Upload
mert-karagoezoglu
View
148
Download
3
Embed Size (px)
Citation preview
Dilin EvrimiMert Karagözoğlu
Beklentileriniz Nelerdir?
Dilin Kökeni/Evrimi Araştırmalarına Yasak
1866• Kanıt Eksikliği
• Uzun süredir tartışılıyor• Bilimsel bir arkaplan çizilemiyor
Bu Yasak Nasıl Kalktı?• Dilbilimsel metodların ilerlemesi, «Proto dil» fikri, • Evrim Teorisi,• Bilimsel gelişmeler ile yeni gözlem sahalarının keşfi,• Chomsky – Evrensel Gramer• Steven Pinker – Paul Bloom «Doğal Dil ve Doğal Seçilim»
Bu yasağın kalkmasını sağlamıştır!Birçok bilim insanına göre dilin evrimi, bilimin en zor sorularından biridir!
Sunum Müfredatı:• Diğer canlı türlerinde iletişim nasıldır, insan dilinden farkı nedir?• Papağanlar ve kuşlar (Alex)• Yunuslar (John C. Lilly, Janus Projesi)• Dil ve beyin, uygarlık ilişkisi,• İnsan dil kabiliyetinin empirik kanıtları, genetik (FOXP2), antropolojik bulgular
vb. ışığında:• Akrabalarımız:1. Orangutanlar (Pongo pygmeus)
2. Goriller (Gorilla gorilla)
3. Şempanzeler (Pan troglodytes)
4. Bonobolar (Pan paniscus)
Sunum Müfredatı:• Dilin «language» bağlamında, kelime ve sözdizimsel bağlamda
gelişimi,• İlk kelimeler, kelime teorileri ve «yansıma sözcük» kavramı,• Devamlılık – Devamsızlık yaklaşımları,• İçsellik – işlevsellik.
Hockett’in İletişim KategorizasyonuHockett’s Design Features
Charles F. HockettDilbilimci, antropolog
1. Vokal-İşitsel kanal: Hockett, bu özelliği ilk öne sürdüğünde işaret dili, kimyasal iletişim gibi özellikler henüz hesaba katılmıyordu. Bu özellik, günümüzde bunları da kapsıyor.
2. Geniş yayılım, yönlü alım: Örneğin insanlar konuştuğunda ses, her yöne yayılır. Dinleyiciler ise sinyalin yayınlandığı yeri kavrayabilir.
3. Geçicilik: Sinyaller, zaman içinde kaybolur. 4. Değişebilirlik: Yalan söyleme, gerçeği olduğu gibi aktarmama kabiliyeti.5. Toplu geridönüt: Bir dili konuşan insanlar, konuştukları anda kendilerini
duyabilirler ve duydukları sırada söyledikleri şeyleri kontrol edebilirler. 6. İstek: İnsanda dilbilimsel sinyallerin amacı, iletişimdir. İletişim, bizler için
doğası gereği isteğe bağlı gerçekleşen bir durumdur; biyolojik bir şartlanma değildir.
7. Anlamlılık: Sinyaller, belli anlamlara bağlıdır; referans görevi üstlenirler.8. Nedensizlik – Arbitrariness: Belli bir sinyal ile bu sinyalin ima ettiği obje
arasında gelişigüzel bir bağ vardır. Örneğin «araba» kelimesi, hiçbir şekilde araba objesine benzemez, işaret ve obje arasındaki bağ, nedensiz yere o şekildedir. Onomatopoeia ve ikoniklik.
Hockett’in İletişim KategorizasyonuHockett’s Design Features
9. Ayrıklık: Dilbilimsel ifadeler, küçük, birbirinden bağımsız öğelere kadar ayrılabilir ve birbirleriyle çeşitli kurallar ışığında bağlanabilirler. Örneğin İngilizce’de çoğul eki /s/ morfemi, herhangi bir isme eklenerek referansı çoğul hale getirebilir.
10. Kaydırma: İnsanların fiziksel olarak bulunmayan, hatta gerçek bile olmayan şeyler hakkında konuşabilmesidir. Konuşmacılar, geçmişten ya da gelecekten bahsedebilirler; şimdiki zamanla ve varolanla kısıtlı değillerdir.
11. Üretimsellik: İletişim biçiminin yeni deyim, deyiş ve formların üretimine açıklığıdır.12. Kültürel transfer: Kültür ile dilin aktarımıdır. Kültür ve dil, iç içedir.13. İkili örüntüleniş: Anlamlı mesajlar, daha ufak anlamlı birimlerden (kelimelerden), anlamlı
kelimeler, daha da ufak anlamsız fonemlerden oluşur.14. Yalan ifade: Yalan söyleme, kandırma kabiliyetidir. 15. Dönüşlülük: İnsanlar, dili kullanarak dil hakkında konuşabilirler.16. Öğrenilebilirlik: Dil, öğretilebilir ve öğrenilebilirdir.
Papağanlar ve Yunuslar
Papağanlar, Alex
Alex, African Grey Parrot
• Irene Pepperberg, hayvan sinirbilimi çalışan denk profesör psikolog tarafından sürdürülen araştırmanın ana deneğiydi.
• Kuşlar arasında en çok kelime konuşma rekoruna sahip «Prudle» ismindeki kuşun aksine yalnızca 100 kelime biliyordu; Prudle’ın bildiği kelime sayısı ise 800’dür.
• Alex’i farklı kılan özelliği, aynı ve farklı, küçük ve büyük gibi kategorizasyonları yapabilmesi, renk ayrımlarına sahipliğidir.
• Basit sözdizim ve dilsel yaratıcılığa sahiptir.• Pepperberg’in bir iddiası, Alex’in yunuslar ve çeşitli maymunlara denk bir zekaya sahip
olduğu yönündedir.• Afrika Gri Papağanları 60 yıl yaşarlar. Buna karşın Alex, bilinmeyen bir sebeple bir gece
damar sertleşmesine maruz kalmış, 31 yaşında hayatını kaybetmiştir.• Son sözleri «You be good, see you tomorrow, I love you’dur.»• Sen iyi ol, yarın görüşmek üzere, seni seviyorum.
Alex neden «konuşamaz»? İnsana yakın özellikler sergileyemez?
Yunuslar, Janus Projesi• John C. Lilly, Amerikalı nörofizyolog ve psikanalist.• Yunusların zaten gelişkin bir doğal dile sahip olduklarını
düşünerek onlara İngilizce öğretmeyi denedi.• «Onların kendi destanlarının, öğretici hikayelerinin,
tarihlerinin olup olmadığını ortaya çıkarmak istiyorum.»• Zamanında (1960) ilgi çekici ve heyecan verici olan bu
iddia, bugün gerçek dışıdır.• Yunuslar, insan duygusal haykırışlarına, ağıtlarına
benzer tepkilere sahiptir.• Hiçbir deney, bir dizi İngilizce sözcük öğretiminden
öteye gidememiştir.
Akrabalarımız
Şempanzeler - Washoe• Allen ve Beatrix Gardner. Nevada Üniversitesi bünyesinde
bulunan iki insan, Washoe’yu çocukları gibi yetiştirdiler.• Bu deney, diğer maymun-işaret dili ve konuşma deneylerine
öncü nitelikler taşır. Koko’nun araştırması da Washoe’nin araştırmasını örnek alarak başlamıştır.
• Washoe’nun öncül denekleri Viki ve Sarah oldukça az kelime öğrenebilirken Washoe, 22 ayda 34 kelime öğrenmiştir. Bildiği toplam kelime sayısı, 350’dir.
• İşaret kombinasyonları yapabilmiştir; bu, Washoe’nun dil kabiliyetinin yaratıcılığını gösterir (termos, kuğu).
• Manevi oğlu Loulis’e, işaret dilinin kullanılmasının yasak olduğu bir ortamda, 5 yılda 50 kelime öğretmiştir.
• Türler arası fark, tür bireyleri arasındaki farktan daha az ya da fazla değildir. Goriller orangutanlardan, orangutanlar şempanzelerden daha iyi dil öğrenmezler; lakin orangutanların sembolleri daha dikkatli kullandığı gözlemlenmiştir.
Goriller - Koko• Francine Patterson, hayvan psikoloğu.• Temmuz 1972’de, Koko isimli bir gorile, Amerikan İşaret
Dili’nin modifiye edilmiş bir versiyonu olan Goril İşaret Dili’ni öğretmeye başlamıştır.
• 6 yıl içinde Dünya, Koko’yu işaret dili ile konuşabilen bir maymun olarak tanıdı.
• Deney hala devam etmektedir. Koko, bugün 500’den fazla işaret kullanabiliyor. Bu sözcük dağarcığı, yeni yürümeye başlayan bir çocuğunkine denktir.
• Böylesi bir dil becerisi, aynı zamanda büyük maymunlarda dil için bir yetinin bulunduğunu kanıtlar.
• İnsan temelli Stanford-Binet zeka testine göre zekası, 85-95 aralığındadır. (İnsan yavrusu ortalamasının biraz altında)
Goriller - Koko• Koko, insanları taklit ederek konuşma
girişiminde bile bulundu. Telefon şakası.• Koko, Hockett’in İletişim Kategorilerinden biri
olan «kaydırma’ya» sahiptir. Geçmiş olaylardan bahsedebilir, suçtan kurtulmak ya da basitçe küstahlık için yalan söylediği gözlemlenmiştir.
• Zamir, edat ve tamlayan barındıran ilkel bir sözdizim kullanabilmektedir.
Bonobolar - Kanzi
• Sue Savage-Rumbaugh, psikolog, primatolog.• Bonobo Kanzi. Şempanze ve goril deneklerinin aksine bir başka büyük
önem taşır. Tepkileri tamamen kendi motivasyonuna yöneliktir, etki-tepki ya da ödül alma amacıyla yapılan hareketler değildir. Doğaçlama ve yaratıcı cevaplar vermesi gereken bir ortamda yetiştirilmiştir.
• Çalınan anahtar olayı.• Neredeyse insan gibi cevaplar, gelişkin bir sözdizim ve Hockett’ın
«Öğretilebilirlik» ilkesine sahiplik.• İki buçuk yaşındaki bir insanın dil kabiliyetine sahiptir.
Atalarımız
«Konuşmak», «Dil» İçin Neler Gereklidir?
• Düzgün bir ağız, dil ve çevresindeki kasların kontrolü.
• Aşağı çekilmiş bir gırtlak yapısı. (Ayağa kalkmış olmak)
• İleri düzey bir bilişsel kabiliyet.
• İletişim gereksinimi.
Atalarımız• İnsan dilinin tarihi, aynı zamanda insan beyninin ve bilişsel yetilerinin
de tarihidir.• Yedi ila beş milyon yıl önce, Afrika’da, muhtemelen farklı beslenme
sonucunda, hominidler diğer ilkel maymun türlerinden ayrıldılar. • Yolculuk başladı!
Australopithecus• İki ayak üzerine kalkış, etçil diyet ve elleri
kullanabilme kabiliyeti ile gelişen beyin kapasitesi.• Küçük gruplarda ileri işbirliği.• Üç milyon yıl öncesinin bir Australopithecus
Africanus’u, modern bir gorilden, şempanzeden ya da bonobodan daha farklı bir dil yetisine sahip değildi.
• 400-500cc beyin kapasitesine sahip Australopithecus’lar, yerini 600-700cc beyin kapasitesine sahip Homo habilis’lere bıraktı.
• 4.1 Milyon yıl önce, jestler, sesler (hırıltılar, çığlıklar vb.).
Homo habilis«Yetenekli İnsan»
• Oldukça hızlı çoğalmışlardır.• Daha büyük beyin kapasitesi sayesinde zaman zaman ihtiyaç
fazlası yiyecek elde etmiş; bu sayede daha büyük ve karmaşık topluluklar oluşturabilmiştir.
• Bu sinerjik süreç (daha büyük toplum, daha fazla iletişim, daha büyük beyin, daha fazla gelişim), daha üstün zihinsel yetileri tetiklemiştir.
• Bulunan fosillerde, beynin broca bölgesine denk düşen kısmında çıkıntı barındıran ilk türdür!
• Belki de ilkel bir dil için gereken nöral yollara sahiptiler. Fakat ses ve üretim, «konuşma» henüz yoktu.
• Alet bulgularından anlaşılan sağ el kullanımı, sol yarımkürenin aktifliğini gösterir. Dil, sol yarımkürede işlem görür.
• 2.4 Milyon yıl önce, jestler, sesler (hırıltılar, çığlıklar vb.).
Homo ergaster«Çalışan İnsan»
• Nefes kontrolü!!!!• Önemli bir kavramdır; konuşmanın, dolayısıyla dilin
evrimleşebilmesi için elzem adımlardan biridir.• Gelişim devam ediyor.• Gırtlak (larynx) aşağı çekiliyor. Bir bebeğe denk ses çıkarma
kabiliyeti.• Etçil diyet, otçul diyete göre daha az çiğneme gerektirir. Buna
göre dişlerimiz, çenemiz giderek küçülmüş ve ağız içerisinde daha etkin ses çıkarmamızı sağlayacak bir boşluk oluşmasını sağlamıştır.
• 1.6 milyon yıl öncesi.
Homo erectus«Dik İnsan»
• Afrika dışına göç edebilmiş ilk Homo türüdür.• Kendinden önceki hominidlerden daha zayıf, daha uzun, daha hızlı ve daha
zekiydi.• Beyin, giderek insana yaklaşıyor. 800cc-1000cc seviyesine ulaşmış; insan ise
1100cc-1400cc boyutunda beyine sahiptir.• Wallace çizgisi – Flores Adasında bulunan fosiller. • Toplumsal örgütlenme, karmaşık planlama, geleceği öngörme ve «Eğer
bunu yaparsak, şu olur» benzeri şart kipini barındıran bir dilin varlığına işaret eden kanıtlar.
• Wallace çizgisi geçilmiş, planlama, öngörü ve örgütlenme gibi ilkeler ile Homo erectus, oldukça uzun bir menzile yayılmıştır.
• Buna karşın konuşma kabiliyetleri, hala bizimki gibi bir «dil» değildir. Nefes kontrolleri uzun sözdizimsel cümleler kurma konusunda yetersizdi; nefes kontrol boşluğu çok küçüktü. 6 yaşında bir çocuğun ses kabiliyetine yaklaşmışlardır.
• 2 milyon – 1 milyon yıl arası, şart cümleleri dahil, muhtemelen kısa ifadeler.
Homo neanderthalensis
• 300.000-230.000 yıl öncesi.• Daha büyük beyin?• 60.000 yıllık bir fosilde bozulmamış bir dil altı kemiği
keşfedilmiştir.
• İleri bir iletişim olarak sözdizim. İleri sesletim kabiliyetleri. Ama hala insan kadar değiller!
İnsana Beş Kalaİçsellik - İşlevsellik
• Dil evriminin temeli konusunda 2 ana fikir karşımıza çıkmaktadır.
1. İçsellik«...İnsanların düşündüğünün aksine, dil öğretilmez, öğrenilmez bile. Dil, tıpkı vücudunuzun da belli bir çevrede büyüdüğü gibi, akıl çerçevesinde belli bir çevrede büyüyen bir şeydir. Biçiminiz, ağırlığınız ya da ergenliğiniz, çevrenize, beslenme seviyenize göre değişiklik gösterebilir. Normal fiziksel gelişim, daima dış bir fenomen tarafından tetiklenir ve bu fenomene daima cevap verir. Fakat ana özellikleri, içtendir; dil de buna benzer. Bir çocuk, dil öğrenmekten kaçamaz; yine bir çocuğun yürümesine yardımcı olduğumuz gibi dili edinmesine de yardımcı olabiliriz. Yardım aldığında belki 2 hafta önce yürüyecektir; nihayetinde, her halükarda yürüyecektir; çünkü insandır.»
N. Chomsky1 Nisan 1992
İçselliğin Dayanakları1. Herhangi bir dilin sözdizimi, sesli uyaranlara maruz kalmak ile
anlaşılamayacak kadar karmaşıktır.2. Yetişkin bireyler, mükemmel bir veri kaynağı teşkil etmezler.3. Dil edinimi, çocuklar için kolay bir süreçtir.
• Chomsky, dilin evrimi hususunda bir sıçrayış olduğunu iddia eder.
Beyin Gerçeği-İşlevsellik2. İşlevsellik
• İçselliğe bir cevap olarak doğmuştur.• «Dil, çeşitli antik sistemlerin evrimsel bir süreç ile
benimsenmesi sonucunda oluşan kompleks bir rekonfigürasyondur.»
Fischer-Marcus• 2 ana dayanağı vardır:Sosyobiyolojik Açıklama:Doğal seçilim baskısı, daha iyi iletişim imkanlarına sahip bireylerin hayatta kalması ile sonuçlanır.Sosyokültürel Açıklama:Nasıl ya da neden konuştuğumuzdan ziyade, konuştuğumuz «sistem» ile ilgilidir.Etkililik ve verim ilkelerinin, dilin evrimine yön verdiğini öne sürer.
Homo sapiens• «De te fabula narratur», «Anlatılan senin hikayendir.» - Horace• Sözdizim, doruk noktasındadır. Morfoloji doğmuştur, kelimeler ek
alabilir.• Hockett’in iletişim kategorizasyonu.• Ayrı diller, iletişim halinde bulunmaları, baskılar, savaşlar ve ticaret ile
evrimleşen bir dil kabiliyetinin yanı sıra evrimleşen diller.
• Bugünkü anlamıyla modern dil kullanımı, Homo sapiens’te 35.000 yıl önce ortaya çıkmıştır.
Genetik Bir Perspektif: FOXP2• Prof Faraneh Vargha-Khadem tarafından 1990
senesinde Pakistan asıllı bir İngiliz ailenin incelenmesi sonucu keşfedilmiştir.• Açılımı «Forkhead Box P2» olan bu gen, insanın 7.
kromozomunda bulunur (7q31).• Dil işlevinin gelişmesi ile ilişkisi saptanan ilk gendir.• Bu genin insan hattına özgü soyunda ilk değişim 64
milyon yıl önce, ikinci değişim Afrika’dan göç etmeden, son ve en önemli değişim ise 200.000 (en erken 100.000) yıl önce meydana gelmiştir.• Farelerde ve kuşlarda da kısmi farklı şekilde bulunur.
Kelime Teorileri«Dil fosilleşmez!»
• 1866 Paris yasağı sebebiyle o güne kadar varlığını sürdürmüş dil teorileri, tuhaf isimler almıştır.
1. Bow-wow Teorisi2. Pooh-pooh Teorisi3. Ding-dong Teorisi4. Yo-he-ho Teorisi5. La-la Teorisi
• Bir temel kavram olarak devamsızlık ilkesi.
• Arbitrariness – Gelişigüzellik. Otto Jespersen,
1860-1943
Bow-wow Teorisi• Onomatopoeia kavramının olduğu teoridir. İnsanların çevresindeki
sesleri taklit ederek bir dil oluşturduğunu iddia eder.• Bu fikre karşın, modern dillerde onomatopoeic sözcüklerin azlığı
(%1~), güçlü bir muhalefet oluşturmaktadır.• Nesneler ile kelimeler arasındaki bağ, gelişigüzeldir. «Masa» kelimesi,
hiçbir şekilde «masa» nesnesine benzemez. Kültürel miras, araba dendiğinde araba çağrıştırmamızı sağlamaktadır.• Varolmayana atıf.• Bu teori, işaret dilinden destek alır.
Pooh-pooh Teorisi• Bu teori, ilk, orijinal kelimelerin duygu barındıran sızlanma ve
hırıltılardan geldiğini savunur.• Darwin, (1989[1890]: 97) «iğrenme durumlarında, anlaşılabilir
sebeplerle, ağızdan veya burun deliklerinden hava üfleme eğilimi vardır. Bu işlem «pooh», ya da «pish» sesini çıkarır.»• Ayağımıza taş düştüğünde «ah!» deriz, benzer seslerle ağlarız.
• Fakat teorinin bir sıkıntısı vardır. Bu teori çerçevesinde çevremizdeki objeleri, nesneleri neye göre, nasıl isimlendirdik?
Ding-dong Teorisi• «Ses sembolizmi» biçminde adlandırabileceğimiz bir sistem
mevcuttur.• Bu sisteme göre dilde kelimeler, çevredeki objeleri ağız ile taklit
ederek başlamıştır.• «Teeny», «mother», «ta,ta (bye)»• Örnekler çoğaltılabilir, fakat bow-wow teorisi gibi, dilde doğrudan
çeliştiği noktalar vardır. Örneğin «big», sesletimi küçük bir kelime iken «small», sesletimi büyük bir kelimedir.
Yo-he-ho Teorisi• Kelimelerin insan evrimine paralel bir şekilde, birlikte çalışma
ihtiyacıyla beraber doğduğunu savunur. Herhangi bir metod açıklamasında bulunmaz.• Temel önermesi, «İnsanlar, atalarımız birlikte çalışmak zorundaydı,
dolayısıyla kelimeler oluşturdular.» biçminde özetlenebilir.
La-la Teorisi• Jespersen’in Darwin ile tesadüf eseri paylaştığı fikirlerdir.• Dilin ilk defa «şarkıdan», cinsel çekim ve diğer fiziksel aktivitelere eş
şekilde türediğini öne sürer.• Doğa, bu teoriye canlı bir örnektir. Başta kuşlar olmak üzere birçok tür,
cinsel seçilim baskısıyla öter, ses çıkarır.
Bu teoriler kesinlikle birbirinden ayrı düşünülmemelidir!
Devamsızlık Problemi• İçsellik ve işlevsellikte de bahsettiğimiz üzere, dil kompleks bir yapıdır
ve evriminin adım adım açıklanması oldukça zordur. (Adem örneği..)• İçsellik de, işlevsellik de sağlam temeller sunmaktadır; fakat insan
bilişsel niteliği, bu niteliğin dil ile yakın ilişkisi, varolmayana referans, soru kipleri ve sonraki birkaç slaytta vereceğim örnekler insanı bu alanı sorgulamaya teşvik etmektedir.
Adın ne?Ne? Ne zaman? Nerede?
Neden? Nasıl?
İsim Kelimeleri ve İşlev Kelimeleri
Kelimelerin kökeni ve dilin evrimi hakkında çıkarımlar yapabiliriz, fakat dil, bize bir düşünme aracı olarak müthiş bir potansiyel
vermektedir.
Gerçeğe Referans:
Sondan bir önceki olarak:• Dilin evrimi, disiplinlerarası bir tutumdan ayrı düşünülemez.• Moleküler evrim gibi kavramlar, «dil organı» gibi yapılara, beyinde dil
sınırlarının daha iyi çizilebilmesine imkan vermektedir; fakat dil çok genel bir kavramdır. Yaratıcılık, analitik düşünme, dayanışma, müzik ve temel motor fonksiyonlar ile birlikte vardır. Bunlarla birlikte evrimleşmiştir; dili anlamak, bunlar arasında kaybolup tekrar bulunmaktır.• İnsanı insan kılan özelliklerden biridir. Kültürel aktarım, güdülenme
üzerinde düşünmeyi ve sonuç çıkarmayı sağlayan bir olgudur.
Beni Dinlediğiniz İçin Teşekkürler!Kaynakça:
• Akal T., Introduction to Linguistics, HÜ İngiliz Dil Bilimi Bölümü ders notları
• Doyuran Z., Language and Communication, HÜ İngiliz Dil Bilimi Bölümü ders notları
• Kaya E. K., History of Science and Civilization, HÜ İngiliz Dil Bilimi Bölümü ders notları
• Holden C., Evolution of Language, The Origin of Speech sciencemag vol. 303
• S. R. Fischer, Dilin Tarihi S. 1-52 Türkiye İş Bankası: Kültür Yayınları
• http://news.mit.edu/1992/chomsky-0401
• BBC Horizons 2009: Why do we talk?
• http://australianmuseum.net.au/how-do-we-know-if-they-could-speak
• Gong T, Shuai L., Combire B. 2014 – Evolutionary Linguistics: theory of language in an interdisciplinary space, Elsevier 243-253
• http://conservancy.umn.edu/bitstream/51978/1/DunlapLehtila_umn_0130E_10349.pdf
• Atasoy T., Bilim ve Ütopya Kasım 2012 04-16
• Güleç E., Bilim ve Ütopya Kasım 2012 17-21
• J-L. Desalles, P. Picq, B. Victorri – Dilin Kökenleri Bilge Kültür Sanat Yayınevi
• V. Fromkin, R. Rodman, N. Hyams – An Introduction To Language 7th Edition, Thomson Heinle