66

İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

Embed Size (px)

DESCRIPTION

İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

Citation preview

Page 1: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı
Page 2: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı
Page 3: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

İLMİ MERCEK -Mart 2011- SAYI: 81içindekiler

�LM� MERCEK - Mart 2011-Yayın Türü: Yaygın / Araştırma Yayıncılık adına imtiyaz sahibi: Bedri Edis Yılmaz, Adres: Kayışdağı Mah. Değirmen Sok. No: 3 Ataşehir - �stanbul Sorumlu Yazı �şleri Müdürü: Fatih Hikmet Müftüoğlu, Adres: Kayışdağı Mah. Değirmen Sok. No: 3

Ataşehir - �stanbul Yönetim Adresi: Araştırma Yayıncılık, Kayışdağı Mah. Değirmen Sok. No: 3

Ataşehir - �stanbul Tel: 0 216 660 00 59 Fax: 0 216 660 16 85 Abonelik Tel: 0216 4444441

Matbaa: Seçil Ofset, 100 Yıl Mahallesi MAS-S�T Matbaacılar Sitesi, 4. Cadde No: 77 Bağcılar-

�stanbul Tel: (0 212) 629 06 15 Baskı Yeri ve Tarihi: �stanbul, 27.02.2011

İslam Dünyası’nda

Geçen Ay

Fosiller Evrimi Yalanlıyor

Kuran’ın Bazı Sırları

Bir Ayet Bir Açıklama

Türk İslam Birliği Yolunda

Ebcedlerde Ahir Zaman

Araf Suresi

Bu Ay Neler Var?

Yüce Allah’ın Gökyüzünde

Yarattığı Süsler: Yıldızlar

“... Biz dünya göğünü de kandiller-

le süsleyip- donattık...” (Fussilet

Suresi, 12)

2

384

52

30

37

M�KRO DÜNYA

Teknolojik Araçların

İlham Kaynağı Balıklar

Bilim Dünyasının Uzmanları: Bakteriler 16

23

Allah’ın Okyanuslarda Yarattığı Servet

�MAN HAK�KATLER�

24

B�YOM�MET�K

Venüs Bitkisinin

Kimyasal Beyni

B�TK� DÜNYASI

32

46

58

KAPAK KONUSU

Kutupların Dayanıklı

Bitkileri: Tundralar

B�TK� DÜNYASI

40

48

Page 4: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

www. i lmimercek .ne t

İngiltere Başbakanı: “İslamiyet’in terörle bir ilgisi yok”İngiltere Başbakanı David Cameron, İslamiyet ve radikal dincilik arasında kesinlikle

büyük bir fark olduğunu ifade etti.İngiltere Başbakanı David Cameron, İslamiyet ve radikal dincilik arasında kesinlikle büyük

bir fark olduğunu belirterek, Avrupa ülkelerinde cami inşaatlarına karşı çıkanların din düşman-lığını körüklediğini söyledi.

Almanya Başbakanı Angela Merkel ile 47. Münih Güvenlik Konferansına katılan Cameron,burada yaptığı konuşmada, terörün din ile hiçbir ilgisinin olmadığını, İngiltere’de de İrlandalıteröristlerin bulunduğunu belirterek, radikal dinci terör eylemlerinin genelde, dinin çarptırılmışşekli ile eğitilenler tarafından gerçekleştirildiğini söyledi.

İslamiyet ile siyasi ideoloji arasında kesin bir ayrım yapılması gerektiğini ifade edenCameron, “İslamiyet ile radikal dincilik arasında kesinlikle büyük bir fark var. Cami yapımınakarşı çıkanlar din düşmanlığını körüklüyor. Dine karşı mücadele, terörizme karşı mücadeleyeyardımcı olmaz’’ şeklinde konuştu.

Şiddet eylemi gerçekleştiren gençlerin bir kimlik sorunuyaşadığına inandığını belirten Cameron, bu gençlerin, ailelerigibi aşırı inançlı olmak, İngiltere’de olduğu gibi yaşamak iste-mediğini, bu nedenle bir boşluğa düştüğünü ve radikal ideolo-jilere kayabildiğini savundu.

Bu nedenle radikal ideolojilere karşı mücadele edilmesi vehoşgörülü bir toplum yaratılması gerektiğini belirten Cameron,terörün doğru bir yol olmadığının anlatılması gerektiğini kay-detti.

www.risalehaber.com

Lauren Booth: Daha fazla Müslüman olsaİngiltere eski Başbakanı Tony Blair’in Müslümanlığı

seçen baldızı Lauren Booth, ‘İngiltere’deki Müslümanlarınsayısının daha fazla olması’ temennisinde bulundu.

İngiltere eski ‘first lady’si Cherie Blair’inMüslümanlığı seçen kardeşi Lauren Booth,“Keşke İngiltere’deki Müslümanların sayısıdaha fazla olsa. Bu, İngiltere için daha iyiolurdu” dedi. İslâm’ı seçmesinin ardından1 yıl içinde çok daha iyi bir anne oldu-ğunu ve daha çalışkan bir insan hali-ne geldiğini belirten Booth, bu kararıverdiği için çok doğru bir seçimyaptığını düşündüğünü söyledi.

www.yeniasya.com.tr

Page 5: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

3

@www.turkislambirligimujdesi.com

İlmi Mercek, Mart 2011

İslam İnsan Öldürme Değil,Yaşatma Dinidir 

Başbakan Erdoğan Batman’dakonuştu:

“İslam kelimesiyle terörü yan yanakullananlar bizzat Müslümanlara büyükhaksızlık yapmış olurlar. Anlamı barışolan İslam teröremüsaade edermi? Bu din yaşat-mak için gelmiş-tir.”www.stargazete.com

İslamiyet ve Terör Yan YanaGelmez“Bizim medeniyetimizde ve 3 semavi dinde

can kutsaldır.” diyen Erdoğan, “Kim ki bir canakıyarsa bilsin ki bütün âlemin canına kıymışgibidir. İslam kelimesiyle Müslüman kelimesiy-le terörü yan yana kullananlar bizzatMüslümanlara büyük haksızlık yapmış olurlar.İslam anlamı “barış” olan kelimeden gelmek-tedir. Anlamı barış olan İslam, teröre müsaadeeder mi? Etmez. Müslüman cana kastediyorsaona Müslüman dememiz mümkün değildir. Budin yaşatmak için gelmiştir. Hiç kimse kendişahsi düşüncelerini, hırslarını bu dine maletme hakkına sahip değildir. Şu anda dünyadabazı art niyetli kampanyalarla İslam ile terörözdeş hale getirilmek isteniyor. Bazıları da bukara kampanyaya alet oluyorlar. Bizim bunamüsaade etmemiz mümkün değildir.” diyekonuştu.

www.stargazete.com

Dünyadaki MüslümanNüfusunda ArtışDünyadaki Müslüman nüfusu

gelecek 20 yılda yüzde 35 civarındaartacak. Geçen yıl 1.6 milyar olanMüslüman nüfus, 2030 yılında 2.2milyara çıkacak. Müslüman nüfusunartış oranı Müslüman olmayannüfusun iki katı düzeyinde...

“Küresel Müslüman NüfusunGeleceği’’ raporuna göre, dünyada enfazla Müslüman nüfusa sahip 8. ülkeolan Türkiye’nin, Müslüman nüfusu2020 yılında 82 milyon 715 bine, 2030yılında da 89 milyon 127 bine çıkacak.

Pew Araştırma Merkezi Din ve KamuHayatı Forumu tarafından hazırlanan

‘’Küresel Müslüman Nüfusun Geleceği:2030 Öngörüsü’’ raporunda, dünya-

daki Müslüman nüfusungelecek 20 yılda

yüzde 35 civarın-da artacağı

öngörülüyor.

www.haber7.com

Page 6: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

KAPAK

KONUSU

www. i lmimercek .ne t

Peygamberimiz (s.a.v.)’den aktarılan pek çok hadiste, yeryüzünde İslam

ahlakının hakim olacağı, Hz. İsa (a.s.) ve Hz. Mehdi (a.s.)’ın birlikte dünyaya

İslam ahlakını yayacakları “Altınçağ” olarak adlandırılan bir dönemden

bahsedilmektedir. Hadislerden de anlaşılacağı üzere o dönemde “Asr-ı Saadet”

benzeri bir devir yaşanacaktır. Peygamberimiz (s.a.v.)’den “… küçükler keşke

ben büyük olsaydım, büyükler de keşke ben küçük olsaydım diye temenni eder-

ler... iyi insanların iyiliği artar, kötülere karşı bile iyilik yapılır.” (Kitab-ül Burhan

Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 17) sözleri ile aktarılan bir hadis-i şerifte

Altınçağ’da adeta cennet benzeri bir hayat olacağı müjdelenir. Bu çağın cenneti

tefekkür ettiren özelliklerinden biri de güzel sanat ve estetiğe büyük önem

verilecek olmasıdır.

Sayın Adnan Oktar, Hz. Mehdi (a.s.)’ın, imanının gücü, Allah’a olan derin sevgisi

ve cennete olan özlemi nedeniyle, dünyayı cennete benzer biçimde güzelleştire-

ceğini çeşitli tarihlerde yaptığı röportajlarında belirtmiştir.

“Kıyam edecek (Kâim) olan Hz. Mehdi (a.s.) Ali’ninsoyundandır. O BU YERYÜZÜNÜ, YERYÜZÜNDEN

BAŞKA BİR HALE GETİRECEKTİR...” (ŞeyhMuhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani, s. 169)

Page 7: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

5

@www.adnanoktardiyorki.com

İlmi Mercek, Mart 2011

A ltınçağ’da Hz. İsa (a.s.) ve Hz. Mehdi (a.s.)’ınvesilesiyle hayatın her anına bolluk, zenginlik,güzellik, ilerleme ve sanat hakim olacaktır. Bu dönem-

de insanlar hep güzellikle karşılaşacak, ahlakları gibi, yaşadıkları yer-ler, bahçeleri, evlerinin dekorasyonu, kıyafetleri, dinledikleri müzik,eğlence şekilleri, resimleri, sohbetleri de güzelleşecektir. Bu güzellik-lerin hepsi Kuran ahlakının eksiksiz olarak yaşanması ile gerçekleşe-cektir. Dolayısıyla insanlar, Yüce Allah’ın Kuran’da inanan kullarına müjdeledi-ği güzelliklerin hepsini bu dönemde yaşayabileceklerdir. Allah Kuran’da imaneden müminleri dünyada da güzel bir hayatla yaşatacağını şöyle bildirmektedir:

“Sizin yanınızda olan tükenir, Allah’ın Katında olan ise kalıcıdır.Sabredenlerin karşılığını yaptıklarının en güzeliyle Biz muhakkak verece-ğiz. Erkek olsun, kadın olsun, bir mü’min olarak kim salih bir amelde bulu-nursa, hiç şüphesiz Biz onu güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığı-nı, yaptıklarının en güzeliyle muhakkak veririz.” (Nahl Suresi, 96-97)

Hz. Mehdi (a.s.) Devrinde Rahat ve Huzur Hakim Olacağından İnsanlarÇevrelerindeki Güzelliklerden İlham Alabileceklerdir Sanatın özünde, düşünmek, incelikleri fark edebilmek, gördüklerinden zevk alıp

bunları başkalarının da zevk alabileceği şekilde sunabilmek yatar. Bu güzel özellikle-rin kaynağı ise Kuran ahlakıdır. Altınçağ’da insanlar arasında Kuran ahlakı egemenolacağı için, Allah’ın yarattığı her varlık ve her olay insanlarda büyük bir coşku oluştu-racak ve bu coşkuları sanatlarına da yansıyacaktır. O dönemde sanat anlayışı çoküstün bir seviyede olacak, şehir düzenlemelerinde, yapılarda, bahçe düzenlemelerinde,sanat ve eğitim merkezlerinde bu üstün sanat anlayışı her yönüyle kendini gösterecek-tir. Dünyaya, Allah’ın Kuran yoluyla insana kazandırdığı derinlikle bakan sanatçılar eser-leriyle herkesi hayran bırakacaklardır. Yaptıkları her yenilik, denedikleri her çalışma ben-zersiz olacak, insanlara daha önce görmedikleri bir sanat anlayışı sunacaklardır.

♦ Sayın Adnan Oktar 30 Nisan 2010 tarihindewww.HarunYahya.tv sitesindeki canlı röportajında Mehdiyetdevrinde yaşanacak bu güzellikleri anlatıyor:ADNAN OKTAR: “Mehdiyet devrinde insanların beyinleri berrak hale gele-

cek. Bir kere psikolojik mükemmel bir tedavi olacak. Toplum olduğu gibi psi-kolojik olarak rehabilite edilecek. İnsanlarda ruh hastalığı kalmayacak, psi-kolojik bozukluklar kalmayacak. Hz. Mehdi (a.s.), bütün dünyayı tedaviedecektir. Korku hastalığından kurtaracaktır onları. Vesvese hastalığın-dan kurtaracaktır. Gelecek korkusundan kurtaracaktır ki, çok dehşetlibir beladır gelecek korkusu. Tevekkülsüzlük korkusunun acısındankurtaracaktır. Buna benzer yüzlerce psikolojik bozukluktan kurta-racaktır.

Çok sağlam beyinler elde edecektir bir kere.Böyle sevgiyi, dostluğu çok sağlam elde edebilecekbeyinler. Sonra bu beyinleri sanata ve bilime yön-

Page 8: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

KAPAK

KONUSU

www. i lmimercek .ne t

lendirecek ve bununsonucunda da mükemmel bir

sanat, mükemmel bilim ve mükemmel birkonfor ve modernlik meydana gelecek.Evlerin en güzeli, sokakların bahçelerin engüzeli, kıyafetlerin en güzeli. Mesela şimdigençler çok güzel giyindiklerini düşünüyor-lar, Hz. Mehdi (a.s.) devrinde gerçek güzelkıyafeti görmüş olacaklar. ÇünküBediüzzaman diyor, “Sanatın da üstadıdır”diyor, Hz. Mehdi (a.s.) için, sanatın üstadı.“Sanat, marifet ve ittifak, silahlarımız” diyorzaten. Ama tabii onu anlamazlıktan geliyor-lar. “Zanaat demek istiyor” diyorlar. Zanaatdemiyor Said Nursi. Türkçe’yi çok iyi biliyor“sanat, marifet ve ittifak” diyor, çok net.Marifet nedir? Bir insanın marifetli olmasınedir? Yetenek, üstünlük, güç. Tabii. Bir keremekanların çok güzel olması, sokakların

güzel olması, cad-delerin, evlerin güzel

olması ve tertemiz olması,düzgün ve düzenli olması bile

ruhlarda müthiş bir ferahlık meyda-na getirecektir.İnsanların psikolojik olarak dengeli olma-

sı; mesela dışarıdaki her insana güvenebile-ceksiniz. Yani konuşmasına, üslubuna, kişili-ğine, şahsiyetine güveneceksiniz. Eğlen-cenin en güzeli olacak. Gençler “eğleneme-yeceğiz” zannediyorlar. En mükemmeleğlenceyi onlar yaşayacaklar. Yaşlı da eğle-necek, genç de eğlenecek. Ama Allah’la içiçe. Allah’ı kalplerinde yoğun olarak yaşaya-rak, Allah’ın varlığını kalplerinde yoğun ola-rak yaşatarak, Allah’a yakın muhabbetlebunu elde edecekler inşaAllah. DolayısıylaAllah aşkıyla eğlenmek ayrıdır, neşe ayrıdır;haşa Allah’ı unutmuş eğlenme ayrıdır. Allah’ıbilen eğlenme olacak.

En güzel renkler, en güzel biçimler, engüzel sesler, en güzel yapılar, en güzel hita-bet, en güzel konuşma, herşeyin en güzelihedeflenecektir. Mehdiyet’te hedef zaten, engüzeldir. Güzel değildir sadece bakın, engüzel. Mesela cadde, en güzeli; konuşma,

Page 9: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

7

@www.Kurandamehdiyet.com

İlmi Mercek, Mart 2011

en güzeli; üslup, en güzeli; kıyafet, en güze-li. Çünkü hep “en”de Allah’ın rızası vardır.Mesela burayı güzelleştirdik, değil mi? Engüzel yaparsak Allah’ın rızasına uygun hare-ket ederiz. En güzel sözü kullanırsak Allah’ınrızasına uygun hareket ederiz. ÇünküKuran’da bakın, Allah güzel demiyor, “engüzeline uyarlar.” diyor Allah. Allah’ın rıza-sında da en güzeline uymak vardır.”

Hz. Mehdi (a.s.) Devrinde Estetikve Güzellik Hayatın Her AlanınaYayılacak ve Silahlar Akıl, Fikir,Bilgi, Sanat ve Kültüre DönüşecektirHz. Mehdi (a.s.) devrinde Kuran ahlakı

tüm topluma hakim olacağından toplumunsosyal hayatı da süratle değişecektir. Çünkü

Kuran ahlakına uyan insanlar akıl ve vic-danlarıyla hareket ettiklerinden, doğru-

yu, en güzeli hemen fark edebilir,olumsuzlukları ortadan kaldırabi-

lirler. Dolayısıyla Kuran terbiyesi almış,hayatını bu ahlak üzerine kuran bir insanınmüzik, resim, edebiyat, mimari gibi sanatdallarında da çok önemli hizmetleri olacaktır.

Yüce Allah Kuran’da hem günlük hayatta,hem de cennet hayatındaki sanat, estetik vegüzellik anlayışını müminlere bildirmiştir. Buanlayış doğrultusunda insanlar hayatın heralanında, sanat ve estetiği canlı tutmayaçalışırlar. Örneğin güzel konuşmak, nükte-dan olmak, güzel ve göze hoş gelen mimikve hareketlere sahip olmak, konuşurken sesigüzel kullanmak, zevkli ve kendine yakıştıra-rak giyinmek, ev dekorasyonu, bahçe düze-ni, tadı ve görüntüsü açısından güzel yemek-ler yapabilmek, estetik sofralar hazırlamak,sevgi göstermek, örneğin bir çocuğa duyulansevgi ve şefkati tüm içtenliği ile dile getirebil-mek veya aynı şekilde bir yaşlıya sevgi vesaygıyı en fazlasıyla gösterebilmek, misafirağırlamak ve bunlar gibi birçok konudamüminler hep sanat anlayışlarını gösterirler.

Page 10: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

KAPAK

KONUSU

www. i lmimercek .ne t

Altınçağ her insanın yaşamında sanatınbir yönünü sergilediği, insanların daimaoluşturdukları eserlerle, bakışları, konuş-maları, tavırlarıyla diğer insanlara güzelliksunmaya çalıştıkları bir dönem olacaktır.

Sayın Adnan Oktar16 Haziran 2010 tarihli

Samsun AKS TV veTV Kayseri röportajında bukonuyu şöyle anlatmaktadır:ADNAN OKTAR: “Biz Hz. Mesih (a.s.)

ve Hz. Mehdi (a.s.) devrindeyiz. Daha öncede söyledim, ne Musevilerin, neMüslümanların artık bundan sonra silah kul-lanmaları olmaz. Silahla değil, bundansonra barışla, kardeşlikle, akılla, fikirle, kül-türle, sanatla. O pagan kültürlerde, şirkdöneminde, müşriklerin, putperestlerin, laf-tan sözden anlamayan saldırgan insanlarolduğu dönemde, hayati bir zaruretti kendi-ni silahla savunmak. Çünkü adam başkatürlü durmuyor. Yani söz dinlemiyor, anlata-mıyorsun, bir şey yapamıyorsun. Tek yaptı-ğı saldırmak. Saldırınca meşru müdafaayapılması gerekiyor. Onda dadiyor ki Allah; “aşırıya

gitmeyin”. Kaşa kaş, göze göz, dişe diş okadar...

… Ama şu an Hz. Mesih (a.s.) veMehdiyet devrindeyiz. Hz. Mesih (a.s.) veMehdiyet devrinde silah; akıl, fikir, bilgi,sanat ve kültürdür. İkna kabiliyetidir.Kitaplardır, CD’lerdir, filmlerdir, bununla.Yani döverek, söverek, öldürerek biz biradamı ikna edemeyiz. “Gel senin bir ağzınıburnunu kırayım, seni Müslüman edeyim,seni bir fikirden vazgeçireyim” olmaz.Adamı dövsen bile, o da gelir seni vurur.Yani bir şey yapar. O da daha fazlasıyla kar-şılık verir, böyle olmaz. Ahir zamanda, lafdinleyen, söz dinleyen adama, konuşabildi-ğin bir kişiye yapılacak en güzel şey telkin-dir. “İkna ve telkin kabiliyeti tevessü ettikçe”diyor Bediüzzaman, deccaliyet için bile, bak“deccaliyet de onu kullanır” diyor. “İkna vetelkin kabiliyeti tevessü ettikçe, o taun datevessü eder, gelişir” diyor. Taun diyor, dec-caliyet. Yani Müslümanlar ne yapacak?Onlar da ikna ve telkin kabiliyetini geliştire-cekler. İkna ve telkin kabiliyeti ne ile olur?Sanatla, bilimle, akılla, sevgiyle, onların

ruhuna hitap ederek,

Page 11: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

9

@www.risaleinurdamehdi.com

İlmi Mercek, Mart 2011

şefkatle. Sabır çok önemlidir bu konuda.Aceleci olmamak ve yılmamak gerekir...”

Hz. Mehdi (a.s.) Devrinde MimariYapılar İhtişamlı ve Estetik BirGörünüme Bürünecek, DünyaKirlilikten ArınacaktırMüminlerin cennete duydukları özlem,

onların çevrelerini cenneti andırır mekanlaradönüştürmelerine vesile olur. Cennet, elbet-teki her insanın hayal edebildiğinin çok üze-rinde sanat eserlerine, dünyada hiçbir insa-nın erişemeyeceği kusursuzlukta görüntüle-re, güzelliklere sahip olan bir mekandır.Ancak Kuran ahlakına göre güzel olan, dün-yadaki tüm imkanları kullanarak, dünyayıelden geldiğince cennete benzetebilmeyigerektirir.

Hz. Mehdi (a.s.) Kuran ahlakını uygula-ma konusundaki kararlılığı ile temizlik veestetik anlayışını mimari yapılara da yansı-tacaktır. İnsanların kullandıkları tüm mekan-lar, yollar, ibadethaneler, eğlence yerleri,işyerleri, evler kısacası her yer tertemiz ola-

caktır. “Elbiseni temizle. Pislikten kaçınıpuzaklaş.” (Müddessir Suresi, 4-5) ayetlerin-deki hükmün gereği olarak Altınçağ’da butemizliğin sağlanması için gerekli olan temiz-leyici maddeler tüm insanların kullanımınasunulacak, bu konularda insanlara büyükkolaylıklar sağlanacaktır. İnsanların kıyafet-leri ve yaşadıkları mekanlar dışında çevretemizliğine de son derece önem verilecektir.Tüm yerleşim merkezlerinde çevre kirliliğininönüne geçilecek, hava kirliliğine neden olanher konuya çözüm getirilecektir.

Kuran ahlakının yaşandığıAltınçağ’da herkes güzelliklerden

hakkıyla zevk almayı öğrenecek, herkonuda olduğu gibi sanatta da engüzelini, göze ve kulağa en hoş

geleni seçecektir. Altınçağ’ınsağladığı refah ve bolluk ortamındasanatçılar herkesi hayran bırakacakeserler ortaya çıkarabileceklerdir.

Gerek müzikte gerekse diğer sanatdallarında çok fazla sayıda vebirbirinden farklı eserler ortaya

çıkacaktır. Daha önce hiç görülme-miş güzellikte eğlence şekilleri,

filmler geliştirilecek, hayatın her anıçok zevkli hale getirilecektir.

Page 12: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

KAPAK

KONUSU

www. i lmimercek .ne t

ADNAN OKTAR: “Ama bizim milletimiz,özellikle Türkiye çok aydınlıktır. Çok zarifyaşanır İslamiyet ve temiz yaşanır. Meselabakın ne Mısır’daki Müslümanlara benzer,ne Suudi Arabistan’daki Müslümanlara ben-zer. Burada çok zarif ve temizdir. Meselabizim Topkapı Sarayı‘na gidin, gıcır gıcırdır.Dolmabahçe’ye gidersin, gıcır gıcırdır.Mekke’de ben zannettim ki Kabe’ye acayipgüzel bakıyorlar. Dünyanın parası geliyor.Ne diyeyim? Sevr mağarası Peygamberimiz(s.a.v.)’in çile çektiği, gezindiği yerler, mağa-

ralar her yeri pis, yağlı boyayla, konservekutularıyla, pis çer çöple bir acayip halegetirmişler. Çok fazla fotoğrafı var bende.Hacca giden bir tanıdığımızın fotoğrafların-da gördüm. Hayretler içinde kaldım. İnanılırgibi değil. Kardeşim bir kere kutsal toprak-larda, orada şu kadarcık bile bir parçanınoraya atılması çok ciddi bir suçtur. Oralarnur gibi tertemiz olacak. Ne haddine senin?Mesela adam ismini yazmış mağaranınağzına, yağlı boyayla. Şu yılda geldim diye.Bu ne kadar aptalca bir hareket. Kimse de

“ALEMDE VİRAN BİR YER KALMAYACAKVE HZ. MEHDİ (A.S.) HER YERİ ONARACAK,

ABAD (MAMUR VE ŞEN) EDECEK.”(El  Mehdiyy-il Mev’ud, c:1, sf. 264)

Sayın Adnan Oktar 4 Şubat 2011 tarihli Kocaeli TV röportajındaHz. Mehdi (a.s.) zamanında mimari yapıların güzelliğini ve temiz-liğini Kabe’yi örnek vererek şöyle anlatmaktadır:

Page 13: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

11

@www.bediuzzamanvemehdi.com

İlmi Mercek, Mart 2011

bir şey demiyor. Önüne gelen yazmış. Boş pet şişeler, akıl hayal alacak gibi değil. Tarihiolan binaları yıkıyorlar. Her yere oteller dikiyorlar. Bir resim getirdiler. Dev, koskoca

gökdelen gibi oteller, binalar. Kabe nerede dedim. Arada baktık orada küçücükgörünüyor. Bütün binalarla Kabe’nin etrafı sarılmış. Bu ne cesaret? Ve Kabe’yi

de Allah-u alem kasten kirlettiriyorlar çevresini. Peygamberimiz (s.a.v.)’in elizleri var oralarda, mağaranın içinde. İyi, temiz olanı tenzih ederim de, leşgibi herifleri oraya sokuyorlar. Bir kere oraya girmek için birçok şart konul-ması lazım. Bedenen de çok temiz olacak, akli dengesi de yerinde olacak,nezaketine çok dikkat edecek ve parmak ucu kadar oraya çöp bırakamaz.Bu ne rezilliktir böyle? Mesela Osmanlı döneminde, Osmanlı’nın elindeydioralar, çok temiz ve bakımlıydı. Osmanlı çok özen gösteriyordu, çok titizdi-

ler. Bu arkadaşların eline geçince bambaşka bir şekil aldı. Şimdi Hz. Mehdi(a.s.)’ın kontrolüne girecek orası. Mekke, Medine, Hicaz, hepsi. Bakın o

zamanki temizliğe, düzene, güzelliğe. Bakın o gökdelenlerin konumuna. Birtane gökdelen kalacak mı orada Kabe’de. Orayı bağlık bahçelik yapsana, geniş-

letsene. 50 km öteye yap. Hızlı tren sistemi kur, al şehri kaydır ve eski haline getir.Yemyeşil geniş çimenlikler yap, bağlık, bahçelik yap. Peygamberimiz (s.a.v.)’in geçti-ği, gezindiği yerleri çok titiz koruma altına al. Biz Peygamberimiz (s.a.v.)’in nefesiniorada hissedeceğiz. Peygamberimiz (s.a.v.)’in nefesi sinmiş o mağaralara, oralara.Parmak izleri var değil mi? O mübarek eli dokunmuş. Oraya leş gibi adamları sokma-nın alemi ne? Temiz olanları tenzih ederim de. Öyle yazılar yazılmış ki inanılır gibi değil.Bazı adamlar vardır ya böyle ağaçları oyarlar, yazarlar, cins tipler vardır keser, biçer.Böyle bir yapı var. Yani alttan alta böyle sezdirmeden bir dejenere etme politikası izli-

Page 14: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

KAPAK

KONUSU

www. i lmimercek .ne t

yorlar anladığım kadarıyla. O yüzden Hz.Mehdi (a.s.)’a her yönden ihtiyaç olduğuanlaşılıyor, her yönden, her cihetten. Hembu modernist kafayı durdurmak açısından,hem dini materyalizme doğru çekme kafası-nı durdurmak açısından, her yönden önem-li.”

Hz. Mehdi (a.s.) Din, Sanat ve GerçekBilim Konularını Genç Yaşlı HerkeseÖğretecektir Hz. Mehdi (a.s.) insanlara bilim ve sana-

tın imanın gücüyle gelişeceğini öğretecek,din, sanat ve gerçek bilim konularını gençyaşlı herkese anlatacaktır.

Sayın Adnan Oktar 12 Ekim2010 tarihli Gaziantep OlayTV röportajında bu konununönemine şöyle dikkatçekmiştir: ADNAN OKTAR: “Açıkladım; Alevilik,

Sünnilik, Bektaşilik, hepsinin öğretilmesilazım. Yani ana konudur bu, hayata hakimolan konudur. Ne kalıyor zaten? Din, sanatve bilim. Başka ne vardır? Üç konuda insan-ların eğitilmesi gerekiyor. Sanat konusundaeğitilecekler, din konusunda eğitilecekler,

bilim konusunda eğitilecekler. Üç ana konuvardır ve üçüne de ağırlıklı vakit ayrılmasıgerekir. Sanat da son derece önemlidir.Sanata da önem verilmiyor. Yani sanatçıyetişmiyor, bilim adamı yetişmiyor. Bilimeçok önem verilmeli ama gerçek bilime,uydurma bilime değil. En gelişmiş, en doğru,gerçek bilimsel verilerin gençlere öğretilmesilazım. Yaşlılara da, herkese öğretilmesilazım.”

Hz. Mehdi (a.s.) İnsanların TopluOlarak Yaşadıkları Her Yere Konforve Estetik Kazandıracaktır:Hz. Mehdi (a.s.) devrinde tüm insanların

hayatını kolaylaştıracak pek çok güzelliklerolacaktır. İbadethanelerde sıcak, soğuksuyun sürekli akması, toplu taşıma araçla-rında herkesin rahatlıkla yolculuk edebilme-si, kirli, kötü kokulu, kalabalık ortamlardainsanların saatlerce mağdur olmasına izinverilmeyecek sistemlerin geliştirilmesi, genişcaddelerin yapılması, asfaltların parlak hattabeyaz olması, caddelerin sokakların meyveağaçları ile süslenmesi, bu güzelliklerdensadece birkaçıdır.

Hz. Mehdi (a.s.) devrinde insanların sos-yal hayatları da son derece zengin olacaktır.Dinlenme alanları, parklar tertemiz olacak,insanların en rahat kullanabilecekleri şekilde

Page 15: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

13

@www.kutsalkitaplardamehdi.com

İlmi Mercek, Mart 2011

düzenlenecektir. Aynı zamanda hayvan sevgiside teşvik edilecek, her türlü hayvanın rahatlık-la sevilebileceği ve incelenebileceği ortamlaroluşturulacaktır. Hatta aslan, panter, çita gibihayvanlar eğitilerek sokaklarda dolaşmalarısağlanacaktır. Bunun yanı sıra akrep, yılan gibihayvanların zehirlerinin bilimsel metodlarla yokedilmesi sayesinde, bunların da insanlarazarar vermesi engellenecektir. Ahir zamandayaşanacak olan bu ortama Peygamberimiz(s.a.v.)’in bir hadisinde şöyle dikkat çekilmiştir:

“... Kişi, koyun ve hayvanlarına haydigidin otlayın, diyecek, onlar gidecekler,

ekinin ortasından geçtikleri halde birbaşak bile ağızlarına almayacak, yılan veakrepler kimseye eza etmeyecekler, yır-

tıcı hayvanlar kapıların önündeduracak da kimseye zararları

dokunmayacak ...” (KıyametAlametleri, s. 245)

Altınçağ insanların cennete özlemduyduğu, Allah’ın rızasını vecennetini umarak yaşadıkları birdönem olacaktır. Dolayısıyla budönemde insanlar Hz. Mehdi (a.s.)önderliğinde her yerde cennet benzeribir sanat, estetik ve güzellikoluşturmaya çalışacaklardır. Allahcennetteki ortamı İnsan Suresi’ndeşöyle müjdelemektedir:

“Ve sabretmeleri dolayısıyla cennetleve ipekle ödüllendirmiştir. Orada taht-lar üzerinde yaslanıp-dayanmışlardır.Orada ne (yakıcı) bir güneş ve ne dedondurucu bir soğuk görürler.(Meyvelerin) Gölgeleri onlara pekyakın ve devşirilmeleri kolaylaştırıldık-ça kolaylaştırılmış. Çevrelerindegümüşten billur kaplar, kupalar dolaş-tırılır. Gümüşten billur kaplar ki, onlarıbelli bir ölçüyle tesbit etmişlerdir.Orada onlara bir kadeh içirilir ki,karışımı zencefildir. Bir pınar ki orada“selsebil” olarak adlandırılır.Çevrelerinde (gençlikleri ve dinçlikleri)ebedi kılınmış civanlar dolaşır-durur;sen onları gördüğün zaman saçılmışbirer inci sanırsın. Her nereye baksan,bir nimet ve büyük bir mülkgörürsün.” (İnsan Suresi, 12-20)

Page 16: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

KAPAK

KONUSU

www. i lmimercek .ne t

ADNAN OKTAR: “Türk İslam Birliği’ninoluşması için insanlarda bir coşku, aşkolması lazım. Yani insan sevgisi, Allah’akarşı sevgi, Allah sevgisinden kaynaklananbir sanat sevgisi, yani her şeyin güzel olma-sına karşı bir arzu. Sokaklar güzel olsun,konuşmamız güzel olsun, kıyafetimiz güzelolsun, yememiz içmemiz güzel olsun, masa-mız güzel olsun, her şey güzel olsun ruhuolması gerekir.

Şimdi bizi asıl yönlendiren de temeldekigüç dindir. Biz dinden dolayı neşeliyiz, yanihayatımız bir anlam kazanıyor. Yoksa hayatçok anlamsız olurdu, Allah vermesin bom-

boş olurdu. Ne olduğunu bilmeyen adam,yaşasan ne olur, yaşamasan ne olur? Hiçbirşeyin anlamı kalmaz. Allah’ı sevdiğimiz içinhayat güzel. Fakat bize sunulan dindarmodellerinde, ya böyle şımarık laubaliadamlar çıkartıyorlar bazen; çok iyi insanlarda çok fazla tabii, yahut da kemik kafalıinsanlar çıkartıyorlar. Böyle sevgisiz, katı,acayip bir üslupla konuşan, dolayısıyla dinahlakının neşesini, sevincini, güzelliğini, osanat aşkını, güzelliğe olan eğilimi, ruhu-muzdaki o ferahlığı, içimizdeki o bayramsevincini yaşayacağımız insan nadir buluyo-ruz. Garip insan modelleri çıkıyor. Dindarolmak niye bunu gerektiriyor böyle? BöyleBeberuhi gibi bazı tipler, yani garip insanlar.Soğuk buz gibi, kemik gibi, kazık gibi otur-muş, yüzünde en ufak bir ifade yok. Sankiböyle politbüro üyeleri vardı eskiden, Ruslardizilirlerdi Brejnev devrinde, insanların kanı

çekilirdi, bakarsın buz gibi suratlar.Adamın suratı buz gibi, kemik

gibi, kafasının içi karmaka-rışık, bulanık. Bunun daortadan kalkması gere-

kiyor. Din sevincin,

Sayın Adnan Oktar, 21 Ağustos 2010 tarihli Kocaeli TV’dekiröportajında Allah’ı çok sevmenin, sevincin, güzelliğin, neşenin,insan için en güzel olanın Mehdiyet devrinde tam olarakyaşanacağını şöyle anlatmaktadır:

Page 17: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

15

@www.turkislambirligimujdesi.com

İlmi Mercek, Mart 2011

bayramın, neşenin, güzelliğin, en iyi olanın,en kaliteli olanın, insan için en mükemmelolanın diğer adıdır. Allah’ı tanımanın, Allah’ıcoşkuyla sevmenin diğer adıdır. Çünkü bun-ların olması için Allah’ı sevmek lazım.Dolayısıyla kardeşlerimiz bu geçici eksikliğiesas almasınlar. Bir süre sonra sevgi dolu,neşeli, dolu dolu hayatı yaşayan, hayatıngüzelliklerini insanlara sunan, cennetingüzelliğini, zevkini, akılcı bir şekilde insanla-ra sunan Hz. Mehdi (a.s.) ve talebeleri dün-yaya hâkim olacaktır.”

SONUÇ: Hz. Mehdi (a.s.) DevrindeTürk İslam Birliği Kurulacak, Bu BirlikSanatı ve Estetiği Teşvik Edecek,İhtişamlı Bir MedeniyetOluşturacaktırHz. Mehdi (a.s.) önderliğinde kurulacak

olan Türk İslam Birliği dünyada ihtişamınoluşmasına, Müslümanların dünyaya ışıktutan kültür ve medeniyet önderleri olmaları-na vesile olacaktır. Sayın Adnan Oktar çeşit-li tarihlerde yaptığı röportajlarında bu birliğininsanlığa kazandıracağı ihtişamlı medeniye-ti şöyle anlatmaktadır:

ADNAN OKTAR: “Dünya yepyeni bir

medeniyet çağına girecek. Bilimde, sanatta,

estetikte her yönde, inşaAllah. Huzur,

güven, barış, iyilikler, güzellikler bütün

dünyayı kaplayacak. Deccalin pisliğini, dec-

calin rezilliğini dünya bütün açıklığıyla

gördü. Şimdi de Mehdiyet’in ışığını, temi-

zliğini ve sıcaklığını görecekler. Aradaki

kıyası yapacaklar; aman Allah’ım biz cehen-

nemin içindeymişiz, diyecekler. Hayat var-

mış, dünya varmış elhamdülillah, diyecek-

ler. Arada muazzam fark olduğunu görecek-

ler. O muazzam farkı göstermek için Cenab-

ı Allah bu imkanı meydana getiriyor. (Adnan

Oktar’ın Gaziantep olay Tv’deki canlı röpor-

tajı, 15 Şubat 2011)

ADNAN OKTAR: “Türk İslam Birliği oluş-tuğu vakit meydana gelen medeniyettenAvrupa’nın da dünyanın da nefesi kesilecek.Meydana gelen teknolojide, bilimde, sanat-ta, estetikte, güzellikteki gelişmelerdenadeta böyle şoka girecekler. Çok büyük hay-ret içinde kalacaklar.” (Adnan Oktar’ın EkinTV’deki Canlı Röportajı, 9 Mart 2009)

Unutulmamalıdır ki Altınçağ Kuran ahla-kının eksiksiz olarak yaşandığı bir dönemolacağı için insanlar, Allah’ın Kuran’da ina-nan kullarına müjdelediği güzellikleri budönemde yaşayabileceklerdir. Yüce Allahayetlerinde iman eden müminleri dünyadada güzel bir hayatla yaşatacağını şöyle bil-dirmektedir:

“Sizin yanınızda olan tükenir,Allah’ın Katında olan ise kalıcıdır.Sabredenlerin karşılığını yaptıklarınınen güzeliyle Biz muhakkak vereceğiz.Erkek olsun, kadın olsun, bir mü’minolarak kim salih bir amelde bulunursa,hiç şüphesiz Biz onu güzel bir hayatlayaşatırız ve onların karşılığını, yaptıkla-rının en güzeliyle muhakkak veririz.”(Nahl Suresi, 96-97)

Kuran’da Allah’ın emirlerine uygun ola-rak yaşanan ortamların bir nevi “barışyurdu”na dönüşeceğine dikkat çekilmiştir.Ve bu ahlaktaki insanların hem dünyadadaha fazla güzellikle karşılaşacağı, hem deahirette sonsuz bir cennet hayatıyla ödüllen-dirilecekleri müjdelenmiştir:

“Allah barış yurduna çağırır ve kimidilerse dosdoğru yola yöneltip-iletir. Güzellik yapanlara dahagüzeli ve fazlası vardır. Onlarınyüzlerini ne bir karartı sarar, ne birzillet, işte onlar cennetin halkıdırlar;orada süresiz kalacaklardır.”(Yunus Suresi, 25-26)

Page 18: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

MİKRO

DÜNYA

www. i lmimercek .ne t

B itkilerden ve hayvanlardan farklıolarak hızlı çoğalan ve biyokim-yasal etkileri bakımından canlılar

aleminin ve ekosistemin dengesini sağ-layan bakteriler, insan yaşamını da pekçok şekilde etkilemektedirler. Bakterileringünümüzde insan yaşamını etkileyen enönemli özelliği ise biyoteknoloji konusun-daki katkılarıdır. Moleküler genetik bilimive rekombinant DNA teknolojisinin ilerle-mesiyle (doğada kendiliğinden oluşması

mümkün olmayan, çoğunlukla farklı biyo-lojik türlerden elde edilen DNA molekül-lerinin, genetik mühendislik teknolojisiy-le kesilmesini ve elde edilenfarklı DNA parçalarının birleştirilmesiişlemlerini kapsayan bir teknolojidir) bak-teriler kullanılarak, elde edilmesi güçolan pek çok madde kolaylıkla üretilmek-te veya üretilen maddenin ekonomikolması ya da çevresel etkilerinin azalma-sı sağlanmaktadır.

Yüce Allah’ın çeşitlilik sanatının en güzel örneklerinden biri olan

bakteriler, çok farklı türleri ile bilim dünyasında insanlığın yararına

yönelik yepyeni ufuklar açmaktadır.

➤ Hangi bakteri türleri bilim dünyasına katkıda bulunur?

➤ Bakteriler hangi özellikleriyle teknolojiye yön vermektedirler?

Page 19: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

17

@www.evriminmikrobiyolojikcokusu.com

İlmi Mercek, Mart 2011

Hidrojen Elde Eden BakterilerHidrojen, dünya üzerinde en bol miktar-

da bulunan kaynak olmasına rağmen diğerorganik maddelerden ve sudan elde edil-mesi hem zor hem de pek verimli değildir.Çünkü hidrojenin moleküllerin yapısındankoparılabilmesi için oldukça yüksek miktar-da enerjiye gereksinim vardır. Ancak bilim-sel adı Caldicellulosiruptor saccharolyticu-solan olan ve suyun kaynama sıcaklığınayakın sıcaklıklarda (ortalama 70°C) yaşa-yan termofilik bakteriler, bu konuda olduk-ça başarılıdırlar. Bilim adamları bu bakteri-nin bitkisel besinlerin sindirimi esnasındahidrojen açığa çıkardığını saptamışlar vedaha sonra hidrojen açığa çıkaran genitespit etmişlerdir. Bilim adamları bu enzimüzerinde çalışarak, bakterinin hidrojen üre-timini daha da artırabileceklerini düşün-mektedirler.

Hidrojen üretimine katkıda bulunacakolan diğer bakteri türü büyükbaş hayvanla-rın bağırsaklarında yaşayan “Escherichiacoli” adlı bakteridir. Bilim adamları tarafın-dan bu bakterinin genetik kodları değiştiri-lerek hidrojen elde edilmiştir. Çalışmadabakterinin DNA’sındaki altıgen silinerekhidrojen üretmesi sağlanmıştır. Bunun için

bakteriye şeker verilmiş, bu şekilde doğalolarak ürettiği glikoz sırasında açığa çıkanhidrojen miktarı normal koşullarda üretilen-den 140 kat daha fazla olmuştur.

Araştırmacılar, diğer hidrojen üre-tim yöntemlerinin maliyetiyle kıyaslandı-ğında bakteriye verilen şekerin maliyetininoldukça düşük olduğunu, dolayısıyla buyöntemle elde edilen hidrojenin ekonomikolarak elde edildiğini belirtmektedirler.

Gelecekte bu yöntemle konutlarıntüm enerji ihtiyacının karşılanabileceğidüşünülmektedir.

Burada önemli bir noktayı hatırlatmaktafayda vardır. Bu bakteri türünün genetiközellikleri değiştirilmiş olsa bile hidrojenelde etmek için Yüce Allah’ın bakterideyarattığı özelliklerinden yararlanılmaktadır.Bu tek örnek bile Yüce Allah’ın kadrini vekuvvetini anlamak için yeterlidir. Rabbimizbu gerçeği ayetlerde şöyle bildirmektedir:

“Göklerde ve yerde olanlarAllah’ındır. Şüphesiz Allah, Gani (hiçkimseye ve hiçbir şeye muhtaç olma-yan)dır, Hamid (hamd da yalnızcaO’na ait)tir. Eğer yeryüzündeki ağaçla-rın tümü kalem ve deniz de -onunardından yedi deniz daha eklenerek-

Page 20: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

MİKRO

DÜNYA

www. i lmimercek .ne t

(mürekkep) olsa, yine de Allah’ınkelimeleri (yazmakla) tükenmez.Şüphesiz Allah, üstün ve güçlüdür,hüküm ve hikmet sahibidir.”(Lokman Suresi, 26-27)

Temiz İçme Suyu Üreten Bakteriler Arizona’da Biyodizayn Enstitüsü

araştırmacıları kirli suyu, temiz suyaçevirmek için bakterileri kullanmaktadır-lar. Oksitleşen bölgelerde yaşayan veburadaki hidrojeni ayrıştırarak zararsızhale getiren bakteri türleri bu temizlemeişlemi için kullanılmaktadır. Laboratuvarçalışmaları sonucunda bakteri nitratı nit-rojen gazına, perklorik asid tuzunu kloridiyonlarına ve diğer toksinleri de zararsızformlara dönüştürmüştür. Kirli su, içi bin-lerce küçük tüye benzer fiber ile dolu bir

cihazdan geçirildiğinde sistem çalışmayabaşlamakta, fiberler üzerinden hidrojenpompalanmaktadır. Zar yüzeyinde biyo-film olarak büyüyen bakteriler ise sudakikirliliği oksidize ederek temiz su üret-mektedir. Cihazın 7000 fiber içerenküçük versiyonu dakikada 4 - 8 litrekadar suyu içilebilir hale getirmekte veşu an var olan kirliliği temizleme teknolo-jilerinden çok daha ekonomik olarakçalışmaktadır.

Bakterilerin sahip olduğu bu mekaniz-ma Yüce Allah’ın yaratmada hiçbir ortağıolmayan, sonsuz güç sahibi olduğunu veherşeyi örneksiz yarattığını gösterendelillerindendir. Yüce Allah’ın bu örneksizsanatındaki sırları anlayabilmek için kar-şımızdaki bütün bu eserlerde O’nungücünü görmek ve takdir etmek gerek-

Page 21: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

19

@mikrodunyamucizesi.imanisiteler.com

İlmi Mercek, Mart 2011

mektedir. Bir ayetteAllah’ın yaratış sanatı-

nı araştırmanın ve buörnekler üzerinde düşün-

menin önemi şöyle bildirilmek-tedir:“De ki: “Yeryüzünde gezip dola-

şın da, böylelikle yaratmaya nasılbaşladığına bir bakın, sonra Allah

ahiret yaratmasını (veya son yarat-mayı) da inşa edip yaratacaktır.

Şüphesiz Allah, herşeye güç yetiren-dir.” (Ankebut Suresi, 20)

Biyo-Yakıt Üretimi Yapan BakterilerAmerikalı bilim adamları Escherichia

coli adlı bakteri türünün sentetik bir türünüüreterek daha kaliteli bir biyo-yakıt üret-mişlerdir. Bu amaçla bakterinin temelgenetik yapısını değiştirmişler ve onu uzunzincirli alkol molekülleri oluşturmaya yön-lendirmişlerdir. Sentetik bakterinin oluştur-duğu bu uzun zincirli alkoller doğadakibenzerlerinden daha yüksek enerji taşı-maktadır.

Günümüz biyo-yakıt sektöründe en çoktercih edilen kimyasal bileşik olan etanol,iki karbon atomlu bir alkoldür. Doğal olarak

üretilen uzun zincirli alkollerse en fazla beşkarbon atomu içerir. Sentetik Escherichiacoli’nin ürettiği alkollerse sekiz karbonluzincirlere kadar çıkabilir ki bu daha fazlaenerji anlamına gelir. Uzun zincirli alkollerayrıca sudan kolayca ayrılabildikleri için deekonomik ve kolay üretilen biyo-yakıt sını-fına girerler.

Biyo-yakıt üreten bakteriler gibi bakteri-lerin tümünde karşılaşılan her özellik, YüceAllah’ın gözle görünmeyen bir canlıdanasıl ihtişamlı bir sanat meydana getirdiği-ni keşfedebilmek ve bunu takdir edebilmekiçin bir yoldur. Yüce Allah’ın bu kusursuzsanatı ve ilmine Kuran’da şöyle dikkatçekilir:

“Hamd, göklerde ve yerde olanlarıntümü kendisine ait olan Allah’ındır; ahi-rette de hamd O’nundur. O, hüküm vehikmet sahibidir, haber alandır. Yeriniçine gireni, ondan çıkanı; gökten inenive oraya çıkanı bilir. O, esirgeyendir,bağışlayandır.” (Sebe Suresi, 1-2)

Hormon Üreten Bakteriler İnsanda eritropoietin adı verilen, kemik

iliğinde bulunan ve kırmızı kan hücrelerininartırılmasını sağlayan bir hormon bulunur.

Genetik kodunda değişiklik yapılması bakterilerebir beyin, plan yapıp sonuca ulaşma, düşünme

kabiliyeti ya da bir laboratuvar gibi çalışarak sonderece kompleks bir madde üretme becerisini

vermemiştir, asla da veremeyecektir. Ziragenetik yapısı her ne olursa olsun, hiçbir şuuru

ve aklı olmayan bir bakterinin daha pratik,ekonomik ve çevreye zarar vermeyen teknolojik

ürünler üretmesi asla mümkün değildir. Çokaçıktır ki bilim adamlarını vesile kılarak

bakterilere bu maddeleri üretmeyi ve faydalı birşekilde kullanmayı ilham eden kainattaki her

canlıyı kusursuzca ve sahip oldukları muhteşemözellikleriyle birlikte yaratan Yüce Rabbimiz’dir.

Page 22: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

MİKRO

DÜNYA

www. i lmimercek .ne t

Erişkin insanların böbrek hücreleri eritro-poietini üretir. Fakat böbrek hastalığıveya böbrek yetmezliği olan hastalardabu hormon üretilemez. Normal koşullaraltında üretilmesi çok zor olan bu hormo-nun yapımını kontrol eden gen bakterile-re aktarılmış ve bakteriler bu hormonuüretebilir hale gelmişlerdir. Bu yolla eldeedilen hormon birçok kişi için yaşam kur-tarıcıdır. İnsan insülini de bu yolla eldeedilebilir.

Bir mikro canlı, tamamen farklı şartla-rın ve farklı dengelerin bulunduğu birortama, insan vücudunun içine nasıl ani-den uyum sağlayabilir? Burada üretmesigereken hormonu nereden bilir?Böbreğin üstlendiği hormon üretme gibizor ve kompleks bir yöntemi neden terciheder? Daha da mucizevi olan bunu nasılbaşarır? Elbette tüm bu detaylar, YüceAllah’ın sergilediği muhteşem sanatı işa-ret etmektedir. Bütün bu işlemleri ger-çekleştiren bakteriyi yaratan YüceAllah’tır.

Allah Kuran’da şöyle buyurmuştur:

“Şüphesiz, göklerin ve yerinyaratılmasında, gece ile gündüzünart arda gelişinde, insanlara yararlışeyler ile denizde yüzen gemilerde,Allah’ın yağdırdığı ve kendisiyle yer-yüzünü ölümünden sonra dirilttiğisuda, her canlıyı orada üretip-yay-masında, rüzgarları estirmesinde,gökle yer arasında boyun eğdirilmişbulutları evirip çevirmesinde düşü-nen bir topluluk için gerçekten ayet-ler vardır.” (Bakara Suresi, 164)

Tarımda Kullanılan Bakteriler Bilim adamları bazı tarım bitkilerinin

soğukta donmasına bir bakterinin geni-nin neden olduğunu belirlemişlerdir.Biyoteknolojik yöntemlerle bu geni taşı-mayan bakteriler üretmeyi başaran bilimadamları, ürettikleri bakteriyi patates tar-lalarına bıraktıklarında patatesin soğuktadonması engellenmiştir. Çünkü donma-ya engel olan bakteriler, donmaya nedenolan bakterilerle besin için yarışmakta veonların sayılarını azaltmaktadır.

Ayrıca hastalıklara böceklere veyabani otları öldüren ilaçlara karşı bitki-lerin direnç kazanmalarında bazı bakte-

rilerden faydalanılmaktadır. NitekimAgrobacterium tumefaciens adlı bakteri

türü tarımda bitkilere genetik müdahale-ler yapılırken kullanılmaktadır. Kuşkusuz

tek bir hücrede sergilenen bu akıl vesanat, bu küçücükvarlığa muhteşem

özellikleri verenAllah’ın yarattığı muci-zeleri ve O’nun sonsuz

ilmini görmek için büyükbir fırsattır. Bir ayette şöyle

buyrulur:

Page 23: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

21

@www.AllahVar.com

İlmi Mercek, Mart 2011

“...Göklerde veyerde zerre ağırlığınca

hiçbir şey O’ndan uzak (saklı)kalmaz. Bundan daha küçük olanı

da, daha büyük olanı da, istisnasız,mutlaka apaçık bir kitapta (yazılı)dır.”

(Sebe Suresi, 3)

Selüloz Üreten Bakteriler Bitki hücre duvarının ana yapı malze-

mesi olan selüloz, ağaç dallarında, ağaçgövdelerinde ve ağacın bütün odunsudokularında yer alır. Dünyada çok yaygınolması nedeniyle kağıt ve pamuk endüstri-lerinde kullanılan selülozu bilim adamlarıbitkiler olmadan da üretebilmenin yolunuararken, Acetobacter xylinum adlı bir bak-teri türünün bitkilerinkine benzer selülozürettiğini bulmuşlardır. Bu bakterinin üretti-ği selülozun sert fakat katlandığında şekli-ni koruyan esnek yapısı kumaş ve tıbbimalzeme olarak kullanılmasını kolaylaştır-maktadır.

Bitkiler dışında bir canlının selüloz üret-mesi üstelik bu selülozun bitkilerin ürettiği

selülozdan daha esnekolması Yüce Allah’ın çok büyükbir mucizesidir. Bu bakteri türü, YüceAllah’ın sonsuz aklını görebilmemiz içinyaratılmıştır. Yeryüzündeki tüm mükemmeleserler gibi, bu canlı da yaratıcısının gücü-nü ilan etmektedir. Bazı insanlar kabul etsede, etmese de bu mutlak olan bir gerçektir.Allah bu konuda şöyle buyurmaktadır:

“Ben gerçekten, benim de Rabbim,sizin de Rabbiniz olan Allah’a tevek-kül ettim. O’nun, alnından yakalayıp-denetlemediği hiçbir canlı yoktur.Muhakkak benim Rabbim, dosdoğrubir yol üzerinedir (dosdoğru yoldaolanı korumaktadır.)” (Hud Suresi, 56)

Plastik Üreten BakterilerBir İngiliz biyoteknoloji şirketi bakterileri

plastik üretiminde kullanmaktadır. Alcali-genes eutrophus adındaki bakteri türünebesin olarak glikoz ve propiyonik asit veril-diğinde bakteri bunu polyestere dönüştür-mektedir. Biyolojik olarak parçalanma özel-liği taşıyan bu polimerler fermantasyon

Page 24: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

MİKRO

DÜNYA

www. i lmimercek .ne t

işlemi sırasında üretilir. Bu polyester,bakteri için besin kaynağı olmasının yanısıra tıpkı insan hücrelerinin yağ depola-ması gibi depolanır. Oldukça esnek olanmateryal diğer plastiklerden farklı olarakbiyolojik özellik taşıdığından bileşenlerikolaylıkla parçalanabilir ve ortamda birik-mez. Bu bakımdan da geri dönüşümüçok uzun süren plastiklere oranla çokçabuk parçalandığından çevre kirliliğiniönler.

Kuşkusuz bu bakteri aslında çevreyekatkı sağlayan bir plastik ürettiğinin far-kında değildir, o sadece kendi yaşamsal

ihtiyaçlarını karşılamak için beslenmek-tedir. Onun insanlara katkı sağlayacakbir beceriye ve akıl sistemine sahipolması Yüce Allah’ın dilemesiyle gerçek-leşir. Çünkü Yüce Allah onu, bütün buişlemleri gerçekleştirebilmek için özelolarak kusursuzca yaratmıştır. Bir ayetteinsanların Allah’ın yarattıkları üzerindedüşünmeleri gerektiği şöyle bildirilir:

“Gerçekten, gece ile gündüzünart arda gelişinde ve Allah’ın gökler-de ve yerde yarattığı şeylerde kor-kup-sakınan bir topluluk için elbetteayetler vardır.” (Yunus Suresi, 6)

Bakteriler, hidrojen, içme suyu, plastik,selüloz, biyo-yakıt üretimi gibi pek çokalanda önemli teknolojik katkılar sağla-maktadır. Bu canlılar biyolojik özellikleri-nin çeşitliliği ve hızlı çoğalmaları ile mole-küler biyoloji ve genetik konusunda araş-tırma yapan bilim adamlarına ilham kay-nağı olmuşlardır. Bilim adamları biyotek-nolojik buluşları, bakterilerin zaten yaratı-lışları gereği sahip oldukları genetik özel-liklerde ufak değişiklikler yaparak ger-çekleştirmektedirler. Onların yaptıklarıbilimsel çalışma ve bulgular Yüce Allah’ındilemesi ve izin vermesi ölçüsündedir.

Bu canlılar günümüz teknolojisinin

bütün imkanlarına rağmen tam taklit edi-lemeyen kompleks sistemleriyle, dünya-daki yaşamın geleceğini garanti altınaalacak sırlara milyarlarca yıldır sahiptir-ler. Çünkü bu canlılar, Yüce Allah’ınüstün aklının yarattığı kusursuz eserler-dir. Rabbimiz, hayranlık uyandırıcı sana-tını insanların görebilmeleri, görüp üze-rinde düşünebilmeleri için böyle ihtişamlışekilde sergilemektedir. Bu gerçeğe birKuran ayetinde şöyle dikkat çekilir:

“ ... Haberiniz olsun, yaratmakda, emir de (yalnızca) O’nundur.Alemlerin Rabbi olan Allah neYücedir.” (Araf Suresi, 54)

Bakteriler Yüce Allah’ın Dilemesiyle Bilimin Emrindedir

Page 25: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı
Page 26: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

BİTKİ

DÜNYASI

www. i lmimercek .ne t

K utup ikliminin hüküm sürdüğüalanlarda Güneş yılın büyük birbölümünde yoktur, geceler aylar

boyunca sürer ve soğuk rüzgarların etki-si sürekli olarak hissedilir. Bitkilerin tutu-

nacağı toprak ise son derece incedir veyılın büyük bir bölümünde buzullarınaltındadır. Bu koşullar altındaki birortamda ilk akla gelen herhangi bir canlı-nın yaşayamayacağı düşüncesidir. Fakat

Yıl boyunca 0°C’nin altında sıcaklıklar, sürekli donmuş halde olan kar

ve buzullarla kaplı toprak, kar biçimindeki yağışlar... Kutup bölgeleri

canlı yaşamını zorlayan koşullara sahip olmasına rağmen Yüce Allah

buradaki canlılarda büyük bir çeşitlilik yaratmıştır. Tundra bitki örtüsü

de, Yüce Allah’ın sonsuz aklının, çeşitlilik sanatının ve kusursuz yarat-

masının kutuplardaki tecellilerinden biridir.

• Tundralar soğuğa karşı nasıl dayanıklılık gösterirler?

• Bu bitkilerin soğuğa karşı dayanıklı olmaları için yaratılan özel sistem-

ler nelerdir?

Page 27: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

25

@

İlmi Mercek, Mart 2011

Yüce Allah’ın ilmi ve üstün aklı kutuplardaoldukça hareketli bir canlı yaşamı yarat-mıştır.

Karla kaplı kutup bölgesinde bitki örtü-sünün olabileceği de kimsenin aklına gel-mez. Gerçekten de bu ortamda bizim alış-kın olduğumuz bitkiler ve ağaçlar yoktur.Çünkü ağaçların başlıca özelliği derin birkök sistemi ile toprağın derinliklerine uzan-ması ve besin maddelerini bu şekilde sağ-lamasıdır. Kutup bölgelerinde ise toprağınderinliği sadece 30-40 cm kadardır. Buderinlikteki toprakta ağacın su ve besinelde edebilmesi imkansızdır. Ayrıca kutupbölgelerinde yazlar çok kısa olduğundanağaçların beslenme, büyüme, sürgünverme ve çoğalma gibi faaliyetleri bu kısasüre içinde hızlı bir biçimde gerçekleştir-mesi olanaksızdır. Ancak bu saha ağaçtoplulukları olmamasına rağmen bitki örtü-

sünden yoksun değildir. Yüce Allah çeşitli-lik sanatının bir sonucu olarak bu zorkoşullara sahip alanlarda yaşayabilecekbitki türleri yaratmıştır. Böylece bu beyazdünyaya hem bir güzellik vermiş, hem decanlı yaşamını devam ettirecek çeşitliliğinsebebini yaratmıştır.

Aşağıda detayları hakkında bilgi sahibiolacağınız bu bitkilerdeki her yapı özel ola-rak yaratılmıştır. Bu da bize bu kusursuzplanı yapan üstün aklın sahibinin alemlerinRabbi olan Yüce Allah olduğunu bir kezdaha gösterecektir. Allah canlılar üzerinde-ki hakimiyetini ve benzersiz yaratışını birayette şöyle bildirmektedir:

“Gökleri ve yeri (bir örnek edin-meksizin) yaratandır. O, bir işin olma-sına karar verirse, ona yalnızca “Ol”der, o da hemen oluverir.” (BakaraSuresi, 117)

bitkilerevrimicurutuyor.imanisiteler.com

Page 28: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

BİTKİ

DÜNYASI

www. i lmimercek .ne t

Yüce Allah tundra bitkilerini gerekyapısal özellikleri ve gerekse bulunduk-ları ortama uygun sistemleri ile birlikteyaratmıştır. Soğuk koşullara uyum sağla-malarını kolaylaştıran bu sistemlerdenbazıları şöyledir:

✓ Yapılarındaki suyu azaltırlar:Bitkilerin düşük sıcaklıklarda bünyelerin-deki su miktarı azalır ve metabolik faali-yetleri yavaşlar böylece donmaya karşıkorunmuş olurlar. Esnekliği sağlayansuyun azalması aynı zamanda dokularınsertleşmesini sağlar.

✓ Soğuğa karşı fiziksel yapılarıylakorunurlar: Bitkilerin yapraklarının şekli,dokusu, asit oranları ve antifriz sistemle-ri gibi fiziksel özellikleri soğuğa karşıdayanıklılıklarını artırır.

✓ Yaprakların şekli: Büyük ve tüy-lerle kaplı yünsü yapraklar kavis yaparakiçeri bükülür. Böylece yaprakların filizverecek olan uçları soğuktan korunur.Ayrıca yaprakların bir kısmı mumsu birmadde ile kaplıdır. Bu da soğuktan zarargörmelerini azaltır.

✓ Fazla miktardaki doymamış yağasitleri: Yüce Allah’ın bitkilerin donması-

nı önlemek için bahşettiği sistemlerdenbiri de doymamış yağ asitlerinin diğer bit-kilere oranla daha yüksek olmasıdır.Düşük sıcaklıklarda bitkilerin bünyesindeyer alan bir enzim (desaturaz enzimi)faaliyetlerini artırarak bitkinin bünyesin-deki doymamış yağların oranını yükseltir.Doymamış yağ oranının artması, hücrezarındaki yağların sıvıdan yarı-kristalhale dönüşmelerini sağlar. Bu şekildebitkilerin hücre zarları sıvı kalırken,hücre dışı buz oluşumu da sınırlanır vebitkilerin donmaya karşı dayanıklılığıartar.

✓ Anti-friz proteinleri: Anti-friz pro-teinlerinin soğukta uyarılmasıyla buzkristallerinin yüzeyine bağlanması kristaloluşumunu engeller. Soğuk dönemdeçok yavaş su kaybına uğrayan bitkilerinböylece dondurucu soğuklara karşıdirenci artar. Dondurucu şartlara karşıtolerans görülmesi hücre öz suyundakişeker içeriğinin artmasıyla da ilgilidir.Şekerlerin dondurucu şartlarda anti-frizgörevi yapan çeşitli moleküllere dönüştü-ğü düşünülmektedir.

Tundraların Soğuğa Karşı Dayanıklılığını Artıran Yaratılış Özellikleri

Page 29: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

27

@www.yaratilismuzesi.com

İlmi Mercek, Mart 2011

Bitkilerin buraya kadar saydığımız işlem-lerinde, tek bir parçası dahi eksik olsa bitkiyaşamsal faaliyetlerini sürdüremeyecektir.Bu, kusursuz mükemmellikte yaratılmış sis-temin mucizevi yapısını gösterir. Hiç kuşku-suz ki bu düzeni eksiksiz biçimde bitkilereyerleştiren Rahman ve Rahim olan, hertürlü yaratmayı bilen Allah’tır.

O Allah ki, Yaratan’dır, (en güzel birbiçimde) kusursuzca var edendir, ‘şekilve suret’ verendir. En güzel isimlerO’nundur. Göklerde ve yerde olanlarıntümü O’nu tesbih etmektedir. O, Aziz,Hakim’dir. (Haşr Suresi, 24)

✓ Koyu renkli pigmentler: Yüce Allahbitkilerin düşük sıcaklıklara dayanıklılıkları-nı artırmak için koyu renkli pigmentler yarat-mıştır. Bu pigmentler açık renkli olanlaragöre daha fazla miktarda güneş ışınların-dan yararlanmasını sağlamakta yaprak vegövde sıcaklıklarını artırmaktadır. Bu koyurenkli pigmentler vesilesiyle ilkbaharda bit-kilerin büyüme oranlarının arttığı tespit edil-miştir. Nitekim yastık şeklinde büyüyen birbitki, bu koyu renkli pigmentler vesilesiylesıcaklığını yakın çevresinden 15oC dahaartırır. Kutup ve alpin likenlerinin birçok türü

ve bazı kara yosunları da aynı nedenlekoyu kahverengi veya siyahtırlar. Ayrıcabazı bitkilerin yaprak ve gövdelerinde ısıkaybını azaltmaya yardımcı olan beyazrenkli tüyler de bulunur.

Bir bitkinin koyu renkli pigmentlere sahipolursa güneş enerjisinden daha fazla yarar-lanacağını bilmesi, ısı kaybını azaltmak içinyapraklarında tüylerinin olması elbette bitki-lerin kendi kararına göre oluşacak ayrıntılardeğildir. Ne bir akla, ne de bir şuura sahipolmayan bitkilerin, kendileri için böyle haya-ti önemi olan kararlar almaları ve bu karar-larını uygulamaları da mümkün değildir.Bitkiler ilk yaratıldıkları günden itibaren,onları yaratan sonsuz ilim ve akıl sahibiYüce Allah’ın ilham ettiği şekilde hareketetmektedirler. Bitkinin her hücresinin, hattaher atomunun nasıl hareket etmesi gerekti-ği, her an ona bildirilmektedir. Bu gerçek birKuran ayetinde şöyle açıklanmaktadır:

“Allah, yedi göğü ve yerden de onla-rın benzerini yarattı. Emir, bunların ara-sında durmadan iner; sizin gerçektenAllah’ın her şeye güç yetirdiğini ve ger-çekten Allah’ın ilmiyle herşeyi kuşattı-ğını bilmeniz, öğrenmeniz için.” (TalakSuresi, 12)

Page 30: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

BİTKİ

DÜNYASI

www. i lmimercek .ne t

Tundra bitkilerine bakıldığında ortayaçok etkileyici bir manzara çıkmaktadır.Çünkü soğuk iklimlerde yaşayabilmeleriiçin özel sistemler ve yapılarla donatıl-mışlardır. Bu bitkiler yapılarındaki suyuazaltarak, özel antifiriz sistemler kullana-rak, renklerini koyulaştırarak ve soğuk kışgünlerinde dinlenme sürecine girerekdonmaya karşı korunurlar.

Görüldüğü üzere kutup gibi her türlümahrumiyetin ve güçlüğün hakim olduğubir ortamda bile çok sayıda bitki çeşidi vebu bitkilerin soğuğa karşı korunma yön-temleriyle karşılaşılmaktadır. İnsanlarınıssız sandığı bir ortamda, bu bitkiler,Yüce Allah’ın Müzeyyin (süsleyen) ismi-nin bir tecellisi olarak, kısa süren yazmevsiminde renkli çiçekler açar ve beyaz

dünyadaki renklerin bir anda canlanması-na ve çeşitlenmesine neden olurlar.“Görmedin mi, Allah, gökten su indir-di, böylece yeryüzü yemyeşil donatıl-dı. Şüphesiz Allah, lütfedicidir, herşeyden haberdardır.” (Hac Suresi, 63)ayetinde haber verildiği gibi bu bitkilerinfaaliyetlerine başlamaları otla beslenenpek çok canlıyı da soğuk kutup bölgeleri-ne çekerek buradaki canlı çeşitliliğininartmasına neden olur.

Kutup bölgelerinde tundraların üstünyapıları Yüce Allah’ın sonsuz ilmini vesanatını bir kez daha göstermektedir. Birayette şöyle buyrulmaktadır:

“Göklerde ve yerde ne varsatümü Allah’ındır. Allah, her şeyikuşatandır.” (Nisa Suresi, 126)

Allah Örneksiz Yaratandır, Kusursuzca Var Edendir

Tundraların dayanmak zorunda olduğu zor koşulların başında düşük sıcak-lıklar, güçlü rüzgarlar ve düşük nem oranı gelir. Rüzgarlar aşındırıcı etkiyaparken, buharlaşma-terleme yoluyla su kaybını artırır. Su kaybı isetoprağın donmuş halde olduğu zamanlarda sorun oluşturur. İşte bu şartlaraltında bitkiler ya kar biriken (karla kaplanarak rüzgarda daha azetkilenecek şekilde) kuytu yerlerde yetişirler; ya da kısa boylu olurlar.Ayrıca Yüce Allah bu bitkileri soğuktan korumak için çok farklı sistemlerledonatmıştır. Her biri üstün bir akıl gerektiren bu sistemler, Allah’ınyarattıklarındaki benzersiz sanatını gösterir.

Page 31: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

29

@www.detaysanati.net

İlmi Mercek, Mart 2011

Kutup bölgelerinde toprak çok derin olmamasına rağmen, toprağın üstkısmına yayılan ve boyu bir metrenin altındaki küçük boylu ağaççıklar, buağaççıklar dışında otsu bitkilerden oluşan geniş yapraklı otlar, çift çeneklibitkiler, yosunlar ve likenler Yüce Allah’ın kutuplarda yarattığı bitkilerinçeşitliliğini gösterir. Yüce Allah dünyanın farklı yerlerinde yarattığı buçeşitliliği ve insanların bunların üzerinde düşünmesi gerektiğini şöyle buyurur:

“Yeryüzünde birbirine yakın komşu kıtalar vardır; üzüm bağları, ekinler,çatallı ve çatalsız hurmalıklar da vardır ki, bunlar aynı su ile sulanır; amaürünlerinde (ki verimde ve lezzette) bazısını bazısına üstün kılıyoruz.Şüphesiz, bunlarda aklını kullanan bir topluluk için gerçekten ayetlervardır.” (Rad Suresi, 4)

Tundra Bitkisinin Kar AltındaYeşil Kalmasının Önemi Nedir?

Kutuplardaki ekolojik dengenin ve canlılığın devamında son derece önemli birrole sahip olan tundralar, yaz mevsiminde ısının artması ve toprağın üst tabakasın-da buzulların çözülmesi ile canlanır ve Haziran ayından Ağustos ayı sonuna kadartüm faaliyetlerini yerine getirerek Eylül ayında tekrar ölü devreye girerler. Donmuştoprakta ve kar altında geçen uzun bekleme devresinde türlerin çoğu yeşilliğinikorur. Bu bitkilerin yeşilliklerini korumaları son derece önemlidir. Çünkü kısa sürenyaz devresinde fotosentez işleminin hiç vakit kaybetmeden gerçekleşmesi ve vakitkaybetmeden neslini devam ettirmek için faaliyete geçmesi gerekir. Oysa bitkininne kendi varlığından, ne gerçekleştirdiği bu mucizevi işlemlerden ne de yeşil olma-sının kendi yaşamsal faaliyetleri için gerekli olduğundan haberi vardır. Çünkütundra bitkisi de, kainattaki her şey gibi sahip olduğu her özelliği yaratan Allah’ınkontrolündedir, ki bu gerçeği de Kuran’da Allah bizlere bildirmektedir:

“Bitki ve ağaç (O’na) secde etmektedirler.” (Rahman Suresi, 6)

Page 32: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

www. i lmimercek .ne t

Enbiya Suresi’nin ilk altı ayetinde, din ahlakına göre yaşamayan insanların hiçbir

zaman kıyametin kopmasını istemeyecekleri, kesin olan gerçeği kendilerince

değiştirmeye çalışacakları bildirilir.

Sayın Adnan Oktar, 15 Aralık 2010 tarihindeKaçkar TV’de yayınlanan röportajında Enbiya Suresi’nden

ayetleri ahir zamana yönelik olarak şöyle açıklıyor:

ADNAN OKTAR: Enbiya Suresi, Rahmanve Rahim olan Allah’ın adıyla;

“İnsanları sorgulama (zamanı) yaklaş-tı,...” (Enbiya Suresi, 1)

Allah, “Kıyamet yaklaştı” diyor. Ne kadarvar? Çok az, çok az var. 110 sene var.

“... Kendileri ise gaflet içinde yüzçeviriyorlar” (Enbiya Suresi, 1)

Adam holdinglerle uğraşıyor, karısını yurt-dışına gezmeye götürüyor. Kıyametin vaktineilave yapmaya çalışıyor, ki biraz daha dünya-nın tadını çıkarabilsin. Adam kendi yaşama-yacağını bildiği halde yine üç yüz sene olma-sını istiyor. Küfür hiçbir zaman için kıyametinkopmasını istemez, Kuran’da vardır. Küfrünen çekindiği şey kıyametin kopmasıdır. Ya

ilave yapar, ya hiç kıyamet yokder. “Kıyametin de kopacağını zannetmi-yorum” diyor küfür, ayet var. “Ama olur-sa” da diyor, “Kıyamet olursa, mutlaka kur-tulacağımı düşünüyorum, cennetlik olaca-ğımı düşünüyorum” (Kehf Suresi, 36)diyor. Şimdi bizim bu devrin avanakları da,kalbi iğdiş olmuş, bedeni iğdiş olmuş tipler debu kafadalar.

“Rablerinden kendilerine yeni bir hatır-latma geldiğinde,...” (Enbiya Suresi, 2)diyor. “Rablerinden kendilerine yeni birhatırlatma” mesela, yeni bir hadis söylüyor-sun, “İttihad-ı İslam olacak” diyorsun. “Hz.Mehdi (a.s.)’ın şu alameti var” diyorsun.

“... Bunu mutlaka oyun konusu yapa-rak dinliyorlar.” (Enbiya Suresi, 2)

Page 33: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

31

@www.adnanoktar-hikmetler.com

İlmi Mercek, Mart 2011

“Etkilenmiyorlar” diyor Allah.Değiştiriyorlar, oyun oynuyorlar. Kendi ahmakkafasınca alay etmeye çalışır, reddeder, küfre-der, bağırır çağırır. Bakın diyor ki Allah; “Bunumutlaka oyun konusu yaparak dinliyor-lar,” bir hatırlatma geldiğinde.

“Onların kalpleri tutkuyla oyalanmada-dır...” (Enbiya Suresi, 3)

Holdingleriyle, karısıyla, çocuğunun tahsiliy-le, işiyle, gücüyle, gelirle oyalanmadadır.

“Zulmedenler, gizlice fısıldaştılar:” Kendiaralarında konuşuyorlar, “Bu sizin benzerinizolan bir beşer değil mi?” (Enbiya Suresi, 3)diyorlar. “Ne var bunun özelliği?”, “Hz. Mehdi(a.s.)’a nereden benziyor bu?” diyor mesela.“Peygamber olamaz bu” diyor. PeygamberEfendimiz (s.a.v.) için indi bu ayet ama ahirzaman için ben yorumluyorum.

“Bu sizin benzeriniz olan bir beşerdeğil mi?...” (Enbiya Suresi, 3)

“Hz. Mehdi (a.s.) olamaz, Hz. Mehdi (a.s.)zaten gelmeyecek” diyor.

“... Öyleyse, göz göre göre büyüye migeleceksiniz?” (Enbiya Suresi, 3)

“Onun telkinlerine mi kapılacaksınız?” diyor.Büyüden kasıt o; telkin veyahut herhangi biryolla beyninin etki altında kalması.

“Dedi ki: ‘Benim Rabbim, gökte veyerde söylenen-sözü bilir; O, işitendir,bilendir.’” (Enbiya Suresi, 4)

Sizin gizlice fısıldaşmalarınızı Allah bilir,diyor Allah ayette.

“’Hayır’ dediler. ‘(Bunlar) Karmakarışıkdüşlerdir;...’” (Enbiya Suresi, 5)

Ne diyorlar şu an Mehdiyet ve Hz. İsa(a.s.)’ın gelişi için? “Karmakarışık düşünceler,

düş bunlar, hayal.Nereden çıkarıyorsunuzbunu?” diyorlar. Aynısı. “İttihad-ıİslam” diyorsun, “Hayal bu. Düş bu.Nereden çıkartıyorsun?” diyor. Bak,aynısı. “Hayır, onu kendisi uydurmuştur;hayır o bir şairdir.” Bak bin bir türlü iftirave münasebetsizlik, küfrün ahmaklığı, say-dırıyorlar tek tek.

“... Böyle değilse, öncekilere gönderil-diği gibi bize de bir ayet (mucize) getir-sin.” (Enbiya Suresi, 5)

Nasıl mucize? “Başının üzerinde bir bulutolsun, bu Peygamber (s.a.v.) diye söylesinler”diyor, ayet var, Kuran ayeti. “İspat etsin bize”diyor. Bu mantıktaki insanlar onunla da yetin-miyor, diyor ki; “gökyüzü meleklerle dolsun, herdilden Sırpça, Hırvatça, Boşnakça, Macarca,her dilden gökyüzünde onun Mehdi (a.s.) oldu-ğunu söylesinler.” “O zaman kabul ederim”,diyor. Hz. Mehdi (a.s.) zaten “Hz. Mehdi(a.s.)’ım” demeyecek ki zaten sana gökyüzün-den ispat olsun. Bir de gökyüzünden melekleronu söyler de, melekler yalan söylüyor der miHz. Mehdi (a.s.)? Nasıl desin? Vahiy hükmün-de oluyor zaten. Onun için bakın bu insanlartam bir karmaşa içindeler, tam bir açmaza düş-müş durumdalar. Hz. Mehdi (a.s.)’a karşımücadele için komik hallere düşüyorlar ve çokacınacak hallere düşüyorlar. Bu Mehdi (a.s.)paniği sizin de dikkatinizi çeksin.

“Kendilerinden evvel yıkıma uğrattığı-mız hiçbir ülke (halkı) iman etmemişti;şimdi bunlar mı iman edecek?” (EnbiyaSuresi, 6)

İmana karşı direniyorlar.

Page 34: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

BİTKİ

DÜNYASI

www. i lmimercek .ne t

Page 35: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

33

@bitkilerevrimicurutuyor.imanisiteler.com

İlmi Mercek, Mart 2011

B itkiler alemindeki en ilginç türlerdenbiri olan Venüs bitkisi (Diona-eamuscipula), umulmadık kadar hızlı

bir avcıdır. Bu bitki bataklık ve nemlisavanların bulunduğu fakir topraklardayaşar. Venüs bitkisinin en büyük özelliğiise topraktan aldığı mineraller yerine yaka-ladığı böceklerdeki proteinle beslenmesi-dir. Bu bitkinin beslenmesinde YüceAllah’ın özel olarak yarattığı kusursuz sis-temler vardır.

Bitkinin Avlanmak İçin Sahip OlduğuSistemlerVenüs bitkisinin sahip olduğu sistemle-

rin her birinin kendi içlerinde kompleksyapıları vardır. Bu mekanizmalar birbirleri-ne bağlı olarak ve hiçbir hata yapmadankusursuz bir biçimde çalışırlar. Bitkininsahip olduğu bu sistemler şu şekildedir:

✓ Renk: Venüs bitkisi, bitkiler arasındagezinerek kendine yiyecek arayan birböcek için oldukça cazip bir görüntüyesahiptir. Yeşil yaprakları arasındaki kırmızırenk birçok böceğin dikkatini çekecekderecede parlaktır.

✓ Koku: Venüs bitkisinin çevresindegezinen avları yakalayabilmesini sağlayanesas silah, kırmızı renginin yanısıra yap-raklarının çevresindeki bezlerden salgıla-dığı şeker kokulu salgısıdır. Salgılanankokunun dayanılmaz etkisine kapılanböcekler, kendilerine yapılan bu davetehemen cevap verirler.

✓ Hassas Tüyler: Venüs bitkisininharekete karşı son derece duyarlı tüylerivardır. Bu tüyler bitkinin yapraklarının ara-sında yiyecek bulmak ümidiyle gezinmeyebaşlayan böcek tarafından uyarılır.

✓ Yapraktan Oluşan Tuzak Sistemi:Kapanma işleminin ilk aşaması yapraklararasındaki birkaç tüycüğün hareketiylebaşlar. Böceğin dolaşırken aynı noktadakitüycüklere defalarca dokunması yaprak-lardan oluşan kapan sisteminin hareketegeçmesine neden olur. Burada dikkatiçeken nokta, çiçeğin sahip olduğu mükem-mel şuurdur. Çünkü bitki tek bir temastaveya yağmur damlalarının çiçeğin farklıbölgelerine düşmesiyle oluşturduğu hare-kette kapanmaz. Eğer bu sistem kusursuzbir şekilde çalışmasaydı yaprak her etkide-örneğin tek bir yağmur damlası sebebiyle-boşu boşuna kapanacaktı. Fakat çiçek hiç-bir zaman enerjisini boşuna harcamaz,tuzak daima böcek yani çiçeğin besini gel-diği zaman kapanır. İşte bu kusursuz ayı-rım çiçeğin kimyasal beyni aracılığı ile ger-çekleşir.

Yiyecekleri Ayırt Eden KimyasalBeyin Nasıl Çalışır?Venüs bitkisi yukarıda kısaca anlatılan

mükemmel sistemler aracılığı ile avını tes-pit eder ve kapan sistemini bir böceğinkaçış hızından daha hızlı kapatabilir. Fakatbu kasların boşuna harekete geçmemesiiçin böcek, yenebilecek yiyeceklerle, yen-meyecekleri ayırt eder. Yapılan araştırma-lar Venüs bitkisininin bu ayrımı tıpkı birbeyin gibi işlem yapan kimyasallar ile ger-çekleştirdiğini ortaya koymuştur.

Page 36: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

BİTKİ

DÜNYASI

www. i lmimercek .ne t

Bitkinin tuzağının kapanması için ikikimyasal maddenin hayati bir miktaraulaşması gerekir. Bitki küçük böcekayaklarının yaptığı basıncı tüylerinedokunuldukça algılar ve sahip olduğu ikikimyasalın miktarını yükseltir. Bu şekildebitki, kapan sistemi içine düşen bir yap-rağın düşme esnasında oluşturduğu tek

bir hareketi ya da yağmur damlaları gibidiğer istenmeyen malzemelerin kapanınher noktasına yaptığı hareketi, canlı biryiyeceğin yaptığı etkiden kolaylıkla ayırtedebilir.

Harekete karşı duyarlı olan bu kimya-sallar mekanik itme yeterince güçlüyse,sinir hücreleri gibi çalışarak tıpkı birhavuzdaki dalgalar gibi yaprak boyuncaelektriksel sinyaller yayar, sinyaller motorhücrelere ulaşır, hücreler de bünyelerin-deki su dengelerini değiştirirler. Kapanıniç tarafındaki hücreler bünyelerindekisuyu bırakıp çöker. Bu olay havası alın-mış bir balonun sönmesine benzer.Kapanın hemen dışındaki hücreler iseaşırı su alarak şişer. Ve kapan bir tarafıgevşeyip bir tarafı kasılarak kapanır.Böylece insanın kolunu hareket ettirmesiiçin bir kasın gevşerken ötekinin kasıl-masına benzer şekilde hareket eder.Tuzak bir saniyeden az bir zamandakapanır. Bu hız, insan elinin maksimumkapanma hızından daha fazladır. Çünküeliniz açıkken ortasına konan bir sineği

Venüs bitkisinde tuzağın hareketegeçmesi için tüylere üst üste iki kezdokunulması şarttır. İlk dokunmaelektrik potansiyelini oluşturmaktafakat tuzak kapanmamaktadır.Tuzak ancak ikinci bir dokunmaylaelektrik potansiyelinin belirli birboşalma düzeyine ulaşması sonucukapanmaktadır. Sinek tuzağı bu çifthareketli mekanizma sayesindegereksiz yere kapanmaz. Örneğinbitkinin içine bir yağmur damlasınındüşmesi durumunda kapanharekete geçmez.

Page 37: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

35

@www.biyomimetik.net

İlmi Mercek, Mart 2011

yakalamayı denerseniz, büyük olasılıklabaşaramazsınız, ama bitki bunu kolaylıklabaşarabilmektedir.

İçeride hapsolan böcek ise her çırpın-masında tüylere tekrar tekrar değerek,elektriksel sinyalleri dolayısıyla kimyasalbeyni harekete geçirir ve yaprağın dahasıkı kapanmasına neden olur. Bu aradakapanın yüzeyindeki hazım bezleri de uya-rılır. Uyarı sonucunda bezler böceği sindi-recek sıvıyı salgılamaya başlarlar.

Kuşkusuz tüm avlanma işlemi boyuncakusursuz bir plan vardır. Bu plan üstün birakıl gerektirir. İşte bu üstün aklın sahibialemlerin yaratıcısı olan Allah, kusursuzyaratışının delillerini insanlara göstermek-tedir. Allah canlılar üzerindeki hakimiyetinive benzersiz yaratışını bir ayette şöyle bil-dirmektedir:

“İşte Rabbiniz olan Allah budur.O’ndan başka ilah yoktur. Her şeyinYaratıcısıdr, öyleyse O’na kulluk edin.O, her şeyin üstünde bir vekildir.”(En’am Suresi, 102)

ALLAH HERŞEYİN YARATICISIDIRVenüs bitkisinin sahip olduğu tüm sis-

temler eşi benzeri olmayan gücün tek sahi-binin Yüce Allah olduğunu bir kez dahakanıtlar. Çiçeğin rengi, kokusu, yaprakla-rındaki tüyler, kapan sistemi ve kimyasalbeyni Yüce Allah’ın üstün ilmiyle yaratıl-mıştır. Venüs bitkisi de diğer tüm canlılargibi Yüce Allah’ın ilmi ile kuşatılmıştır;O’nun ilmi ile büyüyüp gelişir ve yaşamasıiçin gerekli olan sistemleri kullanır:

“Gaybın anahtarları O’nunKatındadır, O’ndan başka hiçkimse gaybı bilmez. Karada vedenizde olanların tümünü Obilir, O, bilmeksizin bir yaprakdahi düşmez; yerin karanlık-larındaki bir tane, yaş ve kurudışta olmamak üzere hepsi (veherşey) apaçık bir kitaptadır. “(En’am Suresi, 59)

Page 38: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

BİTKİ

DÜNYASI

Venüs bitkisinin sinek kapanı, birinsanın göz kırpmasından daha hızlıkapa-nır. Bu olaanüstü hızın sebebi bugünküteknoloji ile kısmen de olsa çözülmütür.Bizim aır hareketlerimiz kas kasılmaları-nın sonucunda oluurken, bitkilerin hare-ketleri daha farklıdır.

Harvard Üniversitesi’nden Lakshmi-narayanan Mahadevan ve meslektaları,yaprakların kapanmasını görüntülemekiçin yüksek hızda kamera kullandılar.Kapan kapanırken, yaprakların kavisleri-nin konveksten konkava (dıbükeyden içbükeye) dönütüünü gözlemlediler. Bu

dönüüm sadece saniyenin ondabiri kadar kısa bir

sürede gerçekleiyordu. Yaprakların sabitbir durumdan ani olarak bir baka ekle–kas kasılmasından çok daha hızlıgerçek-leen bir hareketle– geçtii sonucuna var-dılar.

Her ne kadar henüz hücre düzeyindeneler olduunu bilmeseler de bilimadamları mekanik hareketi tanımlayandenklemleri kurdular. (Nature, sayı:433, s.421) Yaprakların eklinden bunla-rın böcek konduktan ne kadar süresonra kapanmaya balayacaınıve yaprak-ların ne kadar hızlı hareket edeceklerinitahmin edebilmektedirler. Maha-devan,bitkideki mükemmel sistemle ilgili ola-rak, “Çalışmamız, Darwin’i de motiveeden soru karşısında bizi hala aciz bıra-kıyor” demektedir. Mahade-van’ın soru-sunun cevabı yaratılıtır. Çünkü böyle birsistemin evrimleemeyecei açıktır.Bitkinin hayatınıdevam ettirebilmesi içinsistem eksiksiz var olmak zorundadır.Bu ise bitkinin bir anda ortaya çıktıınıyaniyaratıldıınıgöstermektedir. Venüs bitkisin-deki sistemi yaratan, ona avınınasıl yaka-layacaınıilham eden, her eyi kusursuzcadüzenleyen Allah’tır. (Kaynak: NewScientist, No: 2484, “How a VenusFlytrap Snaps up Its Victims”, s. 17)

Araştırmacılar, bitkide bulunan tuzak sistemini bitkideki tüm kimyasallarıalıp hepsini teker teker deneyerek bulmuşlardır. Bu denemeler sonucundaiki kimyasal karışımın kapanın kapanması ve yiyecekleri ayırt etmeişleminden sorumlu olduğunu görmüşlerdir. Bu kimyasallar bitki için akşamyemeği anlamına gelen bir sinyali, hücre zarlarını etkileyene kadargönderirler. Venüs bitkisinin kapanını harekete geçiren kimyasal sinyallerbu anlamda insan beyni gibi çalışır.

Venüs Bitkisi Kapanını OlağanüstüBir Hızla Nasıl Kapatır?

www. i lmimercek .ne t

Page 39: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

İlmi Mercek, Mart 2011 37

@www.Kuranfihristi.net

Allah bu ayette, ilk anda olumsuz gibi görü-nen olaylarda dahi bir hayır olduğunu habervermektedir. Güçlü bir imana sahip, Allah'ıngücünü gereği gibi takdir edebilen ve O'nayakın olan müminler, Allah’ın kendileri içinyarattığı her olayda tevekküllü davranır ve herşeyde mutlaka hayır olduğuna inanırlar.Allah’a tam teslim olan ve Allah’ın kendileri içinyarattığı kadere razı olan müminler bu önemlisırrı bildikleri için, karşılaştıkları olaylardahayır ve güzellik ararlar. Zorluk veya aksilikgibi görünen hiçbir olaya üzülmezler.

Allah, herkes için ayrı ayrı yarattığı kader-de insanlara çok önemli hatırlatmalar yapar.Bunları akıl ve hikmet gözüyle değerlendireninsanlar için ortada eksiklikler, unutkanlıklar,terslikler değil; Allah Katından bir ders, uyarıvardır. Bu uyarıları fark etmek ve hata yap-maktan sakınmak Allah’ın izniyle insanı son-suz kurtuluşa eriştirebilir.

Ayrıca yaşanan bu olumsuz olaylar, insa-

na aczini ve muhtaçlığını hatırlatan, Allah'aolan yakınlığını artıran sebeplerdir. Bu yüz-den bu olumsuzluklara, insana Allah’ı hatırla-tan hayırlar olarak bakmak gerekir. Bu aslın-da insan için çok büyük bir nimet ve şükürvesilesi; ahireti için de çok önemli bir hayır vegüzellik demektir.

İnsanın günlük hayatının her anında ger-çekleşen olaylarda hayır ve güzellik aramasıgerekir. İnsan her zaman her olayın ardında-ki hayır ve hikmeti göremeyebilir. Ancak, kişiböyle bir durumda göremese bile mutlaka birhayır olduğunu bilmeli ve Allah'ın kendisineolayların ardında gizlenen hayır ve hikmetle-ri göstermesi için dua etmelidir.

Her olayda Allah'ın yarattığı hayır ve hik-metleri görmeye çalışmak ve ona göre birtavır içinde olmak, müminlere dünyada veahirette büyük bir kazanç sağlar. Bu sırrıbilen müminler için Allah’ın izniyle dünyadave ahirette korku ve hüzün olmaz.

Page 40: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

www. i lmimercek .ne t

NATO, Mısır’a Türkiye modelini önerdi

NATO Savunma Koleji’nde hazırlanan birraporda, hükümete karşı büyük protestogösterileriyle başlayan olayların yaşandığıMısır için en uygun modelin Türkiye olduğudile getirildi.

NATO komutanlarını ve diplomatlarını yetiş-tiren Roma’daki kolejin Kuzey Afrika veOrtadoğu’daki halk hareketleriyle ilgili araştır-ma raporunda, Tunus örneğinin aksine kısa veorta vadede liderlerin hızla düşmesinin beklen-memesi tavsiye edildi.

-TÜRKİYE MODELİ-Mısır’da krizden çıkış için “Türkiye modeli-

nin” önerildiği raporda, şöyle kaydedildi:“Bazıları için rahatsız edici olsa da tüm Arapkamuoyu mevcut Türk rejimini model olarakgörüyor.”

“Türkiye’deki rejimin şüphe götürmez şekil-de cumhuriyet ve demokrasi olduğu”,“Türkiye’de ordunun artık iktidarı ele geçirme-ye çalışmadığı ve bazı sınırların aşılmamasıiçin hakemlik yaptığı” ifadelerinin kullanıldığıraporda, “Türkiye dünyaya açık. Açıkça ekono-mik küreselleşmeden yana ve serbest ticaretprensiplerine saygılı. Sağlam ve güçlü temeledayanan ekonomik büyümesi inanılmaz.Herşeyden önce dengeli dış politikasıyla ken-disiyle gurur duyuyor” denildi.

www.zaman.com.tr

Türkiye ile Suriye 6

önemli adım atacak

Başbakan Erdoğan, Suriye ile Türkiyearasında önümüzdeki dönemde altı önemliadım atılacağını açıkladı.

“Bugünden itibaren Asi nehri, bizi birbiri-mizden ayıran, aramıza sınır çizen bir nehirolmaktan çıkıyor, bizi birbirimizle buluşturan,kucaklaştıran bir nehir haline dönüşüyor’’diyen Erdoğan, şöyle konuştu:

“Suriye ile altı alanda 2011 yılı sonunakadar somut neticeler almayı hedefliyoruz.Bu hedefler, ‘Nusaybin-Kamışlı ortak gümrükkapısının inşa edilmesi’, ‘Türkiye ile Suriyearasında ortak banka kurulması’,‘Gaziantep-Halep arasında hızlı tren seferle-ri başlatılması’, ‘İki ülkenin doğalgaz şebeke-lerinin birbirine bağlanması’, ‘TürkiyeEximbank’ının Suriye hükümetine kredi sağ-laması’ ve ‘Asi Nehri üzerinde DostlukBarajı’nın temelinin atılması’ydı. Bugün bualtı hedeften birini gerçekleştirdik, barajın enkısa sürede bitirilmesini temenni ediyorum.İnşaAllah buradan ürettiğimiz elektriği ortakkullanacak, her iki taraf da topraklarımızısulayacak, her iki tarafı da taşkınlardan koru-yacağız.

Page 41: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

39

@www.turkislambirligi.com

İlmi Mercek, Mart 2011

Tarihin bize öğrettiğihem de acı tecrübelerle öğrettiği

çok önemli bir ders var. Biz artık şunu çok iyibiliyor, görüyor ve hissediyoruz; bu coğrafyadaherhangi bir ülkenin meselesi, herhangi birülkedeki sorun, o ülkenin halklarını olduğukadar bölgedeki diğer halkları da derindenetkiliyor. Lübnan’ın meselesi, sadeceLübnan’ın değil, aynı zamanda bizim de mese-lemizdir. Mısır’ın, Tunus’un meselesi sadeceoralarda yaşayan kardeşlerimizin değil, bizimde meselemizdir. Filistin meselesi, sadeceFilistinlilerin değil, en az onlar kadar bizim deTürkiye’nin de Suriye’nin de meselesidir.”

www.radikal.com.tr

Osmanlı’dan Beri İlk Kez

Bu Kadar Aktif

Ortadoğu’da en büyük ve hızlı büyüyenekonomi olarak Türkiye’nin, bölgede yeniortaya çıkmakta olan hükümetler için alter-natif modeller sunduğu belirtildi.

Brandeis Üniversitesine bağlı CrownOrtadoğu Çalışmaları Merkezi ve GermanMarshall Fund uzmanı Joshua Walker,“Türkiye’nin, Ortadoğu’nun kendi kendineatanmış kilit aktörü ve uluslararası oyuncusu”olduğunu belirterek, “Ortadoğu’da en büyük ve

en hızlı büyüyen ekonomi olarakTürkiye’nin, benzersiz bir şekilde, (yaşa-nan son gelişmelerle birlikte) bölgedeyeni ortaya çıkmakta olan hükümetler içinalternatif modeller sunmada belirleyici roloynayabileceğini” kaydetti.

Walker, Foreign Policy Dergisi’nde“Türklerin Ortadoğu’nun Kilit Aktörü OlarakDönüşü” başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Tunus’taki rejimi deviren olaylarınMısır, Yemen ve Ürdün’deki protestolarailham olduğunu, Lübnan’da istikrarsızlıkbulunduğunu hatırlatan Walker, “analist-lerin, Arap dünyasındaki bu olay ve dev-rimleri, daha çok Soğuk Savaşın izlerininen son örneği” olarak gördüğünü belirtti.

Walker, Arap dünyasındaki uzmanla-rın açıklama ve tahminlerinin, ABD’ninkonuya dahiliyetiyle ilgili tartışmalarla bir-likte protestolara yol açan “bastırılmışöfkelere” ve halk hareketlerine odaklandı-ğını belirterek, “Aslında, üzerinde durul-ması gereken bir o kadar önemli konu,bölgesel dinamiklerin bu etkisinin,Ortadoğu’daki büyük iktidar mücadelelerioyunlarına yeni bir oyuncunun kaydadeğer bir şekilde gelmesi ve gelenekseloyuncuların oyun dışı kalmasına öncülüketmesi” değerlendirmesinde bulundu.

www.habervakti.com

Page 42: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

BİYOMİMETİK

www. i lmimercek .ne t

Bıçağa benzeyen vücut şekillerinedeniyle bıçak balığı adı verilen balıktürü uzun, yanlardan iyice basık ve baş-tan kuyruğa gittikçe incelip daralan vücutyapısı ile oldukça ilginç bir canlı türüdür.En belirleyici özellikleri gövdelerininaltında boylu boyunca uzanan yüzgeçle-ridir. Balık bu yüzgeç sayesinde gövdesi-ni sabit tutarken uzun yüzgeciyle dalga-

lar meydana getirir ve bu şekilde yüzer.Dalgalanma şeklindeki yüzgeç hareketibu balıkların hem ileriye hem de geriyedoğru oldukça etkili ve hızlı yüzmelerinisağlar. İngiltere Bath Üniversitesi’nden bilim

adamları da gymnotiformes takımı üyesiolan bu balıklardan esinlenerek sualtıaraştırmalarında etkisinin büyük olacağı-

• Balıkların yüzme teknikleri nasıl enerji tasarrufu sağlar?

• Bu canlıların trafik kazalarını önleme ve trafik kontrolünü sağlamadaki

etkileri nedir?

• Balıkların şekilleri arabalarda yakıt tasarrufu sağlamaya ne şekilde

yardımcı olur?

• Kirliliğe karşı dedektör görevi gören balıklar ve polarize görüş

yeteneğine sahip balıklar teknolojiye nasıl ilham kaynağı olmuşlardır?

Bıçak Balıklarının Yüzme Tekniğini Kullanan Deniz Altı Robotları:

Page 43: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

41

@www.imanhakikatleri.net

İlmi Mercek, Mart 2011

na inandıkları bir robot geliştirmişlerdir.Araştırmacılar, Gymnobot adını verdikleribu deniz altı robotunu tasarlarken bilinenpervaneli yöntemlerden daha farklı bir yön-temi yani bıçak balığının yüzme tekniğinikullanmış ve bu şekilde daha çok enerjitasarrufu sağlamışlardır. Bu robot dahahafif olduğu için daha verimli çalışmakta,aynı zamanda bıçak balığının hızlı yüzmetekniğini kullandığı için kıyılarda ve hızlıakan nehirlerde oldukça başarılı sonuçlarvermektedir. Bu teknikte pervane de bulun-madığı için robotun sığ sularda yosunlaratakılma riski de yoktur. Gymnobot adı veri-

len robotun kıyılarda ve hızlı akan nehirler-de biyo-çeşitlilik çalışmaları yapılmasındave bu alanlarda çevre kirliliğinin saptanma-sında da kullanılması planlanmaktadır.

Bilim adamlarının örnek aldığı bu canlı,her canlının sahip olduğu sistemler gibiiman eden insanlar için Yüce Allah’ın birayeti(delili)dir. Bu gerçek CasiyeSuresi’nde şöyle bildirilmiştir:

“Sizin yaratılışınızda ve türetip-yaydığı canlılarda kesin bilgiyle ina-nan bir kavim için ayetler vardır.(Casiye Suresi, 4)

Avcılara karşı toplu halde hareket ede-rek büyük bir kütle halinde görünen ve buşekilde kendilerini koruyan balık gruplarıaraba tasarımcılarına ilham kaynağıolmuşlardır. Çünkü geniş bir topluluk oluş-turan bu balıklar birlikte hareket ettikleri veçok hızlı yüzdükleri halde, birbirlerine çarp-maz, düzeni bozmaz ve kaza yapmazlar.

Önlerine çıkan bir engeli aşmak içinengelin olduğu tarafta aralarındaki uzaklığıartırırken, kendi aralarındaki uzaklığı daral-tırlar, daha küçük bir alana sığmaya çalı-şırlar ve tüm bu hareketleri son derecekontrollü olarak gerçekleştirirler. Oysa ehli-yeti olan, araba kullanımı ile ilgili her türlü

bilgiye ve teknik donanıma sahip insanlar,çok geniş yollarda hareket etmelerine kar-şın sık sık araçlarıyla birbirlerine çarpar.Bu kazaların pek çoğu da ciddi yaralanma-lar ve ölümle sonuçlanır. İşte bu durumaraba tasarımcılarını sürüler halinde hare-ket eden balıkların nasıl olup da birbirlerineçarpmadan hareket ettiklerini incelemeyeitmiştir. Bu inceleme sonucunda balıklarınsürü halinde yüzerken üç önemli özelliğesahip oldukları görülmüştür:

1) Birbirleriyle çarpışmadan yön değişti-rebilmeleri

2) Öndekine çarpmadan mümkün oldu-ğunca arkadan yanaşabilmeleri

Balıkların Yüzme Tekniğinden Trafik Kontrolünde veKazaları Önlemede Yararlanılması:

Page 44: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

BİYOMİMETİK

www. i lmimercek .ne t

Ünlü otomobil firması Mercedes yakıttasarrufunu artırmayı hedef alan bir ara-bayı sandık balığının vücut şeklindenesinlenerek gerçekleştirmiştir. Projedeamaç aerodinamik açıdan daha uygunbir dış yüzey tasarlamaktı. Otomotiv sek-

töründe aerodinamik tasarımların büyükönemi vardır. Çünkü otomobillerin havasürtünme katsayısının düşük olması vehavanın içinden daha kolay geçebilmesi,hem aracın dengesini hem de yakıt tüke-timini olumlu etkiler. İşte otomobil üretici-

3) Şeritleri düzgünce paylaşarak bir-birlerinin hızlarına ayak uydurabilmeleri

Bu üç özellik taklit edilerek Japonaraştırmacılar, Nissan firması içinEPORO adlı robotik araçlar geliştirmişler-dir. Yedişerli gruplar halinde ilerleyen veönlerine çıkan bir engeli aşmak için enge-lin olduğu tarafta aralarındaki uzaklığıartırırken kendi aralarındaki uzaklığı dar-altıp küçük bir alana sığmaya çabalayan,aynı zamanda da birbirleriyle çarpışma-maya çalışan bu araçlar birbirleriyle ileti-şim kurmak için çok geniş bantlı radyodalgaları ve mesafe ölçmek için lazerler-den faydalanmaktadırlar. Gelecekte trafikkazalarını önlemede çok büyük bir atılımolarak görülen bu buluş, aslında birkaçsantimlik balıklar tarafından yüz milyon-larca yıldır vücutlarında radyo dalgalarıya da lazerler bulunmadan yapılmakta-dır. Yüksek eğitim almış mühendislerin

yüksek masraflı teknolojilerden yararla-narak gerçekleştirdikleri işlemleri balıklar,minicik beyinleri ile yapabilmekte ve enaz alana en fazla sayı ile nasıl sığabile-ceklerini, mesafeyi koruyarak nasıl yüze-bileceklerini hesaplamaktadırlar. Elbettebu kadar kompleks matematiksel ölçüm-leri rakamları dahi tanımayan balıklarınyapabilmesi ancak Yüce Allah’ın ilhamıile mümkündür. Görüldüğü gibi canlılar-daki özellikler çok geniş bir alanda insan-lara fayda sağlamaktadır. Nitekim YüceAllah Kuran’da, insanların Zatının büyük-lüğü kavrayabilmeleri için, hayvanlardaçeşitli ibretler yarattığını şöyle bildirmek-tedir:

“Gerçekten hayvanlarda da siziniçin bir ders (ibret) vardır; karınları-nın içinde olanlardan size içirmekte-yiz ve onlarda sizin için daha birçokyararlar var ” (Müminun Suresi, 21)

Sandık Balığının Arabalara Enerji Tasarrufu Sağlayan Yapısal Özelliği:

Page 45: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

43

@www.biyomimetik.net

İlmi Mercek, Mart 2011

leri için çok büyük öneme sahip olanbu aerodinamik prensibi okyanusunderinliklerinde yaşayan küçük bir balık ger-çekleştirmektedir.

Mercan kayalıklarında yaşayan sandıkbalığı bilinen en düşük sürüklenme katsa-yısına sahip canlılardan biridir. Bu değer,0.04 ile yağmur damlasına eştir.Günümüzde normal otomobillerin sürtün-me katsayısı 0.30 civarındadır. Sandıkbalığından ilham alınarak hazırlanan ara-bada ise bu sayı 0.19’a düşmüştür.Sürtünme katsayısının düşmesi havadirencinin de azalması anlamına gelir.Üzerindeki hava direncinin azalmış olmasıarabanın yakıt sarfiyatını da 100 km’de 4.3litreye kadar düşürerek son derece ekono-mik bir kullanım sağlar.

Sandık balığının kuvvetli kaslarla des-teklenmiş ve enerji harcamasını azaltacaközel bir yapıya sahip bedeni, kemikli altı-gen plakalardan oluşan bir deri ile kaplıdır.Bu özel deri, basınçlara ve çarpışmalarakarşı dayanıklılığıyla balık için koruyucu birzırh görevi görür. Balığı zırh gibi sarankemikli altıgen vücut tasarımını taklit edenüreticiler, bu sayede en az malzeme ile enfazla dayanıklılık elde ederler.

Küçük bir balık olmasına rağmen, küpşeklindeki köşeli gövdesi sayesinde daralanlarda yiyecek ararken çok iyi yüzer veetkileyici manevralar yapar. Balığın buözelliklerini model alan tasarımcılar, üret-tikleri otomobilde (normal otomobillerdenfarklı) düz ve çıkıntısız kapı kolları tasarla-mış, arka tekerlekleri plastik tabakalarlakaplamış, dikiz aynaları kaldırıp yerine iç

kameralar yerleştirmişlerdir.Sandık balığı taklit edilerek üretilen bu yenimodelde %20 yakıt tasarrufu sağlanmış vedaha üstün manevra kabiliyetine ulaşılmış-tır.

Sandık balığının vücudundaki bu üstünyapı ve şekil Allah’ın eşsiz yaratma sanatı-nın bir örneğidir. Yüce Allah, “O Allah ki,yaratandır, (en güzel bir biçimde) kusur-suzca var edendir, ‘şekil ve suret’verendir...” (Haşr Suresi, 24) ayetindeolduğu gibi daha birçok Kuran ayetindeyaratılıştaki bu benzersizlik ve mükemmel-liğe dikkat çekmiştir.

Kirliliğe Karşı Balık DedektörüBatı Afrika fil balığı (Gnathonemus

petersii), Afrika’nın 27oC’lik sıcak veçamurlu sularında yaşar. AnavatanıNijerya olan 10 cm. boyundaki bu balık,çamurlu sularda gözlerini çok az kullanır.Yolunu, kuyruk tarafındaki kaslarındandüzenli olarak yaydığı elektrik sinyalleri ilebulur. Normalde, dakikada 300-500 sinyalyayar. Fakat suyun kirlilik oranı arttıkçadakikada ürettiği sinyal sayısı 1.000’i aşa-bilir. İngiltere’nin Bourmounth şehrinde kirlili-

ği ölçmek için, fil balıklarından faydalanıla-rak yapılan dedektörler kullanılmaktadır.

Page 46: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

BİYOMİMETİK

www. i lmimercek .ne t

Bourmounth’daki bir su şirketi, Stournehrinden aldığı su örneklerini 20 fil balı-ğının kontrolüne vermiştir. Her balıknehirden gelen su ile doldurulmuş birakvaryumda yaşatılmaktadır.

Akvaryumlardaki alıcılar sinyallerialıp bağlı oldukları bilgisayarlara iletmek-tedir. Eğer su kirli ise balığın artan sin-yalleri tespit edilerek bilgisayar aracılığıile alarm vermektedir. Kuşkusuz balığınbu özelliği herşeyi örneksiz yaratan Yüce

Allah’ın eseridir. Rabbimiz’in bu özelliğibir ayette şöyle haber verilmiştir:

“Gökleri ve yeri bir örnek edin-meksizin yaratandır ” (Enam Suresi,101

Japon Balıklarının Polarize GörüşTeknolojisi Manchester Üniversitesi’nin yaptığı

bir araştırmada, Japon balıklarınınoldukça ileri teknolojiye sahip bir görüşgücü olduğu keşfedilmiştir. Bu balıklarretinalarındaki ışığa duyarlı hücrelersayesinde polarize ışığı tespit etmekteve görsel kontrastı artırabilmektedirler.Bu özellik güneşli bir havada daha rahatgörmek için kullanılan güneş gözlükleri-ne benzetilebilir. Japon balıklarının sahipolduğu bu üstün görüş yeteneğini YüceAllah hayvanlar alemindeki pek çok can-lıya bahşetmiştir. Araştırmacılar Japonbalıklarının sahip olduğu bu görüş özelli-ğini incelemişler ve bu görüş tekniğininbilgi görüntüleme teknolojilerinde yenigelişmelere yol açacağını belirtmişlerdir.

Japon balıklarının sahip olduğu bugeniş kapsamlı işleve sahip olan göz-

ler farklı organel ve bölümlerinuyum içinde çalışmaları sonu-

cunda görevini tam olarakyerine getirmektedir. Üste-lik bu gözler Japon balık-larının tam ihtiyaçlarınıkarşılayacak özelliklerdeyaratılmışlardır. Tüm kai-natı yaratan YüceRabbimiz, bu gözleriyaratanın Zatı olduğunu

bir Kuran ayetinde şöylehaber verir:

“De ki: “Göklerden veyerden sizlere rızık veren

kimdir? Kulaklara ve gözleremalik olan kimdir? Diriyi ölü-

Page 47: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

45

@www.bilimveteknoloji.org

İlmi Mercek, Mart 2011

den çıkaran ve ölüyü diriden çıkarankimdir? Ve işleri evirip-çeviren kim-dir? Onlar: “Allah” diyeceklerdir.Öyleyse de ki: “Peki siz yine de kor-kup-sakınmayacak mısınız?” (YunusSuresi, 31)

Bilim Adamlarına İlham KaynağıOlan Canlılar Yüce Allah’ın Bedi(Örneksiz Yaratan) İsmininTecellileridirBilim adamları her geçen gün canlılar-

da ve doğadaki benzersiz yapılar ve sis-temler karşısında hayrete düşmekte vebunlara duydukları hayranlığı insanlıkyararına yeni teknolojiler üretmek için kul-lanarak göstermektedirler. Doğada varolan mükemmel sistemlerin, uygulananolağanüstü tekniklerin insanoğlunun akılve bilgisinin çok üstünde olduğunun, mev-cut problemlere benzersiz çözümler sun-duğunun farkına varan bilim adamları, artıksenelerce uğraşarak çözüm getireme-dikleri pek çok konuda Allah’ınyaratma sanatının tecellileri-ne başvurmaktadırlar.

Bunun sonucu olarak da kısa zamanda,başarılı sonuçlar elde etmeleri mümkünolmaktadır. Ayrıca doğanın ve canlılarıntaklidi ile birlikte bilim adamları gerek vakitve emek açısından, gerekse maddi kay-nakların isabetli kullanılması bakımındanda çok önemli kazançlar sağlamaktadırlar.

Bilim adamlarının sistemlerine hayran-lık duydukları canlılar arasında yer alanbalıklar Yüce Rabbimiz’in, benzersiz sana-tının, ilminin ve aklının eseridir. AlemlerinRabbi olan Yüce Allah balıklarda eşi ben-zeri olmayan eksiksiz sistemler var eden-dir. Allah herşeyi kusursuzca ve örneksizolarak yaratandır. Rabbimiz’in bir şeyin yada bir işin olmasını dilediğinde, onun olma-sı için yalnızca “Ol” demesi yeterlidir. Bugerçek bir ayette şöyle bildirilmiştir:

“Gökleri ve yeri (bir örnek edin-meksizin) yaratandır, O, bir işin olma-sına karar verirse, ona yalnızca “Ol”der, o da hemen oluverir.” (BakaraSuresi, 117)

Page 48: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

www. i lmimercek .ne t

Sayın Adnan Oktar, 22 Ocak 2011 tarihli,

Kahramanmaraş Aksu TV ve

Gaziantep Olay TV’de yayınlanan röportajında,

Araf Suresi’nden bazı ayetlerin ebced hesabına göre

açıklamalarını şu şekilde yapmıştır:

“Düzene konulması (ıslah)ından sonrayeryüzünde bozgunculuk (fesad) çıkarmayın...”

(Araf Suresi, 56)

ADNAN OKTAR: Düzene konulması(ıslah)ından sonra, Hz. Mehdi (a.s.)’dansonra; Hz. Mehdi (a.s.) zamanındadünya düzene konulacak, ıslah olacak.

“O’na korkarak ve umut taşıya-rak dua edin.” (Araf Suresi, 56)

Yani ümitvar olarak. Doğrusu Allah’ın rahmeti iyilik

yapanlara pek yakındır. (ArafSuresi, 56)

Bak, “doğrusu Allah’ın rahmeti iyi-lik yapanlara pek yakındır.” 56. ayet,ebcedi 1956 tarihini veriyor. Çok acayip,56. ayet, ebcedi de 1956. “Doğrusu

Allah’ın rahmeti iyilik yapanlara pekyakındır.” Ayrıca ayet 1996 tarihini deveriyor. Diğer ayet de 1996 tarihini veri-yor, inşaAllah.

“Size Rabbimin risaletini tebliğediyorum...” (Araf Suresi, 62)

Kuran’ı, İslam ahlakını tebliğ ediyo-rum, anlatıyorum.

“... (Ayrıca) Size öğüt veriyor vesizin bilmediklerinizi ben Allah’tan

biliyorum.” (Araf Suresi, 62)

Bu ayetin ebcedi de 1997 tarihini veri-yor. Şeddeli de 2029 tarihini veriyor.

Page 49: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

47

@www.Kurandaebcedtarihleri.com

İlmi Mercek, Mart 2010

Bakın, “Size Rabbimin risaletini, Kuran’ıtebliğ ediyorum. (Ayrıca) Size öğüt veri-yor ve sizin bilmediklerinizi benAllah’tan biliyorum. Sakınıp rahmetekavuşmanız için, içinizden sizi uyarıpkorkutacak bir adam aracılığı ile bir zikir(Kitap) gelmesine mi şaştınız?” (ArafSuresi, 62-63)

Eğer ahir zamana uyarlarsak, “sakınıprahmete kavuşmanız için, içinizden siziuyarıp korkutacak bir Mehdi (a.s.) aracılığıile bir zikir, Kuran’ın açıklanmasına mı şaş-tınız?” “Kuran’ın tebliğ edilmesine mi şaştı-nız?” anlamında yorumlayabiliriz.

“İçinizden sizi uyarıp korkutacak”cümlesi 2011’i veriyor, ebcedi. Ayetin “siziuyarıp korkutacak bir adam” kısmı da 1993tarihini veriyor. “İçinizden sizi uyarıp korku-tacak,” 2011’i veriyor, inşaAllah.

“Onu yalanladılar. Biz de onu vegemide onunla birlikte olanları kurtar-dık, ayetlerimizi yalan sayanları suda-boğduk. Çünkü onlar kör bir kavim-

di.” (Araf Suresi, 64)

“Kavminin önde gelenlerindeninkar edenler dediler ki: “Gerçektebiz seni ‘akli bir yetersizlik’ içinde

görüyoruz...”” (Araf Suresi, 66)

Yani “akli dengen yerinde değil, sendelisin” diyorlar. “... Ve doğrusu biz seninyalancılardan olduğunu sanıyoruz.”Ayrıca da “yalan söylüyorsun, söylediklerindoğru değil” diyorlar. Her devirde mutlakaPeygamberlere, Mehdilere bu tarz bir tavırkonulmuş.

Delilikle itham edilmek ve yalancılıklaitham edilmek ve dalaletle itham edilmek,mürtetlikle itham edilmek, dini değiştirmek-le itham edilmek, çıkarcılıkla itham edil-mek.

“(Hud) “Ey kavmim” dedi. “Bende‘akıl yetersizliği’ yoktur; ama ben ger-çekten alemlerin Rabbinden bir elçi-

yim” dedi. (Araf Suresi, 67)

“Benim akli dengem yerinde” diyor.“bir Mehdi’yim” diyor, inşaAllah. “SizeRabbimin risaletini,” Allah’ın hükümlerinitebliğ ediyorum. “Ben sizin için güvenilirbir öğütçüyüm.” “Size Rabbimin risale-tini tebliğ ediyorum,” ebcedi 2029 tarihi-ni veriyor.

Bakın, hep Hz. Mehdi (a.s.) devrini veri-yor ayetler. Bir şey var, tek rakam çıkıyor.Sadece Hz. Mehdi (a.s.) devrine ait ebced-ler çıkıyor. Ebced bilenler baksınlar, göre-ceklerdir, inşaAllah.

Page 50: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

www. i lmimercek .ne t

www.Kurandamehdiyet.com Allah Kuran'da İslam ahlakının yeryü-

züne hakim olacağını müjdelemiştir. İslamahlakının tüm dünyaya hakim olmasınınHz. Mehdi (a.s.) vesilesiyle, bu yüzyıldagerçekleşeceği hadislerde açıklanmıştır.Dolayısıyla İslam ahlakının hakimiyetinianlatan her ayet, Mehdiyeti anlatır.

www.AdnanOktardiyorki.comSayın Adnan Oktar diyor ki:

“Cüzi iradeyi de külli iradeyi de Allahyaratır. Bunu kabul etmeyenler, illaki ken-dilerine bir ilahlık verecekler (Allah’ı tenzihederiz). Oysa insan acizlerin acizidir.Herşeyin Yaratıcısı Allah’tır.”

Sayın Adnan Oktar’ın söylediği sözleriiçeren, röportajlardan alıntılar yapılarakhazırlanmış bu siteyi severek okuyacaksı-nız ve ayrıca sizler de beğendiğiniz güzelsözleri siteye gönderebileceksiniz.

Bu kitapta Sayın Adnan Oktar'ınçeşitli televizyon kanallarında yayınlan-mış, münafıkların özelliklerini, karakter-lerini, kendilerini gizleme yöntemlerini,din ahlakına ve Müslümanlara gerçekbakış açılarını çok detaylı şekilde ana-liz eden açıklamalarını bulacaksınız.Münafıklığın deşifre edilmesi, münafık-

lıkla yapılan ilmi mücadelenin enönemli aşamasıdır. Çünkü münafıklıkgizlilik ve sinsilik üzerine kuruludur.Gizliden gizliye faaliyet yürüttüğünüsanan münafıkane bir hareketin, mantı-ğı ve eylemleri deşifre edildiğinde hare-ket alanının tamamen ortadan kalkaca-ğı açıktır. Müslümanlar, münafıkane bir

MÜNAFIKLIKLA MÜCADELENİN ÖNEMİ

Page 51: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

49

@www.harunyahya.org

İlmi Mercek, Mart 2011

hareketle karşılaştıklarında, karşılarındaAllah'ın hor ve aşağılık kıldığı, lanetlediği,cehennem azabıyla müjdelediği bir varlık oldu-ğunu bilmelidirler. Bu kitaptaki analiz ve açık-lamaların her biri, münafık tehlikesine karşışuuru açık her Müslüman için çok kıymetli,hikmetli ve önemlidir. Ve Allah'ın izniyle "cere-yanı münafıkane"nin etkisiz hale getirilmesininvesilelerinden biri olacaktır.

Ücretsiz olarak okumak için:www.harunyahya.org sitesinde “Kitaplar”

bölümünü ziyaret edebilirsiniz.

Acrobat pdf dosyası 1,709 KByte

GİZLİ AZAPLARIN ÇÖZÜMÜ (KİTAP)İnsanların büyük çoğunluğu tüm çabalarına rağmen bir türlü gerçek anlamda mutlu-

luğu yaşayamazlar. Bunun için her yolu denerler; her seferinde yeni ideallerin peşindenkoşar, bunları elde ettiklerinde mutluluğu yakalayacaklarına inanırlar. Ne var ki bu istekve beklentilerin her biri arzu ettikleri şekilde gerçekleşse bile gerçek mutluluğu hiçbirşekilde tadamazlar. Bir yandan da iç dünyalarında yaşadıklarıbu tatminsizliği dışarıya yansıtmamaya çalışarak mutluluk taklit-leri yaparlar. Oysa içten içe gizli bir azap yaşamaktadırlar.Bunun nedenini ise bir türlü anlayamazlar. Oysa gerçek çokaçıktır. İnsan ancak imanla, Allah’a teslimiyetle, Allah sevgisiy-le, Allah korkusuyla gerçek mutluluğu yaşayabilir. İşte bu kitap-ta insanların kendilerini yaratan Rabbimiz Allah’tan uzak biryaşamda çektikleri azaplar ele alınmaktadır.

Ücretsiz olarak okumak için: www.harunyahya.org sitesinde “Kitaplar” bölümünü ziyaret edebilirsiniz.

Acrobat pdf dosyası 542 KByte

Page 52: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

www. i lmimercek .ne t

Geçtiğimiz Ocak ayı boyunca,

• www.harunyahya.org 3.128.217 kişi, • www.harunyahya.com 1.774.164 kişi,• www.harunyahya.net 786.451 kişi ve

• www.harunyahya.tv sitesi 1.897.323 kişiolmak üzere diğer tüm Harun Yahya siteleri

toplam 14.573.241 kişi tarafından ziyaret edilmiştir.

Ayrıca internet sitelerinden; 1.298.133 adet kitap, 482.582 adet seskasedi ve 1.996.716 adet film olmak üzere toplam 3.528.002 adet eser

ücretsiz olarak indirilmiş ve 1.998.327 makale ve 488.156 güncel yorum,665.254 yeni bilgi olmak üzere toplam 8.931.304 adet eser incelenmiş

ve sadece www.harunyahya.tv’den 2.010.763 adet film izlenmiştir.

Sayın Adnan Oktar her gece gerçekleştirdiği canlı yayınsohbetlerinde sizlerle buluşmaya devam ediyor ve günümüzde

yaşadığımız ahir zaman alametlerini Kuran-ı Kerim vePeygamberimiz (s.a.v.)’in hadisleri ışığında bizlere şerh ediyor.

Bu programlara www.harunyahya.tv sitesinden ücretsiz olarakulaşabilirsiniz.

BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ’NİN DİLİNDENAHİR ZAMAN (BELGESEL)

Bediüzzaman Said Nursi, yaşadığı dönem boyunca İslamdünyası ve Müslümanlar adına eşsiz hizmetlerde bulunmuş,yazdığı eserlerle tüm Müslümanlara doğru yolu bulmalarındaışık tutmuştur. Hiç şüphesiz ki bir asrın müceddidi olmuş böyle-sine büyük bir mütefekkirin Hz. İsa (a.s.) ve Hz. Mehdi (a.s.)'ın

gelişini müjdelediği sözleri de aynı şekilde Müslümanlara yol göstermekte ve doğruyubulmalarına vesile olmaktadır.

Bu belgeselde Bediüzzaman’ın Hz. İsa (a.s.) ve Hz. Mehdi (a.s.) ile ilgili sözleriincelenmektedir.

Ücretsiz olarak izlemek için: www.harunyahya.tv sitesinden “Ahir Zaman veKıyamet Alametleri” bölümünü ziyaret edebilirsiniz.

Page 53: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

51İlmi Mercek, Mart 2011

MALEZYA KONFERANSLARI

26-30 Ocak Malezya Harun Yahya konferanslarının ilki, 26 Ocak 2011'de Kubang KerianKelantan'da University Sains Malaysia'da gerçekleşti. "Darwinizmin Çöküşü veYaratıcımızın Delilleri" konulu konferansa 1000'den fazla kişi katıldı ve Harun Yahya temsil-cileri büyük bir teveccüh ile karşılandı. Konferansta dinleyiciler konuşmacılara soru yönelte-rek katılımda bulundular ve konferansın ardından takdirlerinin ifadesi olarak Harun Yahyatemsilcilerine plaket hediye ettiler. Konferansların organizasyonunu, Harun Yahya eserleriniMalezyaca yayınlayan Saba Islamic Media gerçekleştirdi.

Bu konferansta, Harun Yahya temsilcileri:

➫ 28 Ocak 2011 tarihinde Penang Uluslararası Teknoloji Üniversitesinde (Kolej TeknolojiAntarabangsa P. Pinang), "Kuran Mucizeleri" ve "Evrim Teorisinin Çöküşü" konulu konfe-ranslar verdiler.

➫ 28 Ocak 2011 tarihinde Penang Camisinde, evrim teorisinin çöküşünün ve Yaratalışdelillerinin anlatıdığı bir konferans verdiler.

➫ 29 Ocak 2011'de, Malezya Kuala Lumpur'un tanınmış mekanlarından Petra WorldTrade Center (PWTC) Konferans Merkezinde, "Evrim Teorisinin Çöküşü ve YaratılışGerçeği" konulu bir konferans verdiler. 1000 kişiden fazla dinleyicinin izlediği konferansa,önceki Malezya Başbakanı Abdullah Ahmad Badawi de katıldı ve Harun Yahya eserlerineolan desteğini ifade etti.

➫ 29 Ocak 2011'de "Evrim Teorisinin Çöküşü ve YaratılışGerçeği" konulu bir konferans verdiler ve bu konferansa da 800kadar öğrenci katıldı.

SİNGAPUR KONFERANSLARI

Harun Yahya temsilcileri, 22 Ocak 2011 tarihinde,Singapur'da, DBS Oditoryumunda, "Yaratıcımız’ınDelilleri" başlıklı, 23 Ocak 2011 tarihinde HarunYahya temsilcileri "Ahir Zaman Alametleri" konulu25 Ocak 2011 tarihinde, Singapur'da Al-JuniedAl Islamiah Medresesinde "Kuran Bilime YolGösterir" başlıklı bir konferans verdiler.

Harun Yahya konferanslarını takipetmek için www.dunyadanyankilar.cominternet sitesinden “Konferans veFuarlar” bölümünü ziyaret edebilirsiniz.

www.harunyahya.net @

Page 54: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

İMAN

HAKİKATLERİ

www. i lmimercek .ne t

O kyanuslarla ilgili bilimsel veri-ler arttıkça, deniz diplerindekizenginlikler ortaya çıkmaya

başlamıştır. Nitekim pek çok ülke denizdibi kaynaklarının işletilmesi için fizibilite

çalışmaları yapmaktadır. Ülkelerin eko-nomilerinin düzelmesinde büyük birumut kaynağı olarak görülen bu zengin-likler, Yüce Allah’ın dilemesiyle çeşitlisebeplere bağlı olarak oluşurlar.

Yeni teknolojik araştırmalar, uzun yıllar boyunca verimsiz olduğu

düşünülen okyanusların derinliklerinin birbirinden özel zenginliklere

sahip olduğunu ortaya koymuştur.

Okyanusların

derinliklerindeki bu zenginlik

kaynakları nelerdir?

Okyanuslardaki zenginliği

Yüce Allah hangi sebeplere

bağlı olarak yaratmıştır?

Page 55: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

53

@www.imanhakikatleri.net

İlmi Mercek, Mart 2011

Okyanusların DerinliklerindekiServet Karalardaki Erozyona BağlıOlarak Oluşur:

Yüce Allah yağmur suları, seller, ırmak-lar ya da rüzgarlarla karalarda birikmişolan metalik minerallerin ve kıymetli taşla-rın ayrışıp parçalanarak denizlere taşın-masını sağlar. Bu taşınma işlemi sırasındadeğerli taş ve mineraller, bazen kıtasahanlığı adı verilen nispeten daha sığsularda, bazen de derin okyanus tabanla-rında birikirler. Yüce Allah bu hazinelerikendi dilemesiyle ve miktarı belirlenmişolarak insanların hizmetine sunduğunuşöyle bildirir:

“Hiçbir şey yoktur ki, hazineleriBizim Katımızda olmasın; ancak onubelirlenmiş bir miktar olarak indiririz.”(Hicr Suresi, 21)

Sığ Sulardaki Zenginlikler:

Karalardan aşınarak okyanuslara getiri-len mineral ve değerli taşlar, kıta sahanlık-larındaki tortul katmanlarda birikir.Katmanlarda biriken bu değerli servetinyüzlercesi bilinmesine rağmen bunlardansadece birkaçı işletilebilir:

Kalay minerali olan yeryüzün-deki granit kayalardan taşınan kasi-terit Tayland ve Endonezya kıyılarındakisığlıkların tabanında bulunur.

Filipinler, Alaska ve Yeni Zelanda açık-larındaki “denizaltı ırmaklarının” yatakla-rından altın içeren kum ve çakıl çıkartılır.

Güney Amerika kıtasının Batı kıyısıaçıklarında çok büyük metalik mineraldepoları bulunmaktadır. Henüz işletilme-yen bu kaynaklar, And dağlarındaki mine-rallerin ırmaklarla Pasifik Okyanusunataşınması ile oluşmuştur.

Afrika’da Namibya açıklarında eskiOrange ırmak sisteminin deniz tabanınataşıdığı elmaslar yılda en az 250 milyondolar gelir getirmektedir.

Deniz dibindeki fosforit yatakları dakaralardan taşınan çözeltilerin kıta sahan-lığında birikmesi ile oluşur. 300 dereceKuzey ve Güney enlemleri arasındakiokyanuslarda yer alan fosforit yataklarınınHindistan gibi yoğun nüfuslu ülkelerin çev-resinde bulunması ise Yüce Allah’ınErhamürrahimin (Merhamet Edenlerin EnMerhametlisi) isminin bir tecellisidir. Çünkübeslenmek için tarıma ve tarım için de top-rağın verimli olmasına ihtiyaç vardır.Fosforit de toprakların verim-

Page 56: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

İMAN

HAKİKATLERİ

www. i lmimercek .ne t

li olması için gerekli olan gübre ihtiyacınıtam olarak karşılar. Bu gerçek bir ayetteşöyle haber verilir:

“Görmedin mi, Allah, yerdekilerive denizde onun emriyle akıp gidengemileri, sizin yararınıza verdi. Veizni olmadıkça, göğü yerin üstünedüşmekten alıkoyar. Şüphesiz Allah,insanlara karşı şefkatlidir, çok mer-hametlidir.” (Hac Suresi, 65)

OkyanusunDerinliklerindeki

Zenginlikler:

Deniz dibindeki zenginlikler sadecekıta sahanlığı içinde kalan sığ denizlerlesınırlı değildir. Derin okyanusların taban-ları da Yüce Allah’ın bahşettiği çeşitlizenginliklere sahiptir. Irmaklar küçükparçacıklar halindeki mineraller dışındabaşta manganez olmak üzere çözünmüşolan mineralleri de denize taşır. Denizdibindeki bu çözünmüş minerallerden biriçeşitli süreçler sonucunda büyüklüklerigolf topundan tenis topuna kadar deği-

şen manganez topçuklarıdır. Manganezdışında bakır, demir, kalay ve kobalt dadeniz suyunda ayrışarak çökelir.Milyonlarca yıllık süreç içinde birikir vedeniz altındaki diğer mineral zenginliklerimeydana getirir. Okyanus derinliklerin-deki bu zenginlik, Yüce Rabbimiz’inevrenin her noktasındaki hakimiyetini,ilmini ve rahmetini sergilemektedir.Evrendeki herşeyi yaratan, evrenin herköşesinde sonsuz aklını tecelli ettirenYüce Allah’tır. Allah’ın ilmiyle her yerikuşattığı Kuran’da şu şekilde bildirilmek-tedir:

“Sizin İlahınız yalnızca Allah’tırki, O’nun dışında ilah yoktur. O,ilim bakımından herşeyi kuşatmış-tır.” (Taha Suresi, 98)

Okyanusların DerinliklerindekiServet Volkanlara Bağlı OlarakOluşur

Okyanus tabanlarındaki volkanikkayalardaki çatlaklar, adeta suyu sızdı-ran banyo küvetleri gibi soğuk okyanussularını yerkabuğunun kilometrelercealtına manto tabakasına sızdırır. Bilim

Page 57: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

55

@www.imanhakikatleri.com

İlmi Mercek, Mart 2011

adamları manto tabakasına sızan bu okya-nus sularının hemen hemen dünyadakiokyanusların toplam kütlesine yakın oldu-ğunu bildirmektedirler. Bu su, yerkabuğunumeydana getiren levhalar boyunca tekrarokyanus tabanına yükseldiğinde magmatabakasından aldığı mineralleri deniz dibi-ne taşır. Bu şekilde metaller, deniz suyun-daki sülfatla tepkimeye girerek okyanustabanlarında çok metalli sülfit yataklaroluştururlar. Ya da yüksek sıcaklıktakiokyanus dibi gayzerlerinin çevresinde koyurenkli kümeler halinde birikirler. YüceAllah’ın okyanus derinliklerinde yarattığı buzenginliklerden sadece az bir kısmının var-lığı bilinmektedir.

Kızıldeniz’in kuzeyi, 2 km derinlikte 100milyon ton kapasiteye sahip çinko-bakırgümüş-altın yataklarına sahiptir.

Atlantik dibinde yaklaşık 200 metreçapında ve 40 metre yüksekliğindeki karı-şık mineral tepeleri bulunur.

Büyük Okyanusun batısında tabanın1-2 km altında karışık metal sülfitleri, kara-larda işletilen madenlerden çok daha zen-gin altın rezervlerine sahiptir.

Büyük Okyanusun batısındaki tropikalsuların derinliklerindeki 200 millik alan için-de kalın kabuklar halinde kobaltça zengindemir-manganez yatakları vardır. Bu zen-gin mineral yataklarından sadece biri dün-yadaki ihtiyacın 1/5’ini karşılar.

Allah yeryüzünde, gökyüzünde, uzayın

ve okyanusların derinliklerinde,

toprağın altında bulunan herşeyin tek

Yaratıcısı’dır. İnsanın gözünü çevirip

etrafına baktığında görebildiği ve

çıplak gözle göremediği her yerde

bulunan düzen, kanunlar, istikrarlı

gidişat tamamen Allah’a aittir.

“Şüphesiz Allah, gökleri ve yeri zeval

bulurlar diye (her an kudreti altında)

tutuyor. Andolsun, eğer zeval bulacak

olurlarsa, Kendisi’nden sonra artık

kimse onları tutamaz...” (Fatır Suresi,

41) ayetiyle bildirildiği gibi var olan

tüm sistemin düzenleyicisi ve

koruyucusu O’dur.

Page 58: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

İMAN

HAKİKATLERİ

www. i lmimercek .ne t

Okyanus Derinliklerindeki ServetCanlılara Bağlı Olarak OluşurOkyanuslardaki zenginliklerin bir

kısmı da canlıların yaşamsal faaliyetleri-ni sürdürmeleri sırasında oluşur. Bu zen-ginliklerin bir kısmı aktif gayzerler çevre-sinde yaşayan sıcakseven mikro orga-nizmalara bağlı olarak oluşur. Bu canlılarenerjilerini yüzeye çıkan metalce zenginsıvılardaki hidrojen sülfidin oksidasyo-nuyla sağlar. Bu sırada ürettikleri enzim-ler, DNA testlerinde, deterjan sanayiin-de, gıdaların uzun süre korunmasındave derin petrol kuyularından yüzeye pet-rol akışını kolaylaştırmakta kullanılır.

Okyanus derinliklerindeki diğer zen-ginlik kaynaklarından biri de istiridyelerinürettiği incidir. İstiridyeler içlerine kum,çakıl veya zarar verecek parazit organiz-malar girdiğinde bundan rahatsız olurlar.Bu gibi durumlarda bir korunma yöntemiolarak bu davetsiz misafiri izole ederlerve üzerini sedefle kaplamaya başlarlar.

İşte bu kaplama işlemi incinin oluşu-mundaki ilk aşamadır. İstiridyenin içinegiren yabancı cisimler incilerin oluşmasıiçin bir çekirdek görevi görürler. Yıllarboyunca bu çekirdek maddenin üstü incekalsiyum karbonat katmanlarının üstüste gelmesiyle kaplanır.

İstiridyenin iç derisindeki katmanlardasedefi oluşturan iki ana madde bulunur.Bir katmanda inciyi meydana getiren ve“aragonite” adı verilen, kalsiyum karbo-

nat içerikli bir mineral, diğerinde ise inci-deki bu aragonite maddesini bir aradatutacak olan uhu benzeri “conchiolin”maddesi bulunur. Aragonite yarı şeffaf birmadde olduğu için inciye parlaklıkkazandıracaktır. Bu iki maddenin istiridye(aslında beyni bile olmayan bir et parça-sı) tarafından üretiliyor olması, sonrabunların biraraya gelip bir toz tanesinikaplayarak inci gibi bir güzelliği oluştur-ması elbette ki bir mucizedir. İstiridyeninkorunma amaçlı ürettiği inci, insanlar içinestetik bir süs ve değerli bir süs eşyası-na dönüşmektedir.

Bitki görünüşüne rağmen denizlerdeyaşayan omurgasız hayvanlar olan mer-canlar da, Yüce Allah’ın denizlerdeyarattığı zenginliklerdendendir. Bu canlı-ların mineral maddelerin karışmasıylaoluşmuş boynuzsu iskeletleri kolye, ger-danlık, küpe, tesbih gibi süs eşyalarınınyapımında kullanılır. Kuşkusuz bu zen-ginlikler, Yüce Allah’ın Kerim (Keremibol, Cömert olan) isminin tecellilerindenyalnızca bazılarıdır. YüceAllah okyanusderinlik-

Page 59: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

@www.AllahVar.com

lerindeki bu zenginliklere “Denizi de sizinemrinize veren O’dur ondan taze etyemektesiniz ve giyiminizde ondansüs-eşyaları çıkarmaktasınız. Gemilerinonda (suları) yara yara akıp gittiğinigörüyorsun. (Bütün bunlar) O’nun faz-lından aramanız ve şükretmeniz için-dir.” (Nahl suresi,14) ayetiyle dikkat çek-miştir.

Okyanusların DerinliklerindekiServet Yüce Allah’ın Zülcelal-i ve’lİkram (hem büyüklük sahibi hemkerem ve ikram sahibi olan) İsmininTecellisidirDünya insanın hoşuna gidecek nimetler

ve zenginliklerle kaplıdır. Yüce Allahdenizleri de kullarının hoşnut olacağı çeşit-li nimet ve zenginliklerle süslemiştir. Bugüzellikler ve zenginlikler Rabbimizin son-suz aklının tecellileridir ve diğer tüm nimet-ler gibi O’nun sebep sanatının tecellisi ola-rak çok sayıda detaya bağlı olarak meyda-na gelmişlerdir.

Bu kusursuz güzellik, zenginlik venimetler karşısında insanın kim tarafındanyaratıldığını, kendi başına elde etmeyeasla güç yetiremeyeceği nimetleri kiminverdiğini düşünmesi gerekir. Bunları düşü-nen insanın karşısına çıkan gerçek tektir:İnsanı var eden ve asla güç yetiremeyece-ği üstün nimetleri ona bağışlayan, sonsuzkerem ve ikram sahibi olan Yüce Allah’tır.

Yüce Allah kullarına bahşettiği bu nimetle-ri bir Kuran ayetinde şöyle bildirir:

“Eğer Allah’ın nimetini saymayakalkışacak olursanız, onu bir genelle-me yaparak bile sayamazsınız.Gerçekten Allah, bağışlayandır, esir-geyendir.” (Nahl Suresi, 18)

Yukarıdaki ayette de görüldüğü gibikendisini yaratan ‘en büyük ikram sahibi’Allah’a karşı insana düşen görev şükret-mektir. Allah insana saymaya dahi gücü-nün yetmeyeceği nimetler vermiş, şükre-derek Kendisi’ne kulluk edilmesini, büyük-lenilmemesini istemiştir. Bu Allah’ın samimikullarının üzerlerinde taşıdığı ahlaktır.Onlar da dünyada gösterdikleri bu faziletlitavırlarının karşılığını ahirette daha üstü-nüyle alacaklardır.

İnsan dünya üzerinde her nereye

gözünü çevirip bakacak olsa

ihtişamlı bir yaratılış, kusursuz

sistemler ve hayret verici özellikler-

le karşılaşır. Denizlerdeki servetler

de ihtişamın yalnızca birkaç küçük

detayıdır. Yüce Allah bu detayları

insanın zevk alacağı ve fayda

sağlayacağı şekilde var etmiştir.

İlmi Mercek, Mart 2011 57

Page 60: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

YARATILIŞ

GERÇEĞİ

www. i lmimercek .ne t

Y ıldızlar galaksiler içinde yoğunmoleküler bulutlar şeklinde oluş-maya başlarlar. Yıldızın doğumu-

na vesile olan güç, çekimdir. Dev mole-küler bulutlar çökmeye başladığındaönce protoyıldızlar oluşur. Bulutlargenelde çok dağınık şekildedir. Bunedenle bir bulut içinde bazı bölgelerinyoğunluğunu tetikleyen bir etken olmaz-sa bir araya gelmezler. Araştırmacılar ilk

çöküşü tetikleyen bu faktörün oluşanbulut kütlesinin yakınındaki süpernovalarya da spiral bir galaksinin kolları içindekihareket olduğunu düşünmektedirler.Elbette bunlar yıldızların oluşumundakisebeplerdir. Ancak yıldızları da, yıldızla-rın oluşumunu sağlayan sebepleri deyaratan bilim adamlarının isimlendireme-dikleri o güç gerçekte Alemlerin RabbiYüce Allah’tır. Yüce Allah yıldızları ve

➫ Yıldızlar nasıl oluşurlar?

➫ Başlıca yıldız çeşitleri nelerdir?

➫ Yıldızların yaratılışındaki hikmetler nelerdir?

Page 61: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

59

@www.evrenmucizesi.imanisiteler.com

İlmi Mercek, Mart 2011

tüm gök cisimleriniyaratanın Zatı olduğunu

Kuran’da şöyle bildirir: “Gerçekten sizin Rabbiniz, altı

günde gökleri ve yeri yaratan, sonraarşa istiva eden Allah’tır. Gündüzü,durmaksızın kendisini kovalayangeceyle örten, Güneş’e, Ay’a ve yıldız-lara Kendi buyruğuyla baş eğdirendir.Haberiniz olsun, yaratmak da, emir de(yalnızca) O’nundur. Alemlerin Rabbiolan Allah ne yücedir.” (Araf Suresi,54)

Dev bir moleküler bulutun çekim gücüy-le çökmesi tek dev bir yıldız meydana getir-mez. Bunun yerine bulut daha küçük vedaha yoğun bölgelere ayrılır ve bunlarınher biri içine çökerek yıldız sistemleri mey-dana getirirler. Çöken bir bulut binlerce yıl-dız oluşturabilir.

Yoğun bölgeler, parçacıklar arasındakiçekim gücü dolayısıyla çöker. Devam edençöküş yoğunluğun artmasına neden olur.Sonuç olarak bulut opak hale gelir ve ter-

mal enerji bulut içinde sıkışır. Bu da ısı vebasıncın hızla artmasına neden olur.Çöken bulut artık bir protostara (protoyıl-dız) dönüşür. 15 solar kitlesindeki bir proto-yıldız, 100.000 yılda oluşurken, güneşimizgibi bir yıldız 50 milyon yılda oluşur.Yıldızların oluşumunda geçen sürenin mil-yonlarca yıl olması Yüce Allah’ın zaman-dan ve mekandan münezzeh olduğunungöstergelerinden biridir.

Yıldız Çeşitleri Yüce Allah’ınÇeşitlilik Sanatının TecellilerindendirYıldızlar nötron yıldızları ve Wolf-Rayet

yıldızları gibi farklı yıldızlardan minik kah-verengi cücelere kırmızı ve mavi süperdevlere kadar büyük bir çeşitlilik gösterir.Bu çeşitlilik Yüce Allah’ın herşeyde olduğugibi gök cisimlerinde de yarattığı çeşitliliksanatının bir göstergesidir.

Protoyıldız Bir yıldız oluşmadan önce protoyıldız

oluşur. Bir protoyıldız, dev bir molekülerbuluttan çöken gazların oluşturduğu bir top-lanmadır. Bir protoyıldız gelişimi yaklaşık

Page 62: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

YARATILIŞ

GERÇEĞİ

www. i lmimercek .ne t

100.000 yıl sürer. Zaman içinde çekimgücü ve basınç artar ve protoyıldızı içineçökmeye zorlar. Protoyıldızdan çıkan tümenerji, çekim enerjisinin neden olduğu ısı-dır. Yıldızın bu aşamasında nükler füzyonreaksiyonları henüz başlamamıştır.

T Tauri YıldızıT Tauri yıldızı, bir yıldızın ana sekans

yıldızı olmadan önceki halidir. Bu aşamaprotoyıldız aşamasının sonunda olur. Buaşamada yıldızı bir arada tutan çekimselbasınç, enerjisinin tüm kaynağıdır. T Tauriyıldızlarının, çekirdeklerinde nükleer füz-yon meydana getirecek basınç ve ısılarıyoktur, ama ana sekans yıldızlarına ben-zerler; aynı ısıdadırlar ama daha büyükoldukları için daha parlaktırlar. T Tauri yıl-dızlarında büyük güneş lekesi olabilir veçok yoğun X-ışını alevleri ve çok güçlü yıl-dız rüzgarları vardır. Yıldızlar T Tauri aşa-masında yaklaşık 100 milyon yıl kalır.

Ana Sekans YıldızıGalaksimizdeki ve hatta evrenimizdeki

tüm yıldızların çoğunluğu ana sekans yıl-dızlarıdır. Güneş, bir ana sekans yıldızı-dır. Aynı şekilde en yakın komşularımızSirius ve Alpha Centauri de böyledir. Anasekans yıldızlarının boyutu, kitlesi ve par-laklığı değişebilir ama hepsi aynı şeyiyapar: Çekirdeklerindeki hidrojeni helyu-ma dönüştürerek bu sayede dev miktar-larda enerji açığa çıkarırlar.

Kırmızı Dev YıldızBir yıldız çekirdeğindeki hidrojeni tüketti-

ğinde, füzyon durur ve yıldız artık iç basın-ca karşı dış basınç üretmez. Çekirdek etra-fındaki hidrojen kabuğu yıldızın yaşamınınsürmesini sağlar ama boyutunun da büyü-mesine neden olur. Yaşlanan yıldız kırmızıbir dev yıldız olmuştur ve ana sekans aşa-masındaki boyutunun 100 katı boyuta ulaş-mıştır. Hidrojen yakıtı kullanıldığında, füz-yon reaksiyonları içinde daha ileri helyumve daha ağır elementler tüketilebilir. Bir yıl-dızın kırmızı dev aşaması, yakıtı tamamenbitene kadar sadece birkaç yüz yıl sürer vedaha sonra yıldız beyaz cüce halini alır.

Hz. İsa (a.s.) veHz. Mehdi (a.s.)’ın ÇıkışınıMüjdeyen Yıldız: Lulin

Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in “Vaad edilenMehdi’nin zuhur mukaddimeleri olan Abbasi Melik Horasan’a

vardığı zaman, ŞARK TARAFINDA İKİ DİŞLİ (1) MÜNEVVER (2) BİR BOYNUZ(3) ÇIKAR.” hadisinde ahir zamanda gelmesi beklenen Hz. Mehdi (a.s.)’ın çıkış

alameti olarak belirttiği ve İmam-ı Rabbani’nin de detaylı olarak tefsir ettiği    “ikidişli münevver (aydınlatıcı) bir boynuz çıkar” ifadesi 24 Şubat 2009 yılında

Dünya’ya en yakın noktadan geçen Lulin kuyruklu yıldızına işaret etmektedir.Hadisteki ifadelerin hepsinin Lulin kuyruklu yıldızının özellikleriyle birebir uyum

içinde olması çok büyük bir mucizedir ve Hz. Mehdi (a.s.)’ın gelişini bekleyenbütün müminler için de çok büyük bir müjdedir.

Page 63: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

61

@www.evreninyaratilisi.com

İlmi Mercek, Mart 2011

Beyaz Cüce YıldızıBir yıldız çekirdeğindeki hidrojen yakıtı-

nı tamamen tükettiğinde, daha yüksek ele-mentleri füzyon reaksiyonuna sokacak kit-leye sahip olmadığında beyaz cüce olur.Füzyon reaksiyonundan kaynaklanan dışyönlü basınç durur ve yıldız kendi çekimgücü altında içeri doğru çökmeye başlar.Beyaz bir yıldız bir zamanlar sıcak bir yıl-dız olduğundan parlaktır ama artık bir füz-yon reaksiyonu yoktur. Bir beyaz cüce,evrenin ısısı dolayısıyla bir seviyeye kadarsoğur. Ama bu süreç milyarlarca yıl sürdü-ğünden beyaz cüceler henüz pek soğu-mamışlardır.

Kırmızı Cüce YıldızıKırmızı cüce yıldızları evrende en sık

bulunan yıldızlardır. Bunlar ana sekans yıl-dızlarıdır, ama Güneşimiz gibi yıldızlardançok daha soğukturlar. Başka bir avantajla-rı daha vardır. Kırmızı cüceler hidrojenyakıt karışımını çekirdeklerinde tutabilirlerböylece yakıtlarını diğer yıldızlardan dahafazla kullanabilirler. Astronomlara göre

bazı kırmızı cüce yıldızları 10 trilyon yılyanacaktır. En küçük kırmızı cücelerGüneş’in kütlesinden 0.075 kat dahabüyük ve kütleleri de Güneş’in yarısıkadardır.

Nötron YıldızlarıEğer bir yıldızın kütlesi Güneş’in kütle-

sinden 1.35 - 2.1 kat daha fazlaysa, öldü-ğünde beyaz cüce olmaz. Bunun yerinedev bir süpernova patlaması olur ve kalançekirdek bir nötron yıldızı haline gelir.İsminden de anlaşılabileceği gibi, bir nöt-ron yıldızı tamamen nötronlardan oluşanilginç bir yıldızdır. Nötron yıldızının yoğunçekimi protonları ve elektronları birbirineçarpıştırarak nötron oluşturur. Eğer yıldız-lar daha da büyük olsa, süpernova gazıbittikten sonra nötron yıldızları yerine karadelikler olur.

Süper Dev Yıldızlar Evredenki en büyük yıldızlar süper dev

yıldızlardır. Bunlar, Güneş’in kütlesindenkat kat büyük kütleye sahiptirler. Güneş

Page 64: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

YARATILIŞ

GERÇEĞİ

www. i lmimercek .ne t

gibi nispeten kararlı yıldızların aksinesüper devler hidrojen yakıtını çok yüksekhızlarda tüketir ve çekirdeklerindeki tümyakıtı birkaç milyon yılda bitirirler. Süperdev yıldızlar hızlı ama kısa yaşarlar.Süpernova olarak patlar ve bu süreçtekendilerini yok ederler.

Görüldüğü gibi yıldızların oluşumusırasında yaydıkları muazzam enerji, olu-şumları için geçen süre, büyüklükleri,renkleri, ısıları ve birbirinden farklı çeşitle-ri bu makro dünyadaki Allah’ın yaratma-sındaki üstün akıl, sanat ve kudreti bir kezdaha gösterir. Yıldız örneğinde olduğugibi Allah’ın bu örneksiz sanatındaki sırla-rı anlayabilmek için karşımızdaki bütün bueserlerde O’nun ihtişamlı gücünü görmekve takdir etmek gerekmektedir. Bu davra-nışın önemi bir ayette şöyle bildirilmiştir:

“De ki: “Yeryüzünde gezip dola-şın da, böylelikle yaratmaya nasılbaşladığına bir bakın, sonra Allahahiret yaratmasını (veya son yarat-mayı) da inşa edip yaratacaktır.Şüphesiz Allah, herşeye güç yetiren-dir.” (Ankebut Suresi, 20)

Yıldızların YaratılışındaHikmetler VardırYüce Allah insanın yaşadığı her an

hoşnut olabilmesi, her an Allah’a şükre-

dici bir tavır ile Zatı’nın yüceliğini takdiretmesi ve O’na kalpten teslim olması içinher şeyi hikmetle yaratır. Yıldızlar daYüce Rabbimiz’in hikmetle yarattığı gökcisimleridir. Rabbimiz yıldızları gökyü-zünde hem bir güzellik ve fayda olarakyaratmış, hem de bazı önemli olaylaraait işaretleri yıldızlarla bildirmiştir(Doğrusunu Allah bilir).

Yön Bulmak İçinKullanılan YıldızlarYıldızların gökyüzünde birbirlerine

göre pozisyonu asla değişmez. Bu ger-çek Kuran’da “Hayır, yıldızların yer(mevki)lerine yemin ederim.” (VakıaSuresi, 75) ayetiyle haber verilir. Hareketettiklerinin zannedilmesinin tek sebebiDünya’nın dönmesidir. Ancak sadecetek bir yıldız yerini hiç değiştirmez. Buyıldız kutup ya da kuzey yıldızıdır.Dünya’nın kuzey kutbunun tam dikeydoğrultusunda kuzey kutbundan 1°denaz bir mevkide yer alan, beyazımsı sarı,parlak bir yıldız olan kutup yıldızı, kuzeyyarımküredeki herhangi bir noktadanbakıldığında sabit olarak kuzeyi gösterdi-ği için, kara, deniz ve hava seyrinde çokbüyük önem taşır. Kutup yıldızı,Dünya’nın ekseni ile hemen hemen aynı

Page 65: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

63

@www.kurandayaratilis.com

İlmi Mercek, Mart 2011

doğrultuda olduğundan, diğergök cisimlerinin aksine günboyunca yer değiştirmez ve hepkuzeyi gösterir. Rabbimiz yıldızlarınyön buldurma özelliğine “O, karanınve denizin karanlıklarından yolunu-zu bulmanız için size yıldızları varedendir. Bilebilen bir topluluk için Bizayetleri birer birer (bölüm bölüm) açık-ladık.” (En’am Suresi, 97) ayetiyle dikkatçeker.

Kutup yıldızı sadece kuzey yarıküreden görünür,güney yarıküreden görünmez. Öte yandan, güneyi gösterenparlak bir güney Kutup yıldızı da bulunmamaktadır. Ancak Güney Haçı yıldızı, güneyyarıkürede bulunanlara güney yönünü yaklaşık olarak göstermektedir.

Geceleri gökyüzünde sayısız küçük ışıklar şeklinde görünen yıldızlarmikro ve makro alemleri yaratan Yüce Rabbimiz’in kusursuz yaratış

delillerindendir. Bize en yakın ve tanıdık yıldız olan Güneş’in yer aldığıSamanyolu Galaksisi’nde yüz milyar civarında yıldızın olduğunu düşünür-sek, kainat içinde yüz milyarlarca galaksi içinde yüz milyarlarca yıldızın

yer aldığını kavrayabiliriz. Kainatta yer alan yıldızlar sayıca fazla olduklarıgibi çeşit ve karakter olarak da oldukça zengindirler. Parlaklıkları zamanladeğişenler, yüksek enerji seviyelerinde ışıma yapanlar, saniyede onlarcakez kendi ekseni etrafında dönenler, çevresinde gezegen sistemi olanlar

ve çoklu sistemler bu yıldız çeşitlerinden bazılarıdır.

Göğün süsü: Yıldızlar

Şüphesiz Biz dünya göğünü ‘çekici bir süsle’, yıldızlarla süsleyip-donattık. (SaffatSuresi, 6) ayetinde haber verildiği gibi gökteki yıldızlar Yüce Allah’ın Müzeyyinisminin tecellisi olarak karanlık bir gecede göğü süslerler. Bu Rabbimizin kullarınasunduğu bir lütuf, ikram ve güzelliktir.

Page 66: İlmi Mercek Dergisi'nin Mart 2011 sayısı

YARATILIŞ

GERÇEĞİ

www. i lmimercek .ne t

Göktaşları Fırlatan NemesisYıldızı, KıyametinKopmasına Vesile OlacakGök Cismi Olabilir

ABD’li bilim adamları David Raup veJack Sepkoski Jüpiter’in beş katı büyüklü-ğünde kahverengi dev bir yıldız olanNemesis adlı yıldızı keşfetmişlerdir. Bu yıl-dız ışık yaymaz, ama yaydığı ultraviyoledenvarlığı anlaşılır. O yüzden yerinin tespit edi-lebilmesi çok güç hatta imkânsızdır. Bu türkahverengi cüceler güçsüz, sönük ve küçükyıldızlar olmalarına rağmen çekirdeklerin-deki nükleer füzyon patlamaları yüzündenuzaya göktaşı fırlatabilirler. Bu yıldız GüneşSistemimize oldukça yaklaşmıştır ve adetaDünya’nın etrafında dolaşmaktadır.

Nemesis’in daha önce fırlattığı göktaşlarıDünya’da büyük iklim değişikliklerine veDünya’nın buzul çağına girmesine vesileolmuştur. Nemesis’in fırlattığı küçük bir gök-taşı bile yeryüzünde milyarlarca canlının yokolmasına sebep olmuştur. Dinozorların nesli-nin sonunu da bu yıldızın hazırladığı düşü-nülmektedir. (Doğrusunu Allah bilir)

“Nemesis Dünya’nınCelladıdır”

Sayın Adnan Oktar   14 Eylül 2010 tarihliHarun Yahya TV röportajında bu yıldızınDünya’nın sonunu nasıl hazırlayabileceğinişöyle anlatmıştır: 

ADNAN OKTAR: Nemesis adlı yıldızkuyruklu yıldızları Güneş sistemine çekiyor,dolayısıyla Dünya’ya yaklaştırıyor. 

OKTAR BABUNA: Evet Hocam. Nemesishakkında bilinmeyen bir gerçek de nasıloluştuğu. Kansas Üniversitesi FizikProfesörü Adrian Melot, “Böyle bir yıldızınnasıl oluşabileceği konusunda hiçbir fikri-miz yok.” diyor Hocam. 

ADNAN OKTAR: “Böyle bir yıldızın nasıloluşabileceği konusunda hiçbir fikrimizyok”. Ama birdenbire bununla karşılaştılarbilim adamları. Evet. 

OKTAR BABUNA: Siz daha iyi bilirsinizinşaAllah, bu yörüngesinin değişmesi dola-yısıyla da nasıl tedbir alınabileceği bilinmi-yor Hocam. 

ADNAN OKTAR: Şimdi görünen o ki,Hicri 1545 yani 2120 gibi, Nemesis ani biryer değişikliği yapacak. Bilim adamlarıbilimde çok ilerlemiş olmalarına rağmenyani göktaşlarının yörüngelerini tespit etmeimkanları olmasına rağmen, Nemesis’in; aniyer değiştirme, kuyruklu yıldızların yörün-gesini değiştirme ve içindeki yapı dolayısıy-la aniden göktaşı fırlatma gücüne sahipolması nedeniyle Dünya’ya büyük bir gök-taşı fırlatacağı anlaşılıyor. Aniden. VeDünya’yı vuracağını anlıyoruz ve ikinci birgöktaşı daha fırlatacağını anlıyoruz. ÇünküKuran’da ikinci bir çarpmadan bahsediliyor.Bu, tek bir göktaşının vurup Dünya’ya delipgeçip spin atıp yeniden vurmasıyla da ola-bilir; ayrıca ikinci bir göktaşı fırlatmasıylada olabilir. Ama muhtemelen spin atacakyani dönüp bir daha Dünya’ya vuracak veDünya’nın dönüş istikametini tersine çevire-cek. Ve Güneş böylece batıdan doğacak.Evet. Ve o arada da yoğunlaşan bu göktaş-larının da yağmur gibi Dünya’ya yağacağınıanlıyoruz, yapının değişmesinden dolayı.İnşaAllah.