106
T.C. İSTANBUL 10. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO :2010/283 CELSE NO :54 CELSE TARİHİ :07.10.2011 BAŞKAN :ÖMER DİKEN 33944 ÜYE :ALİ EFENDİ PEKSAK 39800 ÜYE :MURAT ÜRÜNDÜ 40001 C. SAVCISI :SAVAŞ KIRBAŞ 34422 KATİP :ADEM CEYLAN 117864 2010/283 Esas sayılı kamu davasının oturumu Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü bitişiğindeki müstakil girişi bulunan salonda Mahkeme Başkanı Ömer Diken, Üye Hakimler Ali Efendi Peksak ve Murat Üründü’den oluşan Mahkeme Heyeti tarafından zabıt katibi Adem Ceylan da hazır olduğu halde CMK’nın 147/1-h ve 219/1 maddeleri gereğince sesli ve görüntülü kayıt yapılmak suretiyle 07.10.2011 günü saat 09:44 itibari ile açıldı. Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş hazır. Mahkeme Başkanı: ”Duruşmada hazır bulunanlarının isimlerinin tespitine geçildi.” Tutuklu sanıklar Çetin Doğan (Evet), Özden Örnek (Evet), Halil İbrahim Fırtına (Evet), Nejat Bek (Burada), Mustafa Korkut Özarslan (Burada), Engin Alan (Evet), Şükrü Sarıışık (Evet), Ayhan Taş (Evet), Ramazan Cem Gürdeniz (Yok), İzzet Ocak (Evet), Süha Tanyeri (Evet), Bülent Tunçay (Evet), Mehmet Kemal Gönüldaş (Burada), Halil Yıldız (Burada), Refik Hakan Tufan (Burada), Orkun Gökalp (Evet), Erhan Kuraner (Burada), Yunus Nadi Erkut (Burada), Nuri Ali Karababa (Burada), Mustafa Kemal Tutkun (Burada), Gürbüz Kaya (Burada), Mustafa Çalış (Burada), Nurettin Işık (Burada), Hasan Basri Aslan (Burada), Ali Rıza Sözen (Burada), İlkay Nerat (Burada), Veli Murat Tulga (Evet), Behzat Balta (Burada), Halil Kalkanlı (Burada), Tuncay Çakan (Burada), Hasan Fehmi Canan (Evet), Salim Erkal Bektaş (Evet), Ahmet Yavuz (Evet), Ahmet Küçükşahin (Yok), Recai Elmaz (Burada), Erdal Akyazan (Burada), Ahmet Şentürk (Burada), Mümtaz Can (Burada), Ahmet Topdağı (Burada), Cemal Candan (Evet), Gökhan Murat Üstündağ (Burada), Fatih

T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

  • Upload
    others

  • View
    6

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10. AĞIR CEZA MAHKEMESİ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI

ESAS NO :2010/283CELSE NO :54CELSE TARİHİ :07.10.2011

BAŞKAN :ÖMER DİKEN 33944ÜYE :ALİ EFENDİ PEKSAK 39800ÜYE :MURAT ÜRÜNDÜ 40001C. SAVCISI :SAVAŞ KIRBAŞ 34422KATİP :ADEM CEYLAN 117864

2010/283 Esas sayılı kamu davasının oturumu Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü bitişiğindeki müstakil girişi bulunan salonda Mahkeme Başkanı Ömer Diken, Üye Hakimler Ali Efendi Peksak ve Murat Üründü’den oluşan Mahkeme Heyeti tarafından zabıt katibi Adem Ceylan da hazır olduğu halde CMK’nın 147/1-h ve 219/1 maddeleri gereğince sesli ve görüntülü kayıt yapılmak suretiyle 07.10.2011 günü saat 09:44 itibari ile açıldı. Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş hazır.

Mahkeme Başkanı: ”Duruşmada hazır bulunanlarının isimlerinin tespitine geçildi.”Tutuklu sanıklar Çetin Doğan (Evet), Özden Örnek (Evet), Halil İbrahim Fırtına (Evet),

Nejat Bek (Burada), Mustafa Korkut Özarslan (Burada), Engin Alan (Evet), Şükrü Sarıışık (Evet), Ayhan Taş (Evet), Ramazan Cem Gürdeniz (Yok), İzzet Ocak (Evet), Süha Tanyeri (Evet), Bülent Tunçay (Evet), Mehmet Kemal Gönüldaş (Burada), Halil Yıldız (Burada), Refik Hakan Tufan (Burada), Orkun Gökalp (Evet), Erhan Kuraner (Burada), Yunus Nadi Erkut (Burada), Nuri Ali Karababa (Burada), Mustafa Kemal Tutkun (Burada), Gürbüz Kaya (Burada), Mustafa Çalış (Burada), Nurettin Işık (Burada), Hasan Basri Aslan (Burada), Ali Rıza Sözen (Burada), İlkay Nerat (Burada), Veli Murat Tulga (Evet), Behzat Balta (Burada), Halil Kalkanlı (Burada), Tuncay Çakan (Burada), Hasan Fehmi Canan (Evet), Salim Erkal Bektaş (Evet), Ahmet Yavuz (Evet), Ahmet Küçükşahin (Yok), Recai Elmaz (Burada), Erdal Akyazan (Burada), Ahmet Şentürk (Burada), Mümtaz Can (Burada), Ahmet Topdağı (Burada), Cemal Candan (Evet), Gökhan Murat Üstündağ (Burada), Fatih Altun (Evet), Faruk Oktay Memioğlu (Evet), Mehmet Kaya Varol (Evet), Recep Yıldız (Burada), Bekir Memiş (Burada), Ali İhsan Çuhadaroğlu (Burada), Harun Özdemir (Burada), Mehmet Yoleri (Burada), Namık Koç (Burada), Fuat Pakdil (Burada), Behcet Alper Güney (Yok), Metin Yavuz Yalçın (Burada), Yurdaer Olcan (Burada), İhsan Balabanlı (Burada), Emin Küçükkılıç (Burada), Kasım Erdem (Burada), Kemal Dinçer (Burada), Hakan Akkoç (Evet), İkrami Özturan (Burada), Burhan Gögce (Burada)

Sanık Burhan Gögce: “Sayın Başkanım benim soyadım gökce değil, Gögce.”Mahkeme Başkanı: “Gögce.”Sanık Burhan Gögce: “Gögce.”Mahkeme Başkanı: “Gögce, evet doğru. Telaffuz ederken belki bir yanlışlık oluyor doğru.

Burada da öyle yazıyor da belki biz yanlış telaffuz ettik.”Mustafa Erdal Hamzaoğulları (Burada), Mehmet Alper Şengezer (Burada), Doğan Fatih

Küçük (Burada), Dursun Tolga Kaplama (Yok), Doğan Temel (Yok), Hayri Güner (Burada), Recep Rıfkı Durusoy (Burada), Mehmet Fikri Karadağ (Burada), Hamdi Poyraz (Evet), Hasan Hakan Dereli (Burada), Gökhan Gökay (Burada), Fatih Musa Çınar (Burada), Zafer Karataş (Yok), Aytekin Candemir (Burada), Nihat Özkan (Yok), Hasan Nurgören (Yok), Sırrı Yılmaz

Page 2: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:2

(Yok), Barboros Kasar (Burada), Murat Ataç (Burada), Bahtiyar Ersay (Burada), Mustafa Yuvanç (Yok), Nedim Ulusan (Burada), Soydan Görgülü (Yok), İsmet Kışla (Burada), Abdullah Dalay (Burada), Lütfü Sancar (Evet), Ahmet Feyyaz Öğütcü (Evet), Engin Baykal (Evet), Özer Karabulut (Evet), Mehmet Otuzbiroğlu (Evet), Hasan Hoşgit (Evet), Hüseyin Hoşgit (Evet), Kadir Sağdıç (Evet), Ali Deniz Kutluk (Evet), Mustafa Aydın Gürül (Evet), Turgay Erdağ (Evet), Taylan Çakır (Evet), Ayhan Gedik (Evet), Ahmet Türkmen (Yok), Mehmet Fatih İlğar (Yok), Cem Aziz Çakmak (Yok), Muharrem Nuri Alacalı (Burada), Ali Semih Çetin (Yok), Şafak Duruer (Evet), Utku Arslan (Yok), Mehmet Ferhat Çolpan (Evet), Ümit Özcan (Evet), Fatih Uluç Yeğin (Yok), Levent Erkek (Evet), Levent Çehreli (Burada), Hakan İsmail Çelikcan (Burada), Ahmet Necdet Doluel (Burada), Dursun Çiçek (Burada), Ertuğrul Uçar (Yok), Ali Türkşen (Yok), Tayfun Duman (Evet), Nihat Altunbulak (Evet), Ercan İrençin (Yok), Mustafa Karasabun (Burada), Bora Serdar (Evet), Levent Görgeç (Yok), İbrahim Koray Özyurt (Yok), Dora Sungunay (Yok), Soner Polat (Yok), Meftun Hıraca (Yok), Yaşar Barbaros Büyüksağnak (Burada), Hasan Gülkaya (Burada), Faruk Doğan (Evet), Mücahit Erakyol (Yok), Ergün Balaban (Burada), Cemalettin Bozdağ (Burada), Taner Balkış (Burada), Abdullah Gavremoğlu (Yok), Kıvanç Kırmacı (Yok), Yusuf Ziya Toker (Burada), Cengiz Köylü (Burada), Hanifi Yıldırım (Burada), Cemal Temizöz (Burada), Bulut Ömer Mimiroğlu (Burada), Hakan Sargın (Burada), Hüseyin Özçoban (Burada), Mustafa Koç (Burada), Ali Demir (Burada), Kahraman Dikmen (Burada), Yusuf Kelleli (Burada), Hüseyin Polatsoy (Burada), Hüseyin Topuz (Burada), Murat Özçelik (Evet), Mustafa Önsel (Evet), Ali Aydın (Yok), Erdinç Atik (Burada), Abdurrahman Başbuğ (Burada), Ahmet Tuncer (Burada), Gökhan Çiloğlu (Burada), Halil Helvacıoğlu (Burada), Kubilay Aktaş (Burada), Mehmet Ulutaş (Burada), Memiş Yüksel Yalçın (Burada), Suat Aytın (Burada), Yüksel Gürcan (Burada), Taner Gül (Burada), Ahmet Erdem (Yok), Ahmet Dikmen (Burada), Ahmet Zeki Üçok (Burada), Ayhan Üstbaş (Burada), Beyazıt Karataş (Burada), Bilgin Balanlı (Yok), Bülent Günçal (Burada), Bülent Kocababuç (Burada), Hakan Büyük (Burada), Halit Nejat Akgüner (Burada), İsmail Taş (Burada), Mehmet Örgen (Burada), Mehmet Erkorkmaz (Burada), Mehmet Eldem (Burada), Mustafa Erhan Pamuk (Yok), Nedim Güngör Kurubaş (Yok), Onur Uluocak (Burada), Rafet Oktar (Burada), Refik Levent Tezcan (Burada), Servet Bilgin (Yok), Sinan Topuz (Yok), Turgut Atman (Burada).”

Mahkeme Başkanı:” Tutuksuz sanıklar.”Sanıklar İhsan Çevik, Abdullah Zafer Arısoy, Timuçin Eraslan, Hüseyin Bakır, Levent

Güldoğuş, Altan Dikmen, Mustafa Aydın, Ahmet Çetin, Musa Farız, Ahmet Yanaral, Embiya Şen, Hakan Öktem, Ali Güngör, İsmail Karaoğlan, Rifat Gürçam, Murat Balkaş, Uğur Ütsek, Abdil Akça, Fikret Coşkun, Selahattin Gözmen, Emin Hakan Özbek, Levent Maraş, Arif Bıyıklı, Duran Ayhan, Ertan Karagözlü, Erol Ersan, Cumhur Eryüksel, Ali Cengiz Şirin, Doğan Uysal,”

Mahkeme Başkanı: “Evet sanık müdafileri.”Sanıklar Turgut Atman, Beyazıt Karataş, Nedim Güngör Kurubaş, İsmail Taş, Mustafa

Erhan Pamuk, Mehmet Eldem, Bülent Günçal, Mehmet Erkorkmaz ve Ahmet Erdem müdafii Av. Ali Fahir Kayacan.

Sanıklar Halil Helvacıoğlu, İhsan Balabanlı, Bekir Memiş, Hakan Akkoç, İsmet Kışla, Zafer Karataş, Mustafa Önsel, İkrami Özturan, Cemal Candan, Refik Hakan Tufan, İlkay Nerat, Hanifi Yıldırım, Orkun Gökalp, Yüksel Gürcan ve yetki belgesine istinaden Fuat Pakdil müdafii Av. Ziya Kara

Sanık Mehmet Ulutaş müdafii Av. Durgut CanSanık Kubilay Aktaş müdafii Av. Naci GürkanSanıklar Gürbüz Kaya, Abdullah Dalay, Mehmet Kaya Varol, Hasan Fehmi Canan, Hamdi

Poyraz, Doğan Fatih Küçük, Soydan Görgülü ve yetki belgesine istinaden Erhan Kuraner müdafii Av. Muzaffer Değirmenci.

Sanık Engin Alan müdafii Av. Ayhan Nacak

2

Page 3: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:3

Sanık Abdullah Zafer Arısoy müdafii Av. Metehan ArısoySanıklar Ali Semih Çetin, Ramazan Cem Gürdeniz, Cem Aziz Çakmak, Soner Polat,

Kıvanç Kırmacı, Yaşar Barbaros Büyüksağnak, Utku Arslan, Fatih Uluç Yeğin, Taner Gül, Faruk Doğan, Ercan İrençin, Bora Serdar, Hasan Gülkaya, Mustafa Yuvanç, Harun Özdemir müdafii Av. Şule Nazlıoğlu Erol.

Bir kısım sanıklar müdafii Av. Şule Nazlıoğlu Erol: “Sayın Başkan bu arada bir şey hatırlatmak istiyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun.”Bir kısım sanıklar müdafii Av. Şule Nazlıoğlu Erol: “Cem Çakmak raporlu, raporunu size

ibraz etmişti, o nedenle yok zaten. Bir de tüm yoklamalar bittikten sonra bir söz almak istiyorum. Kısa bir şey, bir talebim var. Teşekkür ederim.”

Sanıklar Ali Deniz Kutluk ve Mustafa Aydın Gürül müdafii Av. Ayşe Gül Hanyaloğlu. Sanıklar Ayhan Taş, Nejat Bek, Salim Erkal Bektaş, Nurettin Işık, Memiş Yüksel Yalçın,

Hasan Nurgören, Behçet Alper Güney ve Av. Mahir Işıkay tarafından verilmiş yetki belgesine istinaden Ali Rıza Sözen, Ali Demir, Erdinç Atik, Gökhan Murat Üstündağ, Hakan Sargın, Hüseyin Özçoban, Hüseyin Topuz, Kahraman Dikmen, Murat Özçelik, Yusuf Kelleli, Abdil Akça, İmdat Solak, Mustafa Kelleci, Mutlu Kılıçlı, Hakan Yıldırım, Bahtiyar Ersay, Namık Koç ve Mustafa Koç müdafii Av. İlkay Sezer.

Sanıklar Burhan Gögce, Veli Murat Tulga Fatih Altun, Nihat Özkan, Mustafa Erdal Hamzaoğulları, Sırrı Yılmaz, Gökhan Çiloğlu, Ahmet Yanaral ve İhsan Çevik müdafii Av. Kürşad Veli Eren.

Bir kısım sanıklar müdafii Av. Kürşad Veli Eren: “Sayın Başkan yoklamalardan sonra 10 saniyelik bir söz istirham ediyorum.”

Sanık Erdal Akyazan müdafii Av. Selda Uğur Akyazan.Sanıklar Lütfü Sancar, Taner Balkış, Mustafa Karasabun müdafii Av. Yakup Akyüz.Sanık Timuçin Eraslan müdafii Av. Uğur SayanerSanık Bülent Tunçay müdafii Av. Cengiz Erdoğan.Sanık Levent Erkek müdafii Av. Doğukan Ünüvar.Sanık Mehmet Otuzbiroğlu müdafii Av. İlkay Koyuncu.Sanık Emin Hakan Özbek müdafii Av. Ümit Karaçavuş.Sanık Şükrü Sarıışık müdafii Av. Osman TopçuMahkeme Başkanı: “Evet, sanıklardan Doğan Temel ve Ahmet Küçükşahin’in

rahatsızlıkları sebebi ile polikliniğe çıkartılacaklarından, hazır edilemeyeceğine dair Silivri Ceza İnfaz Kurumlarının 2 tutanağı Mahkememize ulaştı. Ahmet Feyyaz Öğütcü’nün 10 Ekim 2011 tarihinde 12. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya katılma istekli dilekçesi Mahkememize ulaştı. Sanığın kendisine aittir savunma kapsamında, orada kendini savunma ihtiyacı hissediyorsa oraya da katılabilir. Evet buyurun Ziya Bey, şimdi söz almak isteyen Avukat arkadaşlar sıra ile söz alabilirsiniz buyurun kısa kısa.”

Bir kısım sanıklar müdafii Av. Ziya Kara: “Sayın Başkan, Sayın Heyet, dün biliyorsunuz müvekkillerimden Yüksel Gürcan’ın sorgusu yapıldı ve bu sorgunun yansımalarını bugün, basında yansımalarını sizinle paylaşmak istiyorum. Bir kısım basında ve bu arada TRT 1’de, devletin resmi kanalında müthiş itiraf, büyük itiraf, balyozda büyük itiraf şeklinde haberler yapıldı, manşetler atıldı. Şimdi bir daha bu hususu burada vurgulamak gerekir ki esasen bu Gölcük belgeleri arasında çıkan ve müvekkilin de imzasının olduğu ve üzerinde hazırlandığı tarih itibari ile 12.09.2002 tarihi olan belge, hiçbir şekilde bu iddianame konusu olaylar ile uzaktan yakından ilgisi olmayan bir belgedir. Zira iddianamede de belirtildiği üzere iddianamenin temeli neye dayanıyor? 3 Kasım 2002 seçimlerinde AK Partinin iktidara gelmesi ile birlikte Türk Silahlı Kuvvetlerinde bir takım kişilerin rahatsız olup, bir takım tertipler içerisine girdiği iddiası var. Peki

3

Page 4: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:4

belge 12 Eylül 2002 tarihli olduğuna göre, bu balyozla bu belgenin nasıl ilgisi kurulabilir? İzan sahibi, insaf sahibi hiç kimse bu irtibatı kuramaz. Sanıyorum burada.”

(Söz almadan konuşuldu. Anlaşılamadı)Mahkeme Başkanı: “Müdahale etmeyelim oradan. Avukat Bey yeterli anlatıyor.”Bir kısım sanıklar müdafii Av. Ziya Kara: “Burada o basın mensuplarından, bu haberi

yapan kuruluşların temsilcileri de vardır. Onların bu haberi yaparken vicdanları hiç mi sızlamadı? Şimdi yargılamayı etkilemek diye bir suç var. Bu yargılamada baştan beri bu yapılıyor. İddianame daha düzenlenmeden, soruşturma başlamadan bu yalan yanlış bilgiler bazı basına servis edilmek sureti ile zaten kamu vicdanında bu insanlar mahkum edildiler. Sadece bu insanlar değil, siz baştan beri bunu kabul etmiyorsunuz ama bugün çok büyük bir bu kurumun mensubu burada yargılandığına göre, Türk Silahlı Kuvvetleri de toplum nezdinde mahkum edilmek isteniyor. Asıl amaç bu zaten. Şimdi bu belgede müvekkil baştan beri kendisinin hazırladığını söylüyor. Bakın itiraf falan yok. İfadelerinde bu hususu baştan beri söylüyor. Yani bu gün, dün yapılan sorgu itibari ile bir itiraf söz konusu değil, kendisine emir verildiğini ve bu belgeyi hazırladığını söylüyor. Aslında bu belge, Gölcük’te çıkan belgeler arasında imzalı belgenin çıkması, müvekkilin de lehine ve bir kısım listeleri hazırladığı iddia edilen, bunların içerisinde benim müvekkilim Mustafa Önsel de var, bunların da lehine. Çünkü biz şunu baştan beri söylüyoruz; gerek Emniyet tarafından gerekse Jandarma tarafından yıllarca bir takım saiklerle ve bunun resmi dayanakları da var, düzenlemeleri de var. Biliyorsunuz geçtiğimiz günlerde Başbakanlık genelgesi ile bunlar kaldırıldı. Bu bilgi toplama işlemi rutin olarak yapılan bir işlem ve bu listeler baştan beri bir takım güvenlik saikleri ile oluşturuluyor. Bu belgeler yani oluşturulan bu listelerin bir amaç doğrultusunda, bu balyoz iddiası kapsamında, bu iş için yani bir hükümeti cebren devirmek ve görev yapamaz duruma düşürmek için kullanıldığı iddiası var. Biz bunu baştan beri Sayın Heyetinizin dikkatine sunmaya çalışıyoruz. Bu yüzden, bu yargılamayı etkileme çabalarının Sayın Heyetinizce de dikkate alınmasını istiyoruz. Bakın burada bir iğne ile kuyu kazarcasına bir mesafe almaya çalışıyoruz. Biz tam tersine, burada haber yapılacak gayet tabiki burada haber özelliği olan her şeye saygı duyuyoruz. Ama yönlendirme, burada yargılanan insanları mahkum etme, Türk Silahlı Kuvvetlerini itibarsızlaştırma amaçlı yapılan tüm yayınları kınıyoruz ve milletin vicdanına bunları havale ediyoruz. İnşallah bizim bu beyanlarımız da yani bunların özellikle bu haberi çarpıttığına yönelik bu beyanlarımız da o basında yer alır ve müvekkillerimiz ile özellikle uğraşıldığının da bunu burada biz baştan beri bir merkez tarafından yapıldığını iddia ediyoruz. Ve o basın da buna alet oluyor maalesef teşekkür ediyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun.”Bir kısım sanıklar müdafii Av. Şule Nazlıoğlu Erol: “Sayın Başkan öncelikle iki hususu

belirtmek istiyorum. Müvekkillerimden Barbaros Büyüksağnak ile ilgili bundan 2 celse önce sizden pasaport dairesinden, İstanbul Emniyet Pasaport Müdürlüğünden sorulmak üzere elden yazı aldık götürdük kabul etmediler. Biz bu elden yazıyı kabul etmiyoruz vermeyiz dediler. Geri çevirdiler. E bunu ben size bilahare söylemiştim de fakat şimdi o gözden kaçtı ve unutuldu onun cevabı da gelmedi. Biz bir daha ciddi bir şekilde tekit de etmedik. Yani Mahkemeyi tanımadı adamlar. Açıkça buradan o çıkıyor yani benim çıkarttığım sonuç o. Bir başka husus da 02.09.2011 günü Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesinden gönderilen itiraz dilekçelerim 2011/552’den başlıyor muhabere numarası ile 2011/566’ya kadar devam ediyor. Buna hiçbir cevap verilmedi. Elimde buna bu da itirazlara bakıldığına dair bir cevap yok. Arkadaşlarımdan şeyleri almama rağmen bütün ara kararlarını ve kararları almama rağmen yok. Muhabere numaralarını tekrarlıyorum. Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi 2011/552’den başlayıp, 2011/566’ya kadar sürüyor. O gün gönderildi. 02.09.2011 tarihinde bu itiraz dilekçeleri gönderildi. Ama ben haber alamadım.”

Mahkeme Başkanı: “24.09 itibari ile 11’e gönderildi onlar. 24.09.”

4

Page 5: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:5

Bir kısım sanıklar müdafii Av. Şule Nazlıoğlu Erol: “Tamam efendim benim haberim yoktu. 24.09 mu efendim?”

Mahkeme Başkanı: “Hakim Bey iyi hatırlıyor 24.09’da bize girişi olmuş evrakların bir iki gün içerisinde de bizden 11’e geçmiş evraklar.”

Bir kısım sanıklar müdafii Av. Şule Nazlıoğlu Erol: “Çünkü bu kararlar çıktı müvekkillerim görüp olur ya bana güvenleri sonsuzdur sağ olsunlar ama akıllarından da geçirebilir.”

Mahkeme Başkanı: “Haklısınız Avukat Hanım yani. Her şey var.”Bir kısım sanıklar müdafii Av. Şule Nazlıoğlu Erol: “Acaba ihmal mi etti diye.”Mahkeme Başkanı: “Postadaki gecikme olabilir.”Bir kısım sanıklar müdafii Av. Şule Nazlıoğlu Erol: “O nedenle vurgulamak istedim. Evet,

Teşekkür ediyorum. Şimdi Sayın Meslektaşımın söylediği konunun devamın getirmek istiyorum. O, TRT 1 ve bugünkü gazeteleri izlemiş Sayın Meslektaşım ben de akşam.”

Mahkeme Başkanı: “Bizim dinleme ve okuma imkanımız olmadı onları ama gazeteler de bize akşam ulaşıyor adliyeden geliyor gazetelerimiz.”

Bir kısım sanıklar müdafii Av. Şule Nazlıoğlu Erol: “Sayın Başkanım. Doğru.”Mahkeme Başkanı: “Ancak akşam okuyabileceğiz.”Bir kısım sanıklar müdafii Av. Şule Nazlıoğlu Erol: “Sayın Başkanım. Bu iş artık çığırından

çıktı. Hakikaten çığırından çıktı. Akşam Dört bir taraftan diye CNN Türk’te bir program var. Bu Dört bir Taraftan programında Nagehan Alçıcı mı? Alçı mı? Alçı herhalde bir gazeteci var. Rasim Ozan Kütahyalı’nın da zevcesi kendisi. Akşam diyor ki programda; zaten diyor bunların suç işlediklerine diyor Mahkeme Heyeti de kesinlikle inandı ve biliyor. O neden ile tutuk hallerinin devamına karar veriyor artık bunu tartışmaya ne gerek var diyor. Sayın Başkan zaten bu davaya başlarken, bu davanın başında daha soruşturma aşamasında bir sıfır mağlup başladık neden? Silahların eşitliği ilkesine aykırı olarak başladık. Elimize önümüze hiçbir delil, belge, bilgi sunulmadan gözümüzün önünü karanlıkta nasıl bulabiliriz? Nereye basıyoruz aman korkusuyla girdik soruşturma işine de. Sayın Meslektaşıma katılıyorum. Buradaki meslektaşımın tamamı da bizim sözlerimize katılıyor. Lütfen Sayın Mahkeme Heyeti olarak artık bu konuda bir karar verin. Yargıyı etkilemek bir suç olarak eğer madde haline gelip Ceza Kanununa girdi ise, bunun artık bu şartlarda, bu kadar alenen oluşan durumlarda artık işletilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bırakın onu, bir başka husus daha var. Duruşmada olmadığım celsede beni Cumhuriyet Savcılığına diğer arkadaşlarla birlikte sevk ettiniz. Olabilir gider yargılanır geliriz. Biz korkmuyoruz yargıdan ama çok ilginç yani ben sevk edildikten sonra Zaman gazetesi aleyhimde yayına başladı. Ya bu nasıl bir tesadüf ben anlamıyorum. Ben buralardaki ilişkileri çözmek istemiyorum. Ben buralarda birtakım ilişkiler varsa üzüntüyle karşılıyorum. Çünkü ben gerçekten adalete inanan biriyim. Ben gerçekten adaletin uygulanacağına, hala hukukun varlığına inananlardan biriyim. Üzülüyorum, lütfen müdahale edin. Lütfen basına müdahale edin. Lütfen görsel basına müdahale edin. Bu davanın daha fazla bu davada yargılanan insanların ve ailelerinin ve avukatlarının daha fazla hırpalanmasına lütfen müsaade etmeyin. Söyleyeceklerim bu kadar efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Evet, Kürşad Bey söz istemişti ona verelim.”Bir kısım sanıklar müdafii Av. Kürşad Veli Eren: “Sayın Başkanım birincisi, itiraz

dilekçelerinde bizim de bir sorunumuz var. 6 dilekçemiz kayıtta gözüküyor. 7. dilekçemiz yok. Fatih Altun hakkındaki.”

Mahkeme Başkanı: “Sizinkiler UYAP’tan alınmıştı iyi hatırlıyorum bunları UYAP ortamında gelmişti.”

Bir kısım sanıklar müdafii Av. Kürşad Veli Eren: “UYAP ortamında.”Mahkeme Başkanı: “Mersin 3. Ağır Ceza Mahkemesine gelmişti hatta.”Bir kısım sanıklar müdafii Av. Kürşad Veli Eren: “Mersin 3. Ağır Cezadan geldi de kararda

6 dilekçeden söz ediyor. Fatih Altun ile ilgili 7. dilekçe karara yansıtılmamış.”

5

Page 6: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:6

Mahkeme Başkanı: “Araştıralım yani aksama nereden kaynaklanıyor araştıralım.”Bir kısım sanıklar müdafii Av. Kürşad Veli Eren: “Birinci o. İkincisi de suç duyurusunda

bulunmuşsunuz hakkımızda. Ben görüntülü ve sesli kayıtları kalemde incelemek istiyorum izin verirseniz.”

Mahkeme Başkanı: “Peki, evet dün duruşmada son olarak Kubilay Aktaş’ın. Siz söz istiyorsunuz pardon orayı görmedim buyurun.”

Bir kısım sanık müdafii Av. Ali Fahir Kayacan: “Sayın Başkan, Sayın Üyeler. Biraz önce diğer bir kısım meslektaşlarım görülmekte olan dava ile ilgili dün duruşmada gelişen ve gerçekleşen sorguyu bahane ederek bir kısım basındaki adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs olarak açıkça nitelenebilecek haberleri bahsettiler. Aynı nitelikte benim müvekkillerim ile ilgili yine aynı kanalda TRT 1’de, bizim 15 Ağustos’ta birleşen 142 numaralı, Esas numaralı dosyanın ilk duruşmasından önce Bilvanis Çiftliği ile ilgili çok bariz yargılamayı etkilemeye yönelik olduğu açık olan bir yayın oldu. Biz derhal onunla ilgili olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gereğinin ifası için hem haber yapan program yöneticisi hem de TRT yöneticileri ile ilgili o programın yöneticileri ile ilgili suç duyurusunda bulunduk. Şimdi asıl benim değinmek istediğim konu dünkü sorgu ile ilgili haberler. Burada, bizler buraya birleşen davanın müdafileri olarak geldik. Geçmiş duruşma tutanaklarını bu vesile ile devamlı inceleme durumundayız henüz. Ben ancak şunu müşahede ediyorum. Bazı dün de zatıaliniz okudunuz gelen cevaplar var Genel Kurmay Başkanlığından. Şimdi orada çok önemli bir belge var. TÜMAS nedir bu? Türkiye’nin Milli Askeri Strateji belgesi sanıyorum içeriği itibari ile Türk Ceza Kanununun 125. maddesinde rezerv koyularak gönderilmiştir o belge, öyle düşünüyorum. Çünkü onun içeriği ile ilgili öngörülerim var. Fakat bu davada birçok, özellikle jandarma personeli için ifade ediyorum. Sayın Üye Hakimlerimizin de hassasiyetle sordukları sorular var çünkü bu fişleme kişisel bilgiler yönünden hatta kendileri de Başbakanlık Genelgesini ifade ettiler 1999 tarihli yakın zamanda kalkan yürürlükten. Ona hiç gerek yok. Bu TCK 125. madde kapsamında olmasına rağmen devlet sırrı niteliğindeki belge yargılamaya konu sanıkların bir kısmının, hatta iddianamenin çok önemli bir kısmındaki suçlamaların temelini teşkil eden ona bir cevaptır. Orada iç tehdit kısmı var. Sayın Mahkeme incelemiştir onu. İç tehditte ne yazıyor? Benim tahminim çünkü Milli Güvenlik Siyaset Belgesi ile paralel bir belgedir bu. Orada açıkça irtica ile mücadele yazıyor ve onun eylem planları da yazması lazım o belgede bunları okumuşsunuzdur. Hatta orada hangi şekilde eylem bunların nasıl takip edileceği yazılıyor. Peki, bu belge hangi makam tarafından hazırlanıyor? Genelkurmay Başkanlığı. Başbakanlık halen şuanda Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığı o belgenin gönderilmesi için Genelkurmay Başkanlığının talep ettiği izni veriyor ve o belgeye onay veriyor yani dolayısı ile. Eğer o belgeyi uygun görmüyor ise Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığı 2011 Ekim ayı itibari ile o belgeyi yürürlükten kaldırmasını veya yeniden düzenlenmesi için Genelkurmay Başkanlığına emir ve talimat vermesi gerekirdi. Dolayısı ile o belgedeki hususlar şuanda Türkiye Cumhuriyeti Devletinin esaslarını teşkil etmektedir. Orada da açıkça iç tehditte irtica kavramı vardır. Çünkü Milli Güvenlik Siyaset Belgesi ile paralel bir belgedir bu. Bunu Türk Ceza Kanununun 125. maddesi kapsamında olmadığını değerlendiriyorum ben. Orada dış konseptle ilgili hususlar bu davayı ilgilendirmemektedir. Evet, doğru ancak bizim, benim talebim iç tehdit. Çünkü burada birçok sanık ile ilgili efendim siz şunu niye fişlediniz? Bu suç değil miydi? Suçlama yapılıyor burada açıkça Sayın Üye Hakimler de sordu. Sizin yetkiniz var mıydı? Jandarmanın bu konuda istihbarat toplama yetkisi var mıydı? Araştırma yetkisi var mıydı? Diyor. Halbuki hem 1999 tarihinde Başbakanlık Genelgesinde hem de Tümas’ta iç tehdit kısmında incelendiği takdirde orada çok ayrıntılı bu konudaki düzenlemelerin olduğunu Milli Güvenlik Siyaset Belgesindeki düzenlemeleri bilen bir kişi olarak öngörüyorum. Eğer aksi iddia ediliyorsa ve bunu da talep ediyorum. Sadece iç tehdit kısmının müdafilere açılmasını ve dolayısı ile de tabi ki sanıklara. Bunun devlet sırrı ile hiçbir ilgisi yok.

6

Page 7: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:7

Milli Güvenlik Siyaset Belgesi gazetelere düştü. Türk Ceza Kanununun 125. maddesi kapsamında olmadığını değerlendiriyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Şimdi CMK 125 kapsamında Mahkememiz o maddeye bakalım.”Bir kısım sanık müdafii Av. Ali Fahir Kayacan: “Pardon yani sadece belgeni tamamını

değil Sayın Başkan.”Mahkeme Başkanı: “Davayı ilgilendirecek kısımlarını.”Bir kısım sanık müdafii Av. Ali Fahir Kayacan: “Özellikle iç tehditte irtica ile mücadeledeki

eylem planı kısmı.”Mahkeme Başkanı: “ Zaten.”Bir kısım sanık müdafii Av. Ali Fahir Kayacan: “Bakın göreceksiniz buradaki bazı

sanıklarla ilgili hani şunu yaptı bunu yaptı aynen orada direktif var. Olacağını hep beraber göreceğiz teşekkür ediyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Dava ile ilgili kısımları burada ilerleyen zamanlarda 125. maddeyi de ihlal etmemek koşulu ile açıklarız. Evet, Kubilay Aktaş çapraz sorgusu yapılmak üzere kürsüye gelsin. Müdafii burada mı? Buradasınız. Sanık Kubilay Aktaş’a soru sormak isteyen var mı?”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun Avukat Bey.”Sanık Mehmet Ulutaş müdafii Av. Durgut Can: “Ben kendisine Mehmet Ulutaş ile tanışıp

tanışmadığını, tanıştıysa ne zaman tanıştığını soruyorum.”Sanık Kubilay Aktaş: “Ben buraya geldiğim güne kadar Mehmet Ulutaş’ı tanımıyordum.

Ancak burada tanıdım. Burada gördüm.”Sanık Mehmet Ulutaş müdafii Av. Durgut Can: “Kendisi ile Kocaeli İl Jandarma

Komutanlığı emrinde o görev yaparken siz de İstanbul Jandarma İl Jandarma Komutanlığında iken bir temasınız görevle ilgili veya görev dışı oldu mu?”

Sanık Kubilay Aktaş: “Görevle ilgili olarak benim ancak ve ancak şube müdürü ile irtibatım, temasım olur. Görevle ilgili olarak onun haricinde alt birimlerin muhatabı ben değilim. Bunun muhatabı şube müdürüdür. Ben Mehmet Ulutaş isimli şahısla da irtibat da ve temasta bulunduğumu hatırlamıyorum ve bulunmadım.”

Sanık Mehmet Ulutaş müdafii Av. Durgut Can: “Teşekkür ederim zaten son sorum da, eğer bir talebiniz olursa ki kimden olacak idi. Kendisi de şube müdüründen olacağını açıklamış oldu.”

Mahkeme Başkanı: “Evet, buyurun.”Üye Hakim Ali Efendi Peksak: “Dünkü yapmış olduğunuz savunmalarınızda bazı

evrakların Cumhuriyet Savcısı tarafından savunmanız sırasında, alınma sırasında üstlerinin kapatılmak suretiyle sadece isim bölümünüzün size gösterildiği, bu nedenle bu evrakların içeriklerini yahut da başlıklarını göremediğinizi, jandarma istihbarat olarak görevinizin ise işte gerek protokoller çerçevesinde gerekse Başbakanlık genelgesi doğrultusunda bugün de Avukat Bey de bahsetti. Meşru daire içerisindeki yapılan çalışmalar neticesinde toplanılmış olan bilgileri veya bilgi notlarını diyelim bu şekli ile aktarma görevinizi yaptığınızı, içeriklerini bilmediğinizi beyan ediyorsunuz. Ancak Cumhuriyet Savcılığındaki savunmalarınızda Savcı Bey size klasör 32’de bulunan bu evrakların başlıklarını tek tek okumuş. Örneğin; İstanbul, Edirne, Kırıkkale, Kocaeli, Tekirdağ, Düzce, Sakarya illerinde arama yapılacak yerler listesi, yine şehirler belirtilmek suretiyle plana destek verecek dernekler listesi, yine aynı şekilde illerde gözaltına alınacak, irticai faaliyette bulunan kişilerin listesi şekli ile, İstanbul’da gözaltına alınacak irticai grup listeleri, aynı şekilde yine illerden bu şekli ile sayılar belirtilmek suretiyle gözaltına alınacak kamu görevlileri listesi. Tamamının vali yardımcısı ve kaymakamlardan oluştuğu belirtilmiş. Bunlar hakkında da tarikatçı, irtica yanlısı, nakşibendi tarzında değerlendirmelerin bulunduğu, Sakarya’da gözaltına alınacak misyonerlik faaliyetinde bulunan kişiler listesi, irticai gruplar tarafından yayınlanan gazete ve dergiler listesi, iltisaklı olduğu gruplar belirtilmek suretiyle yine illere göre yapılan adres ve tespitlerle ilgili belgeler okunmuş. Daha sonrasında yer alan kiliseler

7

Page 8: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:8

ve adresleri. İstanbul ilinde bulunan ilaç depoları, İstanbul Jandarma Bölge Komutanlığı sorumluluk bölgesinde bulunan 1. sınıf kamu görevlileri ve destek durumları, destekler desteklemez tarzında bulunan notlar, düşünceler kısmında şucudur bucudur şekli ile yapılmış olan ve toplanıldığı iddia edilen bazı belgelerin size gösterildiği söyleniyor. Siz diyorsunuz ki ben imza bölümü yani adımı gördüm, içeriğini görmedim. Bu beyanı da okumadan mı imzaladınız?”

Sanık Kubilay Aktaş: “O beyanı, cevabını okuyabilir misiniz?”Üye Hakim Ali Efendi Peksak: “Avukatınız da var.”Sanık Kubilay Aktaş: “O sorulara verdiğim cevabı okuyabilir misiniz? Ben okuyayım

müsaade ederseniz.”Üye Hakim Ali Efendi Peksak: “Ben okuyayım. Bahsettiğiniz konular tamamen istihbarat

değerlendirme raporlarıdır. Bunlar istihbarat değerlendirme raporları mı? Bu Başbakanlık genelgesinde belirtilmiş olan türden yapılan işlemler mi bunlar?”

Sanık Kubilay Aktaş: “Ben dünkü savunmamda dedim ki; bu konular ile ilgili değerlendirmeler. Dün belirttim nasıl olduğunu, nasıl yapıldığını belirttim ve ondan sonra dedim ki; aradan geçen 7 yıllık bir sene, dönem içerisinde bunların ben o dönemdeki kapsamlarını hatırlayamadığım için böyle söyledim. Şu anda yaptığım çalışmalarda, araştırmalarda bunun böyle olmadığını öğrendim ve düzeltilmesini istiyorum dedim.”

Üye Hakim Ali Efendi Peksak: “Kabul ediyorum. Buradaki şeyler, bu dikkat çekici yani şöyle bazı tespitler yapılabilir veyahut da işte o belirtilmiş olan protokoller çerçevesinde veya genelge çerçevesinde tamam potansiyel olarak böyle ülkenin bir zor duruma veyahut da zarar görebileceği eylemler olabilecek şekilde şeyleri düşünme tarzında jandarmanın hazırlamış olduğu belgeler olabilir. Veya bununla ilgili yani bu isimler gözaltına alınacak diyor, sorgulanacak diyor. Ne bilim. İnfaz edilecek diyor. Şucudur, bucudur şeklinde. Bunlar o zaman sizin dikkatinizi çekmedi mi?”

Sanık Kubilay Aktaş:“Bakın, dikkatimi çekti. Devam ederseniz bu şekilde mülki amirler şucudur, bucudur tarzında fişleme herhangi bir düşüncelerinden ötürü gözaltına alınacak tarzda bir emir vermedim. Bu emri kim verdi bilmiyorum. Bu emrin sorumluluğu komuta katına aittir. Bana niye sorulur. Ben bunu anlamıyorum.”

Üye Hakim Ali Efendi Peksak:“Ben size hazırladınız demiyorum zaten.”Sanık Kubilay Aktaş:“O zaman benim statümü belirleyin. Ben burada sanık mıyım, tanık

mıyım, bilirkişi miyim, başka bir şey miyim?”Üye Hakim Ali Efendi Peksak:“O zaman şöyle soruyorum.”Sanık Kubilay Aktaş:“Sanıksam, sanıkla ilgili, sanıklığımla ilgili soru sorulsun lütfen.”Üye Hakim Ali Efendi Peksak:“İçeriğini hazırladığınızı iddia etmiyorum zaten o konuda, bu

tür bir evrakın sevki, toparlanmak sureti ile Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı’na veyahut da illerden bu şekliyle başlıklı evrak geldi mi size?”

Sanık Kubilay Aktaş:“Gelip gelmediğini hatırlamıyorum şu anda.”Üye Hakim Ali Efendi Peksak:“Evet.”Sanık Kubilay Aktaş:“Gelmiş olabilir. Doğrudur ki, zaten benim şeylerim de, ifademde de

olabilir diye söylüyorum. Oldu demiyorum. Olabilir diyorum ve yine aynı şeyi söylüyorum. Olabilir, gelmiş olabilir. Çünkü aradan 7 yıllık bir zaman geçti. Bu zaman içerisinde, dün belirttiğim Başbakanlığın genelgesi doğrultusunda evraklar geliyor.”

Üye Hakim Ali Efendi Peksak:“Evet.”Sanık Kubilay Aktaş:“Hala da geliyor idi.”Üye Hakim Ali Efendi Peksak:“Şimdi.”Sanık Kubilay Aktaş:“Başka ne dememi istiyorsunuz anlayamadım.”Üye Hakim Ali Efendi Peksak:“Savcılık savunmanızda bunlar okunduktan sonra hatta siz

kendiniz vurgu olarak, bu listeler şaşırtıcı gelebilir.”Sanık Kubilay Aktaş:“Evet.”

8

Page 9: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:9

Üye Hakim Ali Efendi Peksak:“Ancak biz de rutin, bu listeler 3 ayda bir hazırlanır şekliyle de bir beyanınız var. Yani.”

Sanık Kubilay Aktaş:“Evet.”Üye Hakim Ali Efendi Peksak:“Şaşırdığınızı zaten dile getiriyorsunuz da orada bir cümle

ile.”Sanık Kubilay Aktaş:“Evet.”Üye Hakim Ali Efendi Peksak:“Bunun şey noktasında içerikler açısından.”Sanık Kubilay Aktaş:“Başbakanlık genelgesi doğrultusunda Başbakanlıkta o şekilde

söylüyor. Diyor ki; bunlar diyor. 3 aylık raporlar halinde bize bildirilecektir. Biz de. Benim kastettiğim konu da budur. Bunun haricinde başka da bir şey söylemedim. Kastetmiyorum.”

Üye Hakim Ali Efendi Peksak:“Bu tamamen resmi olarak yapılmış olan bir belgedir şeklinde.”

Sanık Kubilay Aktaş:“Evet resmidir. Ben Mahkemeye de ibraz ettim bu belgeyi.”Üye Hakim Ali Efendi Peksak:“Evet, yine belki emeklilik sonranızda. Emekli olduktan

sonra ilgilenmiş olabilir sizi şey noktasında eğer öyle bir husus varsa tabi ki cevap vermeme hakkınız var. Evinizde yapılan aramada, 26 numara ile numaralandırılan bir evrakın ele geçirildiği iddia ediliyor. Burada bir camii yaptırma ile ilgili bazı kişilerin yardımlarının bulunduğu.”

Sanık Kubilay Aktaş:“Doğrudur. Evet.”Üye Hakim Ali Efendi Peksak:“Sicillerinin dahi olduğu, hatta toplanılan paranın da ruble

şekli ile bir değerlendirmeye tabi tutulduğu belirtilmekte.”Sanık Kubilay Aktaş:“Evet.”Üye Hakim Ali Efendi Peksak:“Bu eğer sizin kendi şahsi şeyinizse, evrakınızsa mı? Yoksa

bu görevden dolayı elde edilmiş olan bir evrak mı?”Sanık Kubilay Aktaş:“O çizelge yanınızda mı Sayın Hakimim?”Üye Hakim Ali Efendi Peksak:“Çizelge.”Sanık Kubilay Aktaş:“O çizelgeye bakarsanız, o çizelge 2008 yılında Rusya’nın Yamal

eyaletinde, Yamal Eyaletinde bulunan bir camiye yapılan Rusya’daki Yamata şirketinin çalışanlarının yaptığı bir yardımdır. Ruble olarak toplanması da budur.”

Üye Hakim Ali Efendi Peksak:“Benim söylediğimden dolayı, ben size onun için sordum zaten.”

Sanık Kubilay Aktaş:“2008 yılıdır.”Üye Hakim Ali Efendi Peksak:“O şekliyle.”Sanık Kubilay Aktaş:“2008 yılıdır Hakim Bey.”Üye Hakim Ali Efendi Peksak:“Evet.”Sanık Kubilay Aktaş:“Olay şöyle. Açıklayabilir miyim Sayın Başkanım?”Mahkeme Başkanı:“Tabi”Sanık Kubilay Aktaş:“Şimdi 2008 yılında bir şirketin idari müdürü olarak Sibirya’da göreve

başladım. Görev yaptığım dönem içerisinde oradaki güvenlik şirketi personeli de bana bağlıydı. Ramazan ayında bana geldiler dediler ki, biz buradaki camiye yardım yapmak istiyoruz. Orada bir cami var. Rusya’da, Yamal’da, Yamal eyaletinin Selahet kentinde bir camii var. Müslümanların gittiği, ibadet ettiği. Buna yardım yapmak istiyoruz dediler. Ben de yardım insanların kendi gönlünden kopan bir şeydir. Kim yapacaksa yapın, toplayın. Neticeyi de bana bildirin, götürün teslim edin diye söylemiştim. Öyle bir çizelge hazırlanmıştı. 2009 yılından bu kriz nedeni ile ben şirketten ayrılıp Türkiye’ye gelince, evrakların içerisinde gelmiş ve o gün de polis aradığında mal bulmuş mağribi gibi bunun üzerine çullandı ve aldı. Çizelge budur.”

Mahkeme Başkanı:“Peki. Var mı başka?”Üye Hakim Ali Efendi Peksak:“Evet. Şimdi bir de bu çalışma sistemi ile ilgili

açıklamalarınızla ilgili soru sormak istiyorum. Şimdi jandarma istihbarat olarak öncelikle şube müdürlükleri en alt birim noktasında, sonrasında bölge komutanlıkları sonrasında da Jandarma

9

Page 10: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:10

Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı’na herhalde yazışma şekli ile aktarılan yahut da gönderilecek bir evrakın bu sistematik silsile içerisinde gitmesi şeklinde söylenildi. Siz en azından bu şekliyle, beyanlarınızda bu şekliyle belirtiyorsunuz. Şimdi Halil Helvacıoğlu ise dünkü savunmasında hatta polis memurlarının kendi birimleri ile ilgili olan hususu yanlış anlamak sureti ile kendilerinin çalışma sistemiyle ilgili sanki jandarmanın da bu şekliyle çalışmış olduğu gibi bir varsayımına dayandığı, Halil Helvacıoğlu’nun beyanına göre ise İstihbarat Başkanlığı’nda herhangi bir havuzun bulunmadığı, Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı’nda, Jandarma bölge komutanlıkları ve bölge müdürlükleri ile yani organik olarak en üst noktada kendileri olsa da, bu şekliyle tamam doğrudan bir verme yetkisi yok. Ancak bir yazışma şeklinin de olamayacağı, bunların toparlanılmış olan bilgilerin aktarılmayacağı şekliyle bir beyanda bulunuldu. Siz de ise, savunmalarınızda bunun doğrudan doğruya hatta şöyle beyan ediyorsunuz. İl jandarma alay komutanlığı istihbarat şube müdürlükleri hazırlar, merkez olduğumuz için bize gönderir. Daha doğrusu Jandarma Genel Komutanlığı’na gönderir, bize de bilgi verir. Yani doğrudan İstihbarat Başkanlığı’na mı gönderiliyordu?”

Sanık Kubilay Aktaş:“Hayır Jandarma Genel Komutanlığı ayrıdır. Jandarma İstihbarat Başkanlığı”

Üye Hakim Ali Efendi Peksak:“Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı onu kastettim.”

Sanık Kubilay Aktaş:“Müsaade eder misiniz? Jandarma Genel Komutanlığı’dır. Muhatap Jandarma Genel Komutanlığı’dır. Şube Müdürlüğü değildir.”

Üye Hakim Ali Efendi Peksak:“Evet.”Sanık Kubilay Aktaş:“Dün de belirttim dedim ki; komutanlıkların muhatapları

komutanlardır. Şube müdürleri değildir. İl Jandarma komutanı bölgenin istihbarat şube müdürü ile irtibatlı veya ilişkili değildir. Muhatabı doğrudan doğruya kurmay başkanı veya komutandır. Jandarma bölge komutanının da muhatabı doğrudan doğruya Jandarma genel komutanıdır. İstihbarat başkanı veya istihbarat şube müdürü değildir. Yazılarımız hep Jandarma Genel Komutanlığı’na, İl Jandarma komutanlıklarının genel yazıları da Jandarma Bölge Komutanlığı’na olarak gelir. İstihbarat Şube Müdürüne gelmez.”

Üye Hakim Ali Efendi Peksak:“Evet. Savunmanızda bir hususu anlayamadım. O açıklanmamış. Bu konularda komutanlıktan emir gelmiştir. İl Jandarma komutanlıklarından bunlar istenmiştir. Biz de birleştirip göndermişizdir, denilmiş. Bu konularda komutanlıktan emir gelmiştir de ki kasıt. Jandarma Genel Komutanlığı mıdır? İstihbarat Başkanlığı mı?”

Sanık Kubilay Aktaş:“Komutanlık konuları tabi ki o anda benim muhatap olduğum dönemde Bölge Komutanlığı’nı kastettikleri için ben de bölge komutanını kastetmişimdir. Emir Bölge Komutanlığından gitmiştir. Zaten İl Jandarmalara bölge Jandarma Genel Komutanlığı direk emir veremez. Bu askeri hiyerarşiye, askeri adaba, askeri ahlaka aykırıdır. Hepsinden önce komutana, oradaki kıta komutanına saygısızlıktır. Dolayısıyla komutanlar bu tür emirleri silsileyi takip ederek verirler. Jandarma Genel Komutanlığı emir verecekse, bölge komutanına emir verir. İl Jandarma komutanına değil. Eğer çok acil durumlarda İl Jandarma Komutanlığı’na yazmak mecburiyetinde ise o yazıyı bilgi olarak, aynısını da bilgi olarak Jandarma Bölge Komutanlığı’na aynı anda gönderir.”

Üye Hakim Ali Efendi Peksak:“Evet.”Sanık Kubilay Aktaş:“Olay budur. Oraya emir verecek makam da İstanbul Jandarma

bölge komutanıdır. Jandarma bölge komutanı emir vermişse onlar da meslekleri gereği bu emri yapmak mecburiyetindedirler.”

Üye Hakim Ali Efendi Peksak:“Tamam Başkanım.”Mahkeme Başkanı:“Açıklama mı yapmak istiyorsunuz?”Sanık Kubilay Aktaş müdafii Av. Naci Gürkan:“Bir açıklama yapmak istiyorum. Sayın

Hakim Bey’in şeyine. Sorguda.”

10

Page 11: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:11

Mahkeme Başkanı:“Sanık müdafii.”Sanık Kubilay Aktaş müdafii Av. Naci Gürkan:“Önünde, Savcı Bey’in önünde 3-4 klasör

vardı. Ve bu işte fişleme yapıldığı ve bunların altında da imzanız olduğunu söyleyince ben görmek istedim. İmzamızı bir görelim dedim. Kalktım klasörlerden bir tanesine bu mu dedim imza, isim yazıyor. Yani dedi. Yanlış söyledim dedi. İsminiz açılmış altına, evet dedim onu bu şekilde düzeltelim. O arada benim gördüğüm listelerde açılan sayfalarda, benim gördüğüm bir takım çizelgeler, buradaki sorular incelenip de benim veya müvekkilim tarafından incelenip de cevap verilmiş konular değil. Savcı Bey bunların soru olarak yazdırdı. Şöyle yapıldığı, şucudur, bucudur diye yazıldığı falan şeklinde yazdı. Hatta o dönemde Savcı Bey kendisi de söyledi. Tamamını dedi ben de daha inceleyemedim. Hatta dedi merak ediyorum. Beni fişlediniz mi? Nasıl fişlediniz? Şeklinde espriyle kendisinin de daha tamamen incelememiş olduğunu orda beyan. İncelenecek gibi de değil de zaten o olayda, şeyler çözülmüş CD’ler. Şeylere geçirilmiş ve 3, 4 klasör olarak masanın üzerinde duruyordu. Bunu yarım saatlik, bir saatlik sorgu sırasında incelememiz zaten mümkün değildi. Sorulan soru şeklinde müvekkilim de bunlara cevap vermeye çalıştı onu düzeltmek istedim.”

Üye Hakim Ali Efendi Peksak:“Avukat Bey siz kendiniz bu imzaladığınız. Yani hukukçu olarak.”

Sanık Kubilay Aktaş müdafii Av. Naci Gürkan:“Evet.”Üye Hakim Ali Efendi Peksak:“Müvekkilinize de hukuki yardımda bulunmak için orada

hazır bulunmuş olan bir insan olarak, biraz önce okumuş olduğum listeleri siz fark ettiniz mi? İsim olarak yani beyanları okudunuz mu?”

Sanık Kubilay Aktaş müdafii Av. Naci Gürkan:“Birkaç çizelgeyi gördüm sadece o kadar efendim. Bir imzaya baktım.”

Üye Hakim Ali Efendi Peksak:“Ben beyanınızı söylüyorum. Evrakı söylemiyorum. Savcı Bey’in önündeki klasörlerden bahsetmiyorum.”

Sanık Kubilay Aktaş müdafii Av. Naci Gürkan:“Evet.”Üye Hakim Ali Efendi Peksak:“Ben huzurda sizin de imzanızın bulunduğu belgede

bahsediyorum.”Sanık Kubilay Aktaş müdafii Av. Naci Gürkan:“Evet.”Üye Hakim Ali Efendi Peksak:“Ve diyorum ki, burada gözaltına alınacak kamu

görevlilerinin listesi.”Sanık Kubilay Aktaş müdafii Av. Naci Gürkan:“Evet.”Üye Hakim Ali Efendi Peksak:“Yani bunu müvekkilinizle bir, ya da bir ne bilim işte

Sakarya da gözaltına alınacak misyonerlik faaliyetinde bulunacak, bulunan kişilerin listesi. Bunları farkettiniz. Farkettikten sonra.”

Sanık Kubilay Aktaş müdafii Av. Nuri Gürkan:“Savcı Bey yazdırttı.”Üye Hakim Ali Efendi Peksak:“Müvekkilinizle.”Sanık Kubilay Aktaş müdafii Av. Nuri Gürkan:“Tabi ki yani. Tabi bunları Savcı Bey soru

şeklinde yazdırdı. Müvekkilim de o arada bu kadar şeyi dedi. Hatırlamam mümkün değil, bana verilen emirlerle buna benzer çizelgeler, listeler yaptık. Rutin yapılır hatta savunmalarında da söylediği ve bunları dedi biz gönderiyorduk. Bir kısmı rutin evraktır. Ama tamamının bunun şu anda cevap vermem. İsim isim cevap vermem mümkün değil. Emekli olalı zaten 8 sene olmuş. O dönemde de bu kadar hacimli bir evrakı, zaten tamamını ben de inceleyerek rutin evrakı göndermiyorum o dönemde. Bu şekilde cevap verince benim artık buna itiraz edecek bir şeyim de kalmadı yani cevap bu.”

Üye Hakim Ali Efendi Peksak:“Tamam Başkanım.”Üye Hakim Murat Üründü:“Bu görev yaptığınız dönemdeki evrak akışı ile ilgili soru

sormak istiyorum ben. Şimdi beyanlarınıza göre İl Jandarma Komutanlığı, İl Jandarma

11

Page 12: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:12

komutanlıklarından gelen istihbarı bilgiler size geliyor. İstanbul Jandarma Bölge Komutanlığı olarak değil mi?”

Sanık Kubilay Aktaş:“Bana gelmez.”Üye Hakim Murat Üründü:“Bölge Komutanlığına mı?Sanık Kubilay Aktaş:“Jandarma Bölge Komutanlığı’na geliyor.”Üye Hakim Murat Üründü:“Komutanlığı’na geliyor. Ondan sonra istihbari bilgiler olduğu

için, siz de istihbarat şube müdürü olduğunuz için değil mi? Bu birleştirmeleri siz yapıyorsunuz, sizin göreviniz.”

Sanık Kubilay Aktaş:“Şimdi.” Üye Hakim Murat Ürüntü:“Sorumu devam edeyim, bitireyim ondan sonra siz cevap verin.

Bu bilgiler tabi değişik Bölge Komutanlığı’na bağlı İl Jandarma komutanlıklarından parça parça geliyor. Siz birleştirdiğinizde artık, birleştirdiğiniz listelerin altına siz kendi isminizi açıp, kendi imzanızı mı atıyordunuz? O şekilde mi gönderiyordunuz üst komutanlıklara?”

Sanık Kubilay Aktaş:“Şimdi. İl Jandarma komutanlıklarına yani alt birimlerden gelen evraklar doğrudan doğruya Jandarma Bölge Komutanlığına gelir. Bu evraklar geldikten sonra haber merkezimiz tarafından Kurmay Başkanına arz edilir. Kurmay başkanı bu evrakları inceler, komuta kartına arz edilmesi gerekenleri kendisi veya şube müdürüne havale ederek komuta kartına arz ettirir. Diğerleri işleme yapılacak ise hangi şubeyi ilgilendiriyorsa ona gönderir. Harekat şubenin evraklarını harekat şubeye, istihbaratınkini istihbarata, personelinkini personele, lojistiğinkini lojistiğe gönderir. İstihbaratla ilgili evraklar tabi ki doğru olarak normal olarak bana gelecektir. Bana geldiğinde de ben de bunların gereğini yaparım. Eğer birleştirilip üst makama yani Jandarma Genel Komutanlığı’na gönderilecek evraklar ise tabi ki ben bunları yapar toparlarım. Çizelgesini hazırlarım, il sırasına göre hazırlarım karışık değil il sırasına göre, gelişi güzel şurada şu, burada bu değil. İl il sırasına göre. İlin büyüklüğünü bağlılığı, büyüklüğüne göre il sırasına göre bunu sıralarım ve altına şube müdürü olarak ben imza atarım. Onun üstüne üst yazı yazarız. Üst yazı Genel Komutanlığa hitabendir. Genel komutanlığa yazılır. Tekrar ediyorum. Şube müdürlüklerine veya başkanlıklara yazılmaz. O üst yazıyı da üst makama gittiği için komutan imzalar ve dolayısıyla bu evrakın sorumluluğunu komutan alır.”

Üye Hakim Murat Üründü:“Sizin o birleştirdiğiniz evraklar artık sizde kalıyordu değil mi? Sizin komutanlığınızda Bölge Komutanlığı’nda kalıyor üste gitmiyor.”

Sanık Kubilay Aktaş:“Tabi ki, üste gitmez olur mu? Bunları bir.”Üye Hakim Murat Üründü:“O parça evraklar gidiyor muydu? O birleştirdiğiniz parça

evraklar.”Sanık Kubilay Aktaş:“Tabi hepsi gider tabi. İllerden geleni kastediyorsanız, illerden

gelenler bizde kalır tabi.”Üye Hakim Murat Üründü:“İşte onu diyorum. İllerden gelenler tabi tabi.”Sanık Kubilay Aktaş:“Jandarma Bölge Komutanlığı’nda kalır. İllerden gelenler bizde kalır.

Çünkü ben onları birleştirip gönderiyorum. Sakarya ilinden gelmiştir. Kocaeli’nden gelmiştir. Düzce’den gelmiştir. Edirne’den gelmiştir. Bu 7 tane İl Jandarma Komutanlığı var. Bu 7 tane İl Jandarma Komutanlığı’nın evraklarını zaten ben birleştiriyorum. Bir de altına bunları eklemenin bir anlamı yok. Dolayısı ile fuzuli işler yapılmadan, yapılmaz, olmaz bunlar bütün birleştirilir. Bölge Komutanlığının çalışması olarak üst makama arz edilir.”

Üye Hakim Murat Üründü:“Tamam Başkanım.”Mahkeme Başkanı:“Evet söz hakkı verelim. Çetin Doğan söz hakkı istemişti. Buyurun.”Sanık Çetin Doğan:“Evet, Sayın Başkan, bu balyoz tertibini yapanların parmak izlerini ben

en başından itibaren sundum ve daha sonra da yapılan savunmalarda da bunun parmak izlerinin kimler tarafından yapıldığını ortaya kondu. Bunların içerisinde başrolü oynayanlar emniyetçiler, emniyetçilerin kimler olduğunu da hem suç duyurusunda söyledik. Hem işte 51. Celsede doğrudan doğruya Kazım Gözüşirin, Bulut Ömer Mimiroğlu daha 12 yaşındayken yani Görele’de

12

Page 13: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:13

bulunurken Edirne’de şey dolduruyor. Örgüt yerinin ismini veriyor. Halbuki örgüt yeri 71 ile 75 senesi arasında orada kalmış bir daha da İzmir’e gitmemiş. Şimdi bunu niçin söylüyorum. Sorular ve tertip içerisinde polis, jandarma teşkilatını kendi emniyet teşkilatı gibi sandığı için söylüyorum ve tertibini, kurgusunu öyle yapıyor. Ankara’daki emniyet istihbarat başkanı operasyonel olarak doğrudan doğruya buradaki TEM şubesi ile irtibat halinde. Bütün istihbarat birimleri ile tertip içerisinde, o mantıkla hatta Gölcük’e bir evrak ektiler. Helvacıoğlu’nun ismini o zaman albay dediler ve o zaman albayı da, halbuki o zaman generaldi. Ben dedim ki bak bu sahte başka sahteliklerde var. Kom. Kom. diyor komutanlık değil o diye ayrıntılı olarak izah etmiştim. Şimdi burada da ısrarla sorulan soru; efendim o şubeden buraya, merkeze öyle bir şey yok. Askerlikte öyle bir düzenleme, Jandarma Genel Komutanlığında öyle bir düzenleme yok. Ve Jandarma Genel Komutanlığında o zaman görev yapan Helvacıoğlu’nun 3, 5 kişiden başka komuta ettiği hiçbir irtibat içerisinde bulunduğu insan da yok. Temelinde olayı eğer anlamak, algılamak istiyorsak buradandır. Ve bizim burada eğer maddi gerçeği buldurmak istiyorsak bu tertibi yapanların üzerine gitmektir. Teşekkür ederim.”

Mahkeme Başkanı:“Arkada bir söz isteyen vardı.”Sanık Bulut Ömer Mimiroğlu:“Ben 2002–2003 yıllarında Edirne de il jandarma komutanlığı

yaptım. Şu anda sorgusu yapılmakta olan Sayın Kubilay Aktaş da İstanbul Jandarma Bölge Komutanlığı’nda görevli olan rütbelilerden birisiydi. Biraz önce konuşması sırasında, sorgusu sırasında belki ben yanlış anlamış olabilirim ama şu şekilde bir ifadesi geçti. Bu suçlanmış olan çizelgelerin MGK kararları çerçevesindeki ekin eki olduğunu şeklinde ben anladım. Bir defa bizim suçlanmış olduğumuz çizelgeler, ben kendim için ifade ediyorum. Bunların hiçbir tanesi MGK kararları çerçevesinde hazırlanmış olan çizelgeler değildir, değildir. Elimde var burada. MGK kararları 406 Sayılı Milli Güvenlik Kurulu kararlarının uyguluma durumu ile ilgili hazırlanması gereken çizelge burada. Bunun içerisinde yasalara aykırı görünen fiil ve olaylar var. İrticai faaliyet içinde bulunan kuruluşlar var. Silahlı kuvvetler aleyhine yayın ve olaylar var. İrticai faaliyetleri disiplinsizlikleri veya yasadışı örgütler ile irtibatları nedeni ile silahlı kuvvetlerle ilişikleri kesilen personelin kamuda istihdamı konusu var. Aşırı dinci kesimlerden kamu kuruluşlarına sızmaların önlenmesi konusu var. Silahların ruhsat işlemleri, özel üniformalar giydirilmiş korumalar ve Atatürk aleyhine işlenen suçlar var. Bunlar, bağlı illerdeki Emniyet veya jandarma kolluk teşkilatı tarafından kendi bölgelerindeki işlenmiş olan, savcılığa intikal etmiş olan suçların birleştirilip valiliğe verilmesi ve Emniyet tarafından sekreteryası yapılarak da bakanlığa gönderilmesi ile ilgili bir uygulamadır. Jandarma teşkilatı burada da ifade edildi, 3 tane ana görevi var. Mülki, adli ve askeri görevleridir. Bu görevlerle ilgili istihbaratı da temin eder. Bunu da kendisindeki uygulamış, istihbaratı uygulayacak olduğu yönergesinde belirtilmiştir. O istihbarat yönergesi kapsamında da karakol, ilçe jandarma, il jandarma, jandarma bölge komutanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığında tutulacak olan istihbarat dosyaları belirlenmiştir. Bu dosyaların hiçbir tanesinde ve bu istihbarat yönergesinin hiçbiri yerinde bizim suçlanmış olduğumuz çizelgelerin hazırlanmasını ön geren hiçbir madde yoktur. Dolayısı ile benim üzerime atılı olan suçlama ile ilgili o çizelgenin hepsi de suç teşkil etmektedir. Bu şekildeki bir çizelgeyi ben Edirne İl Jandarma Komutanı olarak, İstanbul Bölge Komutanlığına veya il Jandarma Genel Komutanlığına hiçbir MGK kararı çerçevesinde göndermedim. Ve göndermiş de değilim. Bu yanlış anlaşıldıysa bunu düzeltmek istiyorum. Tekrar ediyorum. MGK kararları çerçevesinde yapılmış olan bir uygulama değildir o. O çizelgelerin hepsi suç teşkil etmektedir. Hiçbir yere de gönderilmesi de mümkün değildir. Yönerge kapsamında hazırlanan çizelgeler de değildir. Bu yanlış anlaşılmasın. Arz ederim.”

Mahkeme Başkanı: “Peki”Sanık Kubilay Aktaş: “Sayın Başkan.”Mahkeme Başkanı: “Siz açıklamamı yapmak istiyorsunuz bu konuda?”Sanık Kubilay Aktaş: “Evet.”

13

Page 14: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:14

Mahkeme Başkanı: “Tamam, size sonra söz hakkı vereceğim.”Sanık Kubilay Aktaş: “Tamam.”Mahkeme Başkanı:”Siz yapın açıklamanızı sonra bir söz almak isteyen var.”Sanık Kubilay Aktaş: “Şimdi Ömer Paşam doğru söylüyor. Benim de bahsettiğim

fişlemeler zaten MGK kararları ile ilgili değildir. Ben zaten savunmamda kaçakçılık, istihbarat, harekat, bilgi toplam işlem yönergesinin 9. maddesi b fıkrasını anlattım. Bu çerçeve içerisinde fişleme yapacağımız kişilerin kim olduğunu, hangi suçlardan dolayı fişleme yapılacağını söyledim. Bunun haricinde jandarma fişleme yapmaz. Bunun haricinde yani suç, devletin yüksek şahsiyetine karşı işlenen suçlar, terör suçları, Atatürk aleyhine işlenen suçlar ile 6136 Sayılı Yasa kapsamına giren ateşli silahlar ile bıçaklar ve her nevi motorlu araçların çalınması suçlarına iştirak eden, bunların içerisine giren, bunlar hakkında soruşturma yapılan şahıslar hakkında fiş tutulur. Bunların haricinde jandarma hiç kimse hakkında fiş açmaz. Açtı diyen yalan söylüyordur, iftira atıyordur. Bunu da ispat etmek mecburiyetindedirler. Bu açıklamayı yapmak istiyorum.”

Sanık Hanifi Yıldırım: “Sayın Başkan, Değerli Üyeler. Şimdi şu anda savunmasını yapan Kubilay Aktaş da iddianame incelendiğinde ortak konulara, ortak konulardan suçlandığım için söz alma gereği hissettim. Az önce Üye Hakim Ali Efendi Peksak’ın ifade ettiği dosya isimleri, ki bunlar toplam 32 adet dosya ismidir. Bunun içerisinde ilişiği kesilecek kendi görev yaptığımız jandarma personeli de var bu listeler içerisinde, ki bu dosya isimleri içerisinde. Bunların bir kısmını az önce saydı. Bunların işte örneğin işte görevden alınacak kamu personeli veya ilişiği kesilecek öğrenciler veya tutuklanacak AK Parti üyeleri, irticai örgüt liderleri, efendim içeriye alınacak bir takım dernek üyeleri veya kapatılacak, yardım edecek dernekler. Bu toplam 32 adet liste ismi. Bu isimlerin tamamı uydurulmuş ve sahtedir. Bunların hiçbirisi, hiçbirisi hazırlanmış veya tanzim edilmiş listeler değildir. Sanığın ifade etmiş olduğu listeler, hazırlandığını iddia ettiği listeler az önce Ömer Mimiroğlu Bey’in ve komutanımızın söylediği gibi 406 MGK kapsamındaki listelerdir. Tekrar söylüyorum. Üye Hakim Ali Efendi Peksak’ın ifade etmiş olduğu listelerin tamamı sahtedir. Çünkü iddianamede de bu listelerin Kubilay Aktaş tarafından hazırlandığı, son kez Hanifi Yıldırım tarafından kaydedildiği ve bunların işte 1. Ordudaki Süha Tanyeri’ne aktarıldığı iddia edilmektedir. Ben kendi savunmamda da bunları ifade ettim ve söyledim. Ayrıca Sayın Üye Hakime sormak istiyorum. Az önce belirtmiş olduğunuz gözaltına alınacak kamu personeli, bu personel üst veri bilgilerine, bu dosyanın üst veri bilgilerine baktığımızda 2002’nin Aralık’la, 2003’ün Ocak veya Şubat aylarında tanzim edildiği görülüyor, ki bu üst veri bilgilerinin doğru olduğunu, 18 Şubat günü Tübitak’tan aldığınız rapor da teyit ediyor. Diyor ki; bu listeler, bu CD 2003’te hazırlanmıştır ve bir daha da kaydedilmemiştir. O zaman sormak istiyorum. 2002’nin veya 2003’ün Ocak’ında hazırlanan bir listede, 2004 yılında veya 2005 yılında üniversiteye kaydolmuş bir öğrenci nasıl bu listede yer alıyor. Bunun ismi nasıl bu listede geçiyor. Bunun gibi kendi savunmamda da 100’ün üzerinde maddi hata ortaya koydum. Ayrıca üst veri bilgilerindeki çelişkileri de ortaya koydum. Ki bunlar neden dikkate alınmıyor da halen efendim bu listeler yapılmış mıdır, yapılmamış mıdır? Soruyorum o zaman. Arz ederim.”

Mahkeme Başkanı: “Evet, buyurun.”Sanık Halil Helvacıoğlu: “Sayın Başkanım ben de Sayın Kubilay Aktaş’ın ifade ettiği

hususlarda ilgili açıklama yapmak istiyorum. 406 Sayılı Milli Güvenlik Kurulu kararlarının yerine getirilmesinde ve bunun uygulamayı takip kurulu ve koordinasyon merkezi Ankara’daki birime ulaştırılması yönünde en son İçişleri Bakanımız olan Murat Başeskioğlu’nun imzaladığı son genelgede ekteki çizelgenin doldurulacağını, yapılacağını ilave olarak farklı bilgiler varsa onların da buna ek olarak konulacağını ifade etmektedir. Son sayfasındaki doldurma talimatında böyle vardır. Ve bu genelge valilere yayınlandığı kadar en başta da Jandarma Genel Komutanlığına yayınlanmıştır. Bu şu manayı taşır; aynı konu Jandarma Genel Komutanlığı tarafından da takip edilecek demektedir. Şimdi sekretaryasını il Emniyet müdürlükleri yapar. Ama birer suret de o

14

Page 15: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:15

çizelgeler ile ilgili olarak il jandarma komutanlıkları kendi üstlerine göndererek Jandarma Genel Komutanlığına, Bakanlığın emrinin yerine gelmesi için bunları gönderirler. Şimdi Sayın Üyenin ifade ettiği, konusu suç teşkil eden örneğin; işte gözaltına alınacak siyasi parti üyeleri, gibi gibi çizelgelerin yapılmasını hiçbir makam, hiçbir şekilde ast birliklerinden isteyemez. Bu suçtur. 406 Sayılı Milli Güvenlik Kurulu kararında da böyle bir şey yok zaten. Şimdi bu konunun net olarak açıklığa kavuşturulmasını talep ediyorum. Yani böyle bir çizelgeyi ne genel komutanlık ast birliklerinden istemiştir. Ne de ast birlikleri bu şekilde bir çizelgeyi toparlayıp da üst makamlara iletmişlerdir. İletemezler konusu suçtur. Ki bu kadar personelin nüfuz ettiği bir belgeyi, suç olan belgeyi muhaberatlarında, muhabere merkezlerine geçirip de hiçbir şekilde 7 sene 8 sene saklayabileceğiniz imkanı da yoktur. O nedenle böyle bir olay da yoktur. Olamaz. Diğer husus da ben kendi savunmamda jandarmanın adli, mülki, askeri ve diğer görevleri çerçevesinde özellikle yönetmeliğimizde adli ve mülki görevleri ile ilgili yani suçun önlenmesine yönelik yönetmeliğin istihbarat üretme konusunda jandarmaya verdiği yetkileri ifade ettim. Ve polisin Ek-5 ve Ek-7. madde çerçevesinde kanuna Ek-5 ve Ek-7. madde çerçevesinde daha geniş yetkilere, ülke çapında istihbarat yönetme yetkisine sahip olduğunu ifade ettim ve dolayısı ile bu yetkiden dolayı çok çok geniş bir bilgi havuzuna, bilgi tabanına sahip olduğunu ifade ettim. Bizler bu bilgileri talep ettiğimizde basına da yansımıştır. Vermedi ilgili kurumlar çünkü yetkimiz olmadığını ifade ederek. Mahkemeye de başvurduğumuzda, idare mahkemesine. İdare Mahkemesi de reddetti. Dolayısı ile sadece biz kendi sorumluluk bölgemiz ile ilgili suçun önlenmesine yönelik bilgilerin toplanmasını şuan için sağlayabiliyoruz. Bunu ifade etmek istiyorum. Tabi ki suçun önlenmesine yönelik bilgiler ile ilgili Jandarma Genel Komutanlığında bir bilgi havuzu vardır. Bilgi havuzu yoktur diye Sayın Üye anlamış herhalde. Ama suçun önlenmesine yönelik alınan bilgiler ile ilgili bir bilgi havuzu vardır. Olmak da zorundadır. Bunu burada ayrıca ifade etmek istedim.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun, Cemal Temizöz.”Sanık Cemal Temizöz: “Burada bazı hususların biraz karambole geldiğini düşünüyorum.

Şöyle ki; Kubilay Aktaş’ın Cumhuriyet Savcılığında kendisine sorulan soru ile Üye Hakim Efendi Peksak’ın sorduğu uzunca soru, konusu suç teşkil eden bir soru. Yani çizelgeler tamamı ile konusu suç teşkil eden çizelgeler. Bunun yanında Kubilay Aktaş’ın böyle bir uzunca soruya verdiği cevap, genel olarak verdiği cevap her ikisi birbiri ile yapıştırılmak isteniyor. Genel olarak il jandarma komutanlıklarından istihbari mahiyette çizelgeler Milli Güvenlik Kurulu kararları doğrultusunda geliyordu diyor. Sanki konusu suç teşkil eden bu çizelgelerin, il jandarma komutanlıklarından geliyormuş gibi bir algılama ortaya çıktı. Bunun düzeltilmesini istiyorum. Ben 7 yıl il jandarma komutanlığı yapmış birisi olarak ilde faaliyetlerin nasıl döndüğünü biliyorum. Milli Güvenlik Kurulu kararları doğrultusundaki hazırlanan çizelge zaten her ay sadece bu değil, il valisinin gündem olarak belirlediği, il Emniyet Komisyonu Toplantılarında görüşülen konulardır. İl valisi, Emniyet ve jandarmadan sorumlu vali yardımcısı, il jandarma komutanı, il Emniyet müdürü ve kaymakamların toplandığı il Emniyet Komisyonu toplantısında görüşülen ve karara bağlanan konulardır. Ve bunlar da İçişleri Bakanlığına vali imzası ile gönderilir. Yani burada İçişleri Bakanlığının gönderdiği 1997 yılındaki emrine istinaden çizelgedeki bilgiler, tamamı ile il Emniyet Komisyonu toplantısında kararlaştırılan ve sekretaryalığını il Emniyet müdürlüğünün yaptığı konulardır. Bunun yanında, Kubilay Aktaş’ın fişleme ile ilgili konusuna da açıklık getirmek istiyorum. Yine Kubilay Aktaş genel olarak İçişleri Bakanlığı jandarmanın fişliyorduk, fişlemeler şeklinde ifade etti. Jandarma bölge komutanlığının fişleme ile uzaktan yakından, belirtilen o KİHBİ dairesi ile uzaktan yakından bir ilgisi ve alakası, bağlantısı yoktur. Genel olarak jandarma olarak tabirleri sanki bölge komutanlığı olarak algılanmasın. Bunlar İçişleri Bakanlığının yönergesine göre, konusu suç teşkil etmiş adliye intikal etmiş olaylarla ilgili olarak, müteakiben tedbir almak ve takip etmek maksadı ile yapılan kayıtlardır. Ve bu kayıtlar da il jandarma komutanı imzası ile değil, yine hangi kollukta hazırlanmışsa o kolluğun sekretaryalığında, valinin

15

Page 16: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:16

imzası ile İçişleri Bakanlığı KİHBİ dairesine gider. Yani kaçakçılık, istihbarat, bilgi işlem dairesine gider. Bu da halk arasında fişleme olarak biliniyor. Burada bu kayıtları.”

Mahkeme Başkanı: “Dinliyoruz.”Sanık Cemal Temizöz: “Bu kayıtları ilde Emniyet bölgesindekileri Emniyet. Jandarma

bölgesindekini jandarmalar sekretaryalığını yapar sadece. Vali imzası ile gider. Bunun bölge komutanlığına gitmesi, bölge komutanlığında kaydının tutulması ile ilgili uzaktan yakından bir alaka yok. Beyanları tamamı ile jandarma geneli ile ilgili olarak fişleme ile ilgili hususlardır. Bu konu ile ilgili eğer bir sorunuz varsa ben teferruatlı olarak izah etmeye hazırım. Arz ederim.”

Sanık Kubilay Aktaş: “Sayın Başkan.”Mahkeme Başkanı: “Buyurun.”Sanık Kubilay Aktaş: “Dünkü savunmamda Jandarma Genel Komutanlığının yapısını

açıklarken dedim ki; jandarma birlikleri mülki teşkilatı tabi iç güvenlik birlikleri, mülki teşkilata tabi olmayan iç güvenlik birlikleri olarak gruplandırılır. Ve mülkü teşkilata tabi iç güvenlik birliklerini izah ederken, il jandarma komutanlıklarını, ilçe jandarma komutanlıklarını, karakol komutanlıklarını ve asayiş karakollarını saydım. Mülki teşkilata tabi olmayan iç güvenlik birliklerinin başına bölge komutanlığını yazdım. Ve bölge komutanına dedim ki; bölge komutanlarının adli, mülki hiçbir görevi yoktur. Adli, mülki görev tamamen il jandarma komutanlıkları ve onların bağlılarına aittir. Dolayısı ile bu KİHBİ ile ilgili olarak, 9/b maddesi ile ilgili olarak yapılan faaliyetler il jandarma komutanlığı kademesinde yapılır. Cemal Albayımın dediği gibi bölge, bölgede böyle bir çizelge böyle bir çalışma, böyle bir arşiv, böyle bir fişleme yoktur, olmaz. Zaten icra makamı bölge komutanlığı değildir. Bölge komutanlarının hiçbir yetkisi yoktur, askeri denetimden başka. Bahsettim denetim görevini yapar. Hatta personel görevlendirmesini de izah ettim. Personel görevlendirmesini verirken il jandarma komutanına verir. İl jandarma komutanı bunu doğrudan kullanamaz. Mülki amire bildirir, mülki amirden aldığı bir görev yazısı ile bu adamı böyle kullanabilir. Yani yapılan bütün faaliyetler yasalar çerçevesinde mülki amirin, adli amirlerin bilgisi, kontrolü ve denetimi altındadır. Kimse kendi başına iş yapmaz. Bunu açıklamak istiyorum.”

Üye Hakim Ali Efendi Peksak: “Başkanım. Şimdi gerçi ben sorumu net olarak sormuştum da herhalde yanlış anlaşıldı ya da soru mu anlaşılamadı. Ondan dolayı tereddüt ettim. Şimdi ben öncelikle zaten hani bu okumuş olduğum bu listelerin, doğrudur, yanlıştır şekli ile bir beyanda bulunmadım. Şey noktasında benim burada sizin işte ayrıntısı ile konuşanların hepsi defalarca aynı şeyi söyledi. Siz de savunmalarınızda işte yasal mevzuatlardan da bahsetmek sureti ile jandarma istihbarat normalde yapması gerektiği işlemi anlattınız. İşte Başbakanlık genelgesi, Milli Güvenlik Kurulu kararları çerçevesinde yapılması gerekenler tek tek anlatıldı. Şimdi yalnız işte dikkatimizi çeken husus incelenen evraklar şekli ile veya klasörlerden bahsetmiyorum. Cumhuriyet Savcısı huzurunda yani bu işin içinde olan, profesyonel bir insan olarak gözaltına alınacak kamu görevlisi ibaresi geçtiğinde sizin dikkatinizi çekip buna bir şerh koymanız veya bunu kabul etmemeniz gerekmez miydi diye soruyorum.”

Sanık Kubilay Aktaş: “Onu da kabul etmemişim zaten. Ben bu şekilde mülki amirler şucudur.”

Üye Hakim Ali Efendi Peksak: “Ben fişlediniz demiyorum. Yine aynı şeyleri şey yapıyorsunuz. Diyorum ki gözaltına alınacak kamu görevlileri listesi, ben siz yaptınız bunu demiyorum. Gözaltına alınacak kamu görevlileri listesi orada yani normalde ön görülen nedir? Böyle bir evrak zaten benim önüme gelmez. Gelse de ben bunu göndermem şekli ile bir beyanda bulunulması gerekirken, bu bahsettiğiniz konular tamamen istihbarat değerlendirme raporlarıdır, alay komutanlarının hazırlamış oldukları, alay komutanlıklarının hazırlamış oldukları istihbarat raporlarıdır. Bu raporları o ilin il jandarma alay komutanlığı istihbarat şube müdürleri hazırlar, merkez olduğumuz için bize gönderir. Yani.”

16

Page 17: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:17

Sanık Kubilay Aktaş: “Anladım Sayın Hakim. Şimdi şunların hepsini size soralım. Hangisini aklınızda tutarsınız? Genel olarak cevap vermez misiniz? Genel olarak verdim. Ve ben de genel olarak cevap verdim.”

Üye Hakim Ali Efendi Peksak: “Yani burada çok bariz bir şekilde bu ifadeye genel olarak cevap vereceğim diyorsanız ona bir şey diyemem de.”

Sanık Kubilay Aktaş: “Ben de genel olarak cevap verdim.”Üye Hakim Ali Efendi Peksak: “Şey hususunda ben. Yani imzalı, avukat desteğini de

aldığınız bir sırada Savcı Bey’in huzurundaki beyanınızdan bahsediyorum.”Sanık Kubilay Aktaş: “Tamam bir şey, doğrudur. Ve ben de aynı şeyi söylüyorum.

Diyorum ki.”Üye Hakim Ali Efendi Peksak: “Onun dışında hiçbir evrakı ben zaten şey yapmıyorum

yani. Olumludur, olumsuzdur, doğrudur ya da yanlıştır demiyorum.” Sanık Kubilay Aktaş: “Tamam ben de aynı şeyi söylüyorum. Diyorum ki; genel olarak şey

yaptım, kapsam içerisine aldım ve genel olarak söyledim. Ve şu anda o anda bana verilen, gösterilen herhangi bir şey de yoktur. Bütün bunları savunmamda da söyledim. Dosya önüme gelip de araştırdıktan sonra bunun bu şekilde olmayıp da bu kadar teferruatlı olduğunun farkına vardım. Ve onun için düzeltiyorum. O an için benim incelediğim herhangi bir şey yoktur. Savcı Bey bunları okudu, okudu, okudu, okudu, okudu ben de ondan sonra genel olarak hepsini tek tek önüme koymadığı için, hepsini tek tek değerlendiremediğimiz için bir kül olarak kabul ettim. Ve onu öyle söyledim.”

Üye Hakim Ali Efendi Peksak: “Tamam Başkanım.”Sanık Kubilay Aktaş: “Ama dosya önümüze geldikten sonra teferruatlı araştırdığımda

bunun böyle olmadığını, bunun değişik olduğunu anladım ve şu anda düzeltiyorum ve düzeltilmesini de istiyorum. Savunmamda da bunu belirttim.”

Mahkeme Başkanı: “Peki.”Sanık Kubilay Aktaş müdafii Av. Naci Gürkan: “Hususu bir daha orada olan bir insan

olarak tekrar bir anlatayım.”Mahkeme Başkanı: “Evet sanık müdafii.”Sanık Kubilay Aktaş müdafii Av. Naci Gürkan: “Biz bir gece önce Sayın Hakim Bey’de o

gece tutuklamayı yapan hakimdi. O da orada idi. Bir gece önce Emniyette idik. İfade vermeyeceğimizi, uzatmamak için ifade vermeyeceğimizi, savcıya ifade vereceğimizi beyan ettik. Müvekkil zaten o şartlarda ne kadar uyudu, ne yaptı bilmiyoruz. Sabahtan adliyeye geldik. Gece 2’de, o civarda 1-2 civarında savcılık sorgusuna girdik. Ve dediğim gibi 3-4 klasör, tamamı 32 klasör, 32 dosya, 3-4 klasör olarak masasının üzerinde kendisi de Savcı Bey incelemediğini beyan etti. Bunları soru şeklinde hızlıca yazdırdı. Doğrunun içinde yanlışlar ile beraber. O yorgunlukla o şeyle bu kadar cevap verebildi. Ki yani bizden de teferruat, belki benden de kaçtı teferruat. Ama olayın oluşu bu. Bir doğrunun içine üç yanlış konarak önümüze konmuş ve hedef imzaya yöneldi. İmzanız var belgelerde deyince ben sadece kalktım imzayı görebilir miyim dedim, müvekkilimin imzasını. Baktık ki sadece isim açılmış. Yani benim ağzımdan öyle çıktı, işte isimdir falan dedi. O yanılgılar içinde ve bu sorular sorularak cevap verildi. Olayın oluş şekli, savcılık sorgusu, yani önünüze alıp dosyaları, çizelgeleri tek tek incelemişiz gibi zapta geçmesin. Bu çizelgelerin 1-2 tanesini altında imza var mı diye ben kalkıp baktım. Müvekkilim de hatta hatırladığım kadarı ile kalkıp bakmadı da. İmza yok bunlarda diye sadece onu söyledik, tutanağa geçti. Onun dışında yanlış anlaşılmasın tek tek bu evraklar incelenip de neyin nesidir, kamu görevlilerinin tutuklanması idi, bilmem neydi, o yorgunluk içinde bu kadar belirtildi ve böyle geçti zapta. Ve orada da yine de ifadesi okunduğunda müvekkilimin hepsinin doğru olmadığı, bazı istihbari olayların geldiğini, bunların gittiğini, fakat hepsini şu anda inceleyip cevap veremeyeceğini o şeyler içinde de beyan etti. Olay budur efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Peki, Ziya Bey’in mikrofonunu açalım.”

17

Page 18: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:18

Bir kısım sanıklar müdafii Av. Ziya Kara: “Sayın Başkanım bu Sayın Ali Efendi Peksak’ın sorusuna istinaden söylüyorum. Sorgulama çok ideal şartlarda yapılıyor ve İddia Makamı tüm belgeleri tek tek gösteriyormuş gibi bir kanaatle bu sorular soruluyor. Bu sorgulamaların içerisinde şu anda 14 kişinin dışında sanıyorum 10 kişiye daha girmiştim. Yani dolayısı ile bu konuda oldukça tecrübeli birisi olarak söylüyorum. Bir kere insanlar orada, Emniyette uzun süre tutulduktan sonra savcılıkta ne zaman sorgulanacakları belirsiz bir süreçte oldukça yıpratıcı bir ortamdan sonra, biraz önce Meslektaşımın da belirttiği gibi gece yarısında sorguya alınıyorlar. Uykusuz, hayatında ilk defa böyle bir şeye muhatap kalmış, bunlar profesyonel suçlu değil. Ve o ortamda Savcı Beyler de sağ olsunlar bizden sanki bu belgeler devlet sırrı gibi saklayarak soruları soruyor. Bir konuyu hatırlıyorum. Hangi müvekkilimin sorgusunda olduğunu bilmiyorum. Bu binbaşı, kurmay binbaşının düzenlediği Ahmet Erdoğdu muydu? Onun düzenlediği bir rapor var.”

Mahkeme Başkanı: “Ahmet Erdoğan.” Bir kısım sanıklar müdafii Av. Ziya Kara: “Evet. Şimdi bu raporu bir görelim dedim. Savcı

ısrarla göstermedi. Bakın işte böyle yazıyor Avukat Bey görmenize gerek yok. Ya bir görelim ne yazıyor? Hayır göstermedi. Ben en son dedim ki; merak etmeyin 1-2 gün sonra gazetelerde çıkar ve biz orada okuruz. Bize vermiyorsunuz ama inanın 2 veya 3 gün sonra Sabah gazetesinde bu rapor çıktı. Bakın savunmaya, sanığa bu şekilde bakılan bir ortamda insanlara belgeler gösterilmeden bu şekilde ifadeleri alınıyor. Çok ideal şartlarda alınmış gibi de şimdi burada bu tekrar tekrar bir zafiyet gibi o kişinin, sorgulanan kişinin bir çelişkisi gibi vurgulanıyor. Bunu belirtmek istedim. İkinci husus. Müvekkilim Halil Helvacıoğlu’nun Jandarma Genel Komutanlığındaki istihbarat başkanı ile illerdeki veya bölgedeki istihbarat şube müdürleri arasındaki bağı anlatırken, Emniyetteki bağı varsayarak kendisinin suçlandığı belirttiği hususunu Kubilay Aktaş’ın beyanları ile bir çelişki gibi Sayın Ali Efendi Peksak sordu. Bakın bu husus o kadar net ki. Bu Jandarma Genel Komutanlığına sorulabilir. Hiçbir şekilde bir Jandarma Genel Komutanlığındaki istihbarat başkanının illerdeki istihbarat şube müdürüne veya bölgedeki istihbarat şube müdürüne hiçbir şekilde organik bir bağı yoktur. Asla ve asla emir veremez. Asla doğrudan yazı yazamaz. Silahlı kuvvetlerinde emir komuta ilişkilerinde çok temel prensipler vardır. Komutanlıklar sıralı olarak birbirleri ile yazışırlar ve komutanlıklar birbirini muhatap alır. Hiçbir şekilde bir üst komutanlık atlanarak yazı yazılmaz. Bazen miatlı şeylerde çok gecikilmiştir. Doğrudan gönderin denir ama mutlaka o komutanlığa bilgi verilir. Yani kendi organik kuruluşunda olduğu komutanlığa bilgi verilir. Şimdi benim müvekkilim o tarihte Jandarma Genel Komutanlığına bile doğrudan bağlı değildir. Kurmay Başkanlığına bağlı bir karargah subayıdır. Yani komutan değildir. Emrinde 5-10 kişi veya bilemiyorum 3-5 tane idari personel vardır. Orada kurmay başkanlığına bağlı olarak karargah subayıdır. Ne Bölge Jandarma Bölge Komutanlıklarına, ne il jandarma komutanlıklarına, yani ne komutanlıklarına ne de onların istihbarat şube müdürlerine doğrudan emir veremez ve yazı yazamaz. Bu konu tereddütlü bir husus değildir. Çok açık bir husustur. Jandarma Genel Komutanlığına bu husus sorularak açıklığa kavuşturulabilir. Çünkü bunlar böyle yıllardır oturmuş yönergeler ile sabit olan Karargah Hizmetleri Yönergesi vardır. Burada nasıl yazışmaların yapılacağı çok net belirtilir. Kimse de bunun dışına çıkamaz. Teşekkür ediyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Açalım.”Sanık Bülent Tunçay müdafii Av. Cengiz Erdoğan: “Sayın Başkanım ben genel bir

değerlendirme yapmak amacı ile söz aldım. Sayın Meslektaşım ve huzurda bulunan sanıklar bilirkişi vasfını, görevini yerine getirir gibi ısrarla ve sabırla Heyeti ve Sayın Cumhuriyet Savcısını aydınlatmaya çalışıyorlar. Siz, Sayın Başkanım bundan önceki bir duruşmada ceza hukukunu iyi bildiğinizi söylediniz. Mutlak bu böyledir. Çünkü Özel Yetkili bir Ağır Ceza Mahkemesi Başkanının bu konuda gerçekten donanımlı olması lazım. Ancak kanun koyucunun da belirttiği gibi hakim bütün her şeyi bilme zorunda değildir. Uluslararası hukuku, teknik bilgi ve beceri

18

Page 19: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:19

isteyen konuları bilmek ile yükümlü değildir. Bu konuda Ceza Muhakemesi Kanunumuzun 60. ve devamı maddelerinde, bilirkişi kurumundan yardım almakla yetkili olduğu için bu donanımlar aranmaz hakimde. Şimdi dikkat ediyorum, sorgu yapılıyor. Fakat bu sorguların bitme şansı yok. Çünkü Sayın Heyet ve Üyeler sordukları sorulardan da anlaşılıyor zaten. Bu teknik konularda silahlı kuvvetlerin geniş bir yıllardır oturttuğu bir sistemi kesinlikle bilmiyorlar. Sayın Meslektaşım da sabırla açıklamaya çalışıyor. Ve siz de bu konuyu hakikaten de bilmediğiniz için dinleyip öğrenmeye çalışıyorsunuz. Ancak bunun yolu bu değil. Bu dava bu şekilde bitmez. Ve böyle anlaşılıyor ki davanın altı da açık. Hala insanlar tutuklanıyor. Bu yargılama adil bir yargılama değil. Bir an önce biz daha önceki taleplerimizi yeniliyoruz burada. Ben yeniliyorum özellikle. Sayın Heyetin bu konuda bilgi almak için, bu konuda bilgili, teknik becerisi olan Türk Silahlı Kuvvetleri ve diğer kurumların bilgisine başvurması lazım. Bu davanın bu şekilde biteceğini sanmıyorum. Teşekkür ederim.”

Bir kısım sanıklar müdafii Av. Ali Fahir Kayacan: “Şimdi Sayın Başkan, Sayın Üyeler. Sanığın çapraz sorgusu ile ilgili olarak Sayın Üye Hakim Ali Efendi Peksak’ın sorularını izledik. Sayın Hakim Bey kendi çerçevesinden bakarak normal ve ideal olan veya olması lazım gelen kendi görüşüne göre sanığın neden olumsuz hareketinden suç veya delil olarak kabul etme anlamında bir sonuç çıkartmaya çalışıyor gördüğüm kadarı ile. Yani neden bunu öyle demediniz diye, şimdi ifade de. Şimdi efendim ideal, her şey ideal olmuyor. Kural olarak nedir? Sanıkların savunmaları dosyada mevcut tüm ifadeler, tüm bilgiler, belgeler sanık müdafilerinin dilekçeleri, yargılamayı yürüten Mahkeme Heyeti ve o Heyeti oluşturan hakimlerce bilindiği varsayılır. Yani okunduğu. Ama fiiliyatta öyle olmuyor. Yani her şey bunda hemen sanığa neden buna itiraz etmediniz cevabını alamamak şeklindeki bir durumdan, olumsuz bir sonuca varılmaması gerektiğini ifade etmek istiyorum. Hemen de örnek vereceğim. Biraz önce ifade ettim. Mahkeme Heyetine verilen tüm dilekçeler okundu, incelendi kabul edilir. Şimdi 23 Ağustos 2011 tarihli celsede sanıklardan Yusuf Ziya Toker’in sorgusu yapılmış. Ben duruşma tutanaklarını bu davaya sonradan girdiğimiz için inceliyoruz. Orada çapraz sorguda yine Sayın Üye Hakim Ali Efendi Peksak tarafından çeşitli sorular sorulmuş. Yusuf Ziya Toker ifadesinde Cengiz Köylü ile ilgili soruşturma ifadelerinde bazı beyanları var. O beyanlarının düzeltilmesi için tarih 2010 Aralık ayında dilekçe vermiş müdafii aracılığı ile. Bakın 2010 Aralık ayı, evet. Şimdi ben duruşma tutanağından okuyacağım. 23 Ağustos 2011 tarihli duruşma, 50. celse sayfa 36. O düzeltme dilekçesinden bahsediyor sanık.Üye Hakim Ali Efendi Peksak; belki o düzeltme dilekçeniz içerisinde vardır bu düzeltmelerde. Biz incelemediğimizden dolayı şu an ben bu daha önceki savunmalarınızdan hareket ederek ona göre soruyorum.”

Üye Hakim Ali Efendi Peksak: “Avukat Bey o günkü dilekçe vermişti.”Bir kısım sanıklar müdafii Av. Ali Fahir Kayacan: “Ha. Hayır.”Üye Hakim Ali Efendi Peksak: “Devamını okursanız.”Bir kısım sanıklar müdafii Av. Ali Fahir Kayacan: “Yani demek istediğim, şimdi sanığın,

müdafiinin de daha önce bir dilekçesi varmış. Şimdi yani ben şunu bunu Sayın Üye Hakim için o anlamda söylemiyorum efendim. Yani demek istediğim şu; hemen küçük zaafları veya o anlık boş bulunma ile verilecek veya verilmeyen cevaplarda bir anlam, kötü bir anlam anlaşılmaması gerektiğini ifade etmek için söylüyorum. Teşekkür ediyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Peki, bazen küçük bir dilekçenin içeriği atlanmış olabilir ya da hatırlanmamış da olabilir. Hakim Bey’in kastının da o gün verdiği dilekçeyi okuyamadığı için o dilekçenin içinde de yer alabilir.”

Üye Hakim Ali Efendi Peksak: “4 sayfadan oluşan o gün dilekçe vermiş olması lazım. Kendi ifadesinde bak okursanız.”

Salonda söz almadan konuşanlar oldu. Anlaşılamadı

19

Page 20: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:20

Mahkeme Başkanı: “Evet, evet anlıyorum. Siz savunma olarak da soruşturma aşamasında gizlilik kararının bulunması, her türlü evrakı görememiş olmanızdan kaynaklanan savunma eksikliklerinin olduğunu vurguluyorsunuz. O konu yani, işte Terörle Mücadele Kanununun 10-d maddesinde, yani savunma açısından bir sıkıntı. Evet buyurun.”

Bir kısım sanıklar müdafii Av. Şule Nazlıoğlu Erol: “Efendim, Sayın Savcının işte sorgusunda şunları sordu, bunları sordu, Hakim Ali Efendi Bey soruyor şimdi. Peki, savcılığın sakladığı, vermediği delilleri ne yapacağız? Onlara ne diyeceğiz? Niye bu konuda bir yaptırım yok? Niye soruşturma yok delilleri saklayan savcılar hakkında?”

Mahkeme Başkanı: “Şimdi Cumhuriyet Savcısının onları emanete koyarken saklama şeklinde bir şeyi yok. Dosya içerisinde emanet makbuzları var. Niye, şimdi biz onları savunma anlamında söylemiyoruz. Kendileri hakkında, onlara sorulursa kendilerini savunacak bilgiye ve beceriye sahiptirler. Biz dosyada gördüğümüzü söylüyoruz sadece. Emanet makbuzlarında bunların gelen cevaplar olduğu ve bir tutanakta da diyor ki; orada isimler açıkça yazdığı için onları ifşa etmemek amacı ile emanete koyduk diyorlar. Biz de Mahkeme olarak yargılama başladığında bizim düşüncemiz de savcılığın öyle bir düşüncesi olabilir ama artık kovuşturma aşamasında savunma ile ilgili ise bunun gizlenmesi diye bir şey de düşünülemez diye size verdik onları.”

Salonda söz almadan konuşanlar oldu. AnlaşılamadıBir kısım sanıklar müdafii Av. Şule Nazlıoğlu Erol: “(1-2 kelime anlaşılamadı) söyledim.

Dedim ki; yani delilleri de savcılar sakladılar.”Mahkeme Başkanı: “Evet.”Bir kısım sanıklar müdafii Av. Şule Nazlıoğlu Erol: “O sebepten hatırlatmak için.”Mahkeme Başkanı: “Siz öyle nitelendiriyorsunuz.”Bir kısım sanıklar müdafii Av. Şule Nazlıoğlu Erol: “Sadece hatırlatmak için. Teşekkür

ederim. Sağ olun.”Mahkeme Başkanı: “Halbuki savcıların bunu saklama düşüncesinde olup olmadıkları

konusu sizin düşünceniz yani.”Sanık Çetin Doğan: “Sayın Başkan kısa bir arzım var.”Mahkeme Başkanı: “Şey yapacaktık, ara verecektik de.”Sanık Çetin Doğan: “Çok kısa bir arzım var.”Mahkeme Başkanı: “Evet, Çetin Doğan evet.”Sanık Çetin Doğan: “1 numaralı sanık Çetin Doğan. Benim sorgulamamda işte balyoz

planı hazırlanmaktan sorumlusun diye sorular var. Benim böyle bir şeyden haberim yok. Balyoz planı diye bir planımız yok. Ve ondan sonra ama burada var. İşte bilgisayar dahileri söylediler, bunlar sizden çıkmış falan. Dedim ki; bugünkü teknolojide bunları yapmak basit. Yani bunlar çok basit. Yani bunlar uydurma. Formatı göstermedi, okumadım. Şimdi format bile uygun. Göz ile gördüm ilk başta bu bile uymuyor dedim. Sonra tutuklama şeyi ile Sayın Peksak’a bizi sevk ettiler. Sayın Peksak’a da söyledim doğrudan doğruya. Bugünkü teknolojide bunlar çok basittir. Niçin daha hala araştırmadınız? Bugünkü burada gösteri de yaptık. Bunun teknolojik olarak mümkün olduğunu, eğer maddi gerçeği arıyorsa bu mahkeme niçin bizim ortaya koyduğumuz bu delili, niçin Sayın Hakim bizi tutuklayan ve bu güne kadar parmaklıklar ardına koyan Heyetiniz niçin bu konuyu hala araştırmıyor? Bu konular, bu dijital belgeler doğru mudur, gerçek midir, bunlar bulunabilir mi diye, hala neyi bekliyoruz ben bunu anlayabilmiş maalesef değilim. Ve bunun için de haykırıyorum. Bu aynı zamanda vatana bir ihanet suçudur diyorum. Çünkü dalga dalga Hava Kuvvetler, dalga dalga Deniz Kuvvetleri muvazzaf subayı, hadi bizim ömrümüz tükendi. Biz kendimizi yakarız önemli değil. Ama silahlı kuvvetlere ne oluyor? Kıbrıs’ın güneyine gönderiyoruz. Donanma nerede? Yarısı burada. Yarısı parmaklıklar ardında. Yazık değil mi? İnsanın vicdanı sızlamıyor mu? Bunları soruyorsunuz. Böyle belgeler var mı, şunlar var mı? Ya bu dijital belgeler imza yok. Bunlar sahte. Bunun dışında tek somut imza yok. Bir arkadaşımız

20

Page 21: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:21

komutanları belge hazırlamış bu garnizonda olanlar hakkında bilgi, belge bu. Başka belge yok. Bu belge demek ihtilal yapmak mı? Anlamıyorum. Yani lütfen kendinize geliniz. Yani biz harap oluyoruz. Biz yanalım, biz gidelim. Ama ülke gitmesin. Bari muvazzaflara yol verin. Teşekkür ederim.”

Mahkeme Başkanı: “Peki.”Sanık Yusuf Ziya Toker: ”Başkanım 10 saniye efendim. Şimdi sanki bir kere dilekçe

vermişiz de okumamışsınız gibi Sayın Üye Hakim Ali Efendi Peksak o şekilde dedi de. İlk duruşmadan itibaren 2 sefer, 3 sefer dilekçe verdim. Dosyamda var. Aynı kapsamda kayıtlara geçsin diye söylüyorum. Aynı düzeltmeler de daha önce de dosyalarda vardır. Ve gizlilik kararı ile hiçbir şey de gösterilmemiştir. Tekrar kayıtlara geçmesi için arz ediyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Peki, başka sorusu olan yok. Evet, çapraz sorgunuz bitmiştir.”Sanık Kubilay Aktaş: “Teşekkür ederim.”Mahkeme Başkanı: “Mehmet Ulutaş ile devam edeceğiz. Şimdi 2 sanık; 158 ve 159 nolu

Selahattin Gözmen ve Fikret Coşkun müdafiimiz yok diye dilekçe göndermişler. Avukat Yağmur Cumhur Marşan kendilerine müdafii olarak atanmış. Baroya ulaşılıp Pazartesi hazır olması için faks çekeceğiz. Yine bu şekilde sonuçta sanıklardan müdafisi olmayan varsa bize bildirsinler. Biz atanmış müdafiine bilgi ulaştırmaya çalışalım.”

Salonda söz almadan konuşanlar oldu, söyledikleri anlaşılamadı.Mahkeme Başkanı: “3 kişi, 3 kişi kaldı. Ara veriyoruz.”Duruşmaya kısa bir ara verildi.Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.Mahkeme Başkanı: “Sabah semt polikliniğe sevk edilen Ahmet Küçükşahin duruşmaya

katıldığı bildirildi. Bir kısım sanıklar müdafileri Av. Ayşe Gül Hanyaloğlu, Av. İrem Çiçek, Av. Murat Bayram, Av. Osman Nuri Özöz’ün duruşmaya katıldıkları bildirildi. Evet, Süha Tanyeri doktora gitmek üzere salondan ayrıldı. Evet, Mehmet Ulutaş savunmasını yapacak müdafiiniz hazır mı?”

Sanık Mehmet Ulutaş: “Hazır efendim.”Mahkeme Başkanı: “Buyurun dinliyoruz.”Sanık Mehmet Ulutaş: “Sayın Başkanım, Sayın Üyeler, Sayın Savcım. Ben 189 numaralı

sanık Mehmet Ulutaş. Ön savunmamı ekranda göreceğiniz yansılara bağlı kalarak arz etmeye çalışacağım. Suç isnadı yapılan dijital verilerdeki sahteciliklere ilişkin, bunu çıkartabilir miyiz? Bu DVD’yi değiştirebilir miyiz bunu? Evet, ön savunmamı ekranda göreceğiniz yansılara bağlı kalarak arz etmeye çalışacağım öncelikle suç isnadı yapılan dijital verilerdeki sahteciliklere ilişkin benden önce savunma yapan sanık ve müdafilerinin beyanlarına katılıyorum. 1. TÜBİTAK ve Binbaşı Ahmet Erdoğan’ın bilirkişi raporları ile polis tespit tutanaklarını ve fezlekelerini kabul etmiyorum. Seminer ve balyoz darbe planını ilk defa 2010 yılı başında soruşturmanın başlangıç aşamasında medyadan duydum. Şimdi yansılar üzerinden kendi durumumu açıklığa kavuşturmak için öncelikle seminere katılan 1. Ordu Komutanlığının yapısını göstererek kendi pozisyonuma geçeceğim. Gördüğünüz gibi 1. Ordu Komutanımız, Kolordu Komutanları ve kurmay başkanları, kolordulara bağlı tugay, tümen ve alay komutanları ve onların kurmay başkanına bağlı yar başkanları ve istihbarat harekat başkanları bu durum yasal ve olağandır. Buradaki amacım kimseyi suçlamak değildir. Aksine iddianamedeki sanık durumunun nasıl kişiye özel hale getirildiğini ilerdeki yansılarla birlikte izah edebilmektir. Şimdi kendi durumumu arz etmeye çalışacağım. 3. sicil amirim Abdülkadir Eryılmaz. Burada da sık sık ismi zikrediliyor. İstanbul Bölge Komutanı seminere katılmış. İddianamenin 228 ve 229. sayfalarında iki kez konuşma yapmış ancak bu durum dün Tümgeneral Halil Helvacıoğlu’nun açıklamaları ile biraz açıklık kazandı bir kere konuşma yapmış. 1. Ordu Komutanı ile anlaştığı iddiası var. İddianamenin 54. sayfasında temas kurup anlaşma sağladığı iddiası var. Ancak sanık değil. 2. sicil amirim Murat Kırkaya Jandarma Albay Kocaeli İl Jandarma Komutanlığı, il jandarma

21

Page 22: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:22

komutanımda 15. Kolordu Komutanlığında seminer öncesi kolorduda yapılan plan çalışmasına katılmış. Şu evrakı burada plan çalışması emri il jandarma komutanlığına gönderilmiş ancak kimin katıldığını ben bilmiyorum eğer Sayın Kolordu Komutanımız ya da onun şube müdürleri buradadır. Kendisini ya da kimin katıldığını açıklarlarsa benim durumumda daha açık bir şekilde ortaya çıkacaktır. Buna cevap alabilir miyiz yoksa daha sonra alalım mı? Sayın Başkanım.”

Mahkeme Başkanı: “(Bir kelime anlaşılamadı) devam edin.”Sanık Mehmet Ulutaş: “Anlaşıldı efendim. 3. sicil amirim Mesut Kandemir istihbarat şube

müdürü gördüğünüz gibi bilgi akışı ve emir komuta aşağıdan yukarıya ve yukarıdan aşağıya bu sistem içerisinde olmaktadır. Ancak farklı şehirlerde ve birliklerde görevli aralarında emir komuta ve benzeri ilişkiler olmayan birbirini tanımayan ve bir araya hayatında gelmeyen Kubilay Aktaş ve Hanifi Yıldırım ile irtibatlandırmam ne kadar doğru ve inandırıcı olabilir? Buraya kadar arz ettiğim hususlar kendi sicil bağlantı ve emir komuta durumunu göstermek içindi. Şimdi iddianamenin 928 ve 929. sayfalarında Mehmet Ulutaş hakkındaki delil ve değerlendirmelerde özetle; dosyada mevcut 11 numaralı CD içerisinde yer alan ve 01.01.2003 tarihinde h.yıldırım isimli bilgisayarda oluşturulan 2002-2003 jandarma istanbul bölge görevlendirmeler isimli klasör içerisinde bulunan görevlendirilecek personel listesi isimli Word belgesinde İstanbul, Düzce, Edirne, Kırklareli, Sakarya, Tekirdağ ve Kocaeli illerinde görevlendirilecek jandarma personel listesinde Kocaeli ilinde görevlendirilecek personel listesi başlıklı bölümde, şüpheli Mehmet Ulutaş isminin bu listede 6. sırada Jandarma Kıdemli Üsteğmen Mehmet Ulutaş 1995 A34 Kocaeli İl Jandarma Komutanlığı Hasar Tespit Tim Komutanı olarak yazdığı tespit edilmiştir dedikten sonra, şüpheli Mehmet Ulutaş her ne kadar savunmasında atılı suçu işlemediğini beyan etmekte ise de kül olarak yapılan değerlendirme sonucunda hakkımda kamu davası açılmıştır. Bana gösterilen Emniyette gösterilen ve Hanifi Yıldırım tarafından hazırlandığı iddia edilen çizelge bu. Burada 6. sıradayım benim dışımda 6 tane subay vardır. Bu subayların tamamı 5’i ilce jandarma komutanı bir tanesi kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele şube müdürü bunların tamamı il jandarma komutanına doğrudan bağlı ancak benim sicil bağlantı durumumu arz ettim. Bunlarla hiçbir emir komuta bağlantım söz konusu değildir. Yine iddianamenin 174. sayfasına göre diğer illerde de yani saydığımız İstanbul Bölge Komutanlığına bağlı 7 il jandarma komutanlığında da benzer çizelgeler çıkartılmış. Bu çizelgelerde de toplam 139 tane subay ismi var. Bunlardan operasyon timlerinde 7 tane subay gözüküyor. 1 subay hariç onu ilerde arz edeceğim, diğer 6 subay burada sanık ancak geriye kalan 132 subaydan henüz Gölcük’ten herhangi bir belge yok ve adım bir satır halinde hasar tespit tim komutanı geçiyor diye gözaltına alındım ve mahkemeye tutuklanma talebi ile sevk edildim. Yine benzer görevlendirmeler iddianamenin 167. sayfasında 1. Ordu Komutanlığında da yapılmış. Burada da Kocaeli 15. Kolordu Komutanlığında 17 ve 1. Ordu Komutanlığında genelinde de 176 tane hasar tespit tim komutanlığı oluşturulmuş. Bizde de İstanbul Bölge Komutanlığı toplam 14 tane oluşturulmuş. Bu 1330 personel içerisinde de yine sadece bu kapsamda ben hariç hiç kimsenin ifadesi alınmamıştır. Bu durum Sayın Heyetinizde herhangi bir kuşku uyandırmıyor mu? Buraya kadar arz ettiğim hususlar tamamen iddianamede şahsıma yöneltilen suçlamaya ilişkindi. İddianameyi yazanlar, ya da bu soruşturmanın devamında herhalde bana suçlamayı yöneltilenleri yeterli görmemiş olacak ki, Gölcük Donanma Komutanlığında bu çizelgeleri benim hazırladığım ve ileriki günlerde de daha sıkıntılı durumlar yaşayalım diye, benim hazırladığım savını güçlendirmek için, bu defa Hanifi Yıldırım’ın hazırladığı iddia edilen çizelgelerin altına benim adım açılarak Gölcük Donanma Komutanlığına bırakılmıştır. Burada 12 tane çizelge gözükmektedir. Gördüğünüz gibi hiçbir çizelgenin oluşturulma aşamasında yazan, en son kaydedende benim adım mevcut değildir. Ya da elektronik imzam hiçbirinde yoktur. Öncelikle bu dijital veri çizelgelerinin hiçbirini hazırlamadım ve bunlardan bilgim de yoktur. Bilgisayar yollarında ve son 10 kullanıcı yolu dahil bunların hiçbirinde adım mevcut bulunmamaktadır. Son 10 kullanıcı yolunu da ek olarak dosyaya koyacağım. Zaten ortada ne bir bilgisayar ne de bu

22

Page 23: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:23

verilerin imzalı bir çıktısı mevcuttur. Gerçi bilgisayar bulunsa bunları benim hazırlamadığım daha kolay anlaşılacaktır. Ancak bilgisayarların bulunması için dahi il jandarma komutanlıklarında herhangi bir arama yapılmamıştır. Ayrıca yaklaşık 35 personelin görev yaptığı bir şubede, bu çizelgeleri benim hazırladığım kanısına nerden varıldığı da ayrı bir tartışma konusudur. Eğer bu çizelgeleri benim hazırladığımla ilgili İddia Makamı kocaeli istihbarat şube isimli bir bilgisayar veya kullanıcı adının Kocaeli İl Jandarma Komutanlığında olup olmadığını ve varsa bu bilgisayarın kime tahsisli olduğu ve üzerinde hard diskinde herhangi bir bilgi olup olmadığını, araştırma ve inceleme yapmış mıdır? Hayır. Yine bunu dijital verilerin üst veri yollarında şahsıma ait ilk kaydeden, son kaydeden, yazan diye adım mevcut mudur? Veya bir elektronik imzam var mıdır? Adım geçmekte midir? Hayır. Hazırlanan dijital verilerin bir çıktısı ve çıktılar üzerinde ıslak imzam veya parmak izim var mıdır? Hayır. Kocaeli ilinde görevlendirilecek personel listesi isimli listede ben hariç adı geçen 6 subayın ifadeleri alınmış mıdır? Hayır. Suç isnadı yapılan dijital verilerde adı geçen öğrenci, yönetici, siyasetçi, şahıs ve derneklerin gerçekten var olup olmadıklarıyla, o tarih itibarı ile gerçeği yansıtıp yansıtmadıklarına ilişkin İddia Makamının yaptığı araştırma sonucunda elde ettiği zaman, şahıs, mekan çelişkileri iddianameye yansıtılmış mıdır? Hayır. Şimdi bunlara ilişkin İddia Makamının yaptığı ancak iddianameye yansıtmadığı çelişkilerden bazı örnekler vereceğim. Kocaeli Üniversitesinde okuyan öğrencilere ilişkin yapılan çizelgede 10 öğrenci ismini sormuş, sorulan soruya cevaben üniversite 6 öğrencinin üniversitede ismi yok demiş. Kayıtlarımızda yok. Bir tanesi 2002 yılında okuldan ayrılmış. 9 Mayıs’ta bu planlamalar yapılmadan önce, 3 tanesi de 2005 yılında kayıt yaptırmış. Peki, ben sormak istiyorum Sayın Heyetinize 2005 yılında üniversiteye kayıt olan bir öğrenciyi 2002 yılında bilinmesi ve geleceği görerek kayıt altına alınması kim ya da kimlerin yeteneği olabilir? Yine ben Üsteğmen Mehmet Ulutaş olarak bu dijital veriler ile ilgili herhangi bir çalışma yapmadım. 2 Eylül 2002 ve 15 Temmuz 2003 tarihleri arasında Kocaeli İl Jandarma Komutanlığı’nda 10,5 ay süre ile görev yaptım. Sadece ve sadece maddi gerçeğin açığa çıkarılması ve eğer bu suçu ben işledim ise onun da aydınlığa kavuşması için Sayın Mahkemeniz bu öğrencilere ait olan listelerdeki isimlerin tespiti için gerek Kocaeli İl Jandarma Komutanlığına ve gerekse Kocaeli İl Emniyet Müdürlüğünde ya bir arama ya da bir müzekkere ile adı geçen öğrenciler ile ilgili herhangi bir işlem yapılıp yapılmadığını, yapıldı ise hangi tarihte ne işlem yapıldığını? Sorarsa öyle sanıyorum ki bu öğrencilerle ilgili hangi güvenlik biriminin ne zaman ve ne maksatla işlem yapıp kayıt altına alınmış olacağında görülecektir. Yine Sayın İddia Makamının sorusuna gelen cevapta bir derneğin kaydına rastlanılmamış ancak benzer isimde bir dernek 2008 yılında Kocaeli ilinde kurulmuş. Yine siyasi partilerde görev yapan 4 tane şahıs il disiplin kurulu üyesi olarak gözükmekteyken bunların kaydına da gelen cevabi yazılarda rastlanılmamıştır. Şimdi ilk başta benim ifadem alınırken de Hanifi Yıldırım tarafından hazırlandığı söylenen ve benimde adımın geçtiği çizelge bu sefer Gölcük Donanma Komutanlığı’nda yapılan aramada ele geçiriliyor. Burada bu sefer altında benim adım yazmaktadır bu çizelgenin. Bence buradaki asıl soru, dün Abdurrahman Binbaşının da güncel tabiri ile ne hormonlu ne de orijinal harp okulu çıkışlı bir subayım. Üsteğmen Mehmet Ulutaş olarak bu görevi ve bu rütbesi itibari ile makamı itibari ile ilçe jandarma komutanı ve şube müdürü olan şahıslara görev verebilir miyim? Onları emir komuta edebilir miyim? Buna hangi benden üst rütbeli subay burada da mevcut cevaz verecek. Görüldüğü gibi bu çizelgelerdeki 6 subay doğrudan il jandarma komutanına bağlı aramızda emir komuta ilişkisi yoktur. Türk Silahlı Kuvvetlerinde kısım amiri gibi sistemin en altında bulunan üsteğmen kadro ve makamı itibari ile kendisinden üst rütbe ve kıdemli personel ile İlçe jandarma komutanı ve şube müdürleri gibi görevlerdeki personele emir, talimat veremez. Bunu hiyerarşi dışı bir örgütlenmeyle de açıklamak mümkün değildir. Zira sözde bu listeyi yapan subayın ve listede adı bulunan diğer subaylarında güvenilir ve özel seçilmiş olduğu iddianamenin çeşitli bölümlerinde defalarca söylenmektedir. O zaman bu çizelgede adı bulunan subayların hepsi güvenilir ve özel seçilmiş iseler, bu durumda özel seçilmiş ve güvenilir olan bu

23

Page 24: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:24

subaylarında kendi içinde ast üst ilişkisini korumuş olması gerekmez mi? Ve bu çizelgenin imza bloğunda sağlıklı bir emir komuta için listede adı bulunan üst rütbede ve kıdemli olan Yüzbaşı İbrahim Taşkın’ın adının yazması ve emir komutayı onun yapması gerekmez mi? Bu durumda benim böyle bir çizelge hazırlayıp bu subaylara görev tebliğ etmem ya da emir verip onları sevk ve idare etmem mümkün olabilir mi? Bu da Gölcük Donanma Komutanlığında çıkan liste burada sadece adım, rütbem yazmakta ama görevim yazmamaktadır. Bu çizelgeyi önemsiyorum. Çünkü yukarıda açıkladığım nedenlerle birlikte kısım amiri rütbesinde olan bir üsteğmen, kendisinden üst rütbe ve makamda olan subaylara bu şekilde bir görevlendirme yapması, hukuk dışı yollarla bile olsa fiilen mümkün değildir. Yine Gölcük Donanma Komutanlığında çıkan dijital verilere farklı bir örnek daha vermek istiyorum. Soruşturmanın başlangıç aşamasında İstanbul Jandarma Bölge Komutanlığında Hanifi Yıldırım tarafından hazırlandığı iddia olunun ve 1. Orduya gönderildiği belirtilen 7 il jandarma komutanlığına ait benzer dijital çizelgeler mevcut bunlar tartışılıyor günlerdir burada. Gölcük’ten sadece Tekirdağ, Edirne ve Kocaeli illerine ait dijital verilerin çıkması diğer 4 il jandarma komutanlığı’na ait verilerin Gölcük’ten çıkmaması, buradaki sanıklarla özel bir illiyet bağının kurulması çalışması değil midir? Yani bakıyoruz 7 tane il jandarma komutanlığı var. Burada sanık kim var? İddianameye göre de Cemal Temizöz, Ömer Bulut Mimiroğlu, Mehmet Ulutaş elde mevcut 3 subay var Gölcük Donanma Komutanlığında da bu 3 subaya ait dijital veriler çıkıyor. Diğer il jandarma komutanlarının olmayışı ne kadar inandırıcıdır? Son olarak 29 Aralık 2010 tarihinde Gölcük dijital verilerine göre İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerince bilirkişi raporu şeklinde hazırlanan tespit tutanağı, polis tespit tutanağına göre ayrıca sanık Mehmet Ulutaş’ın 06.04.2010 tarihinde Emniyette verdiği ifadesinde 2002-2003 yılları arasında Kocaeli İl Jandarma Komutanlığı istihbarat Şube Terör Olayları Kısım Amirliği görevinde çalıştığını ifade ettiği tespit edilmiştir deniyor. Ben yaptığım görevi mi saklayacağım orada? Ne görev yaptıysam hepsini vekaleten baktığım görevler dahil hepsini teferruatlı şekilde anlattım. Kocaeli iline ait dijital verilerin de Mehmet Ulutaş tarafından hazırlanarak İstanbul Jandarma Bölge Komutanlığına gönderildiği, burada ise illerden gelen listelerin birleştirilerek tek liste haline getirildiği anlaşılmıştır diye polis tespit tutanağına hüküm konmuş. Ve bu suretle Gölcük Donanma Komutanlığında ele geçirilen dijital veriler ile şahsım irtibatlandırılmak sureti ile suç ve suçlu üretilmeye çalışılmıştır. Bu yaklaşım ve çıkarıma göre diğer illerinde listelerini terör olayları kısım amirinin hazırlaması gerekmez mi? Bakıyoruz 7 tane il var. Yine sadece benim adım geçiyor. İstanbul’da Terör Olayları Kısım Amiri Yüzbaşı Eyüp Aktaş o operasyon tim komutanı olarak gözüküyor. Ancak ilk başta arz ettiğim gibi operasyon timlerinden bir subay eksik dedim burada o Eyüp Aktaş. Kendisini ben 1981 yılında astsubay okuluna girdiğimden bu yana tanıyorum. 30 yıldır tanırım. 2003 yılında İstanbul’a tayin olduğumda kendisi İstanbul İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü Terör Olayları Kısım Amiri idi. Ben de aşırı sol faaliyetler istihbarat tim komutanı olarak atandım. Kendisinin burada olmayışına ailesi kadar en az bende seviniyorum. Eminim kendisini de benim burada olmamı hem üzülmüştür, hem de şaşırmıştır. Peki, bu durumda birileri beni önemseyip bir il jandarma komutanı gibi gösterilerek bu onurlu görevi, sözde bu onurlu görevi haberim bile olmadan bana verdikleri için sevinmeli miyim, yoksa yine birilerinin haberim olmadan suç ve suçlu üretmek amacı ile seçilmiş olmam kendi adıma bile olmasa ailem ve ülkem için üzülüp korkmalı mıyım? Sonuç olarak; ordu plan semineri ve benzeri toplantılara katılmadım. Tanımaktan şeref duyduğum burada birkaç jandarma subay dahil burada sanık olan hiç kimse ile ama hiç kimse ile buna 2. balyoz, arkasından gelecek varsa 3. balyoz. Buralardaki Mahkemelerde devam eden Ergenekon tipi davalar dahil, hiçbir subay ile iletişimim yoktur. Kimseden herhangi bir emir ve talimat almadım ve hiçbir belge hazırlamadım. Kendi sicil amirlerim dışında benim başka bir şehirde tanımadığım, bilmediğim herhangi bir ilişkimin olmadığı ve bana emir talimat verme yetkisi olmayan bir subayın vereceği görevleri yapmam söz konusu olamaz. Ayrıca burada sanık olan ve şahsımla irtibatı kurulan tüm sanıklar başta

24

Page 25: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:25

dönemin 1. Ordu Komutanı Orgeneral Sayın Çetin Doğan olmak üzere Binbaşı Hanifi Yıldırım az önce de Albay Kubilay Aktaş ve diğer sanıklar benden herhangi bir emir ve talepte bulunmadıklarını belirtmişlerdir. İddia edilen darbe planı büyük şehir olan Kocaeli gibi birçok sanayi ve endüstri tesisi ile kalabalık bir nüfusun bulunduğu büyük şehir statüsündeki bir kentin sorumlu birçok harp okulu mezunu olan kıdemli ve üstsubay rütbesindeki subaylar dururken Kocaeli İl Jandarma Komutanlığına yeni tayin olmuş bir üsteğmene verilerek onun bir il jandarma komutanı gibi gösterilmiş olması ne bu görevlendirmeyi yaptığı varsayılanlarca kabul edilebilir bir durumdur ne de inandırıcıdır. Son söz olarak Sayın Başkanım, Sayın Üyeler. Şunu söylemek istiyorum. Aklen ve vicdanen suçsuz olduğumu biliyorum. Onun için maddi gerçeğin açığa çıkması için 1.5 yıldır polisle Cumhuriyet Savcılarımıza ve Sayın Mahkemenize suçsuz olduğumuzu haykırıyoruz. Böyle bir suça değil teşebbüs etmek, düşünmediğimi her ortamda yazılı ve sözlü olarak dile getirdim. Ancak öyle görülüyor ki kimseyi inandıramamışız. O zaman son söz olarak diyorum ki beyanlarımızla suçsuzluğumuza inandıramıyor isek kafamızın arkasında beynimizin herhangi bir yerinde böyle bir düşüncenin varlığından şüphe dahi duyuyor iseniz, o zaman devletimizin imkan ve olanakları yeterlidir. Bunun için yalan makinesi dahil. Her türlü bilimsel test ve yöntemlerin kendi özgür irademle üzerimde uygulanmasını ve suçsuzluğumun ortaya çıkarılmasını arz ve talep ediyorum. Saygılarımla.”

Mahkeme Başkanı: “Nüfus kaydınızı okuyorum. Mehmet Ulutaş Ali oğlu, Rabiye’den olma, 20.01.1966 doğumlu, Kayseri ili Melikgazi ilçesi Gültepe nüfusuna kayıtlı size mi ait?”

Sanık Mehmet Ulutaş: “Evet efendim.”Mahkeme Başkanı: “Herhangi bir sabıkanız yok. Klasör 157 dizi 53 ve devamında

İstanbul Emniyetinde alınmış ifadeniz mevcut. Var mı bu ifade ile ilgili söylemek istediğiniz bir şey.”

Sanık Mehmet Ulutaş: “Burada bir iki ekleme yapacağım Sayın Başkanım.”Mahkeme Başkanı: “Buyurun.”Sanık Mehmet Ulutaş: “İfadenin 11. sayfasında 3. soruda 11 numaralı CD içerisinde yer

alan diye başlıyor. Bu belge az önce de arz ettim. Bu belgeyi ben Emniyet görevlisi arkadaşlardan istedim. Bunu da bana gösterdiler. Buna da tıpkı istediğim diğer belgeler gibi şüphelinin talebi üzerine belge gösterildi ibaresi eklenirse, onun eklenmesini istiyorum. Belgeyi aldım ben kontrol ettim. Yine ifademin 13. sayfasındaki soruya istinaden Hanifi Yıldırım isimli, ismini hatırlıyorum. Bu şahısla hiçbir şekilde emir komuta zinciri içerisinde çalışmadım. Kendisinin ismini hatırlıyorum ve hatırlamanın sebebi de İstanbul Bölge Komutanlığında görev yapmış olması ve çeşitli denetlemelere gittiği için ismine oradan aşinaydım. Onun dışında Süha Tanyeri isimli şahsı da basından duydum. Çünkü o günlerde her gün son dakika haberi olarak geçiyordu. Burada basından kelimesini yazmamışlar. Basından duydum ancak şahsı da tanımıyorum. Eğer kendisi buradadır beni tanıyorsa bunu da söylemesini istiyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Evet, doktora gitti bugün. Sabah buradaydı da. Randevusu varmış oraya gitti.”

Sanık Mehmet Ulutaş: “Bu kadar Sayın Başkanım.”Mahkeme Başkanı: “Evet, aynı klasör 63’te savcılıkta alınan ifadeniz mevcut. Onunla ilgili

söylediklerinizi kabul ediyor musunuz?”Sanık Mehmet Ulutaş: “Hepsi savcılık ve hakimlikteki ifadelerimin hepsini kabul ediyorum

efendim.”Mahkeme Başkanı: “Kabul ediyorsunuz ifadeleri. Sanık müdafiinden savunmaya ilave

edeceği bir husus olup olmadığı soruldu.”Sanık Mehmet Ulutaş müdafii Av. Durgut Can: “Kendisinin beyanlarına aynen katılıyorum.

Doğrudur. Zaten ilk sorgusunda ben bulunmuştum, Emniyette ve Savcılıkta, ayrıca ilk sorguda. Birkaç hususu tabi ben de eklemek istiyorum. Kendisi işte az önce gördük yansılarda. Sadece bir tane çizelgede orada listenin içinde 6. sırada ismi geçmekte. Sadece buna istinaden

25

Page 26: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:26

tutuklamaya sevk edildi. Başka hiçbir delil belge yoktu. Sayın Savcımızı ikna edememişiz demek ki, serbest bırakmadı o zaman. Gece oldu sorguya girdik. Burada bulunan bir takım sanıklarda vardı. Sayın Hakim sordu. Yani inanın ben dedim ki kesin tutuklanacak şey bu görünen o. Bir şeyler anlattık o zaman burada fazla uzatmak istemiyorum. Ve anlattıklarımızdan ikna olunmuş ki çünkü sadece bir tane listede ve ismi geçiyor. Hiç başka bilgisi yok, ilgisi yok. Olamaz da zaten. Ve daha sonra bizde şaşırdık serbest kaldı yani şaşırdık derken ikna olmuş demek ki Sayın Hakimimiz. Ve olağan olanı da buydu zaten. Sonradan her ne oldu ise Gölcük’te Donanma Komutanlığında bir takım belgeler çıktı. Uzun uzadıya girmek istemiyorum. Sayın Hanifi Yıldırım ile ilgi kuruluyordu. İşte ondan sonra 3 tane ilin Edirne, Tekirdağ ve Kocaeli illerinin listelerinde isimler var. İkisi dönemin birisi Edirne’de İl Jandarma Komutanı, diğeri Tekirdağ’da İl Jandarma Komutanı. Kocaeli ilinde de ne hikmetse Mehmet Ulutaş karargahta en kıdemsiz subay o zaman. Kendinden kıdemli orada bilmiyorum herhalde en az 5 ila 10 arasında subay var görev yapan. Orada nasıl bir ilgi oluyor doğrusu anlamak mümkün değil. Yine donanma komutanlığına kendisi hiçbir zaman gitmemiştir. Donanma Komutanlığından hiç kimse ile teması olmamıştır. Buranın kayıtları incelendiğinde, nizamiye kayıtları ve diğer kayıtları bu da açıkça görülecektir. Tabi ki delil olarak bunun da incelenmesini biz talep ediyoruz. Öte yandan yine Jandarma Bölge Komutanlığı ile irtibat durumunu da arz ettik, arz edildi kendisi. Gerek Sayın Kubilay Aktaş’a sorduk, daha önceden Sayın Hanifi Yıldırım da aynı şekilde tanımadığını, kendisi de müvekkilim tanımadığını beyan ediyor. Ama nasıl iletişim sağlayıp da bilgi alışverişi yapmışlarsa doğrusu bunu anlayamıyoruz. Elbette istihbaratçı olduğu için birtakım bilgiler toplamış olabilir. Ama bunlar yasaldır. jandarmanın gerek mülki görevleri vardır, gerek adli, gerek askeri ve gerekse diğer görevleri vardır. Zaten burada bahsedilen onlar değil, yasadışı bir olaydan bahsediliyor. Darbe planından bahsediliyor. Bununla bir irtibatın olması mümkün değil. İşte Sayın Savcılığın soruşturmada topladığı deliller ortada. Üniversite öğrencilerinden kayıtlı olanlar, olmayanlar, daha sonra kayıt olanlar ortada. Kendisi işte çizelgede 6. satırda jandarma kıdemli üst teğmen olarak yazıyor, alt tarafta jandarma üst teğmen. Bir insan rütbesini, kıdemini unutabilir mi kendi yazdığı çizelgede? Mümkün değil. Askeri yazışmaların kuralıdır. Görevi herkes mutlaka yazar. Hiçbir görev sütunu yok. Yani bunların biz sonradan uydurulduğunu, suç isnadı için oluşturulduğunu düşünüyoruz. Nitekim sonradan kayıt olan öğrenciler işte bazı derneklerin isimleri veya yönetici isimleri siyasi partilerdeki kayıtlarda olmayışı bunları da açıkça ortaya koymakta. Yani bir belgenin herhangi bir yerinde ciddi anlamda bir hata varsa bu belgenin sahteliğinden artık şüphe etmemek gerekir. Bunun uydurma olduğu kesin olarak ortadadır. Daha önce işte önceki duruşma döneminde Sayın Hüseyin Topuz savunma yapmıştı. Ben çok duygulu bir şekilde dinledim. Cadde, sokak isimlerini anlattı işte, en son kısmı. Belediyeden kayıtlar alınmış. Ben mesela o zaman Mahkemenizin en azından birtakım sanıklar ile ilgili tutukluluğun kaldırılmasını umar ve beklerdim. Çünkü gerçekten insan her akşam yattığında bunun vicdani rahatsızlığını duyuyor ve duyması da gayet doğaldır. Tabi ki sizleri de anlıyoruz. Savunmalar tamamlanmamış, ilk sorgular yapılmamış. Ama masumiyet karinesi, insanların suçsuz olanların içeride yattığı durumlarda geriye telafi edilemeyecek süre olması, zaman hiç telafisi mümkün olmayan bir şeydir. Sabah veya 10 dakika önceye dönebilir miyiz? Mümkün değil. Zaman hep ileriye gidiyor. Bunlar telafi edilemeyecek. Tazminat da ödense ne yapılsa da telafi edilemeyecek. Üstelik çoluk çocukları üzerinde de etkileri kalacak, toplum üzerinde de kalacak. Bizim müvekkilin hazırladığı iddia edilen belgeler ile ilgili değil ama İstanbul İl Jandarma Komutanlığı ile ilgili belgelerde bazı subayların sonradan yardımcı sınıfa geçirildiğini bizzat zatıalinize ben dilekçe olarak sunmuştum. İzah etmiştim hatırlarsanız Beşiktaş’taki odanızda. Kısaca da açıklama yapmıştım. Bu subaylardan bazıları İstanbul’da görevli levazım sınıfına geçmiş. Şimdi adı ikmal sınıfı olmuş sanırım. 2005 yılında, 2006 yılında. Sicil numaraları da ona göre j nokta, jandarmanın kısaltması ve nokta geliyor, yıl ile sicildeki sıra arasına gelen bir harf ve bir nokta. Çok küçücük bir şey ama sınıfı değiştirildikten sonra oluyor. O belgelerde sınıfı

26

Page 27: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:27

değiştirilmemiş görünüyor ama sicil belgesinde j nokta ibaresi gelmiş. Bu 2005’te 2006’da sınıf değiştiren subayların sicillerinin değişmesinden sonra hazırlanan bir çizelge olduğunu açıkça gösteriyor. Yine müvekkilim 2006 yılında dönemin İçişleri Bakanı Sayın Abdülkadir Aksu o zaman İstanbul’un Ümraniye İlçesine bağlı olan Sarıgazi Beldesine bir açılış, resmi bina açılışları için geldiğinde kendisi de orada görevli, kendisini korumak ile görevli. Bölge jandarma bölgesi o zaman. Burada kendisine yapılan saldırıda kafasından ve vücudunun diğer yerlerinden yaralanıp birkaç ay hastanede kalmış, hava değişiminde kalmış ve hatta Jandarma Genel Komutanlığınca nakdi tazminat ödenmesi ile ilgili kanun hükümlerine göre kendisine nakdi tazminat ödenmiştir. Kendisine takdirname tevdi edilmiştir. Bu olaydaki kendisinin cansiperane davranışlarından dolayı. Efendim bahsedilen Sayın Abdülkadir Aksu darbe yapılması planlanan ve halen şu anda iktidarda olan 3. dönem iktidarda olan siyasi partinin bir mensubudur. O zamanki görevli bir bakanıdır. Hem darbe yapmayı düşüneceksiniz bu Sayın Bakanının hükümetine, hem de onu cansiperane koruyacaksınız. Bu ne derece isabetli bir darbe planıdır? ya da ne derece tutarlı olur. Bu da açıkça göstermektedir buradaki hatayı. Kendisine isnat edilen tüm suçlamalar buradan, iddianameden göstereceğim 928 ile 929’ncu sayfa. Tamamı sadece 1 sayfa tutuyor. Suçlanan ise kül halinde değerlendirme yapılıp bu suçu işlediği kanaatine varılmış olması. Yani ilk iddianamede aslında bir cümle ile bir sayfanın içinde sadece bir cümle ile hasar tespit tim komutanı olarak ismi yazılı diye sanık olmuştur. Sonradan da böyle bir suçlamaya maruz kalmıştır. Efendim kısa bir hikaye anlatacağım. Eski bir dönemde, Osmanlı döneminde İngilizce sitimbot olarak bilinen işte istimbot ya da islimbot olarak Türkçe’de anılan buharlı gemilerin olduğu dönemde zamanın Bahriye Nazırı bir yere gitmek istiyor. Bu istimbota bindiğinde hadi diyor hareket edin. Diyorlar ki; efendim istim bekliyoruz. Siz ne cüretle beni bekletirsiniz diyor. Çabuk derhal hareket edin istim arkadan gelsin. Şimdi bu olayda da kendileri tutuklandılar deliller arkadan geliyor efendim. Yani sayın, o zamanki Bahriye Nazırı istimin buhar olduğunu, buhar makinesinin henüz hazır olmadığını anlayamıyor. Yine son bir söz ile tamamlayacağım. Mey gibi her bir haramın sekri olsaydı eğer, ol zaman malum olurdu mest kim, huşyar kim? Yani burada diyor ki; içki gibi bütün haramlar etkisini gösterseydi eğer o zaman bilinirdi ki sarhoş kim ayık kim. İşte bu davada da sahte belgeleri üretenler, bu sahtekarlıkları yapanlar, iftiraları atanlar, bunların işlediği bu haram, bu günah eğer etkilerini göstermiş olsaydı o zaman malum olurdu. Buradaki mazlum kim, maznun kim? Müvekkilimin öncelikle serbest bırakılmasını, tahliyesini talep ediyorum. Çünkü kendisi suçsuzdur. Dava sonunda da beraatını talep ediyorum. Şimdilik savunmamız bu kadardır. Teşekkür ederim.”

Mahkeme Başkanı: “Öğle arası verelim. Çapraz sorguyu öğleden sonra yapalım.”Sanık Mehmet Ulutaş: “Anlaşıldı.”Mahkeme Başkanı: “Yemek de gelmiştir. Soğumasın yemeğiniz. Avukat Bey, Deniz

Güntekin burada mı Avukat Deniz Güntekin? Dün gelmişti. Yok. Peki, öğle arası veriyoruz.”Duruşmaya öğle arası verildi. Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.Mahkeme Başkanı: “Bugünkü duruşmanın öğleden sonraki bölümüne başlıyoruz. Bir

kısım sanıklar müdafileri Av. Hasan Gürbüz ve Av. Mehmet Selim Yavuz’un duruşmaya katıldıkları bildirildi. Mehmet Ulutaş’ın çapraz sorgusu ile devam ediyoruz. Soru sormak isteyen var mı sanığa?

Üye Hakim Ali Efendi Peksak:“Evinizde yapıldığı iddia edilen aramada ele geçirildiği iddia edilen SA-GA marka B12 8 nolu CD tabir edilen kısaltması İSTH.Ş.MD brifingi 29.02.2008 ppt. İsimli bir dosyanın varlığından bahsediliyor. Bu dosyanın incelenmesi neticesinde yaklaşık olarak 1078 sayfadan oluşan bir brifing olduğu. Ben açılım noktasıyla kendim açısından şey yapıyorum. Çözümlemesi noktasında, İstihbarat Şube Müdürlüğü brifingi 29.02.2008 ppt. İsimli o Power Point dosyası içerisinde var olduğu iddia edilen konu başlıkları olarak bölgenin tasviri, kuruluş, personel durumu, görevleri, araç durumu, haber elaman durumu, haber alma ödeneği,

27

Page 28: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:28

durum, haber toplama işlemleri, icra edilmekte olan faaliyetler, haber durumu, planlı istihbarat faaliyetleri durumu, teknik istihbarat faaliyetleri, Ceis bilgi girişi, İKK ve koruyucu güvenlik konuları, terör örgütlerinin değerlendirilmesi, organize suç örgütlerinin değerlendirilmesi, icra edilen operasyonlar, diğer faaliyetler başlıklı konuların bulunduğu belirtiliyor. Şimdi bu CD’yi daha öncesinde inceleme imkanınız oldu mu?”

Sanık Mehmet Ulutaş:“Olmadı Efendim.”Üye Hakim Ali Efendi Peksak:“Evinizde ele geçirilmiş siz 2008 Ocak ayında herhalde

emekliye ayrıldınız?”Sanık Mehmet Ulutaş:“Şöyle arz edeyim. Evet.”Üye Hakim Ali Efendi Peksak:“Bu CD’nin en son kaydedilme tarihi 29.02.2008 olduğu, ilk

oluşturulma tarihinin ise 12.04.2000 tarihi olduğu belirtiliyor.”Sanık Mehmet Ulutaş:“Son kayıt tarihini bir daha söyler misiniz?”Üye Hakim Ali Efendi Peksak:“Sizin emekliliğinizden sonraki bir tarihe denk geliyor.

18.04.2009.”Sanık Mehmet Ulutaş:“Evet, şöyle arz edim. Şimdi evimde yapılan aramada ben ve eşim,

çocuklarımı bir salona aldılar. Daha sonra diğerleri girdiler odalarda aradılar. Ben CD’leri gördüğümde bir takım CD’lerin bana ait olmadığını orada da söyledim. Zaten üzerini de paraflamamışımdır muhtemelen. Öyledir yani. Ancak emniyette ifadem alınırken, netice itibariyle ben istihbarat şubede göre yaptım. Ayrılırken bütün CD’leri inceledim.”

Üye Hakim Ali Efendi Peksak:“Evet.”Sanık Mehmet Ulutaş:“İncelediğim CD’ler de eğer işyerine ait herhangi bir CD varsa

bunları teslim ettim. Ama bunun zor açılan bir CD olduğunu söylediler böyle söylenince bende kendilerine zor açıldığı için bu neticede teknik bir konudur. Bu eğer ben orada görevliyken almışsam mutlaka açığa çıkacaktır diye. Ya ben kontrol ettim ama bunlar bende kalmış olabilir. Bilemiyorum dedim yani bunda bir kastım olamaz. Ancak ben kontrol ettim. CD’leri teslim ettim. Şimdi görüyorum ki, CD’nin oluşturulma tarihi değil de yazım tarihi 2009. Ben 2008 yılı 17 Nisanında emekli oldum. CD 18 Nisan 2009. Bunun ne şekilde evime geldiğini, bana ne şekilde geldiğini bilmiyorum. Yani birisinin bunu getirip bana vermiş olması lazım. Ya da benim İl Jandarma Komutanlığı’na gidip, oturup bilgisayarda bunu yazmış olmam lazım.”

Üye Hakim Ali Efendi Peksak:“Evet. Bir de yine evinizde ele geçirildiği iddia edilen kendi el yazınızla tuttuğunuz iddia edilen 6 Nisan Çarşamba başlıklı el yazısıyla şube müdürünün emri ŞB. MD. Emri diyor. Herhalde şube müdürünün emri kastediliyor.”

Sanık Mehmet Ulutaş:“Evet şube müdürünü emridir.”Üye Hakim Ali Efendi Peksak:“bir; oturduğu yer, iki; gittiği yerler, üç; görünen mal

varlıkları, dört; günlük yaşantısı, beş; harcamaları, telefonu, kredi kartı vesaire, altı; arkadaş çevresi, yedi; eşinin yaşantısı şekliyle notların var olduğu iddia ediliyor. Bu notlar.”

Sanık Mehmet Ulutaş:“O not bana aittir efendim. Şube müdürleri zaman zaman kendi subaylarını görev yaptığı personeli toplar bir takım çalışmalarla ilgili emirler verir. Burada da.”

Üye Hakim Ali Efendi Peksak:“Bir takım çalışmalardan kastedilen husus ne?”Sanık Mehmet Ulutaş:“Çalışma dediğimiz efendim. O gün bir olay olmuştur. Bir yerde bir

adam öldürülmüştür.”Üye Hakim Ali Efendi Peksak:“Adli bir vaka.”Sanık Mehmet Ulutaş:“Patlama olmuştur. Örgütsel bir faaliyet olmuştur.”Üye Hakim Ali Efendi Peksak:“Evet”Sanık Mehmet Ulutaş:“Bunlarla ilgilidir. Yoksa şube müdürü niye toplasın veyahut da

başka ne kastı olabilir. Bununla ilgili bir emir veriyordur o esnada. İki şekilde olmuş olabilir yani bunu ben alternatifli olarak arz etmek istiyorum çünkü gerçekten ne maksatla yazıldığını bilmiyorum. Hatırlamıyorum. 2004 yılı ajandasında yazan bir not bu.”

Üye Hakim Ali Efendi Peksak:“Evet.”

28

Page 29: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:29

Sanık Mehmet Ulutaş:“2004 yılının ajandası. Ya muhtemelen emri verdi. Arkasından ismi söylemiştir. Beni ilgilendirmediği için yazmamıştır. Ya da bizi ilgilendiren bir şeydir ama sonra vazgeçmiş olabilir. Vazgeçmiş, onu da bilmiyorum. Çünkü hatırlamıyorum gerçekten. Muhatabı oradadır. Bellidir. Ya da üçüncü bir ihtimal var. Biz o dönem iki tane faaliyet yaptık. Bir tanesi Ankara İstihbarat Gurup Komutanlığı’ndan gelen bir faaliyetti TİKKO ya da MKP terör örgütü bir bayanın İstanbul’a örgüt adına bir takım çalışmaları olduğu, burada paralarla bir takım malzemeleri alıp, örgütü aktarıldığı şeklindeydi. Sarıgazi ve Alibeyköy bölgelerinde bunun faaliyeti vardı. O zaman MİT’te ve emniyette de bizim koordinelerimiz vardı. Neticede bu bayan takip edildi. Oraya gidildi. Oradaki çıkan çatışmada 4 ya da 5 tane terörist ölü olarak ele geçirildi. Orada da bu şekilde bir çalışma, yanılmıyorsam istenmişti. Ama olayın gelişimi bunu yapıp ya da yapmamamızı hatırlamıyorum. Çünkü işlerin tamamını ben yapmıyorum.”

Üye Hakim Ali Efendi Peksak:“Evet.”Sanık Mehmet Ulutaş:“Bir diğeri, o dönem silah ruhsatı kısım amirimiz vardı. Süleyman

Efe isminde bir astsubayımız. Bununla ilgili bir takım şikayetler gelmişti. Şube müdürü bu astsubayla da ilgili yani neticede akçeli işler bunlar öyle gözüküyor orada. Onunla ilgili kendi şube müdüründen veyahut da çevredeki bilinen şeylerle ilgili bir takım emirler yazdırdığını biliyorum veya hatırlıyorum. Muhtemelen kuvvetle ihtimal o dur. Ama onunla ilgili bir işlem yapılmadı. Astsubayın bir ay sonra oradan tayını çıktı. Zaten daha sonraki dönemlerde de hem jandarmanın hem emniyetin İstanbul hem jandarmada hem poliste hem sivil ayağında birçok silah ruhsatı kısmıyla ilgili operasyonları oldu. Çoğu da içeridedir şu anda veya dışarıdadır.”

Üye Hakim Ali Efendi Peksak:“Hüseyin Özçaban’la birlikte çalışmanız oldu mu daha önce?”

Sanık Mehmet Ulutaş:“Hüseyin Özçoban’ı tanıyorum.”Üye Hakim Ali Efendi Peksak:“Evet.”Sanık Mehmet Ulutaş:“Foca Komando Okulunda beraber görev yaptık. Ben subay

okuluna 1995 yılında tayin olduğumda o da orada silah bilgisi öğretmeniydi. Daha sonra hiç görmedim. 1995’te, yalnız 2008 ya da 2009 dedim emniyette muhtemelen 2009 yılında sosyal tesislere ben, işyerime giderken arabamı orada bırakıyordum. Kendim karşıya metrobüs ile geçiyordum. Çünkü ulaşım sıkıntısı oluyor diye, sabah kahvaltımı da erken geldiğim için genelde sosyal tesislerde yapıyordum. Bir sabah Hüseyin Özçoban albayımı da orada gördüm. Kızıyla beraberdi. Kızını Aydın Üniversitesi’’ne kayda getirmişti. Orada ayaküstü görüştük. Kendisine kartımı verdim. Komutanım yapabileceğimiz bir şey olursa buradayız. Arabam var. Arzu ediyorsunuz arabamı da buyurun dedim kendisine, ancak kendisi beni aramadı. Kendisiyle herhangi bir görüşmemiz olmadı.”

Üye Hakim Ali Efendi Peksak:“Tamam Başkanım.”Üye Hakim Murat Üründü:“Beyanlarınızda istihbarat kısım amirliğinde sadece aşırı sol

örgütlere yönelik çalışmalar yaptığınızı söylediniz.”Sanık Mehmet Ulutaş:“Evet Efendim.”Üye Hakim Murat Üründü:“Aşırı sol örgütler dışında başka guruplarla ilgili herhangi bir

çalışma yaptınız mı? O görev yaptığınız süre içerisinde, Kocaeli de.”Sanık Mehmet Ulutaş:“Şöyle, eğer personel yetersizliği varsa elbet oraya da aktarma

yapılabilir. Yani Şube müdürü kısım amirinin emri ile şu olay var. Burada bu personel eksiği var. Benden ya astsubay ya uzman çavuş alırlar ya da bana da söylenebilir. Örneğin Formula 1 görevlerinde görev aldım ben, Formula 1’de VİP salonunda 2 yıl üst üste görev yaptım. Yine PKK ile ilgili bir takım Eyüp bölgesinde, Sarıgazi bölgesinde, Esenyurt bölgesindeki faaliyetlerde yine görev aldım. Ama aşırı sağ faaliyetlerle ilgili, özellikle söylüyorum.”

Üye Hakim Murat Üründü:“İrticai guruplarla ilgili.”Sanık Mehmet Ulutaş:“Aşırı sağ faaliyetlerle ilgili ve irticai gruplarla ilgili hayatımda hiçbir

görev almadım. Yapmadım. Bunu özellikle vurgulamak istiyorum.”

29

Page 30: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:30

Üye Hakim Murat Üründü:“Bu evinizde ele geçirildiği iddia edilen CD’leri daha sonradan ayrıntılı bir araştırma yapmadınız mı?”

Sanık Mehmet Ulutaş:“Araştırdım ben.”Üye Hakim Murat Üründü:“Size ait olup olmadığı konusunda.”Sanık Mehmet Ulutaş:“Ben söylendiğinden biliyorum. Şöyle şimdi bu çalışmayı şube

müdürü neticede topluyor bunları bizde de bir sureti olur bunun kendimizin ilgilendiren konularda, yani aşırı sol faaliyetleri konusunda bizim bir oraya katkımız veyahut da komutanım bakın bu yanlış bunu buradan çıkartın gibisinden bir takviye söyleyeceğimiz bir şey varsa, biz o katkıyı yaparız yoksa benim aşırı sağ faaliyetlerle, irticai faaliyetlerle, çıkar amaçlı suçlarla benim bir görevim olamaz.”

Üye Hakim Murat Üründü:“Bu CD’nin içerisinde tarikat, cemaat ve yasadışı terör örgütlerine yönelik bir çalışma olduğu iddia ediliyor. İnceleme fırsatınız olmadı o zaman bunu.”

Sanık Mehmet Ulutaş:“Sayın Hakimim. Ben konuyu bildiğim için söylüyorum. Bu konunun muhatabı istihbarat şube müdürü ve aşırı sol faaliyetler TİM komutanı olan subay arkadaşımızdır. Kendileri çağırılırsa, kendilerine bunların niye yaptınız. Onlar da size detaylı bir şekilde anlatacaktır. Ancak.”

Üye Hakim Murat Üründü:“Yok yani o CD doğru mu değil mi?”Sanık Mehmet Ulutaş:“Benim bu konuda.”Üye Hakim Murat Üründü:“Yani o anlamda, inceleme imkanınız oldu mu?”Sanık Mehmet Ulutaş:“CD’yi, tam görmediğim için ben bu doğrudur diyemem. Ama ben

şunu beyanımda söyledim. Yani 2009 yılında kaydedilmiş bir CD bana niye gelmiş. Ama bizim çalışma alanlarımızı söylüyor bu CD. Ben de çalışma alanımın içerisinde diyorum ki, ben aşırı sol faaliyetler TİM komutanıyım. Aşırı sol faaliyetlerle ilgili, eğer bu CD gönderilir bilirkişiye, tespit edilir. Doğruluğu teyit edilirse ben aşırı sol faaliyetlerle ilgili olan bütün konuların altına imzamı atarım. Ama onun dışındaki konuların hiçbirisi benimle yakından uzaktan ilgili ve alakalı olamaz.”

Üye Hakim Murat Üründü:“Evet. Sanıklardan Yüksel Gürcan’ın savunmasını takip ettiniz herhalde.”

Sanık Mehmet Ulutaş:“Ettim.”Üye Hakim Murat Üründü:“Şimdi Yüksel Gürcan’ın savunmasında işte kendisine ait

olduğu iddiadan bir imzalı, ıslak imzalı bir belge vardı. O belgeyle ilgili olarak üst komutanımız emir verdi. Ben de o şekilde araştırma yaptım, belgeyi düzenledim verdim. Herhangi bir kayda girmedi. Resmi olarak herhangi bir bunun tespiti yoktur, şeklinde beyanları oldu. Kayıtlara girmediğini söyledi. Yüksel Gürcan’ın yaptığı çalışma tarzında siz de çalışma yaptınız mı?”

Sanık Mehmet Ulutaş:“Kesinlikle hayır.”Üye Hakim Murat Üründü:“Üst komutanlarınıza bu şekilde bilgiler toplayıp verdiniz mi?”Sanık Mehmet Ulutaş:“Kesinlikle hayır. O şekilde bir çalışma zaten, şöyle arz edeyim.

Ben o CD’nin gerçek olup olmadığını bilmiyorum. Şöyle tam emin değilim. Çünkü yazım tarihi ben emekli olduktan tam bir yıl sonra yani işin ilginç tarafı o. Tam bir yıl sonra yani birileri bir şey mi oldu bilmiyorum. Bunun araştırılması gerekir. Ama jandarmanın çalışma tarzı yönergelere göre zaten budur. Yani burada eğer bir gelen istihbarı bilgi varsa emniyetten, MİT’ten, haber kaynaklarınızdan, telefon ihbarlarından, açık kaynaklardan bir bilgiyi alır jandarma ya da bölgesinde meydana gelmiş olaylardan bu bilgileri alır. Derler, toparlar, şu şudur bu budur, bu budur diye kendi değerlendirmesine göre yerine oturtur. Ondan sonra da sizin Sayın Mahkemenizin, Sayın Savcılarımıza defalarca geldim ben. Sayın Savcım, böyle bir yapılanma var Sarıgazi bölgesinde, Eyüp bölgesinde, Esenyurt bölgesinde ya da her nerede ise, bunlar işte şu tarihteki atılan Molotof kokteyllerle ilgili şu elimizde ihbar var. Şu görüntü var. Şu beyanlar var. Daha önce Ahmet’in verdiği şu ifade var. Mehmet’in verdiği bu ifade var. Şu mahkeme kararları var. Bu budur, bu şahıs budur. Bunlarla ilgili uygun görürseniz biz böyle böyle bir teknik takip, fiziki takip bunlarla ilgili bir çalışma yapmak istiyoruz deriz. Sayın Savcılarımız da uygun

30

Page 31: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:31

görürse bu çalışmayı zaten onaylar, onayına muta kipte Sayın Mahkemenizden alınacak kararlarla aramalar yapılar, yakalamalar yapılır, ifadeler alınır. Bunlar ilgili savcılıklara ve mahkemelere sevk edilir. Bu sevkten sonra bu insanların o fişleme diye tabir edildikleri, eğer haklarında bir yasal işlem yapıldıktan sonra bir kayda girecekse bu kayıtlar o sanık bildirim formuna göre KİHBİ’ye gider. Ondan önce gitmez bunlar istihbarı çalışmadır. Bu çalışmayı Türkiye’nin Hakkari’sinden Edirne’sine kadar olan bütün illerde Emniyet de aynı şekilde çalışır ben haftanın iki günü üç günü Emniyetteydim. Haftanın bir günü mutlaka MİT’te arkadaşlarım vardı. Telefon kayıtlarımda hepsinin isimleri mevcut benim her gün görüştüğüm insanlar bunlar. Yani çalışma alanlarımız da girift olduğu için İstanbul’u biliyorsunuz. Girift olduğu için mutlaka Sarıgazi de olan bir olay aynı gün, ertesi gün Gazi Mahallesi’nde oluyor. Gazi Mahallesi’nde olan bir olay ertesi gün Esenyurt’ta oluyor. Bunlar hep birbirine girift insanlar, aynı insan aynı gurup kiralıyorlar arabayı bugün burada yapıyorlar gösterisini. Ertesi gün öbür tarafta yapıyor. Veya Molotof atacaksa bugün gidiyor bir yere atıyor. Ertesi gün gidiyor başka bir yerde bir parti binasına veyahut da bir bankaya atıyor. Bu olayları bu şekilde, bu şahıslara ilişkin bir tespit varsa elimize gelen bizden MİT’e Emniyete. Emniyetten, MİT’ten bize gelen ya da daha önceki verilerden, ihbarlardan dediğim gibi bunların toparlıyoruz. Yine Sayın Mahkemelerinize sunuyoruz. Sayın Mahkemelerinizden bu izinler alınıyor. Kimsenin yoksa kendi başına Yüksel Gürcan Albay, o dönemde yüzbaşı herhalde, yüzbaşının söylediği gibi bir listeyi. Bunu hazırla diye bana ömrü hayatımda kimse böyle bir görev vermedi. Verse de yapmam ya ben orada şöyle açık bir şey de söyleyeyim. Ben jandarma subayı olarak, ben olaya şöyle bakıyorum; siz açık insan olmalısınız. Eğer bir vatandaş sizin kapınıza geliyorsa, sizinle görüşecekse, siz onu ziyarete gideceksiniz. Bunun siyasi görüşü sizi ilgilendirmez. Siz görevinizi yapacaksınız. Sizin göreviniz hizmet. Hizmet esnasında bende suç işleyebilirim, belediye başkanı da suç işleyebilir, kaymakamda suç işleyebilir, hakim de suç işleyebilir, savcı da suç işleyebilir. Suç işlenmişse, yasalarda bunun karşılığı varsa herkese suçuna göre işlem yapılır. Ama sen insanlar yok bu AKP’lidir, yok bu CHP’lidir, yok bu MHP’lidir, yok bu alevidir, yok bu Sünni dür diye yazarsanız. Bana yaptıkları gibi o da var orada. Mehmet Ulutaş alevidir. Alevi olduğu için bunu. Bunu. Bunu. Bunu yapıyorlar demişlerdir. Evimdeki aramada o belgede vardır. O belgeyi de tutmuşumdur ben ifadem olduğu için. Niye tuttum? Çocuklarıma göstermek için, evladım bakın ülkemizde bu sıkıntılar var. Yarın bunlarla karşılaşacaksınız. Bunlara hem hazırlıklı olacaksınız hem de insanları siyasi görüşlerine, mezheplerine, inanışlarına göre yargılamayacaksınız. İnsanı insan olduğu için, yaratanın kulu olduğu için seveceksiniz diye söylemek için kendime ait belgeyi tutuyorum ya da çalışırken bu şekilde çalışıyorum. Yine dediğim gibi jandarma subayının da alay komutanı olsun, ilçe jandarma komutanı, karakol komutanı olsun, bölge komutanı olsun kimse. Kapısını kapat, ney bu bilmem necidir. Ben bununla görüşmem ya da ben görüşmeye gideceğim, bunu tanıyacağım, bu olacak. Bu yanlış bir yaklaşımdır. Bu zarar verir ülkedeki insanlara. Bugün geldiği ülkenin nokta belki de bu zihniyettir bu yanlış çarpık zihniyettir. Burada Yüksel Gürcan’ın bir kabahati yoktur. Yüksel Gürcan eğer o verilen emri yapmıyorum deseydi. Bugün Yüksel Gürcan eğer yarbaysa, bilmiyorum yarbay mı? Yarbay olamazdı. Sorun budur. Bu sorunun giderilmesi lazım.”

Üye Hakim Murat Üründü:“Sizin biriminizde aynı tarz çalışma yapan personel var mıydı? İstihbarat biriminde.”

Sanık Mehmet Ulutaş:“Benim bildiğim yok. Ancak dediğim gibi kimin kime ne şekilde emir verdiği, herkesin kendi çalışma alanları vardır. Kendi sorumlu olduğu personeli vardır. Başka birisi başka bir şey yapıyorsa onu bilemem Sayın Hakimim.”

Mahkeme Başkanı:“En sağ tarafına basarsanız açılır. Açıldı mı?”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş:“Tamam açıldı. Şimdi siz 05.05.2011 tarihli 37 nolu

celsede söz almıştınız. Hatırladınız mı?”Sanık Mehmet Ulutaş:“Evet Efendim.”

31

Page 32: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:32

Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş:“Oradaki beyanınızı ben size okuyayım. Benim de avukatım burada olmadığı için ben de söz almış bulunmaktayım. Sayın Başkanım, Sayın Üyeler hepimiz Türkiye Cumhuriyetinde yaşıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nde nelerin olduğunu hep beraber yaşayarak görüyoruz. Ben 12 Eylül olduktan sonra astsubay okuluna girdim. Daha sonra subay oldum. Subay olduktan sonra 98, 28 Şubat’ı beraber yaşadık. Daha sonraki süreçte 27 Nisan bildirisini beraber yaşadık. Görevimiz esnasında da kanunlar çerçevesinde görevlerimizi yaptık. Ben buradan Genelkurmay Başkanına sesleniyorum. Diyorum ki; son itiraz kararlarından sonra bu durumu anlamakta güçlük çekmekteyiz diyor. Doğru söylüyor. Çünkü yapanlar biz değiliz. Yapanların kimler olduğunu kendisi mutlaka biliyordur. Ben belki de bu salonda da bilenler olduğunu, belki gözümüzün içine baka baka, baka baka çok farklı bir şeyler, bir şey söylüyorum. Bunun altını çiziyorum. Genelkurmay Başkanının bunu bildiğini söylemek istiyorum. Belki bu salonda, bir daha söylüyorum. Belki bu salonda birileri de bizim gözümüzün içine baka baka, bir şey yaptıklarını bile bile bizi burada tutmaya devam ediyorlar. Sonra devam ediyorsunuz bir aradan sonra. Ama şunun altını bir daha çiziyorum. Diyorum ki; Genelkurmay Başkanı da bir kakım şeyler biliyorsa ki, biliyordur. Çıksın açıklasın. Yine tekrar ediyorum. Belki birileri bu salonda bizim gözümüzün içine baka baka, bizim burada olmamıza hala göz yumuyorsa onların nasıl komutanlık yaptığını, komutan mı, değil mi olduklarının süreç zaman gösterecektir. Onun için ben herkesi mert olmaya, asker olmaya, cesur olmaya davet ediyorum. Arz ederim demişsiniz. Bunu açıklar mısınız?”

Sanık Mehmet Ulutaş:“Ben onu.”Salonda söz almadan konuşanlar oldu. Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş:“Ben bunun. Avukat Bey ben bunun devamında bir gün

sonraki şeylerin açıklamasını biliyorum. Biraz sonra onu da. Onu söyleyecekseniz. Onu söyleyecekseniz. Onu söyleyecekseniz. Yani onu söylemeyin.Devam edeceğim ben. Buyurun.”

Sanık Mehmet Ulutaş:“Ben müsaade ederseniz.”Mahkeme Başkanı:“Cevaplayacak mısınız?”Sanık Mehmet Ulutaş:“Tabi tabi efendim.”Mahkeme Başkanı:“Tamam.”Sanık Mehmet Ulutaş:“Sayın Savcım şimdi. Az önceki konuşmada da belki bir kısmına

değindik yani Türkiye’de gelinen noktada darbeler nasıl olmuş, ihtilaller nasıl olmuş, bildirileri kimler yayınlamış, bunların makamları yerleri belli nasıl olduğu belli hepsi hiyerarşik yapı içerisinde olan faaliyetler. Biz de böyle bir suçlama ile karşılaşıyoruz. Her gün birileri çıkıyor bir şeyler söylüyor. Basın bir şey söylüyor, Genelkurmay Başkanlığı’ndan bir şey söyleniyor, orda bir şey söyleniyor, burada duruşma salonunda herkes feryat ediyor. Çığlığımızın sesini duyun diyor. Halil İbrahim Fırtına Paşamız diyor, artık diyor çıldıracağım diyor. Biz de çıldıracağız yani, biz de biran önce özgürlüğümüze kavuşup ailemizin yanına gitmek istiyoruz. Biz de çoluk çocuğumuzun elini tutmak istiyoruz. Biz de onlarla beraber aynı mekanda hava almak istiyoruz. Ama derdimizi anlatamıyoruz. Diyorum ki, ben de onun için o gün onu söyledim. Belki diyorum. Biliyorlarsa diyorum. Bunu söylesinler diyorum. Burada gözümüzün içine bakarak da, çünkü burada ordu komutanları var. Daha yüksek rütbeli generaller var. O dönem için o psikolojik ortamımızda süreç içerisinde ben bunu söyledim. Ama devam eden süreçte gördüm ki, gördüm ki buradaki insanların bu sahte belgelerle bu sahte dijital verilerle bir ilgisi olmadığı, yani ben buna emin oldum. O dönem öyle söylemişim. Belki demişim. Bunu biliyorsanız çıkın söyleyin gözümüzün içine de bakmayın demişim. Beni ziyarete geldiler ilk şey olduğumuzda, gözaltına alın. Tutuklandığımızda genel komutanlıktan personel daire başkanı, tuğgeneral. Biz dedi sizin suçlu olmadığınızı biliyoruz. Ya kardeşim biliyorsun da ben niye buradayım o zaman diyorum. Yani ben emekli bir yüzbaşı ayda 1.500 Lira maaş alıyorum. 3000- 5000 Lira maaş almıyorum ki, 500 Lira OYAK’tan para maaş da oradan alıyorum 2000 Lira maaşla ben çocuğumu üniversitede okutuyorum, lisede okutuyorum. Benim suçsuz olduğumu biliyorsan. Ben niye

32

Page 33: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:33

buradayım diyorum. Benim derdim feryadım bu, ben bu feryadın duyulmasını istiyorum. Ha, bazen atalarımız der ya, boğaz dokuz boğumdur. Sekizinde düşünmek birinde konuşmak lazım. İnsan girdiği psikolojik ortamda bazen sekiz boğumu da, bazen unutabiliyor. Haddini aşabiliyor. Yani belki biz de o çığlığımızın duyulması için o duygularımızı anlatmak için bir takım şeyler söylemiş olabiliriz. Bunu da sizler inceliyorsunuz. Sizler kanaat getireceksiniz bunlara, burada bu kadar insan bunu aylardır anlatıyor. Biz anlatamıyoruz yani derdimizi. Diyorum ya, ifademde de söyledim eğer diyorum. Anlatamıyorsak derdimizin bilimsel yöntemler dahil uyutun beni diyorum. Makineye bağlayın diyorum. Biliyorsam. Suç işlemişsem. Bugünü değil, 23 yıllık meslek yaşantımı bilerek, isteyerek, zorla birisi bana suç işletmiş ise bunlar da çıksın diyorum. Ben de arınayım bundan. Ama yok diyorum. Ben aklen ve vicdanen olmadığını biliyorum diyorum. Ama yaşadığımız duruma bakın, ben nasıl anlatacağım bunu çocuklarıma nasıl anlatacağım. Benim eşim Mersin’den geliyor. Ben İstanbul’daydım. İlk Kocaeli’ne tayin olduğumda bir komutanım vardı. Bu sene generallik sırasında ismini vermeyim onun çünkü sıkıntı olabilir kendisi için de. Dedi ki; evladım dedi. Sen dedi Bizans’a gidiyorsun dedi. Kocaeli’ne gittiğin için dedi. Sen sanma ki dedi. Bizans’ın dışındasın dedi, orası da Bizans’ın içi dedi. Dikkat et dedi entrikalara dedi, bugün bir şey yaparlar 5 sene sonra çıkartırlar kokusunu dedi. İstanbul’a tayin oldum. On buçuk ay sonra gene telefonla aradı beni, dedi bak dedi, Bizans’ın göbeğindesin dikkat et dedi. Ben, o söz aklıma geldi. Bu olaylar olduktan sonra ilk işim Bizans’ı terk etmek oldu. Evimi, işimden kovuldum. İş yerimdeki adam aradı beni dedi ki, yarın gelme dedi kardeşim sen işe dedi. Herkes ticari hayatında da korkuyor. İşsiz kaldım. Kim ödeyecek banka kredisiyle aldığım evin parasını, yok ki benim anamdan, babamdan para olsa ben niye asker olayım. Ticaret yaparım. Satmak zorunda kaldım evimi. Gittim Mersin’e ucuz bir şehir diye oraya yerleştim. Onu da gene parayla. Gene krediyle aldım. Gene OYAK’tan kredi çektim aldım. Kim ödeyecek şimdi oradaki 800, 800 Lira krediyi, çocuğun üniversitesi parasını, küçük kızın lise parasını kim. Nasıl geçinecek bu ev. Tamam ben suçluysam tespit edin suçlar tespit olduktan sonra yatayım. Ama müsaade edin de ortada bir tespit yoksa, ortada bir şey yoksa yeter artık 8 aydır içerideyiz. Yani 8 aydır. Herkes telef oldu yani, yok gücümüz yok artık yani. Çığlığımız bu yani bunun duyulmasını istiyoruz sadece.”

Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş:“Ben soruma devam edeyim. Şimdi sizin tabi ki sanık olarak kendinizi savunmanıza hiçbir şey denilemez.”

Sanık Mehmet Ulutaş:“Evet evet.”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş:“Kendinizi savunmanızın yanında buradaki beyanınızda

yani yapanlar kimse, çıksın ortaya söylesin tarzında sözleriniz var. Yani mert olmaya, asker olmaya işte delikanlı olmaya davet ediyorum şeklinde beyanlarınız var. Bu beyanlarınız. Yani ben böyle anladım. Şimdi bu sözlerinizden bir gün sonra Halil İbrahim Fırtına da aynı şekilde anlamış ki, ben bu şeyin hiç içinde yoktum diyor beyanında. Ben olsam çıkar söylerim. Bunu da bu şekilde belirtirim diyor yani bir tek ben böyle anlamıyorum. Yani Halil İbrahim Fırtına da diyor ki, bu yüzbaşı arkadaşımız, genç arkadaşımız bu şekilde bir beyanda bulunmuştur. Benim bununla alakam yoktur.”

Sanık Mehmet Ulutaş:“Anladım Sayın Savcım. Anladım.”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş:“Yani ben olsam çıkar söylerim diyor.”Sanık Mehmet Ulutaş:“Anladım. Anladım Sayın Savcım.”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş:“Yani yanlış bir anlamı yok.”Sanık Mehmet Ulutaş:“Anladım.”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş:“Siz daha sonraki düzeltmelerinizde farklı şeyler

söylüyorsunuz. Yani bu bir gün önceki beyanlarınızla o açıklamalarınız alakalı değil.”Sanık Mehmet Ulutaş:“Tamam arz ettim. Yani diyorum ki, burada belli bir psikolojik etki

altındayız. Yani sizler yapmıyorsunuz bu etkiyi ama bizim yaşadığımız ortamdan kaynaklı bir şey bu. Boğazda dokuz boğumdur diyoruz. Ben sekizini unutmuşum. Haddimi aşmışım, demek ki

33

Page 34: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:34

öyle anlaşılıyor o zaman. Eğer derdimi başka türlü anlatamıyorsam. Ne diyebilirim o zaman. O zaman haddimi aşmışım yani ne diyebilirim? Yoksa ben nasıl söyleyebilirim şimdi Halil İbrahim. Bu kadar belge, sahte belge ortada gezinirken nasıl diyebilirim Halil İbrahim Fırtına Paşa bunun içerisinde Çetin Doğan Paşa bunun içerisinde nasıl diyebilirim ben, komutanım bunun içerisinde nasıl diyebilirim. Nasıl söyleyebilirim bunu. Ben söylesem dilim söylemez ki bunu.”

Mahkeme Başkanı:“Peki. Yani o günkü psikolojiyle söylenmiş sözlerdir diyorsunuz.”Sanık Mehmet Ulutaş:“Evet.”Mahkeme Başkanı:“Buyurun.”Üye Hakim Murat Üründü:“Burada beyanda bulunmaktan çekindiğiniz hususlar var mı?”Sanık Mehmet Ulutaş:“Hiçbir beyandan çekinmek. Çekindiğim husus yoktur. gayet

samimi olarak söylüyorum. Gözünüzün içine bakarak anlatıyorum Sayın Hakimim, yani eğer kastınız ya birileri size bir şey mi söylediyse? Kimse kusura bakmasın ama bunların hiçbiri bana bir şey söyleyemez yani, ya da dışarıdaki herhangi biri bana bir şey söyleyemez.”

Mahkeme Başkanı:“Peki.”Üye Hakim Ali Efendi Peksak:“Son bir sorum var Başkanım. Yüksel Gürcan belirtilen bu

çalışmaları yapmasaydı yarbay olamazdı dediniz. Neden olamasın?”Sanık Mehmet Ulutaş: “Şimdi komutan emir veriyor. Yani komutanım ben bunu

yapmayayım mı diyecek yani.”Üye Hakim Ali Efendi Peksak:”Yani yarbay olmuş, paşa olmuş kişiler belirli bir çalışma mı

yaptı. Onu mu. O manaya mi getiriyorsunuz? Yani.”Sanık Mehmet Ulutaş: “Yani işte şimdi. Sayın Hakimim. Yani ben şimdi o kadar kötü bir

durumdayız ki şöyle; yani biz derdimizi anlatabilmek için samimi ve içten bir şeyler söylüyoruz.”Mahkeme Başkanı: “Uğultuyu keselim. Uğultuyu keselim.”Sanık Mehmet Ulutaş: “Derdimizi, derdimizi anlatabilmek için. Samimi ve içten bir şey

söylüyoruz. Ama bunun yansıması farklı algılanıyor. Ben şunu söylemek istiyorum. Şimdi Yüksel Gürcan.”

Üye Hakim Ali Efendi Peksak: “Farklı yansıması değil. Ağzınızdan çıkan. Siz aynen şunu kullandınız. Kayıtta da vardı. Belirtilen çalışmayı yapmasaydı yarbay olamazdı.”

Sanık Mehmet Ulutaş: “Söylüyorum.”Üye Hakim Ali Efendi Peksak: “Bende diyorum neden olamasın?”Sanık Mehmet Ulutaş: “Ben de neden diyorum bakın, neden diyorum?”Üye Hakim Ali Efendi Peksak: “Evet.”Sanık Mehmet Ulutaş: “Nedenini söyleyeyim size. Komutan çağırdı sizi dedi ki yav bunları

bunları ver dedi. Yüksel Gürcan Yüzbaşı da dedi ki; komutanım bu yasadışı dedi. O hukuka, kanuna, nizama uymaz dedi. Ben dedi bunu dedi size nasıl veririm dedi. Peki, Yüksel dedi. Ayrıldı Yüksel. Gitti. 2 gün sonra başka bir şey oldu. Ha Yüksel senin botun boyasız, saçın sakalın böyle diye başlar bir takım tacizler. Geliyorum bir saniye. Örnek.”

Salondan konuşmalar duyuldu anlaşılamadı.Mahkeme Başkanı: “Müdahale etmeyin, müdahale etmeyin.”Sanık Mehmet Ulutaş: “Örnek veriyorum elbette yok. Ama örneklemek için veriyorum.

Yüksel Gürcan o zaman. Tamam geri alıyorum. Örnek vermiyorum o zaman. Şöyle söyleyeyim; Yani Yüksel Gürcan onu o da haddini aşmış demek ki yanlış yapmış. Gereği, gereği neyse o da yapılır. Yüksel Gürcan’ı yorumlamak da doğru söylüyorsunuz, bana düşmez yani.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun.”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş:“Şimdi siz yine aynı şekilde yaptınız. Daha önce

söylediğiniz bir şeyi geri aldınız. Yani daha önce benim okuduğum şekilde olduğu gibi şimdi de salondan bir takım sesler gelince o sözünüzü geri aldınız. Tamam mı. Yani şimdi söylemek istediğiniz, benim anladığım şuydu; yani komutan kanuna, yasaya aykırı bir emir de verse

34

Page 35: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:35

yapmazsan sen yükselemez misiniz diyorsunuz? Yani benim anladığım bu. Yani kayıtlarda var. Bu mudur yani?”

Sanık Mehmet Ulutaş:“Sağlıklı olmayabilir yani.”Mahkeme Başkanı: “Müdahale etmeyin sizi, sizle ilgili değil. Siz soruya itiraz edecek

makamda değilsiniz lütfen.”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş:“Yani O zaman Şöyle bir ilgisi var.”Mahkeme Başkanı: “Siz sadece sanık ve müdafilerin sorduğuna itiraz edebilirsiniz.”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş:“Şöyle bir ilgisi var. O zaman yani darbe yapmakta bir

suç ama komutanlar darbe yapalım dediğinde ya yapamayız demeyiz anlamı çıkar bu. Böyle bir anlam çıkar.”

Sanık Mehmet Ulutaş:“Şöyle söyleyeyim o zaman. Yani eğer siz Yargılama Makamı olarak, hakimlerimiz ve savcılarımız olarak. Olayı bu şekilde birbiri ile eşleniği haline getirirseniz o zaman biz burada hiçbir şey konuşamayız. Yani olayın darbe ile veyahut da mevcut somut olayla bir ilgisi yoktur. Olay münferit bir il jandarma komutanı o dönemki yüzbaşı arkadaşa bir emir vermiştir. Emri veren ne hikmetse şu anda İstanbul Bölge Komutanıdır. Emrin gereğini yerine getirip de o çizelgeyi yapan arkadaşımız da burada sanıktır. Bence bunun sorgulanması lazım yani. Arif Çetin’di herhalde yanlış hatırlamıyorsam. Onun çağrılması lazım, ona sorulması lazım. Siz bu emri niye verdiniz?”

Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş:“Siz benim sorduğum soruya cevap vermediniz ama. Yani şimdi genel bir konuşma yapıyorsunuz. Yani ben o tabiri kullanmıyorum. Sorduğumuz soruya cevap vermediniz. Yani komutanının yasaya aykırı bir emrini yerine getirmeyen bir astsubay veya subayımız daha sonra bu şekilde işte postalın boyasız.”

Sanık Mehmet Ulutaş: “Değil yani şimdi.”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş:“Falan diye siz söylediniz bu örneği. Siz yıllarca.”Sanık Mehmet Ulutaş: “O zaman, o zaman.”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş: “Kaç yıl, kaç yıl görev yaptınız subay veya astsubay

olarak?”Sanık Mehmet Ulutaş: “Ben 23 yıl görev yaptım.”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş: “23 yıl görev yapmış bir kişi olarak bunu

söylüyorsanız, biz bilmiyoruz. Siz söylüyorsunuz. Ben bunu şuana kadar öyle bir şeyi sormaya niyetim de yoktu. Siz söyleyince aklımıza geldi.”

Sanık Mehmet Ulutaş: “Anladım. Yani şöyle söyleyeyim onu Yüksel Gürcan da ifadesinde belirtti. Yani bunda bir behis görmedim dedi yani yasadışı bir şey görmedim dedi. Bunu dediği için söylüyorum ben. Yoksa onu yorumlamak zaten bana düşmez yani.”

Mahkeme Başkanı: “Peki. Buyurun. Recep Rıfkı Durusoy.”Sanık Recep Rıfkı Durusoy: “Sayın Mehmet Ulutaş arkadaşıma bir soru sormak

istiyorum. Türk Silahlı Kuvvetlerindeki sistem şöyle benim bildiğim kadarı ile. Komutan yasadışı bir husus yapmak için zorladığında kendisinin 24 saat sonra komutanın bir üst makamına şikayet etme hakkı var mıdır? Bu hakkı böyle bir zorlamada kullanmayı kısıtlayan herhangi bir neden var mıdır? Bu hakkı kullandığı zaman bir üst komutan böyle bir duruma müdahale edebilir mi? Emri yazılı olarak ayrıca böyle yasadışı bir emri yazılı olarak isteme hakkı var mıdır?”

Mahkeme Başkanı: “Yasalarda olan bir şey. Tabi buyurun.”Sanık Mehmet Ulutaş: “Evet. Elbette bir üst amirine şikayet hakkı vardır. Sonuna kadar

da kendisine mahkeme yolu dahil açık olmak üzere haklarını arayabilir.”Sanık Recep Rıfkı Durusoy: “Dolayısı ile böyle yasadışı eylemi yapmakta komutanlar

zorlarsa, esas bu zorlayan komutanlar için bir büyük risk olmaz mı?”Sanık Mehmet Ulutaş: “Elbette olur. Eğer mahkemeye intikal ederse elbette olur.”Sanık Recep Rıfkı Durusoy: “Teşekkür ederim.”

35

Page 36: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:36

Mahkeme Başkanı: “Biraz da tabi şey yani az önce anlatmak istediği konu çok sızlanan, her şeye itiraz eden bir ast olursanız bir yere de sahip çıkılmazsınız gibi bir anlama.”

Sanık Recep Rıfkı Durusoy: “Hayır efendim, hayır efendim.”Sanık Mehmet Ulutaş: “Yani mız mız kamuoyunda tarif edilir.”Mahkeme Başkanı: “Gelebilecek şeyler.”Sanık Recep Rıfkı Durusoy: “Sayın Başkanım, Sayın Başkanım ben de bir asker olarak.”Mahkeme Başkanı: “Yani bu suç teşkil edecek şeylerle ilgili değil de.”Sanık Recep Rıfkı Durusoy: “Sayın Başkanım yok.”Mahkeme Başkanı: “Ya da Mehmet Ulutaş’ın dediği.”Sanık Recep Rıfkı Durusoy: “Türk Silahlı Kuvvetlerinde disiplinin temeli, disiplinin tarifinde

var zaten. Disiplin astın ve üstün hukukuna riayetten geçer. Bizim zaten burada gurup olarak en büyük, bazı arkadaşlar serzenişte bulunuyor. Herhalde Mehmet Ulutaş da bu yönden serzenişte bulunmak istedi. İzah ediyor. Ettiğini kendisi lütfen tasdik etsin, doğrulasın ya da yanlış desin. Astın hukukuna riayet anlamında biz bizi yöneten komutanlardan disiplinin tarifindeki bu bölümü yerine getirmedikleri için şikayetçi oluyoruz. Diyoruz ki, bir hukukumuz vardı. Neydi? Ben kendimden pay biçiyorum. Hiç haberim yok. Hiç bilmiyorum, hiç görmedim, hiç duymadım ve 1. Ordu’ya da ait bir yerde de değilim. Şaka yapıyorlar falan sandım. Buraya geldiğimde de şaka yapıyorlar diye düşünüyordum. Ta ki tutuklanıncaya kadar. Tutuklandıktan sonra iddianameye baktım neymiş bizim suçumuz diye. Dolayısı ile şunu gördüm ki; o Anayasa Mahkemesi bozduğu zaman Anayasa Mahkemesi kabul edilen yasayı yani silahlı kuvvetleri mensuplarının sivil mahkemelerde yargılanması ile ilgili yasayı, bozduğu zamanki 9 günlük, 10 günlük sürede bu mahkeme buna bakma durumuna girmiş. Ya da o savcılar soruşturma konumuna girmiş. Halbuki bizi yöneten komutan, o zamanki komutan. İsmi çok önemli değil. Rahatlıkla soruşturma emri verebilirdi. Ve Türk Silahlı Kuvvetleri bunu daha bilgili olduğu için, daha doğru çözebilirdi. Yani suçlu ise yaptıysa herhangi biri herhalde onu söylüyor. O komutanlar astın hukukunu korumadığı için şikayet ediyoruz. Yoksa başka bir şey değil yani. O komutanlar niye korumadı diye hepimiz soru işareti içimize taşıdık o dönemde. Diyorduk ki; yav allah allah acaba bir şey varda mı korumadı. Ama gördük ki gerçekten bir şey yok. Bunun için arkadaşımın söylediğini hem Türk Silahlı Kuvvetleri’nde astlar korunur, hukuken korunur. Hukuken korunmak durumundadır ki disiplin devamlı olsun. Esas sıkıntısı bu davanın da Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ananevi disiplin anlayışını bozmasıdır. Bir nedeni de budur. Bu çok önemli. Yani biz Rıfkı, Hasan, Hüseyin falan önemli değil. Daha evvelde söylemiştim ama toplum olarak Türk milletinin anlayışı ile Türk Silahlı Kuvvetleri’nin anlayışı çok önemli. Bu bozuluyor. Buna Sayın Mahkemenin dikkat etmesini arz ediyorum. Teşekkür ederim.”

Sanık Hanifi Yıldırım:“Başkanım. Şu anda huzurda bulunan sanığın ifadeleri ve savunması da direkmen beni ilgilendirdiği için çünkü iddianamede yer aldığı şekli ile bir takım belgelerin işte sanık tarafından hazırlanıp daha sonra işte benim tarafımdan son kez kaydedildiği iddia edilmektedir. Ben müsaadenizle sanığın takdiminde yer alan 4 nolu yansıyı açabilir miyiz? Şimdi bu 4 nolu yansıda arkadaşımız da izah etmişti. Özet olarak dijital yolların üzerindeki bulunan kullanıcı yollarını gösteren ifadeler var. Burada örneğin işte 11 nolu CD içerisinde yer alan dosyaların işte 01.01.2003 tarihinde hyıldırım isimli bilgisayarda oluşturulduğu, 2002-2003 tarihlerinde jandarma bölge görevlendirme isimli klasör içerisinde bulunan görevlendirilecek personel listesi gibi, bu şekilde toplam öğleden önce de arz etmiştim 32 dosyaya ait. Yani bizi ilgilendiren bu yönü ile. Suç teşkil ettiği iddia edilen 32 dosyaya ait 4 nolu yansı. Hayır bu değil. 4 nolu yansı.

Mahkeme Başkanı:“Evet.”Sanık Hanifi Yıldırım:“Evet, şimdi burada da görüldüğü gibi bu şekilde 32 dosyaya ait

sözde elektronik iz veya elektronik yollarını gösteren bu şekilde ifadeler var. Bu iddianamenin içinde de mevcut. 9 nolu yansı. Şimdi bu dosyaların, bu az önce arz ettiğim dijital yollar 2010

36

Page 37: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:37

yılının Nisan ayında bize dağıtıldığında ki ben o zaman tutukluydum. Henüz ne olduğunu, ne olduğunu da bilmediğim halde tutuklanmıştım Şubat ayında. Bu dijital yolların üst verilerini incelemeye başladık. Bir kısmı burada var örneğin. Bu şekilde oluşturulma tarihi, son kaydedilme tarihi, yazarı. Bunun gibi üst veri bilgiler var. Bu verileri incelediğimde acaba bu verilerden, yani bu tarihlerde ben başka görevlerde bulanabilir miyim diye, kurumdan araştırmaya girdim. Ve gördüm ki 32 dosyanın 10’unda ben dış görevdeyim. Örneğin; birazdan ona da geleceğim. Edirne, Tekirdağ ve Kocaeli. Şimdi neden Mehmet Ulutaş’ın Kocaeli’nde sanık olduğuna, ona da değineceğim. Bu şekilde inceledikten sonra tarafınızdan bize verilen, değerlendirme ile gelen, baştan Savcılık tarafından verilmeyen ve daha sonra zatıalinizin Heyeti tarafından bize dağıtılan CD’leri incelediğimizde 11 nolu yansı. Evet, az önce arkadaşım da izah etti. Bunun gibi örneğin; işte iddia olunan bir takım listede o zaman öğrenci bunlar. İşte Üniversiteden ilişiği kesilecek öğrenciler. Bir baktık ki bu öğrenciler 2005 yılında adam yeni üniversiteye kayıt olmuş. Ki az önce üst verilerini arz ettim. 2002’de oluşturulduğu iddia edilen ki bunu da bilirkişi raporunda da ayrıca Tübitak onaylamıştır sizlere, bu en son Mart ayında onaylanmıştır.”

Söz almadan konuşuldu. Konuşulanlar anlaşılamadı.Sanık Hanifi Yıldırım: “Lütfen abi müdahale etme ya. Mart ayında son kez kaydedilmiştir

diye. Ama bu Mart ayında son kaydedildiği olan listelerde 2005, 2008, 2009 yılında olan bilgiler gördük. Şu anda huzurda bulunan sanığa sormak istiyorum. Siz bu çelişkiyi İddia Makamına sordunuz mu? Bu nasıl oluyor, bu bilgi nasıl oluyor. İddia Makamı bunu acaba cevaplayabiliyor mu bize?”

Sanık Mehmet Ulutaş: “Evet o çelişkiyi sorarken şöyle de bir açıklama daha yaptım. Dedim ki; bu öğrenci listeleri önemli. Bunları Sayın Mahkeme ya Kocaeli İl Emniyet Müdürlüğü ya da Kocaeli İl Jandarma Komutanlığı’nda bir arama yahut da bir müzekkere ile bunları sorarsa, bu öğrencilerin, çünkü neticede bir olay olmuştu. Bir öğrenci olayı olmuştur. Üniversitelerde polis bölgesindeydi benim dönemimde. Bir tek hukuk fakültesi jandarma bölgesindeydi. Bir de Köse köyü ve bir çiftlik, Uzun çiftlik orada meslek yüksek okulları vardı. Onun dışındaki bütün üniversiteler polis bölgesindeydi.”

Sanık Hanifi Yıldırım: “Evet, devam edelim Başkanım.”Sanık Mehmet Ulutaş: “Bunlarla ilgili isterse bu öğrenciler 2005 yılından sonra

üniversiteye kayıt olmuşsa mutlaka 2005 yılından sonraki bir olay nedeni ile bir öğrenci olayı nedeni ile bunlar gözaltına alınmıştır. Bunun kaydını da eğer polis almışsa polistedir. Jandarma almışsa jandarmadadır. O zaman bu güvenlik biriminin kim olduğu gerçekten açığa çıkacak. Eğer o tarihte de alınmışsa ben o tarihte zaten yokum. Ben 2003 yılı Ağustos ayında İstanbul İl Jandarma Komutanlığı’na atanmışım. İstensin bunlar.”

Sanık Hanifi Yıldırım: “Çünkü neden? Biz bu listeler ile suçlanıyoruz. Şu anda yargılandığımız listeler bunlar. Bizim suçumuzu, iddianamede bize atfedilen suçlar bunlar. Bu kadar maddi bir gerçeğin olduğu bir çizelgenin ispatı vücudu İddia Makamınındır. Bizlerin değildir. 15 nolu yansı. Sayın Başkanım, huzurda bulunan sanık da sabahleyin ifade etti. Gölcük’te bulunan belgelerde 3 il’e ait belgeler çıktı. Bunlar; Kocaeli, Edirne ve Tekirdağ’dır. Ben kendi savunmamda da bunu arz etmiştim ki benden önce Utku Arslan’da bu konuya değinmişti. Bunun nedeni şudur; biz yukarıda arz ettiğim gibi, az önce arz ettiğim gibi üst veri bilgilerini tarih akışını incelediğinizde kurumlarımızdan görevli olup başka yerde bulunduğumuzun yani tarihi zaman çelişkilerini ispatlamak için araştırma yaptık. O zaman kurumumdan bana verilen bilgilerde gördüm ki bir takım, az önce de arz ettiğim gibi 10 dosyaya ait üst veri yolu bilgilerinde zaman dönemlerinde ben görevli olarak ki bunun görevlendirme belgesi, harcırah belgem, komutanlığın emirlerini geçen yılın Mayıs ayından itibaren Mahkemenize takdim ettim. Yani Beşiktaş Adliyesine sundum. Ki ben suçsuzum. Bunlarda belgemdir. Haksız yere tutuklandım. Şu anda haksız yere tutukluyum diye belki bu belgeler ile ispatlarım ve tahliye olur düşüncesi ile

37

Page 38: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:38

ben bu belgeleri Beşiktaş Adliyesine sunmuştum. Maalesef üzülerek arz ediyorum. Daha önceden de arz etmiştim. Sırf o tarihleri çürütmek, o tarihlerde bir şeyler yaratmak için işte Mehmet Ulutaş Kocaeli’nden, Edirne’den Bulut Ömer Mimiroğlu ve Tekirdağ’dan da Cengiz Temizöz’e ait bir takım uydurma dijital belgeler çıkarılmıştır ve uydurulmuştur. Bunlar da Gölcük’teki bulunan Donanmaya konulmuştur. İşin aslı budur Başkanım. Şunu talep etmek istiyorum. Ben bu belgeyi görevli olduğum belgeyi Beşiktaş Adliyesine sundum.”

Mahkeme Başkanı: “Peki, savunmayı bitirdiniz.”Sanık Hanifi Yıldırım: “Ki bu belge bu dijital terörün eline ulaştı. O zaman bu dijital terörü

oluşturanların Beşiktaş Adliyesindeki ayağının araştırılmasını, bu konunu araştırılmasını talep ediyorum. Arz ederim.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun.”Üye Hakim Murat Üründü: “Biraz önce size bu salonda söyleyemediğiniz bazı hususlar

var mı dedim? Yok dediniz. Akabinde bir personelin yasal olmayan bir emri yerine getirmediğinde başına neler gelebileceğini anlatmaya başladığınızda, arkadan bir kısım sanıklardan müdahale geldi size ve geldiği an kestiniz. Ve sözlerimi geri alıyorum dediniz. Bu da bizde salonda burada hür iradenizle beyanda bulunup bulunmadığınız hususunda şüpheler oluşturuyor. CMK’nın 200. maddesi tüm sanıklar bakımından eğer rahat konuşamayacaksa salonun, salondaki diğer sanıkların ve seyircilerin dışarı çıkarılmasına cevaz veriyor. Bu şekilde bir hakkınızın olduğunu da belirtmek istiyoruz.”

Sanık Mehmet Ulutaş: “Sayın Hakimim eğer o şekilde bir düşünce oluşmuşsa ben bunu hem kendim için.”

Salondan söz almadan konuşmalar oldu.Mahkeme Başkanı: “Sadece bir düşünce bu, biz gerekirse ona karar veririz.”Salonda söz almadan konuşmalar oldu.Mahkeme Başkanı: “Oturun oturun şey yapmayın. O niyette çıkmayın dışarı.”Sanık Mehmet Ulutaş: “Ben bunu.”Üye Hakim Murat Üründü: “Sanık talep ederse tabi ki.”Sanık Mehmet Ulutaş: “Ben bunu kendim için hem de buradaki diğer sanıklar için zül

kabul ederim.”Mahkeme Başkanı: “Onu uygulamanın belli bir usulü var.”Sanık Mehmet Ulutaş: “Yani bu o anlamda değil. Bu spesifik bir olay söylenmiştir.

Kendine mahsus bir olaydır bu yani. Kendine mahsus bir olay olduğu için ben de o şekilde bir o anlık o olaya istinaden öyle bir yorumda bulundum. Yoksa bunun mütemadiyen herkesi kapsayacağını, bunun böyle olduğunu, bunun böyle olabileceğini mümkün değil yani hayatın olağan akışına da uymuyor zaten. Yani onu da Yüksel Gürcan bir behis görmediğinden kaynaklı bir hadisedir bu. Suç anlamında. Hadise o yani onun dışında ben cezaevinde de kurmay albaylarım, normal albaylarımla beraber kalıyorum. Kendileri gayet nazik, gayet insani ve her konuda en küçükleri olduğum için bana ciddi anlamda da destek oluyorlar. Yani böyle bir şeyi düşünülemez bile yani.”

Söz almadan konuşulduğu için anlaşılamadıMahkeme Başkanı: “Buyurun.”Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Hakim Bey size dedi ki yasadışı bir emir

aldığınızda uygulamazsanız terfi edemezsiniz. Bugüne kadar hiç yasadışı bir emir aldınız mı?”Mahkeme Başkanı: “Evet. Yasadışı bir emir aldınız mı diyor Avukat Hanım.”Sanık Mehmet Ulutaş: “Kesinlikle hayır.”Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “O zaman gerçek olmayan bir durum bu.

Sadece bir varsayım doğru mu?”Sanık Mehmet Ulutaş: “Tabi varsayım yani başka bir şey değil yani varsayım olarak.”Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Peki, teşekkür ederim.”

38

Page 39: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:39

Sanık Mehmet Ulutaş: “Ki o olaya münhasır söyledim yani onu. Orada da herhalde haddimizi açtık. Öyle söyleyeyim yani yoksa.”

Bir kısım sanıklar müdafii Av. Kürşad Veli Eren: “Sayın Başkan.”Mahkeme Başkanı: “Buyurun Avukat Bey.”Bir kısım sanıklar müdafii Av. Kürşad Veli Eren: “Sayın Mehmet Ulutaş, benim bu salonda

bugüne kadar gördüğüm en mert en yürekli kişilerden birisiniz. Bu soruşturma ya da dava başladığında içerde birilerinin bu olay hakkında bilgi sahibi olduğu gibi bir kanaatiniz, bir düşünceniz, bir şüpheniz var mıydı?”

Sanık Mehmet Ulutaş: “İçeride birileri derken.”Bir kısım sanıklar müdafii Av. Kürşad Veli Eren: “Yani burada yargılananlardan birilerinin

bu olayın içinde olduğuna ilişkin bir endişeniz, bir kuşkunuz, bir şüpheniz var mıydı? Veya olabileceğine ilişkin?”

Sanık Mehmet Ulutaş: “Ben onu zaten konuşmamız esnasında dedim ki; Türkiye’deki darbe tarihi bellidir dedim. Yani buna göre darbeler yapılmıştır. Böyle bir iddiada varsa bu eğer doğruysa, çünkü iddiadır netice itibari ile. Eğer doğru ise bu bunu mutlaka birileri biliyordur.”

Bir kısım sanıklar müdafii Av. Kürşad Veli Eren: “Ben. Ben aynı, aynı şüpheyi ben duyduğumu söylüyorum. Ben bunu daha önce de bu salonda ifade ettim. Ben bu şüpheyi duydum. Ben 9 müvekkilim adına da bu şüpheyi duydum. Ve diyorum ki ama benim aklımdan bu şüphe tamamen gitti. Biz Heyeti ikna edemiyoruz. Ben diyorum ki; bu işi yapanlar şerefsizdir, şerefsiz oğlu şerefsizdir. Buradaysalar şerefsizler, dışarıdalarsa da şerefsizdir.”

Sanık Mehmet Ulutaş: “Ben ona şöyle bir ilavede bulunayım müsaade ederseniz. Ben.”Mahkeme Başkanı: “Şimdi savunma sınırları içinde hakaret etmeyin.”Bir kısım sanıklar müdafii Av. Kürşad Veli Eren: “Ben. Ben kimseye hakaret etmiyorum.

Bu işi yapanlar burada ise ve susmuşlarsa şerefsizlerdir.”Mahkeme Başkanı: “Bakın.”Bir kısım sanıklar müdafii Av. Kürşad Veli Eren: “Eğer dışarıdaysa yine şerefsizlerdir.”Mahkeme Başkanı: “Bunu öyle bir şekilde söyleyemezsiniz.”Bir kısım sanıklar müdafii Av. Kürşad Veli Eren: “Bir kere daha söylüyorum. Ben diyorum

ki, ben.”Mahkeme Başkanı: “ Şimdi bakın Avukat Bey yani tarz yanlış. Hepimiz ceza yani hepimiz

hukuk fakültesi mezunuyuz. Yani savunma, yargılama ve İddia Makamı olarak. Ve özellikle de ceza hukukunda biraz daha yoğunlaşmış durumdayız.”

Bir kısım sanıklar müdafii Av. Kürşad Veli Eren: “Ben dışarıda olduğunu düşünüyorum Sayın Başkanım.”

Mahkeme Başkanı: “Dışarıda.”Bir kısım sanıklar müdafii Av. Kürşad Veli Eren: “Sayın Başkanım ben bunu bilerek

söylüyorum. Ben içerde böyle bir insan olduğunu düşünmüyorum.”Mahkeme Başkanı: “Şunu da biliyorsunuz ki Ceza Hukukunda biz tabi burada hiçbir

sanığın suçunu gizlediği, inkar ettiği yönünde bir anlama gelmemek kaydı ile Ceza Hukukunda sanığın suçunu söylememesi de bir haktır. Şimdi bu hakkın olduğu bir yerde siz hakaret içerikli bir şey söyleyemezsiniz. Yani yanlış anlamayın ben buradaki tüm yargılanan sanıkların.”

Bir kısım sanıklar müdafii Av. Kürşad Veli Eren: “Ben kimse namına konuşmadım. Ben kendi müvekkillerim namına konuştum.”

Mahkeme Başkanı: “Suçludur şeklinde bir anlam çıkacak şeklinde de söylemiyorum. Ama genel teori anlamında Ceza Hukukunda sanığın suçunu gizlemesi yasal hakkıdır ve suçu gizleme suçu da oluşmaz. Biliyorsunuz başka suçu gizlerse 281 ve devamında TCK bunun yaptırımları var. Ama sanık için bu yaptırım yok. Onun o hak, yasaların bunu bir hak olarak koyduğu yerde bizim bu şekilde hakaretvari sözler söylemeye hakkımız yoktur. Ama bunu yanlış anlamayınız yani siz sanıkları suçlar anlamda kullanmayın.”

39

Page 40: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:40

Bir kısım sanıklar müdafii Av. Kürşad Veli Eren: “Ben, ben salondan kimseyi suçlamak kastıyla söylemediğimi de belirttim.”

Mahkeme Başkanı: “O şekilde kullanılamaz.”Bir kısım sanıklar müdafii Av. Kürşad Veli Eren: “Benim böyle bir endişem vardı ama

şimdi yokta diyorum açık açık söylüyorum bunu.”Mahkeme Başkanı: “Peki.”Bir kısım sanıklar müdafii Av. Kürşad Veli Eren: “Benim endişem giderileli çok oldu.”Sanık Mehmet Ulutaş:“Sayın Başkanım müsaade ederseniz bir şey söyleyeyim.”Mahkeme Başkanı: “Buyurun.”Sanık Mehmet Ulutaş:“Şimdi Emniyetteki verdiğim ifade de son bölümde bir

söyleyeceğiniz bir şey var mı? Dedikten sonraki bölümü müsaadenizle okuyacağım.”Mahkeme Başkanı: “Evet.”Sanık Mehmet Ulutaş: “Son olarak 23 buçuk yıl görev yaptığım jandarma teşkilatında

kanunlara uygun olarak görevimi icra etmeye ve astlarımı da bu şekilde yetiştirme gayreti içerisinde olduğum gibi, üstlerimin de her zaman kanunlar çerçevesinde görev ve emir vermelerini istedim. Ve bunun dışında herhangi bir yasadışı faaliyet ve düşünce içerisinde olmadım. Her zaman hukukun üstünlüğünü ve adaletin bir gün onu icra edenlere de gerekebileceği düşüncesi ile hareket ettim. Tarafıma yöneltilen suçlamaya ilişkin ana düşüncem ise halkın hür iradesi ve seçimlerle iktidar olanlar ile olanlar yine aynı yollarla el değiştirmesine tarafım. Ve ne yazık ki tarafıma yöneltilen suçlamalarda hükümeti devirmek ve onu görevini yapmasına engel olmak gibi bir durum söz konusu olsa idi, Mayıs 2006 tarihinde Sarıgazi beldesine gelen dönemin İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu’nun açılış yaptığı bölgede meydana gelen terör amaçlı eylemde şahsıma isabet eden taş ve sopalarla kafam kırılmış, 7 dikiş atılmış ve kolum bileğinden kırılarak 2 ay alçıda kalmıştır. Böyle bir niyetim olsa, böyle bir durumda canım pahasına bir hükümet mensubunu korumam ve olayların içinde olmam söz konusu olabilir mi? Ve yine tarafıma yöneltilen bu kapsamdaki suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum. Ayrıca bilgim dışında kendi amaçları doğrultusunda adımı kullanarak hukuk dışı faaliyetler içerisinde gösterenlerden de şikayetçiyim. Bunu şunun için söylüyorum. Yani böyle bir olayla karşılaşıyorsunuz aniden hayatınız değişiyor.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”Sanık Mehmet Ulutaş: “İşimi kaybettim. Evimi kaybettim. Yani psikolojik tedavi görmedim.

Zihinsel ve sağlık olarak güçlü bir insan olduğumuz için. Ancak büyük sıkıntılar çektim. Aylarca evimde, çevremde kimse ile konuşamadım. Çünkü darbeci gibi bakıyorlar insana. Yani böyle bir yafta ile geziyorsunuz ortalıkta. Şimdi ben böyle bir olay ile karşılaşacağımı bile bile böyle bir şeyin içinde olabilir miyim? Olamam. Ama bu düşünce tabi size önünüze böyle bir bombardıman şeklinde basınla beraber her gün gazetelerde son dakika, son dakika, son. Çalıştığım iş yerinden bir örnek vereceğim. Buraya şahit olarak da çağırabiliriz. Bunlar çalıştığım iş yeri bir güvenlik şirketi veya reklam şirketinin olduğu yer. Televizyon var girişte. Her gün orada son dakika haberi şu general tutuklandı hapiste. Şu general tutuklandı bilmem nerede. Hüseyin Özçoban tutuklandı, bilmem camiye bomba. Tanıyorum kendisini de. Ama ziyaret bile etmedim yani. Çünkü ilişkimiz o boyutta değil. Tanıyorum tanımaktan da şeref duyuyorum ama o boyutta bir ilişkim yok. Ve bu ortamda oradan girip çıkarken patronun şoförü bana Mehmet Bey buyur. Seni ne zaman alacaklar. Ya insanlar böyle söylüyor asker olduğunuz için. Jandarma olduğunuz için böyle söylüyor insanlar. Bunlarla karşılaştık. Tak bir gün benim evime geldiler, beni aldılar. Kimyası bozuluyor insanın. Alt üst oluyor. Yaşantısı bozuluyor. İşte bakın burada aileler var perişan durumda. Neler düşünüyorlar. Şimdi bilmez mi bir kadın yattığı eşi, ne iş yapmış bilmez mi yani. Onun bu işlere bulaşıp bulaşmadığını bilmez mi? Bilse bu insanlar bunlara destek olur mu? Bilse eşim bin kilometre yolu her ay teper gelir mi? Paramı yer oturur orada. Varsa paramız. Ama suçsuzuz biz. Ha bu bombardımanlardan buraya geldik. Burada her gün

40

Page 41: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:41

bombardıman bombardıman. Burada TRT spikerleri okudu iddianameyi. Aman Allah’ım dedim ya kendi kendimize. Tabi böyle bir durumda insan, Avukat Veli Eren gibi bir an çünkü öyle de bir psikolojik atmosferi var mahkemelerin. Siz yıllardır bu işin içindesiniz. Böyle bir ortamda insan ya acaba diye soru işareti soruyor. Ama geçen süreçte, 8 aylık sürede bu soru işaretlerinin hepsi benim kafamda silindi, yok. Çünkü sahte hepsi. Gerçek olsa, gerçek olsa, gerçek suçları ortaya çıksa en çok buna ben sevineceğim. Ama şimdi o soru işaretlerini ben soruyorum, biz soruyoruz. Yansıda gösterdim alay komutanlarını, bilmem neleri gösterdim. Bunları soruyoruz. Seminere katılmışlar, bilmem plan çalışmasına katılmışlar komutanlarım, onlar yok ben buradayım. Benim için diyor ki; sen terör kısım amirisin. Bu işi sen yapmışsındır diyor. Ya 7 tane il jandarma komutanının terör kısım amiri İstanbul’da, 5 tane Bursa bölgeden var. Hiçbirinin kısım amiri yok. Yani hiç bunu yapan insanlar ya bunu bu şekilde aldık bu üsteğmeni ama bak burada da bu yüzbaşı var, burada da bu üsteğmen var, burada da bir binbaşı var. Sormaz mı insan? Ya da benim çalıştığım astsubayları çağırıp ya gelin kardeşim bak sizin komutanınızı biz bu işten dolayı aldık. Gelin bakalım bu işi siz yaptınız mı demez mi insan? Bilgisayar söyleniyor, bilgisayar var. Müzekkere yazsanız Kocaeli Cumhuriyet Savcılığına git Kocaeli İl Jandarmadaki bilgisayarlara el koy, size aynı gün buradan Tübitak’a aynı gün gidiyor evrak. O da Gebze’de Tübitak. Buradan Kocaeli’ne de aynı dakika gider. Kocaeli’ndeki bütün bilgisayarları toplar gelirler. Varsa Kocaeli İstihbarat Şube bilgisayarı bunları da ben yapmışsam, ben yapmışsam şüpheden falan faydalanmak istemiyorum. En ağır şekilde ceza almak istiyorum. Ben yapmışsam. En ağır şekilde. Çünkü bu bir insanlık suçudur, eğer darbe varsa bu bir insanlık suçudur. Bu darbeden bu ülkede kimlerin en çok zarar gördüğü tarih kitaplarına geçmiş durumda. Gene ben zarar göreceğim, gene ben zarar göreceğim ve gördük işte, olmayan darbeden gördük bu sefer. Bizim çığlığımız bu. Bunu lütfen duyunuz. Gidiniz bilgisayarları alınız. O personelleri çağırınız. O şube müdürünü, il jandarma komutanını, bölge komutanını, gelin kardeşim bu adam ya sizi ne yapmış sizi haberiniz mi yok desin. Tanımıyorum, Kubilay Aktaş ismini bile duymadım, bakın şube müdürü. Hanifi Yıldırım, adını duyuyorum kendisini görmedim hiç. Bu adamlar ile beni irtibatlandırmışlar. Sen bunu, bunu, bunu yaptın. Kime anlatacağız derdimizi Sayın Hakimim?”

Sanık Mustafa Önsel: “Bir şey söyleyebilir miyim Sayın Başkan?”Mahkeme Başkanı: “Soru mu?”Sanık Mustafa Önsel: “Bu Konu ile ilgili.”Mahkeme Başkanı: "Evet kısaca. Savunma yaptınız daha önce değil mi?”Sanık Mustafa Önsel: “Yaptım, yaptım. Şimdi beni ilgilendiren boyutu şu. Şimdi çok

önemli esasında. Çok önemli olduğu için zaman almak adına demiyorum. Devamlı Yüksel Gürcan’ın hazırladığı, kendisinin de ifade ettiği şekli ile notu gündeme getiriyor. Bir şey kaçılmasın. Buradaki sanıklar hemen hemen hepsi dijital kullanıcı yolları nedeni ile burada oturuyorlar. O evrakın dijital kullanıcı yollarında kim var? Mustafa Önsel. Bakın belki de mal bulmuş mağribi gibi saldırılan bu evrak gerçek tek evrak. Darbe ile ilgisi olmadığı da ortaya konuldu tarih itibari ile. Ve bu Mustafa Önsel’e ait gözüküyor dijital kullanıcı yolları incelendiğinde. Bu nasıl olabilir? Demek ki bu dijital kullanıcı yolları bir veri olamaz, bir belge olamaz. Biz işte bunlardan dolayı burada oturuyoruz. Lütfen mahkeme bunu dikkate alsın. Belki şu ana kadar ki en önemli konu budur. Teşekkür ederim.”

Mahkeme Başkanı: “Peki.”Sanık Cemal Temizöz: “Beyanda bulunmak istiyorum. Hep karşımıza Yüksel Gürcan

çıkıyor. Bundan sonra da Yüksel Gürcan’ın hazırlamış olduğu çizelgenin çıkacağını tahmin ediyorum. Hep ilgisiz kişilere ilgisiz sorular soruluyor. Şimdi Yüksel Gürcan istihbarat şube müdürü. İl jandarma komutanı yeni göreve başlamış birtakım bilgiler istemiş. Bana da sorsaydınız ben il jandarma komutanıydım, 7 yıl yaptım. Efendim şimdi bir bölgeye yeni gelindiği zaman çevreyi tanımak maksadı ile personelden brifing alınır. Şifahen bölgeyi tanımak maksadı

41

Page 42: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:42

ile bunu da en iyi ifade edecek olan istihbarat şube müdürüdür. İl jandarma komutanının hem personelini yetiştirmek, hem dışarıda emniyet asayişi sağlamak, hem de personelin suça bulaşmasını önlemek gibi çok zor bir sorumluluğu var. Dolayısı ile dışarıdan haberi olması gerekiyor. Şimdi Yüksel Gürcan’a demiştir; nedir durum bu ilde Yüksel Yüzbaşım diye? Yüksel Yüzbaşı da haddini aşacak şekilde komutanının tavrını da bilmediğinden bir çizelge yapmış ve hatta da altına imzasını atmıştır. Yani bu Yüksel Gürcan’ın bu şekildeki durumu kendisini bağlayan.”

Mahkeme Başkanı: “Değiştirelim.”Sanık Cemal Temizöz: “Yüksel Gürcan’ın durumu kendisini bağlayan bir haddini aşan bir

durumdur. Dolayısı ile bir de çizelgenin tanzim edildiği tarih itibari ile Ak Parti Hükümeti yok. Dolayısı ile bizim lehimize olan bir çizelgenin, daha doğrusu bunun savunma lehine olan bu çizelgenin halen ima yolu ile sanıklara dolambaçlı yollardan çevrilerek yapılıyor mu, ediliyor mu şekildeki sorular uygun değildir. Madem bizim ile ilgili çok uygun istiyorsunuz soru işte adımıza tanzim edilmiş denilen çizelgeler var. Biz diyoruz sahte, siz de diyorsunuz ki sahte değil. O zaman sahte olup olmadığını incelettirelim onun üzerine gerçek ortaya çıktıktan sonra herkese sorular sorun. Aynı şekilde Mehmet Yüzbaşıma da dolambaçlı yollardan sorular imalı ifade edilmek sureti ile sanki, yani ifade etmek istemiyorum. Teşekkür ederim.”

Mahkeme Başkanı: “Peki. Herhalde başka sorusu olan yok. Savunmanız tamamlanmıştır. Yerinize geçebilirsiniz. Var mı? Açıklama mı yapmak isteyeceksiniz? Tamam siz yerinize geçebilirsiniz. Buyurun.”

Sanık Mehmet Ulutaş müdafii Av. Durgut Can: “Kendisi askeri okulda beraber okuduk astsubay okulunda. O subay oldu ayrıldı ben de emekli olduktan sonra astsubay olarak avukatlığa başladım. Mezhebimiz aynı değildir. Ama ailece görüşürüz, gayet samimiyiz. Anlattığı için anlatıyorum. Amerika Birleşik Devletlerinde İngilizce kursu görmüştür aylarca. Oradan geldikten sonra yabancı dili iyi oldu halde devlet beni okuttu, bu kadar para harcadı, ben boşuna yük olmayayım diye yabancı dil tazminatı almamıştır. Bunları onun kendisinin şeyi dışında söylüyorum. Psikolojisi gerçekten bozulmuştur. Cezaevine gittiğimde bunu ben hissettim. Şimdi öyle sorular soruluyor ki hani derler ya şüyu vukuundan beter. Aynı böyle oldu. Tabi benim haddim değil. Zatıalilerinize askerlik yapıp yapmadığınızı, Sayın Savcımıza askerlik yapıp yapmadığını sormak haddim değil. Ama sizlerin de yapmış olduğunu düşünüyorum. Yani askerliği bildikten sonra yok öylemiydi, böylemiydi, emir alınca ne olur, nasıl olur artık bunları izah etmeye gerek yok. Zaten sizin de demin hareketlerinizden anlaşıldığını düşünerekten fazla uzatmıyorum. Şimdi yine Mehmet Ulutaş, önceki 35’nci duruşmada, işte sonrasında anlattıklarında varsa diyor. Yani burada bir feryat var. Diyor ki; eğer varsa aramızda veya dışarıda olabilir, çıksınlar mertçe söylesinler. Yani burada aslında samimiyete bir davet var. Eğer olaki varsa diyor. Şimdi bunu kalkıp da öyle dediydin böyle dediydin ki, ben aslında orada müdahale etmek istedim. Sorular soruldu. 2008 yılının, 2009 yılının İstanbul İl Jandarma Komutanlığı’na ait istihbarat şubesinin brifinginden bahsediliyor. Ya 2002 yılının Aralık ayından, efendim 2003’ün Şubat ayından, Mart ayından bahsederken nereden geldik 2008-2009’un İstanbul İl Jandarma Komutanlığı’na ait gizli gizlilik dereceli ama yasadışı olmayan brifinginin burada anlatımları var. Efendim defterinde bu yazıyor. Yani bunun darbe ile ne ilgisi olabilir? Yani hiçbir ilgisi yok. Ama Sayın Hakimlerimiz de sordular, Sayın Savcımız da sordu. Sonra bir düşündüm ki sorsunlar cevabını alsınlar. Evet, görev icabı jandarma personeli araştırma yapmış olabilir kendi personeline. Suç işledi mi, işlemedi mi? İsimsiz, imzasız mektup gelince işleme konulmayacak deniyor. Konulmayacak ama bir şey varsa araştırılmayacak mı? Hiç hissettirilmeden, rahatsız etmeden, suç işlemeden, o insanların onuru ile oynamadan jandarmanın da, emniyetin de, MİT’in de çeşitli görevleri var. Bu kapsamda yapılmış görevler. Yasadışı faaliyetler ile hiçbir ilgisi yok. Zaten kendisi de anlattı. Yapılan bir işlem varsa savcılar bildiriliyor, mahkeme kararı alınıyor, işlem yapılıyor. Hatta brifingler incelenirse bence daha da iyi

42

Page 43: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:43

olacak yani, jandarmanın nasıl çalıştığı. Çünkü o samimi bir belge yani, tesadüfen bulunmuş. Kendisine ait mi, değil mi onu da tam yani bilemiyoruz. Hoş açılmadığı söylenmişti ben Emniyetteki sorguda dediler ki; biz bu CD’yi zor açtık. Teknik destek ile açtılar. Müvekkilimin normal bir vatandaş olarak, normal bir subay olarak o CD’yi açamaması çok normaldir. Bilseydi teslim edecekti. Üzerinde kalmış olabilir. Bu suç ise bu Mahkemenin görevi ile ilgili, bu ciddi konuların incelendiği mahkemede ele alınacak bir konu değil. Askeri Mahkemelerin yetkisinde. Eğer gizli belgeyi ifşa etmişse, dışarı çıkarmışsa araştırılır, bakılır. Onda da kasıt varsa ki en önemlisi budur zaten. Tesadüfen olmuşsa öyle bir suç da yoktur zaten ortada. Yani istediği halde açamayıp da görememişse. Yani müvekkilimin psikolojisinin bozuk olduğu için sorulardaki bazı kelimelerin anlamalarındaki yanlış anlaşılmaların lütfen doğru anlaşılmasını ben herkese tavsiye ediyorum. Çünkü kendisini en yakından tanıyanlardan birisiyim. Suç yok, kasıt yok. Yok emri alınca böyle oluyor, şöyle oluyor, bunu bu şekilde kapatmak istiyorum. Yine delillerin hepsi dijital delillerdir.”

Mahkeme Başkanı: “Şimdi psikoloji bozuk derken cezaevi şartları sebebi ile yıpranma olarak belirtiyorsunuz yanılmıyorsam.”

Sanık Mehmet Ulutaş müdafii Av. Durgut Can: “Evet efendim yani dolayısı ile söyledikleri sözlerde anlam kaymaları olabilir. Gayet doğaldır. Şimdi o ayrıca İl Jandarma Komutanlığı’nın brifinginde de kendisi o şubede herkes kendisine ait olan kısmı hazırlar. Kendi kısmı ile kendi birimi ile ilgili olanı. O da kendisi ile ilgili olana katkı yapar. Hatta tek başına değildir. Harmanlama şeklinde olur bu herkesin katkıları ile olur. Dolayısı ile brifingin tamamı da onun sorumluluğu altında değildir zaten. Son olarak şunu ekleyeyim. Demin ki, savunmada ilave olsun aynı zamanda. Bu ele geçen belgelerde, Donanma Komutanlığı’nda ki belgelerde adı, soyadı ve rütbesi yazılıydı belgelerin altında. Size Emniyet birimlerinden gelen yazıları, tutanakları görüyorsunuz. Sicil numaralı yazıyor. Hiçbirisinin adı soyadı yazmıyor. Kendisinin de uzun yıllar istihbaratta çalıştığını hatırlatıyorum. Bu uygulama hepsinde geçerlidir. İsim yazılmaz. Eğer çok gerekiyorsa sicil numarası yazılır, resmi makamlara, adli makamlara, üst makamlara böyle bildirilir. Yasadışı faaliyet yapılmadığını zaten söylüyoruz. Velev ki böyle bir şey olmuş olsa bile adını, soyadını hiç kimse yazmaz. Bundan da yine belgelerin sahte olduğunu anlatmak istiyorum. Şimdilik sözlerimi tamamlıyorum. Teşekkür ederim.”

Mahkeme Başkanı: “Avukat Serkan Günel burada mı? Serkan Bey. Çıktı mı? Peki. Memiş Yüksel Yalçın. Yok aynı konuda dün de dilekçe verildi de. Diğer çevirirken tarafından onu diyecektim aynı konuda dilekçeler verilmişti. Buyurun sizi dinliyoruz.”

Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Sayın Başkan, Değerli Üyeler, Sayın Savcım. Savunmama başlamadan önce, öncelikle şunu belirtmek isterim. Benden önce söz alan bütün sanıkların ve müdafii avukatlarının iddianamedeki suçlamaların asılsız ve düzemece olan dijital verilere dayandığı ve delil niteliği taşımadığı, birçok tutarsızlıklar ve yanlışlıklar içerdiği, bu yönü ile art niyetli olarak hazırlandığı yönündeki düşüncelerine aynen katılıyorum. İddianamenin 929 ve 930’ncu sayfalarında 1. Ordu plan çalışması seminerine katıldığım hususu yer almıştır. 1. Ordu komutanlığının 31 Ocak 2003 tarih ve 1. Ordu plan semineri 2003 konulu emrinin dördüncü maddesinde plan seminerine katılacaklar belirtilmiş ve ana üst birlik komutanlıklarının harekat ve eğitim şube müdürlerinin de plan seminerine katılması emredilmiştir. Bu emirden de anlaşılacağı üzere isme göre özel bir görevlendirme olmamıştır. Katılımcılar makama, göreve göre belirlenmiştir. Söz konusu emrin ilgili bölümü yansıda sunulmuştur. 5-7 Mart 2003 tarihleri arasında 1. Ordu karargahında icra edilen seminere 15. Kolordu Harekat ve Eğitim Şube Müdürü olmam nedeni ile katıldım. 2001, 2005 yıllarında 1. Ordu karargahında icra edilen seminerlere katılım listeleri incelendiğinde sadece 2003 yılında düzenlenen seminere değil, diğer yıllarda icra edilen seminerlere de görevim gereği katıldığım görülecektir. Gerekli görüldüğü takdirde bu husus Mahkemenizce 1. Ordu Komutanlığı’na sorulabilir. İddianamenin 929. sayfasında balyoz güvenlik harekat planı eklerinden olan EK-A’da yer alan belgede yer

43

Page 44: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:44

alan şahısların balyoz planının kapsam ve içeriğinden haberdar oldukları, bu planda yer alan amacın tahakkuku için planda yer aldığı şekilde kendilerine görev verildiği, verilen görevin listede yer alan şahıslarca kabul edilerek listelerin buna göre tanzim edildiği, listede yer alan şahısların plan kapsamında kendi sorumluluk bölgelerinde planlama, hazırlık, koordinasyon amacı ile görevli oldukları anlaşılmaktadır ifadesi yer almaktadır. Lütfen yansıdaki listeye hep beraber bakalım. Memiş Yüksel Yalçın ismini gören var mı? Lütfen yansıya, bir geri gelebilir misiniz? Bir geri, ha evet. İddianamede belirtilenin aksine görevlendirmeye yetkili personel listesinde ismim yoktur. Sözde EK-A görevlendirme listesinde ismim olmadığına göre Sayın İddia Makamının kesin tespit şeklinde ifade ettiği biraz önce okuduğum iddiasından da anlaşılacağı üzere sözde balyoz planından haberim olması ve buna yönelik planlama ve hazırlıkta bulunmam mümkün değildir. İddia Makamı her nasıl olduysa ismimi sözde EK-A’da olduğuna dair önce yanlış bir tespitte bulunmuş, daha sonra da bu yanlış tespit doğrultusunda benimle ilgili olarak iddianamede akıl ve mantıkdışı değerlendirmelere yer vermiş, suçsuz yere tutuklanmama, bunca eziyete, benim ve ailemin maruz kalmasına sebep olmuştur. Ben balyoz harekat planı adı verilen sözde planı ilk defa basından duydum. Böyle bir planın çalışmasına katılmadım. Böyle bir planın yapıldığını duymadım, görmedim. Bana sözlü veya yazılı bir tebligatta bulunulmadı. Böyle bir çalışmaya katılmam benden istenmedi. Herhangi bir görev verilmedi. Hazırlanmasına katılmadığım, sözlü veya yazılı olarak tebliğ edilmeyen, çalıştığım karargah yayınlanmayan, görmediğim, duymadığım bir plana istinaden bana görev verildiği ve bu görevi kabul ederek iddianamede yer alan konularda çalışma yaptığım nasıl iddia edilebilir? İddi edilen sözde balyoz planının EK-A’sındaki kategori ve çizelge formatlarından da haberim yoktur. Bu formatlarla ilgili hiçbir faaliyete katılmadım. Katılmam da istenmedi. İddianamenin 929. sayfasında bu timlerin EK-A’daki personel tarafından, EK-B’deki kategorisine ve çizelge formatına uygun olarak tespit olunacağı ve 1. Ordu Komutanlığı’na gönderileceği belirlenmiştir şeklinde Sayın İddia Makamının kesin tespit şeklinde ifade edilen iddiası yer almaktadır. Benim adım sözde EK-A görevlendirmede yetkili personel listesinde olmadığına göre EK-B’deki kategori ve çizelgelerden haberimin olamayacağı ve bunlara yönelik çalışma yapmamın da mümkün olamayacağı Sayın İddia Makamının iddianamedeki kesin tespit şeklinde ifade edilen iddiasından anlaşılmaktadır. Şunu da belirtmeliyim ki iddianame ve eklerinde yer alan söze konusu kategoriler ve çizelgelerin hiçbirinde ismim yoktur. İddianamenin 930’ncu sayfasında kolordu komutanlığından 36 kişinin isminin 15. Kolordu bölgesinden ilişiği kesilmesi gereken personel listesinde bulunduğu iddia edilmiştir. Türk Silahlı Kuvvetlerinde astlar; birinci, ikinci ve üçüncü sicil amirlerince sicil notu verilerek değerlendirilir. Harekat eğitim şube müdürü olarak benim birinci sicil amiri olduğum emrimde çalışan 1 astsubay, 5 subay olmak üzere toplam 6 personel bulunmaktadır. İkinci ve üçüncü sicil amiri olduğum personel yoktur. Emrimde çalışan bu 6 kişiden hiçbirinin ismi sözde 15. Kolordu bölgesinde ilişiği kesilmesi teklif edilen personel listesinde yoktur. Söz konusu listeyi ne gördüm, ne duydum, ne de böyle bir çalışmaya katıldım. Harekat ve eğitim şube müdürünün görev ve sorumluluğunda olan bir konu da değildir. İddianamenin benimle ilgili bölümüne yazılma nedenini anlayabilmiş değilim. İddianamenin 930. sayfasında, 11 nolu CD’de bulunan istihbarat başkanlığı isimli klasör içerisinde 15. Kolordu karargahından 12 kişinin hassas tesislerde görevlendirildiği ifadesi yer almaktadır. Ben bugüne kadar bu listeyi ne gördüm, ne böyle bir çalışma yapıldığına şahit oldum, ne de böyle bir çalışmaya katıldım. Ben bu belgenin sahtekarlarca hazırlandığına inanıyorum. Varsayalım iddia edildiği gibi 1. Ordu İstihbarat Başkanlığı’nca böyle bir çalışma yapılmış ise benim haberim olması mümkün değildir. Ben 15. Kolordu Harekat ve Eğitim Şube Müdürü olarak görev yapıyordum. Ordu istihbarat başkanının yaptığı iddia olunan bir çalışma benim görev ve sorumluluk sahama girmez. Söz konusu listede benim ya da emrimde çalışan personelin ismi de yoktur. Sözde EK-A görevlendirmeye yetkili personel listesinde ismim olmadığına ve bu onurlu görevi bana layık görmediklerine göre hangi yetki ile bu listenin hazırlanmasına katkıda

44

Page 45: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:45

bulunabilirim. Katkıda bulunamayacağım, Sayın İddia Makamının iddianamenin 929. sayfasında yer alan bu timlerin EK-A’daki personel tarafından, EK-B’deki kategorisine ve çizelge formatına uygun olarak tespit olunacağı ve 1. Ordu Komutanlığı’na gönderileceği belirlenmiştir şeklindeki kesin tespit şekli ifade edilen iddiasında da anlaşılmaktadır. İddianamenin 931. sayfasında kolordu komutanı Sayın Ayhan Taş’ın seminerde takdim ettiği iddia edilen Türkiye genelinde durum değerlendirmesi ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na yapılacak teklifler belgesini bilgisayar ortamında benim hazırladığım hususu yer almıştır. İddianame ve eklerini incelediğimde seminere ilişkin 1. Ordu Komutanı emrinin EK-A’sı, sıra no 6’da Türkiye genelinde durum değerlendirmesi yapılmasının istendiğini tespit ettim. Sayın Ayhan Taş’ta savunmasında takdim yaptığını, sonradan da olsa hatırladığını söylemiştir. Ancak ben böyle bir belge hazırlamadım. Zira bugüne kadar bilgisayar ortamında askeri konular ile ilgili herhangi bir yazı yazmadım. 2003 yılında da bilgisayar kullanmayı bilmiyordum. Ben özel nedenler ve seminer öncesinde 1 hafta kadar mesaiye gelememiştim. Muhtemelen benim olmadığım dönemde hazırlandığı için hatırlayamadım. Seminerde yaptığı iddia edilen sunumu da hatırlayamadım. İddianameye ek klasörde gördüğüm kolordu komutanı Sayın Ayhan Taş’ın söz konusu sunumunun neresinde bir suç unsurunun bulunduğunu da anlayabilmiş değilim. İddianamenin 931. sayfasında 15. Kolordu komutanlığı tarafından yapılacak plan çalışmasına dair 1. Ordu Komutanlığı’na hitaben yazılmış üst yazının kolordu komutanı Sayın Ayhan Taş tarafından imzalı olduğu, eklerlinin ise benim tarafımdan imzalanmış olduğu, kolordu plan çalışmasına jandarma birliklerinin de katıldığı yer almaktadır. Askeri yazışmalar usulüne göre herhangi bir yazı, emir, planın ana metni komutan tarafından, ekleri ilgili şube müdürü tarafından, lahikaları ise plan proje subayı tarafından imzalanır. Bu kural gereğince ekler benim tarafımdan imzalanmıştır. Hiçbir suç unsuru içermeyen, tamamen yasal, sıradan bir plan çalışması emri eklerinin benim tarafımdan imzalanmış olmasını iddianamede suç delili olarak gösterilmesini anlayabilmiş değilim. Kadro görevleri gereği kolordu plan çalışmasına katılması gerekenlerin tamamı çalışmaya katılmıştır. Kolordu plan çalışması planlandığı gibi icra edilmiş ve amacın dışına çıkılmamıştır. Kolordu adli müşaviri de kolordu plan çalışmasına katılmış ve 1402 Sayılı Sıkıyönetim Kanununu takdim etmiştir. Kolordu plan çalışmasına jandarma birliklerinin katılması Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nca onaylı olan egemen harekat planında Sakarya ve Kocaeli Jandarma Komutanlıkları ile Bursa Jandarma Bölge Komutanlığı’nın 15. Kolordu Komutanlığı’nın emrine verilmesindendir. Bu jandarma komutanlıkları Genelkurmay Başkanlığı’nın 20 Kasım 2002 tarihli 2003, 2006 yıllarına ait tatbikat programı gereğince kolordu plan çalışmasına katılmışlardır. Bu katılım Genelkurmay Başkanlığı, Kara Kuvvetleri Komutanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı’nın bilgisi dahilindedir. İddianamenin 931. sayfasında 15. Kolordu plan çalışmasına dair üst yazı ve eklerinde güvenlik numarası olarak 021006 numarasının olduğu ve Sayın Mehmet Yoleri’nin imzasının olduğu bir kısım belgeler üzerinde de aynı numaranın olduğu husus yer almış ve aleyhime delil olarak gösterilmiştir. Güvenlik numarası evrakın güvenliğini sağlamak maksadı ile evrakı yazan proje subayı veya idari kısımca verilir. Ve evrakın her sayfası ihlali önlemeye yetecek kadar basılır. 15. Kolordu Komutanlığının 23 Aralık 2002 tarihli kolordu plan çalışması emrinin üzerinde 021006 numarasının Sayın Mehmet Yoleri tarafından imzalı olduğu iddia edilen ancak sahte olduğu Emniyet raporu ile tespit edilen lahikalarda kullanılma nedenini bilemem. Her 2 dokümanda da yer alan numaralar benim tarafımdan verilmemiştir. Bir yazının ekleri ve lahikaları üst yazının altında belirtilir. Benim ekinde imzam olan kolordu plan çalışması emri incelendiğinde eklerin arasında Sayın Mehmet Yoleri’nin imzası olduğu iddia edilen, ancak sahte olduğu Emniyet raporları ile tespit edilen lahikalar bulunmamaktadır. Her 2 evrak üzerinde de 021006 numarası olmakla beraber aynı numaratörden basılmağı, numaratörlerin farklı olduğu, çıplak gözle dahi anlaşılabilmektedir. Birinin rakam karakteri büyük, diğerinin küçük ve farklıdır. Ayrıca aynı numaratörde basılıp basılmadığı konusunda kriminal inceleme yaptırılabilir. 15. Kolordu Karargahında istihbarat ve istihbarata karşı koyma şube müdürlüğünde plan eğitim

45

Page 46: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:46

subayı olarak çalışan Sayın Mehmet Yoler’i tarafından imzalandığı iddia edilen, ancak sahte olduğu emniyet raporları ile de tespit edilen lahikaları daha önce hiç görmedim. Sayın Mehmet Yoler’i ile benim herhangi bir emir komuta bağlantım yoktur. İddianamenin 931 ve 938 sayfaları arasında 15. Kolordu seminer grubunca, 1. Ordu Komutanlığı seminer emri esaslarına göre hazırlanan ve Sayın Kolordu Komutanının emirleri gereğince benim okuduğum hal tarzına yer verilmiştir. Öncelikle şunu belirtmek isterim; seminerlerde sunum görevleri harekat ve eğitim şube müdürlerine veya terfi sırasındaki bir albay veya generale verilir. Sunum bir bütün halinde bir kişi tarafından takdim edilir. Seminerde metnin tamamı benim tarafımdan okunduğu için, benim görev ve sorumluluk alanıma girmeyen, bilgimin olmadığı istihbarat konuları iddianame ve eklerinin şahsımla ilgili bölümlerini delil olarak gösterilmiş ve sözde balyoz planı ile mukayese edilerek şahsıma yönelik asılsız suç iddialarında bulunulmuştur. Şayet Sayın Kolordu Komutanı Ayhan Taş, hiçbir suç unsuru içermeyen 15. Kolordu seminer grubu hal tarzını okuma görevini bana değil de başka bir arkadaşa vermiş olsaydı, benim ismim balyoz iddianamesinde geçmeyecek ve şu anda da bu Mahkemede olmayacaktım. 1. Ordu Komutanlığı’nın, 31 Ocak 2003 tarih ve 1. Ordu plan semineri 2003 konulu emrinin Ek-A’sı, sıra no 8’de takdim konusu 1. Ordu Komutanlığı’na, 15. Kolordu Komutanlığı’na emredilmiştir. 1. Ordu Komutanlığı’nca, 15. Kolordu Komutanlığı’na emredilmiştir. Okuduğum metinde bu konu başlıklarına riayet edilmiştir. Okuduğum metnin başlangıcındaki durum değerlendirmesi başlığı altında arz edilen, ordu geri bölgesinde yer alan illerde faaliyet gösteren yıkıcı, bölücü örgütler ile bu örgütleri desteklediği değerlendirilen vakıf, dernek, basın yayın organları gibi kuruluşlara yönelik sayısal bilgiler ile siyasi ve hassas tesisler hakkındaki değerlendirme, 1. Ordu Komutanlığı’nın 31 Ocak 2003 tarihli emrinde istenilen hususlar doğrultusunda, kolordu istihbarat ve İstihbarata Karşı Koyma Şube Müdürlüğü’nce hazırlanmış ve takdim metnine dahil edilmiştir. Şahsi değerlendirme ve çalışmam değildir. Görev alanıma da girmemektedir. Bunun böyle olduğu 14 Haziran tarihinde Mahkemenize verilen sözlü ifadesinde, kolordu istihbarat ve istihbarata karşı koyma şube müdürü Sayın Recep Yıldız tarafından doğrulanmıştır. Durum değerlendirilmesini müteakip 1. Ordu Komutanlığı’nın 31. Ocak 2003 tarihli emrinin ekindeki seminer cereyan tarzı planında sorulan, bu planın uygulanmasında mevcut kuvvetleriniz yeterli midir? Yeterli değilse kuvvet ihtiyacı nedir sorusunun cevabı olarak kuvvet ihtiyacı ortaya konulmuştur. Jandarma emniyet ve özel güvenlik elemanları olmak üzere, kolluk kuvvetleri mevcutları da planlamaya dahil edilmiştir. 1402 Sayılı Sıkıyönetim Kanunu 2. maddesi, sıkıyönetim altına alınan yerlerde, yerel güvenlik ve asayişe ilişkin zabıta kuvvetlerine ait görev ve yetkiler sıkıyönetim komutanlığı’na geçer. Zabıta kuvvetleri bütün teşkilatı ile sıkıyönetim komutanlığı’nın emrine girer. Sıkıyönetim bölgesindeki zabıta kuvvetleri, sıkıyönetim hizmetlerinin yapılmasından dolayı sıkıyönetim komutanlığı’na, bu hizmetler dışında kalan hizmetlerin yürütülmesinden dolayı da adli ve idari makamlara karşı sorumludur şeklindedir. Bu nedenle kolluk kuvvetleri mevcutları, mevcut kuvvetler içerisinde kabul edilmiştir. Okuduğum metinde, planın bölge hasar kontrol ekine uygun olarak, hasar kontrol birlikleri teşkil edilecek, bu birlikler yangın söndürme, Ağır kurtarma ve enkaz kaldırma, hafif kurtarma ve işçi, sıhhi ilkyardım ve tahliye, mühimmat imha ve NBC temizleme timlerinden oluşacaktır şeklinde ifade mevcuttur. Bu ifade okuduğum metinde, 1. Ordu Komutanlığının 31 Ocak 2003 tarihli emrinin EK-A’sı sıra no 8’de, 15. Kolordu Komutanlığı’na bölge hasar kontrol planının arz edilmesi emredilmesi nedeni ile yer almıştır. Bölge hasar kontrolü geri bölge emniyeti kapsamındaki bir faaliyettir. Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın KKT 214/1 Geri Bölge Harekatı Talimnamesinde bölge hasar kontrolünün nasıl yapılacağı, hangi timlerim teşkil edileceği detaylı bir şekilde açıklanmıştır. Bölge hasar kontrol eki düşmanın, hava kuvvetlerinin, özel kuvvetlerinin ve/veya düşmana müzahir unsurların geri bölgede yapabileceği baskı ve sabotajların önlenmesi, etkinliğinin en aza indirilmesi ve hasarın süratle giderilerek aksaklığa meydan verilmemesi için hazırlanır. Okuduğum metinde geçen timler, olasılığı en yüksek tehlikeli senaryoda belirtilen iç ve dış tehditten kaynaklı olaylara yönelik olarak geri bölge

46

Page 47: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:47

emniyetinde kullanılmak üzere teşkil edilmesi tasarruf edilen timlerdir. Okuduğum metinde yer alan hasar kontrol birliklerinin teşkilinde planın ekinde belirtilen kamu kurum ve kuruluşlarına ait iş makinelerinden azami istifade edecektir ifadesinden de şu anlaşılmalıdır; olasılığı en yüksek tehlikeli senaryoda, Bakanlar Kurulunca 2 Şubat 2003 tarihinden itibaren seferberlik ilan edildiği belirtilmiştir. Seferberlik ilanı ile birlikte 2941 Sayılı Seferberlik ve Savaş Hali Kanunu ile 3634 Sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyetlik Kanununda belirtilen esaslar doğrultusunda Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyacı olan her şey kamu ve özel mülkiyet olmasına bakılmaksızın, ihtiyaç bildiren birliklerin kullanımına verilir. Devlet bedelini öder. Bunlar ile ilgili hazırlıklar barıştan itibaren ilgili bakanlıklar, kamu kurum ve kuruluşlar ile tüm valiliklerin katılımı ile Başbakanlığın ilgili direktifi ve Milli Savunma Bakanlığı’nın lojistik seferber olma hazırlıkları yönergesine uygun olarak elektronik ortamda sürekli güncellenerek yürütülmektedir. Valiliklerce, bölgesel seferberlik planlaması kapsamında il ve ilçe kaynak sayım cetvelleri her yıl Aralık ayında garnizon komutanlıklarına gönderilmektedir. Tüm komutanlıklarda bu kaynak sayım cetvelleri güncel olarak bulunmasına rağmen okuduğum metinde kastedilen bu listeler dahil değildir. Sadece sıkıyönetim kanunun 3. maddesi m fıkrasının bilindiğinin göstergesi olarak tasavvur edilen planın olmayan bir ekine atıfta bulunulmuştur. Sıkıyönetim Kanunu 3. maddesi m fıkrası gereğince; kamu kurum ve kuruluşlarına ait araç ve personelden sıkıyönetim komutanlıkları istifade edebilmektedir. Okuduğum metinde, Cezaevleri kapasitesi ve doluluk oranları tespit edilecek, gözaltına alınan ve tutuklananların emniyette muhafazası için gerekli planlama yapılacaktır. 52. Zırhlı Tümen Komutanlığı’nca Hasdal kışlasında, 2. Tugay Komutanlığı’nca Maltepe kışlasında, 1. Piyade Komutanlığı’nca Sakarya kışlasında Ceza ve tutukevi açılacaktır ifadesi yer almaktadır. 1. Ordu Komutanlığının 28 Şubat 2003 tarihli emri ile çalışmalarda dikkate alınacak hususlar emredilmiştir. Bir geri, 1-2 dakika arkadaşlar baksınlar. Bu emirde kullanılacak cezaevleri ve varsa ihtiyaçlarında çalışmalara dahil edilmesi emredilmiştir. Diğer yansıya geçelim lütfen. Senaryoda belirtilen olayların bastırılabilmesi için suç işleyenlerin süratle gözaltına alınması, yargılanması ve kanunun öngördüğü cezayı alarak hapsedilmesi gereklidir. 1402 Sayılı Sıkıyönetim Kanunu Suçlar ve cezalar bölümünde yer alan, 16 ve 17. maddeler ile senaryodaki olay sayısı dikkate alındığında sıkıyönetim mahkemelerinden ceza alan ve hapse girme sayısında normal döneme göre artış olacağı da bir gerçektir. Hapse girenlerin de mağdur olmadan, insanca yaşamaları için gerekli şartları sağlamak ancak ve ancak önceden gerekli tedbirleri almak ve cezaevleri olarak kullanılabilecek yerleri önceden tespit ederek gerekli tedbirleri almak ile mümkündür. Hasdal ve Maltepe kışlalarında kadrolu ve kurulu Ceza tutukevleri var iken, buralarda ceza ve tutukevi açılmasından bahsedilmesi okuduğum metnin eğitim maksatlı bir çalışma olmasındandır. Okuduğum metnin diğer bir bölümünde planın istihbarat ekinde yer alan, görevde kalmasında sakınca olan kamu kurum ve kuruluşların yöneticileri, bunların yerine atanacak sivil ve asker şahıslar ile kamu kurum ve kuruluşlarının imkan ve kabiliyetlerini içeren bilgiler güncelleştirilecektir şeklinde ifade mevcuttur. Bu ifade; olasılığı en yüksek tehlikeli senaryoda yer alan olayların bastırılmasına yönelik alınabilecek tedbirlerin 1402 Sayılı Sıkıyönetim Kanununun verdiği yasal yetkilere istinaden tasavvur edilmesi ile ilgilidir. Okuduğum metnin tasavvur edilen bir plana ait olması nedeni ile bir takdim tekniği olarak tasavvur edilen, gerçekte olmayan bir istihbarat ekine atıfta bulunulmuştur. Cümlenin güncelleştirilecektir ifadesi ile bitirilmesinden, bu tür bilgilerin 15. Kolordu Komutanlığı’nda olduğu anlaşılmamalıdır. Okuduğum metnin ilk versiyonunda bu ifade hazırlanacaktır kelimesi ile bitirilmişti. 15. Kolordu seminer grubunca yapılan hazırlık çalışmasında, 15. Kolordunun bu bilgileri toplama ve hazırlamasının mümkün olmadığı, ancak sıkıyönetim ilanı ile birlikte ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının ellerindeki bilgileri güncel olarak kolordu komutanlığına vermelerinin uygun olacağı değerlendirilmiştir. Bunun üzerine hazırlanacaktır kelimesi yerine, güncellenecektir kelimesi yazılmıştır. Sıkıyönetim ilanına müteakip 15. Kolordu Komutanlığının emrine girecek kamu kurum ve kuruluşlarına, sıkıyönetim ilanından sonra planlama maksatlı

47

Page 48: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:48

olarak görev verilmesi maksadı ile sıkıyönetim kanununun verdiği yetkilere istinaden okuduğum metinde ifade edilmiştir. Bilindiği gibi sıkıyönetim ilanı durumunda 1402 Sayılı Sıkıyönetim Kanununun 2. maddesi gereğince zabıta kuvvetleri Sıkıyönetim Komutanlığı’nın emrine girmektedir. Yine bu kanunun 3. maddesi m fıkrasına göre sıkıyönetim komutanlıklarının lüzumu halinde sıkıyönetim bölgelerindeki hazine, kamu iktisadi teşebbüsleri teşekkülleri ve müesseseleri ile özel idare, belediye ve bunlara ait bina, araç ve personelden yararlanabilmekte ve bunlara görev verebilmektedir. Ayrıca 1402 Sayılı Sıkıyönetim Kanununun 2. maddesine ek fıkrada, sıkıyönetim komutanlıklarının bölgelerine genel güvenlik, asayiş ve kamu düzeni açısından çalışmaları sakıncalı görülen veya hizmetleri yararlı olmayan kamu personelinin statülerine göre sıkıyönetim bölgesi dışına atanmak, sıkıyönetim bölgesi dışına atanmak üzere görevden uzaklaştırma istemleri ilgili kurum ve organlarca derhal yerine getirilir ifadesi yer almaktadır. Okuduğum metinde, irticai, yıkıcı ve bölücü faaliyetleri desteklediği bilinen sıkıyönetim bildirilerine uymayan, çeşitli yolsuzluklara adı karışmış kamu personeli yerine güvenilir, liyakatlı, sivil veya emekli olmuş asker personel görevlendirilecektir ifadesi yer almaktadır. Bu ifade tamamen olasılığı en yüksek tehlikeli senaryoda verilen olayları bastırmaya, devlet otoritesini yeniden tesis etmeye yönelik olarak 1402 Sayılı Sıkıyönetim Kanununun, sıkıyönetim komutanlarına verdiği yetkiye dayanarak tasavvur edilen plan metninin görev yerlerine intikal ve harekatın icrası safhasına yazılmıştır. Yani sıkıyönetim ilanına müteakip sıkıyönetim uygulamasının başladığı dönemin faaliyetlerine yönelik bir ifadedir. 1402 Sayılı Sıkıyönetim Kanununun 2. maddesi bu uygulamayı hukuki kılmaktadır. Bu yetkinin bilindiğinin göstergesi olarak okuduğum metinde yer almıştır. Ortada herhangi bir sıkıyönetim uygulaması ve sıkıyönetim bildirisi olmadığına göre sıkıyönetim bildirilerine uymayan kamu personeli ve bunlara yönelik bir çalışma olmayacağı da aşikardır. İddianamenin 938. sayfasında, balyoz harekat planının Ek-C’sinin istihbarat olarak belirtildiği ve benim plan seminerinde istihbarat ekinden bahsettiğim planın balyoz harekat planı olduğu ifadesi yer almaktadır. Benim okuduğum metinde geçen hususlar görmediğim, duymadığım, varlığından basından haberdar olduğum, sözde ve sahte balyoz harekat planı ile ve bu sözde planın istihbarat eki ile irtibatlandırılamaz. Bir planın hangi eklerden oluşacağı MY 368/2 Türk Silahlı Kuvvetleri Harekat Planlarının Ekleri Yönergesi ile belirtilmiştir. Türk Silahlı Kuvvetlerinde hazırlanan bütün planlarda ekler aynı harfler ile kodlandırılır ve tüm planların Ek-C’si istihbarat ekidir. Benim atıfta bulunduğum istihbarat eki, tasavvur edilen planın, yani okuduğum metnin olmayan ekidir. Sözde Ek-A görevlendirme listesinde ismim olmadığına göre, sözde balyoz planı ile onun sözde istihbarat ekinden de haberim olması mümkün değildir. Bunun mümkün olmadığını Sayın İddia Makamı, iddianamenin 929. sayfasındaki kesin tespit şeklinde ifade ettiği iddiası ile ortaya koymuştur. İddianamenin 938 ve 930. sayfalarında Murat Özçelik ile Mustafa Önsel tarafından yapıldığı iddia edilen istihbarat ile ilgili çalışmalardan bahsedilmekte ve benim okuduğum metin ile bu çalışmaların örtüştüğü iddia edilmektedir. Ben iddianamede adı geçen Murat Özçelik ve Mustafa Önsel’i Mahkeme salonunda tanıdım. İddianamede belirtilen konularda bu şahıslar ile herhangi bir çalışma yapmadım. Elektronik ortamda ve/veya yazılı olarak herhangi bir belgeyi söz konusu şahıslardan almadım. Murat Özçelik ve Mustafa Önsel’in yaptığı iddia edilen, kendileri tarafından sahte olduğu ortaya konulan çalışma konuları benim görev ve sorumluluğuma giren konular değildir. Ben bu şahısların yaptığı iddia edilen çalışmaları ilk defa iddianamede gördüm. Şayet Murat Özçelik ve Mustafa Önsel’in yaptığı iddia edilen bu çalışmalar bana veya şube müdürü olarak görev yaptığım Kolordu Harekat Eğitim Şube Müdürlüğü’ne teslim edilmiş olsaydı, Harekat ve Eğitim Şube Müdürlüğü’ndeki herhangi bir bilgisayara kaydedilmesi, birleştirilmesi, çıktı alınması, CD’ye yazılması, 1. Ordu Komutanlığı’na gönderilmesi gerekirdi. İddianame ve eklerini yaptığım inceleme neticesinde böyle bir dosya yoluna rastlayamadım. Mahkemenizden de bu hususun incelenmesini talep ediyorum. 1. Ordu Komutanlığı’nca yapılan seminere 162 personel katılmıştır. Katılan personelden sadece 48’i hakkında kamu davası açılmıştır. Benim

48

Page 49: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:49

katıldığım ve 15. Kolordu Komutanlığı’na ait çalışma metnini okuduğum seminer gayri yasal bir seminer ise, diğer katılanlar hakkında neden kamu davası açılmamıştır. Ya da katıldığım seminer yasal ise, yasal bir seminere katılmam nedeni ile farklı bir delil bulunmamasına rağmen hakkımda neden kamu davası açılmıştır? İddianamenin bir kısım sayfalarında 15. Kolordu Komutanlığı’na ait olan ve Sayın Kolordu Komutanının emirleri gereğince benim okuduğum metne yer verilmiştir. Keza iddianamenin 171, 253, 267 ve 289. sayfalarında seminere katılan 6. motorlu piyade alay komutanı Kurmay Albay Beşler Güzel’in takdimine yer verilip mukayese olarak sözde balyoz harekat planı ile ilişkilendirilmiştir. Aleyhime farklı bir delil bulunmamasına rağmen soruşturma sonucunda benim hakkımda kamu davası açılmış, Kurmay Albay Beşler Güzel hakkında doğru olan yapılarak takipsizlik kararı verilmiştir. Bu nasıl bir adalettir? Gölcük’te ele geçen dokümanlarda ismim yoktur. Benimle hiçbir ilgisi bulunmayan bu belgeler esas alınarak düzenlenen 31 Aralık 2010 tarihli, 7 sayfadan oluşan tespit tutanağında da adım geçmemiş, şahsımla ilgili herhangi bir bilgi ve belgeden bahsedilmemiştir. Bu gerçeğe rağmen bu dokümanlar hakkımda delil olarak gösterilmiştir. İddianameye ek 97. klasörde ve CD, doküman, video-kaset inceleme ve tespit tutanağının imza bloğunda imzası ve sicil numarası bulunan, uzmanlık ve yeterliliği tarafımca bilinmeyen, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde görevli oldukları anlaşılan şahıslar tarafından harekat ve eğitim şube müdürü olarak hazırlamam ve imzalamam gereken yasal seminere ait belgeler iddia edilen sözde balyoz harekat planı ile ilişkilendirilmiş ve/veya harekat ve eğitim şube müdürünün görev sahasına girmeyen konularda çeşitli şahıs ve kurumlarca yapıldığı iddia edilen çalışmalar, harekat ve eğitim şube müdürü ile irtibatlandırılmıştır. 15. Kolordu Komutanlığı’nın karargah yapısını, teşkilatını ve çalışma usullerini bilmeyen, daha önce Türk Silahlı Kuvvetlerinde herhangi bir seminerin çalışmasına katılmamış, herhangi bir tecrübesi olmayan bu şahıslarca yapılan tespit ve değerlendirmeler Savcılıkça hakkımda tanzim edilen iddianameye esas teşkil etmiştir. Polis tespit tutanaklarını reddediyorum. Savunmamda yapmış olduğum açıklamalar göz önünde bulundurularak CD, doküman, video-kaset inceleme ve tespit tutanağında yer alan hususların askeri konularda ehil ve tecrübeli bir bilirkişi veya kuruma incelettirilmesini Mahkemenizden talep ediyorum. Sonuç olarak; katıldığım seminer ve seminer hazırlıkları emirlere, talimatlara, gelenekler ve görenekler ile Emasya protokolü, 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanunu ve 2941 sayılı Seferberlik ve Savaş Hali Kanunu ile 3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyet Kanununa uygun olarak icra edilmiştir. Ben kanunsuz bir emir almadım. Başta Anayasa olmak üzere kanunlara aykırı bir olaya ve/veya konuşmaya şahit olmadım. Kanunsuz bir emir de yapmadım. İddianamede yer alan, şahsıma yüklenen eylem ve suçlamaları kabul etmiyorum, reddediyorum. Bundan 5-6 yıl sonra balyoz iddianamesi okumakla görevlendirildikleri için, iddianameyi okuyan Sayın Spikerlerin dijital terör davasından yargılandıklarını ve tutuklandıklarını işitseniz yargılayan hakimler hakkında ne düşünürsünüz? Sayın Kolordu Komutanı Ayhan Taş’ın emirleri gereğince, hiçbir suç unsuru içermeyen 15. Kolordu seminer grubu hal tarzını yasal bir seminerde okuduğum için beni tutuklu olarak yargılayan Sayın Heyetin, o hakimlerden ne farkı var. Beni tutuklu yargılayan sizlerle asla helalleşmeyeceğim ve sizleri Allaha havale ediyorum. Esas hakkındaki mütalaaya karşı bizzat huzurunuzda savunma yapmak istediğimi, suçsuz olduğumu, tutuklama sebeplerinin bulunmadığını, tutukluluk halimin devam etmesi halinde ileride telafisi imkansız zararlara uğrayacağımı belirtir, öncelikle tahliyeme ve yargılama sonunda beraatıma karar verilmesini Mahkemenizden talep ederim. Okuduğum metinden biraz daha uzun olan bilirkişi atanması ve dinlenmesi ile inceleme yapılmasına yönelik taleplerimi de içeren, her bir sayfası imzalı, 15 sayfadan ibaret yazılı savunmamı da sunuyorum. Bu aşamada savunmam bundan ibarettir.”

Mahkeme Başkanı: “Okuduğunuzu belirttiğiniz yazılı savunma 15 sayfadan ibaret alınmıştır. Nüfus kaydınızı okuyorum. Memiş Yüksel Yalçın.”

Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Evet”

49

Page 50: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:50

Mahkeme Başkanı: “Tahir oğlu, Müşerref’ten olma. 25.04.1960 doğumlu. Konya ili Hüyük ilçesi Merkez Yukarı nüfusuna kayıtlı.”

Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Hepsi doğrudur.”Mahkeme Başkanı: “Size ait. Adli sicil kaydınızda herhangi bir kayıt yok. Klasör 97, dizi

304-320 arasında Ankara CMK 250. maddesi ile yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı’nda alınan ifadeniz mevcut. Doğrumu ifade.”

Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Evet orada bir.”Mahkeme Başkanı: “Var mı ifade etmek istediğiniz bir husus?”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Var ilavelerim var. 8-9 tane açıklamada bulunmak istediği

nokta var.” Mahkeme Başkanı: “Buyurun.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Yerleri yansılar ile de gözükmektedir. Yansılarla takip

edebilirsiniz ihtiyaç olursa. 5. sayfada Kaya Varol ile ilgili soruya verdiğim cevapta, bu planları kendilerine yayınladık, aynı zamanda kendisi seminer grubu üyesidir cümlesindeki bu planları tabiri çoğul olarak yanlış yazılmıştır. Bu plandan kastım 1. Ordu seminerinde 15. Kolordu seminer grubu adına okuduğum hal tarzı metnidir. Okuduğum metnin hiçbir yere resmi olarak yayımlanmamıştır. Yayımladıktan kastım 15. Kolordu plan çalışmasına katılanlara hal tarzından bir suret verilmesidir. Evet yansı 2, 6. sayfada sorulan, hasar kontrol ve hasar tespit birlikleri kimlerdir? 15. Kolordudan kaç. Yeniden başlıyorum bu satırı, bu paragrafı. Yansı 2, 6. sayfada sorulan, hasar kontrol ve hasar tespit birlikleri kimlerdir? 15. Kolordudan kaç personel bu timlere görevlendirildi? Sorusuna verilen cevabın son iki satırında, görevlendirme de yapılır ama hayalidir. 15. Kolordudan kaç personel görevlendirildiğini şuan hatırlamıyorum. Böyle bir görevlendirme istihkam şube müdürünün görevidir ifadesi yer almaktadır. Görevlendirme yapılırdan kastım, birlik görevlendirilmesidir. Personelden kastım ise bu birliklerde görevli subay, astsubay, erbaş ve erlerin toplam mevcududur. Yansı 3, 6. sayfadaki hassas tesisleri ne amaçla belirtmektesiniz, buralara bir görevlendirme yaptınız mı? Sorusuna verilen cevabın son iki satırında görevlendirme yaptığımı hatırlamıyorum. Bu tesislere gerekli tedbirler alınması için tali bölge komutanlıklarına görevler verilmiştir şeklinde ifadem yer almaktadır. İddianame ve eklerinde yapmış olduğum inceleme neticesinde buralara görevlendirme yapmadığımı kesin olarak hatırladım. Tali bölge komutanlıklarına görevler verilmiştir den kastım, bu tesislerin emniyetin sağlanması için birlik görevlendirilmesidir. Yansı 4, 7. sayfanın en alt paragrafı 4-5. satırlarında, hatırlayabildiğim kadarı ile takdim yansılarına 1-5 arasında hayali dernek şahıs ismi yazılmıştır ifadesi yer almaktadır. İddianame ve eklerinde yaptığım inceleme neticesinde söz konusu takdim yansılarında hayali de olsa herhangi bir dernek veya şahıs isminin yazılı olmadığını gördüm. Yansı 5, 9. sayfanın 2. satırında, bana incelemem için vermiş olduğunuz iki klasörü de şuan gördüm. Bu dosyalarda mevcuttur şeklinde ifadem mevcuttur. Gördüğüm emir, 15. Kolordu Komutanlığının 23 Aralık 2002 tarihli kolordu plan çalışması konulu emridir. Yansı 6, 11. sayfa 1. paragraf 6. satırında yer alan sunumumda 2. paragraftaki yazıyı şuan ilk defa görüyorum cümlesinin, sorunun 2. paragrafınki yazıyı şuan ilk defa görüyorum şeklinde düzeltilmesini istiyorum. Yansı 7, 13. sayfanın 4. paragrafında, cevap bölümünün 3. satırında yer alan cümleye Emniyet Teşkilatının da eklenmesini ve cümlenin yapılan çalışmalarda sıkıyönetim durumunda jandarmanın ve emniyet teşkilatının 15. Kolordunun emrine girmesi ile ilgilidir haline getirilmesini istiyorum. Sayın Başkanım, ben Sayın Cumhuriyet Savcılığı’na giderken bir de ek dilekçe hazırlayıp gitmiştim. Hatırlayabildiğim kadarı ile dolayısıyla savunmamı yaptıktan sonra ek dilekçemi de kendilerine takdim ettim. Bunda da iki düzeltme yapmak istiyorum. Çünkü iddianameyi incelediğim zaman Sayın İddia Makamı tarafından yanlış anlaşılan bir yer olduğunu gördüm üzülerek. İfademe ek olarak verdiğim 3 Haziran 2010 tarihli dilekçemin 3. sayfası 11 nolu paragrafta hayali senaryolar belirtilen dış ve iç tehdidi bertaraf etmek maksadı ile 15. Kolordu Karargahınca şimdi tam detayını hatırlamadığım bir plan hazırlanmıştır. Hatırladığım

50

Page 51: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:51

kadarı ile plan da A, B, C, Ç diye yansıda görüldüğü şekilde ifadem mevcuttur. Plandan kastım 1. Ordu seminerinde 15. Kolordu seminer grubu adına okuduğum hal tarzı metnidir. Yansı 9 lütfen, ifademe ek olarak verdiğim 3 Haziran 2010 tarihli dilekçemin 4. sayfası 14 numaralı paragrafında hatırladığım kadarı ile takdim esnasında yansılarda yer alan isyancıları destekleyen ve 1402 Sayılı Sıkıyönetim Kanununun, sıkıyönetim komutanlarına verdiği yetkiye dayanarak kapatılması uygun olduğu değerlendirilen dernekler, televizyonlar ve gazetelerin isimleri, örnek olarak sırf sıkıyönetim komutanlığı yetkilerinin bilindiğini göstermek amacı ile hayali olarak birkaç tane yazılmıştı ifadesi yer almaktadır. İddianame ve eklerini yaptığım inceleme neticesinde söz konusu takdim yansılarında hayali dahi olsa herhangi bir ismin yazılı olmadığını gördüm.

Mahkeme Başkanı:“Kaç dakika var. Tamam. Devam edin.Sanık Memiş Yüksel Yalçın:“Bununla ilgili de iki sayfalık dilekçem var, yapmış olduğum

düzeltmeleri içeren. Onu da takdim ediyorum.”Mahkeme Başkanı: “Dilekçeniz de alındı.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Buyurun.”Mahkeme Başkanı: “Tamamlandı mı?”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Tamamlandı evet. Savunmam bundan ibarettir,

söyleyeceklerim.”Mahkeme Başkanı: “Tamam, CD’miz de bitmek üzere. Sanık müdafiine ara verdikten

sonra söz vereceğiz. Ara veriyoruz duruşmaya.”Duruşmaya kısa bir ara verildi.Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.Mahkeme Başkanı: “Evet, öğleden sonra bir kısım sanıklar müdafileri Avukat Murat

Eltutan, Avukat Metin Çetinbaş, Avukat Refik Ali Uçarcı, Avukat Serkan Günel, Avukat Burak Yalnızer’in katıldıkları bildirildi. Evet, sanık Memiş Yüksel Yalçın savunmasını bitirmişti. Evet, sanık müdafiinden savunmaya ilave edeceği bir husus olup olmadığı soruldu.”

Sanık Memiş Yüksel Yalçın müdafii Av. İlkay Sezer: “Sayın Başkanım, Sayın Heyet müvekkilin savunmalarına aynen katılıyor, aleyhe olan tespit raporları kabul etmiyoruz. Müvekkil biraz önce savunmasında da belirttiği gibi 05-07 Mart 2003 tarihleri arasında 1. Ordu plan seminerine 15. Kolordu Harekat ve Eğitim Şube Müdürü olması nedeni ile görevi ve üst komutanlık emirleri gereği katılmıştır. İddianamede iddia edildiği gibi özel ve sınırlı sayıda seçilmiş personel değildir. İddianamenin 939. sayfasında yer alan müvekkil ile ilgili bölümde değerlendirmede şöyle deniliyor. Sunumun içeriği incelendiğinde olumsuz tesiri, kriz, kaos ve kargaşa çıkarılmasına yönelik sonuçları, örgüt faaliyetleri üzerinde etkinliği, bu etkinliğin örgüt amaçlarının gerçekleşmesine uygun olduğu şeklindeki değerlendirme kısaca söylemek gerekirse külliyen hatalıdır. Müvekkilin sunumunda ki hemen de açılabilir. Biz de bir değerlendirme yapabiliriz. İddianamede bu şekilde iddia edildiği gibi bir husus kesinlikle bulunmamaktadır. Yine iddianamenin aynı sayfasında müvekkilin çalıştığı birimden Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiği kesilecekler, çeşitli birimlerde görevlendirilecekler şeklinde görevlendirmeler yapıldığı belirtilmektedir. Müvekkilin iddia edilen listelerin belirlenmesine yönelik bir çalışması, iddianamede ileri sürülmüyor. Ancak dolaylı şekilde müvekkil zan altında bırakılıyor. Biraz önce savunması esnasında kendisi de belirtti. Ek- A olarak belirtilen sözde görevlendirmede yetkili personel listesi olarak müvekkilin birliğinden bir liste bulunmakta, ancak müvekkilimizin ismi bu listede yer almamaktadır. Bu iddianamede dikkate alınmaksızın sanki Ek- A’da ismi varmışçasına iddianame tanzim edilmiştir. 15. Kolordu seminer gurubunca olasılığı en yüksek tehlikeli senaryoya göre hazırlanmış olan sunumda geçen ifadeler ile tespit raporunda belirtilen listelerin bir ilişkisi yoktur. Aynı şekilde balyoz harekat emri olduğu iddia edilen metin ile de bir ilişkisi bulunmamaktadır. Müvekkil herhangi bir liste hazırlamamış, bunun için emir ve talimat vermemiş, kimseden de talepte bulunmamıştır. Müvekkil 11 Şubat 2011 tarihine kadar çeşitli

51

Page 52: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:52

aşamalarda tutuklanmadı. 11 Şubat tarihli Mahkemeniz kararı ile tutuklandı. Yargılamanın bugüne kadarki aşamalarında da müvekkil aleyhine bir delil ileri sürülmemiştir. Mehmet Yoleri imzalı olduğun ileri sürülen belgenin aslında Mehmet Yoleri tarafından imzalanmamış olduğu tespit edilerek kolluk tarafından iddianamenin tanzim edilmesinden yaklaşık 2.5 ay önce soruşturma savcılığına rapor edilmesine rağmen, iddianameye Mehmet Yoleri tarafından imzalanmıştır şeklinde geçmesini Mahkemenizin takdirine sunuyoruz. Müvekkil yasal bir seminere emir ve talimatlara uygun olarak görevi gereği katılmış. İçeriği suç unsuru içermeyen bir sunum yapmıştır. Yasadışı bir faaliyetin ve oluşumun içerisinde yer almamıştır. Bu aşamada müvekkilin savunmasına eklenecek başka bir husus bulunmamaktadır. Deliller toplanmıştır. Eğer halen delillerin toplanmadığından bahsedilecek ise bu eksiklikte müvekkilin bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Tanıkların dinlenmemiş olması da bizce tutuklamaya devam gerekçesi olmamalıdır. Kanaatimizce tutuklu yargılamayı devam ettirmeyi gerektirir bir husus yoktur. Bu nedenle peşin cezaya dönüşmüş tutukluluğun kaldırılarak müvekkilin bihakkın tahliyesine karar verilmesini talep ediyorum. Eğer Sayın Mahkemeniz aksi kanaatteyse, verilecek kararın kanunun lafsının yazılmasın yerine, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Mahkemesi kararlarında da belirtildiği üzere ayrıntılı ve gerekçeli olmasını talep ediyoruz. Müvekkil açısından tutuklu yargılamayı devam ettirmeyi gerektiren hususlar nelerdir. Ya da adli kontrol tedbirlerinin uygulanması neden yetersiz kalmaktadır. Kararda müvekkil açısından bunların ayrı ayrı değerlendirilmesini talep ediyorum. Arz ederim.”

Mahkeme Başkanı: “Sanığa soru sormak isteyen var mı?”Sanık Mehmet Ulutaş müdafii Av. Durgut Can: “Kendisi Mehmet Ulutaş’ı tanır mı?”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Tanımam. Yani burada yanımda oturduğu için burada

tanıştım. Daha önceden tanımıyorum.”Sanık Mehmet Ulutaş müdafii Av. Durgut Can: “Kocaeli İl Jandarma Komutanlığından

katılım olarak kendisi bu seminerde bulunmuş mudur?”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Katılıp katılmadığını bilmiyorum. Kocaeli Jandarma

Komutanlığından kimin katıldığını da şu anda hatırlamıyorum. Yani Kolordu’da yapılan seminere.”

Sanık Mehmet Ulutaş müdafii Av. Durgut Can: “Teşekkür ederim sorum bu kadar.”Mahkeme Başkanı: “Buyurun.”Üye Hakim Ali Efendi Peksak: “Yapmış olduğunuz savunmalarda plan seminerine

katıldığınızı, sizin tarafınızca hazırlanmasa da bir sunum yaptığınızı beyan ettiniz. Hatta bu sunumun içeriğini de ayrıntılı olarak belirttiniz. Sunum içeriğinde bu faraziye olarak veyahut da hayali olarak bir senaryo çerçevesinde yapıldığı belirtilen çalışma neticesinde veya sunum neticesinde oradakilerin hepsinin sıkıyönetim kapsamında olması öngörülen veya ihtimale dayalı olması halindeki açıklamalarda bulundunuz. Şimdi daha öncesinde defalarca gündeme getirildi işte seminerde gerçek kişi, yer kurum isimleri kullanıldı mı kullanılmadı mı şekli ile sorular yöneltildi. Hatta savunmanızda sizde dediniz ki; işte ben iddianamede de belirtiliyor kesinlikle dernek ismi veya herhangi bir isim de kullanmadım. Şimdi yapmış olduğunuz bu sunum içerisinde şöyle bir bölüm var; özetle okuyorum. AKP Partinin, AKP Partisinin almış olduğu büyük kısmının tepki oyları olduğu değerlendirilmektedir. Son valiler kararnamesi ile İstanbul, Bursa, Bilecik, Yalova ve Balıkesir illerine yeni valiler atanmıştır. Mevcut iktidarın kadrolaşma çalışmaları kapsamında 16’sı il ve ilçe milli eğitim müdürü olmak üzere toplam 23 üst düzey bürokrat ve yönetici görevinden alınmış ve yeni atamalar yapılmıştır şeklinde bir beyan var. Şimdi parti ismi gerçek mi şey noktasında yoksa bu şeyin içerisinde işte bu hazırlıkta da size sorulmuş. Senaryo içerisinde idi ancak bazı veriler mi gerçekti şekli ile tam anlayamadım şekli ile bir cevap vermişsiniz bu hususu soruyorum.”

Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Şimdi ben 15. Kolordu seminer gurubunca hazırlanan plan metnini takdim ettim. Okudum orada. Bu metnin başlangıçta durum değerlendirmesini arz

52

Page 53: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:53

ediyorum ile başlayıp ki bu videokaset çözüm tutanağı var 97 numaralı klasörde. Buradan bunun hemen 2. sayfasında yani benim bölümümde 36. sayfa olarak gözüküyor. 37. sayfanın sonuna kadar; Komutanım şimdi 15. Kolordu Komutanlığı ordu geri bölgesi 7 ilden sorumlu sıkıyönetim komutan ve yardımcısı olarak hazırlanan sıkıyönetim ve hasar planını arz etmeden önce tali bölge komutanlıklarının kuvvet ihtiyacını arz edeceğim diye bir bölüm var. Bu bölümün, bölüme yani başlangıçtaki durum değerlendirmesini arz ediyorum bölümünden bu bölüme kadar olan bölüm, okuduğum metne Kolordu istihbarat ve İstihbarata Karşı Koyma Şube Müdürü Sayın Recep Yıldız tarafından 1. Ordu Komutanlığının 31 Ocak tarihli emrinin ekinde no 8’de belirtilen ve 15. Kolordu Komutanlığına verilen takdim konusunda istenen hususlar doğrultusunda hazırlanarak takdim metnine dahil edilmiştir. Şahsi çalışmam veya bilgimin olduğu bir konu değildir. Eğer kendileri de bu hususun böyle olduğunu 14 Haziran’da size sunmuş oldukları savunmasında ifade ettiler. Onun için bu konu ile ilgili detaylı bir bilgi almak istiyorsanız Sayın Recep Yıldız’a sorar iseniz daha doğru bir cevap alabilirsiniz. Ben sadece bu bölümü okudum.”

Üye Hakim Ali Efendi Peksak: “Okuduğum bölüm var mıydı sunumunuzun içerisinde?”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Okuduğum bu bölüm vardı.”Üye Hakim Ali Efendi Peksak: “Benim okuduğum bölüm var mıydı? AKP Partisi.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Evet, evet, evet var, var. Ama bu tamamen istihbarat ve

istihbarata karşı koyma şube müdürlüğünün değerlendirmesi olup okumam için oradaki metin dahilinde bana verilmiştir. Ben okudum.”

Üye Hakim Ali Efendi Peksak: “Tamam Başkanım.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Ama kendilerine de sorabilirsiniz yani kabul edip etmediğini

ki edecektir öyle tahmin ediyorum. Recep Yıldız.”Üye Hakim Murat Üründü: “Evet, 15. Kolordu seminer gurubu tarafından sunum

hazırlandı diyorsunuz. Sizin bu sunumdaki görev ve sorumluluğunuz neydi tam olarak?”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Ben savunmamda da arz ettiği gibi 15. Kolordu Harekat ve

Eğitim Şube Müdürüydüm.”Üye Hakim Murat Üründü: “Evet.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Yani.”Üye Hakim Murat Üründü: “Burada hiçbir sorumluluğunuz yok mu sizin. Bu seminer

sunumunun hazırlanmasında bir denetim.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Yani biz şöyle 1. Ordu Komutanlığının 31 Ocak 2003 tarihli

emrinde 15. Kolordu Komutanlığına bir takdim konusu verildi. Bu takdim konusunda istenen hususlarda bizden istendi. Dolayısı ile benim harekat ve eğitim şube müdürü olarak istihbarat konuları değil ama harekat ile ilgili konularda elbette ki sorumluluğum vardı. Ve harekat ile ilgili konuların hepsini de kabul ediyorum. Ama bu hepsi de tamamen benim tespitlerim veyahut da benim yazdığım hususlar değildir. Bir seminer gurubu olarak yani Sayın Kolordu Komutanımızın başkanlığında 1. Piyade Tugay Komutanımız, 2. Zırhlı Tugay Komutanımız onların G3’leri, G4’leri yani bütün kolordu personelinin katılımı ve katkıları ile hazırlanan. Elbette ki benim de katkılarım olmuştur. Harekat ve eğitim şube müdürlüğü konuları ile ilgili olarak.”

Üye Hakim Murat Üründü: “Tamam.”Mahkeme Başkanı: “Sonra, size söz hakkı vereceğiz.”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş: “Şimdi yanlış anlamadıysam yani sunumunuzun

içeriğinin tamamı hakkında sizin görüşünüz olmadığını mı söylediniz?”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş: “Yani hazırlanmasında da siz yer almadınız. Bir

kısmının mı hepsinin mi?”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Şimdi seminer çalışmasını.”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş: “Kendi sunumunuzun diyorum.”

53

Page 54: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:54

Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Şimdi sunumum ben kimin sunumunu yaptım. 15. Kolordu seminer gurubu hal tarzını orada sundum, okudum.”

Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş: “Bu gurup içerisinde sizde var mıydınız?”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Pardon bir daha.”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş: “Gurubun içinde sizde var mıydınız?”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Elbette ki varım.”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş: “Hazırlayan gurubun içinde siz.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Hazırlayan gurubun içerisinde ben de varım.”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş: “Şimdi.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Ama.”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş: “Evet.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Hangi bölümünü ben hazırladım. Yani istihbarat konusu

benim sorumluluğuma girmez.”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş: “Evet.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Harekat ve eğitim ile ilgili yani konular varsa onların hepsi

benim sorumluluğuma girer.”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş: “Peki, bu sunumu okumadan önce, yapmadan önce

daha önce yani seminerden önce içerisinde ne var ne yok bakmadınız mı?”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Baktım.”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş: “Hani bunda da sizin kanuna, yasaya aykırı bir şey

görmediniz.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Hayır görmedim.”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş: “Görmediğiniz için bu sunumu yaptınız.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Hayır yok.”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş: “O zaman işte başkası hazırlamıştır yani benim bilgim

yoktur gibi bir şey söz konusu değil burada. Yani sizin bilginiz vardı yani okuduğunuz metinden.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Ama bu bu eğer siz benim okuduğum metinde neresi

yasaya aykırı, kanuna aykırı orayı belirtirseniz ben söylerim. Ben burada yani biraz önce.”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş: “Biraz önce Hakim Bey’in sorduğu soruya verdiğiniz

cevapta benim sorumluluğum yoktura gitti bu.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Şimdi. Hayır bakın.”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş: “Bunun yani ben bilmiyordum içeriğini gibi bir anlam

çıktı.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Hayır ben.”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş: “Recep Yıldız’a sorarsanız şeklinde beyanlarınız oldu.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Ben bu bölümü okudum. Şimdi 1. Ordu Komutanlığından

15. Kolordu Komutanlığına verilen bir emir var. Diyor ki seminerde şu konuları içeren ki onu da yansıda koymuştum 31 numaralı yansıda. Şu şu konularda bir takdimde bulunun deniyor. Onun her bölümünü mesela istihbarat konusunu benim hazırlamam mümkün değil. İstihbarat konularında benim bilgim olması da mümkün değil.”

Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş: “Onu anladık. Onda problem yok yani.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Yani. Evet.”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş: “Belli bölümleri sizin hazırladığınızı anladık.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş: “Belli bölümleri de başkaları hazırladı. Ama neticede

sunumu siz yaptınız. Yani yaptığınız sunumdan sorumlu değil misiniz?”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Ben kolordu komutanımız bana emir verdi onu okudum.”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş: “Yani emrin içinde bunun içinde diyelim ki işte darbeyi

şöyle yapacağız böyle yapacağız şu gün şurada olacak denseydi yapacak mıydınız?”

54

Page 55: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:55

Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Efendim öyle bir şey var mı?”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş: “Okuyacak mıydınız bu şekilde yani o manada mı?”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Neden okuyayım, neden okuyayım.”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş: “Yani içinde hazırlanmış önüme getirilmiş ben ne

olursa olsun okurum mu diyorsunuz?”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Hayır okumazdım Sayın Savcım. Bu güne kadar ben.”(Salondan söz almadan konuşanlar oldu. Konuşulanlar anlaşılamadı.)Mahkeme Başkanı: “Söz hakkı vereceğim.”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş: “İçinde çünkü çünkü şunu diyorum yani biraz önce

Hakim Bey’in sorduğu soruda dediği gibi yani işte gerçek veriler var. Onu kabul ediyorsunuz gerçek veriler olduğunu. AK Parti ile ilgili şunla ilgili bunla ilgili veriler var. O zaman yani bunu Ahmet hazırlamış, Mehmet hazırlamışın anlamı kalmıyor. Siz okumuşsunuz, bu sunumu yapmışsınız.”

Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Şimdi.”Sanık Çetin Doğan: “Sayın Başkan açıklık getireyim konuya. Bilinmeyen bir nokta var çok

önemli.”Mahkeme Başkanı: “Bir dakika bir dakika, bir dakika ben söz hakkı vereceğim size. Şu

anda soruyu sanığa soruyor Cumhuriyet Savcısı ben size daha sonra kendinizi ilgilendiren konularda açıklama imkanı tanıyacağım. Evet, buyurun.”

Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Sayın Başkanım, Sayın Savcım.”(Salondan söz almadan konuşuldu. Konuşulanlar anlaşılamadı)Mahkeme Başkanı: “Cevap vermek istiyor musunuz, istemiyor musunuz? Müdafii itiraz

ediyor.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Şu aşamada cevap vermek istemiyorum.”Mahkeme Başkanı: “Buyurun siz itirazınızı söyleyin.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın müdafii Av. İlkay Sezer: “Şimdi Sayın Başkanım niyet

okuyamaya dair sorular soruluyor. Çapraz sorguda böyle mi soru sormak gerekiyor.”Mahkeme Başkanı: “Soruyu kabul etmiyorsunuz.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın müdafii Av. İlkay Sezer: “Etmiyorum.”Sanık Çetin Doğan: “Sayın Başkan.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın müdafii Av. İlkay Sezer: “Bu soruya itiraz ediyorum.”Mahkeme Başkanı: “Avukat Bey söz hakkı söz hakkı vereceğim.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın müdafii Av. İlkay Sezer: “Öncelikle Mahkemenizin bu soruya

benim itirazım konusunda bir karar vermenizi talep ediyorum.”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş: “Avukat Bey şu manada sordum. Niyet okuma olarak

algılamayın bunu. Yani sanık savunmasında dedi ki; sunumu yaptım ama bu sunumun içeriğini ben bilmiyorum diyor. Yani yahut da.”

Sanık Memiş Yüksel Yalçın müdafii Av. İlkay Sezer: “Bilmiyorum demedi.”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş: “Yahut da yahut da Avukat Bey yahut da diyor ki

savunmasında bunun içeriğinin tamamını ben hazırlamadım.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın müdafii Av. İlkay Sezer: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş: “Kendi konumla ilgili olanı ben hazırladım.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın müdafii Av. İlkay Sezer: “Evet efendim.”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş: “Ama neticede sunumu yapıyor. Yani insan söylediği

sözden sorumlu değil midir? Orada sunumu yapan belirli bir kişi, bir kişi.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın müdafii Av. İlkay Sezer: “Sayın Savcım bunun hukuken

değerlendirmesini biz yargılama aşamasında yapacağız.”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş: “Bir kişi söylediği sözden.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın müdafii Av. İlkay Sezer: “O zaman değerlendirecek.”

55

Page 56: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:56

Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş: “Avukat Bey söylediği sözden sorumlu değil midir? Ben onun için soruyorum. Açıklayabilirse buyursun açıklasın diyorum. Yani yoksa kendisi bilir.”

Sanık Memiş Yüksel Yalçın müdafii Av. İlkay Sezer: “Sayın Savcım, Sayın Başkanım engel olur musunuz?”

Mahkeme Başkanı: “İtirazı tamam soru o şekilde soruldu, şu şekli ile cevaplayabilirsiniz isterseniz. Bir sunum yaptınız sunumun içeriğinin tamamını kendiniz hazırlamadığını söylüyorsunuz.”

Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Evet kendim hazırlamadım.”Mahkeme Başkanı: “İçeriğini anlayarak sundunuz. Bu şekilde soruya cevap verir misiniz o

şekilde. Yani içeriğinde, içeriğinin suç yani biz Mahkeme olarak.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Yani ben ben bu okuduğum metni.”Mahkeme Başkanı: “İçeriğinin suç olduğunu iddia etmiyoruz size karşı.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Okuduğum metinde suç.”Mahkeme Başkanı: “İddianame bu yönde isnatta bulunduğu için.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Evet.”Mahkeme Başkanı: “Yani iddianame seminer hakkında bir isnatta bulunuyor.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Okuduğum.”Mahkeme Başkanı: “Sizde bu seminer içerisinde bazı verilerden bahsediyorsunuz, bazı

açıklamalarda bulunuyorsunuz. İçeriğini siz hazırlamasanız da.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Evet.”Mahkeme Başkanı: “Bunları daha önce 15. Kolordu Komutanlığı seminer gurubu

tarafından hazırlanmış bu bilgilerin hazırlanması aşamasında bulundunuz. Bir kısmına katkıda bulundunuz, bir kısmını diğer birimler hazırladı.”

Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Yani istihbarat ile ilgili bölümüne katkım olmadı Sayın Başkanım.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Ama harekat ile ilgili bölümü var. Yani harekat 2 safhada

yapılacak. Kuvvet ihtiyacı şudur, budur, falan gibilerinden geçen bölümleri var.”Mahkeme Başkanı: “Harekat ile ilgili kısımları.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Onlara katkım oldu. Ama zaten askeri çalışma usulleri

gereğince istihbarat şube müdürünün sorumlu olduğu bölüm vardır. O hazırlar. Zaten 14 Haziran’da kendileri burada size vermiş olduğu savunmasında bu hususları il Emniyet komisyon toplantılarında aldıklarını ve bir kısım bilgilerin Genelkurmay Başkanlığından kendilerine belirli periyotlarda geldiklerini, buralarda derlenen bilgileri 1. Ordu Komutanlığınca istenen hususlar doğrultusunda bir metin haline getirilerek 15. Kolordu hal tarzına eklendiğini kabul ettiler ve ifade ettiler. Şimdi tabi parti ile ilgili konuşulan konular o zaman gazetelerin yazdığı konular. Ve harekat bölgesi etüdü, yani ben istihbarat konularına benim burada sorumluluğum yok ama akademide tabi bir eğitim aldım. İstihbarat konularında ne olması gerektiği konusunu da biliyorum. İstihbarat konusunda da harekat bölgesi etüdü diye bir kavram vardır ve biz takdimlerimizde, hazırlıklarımıza, buradaki geçen sıraya da riayet ederiz. Orada da bölgenin siyasi durumu ile ilgili bir bölüm vardır. Onun için ona istinaden Sayın Recep Yıldız’ın bunu buraya dahil ettiğini ben değerlendiriyorum, düşünüyorum. Ama en doğru cevabı kendisi de verir. Ben bu doğrultuda düşündüğüm için okuduğum metinde herhangi bir suç unsuru olabileceğini düşünmedim ve değerlendirmiyorum da. Yani bir hukukçu değilim ama bilgim çerçevesinde, askeri konularda bilgim çerçevesinde. Çünkü buradaki bilgiler il Emniyet komisyon toplantısında alınan bilgiler. Kimin tarafından alındı? Sayın İstihbarat Şube Müdürümüz tarafından alındı ve Genelkurmay Başkanlığının periyodik olarak yayınladığı cari istihbarat raporlarından alındığını kendileri ifade ettiler. Dolayısı ile resmi valilikten alınan, Genelkurmay

56

Page 57: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:57

Başkanlığından alınan veyahut da o günkü gazetelerde yazan bir bilginin yasal, yasak olduğunu, yasal olmadığını ben nasıl tespit edebilirim. Bunu yasal kabul etmek zorundayım.”

Mahkeme Başkanı: “Peki yani.”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş: “Bir sorum daha var Başkanım. Başka bir sorum daha

olacak.”Mahkeme Başkanı: “Sadece soruyu sorun.”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş: “Şimdi, Cumhuriyet Savcılığında verdiğiniz ifade de

savunmanızın sonunda suçlu görülecek olursam etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istiyorum diyorsunuz.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş: “Suçlu görülecek olursam etkin pişmanlık

hükümlerinden faydalanmak istiyorum. Bunu açıklar mısınız?” Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Tabi lütfen. Yani sorduğunuz için özellikle teşekkür

ediyorum. Buradan bir tek arkadaşım bana bunu sordu daha önceden. Böyle bir şey yazmışın diye, söylemişin diye. Onun haricinde hiçbir kişi bugüne kadar sormamıştı. Ve de ben kendilerine açıklayamadım diye belki tutuklandığımdan daha fazla bu konuda üzüntü duymuş idim. Onun için bu konuyu sorduğunuz için.”

Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş: “Benim sormam mı gerekiyordu. Açıklasaydınız ya o zaman. Ben sormadan açıklasaydınız.”

Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Yok yani arkadaşlar sormadıkları için ben de açıklayamadım. Onun için bunu. Bunun için size teşekkür ediyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Şimdi. Konuşurken mikrofona konuşun.” Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Pardon özür dilerim.”Mahkeme Başkanı: “Ses uzaklaştığında dağılıyor ve çözümde sıkıntı oluyor. Hep

eleştirilen konu, o harf çıkmamış, bu harf yanlış çıkmış. Çünkü katipler anlayamıyorlar. Hakim arkadaşlar da takıp dinliyorlar. Bazı kelimeler yutulmuş çıkıyor.”

Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Evet, evet.” Mahkeme Başkanı: “Cümlenin gelişine göre eksik yazılıyor kelimeler oralara.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Evet. Şimdi Sayın Başkanım, Sayın Savcım. Ben

Ankara’da, Ankara Cumhuriyet Savcılığına ifade vermeye gittim. İfademi verirken son 3 soru falan kalmış idi. Bana Sayın Savcı şöyle söyledi. Dedi ki; senin suçun olmadığını biliyoruz. Eğer orada sesli ve kayıtlı görüntü mutlaka vardır herhalde bir savcının makamında öyle yani, onu getirttirebilirsiniz ve burada da dinlemeyi de kabul ederim yani. Öyle bir şey varsa.”

Mahkeme Başkanı: “Yok.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Yani seve seve.”Mahkeme Başkanı: “Cumhuriyet Savcılarının ve Hakimlerin odalarında kayıt sistemi

olmaz.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Evet. Yani keşke olsaydı da dinleseydik yani.”Mahkeme Başkanı: “Ancak koridorlarda var.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Ve dedi ki; senin suçunun.”Mahkeme Başkanı: “Yani adliyenin koridorlarında güvenlik kayıt sistemi var. Ama

odalarda yok.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Senin suçun olmadığını biliyoruz. Ama birileri, birileri size

seminer yaptırmış. Müteakiben sizin seminere yönelik yapmış olduğunuz çalışmaları alarak ve sizin konuşmalarınızı alarak balyoz, işte sahte, sözde bu balyoz planını yapmışlar ve dolayısı ile sizin suçlanmanıza sebep olmuşlardır. Bu konuda bize yardımcı olur musunuz dediler. Ben her kim ki benim haberim olmadan, bilgim olmadan, benim sözlerimi, benim çalışmalarımı başka bir plana, başka bir yere ithal etmişse, dahil etmişse o insanlar ahlaksızdır dedim. Ve bundan haberim yoktur dedim. Ve seve seve eğer böyle bir şey varsa seve seve yardımcı olurum dedim.

57

Page 58: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:58

Yani bir vatandaş olarak. Biz anneden, babadan öyle gördük. Adalete yardımcı olacağız. Okuldan böyle terbiye aldık. Seve seve olurum dedim. Ve sonuçta ifade devam ettim. Devam etti, bitti. Dedi ki; etkin pişmanlık yasasından faydalanmak istiyorum diye bir şeyler yazdı. Ben dedim ki; ben böyle bir şey söylemedim. Ben size yardımcı olabileceğimi söyledim. Bunu kabul etmiyorum dedim. Dedi ki; Sayın Albayım, albayım siz suçsuz yere gideceksiniz hapis yatacaksınız. Neden kabul etmiyorsun, ben bunu senin iyiliğin için yazıyorum ve sana tavsiyede bulunuyorum dedi kendileri. Bu arada ben tabi bu konuların bu kadar ciddi olduğunu falan hiç algılayamadık. Oraya avukatsız gittim. Barodan bir avukat geldi. Genç bir bayan arkadaştı. Bana dedi ki; albayım neden kabul etmiyorsun bu senin iyiliğin için. Lütfen kabul et dedi. Ben bir avukata döndüm, bir Sayın Savcıya döndüm. Dedim ki; ben insanların tecrübelerine de saygı duyarım. Dedim ki; ya avukatımız böyle diyor, Sayın Savcımız böyle diyor. Peki yazın o zaman dedim. Yani.”

Mahkeme Başkanı: “Siz onu adalete yardımcı olma açısından değerlendirdiniz, öyle düşündünüz.”

Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Bunu, ben evet öyle dedim. Yazın dedim. Sonra bakın bunlar yine ben, sizler okudunuz ama arkadaşlarla paylaşmak için bu son satırları okumak istiyorum. Pardon eğer, ben yukarıda sorulan sorulara bildiğim kadarı ile cevaplar verdim. Benim çalışmalarım, benim sunumum sorularda belirtildiği şekilde balyoz darbe planı ile irtibatlı olduğunu bilmiyorum. Bunlar gerçi Sayın Savcının yazdığı konular. Yani bizim biraz da acemiliğimize geldi. Ben, bana verilen emir ve görevler doğrultusunda çalışmalar yaptım. Sorularda bunun irtibatlı olduğunu belirterek sorular soruldu. Benim bilgim ve haberim olmadan benim yapmış olduğum çalışmaları, belgeleri, sunumları iddia edilen bu balyoz darbe planında kullanmış iseler bundan benim haberim ve bilgim yoktur. Şayet savcılıkça suçlu olarak görüleceksem etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istiyorum. Başkada sorulacak soru varsa onları da rahatlıkla cevaplandırabilirim dedi. Bunu söyledik. Ama ben oradan işte bununla bittiği çıkarken bana bunu kabul et diyen o genç bayan avukat arkadaş, barodan gelen ismini vermek istemiyorum burada yazıyor şeyde. Merak eden bakabilir. Yüzüme bakamıyordu, kıpkırmızıydı. Allahaısmarladık dahi diyemedi. Ben kendisine teşekkür ettim. Teşekkür ederim emeğiniz geçti, hakkınızı helal edin dedim. Yüzüme dahi bakamıyordu. Anladım ki tufaya geldim. Yani öyle derler kusura bakmayın.”

Mahkeme Başkanı: “Yani öyle bir Cumhuriyet Savcısının size o şekilde.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Yok Cumhuriyet Savcılığı, bir şey demiyorum ben. O avukat

için söylüyorum. O sözümü geri alıyorum Sayın Başkanım. Yani düşünmeden söyledim kusura bakmayın. ”

Mahkeme Başkanı: “Yani o kötü niyetle yazmaz yani. Öyle şey olmaz. Kaldı ki hani burada iddia ettiğiniz iddianame savcıları hakkında birtakım şeyler söylüyorsunuz.”

Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Evet. Sayın Başkanım özür dilerim.”Mahkeme Başkanı: “Ama ifadeyi alan Ankara Savcısı.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Ben Sayın Cumhuriyet Savcısından da, yani Ankara’daki

Cumhuriyet Savcısından da özür diliyorum. Yani o kasıtta, ben onu kastetmedim. Avukat arkadaşın, biraz da ortamdan dolayı ağzımdan çıktı. Kusura bakmayın. Özür diliyorum. Müteakiben, müteakiben ben oradan çıktım, okudum. Bu dedim bana da yakışmadı. Böyle bir şey de olamaz. Hemen bir hukuk, benim kardeşim de savcı. Onu aradım. Dedim ki; ya böyle böyle bir şey oldu ben böyle böyle yaptım. Ağabey dedi; bir yanlışlık yapmışsın dedi sağ olsun. Peki dedim.”

Mahkeme Başkanı: “Evet. Onu bu şekilde ses yapmayalım, saygı duyalım. Bakın bir savunma yapılıyor.”

Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Yani ben olayı anlatıyorum, yani bunu önemsediğim için arkadaşlar.”

58

Page 59: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:59

Mahkeme Başkanı: “Evet.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Müteakiben ben dedim ki; ben bilmiyorum konuyu. Ben

dedim hemen savcılığa gidiyorum, bu ifademi yeniden buradan çıkarttırıyorum, düzgün yazdırıyorum dedim. Ağabey öyle olmaz dedi. Peki ne olacak? Dilekçe vereceksin. Dilekçe yazdım. 3 Haziran 2010 tarihinde talimat yolu ile tespit olunan ifadem de etkin pişmanlık yasası hükümlerinden faydalanmak istediğim hususu yer almıştır. Benim ifade tespiti sırasında bu yasa hakkında hiçbir fikrim yoktu. İfade tespiti sonrasında yasa hakkında bilgi sahibi oldum. Ben Türk Silahlı Kuvvetlerinde onurla ve gururla görev yaptım. Hiçbir zaman illegal bir yapılanmanın içerisinde olmadım. İfade tespiti sırasında bana yöneltilen tüm soruları doğru bir şekilde cevapladım. Ayrıca ifademe eklediğim dilekçe metninde yaşadığım, bildiğim, tanık olduğum olayları eksiksiz olarak anlattım. Başkaca bir bilgim, görgüm yoktur. Herhangi bir suç işlemedim. Dolayısı ile etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanma talebim yoktur. Arz ederim. Bunu ben ayın 4’ünde, 3’ünde ifadem alındı, 4’ünde Sayın Cumhuriyet Savcısına giderek kendim verdim. Bu dilekçemde, savunmam, ek dilekçem ve bu dilekçem, 3’ü peş peşe yani eklenmiş olarak Ankara’dan İstanbul’a geldi, Beşiktaş’a. Ama ne hikmetse benim bu dilekçemi, yani bu verdiğim dilekçeyi 97 numaralı benim klasörüme Sayın Savcılar koymamışlar. Bu usulden midir, değil midir onu bilemem, araştırmadım da. Ama Sayın Avukatıma dedim ki; lütfen, lütfen benim dosyama bak. Acaba yani bu ola ki orada kalemde kalır, şurada kalır, burada kalır. Yani bir yanlışlık olmasın dedim. Kendileri dosyama baktığını ve dosyamda olduğunu bana ifade ettiler. Kendirleri de burada. Bunu sorduğunuz içinde Sayın Savcım teşekkür ederim. Sağ olun.”

Mahkeme Başkanı: “Var. O dilekçeniz klasörlerde var. Yani şahsi dosyanızda da var.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Evet. Yani hemen Sayın Başkan 3’ünde ben böyle bir

yanlışlık yaptım. Ama ayın 4’ünde bunu şey yaptık. Ama bu yanlışlığım şundan. Yani cidden ben ilk defa bir savcılığa gidiyorum. Sayın Savcım diyor ki; bunu yazalım. Sayın Avukat diyor; bunu yazalım. Ben şaşkın vaziyetteyim tabiri caizse. Yorgun ve bezginim de. Yani bir sürü soru soruluyor bizimle ilgili, alakasız. O psikoloji ile yani bıçak sırtındayken evet dedim.”

Mahkeme Başkanı: “Klasörünüze girmiş yazı.” Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Çok teşekkür ederim. Ama onu ileride şey olursa scanner ile

tarattırıp 97 nolu dosyaya da konulursa çok daha mutlu olurum.”Salonda söz almadan konuşanlar oldu, söyledikleri anlaşılamadı.Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Yok yok burada var, dosyada var da dijital dosyada yok

Sayın Hakimim.”Mahkeme Başkanı: “Orada bir atlama mı olmuş dijitalde?”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Yani ben dijital dosya var da iddianame eklerinde 97 nolu

klasörüm de orada yok.”Mahkeme Başkanı: “Bakalım.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Eğer oraya da koyabilirseniz ilerisi için bir belge olarak

kalır.”Mahkeme Başkanı: “Asıl olan bunlar. Dijital olanlar değil de asıl olan bunlar.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Ya ben ondan zaten şüphem yok. Sayın Avukatım bu

şekilde söylediği için.”Mahkeme Başkanı: “Şimdi yani bundan çok fazla soruldu. Yani oraya o cümlenin yazılmış

olması, sizin hakkınızda altına eksi bir sonuç doğurmaz.”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş: “Başkanım bir devam edebilir miyim ben?”Mahkeme Başkanı: “Kaldı ki Cumhuriyet Savcılığının hakkınızda düzenlediği iddianame

etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasını gerektirir maddeler arasında yer almıyor yani.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Yani ben bu konuyu tamamen bilmediğim için. Değilse ben

şunu şurada ifade edeyim. Yani bu arkadaşlarım için değil. Ben Türk Silahlı Kuvvetlerinin her

59

Page 60: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:60

subayı, astsubayı, mehmetçiği, uzmanı için 3 defa idamı göze alabilecek kadar yürekliyimdir yani. Bununla hiç şeyle alakası yoktur yani. Öyle bir şey olmaz.”

Üye Hakim Ali Efendi Peksak: “Dijital kayıtta da var.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Var ama ben.”Üye Hakim Ali Efendi Peksak: “Sizdeki o dijital belge şey varsa CD varsa kontrol edelim.” Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Yani benim yanımda yok. Flash belleğimde var ama yok.

Eğer varsa çok da sorun değil.”Mahkeme Başkanı: “Buyurun.”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş: “Şimdi ben şunu anlayamadım. Bu konuda, bu

verdiğiniz ifade konusunda en son sizi tufaya düşüren savcı mı avukat mı?”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Benim cahilliğim deyim Sayın Savcım.”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş: “Hangisi?”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Benim cahilliğim deyim. Yani ben.”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş: “Avukat, sizin avukatınız niye sizi tufaya düşürsün.

Savcılıkta işi gücü yok Ankara’daki bir savcı soruşturmayı yapan bir savcı değil. Talimat ile işte orada hasbelkader talimata bakan bir savcı görevlendirilir.”

Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Sayın Savcım.”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş: “O savcı sizi niye tufaya düşürecek?”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Sayın Savcım ben o tufa sözünün sözlerimden çıkarılmasını

istiyorum.”Mahkeme Başkanı: “Tamam buna cevap vermeyebilirsiniz isterseniz.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “O buradan öyle bir söz geldiği için öyle şey yaptı. Bana

yakışmadı tabi. Benim ifadem, Sayın Savcı bana tavsiyede bulundu. Aslında avukatımın beni uyarması lazımdı, barodan gelen avukatın. Yani ben öyle o anda boşta bulundum evet dedim. Hepsi bu kadar. Yani bu ne kadar basit bir konu aslında. Ben bunu aslında çok kafama taktım, çok düşündüm. Ama yani bir gömlek alırsınız defolu çıkar, ertesi gün götürürsünüz mağazaya teslim edersiniz. Aslında buda öyle bir olay oldu yani.

Mahkeme Başkanı: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş: “Yine yani şimdi şunu dediniz oradaki ifade yalnız

savcı hakkında da. Hani şöyle dedi diye söylediniz yanlış anlamadıysam yine. Sizin suçsuz olduğunuzu biliyoruz.”

Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş: “Diye bir.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş: “Şimdi Ankara Savcısı, talimatla ifade alan bir savcı

ona gönderilen belli sorulara göre.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Valla Sayın Savcı onu, onu Sayın Cumhuriyet Savcımıza

sorun lütfen.”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş: “Belli sorulara göre yani o savcının dosya hakkında

yeterli bilgisi olmayan, sadece gönderilen soruları sorar aşağı yukarı.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş: “Yani dışarıdan bir soru sormaz. Öyledir muhtemelen.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş: “O soruları soran bir savcı sizin nasıl olurda sizin

suçsuz olduğunuzu veya suçlu olduğunuzu biliyoruz diye bir şey kullanabilir.” Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Sayın Savcım.”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş: “Dediğiniz gibi keşke kamera olsa da.” Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Yani lütfen eğer olsaydı.” Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş: “İyi olurdu.”

60

Page 61: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:61

Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Ben burada dinlenmesini talep ettim zaten. Eğer varsa da yine.”

Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş: “Yok olsa iyi olurdu.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Hani olabilir ki ne bileyim o anda gizli kayıt yapanlar oluyor

ya işte böyle. Yani olabilir belki. O gizli kayıt yapanlardan isteyelim belki varsa olur yani.”Mahkeme Başkanı: “Savcı odalarında gizli kayıt, bunlar zaman zaman araştıyoruz

odaları. Yani öyle bir şey yok.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Yani efendim bak Genelkurmay Kozmik bürolarına girdiler.

Her yere geldiler.”Mahkeme Başkanı: “O sizin verdiğiniz dilekçenin bir sureti sizde ise.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Var.”Mahkeme Başkanı: “Bizdeki kayıtla aynı mı bir bakalım ona isterseniz bir yanlışlık var

mı?”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Tabi aynıdır aynıdır. Tabi aynıdır.”Mahkeme Başkanı: “Hakim Bey karşılaştıracak onları.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Bunu da sizi verebilirim sorun değil.”Üye Hakim Ali Efendi Peksak: “Fotokopisini alalım da. Biz de fotokopisini alırız.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Bunu size bırakabilirim.”Üye Hakim Ali Efendi Peksak: “Siz 04.06’da tekrar bir dilekçe mi verdiniz?”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Evet bu benim, bu pişmanlık yasasından faydalanmak

istemiyorum diye bir dilekçe var ya Sayın Hakimim. O 4’ündeki dilekçe.”Üye Hakim Ali Efendi Peksak: “Hayır 03.06’da da bir dilekçe.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Hayır şöyle. Şimdi 3’ünde ben savunmamı verdim sizin

gönderdiğiniz sorulara göre. Ama ben savcılığa giderken, yani ne oldu ne bitti hatırlayabildiğim kadarı ile bir dilekçe hazırladım kendim.”

Üye Hakim Ali Efendi Peksak: “Şimdi ben bir açıklama yapayım da.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Evet.”Üye Hakim Ali Efendi Peksak: “Ondan sonra tabi siz açıklamanızı. Ben yani sizin

dosyanızı okuduğumda, sizin şeyinizi net bir şekilde okuduğumu hatırlıyorum.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Evet.”Üye Hakim Ali Efendi Peksak: “Ondan dolayı da zaten tereddüt ettim hani sizin ek dilekçe

verdiğiniz hususunu. Okuduğumu hatırlıyorum.” Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Evet.”Üye Hakim Ali Efendi Peksak: “Onda bir tereddüdüm yok. Ama etkin pişmanlık ile ilgili

hususta sonradan vazgeçtiğinizi belirttiğinize dair bir hüküm bulunmadığını da hatırlıyorum. İşte dilekçesinde. Şimdi bu dilekçenizi şu sayfa.”

Sanık Memiş Yüksel Yalçın:“Evet, şimdi orada Sayın Hakim.”Üye Hakim Ali Efendi Peksak: “Savcılık Makamına talimat evrakı tamamlandığında sizin

sunmuş olduğunuz işte 3/6 olan şurası tamam. 4/6’yı ya orada sunmadınız ya sonradan.” Sanık Memiş Yüksel Yalçın:“4/6’yı bir gün sonra sundum.Üye Hakim Ali Efendi Peksak: “Heh.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın:“Bir gün sonra.”Üye Hakim Ali Efendi Peksak: “O dosyada yok.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın:“O dosyada yok onu diyorum ama yani.”Üye Hakim Ali Efendi Peksak: “Ama talimat evrakı zaten 3/6 da işi bitmesi.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın:“Ama 3/6 da hepsini birleştirerek kalem gönderdi. Yani 3’ü de

peş peşe geldi. Çünkü bana kalemdeki arkadaş dedi ki çünkü Sayın Savcı dedi ki bunu kaleme bırakın lütfen dedi. Üzerine parafe etti. Müteakiben kalemdeki dedi ki öbürlerine göndermedik

61

Page 62: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:62

komutanım 3’ünü beraber göndeririz dedi, onun için. Ama size de bırakabilirim, fotokopi de çekebilirsiniz.”

Mahkeme Başkanı: “Fotokopi çeksinler. Onu da dosyanıza koyalım.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın:“Tamam.”Mahkeme Başkanı: “Buyurun Hakim Bey.”Üye Hakim Murat Üründü: “1. Ordu seminerinde yaptığınız sunum metnini, sunum

yapmadan önce okumuş muydunuz?”Sanık Memiş Yüksel Yalçın:“Evet okudum.”Üye Hakim Murat Üründü: “Daha önceden biliyordunuz?”Sanık Memiş Yüksel Yalçın:“Evet biliyordum.”Üye Hakim Murat Üründü: “Şimdi sunumuzda son genel seçimlerde AK Parti 74, CHP 39

milletvekili çıkarmıştır.Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Evet.”Üye Hakim Murat Üründü: “AK Partinin almış olduğu oyların büyük kısmının tepki oyları

olduğu değerlendirilmektedir.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın:“Evet”Üye Hakim Murat Üründü: “Şeklinde bu partinin aldığı oy ile ilgili yorum yapılıyor.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın:“Evet”Üye Hakim Murat Üründü: “Burada bir plan semineri yapılıyor.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın:“Evet”Üye Hakim Murat Üründü: “Plan seminerinde, Türkiye’deki bir siyasi partinin almış olduğu

oyla ilgili yorum yapılması sizce normal mi?”Sanık Memiş Yüksel Yalçın:“Bence, şimdi bunu daha önce, biraz önce cevaplandırdığımı

hatırlıyorum. Ama yeniden cevaplandırayım. Bir defa bu İstihbarat ve İstihbarat Karşı Koyma Şube Müdürlüğünün durum değerlendirmesi diye bana verdiği bölümde yer alan bir husus. 2, Harekat bölgesi etüdü diye bir format var. Oradaki, formattaki yani bizim askerlerin kullandığı arazinin, havanın, iklimin değerlendirildiği bölge ile ilgili, orada bölgenin siyasi durumu diye bir madde var. O siyasi madde durumuna göre Sayın İstihbarat Şube Müdürümüz tarafından o konunun yazıldığını şahsen değerlendiriyorum. Doğrusunu kendisi söyler tabi. Ama diğer bir hususta bu madde zaten hani bu tepki oyları olduğuna dair o günkü gazetelerin hangisini açsanız, böyle bir yoruma rastlayabilirsiniz. Onun için beni rahatsız etmedi yani o açıdan. Gazetelerde de aynısını okuyordum zaten. Bilmem cevaplandırabildim mi?”

Üye Hakim Murat Üründü: “2 tane partiyi ele almışsınız. Bir tanesi hakkında yorum yapıyorsunuz. Diğeri hakkında herhangi bir yorum yok. Bu sizin dikkatinizi çekmedi mi?”

Sanık Memiş Yüksel Yalçın:“Yok benim çekmedi şahsen, ama bunun bir suç olduğunu da bilmiyordum. Suç olarak da kabul etmedim, değerlendirmedim de.”

Üye Hakim Murat Üründü: “Tamam Başkanım.”Mahkeme Başkanı: “Başka var mı sorunuz? Tamam. 15. Kolordu Komutanıydınız o

dönemde açıklama yapmak istiyorsunuz buyurun Ayhan Taş.”Sanık Ayhan Taş: “15. Kolordu Komutanıyım o tarihte, şimdi arkadaşlarımın ve sizin

sabrınızı rica edeceğim biraz eğer uzarsa, çünkü henüz açıklığa çıkmamış bazı konular var kafalarda. 1) Biz askerler, barış zamanında silahlı kuvvetlerin harbe ait, dış düşmanına ait veya içerideki şer odaklarına ait tehditlerine karşı hazırlıklı olabilmek amacı ile çalışmalar yaparız. Bunun adına plan semineri, plan çalışması, harp oyunu gibi isimler verilir. Ve bunların hal tarzlarının, uygun hal tarzlarının üretilmesi için bu semineri, bu plan çalışmasını hazırlayan makam tarafından çalışanlara askeri tabiri ile mesele, durum, senaryo dediğimiz bir olaylar tasavvur edilen, sanal olaylar verilir. Burada olduğu gibi. Ve bunun altına, bunun altına yine senaryoyu hazırlayan makam bilgiler hanesini açar. Özel durum varsa özel durum, ondan sonra bilgiler der ve bilgiler verir. Bazı bilgileri kendisi verir. Mühimmat durumunu, personel durumunu,

62

Page 63: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:63

havanın durumunu, arazinin durumunu ya verir veya der ki arazi haritada görüldüğü gibidir. Hava 15-20 Şubatta olacağı gibidir. Veya şehir planları mevcut halde olduğu gibidir veya Sayın Ordu Komutanının bu seminerde gönderdiği gibi emir ile, gerçek veriler kullanılacaktır, diye efendim bize bilgi verir. Şimdi gerçek verilerin kullanılması ile yola çıkan hareket tarzları üretecek seminer grupları, hal tarzlarını üretirken lazım olduğu kuvvet, tesis, mekan, efendim dernek sayısı, hastane sayısı, fabrika sayısı, efendim yolların durumu aklınıza ne gelirse, ne gelirse. Bunları eğer demişlerse ki bize gerçek veriler kullanılacak, biz gerçek verileri kullanırız. Bu gerçek verilerin nasıl kullanılacağı şekli sorulan sorulardan hala şu ana kadar anlaşılmadığını ben anlıyorum. Gerçek veriler kullanılır, eğer gerçek verilerin kullanılmasını istemeyen bir müdüri harekat varsa bize veri verir, biz o verileri kullanırız. Yani Pendik demeyiz de sendik deriz. Bize bir liste gönderir. Bu çalışmada haritada görülen isimler yerine aşağıdaki kod isimler kullanılacak der, biz de bakarız Pendik’in karşısında sendiki görürüz, sendik diye bahsederiz. Ama derse ki haritada ve şehir planında görüldüğü gibidir. Ve özel efendim her türlü bilgi gerçek veri şeklinde kullanılacak derse falanca ildeki polis sayısını, kaç 536. 536 olarak kullanmak zorundayız. Özel güvenlik kuvveti 800, 800. Hastane 90, 90. yatak kapasitesi 1200, 1200. gerçek veri dediği budur. Bunları biz bu şekilde kullanırız 1. 2) Bizim kolordu da sunulan, arkadaşımın sözcü olarak sunduğu, bakın. Hazırlama sorumluluğu başkadır, kürsüde bir seminer grubunun sözcüsü olarak söz alıp, o hazırlanan ortak metni sunma sorumluluğu başkadır. Lütfen bunu karıştırmayalım. Arkadaşımız, arkadaşımız 15. Kolordunun, 15-16 Ocak tarihinde kolordu karargahında burada olan arkadaşlarımız ile beraber, müşterek olarak ürettiğimiz hal tarzını, hal tarzını kaleme almıştır, diğer karargah subayları ile birlikte. Ve benim emrim ile o grubun sözcüsü olarak çıkmıştır. İçerisinde katılmadığı noktalar olabilir. Çok doğaldır. Kişisel olarak katılmadığı nokta olabilir. Diyelim ki bir taarruz planı arz ediyoruz. Gurup soldan kuşatmayı 1. harekat tarzı ve karar olarak sunuyordur. Arkadaşım sağdan kuşatmayı düşünmüştür ve onu doğru olarak mütalaa ediyordur ama eğer gurup, seminer gurubu soldan kuşatmayı harekat tarzı ve hal tarzı olarak, gurubun hal tarzı olarak kabul ettiyse, arkadaşım onu gurubun hal tarzı olarak okumak zorundadır. Kendi ona inanmasa bile. Şimdi bu nedenle arkadaşımın sunduğu sunum burada 15. Kolordu adı altında değişik yerlerde oturan arkadaşlarımın kolordu karargahımızda oluşturduğu, benim de onayımı aldığı ve hiçbir satırında, hiçbir satırında suç unsuru olmayan bir metindir. Eğer bir suç unsuru varsa, onun ne olduğunun takdiri Askeri Mahkemeye aittir. Diğer bir konu; biz sunumlarımıza genel değerlendirme ile gireriz. Buna bölgenin etüdü deriz. Harekat bölgesi etüdüdür ismi. Askeri tabiri. Harekat bölgesi etüdü. Dış tehdide karşı yönelik olarak sunulan plan taslaklarında harekatın nerede, nasıl cereyan edebileceğini beyinlere yansıtabilmek için harekat yapacağımız alanın gerek bizim bölgemizdir, gerekse sınır ötesindeki arazi kesimidir. Harekat bölgesi etüdü yapılır. Bunu münhasıran istihbarat şube müdürü hazırlar ve o takdim eder. Ama müşterek takdimde istihbarat şube müdürlüğünün o bölümü müşterek metine girer. Belki harekat şube müdürü veya lojistik şube müdürü takdim edebilir, takdimci olarak. Eğer hal tarzımız, bizden istenen hal tarzı düşmana yönelik bir hal tarzı ise yani ordunun, ordunun seminerinde 2. ve 5. Kolordulardan istendiği gibi çünkü onlar düşmana, 3 ve 15. Kolordu iç tehdide karşı. Eğer düşmana karşı yapılan bir takdimde harekat bölgesi etüdü takdim ediliyorsa özet olarak, bakın neler yer alır. Harekat bölgesindeki coğrafyanın tofografik durumu, bizden düşmana olan yaklaşma istikametleri. Bu yaklaşma istikametlerinin askeri birlik olarak kapasitesi nedir? Bir tank bölümü, ber tank taburu mu gidebilir bu istikamette? Bu istikametten giderken el atmamız gereken kritik arazi arızaları nelerdir? Engeller nelerdir? Suni engeller nelerdir? Tabi engeller nelerdir? Nehirler varsa, nehirlerin geçiş yerleri nerelerdir gibi gibi gibi uzatmak istemiyorum. Coğrafya ile ilgili bilgiler, dış tehdide yönelik bir plan semineri çalışmasında takdim edilen planın harekat bölgesi etüdüdür. Bunun formatı bu. Peki gelelim, 3. ve 15. Kolordu bu seminerde iç tehdide yönelik plan tasavvurlarını takdim etti. Burada da harekat bölgesi etüdü sunulur. Ne sunacağım ben? Nehirleri mi sunacağım? Kritik araziyi mi

63

Page 64: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:64

sunacağım? Hayır. Söylüyorum, 1) İç tehdide yönelik yapılan bir durum değerlendirmesinin harekat bölgesi etüdünün form maddelerini sıralıyorum. 1) bölgenin siyasi ve politik durumu. 2) Halkın sosyal ve ekonomik durumu. 3) Halkın etnik ve dini yapısı. 4) Halkın kültürel durumu. 5) Bölgede korunması gereken kritik tesisler ve bunların korunma ihtiyaçları. 6) Bölgede ana ikmal yolları, demiryolları, köprüler vesaire gibi kritik noktalar ve bu daha devam eder ihtiyaca göre, seviyeye göre bunu hazırlayanın seviyesine göre bu form devam eder. Görüldüğü gibi bakın dış düşmana karşı yapılan harekat bölgesi etüdü ile içeride iç tehdide karşı yapılan harekat bölgesi arasında kocaman bir fark var. Ve birinci maddesi bölgenin siyasi ve ekonomik durumudur ve buna da işte takdimimizde başladığı gibi Kocaeli bölgesinin siyasi durumu, seçimler yapılmış şu tarihte. Bölgede efendim şu parti ismi zikredilir evet gerçektir. Ne diyeceğim AK Parti yerine, ne diyeceğim. Gerçek veri kullanın diyor. He, ne diyeceğim. AK Parti şu kadar milletvekili çıkarmış. Yorum da getirmiş. Niye? Bu bölgede o parti ilk defa yoğun oy almış. Niçin oy almış? Daha öncekiler beceriksiz oldukları için halk tepki olarak gitmiş ona oy vermiş. Bu yorum arkadaşın değil, basında çıktı günlerce, gazete okudunuz. Olumludur. AKP’ye hakaret vesaire içermez. Kendinden önceki vesaire, vesaire, vesaire partilerinin beceriksizliği, ne bileyim nesi nedeni ile halk gitmiş teveccühünü bu partiye kullanmış. Tepki denilen olay budur. Şu kadar milletvekili bölgeden çıktı. Şu partiden bu kadar milletvekili şurada çıktı. Korunan tesisler şunlar ne bileyim neler neler neler neler diye giden takdimde anlatılan her satır, her satır benim kontrolümden geçmiştir. Zerre kadar suç unsuru yoktur. Eğer suç unsuru varsa diyorsanız. Ben kendimi şimdi yakarım.”

Sanık Çetin Doğan: “Müsaade ederseniz Sayın Başkan.”Sanık Ayhan Taş: “Teşekkür ediyorum.”Mahkeme Başkanı: “Tamam, buyurun sizin Ordu komutanlığını da ilgilendiriyor. Açıklama

yapabilirsiniz.”Sanık Çetin Doğan: “Evet, Sayın Ayhan Taş Kolordu Komutanı, dönemin kolordu

komutanı ayrıntılı açıklama yaptı. Ben sadece, benim söyleyeceklerimin büyük bölümünü kapsadığı için sadece çok önemli saydığım bir noktayı burada belirteyim. Konuya açıklık kazandırmak açısından, not düşme açısından. Bu da şu; siyasi coğrafya ile ilgili değerlendirme, istihbarat ile ilgili bilgi değerlendirmesini kendiliklerinden, kendi içlerinde yapacak bir güçleri yok. Teşkilatları yok. Herhangi bir verileri yok bu konuda. Gazeteler var. Ama bu konuda Kara Kuvvetleri Komutanlığı ve ordudan gelen istihbarat bilgileri var. Ne var? Dosyanın içerisinde var. Dosyanın içerisinde aylık istihbarat özeti var. Kim göndermiş? Kara Kuvvetleri Komutanı. Dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı kim? Aytaç Yalman. Dosyanın içerisinde var. Hatta benim tetkik ettiğim kadar, bununla ilgili sorular da yöneltmişler. Yani bu şey içerisinde, soruşturma evresi içerisinde sorular da var. Bundan ibaret. Konulan, yazılan konulara, alıntılara iyi görmek istiyorsanız Kara Kuvvetlerine sorun. Kara Kuvvetlerinin istihbarat bültenine sorun ve oraya bakın. Teşekkür ederim.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun.”Bir kısım sanıklar müdafii Av. İlkay Sezer: “Şimdi biraz önce müvekkilim savunmasını

yaptı. Arkasından soruları da gördük. Müvekkil seminerde 99 yansıdan oluşan bir sunum yapmış. Bu sunumla ilgili olarak sadece bu konu sanıyorum Heyetin dikkatini çekti ve o soruldu. İddianamede sunumun içeriği incelendiğinde olumsuz tesiri, kriz, kaos ve kargaşa çıkarılmasına yönelik sonuçları, siz sanıyorum bu sunumda görmediniz ve soru olarak müvekkile tevcih etmediniz. Bu konu ile ilgili eğer şüphe uyandıran Heyetiniz de bir şey var ise onu da soralım. Sadece 99 yansıdan bu konu soruldu. Oysa iddianamede kriz ve kaosa yönelik planlardan bahsediliyor. Sanki sunum bu kriz, kaos ve kargaşa ortamı yaratmaya yönelik hareketleri anlatıyormuş gibi iddianamede lanse ediliyor. Bu konuyu zapta geçmek istedim.”

Üye Hakim Ali Efendi Peksak: “Recep Yıldız’a soralım o şeyi Recep Yıldız. Evet.”Sanık Recep Yıldız: “47 nolu sanık Recep Yıldız.”

64

Page 65: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:65

Üye Hakim Ali Efendi Peksak: “O iç tehditle ilgili olan istihbarat iç tehditle ilgili dedim istihbarat ile ilgili olan sunumu siz mi hazırlamıştınız?”

Sanık Recep Yıldız: “Doğrudur ancak daha sonra üzerinde çalışıldı komutanımızın belirttiği gibi üzerinde çalışıldı son halini almış olarak sunuldu.”

Üye Hakim Ali Efendi Peksak: “Huzurdaki savunmalarınızda Mahkeme huzurunda savunmalarınızda 14 Haziran’da yanlış hatırlamıyorsam.”

Sanık Recep Yıldız: “Evet.”Üye Hakim Ali Efendi Peksak: “Muhabere istihbaratın asıl görevinin kolordu istihbaratının

asıl görevinin dışa yönelik veyahut da kendi birimi ile ilgili olarak istihbari bilgilerin toplanması iç tehdide ilişkin veyahut da jandarma istihbaratı ilgilendirir şeklinde bir.”

Sanık Recep Yıldız: “Şöyle şöyle arz etmiştim. Ben anladım sorunuzu.”Üye Hakim Ali Efendi Peksak: “Evet.”Sanık Recep Yıldız: “Kolordu istihbarat şube müdürünün esas görevi muhabere

istihbaratıdır demiştim. Bizim esas görevimiz.”Üye Hakim Ali Efendi Peksak: “Başkan Bey bir şey izah ediyor da, bölünmesin evet.”Mahkeme Başkanı: “Bir dakika önemli bir konu Pazartesi duruşmanın devamı açısından

onu izah edeyim devam edeceğiz.”Sanık Recep Yıldız: “Anlaşıldı.”Mahkeme Başkanı: “Şimdi Pazartesi savunması alınacak tutuksuz sanıkların birçoğuna

daha önce yani hemen hemen tamamına biz yargılama aşamasında müdafi tayin ettirmiş idik. Fakat müdafiler duruşmayı takip etmediler bugüne kadar ilk celseye geldiler daha sonraki duruşmalara bir kişi hariç Deniz Bey dün gelmişti. O aradı kendisi geleceğini söyledi. Diğer iki müdafii Av. Nazlı Nur Akyol’a ulaşamıyoruz. Atanmış, ilk celseye de gelmiş. Yine bir de Av. Yağmur Cumhur Marşan var buna ulaşıyoruz ama Pazartesi, Salı buraya gelemeyeceğini söylüyor. Bizde onunla ilgili Baroya tekrar yazı yazacağız ya bu müdafiler müracaatını sağlayın ya da yerlerine 2 tanede sanığa müdafii atanmamış. Onların sözleşmeli müdafileri ayrılmış. Onlarla beraber bir müdafii tayin edin şeklinde bir sorun var. O sorunu personelimiz ile görüştük, Pazartesiye umarım Baro müdafii gönderir. Savunmalarda bir aksama olmaz. Şimdi siz evet buyurun açıklama yapabilirsiniz. Hakim Bey kusura bakmayın o konu girdi araya.”

Sanık Recep Yıldız: “Evet. Hakim Bey 14 Hazirandaki savunmam esnasında kolorduların istihbarat şubelerinin asıl görevinin muharebe istihbaratı olduğunu söylemiştim. İç istihbaratla ilgili iç istihbarat bilgileri toplama ile ilgili görevimiz yoktur. Çünkü yasal yetkimiz yoktur ve kadro kuruluşumuz buna uygun olarak düzenlenmemiştir diye beyan etmiştim. İç istihbarat ile ilgili ihtiyaç olan ihtiyaç duyulabilecek olan bilgileri de öncelikli olarak ve en güncel olarak İl Emniyet Komisyon Toplantılarında elde ettiğimizi ayrıca üst komutanlıklardan gelen aylık veya 3 aylık iç tehdit değerlendirme raporlarından aldığımızı ifade etmiştim. Bir de ayrıca tabi malum şey var açık istihbarat kaynaklarımız var. Basın veya televizyon. Bu takdimde geçen husus da bölgenin muhabere sahası istihbarata yönelik olarak harekat bölgesi etüdüdür. Az önce 15. Kolordu Komutanımızın belirttiği gibi geri bölge emniyet planı çerçevesinde iç tehditle ilgili unsurlar olacağı için bölgede onun formatı biraz önce arz edileceği şekildedir. Ve buradaki bilgilerde toparlayacak olursak, açık kaynak istihbaratından üst komutanlıktan gelen raporlardan ve il komisyon İl Emniyet Komisyon Toplantılarından elde edilen bilgilerden istifade ile değerlendirilmiştir, arz ederim.”

Üye Hakim Ali Efendi Peksak: “Başkanım son bir sorum var. Şimdi Avukat Bey’de söyledi 99’a ya da 100’e yakın bir PowerPoint sunumundan sadece bir tanesi mi Mahkeme Heyetinin dikkatini çektiği şekli ile konuşuldu. Benim oradaki söylememdeki maksat sizin ben savunmanızda şeyde yanlış hatırlamıyorsam duymadım. Şimdi Savcılıkta talimatta alınan savunmanızda tamamen varsayımlarla ve hayali kişiler üzerinden konuşma yapıldı.”

Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Evet.”

65

Page 66: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:66

Üye Hakim Ali Efendi Peksak: “Gerçek kişi ve kurumlar üzerinde planlar yapılmadığı şekli ile bir beyanınız var.”

Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Doğru.”Üye Hakim Ali Efendi Peksak: “Bunu da düzeltmediniz.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Bir kısmını düzelttim.”Üye Hakim Ali Efendi Peksak: “Ben ondan dolayı bu soruyu sormuştum.”Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Bir kısmını düzelttim.”Üye Hakim Ali Efendi Peksak: “AKP ismi oradan geçmekte diye. AKP ile o benim daha

doğrusu sormuş olduğum yer ile ilgili bir düzeltme yapılmadı. Savunmaları ile ilgili açıklamaların tamamını anlattığı dedi ki sıkıyönetim kapsamındadır. Bunları tek tek tek izah etti hatta Mehmet Yoleri ile ilgili olarak.”

Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Evet.”Üye Hakim Ali Efendi Peksak: “O işte numaralandırma çakışma onları da anlatıldı. Ondan

dolayı dikkat çekmiştim ben.”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş: “Şimdi Memiş Yüksel Yalçın’ın yaptığı sunum ile ilgili

olarak Sayın Ayhan Taş söz aldınız. Şimdi gerçek verilerden tabiki kullanılacaktır dediniz ama gerçek verilerden gerçek veriye de fark var. Şimdi siz coğrafi konumlarda tabiki kullanmanızdan daha normal bir şey yok ama neticede bağlı bulunduğunuz bir hükümetle ilgili olarak gerçek verileri kullandığınızda şu şekilde sunumlar var. Bakın ben size onları tekrar okuyayım. Yani bunların kullanılması normal değildir diyoruz. Memiş Yüksel Yalçın’ın yaptığı sunumda kendisi her ne kadar istihbari yönü ben bilmem demişse de AK Partinin almış olduğu oyların büyük kısmının tepki oyları olduğu değerlendirilmektedir. Siz de dediniz daha öncekiler beceriksiz olduğundan onlar gelmişti. Bu normal buraya kadar ama daha sonrasında son valiler kararnamesi ile İstanbul, Bursa, Bilecik, Yalova ve Balıkesir illerine yeni valiler atanmıştır. Mevcut iktidarın kadrolaşma çalışmaları kapsamında 16’sı il ve ilçe milli eğitim müdürü olmak üzere toplam 23 üst düzey bürokrat ve yönetici görevden alınmış ve yeni valiler atamaları yapılmıştır. Planın istihbarat ekinde yer alan görevde kalınması sakıncalı olan kamu kurum ve kuruluşların yöneticileri bunların yerine atanacak sivil asker şahısların kamu kurum ve kuruluşlarının imkan ve kabiliyetlerinin kabiliyetleri içeren bilgiler güncelleştirilecektir, şeklinde beyanlar var. Bunlar bağlı bulunduğunuz hükümet ile ilgili yapılan plan semineri ile ilgili normal görülmüyor. Ayrıca yine 15. Kolordudaki Kaya Varol’un beyanlarında da Tuzla Belediye Başkanı İdris Güllüce, Sultanbeyli Belediye Başkanı Yahya Karakaya vesaire şeklinde birçok gerçek isim kullanılıyor. Bunlar coğrafi ismi, belgeyi, veriyi tabiki kullanacaksınız. Ama bunların kullanılması sakıncalı sıkıntı olan bunlar.”

Sanık Ayhan Taş: “Şimdi birinci noktadan sonra yani o tepki oylarından sonraki okuduğunuz ifadeyi bir daha hatırlatmak için lütfen okuyabilir misiniz? “

Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş: “Devamında son valiler kararnamesi ile İstanbul, Bursa, Bilecik, Yalova, Balıkesir illerine yeni valiler atanmıştır.”

Sanık Ayhan Taş: “Evet o da o da.”Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş: “ Mevcut iktidarın kadrolaşma çalışmaları kapsamında

16’sı il ve ilçe milli eğitim müdürü olmak üzere toplam 23 üst düzey bürokrat ve yönetici görevden alınmış ve yeni atamalar yapılmıştır.”

Sanık Ayhan Taş: “Bu da harekat bölgesi içerisindeki verilecek olan bilgilerdendir. Politik durum, bölgenin efendim üst düzey insanları kimlerdir, kaçı değişmiştir, ne kadar efendim eski vali vardır ne kadar yenidir. Kadrolaşma lafı açık basından açık basından alınan bir değerlendirmedir.”

Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş: “O savunmadır, normal diyecek bir şey yok.”Sanık Ayhan Taş: “Açık basından alınan bir değerlendirmedir. Kişilerin ismi falan falan

felan kullanıldı. O belki amacını aşmıştır. O anda o anda Sayın Ordu Komutanımız

66

Page 67: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:67

zannediyorum ben öyle hatırlıyorum. Belki takdim edenlerin daha ast efendim tugaylarda ve alaylarında da oldu bu takdimlerde, bölgelerindeki kaymakamın ismini biliyor mu, belediye başkanının ismini biliyor mu, gibi onların bilgi derecelerini yoklamak amacıyla sordukları sorulardır. Kendileri burada, sorabilirsiniz. Yoksa o öyle sizin zannettiğiniz ve düşündüğünüz anlamda bir kişi ve efendim fişlemesi, ne bileyim nesi amacıyla zikredilen isimler değildir. Zaten yeri ve saati değildir. O kişilerin isimleri efendim eğer kullanılacak olursa, oov yıllar sonra, evet teşekkür ederim.”

Mahkeme Başkanı: “Evet buyurun Avukat Bey.”Bir kısım sanıklar müdafii Av. İlkay Sezer: "Şimdi Sayın Savcım bu bilgileri sanki 15.

Kolordu personeli kendisi istihbarat şubeleri istihbarat personeli vasıtası ile topluyormuş ve sunuyormuş gibi düşünüyor, sanıyorum. Ancak şimdi bir şey okuyayım ben. Türk Silahlı Kuvvetlerinde olduğu gibi kurum içerisinde irticai faaliyetlerde bulunanlara ve irticai sızmalara karşı kurumların kendi kendilerini koruyabilir hale getirilmeleri ve bu maksatla teşkilatlarında ilgili birimlerin kurulması her türlü kamu kurum ve kuruluşunun etkili denetime tabi tutulması için yeterli bir denetim ve rapor sisteminin kurulması ile ilgili bilgisayar ortamına alınan her türlü bilgi alanlar itibari ile değerlendirilmeli, irtica tehdidinin profili çıkarılmalı ve her hafta sonunda bu profil canlı tutulmalıdır. Bu balyoz harekat planı ya da buna benzer bir planın uzantısı değil. Bu komisyon irtica ile mücadele ile alınan önlemlerin merkezde ve taşrada uygulamalarını denetlemelidir. Ayrıca irticai faaliyette bulundukları hakkında bilgi sunulan özel, gerçek ve tüzel kişilere ait inceleme ve araştırma işlemleri yapılmalıdır. Şimdi merkez ve taşrada yapılacak bu işlemler biraz öncede dediğim gibi balyoz harekat planı ya da benzer bir konu ile ilişkin değil. Bu 18 Mayıs 2000 tarihli Başbakan Bülent Ecevit’in olur verdiği, Başbakanlık Müsteşarlığının Ahmet Şaar isimli müsteşarın yayınlamış olduğu, o dönemki mevzuatın içinde gösterilen bir talimattır. Ben örnek olması açısından bunu göndereyim Sayın Makamınıza. Bunu başka bir Mahkeme dosyasına Başbakanlığın yazdığı yazı nedeni ile öğrenebildik. Bu bilgi 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/106 Esas sayılı dosyasına yazılmış olan bir yazıdan özet olarak alınmıştır. Bunlar sadece Silahlı Kuvvetler personelinin durup dururken kendi kendine çıkardığı ve sözde bir planın parçası olacak sunumlara ait ifadeler değildir. Bilginize arz ederim.”

Mahkeme Başkanı: “Peki başka sorusu olan? Savunmanız tamamlanmıştır. Yerinize geçebilirsiniz.”

Sanık Memiş Yüksel Yalçın: “Teşekkürler.”Mahkeme Başkanı: “Timuçin Eraslan ile ilgili bir not geldi ama yani.”Söz almadan konuşulduğu için konuşulanlar anlaşılamadı.Mahkeme Başkanı: “Avukat Bey onun çapraz sorgusunda sorular çıkabilir. Siz Pazartesi

olmazsa Salı günü gelirsiniz. Perşembe gelirsiniz biz savunmasını alırız ne zaman siz hazır olursanız. Zaten siz hazır olmadıktan sonra savunma alamıyoruz, yasal engel var. Belgeyi de sundunuz onu da alalım.”

Sanık Kadir Sağdıç: “Sayın Başkanım.”Mahkeme Başkanı: “Kapatacağız duruşmayı bir belge okuyacağız onunla ilgili.”Sanık Kadir Sağdıç: “Pazartesi ve Salı 10, 11, 12. Mahkemede duruşmam var avukatım

burada değil bugün.”Mahkeme Başkanı: “Evet.”Sanık Kadir Sağdıç: “Kayıta geçsin diye söylüyorum.” Mahkeme Başkanı: “Kadir Sağdıç Pazartesi, Salı, Çarşamba günleri Beşiktaş’taki 12. Ağır

Ceza Mahkemesinde duruşması olduğunu belirtti. Onu biz kayda geçelim. Feyyaz Öğütçü de aynı şekilde beyanda bulunmuştu. Siz savunmanız açısından nerede bulunmanızın kendiniz için yararlı olacağını düşünüyorsanız o konuda tercih hakkınızı kullanın. Mahkememiz bu konuda sıkıntısı olmaz Mahkemenin şuan savunmanızı da yaptınız. Hazır bulunmanızı gerektiren zorunlu bir hal de yok o tarihli duruşmanın.”

67

Page 68: T - WordPress.com€¦  · Web viewt.c. İstanbul. 10. aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas no :2010/283. celse no :54

T.C. İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 07.10.2011 ESAS NO: 2010/283 CELSE NO:54 Sayfa:68

Sanık Tayfun Duman: “Aynı şekilde Başkanım benim de mahkemem var.”Mahkeme Başkanı: “Ogün siz şey yaparsınız sabah nereye gitmek istediğinizi söylersiniz,

cezaevi yönetimi sizi oraya götürebilir. Bizim için sakınca yok. Evet 26.08.2011 tarihli ara kararının 10. sırasında yer alan yazımıza 1. Ordu Komutanlığı tarafından bugün cevap verildi. Üst yazıda şöyle diyor; o belgeler gönderilen belgelerde zaten dosyada mevcut. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinde devam etmekte olan bir davaya ilişkin olarak verilen ara karar gereğince iki adet yazının tasdikli birer suretinin Mahkemeye gönderilmesi ilgi ile talep edilmiştir. Yapılan incelemede evrak çıkaran harekat başkanlığında dosya suretlerinin bulunmadığı ancak 1. Ordu Askeri Savcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında teşkil edilen tahkikat heyetince 1. Ordu Askeri Savcılığına teslim edilen belgeler arasında başkanlıklara yayınlanan suretlerinin mevcut olduğu tespit edilmiş, Askeri Savcılıktan tasdikli suretleri talep edilmiştir. Askeri Savcılıktan tasdikli suretleri temin edilen 1. Ordu Komutanlığının 12 Aralık 2002 tarih ve HRK1700253-02 PL HRKŞ 625 sayılı yazısı EK-A’da 1. Ordu Komutanlığının 31 Ocak 2003 tarih ve HRK1700-30-03 PL HRKŞ 75 sayılı yazısı EK-B’de sunulmuştur şeklinde yazılar gönderildi. Dosyada bunlar mevcut.”

Söz almadan konuşulduğu için anlaşılamadı.Mahkeme Başkanı: “Var var suretleri de var. Evet, farklı bir belge değil. Yine Barboros

Kasar müdafii Av. Metin Çetinbaşın savunma ve tahliye talepli dilekçesi, Çetin Doğan müdafii Av. Serkan Günel’in 9 nolu CD’deki isim değişikliklerinin kaynağını öğrenme amaçlı olarak bu valizin açılmasına ilişkin görüntüleri talep içerikli dün de diğer müdafiler tarafından aynı konuda verilmişti dilekçesi, sanıklar Ahmet Zeki Üçok, Hakan Büyük müdafilerinin tutuk halinin devamına yönelik itiraz dilekçeleri, Murat Ataç müdafiinin tahliye talepli dilekçeleri Mahkememize ulaşmıştır. Bugünkü duruşmamızı burada tamamlıyoruz. Duruşmaya 10.10.2011 günü saat 09:00 itibari ile devam edilecektir.” 07/10/2011

BAŞKAN 33944 ÜYE 39800 ÜYE 40001 KATİP 117864

68