1
22 CUMA 1 Şubat 2013 İdeal toplum, eskinin işe yaramayan hurafelerini atmalı, ileri görüşlü nesiller yetiştirmelidir Ev alınca kurban kesmek doğru mu? Bir araba veya ev alınca, kaza ve belalardan korunmak için Allah adına kurban kesmek yanlış bir uygulama mı? T.A. Araba veya ev için değil, Allah adına, Allah’a şükretmek için kurban kesebilirsin. Mezar taşımanın sakıncası var mı? Bazen mezarları bulunduğu yerden başka bir yere naklediyorlar. Bu caiz midir? S.K. Bunun herhangi bir sakıncası yoktur. Hastanın başında Kuran okunur mu? Hasta olan bir kişinin başında bütün tıbbi önlemler alındıktan sonra şifa için Kuran okumak doğru mudur? O.C. Kuran, Allah için okunur, hasta için değil. Kuran, biyolojik hastalıkların değil gönüllerin şifasıdır. Cenaze, yakınları için bekletilir mi? Yakınlarının gelmesi için cenazeyi bekletmek dinen doğru mu? B.V. Bekletilebilir ama cenazeyi bir geceden fazla bekletmemek gerekir. DİN T.C. ESKİŞEHİR 3. SULH HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO: 2012/1977 Davacı Hazine vekili Av.Nalan Esendemir tarafından Eskişehir 1.Sulh Hukuk Mahkemesine ait 22.05.2012 tarih ve 2011/952 Esas, 2012/913 Karar sayılı ilamında muris Makbule ŞENBAL'ın eşi Ka- zim ŞENBAL'ın hissesine düsen 9600 payının mahlül bırakıldığını bu hissenin Devlete kalacağından murisin eşi Kazim ŞENBAL'ın mirasçısının Devlet olduğunu gösterir veraset ilamının verilmesine iliş- kin açılan davanın verilen tensip kararı gereğince ; Eskişehir ili, Mahmudiye ilçesi, Tokathan Köyü, C:13, H:16'da nüfusa kayıtlı Celal ve Emine'den ol- ma, 01.07.1911 doğumlu KAZİM ŞENBAL'ın 15.10.1972 tarihinde dul ve çocuksuz olarak vefat etti- ği, tüm aramalara rağmen murisin mirasçılarına ulaşılamadığından TMK. nun 594. maddesi gereğin- ce bir ay ara ile iki ilanın yapılarak ve son ilanın yapıldığı tarihten itibaren murisin mirasçısı olduğunu iddia edenlerin ( 1 ) BİR YIL içerisinde mirasçı sıfatıyla mahkememize müracaatları, belirtilen sürede kimsenin başvurmaması ve mirasçı tespit edilememesi halinde miras sebebiyle istihkak davası açma hakkı saklı kalmak üzere mirasın Devlete kalacağı hususi İLAN olunur. Basın: 82197 www.bik.gov.tr Resmi ilanlar www.ilan.gov.tr’de T.C. BERGAMA 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ DOSYA NO: 2011/352 Talimat 02/01/2013 tarihinde HABERTÜRK gazetesinde yayınlanan müdürlüğümüz yukarıda talimat numarası yazılı bulunan icra takip dosyasında İzmir ili Bergama ilçesi Karahıdırlı köyü Mezarönü Tepe Dibi mev- kii 326 parsel sayılı tam hisseli tarla vasfındaki taşınmazın satış ilanında gayrimenkulün değeri 91.495,25 TL olarak yazılmışsa da sözkonusu gayrimenkulün değeri Bergama İcra Hukuk Mahkemesinin 01/03/2012 tarih 2012/62 Karar, 2011/317 Esas sayılı kararı ile 68.600,00 TL olarak yeniden değer- lendirilmiş olup, gayrimenkulün değerinin 68,600,00 olarak düzeltildiği ilan olunur. 24.01.2013 Basın: 5923 www.bik.gov.tr Resmi ilanlar www.ilan.gov.tr’de Dinler, yenilik için gelmiştir TİYATRO sanatçısı Celil Yağız, camilerde görevli din adamlarına fonetik, diksiyon ve şan dersi vermeye başladı. İlgi gören kurslara, çok sayıda din görevlisi katıldı. Yağız, “Ben tiyatro sanatçısıyım, aynı zamanda fonetik ve diksiyon hocasıyım. Düzce’de ilk kez böyle bir ders uygulamasına geçtik. Amaç yüzyıllardır devam eden ve bu güne ulaşan en güzel çağrıyı, ezanı, Kuran’ı ve de mevlidi en güzel bir şekilde icra etme meselesidir” dedi. İHA DİN GÖREVLİLERİNE ŞAN DERSİ VERDİ Tiyatro sanatçısı Celil Yağız tarafından verilen fonetik, diksiyon ve şan dersine, din adamlarının ilgisi yoğun oldu. Y ENİ düşünce, ilke, hikmetlere intibak edemeyen toplumlar, hayatlarını kaybedecek, yerine bu yeniliğe ve değişime ayak uyduracak toplum gelecektir. Bu durum yüce Allah’ın koyduğu sosyolojik ve siyasi kanundur. Bakın yüce Allah bu kanunu nasıl ifade etmektedir “İşte, onlar kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Eğer kâfirler bunları inkâr ederlerse, şüphesiz, yerlerine bunları inkâr etmeyecek bir toplumu getiririz.” (Enam, 89) Ayete dikkatle bakılınca, yüce Allah insanlara üç yeni şey vermektedir: Kitap, sağlam muhakeme, damıtılmış bilgi olan hikmet ve peygamber. Bunların üçü de yenidir. Bu üç yeni şeyi yüce Allah niye veriyor? Yaşadıkları yanlış hayatı değiştirmek, köklü bir değişimle hayatlarının akışını doğru yönlere götürmek için. Bu yeni ilkelere, hü küm lere, bil gi lereayak uy durup ge rek li de ği şi m i ya pama yan top lumu yü ceAl lah de ğiş ti re ce ği ni söy le - mek te dir . Ayet ten öy lean lı yo ruz ki, ge rek li olan de ği şi mi yap ma- yan yö ne t i cileriyü ce Al lah ora da tut ma y ıp ik ti da rı bu de ği şi mi ya- pan la ra verecektir. Bu kanunu dünya çapında düşünürsek şöyle bir çıkarım yapabiliriz: Dünya toplumlarından dünyaya akıl veren, bir bakı ma dün ya yı yö ne- ten le rin kim ler ol du ğu na ba kar- sak şu ger çe ği gö rü rüz. Bir za- man lar dün ya ya hük me den lerin elin de kio güç git miş, o gü cü şim di l er debaş ka ları kul lan mak- ta dır. Ta rih bu tip ik tidar gü cü- nün de ği şimleriy ledo lu du r. Ye ni bir şey üret meyen; iyi den, ge liş- me den ya nade ğişim ya pa ma yan top lumların, dün ya in san lığı na ve recek akıl ları, dü şün ce leri yok- tur. Yü ce Al lah on ların ik tidarı nı alıp bu de ği şi mi ya pa bile cek olan la ra ver miş, ve ri yor ve ve re- cek tir. İş te ayet, bu ik tidarde ği- şi mi niyü ce Al la h ’ ın yap tı ğı nı ve ya pa ca ğı nısöy lüyor. Kendini yenilemeyen, yenilemek için kendini değiştirmeyen yönetici toplumlar orada oturamazlar. Ayetteki kitap, hikmet ve peygamberlik müesseseleri hep yeni şeylere ve değişime yöneliktir. Bütün ilahi kitaplar, yenilik ve değişim için gelmiştir. Peygamberler de bu yenilikleri ve değişimi hayata geçirmek için görevlendirilmişlerdir. “Müslüman’ım” demekle iş bitmiyor. Müslüman ülkeleri şimdilerde kimler yönetiyor, kimler ateşe veriyor, kimler kavga ettiriyor ve kimler eziyor? “Müslüman’ım” diyen ülkeler mezhep kavgalarının içinde bocalarken, o mezhep duvarları içinde zihinlerini hapsederken dünyayı kimler yönetiyor? Mezheplerin zin ci ri ni kı ra ma- yan, ye ni dü şün ce ler üre teme- yen, tak litçi li ğin ba ta ğın dade be - le nen söz de Müs lüman ların ka- nı nıkim ler içi yor? Müs lü man lar ken dileri ni ye ni leseler di, ge rek li de ğişi mi ya pa bil se ler di , şim di dün ya yı on laryö ne te cek ti. Olum lu ma nadade ği şim ol ma sı ge re kir ken, olum suz ma na daola- cak de ği şim de ila hi ce zaola rak de ğişim ola cak tır. Bir za man lar dün ya yı ida re eden lerin, bu ik ti - dar ları nı kay bedip baş ka ları nın ege men li ğial tına gir me leri onlar için bir azap değil de nedir? “Yalnız Rabb’indir kendi kendine yeterli, sınırsız merhamet sahibi. O, dilerse sizin varlığınıza son verir ve daha sonra dilediğini sizin yerinize geçirir, tıpkı sizi başka insanların soyundan var ettiği gibi.” (Enam, 133) Se bep le- ri, di na mik- le ri Enam Su re si89. ayet teve Rad 11 ile En fâl 53’te ve ri len de- ği şi min kar şı ko- nu la maz ol duğuda şu ayet te ve ril mek te dir. “Si ze va atedilen mutlaka gelecektir. Siz bunu önleyemezsiniz.” (Enam, 134) Yüce Allah, gereken yeniliği ve değişimi gerçekleştiremeyen toplumlardan iktidarı alma konusundaki değişimi durdurmanın imkânsız olduğunu söylemektedir. İdeal toplum, olduğu seviyede kalmak, dünya insanlığına akıl vermek, hatta yönetmek istiyorsa kendini siyaset, bilim, teknoloji ve özellikle din anlayışı bakımından yenilemelidir. Değişime ayak uydurmalıdır. Dünyaya bilmediklerini öğretecek bilgide yenilenmeli ve üniversitelerini çalıştırmalıdır. Bunlar, eğitimin işidir. Dünyanın problemlerine yeni çözümler getirecek, eskinin işe yaramayan hurafelerini çıkarıp atacak, zihnindeki yeni fikirlerle hurafelerin kafasını ezecek aydın, ileri görüşlü nesiller yetiştirmelidir. Aksi takdirde köhne düşünceler, hurafeler vampir gibi modern toplumun siyasi ve bilimsel kanını emecek ve çöküşünü, ölümünü getirecektir. İdeal toplumun yöneticileri, özellikle üniversiteleri, giderek halkı değişimi önleyen, değişimin azılı, amansız düşmanı olan taklitle mücadele verirler. Eğitim sisteminin uygulayıcısı olan ilim adamları ile din âlimleri öğrencilerine, halkına geçmişi “Tanrı” haline getirmemeleri için devamlı yeniliğin ve olumlu değişimin aşısını yapmalıdırlar. Öğrencilerin ve halkın özgürce dü şü nüp sor gu laya bil m e leri için ne var sa se fer beret me lidirler. Tak lit öy lesi ne bir ca na var dır ki avı nıbü tü nüile par ça lamadan yu tar. He le Müs lü man ölü leri tak lit edi yor sa, bir da ha ay rıl ma- ma ca sı naonun ku luol mak tadır. Tak lit, ye ni yi, de ği şi mi ya ka la dı - ğın daon ları sa vunan ların ölü- mü ne bi legi der. Tak lit ba tak lığı na dü şen ni- ce mez hep men- sup ları, kar şı mez hep te ki le ri öl dür müş tür. Ölü le ri tak lit ede rek Tan- rı laş tı ran lar, ölü lerin di- ri leriölü yap ma ları is te ği ni yerine getirirler. İdeal toplumun üniversiteleri, öğrencilerin beynine şu ayetleri yazmalı, kazımalıdırlar. “Onlar bir topluluktu, gelip geçtiler. Onların kazandıkları kendilerine, sizin kazandıklarınız da size aittir. Siz onların yaptıklarından sorguya çekilmeyeceksiniz.” (Bakara, 134, 141) Ayete ufki olarak bakınca şu gerçeği görebiliriz: Her neslin kendisinin ayrı, farklı bir kazancı olmalıdır. Bu kazanç ekonomik kazançtan öte kültürel, düşünsel, bilimsel ve eylemsel kazançlardır. Ne ölü, önceleri kazandığından sana verebilir, ne de sen ona verebilirsin. Herkesin kazancı kendine olduğuna göre, başkasının kazancı ile hayatını yaşayamazsın. İdeal toplumun halkı dilenci olamaz. Belki para dilenebilirsin ama akıl, düşünce, kültür, bilim, sanat dilenemezsin. Bunları ya üretirsin ya da üretenlerin kölesi olursun. Üçüncü bir yol yoktur. Yeni bir şey üretmeyen, iyiden yana değişim yapamayan toplumların dünya insanlığına verecek akılları yoktur. Bütün ilahi kitaplar değişim ve yenilik için gelmiş, peygamberler de bu yenilikleri hayata geçirmek için görevlendi- rilmişlerdir Tiyatro sanatçısı Celil Yağız tarafından verilen fonetik, diksiyon ve şan dersine, din adamlarının ilgisi yoğun oldu.

CUMA 1 Şubat 2013 DİNim.haberturk.com/images/others/2013/02/01/htgzt_20130201... · 2013-02-01 · diksiyon ve şan dersine, din adamlarının ilgisi yoğun oldu. YENİ düşünce,

  • Upload
    others

  • View
    2

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

  • 22 CUMA 1 Şubat 2013

    İdeal toplum, eskinin işe yaramayan hurafeleriniatmalı, ileri görüşlü nesiller yetiştirmelidir

    Ev alınca kurbankesmek doğru mu?�� Bir araba veya ev alınca,

    kaza ve belalardan korunmakiçin Allah adına kurbankesmek yanlış bir uygulama mı? T.A.

    Araba veya ev için değil, Allah adına, Allah’aşükretmek için kurbankesebilirsin.

    Mezar taşımanınsakıncası var mı?�� Bazen mezarları

    bulunduğu yerden başka biryere naklediyorlar. Bu caizmidir? S.K.

    Bunun herhangi birsakıncası yoktur.

    Hastanın başındaKuran okunur mu?�� Hasta olan bir kişinin

    başında bütün tıbbi önlemleralındıktan sonra şifa içinKuran okumak doğru mudur? O.C.

    Kuran, Allah için okunur,hasta için değil. Kuran,biyolojik hastalıkların değilgönüllerin şifasıdır.

    Cenaze, yakınlarıiçin bekletilir mi?�� Yakınlarının gelmesi için

    cenazeyi bekletmek dinendoğru mu? B.V.

    Bekletilebilir ama cenazeyibir geceden fazla bekletmemekgerekir.

    DİN

    T.C. ESKİŞEHİR 3. SULH HUKUK MAHKEMESİESAS NO: 2012/1977Davacı Hazine vekili Av.Nalan Esendemir tarafından Eskişehir 1.Sulh Hukuk Mahkemesine ait22.05.2012 tarih ve 2011/952 Esas, 2012/913 Karar sayılı ilamında muris Makbule ŞENBAL'ın eşi Ka-zim ŞENBAL'ın hissesine düsen 9600 payının mahlül bırakıldığını bu hissenin Devlete kalacağındanmurisin eşi Kazim ŞENBAL'ın mirasçısının Devlet olduğunu gösterir veraset ilamının verilmesine iliş-kin açılan davanın verilen tensip kararı gereğince ;Eskişehir ili, Mahmudiye ilçesi, Tokathan Köyü, C:13, H:16'da nüfusa kayıtlı Celal ve Emine'den ol-ma, 01.07.1911 doğumlu KAZİM ŞENBAL'ın 15.10.1972 tarihinde dul ve çocuksuz olarak vefat etti-ği, tüm aramalara rağmen murisin mirasçılarına ulaşılamadığından TMK. nun 594. maddesi gereğin-ce bir ay ara ile iki ilanın yapılarak ve son ilanın yapıldığı tarihten itibaren murisin mirasçısı olduğunuiddia edenlerin ( 1 ) BİR YIL içerisinde mirasçı sıfatıyla mahkememize müracaatları, belirtilen süredekimsenin başvurmaması ve mirasçı tespit edilememesi halinde miras sebebiyle istihkak davası açmahakkı saklı kalmak üzere mirasın Devlete kalacağı hususi İLAN olunur.

    Basın: 82197 www.bik.gov.trResmi ilanlar www.ilan.gov.tr’de

    T.C. BERGAMA 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜDOSYA NO: 2011/352 Talimat02/01/2013 tarihinde HABERTÜRK gazetesinde yayınlanan müdürlüğümüz yukarıda talimat numarasıyazılı bulunan icra takip dosyasında İzmir ili Bergama ilçesi Karahıdırlı köyü Mezarönü Tepe Dibi mev-kii 326 parsel sayılı tam hisseli tarla vasfındaki taşınmazın satış ilanında gayrimenkulün değeri 91.495,25TL olarak yazılmışsa da sözkonusu gayrimenkulün değeri Bergama İcra Hukuk Mahkemesinin01/03/2012 tarih 2012/62 Karar, 2011/317 Esas sayılı kararı ile 68.600,00 TL olarak yeniden değer-lendirilmiş olup, gayrimenkulün değerinin 68,600,00 olarak düzeltildiği ilan olunur. 24.01.2013

    Basın: 5923 www.bik.gov.trResmi ilanlar www.ilan.gov.tr’de

    Dinler, yenilik için gelmiştir

    TİYATRO sanatçısı CelilYağız, camilerde görevli dinadamlarına fonetik, diksiyonve şan dersi vermeye başladı.İlgi gören kurslara, çok sayıdadin görevlisi katıldı. Yağız,“Ben tiyatro sanatçısıyım,aynı zamanda fonetik ve

    diksiyon hocasıyım. Düzce’deilk kez böyle bir dersuygulamasına geçtik. Amaçyüzyıllardır devam eden ve bugüne ulaşan en güzel çağrıyı,ezanı, Kuran’ı ve de mevlidien güzel bir şekilde icra etmemeselesidir” dedi. � İHA

    DİN GÖREVLİLERİNEŞAN DERSİ VERDİ

    Tiyatro sanatçısı Celil Yağıztarafından verilen fonetik,diksiyon ve şan dersine, dinadamlarının ilgisi yoğun oldu.

    YENİ düşünce, ilke,hikmetlere intibakedemeyen toplumlar,hayatlarını kaybedecek, yerinebu yeniliğe ve değişime ayakuyduracak toplum gelecektir. Budurum yüce Allah’ın koyduğusosyolojik ve siyasi kanundur.Bakın yüce Allah bu kanununasıl ifade etmektedir

    “İşte, onlar kendilerinekitap, hikmet ve peygamberlikverdiğimiz kimselerdir. Eğerkâfirler bunları inkâr ederlerse,şüphesiz, yerlerine bunlarıinkâr etmeyecek bir toplumugetiririz.” (Enam, 89)

    Ayete dikkatle bakılınca,yüce Allah insanlara üç yeni şeyvermektedir: Kitap, sağlammuhakeme, damıtılmış bilgi olanhikmet ve peygamber. Bunlarınüçü de yenidir. Bu üç yeni şeyiyüce Allah niye veriyor?Yaşadıkları yanlış hayatıdeğiştirmek, köklü bir değişimlehayatlarının akışını doğruyönlere götürmek için.

    Bu yeni ilkelere, hü küm le re,bil gi le re ayak uy du rup ge rek lide ği şi mi ya pa ma yan top lu muyü ce Al lah de ğiş ti re ce ği ni söy le -mek te dir. Ayet ten öy le an lı yo ruzki, ge rek li olan de ği şi mi yap ma -yan yö ne ti ci le ri yü ce Al lah ora datut ma yıp ik ti da rı bu de ği şi mi ya -pan la ra verecektir.

    Bu kanunu dünya çapındadüşünürsek şöyle bir çıkarımyapabiliriz: Dünyatoplumlarından dünyaya akılveren, bir bakı ma dün ya yı yö ne -ten le rin kim ler ol du ğu na ba kar -sak şu ger çe ği gö rü rüz. Bir za -man lar dün ya ya hük me den le rinelin de ki o güç git miş, o gü cüşim di ler de baş ka la rı kul lan mak -ta dır. Ta rih bu tip ik ti dar gü cü -nün de ği şim le riy le do lu dur. Ye nibir şey üret me yen; iyi den, ge liş -me den ya na de ği şim ya pa ma yantop lum la rın, dün ya in san lı ğı nave re cek akıl la rı, dü şün ce le ri yok -tur. Yü ce Al lah on la rın ik ti da rı nıalıp bu de ği şi mi ya pa bi le cekolan la ra ver miş, ve ri yor ve ve re -cek tir. İş te ayet, bu ik ti dar de ği -şi mi ni yü ce Al la h’ ın yap tı ğı nı veya pa ca ğı nı söy lü yor.

    Kendini yenilemeyen,yenilemek için kendinideğiştirmeyen yönetici toplumlarorada oturamazlar. Ayettekikitap, hikmet ve peygamberlikmüesseseleri hep yeni şeylere vedeğişime yöneliktir. Bütün ilahikitaplar, yenilik ve değişim içingelmiştir. Peygamberler de buyenilikleri ve değişimi hayatageçirmek içingörevlendirilmişlerdir.“Müslüman’ım” demekle işbitmiyor. Müslüman ülkeleri

    şimdilerde kimler yönetiyor,kimler ateşe veriyor, kimlerkavga ettiriyor ve kimler eziyor?“Müslüman’ım” diyen ülkelermezhep kavgalarının içindebocalarken, o mezhep duvarlarıiçinde zihinlerini hapsederkendünyayı kimler yönetiyor?

    Mezheplerin zin ci ri ni kı ra ma -yan, ye ni dü şün ce ler üre te me -yen, tak lit çi li ğin ba ta ğın da de be -le nen söz de Müs lü man la rın ka -nı nı kim ler içi yor? Müs lü man larken di le ri ni ye ni le se ler di, ge rek lide ği şi mi ya pa bil se ler di, şim didün ya yı on lar yö ne te cek ti.Olum lu ma na da de ği şim ol ma sıge re kir ken, olum suz ma na da ola -cak de ği şim de ila hi ce za ola rakde ği şim ola cak tır. Bir za man lardün ya yı ida re eden le rin, bu ik ti -dar la rı nı kay be dip baş ka la rı nınege men li ği al tı na gir me le ri onlariçin bir azap değil de nedir?

    “Yalnız Rabb’indir kendikendine yeterli, sınırsızmerhamet sahibi. O, dilersesizin varlığınıza sonverir ve daha sonradilediğini sizinyerinize geçirir,tıpkı sizi başkainsanlarınsoyundanvar ettiğigibi.”(Enam, 133)

    Se bep le -ri, di na mik -le ri EnamSu re si 89.ayet te ve Rad11 ile En fâl53’te ve ri len de -ği şi min kar şı ko -nu la maz ol du ğu daşu ayet te ve ril mek te dir.

    “Si ze va at edilen mutlakagelecektir. Siz bunuönleyemezsiniz.” (Enam, 134)Yüce Allah, gereken yeniliği vedeğişimi gerçekleştiremeyentoplumlardan iktidarı almakonusundaki değişimidurdurmanın imkânsızolduğunu söylemektedir.

    İdeal toplum, olduğuseviyede kalmak, dünyainsanlığına akıl vermek, hattayönetmek istiyorsa kendinisiyaset, bilim, teknoloji veözellikle din anlayışı bakımındanyenilemelidir. Değişime ayakuydurmalıdır. Dünyayabilmediklerini öğretecek bilgideyenilenmeli ve üniversiteleriniçalıştırmalıdır. Bunlar, eğitiminişidir. Dünyanın problemlerineyeni çözümler getirecek, eskininişe yaramayan hurafeleriniçıkarıp atacak, zihnindeki yenifikirlerle hurafelerin kafasınıezecek aydın, ileri görüşlü

    nesiller yetiştirmelidir.Aksi takdirde köhne

    düşünceler, hurafeler vampirgibi modern toplumun siyasi vebilimsel kanını emecek veçöküşünü, ölümünü getirecektir.İdeal toplumun yöneticileri,özellikle üniversiteleri, giderekhalkı değişimi önleyen,değişimin azılı, amansız düşmanıolan taklitle mücadele verirler.Eğitim sisteminin uygulayıcısıolan ilim adamları ile din âlimleriöğrencilerine, halkına geçmişi“Tanrı” haline getirmemeleri içindevamlı yeniliğin ve olumludeğişimin aşısını yapmalıdırlar.Öğrencilerin ve halkın özgürcedü şü nüp sor gu la ya bil me le ri içinne var sa se fer ber et me li dir ler.

    Tak lit öy le si ne bir ca na var dırki avı nı bü tü nü ile par ça la ma danyu tar. He le Müs lü man ölü le ritak lit edi yor sa, bir da ha ay rıl ma -ma ca sı na onun ku lu ol mak ta dır.Tak lit, ye ni yi, de ği şi mi ya ka la dı -ğın da on la rı sa vu nan la rın ölü -

    mü ne bi le gi der. Tak litba tak lı ğı na dü şen ni -

    ce mez hep men -sup la rı, kar şı

    mez hep te ki le riöl dür müş tür.Ölü le ri tak litede rek Tan -rı laş tı ran lar,ölü le rin di -ri le ri ölüyap ma la rıis te ği ni

    yerinegetirirler.

    İdealtoplumun

    üniversiteleri,öğrencilerin beynine

    şu ayetleri yazmalı,kazımalıdırlar.

    “Onlar bir topluluktu, gelipgeçtiler. Onların kazandıklarıkendilerine, sizinkazandıklarınız da size aittir.Siz onların yaptıklarındansorguya çekilmeyeceksiniz.”(Bakara, 134, 141)

    Ayete ufki olarak bakınca şugerçeği görebiliriz: Her neslinkendisinin ayrı, farklı bir kazancıolmalıdır. Bu kazanç ekonomikkazançtan öte kültürel, düşünsel,bilimsel ve eylemselkazançlardır. Ne ölü, öncelerikazandığından sana verebilir, nede sen ona verebilirsin. Herkesinkazancı kendine olduğuna göre,başkasının kazancı ile hayatınıyaşayamazsın. İdeal toplumunhalkı dilenci olamaz. Belki paradilenebilirsin ama akıl, düşünce,kültür, bilim, sanatdilenemezsin. Bunları yaüretirsin ya da üretenlerin kölesiolursun. Üçüncü bir yol yoktur.

    Yenibir şey

    üretmeyen, iyidenyana değişim

    yapamayan toplumlarındünya insanlığına verecekakılları yoktur. Bütün ilahi

    kitaplar değişim ve yenilik içingelmiş, peygamberler

    de bu yenilikleri hayatageçirmek için görevlendi-rilmişlerdir

    Tiyatro sanatçısı Celil Yağıztarafından verilen fonetik,diksiyon ve şan dersine, dinadamlarının ilgisi yoğun oldu.