16
FAKÜLTESi Felsefesi Ana bmm VI. KUTLU DOGUM SEMPOZYUMU 21 2003 ISPARTA

VI. KUTLU DOGUM SEMPOZYUMU - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D145986/2006/2006_OKUDANR.pdf · Prof. Dr. İsmail YAKIT ISBN 975~7929-93-X ÇÖZÜMLEME Ahmet YILDIRIM, B. Bengü TORTUK,

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: VI. KUTLU DOGUM SEMPOZYUMU - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D145986/2006/2006_OKUDANR.pdf · Prof. Dr. İsmail YAKIT ISBN 975~7929-93-X ÇÖZÜMLEME Ahmet YILDIRIM, B. Bengü TORTUK,

İLAHİYAT FAKÜLTESi

İslam Felsefesi Ana bmm D~!l!

VI. KUTLU DOGUM

SEMPOZYUMU

f(EBLİGLER)

21 NİSAN 2003

ISPARTA

Page 2: VI. KUTLU DOGUM SEMPOZYUMU - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D145986/2006/2006_OKUDANR.pdf · Prof. Dr. İsmail YAKIT ISBN 975~7929-93-X ÇÖZÜMLEME Ahmet YILDIRIM, B. Bengü TORTUK,

S.D.Ü. İLAHİYAT FAKÜLTESi İslam Felsefesi Anabilim Dalı Başkanlığı

Bilimsel Toplantılar Yayın No: 1

TERTİP HEYETi

Prof. Dr. İsmail YAKIT (Başkan) Doç. Dr. Saffet SARIKAYA

Doç. Dr. Kemal SÖZEN Dr. Nejdet DURAK

Dursun KNRAK

EDİTÖR Prof. Dr. İsmail YAKIT

ISBN 975~7929-93-X

ÇÖZÜMLEME

Ahmet YILDIRIM, B. Bengü TORTUK, Huzeyfe ALKAN

Kapak ve İç Düzen

Nejdet DURAK

BASKI

Tuğra Matbaası, (0246) 224 14 68

Yayınlanan tebliğierin dil, üslfip ve ilmi sorumluluğu yazarianna aittir.

Yayınlanan tebliğlefka"Y!lak gösterilmek şartıyla iktihas ve atıf şeklinde kullanılabilir.

©SDÜ ilahiyat Fakültesi İslam Felsefesi Ana Bilim Dalı-2006

iSTEME ADRESi S.D.Ü. ilahiyat Fakültesi ISPARTA

Tel: (0246) 211 45 50

Page 3: VI. KUTLU DOGUM SEMPOZYUMU - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D145986/2006/2006_OKUDANR.pdf · Prof. Dr. İsmail YAKIT ISBN 975~7929-93-X ÇÖZÜMLEME Ahmet YILDIRIM, B. Bengü TORTUK,

HZ. PEYGAMBER'DEN İLKYARATILAN ŞEY HAKKINDA RiVAYET EDİLEN HADiSLER IŞIGINDA HAKİKA T-İ

MUHAM:MEDİYE

Dr. Rifat OKUDAN*

Varlık ve alem problemı düşünce tarihinin en remel konuiannüan biridir.

İnsan, her zaman varlığın nedenini, sebebini aramıştır. İlk sebebin ne olduğu

sorusu, evrenin harekete geçmeye başlangıcının nasıl olduğu sorusuyla birlikte

tüm düşünce tarihini meşgul etmiştir.

Bize sebebler ve sonuçları halinde görünse de, Allah'ın sürekli zuhfir ve

yaratmasından ibaret olduğu yönüyle varlık, her an oluş ve yok oluştadır; ve aynı

kalmamaktadır. Alem, Yaratıcının bir tecellisi ve zuhilrudur. Bu tecelli ve zuhilr,

olup bitmiş değildir; olmaktadır. "Allah her gün yeni bir iş ve oluştadır." 1 Bu

sürekli oluş, bir yaratma ve yaratılıştır. Alem, sürekli bir yaradılışa sahne

olduğundan her an yenilenip değişmektedir. Biz, her ne kadar onu yaratılıp

bitmiş bir madde gibi seyretsek de evren, bir fıildir ve sürekli olmaktadır. 2 Bir fıil

halinde olmakta devam eden bu varlık dediğimiz şey, Allah'ın adetidir(

:sünnetullah).

Mutasavvıflar, ~'Ben gizli bir hazineydim, asla bilinmezdim; bilinmemi

istedim. Bu sebeple mahlukatı yarattım; kendimi onlara tanıttım. Bu sayede beni

tanıdılar," sözünü varlığın yaratılışının temel sebebi olan Allah'ın kendi zatına

olan sevgisinin; ilahl aşkın ifadesi saymışlardır. Onlara göre, hiçbir şey

yaratılmadan önce, yalnızca 'Allah vardı ve O'nunla birlikte hiçbir şey yoktu.' O,

kendi zatını, kendinin dışındaki varlıklarda görmeyi istedi ve alemi yarattı.

* S.D.Ü., İHilıiyat Fakültesi Arapça Anabilim Dalı Öğretim Elema..rıı 1 Rahmfuı; 55/29. 2 Sunar, Cavit, Mistivnin Ana Hatları, Ankara 1966, s. 28, 32.

Page 4: VI. KUTLU DOGUM SEMPOZYUMU - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D145986/2006/2006_OKUDANR.pdf · Prof. Dr. İsmail YAKIT ISBN 975~7929-93-X ÇÖZÜMLEME Ahmet YILDIRIM, B. Bengü TORTUK,

Böylelikle iUem, kendi zatını, isimleri, sıfatlan ve fiilleriyle seyrettiği bir ayna

yerinde oldu. 3

Bu nazariyeye göre malılukatı Allah, kendi zatına olan sevgisi sebebiyle,

yine kendi zuhfırunu seyrettiği bir ayna yerinde yaratmıştır. Teozofik tasavvufta

"Allah, kendi nurundan Muhammed (s.a.v)'in nfırunu, ondan da diğer varlıklan

yarattı," "Allah'ın ilk yarattığı benim nurumdur, ruhumdur," anlamındaki

haberlere telmilıle 'en-Nuru'l-Muhammedf, er-Ruhu'l-Muhammedf, el­

Hakfkatu'l-Muhammediyye' gibi terimlerle ortaya çıkan bu düşüneeye göre, ilk

önce Hz. Muhammed (s.a.v)'in nuru yaratılmış, diğer varlıklar da bu nurdan

zuhur etmişlerdir.4

İbn Arabi de, alemin yaratılışının; dış hakikatlerde tecelli etmek için,

Allah'ın zatına olan sevgisi sebebiyle gerçekleştiğini söylemiş ve "Ben gizli bir

hazine idiın, bilinnıen1i istedim; biHnmem için rrıahluku yarattım& Kendimi

onlara tanıttım, onlar da beni tanıdılar," şeklinde söylenen ve mutasavvıflar

arasında yaygın olan söz ile delil getirme yoluna gitmiştir. Peygamber (s.a.v)'e

ait oluşu hakkında 'keşfen sahih' dediği bu hadise göre, yaratılışın sım, Allah'ın

zatına olan bilinme ve tezahür etme aşkına bağlanmaktadır.5 Sadreddin Konevi

(673/1274), bu sözde geçen 'kenz-i mahfi' ifadesini, Allah'ın isim ve sıfatıanna

ait gerçekleri içine alan ve kuşatan 'zat-ı ehadiyyet' olarak açıklamaktadır.6

Dolayısıyla, alemin yaratılışı, mutasavvıflann kudsi hadis kabul ettikleri bu söze

göre, Allah'ın la teayyun mertebesindeki zat-ı ehadiyyetine olan aşkı olmaktadır.

Mesnevi şarihi İsmail Ankaravi, Hakikat-i Muhammediye'yi kevni

teayyunun başlangıcı kabul ederek, bunu şu sözlerle açıklamaktadır: "Hüviyet

olan Gayb ve Mutlak Gayb, Bir'den (: Ehad) ortaya çıkan, la teayyun (: belirme

olmaması) itibariyle Hakk'ın Zfitı'dır ...

Bilinsin ki teayyun (: belirme) ikidir: flilhf teayyün ve kevnf (: oluşsal)

teayyun. flahf teayyunun başı Zilta ait Hüviyet ve sonu Kelamdır. Kevnf

teayyunun başı Muhammed! olan Ruh ve sonu insanlığın ortaya çıkışıdır. flilhf

3 Abdulkadir Mahmud, el-Felsefetu 's-Sufiyye fi'l-İsliim, Kahire 1967, s. 75 ve 184. 4 Cebecioğlu, Ethem, Tasavvuf Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, Ankara 1997, s. 563. 5 İbn Arabi, Muhyiddin Ebu Bekr Muhammed b. Ali, el-Futuhiitu '1-Mekkiyye, Beyrut 1994, c.

I, s. 334. 6 Konevi, Sadreddin, Kırk Hadis (Tasavvufi Yorumlarıyla), tre: Harun Ünal, İstanbul 1984, s.

81.

166

Page 5: VI. KUTLU DOGUM SEMPOZYUMU - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D145986/2006/2006_OKUDANR.pdf · Prof. Dr. İsmail YAKIT ISBN 975~7929-93-X ÇÖZÜMLEME Ahmet YILDIRIM, B. Bengü TORTUK,

teayyunun başında olan ortaya çıkma (: zuhur) zat'ın kendisidir. Çünkü o

makamda daha henüz başka bir şey yoktur. "7

Vahdet-i Vücud düşüncesinin bir devamı olarak görebileceğimiz

Hakikat-i Muhammediye nazariyesine sözlerinde ilk yer veren sufi Zü'n-NG.n-ı

Mısri (245/859) olmuştur. Çünkü "yaratılanların aslı Muhammed'in nurudur"

sözü8 ona aittir. Nazariyeyi kapsamlı bir şekilde ele alıp sufi çevrelerde

yaygınlaştıran Hallik'ta (309/922) en-NG.ru'l-Muhammedi şeklinde rastlıyoruz.9

Ona göre Hz. Muhammed (s.a.v)'in biri bütün varlıklann var olmasından önce

var olan n uru, diğeri peygamber insan olarak dünyaya· gelen beşeri sureti olmak

üzere iki sureti vardır. Belirli bir yerde ve zamanda var olarak görevini yapan

ikinci sureti, ilim, amel ve manfetteki yüceliğini ve olgunluğunu, her ilim ve

irfanın kendisinden kaynaklandığı birinci suretı olan nurdan aimıştır. Bütün

peygamberler ve veliler de aynı nurdan feyz almışlardır. 10 Halliic, bütün

peygamberlik nurunun Nur-ı Muhammedi'den gelmiş ve O'nun hepsinden önce

yaratılmış olduğunu söyleyerek şöyle demektedir: "Bütün nurlar onun nurundan

doğnıuş, peygamberlerin nuru, onun nuruyla aydınlanmıştır. Nurlar içinde onun

nurundan daha parlağı yoktur. O kıdemden daha kadimdir ve himmeti,

himmetlerin hepsinden üstün ve ileridir. Varlığı (: vücud), yokluğa (: adem)

tekaddüm etmiş, ismi kalemden evvel yazılmıştır. Çünkü bütün ümmetierden

evvel var idi. ,u

Sufiler aşka her şeyden daha fazla değer vermişlerdir. İbn Arabi' deki

(638/1240) Hakikat-i Muhammediye ve daha önceki haliyle Hallac'ın Nur-ı

Muhammed! görüşleri aşk olgusuyla birlikte MevHina'da (672/1273) başka ve

ayn bir veche daha kazanmıştır. Ona göre, Hakikat-i Muhammediye veya Nur-ı

Muhammed!, Allah'ın ezeli ilminde vardı ve varlık alemine bütün varlıklardan

önce gelerek onlann var olmasına sebeb olmuştu. Bu, iHih1 aşkın timsaliydi. İşte

bütün varlıklardan daha· şerefli olarak, bu nurdan yaratılan insan, maşuktur ve

kendisine aşık olan Yüce zat' a karşı durumuna layık bir yer almak veya yerine

bu duruma layık bir görüntü vermek sorumluluğundadır.

7 Bursavi, İsmail Hakkı, Ferahu'r-Ruh, Bulak 1252, c. I, s. 21. 8 Uysal, Muhittin, Tasawuf Kültüründe Hadis, Konya 2001, s. 274. 9 Sunar, Cavit, Ana Hatlariyle İslam Tasavvufu Tarihi, Ankara 1978, s. 49. 10 Doğru!, Ömer Rıza, İslamiyerin Geliştirdiği Tasavvuf, İstanbul 1948, s. 85; Öztürk, Yaşar

Nuri, Hallac-ı Mansur ve Eseri, Kitabu 't-Tavasfn, İstanbul1976, s. 186 ve 297. 11 Öztürk, Hallac-ı Mansur ve Eseri, s. 65; Öztürk, Yaşar Nuri, The Eye of The Heart,

İstanbull988, s. 17; Sunar, Ana Hatlariyle İslam Tasavvufu Tarihi, s. 51.

167

Page 6: VI. KUTLU DOGUM SEMPOZYUMU - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D145986/2006/2006_OKUDANR.pdf · Prof. Dr. İsmail YAKIT ISBN 975~7929-93-X ÇÖZÜMLEME Ahmet YILDIRIM, B. Bengü TORTUK,

MevUina'ya kadar olan süreçte, Nur-ı Muhammedi'nin bütün varlıkların

kaynağı ve ezeli bir nur olduğu; Hakikat-i Muhammediye görüşünün

olgunlaşmasıyla insanın bütün evrenin özü ve her zaman devam edegelen ilrrıl ve

arneli yüksekliğin kaynağı olduğu ifade edilirken, Mevlana'yla birlikte insanın

Yüce zat'ın maşuku olduğu söylenmiştir.

Yunus Emre (720/1321) de Mevlana gibi, varoluşu Allah'ın aşkı ile

açıklamaktadır. Allah, kendi aşkı nedeniyle, ilk önce bütün varlığın prototipi olan

ve kendi nezdinde henüz ilrrıl bir varlığa (: vücud-ı ilrrıl) sahip olan Nur-ı

Muhammediyi yaratmış, ona dostluk beslemiş ve bu dostluktan varoluş

başlamıştır. Allah'ın 'ol' emriyle, Nur-ı Muhammed!, tecelli ederek (mertebe

mertebe açılarak) harici dünyayı oluşturmuştur:ı 2

Yunus, varoluşun fiziki açıklamasında ise, Allah'm aşkı sebebiyle, ilmi,

iradesi, kudreti ve hikmeti gereği, varoluşu dileyince önce bir cevher (: öz)

yarattığını; her bir varlık türünün, Allah'ın ilmi dahilinde o cevherin açılımından

meydana geldiğini söylemektedir: 13

Erzurumlu İbrahim Hakkı (1194/1780) konuyu şöyle özetlemektedir:

"Allah bütün yaratıklardan evvel, bazı rivayet/ere göre, kendi nurundan latif ve

azim bir cevher var edip, ondan bütün kainatı bir tertip içinde yavaş yavaş

yarattı. Buna ilk cevher, Nur-i Muhammedf, Levh-i Mah.fuz, akl-ı kül, izafl ruh

adını verirler ki, bütün ruhların ve cisimlerin başlangıcı ve kaynağı bı.

cevherdir. ,ı4

Hakikat-i Muhammediye Nazariyesinin Dayandığı Hadisler

Mutasavvıflann Hakikat-i Muhammediye nazariyesinin, ontolojik olarak

felsefi kıyınet taşıdığı bir gerçektir. İslam, insanlığın hikmet arayışına engel

çıkarmak bir yana, düşünce faaliyetlerini teşvik etmektedir. Ancak, bunu

yaparken yapılmasını istediği, düşünce faaliyetlerinin Kur'an ve hadisiere aykın

olmamasıdır. Hakikat-i Muhammediye nazariyesinin ortaya çıkışı da Hz.

Peygamber' e isnad edilen hadisiere dayandınlmaktadır. Bu durumda, hadislerin

rivayet ilimleri açısından değerlendirmesini yapmak gerekmektedir.

Hallilc'ın teriminolojisiyle Nur-ı Muhammedi ve İbn Arabi'nin

sistemleştirdİğİ Hakikat-i Muhammediye nazariyesinin dayandınldığı "Ben gizli

12 Bayrakdar, Mehmet, Yunus Emre ve Aşk Felsefesi, Ankara 1991, s. 26. 13 Bayrakdar, Yunus Emre ve Aşk Felsefesi, s. 27. 14 Erzururni, İbrahim Hakkı, Marifetniime, 1257, s. 5.

168

Page 7: VI. KUTLU DOGUM SEMPOZYUMU - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D145986/2006/2006_OKUDANR.pdf · Prof. Dr. İsmail YAKIT ISBN 975~7929-93-X ÇÖZÜMLEME Ahmet YILDIRIM, B. Bengü TORTUK,

bir hazine idim, bilinmemi istedim; bilinmem için mahluku yarattım. Kendimi

onlara tanıttım, onlar da beni tanıdılar, " şeklinde söylenen ve mutasavvıflar

arasında yaygın olan söz15 rivayet ilimleri bakımından hadis kabul edilmemekle16

birlikte Aliyyu'l-Kiiri manasının doğru olduğunu söylemektedir. 17 Sufiler 'ilahi

aşk' düşüncesinin kaynağı saydıklan kudsi hadis formundaki bu sözün, 'Ben

insanlan ve cinleri, bana ibadet etmeleri için yarattım,' 18 ayetinden alındığını iddia etmektedirler.

İlk yaratılan şey hakkında rivayet edilen hadisler de bu konuda

mutasavvıflann dayandıklan delillerden sayılabilir. Ancak, sufilerin kendi

görüşlerine delil olacak şekilde tevil ettikleri bu konu ile ilgili rivayetler hadis

kaynaklannda farklılık göstermektedir.

Ibn Abbas'ın (r.anh) gelen bir rivayette Peygamber (s.a.v); 'Aiiah 'ın

yarattığı şeylerin ilki kalemdir. Elif ve lam harfierinden önce Allah onu hece

harfinden yarattı. O da, nurdan bir kalem olarak şekillendi . .. " buyurmuştur. 19

Ruhari'nin (256/870) tahric ettiği bir hadis-i şerifte de Rasıllullah (s.a.v);

"Kendisinden başka hiçbir şey olmadığı halde, Allah var idi. Arşı da su

üzerindeydi. Herşeyi zikrde yazdı ve gökleri ve yeri yarattı," buyurmaktadır.20

Tirmizi'nin (320/932) tahric ettiği başka bir hadiste EbU Rezin'in 'ya Rasulallah,

Allah maklukunu yaratmadan önce neredeydi,' diye sormasına cevab olarak; "

15 İbn Arabi, el-Futuhfıtu'l-Mekkiyye, c. III, s. 198; c. IV, s. 419; Konevl', Kırk Hadis, s. 80; Serhendl, Mektubiit-ı Rabbfınf, c. I, s. 263; c. H, s. 75; c. III, s. 112, 175; Davud el-Kayseri, Mahmud h. Muhammed, "Risaletun fi't-Tasavvuf", A.Ü. ilahiyat Fakültesi Dergisi, Ankara 1988, s. 192; Doğrul, İslamiyetin Geliştirdiği Tasavvuf, s. 21; Konuk, Avnl', Fususu 'l-Hikem Şerhi, haz: Doç. Dr. Mustafa Tahralı ve Yrd. Doç. Dr. Selçuk Eraydın, İstanbul 1990, c. I, s. 43 ve 61; c. II, s. 56; c. III, s. 135 ve 164; c. IV, s. 50, 324 ve 377.

16 Aliyyu'l-Kan, Nururldin Ali b. Muhammed b. Sultan el-Herevl', el-Esraru 'l-Merfua fi'l­Ahbtiri'l-Mevdua, Beyrut 1986, s. 269; Acluni, İsmful b. Muhammed, Keşfu'l-Hafa ve Müzflu'l-İlbas Amme'ştehara mine'l-Ehtidfsfi Elsineti'n-Nas, Beyrut 1988, c. II, s. 132.

17 Aliyyu'l-Kan, el-Esraru'l-Merfoa, s. 269. 18 Zanyat; 51156. 19 Hakim, Ebu Abdilialı Muhammed b. Abdilialı en-Nl'sabilri, el-Müstedrek ale's-Sahfhayn,

Beyrut trz., c. II, s. 454. Bu hadisi Hakim el-Müstedrek'inde tahtic etmiş ve 'bu hadisin isnadı sahih olduğu halde Müslim ve Ruhari tahric etmedi, ' demiştir. Aynı hadisi bazı değişik lafızlarla İbnu Kesir de Taberi'den naklen tahtic etmektedir.( Taberi, Ebu Cafer Muhammed b. Cerir, Camiu'l­Beyan an Te'vfliAyi'l-Kur'an, Mısır 1321, cüz: 29, s. 10; İbn Kesir, Imaduddin Ebu'I-Fida' İsmail b. Ömer, Tejsfru'l-Kur'ani'l-Azfm, İstanbull984, c. VIII, s. 212.)

20 Buhan, Ebu Abdiilah Muhammed b. İsmful, el-Camiu's-Sahfh, Kitabu't-Tevhid, 22, hadis no: 6968; Kitabu Bed'i'l-Halk, ı, hadis no: 2983; Tirmizl', Ebu İsa Muhammed b. İsa, el­Camiu's-Sahfh, Kitabu't-Tefs!r; Ahmed b. Hanbel, Müsned, Beyrut trz., c. II, s. 313, 510; c. IV, s. 426, 431.

169

Page 8: VI. KUTLU DOGUM SEMPOZYUMU - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D145986/2006/2006_OKUDANR.pdf · Prof. Dr. İsmail YAKIT ISBN 975~7929-93-X ÇÖZÜMLEME Ahmet YILDIRIM, B. Bengü TORTUK,

'ama'daydı; altında hava yoktu, üstünde hava yoktu ve arşını su üzerinde

yarattı," buyrulmaktadır. 21

Buhaı1 şarihi Ayni, bu konuda şunları söylemektedir: "İbn Cerfr,

Muhammed b. İshak'ın 'Allah Teiila'nın yarattığı şeylerin ilki aydınlık ve

karanlıktır (nur ve zulmet); sonra ikisini birbirinden ayırdı. Karanlığı karanlık

kapkara gece yaptı, aydınlığı da görülen bembeyaz gündüz yaptı, '22 dediğini nakletmektedir. Ayrıca, 'tüm yaratılan/ardan, Allah Teaiii'nın yaratmış olduğu

şeylerin ilki, Muhammed sallallahu aleyhi ve s elZem 'in nurudur,' denilmiştir.

Sonuç olarak ben de şöyle derim; 'şeyin ilki' izafesi nisbet ifade eder ve buradaki

'ilk' kelimesinden maksat, cınsının aslıdır, diyerek hadislerin arası

bulunmaktadır ve tezad yoktur, " 23

Ayni, yukıırıdııki 'tüm yaranlonlardan, Allah Teôlô'mn yaratmış olduğu

ilk şey, Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem 'in nurudur, · sözüyle, "ey Cabir,

gerçekte Allah Tefılii, herşeyden önce Nurundan senin peygamberinin nurunu

yarattı," hadisine işaret etmektedir. Bu hadiste Cilbir b. Abdiilah (r.anh) şöyle

anlatmaktadır: "Ben Allah'ın Rfısulüne, 'ey Allah'ın Rasulü, anam babam sana

feda olsun, Allah Tefıla'nın ilk önce yarattığı şeyi bana söyler misin,' diye

sordum. O da bana; 'ey Cfıbir, Allah Tefıla herşeyden önce kendi nurundan senin

peygamberinin nurunu yarattı. Bu nur, Allah'ın dilediği yerleri dolaşıp gezerdi.

O zaman ne levh, ne kalem, ne cennet, ne cehennem, ne melek, ne yer, ne gök, ne

güneş, ne ay, ne cin, ne de ins vardı. Allah Tefılfı mahluku yaratmayı isteyince,

bu nuru dört parçaya ayırdı. İlk parçadan kalemi yarattı, ikinci parçadan levlıi

yarattı. Üçüncü parçadan Arşı yarattı . .. 'buyurdu. "24

21 Tirmizi, Kitabu't-Tefsiri'l-Kur'fuı; Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. IV, s. 11, İbn Bilbfuı, AHiurldin Ali el-Farisi, el-İhsanfi Takribi Sahfhi İbn Hibban, Beyrut 1414, c. XIV, s. 8, 9; Taberfuıi, Süleyman b. Ahmed, el-Mu'cemu'l-Kebfr, Beyrut trz., c. XIX, s. 207. "Ezelde Allah vardı ve O'ndan başka hiçbir şey yoktu. Arşı da su üzerindeydi ..... " şeklinde rivayet edilen hadisi Buhfui tahric etmektedir. Hadiste geçen 'başka' lafzı yerine bazı rivayetlerde 'önce' lafzıyla, bazılarında 'beraber' lafzıyla tahric edilmişse de İbn Hacer "hepsinin meali birdir" demektedir.( Askalfuıi, İbn Hacer, Şihabuddin Ebu'l-Fadl Ahmed b. Ali, Fethu 'l-Barf Şerhu Sahfhi'l-Buhilri, Beyrut ırz, c. VI, s. 206.) "Amadaydı, altında hava yoktu ... " hadisini de yine Tirmizi, İbn Hibbfuı ve Ahmed b. Hanbel tahric etmektedir.

22 İbn Esir, Izzuddin Ebu'I-Hasen Ali b. Ebi'I-Kerem Muhammed, el-Kamilfi't-Tarfh, Beyrut , c. I, s. 16; İbn Kesir, Imaduddin Ebu'l-Fida' İsmail b. Ömer, el-Bidaye ve'n-Nihilye, Beyrut 1993, c. I, s. 9.

23 Ayni, Ebu Muhammed Mahmud b. Ahmed, Umdetu'l-Kari Şerhu Sahfhi'l-Bulıilri, trz.,c. VII, s. 214.

24Kastalfuıi, el-Mevahibu'l-Ledunniyye'nin baştarafında birinci maksatta bu hadisi, Abdurrezzak'ın (2111827) el-Musannef adlı eserinde Cabir (r.anh)'den senedie rivayet ettiğini söylemiştir. Bkz: Kastalfuıi, Ahmed b. Muhammed, el-Mevahibu'l-Leduniyye bi'l-

170

Page 9: VI. KUTLU DOGUM SEMPOZYUMU - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D145986/2006/2006_OKUDANR.pdf · Prof. Dr. İsmail YAKIT ISBN 975~7929-93-X ÇÖZÜMLEME Ahmet YILDIRIM, B. Bengü TORTUK,

Cabir hadisi diye bilinen bu rivayetin farklı varyasyonlan

bulunmaktadır. Naklettiğimiz şekliyle hadisi Kastalani (923/ 1517) Abdurrezzfı.k

b. Hemmam'ın (211/827) el-Musannefine nisbet etmektedir.25 Bu hadis çeşitli

farklılıklada birlikte aynı zamanda Hakim (405/1014), Ahmed b. Hanbel

(2411855) ve İbn Hibbfı.n (354/965) tarafından rivayet edilmiş ve Hakim ve

Zehebi (748/1347) de sahih olduğunu söylemişlerdir.26 Aliyyu'l-Kari

(1014/1605), hadisin Hz. Peygamber'e ait bir söz olduğunu naklederken,27

"Allah'zn ilk yarattığı nurumdur" ve "ruhumdur" şekillerinde geldiğini fakat

'nur' ve 'ruh' kelimeleriyle aynı anlam kastedildiği için iki sözün aynı hadis

olduğunu ifade. etmiştir. Acluni (1162/1749), herhangi bir değerlendirme

yapmadan sıhhati yönünde bir kanaat ortaya koymuş ve "Ben, Adem 'in

yaratılmasından dörtbin sene önce, Rabb'imin huzurunda bir nurdum," hadisini

zikretmiştir.28 Aym şekilde Levnek! (103.1/1886) ne h~disin aslının olduğunu

kabul etmiştir.29

Ayni, yaratılan ilk şeyin Hz. Peygamber'in nuru olduğunu söylerken

Ayşe (r.anhfı.)'nin "Allah 'zn yarattığı ilk şey akıldır; ona 'ileri yönel,' dedi, o da

yöneldi; 'dön' dedi, döndü. Sonra 'İ zzet ve Celalime andolsun, senden daha

güzel bir şey yaratmadım; seninle tutar, seninle veririm," rivayetine30 ve yine

Minahi'l-Muhammediyye, Beyrut 1991, c. I, s. 71, 72; Zerkanl, Muhammed b. Abdilblli, Şerhu 'z-Zerkiinf alii 'l-Mevahibi'l-Leduniyye, Mısır trz, c. I, s. 44, 45; Zebidi, Muhammed b. Muhammed Murtaza el-Huseyni, İthtıfu Silddeti'I-Muttakfn bi Şerhi Esrari İhyiii UlUmi'd-Dfn, Mısır 1311, c. I, s. 454, 455; Acluni, Keşfu'l-Hafii, c. I. s. 265.

25 Kastalfuıi, el-Mevahibu 'l-Ledunniyye, c. I, s. 72. 26 Yıldınm, Ahmet, Tasavvuf..ın Temel Öğretilerinin Hadisladeki Dayanak/arı, Ankara 2000,

s. 125, 126. 27 Aliyyu'l-Kiiri, Nururldin Ali b. Muhammed b. Sultan el-Herevi, Mirkiitu 'l-Mefatfh Şerhu

Mişkiiti'l-Mesabfh, trz., c. I, s. 161; Aliyyu'l-Kiiri, Nuruddin Ali b. Muhammed b. Sultan el-Herevi, Şerhu 'ş-Şifa, Beyrut trz., c. I, s. 505; Aliyyu'l-Kiiri, el-Esriiru '1-Merfua fi'l­Ahbdri'l-Mevdua, s. 386.

28 Acluni, Keşfu'l-Hafii, c. I, s. 265, 266. 29 Levnekl, Abdulhayy Muhammed Abdulhalim, el-Asaru 'l-Merfoa fi Ahbiiri 'l-Mevdua,

Beyrut 1984, s. 42. "Ben, Adem'in yaratılmasından dörtbin sene önce, Rabb'imin huzurunda bir nurdum,"

hadisini Aclüni'nin Cabir hadisinin sıhhatine delil olarak zikrettiği kanaatindeyiz. Ancak, her iki hadis hakkında da bir değerlendirme yapmamış olması dikkat çekicidir.( Aclün1:, Keşfu 'l-Hafa, c. I, s. 265, 266.)

30 Taberaru, el-Mu'cemu'l-Kebfr, c. VIII, s. 283; Beyhaki, Ebu Bekr Ahmed b. Huseyn b. Ali, Şuabu'l-fmiin, Beyrut 1410, c. IV, s. 154; Hakim Tirmizi, EbU AbdiHalı Muhammed b. Ali b. el-Hasen, Nevfidiru'l-Usulfi Ma'rifeti Ehfidfsi'r-Rasul, Beyrut 1412, c. I, s. 340; c. II, s. 144; Ebu Nuaym, Ahmed b. Abdilialı el-Isfehani, Hilyetu'l-Evliyii ve Tabakiitu'l-Asfiya, Beyrut 1387, c. VII, s. 318; Gazali, Ebu Hfunid Muhammed b. Muhammed, İhyau Ulumi'd­Dfn, Beyrut trz., c. I, s. 89; Sühreverd1:, Şihabuddin Ömer b. Muhammed, Aviirifu'l-Mearif, s. 220; Konuk, Fususu 'l-Hikem Şerhi, c. III, s. 360.

171

Page 10: VI. KUTLU DOGUM SEMPOZYUMU - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D145986/2006/2006_OKUDANR.pdf · Prof. Dr. İsmail YAKIT ISBN 975~7929-93-X ÇÖZÜMLEME Ahmet YILDIRIM, B. Bengü TORTUK,

Ayşe (r.anha)'nin "Allah 'ın yarattığı ilk şey akıldır," rivayetine31 de işaret etmiştir. Nitekim Şa'rani (973/1565), 'Allah 'ın ilk yarattığı akıldır,' 'Allah 'ın ilk

yarattığı nurumdur' hadisleri arasında bir çelişki olmadığım; ilk akıl ve nur

ifadeleriyle nur-ı Muhammediyenin kastedildiğini ifade etrniştir.32

İbn Arabi, Allah'ın yarattığı ilk varlığın Hz. Peygamber (s.a.v)'in ruhu

olduğunu ve diğer ruhiann ondan zuhur ettiğini belirttikten sonra, "Allah Ona

peygamberliği müjde/ediği zaman, Adem henüz yoktu; su ile çamur

ardsındaydı ... Hz. Muhammed daha o zaman şeriat sahibiydi. Çünkü hadiste,

"Adem su ile çamur arasındayken ben nebf idim "33 diyor, ben insandım veya

vardım demiyor" şeklinde bir açıklama getirmektedir.34 Yine bu hadisi esas

alarak Lübnan'lı muhaddis ve sufi Yusuf Nebhani (1350/1931) şunlan

söylemektedir: "Allah varlıkları yaratmak istediğinde, Hakikat-i

~.~1uhammediyeyi kendi nurundan yarattı. Sonra ulvf ve süfli ne kadar iilenı varsa,

o hakikatten ortaya çıkardı. Ona nübüvvetini bildirdi. Hadiste Hz. Peygamber

( s.a. v) 'in buyurduğu gibi, bu sıradaAdem ruh ile ce sed arasında idi. "35

31 İbn Arabi, el-Fuıuhiitu 'l-Mekkiyye, c. I, s. 334; c. III, s. 169; Davud el-Kayseri, "Risiıletun fl't-Tasavvuf", s. 192; Şa'rani, Abdulvahhab, el-Yevakft ve'l-Cevahfr fi Beyani Akôidi'l­Kebôir, Beyrut trz., c. II, s. 20; Serhendi, Ahmed el-Faruki, Mektubôt-ı Rabbônf, İstanbul trz., c. III, s. 96; Konuk, A. Avni, Tedbfrat-ı ilahiye Tercüme ve Şerhi, haz: Doç. Dr. Mustafa Tahralı, s. 68 ve 244.

Bu hadisin sabit bir senedi olmadığı İbn Hacer tarafından kaydedilmiştir. Bkz: Askalani, Fethu'l-Barf, c. VI, s. 206; Ayni, Umdetu'l-Karf, c. VII, s. 214.

"Allah'ın ilk yarattığı akıldır," sözünün hadis olmadığı birçok mevduat yazarı

tarafından ileri sürülmüştür. İbn Teymiye (728/1328), Ahmed b. Hanbel'in (2411856) bu söz için 'yalan' hükmünü verdiğini söylemiş (Bkz: AbdulUdir MahmUd, el-Felsefetu's­SO.fiyye, s. 627.), İbn Adiyy (365/975) 'batı! ve münker' demiş, Zehebi (748/1348) de İbn Adiyy'e katılmıştır(Bkz: Şevkani, Muhanımed b. Ali b. Muhanımed, el-Fevaidu'l-Mecmua fi'l-Ehiidfsi'l-Mevdua, Kahire 1960, s. 478-479.). İbn Kayyım (75111350), sadece bu sözün değil akılla ilgili bütün hadis denilen sözlerin uydurma olduğunu ifade etmiştir (Bkz: İbn Kayyım el-Cevziyye, el-Menaru'l-Münif fi's-Sahfhi ve'd-Daif, Beyrut 1994, s. 66.). Bu sözün hadis olduğunu kabul eden İbn Arabi ve takipçisi sufıler, burada geçen ilk yaratılan aklı, yani ilk aklı, Hz. Peygamber (s.a.v)'in ruhu ve nuru şeklinde anlamışlardır.

32 Şa'rani, el-Yevakft ve'l-Cevahfr, c. II, s. 20. 33 İbn Arabi, el-Futuhiitu'l-Mekkiyye, c. I, s. 372, 561; c. III, s. 191; c. IV, s. 29; c. V, s. 42,

43, 272; c. VI, s. 287, 392; c. VII, s. 104, 105; İbn Arabi, Muhyiddin EM Bekr Muhanımed b. Ali, Fususu'l-Hikem, Beyrut trz., s. 214; Sühreverdi, Avarifu'l-Mearif, s. 46; Davil.du'l­Kayseri, Risaletun fi't-Tasavvuf, s. 199, 212; Şa'ram, el-Yevakft ve'l-Cevfihfr, c. II, s. 18, 19, 20.

34 İbn Arabi, el-Futuhfitu '1-Mekkiyye, c. I, s. 367. 35 Nebham, Yusuf b. İsmail, el-Envaru'l-Muhammediyye mine'l-Mevahibi'l-Leduniyye,

İstanbul1988, s. 9. İbn Arabi'nin de dayandığı bu hadis muhaddisler tarafından sahih bulunmuştur. Hatta

İbn Teymiyye ve İbnu'l-Cevzi gibi ilim adamları da rivayeti sahih görmüşlerdir (Bkz: İbn Teymiyye, Takiyyuddin Ahmed b. Abdillialim el-Harrani, Mecmuu'l-Feteva, Beyrut, c. Il, s. 147; c. VIII, s. 282.). Ancak hadisin rivayetlerinin hiçbir varyasyonunda Hz. Peygamber

172

Page 11: VI. KUTLU DOGUM SEMPOZYUMU - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D145986/2006/2006_OKUDANR.pdf · Prof. Dr. İsmail YAKIT ISBN 975~7929-93-X ÇÖZÜMLEME Ahmet YILDIRIM, B. Bengü TORTUK,

Hakikat-i Muhammediye nazariyesinin dayandığı Nur-ı Muhammedi

görüşünün gelişmesinde bu gibi bazı sıhhati tesbit edilmiş rivayetlerin etkisinin

olduğu bir gerçektir.36 Fakat, mevzu olan sözler ve bazı zayıf hadisler dışında,

sahih rivayetlerin hiçbirinde Allah'ın kendi nurundan Hz. Peygamber (s.a.v)'in

nurunu, o nurdan da peyderpey diğer varlıkları yarattığı şeklinde bir düşünceyi

ortaya koyan ifadeye rastlanmamaktadır. İlim adamlanndan bazısı bu gibi sözler,

yabancı kaynaklı felsefi görüşler olan Neo-Platonizm ve Gnostisizm

nazariyelerinin bir takım mutasavvıflar tarafından hadis haline getirilmiş şekilleri

olduğunu belirtmişlerdir.37

Hakikat-i Muhammediye Nazariyesinin Felsefi Kaynakları

Bütün İslam alemi eski medeniyetlere ait dini ve fikri cereyanlann bir

şekilde etkisi altına girmiştir. Yunan felsefesinin fikri ve zevki yönleriyle yapmış

olduğu etki şüphesiz ki en büyüğüdür. İslam filozoflan Aristonun etkisinde

kalırken, mutasavvıflar üzerinde de Platon (: Eflatun) ve Plotinus'un etkisi

görülmektedir.

Mutasavvıflar Plotinus felsefesinde ruhi zevklerini ve vecdlerini, batmi

mükaşefelerini tatmin edecek bir kaynak bulmuşlardır.38 Bu felsefi ekole göre

bütün varlıklar Allah'ın feyzinin eseridir ve O'nun ilk feyzi akl-ı evveldir. Bütün

varlıklar var oluşlannı ondan alırlar. Diğer feyizler bu ilk akıldan sadır olur. İşte

Hakikat-i Muhammediye nazariyesi de, Helenistik Felsefedeki 'varlıklann ilk

varlıktan feyz yoluyla sudur ettikleri' şeklindeki 'sudı1r nazariyesi'ne oldukça

benzemektedir. Felsefenin İslam dünyasında yaygınlaşıp düşünce olarak

etkilerneye başlamasıyla filozoflann 'akl-ı evvel', 'akl-ı külli' diye ifade ettikleri

kavrarnlar mutasavvıflar tarafından en-Nuru'l-Muhammedi, el-Hakikatu'l­

Muhammediye gibi ifadelerle söylenmeye başlanmıştır. Hallac'ın sistematik bir

biçimde ortaya attığı bu nazariye, H.III/ M.IX. Yüzyılın sonlannda Gnostik

fikirlerin tasavvufa girişinin ilk örneklerinden sayılmaktadır. Nazariye daha

(s.a.v)'in Hz. Adem (a.s)'den önce nurdan yaratıldığına dair lafz! bir işaret yoktur. Hadisin Ebü Hureyre'den rivayet edilen Tirmizi'nin tahric ettiği ve Irbad b. Sariye'den gelen Ahmed b. Hanbel ve Hakim'in tahric ettikleri iki varyasyonu bulunmaktadır.( Bkz. Heyseıni, Nuruddin Ali b. Ebi Bekr, Mecmau'z-Zeviiid ve Menbeu'l-Feviiid, 1402, c. VIII, s. 223.}.

36 Demirci, Mehmet, "NCır-ı Muhammed!", D .E. O. ilahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı: I, İzmir 1983, s. 249.

37 Afifı, Ebu'I-AHl., Tasavvuf, İslam'da Manevi Devrim, çev: H. İbrahim Kaçar ve Murat Sülün, İstanbul 1996, s. 96; Uludağ, Süleyman, "Giriş, Kuşeyri'nin Hayatı ve Risiilesi", Tasavvuf ilmine Dair Kuşeyri Risiilesi, İstanbul 1991, s. 26.

38 Doğru!, İsliimiyelin Geliştirdiği Tasavvuf, s. 40, 41.

173

Page 12: VI. KUTLU DOGUM SEMPOZYUMU - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D145986/2006/2006_OKUDANR.pdf · Prof. Dr. İsmail YAKIT ISBN 975~7929-93-X ÇÖZÜMLEME Ahmet YILDIRIM, B. Bengü TORTUK,

sonralan H.VIU M.XIIT. Yüzyıldan itibaren İbn Arabitarafından vahdet-i vücud

düşüncesi içinde temel görüşlerden biri haline gelmiştir. Bazı ilim adamlan

tarafından nazariyenin Hristiyanlıktan alındığı veya sistemleştirilirken

Hristiyanlıktan etkilendiği ileri sürülmüş, bazılan da Sünni çevreye Şianın

gnostik tasavvufundan, onlara da Neo-Platonizmden geçtiğini söylernişlerdir.39

Gerçekten de İbn Arabi tarafından ortaya konulduğu şekliyle, insan-ı

karnil nazariyesi, şii İmam prensibine oldukça benzemektedir. Bu nazariyelerin

her. ikisi de, kaynak bakımından, Şiilik ve tasavvufta var olan şekliyle, hakikat-ı

Muhammediye'ye dayanmaktadır. Aynı şekilde, biraz farklı da olsa, Nur-ı

Muhammed! nazariyesi ve velayet silsilesi nazariyesi her iki sistemde

bulunmaktadır. Şia, bir peygamberden diğerine · ve sonunda da Hz.

Peygamber'den imarnlara geçen 'ilk nur'un varlığına inanır. İlahi bilgiyi elde

etmek isteyen insanın, Hz. Peygamber'den sonra, İmam vasıtasıyla bu nura

bağlanması gerektiğini söyler. Tasavvufta ise insanın, Hz. Peygamber' e kadar

ulaşan velayet silsilesi ile bir karnil insana akan berekete bağlı olması gerekir.40

Massignon, Ebu Bekr Razi'den İbn Sina'nın zamanına kadar Yunan

felsefesinin İslam dünyasmda yayılarak egemenliğinin gittikçe kuvvetlendiğini,

bu yüzden Hicretin dördüncü yüzyılında ince metafizik terimler oluşturulduğunu,

bunlarla ruhun ve nefsin maddi olmayan özler olduğunun anlatıldığını, böylece

bir takım genel anlamlann, tali illetler zincirinin ve benzeri daha başka şeylerin

ortaya çıktığını, bu terimierin Aristo'ya isnad edilen Lahilt ile, Platon'a ait

idealerle ve Platinus'a ait feyzlerle kanştığım ve bütün bunlann tasavvufun

gelişmesinde çok derin etkileri olduğunu söylemektedir.41

Sonuç

İlk zahidlerin sözlerine ve fıillerine hakim olan unsurlar saf İslami

unsurlarken, daha sonra gelerek tasavvufu kurumsallaştıran ve felsefe

sayılabilecek bir hale getiren mutasavvıflann nesir ve nazım haldeki eserlerinde

felsefi görüşlerin ve terminolojinin izleri görülmektedir. Bütün bunlar, Yunan

felsefesinin Arapçaya tercüme edilmesi ve fılozoflann uluhiyet, nübüvvet,

yaratma, yaradılış ve diğer konular hakkındaki görüşlerinin yayılmasından sonra,

39 Bkz: Massignon, Louis, "Nur-ı Muhammed!", İ.A., İstanbul 1970, c. IX, s. 362. 40 Nasr, Seyyid Hüseyin, Tasavvufi Makaleler, çev: Prof. Dr. Sadık Kılıç, İstanbul 2002, s.

124, 125. 41 Massignon, Louis, "Tasavvuf', İ.A., İstanbul 1974, c. XII, s. 28, 29.

174

Page 13: VI. KUTLU DOGUM SEMPOZYUMU - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D145986/2006/2006_OKUDANR.pdf · Prof. Dr. İsmail YAKIT ISBN 975~7929-93-X ÇÖZÜMLEME Ahmet YILDIRIM, B. Bengü TORTUK,

mutasavvıflann, Neo-Platonik fikirleri, kendi görüşlerini besliyecek bir kaynak

olarak görmelerinin sonucu olmalıdır.

Tasavvuf, diğer İslam ilimleri gibi, iddialannı ve bu iddialann

temellendirildiği fikirlerini ayet ve hadise dayandırma ihtiyacında olmuştur.

Gerçekten, ontolojik olarak felsefi bir kıyınet taşıyan Hakikat-i Muhammediye

nazariyesinin ortaya çıkışı da Hz. Peygamber'e isnad edilen hadisiere

dayandınlmaktadır. Fakat, mevzu olan sözler ve bazı zayıf hadisler dışında, sahih

rivayetlerin hiçbirinde Allah'ın kendi nurundan Hz. Peygamber (s.a.v)'in nurunu,

o nurdan da peyderpey diğer varlıklan yarattığı şeklinde bir düşünceyi ortaya

koyan ifadeye rastlanmamaktadır. Bütün bu öncüllerin bir sonucu olarak,

Hakikat-i Muhammediye nazariyesi hakkında hadis olarak rivayet edilen sözlerin

bir çoğunun Neo-Piatonizrn ve Gııusti:sizm nazariyeleıüıderı mü:heiTı ifaddcıiıı

bir takım mutasavvıflar tarafından hadis haline getirilmiş şekilleri olduğunu

söylemek mümkündür.

Bibliyografya

Abdulkadir Mahmud, el-Felsefetu 's-Sufiyye fi'l-İslfım, Kahire 1967.

Aclurn, İsmail b. Muhammed, Keşfu'l-Haffı ve Müzflu'l-flbfıs Amme'ştehara

mine'l-Ehiidfsfi Elsineti'n-Nfıs, Beyrut 1988.

Afifi, Ebu'l-Ala, Tasavvuf, İslam'da Manevi Devrim, çev: H. İbrahim Kaçar ve

Murat Sülün, istanbull996.

------, Ebu'l-AHl, Muhyiddin İbn-i Arabf'de Tasavvuf Felsefesi, çev: Prof. Dr.

Mehmet Dağ, İstanbull998

Ahmed b. Hanbel, Müsned, Beyrut trz.

Aliyyu'l-Kan, Nuruddin Ali b. Muhammed b. Sultan el-Herevi, el-Masnu', .

Nuruddin Ali b. Muhammed b. Sultan el-Herevi, el-Esrfıru'l­

MerfUafi'l-Ahbfıri'l-Mevdfla, Beyrut 1986.

Nuruddin Ali b. Muhammed b. Sultan el-Herev!, Mirkfitu'l­

Mejfıtfh Şerhu Mişkfıti'l-Mesfıbfh, trz.

-----------------, Nuruddin Ali b. Muhammed b. Sultan el-Herevl, Şerhu 'ş-Şifa,

Beyrut trz.

AskaHini, İbn Hacer, Şihabudd1n Ebu'l-Fadl Ahmed b. Ali, Fethu'l-Bfirf Şerhu

Sahfhi'l-Buhfıri, Beyrut trz.

Ayni, EbU Muhammed Mahmud b. Ahmed, Umdetu'l-Kfıri Şerhu Sahfhi'l­

Buhôri, trz.

175

Page 14: VI. KUTLU DOGUM SEMPOZYUMU - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D145986/2006/2006_OKUDANR.pdf · Prof. Dr. İsmail YAKIT ISBN 975~7929-93-X ÇÖZÜMLEME Ahmet YILDIRIM, B. Bengü TORTUK,

Bayrakdar, Mehmet, Yunus Emre ve Aşk Felsefesi, Ankara 1991.

Beyhaki, Ebfi Bekr Ahmed b. Huseyn b. Ali, Şuabu'l-fman, Beyrut 1410.

Buhari, Ebu Abdiilah Muhammed b. İsmail, el-Camiu's-Sahfh.

Bursavi, İsmail Hakkı, Ferahu'r-Ruh, Bulak: 1252.

Cebecioğlu, Ethem, Tasavvuf Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, Ankara 1997.

Cevheri, Abdulhamid, et-Tasavvuf Mişkatu 'i-Hayran, 1996.

Davud el-Kayseri, Mahmud b. Muhammed, "Risaletun fi't-Tasavvuf', A.Ü.

İlahiyar Fakültesi Dergisi, Ankara 1988.

Demirci, Mehmet, "Nur-ı Muhammedf", D.E.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı:

I, İzmir 1983.

Doğrul, Ö. Rıza, İslamiyetin Geliştirdiği Tasavvuf, İstanbul 1948.

EbO Nwıym, Ahmed b, Abdiilah ei-Isfehani, Hilyetu 'l-Evliyfl ve Tabrıkfltu'l­

A.sfiya, Beyrut 1387.

Erzurumi, İbrahim Hakkı, Marifetname, 1257.

Gazall, Ebu Hamid Muhammed b. Muhammed, İhyau Ulumi'd-Dfn, Beyrut trz.

Hakim Tirmizi, Ebu Abdiilah Muhammed b. Ali b. el-Hasen, Nevadiru'l-Usulfl

Ma'rifeti Ehadfsi'r-Rasill, Beyrut 1412.

Hakim, Ebu Abdiilah Muhammed b. Abctillah en-Nisabilri, el-Müstedrek ale' s­

Sahfhayn, Beyrut trz.

Heysemi, Nuruddin Ali b. Ebi Bekr, Mecmau'z-Zevaid ve Menbeu'l-Fevaid,

1402.

İbn Arabi, Muhyiddin Ebu Bekr Muhammed b. Ali, el-Futuhatu'l-Mekkiyye,

Beyrut 1994.

------------, Muhyiddin Ebu Bekr Muhammed b. Ali, Fusiisu'l-Hikem, Beyrut trz.

İbn Bilban, Alauddin Ali el-Farisi, el-İhsanfl Takribi Sahfhi İbn Hibban, Beyrut

1414.

İbn Esir, Izzuddin Ebu'I-Hasen Ali b. Ebi'I-Kerem Muhammed, el-Kamil .fi't­

Tarih, Beyrut .

İbn Kayyım el-Cevziyye, el-Menaru 'l-Müniffi's-Sahfhi ve'd-Daif, Beyrut 1994.

İbn Kesir, Imaduddin Ebu'l-Fida' İsmail b. Ömer, el-Bidaye ve'n-Nihfıye, Beyrut

1993.

------------, Imaduddin Ebu'l-Fida' İsmail b. Ömer, Tejsfru'l-Kur'ani'l-Azfm,

İstanbul 1984.

İbn Teymiyye, Takiyyuddin Ahmed b. Abctilhalim el-Harrani, Mecmuu'l-Feteva,

Beyrut.

176

Page 15: VI. KUTLU DOGUM SEMPOZYUMU - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D145986/2006/2006_OKUDANR.pdf · Prof. Dr. İsmail YAKIT ISBN 975~7929-93-X ÇÖZÜMLEME Ahmet YILDIRIM, B. Bengü TORTUK,

Kastali1ni, Ahmed b. Muhammed, el-Mevahibu'l-Leduniyye bi'l-Minahi'l­

Muhammediyye, Beyrut 1991.

Konevi, Sadreddin, Kırk Hadis (Tasavvufi Yorumlanyla), tre: Harun Ünal,

İstanbul 1984.

Konuk, A. Avni, Tedbfrat-ı İlahiye Tercüme ve Şerhi, haz: Doç. Dr. Mustafa

Tahralı, İstanbul 1992.

--------, Avni, Fususu'l-Hikem Şerhi, haz: Doç. Dr. Mustafa Tahrab ve Yrd. Doç.

Dr. Selçuk Eraydın, İstanbul 1990.

Levneki, Abdulhayy Muhammed Abdulhalim, el-Asaru'l-Merft1a fi Ahbfiri'l­

Mevdua, Beyrut 1984.

Massignon, Louis, "Nur-ı Muhammedf", İ.A., İstanbul 1970.

-------------,Louis, "Tasa;:vuf', İ./L, İstanbul 1974.

Nasr, Seyyid Hüseyin, Tasavvufi Makaleler, çev: Prof. Dr. Sadık Kılıç, İstanbul

2002.

Nebhani, Yusuf b. İsmail, el-Envaru'l-Muhammediyye mine'l-Mevahibi'l-

Leduniyye, İstanbul1988.

Öztürk, Yaşar Nuri, H allac-ı M ansun;e Eseri, Kitabu 't-Tavasfn, İstanbul 197 6.

--------,Yaşar Nuri, The Eye ofThe Heart, İstanbul1988.

Sebavi, el-Mekasıdu'l-Hasene, .

Serhendi, Ahmed el-Faruki, M ekıubat-ı Rabbanf, İstanbul trz.

Sunar, Cavit, Ana Hatlariyle İslam Tasavvufu Tarihi, Ankara 1978.

-------,Cavit, Mistizmin Ana Hatlan, Ankara 1966.

Sühreverdi, Şihabuddin Ömer b. Muhammed, Avarifu '1-Mefirif, trz.

Şa'rani, Abdulvahhab, el-Yevfikft ve'l-Cevahfr fi Beyani Akaidi'l-Kebair, Beyrut

trz.

Şevkani, Muhammed b .. Ali b. Muhammed, el-Fevaidu'l-Mecmuafi'l-Ehadfsi'l­

Mevdua, Kahire 1960.

Taberani, Süleyman b. Ahmed, el-Mu'cemu'l-Kebfr, Beyrut trz.

Tabeıi, Ebu Cafer Muhammed b. Ceıir, Camiu'l-Beyan an Te'vfli Ayi'l-Kur'fın,

Mısır 1321.

Tirmizi, EbU İsa Muhammed b. İsa, el-Cfımiu 's-Sahfh,.

Uludağ, Süleyman, "Giriş, Kuşeyri'nin Hayatı ve Risô.lesi", Tasavvuf İlmine

Dair Kuşeyrf Risalesi, İstanbul 1991.

Uysal, Muhittin, Tasavvuf Kültüründe Hadis, Konya 2001.

177

Page 16: VI. KUTLU DOGUM SEMPOZYUMU - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D145986/2006/2006_OKUDANR.pdf · Prof. Dr. İsmail YAKIT ISBN 975~7929-93-X ÇÖZÜMLEME Ahmet YILDIRIM, B. Bengü TORTUK,

Yıldınm, Ahmet, Tasavvufun Temel Öğretilerinin Hadislerdeki Dayanak/an, Ankara 2000.

Zebi'di', Muhammed b. Muhammed Murtaza el-Huseyni', İthafu Saddeti'l­

Muttakfn bi Şerhi Esrari İhyai Ulumi'd-Dfn, Mısır 1311.

Zerkani', Muhammed b. Abdilbakl, Şerhu'z-Zerkanf alii'l-Mevahibi'l-Leduniyye,

Mısır trz.

178