kurarnlarm felsefi kate-gorilerimize olan etkilerinin arastmlmasi

    2. A;lagldakilerden hangisi manukci pozitivizrnin sa-vundugu bir gorustur?

    a. Metafizik turnceler evrenin yapisiru nesne1 ola-rak yansitirlar.

    b. Felsefe rnetafiziksel bir etkinlik olarak tarurnlan-rnahdir.

    c. Deneyimle dogrulanarnayan onerrneler anlam-SIZolarak kabul edilmelidir.

    d. Gozlemsel terimler kuramsal terimler aracihgry-la ifade edilmelidir.

    e. Bilimse1 bilgi birikimsel degildir.

    3. A;lagldakilerden hangisi mantikcr pozitivistlerin ser-gilernis oldugu metafizik-karsiti tavir ile ilgili bir iddiadeglldJr?

    a. Maternatigin onermelerinin rnantik aracihgiylaifade edilebilir oldugu iddiasi

    b. Insanhgm pozrtif asarnasryla birlikte hurafe vedogmalarm sona errnis oldugu iddiasi

    c. Deneyimle sinanabilir olmayan felsefi tezlerinbos laftan ibaret oldugu iddiasi

    d. Bilgi edinme surecinde deneysel bilimlerin enguvenilir kaynak oldugu iddiasi

    e. Metafizik iddialarin forme 1rnantik aracthgiylaifade edilebilir oldugu iddiasi

    4. Manukci pozitivistlere gore asagidaki onerrnelerdenhangisi dogrulanabilir nite1ikte bir 6nerme deglldJr?

    a. ~u an onurnde duran bu sey bir rnasadir.b. Dunya Gunes'in etrafmda doner,c. Derya birincil toz, insan ise ikincil bir tozdur,d. Yarm dunyada insan dismdaki tum canhlar yok

    olacak.e. Elimdeki bu tasi auigim zaman yere dusecck.

    5. Asagidaki iddialardan hangisi Popper'in bilime yak-lasirru ile Manukci pozrtivistlerin bilime yaklasirrundaortak bir iddiadir?

    a. Popper ve pozitivistlcr bilimsel gelismc sayesin-de daha cok ;ley ogrcndtgtrruzt ve boylcce ger-~ege biraz daha yaklasugirruzi savlarlar.

    b. Popper da pozitivislcr de bilimsclhgin ol~ulli-nun vanhslanabilirlik oldugunu savlarmslardir.

    c. Popper ve pozitivistler cizgiscl ilerlemeci bilimanlayisma karst cikrruslardir.

    d. Popper da pozitivistler de gozlcmsel terimlerlekuramsal terimler arasmdaki ayrirrun olanakh 0 1 -dugunu savlarruslardir.e. Popper ve pozitivistlcre gore dogrularnanm veyanhslarnanm mantiksal yapilan aymdir.

    6. Popper'a gore asagidakt onerrnelerden hangisi yan-hslanabilir nite1ikte bir onerrne deglldJr?

    a. Psikopatolojiler, cocugun anneye olan bagim-hhgrmn zarnamndan once asilmasmdan ya dabu bagimlrhgm surdurulmesinden kaynaklan-rnaktadir.

    b. Yann saat tam 15.00'da Eskischir'de yagmur ya-gacak.

    c. Butun kugular beyazdir.d. Dunya Gunes'in etrafmda doner.e. 2.0 siddetinin altmdaki ~iddette olan depremler

    can kaybina yol acrnazlar.

    7. Asagidakilcrdcn hangisi Quine-Duhern tezinin orta-ya cikardigi bir sonucturr

    a. Bilirnsel dogrulamalar bilim insanlanrun yorumla-nndan ve secirnlerinden butunuyle bagirnsizdir,

    b. Bilimsel dogrularnalar ve yanhslamalar bilimmsanlarmm gcrccklestirdigi eylemlerdir ve busebeple dogarun kendisi tarafindan gcrcckles-tirilemezler.

    c. Bilimsel dogrularnalarm aksine bilimsel yanhsla-malar bilim msanlarmm yorumlanndan ve se-cimlcrindcn butunuyle bagimsizdir.

    d. Bilim insanlarr cahsrnalan sirasinda yalruzcadogrularnalara ve yanhslamalara gore hareketetmelidirler.

    e. Bilimsel kurarnlann dogrularna ve yanhslarna su-rcclerinin ardrndaki rnantiksal yapirun bulunma-Slbilim insanlarmin arastirmalarmda nasil bir yolizleyeceklerini gosterrneye yetecektir.

  • 8/3/2019 Felsefe nite 05

    19/24

    U n ite 5 - B ilim F e ls e fe s i 1 11

    8. A;iagldaki durumlardan hangisi Popper'a gore dun-ya bilgimiz acismdan onernli bir katkida bulunacaktir/

    a. "Biitiin kargalar siyahtir" onermesini destekle-yen yeni bir siyah karga daha gormek

    b. Her gun bircok cismi isitarak "Isrtilan cisimlergenlesir" onerrnesini desteklemeye devam et-mek

    c. Yeni bir uzay yolcuguna cikacak ekibin cekngtdunya fotograflanyla dunyanm geoid bicimindeoldugunu bir kere daha karutlarnalan

    d. "Nilufer I;il;egi carnurda acar" onerrriesini des-tekleyen gozlernler yaprrus olmak

    e. Terrnodinamigi n birinci yasasi olan "evrendekitoplam enerji miktan sabit kalrr" yasasrrun yan-hslanmasi

    9. Bilimsel geltsmc ile ilgili asagidakt iddialardan han-gisi yanh~t.tr?

    a. Kuhn'a gore bilirnsel gelisme normal bilim do-nemlerinde gerceklesir.

    b. Mantikci pozitivistlere gore bilimsel gelismc ciz-gisel ve birikimseJ bir yapidadir.

    c. GeJenekseJ bilim anlayisr tikeJ gozlernlcrdcngenel yargilara varmaya calrsan deneyimci tar-Zl benimscmistir.

    d. Bilimsellik oll;iitii oJarak yanhslanabilirligi sa-vunan Popper bilirnsel gelisme anlayisim red-detmistir.

    e. Kuhn'a gore bilirnsel devrim donemlerinde bi-limsel gelismcden degil paradigma dcgtsikhgtn-den soz edilebilir.

    1 o . A~agldakilerden hangisi Kuhn'un goruslenniyansltmaz?

    a. Normal bilim donernlerinde arastmlan konudagelisrnc ve ilerleme kaydedilir.b. Normal bilirn donerni ile bilimsel devrim arasin-da bir kriz donerni gerceklesir.

    c. Normal bilim donemi bir bilimsel devrim ger-ccklescnc kadar devam eder ve bir daha normalbilirn donerni yasanmaz,

    d. Farkh paradigmaJar birbiriyle karsilastmlarnaz.e. Bir bilimsel devrim sonrasi yeni paradigmamn

    icinde gozlern yapanJar eski paradigmaya gorefarkli bir dunya algilar,

    Okuma Par~aslBillm Felsefesi: Ki~iselBirBlldiriBu kisisel bildiride bugune dek hie yaprnadigirn bir ;ie-yi yapacagim: Size bilim felsefesindeki cahsma ve gelis-meJerimi ozetlernek istiyorum. Bu cahsrna 1919 guzun-de ~u sorunlarla baslarmstu "Bir teori nastl olmal: ki, hi-limsel sayilstn?" Baska bir deyisle, "Bir teorinin bilimselnitelik ueya statUsunu belirleyici bir ol~ut uar midsr?"o sirada beni ugrastiran ;iey ne "Bir teori ne zamandogrudur]", ne de "bir teori ne zarnan kabul edilebilir?",sorulan degildi. Benim problemim baskaydi. Bilimlesozde-bilimi aytrdetmek istiyordum. Bilimin cok kezyamldigiru, sozde-bilirnin ise bazen dogruyu tutturabil-digini gozden kacirrnaksizm bu aynrru ortaya crkarmakistiyordum.Bu problemin hemen herkesce benirnsenrnis yamtmibiliyordum kuskusuz. 0 da suydu: Bilimi sozde-bi-limden (ya da "rnctafiztkten") ayiran sey, gozlern yada deneye dayanan ve temelde inductive olan empi-rik yontemdir lturnevanrnsal olan deneyimci yontern-dir, editorun notul. Ne var ki, bu yamt benim icin do-yurucu olmaktan uzakti. Benim aradigirn ayirrrn, tamtersine, gercck empirik yonternle, gercck olmayam,belirJeyici olmahydi. Goz1em ve deneye basvurduguhalde, bilimsel oll;iitlerin dismda kalan bir yonternegercek anlamda "ernpirik" denernezdi. Bolca empirikkarutlara dayanan astroloji bu yonternin carprci bir or-negi idi.Ancak beni problemime iten sey astrolojinin sozde-bi-Iimselligi dcgildi. 0gunlerin ortarruna, dusuncerni etki-leyen kimi gelismelere degmmelryirn. Imparatorluguncokusunden soma Avusturya'da bir devrim olrnustu.Devrimci dusunce ve sloganlarla doJuydu hava. Yenive cok kere ucan teoriler giiniin konusuydu. Beni 0za-man en cok ilgilendiren Einstein'in relativite teorisi idi.Ilgilendigirn diger teoriler arasinda Marx'in tarihsel mad-deciligi, Freud'un psiko-analizi, Adler'in "Bireysel Psi-koloji"si oncmlileriydi.Bu teorilere iliskin pek cok sacrnaliklar konusuluyor,ozellikle relativite uzerinde bugun bile suren birtakrrnanlasilrnaz laflar ediliyordu. Talihirne bakin ki, bu teori-yi bana ilk tarutanlar akli basinda, ne dedigini bilenkimseJerdi. 1919'da Eddington'un gunes tutulrnasiyla il-gili gozlcmleri Einstein'm yercekirn teorisini dogrulayi-Cl sonuclan ile acikladiginda arkadaslanrnla birlikte ken-dimi sonsuz bir heyecan icinde buldum. Entelektiielgelisrnernde bugun bile etkisi suren buyuk bir seydt ya-;,;adlglmlz bu olay.

  • 8/3/2019 Felsefe nite 05

    20/24

    112 FelsefeOteki u~ teoriye gelince, bunlar da atcsli tartismalarakonuydu. Ustelik, Alfred Adlerle kisisel iliskirn vardi,Viyana'mn i~~ikesimlerinde kurdugu toplumsal rehber-lik kliniklerinde cocuk ve gene egitimi cahsmalanndaDna yard irn ediyordum.Einstein'in verdigi ornek karsisinda Marx'in, Freud'unve Adler'in teorileri giderek doyuruculuklanru yitirdiler;bilimsel olma iddialari bana suphelt gelmeye basladi.~uphem ilkin basit bir soru bicimindc bclirmisti: "Bu te-orilerin eksik yam neydi? Bunlari Newton'un, ozellikleEinstein'm teorisinden farkli yapan ~ey neydi?"Fark bu teorilerin dogru olup olmarnalanyla ilgili degil-di; pek azirmz Einstein'in yer cekimi teorisine dogrugozuyle bakiyorduk, Beni kuskuya du~uren, 0teorile-rin yanlis olma olasihgi degil, baska bir seydi. Bilim ola-rak psikoloji ve sosyolojinin matematiksel fizikten dahaaz kesin olrnalan da beni rahatsiz eden sey dcgildi.Problemim ne dogruluk endisesinden, ne de olculebt-lirlik kaygismdan ileri geliyordu. Problemim dupeduzbu teorilerin, rum bilimsel gorunumlertnc karsm, bilirn-den cok ilkel efsane veya rnasallari andirrnalan, astro-nomiden cok astrolojiye benzemeleri idi (...)Dikkatimden kacrnayan en belirgin ozellik de, teorileri"dogrulayan" gozlcmlerin bir turlu bitmek bilmez cok-luguydu. Teorilerin destekleyicilerinin de uzerinde encok durduklan noktaydi bu. Bir Marxist hangi gazeteyiacsa, tarihi maddeciligi dogrulayan bir suru karut goste-rebilirdi. Yalruz haberlerde dcgil, haberleri verts bici-minde de (!;i.inki.i gazetenin smifsal egilirni soz konusu-dur) bu olanak vardi, Hatta gazetenin yazrnadiklanndada boyle karutlar bulunuyordu. Freud'cu analistler deklinik gozlcmlerinde teorilerini surekli dogrulayrci ka-rutlar bulduklanru soyluyorlardi. Adler'e gelince, kisiselbir yasanurn durumu aciklarnaya yeter: 1919'da teorisi-ne pek uymayan bir olayi iletrnistirn Dna. Oysa, 0olayiteorisiyle aciklamada en kucuk bir gucluk gormcdi; ola-yin kahramam cocugu bir kez olsun gorrncden "a~agl-hk duygusu" deyip isin icinden ciktr. Bundan nasil eminolabilcccgini sordugurnda, "C;:unku," dedi, "boyle bintane deneyimim var." Kendimi tutamayarak, "Bu olayladeneyiminiz ~imdi binbir oldu oylcyse," dedim.(.. .)(1) Iste digirniz bir teoriyi dogrularnaksa, dogrulayici ka-

    rutlar bulmakta bir gucluk yoktur.(2) Bir karnti, risk taxyan bir ondeyinin. sonucu ise,

    dogrulayici sayrnahyiz. Baska bir deyisle, teori I~-gmda yorumlanrnarms haliyle, teoriye ters duscce-gini, daha dogrusu teoriyi yanlislayacagmi bekledi-gimiz bir olgu ancak dogrulayici karnt olabilir.

    (3) Her "iyi" bilirnsel teori bir yasaklarnadir; bazi ~eyle-rin olmasiru yasaklar. Bir teoriyi yasakladigi olcudeiyi sayrnahyiz.

    (4) Dusunulebilen hicbir olguyla rcddcdemeyeccgirnizbir teori bilimsel degildir. Reddedilemezlik, cok kezsarnldigirnn tersine, bir teori icin bir erdem degil,bir kusur, bir yetmezliktir.

    (5) Bir teoriyi gcrcekten test etme onu yanhslamaya ca-hsmakla olanak kazamr. Testedilebilirlik vanhslana-bilirlik demektir. Ancak testedilebilirlik bir derecesorunudur; kimi teoriler testedilebilirlik yonundendaha clverfsli, dolayisi ile daha fazla yanhslanabilirniteliktedir. Bunlar riski buyuk teorilerdir.

    (6) Eldeki teoriye yonelik gercck bir yoklamamn sonu-cu olrnadikca hicbir karuti dogrulayici sayrnamah-yiz: bu ise teorinin rum yanhslama cabalanrruza kar-sm dayanma gucu gosterrnesi demektir.

    (7) Gercckten test edilebilir kimi teorilerin yanhs ol-duklari anlasildiktan soma da atilrnadrklanru goru-yoruz. Bunlann durumuna gore ya bazi ek varsa-yirnlarla pekistirilerek ya da yeniden yorumlanarakreddi onlenir. Bir teoriyi, bilimsel nitcligini yok et-mek veya hi~ degilse dusurrnck yoluyla reddedil-mekten kurtarmak her zaman olasrdir. (Bu turdenkurt arma girisimlerini, daha sonra, "siradan carpit-rna" diye adlandirdirn)

    Tum bu dcdiklerimizi bir tek curnlcde ~oyle dile getire-biliriz: Bir teorinin bilirnsellik ol~uru onun yanhslanabi-lirlik, reddedilebilirlik ya da test edilebilirlik niteligidir,

    Kaynak: Popper, K. R. (1965). Conjectures andRefu-tations: The Growth of Scientific Knowledge. NewYork: Basic Books Inc, s. 33-37; Cernal Yildmm, (2002).BillmFelsefesii~inde. istanbul: Rernzi Kitabevi, s. 186-189.

  • 8/3/2019 Felsefe nite 05

    21/24

    K en dim iz i S in ayallm Y an lt A nah tarlU nite 5 - B i lim F e ls e fe s i 11 3

    Yarutimz dogru degilse, unitenin "Bilim Felse-fesi Nedir?" bolurnunde yazilanlan yenidenokuyun. Bilim insanla nmn ne tur konulariarasttrrnalan g crcktiginin belirlenmesinin bi-lim felsefesinin islcvlerindcn biri olmadigirukavra yacaksiruz.Yarutimz dogru degilsc, unitenin "Mantikci Po-zitivizrn ve Felsefede Bilimsel Tavir" bolurnun-de yazilanlari yeniden okuyun. Mantikci Pozi-tivistlerin deneyimle dogru Ianamayan oner-meleri anlamsiz olarak kabul ettiklerini hatir-laya caksimz.Yarutmtz dogru dcgilse, unitenin "Mantikci Po-zitivizrn ve Felsefede Bilimsel Tavir" bolumun-de yazilanlan yeniden okuyun. Mantikci poziti-vistlerin rnetafizik iddialarin forme I rnantik ara-cihgiyla ifade edilebilir olduguna karst f,:iktlgmlanlayacaksiruz.Yamtmiz dogru degilsc, unitenin "Mantikcr Po-zitivizrn ve Felsefede Bilimsel Tavir" bolumun-de yazilanlan yeniden okuyun. Mantikci poziti-vistlere gore "Derya birincil toz, insan ise ikin-eil bir tozdur" gibi metafizik nitelikte bir oner-menin dogrulanabilir bir onerrne olmadigirukavrayacaksimz.Yarutiruz dogru degilse, unitenin "Mantikcr Po-zitivizrnin Sorunlan ve Farkh Yaklasirnlar" bolu-rnunde yazilanlan yeniden okuyun. Hem Pop-per'in hem de pozitivistlerin bilimsel gclismesayesinde daha cok ~ey ogrcndtgimtzt ve boy-Ieee gercege biraz daha yaklasugmuzi savladik-lanru kavrayacaksiruz (mantikci pozitivistlcr bu-nun dogrularna yoluyla, Popper ise yanlislamayoluyla gerceklestigini iddia etrnislerdir).

    6. a Yarutiruz dogru degilsc, unitenin "Manukci Po-

    1. b

    2 . e

    3. e

    4. e

    S. a

    zitivizrnin Sorunlan ve Farkh Yaklasirnlar" bolu-rnunde yazilanlari yeniden okuyun. Popper'agore bu srktakt gibi ruhcozumlcmesi ile ilgilionerrnelertn yanhslanabilir nitelikte olrnadikla-riru ve dolayisiyla da bilimsel kabul edilemeye-eeklerini arumsayacaksimz.

    7. b Yarutiruz dogru degilse, unitenin "Mantikci Po-zitivizrnin Sorunlan ve Farkh Yaklasirnlar" bolu-rnunde yazilanlan yeniden okuyun. Quine-Du-hem tezinin bilimsel dogrularnalarm ve yanhs-larnalann bilim insanlanrun gerccklcstirdigi ey-lemler olmalanndan oturu dogarnn kendisi ta-rafmdan gerceklestirilerrieyecegini ortaya koy-dugunu ammsayacaksirnz.Yamtiruz dogru dcgilse, unitenin "Mantikci Po-zitivizrnin Sorunlan ve Farklr Yaklasirnlar" bo-lurnunde yazilanlari yeniden okuyun. Termo-dinarnigin birinci yasasi olan "evrendeki top-lam enerji rniktari sabit kahr" yasasmm yanhs-lanrnasmm Popper'a gore dunya bilgimiz aci-smdan onemli dcgisikliklcr yaratacagrni kav-raya caksiruz.Yaruttruz dogru dcgilse, unitenin "Bilirnsel Ge-lisrnc Nedir?" bolurnunde yazilanlari yenidenokuyun. Popper'm bilimsel gelisrnc kavrarmrurcddetmcdigini sadeee bu kavrama gelenekselbilim anlayismdan farkli bir ~ekilde yaklastigimanlayacaksimz.

    10. e Yarutiruz dogru dcgtlse, unitenin "Bilimsel Ge-

    8. e

    9 . d

    lisrnc Nedir?" bolurnunde yazilanlari yenidenokuyun. Normal bilim donemintn bir bilimseldevrim gerccklesene kadar devam ettigi dogru-dur aneak bir daha normal bilim donerni yasan-rnadigi dogru degildir. Bir bilimsel devrim ger-ceklestikten soma yeni bir normal bilim done-mi baslar,

  • 8/3/2019 Felsefe nite 05

    22/24

    114 Felsefe

    S lra S izde Y an lt A nahtarlSl1'3.SJzde 1Ashnda felsefenin sordugu pek cok sorunun ikinci-se-viyede sorular oldugunu ve dolayisiyla da bu sorularaverilen yarutlann da ikinci-seviyede aciklamalar oldu-gunu soylcrnck olanaklidir. Bunun en az iki sebebivardir: Birincisi, butun ozel arasurrna ve kultur alanla-nna dair felsefe yapma olanagi bulunrnasi ve bu bicirn-deki felsefenin felsefe icindc gents yer tutmasidir. Bi-lim felsefesi, dil felsefesi, sanat felsefesi gibi felsefealanlan buna ornektir ve bu felsefe dallannda, fen bi-limleri ve sosyal bilimler, dilbilim ve sanat dallarma aitkavrarnlann ve bu alanlarda ortaya konan birinci-sevi-yede sorularm ve aciklamalan n anlamlari ele ahrnr.Ikincisi, gunluk yasa nnrmzda kullandigirruz kavramlar,sordugurnuz sorular, yapugirruz aciklarnalar da felsefiarasurmarun konusu edilir: "Mehmet benim dostum-dur" turncesi birinci-seviyede bir turnce, "Dostluk ne-dir?" sorusu ise ikinci-seviye de bir sorudur. Aristote-les'in Nileomaebos'a Etik adli eserinin sekizinci bolurnboyunca giri~tigi dostluk uzerine sorgularnasi ve busorgulamasindaki orne gin, "Dostluk ya bir erdem yada erdemle birlikte giden bir ~ey ve yasarn icin son de-rece zorunlu bir sey" olarak verdigi yamtlardan biri deikinci-seviyede bir yarntnr.

    Sl1'3.Sizde 2"Agn Dagi'run deniz seviyesine gore yuksekligi 5165metredir" onerrnesi hem dogrulanabilir hem de yanhs-lanabilir bir onerrne dir (Bu onerme oleum yoluyla dog-rulanabilir ve yanlislanabilir niteliktedir)."Ucuncu Dunya Savasi cikacak" onermesi dogrulanabi-lir; ama yanhslanarnaz bir onermedir (Bu onermeninhangi durumda dogrulanabilecegi aciktir; ancak hicbirdurumda yanhslanamaz, cunku dunya savasi cikmadanne kadar zarnan gecerse gecsin dunya savasirun cikrna-yacagi sonucuna vararnayiz)."Isitilan cisimler gcnlesir" onermesi dogrulanarnaz, arnayanhslanabilir bir onerrne dir (Bu onerrne dogrulana-rnaz; !;ilnkil kac tane cismin rsiulmca hacminin artugirngozlcrnlcrsck gozlcmleycltm, bir sonraki olcumde cis-min tstttlrnasma ragmen hacminin artmayacagim kesinolarak soyleyerneyiz, Diger taraftan bu onerrne bir tekcismin isiulmca gcnlcsmemcsi durumunda yanhslanrrusolacaktir),

    "Saltik, evrim ve ilerlemeye girer; fakat kendisinde buyeti yoktur" onermesi ne dogrulanabilen ne de yanhs-lanabilen metafizik bir onerrnedir (Gozlem, olcme vedeney bize bu onermenin dogrulugu ya da yanhshgthakkmda hicbir bilgi vermez).

    Sua SJzde 3Kuhn'un I;izdigi felsefi tablo aslmda Kanter denilebile-cek bir tablodur; cunku Kuhn'a gore de "bildigirniz"dunya (icinde yasadigirmz dunya), olup biteni bizirnduzene soktugurnuz, bizirn kavramsallasurdigirruz, kr-sacasi "bizirn" dunyarruzdir. Kant ve Kuhn'a gore dun-yaya dair bilgiyi her turlu kavramsal ccrccvcden "ba-glmslz" olarak elde edemeyiz. Baska bir deyislc, hemKant hem de Kuhn numenal dunyaya dair bilgi eldecdemcycccgtmiz konusunda anlasirlar. Bu anlamdaKuhn'un Kanter anlayisi devam ettirdigini soylcyebili-riz. Diger taraftan, Kanter tabloya gore biz yine de hep"ayru" dunyada yasiyoruzdur; cunku usurnuzda bulu-nan ve gorungulcre (fenomenal dunyaya) uyguladigr-rruz duzenlcyici kategoriler dcgisrncz. Kant'a gore usunkategorileri sanki herkesin ayrusiru taktigi ve cikanlmasiolanakli olmayan bir gozlilge benzer ve dolayisiyla biz-ler dunyaya bu gozlukten bakmak zorundayizdir. Bas-ka bir dcyislc, dunyayi usurnuzda bulunan kategoriler-den dogru kavranz, anlarnlandmnz. Kuhn'a gore isedunyayi, ayru benzetmeyi kullanacak olursak, yine birgozlukle bakarak anlamlandmnz: ancak bir ve ayru goz-lukten degil farkh farkh gozluklerdcn bakarak anlam-landirabiliriz. Kuhn'a gore icinde vasadiguruz dunyabenimsenen, yaygm paradigrnalara gore devamh degi-sen bir dunyadir. Ornegin, Aristotelesci fiZigibenimse-rnis birinin dunyasi (taktigi gozluk) ile Newtoncu fiZigibcnirnsernis birinin dunyasi cok farkhdir. Kant'a goreise bu ikisi arasinda fenomenal dunyarun kendisi act-sindan herhangi bir dcgtstklik yoktur; cunku fenomen-lerin genel formu sabittir. Kuhn'a gore ise bu genelform sabit degil dcgiskendrr. Gozlern ler kurama bagholarak yapildigi icin, paradigrnalann dcgismcst insanla-rm deneyimlerinin farkhlasrnasina ve dolayisiyla da fe-nomenal dunyarun kendisinde bir dcgisirnc yol acar.Oysa Kant'a gore fenomenal dunyamn formunun de-gi~mesi soz konusu degildir.

  • 8/3/2019 Felsefe nite 05

    23/24

    U nite 5 - B i lim F e ls e fe s i 1 15

    Yara rla nllan v e B a vu ru la bile ce kKaynak larAyer, A. J ., editor, (1966). Logical Positivism. NewYork: Free Press.Carnap, R. (1996). "The Elimination of Metaphysics" in

    S. Sarkar (ed.), Logical Empiricism at Its Peak:Schlick, Carnap, and Neurath. New York:Garland Publishing.

    Couvalis, G. (1997). The Philosophy of Science:Science and Objectivity. London: SagePublications.

    Gillies, D. (1993). Philosophy of Science in theTwentiethCentury.Oxford: Blackwell Publishers.

    Kuhn, T. (1982). Billmsel Devrimlerin Yaplsl.ceviren: Nilufer Kuyas, istanbul: Alan Yaymcihk.

    Losee, J . (1993). AnIntroduction to the Philosophyof Science. 3rd ed., Oxford: Oxford UniversityPress.

    Popper, K. R. (1965). Conjectures and Refutations:TheGrowthof ScientificKnowledge.New York:Basic Books Inc.

    Popper, K. R. (1974). "Replies to my Critics" in P. A.Schilpp (ed.), ThePhilosophy of Karl Popper. LaSalle: Open Court.

    Popper, K. R. (1975). ObjectiveKnowledge. Oxford:Clarendon Press.

    Quine, W. V. (1961). "Two Dogmas of Empiricism" inFromaLogicalPoint of View. 2nd ed., New York:Harper Torchbooks.

    Rossi, J . (2001). Analitik Felsefe. ceviren: AtakanAltinors, istanbul: Paradigma Yaymlan.

    Yildinm, C. (2005). Billm Felsefesi. istanbul: RernziKitabevi.

  • 8/3/2019 Felsefe nite 05

    24/24