24
Telekom'dan Internet iletişimine engel! Türk Telekom, Internet servisi sağlayan kuruluşlardan hizmetlerini durdurmalarını istedi # Türk Telekom'un Internet ser- visi sağlayan kuruluşlara gönderdi- ği bir mesaj, Türkiye bilgisayar sektörünün gündemini oldukça meşgul etmeye başladı. Mesajın içeriği, kullanıcılara Internet iletişi- mi sağlayan kuruluşların bu hiz- metlerine son vermeleri yönün- deydi. Çıkış noktası ise PTT sözleş- mesinde yer alan, 'Alınan iletişim hizmetleri, 3- şahıslara satılamaz' maddesi idi. Mesajın, IBM Türk dı- şında kimlere gittiği henüz açıklık kazanmadı. • Söz konusu mesajın duyulma- sından sonra bazı Internet kullanı- cıları, yine Internet aracılığıyla tep- kilerini dile getirdiler. Internet'de yer alan mesajlarda, Türk Tele- kom'un tekel olduğunu belirten kullanıcılar, gerekli düzenlemele- rin bir an önce yapılmasını istedi- ler. Internet kullanıcıları, aksi tak- tirde radyocular gibi yakında "In- ternet'imi istiyorum" kampanyası yapmak zorunda kalabileceklerini söylüyor. (Ayrıntılı haber sayfa 4'de) Bu sayıda... IBM Lotusu neden aldı? (Sayfa 3) Majör, 1. yıl kutlamalarında İmaj/400'ü tanıttı (Sayfa 7) Hüseyin Kayacan: Biraz da siz omuzlayın beyler! (Sayfa 9) İde Yapı, mimarlara yöneliyor (Sayfa 9) İş dünyası için 10 süper kent (Sayfa 10) Sony, Apple'ı satın mı alıyor? (Sayfa 11) IBM'den büyük ürün duyurusu (Sayfa 14) Apple'dan yeni ürünler (Sayfa 16) Burak Yel: Maceracı, girişimci, profesyonel bir ruh (Sayfa 18-19) Salonda bilgisayar eğitimi (Saga 24) Telif yasası tamam, yola devam # Yazılımcılar, Telif Hakları Yasa- sı'nın yürürlüğe girmesinin ardından korsan kopyacılığa karşı ortak kam- panya hazırlığında. # Yasanın çıkmasından önce ya- bancı yazılım şirketlerinden Micro- soft, Autodesk, Borland, Computer Associates, Lotus, Novell, Oracle ve Software AG ortak bir bilinçlendirme kampanyası yaptılar. # Şimdi bu tür, kullanıcıyı bilinç- lendirmeye yönelik kampanyaların yerli ve yabancı yazılımcıların katılı- mı ile daha etkin şekilde yapılması bekleniyor. Yazılımcılar pek çok konuda olduğu gibi bu ortak bilinçlendirme çalışmaları için de, 5 Temmuz 1995 tarihinde yapılacak olan toplantıda karar çıkarılmasını bekliyor. Bu ne- denle 5 Temmuz günü İTÜ Maçka Sosyal Tesisleri'nde yapılacak top- lantıya tüm yazılımcıların katılımı is- teniyor. • Bu gelişmelerin yanı sıra Micro- soft'un önderliğinde bir Kopya Yazı- lımla Mücadele Hattı oluşturuldu. Bu hattan yararlanmak isteyenler 0212- 272 22 39 numaraya başvurabilirler. (Ayrıntılı haber sayfa 2'de) TBV'nin destekleyeceği projeler belli oldu Faruk Eczacıbaşı Başkanlı- ğı'nda toplanan Türkiye Bilişim Vakfı Yönetim Kurulu, 15 proje arasından 7 projeyi destekleme- ye değer buldu. Kabul edilen projeler şunlar: Türkiye Bilişim Stratejisi oluşturulması, Yazılım Tescil Ofisi kurulması, Yazılım Korsanlığı ile Mücadele edilme- si, Yazılım Kalite Standartlarının belirlenmesi, Gebze Yazılım Parkı kurulması, Eurometod Me- todolojisinin izlenmesi, MERNİS Projesi'ne olurluk raporu hazır- lanması. (Ayrıntılı haber sayfa 4'de) SAP Türkiye, yazılımevleriyle işbirliği yapacak Bir yandan IBM, HP gibi do- nanım şirketleriyle "Yetikili Mer- kez" (competence center) anlaş- malarını yürüten SAP Türkiye, diğer yandan da büyük endüstri kuruluşlarına yönelik ürünleri- nin üzerinde uygulama yazılım- ları geliştirecek yazılımevleriyle de işbirliğine gidiyor. (Ayrıntılı haber sayfa 6'da) Avukat Haluk İnama Telif Yasası'nı yorumluyor Yeni yasanın getirdikleri (2) Avukat Haluk İnanıcı, geçen hafta başladığı Fikir ve Sanat Eserleri Yasa- sı'ndaki yeni düzenlemeleri yazılım sektörü açısından inceleyerek, yo- rumlamaya devam ediyor. (Ayrıntılı haber sayfa 8'de) Atakta Link ve Logo ile tabana iniyor Oracle Bilgisayar Sistemleri Ltd. Şti., indirekt satış kanalları oluşturma kararının ardından distribütörlerini de belirledi. Oracle'ın Türkiye'deki distribütörleri Logo ve Link oldu. Yalnız Link ve Logo'nun yanı sıra Oracle da doğrudan satışlarına devam edecek. (Ayrıntılı haber sayfa 7'de) Workgroup 2000 ürünlerini duyurdu Oracle, alt uç kullanıcıyı hedeflediği Workgroup 2000 ürün ailesini du- yurdu. Workgroup 2000 ile daha alt-uç kullanıcılara da ulaşmayı hedefle - yen şirket, bu ürünlerin 6 Temmuz 1995 günü istanbul'da, 12 Temmuz 1995 günü ise Ankara'da geniş çaplı tanıtımını yapacak. (Ayrıntılı haber sayfa 17'de)

Telekom'dan Internet iletişimine engel! · Telekom'dan Internet iletişimine engel! Türk Telekom, Internet servisi sağlayan kuruluşlardan hizmetlerini durdurmalarını istedi

  • Upload
    others

  • View
    4

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Telekom'dan Internet iletişimine engel! · Telekom'dan Internet iletişimine engel! Türk Telekom, Internet servisi sağlayan kuruluşlardan hizmetlerini durdurmalarını istedi

Telekom'dan Internet iletişimine engel!

Türk Telekom, Internet servisi sağlayan kuruluşlardan hizmetlerini durdurmalarını istedi

# Türk T e l e k o m ' u n Internet ser­

visi sağlayan kuruluşlara g ö n d e r d i ­

ği bir mesaj, Türkiye bilgisayar

s e k t ö r ü n ü n g ü n d e m i n i o l d u k ç a

m e ş g u l e t m e y e başladı. Mesajın

içeriği, kullanıcılara Internet iletişi­

mi sağlayan kuruluşların bu hiz­

met ler ine s o n vermeler i y ö n ü n ­

deydi . Çıkış noktas ı ise PTT sözleş­

m e s i n d e yer alan, 'Alınan iletişim

hizmetleri, 3- şahıslara satı lamaz'

m a d d e s i idi. Mesajın, IBM Türk dı­

ş ında kimlere gittiği h e n ü z açıklık

k a z a n m a d ı .

• Söz k o n u s u mesajın d u y u l m a ­

s ı n d a n s o n r a bazı Internet kullanı­

cıları, y ine Internet aracılığıyla tep­

kilerini dile getirdiler. I n t e r n e t ' d e

yer a lan mesajlarda, Türk Tele­

k o m ' u n tekel o l d u ğ u n u bel ir ten

kullanıcılar, gerekli d ü z e n l e m e l e ­

rin bir an ö n c e yapı lmasını istedi­

ler. Internet kullanıcıları, aksi tak­

tirde radyocular gibi y a k ı n d a "In-

ternet ' imi ist iyorum" k a m p a n y a s ı

y a p m a k z o r u n d a kalabi leceklerini

söylüyor.

(Ayrıntılı haber sayfa 4'de)

Bu sayıda...

• IBM Lotusu

neden aldı?

(Sayfa 3)

• Majör, 1. yıl

kutlamalarında

İmaj/400'ü tanıttı

(Sayfa 7)

• Hüseyin Kayacan:

Biraz da siz omuzlayın

beyler!

(Sayfa 9)

•İde Yapı, mimarlara

yöneliyor

(Sayfa 9)

• İş dünyası için 10

süper kent

(Sayfa 10)

• Sony, Apple'ı

satın mı alıyor?

(Sayfa 11)

• IBM'den büyük

ürün duyurusu

(Sayfa 14)

• Apple'dan yeni

ürünler

(Sayfa 16)

• Burak Yel:

Maceracı, girişimci,

profesyonel bir ruh

(Sayfa 18-19)

• Salonda bilgisayar

eğitimi

(Saga 24)

Telif yasası tamam,

yola devam # Yazılımcılar, Telif Hakları Yasa-

sı'nın yürürlüğe girmesinin ardından

korsan kopyacılığa karşı ortak kam­

panya hazırlığında.

# Yasanın çıkmasından önce ya­

bancı yazılım şirketlerinden Micro­

soft, Autodesk, Borland, Computer

Associates, Lotus, Novell, Oracle ve

Software AG ortak bir bilinçlendirme

kampanyası yaptılar.

# Şimdi bu tür, kullanıcıyı bilinç­

lendirmeye yönelik kampanyaların

yerli ve yabancı yazılımcıların katılı­

mı ile daha etkin şekilde yapılması

bekleniyor.

• Yazılımcılar p e k çok k o n u d a

olduğu gibi bu ortak bilinçlendirme

çalışmaları için de, 5 T e m m u z 1995

tarihinde yapılacak olan toplantıda

karar çıkarılmasını bekliyor. Bu ne­

denle 5 T e m m u z günü İTÜ Maçka

Sosyal Tesisleri'nde yapılacak top­

lantıya tüm yazılımcıların katılımı is­

teniyor.

• Bu gelişmelerin yanı sıra Micro-

soft'un önderliğinde bir Kopya Yazı­

lımla Mücadele Hattı oluşturuldu. Bu

hattan yararlanmak isteyenler 0212-

272 22 39 numaraya başvurabilirler.

(Ayrıntılı haber sayfa 2'de)

TBV'nin

destekleyeceği

projeler belli oldu Faruk Eczacıbaşı Başkanlı-

ğı'nda toplanan Türkiye Bilişim

Vakfı Yönetim Kurulu, 15 proje

arasından 7 projeyi destekleme­

ye değer buldu. Kabul edilen

projeler şunlar: Türkiye Bilişim

Stratejisi oluşturulması, Yazılım

Tescil Ofisi kurulması, Yazılım

Korsanlığı ile Mücadele edilme­

si, Yazılım Kalite Standartlarının

bel ir lenmesi, G e b z e Yazılım

Parkı kurulması, Eurometod Me­

todolojisinin izlenmesi, MERNİS

Projesi'ne olurluk raporu hazır­

lanması.

(Ayrıntılı haber sayfa 4'de)

SAP Türkiye,

yazılımevleriyle

işbirliği yapacak Bir yandan IBM, HP gibi do­

nanım şirketleriyle "Yetikili Mer­

kez" (competence center) anlaş­

malarını yürüten SAP Türkiye,

diğer yandan da büyük endüstri

kuruluşlarına yönelik ürünleri­

nin üzerinde uygulama yazılım­

ları geliştirecek yazılımevleriyle

de işbirliğine gidiyor.

(Ayrıntılı haber sayfa 6'da)

Avukat Haluk İnama Telif

Yasası'nı yorumluyor

Yeni yasanın

getirdikleri (2) Avukat Haluk İnanıcı, geçen hafta

başladığı Fikir ve Sanat Eserleri Yasa-

sı'ndaki yeni düzenlemeleri yazılım

sektörü açısından inceleyerek, yo­

rumlamaya devam ediyor.

(Ayrıntılı haber sayfa 8'de)

Atakta

Link ve Logo ile tabana iniyor Oracle Bilgisayar Sistemleri Ltd. Şti., indirekt satış kanalları oluşturma

kararının ardından distribütörlerini de belirledi. Oracle'ın Türkiye'deki

distribütörleri Logo ve Link oldu. Yalnız Link ve Logo'nun yanı sıra Oracle

da doğrudan satışlarına devam edecek.

(Ayrıntılı haber sayfa 7'de)

Workgroup 2000 ürünlerini duyurdu Oracle, alt uç kullanıcıyı hedeflediği Workgroup 2000 ürün ailesini du­

yurdu. Workgroup 2000 ile daha alt-uç kullanıcılara da ulaşmayı hedefle­

yen şirket, bu ürünlerin 6 Temmuz 1995 günü istanbul'da, 12 Temmuz

1995 günü ise Ankara'da geniş çaplı tanıtımını yapacak.

(Ayrıntılı haber sayfa 17'de)

Page 2: Telekom'dan Internet iletişimine engel! · Telekom'dan Internet iletişimine engel! Türk Telekom, Internet servisi sağlayan kuruluşlardan hizmetlerini durdurmalarını istedi

2 h a b e r 3-9 Temmuz 1995- Sayı: 23

Telif Yasası tamam, yola devam! Yazılımcılar, Telif Haklan Yasası'nın yürürlüğe girmesinin ardından korsan

kopyacılığa karşı ortak kampanya hazırlığında

CEYDA KARAN

Yeni Fikir ve Sanat

Eserleri Yasası

(FSEK), Türkiye Bü­

yük Millet Meclisi'nden ge­

çerek nihayet yasalaştı. An­

cak u z u n süredir bu yasayı

b e k l e y e n yazılımcılar, bir

yandan da lisans sorununa

ilişkin bilinçlendirme çabala­

rına girişti. Tasarının yasalaş­

ması öncesinde bazı yabancı

yazılım şirketleri "bilgisayar

yazılımlarının korsan kulla­

nımına karşı" ortaklaşa kam­

panya başlattı. Bu postalama

kampanyas ına , Microsoft,

Autodesk, Borland, Compu­

ter Associates, Lotus, Novell,

Oracle ve Software AG gibi

şirketler imza koydular. Ha­

zırlanan metin, Türkiye ça­

pında satıcı ve kullanıcılara

gönderi lmeye başlandı.

Ortak kampanya

Bu kampanya kapsamın­

da p o s t a l a n a n dosyalarda

kullanıcı ve satıcı kuruluşla­

ra kopya yazılım kullanma­

nın sakıncaları ve lisanslı

kullanıcı olmanın yararlan

anlatılıyor. Kopya yazılım

kullanmanın "bilişim suçu"

olduğu, yazılım haklarının

toplam 13 yasa ile koruma

altına alındığı, aksi hareket

edenlerin suç işleyecekleri

belirtiliyor. Dosyada, dünya­

da ve Türkiye'de kopya ya­

zılım kullanımı ve bununla

mücade ley le ilgili bilgiler

verilerek, korsan ya da kop­

ya yazılım kullanıcısı duru­

m u n a düşülmemesi için bi­

linmesi gerekenler anlatılı­

yor. Örneğin, Microsoft'un

ortak kampanya kapsamın­

da kendi kullanıcılarına yö­

nelik yaptığı pos ta lamada

"Orijinal Yazılım Sertifikası"

örneği veriliyor.

Yabancı yazılımcılar or­

taklaşa kampanyayla başları­

nın çaresine bakmaya çalı­

şırken, FSEK'te değişiklik

ö n g ö r e n yasa, Başbakan

Tansu Çiller'in özel isteğiyle

öncelik verilerek çıkartıldı.

Bu d u r u m hiç kuşkusuz ya­

zılımcıları m e m n u n etti; an­

cak onlar bununla yetinmeyi

düşünmüyorlar.

Türkiye'de faaliyet göste­

ren yabancı ve yerli yazılım

şirketleri, yasaya genel ola­

rak olumlu bakıyorlar. Yasa­

nın çıkması, yazılım alanın­

daki bilişim suçuna karşı şir­

ketlerin işini kolaylaştırıyor,

yıllardır süren dağınıklığa

bir son veriyor. Eskiden ver­

gi kaçakçılığı, marka kanu­

nu, haksız rekabet, hırsızlık

gibi suçlardan açılan ayrı ay­

rı davalar yerine, artık doğ­

rudan konuyla ilgili bir yasa

var. Microsoft Türkiye Genel

Müdürü Emre Berkin'in de­

yişiyle yeni düzenleme, "ka­

saptan et, bakkaldan yağ,

manavdan sebze almak" ye­

rine, " süpermarkete girip,

hepsini alma"yı sağlıyor. An­

cak Berkin'e göre iş yasayla

bitmiyor. Şimdi sıra, satıcılar,

şirketler ve kullanıcıları bi­

linçlendirmeye geldi.

Sadece Microsoft değil,

sektördeki diğer yabancı ya­

zılım şirketlerinin yetkilileri

de yasayla ilgili öylesine

umutsuzluğa düşmüşler ki,

n e r e d e y s e yasanın çıkmış

olmasına inanamıyorlar. Yi­

ne kampanyaya imza atan

yabancı yazılımcılardan Au-

todesk'in Türkiye Temsilcisi

Sayısal Grafik Pazarlama

Müdürü Eyüp Ergeçen, "Biz

3 yıl bekledik. Açıkçası b e n

ümitli değildim. Ama düşün­

d ü ğ ü m ü z d e n çabuk çıktı"

diyor. Ergeçen, yasanın ken­

di başına çare olmadığını

belirterek ekliyor: "Gerisi bi­

ze kaldı".

Oracle Türkiye Genel Mü­

dürü Nüge Gülhan ise yasa­

yı, "Çok geç, ama hiç olma­

m a s ı n d a n iyidir" şekl inde

değerlendiriyor. Gülhan, ye­

ni yasayla bütün sorunların

çözüleceğ ine inanmıyor:

"Bu yasanın ne anlam ifade

ettiğini daha yoğun olarak

bizlerin duyurmaya çalışma­

sı gerek. Bence işe daha ye­

ni başlıyoruz, ama ümit va-

adediyor." Gülhan, yasanın

çıkmasının çalışmaları bırak­

mak anlamına gelmediğini

de vurgulayarak, "Tam tersi

yasayı yanımıza, arkamıza

alarak devam edeceğiz" di­

yor.

Yerli yazılımcılar duyarlı

Yerli yazılımcılara gelin­

ce... Onlar da yasayı sadece

genel olarak olumlu bulu­

yor. Örneğin, Link Bilgisayar

Genel Müdürü Murat Kasa-

roğlu, tasarıyı değerlendire­

bilmek için ilk önce yönet­

meliğin çıkması gerektiğini

söylüyor. Kasaroğlu, "Şu an­

da ortada yönetmelik yok.

Ve bizi esas olarak etkileye­

cek olan yönetmeliktir" di­

yor. Kasaroğlu'na göre en

önemli konu, yasada geçen

lisans saptamasının nasıl yo­

rumlanacağı. Bu k o n u d a Ka­

saroğlu şunları söylüyor:

"Bu eğer bizim istemediği­

miz şekilde anlaşılırsa, yanlış

olur. Bizim arzumuz burada

lisans anlaşmasına itibar

edilmesi, lisans anlaşmasının

varlığının aranmasıdır. Kul­

lanım hakkının saptanması

için başka çözümler de bul­

mak m ü m k ü n . Ama biz bu

teklifleri tercih etmiyoruz".

Logo Yazılım Genel Mü­

dürü Tuğrul Tekbulut ise,

daha farklı düşünüyor. Ona

göre kopya yazılımla müca­

dele, yazılım sektörü var ol­

duğu sürece devam edecek.

Tekbulut, "Bilgisayar sektö­

rünün illeti" olarak tanımla­

dığı kopya yazılımların önü­

ne geçmenin m ü m k ü n ol­

madığını söylüyor: "Kullanı­

cı, dünyanın parasını verip

lisans alacağına bedavadan

kopyalamayı tercih ediyor.

Bilinçle ilgili değil bu. Yasa

da ö n ü n e geçemez". Bilgisa­

yar yazılımının Türkiye'de

h e n ü z çok küçük bir sektör

o lduğunu kaydeden Tekbu­

lut, sektörün çok kısa bir sü­

re içinde büyüyeceğini ve

büyüdükçe de korsan kopya

kullanımının artacağını dü­

şünüyor. B u n u n ö n ü n e ge­

çilmesi için de hükümet baş­

ta olmak üzere üniversiteler,

kamuoyu kuruluşları ve sek­

törün hassasiyet göstermesi

gerekiyor.

Yeni kampanyaların

eşiğinde..

Yeni yasayı arkalarına

alan yazılımcılar, şimdi yeni

bilinçlendirme faaliyetleri ve

yeni kampanyaların eşiğin­

de. Tek tek şirketler, -özel­

likle yabancı yazılım şirket­

leri- ş imdiden korsan kopya

kullanımının zararlarına kar­

şı uyarıcı çalışmalar yapıyor.

Örneğin Microsoft, lisansla-

ma sorunuyla ilgili çalışma­

lara başladı. Şirket içinde ye­

ni yapılanmalar planlanıyor­

du, yasadan sonra bu dü­

şünceler daha ciddi bir hal

aldı. Henüz çok yeni olan

Kopya Yazılımla Mücadele

Hattı var. Öncülüğünü Mic­

rosoft'un yaptığı bu hat, çe­

şitli lisanslama soruları olan­

lara yönelik bilgilendirici iş­

lev taşıyor.

(Yarar lanmak isteyenler

için Tel: 0212- 272 22 39,

Faks: 0212- 272 50 24). Mic­

rosoft Bilgi Bankası formu,

yine kişileri lisanslı kullanıcı

olmaya teşvik ediyor. Micro­

soft'un postalama çalışma­

sında, kullanıcılar aynı za­

manda Türkiye'de henüz ol­

mayan, ancak dünyada ör­

nekleri bulunan taklit ürüne

karşı da uyarılıyorlar.

Start 5 Temmuz'da

Sayısal Grafik Pazarlama

Müdürü Eyüp Ergeçen ise

bi l inçlendirme kampanyas ı

için 5 Temmuz 'da yapılacak

ortak toplantının sonucunu

beklediklerini söylüyor. Er­

geçen, "Parasal kaynakları

birleştirip d a h a etkili bir

kampanya yapmak bana gö­

re daha iyi olacak. Ama o

toplantıdan neler çıkar bil­

miyorum. H e p birlikte mi

hareket ederiz, kampanya

birlikte mi yapılır, ortak ka­

rar verilecek" diyor.

Oracle Türkiye Genel Mü­

dürü Nüge Gülhan ise, ge­

rek ortak kampanya gerekse

kendileri adına ulaşabildik­

leri herkesi lisans konusun­

da bilgilendirdiklerini belirti­

yor: "Bu hepimizin sorunu,

bu yazılım sektörünün soru­

nu. H e p beraber bir şeyler

yapmamız gerek. Amaç üze­

rinde hemfikir olabileceği­

miz kampanyalar ı geliştir­

mek."

Yerli yazılımcılar ise li­

sans k o n u s u n d a o ldukça

duyarlılar. Ancak yabancı

yazılım şirketleri gibi kulla­

nıcıları bilinçlendirmeye yö­

nelik bir faaliyetleri h e n ü z

yok.

"Çoğunluk bilinçsiz"

Türkiye'de kopya yazılım

kul lanımının yaygınlığının

en önemli n e d e n i de kulla­

nıcıların lisans k o n u s u n d a

bilinçsiz olmaları. Nüge Gül­

han, "İmzalı bir kağıdın li­

sans o lduğunu zannedenler

var" diyor. 2-3 yıl önce li-

sanssız satışların son derece

yaygın olduğunu, bugünse

naylon lisanslı satışların or­

taya çıktığını söyleyen Gül­

han, "Ama bir yıl öncesine

göre, Oracle açısından ol­

dukça mesafe kattettik" di­

yor.

Microsoft Türkiye Genel

Müdürü Emre Berkin de,

Türkiye'de özellikle satıcıla­

rın lisanssız kopya kullanı­

mının suç olduğunu bildik­

leri inancında. Zaten Micro­

soft'un eski yasalara dayana­

rak açtığı davaların hepsi sa­

tıcıları hedef alıyor. Öte yan­

dan Microsoft, kullanıcılara

karşı katı bir tutum almaktan

kaçınıyor. Berkin, özellikle

büyük şirketlerin üst düzey

yöneticilerinin de aralarında

o l d u ğ u n u d ü ş ü n d ü ğ ü bir

kesimin korsan kopya kulla­

nımın suç olduğunu bilme­

diklerini söylüyor. Berkin,

"Bu yüzden bizim öncelikli

amacımız, bu yönde bir bi­

linçlendirme sağlayabilmek"

diyor.

Sonuç olarak, yazılımcıla­

rı biraraya getirecek olan 5

T e m m u z toplant ıs ından,

meslek birliğinin yanı sıra

ortak bir kampanya kararı

da çıkabilir. Zaten amaçlar­

d a n biri de birlikte hareket

e tme yeteneği geliştirmek.

Sektör içinde uzun bir süre­

dir çıkması beklenen yasa­

nın etkisine gelince; Türki­

ye'de son yıllarda yaygınla­

şan korsan kopya kullanımı­

nın ö n ü n e geçebilecek mi

bilinmez ama bu k o n u d a en

azından hukuksal kolaylıklar

sağlayacağı ve en önemlisi

de sektörü hareketlendirece­

ği kesin.

Kayıtlı Kullanıcı

Olmanın Avantajları

* Kalite güvencesi

* Teknik destek verilen

güvenilir uygulama ve

sistemler

* Ürün eğitimi

* Virüslere karşı koruma

* Düşük maliyetle ürün

güncelleştirme

* Yüksek verim

Kopya Kullanımın Sakıncaları

* Lisanssız yazılım kullanan şirketlerin personeli, verim

artırmak için gerekli eğitimi alamaz.

* Eğitim eksikliği yazılımlardan beklenen randımanın

alınmasını önler.

* Lisanssız yazılımlar, h e m teknik destekten, h e m de

kalite güvencesinden yoksundur.

* Kopyalama yoluyla işyerindeki bilgisayar ortamına

virüs taşıma riski büyür.

* Lisanssız yazılımları güncelleştirme gereksinimleri şirket-

ketlere tahmin edildiğinden çok daha pahalıya mal olur.

Page 3: Telekom'dan Internet iletişimine engel! · Telekom'dan Internet iletişimine engel! Türk Telekom, Internet servisi sağlayan kuruluşlardan hizmetlerini durdurmalarını istedi

3-9 Temmuz 1995- Sayı: 23 h a b e r 3

IBM, Lotus'u neden aldı? IBM, PC yazılımlarında uygulama alanında

Microsoft'a karşı güçlü olabilmek için Lotus'u

satın almasının ardından, özellikle Lotus Notes'a

büyük yatırım yapacağını açıkladı.

NURAY ÖZKAN

Geçtiğimiz haftalarda

yazdım endüstrisini

çok yakından ilgilen­

diren bir gelişme oldu. IBM,

3.5 milyar dolara yakın bir

para ödeyerek Lotus'u satın

aldı. Bütün çevreler, IBM'in

Lotus'u almasını çok doğal,

ticari bir karar olarak değer­

lendirirken, bu birlikteliğin

her iki şirkete de büyük kat­

kılar sağlayacağında birleşi­

yor.

IBM'in özellikle uygulama

yazıl ımlarında öneml i bir

know-how'a sahip olan Lo­

tus'u satın almasının arka­

sındaki neden, çok gizli de­

ğil. IBM son yıllarda PC ha­

reketine oldukça ö n e m veri­

yor. IBM cephes inde 1994

yılı, PC operasyonu açısın­

dan kötü geçmişti. Bu yıl ise

PC operasyonunu daha et­

kin kılmak için yeni arayışlar

içine girerek, özellikle PC

yazılımları konusuna ağırlık

verdi. Amaç, bu yıl PC bölü­

m ü n ü her yönüyle kâra ge­

çirmek.

IBM'in yazılım cephesin­

de güçlü olduğu taraf ise, iş­

letim sistemleri. IBM, Micro­

soft'un Windows'95'ine karşı

OS/2 Warp'i güçlü bir şekil­

de hazırlıyor. Şirket, kendini

teknik açıdan güçlü gördü­

ğü işletim sistemi alanına,

uygulama yazılımlarını da

eklemek için Lotus'u satın

aldığını duyurdu. IBM, Lo-

tus'un, uygulama yazılımları

a lanındaki k n o w - h o w ve

deneyiminden yararlanarak

Microsoft'un pazarını tehdit

etmeyi planlıyor.

Şirketin hedefinin, çalış­

ma gruplarının elektronik

posta ile iletişim kurmaları­

na ve bilgisayar ağlarında

bilgi paylaşımına olanak ta­

nıyan Lotus Notes yazılımını

bünyesine katmak olduğu

açıklanıyor. Bu a ş a m a d a n

sonra her iki şirketin pozis­

yonu, çalışma şekilleri, ü-

rünlerin geleceği, distribütör

ve dağıtım kanallarının deği­

şip değişmeyeceği gibi soru­

lar yanıt bekliyor. Aynı soru­

lar Türkiye için de geçerli.

Bu k o n u d a IBM Türk Ha­

ber leşme Bölüm Müdürü

Behçet Envarlı 'nın yaptığı

açıklama şöyle:

"Şu anda elimizde belirli

bir bilgi yok. Yurtdışında

IBM Başkanı, Lotus ile olan

ilişkisini üst düzeyde yürü­

tüyor. IBM, Lotus'un kendi

iç organizasyonuna ve yapı­

lanmasına karışmak niyetin­

de değil. Lotus, yine pazar­

daki k o n u m u n u aynen sür­

dürecek. Ancak üst düzeyde

stratejilerin belirlenmesinde

her iki şirket de ortaklaşa

karar verecek. Şu anda şir­

ketlerin satış sözleşmeleri

devlet tarafından inceleni­

yor. Bunun sonucu Tem-

m u z ' u n ortasında belli olur.

IBM-Lotus cephesindeki ge­

lişmeler t a h m i n e n Eylül

ayında belirginlik kazanma­

ya başlar."

Bu arada, IBM Türk'ün

PC yazılımları k o n u s u n d a

çalışan ç ö z ü m ortaklarına

gönderdiği ürün satış liste­

sinde, bir süredir Lotus yazı­

lımlarının da yer aldığı gelen

bilgiler arasında.

Bilgi Toplumu "Çalışma Dokümanı" için öneriler (II)

T I N A Z TİTİZ

G eçtiğimiz haftaki yazımda, toplumumuzun

bir Bilgi Toplumu'na dönüştürülebilmesi için

gereken Politika Dokümanı'nın alt-yapısı denilebi­

lecek bir Çalışma Dokümanı'nın başlıklarını ver­

meye başlamış, ama bir bölümü de bu haftaya

sarkmıştı. Kaldığım yerden devam ediyorum:

A. Sorunların çözümünde "bilgi"nin değil,

onun alternatiflerinin -ki aşağıda belirtilmektedir-

kullanılması (devam):

a

b

c

d. Sorunlardan şikayet ederek tatmin

olma (halk arasında en yaygın

yollardan birisidir):

1. "Şikayet etme"nin sağladığı psiko­

lojik rahatlık,

2. Kendinin, sorunların benzerlerine

neden olduğu gerçeğinin göz ardı edilmesi ("be­

nim durumum farklıdır"),

3. Sorunların çözüm yolu hakkında

yeterli bilgi/beceriye sahip olmamak, bildiklerini

yeterli saymak,

4. Saldırganlığa yol açan içsel ne­

denlerin şikayet kılıfı altına saklanması:

i. Toplumdaki ruhsal sağlık so­

runlarının yaygınlığı

e. Hazır çözüm kalıpları kullanıp soru­

nu çözmek ya da daha çoğunlukla çözemeyip so­

runa şekil değiştirtmek:

1. Okul-aile-çevre üçlüsünün gele-

nekselleştirdiği kalıpçı (neden aramayan) düşünce

biçimi:

i. "Düşünme biçimi"m\z'\ oluştu­

ran bileşenler içindeki "nedenselliğe dayalı dü­

şünme bileşeni" nin gelişmemiş oluşu,

ii. Eğitimdeki ezber geleneği.

f. "Süslü ve anlaşılmaz sözler" yoluyla

sorunların çözülmüş "gibi" gösterilmesi:

1. Kavramların, üzerler inde ortak

anlayışlar oluşmamış, dolayısıyla da içlerinin iste­

ğe göre doldurulabilir olmaları nedeniyle, birbiri­

ne zıt hükümler dahi aynı kavramlarla a ç ı k-

lanabilir hale gelmiştir:

i. Türkçe dilinin, kök-türev ilişki­

leri belli olmayacak biçimde yabancı sözcükler ta­

rafından yozlaştırılmış olması, düşünce üretim bi­

çimimizi de olumsuz etkilemiştir.

g. Sorunların, başkalarınca çözülmesi­

ni beklemek:

1. Ailelerin çocuk yetiştirme stilinin,

genellikle "çocuğu korumaya" yönelik oluşu,

2. Bilgi-becerisi yetersiz insanların

daima kendilerini başkalarına muhtaç hissetmesi,

3. Aydın kesimin toplumu "kurtar­

m a " yöntemi olarak, onların kendilerine yeter ha­

le gelmelerini değil, onlar adına sorun çözmeyi

benimsemiş olması,

h. Saldırgan yolla sorunun şeklini de­

ğiştirmek:

1. Toplum yaşamına kuralların ege­

men olmayışı (kural kirliliği içinde kuralsız yaşam)

2. Toplumun erdem değerlerindeki

aşınma,

3. Saldırganlığı önleyebilecek de­

mokratik örgütlenmelerin zayıflığı,

1. Sorunun etrafında dolaşmak (rüşvet

vb. makyavelist yöntemler):

1. Erdem değerlerindeki aşınma

2. Erdem sorunu görüntüsünde orta­

ya çıkan, ama aslında başka kaynaklardan doğan

sorunları ayırdedememek:

i. Bakınız a.3.i.

j. "Cehaletten gelen cesaret" ile soru­

nu çözmeye çalışma:

1. Toplumun nitelik dokusunun* ye­

tersizliği nedeniyle bilgiye dayalı olmayan çözüm­

lerin toplumsal tepki görmeyişi,

2. Deneme-yanı lma (kurcalama)

yöntemiyle sorun çözmeye çalışmanın genel ka­

bul görmüş oluşu,

3. Doğru örnekler vererek topluma

önde olması gerekenlerin bu işlevi yap(a)mayışı,

4. Sorun çözme araçları konusuna

ticari iş olarak yapanların, toplumun bu alandaki

yetersizliğini gidermek üzere uzun vadede başarı

sağlamak yerine, bu yetersizlikten kısa vade için­

de yararlanmayı tercih etmeleri.

B. Bilgi Toplumu oluşturmaya uygun nite­

likli birey ve kurumların -ki bunlara kısaca Bilgi

Toplumu Elemanları (BTE) denilebilir-,

engellere karşı güçsüz oluşları:

a. (BTE) etkin olarak örgütlenmemiş-

tir:

1. Hedef tanımlama, örgütlenme

vb. konulardaki yetersizlikler -ki ilk yazılarımda

bunun üzerinde ayrıntılı olarak durmuştum-,

2. Devletin ana işlevinin sorun

çözmek değil, sorunları çözmek

durumunda olanlar için ortam yara­

tıp korumak olduğunun anlaşılmamış -halen- olu­

şu,

b. (BTE)'nin, karşı karşıya bulunulan

sorunları doğru tanımlayamamış, doğru tanılar ko­

yamamış olması:

1. Nedensel düşünme biçiminin

yerleşmemiş olması**,

2. Sorunları doğru tanımlamış olanların

ise seslerini duyuramayışları:

i. Bakınız B.a

Son bölümüne devam etmek üzere bu haftalık

da hoşça kalınız.

(*) "Nitelik" deyimiyle, bireylerin bilgi-beceri, ze­ka, ruh sağlığı ve erdem değerlerinin bileşkesi; "nitelik d o k u s u " deyimiyle ise toplumu oluş­turan bireylerin niteliklerinin şekillendirdiği "doku" kastedilmektedir.

(**) Bu konudaki bir analiz BEYAZ NOKTA Vak-fı'ndan edinilebilir.

İ.Ü. Tıp Fakültesi

teklif bekliyor

İstanbul Tıp Fakültesi, ma­

li, idari ve her türlü eğitim

işlemlerinin otomasyonunu

gerçekleştirmek için Türki­

ye'deki bilgisayar şirketlerine

çağrıda bulunuyor. Kuruluş,

3 bin yatak ve yıllık yaklaşık

500 bin poliklinik hasta sayı­

lı kuruluşun veri akışını yö­

netebilecek nitelikte Verita-

banı Yönetim Sistemi'nin do­

nanım ve yazılımıyla birlikte

anahtar teslimi kuruluşunu

yapacak şirketler arıyor. Pro­

jenin başlangıç bedeli olarak

1 milyor dolar öngörülmüş.

Son başvuru tarihi, 17 Tem­

muz 1995 olan proje için ay­

rıntılı bilgi, istanbul Üniversi­

tesi Tıp Fakültesi Otomas-

yon-Organizasyon Komite-

si 'nden alınabilir.

Page 4: Telekom'dan Internet iletişimine engel! · Telekom'dan Internet iletişimine engel! Türk Telekom, Internet servisi sağlayan kuruluşlardan hizmetlerini durdurmalarını istedi

4 h a b e r 3-9 Temmuz 1995- Sayı: 23

Bilinçlendirme M . S İ N A N O Y M A C I

Trio Çözümevi Yönetici Ortağı

Satış veya pazarlama kadrolarında çalı­şanların görevi, müşterinin istediği bir

sistemi, s a d e c e ciro yapmak için, ihtiyacı karşılamayacak bir ürün o lsa bile önermek midir, ya da akılcı bir sistem talep edilmiyor­sa, satışı kaybetmek pahasına, gerekli veri­lerle kullanıcıyı bi l inçlendirmek midir?

Pek ç o ğ u n u z buna tabii ki, ikincisi, yani "kullanıcıyı bil inçlendirmektir" d iyeceks i­niz. Ancak, madalyonun bir de öbür yüzü­ne bakalım. Satış kadrolarının görevi de ken­dilerine verilen hedefi tutturmaktır. Dolayı-sı ile karşılıklı çe l iş iyormuş gözüken bir du­rumla karşı karşıya gibiyiz.

Gerçekte, böyle bir sorun yok. Satış kad­rosu gayet makul bir şeki lde kullanıcının is­tediği sistemin, ihtiyacı karşılamayacağını gördüğü zaman, akılcı bir metodla ihtiyacı karşılayacak sistemi önerebil ir ve satabilir. Bu durumda da kotasını doldurmuş olacak­tır.

Sadece müşteri istedi d iye bir sistemi sat­mak, pazar şartları böyle oluşuyor, kullanı­cılar bunu görmek istiyor, nasıl o lsa anla­mazlar d iye eski teknolojiyi sunmak, bizim mal ımız en iyisidir lafları artık geride kaldı. Bizim kullanıcılarımız da yurtdışı yayınları takip ediyorlar. Üstelik, artık yurtiçinde ya­yınlanan bilgi iş leme yönel ik yayınlarda da bir artış ve kalite gözleniyor. Haberleri ya­bancı yayınları izleyerek öğrenmek zorun­da deği ls iniz. Haftalık bilgi teknolojisi gaze­teleri aracılığı ile hem yurtiçi, hem yurtdışı gel işmeleri h e m e n h e m e n anlık takip edebi­liyorsunuz.

O zaman, satış yapmadan ö n c e iyice dü­şünmel iy iz . Müşteri kendi istediği malı alır­sa, sistem işine yaramadığında, "Ama siz bu sistemi istemiştiniz" deyip, bu cümlen in ar­kasına saklanmak kolay değil. H e m e n bir ör­nek vereyim, öze l l ik le son d ö n e m d e ortaya çıkan yazılımlar, çalıştırılmak için, eskiden akla dahi get ir i lemeyecek kapasitelerde bil­

gisayarlar istiyorlar. Kullanıcı, s izden bir sis­tem almak istediğinde, kullanacağı yazıl ımı söylüyor ve sizin bilginiz dahi l inde düşük kapasite talep ediyorsa ne yaparsınız? İstedi­ği konfigürasyonu verir, daha sonra sistemi büyütürsünüz. Ya da, baştan bu sistemin kü­çük o lduğunu, biraz daha büyük bir sistem alırsa, daha iyi performans e l d e edeceğ in i söyleyip, başka bir sistem önerirsiniz.

Ü ç ü n c ü bir alternatif daha var ki, henüz Türkiye'de yaygın olarak kullanılmıyor, "Bağımsız Bilgi Teknolojisi Danışmanl ığı" şirketi ile fikir alışverişinde bulunmasını sağ­larsınız. Bu durumda kullanıcıyı ikna et­mek, gerçekçi verilerle onların işi o lacak ve somut tablolar, kullanıcının ikna edi lmesini kolaylaştıracaktır.

Biraz havayı değiştirelim. Briç meraklıla­rına bir müjdem var. "Bridge D e l u x e II with O m a r Sharif" isimli briç programı "Interp­lay" firması tarafından piyasaya sürüldü. Briçseverlerin ve aynı z a m a n d a bilgisayar meraklılarının ince lemesi gereken bir yazı­lım. Yerel ağ ortamlarında çal ışma özel l iği­nin yanı sıra, son sene lerde çok popüler ol­m u ş çeşit l i konvans iyonlar ın parametrik olarak seçi lmesi ops iyonu da var. O l d u k ç a iyi bir oyun stiline sahip.

Geçtiğimiz günlerde, " N B C Super Chan­nel" te lev izyon kanalında "Tycoons" isimli programda Bili Gates' in yaşam öyküsü an­latıldı. Tesadüfen i z l eme fırsatı bulduğum son d e r e c e iyi hazırlanmış bu programın, yayın lanmadan ö n c e bilgi işlem sektörüne duyurulmasında fayda vardı.

" U ç taşınma bir yangın kadar kötüdür." Benjamin Franklin. Geçt iğ imiz hafta şirketi taşıdık da, bu sözü anımsayınca, kendis ine daha çok hak veriyorum.

İletişim Adresi: TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş. E-mail: [email protected]

Türk Telekom'dan

Internet iletişimine engel! Türk Telekom, Internet servisi sağlayan kuruluşlardan

hizmetlerini durdurmalarını istedi

G eçtiğimiz hafta Türk

Telekom'un Internet

servisi sağlayan ku­

ruluşlara gönderdiği bir me­

saj, Türkiye bilgisayar sektö­

r ü n ü n gündemini oldukça

meşgul etti. Mesajın içeriği,

kullanıcılara Internet iletişi­

mi sağlayan kuruluşların bu

hizmetlerine son vermeleri

yönündeydi . Çıkış noktası

ise PTT sözleşmesinde yer

alan, 'Alınan iletişim hizmet­

leri, 3- şahıslara satılamaz'

maddesi idi. Mesajın, IBM

Türk dışında kimlere gittiği

henüz açıklık kazanmadı.

TÜBİTAK ve ODTÜ, bir

süre ö n c e Internet servisini

dışarıya taşıma kararı alarak

Internet 'e bağlanma ve abo­

nelik işlemlerini yürütecek

özel kuruluşların belirlen­

mesi üzer inde çalışmaya

başlamıştı. Ardından da TR-

NET Servis Sağlayıcı Kurum­

lar Protokolü oluşturuldu ve

ücret tarifesi belirlendi. Bu

gel i şmelerden sonra Türk

Telekom'un, servis sağlayan

kuruluşlara, Internet servisi­

ni 3'ncü şahıslara kullandır­

dığı için hizmetine son ver­

mesi uyarısında bulunması,

sektörde çeşitli yorumlara

yol açtı. Bu k o n u d a görüştü­

ğ ü m ü z şirket yetkililerinin

çoğu, Türk Telekom'un bu

uygulamasını Internet iletişi­

minde tekelleşmeye doğru

gidildiğinin bir sinyali olarak

değer lendirdi . Türk Tele­

k o m ' u n özel bir şirket olarak

hareket etmesi gerektiğini

belirten yetkililer, hiç bir şe­

kilde iletişim özgürlüğünün

kısıtlanmamasını istediler.

Bir başka kaynağa göre

Türk Telekom'un bu uygula­

masının arkasında yatan ne­

den; Internet hizmetini, TÜ­

BİTAK ile ortaklaşa vermek

istemesi. Öte yandan, sektör­

deki kuruluşlar söz konusu

uygulamada doğrudan doğ­

ruya hizmet verildiği için,

b u n u n yasal bir dayanağı ol­

madığında birleşiyor. Ancak

bir yandan da Türkiye'nin

uluslararası düzeyde bir In­

ternet politikası olması ge­

rektiği, Internet çıkışının bir­

çok sayısız hattan değil de

belirlenen bir ya da birkaç

hattan sağlanması gerekliliği

de göz ardı edilmiyor.

Türk Telekom'un, gön­

derdiği mesajı, IBM Türk

Haberleşme Bölüm Müdürü

Behçet Envarlı şöyle değer­

lendiriyor. "Internet diye bir

hizmet varsa, Türkiye de bu

hizmetten yararlanmak du­

rumunda. Bu gerçekten yola

çıktığınızda, IBM burada bir

hizmet sağlıyor. Ama 'paralı

hizmet sağlanıyor, bu anlaş­

maya aykırı' deniyorsa, ko­

nuya o tarafıyla bakmak ge­

rek. Ancak ilteşim hizmetle­

rindeki sözleşme içeriği, tek­

nolojiyle paralel gitmiyor.

Hat savaşçılığı yapmak yeri­

ne, bu soruna bir çözüm ge­

tirmek gerek. Türk Telekom'

d a n bize gelen mesaj resmi

değil, sözlü bir mesaj. Bildi­

ğim kadarıyla şu anda hiç

kimsenin hattı kesilmiş de-

gil."

G ö r ü n e n o ki, Türk Tele­

k o m ' u n gönderdiği mesaj,

sektörde bazı tartışmalar ya­

ratacak. Ancak söz konusu

uygulama h e n ü z k ö k ü n d e n

ç ö z ü m l e n m i ş değil. PTT

söz leşmes inde yer alan

m a d d e de yoruma ve uygu­

lamaya son derece açık.

TBVnin destekleyeceği projeler belli oldu

Türkiye Bilişim Vakfı

Yönetim Kurulu, 24

Haziran 1995 tarihin­

de Koç Üniversitesi'nde top­

landı. Türkiye Bilişim Vakfı

Başkanı Faruk Eczacıbaşı

başkanlığmda 2. kez yapılan

Yönetim Kurulu toplantısın­

da, Vakfın ele alacağı proje­

ler görüşülerek karara bağ­

landı. 15 projenin görüşüldü­

ğü toplantıda, 7 proje Vakıf

amaçlarına uygun bulunarak

kabul edildi. Kabul edilen

projeler şunlar:

Türkiye Bilişim Stratejisi

Projesi: Halıcı Şirketler Gru­

bu Yönetim Kurulu Başkanı

Emrehan Halıcı tarafından

önerilen proje, dünya ve ül­

ke koşulları çerçeves inde

"Türkiye Bilişim Stratejisini

ilgili kuruluşlarla işbirliği ya­

parak belirlemek ve bu stra­

tejinin uygulanmasını sağla­

mayı amaçlıyor.

Yazılım Tescil Ofisi Kurul­

ması Projesi: Logo Yazılım

Genel Müdürü Tuğrul Tek­

bulut ve Avukat Haluk Inanı-

cı tarafından önerilen proje,

yazılım ürünleri için bir tescil

mekanizması oluşturulması

amacını taşıyor.

Yazılım Korsanlığıyla Müca­

dele Projesi: Tuğrul Tekbu-

lut'un önerdiği proje, yazılım

ürünlerinin haksız kopyalan­

ması ile mücadele ve telif

haklarının korunmasın ı

amaçlıyor.

Yazdım Kalite Standartları

Projesi: I-Bimsa Kalite Dene­

tim ve Kişisel Bilgisayar Mü­

dürü Tayfun Bulkaz tarafın­

dan önerildi. Proje, özellikle

yazılım endüstrisinin sağlıklı

gelişebilmesi için teknik ve

sunuşa yönelik standartlar

oluşturulmasını sağlamayı

amaçlıyor.

Gebze Yazdım Parkı Projesi:

Faruk Eczacıbaşı tarafmdan

öner i len projenin amacı,

Gebze Organize Sanayi Böl-

gesi 'nde bir Yazılım Parkı

oluşturulması. Bu proje çer­

çevesinde, Yazılım Parkı yö­

netimi ve finansmanı, altyapı

tesisi, küresel yazılım pazar­

lama organizasyonu, eğitim

faaliyetleri, devlet desteğinin

sağlanması amaçlanıyor.

Euromethod Metodolojisi

Projesi: ODTÜ öğretim üyesi

Prof. Dr. Ziya Aktaş ve

CyberSoft Ltd. Şti Yöneticisi

Yük. M. Semih Çetin tarafm­

dan önerildi. Proje, AB ülke­

lerinin Euromethod projesi­

nin Türkiye'nin çıkarları için

kullanabilmek açısından ta­

kip edilerek, gerekli çalışma­

ların yapılmasını amaçlıyor.

MERNİS Olurluk Projesi:

Koç-Unisys Genel Müdürü

Bülent Gönç ve TBV Bilişim

Uzmanı Tuncer Üney tarafın­

d a n önerilen projenin amacı,

MERNlS Projesi'nin sağlıklı

bir biçimde sonuçlandırılma­

sına yönelik çalışmalar yap­

mak. Bu amaçla, proje kap­

samında 2 yıllık bir süre içe­

risinde bir olurluk çalışması

yapılacak. Proje için oluştu­

rulan temas grubunun, Baş­

bakanlık ile gerekli ilişkileri

sürdürmesine karar verildi.

Öte yandan Vakıf Yöne­

tim Kurulu'nun ilk toplantı­

sında destek vereceği proje­

ler kapsamına alınan Prof.

Ümit Karakaş önderliğindeki

Türkçe Kod Standartlarının

Oluşturulması Projesi çalış­

maları da sürüyor. Bu kap­

samda Karakaş' ın Helsin­

ki 'de yapılan Uluslararası

Optik Karakter Tanıma Kon­

feransına Türkiye'yi temsi-

len katılması sağlandı.

Page 5: Telekom'dan Internet iletişimine engel! · Telekom'dan Internet iletişimine engel! Türk Telekom, Internet servisi sağlayan kuruluşlardan hizmetlerini durdurmalarını istedi
Page 6: Telekom'dan Internet iletişimine engel! · Telekom'dan Internet iletişimine engel! Türk Telekom, Internet servisi sağlayan kuruluşlardan hizmetlerini durdurmalarını istedi

6 h a b e r 3-9 Temmuz 1 9 9 5 . Sayı: 23

SAP Türkiye, yazılımevleriyle işbirliği yapacak Bir yandan IBM, HP gibi donanım şirketleriyle "Yetkili Merkezler" (competence center)

anlaşmalarını yürüten SAP Türkiye, diğer yandan da büyük endüstri kuruluşlanna yönelik

ürünlerin üzerinde uygulama yazılımları geliştirecek yazılımevleriyle de işbirliğine gidiyor.

NURAY ÖZKAN

Geçtiğimiz yılın son ayların-

da Türkiye'de bir ofis açan

SAP, faaliyetlerine devam

ediyor. İkinci kullanıcı grubu top­

lantısını geçtiğimiz haftalarda ya­

p a n ve toplantıda yerelleştirme

projesine ilişkin bilgi veren şirket,

Türkiye pazarına özellikle yerelleş­

tirme konusunda önemli yatırımlar

yapmış durumda. SAP'nin yerelleş­

tirme projesi için ayırdığı miktar, 3

milyon Alman Markı. Bunun yanı

sıra şirket, IBM, HP gibi büyük do­

nanım şirketleriyle "Yetkili Merkez"

(competence center) anlaşmaları

yapıyor. Geçtiğimiz haftalarda bu

listeye Siemens de katıldı. Şirket,

Siemens Nixdorf, AT&T, Eczacıbaşı

Bilgi İletim (EBl) gibi şirketlerle de

Yetkili Merkez anlaşması için gö­

rüşmelerini sürdürüyor.

SAP, bütün dünyada faaliyetleri­

ni iş ortaklarıyla yürütüyor. Bu iş

ortakları, donanım şirketleri olduğu

gibi yazılım ve destek şirketleri de

olabiliyor. SAP'nin amacı, Türkiye

pazar ında SAP ürünlerini bilen,

kullanan, destek veren çok sayıda

servis uzmanı yaratmak. Böylelikle

şirketin ürün ve çözümlerinin pa­

zarda daha yaygm ve etkin kullanı­

mı sağlanmış olacak.

SAP, gelirlerinin büyük bir kıs­

mını iş ortaklarının satışlarından el­

de ediyor. Örneğin, ABD'de yılda

ortalama 4 milyar dolar gelir elde

e d e n SAP, b u n u n sadece 600 mil­

y o n u n u kendi alıyor. Gelirin diğer

bölümü Yetkili Merkez ve SAP çö­

zümü sağlayan kuruluşlar tarafın­

d a n paylaşılıyor. SAP Türkiye, bu­

günlerde tüm kullanıcılarına SAP

ürünleri kapsamında Değişim Mü­

hendisliği Danışmanlığı (Business

Process Reengineering) projesini

öneriyor. Endüstri kuruluşlarının

otomasyona geçişlerinde tüm iş

akışlarının yeniden belirlenip yara­

tılmasını ve üretimin son basamağı­

na kadar belirlenen iş akışlarının ta­

kip edilmesini öngörüyor.

SAP, birlikte çalışacağı yazılımcılar arıyor

SAP Türkiye Genel Müdürü Beh­

çet Yanmaz, şirketin önündeki pro­

jeleri şöyle açıklıyor. "Türkiye'de

hızlı büyümemizi biraz oturttuktan

sonra iki konuya ö n e m vereceğiz.

Biri, Yetkili Merkez anlaşmaları sa­

yısını artırmak ve bunlarla birlikte

yürütülecek değişim mühendisliği

danışmanlığı projeleri. Diğeri ise,

Yetkili Merkezlerin altında oluştu­

racağımız, Türkiye'deki yazılımev-

leri ile birlikte çalışmak. Türkiye'de

belli konularda uzmanlaşan yazılı-

mevlerindeki elemanları alıp, ürün­

lerimizin eğitimini vermeyi düşünü­

yoruz. Böylelikle bu yazılımevleri-

nin, SAP kullanıcılarından gelen

özel isteklere en iyi biçimde yanıt

vermesini isteyeceğiz. O n l a r d a n

ürünlerimizin üstüne uygulama ya­

zılımları geliştirmelerini, çözümler

üretmelerini bekliyoruz. Dolayısıyla

yazılımevleri, bizim ürünlerimizin

eksik taraflarını görüp bunu gider­

meye yönelik çözümler de gelişti­

rebilecek. Böylelikle, geliştirdikleri

ürünlerin yurtdışında da kullanıl­

masını sağlayabilecekler."

Behçet Yanmaz, böyle bir orga­

nizasyona gitmelerinin nedenini ise

şöyle açıklıyor: "Aslında eğitim ver­

diğim şirketler bir süre sonra bize

rakip olabiliyor. Ama bu türden iş-

birliklerine gitmemiz, bizim pazar­

da kalıcı olmamızı sağlıyor; ayrıca

değer yaratan k o n u m d a oluyorsu­

nuz, zengin bir uygulama yazılımı­

na sahip oluyorsunuz, çok sayıda

SAP ürünlerini bilen, destek veren

elemanlarınız oluyor ve böylece

kullanıcılara bire bir hizmet verebi­

liyorsunuz."

SAP Türkiye'nin her türlü dona­

nım ve yazılım şirketleriyle birlikte

çalışmaya gitmesindeki amaç, pa­

zarda daha çok ' y a r i m i üreticisi'

pozisyonunda olmak. Şu anda Tür­

kiye pazarında 11 kuruluşa hizmet

veren şirket, ileride bu sayıyı daha

da artırmak düşüncesinde.

Page 7: Telekom'dan Internet iletişimine engel! · Telekom'dan Internet iletişimine engel! Türk Telekom, Internet servisi sağlayan kuruluşlardan hizmetlerini durdurmalarını istedi

3-9 Temmuz 1995- Sayı: 23 h a b e r 7

Oracle, Link ve Logo ile tabana iniyor Oracle Türkiye, Link ve Logo'yu distribütör

olarak atadı. Şirket, distribütörleri aracılığıyla

daha geniş kesimlere yayılmayı hedefliyor.

Oracle Bilgisayar Sis­

temleri Ltd. Şti., indi­

rect satış kanalları

oluşturma kararının ardın­

dan distribütörlerini de belir­

ledi. Oracle'ın Türkiye'deki

distribütörleri Logo ve Link

oldu.

Şirketin 28 Haziran 1995

tarihinde İstanbul Çırağan

Sarayı'nda düzenlediği basın

toplantısında, distribütörleri

tanıtılarak amaç ve hedefleri

açıklandı.

Oracle Türkiye Genel Mü­

dürü Nüge Gülhan, Oracle'ın

Türkiye'de ilk dönemlerde

veritabanı kavramını oturt­

mayı görev edindiğini, bu

görevi tamamladıklarına i-

nandıktan sonra, b u g ü n satış

kanallarına yoğunlaştıklarını

ve distribütör atadıklarını be­

lirterek, "Link ve Logo satış

konusunda Oracle 'dan hiç

farklı olmayacak. Sadece

teknolojik know-how değil,

iş yapış şekilleri de şirketler

arasında paylaşılacak. Orac­

le, Link ve Logo'ya tam des­

tek verecek" dedi. Gülhan

ayrıca, satış sonrası eğitim ve

destek hizmetlerinin bir süre

daha Oracle tarafından veri­

leceğini de sözlerine ekledi.

Distribütörler atanmasını

6 yılda Oracle Türkiye'nin

yaptığı en önemli iş olarak

niteleyen Gülhan sözlerini

şöyle sürdürdü: "Bu işbirliği­

ne yürekten inanıyoruz ve

son derece büyük taahhüt­

lerle işe giriyoruz. Bu çalış­

ma ile Oracle'ın yüzü deği­

şecek."

Oracle'ın doğrudan

satışları da devam ediyor

Şirket yetkililerinin yaptığı

açıklamaya göre, Link ve Lo-

go 'nun yanı sıra Oracle Tür­

kiye'de Oracle ürünlerinin

satışına devam edecek. Ya­

pılan açıklamalardan Link ve

Logo'nun daha çok yine ay-

Oracle Türkiye Genel Müdürü

Nüge Gülhan.

nı gün duyurusu yapılan ve

alt uç kullanıcılara yönelik

olan Oracle W o r k g r o u p /

2000 ürün ailesine yoğunla­

şacağı anlaşılıyor. Oracle

Ltd. Satış Kanalları ve Pazar­

lama Koordinatörü Ebru Ay-

gün 'ün verdiği bilgiye göre,

Oracle Türkiye s a d e c e

Workgroup/2000 ürün aile­

sinin doğrudan satışını yap­

mayacak.

Link ve Logo, Oracle

ürünleri için dağıtım kanal­

ları oluşturacak. H e n ü z çok

netleşmeyen bu kanalda ba­

yiler, büyük müşterilere yö­

nelik satış grubu, yetkili eği­

tim merkezleri ve çözüm ev­

leri yer alacak.

Link Yazılım Genel Mü­

dürü Murat Kasaroğlu basın

toplantısında yaptığı konuş­

mada, Oracle' ın hedefinin

satış kanalları oluşturarak alt

uç kullanıcıya inmek oldu­

ğunu belirterek, bu hedefin

Link Grubu 'nun stratejilerine

de uygun bu lunduğunu söy­

ledi. "Oracle'ın satışlarının

tamamını almayı hedefliyo­

ruz" diyen Kasaroğlu, Orac­

le dis t r ibütör lüğünü Link

Grubu içindeki LinkPOS şir­

ketinin yapacağını açıkladı.

Logo Yazılım Genel Mü­

dürü Tuğrul Tekbulut ise,

"Yerel g ö r ü n ü m kazanmak

ve yerel uzmanlığa sahip ol­

mak için Oracle bizimle çalı­

şıyor" diyerek, Türkiye'de

veritabanı kullanımının yay­

gınlaşması için öncelikle ve­

riye olan gereksinimin art­

ması gerektiğini belirtti.

Öte y a n d a n şirket,

Workgroup 2000 ürün ailesi­

ni 6 T e m m u z tarihinde İs­

tanbul'da, 12 T e m m u z tari­

hinde ise Ankara'da geniş

bir kesime tanıtacak.

Bilişim sektörü stratejisi NEZİH KULEYİN

SEMOR A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı

K alkınma planlarının hazırlanmasının temel nedeni, ülkenin topyekün kalkınmasının koordineli bir biçimde gerçekleşti­

rilmesidir. Koordinasyon görevini sağlamaktan sorumlu olan hükümetler ve planlanmanın yürütülmesinden sorumlu olan kuruluşlar olurken, mikro ölçekte her sektöre de kendisini plan­da belirtilen hedefler doğrultusunda yeniden gözden geçirmek ve sektörel planını ona göre yapmak gibi bir görev düşmekte­dir.

Sektör dediğimiz kavram, dar anlamda o işkolunda üretim yapan kuruluşlardan oluşmaktadır. Tanım böyle yapıldığı za­man zaten birbiri ile kıyasıya bir rekabet içerisinde olan bu ku­ruluşların uyumlu bir sektör stratejisi oluşturmaları nasıl bekle­nebilir? Diğer bir deyişle, bu sektör planı nasıl ve kim tarafın­dan oluşturulacaktır? Bilişim toplumu gönüllü kuruluşlar toplu­mudur ve bu planları hazırlama görevi de günümüzde sektörel gönüllü kuruluşlara düşmektedir.

En yalın biçimi ile sektörel plana başlanması için şu sorgu­ların yapılması gerektemktedir. Ülkenin kalkınması için hazır­lanan planın hedefi nedir? Bu hedefin gerçekleşmesinde sektö­rün rolü nasıl belirlenmiştir? Sektör, yönlendirici ve kaynak ya­ratan bir sektör olarak mı planda yer almakta, yoksa edilgen ve kaynak tüketen bir sektör olarak mı ele alınmaktadır? Sektörün diğer sektörler ile olan ilişkisinde belirsiz olan bir yön var mı­dır? Uluslararası boyutta sektörün geleceği nasıl görülmekte ve gelecek beklentilerinde belirsiz olan noktalar var mıdır?... vb.

Bu sorulara ek olarak bilişim sektörü için bir plan yapılırken varsayılması gereken bir olgu var ki, o da bilişim sektörünün ilişkisinin olmayacağı herhangi bir sektörün olamayacağıdır. VII. Beş Yıllık Kalkınma Planı stratejisine baktığımızda, ülkenin belirlenen yapısal sorunları sıralanırken söylenenlerin herbiri için bilişim sektörünün geliştirebileceği bir çözümün var oldu­ğudur.

Var olan bu darboğazlar nelerdir? Birinci sırada sayılan dar­boğaz, insan kaynaklarının geliştirilme gereksinimidir. Ülke­mizde insan, çok yönlü olarak geliştirilmesi gereken bir kay­naktır. Bu yönleri, aklımıza geldiği biçimde sıralarsak; kırsal ke­simde henüz çözümlenmemiş bir okur yazarlık sorunu halen sürmektedir, henüz orta dereceli okullardan mezun insanların bile sayısı yüzde onların üzerinde değildir, meslekte uzmanlık konusu neredeyse her meslek dalı için bir sorun olarak önü­müzde durmaktadır. İkinci sırada sayılan sorun, aile planlama­sı hizmetlerinin yetersizliği ve sağlık sorunudur. Görülen o ki, etkili bilişim sistemlerinin kurulmamış olması, bu sorunların gi­derek ağırlaşarak önümüze gelmesine neden olmaktadır.

İşgücü piyasalarının iyi bir biçimde işletilememesi, tarım ve sanayi sektörlerinin henüz dünya ile bütünleşme konusunda yeterli adımları atmamış olmaları, bilim ve teknoloji politikala­rının diğer sektörlerle uyumlu olarak belirlenmemiş olması, mal ve hizmet üretimini geliştirmeye yönelik ulusal stratejilerin, politikaların ve kalkınma planlarının ana ekseni olarak bilim ve teknolojideki gelişmenin alınmaması diğer önemli soruları oluşturmaktadır.

Bilişim sektörü, sektörel planını yaparken kendisini matrisin satırındaki ya da sütunundaki bir eleman olarak gördüğü taktir­de en büyük yanlışı yapıyor demektir. Bilişim sektörü VII. Beş Yıllık Kalkınma Planı'na uygun bir sektörel plan yapacaksa, kendisini tüm sektörlerin derinliğinde görmeli ve planın üçün­cü boyutunu oluşturmalıdır. Bu plan tüm sektör çalışanları ve firmalarının klavuzu olacak bilinçle ele alınmalı ve hazırlan­malıdır.

Majör, 1. yıl kutlamalarında İmaj/400'ü tanıttı Haziran 1994'de kurulan

ve IBM AS/400 ailesi

Uygulama Ortağı olan Majör

Bilgisayar Sistem Geliştirme

Hizmetleri ve Tic. Ltd. Şti.,

24 Haziran 1995 tarihinde 1.

yılı nedeniyle bir kutlama

yaptı. Heybeliada Merit Hal-

ki Palas'daki kutlamaya Ma-

jör'ün kullanıcıları yoğun ilgi

gösterdi.

Majör Ltd. Genel Müdürü

Hüseyin Kobal yaptığı ko­

nuşmada, çoğu şirketin güç­

lük çektiği, bazı şirketlerin

k a p a n m a k d u r u m u n d a kal­

dığı kriz d ö n e m i n d e bir şir­

ket kurmanın zorluklarından

söz ettikten sonra, böyle bir

ortamda Majör'ün bir yıllık

çalışmalarının son d e r e c e

başarılı o lduğunu vurguladı.

Majör'ün müşterileri ara­

sında ÇBS, Kaptan Demir

Çelik, Fırat Plastik, Lever, Ali

Raif ilaç, Ay Yıldız, Tetaş,

Böhler gibi kuruluşlar bulu­

nuyor.

İmaj/400 yazılımı

Majör, 1. yıl kutlamasında

kullanıcılarına Imaj/400 ya­

zılımını da duyurdu. Hüse­

yin Kobal, gazetemize verdi­

ği özel demeçte, lmaj/400'-

ün üretici kuruluşlar için

komple bir paket o lduğunu;

içinde ticari uygulamalar,

üretim ve maliyet, üretim

planlama, finansman projesi,

Yönetim Bilgi Sistemi mo­

düllerinin bu lunduğunu be­

lirtti.

AS/400 üzerinde çalışan

tmaj/400, orta ve büyük öl­

çekli kuruluşları hedefliyor.

Paket modüler olduğu için,

modüller tek tek kullanılabi­

leceği gibi bütünleşik olarak

da çalışıyor. Hüseyin Kobal,

kuruluşların kendi geliştir­

dikleri mevcut uygulamala­

rıyla bütünleş ik olarak

lmaj/400'ü de kullanabile­

ceklerini bildiriyor.

Kobal, en önemli sorunla­

rının son zamanlarda sayıla­

rı artan yabancı yazılımlarla

rekabet o lduğunu belirtiyor.

H e m e n h e m e n aynı nitelik-

lerdeki yabancı yazılımların,

çok yüksek fiyatlarla satıl­

masına dikkat çeken Kobal,

Türkiye'deki yazılım üretici­

lerinin bu k o n u d a işbirliği

yapmaları gerektiğini savu­

nuyor.

Page 8: Telekom'dan Internet iletişimine engel! · Telekom'dan Internet iletişimine engel! Türk Telekom, Internet servisi sağlayan kuruluşlardan hizmetlerini durdurmalarını istedi

8 h a b e r 3-9 Temmuz 1995 . Sayı: 23

Ulusal Bilgisayarlaşma Model ve Master Planı

M U S T A F A A K G Ü L

Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi

Dünyanın çok hızlı bir şekilde bilgi toplu­muna dönüştüğü, bilginin toplumlar için

yazgısal önemi olduğu herkesin kabul ettiği bir gerçektir. Bilgi ve teknoloji üreten güncel ve çağdaş bilgiyi, karar vermede, mal ve ser­vis üretiminde, eğitimde ve günlük yaşamda kullanan bir toplum, kısaca 'bilgi toplumu' ol­mak toplumsal bir hedef ve özlem olmak zo­rundadır.

Bilgi toplumu olmanın önemli boyutları

eğitimin tüm evreleriyle yeniden planlanma­

sı, üniversite ve araştırma kurumlarının yeni­

den yapılanması, araştırma politikalarının be­

lirlenmesi ve buna ilintili bilgisayarlaşmanın

hayata geçirilmesidir.

Bilgisayarlar her gün gözlediğimiz gibi

günlük hayatın her bir boyutunu hızla sar­

maktadır. Ülkemizde, yürütme ve eğitimde

bilgisayarlaşmada, zaman zaman bazı çaba­

lar olmasına rağmen, henüz ciddi, tutarlı,

uyumlu, planlı bir çaba ortaya konmamıştır.

A ğ ı r işleyen devlet yapısını çağdaş, hızlı,

insana saygılı hale getirmenin yolu, iyi düşü­

nülmüş kurulmuş ve işletilen bir bilgisayarlaş­

madan geçmektedir. Nüfustan, tapuya, vergi­

den trafiğe kadar pek çok konuda karmaşıklı­

ğı ancak iyi örgütlenmiş bilgisayar ağlarını da

kapsayan bilgisayar sistemleri ile aşabiliriz.

Veriler arasında uyum denetlenmesini hızlı

bir şekilde yapmanın tek yolu da budur.

Bilgisayarın mektup yazmak, tablolamak,

fatura basmak, banka veritabanı işlemleri gibi

sıradan işler kadar önemli bir yönü ise mal

üretimine, karar verme sürecine, eğitim ve

araştırmaya katkılardır. Bilim adamları, araş­

tırmacılar, mühendisler gibi uzmanlarca ken­

di uzmanlık bilgileri, matematik, bilgisayar ve

bilimsel yöntemi kullanarak bilimsel bilgi tü­

retebilir; ilaç, malzeme, ürün tasarlamak/üret­

mek; üretim, dağıtım yöntemleri, kısaca yeni

teknolojiler üretebilirler.

Bilgisayar bugünlerde tüm bu yetenekleri­

ne ek olarak, geniş kitlelerce bir iletişim aracı

olarak kullanılmaktadır. Bilgisayar ağlarının

gelişmesiyle, bir dünya kültürü oluşumunda,

toplumu oluşturan çeşitli birimler arasında

hızlı, zahmetsiz iletişim ve bilgi paylaşımı

sağladığı için toplumun demokratik sürece

katılması, farklı görüş ve önerilerin duyurul­

ması tartışılması ve kamu yönetiminin say­

damlaşması konusunda yeni olanaklar ortaya

çıkmaktadır.

Tabii ki iyi düşünülmemiş bir bilgisayar­

laşma tek başına bir işe yaramaz. Toplumun

ve yönetimin yeniden örgütlenmesi, yeterli

insan kaynaklarının yaratılması, eğitilmesi ge­

rekir. Gerekli planlama, eğitimden yoksun bir

bilgisayarlaşma daha kötü sonuçlar verecek­

tir. İsteme düzeyinde bakarsak, bilgisayarlaş­

manın bir araç olduğunu g ö z d e n çıkarmamak gerekir. Diğer bir deyiş le işletmenin ana fonk­siyonunu gözardı e tmeden, gerekli uzmanlar­la işbirliği içinde bir bilgisayarlaşmaya gidil­melidir.

Bilgisayarlaşma ç a ğ d a ş demokratik bir

toplum olma, bilim ve teknoloji üreten bir

ulus o lma çabamız ın öneml i aracı ve parçası­

dır. Bu kadar hayati bir konuda toplumu oluş­

turan çeşitli kesim ve katmanlar, örgütler ve

uzmanlarca konunun çeşitli boyutlarının eni­

ne boyuna araştırılıp, tartışıldıktan sonra bir

toplumsal uz laşmaya varılması ve bunun

Ulusal Bilgisayarlaşma Master Planı olarak

tescil edi lmesi gerektir.

Böyle bir plan en azından şunları içerme­lidir:

- Vergiden, nüfusa, yargıdan sağlığa kadar devletin temel fonksiyonlarının etkin, uygar, hızlı yapılmasını hedef alan kamunun bilgisa­yarlaşmasını bir z a m a n ve öncel ikler sırasına koyulması,

- Kurulacak bilgisayar sistemleri konusun­da bir model oluşturulmalı ve alımlar konu­sunda standart tespit edil ip uygulama ilkeleri belirlenmesi (GOSIP vb). (Bu ilkeler esnek ol­malıdır.)

- Bilgisayarlaşma ile ilgili yasal altyapının oluşturulması: Güvenlik, mahremiyet, şifrele­me, suç, ticaret, katma değerli servisler gibi,

- İletişim altyapısı planlanmalı ve tercihen bir Ulusal Ağ İçinde üniversiteler, kamu ve öze l sektör faaliyet göstermelidir,

- Ulusal boyutta internet ve başka ağ ser­vislerini rekabeti sağlayıcı düzen lemeler ku­rulması,

- EDI (Electronic Data Interchange) stan­dartları hayata geçirilmelidir,

- Tüm bunları planlayacak, koordine ede­cek, eğitim ve destek verecek örgütsel yapı: Ulusal Bilgisayar Ağları Merkezi, Yazılım Ens­titüsü, Ulusal Hesap Merkezi (Paralel ve Da-ğıtık ve Yüksek Performans Bilgisayar Merke­zi) gibi,

- Üniversiteler ve diğer eğitim kurumlan için ulusal bir plan

- Bilgisayar eğitiminin yeniden yapılandı­rılması, (lise, üniversite temel eğitimi, önli-sans, lisans ve araştırmaya yönelik yüksek li­sans ve doktora eğitimin planlanması); kısaca gerekli insan gücü planlanması,

- Üniversite, kamu ve öze l sektördeki araş­tırma geliştirme faaliyetlerinin bilgisayar ağla­rı ve başka yönlerden desteklenmesi.

Bu çapta bir Ulusal Bilgisayarlaşma Master

Planı'nın siyasi partilerimizin programlarına,

hükümet programlarına, 5 yıllık plana ve yıl­

lık planlara girmesi vakti çoktan gelmiştir.

İletişim adresi:

[email protected]

Yeni yasanın getirdikleri - 2 Av. HALUK INANICI

1991 yılında Türk Ceza

Kanunu'na eklenen bili­

şim alanında suçlar bölü­

mü ile ciddi cezai müeyyidele­

re sahip olan "bilgisayar prog­

ram" dünyası 12 Haziran 1995

tarihinde yayımlanarak yürür­

lüğe giren ve Fikir ve Sanat

Eserleri Kanunu'nu (FSEK) ta­

dil eden 4110 sayılı kanun ile,

telif hukuku yönünden de cid­

di bir korumaya kavuştu. Bu

yazımızda telif hukuku açısın­

dan öngörülen koruma siste­

minin önemli yanlarına kısaca

değinmek istiyoruz.

Telif hakları

Telif hakları iki ana bölüm­

de tasarlanmıştır: Maddi ve

manevi haklar. Eser sahi­

bi/mali hak sahibi, mali ve

manevi haklar ayrımlarına bir

başka yazıda değineceğiz. Ma­

li haklar deyiminden, bir eseri

işleme hakkı, çoğaltma hakkı,

yayma hakkı, temsil hakkı,

radyo ile yayım hakkı, pay

hakkı gibi haklar; manevi hak

deyiminden de "eser sahibin­

den" ayrılması mümkün olma­

yan, vazgeçilmesi mümkün

olmayan, eserin, eser sahibi­

nin arzusuna aykırı biçimde

genele sunulması, eser sahibi­

nin adının yazılmaması, eserin

izinsiz değiştirilmesi gibi du­

rumlarda sahip olduğu haklar

anlaşılmalıdır.

Başvurulabilecek dava türleri

Telif Hukuku hem cezai

hem de hukuki koruma içer­

mektedir. FSEK, hukuk ve ce­

za alanlarında hukuk ve ceza

davaları öngörür.

Hukuk Davaları

FSEK'de telif hakkı ihlal

edilen kişilerin başvurabilece­

ği üç çeşit dava belirtilmiştir.

Bunlar; Tecavüzün Ref i Dava­

sı, Tecavüz'ün Men'i davası,

Tazminat davasıdır.

Tecavüzün Men'i Davası: Bu

dava bir eserin mali ve mane­

vi hak sahibinin muhtemel bir

tecavüzü önleyebilmesi için

düzenlenmiştir. Ortada bir te­

cavüz yoktur; ancak muhte­

meldir. Hak sahibi mahkeme­

den bu muhtemel saldırının

önlenmesini isteyebilecektir.

Tecavüzün Ref i Davası: Bu

dava bir eserin mali ve mane­

vi hak sahibinin bir saldırıya

uğraması halinde, bu saldırı­

nın ortadan kaldırılması için

düzenlenmiştir. Yukarıda ge­

nel hatlarını belirttiğimiz mali

ve manevi haklardan birisine

ya da hepsine karşı oluşacak

bir saldırı durumunda, hak sa­

hibi mahkemeye başvurarak

saldırının durdurulmasını iste­

yebilecektir.

Tazminat Davası: Mali hak­

lan ihlal edilen kişi yeni getiri­

len hükümle, rayiç bedel iti­

bariyle uğradığı zararın en çok

üç katını isteyebilecektir. Yine

Mali hak sahipleri, talep ede­

cekleri bu zarann dışında za­

rarları varsa, "haksız fiil" hü­

kümlerine dayanarak talep

edebileceklerdir. Özellikle

korsan kopyayı geçim kaynağı

haline getiren kişiler için uy­

gulanabilecek bu hüküm,

Borçlar Kanunu'nun diğer hü­

kümleri ile birlikte yorumlana­

rak, ciddi maddi tazminat da­

valarının kaynağı olabilecek­

tir. Manevi hakları ihlal edilen

eser sahibinin ayrıca manevi

tazminat talep hakkı da vardır.

Bu tazminat bir miktar para

ödenmesi şeklinde olabileceği

gibi, hükümde açıkça belirtil­

diği üzere başka bir şekilde de

olabilecektir. Örneğin, mah­

keme ilamının en yüksek tiraj­

lı günlük gazetede üç kez ila­

nı gibi.

Tazminat davası müstakil

açılabileceği gibi, diğer dava

ile birlikte talep edilebilir. Uy­

gulamada genel ilke, Men ve

Ref davalarında ayrıca tazmi­

nat talepleri de ileri sürülür.

Tedbir Talepleri: Telif hakkı

ihlal edilen ya da ciddi bir teh­

like karşısında olan kişi, mah­

kemeye başvurarak davadan

önce ya da sonra bir işin ya­

pılması ya da yapılmaması ko­

nusunda tedbir karan talep

edebilir. Keza, telif hakkı ihla­

line konu, çoğaltılmış nüsha­

lara ve onu imale yarayan ka­

lıp ve buna benzer çoğaltma

vasıtalarına el koyabilir. Bu

düzenlemenin işletilmesi ha­

linde, orijinal bilgisayar prog­

ramlarından haksız yere ço­

ğaltılarak elde edilen korsan

kopyaları her kullanmada, bil­

gisayara "yeniden yükleyerek"

haksız kopyalamaya aracılık

eden kopya program ve bilgi­

sayar sistemlerinin ihtiyati ted­

bir yolu ile "zaptına" yani el

konulmasına karar verilebile­

cektir.

Telif Ceza Davaları

Mali ve manevi hakları ihlal

edilen kişiler Cumhuriyet Sav­

cılığına başvurarak, kanunda

açıkça belirtilmiş cezai hü­

kümlerin tatbiki ile zanlıların

cezalandırılmasını talep edebi­

lecektir. Aslında FSEK 76'ncı

maddede "şahsi dava" ibaresi

kullanılıyorsa da, uygulamada

açılan "şahsi ceza davaları" ka­

mu davasına dönüştürülmek­

tedir. Cezai hükümlere göre

hakkında dava açılan kişiler,

üç aydan bir yıla kadar hapis

cezasına ve 300 milyon lira­

dan 600 milyon liraya kadar

ağır para cezasına çarptırılabi­

lecektir.

Fer'i Cezai Talepler: Mali ve

manevi hakları ihlal edilen ki­

şilerin yukarıda belirttiğimiz

cezai hükümlerin tatbikini ta­

lep yanında ayrıca, haksız ye­

re çoğaltılmış korsan kopya

programları, bunları çoğaltma­

ya yarayan araç ve gerecin

zapt, mübadere ve imhasını

talep edebileceklerdir. Aslında

bu hükümlerin uygulamada

korsan kopya program kulla­

nan kişi ve şirketler için ol­

dukça ciddi sonuçlan vardır.

Bilindiği üzere zapt bir soruş­

turma esnasında suç delillerini

muhafaza için öngörülmüş bir

hukuk kurumudur. Böyle bir

soruşturma esnasında soruş­

turmayı yürüten savcılık suç

delillerine ve hatta çoğaltma

vasıtalarına (bilgisayarlara) el

koyabilecek, soruşturma so­

nuna kadar muhafaza altına

alabilecektir. Yine yeni ka­

nunla getirilen (md. 81) dü­

zenlemeye göre, telif hakları

ihlal edilen kişiler, savcılığa

başvurduğu taktirde, korsan

kopyaların ya da telif sözleş­

mesine aykırı olarak bulunan

kopyaların "toplatılmasını",

"bu konuda kullanılan teknik

araçların mühürlenmesini'' talep

etmeleri mümkün olacaktır.

Ağ sisteminde korsan kopya

program olan ya da ağ sisteminin

kendisi korsan kopya olan şirket­

leri düşünün. Tüm sistemin mü­

hürlenmesi, programların topla­

tılması bu şirketi bir anda ticari

faaliyet yapamaz hale getirecek­

tir.

Uygulama nasıl olacak?

Pratikte kullanma lisans

sözleşmesi olmaksızın yapılan

korsan kopya eylemlerinde ya

da tek kullanıcılı bir uyarlama

alıp çok kullanıcılı olarak kul­

lanan ya da 5 kullanıcılı bir

sistemin lisansını alıp 20 kulla­

nıcılı bir sistemi kullanmak su­

retiyle "lisans sözleşmesine

aykırı davranan" kişilere karşı

hak sahibinin yukarıda belirt­

tiğimiz hukuk ve ceza davası

yollarına başvurma hakları

vardır. Bu taktirde haksız kop­

yalama eylemi yapan kişiye

karşı hem telif tazminat, hem

de telif ceza davası açılacaktır.

Burada söz ettiğim hukuki

hakların sadece FSEK kapsa­

mındaki davalar olduğunu be­

lirttim. Korsan kopya eylemi

ayrıca "Bilişim Suçu" anlamına

da geleceği için, zanlı hakkın­

da ayrıca bilişim suçundan ce­

za davası açılabilecektir. Bir­

den fazla ceza davasındaki

teknik hukuki sorunlar ise,

hukukçuların çözeceği konu­

lardır.

Önemli bir diğer sorun

FSEK'in "suçun failine" getirdi­

ği özel bir tanımla, suç, kuru­

luşta bir temsilci ya da çalışan

kişi tarafından işlendiği taktir­

de o kumlusun sahibi ya da

müdürü fail gibi cezalandırılır.

Ceza hukukunda "objektif so­

rumluluk" denilen bu düzen­

lemede, işletme sahibinin ya

da müdürün "kuşum" aran­

maz. Bu nedenle bir işletmede

"ben korsan kopya kullanıldı­

ğını bilmiyordum" gibi bir sa­

vunma hukuki anlamda bir

değer içermeyecektir.

Page 9: Telekom'dan Internet iletişimine engel! · Telekom'dan Internet iletişimine engel! Türk Telekom, Internet servisi sağlayan kuruluşlardan hizmetlerini durdurmalarını istedi

3-9 Temmuz 1 9 9 5 . Sayı: 23 h a b e r 9

Biraz da siz omuzlayın beyler! H Ü S E Y İ N K A Y A C A N

Vakıfbank Yatırım Bankacılığı Bilg.&İst. M d . Yrd.

Türkiye'de bilgisayarlaşma ihtiyaç

mıdır, lüks müdür?

Kamu kontrolünde kamu perso­

neline ö d e n e n maaşlar ile büyük

projelerin sonuçlandırılamadığı artık

acı deney ve masraflarla ispatlanmış­

tır. Bir bilgi teknolojisi projesine baş­

lamadan ö n c e sistem analizi, tasarı­

mı, mimari yapı, zaman analizi mo-

del lemesinin yapılması gerekir ve

bunlar, uygulamaya g e ç m e d e n ö n c e

yüzde 80 zaman alır. Kalanı da oto­

ban oluştuktan sonra arabanızla git­

m e y e benzer.

Ama siz otobana girmeden ö n c e ,

otobana bağlanan tali yolların inşa­

atına başlarsınız. Bunlara bağlantılar

kolaylıkla, zaman kaybetmeden ya­

pılır. Önemli olan burada zamanla­

ma, bağlantılar, giriş çıkışlardır. Ta­

bii siz de kendi üzerinize düşeni

yapmazsanız aksamalar doğacaktır.

" M E R N İ S ile s o n u c a u l a ş ı l m a z "

yazısını okuyunca bende yanlış şey­

ler çağrıştırdı.

Değ iş ik şehirlerde sigortalı olarak

çalışmışsanız, başka bir sigorta kuru­

mu ile hizmet birleşmesi yazınıza,

daktilo ile aylar sonra eksik cevap al­

dığınız, sigorta primlerinin tahsil edi­

lemediği, binaya insan selinden gire­

mediğiniz, yeni durumlara adapte

edemediğ in iz personel, değişim mü­

hendisliğini uygulayamadığınız bir

kurum el inizde mevcut iken ve bu­

gün otursanız en az beş yıllık bir işi­

niz elinizin altında iken, çıkıp da

bana buralar dar geliyor, tüm Türki­

ye 'ye talibim demek bana çok traji­

komik geliyor.

Zaten böyle bir proje, her kuru­

mun öncel ikle üzerine düşeni yap­

ması ve geri kalan kısımlar için köp­

rü fonksiyonu görecek sistem bağ­

lantıları ile gerçekleşmek zorunda­

dır.

H e r kurum öncel ikle kendi üretti­

ği bilgileri manyetik ortama geçsin-ki

ben razıyım kapılarına gider disket,

bant alırım. Siz nüfusun yüzde 10'u

sigortalı iken, geri kalan yüzde 90'ı

ne yapacaksınız? Elinizdeki sigortalı­

yı takip e d e m e z iken, acaba tüm Tür­

kiye'deki kurumları nasıl bir yılda ha­

zırlayıp, bu işi yapacaksınız? Böyle

bir projenin başına geçmek istemek­

le, sonuçlandırmak farklı şeylerdir.

İnsanların y ü z m e bildiği yere ka­

dar açılması gerekir. Bilgi bankasını

parçalar oluşturacaktır. Parçalar ta­

mamlanmadan bu işler o lmayacağı

gibi, kimse tek başına D o n Kişotluk

yapıp hem parçaları, hem bütünü

oluşturma yetkisini verin d iyemez.

Kaynakların kıt, harcamaların ho­

vardaca yapıldığı ü lkemizde konu­

larında fikirleri olan insanlar dernek­

ler, vakıflar, klüpler aracılığı ile fikir­

lerini söy lemekte ve tartışmakta. Al­

tı ayda bir Bilişim Derneği 'nin dü­

zenlediği toplantı, seminer gibi et­

kinliklerle de ülkemiz bilgisayar po­

litikalarını etki leyebi lecek görüşler

söylenmekte ve tartışılmaktadır.

Yazımı Uluborlu'da anlatılan bir

h ikaye ile kapatmak istiyorum.

"Uluborlu'da kocaman bir kaya sa­

bah güneşini kapatmaktadır. Pehli­

vanın biri bir gün çıkar gelir, halka

der ki:

- Ben bu kayayı yok ederim, siz

de sabah güneş ine kavuşursunuz.

- Nasıl?

- 'Beni bir yıl bes leyeceks in iz on­

dan sonra' der, halk da kabul eder.

Bir yıl sonra pehlivan kayalara

demir halkaları çakıp, zincirleri uza­

tır. Ç e k m e anı geldiğinde ise halka

seslenir:

- Biraz da siz o m u z atın bakalım;

ben tek başıma yapacağım deme­

dim ki!"

Artık sonrasını siz tahmin edin.

Ama, Uluborlu'da hâlâ bu halkalar

kayalara çakılı duruyor.

İde Yapı, mimarlara yöneliyor

1985 yılından beri Bilgisa­

yar Destekli Tasarım

(CAD) yazılımları ü r e t e n

İde Yapı, bugünlerde yeni

oluşumlar içinde. Bugüne

kadar Bursa'da faaliyetlerini

yürüten şirket, 2 ay gibi kı­

sa bir sürede yönetim, pa­

zarlama, teknik servis gibi

tüm bölümlerini istanbul'a

taşıyor. B u n u n nedeni de,

yazılım geliştirme grubunu

güçlendirmek, ide Yapı'nın

Bursa ofisi ise Marmara ve

Ege Bölge bayisi olarak ça­

lışmalarını sürdürecek.

ide Yapı, bilgisayar des­

tekli tasarım yazılımı 1de-

CAD'in son olarak DOS or­

tamında çalışan 6.1 uyarla­

masını pazara sundu. Şirket

şu anda 3 ayrı yazılım pro­

jesi üzerinde çalışıyor. Bun­

lar ide Statik, ide Mimari ve

IdeCAD isimlerini taşıyor.

Daha önce adı IdeCAD olan

yazılımın adı değiştirilerek

İde Statik oluyor. İde Statik,

inşaat projelerinin statik he­

saplanmasında ve çizimleri­

nin yapılması işlemlerinde

kullanılıyor. IdeCAD ise da­

ha genel amaçlı bir CAD ya­

zılımı olarak hazırlanıyor.

İde Mimari yazılımı da ge­

nel olarak mimarlara yöne­

lik bir yazılım. Şu anda tüm

yazılımlar t a m a m e n MS-

Windows üzerinde geliştiri­

liyor. Bütün ürünlerin, yak­

laşık 2 ay sonra pazara su­

nulması planlanıyor.

ide Yapı b u g ü n e kadar

mimarlara yönelik özel bir

ü r ü n pazara sunmamışt ı .

CAD pazarının gelişmeye

çok açık bir pazar olduğu­

nu söyleyen ide Yapı Genel

Müdürü ismail Besler, şu

anda mühendisl ik alanında

pazar ın yaklaşık y ü z d e

35'ine hitap ettiklerini dile

getiriyor. B u n u n yanında

b u g ü n e kadar mimarlara

yönelik bir ürün geliştirme­

diklerini söyleyen Besler, 2

ay sonra pazara sunacakları

ide Mimari ürünüyle baş­

langıçta pazar ın y ü z d e

10'unu hedeflediklerini vur­

guluyor.

İsmail Besler, İde Mimari

için "Türkiye'de mimarlık

pazarı her zaman mühen­

disliğe oranla daha büyük

bir pazar olmuştur. Bugüne

kadar pazarda bu alana hi­

tap e d e n Türkçe bir yazılım

yoktu, ide Mimari, bu an­

lamda pazar şansı yüksek

olan bir ürün olabilir" diyor.

i d e Yapı, söz k o n u s u

ürünleri Türkiye dışı pazar­

larda da satmayı amaçlıyor.

Bu nedenle yazılımlar, yurt­

dışındaki kullanıcıların da

gereksinim ve alışkanlıkları

g ö z ö n ü n d e tutularak hazır­

lanmış. Şu anda IdeCAD

Türkmenisten ve Bulgaris­

tan'da Türk kökenli şirket­

ler tarafından kullanılıyor.

Şirketin hedefi, yeni uyarla­

ma ve yazılımlarla birlikte

Türk Cumhuriyetleri ve Av­

rupa pazarlarına açılmak.

Page 10: Telekom'dan Internet iletişimine engel! · Telekom'dan Internet iletişimine engel! Türk Telekom, Internet servisi sağlayan kuruluşlardan hizmetlerini durdurmalarını istedi

10 d ü n y a d a n 3-9 Temmuz 1 9 9 5 . Sayı: 23

İş dünyası için 10 süper kent Derleyen: AMİL KUNT

Fortune'ın "Iş dünyası için 10

süper kent" araştırması, işyer­

lerinin saptanmasında uz­

manlaşmış Moran Stahl&Boyer

(MS&B) adlı ünlü bir yönetim da­

nışma şirketi ile birlikte yürütüldü.

Bu araştırma sırasında 32 ülkedeki

500'den fazla yönetici ile yapılan

anketlerde kendilerinden dünyanın

sekiz bölgesinde işlerini en iyi şe­

kilde yürütebilecek kentleri sırala­

maları istendi. MS&B ayrıca 60

kentte şirketlerin çalışmalarını ko­

laylaştıran olanakları araştırdı; kent­

lerin altyapılarını, fiyatları ve diğer

özelliklerini kapsayan verilerin ana­

lizini yaptı ve Fortune'ın dünyanın

pek çok kentinde bulunan muha­

birlerinin görüşleri alınarak sonuca

varıldı. Küresel iş dünyasının bu en

gözde 10 kentinin Fortune tarafın-

dan değerlendirilen özellikleri özet­

le şöyle:

Hong Kong Nüfus: 6 milyon

Geçim İndeksi (ABD=100): 148

Yıllık işyeri kirası ($/m2): 1035

Hong Kong'un dikey mimarisi

bu kenti ziyaret edenlerin sürekli

olarak başlannı yukarıya kaldırma­

larına n e d e n olur. Bu kentteki in­

sanların iş saatleri sırasındaki yürü­

yüş tempolarına göre N e w York'ta-

ki yayaların yürüyüşü ancak bir

"gezinti" niteliğinde. Hong Kong,

dünyanın en hızlı gelişen ekonomi­

sine ve potansiyeli en büyük paza­

rı olan Çin'e açılan bir kapı olarak

çok önemli bir özelliğe sahip bulu­

nuyor. Bu kentin coğrafi k o n u m u

ise tümü Asya'ya açılan iş yollarının

başında geliyor. İş dünyasının dev­

let tarafmdan en çok desteklendiği

ve kişisel gelir vergisinin yüzde 15

olduğu H o n g Kong'un işyerlerinin

kirası ise, dünyanın en yüksek

olanları arasında. 37 kente doğru­

d a n uçuşla bağlanan H o n g Kong'ta

bu yıl sonuna kadar telekomüni­

kasyon alanında gerek resmi, ge­

rekse özel şirketler tarafından 7

milyar dolar tutarında yatırım yapıl­

mış olacak.

New York Nüfus: 7.3 milyon

Geçim İndeksi (ABD=100): 108

Yıllık işyeri kirası ($/m2): 336

Yakın geçmişe kadar büyük şir­

ketlerin yaşam zorluğu nedeniyle

New York'tan ayrılmalarından son­

ra pek çok işyeri boş kalmıştı. Şim­

di ise büyük ve boş ofis alanı bul­

mak gün geçtikçe zorlaşıyor. Bu­

n u n en büyük nedeni Amerika ile

iş yapan Avrupa şirketlerinin pek

çoğunun New York'a akm etmele­

ri. Dünyanın 167 kentine doğrudan

uçuşla bağlanan NewYork'un eğ­

lence ve kültür merkezi olması da

yabancı şirketleri çeken nedenler

arasında. Bir zamanlar dünyanın en

fazla suç işlendiği bu kentteki suç

oranı şimdi çok büyük ölçüde azal­

mış bulunuyor. New York beledi­

yesi de dev şirketlerin bu kentte

kalabilmeleri için her türlü kolaylı­

ğı gösteriyor; bunların başında bu

şirketler için düşük belediye vergi­

leri uygulanıyor. Yeterli sayıda met­

ro ve otobüs sistemlerinin ulaşımı

kolaylaştırdığı New York'a üç ayrı

havaalanı ile ulaşılıyor.

Londra Nüfus: 7 milyon

Geçim İndeksi (ABD=100): 135

Yıllık işyeri kirası ($/m2): 531

Avrupa'nın finans ve iletişim

merkezi olarak tanınan Londra'da

iş dünyasının başlıca gereksinimle­

ri olan iletişim ve ulaşım büyük bir

d ü z e n içinde çalışıyor. Nüfusunun

çokluğuna karşın Londra hâlâ gü­

venli ve temiz bir kent. Kültür yö­

n ü n d e n Londra'ya yaklaşan kent

p e k yok gibi. Devlet tarafından sa­

nata yapılan yıllık 650 milyon dolar

tutarındaki yardımla Londra'daki

150'den fazla tiyatro bu kenti bir

kültür merkezi yaparken, 100'den

fazla üniversite ve kolejde sonsuz

eğitim olanakları sağlanıyor. Yapı­

lan araştırmalara göre, İngiliz üni­

versite mezunları yabancı şirketleri

tercih ediyorlar. Bu nedenle Lond­

ra'ya yerleşen yabancı şirketler çok

yetenekli yerel elemanları bulmak­

ta zorluk çekmiyorlar. Londra'nın

bir büyük avantajı da dünyanın her

yerine, pek çoğu doğrudan uçuş

olmak üzere bağlantılarının olması.

Ayrıca şimdi de Brüksel ve Paris'e

Manş Tüneli ile bağlanması ulaşım

olanakları arasına giriyor.

Atlanta Nüfus: 400 bin

Geçim İndeksi (ABD=100): 96

Yıllık işyeri kirası ($/m2): 215

Bu kent ulaşım, düşük fiyatlar ve

yüksek yaşam kalitesi gibi nitelikle­

riyle yüzlerce yabancı şirketi kendi­

ne çekmiş bulunuyor. 1996 Olimpi­

yat Oyunları hazırlıklarının büyük

bir bö lümünü çok yakın bir gele­

cekte bitirecek olan Atlanta, daha

şimdiden 250'den fazla yabancı hiz­

met şirketine ev sahipliği yapıyor.

Coca-Cola, CNN ve Bellsouth gibi

dünyanın her yerinde tanınan şir­

ketlerin merkezi olan Atlanta, ayrı­

ca karayolları ve demiryolları ile de

Amerika'nın en önemli ulaşım nok­

talarından biri. Olimpiyatlar nede­

niyle çoğu kalıcı olmak üzere 86

bin 900 kişiye yeni iş olanaklarının

yaratıldığı Atlanta'nın Hartsfield ha­

vaalanı yine olimpiyatlar için hazır­

lanarak hizmete açılan yeni ulusla­

rarası terminali ile şimdiden 2000'li

yılların yolcu kapasitesini karşılaya­

cak durumda. Şimdi Güney Ameri­

ka'dan ABD'ye her gün gönderilen

tonlarca taze çiçeğin ilk durağı At­

lanta.

Chicago Nüfus: 3 milyon

Geçim İndeksi (ABD=100): 101

Yıllık işyeri kirası ($/m 2): 275

"Rüzgarlı Kent" diye anılan Chi­

cago dünyanın en büyük havaala­

nına sahip. 164 şehre doğrudan

uçuşların yapıldığı Chicago hava­

alanından başka, bu kentin limanı

da Kuzey Amerika'nın en işlek li­

manlarından. Kentin en büyük kay­

naklarından biri de Chicago Üni­

versitesi. Bu üniversitenin ekonomi

b ö l ü m ü n ü n mezunları dünya eko­

nomi politikalarını, serbest piyasa

koşullarını yönlendirmiş kişiler ara­

sında. Amerika'nın en büyük savaş

müzeler inden birinin bu lunduğu

Chicago, her tür kültür etkinlikle­

riyle sanatsever iş adamlarını fazla­

sıyla m e m n u n ederken, plajları, ün­

lü lokantaları ve başta beyzbol ve

basketbol takımları ile de özellikle

genç işadamları için çok çekici bir

kent. Kaliteli eğitim kuruluşlarının

bulunduğu Chicago'da şirketler ye­

tenekli personel bulmakta güçlük

çekmiyorlar.

Singapur Nüfus: 3 milyon

Geçim İndeksi (ABD=100): 156

Yıllık işyeri kirası ($/m2): 75

Güney Doğu Asya'nın en iyi alt­

yapısına sahip bu kent düşük kira­

ları, çok iyi eğitimli işgücü, kaliteli

yaşamı ile yabancı şirketlerin en

çok ilgi gösterdikleri iş merkezle­

rinden biri. Asya'nın en yüksek ha­

yat standardına sahip Singapur'da

iletişim, en yeni teknoloji ile her-

gün biraz daha gelişiyor. Son dere­

ce temiz ve suç oranı çok düşük

olan Singapur'da devlet vergi indi­

rimi ve diğer teşviklerle yabancı şir­

ketlere kırmızı halı döşüyor. Bu ne­

denle General Motors, Sony, Moto­

rola, Unisys, Caterpillar ve Whirl-

Pool gibi şirketler Asya'daki mer­

kezlerini Singapur'da açmış bulu­

nuyorlar.

Toronto Nüfus: 650 bin

Geçim İndeksi (ABD=100): 107

Yıllık işyeri kirası ($/m 2): 290

Yüksek vergi oranlarının uygu­

lanmasına karşın Toronto dünyanın

sayılı kültürel kentlerinden biri ola­

rak en ideal işyerleri arasında ye­

dinci sırayı almayı başardı. Dünya­

nın madencilik merkezi olarak da

tanınan Toronto'daki m a d e n şirket­

leri, küresel m a d e n işlerini bu kent­

ten idare ediyorlar. General Mo-

tors'un fabrikası bu kentte kurulu

o lup bu fabrikada üretilen taşıtlar

ve parçalar dünyanın her yerine ih­

raç ediliyor. Ayrıca biyoteknoloji,

eczacılık, iletişim ve tıbbi aletler gi­

bi bilgi yoğunluklu sektörler gün

geçtikçe Toronto 'ya yer leşmeye

başladı. Üstün düzeyde eğitim ku­

ruluşlarının b u l u n d u ğ u Toron­

to 'nun işgücü son derece yetenekli

ve kaliteli. Bu kentin bir avantajı da

Kuzey Amerika'nın en güvenli ve

suç oranı en düşük kenti olması.

San Francisco Nüfus: 730 bin

Geçim İndeksi (ABD=100): 106

Ydlık işyeri kirası ($/m 2): 263

Bu kente yakın ve bilgisayar

dünyasının merkezi sayılan Silicon

Vadisi sayesinde San Francisco ye­

ni teknolojiler geliştiren şirketlerin

tercih ettiği bir kent. Stanford Üni­

versitesi ile Kaliforniya Üniversite-

si'nin Berkley kampusu bu şehrin

işgücünün en önemli kaynakları.

Özellikle çokluortam teknolojisin­

de iş yapan yazılım şirketleri San

Francisco'daki pek çok yazılımcı,

sanatçı, müzisyen ve film yapımcı­

larından yararlanma olanaklarına

sahip. Bu nedenle San Francisco

yüksek teknolojiye dayalı yaratıcı

sanat dünyasının genç girişimcileri

için vazgeçilmez bir kent.

Frankfurt Nüfus: 700 bin

Geçim İndeksi (ABD=100): l6l

Yıllık işyeri kirası ($/m 2): 487

Bu kentin uzun bir ticari geçmişi

var. Bu yıl 1200'üncü yı ldönümünü

kutlayan Frankfurt 750 yıldan beri

ticari fuarlara ev sahipliği yapıyor.

Almanya'nın ünlü otobanlarının or­

tasında bulunan Frankfurt, Avru­

pa'nın en büyük havaalanına sahip.

Bu havaa lanından 100 ülkeye,

114'ü doğrudan uçuşla olmak üze­

re 240 kente ulaşılıyor. Avrupa'nın

ve Almanya'nın bankacılık merkezi

olan Frankfurt'taki en yüksek bina­

lardan ikisi Deutsche Bank'a, biri

Dresdner ve biri de Commerz-

bank'a ait. Yakında kurulması plan­

lanan Avrupa Merkez Bankası'na

öncü olacak Avrupa Para Enstitüsü

de Frankfurt'ta yerleşme hazırlığı

içinde. Bu nedenle bu kentin diğer

bir adı da "Bankfurt"... Bankacılık

sektöründen sonra reklamcılık ve

yayıncılık alanlarında çok büyük

gelişmenin yer aldığı Frankfurt aynı

zamanda Almanya'nın en kozmo-

politan şehri. Nüfusunun yüzde

30'unu yabancıların oluşturduğu

Frankfurt'ta m ü z e sayısı 45'i aşıyor.

Miami Nüfus: 400 bin

Geçim İndeksi: (ABD=100): 97

Yıllık işyeri kirası ($/m2): 220

Listenin 10. sırasında yer alan

Miami'nin amacı Hong Kong, Asya

için ne kadar önemliyse Latin Ame­

rika için de aynı şekilde önemli ol­

mak. Her ne kadar 7 milyar dolar­

lık turizm endüstrisi Miami ekono­

misinin çekirdeğini oluşturuyorsa

da, bankacılık bu kentin en belli

başlı iş kaynağı. 60'dan fazla ulus­

lararası bankanın çalıştığı Miami'de

her türlü iş sektöründe Latin Ame­

rika'nın ağırlığı görülüyor. Diğer ta­

raftan Latin Amerika'ya çok büyük

sayıda kişisel bilgisayar satan Tay­

van'ın bilgisayar üreticisi Acer, tüm

Latin Amerika işlerini Miami'den

yürütürken, Sharp şirketi de Latin

Amerika satış merkezini Miami'de

kurdu. Bankacılık, telekomünikas­

yon, mühendislik ve tıbbı hizmetler

alanında Latin Amerika ile çalışan

tüm şirketler ofislerini şimdi Mi­

ami'de açmış bulunuyorlar. Yaban­

cı sermaye akımında Fransa, Nor­

veç ve İngiltere ö n d e giderken, Mi-

ami'deki çokuluslu Asya şirketleri­

nin sayısı 50'yi geçiyor.

1. Hong Kong

2. New York

3. Londra

4. Atlanta

5. Chicago

6. Singapur

7. Toronto

8. San Francisco

9. Frankfurt

10. Miami

Page 11: Telekom'dan Internet iletişimine engel! · Telekom'dan Internet iletişimine engel! Türk Telekom, Internet servisi sağlayan kuruluşlardan hizmetlerini durdurmalarını istedi

3-9 Temmuz 1995- Sayı: 23 d ü n y a d a n 11

Oracle dördüncü

dönem mali gelirini

açıkladı Oracle, 31 Mayıs 1995 tarihi itiba­

riyle sona eren dördüncü mali döne­

mindeki gelirini açıkladı. Oracle 'dan

verilen bilgiye göre, şirket bu dö­

nemdeki gelirini yüzde 52 oranında

artırarak, geçen yıl aynı d ö n e m d e

688 milyon dolar olan gelirini, bu yıl

1,018 milyon dolara çıkardı. Şirketin

net kârı da artarak, geçen dönemle

karşılaştırıldığında 114 milyon dolar­

dan, 182 milyon dolara çıktı. Yine

Oracle'ın dördüncü d ö n e m lisans sa­

tışları geçtiğimiz yıldan bu yana yüz­

de 52 oranında artış gösterirken, ser­

vis gelirleri ise yüzde 57 oranında

yükselmiş. 1995 mali yılının bütü­

n ü n d e ise Oracle'ın lisans gelirlerin­

de yüzde 46, servis gelirlerinde ise

yüzde 57'lik bir artış göze çarpıyor.

Oracle d ö r d ü n c ü d ö n e m d e Avrupa,

Orta Doğu ve Afrika'da yüzde 42, As-

ya-Pasifik'te ise yüzde 69 büyüme

gösterdi.

ElectroGIG'den

haberler Sil iconGraphics ' in SiliconStudio

ç ö z ü m ortaklarından olan Electro-

GIG, TV stüdyoları için post-produc­

tion çözümü Reality Tracking'i du­

yurdu. TV programlarında eş zaman­

lı efektler yapabilen sistem Reality

Tracking Software System, Electronic

Support System, Fault Tolerance

System ve Virtual Set Manager mo­

düllerinden oluşuyor. Sistemin ihti­

yaç duyduğu en az konfigürasyon ise

şöyle: 8 işlemcili, 4 raster manager, 1

GB bellek, 4.2 GB sabit disk, DAT

yedekleme ünitesi, Sirrus video ara­

birimi, CCIR-61 paralel-seri dönüştü­

rücü, VME çıkışı, Onyx Reality Engi-

ne2 rack sistem.

ElectroGIG'in geçtiğimiz günlerde

duyurduğu bir başka yenilik ise, şu

anda sadece SiliconGraphics işistas-

yonları üzerinde çalışan GIG3DGO,

GIGVIZ ve GIGPFX yazılımlarını HP

9000/700 işistasyonları üzerine de ta­

şıyacak olması.

ElectroGIG'in gelişmiş görselleştir-

me yazılımlarını HP işistasyonu plat­

formuna da taşıması, HP'nin geçtiği­

miz aylarda açıkladığı görselleştirme,

eğlence, sinema pazarı gibi pazarda

da başa oynamaya başladığının bir

kanıtı olabilir. Şu anda bu pazar bü­

yük ölçüde SiliconGraphics'in elinde

bulunuyor.

3Com gelirini artırdı Ağ ürünleri pazarında önemli bir

pazar payına sahip olan 3Com, geç­

tiğimiz g ü n l e r d e 31 Mayıs 1995

tarihinde sona eren dördüncü çeyrek

itibariyle gelirlerindeki artışı duyur­

du. Dördürcü çeyreği 384.9 milyon

dolarla kapatan 3Com, net kârını ise

47.6 milyon dolar olarak açıkladı.

3Com'un 1994 yılındaki toplam satışı

827 milyon dolarken, 1995 yılı top­

lam satışı 1.3 milyar dolar olarak ger­

çekleşmiş.

Sony, Apple'ı satın mı alıyor?

Business Week dergisinde çıkan bir habere göre

IBM'in Lotus'u almasından sonra sıra Sony'nin Apple'ı

satın almasına geldi. Her ne kadar Sony birçok bilgisa­

yar şirketinin peşindeyse de bunların arasında en akla

uygun isim olarak Apple geliyor.

Bu dev J a p o n şirketinin pazarlama ile araştırma ve

geliştirme g ü c ü n ü n Apple teknolojisiyle birleşmesiyle

gerek eğlence, gerekse bilgisayar ürünleri pazarında

yepyeni boyutların gelişeceği bekleniyor. Apple yönün­

d e n de Sony gibi bir kuruluşla işbirliği Apple'ın bilgisa­

yar dünyasında çok büyük adımlar atmasına olanak

sağlayacak.

Digital, Microsoft ile BackOffice OEM anlaşması imzaladı

Digital geçtiğimiz günlerde Microsoft

ile BackOffice Server ürünleri ailesinin

AlphaServer sistemleri ve Prioris PC hiz­

met birimleri üzerinde çalışmasını sağla­

yacak geliştirme sürecini başlatan bir

anlaşma imzaladı.

WindowsNT Server işletim sistemi,

Microsoft SQL Server, Microsoft SNA

Server, Microsoft System Management

Server ve Microsoft Mail paketlerinden

oluşan BackOffice çözümü, Digital'ın

sunucu (server) platformunu daha da

genişleterek istemci/sunucu çözümleri­

nin kullanılmasında daha geniş esneklik

ve seçim olanağı sunuyor. Digital'ın

WindowsNT Bölümü Başkan Yardımcısı

Lucia Quinn anlaşmayla ilgili olarak dü­

şüncelerini, "Microsoft BackOffice, Digi­

tal AlphaServer sistemleri ve Intel taban­

lı Prioris PC sunucularının biraraya geti­

rilmesi, kullanıcılarımıza maliyet-etkin

istemci/sunucu uygulamaları için güçlü

bir platform sunabilmemize olanak sağ­

lıyor" diye dile getiriyor.

Page 12: Telekom'dan Internet iletişimine engel! · Telekom'dan Internet iletişimine engel! Türk Telekom, Internet servisi sağlayan kuruluşlardan hizmetlerini durdurmalarını istedi

12 s e k t ö r 3-9 Temmuz 1995- Sayı: 23

Kartal ISMAR, IBM mağazacılık

sistemlerine geçti ISMAR'ın en büyük hipermarketi olan Kartal ISMAR, IBM Mağa­

zacılık Sistemleri'ni kullanmaya başladı. IBM Mağazacılık Sistemle­

ri yetkili satıcısı POS A.Ş., Sefaköy ISMAR Center, Kızıltoprak IS­

MAR Shopping Center ve Peral'ın ardından ISMAR Kartal Hiper-

marketi 'nin de 20 adet satış noktasının terminal kuruluşlarını ta­

mamladı.

POS A.Ş. Genel Müdürü Feridun Yugaç, bu sistemlerin kurulu­

şu ile birlikte müşteriye daha hızlı hizmet verileceğini söyledi. Yu­

gaç, POS A.Ş.'nin 1995 yılı sonunda IBM ile birlikte 700 birim sa­

tış rakamına ve 5 milyon dolar civarında ciroya ulaşmanın hedef­

lendiğini kaydetti.

Unilever ve TATKO, AT&T'yi seçti Unilever, fabrika ve d e p o ortam­

larında kullanılacak kablolama ve

yerel iletişim ağları oluşturulması

k o n u s u n d a AT&T'nin s u n d u ğ u

Systimax SCS yapısal kablolama sis­

temleri ve Cabletron aktif ağ ekip­

manlarından oluşan çözümü seçti.

Unilever'in yurtiçi tüm tesislerini

kapsayan bu iletişim ağı projesinin

Unilever Çorlu Fabrikası ve ikitelli

D e p o Kampüslerinden oluşan bölü­

mü sonuçlanmak üzere. Diğer bö­

lümlerin tesisi ise 1995 yılı içersinde

tamamlanacak.

Öte yandan otomotiv sektörünün

tanınmış şirketi TATKO, tüm kuru­

luş çapma yayılacak olan istem­

ci/sunucu temelli otomasyon proje­

sinde donanım ve ağ yapısı olarak

AT&T'de karar kıldı. TATKO yeni

yapıs ında Novell işletim sistemi

üzerine oturan Plantum isimli yazı­

lım ortamında AT&T Globalyst 520

PC'ler ile AT&T'nin yapısal kablola­

ma sistemi olan Systimax üzerin­

den, AT&T'nin son aylar içersinde

d u y u r D U Ğ U AT&T Sistem 3416

XL'e erişecek.

Vitel sermaye artırdı Vitel A.Ş., sermaye artırdı. Vitel, 19

Nisan 1995 tarihli Genel Kurul kararı­

na uygun olarak tamamı ödenmiş ser­

mayesini 1 milyar TL'den 4.5 milyar'a

yükseltti. Üç yıldır faaliyet gösteren

Vitel, veri iletişim alanındaki Dial-up

m o d e m uygulamalımın yanı sıra, X.25

şebekeler, 64Kbps ve 2Mbps gibi ile­

tişim ağları ile şirketlerin ofis ortamla­

rında kullandıkları her türlü bilgisayar

sistemlerinin iletişimini sağlayan yerel

iletişim ağları cihazlarının projelendir­

meleri, kablolama ve anahtar teslimi

hizmetler veriyor. Vitel, bu konularda

3Com, ADC FlBERMUX Corporation,

Microcom, Hayes, Lantronix, Gandalf,

Eda ve Mıcc'nin temsilcisi.

Ulukom, Mikro

Yazılımevi'nin yetkili

satıcısı oldu Ulukom Bilgisayar, Mikro Yazılı­

mevi'nin de yetkili satıcısı oldu. Özel­

likle ihracat, ithalat, gümrük ve emlak

komisyonculuğu konusunda yazılım­

lar üreten şirket, yeni anlaşmayla ya­

zılım ürünleri yelpazesini genişletti.

Ulukom, bu ürünleri doğrudan son

kullanıcıya ulaştıracağı gibi, bayi ve

yetkili satıcı kanalı ile de pazarlaya­

cak. Ayrıcı eğitim ve destek hizmetle­

ri de verilecek. Bu hizmetlerden bayi­

ler de yararlanacak.

Hüsnü Uras,

Bull/Eltek'ten ayrıldı

Hüsnü Uras, Bull-Eltek'teki Pazar­

lama Müdürlüğü görevinden ayrıldı.

Uras, Under SRL adında uluslararası

ithalat-ihracat k o n u s u n d a faaliyet

gösteren çok ortaklı yabancı şirketin

Türkiye'deki faaliyetleriyle ilgili so­

rumluluğu üstlendi. Hüsnü Uras, Un­

der SRL'nin aynı zamanda bilgisayar

projeleriyle ilgili çalışmalarını da yü­

rütecek. Bu arada, Hüsnü Uras'ın

Bull-Eltek'teki Pazarlama Müdürlü­

ğü 'nden ayrılmasıyla boşalan koltuğa

henüz kimin getirileceği belli değil.

Yeni m ü d ü r ü n yurtdışından geleceği

söyleniyor.

Öte yandan, IBM PC Yazılımları

Pazarlama Müdürü Behçet Akalın da

görevinden ayrıldı.

...Taşındılar...

Yabim yeni adresinde Yabim, 1374 Sokak 18/5 SelvÜİ

İşhanı 35210 Çankaya/izmir 'deki

yeni adresinde.

Peritus adres değiştirdi Bağdat Caddesi 187 B- Blok D:3

Selamiçeşme, 81030 istanbul

TEL: 0216- 357 08 86 - 357 12 36

Erbim yeni adresinde Ziverbey Fahrettin Kerim Gökay

Cd. Saadettin Bey Apt. No: 32/5

81040 Kadıköy/istanbul.

TEL: 0216- 338 69 93

Page 13: Telekom'dan Internet iletişimine engel! · Telekom'dan Internet iletişimine engel! Türk Telekom, Internet servisi sağlayan kuruluşlardan hizmetlerini durdurmalarını istedi

3-9 Temmuz 1995- Sayı: 23 s e k t ö r 13

International

Hospital,

DatasePle

otomasyona

geçiyor Internat ional Hospital ' ın

hastane otomasyonu projesi­

ni Datasel aldı. Medikal, ma­

li ve idari uygulamaları içe­

ren has tane o t o m a s y o n u ,

300 bin dolara mal olacak.

15 Mayıs 1995 tarihinde baş­

layan proje, 1 Ocak 1996'da

hizmete geçecek. Hastane­

nin daha ö n c e kendi bilgi iş­

lem personeli ile geliştirdiği

sistem, Avicenna seçimiyle

yeniden kurulacak. Projede,

International Hospital 'da ku­

rulu NCR 3450 UNIX sistemi

bir üst modele büyütülecek.

Avicenna, Oracle VTYS orta­

mında çalıştığı için 100 alıcı­

lı Oracle VTYS ortamı oluş­

turulacak, uygulama ilk aşa­

mada 100 aktif kullanım or­

tamında gerçekleşecek.

CA Türkiye'nin yeni işbirlikleri

Computer Associates, E-B Grup'tan Expres BlM

ve Odel Grubu 'ndan Help Bilgisayarla işbirliği

yaptı. Yapılan anlaşmayla Computer Associates

ürünlerinden olan CA-Openingres ve CA-Open-

ROAD'un pazarlama ve satışı konularında iş or­

taklığına gidildi. Bu çerçevede Expres BlM ve

Help Bilgisayar b u n d a n sonra söz konusu ürünle­

rin satış, eğitim ve destek hizmetlerini verecek.

Zet'den hastane otomasyonu Zet Bilgi işlem, Trakya Üniversitesi Tıp Fakül­

tesi Hastanesi 'nin o tomasyonunun yazılım ve

donanım işlemleri ihalesini kazandı. 1993 yılın­

da kurulan, Macintosh ve PC ortamlarında deği­

şik işletim sistemlerine anahtar teslimi çözüm,

destek ve servis veren Zet Bilgi işlem, daha ön­

ce de eczanelere yönelik Bilgisayarlı Eczane

Otomasyonu çözümlerini üstlenmişti.

Halıcı'dan Odak Projesi Halıcı Grubu'na bağlı Odak Yazılım A.Ş., ticari

yazılım kullanıcılarının yaşadıkları güçlükleri gi­

dermeyi amaçlayan Odak işletme Yönetim Orga­

nı adlı yazılımı pazara sundu. Ürünün önemli bir

özelliği modüler olması ve raftan satılması. Ortam,

10 m o d ü l d e n oluşuyor: Stok, fatura, cari hesaplar,

çek/senet, bankalar, muhasebe, sipariş, işletme

defteri, işletme defteri miktar modülü ve temel

modül.

Elit kuruldu Sektöre yeni bir şirket ka­

tıldı. Geçtiğimiz günlerde

kuruluşu gerçekleştirilen Elit

Bilgisayar Ltd. Şti., PC bazın­

da bayilik yapacak.

Şirketin adres ve telefonu

söyle: Hatboyu Cd. Karanfil

Sk. Çelik İskanı 1/2 Pendik-ls-

tanbul. TEL: 0216-390 90 09.

Ergün Ltd.

Trabzon'da

bayi açtı 1994 yılı Kasım ayından

beri Artvin'de faaliyet göste­

ren Ergün Ltd. Şti, Trab­

zon 'da şube açtı. Şirketin

Trabzon bayiliğini ibrahim

Zaim üstlendi. Escort Com­

puter ve ETA yazılımlarının

bayiliğini yapan şirket, faali­

yetlerini yetkili bayi olarak

sürdürecek.

Adres: Uzun Sokak, Kemer-

kaya Mahallesi, Sultan Aralığı,

No: 60 Kat:3 61200 Trabzon

TEL: 0462-312 17 03.

Emsis, ilk

mağazasını açtı Olivetti yetkili satıcısı ola­

rak faaliyet gösteren Emsis

Ltd., ilk mağazasını bu hafta

açıyor. Mağazanın adı Asem-

pa Büro Makineleri ve Kırta­

siye Ltd. olacak. Mağazada,

tüm kırtasiye ürünlerinin ya­

nı sıra, bilgisayar, Microsoft

ve Mikro yazılımları satıla­

cak.

Asempa'nın adresi şöyle:

Büyüdere Caddesi. No:75/A

Mecidiyeköy/tstanbul.

Page 14: Telekom'dan Internet iletişimine engel! · Telekom'dan Internet iletişimine engel! Türk Telekom, Internet servisi sağlayan kuruluşlardan hizmetlerini durdurmalarını istedi

14 u r u n 3-9 Temmuz 1 9 9 5 . Sayı: 23

IBM'den büyük ürün duyurusu IBM geçtiğmiz günlerde gerçek­

leştirdiği "Yeni Çözümler'95" etkin­

liklerinin son haftasını yoğun ola­

rak sistem duyurularına ayırdı, işte

IBM'in Yeni Çözümler'95'in son

haftasında tanıttığı ürünler.

RISC System/6000 Serisi

IBM'in yeni RISC System/6000

d u y u r u s u n d a RISC System/6000

43P Series Workstations, Model

41W, 41T, 42W ve 42T modellerini

duyurdu.

RISC Systems/6000 43P

Workstations

RISC Systems/6000 43P Works­

tations, serisi PowerPC 604 işlemci­

sinin 100, 120 ve 133 MHz saat hı­

zında çalışan uyarlamalarıyla des­

teklenmiş. Standart olarak 16 MB

bellekle gelen sistemlerin belleği

192 MB'a kadar yükseltilebiliyor.

PCI ve ISA veriyoluna sahip olan

RISC Systems/6000 43P Workstati­

ons serisi 540 MB ile 2 GB arasın­

da değişen SCSI-2 sabit disk seçe­

nekleri sunuyor. Sistemler standart

olarak dört hızlı SCSI-2 CD-ROM,

540 MB SCSI-2 sabit disk ve ABC

Version 4 işletim sistemiyle sunulu­

yor. IBM E15 grafik sistemiyle ge­

len RISC Systems/6000 43P Works­

tations serisi 5 adet genişletme ve

5 adet sürücü yuvasına sahip.

RISC System/6000 42WI42T

Graphics Workstations

120 MHz saat hızında çalışan

PowerPC 604 işlemcisiyle destekle­

n e n RISC System/6000 42W/42T,

16 MB bellekle geliyor. 256 MB'a

kadar bellek yükseltme olanağı su­

n a n sistem, yine standart olarak

1080 MB SCSI-2 sabit diske sahip.

POWER GXT150L grafik hızlandırı-

cısıyla desteklenen sistemler, ABC

Version 4 işletim sistemiyle geliyor.

Yeni PowerPC 604 tabanlı RISC

System/6000'ler ölçeklenebilir SMP

(Simetrik Çoklu İşlemci) desteği de

sunuyor.

IBM PC Ürünleri

IBM, PC ürünleri duyurusunda

yeni Aptiva, PC 300, PC 700, Po­

wer Series, PC Server Family ve ye­

ni ThinkPad'lerini tantti.

PC 300

PC 300 ailesinin yeni modelleri

DX2, DX4, Pentium 75 ve 90 işlem­

ci seçeneklerine sahip. 486 tabanlı

modellerde ISA/VESA ve ISA/PCI

veriyolu seçenekleri bulununuyor.

1 MB DRAM bellekli CirrusLogic

GD 5430 grafik işlemcisi tabanlı

tümleşik grafik kartıyla sunulan

486'lı sistemlerde bellek en az 4

ya da 8 MB olarak seçilebiliyor.

P e n t i u m l u model lerde ise PCI/ISA

veriyolu bulunuyor. En az 8 ya da

16 MB standart bellekle sunulan

sistemlerde, 256 KB önbellek bulu­

nuyor. Pent iumlu PC 300lerin gra­

fik alt birimi ise PCI yerel veriyo-

lundan 64 bit haberleşen, S3 Tri-

o64 grafik işlemcili, 1 MB DRAM

Power Series 830-850.

bellekli (2 MB'a yükseltilebiliyor)

tümleşik grafik kartından oluşuyor.

PC 300lerin bellek miktarı en fazla

128 MB'a kadar artırılabiliyor.

PC 700

PC 700 ailesinde 75, 90, 100 ve

120 MHz saat hızında çalışan Pen­

tium işlemcilerinin değişik uyarla­

maları işlemci seçeneği olarak kul­

lanıcının karşısına çıkıyor. Standart

olarak 8 ya da 16 MB bellekle ge­

len PC 700lerin en fazla bellek ka­

pasitesi ise 192 MB. PCI/ISA ya da

PCI/MCI veriyolu seçeneğine sahip

olan sistemlerde 1 MB DRAM bel­

lekli (2 MB'a yükseltilebilir) S3VİSİ-

on864 grafik işlemcili tümleşik gra­

fik kartı bulunuyor.

PowerSeries 830

100 MHz saat hızında çalışan

PowerPC 604 işlemcisiyle destekle­

n e n PowerSeries 830, 16 MB bel­

lekle geliyor. 256 KB L2 ön belleğe

sahip olan sistemlerde dört hızlı

CD-ROM sürücü de standart dona­

nımlar arasında. 16 bit ses, hopar­

lör, mikrofon desteğinin yanı sıra 2

MB DRAM bellekli PCI grafik kartı­

na da sahip olan PowerSeries

830'nin en fazla bellek miktarı ise

192 MB'a kadar yükseltilebiliyor.

PowerSeries 850

PowerSeries 850lerde 100, 120

ve 133 MHz saat hızlarında çalışan

PowerPC 604 işlemcisi seçeneği

sunuluyor. 5 GB'a kadar iç veri de­

polama kapasitesine sahip olan sis­

temlerin diğer birçok özelliği ise

830 ile ortak.

830 ve 850 şu anda WindowsNT

Workstation 3-1 ya da AIX Version

4 işletim sistemleriyle çalışabiliyor.

IBM'in verdiği bilgiye göre 1995'in

son çeyreğinde OS/2 Warp ve So-

laris'in PowerPC uyarlamaları da

pazara sunulacak ve PowerSeries

ailesinin çalıştırabildiği işletim sis­

temi sayısı artacak.

PC sunucu ürünleri

IBM'in gerçekleştirdiği b ü y ü k

ürün duyurusu çerçevesinde PC

sunucu (server) kategorisinde PC

Server 320 ve PC Server 720 olmak

üzere iki yeni sistemin duyurusu

yapıldı. Sistemler özellikle gelişmiş

sunucu özellikleri ve sistem yöne­

tim yazılımlarıyla dikkati çekiyor.

PC Server 320

90 MHz saat hızında çalışan

Pentium işlemcisiyle desteklenen

PC Server 320, çift Pentium ile SMP

yapısında çalışabiliyor. Her Penti­

um işlemci için 256 KB L2 ön bel­

leğe sahip olan sistem, en az 16

MB bellekle geliyor. 256 MB'a ka­

dar bellek yükseltme olanağı tanı­

yan PC Server 320, 3 PCI, 6 EI­

SA/ISA genişletme yuvasına sahip.

Saniyede 20 MB veri aktarım hızı­

na sahip Fast Wide SCSI-2 arabiri­

mine sahip olan PC Server 320 çift

hızlı SCSI-2 CD-ROM sürücüyle su­

nuluyor. Hot-swaping özelliği sa­

yesinde sistem çalışırken bozulan

diskleri çıkartıp, yerine yenilerini

takmaya izin veren PC Server 320,

RAID Level 0, 1 ve 5'i destekliyor.

PC Server 720

PC Server ailesinin en güçlü

üyesi olan PC Server 720, orta ve

büyük boydaki yerel ağlar için ta­

sarlanmış. 100 MHz saat hızında

çalışan Pentium işlemcisiyle des­

teklenen sistem, 6 adet Pentium'a

kadar SMP yapısı ile çalışabiliyor.

Standart olarak 64 MB bellekle ge­

len sistemin belleği 1 GB'a kadar

yükseltilebiliyor. 7 adet PCI/MCI

genişletme yuvasına sahip olan sis­

tem, 40.5 GB depolama kapasitesi

sunuyor. RAID Level 0, 1 ve 5'i

destekleyen PC Server 720, çift hız­

lı CD-DOM sürücüyle geliyor.

PC Server 320 ve 720'nin üzerin­

de ServerGuide kurma paketi, sis­

tem yönetim yazılımı NetFinity ve

APC kesintisiz güç kaynakları için

yazılımlar bulunuyor.

Notebook ürünleri

IBM'in taşınabilir sistem ailesi

ThinkPadler in yeni modelleri de

bu büyük duyuru çerçevesinde ta­

nıtıldı.

ThinkPad 340CSE

50 MHz saat hızında çalışan

486SLC işlemcisiyle des tek lenen

ThinkPad 340CSE'nin standart bel­

leği 4 MB (12 MB'a kadar yükselti­

lebiliyor.) 9-4 inç boyutunda çift ta­

ramalı (dual-scan) pasif matriks

renkli ekrana sahip olan sistem,

512 KB görüntü belleğiyle 640x480

noktalık çözünürlükte 256 renk ba­

sabiliyor. 200 MB sabit disk ile ge­

len ThinkPad 340CSE'nin pille be­

raber ağırlığı 2.38 kg. Pil ömrü 2.5

ile 5 saat arasında değişen sistem,

PC DOS 6.3, Windows 3.1 ve PC

Page 15: Telekom'dan Internet iletişimine engel! · Telekom'dan Internet iletişimine engel! Türk Telekom, Internet servisi sağlayan kuruluşlardan hizmetlerini durdurmalarını istedi

3-9 Temmuz 1995- Sayı: 23

Card Director yazılımlarıyla sunulu­

yor. Ayrıca sistemde PCMCIA yuva­

sı da bulunuyor (Type I, II ve III'ü

destekliyor).

ThinkPad 370C

ThinkPad 370C, 75 MHz saat hı­

zında çalışan 486DX4 işlemcisiyle

desteklenmiş. 4 MB bellekle sunu­

lan sistemin bellek miktarı 36 MB'a

kadar artırılabiliyor. Yansımalardan

kaynaklanan görüntü kaybını en

aza indiren "Black Matrix" likit

kristal ekran teknolojisini kullanan

370C, 10.4 inç renkli ekrana sahip.

1 MB DRAM görüntü belleği bulu­

nan 32 bit VESA uyumlu grafik kar­

tıyla desteklenen sistem, 2.9 ile 8

saat arası pil ö m r ü n e sahip. Pille

beraber ağırlığı 2.9 kg olan 370C'de

de, 340CSE gibi PCMCIA yuvası bu­

lunuyor. ThinkPad 370 IBM PC

DOS 7.0, Windows 3.11, PC Card

Director, Diskette Factory, Micro­

soft Video for Windows 1.1 Runti­

me, Trinton CoSession Host*, Lotus

Organizer, Lotus ScreenCam, OAG

FlightDisk, Lotus cc:Mail ve e-mail

for the IBM Global Network* yazı­

lımlarıyla geliyor (*:modem gereki­

yor).

ThinkPad 755CV

100 MHz saat hızında çalışan

486DX4 işlemcisiyle desteklenen

ThinkPad 755CV, özellikle çok faz­

la sunu yapan kullanıcılar için ge­

liştirilmiş. 640x480 noktalık m o d d a

65,536 renk basabilen sistemin 10.4

inç boyutunda aktif matriks renkli

ekrana sahip. Bu ekranın bir başka

özelliği ise, arka tarafındaki parça

çıkartılarak ekranın geçirgen bir

hale gelmesi ve böylece tepegözün

üstüne konularak sunuya olanak

tanıması. 8 MB bellekle gelen siste­

min belleği 40 MB'a kadar yükselti­

lebiliyor. ThinkPad 755CV ile bera­

ber bir de kablosuz uzaktan ku­

m a n d a geliyor. Üstünde iki tuşlu

bir m o u s e ü n fonksiyonlarına ek

olarak, 5 tane de d ü ğ m e bulunan

uzaktan kumanda, sunu yapan kul­

lanıcıya oldukça büyük rahatlık

sağlıyor.

ThinkPad 701C/CS

T h i n k P a d 701c/CS ilginç bir

klayve tasarımına sahip. Yerden

kazanmak için tasarlanan açılınca

b ü y ü y e n ve kapanınca küçülen

klavye, taşınabilir sistem dünyasın­

daki bu türden ilk uygulama, isteğe

göre 75 MHz saat hızında çalışan

486DX4-8 MB bellek (24 MB'a ka­

dar yükseltilebiliyor) ya da 50 MHz

saat hızında çalışan 486DX2-4 MB

bellek (20 MB'a kadar yükseltilebi­

liyor) ile gelen sistemler 10.4 inç

boyutunda aktif matriks (701C) ya

da aynı boyutta çift taramalı ekran­

la (701CS) geliyor. Ses özelliğine de

sahip olan ThinkPad 701C/CS, So­

undBlaster ve SoundBlaster Pro

uyumlu. 2 kg ağırlığa sahip olan

sistemin pil ömrü. 2.5 ile 7 saat ara­

sında değişiyor.

ThinkPad PowerSeries 820

PowerPC 603e işlemcisinin 100

MHz'lik uyarlamasıyla desteklenen

ThinkPad PowerSeries 820, 32 bit

bus mimarisine sahip. PCI ile güç­

lendirilmiş G10 grafik alt sistemiyle

desteklenen 820, 16 MB bellekle

geliyor (48 MB'a kadar yükseltilebi­

liyor). CD-ROM sürücüye sahip

olan sistem 540 MB'dan 1.2 GB'a

kadar sabit disk seçeneği sunuyor.

16 bit ses desteği de veren sistem­

ler, SVGA 10.4 inç aktif matriks

(800x600 noktal ık ç ö z ü n ü r l ü k t e

65,536 renk basabiliyor) ya da VGA

10.4 inç aktif matriks (640x480

noktalık çözünürlükte 65,536 renk

basabiliyor) ekran seçeneğiyle su­

nuluyor.

ThinkPad PowerSeries 850

ThinkPad PowerSeries 850'nin

820'den ayrılan en belirgin özellik­

leri ise 64 bit bus mimarisine sahip

olması ve video konferans vb. uy­

gulamalar için geliştirilmiş video

kamerası bulunması.

AS/400 Ailesi

IBM'in AS/400 ürün duyurusun­

da AS/400 Advanced System Model

400, 500, 510 ve 530 (1995'in son

çeyreğ inde şevkine baş lanacak)

modelleri duyuruldu. Bu dört ana

modelin toplam 13 alt modeli bulu­

nuyor. Yeni AS/400 sistemlerinin

getirdiği en büyük yenilikse, 64 bit

RISC işlemci PowerPC AS işlemcile­

rine geçmeleri. Ayrıca yeni açıklık

stratejisi de AS/400 ürün ailesinin

geliştirilmesinde en önemli kriter­

lerden biri olacak.

IBM Ürünleri

Bilgi için: IBM-Türk,

0212 - 280 09 00

Sun, diskdizisi ve sunucu

sistemlerini güçlendirdi Sun Microsystems, geçtiğimiz

günlerde SPARCstorage Array Mo­

del 102 alt sistemini ve SPARCcen­

ter 2000E sunucularını (server) pa­

zara sundu.

Ağ bağlantılı bilgi işlem ortamın­

daki kullanıcıların artan depolama

ve veri erişimi gereksinimlerini kar­

şılayan SPARCstorage Model

102'nin bir önceki modele göre iki

kat daha güçlü olduğu bildirildi.

12.6 GB'dan 63 GB'a kadar depola­

ma seçeneği sunan SPARCstora-

ge'in ABD satış fiyatı yaklaşık ola­

rak 29 bin dolar ile 69 bin dolar

arasında değişiyor.

SPARCcenter 2000E model inde

ise isteğe bağlı ikinci bir güç kayna­

ğıyla ilave soğutma sistemi yer alı­

yor.

Sistem özellikle finans, iletişim

ve imalat sanayinde kullanılmak

üzere tasarlanmış. Ana güç kayna­

ğının bozulması d u r u m u n d a SPARC

center 2000E bir uyarı sinyali gön­

dererek ikinci güç kaynağını devre­

ye sokuyor.

Sun Ürünleri

Bilgi için: MicroServe,

0216- 325 80 00;

Gantek, 0212- 288 09 86

Page 16: Telekom'dan Internet iletişimine engel! · Telekom'dan Internet iletişimine engel! Türk Telekom, Internet servisi sağlayan kuruluşlardan hizmetlerini durdurmalarını istedi

16 u r u n 3-9 Temmuz 1 9 9 5 . Sayı: 23

Apple yeni çokluortam ürünlerini ve yazıcılarını tanıttı Apple'ın Türkiye temsilcisi Bil-

kom, geçtiğimiz hafta düzenlediği

bir tanıtıp toplantısıyla yeni Apple

ürünlerini tanıttı.

Performa 630/630 DOS

Compitable ve Performa 5200

Motorola 68LC40 işlemcisiyle

desteklenen Performa 630 ve Per­

forma 630 DOS Compitable (DOS

uyumulu) olmak üzere iki model

halinde satışa sunuldu. CD-ROM

sürücü ile sunulan sistemler, video-

in-out, TV Tuner ve 16 bit ses des­

teğiyle bir çokluortam sistemi kim­

liğinde. Ethernet adaptörü ve

faks/modem çıkışı da olan sistem­

ler iletişim olanağı da sunuyor. 630

DOS Compitable modellerde ise 66

MHz saat hızında çalışan 486DX2

işlemci de bulunuyor. DOS 6.22 ve

Windows 3.1 işletim sistemleri de

yüklü olarak gelen 630 DOS Com­

pitable modeller, SoundBlaster 16

desteğinin yanı sıra Novell ve

TCP/IP bağlantı seçeneği de sunu­

yor.

Performa 5200, B i l k o m ü n du­

yurduğu ürünler içinde belki de en

ilginç olanı. 75 MHz saat hızmda

çalışan PowerPC 603 işlemcisiyle

desteklenen sistemde 15 inç ekran

ve kasa bütünleşik. Kasanın üstün­

deyse CD-ROM sürücü ve 3.5 inç

disket sürücünün yanı sıra stereo

hoperlörler ve mikrofon bulunu­

yor. 8 MB bellekle gelen Performa

5200'lerin belleği 64 MB'a kadar

yükseltilebiliyor. 16 bit ses desteği­

ne de sahip olan sistemler 500 MB

sabit disk ile sunuluyor. 630'deki

viedo-in-out ve TV Tuner çıkışları­

nın yanı sıra sistemi TV m o d u n a

geçirdiğinizde kullanmanız için bir

de uzaktan kumanda bulunuyor.

Ethernet adaptörü ve faks/modem

kartı da bulunan sistem SoftWin­

dows emülasyon yazılımıyla Win­

dows 3-1 emülasyonu altında Win­

dows uygulamalarını çalıştırabili­

yor. Sabit disk üzerinde Türkçe Sis­

tem Yazılımı System 7.5, Sistem

Güncelleştirme 1.0, Türkçe At Ease

2.0.3, Türkçe Apple Video Oynatı­

cı, Spectre Supreme (Ingilizce-

oyun), Thinking Things (Ingilizce-

eğlence/eğitim), Performa Clipart,

Amazing Animation (Ingilizce-eğ-

lence/eğitim), Sammy's Science

H o u s e (Ingilizce-eğlence/eğitim),

CD olarak Leonardo (eğitim), Gro-

lier Encyclopedia, Rossetta Stones

(eğitim), disket olarak ise Türkçe

Claris Works 2.1 yazılımla satılan

Performa 5200, SOHO pazarı ve

çokluortam destekli eğitim alanın­

da oldukça iddialı.

PowerMacintosh 6200/75

75 MHz saat hızında çalışan Po­

werPC 603 işlemcisiyle desteklenen

PowerMacintosh 6200/75, Performa

630'un sahip olduğu tüm çokluor­

tam özelliklerini bünyesinde barın­

dırıyor.

PowerMacintosh 9500

En yüksek performansa sahip

PowerMacintosh olarak tanıtılan

PowerMacintosh 9 5 0 0 ü n PowerPC

604 işlemcisinin 120 MHz ve 133

MHz saat hızlarında çalışan iki ayrı

uyarlamasına sahip iki alt modeli

bulunuyor. 6 adet PCI genişletme

yuvasıyla gelen sistemde PCI grafik

kartı da bulunuyor. 768 MB'a kadar

bellek genişletmesine olanak tanı­

yan PowerMacintosh 9500, System

7.5.2 ve O p e n Transport 1.0 yazı­

lımlarıyla sunuluyor.

StyleWriter 1200

Masaüstü bir yazıcı olan Style

Writer 1200, siyah-beyaz baskı ya­

pıyor. Dakikada 3 sayfalık baskı

hızına sahip olan yazıcı 720x360

dpi çözünürlüğe sahip. Yazıcının

PowerPC için derlenmiş sürücüleri

de yazıcıyla beraber geliyor.

Color StyleWriter 2200/2400

Pille birlikte 2.1 kg ağırlığa sahip

olan taşınabilir yazıcı, renkli m o d d a

ve 360x360 dpi çözünürlükte daki­

kada 1/3 sayfa, siyah-beyaz m o d d a

ve 720x360 dpi çözünürlükte daki­

kada 5 sayfa hızda baskı yapabili­

yor. Color StyleWriter 2200, Co-

lorSync 2.0 desteği de sunuyor.

2400'ün 2200'den farkı PowerPC

için derlenmiş sürücüleri olması.

LaserWriter 4/600 PS

600x600 dpi çözünürlüğe sahip

olan LaserWriter 4/600 PS, 2 MB

bellekle geliyor. 6 MB'a kadar bel­

lek genişletmesine olanak tanıyan

yazıcı, dakikada 4 safyalık baskı hı­

zına sahip ve LW Bridge 2.0 yazı­

lımla sunuluyor.

Color LaserWriter 12/600 PS

LaserWriter 4/600 PS gibi

600x600 dpi'lık çözünürlüğe sahip

olan Color LaserWriter 12/600 PS,

renkli m o d d a dakikada 3, siyah-be­

yaz m o d d a ise dakikada 12 sayfalık

baskı hızına sahip. Pantone calibra­

ted ve Color Photograde özelliğiyle

sunulan yazıcı, ColorSync 2.0 yazı­

lımıyla geliyor. Color LaserWriter

12/600 PS, Macintosh, Windows ve

UNIX ortamlarını destekliyor.

Apple Ürünleri

Bilgi için: Bilkom, 0212- 225 02 60

Page 17: Telekom'dan Internet iletişimine engel! · Telekom'dan Internet iletişimine engel! Türk Telekom, Internet servisi sağlayan kuruluşlardan hizmetlerini durdurmalarını istedi

3-9 Temmuz 1995- Sayı: 23 u r u n 17

Oracle, Workgroup 2000 ürünlerini duyurdu Oracle, alt uç kullanıcıya yönelik

Workgroup 2000 ürün ailesini du­

yurdu.

Oracle7 Workgroup Server

Oracle7 Workgroup Server, yay­

gın olarak kullanılan tüm sunucu iş­

letim sistemlerinde çalışan bir veri­

tabanı ve veritabanı yönetim yazılı­

mı. Şu anda Windows 3.x, Win­

dows NT, Windows 95, Netware,

OS/2, SCO UNIX, Solaris x86 ve

UnixWare işletim sistemleriyle çalı­

şan Oracle7 Workgroup Server,

Oracle7 Release 7.1, Oracle Objects

for OLE, Oracle ODBC sürücüleri,

Database Manager, User Manager,

Object Manager, Session Manager,

Database Expander, Import, Export,

Backup Manager ve Recovery Ma­

nager grafik araçları, SQL Loader,

SQL Plus for Windows, SQL Net for

Native Protocol* ve SQL Net for

TCP/IP* modülleriyle geliyor (*: iki­

sinden biri seçiliyor). En az 16 MB

belleğe gereksinim duyan Oracle7

Workgroup Server'ın kurulması için

25 MB boş sabit disk alanı gereki­

yor. Oracle7 Workgroup Server en

az WindowsNT 3.x, Netware 3-12,

OS/2 2.1, UnixWare 2.0, Solaris x86

2.4 ya da SCO O p e n Desktop 3-3 iş­

letim sistemine gereksinim duyu­

yor. Yazılımı istemci kanadında

kurmak için ise, en az 4 MB bellek,

6 MB boş sabit disk alanı, Windows

3.1, OS/2 2.1, UnixWare 2.0, Solaris

x86 2.4 ya da SCO O p e n Desktop

3.3 işletim sistemi gerekiyor.

Personal Oracle7

Personal Oracle7, masaüstü kul­

lanıcılar için geliştirilmiş bir verita­

banı yönetim aracı. Windows geliş­

tirme araçlarıyla bütünleşik çalışan

uygulama Oracle7 Release 7.1,

Oracle Objects for OLE, Oracle

ODBC sürücüleri, Database Mana­

ger, User Manager, Object Manager,

Session Manager, Database Expan­

der, Import, Export, Backup Mana­

ger ve Recovery Manager grafik

araçlan, SQL Loader ve SQL Plus for

Window'dan oluşuyor. 18 değişik

dil desteği veren Personal Oracle7,

Windows 3-1 ya da daha yeni bir

Windows uyarlamasının çalıştığı

386 ya da daha yüksek bir PC'de, 8

MB bellek ve 30 MB boş sabit disk

alanına gereksinim duyuyor. Perso­

nal Oracle7'nin Türkiye satış fiyatı

ise 500 dolar olarak açıklandı.

Oracle Ürünleri

Bilgi için: Oracle, 0212 -285 29 50

Digital Prioris HX590.

Digital'dan

Prioris ailesi Digital geçtiğimiz günlerde ikinci

kuşak Pentium tabanlı ölçeklenebilir

PC sunucularını (server) duyurdu.

Prioris HX MP

SMP mimarisiyle desteklenen Pri­

oris HX MP, dört Pentium'a kadar

.çoklu işlemci desteği sunuyor. 128

bit bellek arabirimiyle donatılan Pri­

oris HX MP, PCI veriyoluyla destek­

lenmiş. 32 MB bellekle gelen siste­

min belleği 512 MB'a kadar yükselti­

lebiliyor. PCI Fast Wide SCSI-2 arabi­

rimiyle 504 GB'a kadar depolama

olanağı sunan Prioris HX MP, hata to­

leranslı çalışıyor.

Prioris XL

486 DX2-66, 486DX4-100, Pentium

75, Pentium 90, Pentium 100, çift

Pentium 90 ve çift Pentium 100 ol­

mak üzere 7 değişik işlemci konfigü-

rasyonuyla sunulan Prioris XL serisi,

486 tabanlı konfigürasyonlarda 8 MB

(en fazla 128 MB'a yükseltilebiliyor),

Pentium ve çift Pentium'lu konfigü­

rasyonlarda ise 16 MB (en fazla 512

MB) standart bellekle geliyor. Sistem­

de PCI Fast Wide SCSI-2 arabirimi

bulunuyor ve Storage Works depola­

ma sistemiyle 180 GB'a kadar depo­

lama olanağı sunuyor.

Prioris LX

Prioris LX, küçük ve ortaboy çalış­

ma grupları için tasarlanmış bir sunu­

cu sistemi. 486DX2-66, Pentium 75

ve 90 işlemci seçenekleri sunan sis­

tem, standart olarak 16 MB bellekle

geliyor. 486 tabanlı modelinin bellek

miktarı 128 MB'a kadar yükseltilebi­

lirken, Pentium'lu modeller 192 MB'a

kadar bellek genişletmesine izin veri­

yor. 6 sürücü yuvası olan sistem dört

hızlı SCSI-2 CD-ROM sürücüye sahip, i

Digital Prioris Ailesi

Bilgi için: Digital, 0216- 391 84 30

Page 18: Telekom'dan Internet iletişimine engel! · Telekom'dan Internet iletişimine engel! Türk Telekom, Internet servisi sağlayan kuruluşlardan hizmetlerini durdurmalarını istedi

18 i n s a n l a r 3-9 Temmuz 1 9 9 5 . Sayı: 23

Burak Yel

Maceracı, girişimci, profesyonel bir ruh NURAY ÖZKAN

Ço ğ u m u z onu Karma'da Pa­

zarlama Müdürlüğü görevini

yürütürken yaptığı çalışma-

tanıyoruz. Burak Yel, yal­

nızca Karma'ya değil, Türkiye'de

bilgisayar sektörüne yeni bir soluk

ve bakış getiren insanlardan biri.

Bakış açısı net, profesyonel ve ba­

şarıya odaklı. Sektörün genellikle

işletme ve pazarlama bakışı olma­

yan bilgisayar kökenli yöneticiler­

d e n oluştuğunu düşünürsek, Bu­

rak Yel'in Karma'daki çıkışını, fark­

lılığını hissetmemek m ü m k ü n de­

ğildi. O, 1994 yılında Interpro'nun

düzenlediği ve sektördeki p e k çok

şirketin yönetici lerinin katıldığı

kriz toplantılarında somut fikirler

ortaya koydu, sağlam temeller ku­

rarak sonuca gitme çabası gösterdi.

Burak Yel, bilgisayar şirketleri­

nin pek çoğunda pazarlama ve iş

yönetimi kavramının eksik olduğu­

nu savunuyor. Bilgisayarın tıpkı bir

kalem, bir masa gibi görülüp öyle

satılmasından yana. Ancak işin sır­

rı, satılacak ürünü çok iyi tanımak

tan geçiyor. Ürünün kendisini de­

ğil, o n u n yararını satmaya inanı­

yor. "Türkiye'de bilgisayar sektörü­

n ü n en büyük handikabı, h e p bil­

gisayar mentalitesinde insanların

olması. Bu yüzden sektörün geliş­

mesi çok yavaş oluyor. Bilgisayarcı

insanların şirket yönetmesi ve o

malı satmaya çalışması bir deza­

vantaj; çünkü beceremiyorlar, ya­

pamıyorlar" derken, ne yapılması

gerektiğini de şöyle açıklıyor. "Bu

sektörde gerçek anlamda 'pazarla­

ma' yapılması gerek. Pazarlama,

reklam vermek değil; talebi yara­

tıp, o talebe gerekli ihtiyacı belirle­

yip, o ürünü satabilmektir. Bunu

yapacak kişi ve şirket çok az. Üni­

versiteden hobi grubu olarak çık­

mış bilgisayarcılar, bilgisayara hay­

ranlıkla bakıyorlar; o n u ticari bir

mal olarak göremiyorlar." Ülkemiz­

de yılda 100-150 bin PC satılmasını

hiç yakıştıramadığını söyleyen Bu­

rak Yel, bu konudaki yaklaşımı da

doğru bulmuyor. "Neden daha faz­

la satamıyoruz dediğimizde, 'halk

bu kadar istiyor' diye yaklaşmak

yanlış. Oysa tekrar tekrar deneme­

li, sonuna kadar ihtiyacı hissettir­

meliyiz. Biz anlatamadığımız için

halk bilmiyor" diyor.

ABD'de pazarlama eğitimi ve Karma'da yöneticilik

Burak Yel, daha küçüklüğünde

kendinden son derece emin ve

kendine güvenen bir kişilik yapısı

edinmiş. Ailenin tek çocuğu oldu­

ğu için paylaşma duygusunu tada-

m a d a n oldukça şımartılmış. Son

derece serbest yetiştirilmiş, hiç bir

zaman ailesi tarafından disiplin al­

tına alınmamış. Okulda bol bol ya­

ramazlık yapmış, kötü bir öğren-

ciymiş, sık sık disiplin kurullarına

gitmiş ve liseyi zar zor bitirmiş. An­

cak daha sonra iş hayatı, inişler çı­

kışlar, hatalar o n u olgunlaştırmış.

Son 2-3 yılda olgunlaşma yolunda

epey yol aldığını hissediyor. Lise­

d e n sonra İstanbul Üniversitesi İk­

tisat Fakültesi'ni bitirerek ekono­

mist oluyor. Bu eğitim ona yeterli

gelmiyor ve ABD'nin yolunu tutu­

yor. Orada da 4 yıl boyunca işlet­

me ekonomisi masteri yapıyor. Fi-

nanstan muhasebeye; yönetimden,

ekonomiye, pazarlamaya kadar her

konuyu kapsayan geniş bir yelpa­

zede eğitim alıyor. Eğitim sonrası

ABD'de kalarak bir şirkette ulusla­

rarası pazarlama konularında çalı­

şarak deneyim kazanıyor. 4 yılı

eğitim, 4 yılı çalışma hayatı olmak

üzere 8 yıl ABD'de kalıyor. Asker­

lik için geldiği Türkiye'de kalmaya

karar veriyor. Bu d ö n e m d e de Kar­

ma ile tanışıyor. Karma, o zaman

çok daha ufak çapta bir şirket. Kar-

ma'yı, Karma'daki insanları, iş

mantığını, dinamizmi, potensiyeli

kendine yakın görüyor. "Karma o

zamana kadar ithal ettiği malların

üzerine fiyat koyup satan bir şir­

ketti. Ama büyüme potansiyeli var­

dı. En önemlisi pazara 'pazarlama

y a p m a ' mantığıyla yaklaşıyordu.

Birbirimize verebilecek çok şeyi­

miz o lduğunu düşündüm." Ger­

çekten de Karma'da çalıştığı 2.5 yıl

boyunca birlikte güzel işlere imza

atıyorlar. "Karma büyüdü, Karma

ile birlikte benim de zihnim büyü­

dü, tecrübem büyüdü, yapabildik­

lerim büyüdü. Bu arada kariyerim

de yükseliyordu. Ancak Karma'da

artık yapabileceklerimin s o n u n a

geldiğimi hissettim birden" diyor.

Karma ile birbirlerine verebilecek

çok şey kalmadığını görünce, ma­

ceracı ruhu depreşiyor, yeni başa­

rılar, yeni mücadeleler aramaya

başlıyor.

"Sürekli bir hareket, yarış, müca­

dele arıyorum" dediğinde, bu ara­

yışını ne zamana kadar, nereye ka­

dar sürdüreceğini soruyorum. "Ben

Red Kid gibi bir kasabaya gidip,

oradaki sorunu ç ö z ü p başka kasa­

baya yollananlardan değilim. Pro­

fesyonel yaşamda aradığımı bulun­

ca duranlardanım. Türkiye'de Kar­

ma ilk deneyimimdi. Karma, be­

nim için bir okuldu. Karma gibi bir

başarı öyküsünün içinde yer almak

güzeldi. Ama yolun sonunu hisset­

tiğinizde başka yollar aramak nasıl

doğalsa, b e n de o n u yaptım. Sek­

tör değiştirmek istedim ve Yapı

Kredi grubu ile tanışınca 'işte ara­

dığım iş' dedim."

Don Kişot'luk yapmak

Şu anda Burak Yel, Yapı Kredi

bünyesinde Türkiye'nin ilk ulusal

enformasyon ağı projesinin yöneti­

ciliğini yürütüyor. Burak Yel, şu

anda yürüttükleri ulusal enformas­

y o n ağı için şunları söylüyor. "Bü­

yük bir proje ve büyük bir yarış.

Muazzam bir yatırım yapılıyor bu

iş için. Türkiye'de bir zoru başara­

cağız bu projede; teknolojik bir or­

tamda pazarlama söz konusu. Pro­

jenin hayata geçmesi için Türki­

ye'deki bütün bilgisayarlaşma bi­

lincini kul lanıyorsunuz, b u n u n

üzerine yepyeni bir pazar potansi­

yeli yaratmak durumundasınız. Bu­

rada projeyi, bilgisayar sektörünün

gelişmemişliği sınırlandırıyor. Biz

burada D o n Kişot'luk yapacağız

açıkçası."

Burak Yel, Yapı Kredi grubunda

iş yötemini bilen, yüksek hedefleri

olan, profesyonel bir yapı olduğu­

nu söyleyerek, yoğun manevi tat­

min yaşadığı sürece ve verebilece­

ği şeyler t ü k e n e n e kadar çabalarını

sürdüreceğini belirtiyor.

Burak Yel, her zaman mesleğini

'yöneticilik' olarak tanımlamış. An­

cak bu arada kendi işini açmayı hiç

bir zaman düşünmemiş . Çünkü pe­

kala bir şirkette üst düzey yönetici

olarak da maddi ve manevi tatmin

yaşayabi leceğine inanmış h e p .

"Türkiye'de en büyük vergiyi ve­

renler arasında b u g ü n Koç Hol­

ding yöneticileri de yer alabiliyor­

sa, savunduğum tezi doğru bulu­

yorum" diyor. B u n u n yanı sıra bil­

gisayarcı o lup da kendi işini kur­

maya kalkanların mutlaka bir den­

ge unsuruna sahip olmaları gerek­

tiğini savunuyor. Bilgisayarcı olan

birinin pazarlama yapmasına karşı

çıkıyor. Başarılı olmak için kesin­

likle profesyonel bir pazarlamacı

ile birlikte çalışmanm şart olduğu­

nu söylüyor. "Kendi işimi kuracak

olsam ve bilgisayar bilsem, bilgisa­

yarcı olurdum. Ama mutlaka pa­

zarlama ve iş yönetimi deneyimi

olan biriyle birlikte çalışırdım. O

zaman biri makine dairesinde, biri

d ü m e n d e kaptan köşkünde ola­

cak. Karma'mn başarısındaki sır

buradadır zaten. Bunu kavrayabi-

Çoğumuz için hayat bir yanştır; ama bu yanşa, iyi

hazırlananlar da, hiç hazırlanamayanlar da vardır. Burak

Yel, hayat yansında zirveyi zorlarken bu yanşa çok iyi

hazırlanmayı ihmal etmiyor. Sağlam bir dünya görüşüne

sahip, değişimi seven, mücadeleci, iş hırsı olan,

profesyonel olmayı ilke edinen, istediği gibi olmayı

başarmış ender insanlardan biri.

Burak Yel'in

enleri

*En büyük düşkırıklığı

ABD'de iken çalıştığı ayak­

kabı şirketinde, 120 bin çiftlik

bir sipariş alıp aylarca bek­

ledikten sonra satışın iptal edil­

mesi.

*En önem verdiği şeyler

İşi, köpeği ve Fenerbahçe

*En büyük hedefi

Fenerbahçe'ye başkan olmak

*En nefret ettiği şey

Kediler (ona göre kediler

yok edilmeli)

*En büyük muduluğu

Fenerbahçe 'nin Galatasaray'ı

yendikten sonraki ruh halini

hiç bir şeye değişmiyor

*En uçuk hayali

Genellikle yere basan hayal­

ler kuruyor. Bunlardan biri;

ABD'de, Arizona çöllerinde bir

kovboy gibi kızılderililerle

yaşamak.

Page 19: Telekom'dan Internet iletişimine engel! · Telekom'dan Internet iletişimine engel! Türk Telekom, Internet servisi sağlayan kuruluşlardan hizmetlerini durdurmalarını istedi

3-9 Temmuz 1 9 9 5 . Sayı: 23 i n s a n l a r 19 len az beyin var Türkiye'de. Türki­

ye'deki bilgisayar şirketlerinin ço­

ğu bölünmüştür. Karma ise tam

tersine, birleşmiş ve başarmıştır"

diyor.

Başardıkça daha fazlası

Burak Yel'in geleceğe yönelik

çok net bir hedefi var. Kariyerde

en kısa zamanda en tepeye ulaş­

mak. Peki oraya ulaştıktan sonra

ne olacak? Elbette ki t e p e d e n in­

m e m e k ve başka tepeler aramaya

başlamak. "Başarı elde ettikçe da­

ha fazlasını ister insan, b e n de o n u

hissederim. Iş k o n u s u n d a hırslıyım

ama bu, yakıcı, yıkıcı bir hırs değil.

Beni motive eden, ufkumu genişle­

ten bir hırs."

Burak Yel, işinde olduğu gibi

özel yaşamında da sayısız başarı

yakalamış. Özellikle yaptığı spor

dallarında pek çok şampiyonluk

kazanmış. 6 yıl Türkiye'de ve 3 yıl

da ABD'de okurken kürek sporu

ile uğraşmış; bu k o n u d a birkaç

Türkiye şampiyonluğu da var. Ay­

nı zamanda milli takım kardrosun-

da da kürek çekmiş. Ancak bu ara­

da iki kez bacağındaki tandonlar

k o p m u ş ve yaklaşık 1 yıl yürüye-

memiş. Ayağı sürekli alçıda geçen

1 yıl ve alçıyı açınca ortaya çıkan

incecik bir bacak... İşte o zaman

yoğun bir isyan duygusu yaşamış.

Bu arada kürek çekmenin yanı

sıra futbol, basketbol, yüzme, su

kayağı, kar kayağı ve yelken spor­

larını da ihmal etmiyor. Karma'da­

ki yoğun iş temposu O'na sporu

unutturuyor. Şimdi yalnızca koşu­

yor. Zaman zaman köpeği Domi

ile yürüyüşe çıkıyor. Yalnızlığını,

bir 'şahsiyet' olarak gördüğü köpe-

ğiyle paylaşıyor.

Futbolda tam anlamıyla bir fana­

tik; güçlü bir Fenerbahçe hayranı.

"Ben insanları ikiye ayırırım; Fe­

n e r l i olanlar ve olmayanlar. Fener­

lilerle ortak bir noktam olduğuna

inanırım. Ben olayı iki kulüp maç

yapıyor gibi görmüyorum, biz bir

grubuz, g rupta görev alanların

hepsini yönetici gibi görüyorum"

diyor.

Sporun yanında zaman zaman

okuyor. Ancak tam 10 yıldır hiç bir

romanı eline almamış. Genellikle

ekonomi ve politikaya ilgi duyuyor

ve o türden kitaplara meraklı. Bir

de tarihi ve eski çağlarda yaşamış

insanların hayatlarını merak ediyor

ve bu tür kitapları okuyor. İş dışın­

da rahatlamak için ise bol bol Red

Kid okuyor.

Yaşadığı ülke için de söyleyecek

birkaç sözü var. "Türkiye apayrı bir

ülke. Herşeyin cılkını çıkartan bir

sistem var bizde. Ülkenin düzlüğe

çıkması için, partiler üstü birtakım

makro kararların alınması ve uygu­

lanması gerekiyor. Ancak bu nok­

tada toparlayıcı bir lider eksikliği

var. Para ve maliye politikalarını

belirleyip bu politikaların üzerin­

de anlaşmak gerekiyor. İsrail, Ar­

jantin gibi ülkeler b u n u yapıp enf­

lasyonu indirdi. Türkiye ufak he­

sapların peşinde. Belki de bu kül­

türel geçmişinden kaynaklanıyor.

Çünkü biz ne Arap, ne doğulu, ne

kuzeyli, ne güneyliyiz."

O hiç bir zaman küçük hedeflerle yetinmedi. Profesyonel

yaşamda büyük bir şirkete girip zincirin bir halkası olmayı

asla düşünmedi; tam tersine küçük şirketlerde önemli

riskler alarak o şirketin büyümesine katkıda bulunmayı,

kendini de büyütmeyi tercih etti. Başardıkça daha çok

basan istedi. Bugün en mutlu olduğu şey ise, gün sonunda

arkasına yaslanıp "Sıfır satıyorduk, bugün 100 sattık; dün

hiç kimse bilmiyordu, bugün 1000 kişi biliyor" demek.

Page 20: Telekom'dan Internet iletişimine engel! · Telekom'dan Internet iletişimine engel! Türk Telekom, Internet servisi sağlayan kuruluşlardan hizmetlerini durdurmalarını istedi

20 e ğ i t i m 3-9 Temmuz 1 9 9 5 . Sayı: 23

Page 21: Telekom'dan Internet iletişimine engel! · Telekom'dan Internet iletişimine engel! Türk Telekom, Internet servisi sağlayan kuruluşlardan hizmetlerini durdurmalarını istedi

3-9 Temmuz 1 9 9 5 . Sayı: 23 i n s a n k a y n a k l a r ı 21

Page 22: Telekom'dan Internet iletişimine engel! · Telekom'dan Internet iletişimine engel! Türk Telekom, Internet servisi sağlayan kuruluşlardan hizmetlerini durdurmalarını istedi

22 m e s a i s o n r a s ı 3-9Temmuz 1995.Sayı: 23

FORMAT ALTUG ÖZGENLIK

Haydi herkes şimdi koltuğuna rahatça

otursun, kendine içicek soğuk bir sıvı

bulsun ve ünlü giriş sözüme hazır olsun.

Merhaba. Sonunda oldu işte, ilk defa bir

Format'a "Merhaba", "Yeniden merhaba"

ve "Yeni bir hafta ve yeni bir Format'tan

merhaba" d e m e d e n başlayabildim. Özür

dilerim, kötü bir numaraydı, ama artık

kendimi yeni lemem gerekiyordu. (En

azından girişten başlamak gerek diye

düşündüm.) Ama korkmayın Format'ın

içeriği ve ruhu değişmeyecek, sadece daha

başka nelerden söz edebilirim diye bu

günlerde oldukça sıkı düşünüyorum.

Bakalım bunlar sonuç verecek mi?

Şu anda masam tam bir savaş alanı gibi.

Bilgisayarımı çalıştırıp, klavye ve m o u s e d

bulmak yaklaşık üç dakikamı aldı. Artık

gerisini siz düşünün. Esasında masam her

zaman dağınıktır, ama bu sefer c idden

fazla oldu. Masamın üstünde şu anda neler

o lduğunu isterseniz abartısız bir şekilde

size aktarayım. Bilgisayar, mouse, klavye,

dış sabit disk (bazen bir de m o d e m olur),

yüksekliği 500 metreyi geçmeyen yaklaşık

3-4 bin yapraklık iki kağıt yükseltisi, bir A4

tarayıcı, bir dia tarayıcı, kağıtlarla

bütünleşmiş yaklaşık 30-40 disket, 30-40

tane dia ve bir o kadar boş dia kabı,

dağınık kalemler, iki adet saat (biri beş

dakika ileri), kalemlik, 7 adet film kabı (altı

tanesi boş), 1 adet fotoğraf makinesi,

birkaç tane eski BT/haber, Yazılım

&Donanım ve CAD+ Plus, 1 MB'lık toplam

4 tane bellek SIMM'İ, telefon, iki adet

kullanılmış bardak, masa lambası, not

kağıtları, birkaç fotoğraf, raptiye ve ataç

kutusu, bir adet Kavaklıdere köpüklü şarap

mantarı, basın bültenleri ve masama gelen

diğer önemli evrakları topladığım kara kutu

gibi birçok irili ufaklı malzeme.

Evet hiç bitmeyecek sandınız değil mi?

Bu masayla benim başım ciddi olarak

dertte. Kendi yarattığım canavarı artık

durduramaz oldum. Kanser gibi her yeri

sardı. Sonunda ya tüm masamı toplayıp

tertemiz bir masa yapacağım -ki bu

imkansız gibi görünüyor- ya da üstüne

z ippo benzini d ö k ü p masamı ateşe

vereceğim. Sanırım en iyisi masayı yakmak.

Ama o zaman yeni bir masa

alamayabilirim. Düşünsenize, cayır cayır

yanan bir masa ve yanıp kavrulan, fakslar,

basın bültenleri, disketler vs. (Ne kötü bir

d u m a n çıkar.) Ofistekiler büyük ihtimalle

d u m a n d a n zehirlenirler (Tabii buna b e n de

dahil olmak üzere.) Ama hayır bu

masamdakiler için çok kolay bir yok olma

yolu olur. Ö n c e onları kesip küçük

parçacıklar haline getirmeliyim. Sonra

üstlerine asit d ö k ü p erimelerini beklerim

ve en s o n u n d a benzin d ü k ü p yakarım

(Zippo benzini yerine çevreye olan

saygımdan dolayı kurşunsuz benzin

kullanabilirim.) Evet bu masamdaki

dağınıklıktan kurtulma fantazimi fazla

uzatmasam iyi olur sanırım, yoksa masası

dağınık olan Format okurlarından biri bu

düşünceler imden ilham alarak masasını

Format'layabilir.

Son zamanlarda ilginç bir oyun buldum.

Daha doğrusu bir zamanlar yayınlanan bir

talk s h o w olan "Geçe K u ş ü ' n d a n öğrendim

bu oyunu. O y u n u n adı: Bunu kim söyledi?

Oynaması ise çok basit ve zevkli. Gereken

tek şey ise medyayı iyi takip etmek.

Örneğin birkaç soru ve cevapla size oyunu

göstereyim, işte geliyor. Bu sözleri kim

söylemiş?

" B u görüşe geçit vermeyiz", "Sizi

milletime şikayet edeceğim", "Hakeden

dayağı yemiştir", "Benzin vardı da biz mi

içtik".

Cevaplar ise Mesut Yılmaz, Tansu Çiller,

ibrahim Tatlıses ve Süleyman Demirel.

Gördüğünüz gibi son derece basit.

Esasında b u n u "Mesai Sonrası" köşesinde

bir bö lüm olarak da değerlendirebilirim.

Tabii ağırlıklı olarak bilgisayar

sektöründeki insanların sözleri yer almak

koşuluyla.

Evet, geldik bu haftaki Format'ın da

sonuna. Artık terli terli soğuk su içmeyin

demiyorum, çünkü sözümü dinlemeyenler

ne d e m e k istediğimi anlamıştır. Haftaya

kadar hoşçakalın ve kendinize iyi davranın.

Page 23: Telekom'dan Internet iletişimine engel! · Telekom'dan Internet iletişimine engel! Türk Telekom, Internet servisi sağlayan kuruluşlardan hizmetlerini durdurmalarını istedi
Page 24: Telekom'dan Internet iletişimine engel! · Telekom'dan Internet iletişimine engel! Türk Telekom, Internet servisi sağlayan kuruluşlardan hizmetlerini durdurmalarını istedi

Alarko'ya Datamate çözümü Alsim Alarko A.Ş.'nin Ataşehir şantiyesinde, UNLX, DOS,

Windows işletim sistemlerinde aynı anda hizmet veren çözüm

YABİM Marmara Bölge Müdürlüğü tarafından sonuçlandırıldı.

Söz konusu çözüm, Datamate Pentium Server ve 25 adet Data­

mate bilgisayar ile kurulan UNIX yerel ağından oluşuyor.

Salonda bilgisayar eğitimi GÖKALP BAYKAL

Teşvikiye'nin ve İstan­

bul 'un kuşkusuz en

gözalıcı binalarından

birindeyiz. Birkaç yıl önce

kaybettiğimiz değerli mimar

Şandor Hadi'nin eseri Reasü­

rans Iş Hanı'nın ikinci katı.

Ferah ve ışıl ışıl açık iç me­

kanlardan geçip, devasa ya­

pının büro bölümlerinin i-

kinci katında La Salle Colle-

ge'in giriş holüne varıyoruz.

Trafiğin kaosundan bir anda

uzaklaşıyoruz, sakinlik. Du­

varda çeşitli m o d a tasarımla­

rı, desenler. Bayan J o h a n n e

Trak bizi karşılıyor, az sonra

mimar Serap Sancı ve son

olarak da Murat Demir bize

katılıyor. Sohbetimize başlı­

yoruz.

BT/haber- Sonuçta ismi ya­

bancı olsa da burası bir Türk

dershanesi bildiğimiz kadarıyla.

La Salle'in geçmişi ve bugünün­

den kısaca söz edebilir misiniz?

Johanne Trak - La Salle

College uluslararası bir okul.

Merkezi Montreal 'de olan

okulda çok değişik bölüm­

lerde gündüz, gece, tam za­

manlı, yarım zamanlı olarak

9 bin öğrenci okuyor. Kana-

da'nın en büyük özel yükse­

kokulu. 10 yıl önce yurtdışı­

na açılmaya başladı. Fas, Sin­

gapur, Malezya, Şangay, ts-

tanbul-Türkiye de dahil ol­

mak üzere. La Salle 1959'da

açıldı, yani oldukça eski bir

okul. tik açılan bö lüm Moda

b ö l ü m ü y d ü ve her yerde

uluslararası bir okul açıldığı

zaman ilk önce moda bölü­

müyle başlandı. Zaman için­

de Fas, Türkiye, Singapur gi­

bi yerlere gidildi. Çünkü o

yerlerde tekstil çok önemli,

ama d ü ş ü n ü n ki 5 yıl önce

endüstri, teknoloji ile yete­

rince ilgilenmiyordu. Bir an

önce bir adımın atılması ge­

rekiyordu. 2 yıla kadar Tür­

kiye Avrupa ile bütünleşince,

dünya standartları ile çalışıl­

ması gerekiyor. O n u n için

böyle bir okulu açtık. Amacı­

mız, endüstrinin gereksinimi

olan iyi teknisyenler ve ele­

manlar yetiştirmek. D a h a

sonra grafik bölümü geldi.

La Salle uluslararası bir

okul olduğu için moda bölü­

m ü n d e dersler İngilizce ola­

rak veriliyor. Hocalarımızın

bazıları Kanada'dan geliyor.

Öğrencilere buradan 1 yıllık

ya da yarım d ö n e m krediler

alıp Montreal 'dan, Singa­

p u r ' d a n d e v a m edebi lme

olanağını sağlıyoruz. Hatta

burada 2 yıl tamamlayarak

üniversiteye N e w York'da

bile devam edebilirler, kredi­

leri geçerli. Yaz boyunca ça­

lışıyoruz. Her yıl m o d a bölü­

mü için üç sömestr var.

BT/haber- Ya bilgisayar?

Johanne Trak - Bilgisayar

programımız da var haliyle.

1 ay önce 2 sınıf birden aç­

tık. Burada mesleki kullanı­

ma yönelik yazılım eğitimi

veriliyor. Dersler ingilizce ol­

duğu için, İngilizce'nin de

öğrenilmesi gerekiyor. Bu­

n u n için de bir ingilizce bö­

lümü açıyoruz. Yaz progra­

mında 3 grup var. ilk defa

Türkiye'de etkileşimli sistem­

le çalışıyoruz, ingilizce dersi

laboratuvarda tümüyle bilgi­

sayarla yapılıyor. Geçen haf­

ta Danimarka'daydım. Dani­

marka'da küçük çocuklar bi­

le ingilizce biliyorlar, ilko­

kuldan itibaren ingilizce öğ­

renmeye başlıyorlar. Etkile­

şimli sistemi de aynen Türki­

ye'ye getirdik ve 19 Hazi-

ran'da başladık. Bu sistemle

insanlar yüzde 100 daha ça­

buk öğreniyorlar. Çünkü ço­

ğu kişi yabancı dil öğrendi­

ğinde, bir insanla karşı karşı­

ya konuşurken, anlıyor ama

konuşamıyor, hatta denemi­

yor bile. Makine karşısında

ise utanma, sıkılma olmadığı

için daha rahat öğreniliyor.

Bizim okulda üç bölüm­

d e n bahsediyoruz. Moda

okulu, ingilizce okulu ve

grafik okulu. Grafik okulun­

da bilgisayar dersleri var. ile­

ride bir bölüm daha açmayı

ve Iç Mimarlığa ağırlık ver­

meyi düşünüyoruz.

BT/haber - Neden eğitimle­

rinizde ve haliyle kullanımda

yalnızca Macintosh bilgisayar

sistemlerini tercih ediyorsunuz?

Johanne Trak - Kanada'da

kullanılan sistem bu. Montre­

al 'de m e r k e z d e ve diğer

okullarda da Mac kullanılı­

yor. Eğitim sistemini aynen

yürütmek d u r u m u n d a oldu­

ğumuz için Macintosh tercih

edildi, yoksa kişilerin ya da

yöneticilerin özel seçimiyle

değil. Kanada'da moda eğiti-

mininde kullanılan sistem es­

kiden beri Macintosh. Gra­

fikte de durum aynı. Prog­

ramları çok uygun ve kulla­

nımı çok kolay.

BT/haber - Aynı programlar

PC'lerde de yok mu?

Johanne Trak - Ama Macin­

tosh daha insancıl bir bilgisa­

yar. Aynı zamanda iki akade­

mik eğitim birden veriyorsu­

nuz, ikisini birleştirmek du­

rumundasınız . Mac, PC'ye

göre daha kullanılabilir.

BT/haber - Sizce eğitimini

verdiğiniz ArchiCAD bir mi­

mara neler kazandırıyor?

Serap Sancı - Her bir prog­

ramın kendine ait ciddi özel­

likleri var. ArchiCAD kulla­

nılması, öğrenilmesi çok ko­

lay olan, öğrendikten sonra

çok hızlı kullanılabilen bir

program. Mimarlar çok yo­

ğun bir tempoda hızlı proje

çıkarmaları gereken, vakitleri

çok kıymetli o lan kişiler.

Yaptığı ürünleri olabildiğince

hızlı çıkarabilmek için basit

dilde, basit kullanımda olan

programlara ihtiyaçları var.

Bir çizgi çizilecekse, bu çiz­

giyi 5-6 adımda çizen bir

program değil, tek bir ham­

lede çizen bir programa ihti­

yaçları var. işte ArchiCAD

bunu sağlıyor.

BT/haber - Biraz önce neden

Macintosh diye sormuştum, bir

mimar için ne gibi avantajlar sı­

ralayabiliriz?

Serap Sancı - Macintoshün

dili çok kolay. Yeni bir dil

öğrenmektense yarım saatlik

bir eğitimle Macintosh kulla­

nabiliyor insanlar. Gerçi

Windows çıktıktan sonra bü­

tün bilgisayarlar Macintosh'a

benzemeye başladı. Macin-

tosh'ta yazı yazmak ve çıkışı­

nı almak çok kolay. Ben ya­

zılımları öğretirken şimdiye

kadar edindiğim mesleki

(mimari) ve teknik deneyimi

aktarıyorum. Yazılımı öğret­

mek 10-15 saat sürüyor; ama

uygulamaya yönelik tüm bil­

gi kitaplarda yazmıyor, za­

m a n içinde deneyimle kaza­

nılıyor. Özellikle istiyoruz ki,

öğrencimiz kendi işini yap­

sın. Şöyle: Bir okulda öğren-

ciyseniz ya da işyerinizde çi­

zilmiş ya da çizilecek olan

ama 2 ay gibi süre isteyen bir

projeyi seçin, buraya gelin ya

da işyerinizde nerde olursa­

nız olun bu projeye başlayın

ve La Salle'deki eğitiminiz

boyunca tamamlayın. Bunu

yapanlar çok iyi bir proje

vermiş ve öğrenmiş oluyor.

Yapmayanların herşeyi teori­

de kalıyor, pratiğe geçemi­

yor. Eğer öğrencinin içinde

azim varsa, çalışıyor ise iste­

diği her an burada çalışabili­

yor, çıkış alabiliyor, perspek­

tifini düzenliyor, her türlü iş­

lemi, yapabiliyor. Bu bize pa­

halıya maloluyor doğrudur,

ama öğrenci öğrenmeden La

Salle'den çıkmıyor. Genellik­

le bizim mimari yazılım eği­

tim kurslarımıza gelenler

mesleklerinde belirli bir yere

gelmiş, biraz bilgisayar kul­

lanmış, çalışan kişiler.

Murat Demir - Aslında bil­

gisayarla çalışırken soru ol­

mazsa yanıt olmuyor. Orada

zihine yerleşiyor herşey. Öğ­

rencinin ilerleyebilmesi için

bilgisayara soru sormayı da

öğrenmesi lazım. Macintosh'-

un ilkesinde makineye soru

sormak var. Macintosh sorar

ve sizden cevap alır. Bir ya

da iki seçenekli ama soruyu

makineye sorar, yapmanız

gereken işleri yapabilirsiniz.

Biz bilgisayarın mesleki bir

tool yani bir araç olarak nasıl

kullanılabileceğini öğretiyo­

ruz. Bilgisayar esirleri yetiş­

tirmek istemiyoruz. Bizim

m e z u n u m u z elektrikler kesil­

se bile işini yapmayı sürdü-

rebilmeli, biz o kişileri yetiş­

tirmek istiyoruz.

BT/haber - Sonuçta öğrenci­

ler mesleki uygulamalarında

bilgisayarı kullanacak hale geli­

yor. Genelde bildiğimiz yazılım

eğitimlerinden daha farklı bir

yaklaşım sizinki. Zaman içinde

yeni eğitim programlarına baş­

ka yazılımları katmayı düşünü­

yor musunuz?

Serap Sancı - ArchiCAD

içinde u z m a n ArchiCAD eği­

timi diye bir eğitim devreye

sokacağız. Bu eğitim, Archi-

CAD'İ çok iyi bilen kişilerin

birden fazla programla ileti­

şim kurarak, programlar için­

de birşey yababilmeleri, Arc-

hiCAD'de oluşturdukları gö­

rüntülere artı efektler vere­

bilmeleri ve ArchiCAD'in

içinde bulunan bir artı prog­

ramlama dilinin öğretilmesi­

ni kapsayacak. Kullananlar

tarafından merakla bekle­

nen, gelecek yıl içinde he­

deflediğimiz bir program bu.

BT/haber - Eğitim sınıfları­

na dönsek yine...

Serap Sancı - Şu anda bir

g rup bitiyor, . T e m m u z ' d a

ikinci grup açmayı düşünü­

yoruz. Şu anda başvurular ve

kayıtlar başladı. Archi-

CAD'de iki grubumuz var.

Bir grup hafta içi Cuma günü

ders alıyor 13.30-18.30 ara­

sında. Üniversite öğrencileri­

ne yönelik bir grup oluyor

bu. Bir de çalışanlara yönelik

bir g rup var. Çarşamba

18.30-21.30 arasında, Cumar­

tesi de 13.30-18.30 arasında,

2.5 ay ile 3 hafta arasında de­

ğişen bir grup var. 70'er saat­

lik eğitim alıyor bunlar, ilk

10 saati bilgisayar ve Macin­

tosh eğitimi oluyor. 60 saat­

lik eğitim de uygulamalı ola­

rak geçiyor. Olabildiğince

olanak sağlıyoruz, insanlar

istedikleri sürece bu uygula­

maları yapıyorlar. Yapmadık­

larında da aldıkları eğitim se­

viyesinde d ü ş m e oluyor.

ArchiCAD eğitiminin sonun­

da şimdilik ciddi sınav yok.

Bir sınav oluyor ama kendi­

lerini tanıtmak amacıyla olu­

yor. Kredi sistemi moda ve

grafik bölümü için geçerli.

Johanne Trak - Kısaca La

Salle Türkiye'de bu alanda

açılan ilk okul, eğitim biçimi

açısından, seçtiği eğitim sevi­

yesi açısından da ilk. La Salle

College'in en önemli konu­

mu lise soması, üniversite

öncesi eğitimi veren, hayata

yeni atılmışlan meslek sahibi;

meslek sahibi olanları iş sahi­

bi yapan bir okul olması.