52
ARALIK 2016 Sayý: 576 Fiyat: 8 TL ÞÖLEN SEVENLERÝN SEDÂSI EÞYALARI HAREKET ETTÝRMEK

ÞÖLEN - xn--sevgiyaynlar-84be.comınları.com/arsiv/1612Dergi.pdf · Hayri Eðmezoðlu Sk. Ýkizler Ap. No: 8 D: 32 Erenköy/Ýst. Baský: Hedef Dijital Bask

Embed Size (px)

Citation preview

ARALIK 2016 Sayý: 576 Fiyat: 8 TL

ÞÖLENSEVENLERÝN SEDÂSIEÞYALARI HAREKET ETTÝRMEK

Aylýk Kültürel ve Siyasi Dergi

Cilt: 48 Sayý: 576 Aralýk 2016

Dergimizin internet sitesini www.sevgidunyasidergisi.com, www.dostluk.org

adreslerinden ziyaret edebilirsiniz

ÝÇÝNDEKÝLER

Onur Baþkaný:Dr. Refet Kayserilioðlu

Sahibi ve Genel Yayýn Müdürü:Ayþegül Kayserilioðlu

Yazý Ýþleri Müdürü:Güngör Özyiðit

Yayýn Kurulu:Güngör ÖzyiðitNelda BayraktarHale Ürkmezgil

Haberleþme ve Okur/Abone Ýliþkileri:

0535 4554223 - 0549 7220248

Yönetim Yeri:Hayri Eðmezoðlu Sk. Ýkizler Ap.

No: 8 D: 32 Erenköy/Ýst.

Baský:Hedef Dijital Baský

Taksim Cad. No: 19/ATaksim/Ýstanbul

Fiyatý: 8 TLYýllýk Abone:90 TLYurt Dýþý: 110 TL

Bilgili ve Uyumlu TerbiyeÇok Önemlidir ..................................... 2Dr. Refet Kayserilioðlu

Hz. Ýsa’nýn Son Peygamberi Müjdelemesi ..................................... 10Ahmet Kayserilioðlu

Kur’an-ý Kerim’in Yedilileri ..................15Güngör Özyiðit

Þölen ................................................ 21Nihal Gürsoy

Sevenlerin Sedâsý ........................... 25Röportaj: Seyhun Güleçyüz

Arýlar Neden Yok Oluyor? ................. 32Marla Spivak, TED Konuþmasý

Eþyalarý Hareket Ettirmek ................. 37Çeviren: Nelda Ýnan

Alan - Bölüm 2 .................................. 42(Canlý Kryon Celsesi)

Kapak Resmi, Leonid Afremov

1

Sevgili Dostlar“‘Ne yiyeceðiz?’ diye canýnýz için, ‘Ne giyeceðiz?’ diye bedeniniz için kaygýlan-

mayýn. Kargalara bakýn! Ne eker ne biçerler, ne kilerleri ne ambarlarý vardýr. Tanrýyine de onlarý doyurur. Siz kuþlardan çok daha deðerlisiniz! Hangi biriniz kaygýlan-makla ömrünü bir anlýk uzatabilir? Bu küçücük iþe bile gücünüz yetmediðine göre,öbür konularda neden kaygýlanýyorsunuz?

“Zambaklarýn nasýl büyüdüðüne bakýn! Ne çalýþýrlar ne de iplik eðirirler. Ama sizeþunu söyleyeyim, bütün görkemine karþýn Süleyman bile bunlardan biri gibi giyinmiþdeðildi. ‘Ne yiyeceðiz, ne içeceðiz?’ diye düþünüp tasalanmayýn. Dünya uluslarý hepbu þeylerin peþinden giderler. Oysa Babanýz, bunlara gereksinmeniz olduðunu bilir.Siz O’nun egemenliðinin ardýndan gidin, o zaman size bunlar da verilecektir.”

Bu ay yayýnladýðýmýz röportajýmýz, Luka Ýncili 12. Bap’taki Hz. Ýsa’nýn busözlerini getiriyor akla. Röportajda kahramanýmýz 12 köpeði ile birlikte evolarak kullandýklarý bir otobüsleri, klimalarý, her gün karýnlarýný doyuracakimkânlarý olduðu için çok huzurlu olduðunu söylüyor ve Allah’a þükrediyordu:“Tanrýya çok inanýrým. Beni hiç yalnýz býrakmaz. Gün içinde yanýmdaolduðunu hissederim. En kötü günümde bile isyan etmedim. O'ndan heprazýyým.” Uluslar ve toplumlar iki bin yýl öncesinden daha da kuvvetli birþekilde dünya endiþesine gömülmüþ haldeler ne yazýk ki. Gülyüzlüleraracýlýðýyla doðrudan Yaradan’dan gelen esaslarýn bazýlarýyla günümüzdünyasýnýn doðru ve gerekli gördüðü çoðu þeyin birbirine ne kadar zýt olduðu,birincisini seçmenin ve kendini ona uydurmanýn insanlarý nasýl pasif, silik, otgibi yaþayan tembeller haline getirdiði ve yönetilmeye açýk tuttuðu ince incebilinçaltýmýza yerleþtirilmiþ durumda. Halbuki özellikle modern ve büyükþehirlerde yaþayan insanlarýn zamanýný, parasýný, emeðini, huzurunu vesaðlýðýný ellerinden almaktan çekinmeyen, insanlarý olabildiðinceYaradanlarý’ndan uzaklaþtýrmaya, birbirine düþman etmeye niyet etmiþ birçark dönmekte dünyada. Ýnsanlar asýl böyle þaþkýnlaþtýrýlýp dumurauðratýlarak yönetilmeye çalýþýlýyor. O çarkýn dýþýna çýkmadan türlü bedellerödeyerek içinde varolmak baþarý olarak sunuluyor. Bu hay huy içinde kimin nediyeceðine aldýrmadan asýl önemli olaný hatýrlatan gönüllüler çýkýyor iþteböyle. Ayrýca en ummadýðýmýz yerlerde, kýyýda köþede saf sevgiyi ve bilgiyietrafýna yayan, dikkati çekmeden mütevazý þekilde yaþayan bilgeler de olabiliraramýzda. Onlarý bilelim, varlýklarýna þükredelim. Hepinize mutlu yýllar...

SEVGÝ DÜNYASI

En Derin SevgilerimizleSEVGÝ DÜNYASI

SEVGÝ DÜNYASI2

Bilgili ve UyumluTerbiye Çok Önemlidir

Dr. Refet Kayserilioðlu

Bir babanýn evladýnavereceði en iyi miras,yükselmenin beþbasamaklý merdivenidir. Çocuðunuza örnekolmanýz þarttýr. Ona benimsetmek istediðiniz iyi ve doðruesaslarý, önce siz uygulayacaksýnýz.Böylece onlarýn uygulanabilirliðini veyapýlýnca sonucun negüzel olduðunu göstereceksiniz.Ýnsanlarýn ömür boyuçektikleri sýkýntýlýlar, yaptýklarý yanlýþlar,karþýlaþtýklarý belâlar, iyi bir terbiye ve eðitimleönceden önlenebilir.

3SEVGÝ DÜNYASI

KÖTÜ ÜRÜNLER

6 yaþýnda bir kýzçocuðu. Çok akýllý ve çokuyanýk. Ama hiç kimseyidinlemeden baþýna buyrukhareket ediyor. Annesinihiç dinlemiyor; devamlýbir yerlere saldýrýyor."Dur, yapma, uslu otur!.."uyarýlarýna kulaklarýný tamtýkamýþ durumda. Annesi-nin sabrý taþýnca bir güzelpataklýyor. Dayak bir süreiçin yerine oturtuyor.Fakat bu defa avazý çýktýðýkadar, bilhassa rahatsýzedecek tarzda baðýrýyor,aðlýyor. Annesinin hýrsýgeçmeye baþlamýþsa,baþlýyor annesine küfürleretmeye. Annesinin kalka-rým þimdi, tehditlerine pekkulak asmýyor, yabancý biryerde tekrar dövemeye-ceðini hesap ediyor.Sürekli annesinin psikolo-jisini kontrol ediyor. Buarada yapacaðýný yineyapýyor, söyleyeceðiniyine söylüyor.

Muayenehaneyetedaviye getirdiler, kaþlagöz arasýnda çiçeklerikopardý. Su içme bahane-siyle girdiði mutfakta lam-bayý devirdi. Bu defa beneline bir kalem kaðýtvererek resim yapmasýnýsöyledim. Öylece meþguletmeye çalýþtým.

Çocuðu içeriye aldým,onunla yalnýz kaldým.Yaptýklarýnýn yanlýþolduðunu, onun iyi bir kýzolmasý gerektiðini söyle-dim. Her türlü uyarýya venasihate kulaklarý týkalýçocuðun. Ben söylerken obaþka þeyler soruyor, yineoraya buraya saldýrmakistiyor. Koltuða oturttum,ellerini sýmsýký tuttum,bacaklarýnýn oynamasýnada engel oldum. Ve ona birhikâye anlatmayabaþladým:

"Buraya Ayþegül isimlibir kýz getirmiþlerdi, seninyaþýndaydý, çok yaramaz-dý, hiç söz dinlemiyordu.Onu ben hipnoz içinde birbahçeye götürdüm, oradahavuzun baþýnda oturdu...vs. " Böylece bu tedavi ileAyþegül'ün nasýl iyilikseven bir kýz olduðunu,nasýl dürüst olduðunu,nasýl çalýþkan olduðunu,nasýl her þeyi çabuköðrendiðini ve herkesinasýl çok sevmeyebaþladýðýný anlattým. Ýyikýz, söz dinleyen ve zararvermeyen bir kýz olunca,annesinin, babasýnýn,arkadaþlarýnýn, okulagidince de öðretmenlerininonu çok sevdiklerini, çokbeðendiklerini anlattým.Dikkatle dinledi. "Sonrane oldu?" diye sordu.

Öylece dostluðumuzbaþladý, bir kaç tedavisonra da hipnoz oldu. Onadeðer vererek, süreklideðerlerini göstererek,överek, severek düzenekoymaya baþladým.Aslýnda akýllý, iyi kalpli vegüzel bir kýz, ama uygu-lanan bilgisiz ve bilinçsizterbiye çocuðu çiledençýkarmýþ. Ayrýca anne babaarasýnda büyük uyumsuz-luk var. Sürekli kavgaediyorlar. Babanýn anneyeyaptýðý küfürleri çocukduyuyor, çocuk da aynýküfürleri anneye yapmayabaþlýyor. Çocuðu anne,kendi tarafýna çekmeyeçalýþýyor, taviz üstünetaviz veriyor. Baba kenditarafýna çekmeye çalýþýyor.Çocuk babanýn yanýnda,babadan cesaret alarakanneye hakaret ediyor.Anne çocuðu susturmakiçin azarlayacak olsa, ba-ba, anneye hücuma baþlý-yor. "Bu çocuðu sen buhale getirdin. Ne lâf anla-maz kadýnsýn!.." Arada ençok ezilen, hýrpalanan an-ne oluyor ve tabii çýðýrýn-dan çýkan, arsýz, terbiye-siz, küstah olan da çocukoluyor. Çok iyi kalpli veakýllý çocuklar, terbiyeli,sevgi dolu ve bilgili, dü-zenli olabilecekken, annebabanýn yanlýþ terbiyeleri,kavgalarý, uyuþmazlýklarý

ve uyumlu, birbirinitamamlayan terbiye veeðitim yapmamalarýyüzünden heder oluyorlar.

12 yaþýnda bir oðlan,tatlý, sevimli bir yüzü,sempatik gülücükleri var.Ýnsanýn hemen sevesigeliyor. Tatlý tatlý gülüm-süyor bana bakarak. Anne-si þikâyetlerini sayýncayakadar, "Bu çocuðu bananeye getirmiþler?" diyedüþünüyordum. Hiç dersçalýþmýyor, ne annesini, nebabasýný dinlemiyor. Hattâonlara kýzýyor, baðýrýyor.Altýna aptesini kaçýrýyor.Tuvaleti gelince gitmiyor.Annesinin "Hadi oðlumtuvaletine git, sen sýkýþý-yorsun galiba" uyarýlarýnahiç aldýrmýyor. Biraz sonrada onun gözünün önündekaçýrýyor altýna. Ýnanýlýrgibi deðil anlatýlanlar. Butatlý oðlan mý bunlarýyapan? Banyo yaptýra-mýyorlar, elini ayaðýnýyýkatamýyorlar. Asla hiçbir þeyi yaptýramýyorlar.Bilhassa anne ne söylersetersini yapmaktan, onukýzdýrmaktan marazi birzevk alýyor çocuk. Çocukaileden adeta intikam alý-yor. "Sebep nedir?" diyearaþtýrýyorum. Çocuða hiçbaský yapmadýklarýný, elle-rinden gelen her fedakâr-lýðý yaptýklarýný söylüyor.

Ama anne, çocuktan olanþikâyetlerini belki üç- dörtkere, baþtan sona tekrarediyor bana, çocuðunyanýnda. "Yeter anladým"demek gereðini hissediyo-rum. Anne þikâyetlerinisýralarken de çocuk huzur-suz, yüzü ekþiyor, sinirlihareketleri baþlýyor. Annebunlarý görmüyor, hepsöylüyor. Çocuk "Tamam,tamam" diye sinirli birþekilde müdahale ediyor.Anne susacak yerde, dahayüksek tonda, daha hýzlýbir þekilde þikâyetleri dahaçok sýralýyor.

Anneyi çýkartýyorum,çocukla yalnýz konuþuyo-rum. Çok iyi, akýllý vesevimli bir çocuk. Çokhýzlý çalýþýp geliþebilecek,her yerde kendini sevdire-bilecek ve baþarýya ulaþa-bilecek bir çocuk. Amakendine hiç güveni yok.Tam bir ümitsizlik içinde,ipin ucunu koyuvermiþhalde. Çocuða soruyorum:"Oðlum sen çok akýllý, çoktatlý bir delikanlýsýn ve benseni çok sevdim, çokbeðendim. Sen neye böyleters iþler yapýyorsun?Derslerden baþarýsýz olun-ca en çok üzülecek sensin"diyorum. "Annem bendendaha çok üzülür, üzülsün"diye cevap veriyor.Annesinin üzülmesini bil-

hassa istiyor. Onunüzülmesi pahasýna kendinide ateþe atýyor. "Oðlum"annen seni seviyor; hemde çok seviyor. Sevdiðiiçin üzülüyor. Neye ondanintikam almak ister gibibir halin var?" diyorum."Ama" diyor "Ben odamdaoynuyorum, geliyor, niyeçalýþmýyorsun diye,saçlarýmý çekerek baþýmýkoltuða vuruyor" bunlarýsöylerken çok duygulandý,gözleri doldu, yaþlarakmaya baþladý. Onuseviyorum, okþuyorum,"Annenle de konuþacaðým,onun yanlýþ tutumlarýnýdüzelteceðim" diye sözveriyorum. Söz verdimama bakalým anneye lâfdinletebilecek miyim?Aslýnda çocuk anneyiseviyor, ona sokuluyor,baþýný omzuna dayýyor,ondan destek bekliyor.Ama anne çocuðun ihti-yacýný, sevgi, övgü, beðe-nilme ihtiyacýný görmüyor."Çalýþ, çalýþ" demekle,baþýnda jandarmalýk yap-makla en doðruyu yap-týðýný sanýyor. Anneninsürekli suçlamalarý,kötülemeleri çocuðu tersyönde etkiliyor. Belkibaba da kötülüyor. Çocukda onlarýn söylediklerinintersini yapýyor, inadýna on-larý üzecek þeyler yapýyor,onlardan adeta intikam

SEVGÝ DÜNYASI4

alýyor, tabii þuursuzolarak. Anneye az konuþ-masýný ve oðlunu birazövmesini söylüyorum."Ben onu hep övüyorum,ama hiç çalýþmýyor, nedersem tersini yapýyor"diye konuþmaya baþlýyor,yine bir sürü lâf ediyor."Haným" diyorum "öncesizin tedaviniz gerekiyor.Çocuðunuzun düzelmesiniistiyorsanýz, lütfen buçocuða hiç karýþmayýn.'Çalýþ' demeyin, ilgilen-meyin. Siz zararlý oluyor-sunuz. Yoksa bu çocukbaþýnýza belâ olacak."

TERBÝYE TATLIDÝLLE ve SEVGÝYLE OLUR

Çocuðu iyi oldukça,söz dinledikçe seven,hattâ þýmartan, söz dinle-meyince de, en aðýrkötülemeleri yapan veyadöven anne-babalarýn yap-týðý terbiye deðildir. Kendigönüllerine uygundavranýþlar ve tepkilerdir,onlarýn yaptýðý. Çocukannesinin ve babasýnýnhangi sözüne inanacaðýnýve güveneceðini bile-memektedir. "Benim güzelçocuðum, akýllý çocuðum"diyen övgüsüne mi? Yoksakafasý kýzýnca avazý çýktýðýkadar baðýrarak yaptýðýkötülemelere mi? O

kötülemelerde çocuðun neaptallýðý, ne geri zekâlýoluþu, ne þýmarýklýðý, neküstahlýðý, ne tembelliðikalmaktadýr. Ve bukötülemeler, övgülerdençok daha güçlü bir tonda,etkili, inandýrýcý birifadeyle söylenmektedir.Elbette bu kötülemelerdaha etkili olmaktadýrçocuk üzerinde. Çocukkendini terbiyesiz, akýlsýzve tembel olarak görmekteve kendine güvenini kay-betmektedir. Sonra daseverken söylenen övücüsözler çocuk için hiçinandýrýcý olmamaktadýr.

Öyleyse çocuðu terbiyeederken, kendi reaksiyon-larýnýza çok dikkat etmek,kýzarken ve severken ken-dinizden önce çocuðunuzudüþünmek zorundasýnýz.Böyle yapmazsanýz çocu-ðunuzu çýðýrýndan çýkar-mýþ olursunuz ve sonundayýllar boyu onun sýkýntýsýnýyine siz çekmiþ olursunuz.Tabii çocuðunuz da aldýðýkötü terbiye ve eðitiminzararýný ömrü boyuncaçeker, o da çocuklarýnaayný kötü etkileri yapmayabaþlar. Yani siz torun-larýnýzýn bile kaderlerineetkili olmuþ, onlarýn dasorumluluðunu yüklenmiþoluyorsunuz. Terbiye veeðitimde önce çocuðunuza

samimi olduðunuzu, söz-lerinizin, övgü ve tenkit-lerinizin doðru ve onunhayrýna olduðunu göster-melisiniz. Onu içtenliðini-ze ve sevginize inandýr-malýsýnýz. O sizi düþmangibi görmemeli, yalnýznasihat eden, azarlayan,ama aslýnda hep kendikeyfini düþünen bir ebe-veyn olarak tanýmamalýdýr.Öyle tanýrsa, sizi düþmanbilirse, sevginize inanmaz-sa sizi rahatsýz etmek iste-yecek, hattâ sizden inti-kam almak için kendincebir takým yollar bulacaktýr.Gece altýný ýslatacaktýr,altýna aptesini yapacaktýr.Çalýþ dediðiniz dersleriçalýþmayacaktýr. Evdeeþyalara zarar verecektir.Kendini güçlü hissedincede sizi suçlamaya, sizehakaret etmeye, küfretme-ye, sizin tüm uyarýlarýnýzakulak týkamaya, daha ilerigiderseniz sizinle kavgaetmeye baþlayacaktýr.

Öyleyse çocuðunuzukarþýnýza almamalýsýnýzöncelikle. Ona az nasihatetmelisiniz. Ýyi ve doðrudavranýþlarýn nelerolduðunu genel olaraksöylemelisiniz. Ya dahikâyeler ve örnekleriçinde anlatmaya çalýþ-malýsýnýz. Ama mutlaka,onu gerçekten sevdiðinizi,

5SEVGÝ DÜNYASI

onun hayrýný öncelikledüþündüðünüzü bellietmelisiniz. Ondagördüðünüz deðerleriiçtenlikle belli etmelisiniz,onu sýk sýk övmelisiniz. Okendi deðerlerini görmeli,sözlerinizin doðruluðunainanmalý ve öylecekendine güvenmelidir.

Çocuðunuzu gerçektenseviyorsanýz, onun gerçek-ten çocuk olduðunu vebirçok þeyi sizdenöðreneceðini biliyorsanýz,onun hatalar yapacaðýný,ters iþler yapacaðýný önce-den kabul edersiniz. Ozaman hatalarýna kýzmazhatalarýný hoþgörü ilekarþýlarsýnýz. Hatanýn yan-lýþ bir iþ olduðunu, ona hiçyakýþmadýðýný, bir dahayapmamasý gerektiðinikesin bir dille, amasevgiyle belirtirsiniz. Buçocuðunuzun düzelmesiiçin en etkili metottur. Birde bilmelisiniz ki üç yaþcivarý, bir de 6-7 yaþcivarý, sonra da buluð çaðýçocuklarýn kiþiliklerinibulma, kendilerini kanýtla-ma dönemleridir. Odönemlerde çocuk kendibildiðini yapmak, sizindediklerinizi, ne kadardoðru olursa olsun, yap-mamak eðiliminde olacak-týr. O devrelerde çocuðu,biraz daha hoþgörülü tuta-

caksýnýz. Ýnatlarýnýanlayýþla karþýlayacak-sýnýz. "Peki, sen bilirsin,ama bu hareketin yanlýþ,sana zarar verecek, denegöreceksin." deyiniz. Onasaygý duyduðunuzu, ayrýbir kiþiliði olduðunu, sizinesiriniz olmadýðýný, bunukabul ettiðinizi ve ancak oisterse kendisi için olanþeyleri yapabileceðini, onagöstereceksiniz. Onun siz-den istediði de zaten bun-lardýr. Onun bir kiþiliðivar, kendi istekleri vedilekleri var ve siz de onasaygý duyuyorsunuz. Ýþteterbiyede esas budur.Çocuðunuzu, ona deðerverdiðinize, saygý duy-duðunuza, büyük adamyerine koyduðunuza, onunisteklerine, sözlerine, fikir-lerine önem verdiðinize,gönülden inandýrabilirse-niz, terbiyeniz mutlakabaþarýya ulaþacaktýr.

ÇOCUÐUNUZUN KAZANACAKLARINELER OLMALIDIR?

Çocuðunuzun iyi veüstün bir insan olmasýnýistiyorsunuz. "Benimoðlum büyük adam ola-cak!.." ya da "Benimkýzým deðerli, üstün büyükkadýn olacak!.." diyor-sunuz. Bunlarý söylerkenbüyüklükten kastýnýz

nedir? Çok zengin olacak,çok ünlü olacak, ya damevkii yüksek olacak mýdemektir? Kastýnýz bun-larsa, gerçek büyüklük,gerçek üstünlük bunlardeðildir. Gerçek büyükinsan, yükselmenin beþesasýný tam benimseyipuygulayandýr öncelikle.Yani herkesi kardeþ bilipcandan seven, herkese iyi-lik eden, kimsenin hakkýnatecavüz etmeyen, doðru vedürüst olan, düzenli birþekilde çalýþmasýný bilenve sürekli bilgisini artýrmayolunda olan kiþi büyükinsandýr. Büyük insan bun-lardan baþka, insanlarýneksikleri ve hatalarý ola-bileceðini bilerek,hoþgörülü ve sabýrlýdavranandýr. Ýnsanlarýndüzelmesi ancak sabýrlý vehoþgörülü davranarak,sevgiyle yol göstererekolur çünkü. Büyük insan,kendi deðerlerini de bilen,kendine güvenen, kendinide seven, gerektiði yerdeküçülmesini bilendir. Yanikimseyi hor görmeyen,kimseye tepeden bak-mayan, aksine gönülalmaya, gönle girmeyeönem veren insan büyükinsandýr. Yaradan'ýnýtanýyan, O'nun yarattýðýher þeye saygý ve sevgiduyarak O'na olansaygýsýný ve sevgisini

SEVGÝ DÜNYASI6

gösteren büyük insandýr.Öyleyse çocuklarýnýzýgerçek büyük ve deðerlibir insan yapmak istiyor-sanýz baþtan itibaren bi-linçli, ne yaptýðýný, nereyevaracaðýný bilen bir çabaiçinde olmalýsýnýz.

Terbiye ve eðitim beþik-ten baþlar, bir yaþa kadaranne-babanýn yardýmýylayürür. Bir yaþtan sonraaraya okul girer, okuduðu,dinlediði, gördüðü þeylergirer. Ama beþiktenmezara kadar süreneðitimde ve deðiþmedekiþinin kendi isteði, kendidileði ve kendi çabasý roloynar. Yani çocuðunuzusiz deðiþtiremezsiniz.Onda ancak deðiþme,düzelme ve yükselmeisteði, gayreti ve güveniuyandýrabilirsiniz. Aslýndadeðiþmeyi ve yükselmeyiyapan insanýn kendi aklýkendi ruhudur. Dýþardanyapýlan tüm yardýmlar,etkiler, telkinler yalnýzcainsanýn kendi ruhunu veaklýný deðiþme yönündeharekete geçirmeye yarar.Bu gerçeði iyice bilir vekabul ederseniz, çocuk-larýnýzý zorlamaya, kötüle-meye gitmez, aksineonlara deðer vererek,onlardaki deðerleri kendi-lerine göstererek, onlardayükselme istek ve güveni-

ni kazandýrmaya çalýþýr-sýnýz. Güven kazandýrmasözünü ýsrarla kullanýyo-rum. Çünkü çoðu zamançocuðunuz, öðrenmeyi,deðiþmeyi ve yükselmeyiisteyebilir. Ama bunlarýyapabileceðine, baþara-bileceðine inanmýyorsa vekendine güvenmiyorsagayret gösteremez.

Çocuðunuzu küçüktenitibaren rahat konuþmaya,büyüklerle olsun, kendiakranlarýyla olsun sýkýl-madan, ürkmeden, yanlýþyapacaðý endiþesine kapýl-madan konuþmaya alýþtýr-malýsýnýz. Fikirlerini yan-lýþ bile olsa, açýklýkla verahatlýkla söyleyebilme-lidir. Anne-baba çocuðuhep susturursa, kötülerse,çocuk nasýl rahat konuþa-caktýr? Bazýýlarý bu kadarkötü davranmazlar, amaçocuk konuþurken dudak-larýnda alaylý birgülümseme vardýr. Ya dabirbirlerine veya yakýnlarý-na güya gizliden göz kýr-parlar. Bu tarz davranýþlarýçocuk, çoðu kez fark eder,kýrýlýr, içine kapanýr,kendine güveni azalýr veanne-babanýn yanýndamümkün mertebe konuþ-mamaya dikkat eder.Kendi arkadaþlarý veyahizmetçiler onun için dahadeðerlidir. Çünkü onlar

çocuða önem ve deðerverirler, onu dikkatle, cid-diyetle dinlerler. Çocuðu-nuzun güzel ve düzgünkonuþmasýný, onun fikir-lerini iyi bir þekilde ifadeetmesini istiyorsanýz, onaönem vererek dikkatle veciddiyetle dinleyin. Onubüyük adam yerine koyun,büyüklerinin, akrabalarýný-zýn ve dostlarýnýzýn yanýn-da konuþmasýna izin verinve buna alýþtýrýn. Baþarý-larýný övün, takdir edin.Onun aranýzda yeri olsun.

Çocuðunuz ne saldýrgan,ne de pýsýrýk olmamalýdýr.Haklarýný cesaretle, amaakýlla, incelikle, saygýylasavunmasýný bilmelidir.Bunu çocuða ebeveyniöðretecektir. Kötülüðünde, iyiliðin de dönücüolduðunu ona küçüktenöðretilmelidir. Hakkýnýveya kendini koruyacaðýmderken haksýzlýða,kötülüðe, düþmanlýðasapmamalýdýr. Çocuklarkolayca aþýrýya kaçýverir-ler. Duygularýný kontrolonlar için zordur. Buradaebeveyni sürekli çocuðaitidalli olmayý, soðukkanlý,ýlýmlý hareket etmeyitelkin etmelidir. Daimaakýlla, düþünerek hareketealýþtýrmalýdýr. Pire içinyorgan yakmak akýllýca biriþ deðildir. Her þeyi gurur,

7SEVGÝ DÜNYASI

izzetinefis veya saygýnlýkkonusu yapmak akýllýcabir iþ deðildir. Ama elbettekendisini saydýrmayý, ken-dini korumayý bilecektir.Bu, susulmasý gerekenyerde susmasýný, konuþul-masý gereken yerde konuþ-masýný bilerek olur. Enönemlisi de insanýn guru-ru, saygýnlýðý baþkalarýnadeðer ve önem vererekkorunur.

Çocuk hiç kavgaetmeyecek midir? Hayýr,edecek, kendini cesaretlekorumasýný bilecektir.Problemleri kavgasýzçözemeyecekse, baþkaçare kalmamýþsa, kavgaedecektir. Her haksýzlýða,her zorbalýða, her saldýrýyaeyvallah diyen, ses çýkart-mayan bir çocuk korkaksayýlýr. Korkaklar arka-daþlarý arasýnda sayýlmaz-lar ve deðerli olamazlar.Önemli olan kavgasýzolarak kendini saydýra-bilmekte, haklarýnýkoruyabilmektedir ama.

Çocuðunuza kibarlýðý,nezaketi, temizliði, düzenliolmayý ve disiplinli olmayýküçükten benimset-melisiniz. Kibar davrananve kibar konuþan birçocuk, her yerde deðerliolur ve sayýlýr. Amaelbette çýtkýrýldým, haným

evlâdý denen tipten birkibarlýk deðil bu. Çevre-sine uyum içinde olan birkibarlýk olacak.

Temizlik çocukluktanitibaren alýþtýrýlýrsa hiçproblem olmaz çocuða."Yavrum ayaklar, el, yüzyýkanmadan yatarsandýþarýnýn pisliðini yataðataþýrsýn. Aðýz yýkanmadanve diþler fýrçalanmadanyatarsan yemek kýrýntýlarýdîþlerini fýrçalamayanlarýndiþlerini çabuk çürütür veonlarýn aðýzlarý pis kokar"tarzýndaki konuþmalar ilkyaþýndan itibaren yapýl-malýdýr. Düzen,elbiselerinin, eþyalarýnýn,okul çaðýnda da kitap-larýnýn, defterlerininyerinde, düzenli ve temizolmasýna alýþtýrýlmalýdýrçocuk. Düzen baþarýdabüyük rol oynar. Disiplinliolmak da çok önemlidir.Çocuk kendi kararlarýnave evin, okulun kurallarýnauymayý mutlaka öðrenme-lidir. Karar verdiði, yapa-caðým dediði þeyi mutlakayapmalý, yapmayacaðýmdediði þeyi mutlaka yap-mamalýdýr. Kararsýz veyaasi, düzen, kural tanýmazbir çocuðun baþý belâdankurtulamaz. Doðru yaþambilgilerine uymak, disip-linli ve prensipli insanolmanýn ana þartýdýr.

ÇOCUK ÖRNEK GÖRMELÝDÝR

Çocuðuna yükselmeninbeþ esasýný, cesareti, kibar-lýðý, temizliði, düzeni vedisiplini öðretecek ana-baba, bu konularda onamutlaka örnek olmalýdýr.Çocuðuna tavsiye ettiði vebenimsetmeye çalýþtýðýdoðrularý kendisi yapmaz-sa, çocuk onlarýn doðru,yararlý, gerekli ve zorunluolduðunu hiç bir zamankabul edemez. Kabuledemediði þeyleri de yapa-maz. Kendisi hiç çalýþ-mayan bir baba veya anne,çocuðuna 'çalýþ' derse, busözü ne derece etkili olur?Hele tembelliði ile, kahveköþelerinde vakit geçirme-siyle suçlanan bir baba,çocuðuna ne hakla çalýþ-masýný söyleyebilecektir?.Ya da evdeki iþlerinihizmetçiye gördüren, ken-disi yalnýzca süslenme veeðlenme peþinde koþan birannenin, sözü çocuküzerinde etkili olabilir mi?Ayný þekilde yalansöyleyen, onu bunukandýran ana-baba, çocuk-larýna doðru ve dürüstolmayý söylerse baþarýyaulaþabilir mi? Herkesedüþmanlýk eden, akra-balarýný bile arkadankötüleyen bir ana-baba,çocuða sevgiyi nasýl

SEVGÝ DÜNYASI8

öðretebilir? Düzensiz,savruk, sözünde, kararýndahiç duramayan bir ana-baba çocuðuna düzeni vedisiplini nasýl öðretebile-cektir? Kendileri temiz-liðine dikkat etmeyen birana-baba çocuklarýna te-miz olmayý öðretebilir mi?Ýþte onun için iyi ve doðruesaslarý ve davranýþlarýönce siz uygulamayaçalýþacaksýnýz, çocuðunuzaonlarýn yapýlabilirliðini,yapýlýnca ne hayýrlý, negüzel olduðunu göstere-ceksiniz. Terbiyede örnekgörmek çok önemli et-kendir. Ýyi örnekler insan-larý iyiliklere, üstünlüklereözendirir. Kötü örneklerde kötülüðe yöneltir; heleçocuklar için en önemlikiþiler olan ebeveyndengeliyorsa. Ayrýca iyi veüstün yolda gitmek dahaçok çabayý gerektirir. Kötüyolda gitmek daha kolay-dýr. "Hocanýn dediðini yapda, yaptýðýný yapma", for-mülü maalesef hiç geçerlideðildir.

Çocuða terbiye veeðitim mutlaka bilgiyleolur. Bu konudaevlenecekler ve hele çocuksahibi olacaklara zorunlukurslar açýlmalý, çocuk ter-biyesinin nasýl yapýlacaðýöðretilmelidir.Annesinden, babasýndan

gördüðü gibi davranmayýen doðru sanan ebeveynlerçok yanýlýrlar. Pedagojidiye (Çocuk Eðitimi, ter-biyesi) bir bilim dalývardýr. Bu konudayapýlmýþ birçok araþtýr-malar ve yayýnlanmýþ birçok kitaplar vardýr. Onlarýokumak mümkün olmasabile, bazý ana esaslar anne-babaya öðretilebilir. Þuyazýmdaki yazdýklarýmbile birçok bilgi verir,öðrenmek isteyene.Terbiyeyi rasgele, içtengeldiði gibi yapmak yan-lýþtýr. Hele çocuklara anlýksevgi ve kýzgýnlýklara göredavranmak çok yanlýþtýr.

Çocuklarýn terbiye veeðitiminde anne vebabanýn uyumu, aynýesaslarý yardýmlaþarakuygulamayý istemeleri çokönemlidir. Yoksa anneninuyguladýðý metodu babakötülerse, babanýn yap-týðýný da anne tenkit edersehiç bir iyi sonuca varýla-maz. Hele terbiyekonusundaki tartýþmalarçocuðun yanýnda yapýlýrsaçok daha kötü sonuçlaragider. Çocuðun zamanla,hem babaya, hem anneyegüveni kalmaz. Her ikisin-den de gelecek iyi telkinve uyarýlarý alamaz. Annebaba arasýnda anlaþma,fikir birliðine varma,

uyum ve uyuþma þarttýr.Diyelim ki anne çocuk ter-biyesi konusunda deðerlibir kitap okudu ve bunuuygulamaya baþladý. Bababunlarý bilmiyorsa, onlarakarþý koyacaktýr. Öyleyseönceden ikisinin de okitabý okumalarý, üzerindetartýþmalarý ve kendilerineuygun ortak bir metotüzerinde anlaþmalarýgerekir. O zaman "senindediðin olacak; hayýrbenim dediðim olacak,ben onun annesiyim, bende onun babasýyým" tartýþ-malarýna lüzûm kalmaz.

Demek ki terbiye dikkatisteyen, bilgi isteyen,örneklik isteyen, annebaba arasýnda uyumisteyen çok önemli birkonudur. Ama terbiyeküçüklükten itibaren birinsanýn hayatýna ve doðruyolu, yönü ve þekli verdiðiiçin fevkalâde gerekli veönemlidir. Ýnsanlarýn ömürboyu çektikleri sýkýntýlar,yaptýklarý yanlýþlar,karþýlaþtýklarý belâlar iyibir terbiye ve eðitimleönceden önlenebilir.Dünyada insanlar birliðeulaþacaklarsa, bununesaslarý mutlaka çocukluk-tan itibaren benimsetilme-lidir. Analara, babalara nemutlu!.. Hayýrlý evlatyetiþtirirler.

9SEVGÝ DÜNYASI

SEVGÝ DÜNYASI10

Gülyüzlülerden Ýbretler: 37

Hz. Ýsa’nýn Son PeygamberiMüjdelemesiAhmet Kayserilioðlu, Psikolog

ÝNCÝL'DE

Mesih Ýsa kendisinden sonra kiminyol gösterici olarak görev yapacaðýnýYuhanna Ýncili'nde þöyle dile getiriyor-du:

** Eðer beni seviyorsanýz emirlerimitutarsýnýz. Ben de Baba'ya yalvaracaðýmve O size baþka bir Tesellici, HakikatRuhunu verecektir. Tâ ki daima sizinle

birlikte olsun. Onu dünya kabul edemez,çünkü onu görmez ve bilmez; siz onubilirsiniz, çünkü yanýnýzda duruyor veiçinizde olacaktýr. (14/15-17)

** Yanýnýzda dururken size bu þeylerisöyledim. Fakat benim ismimleBaba'nýn göndereceði Tesellici, RuhulKudüs, o size her þeyi öðretecek ve sizesöylediðim her þeyi hatýrýnýza getirecek-tir. (14/25-26)

SEVGÝ DÜNYASI11

** Artýk sizinle çok þeyler konuþma-yacaðým, çünkü bu Dünyanýn reisigeliyor ve bende onun hiçbir þeyi yok-tur. (14/30)

** Baba'dan size göndereceðimTesellici, Baba'dan çýkan Hakikat Ruhugeldiði zaman, benim için o tanýklýkedecektir. Siz de tanýklýk edersiniz,çünkü baþlangýçtan benimleberabersiniz. (15/26-27)

** Þimdi ise beni Gönderen'e gidiyo-rum ve sizden kimse "Nereye gidiyor-sun?" diye bana sormuyor. Fakat size buþeyleri söylediðim için yüreðinizi kederdoldurdu. Bununla beraber ben sizehakikati söylüyorum. Benim gitmemsizin için hayýrlýdýr. Çünkü gitmezsemTesellici size gelmez. Fakat gidersemonu size gönderirim. Ve o geldiði zamangünah için, kurtuluþ için ve hüküm içindünyayý aydýnlatacaktýr. (16/5-8)

** Size söyleyecek daha çok þeylerimvar. Þimdi dayanamazsýnýz, fakat oHakikat Ruhu gelince size her hakikateyol gösterecek; zira kendiliðindensöylemeyecektir. Fakat her ne iþitirsesöyleyecek ve gelecek þeyleri sizebildirecektir. (16/12-13)

Yukardaki Ýncil âyetlerini Hýristiyanve Müslüman din bilginleri farklýyorumlamaktadýr.

Roma Ýmparatorluðunun uçsuz bucak-sýz topraklarýnda çok deðiþik inanç velisanlarý olan topluluklara Ýsa dininiyaymak için görevlendirilen 12 havari,bu büyük yükün altýndan nasýl çýkabile-

cekti? Hz. Ýsa onlara Kutsal RuhCebrail'in vahiylerle ilhamlarla yardým-cý olacaðýný, deðiþik dilleri kendiliðin-den konuþup anlaþabileceklerini önce-den müjdelemiþti. Nitekim Ýncil'deki"Resûllerin Ýþleri" bölümünde bunundeðiþik uygulamalarýný zaten görmek-teyiz. Bu durumda yukardaki âyetlerinbirçoðunu bu þekilde yorumlayabiliriz.Ancak sadece bu kadar deðil. Bu iç içecümlelerde ayný zamanda son peygam-ber Hz. Muhammed'in görevinden desöz edilmektedir. Özellikle en son âyetteonun kendiliðinden konuþmayýp vahiyleiþittiði sözleri söyleyerek gerçekleri dilegetirmesi, Hz. Muhammed'in yaþamýnatam tamýna uymaktadýr. Bu gerçekKuran'da çok daha net ifadelerle ortayakonmaktadýr.

KURAN'DA

** Onlar ki yanlarýndaki Tevrat veÝncil'de yazýlmýþ bulacaklarý ümmipeygambere uyarlar. O, onlara iyiliðiemreder, kötü ve çirkinden alýkoyar.(7/157)

** Meryem oðlu Ýsa da þöyle demiþti:"Ey Ýsrailoðullarý! Ben size Allah'ýnelçisiyim. Benden önce gelen Tevratýdoðrulayýcý ve benden sonra gelecekAhmet adýnda bir elçiyi müjdeleyiciolarak gönderildim. Fakat Ýsa'nýnmüjdelediði elçi onlara apaçýk delillerigetirdiðinde, "Bu katýksýz bir büyüdür"dediler. (61/6)

Yukarýdaki âyetlerin ilkinde þu andaelimizde olan Tevrat ve Ýncil'de Hz.Muhammed'in geleceðinin yazýlý

SEVGÝ DÜNYASI12

olduðu açýkca ifade edilmektedir. Bunedenle yukardaki Ýncil âyetlerininÝslam bilginlerince yapýlan yorum-larýnýn tanrýsal bir doðrulamasý olmak-tadýr. Sonraki âyette ise bugünküÝncil'lerde bulunmamasýna raðmen Hz.Ýsa'nýn Ahmet adýyla son peygamberimüjdelediði hiçbir baþka yoruma imkântanýmadan, dosdoðru ortaya konmak-tadýr. Aþaðýda okuyacaðýnýz BizimCelselerimiz'de de bu yinelenmektedir.

Ayrýca Hz. Ýsa'nýn bunu dile getirdiðiesnada, ona inanmayýp kendisindenkanýt isteyen hayýrdan uzak kiþinin,nasýl apýþýp kaldýðý da bizlerebildirilmektedir.

BÝZÝM CELSELERÝMÝZ'DE

** Bir zaman, sizin yaþadýðýnýz gün-lere benzer bir günde, þimdi adýnýbildiðiniz, þimdi beklediðiniz.. Ýsakendinden sonra gelecek gülyüzlününAhmet adýyla müjdesini verdiði biryerde, hayýrdan uzak, belâ çukurunayakýn biri çýktý ve sordu. Dedi ki: "Seney her þeyi haber veren, her þeyi bildiði-ni söyleyen, bilir misin ki, þimdi þu andabenim evimde ne vardýr, bana ait olan?Ve bilir misin ki þimdi þu anda ne vardýr,benim evimde senelerdir biriktirdiðim,kendim için?" Bir çýrpýda söyledionlara, ismini bildiðiniz, o adamýn evin-de olaný. Ve o adamýn evinde olanýn,aslýnda o adamýn olmadýðýný. O adamöylece dondu, öylece kaldý, soru sor-duðu yerde piþman...

Ve dedi ki ismini bildiðiniz: "Size gele-cek benden sonra o gülyüzlü. Ve o da

size haber verecek, iþaretleyecek ondansonra gelecek olaný ve olacak olaný."

Görüldüðü gibi Bizim Celselerimiz'dede son peygamberin Ahmet adýylamüjdelendiði tamamen doðrulanmak-tadýr.

O hayýrdan uzak adamýn evinde birik-tirdiklerinin Hz. Ýsa tarafýndan apaçýkortaya dökülmesi mucizesindenKuran'da þöyle söz edilmektedir:

** Onu (Ýsa'yý) Ýsrailoðullarýna birresûl yapacak ve onlara þunlarý söyleye-cektir: "Þu bir gerçek ki, ben sizeRabbinizden bir mucize getirdim. Bençamurdan kuþ yapar, ona üflerim deAllah'ýn izniyle gerçek kuþ oluverir. Benkörü ve cüzzamlýyý iyileþtirir, ölüleriAllah'ýn izniyle diriltirim. Evlerinizdeyemekte ve biriktirmekte olduklarýnýzýsize haber veririm. Eðer inananlarsanýzbunda sizin için tam bir mucize vadýr.(3/49)

Yukarýdaki âyette söz edilen çamur-dan kuþlarýn diriltilmesiyle ilgili biraným var. Kuran ve Ýncil'in nasýl birbiri-ni onayladýðýnýn bir örneði olarak bunuda sizlerle tekrar paylaþmak istiyorum:

Ýncilleri ve dinini çok iyi bilen,Kuran'ý da yeterince incelemiþ olan birHýristiyan arkadaþým çok geçmiþ yýllar-da: "Kuran'da Hz. Ýsa'nýn çamurdankuþlarý dirilttiði yazýlý. Ama Ýncil'lerdeböyle bir þey yok!.." diyerek þüphesiniortaya koymuþtu. Gerçekten MS.325yýlýndaki Ýznik Konsilinde o zamanmevcut olan pek çok Ýncil'den ancak

SEVGÝ DÜNYASI13

dördü onaylanmýþ, diðerleri "apokrif"diyerek bir kenara býrakýlmýþtý.Arkadaþýmýn söylediði gibi bu 4 Ýncil'deÝsa'nýn böyle bir mucizesinden sözedilmez. Ancak Almanya'dan getirt-tiðim apokrif Thomas Ýncili'nde þöylebir olay anlatýlýyordu: Ýsa çocukkenYahudilerin çalýþmasýnýn yasak olduðubir sebt (Cumartesi) gününde çamurdankuþlar yapýyor. Babalýðý kýzýp dakuþlarýn üzerine yürüyünce küçükÝsa'nýn: "Kaçýn sizleri parçalayacak!.."demesi üzerine çamurdan kuþlar can-lanýp uçuveriyorlar.

Görülüyor ki, Kuran'da papazlarýnbile bilmediði, sadece terkedilmiþÝncil'lerde anlatýlan bir olayýn dile geti-rilmesi, ilâhi metinlerdeki birlik veberaberliðin bir kanýtý olmaktadýr hepi-mize.

BÝR YABANCININ KALEMÝNDEN ÝSLÂM UYGARLIÐI

Evet, Hz. Ýsa'nýn Ahmet adýylamüjdelediði son peygamber gelmiþ vevahiyle aldýðý bilgilerle insanlýðaKuran'ý hediye olarak býrakmýþtýr. Þimdiise Ýslâm âleminde olup bitenlerdenbunalan bazý aydýnlar tarihi gerçekler-den habersiz sadece bugüne bakarak:"Gelmiþ de ne olmuþ sanki?" diyerekkuþkular içinde bocalamaktadýr. Bunedenle konumuzun bir uzantýsý olarakHz. Muhammed'in kurduðu diningerçek uygulayýcýlarýnýn þimdiki BatýUygarlýðýnýn temel taþlarýný nasýl dabüyük gayretlerle ortaya koyduklarýnýbir yabancýnýn kaleminden sizlere tekraraktararak yazýmý noktalýyorum:

"Bilim tarihi ile il-gili deðerli çalýþmala-rýndan dolayý önemliödüller kazanmýþolan Amerikalý fizikve kozmoloji uzmanýDennis Overby'ýn 30Ekim 2001'de TheNew York Timesgazetesindeki Ýslâmuygarlýðý ile ilgiliyazýsýnýn Bilim veÜtopya dergisininEylül 2010 sayýsýnda-ki çevirisinden bazýalýntýlar yaparakgeçmiþteki Ýslamuygarlýðý ile ilgili enyeni görüþleri aktar-mak istiyorum.

SEVGÝ DÜNYASI14

"Kuran tarafýndan bilgiyi aramakla veTanrýsal bildirimler için doðayý oku-makla görevlendirilmiþ ve ayrýca EskiYunan hikmetinin kýsmen gömülükalmýþ hazinesinden esinlenmiþ olanMüslümanlar, Ortaçaðlarda dünyanýnbilim merkezi olan bir toplum yarat-mýþlardý. Arap dili 500 yýl boyunca ilimve irfanla ayný anlama gelmiþ ve mo-dern üniversitelerin öncüleri cebir,yýldýzlarýn adlarý ve hattâ deneysel biraraþtýrma olarak bilim anlayýþý, bu AltýnÇaðýn onur verici geliþmeleri arasýndasayýlmýþtýr."

Oklahoma Üniversitesi'nden BilimTarihi profesörü Dr. Jamil Ragep,'Avrupa'daki hiçbir þey, takriben 1600yýlýna gelinceye deðin Ýslâm âlemindeyapýlanlarla karþýlaþtýrýlamaz' demekte-dir.

Ancak tarihçilere bakýlacak olursa, buAltýn Çað hakkýnda hâlâ çok az þeybilinmektedir. Bu dönemden kalmabüyük bilimsel yapýtlardan ancakbirkaçý Arapça'dan çevrilmiþtir. Ve bin-lerce yazma, henüz çaðdaþ âlimlertarafýndan okunmamýþtýr. Dr. Sabra,Ýslâm bilim tarihini henüz incelenmeyebaþlanmamýþ bir alan olarak nite-lendirmektedir. "Bilginler þu hakikatidile getirirken çok büyük bir sýkýntý çe-kerler ve üzüntülü görünürler: Ýslâm'ýnzengin entelektüel tarihi son yýllardakiolaylar yüzünden imaj kaybýnauðramýþtýr. Geleneksel olarak Ýslâm,ilim ve irfaný teþvik etmiþtir."

Georgetown'daki Müslüman - Hýristi-yan Mutabakatý Merkezinden Dr.

Osman Bakar: "Ýslâm ile bilim arasýndaçatýþma yoktur" demektedir. Muham-med'in ordularý, 7. ve 8. yüzyýllardaArap yarýmadasýndan çýktýklarýnda veÝspanya'dan Ýran'a kadar uzananülkelere yayýldýklarýnda Platon'un,Aristotales'in, Demokritos'un, Pytha-goras'ýn, Archimedes'in, Hippokrates'inve diðer Yunan düþünürlerinin yapýt-larýný da uygarlýklarýna dahil etmiþler-di... Dr. Lindberg: 'Batý, Yunan bilimi-nin yetersiz bir türevine, doðu ise hep-sine sahipti' demektedir.

965'de Irak'ta doðan Ýbn El Heysemmodern optiðin temelinde bulunan ýþýkve görme deneyleri yapmýþ ve hattâ bili-min, felsefi tartýþmalarýn yaný sýra de-neye de dayanmasý gerektiðini söy-lemiþtir.

Dr. Lindberg'e göre: 'O, Archimedes(Arþimet), Kepler ve Newton gibibüyük matematikçi bilginler arasýndasayýlmalýdýr.'

Þimdi Özbekistan'a baðlý bir þehirde973 yýlýnda doðan matematikçi,astronom ve coðrafyacý El Birûnî,13.000 sayfayý kapsayan 146 kadarkitap yazmýþtýr ve bunlardan birisi deHindistan'la ilgili çok ayrýntýlý bir sos-yolojik ve coðrafi incelemedir.

Ýbni Sînâ ise, 981'de þimdi Özbe-kistan'daki Buhara yakýnlarýnda doðanbir hekim ve filozoftur. Kendisi 1 mil-yon kelimelik bir týp ansiklopedisi olanve 17. yüzyýla kadar Batý'da bir el kitabýolarak kullanýlan "Týbbýn Kanunlarý"adlý kitabý derlemiþtir."

SEVGÝ DÜNYASI15

icr suresi 87'de aynen þöyledenmektedir: "Yemin olsunki, biz sana ikiþerlerden/ikililerden içe kývrýmlar

halindeki çift anlamlýlardan yeditaneyi/ yedilileri ve þu büyük Kuran'ýverdik."

Yedi taneli veya yedilinin "BüyükKuran" diye anýlan Kuran-ý Kerim'iniçindeki 7 âyetli Fâtiha suresi olduðu

genel bir kabul görmüþtür. Fâtiha'nýnKuran'ýn baþlangýcý ve özeti olmasýyanýnda, insan - Allah iliþkisini aydýn-latan, insanýn ruhsal hayatýnýn birbildirgesi, yol haritasý ve yön gösterenpusulasýdýr.

Fâtiha 7 âyettir. Kuran'ýn özelliklikýlýnan ikinci 7 âyetli suresi ise Mâûnsuresidir. Kuran bu iki yediliye özellik-le dikkat çekmektedir.

H

Kur’an-ý Kerim’inYedilileriGüngör Özyiðit, Psikolog

SEVGÝ DÜNYASI16

Bunlardan ilki, Fâtiha suresi, insan -Allah iliþkisinin nasýl olmasý gerektiði-ni gösterir. Ýnsandan - Allah'a Allah'tan- insana olan dikey iliþkiyi iþler.

Ýkinci yedili Mâûn suresi, insandan-insana yatay iliþkinin olmasý ve olma-masý gerekenleri bildirir. Öylece insanýesenliðe kavuþturan içsel ve dikey,diðeri de görünürdeki toplumsal- yatayiliþkinin ölçülerini verir.

O nedenle insanýn bir yüzü, bir þeyisterken Allah'a, bir þeyler verirken deinsana dönük olacaktýr. Bir eli almakiçin Allah'a açýlýrken, diðer eli vermekiçin insana uzanacaktýr. Fâtiha insanýnAllah'a yönelik halini bildirirken, Mâûninsan'a dönük halini konu edinir.

Ýslâm'ýn gönül erlerinden biri olanCüneyd el-Baðdadî, dayýsý ve eðiticisiSerî es-Sakatî'ye öðrenci olmak iste-diðinde, Serî ilk olarak ona þu öðüdüverir: "Sana cennete giden kestirme biryol göstereyim: Allah'tan baþkakimseden bir þey isteme. Ýnsanlarýnmuhtaç olduklarý hiçbir þeyi de elindeve tekelinde tutma."

Bu öðüt dinin en özlü tanýmý olup,ayný zamanda Fâtiha ve Mâûnsurelerinin bir özetidir.

FÂTÝHA

Açýlýþ ve giriþ anlamýna gelen Fâtiha,feth kökünden fethetmeyi de içerir.Fâtiha'da baþlangýç ve sonuç anlamlarýesrarlý bir þekilde birleþmiþtir. Fâtiha'ya

bu anlamda Kuran'ýn anasý dadenilmektedir. Fâtiha diðer yandanKuran'ýn bir seferde inen ilk suresidir.

Fâtiha üç temel direk üzerinde durur:Yaradan (Allah), yaratýlan (insan) veikisi arasýndaki hidayet, sýrat-ý müs-takim denen, dosdoðru yol.

Allah-insan arasý bu diyalog, varlýkve hayat dediðimiz bir oluþu sergiler.Oluþun çýkýþ kaynaðý yaratýcý kudretolan Allah'týr. O'nun varlýðý kuþatanbelirgin özelliði merhamettir. Bütünvarlýklarý sevgisinden vareden, koruyupgözeten, her birini oluþtaki rollerine vegörevlerine göre donatýp besleyen,düzene koyan, eðiten O'dur.. Oluþsürecinin bir adý da dindir. Oluþ süreci-ni yönetip - yönlendiren Allah, bunedenle din gününün de sahibidir.

Fâtiha ilk 4 âyetinde Allah'ý tanýtýr.Son 3 âyetinde ise insanýn Allah'lailiþkisine ýþýk tutar. Fâtiha'da 5Tanrý'lýk, 5 de kulluk niteliði belirtilir.Tanrýlýk sýfatlarý: Allah, Rab, Rahman,Rahim, Mâlik. Kulluk sýfatlarý ise:Ýbadet etme, yardým dileme, hidayet,istikâmet ve nimet isteði.

FÂTÝHA SURESÝNÝN MEALÝ

1. Rahman ve Rahim olan Allah'ýnadýyla...

2. Hamd, âlemlerin Rabbi Allaha'dýr.3. Rahmandýr, Rahimdir O.4. Din Günü'nün mâliki/sultanýdýr O.5. Yalnýz Sana ibadet ederiz ve yalnýz

Sen'den yardým dileriz.

SEVGÝ DÜNYASI17

6. Dosdoðru giden yola ilet bizi.7. Kendilerine nimet verdiklerinin,

üzerlerine gazap dökülmemiþlerin,karanlýða/ þaþkýnlýða saplanmamýþlarýnyoluna.

BESMELE

Surenin ilk âyeti besmele; Ýsim,Allah, Rahman ve Rahim olmak üzere4 kelimeden oluþur. Besmele 19 harfliolup, 19 mührünün de kanýtlarýndanbiridir. Ayrýca adý geçen 4 kelimeninher biri Kuran'da 19'un tam katlarýolarak tekrarlanýr.

Her iþe Besmele ile baþlamak"Yapacaðým iþi bütün iyilik ve güzel-liklerin kaynaðý olan Yüce Yaratýcý'nýnistediði yönde, O'nun rýzasýný gözeterekyerine getireceðim" demektir.

Her sure besmele ile baþlar. Bir tekTevbe suresinde besmele yoktur. Onunyerine Neml suresi 30. Âyette besmelegeçer ve öylece Kuran'daki 114 surekadar besmele tekrarlanýr. Besmele ilebaþladýðýmýz, O'nun gücünü arkamýzaalarak giriþtiðimiz her iþ hayra varýr.Ana dilimiz, ses bayraðýmýz Türkçe-mizle þöyle bir yakarýþta bulunabiliriz:

"Koruyan, Veren ve Varedeni anarakbaþlarýz. Hayýrla varettiðin bugünümeve her iþime, hayýrlý adýný anarak,hayýrla baþlarým. Günümü, iþimi ve herþeyimi adýn gibi hayýrlý kýl."

Yaratýlýþýn genel yasasý olarak birþeyin önce özeti çýkarýlýr. Sonra adým

adým o konunun ayrýntýlarýna girilir.Kuran'ýn indiriliþ gayelerinden ilkitevhid (Allah'ýn birliði ve tekliði), ikin-cisi iyilerin ödüllendirilip, kötülerincezalandýrýlacaðý "din günü" inancý,üçüncüsü Yaradan'ýn inananlarýn gön-lünü yýkayarak verdiði þükran duygusuile ibadet. Dördüncüsü insanlara, dünyave ahirette mutluluða eriþtiren yolugöstermek. Beþincisi de Allah'ýn koy-duðu sýnýrlar içinde duranlar, buyruðauyanlarla, buyruktan ayrýlanlarýn son-larýný ibret alýnsýn diye sergilemek.

HAMD VE ÞÜKÜR

Allah, yüce Yaratan'ýn en büyük veözel adýdýr. Ad bir yerde kimliktir. Engüzel isimler ve sýfatlar bu adýn içindetoplanýr.

Hamd, nimet içinde yaþamaktandolayý içimize dolan þükran duygusuile Allah'ý övüp yüceltmektir. Þükür,elde edilen bir nimet karþýlýðýndayapýlýr. Hamd ise daha genel olup,þükrü aþar. Hamd, Yaratýcý Kudret'inher türlü nimetin ve güzelliðin kaynaðýolduðunu bilmek, nimet bize ulaþmasada O'nu övmek, yüceltmek, hamdüsena'da bulunmaktýr. Her türlü, maddi-manevî nimetin kaynaðý olduðu içinbütün övgü ve ululamalar Allah'a özgüolup, O'nun hakkýdýr.

ÂLEMLERÝN RABBÝ

"Âlemlerin Rabbi" deyimine gelince,âlem bütün varlýk kategorilerinin geneladýdýr. Allah, gördüðümüz görme-

SEVGÝ DÜNYASI18

diðimiz, bildiðimiz bilmediðimiz bütünâlemlerin Rabbi'dir. Her birini kendiiçlerinde, diðerleriyle iliþkilerindedüzene koyar, besler, yönetir ve yön-lendirir.

Rab, terbiye edici demektir. BüyükKuran yorumcusu Elmalýlý Hamdi, Rabismini "bir þeyi kademe kademe, adýmadým terbiye ederek kemale eriþtirmek-tir" diye yorumlar.

Allah, bütün âlemleri çekipçevirirken, bir hedefe doðru terbiyeederken nasýl bir yol ve yöntem izle-mekte, ne gibi bir tavýr takýnmaktadýr?Ýþte üçüncü âyet bunun yanýtýný ver-mektedir: Rahman ve Rahîmdir O.

Bu sözcüklerin kökü olan rahmet;Allah'ýn yarattýðý her þeyi koruyan,kuþatan, kucaklayan koþulsuz sevgi-sidir. Ýçinde þefkat ve merhameti debarýndýrýr.

O'nun rahmeti iyiyi de kötüyü de,inananý da inanmayaný da kapsayan,kimseyi ayýrmayan ve kayýrmayan birsevgidir. Bu anlamda her varlýkRahman'ýn rahmeti içindedir.

Rahîm de "çok merhametli" demektir.Ne var ki, bu koþullu bir sevgidir.Çalýþanlarý, buyruða uyanlarý, deðerüretenleri özel olarak ödüllendirir.Rahîmliðin rahmeti gereði iyiler ödül-lendirilir ve kötüler cezalandýrýlýr.Rahîm adý Allah'ýn þaþmayan adaletinigösterir. Allah'ýn âlemlerin terbiyesinderahmet ve merhamet tavrýný seçmiþolmasý O'nun lûtfudur.

DÝN GÜNÜNÜN SAHÝBÝ

Din günü, hemen bütün Kuran çeviri-lerinde Kýyamet günü ile karýþtýrýlmýþ,ikisi de ayný gün olarak anlaþýlmýþtýr.Oysa bu iki günün ayrý olduðunuKuran kendi belirtiyor. Âdem'e secdeetmeyen Ýblis, Hicr suresinde insanlarýyoldan saptýrmak için "din günü"nekadar Rabbin ona verdiði süreyi beðen-mez, az bulur. Bu sürenin "kýyametgünü" ne dek uzatýlmasýný ister. Buyaman pazarlýktan anlaþýlacaðý üzere"Din günü" kýyametten önce Dünyadayaþayacaðýmýz bir ön hesap günü,gelmiþ geçmiþ bütün insanlarýn O'nunönünde toplanacaðý bir "Toplantýgünü", yargýlanacaðýmýz bir hesabaçekilme günüdür. O gün Ýblis'in iþibitecek, Dünyayý kötüye yönlendirenleryeryüzünden ayýklanacak, Dünya iyikullara kalacaktýr. Gökyüzünde olduðugibi, yeryüzünde de O'nun buyruklarýgeçerli olacak. Kuran Enbiya suresinin105. âyetinde bunu da müjdeleyerekþöyle demektedir:

"Andolsun Tevrat'tan sonraZebur'da da þunu yazmýþtýk:Yeryüzüne mutlaka benim iyilik vebarýþ seven kullarým varis olacaktýr."

Ve bu adil yargýlanma gününün Hz.Ýsa'nýn ikinci geliþine denk düþeceðiÝncil'de, Kuran'da ve hadislerdebildirilmiþtir. (1)

(1) Daha geniþ bilgi için bak: Sevgi Dünyasýsayý 575 Kasým 2016 "Yaradan Yeryüzünde BütünGönüllere Hükmedecek" Ahmet Kayserilioðlu

SEVGÝ DÜNYASI19

Din günü hesaba çekilme, karþýlýkgörme günü olarak iyinin kötüdenayrýldýðý, iyilerin ödüllendirilip, kötü-lerin cezalandýrýldýðý, O'nun adaletininDünya çapýnda gerçekleþtiði bir sürecinsonudur. Ve en hakiki Rab veyargýlayýcý olarak Allah o günün mut-lak sahibi ve hükmedicisidir. Altta daüstte de saltanat O'nun olduðu gibi,önde ve sonda da O'nun emri geçer-lidir.

ALLAH KUL ÝLÝÞKÝSÝ

5. âyetten itibaren Fatiha suresi,insan- Allah iliþkisine geçiþ yapar:"Yalnýz sana ibadet ederiz, yalnýzsenden yardým ve destek dileriz."

Hamd gibi, ibadet de sadece O'nayapýlýr. Bu âyetlerle þirkin (ortak koþ-manýn) kökü kazýnmýþtýr.

Ýbadet Yaratýcý'nýn yüceliði önündeküçülme, O'nun buyruklarýna gönülrýzasýyla uyma ve boyun eðmedir.Yaradan'la yaratýlanýn iletiþimi yukarý-dan aþaðýya, yani Allah'tan insanadoðru olduðunda vahiy halinde beliri-yor. Diyalog aþaðýdan yukarýya, baþkadeyiþle insandan-Allah'a doðru yön-lendiðinde ibadet ya da dua dediðimizeylem ortaya çýkýyor.

Ýbadet Tanrý'yý yüceltme duygusunundoruk noktasýdýr. O yüzden sadece hertürlü nimetin, özellikle hayat nimetinibahþeden Allah'a yapýlýr.

Ýbadet sözcüðünün asýl kaynaðýÝbranicedeki "aboda"dýr. Aboda iþ yap-mak, deðer üretmek, birisi adýna çalýþ-mak demektir. Bu durumda Allah'aibadet, sürekli iþ yaparak deðer üret-mektir.

Kuran'daki Allah-insan iliþkisi efen-di-köle iliþkisi deðildir. Özgür veözgün bir varlýðýn Yaratýcýsý ile bir olupbütünleþerek oluþa katýlmasý ve osüreçte etkin bir yol almasýdýr. Dahasý,Yaratýcý bunu böyle istemektedir:

"Allah'ýn yardýmcýsý olun" (Saf 14)"Eðer Allah'a yardým ederseniz,

Allah da size yardým eder."(Muhammed 7)

Ýbadetin Kuransal ruhu ölümsüzlüðüyakalamak ve Allah'ýn iþine katýlmakiçin sürekli iþ yapýp deðer üretmenin veemeðin kutsallaþtýrýlmasýdýr. SadeceAllah'a ibadet, Allah'tan baþkasýnakapýyý kapatýr. Ve insaný Allah'ýn yanýn-da ikinci, üçüncü derecede yedek ilâh-lar koyarak þirke düþmekten korur.Oysa inanan insanlar bile Allah'ýn yaný-na "Allah'a yaklaþtýrýcý evliya (Zümer5)" ve "Allah katýnda þefaatciler(Yunus 18)"koyuyorlardý.

Zümer 44'de "þefaat tümden vesadece Allah'ýndýr" denilerek bununüstü çizilir.

Kaf 16'da "Allah insana þahdamarýndan yakýndýr" sözüyle insan,Allah'a yaklaþtýrýcýlarýn hegemonyasýn-dan özgürleþir.

SEVGÝ DÜNYASI20

DOSDOÐRU YOL

6. âyet: "Dosdoðru giden yola ilet bizi"Geometride iki nokta arasýndaki en

kýsa yol bir doðrudur. Ýnsaný Allah'agötüren en kestirme ve kýsa yol da doð-ruluktur. Kuran "dosdoðru yol" diyerekbunu daha da pekiþtirir. Burada

Yaradan'dan istenen, doðru yolahidayettir. Hidayet, bir yolu göstermekve o yolda sebatý, sürekliliði saðlamadayardýmcý olmaktýr.

Elmalýlý Hamdi'ye göre hidayet, biri-ni tatlýlýkla, yumuþaklýkla ve inceliklehayra vardýrmaktýr.

Dosdoðru yol, insaný uçlara çekenaþýrýlýklardan kaçýnýp, orta yolda kararkýlmak, dengede durmaktýr aynýzamanda. Erdem de, davranýþlardaiki ucun ortasýný bulmaktýr. Örneðinmüsriflikle cimriliðin ortasý cömertlikeylemidir.

NÝMET VERÝLENLER

Ve 7. Âyet: "Kendilerine nimetverdiklerinin, üzerlerine gazapdökülmemiþlerin, karanlýða veþaþkýnlýða saplanmamýþlarýn yolu-na."

6. âyette yolun dosdoðru olmasýgerektiðini söylemek yeterligörülmemiþ, bunun somut örnekleri vekimlerin dosdoðru yolda olduklarý gös-terilmiþtir:

"Allah'a ve peygamber'e itaat edenkiþilere gelince, bunlar Allah'ýnkendilerine nimet verdikleriyleberaberdirler. Peygamberlerle, hakdostlarýyla, þehitlerle, barýþsever iyil-erle. Ne güzel dosttur bunlar!.. Böylebir beraberlik Allah'ýn lûtfudur. Herþeyi bilici olarak Allah yeter."

"Gazaba uðratýlanlar"a gelince, dinbilginlerince bunlarýn cahil ve þaþanlarolduðu belirtiliyor. Yani onlar yaptýk-larýyla gazaba lâyýk hale gelmiþlerdirdeniyor. Burada nimetten söz ederken"nimet verdikleri" sözüyle Allah'a gön-derme yapýlýrken, gazap söz konusuolduðunda "gazap ettiklerin" denilerekTanrý eylemin öznesi yapýlmýyor.Doðruyu kabul etmeyen, hak yoldansapan herkes bu âyetin kapsamýnagiriyor. Ve her insan yapýp ettiklerininilâhi düzendeki karþýlýðýný görüyor.Yani ateþi tuttuðu için eli yanýyor,Yaradan onun elini ateþe sokmuyor.

Genelde dinin, özelde Fatiha'nýnamacý Yaradan'la, yaratýlan insanýkucaklaþtýrmak, insana gönlündeAllah'ý buldurmaktýr.Buna O'nun katýndayer almak,Yaradan'ýniþine katýl-mak,

yeryüzündeO'nun gönüleri,eli ve dili olmakgibi bir þerefe ermek de diye-biliriz...

SEVGÝ DÜNYASI21

ölen- Symposion diyalogu,Platon'a (M.Ö. 427-347) ait enönemli eserlerdendir. Güzellikve sevginin felsefe tarihindeki

üst düzey örneklerinden olan eser,seçkin bir topluluðun sevgi üzerinekonuþtuklarý, tartýþtýklarý bir diyalog-dur. Diyalogda tek bir görüþün açýklan-masý ve temellendirmesi yapýlmaz. Pekçok görüþün birarada tartýþýlaraksergilenmesi söz konusudur.

Þölen diyaloguna asýl karakterini ka-zandýran Platon'un hocasý Sokrates'tir.Sokrates, "Sevgi üzerine ne öðrendiy-sem, ondan öðrendim" dediðiMartineialý Diotima adlý bir kadýndanve onun görüþlerinden sýkça söz eder.

Ancak bu kadýnýn gerçekte yaþamýþ birinsan mý? Yoksa sembolik bir þahsiyetmi olduðuna ait görüþler tartýþmalýdýr.Çünkü bu kiþi gerek Sokrates'inyaþamýnda gerek diyaloglarýnda hiçyanýnda veya yakýnýnda görülmemiþtir.

Diðerlerinin haz duygusuna karþýnSokrates hep iyilik duygusunu savun-muþtur. Ölümünden sonra öðrencisiPlaton'da onun düþüncelerinin takipçisiolmuþ, hattâ eserlerinde Sokrates'indüþüncelerine ve Diotima'ya atfettiðideðere sahip çýkmýþtýr.

Diotima'nýn ne söylediðine bak-týðýmýzda, sevginin kýlavuzluðununinsaný çeþitli yerlerden geçirdiði, bu

ÞölenDerleyen: Nihal Gürsoy

ÞResim: Symposium (Þölen) Anselm Feuerbach

SEVGÝ DÜNYASI22

aþamalardan geçerken, sevginin hareketettirici gücünü kendi içinde hissedeninsanýn, yeryüzündeki tüm varoluþbiçimlerini yansýttýðýný söyler ve "buvaroluþ biçimleri, etkisi hissedilengüzellik türlerine göre farklýlýklariçerir" der.

Sevginin kýlavuzluðuna kendinibýrakan kiþi, aþamalarý sýrasý ile yaþar,sýrlara yolunca erer. Sevginin ve güzel-liðin özüne giden bir yolculuktur bu.Buradaki güzellik sýralamasý, kendiiçinde bir hiyerarþi ortaya koymaktadýr.Yola giren kiþi, bu hiyerarþi içindesýrasýna uygun olarak ilerleyerek, tümgüzelliklerin kaynaðý olan güzelliðinözüne doðru adým adým yürüyecektir.

Bu yürüyüþ, sevginin olgunlaþmayolundaki insaný geliþtiren yönünüaçýkça ortaya koyan bir yürüyüþtür.Sevgisiz bu yol yürünemez. Aþaðýdabu hiyerarþinin temel baþlýklarý ince-lenmektedir.

GÖRELÝ GÜZELLÝK AÞAMASI

Güzelliðin ilk aþamasýdýr. Tek tekbedenlerde cisimleþen göreli güzellik,kiþiden kiþiye ve zamana baðlý olarakdeðiþebilmektedir.

Herkes için geçerli olmayabilir. Birkiþi için varolan güzellik ölçütleridiðerleri için farklýlýklar gösterebilir.Ya da bu gün için güzel olarak kabuledilen bir insan, yaþlýlýðýnda güzellikcazibesini yitirebilir. Burada kiþinin,bir bedende cisimleþen güzellik tarafýn-

dan etkilenerek sevme gücünün etkinhale gelmesi söz konusudur.

Güzelliði kendi yüreðinde hissedenkiþi, ona yaklaþmak ve onunla birlikteolmak ister. Bu güzelliðe yaklaþabil-mek için kendisini de güzelleþtirmeye,güzel sözlerle duygularýný dile getir-meye, güzel düþünceler edinmeye, er-demli davranýþlarda bulunmaya çalýþýr.

DÜÞÜNCE GÜZELLÝÐÝ

Göreli güzellik aþamasýnda, güzellikkarþýsýnda söylenen güzel sözler, yenibir aþamanýn kapýsýný açar. Bedendekigüzellik kavramý, düþüncelerdekigüzellik arayýþýný getirmeye baþlar.

Ancak bu geçiþ, birinci aþamayýgerçekten yaþayanlar için sözkonusudur. Doðrudan düþünce güzelliðiaþamasýna geçebilmek, göreli güzellikaþamasýný önceden yaþamýþ olanlar içinmümkün olabilir. Bedende kendisiniifade eden güzelliði övmek için aklýnve gönlün çalýþmasý, karþýsýndakiniöverek yüceltecek sözler söylemesi,sevgisini ifade edecek düþünceler veeylemler üretmesi gerekmektedir. Buaþamada, bedensel güzellik aþamasýkademeli olarak yerini düþünce güzel-liðine býrakmaktadýr. Kiþi, deðerli birvarlýðýn bedendeki pýrýltýsý sönük olsada düþüncelerdeki güzelliðin özündekisevgiyi coþturmaya yeterli olduðu birdurum yaþamaya baþlar. Sevgisini buyolla harekete geçirebilmeyi baþaraninsan, artýk deðerli düþünceleri veerdemleri arama yoluna girmiþtir.

SEVGÝ DÜNYASI23

EYLEM GÜZELLÝÐÝ

Düþünce güzelliðinin eylemlere taþýn-madýðý sürece fazla bir þey ifade etme-diðini gören kiþi, güzel düþünceleri,güzel ve yararlý eylemlere çevirmekister. Bu durum Þölen'de aþaðýdaki gibiifade edilir. "Güzelliði yaþamak; kiþiyi,ister istemez güzelliðin kaynaðýnadoðru çekmeye baþlayacak güzelliðinözündeki deðerleri keþfetme çabasý,eylemlerdeki güzelliðin erdemli olmak-tan geçtiðini öðretecektir."

Ýyi niyet, kiþinin düþünce olarakerdemli yaþama açýlan kapýsýdýr.Ancak, niyetler eylemlerde somut birþekilde ifade edilmeli, yaþama geçiri-lebilmelidir. Bunun için doðru bilgiyeve kiþinin kendisi üzerinde bu bilgilerleçalýþmasýna ihtiyaç vardýr. Bilginindüþünceleri hayata geçirmedeki önemi-ni kavrayan kiþi, içsel yolculuðundaartýk yeni bir aþamanýn önündedir.

BÝLGÝ GÜZELLÝÐÝ

Düþünceleri eyleme dönüþtürebilmeçabasý, yeni bilgileri ve doðru bilgileriaramaya yönelterek, kiþiyi bilgidekigüzelliðe yaklaþtýracaktýr. Gerçekgüzelliðin özüne yaklaþmaya baþlayankiþi sýradan bilgilerle yetinmeyip, var-lýðýn ve güzelliðin özüne dair bilgilerin,insana yarar saðlayan bilimin deðerinesahip çýkacaktýr. Þölen'de Platon budurumu þöyle açýklar.

"Tek baþýna varolan salt güzelliðevarmak, asýl güzelin özünü tanýmak

yolunda bilgi güzelliði aþamasý da biraraçtýr."

Bütün bu aþamalar kiþiyi, duygusal,zihinsel, kiþisel olarak olgunlaþtýracakdavranýþ, yaþayýþ yollarýndan bilgidekigüzelliðe ulaþan kiþinin gözleri artýkçok daha geniþ bir güzelliðe açýlacak,tek bir varlýða baðlanmayarak güzel-liðin evrelerini yaþamýþ olgun bir var-lýða dönüþecektir. Önüne serilen güzel-lik denizi karþýsýnda içi dolup taþacak,en güzel en yüce sözlerde ifadesinibulan bilgilerin yarattýðý engindüþüncelerle güçlenecek, birlik bilin-cine eriþmeye baþlayarak bir tek bil-giye, asýl güzelin bilgisine ermeye veher þeydeki Bir'i aramaya baþlayacaktýr.

MUTLAK GÜZELLÝK AÞAMASI

Platon, " Þimdi dikkatle dinleyinbeni" diyerek söyleyeceklerinin önemive deðeri hakkýnda izleyenleri uyarýr.Bu uyarýnýn haklý bir gerekçesi vardýr.Artýk, güzellik aþamalarýnýn sonuna,tüm güzelliklerin kendisinden payaldýðý asýl güzelliðe, mutlak güzelliðe,güzelliðin özüne gelmiþtir sýra.

Bütün güzellikleri görüp tanýdýktansonra sevginin kýlavuzluðunda bu aþa-maya gelen insan, artýk yolun amacýnaeriþerek, güzelliðin özü olan ve eþibenzeri bulunmayan, doðumsuz, ölüm-süz, artmayan, eksilmeyen, hep varolan, kendinden var ve kendisiyle eþolan güzelliðin kaynaðýyla karþýlaþýr.Bütün emek ve yolculuðun gayesi bunaermektir. Kiþi artýk mutlak güzelliðin

SEVGÝ DÜNYASI24

farkýna varmýþ ve kendi kabý kadardeneyimlemiþtir.

Elbette bu aþamaya gelen insandasevgi artýk en yüksek düzeydedir.Yaþadýðý deneyim, bütün bir hayatýanlamlandýracak ve yaþanmaya deðerkýlacak kadar büyük bir mutluluk vecoþku kaynaðý oluþturur. O, artýkgerçeðin ta kendisine baðlanmýþtýr.

AÞAMALAR NE ÝFADE EDÝYOR?

Platon'un, Þölen adlý bu dev eserinde,alanlar arasý geçiþte bir öncekini yad-sýyan bir tavýr vardýr. Bir sonraki aþamaböylece varlýk kazanýr.

Sonraki aþamanýn ortaya çýkabilmesiiçin, içinde bulunulan aþamanýn tamyaþanmasý doygunluk haline eriþmesive baþka bir anlayýþa ihtiyaç duyulmasýgerekmektedir. Alanlar arasý geçiþtegeriye dönüþ yoktur. Bu yolculukboyunca, güzelliðin bilgisi ve gerçeðiyolunda emek harcayan kiþi giderekolgunlaþýr ve yücelir.

SONUÇ

Þölen diyalogu, Platon'un olgunlukdönemi eserlerindendir. Platon, budiyalogda güzelliðin kaynaðýný, özünüve güzellik düþüncesini sorgular. Busorgulamadan çýkan sonuca göre;güzellik, yalnýzca tek tek var olanlardaortaya çýkan biçimsel bir durum deðil,düþüncede, eylemde, bilgide, varlýklaolan uyumda, evrenle olan birlikte,giderek varlýðý var kýlan güçte somut-

laþan bir ilkedir. Varlýktaki iyiliðin kay-naðý ve özüdür, varlýðýn kendisidir.

Güzelliðe tutulmak, güzelliðin peþin-den gitmek, sevginin kýlavuzluðunagirmektir.

Bu kýlavuzluk sayesinde kiþi, en altbasamaktaki göreli güzellikten en üstbasamaktaki mutlak güzelliðe kadarilerler, geliþir. Varlýðý baþýndan sonunakadar tanýmaya çalýþarak olgunlaþýr.

Eðiten, terbiye eden, arýndýran,duygu, düþünce ve eylem bakýmýndangeliþtiren bir süreçtir bu.

Sevgi deneyimi, insanýn yeryüzündeyaþayabileceði en etkin deneyimdir. Budeneyimde kiþi aslýnda kendini gerçek-leþtir. Böylece sevgi en etkili enerji, enmotive edici güç olarak belirginlikkazanýr. Bu büyük güç, insanýnyeryüzündeki en zayýf ve kaçýnýlmazyaný olan fanilik anlayýþýna karþý, ebe-diyet duygusuna sahip bir varlýkanlayýþý kazandýrýr. Burada sevgi,insaný kendi faniliðinden kurtararakebediyete taþýyan bir simya iþlemi gibifonksiyon görmektedir. Sevgininkýlavuzluðuna giren kiþinin, ham vegeliþmemiþ varlýðý olgunlaþýr, incelir,terbiye olur. Varlýðýn özü olan güzellik-te arýnýr, yücelir. Sevgi deneyimi, eðiti-ci- olgunlaþtýrýcý bir süreç olduðukadar, varlýktaki güzelliði algýlayabilmeyetkinliðine eriþebilmek yönünde deçok güçlü bir hamledir. Yaþamýn kay-naðý ve gayesi olan “sevgi” en büyükgüçtür.

SEVGÝ DÜNYASI25

ylül ayý Bodrum'da yaþamak için enuygun zamandýr. Hafif bir yaðmurunhavayý ferahlattýðý bir akþamüstü,Bodrum'da Cevat Þakir Caddesinde

gezinirken, yedi sýra ikiþer ikiþer yan yanadizilmiþ týpký izciler gibi saða sola bakmadanyürüyen, çok bakýmlý saçaklý tüyleri hemhafif esintiden hem de hareketlerindeki

ahenkten dalgalanan bir grup GoldenRetriever cinsi köpekle birlikte, sýranýn enarkasýnda ihtiþamlý bir baba edâsýyla salýnan,kahve renkli Rottweiler cinsi köpeðingeçmekte olduðunu görmemle birlikte hayret-ten ayaðým sanki yerden kesildi ve donupkaldým. Onlar ise yola odaklanmýþ yürüyor-lardý. En öndekinin aðzýnda bir þiþe su vardý.

Sevenlerin SedâsýRöportaj: Seyhun Güleçyüz

E

Bu röportajý yayýna hazýrlarkensevgili Þenol Özbakan beyiaradým. Sesi çok kötü geliyordu.Ne olduðunu sorduðumda öncegrip olduðunu söyledi, ancak ilerleyen sohbette asýlsebebi anlattý: Evlat gibi sevdiði bir köpeðiölmüþ. Çok aðladý, yüreðininyangýnýný ben de hissettim. Sevgili gönül dostum Allah sana sabýr versin. Sayýn Þenol Özbakan bana, seven insanýn gerçekten seveninsanýn ne denli güçlü olduðununeleri baþarabildiðini, nasýl yenilik ve bilinmezigetirdiðini gösterdiði için onunla ilk karþýlaþmamý bir þans olarak görüyorum.

SEVGÝ DÜNYASI26

Çoðunun boynunda bulunan iri boncuktanyapýlmýþ tasmalarý her hareket ediþlerindeyedi renkte parlýyordu.

Caddede herkes bu güzelliði hem hayran-lýkla seyrediyor hem de fotoðrafýný çekiyordu.Önce "Bu hayvanlar nasýl ve neden ikiþer sýrahalinde kaldýrýmda ayný hýz ve ayný tempodagidiyorlar?" "Bu güzelleri nasýl ve kim eðit-miþ" "Bodrum'a bir sirk mi geldi de reklamiçin mi bu canlar geziyor?" "Ama nasýl olu-yor da daðýlmýyorlar?" diye kendime sorularsorarken, sýranýn en arkasýnda elinde bir iptutan kiþinin köpeklerle ayný tempodayürüdüðünü ve ara sýra onlara komut verdiði-ni fark ettim. Yanlarýna gidip resim çekmekiçin izin istedim. Bana "Çok naziksiniz, buyu-run" dedi ve bir komutla onlarýn temposunuyavaþlattý. O gece hemen hemen tüm TVkanallarýnda benim röportaj randevusu alarak,hikâyelerini anlatmak istediðim GoldenRetriever'lar boy gösterdi. Meðer isimleri"Golden Çetesi" imiþ.

Randevu günü, Özcan beyin bulunduðuadrese giderken sevgili kardeþim ÖzençKayserilioðlu beni yalnýz býrakmadý. Çokmutlu oldum. Adres diye tarif edilen yer,Bodrum Sanayii Çarþýsý'nda yol kenarýndaaðaçlarýn gölgesinde duran bir küçükrengârenk otobüs imiþ meðer. Renkli oto-büsün etrafýnda yayýlýp yatan sarý renktekiGolden Retrieverlarý uzaktan hemen tanýdýk.

Biz Þenol Beyle kaldýrýmda tokalaþýrkenhepsi yüzlerinde huzurlu bir gülümsemeyleetrafýmýzý sardýlar. Þenol Bey (Kaptan lakabývar) bizi köpekleriyle birlikte, otobüslerininyanýnda bahçesi gibi kullandýðý sokaðýnkaldýrýmýnda aðýrladý. Her yer ve her canlýtertemizdi. "Golden'lar" ben bu kelimeyionlar için kullanmayý çok seviyorum, çünkü

hem renkleri hem güzellikleri hem de sevgidolu olduklarý için bu isim onlara çokyakýþýyor. Taranmýþ tüyleri, sahiplerinesevgiyle, güvenle bakan gözleriyle çok güzelbir görüntü veriyorlardý. Sanki bir film plato-sunda idik. Karþýmýzda duran kaldýrým, eski,yarýsý olmayan otomobilleriyle ve garip âlet-lerin bulunduðu tamirhaneleriyle dünyanýnþimdiki halini anlatýrken; Þenol Kaptanýnbulunduðu kaldýrým, aðaçlarýn rüzgâr estikçeserinlik yapan yapraklarýnýn altýnda sakin,sade ve doðal bir ortamý yani özlediðimizdünyayý gösteriyordu adeta. Nihayet sorufaslýna geçtik ve ben ilk sorumla röportajýmabaþladým:

Seyhun Güleçyüz - Þenol Kaptan nasýloldu da siz bu kadar güzel, on iki GoldenRetriever cinsi köpekle biraraya geldiniz?

Þenol Özbakan - “Ben iþim gereði hepgemilerde bulundum. Hayatýmýn para kazan-ma kýsmý altý ay denizde altý ay ise karadageçti hep. Eþim, kýzým ve köpeðim Þesu ilekurduðumuz düzenimiz içinde yaþarken birgün Ýzmir'de sokakta çöp kutusunda ölmüþzannedilerek atýlmýþ bir Golden Retrievercinsi köpek gördüm. Baktým ki yaþýyor,hemen aldým veterinerde tedavi ettirdim veevimizin bir ferdi yaptým onu. Kýsa bir zamansonra gemiye gittim ve altý ay sonra gelincebir de ne göreyim, on iki köpeðimiz olmuþ.Bu hayvancýklar çiftleþmiþ on yavrularýylabirlikte on iki kiþilik bir aile olmuþlar.Yavrularýn güzelliði çevrede ünlendi vekolayca yeni evlerine uðurlandý dokuzu.Hepsini ayrý ayrý takip ettim mutlular mýyavrular diye. Ýçim rahatlamasaydý gerialýrdým hepsini. Yanýmda alýkoyduðum Ajdabu grubun lideridir. Yolda en önde olur veoyuncak olarak aðzýnda plastik su þiþesi taþý-maya bayýlýr.”

SEVGÝ DÜNYASI27

O sýrada Ajda ismini duyunca hemenyanýmýza geldi, baþýný sahibinin dizinedayayýp ona sevgiyle bakmaya baþladý.Anladým ki etrafýmýzda da uyuyor gibigörünseler de dikkatle bizi dinliyor on ikisibirden. Þenol Bey konuþmaya devam etti:

“Ben gemiye gidince eþim ilgileniyorduikisiyle de. Dönüþte sýk sýk uðradýðým barý-nakta, oraya uyum saðlayamamýþ, her türlüdýþlanmýþ, mutsuz gözlerinde ölmek isteðiolduðunu anlatan bakýþlarýyla bir GoldenRetriever gördüm. Burada býrakýrsam eðerhemen ölüme yatacaðýndan adým gibiemindim. Ben de kaptýðým gibi eve getirim.Bakýn þu ilerde gördüðünüz Golden'larýn en

irisi adý Hürrem. Çok güçlü ve lider ruhludur.Sonra duydum ki bir aile Golden cinsiköpeklerinden sýkýlmýþ, sokaða býrakacakmýþ,alan olmazsa diye içim yandý. Al besle, sýkýl,at sokaða. Hemen gittim alýp geldim. Onlarýngözlerine bakýnca hissettiðim duygu beni benyapýyor, çünkü saf sevgilerini hissediyorum.Yaradan'ýma þükrediyor, korumam lâzýmdiyorum.”

Bunlarý Þenol kaptan anlatýrken dalýp git-tim. Ýnsan, Yaradan'ýnýn görkemini devasabüyüklüklerde deðil de bir kum tanesinde, birçið damlasýnda duyumsamaya baþlamýþsaartýk onun aydýnlýðý sarmýþtýr etrafý, görengözlere... "Heybet asla avuçlanmaz, sadece

fark edilir" derdi bir bilge. ÞenolKaptan konuþmasýna devam etti:

“Ailem, acý ama, bu canlarýistemedi. Tutunduðum dalkýzýmdý. O da istemeyince bizi,evden köpeklerimle ayrýldým.Zaten baþka sebeplerden dedolayý, zor giden bir evlilikti. Dörtköpeðimle Bodrum'a geldim.Burada ilk baþta çok zorlandýk,aylarca sokakta yattýk.Hayvanseverler, iyi insanlar çokyardým ettiler ve eski bir bozukminibüs verdiler ev olarak kul-lanalým diye. Hayvancýklarýgündüz minibüste býrakýp inþaat-larda çalýþýp, ekmek parasýkazanýyordum. Kanserli bir yaþlýhaným: "Bana bir þey olursa Þenolkaptana köpeði verin o bakar"demiþ. Bir Golden daha geldi.Kýzým Nazlý adý, çok hüzünlüydügeldiðinde ama kardeþleri onusevgileriyle sardýlar. Þimdi mutluve güvenli. Bir sabah minibüsün

SEVGÝ DÜNYASI28

dibindeki aðaca baðlý bir Golden buldumyanýnda da bir büyük torba mamayla: "Sizeemanet" yazýsý vardý. Aklýma Kuran'daki HûdSuresi geldi. Orada "Tüm canlýlar sizeemanettir" yazar. Adý Rex.”

Þenol bey bize bir yandan anlatýyor, biryandan da o zamaný yaþýyordu adeta. Çev-remizi sarmýþ olan Golden çetesi ise, onun sestonuna göre yüz ifadelerini deðiþtiriyorlardý.Gördüklerim yaþanasý bir þey, anlatmasý zorgerçekten. Tam o esnada hýrpani kýlýklý birkiþi yanýmýza yaklaþtý, köpekler sarý saçaklýbir duvar ördüler bir anda adamýn etrafýnda.O sýrada Þenol kaptan ona bir avuç sigaraverince uzaklaþtý. Çok ilginç bir duruma þahitolmuþtuk. Golden'lar adamýn etrafýnýçepeçevre sarmýþlardý. Ta ki Þenol Beykonuþana kadar, sonra sakinleþtiler. Bizimsevgi toplarý, güçlü koruma köpeði oluverdi-ler. Þenol Bey sigarasýndan derin bir nefesaldý. Çýkan dumaný hafif hafif esen rüzgârdasalýna salýna uzaklaþýrken devam etti:

“On gün önce þu ilerdeki zayýf Golden kýzýbuldum yolda. Bizimkiler çileli, garip, hani"garip garibin halinden anlar" derler ya, iþteher yeni geleni aralarýna hemen kabul ediyor-lar. Ama bu yeni gelen can, çok ürkek hiç

birine yaklaþmýyor, ben-den bile ürküyor bazen.Hep hüzünlü bakýyor.Allah yardým etti de, biraile ölen Golden cinsiköpeklerinin yerineacilen yeni birini istiyor-larmýþ. Bu evlat henüzçeteye dâhil deðilkenvereceðim çünkü aileyitanýdým. Oðullarý bayýldýbu hüzünlü cana.”

Seyhun Güleçyüz - Þenol Kaptan sizi han-gi duygular bu canlara sahip çýkmaya itiyor?

Þenol Özbakan - “Ýnsanýn yaþadýðý hayatve gördükleri zamanla bu canlara sahip çýk-maya itiyor bazýlarýmýzý. Bir lâf vardýr: "Birinsaný kýrk yýl sýrtýnda taþýrsýn, bir gün yereindirirsen, senden kötüsü olmaz". Beni buhaller çok yordu. Ben de benzerlerini yaptýmmutlaka ama yapmamayý yüreðimde yaþadým.Ýnsanlara iyi davrandým, uðraþtým onlar için,ama affetmiyorlar, anlamýyorlar ve sevemi-yorlar. Anlayacaðýnýz çok kazýk yedim,"Gemide ve açýk denizde uzun kalmak düþü-nen insaný özgür ve filozof yapar" derler.Doðrudur; dýþarýdan bakýnca çýlgýn gibigözüksem de, uzun gemi yolculuklarý veköpeklerim bana çok iyi öðretmen oldular.Mesela, bir köpeði kýrk kere kovarsan ve birkere baþýný okþarsan, hemen seninle dost olur,seni koþulsuzca sever ve her kötüden korur.Tam bir ders kitabý gibiler. Davranýþlarýnýgözlemlemeniz ve dikkat etmeniz yeter.Sadakat, vefa, koþulsuz sevgi, sevinç, güven,teslimiyet ve canlarýný bile uðrunuza fedâedecek derecede güçlü bir inanç. Ýnsanlarýnöðrenmesi gereken þey iþte burada. Banabüyük paralar verip bir tanesini isteseler,görün bakalým alabilirler mi benden? Ne

Þenol Özbakan ve Seyhun Güleçyüz

SEVGÝ DÜNYASI29

yapayým parayý huzurum olmadan. Bu can-larýn hepsi bir zamanlar sahiplerine alýþmýþ,güvenmiþ ve sevmiþlerdi. Ama bir andakendilerini sokakta buldular. Kim bilir onlarnasýl üzüldüler, korktular. Onlarýn da bizlergibi duygularý var. Çok zorluklar ve acýlaryaþadýklarýna eminim, bunlarý görüyorumonlarýn gözlerinden ve davranýþlarýndan. Benbir daha onlara terk edilme duygusunuyaþatamam, onlarý asla üzemem, benimyüreðim bunu kaldýrmaz.

“Onlarý beslemek için ilk zamanlar yardýmparasý topluyordum. Þimdi her köpeðe uyacakþekilde boncuktan köpek tasmalarý yapýyor vesatýyorum. Kýzým da Ýzmir'de satýyor.Saðolsun hayýrseverlerle birlikte minibüsünyerine otobüs aldýk. Çünkü minibüse artýksýðamaz olduk. Hayvanseverler Bodrum'dabir kampanya baþlattý ve böylece belediyenineski bir otobüsünü satýn alýp ev halinegetirdik. Canlarýmla birlikte yaþýyoruz. Busene içine klima aldým. Yazýn göreceksinizGolden Çetesi'nin keyfini. Serin, serin bir yazgeçirdiler. Her sabah üç saatimi alýyor otobüs

evi temizlemek, toplamak ve çetenin temiz-liðini yapmak. Çünkü sabah yemek yediktensonra hepsinin tüylerini tarar, bandanalarýnýboyunlarýna baðlar doðru denize gideriz.Yüzerler, suda eðlenirler, koþarlar suyuniçinde ve duþ alýrlar. Ýkiþer sýra halindeevimize geliriz. Sonra klima önünde kestirir-ler. Bir de biliyorsunuz kahverengi Rottweilercinsi bir köpeðim var. O da dokuz senedirsokakta yaþýyordu. Artýk bizim ailenin birferdi. Evde hepsinin bir yeri var ama onunyeri kanepedir, yani özeldir. Bana GoldenÇetesi ile birlikte tanýtým, TV ve reklamfilmi teklifleri geliyor. Hem de yüksek mik-tarlarda para vereceklerini söylüyorlar. Amahiç birini kabul etmedim. Köpeklerin sýrtýn-dan geçiniyor demesinler diye..”

Seyhun Güleçyüz - Peki, Þenol Kaptan, sizsýrf boncuk, tasma satarak mý geçiniyor-sunuz?

Þenol Özbakan - “Benim emekli maaþýmvar ve birçok hayýrsever ve dükkân sahipleriher gün bize para verirler. Ben de onlarlamama alýyorum. Fazla para veren olursa erte-si gün verdiði parayý kabul edemiyorum adilolmaz diye. Geçinip gidiyoruz çok þükür.Golden'lardan, onlardan ve hiç kimseden birmenfaatim olmamalý diye düþünüyorum.Onlar gibi ben de bana yetene razýyým.”

Seyhun Güleçyüz - Þenol Kaptan sizi veekibinizi artýk bütün Türkiye tanýdý. Herkesher yerde sizden ve Golden Çetesi'ndenbahsediyor. Ýnsanlara örnek oldunuz, onlaraolan sevginizle. Siz ne düþünüyorsunuz bukonuda?

Þenol Özbakan - “Belki hayvan dostlarýnaörnek olmuþ olabilirim. Ama hâlâ Belediyebana zorluk çýkarýyor. Elektriðimi kesiyor.

SEVGÝ DÜNYASI30

Hâlbuki ben 56 yaþýnda bir kalp hastasýyým.Elektrikle çalýþan bir kalp cihazým var, çünküara ara suni teneffüs yapmam gerekiyor.Bodrum halký bu duruma çok içerliyordu.Neyse Kaymakam bey halime acýdý, geçendegene baðlattý elektriðimi. Ben bunlarýnmücadelesindeyken Kanada'dan bir TVyapýmcýsý benimle röportaj yapmaya geldi.Köpeklerim Bodrum'un tanýtýlmasýnda önemlirol oynuyorlar. Turistler hep Golden RetrieverÇetesinin resimlerini çekiyorlar biz yoldayürürken.”

Seyhun Güleçyüz - Sevgili Þenol Kaptan,"disiplin ve itaat sevgi ve saygýdan doðar"derler ne dersiniz? Köpeklerinizi nasýl eðit-tiniz?

Þenol Özbakan - “Aslýnda ben onlarýeðitmedim. Onlara kýyamadým. Çünkü ozaman strese giriyorlar, geriliyorlar vegerçekten baþaramayýnca çok üzülüyorlar.

Ben önce onlarýn güvenini kazandým, þaka daolsa onlara hiç yalan söylemedim. Ben onlaraiþaretle ve sesli olarak bazý kelimeleri tekrartekrar söyledim. Öðrendiler, hem de çokçabuk. Sað, sol, orta kelimelerinin ne anlamageldiðini bilirler. "Dur, yürü!" komutunu bilirve ikiþer sýra halinde 13'ü birden bilerekyürürler ve bebek arabalarýna yol verirler.Sesimi onlarla konuþurken hiç yükseltmemhep sevgiyle konuþurum. Bana güvendikleriiçin ne dersem onu yaparlar. Ben dur dersemdururlar, hem de süresiz, tâ ki ben "yürü"diyene kadar. Liderleri Ajda'dýr. Hepsininismi var ben onlarý havlamalarýndan tanýrým,onlar benim evlatlarým. Kýzýmdan ayýrmamhiç birini. Benim onlarý sevdiðimi biliyorlar,bana itaat ve güvenlerinin özü budur. Asýlonlar beni eðittiler.”

Seyhun Güleçyüz - Þenol Kaptan GoldenRetriever'lar terapi köpeði olabilir mi? Nedüþünüyorsunuz bu konuda?

Þenol Özbakan - “Ben bizzat yaþýyorumGolden'larýmla terapiyi. Bazý sorunlu çocuk-larýn tedavisinde köpeklerle iletiþim kurupoynamalarýný doktorlarý tavsiye ettiði içinaileleriyle buraya geliyorlar, bazen de bizmarinada onlarla buluþuyoruz. Golden Çete-siyle oyunlar oynuyorlar. Çocuklarda zamaniçinde epey geliþmeler olduðuna þahit oldum.Golden Retriever'larýn en önemli özelliðiçocuklarla aralarýnýn iyi olmasý ve sakin,sevecen olmalarýdýr. Her zaman sevgi yayangözleri ve gülen yüzleriyle bakýyorlar insan-lara. Keþke biz de öyle olabilsek, her gönlünkapýsýný açarýz. Bir özellikleri de kötü ve iyiinsaný ayýrt ediyorlar. Ajda yolda birinin arkacebinden cüzdanýný çalmaya çalýþan adamýgörmüþ havlayarak, hýrsýzý yakalattý. Hürremde yolda cep telefonu bulmuþ bana getirdi,sahibini bulup teslim ettik.”

Seyhun Güleçyüz - Þenol Bey, insana duy-duðunuz sevgi ile bu canlara duyduðunuzsevgide ayrým yapýyor musunuz?

Þenol Özbakan - “Ýnsanlarýn önüne on tril-yon koysak, paylaþýn desek aralarýnda hýr gürçýkar. Golden çetesinin önüne büyük biryemek koyun herkes kendi önünden yer.Doyunca çekilir. Hiç bir davranýþlarýnda men-faat, haksýzlýk yoktur. Birlik kavramý var, hernerede olursa olsun birbirlerini koruyorlar.Sokakta çok zor þartlarda yaþamýþlar. Buradaþimdi birarada huzurlu bir hiyerarþik düzenkurup yaþýyorlar. Bana biri yüksek sesle ko-nuþsa hemen önümde duvar olurlar cansipe-rane... Ben birine sesimi yükseltirsem hemenonun etrafýný sararlar havlayarak. Aslan kesi-lirler. Bu yüzden onlarýn yanýnda hiç kimsey-le yüksek ve öfkeli ses tonuyla konuþmam.”

Seyhun Güleçyüz - Þenol Kaptan, sizi din-lerken, karþýmda hayatýn sýrrýný çözmüþ biriolarak görüyorum. Siz bana biraz butarafýnýzdan bahseder misiniz?

Þenol Özbakan - “Pek bir tahsilim yok.Ama çok kitap okurum. Siyasi ve tarihi kitap-larý severim. Dünyayý takip ederim haberler-den. Çok ülke gördüm. Oralardan edindiðimbilgilerle kendimce bir kültür oluþturdum.Ýzmirliyim. Kýzýmý çok çaðdaþ bir bayanolarak yetiþtirdim. Tanrýya çok inanýrým. Benihiç yalnýz býrakmaz. Gün içinde yanýmdaolduðunu hissederim. En kötü günümde bileisyan etmedim. O'ndan hep razýyým. Bana bu13 caný, otobüs evimizi ve rýzkýmýzý nasip ettive ediyor. Þükürler olsun. Otobüs evimizolmasaydý biz nasýl yaþar, nasýl barýnýrdýk. Bircan daha, "beni de al yanýna" diye gözümüniçine baksa onu da alýrým yanýmýza. "Yaradannasip etti" derim. Ne olur hayvan alýrkenbarýnaklara da bakýn. Çok mutsuzlar. Onlarý

da mutlu edebilirsiniz. Köpekler, özellikle tekçocuklu aileler için çok faydalý. Evlatlarýnýnpaylaþmayý, koþulsuz sevgiyi, sabrý, safneþeyi öðrenmeleri daha kolay olur. Buyurunotobüs evimize bakýn nasýl temizdir, yavru-larým için.”

Biz bu arada otobüse girdiðimizde tertemizbir eve adým attýk. Mutfak kýsmýndakitavalarýn altý bile tertemizdi ve en baba pozdaRottweiler'ýmýz bizi kanepeden karþýladý. Çokderin uykulardaydý zaten.

“Seyhun haným, iyiliðin karþýlýðý kötülükolmamalý. O zaman barýþçý bir toplum oluruz.Hoþgörülü ve baðýþlayýcý oldum, eðitildimGolden Çetesi tarafýndan. Çok þükür seviliyo-rum ve seviyorum. Herkes buraya meraktangeliyor, sohbet ediyoruz, rahatlýyorlar.Bizimkileri seviyorlar, derken huzurlu, mutluayrýlýyorlar buradan. Bizimkilerin tiryakilerioluþtu...

“Mesela ben bu canlarý burada býrakýp,"Bekleyin geleceðim" deyip yan sokaktakibakkala gitsem, dönünceye kadar 13'de kýpýr-damadan, gözleri benim gittiðim yöndetakýlmýþ vaziyette beni beklerler. Ah bir debeni görünce yaþanasý bir an canlanýr.Yýllardýr hasretmiþiz gibi sevinç ve sevgiylebenim yaklaþmamý beklerler.. Bu karþýlamadünyalara bedeldir benim için. Ben dünyanýnen mutlu insanýyým gerçekten...”

Seyhun Güleçyüz - Þenol Kaptan, bir bilgeþöyle demiþ: "Sevenlerin sedasý yalnýz þükür,yalnýz sevinçtir." Bu söze ne dersiniz?

Þenol Özbakan - “Beni anlatmýþ bu sözler.Ben evlatlarýmla sevgi, huzur yayan dünyam-da çok mutluyum. Allah'ýmý her an yanýmdahissediyorum çok þükür. Daha ne isterim ki?”

31SEVGÝ DÜNYASI

SEVGÝ DÜNYASI32

rýlar, meyvelerimizin ve sebzele-rimizin, çiçeklerimizin ve çiftlikhayvanlarý için besin olan yoncagibi ekinlerin en önemli polen

taþýyýcýsýdýr. Tüm dünyanýn tahýl üretimininüçte birinden fazlasý arýlarýn polen taþýmasýnabaðlýdýr.

Ýronik olan þu ki, arýlar bizim besinlerimizibilinçli olarak polenlemiyor. Bunu yapýyorlarçünkü beslenmeleri gerek. Arýlar beslen-melerinde ihtiyaç duyduklarý proteini polen-den alýrlar ve gereken tüm karbonhidratý daçiçeðin özsuyundan. Çiçeklerden beslenirlerve çiçekten çiçeðe konarken, aslýnda bunaçiçek pazarýnda alýþveriþe çýkmak denilebilir,

neticede bu deðerli polen taþýma hizmetiniverirler. Dünyanýn arýlarýn olmadýðýköþelerinde ya da arýlar için cazip olmayanbitkilerin dikildiði yerlerde, insanlar polentaþýma iþini elle yapmak için ücret alýyor. Buinsanlar çiçekten çiçeðe bir fýrça ile polentaþýyorlar. Þimdi bu elle polen taþýma iþiaslýnda o kadar da alýþýlmadýk bir þey deðil.Domates yetiþtiricileri, domates çiçekleriniçoðu zaman ellerindeki titreþtirici ile döllü-yor. Ýþte bu bir domates gýdýklayýcý.(Gülüþmeler) Bunun nedeni domatesçiçeðinin içindeki polenin, çiçeðin erkekkýsmý olan Anter tarafýndan çok güvenli birþekilde saklanmasý ve bu poleni ortaya çýkar-manýn tek yolunun titreþtirmek olmasýdýr.

A

Arýlar Neden Yok Oluyor?Marla Spivak

TED Talks Çeviren: Serap Çakýl, Gözden Geçiren: Sevkan Uzel

33SEVGÝ DÜNYASI

Dolayýsýyla yabanarýlarý bu çiçeðe tutunuponu sarsabilecek birkaç arý türünden bir tane-sidir ve bunu kendi uçuþ kaslarýný müziktekiDo notasýna benzer bir frekansta çýrparakyaparlar. Böylece çiçeði titreþtirirler, ses dal-gasý yollarlar ve bu etkili výnlamayla polenserbest kalýr. Polen arýnýn tüylü bedenindetoplanýr ve balarýsý bunu eve yiyecek olarakgötürür. Domates yetiþtiricileri artýk yaba-narýsý kolonilerini domatesleri döllemek içinseralarýn içine yerleþtiriyor. Çünkü doðal yol-lardan yapýldýðýnda çok daha etkili bir polen-leme elde ediyorlar. Domatesler de dahakaliteli oluyor.

Yani arýlarý umursamanýn baþka, belki dahakiþisel nedenleri var. Dünyada 20 bindenfazla arý türü var ve hepsi kesinliklemuhteþem. Bu arýlar yaþam döngülerininçoðunu yerde saklanarak ya da aðaç dip-lerinde geçiriyor. Bu güzel yaratýklarýn çokazý balarýlarý gibi yüksek sosyal davranýþgöstermek üzere evrilmiþtir.

Balarýlarý bu diðer 19 bin 900 küsur türünen karizmatik temsilcisi olma eðilimindedirçünkü insanlarý kendi dünyalarýna çeken özelbir þey var. Ýnsanlarýn balarýlarý tarafýndancezbedilmesi erken yazýlý tarihe dayanýyor.Çoklukla amaç ballarýný toplamak, çünkü balharika bir doðal tatlandýrýcýdýr.

Benim balarýlarýnýn dünyasýna çekilmenedenim tamamen þans eseri. 18 yaþýndaydýmve sýkýlmýþtým. Kütüphaneden arýlar hakkýndabir kitap aldým ve geceyi onu okuyarakgeçirdim. Karmaþýk toplumlarda yaþayanböcekler hakkýnda hiç düþünmemiþtim. Busanki bilim kurgunun en iyisinin gerçek-leþmesi gibiydi. Daha da ilginci, insanlarvardý, arýcýlar, arýlarýný ailelerini sever gibiseven insanlar. Kitabý elimden býraktýðýmda,

bunu kendi gözlerimle görmem gerekiyordu.Ben de ticari bir arýcý için çalýþmayabaþladým, New Mexico'da 2 binden fazlakovana sahip bir aile için. Temelli olarak buiþe baðlandým.

Balarýlarý, koloninin bir organizma olduðuve 40 bin ilâ 50 bin arasýnda bireysel arý orga-nizmasýndan oluþan bir süper organizmaolarak düþünülebilir. Bu toplumun hiçbirmerkezi otoritesi yoktur. Baþta kimse yoktur.Dolayýsýyla, nasýl olup da ortak kararlar aldýk-larý, nasýl görev ayrýmý ve iþ bölümü yaptýk-larý, çiçeklerin yerini nasýl birbirlerinebildirdikleri, tüm bu ortak sosyal davranýþlarýakýllara durgunluk verici. Benim kiþisel favo-rim ve yýllardýr üzerinde çalýþtýðým, onlarýnsaðlýk sistemleridir. Yani arýlar sosyal saðlýkhizmetine sahiptir. Laboratuarýmda arýlarýnkendilerini nasýl saðlýklý tuttuklarý konusundaçalýþýyoruz. Örneðin, hijyen konusunu çalýþý-yoruz. Bazý arýlarýn yuvadaki, kolonidekihasta bireyleri tespit edebildiði ve ayýkladýðý,böylece koloniyi saðlýklý tutabildiðikonusunu. Son zamanlarda, arýlarýn bitkiler-den topladýklarý reçineler konusunda çalýþý-yoruz. Arýlar bazý bitkilere uçar ve bu çokyapýþkan reçineyi yapraklardan kazýyarak,bunlarý yuvaya getirirler. Reçineyi, yuvamimarisinde tutkal olarak kullanýrlar, bunaPropolis diyoruz. Propolisin doðal bir dezen-fektan olduðunu öðrendik. Doðal bir antibi-yotik. Kolonideki bakterileri ve küfleri vediðer mikroplarý öldürür. Böylece kolonininsaðlýðý ve toplu baðýþýklýðýný destekler. Ýnsan-lar milattan beridir propolisin gücünü bilmek-tedir. Propolisi insanlar için ilaç yapmakamacýyla arý kolonilerinden toplamaktaydýk,ama bunun arýlar için ne kadar iyi olduðunubilmiyorduk. Yani arýlar onlarý 50 milyonyýldýr saðlýklý ve kuvvetli kýlan bu inanýlmazdoðal koruyucuya sahipler.

SEVGÝ DÜNYASI34

Yedi yýl önce, balarýsý kolonilerinin topluhalde öldükleri haberi ilk olarak ABD'dengeldiðinde, bir þeyin gerçekten, gerçektenkötü gittiði çok açýktý. Ortak bilincimizde,gerçekten ilkel bir þekilde, arýlarý kaybetmeyigöze alamayacaðýmýzý biliyorduk. O zamanneler oluyor? Arýlar birçok ve birbiriyle iliþ-kili nedenden ölüyor ve bunlarýn her birininüzerinden geçeceðim. Uzun lafýn kýsasý,arýlarýn ölmesi çiçeksiz bir tabiat ve iþle-meyen bir gýda sistemini göstermektedir.

Elimizdeki en iyi veriler balarýlarý hakkýndaolduðundan örnek olarak onlarý kullanacaðým.ABD'de, aslýnda arýlarýn sayýsý II. DünyaSavaþýndan bu yana azalmakta. 1945 ilekarþýlaþtýrýldýðýnda þu anda ABD'de bakýlankovan sayýsý yarý yarýya inmiþtir. Yaklaþýk ikimilyon kovan arýya kadar indiðimizidüþünüyoruz. Ve bunun nedeni, II. DünyaSavaþýndan sonra, tarým uygulamalarýmýzýdeðiþtirmemiz. Koruyucu bitkiler ekmeyibýraktýk. Yonca ve kaba yonca ekmeyi býrak-týk. Bunlar topraktaki nitrojeni sabitleyendoðal gübrelerdir ama bunun yerine sentetik

gübreler kullanmaya baþladýk. Yonca vekabayonca arýlar için yüksek besin deðeriolan bitkilerdir. II. Dünya Savaþýndan sonra,çiftliklerdeki yabani bitkileri öldürmek içinbitki öldürücüler kullanmaya baþladýk. Buyabani bitkilerin çoðu arýlarýn yaþamlarýnýsürdürmek için ihtiyaç duyduklarý çiçeklibitkilerdi. Giderek daha fazla tek türlü ürünüreten tarým yapmaya baþladýk. Þimdi gýdaeriþimi olmayan yerlerden bahsediyoruz,þehirlerimizdeki bölgeler, manavlarý olmayanmahalleler. Arýlarý olan çiftliklerin tam dakendileri bugün artýk tarýmsal gýda çölleri.Mýsýr ya da soya gibi bir-iki ürün türününboyunduruðuna girmiþ çiftlikler. II. DünyaSavaþýndan beri, arýlarýn yaþamak için ihtiyaçduyduðu çiçek veren bitkilerin çoðunu sis-tematik olarak yok ediyoruz. Tek tip tarýmkültürü arýlar için iyi olan ekinlere kadaryayýldý, örneðin badem. Elli yýl önce, arýcýlarpolenleme iþlemi için sadece bir kaç kovanarý götürürdü bademliklere. Hem bademçiçeklerindeki polenler protein açýsýndangerçekten zengindir. Arýlar için gerçekteniyidir. Þimdiyse, tek tip badem tarýmý

35SEVGÝ DÜNYASI

kültürünün boyutlarý, ulusumuzun arýlarýnýnçoðunun ki bu 1.5 milyon kovan arýnýnüstünde, bu tek ekini polenlemek için tümülkede dolaþtýrýlmasýný gerektiriyor. Kam-yonlara yükleniyorlar, sonra da kamyonlardanindirilmeleri gerekiyor, çünkü çiçekten sonra,bademlikler engin ve çiçeksiz arazilerdir.

Arýlar son 50 yýldan fazla bir zamandýrölüyor ve biz onlara ihtiyaç duyan daha faz-la ürün ekiyoruz. Ekin üretiminde arýlarýnpolenlemesine ihtiyaç duyan yüzde 300'lükbir artýþ var.

Ayrýca böcek ilaçlarý var. II. DünyaSavaþýndan sonra böcek ilaçlarýný büyükçapta kullanmaya baþladýk, çünkü tek tiptarým, ekin zararlýlarýna bir ziyafet sunuyordu.Yakýn zamanda, Penn State Üniversitesi'ndenaraþtýrmacýlar arýlarýn evlerine yiyecek olaraktaþýdýklarý polenlerde böcek ilacý kalýntýlarýaramaya baþladýlar. Arýlarýn topladýðý her birpolen kümesinde en azýndan altý farklý tespitedilebilen böcek ilacýna rastladýlar. Her çeþitböcek zehri, bitki öldürücü, mantar öldürücüve hatta aktif içerikten daha fazla toksik ola-bilen, böcek ilacý formülünün bir parçasý oluptepkimeye girmeyen ve etikete yazýlmayanbileþenler de vardý. Bu küçük arý büyük birayna tutuyor. Ýnsanlara bulaþtýrmasý için nemiktarda olmasý gerekiyor?

Bu böcek öldürücülerin bir sýnýfý,neonikontinoidler, þu anda dünyanýn heryerinde baþlýklarý süslüyor. Muhtemelen duy-muþsunuzdur. Bu yeni bir böcek öldürücüsýnýfý. Bitkide ilerliyor ve böylece bir ürünzararlýsý, yaprak yiyen bir böcek, bitkiden birýsýrýk alýyor ve ölümcül dozu alarak ölüyor.Eðer bu neoniklerden biri, böyle adlandýrýlý-yorlar, yüksek konsantrasyonlarda uygulanýr-sa, bu toprak uygulamasýnda olduðu gibi,

yeteri kadar bileþim bitki boyunca ilerleyerekpolen ve nektara ulaþýr. Bu durumda, arý yük-sek dozda nörotoksin tüketmiþ olur ve bu daarýnýn seðirip ölmesine neden olur. Çoðutarým yerleþimlerinde, çoðu çiftliklerde,sadece tohum böcek öldürücü ile kaplan-mýþtýr. Dolayýsýyla küçük bir miktar bitkiiçinde ilerler ve polen ile nektara geçer. Arýbu düþük dozu tükettiðinde ya hiçbir þeyolmaz ya da arý zehirlenir ve yönünü kay-beder ve eve dönüþ yolunu bulamayabilir.Her þeyin ötesinde, arýlar kendilerine özgühastalýk ve parazitlere sahiptir. Arýlarýn birnumaralý halk düþmaný bu þeydir. VarroaYýkýcýsý adý verilir. Uygun bir þekilde isim-lendirilmiþtir. Bu büyük, kan emici parazitarýnýn baðýþýklýk sistemini tehlikeye atar vevirüsleri dolaþýma sokar.

Hepsini sizin için biraraya getirmeme izinverin. Büyük, kan emici bir parazitin üzerindedolaþtýðý bir arý olmanýn nasýl bir hisolduðunu bilmiyorum. Virüs sahibi bir arýolmanýn da ne demek olduðunu bilmiyorum.Ama vücudumda bir virüs olmasýnýn nedemek olduðunu, grip olmanýn ne demekolduðunu biliyorum ve iyi besin almak içinmanava gitmenin ne kadar zor olduðunubiliyorum. Peki, eðer bir gýda çölünde yaþýyorolsaydým? Manava gitmek için uzun birmesafe kat etmek zorunda kalsam ve nihayetzayýf vücudumu oraya ulaþtýrýp böcek ilacýdolu yemeðimi yiyerek nörotoksin tüket-tiðimde eve dönüþ yolunu bulamasaydým?Çoklu ve birbirini etkileyen ölüm nedenleriderken kastettiðimiz bu. Sadece balarýlarý içindeðil. Tüm o harika yabani arý türlerimiz riskaltýnda, domates polenlemesini saðlayanyabanarýlarý dâhil. Bu arýlar balarýlarýmýz içindestek saðlýyorlar. Balarýlarýmýzýn yaný sýrapolenleme sigortasý saðlýyorlar. Bizim tümarýlarýmýza ihtiyacýmýz var.

SEVGÝ DÜNYASI36

Peki, o zaman ne yapacaðýz? Yarattýðýmýzbu büyük arý laneti konusunda ne yapacaðýz?Anlaþýlan o ki hâlâ ümit var. Ümit var. Herbiriniz arýlara doðrudan ve kolay iki farklýyolla yardým edebilirsiniz. Arý-dostu çiçeklerekin ve bu çiçekleri, yani arýlarýn gýdasýnýböcek öldürücülerle kirletmeyin. Ýnternetegirin ve yaþadýðýnýz bölgedeki çiçekleriaraþtýrýn ve onlarý ekin. Kapýnýzýn önüne birsaksý içine ekin. Evinizin giriþine ekin, arkabahçenize ekin, bulvarlarýnýza ekin. Parklara,kamusal alanlara, çayýrlýk alanlara ekilmesiiçin kampanyalar düzenleyin. Çiftlik alan-larýný bir yana koyun.

Ýlkbahardan sonbahara, tüm bir büyümemevsimi süresince açacak mükemmelçeþitlilikte çiçeklere ihtiyacýmýz var.Arýlarýmýz için, ama ayný zamanda göç edenkelebekler, kuþlar ve diðer yabani yaþam içinyol kenarlarýnýn çiçeklerle donatýlmasýnaihtiyacýmýz var. Topraklarýmýzý ve arýlarýmýzýbesleyecek koruyucu bitkileri yeniden ekmekonusunda dikkatlice düþünmeliyiz. Çiftlik-lerimizi çeþitlendirmeliyiz. Tarýmsal gýdaçöllerini engellemek için çiçekli bitkilerisýnýrlara ve çitlere ekmeliyiz. Yarattýðýmýzbu iþlemeyen gýda sistemini düzeltmeyebaþlamalýyýz.

Bu büyük, devasa bir soruna çok küçük birkarþý önlem gibi görünüyor olabilir gidipçiçek ekmek ama arýlar iyi beslenmeyeeriþtiklerinde onlarýn polenleme hizmetleriaracýlýðýyla biz de iyi beslenmeye eriþebile-ceðiz. Ayrýca arýlar iyi besinlere eriþtiklerinde,milyonlarca yýldýr güvendikleri kendi doðalkorumalarýný, kendi saðlýk hizmetlerini dahakolay bir þekilde kullanabileceklerdir.Dolayýsýyla arýlara böyle yardým etmeningüzelliði þu ki, her birimizin bir arý ya daböcek toplumuna daha benzer davranýþlarda

bulunmamýz gerek. Yani, hepimizin bireyseleylemleri üstün bir çözüme katkýda bulun-abilir. Bireysel eylemlerimizin toplamýndançok daha büyük bir özellik ortaya koyabilir.Öyleyse gelin, çiçek ekmek ve onlarý böcekilacýndan uzak tutmak gibi küçük eylemleribüyük ölçekteki deðiþimin itici gücü yapalým.

Arýlar adýna, sizlere teþekkür ederim.

Chris Anderson: Teþekkürler. Kýsa bir soru.Arýlarýn ölümlerine dair en son rakamlar,bunlarda herhangi bir düþüþ var mý? Sizinümit/depresyon düzeyiniz nedir bu konuda?

M. Spivak: Evet. En azýndan ABD'de tümarý kovanlarýnýn ortalama yüzde 30'u her kýþkaybediliyor. Yaklaþýk 20 yýl önce, yüzde 15kayýp düzeyindeydik. Yani giderek tehlikelioluyor.

Chris Anderson: Yýlda yüzde 30, bu mu?

M. Spivak: Evet, yýlda yüzde 30.

Chris Anderson: Yýlda yüzde 30.

M. Spivak: Ama sonra arýcýlar kolonilerinibölmeyi baþardýlar ve böylece ayný sayýyýkoruyabiliyorlar, bazý kayýplarýný tekrarkazanabiliyorlar.

Bir tür taþma noktasýna geldik. Bu kadarfazla sayýda kaybetmeyi göze alamayýz.Etrafýmýzdaki tüm arýcýlar için gerçekten min-net duymalýyýz. Çiçek ekin.

Chris Anderson: Teþekkürler.

Kaynak:https://www.ted.com/talks/marla_spivak_why_bees_are_disappearing/transcript?lan-guage=en

SEVGÝ DÜNYASI37

Öte Taraftan Konuþmalar

Eþyalarý Hareket Ettirmek Elisa Medhus, MD ; Çeviren: Nelda Ýnan

Eliza Medhus'un birebir deneyimlerinden yola çýkarakyazýya döktüðü hikâyesini, oðlunu yitiriþinin ardýndanonunla kurduðu irtibatýn adým adým nasýl gerçekleþti-ðini anlattýðýmýz yazý dizimizin geçen ayki bölümünde,öte âleme geçmiþ olan sevdiklerimizin; çocuklar vehattâ hayvanlar vasýtasýyla bizlerle nasýl iletiþimegeçebildiklerini ve diðer zamanlarda ise kendilerinebenzer kiþiler vasýtasýyla bizimle nasýl irtibat kura-bildiklerini Erik'in yaþattýðý örneklerle görmüþtük.Öte âleme geçmiþ olan sevdiklerimiz, her zamanbizimle olduklarýný ve her þeyi beþ duyumuzlaalgýlamaya çalýþtýðýmýz bu üç boyutlu dünyanýn birbuzdaðýnýn sadece üst kýsmý olduðunu, gerçekvarlýðýmýzýn çok daha büyük ve daha anlamlý birgerçeklik içinde mevcut olduðunu bilmemizi isterler.Erik, henüz yaþarken platonik sevgiyle baðlý olduðukýz arkadaþý Stacy'e böyle bir mesaj yollayacaðýnýannesine rüyasýnda bildirdikten sonra küçük bir çocukiþ yerinde Stacy'e doðru koþarak, kollarýný onun boynuna dolamýþ ve ona: "Merhaba,benim adým Erik, seni tüm kalbimle seviyorum" demiþti. Stacy, hemen hýçkýrýklarlaaðlamaya baþlamýþtý. Erik ona kendi lisanýyla: "Seni ve aileni her zaman seveceðim vekoruyacaðým" demiþti. Erik öldükten üç ay sonra, annesine, medyum Kim O'Neill vasý-tasýyla bacaðýnda, kolunda veya baþýnýn her hangi bir yerinde ürperti benzeri bir hisyaratarak bir mesaj yollayacaðýnýn haberini vermiþti. Elisa Medhus bir hekim olmasýsebebiyle buna tam olarak inanamamýþtý, çünkü týbbi bakýþ açýsýndan bakýldýðýndavücudun belli bir bölgesindeki tüylerin ürpermesinin bir anda olmasý imkânsýzdý.Erik'in öte âleme geçtikten sonraki önemli þakalarýndan birisi de tuhaf kokular yarat-maktý. Bunlar arasýnda marijuhana, sigara, kokmuþ çorap kokusu, kokarca spreyi, pipoveya nargile kokusu ve diðer kokular vardý. Erik'in Blog'una mektup gönderenlerarasýnda adý Bec olan birisi böyle bir koku deneyimiyle birlikte ürperti hissini yaþa-mýþtý. Bu ay konumuza "Eþyalarý Hareket Ettirmek" baþlýðý altýnda devam ediyoruz.

Elisa Medhus

SEVGÝ DÜNYASI38

EÞYALARI HAREKET ETTÝRMEK

Erik'e göre beden esaretinden kurtul-muþ bir ruhun yapamayacaðý bir þeyyoktu. Buna göre ruhlar önlerindeki vearkalarýndaki enerji alanýnda farklýlýk-lar yaratarak eþyalarý hareket ettirebilir-lerdi. Erik bu yeteneðini kullanmayabaþladýðýnda, bu nedenle hiç þaþýr-madým. Bunu özellikle ilgi duyduðu vesevdiði hanýmlara yaptýðý þakalarýndakullanýyordu... Blog üyelerimizden biriolan Randi'nin, aþaðýdaki mektubundagöreceðiniz gibi, Erik enerjisini manü-ple ederek veya geniþleterek hanýmlarýhâlâ etkilemeye çalýþýyordu.

Erik'in, kendinde takýntý hastalýðýolduðunu itiraf eden Randi'ye yaptýðýþakalarýn, onun tolerans ve sabrýnýdenediði çok aþikârdý.

"Sizinle dün baþýma gelen tuhaf birolayý paylaþmak istiyorum. Erik'in banaþaka yaptýðýný düþünmekten kendimialýkoyamýyorum. Geçen yaz beniiðrenç bir kokuyla ziyaret ettiðini bili-yorum ama bu kez biraz farklýydý. Ofiskapalý olduðu için evde dolanýyor, te-mizlik yapýyor ve bilgisayarýmda eksikkalan iþlerimi tamamlýyordum.

Neyse, mutfaða gittiðimde, çekme-celerimden birinin açýk durduðunu farkettim. Biraz þaþýrdým çünkü onlarý aslaaçýk býrakmam. Ancak, üzerindedüþünmemeye çalýþarak kapattým.Birkaç dakika sonra yeniden açýk dur-duðunu gördüm. Yine kapattým. Derkenaradan birkaç saat geçmiþti ki, bu kez

ayný þeyin banyodaki çekmecelerimdenbirinde olduðunu gördüm. Belki deçekmecelerimi çok güçlü biçimde ka-patýyordum, aldýklarý sadmeyle yenidenaçýlýyorlardý. Denedim ve hangi kuv-vetle iterek kapatýrsam kapatayýmyeniden açýlmýyordu hiçbirisi. Hiçbirçekmecemi ve dolabýmý açýk tutmaalýþkanlýðým yoktur. (Özellikle de güniçinde bu kadar süre boyunca)…

Derken diðer gün koþuþturmam bitipde eve geldiðimde kulaklýklarýmýçýkarýp tezgâhýn ortasýna býraktým.Yaklaþýk 30 dakika sonra, kulaklýk-larýmýn ucunu tezgâhta, kablosunu iseaþaðýya sarkar vaziyette buldum.Bunun olmasý imkânsýzdý çünkü onlarýtam olarak nerede býraktýðýmdanemindim.

SEVGÝ DÜNYASI39

Eðer bu, evimde benimle dalgageçmeye çalýþan Erik deðilse kesinliklebir baþka kiþi idi. Olup duran þeylergerçekten çok tuhaftý. Ama yine desonunda gülüyordum.

Bir sonraki gün koltuðumda oturuptelevizyon seyrederken, gözlerim odadabulunan büyük koltuða iliþti. Aniden busandalyenin önemli olduðuna, yaniorada birisinin oturduðuna veyabirisinin oraya oturabileceðine dair birhis belirdi içimde. Kim bilir belki deErik Altýn Küre Ödül Töreni süresincebenimle ve köpeðimle vakit geçirmeyekarar vermiþti."

Erik'siz geçirdiðimiz ilk yazýmýzda,aradan geçen yirmi yýl boyunca mut-faðýmýzý beþ çocuðumuz ve çeþitli evhayvanlarýyla tepe tepe kullanmýþolduðumuzdan dolayý, biraz masrafagirip, tadilat yapmaya karar verdik.Tezgâh üstü alçak davlumbazýmýzý artýkçalýþmadýðý için deðiþtirmek zorunday-dýk. Bir kenarýnda bulunan aþaðý-yukarýdüðmesi özellikle yaþarken Erik'in par-maklarýna hâkim olamayýp süreklioynadýðý düðme idi. Bu hikâyenindiðer bir önemli kýsmý ise, Erik'in mut-faðýmýza âþýk bir çocuk olmasýydý.Birincisi yemek piþirmeyi çok severdi.Ýkincisi, yapacak daha iyi bir þey bula-madýðýnda, mutfaðýmýzýn tam ortasýndaduran tezgâhýn etrafýnda kollarýnýkavuþturarak tur atmayý çok severdi. Okadar çok tur atardý ki, sonunda onuseyretmekten benim baþým döner veona durmasýný söylerdim. Eski mutfakdöþememiz buna þahittir.

Yeni davlumbaz yerine monteedildikten sonra, mükemmel biçimdeçalýþmaya baþladý. Eþim bir gün arkabahçeden mutfaða doðru yürürken,havalandýrma kanatlarý gizemli biçimdehavaya doðru kalkmaya baþlamýþ.Mutfakta yalnýzmýþ ve cihazýn en az 6metre uzaðýnda duruyormuþ. Öncehiçbir þey anlamamýþ ve hementeknisyeni arayarak cihazýn buhareketinden sorumlu olabilecek tümparçalarýn (tüm düðmeler ve kablolarda dâhil olmak üzere) deðiþmesinitalep etmiþ. Þimdi siz bundan sonratüm problemin çözüldüðünüdüþündünüz deðil mi? Ama öyleolmadý. Ertesi gece eþim mutfaðagirdiðinde havalandýrma kanatlarý yön-lerini yine ayný þekilde yukarýya doðrudöndürmeye baþlamýþ.

Elektrikli âletler kendi kendilerineaçýlýp kapanmazlar.. Blender'inizinkendi kendine çalýþtýðýný hayal edin.Bu sizin sinirlerinizi bozmaya yeterde artar bile.

Biz bunu Erik'in yaptýðýndanemindik. Bize: "Hey özür dilerim amaben buradayým" diyordu. Belki de mut-fak tezgâhýnýn etrafýnda zaman zamantur atýyor ve bu kez yeni mutfak döþe-memizi aþýndýrýyordu.

Zihni mekanik âletlere her zamanyatkýn olan oðlum Erik, mutfak âlet-lerinden bu kez borulara uzandý.Kýzlarýmdan biri banyoda benimmakyaj çekmecemde eþelenirken,lavabonun musluðu aniden açýlmýþ.

SEVGÝ DÜNYASI40

Michelle lavabodan en az 1 ya da 1.5metre uzaklýkta imiþ. Bunu Erik'in yap-týðýný hemen anlamýþ. "Yine eskiþakalarýný yapýyor" demiþ ve eskidenolduðu gibi onu býyýk altýndanazarlamýþ. Ýki kardeþ birbirlerine herzaman çok yakýndýlar, birbirlerini çokseverlerdi ve þakalaþmaya bayýlýrlardý.Sanýrým bazý þeyler hiç deðiþmiyor,ölümden sonra bile..

Erik gýda paketlerini uzaktan fýrlat-makla ilgili bir eðilim de geliþtirmiþti.Bir medyum olan Robert Burke'ünmarkete gittiði her seferde eþlik ederve onu içinde en fazla þeker ve boyabulunan tahýllarýn reyonuna götürür.Bir keresinde bir paket Twizzler'ýRobert'in market arabasýna 1 veya1.5 metre uzaktaki bir raftan atmýþtý.

2011 yýlýnda Destin Florida'ya yap-týðýmýz bir tatilde Erik bize her zamanyaptýðý þakalardan birisini yaptý.Bunlardan en iyisi, Waffle House'dahep birlikte yaptýðýmýz kahvaltýya denkgeldi. Dört kiþilik masaya altý kiþisýkýþarak oturmuþtuk. Shane'in ýsmar-ladýðý yemek masa boyunca kayarakonun önüne gelmiþ, hatta kucaðýnadüþmüþtü. Hepimiz gülmüþ, bununErik'in þakalarýndan birisi olduðunukesin olarak anlamýþtýk.

Bir ay sonra medyum Robert Burkeve ben birlikte bir akþam yemeðineçýktýk. Yanýmýzda en büyük oðluTommy'yi kaybetmiþ olan arkadaþýmýzMarjie de vardý. Tommy, Erik'ten birveya iki yýl önce sarhoþ bir sürücünün

kurbaný olmuþtu. Tommy çevresindeçok arkadaþý olan sevilen bir çocuktu.Donmuþ margaritalarýmýzý yudum-larken birbirimize Erik ve Tommy'ninhikâyelerini anlatýyorduk. Bu aradaRobert bize sürekli olarak onlardanbilgi aktarýyordu çünkü masanýnetrafýnda dolaþtýklarýný söyledi. Derkenbir anda karabiberlik bir anda yuvarla-narak yere düþtü. Üzerinde fazla dur-madýk çünkü garson yakýnýmýzda idi.Belki de geçerken önlüðünün kenarýdeðmiþtir diye düþündük. Roberthemen eðilerek yerden aldý ve masayakoydu yeniden. Bu kez daha uzaðakoydu. Aradan birkaç dakika geçmiþtiki, karabiberlik yeniden devrilerek yeredüþtü. Robert gülmeye baþladý. EminimMarjie ile yüzümüzdeki ifade veþaþkýnlýktan açtýðýmýz aðzýmýz onundaha da gülmesine neden olmuþtu.Meðerse Tommy ve Erik, her ikisi bir-den, karabiberliði masadan aþaðýyaatýyorlarmýþ.

Birkaç kahkaha ve gülüþün ardýndan,çocuklarýmýzý nazikçe uyardýktan sonrasohbetimize devam ettik. Bu arada yenimargaritalarýmýz gelmiþti ki, masanýnüzerinde duran ve üzerinde gününmenüsü yazan sert plastik yere düþtü.Robert, ikilinin yeniden iþ baþýndaolduðunu söyledi bize.

EÞYALARI SAKLAMAK

Erik, ailesine, arkadaþlarýna ve hattâBlog üyelerine ait bazý eþyalarý, onlarýsinirlendirme pahasýna onlardan sakla-mayý baþarýyor. Ona göre bu eþyalarýn

SEVGÝ DÜNYASI41

etrafýndaki enerjiyi manüple etmesionun için yeterli imiþ. Harry Potter'daki"Görünmezlik Pelerini"ni düþünün.

Erik ayrýca hepimizin en hassasolduðu konularda da þakalar yapmayýseviyor. Örneðin benim organize olmakonusunda özellikle hassas olduðumubilir. Üstelik takýntý derecesinde orga-nize olmaya önem verdiðimi de. Bendeher þeyin listesi mevcuttur. Listeleriminbile listesi vardýr bende. Bu kiþiselözelliðim, içimdeki karmaþayý düzen-leyebilmem için bulduðum bir yoldubelki de. Baþka türlü Týp Okulundaokumam da imkânsýzdý zaten. Günlükyapmam gereken iþlerimi cep telefonu-ma yüklerim ama bunlarý baþka birindeks kartýna daha yüklerim.

Çocuklar genellikle anne vebabalarýnýn defolarýnýn üzerine gitmeyebayýlýrlar. Ben de þahsen onlara bukonuda epeyce malzeme vermiþimdiraçýkçasý. Özellikle Erik, üzerlerinde"çocuklara banyo aldýr", "mesajlarýnabak, "yarýnýn indeks kartýný hazýrla"yazan indeks kartlarýma çok gülerdi.Bana: "nefes al" ya da "yemeðini çiðneyazmayý unutmuþsun!" derdi.

Erik'in bana þaka yaptýðý o gün,çocuklarý okula býraktýktan sonra evedöndüðümde, her zaman çantamdaduran indeks kartýmýn yerindeolmadýðýný fark ettim. Hemen arabayageri dönerek, torpido gözüne baktýmama orada da deðildi. Bu kez çocuk-larýn odalarýna, banyoya, koltuklarýnaltýna ve hattâ çöp kutularýna bile bak-

tým. Hiçbir þey bulamadým. Tuhaf birdurumdu bu. Birazcýk rahatsýz olmuþ-tum. Yeniden arabama dönerek, heryerini inceden inceye aradým. Hiçbirþey bulamadým. Sonunda aramadýðýmyer kalmadý.

Her yanýmý panik kaplamayabaþlamýþtý. Baþka bir kart daha hazýr-layabilirdim ama ya cep telime bileyazmadýðým çok önemli bir þeyi orayanot ettiysem ne olacaktý? Bu nedenlebaktýðým yerleri yeniden aradým amayine elim boþ döndüm. Demek kideðerli indeks kartým havaya buhar-laþýp gitmiþti. Bunun üzerine dikkatlicedüþünerek ve hatýrlamaya çalýþarakikinci bir indeks kartý hazýrladým. Diðeryanda elimi çabuk tutmam gerekiyorduçünkü yapmam gerekenler arasýndakasabanýn diðer ucunda yaþayan anneve babamý ziyaret etmek, özellikle degünlük egzersizler için spor salonunagiden babamý evden çýkmadan yakala-mak da vardý. Tam çýkacaktým ki, çan-tamýn içinden ucu dýþarýya doðru çýk-mýþ beyaz kartýmý gördüm. Bu heryerde didik didik aradýðým esaskartýmdý. Kalbim yerinden çýkacakzannettim. Zihnimin içinde Erik'inyüzünü görüyordum. En muzipgülüþüyle bana: "Seni faka bastýrdým"diyordu. Çantamýn içini üç kezaramýþtým hâlbuki. Dahasý o an evdekitek kiþi bendim.

Gelecek Ay: Konumuza "ElektrikDüðmeleriyle Oynamak", "TelefonAramalarý" , "Eþyalarý Yeniden Oluþ-turmak" baþlýklarýyla devam edeceðiz.

SEVGÝ DÜNYASI42

elâmlar sevgili varlýklar, benManyetik Hizmetten Kryon.Partnerim kelimenin tam anlamýile kenara çekiliyor. Bilinci bölü-

nüyor. Partnerim gerçi bu iþi þimdiye dekpek çok kez yaptý ama yine de her seferindesanki yeni bir þey yapýlýyormuþ gibi bir hisortaya çýkýyor. Partnerim aslýnda neler bek-lemesi gerektiðini biliyor ama yine de herseferinde celse biraz farklý oluyor.

Sevgili varlýklar, daha önce birçok kezsöylemiþ olduðumuz gibi, bu olayda herkesiçin geçerli ve takip edilmesi gerekli olanbir yol yoktur ve bu baðlamda partneriminkanallýk yapma yol ve yöntemi de ona mah-sustur. Bu çerçevede þimdiye dek bilinen,

gördüðünüz ve keyifle izlediðiniz bütün oharika resimlerin kanallýk yoluyla çizilmiþ,en güzel ezgilerin kanallýk yolu ile beste-lenmiþ ve en muhteþem heykellerin de yinekanallýk yolu ile yapýlmýþ olduðunu söyle-mek gerekir. Dolayýsýyla, kanallýðýn sözkonusu olduðu her olay kendisine özgüdürve bunun gibi kanallýk yolu ile gerçek-leþtiren celselerin her biri diðerinden fark-lýdýr. Bazýlarýnda kanallýk yapan kiþilerinbilinçleri tümüyle devre dýþý býrakýldýðý içinonlar celse hakkýnda hiçbir þey hatýrlamaz-lar. Partnerimden ise kalmasý istenmektedirve durum böyle olduðu için onun nelersöylendiðini anlamasý, biliþsel olarakayýrdýna varmasý ve doðruluðu kontroletmesi daha uzun süre almaktadýr.

S

Alan - Bölüm 2Kryon Celsesi,

Medyum: Lee Carroll, 7 Aðustos 2016, Anchorage, Alaska

Ses Kaydýndan Çözümleme ve Çeviri: Necati Tarýman

SEVGÝ DÜNYASI43

Sevgili varlýklar, bu sabah bir celse yaptýkve ben bazý mesajlar verdim ama o celseyiçoðu insan duyamadý ve ben þimdi onlara ocelsenin neden dinlenemediðini anlatmakistiyorum. Bu sabahki mesajlar sadece buodada bulunanlar için verilmiþti, gereklikiþilere teslim edildi ve onlar tarafýndan daanlaþýldý. Bu mesajlarýn kayda alýnmasýnagerek yoktu. Bununla birlikte, o celsedebazý prensiplerden söz edilmiþti ve þimdi bumesajý dinleyenler için o prensipleri gözdengeçireceðiz. Sözü edilen prensip çoðu insantarafýndan bilinmez ve ben ayrýca ona ilaveyapmak istiyorum ama daha ileri gitmedenönce bu odada sabah gerçekleþmiþ olan herþeyin, þimdi yine gerçekleþmekte olduðunubelirtmek istiyorum.

Sizlerin bu sandalyelerde oturuyorolmanýz kesinlikle tesadüflerin sonucudeðildir. Þimdi de duymalarý ve hisset-meleri gereken kiþilere mesajlar verilmekte-dir ve bu iþ sizler bu mekâný terk ettiktençok sonra da devam edecektir. Doðrusaldüþünmeye saplanýp kalmýþ olanlara göreinsanlar bir olay için herhangi bir yeregiderler ve olay sona erdikten sonra kanal-lýk yapan kiþiyle birlikte izleyiciler deayrýlýrlar. Bu doðru olabilir ama eksiðivardýr. Orada kalan bir þey vardýr ve bu dabaðlantýdýr. Böyle bir toplantýyageldiðinizde baðlantý gerçekleþtirmiþse vebu sayede de hoþ ve þefkat dolu hislerortaya çýkmýþsa, kendinizi yuvada gibi his-setmiþseniz, o zaman bir baðlantý yap-mýþsýnýzdýr. Ama bu baðlantý kanallýk yapankiþi ile deðil, Ruh ile yapýlmýþtýr. Ýþte bubaðlantý kanallýk yapan kiþinin ayrýlmasýn-dan çok sonra bile hâlâ varlýðýný muhafazaediyor olacaktýr. Bunu gerçi daha önce de

defalarca söylemiþtik ama bu odada söylen-mesine ve duyulmasýna gerek vardý. Sizlerasla yalnýz olmazsýnýz. Maiyet (görevliler)her zaman sizinle birliktedir ama baðlantýyapmanýz halinde, bunu daha güçlü olarakhissedersiniz.

Bir süre önce fizikte yer almakla birlikteayný zamanda çok ruhsal olan bir þeydensöz etmeye baþlamýþ ve bunu "alan" olarakadlandýrmýþtýk. Bu fizikte bilinen ve birçokisimle anýlan bir fenomendir. Bu fenomenikendisiyle uyum içinde olmak anlamýnda"entrainment" veya dolaþýklýk olarakadlandýranlar aslýnda çok gerçek olan veyeni enerjide eskisine göre çok büyük veönemli bir rol oynayan hikâyenin sadece birbölümünü görmektedirler. "Alan" bizimaslýnda biraz da þaka mahiyetinde olacakþekilde "tavrý olan fizik" veya "tavýr koyanfizik" olarak adlandýrdýðýmýz þeyle aynýanlama gelmektedir.

Normal olarak fizikte denge olmasýný veayrýca fizikle biyolojinin iþe yarar þeyleryaratmak amacýyla birlikte ahenk içindeçalýþmalarýný beklemek doðrudur. Ayrýca,doða ile fiziðin unsurlarý arasýnda spesifikbir uyum, bir simbiyoz (ortak yaþam)olduðu da bilinir. Birini rahatsýz eder veyaaksatýrsanýz, hepsini aksatmýþ olursunuz.Herhangi bir durumda denge bozulursa,insanlarýn bu dengeyi yeniden saðlamasýçok zor olur. Dengenin bozulmasý halinde,doða belirli bir denge sistemi oluþturmakiçin her türlü yola baþvurur ve insanlarýnvar olmasýndan veya olmamasýndan baðým-sýz olarak da bunu baþarýr. Demek ki, birsistem vardýr ve siz de bir sistem olduðunubilirsiniz. Ama sözü edilen alanýn bunun

SEVGÝ DÜNYASI44

üstünde ve ötesinde olduðunu öne sürmekyanlýþ olmayacaktýr.

Alan uzun zamandýr sözünü etmekteolduðumuz deðiþim nedeniyle gezegendekendisini daha önemli ve göze batacakþekilde göstermeye baþlamýþtýr. Sevgiliinsanlar, bu deðiþimin gerçekleþtirilmesihiçbir yere gitmediðinizi, burada kala-caðýnýzý ilan etmek anlama gelmektedir.Þu aþamada baþlamýþ olan bir geliþimsürecinin içinde bulunuyorsunuz. Bu husus-tan bundan önce birçok kez söz etmiþtik.Bu süreç içinde fizik alanýnda yer alan birkatalizör ortaya çýkmaktadýr ve bu katalizöryaptýklarýnýz ve baþýnýza gelenlerle ilgiliolarak sizinle iþbirliði yapmaktadýr.

Daha önce bu yeni enerjide rüzgârýnarkanýzdan estiðini, size destek olduðunusöylemiþtik ama aslýnda olayda bundanfazlasý vardýr. Fizik, ýþýk iþçisi için, yaþlýruh için öyle bir þekilde iþin içine girmekte-dir ki, sizler de artýk alaný hissetmeyebaþlýyorsunuz. "Alan" tanýmý icabý bizatihiuyum yaratmayý arzu eden bir þeydir.Fiziðin esas olarak mutlak ve yansýz olmasýgerektiði göz önüne alýndýðýnda, alanýnanýlan bu uyumu yaratmak için böylesinebelirgin müdahalelerde bulunmasý, biranlamda haksýzlýk olarak bile nite-lendirilebilir. Zira burada her þeyi belirginolarak biraraya getirmeye, uyum yaratmayaçalýþan fiziksel özellikler ortaya çýkmak-tadýr.

Sevgili varlýklar, "alan" aslýnda tabiatanadan, Gaia'dan pek farklý deðildir vesadece biraz deðiþik bir simbiyotik (ortakyaþamsal) iliþkidir. Burada insanla Yaratýcý

Kaynak arasýnda bulunan ve her þeyi bir-birine doðru iten, farklý bir þekilde çalýþ-malarýný saðlayan, kapýlarý ve yollarý açanbir simbiyotik iliþki söz konusudur. Buna"alan" adý verilmektedir. Bu apaçýk olan birhusustur ve üstünde bundan sonra dahafazla konuþacaðýz. "Alan" beklentilerindýþýna çýkan þeyler yaratmaya baþlamýþtýr.

Ýþe þu anda burada olmayan ve daha son-raki tarihte bunu dinleyenler için bu sabahkonuþulan hususlarý gözden geçirmeklebaþlayacaðýz. Size insanlarýn hangi neden-lerle gezegenin hiç savaþ görmemiþ olanbölgelerinde yaþadýklarýný anlatmayabaþlamýþtým. Eðer son 25 yýl boyuncakanallýk yapan medyumlarýn nerelerdedoðup yaþadýklarýna bakarsanýz, bunlarýngenellikle savaþ görmemiþ olan bölgelerolduklarýný anlarsýnýz çünkü gezegeninkristal aðý insanlarýn eylemlerini hatýrla-maktadýr. Dolayýsýyla, bu tip insanlar geze-genin her tarafýnda dram, savaþ, ölüm veelem katmanlarýndan oluþan yerlerdendeðil, bu bakýmdan bakir ve taze bölgelerdeolan ve þu aþamada alan tarafýndan kullanýl-makta olan bir þeyi yaratan yerlerden çýk-maktadýrlar. Birçok insan gezegenin hertarafýna daðýlmýþ olan bölgelere gitmeçaðrýsý almakta ama nedenini bilmedikleriiçin bunu merak etmektedirler. O bölgeniniklim koþullarýnýn önemi yoktur. Önemliolan husus gidilen yerin onlarýn yeriolduðunun ve orada kalýnacaðýnýn bilinme-sidir. Böyle bir yerde ortaya çýkan belirli birbilinç durumu þimdi üzerinde konuþmakistediðim bazý þeyleri yaratmaktadýr.

Partnerim kýsa süre önce adý Patagonyaolan çok güzel, bâkir ve az sayýda insanýn

SEVGÝ DÜNYASI45

yaþadýðý bir yere gitti. Orada yaþayan insan-lar orada kalýrlar çünkü Dünyada onun gibibir yer olmadýðýný ve oraya gitmek içinçaðrý aldýklarýný söylerler. Hattâ bazýlarýorada yalnýz baþlarýna yaþarlar. Buna benzerþekilde Dünyanýn baþka bölgelerinde savaþ,toplu imha ve ölümler ve bunlarla baðlantýlýtarih katmanlarý olmayan yerler de vardýr.Bu yerler temiz olarak adlandýrýlabilirler vebu gidenler tarafýndan hissedilir. Aslýndadünyanýn çeþitli bölgelerinde buna benzerbaþka yerler de vardýr ve bu yerler hertarafta görülemeyecek kadar Gaia ile uyumiçindedir. Bu sözlerle mesajý daha sonrakitarihte dinleyen, bu tip yerlerde yaþayan veneden buralarda yaþadýklarýný merak eden-lere hitap ediyorum. Çöle gittiðimizde de,buna benzeyen baþka yerlere gittiðimizdede bu konu hakkýnda konuþmuþtuk.

Böyle yerlerde yaþayanlara bir þeylerolur. Size bir þey söylemek istiyorum.Alanýn varlýðý nedeniyle yeni enerji içindetüm insanlar arasýnda baðlantý vardýr.Aranýzdaki yaþlý ruhlar Dünyada bulunandiðer yaþlý ruhlarla baðlantý içindedir, ancakpek çok yaþlý ruh saf olmayan yerlerdeyaþamaktadýr. Bu baðlamda Orta Doðuülkelerinde yaþayanlar aklýma geliyor. Buinsanlar sürekli sorun çýkan veya çýkmasýçok muhtemel olan yerlerde yaþamaktadýr-lar. Buralarda toprak kazýldýkça birçok kat-manlar halinde geçmiþte fethedilmiþ veyaiþgal edilmiþ olan kentler ortaya çýkmak-tadýr. Buna hiç benzemeyen bir tarihseltemel üzerine kurulmuþ olan yerlerdeyaþayanlarla kýyaslandýðýnda, kristal aðýnetkisi nedeniyle, bu gibi yerlerde yaþayanlarmeditasyon yaptýklarýnda ortaya çýkanhisler mutlaka çok farklý olacaktýr.

Bununla birlikte, sözü edilen alanýnortaya çýkardýðý uyum saðlama etkisisayesinde, meditasyon durumuna geçtik-lerinde güzelliði bozulmamýþ, tazeliði, bâkirtopraklarý ve Gaia ile olan baðlantýyýhissedebilmektedir. Çünkü diðer yerlerdeyaþayanlar bu duygularý onlara iletmekte-dirler. Çaðlar boyunca süren savaþ, ölüm,elem, ýstýrap anýlarý ile kirlenmemiþ olanyerlerde yaþayanlar böylece diðer yerlerdeyaþayanlara bozulmamýþlýk ve saflýkla ilgilianýlarý ileten deniz fenerleri rolünü üstlen-mekte ve onlarýn Gaia ile olan baðlantýyý vehuzuru hissetmelerine aracýlýk etmekte-dirler. Bunu bilmeniz önem taþýmaktadýr.Çünkü bu yeni bir durumdur.

Aslýnda "alan" her zaman var olmuþturama 2012 yýlýndan sonra ortaya çýkan ener-jide bu Gaia'nýn fiziksel bir özelliði olarakgöze çarpmaktadýr. Uzunca süreden berisözünü ettiðimiz deðiþim, baþka etkilerdenkorunmuþ þekilde doðal olarak gerçek-leþmemektedir. Sýfýr ve düðüm noktalarýGaia için tetik iþlevini üstlenmektedir. Bukonu ve bunun kristal að üzerindeki etkilerihakkýnda daha önce konuþmuþtuk. Gaiaartýk bu zamana dek hiç olmadýðý kadar iþiniçine girmiþtir. Hâl böyle olunca, Gaia'nýngüzelliðini ve bozulmamýþlýðýný hissetmekistemekle birlikte, bulunduklarý yer(metropoller, büyük kentler) itibarýylabaðlantý kurmanýn neredeyse imkânsýzolduðu yerlerde de insanlarýn Gaia'yý hisset-meleri ve baðlantý kurmalarý mümkün hâlegelmiþtir. Bu yerlere örnek olarak: Altýköstebek yuvasý gibi metrolar, kanalizas-yonlar ve benzerleri ile delik deþik edilmiþve yaþamýn en hayati alanlarýna müdahaleeden manyetik alanlar üst üste çakýþtýðý için

SEVGÝ DÜNYASI46

park alanlarý bile saf ve bâkir olmaktan çýk-mýþ olan kentler gösterilebilir. Ýþte böyleyerlerde yaþayanlarýn baðlantý duygusunukazanabilmeleri için Dünyanýn pek çokgüzel ve baðlantý kurmanýn kolay olduðuyerde yaþayan deniz feneri ve verici olarakgörev ifa eden insanlara ayarlanmalarýyeterli olacaktýr. Herkesi bu imkândanyararlanmaya, baðlantýyý hissetmeye davetediyorum. Bu yararlanabileceðiniz yenilik-lerden sadece birisidir. Yaþlý ruhlar birbir-leriyle bu yolla iletiþim içine girmeyebaþlamýþlardýr.

Bu yeni enerjide bu gibi þeyler sizi þaþýrt-mamalýdýr. Anlatmak biraz zor olmakla bir-likte buna benzer ve insan tabiatý, kötüalýþkanlýklar, kiþilik ve korkularla ilgili olanbaþka bir þey daha vardýr.

Þimdi dinleyen herkese sormak istiyo-rum. Baþka insanlarla nasýl konuþuyor-sunuz? Doðal, yansýz (nötr) nokta nedir?Bu soruyu burada bulunan kiþilere deðil, bucelseyi daha sonraki zamanlarda dinleyen-lere yöneltiyorum. Bu durumda pek çokinsanýn içinde yaþadýklarý þartlar nedeniyleihtiyaç duyulan þeyleri elde etmek için þuveya bu þekilde güç kullanýlmasýnýn veagresif davranýþlarýn zorunlu olduðunusöyleyeceðini biliyorum. O zaman bukiþilere bunun insanlara nezaketsiz, sert vekýrýcý davranma anlamýna gelip gelmediðinisoruyorum. Bunu arzu etmemekle beraberihtiyaç duyulan þeylerin elde edilmesi içinbu tip davranýþlarýn bazen mecburiolduðunu söylerseniz, sözü edilen "alan"yüzünden bazý þeylerin olacaðýný sizesöyleyebilirim.

Sevgili varlýklar, yýllardan beri yeni ener-jide artýk duvar üzerinde oturup olup biteniizleme zamanýnýn geçtiðini söyleyip duru-yorum. Baþka bir ifadeyle, bundan böyleartýk ya olduðunuz gibi görünecek veyagöründüðünüz gibi olacaksýnýz. Bunun aksiduvar üzerinde oturmak olarak tanýmlan-maktadýr. Buna örnek olarak celse bittiktensonra ezoterik þeyleri unutmanýz veya birlokantada yemeðe gittiðinizde hizmet edengarsona olan tavrýnýz veya yolda önünüzükesen arabanýn sürücüsüne olandavranýþýnýz veya insanlarýn arkasýndanyaptýðýnýz konuþmalar gösterilebilir. Þimdibu konuda çok haklý olduðumu, butavsiyeleri dinleyip insanlara karþý dahadikkatli ve nazik davranacaðýnýzý söyleye-bilirsiniz ama benim esas olarak kastettiðimbu deðildir. Asýl anlatmak istediðim hususolaðandýþý bir þeylerin olduðu, alanýn uyumyaratmak istediði, bu yüzden her þeyibiraraya getirmek istediði ve üstelik etkisinide giderek arttýrmakta olduðudur.

"Alan" sizin tüm çevrenizi sarmaktadýr.Belki Kryon'un celselerini dinliyor veyatoplantýlara gidiyor olabilirsiniz. Bu celseve toplantýlarda benim þefkatin güzelliði,þefkat çaðýna girmekte olduðunuz, þefkatlieylemin ne anlama geldiði, bunun enerji-lerinin ne olduðu ve bu sayede iþlerin nasýlkolaylaþtýðý ile ilgili olarak söylediðim herþeyi duymuþ olabilirsiniz. Ama yine de iþuygulamaya geldiðinde muhtemelenbildiðinizden ve alýþkanlýklarýnýzdan þaþma-makta ýsrar ediyorsunuzdur. Bu durumda,biri sizi hoþnut etmeyen bir þeyler yaptýðýn-da, hep böyle yaptýðýnýz ve bu kanýnýzaiþlediði için kaba davranmakta hiçbir beis

SEVGÝ DÜNYASI47

görmüyor olmanýz gayet doðaldýr. Sonuçalmak için bazý durumlarda en iyi yolunhakaret etmek olduðunu düþünmek de sizedoðal gelebilir. Bu durumda bir Kryontoplantýsýna gittiðinizde söylenenleri dinler,kendinizi çok iyi hisseder ve ruhani duygu-larla dolarsýnýz ama toplantý bitimindebinayý terk ettiðinizde hepsi uçup gider.

Size iþlerin bundan böyle bu þekildeyürümeyeceðini söyleyebilirim. Çünkü alanuyum yaratmak ve her þeyi biraraya getir-mek istemektedir. Eðer alan bunda baþarýsaðlayamazsa, her þey eskiden olduðundanda daha dengesiz hâle gelecektir.

Daha hýzlý yaþlanmak ve daha erkenölmek hakkýnda ne düþünüyorsunuz? Eðerbundan hoþlanýyorsanýz, o zaman duvarüstünde oturmaya devam edin çünkü hücre-sel yapýnýz alan tarafýndan reddedilecektir.Bunun gerçek anlamý da kiþiliðinizdekidengesizlikten dolayý kimyanýzdaki denge-sizliðin ortaya çýkacak olmasýdýr. Bugerçekten çok önemlidir ama sizler ne olupbittiðinin farkýnda deðilsiniz.

Bu odada olmayýp da daha sonradinleyenler arasýnda olan bazýlarýnýndavranýþlarý incelendiðinde, baþka birifadeyle, iþlerine geldiði þekilde uygun bul-duklarý durumda ve yerde belirli ruhsaltavýr ve davranýþlarý tercih ettikten sonra,diðer zamanlarda iþlerine öyle geldiði içinistedikleri gibi öfkelenmekte, dramlararasýnda debelenmekte veya insanlarahakaret etmekte hiçbir beis görmüyorolmalarý dikkatle gözlendiðinde, þefkatiöðrenmiþ olanlarýn yukarýda sözü edilenlere

göre çok daha uzun yaþadýklarý açýkça belliolacaktýr. Bizim telkinlerimiz doðrultusundayaþayanlar bu sözlerden sonra acaba nehissediyorlar?

Þu anda benim 26 yýl önce geldiðimdeinsanlarýn iþaret noktasýný geçmeyi baþar-malarý halinde meydana geleceðinisöylediðim olaylar ve durumlar ortaya çýk-maktadýr. Bu durumlardan biri de, sizlerinartýk duvar üstünde oturmaya devam etmegibi bir seçeneðinizin olmamasýdýr. Sizlerartýk bir þekilde niyete dayalý olarak yaRuh ile baðlantý içinde olacaksýnýz ya daolmayacaksýnýz. Bedeniniz gerçeði bildiðiiçin þöyleymiþ veya böyleymiþ gibi yapa-mazsýnýz. Bu bir ceza deðil, çok güzel birsistemdir ve sizi uyum içine sokmaya vesize yardým etmeye çalýþmaktadýr.

Þimdi birçoklarý uyum saðlamayý çokistediklerini ama tüm yaþamlarý boyuncabelirli alýþkanlýklara baðlý olarak yaþadýk-larýný ve iþlerini böyle yürüttüklerinisöyleyeceklerdir. Ben de size ve onlara safniyet ve olumlamalarýnýzla daha þefkatli birinsana dönüþeceðinizi ve alanýn da bubaðlamda size yardýmcý olacaðýný söylüyo-rum. "Alan" bu çerçevede arkadan itenrüzgâr rolünü üstlenecektir.

Bu yola giren insanlar farklý düþünecek-ler, her þeye bakýþ açýlarý ve terminolojilerifarklý olacaktýr. Bu insanlarýn hücreselyapýlarý daha önce hiç olmadýðý þekilde çokdaha kýsa sürede iyileþmeyi saðlayacaktýr.Böylece yaralar daha çabuk iyileþirken,aðrýlar daha kýsa sürede geçecektir. Çokuzun zamandan beri varolmayan bir uyum

SEVGÝ DÜNYASI48

gerçekleþtirilmiþ olduðu için saçlar ve týr-naklar daha çabuk uzayacaktýr.

Yýllardan beri söyleyegeldiðim þeylerialýp daha þefkatli bir insana, öfkelenmesiçok daha uzun süren bir insana, dönüþmeküzere kendinize uygulamaya ne dersiniz?Tüm bu söylenenler artýk mümkün olacak-týr. Çünkü bundan böyle "alan" sizintarafýnýzda mücadeleye dahil olmuþtur.Alaný daha þefkatli ve daha üstat benzeri birinsan olabilmek için, sizin tarafýnýzdan iste-nen her þeyde yardýmcý olmaya hazýr olanmeleksi bir varlýk olarak düþünün. Ortayaçýkacak olan sonuçlarý söyleyip duruyorum.Daha uzun yaþayacaksýnýz, hattâ çevre-nizdeki hayvanlar bile sizdeki deðiþikliðinfarkýna varacaklar ve merkabahýnýzdakiýþýmalarýn örüntüsü eskisine göre çok farklýolduðu için -yani öfke yokluðu, çok dahaaz dram, huzur duygusunun yayýlmasýve þefkate davet dolayýsýyla- sürekli sizinetrafýnýzda ve yanýnýzda olmak isteyecek-lerdir.

Sevgili varlýklar, eðer bu bilgiler doðru vegerçeðe uygun olmasaydý, sizlere ver-mezdim. Sizlerin bundan fazlasý için bilehazýr olmanýzý istiyorum. Çünkü Dünyadapek çok þey olmaya baþlamýþtýr. Þu andaözellikle duvar üstünde oturmaya devametmeye niyetli olan yaþlý ruhlara hitap edi-yorum. Bu gibi toplantýlara gelip, ortayaçýkan enerjinin tadýný çýkarmak ve sonraoradan ayrýlýp eskisi gibi devam etmek,artýk seçenek olmaktan çýkmaya baþlamýþtýrve bunu hissetmeye baþlayacaksýnýz. Nedenkendinizi sürekli olarak veya bu kadar sýkyorgun hissettiðinizi merak edeceksiniz.

Bedeninizin her tarafýna yayýlmýþ olanYaratýcý Kaynak ile ahenk içine girmeninzamaný gelmiþtir. Yapýlacak en kolay iþrahatlamak ve þefkati bulmaktýr çünküonlar zaten her zaman oradaydýlar.

Bugün size söylemek istediðim vesöylenmesi gerekli olan þeyler bunlardýr.Deðiþim sürecinde olan budur. Ruhsallýktannasibini almamýþ olan insanlar bile aynýsonuçlara ulaþacaklarý için bunun tezahür-lerini gözlemek çok kolaydýr. Nazik davran-mayanlar, nazik olmayan davranýþlarla karþýkarþýya kalacaklar, dengesizliðin pençesinedüþecekler ve kendi yok oluþlarýný hazýrla-yacaklardýr. Nazik ve yardýmsever olanlargüzel þeyleri çekeceklerdir kendilerine.Þimdiye dek pek çok kez, bazý insanlarýndiðerlerine bu kadar kötü muamele etmele-rine raðmen nasýl olup da varlýklarýný idameettirebildikleri ve geceleri nasýl uyuyabil-dikleri ile ilgili þikâyetleri duymuþsunuzdur.Ýþte bu insanlar bundan böyle kendi yokoluþlarýna neden olacaklardýr. Þu anda geze-gende daha önce hiç olmadýðý kadar çokýþýk olduðu ve bu ahenk alaný her yeri iþgaletmeye baþladýðý için yeni bir hesap vermesistemi devreye girmiþtir. Þefkat ve güzelliktemeline dayalý olarak çalýþan simbiyotik(ortak yaþamsal) sistemler nedeniyle tabiatananýn güzelliði sanki insanlýðý etkiliyorgibidir. Bu sayede, daha önce desöylediðimiz gibi, insan tabiatý da deðiþe-cektir.

Ben insanlýða tutkun olan Kryon'um vesizleri deðiþimden dolayý kutluyorum.

Ve öyledir.

DeðerliOkuyucularýmýzSevgi Dünyasý DergimizHaziran 2007 tarihindenbaþlamak üzere yalnýzcaabonelerimize ulaþmaktadýr. Bizlerle olmaya devam etmek istiyorsanýz,Haberleþme Adresi: [email protected] içten sevgilerimizleSevgi Dünyasý

Adý, Soyadý: .....................................................Adres: .....................................................Posta Kodu: .....................................................Ýlçe: .....................................................Ýl: .....................................................Tel: .....................................................2016 yýlý için tek dergi fiyatý: 8.00 TLAbone ücreti: Yurt içi 90.00 TL

Yurt dýþý 110.00 TLPosta Çeki No: 10214085 (Sevgi Yayýnlarý) Ýþ Bankasý IBAN:TR77 0006 4000 0011 0180 6837 24

Ayþegül Kayserilioðlu hesabý

“Lütfen Yeni Yýlda AboneliðiniziYenilemeyiUnutmayýnýz!..”