117
T.C İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO :2008/209 CELSE NO :55 CELSE TARİHİ :24.02.2009 BAŞKAN :KÖKSAL ŞENGÜN 20909 ÜYE :HASAN HÜSEYİN ÖZESE 28298 ÜYE :SEDAT SAMİ HAŞILOĞLU 37266 C. SAVCISI :MEHMET ALİ PEKGÜZEL 33954 C. SAVCISI :NİHAT TAŞKIN 36924 KATİP :HAKKI KELEŞ 123036 24.02.2009 tarihli oturum açıldı. Tutuklu sanıklardan Muhammet Yüce, Emin Gürses, Erkut Ersoy, Sedat Peker ve Semih Tufan Gülaltay dışındaki tutuklu sanıklar cezaevinden getirildi Bağsız olarak huzurdaki yerlerine alındı. Tutuksuz sanıklardan Güler Kömürcü Öztürk, İbrahim Benli ile bir kısım sanıklar müdafilerinden, Sanık Ergün Poyraz müdafi Av. Hasan Gürbüz, Sanık Kahraman Şahin müdafi Av. Süleyman Erbaşı, Sanık Ümit Oğuztan Müdafi Av. Alper Yarımbıyık, Sanık Vedat Yenerer ve Sevgi Erenerol müdafii Av. Vural Ergül, Sanık ilhan Selçuk müdafii Av. Özgür Erbaş, Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük, Sanık Hayati Özcan müdafi Av. İbrahim Erdoğan, Sanık Hikmet Çiçek müdafii Av. Hüseyin Gökçe Arslan ve Av. Handan Gülsevilir, Sanık Ferit İlsever müdafi Av. Osman Aydın Şahin, Sanık Serhan Bolluk müdafi Av. İlknur Kala, Sanık Nusret Senem müdafi Av. Mehmet Cengiz, Sanık Doğu Perinçek müdafi Av. Nurperi Sancak, sanık Hikmet Çiçek müdafii Av. Aslıhan İnce, Sanık Mehmet Adnan Akfırat müdafi Av. Sabahattin Şenoğlu, Sanık Hayati Özcan müdafi Av. Hikmet Fırat Arslan, Sanık Doğu Perinçek müdafi Av. Servet Bora’nın geldikleri görülmekle huzurdaki yerlerine alındı. Açık yargılamaya devam olundu. Sanık Nusret Senem huzura alındı Mahkeme Başkanı "İddia makamı var mı sorunuz”

Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

  • Upload
    others

  • View
    9

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI

ESAS NO :2008/209CELSE NO :55CELSE TARİHİ :24.02.2009

BAŞKAN :KÖKSAL ŞENGÜN 20909ÜYE :HASAN HÜSEYİN ÖZESE 28298ÜYE :SEDAT SAMİ HAŞILOĞLU 37266C. SAVCISI :MEHMET ALİ PEKGÜZEL 33954C. SAVCISI :NİHAT TAŞKIN 36924KATİP :HAKKI KELEŞ 123036

24.02.2009 tarihli oturum açıldı.Tutuklu sanıklardan Muhammet Yüce, Emin Gürses, Erkut Ersoy, Sedat Peker ve Semih

Tufan Gülaltay dışındaki tutuklu sanıklar cezaevinden getirildi Bağsız olarak huzurdaki yerlerine alındı. Tutuksuz sanıklardan Güler Kömürcü Öztürk, İbrahim Benli ile bir kısım sanıklar müdafilerinden, Sanık Ergün Poyraz müdafi Av. Hasan Gürbüz, Sanık Kahraman Şahin müdafi Av. Süleyman Erbaşı, Sanık Ümit Oğuztan Müdafi Av. Alper Yarımbıyık, Sanık Vedat Yenerer ve Sevgi Erenerol müdafii Av. Vural Ergül, Sanık ilhan Selçuk müdafii Av. Özgür Erbaş, Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük, Sanık Hayati Özcan müdafi Av. İbrahim Erdoğan, Sanık Hikmet Çiçek müdafii Av. Hüseyin Gökçe Arslan ve Av. Handan Gülsevilir, Sanık Ferit İlsever müdafi Av. Osman Aydın Şahin, Sanık Serhan Bolluk müdafi Av. İlknur Kala, Sanık Nusret Senem müdafi Av. Mehmet Cengiz, Sanık Doğu Perinçek müdafi Av. Nurperi Sancak, sanık Hikmet Çiçek müdafii Av. Aslıhan İnce, Sanık Mehmet Adnan Akfırat müdafi Av. Sabahattin Şenoğlu, Sanık Hayati Özcan müdafi Av. Hikmet Fırat Arslan, Sanık Doğu Perinçek müdafi Av. Servet Bora’nın geldikleri görülmekle huzurdaki yerlerine alındı.

Açık yargılamaya devam olundu.Sanık Nusret Senem huzura alındıMahkeme Başkanı "İddia makamı var mı sorunuz”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel " Sayın başkanım sorulara geçmeden önce

kısa bir açıklama yapmak istiyorum dün sanık Nusret Senem savunması sırasında 213. klasörün 215. dizisinde bulunan işçi partisi genel merkezinde yapılan arama sırasında ele geçirilen CD’ler in incelemesi sırasında Yargıtay isimli dosya içinde bir adet Yargıtay binasına ait krokiyle krokinin açılımı isimli dosyada krokinin açıklaması olduğu görülmüştür şeklinde bir yazı olduğundan bahsetti bu yazı benim tarafımdan kaleme alınmış olan bir yazıdır. işçi partisinde CD’ler in ele geçirilmesi üzerine ilgili kurumu uyarmak amacıyla müzekkere yazmak için hazırlarken müsvette olarak kaleme alınmış bir yazı dosyaya sehven girmiştir. Altında herhangi bir imza mühür yoktur. sadece bir karalama yazıdır. Herhangi bir şeyle ilgisi yoktur sorularımıza geçiyorum “

Sanık Nusret Senem " sorulardan önce kısa bir açıklama yapmak istiyorum Sayın başkanım şimdi birincisi bu meseleyle ilgili dosyada böyle bir belge bulunmuşsa CD’ler vesaire şeklinde bir şey bulunmuş ise eğer açıldıktan sonra bunun bir tutanağı olması lazım dosyada hiçbir tutanak yok ben böyle imzasız vesaire belgelerle bir şeyin kanıtlandığını falan asla kabul etmem savcı o zaman bunları koydurmuştur oraya diye düşünürüm böyle olduğunu sanmıyorum

Page 2: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:2

ama öyle düşünürüm yani doğal olarak bir tutanakla tespit edilir çıkan şey ona göre dosyaya konulur ben avukatım 30 yıldır bu işleri yapıyorum dosyaların savcılar tarafından tutulduğunu belgelerin nasıl zapt altına alındığını bilirimi tespit edildiğini bilirimi onun için bunu kesinlikle o zaman savcılarda bu işe dahidir diye düşünüyorum bir başka değerlendirmemde şudur Sayın başkanım buradan cezaevine cezaevinde televizyonlarda haberlere baktık STV ve Kanal 7’de dün burada yapmış olduğumuz savunmanın tam zıttı ahlaksızca tam bir yalan şeyle furyasıyla karşılaştık benim evimde CD’ler bulunduğunu Yargıtay krokisi bulunduğu söylüyor evimdeki tutanaklar dosya takdim ettim burada partinin aramasıyla ilgili tutanağı da takdim ettim tutanaklarda böyle bir şey kesinlikle yazmıyor savcılık evinde bulunan bütün belgeleri bilgisayarların efendim, ajandalarım diğer bütün her şeyi iade etti partideki bütün bilgisayarları iade etti hiç birinden bu dava dosyasıyla ilgili suçlamalarla bağlantılı bir tek belge bulunmuş değil tamamı iade edilmiş durumda o zaman nasıl böyle bir yalan durduk yerde üretilebiliyor dün ben bir sitemde bulundum heyetinize bize ite kurda yem ettiniz diye işte görüyorsunuz söylediğimiz şeyiz yüzde bin beş yüz zıttı hemen bir saat sonra kamuoyuna yansıtılabiliyor buda böyle bir psikolojik savaş kampanyası eşliğinde yürüyor bu tavırları hiçbir şekilde basın göreviyle bağdaştırmak mümkün değildir bunları kınıyorum ve gereğini yapacağım tabiî ki teşekkür ederim”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel "arama sırasında ele geçirilen malzemeler çuvallara konulup huzurlarında mühürlenmiş ve mühürlerde bizzat sanıkların huzurunda açılmıştır. işçi partisi genel merkezinde yapılan arama sırasında arama tutanağının üçüncü sayfasında belirtilen 4 adet CD’nin incelemesinde bir çok JPG, PDF veya TİF uzantılı belgenin yanı sıra erba marka CD içinde de Yargıtay a ait kroki krokinin açılımı vesaire birçok belgeler ele geçirilmiştir. Bu belgelerde doc uzantılı olarak Ümit Sayın ’ın Kadıköy savcıya hitaben yazdığı dilekçe yine Aydınlık dergisinden dün savunmanızda belirttiğiniz yayınlandığını beyan ettiniz polis Fethullah gülen ABD doc, Varan üç isim isim Danıştay tertibi doc, varan üç bir doc isimli Word belgeleri yine pirinko marka CD içinde başbakanının danışmanları doc, suç duyurusu doc, VKGB genel başkanı Taner Ünal’ın basın açıklaması doc şeklinde bir çok doc uzantılı Word belgesi yer almaktadır. Bunun yanı sıra Pirinko marka CD içinde yer alan Teoman Alili son bilgiler 24 Mayıs 2006 doc isimli Word dosyasında bir takım bilgiler yer almaktadır bildiğimiz kadarıyla bilgisayarda başkası tarafından yazılmış olan bir yazının yeninden görülebilmesi için PDF, JPEG veya TİF uzantılı olarak bilgisayara kaydedilebildiği ancak doc uzantılı belgelerin o bilgisayarda yazılmış olması yada dijital olarak o bilgisayar veya taşıyıcı belleklere yüklenmesi gerekmektedir. siz savunmanızda kendinize ait olmadığını beyan ettiğiniz bu CD’ler içinde yer alan burada belirttiğimiz birçok Word belgelerinin bu CD’ler in içinde yer almasını ne şekilde açıklıyorsunuz teomandan gelen bilgi şeklinde Kemal Kerinçsiz, Veli Küçük, Muzaffer Tekin ve Kuvvai Milliye derneklerinin yöneticileriyle bir kısım emekli generallerin kebapçıda toplantı yaptıklarına ilişkin bilgi bulunduğu ve bu bilgilerin konikof isminde şahıs tarafından da teyit edeldiği belirtilmekte aynı pirinko isimli CD içinde bulunan bilginin bir benzeri aramalarda yine doküman olarak teomandan gelen bilgi şeklinde ele geçirilmiştir. Birinci olarak bu CD’ler içerisindeki Word belgelerinin içinde yer alması nasıl izah ediyorsunuz iki Teoman Teoman Alli ve Kornikof isimli şahıslar kimdir, size bu şahıslar ne tür haberler getirir, böyle bir toplantıdan sizin haberiniz var mıydı”

Sanık Nusret Senem "Sayın başkanım öncelikle bu belgelerin delil çuvalların sanıkların huzurunda açıldığı sorusuna cevap vereyim böyle bir olay doğru değildir zira hiçbir sanığın huzurunda bu çuvallarda açılmışta değildir. Genel başkanımızın bilebildiğim kadarıyla kendisine gösterilmiş işte delil çuvalları bunlar buyurun demişler açmışlar oysa genel başkanımız aramada zaten yok ki genel başkanımız 21 Mart günü sabah saat 6 civarında tutanakta yazılıdır alınıp İstanbul’a götürülmüştür. Aramanın başlamasına kadarda odasında dinlenmiştir oda tutanakta yazılıdır. Ve alıp İstanbul’a götürülmüştür. Genel başkanı aramada yok ki aramada olan şahsın

2

Page 3: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:3

önünde açılacak tutanaklar delil çuvalları böyle bir olay yok hatta arama tutanağının üzerine genel başkan aramada bulunmadım diye not düşmüş, aramada bulunmadım diye arama tutanağını bulabilirsem notlarım arasında göstereyim evet buldum hatta sunada bilirim Sayın başkanım buyurun genel başkanımın şeyiyle aramada bulunmadım takdim edeyim bu soruya cevabım bundan ibaret böyle bir olay yoktur o soru yanlış bizler zaten hiç çağrılmadık aramada bulunan bendim Sayın Mehmet Cengiz’di, partimiz merkez karar kurulu üyelerinden Akaya diye bir arkadaşımız var Mehmet Akaya birde partinin çalışanlarından bir kişiydi 4 kişiydik hiçbirimiz çuvalların açılışı sırasında İstanbul’da çuvalların açılışına çağrılmış değiliz erba marka CD ve diğer CD’ler le ilgili bu Ümit Sayın belgesi Sayın Ümit Sayın ’ın bana ifade ettiğine göre ben bunu dün unuttum aslında o sürekli bana hatırlattı bende maalesef unuttum bu şeyi söylemeyi Ümit Sayın hiçbir kimseye bu belgeyi göndermediğini söylüyor ben bu belge benim bilgisayarımdaydı ve hiç kimseye göndermedim benim bilgisayarımdan polisler ben gözaltına alındıktan sonra benden bir ay önce gözaltına alınmış gözaltına alındıktan sonra kaydetmiş ve sizin CD’nize koymuşlar diyor hiçbir kimseye göndermedim kendisine de sorulabilir Ümit Sayın öyle diyor bana o belgenin de bu şekilde olması CD’ler in İstanbul emniyetinde hazırlandığını kanıtlıyor onun kanıtıdır bu ben dün bunu unuttum söylemeyi şimdi teşekkür ederim Sayın savcı sordu bunu hatırlatmış oldu bunu da belirtmiş oluyorum. Efendim Fethullahçılarla ilgili vesaire şimdi ben bu CD’ler in tutanakta olmadığını açık olarak beyan ettim belirttim ne evimde, ne büromda, ne partimizdeki aramalarda aramalarla ilgili tutanaklarda böyle CD’ler yoktur dün bunu çok ayrıntılarıyla anlattım onun için bilemiyorum tekrar etmenin çok fazla yararlı olduğunu düşünmüyorum tutanaklarda bunlar var Sayın savcım soruyor ama cevabım budur ona da kesinlikle partimizde partimizin araması sırasında düzenlenen tutanaklarda bu 4 CD elba, pirinko, versatile ve bir tane daha var bu 4 CD bulunmamıştır. İstanbul emniyetinde hazırlanmıştır. Teoman Alili ile ilgili bilgiyi ben tutanakları inceleme belgelerini falan okuyunca gördüm burada Sayın Adnan Akfırat ve diğer ulusal kanalla ilgili Aydınlıkla ilgili olan arkadaşlar açıkladılar böyle bir toplantı olmamıştır benim böyle bir toplantıdan ne haberim oldu nede bu belgeyi gördüm ikisini de görmüş değilim ama gelmiş olabilir aydınlığa böyle bir şey demek ki aydınlığın bilgisayarlarını, şeylerini polis izliyor izliyor ve onları kaydediyor o anlaşılıyor yani yasadışı şekilde aydınlık izleniyor onu anlıyoruz bu şeyden aydınlığa gelen haberlerden bile bazı şeyler alabiliyorlar arkadaşlarım anlattılar gazeteci arkadaşlarım böyle bir toplantı olmamıştır benimde burada duyduğum bir olaydır bir gerçektir bu o dolayısıyla Sayın Veli Küçük’ün, Kemal Kerinçsiz’in veya başkalarıyla başkalarının bir araya gelerek bir toplantı yaptıkları doğru değil buda arkadaşlarımın anlatımlarıyla açıca ortaya çıkmış oluyor efendim Word belgesi vesaire bizim hangi bilgisayarımızda çıkmış bütün bilgisayarlarımız incelediniz inceleme tutanakları da dosyada bu belgelerin hiçbirisi bizim bilgisayarlarımızda yazılmış değil polisin herhangi bir bilgisayardan bir Word belgesi düzenleyip koymasından ibaret bir olaydır bu eğer bizde çıktığını iddia ediyorsanız partiden alınmış hangi bilgisayarda evimden alınmış hangi bilgisayarımda, büromdan alınmış hangi bilgisayarda çıktığını belirtmeniz lazım o zaman vereceğim cevabın bir anlamı olur ama bunun hiçbir anlamı yok bu belgenin bizim partimizde, evimde veya büromda çıkmadığının kanıtıdır bu bahsettiğim hususta Word belgesinin hiçbir bilgisayarda yazılmış olmadığının olmadığı hususu bu belgelerin bize ait olmadığını gösteriyor eğer Sayın başkanım Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının İstanbul emniyet müdürlüğünde anayasa mahkemesi başkan vekili vesilesiyle yapmış olduğu aramaya engel olmamış olsalardı o zaman nerede çıktığı görülürdü bizim memlekette bir laf vardır yaran yoksa gocunmazsın neden Ankara savcılığının aramasına müdahale etmiştir bu savcılık onlarda savcı değil mi demek ki kendi abdestlerinden şüpheleri var kendi abdestlerinden şüpheleri olmasa o müdahaleyi yapmazlardı en fazla bu belgeler her hangi bir şekilde yasaklanmış belgelerdir yayınlanmasın diye arkadaşlarından rica ederlerdi ve mesele bitirdi ama öyle yapmadılar temmuz ayında Ankara

3

Page 4: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:4

savcılığının yapmış olduğu aramayı durdurdular talep ederek buda suç belgelerini gizleme tavrının bir tezahüründen ibarettir kanaatim budur cevabım budur Sayın başkan”

Mahkeme Başkanı " birde bazı kişiler soruldu size tanıyor musunuz diye “Sanık Nusret Senem "Teoman Alli falan diyeMahkeme Başkanı " he o kim o”Sanık Nusret Senem " evet Teoman Alili tanıyorum Teoman Alili bizim ulusal kanalın

haber müdürlüğünü yapıyor yanılmıyorsam haber müdürlüğü ben ulusal kanalın avukatıyım 8-9 yıldır orada her gün haberleri sunar”

Mahkeme Başkanı " başka bir isim var mıydı”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel "birde korniko korniko isminde bir isim geçiyor”Sanık Nusret Senem "tanımıyorum korniko onun haber kaynaklarından biridir herhalde

tanımam”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel "yine bu Word belgelerinde oluşturan

bölümünde özlü, basın bürosu ve hikmet şeklinde yazıyor bunu ne şekilde açıklıyorsunuz”Sanık Nusret Senem "Özlü Hikmet “Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel "Özlü bir tanesinde basın bürosu, bir tanesinde

Hikmet “Sanık Nusret Senem "eğer özlü Tunan Özlü diye partimizin genel başkan yardımcısı ve

ulusal kanalın genel yayın yönetmeni var tahmin ediyorum onun ismini herhalede”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel "yani CD’de çıkan Word belgelerinde bunlar

oluşturan kişi olarak geçiyorlar “Sanık Nusret Senem "hayır efendim asla böyle bir şeyin olması söz konusu olamaz ben

dediğim gibi bizim ulusal kanalın İstanbul bürosunu da aradınız efendim Ankara ulusal kanal bürosunu da aradınız, İzmir bürosunu da aradınız efendim Aydınlık dergisini aradınız hiçbir bilgisayarda böyle bir şeyin yazıldığının kanıtı yoktur hepsini iade ettiniz tamamı iade edildi eğer bunlarla ilgili bir bağlantı varsaydı o bilgisayarlarda yazılmış bir şey varsa çıkardı bu böyle bir şey yok “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel "ele geçirilen CD’ler de yüksek yargıda görev yapan yargıçlar ile Fırat üniversitesinde görev yapan öğretim üyelerinin fişlendiği görülmüştür siz savunmanızda avukat olmanız nedeniyle birçok etnik ve mezhep farlılığı bulunan kişilerin vekilliğini üstlendiğinizi ve fişleme yapmanızın mümkün olmadığını bu CD’ler in size ait olmadığını beyan ettiniz ancak klasör 355 sayfa 376-377’de bulunan 5 nolu delile ait incelemede bulunan işçi partisi genel merkezinde çıkan 24 nolu diskette adalet bakanlığı üst düzey bürokratlar hakkında istihbarı nitelikte bilgilerin yer aldığı ve düşünce yapıları hakkında fişlemelerin bulunduğu görülmüştür bunu ne şekilde izah ediyorsunuz”

Sanık Nusret Senem "buda böyle bir tertip ürünüdür tahmin ediyorum yani sadece demek ki CD koymamışlar diskette koymuşlar böyle izah ediyorum bizde bulunması mümkün değil böyle bir şeyin “

Sanık Doğu Perinçek söz istedi verildi; Sayın başkanım bu ne biçim yargıdır. Arama tutanağında olmayan 4 CD üzerinde bir iddianame kurulmuş dönüp dönüp o soruyor bu nasıl bir yargıdır. Öyle bir şey olabilir mi biz son derece anlayışla davrandık dedik ki hiçbir soruya itiraz etmeyeceğiz sorun dedik sırf savcıların hukuk dışı zihniyeti sergilensin diye ama sürekli bu devam ediyor burada arama tutanağında yoktur deniyor arama tutanağında olmadıktan sonra önümüze getirilebilir mi başka bizim bir güvencemiz var mı başka bir güvencemiz var mı Sayın yargıcım arama tutanağında yok döndürülüp döndürülüp basına propaganda olsun diye ve kendi suçlarını itiraf ettiler o benimde üzerinde durduğum el yazısı benimdir dediler altında imzalarını bile insan altına bir imza atar ben bir şey yazdın mı altına Doğu Perinçek yazarım imzamı atarım imza yok, mühür yok, tarih yok arama tutanağında olmayan bir şeyi savcı böyle bir şey bulunmuştur diye oraya koyuyor kendi suçunu buraya ihbar etmiş oldu lütfen bundan sonra

4

Page 5: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:5

Sayın savcılar arama tutanağında olmayan bir şeyi bize sormasınlar sormasınlar bize bundan sonra “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel "Sayın başkanım arama tutanağı şuanda önümde toplam 131 sayfadan oluşuyor ve 50 kişinin imzası var bu arama tutanağının 3. sayfasında girişin karşısındaki sekreter odasında çıktığı belirtilen CD’ler den soruyorum yani olmayan bir şeyden sormuyorum arama tutanağından soruyorum “

Sanık Doğu Perinçek” hayır efendim yok orda efendim hayır yok “Mahkeme Başkanı “ hangisi o savcı bey söyler misiniz “?Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel " şuradan bakabilirsiniz başkanım 3. sayfa”Sanık Nusret Senem "efendim inceleme tutanakları da yanımda olursa birlikte bakmak

lazım bakın benimde yanımda şimdi var burda yanımda “Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel "işaretli yerlerde başkanım isimleri yazılı CD’ler

in “Sanık Doğu Perinçek” yazılı değil efendim yazılı değil o numaralar yok efendim yok o

numaralar”Sanık Nusret Senem "bakın burada söyleyeceğim Sayın başkanım burada yanımda”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel "50 kişinin imzası var arama tutanağında “Sanık Nusret Senem “1. sayfada tek bir CD’nin numarası var ondan sonra hiçbir CD’nin

numarası yoktur efendim numarası bakın bir tane numarası olan CD var mı”?Mahkeme Başkanı " efendim 3. sayfada 3. sayfamızda bir adet elba kalite S 1, bir adet

pirinko CD, bir adet karette 52x marka CD, bir adet versatil marka CD bunları mı diyorsunuz savcı bey”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel "evet”Sanık Nusret Senem “numaraları nerede seri numaraları üzerinde imzamız var mı “?Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel "hayır efendim imza falan yok sadece

bahsedilen CD’ler ”Sanık Nusret Senem "milyonlarca, milyonlarca o markadan CD var bakın Sayın başkanım

bir nolu CD elba okuyacağım şimdi teker teker çok kısa elba elba marka seri numarası M4 C524-B-R2-09-40 CD var mı orda öyle bir CD “

Mahkeme Başkanı " numara yok”Sanık Nusret Senem " yok geçelim efendim şimdi “Mahkeme Başkanı " savcı bey numara yok orda yazılan numaralar burada şey yapılan

yok “Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel "hiç birinde numara yok “Mahkeme Başkanı " hiç birinde numara yok “Sanık Nusret Senem "var var birinde var Sanık Doğu Perinçek” bazılarında var biz numaralı olanları kabul ediyoruz biz bütün

delilleri kabul ediyoruz 4 tane numara olmayan CD hariç bütün delilleri kabul ediyoruz 1047 CD’yi kabul ediyoruz 1047 CD i kabul ediyoruz ama bize ait olmayan bu 4 CD’yi kabul etmiyoruz numarası yok bütün delilleri kabul ediyoruz”

Sanık Nusret Senem " efendim o belgenin sağlığını nasıl garanti edebiliriz üzerinde imzamız yok, CD’nin numarası yok, seri şeyisi yok nasıl garanti edebiliriz”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel "bu arama tutanağına dayanarak biz sorularımızı soruyoruz diğer soruma geçiyorum başka bir soru soruyorum tamam bu CD’ler le ilgili anladık işçi partisi genel merkezinde çıkan 4 nolu disket incelemesi içerisinde Bozkurt teşkilatı isimli bir metin belgesi ele geçirilmiş oluşturulma tarihi 14 Nisan 97 emekli Özel harpçi albayın verdiği bilgi şöyle Mütercimler’in söylediği bu Ergenekon’un adı bozkurttur 74’ten sonra bu örgüt Türk mukavemet teşkilatına dönüştü Mütercimleri neden bu ismi kullandığını bilmiyorum bilmiyor mu acaba desem öyle olmadığı açık gizliyor mu neden gizlesin ama bu olayı

5

Page 6: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:6

iyi biliyor bozkurt iyi amaçlar için kurulmuştu ancak sonradan bozuldu diye devem eden bir yazı bu görüşülen kişi emekli albay kimdir, bu konuda bozkurt veya Ergenekon teşkilatıyla ilgili ne biliyorsunuz”

Sanık Nusret Senem "böyle bir CD bulunmamıştır. Tutanakta yoktur soruya vereceğim cevap bundan ibarettir”

Mahkeme Başkanı " verdi cevabını”Sanık Nusret Senem müdafi Av. Mehmet Cengiz söz istedi verildi” efendim ben başka bir

talepte bulunacağım şimdi yalnız soru sorulmasının ötesinde efendim ceza usulünde bir delil serbestliği vardır bunu kabul ediyoruz her türlü delille bir fiilin işlenip işlenmediği saptanabilir burada bir itirazımız yok ama bu ilke uygulanırken kanunun açıkça belirttiği tahsir ettiği hususlara uyma hükümlülüğü de vardır nedir o kanun bir aramanın ilgili yönetmelikler, ilgili mevzuat, usul kanunu bir aramanın, zapt etmenin, el koymanın nasıl yapılacağını tahsir etmiş tek tek madde madde saymış bunlara uyulmaksızın elde edilmiş kanıtların hiçbir delili yoktur ve yasaya aykırı elde edilmiş kanıtlardır bunları kanıt değeri olmamasını ötesinde dosyaya konulması bile mümkün değildir. O nedenle yalnız sorulması değil sorulmasının önlenmesi değil yasaya aykırı olarak dosyaya girmiş olan bu 4 CD’nin kanıt değeri de olamayacağından ve yasaya aykırı bir işleme ve uygulamanın ürünü olduğundan dosyadan çıkarılmasını talep ediyoruz çünkü aksi takdirde biz bunu çözemeyeceğiz tamam delil serbestliği var ama usul açık”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel "işçi partisi genel merkezinde yapılan aramada klasör 195 sayfa 217 telefon bağlantıları isminde bir Ahmet Özkoca, Ebil Kıdemli albay IKK gurup komutanı Adil Serdar Saçan eski İstanbul kaçakçılık organize suçlar şube müdürü, doçent doktor Emir Gürses telefon numarası ve öğretim üyesi olduğuna dair bir belge ele geçirilmiştir bu belgeden haberiniz var mı Adil Serdar Saçan ile ilginiz, iliştiniz, irtibatınız nedir”

Sanık Nusret Senem "soruyu tam baştan anlayamadım tekrar ederseniz”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel "telefon bağlantıları isimli bir liste şöyle

görebilirsiniz arzu ederseniz verebilirim”Sanık Nusret Senem "yazı bana ait değil böyle bir belge görmedim”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel "Adil Serdar Saçan’ı tanıyor musunuz “Sanık Nusret Senem "tanımam hiç tanıman Adil Serdar Saçan’ı sadece kamuoyuna

yansıyan yayınlardan vesaire o nedenle ismini biliyorum onun haricinde cezaevinde gördüm şimdi”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel "iş yerinizde yapılan arama sırasında ele geçirilen ajandalarda şuanda görmüş olduğunuz yazı size mi ait”

Sanık Nusret Senem "bana aittir”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel "bu yazıda ticaret odası ikinci başkanı tokalaştı

kendisi gitti pazartesi elçi sokakta burada karargahta bazı subaylarla bir araya geldik tam olarak kendiniz okusanız daha iyi olur bu konu hakkında bize bilgi verir misiniz karargah evleri isminde bir belgede sizde çıktığına göre burada bahsedilen “

Sanık Nusret Senem "her karargah lafını har karargah lafını duyduğunuzda hemen “Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel "burda belirtilen subaylar kimdir, nerde

görüşme yaptınız, bu konunun içeriği hakkında açıklama yapar mısınız “Sanık Nusret Senem "açıklama yaparım tabi ama bu benim bir davamla ilgilidir davayla

ilgili hiçbir şey söylemek gerekmez fakat yinede söyleyeyim burada öyle istifam falan kalmasın bu milli savunma bakanlığı karargahıdır mili savunma bakanlığı ile ilgili benim yürüttüğü bir dava var bunun belgelerini de basına Sayın savcılar servis ettiler dava dosyasından aldıkları belgeleri Selko isimli şirketin Rusya’dan alınan silah alımlarıyla ilgili bir davadır bu o dava öncesinde anlaşmazlığın çözümü ile ilgili sık sık milli savunma bakanlığında görüşmelere davet edildik o görüşmelere gittim ve o görüşmelerde almış olduğum notlardır bu davamla ilgilidir yani bunu soru olarak sormaya savcıların yetkisi ve hakkı yoktur”

6

Page 7: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:7

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel " ben içeriğini okudum siz açıklarsanız memnun olurum içeriğini okuyorum madem benimle görüşmek istediniz 3 sivil 22 Temmuz sabahında büyük kriz, Aralık sonunda kürt kalkışması bekliyor yani davayla ilgili bölümü açıklar mısınız”

Sanık Nusret Senem "olmayanlarda olabilir ben aynı gün hem onu almışım hem …. almaşım”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel "buna siz nasıl bakıyorsunuz hasmınız ABD’dir terörün kaynağını daha açık söyleyecekler AB’ye karşı tutumunuz daha açık hale getirecekler, belirlediğimiz siyasi kişilerle görüşüyoruz, CHP ve MHP koalisyon destekleyen pozisyonda görünürseniz bu çok sıkıntı yaratıcı dedim daha çok ben konuştum terörün kaynağı açık ifade edilirse bu Türkiye’nin dengesini bozar dediler, kaynağı açık söylemek fazla cesur olur ben bunu arkadaşlarımla paylaşırım dedim, yani bu görüşme hangi subaylarla kiminle ne konusunda yapıldı yazınızda öyle diyorsunuz”

Sanık Nusret Senem "bittimi sorunuz”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel "Pazartesi Elçi sokakta burada karargahta bazı

subaylarla bir araya geldik diye başlayan bir yazınız “Sanık Nusret Senem “sorunuz bitti mi”?Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel "evet bu konuya da açıklık getirirseniz bu dava

konusu Selko ile filan alakası olmayan bir yazı”Sanık Nusret Senem "bunu birisi bana nakletmiş öyle anlaşılıyor not almışım ben

siyasetçiyim her türlü şeyi izlerim yani bunların izledim diye korkacak mıyım bunları söylemekten her yeri izliyorum, subaylarla da konuşuyorum efendim siyasetçilerle konuşuyorum toplumun diğer önderleriyle her kesin bir siyasi fikri var o fikirlerimizi paylaşmışız karargah dediğim yerde milli savunma karargahıdır selko davasıyla ilgilidir”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel "yine 22.11.2007 tarih atmışsınız pazartesi toplantısında konuşma “

Sanık Nusret Senem "Sayın başkanım özür dilerim bir şey söyleyeceğim bunların hiçbiri iddianamede yok iddia ile de ilgili değil “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel "Ajandanızda çıkan notlar”Sanık Nusret Senem "Ajandamda çıksın iddianameye koymamışsınız ajandalarımdan bir

tek şey koymuşsunuz Adnan Akfırat’ın iki tane ajandamda ismi o deliller haricinde buraya delil getiremezsiniz “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel "her türlü delili tartışabiliriz cevap vermek istemezseniz vermeyebilirsiniz biz sorumuzu soralım siz cevap vermeyebilirsiniz”

Sanık Nusret Senem "hayır siz bunu o zaman Fethullahçı medya ya servis yapmak için soruyorsunuz diye bakarım ben ona “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel "başkanlı sıkıyönetim olağanüstü hal, seferberlik hali kısmı bölgesel konuşulacak bu talep toplama mal edilmemeli çözüm programının önemli bir parçası olmalıdır. Eylemler önderlik, cenazelere katılmak Ankara’nın refleksi yok böyle olaylarda hemen karargaha gelinsin ABD’nin eylemlerine katılacak görüşmeler daha hızlı ve yoğun olarak devam edilecek bu görüşme kiminle yapılmıştır”

Sanık Nusret Senem "partili arkadaşlarımla görüşmüşüm ve partili arkadaşlarım tabi böyle şeyler söylüyorum her zaman parti yöneticilerine, parti üyelerine, il başkanlarına, ilçe başkanlarına her zaman söylüyorum cenazelere katılacak , Amerika ile karşı mücadeleye büyük bir hızla devam edilecek her zaman söylediğimiz şeyler bunlar siyaset yapıyoruz”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel "savunmanızda ulusal kanalın sadece avukatlığını yaptığından bahsettiniz yine ajandanızdaki bir notta ulusal kanala ortak olmak, desteklemek, mücadele için son derece önemliydi ancak beklenti nedense gerçekleşmedi mücadele için araçlar yaratmak şart şeklide bir notunuz var bunu açıklar mısınız”

7

Page 8: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:8

Sanık Nusret Senem "doğru ben ulusal kanalın hem avukatıyım hem de ortağıyım hissem var ulusal kanala ortak kurmak içinde çaba sarf ediyorum her zaman ediyorum etmeye de devam edeceğim “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel "03.03.2008 tarihinde 3648 tape nolu Ferit İlsever ile yaptığınız görüşmede Ferit’in Nusret çiğim şimdi bu Hikmet bir şey hazırladı hani konuşmuştuk ya dosya biz bunu şimdi bunu burada basında yarından itibaren servis yapacağız gideceğiz guruplara hem de tek tek köşe yazarlarına haber merkezlerini, genel yayın yönetmenlerini dolaşacağız anlatacağız yani Ankara’da ayin şeyi yapacağız ama gelin bunu meclise taşıma yollarını arayalım zorlayalım veya CHP’lileri falan diyor sizde olur eklerini meklerini bir dosya yapalım taşıyalım meclise zaten diyorlardı adamlar bize belge doküman getirin diye CHP’ye DSP’lilere falan taşırız bunu yani o Kemal falan isimler geçiyor temiz adamlar biliyorsun şeklinde Ergenekon operasyonuyla ilgili olduğunu düşündüğümüz bazı dosyalardan bahsediliyor ve bu görüşme yapılma tarihi 3 Mart 2008 herhangi bir şekilde tahribat olmadan”

Sanık Nusret Senem "Sayın savcıların düşünmesine gerek yok düşünmesine gerek yok Ergenekon soruşturmasıyla ilgili soruşturmanın basına yansıyan kanunsuzluklarını bir dosya haline getirdik o dosyayı hem gazetelerin genel yayın yönetmenlerine hem Türkiye Büyük millet meclisine iletmek üzere çaba sarf ettik bu bahsedilen dosyada o dosyadır buda bir siyasi faaliyetin parçasıdır. Partimize karşı tertip yapıldığını ben 11 Mart günü hakimler savcılar yüksek kuruluna savcıları şikayet ederek de aynı şekilde devam ettirmiştim bu o dosyadır ve doğrudur doğrudur bu soruşturmanın nasıl bir hukuksuzluk örneği olduğunu herkes söylüyor artık ben söylemiyorum Cindoruk söylüyor bütün üniversite hocaları herkes söylüyor bende dün burada anlattım ve bu soruşturma safahatını bir gladyo operasyonu olarak gladyo hukukunun uygulaması olarak görüyorum değerlendiriyorum onun bir örneği bir uyguluma olarak ta böyle bir çaba sarf ettim bu bizim yasal hakkımızdır elbette ki parlamentoya götüreceğim nereye götürecektim başka Amerika’ya mı götürecektim Fethullahlar gibi gidip icazeti Amerika’dan mı alacağım elbette ki Türkiye parlamentosundan alacağım DSP’de milletvekiline, CHP’li milletvekillerine hatta eğer buna uygun baksa AKP’li milletvekillerine giderim, MHP’lilere de giderim böyle bir hukuksuzluğa kim tahammül edebilir.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel "teşekkür ediyorum başkanım”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın “savunmanızda işçi partisi binasından ele geçen Türk ve

Kürdü birlikte örgütleme tasarımı 30 Mart 2000 yazısının partinizin bir çalışması olduğunu söylediniz işçi partisinin Türk ve Kürdü birlikte örgütleme tasarımı isimli ve 7 Nisan 2000 yani birinci doküman birinci dokümandan 7 gün sonrası tarihli dokümanın ise Doğu Perinçek, Ümit Oğuztan ve Tuncay Güney’den ele geçirildiği iddia edilmektedir. Bu dokümanın bazı bölümlerinde sizin partinizin bir çalışması olduğunu söylediğiniz dokümandan bölümler alınarak Doğu Perinçek’in bu görüşlerinin yerinde olduğu belirtilmiştir. Bazı bölümlerinde ise yine sizin partinizin çalışması olduğunu iddia ettiniz dokümandan aponun Kemalist devrimi, Atatürk’ü ve Türk- Kürt birliğini savunan açıklamaları halk içinde olumlu etkide bulundu alıntısı yapılarak bu sav ve görüşün gerçekte hiç örtüşmediği belirtilmiştir. Yine alıntı yapılan halk önderleri ve Kürt halk sorununda”

Sanık Nusret Senem "efendim soruları kısa sorarlarsa insan kaçırıyor yani birer birer sorsunlar cevap verilim şöyle bir sayfa okuyup ondan sonra soru sorulur mu soru sorsunlar”

Mahkeme Başkanı " savcı bey o soruyu bir bölsek oraya kadar soruyu sorun ondan sonra“

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın “özetleyerek sorayım Sayın başkanım o zaman”Mahkeme Başkanı " olabilir “Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın “sizin partinizin bir çalışması olduğunu söylediğiniz Türk

ve Kürdü birlikte örgütleme tasarımı 30 Mart 2000 tarihli bundan tam 7 gün sonrasına ait işçi

8

Page 9: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:9

partisinin Türk ve Kürdü birlikte örgütleme tasarımı isimli örgüt dokümanı burada sizin partinizin çalışması olduğunu söylediğiniz yazıdan alıntılar yapılarak Doğu Perinçek’in bazı görüşlerinin doğru olduğu, bazı görüşlerinin ise eksik olduğu, yanlış olduğu hatta tuzak içerdiği şeklinde eleştiriler getirildiği anlaşılmaktadır. Siz dünkü savunmanızda bundan bahsettiniz siz bu çalışmada var mıydınız, sizin bu çalışmanız kimin aracılığıyla Ergenekon’a ulaştırılmıştır, bu değerlendirmeleri kim yapmıştır bu konuda bilgi sahibi misiniz lütfen açıklar mısınız”

Sanık Nusret Senem "Sayın başkanım bu Türk ve Kürdü birlikte örgütleme tasarımı isimli belgeyi Sayın genel başkan çok uzun olarak sorgusunda anlattı benim şimdi burada çok fazla üzerine gidip tekrar etmenin gerekmez ben bu çalışmadan bilgi sahibi değilim yani çalışmanın olduğunu biliyorum da çalışma sırasında ben bulunmuyorum bu 7 Nisan 2000 tarihli bu görüşleri ve genel başkanın görüşlerini eleştiren metni kimin yazdığını bilemem o partimize saldıran bir çalışma partimizle alakalı bir metin değil bu belgenin Ergenekon’a ulaştırıldı ne Ergenekon diye bir şey yok ki ne Ergenekon’u ne Ergenekon’u böyle soruyla sanki bir şey elde edecek gibi soruluyor burada bir tertip var bu Ergenekon tertibi diye bir sahte örgüt yaratılmıştır. Ergenekon falan diye bir şey yok Ergenekon’a gönderilmiş bir şey yok bu bizim metinimiz her yere yayınlanıyor internet sitemize koyuyoruz, efendim çeşitli insanlara görüşlerini almak üzere veriyoruz, propaganda amacıyla bilgilerimizi öğrensinler diye binlerce, on binlerce dağıtıyoruz dergilerimizde yayın organlarımızda yayınlıyoruz bunun ele geçmesi şey değil ki bir sorun değil ki bu çalışmadan haberi olan birisi bir metin yazmış o metni kim yazmış, nereye vermiş onları ben nereden bileyim böyle bir şey soru bence saçmadır”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın “siz dünkü savunmanızda geçtiği için ben bu soruyu size yöneltim aslında “

Sanık Nusret Senem "ben dediğim gibi ilk metin bizim partimizin genel başkanımızın ifade ettiği anlattığı görüşleri olan görüşlerdir partimizin fikirleridir doğrudur. 30 Mart 2000 tarihli metin partimize aittir. Ama binlerce dağıtıyoruz herkesin elinde var birisi almış ona eleştiriler yazmış bunla ne bilelim o eleştiriler bizim ne haberimiz olur”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın “bu 7 gün sonrasına ait “Sanık Nusret Senem " bize ulaşmış değil o belge”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın “hayır Doğu Perinçek’ten ele geçirilmiş karşı belgede de

Doğu Perinçek “Sanık Nusret Senem "e Doğu Perinçek’e demek ki göndermişle, vermişler bilemem ki onu

Doğu Perinçek’e sorun bana niye soruyorsunuz ben bilemem efenim yani bana ulaşmış bir belge değilim burda sorguya kadar

Mahkeme Başkanı " Nihat bey sorduğunuz suallere cevap aldınız benim bu programla işim yok yani yazımlarda benim bilgim yok nasıl ulaştığını da bilmiyorum dedi başka bir soru”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın “Sadece bu doküman değil birçok doküman ve yazışmada karşılıklı bir bilgi görüş alışverişi olduğu anlaşılıyor burada sorgulanan tabi Ergenekon bağlantısı siz sadece kendiniz değil mensubu olduğunuz hareketinde geçmişten itibaren istikrarlı bir çizgi izlediğini savundunuz tabi olarak ta bunu “

Sanık Nusret Senem "tabi Türkiye’nin en tutarlı çizgisidir”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın “sahiplendiniz oysa iddianame de geçmiş döneme ilişkin

söylemleriniz ile bugünkü söylemleriniz arasındaki farkın Ergenekon bağlantısıyla açıklandığı görülmektedir. Sizden önce savunmasını yapan Doğu Perinçek bu konudaki sorularımıza bir yere kadar cevap verdi ondan sonrası artık bu psikolojik savaşa dönüşmüştür diyerek cevap vermek istemedi siz cevap vermek isterseniz tabi bu sorularımız Ergenekon bağlantısını sorgulamak olduğu açıktır amacımızın”

Sanık Nusret Senem "evet anladım sorunuzu Sayın savcım sorunuza cevap vereyim Sayın başkanım biz burada eğer ben hukukçuyum insanlar fiilleri dolayısıyla yargılanır kafasının içindekilerinin ne olduğu araştırılarak değil benim beynimin kıvrımlarının içinde lütfen savcılar

9

Page 10: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:10

dolaşmasın ne düşündüğümü yazmışız, çizmişiz hepsi metinlerde var beynimizin kıvrımlarıyla dolaşmasın yargılama konusu yapılamaz bu cevabım bu”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın “teşekkür ederim Sayın başkanım”Sanık Kemal Kerinçsiz söz istedi verildi; değerli başkanım iddianamenin 116.

sayfasından aynen şöyle bir metin var hukuk departmanı diyor şüpheliler Kemal Kerinçsiz, Nusret Senem ve Fuat Turgut’un avukat oldukları ve örgütün tüm faaliyetlerini hukuk kuralları çerçevesinde yapılması için gerekli yasal zemini oluşturmaya çalıştıkları örgütün amacı doğrultusunda gerçekleştirilen tüm eylem ve faaliyetlere ilişkin davaları meccanen takip ettikleri anlaşılmıştır diyor ve arkasında da İstanbul emniyet müdürlüğünün hazırlamış olduğu örgüt şemasında hukuk departmanında Sayın Nusret Senem’in Fuat Turgut’un ve benim resimlerimle beraber isimlerim yazılı böyle bir hukuk departmanından haberi var mı birlikte çalışmış mıyız bizleri tanıyor mu, bir araya gelmiş miyiz, herhangi bir davayı birlikte takip etmiş miyiz efendim bu husustaki bilgilerini arz edebilir mi”

Sanık Nusret Senem " tabi memnuniyetle Sayın başkanım ben dün anlatırken o bölümü atlamışım hukuk departmanı diye bir iddia var 116. sayfada ben Sayın Kerinçsiz’i ve diğer avukat arkadaşı ismini şey yaptım Fuat Turgut’u burada tanıdım duruşma salonunda isimlerini tabi kamuoyuna yansımış olması dolayısıyla biliyorum isimlerini ama ne siyasi fikirlerimiz, ne herhangi bir şekilde bir yerde buluşmak, bir yerde görüşmek eylem dolayısıyla bir bağlantımız olmadı bugüne kadar burada kendilerini tanıma şerefine nail oldum hukuk departmanı ile ilgili iddiada son derece saçma hiçbir delil gösterilmeden sadece avukat mesleğimiz olmamız dolayısıyla üçümüzü bir araya getirmişler hakikatken gülünecek belki de halimize ağlanacak bir değerlendirme ne böyle bir şeyden haberim var, ne bu arkadaşlarla bir telefon görüşmem var, ne bir bir araya gelmişliğim var hiçbir bağlantım yok yani böyle uyduruk bir de çizelge yapmışlar bir şema yapmışlar oraya da beni koymuşlar o şemadan falan da onunda nerede yapıldığı belli değil saçma bir durumdur bu kesinlikle böyle bir şeyden haberimde yoktur böyle bir şey doğru değildir”

Sanık Kemal Kerinçsiz” bende kendilerini tanımıyorum zaten efendim çok teşekkür ederim”

Sanık Mehmet Adnan Akfırat söz istedi verildi: Sayın Nusret Senem’e ulusal kanalla ilgili bir sorum var Sayın Senem ulusal kanalın yayıncı şirketi Yedi tepe iletişimi hizmetleri AŞ’nin da avukatı mıdır aynı zamanda”

Sanık Nusret Senem " evet Yedi tepe iletişim hizmetleri Anonim şirketinin avukatıyım 1994 yılında kurulmuş bir şirkettir bu “

Sanık Mehmet Adnan Akfırat “ bir sorum var Sayın Senem o konuyla ilgili istersen sorumu yönelteyim şimdi iddianamenin 1651. sayfasında ulusal kanalın kurulmasına ilişkin kararlardan sonra Yedi tepe iletişim hizmetleri A,Ş olan kanalın kurulmuş olması diyor ve bunun bu ulusal medya 2001 isimli bir savcılara göre örgüt dokümanı olan bir belgede bu kararın verildiği söyleniyor ulusal medya 2001 isimli örgüt dokümanı olduğu ileri sürülen ki benim savunmamda bunun işçi partisine ulusal kanala karşı bir metin olduğunu kanıtlarıyla sergilediğim ulusal medya 2001’in tarihi Aralık 2000 aralık 2000’de örgüt talimat verdiği ileri sürülüyor Yedi tepe iletişim hizmetleri A,Ş’nin kurulmasına dair Yedi tepe iletişim hizmetleri A,Ş ile örgüt arasındaki bu iddiaya iddianamedeki bu iddiaya ilişkin değerlendirmenizi öğrenmek istiyorum birde “

Mahkeme Başkanı " değerlendirme değil ne soruyu nedir”Sanık Mehmet Adnan Akfırat “Yedi tepe iletişim hizmetleri AŞ. Ulusal medya 2001 isimli

belgede yazıldığı gibi Aralık 2000’den sonra mı kurulmuştur”Sanık Nusret Senem " efendim soruyu anladım 1651. sayfadaki metni özetledi Sayın

Akfırat ben Yedi tepe anonim şirketinin avukatıyım 1994 yılında kurulmuş bir şirkettir o şirketin bugün ulusal kanal logosuyla bir televizyonu var bir yayın yapıyor ulusal kanalla ilgili dün bir

10

Page 11: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:11

mahkeme kararı sundum size T 1 lisansı ulusal çapta yayın yapma lisansı aldı bu yıl ulusal kanal büyük bir mücadele 8 yıllık bir mücadeleyle ben o mücadelenin de içinde olan birisiyim aralık 2000 tarihinde kurulduğu kesinlikle doğru değil 2001 isimle ve ulusal medya 2001 isimli medyada tamamen bir uydurma yapılmış bir uydurma değerlendirme yapılmış”

Sanık Doğu Perinçek söz istedi verildi ; bu Selko şirketiyle Milli savunma bakanlığı arasında yapılan sulh görüşmelerinde bulunan Milli savunma bakanlığını temsi eden subayların adları belli midir”

Sanık Nusret Senem " tabi bellidir”Sanık Doğu Perinçek “peki bunları söylemenin bir sakıncası var mıdır”Sanık Nusret Senem " sakıncası yokta ben hatırlamıyorum şimdi çok uzun yıllar oldu bu

2002 -2003 yıllarıdır”Sanık Doğu Perinçek” peki bu araştırılsa veya milli savunma bakanlığından sorulsa cevap

alınabilir mi “Sanık Nusret Senem " tabi cevap alınabilir bu toplantılar genelkurmay başkanını temsilen

subaylar katılırdı, milli savunma bakanlığı müsteşar vekili katılırdı, efendim kuvvetleri şey yapan jandarmayı da hatta temsil eden çünkü onlara da kanas silahları alındı onları da temsilen hukuk müşavirleri falan katılırdı yani çok sayıda insan katılırdı zaman zaman çıkar bunlarla da sohbetlerde yapardık siyasi meselelerle ilgili başka konularla ilgili benim siyasi kimliğimi bildikleri için sık sık böyle konularda konuşulur ve bunlara ben zaman zaman işte defterime not alırım yani ne söylemiş bir değerlendirme ileride değerlendirme yapabilmek bakımından not aldığımda olur herkesle ilgili yaptığımda böyle notlar alırım”

Sanık Doğu Perinçek “ efendim savcı Sayın Nihat beye teşekkür ediyoruz konunun berraklaştırılması için bu Türk ve Kürdü birlikte ele geçirme yazısıyla ilgili sorular sordu onun için berraklaşması için üç beş cümle söyleyeceğim Türk ve Kürdü birlikte ele geçirme pardon birlikte örgütleme düzeltiyorum başlığı da yanlış söyledim Türk ve Kürdü birlikte örgütleme adlı metin bana aittir. Teori dergisinde yayınlanmıştır partinin sitelerinde yayınlamıştır. Hakkında hiçbir soruşturma açılmamıştır 30 Mart tarihini taşımaktadır bu birinci nokta ikisi karıştırılmamalı birde Ergenekon belgesi diye iddianamede yazılan bizim yazdığımız metne hücum eden Sayın savcıda belirtti dedi ki onu eleştiren hatta tuzak kuruyorlar diyen bir ikinci belge var o ikinci belge efendim Ergenekon adımı benim hiç ilgilendirmez hangi örgütünse ama şurası çok önemli o Ergenekon belgisiyse eğer o belgede bize Türkiye ye tuzak kuruyorlar Doğu Perinçek’ler şöyle kötü adamlar böyle kötü adamlar diye yazıyor uzun uzun bu neyi ispatlar Ergenekon örgütü bir tane düşmanı var işçi partisi ve Doğu Perinçek o Ergenekon belgeleri incelendiği zaman Sayın yargıçlarım orda sürekli saldırılan Doğu Perinçek ve işçi partisinden başka ikinci bir örgüt ve siyasi güç yok hatta o belgeleri incelediğimiz zaman şu sonuca varıyoruz galiba bu Ergenekon örgütü işçi partisini ve Doğu Perinçek’e karşı kurulmuş Sayın savcıda biraz evvel çok anlamlı bir alıntı yaptı tuzak kuruyorlar diye hatta eleştiriler yapıyor dedi kendisine teşekkür ediyorum bu bizim savunma kanıtımız oluyor bu belgeler yalnız o Türk ve Kürdü birlikte örgütlemeye ilişkin bize saldıran metin değil o belgelerin 2001 efendim Cumhuriyet gazetesi, ulusal kanal, medya belgesi diğer belgeler hemen hemen hepsi Doğu Perinçek’e ve işçi partisine düşmanca düşmanca hatta düşman, kinli bir şeklide düşman olan ifadelerle doludur ve başka bir örgütte ne Tayyip Erdoğan hedef alınmaktadır. Ne Amerika hedef alınmaktadır, ne başka bir parti hedef alınmaktadır. Bir tek o belgelerde işçi partisi hedef alınmaktadır bu ne demektir Sayın başkanım “

Mahkeme Başkanı " konu anlaşıldı başka bir soru soracaksanız bir sorunuz varsa “Sanık Doğu Perinçek “ bu ne demektir bu yani Ergenekon’u Doğu Perinçek ve işçi

partisine karış kurmuşlar o zaman biz nasıl böyle bir örgütün üyesi veya yöneticisi olabiliriz başka sorum yok yalnız deminki bu CD’ler le ilgilide şunu söyleyeyim ben avukatlarımdan farklı bir şey söylüyorum Sayın başkanım Sayın avukatlar hukukçu olarak haklı olarak sürekli olarak

11

Page 12: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:12

delillerin kanunsuz bir şekilde elde edildiğini vurguluyorlar ve haklılar deliller kanunsuz elde edilmiştir fakat ben kanunsuz elde edilen delilleri de kabul ettim 1047 CD çıkmış kaset CD vesaire genel merkezden kanunsuz elde edilmiş hepsini kabul ettim hepsini kanunsuz elde edilse benim partimden çıkmış ama benim partimde olmayanı kabul etmem kanunsuz elde edilen başka birde oraya sonradan dahil edilen o 4 CD tekrar ediyorum Sayın başkanım dönüp dolaşılıp o efendim Doğu Perinçek’ten elde edilen o 4 CD princo marka, elba marka numaraları verilen onu numaralarla arama tutanaklarında CD ele geçirilmemiştir el konmamıştır onun için bu tartışmayı Sayın savcılardan arz ediyorum, rica ediyorum bu tartışmayı burada keselim bundan sonra o arama tutanaklarında bulunmayan 4 CD’yi lütfen yargının önüne getirmeyelim arz ediyorum”

Sanık Nusret Senem " Sayın başkanım ben bu CD’ler le ilgili olarak 24. ve 25’inde mart’ın tutuklanmadan önce tutuklandığım 25’idir gözaltına alındığım gün açıklama yaptım basın açıklaması tutanakları da göstererek basın mensuplarına arkadaşlarım görüntülerini getirsinler lütfen avukat arkadaşlardan rica ediyorum görüntülerde partide bulunmadığı açık açık söylüyor”

Sanık Ümit Sayın söz istedi verildi; Yargıtay krokisini içeren CD içerisinde benim adıma bir klasör açılmış ve benim barına yaptığım suç duyuruları Word dokümanı olarak o klasörün içinde mevcutmuş ben hiç kimseye Word dokümanı olarak elektronik olarak bu belgeleri bu suç duyurularını vermedim bir tek bilgisayarlarıma el koyduğu için polisin elinde vardı bunu nasıl açıklıyorsunuz nasıl sizin oradaki CD’nin içine girmiş olabilir “

Sanık Nusret Senem " işte bende bunu CD’nin içine İstanbul’da siz alındıktan sonra sizin belgenizi benim bilgisayarıma aktarma şeklinde değerlendiriyorum”

Sanık Hayrettin Ertekin söz istedi verildi; bu CD’ler le ilgili benimde bazı bilgilerim var bu bilgileri hem sorgu aşamasında sorgunun ikinci aşamasında poliste bana çağırıp sormuşlardı bu CD’ler le ilgili nedir bunlar diye ben daha öncede birçok konuşmamda CD’ler le ilgili bilgi vermiştim ama mahkemenize açıklayıcı olsun diye birkaç kelimede söyleyip sonra sorumu soracağım Sayın Nusret Senem’e bu CD’ler dünyada üç ülkede üretilir plastik materyal olup üzerinde filigran kaplı ve lazer baskılarıyla yazılır bu CD’ler in seri numaraları vardır bu seri numaraların bir kısım orta çizginin üzerinde filigran olarak değişmez değiştirilemezdir. 5 hanelidir birde 4 haneli rakamsal sayılar vardır bunlar bunun beynidir dünyanın hiçbir yerinde hiç kimse değiştiremez bunu çünkü bunu yapan makinelerin olduğu birime bile girmek mümkün değildir. Bulgaristan, Endonezya, Tayvan’da üretilir bu firmaların dışında sadece sipariş vererek bu CD’ler i sipariş veren firmaların adına CD üretilir onun haricinde birde daha ucuz CD’ler vardır Çin malıdır onlar örneğin bir tanesi bu şuan bömreyşin olan CD’nin ortasındaki plastiğe baskı yapılır buda sıcak baskıdır değiştirilmesi mümkün değildir bunların hepsinin bir formatı vardır bu formatların dışında bütün bilgisayarlara taktığınız zaman bunların değiştirmek veya başka bir kayıt yaptığınız zaman kendisi oraya bir data olarak ne zaman hangi tarihte yazıldığını belirtir bunu emniyette bana sordular bu nasıl oluyor bunu izah eder misiniz diye ben organize şubede ki o bilgisayarların olduğu odada kendilerine bütün gece sabaha kadar anlattım bunun nasıl olduğunu nasıl yapılabildiğini nasıl içindeki PDF dosyalarının değiştirildiğini nasıl içindeki filigranlara nasıl değiştirim yapılabileceğini hepsini izah etmiştim fakat öyle bir hata yapmışlar ki Ankara da bulunan CD’ler nolu CD’ler işçi partisinde bulunan CD’ler in hepsinin de maalesef markaları aynı seri numaraları da dijital rakamın maalesef ayın paketin içinden olan CD’ler e yazmışlar bir hata yapmışlar burada bana göstermiş oldukları Yargıtay krokisinde de dedim ki bakın burada bir hata yapmışınız bu CD’ler ide benim bu CD’nin olması mümkün değil çünkü ben rayter yazılabilir, silinebilir DVD kullanırım diğerlerini kullanmam çünkü benim makinem benim bilgisayarım sony ve birinci kalitede bir CD takmazsanız lazerine zarar verebilir diye izah etmiştim fakat diğer arkadaşların hepsinde aynı marka, aynı seriden olan bu seri yüce mahkemenizin öğrenmesini ve bilmesinde fayda görüyorum çünkü önünüze birçok dava konu gelecek hepsi aynı bu filigran içindeki filigranı ancak ışığa tuttuğunuzda görebilirsiniz başka

12

Page 13: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:13

türlük normal çıplak gözle baktığınız zaman göremezsiniz floransan ışığında yansımayla görebilirsiniz örneğin bu CD’nin kini ben size söyleyeyim hemen Sayın başkanım MBT 7035793’tür bu değiştirilmesi mümkün değildir fakat nasıl oluyorsa İstanbul emniyet müdürlüğü istihbarat şubesi aynı paket seri CD’den yaparak bütün sanıkların ofislerine, dosyaların aynı dosyalar internette olan bazı dosyaları yasak yayın gibi koyabilmiş ben kendilerine bunu izah etmiştim dedim ki arkadaşlar bu değiştirilebilirler vardır çok ucuz Kadıköy de falan üzerine basılır kağıtla bir program var ona yüklüyorsunuz koyuyorsunuz üst kısmını değiştirir sadece bu yazı kısmını bunlar dedim normal olarak CD’nin içinde bulunan filigranlar ve içindeki yazılmış olan kepçırlar kepçır dosyaları değiştirilemez hiçbir zaman avukat arkadaşa da izah etmiştim biraz bilişimden anladığı için bunu yüce mahkemenizin İstanbul üniversitesi teknik üniversitedeki mühendislik bilgisayar mühendislik bölümünden bir raporla bu CD’ler in kabul edilmeyen CD’ler in hangi zaman ne zaman, hangi makinede yazıldığının içinde formatı vardır bu değişmez kimse değiştiremez bunu ondan dolayı yüce mahkemenin böyle bir bilirkişiye sorduktan sonra ki ben bu konuda doktora yapmış biriyim sorduktan sonra bunlara cevap verilebileceğini ve yargılanan insanların sadece bu bilişim suçlarıyla ilgili kapsayan yargılandıkları ve altından kalkamayacak kadar suç yükleniyor çünkü insanların gerçekten bu CD’ler de değiştirilme, yazma, tarihleri, zamanları üç bin lazer vuruşuyla üç milyon pardon üç milyon lazer vuruşuyla her bir data bilgi kaydeder silmek, değiştirmek “

Mahkeme Başkanı " efendim konu tamam anlaşıldı konu soruya gelelim lütfen”Sanık Hayrettin Ertekin “konu bu soruyu sorayım Sayın Nusret Senem o CD’ler ele

geçtiğinde bu üzerindeki filigranların seri numaralarını zapta geçirmiş, geçirmemiş mi “Sanık Nusret Senem " tutanaklara baktım yok yani bir tane numara var başka numara

yok”Mahkeme Başkanı " numara yok”Sanık Hayrettin Ertekin “ o zaman delil sayılmaması gerektirdiğini düşünüyorum”Sanık Nusret Senem müdafi Av. Murat Mecit söz istedi verildi ;Sayın başkanım değerli

üyeler Ankara barosuna kayıtlı bir avukat olarak meslekte 30 yılını aşmış deneyimli ve saygın bir hukukçu ve işçi partisi genel sekreteri Nusret Senem bu davanın tutuklu sanığı olarak yaklaşık 1 yıldır yaşamanı cezaevinde sürdürmektedir. Ailesi, sevenleri, yakınları, siyasetçi dostları müvekkilleri ve meslektaşları olarak bizler biran önce aramazı dönmesini umuyor ve bekliyoruz Sayın başkanım örnekleri ortada duran ve dün Nusret Senem’in saydığı pek çok davada da görüleceği gibi ömrünü terör mağduru insanların haklı savunma mücadeleye adamış bir insanın silahlı terör örgütü üyeliğiyle suçlanmasını anlamak ve izah etmek gerçekten olanakta değildir her ne kadar Sayın Perinçek bu CD meselesini artık kapatalım demişse de işçi partisinin siyasi faaliyetlerinin sorgulanması meselesinin dışında Nusret Senem’in bugün burada huzurunuzda olmasını ve suçlanmasının tek nedeni işçi partisinde genel merkezinde 21 Mart 2008 tarihinde yapılan aramada girişin karşısındaki sekreter odasının sağ tarafında bulunan masanın üzerinde bulunduğu öne sürülen bir adet CD’dir Sayın başkanım bu CD ile ilgili pek çok aidiyet sorunu dün Nusret Senem tarafından bugün başka arkadaşlar tarafından dile getirildi ayrıca taraf gazetesi örneğinde olduğu gibi basına da servis edilen ve işçi partisi genel merkezinde elde edildiği öne sürülen bu CD’nin başka bir yerde oluşturulduğu ve bu deliller arasına sonradan konulduğu kanısını gerçekten güçlendiren ciddi kanıt ve emareler bulunmaktadır. Birincisi her şeyden evvel Sayın başkanım 21 mart 2008 günü yapılan aramaya ilişkin düzenlenen tutanak iddia edildiği gibi girişin karşısında sekreter odasının sağ tarafından bulunan masanın üzerinde böyle bir CD bulunduğu iddiasını doğrulamamaktadır. Zira Terörle Mücadele Şube müdürlüğünün de görevli 38 polis memurunun imzasını da içeren arama ve el koyma tutanağının 3.sayfasının ikinci paragrafında, girişin karşısındaki sekreter odasının sağ tarafında bulunan masanın üzerinde yalnızca 1 adet CD bulunduğu yazılıdır. Bu CD de tanımlanıyor efendim 1 adet Decodisc 0 543 411 21 61 zannediyorum bir telefon numarası bu herhalde

13

Page 14: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:14

Osman Nuri Muşta marka ibareli CD. Nusret Senem'in suçlanmasına neden olan CD ise bu CD değildir. Markası ne olursa olsun bu masanın üzerinde bulunduğu öne sürülen başkaca bir CD'den arama tutanağında söz edilmemektedir. O halde bu CD'yi Sayın başkanım ne İşçi Partisine ne Nusret SENEM'e mal etme imkanı yoktur. ikincisi Sayın başkanım İşçi Partisi, Ulusal Kanal ve Aydınlık Dergisinin bulunduğu 7 katlı binada eş zamanlı olarak başlayan ve 100'ü aşkın görevlinin bir anda binanın farklı bölümlerine dağılarak gerçekleştirdiği arama ve el koyma sırasında, neyin nerede bulunduğu, kime ait olduğu, ve içeriğinin ne olduğu konusunda hiç kimsenin bir fikri bulunmadığı gibi; el konulanları görme, inceleme, kontrol etme, doğru olup olmadığına müdahale etme şansı olmamıştır. Tutanak incelendiğinde de görüleceği gibi, bir kere el konulan materyaller bir tasnife tabi tutulmamıştır Sayın başkanım ne bulunduysa toplanmış ve el konulmuştur yani içeriği birlikte görülüp, tespit edilip, tutanağa aktarılmamıştır. Bilgisayar, hard disk ya da CD’ler yönünden bir yedekleme yapılmamıştır ve daha da önemlisi bugün ne kadar bu işin önemli olduğu bir kez daha ortaya çıktı ileride bugün bu aşamada gerek sizler gerek bizler açısından en azından bir denetim imkanı verebileceği halde bu CD’ler in seri numaraları dahi zapta geçirilmemiştir. Yani arama ve el koyma sırasında, adet ve CD markası dışında tutanağa geçirilen bir husus olmadığı için, el konulan CD’nin boş mu dolu mu olduğu, boş ise niye el konulduğu, dolu ise içeriğinin ne olduğu, suç unsuru taşıyıp taşımadığı konusunda kimse bir bilgiye sahip değildir. Sayın başkanım Bu yasaya uygun bir delil toplama yolu değildir. 100'ü aşkın görevli ile yapılan bu baskınlı aramada, bunun için zaman ve fırsat yoktu gibi bir gerekçe de ileri sürülemez. Tutanakta, el konulan materyallerin toplandığı torba ve çuvalların mühürlendiğine dair bir ibareye de rastlayamıyoruz Sayın başkanım üçüncü Ceza Muhakemesi Kanununun 122.maddesi uyarınca biliyorsunuz el konulan belgeleri inceleme yetkisi hakim ve savcıya aittir ve aynı maddeye göre bu inceleme sırasında şüpheli ve müdafiine de hazır bulunma fırsatı tanınır. Oysa bu CD’ler üzerinde ilk incelemeyi kimin yaptığı dahi adeta meçhuldür. Dün Nusret Senem savunmasında açıkladı. 213. Klasörde ve dizi sıra no:215'de bulunan başlıksız, hitapsız, tarihsiz, isimsiz, unvansız ve de imzasız el yazılı bir belgede, İşçi Partisi Genel Merkezinde yapılan aramada ele geçen CD’ler in incelenmesi sırasında Yargıtay isimli dosya içinde bir adet Yargıtay binasına ait kroki ile Krokinin Açılımı isimli bir dosyada krokinin açıklaması olduğu görülmüştür, deniyor. Bunca yıllık meslek yaşamımızda bunun benzeri bir delil inceleme tutanağına biz rastlamadık Sayın başkanım Sayın başkanım. Bu CD’nin bulunduğu öne sürülen Sekreter Odası, partili olsun ya da olmasın tüm ziyaretçilere ve herkese açık, randevu talepleri için ilk müracaat yeri, görüşmeler öncesinde de bekleme odası işlevi gören bir mekandır. Yani arşiv ya da kütüphane gibi bir özelliği olmadığı gibi, Nusret SENEM'in veya bir başka parti yöneticisinin özel mahremiyet alanı da değildir. Ayrıca, içeriği dikkate alındığında böyle bir CD’nin sekreter odasında hele de masanın üzerinde muhafazası mantık kurallarına ve hayatın olağan akışına bağdaştırmakta mümkün değildir. Beşinci olarak Sayın başkanım Suçlamaya esas olan bu CD ile ilgili Klasör 285'de bulunan inceleme raporundaki tespitlerden de ortada bir tuhaflık olduğu açıkça sezilmektedir. Bu raporda, önce birtakım teknik sözcüklerin ne anlama geldiği açıklanıyor bilgisayarla ilgili file created teriminin dosyanın bilgisayar ortamında ilk kez oluşturulduğu tarihi ifade ettiği belirtiliyor bu raporda ve Dosyanın ilk kez bilgisayar ortamında oluşturulma tarihlerine göre; bu CD içinde yer aldığı belirtilen dosyalardan; Yargı Tel noları adlı Word formatlı dosyanın 5.Şubat.2008 günü saat:06.11'de, Muammer Aksoy adlı pdf formatlı dosyanın 5 Şubat 2008 günü saat: 07.11'de, Ortodoks Kiliseleri adlı pdf formatlı dosyanın 5 Şubat 2008 günü saat: 07.55'de, Turgut Özal adlı pdf formatlı dosyanın 5 Şubat 2008 günü saat: 08.07'de, Tayyip Erdoğan adlı pdf formatlı dosyanın 5 Şubat 2008 günü saat:08.10'da, Uğur Mumcu adlı pdf formatlı dosyanın 5 Şubat 2008 günü saat 08.12 de, Yargıtay adlı pdf formatlı dosyanın 5 şubat 2008 günü saat: 09.39'da, Krokinin Açılımı adlı Word formatlı dosyanın 5 şubat 2008 günü saat: 10.14'de, Seyfettin Çilesiz adlı Word formatlı dosyanın 5 şubat 2008 günü saat: 11.19'da oluşturulduğu yazılıdır Sayın

14

Page 15: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:15

başkanım Bu 8 dosyanın bilgisayar ortamında ilk kez oluşturulduğu söylenen 5 şubat 2008 tarihi itibarıyla, Turgut ÖZAL'a suikast girişiminin olduğu tarihin üzerinden 20 yıl, Muammer Aksoy cinayetinin üzerinden 18 yıl, Uğur Mumcu cinayetinin üzerinden 15 yıl, Tayyip Erdoğan'la ilgili iddianamenin üzerinden 10 yıl, Ortodoks kiliseleri adlı belgenin üstündeki tarihe göre de üzerinden 5 yıl geçmiştir. 5 Şubat 2008 tarihinde güncelliği de olmayan bu konularda Nusret SENEM'e bir ilham geldiği, sabah 6'da bilgisayarın başına oturduğu, ve öğlen 12'ye kadar 6 saat boyunca sırasıyla bu belgeleri hazırlayıp bilgisayara aktardığının kabulü, akıl ve mantık dışı bir kabuldür. Nusret SENEM'in çeşitli formatlarda dosyalar hazırlayabilecek ileri düzeyde bir bilgisayar kullanıcısı olmadığını da belirtmemiz gerekir. Ayrıca bu Seyfettin Çilesiz dosyasıyla ilgili yanı inceleme raporunda Seyfettin Çilesizin neşter operasyonunda rüşvet iddialarından adı karışan bir Yargıtay üyesi olduğu iddia ediliyor Nusret bey benim hatırladığım kadarıyla neşter dosyasına girmedi ama ben takip ettim bu davayı bu tip iddialara ismi karışan hakim ve savcılar arasında Seyfettin Çilesiz diye birini de hatırlamıyorum Sayın başkanım Nusret SENEM de dünkü savunmasında açıkladı. Bu CD içinde Klasör 285'de bulunan İnceleme Raporuna göre ilk kez 01 Şubat 2008 tarihinde oluşturulduğu açıklanan Yargıtay ile ilgili notlarım isimli dosyada, Limandaki yemeğe Eminağaoğlu dışında Ergün Poyraz la, Levent Ersöz Paşa da gelecek açıklaması yer almaktadır. Biliyorsunuz, Ergün Poyraz, bu soruşturma kapsamında 2007 Temmuz ayından itibaren tutuklu ve cezaevinde. Tüm Türkiye Ergün Poyraz'ın tutuklu ve cezaevinde olduğunu bilirken, Nusret SENEM bundan habersiz ve Ergün Poyraz'ın cezaevine girdiği tarihten 7 ay sonra ve halen cezaevinde bulunduğu bir sırada, Ergün Poyraz'ın da katılacağı bir yemeğe ilişkin notlar alınması, bunu bir CD'ye aktartılması ve götürüp sekreter masasının üzerine bırakması da akıl ve mantığın kabul edebileceği bir olgu değildir. Çok iyi kurgulandığı sanılan bu senaryo, burada da kendini ele vermektedir. Sayın başkanım Çok önemli bir başka hususu yine dün Nusret Senem’in savunmasında yer aldı aynı soruşturma kapsamında daha sonra gözaltına alınan emekli bir asker ve Ankara Barosuna kayıtlı meslektaşımız Levent GÖKTAŞ'ın dün Nusret Beyin yazılı savunması ve size sunmuş olduğu kanıtlar arasında verdiği belgede görüleceği gibi onun bir yazılı beyanı var. Nusret SENEM'le irtibatlandırılmaya çalışılan CD içinde yer aldığı öne sürülen Yargıtay ile İlgili Notlarım isimli klasör ve bu klasörün içeriği ile kendi başına gelenler arasındaki benzerlik Levent Göktaş’ın dikkatini çekiyor ve yazılı olarak vermiş olduğu bu beyanda aynen şunu söylüyor Benim büromda başka bir avukatın ki burada başka bir avukat derken aynı büro içerisindeki kendisinin bir ortağı veya büro arkadaşını kast ediyor masası üzerinde bulduk dedikleri bir tane 51 nolu DVD var. Benim hayatımda hiç görmediğim bir DVD. Bu DVD içeriğinde de aynen; Yargıtay ile İlgili Notlarım isimli Word belgesinde Yarg. Yargıtay’ın kısaltması şeklinde Yarg 8 Hamdi Yaver AKTAN'a teşekkür edelim yazılıdır. Yani bu komplo için size örnek olabilir. Mahkemeye sunabilirsiniz diyor Bu benzerlik Sayın başkanım tesadüfle izah edilemez. Dosya ismi aynı: Yargıtay ile İlgili Notlarım. Cümle kısaltma şekli dahil birebir aynı: Yarg. 8 Hamdi Yaver AKTAN'a teşekkür edelim. Pekiyi aralarındaki fark ne Bu kez bir CD'ye değil DVD'ye Levent Göktaş'ın ifadesine göre 51 nolu DVD'ye taşınıyor ve Levent GÖKTAŞ'ın aynı büroyu paylaştığı meslektaşının masasının üzerinde bulunduğu öne sürülüyor. Hareket halindeki bu CD başkalarının masasının üzerinde çıkması bizi bu aşamadan sonra şaşırtmayacaktır Sayın başkanım Sayın başkanım Bu CD ile ilgili bir başka ilginç nokta, aynı CD içinde yer aldığı öne sürülen Ümit Sayın klasörüdür. Nusret SENEM, Ümit Sayın 'ın arkadaşı, dostu değildir. Onun avukatı, hukuk müşaviri ya da danışmanı da değildir. Dosyada Ümit Sayın la yapılmış bir telefongörüşmesi de bulunmamaktadır. O halde Nusret SENEM'e ait olduğu öne sürülen birCD’nin içinde 5 şubat 2008 tarihine çok yakın tarihlerde Ümit Sayın 'ın yaptığı basınaçıklamalarının, açtığı tazminat davalarının ya da yaptığı suç duyurularına ilişkindilekçelerinin ne aradığı da izahtan yoksundur. Bu belgelerin Nusret SENEM'i ilgilendiren bir yönü de yoktur. Kaldı ki, Ümit Sayın hazırlıkta alınan ifadesinde de Nusret Senem'i tanımadığını

15

Page 16: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:16

açıkça beyan etmiştir. Sayın başkanım Yargıtay krokisi adlı pdf formatlı ve krokinin açılımı adlı Word dosyasına gelince; Kanıt ve olgular karşısında, tıpkı CD gibi, bu iki belgenin de Nusret SENEM'le ilişkilendirilmesine ve Onun tarafından hazırlandığını kabule olanak yoktur. Bir kere, kime ait olduğu bilinmeyen bu CD'deki söz konusu kroki ya da krokinin açılımı adlı belgenin aynı ya da bir benzeri, Nusret SENEM'e ait bilgisayarlarda, evinde, bürosunda ve İşçi Partisindeki makam odasında yapılan aramalarda ele geçen doküman, bilgisayar, harddisk, flash bellek, CD’ler den çıkmamıştır. İkincisi, kendi özel ve mahrem alanı içerisinde de olmayıp iddiaya göre ortalıkta gezen bir CD’nin böyle bir belgeyi içeren bir klasöre Nusret SENEM'in kendi adını vermesi de akla ve mantığa aykırı bir kabuldür. Bu tespit yapılmış Dolayısıyla Nusret SENEM'le hiç ilgisi olmayan bu krokinin nereden üretildiğini bulmak için, bu İP adresine ve mesajın kim tarafından gönderildiğine ulaşılması gerekir ve bu da zor değildir. Ne var ki, dosyada bulunan Ankara İl Telekom Müdürlüğünün yazısında, İP adresinin uygun formatta gönderilmediği için bu ihbar gönderen kişinin açık kimlik ve adresine ulaşılamadığı belirtiliyor. Dün Nusret bey o tarihi itibariyle yani 19 Mart 2008 tarihi itibariyle bunun Adana ilinde bir kullanıcıya ait olduğunu telefonlarını isimlerini vererek açıkladı fakat ben buraya gelmeden önce Ankara’da internetten bende bunu sorguladım çünkü internet üzerinde İP sorgulamasına imkan veren yabancı mş internet siteleri var Sayın başkan ben bu sorguyu yaptığımda bu tarih itibariyle İstanbul’da çıkıyor bu İP numarası bu Sayın Perinçek’in bu CD’nin İstanbul da oluşturduğuna ilişkin savunmasını da açıklamalarını güçlendiren bir olgu olarak karşımıza çıkıyor ayrıca Uygur formatta verilmemiştir şeklinde Telekom’un yazısının anlandırmakta mümkün değil çünkü İP adresleri dört gruplu bir rakamlar kümesidir Sayın başkan aralarında nokta var ikişerli veya üçerli rakamlardan oluşan dört gruplu rakamlar kümesi ben bu belgeyi de size sunacağım Sayın başkanım Türk Telekom’un ADSL hizmetlerinden yararlanan bir abone olduğu İstanbul ilinde bir aboneye ait olduğu ortaya çıkıyor. Sayın başkanım şunu da ifade edeyim Günümüz teknolojisi ile İP numarası statik değil dinamik bir İP numarası olsa bile, bunun tespiti mümkün ve olanaklıdır. Çünkü mesajın gönderildiği tarih ve saat saniyesine kadar bilinmektedir. Bu İP numarasının o tarih ve saatte hangi bilgisayar tarafından kullanıldığı Telekom tarafından kolaylıkla tespit edilebilir. Ve bu talebimizi de yineliyoruz efendim Sayın başkanım Bir doküman olarak CD içerisinde yer alan bir belge olarak değil sözü edilen belgelerin üstelik gizlilik kararı bulunan bu soruşturmada daha yetkililerce incelenip çözümlenmeden Taraf Gazetesinin Ankara bürosuna nasıl, ne zaman ve ne surette ulaştığı, ne zaman haberleştirilip İstanbul Bürosuna fakslandığı ve 24 Mart 2008 tarihinde yayınlandığı ise ayrı bir soru işaretidir. Bu konuda Nusret beyin açıklamalarını beyan ve açıklamalarını tekrarla yetiniyorum. Sonuç olarak bu CD ve sözü edilen kroki belgeleriyle Nusret Senem'in ve işçi partisinin hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Sayın başkanım İşçi Partisi ve Nusret SENEM'le ilgili aramalarda artık özensizlikle izahı mümkün olmayan pek çok hukuka aykırı yöntem ve uygulandığını da dün Nusret bey detaylı olarak tekrarladı bir avukat olması sebebiyle buna özen gösterilmesi kendisinden el konulan belgelerin Sulh ceza mahkemesi hakiminden onay alması gerekirdi bunlarında hiçbiri maalesef yapılmamıştır. Sayın başkanım gene dün Nusret beyin savunmasından ifade ettiği gibi kendisine karşı çok ciddi ön yargılı bir linç kampanyasının basında sürdüğü de bir gerçektir. Pek çok gazetenden bunun örneklerini verdi Harddisk yapmaya çalıştı harddisk yakarken kıskıvrak yakalandı gibi bu kadarı doğrusu Ankara barosunun başkanı başkanımız Sayın Ahsen Çoşar’ı da çilenden çıkarmış ve buna bir açıklama yapma zorunluluğu hissetmiştir. Bu bu tamamen gerçek dışı ve belli bir amaca hizmet eden yayınların neden yapıldığı, bu gazetelere böyle bir servise neden ihtiyaç duyulduğu elbette Mahkemenizce sorgulanacak ve üzerinde durulacaktır. Sayın başkanım İddianamenin 116.sayfasında Hukuk Departmanı başlığı altında örgüt üyeliğine ilişkin hukuksal değerlendirmeler de doğrusu terör ve terörizm konusunda kafamızı iyice karıştıran değerlendirmeler içermektedir. İddianamede aynen şöyle deniyor; biraz önce Sayın Kerinçsiz’de ifade etti. Şüpheli Kemal Kerinçsiz, Nusret Senem ve Fuat Turgut'un avukat

16

Page 17: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:17

oldukları ve örgütün tüm faaliyetlerini hukuk kuralları çerçevesinde yapması için gerekli yasal zemini oluşturmaya çalıştıkları, örgütün amacı doğrultusunda gerçekleştirilen, tüm eylem ve faaliyetlere ilişkin davaları meccanen takip ettikleri anlaşılmıştır. Sayın başkanım Böyle bir örgütün varlığını ve hele de Nusret Senem'in böyle bir örgüte üye olduğunu asla kabul etmiyoruz ama tüm faaliyetlerini hukuk kuralları çerçevesinde yapan bir örgütün nasıl terör örgütü olarak nitelendirildiğini ve sözde bunun için çaba sarf eden Nusret Senem’inde neden terör örgütü üyesi olduğunu da doğrusu merak ediyoruz Üstelik bu iddia, hiçbir somut kanıtla desteklenmeyen tamamen soyut ve dayanağı olmayan bir yorumdan ibarettir. İddianamenin ise yorum değil maddi olguları içermesi gerekir. Savunmasında Sayın Nusret senem de açıkladı Avukat Kemal Kerinçsiz ve Av. Fuat Turgut'u şahsen tanımamaktadır ve hiç karşılaşmadım onlarla herhangi bir teması olmadı dedi. Örgütün tüm eylem ve faaliyetlerine ilişkin davaları meccanen yani karşılıksız takip ettiği suçlaması da kanıtsız bir suçlamadır. Bunun dosyada hiçbir kanıtı biz Sayın başkanım göremedik Bunlar hangi davalar ise duymak, bilmek ve yanıtını vermek Nusret SENEM'in savunma hakkının bir gereğidir. İddianameye konulduğuna göre bunun yanıtının da verilmesi gerekir. Sayın başkanım Sayın Mahkemeniz, Milli İstihbarat Teşkilatı tarafından gönderilen ve örgüt şeması olduğu öne sürülen belgenin, bu soruşturmada şüpheli ya da sanık durumunda olmayanların kişilik haklarının ihlaline yol açabileceği gerekçesiyle açıklanmamasına karar verdi. bu 6 isim dışında kalan isimleri öğrenemedik. Ancak, Nusret Senem'in tüm eylem ve faaliyetlerini hukuk kuralları çerçevesinde yürütmeleri için çaba sarf ettiği kişilerin kimler olduğunu bilmeye ya da Mahkemeniz aracılığıyla bunun o kişilere sorulmasını talep etmeye de hakkı vardır. Ceza muhakemesi yasamızın 147.maddesinin f bendi ona bu hakkı vermektedir ve cezaevinde 1 yılını tamamlamak üzere olan Nusret SENEM'in kişilik hakları ve mağduriyeti, başkalarından daha az değerli değildir. Sayın başkanım Bu kanıt ve olgulara ilave olarak, son olarak tıpkı sanık Aydın YÜKSEK örneğinde olduğu gibi, Nusret SENEM'in tahliyesini gerektiren çok ciddi ve önemli bir başka hukuksal sebep de dün Nusret Bey'in savunmasının son bölümünde yer aldı. 390 nolu klasörde ve dizi sıra no:194'te bulunan Savcılığın tutuklama istemli sevk yazısında, Nusret SENEM'in, Devletin güvenliğine ilişkin belgeleri hile ile alma ya da çalma, Silahlı terör örgütüne üye olma ve hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetme fiillerinden tutuklanması istenilmiş ise de; Aynı klasörde dizi sıra no: 199 ve 200'de bulunan tutuklama müzekkeresinden de açıkça görüleceği gibi, Sorgu Hakimliğince, Savcılığın Silahlı terör örgütüne üye olma ve hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetme suçlarından tutuklama isteği kabul, edilmeyerek, tutuklama kararı Devletin güvenliğine ilişkin belgeleri hile ile alma ya da çalma fiiline dayandırılmıştır. Gene tutuklama müzekkeresinde fiilin kanunda hükme bağlandığı madde yalnızca TCK'nun 326/1 maddesi olarak açıklanmıştır Sayın başkanım Kısaca, Nusret SENEM hakkında başka bir fiilden ve başka bir kanun maddesinden verilmiş bir tutuklama kararı bulunmamaktadır. Ne var ki, iddianamede Nusret SENEM hakkında TCK'nun 326/1 maddesinden yani devletin güvenliğine ilişkin belgeleri hile ile alma ya da çalma fiilinden bir kamu davası açılmamıştır. Esasen açılması da beklenemez. Çünkü dün Nusret Bey savunmasında açıkladı. Bu suçlamaya esas olan Susurluk raporu ve Mit Raporu, Nusret SENEM'in vekil sıfatıyla takip ettiği bir davada Ankara 20.Asliye Hukuk Mahkemesindeki bir dosyaya mahkemece Başbakanlıktan istenmiş ve Başbakanlıkça Mahkemeye gönderilen raporlardır. Hile ile alınmamış, çalınmamış, Mahkemece resmen istenmiş ve dava dosyasına girmiş raporlardır. İşte bu nedenle, Sayın başkanım Nusret SENEM hakkında açılan kamu davasında sevk maddesi Türk Ceza Kanununun 326/1 maddesi değil, yani tutuklanmasına esas olan madde değil aynı Yasanın 334/1 maddesidir. Ancak diğer sevk maddeleri gibi Türk Ceza Kanununun 334/1 maddesinden de Nusret SENEM hakkında verilmiş bir tutuklama kararı bulunmamaktadır. Mahkemece dava dosyasına kazandırılan bu raporlar anılan yasa hükmünün dahi ihlali olarak gene nitelendirilemez. Bu nedenle Sayın başkanım yaşanan haksızlığın ve

17

Page 18: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:18

mağduriyetin önüne geçilerek Nusret SENEM'in tahliyesine karar verilmesini, saygı arz ve talep ederim teşekkür ederim efendim sabrınız için”

Sanık Nusret Senem müdafi Av. Murat Bülent Hattatoğlu söz istedi verildi: Birçok konuya değinildi efendim müvekkilim üstadımda savunmasında önemli hususlara temas etti Sayın meslektaşım da değindi ben şimdi dilekçemi de zatıalinize takdim ettim kısaca arz edeceğim içeriğini benzer hususlar zaten burada efendim atlayarak geçiyorum kısa sürsün diye iddianamede istinatlar sakattır diyoruz çünkü suç tarihi bile belli değildir tutuklama celsesinde 13.03.20008’dir suç tarihi iddianamede 25.03.2008’tir suç tarihi suç tarihine istinat ettiği suçun tarihini belirtemeyen bir iddianameyle ile karşı karşıyayız şimdi efendim bu CD’ler meselesinde yeteri kadar konuştuk ama bunun birde başka bir yönü var bizzat bilişim raporuyla sabit efendim bu CD’ler in iddia olan CD’ler in müvekkilimin ev veya iş yerindeki bilgisayarlarda üretilmediği hususu bilişim raporuyla sabit nasıl burada isimler bir defa tutmuyor şimdi onu arz edeceğim ondan evvel şunu söyleyeyim sayfa l490'da iddianamede Ankara binasında önemli 2 ibareli bir CD bulunduğu, iddia olmuş Yargı-Nusret Senem'den klasörü burada da var diyor. Bunlar hep değişik değişik bu CD’ler in başka yerde alındığında böyle bir ismi yok başka yerde anıldığında yargı Yargı-Nusret Senem’den değil Yargı-Nusret Senem şeklinde onu da arz edeceğim bunlar bir tane iki tane değil tutarsızlıklar bunlar böyle üretilmiş ama birbirine karıştırılmış herhalde şimdi efendim burada sayfa l491'de bunun devamında Krokinin Açılımı adlı Word belgesinin 05.02.2008 saat 22:14'te oluşturulduğu yazılı efendim yazan h son kaydeden h imiş bilişim raporlarında da böyle efendim. Klasör 213'te pdf sayfasına göre söylüyorum bulmak kolay oldun diye çünkü dizi pusuluları tutmuyor pdf sayfasına göre. 82'de de aynı şekilde böyle yazılı. Şimdi efendim şeyde de sayfa l492'de iddianamenin 1492. sayfasında Yargı Tel.No.ları adlı Word belgesinin de yine 05.02.2008 saat 18:11'de yine h tarafından yazılıp kaydedildiği yazılı. Yargıtay ile ilgili notlarım adlı Word belgesinin 01.02.2008 saat 20.09’da kaydedildiği yazılı. Bunlarda mümkün değil onları da şimdi arz edeceğim şimdi efendim isimlere bakalım daha evvel zatıâlinize bir dilekçe vermiştim klasör 355’deki bilişim raporları hakkında ve bunu da arz etmiştim sözlü olarak oradaki sakatlıklar burada da geçerli bir belgenin yazarının son kaydedenin belli bir şekilde X,Y,H şu bu Ahmet; Mehmet çıkması için o bilgisayarını işletim sisteminin müseccel sahibinin müseccel kuruluşunun efendim kullanıcı adının filan bunlardan biri olması lazım bilişim raporlarında yazılıdır efendim recessed organiser müseccel kuruluş kayıtlı kuruluş recessed onlın müseccel sahip efendim aynı zamanda işte you user name kullanıcı adı gibi bunlar yazılı bilirkişi raporlarında bilişim raporunda bunların hiçbirisinde efendim böyle bir şey yok bakıyoruz klasör 358’de pdf sayfası 193’te 2 GB'lık Toshiba harddisk bulunlum müvekkilime aitmiş efendim bunda müseccel Kuruluş ZiziDesign Spa. müseccel sahip MrZigon gibi okunan bir şey efendim. pdf sayfası l95'te 8 GB'lık Fujitsu bunların her ikisi de as ve as, küçük a küçük s kullanıcı adları iki tane bir tanesi yine as bir tanesi Administrator. pdf sayfası. 197'de 120 GB'lık Samsung var bunun müseccel sahip Yakup, kullanıcılar Administrator ve Yakup. pdf sayfa 199'da 3,6 GB'lık Quantum var müseccel kuruluş SABANCI, müseccel sahip PUKAY. pdf sayfası 201'de 80 GB'lık Seagate var müseccel sahip Nusret Senem, kullanıcı adı Nusret. Nusret Senem'den elde olunduğu ileri sürülen harddiskler bundan ibaret. O halde h diye bir yazar var burada h diye bir efendim müseccel kuruluş efendim kullanıcı adı var mı yok şimdi efendim geçiyoruz bunlar zaten söylendi defalarca CD ‘ler delil değildir. Dolayısıyla CMK madde 206’ya göre 2/a gereğinde bir defa reddi gerekir aynı zamanda bu sebeple reddi gerekir ilgisi yok içeriğinden de belli efendim bu CD’ler in muhdes idi nedir o Klasör 285'te pdf sayfa.6'da, bu orda dosyanın yaratılış tarihi söylenmiş 02/05/08 ben şimdi bu şekilde okuyorum formatlarda değişik efendim 09:39:28 olarak verilmiş. şimdi bakınız efendim CD'de o zamanda yine o dilekçemi de arz ederken de şimdi kısa kesiyorum o zaman o dilekçem 355 klasör hakkındaki dilekçemde aynı açıklama vardı aynı şeyler burada var tarih formatları bir İngilizce format bir Türkçe format bir noktalı, bir taksimli enkeis programı bir format atıyorsa İngilizce format hep aynı formatı atar

18

Page 19: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:19

öbür taraftan efendim tarihlere yıl farkı var bırakınız dakika saniye farkını yinede yazılbilir olmayan bir CD’e böyle çeşitli zamanlarda çeşitli tarihlerde dosya eklenebilir mi ha şu söylenebilecek mi acaba efendim bilgisayardaki tarihi oymuş ama işte CD’e aktarılırkende aynı tarihi olmuş bunun aksini bilişim raporu söylüyor yine dosyadaki yaratılış tarihinden filan zamanda CD’e kaydedildiği anlaşılan diyor bilişim raporlarında bilişim raporu kendi söylemiş dosyadaki yaratılış tarihini yani failkreşin ceridediyt tarihinin CD’ye yazılış tarihini kendisi söylüyor dolayısıyla ha birde şu var yeniden yazılabilir olmasa bile bir CD’ye veri eklenebilir denile geliyor ve diyoruz bunu da CHP Adana milletvekili Sayın bilişim uzmanı Sayın Taciler Seyhan’da söyledi basında yer aldı efendim her bilişim uzmanı da söylüyor ha o zaman eğer bunu kabul ediyorsa bilişim raporu veya zatıaliniz bunu kabul ediyorsanız heyet olarak o zaman zaten hiçbir CD delil değildir. Sonradan veri eklenebileceği kabul edildikten sonra hiçbir CD velev ki müvekkillerde bulunmuş olsun gerçekten hiçbir şekilde delil kabul edilemez dolayısıyla şimdi efendim müvekkil savunmasında dün demişti ki soruşturmayı polis yürütmüş ve CMK madde 251 ihlal edilmiştir dedi ihlallin delillerinden bir tanesini daha ben size arz edeyim pdf sayfa 16 efendim Nusret Senem'i de içeren arama el koyma kararı var. Gözaltı veya arama emri yok nedir o emri veren sağlayan şey savcının Zekeriya beyin şeyi el yazısıyla meşruhatı meşruhat düşmüş peki bu normal mı polis doğrudan doğruya mahkemeden savcıdan değil doğrudan doğruya mahkemenden talep te bulunabilir mi arama el koyma talebinde bulunabilir mi CMK madde 90 hükmü dururken efendim geçiyorum bunları da dilekçeden tetkik buyurursunuz ben size bunların saatlerini arz edeceğim efendim İstanbul emniyet müdürlüğü TEM şube müdürlüğü bir faks çekmiş Ankara emniyet müdürlüğüne 25.03.2008’de saat15.01’de fakslamış bunu da yakalayın diyor yakalama emri var bunda üzerinde meşruhatta yok ondan sonra Sayın savcı Zekeriya Öz'ün meşruhatını içeren faks var aynı gün saat 16.15’te yani önce emniyet müdürlüğü emir veriyor yakalayın diye ondan sonra savcıdan izin veya emir alıyorlar arama el koyma kararında CMK madde 119.127 var bermutad, madde l34'ten hiç bahis yok. Bir sürü aram kararını da bu şekilde uygun olmayan kanuna uygun olmayan arama kararı bunlar ve tabiî ki uygulaması da zaten karara da uymayarak arama yapılıyor ama uygulaması da kötü oluyor o zaman şimdilik efendim geçiyorum hem Sayın meslektaşımın demin söylediği vurgulayarak onu hem de müvekkilimiz Sayın meslektaşımız Nusret Senem’in dün savunmasında en son söylediği konu gerçekten müvekkilimiz şuanda her ne kadar burada bulunuyorsa da tutuklu değildir efendim hukuki duruma göre tutuklu değildir. Ama fiili duruma göre tutukludur ben aynı şeyleri tekrarlamayacağım nasıl olsa konu açıklandı açıklığa kavuştu arz edildi burada 326/1’den bir sevk maddesi yok ama tutuklama talepte var fakat tutuklama kararında 326/1 var ve dayanakta CMK madde 100/3 değil katalog suçlar diye tabir edilen suçlar değil nitekim zaten o suçlar orda yazılmıyor 326’da öyle değil 334’de öyle değil şimdi efendim nedir verilen sebep kaçma şüphesi 100/1, 2/a kaçma şüphesi sebebiyle tutuklama veriliyor katalog suçların işlendiğine dair kuvvetli şüphe varlığı yüzünden değil peki sonra ne oluyor iddianamede 326/1’den ceza tayini istenmemiş peki o zaman durum nedir efendim savcı şey verdiği zaman takipsizlik kararı verdiği zaman ne olur efendim şüpheli serbest kalır şimdi o zaman takipsizlik kararı yok ama iddianamede bunu sevk etmeyince takipsizlik demektir bu iddianamenin verildiği haydı yorum farkı diyelim tartışma çıkmasın diyelim iddianamenin kabul edildiği andan itibaren müvekkilimin kendiliğinden serbest kalması gerekirdi şimdi biz hukuki durum buyken fiili durum mu hukuki duruma mı uyduracağız hukuki durumu fiili duruma mı uyduracağız tabiî ki fiili durum hukuki duruma uyacak ve tahliye kararı vermek durumunda bulunacaksınız tabiî ki umuyoruz ve bekliyoruz ki evet efendim mademki iddianamedeki sevk maddelerinden tutuklama yapılmamışsa şimdi tutuklamayı verelim demeyeceksiniz bu yanlışlığı düzeltiniz bu mağduriyeti sona erdiriniz efendim kaçma şüphesi konusunda da bir şey söyleyeyim iddianamenin 1996 sayfasında kaçma şüphesi olmadığını müvekkilin kaçma şüphesi olmadığını Sayın savcılar beyan ve ikrar ediyorlar ne diyorlar efendim soruşturma kapsamına kendilerinin de dâhil

19

Page 20: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:20

edileceklerini tahmin edip bekledikleri diyor. Yani müvekkilim soruşturmaya kendisinin de dâhil edileceğim tahmin etmiş. İddianameye göre peki tahmin etmiş de ne yapmış Beklemiş teşebbüs etmemiş. Bunu iddianame beyan ediyor eğer iddianamenin bu paragrafı doğru ise müvekkilin kaçma şüphesi yoktur eğer bu paragraf yanlış ise ki bu paragrafın bütünü yanlışı biz söylüyoruz ama savcıların iddiasına göre böyle yanlış ise yine kaçma şüphesi yoktur o zaman istinat yoktur ve kaçma şüphesi yoktur dolayısıyla efendim her iki sonuç noktaya geliyor müvekkilimi tahliye buyurunuz efendim saygılarımla arz ettim”

Sanık Nusret Senem müdafi Av. Mehmet Cengiz söz istedi verildi :efendim ben Sayın meslektaşlarımın görüşlerinin tamamına katılıyorum bunları zamanınız almamak için hiç tekrar etmeyeceğim müvekkilim Nusret Senem işçi partisi genel sekreteridir partinin en yetkili iki kişisinden birisidir biz hatırlayacaksınız 20 Ekim 2008 günlü celsede işçi partisi yöneticileri hakkında açılan davanın tefrikiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yapılacak değerlendirmenin sonucunun beklenmesini talep etmiş idik aynen talebimiz bu idi bu talebimiz 23 Ekim 2008 günlü ara kararınızla reddedildi ret gerekçeniz aynen şöyle anayasa mahkemesinin yetkisinin siyasi partilerin siyasi faaliyetlerini kapatılma kararı bakımından yargılamakla sınırlı olduğu gerekçesiyle reddedildi oysa anılan talebimiz bir görev itirazı değildi tekrar altını çiziyorum bizi ancak anayasa mahkemesi yargılar gibi bir beyanda bulunmadık şüphesiz bireysel sorumluluklarımız açısından bizi yetkili ağır ceza mahkemesi yargılar bundan hiçbir tereddüt yok ancak siyasi partiler kanunun düzenlediği parti yasaklarıyla bugün aralarında müvekkil Nusret Senem’inde bulunduğu işçi partisi yöneticilerine yönelik iddialar aynı zamanda birebir siyasi parti kapatma nedenidir. Anayasanın ilgili hükmünü siyasi partiler yasasının ilgili hükmünü ve müvekkillere uygulanması istenen Türk Ceza yasasının 312,313 ve 314 maddelerini yan yana koyup baktığımızda eğer bu fiiller sabit ise aynı zamanda parti organı olan genel başkan bu fiilleri işlemiş ise ve bu filler böyle bir maksada matuf ise o zaman bir siyasi faaliyeti ve siyasi parti organı olarak işçi partisini de bağlayacak bu eylemleri nedeniyle işçi partisinin kapatılması gerekecektir. işçi partisinin kapatılması gerektirici bir sonuca ulaşacaktır bu dava eğer bir mahkumiyetle sonuçlanırsa, beraatla sonuçlanırsa o zaman Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yapacak bir işte kalmayacaktır. Bu kadar biri bir örtüşen iki olguyla karşı karşıyayız ben bunların örneklerini çeşitli vesilelerle burada tekrar edildi söylendi tek tek sıralamayacağım iddianame baştan sona siyasi parti faaliyetlerine ilişkindir partinin merkez karar organları kararları yargılanmaktadır sorgulama ve özellikle çapraz sorgularda dikkat buyurdunuz gibi birçok soru doğrudan işçi partisinin faaliyetlerine yöneliktir hatta işçi partisine üye olup olmadığı işçi partisi ile ilişkileri vesaire dahi sorulabilmiştir. Belki ben bugün bu aşamada yani tekrar bunlar arz etmek durumunda kalmayabilirdim ama aşağı yukarı sorgular başladığından beri özellikle müvekkillerin sorguları başladığında ve bugün sonuçlanan bu aşamayı şöyle bir göz önüne getirdiğimizde maalesef maalesef ilk duruşma bütün bunları ifade etmiş olmamıza rağmen burada müvekkillerle ilgili bütün sorgulamalarda doğrudan parti faaliyeti kabul edilecek doğrudan siyasi faaliyet kabul edilecek ve dolayısıyla sabit ise partiyi bağlayacak eylemler yargılandı sorular bu münhal üzerineydi ve maalesef muhterem heyetinizden de gelen sorular bu kapsamda değerlendirilebilecek sorulardı bunun için tekrar bunları belirtmek ihtiyacı hissediyorum siyasi parti yöneticisi sıfatıyla yürüttükleri siyasi faaliyetler tamamı parti çalışmalarıdır bakınız Sayın Doğu Perinçek, Sayın Nusret Senem herhangi bir yolsuzlukla yargılanmamaktadır burada Deniz feneri dosyasına da suçu nedeniyle yargılanmamaktadırlar neyle yargılanmaktadırlar siyasi faaliyetleri nedeniyle yargılanmaktadırlar siyasi parti faaliyetinin bir parçasıdır siyasi faaliyet ve hükümeti yıkmak iddiası vardır eğer bir siyası partinin yöneticileri hükümete karşı eylemli bir kalkışma düzenledilerse ve bunun içindelerse o siyasi partiyi bu eylemin o siyasi partiyi bağlamayacağını hiç kimse iddia edemez öyle bir emirde o siyasi partinin kapatılması gerekir dolayısıyla aynı zamanda siyasi parti faaliyeti olan tartışmasız siyasi parti faaliyeti olan bu eylemler nedeniyle burada yargılama sürdürülmektedir bu örnekleri çoğaltmak

20

Page 21: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:21

mümkün zamanınızı almayacağım fakat şunu söyleyeyim çok somut çarpıcı bir iki örnek 23 Temmuz 2008 günün ATV ekranlarından bu iddianamenin sahibi Zekeriya Öz Türkiye ye ilan etti hep beraber izledik yargıda dır bu dosya şuanda hakimler savcılar yüksek kurulunun önündedir. Ankara pardon İstanbul asliye hukuk mahkemesinin önündedir bu dosya ne dedi o 23 Temmuz günlüklü programda bütün Türkiye izledi soruşturmanın merkezinde işçi partisi vardır işte bu anlayış bu yargılamaya damgasını vuran anlayıştır müvekkillerimiz açısından biz bir görev itirazında bulunmadığımızı söylemiştik bakınız ceza muhakemeleri kanunu 218. maddesi ne diyor diyor ki yüklenen suçun ispatı ceza mahkemelerinden başka bir mahkemenin görev alanına giren bir sorunun çözümüne bağlı ise bir sorunu çözümüne bağlı ise bir sorunun çözümüne bağlı ise ceza mahkemesi bu sorunla ilgili olarak görevli mahkemede dava açılması veya açılmış bir dava varsa sonuçlanmasını bekletici sorun kararı verir diyor sonuçlanıncaya kadar bekletici sorun kararı verir diyor şimdi bu dosyada daha hazırlık aşamasında bu dosyanın bir sureti Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına aynı zamanda siyasi parti kapatma nedeni olan bu eylemlerin değerlendirilmesi açısından gönderildi aylar geçti henüz bir yanıt yok gönderildi orada muhtemeldir ki bir inceleme yapılmıştır veya yapılmaktadır Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının yasayla kendisine verilen görevi ihmal etmesi kimse düşünemez böyle bir durumla karşı karşıyayız şimdi diyor ki 69. madde siyasi partiler yasası anayasanın 69. maddesi eğer diyor fiillerin işlendiği odak haline gelmişse ki bu fiiller sabitse hükümeti devireceklerse efendim Yargıtay’a suikast yapacaklarsa, gidip Danıştay’ı bombalayacaklarsa vesaire vesaire bütün bu iddialar sabit ise bu siyasi partinin bunların yöneticiler böyle bir fiillere iştirak ettilerse bu siyasi partinin bu akşam kapatılması lazım başka türlü olmaz bunu hukukla izah etmek mümkün değil böyle bir durumla karşı karşıyayız bakınız bu husus anayasa değişiklikleri sırasında da Türkiye Büyük Millet Meclisinde komisyonlarda tartışıldı onları takdim edeceğim ben size ne tartışmışlar komisyonda demişler ki bir siyasi partinin yasaya aykırı eylemlerin odağı olduğunu nasıl saptayalım demişler. Önerge verilmiş demiş ki önce ceza mahkemeleri buna baksın ceza mahkemeleri bu fiilleri sabit görürse o zaman bunun odak olduğu kabul edilsin ve başsavcılık davası anayasa mahkemesi kapatsın tartışılmış bu hayır demişler olmaz böyle şey eğer böyle yaparsak siyasi parti güvencesini ortadan kaldırırız o zaman siyasi partilerin kapatılmasını yerel ceza mahkemelerine bırakmış oluruz ceza mahkemeleri mahkumiyet verirse o zaman Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yapacak bir iş kalır dava açmak anayasa mahkemesinde bunu yerel mahkeme kararının sonucu olarak siyasi partiyi kapatmak durumunda kalır onun için böyle bir düzenleme zinhar kabul edilemez diye komisyonda oy çokluğuyla geçmiş dolayısıyla yasak koyucunun iradesi anayasa koyucunun iradesi de bu bu dava 60 yıllık pratiğimizin de tek örneğidir çok son derece iddialı söylüyorum Türkiye 1946’da çok partili sisteme geçtiğinden bu yana şimdi arz edeceğim geçtiğinden bu yana kapatılmamış bir siyasi partinin yöneticilerinin siyasi faaliyetleri nedeniyle yargılandığı tek davadır bir tane daha örnek yoktur bırakınız bakın anayasa mahkemesinin kuruluşuna dayanak olan 1961 anayasasını 1961 anayasasından öncede yani 46’dan bu yana kapatılmış çok parti rejiminden bu yan tek bu vardır bunların örneklerini arz edeyim 1960’da Demokrat parti yargılanırken önce ne yapıyorlar o zamanki mevzuata göre daha 61 anayasası yok Ankara sulh hukuk mahkemesi önce demokrat partinin kapatılmasına kara veriyor ondan sonra yassı adada yargılama başlıyor düşünüyorlar ne yapalım olmaz bir siyasi parti var o zaman siyasi partiler yasası siyasi partilerle ilgili mevzuat sulh hukuk mahkemelerine vermiş bu görevi sulh hukuk mahkemesinde dava açılıyor sulh hukuk mahkemesi kapatıyor demokrat partiyi ondan sonra yassı adada yargılama başlıyor gelelim 1971’e 1971 12 mart Türkiye işçi partisi yöneticilerinin yargılanması söz konusu o zaman ne yapıyorlar önce anayasa mahkemesi Türkiye işçi partisinin kapatılmasına karar veriyor karar verdikten sonra o karara vucut veren o karara dayanak oluşturan eylemler nedeniyle Türkiye işçi partisi yöneticileri bireysel sorumlulukları açısından yargılanıyorlar. İkinci örnek bu bakın atlayacağım tek bir siyasi parti uygulaması yok gelelim 1980 darbesine 1980 darbesinden sonra

21

Page 22: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:22

3 siyasi partinin yöneticileri hakkında dava açılıyor hangileri bunlar Milli Selamet partisi, Milliyetçi hareket partisi ve Türkiye işçi köyle partisi gene bu problem çıkıyor bir siyasi parti anayasal güvence altında çalışmış anayasa mahkemesi kapatmamış ne olacak nitekim daha öncede arz ettim şimdi özetleyeceğim askeri Yargıtay başsavcılığının da bu konuda itirazları oluyor olmaz böyle şey diyo ne yapıyorlar derhal o zaman 16.12.19981 tarihinde 2533 sayılı bir yasa çıkarıyorlar milli güvenlik konseyinde ve diyorlar ki bütün siyasi partileri kanunla fes ettik dolayısıyla bu anayasal engel ortadan kalkıyor ondan sonra Türkiye işçi köylü partisi, Milli selamet partisi ve Milliyetçi hareket partisi yöneticilerinin yargılanması gerçekleştiriliyor bugünde hakkında temelli kapatılması nedeniyle dava açılmış bulunan demokratik toplum partisi iddianamesi lütfen tetkik buyurunuz o iddianamede kapatma nedeni olarak gösterilen fiiller aynı zamanda Türk Ceza kanunun devlete karşı cürümler babında belirtilen fillere tekabül etmektedir. Dolayısıyla bu anda eğer şu uygulama doğru olsa idi şuanda 13 olmazda 15’de veya Ankara 11’de Demokratik Toplum partisi yöneticilerinin o fiilleri nedeniyle devam etmekte olan bir ceza yargılaması olması gerekirdi. Açık o kadar açık ki iddianameyi lütfen tetkik buyurun toplantılar, bildiriler efendime söyleyeyim PKK ile direkt ilişkiler, PKK ile Erbil’de toplantılar hepsi var bunlar iddianamede şimdi öyle afaki değil kabul edilen yadsımayan olgular ama bir ceza davası yok dikkat buyurun niye yok çünkü bir anayasal güvence var demokratik Toplum partisinin kapatılmasıyla birlikte dava açılmış onun sonucu beklenecek kapatılırsa ondan sonra bireysel sorumluluk açısından bir ceza davasının açılması gündeme gelecek durum budur bunun ötesinde bunun ötesinde çok çarpıcı bir örnek daha var dikkat çekici olan bir şey adalet kalkınma partisi AKP’nin laiklik karşıtı faaliyetlerinin odağı haline geldiği tespit edildi edilmedi mi edildi. Bire karşı on oyla tespit edildi laiklik nedir Cumhuriyetin temel niteliği niteliklerinden birisi laiklik karşıtı faaliyetlerin odağı haline gelen bir örgüt aynı zamanda Cumhuriyetin temel niteliklerine karşı faaliyetlerin odağı haline gelmiş olacağına göre bir ceza davası olması lazım nerde ceza davası yok çünkü siyasi parti güvencesi AKP için uygulanıyor kapatılması sabit oymuş Anayasa mahkemesiyle sabit olmuş bunun tartışılacak bir tarafı kalmamış ama açılmış bir siyasi parti yöneticileri hakkında açılmış, laiklik karşıtı eylemlerin odağı olmaktan kaynaklı bir ceza davası görüyor musunuz görmüyorsunuz dolayısıyla burada Türkiye’de bir tane istisna vardır 60 yıllık çok partili sistemimizde bir tane tek istisnası vardır işçi partisi yöneticilerinin Ergenekon davası kapsamında yargılanması. Efendim bu içtihatları uzun uzun size okumayacağım yani Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının pardon askeri Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının görüşlerini Yargıtay 9. Ceza dairesinin görüşlerini tek tek okumayacağım daha evvel arz etmiştim burada da yazılı olarak veriyor fakat burada dikkatinizi çekmek istediğim bir şey var bu dosyada da aslında biz bunun işaretlerini gördük bu bilinmeyen bilinen bir husus değil yani niye bilinmiyor Sayın Perinçek’te sorgusu sırasında söyledi Türkiye’de binlerce ceza hukukçusu var, savcı var, avukat var, sizin gibi değerli yargıçlar var bunlar binlerce davaya bakıyorlar ama böyle dava bir tane dolayısıyla bununla ilgili bir içtihat arasanız zor buluyorsunuz bizde bakın kaza kaza bulup getiriyoruz size dolayısıyla bu önemli bunun bilinmesi son derece doğaldır. Önemli olan bu kaygının taşınıp tanışmamasıdır ben bu dosyada bu kaygının taşındığı noktaları da tespit ettim bakınız bu hukuki yaklaşımın bir örneğini bu soruşturma da da rastladık biz hakkında soruşturma açılan işçi partisinin gençlik kolu olan öncü gençliğin genel başkanı Tunç Akkoç tutuklama istemiyle sevk edildiği zaman mahkemeniz üyesi Sayın Sami Haşıloğlu atılı suça dayanarak gösterilen dayanak olarak gösterilen bu eylemlerin siyasi parti faaliyeti olduğunu gözeterek tutuklama istemini reddetmiştir. Bakınız sipefik bir nokta olay çarpıcı bir olay görüldüğünde bu hukuki yaklaşımı kaçınılmaz olarak Sayın üyemiz göstermiştir. Ama devasa bir iddianame devasa iddianamenin ortasında Tunç Akkoç’un önce gençlik genel başkanı bir partinin gençlik kolu başkanı olarak yürüttüğü faaliyetler belki siyasi aynı zamanda siyasi partiler kanununa göre parti organı olan genel başkanı siyasi faaliyetlerinde gösterilmez mi bu hassasiyet bu hassasiyeti biz sizden bekliyoruz Sayın yargıcım, Sayın başkan bakınız

22

Page 23: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:23

zamanınız alıyorum ama önemli son derece önemli şimdi bu mehaz kanun Türkiye’de içtihatlara rastlayamıyoruz çünkü Türkiye de demin söylediğim gibi uygulama hep kapatılmış öyle yapılmış mehaz federal Almanya mevzuatı bizim 1961 anayasamızın dayanağı özellikle siyasi partiler mevzuatımızın dayanağı alman mevzuatı alman mevzuatı siyasi partilerle ilgili bir düzenlemeyi federal Almanya anayasasını almış 82 Anayasası da ordan zaten aynen aktarılmış burada bir düzenleme var siyasi partilerle ilgili alman mevzuatında Alman ceza yasasının 90 maddesinin 1 ve 3. fıkraları bir o kadar önemli değil de hemen 3. söyleyeyim eğer dernek amaç ve faaliyetleri açısından derneğin kovuşturmasını söylüyor eğer dernek bu yasanın geçerlilik alanı içinde bir siyasi parti ise eylem ancak anayasa mahkemesinin parti hakkında anayasaya aykırılık karar vermesinden sonra kovuşturulur yani bizim söylediğimiz hüküm Alman ceza yasasına konulmuş 3. fıkra olarak ama aynen bizim ki gibi anayasada hükmü olan Almanya da alman anayasa mahkemesi bu hükmü anayasaya aykırı bulmuş bakın ne diyor diyor ki siyasi parti ise eylem ancak anayasa mahkemesinin kapatma kararı vermesinden sonra yargılanır demiş bunu dahi aykırı bulmuş niye aykırı bulmuş bakınız kararın gerekçesi şöyle federal anayasa mahkemesinin kararına kadar bir partinin anayasaya aykırılığı hukuken ileri sürülemez karara kadar ileri sürülemez çünkü bu karar yenilik doğurucudur. Anayasanın ilgili maddesinin esas alarak parti örgütünü kapsayan ayrıcalığı bir partinin yönetici ve taraftarlarının genel olarak geçerli olan araçlarla yürüttükleri resmi parti faaliyetlerini de kapsar parti federal anayasa mahkemesinin daha sonraki bir kararıyla anayasaya aykırılığı ilan edilecek olsa dahi bu faaliyet genede parti ayrıcalığının korunması altındadır. Anayasa hukukunun da tanıdığı bir parti kurma ve anayasal hayat içinde siyasi faaliyetlerde bulunma özgürlüğünün kullanılmasının hukuk düzenince daha sonra hukuka aykırı kabul edilmesi hukuk devletini ilkesini zedeler diyor ki eğer kapattıktan sonrada o eyleme devam ederse ancak o zaman ceza verirsiniz biz bıraktık bunu bıraktık bunu Sayın mahkemenizden hiç olmazsa anayasa mahkemesince kapatılmamış Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından bir dava açılmamış konularda ki davanın tamamı odur bunun dışında bir şey kalmamaktadır. Bir yargılama sürdürülmesinin hukuka aykırı olduğu şeklindeki görüşümüze itibar etmesini bekliyoruz efendim bu dava bitiriyorum işçi partisinin faaliyetlerinin eylemli olarak engellenmesi davasıdır. Sizin şu sürdürmekte olduğunuz yargılama yasal bir siyasi partinin faaliyetini engellemektir. Neden işçi partisi genel başkanı tutuklu, genel sekreteri tutuklu, genel başkan yardımcısı yargılanıyor, merkez kurulu üyeleri yargılanıyor savcı çıkıyor televizyonlardan merkezinde işçi partisi var diyor örneklerini çoğaltmak mümkün o kadar çok ki işçi partisine karşı bir muazzam bir psikolojik savaşın malzemesi ve argümanı olarak bu dava kullanılıyor şimdi bu böyle bir saptama yapılmadan yani anayasa mahkemesi saptama yapılmadan bu iddiaların serdedilmesi son derece çarpıcıdır. Şimdi yükse seçim kurulu 29 Mart’ta bir seçim var çok değil 1 ay sonra bir seçim var sizlerde bizlerde sandığa gideceğiz oy kullanacağız oy pusulasını açacağız 6. sırada işçi partisi var altında da işçi partisi Doğu Perinçek yazılı oy kullanacağız hepimiz oy kullanacağız şimdi ama işçi partisi yöneticileri bu sebeple bu faaliyetleri nedeniyle tutuklular ve çarşaf çarşafta her gün aleyhlerine yayınlar ve psikolojik savaş sürdürülüyor açıkça söylemek gerekirse şu uygulamanızla 29 Mart’ta yapılacak seçimlere mahkemenizin omuzları üzerinde müdahale edilmektedir Sayın başkanım çok net söylüyorum mahkemenizin omuzları üzerinden 29 Mart’ta yapılacak seçimlere müdahale edilmektedir. Sizde bu içerikte bir yargılamayı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının uygulamasını beklemeksizin sürdürmekle buna alet olmaktasınız sizden ricamız dosyanızı önünüze koyunuz ve yeniden düşününüz bu yargılama hukuka, anayasal ilkelere tamamen terstir. Eylemli faaliyettir eylemli olarak kapatılmadır derdim bir iki küçük örnek vereceğim onunla ilgili olarak şimdi bakınız ben dosyayı o kadar ayrıntılı görememişim demek ki geçenlerde dosyayı incelerken bir karara rastladım 08.04.2008 tarihli bir yazı klasör 366 dizi 130’da ne olmuş İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi bir karar almış işçi partisinin internet sitesine erişim engellenmesi düşünebiliyor musunuz bu çağda artık siyasi partilere üyelik internet üzerinden yapılıyor siyasi partiler üyeleriyle yazışmıyorlar

23

Page 24: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:24

internet üzerinden haberleşiyorlar istifalar internet üzerinden oluyor, siyasi partiler anayasa mahkemesine ve Yargıtay’a yazışmalarını internet üzerinden yapıyorlar, üyelerini, organlarını, kongre sonuçlarını internet üzerinden bildiriyorlar bir üye istifa ettiyse Yargıtay’da Başsavcılıktaki siteye internet üzerinde o istifalar bildiriliyor üyeleriyle iletişimi propagandası il ve ilçe örgütleriyle böyle sürdürülüyor ama ne oluyor İstanbul 10. Ağır Ceza mahkemesi kurura bakmayın ama büyük bir çizmeyi aşarak ne yapıyor işçi partisinin internet sitesine girişimin girmenin engellemesini ilgili karar alıyor böyle bir olayla karşı karşıyayız yine bir çarpıcı örnek iddianamenin 1651. sayfası işçi partisi merkez karar kurul üyesi Mehmet Adnan Akfırat’ın aynen iddianameden okuyorum tek kelime değiştirmeden okuyorum işçi partisinde merkez karar kurulu üyesi olduğu hususları göz önüne alındığında, terör örgütü üyesi olmak suçunu işlediği anlaşıldığından buyurun işçi partisinde merkez karar kurulu üyesi olduğu hususları göz önüne alındığında terör örgütü üyesi olmak suçunu işlediği anlaşıldığından şimdi böyle bir yargılama sürdürüyoruz Sayın başkanım bunun izahı mümkün müdür. Ben zamanınızı almayacağım bütün içtihatlar, örnekler hepsi burda var sizden istirhamım, talebim şudur. işçi partisi genel başkanı Doğu Perinçek ile partinin diğer yöneticilerine yüklenen suçlun ispatı ceza mahkemelerinden başka bir mahkemenin görev alanına giren bir sorunun çözümüne bağlı olduğundan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan duyurunun ve yapılan incelemenin sonuçlanmasının beklenmesini bu inceleme sonucunda işçi partisi hakkından kapatma davası açılacak olursa davanın yürütülmesini aksi halde sonucuna göre bir karar verilmesini bu konuda ceza muhakemeleri kanunun 218. maddesi gereğince bekletici sorun kararı verilmesini arz ve talep ediyorum ayrıca bu bekletici sorun kararıyla birlikte tutuklu bulunan Sayın Doğu Perinçek, Nusret Senem ve diğer tüm işçi partisi yönetici müvekkillerimin de tahliyesini talep ediyorum “

Sanık Doğu Perinçek müdafi Av. Veli Devecioğlu söz istedi verildi” Sayın başkanım üç arkadaşımızda konuştu benim hakkım yok zaten

Mahkeme Başkanı " maalesef bu konuda yok diğer başka bir müvekkiliniz varsa buyurun”Av. Veli Devecioğlu” Bu kadar güzel konuşmalardan sonra zaten söz almakta büyük bir

talihsizlik ama bir noktaya değinmek gereğini duyuyorum”Mahkeme Başkanı " isimde belirtin de”Av. Veli Devecioğlu “ Veli Devecioğlu, avukat Veli Devecioğlu bütün işçi partililerin

avukatıyım “Mahkeme Başkanı " kimin”Av. Veli Devecioğlu” Nusret Senem”Mahkeme Başkanı " Nusret Senem’in değil Nusret Senem’in hakkı doldu o tamam”Av. Veli Devecioğlu” Doğu Perinçek’i diyelim efendim şimdi Sayın başkanım elimde şöyle

bir kitap var Malta sürgünleri ünlü yazar Bilal Şimşir tarafından kaleme alınmış yeni baskısı kitabın burada şunu anlatıyor 1918 döneminde o zaman ülkenin en seçkin bürokratları, aydınları, paşaları, yazarları, çizerleri toplanıyor ……civarında zamanın iktidar İngilizlerle iktidar işbirlikçisi yapan sadrazam tarafından Malta’ya sürgüne gönderiliyor bunlar bunlar iki yıl kadar orda yatıyorlar dönüşte Atatürk bunları değerlendiriyor ve Cumhuriyet hükümetlerinde en seçkin görevlere atıyor şimdi içerde yatan bu arkadaşlarımızla malta sürgünleri arasında çok açık bir benzerlik var nedir bu benzerlik benzerlik ülkenin en seçkin aydınları olmaları ve bugün bu sıfatlarından dolayı cezaevinde yatıyor olmalarıdır. Onun için şimdi ben isim vermeyeceğim vaktinizi almamak için malta’ya sürgünlerin başında en başında dönemin harbiye birincisi Ali İhsan Sabis bulunmaktadır. Ali İhsan Sabis ve 140 kadar aydın Malta’da sürgünde yaşıyorlar işte söylemek istediğim nokta bu arada büyük bir benzerlik var lütfen bu benzerliği dikkate alınız bunlar Türkiye’nin en seçkin aydınlarıdır başta Doğu Perinçek olmak üzere, Nusret Senem olmak üzere ve diğer aydınlar olmak üzere hepsi son derece dürüst insanlardır. Namuslu insanlardır, gök kubbe altında yaşayan insanlığın en seçkin aydınlarıdır bunlar o bakımdan lütfen tahliyeleri hususunu dikkatlerine saygılarımla arz ediyorum “

24

Page 25: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:25

Savunma sırasında bir kısım müdafileri avukat Murat Mecit, Murat Bülent Hattaoğlu, Ceyhan Mumcu, Veli Devecioğlu, nevzat Çetin ve Ramazan Korkut ile tutuksuz sanık Aydın Gergin’in geldikleri görülmekle huzurdaki yerlerine alındılar.

Duruşmaya saat 13.00’e kadar ara verildi.Bu arada bir kısım sanık müdafileri Av. Gönül Kerinçsiz , Av. Ercan Birol ve Av. Mehmet

Tolga Akalın geldikleri görülmekle huzurdaki yerlerine alındı.Mahkeme Başkanı "Sanık Mehmet Fikri Karadağ huzura alındı.Sanık Mehmet Fikri Karadağ” Hazırım efendim.”Mahkeme Başkanı " Huzura alındı.Avukatınız bur da değil mi ?”Sanık Mehmet Fikri Karadağ” Bur da efendim.”Mahkeme Başkanı " Sanığa CMK,nın 147ve 191. maddesindeki yasal hakları tek tek izah

edildi.Avukatınız hazır .”Sanık Mehmet Fikri Karadağ” Hazır Sayın başkanım .”Mahkeme Başkanı "Suçlandığınız konular hakkında susma hakkına sahipsiniz istediğiniz

bütün lehinize olan delillerin hepsini toplatma hakkına sahipsiniz. Sorguya hazır mısınız”Sanık Mehmet Fikri Karadağ” Hazırım Sayın başkanım.”SANIK MEHMET FİKRİ KARADAĞ SORGU VE SAVUNMASINDA;Sayın başkanım, değerli üyeler, değerli Cumhuriyet Savcıları sözlerime başlamadan önce

bu kutsal vatanı vatan yaparken canlarını ve kanlarını seve seve feda eden bütün şehitlerimizi ve gazilerimizi başta Türkiye’nin ebedi başbuğu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere minnetle ve şükranla yad ederken bölücü terörle mücadele ederken sakat kalan kahraman gazilerimizi de saygıyla selamlıyorum. Her şeyden önce şunu ifade ediyorum ki terör örgütü kurmak veya yönetmek gibi bir iddia ve iftiraya asla kabul etmiyorum. Ve edemem de böyle bir suçlamayı kabul etmek ve de hazmetmek benim için mümkün değildir. bana bu iftirayı atanlara iki dünyada da hakkımı helal etmiyorum. ve onları Yüce rabbime havale ediyorum. ha Allah’a çocuk istinat etmişsiniz, ha Mehmet Fikri Karadağ;a terörist demişsiniz, olay bu kadar imkansız ve iftiradan ibaret tir. Sayın başkanım 1953 yılında Kastamonu İli araç İlçesi Süzeyir köyünde şimdi ki adı Tatlıca oldu. Dünya ya gelmişim. 1958 yılında beş yaşındayken İlkokula başladım.Yıl sonunda okumayı öğrenince Alfabe kitabının en son sayfalarında ki o cümleleri Atatürk’ün fotoğrafını altında çok iyi hatırlıyorum.Orda şöyle yazıyordu. Anam Türk, Babam Türk, Nenem Türk, Dedem Türk. Türk oğlu Türk,üm ben Ne mutlu Türküm diyene diye bitiyordu. İşte Türk olmanın gurur ve sönmez ateşi benim ruhuma ve dumağıma o yaştayken girmiştir. Biz İlkokuldayken Amerikan yardımı diye süt tozu diye bir şey getirmişlerdi. O Amerikan yarımı diye gelen süt tozunu Allah’ şükürler olsun hiçbir zaman içmedim ilk okulu köyümde tamamladım 1963 yılında orta okulu araç orta okulunda okudum ve 66 yılında mezun oldum 1966 yılında kuleli askeri lisesi sınavlarına katılarak 14 bin aday arasından 146. sırada sınava kazandım ve 1969 yılında kuleli askeri lisesinden mezun oldum kara harp okulunu 1969-1972 yılları arasında okuduktan sonra sınıfımın 4. olarak mezun oldum değişik kıta görevlerinden sonra 1985-87 yılları arasında kara harp akademisini 1987 yılında ise 88 yılında silahlı kuvvetler akademisini bitirerek kurmay subay oldum kıta görevlerimin hepsi tabiî ki önemlidir lakin bölücü terörle mücadele bakımından 1991-96 yıllarından yaptığım görevlerimin meslek hayatımda çok ayrı ve özel bir yeri vardır.1991 yılı ağustos ayında Elazığ’daki görevime katıldım daha ayağımızın tozuyla demek yerindeyse eylül ayının ilk haftası içerisinde İran hududundaki kozlu karakolunda zalim bölücü terör örgütü mensuplarının insanlık dışı eylemlerinden birisi yapılmış ve bende helikopter ile 2,5 saat sonra idari tahkikat başkanı olarak olay mahalline vasıl olmuştum olay şu idi su ikmal timine giden tek araçlık tim pusuya düşürülmüş atılan roket aracın benzin deposunu infilak ettirmiş araç ve 6 kişilik personelden şoför hariç ismini hala hatırlıyorum Çankırı lı Hamit diye bir çocuktu 5 tanesi yanarak şehit edilmiş ana kuzucukları aslan Mehmetçikler yanarken teröristlerde bütün hınçlarıyla ve büyük bir zevkle taramaya devam etmişler şehitlerin hepsinin

25

Page 26: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:26

vücudunda sayamadığımız kadar kurşun deliği vardı. Olaya katılan 25-30 teröristin hemen hemen hepside bu kahraman şehitlerimizin üzerinde silahlarını denemişlerdi hiçbirisinin vücudu normal şekilde değildi hem yanmalarından dolayı hem de üzerlerine edilen ateşten dolayı kendilerini savunurken hallerini kas katılıp öylece kalmışlardı işte Sayın başkanım değerli üyeler ve muhterem hazurun benim terörle ve bölücü terör örgütü ile ilk karşılaşmam maalesef böyle oldu bu kahraman şehitlerimizin hepsini de hiçbir şekilde sizin o hayal ettiğiniz tabutların içerisinden göndermedik, gönderemedik tabi dikdörtgen, kare, yarım dikdörtgen, yamuk aklınıza nasıl gelirse vücuduna uygun şekillerde kahvenizi saçlarıyla lehimleyip anneciğine , babacığına gönderdik ailelerine fakat bundan sonrada tanışıklığımız hiç bitmeden 96 yılı sonuna kadar yani ordan ayrıldığım güne kadar devam etti bölgede yalnız yine İran hudut karakolunda hudut boylarında Sultan top diye hudut karakolumuz vardı maalesef 1993 eylül ayında yine bu karakolumuza da hain bölücü terör örgütü tarafından bir saldırı düzenlenmişti karakolda toplan 52 erbaş ve er başlarında bir karakol komutanı olarak tankçı bir teğmen bir asteğmen ve bir astsubay bulunuyordu. Gece buraya gelen teröristlerin önceden haber alınmak üzere yakın emniyet postası olarak çıkarılanların içerisinde maalesef önlerinden geçtiği sırada ateş etmeyecek kadar hain o bölgenin dilini konuşan diyeyim insanlarda vardı Mehmetçiklerde vardı bunlara Mehmetçik diyemiyorum tabi hani demek lazım ateş etmezler karakola gelip kendi emniyetlerinin alındığına emin olan karakoldaki teğmen, asteğmen ve diğer arkadaşlar 23 kişidir bunlar emniyet içerisinde dururken birden bire baskına uğrarlar tamamına yapılmadık eziyet kalmaz değerli başkanım ertesi gün ilk ışıklarda biz oraya ulaştığımız zaman yine gördüğüz manzara tabi insan oğlunun kesinlikle görmek istemeyeceği ve hazmedemeyeceği bir vahşet içerisindeydi bütün 23 kişinin de tamamının gözleri oyulmuştu, kulakları kesilmişti. En kötüsü de hepsinin alnına ve göğsüne bıçakla PKK harfleri yazılmıştı. Şimdi bir anne babaya bu şehitleri gözleri yok, kulakları yok, anlında göğsünde PKK harfleri yazılmış cesetleri, naaşları o kutsal şehitleri nasıl gönderirsiniz tabiî ki daha önce arz ettiğim şekilde yine Kalvenizmli saçlarla lehimlenmiş ve gittiği zaman hiçbirisi görmesin diye kapatılmış vaziyette gönderiyorduk buradan o şehit analarına ve ailelerinin hepsine söylüyorum hanginiz çocuğu böyle kapalı bir tabutla gelmişse biliniz ki bu işkencelere uğramıştır. Uhut savaşında hazreti Hamza’nın uğradığı onun naşının uğradığı çok daha fazlasını yapıyorlar. Sevgili başkanım daha bunlar gibi pek çok olay bizzat benim başımdan geçti pek çoğuna şahit oldum bir gün anılarımı yazarsam inşallah bunların hepsini kamuoyu yakından öğrenmiş olur yani bu işbirliği içerisinde olduğumuzu iddia eden makamlara da buradan sesleniyorum tabi bu kadar vahşi insanlarla insanlıktan hiçbir nasibini olmayan bu kadar dünyanın gelmiş geçmiş en haysiyetsiz örgütüyle Mehmet Fikri Karadağ işbirliği yapıyorsa benim bir saniye yaşamaya ihtiyacım yoktur Sayın başkanım bir saniye yaşayamam biz bu şehitleri anasına, babasına ve ailesine öyle gönderseydik gittiği zaman gömülmeden önce mutlaka anacığı, babacığı kardeşi, çocukları görmek istiyorlar bu şekilde biz cesedi,naşı gören bir ananın çıldırmaması imkanı var mıdır. Bunların hepisin ben çok yaşadım çok yine Tunceli’de ağır yaralanmış Samsun’lu Hüseyin Bayraktar hiç unutmam Hüseyin Görüm’e de bayraktar soyadını al diye onun için belki de ikaz ediyordum babasından kalma bir şeydir ama bu Hüseyin Bayraktar çok önemli 36 ünite kan verdik genelkurmay ambulans uçağını getirttik komutanım beni kurtar diye yalvarışı ve son gözlerinin kapanışı benim gözümün önünden gitmez. Ambulans uçağına bindirdiğimiz anda maalesef ruhunu teslim etti o gün o havaalanındaki manzara şuydu Sayın başkanım 14 tane şehit verilmiş 15.’de maalesef Hüseyin Bayraktar oldu o masaların üzerine bayrakları üzerine sarılmış o tabutları orda şöyle bir baktım yer gök şehit tabutlarıyla donanmıştı yani ben yeryüzünde şehit tabutundan başka bir şey görmez oldu göz yüzüne baktım orda da şehit tabutlarını görüyordum manzara bu kadar etkileyici bu kadar kutsal mı diyeyim artık acınacak halde mi siz onu takdir edersiniz. Bütün bunlardan sonra ben bu iddia makamına veya onları yönlendirenlere diyorum ki siz hangi vicdan ve kanaatle benim gibi bunları yaşamış bir kurmay subayı terörist olarak ilan

26

Page 27: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:27

ediyorsunuz aylarca yandaş dediğiniz ihanet medyasıyla yargısız infaza girişiyorsunuz. Sizleri yüce yaradanıma havale ediyorum inşallah bunların sizlere hesabını ödetecektir diye düşünüyorum ben o operasyonlara katılan bütün arkadaşlarımız daima ay yıldızlı al bayrağımızı göğsümüze sararda giderdik. Neden çünkü yaralanır veya şehit olursak ulu ecdadımızla birlikte virdesi alada buluşurken ay yıldızlı al bayrağı tertemiz kanımızı bulaştırdık diyebilmek için buna bütün arkadaşlarımız şahittir fakat Allah bize nasip etmedi o kullandığımız bayrak evimizde özel katlanmış olarak hala durmaktadır belki bir gün gene lazım olur değerli başkanı Tunceli bölgesi bu operasyonlarda yiğit ve vatanseverler Tunceli halkının yardımıyla çok başarılar elde ettik. Türkiye Cumhuriyetinde ilk cem ayinini buradaki alevi vatandaşlarımıza bizzat ben kendim yaptırdım bundan sonrada onlarla doğrudan doğruya temas kurarak bunların içerisinden kendi öz evladını ihbar ederek yakalatanlar bile olmuştur çünkü halkla sadece Tunceli’de değil o bölgedeki bütün halk için söylüyorum hepsi için geçerlidir. Bu şekilde temas kurabilen komutan, vali, polis kim olursa olsun bu konuda başarılı olur ben size tarif edemeyeceğim kadar başarılı oldum bu konuda. Mesela Tunceli’de başımızdan geçen başka bir olay operasyon bölgesinde yeterince ne diyeyim bertaraf haline getirmiş diyorum bazıları başka şeyler söylüyor yakışmayan şeyler bertaraf hale getirmiş 19 terörist operasyondan dönerken helikopter pistine bir indi bir baktık helikopterimizde tam 6 tane delik var bir tanesi de dönen pali delmişti ve öldürmeyen Allah öldürmüyor. Yine Sayın başkanım İran hududunda 9 ay boyunca hiç aralıksız görev yaptım yine bunlardan bir tanesinde Telşekerdi hudut taburumuz vardı bizim o zaman şimdi alay oldu gerçi Iğdır’a bağlı o hudut taburundan bir sabah çıktık giderken önümüzden nerden geldiği bilemedim bir damperli kamyon peydah oldu 400-500 metre ileride de bir menfez var menfezi bilirsiniz küçük derelerin üzerine kurulan köprücükler arkadaşım vardı bir subay arkadaşım yanımda Feyzi diye dedim feyzi bey şurda duralım burada büyük bir ihtimalle tuzak olabilir. çünkü biz oraya gidip gelirken her zaman bu tuzakları kurarlar indik baktık Sayın başkan tam 20 kiloluk patlayıcı madde fakat yüce rabbimin ne kadar bir işidir ki önümüzden giden kamyon düzeneği bozup telleri koparmış tesadüfen ondan önce biz geçseydik herhalde parçamız kalmaz çünkü bir tek cip ile gidiyorduk biz ve ben hep arkadaşlarıma takılırdım ben sizin yanınızda olduğum sürece hiç korkmayınız size bu şerefsizlerin hiçbir kurşunu değmez gözleri sizi görmez Allah’a şükür bu güne kadar hiç mahcup olmadım Sayın başkanım bu konudaki son hatıramı savcım hakimleri de ilgilendirdiği için ve hep onları gördüğüm zaman onlar aklıma geldiği için bir şey daha arz etmek istiyorum tarih 27 Temmuz 1993 hiç unutmam o geceyi bölücü terör örgütü Doğubayazıt garnizonunda kışlanın etrafından mevzilendiği evlerden ve değişik yerlerden ateşe başladı bende o sırada jandarma karakolundaydım jandarma karakol bunasın da savcı ve hakimlerimizin çoluk çocuğuyla birlikte diğer memurların çocukları da gelmişlerdi onların bodrumunda merdiven altında çoluk çocuk anaları çocuklarını kucaklamış böyle almışlar böyle himayelerine ağlaşmalarını gördüm, duydum dedim kimdir bunlar dedi ben savcının, ben hakimin, ben bilmem kimin hanımıyım bunlarda çocuklarımızın onları orda ağlaşmaları beni hiç gözümün önünden gitmez nerde bir adliye görsem hep o aklıma gelir şurada sizleri gördükçe de hep o aklıma geliyor fakat o savcı ve hakimler bizlerle beraber operasyon bölgesine kadar gelirlerdi tehlikeli yere bizim ne yaşadığımızı çok iyi anlarlardı ve hiçbir anlayış şeyimiz de yoktu aramızda o kadar güzel beraber çalışma fırsatını buldum Sayın başkanım değerli üyeler sayısız operasyon, sayısını unuttuğu şehitler, ihanetler ve burada anlatamayacağım fakat insan iradesini vicdanını zor tahammül edeceği olayları yaşadım tansiyonum Tunceli’de operasyonda 26’ya çıktığı halde hiç orayı terk etmeyi düşünmedim gözlerim açamadığım halde illaki kritik operasyon talimatlarını vermeye bütün gönül rahatlığımla isteyerek devam ettim ne zaman ayağa kalkıp gözlerim açıldıysa gene görevime devam ettim ordan ayrılmayı asla aklımdan bile geçirmedim değdi mi diye soracaksanız evet tabiî ki değdi ulu ecdadın bu semalarda, bu vatanı koruyan ruhlarına karşı görevimi yaptığımı düşünüyorum ve bunun neticesinde o zamanki yönetim komutanlar ve tabiî ki en başta kahraman Mehmetçiğinde büyük gayretiyle terör denen

27

Page 28: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:28

belayı sıfıra yaklaştırdık ve öylece teslim ettik bütün hakkımı vatanımı yüce Türk milletine helal ediyorum bu arada aldığım bir notu da müsaadenizle arz edeyim bölücü terör örgütünün yayın organı ROJ Tv varmış Sayın başkanım ben seyretmiyorum tabi fakat seyreden arkadaşlarımız diyor ki Hüseyin Görüm ile Mehmet Fikri Karadağ’ın kafasını böyle koparmışlar orda boyna bir birine bakacak şekilde her Allahın günü naklediyorlarmış. Yani bizlerin ne kadar düşmanı var kafamızı koparmak için ne kadar akorta bekleyen hazır bekleyen hainler var halbuki ben size şunu gönül rahatlığıyla söylüyorum ki konuşmamın başında arz ettiğim işkenceleri yapan o insan bile denemeyecek hainleri teslim oldukları zaman ilk önce yaptığımız şuydu derhal üzerinde başında ne varsa 1 km’den kokusunu duyarsınız ve yanaşamazsınız yani yıkılırsınız derhal mideniz bulanır. Yıkardık yeni elbiselerini giydirirdik tertemiz yapardık ifadesini aldıktan sonrada gece yargıya teslim ederdik bir tanesinin gözünü oymak değil tokat atmak bile içimizden geçmemiştir. Biz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün askerleri olarak onlara esir diyemiyorum tabi teröristtir. Ne yapılsa yeridir ama biz bunu bile yapmadık kimseye de yaptırmadık ha serbest bırakırsanız başı boş kalırsa Mehmetçik arkadaşının intikamını alır bunun önüne geçemezsiniz bunun gibi olaylarda maalesef olmak zorunda kalır boş bırakırsanız Mehmetçik gözünün önünde gözü oyulmuş arkadaşını görürse oda aynı şeyi yapabilir. Çünkü o andaki psikolojiyi kimse anlayamaz hele oraları böyle uzaktan seyreden bu konuda hiç başına gelmeyen hiç anlayamaz benim dediklerimi de anlamaz zaten Sayın başkanım değerli üyeler iddianamede şahsım için paşa kod adı kullanılıyor bu çok gülünç bir şeydir gerçekten çok gülünçtür ben doğduğum günden beri paşa diye anılıyorum köyümde askeri liseye girdikten sonra bütün arkadaşlarım öyle derler rahmetli dayıcığımın adı da İhsan’dı fakat hep paşa derlerdi kurmay subay olduktan sonra zaten herkes bana paşa der bu iddianameyi tabiî ki değerli savcılarımızın okumadığı belli hazırlık yaparken onların süzgecinden geçmediğine eminim ben o kanaatteyim bana diyorlar ki paşa kod ne paşa kodu bana zaten hem erinden taa orgeneraline kadar zaten öyle diyorlar aynı zamanda benim adım anıldığı yerde hemen derki ister orgeneral olsun ister yüzbaşı isterse teğmen ha baba Fikri mi benim adım budur Sayın başkanım paşa kod diye ne kodu ben gizli bir şey yapmıyorum ki kod kullanayım ha ben teröristin 8-10 bin tane teröristin kodunu biliyorum onların çok kodlarını gördüm hepsine birer tane kod verirler o inceleyenler onu şeyde versinler diyorum PKK’yı incelerken, Hizbullah’ı incelerken veyahut ta İBDA-C veya diğer DHKP-C gibi gerçek teröristlere versinler benim koda moda ihtiyacım yoktur ben Mehmet Fikri Karadağ’ım her yerde ama lakabım olarak herkes bana baba Fikri demiştir sizinle belki 3 saat konuşsam sizde aynı şeyi söylersiniz bu kodu icat eden zeka ve kavrayıştaki insanların raporlarıyla iddianame hazırlanabiliyor insanlar hürriyetlerinden yoksun bırakabiliyor bu insanlarda iyi niyetten söz edebilir mi Sayın başkanım ben çok şüpheliyim iddianamede mahkeme kararıyla kendi teklif etmişler falanca telefon kayıtlarını sildik diye bakıyorum 440 sayfalık telefon tapelerinin içerisinde kendi yasakladıkları kaldırdıkları telefon tapelerini gene koymuşlar tesadüfen CD incelerken rastladım onu da dikkatlerinize sunmadan geçemeyeceğim maalesef olmaması gerekiyor yani ne kadar baştan ne bulduysa koy torbaya koy torbaya hepsi de başka bir yerde bu da tabi benimle ilgili yerde değil başka yerde buldum bunu da yine delil olarak iddianamede ve delil klasörlerinde 8. Kolordu istihbarat şube müdürüyken tuttuğum gizil denebilecek ben hiç evime bir kalem bile getirmek fakat o defter nasıl olduysa ajanda olarak kalmış Sayın başkanım tuttuğum notlar var oralarda çok ilginç şeyler var buralarda onları fazla mahcup etmek için arz etmeyeceğim fakat falanca köyde diyor adı soyadı şu olan şu şu işleri yapıyor PKK’lıdır e operasyon yapılmış gerçek olmuş e burda Sayın iddia makamı tabiî ki Sayın savcılarımızı burada suçlamak istemiyorum onların bundan haberi olmadığından da eminim onları fotokopi çekip koymuş Sayın başkanım ne diyor ey PKK’lı bak 8. Kolorduda Elazığ istihbarat şubede, emniyette, MİT’te kaydın var ha ona göre tedbirini alda bir daha bu işleri yapma yaparken de dikkatli ol PKK ile kim işbirliği yapıyor Sayın başkanım ne yayınlıyorsunuz bunları orada bunlar orda MİT’ten alındığı yazıyor, jandarmadan, emniyetten alındığı yazıyor veya özel muhbirler

28

Page 29: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:29

varsa onlardan gelmiş kime ne zaman ne bildirildi onları not etmişim hele bir tanesi var ki çok komik onu da herhalde anlayamadıkları için koymuşlar ordu denetleme heyeti gelecek yazmışım aşağı tarafta öğleden önce eğitim elbiseli öğleden önce diyorum ki günlük elbise akşam rugan ayakkabı galiba rugan kelimesi arkadaşım duymamış olmalı ki kodluyor belki yüce mahkemenin dikkatine sunmak için söyleş diye düşünüyorum başka bir şey düşünemiyorum bu konuda çok hayret bunlardan bir tanesi şimdi Cemil Bayık biliyorsunuz Apo’dan sonra bölücü terörün başında iki numara veya en fazla üç numara bunun öz kardeşi, amcası askeri hastaneye gelmiş tesadüfen MİT bunu tespit etmiş MİT bana bildirmiş orda aşçıbaşı Sayın başkanım bunu ben oraya not etmişim buda oraya diyor ki ey Cemil Bayık veyatta Celal Bayık bak senin böyle olduğunu biliyorlar haber veriyor bu burda yayınlanır mı yani bir savcı bunu görse bunu yayınlar mı e polis bilmeden yayınlamış olabilir ama bakmak lazım böyle şey benim ordaki ajandamdan çıkarıp yayınlıyor Mehmet Fikri Karadağ kan grubu şu, lojman şeyi bu bunu ne koyuyorsun ne lüzumu var yani bu delil midir. Delil olarak mı koyuyorlar anlayabilmiş değilim bunu bir kere kendiliğinden koymaması gerekirdi ha bundan ne olur Sayın başkanım kötü niyet olarak düşünürsen PKK haberin olsun Mehmet Fikri Karadağ sizin aleyhinize böyle böyle not düşmüş icabına bakın ROJ TV’de her Allahın günü bütün kendi dilinden anlayan herkes için bu mesajı veriyor onu yapan polislere veya iddia makamına yardımcı olan kim varsa Sayın başkanı buradan kendi vicdanlarına havale ediyorum böyle şey olmaz bu devlete ben onların yedi bin sülalesinin edeceği hizmetten çok daha fazla hizmet ettim ondan eminim 36 sene hizmet ettim ama en az 75 sene kadar yoruldum kendi yaşıtımda kime bakarsanız bakın ben 1953 doğumluyum Sayın başkanım kime sorsanız bu adam 55-56 yaşında değil 65-70 yaşında diyor tabi sende benim gibi Ağrı dağını en az yedi defa aşsaydın ömrün böyle buralarda geçseydi, yıpransaydın kavrulsaydın bu yaşa böyle gösterirdin diyor ki benden 20 yaş fazla gösteriyorsun doğrudur helal ettim zaten vatanıma milletime Sayın başkanım gördüğüm rüyaları bile delil olarak oralara koymuşlar evet kalp gözü açık olmayan Allah resulünü zaten rüyasında göremez ki sen zaten zındıksın, fasıksın senin onu görme şansın yoktur. efendim neymiş şu şu bir tanesini de ben söyleyeyim benim adım 40 yaşına kadar Fikri idi 40 yaşında ohal bölgesindeyken gördüğüm bir rüyada Allah resulü bana seslendi Mehmet sen Mehmetsin Mehmet Fikri’sin diye evet irkilerek kalktım salavat getirdim baktım sabah ezanı okunuyordu Sayın başkanım kıyamet günü karşısına nasıl çıkar diye gittim mahkemeye verdim başımın adına Mehmet’i koydurdum aynı zamanda bu benim şehit dedemin de ismidir. Ne kadar güzel adam bunu bile delil olarak koymuş ya bunun ne alakası var davayla değerli başkanı daha fazla başınızı ağrıtmayayım bunlarla müsaade ederseniz esas savunmaya geçiyorum emniyet, savcılık ve mahkeme ifadelerimde Sayın başkanım size onu ben güzel bir dosya halinde hazırladım zatıalinize takdim edeceğim sonra şimdi boşuna uğraşmayın en sonunda vereceğim en sonunda teslim edeceğim size reddettiğim hususular var müsaadenizle onlarla başlayayım emniyet ifademde ifadenin 35. sayfasında Veli Küçük ile ilgili olarak ancak görev amaçlı görüşmelerimiz olabilir özel günlerde kutlama amacıyla görüşmüş olabiliriz Sayın Veli Küçük ile benim hiçbir görev bağlantım olmamıştır biz 8. kolordu olarak Ağrı’ya gittiğimizde doğubeyazıt bölgesindeydi zaten bütün Ağrı Tendürek bölgelerindeydi emir komuta bağlantımız zaten olmadı fakat beraber mesai yaptık onlar bizim kolordu emrimize girerlerdi biz onlara görev verirdik onlarda bizim yaptığımız operasyon planlarında kendilerine verilen görev bölgelerinde görevlerini izah ederler ve bize her türlü desteği sağlarlardı yani özel günlerde kutlama amacıyla görüşmüş olabiliriz böyle bir şey söylediğimi hatırlıyorum gerekmiyor da zaten yine 06.35 emniyet ifadesi 22 satırlar Semih Tufan Gülaytay la ilgili Muzaffer Tekin şahısla Muzaffer Tekin’in bürosunda görüşmüş olabilirim bu cümle yanlıştır Sayın başkanım orda Sayın Semih Tufan Gülaltay ile Sayın Muzaffer Tekin’in bürosunda hiçbir zaman görüşmedim ben öyle söylemişsem bile yanlıştır doğru değildir. Yine 27. 24. sayfa 27. sayfanın 24/27 diye geçiyor malum 19-20 ve21. satırlarında ben Muhammet’ten telefon numarası aldıktan bir süre sonra

29

Page 30: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:30

Muhammet bana cinayetten aranan akrabasının yakalandığını söyledi ancak yakalan şahsın bana numarasını vermiş olduğu şahısla aynı kişi olup olmadığını bilmiyorum ben Muhammet Yüce ile bu konuda ne cinayet, ne yakalanma ne bir şey bir keresinde bir telefon etti birisi yakalandı diye ama böyle bir konu cinayet konu asla aramızda geçmemiştir böyle bir konuşma ve öyle bir konuşma geçecek kadar zaten hiçbir zaman konuşmamıştır süremiz olmamıştır kesinlikle uydurma tabi orada 81 saat 81 saat boyunca Sayın başkanım sağ olsunlar beni emniyetteki arkadaşlar çok güzel misafir ettiler fakat insanı uyutmuyorlar sabaha kadar bir gürültü boyuna gürültü bir masa düşüyor, bir sandalye düşüyor, bir kapı gıcırtısı aman Allah mümkünatı yok en sonunda 4. gün sabahleyin çıktım kendilerine gereken şekilde ikazda bulunduktan sonra bir saat uyuyabildim bir saat kadar ondan sonra dediler gidiyoruz ifadeye 14 saat boyunca da ifade verdim yüksek tansiyon hapını da hiç kullanmadım aldı kullandı falan diyorlar hepsi doğru değildir. Hiçbirisi yalandır. Yine 25 sayfada Sayın başkanım 25-27 23-24 ve 25. satırlardaki bunlarda tamamen oraya sokuşturma tam hatırlamamakla birlikte akrabasının cinayet suçundan arandığını veya cinayet işlediğini bana söylemiş olabilir. Muhammet bana akrabasının cinayet işlediğini söylemiş olabilir o esnada orada yaşanan olayları hatırlamıyorum bu kesinlikle doğru değildir Sayın başkanım böyle bir şey olamaz ne cinayeti kim cinayetten aranıyormuş ne bileyim ben cinayet cinayetten aranma gibi kelimelere kesinlikle yoktur. böyle bir şey söz konusu değildir birde yine 25. sayfanın Altan 5. satırı Muhammet Yücenin sadık ve güvenilir akrabası olduğunu biliyorum pes vallahı ben Muhammet Yüce’nin akrabası veya arkadaşı kimin olduğunu bilmiyorum ki sadık olduğunu bileyim yine 26. sayfada Sayın başkanım üsten 4. sırda Mahmut kuz diyorlar Mahmut Kuz Mahmut Kuz bu şahıs kesinlikle değildir. Onu da uydurmuşlar oraya sokuşturmuşlar tahminen Mahmut kuz benim Kastamonulu Tosya lı bir hemşerim bir kere beni ziyarete gelmişti gitti sonra bu Barzani ile ilgili bir kaçakçılık olayı vardı dedim bana söyle dedi sana da söylemem e o zaman birisine söyle emniyete emniyete söylemem e nereye söyleyecen gidip Jandarma istihbarata söylersen belki olur Genelkurmaya diyor olmaz dedim Jandarma istihbarat bu işle görevli emniyete söylemiyorsan oraya hatta telefon ettim ben istihbarat başkanına filan karşıma çıkmadılar çok büyük bir kaçakçılık 15-20 gün sonra Sayın başkanım bu çocuğun dediği yani Mahmut Kuz’un dediği kaçakçılık olayı polisimiz tarafından belki gidip söylemiştir yakalandılar ne diyeyim milyar dolara yakın sigara ve bandrol kaçakçılığı Mahmut Kuz budur burda onların Mahmut Kuz dedikleri şahıs ise 35. noterin bir arkadaşıdır. Orda yaşlı bir adam ben onu oranın noterin olduğu binanın iş hanının sahibi falan zengin bir adam biliyorum meğer yalnız başına yaşayan iki odalı bir evi olan bir adamcağızmış yani o adam odur. Mahmut Kuz değildir o savcılık ifademde bunların hepsini düzelterek Sayın başkanım iddia edilen Ergenekon isimli yapılanmayı da ben basından duymuştum bu basından duyma olayı Ergenekon değildir Sayın başkanım hatta ben orda polise dedim ki ifademi alan polise o İbrahim Tatlıses’in karıştığı olay değil mi diye sordum oda sonradan öğrendiğime göre sauna olayıymış Sayın başkanım yani Ergenekon ismini ben ilk defa polise gittiğim zaman sordukları zaman oda bir cümlecik sordular başka ondan sonra Ergenekon ile ilgili hiçbir şey yok mahkeme ifademde de Sayın başkanım Altan 20 ve 22. satırlarda Murat Çağlar la ilgili diyor ki ancak bazı yolsuzluklarını bildiğimden dolayı uzaklaştırdım değerli başkanım ben Murat Çağlar’ı bir veya iki defa gördüm kendisini tanımam sadece gördüm adını biliyorum ben onun yolsuzluk yaptığını nerden bileyim orda Sayın ifade alan hakim üyemizin sözün gelişine göre, akışına göre kullandığı bir terim diye düşünüyorum ben Murat Çağlar’ın hiçbir yolsuzluğunu bilmiyorum yine üsten 4, satırdan paragraf sonuna kadar tamamen polis ifadesinin çarpıltılması Selim Akkurt’un tesbih getirmesi söz konusu değildir Bursa’dan getirse Muhammet Yüce tesbih getirecekti hiç tanımadığım şahıs’a ismiyle Selim, selim geldi sanki çok iyi tanıyormuş hissi vermek için uydurulmuş bir cümledir Sayın başkanım Selim Akkurt’u hiç görmedim ve tanımam sadece burada şey kimlik tespiti yapıldığı gün selim Akkurt deyince arkama selim Akkurt ömrümde hiç görmediğim bir sima Selim Akkurt’u

30

Page 31: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:31

burada tanıdım bu ifadelerimi arz ettikten sonra müsaade ederseniz devam edeyim Uzun yıllar hemen hemen Türkiye'nin her yerinde görev ifa ettikten sonra Kurmay Albay olarak 2003 yılında kadrosuzluk nedeniyle emekliye oldum. Emekli olduktan sonra 2005 yılı başlarında, ifadelerimde de arz ettiğim gibi Vatansever Kuvvetler Güçbirliği hareketinin iki toplantısına katılarak ikinci toplantısından sonra onlardan ayrıldım hiçbir temasım ve irtibatım olmamıştır hiçbir görevimde olmamıştır o dernekte sonra 11 Kasım 2005 tarihinde, ifadelerimde belirttiğim arkadaşlarımla birlikte Kuvvai Milliye 1919 derneğimi kurduk. Dernek faaliyeti olarak çeşitli il ve ilçelerde bir iki salon toplantısı bazen bildiri sunmak üzere yürüyüş halkımızı aydınlatma ve bilgilendirme çalışmalarına başladık. Bu arada Mersin'deki bir salon toplantısında, bütün kamuoyuna başkan aşağıya yanlış ve art niyetli olarak yansıtılan bir yemin merasimi yaptık Sayın başkanım değerli üyemiz ve dier ifademi alan savcıda yemin olmasa bana diyor ki yemin olmasa yeminde ne var diya anlattım yemin sevgili başkanım şurda şu kitabı lütfen şurasını ben size ayırdım onu okumanızı arz edeceğim istirham ediyorum benim kitap okuma tekniğimde budar zaten şurada Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 8-9 Temmuz başkanım arz edip geri istiyorum onun fotokopisini arz edeceğim 8-9 temmuz 1919 malum padişah tarafından görevden alında onlar almadan öğrenip kendisi onlardan önce istifa etti hemen istifasının ertesi gece Erzurum’da orda çok teferruatlı olarak Mazhar Müfit KANSU'nun tarafından arz edilen bir gizli toplantı yaparlar Kazım Karabekir paşada vardır o toplantıda 9 kişidir. O Taha Kıvanç şeyden yazan yazar diyor ki öyle bir şey yok orda öyle bir toplantı olmamıştır. O toplantı orda vardır bende ona dedim ki size kalsa Atatürk Çanakkale’de yok İstiklal savaşında da yok orda bunu hatırlatmak için değerli başkanım Kuvvai Milliye ruhunu nasıl doğduğunu hikaye ederken söylediğim söz budur ha fazla olarak söylediğim ne var orda Gazi paşanın orda ağzından öldürmek çıkmamıştır e benim aklımda kaldı buradan birebir okumadım ki aklımda kalanı sadece hikaye diyorum yoksa Mehmet Fikri Karadağ gözleri oyan şehitlerin teröristleri eline geçtiği zaman bile bir fiske vurmayan adan ne adam öldürmesi böyle bir şeyi kimse hayal etmesin bende böyle bir şey olmaz Allah’ın razı olmayacağı hiçbir şeyi ben Mehmet Fikri Karadağ kimse yaptıramaz kim olursa olsun o başlangıçta söylediğim sözler Sayın başkanım tamamen çarpıtıldı yemin metnimizde kesinlikle böyle bir şey yoktur. yemin metnimizde ne var yemin deyimi ant deyimi Kuvvai Milliye andı diyorum ona ben keşke herkes onu yapabilse Türk anadan, Türk babadan doğma e anayasanın 66. maddesine göre Türkiye Cumhuriyetinde yaşayan herkes böyledir soyunda dönme olmayan bu ne demektir diye arkadaşlarıma izah ediyorum arkadaşlar soyunda dönme şudur. Damat Ferit’tir, Artin Kemal’dir, Nemrut Mustafa’dır, Sait molladır, Raif furuyle işbirliği yapan kimse varsa bunlardır dönmemiş dönme bu memleketten her türlü nimetinden faydalanıp ondan sonrada ihanet eden herkes dönmemiş dönmedir. Bunu aksini kim iddia edebilir bana göre böyledir evet herkes için geçerlidir bu bunlarda budur Kuvvai Milliyenin bir üyesi olmaktan sonsuz bir mutluluk duyuyorum Türk Milletini dünyanın efendisi yapmak uğrunda yılmadan çalışacağıma Türk vatanına ve Türklük camiasına şan ve şerefeni korumak için devletim, devletimin bekası milletimin refahı ve yükselmesi yılmadan çalışacağıma başka Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve bütün şehitlerimizin ruhlarını şahitliğinde namus üzerine ant içerim ne mutla türküm diyene yemin bu yemin dedikleri ant dedikleri olay budur ne ölmesi, ne öldürmesi kimi öldürecek ondan sonra benim çok değerli savcılarım bulmuşlar 15-20 tane 23 tane Mersin’de PKK’lı DTP’li almışlar hepsini şikayet şeyleri eklerde var Sayın başkanım lütfederseniz bakarsınız müştekiyiz yaptıkları şikayet dilekçesinde bile bölücülük var Türkiye’deki halklardan bahsediyorlar her ikisinde de hele bir tanesi var ki İstanbul’da 4 tane bulmuşlar hepsi zaten doğum yerleri ve şeylerine bakarsanız zaten tiplerinden de belli yani zor zapt ediyorum kendimi başka bir şey söylememek için almışlar Sayın başkanım adam diyor ki NATO özel harf daire başkanı Mehmet Fikri Karadağ sevgili başkanım ben NATO’nun kapısından girmedim böyle bir müştekinin verdiği dilekçeyi niçin benim sevgili savcım kabul edebiliyor ya ben bunu anlayamıyorum ondan sonra diyor ki dilekçesinde müşteki herhangi sokaktan bir tane PKK’lı

31

Page 32: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:32

şahıslara ait yasadışı bilgileri not ettiği için benim çok sevgili başkanım benim değerli başkanım ete kemiğe bürünmüş adaletin timsali sevgili Köksal Şengün başkanım bu PKK’lı terörist benim not defterimi nerden aldı da onun bunun aleyhinde veyahuttu her hangi birisi hakkında not tuttuğumu nerden biliyor bu adama bu dilekçeyi kim yazdırdı benim aklıma kötü şeyler geliyor çağırıyor 4 tane getiriyor yaz biz sana yazıverdik imzala PKK dilini de bildiği için imzala şikayetçi ol halbuki bu konuda Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığının kovuşturmaya yer olmadığı kararı var o savcı başka alemden benim buradaki savcım başka alemden mi bunlar beni çok üzüyor çok haya bile edemiyorum bu kadar çapraşıklığı bu kadar rezilliği diyorum hayal edemiyorum hazmetmemde mümkün değil Türk adaleti adına üzülüyorum o kovuşturmaya yer olmadığı kararları falan Sayın başkanım hepsi eklerde lütfederseniz bakarsınız zamanını almamak için hepsini okumuyorum sayfalar dolusu bilirkişi raporu da var orda açıkça basına yansıyan hem polis raporunda var hem orda var dediği halde o yemin CD’ni alıp kendi yandaş televizyonlarına ve şeylerine aktarıyorlar oralardan yargısız infaz yapıyorlar yapmayın bana yargısız infaz yapanlara da merhametliyim ben onlara da merhametliyim onlara da düşmanlık beslemiyorum bizim Kuvvai Milliye olarak bütün derdimiz yurtta sulh cihanda sulh dür bizim başka bir düşüncemiz olmaz çünkü her zaman Allah’ın razı olmayacağı hiçbir şeyi yapmamak bizim en birinci düsturumuzdur. Bunun dışında bir şey düşünmeyiz ki yapacakken Allah buna razı olur mu ben meslek hayatımda da böyle yaptım Sayın başkanım komutan emir verebilir ama buna Allah razı olabilir mi adil mi hukukun üstünlüğü dediğiniz sizin hukuk dili hukukun üstünlüğü dediğiniz şey işte Allah razı olur mu diye Fikri Karadağ sorar razı olmazsa yapmaz çünkü o mutlak doğrudur. gönül gözü kalp gözü açık olan bir insanın bunu Allah razı olur mu diye sorarsanız o mutlaka doğrudur yapmam yapmam onun için adım disiplinsize çıkmıştır çıkabilir. Değerli başkanım Kuvvai Milliye derneğini kurduktan sonra hele hele bu yemin sansasyonel şekilde ortalıkta sanki cinayet şebekesi varmış gibi yayıldıktan sonra bazılarının dikkatini çekti basın mensupları vesaire aklıma gelmişken unutmadan söyleyeyim o yemin eden vatandaşların hiçbirisini tanımam orda gelenlerin tamamını Mersin’de eskiden polislik yapmış amir mi müdür mü rütbesini de sormadım Kemal Canay diye arkadaşımız var bizim Mersin sorumlusu tamamını o bulmuştur Mersin Adana ve Antalya guruplarının tamamı o ben hiçbirisini tanımam zaten bu yemin olayından sonra hepsi kaçıp gitti istifa ettiler hiç birisi aklamadılar onlarla kimle halkı kime karşı tahrik ediyorum tahrik edecek kimsede kalmamış oluyor böylece sevgili başkanım Amerikan başkonsolosluğundan Endrov isminde bir tane çok özür dilerim zibidi arkadaşlarım dedi ki Amerikan başkonsolosluğu gelmiş ordan bir tane basın sorumlusu olduğunu bildiren birisi dedim beklesin yarım saat e tabiî ki bekleteceğim aslında işim yoktu tabi bekletmem gerekiyordu Türklüğün onuru var Kuvvai Milliyenin şerefi var yarım saat 45 dakika sonra geldi baktım böyle dev gibi bir adam tabi gelirken kapıdan sığmıyordu ama giderken de Sayın başkanım kapının eşiğinden alttan sığacak kadar koskoca adam küçüldü gitti. Benle konuşma maksadının ne olduğunu ben anlayamadım zaten konuşturmadım da kendisine dedim ki sen ordaki baş casusun şeyi misini basın sorumlusu musun evet dedim hiç utanmadan Kuvvai Milliye karargahına geldin ordan ne yazıyor okudun mu Türkçe biliyor musun biliyorum iyi dedim o zaman emniyettesin demek değerli başkanım benim ilk yazdırdığım yazı Hüseyin Görüm hemen gitmiş sağ olsun yazdırmış cam üzerine çok güzel ey Kuvvai Milliye karargahına gelen kodlu kişi burada her bakımdan emniyettesin zira Kuvvai Milliyede Allah’ın razı olmayacağı hiçbir iş yapılmaz okudum dedi okudunsa iyi mesele yok canın emniyettedir dedim korkma bir sakinleşsin diye bu geçen bir talepleri arz ederken müsaadenizle arz etmiştim Irak’ın kuzeyinde ve tamamında yaptıkları vahşetler malum bir ailenin kızına tecavüz eder şerefsiz iki tanesi arkasından annesi babası gelir öldürürler ondan sonra iki erkek kardeşi onu da öldürürler o yetmiyor gibi birde yakarlar bunu biz dedim sizin basınınızdan öğrendik Allah’a şükür sizin basında şerefli insanlar o basın mensupları olmasaydı ne dünya ne Türkiye nede ben öğrenemeyecektim bunu anlattım sonra başka şeylerde anlattım sevgili başkanım onları

32

Page 33: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:33

rezaletini onlar için dua edenlere niçin kızdığımı anlatmak için iki tane olay daha anlatacağım müsaadenizle bir internet sitesinde 4-5-6 metre yüksekliğinde dikdörtgen mi diyeyim, kare mi diyelim 800,1 kilometre çapında koskoca içinde başında çuval geçirilmiş çırılçıplar erkekler bunların etrafında kurdurmuş köpekler gibi salyası akarak bu erkeklerin ailelerine eşlerine ve kızlarına tecavüz eden şerefsizler zevkle öbür tarafta içerdeki insanlar kendilerini tellere vurup parçalıyorlar ölelim de bu rezaleti görmeyelim diye orda kadınlar kızlar aklına ne kadar gelirse laf Arapça tabi bağırıyorlar imdat feryat ne diyorlarsa ortalık rezalet dünyada böyle vahşet olur mu ona bunu da anlattım o tabi ben bunları anlattıkça Sayın başkanım kocaman adam böyle böyle küçülmeye başladı ondan sonra bir şey daha anlattım buradan bütün dünyaya ilan ediyorum Irak Türkmen cephesi lideri 71 yaşındadır kendisi Türk dünyası vakfında bir gün bize şöyle bir şey anlattı dedi ki 10-15 günde bir Türkmen ve suni arap bölgesinden 800 civarında kadın ve kız toplanıp götürülüyor sorgulamak üzere götürüyorlarmış sevgili başkanım bu 800 sayısı ordaki Amerikan taburunun erkek sayısıdır oraya giden kızların çoğu kadınlarının çocuğu fahişe oldukları için artık kendilerin öldürüyorlar sağ dönenleri de aileleri öldürüyor sen artık bir işe yaramazsın Amerika’nın piçini karnında taşıyorsun onları öldürüyor adam bunu ağlayarak bize anlattı bunu da anlattım kendisine dedi ki Amerikalıları sevmiyorsun galiba dedim Amerikalıları ben seviyorum sade vatandaşları ama şu zulmü yapanı yeryüzünde sevecek birisi varsa o dedim şerefsizdir. İngilizcesini de söyledim honist onun tersi nedir disonus mu ananis mi anannis biliyorsun deme Dedim ne anlama geldiğini biliyorum biliyorum dedi iyi dedim biliyorsan ondan sonra gönderdim Sayın başkanım lisanı munasiple Kahraman Şahin bunların hepsine şahittir şu anlattıklarım bunla konuştuklarımızın onda biridir. Bunu bu şekilde gönderdik sonra kanal 7’de bir televizyon programına çıkmış bu beyefendi orda diyor muş ki o Kuvvai Milliyede bir albayla karşılaştım çok tehlikeli adamdır çok tehlikeli adam evet dünyada size arz etmiştim bir konuşmamda burda gene emperyalizmin ve emperyalist olan ne kadar zalim varsa hepsi için tehlikeyim böyle bir zalime karşı kalbinde kin duymayan zaten insan sayılır mı bu zulmü yapana dua eden insan sayılır mı dünyanın en şerefli zalim Amerikalısına sağ sağlim ülkene dön diye dua edenler var ben bunları nasıl seveyim Sayın başkanım seven varsa oda namerttir. Yazıklar olsun ondan sonra birkaç televizyon konuşması sevgili başkanım Antalya’da, Mersin ve Adana’da iki veya üç bazı gözü yaşlı kardinal var malum onlara da lisanı münasiple selam gönderdiğimiz için bunların emrinde kölesi gibi çalışan görsel ve yazı medya tarafından da hedef alındım yav bizim onlara da düşmanlığımız yok Müslüman olmadığımızı söyleyin hiç olmazsa şu milleti kandırmayın diyoruz Müslüman değilsin Müslümanları peşinden sürüklüyorsun Türk değilsin, Türkleri peşinden sürüklüyorsun bunların önüne geçmek için kendi elimizde ne varsa beynimizde, bilgimizde anlatmaya çalışıyoruz vay sen misin bunu diyen gözü yaşlı kardinalin emrinde ne kadar varsa akla hayale gelmeyecek saldırılar bunlar hepsi sizin gözünüzün önünde de oluyor Sayın başkanım ondan sonra ondan sonra bunların dışında hiçbir suçu olmayan kendisine istinat edilen suçların uzaktan yakından alakadar olmayan Mehmet Fikri Karadağ’ı 13 aydır hapiste tutuyorsunuz. Değerli başkanım bir televizyon programında 13500 kişilik bir hain listesinden bahsediliyor hani lafını filan kullanmadık biz 13500 kişi var ki bunlar yurtdışında bu memleketi parasını kaçırmış 480 milyar dolar kadar da yurtdışında para varmış bunu ilk defa Sayın Muzaffer Tekin’in bürosunda İbrahim Özcan diye bir arkadaş vardı o telaffuz etti neye göre etti böyle bir liste ben ömrümde hiç görmedim ha bana göre 13500 müdür. Kamuran Önal’a göre 200 bin diyor 200 bin kişinin listesini gördüm ben diyor e yüzde 10 hani vardır diyor kendisi bizzat programlarında bende ona dayanarak daha fazla olabilir daha fazla olabilir diye düşündüm söylediğim budur. Yoksa ki hainmiş onları bilmem kafasını koparı böyle şeyler aklımızdan geçmez bunları çok açık ve izah ettim ben televizyon konuşmalarında sevgili başkanım bunların devletin hükümeti tespit eder bu paraların haksız olarak oralara gittiğini ilgili yerlerdeki banka hesaplarını öğrenir oralara yazar kuzu kuzu getirir bu milletin sırtından bu memleketin toprağından yer altından yer üstünden paraları kazın şuanda bir trilyon dolar en az

33

Page 34: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:34

yurtdışında bizim can düşmanlarımızın bankalarında duruyor tam bu arada aklıma gelmişken şunu unutmadan söyleyeyim Sayın başkanım Elazığ’da kurmay başkanıyım dediler ki İngiliz büyükelçisi gelecek İngiliz büyükelçisi Allah Allah Elazığ’da İngiliz büyükelçisinin ne olsun Ankara büyükelçisi geliyor dolaşıyor özel olarak takip ediyor tabiî ki MİT, emniyet vesaire özel istihbarat kuruluşları adam gidiyor doğrudan doğruya orda yıkık kiliseye gidiyor ilk gittiği yer kilise bu arada orda tek başına yaşayan 63 yaşında bir tane ermeni papaz var bana telefon açıyor komutanım işte hastayım mastayım tamam deriz adını unuttum şimdi doktor göndeririz ilaç veririz bakarız tedavi ettiririz kilisenin duvarları yıkık yıkılmak üzere ama adam terk etmiyor orayı sonra öğrendik Sayın başkanım bir hafta sonra baktım 10 gün geçmedi bu kilisenin dış duvarları şahane örüldü böyle zannedersiniz ki kasrı gonca kasrı goncanın dış duvarları ondan sonra elamanları gönderdim kilise şahane tamir edilmiş Allah Allah adamın bir iki tane şeyi yoktu cemaati 30-40-50-60 cemaat hatta ailesiyle giden arkadaşlar var hiç unutmam polisin bir tanesi oraya gitmiş çağırttırdım oğlum niye gitti buraya komutanım bu papazın nefesi çok kuvvetliymiş bizimde çocuğumuz olmuyor onun için çocuk olsun diye dua ettirmeye gittim sevgili başkanım misyonerler nasıl çalışıyor 50 bin sterlin vermiş beyefendi 50 sterlini oraya aktarıyor kiliseleri onarın diye sonra bunu araştırdık bu 50 sterlini nerden veriyor acaba İngiliz maliye bakanlığının genel bütçesinden mi veriyor çok değerli başkanım lütfen bunu çok iyi dinleyin faiz haramdır diye halkının dolarlarını İngiliz bankalarına yatıran o zalim şeyhler var ya o zalim şeyhler kendilerini adam yerine koyup saraylara ayağına kadar gidenlerin getirenlerin getiren o namussuz şeyhler var ya bunlar İngiltere deki bankalardaki bir yıllık faizi 13 milyon sterlin haram diye almıyorlar onlarda işte böyle Müslüman dünyasına ne kadar satın alınacak varsa şeyhi., şıhhı ve onarılması gereken kiliselere oların parasından veriyor sevgili başkan İngiliz enayi im kendi genel bütçesinden oraya para aktaracak Türkiye’deki diğer bütün sivil toplum örgütü dedikleri tabi nangavurman organizeyşın dedikleri şey tam Sivil Toplum örgütü gibi oturmuş gibi gözüküyor ama bana göre tam karşılığı değil sivil sivilin karşılığı ne var polis var, asker var illaki bir zıt kutup oluşturacak terim olarak güzel bir şey bulmak lazımdı bu memlekette her türlü bozgunculuğu yapmak için uğraşan ne kadar Sivil Toplum örgütü varsa mesela bunlardan bir tanesi Fet 800 milyon dolar TSV yolluyor yılda 800 milyon dolar bu parada aynen sevgili başkanım bizim kahraman sözde vatansever o 13500 değil belki 200 bin belki 2 milyon tanesinin yurtdışına kaçırdığı o paraların işletmesinden kazanılan paralar Amerika enayimi ki kendi genel bütçesinden Türkiye’de Türkiye’nin altını oymak için para harcayacak bu paralardan harcıyor bunları millete anlatmak istiyoruz ondan sonra 13 aydır hadi bakalım gir sen böyle şeyleri konuşamazsın yasaktır, günahtır, suçtur terörist Fikri değerli başkanım bizim kurduğumuz Kuvvai Milliye 1919 derneği hiçbir örgütle teması olmayan tam bağımsız ve bağlantısız bir teşkilattır emirlerini sadece Atatürk ilke ve inkılaplarından alır bizim üzerinde Allah Resulallah ve Atatürk ten başka hiç kimse yoktur bu gerçekten böyledir zaten benim karakterim icabı başka türlü olması da mümkün değildir. Ama diyorlar ki Ergenekon terör örgütünün bilmem ne ne talimatından dolayı onu da ilerde arz edeceğim kurmuştur ben o sizin dediğin örgütü bir kerecik bile duymadım ki onun üyesi olayım onun elamanı olayım sonra sizin tarif ettiğiniz gibi Ergenekon terör örgütü varsa şu milletin düşmanıysa, hükümetin düşmanıysa, devletin düşmanıysa yav size şey kalır mı sizden önce ben onun düşmanıyım sizden önce ben önlemeye çalışırım bütün gücümle hiç kimseye kişisel bilgileri tespit veya kaydetme gibi bir görev vermedik zaten gerek yoktur. devletine 36 yıl hizmet etmiş devletin ne olduğunu bana kimse öğretemez Türkiye’de devletin ne olduğunu bunun kutsallığını bana kimse öğretemez Sayın başkanım hiç kimse kusura bakmasın isteyen varsa gelsin ben öğreteyim bu birikimi, bu bilgim, bu zekam, bu kavrayışım vardır hem maddi hem manevi olarak kim istiyorsa gelsin öğreteyim onların ne olduğunu şimdi Ergenekon üst yöneticisi olduğu iddia edilen kişilerden devre arkadaşım olan Sayın Muzaffer Tekin dışında örgüt yöneticisi olarak hiç kimseyle karşılıklı olarak görüşmemişimdir. Oda devre arkadaşım olduğu için bürosunda 10 günde 15 günde toplanırdık

34

Page 35: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:35

devre arkadaşları yarenlik yapardık orda güncel konulardan konuşmaktan daha doğal ne olabilir. Muzaffer Tekin’in ağzından ben hiçbir gün ne bir örgüt, ne bir yere üye olma, ne hiçbir şey duymadım hiç konu olmadı zaten kendiside hiçbir örgütü üye olmaz prensip olarak öyle bir huyu yoktur. hatta vatansever kuvvetler hadi gidelim dediğim zaman dedi ki ben hiçbir yere gitmem üye olmam ben kendim yalnız gitmiştim. Gelmez orda buluşmanın dışında kendisiyle 2005 yılının sonundan itibaren başından itibaren hiç görüşmedik yani olay olduktan 3 sen sonra diyorlar ki Muzaffer Tekin ile beraber kurucusun yöneticisin mümkünatı yok 3 senedir görüşmüyorum kendisiyle Sayın Veli Küçük ile emekli olduktan sonra Türk dünyası vakfında bir iki defa uzaktan selamlaştık sohbet bile etmedik Ağrı’da 92 veya 93 ondan sonra hiç yüzünü görmedim 2-3 defanın dışında belki 4 olabilir bilemiyorum şimdi onları sayacak halim yok Türk dünyası vakfından Cumartesi günleri Sayın başkanım kuru fasulye, pilav olur birde cacık veya herhangi bir şey turşu oraya gideriz orda yemeğimizi yeriz hem yemek yeriz biraz sonrada gideriz konferansımızı dinleriz ayrılırız Veli Küçük ne zaman gelir gider beni hiç ilgilendirmez o kendisi bileceği iş gelirse gelir gelmezse gelmez sadece uzaktan selamlaşmak nasılsınız bile dememişizdir birbirimize Semih Tufan Gülaltay Sayın Semih Tufan Gülaltay diyor çok samimi şekilde gördüm doğru değildir kendisi de burada ifade etti doğru değildir. Kendisine Esra Feride Gökçimen diye bir tane kadın gelmiş bizim adımıza Kuvvai Milliyeden Fikri Albay beni gönderdi seni falanca yere davet ediyor diye oda demiş ki ya Fikri albay beni davet etse kedisi telefon eder ya kendisi gelir göndermiş demiş haberi yok cezaevine gelmesem Semih Tufan Gülaltay’ı cezaevine benim aldırdığımı zannediyormuş ondan dolayı verdiğini düşünüyorum ifadeyi çok samimi bir şekilde Sayın Veli Küçük ile biz hiçbir zaman samimi bir şekilde bir arada bulunmadık Sayın başkanım bulunsak niye söylemeyim niye söylemeyim operasyon bölgesinde çok güzel görevler yaptık Allah razı olsun oralarda çok güzel görevler yaptık beraber çokta başarılı olduk 17 nolu gizli tanık diyor ki Veli Küçük ile Beşiktaş’ta bürosuna gidip görüşüyordu veya görüşmek oraya gittiğine göre diyor Veli Küçük’ün de orda bürosu olduğuna göre diyor demek ki örgütsel toplantı veya irtibat pes vallahi yer yüzünde bu kadar büyük bir yalan ve ön yargı olamaz Sayın başkanım ben Veli Küçük’ün nerde bürosu var ne bileyim kendiside konuşmuyor, görüşmüyorum Beşiktaş ne bileyim olsa giderim görüşürüm kaldı ki orda bürosu olduğunu ben kesinlikle bilmem veya İstanbul’un neresinde olduğunu bile bilmem sosyal toplantılara katıldığı işte kilisede diyor buluştukları buda diyor örgütsel irtibat çok komik gerçekten çok komik böyle şey olmaz böyle şey olmaz bunları iddia etmek çok ayıp çok yazık çok yazık birde Osman Yıldırım diye vatan evladı var ona inanan diyorum ki ona inanan onun gibi olsun inşallah onun gibi olsun inşallah 22 duruşma 2,5 sene Fikri Karadağ’dan hiç bahsetmiyor çok saygılı süper savcımızın bir tanesi gidiyor ondan sonra ifadesini alıyor ha Fikri Karadağ’da vardı diyor ya başkanım buna inanıyorsanız Allah sizi burada taş eder bunu inanıyorsanız sizin hepinizi burada taş eder Osman yıldırım gibi bir tane insanı insan müsvettesine inanan varsa Allah onu taş ettin diyorum Sayın Sedat Peker ile de irtibatımı kuruyorlar ifademde Tekirdağ da bir defa hastanede iki defada İstanbul da bir hafta içinde olmuştur Sayın başkanım bunlar Muzaffer Tekin ile biz Fenerbahçe ordu evindeydik bir gün orda bizim sahilde oturduğumuz bir yer vardı dalyan Mehmet diye bir tane Mehmet Uysal oraya gittiğimizde Mehmet uysal dedi ki ben Tekirdağ a gidiyorum Sedat Peker hastaneye çıkmış gelir misin hadi gidelim akşam akşam üstü gitti 5 dakikamı 3 dakikamı geçmiş olsun dedik geldik hepsi bu ama bana Sedat Peker’in tanıtıldığı şudur ben kendisiyle hiç muhatap olmadı bu iki şeyin dışarısında vatansever İstanbul da ne kadar uyuşturucu satan varsa hepsinin elini kıran bunlara engel olmaya çalışan kendi ekibiyle kendi ekibinden hiç kimseyi görmedim bir tek kişi gördüm o bizi almaya gelmişler arabasıyla boğaç diye bir çocuk boğaç diye hitap ediyorlar adı omu bilmiyorum bir tek onu gördüm etrafında başka kimsede görmedim onun dışında 5 veya 6 gün sonra ben Sedat Peker’in yüzünü hiç görmedim Sayın Semih Tufan Gülaltay’la da bu Akın Birdal suikastından sonra İstanbul’a geldiğimde ben Elazığ’dan döndüğümde yine Muzaffer Tekin ile gezerken konuşurken onun

35

Page 36: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:36

kardeşi abisinin kitap yazdıklarını söyledi kitap yazmış cezaevinde güzel kitaplar yazmış baktım ha çok güzel kitaplar gerçekten emek verilmiş birlerce kitap karıştırılarak özümsenmiş çok güzel kitaplar tarihten tabi hepsi ondan sonra cezaevinden çıkınca da kendisiyle görüştüm hiçbir yeri hiç görmedim ve konuşmalarımızın tamamı tanrı Türkleri diye bir kitap yazıyordu altı ciltlik işte orda şöyle bir anlatı var diyor ki Ziya Gökalp’ın yarım kalan işini tamamlamak üzere tarih ve felsefe olarak bunları yazıyorum baktım müsvette lere falan hakikaten çok güzel Sümer tarihinden taa orta Asya’nın 10 bin yıllık 13 yıllık 15 yıllık gerisinden başlayarak çok güzel özümsenmiş kitaplar benim hoşuma gidiyor çok meraklıyım tarihe konuşmalarımızın hepsi bu yönde olmuştur. Akın Birdal’ın adı bile bir kere alınmamıştır Sayın başkanım benim Semih Tufan Gülaltay’la görüştüğüm sürece Akın Birdal PKK hiç anılmamıştır sadece konu bu kitaplardır hakkaten 3 cilt halinde yazdı 3 cilt’ini müsvette olarak hazırlamış şimdi söylediğine göre 3 cilt’i de bende var güzel kitaplar okumak için herkese tavsiye ederim benim Semih Tufan Gülaltay’la irtibatım budur sonra ifademde de açıkça söylediğim gibi bir gün arazileri var İstanbul’un muhtelif yerlerinde buralara imar iskan izni alamıyormuş sanki onlara ben engel oluyormuş bir şey ihsas ettirdi bana dedim senle görüştüğüme yazıklar olsun çektim gittim bir daha görmedim 2003 yılı sonu veya da ortaları ondan sonra ben Semih Tufan Gülaltay’ı bir daha görmedim huzurunuzda da kendisine sordum sorularda diyor ki mesela benim Ulusal Birlik partimi ve Ulusal Birlik platformu Veli Küçük ile beraber ele geçirmeye çalıştıklarını neden o Esra Feride Gökçimen’den dolayı ben partiyi ne zaman kurduğunu biliyorum Sayın başkanım ne de Ulusal Birlik platformu açmış kapamış hiç haberim bile yok beni hiç ilgilendirmez 2003 yılından sonra hiç görmedim, konuşmadım, hiçbir temasım yoktur zaten bunu ispat edecek hiçbir şeyde yoktur. Murat Çağlar’la ilgili gene daha önce arz ettiğim gibi Murat Çağlar Mersin grubundan, Ankara’da biz Anıtkabir’i ziyaret etmiştik açıldığı zaman Sayın başkanım o zaman gelmiş o zaman sülüyet olarak hatırlıyorum tabi Murat’ı görüp de hatırlamamak olur mu herkesin içinde zaten belli oluyor maşallah sonra İstanbul’a gelmiş orda da gördüm bir defa Pendik’te yakalandıktan sonra dedem ki Murat bir daha buraya gelmeyeceksin karargaha girmesini men ettiğimiz arkadaşımız yolsuzluklarını biliyorum filan hiçbir şeyini tanımam ki yolsuzluğunu bileyim Murat Çağlar’da budur oda ifadesini artık kendisi verecektir orda diyor ki mesela Murat Çağlar demiş ki Kuvvai Milliye’de orduya alternatif bir ordu bunu da sonra iddianamede hukuki değerlendirmesinde arz edeceğim Sayın başkanım onların hayatlarında bir manga bile kurmadıkları belli ben takımdan, bölükten, kolorduya kadar bütün birlikleri bizzat 24 saat çalışarak kurdum onların zorluğunu ben biliyorum bir tane dernek, 10 tane şey kurumaz Sayın başkanım birlik kurmak öyle kolay bir şey değil onlar sadece hayaldir yazıktır o çok cahilsiniz diyorum ya çok kötü niyetlisiniz Sevgi Erenerol Türk Ortodoks kilisesinin basın mensubu olduğu için bazen televizyonlarda falan çıkar Türklükle ilgili konuşurdu böyle bakardık kim bu Sevgi Erenerol acaba tabi ben bu kilisenin tarihini çok iyi bildiğim için Sayın başkanım yani inkılap tarihini inkılap profesörleri gelsin onlara gün gün saat saat anlatabilirim Gazi Mustafa Atatürk’ü saniye saniye anlatırım, Muhammet resullahı saniye saniye anlatırım hepsinin yüzlerine eksiklerini çok rahatlıkla vurabilirim. Kim kendine güveniyorsa karşıma çıksın o kilisenin hikayesini papa eftimin olayın çok iyi bildiğimden dolayı rahmetle Selçuk Erenerol ölünce cenazesine gittik bugün ölse gene giderim böyle Türk evladının ondan sonrada bir defasında da paşa Erenerol var Sevgi hanımın kardeşimidir, abisi mi neyse bilmiyorum yani şeylerini akraba ama onun papalığa culus töreni diyeyim papalığa geçiş törenine katıldık Sayın başkanım bunun içinde benim kilisede bir şeyim yok 17 nolu gizli tanık diyor muş ki Hüseyin beni gönderdi Hüseyin Görüm beni gönderdi Fikri Karadağ evinden çıktı kiliseye gizli gitti ne gizli gitmesi başkanım Fikri Karadağ’ın gizli bir şeyi olmaz ben zaten kiliseye gittiğimi söylüyorum benim gizli olarak oraya gideceğim neyim var sonra Sevgi Erenerol bu işlerin başında olacak Fikri Karadağ onun emrine girecek yav buna kargalar güler böyle bir şey olabilir mi öyle bir şey mümkün müdür bir Türk kızı Türk kızı başa geçmişte iddianamenin bilmem nesine göre lobiciye göre

36

Page 37: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:37

Tuncay Güney’e göre ötekiler hepsi onun emrindeymiş bunları duymamış olayım iddianamede Sayın Muzaffer Tekin’in dışında telefonla görüştüğüm hiçbir yönetici yoktur Sayın başkanım zaten olmaz ilhan Selçuk’u unutmuşlar Sayın İlhan Selçuk’u Sayın Kemal Alemdaroğlu’nu unutmuşlar Sayın Doğu Perinçek huzurda zaten arz etti güya bana avukat göndermiş birisi telefon etmiş hatırlamıyorum, tanımıyorum bile diyor ki Doğu Perinçek’in avukatları bu tazminat konusunda çok başarılıdırlar, tecrübelidirler sana yardım etsinler ya gönder Allah razı olsun bu basının bonbardımanından sonra Sayın başkanım iftiranın bini bir para yani artık ben onlara dedim ki sizinle ancak Allah başa çıkabilir Allaha havale ediyorum sizi diye onları kendilerine söyledim ve yazdım dedi ki geliyorsa gelsin ben tazminat davası açsın hatta yarısı onların olsun yarısı bizim olsun dedim dernek parasızlıktan kırıldı hiç olamazsa elektrik su parasını öderiz diye düşündüm ne gelen var ne giden Sayın başkanım böyle bir şey zaten olmadı belki de biri mahsus söyledi güya Doğu Perinçek ile irtibat yok ya günün birinde temas kurmak veya örgütsel bağ oluşturabilmek amacıyla söylemiş olabilir. Telefon konuşmaları var gene Sayın başkanım bu arada onları da şey çok teferruatıyla arz edeceğim avukatımda ayrıca söyleyecek burada benim heyecandan 15 şehit vermiş 20 şehit vermiş 4 şehit komutanım ne yapacağız ne edeceğiz bende onlara her seferinde sakın böyle bir şey yapma aklınızdan geçirmeyin devlet güçlüdür zamanı gelince her şeyi yapar her şeyi yar diye kendilerine devamlı ikaz etmişimdir. Orda ki değerli iddia makamı sevgili savcıların buradan tabi istisna ediyorum bunları gördüklerini sanmıyorum bilerek yaptıkları değil ki bir tek cümleyi almış başında öbür taraftakilerin bir sonunu okuyun onları size arz edeceğim bu sonuna doğru okuyun bakayım Mehmet Fikri Karadağ’ın bunlara karşı zihniyeti ne aklından öyle bir şey geçiyor mu devleti hukukun üstünlüğü ben kimseden öğrenecek değilim hukuka riayeti ben saat 3’te de gelsem kırmızı ışıkta dururum Sayın başkanım katiyen geçmem çünkü o zaman geçersem ne olur kendi kendime saygımı yitiririm ondan sonra benim bir saniye yaşamam gerekmez ki benim özüm bu ben bir saniye bir kelime yalan bir şey söylediğim zaman yaşamam gerekmez benim ya benim ruhum budur sevgili başkan ben hiç kimseden ne insanlık, ne dürüstlük ne hukuk bir şey öğrenecek halim yok nede devlet bunları çoktan aşmışım. Dünyayı idare etmek bana şu kadarcık gelir dünyayı idare edecek gücüm var Allaha şükür değerli başkanım 7 Eylül 2007 tarihinde 22 Temmuz seçimlerinden sonra dedim ki Allah artık bu işte bizi istemiyor başarılı olmamızı istemiyor sıktım sıyrıldım istifa ettim 7 eylül’de 7 Eylülde istifa ettim zaten o sene arkadaşlarımda ifadelerinde söyleyecekler hepsi şahittir haftada bir 5-10 dakika veya 20 dakika derneğe gelir giderdim yarım saat durdum çok azdır seçimlerden önce ve sonra seçimlerden önce ve sonra 7 Eylülde istifa ettim Hüseyin Görüm’e devrettim bütün kayıt kuyut aidat senediyle ayrıldım benim öyle bir şey olsa Ergenekon terör örgütünün hem kurucusu yöneticisi olacağım hem de en uçta bir Kuvvai Milliye derneği kuracağım hem de ondan sonra canının istediği zaman çekip gideceksin böyle örgüt olur mu Sayın başkanım dünyayı titrediyor güya onları iddiasına göre dünyayı titreten örgüt korkunç disiplin altında örgüt bir tane Mehmet Fikri Karadağ çıkıp gidebilir mi ha onu da daha sonra başka şeyler var onları da gereğince kendilerine arz edeceğim gerekli cevaplarını vereceğim özel görev mörev var bir kere bana sormadılar ki nedir bu özel görev diye onu da sonra arz edeceğim Sayın başkanım Ergenekon terör örgütü ile ilgili Tuncay beyefendinin yazdığı veya ona yazdırılan lobi doküman bilmem ne bir sürü halada hiçbirisini görmüş değilim başkanım okumuşta değilim lüzumda görmüyorum o lobi denen şey bana şunu hatırlattı ben bir kurmay subayım 1986 yılına kadar Amerika’dan tercim edilmiş ST 101’e 5 diye bir talimnamemiz vardı bizim karargahlarda teşkilat ve çalışma usulleri Amerika’nın bu ikinci dünya harbi tecrübelerine göre yazılmış bir talimnamedir bu talimnamenin en son bölümü sivil işler askeri hükümet siyah diye kısaltırız biz sivili işler askeri hükümet sanki orda ki hükümet talimatına uydurulmuş Türkçeye çevrilmiş gibi sonra 86 yılında Türkçeleştirildi ve bunlar kaldırıldı bizim millileştirildi yani talimname kaldırıldı o bölümü hatırlattı bana kurmayken okuduğumuzda mak Artur gittiği zaman işte Endonezya’da, Filipinlerde bütün adalarda maldivlerde şuraya buraya

37

Page 38: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:38

kadar Japonya dahil olmak üzere askeri hükümeti idare etmek üzere verdiği talimat koyduğu yasa 4 tane komutanlık bir tane sivil bilmem ne başkanlı sivil işler yanı oda işti diyor ya Ergenekon terör örgütü 4 tane komutanlık bir numara 4 komutanlık o mak arturun Japonya yı idare etmek için Endonezya’yı, Filipinleri idare etmek için kurduğu sistemdir sanki onun aynısı bu tarafa aktarılmış yani orjini kesinlikle bu vatanda değil bu memlekette değil Sayın başkan soros mu yazdırmıştır. Amerika’nın bilme nesi Pentegon mu yazdırmış, CIA’ mı yazdırmış, FBI’ı yazdırmış kim yazdırdıysa yazdırdı ama onun kaynağı kesinlikle burası değil tek hedefi de silahlı kuvvetleri yıpratmak ona da geleceğim tabi sonra komutanlık adam sivil örgütlenme yapıyor komutanlık hem diyorsunuz ki şerefli Türk ordusu size göre öyle bir şey yok iddia makamına göre öyle bir şey yok şerefli Türk ordusu Ergenekon diye bir gizli ordu gizli örgüt asla kurmaz kendisinin örgütü var her şeyi milletin gözünün önündedir. Her şeyi milletin gözü önünde. 22 Ocak 2008 tarihinde gözaltına alınarak Emniyet Müdürlüğünde sorgulanırken adını hiç duymadığım bu örgütü kurmak üyesi olmak veya yöneltmek halkı hükümete karşı silahlı isyana teşvik Sayın başkanım şurada Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün idam fermanında Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının idam fermanı da bakınız ne diyor asker ve ahaliyi hükümeti meşriayi ve Osmaniye aleyhine müsellihan isyana teşvik ve tahrik Gazi Mustafa Kemal’in suçlandığı ve idam’a mahkum edildiği aynı suçlama kelime kelimesine o fermanı verenler şimdi cehennemin kim bilir neresindedirler. Halkı silahlı isyana teşvik etmek hangi halkı silahlandırdım onu da bilmiyorum her halde öğretiler bana Türkiye Cumhuriyeti Hukuk tarihinde kabul edilmesi imkansız iddiaların en dayanılmazı ve en merhametsizi olarak maalesef kayıtlara geçmiş durumda. Ergenekon adını ilk defa Vatan Caddesindeki Emniyet Müdürlüğünde duyduğumu arz etmiştim. Bu örgüt hakkında hiçbir bilgim yoktur. Terör örgütü kurucusu ve yöneticisi olmak gibi bir iddia, tamamen şahsıma yöneltilmiş gerçekten haksız ve insafsızca bir iftiradır. Şunu herkese ilan etmek isterim ki, devlet, hükümet halkın huzur ve güven içinde yasaması, ülkemizin istikrarı gibi vazgeçilmez olgular Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları içerisinde en ivi bilen ve kavrayan bir kurmay subayım. Ülkede karışıklık çıkarmak ve istikrarsızlık yaratmak, bu millete ve devlete yapılacak en büvük kötülüktür. Düşmanlarımızı güldürmek ve sevindirmektir. Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karsı halkı kışkırtmak gibi kabul edilemez bir suçlama şahsıma karsı asla yöneltilemez. Bu gerçekten haksız ve insafsız bir ithamdır. Bunu yapanları ancak yüce Rabbime havale edebiliyorum. Yapılan aramalarda şahsıma ait hiçbir yerde bu bahsettikler Ergenekon adlı terör örgüte ait sözde diyelim artık hiçbir bilgi belge kesinlikle yoktur Sayın başkanım bana bir tek cümle sorulmadı bu Ergenekon örgütü ne zaman kurdun, nerde kurdun, şunlarla mı kurdun, kimlerle kurdun bir tek soru yok varsa yoksa 3-5 tane delikanlının kendisinin vatansever olarak adleden ve o şekilde kabul eden vatan evlatlarının telefon görüşmelerine göre hadi gel bakalım Fikri Karadağ sen terör örgütü kurmuşsun hem de dünyayı titretecek hükümeti yıkacak pes vallahı pes. Tarafımdan dernek üyelerine verilen veya yaptırılan herhangi bir kanunsuz eylem ve işlem zaten yoktur. benim onlara her zaman söylediğim şudur eşkiyadan devlete hükümdar olmaz asla böyle bir Fikri eşiğinden sokamam Kuvvai Milliyenin eşiğinden giremez. Terör örgütlerinin gıdası kan ve yasa dışı eylemlerdir. Bu durum bile yani yasa dışı hiçbir eylemi olmayan derneğimize terör örgütünün bir parçası demek ya terörü ve terör örgütünü bilmemek, yada kendilerine verilen, bunları öyle veya böyle nasıl olursa olsun mutlaka mahkum edin talimatından başka bir şey değildir Sayın başkanım bunu yerine getirmek için uğraşılıyor çok büyük günah işliyorlar sözde Ergenekon terör örgütü diyenlere ve bunu iddia edenlere soruyorum. Böyle bir örgüt gerçekten var mı vallahı billahi çok merak ediyorum var mı varsa Allah rızası için bulun şunları kimdir bunlar ben bunları görmek istiyorum benim milletime, devletime, hükümetime hakikaten diş bileyen bu memleketi ateşte boğmak isteyen kimse ben görmek istiyorum ve elimden gelen her şeyi de yaparım Mehmet Fikri Karadağ hangi terör eylemlerini yapmış, hangi halkı silahlandırmış, nerde bulduğunuz silahlar adını ilk defa duyduğumu bu örgütün nasıl kurucusu ve yöneticisi olurum Şahsımla ilgili olarak, Türk Ceza

38

Page 39: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:39

Kanunu ve Terörle Mücadele Kanununa göre, terör örgütü üyesi sayılabilecek hangi şartlar oluşmuş. Terör tanımına uyan herhangi bir eylemim olmuştur. Açıkçası görülmektedir ki, Sayın başkanım bu suçlamalar, tamamen zorlamayla ve önyargıyla hareket edilerek ortaya atılmış iddialardır. Hepsi de ispatlanması imkansız iftiralara olarak maalesef hukuk tarihimize geçmiş olacaktır. Suç delili olarak iddianameye konu edilen Ergenekon lobi ve vesaire gibi dokümanlardan hiç birisi zaten bende bulunmadı onları arz etmiştim kimde ne bulunduysa bulundu benim onlardan hiç haberim yok bilmiyorum hala da okumadım halada hiç birisini okumadım gerekmiyor da benim için Sayın başkanım kanaatim odur ki ekleri de zatıaliniz zahmet edip okursanız Türkiye’de küresel eşkiyanın başını ağrıtacak Küresel eşkıya malum Avrupa Birliğinin işlerini zorlaştıracak, ülkenin bölünmesini engelleyecek, Kıbrıs’ın elden çıkarılmasına mani olacak. Özellikle Üniter yapıyı savunan asker, gazeteci, öğretim üyesi, işadamı. ne varsa ve hatta bunlar birbirlerine karşı bile olsa bir örgüt suçlamasıyla bir araya getirilmiş ve daha evvelce hazırlanan suçlu yaratma projesine uygun olarak kendilerine rol yüklenmiştir. Benimle ilgili olarak telefon konuşmalarının dışında kaldı ki bu konuşmalarda suç olarak yüklenebilecek hiçbir şey yoktur savcılığın kovuşturmaya yer olmadığı kararı zaten vardır. Bunların dışında hiçbir şey hiçbir delil yoktur zaten yok bir tek soru bile sorulmadığı dediğim gibi bunun sonucu olmalı ki, kurmak veya yönetmek gibi kurdum mu yönelttim mi hangisi sevgili başkanım kurmak veya yöneltmek sevgili savcılarımıza çok teşekkür ediyorum buruda demek ki onlarda emin değil hadi bu adamın ismi buruda geçiyor götürelim kurmak veya yöneltmek hangisi kurmak mı yöneltmek mi yöneltmek mi kurmak mı veya olduğu zaman olay ortadan kendiliğinden kalkar kurmak veya yöneltmek böyle bir suç uydurulmak zorunda kalınarak gir bakalım Fikri içeriye 13 aydır dört duvar arasında devam et tutuklamaya memleketin cefasını çekmeye devam et beyefendiler nasıl rahat uyuyorlar çok merak ediyorum tamamen kanaat beyan ederek tahmin yürüterek suçlu ve suç yaratmak mümkün değildir Sayın başkanım. Benim Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak hükümeti, dış politikasını, yöneticilerini beğenme veya beğenmeme ve bunların tekrar seçilmemesini istemek veya istememek gibi şeyleri hakkım vardır herkes bunu yapıyor yapabilir yapabilir. Bende bu güne kadar düşüncelerim istikametinde faaliyet göstererek kurduğum dernekte bu işlerin birazcık diyelim birazcık birkaç defa ifade etmeye çalıştım hepsi bundan ibaret beyefendilerin hoşuna gitmemiş özellikle dediğim gibi bir küresel eşkıya çok tehlikeli buluyor Kuvvai Milliye Türkiye’de hakikaten yayılırsa bir felakettir Amerika için yerli işbirlikçileri için daha büyük felakettir. Ha başlarında gelip görüyorlar böyle Mehmet Fikri Karadağ diye bir insan var konuştukları zaman akılları başlarından gidiyor bu işi yapar mı yapar yani Türkiye’nin birlik beraberliğini sağlar mı Türk milletini dünyanın efendisi yapabilir mi yapar fırsat verilirse yapar ha o zaman mutlaka bertaraf edilmeli evet çok güzel sayenizde bertaraf ediyorlar ama Allahın hesabını kimse bozamaz Sayın başkanım Allahın hesabını hiç kimse bozamaz o görev bizimdir. Bu Kuvvai Milliye ruhu bunu mutlaka başaracak bunun dışında hiç kimse heveslenmesin bu vatının semalarında yaşayan milyonlarca şehit ruhu var en azından onlar koruyor ben bu memlekette bir hainlik yapılırken kıyamet günü acaba onların huzuruna çıktığım zaman nasıl hesap vereceğim diye tirtir titriyorum ben bir Çanakkale şehitleri anma töreninde korkudan gözümden yaşlar akıyor pınar gibi ben bunu laf olsun diye söylemiyorum yaşadığım için söylüyorum o şehitlere acaba ben nasıl hesap veririm sanki Türkiye’nin tek sorumlusu benmişim ama herkes benim gibi hissetmeli herkes beni düşünmeli orda görüyor anzak soytarısı gösteriyor heykel yapıyor minare gibi kimin vatanında kimin heykelini yapıyorsun defolun gidin ne heykeli ondan sonra utanmadan birde ordaki toprakları anzaklara Avusturalya malıymış gibi yani kendi vatan toprak egemenlik hakkı tanımaya çalışıyorlar Sayın başkanım sözlerini verdiler orda o kadar şehit’in kanı varken hangi utanmaz yüzle onlara o toprağı veriyorsunuz çanı cehenneme gitsin kendi memleketinde ne yaparsa yapsın taa 30 bin kilometreden gelip bu memlekette 250 bin vatan evladının kanına sebep oluyor ondan sonra selamlıyorum. yok böyle bir şey böyle bir şey olamaz. Soyumuzu kurutuyor

39

Page 40: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:40

ondan sonra diyor ki ha kardeş evet barış zamanı barıştır ama orda Atatürk’ün bir heykeli var üç metre herif yapmış orda bir tane soytarı gibi minare gibi onbeş yirmi metre ondan sonra Atatürk’ün heykelini yükselttiler onun seviyesine gelsin diye kiminle yarış yapıyorsun kimin memleketinde kimin toprağında gitsin memleketinde isterse 500 metre yapsın. Ama Çanakkale’de o kutsal şehitlerin olduğu yerde onların öyle boy gösterişi yapmasına kuvva milliye izin veremez. O şehitlerin ruhları öyle özdeşleşmiş onların kıyamet günü kendilerine soracağı hesaptan korkan kim varsa benim gibi düşünmek zorundadır böyle olması doğrusu budur. iddia edildiği gibi halkı hükümet aleyhine silahlı isyana tahrik etmek gibi bir şey kesinlikle söz konusu olamaz. nerdeymiş o halk hükümete karşı silahlı koskoca silahlı kuvvetleri var bu memleketin Türkiye Cumhuriyetinin bilmem kaç yüz bin polisi var, jandarması var, özel kuvvetleri var bunların hepsini tepeleyeceğim ondan sonra hükümeti yıkacam. Ya Sayın başkanım böyle bir suçlama olur mu ya hangi akıl alıyor bunu hangi mantık bunu söyleyebiliyor bunu yapacak bir tek güç vardır Türkiye’de oda iddia makamının suçladığı Ergenekon diye suçladığı maalesef kahraman Türk ordusudur başka bir şey olamaz. Ben emekli olduktan sonra Mehmet fikri KARADAĞ’ın arkasından kim gelir sevgili başkanım böyle bir suç işlemeye kim gelir nerde o kadar aklını yitirmiş insan Allah’a şükürler olsun ki bilincimiz yerinde devletin ne olduğunu herkesten iyi bilecek durumdayız. Böyle bir şey hayal edilebilir mi bunları nasıl yazabiliyorlar anlamıyorum. Hakkımda kesin bir delil olmamasına rağmen en ufak bir şüphe bile oluşmuşsa şüpheden sanık yararına ilkesi gereğince haksız yere tutuklu bulunduğum 13 aylık sürede göz önüne alınarak tutuksuz yargılanmama ve dava sonunda beratıma karar verilmesini yüksek mahkemenizden saygılarımla arz ve talep ediyorum. Sevgili başkanım şimdi hukuki durumumun değerlendirilmesine cevaplar vermem lazım onu vermeden de olmuyor herhalde müsaadenizle. Sayfa 2087 Mehmet Fikri KARADAĞ’ın Ergenekon terör örgütünün yöneticilerinden olduğu lobi lobi yapılanması dinamik demek bunları açıkladım Sayın başkanım vakit almamak için söylemiyorum bunların hiçbirisinden haberim yoktur. bunun hiç yöneticisi değilim adını bile duymadım adını bile duymadım hiç kimseden de duymadım poliste duyduğum olayı da arz etmiştim İbrahim Tatlıses’in de katıldığı olay değimli dedim oda öğrendiğime göre saunaymış işte yok kesinlikle bu belgelerin hiçbirisinden haberim yoktur. O dinamit denen bir şey varmış Sayın başkanım doküman o dinamitte diyormuş ki ben hala okumadım okumakta istemiyorum zaten kuvayi milliye cephesi gibi milli mücadele yıllarında kurulan örgütlerin günümüzde de yeniden kurulması ve faaliyete geçirilmesi uygun görülmüştür gereğince kuvayi milliye 1919 derneğinin kurduğu bunu yeterince açıkladığımı zannediyorum sayım başkanım. Böyle bir örgütten kesinlikle haberim yok adını bile duymadım kaldı ki o tarif edilen örgütün içinde Fikri KARADAĞ kesinlikle zaten olamaz. Bizim derneğimiz gerçekten tam bağımsız ve bağlantısız bir dernektir Hiç kimsenin talimatı olamaz dediğim gibi Allah resülullah ve Atatürk’ten başka bizim üstümüzde hiçbir şey yoktur ne fikir vardır ne güç vardır derneğimizin perde arkası kurucusu sevgili başkanım meğer değerli başbakanımız ve onun bacanağıymış benim sevgili başkanım siz beni niye tutukladınız veya değerli üyemiz beni niye tutukladı şu size göstereceğimiz raporda terörle mücadele organize suçlarla mücadele orda görev yapan çok süper polislerin tuttuğu attığı imzalar gözlemleri neticesinde yaptınız değil mi onlar öyle diyorsa doğrudur şimdi yine terörle mücadele şubesinin tuttuğu bir raporu size arz edecem. Şu rezalete bakınız şuna diyor ki Sayın başkanım kuvayi milliye derneğinin kurulmasında perde arkasında ki şahıs Başbakan Tayyip ERDOĞAN’ın bacanağı Nuri VARDARBAŞI’dır. Bu şahsın tavsiyeleriyle önce şişlide sonra Mersin ve Antalya da şubelerin açılması ön görülmüştür. Diyor ki bu şişli Antalya Mersin gibi yerlerde CHP’nin hakim olduğu bilinmektedir. Bunların hedefi Sayın başbakanımızın görevlendirdiği bacanağı vasıtasıyla bunların hedefi Baykal’dan dolayı CHP’ye küsen ve DSP’den beklentileri kalmayan ve de MHP’ye sempatiyle bakan milliyetçi insanların oylarının AKP safına çekmekmiş vay anasını demek ki ben oyuna gelmişim Sayın başkanım oyuna gelmişim Sayın başbakan bacanağını göndermiş kuvayi milliye 1919 u kurdurmuş. Bakınız

40

Page 41: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:41

devamında ne diyor orda Baykal diyor burada başbakan diyor fakat bir tanesine de Sayın diyor son zamanlarda başbakan Tayyip ERDOĞAN’ın Türk milliyetçilerine mavi boncuk dağıtması ve miliyetçilerin oylarına göz dikmesi akabinde medyada MHP genel başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ ‘yi muhatap almadığını beyan ederek küçültmek istemesi ve ardından da MHP camiasında Sayın Devlet Bahçeli’ye muhalif bir kesim yaratarak bu kesimi kendi yanına çekmek istemesiymiş benim hiç haberim yok AKP’ye çalışıyor muşum dünyada en son yapacağım işi farkında olmadan yapmışım demek ki beyefendinin dediğine göre ayrıca gene bu beyefendinin dediğine göre Sayın başkanım Amerika’dan bir ermeni vatandaştan bana 13 milyon dolar gelecekmiş vay demek ki böyle enayi Ermeniler var helal olsun 13 milyon dolar yine aynı imzayı atan beyefendiler başka bir sayfada diyor ki ABD’den 3 milyar dolar bekliyor muşum, ya 3 milyar dolar Sayın başkanım bavula koysan sığmaz şeyinen getirsen MİT 10 dakikada yakalar ya bankayla getirsen MİT 10 dakika sonra kimindir bu para koşar gelir nerde kaçak para kara para bilmem ne diye bırakır mı MASAK gelir ensene yapışır şu komediye bakın kendisini hitlere benzetiyor diyor hitler gibi bir cani 20 milyon insanı öldürmüş ben benim şehidimin gözünü oyan teröriste bile kıymamışım çok kolay kıyabilirdim hiç kimsede bir şey diyemez Allah’ın indinde de hakkımızdır. Ama onu bile giydirdik ondan sonra üç senede ne olur biliyor musunuz başkanım bu teröristler bizi görünce bu muameleden sonra anamı özledim diye başlar ağlamaya ilk sözleri budur hepsinin çocuğunda budur büyüğünde budur anamı özledim diye ağlamaya başlar o teröristler biz onlara bu muameleyi yapmışız Hintlere kim benzetebilir beni o kendisi Hintlerdir kim benzetiyorsa bu beyefendilerin sevgili başkanım dosyada ben size aynen arz edeceğim bu benim kendi suretimdir. 260273 numarası sevgili başkanım TEM şube görevlisi TEM şube görevlisi 273914 adı yok bu beyefendilerin kurduğu doldurduğu raporlarla beni 13 aydır burada hapsediyorsunuz fakat benim gerçek azmettiricilerim krallar gibi dolaşıyorlar ülke yönetiyorlar ooh onların keyfi yerinde madem ki sevgili başkanım onlar beni azmetmiştir madem ki bunların raporlarına göre beni tutukladınız ya onları da tutuklarsınız yada şuanda şu anda bende tahliyemi istiyorum bu adamlar değil mi ki tuttukları raporlarla beni burada Ergenekon diye bir terör örgütünün üyesi yapılarlar kurucusu ve yöneticisi yapıyorlar madem ki beni azmettirenleri de sizin tutuklamanız gerekir. Yada o zaman Fikri Karadağ’ın suçsuzluk karinesi bunların imzasıdır. Bunlar suçsuzsa ben hepten suçsuzum o zaman bunlar o zaman diyeceksiniz öyle değil onların suçu yok diyorsanız bunların imzasıyla hiç kimseyi suçlayamazsınız bunlar demek ki baştan aşağıya iftiracıdır Sayın başkanım o zaman bu konuda çok vicdanlı karar vermenizi bekliyorum olacak iş değil raporu tutuyor başbakana başbakan diyor Devlet Bahçeli’ye Sayın diyor. Baykal’a da okul arkadaşıymış gibi Baykal diyor oh ne güzel onlara da teşekkür etmem gerekiyor aslında böyle bir raporu buraya sıkıştırdığı için bunu bana getiren arkadaşlarıma da teşekkür ediyorum tabi benim bölümünde değil başkanım bunu arkadaşlar incelerken getirdiler tesadüfen bulmuş bir şeydir bunu bulmanın imkanı yok yani çölde bir kum tanesi kuyuda iğne kim bulacak Allah demek ki sevdiği kullarına yardım ediyor. Sizlere de bu kanaati edindirmek için özellikle bunu vurgulamak istedim derneğe eleman temin ettiği değerli başkanım biz hiç kimseyi ne derneğimize davet ettik ne çağırmışız sadece oraya gelen insan Kuvvai Milliye levhasını görür ordaki o yazıyı okur Allahın razı olmayacağı bir şey gelir bizle konuşur isterse üye kayıt formunu doldurur, isterse doldurmaz biz hiç kimseye ordan buradan üye bulun falan demedik Muhammet Yüce’ye ben telefonda demişim üye bulmaya devam et evlat bir tane üye yoktur kendisi bile üye değil öyle bir şey yok biz hiç temin etmedik gönüllü olarak kim gelmişse onlar bize üye olmuştur. Mafya tarzı faaliyetlerde bulunarak örgütü gelir temin ettiği sevgili başkan Ergenekon terör örgütüne ben gelir temin ediyormuşum mafya tarzı hareketi eşkıyadan devlete hükümdar olmaz benim olduğum yerde böyle bir şey söz konusu olabilir mi yasadışı karıncanın gözü kadar bir şey olsa asla kabul etmem asla kabul edemem öyle bir şey hukuku hukukun üstünlüğü Allahın razı olmayacağı olayı anlattım size bunun dışında mümkün değildir biz parasızlıktan haftada üç veya dört simitle günlerini geçirmiştir orda ki üye arkadaşlarımız

41

Page 42: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:42

dernekte kalanlar nerdeymiş o kadar para 3 milyar, 13 milyon dolar Allah akıl fikir versin istihbarat topladığın diyor sevgili başkanım ne istihbaratı ben dernekten ayrıldıktan 2,5 , 3 ay sonra delikanlı gençler kendi aralarında konuşuyorlar hatta bir tanesi diyor ki paşamız nasıl paşa gideli 3 ay olmuş derneği bırakmış istifa etmiş gitmiş oda diyor ki demek ki devam ediyor hayır kendi aralarında konuşuyorlar hiç kimseye, hiçbir yere herhangi bir faaliyet göstermeye lüzum görmem ben buna ihtiyaç yok ben devlet içerisinden 36 yıl görev yapmışım Türkiye’de çok az insanın sahip olduğu sırlara sahibim sevgili başkanım ben devlet konusunda bunu size değil şimdiki Genelkurmay başkanına bile söylemem sizlere hiç söyleyemem istihbarat toplayacakmışım ne istihbaratı toplayacağım devletin Jandarması varken MİT’ varken, emniyeti varken bilmem nesi varken ne istihbaratı niye istihbarat varsa memlekete zararlı bir şey devletin ilgili kurumları yapar Allaha şükürler olsun hepsi çalışıyor beğenirsiniz beğenmezsiniz adildir değildir ama Allaha şükür devletim bütün kurumları görev başındadır. Bunun en iyi bilincinde olan insanım bu kurumlarla çok uyumlu olarak yıllarca çalıştım hem de en yetkili yerlerde çalıştım hayal edemezsiniz. Çokta güzel çalıştık çok uyumlu yönetim ve hükümet aleyhine sivil toplum hareketlerini organize ettiği değerli başkanım ben hiçbir şeye organize etmedim, hiçbirisine de katılmadık bir tek İzmir’e gittik orda da bizi ne diyorlar kürsüye çıkarmadılar ordan çektik geldik İzmir’in açılışına gitmiştik orda bir dernek temsilciliğimiz vardı Tandoğan’da meydan var dediler Gündoğan pardon mitingi var hadi gidelim bakalım dedik ordan da biz uzaklaştırıldık diyeyim artık konuşturulmadık çektik geldik hepsi 5 kişiydik zaten veya 6 kişiydik bizim onlara katılma organize etme yani bütün Cumhuriyet mitinglerini organize yani bütün Cumhuriyet mitinglerini organize etmişim yönetici olarak benim haberim bile yoktur. Kuvvai Milliye devamlı oyun kurar sevgili başkanım Atatürk’ün emri gereğince oyun kurar başkasının kurduğu oyunda asla biz bulunmayız ben etrafındaki herkese sivil asker, MİT’ten, emniyetten gelen kim geliyorsa gelsin bütün vatandaşlara oyunu sadece Türkiye tarafından kurulmasını başkasının kurduğu oyunda oyuncak olursunuz gazi paşamız ne diyor bir planınız yoksa başkasının planının parçası olursunuz, oyuncağı olursunuz diyor plan daima bizde olacak inisiyatif Türkiye Cumhuriyetinde olacak Kuvvai Milliye bunu düstur edinmiştir. Kurmadığımız hiçbir oyunda olmayız organize ettiğimiz hiçbir gösteride olmayız benden habersiz ne bileyim çağlayana gitmişler, Çanakkale ye gitmişler gitmişlerdir. E bazı arkadaşlarım telefon ediyo haberin var mı bende diyorum ki ayıp olmasın diye ya ben gönderdim kesinlikle haberim yoktur. o çocuklar kendileri konuşurken söylerler ben kendi organize etmediğim hiçbir şeye hiçbir şeye katılmadım. Askerler emir komuta zinciri dışında hareket etmeye teşvik ettiği tamamen iftiradır Sayın başkanım hiç böyle bir şey söz konusu olamaz silahlı bir halk ayaklanmasına neden olabilecek provakatif terör eylemleri organize etme teşebbüsünde bulunduğu iddia ediyor pes vallahi pes vallahi hepsi iftiradır. Peşin hüküm ön yargı ve kötü niyetten ibarettir. Tek bir örnek ve delilleri yoktur. Ergenekon ismini basından duyduğunu savunmuştur kardeşim ben sana diyorum ki ben bir tek kelime bir tane harf yalan söylüyorsam o anda ölürüm ya evet ben Ergenekon’u hiç duymadım ne basından ne bir yerden o duyduğumu da açıkça orda ifade ettim İbrahim Tatlıses’in katıldığı olay değil mi diye sordum dediğim gibi oda saunaymış savunmak için söylüyormuşum benim öyle bir şeye ihtiyacım yok bizde yalan olmaz çünkü her daim benim karşımda Allah varmış gibi konuşurum öyle yaşarım, öyle ibadet ederim onun dışında mümkünatı yok çünkü kalbim o anda durur Allah benim canımı alır kuvva milliye nedir . diye bir belge var Sayın başkanım Kuvvai Milliye nedir. bu Kuvvai Milliye nedir diye belgeyi Alezoğu bana getirmişti fakat onun son kısmını son kısmını ben kaleme aldım müsaade ederseniz ordan bir iki satır okumak istiyorum bunu da delil olarak suç suç delili olarak iddianameye koymuş burada diyorum ki Kuvvai Milliye yi ben tarif edemiyorum bu bölüm benimdir diğerlerinin hepsi Alezoğlu nerden bulduysa o getirmiş onundur orda da hiç suç olacak bir şey yok Kuvvai Milliyenin tarihini anlatıyor Kuvvai Milliye Türk milletine has vatan millet ve devletin geleceğinin namus ve şerefinin tehlikeye düştüğü veya düşürülme ihtimali belirdiğinde onun asil kanında taşıdığı milli mukavemet, tam bağımsızlık, namus ve şeref

42

Page 43: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:43

hasretinin kendiliğinden var olduğu bir ruhtur. Bu ruhun başlangıcı insanlığın ilk kaan’ı Oğuz Kaan’dan, Mete Han’dan, Kürşat’tan, Bumin Kaan’dan son ve ebedi Türk başbuğu Gazi Mustafa Atatürk’e kadar aralıksız sürmüş ve yaşatılmıştır. Günümüzde de aziz vatan toprakları can düşmanlarımıza pazarlanmakta kahraman ordumuz sanki başka bir milletin ordusuymuş gibi her fırsatta yıpratılmakta cefakar ve vefakar kahraman Türk polisi vatan hainlerini canlı hedefi haline gelmiş durumda yer altı ve yer üstü milli servetlerimiz yabancılara peşkeş çekilmekte cumhuriyetin bütün maddi ve manevi kazanımları çılgınca yok edilmeye çalışılmakta. Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü gözlerimizin önünde parçalanmaya devam etmekte, velhasıl tarih tekerrür etmektedir. Büyük atamızın gençliğe hitabesindeki her şey mevcut ve gerçekleşmek üzeredir. O halde ey Türkün asil evlatları Kuvvai Milliye zamanı değil mi sen ki yıldırımsın, şimşeksin dünyayı aydınlatan güneşsin sen tanrının adını taşıyan Türksün, Türk oğlu Türksün dünyanın efendisi olmaya sadece ve sadece sen laiksin o halde Türk çocuğu övün, çalış, güven bütün asaletinle, haşmetinle gurur ve inancınla haykır ne mutlu Türküm diyene ben bunu yazdım diye sevgili başkanım şuna katılmayacak bir tane vatan evladı var mı soyu sopu, dedesi şu vatanı vatan yapmak için bir tek damla ter veya kan akıtmış bir insan katılmayacağı bir şey midir bu nesi suç bunun Kuvvai Milliye zamanı değil mi demişim evet Kuvvai Milliye zamanı bana göre size göre hiçbirşey olmaya bilir bu zihniyetin dışında olanlara göre bir şey olmaya bilir Sayın başkanım adamlar İstanbul’u 250 bin Çanakkale’ye şehit verdikten sonra kuzu kuzu gitti Mondros mütarekesi teslim edip bu vatanı kalpgahını, namusunu, hilafetini, padişahını teslim edipte ondan sonra ben kolay zafer kazanacağımı zannetmiyorum diyen adamlarla tarih yazmadı bu millet utanmadan öyle dediler evet havai fişeklerle karşıladılar galata rıhtımında beyefendi imzalayan beyefendi bahriye nazırı öyle dedi bu kadar kolay zafer kazanacağımızı zannetmemiştim ne zaferi be gafil sen padişahını teslim ettin. Sen payı tahtını teslim ettin, sen halifeni teslim ettin ne zaferi 250 bin şehidin ruhunu çiğneyerek şerefsiz İngiliz’in ordan gemilerini geçirdin ordaki bütün mayın tarlalarını mayın dizilerinin içerisinden İngiliz komutanı geldi geç bakalım lan önüme bütün mayınları temizle önümden sen gideceksin bende arkandan dünyanın en güçlü armadasını getireceğim dedi 36 parça geldi Dolmabahçe’nin önüne o subayın halini düşünebiliyor musunuz daha kaç ay önce kaç ay önce dünyanın en büyük armadasını perişan eden o subayların o askerlerin hali adam zafer kazandım diyor evet Kuvvai Milliye zamanı bunun için ihtiyaç var sevgili başkanım onlar zafer kazınmıştı birileri de diyor ki Ankara’da Avrupa birliğine girdik diye havai fişeklerle bayram yapıyorlar bununla bunlar arasında hiçbir fark yoktur. oda o zaman aynı namussuz, şerefsiz emperyaliste satmıştı memleketi bugünde bunlar aynı şekilde teslim ediyor ya yanlış yapıyorsunuz düşmanla işbirliği etmeyin bunlar yarın öbür gün sizi de satarlar diyoruz ha suç işliyoruz ondan sonra adımız terör örgütüne çıkıyor ya bu hangi vicdan kabul eden sevgili başkanım Allah aşkına yapmayınız ya Allah aşkına yapmayınız bunların hesabını vermek çok zordur ulu ecdada karşı o şehitlere karşı o subayın halini düşünüyorum çıldıracak gibi oluyorum bir adım atamayan şerefsiz önüme düş lan diyor temizle bakalım şu mayınları zevkle seyrediyor mayınların temizlemesini ondan sonrada o subay ağlaya ağlaya bunları getirip Dolmabahçe stadının önüne stat diyorum sarayın önüne padişah efendinin önüne dayıyor sevgili başkanım 36 parça oh keyif içinde geliyorlar birisi de diyor ki zafer kazandım o şerefsiz papazın heykelinin altında imza atanlarda bunu aynısını yapmışlardır. Arada hiçbir fark yoktur. ne diyoruz biz Allah resulüne bir tek böyle hakaret eden için ben canımı dökerim kanımı dökerim o ülkeye harp ilan ederim diyorum o şerefsiz papaz ne demişti biliyor musunuz Sayın başkanım yer yüzünden ilk defa o kullanmıştı çok özür diliyorum Allah beni affetsin kan içici köpek demiştir. Bu dinin Allahın sevgili resullahına sevgili peygamberimize kan içici kuduz köpek diyen şerefsiz papazın altında imza atıyorlar bunu Fikri Karadağ nasıl kabul ettin edemem o şey yapan Belçika’da mı, Hollanda da mı nerdeyse karikatürleri gören var mı acaba resullullahın karikatürlerini gören var mı arkadaşlar ben gördüm o karikatürü gören bir

43

Page 44: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:44

insan asla Müslüman olmaz Müslümanlara nefretle bakar birileri çıkıyor bu memleketi yönetiyorum diye ondan sonra kardeşim “

Mahkeme Başkanı " sözünüzü kesmek istemiyorum sözünüzü kesmek istemiyorum ancak siz anlayın diye beklemedim fakat anlayacak haliniz yok sizi duyuyoruz çok yakınız “

Sanık Mehmet Fikri Karadağ” sevgili başkanım özür diliyorum”Mahkeme Başkanı " kaldı ki sesiniz ta uzaklara kadar gidiyor yani normal konuşsanız da

gidiyor buyurun” Sanık Mehmet Fikri Karadağ “anlayışınıza teşekkür ediyorum Sayın başkanım özür

dilerim Kuvvai Milliye zamanı değil mi dedik diye sevgili başkanım bunu da iddianameye maalesef yazıp halkı, orduyu silahlandırmaya ve başka şeye teşvik etmeye yorumlaya biliyorlar tamamını muhakkak okumuş olabilirler ha Kuvvai Milliye ulusalcılık, milliyetçilik onlar için tabi düşman kavramlar olduğu için ucundan bir şey yakalamışlar getirmişler yapmayın yav biz kimsenin düşmanı değiliz biz dünyadaki bütün insanları bütün insanları seviyoruz bütün insanları seviyoruz biz Hüseyin Görüm ile oturduğumuz zaman konuştuğumuzda Afrika’daki aç insanla, Sibirya da üşüyen insanı da düşünüyoruz onları acaba nasıl kurtarabiliriz diye o kadar barışçıl o kadar global veya küresel düşünüyoruz sadece kendimizi ve milletimizin dışında onları da düşünecek kadar ufkumuz ve insanlığımız geniştir. Kuvvai Milliyenin tarihe mal olup her zaman saygıyla anılan hatırasından yararlanıp örgüt propagandası yaptık yine o dinamikteki şeye göre güya ben örgüt kurdurmuş sevgili başkanım bende onun propagandasını yapıyormuşum arz ettiğim gibi benim bu örgütten zaten haberim yoktur adını bile duymadım ne propagandası yapacağım ne propagandası Mersin’de yapılan yemin töreni askeri müdahaleye zemin hazırlamış onu teferruatıyla size arz ettim sevgili başkanım sadece Atatürk’ün sözlerinde bir kelime fazla kullanarak yapılmıştır. Kesinlikle orda bir art niyet yoktur. sadece evet Atatürk resmi bayrak, kuran ve silah vardı. Silahları da sadece hiç kimse görmemiştir onların dedikleri gibi Kemal Can’a usulca şeyinden çıkarıp oraya koydu bende ruhsatlı silahımı yavaşça çıkarıp hiç kimse görmeden oraya koyduk ve hiç kimse görmeden kaldırdık diyor ki çoluk çocuk dolaşır hiç onların haberi bile olmamıştır. Yemini duyan bile olmadı çoğu orda da biz gittik baktık öyle bir şey beklemiyorduk 150-200-300 kişi şey yapmış ramazan’dı oruçluyduk iftar açmaya ayarlamış haberim yok ondan da haberim yok baktı öyle topluluğu orda gördük tesadüfen yoksa ki bizim öyle halkın içerisinde bilmem ne yapmaya niyetimiz yoktu kesinlikle böyle bir niyetimiz yok 13500 kişilik olayın anlattım Sayın başkanım ilk defa İbrahim Özcan böyle bir şey telaffuz ettin ben onda ne gördüm böyle bir listeyi ne böyle bir şey belki de kafadan attı kendisine sorulur Sayın Muzaffer Tekin ve Sayın Hüseyin Görüm’de bu olaya şahittir yani ama o liste nedir. kimler vardır hiç bilmiyorum basın toplantısında birisine dedim ki senin annen babanda olabilir e olabilir benim annem babam da olabilir ne bileyim bilseydim söylerdim onları gizemli olsun diye o şekilde ifade etmiş Ali Özoğlu tarafından e posta ile adresime bir şey gönderilmiş Türkiye artık bizim kontrolümüzde diye başkanım orda çok sert ifadeleri olan bir şey var ben onu şeyde gördüm daha önce hiç görmedim bilgisayarımın bir tanesine bir e posta adresi almıştık şifre koymuş şifreyi unuttuk o şifreyi zaten biz açmadık bu iletiyi de hiç okumadık orda diyor ki işte bundan sonra bakanın, başbakanın, cumhurbaşkanının demiş ki arkadaş Kuvvai Milliye hesap verecek falan ne hesabı bu saçma şeyi kim yazmış Ali Özoğlu’na sorun diyorum Ali Özoğlu kimin için yazmış, niçin yazmış ne demek bu ne demek onun hiçbir manası yoktur bizim için hiçbir zamanda açmadım böyle bir iletiyi Sayın başkanım açılmadığını zaten teknik ekip anlamıştır. Sayfa 2091’de Erkut Ersoy ile istihbarat toplama faaliyetleri yürüttüğü diyor Sayın başkanım orda Kuvvai Milliyeden başka bir şey yok özel kuvvetler yok diyor Sayın başkanım şimdi bu telefon konuşmasının devamını arz edeceğimde bakınız özel büro şeyini kullanmıyoruz bizi ilgilendirmiyor o ben diyoruz özel büro falan yok bir Kuvvai Milliye var tamam mı burayı almış sadece saygıdeğer iddia makamı buna yardım edenler özel büro falan deyince başka şey zannederler özel bilmem ney mi yapıyor biz biz olacağız herhangi bir şeyi özenmeyeceğiz

44

Page 45: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:45

tamam mı biz biziz Türk milletinin kendisi özel büro, özel kuvvetler bilmem ne bunlar bizi ilgilendirmiyor özel büroyu kim kurarsa kursun hükümet mi kurar, Genelkurmay mı kurar bilmem istihbarat mı kurar, MİT mi kurar bize ne ondan konuşmanın devamı budur Sayın başkanım Erkut Ersoy ile ben bir kere 2-3 dakika bir kerede 2 veya 3 saniye kapıda karşılaşırken birisini tanıştırmak için getirmişti ayak üstü Erkut Ersoy’u tanımam sadece tipini biliyorum tombul bir çocuk gelir gider Hüseyin Görüm’e akrabalarını mı ne tanıştırmış işte bilgisayar uzmanı falan diye ben başka türlü Erkut Ersoy ile hiçbir irtibatım yoktur. hiçbir temasım yoktur kendisi de ifadesinde anlatır. Derneği hiyerarşik yapı oluşturarak yönettiği elaman kazandırdığı örgüte gelir temin ettiği yani Ergenekon terör örgütüne istihbarat toplama gibi illegal toplantı, miting, seçim çalışması gibi legal faaliyetler organize ettiği gizliliğe riayet ettiği benim gizli hiçbir şeyim olmaz sevgili başkanım Allahtan hiçbir şey gizlenemeyeceğin en iyi bilen adam benim onun için benim hiç gizil bir şeyi olmaz niye gizleyeyim ki dernek tüzüğüne göre bizim derneğimize sadece yönetim denetim kurulu vardır çok sonra kapatmaya yakında Arge teşkilatı yönetim kurulu kararıyla kurulmuş oda ben ayrıldıktan sonra kapatmışlar. Sözde örgütü bilmiyorum ki gelir temin edeyim gelirimiz olsaydı binanın kirasını, su, elektrik, telefon vesaire paraların öderdik binadan çıkarılmazdık ne geliri hiçbir toplantı miting organize etmedik etmedim gizlilik diye bir derdim yoktur her şey meydandadır ve açıkça yapılmıştır. Delil bulunmayınca iddiacılar çıldırmış olmalıdırlar ki durmadan iftira yağdırmakta yasadışı hiçbir faaliyetimiz zaten olamaz yoktur. Allahın razı olmayacağı hiçbir şeyi Kuvvai Milliye derneğinde yapılmaz diye yazı yazdırdım oraya Sayın başkanım Allahtan bir şey gizleyemeyen Fikri Karadağ kuldan zaten gizlemez böyle bir şey yok o zaman benim bir saniye yaşamam gerekmez ben kendi kendine saygıyı yitirdiği anda ölmesi gereken bir insanım sevgili başkanım bir saniye yaşayamam o zaman Allahın yüzüne nasıl bakacağım Kuvvai Milliye legal bir yapılanmadır diyor e tabi evet öyle tüzüğü onaylanmış tek derneğiz biz İstanbul valiliğince tüzüğümüz onaylanmıştır. Bilmem ne yasaya uygun diye onaylanmış mavi mühürle onaylanmıştır. Murat Çağlar’ın derneğe ait araçla Pendik’te 7 Ocak 2007’de yakalanması ve üzerinde çıkan istihbarat jargonu başlıklı notlarmış Kuvvai Milliye 1919 derneği hiçbir zaman kiralık dahi olsa kendisine ait bir aracı olmamıştır. Ben böyle bir araç tanımıyorum bilmiyorum murat Çağlar’ın üzerinden çıkan notları kendisine sorunuz o konuda ne bilgim var ne bir şey emniyette de bana soruldu dedim tanımam ne demek bunlar istihbarat jargonu diye bir şeymiş kendilerine göre ne uydurdularsa bilmiyorum Sayın başkanım hiç ne gördüm ne bilgim var derneğe ait bilgisayarda çıkan komisyonlar doc yazısı özel kuvvetler komisyonu bu yazı belge hakkında hiçbir bilgim yoktur özel kuvvetler diye bir ünite olmaz ayrıca böyle bir bilgi bilgisayara kimin girdiği belli değildir. Hiçbir bilgisayarın imajı bizlere verilmemiştir zaten hukuki gerekçesi de olamaz evet bu dokümandan kesinlikle haberim yok ve bilgimde yoktur. özel kuvvetleri öyle saçma şey olamaz kesinlikle onları ben yasaklamışımdır o sureti telefon konuşmalarımda da zaten var özel kuvvetler devletin kuvvetidir. Kuvvai Milliye derneğinde askeri yargıya benzer hiyerarşi oluşturdu yönetim kurulu kararının göstermelik olduğu askeri bir yapı olamaz ve yoktur tamamen iftiradır sadece yönetim ve denetleme kurullarıyla arge kısmı vardır bunların dışında hiçbir ünite yoktur doğru ve gerçek neyse onu söylerim savunma amaçlı hiçbir sözüm olamaz öyle diyorlar savunma amaçlı söylediği ben karşımda devamlı Allah varmış gibi konuşuyorum Sayın savcım Sayın başkanım ben Allahtan korkarım ben savcıdan, hakimden korkmam benim bir tek korktuğum yer vardır hesap günü Allahın karşısına nasıl çıkacağım ben sadece bunu düşünürüm siz isterseniz ne ceza verirseniz verin sizi de Allaha havale ederim oda tabi layık olan her şeyi her şeyi mutlaka hak edene verir. Doğru ve gerçek neyse onu söylerim savunma amaçlı hiçbir sözüm olamaz iftiracı ve ön yargılı kötü niyetlerin söylediği sözlerdir bunlar, bunların değer yargıları yönetim kurulu tüm birimler birbirini emir komuta zinciriyle bağlıdır diyen biten şema varmış orda bu şeyde derneklerde emir komuta zinciri terimini kullanabilecek hiçbir kimse yoktur ki böyle bir şeyi yazabilsin tabiî ki bilerek birileri sokuşturmadıysa emir komuta zincirini o dernekte bilecek kimse yoktur Sayın

45

Page 46: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:46

başkanım o kelimeyi kullanacak bir kişi varsa o cümleyi kuracak benim benimde bundan kesinlikle haber yoktur. bu belgenin içeriği hakkında Mehmet Fikri Karadağ’ın bilgisi vardır demiş ise Hüseyin Görüm yanlış söylemiştir. Hiçbir bilgim ve haberim yoktur gizli tanık 17’de buna benze ifade vermiş yalandır böyle gizli tanıklar bulduğunuza göre her türlü iftirayı yapabilirsiniz iftiracıların hepsini Allaha emanet ediyorum gizil tanık 17 hakkında da tabi konuşacağız sonra Ali Özoğlu tempo dergisine bir demeç vermiş sadece kendi beyanıdır bizim hiç haberimiz yoktur. zaten o şeyden sonra kendisini uzaklaştırdık dernek adına kendi hakkında ne varsa yönetim kuruluna almıştık o zaman kendisini sonra kendi gönüllü olarak istifa edip gitmek zorunda kaldı Mehmet Zekeriya Öztürk’ün Hüseyin Görüm’ün kendisini bazı şahıslara askeri eğitim vermesini istediği bu konuda benim hiçbir bilgim yoktur onu da benim bölümüme yazmışlar Sayın başkanım kendilerine sorulur. Yukarıda anlatılanlardan haberimin olmayışı savunma amaçlı oluyormuş yalan ve iftira bunu iddia edenlerdedir bende hiçbir yalan yoktur. her daim Allah karşımdaymış gibi konuşurum ve ben öyle ibadet ederim bende asla yalan olmaz Sayın başkanım bereyle resim çektirilmesi haberim ve bilgim yoktur ben ayrıldıktan sonra olanları bilmiyorum özel kuvvetler diye bir ünite yoktur ve olamaz bu değimi kesinlikle yasak etmişimdir. Herhangi bir yönetim kurulu kararı da zaten yoktur. Erol Ölmez tanımadığımı söylemişim ben tanımadığımı söylemişim tanımıyorum evet Erol Ölmez diye bir insanı hiç tanımıyorum Erol Ölmez armatör müdür nedir. öyle bir şey aklıma geldi Ölmez deyince oğlu Serdar kara’dan 50 YTL para yatırması vesaire savunmaya yönelik olduğu Erol Ölmez’in faaliyetleriyle ilgili ilgi kurulamamasına yönelik olduğuymuş sevgili başkanım Erol Ölmez ben böyle bir ismi o zaman tabiî ki hatırlamıyorum sonra baktım ki Erol Ölmez bizim derneğe gelmiş birkaç hafta kalmış sonra benim uzaklaştırdığım bir arkadaş göndermiştik. O cezaevinde Tekirdağ’da cezaevinde yanıma geldiği zaman anladık tutuklandıktan sonra pardon aynı arabaya bindik baktık sen kimsin Erol Ölmez ha Erol Ölmez sen misin polisin sorduğu soru evet böyle adı ve soyadı hiç duymadım doğrudur Serdar isminde bir oğlumda yoktur Serdar isminde bir oğlum buna 50 lira para yatırmış Tekirdağ da ayrıca cezaevinde hiçbir ziyaretçisi gelmeyen, hiç parası da olmayan kim olursa olsun koğuş arkadaşıma aynı yardımı yaparım yaptığım bir iyiliği sayenizde açıklamak zorunda kaldığım içinde günahına da size havale ediyorum ayıptır günahtır ihtiyacı olana yardım yapılır fakat açıklanmaz cezaevinde Erol Ölmez’i koğuşuma ben istemiş değilim ben cezaevi yönetiminin zorunlu olarak aldığı yerleştirme olayıdır. Erol Ölmez Kuddusi Okkır’a kendi ailesinin dahi zor yapacağım hizmetleri yapmış kalbi insan sevgisi ve merhametle dolu adam oğlu adam Kuddusi Okkır’ın ölümü onu çok etkilemiş ve bu konuda her yere müracaat etmiştir insanlığının herkese ispat etmiştir. Murat Çağlar 7 Ocak 2007’de ifadesinde bir an evvel halkın ayaklandırılması vatan elden gitti. Mevcut orduya alternatif ordu kurma yetkilerinin olduğu bak bak sık sık yardım toplandığı kendisinin de yardım toplama faaliyetlerine katıldığı gizli tanık 17’de bunları teyit etmiş gizli tanık 17 zaten asrın faciasıdır Sayın başkanım murat Çağlar’ın dernek ile hiçbir ilgisi yoktur üyesi bile değildir. Derneğe gelmesi dahi men edilmiş bir arkadaştır. Halkın ayaklandırılması alternatif ordu kurulması yardım toplanması gizil tanık 17’nin ifadelerinin hepsi iftiradır. Akıl dışıdır. Murat Çağlar’ın böyle bir ifade verebilmesi mümkün değildir. Hepside art niyetin, ön yargının önceden yapılmış planların eseridir. Murat Çağlar böyle bir ifade verdiğini zannetmiyorum kesinlikle inanmıyorum bunları iddia eden ve bu iftiraya inananlar acaba ömründe hiçbir birlik diyor ya sık sık birlik kurduk kuruyorlar diye acaba ömründe hiçbir birlik manga dahi kurmuşlar mıdır ordu kurmak ne yaman bir şey bir dernek bunu yapabilir mi hiçbir şey bilmediğiniz açıkça bellidir. Ya çok cahilsiniz yada çok kötü niyetlisiniz bu iddiada bulunanlar ordu kuracakmış alternatif ordu öyle şey mümkün müdür Sayın başkanım onları en iyi bilen onların içerisinde yetişmiş bir kurmay subayım ben orduya karşı ordu kurmak gibi bir şey aklımızdan geçebilir mi koskoca dünyanın en güçlü 3-4’üncü ordusu varken ordumu kurulur böyle bir şey akıl dışıdır, mantık dışı bunu söyleyen polisse, savcıysa kimse kim hiç mantıklı bir iş yapmamıştır. Ne dediğini bilmiyor ne dediğini bilmiyor İhsan Göktaş’tan ele geçirilen ve

46

Page 47: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:47

Hüseyin Görüm ile münakaşa hakkındaki CD öyle bir CD ele geçirilmiş tamamen kendi aramızda olan konudur hiç kimseyi ilgilendirmez aramızda hiçbir dargınlık ve kırgınlık yoktur. adı geçen tartışma 10 dakika sonra kucaklaştık barıştık baba evladız biz zaten bu konuda gerekli açıklamayı kendi ifadesini verirken yapmasını bekliyorum ve umuyorum o zaman bu konuda ki her şey daha netleşir kanısındayım kuvva nikahı İsa, Musa vesaire bunların hiçbirisinden benim haberim ve bilgim yoktur. grup kurun yer altına inin şunu vur bun kır vesaire sözler Hrant Dink ve Danıştay olayları ortadan kaybolun vesaire şeklindeki tezler var Sayın başkanım bunların hepside kendisinin açıklaması gereken hususlardır böyle şeyleri hiç kimseye asla söylemedim, söylememde hiçbir yerde de kaybolmadım niye kaybolayım ki kendisi Danıştay olayında Ankara ya götürdüğü zaman ben bizzat emniyet müdürünü ve ilgili arkadaşları iki defa aradım durumunu sordum niçin hala tutuyorsunuz diye onlarda dediler ki aldığı bir şeyden dolayı borcu var 250 lira o parayı yatırın alındı makbuzunu gösterin gelsin o şekilde kardeşleri gitti yatırdı sağ salim şerefiyle, haysiyetiyle döndü o ifadeden geri geldi Hrant Dink olayında dernek genel merkezi civarında Ogün Samast güya biz göndermişiz de gelip bizim derneğe saklanacakmış baktım etrafta sivil polisler dolaşıyor çağırın dedim hepsi gelsinler buraya onlara gerekli dersi verdikten sonra gidin dedim sizin gönderen sizi gönderene amirinizden, müdürünüzden, emniyet müdürünüze, savcınıza söyleyin Kuvvai Milliye de eşkıya olmaz eşkıyadan da devlete hükümdar olmaz aynen bunları onlara söyleyin hadi güle güle çayınızı içtiniz diye kendilerini gönderdim onları yapan benim gelmişler Ogün Samast’ı bizim orda arıyorlar tövbe tövbe uzaktan yakından hiç alakamız olamaz öyle bir şeyle bir insanı öldürmek kadar saçma sapan bir adamı cinayetle öldürmek kadar fikirleri susturmak kadar akıldışı bir şey olabilir mi başkanım böyle bir şey düşünülebilir mi bizim için Kuvvai Milliye için o dernekteki hiç kimse için düşünülmez benim için hiç kimse düşünemez hiç kimse ifade hürriyeti vardır ama yönetim aleyhine de halkı silahlı ayaklama için tahrik edilmesiymiş yani şu lafa bakın Sayın başkanım şöyle şeyi kim yazabilir tabiî ki kesinlikle bir hukuk adamı yazmaz hiçbir savcıda asla böyle şey yazmaz olduğu gibi alınmış oraya konulmuş orda ki beyefendim cahil beyefendinin yazdığı bir şey tam ibretlik ifade demişim iddianamenin bir hukukçu tarafından hazırlanmadığının ikrarı ve açıkça itirafıdır. Kendi kendisini inkar ediyor yazıklar olsun bu satırları kaleme alan devlet memuruna hangi halkı, hangi kişileri tek bir vatandaşı silahlı ayaklanmaya tahrik etmişiz, hangi deliliniz var bulunuz bir itirafçı veya gizli tanık olsun bitsin oh tamam yapmıştır. ama Allah her şeyi biliyor Mersin’de yerel bir televizyonda demişim ki hükümet 500 milyar devleti borca soktu yalan mı devletin borcunu herkes biliyor Sayın başkanım bütün dünya biliyor 500 milyar borcumuz var demek ne yalandır ne iftiradır ne bir şeydir gerçektir kendileri de söylüyor bunu söylemenin nesi suçtur iddianameye nasıl giriyor böyle bir şey insanın aklı almıyor hani hükümetin azıcık aleyhinde bir şey tutturabilir miyim yazıktır yazıktır. terazi terazi çok sarkmış bunu okumadan imzaladıkları belli Genelkurmay ve askerin bir şeyler yapması gerektiği sevgili başkanım Türkiye de tek başıma da kalsam ben askeri müdahale istemeyen tek adamım ben tek başıma bile kalsam askeri müdahaleyi istemem Genelkurmay ne yapacakmış Genelkurmayın yapacağını dediysem gidip o terörü neyi bilmem neyi bitirir hükümetten aldığı yetkiyle onu bitirsin benim demek istediğim odur. Tamamen iftira ve ön yargıdır benim bir sözümle hangi Genelkurmay başkanı bir şey yapmış ki yapar bu nasıl bir yorumdur. Siz Türk Genelkurmay başkanlığını ne sanıyorsunuz yaptığınız Türk ordusuna hakikaten kabul edilmesi imkansız iğrenç bir iftira tahammül edilemez bir itham evet Fikri Karadağ bir şey söyleyecek Genelkurmay hop marş marşla hükümete müdahale edecek yok insan aklı almıyor sevgili başkanım bunları nasıl söylüyor bunlar nasıl yazabiliyorlar şu satıra dökebiliyorlar Ahmet Sayar ile Kemal Canay ile Genelkurmay açıklaması hakkındaki konu Genelkurmay 27 Nisanda malum bildiri yayınlamış onun hakkında konuşuyoruz iki kişi fikirleşiyor bunun dışında herhangi bir bir şey yok benim bir şey dememle bir şey olur mu bunu bile oraya koymuş telefon konuşması suç diye iddianameye 71 tekrar edilen telefon görüşmesi var başkanım Fikri Karadağ hakkındaki iddianame kaparsın genişlesin diye baştan sona telefon

47

Page 48: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:48

görüşmesi hiçbir delil yok bütün delilleri o telefon görüşmesi beyefendilerin kendi yorumlarına göre başından almış böyle ne derler iğneyle şey çeker gibi ordan çekiyorlar cımbızla sadece bir cümleyi kullanıyorlar bir örnek arz ettim Kahraman Şahin’i Deniz Yıldırım birisi cezaevinden mektup yazmış Ergenekon terör örgütü yöneticisi konumundaki üyelerinden cezaevinde cinayetten yatan ilgisine kadar bir askeri müdahale söyleminin bulunduğu anlaşılmaktadır. Demin arz ettiğim gibi sevgili başkanım Türkiye’de bir kişi kalsa ben ben o askeri müdahaleyi yapmam yaptırmam kesinlikle karşıyım tamamına karşıyım ha diyeceksin ki sen ne biçim askersin ben gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 1 numaralı varisiyim Sayın başkanım gazi Mustafa Kemal Atatürk istiklal savaşı yaptı sıkıyönetim bile ilan etmedi. Bunu en iyi bilen adamım ben Türkiye’de en iyi kavrayan adamım ve iddia ediyorum ki onun birinci dereceden varisiyim en iyi Atatürk’ü anlamış insan benim kim varsa gelsin istediği yerde tartışalım konuşalım bunun dediğini de demediğini de hepsini saniye saniye bilen bir insanım ruhunu her şeyini bilirim kimsenin okumadığını bilmediğini her şeyini herkese anlatırım isterse ordinat profesörü gelsin ona da ders veririm Ergenekon diye bir terör örgütü duymadım ve bilmiyorum askeri müdahaleyi herkesten çok ben karşıyım bu şahsı tanımam Kahraman Şahin’e sorarsanız açıklar Deniz Yıldırım kim belki gelmiştir. Hatırlamıyorum tanımıyorum demokrasimiz askeri darbe tehditleri ve söylentilere nasıl yaşar ve gelişebilir ki bu tür sözleri hiç kimse kullanmamalı ve askeri darbeyi hiç kimse aklından bile geçirmemeli sevgili başkanım ben askerim fakat Atatürk’ü de en iyi anlamış insanım diyorum askeri darbe nedir. demokrasilerde çare vardır sıkıyönetim ilan edersin en son memlekette anarşi durdurursun ve ……. Ama o meclis devamlı açık kalır Atatürk e yapılmayan oyunlar yok malumunuz milletvekilliğinden alıp sürmek istiyorlar memleketten Türkün ebedi başbuğunu eşsiz karhamın bile sürmek istiyorlar buna karşılık aklımın ucundan geçirmiyor meclisi kapatmayı bir gün bile ben onun ruhunu taşıyan bir insanım sevgili başkanım her şeyiyle onu çok iyi anlamış insanım askeri darbe yapacakmış Fikri Karadağ gidin be aklınızı mı yitirdiniz. Taner Ünal vatanseverler kuvvetler de Taner Ünal’ın telefon görüşmeleri var onları da almışlar Taner Ünal ile evet başlangıçta vatanseverler kuvvetler güç birliğiyle ilgili bir şey kurmuş İstanbul da Sayın Muzaffer Tekin’in bürosunda birgün öyle bir şeyler getirmişlerdi İbrahim Özcan la baktık a güzel şeyler söylüyor bir toplantısına katıldık Erol Çakır’ın şeyinde Sayın başkanım bir de Ankara da genel kurulları vardı ondan sonra bir daha adamın yüzünü görmedim e bizim derslerimizden mahrum kaldı bir şeyler umuyordu galiba bir şeyler söylemiş generallerin kafasını bilmem torbaya koymak hepsi yalandır, uydurmadır hiçbirisini kabul etmiyorum birde orda diyor ki İran’a savaş açmak şartıyla ben derneğe girecekmişim yav sen ne biçim yalancısın böyle bir şey olabilir mi Türkiye nin milli menfaatlerini bana kimse öğretemez Sayın başkanım şu Türkiye Cumhuriyetinde yeryüzünde de bana bu konuda ders verecek hiç kimse yoktur. ben bunu padişahıyım. Türkiye’nin milli menfaatlerini bana hiç kimse anlatamaz derste veremez İran’a savaş açacakmış bu şartla bilmem ne yapacakmış bak baka İran’a ben kıyamet kadar dursam gene savaş açmam başkanım şuanda İran’a niye savaş açayım onun mantığı var mı bunları en iyi kavrayan kim isterse ders verecek bir kurmay subayım ben rütbesi ne olursa olsun isterse padişah olsun ona da çok kolay anlatabilirim sizinle konuşayım iki saat sizlere de öğretirim Sayın başkanım bunları Türkiye’de bunu bana öğretecek hiç kimse yok bunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim”

Mahkeme Başkanı " size göre o” Sanık Mehmet Fikri Karadağ “tabi doğru haklısınız tanımanız lazım, tatmanız lazım

şüphelinin Ergenekon terör örgütü amaçları doğrultusunda 22 temmuz 2007 seçimlerinde yönetim aleyhine yani hükümet aleyhine diyor legal faaliyette bulunduğu hatta bağımsız olarak milletvekili adayı oldu ey benim sevgili başkanım yönetim aleyhine bağımsız milletvekili olmuşum saygı başkanım değerli üyeler şu ifadeye bakınız ve siz hala bu iddianamenin ve bu davanın siyasi bir dava olmadığını nasıl anlatabilirsiniz bunu kime inandıracaksınız ben bir defa böyle bir örgütü bilmiyorum ki onun adına faaliyette bulunayım aday olayım ayrıca bazı

48

Page 49: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:49

milletvekili adayı olmak demek ki bu iddianameyi hazırlayanların için Ergenekon terör örgütü üyesi olmak ve de çok korkunç suç oluyor hükümeti yıkmak oluyor bağımsız adaylığımı koymuşum Sayın başkanım hatta bağımsız aday olmuşum Sayın başkanım bu iddianameyi yazanlar en kısa zamanda yaptıkları vahım hatayı anlamak ve benden özür dilemek zorundadırlar eğer Allah korkuları varsa tabi bütün bunları hala büyük bir sabırla dinliyorsunuz hem de çok dikkatle dinliyorsunuz şuradaki herkesten daha sizin yorulduğunuzu ordan otururken görüyorum çünkü bazıları icabında kaçamak kestirme yapıyor ama siz pür dikkat ve sabrınızı gerçekten hayranım bunları hala dinliyorsunuz çok güzel çok güzel pür dikkat dinleyebiliyorsunuz şu işe bak bağımsız milletvekili adayı oluyorum ve terörist oluyorum Sayın başkanım demek ki bağımsız milletvekili adayı olmamak lazım AKP’ye müracaat etmek lazım onlar lütfederse o zaman vatansever olacağız Allah yazdıysa bozsun diyor ki orda Çağlayana giden ekibi ben göndermişim haberim yoktur bir arkadaşım telefon etti ben gönderdim diyorum o haberin olmadan onlar nasıl gitti demesin diye sadece söylediğim bir şeydir geçiştirme sözdür çağlayana bir ekip gitmiş orda miting yapmışlar Cumhuriyet mitingi kesinlikle haberim yoktur oraya gidenlere sorulabilir. Recep Vural diye bir CHP’den aday olmak isteyen mali müşavir var onu da diyorum ki ben işte varoşlara adamlarımı gönderirim boyuna telefon edip duruyor işte başkanım, komutanım bana yardım et yardım et milletvekili adayı olacağım iyi dedim bende başımdan savayım da bir daha beni aramasın diye tamam ben oralara adamlarımı gönderirim senin için propaganda yaptırırım benim gönderdiğim ne bir kişi vardır nede bir adamım vardır Sayın başkanım oda tamamen baştan savmak için laf olsun laf olsun diye söylenmiş bir şeydir yani bir gerçekliği yoktur Kemal Canay ile İzmir mitingi hakkındaki görüşme daha önce arz etmiştim mitingde biz konuşmadık bile konuşturulmadık ordan ayrıldık gittik yani hiçbir organizasyona katılmış değiliz oda İzmir’in il temsilcisi açmak üzere gitmiştik Sayın başkanım aynı günde de tesadüfen şey vardı İzmir’de bir miting Gündoğdu meydanında gidelim bir bakalım dedik ordan girdiğimizle çıktığımız bir oldu Ergenekon terör örgütünün amaçları doğrultusunda beklediği sonuç çıkmamıştır seçimden benim böyle bir örgütten zaten haberim olmadığını arz ettim Sayın başkanım böyle bir örgütü bilmiyorum ki amaçlarını bileyim örgüt öyle saklanmış ve kitlenmişler ki başka bir şey düşünemez olmuşlar çok insafsız bir iftira yapmayın ayıptır günahtır. Bazen Hüseyin Yardıç imam Hüseyin diye birisi var Sayın başkanım bir imam Hüseyin burada bir imam Hüseyin’de onun adı normal imam Hüseyin bunun ki lakap onun soyadı Yardıç bunun ki Görüm onlanlada bunu karıştırmışlar telefonlarda Sayın başkanım bu millet Nedim Oklar’ı gördü demişim Nedim Oklar’ı gördü Nedim Okları diye birisini tanımıyorum galiba orda b ile başlayan bir harf söylemişim Sayın başkanım onlarda öyle böyle söylemişler ya çok komik bu gülesim geldi de onun için uydur uydur yaz demişim Nedim Okları aradıkları soruşturdukları anlaşılıyor ben diyorum ey benim sevgili tertemiz polisim arayın araştırın kıyamete kadar belki bulursunuz dedim okları böyle bir şey yok b harfiyle başlayan bir şey söylemişim böyle anlaşılıyor Sayın başkanım 21.10.2007 Ali ile telefon ve benzeri manyetik telefonlarda Kuvvai Milliye derneği tam bağımsız ve bağlantısızdır. Şeklindeki savunmasının aksine seçimden önce Ergenekon terör örgütü amaçları doğrultusunda yapmış olduğu yoğun mesainin karşılığını alamadığını ifadesi olarak değerlendirmiş yazan iddiacı kimse böyle bir örgütü bilmiyorum ki amaçlarını bileyim ve o doğrultuda çalışayım telefon konuşması olduğu tarihte ben dernekten istifa edeli iki ayı geçmiş yoğun çaba ney biliyor musunuz başkanım 600 liralık 640 liramı ne üye olmak için para yatırıyorsunuz bilirsiniz geriye kalan artan parayla da oğlum göndermişti 8 lira para 140 lira mı 160 lira birkaç tane resim ve broşür yaptım yoğun çaba budur. Onun dışında hiçbir şey yok bir Kadıköy iskelesinin yanında Ertuğrul diye bir arkadaş vardı oda Kuvvai Milliyeden adaylığını koydu birde Beykoz iskelesinde ikişer saatlik sözde propaganda yoğun çaba kim tanır Mehmet Fikri Karadağ’ı laf olsun diye gitmişiz 46 oy aldık sevgili başkanım 46 oy almışız nerde bu Kuvvai Milliyenin binlerce, milyonlarca üyesi genel başkanına oy veren yok kimsemiz yok ki yani arkada üyemiz yok ki onların dediği gibi yeterli üye

49

Page 50: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:50

ihtilal yapacak, hükümeti düşürecek üyemiz varmış ya benim İstanbul daki akrabalarım bundan çok 46 kişiyle hükümet yıkılır mı Kahraman Şahin ile Ali sunmaz diye bir arkadaş telefon görüşmesi yapıyor onu da benim bölümüme yazmışlar kendi aralarında konuşmuşlar onlara sorulmasını istiyorum şimdi özel bir görev almak istiyorum kendisinin Ergenekon terör örgütünün hiyerarşik yapılanmasında yer aldığı Kuvvai Milliye derneğinde başka bir görev üstlenmek için görünürde ayrıldı bu kadarına da pes vallahi tamamen ön yargı niyet okuma ve iyi niyetten uzak bir değerlendirmeye dayanmaktadır. Özel görev dediğim şudur rahmetli Futbol federasyonu başkanı Hasan Doğan’ın federasyon başkanı olacağını biliyordum Sayın başbakanımızın kankası ama benim o kadar değilse de ona yakın arkadaşımdı Hasan Doğan Sayın başkanım biliyorsunuz rahmeti oldu Bodrum’da kalp krizi geçirdi rahmetli oldu tabi otopsi raporu aldılar mı bilmiyorum kendisinin işyerinde ziyaret ettiğim bir gün federasyonda şike ili ilgili üye olmak istediğimi söyledim ve kabul etti tam sana göre bir görev tam sana göre görev dedi yani biz içerde olmasaydık sevgili başkanım federasyon yönetim kurulunda üyeydik eğer bu olmazsa İstanbul da gençlik ve spor il müdürlüğünde uygun bir görev verilmesi için ilgili devlet bakanı da bizim hemşerimiz oluyor malum bir görev verirse kabul ederim ve güzel olur dernekten istifa etmişim çoktan yani iki ay olmuş özel görev dedikleri bu benim özel görev dediğim maksadım budur bir kere Sayın savcılarım veyahutta bunu yazanlar bana çağırıp sormadı ki veya ilave ifade al nedir bu özel görev bir sorun özel görev bu Futbol federasyonunda veyahut ta gençlik spor müdürlüğünde bir görev Sayın başkanım hem ek gelir olsun vesaire diye Kemal Canay ile 16 eylül 2007’de bir görüşme ancak askeri bir müdahalenin yaptırılmasının yapılmasının temin edip yönetim zafiyeti oluşturacak provakatif terör eylemleri etme görevini beklediğin saygıdeğer başkanım değerli üyeler iki kişi aralarında fikir teatisi ediyor bunun adı askeri müdahale ortamı doğuyor oluyor görev bekleniyor bunu yazabilen insanlar herhalde çıldırmış olmalı evvela askeri müdahaleyi isteyen kim ben Türkiye’de bunlara en fazla karşı olan insanım asla aklımdan geçirmem ben dünyada eşi benzeri görülmemiş bir Türk kurtuluş savaşı yönetip sıkıyönetim dahi ilan etmeden başarıyla sonuçlandıran Mustafa Kemal Atatürk’ü en iyi anlamış ve onun varisi olmakla övünen bir insanım öyle bir şey aklımın ucundan bile geçmez askeri müdahale ben iki kişi arasında konuşuyor Genelkurmay beni dinleyecek hemen askeri müdahale hiçbir akıl almaz bunu Sayın başkanım uyduracak çok ayıp çok yönetim aleyhine yapılan sivil toplum gösterilerine katılanların geneli için bu tür değerlendirme yersiz olsa da şüphelinin örgüt yöneticisi sıfatıyla gösteri ve mitinglerdi diğer Sivil Toplum hareketlerinde ordu görevi dövizi taşıyanlarla ilişkisi delillendirilememiş ise de örgüt yöneticisi olduğu için sorumlu tutulması gerekmektedir. değerlendirmeye bakın sevgili başkanım değerlendirmeye bakın bunu yazan zaten hükmünü vermiş mahkemeye lüzum kalmamış çoktan vermiş hükmünü yüce mahkemenize bir şey bırakmamış bir hukukçu asla böyle bir değerlendirmeyi kaleme almaz ve alamaz besbelli ki sevgili iddia makamı bu satırları görmemiş görseydi mutlaka kendi hukuk diline göre bir şey yazardı hiçbir gösteri, miting ve benzeri organize etmedim etmedik. Hiçbirisinde görev almadık hiçbir yasadışı eylem yapmadık kaldı ki iddia edilen gösterilerin tamamı yasal olup ilgi ve alakamızın dışındadır. Ordu göreve dövizini taşıyanlara sormadınız mı Ergenekon terör örgütünü ben adını bile duymadan örgütün nasıl kurucusu veya yöneticisi oluyorum yanlış insanları çok mağdur ettiniz çok büyük iftiralar attınız o aradıklarınız kim ise onları bulunuz gerçek örgütü ortaya çıkarınız zulüm yapmayınız lütfen Allah hatırlayınız hiç olmaza senede bir gün bu değerlendirme tamamen iftiradır. Böyle bir değerlendirme yapacak kadar hukuk tanımaz bir iddianın sonucu olarak burada olmak gerçekten çok utanacak bir durum bunca savcıya, hakime ve görevliye yazıktır. bu iddianame Türk adalet tarihine şerefine yakışmamıştır. Sorumlular tarihin önünde kötü ama çok kötü bir sınav vermişlerdir. Ondan sonra bir sürü telefon görüşmesi var Sayın başkanım bu telefon görüşmeleriyle ilgili sevgili savcımızın kendi beyanatı var bunlar zaten suç değildir diye ikinci veya üçüncü oturumda Sayın Mehmet Ali Pekgüzel savcımızın teşebbüs aşamasına varmayıp hazırlık aşamasında olduğu ve zaten bunlardan da

50

Page 51: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:51

sanıkların cezalandırılması istenmediği, bu telefon görüşmeleriyle ilgili kendi beyanlarında böyle dedi herhalde mütalaalarını da böyle diyecektir. Çünkü o zaman bunu kendisine göstereceğiz bu beyan kendisinindir. Bu telefon görüşmesinin hiçbirisinin suç olmadığını bundan da suçlanmadıklarını ve cezalarının istenmediğini söyledi bu neymiş örgüt üyeliğinin gösteriyormuş bunların görüşmelerin tamamı benim dışımda görüşmelerdir Sayın başkanım kendi aralarında konuşuyorlar ama benim adım geçiyor o zaman bende söylüyorum Muhammet Yüce’nin arkadaşıyla görüşmesinden iddianame birinci 260 ve 61’inci sayfaları diyor ki İstanbul emniyet müdürlüğü ve başsavcısıyla görüştüm onlarda tamamdır. Bende diyorum ki madem Muhammet Yüce’nin telefonda geçen herkesi tutukluyorsunuz veya sorumlu tutuyorsunuz Fikri Karadağ’ın durumu veya konumu veya saygınlığı İstanbul emniyet müdüründen yada Cumhuriyet Savcısı ndan daha mı aşağıdadır. sevgili başkanım ben onlardan çok daha büyük görevler yaptım

Mahkeme Başkanı " beyanı olan var mı “Sanık İsmail Yıldız söz istedi verildi “STV televizyonunda 14.02.2009 tarihli ana haber

bülteninde JİTEM’e çalıştığıma dair bir haber yapıldı Sayın başkanım ben bu kapsamda STV’de JİTEM elemanı olduğumu kesinleştiren belge, bilgi ve delillerin istenerek dosyama konulmasını, yine jandarma genel komutanlığından jandarma genel komutanlığında veya bağlı herhangi bir biriminde çalışıp çalışmadığımın sorulmasını ve yine jandarma genel komutanlığına Sesar araştırma merkezi ve İsmail yıldız tarafından herhangi bir araştırma ve danışmanlık hizmetinin verilip verilmediğinin sorulmasını talep ediyorum arz ederim başkanım”

Sanık Kemal Kerinçsiz söz istedi verildi :Sayın başkanım iddianamede bir karışıklık oluşmuş hukukçular birliğiyle Büyük Hukukçular Birliği farklıdır. Ve benim iddianame ile ilişkin bölümümde 30 yakın etkinliğin ilk altısı hukukçular birliği tarafından düzenlenmiştir. Ve söz konusu derneğin kuruluş çalışmaları 1997 yılında başlar yaklaşık 4 yıllık bir faaliyetten sonra kuruluş çalışmalarından sonra 2002 yılının aralık ayında tüzüğünü bitirmiş 2003 yılında da başında tüzel kişiliğini kazanmıştır ve 2003 yılından sonrada etkinliklerine devam etmiştir. şöyle bir iddia var efendim 2005-2006 yıllarındaki benim tanışmam Muzaffer Tekin ile ve Veli Küçük ile 2006 yılının nisan ayıdır. Onlardan alınan talimatlarla derneklerin kurulduğu ve etkinliklerin düzenlendiği iddia edilmiştir ki bu tamamen yanlış olduğu ortaya çıkıyor çünkü sözü edilen dernek etkinliklerine 2002’nin aralık ayından itibaren başlamış ve kuruluşta 2003 ocak ayıdır ve 1997’de başlamıştır ona ilişkin delil ve belgeleri sunuyorum efendim öyle bir isim karışıklığı vardır değerli başkanım onun dışında iddianamenin yine 46. sayfasında gizli belgelerin savcılığın adli emanetinde olduğu belirtilmiş ve ceza muhakemelerinin 125. maddesi uyarınca hiçbir gizli belgenin aslında mahkemeden saklı tutulması gerekir nitekim iddianameye baktığımızda sanıkların hemen hemen çok büyük bir kısmının 326-327 ve 334. maddelerden yargılandığını görüyoruz ama bakıyoruz ki eklerinde gizli belge denilen belgeler yok nerede bu gizli belgeler oysa bu gizli belgelerin yasal olarak savcılık emanetinde de olması mümkün değil çünkü gizli belgelerin savcılık tarafından da incelenmesi mümkün değil yasa son derece açık madde 125 gizli belgeyi sadece mahkeme inceler ancak gerekli olduğu ölçüde gerekli olduğu miktarı kadar zapta geçirtir ve sanıklara verir. Biz bugüne kadar sorgularımız yapılıyor bir sürü gizli belgeden bahsediliyor bakıyorum iddianamenin her bölümünde işte misal 34-35-46-122-1873, sayfalarında çok gizil belgelerden bahsediliyor ama biz yargılanırken bu gizli belgelerin hiçbirini görmüyoruz hatta nerede olduğunu dahi bilmiyoruz bu gizli belgeler iddianamenin eklerinde yok, savcılık emanetinde mi muhtemelen öyle mahkeme emanetine verilip verilmediğini bilmiyoruz ama bu gizli belgelerden itham ediliyoruz yani burada kanaatimce mahkemeniz 1254. maddeyi işletmesi zaruridir. Bunun içinde yapılması geren hadise öncelikle bir belgelerin gizli olup olmadığını yine kararı ceza muhakemelerinin 47, maddesinde belirtilen ölçütler içerisinde verecektir. Gizli değil ise sanıklara savunma için o belgelerin verilmesi eğer gizli ise ancak takdir ettiği ölçüde zabıtlara geçirtip bu zabıtları bizlere vermesi gerekir ki adil yargılanma hakkımız kullanılabilsin bu konuda talebim var efendim onu da takdim ediyorum

51

Page 52: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:52

efendim son bir talebim fakat bunun değerlendirilmesi muhtemelen sanıkların özellikle tutuklu sanıkların sorgulanmasından sonraya muhtemelen bırakılacak çünkü Kuddusi Okkır rahmetli olmuştur ve hakkında da kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verilmiştir. Ancak onun ifadesinde önem taşıyan birkaç husus var çünkü devletin yeniden yapılanmasına ilişkin belge onun uhdesinde çıkmıştır. Şimdi bu belge gerçekten nedir. örgüt belgesi midir, değil midir yine bir tartışma yapılmıştır belge işçi partinin yeniden yapılanmasına ilişkin belgeyle ayniyet arz ediyor mu değil mi yine bu belgenin Muzaffer Tekin ve Zekeriya Öztürk’de bulunmasının sebebi nedir veya bu örgüt belgesiyse hepimiz bir zan altında kalıyoruz o bakımdan Kuddusi Okkır’ın beyanları önem taşıyor Kuddusi Okkır ölmüş olduğundan onun emniyetteki, savcılıktaki ve sorgu sırasındaki ifadelerin ceza muhakemeleri kanunun 211. maddenin 1. fıkrasının a bendi uyarınca okunulması zaruri çünkü bu ifadelerler hem bir yandan işçi partisindeki belgenin yeniden yapılanma ilişkin o belgenin aynı olmadığı ortaya çıkacaktır diğer taraftan bu belgenin Muzaffer Tekin ve Zekeriya Öztürk’de olması sebebiyle bu kişiler zan altında olmaktan çıkacaktır ve muhtemelen de bu belge örgüt belgesi olmaması itibariyle de örgüt suçunun şüphesi bu zanlılar üzerinden tümümüz üzerinden kalkacaktır. Tabi bu belgelerin okunmasın ifadelerin okunmasını songu sonrasına talep ediyorum efendim teşekkür ederim”

Sanık Rasim Görüm söz istedi verildi” Sayın başkan ve sayı üyeler bu dilekçeyi mahkemenize ve viCDanlarınıza sunuyorum ben burada Osman Yıldırım denen katil, öz yeğenini erkeklere satan, hırsız, tetikçi ama bunlara rağmen savcılığın tüm sözlerine inandığı bir insan müsvettesinin yalanları yüzünden tutuluyorum savcının bir savcı olarak yapması gereken işi ben yaptım ve baz istasyonu kayıtlarını istedim çünkü Osman Yıldırım yapıldığını iddia ettiği toplantıda benimde bulunduğumu söylüyordu çünkü Osman Yıldırım onu araba ile ateş eden migros dediği yerden bir villaya götürdüğümü iddia ediyordu çünkü Osman Yıldırım benim ona o toplantıda bomba verdiğimi söyleyip iddia ediyordu çünkü Osman Yıldırım ona bu bombaları Muzaffer Tekin’in sözde koruması olarak verdiğimi iddia ediyordu çünkü Osman Yıldırım’ın bütün söylediklerine savcılar inanıyordu devletin savcısının ispatı olmayan bir şeye inanmaması gerekiyordu bende bu iddiaların tek ispatı ve dayanağı olabilecek baz istasyonu raporlarını istedim ve tarafınıza sunacağımı arz ettim iki celse önce eğer ben Osman Yıldırım’ın iddia ettiği migros’un önünden almış olsaydım onunda bana yerine tarif etmesi için veya başka bir sebeple bir telefon görüşmemiz olması gerekirdi eğer ben onu bu bombaları verildiğini iddia ettiği ve ataşehir de diye tarif ettiği evde olsaydım onun telefonuyla benim telefonum aynı baz istasyonundan sinyal alamsı gerekirdi eğer ben bu toplantıda olsaydım İstanbul sınırlar içinde olmam gerekirdi eğer ben bu toplantıda Muzaffer Tekin’in koruması olarak bulunuyor olsaydım veya söylendiği gibi Muzaffer Tekin’in koruması olsaydım onunla aramda en azından bir telefon görüşmesi olması gerekirdi Sayın başkan ve değerli üyeler şimdi size dilekçem ekinde daha önce vereceğimi söylediğim baz istasyonları raporlarını sunuyorum Osman Yıldırım la yüz yüze hiç olmadığı gibi bir tek telefon görüşmem olmadığını sunduğum raporlar göstermektedir. Osman Yıldırım la aynı anda ateşehir’de veya İstanbul’da bulunmadığımı sunduğum raporlar göstermektedir. Osman Yıldırım’ın uydurduğunun aksine değil uydurduğu tarihlerde o tarihlerin aylarca öncesi ve aylarca sonrasını kapsayacak şekilde İstanbul sınırlarına dahi yaklaşmadığımı sunduğum raporlar göstermektedir. Sayın başkan ve değerli üyeler sunduğum raporlar Osman Yıldırım’ın yalan söylediğini ve savcılığında bu yalana ortak olduğunu göstermektedir. Osman Yıldırım belli yalan söyleyebilir ama cumhuriyetin savcısı yalan söyleyemez yalana ortak olamaz, yalanı ortaya çıkarır peki savcı bu yalanı ortaya çıkarmak için ne yaptı hiçbir şey yapacağı iş sadece baz istasyonu raporların istemekti o istemeyince daha ilk celsede ben istedim peki savcılık bu yalanı ortaya çıkarmak için çalışmıyorsa bu kadar kandırılıyorsa Osman Yıldırım’ın diğer sözlerine de inanıyor mu savcılık birçok konuda ittifak ettiklerine göre unvanlarının önündeki Cumhuriyetin yıkılması gerektiği konusundan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün İngiliz piçi olduğu konusunda da Osmanlarıyla aynı görüşte midir. Savcılık Osman Yıldırım’ı Turgay

52

Page 53: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:53

Ciner’e 5 milyon dolar verdiğine inanıyor mu bunu Turgay Ciner’e sormuş mu bu yüzden Turgay Ciner’i sanık veya tanık yapmış mı savcılık eğer Osman Yıldırım’ın bütün sözlerine inanıyorsa buna söyleyecek bir sözüm yoktur çünkü Atatürk’e İngiliz piçi diyen bir adama bir savcı inanmış bir mahkeme bunu ciddiye almışsa Sayın başkanımızın tabiriyle bu şekilde yaşamayı bile zul, asılmayı da şeref sayar eğer inanmamışsa bu iddianameye giren yalanlarının azmettiricisi kimdir. Savcılık Osman Yıldırım’ı osmanım osmanım diyerek veya bazı vaatlerde bulunarak yalana teşvik mi etmiştir. savcılığın bu yalanından ne çıkarı ve ne kazancı vardır. Sayın başkan ve değerli üyeler sizlere dilekçemi baz istasyonu kayıtlarını sunuyorum Türk hukukunu koruyasınız diye sunuyorum, yalana itibar etmeyesiniz diye sunuyorum, altında savcı imzası olunca bir yalanın nasıl muteber hale geldiğini göresiniz diye sunuyorum, Sayın başkan ben sıradan bir insanım bu gerçeklerin altında sadece benim imzam var ama bu gerçekler benim imzamdan da aylarca dinlediğiniz yalanlardan da çok büyüktür bu gerçeğe tanıklık etmenizi ve aynı zamanda gereğini yapmanızı saygılarımla arz ederim teşekkür ederim”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk söz istedi verildi: Sayın başkanım az önce Kemal Kerinçsiz bir belgeden bahsetti bende olduğunu söyleyerek bir belgeye atıfta bulunarak bir izahatta bulundu ben savunmamda da söylemiştim Kemal Kerinçsiz herhalde dikkat etmemiş o bölümü ben onu kabul etmemiştim o belgenin bende olduğunu zaten benim savunmama ait duruşma tutanağında da savcının soru olarak yönelttiği o belgenin adı dahi yazılmamış oraya Kuddusi Okkır’dan alınan diye geçilmiş zaten o konuda bir çalışmam var mahkemenize sunacağım düzeltilmesi yönünde diye devletin yeniden yapılandırılması belgesi bende ele geçirilmedi haziran 2007 ve ocak 2008 tarihindeki gözaltı sırasında yapılan ev aramalarında böyle ele geçen belge yok savcı Zekeriya Öz’ün iddiasına göre bu belgenin Danıştay olayı sırasında gözaltına alınışında benden alındığını iddia etmektedir. Kendisi bu belgenin bir doküman olarak olduğunu söylemişti bana savcılık bu soruyu bana sorduğu zaman ben kabul etmediğimde şahsınıza size karşı bunun nerede olduğunu araştıralım öğrenip ona göre soralım demişlerdi ve bende bu soruya itiraz etmiştim zaten o belgenin bende nasıl ele geçirildiği zaten müphem belli değil bilgisayar çıktısı mı, bilgisayar hard diskinde mi, yoksa bir CD’de mi olduğu henüz belli değil hem Kemal Kerinçsiz’in söylemiş olduğu o belgenin bende olduğuna dair belgenin bende olduğuna dair duruma itiraz etmek hem de konunun gündeme geldiği için savcılık ilgili bölümünde tekrar mahkeme huzurunda pekiştirmek için söyledim o belgenin bende olmadığı bir gerçek arz ediyorum sağol”

Sanık Hüseyin Görüm söz istedi verildi” Sayın başkanım bugün ayın 24’ü ve 55.duruşma 2455 Kuvvai Milliye bugün konuşmaya başladı 2455’i çok yakın zaman içinde allan nasıp ederse açıklayacağız burada herkes savcılık makamına efendim 12. mahkeme bizdendir, 14. mahkeme bizdendir, 13. mahkeme üvey evlat olarak görüyorlar bunu kimsenin görmesinin istemiyorum Allah’ımızla şer gibi gözükende hayır hayır gibi gözükenlerde şer olduğunu söylüyor en kısa zamanda bu mahkemenin ne kadar kutsal bir mahkeme, ne kadar kutsal bir göreve soyunduklarını çok yakın süre içerisinde burda anlatacağız teşekkür ediyorum”

Sanık Ümit Sayın söz istedi verildi “ Sayın başkanım iki konu var birincisi dinci basında son zamanlarda bazı yayınlar çıktı Samanyolu TV’de bu yayınlarda benim Yener Yermez le görüştüğüm ve ona 1,5 milyon dolar teklif ettiğim gibi asılsız iddialar yer aldı hayatımda ben Yener Yermez’i hiç görmedim ve hiç görüşmedim kendisiyle görüşmem zaten olanaksız kendisinin söylediğine göre tutuklandıktan sonra görüşmüş tutuklandıktan sonra adli tıp enstitüne gelip de benimle görüşmesi imkansızdır. İkinci konu ise savunmamı yapalı yaklaşık olarak 1,5 ay oldu iddianamede benim sözde Ergenekon örgütüne üye olduğumla ilgili tek bir kanıt sunulamamıştır. Sunulan tek kanıt buradaki birkaç kişiyle görüşmüş olmam ve bazı kişilerin telefonu üstümde çıkmış olmasıdır zaten git gide işçi partisinin de yaptığı savunmalardan sonra Ergenekon örgütü tezleri yavaş yavaş çökmektedir. Öyle bir örgütün olup olmadığı sorgulanmaktadır. İkinci olarak suçlandığım konu halkı isyana teşviktir oda dayandığı kanıt topu

53

Page 54: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:54

topu 4-5 kişiyle yaptığım ikili telefon görüşmeleridir bunların halkı isyana tahrik olmadığı açıktır nitekim Yargıtay Diyarbakır’daki bir mahkemede telefon görüşmelerinin tutuklama nedeni olmadığını belirtmiştir. Yine Konya Ergenekon ile ilgili bir soruşturmada Konya’daki Ergenekon soruşturmasında Adana savcılığı takipsizlik kararı vermiştir ve telefon konuşmalarının suç teşkil etmediğini söylemiştir. Dolayısıyla benim bu iki suçu işlediğime dair net kanıt ve delil ortada yoktur. delil şüphenin ne olduğunu çok merak ediyorum bu kuvvetli şüpheyle sürekli tutuklu kalıyoruz bu konuda yazılı olarak tarafıma bu delil şüphelerinin ne olduğunun açıklanmasını istiyorum ve tahliyemi talep ediyorum “

Sanık Mehmet Demirtaş söz istedi verildi: değerli başkanı Sayın üyeler 21 aydır tutukluyum 21’den fazla tahliye talebim oldu 21’den fazla reddedildi,21’den fazla sahte tutanak ortaya çıktı, 21’den fazla masumiyet karinesi hatırlatıldı, 21’i üçe çarpan celse geride kaldı, 21’den fazla maddi hata dile getirildi, 21 fazla tahliye olmayı ümit ettim, aileme 21’den fazla artık çok yakındır dedim daha kaç 21’i beklemeliyim masumiyet karinesini tekrar hatırlatır kaynağı adalet olan bir dünyanın kaynağı merhamet olan bir dünyadan daha geniş olacağı gerçeğine inanarak hürriyetimin tahtid edilmesine son verilmesini sizlerin belirleyeceği şartlarla tahliyemi talep ediyorum saygılarımla arz ederim”

Sanık Ergün Poyraz müdafii Av. Hasan Gürbüz söz istedi verildi; Sayın başkanım muhterem heyet müvekkil Ergün Poyraz 27 Temmuz 2007 tarihinde gözaltına alınmış ve bilahare tutuklanmıştır. Gözaltına alındığı tarihe kadar hakkında telefon dinleme, fiziki takip veya önleyici dinleme kararı bulunmamaktadır. Müvekkilini soruşturmaya nasıl dahil edildiği, klasörler içerisinde bir belgeden anlaşılmaktadır. İstanbul emniyet müdürlüğü terörle mücadele şubesinin 26.07.2007 tarihli savcılığa hitaben yazdığı bir yazı var diyor ki emniyet burada İsmail Yıldız ile yapılan İsmail Yıldız’ın sesar atlı şirketinde yapılan aramada bir el yazısı dokümanda bazı isimler tespit ettik bunların kimlik bilgilerini ve adreslerini tespit ettik ayrıca diyor bu isimler arasında Ergün Poyraz yok ayrıca dosya savcısının 26,07,2007 tarihli talimatıyla adreslerin tespit ile yakalanması istenilen Ergün Poyraz ve Hayrullah Mahmut Özgür’ünde açık kimlik ve adresleri aşağıdadır bunlar hakkında yakalama arama el koyma ve yakalama kararı verilmesini talep eder diye söylüyor yani müvekkil Ergün Poyraz hakkında emniyetin o tarihe kadar hiçbir çalışması yok ve bizzat dosya savcısının özel isteği o zaman tek savcı var savcı Zekeriya Öz savcının talimatı ile hiçbir delil olmadığı halde soruşturma kapsamına dahil edilmiş ve bu yazıya istinaden o zaman ki Sayın soruşturma savcısı 27 Temmuz tarihinde Ergün Poyraz hakkında yakalama, arama ve el koyma kararı vermiş iddianamenin 31’inci sayfasında anlatılıyor bu hususlar ve şöyle bir gerekçe var Ergün Poyraz ile ilgili İsmail Yıldız’daki gizli bilgilerin Ergün Poyraz’da da bulunabileceği değerlendirildiğinden şüpheli Ergün Poyraz’ın da ev ve işyerlerinde mahkeme kararlarına istinaden yapılan aramalar sonucunda diyor şimdi yani diyor ki İsmail Yıldız’da bir şeyler buldur bize göre suç teşkil eden bunların Ergün Poyraz’da da bulunması ihtimaline binaen orda da arama kararı aldık halbuki mahkeme kararı da yok o zaman bu arama ve el koymalar savcının talimatıyla yapılmış yani müvekkil Ergün Poyraz tamamen bakalım arayalım evinden ne çıkacak onda da mutlaka bir şeyler vardır çünkü kendisi tanınan, bilinen 15 civarında kitap yazmış bir yazar yazdığı kitaplar devrin başbakanını o zaman için, dışişleri bakanı hakkında kitaplar devrin hükümetini ve rahatsız etmiş ve sırf bu sebeple soruşturma savcısının isteği ve talimatıyla soruşturmaya dahil edilmiştir. sabah arz ettim dilekçe ve ekinde bunların hepsini sundum başkanım ve neticede iddianamede müvekkil Ergün Poyraz’ın efendim sözde örgütün propaganda kanadında yer aldığı yazdığı kitaplarla halkı hükümete karşı isyana teşvik ettiği ve ilk baştaki o yakalanma gerekçesini doğrular tarzda başbakan ve cumhurbaşkanı hakkında bir takım istinatlarda bulunduğu iddianameye aynen geçilmiş yani buradan şu çıkıyor müvekkilim Ergün Poyraz o kitapları yazmasaydı bugün huzurunuzda olmayacaktı yine dilekçemin ekinde sundum kısa emniyetin kitaplarla ilgili değerlendirme tutanağı iki sayfalık bunun daha genişi bir klasör olarak var ne tutanakta ne o klasörde müvekkilin kitaplarında 15

54

Page 55: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:55

civarında kitabında halkı hükümete karşı isyana teşvik eden hiçbir cümle yok olsa zaten onu kaçırmayacaklar koyacaklar bütün buradan çıkan uzatamayacağım yazılı olarak verdim zaten Sayın başkanım müvekkilim huzurunuzda tamamen siyasi sebeplerle bulunmaktadır. Hakkındaki tüm istinatlar halkı hükümete karşı isyana teşvik ettiği yok jandarmanın elamanı olduğu ordan para aldığı ki yazı yazdınız cevabı geldi müvekkilim jandarmanın elamanı olsa ne olacak olmasa ne olacak ha orda amaç başka gerçi öyle bir şey yok jandarma genel komutanlığı cevap verdi müvekkilim üzerinden bu soruşturmayı Türk silahlı kuvvetlerine uzatmak veya sanıklar üzerinden de yapılıyor bunlar bütün bunlar müvekkilimin siyasi sebeplerle huzurunuzda olduğunu gösteriyor soruşturma tamamen bu siyasi mülahazalarla yürütülmüş tutuklanmış ve 20 yadır tutuklu olarak bulunmaktadır Sayın heyetinizin müvekkilimin bütün mevcut deliller hakkındaki istinatları ispatlayan hiçbir delil bulunmaması ve bütün delillerin lehinde olması hususları göz önüne alınarak müvekkilimin tutukluluk durumunu gözden geçirmenizi ve tahliye kararı vermenizi yok talebimiz reddedilecek olur ise hangi gerekçelerle reddettiğiniz bilmek istiyoruz teşekkür ediyorum”

Mahkeme Başkanı " bu arada sanık Mehmet Fikri Karadağ’ın savunması sırasında tutuksuz sanıklardan Erkut Ersoy ile Muhammet yüce ile bir kısım sanıklar müdafileri Av. Lütfi İşbulan, Fatih Büyükyurt, Mehmet Nuri Aytekin, Yılmaz Yatman, Murat İnan ve Yıldırım Çavuşovalı’nın geldiği görülmekle huzurdaki yerlerine alındı “

Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük söz istedi verildi: Efendim öncelikle şimdi arz edeceğim hususu sizin huzurunuza getirmiş olmaktan son derece rahatsızlık duyuyorum ama sizden başka gidip şikayetimizi dillendirebileceğimiz başka bir makam kalmadı Türkiye’de maalesef onun için size söyleme ihtiyacı hissediyorum. Müvekkilim ayın 19 unda birtakım sağlık problemleri nedeniyle kalbinde stent var işte birtakım yan şikayetleri de olması nedeniyle Silivri devlet hastanesine sevk edildi. Ayın 19’unda yapılan birtakım testlerden sonra 20 sinde aç karna gelmesi söylendi kendisine çünkü birtakım kan tahlillerine ihtiyaç hissedildi. 20 si sabah erken saatlerde kan vermek için gittiğinde yapılan kan tahlilleri neticesinde bir değerinin çok yüksek olduğu tespit edildi. Ben öğlen saati itibariyle zaten hastaneye gittim. Doktoruyla konuştum ve doktoru bu değerin afp denen karaciğerle ilgili bir değer normalin 4.5 katı yüksekliğinde olduğunu beyan etmesi üzerine hemen dedi bir ileri tetkik yapalım. Bunun dedi mutlaka ama bizde bunlar yok bu cihazlar yok sevk edelim hastamızı başhekimlikten bunun onayını almak için doktorumuz kısa bir süre yanımızdan ayrıldı işte yaklaşık yarım saat sonra geldi başhekimin buna müsaade etmediğini sevke aynı kanın tekrar tahlil edilmesi gerektiği söylediğini ve bu tahlilin tekrar yapılması gerektiğini bize beyan etti. Bunun üzerine biz peki dedik belki bir hata vardır aynı kan tekrar tahlile gitti akşama kadar biz bu kan tahlillerinin neticesini bekledik. Yapılan tahlil neticesinde aynı değer gene aynı şekilde geldi ilkini doğrulayacak şekilde geldi iki tane test yapıldı ve aynı değer bu derece yüksek ve bize hekim tarafından uzman hekim tarafından müvekkilimin sevk edileceği bilgisi verildi. Ben yapılan tahlil neticelerinin müvekkilin kızı ve avukatı olarak tarafıma verilmesini talep ettim. Hem kalp hem de diğer bütün tahlillerin bir dilekçeyle hastaneye başvurdum bana 23 ü sabahı için gün verdiler bugün gelin alın dediler o gün vermediler tamam 23 günü öğlen saatlerinde gittim başhekimin benimle görüşmek istediğini söylediler. Başhekimin odasına çıktım bu tahlillerin yeterli olmadığını aynı kan tahlilinin tekrar yapılması gerektiğini aksi taktirde müvekkilimin hastaneye sevk işlemini yapmayacağını beyan etti bana. Üçüncü defa aynı tahlili istiyor. Bunun hiçbir mantıklı açıklaması yok hiçbir gerekçesi yok yani bu sefer yapacağınız tahlilin yanlış çıkmayacağını nerden bilebiliriz diye sordum yani bunun sonu yok çünkü bir kere daha bir kere daha yapılabilir makineler bozuk olabilir gerekçesini söylüyor. Her neyse ben uzlaşmacı bir şekilde tamam o zaman dedim yapın bir kere daha yapın yalnız dedim bana eski tahlillerimin neticesini verin diğer yapılan iki tahlilin neticesini alayım. Beni işte ilgili birime bir uyduruk sevkle yolladı ama aynı anda ben ilgili birimdeyken telefon talimatıyla ben ordayken tahlil neticelerimin verilmemesi talimatını verdi ertesi güne

55

Page 56: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:56

kadar bekletin dedi yani ben hasta yakını ve vekili olarak müvekkilimin hakkında yapılan uygulamalara ilişkin tetkiklerin neticesini hastaneden alamadım tekrar başhekime gitmek ihtiyacı hissettim neden verilmediğine ilişkin başhekim bana hiçbir mantıklı gerekçe sunamadan hayır vermiyoruz dedi hata olmuş olabilir tahlil neticelerinizi vermiyoruz dedi. Gerekçe gerekçe yok tekrar kanını alacağız bu durumda ben tabi doğal olarak bu uygulamanın rutin bir uygulama olmadığını bir hastanın standart bir uygulamanın bir hastanın tahlillerinin neticesinde eğer bir yükseklik varsa bir ne yapılması gerekiyorsa o işleme geçilmesi gerektiğini beyan ederek dedim ki madem siz üçüncü defa böyle bir tahlil yapıyorsunuz bende hastamım üçüncü defa kan vermesini reddediyorum verdirmiyorum kanını mevcut iki tahlili neticesine göre işlem yapın ve bana tahlilim neticelerini verin vermediler ben elim boş döndüm bu sabah cezaevine bir araçla müvekkilimin kanını almak için bir araç gönderdiler biz reddettik kanını vermeyi ve hastana aynı anda tahlil neticesi diye söylediği bir neticeyi bana gene vermeksizin cezaevine göndermiş yalnız müvekkilime iki ayrı tahlil yapıldı tek tahlil neticesi var cezaeviyle görüştüm cezaevi yani haklı olarak artık maalesef bunu söylüyorum bu tahlil neticelerini onlarında bana veremeyeceğini söylediler bugün iki, üç gündür ben müvekkilime uygulanan bir adet kan tahlili neticesini almaya uğraşıyorum üç gündür adliyelerde ve hastanelerde savcılıktan okey olur alınması gerektiğini söylediler savcılığa bir arkadaşım gitti savcılık makamından müvekkilimin tahlil neticelerinin kızana verilmesini uygundur diye uygun alındı ve ben şimdi gittim cezaevinden tahlil neticelerini alma umuduyla sadece bir tek tahlil var ikinci tahlil yok şimdi ben kimi kime şikayet edeyim benim en doğal, en temel olarak hakkım olan yaşam hakkımı elimden almaya mı çalışıyorsunuz yani bunu mu yapmaya çalışıyor bu hükümet kim ne yapmaya çalışıyor sağlık bakanlığı bütün bunlar gözümün önünde idarecilerle yapılan telefon görüşmeleriyle yapılıyor bir tek tahlil neticesini 10-15 tane telefon görüşmesi neticesinde alabildim ben ve eksik aldım ve hastaneden alamadım başhekim hakkında bugün suç duyurusunda bulundum ancak benim sizden talebim bizim yaşam hakkımızı siz koruma altına alın bundan sonraki işlemleri lütfen hastaneye Silivri devlet hastanesine bir müzekkere yazarak yapılan tüm işlemlerin EKS’de var kalp ile ilgili ritim bozukluğu olduğu da söylendi onlara ilişkin hiçbir şey yok tüm işlemlerin neticelerinin mahkeme dosyasına celbini isteyin ben beceremedim kızı ve avukatı olarak müvekkilimin yapılan tetkiklerinin neticesini almayı beceremedim “

Mahkeme Başkanı " biz deneyelim bakalım becerebilecek miyiz “Av. Zeynep Küçük “ talebim lütfen ya bundan sonrasını biz size emanet etmek

zorundayız”Mahkeme Başkanı " Cuma günümü oldu bu olay”Av. Zeynep Küçük “Cuma günü oldu dün devam etti dün ben başhekim dün hastanede iki

kere kan tahlili yapıldı bugün üçüncü yapılmasına girişimde bulunuldu”Mahkeme Başkanı " Cuma günümü oldu ikisi de”Av. Zeynep Küçük “evet iki kere iki kere bugün tekrar kan alınması aksi takdirde sevkin

yapılmayacağı konusu bize bildirildi ve bugün buraya eleman gönderildi üçüncü kere tahlil yapılması için teşekkür ederim benim talebim müvekkilime ilişkin tüm sağlık kayıtlarının dosyaya celbini sizin vasıtanızla bari temin etmek istiyorum “

Sanık Veli Küçük söz istedi verildi ;Sayın başkanım avukatım konuyu anlattı ben konuya o şekilde girmeyeceğim haklı avukatım üç günden beri benim hakkım olana bir kan testimi almakta zorluk çekiyor ha bu sistemde normaldir daha da iyi bir şey beklemiyordum ben normaldir gene verdiklerine hayret ettim vermezler ben Kandıra’da tutukluyken bir ağır rahatsızlık geçirdim beni kaldırmışlar hastaneye götürmüşler farkında değilim orda şey yaptım ameliyat etmeye karar verdiler prostattan ancak birde kalbine bakalım ameliyat edecekleri için fakat incelemede mide kanaması geçirdiğim bir hafta boyunca onu tespit ettiler 3-4 ünite kan verdiler bir süre sonra kendime geldim bilahare ameliyat edeceklerdi ancak bir kalp durumuna bakalım dediler kalbime efor testi falan yaptılar anjiyo yaptılar bilahare dediler ki kalbinin o ana

56

Page 57: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:57

damarı yüzde 80 ki raporlar var dosyada öbür damarlarda 4 tane damarda yüzde 30 kapalı dediler ameliyat edemeyiz dediler ve stent takacağız dediler stent takıldı ve stent dediler ki 3 ay sonra mutlaka kontrol etmemiz lazım dediler 10 ay oldu ben sırf hastaneye gidiyormuş hasta şekline giriyormuş, hastanede yatmak istiyormuş dedirtmemek için stent bile dahi kontrol ettirmedim prensip olarak ben duracaksam bu vatan için dik duracağım, öleceksem vatan için öleceğim benim gücüme giden bu şu son olaya bakın şimdi ve bu son duruma geldik bu şeyde yukardan talimat geldi Sayın başkanım bunu kimse inkar edemez yukardan yukardan yukardan dediğim hükümetten hükümetten dediğim bu davanın eş başkanı olan savcısından talimat geliyor Veli Küçük’ü sevk etmeyeceksiniz tekrar kanını alın bir başka kanla beraber gösterin bir başka birinin kanını bir şey yok deyin dedirtmek için benim ben 35 sene bu vatana hizmet ettim ömrüm vefa ederse yüce Allah eğer ömür verirse ölünceye kadar yatacağım ölünceye kadar hizmet edeceğim ben şurada tutukluluğumu bir ceza olarak değil vatanıma, bayrağıma, Atatürk’e yaptığım hizmet olarak görüyorum lütfen bakın 13 aydan beri tutukluyum niye tutuklu olduğumu bilmiyorum şikayette etmiyorum bu vatana bir eğer bu bayrağa bir diyet ödetilecek ise ben bunu ödeyeceğim ben bu vatan için kalacağım burada ama lütfen 13 aydan beri paşa paşa yatıyorum hamdolsun ama rahat bıraksınlar lütfen müdahalenizi arz ediyorum Sayın başkanım saygılarla”

Sanık Kemal Kerinçsiz müdafi Av. Tolga Akalın söz istedi verildi: Sayın başkanım muhterem heyet Danıştay cinayetinden tam 8 gün sonra 25.05,2006 tarihinde star gazetesinde Kamil Edibol adli bir muhabirin bir haberi yayınlandı adı geçen muhabir esasen resmi kurumlardan işte gazeteler adına istihbarat servisinde çalışan ve resmi kurumlardan haber alarak haber yayınlayan bir muhabir olarak ta gazetecilik camiasında tanına biri haber içeriği oldukça ilginç Danıştay cinayetinden 8 gün sora yapılan bir haber içerikten bazı başlıklar okuyacağım müsaadenizle Cumhuriyet Gazetesi ve Danıştay saldırısının ardından hazırlanan MİT raporunda, son dönemde gerçekleştirilen faili meçhul ve aydınlanan eylemler, Ergenekon işi denildi. Başbakan Erdoğan'a verilen brifingde de derin bağlantıları olan illegal yapının Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu suikastı ve son Danıştay saldırısıyla direkt bağlantılı olduğu iddi edildi. Bunlar haber içerikleri efendim Danıştay saldırısını azmettirdiği öne sürülen eski Yüzbaşı Muzaffer Tekin'in karanlık ilişkileri tartışılırken MİT tarafından hazırlanan bir rapor Ergenekon- isimli gizli bir yapılanmayı ortaya çıkardı. Cumhuriyet Gazetesi ve Danıştay saldırısının ardından hazırlanan raporda, son dönemde gerçekleşen ve aydınlanan eylemler, Ergenekon'un işi denildi. Eski MİT'çi Mehmet Eymür'de Amerika'dayken internet sitesinde Ergenekon'u gündeme getirmiş ancak örgütün detayları hakkında bilgi vermemiştir. MİT'in Başbakan Recep Tayip Erdoğan'a verdiği brifingde de derin bağlantıları olan illegal yapının Dr. Necip Hablemitoğlu suikastı ve son Danıştay saldırısıyla direk bağlantısı olduğu iddia edildi. MİT ajanları devam ediyoruz efendim haber içeriğinde MİT ajanları Ergenekon adlı gizli yapıyı ve üyelerini deşifre etmek amacıyla mahkemelerden gizli takip ve teknik takip kararı çıkartarak özel bir çalışma başlatmıştır. Uzun süren takibin ardından bir rapor hazırlayan MİT, 2002 yılı ve sonrasında meydana gelen provokasyon içerikli faili meçhul ya da failleri yakalanan eylemler, Ergenekon'un işi denildi. 17 Mayıs'ta Danıştay 2.Dairesi üyelerine yönelik saldırının ardından ikinci bir rapor daha hazırlayan MİT, çetenin detaylarına yer verdi. Buna göre hücre modeli yapılanan örgüt bilinen terör örgütlerinden çok farklı. Rapora göre, illegal yapı, eski ve emekli askerler ile istihbaratçılardan oluşuyor. Bir dönem devletin kritik ve önemli görevlerinde bulunmuş kişilerin kurduğu iddia edilen örgütün tam şeması çıkartılamadı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilen şemada ise şu ana kadar tespit edilen isimlere yer verildi. Gizli örgütün lider kadrosu ve hücreleri hakkında delil bulunamıyor ve birbirleri ile bağlantıları net olarak ortaya konulamıyor. MİT'in değerlendirmelerine göre deşifre olmaktan büyük bir titizlikle kaçınan örgüt, delil bırakmamak için ajanlar gibi çalışıyor. Aynı ideolojiyi paylaşan örgüt üyelerinin bazı devlet görevlilerinden yardım aldığı ancak bunun ispatlanmadığı da raporda yer aldı. Ak Parti gurup toplantısında konuşan başbakan Tayip Erdoğan'ın gündeminde yine Danıştay baskını ve erken seçim

57

Page 58: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:58

tartışmaları vardı. Saldırının bağlantılarının ortaya çıkarıldığını belirtilen Erdoğan şöyle dedi; Kanlı provokasyonun arkasında ihanet çetesi çıktı. Saldırı bir provokasyondur. Bu tür hain saldırılardan en fazla üzülen hükümet olur. Hükümet ve parti olarak bu işin üzerindeyiz. Hain ellerin tüm bağlantılarının çözülmesi için bizzat ben çaba harcayacağım Provokatörleri tetikçi olarak maşa olarak kullanan tetikçiler amacına ulaşmayacaktır. Erdoğan şu mesajları verdi; Hiçbir gerilimin tarafı olmayacağız. Ayaküstü beyanların sahipleri mahcup olmuşlardır. Sen ben çekişmelerinin ortamı geren açıklamaların faydası yok. Ülkenin kaderini, aydınlıktan kaçan kriz tacirlerine teslim etmeyeceğiz. Biz bütün milletimize aynı gözle bakıyoruz. Herkesin acısı, acımızdır. Yazıyı birazdan değerli mahkememizin incelemesine ayrıntılı olarak sunacağım Yazının ikinci bölümünde soruşturmanın 7.günündeki durumu güncel haberler şeklinde aktarılmakta bu yazının az önce belirttiğimiz bölüm adeta bir istihbarat örgütünün titizliği ile yazılmış olup, her okunuşta çok farklı derin anlamlar çıkarmak mümkündür. Adeta gazeteye ve gazeteciye al bu bilgiyi yayınla şeklinde verilmiş sipariş bir haber mahiyetindedir gözükmektedir. Yazının yayınlandığı tarih dikkate alındığında Danıştay cinayetinden tam 8 gün sonra Ergenekon tertibinin kimler, hangi kurumlar tarafından nasıl organize edildiği kanaatimizce tüyler ürpertici bir şekilde açığa çıkmaya başlamıştır. Değerli mahkemenin bu yazıdan engin tecrübesiyle bir çok karanlıkta kalan hususu aydınlatıcı bilgilere ulaşacağından eminiz. Ancak bu davada 13 aydan beri tutuklu olan bir sanık müdafi olmaktan daha ziyade ülkenin ve milletin başına geçirilmek istenen ikinci bir çuval vakası olarak gördüğümüz adına milli değerlerimizden olan Ergenekon ismi konularak yaratılan tertibin açığa çıkması yönünden bizimde savunma olarak dikkatinizi çekmek istediğimiz birkaç nokta var efendim bunlar şu bir İddianame savcıları soruşturmalarına koydukları Ergenekon isminin kendilerine getireceği sorumluluktan kanaatimizce kısman kaçınmak amacıyla iddianamenin 32.sayfasının 2.paragrafında şu savunmayı yapmışlardı şu beyanlarda bulunmuşlardı. Türk tarihine ait önemli bir kavram ve bilinen Türk destanının da adı olan Ergenekon ile terör örgütü terimlerinin iddianamede yan yana getirilmesi Cumhuriyet Başsavcılığımızın tercihi olmayıp, sözü edilen örgütün ele geçen yazılı dokümanlarında Ergenekon olarak adlandırılmasının zorunlu bir sonucudur. Yani ele geçirdikleri sözde örgüt dokümanlarında Ergenekon ismine rastlanması sebebiyle mecburen bu ismi koyduklarını Sayın savcılarımız ifade buyurmuşlardır. Oysa ibraz ettiğim yazıda MİT tarafından 2006 yılında ve daha öncesinde yürütülen soruşturmada Ergenekon isminin kullanıldığı, kendilerine göre tertipledikleri sözde örgüte Ergenekon ismini koydukları anlaşılmaktadır. MİT, Danıştay ve Cumhuriyet Gazetesine yapılan saldırıdan hemen sonra hazırladığı ve Başbakan'a sunduğu raporda açıkça ve ismen Ergenekon örgütünden bahsetmektedir. Yine aynı kurum tarafından Başbakan'a verilen brifingde Ergenekon ismi açıkça zikredilmiştir. MİT ajanları 2006 yılından önce mahkemelere müracaat ederek sözde Ergenekon örgütü için gizli takip ve teknik takip kararları çıkartmışlardır. Yine aynı kurum Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına o tarihlerde sözde örgütün şemasını hazırlayıp Ergenekon ismini kullanarak verebilmektedir. Bu bilgiler ışığında iddianame savcılarının bazı konularda olduğu gibi bu konuda da hem mahkemeye hem savunma olarak bize hem de kamuoyuna doğru bilgi vermediklerini söylemek gayet mümkündür. Savcıların yürüttüğü soruşturma kendi inisiyatiflerinde yürütülmemiştir kanaatindeyiz. Bu soruşturma başbakanın direktifleri doğrultusunda yönlendirilmiştir. Bunu biz söylemiyoruz, bizzat başbakan 23.5.2006 tarihli gurup toplantısında aynen şöyle ifade ediyor; Hain ellerin tüm bağlantılarının çözülmesi için bizzat ben çaba harcayacağım diyerek bu soruşturmanın savcısı olduğunu ilan etmiştir. Soruşturmanın ismi de MİT tarafından kuvvetle muhtemelen kendisine ifade buyrulmuştur, Tıpkı Sayın Zekeriya Öz ün müdafisi bulunduğum sanığa bir tarihte dediği gibi MİT kulağımıza fısıldar biz gereğini yaparız Kemal Bey Ergenekon ismi de soruşturmada 22.01.2008 tarihinde müdafisi bulunduğumuz sanığında olduğu 32 kişinin gözaltına alınması esnasında birden bire peyda olmuş bir isim gözükmektedir. İkinci nokta şu efendim Yazıda belirtilen Danıştay cinayetinden önce ve sonra düzenlenen her iki MİT raporundaki tespitler,

58

Page 59: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:59

iddianame savcıları tarafından iddianameye aynen geçirilmiştir. MİT raporlarındaki şablonlar pardon şuradan da bir dilekçenin bir bölümünü açacağım MİT raporundaki şablonlar değiştirilmeden kullanılmıştır. Şöyle ki; MİT raporunda aynen şu cümleye yer verilmektedir; Buna göre, hücre modeli yapılanan örgüt ifadesi kullanılıyor İddianamenin 47.sayfasının 1 .paragrafına baktığımızda Ergenekon terör örgütünün gizli ve hüre yapılanması ifadesi kullanılıyor yine MİT'in 17.05.2006 tarihinden hemen sonra başbakana verdiği brifingde, Ergenekon için bilinen terör örgütlerinden çok farklı cümlesini kullanmıştır. İddianamenin 82. sayfasının 1 .paragrafında da bu konuda aynen şöyle denmiştir. Örgütlenme biçimi, amacı ve faaliyetleri açısından bilinen terör örgütlerinden önemli farklılıklar gösteren Ergenekon isimli terör örgütüne ulaşılmıştır. Sayın Başsavcının 10.07.2008 tarihli açıklamasından da ağzından şu cümle dökülmüştür. Ancak bu terör örgütü sizin bildiğiniz terör örgütlerinden değildir. MİT'in ikinci raporunda; Sözde örgütün; bir dönem devletin kritik ve önemli görevlerinde bulunmuş kişilerin kurduğu, bazı devlet görevlilerinden yardım aldığı şeklinde ifade yer almıştır. İddianamenin 47.sayfasının 6. paragrafında; üst düzey yöneticilerinin özellikle devlet kadrolarında çalıştıkları sırada edindikleri tecrübeler ışığında illegal olarak bu örgütün faaliyetlerini sürdürdükleri belirlenmiştir denilerek aynı fikirler tıpatıp benzerlik içerisinde işlenmiştir. Bu tespitlerin dışında gizli yapılanma, illegal yapı, yapının emekli askerlerden oluşması, ajan kullanma, ortak ideoloji gibi raporda geçen tüm konularda iddianame ile birebir ayniyetleri hepimizin varlığı noktasında gözden kaçmaması gereken hususlardır. Bu konudaki üçüncü nokta şu efendim MİT'in ikinci raporunda. Son dönemde gerçekleştirilen faili meçhul ve aydınlanan eylemler Ergenekon işidir. İfadesi bulunuluyor. Gizli örgütün lider kadrosu ve hücreleri hakkında delil bulunamıyor ve birbirleri ile bağlantıları net olarak ortaya konulamıyor. Deşifre olmaktan büyük bir titizlikle kaçınan örgüt, delil bırakmamak için ajanlar gibi çalışıyor cümlelerine karşılık iddianamenin 384. sayfasının son paragrafında; Ülkemizde son birkaç yılda meydana gelen benzer olaylara bakıldığında Danıştay saldırısından önce ve kısa bir süre sonra benzer olayların zincirleme bir şekilde devam ettiği ve hemen hemen birçok olayda Ergenekon Terör Örgütünü işaret eden ciddi şüphelerin bulunduğu görülmüştür ifadesi buyruluyor yine 386.sayfasının 4.paragrafında; Ergenekon Terör Örgütü özellikle tetikçi kanadını hücreler şeklinde yapılandırdığı için ele geçirilen tetikçilerin çoğu zaman diğer hücrelerden hatta kendilerini azmettiren, yönlendiren şahıslardan bile haberleri olmamaktadır ifadesi buyrulmuştur. İddianame ile MİT raporları bu konuda da aynı dili kullanmışlardır efendim dört MİT’in 17.05.2006 tarihli Danıştay saldırısından önce ve sonra hazırladığı sözde Ergenekon konusundaki iki rapor Başbakan'a sunulmuştur. Acaba bu raporlar İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2007/1536 soruşturma dosyasından başbakan tarafından gönderilmiş midir Gönderilmiş ise bu raporla Ceza Muhakemeleri Kanununun 125.maddesi kapsamında değerlendirilerek adli emanette mi bulunmaktadır bu raporlar, Yine aynı raporlar savcılığa gönderilmişse, savcılar tarafından mahkemenin bilgisine sunulmuş mudur Savcının, mahkemenin bildiği tamamen bu davanın delili olan raporu sanıklardan saklamayı hiçbir hukuk maddesinin gücü yetmeyeceği halde bu raporlar sanıklardan daha ne kadar, hangi sebeple saklanacaktır. Delillerin sanıklardan özenle gizlendiği çok özel bir kovuşturma yürütüldüğünü ifade etmek sanırım Sayın mahkemeye bir saygısızlık olmaz. Çünkü gizli tanık 9'un ifadeleri, sözde örgüt şeması özenle gizlenen sözde örgütün delilleri haklı serzenişimizin örnekleridir efendim. 2008/1756 sayılı ek soruşturma dosyasından alınan ifadelerdeki ilişkiler savcıların elinde sanıklara tuzak sorular şeklinde tevcih edilirken yine aynı dosyadan temin edilen sanıkların hiç görmediği ve gösterilmeyen belgelere dayandırılan savcılık soruları mahkeme salonunu, emniyetin sorgu odalarına bazen dönüştürmüştür. Bütün bunlar aleniyetin geçerli olduğu mahkeme salonunda, kutsal gizlilik kuralının korunması adına yapılmaktadır. Sayın Savcılar elbette ki sanıkların düşmanı değildir ve olmamalıdır. Savcı hukuk kuralları çerçevesinde maddi gerçeği arayan hukukçu kimliğini asla unutmaması gereken adaletin bir temsilcisidir. 2008/1756 sayılı dosyasından, soruşturması yürütülen sanıklardan alınan

59

Page 60: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:60

ifadelerdeki bilgilerden hazırladıkları soruları, Sayın savcılar hukukçuya yakışmayacak emniyetçi ağzından tuzak kurarak sormaları emniyetçi ağzı benzeri bir ağızla tuzak kurarak sormaları bir savcının, hukuk adamının göstereceği ve bizim beklediğimiz yüksek bir tavır değildir. Savcılık elbette ki sanığa tuzak kurma makamı olamaz olmamalıdır. Sizlerden bir meslektaşınız olarak en azından kovuşturmanın bu aşamasından sonra cumhuriyetimizin savcılarına yakışan daha yüksek bir olgunluk ve vakar içerisinde duruşmaları sürdürmenizi talep ediyorum. Aksi halde hukuk adına, adalet adına ifa edilemeyecek görev noktasında elbette ki koltuklar boş kalmayacak yerlerini yeni savcıların doldurması mümkün olabilecektir. MİT'in ikinci raporunda bahsedilen sözde Ergenekon yapısı ile Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu ve Danıştay saldırısı ile direkt bağlantılı olduğu konusunda Başbakan'a muhtemel 17.05.2006 ile 25.06.2006 tarihleri arasında bir brifing verilmiştir efendim MİT tarafından. Danıştay olayından birkaç gün sonra MİT nasıl oldu da tüm delilleri ele geçirip Danıştay saldırısı ile sözde Ergenekon örgütü arasında direkt bir bağlantı kurdu. Bu çok temel bir soru Bu tespit son derece ilginçtir. Bu tespiti soruşturmayı yürüten ve emniyetin yerine, soruşturma ile hiçbir ilgi ve alakası olmayan sanıkları sorgulamayan, delilleri toplamayan, soruşturma dosyasına en azından o günlerde tam olarak vakıf olmadığını sandığımız MİT nasıl olurda bizzat soruşturmayı yürüten Emniyetin önüne geçerek o günlerde ismi dahi bilinmeyen Ergenekon örgütü ile Danıştay saldırısı arasında bağlantı olduğunu saptayıp direkt ilişki olduğunu söyleyebiliyor. Acaba önceden hazırlanan senaryonun kartları bu kurumun bir grubu tarafından mı açılmıştır. Saldırıdan sonraki birkaç gün içinde başbakana verilen brifingde başbakana neler söylendi, hangi povver-point gösterisi sunuldu. Hangi raporlar verildi. Danıştay saldırısı ile direkt olduğunu gösteren hangi deliller gösterildi. Bu deliller, Başbakanlık ve MİT tarafından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildi mi Gönderilmişse bu deliller adli emanette mi yoksa savcının ne yazık ki hiçbirimizin dahi ulaşamadığı gizli kasasında mı bu olabilir mi Sanırım asli savcının başbakan olduğu bir davada her şey mümkündür efendim. Elbette ki önünüze de ancak onların istediği belgeler hepimiz açısından söylüyorum gelecektir. Danıştay saldırısı 17.05.2006 tarihinde yapılmıştır. Yukarıda yapmış olduğumuz Başbakanın açıklamaları 23.05.2006 tarihinde AKP'nin meclis gurup toplantısında yapılmıştır. 17.05.2006 ile 23.5.2006 tarihleri arasındaki MİT müsteşarı ve ekibi tarafından Başbakan'a brifing verilmiş, ikinci Mit raporu takdim edilmiş power-pointi gösterisi sunumlu yapılmıştır. MİT Müsteşarı başbakana brifingde Danıştay cinayeti ile Ergenekon arasında direkt bağlantılar olduğunu söylerken, Muzaffer Tekin'in henüz sorgusu bile başlamamıştır. Çünkü 25.6.2006 tarihinde Ankara Emniyet Müdürlüğünde sorgusu devam etmektedir Muzaffer Tekin’in MİT'in ikinci raporunu cinayet tarihi olan 17.05.2006 ile brifing tarihi olan 22.05.2006 tarihleri arasında henüz Muzaffer tekin'in teslim olmadığı, ifadesinin alınmadığı, hiçbir şüphelinin sorgusunun tamamlanmadığı aşamada yıldırım hızı ile hazırlamış ve raporda Ergenekon ile Danıştay arasında her nasılsa direk bağlantı kurulmuştur. MİT, Danıştay cinayetinden sonra hareketlilik içerisindedir. Soruşturmayı emniyet yürütmektedir ama senaryoyu kanaatimizce uygulamaya sokan MİT' içerisinde en azında bir gruptur. 03.07.2002 Tarihinde kendisine gönderilen CD ve ihbar mektubundan sonra dersine iyi bir çalışmıştır. Her ne kadar Genelkurmayın şahsına göndermiş olduğu 10.07.2003 tarihli kitapçık mizansen olarak ifade edecek bir şekilde Sayın Özkök'ün cebine girmiş ise de bu defa hazırlanan bilgi notu brifingden 2 gün sonra Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanına gönderilmiştir. Bu bilgi notu da brifingden tam iki gün sonra İstihbarat daire başkanına gönderiliyor. MİT'in belgeyi gönderdiği makamı değiştirmesi de çok ilginçtir. Hatırlıyoruz 2003 tarihli raporu Genelkurmay başkanına direkt yollamıştı, 2006 tarihli raporu Genelkurmay istihbarat başkanına yolladı. MİT’in belgeyi gönderdiği makamı değiştirmesi ilginçtir. Acaba Özkök sorumluluğu dağıtmak amacı ile mi bilgi notunun bu defa şahsına değil de kendisinin bilgisi dışında hareket etmesi mümkün olmayan daire başkanına göndertmiştir. Buda istikbalde cevap bulacak önemli sorulardan biridir. Genelkurmay'a gönderilen ve mahkememize 16.01.2009 tarihli yazı ekinde sunulan rapor ile

60

Page 61: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:61

Başbakan'a sunulan raporun aynı olup olmadığı belli değildir. Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanlığı 26.05.2006 tarihli raporu aldıktan sonra, Genelkurmay Başkanlığı tarafından bir

Soruşturma açılıp açılmadığı konusu 16.01.2009 tarihli yazıda cevaplandırılmıştır. Acaba bu rapor, İstihbarat Daire Başkanlığına usulen mi gönderilmiştir. Size de haber vermiş görünelim babında yapılan bir geçiştirmemidir. Bu elbette istikbalde ortaya çıkacak bir durumdur efendim. Ancak Sayın mahkeme 16.01.2009 tarihli yazı ekinde gönderilen raporu da sanıklardan ve sanık müdafilerinden gizlemektedir. Maalesef sanıklardan yargılandığı sözde örgüt yapısının saklanmasına bir anlam verememekteyiz. Sanıklara siz bir örgütün kurucususunuz, yöneticisisiniz, üyesiziniz, bu örgüt şu suçları işlemiştir, yapısı organizasyonu budur ama bütün bunları ihtiva eden raporu göremezsiniz. Neden Çünkü gizlidir. O zaman Ceza Mahkemeleri Kanunun 47 ve 125 maddeleri kapsamında kaldığına ilişkin bir karar mahkememiz tarafından ihtilas edilsin ki en azından CMK 125. kapsamında özetini görüp o şekilde savunma yapma imkanına sahip olalım. Ama bu konuda da karar ne yazık ki mahkememizden henüz verilmemiştir. Lakin bu rapor Sayın savcı da mevcuttur. silahların eşitliği ifadesi bu noktada açıkça akamete uğramaktadır. Ceza Muhakemeleri Kanunun 47-125.maddelerine göre bu belgeleri savcılık değil sadece mahkeme inceleyebilir. Evet, sanıktan üyesi olduğu söylenen örgütün ne olduğunu öğrenmesi yasaklanabiliyor. Bu yasaklamanın ve gizliliğin demokratik bir hukuk devletinin yargısı ile asla bağdaştırılmasının mümkün olmadığını Mahkememizin de bu konuda esasen oluşmuş net bir kanaati olmadığı düşüncesindeyiz mahkememizin şuana kadarki uygulamasının bırakınız adil yargılamayı açıklığı, aleniliği, silahların denkliği prensipleri ile çok daha genel kural olan devletin rejimini belirleyen hukuk devleti ile bir araya getirilmesi ve uyumlu görülmesi bile asla mümkün değildir. Bu uygulama otokratik rejimlerin yargısının özelliğidir. Devlet ve rejim açıklıktan ve alenilikten değil, gizlilikten kapalılıktan zarar görür efendim. Mahkemeye uygun olan tavır bu konularda sanık haklarına doğru geniş bir açılımın sağlanması uygun yeni kararlar ihtisas etmesi olacaktır. Bu sebeple de 16.01.2009 tarihli yazısının ekindeki 11 sayfalık raporun sanıklara verilmesinde zaruret olduğu kanaatindeyiz efendim. Başbakan'a verilen brifingde ve raporlarda sadece Danıştay Cinayeti ile değil, Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu cinayeti ile sözde Ergenekon arasında direkt bağlantı kurulmuştur. Burada akla gelen soru, bu cinayet hakkında neden bu iddianamede cezalandırma istenmemiş dava açılmamıştır. MİT, Danıştay cinayetinde isabetli teşhis yapmıştır da aynı teşhis Hablemitoğlu cinayetinde neden yapılmamıştır. Oysa Hablemitoğlu Cinayeti 2002 yılında işlenmiştir. Soruşturma ve araştırma için MİT'in önünde 4 yıllık bir süre; olmuştur. Oysa Danıştay Cinayeti ile rapor arasında azami 5 gün vardır. 4 Yıllık süreçte isabet kaydettirmeyen Mit her nedense 5 günlük olayda doğru tespit yapmış, cinayetin adresi olarak Ergenekon'u göstermiştir. Mit'in başbakana sunduğu birinci ve ikinci raporla, verdiği brifingdeki bilgiler soruşturma dosyasına göndermiş olduğu 09.05.2008 tarihli yazı ile büyük bir çelişki arz etmektedir. Çünkü birinci ve ikinci raporda; Ortada gizli ve hücre evi şeklinde yapılanmış Ergenekon örgütü olup, bu yapılanmanın büyük ölçüde ortaya çıkarılmıştır ifadesinde geçerken MİT yine devam ederek Son dönemlerde gerçekleşen faili meçhul ve aydınlanan eylemler Ergenekon'un işidir diyen MİT, Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu ve Danıştay cinayetleri ile Ergenekon'un direk bağlantıları mevcuttur diyen MİT, Danıştay saldırısını azmettirdiği iddia edilen Yüzbaşı Muzaffer Tekin'in karanlık ilişkileri iddiaya göre tespit edilmiştir diyen MİT, Ergenekon iddiaya göre emekli asker ve istihbaratçılardan oluşmuştur diyen MİT’tir. MİT soruşturma dosyasına gönderdiği 05.02.2008 tarihli yazıda; Kendisine gönderilen 2 sayfalık ihbar mektubu ve 6 CD'ye istinaden kesin belirleme yapılamamakla birlikte bu aşamada devleti ve rejimi hedef alan bir gurubun kendi çıkarları çerçevesinde organize olma çabalarını içerdiği izlenimi edinilmiştir ifadesini söylemektedir. Ancak iddia niteliğindeki bu bilgilerin bir birinden müstakil değişik kanallardan gelmesi ve birbirini büyük ölçüde teyit eder olması, olaya dedikodu çizgisinin ötesinde bir anlam kazandırmakta ve yönlendirilmiş organize bir faaliyetin işaretlerini taşımaktadır denmiştir. Raporlarla savcılığa gönderilen yazılar arasındaki farklılık adeta bir

61

Page 62: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:62

uçurumdur. Raporlarda yer alan bilgilerin hiçbiri netlik içerisinde savcılığa bildirilen yazıda yoktur. Hani Danıştay Cinayeti ve Hablemitoğlu Cinayeti ile Ergenekon arasında direkt bağlantı vardı. Hani son dönemde gerçekleşen faili meçhul ve aydınlanan eylemler Ergenekon işiydi. Her nedense 17.05.2006- 26.05.2006 tarihleri arasında! MİT'in yaptığı bütün tespitler adeta uçmuş, 09.05.2008 tarihindeki yazıda yapılan tespitler yok kabul edilmiştir. MİT'in bu çizgi değişikliğinin nedeni kuvvetle muhtemelen kanaatimizce bir gurupta olabilir kurguda kendisine yüklenen görevi başarıyla tamamladıktan sonra aşırı risk almaktan çekinmesiyle tanımlanabilir çünkü MİT’in görevi tamamlanmış nöbet değişim zamanı gelmiştir. Nöbeti artık hakkında yoğun şüpheler oluşan soruşturma makamları devir almıştır. Bu aşamada temkinli davranmak zorundadır herkes.Sayın mahkeme MİT'in Başbakan'a verdiği iki raporla, dosyaya gönderdiği iki yazıyı dikkatlice inceleyerek yapılan tespitlerden geri dönüşleri analiz etmek zorundadır. Tertibin halkasının önemli bir ucu karşılaştırmada yatmaktadır. Mehmet Eymür'ün ABD'de iken internet sitesinde Ergenekon'u gündeme getirmesi de oldukça ilginçtir. Mehmet Eymür'ün 2005- 2006 tarihlerinde düzenlenen iki MİT raporundan önce Ergenekon'u sitesinde işlemesi, Ergenekon tertibinin sadece MİT'in bir bölümü tarafından kotarılmadığını göstermektedir. Özellikle meşhur emniyet brifingini şu 70 gündür beklediğimiz brifingin cevabı efendim bu kapsamda görmek gerekebilir. Sanıyorum bu sitedeki yazılanların ortaya çıkarılması çözümün bir başka halkasını oluşturacaktır. MİT'in savcılığa yazdığı 09.05.2008 tarihli yazı eki yazıları ile zıt bilgilerden ibarettir. Çünkü MİT görevlileri uzun yıllardır kurgusuna katıldıkları Ergenekon yapısını sözüm ona deşifre etmek amacı ile Ankara mahkemelerinden gizli takip ve teknik takip kararları çıkartarak çök özel bir çalışma başlatılmıştır. Uzun süren bu çalışmaların sonucunda Başbakan'a birinci ve ikinci MİT raporlarını sunmuştur. Bu durumda MİT ya da bu yaptıklarını savcılıktan gizlemiştir. Ya da Başbakanlık yolu ile gelen bu bilgileri savcılık gizlemiştir. Çünkü bu bilgilerin dökülmesi kurgulanan tertibi bir anda çökertebilirdi. Her ne kadar dosyanın bir başsavcısı Recep Tayip Erdoğan ise de, bu konuyu savcı yardımcılarının bilme ihtimali bulunmaktadır. Çünkü başsavcı ile yardımcısı arasında direkt bir bağlantı olduğu kanaatindeyiz. Başsavcı görevini iyi bir disiplin içinde yapmaktadır ki yardımcıları ile arasına MİT'i dahi sormamakta, MİT'den kendisine gönderilmiş tüm belge ve bilgileri yardımcılarına doğrudan aktarmaktadır. Nitekim tarafımızdan savcılık ile başbakanlık arasındaki tüm yazışmaların dosyaya gönderilmesi konusunda ki talebimiz mahkemece savcılığa iletildiğinde bu konuda çok rahatsız olsalar gerek derhal tavır almışlar ve kanaatimizce yargılamaya yakışmayan bir üslup içerisinde; Biz klasörlerde ne vermişsek odur, bizden başkaca belge istemeyin mealinde bir cevap vermişlerdir. Sayın mahkeme huzuruna bu konuyu iki defa ısrarlı bir şekilde getirmemize rağmen maalesef savcıların üzerine gidilmemiş, mahkeme ara kararına kendisi bile ısrarla uymamıştır. Mahkemenin verdiği bu ara kararında ısrar etmesinde mutlaka ve mutlaka Başbakanlıkla ilgili gelen ve giden evrak, paket, dosya vesaire tüm kargo ve posta evrakının bir dizi halinde suretlerini ve yazışmaların celp ettirilmesinde tertibin çözümü açısından kanaatimizce zaruret vardır. Çözümün önemli bir halkası da buradadır. MİT'in mahkemelere müracaat ederek aldığı teknik takip ve gizli takip sonuçlarının ne olduğunu bu konudaki raporları mahkemenin bilip bilmediğini tahmin etmemiz mümkün değildir. Muhtemelen bu raporlar ve sonuçlar yukarıda bahsettiğim, başsavcı Başbakan'ın gizli kasasında olabilir. Tertibin çökmemesi için mahkemeye de sunmamış olabilir. Ancak burada bir tek gerçek var ki bütün bunlardan ötürü yargılanan, sen suçlusun denilen, teknik takiplerin konusu yapılan ve cezalandırılmak istenen Kemal Kerinçsiz'in ve diğer sanıkların bu meselelerden haberi olmadığı hususudur. Böyle bir yargılamanın adaletine dürüst ve namuslu bir yargıç olarak siz değerli başkanımızın ve muhterem heyetinde inanacağını zannetmiyoruz. Her belgenin gizlidir damgası vurularak bir kısmının mahkemeden, tamamının sanıklardan saklanarak yapılan yargılamanın affınıza sığınarak bir orta oyunu olduğunu söyleyebiliriz. Bir sanığın yargılanması çok kutsal bir vazifesidir. Başsavcı recep tayip Erdoğan'ın görev yaptığı bu mahkemede bu kutsal vazifenin

62

Page 63: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:63

mutlak anlamında yapılması ne yazık ki mümkün kılınmamaktadır. MİT Müsteşarlığından, Ankara DGM'den, Ankara 11.Ağır Ceza Mahkemesinden kurumun sözde Ergenekon ile ilgili olarak almış olduğu gizli takip, teknik takip kararlarını, takip sonuçlarını ve raporların tümünü celp ettirmekte kanaatimizce zaruret vardır. Çözümün bir halkasının da bu karar ve takip sonuçlarında bulunduğuna inanıyoruz efendim. Savcılarımıza MİT'in bu teknik takiplerinden haberleri olup olmadığı konusunda cevap vermeye tenezzül etmeseler de tekrar sormakta fayda olduğu kanaatindeyiz. Başsavcı Başbakan'dan da sadece teknik takip, birinci ve ikinci raporlar, brifingler, savcı yardımcıları ve MİT'le yapılan yazışmalar değil, sözde Ergenekon ile ilgili belge ve bilgilerin tümünün celbinde zorunluluk olduğu inancındayız. Sayın başkanım başbakanlıktan isteneceğini düşündüğümüz sözde örgütle ilgili tüm bilgi ve belgeler geldiği gün temiz eller ve kirli eller ve kimin elinin kimde olduğu ortaya çıkacaktır. Bu davanın arkasında duracak gücü kendimizde bulduğumuz an gerçek gladyonun küreselci büyük çetenin operasyonu işte o zaman başlayacaktır. Mit yada başbakanlığın sözde Ergenekon la ilgili tüm belgelerin ne kadarını göndereceğini gönderip göndermeyeceğini kestirmemek çok zor değildir. Ancak her iki kurumunda bu tertibi uzun süre saklayabilecek güçleri olmamalıdır ve olmayacaktır. Çözülme mutlaka bir noktadan başlayacaktır. Bunun için sizlerin eline geçen iplerin ucunu çekmeye devam etmeniz yeterlidir efendim. Lütfen şuan irade buyurunuz. Başbakanlıktan MİT’ten savcı Zekeriya Öz’e gelen Ergenekon la ilgili tüm belge ve bilgileri eksiksiz olarak isteyin. Gelecek olan cevaplardan Ergenekon’un nerede olduğu o zaman göreceksiniz. Gerçek yargılama köşeye sıkıştırılmış huzurunuzdaki birkaç vatanseverin siyasi rehine tutulmasıyla değil başbakanlıkta, MİT’te, emniyette, yargıda kümelendiği tahmin edilen gladyo yumağının çözülmeye yüz tutması kanaatimizce başlayacaktır. Bunun için sizde fazlasıyla var olan hukukçu kimliğinize ve dürüst kişiliğinize sadece küreselci çetenin gösterdiği fütursuz cesaretin bir parçasının eklenmesi kanaatimizce tertibi çözmeye yetecektir. Zamanlama konusundaki titizliğinizin asla cesaretsizlik olarak yorumlanmayacağını zamanında bu zaman olduğunu bilmenizi önemle arz ediyoruz efendim. Ekte sunduğumuz 25.05.2006 tarihli yazıdan MİT tarafından Ankara Cumhuriyet savcılığına sözde Ergenekon örgütüyle ilgili bir örgüt şemasının gönderildiği anlaşılmaktadır. Ancak bu şemanın mahkemenize gelen açıklanmayan şemayla bir ilgisi olmadığı ihtimali yüksektir. Çünkü bu şemada yer alan isimler MİT’in 2005-2006 yıllarında hazırladığı iki rapora istinaden düzenlenen yoğun olara huzurdaki sanıklarının isimlerini geçti bir şema olma olasılığı daha fazladır bu şema Ankara Cumhuriyet savcılığına gönderilmesinin sebebi de son derece merak uyandırıcıdır çünkü şamanın gönderildiği tarih her ne kadar yazıda belirtilmemekle birlikte haber tarihi olan 25.06.2006 tarihine göre Danıştay soruşturmasının tarihinden önce olma ihtimali yüksektir acaba MİT yapmış olduğu soruşturma sonucundan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda mı bulunmuştur başsavcılığa gönderilen sadece şamamıdır kimler hakkında neden ötürü soruşturma istenmiştir. Bütün bu soruların cevabını hem MİT’ten, hem de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığından istemekte falda vardır taleplerimiz şunlar efendim MİT müsteşarlığına müzekkere yazılarak başbakana verilen brifingde yada daha öncesinde son dönemde gerçekleştirilen faili meçhul ve aydınlanan eylemleri özellikle Danıştay cinayeti ve Haplemitoğlu cinayetinin Ergenekon örgütünün işi olduğunu işleyen iki raporun celbine, Başbakan'a 17.05.2006- 25.06.2006 tarihleri arasında Danıştay Cinayeti ve faili meçhuller konusunda verilen brifingin çözüm metninin, tutulan tutanakların ve Başbakan'a sunulan power-point'in bir kopyasının gönderilmesinin istenmesine, bu konuda Başbakan'a başkaca brifingler verilmişse bunlarında çözüm metinlerinin ve tutulan tutanakların birer kopyasının istenmesine, Mit ajanları tarafından Ergenekon isimli gizli yapıyı ve üyelerini deşifre etmek amacıyla başından itibaren Ankara DGM'ye ve özellikle Ankara 11. Özel Ağır Ceza Mahkemesine gizli takip ve teknik takibe ilişkin tüm müracaatların, alınan kararların, kararlar sonucu yapılan takiplerin, tutulan raporların telefon dinleme raporlarının eksiksiz olarak gönderilmesinin istenmesine, Danıştay Cinayeti, Hablemitoğlu Cinayeti ve Ergenekon isimli örgüt yapılanması ile ilgili olarak

63

Page 64: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:64

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına ihbar, şikâyet veya soruşturma başlatılması adı altında yapılan tüm müracaatların, gönderilen şemanın gönderilme sebebi;ile birlikte birer suretlerinin celbi ile yapılan müracaatlardan alınan neticelerinin gönderilmesinin istenmesine, Ergenekon soruşturması kapsamında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilen tüm belge ve dokümanlar ile yapılan yazışmaların birer suretinin celbine, Başbakanlık ile yapılan Danıştay ve Hablemitoğlu Cinayeti ve Ergenekon yapılanması ile ilgili tüm yazışmaların suretlerinin celbine, Kurumca hazırlanan Ergenekon ile ilgili kitapçığın 10.07.2003 tarihinde Genelkurmay Başkanına gönderilmiş iken, aynı bilgilerden derlenen kitapçığın bu defa 26.05.2006 tarihinde Genelkurmay Başkanı yerine Genelkurmay istihbarat daire Başkanına gönderilmesi konusunda yapılan değişikliğin sebebinin sorulmasına, Kurumun 2002 yılından itibaren elde ettiği istihbaratlar, yaptığı çalışmalar, düzenlediği iki raporda sözde Ergenekon konusunda yaptığı net tespitler, Danıştay ve Hablemitoğlu Cinayeti konusunda sözde örgütle kurulan direkt bağlantılar dikkate alınarak, Milli Güvenlik Kurulu ve MİT yasası da dikkate alınarak konunun Milli Güvenlik Kurulu gündemine alınması konusunda bir müracaatları olup olmadığının, olmamışsa gerekçelerinin aynı şekilde konunun terör boyutu dikkate alınarak Terörle Mücadele Yüksek Kurulu gündemine alınmak üzere müracaat edilip edilmediğinin sorulmasına, Sözde Ergenekon yapılanmasının kurumun ulaştığı tespitler sonucu ülkenin birlik ve düzenini doğrudan alakadar ettiği düşünülerek Anayasanın 104.maddesi uyarınca devletin başı olan ve bu sıfatla Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Milletinin birliğinin temsil eden, devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetmekle görevli Cumhurbaşkanına bu konuda bilgi ya da brifing verilip verilmediğinin, verilmişse hangi sebeple bu konunun icra edilmediğinin ya da düşünülmediğinin sorulmasına, Sözde Ergenekon yapılanmasının önemli bir boyutunun terör olduğunu dikkate aldığımızda dönemin terörle Mücadele Yüksek Kurulu Başka Abdullah Gül'e bu konuda brifing ya da bilgi verilip verilmediğinin, verilmemişse hangi gerekçe ile verilmediğinin sorulmasına, Kurumca Başbakan'a verilen raporlar ve brifinglerin neticesinde sözde Ergenekon örgütünce yapılan ve Danıştay Cinayeti konusunda Başbakanlıkça kuruma bir dönüşün olup olmadığının sorulmasına, Kurumun vardığı sonuçlar itibarı ile sözde örgütün yapılanması ve faaliyetleri dikkate alındığında konunun ülke boyutunda ki emniyet ve asayişi alakadar ettiği düşünülerek, elde edilen istihbarat bilgilerinin Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Komutanlığı ile paylaşılıp paylaşamadığının, paylaşılmamışsa gerekçelerinin sorulmasına, Kurum bünyesinde sözde Ergenekon yapılanması ve Danıştay Cinayeti ile ilgili olarak toplanmış tüm istihbarat bilgilerinin ve düzenlenmiş raporlarının gönderilmesinin istenmesine, Ankara 11.Ağır Ceza Mahkemesi başkanlığına müzekkere yazılarak; MİT'in sözde ki eski DGM’dir o tarihlerde efendim MİT’in sözde Ergenekon adlı gizli yapıyı ve üyelerini deşifre etmek amacıyla mahkemeye 2002 yılından itibaren yapmış olduğu gizli takip, teknik takip ve telefon dinleme dahil tüm müracaatlarının ve verilen kararlarının suretlerinin celbine, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılarak; MİT'in sözde Ergenekon yapılanması ve Danıştay Cinayeti ile ilgili olarak savcılığa yapmış olduğu ihbar, şikayet ve soruşturma açılması kapsamındaki müracaatlarının sonuçları ile birlikte celbine, kurumun savcılığa göndermiş olduğu Ergenekon şemasının istenmesine ayrıca kurumun şemayı savcılığa göndermesinin sebebinin sorulmasına, Genelkurmay başkanlığına müzekkere yazılarak; 16 Ocak 2009 Tarihli yazı cevabında MİT'in 26.05.2006 tarihli 11 sayfalık ek raporun alındığı belirtilmesine karşılık bu rapora istinaden TSK bünyesi içerisinde raporda belirtilen isimler hakkında herhangi bir soruşturma açılıp açılmadığının, rapordaki iddiaların doğruluğunun araştırmasının yapılıp yapılmadığının, emekli subaylar hakkında herhangi bir tedbire müracaat edilip edilmediğinin konunun önemine binaen soruşturma açılmamışsa ve önlem alınmamışsa bunun gerekçelerinin sorulmasına, Daha önce bu konuda bir soru soruldu ama bu noktaları eksikti efendim Başbakanlığa müzekkere yazılarak; MİT'in Ergenekon yapılanması, Danıştay ve Hablemitoğlu cinayetleri ile ilgili olarak vermiş olduğu kitapçık, bilgi notu, raporlar, alınan brifinglere ilişkin çözüm tutanakları, power-point sunuları ile birlikte bu iki konu hakkında gerek

64

Page 65: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:65

MİT'ten gerekse başkaca kurumlardan Başbakanlığa gönderilen tüm bilgi, belge ve raporların celbine, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ile ya da Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz ile Ergenekon yapılanması ve Danıştay Cinayeti ile ilgili olarak. Yapılan tüm yazışmaların karşılıklı olarak gönderilen bilgi, belge ve raporların birer suretlerinin istenilmesine, MİT'in Başbakanlığa verdiği brifingler ve raporların akabinde kuruma dönüşün yapılıp yapılmadığının, kurumla yapılan tüm karşılıklı yazışmaların birer suretlerinin celbine, kurumun 2002 yılından itibaren vermiş olduğu brifinglerin tarihlerinin konularının, tutulan tutanakların çözümlerinin istenmesine, Kurumun, 2003 ve 2006 yıllarında Başbakanlığa göndermiş olduğu kitapçık, bilgi notu, raporlar ve verilen brifinglerin akabinde Başbakanlıkça bu konuların iletildiği kurumların olup olmadığının, bu konuda Genelkurmay Başkanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ile bir irtibata geçilip geçilmediğinin, kurumdan elde edilen bilgilerin suç olması nedeni ile doğrudan ya da Adalet bakanlığı yolu ile Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına aktarılıp aktarılmadığının, konunun büyük ölçüde ülke huzurunu ilgilendirdiğinden ve ayrıca geniş kapsamlı ve tehlikeli terör boyutunun varlığı dikkate alınarak Cumhurbaşkanı ile paylaşılıp paylaşılmadığının, Anayasanın 118.maddesi ve Milli Güvenlik Yasası dikkate alınarak konunun kurum gündemine alınması için Milli Güvenlik Kurulu Sekreterliğine müracaat edilip edilmediğinin edilmemişse gerekçelerinin, terör ile ilgili konu olması nedeni ile sözde yapılanmanın Terörle Mücadele Yüksek Kurulunun gündemine taşınıp taşınmadığının, Ergenekon yapılanması ve Danıştay Cinayeti ile ilgili olarak Bakanlar Kurulunda özel yada normal gündem içerisinde görüşülüp görüşülmediğinin, görüşülmüş ise kurul tutanaklarının istenmesine her iki konu ile ilgili olarak Başbakanlığın diğer devlet kurumları ile yapmış olduğu tüm yazışmaların ve görüşme tutanaklarının gönderilmesinin istenmesine, Son olarak İstanbul Cumhuriyet savcılığına müzekkere yazılarak; Sözde Ergenekon yapılanması ve Danıştay Cinayeti ile ilgili olarak Başbakanlığın ve MİT'in savcılığa göndermiş olduğu tüm belge, bilgi, doküman, rapor ve her türlü karşılıklı yazışmanın bile istisna mahkemeye karşı gizlilik kuralının ileri sürülemeyeceği ve konu ile ilgili her türlü belgenin kesinlikle saklanmasının söz konusu olamayacağı belirtilerek suretlerinin mahkeme emanetine gönderilmesinin istenmesi konusunda müzekkere yazılmasını önemli arz ve talep ediyoruz efendim bir küçük hususumuz daha var “

Mahkeme Başkanı “ hala küçük mü hala küçük mü”?Av. Tolga Akalın” bitti “Mahkeme Başkanı " peki buyurun”Av.Tolga Akalın “ kurumlara müzekkere yazarken tenkitte bulunmuyorsunuz ağırlıklı

olarak buna dikkat ediyorsunuz farkındayım ama çok basit iki tane soru soruldu mahkemece bir Tuncay Güney kayıtlı bir çalışanınız mı dendi Milli İstihbarat Teşkilatına, iki istihbarata karşı koyma faaliyetleri kapsamında hakkında bir soruşturma açılıp açılmadığıyla ilgili temel soru sorduk sekiz veya dokuz günde müzekkerelere cevap veren kurum 70 gündür bu müzekkerelere cevap vermiyor bu konuyla ilgili artık sanırım tenkit noktasını kurumlarda gelmeye başlamıştır.

Mahkeme Başkanı " geçti bile geçti bile yani”Sanık Hüseyin Gazi Oğuz vekili Av. Yılmaz Yatman söz istedi verildi: Sayın başkanım

müvekkilim 13 aydan beri tutuklu.Tutuklama sebebi örgüt üyesi olma daha doğrusu kuvayi milliyenin Pendik temsilcisi ayrıca bu temsilcilikte birtakım CD’ler ele geçmiş birde ruhsatsız silah ele geçmiş bütün delil bu birkaç telefon konuşması var bunların hepsi müvekkilimin tutuklama sebebi olarak geçiyor. Sayın başkanım ele geçen CDler konusunda şunu belirtmek istiyorum bu CD’ler in tamamı internetten rahatlıkla indirilebilecek tarzda CD’ler . Ayrıca 2007 yılında bu CD’ler le ilgili Kadıköy Cumhuriyet savcılığına bir suç duyurusu yapılmış ve bu suç duyurusu sonucunda verilen bilirkişi raporunda CD’ler in hiç birinde suç unsuruna rastlanmadığı belirtilmiştir. Ben bunu mahkemenize sunuyorum efendim bu bilirkişi raporunu. Efendim az önce belirttiğim gibi müvekkilim 13 aydan beri bu gerekçelerle yatıyor. 13 ay az bir zaman değil Sayın başkanım. Müvekkilimin bir tane lokantası var evi kira işyeri kira bakmakla yükümlü olduğu

65

Page 66: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:66

çocukları var dükkanı kapanmak üzere bütün gerekçelerde az önce belirttiğim şeyler Sayın başkanım gerçekten 13 ay az bir süre değil şunu belirtmek istiyorum ki müvekkilim hakkında iddia edilen hiçbir eylem somut bir delile dayanmıyor. Hiçbiri efendim hiçbiri buna rağmen 13 aydan beri yatıyor müvekkilim istendiği taktirde duruşmanıza her zaman mahkemeye her zaman gelmeye hazır ancak tutuklama haksızdır efendim adil yargılama ilkesine aykırıdır. Çünkü 6 ay zaten iddianame hazırlanması 7 ay iddianame hazırlanması beklenmiş ve nihayetinde şuandaki duruşma sürecince de ne yazık ki ne zaman karşımıza çıkacağı ne zaman ifade vereceği belli değildir. Dolayısıyla bu malubiyetin engellenmesi için müvekkilimin tahliyesini talep ediyorum. Teşekkür ediyorum.

Sanıklar Vedat Yenerer Sevgi Erenerol müdafi Av. Vural Ergün söz istedi verildi: Değerli başkanım değerli üyeler az önce meslektaşım Tolga Akalın’ın yapmış olduğu uzun açıklama sonrasında benim Tuncay Güney’in MİT mensubu olup olmadığına ilişkin yazılacak olan müzekkereye hala cevap vermemiş olmalarına ilişkin yapacağım izahatında bir anlamı kalmadı

Mahkeme Başkanı “ aynı konuda sizinde talepleriniz var okuduk dilekçenizi okudunuz galiba bunu dışında söyleyeceksiniz dinleyelim onları”

Av. Vural Ergül “ evet efendim ben o konuda sadece şu hususu belirtmek istiyorum efendim dikkat edilirse bugüne değin MİT ile yapılan onlarca yazışmaya rağmen Sayın mahkemenize verilen tek yanıt vardır oda Ergenekon raporunun nasıl hazırlandığına ilişkin tek yanıttır onun dışında bugüne kadar MİT’ten hiçbir suretle Sayın mahkemenizin yazdığı yazıyı bir tek dahi olsa cevap verilmiş değil bu sebeple bugüne kadar yazılmış bütün MİT yazışmalarının yeniden bu kez sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunacağı ihtarıyla tekidini talep ediyorum çünkü efendim geçtiğimiz günlerde Mehmet Eymür ile görüşen bir gazeteci arkadaşımızın aktardıkları çerçevesinde MİT’in halen müsteşarı bulunan Emre Taner’in nisan ayında görevi son bulacağı için a tarihe değin Sayın mahkemenizden gönderilecek olan hiçbir müzekkereyi yanıtlamayacağı yolunda bir tavrın bir kararı olduğu şeklinde istihbarat çevrelerinde duyumlar değerlendirmeler olduğu konuşulduğu için bu çerçevede nisan ayını Emre Taner’in emekliye ayrılmasını beklemeksizin süratle bu yazışmaların sonuçların almaya dönük olarak tekit yazılmasını talep ediyorum ayrıca efendim bir başka talebim var onu da size az önce bildirmiştim onu da kısaca geçiyorum yalnızca diğer meslektaşımın bilmesi için söylüyorum Tuncay Güney’in dinlemeye alınması istenen telefon numarasının dışında bir telefon numarası olduğunu tespit etmiş bulunuyorum onu size aktardım o çerçevede bu telefonla ilgili olarak yazı yazılmasını talep ediyorum onun dışında efendim müvekkilim Sevgi Erenerol’un durumuna ilişkin bir talep ve beyanım olacak geçtiğimiz 13 şubat tarihli cesede sevgi hanım kadın olduğu halde erkeklerin arasında bulunduğundan bahisle durumunun biran önce değiştirilmesini talep etmiş buna ilişkin yazılan yazıya da gelen cevabı belirtmişti Sayın mahkemenizden bizzat cezaevindeki koğuşundaki durumunun tespitini talep etmişti gelen 4 şubat tarihli yazıda verilen bilgide mevzuatın bir kısmı gizlenmiş herhangi bağlantılı bölüm olmadığı şartı getirildiği halde bu husus gizlenerek sevgi hanımın durumunun yasaya ve mevzuata uygun olduğu ifadeye çalışılmış dolayısıyla bu durumu da ben Sayın mahkemenizden bizzat sevgi hanımın cezaevindeki koğuşundaki durumunun tespitini ve bu çerçevede yeniden kadınlar koğuşuna kadınlar cezaevine gönderilmesi için talepte bulunuyorum onun dışında efendim önümüzdeki celse her ne kadar sevgi hanımın tahliye talebine ilişkin iddianamenin hukuki değerlendirmeler kısmında yer alan bölüm üzerinden ayrıntılı bir talepte bulunacak isem de şu aşamada kısaca şunu söyleyip müvekkilimin tahliyesinin yeniden mahkemenizce değerlendirilmesini talep ediyorum efendim bugün 24 şubat tarihi itibariyle müvekkilim Sevgi Erenerol’un tahliyesini talep ettiğimde Sayın heyetinizin daha önce vermiş olduğu red kararlarından herhangi birisiyle tahliyesini reddettiğinden bir müddet geçtikten sonra varsayalım ki ağustos’un 25’inde sevgi hanımın tahliyesine karar verdiğinizde biz o vakit size bugün değildi niçin o gün tahliye kararı verdiğinizi sorduğumuzda umarız Sayın mahkemenizce bizlere kanaat getirebileceğimiz makul

66

Page 67: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:67

izah olur bugün sevgi hanımın tahliyesini reddedecek olursanız ki reddedeceksiniz daha öncede yeniden yeniden ifade ettik lütfen efendim bize makul bir gerekçe beyan edin teşekkür ediyorum“

Mahkeme Başkanı “ hem talepte bulunduğunuz hem karar verdiniz yani “Sanık Ümit Sayın müdafi Av. Mehmet Aytekin söz istedi verildi: Sayın başkan Sayın

üyeler benim talebimin özü müvekkilin tahliye edilmesi noktasındadır. Şöyle ki efendim şimdi daha önce aşamalarda ifade etmiş olmakla yeniden hatırlatmak lüzumunu hissediyoruz. Müvekkilim daha ortada ne Ümraniye bombaları yada nede Ergenekon soruşturması yok iken bir başka 2 kişi arasındaki hakarete dayalı bir suçlama ile bir soruşturmaya tabi kaldı ve bu soruşturma kapsamında müvekkilim bilgisayarındaki bilgilere hard diskinin imajı alınmak suretiyle el konuldu. Bu bilgiler incelendi bir kısmı tefrik edildi tefrik edilen kısımla ilgili hakaret suçlamasından dava açıldı geri kalanıyla ilgili çete oluşturma suçlaması ile soruşturma başlatıldı ve bu soruşturmada da takipsizlik kararı verildi. Bu dosya bu evrak dosyamız içerisinde mevcut Sayın başkan şimdi aynı bilgilerle aynı bilgilerle üzerine müvekkille ilgili telefon dinleme kayıtları çözümü yapılarak başka bir şey yok sadece bilgisayarından çıkan o bilgiler ve telefon dinleme kayıtları müvekkilim hakkında işte bu atılı suçlama oluşturuldu. Sayın başkan bir koyundan iki post çıkmaz bunu hepimiz biliyoruz bilgisayardaki bilgiler savcılıkça İstanbul Cumhuriyet başsavcılığınca incelenmiş ve sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir o dosyayı inceleyen o evrakları bilgisayar kayıtlarını inceleyen savcı savcıda buradaki savcılar bu soruşturmayı yürüten savcılar savcı değil mi yada tersinden düşünelim o savcı savcı değil de bu soruşturmayı yürüten savcılar mı savcı. özel yetkili CMK 250. maddeyle özel yetkili mahkeme kapsamında görev yapan savcılara ilahi bir kuvvet mi geliyor başka bir done mi geliyor başka bir bakış açısı mı geliyor bir suç varsa o dosyada tespit edilir gereği eğer kendi yetki sınırları dışındaysa gereği görülmek üzere ilgili yere yetkili yere gönderilir. Şimdi ortada bir suç tespit edilememiş o savcı tarafından ancak aynı bilgisayarın aynı içindeki aynı bilgilerle sadece ve sadece telefon konuşma kayıtları eklenerek müvekkilim hakkında bu suçlama oluşturulmuştur. Şimdi bu itibarla müvekkilimin telefon kayıtlarında da toplamı dört beş kişiyi bulmayan ve sadece iki kişi arasında yapılan konuşma yani üçüncü şahısların ıttılası veya ihtilatı olmadan yapılan konuşmalar hükümete karşı halkı isyana tahrik suçlamasına sebebiyet vermektedir böyle bir suçlama olabilir mi Adana Cumhuriyet Başsavcılığının kararı ortada müvekkilim geçen celselerde Sayın mahkemenizin dosyasına bunu sundu orada da çok net belirtilmektedir ki ıttıla unsurunun eksikliği nedeniyle halkı hükümete karşı isyana tahrik suçunun oluşmadığı ortaya konulmuştur bütün bunların toplamı olarak müvekkilimin durumunun yeniden değerlendirilerek tahliyesinin gerekçeli bir biçimde reddedilecekse de gerekçeli bir biçimde reddine sağlamanızı talep ediyoruz efendim.

Sanık Doğu Perinçek müdafi Ceyhan Mumcu söz istedi verildi: Sayın başkanım genel başkan Doğu Perinçek’ten başlamak üzere ulusal kanal aydınlık temsilcileri ve son olarak ta genel sekreter Nusret Senem’in savunmalarını hep birlikte dinledik. Çapraz soruların hemen hemen hepsini yanıtladık çapraz sorulara iddianame olanlar dışında olmayan konular dışında hiçte itiraz etmedik. Bizim için bu savunmalar her şey burda çözülsün den hareket edildiğinde biz epey bir hafifledik. Yanıtlamadığımız hiçbir soru çürütmediğimiz hiçbir kanıt kalmadığı düşüncesindeyiz bizim bakımımızdan bu platform adeta bir müdafai hukuk yada vatan savunması kurultayı gibi oldu. Sayın genel sekreterim bu bir Ergenekon hukukudur dedi evet başka bir hukukça ifade edersek sui generist nevi şahsına münhasır bir toplantı yaşadık ve kendi kimlik ve kişiliğimizi nerden gelip bu ülkeye ve insanlığa ne yapmak istediğimizi de açıkladık bu arda bu sebeple dolayı bu salonda bulunan savcılık ve kurulunuz ve başkanlığınız aracılığıyla bütün sanıklara vekillere ve onların yakınlarını da biz teşekkür ediyoruz. Bizi savunmamızı yaparken sabırla bekleyen aceleci olmayan diğer tutuklularında biran evvel sağlıklarına ailelerine ve özgürlüklerine kavuşmalarını diliyoruz. Sayın başkanım 3 şubat 2009 günü benim yetkin meslektaşlarım Sayın avukat Mehmet Cengiz ve Sayın Hasan Basri Özbey

67

Page 68: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:68

bir dilekçe verdiler. Bu dilekçenin dayanağı müvekkil Sayın Doğu Perinçek’in sorgusunda bütün kanıtlarıyla ortaya koyduğu ve on başlıkta topladığımız on maddi hata on yanılgı on yanlış ve Sayın kurulunuzda bunu dikkate aldı ve bizim lehimize de bir karar oluşturarak bunların iddianameden çıkartılması yada niçin çıkartılmıyorsa gerekçelerinin açıklanması için savcılığımıza süre verdiniz. Çapraz sorgularda artık yapılıp bitti. Tabi ki savcılık bu çapraz sorguları hazırlarken bizim bilmediğimiz ek iddianamelerde topladığı pek çok kanıtla da karşılaştık ve bunları da çapraz sorguların kapsamına alıp yansıttı. O halde artık bu maddi yanılgı ve yanlışların düzeltilmesinin günüde geldi. Hepimize hukukta öğrettiler enari humus erara beşer hatalıdır. Bu kadar kapsamlı soruşturmalarda bazı gözden kaçma olaylarda olabilir ama burada bizi hep dinlediler ve çapraz sorularını sordular biz inanmak ve bilmek istiyoruz ki biz masumiyetimizi kendi parti üyelerimize seçmenlerimize bizi izleyen bütün halkımıza dünya kamuoyuna ve geleceğe biran evvel kanıtlamak ihtiyacındayız. Bu konuda yardım ve katkı bekliyoruz. Eğer bu yapıldığı taktirde hemen bu hatalar giderildiği taktirde burada sav savunma ve yargıç ittifakıyla hatadan dönüldüğü ve olaylara nesnel bir biçimde bakıla geldiği de sergilenmiş olacak. Ama bu yapılmadığı taktirde esas hakkında mütalaada biz bunu düzeltiriz denirse buda büyük bir adaletsizliğe neden olacak. Sayın başkanım temmuz ayından beri gözaltılar var tutuklamalar var eylül’de var ocak’ta var hala benim partimin merkez karar ve yönetim kurulu üyesi Emcet Olcayto 23 eylül’den gününden bu yana gözaltında ve biz bu uygulamalarda da bir hatanın Emcet Olcayto yönünden de yapılamasını diliyoruz. 5330 sayılı ceza usulü muhakemeleri yasasının yürürlük ve şekli hakkındaki yasanın 12.maddesi tutuklama süresini arttıran o 250.madde terör suçlarıyla ilgili iddianame yayınlanmadan tutuklama süresini uzatan bir yıl ve üç yıllık süreyi 31,12,2010’a erteledi yani bir şubat 2011’e kadar ve 3412 sayılı ceza usulü muhakemeleri yasamızın 102. maddesine geri dönüldü buna göre de bu tip suçlarda bile olsa 6 ayı geçtikten sonra iddianame düzenlenmemişse sanıkların tutukluluk halinin derhal son verilmesi gerekmektedir. Bu yasanın amir bir hükmüdür. Buna rağmen temmuz ayındaki tutukluların tutukluluk süresi 6 ayı geçmiştir ve bunlarla ilgili bilmiyoruz bu iddianameden ek iddianamelerden henüz haberdar da değiliz. Ama bu ülkenin başbakanı dün ve bugün televizyonlardan izledik yeni dalgaların müjdesini veriyor. Birtakım Ergenekon iddianamesi ve uygulanan tertip ve yöntemleri destekleyenlerde bu işin üstüne yangına körükle gidercesine daha dalgaların gözaltı ve tutuklamaların 4 yıla kadar süreceği 26 adet olacağını da kendi yandaşlarına Amerika birleşik devletlerine ve Avrupa birliğine müjdeliyorlar. Şimdi bu mütalaalar mütalaaya kaldığı zaman buradaki maddi hataları ya siz yada ilerde Yargıtay düzeltecek ama o düzeltmenin hangi yıla hangi kaç yıl sonraya rastlayacağı da bu günden kestirilemez. Düzeltildiği zamanda gecikmiş bir adalet adaletsizlikten daha iyi gibi bir sonuca çıkacak. Artık savcılığın beklemesi için hiçbir neden de kalmadı bu nedenle almış olduğunuz süre verme kararının yeniden mahkemenizce tenkitine karar verilmesini ve savcılığımızın da bu zamana kadarki çekişmelerde bir yumuşak hava koyabilmek açısından yapılmış bu maddi hataların biran önce düzeltilmesi konusunda yardımcı olmalarını bir vekale arz ederim teşekkür ederim.

Sanık Hayrettin Ertekin müdafi Av. Lütfi İşbulan söz istedi verildi: Sayın başkanım değerli üyeler biz daha önce savunmalarımızı sözlü ve yazılı olarak yaptık bunları tekrar etmeyeceğim ama başlıklar halinde bazı konulara deyinmek istiyorum. Şimdi müvekkilim Hayrettin Ertekin’in ismi geçen Ergenekon örgütüyle bağlantısı ilgisi olduğu hususunda bir iddia var hatta bu iddia o kadar ileriye götürüldü ki benim müvekkilim bu örgütün kasası olarak finansörü olarak gösterildi. Biz savunmalarımızda dedik ki Sayın iddia makamı veya Sayın savcılar keşke müvekkilim bir ticaret adamı olması nedeniyle tüm defterlerini inceleselerdi de acaba bu paralar nereye verildi nerelerden geldi bunlar araştırılıp ortaya çıksaydı da bizde bilseydik ama böyle bir şey olmadığı için böyle bir araştırmada yapılmadı. Örgüt üyesi olduğu ne şekilde tespit edildi işte bazı arkadaşlarıyla tanıdığı asker kişilerle görüşmeleri nedeniyle örgüt üyesi olduğu ileri sürüldü biz yazılı açıklamalarımızda bunları tek tek irdeledik ve müvekkilim böyle bir örgüt üyesi olmadığını

68

Page 69: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:69

beyan ettik. Tabi bunun yanında müvekkille ilgili müvekkilin oğlunun ve kardeşlerinin işyerinde bulunan işte bir silah tarihi eser olarak birtakım sikkeler bunları müvekkil size savunma sırasında gösterdi ve birde bizce atışa elverişli olmayan bit toplu silahla ilgili olarak ta suçlandı. Biz daha önceki beyanlarımızda bu sikkelerin tescil ve tasnife tabi olmadığını yine toplu silahın atışa salih olmadığını ileri sürdük ve Sayın mahkemenizden de bunların yeniden incelenmesini veya inceletilmesini talep ettik bu talebimizi tekrar ediyoruz. Yine bir suçlamada bir avukat arkadaşımıza yazacağı bir yazıya konu edeceği için ölü Kürt iyi Kürttür sözünün halkı kin ve düşmanlığa ayrımcılık yaptığı şeklinde bir suçlama biz bununda aleniyet unsuru olmadığı bu suçun unsurlarının oluşmadığını yazılı ve sözlü savunmalarımızda beyan ettik. Sayın başkanın müvekkil 12 aydan beri tutukludur kendisi şuanda dosyanıza intikal etti bütün raporlarda bir kalp rahatsızlığı olduğu açık kesin bir şekilde bellidir. Kendisi bu olaylar meydana çıktığı zaman yurt dışındayken kaçmayı yeğlememiş buraya gelmiş ve gözaltına alınmıştır hiçbir zaman kaçma gibi bir düşüncesi olmamıştır. Kendisi sabit ikametgah sahibidir yani bundan sonra artık delillerin karartılması kaybedilmesi mümkün değildir.Biz bu rahatsızlığı da dikkate alınarak ve 12 aydan beride tutuklu olması dikkate alınarak bir hakkın veya bir teminat karşılığında veya adli kontrol altında tahliyesine karar verilmesini saygıyla arz ediyorum efendim.

İddia makamından soruldu,Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel " talepler hakkında mütalaamızdır. Tutuklu sanık Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR 23.02.2009 havale tarihli dilekçesi ile, kolluk

ifadesinin eksiksiz olarak kendisine verilmesini talep etmiş ise de, daha önce kendisine verilen ifadenin eksiksiz olduğu anlaşıldığından, talebin reddine,23.02.2009 havale tarihli dilekçesindeki, cezaevinde kullanımlarına tahsis edilen yazıcıya toner temini konusundaki talebinin Cezaevi yönetimine gönderilmesine,Tutuklu sanık Erkut ERSOY’un 23 Şubat 2009 havale tarihli dilekçesindeki talebinin kabulü ile, dosya içerisinden kendisine Düzce Devlet Hastanesince verilen heyet raporunun suretinin kendisine verilmesine,23.02.2009 havale tarihli dilekçesindeki talebinin kabulünün ise, dilekçesinde belirttiği telefon kayıtlarının tayin edilecek bir bilirkişiye çözümlerinin yaptırılmasına, Tutuklu sanık Sevgi ERENEROL’un yakını Candan ERENEROL’un 23.02.2009 havale tarihli Sevgi ERENEROL’un tahliyesi talebini içerir dilekçesi konusunda; İlgilinin CMK’nun 262. maddesinde sayılı şahıslardan olamaması nedeniyle davada sıfatı olmadığından talebi ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, Tutuklu sanık Mehmet Adnan AKFIRAT’ın 23.02.2009 havale tarihli dilekçesindeki sağlık nedeni ile duruşmalara katılmama yönündeki talebinin, yeni tarihli bir sağlık raporu ile kanıtlanması halinde kabulüne, bu aşamada reddine,Tutuklu sanık Fikret EMEK’in 23.02.2009 havale tarihli dilekçesindeki talebinin kısmen kabulü ile, 02.12.2008 tarihli 23. celsedeki Jonker Keri ve Jonker olan yanlış yazımların kontrol edilerek düzeltilmesine, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesindeki sorgu zaptındaki yanlış yazımın düzeltilmesi konusundaki talebinin reddine, Tutuklu sanık Hayrettin ERTEKİN’in 24.02.2009 havale tarihli dilekçesindeki talebinin kabulü ile 0 542 4330771 numaralı telefon hattı ile 2006 ve 2007 yıllarında diğer tutuklu sanıklardan Erkut ERSOY ile görüşmelerine ilişkin HTS raporunun Telekomünikasyon İletişim Başkanlığından istenilmesine, 24.02.2009 havale tarihli iki dilekçesindeki, Sony marka diz üstü bilgisayar ve diğer eşyalarının iadesi talebinin bu aşamada reddi ile, hüküm ile birlikte karara bağlanmasına,24.02.2009 havale tarihli dilekçesine eklediği gazete kupürleri konusunda karar verilmesine yer olmadığına,24.02.2009 havale tarihli Cezaevindeki bilgisayar kullanımına dair şikâyetlerine ilişkin dilekçesinin Cezaevi yönetimine bildirilmesine, 24.02.2009 havale tarihli dilekçesinde yazılı tanık dinletme taleplerinin sanık savunmalarının tamamlanmasından sonra karara bağlanılmasına,Tutuklu sanık Ümit OĞUZTAN müdafi Sn. Av. Alper YARIMBIYIK ’ ın savunma mahiyetindeki dilekçesi konusunda karar verilmesine yer olmadığına, dilekçe ve eklerinin dosyaya eklenilmesine, Tutuklu sanık Doğu PERİNÇEK müdafi Sayın Av. Osman Aydın ŞAHİN’in 17.02.2009 havale tarihli dilekçesindeki talebinin kabulü ile, Alparslan EVRENESOĞLU sahte ismini kullandığı iddia edilen Tuncay

69

Page 70: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:70

GÜNEY in 2007 ve 2008 yılları içinde yurda giriş çıkış kayıtlarının tamamının fotoğraflı olarak istenilmesine, pasaport dosyasındaki imzaların incelenmesi talebinin bu aşamada reddine, Tutuklu sanık Aydın YÜKSEK’in 23.02.2009 havale tarihli dilekçesinde belirttiği, Tuncay GÜNEY’den elde edilen bir kısım eşyaların teslim edilmediği, bu konuda araştırma yapılması talebinin, bu eşyaların İstanbul 1.Ağır Ceza Mahkemesine teslim edildiği anlaşılmakla, talebin reddine, 23.02.2009 tarihli başka bir dilekçesindeki, Tuncay GÜNEY hakkında teknik takip yapılıp yapılmadığının araştırılması talebinin, bu konuda daha önceden karar verildiğinden reddine, 23.02.2009 tarihli başka bir dilekçesindeki iddianamede kendisi hakkındaki maddi hatanın düzeltilmesi talebinin reddine,Tutuklu sanık Sevgi ERENEROL müdafi Sayın . Av. Vural ERGÜN’ün, Tuncay GÜNEY’in kullandığı telefonlar konusundaki araştırma talebinin, görülmekte olan dava ile ilgisinin bulunmadığından reddine,Tutuklu sanık Doğu PERİNÇEK ve bir kısım tutuklu sanıklar müdafi Sayın . Av. Mehmet CENGİZ’in 24.02.2009 havale tarihli dilekçesindeki işçi partisi ile bağlantılı oldukları iddia edilen sanıklar konusunda durma kararı verilerek Yargıtay Cumhuriyet başsavcılığı incelemesinin bekletici sorun yapılması konusunda önceki duruşmalarda verilen kararın değiştirilmesine yer olmadığına, Tutuklu sanık Vatan BÖLÜKBAŞOĞLU’nun önceki mütalaalarımızda belirtilen gerekçeler ile başka bir suçtan hükümlü ve tutuklu değil ise tutukluluk halinin kaldırılarak serbest bırakılmasına,Tutuklu sanık Kemal KERİNÇSİZ müdafii Sayın Av. Mehmet Tolga AKALIN’ın taleplerinin kabulü ile, ilgili makamlara yazı yazılmasına,Bizzat veya müdafileri aracılığı ile 24.02.2009 havale tarihli dilekçeleri ile başvuran tutuklu sanıklar Aydın YÜKSEK, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, Halil Behiç GÜRCİHAN, Nusret SENEM, Ümit OĞUZTAN, Sevgi ERENEROL, Habib Ümit SAYIN ve Ergün POYRAZ ile,Savunmaları da alınan diğer tutuklu sanıkların kendilerine yüklenen terör örgütü yöneticisi veya üyesi olmak ile buna bağlı suçları işlediklerine dair iddianamede de gösterilen kuvvetli suç şüphesi doğuran delillerin bulunması,Yüklenen bu suçun CMK 100/3-a/9 maddesinde sayılı tutuklama nedenlerinden olması, Tutuklama nedenlerinde herhangi bir değişiklik bulunmaması, Hususları gözetilerek, tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesi kamu adına talep olunur.

Mahkeme Başkanı " bu arada bir kısım sanık müdafileri Avukat Ahmet Ülgen’in geldiği görülmekle huzurdaki yerine alındı, yine daha önceki oturumlarda verilen ara kararları doğrultusunda yazılan yazılarla ilgili olarak gelen 02.12.2008 tarihli oturum 1 nolu ara kararı 05.12.2008 tarihli oturum 21 nolu ara kararı, 15.12.2008 tarihli oturumun 13 d nolu ara kararı gereği Genelkurmay başkanlığına ayrı ayrı yazılan müzekkerelerin tek müzekkere ile cevaplarının verildiği bunlar verilen cevaplar 2007 yılında tarihinde meydana gelen kazaların önlenmesi emniyetsiz durumlarda bombaların kullanımıyla ilgili bir bilgi sorulmuştu onla ilgili eğitim el bombalarıyla yapılmaktadır diyor. Eğitimleri MK A 1 A1 modeli el bombalarıyla yapılmaktadır diyor eğitimler Muzaffer Tekin bunu siz mi sormuştunuz “

Sanık Muzaffer Tekin “ benim avukatım sormuştu”Mahkeme Başkanı " o mu sormuştu Fikret Emek ile ilgili kara harp okuluna 1 Eylül

1981,30 ağustos 85 tarihleri arasında kara harp okulu öğrencisi Tuzla piyade komutanlığında ise 16 eylül 85, 22 Ağustos 86 tarihleri arasında subay temel kursları yaptığınıza dair yazı, Suç duyurusuyla ilgili Doğu Perinçek ile ilgili bu Genelkurmay başkanlığı Ankara zaman gazetesinin nüshası 159 maddesiyle ilgili sizin hakkınızda işçi partisi genel başkanı Doğu Perinçek olmak üzere yazı sunumları hakkında ilgili yakalama maddesi uyarınca yasal işlem yapılması şeklinde bir suç duyurusu var Genelkurmay başkanlığı tarafından 97 geçmiş tarih 97 yılında, 15.12.2008 tarihli oturumun 6 d nolu ara karar gereği yine Genelkurmay başkanlığına yazılan yazıya verilen cevapta Kemal Kerinçsiz ile Muzaffer Tekin’de ele geçen 5 adet belgenin devletin güvenliğine ilişkin belgeden olmadıkları sadece iç mevzuata göre gizlilik derecesiyle sınırlandırılmış belgeler olduğu ve her ikisi de aynı nitelik taşıdığı bildirilmiş 25.12.2008 tarihli oturumun 13 b nolu ara kararı gereği İstanbul emniyet müdürlüğü organize suçlar müdürlüğüne yazılan yazıda Tuncay

70

Page 71: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:71

Güney’e ait herhangi bir görüntü kayıt çözüm tutanağının bulunmadığı bildirildi, 30.12.2008 tarihli oturumun 11 a nolu ara kara gereği yazılan yazı Hayrettin Ertekin ile ilgili yazılan yazıda mitinglerde Hayrettin Ertekin ile ilgili herhangi bir görüntü kaydının olmadığını bildirildiği, 30.12.2008 tarihli oturumun 2 nolu ara kararı gereği Fikret Emek ile ilgili Genelkurmaya yazılan yazıya Genelkurmay askeri mahkemesinden dava dosyasının gönderildiği ele geçen patlayıcılarla ilgili hakkınızdaki dava dosyasının tamamın gönderildiği, 30.12.2008 tarihli oturumun 11 d nolu ara kararı gereği yine Hayrettin Ertekin ile ilgili antika ruhsatlı silahı olup olmadığı bildirilmesi istenmiş emniyet müdürlüğü adına tebliğ edilmiş ancak adı geçen şahsa Beşiktaş polis merkezince bahse konu tebligat yapılması istenmiş adı geçen şahsın ikametgahına ulaşılamamış olup konu ile ilgili yokluk belgesi tutanak valilik olayı antika vesikasına bağlandığı Beşiktaş ilçe emniyet müdürlüğü tarafından 2000 yılında bahse konu silahın ruhsatını 6 içinde taşıma ruhsatı olarak yenilenmesi aksı takdirde mevcut suçların iptal edileceği yönünde tebligat yapılmış size tebligat yapılamamış ona dair belgeler gönderilmiş, 30.12.2008 tarihli oturumun 9 nolu ara kararı gereği Bakırköy 4 Ağır Ceza Mahkemesine yazılan yazıya verilen cevapta Mehmet Özbey ve Mahmut Yıldırım ile ilgili bir dava dosyası istenmişti ordan ancak anılan dosya İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenmiş Beşiktaş’taki 250 ile yetkili henüz dava dosyası dönmediğinden gönderilmediği bildirilmiş, 05.01.2009 tarihli oturumun 12 b nolu ara kararı gereği İstanbul emniyet müdürlüğü havalimanından gelen cevapta kamera kayıtlarının 4 hafta ile sınırlı olduğu 4 haftadan sonraki kamera kayıtlarının olmadığı bildiriliyor, 06.01.2009 tarihli oturumun 1 b nolu ara kararı gereği Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan la alakalı olarak içişleri bakanlığı emniyet genel müdürlüğüne yazılan yazıya verilen cevapta şahıslar hakkında genel müdürlüğümüz istihbarat daire başkanlığına intikal eden bilgilere ilişikin belgeler ekte gönderilmiş diğer birimlerimize intikal eden herhangi bir bilgi ve doküman bulunmamaktadır diyor gönderilen belgeler 1 Ağır Ceza Mahkemesine açılan İstanbul 1 Ağır Ceza Mahkemesine açılan dava dosyasının içerisindeki belgeler onun dışında başka bir belge yok diyor, 06.01.2009 tarihli oturumun 6 nolu ara kararı gereği Tuncay Güney’in 4 Temmuz 2001 tarihinde 07:30:03’te Atatürk havalimanından yurtdışına çıkış yaptığı bunun dışında kayıtın olmadığı söyleniyor, 06.01.2009 tarihili oturumun 1 d nolu ara karı gereği tutuksuz sanık Ali Yiğit ile ilgili yazıda ses alma yayını ortam dinlemesiyle görüntü tespitlerinin yapılmadığının bildirildiği, 23.01.2009 tarihli oturumun 11 a nolu ara kararı gereği radyo televizyon kurumunun 14.01.2000 tarihinde yayınlanan TRT 2’de yayınlanan Tuncay Güney ile ilgili DVD’nin gönderildiği ,23.01.2009 tarihli oturumun 17 f nolu ara kararı gereği sanık Kemal Kerinçsiz ile ilgili ODTÜ’ye yazılan yazıya verilen cevapta Kemal Kerinçsiz mail adresine ilişkin bilgi kayıtlarımızda yer almamaktadır diyor, 30.01.2009 tarihli oturumun 15 c nolu ara kararı gereği Turkuaz televizyon şirketiyle ilgili ana haber bülteninin DVD ortamına aktarılan CD’nin gönderildiği, 10.02.2009 tarihli oturumun 12 nolu ara kararı gereği Kemal Kerinçsiz ait telefon ve sim kartları üzerine yapılan bilirkişi incelemeleriyle ilgili raporların gönderildiği, 30.01.2009 tarihli oturumun 15 c nolu ara kararı gereği Hüseyin Tunca Aslan ve Doğu Perinçek ile ilgili İstanbul 1 nolu Devlet Güvenlik Mahkemesinin yayın yoluyla suçlama var 89 tarihli beraat kararının geldiği, 13.02.2009 tarihli oturumun 2 a nolu ara kararı gereği Abdulhamit Tonçer’e ait emanet evraklarının gönderildiği anlaşıldı ,

Duruşmaya kısa bir ara verildi,Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu,Dosya incelendi,GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ1-Sanık Erkut Ersoy’un talepleri ile ilgili olarak, a) 2007-2008 yıllarında Düzce Devlet Hastanesinden almış olduğu heyet raporlarının

anılan hastaneden istenilmesine,

71

Page 72: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:72

b) Daha önce iddianameye konu Telefon tapelerinin verilmiş olduğu anlaşıldığından yeniden tape talebi konusunda vaki talebin Reddine,

2-Sanık Oğuz Alpaslan Abdulkadir’in talepleri ile ilgili olarak;a) Bilgisayarlarla ilgili vaki dilekçesinin gereğinin takdiri ve ifası için ilgili cezaevi

müdürlüğüne gönderilmesine,b) Emniyet ifadesinin klasörler arasında tam olarak bulunduğu herhangi bir sayfasında

eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,3-Sanıklar Erol Ölmez ve Murat Çağlar’ın vaki taleplerinin müdafileri tarafından yerine

getirilmesine,4-Sanık İsmail Yıldız’ın talepleri ile ilgili olarak;a) Jandarma Genel Komutanlığına yazı yazılarak bu kişinin komutanlığın herhangi bir

biriminde çalışıp çalışmadığının,b) Sesar araştırma merkezinin jandarma genel komutanlığına herhangi bir şekilde

araştırma ve danışmanlık hizmeti verip vermediğinin sorulmasına,c) Diğer taleplerinin davaya bu aşamada bir yenilik katmayacağından Reddine,5- Sanık Kemal Kerinçsiz’in 24.02.2009 havale tarihli dilekçelerindeki talepleri ile ilgili

olarak;a) Emanette bulunan tüm gizli içerikli ya da Devlet sırrı vs. nitelikteki belgelerin celp

edilerek mahkemece incelenmesine, incelendikten sonra sanığın talebi konusunda karar verilmesine,

b) Kuddusi Okkır ile ilgili vaki talebin savunmalar tamamlandıktan sonra düşünülmesine,6-Sanıklar Sevgi Erenerol ve Vedat Yenerer müdafiinin talebinin Kabulü ile, beyanlarda

ismi geçen Tuncay Güney’in kullandığını belirttiği 00414166544151 nolu telefonla 2007 yılı Haziran ayından bu güne kadarki süre içerisinde Türkiye’de herhangi bir telefon görüşmesi yapılıp-yapılmadığı hususunun TİB’den sorulmasına,

7- Daha önce yazılıp cevap verilmeyen 0019734894388 nolu cep telefon numara ile ilgili yazının tekiden akıbetinin sorulmasına,

8- Daha önce Mit’e yazılıp bu güne kadar cevap verilmeyen yazılar ile ilgili ayrı ayrı tekiden akıbetlerinin sorulmasına,

9-Sanık Aydın Yüksek’in vaki talepleri bu aşamada davaya bir yenilik katmayacağından Reddine,

10-Sanık Mehmet Adnan Akfırat’ın raporları ile birlikte Cezaevi doktoruna sevk edilerek hali hazır durumu ile duruşmalara katılıp akşama kadar sandalyede oturmasının sağlığı yönünden herhangi bir sakınca doğurup doğurmadığının tespitinin istenilmesine,

11-Sanık Doğu Perinçek müdafii Av. Osman Aydın Şahin’in talebi ile ilgili olarak;a)Alpaslan Evrenesoğlu isimli kişinin 2007 ve 2008 yılına ait Yurt dışı giriş çıkış kayıtları

ile bu giriş çıkışlara ait çekilmiş fotoğrafların mahallerinden istenilmesine,b)İmzalarla ilgili bilirkişi incelemesi yaptırılması yönünde vaki talebin bu aşamada davaya

bir yenilik katmayacağından Reddine,12-Sanık Fikret Emek ‘in talepleri ile ilgili olarak;a) Genelkurmay Askeri mahkemesinden gönderilen dava dosyası incelendikten sonra

diğer yazılı talepleri konusunda karar verilmesine,b) 02.12.2008 tarihli sorgu ve savunmasının tespit edildiği celsenin yeniden CD ortamında

incelenerek düzeltme konusunda karar verilmesine,c) İstanbul 10. Ağır Ceza mahkemesindeki sorgu zabtındaki yanlışlığın bu aşamada

düzeltilmesi mümkün olmadığından bu yönde vaki talebinin Reddine,13-Sanık Hayrettin Ertekin’in talepleri ile ilgili olarak; a) Sanığa ait bilgisayarın iadesi konusunda vaki taleple ilgili daha önce karar verildiğinden

bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına,

72

Page 73: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/55... · Web view2009/02/24  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24/02/2009 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:55 Sayfa:73

b) Sanıkta el konulan diğer eşyaların iadesinin kararla birlikte düşünülmesine,c) Cep telefonu dökümleri ile ilgili her türlü belge kendisine verildiğinden dilekçesinde

belirttiği konuda yeniden araştırma yapılmasına yer olmadığına,d) Cezaevindeki bilgisayarlarla ilgili vaki talep dilekçesinin gereği için cezaevi

müdürlüğüne gönderilmesine,e) 24.02.2009 tarihli 4 adet dilekçesinde belirttiği tanık dinletme ve yeniden bilirkişi

incelemesi yaptırılma yönünde vaki taleplerinin savunmalar tamamlandıktan sonra değerlendirilmesine,

14-Sanık Veli Küçük müdafiinin talebinin Kabulü ile, müvekkili ile ilgili Silivri Devlet Hastanesinde yapılan tüm muayene ve tetkiklere ait belgelerin ivedi olarak istenilmesine, yazılacak yazıya 20.02.2009 tarihinde kan tahlilinin iki kez yapıldığı belirtilerek bunlara yönelik tahlil sonuçlarının da ayrı ayrı gönderilmesinin istenilmesine, belgeler geldikten sonra belgelerle birlikte sanığın tekrar Silivri Devlet Hastanesine sevk edilerek önceki şikayetleri konusunda tekrar muayene ve tahlillerinin ve muayene sonucu düzenlenecek raporun istenilmesine,

15-Sanık Doğu Perinçek ve diğer bir kısım sanıklar müdafii Av. Mehmet Cengiz’in vaki “ Bekletici sorun kararı” verilmesi ile ilgili talebi ve sanık Kemal Kerinçsiz müdafii Av. M. Tolga Akalın’ın vaki talepleri konusunda gerekli incelemeler yapıldıktan sonra ileriki aşamalarda karar verilmesine,

16-Sanık Kemal Kerinçsiz ile ilgili mail adresi konusunda gelen cevabı yazı dikkate alınarak bu kez Türk Telekom A.Ş’ye yazı yazılmasına,

17-Sanık Kemal Kerinçsiz’in telefon ve sim kartı ile ilgili yapılan bilirkişi incelemesi sonucu ibraz edilen raporda, sanığın özel hayatı ile ilgili bir kısım belgenin çıkartılıp bu haliyle raporun dosyaya konulduktan sonra asıl raporun kendisine verilmesine,

18- Taraf müdafilerine vekaletnamelerini ibraz etmeleri konusunda daha önce gerekli ihtarat yapıldığı ancak buna rağmen bir kısım vekillerin halen vekaletnamelerini ibraz etmedikleri anlaşıldığından bu konunun kendilerine tekrar ihtaren bildirilmesine, ( Bildirimde Bulunuldu)

19-Dosya kapsamı, delil durumu, sanıklar üzerine atılı suçların vasıf ve mahiyetleri, iddianamedeki sevk maddeleri, tutuklu kaldıkları süreler, atılı suçların işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığının devam etmekte ve bu suçların CMK’nun 100/3. maddesinde sayılan suçlardan olması dikkate alınarak tutuklu sanıkların mevcut hallerinin sürdürülmesine,

Mevcut hallerinin sürdürülmesine dair verilen ara karara İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesine itiraz hakları bulunduğu konusunda sanıklar ve müdafilerine ihtarat yapılmasına, ( Hazır sanıklar ve müdafilere ihtarat yapıldı )

Bu nedenle duruşmanın 26.02.2009 günü saat 09.30’a bırakılmasına oybirliği ile karar verildi.24.02.2009

BAŞKAN-20909 ÜYE-28298 ÜYE-37266 KATİP-123036

73