92

TATLI HAYAT ISSUE 34

Embed Size (px)

DESCRIPTION

GOLDENCITY MEDIA ALPAY ERUS, FERHAT GEDIK, BAKTAD, MEHMET YILDIRIM

Citation preview

Page 1: TATLI HAYAT ISSUE 34
Page 2: TATLI HAYAT ISSUE 34

AKTUEL 1 9/23/13 9:34 PM

Page 3: TATLI HAYAT ISSUE 34

GIRISVEDERNEK 1 9/23/13 8:33 PM

Page 4: TATLI HAYAT ISSUE 34

GIRISVEDERNEK 2 9/23/13 8:33 PM

Page 5: TATLI HAYAT ISSUE 34

GIRISVEDERNEK 3 9/24/13 8:04 PM

Page 6: TATLI HAYAT ISSUE 34

GIRISVEDERNEK 4 9/23/13 8:33 PM

Page 7: TATLI HAYAT ISSUE 34

GIRISVEDERNEK 5 9/23/13 8:33 PM

Page 8: TATLI HAYAT ISSUE 34

GIRISVEDERNEK 6 9/23/13 8:33 PM

Page 9: TATLI HAYAT ISSUE 34

GIRISVEDERNEK 7 9/23/13 8:33 PM

Page 10: TATLI HAYAT ISSUE 34

GIRISVEDERNEK 8 9/23/13 8:33 PM

Page 11: TATLI HAYAT ISSUE 34

Yönetim Kurulu BaşkanıMehmet YILDIRIM

Yeni bir sayıda tekrar siz değerli sektör temsilcileriyle buluş-manın mutluluğunu yaşamaktayız. Yeni sayımızı sizlere sun-manın mutluluğu ile birlikte, bir başka mutlu haberi de sizler-le paylaşmak istiyorum.

Baklava ve Tatlı Üreticileri Derneğimizin en önemli etkinlik-lerinden biri olan Geleneksel Altın Oklava Baklava Ustala-rı Yarışması’nı 29 Eylül Pazar günü, Tarihi Yarımada Festivali kapsamında Fatih Belediye Başkanı Sayın Mustafa Demir’in ve belediyenin katkılarıyla Sultanahmet Meydanında halka açık olarak gerçekleştireceğiz. Yarışma hazırlıklarına aralıksız de-vam etmekteyiz. Bu kapsamda gerekli çalışmaları yapıyoruz. Herhangi bir aksaklık yaşanmaması için büyük bir çaba sarf ediyoruz. Bizler, baklavanın lezzetini ve şöhretini ebedileştir-mekle görevliyiz. İşte bu hassasiyetle: Geleneksel olarak dü-zenlediğimiz Altın Oklava Baklava Ustaları Yarışmasını da ba-şarılı bir şekilde gerçekleştirmek istiyoruz. BAKTAD, Baklava-nın Türkiye ile markalanarak, dünyaya tanıtımı ve tüketiminin yayılması amacı altında önemli çalışmalar yapmaktadır. Kali-teli ustalar yetiştirmek ve en büyük sermayemiz olan oklavayı bu gençlerimize gönül rahatlığıyla teslim edebilmek için ger-çekleştireceğimiz organizasyonda oklava sallayacak ustaları-mıza şimdiden teşekkür ediyorum.

Geçtiğimiz günlerde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımız Sayın Fatma Şahin’in katılımıyla Yönetim Kurulu Seçimlerimizi ger-çekleştirdik. Beni ve ekibimi tekrar göreve seçtiğiniz ve güven-diğiniz için teşekkürlerimi sunarım. Bu güveni boşa çıkartma-mak adına ben ve ekip arkadaşlarım tatlı dünyası için çalışma-larımıza ara vermeden başladık. Derneğimizin aktif bir şekil-de çalışması ve tatlı sektörünü en iyi şekilde temsil etmek adı-na çalışmalarımıza tüm kulvarlarda devam ediyoruz. Bir baş-ka konuyu daha sizlerle paylaşmak istiyorum. Hepinizin bildi-

ği gibi baklavacılarımızın en çok kullandığı ürünlerden biri olan Antep fıstığı fiyatlarında yaşanan aşırı artış hepimizi zor du-rumda bıraktı. Bu nedenle İzmir, Adana, Ankara, Bursa bölge-sinden BAKTAD üyeleri ve sektör temsilcileri, Ankara’ya gi-derek Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Kutbettin Arzu ve Müsteşar Yardımcısı Dr. Nihat Pakdil’e sorunu ve çö-züm önerilerini aktarmak için ziyaret ettik. Antep fıstığında ya-şanan rekor fiyat artışları ile ilgili görüş ve çözüm önerilerimi-zi aktardık. Bir sene boyunca ithalatın serbest bırakılmasını ta-lep ederek, aynı zamanda ithalattaki fonun da kaldırılması ge-rektiğini bakanlık yetkililerine aktardık.

Bakanlık yetkilileri Kutbettin Arzu ve Nihat Pakdil, Ekonomi Ba-kanı Zafer Çağlayan sorunun çözümü noktasında anında ted-bir alacaklarını belirterek, Antep Fıstığı üzerinden spekülasyon yapan ve rant devşirmeye kalkışanları deşifre ederek sektörün rahatlamasını sağlayacaklarını söylediler. Yaşanan bu sıkıntı-ların kaynağına inerek, köklü çözümler üretilmesi noktasında da daha aktif çalışmalar yapacaklarını dile getirdiler.Ayrıca Ekonomi Bakanı Sayın Zafer Çağlayan’la da görüşerek Antep fıstığı ithalatının önündeki engellerin kaldırılması konu-sunda görüştük. Sayın Çağlayan bu konuda bizden bilgilendir-me dosyası istedi ve bizde Yönetim olarak da dosyayı hazırlayıp kendisine ilettik. Sayın Çağlayan bu konuda en kısa sürede çö-züm üreteceklerini dile getirerek, gerekli adımların bir an önce atılacağını ifade etti.

Biz BAKTAD olarak üyelerimizin daha doğrusu tüm baklava ve tatlı üreticilerin sorunlarının çözülmesi konusunda elimizden geleni en iyi şekilde yapıyoruz. Dernek olarak üreticilerimizin her zaman yanındayız. Bu bilinçle çalışmalarımızı sürdürüyo-ruz. Gelecek sayımızda tekrar buluşmak dileğiyle. Hayırlı işler, bol kazançlar diliyorum.

MERHABA

09

GIRISVEDERNEK 9 9/23/13 8:33 PM

Page 12: TATLI HAYAT ISSUE 34

YAYINA HAZIRLIKGOLDEN CITY MEDIAPERPA İş Merkezi B Blok Kat: 13 No: 2307 Okmeydanı - Şişli / İSTTel: 0212 320 00 34-35Faks: 0212 320 00 [email protected]

EYLÜL 2013YIL: 10SAYI: 34

BAKTAD YÖNETİM KURULU SEÇİMLERİ YAPILDI, YILDIRIM VE EKİBİ GÜVEN TAZELEDİ

BAKTAD YÖNETİM KURULU ÜYELERİİFTAR YEMEĞİNDE BİR ARAYA GELDİ

BAKTAD ÜYELERİ GIDA BAKANLIĞI’NI ZİYARET ETTİ

FATİH BELEDİYE BAŞKANI MUSTAFA DEMİR:“FATİH’İ GURME MERKEZİ HALİNE GETİRMEK İSTİYORUZ”

SAKLI TARİH YEDİ KULE

İÇİNDEKİLERKÜNYE

14BAKTAD Adına İmtiyaz SahibiMehmet YILDIRIM

Genel Yayın Yönetmeni / Alpay ERÜ[email protected]

Editör / Sinan DEMİ[email protected]

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü / Mustafa ŞÖ[email protected]

Görsel Sanat Yönetmeni / Ferhat GEDİ[email protected]

Reklam Müdürü / Sema ERÜ[email protected]

Reklam Sorumlusu / Derya [email protected]

Abone Dağıtım / Seval [email protected]

DANIŞMA KURULUMehmet YILDIRIM, M. Nadir GÜLLÜ, Murat BOZANOĞLU, Mustafa SEYİTOĞLU, Nevzat YEMEN, Süleyman KÖŞKEROĞLU, Prof. Dr. Mehmet DEMİRCİ, Prof. Dr. Osman ALTUĞ, Prof. Dr. Songül ÇAKMAKCI, Prof. Dr. Dilek HEPERKAN, Muhsin OKKIRAN

YÖNETİM YERİ VE ARDESİBaklava ve Tatlı Üreticileri Derneği İktisadi Müessesesi (BAKTAD) Bayram Tepe Mah. Malazgirt Cad. No: 26 PK:34664 K.Çekmece/İSTTel: 0212 687 23 07 Faks: 0212 687 58 61www.baktad.org.tr - [email protected]

BASKI VE CİLTŞAN OFSET MATBAACILIK AYAZAĞA MAH. KEMERBURGAZ CAD. NO: 13 ŞİŞLİ/ İST TEL: 0212 289 24 24

SÜRELİ YEREL YAYINTatlı Hayat Dergisi iki ayda bir yayınlanır. Yayınlanan yazı ve reklamların sorumluluğu sahibine aittir. Dergide-ki yazılar, görseller ve reklam çalışmaları izin alınmaksı-zın kullanılamaz. Gönderilen yazı ve görseller yayınlan-sın ya da yayınlanmasın iade edilmez.

YAYIN KURULUM. Nadir GÜLLÜ, Hüseyin BOZDAĞ, Murat BOZANOĞLU, Serdar SEYİTOĞLU, Cengiz BAYINDIR, Mehmet YILDIRIM, Mustafa EREN, Nevzat YEMEN, Yasin BİNGÖL, Ferhat KAH-RAMAN, Şeref DİLBER, Ömer PAPUÇCU, Prof. Dr. Mehmet DEMİRCİ, Prof. Dr. Osman ALTUĞ, Prof. Dr. Songül ÇAKMAKCI, Prof. Dr. Hikmet BOYACIOĞLU, Doç. Dr. Aydın ÖZTAN, Dr. Can DEMİR, Av. Bülent DENİZ, Ömer BİLGİSEVEN, Burhan METİN, Nus-ret ÖZCAN, Hakkı Can KESKİL, Hüseyin IŞIK, Ümit SEVİNÇ, Emine BEDER, Ahmet YAVUZ, Ramazan BİNGÖL, Hür GİRGİN, Oktay AYMELEK, Erhan ÖZMEN.

ISSN NO 1306-777X

18

20

72

62

GIRISVEDERNEK 10 9/23/13 8:33 PM

Page 13: TATLI HAYAT ISSUE 34

GIRISVEDERNEK 11 9/23/13 8:33 PM

Page 14: TATLI HAYAT ISSUE 34

YÖNETİM KURULU

Mehmet YILDIRIMYönetim Kurulu Başkanı

Yıldırım Gıda / Gaziantepli Tatlıcı

Nadir GÜLLÜOnursal Başkan

Karaköy Güllüoğlu

Necati GÖKSUBürokratik İşler Komisyonu Başkanı

Seyitoğlu Helva ve Reçel

Süleyman KAYAMali İşler Komisyon Başkan Yrd.

Köşkeroğlu Kebab ve Baklava

Cengiz BAYINDIRBasın Yayın ve Halkla İlişkiler Komisyonu Başkan Yrd.

Ünlü Baklavacı Bayramoğlu

Nevzat YEMENYön. Krl. Başkan Yrd. / Mali İşler Komisyon Bşk

Tatsam Tatlıcılık

Ramazan COŞKUNSosyal İşler ve Kültür Org. Komisyonu Bşk

Asıltat Baklava

Mehmet GÜNGÖR Mali İşler Komisyon Başkan Yrd.

Güntat Tatlıcılık

Mehmet GÜLAR-GE Komisyonu Başkan Yrd.

Habiboğlu Tatlıcılık

Murat BOZANOĞLUGenel Sekreter

Hacı Bozanoğulları

Yüksel AKTAŞBasın Yayın ve Halkla İlişkiler Komisyonu Başkanı

Hacı Hasanoğulları

Erhan AZTEKİNEğitim Komisyonu Başkan Yrd.

Aztekin Baklava

Mehmet ÇİFTÇİAR-GE Komisyonu Başkan Yrd.

Çelebioğulları Gıda

Ömer PAPUÇCUKomisyonlar Başkanı

Diyar Burma

Mahmut KARAHANAR-GE Komisyonu Başkanı

Tatlıcı Köse

Ahmet ÇELEBİBürokratik İşler Komisyonu Başkan Yrd.

Seyran Pastaneleri

Salih YÜCETeşkilatlanma Komisyonu Başkan Yrd.

Baksan Anteplioğlu

Osman BUZULEğitim Komisyonu Başkanı

Hacıbey Tatlıcılık

Hasan KÜNÇTeşkilatlanma Komisyonu Başkanı

Gaziantepli Hacı Bekir Künç

Hannan ÖZTÜRKSosyal İşler ve Kültür Org. Komisyonu Bşk Yrd.

Öztürk Tatlıcılık

Fatih KARACAYönetim Kurulu Üyesi Karacaoğlu Baklava

Mustafa GÖRGENYönetim Kurulu Üyesi

Asi Künefe

Veysel MURATYönetim Kurulu Üyesi

Ağam Baklava

Mustafa ERENYönetim Kurulu Üyesi

Hacı Erenler

Nadir OKKIRANYönetim Kurulu Üyesi

Gaziantepli Çavuşoğlu Kebab ve Baklava

Cuma YILDIRIMYönetim Kurulu Üyesi

Çavuş Usta

12

GIRISVEDERNEK 12 9/24/13 8:07 PM

Page 15: TATLI HAYAT ISSUE 34

GIRISVEDERNEK 13 9/23/13 8:33 PM

Page 16: TATLI HAYAT ISSUE 34

BAKTAD HABERLER

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’in katıldığı BAKTAD Genel Kurulu’nda Mehmet Yıldırım ve ekibi tekrar Yönetim Kuruluna seçildi. Seçime İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi, Bahçelievler Kaymakamı Şevket Cinbir, Başakşehir Kaymakamı Cevdet Can, BAKTAD Yönetim Kurulu üyeleri ve çok sayıda davetli katıldı.

BAKTAD YÖNETİM KURULUSEÇİMLERİ YAPILDI

14

GIRISVEDERNEK 14 9/23/13 8:33 PM

Page 17: TATLI HAYAT ISSUE 34

BAKTAD’ın7. Genel Ku-rulu, Hacıboza-

noğlu Tesisleri’nde gerçekleştirildi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şa-hin, BAKTAD Genel Başkanı Mehmet Yıl-dırım, İhracatçılar Meclisi Başkanı Meh-met Büyükekşi, Bahçelievler Kaymaka-mı Şevket Cinbir, Başakşehir Kaymaka-mı Cevdet Can, BAKTAD Yönetim Kuru-lu üyeleri ve çok sayıda davetlinin katıl-dığı genel kurulda, yapılan seçimlerde Mehmet Yıldırım yeniden BAKTAD Genel

Başkanlığına seçildi. Genel Kurul’un açı-lış konuşmasını yapan Mehmet Yıldırım, baklavayı yöresel değil evrensel bir lez-zet haline dönüştürmek için kalite, kali-te konsepti ve marka değeriyle çalışma-lar yaptıklarını belirterek, “Sektörle ilgili yaptığımız konferanslar, seminerler, pa-nellerle gerçekten büyük mesafe aldık. Merdiven altı üretimin önüne geçtik. Bak-lavayı markalaştıracak çalışmalara imza attık. Meslek Liselerinde baklavanın ge-lecek kuşaklara aktarılmasını sağlaya-

cak meslek çalışmalarının önünü açtık. Bir tepsi baklava, bir fidan kampanyamız-la çok önemli bir sosyal sorumluluk pro-jesine start verdik ve Ankara Gölbaşı’nda 30 bin fidanlık bir ormanın temellerini at-tık. Altın Oklava yarışmalarıyla sektörü-müzü kamuoyunun gündemine sokacak çalışmalar gerçekleştirdik. Önümüzdeki günlerde sektörümüze bir kaynak olacak ve kuşaklar arası geçişkenliği sağlayacak çok önemli bir kitabın hazırlıklarını bitir-miş olacağız” dedi.

BAKTAD YÖNETİM KURULUSEÇİMLERİ YAPILDI

15

GIRISVEDERNEK 15 9/23/13 8:33 PM

Page 18: TATLI HAYAT ISSUE 34

BAKTAD HABERLER

ele vererek pek çok çalışmamızın hayata geçmesini sağladık. gerçekleştirdiğimiz hizmetlerimizde, faaliyetlerimizde bizle-rin yanında olan herkese tek tek teşek-kür ediyorum. Biz güçlü ve geniş bir ai-leyiz. Biz bir olunca önümüzdeki engel-ler de kalkacaktır. Bu çatı altında bundan sonra da çok daha vizyoner çalışmalar ortaya koyacağız... Baklava’nın bir marka olması ideali yanında, gelecek kuşaklara da bu mesleğin aktarılması yönündeki gi-rişimlerimizi farklı çalışmalarla taçlandı-racağız” diye konuştu.Yıldırım, Türkiye’nin önündeki sorunla-rın da kaldırılması gerektiğini belirterek, “Ama reel sektörün önündeki bazı engel-lerin de kaldırılması, kayıt dışının kayıt altına alınması yönünde de adımlar atıl-masını bekliyoruz. Eğer, ülkemizdeki ka-yıt dışı kayıt altına alınırsa ülkemizin eko-nomik sıçraması, beklenenden çok daha az sürede gerçekleşecektir. Üreticinin sırtındaki vergilerin kabul edilebilir sevi-yelere çekilmesini bekliyoruz. Böyle bir çalışma, reel sektörün prangalarından kurtulmasına ön ayak olacaktır” açıkla-masını yaptı.

Baklava Ecdadımızın MirasıDaha sonra kürsüye gelen Aile ve Sos-yal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, bak-lavanın başkentini temsil eden bir ken-tin mensubu olarak BAKTAD’ın çalışma-larına her zaman destek olacaklarını be-lirterek, “Bütün medeniyetlerin temelin-de mutfak kültürü vardır. Acısıyla, tatlı-sıyla bu ürünleri sahiplenmek, kuşaklar arası taşımak, tarih boyunca imbikten geçmiş, süzülerek biçimlenmiş, dönüş-müş belli bir noktaya gelmiş bu ürünle-re değer vermek zorundayız. Bir usta ola-bilmek için bile bir ömür geçiyor. Siz bu işe emeğinizi koyduğunuzda, alın terinizi koyduğunuzda işte o zaman kalite orta-ya çıkıyor. Bu kalitenin dünya markası ol-ması için, coğrafi işareti, bütün patentleri almak zorundayız. Böylece başka ülkele-rin bizim değerlerimizi sahiplenmesinin önüne geçmiş oluruz. Baklava ecdadımı-zın mirasıdır, biz de sahiplenelim ve gele-cek kuşaklara aktaralım” dedi.Konuşmaların ardından yapılan seçim-lerde BAKTAD Genel Başkanı Mehmet Yıldırım ve ekibi oy birliği ile yeniden Yö-netim Kurulu’na seçildi.

Baklavanın Türk Markası Olduğu TescillendiBAKTAD’ın ülke ekonomisine katma de-ğer üretmek için sürekli çalıştığını ve bü-yüdüğünü vurgulayan Yıldırım, “BAKTAD, çalışıyor, büyüyor, gelişiyor... Türkiye’nin en önemli mutfak değeri olan baklava ve tatlı sektörünün sorunlarını, sıkıntıları-nı, dertlerini paylaşarak vizyoner adımlar atmaya devam ediyor. Bu bir idealdi... Bu bir çabaydı... Bu bir gelecek ülküsüydü... Bir araya gelemez denilen sektör temsil-cileri, sektördeki güçlerini birleştirerek BAKTAD’ı oluşturdular. BAKTAD; kurum-sal kimliğiyle ve marka gücüyle, baklava-nın bir Türk baklavası olarak tescil edil-mesi noktasında tüm çalışmaları gerçek-leştirdi. Bugün, baklavamızı sahiplenme-ye çalışan ülkelerin bu noktadaki çabala-rının önüne set çekerek, “Durun bakalım” diyebildiysek, bunu BAKTAD’ın gücü-ne borçluyuz. Bugün, dünyanın her böl-gesine baklavayı Türk markası kimliğiy-le ihraç edebiliyorsak, bu da BAKTAD’ın çalışkan ve samimi üyelerinin gayreti ve performansıyla olmuştur. Birlikten güç doğar... Bu zamana kadar hep birlikte el

16

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, BAKTAD Genel Başkanı Mehmet Yıldırım, İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi, Bahçelievler Kaymakamı Şevket Cinbir, Başakşehir Kaymakamı Cevdet Can ve BAKTAD üyeleri.

BAKTAD Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yıldırım ve Genel Yayın Yönetmenimiz Alpay Erüs, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’e Tatlı Hayat Dergimizi verirken.

GIRISVEDERNEK 16 9/24/13 8:09 PM

Page 19: TATLI HAYAT ISSUE 34

17

GIRISVEDERNEK 17 9/23/13 8:33 PM

Page 20: TATLI HAYAT ISSUE 34

BAKTAD HABERLER

18

Her Ramazan Ayında iftar yemeği düzen-leyerek bir araya gelen BAKTAD Üyele-ri, bu yıl Güvenasa Sızma Zeytinyağı fir-ması tarafından Hacı Bozan Oğulları Res-taurantta düzenlenen iftar yemeğinde bir araya geldi. İftar Yemeğinden önce bir konuşma ya-pan BAKTAD Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yıldırım, İftar Yemeğine sponsor olarak bir araya gelmelerine vesile olan Güvenasa Naturel Sızma Zeytinyağı Yö-netim Kurulu Başkanı Turgut Gençal ve firma yetkililerine teşekkür etti. İftar Ye-meğinin ardından zeytinyağı ve kullanım alanları hakkında BAKTAD üyelerine Tur-gut Bey’in bilgi vereceğini belirten Baş-kan Yıldırım, “Ben daha önce Turgut Bey

ile görüştüm. Zeytin ve zeytinyağı hak-kında bilmediğimiz çok şey olduğunu öğ-rendim. Sizlerin de bu bilgilerden fayda-lanacağınızı düşünüyorum” dedi.

İftar yemeğin de bir konuşma yapan Gü-venasa Naturel Sızma Zeytinyağı Yöne-tim Kurulu Başkanı Turgut Gençal, dü-zenledikleri iftar yemeğine katılarak ken-dilerini yalnız bırakmayan BAKTAD Üye-lerine teşekkür ederek, herkese hoş gel-diniz dedi. Uzun süredir ticaret hayatı içerisinde yer aldıklarını belirten Turgut Bey, giyim ve inşaat sektöründe uzun sü-redir faaliyet gösterdiklerini belirtti. İki yıl gibi bir süre öncede Ayvalık, Gömeç, Burhaniye ve Pelitköy zeytin bahçeleri

satın alarak zeytin ve zeytinyağı alanında faaliyet göstermeye başladıklarını belir-ten Turgut Bey “Zeytin ağacına karşı olan sevgim bu bahçeleri bize aldırttı. Zeytin-lerimizi mümkün olduğu kadar kaliteli yağ yapan yerlerde sıktırarak hasadımızı alıyorduk. Fakat içimiz rahat değildi çün-kü kalitesiz zeytinleri de sıraya koyup sı-kıyorlardı. Çünkü makinist 24 saat çalı-şıyordu. Bazen 40 derece sıcaklık bazen 50 derece sıcaklık ile sıkım yapıyordu. Bu da zeytinyağının kalitesinin düşmesi-ne neden oluyordu. Sonrada Pelitköy’de bir zeytinyağı fabrikası satın aldık. Aylar-ca bu konuda bu işin uzmanları ile görü-şerek ve Dünya’da İspanya, İtalya’da ya-zılmış kitaplar alarak ve gece gündüz ça-

BAKTAD YÖNETİM KURULU ÜYELERİİFTAR YEMEĞİNDE BİR ARAYA GELDİGüvenasa Naturel Sızma Zeytinyağı firması sponsorluğunda, Hacı Bozan Oğulları ev sahipliğinde yapılan İftar Yemeğinde bir araya gelen BAKTAD Yönetim Kurulu Üyeleri, hem oruçlarını açtı hem de görüş alışverişinde bulundu. BAKTAD Üyeleri ayrıca zeytinyağı kullanılarak yapılan baklavayı da test ettiler.

GIRISVEDERNEK 18 9/23/13 8:34 PM

Page 21: TATLI HAYAT ISSUE 34

lışarak en kaliteli zeytinyağı nasıl yapıla-cağını öğrenmeye çalıştık. Ve başarılı ol-duğumuza inandığımız anda üretime baş-ladık” dedi. Zeytinyağında bu kadar iddi-alı olmalarının sebebinin zeytinin kalite-li olmasının yanı sıra soğuk sıkım yönte-miyle sıkmaları olduğunu ifade eden Tur-gut Bey, “Dünya’da Alp Dağların’dan son-ra en bol oksijen alan Ayvalık, Keremköy, Gömeç ve Pelitköy civarından zeytinleri-miz alınmaktadır ve soğuk sıkım yönte-

miyle sıkılmaktadır. Şu anda sizlere sun-duğumuz zeytinyağımız 0,4 dizem yağdır. Çok az elde edilebilen nefaset ve güzel-liktedir. Güvenasa Naturel Sızma Zeytin-yağımızı kızartmada, yumurtada, bakla-vada, börekte, pilavda, tüm hamur işle-rinde, balıkta ve tüm yemeklerinizde gü-venle kullanabilirsiniz. Özellikle bakla-vada ve şerbetli tatlılarda kullanıldığın-da hafif bir tatlı ortaya çıkacak ve tüke-ticinin beğenisini kazanacaktır. Buradan

siz değerli tatlı üreticileri arkadaşlarımın en azından bir kere olsun, zeytinyağıyla bir tatlı yapıp müşteriye sunmalarını rica ediyorum. Sonucundan hepiniz memnun olacağını biliyorum” dedi.

Konuşmanın ardından iftar yemeğinde bir araya gelen BAKTAD üyelerine tat-maları için sadeyağ ve zeytinyağı ile ya-pılan baklava ikram edilerek görüşleri alındı.

19

GIRISVEDERNEK 19 9/23/13 8:34 PM

Page 22: TATLI HAYAT ISSUE 34

BAKTAD HABERLER

Baklava ve tatlı imalatçı-larının temel gir-

dilerinden olan Antep Fıstığı fiyatların-da uzun süredir süren dalgalanma sektö-rün en önemli aktörü BAKTAD tarafından Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yet-kililerine ulaştırıldı. 2010 yılında da böy-le bir sıkıntı yaşayan sektörde, denetim mekanizmaları işletilerek sorun çözüme k a v u ş t u r u l -muştu. Fakat, bu sene ya-şayan sıkıntı-ların hala de-vam etmesi BAKTAD yet-kililerini daha kapsamlı bir çözüm bulun-ması yönünde harekete ge-çirdi. BAKTAD Genel Başkanı Mehmet Yıldırım’ın başkanlığın-da İzmir, Adana, Ankara, Bursa bölgesin-den BAKTAD üyeleri ve sektör temsilcile-ri, Ankara’ya giderek Gıda Tarım ve Hay-vancılık Bakanlığı yetkilileri ile bir ara-ya geldi. Gıda Tarım ve Hayvancılık Ba-kan Yardımcısı Kutbettin Arzu ve Müs-teşar Yardımcısı Dr. Nihat Pakdil’e soru-nu ve çözüm önerilerini aktaran BAKTAD Heyeti, sundukları raporda “Günlük orta-lama 500 ton baklava satışının gerçek-leştiği ülkemizde, yaptığımız araştırma-lar neticesinde, baklava satışlarının yük-sek oranda arttığı Ramazan ayında, bak-lava satışlarında diğer Ramazan aylarına göre %25-30 oranında düşüş olduğu gö-rülmüştür. Bu düşüş günümüzde de de-vam etmektedir. Tüm bunlarla birlikte sektörümüz, baklavanın en önemli ham-maddesi olmasının yanında, maliyet açı-sından da yüksek değeri olan Antep Fıs-

tığında ki rekor fiyat artışları ile daha çok sıkıntı çekmektedir. Geçtiğimiz yıl ortala-ma 30-35 TL’den alınan iç Antep fıstığı fi-yatı bugün itibari ile 73TL’yi geçmektedir” dediler. BAKTAD Heyeti, bir sene boyunca ithalatın serbest bırakılmasını talep ede-rek, aynı zamanda ithalattaki fonun da kaldırılması gerektiğini bakanlık yetkilile-rine aktardılar.

Antep fıstığında son günlerde iç piyasa fiyatlarındaki aşırı ve spekülatüf artışın baklava üreticileri kadar, çikolata, helva ve dondurma vb. tüm diğer gıda sektör-lerini de etkilediğini ifade eden BAKTAD Heyeti, “Bu fiyat artışları ayrıca tüm ku-ruyemiş piyasasında spekülatif artışların-da yaşanmasına neden olmaktadır. Örne-ğin; Ocak ayında 35 TL’ye alınan fıstık, bu-gün itibariyle 73 TL’yi geçmiş durumda-dır. Yeni beklenti 80 TL ve üzeri olması-dır ve maalesef mevcut piyasada fiya-tı belirleyen arz-talep dengesi değil yal-nızca stokçulardır. Sektör olarak biz, ya-şanan bu fiyat artışları sonucunda tüketi-cileri kalitesiz, sağlıksız ürünlere yönlen-dirmemek adına maliyetlerimizin arttı-ğı oranda ve yeterli derecede ürünlerimi-ze zam yapamıyoruz. Antep fıstığında bu oranlarda fiyat artışını gerektirecek hiç-bir faktörün mevcut olmamasına karşın,

ithalat yasağını fırsat bilerek, stoklarında hâlâ geçen senenin ürünleri bulunması-na rağmen stok yapmaya devam eden ve suni fiyat artışına neden olan spekülatör-ler sadece bizlere değil ülke ekonomisi-ne zarar vermektedirler. Fıstık fiyatlarının artışı sebebiyle zorunlu olarak zam yap-ma yolunu seçtiği için satışları düşen üre-ticiler, emek yoğun çalışılan bu sektörde;

öncelikli ola-rak personel çıkartmayı,son çare olarak ise, iş yerlerini kapatmaya ka-dar birçok ted-bir düşünmek-tedirler” ifade-lerini kullandı-lar. Bakanlık yet-kilileri Kutbet-

tin Arzu ve Nihat Pakdil, sorunun çözümü noktasında anın-da tedbir alacaklarını belirterek, “Kısa ve uzun vadeli çözümlerimizi önerilerini-zi de dikkate alarak acil şekilde devreye sokacağız. Antep Fıstığı üzerinden spe-külasyon yapan ve rant devşirmeye kal-kışanları deşifre ederek sektörün rahat-lamasını sağlayacağız. Yaşanan bu sıkın-tıların kaynağına inerek, köklü çözümler üretilmesi noktasında da daha aktif ça-lışmalar gerçekleştireceğiz. Türkiye’nin milli tatlısı olan baklavanın üretilmesi ve baklavayı üreten sektör temsilcilerimizin daha rahat bir şekilde çalışması, sektö-rün huzur içinde olması bizim en önem-li görevlerimiz arasındadır. ” açıklaması-nı yaptılar. Bakanlık yetkilileri spekülas-yonun önlenmesi için sıkı bir şekilde spe-külatörlerin üzerine gidileceğini belirte-rek, “Gaziantep’te sıkı bir şekilde deneti-me başlanacak” dediler.

BAKTAD ÜYELERİ GIDA BAKANLIĞI’NA ÇIKTIAntep fıstığı problemine Gıda Bakanlığı el koydu.

Baklava ve tatlı imalatçılarının temel girdilerinden olan Antep Fıstığı fiyatlarında yaşanan aşırı ve spekülatif artış, BAKTAD üyeleri tarafından Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yetkililerine aktardı. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Kutbettin Arzu ve Müsteşar Yardımcısı Dr. Nihat Pakdil’e sorunu aktaran Gaziantep, İzmir, Adana, Bursa, Ankara bölgesinden BAKTAD üyeleri, ithalatın serbest bırakılmasını ve ithalat fonunun kaldırılmasını talep etti. Bakanlık yetkilileri ise spekülatörlerin denetleneceğini, Gaziantep’te sıkı bir denetime başlanacağını belirttiler.

20

GIRISVEDERNEK 20 9/23/13 8:34 PM

Page 23: TATLI HAYAT ISSUE 34

GIRISVEDERNEK 21 9/23/13 8:34 PM

Page 24: TATLI HAYAT ISSUE 34

22

AKTÜEL

Kendinizi kısaca tanıtır mısınız?Ben Fehmi Anar. 1978 doğumluyum. Evliyim ve 1 çocuk babasıyım. 16 yıl-dır ticaret ve dış pazarlama ile uğraşı-yorum. Ortağım İhsan Arslan. 1978 do-ğumlu, evli ve 2 çocuk babasıdır. Mat-baa ve iç idari yöneticisidir.

Şirketinizin kuruluş ve gelişim sü-reci hakkında bilgi verir misiniz?Biz iki ortak olarak 2002 tarihinde Genç Kutu ambalaj unvanını sektöre tanıştır-dık. Topkapı 1. Matbaacılar Sitesinde fa-aliyete başladık. Makine parkurumuzu büyüterek gerek iç piyasada gerekse dış piyasada müşteriye hızlı, kaliteli ve eko-nomik hizmet vermekteyiz. İlkemiz her zaman müşterimizle iyi di-yalog halinde bir aile ortamı oluştur-mak olmuştur. Sektörde hızlı yer tut-maya çalıştık ve inancımızı kaybetme-den devam ettik. Belki de ortağımla aynı yaşta ve heyecanda olmamızdan gelen süreçtir.

Ürün ve müşteri portföyünüz hak-kında bilgi alabilir miyiz?Kuruluşumuzdan bu güne kadar baya

yol kat ettiğimize inanıyoruz. Türkiye’nin her noktasına satışlarımız ve müşterile-rimiz mevcuttur. Ürünlerimizi her za-man müşteri müzakeresi sürecinde ve isteği doğrultusunda yapmaktayız. Ge-niş müşteri portföyüne sahibiz.

Fiyat politikanız hakkında neler söyleyebilirsiniz?Politikamız her zaman ekonomik ve ka-liteli hizmet sunmaktır. Bu doğrultuda kaliteli ürünü uygun fiyatla müşterimiz-le sunuyoruz.

Ürünlerin dağıtımını sağlamak için nasıl bir çalışma yürütüyorsunuz? Ürünlerimizin dağıtımında yakın bölge-lerde kendi servis araçlarınız ile uzak olan bölgelerde ise kargo firmalarını kullanmaktayız.

Pazarda güven ve kalitenin adre-si olmak için yaptığınız çalışmaları anlatır mısınız?Öncelikle müşteri ile kendimiz bire bir her zaman sıcak ilişkiler içinde buluna-rak yakın uzak demeden kişiye hizmet verebilmektir. Bu da bizi güvenli ve is-

tikrarlı bir firma haline getirdi. Yapmak istediğimizin en iyisini yapmaya çalıştık. Hem kaliteli ham malzeme kullanarak hem de müşteriye kendimizi daha iyi ta-nıtmak bizim için gurur verici oldu.

Müşteri memnuniyeti yeni başka müş-terilere referans oldu tavsiye edildik.

Müşterileriniz neden sizi tercih et-meliler?Her sektörde olduğu gibi bizde kaliteli ekonomik istikrarlı hizmet vermekteyiz. Her zaman müşteriye güven, zamanın-da teslimat. Bunlar sanırım yeterli. Önümüzdeki dönem hedefleriniz nelerdir?Aslında çok büyük hedeflerimiz olma-dı. Tek yapmak istediğimiz Pazar payın-da ve sektörde yer edinebilmek ki bunu da başardık.

Müşteriye sürekli yenilikler sunabil-mek. Kapasitemizi daha çok arttırmak. Türkiye’nin her bir köşesi iyi hizmet al-maya hakkı vardır ve bizde bunu sağla-maktayız.

AKTUEL 2 9/23/13 8:55 PM

Page 25: TATLI HAYAT ISSUE 34

AKTUEL 3 9/23/13 8:55 PM

Page 26: TATLI HAYAT ISSUE 34

AKTÜEL

Şekersiz ama şeker tadında: HURMATAT

HURMA SUYU: Hurma suyu (Sıvı hurma) ta-mamen hurmadan üretilmiş olup hiçbir katkı mad-desi içermemektedir. Hurma suyu çayda, kahve-de, sütte, sütlü tatlılarda, şerbetli tatlılarda şeke-rin ve şerbetin kullandığı bütün alanlarda şeker ye-rine doğal tatlandırıcı olarak kullanılmaktadır. Bil-hassa süt ile içildiğinde muhteşem bir lezzet ve enerji verir. Hurma suyun da hurma aroması alı-narak tamamen şeker yerine ikame olması amaç-lanmıştır. Hurma suyu bisküvi ve şekerleme sektö-rün de kullanılır. Bilhassa diyet bisküvilerde sakarin veya aspartam yerine doğal tatlandırıcı olarak hur-ma suyu kullanılmaktadır. Bisküvinin ömrünü uzatır ve lezzet verir. Meyve suyu sektöründe şeker ve gli-koz şurubu yerine Yüzde % 100 meyve suyu ürün-lerde yine doğal tatlandırıcı olarak kullanılmaktadır. Örneğin elma ve üzüm suyu konsantrelerinin yeri-ne hurma suyu konsantresi kullanılmaktadır. Ay-rıca hurma suyu tatlı olduğun dan ilave tatlandırı-cıya da gerek yok.80 Brix hurma suyu Otel, Motel, Restaurant ve seçkin kahvaltı salonların da bala al-ternatif olarak açık büfe kahvaltılık tezgahların da yerini almıştır. Ürünlerimizin tamamı kaynatılma-dan özel bir teknoloji ile üretilmektedir. Glisemik in-deksi şekere göre daha düşük olup sakkaroz içer-memektedir. Yine Türkiye’de ve Dünyada ilk olarak ürettiğimiz Türk lokumların da şeker yerine hurma suyu kullanılarak çok faklı lezzette daha doğal ye-mesi kolay, hafif, dişe yapışmayan lokumlar üreti-yoruz. Sakkaroz ‘’O’’dır.

HURMA PEKMEZİ (HURMA ÖZÜ): Tama-men hurmadan üretilmiş olup içinde hiç-

bir katkı maddesi bulunmamaktadır. Sabah kahvaltısında bilinen pekmez gibi tüketil-mektedir. Ramazan ayında sahurda suya ve yoğurda karıştırılarak tüketildiğinde tok ve zinde tutar. Pekmezimiz Cevizli sucuk yapı-mında ve bisküvi sektörün de Keklerin içi-ne sos olarak kullanılmaktadır. Ayrıca hur-ma pekmezi kek ve pastalarda şeker yeri-ne kullanılmaktadır. Yine kahvaltı tezgahla-rın da pekmezimiz yer almaktadır. Katkısız olduğundan su ile karıştırılarak şerbet veya meyve suyu gibi soğuk içecek olarak ta tü-ketilebilir. Gerek hurma ve gerekse üzüm pekmezlerimiz katkısız olup meyvenin ko-kusu ve aromasını muhafaza etmektedir. Hurma suyu ve hurma pekmezi tok tutma özelliğinden dolayı diyet ürünü olarak tüke-tilmektedir. Sabah 1 bardak süte 1 tatlı ka-şığı hurma suyu karıştırıp içildiğinde başka-ca bir kahvaltıya gerek yok. Böylece gün bo-yunca tok ve zinde tutacak az yemenize se-bep olacak ve kilo vermenize yardımcı ola-caktır.

HURMA HAMURU(HURMA EZMESİ): Hurma hamuru hur-manın çekirdeği ve kabuğu alınmış etli kıs-mından özel bir teknoloji ile üretilmiştir ve pastörize edilmiştir. Hurma hamuru kurabi-ye çeşitlerinde dolgu malzemesi olarak kullanıl-maktadır ayrıca baklavada, dondurmada ve pas-ta çeşitlerin de kullanılmaktadır. Hurma ezmesi farklı kıvamlarda( Brix ‘lerde ) üretilmekte olup

bilhassa spesial kurabiyelerde elma ve incir pü-resi yerine kullanılmaktadır. Hurmanın tok tut-ma özelliğin den dolayı diyet tatlı, pasta ve ku-rabiye üretimin de hurma ezmeleri kullanılmak-tadır. Hurma hamuru kullanılan ürünlerde ilave şeker kullanılmaz. Dolayısıyla beyaz şeker kulla-nılmadan hurma ile daha sağlıklı, daha vitamin-li ve minerallerce zengin olan ürünler üretilebi-lir. Ayrıca Hurma ezmeleri ekmek arasına veya ekmek hamuru ile karıştırılarak çok muhteşem lezzette ekmek çeşitleri üretilebilir.

Türk usulü gözlemelerde peynir veya ıspanak yerine hurma marmelatı kullanılabilir. Yine hur-ma hamuru Cezeryede direkt olarak kullanıl-maktadır. İçerisine çeşidine göre fındık, fıstık v.b kuruyemişler karıştırılarak ve ilave şeker kat-madan üretilir. Çikolata sektöründe dolgu mal-zemesi olarak kullanılır. Nuga türü ürünlerde di-rekt hurma ezmesi üzerine çikolata veya çikola-tada karamel yerine kullanılabilir. Torbacık çiko-latalarda 67 brix hurma marmelatımız çikolata-nın içine direkt basılarak dolgu malzemesi ola-rak kullanılmaktadır. Bisküvi sektöründe dolgu malzemesi olarak içi dolgulu bisküvilerin ve bar türü çikolataların içinde kullanılmaktadır. Ürü-nümüz aynı zamanda lokumla da enfes bir iki-li oluşturur. Sultan lokumlarında lokumun içi-ne sarılarak, diğer lokum çeşitlerin de ise, loku-mun içinde nişasta ile beraber beyaz şeker ila-ve edilmeden hurma suyu kullanarak çok lezzet-li lokumlar üretiyoruz. Bütün ürünlerimizin en-düstriyel ambalajları mevcuttur.

24

Hurmatat küreselleşen dünyada ortaya çıkan ürün ihtiyaçlarını en uygun pazar çözümleri ile piyasaya sunmayı ilke edinmiştir. Bu sebeple konusunda uzmanlaşmış ekibi ile gerekli ürün yeterlilik ve pazar analizleri yapılarak müşterilerine hizmet vermektedir. Şekerin kullanıldığı bütün alanlarda kullanılan Hurmatat ürünlerini kısaca sizlere aktaracağız.

AKTUEL 4 9/24/13 8:16 PM

Page 27: TATLI HAYAT ISSUE 34

AKTUEL 5 9/23/13 8:55 PM

Page 28: TATLI HAYAT ISSUE 34

AKTÜEL

26

TÜRKİYE’NİN BAKLAVA ZAFERİ!AB Komisyonu, Gaziantep Sana-yi Odası’nın “Antep baklavasının” tesci-li dört yıl önce yaptığı başvuruyu kabul etti. AB Bakanı Bağış, Gaziantep baklava-sının AB’de tescili konusunda çok önem-li bir eşik aşıldığını kaydederek, “Gazian-tep istiklalimiz için gösterdiği kahramanlı-ğı, bugün de istikbal mücadelemizde gös-teriyor” dedi.

Gaziantep Sanayi Odası, baklavanın “An-tep baklavası” olarak tescili için ilk baş-vuruyu 10 Temmuz 2009’da yapmıştı. AB Komisyonu’nun tescil ile ilgili incelemesi dört yıl sürdü. Ve sonunda “olumlu” görüş verdi. Ve “Antep Baklavasına” ilişkin res-mi başvuru belgesi, 8 Ağustos 2013 tarihli ve C 229/43 sayılı AB Resmi Gazetesi’nde yayınlandı.

3 Ay Boyunca İtiraz Olmazsa...AB’nin ilgili tüzüğüne göre başvurunun AB Resmi Gazetesi’nde yayınlanmasının ardından 3 ay içerisinde üçüncü ülkelerin resmi kurumları, ya da üçüncü ülkelerde yerleşik bulunan gerçek ya da tüzel kişi-ler itirazda bulunabiliyorlar. Herhangi bir itiraz durumunda Komisyon tarafları isti-

şarelerde bulunmak üzere davet ediyor ve tescil süresi uzayabiliyor. Bu üç ay içinde Türkiye’nin resmi başvurusuna herhangi bir itiraz gelmemesi halinde Antep Bakla-vası resmen AB tarafından tescil edilmiş olacak.

Bakan Bağış: Önemli Bir Eşiği AştıkAvrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış da Hürriyet’e yaptığı açık-lamada, Gaziantep Sanayi Odası’nın baş-vurusundan sonra sürecini çok yakın-dan takip edildiğini ve tescil yönünde çok önemli bir eşiğin aşıldığını söyledi.

“Fatma Bacı Antep İçin Şans...”Açıklamasında, kabinenin Gaziantep-li üyesi Aile ve Sosyal Politikalar Baka-nı Fatma Şahin’e de atıfta bulunan Bakan Bağış, şöyle konuştu; “Gaziantep’in Fatma Bacısı, şehrin bu noktalara gelmesi adına gerçekten de Antep ve Antep halkı için bü-yük bir şans. Türk toplumunun temel dire-ği olan aile kurumunu güçlendirmek için önemli projelere imza atan Fatma Bacı, büyük Gaziantep ailesinin güçlenmesi için de büyük bir mücadele veriyor.”Antep Baklavasının sadece Gaziantep’in

değil Türkiye’nin bir zenginliği olduğunu hatırlatan Bağış, “İnşallah 3 ay içerisinde başka ülkelerden herhangi bir itiraz olma-dığı takdirde Antep Baklavamız resmen tescillenmiş olacak ve baklava Avrupa sofralarında “Antep Baklavası” olarak ye-rini almaya devam edecek” dedi.

“Mısır Unundan Baklava, İncir Ağa-cından Oklava Olmaz…”AB’de yaşanan ekonomik krize de deği-nen Bağış, şöyle konuştu; “Ben Avrupa’nın krizlerle boğuşmaktan tadının kalmadı-ğı bir dönemde onlara Gaziantep’in fıs-tıklı baklavasını zaten her zaman öneri-yorum. Türkiye üye olduğunda AB pas-tasının dilimlerinin küçüleceğini zanne-denlere de Antep Baklavasının dilimlerin-den, o dilimlerin lezzetinden feyz almala-rını tavsiye ediyoruz. Mısır unundan bakla-va, incir ağacından oklava olmaz. O yüz-den Türkiye’nin üyeliğini türlü oyunlar-la engelleyebileceğini zannedenler bey-hude bir çaba içindedir. Türkiye AB’ye yük olmaya değil, AB’den yük almaya ge-liyor. Biz pastayı da büyüteceğiz, bakla-vayı da Avrupa’nın mutfağına armağan edeceğiz.”(Hürriyet)

AKTUEL 6 9/23/13 8:55 PM

Page 29: TATLI HAYAT ISSUE 34

AKTUEL 7 9/24/13 8:17 PM

Page 30: TATLI HAYAT ISSUE 34

AKTÜEL

KÜNEFE YAPMAKARTIK 6 DAKİKA

KURABİYE YAPMAK HİÇ BU KADAR KOLAY OLMAMIŞTI

Mersin’den gelen kadayıf teli, Şanlıurfa’dan gelen tereya-ğı, Hatay’dan gelen peynir ile tadıyla tüm dünyada Türk ge-leneksel mutfağımızın temsilcisi olan künefe artık evimiz-de. Tatlıses Gıda’ya özel hammaddelerle geleneksel lezzet-ler zahmetsizce soframıza geliyor. Sizin yapmanız gereken tek şey şerbetini ekleyerek sunuma hazırlamak. 2011 yılın-dan itibaren dondurulmuş gıda sektöründeki faaliyetleriyle adından söz ettiren Tatlıses Gıda dondurulmuş lahmacun ve içli köftenin yanında dondurulmuş künefe ile de müşteri-lerine yenilikler sunmaya devam ediyor. Doğu Akdeniz’in en özel tatlarından olan künefe, Tatlıses Gıda kalitesi ve gü-vencesiyle evlerinizde 6 dakikada hazırlayabileceğiniz bir nefis bir lezzete dönüşüyor. Gıda mühendisleri denetiminde üretilen ve hiçbir koruyucu madde içermeyen Tatlıses Gıda ürünleri, sağlığının yanı sıra pratikliği ile de müşterilerinin beğenisini kazanıyor. Tatlıses’in ürettiği dondurulmuş gıda-ların gözdesi künefe sadece 6 dakikada sofralarımızdaki ye-rini alıyor. Eşsiz lezzetiyle vazgeçilmeyen künefeye market-lerden ve Tatlıses şubelerinden kolayca ulaşabilirsiniz.

Puratos’un üç yeni toz miksi ile birbirinden lezzetli kurabiyele-ri kısa sürede yapmak mümkün. Mısırlı, sebzeli ve tahıllı kurabi-ye miksleri uzun raf ömrü ve kolay kullanımıyla ustaların terci-hi olacak. Ekmek, pasta ve çikolata alanında ürettiği ürünleriyle hem lezzeti, hem de sağlığı elden bırakmayan Puratos, üç yeni kurabiye miksi ile kullanımı kolay ve lezzetli kurabiyeler yap-maya olanak tanıyor. 10 kg’lık Kraft torbalarda bulunan miks-ler uzun raf ömrü ve mükemmel lezzetiyle dikkat çekiyor. Mısır-lı, sebzeli ve tahıllı kurabiye mikslerin içerisinde margarin, şe-ker, tuz ve yumurta yer alıyor. Miksler 4 -5 dakika yoğrulduktan sonra, istenilen şekle getirilerek 180 derecede sadece 18 daki-ka pişiriliyor ve birbirinden lezzetli kurabiyeler kısa sürede ha-zırlanmış oluyor.

TORKU SÜT SEKTÖRÜNEİDDİALI BİR GİRİŞ YAPTISüt ve süt ürünlerini üretmek için Avrupa’nın en büyük lezzet üssünü kuran Konya Şeker, bu ürün grubunun ilk ürünü Torku Süt için reklam filmi çekti. Etkileyici ve güçlü ses tonu ile Kenan Işık’ın seslen-dirdiği reklam filminin yönetmenliğini ise aynı zamanda senarist ve yapımcı olan usta yönetmen Mustafa Altıoklar yaptı. Publicis Yorum reklam ajansının hazırla-dığı ve geçmişi hatırlatan Türk sanat mü-ziği “Duydum ki unutmuşsun”un enstrü-mantal versiyonunun kullanıldığı reklam filmde kadın oyuncu Torku Süt’ü içtikten sonra çocukluk hatıralarını anımsıyor. Ta-

mamlandığında tek kampüste dünyanın en büyük Et-Süt Entegre Tesisi unvanına sahip olacak Gıda Kompleksinin Süt Fab-rikasında üretime başlayan Konya Şeker, Torku Süt reklam filminde “Çünkü bazen hatıralar akılda değil damakta kalır” söy-lemiyle tüketicilerin hatıralarındaki lezet-te ürünler sunduğu ve Türkiye’yi özüne götüreceği mesajını vurguluyor. Tohum-dan tüketicinin sofrasına kadar her aşa-mada bizzat üretimin içinde var olduğu güvenilir gıda zincirine sahip olan Konya Şeker, hammadde tedarik sürecine yük-sek önem veriyor.

28

AKTUEL 8 9/24/13 8:19 PM

Page 31: TATLI HAYAT ISSUE 34

AKTUEL 9 9/24/13 8:19 PM

Page 32: TATLI HAYAT ISSUE 34

AKTÜEL

BEREKET KUTUŞirketinizin kuruluş ve gelişim süreci hakkında bilgi alabilir miyiz?Firmamız sektörde 40’ıncı senesini bitir-miştir. Atölyeciler ile başlayan serüveni-miz deneyimlerimiz ve profesyonel çalış-ma ekibimiz ile artık kurumlaşma adımla-rı atan bir şirket haline geldi. Fakat önü-müzde daha çok yol olduğuna inanıyo-ruz ve her geçen gün yeni tecrübe ile yeni bilgi birikimi kazanıyoruz. 40 yıllık tecrü-be ile 21. yüzyıl teknolojisi bir araya geti-rip profesyonel bir hizmet anlayışı getir-meye çalışıyoruz. Bereket kutu her geçen gün marka olma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir.

Ürün portföyünüz ve fiyat politikanız-dan bahseder misiniz?Müşterilerimize sağladığımız ürün yelpa-zemiz çok geniş. Hemen hemen her sek-töre hitap edecek makine parkurumuz bil-gi birikimimiz ve tecrübemiz var. Fiyat po-litikamız ise kaliteden asla taviz verme-den müşterilerimize en kaliteli ürünü za-manında en uygun fiyata vermektir.

Sizce müşteriler neden firmanızı ter-cih etmeliler?Geniş ürün yelpazemiz, kaliteden asla ta-viz vermememiz, teslim tarihlerine sadık kalmamız tercih edilme sebeplerimizden bazıları olarak sıralayabiliriz. Tatbiki en önemlisi Bereket Kutu artık sektöründe bir markadır.

Faaliyet gösterdiğiniz sektörün so-runları nelerdir? Bu sorunların gide-rilmesi için neler yapılmalıdır?Sektörümüzün en büyük sorunu ham madde teminidir. Takdir edersiniz ki kâğıt ana maddemizdir. Ülkemizde kâğıt üre-timi durma noktasına gelmiştir. Dolayısı ile bir kaç firmanın ithal ettiği ham mad-de sektörde fiyat rekabetini kendi istekleri doğrultusunda hareket etmektedirler. Bu da matbaacılık sektöründe fiyat politika-sın da olumsuz sonuç vermektedir. Bizler-de rekabet şansımızı azaltmaktadır.

Ürünlerin dağıtımını sağlamak için nasıl bir çalışma yürütüyorsunuz?

Hızla büyütmeye çalıştığımız kendi da-ğıtım ağımızı kullanmaktayız. Fakat Türkiye’nin her bölgesinden müşterileri-miz olduğundan profesyonel firmalardan lojistik destek almaktayız.

Pazarda güven ve kalite adresi olmak için yaptığınız çalışmayı anlatır mısınız?Öncelikle kaliteden asla taviz vermiyoruz. Kaliteli ham maddeyi günümüz teknolojisi ile birleştirerek en kaliteli işçilikle mamul üretmeye çalışıyoruz. Kalite standartla-rı konusunda ülkemizde bu konudaki pro-fesyonel firmalardan destek ve denetim anlamında yardım almaktayız.

Önümüzdeki dönem hedefleriniz ne-lerdir?Gelişen Türkiye’miz de bu gelişime ayak uyduran bir firma olarak yurt dışında daha fazla müşteriye ulaşıp ihracatımızı arttır-mak istiyoruz. Hiç durmadan makina ya-tırımlarına devam edip her geçen gün ka-litemizi daha yukarılara çıkarmayı hedef-liyoruz.

30

AKTUEL 10 9/24/13 8:19 PM

Page 33: TATLI HAYAT ISSUE 34

AKTUEL 11 9/23/13 8:55 PM

Page 34: TATLI HAYAT ISSUE 34

32

AKTÜEL

SUNAR GRUP TÜRKİYE’NİNİHRACAT DEVLERİ LİSTESİNDE

ALFA, SOSYAL MEDYADA USTALARI BİR ARAYA GETİRİYOR

Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin her yıl düzen-lediği İlk 1000 İhracatçı Araştırması’nın 2012 yılı sonuçları açıklandı. Araştırma sonuçlarına göre ihracat liderlerini sıralayan TİM 1000 lis-tesine 2012’de de giren Sunar Pazarlama 384. sırada yer alırken, Elita Gıda 826. sıradan liste-ye ilk kez girerek yükselen başarı grafiğini tes-cillemiş oldu. Türkiye İhracatçılar Meclisi, 2002 yılından bu yana her yıl Türkiye’nin ihracat per-formansı açısından ilk 500 ve ikinci 500 firma-sını kamuoyuna açıklıyor. Listeye giren firmala-rın sektör ve ülke bazlı ihracatı, sermaye dağı-lımları, iç satış, kârlılık, insan kaynağı, yatırım, pazarlama ve kapasite kullanımı detaylarıy-la inceleniyor. İhracat performans araştırma-sı yapılarak elde edilen veriler yoluyla, Türki-ye kamuoyu ihracatın bütünü ve ihracat perfor-mansları hakkında bilgi sahibi oluyor, yurtiçinde ve yurtdışında ihracatı ve ihracatçı ön plana çı-karılıyor. Titiz bir çalışmanın sonucunda listeye bu yıl ilk kez giren Elita Gıda, aralarında Pana-ma ve Yeni Zelanda’nın da olduğu 73 ülkeye ih-racat gerçekleştiriyor.

Pastacılık ve ev dışı tüketim sektörleri-nin gelişimine her türlü katkıyı sağlama-yı amaçlayan Alfa Pastacılık Yağları, diji-tal dünyadaki çalışmalarına da hız kesme-den devam ediyor. “Alfa Pastacı” Facebo-ok sayfası, her geçen gün yenilenen fark-lı içerikleri ve ustaların beğenisini toplayan benzersiz tarifleriyle kısa sürede sektörü-nün sosyal medyadaki öncüsü haline gel-di. Alfa Pastacı Facebook ve Twitter sayfa-larında, Alfa’dan haberler, lezzet dünyası-

na ilişkin yenilikler ve püf noktalarının yanı sıra, Alfa ile zenginleşen muhteşem tarif-ler de yer alıyor. Hem ustalara hem de iş-letme sahiplerine, müşterilerine yepyeni lezzetler sunmaları ve farklılaşmaları için sunduğu önerileriyle Alfa Pastacı, büyük beğeni topluyor.Alfa’ya ait resmi Facebook ve Twitter say-falarına ek olarak, Alfa’nın hünerli elleri Beyaz Usta, Kemal Usta ve Tuna Usta’nın paylaşımlarının yer aldığı, kendilerine ait

sayfalar da profesyoneller tarafından ol-dukça ilgi görüyor. Alfa Ustaları, deneyim-lerini, püf noktalarını ve meslektaşlarıy-la bir araya geldikleri etkinliklere ait renk-li kareleri bu sayfalardan paylaşıyorlar. Ay-rıca Mahmut Usta ve Murat Usta da sek-töre dair tecrübelerini paylaşmaya başla-yacakları yepyeni sayfalarını hayata geçir-diler. Alfa Pastacılık Yağları, önümüzdeki günlerde yepyeni bir sürprizle daha usta-ların karşısında olacak...

AKTUEL 12 9/23/13 8:55 PM

Page 35: TATLI HAYAT ISSUE 34

AKTUEL 13 9/23/13 8:55 PM

Page 36: TATLI HAYAT ISSUE 34

AKTÜEL

GAZİANTEPLİKÖŞKEROĞLU

KARAKÖY GÜLLÜOĞLU TÜRKİYE’NİN TANITIM OFİSİ GİBİ ÇALIŞIYOR

1946 yılında baba Hacı Mehmet Ali Kaya tarafından Ga-ziantep de kurulan firma, Gaziantep de kurulduğu gün-den bu yana kaliteden ödün vermeden Altın Tel Baklava ve Kadayıfları olarak üretimini sürdürmektedir. 1986 yılın-da İstanbul’da ilk şubesini açmış ve Altın Tel ismi Köşke-roğlu olarak değişmiştir. Köşkeroğlu ismi, firma sahipleri-nin dedelerinin ayakkabı ustası olması ve onun ismini ya-şatmak istemeleri ile ortaya çıkmıştır. İstanbul’da şu anda Karaköy Merkez, Karaköy Şube, Merter Şube ve Topçular Şube olarak hizmet vermektedir. İstanbul’da yönetim Sü-leyman, Ömer ve Cengiz kardeşler arasında paylaşılmıştır. Bütün malzemelerini Gaziantep’teki merkezimizden sağ-layan firma, başarısının sırrını üstün kalite, malzeme seçi-mindeki titizlik, temiz işçilik ve yılların verdiği tecrübe ola-rak özetliyor.

Müşteri portföyünde Amerikalı senatörlerden kraliyet men-suplarına kadar pek çok ismin yer aldığı Karaköy Güllüoğlu, Türkiye’nin kültür elçisi gibi çalışıyor. Bugüne kadar dünya ge-nelinde 40 farklı ülkeden televizyon programı yapımcısını ma-ğazasında konuk eden Nadir Güllü, devletin milyonlarca do-lar vererek yapamayacağı Türkiye tanıtımını tek başına ger-çekleştiriyor. Karaköy Güllüoğlu mağazasının son konukları ise Endonezya’nın ünlü televizyon kanalı Trans 7 oldu. Yaklaşık 1 saat süren program çekimlerinde Türk baklavasının yapılışı ve incelikleri hakkında bilgiler veren Nadir Güllü, baklavanın Türk kültüründeki önemine de değindi.

HACI HASANOĞULLARI GÖRÜCÜYE ÇIKTIBursa’nın en önemli markası Hacı Ha-sanoğulları 12-15 Eylül 2013 tarihlerin-de CNR fuar merkezinde “11.Bayim Olur musun? Franchising ve Markalı Bayilik Fuar”ına katıldı.Mediaforce fuarcılık organizasyonu ve UFRAD işbirliğiyle düzenlenen, yakla-şık üç yüze yakın markanın girişimciler-le buluştuğu fuarda duygularını paylaşan Hacı Hasanoğulları Baklava Yönetim Ku-rulu Başkanı Yüksel Aktaş, bayi kavramı-nı, sofrasını paylaştığı aile fertleri olarak gördüklerini söyledi. 2013 hedefleri ara-sına yurtdışı ihracatındaki son on yıl başa-rısını tüm Türkiye’ye yaymayı hedefledik-lerinin altını çizen Aktaş, böylesine ulus-lararası fuarda Bursa’yı temsil etmekten dolayı mutlu olduklarını söyledi.

34

AKTUEL 14 9/23/13 9:11 PM

Page 37: TATLI HAYAT ISSUE 34

AKTUEL 15 9/24/13 8:20 PM

Page 38: TATLI HAYAT ISSUE 34

AKTÜEL

ÖZTÜRK TATLICILIK

TATSAM TATLICILIK

Gaziantepli Öztürk ailesi tarafından 1985’te kurulan Öz-türk Baklava, lezzet yolcuğuna bugün Öztürk Tatlıcılık ola-rak devam etmektedir. Türk mutfağının geleneksel tatları-nı en lezzetli şekilde hazırlayarak, bizlerle buluşturan Öz-türk Tatlıcılık, kalitesi ve hizmetiyle adını tatlı sektörüne al-tın harflerle yazdırıyor… 600 metrekarelik Üretim Tesisle-rinde, malzemelerini ustaların ellerinden, tüm tatlı çeşitleri mükemmel lezzetlere dönüştürmektedir. Geniş bir dağıtım ağına sahip olan firmamız, ismini ve lezzetini Türkiye’nin her yerine yaymak için çalışmaktadır.

Geleneksel Türk mutfağının eşsiz lezzetlerini, başta Türk top-lumu ve dünya ülkeleri olmak üzere tüm tüketicilere tattırmak amacıyla 1978 yılında sektöre merhaba diyen Tatsam Tatlıcı-lık, koşulsuz müşteri memnuniyeti odaklı titiz çalışmaları ne-ticesinde, geride kalan zaman diliminde unlu mamuller üreti-minde sektörün önemli temsilcilerinden birisi olmanın haklı gu-rurunu yaşamaktadır. 5 bin 500 metrekare kapalı alana sahip modern ve yüksek teknolojiyle donatılmış üretim tesislerinde, ISO 9001 ve ISO 22000 uluslararası kalite standartlarında, unlu mamuller, hazır şuruplu tatlılar, sütlü tatlılar ve dondurulmuş unlu mamuller üretimini gerçekleştirmektedir. 2010 yılının baş-larında Romanya Bükreş’de açmış olduğu Avrupa deposundan, başta Romanya olmak üzere tüm Avrupa Ülkelerine Türk mut-fağının eşsiz lezzetleri taşınmaktadır.

Müşteri odaklı yaklaşım, ödünsüz kalite, eşsiz lezzet, güveni-lir hijyen anlayışı ile üretilen ürünler, NEVZAT ve TATSELİ mar-kasıyla üretim yapılmaktadır ve Yüksek kalite standartlarından taviz vermeden kontrolümüz altında olan sektörün önde gelen firmalarının da gerek kendi markamızla ürettirdiğimiz gerekse kendi markaları ile ürettikleri ürünleri tüm ulusal ve yerel zincir marketlerde ve catering işletmeleri aracılığıyla tüketicilerimizin damak zevkine sunulmaktadır...

TATLICI KÖSE SINIRLARI AŞIYOR…Türkiye’de ilk kez köşesi olmayan bakla-vayla tüketicilerin karşısına çıkan Tatlıcı KÖSE’nin ürünleri bugün beğeniyle tüke-tiliyor. Özellikle “KÖSE Özel” ürünüyle da-makları fetheden baklavaları, dolaylı yolla da olsa artık yurt dışına kadar ulaşıyor.

KÖSE, bugün Çukurova’nın bilinen en iyi baklava markası. Neredeyse yarım asırlık geçmişi var. Türkiye’nin en iyi 10 tatlı mar-kası arasında gösterilen KÖSE bundan 48 yıl önce sektöre adım atmış. Deneyimli us-talarla baklava üretimine başlayan KÖSE,

yıllardır büyük bir ustalıkla ve eşsiz lezze-tiyle baklava üreten ve her geçen gün adı-nı Adana’dan başlayarak diğer illere de ta-şıyan, prestijli bir marka olma yolunda iler-liyor. Klasik baklavadan farklı olan “KÖSE Özel Baklava”, tüm Türkiye’ye yayılma yo-lunda hızlı adımlarla ilerlemekte. Sektö-rü takip eden, gelişmeleri izleyen, tüketici-nin algısını iyi şekilde gözlemleyen KÖSE, en çok farklılık yaratmaya özen göstermiş. Halen de faaliyetlerini bu özelliği doğrultu-sunda sürdüren firmanın en önemli bulu-şu köşeleri olmayan baklavayı tüketicileri-

ne sunmak olmuş. Gelen müşterilerin ken-dilerinden baklava alırken kenar kısmı ter-cih etmediklerini görmeleri kenarsız bakla-vayı yapmalarını sağlamış.

Bu, bir yandan firmanın maliyetlerini azalt-mış, diğer taraftan da daha lezzetli bir tat-lı ortaya çıkarmış. Köşesi olmayan baklava kare şeklinde. Tek atımlık yani bir lokmada tüketiliyor. “Ülkemizi Tatlandırıyoruz” slo-ganıyla faaliyetlerini sürdüren Tatlıcı KÖSE, koyduğu büyük hedeflere ulaşma yolunda hızla ilerlemeye devam ediyor…

36

AKTUEL 16 9/23/13 8:55 PM

Page 39: TATLI HAYAT ISSUE 34

AKTUEL 17 9/23/13 8:55 PM

Page 40: TATLI HAYAT ISSUE 34

AKTÜEL

38

PAKMAYA PASTACILIK ÜRÜNLERİNDE DE TERCİH SEBEBİ

Dünyanın gelişmiş ülkelerinde olduğu gibi, Türkiye’de de ekmek üretiminin vaz-geçilmez unsurlarından biri olan ekmek mayasında dünyanın ilk 3 üreticisinden biri olan Pakmaya,piyasaya sunduğu pro-fesyonel pastacılık ürünleri ilepasta usta-larının ilgisini çekiyor. Kurulduğu günden bu yana istikrarlı bir şekilde büyüyen Pak-maya, aynı kararlılığını profesyonel pasta-cılık ürünlerinde de sürdürüyor.

ÜRÜNLER DIKKAT ÇEKIYORFaaliyet gösterdiği her alanda kaliteyi ön planda tutan Pakmaya’nın2013 yılı başın-da piyasaya sunduğu profesyonel pastacı-lık ürün portföyünü 5 ayda yüzde 50 ge-nişlettiğini belirten Pakmaya Pastacılık Ürünleri Satış ve Pazarlama Müdürü Eyüp

Doruk, “Özellikle sıvı şantide büyük beğe-ni topladık. Bunun yanı sıra seri üretim ya-pan işletmelerdesürdürülebilirkalite ve karlılık nedeni ile pandispanya miksiter-cih edilen ürünlerden biri oldu” dedi. Eyüp Doruk, Pakmaya’nın ayrıca ‘Pişirme Yar-dımcı Malzemeleri’ ürün grubunda hamur kabartma tozu, şekerli vanilin, toz kakao, pudra şekeri, mısır unu, pirinç unu, buğ-day ve mısır nişastası ürünleri ile üretici-lerin karşısına çıktıklarını bildirdi.

Yeni ürünler 3 ayda birpazara sunuluyorMayada yakaladıkları başarı ve tecrübe-nin yeni ürün gruplarına taşındığına dikkat çeken Eyüp Doruk, “Her 3 aylık periyot-larda yeni ürünlerimizi piyasaya sunmak

üzere Ar-Ge departmanımız yoğun bir fa-aliyet içerisinde. Ürünlerimizden maka-ron miksi, elmalı ve havuçlu kek miksle-ri, kek-jel ve poğaça yapımında kullanılan eka-maksimum ürünlerimizin ustalarımı-zın takdir ve beğenisini kazanacağına ina-nıyoruz’’ dedi. Eyüp Doruk, ayrıca Pakmaya’nın endüst-riyel 3 kilogram ambalajda 5 çeşit pudin-gi de portföyüne kattığını belirterek, “Şe-kerli ve şekersiz sıvı şantilerimizle, çiko-lata, jöle, toz şanti ve toz krema çeşitle-rimizin yanı sıra pastacılık ürün geliştirici-leri ve pişirme yardımcısı ürünlerimizle ev dışı tüketim (EDT) müşterilerimizin de ih-tiyaçlarına cevap vermeye başladık. 2014 başında da yeni ve farklı ürünlerle portfö-yümüzü büyüteceğiz,” dedi.

Dünyanın en büyük 3 maya üreticisinden biri olan Pakmaya, profesyonel pastacılık ürünleriyle de adından söz ettirmeye başladı. Sıvı ve toz şantilerin yanı sıra pandispanya, muffin ve browni gibi hazır kek miks toz pastacılık ürünleri pasta ustalarının beğenisini kazandı.

AKTUEL 18 9/24/13 8:22 PM

Page 41: TATLI HAYAT ISSUE 34

AKTUEL 19 9/24/13 8:22 PM

Page 42: TATLI HAYAT ISSUE 34

ÜYE SOHBET

“İlk baklava tepsisinin şerbetle buluşması ile başlayan lezzet yolculuğunda, her zaman en iyisini tüketiciye sunabilme hassasiyetiyle faaliyetlerini sürdüren firmamız, bu günkü konumu itibarı ile sektörün en önemli markalarından birisidir. Kaliteden ve hijyenden taviz vermeden, genel insan sağlığı sorumluluğu ve koşulsuz müşteri memnuniyeti prensibini marka olmanın vazgeçilmez gerekliliği olarak kabul ederek üretim yapıyoruz” diyen firma sahibi Mustafa Eren sorularımızı yanıtladı.

HACI ERENLER BAKLAVA

Kendinizi kısaca tanıtır mısınız?Giresun Eynesil’liyim. Rızkımızı gurbet ellerde aramak için yola çıkıp bir süre yurtdışında kaldıktan sonra İstanbul’a gelerek ticaret hayatına atıldım. Bir kaç farklı alanda çalıştıktan sonra, lokan-ta işletmeciliği yaptım. Bir süre lokan-ta işlettikten sonra arkadaşımın yönlen-dirmesiyle baklavacılığa adım attım ve o gün bu gündür işimi severek yapmaya devam ediyorum.

Firmanızın kuruluş ve gelişim süreci hakkında bilgi verir misiniz?Gıda sektörüne yönelik üretim ve pazar-

lama faaliyetleri gerçekleştirmek ama-cıyla 1990 yılında temelleri atılan Hacı Erenler, 2000 yılında baklava ve diğer tatlı çeşitlerini imal etmeye başlamıştır. İlk baklava tepsisinin şerbetle buluşma-sı ile başlayan lezzet yolculuğunda, her zaman en iyisini tüketiciye sunabilme hassasiyetiyle faaliyetlerini sürdüren Hacı Erenler, bu günkü konumu itibarı ile sektörün en önemli markalarından birisidir. Bin 300 metrekare kapalı alana sahip üretim tesislerinde günde 7 ton üretim kapasitesiyle faaliyetlerini sür-düren Hacı Erenler, Türkiye’nin en pres-tijli marketleri başta olmak üzere, ulu-

sal basının saygın kuruluşlarına da bak-lava ve diğer tatlı çeşitleri tedarik et-mektedir. Baklavanın, yüzyıllardır süre-gelen haklı şöhretini perçinleyici strate-jisiyle başarılı yatırımlarına devam eden Hacı Erenler, genel insan sağlığı sorum-luluğu ve koşulsuz müşteri memnuni-yeti prensibini marka olmanın vazgeçil-mez gerekliliği olarak kabul etmekte-dir. Uluslararası standartlara haiz; ISO, HACCP ve TSE Hizmet yeterlilik belge-leri ile birlikte, Tarım Gıda ve Hayvan-cılık Bakanlığından gerekli üretim izin belgesi bulunduran Hacı Erenler, genel hijyen kurallarının uygulandığı modem

40

UYESOHBET 2 9/23/13 8:59 PM

Page 43: TATLI HAYAT ISSUE 34

üretim tesislerinde, gıda mühendisle-ri denetiminde uzman ekibiyle üretimi-ni gerçekleştirmektedir. Çağın şartları-na göre oluşturduğu yönetim kadrosu ve kurumsal yapısıyla sektöre hizmet veren Hacı Erenler, emin adımlara yolu-na devam etmektedir.

Üretim aşaması hakkında bilgi verir misiniz?İyi bir ürün için önce kaliteli hammadde gere-kir. Bizler işe ürünümüze uygun kaliteli ham-maddeleri tedarik etmekle başlarız. Depolarda belirli sıcaklıklarda muhafaza edilen hammad-deler iş akışına göre, depo sorumluları gözeti-minde getirilir üretime. Un, yumurta, su ve di-ğer hammaddeler karıştırılır ve hamur makine ile belirli incelikte açılır, sonra ustalar alır okla-vayı eline ve mermer tezgahlarda konuşturur-lar hünerlerini. Açılan hamurun arasına fıstık, ceviz ya da fındık konulur ve kaymakla döşenir. Üstüne yufka serilir, sonra çeşidine göre dilim-lenir ve sade Urfa yağı ile buluşur, fırında nar gibi kızarır. Sıcak şerbetle buluşunca hasret ni-hayet bulur. Baklavalarımız süslenir deneyimli servis elemanlarımızla, uygun şartlarda hijyen prosedürlerine uygun olarak sevk edilir.Üretimde geleneksel metotların kullanıyoruz. Ustalarımız burada temiz bir ortamda çalışı-yorlar. Lezzetli baklavalar çok zorlu aşama-lardan geçerek sofralara ulaşılıyor. İyi bir bak-lavanın ilk koşulu hammaddedir, sonra ortam, ustalık, havadaki nem oranıdır. Biz baklavala-rımızda Antep unudur. Bu un buğdayın özün-den yapılmış çok sert bir undur. Hamuru çok

sert oluyor. Hamurun çok sert olmasının geti-risi ise baklavanın kıtır kıtır olmasıdır. Aşama olarak, hamurumuz yoğrulduktan sonra din-lendirilir. Sonra açma odasında ustalarımız çok titizlikle o hamuru incecik açarlar. Açılan ha-murun arkasından bir gazete sayfası kolaylıkla okunabilir. Açılan hamura çok az nişasta verilir fazlası hamuru yufka kıvamında muşamba ha-line dönüştürür. O açılan hamur ne yağını şer-betini çeker ne de kabarır. Baklava çok hassas-tır, fırından çıkan ürün şerbetini yedikten son-ra en az iki saat dinlendirilmelidir. O baklavanın şerbetini iyice çekmesi ve oturması lazım. Bu esnada da baklavayı fırından çıkardıktan sonra fırına en kısa mesafede dinlendirmek gerekir. Daha uzak yerlerde dinlendirmeye çalışırsanız nemsiz ortamda baklava şişer kabuğu bozulur.

Baklava üretiminde daha doğrusu iyi baklava üretimde en çok nelere dik-kat edilmesi gerekir?Üretim tesislerinde, üretim aşamasın-da ve kullanılan hammaddeler bakımın-dan kaliteye çok dikkat ediyoruz. Temel prensibimiz üretimde kalite ve hijyen-dir. Baklava üretiminde en iyisini yap-mak için çaba harcıyoruz. Tatlı deyince biz tatlıcı değiliz, baklavacıyız. Suya şe-ker atarsan o da tatlı olur. Onun için biz buraya kaliteli baklava üretimi yapmak ve halkımıza en lezzetli baklavaları tat-tırmak için geldik. Baklava sektöründe-ki farkımızı şöyle açıklamak isterim, ka-lite baklavada çok önemlidir. Kalite dı-şında da hijyenik üretim de çok önem-

lidir. Biz burada bütün hijyen kurallarını uyguluyoruz. Bizim baklavalarımızı yi-yen vatandaşlarımızın sağlığı için bunu görev edindik. Kapımız da herkese açık, gelsinler imalatımızı görsünler kendile-ri karar versinler. Temizlik konusunda çok iddialıyız, temel prensibimiz, baş-langıç amacımız bu diyebilirim. Üretim aşamasında hammaddenin ka-liteli olması çok önemlidir. Müşterileri-mizden bu zamana kadar olumsuz bir geri dönüş olmadı. İnsanların oluşmuş bir damak tadı var. Baklava bizim kültü-rümüzde var, ta Osmanlı tarihi kayıtla-rında yazar, Fatih Sultan’ın baklava yap-tırdığı, hatta Evliya Çelebi Bitlis’e gitti-ğinde oradaki aşhanede baklava yedi-ğini yazar. Ama Karadeniz kültüründe baklava ne kadar var derseniz çok ol-madığını söyleyebilirim. Biz burada ha-zırladığımız lezzetli baklavalarla bunu yaygınlaştıracağız. Güzel baklava yapa-rak güzel baklava yedirerek işimizi en iyi şekilde yapmaya devam edeceğiz.

Baklavacılık mesleği hakkında neler söylemek istersiniz?Baklavacılık emek ve özen isteyen bir meslektir. Özveri ister, önce işini seve-ceksin ancak böylelikle güzel işler orta-ya çıkar. Benim ustalarım da sağ olsun-lar işlerini severek yapıyorlar. Tabi de-diğim gibi bunun notunu halkımız vere-cek. Bura gelip tesisimizi gezdikten son-ra baklavamızı yiyip gerekirse diyecek

41

UYESOHBET 3 9/23/13 8:59 PM

Page 44: TATLI HAYAT ISSUE 34

ÜYE SOHBET

ki, ‘Sizin şu konuda eksiklikleriniz var’. Bizler eleştiriye açığız, halkımız eğer bizde eksik bir şeyler görürse bizler en kısa zamanda bunu gidermek için eli-mizden geleni yaparız. Biz Antep Bakla-vaları dışında yöresel ürünlerde de iddi-alıyız. Laz Böreğinde, baklavalarda, bur-ma tatlılarda, börek çeşitlerinde de id-dialıyız. En iyisini yapmaya çalışıyoruz, yapıyoruz da yapmaya da devam ede-ceğiz.

Fiyat politikanız hakkında neler söy-lersiniz?Fiyatımızla kalitemizi karşılaştırdığınız zaman, ürünlerimizi uygun fiyata müş-terilerimize veriyoruz. Kullandığımız malzemenin kalitesinden ödün vermi-yoruz ama piyasada bizim fiyatımızın al-tında ürün verildiği için bizde onlarla re-kabet etmek için kazancımızı minimum seviyede tutuyoruz. Onlarla rekabet edemediğimiz zaman kaliteli ürün üret-memiz bazı müşteriler için cazip olmak-tan çıkıyor.

Hammadde fiyatlarındaki artış, özel-likle son zamanlarda Antep fıstığında yaşanan aşırı artışın size yansımasını nasıl değerlendiriyorsunuz?Hammadde maliyetleri artarken bizim ürün fiyatlarımız maalesef aynı ölçü-de artmıyor, artıramıyoruz. Artırama-mamızın en büyük sebebi de piyasada bizim altımızda fiyatla ürün veren çok firma olmasıdır. Ayrıca eskiden sade-ce merdiven altı üretimle rekabet eder-ken şimdi birde en beteri yer altı üretim-le rekabet etmek zorunda kalıyoruz. Bu

nedenle hammadde maliyetleri artar-ken bizim fiyatlarımız aynı ölçüde art-mıyor.

Kaliteli bir ürün ortaya koymak için neler yapılmalıdır?Kaliteli bir baklava üretmek herkes için oldukça kolaydır. Kullanılan malzeme-lere dikkat ederek bunu başarırsınız. Ama üretimde kalite kadar önemli olan bir diğer konu da hijyendir. Hijyenik or-tamda yapılmayan bir ürün ne kadar kaliteli olursa olsun, sağlığa zarar veri-yorsa kalite de havada kalacaktır. Mey-ve, sebze alırsınız yıkayıp, soyup afiyetle yerseniz. Ama baklavada bu böyle değil yıkayıp soyamazsınız. Direk olarak yer-siniz. Bu nedenle en az kalite kadar hij-yen de büyük önem taşımaktadır.

Sizce iyi bir baklava yemek için kilog-ramına kaç lira ücret vermeliyiz?Ben bu konuda hep şunu söylerim. Bak-lava ekmek gibi her gün yenilen bir yiye-cek değil. ‘4 dilim yiyeceğine, 2 dilim ye ama kaliteli baklava ye’. Kaliteli ve hij-yenik şartlarda üretilen bir baklavanın kilogramının 30 TL civarında olması ge-rekir. Piyasada görüyoruz 10 TL’ye bak-lava satılıyor. Baklavanın bu fiyata mal edilmesi imkansız. Ancak baklava üre-timinde belirli bir standarttın olmama-sı, üreticilerin kafalarına göre üretim yapmaları, kullanılan malzemelerin de-ğişkenlik göstermesi fiyat dalgalanma-larına neden oluyor. Bunu daha iyi an-latmak için bir örnek vermek gerekir-se: ‘Bu gün bir otomobil almak isteseniz 25 bin TL’ye de 120 bin TL’ye de otomo-

bil bulabilirsiniz.’ Baklavada da aynı şe-kilde kullanılan malzemenin kalitesine göre fiyatlar değişkenlik gösterebilir. Bu nedenle baklava üretiminde belirli stan-dartlar oluşturulmalıdır.

Baklavacılık mesleğinin geleceğiyle ilgili düşünceleriniz nelerdir?Mesleğimizin en büyük sorunu bence nitelikli eleman ihtiyacının bir türlü gi-derilememesidir. Bugün 12 yıllık zorun-lu eğitimle birlikte 18-19 yaşında oku-lunu bitiren bir genç zor geldiği için bu işleri yapmak istemiyor. Tamam eğitim çok önemli, çocuklarımızın eğitimli ol-ması önemli. Ama bu işleri yapacak bir güce de ihtiyacımız var. Bunu aşmanın en kolay yolu da yine eğitimden geçi-yor. Meslek liselerinde bu bölümler açı-larak, isteyen gençler buralarda eğitim alır ve nitelikli elaman yetişmesine kat-kı sunulur. Ayrıca belirli bir yaşa gelmiş gençleri yönlendirmek zor olacağı için mesleği öğretmekte güç olacaktır.

Önümüzdeki dönem hedefleriniz ne-lerdir?Hacı Erenler olarak İstanbul dışında Trabzon’da üretim tesisimiz bulunu-yor. Şu anda Trabzon’da hizmet veri-yoruz. Yakın zamanda Rize, Ordu, Gire-sun gibi illerde şubeler açmayı planlıyo-ruz. Bunun içinde hazırlıklarımızı ve alt yapımızı oluşturmaya başladık. Ayrıca İstanbul’da da birkaç şube açmayı plan-lıyoruz. Bunun için yer arayışlarımız sü-rüyor. Kaliteden ve hijyenden ödün ver-meden, emin adımlarla yolumuza de-vam ediyoruz.

42

UYESOHBET 4 9/23/13 8:59 PM

Page 45: TATLI HAYAT ISSUE 34

UYESOHBET 5 9/23/13 8:59 PM

Page 46: TATLI HAYAT ISSUE 34

ÜYE SOHBET

“1945 yılında kurulan firmamız, günümüz şartlarına uygun fakat geleneksel Türk Lokumu özelliklerini bozmadan sağlıklı ve tadı bağımlılık yapan lokumlar üretmeye devam etmektedir. 100 % Seker kullanarak yapılan ürünlerimizde, ömrünü uzatmak için katkı maddeleri ve kıvam arttırıcı maddeler kesinlikle kullanılmamaktadır” diyen Marmara Lokum yetkilisi Ahmet Güneri sorularımızı yanıtladı.

MARMARA LOKUM

Firmanızın kuruluş ve gelişim süreci hakkında bilgi verir misiniz?Firmamız 1945 senesinde Babam Ali Güneri tarafından Tarsus da kurulmuş-tur. Babam Ali Güneri, tatlı üretmeninin inceliklerini öğrenmek amacıyla 1930 senesinde geldiği İstanbul’da dönemi-nin en önemli ustaları ile çalışma fırsatı yakalamış ve 15 sene boyunca farklı sa-ray ustalarının yanında çalışarak bu ge-leneksel tatlının özel tariflerini, püf nok-talarını ve sırlarını öğrenmiştir. Ustalık seviyesine ulaştıktan sonra 1945 yılında memleketi Tarsus’a dönerek gelenek-sel yöntemleri ile üretim yaptığı imalat-

hanesini kurdu. Benimde çocukluğum lokum kazanları arasında geçti ve Ba-bam rahmetli olduktan sonrada mes-leğe devam ettim. 1986 yılında üreti-mi İstanbul’a taşıdım. Lokumu daha çok tanıtmak amacıyla İstanbul’da turistle-rin en uğrak mekanı olan 400 yıllık ta-rihi Mısır Çarşısında bir mağaza açtık. Bugün Marmara Lokum günümüz şart-larına uygun fakat geleneksel Türk lo-kumu özelliklerini bozmadan sağlıklı ve tadı bağımlılık yapan lokumlar üretme-ye devam etmektedir. Kalite ve lezzet konusunda çok iddialı olan firmamız bü-tün üretim belgeleri ve ISO 22000 ISO

9001 gibi yönetim sistemi belgelerine sahiptir. 100 % Seker kullanarak yapı-lan ürünlerimizde, ömrünü uzatmak için katkı maddeleri ve kıvam arttırıcı mad-deler kesinlikle kullanılmamaktadır.

Bayram denilince akla ilk gelen lo-kum oluyor. Lokumun tarihçesi ne-dir?Tabi bizde rivayetlere göre biliyoruz ki: Türk Lokumu ilk olarak 18. yüzyılda Os-manlı Sarayının Hareminden çıkmış-tır. Bir efsaneye göre Osmanlı İmpara-torluğunun 27. Sultanı olan 1. Abdülha-mit, zamanın en usta tatlıcılarına hare-

44

UYESOHBET 6 9/24/13 8:25 PM

Page 47: TATLI HAYAT ISSUE 34

mindeki dört eşini ve yüzlerce cariyesi-ni memnun etmesine yardımcı olacak bir tatlı yapmalarını emreder ve bugün Türk lokumu olarak bildiğimiz tatlı do-ğar. Kıvamı, görüntüsü ve tadıyla saray çevresi ve devlet erkanı tarafından be-ğenilerek seçkinleşen lokum, tüm Os-manlı İmparatorluğu sınırlarına yayı-larak, geleneksel bir Türk tatlısı haline gelir. Önceden sadece bal pekmez ve unla yapılan lokum, zamanla rafine şe-kerin ve nişastanın ülkemize girmesi ile yapımı ve lezzeti de değişmiştir. Fark-lı çeşitleri ve dayanılmaz lezzetiyle lo-kum, bu dönemde İmparatorluğu ziya-ret eden Avrupalı devlet adamlarının ve tüccarların favori tatlısı olur ve böylece lokumun dünya çapında yolculuğu baş-lar. Napolyon, Churchill ve Picasso lo-kum tutkunu ünlülerden bazılarıdır.

Lokum nasıl yapılır, Türk lokumunu farklı kılan nedir?Otantik kimliği ve farklı damak tatlarına hitap eden çeşitleri ile lokum geniş bir coğrafyada bayramların, aile ziyaretle-rinin ve özel kutlamaların vazgeçilmez bir geleneği olmuştur. Günümüzde on-larca alternatifinin çıkmasına rağmen lokumun hala en çok tercih edilen tat-lı olmasının nedeni, onun saray köken-li seçkin bir tatlı olmasının yanında, bi-linen tatlılardan tamamen farklı lezze-ti ve dayanılmaz görüntüsüdür. Ayrıca sade kahvenin en güzel partneri lokum-dur.

Lokum, aslında üç basit maddeden ya-pılır; su, şeker ve nişasta. Ancak sade-ce gerçek ustalar kendilerine dedelerin-den aktarılan bu gizli formül ile su, şe-ker ve nişastayı böyle eşsiz tatlıya çe-virebilirler. Klasik kıvamını, lezzetini ya-kalamak için bunda kullanılan baharat-ları, farklı aromaları ve teknoloji sevme-yen geleneksel pişirme ve dinlendirme tekniklerini bilmenin yanında büyük bir sabır ve yetenek gereklidir. Gerçek bir ustanın elinden çıkan lokumun tadı asla unutulmaz. Aroma ve kuruyemişlerle çeşitlendirebilen 70’e yakın lokum çe-şidi vardır.

Lokum, en iyi neyin yanında tüketilir, farklı kullanım alanları var mı? Örne-ğin, bisküvi arası kıstırma çocuklu-ğumuzun vazgeçilmez tadıydı. Biskü-vi arası kıstırma yapılan lokumlardan kaldı mı?Lokum en iyi kahvenin yanında tüketilir. Kahvenin yanında Damla sakızlı ve gül-lü lokum yemeyi mutlaka alışkanlık ha-line getiriniz. Aslında son yıllarda misa-firliğe giderken ve gelen misafirlerimi-ze ikram edilenler arasında lokumdan daha çok çikolata ve seker sunuluyor. Lokumun sayısız faydalarını düşündü-ğümüz zaman bunu lokuma yönlendir-menin daha faydalı olacağını düşünüyo-rum. Lokum içinde diğer şekerlemele-re oranla daha az mikrop barındırır. Ay-rıca insan sağlığına ispatlanmış birçok faydası bulunmaktadır. Üre, Ürik asit ve

kreatinin gibi toksin maddelerin vücut-tan atılması, kalp-damar hastalıklarına karşı koruması, sinir sistemini düzenle-yici etkilerinin bulunması ve daha birçok faydaları bulunmaktadır. Üzülerek söy-lüyorum ki, Avrupalılar Türklere göre lokumun faydalarını daha iyi biliyorlar ve çok da seviyorlar. Kıstırma lokumlar Anadolu’da az da olsa hala vardır. Özel-likle benim memleketim Adana buna en iyi örnektir.

Lokumun raf ömrü nedir?5 ay ile 6 ay arası. Tabi saklama koşul-ları çok önemli. Kesinlikle buzdolabına koyulmaz Güneş ışığından sakınmalı-dır. Serin ve kuru yerde oda sıcaklığında saklanmalıdır. Özellikle damlasakızlı lo-kum 2 ay saklandıktan sonra tadı daha iyi olur.

Lokum alırken tüketiciler nelere dik-kat etmelidir?Lokum da ömrünü uzatıcı katkı mad-deleri olmamalı, Şeker şurubu ile ya-pılmamalı. Bunlar nasıl anlaşılır: %100 şekerden yapılan lokum yenirken genzi yakmaz. Ağızda acılık bırakmaz ve diş-lere yapışmaz. Ayrıca Lokumu elinizle sıkıp bıraktığınızda çok çabuk eski for-muna dönmelidir.

Yaptığınız ürünleri kimlere pazarlı-yorsunuz. Müşterileriniz kimler?Ürettiğimiz lokumları öncelikle Mısır çarşısında 26 numarada bulunan Mar-

45

UYESOHBET 7 9/23/13 8:59 PM

Page 48: TATLI HAYAT ISSUE 34

ÜYE SOHBET

46

mara Lokum Urfa Pazarı adıyla bilinen şubemizde satıyoruz. Bunun dışında her-kesin tanıyabileceği ve marka olmuş pastanelerde, kafelerde ürünlerimizi bu-labilirsiniz. Fiyat politikanız hakkında neler söy-leyebilirsiniz? Evet fiyat konusu şu anda sektörün en büyük sorunu dolayısı ile bizimde en bü-yük sorunumuz haline geldi. Son zaman-larda Antep fıstığına gelen zamlar aynı zamanda ceviz fındık vb kuruyemişlere de gelen zamları lokum fiyatlarına yan-sıtmakta biraz zorluk çekiyoruz. Organik lokum yaptığımız için zaten piyasanın bi-raz üzerinde olan fiyatlarımızı müşterile-re anlatmak daha da zoru nihai tüketici-ye anlatmak imkansız hale geldi. Tüke-ticinin bilmesi gereken en önemli konu bir ürün çok ucuzsa mutlaka kullanılan malzeme yapay, katkı maddeli ve kalite-siz malzemelerden oluşuyordur. Bizim halkımız lokuma hala çok ucuz olması gereken bir ürün gözüyle bakıyor. Çiko-lata ile kıyaslıyor. Elimizden geldiği ka-

dar anlatıp yaptığımız lokumla da bunu ispatlamaya çalışıyoruz.

Bu gün, güzel ve kaliteli bir lokum yemek için kilosuna ne kadar para ayırmalıyız. Bu konuda düşünceleri-nizi öğrenebilir miyiz?En ucuz lokum sade ve aromalı çeşitler 10-12 TL arasındadır. Fıstıklı gruplar, fıs-tık oranı ve çeşidine göre 20-45 TL ara-sındadır. Bu fiyatlar nihai tüketici fiyatla-rıdır. Bizim piyasa ya verdiğimiz fiyatlar tabiî ki bunların altındadır.

Görüyoruz bazı yerlerde çok ucu-za lokum satılıyor. Bu lokumda ne kullanılıyor ki bu kadar ucuza mal oluyor?Seker yerine glikoz şurubu, lokumun daha dayanıklı olması için ve az sürede pişip, fazla kilo vermesi için katkı mad-deleri, eski ve raf ömrü bitmiş kuruye-mişlerin kullanılması maliyeti düşürü-yor. Ancak bu yola başvuranlar direk olarak insan sağlığıyla oynamış oluyor-lar. Merdiven altı üretimler, o kadar çok

var ki saymakla bitiremeyiz. Örneğin An-tep fıstığında, fındıkta, ceviz de o kadar tehlikeli durumlar olabilir ki ucuz olsun diye sonu zehirlenmeye kadar varabilir.

Sizce müşteriler neden sizi tercih et-melidirler?Birebir lokum katkısız ve sağlıklı lokum yemek isterlerse ve damak tadına düş-künlerse mutlaka bizi tercih etmeliler. Bu kadar iddialıyız. Lokumdan anlama-yan lokuma değer vermeyen 40 yılda bir lokum yiyen müşterilere de lokumu öğ-retmek istiyoruz. Onlar da mutlaka bize gelsin lokuma bakış açılarını değiştire-lim.

Marmara Lokum olarak önümüzdeki dönem hedefleriniz nelerdir?Hedeflerimiz büyük tabiî ki.10 bin met-rekare kapalı alanda tesisimizi kurup tüm dünyaya lokum yedirmek istiyo-ruz. Bununla ilgili yer alımı yapıldı pro-jeler hazırlandı. İnşallah bir sene son-ra adımızı bütün dünyaya duyurmaya başlayacağız.

UYESOHBET 8 9/23/13 8:59 PM

Page 49: TATLI HAYAT ISSUE 34

UYESOHBET 9 9/23/13 8:59 PM

Page 50: TATLI HAYAT ISSUE 34

Öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz? Tu-ran Bozkan kimdir?Van’ın Erciş ilçesinde mütevazi bir ailenin ferdi olarak 1968 yılında dünyaya gelmişim. İlkokulu bitirdikten sonra 1988 yılına kadar Erciş’te pey-nir ve tereyağı imalathanelerinde çalıştım. İlk iş deneyimimde yağ eritme işlemi yapmakla birlik-te, sektörümüzün gerekliliği olan bütün incelik-leri öğrenmeye gayret ettim. 1988 yılında asker-lik görevimi yapmak üzere kısa bir ara verdim. 1990 yılında askerlik görevimi bitirdikten sonra tekrar aynı sektörde devam kararı aldım.

Sonrasında kendi ticari serüveniniz baş-ladı…Uzunca zamandır kendi işimi yapmak istiyor-dum. Ve bir kaç teneke yağ ile al-sat tarzı tica-rete başlamış oldum. Dikkat, titizlik, kalite ve güven esaslarına riayet ederek yaptığımız ticari yatırımlar bir kaç yıl içerisinde meyvesini verdi. Bursa ve İstanbul başta olmak üzere Türkiye’nin

birçok kentinde ürünlerimizin kullanılma-sını sağladık. Kurumsal anlamda, 2011 yılının ilk aylarında şirketleşmemizi ta-mamladık ve profesyonel bir yapıyla tüm Türkiye’ye hizmet vermeye odaklandık.

Bozkan Sade Yağları sektörde tercih edi-len en önemli markalardan biri haline gel-di. Kısacası tereyağınızla baklavaya can verdiniz bunun püf noktası nedir?Yağ üretimi hassasiyet ve özen ister. Biz de, 350 m2 kapalı alanda son teknolojiyle donatılan ma-kinalarla ve el değmeden üretim ve ambalajla-ma işlemini yapmaktayız. Bütün üretim safhala-rında gıda mühendisimizin hakimiyeti ve mutlak müşteri memnuniyeti sorumluluğu bulunmak-tadır. 2007 yılı itibarıyla üretim bandımızı 12 aya yayarak çalışmaya başladık. Bizim hedef büyüt-memize paralel sektörün önemli bir eksiğini de gidermiş olduk. Kaliteli bir tereyağı elde etmek için yayık/tuluk aleti kullanılır. Yayığın belirli bir

standartla sağladığı ritmik hareketler sayesinde yağ daneleri birbirleriyle birleşirler. Mukaveme-tini artırmak ve farklı bir tat kazandırmak için tuz oranını % 2 seviyesinde tutmak gerekir.Ürün kalitesi de üretimle başlar. Öncelikle iyi hammadde yani süt temin edilir. Tereyağı üret-me süreci zorlu bir yolculuk demektir. Organik ve kaliteli ürün isteniyorsa zorluk derecesi ar-tacak demektir. Bu doğrultuda, baklavalık yağ, pastacılık için yağ, yemeklik yağ, krema, peynir gibi ürün çeşitleriyle hizmet vermekteyiz.

Sizin için başarının altın kuralları neler-dir? Ve şu anki başarınızı nelere borçlu-sunuz?İlk günden bugüne değin değişmeyen en önemli şiarımız; dürüstlük ve işimize saygı oldu.

Tüm gıda sektöründe olduğu gibi tereyağı sektö-ründe de hijyen, kalite, nitelikli hammadde, gü-venli üretim vazgeçilmezdir. İşte bu sebepler,

FİRMA

BOZKAN SADE YAĞTürkiye’nin en “tatlı” lezzeti olan baklavanın olmazsa olmaz harcı yağdır. Baklava ve pastacılık sektörü başta olmak üzere gıda üretim sürecinin en önemli hammaddesi olan ‘sadeyağ’ın lezzet serüvenini öğrenelim. Sektörün en önemli markalarından biri konumuna gelen Bozkan Süt Ürünleri Yönetim Kurulu Başkanı Turan Bozkan ile lezzetin doğuşunu ve yaşatılmasını konuştuk.

“Baklavaya lezzet katan adam.”

48

FIRMA 2 9/23/13 9:00 PM

Page 51: TATLI HAYAT ISSUE 34

sektörün hangi markayı ve ne için tercih etme-si gerektiğini açıklamaya yetiyor.

Hiç keşke dediğiniz anlar oldu mu? Mesela “başka bir meslek yapsaydım” gibi.Aksine, mesleğimi severek icra ediyorum. En bü-yük sevincim ise, insanların sağlıklı beslenmesi-ne katkı sağlıyor olmam.

Kendinize özel prensipleriniz var mıdır?Her bir alıcının beklentisine farklı çözümler üret-me hassasiyetinde olmamız, istikrarlı ürün teda-riği ve kalite standartlarını tesis etmemiz, sürdü-rülebilir ürün işleme teknolojisine sahip olma-mız en önemli unsurlar olarak sıralanabilir. An-cak, ‘güven’ sözcüğü tüm anlatılanların en üst noktasında yer almaktadır.

İşinizle ilgili korkularınız var mıdır?Korkudan ziyade, ticari hayat “sırat köprüsü” riskleriyle doludur. Bu da, bizleri devamlı dikkat-li olmaya yöneltiyor.

Önünüze çıkan engelleri nasıl aştınız? Bir anınızı bizimle paylaşır mısınız?Engellerle dolu bir ekonomide bu soruya veri-lecek en güzel cevap öğrenme azmi ve sabır-dır. Evet, bugüne değin çok sayıda engelle yüz-leştim. Ancak, öğrenme azmi, daha iyisini yapa-

bilme arayışı ve sabırla bu engellerin üstesinden geldim.

Kalite politikanızı konuşalım. Koşulsuz müşteri memnuniyetinin gereği olarak teknik destek ve alt yapıya önem veriyor musunuz?Kuruluş felsefemize riayet ederek, en iyi ürünü en ekonomik şartlarda sektörün hizmetine sun-ma gayreti içerisindeyiz. Klasik bir söz oldu bel-ki, ancak ben yine de kullamak istiyorum. Kendi tüketebileceğimiz ürünü sektörümüzün hizmeti-ne sunmaktayız.

Nihayetinde bizler de birer tüketiciyiz. Hem ken-di sağlığımız hem de toplum sağlığı açısından en iyi hammaddeyi en iyi şartlarda üreterek en iyi ürünü orta yere çıkardığınız zaman sürecin ya-rısını tamamlamış oluyorsunuz. Kalan yarısı da pazarlama birimine kalıyor. Ve bu iş sürekli aynı şekilde tekrar ettiği takdirde güven kendiliğinden oturmuş oluyor. Bu sizi ürün talebinde kalıcı hale getirmekle beraber, kalitenin adresi olma yolun-da özgüven kazanmanızı da sağlıyor.

Hedefiniz nelerdir? Yapmayı hedeflediği-niz yeni projeleriniz var mı?Bozkan Sade Yağlarını ülkemizde daha yaygın bir hale getirmek ilk hedeflerimiz arasında. En

azından her ilimize tattırmak ve vazgeçilmez bir tat olmanın çabası içindeyiz. Kalitemizden asla ödün vermeden maka olmanın yolunda ilerle-mekteyiz. Amacımız 4 Mevsim kesintisiz olarak Bozkan Sade Yağları’nı üretmek ve sektöre sun-maktır. Bunun beraberinde ise, yeni iş kolları ve yeni istihdam alanları oluşturarak ülke insanı-mıza karşı olan sorumluluğumuzu yerine getir-mektir.

Mesleğinizle ilgili ne söylemek istersiniz?Severek yapılan her iş güzeldir. Güzellik ise sizi başarıya götürür. Biz de mesleğimizi seviyoruz. Ancak, her gülün dikeni de olabileceği gerçe-ğinden yola çıkarak, mesleğimizi daha iyi yapa-cak engellerin ortadan kalkmasını arzuluyorum. Haksız rekabet, kontrolsüz üretim şartları, vergi yükü… İşte bu engeller ortadan kalkarsa her şey çok daha güzel olacaktır.

Baklavacılara yağ konusunda neler söy-lersiniz?Bozkan Sade Yağları markasıyla hizmet sundu-ğumuz ve hammadde tedarik ettiğimiz sektör temsilcileri çok iyi bilirler. En iyisini üretmek ve tüketiciye sunmak esastır. Bizler de bu hassasi-yetle baklava ve gıda üreticilerine hizmet götü-rüyoruz. Sektör temsilcilerinin “iyi” olanı ayırt et-mesini ve hakkını teslim etmesini bekleriz.

49

FIRMA 3 9/23/13 9:00 PM

Page 52: TATLI HAYAT ISSUE 34

Bugatti Veyron 16.4 ve 16.4 Grand Sport’un,

dünya otomotiv basınının önde gelen iki yayını BBC televizyonu Top Gear prog-ramı ve ABD’de yayımlanan Robb Re-port dergisi tarafından ‘’Son 10 yılın otomobili’’ olarak açıklandığı bildirildi. Konuya ilişkin açıklamaya göre, dünya otomotiv basınının en saygın yayınla-rı arasında yer alan İngiliz BBC televiz-yonu Top Gear programı Bugatti Veyron 16.4’ü, ünlü Amerikan lüks yaşam der-gisi Robb Report ise Bugatti Veyron 16.4 Grand Sport’u On Yılın Otomobili olarak ilan etti. Her iki yayın da Bugatti Veyron 16.4 ve Grand Sport’un tüm sınıflandır-malara meydan okuyarak, tarihteki yer-lerini ve itibarlı şöhretlerini tümüyle hak ettiklerini açıkladı.

Chevrolet’nin yeni spor otomobili Corvette Sting-ray, 2013 Frankfurt Otomobil Fuarı’nda

boy gösteriyor. ABD’de bu yaz satışa sunulan Corvette Stingray, yıl sonuna doğru Avrupa yollarıyla buluşacak.

Chevrolet Avrupa Başkanı ve İcra Direktörü Dr. Thomas Sedran, “Corvette, nesiller boyunca dünyanın her yerinden otomotiv merak-larının gözünde bir rüya-otomobil statüsüne sahip oldu. Yeni Sting-ray, safkan sürüş keyfi arayan sürücüler için benzersiz bir deneyim niteliğini taşıyor” dedi.

Standart olarak Z51 performans paketi ve yeni nesil manyetik sürüş kontrolü süspansiyonu ile donatılan Corvette Stingray, Avrupa pa-zarlarının ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde donatıldı.Corvette Stingray gücünü, 6.000 d/d’da 460 HP (343 kW) güç ve 4.600 d/d’da 630 Nm tork üreten yeni 6,2 litrelik LT1 kodlu V8 silin-dirli motorundan alıyor. 0-100 km/s hızlanmasını 4,2 saniyede ta-mamlayan Corvette Stingray, 1 g’lik viraj alma performansıyla dik-kat çekiyor.

OTOMOBİL

SON 10 YILIN EN IYI OTOMOBILI...

4,2 SANIYEDE 100 KM HIZA ULAŞIYOR

54

OTOMOBIL 2 9/23/13 9:02 PM

Page 53: TATLI HAYAT ISSUE 34

OTOMOBIL 3 9/23/13 9:02 PM

Page 54: TATLI HAYAT ISSUE 34

OTOMOBİL

52

Frankfurt’taki uluslararası otomobil fu-arında örtüsü henüz indirilen Porsche 918 Spyder, Almanya’nın ünlü Nürburg-ring pistinde tur rekoru kırdı.Seri üretim araç kategorisinde rekor denemesi yapan Porsche 918 Spyder, 20,5 kilometre uzunluğundaki Nürburg-ring Nordschleife pistini 6 dakika 57 sa-

niyede tamamladı. Bu alandaki rekor 2011’de 7 dakika 12 saniye ile Dodge Viper’a aitti.887 beygir gücünde, 4.6 litre V8 motora sahip olan Porsche 918 Spyder, 2.8 sa-niyede 96.5 km/s, 22 saniyede ise 300 km/s hıza ulaşıyor. Güç ünitesinde ayrı-ca üç elektrik motoru bulunan araç, 845

bin dolardan satışa sunulacak olsa da, milyon dolarlık alternatiflerine göre fi-yat açısından ucuz kalıyor.

Sahip olduğu hibrid teknolojisiyle 3.6 litre yakıtla 135-150 kilometre yapabi-len Porsche, ilave elektrik gücünün kul-lanımıyla hızını artırabiliyor.

PORSCHE 918 SPYDER REKOR KIRDI

OTOMOBIL 4 9/23/13 9:02 PM

Page 55: TATLI HAYAT ISSUE 34

OTOMOBIL 5 9/23/13 9:02 PM

Page 56: TATLI HAYAT ISSUE 34

OTOMOBİL

Ferrari’nin en güçlü V8 mo-deli olan 458 Specia-

le, 65. Uluslararası Frankfurt Otomobil Fuarı’nda tüm dünyaya tanıtıldı.Fer Mas açıklamasına göre, Türkiye’de Tofaş çatısı altında yer alan Fer Mas A.Ş. tarafından temsil edilen Ferrari’nin 458 Speciale modeli, aerodinamik özel-likleriyle tamamıyla yeni bir spor araç konseptini temsil ediyor. Ferrari 458 Speciale, 2.13 kg/hp’lik ağırlık/güç ora-nıyla, 0’dan 100 km/s hıza sadece 3.0 saniyede çıkarken, 0 - 200 km/s hızlan-masını da 9.1 saniyede gerçekleştiriyor.

Skoda, bu yıl Frankfurt Otomobil Fuarı’nda

iki dünya lansmanı birden gerçekleş-tiriyor. Avrupa’da popüler olan C sınıfı hatchback’lerin en yenisi olacak Sko-da Rapid Spaceback ve yenilenen, ilk kez iki farklı tasarımla ayrıştırılan Yeti.

Skoda, bu yenilikleriyle marka tarihin-deki en büyük model atılımını sürdü-rürken, sadece bu yıl 8 yeni veya ye-nilenen modeli piyasaya sunmuş ola-cak. Skoda, 2018 yılına kadar yıllık satış adedini 1.5 milyona yükseltme-yi hedefliyor.

YENI FERRARI GÖZ KAMAŞTIRDI

SKODA’DAN TARIHI YENILIK

54

OTOMOBIL 6 9/23/13 9:03 PM

Page 57: TATLI HAYAT ISSUE 34

OTOMOBIL 7 9/23/13 9:03 PM

Page 58: TATLI HAYAT ISSUE 34

TEKNOLOJİ

SMARTWATCH 2

FIFA 14 DEMO

Smartwatch 2, Android 4.0 ve üzerine sahip her-hangi bir telefonla bağlanabiliyor ve size birkaç

temel özellik sunuyor. Cihazın tasarımının hoş oldu-ğunu söylemek mümkün. Metal ve lastik olmak üze-re iki kayış seçeneğiniz var. Saate standart kayışla-rın çoğu uyuyor; ancak tabi ki Gear’daki gibi bir ka-meraya sahip değilsiniz. Saatin güç düğmesine bas-mak başta size çok doğal bir deneyim gibi gelmeyebi-lir, ancak büyük düğmeyi ona bakmadan bulmanız ve basmanız oldukça kolay. Bunun dışında Smartwatch 2’nin tasarımı incelik, hafiflik, kaliteli görünüm gibi beklediğimiz tüm özelliklere sahip. Daha da önemli-si cihaz, sadece teknoloji meraklılarına özel bir saat gibi durmuyor. Saatin 1.6 inç’lik ekranı 200x176 çö-zünürlük sunuyor. Bu, Smartwatch 2’nin ekranının Galaxy Gear’ınkinden küçük ve daha düşük çözünür-lüklü olması demek. Smartwatch 2, Galaxy Gear ka-dar öne çıkan bir cihaz değil, daha çok cebinize eşlik eden bir saat.

EA Sport, FIFA 14 için uzun bir süredir hazırladığı yeni IGNI-TE grafik motorunu duyurusunu yapıyordu. Neredeyse her

yerde adını duyduğumuz bu yeni jenerasyon motor, tüm oynanı-şı kökünden değiştirecek ama ne yazık ki kendisini ancak PlayS-tation 4 ve Xbox One versiyonlarında tam anlamıyla görebilece-ğiz. An itibariyle elimizde olan PS3, Xbox 360 ve PC versiyonla-rıysa, daha çok FIFA 13 grafik motorunun geliştirilmiş bir versi-yonu üzerinde karşımıza çıkacaklar ki oyunun PC demosu üze-rinden bu detayı anlamak gayet kolay. Oyuna girdiğimiz anda karşımıza Kick Off, Ultimate Team, Creer Mode, Practice Arena ve Skill Game gibi seçenekler çıkıyor. Burada yapabileceklerimiz tabii ki sınırlı. Eğer dilersek, tıpkı önceki oyunlarda olduğu gibi, Skill Game kısmına girerek, Messi’yi kontrol ettiğimiz boş bir sa-hada, kaleci arkadaşımızla oyunun değişen oyuncu dinamikleri-ni yakından gözlemleyebiliyoruz. FIFA 14 daha çok yeni jeneras-yon konsollar için hazırlanmış... Demo esnasında deneyim edile-bilecek takımlar arasında FC Barcelona, NY Red Bulls, Boca Ju-niors, Manchester City, Spurs, Bor. Dormund, Milan ve PSG bu-lunuyor. Kontroller ve maça girinceye kadarki ara birimse FIFA 13’den pek de farklı değil. FIFA 14 öyle görünüyor ki direk olarak PS4 ve Xbox One için hazırlanıyor. Zaten birçok firma şu anda yeni konsolların satışlarını arttırmak için ellerinden geleni yapı-yorlar fakat bir sonraki jenerasyonla, büyük oranda farklılık içe-recek bir oyunu şimdiden piyasaya sürmek ve sonrasında daha gelişmiş halini, yeni konsollar için üretmek ne kadar mantıklı, işte onu bekleyip hep beraber göreceğiz.

56

TEKNOLOJI 2 9/23/13 9:04 PM

Page 59: TATLI HAYAT ISSUE 34

TEKNOLOJI 3 9/23/13 9:04 PM

Page 60: TATLI HAYAT ISSUE 34

TEKNOLOJİ

58

NOKIA’NIN B PLANINDA ANDROID VARMIŞ!

iPhone 5C ve iPhone 5S’i yakından tanıyın!

Nokia artık Microsoft’un denetimi altında, ancak anlaşı-lan o ki Finlandiyalı dev bir zamanlar Android’i cid-

di ciddi düşünmüş ve hatta Lumia ceplerinde denemiş.New York Times kaynaklı iddiaya göre Nokia, şirketteki bir geliştiri-ci takımı tarafından Lumia’lar üzerinde Android’i denemiş. Rapora göre Android’i Nokia’ya uyarlamak ve Google’ın mobil işletim sis-temini kullanmak, sanıldığı kadar zor bir iş değil. Aktardığı bilgileri ismini açıklamadığı iki kişiye dayandıran rapor, Nokia’nın Lumia’ları test etmesinin Microsoft ile görüşmelere başlamadan önce ger-çekleştiğini söylüyor. Nokia, rapora göre Android’i Microsoft’la olan ilk ortaklığı için bir “B planı” olarak görmüş. Dolayısıyla Nokia 2014 sonunda istediği takdirde Microsoft ile ortaklığını bitirebilecekti.Microsoft’un Nokia’nın Android projesinden haberdar olduğu, bu-nunla birlikte bu konuda görüşmedikleri söyleniyor. Nokia’nın Mic-rosoft tarafından satın alınmasıyla beraber Android’e geçme ola-sılığı ortadan kalkmış bulunuyor. Microsoft’un mobil platformun-da HTC ve Samsung’un çok önünde bulunan Nokia, şu an tüm Win-dows Phone’lu ceplerin yüzde 80’inin satışından sorumlu.

iPhone 5C’de neler var?iPhone 5’e benzer teknik özelliklere sahip olan iPhone 5C, oldukça güç-lü bir telefon olmasına rağmen orta-seviye ceplerin fiyatlarına yakın bir fi-yata satılacak. Apple bu kez iPhone 5’in fiyatını düşürmek yerine onu pi-yasadan geri çekerek yerine iPhone 5C’yi yerleştirecek. iPhone 5C ile aynı işlemciye, yani A6’ya sahip iPhone 5C, 8 megapiksel kamerayla geliyor. Çizil-melere karşı plastik kasa için 5 farklı renk seçeneği olacak. Tek parça plas-tik, Apple’ın sade tasarımından ödün vermiyor. 4 inç’lik Retina ekrana sa-hip iPhone 5C’nin ekran çözünürlüğü 1136x640 ve cihaz, elbette Apple’ın yeni mobil işletim sistemi iOS 7’yle çalışıyor. iPhone 5C’deki kamera, iP-hone 5S’teki yeni kameraya değil ge-çen senenin iPhone 5’indeki kameraya sahip, ancak telefon 720p çözünürlük-lü görüşmelere izin veren yeni Face-Time HD ön kamerayla geliyor. Plas-tik kasanın altında anten görevi gören, alüminyumdan oluşan bir tabaka bu-lunuyor.

iPhone 5C’nin rengarenk dünyası !iPhone 5C, söylentilerin aksine sade-ce Çin’de değil, diğer ülkelerde de sa-tışa sunulacak. Cihazın yurtdışında-ki iki yıllık kontratlı fiyatı, 16GB’lık sü-rüm için 99 dolar; 32GB’lık sürüm için-se 199 dolar olacak.

iPhone 5S meydan okuyor! iPhone 5S, gücünü Apple’ın yepyeni A7 işlemcisinden alıyor. Bu işlemci önem-li geliştirmelere sahip ve ilk kez 64-bit mimarisini kullanıyor. Bir akıllı cebe ilk kez 64-mimarisini getiren A7, Apple’ın iddiasına göre iPhone 5’in işlemcisinden 50 kat daha hızlı. Grafikler için OpenGL”ES 3.0’dan fayda-lanan işlemci, ivmeölçer, pusula, den-ge çarkı gibi sensörlerden gelen verile-ri işleyen yeni M7 birimi tarafından des-tekleniyor.

iPhone 5S’in pili, Apple’a göre onunla 10 saat konuşmanıza, LTE ile 10 saat ge-zinmenize ve 250 saat bekleme süresi-ne olanak tanıyor.

TEKNOLOJI 4 9/23/13 9:04 PM

Page 61: TATLI HAYAT ISSUE 34

TEKNOLOJI 5 9/23/13 9:04 PM

Page 62: TATLI HAYAT ISSUE 34

TEKNOLOJİ

KONUŞMALARI KAYDEDEN CASUS BILEKLIK: KAPTURE

Bionym isimli bir teknoloji firması, kalp ritmini şif-reye dönüştüren bir bilezik geliştirdi NYMI isimli

bilezik, kullanıcının kişiye özel olan kalp ritmini oku-yor ve böylece sahibini tanıyarak çevresindeki diji-tal uygulamalarda gerekli olan şifre işlemlerini oto-matik olarak gerçekleştiriyor. Çevresindeki uyum-lu cihazlarla kablosuz olarak sürekli bağlantı halin-de olan kişisel şifre bileziği bu sayede marketlerde otomatik ödeme yapmaktan, tabletin açılış ekranın-da ekran şifresini girmeye, evdeki, iş yerindeki bilgi-sayarları, akıllı cihazları çalıştırmaya, otomobilin bio-metrik tanıma sistemiyle iletişim kurmaya kadar pek çok görevi yerine getiriyor. Teknoloji kullanıcıları ara-sında, biyometrik şifreleme sistemlerinin zor kulla-narak ele geçirilebilecek en kolay yöntem olduğunu ileri sürerek cihazın güvenliğini sorguluyorlar ancak bu, cihaza olan yoğun ilgiyi engellemiyor zira şim-diden 25 bin kişi, 99 dolar fiyatındaki ürünü sipariş vermiş durumda. Cihazın önümüzdeki sene piyasaya çıkması planlanıyor.

Dünyanın en büyük mikrobloğu Twitter, yıllar süren spekülasyonların ardından halka arz edileceğini

açıkladı. Şirket, halka açılacağını attığı tweet ile duyur-du. Teknoloji dünyası ise Twitter’ın halka arza zorlan-mış olabileceğini düşünüyor. Bunun sebeplerinden biri, ABD’de geçtiğimiz yıl yürürlüğe giren The Jobs Yasası. Yasa kapsamında, 2 binden fazla özel yatırımcısı bulu-nan bir şirketin halka arz edilmesi gerekiyor. Twitter’ın halka arz gerçekleştirmek için çok sayıda yatırımcı ve düzenleyicisi olduğu biliniyor.

‘DEĞERİ MAKSİMUM 10.5 MİLYAR DOLAR’Guardian’ın verdiği bilgiye göre, Twitter halka arz için ABD Menkul Kıymetler Borsası’na önceden başvurdu ancak gizli başvuru şirketin attığı tweet’te ortaya çık-tı. Bunun sebebi ise şirketin gelirlerinin 1 milyar dola-rın altında olması. Jobs yasası altında, gelirleri 1 mil-yar doların altında olan firmalar halka arz başvurusu-nu gizli tutabiliyor.

Sosyal ağlar, hayatımızın her anını mesaj, fotoğraf veya video olarak paylaşma saplantısı doğurdu. ABD’li girişimcilerin geliş-tirdiği bir cihaz ise paylaşım bağımlılığını ‘casusluk’ boyutuna taşıyacak gibi görünüyor.

ABD’de girişimcilerin projelerini destekleyen Kickstarter şirketinin bağış kampanyasına katılan Kapture, sinsi bileklikleri hayata geçir-mek için 150 bin dolar toplamayı amaçlıyor.

‘ANILARI DAHA İYİ YAKALAMANIN YOLU’Kapture, kötü amaçlı kullanılabilecek cihazı, unutmak istenmeyen anları daha iyi yakalamak için geliştirmiş.Şirket, Kickstarter sayfalarında, “Hayatta alıntı yapılabilen anları yakalamanın iyi bir yolu yok... Arkadaşlarla geçen unutulmaz anlar, uzun yollardaki diyaloglar, çocukların söylediği onca çılgın şey, kay-detmeye değer” yorumunda bulundu.Kapture, her yöne hareket edebilen yüksek kayıt kalitesi olan mik-rofonuyla her an kullanılmaya hazır bir cihaz. Bir dokunuşla aktif olan cihazın yaptığı ses kayıtlarını anında akıllı telefona, oradan da sosyal ağlara iletme kapasitesinin olması, normal tüketiciden çok casusların işine yarayabilir.

60

KALP RITMINDEN ŞIFRE

TWITTER HALKA ARZ IÇINBAŞVURU YAPTI

TEKNOLOJI 6 9/23/13 9:05 PM

Page 63: TATLI HAYAT ISSUE 34

TEKNOLOJI 7 9/23/13 9:05 PM

Page 64: TATLI HAYAT ISSUE 34

RÖPORTAJ

62

Uyguladıkları ‘Yıldızlı Bayrak’ projesiyle, sektörde zamanla oluşan boşluğun doldurulmasını ve yiyecek - içecek ile ilgili mekanların prestijinin artırılmasını amaçlayan Fatih Belediyesi Başkanı Mustafa Demir ile gıda sektörü, uyguladıkları projeler ve önümüzdeki dönem hedefleri üzerine söyleştik.

FATİH BELEDİYE BAŞKANI MUSTAFA DEMİR: FATİH’İ GURME MERKEZİ HALİNE GETİRMEK İSTİYORUZ”

SOYLESI.indd 2 9/24/13 8:45 PM

Page 65: TATLI HAYAT ISSUE 34

63

Sizi tanıyabilir miyiz?1959 yılında Diyarbakır’da doğdum. İlkokul’u Ergani’de, orta ve lise eğiti-mini Kahramanmaraş’ta tamamladım. 1979’da İstanbul Üniversitesi Diş Hekim-liği Fakültesi’nde eğitimime başladım, 1983’te mezun oldum. Eşim de diş hekimi. Uzun yıllar eşimle birlikte Fatih’teki kendi muayenehanemizde diş hekimi olarak ça-lıştık. Diş Hekimleri Dostluk ve Dayanışma Derneği’nin Kurucu Başkanlığını yaptım. 2002 yılında AK Parti İstanbul İl Kuru-cu Üyesi, 2003 yılında AK Parti İstanbul İl Başkan Yardımcısı ve Halkla İlişkiler Baş-kanlığı görevlerinde bulundum. 2004 Yerel Seçimleri’nde Fatih Belediye Başkanı se-çildim. 2009 Yerel Seçimleri’nde Fatih’ten yeniden aday gösterildim ve ikinci kez bu göreve seçildim. O tarihten beri, Fatihlile-rin hizmetindeyim. İki çocuğum var. Tarih, sanat ve spora ilgi duyuyorum.

Yiyecek içecekle ilgili açılacak mekânların, özellikle pastane, baklavacı ve lokantaların açılıp açılmayacağını hangi kriterlere göre belirliyorsunuz? Şimdi önce bunun yasal dayanağını söyle-yeyim, sonra da biz Fatih Belediyesi olarak neler yapıyoruz ondan bahsedeyim. Pas-tane - baklavacı ve lokanta gibi işyerleri, 3572 Sayılı İşyeri Açma Ve Çalışma Ruh-satlarına Dair Kanun Hükmünde Kararna-menin Değiştirilerek Kabulüne Dair Kanun ve bu Kanunun 9207 Sayılı İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmeli-ği kapsamında ruhsatlandırılmaktadır. Biz, kanunun bize verdiği yetkiyle başvuru sa-hiplerinin beyanına göre ruhsat veriyor ve daha sonra işyerlerini belli kriterlere göre denetliyoruz. Ancak, zaten sizin okuyucu-larınız bunları çok iyi biliyorlar. O nedenle ben size ve tabii hedef kitleniz olan lokan-tacılar ve restoran işletmecilerine bizim Yıldızlı Bayrak projemizden bahsetmek is-

tiyorum. Biz, Fatih Bele-diyesi olarak 2008 yı-lında İstanbul Lokanta-cılar Esnaf Odası ve Ve-teriner Gıda Hijyenist-leri Derneği ile birlik-te bu projeye imza at-tık. Proje kapsamın-da restoranları da tıp-kı otellerde olduğu gibi bir takım başka kriter-lere göre yıldızladık. Böyle bir proje geliştir-memizin amacı, sektör-de zamanla oluşan boş-

luğun doldurulması ihtiyacı ve lokantala-rımızın prestijinin artırılmasıydı. Tabi bu, gönüllü bir uygulama. Yani dileyen firma-lar, “biz kalitemizden eminiz, gelin bizi kri-terlerinize göre denetleyin” diyorlar. Biz de kendilerini “Yıldızlı Bayrak” kriterleri-ne göre denetliyoruz. Bu denetimler so-nucunda Fatih’te pek çok restoran-lokanta üç ve dört yıldız almayı hak etti. Bunu biraz da ünlü Michelin Yıldızı’na ben-zetebiliriz. Biliyorsunuz, dünyada pek çok seçkin restoran ve otel için bu yıldızlara sahip olmak çok önemli bir referanstır. Fir-malar habersiz olarak denetlenir ve çeşit-li kriterlere göre değerlendirilir. Firmalar için mevcut yıldızlarından birini bile kay-betmek çok önemli bir prestij kaybıdır. İşte biz buna benzer bir sistemi oturtmaya ça-lışıyoruz. Biliyorsunuz, baklavacı, pastane ve lokan-talar, insan sağlığı ile doğrudan ilgili ol-dukları için hijyen çok önemli. Yıldızlı Bay-rak projemiz de hijyen ve çalışan odaklı bir sistem. Çalışanların eğitimine çok önem veriliyor. (Program hakkında bilgi almak isteyenler Sağlık Müdürlüğümüzden ula-şabilirler.) Fatih Belediyesi olarak yiyecek içecekle ilgili mekânların denetimlerini hangi kri-terlere göre gerçekleştiriyorsunuz?Bu sorunuza da önce yasal dayanakla ce-vap vermek istiyorum: Yiyecek ve içecekle ilgili mekânların denetimi, 3572 Sayılı İş-yeri Açma Ve Çalışma Ruhsatlarına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değişti-rilerek Kabulüne Dair Kanun’un 9207 Sa-yılı İşyeri Açma Ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmeliği’ne ve 5179 Sayılı Gıda-ların Üretimi, Tüketimi Ve Denetlenmesi-ne Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun ile 1608 sayılı kanun ve buna istinaden hazır-lanmış Belediye Zabıta Yönetmeliği kapsa-mında yapılmaktadır.

Biliyorsunuz, Fatih, İstanbul’un merkezin-de yer alan ve İstanbul’u ziyaret eden tu-ristlerin uğramadan geçmediği bir bölge. Ayasofya’dan Sultanahmet’e, Kapalıçarşı’dan Kariye’ye Topkapı Sarayı’ndan sarnıçlara ka-dar turistlerin görmek isteyeceği pek çok önemli değer, Tarihi Yarımada Fatih’in sınır-ları içinde kalıyor. Doğal olarak İstanbul’u zi-yaret eden hemen her turist, burada en azın-dan bir öğün yemek yiyor. Onun da ötesinde, iş ve ticaret merkezi olan bu bölge, gündüzle-ri yaklaşık 3 milyonluk bir nüfusa ulaşıyor. Do-layısıyla Tarihi Yarımada’da yeme içme çok

SOYLESI.indd 3 9/24/13 8:45 PM

Page 66: TATLI HAYAT ISSUE 34

RÖPORTAJ

64

önemli bir sektör. Biz de bölgemizde-ki bu sektörün öneminin farkındayız. Mesela Kadınlar Pazarı’nda yaptığımız düzenlemelerle, burası artık gurmele-rin uğrak yerlerinden biri haline geldi. Otantik Anadolu yemekleri yemek is-teyen yerli-yabancı pek çok insan, Ka-dınlar Pazarımıza uğramadan gitmi-yor. Eskiden burası, açık etlerin satıl-dığı, hem hijyen hem de estetik açıdan rahatsızlık verici bir yerdi. Ama şimdi yaptığımız cephe düzenlemesi ve de-netimlerle, bambaşka bir yere dönüş-tü. Kumkapı, Samatya gibi semtleri-mizde yer alan lokanta ve restoranlar da bizim lezzet duraklarımız arasın-da. Mısır Çarşısı da dünyada örneği ol-mayan çok özel bir çarşı ve çok önem-li bir turist potansiyeli var. Bu değerle-ri daha da öne çıkarmak istiyoruz. Ay-rıca, geleneksel ev yemeklerinin de yaşatılması için hanımlara yönelik ye-mek yarışmaları düzenliyoruz. Hanım-larımız evlerinde yaptıkları yemekler-le yarışıyorlar ve dereceye girenler çe-şitli ödüller vererek teşvik etmeye ça-lışıyoruz.

Denetlemeler sırasında belirlenen standartlara uymayan mekânlara ne gibi yaptırımlar uyguluyorsunuz?Denetimlerimiz esnasında yürürlükte-ki mevzuata aykırı faaliyet gösterenle-re yasal işlem yapılmaktadır. Ruhsat-sız işyerlerinin ruhsat alması sağlan-makta, ruhsat alması mümkün olma-yan işyerleri ise faaliyetten men edil-mektedir. Ayrıca ruhsatlı işyerleri de verilen ruhsatın şartlarına göre rutin olarak denetlenmektedir. Ruhsat hila-fı yapan işyerleri ile uyulması gereken kurallara uymayanlar tespit edildiğin-de, yetkili makamlarca cezai işlem uy-gulanmakta.

Gıda sektöründe faaliyet yürüten iş-yerlerinde çalışan personelin, sağlık taramasından geçirilmesi konusunda yaptığınız çalışmalar nelerdir?İşyerleri ile ilgili denetimlerimiz es-nasında gıda sektöründe çalışan per-sonelin sağlık muayene cüzdanı olup olmadığı kontrol ediliyor. Sağlık mu-ayene cüzdanı olmayanlar veya olup da rutin muayenesi geçenlere zabıta-ca belirli süre verilerek sağlık kuru-luşlarından işlemlerinin yaptırılması sağlanıyor. Ayrıca, Sağlık Müdürlüğü-müz, Zabıta Müdürlüğü tarafından iş-

Fatih, İstanbul’un merkezinde yer alan ve İstanbul’u ziyaret eden turistlerin uğramadan geçmediği bir bölge. Ayasofya’dan Sultanahmet’e, Kapalıçarşı’dan Kariye’ye Topkapı Sarayı’ndan sarnıçlara kadar turistlerin görmek isteyeceği pek çok önemli değer, Tarihi Yarımada Fatih’in sınırları içinde kalıyor.

SOYLESI.indd 4 9/24/13 8:45 PM

Page 67: TATLI HAYAT ISSUE 34

““

lemlerini yaptırmadığı tespit edilen iş-yerlerine, zabıta ve sağlık personelin-den oluşan bir ekiple rutin olarak sağ-lık taraması yapıyor. Biliyorsunuz, za-ten çalışanların sağlık muayene cüz-danı almak zorunda.

Peki, sağlık muayenesi kapsamında neler yapılıyor? Öncelikle portör tetkikleri yapılıyor. Çalışanların akciğer filmi alınıyor, mikroskobik testler yapılıyor. Onun dı-şında 6 ayda bir parazit ve burun bo-ğaz kültürüne bakılıyor. Ayrıca çalı-şanların senede dört defa da fiziki mu-ayene için belediye hekimine gelmesi gerekiyor. Ayrıca Fatih Belediyesi’nin seyyar hizmet veren bir aracı var. Ara-cımız, gıda sektöründe faaliyet göste-ren işyerlerinin bulunduğu yerlere ka-dar gidiyor, görevli arkadaşlar, çalışan personelin laboratuar tetkiklerini ala-rak belediye bünyesindeki laboratuar-da sonuçlara ulaşıyor. Daha sonra da sonuçları işyerlerine iletiyorlar. Böyle-

ce iş gücü kaybının da önüne geçmiş oluyoruz.

Yiyecek ve içecekle ilgili mekânlarla ilgili yaptığınız ya da yapmayı düşün-düğünüz projeleriniz var mı?Rutin denetimler dışında, daha önce de belirttiğim gibi biz Fatih’i bir gurme mer-kezi haline getirmek istiyoruz. Bu büyük bir hedef ama adım adım gerçekleştiği-ni görmek, bana büyük mutluluk veriyor. Yıldızlı Bayrak, projemizin de yaygınlaş-ması ile İstanbul’a, Tarihi Yarımada’ya sırf özel bir yemeği tatmak için bile ge-len insanlar olacak. Ayrıca, gurme dedi-ğimiz bu lezzetçilerin, alım gücünün yük-sek, üstelik kamuoyu oluşturabilen kişi-ler olduğunu da unutmamak gerek… Ta-rihi Yarımada’da hizmet veren lokanta ve restoran işletmecilerinin ve meslek oda-larının desteği ile bu hedefe kısa zaman-da ulaşacağımızı düşünüyorum. Sayfala-rınızda bana ve projelerimize yer ayırdığı-nız için teşekkür eder, yayınlarınızda ba-şarılar dilerim.

İşyerleri ile ilgili denetimlerimiz esnasında gıda sektöründe çalışan

personelin sağlık muayene cüzdanı olup olmadığı kontrol

ediliyor. Sağlık muayene cüzdanı olmayanlar veya olup da rutin muayenesi geçenlere zabıtaca belirli

süre verilerek sağlık kuruluşlarından işlemlerinin

yaptırılması sağlanıyor.

65

SOYLESI.indd 5 9/24/13 8:45 PM

Page 68: TATLI HAYAT ISSUE 34

ÖZEL HABER

66

Zeytin ağacına ilişkin mevcut en eski veri Ege Denizi’ndeki

Santorini Adası’nda yapılan arkeolojik ça-lışmalarda ortaya çıkarılan 39.000 yıllık zeytin yaprağı fosilleridir. Kuzey Afrika’daki Sahra bölgesinde gerçekleştirilen arkeolo-jik araştırmalarda ise M.Ö. 12.000’e ait zey-tin ağacı bulgularına rastlandı. İlk zeytin hasadının ne zaman ve hangi uygarlık tara-fından yapıldığıysa bilinmemektedir.Tarih, zeytinyağı üretimine ilişkin en belir-gin izlerin Akdeniz’in tam ortasındaki Gi-rit Medeniyeti’ne, M.Ö. 4500 yıllarına dek uzandığını göstermektedir. Zeytinyağı kül-türünün Akdeniz’deki diğer kavimlere yayıl-masında en önemli rolü Giritliler oynamış-tır; hem de yaklaşık 3000 yıl boyunca. Güç-lü ticaret filolarına sahip olan Giritliler’in

gerçekleştirdiği zeytinyağı ticaretinin günü-müzdeki en canlı tanıkları, Knossos ve Fa-istos saraylarının yıkıntıları arasında bulu-nan 2 metrelik zeytinyağı küpleridir. “Pit-hoi” denilen bu dev küplerle beraber bulu-nan tabletlerde ise o günkü zeytinyağı tica-retinin nerelere yapıldığını ve zeytinyağının nerelerde üretildiğine dair bilgiler yer al-maktadır.Aslında zeytinyağı kültüründe Anadolu, coğrafya olarak hep vardır; ama ön plan-da görünen Ege’nin karşı yakasıdır. Bunun sebebi, Homeros’un Batı Medeniyetinde-ki tartışmasız ağırlığından ötürü zeytinya-ğı kültürünün merkezine sürekli olarak An-tik Yunan’ın yerleştirilmesidir. Helen Mede-niyetinin sadece Ege’nin karşı kıyısını değil Anadolu coğrafyasını da kapsadığı unutulur.

SOFRALARIN VAZGEÇİLMEZİZEYTİN VE ZEYTİNYAĞI

Akdeniz’in siyah incisi zeytin, varlığı ile hayatımıza her zaman sağlık ve güzellik katıyor. Ağacının dallarından süzülen pırıltılı Akdeniz güneşini ve sıcacık meltem rüzgârlarını, sofralarımıza ulaştırıyor. İçimize bir sıcaklık yayıyor. Tane tane ya da damla damla içimizi ısıtıyor; bizi gülümsetiyor. Zeytin ve zeytinyağlı yemekler sofralarımızı süslüyor; hayatımıza huzur, sağlık ve güzellik saçıyor.

!µ Sinan DEMİR • [email protected]

OZELHABER 2 9/24/13 8:52 PM

Page 69: TATLI HAYAT ISSUE 34

67

üstündeki sıcaklığı sever. Yıllık ortalama 220 mm yağış zeytin ağacının verimli bir şekilde büyümesi için yeterlidir. Zeytin ağacı genellikle rakımı düşük coğrafya-larda yetişir. Ancak denizden 1000 metre yükseklikte de zeytin tarımı yapılabilmek-tedir. Çalı görünümündeki zeytin ağacının yapraklarının üst yüzü koyu, alt yüzü ise gümüş rengindedir. Yapraklar mükemmel bir düzen içinde dalın iki tarafından karşı-lıklı olarak çıkar. Ortalama 40 - 50 cm. ge-nişliğindeki gövde çürümeye karşı çok da-yanaklıdır. Ağaç yaşlanınca yamrulardan gelişen yeni uçlar gövdeyi tazeler. Ortala-ma boyu 4 - 10 m olan zeytin ağacı bir yıl bol, bir yıl az ürün verir. Çiçek verme mev-simi kuzey yarım kürede Nisan - Haziran ayları arasındadır. Yeşil zeytinler Ağustos

ayı sonundan Kasım ayı başına kadar olan süre içinde olgunlaşır.Zeytin hasatında toplama şekilleri binler-ce yıldan bu yana neredeyse hiç değişme-miş, asırlar boyunca elle toplama ya da silkme yöntemi kullanılmıştır. Bir de, yere düşmüş zeytin meyvelerini toplama yön-temi vardır. Hasat, Kasım ile Mart ayları arasında yapılır.Ancak genel yöntem silkmedir. Elle top-lamada, sağma veya taraklama yöntemi, yerden toplamada ise merdane veya fır-ça kullanılır. Günümüzde zeytin hasadın-da makineden de yararlanılmaktadır. Uy-gulamada en fazla emek gerektiren yön-tem, elle toplamadır. Saatte en fazla 9-10 kilogram zeytinin toplandığı bu yöntem, meyve sağlam ise en iyi kalitede zeytin-

Milet’in, Efes’in, Foça’nın, Klazomenai’nin (Urla), Erythrai’nin, Assos’un Anadolu’da olduğu ihmal edilir.

Üretimi Zeytin ağacı (Olea europea) narin bir ağaçtır. Ağır ve zahmetli büyümesine karşın oldukça uzun ömürlüdür. Bir zey-tin ağacının ortalama ömrü 300-400 yıl-dır, ancak 3 bin yaşında zeytin ağaçlarına da rastlanmıştır. Bu nedenle zeytin ağa-cının adı mitoloji ve botanikte “ölümsüz ağaç”tır. Derinlere uzayan kökleri saye-sinde kalkerli, çakıllı, taşlı ve kurak top-raklarda yetiştirilmeye elverişli olan zey-tin ağacı için en verimli ortam yazları sı-cak, kışları ise ılıman geçen iklimlerdir. Çünkü zeytin ağacı ışığı, güneşi ve 15° C

OZELHABER 3 9/23/13 9:08 PM

Page 70: TATLI HAYAT ISSUE 34

ÖZEL HABER

68

yağı üretilmesini sağlar. Zeytinyağı kültü-ründe, binlerce yıldan bu yana değişme-yen başka bir gelenek de zeytinden yağ çı-karma yöntemidir. Bunun nedeni zeytinya-ğının, zeytinlerin soğuk presten geçirilme-siyle elde edilmesi ve hiçbir kimyasal işle-me gerek duymadan yenilebilmesidir. İşte bu yüzden, bugün hâlâ Ortadoğu’da rastla-nan zeytin üretme yöntemiyle, yaklaşık 6 bin yıl önceki zeytinyağı elde etme yöntemi arasında hiç fark yoktur: Zeytinler ezilerek hamur haline getirilir. Daha sonra bu ha-mur sıkılır veya presten geçirilir. En sonun-da ise yağ, zeytin meyvesinin suyundan (karasu) ayrıştırılır. 19. yüzyılın başında ise teknolojinin gelişmesiyle hidrolik pres ma-kinelerine geçildi. Bugün hidrolik pres ma-kinelerinin yanı sıra, zeytin hamuruna hiç pres uygulamadan merkezkaç kuvvetiy-le zeytinyağı elde etmeyi sağlayan maki-neler de kullanılıyor. Bunların içinde de en yaygını “kontinü sistemi”. Kontinü sisteme, tam otomatik sistem denir. Önce zeytin-ler türlerine göre ayrılır. Huni adlı çukura dökülen zeytinler makine sistemiyle yap-raklardan temizlenir ve kırıcıda ezilip kırı-lır. Buradan çıkan hamur, karıştırma yoğur-madan sonra su verilir, posa ve şırası ay-rıştırılır. Şıradan da yağ ve karasu ayrıştı-rılıp, yağ filtre tankına alınır, son tortuları ayıklanıp dinlenme tankına bırakılır. Bura-dan doğal yağ güğümlere, teneke ve şişe-lere doldurulur. Yağdan geriye kalan prina tekrar öğütülüp sabun yapmada kullanılır. Prina posasına pelet denir ve yakacak, ya-kıt olarak kullanılır.

Kaliteli zeytinyağı elde etmek için: Zeytinlerin, hasattan sonra mümkün olan en kısa süre içinde işlenmesi gerekir. Çün-kü zeytin bekletilirse fermante olur, bu ise zeytinyağının kalitesinin düşmesine yol açar. Ancak, zeytinin “bol” olduğu dönem-lerde, bekletilme mecburiyeti de doğabi-lir. Bu durumda işlemeden bekletilen zey-tinler, genellikle 20-30 santim yüksek-liğindeki yığınlar şeklinde, iyi havalandı-rılmış ve serin depolarda saklanır. Doğal zeytinyağı kaliteli olması için şu işlemler-den geçirilir: Zeytin zamanında toplanır, fazla bekletilmeden yağhanede iyice te-mizlenir, en uygun kaplarda dinlendirilir, serin ve karanlıkta korunur. TSE’ye göre 4 çeşit kalite zeytinyağı vardır: Sızma (ku-sursuz), doğal (hafif kusurlu), doğal birin-ci (hafif kusurlu), lampant (kusurlu). Zey-tinyağında renk, koku, tat değerlendirme-si yapan uzmanlar vardır. Uzmanlar ya-ğın organoleptikini şu parametrelere göre

OZELHABER 4 9/24/13 8:54 PM

Page 71: TATLI HAYAT ISSUE 34

belirler: taze, yakıcı, acı, meyvamsı, tatlı, kekremsi veya küflü, rutubetli, sirkemsi, ekşi, çamurlu, metalik, yanık, karasu, tuz-lu, minder, kurtlu, salatalık.

ZEYTINYAĞI TÜRLERI Naturel zeytinyağlarıZeytin ağacı meyvesinden doğal nitelikle-rinde değişikliğe neden olmayacak bir ısıl ortamda, sadece yıkama, sızdırma, sant-rifüj ve filtrasyon işlemleri gibi mekanik veya fiziksel işlemler uygulanarak elde edilen, berrak, yeşilden sarıya değişebilen renkte, kendine özgü tat ve kokuda olan doğal halinde gıda olarak tüketilebilen yağlardır.Doğal Zeytinyağı,tabiatın bize sunduğu en kaliteli besinlerden birisidir.

Renginin tonu, üretim yerine göre değişir. Endülüs doğal zeytinyağlarının rengi sarı-ya bakarken, Toskana ve Akhisar ‘da ye-şil hakimdir. Doğal zeytinyağı düşük oran-da doymuş yağ asidi, oleik asit, E A, D, K vitaminleri içermektedir. Cilt, saç, kemik sağlığında ve sindirimde yararlıdır. Kan-daki kolestrolü azaltır, damar tıkanıklığı ve yüksek tansiyonu engeller. Mideyi ül-sere karşı korur, hazmı kolaylaştırır. Saf-ra taşını önler.

Rafine zeytinyağı Zeytin ham yağının doğal trigliserid yapı-sında değişikliğe yol açmayan metodlarla rafine edilmeleri sonucu elde edilen, sarı-nın değişik tonlarında rengi olan, kendine özgü tat ve kokuda bir yağdır. Serbest yağ asitliği oleik asit cinsinden her l00 gram-da 0.3 gramdan fazla olmamalıdır. Rafi-ne yağ, ince, yemeklik yağdır. Temizleme işlemi damıtma, nötralizasyon, ağartma, deodorizasyon işlemleridir. Bunun doğal-la harmanlanmasından yemeklik tipler (riviera ve A tipi)üretilir.

69

OZELHABER 5 9/24/13 8:54 PM

Page 72: TATLI HAYAT ISSUE 34

70

ÖZEL HABER

lerinin özelliklerine kadar her şey belirler. Riviera tipi zeytinyağında ise kalite, üre-tim tesisinin rafinasyon teknolojisi, doğal zeytinyağının yüzdesi ve niteliğiyle doğru orantılıdır. Üretilen zeytinyağının kalitesi-ni belirlemek ise bambaşka bir uzmanlık alanıdır. doğal zeytinyağında kalite dendi-ğinde, iki faktör önem taşır. Birincisi, kim-yasal analizlerle ölçülebilen asit oranıdır. İkinci faktör ise lezzet ve kokuyu tespit etme ve ölçmedir. Tadım uzmanları tara-fından gerçekleştirilen bu işleme “degüs-tasyon” adı verilir. Tadım uzmanlarının bi-rikimine bağlı olarak gerçekleştirilen de-güstasyon, zeytinyağına vurulan kalite damgasının en önemli aşamasıdır.

Türkiye bulunduğu coğrafi konum ve sa-hip olduğu Akdeniz iklimi özellikleriyle İtalya, İspanya, Yunanistan ve Tunus gibi diğer Akdeniz ülkeleriyle birlikte dünyanın önde gelen zeytin ve zeytinyağı üreticile-rindendir. Üretime gelince dane zeytin yo-ğunluklu olarak Aydın, İzmir, Balıkesir’de yapılıyor. Ortalama 100 Milyon olan zeytin ağacı sayısı da gün geçtikçe de artmakta. Devlet İstatistikleri Enstitüsü araştırma-larına göre, Türkiye’de üretilen zeytinlerin 68’i yağ üretimine ve 28’ide sofrada kulla-nılmak üzere yetiştiriliyor. Zeytinin ürünü-nü 2 senede bir verdiği düşünülürse, ve-rim alınan senede ortalama 150.000, az ürün verdiği senede elde edilen zeytinler-den ortalama 70,000 ton zeytinyağı üre-tilmektedir.

Ortalama 850 zeytinyağı fabrikasıyla Tür-kiye dünyada zeytinyağı üretiminde 5. sı-rada yer alıyor. Dünyada 7.5 milyon alan üzerinde mevcut toplam 800 milyon adet zeytin ağacının yüzde 98’i Akdeniz hav-zasında bulunmaktadır. Dünya zeytinyağı üretiminin ise 95’i Akdeniz ülkelerinde ya-pılmaktadır.

ZEYTINYAĞI YAPILIŞI Zeytinyağı için zeytin sıkılır, hamuru çıka-rılır, şırası elde edilir. Şırada su ve yağ ka-rışıktır. Yağ, su ve tortudan ayrıştırılır. Sık-ma için havan, dibek, ezme havuzu, tok-mak, ayakla ezme, merdane, patos, delip, yuvgu, değirmentaşı, torku, falaka, pres, kontinü adlarıyla sistemler geliştirilmiştir. Bazı yörelerde elle sıkmadan suyağı, su-zeyti; ayakla sıkmadan ayakyağı denilen saf zeytinyağı hala üretilmektedir. Çuval-da sıkılmayı beklerken kendiliğinden akan yağa burunyağı, gözyağı denir. Bez çuva-la kese, kazana dağar, kazan karıştırmaya yarayan kabak kepçeye çomça, şarapha-neye sıkanak, teknelere innaz denir. Basit sıkmada siyah zeytinde 20 kilodan 4 kilo saf yağ çıkar. Basit usulde, Ekim-Aralık ayında zeytin toplanır, dal ve yapraklar-dan çamur ve topraktan temizlenir, çuvala konur, hortumla yıkanıp temizlenir. Çuval-daki zeytin bir zemin üzerinde ağaç tok-makla kırılır, iki gün bekletilir, sonra ayak-la ezilir, bir defa kuru sonra suyla ezilir ve yalaka şırası çıkartılır. Üste çıkan yağ kepçeyle alınır kazana konur, dinlendiri-lir. Tortusu dibe çöker, bundan sabun ya-pılır, üstteki temiz yağ kaplara doldurulur. Dağ köylerinde karayağhanelerde menge-ne (cırcır) ile sıkılır. Yağhaneye tasirhane, masara da denir. Zeytin sineğinden has-talıklı olan zeytinden çıkarılan yağa kıy-malı yağ denir. Lodos ve poyrazda yapılan sıkma, yağ asidini yükseltir. Saklanma-sı: Zeytinyağı ışık, sıcak, hava, zaman fak-törlerinden etkilenir. Alırken ve saklarken, kapalı ve ışıksız yerde korunmalıdır. Serin bir yerde durmalıdır. Buzdolabına konul-maz. Cam ve koyu renkli olan şişeler ter-cih edilmelidir. Hava almamalıdır. Zeytin-yağı bekledikçe bozulur. Sızma tipi salata-lar ve cacıkta, doğal tip kızartmalar ve ye-meklerde kullanılır. Kızartmalarda birkaç kere aynı yağ kullanılabilir.

Riviera zeytinyağı Rafine zeytinyağı ile gıda olarak doğrudan tüketilebilecek naturel zeytinyağları karı-şımından oluşan, yeşilden sarıya değişen renkte, kendine özgü tat ve kokuda bir yağdır. Serbest yağ asitliği oleik asit cin-sinden her l00 gramda l.5 gramdan faz-la olmamalıdır. Yemek ve kızartmada kul-lanılır.

Rafine prina yağı Ham prina yağının doğal trigliserid ya-pısında değişikliğe yol açmayan metod-larla rafine edilmeleri sonucu elde edi-len, rengi açık sarıdan kahverengi sarıya kadar değişebilen bir yağdır. Rafine pri-na yağı olduğu gibi veya naturel zeytin-yağları ile karıştırılarak tüketime sunula-bilir. Serbest yağ asitliği oleik asit cinsin-den her l00 gramda 0.3 gramdan fazla ol-mamalıdır.

Karma prina yağı Doğrudan gıda olarak tüketilebilecek na-turel zeytinyağları ile yemeklik rafine pri-na yağı karışımından oluşan bir yağdır. Bu yağların duyusal özellikleri karışım-da kullanılan yağların duyusal özellikleri arasında değişir.Serbest yağ asitliği oleik asit cinsinden her l00 gramda 1.5 gram-dan fazla olmamalıdır.

Asit oranlarıZeytinyağı üretimi yapan köylüler ara-sında asit yerine Dizem kullanılır. Örne-ğin 0,8 Asit olarak bilinen sızma zeytinya-ğı köylüler arasında 8 Dizem olarak geçer. Kısaca 1/10 Asit 1 Dizeme karşılık gel-mektedir. Kaliteli doğal zeytinyağı üreti-minde birçok ideal koşulun bir arada bu-lunması gerekir. Zeytinyağının tadını ve kalitesini, yöre ikliminden toprağın veri-mine, zeytinin toplanma şeklinden kulla-nılan gübreye ve mekanik ezme makine-

KÜRESEL ZEYTINYAĞI PAZARI

Ülke Üretim Tüketim Yıllık kişi başı tüketim (litre)Ispanya % 44 % 23 15.0 Italya % 20 % 28 13.5 Yunanistan % 13 %11 26.1 Türkiye % 7 %2 1.2 Suriye %7 %4 0.6 Kuzey Afrika % 4 %4 0.5 ABD 0 %8 0.6 Fransa 0 %4 0.2 Diğer %5 %16

OZELHABER 6 9/23/13 9:08 PM

Page 73: TATLI HAYAT ISSUE 34

OZELHABER 7 9/23/13 9:08 PM

Page 74: TATLI HAYAT ISSUE 34

72

Adından da anlaşılacağı gibi surların üzerine dizilmiş yedi adet kuleden alır ismini Yedikule. Güzel bir kadının boynundaki kolyeye dizili yedi adet inciye benzer kuleler, surlar üzerinde… İstanbul’un fethinden önce surların üzerindeki beş kule sebebiyle Bizanslılar, semte beş kule anlamına gelen “Penta Prikyor” adını vermişlerdi. Fatih Sultan Mehmet Han’ın inşa ettirdiği iki ilave kule ile kule sayısı yediye ulaşmış ve semtin ismi de Yedikule’ye dönüşmüş. Eski bir Rum semti olan Yedikule, Marmara Denizi kıyısında, Kocamustafapaşa ve Kazlıçeşme semtleri arasında yer alır. Önceki sayılarımızda olduğu gibi bu sayımızda da Ahırkapı’yı İstanbul ve kültür aşığı Ahmet Nadir Utkan ile birlikte gezdik.

KÜLTÜR

SAKLI TARİH

!µ Sinan DEMİR • [email protected]

KULTUR 2 9/23/13 9:14 PM

Page 75: TATLI HAYAT ISSUE 34

73

caddesi olan “Mesee”ye giden “Trimp-halis” caddesi Seferden dönen impara-torların şehre törenler ile ihtişam içinde girdiği tarihi caddedir. Bizans dönemin-de beşkule’nin inşasına 1000 senesinde Bizans imparatorlarından “Zinan” tara-fından başlatılmış, ancak kule 1185 se-nesinde tamamlanabilmiştir. Yedikule aslında zindan oluşturmak amacıyla değil Bizans’a misafir gelen Kralları ve yabancı saray mensupla-rım ihtişamlı bir şekilde karşılamak için yapılmıştır. İmparator I.Theodosis’un (390) bir zafer takı olarak yapılan ünlü “Altın Kapı” (Porta Aurea) II.Theodosis tarafından valisi Anthemusa şehir sur-lanyla birleştirilmiştir. Yedikule Osman-lı İmparatorluğu’nda hem devlet hapis-hanesi hem de Fatih döneminden baş-layarak Hazine-i Hümayun olarak görev

yapacaktır. Yedikule, İmparatorluğun ilk hazinesidir. Fetihten 4 yıl sonra Fa-tih Sultan Mehmed tarafından ilave etti-rilen iki kule ile surlar birleştirilerek beş köşeli yıldız şeklinde bir iç kale (garni-zon) meydana gelmiştir. Böylece Bizans ve Osmanlı çağı yapıları bütünleşmiştir. O dönemde Hisardaki garnizonda bir kale muhafızı, altı subay, elli asker ve bunlara ait ev, barınak depolar bulun-makta idi. Avluda ki küçük mescit 1887 yılına kadar ayakta kalmayı başarmış-tır. Yedikule Hisarları burada hapsedilen esirlerden dolayı ayrıca Yedikule Zin-danları olarak bilinmektedir. Yediku1e Zindanları tam manasıyla bir ölüm ve facia sahasıdır. Burası üç buçuk asırlık zaman içersinde tüyler ürperti-ci bir işkence ve ölüm mahşeri haline gelmiştir. Fatih, İstanbul’a girer girmez

Tarih boyunca önemli bir yer-leşim yeri olan İstanbul,

büyüleyici görünüş ve imajı ile şehrin simgesi haline gelen suriçi semtlerin-den “Yedikule hisarları” açıkhava mü-zelerinden birisidir… Adından da anlaşılacağı gibi surla-rın üzerine dizilmiş yedi adet kuleden alır ismini. Bizans döneminde surların üzerindeki beş kule sebebiyle semte beş kule anlamına gelen “Pentan Prik-yor” adı verilmiştir. İstanbul’un fethin-den sonra Fatih Sultan Mehmed Han’ın inşa ettirdiği iki ilave kule ile “Yedikule” ye dönmüştür. Geniş bir alana yayılan semtin Samatya’dan başlayan bölümü semti tam ortadan bölen İmrahor İlyas Bey Caddesi ile Yedi Kule surlarında yer alan kapıya kadar gidiyor. Roma döneminde Şehrin en büyük

KULTUR 3 9/23/13 9:14 PM

Page 76: TATLI HAYAT ISSUE 34

KÜLTÜR

katledilmesi gerekenleri derhal toplatı-larak bu beş kuleye hapsedilmesini em-retmiş ve birkaç gün sonra esirler kat-ledilmiştir. Yedikule zindanları, efsane-lerden biride Osmanlı İmparatorluğu-nun son yılarına ait ve günümüzde unu-tulmaya yüz tutmuş bir efsanedir.

Bu efsaneye göre: “Zindanlara hapse-dilen önemli esirler arasında bir pagan bulunmaktaydı. Fakat ne zindan görev-lileri ne de diğer komutan bu adamın bir pagan (Çok tanrılı dinden olan) olduğunu bilmi-yorlardı. Onu Avrupalı diplo-mat, misyoner,casus olduğu-nu sanıyorlardı ve bu yüzden ona türlü işkenceler yaptılar. Sonunda pagan bu işkence-lere fazla dayanamadı. Ölür-ken anlaşılmaz bir lisanla an-tik Latinceye benzer kelime-ler kullanarak dua tarzı söz-ler söyledi ve paganın cese-di umulmadık hızla eriyip gitti. Pagan orada işkence gören in-sanların ruhlarının Mesih ge-lene kadar zindanların içine duvarlara hapsolmasını, Me-sih geldiği gün bütün ruhla-rın hesap sormak için serbest kalmasını dilemişti. O yüzden Yedi Kule Zindanları’nda ba-zen çığlıklar ve hatta Latince-ye benzer bir lisanda söylenen sözler duyulur!!!.

Bu zindanlarda “Osmanlı’nın 16. Padişahı olan Genç Osman’ın (II.Osman) kı-sacık ömründe birçok ha-zin ve şanssız olaylar mey-dana gelmiştir.O dönemde ki tehlikeli düşünceleri Genç Osman’ın zorba bir entrikayla alaşağı edilmesini sağladı.Yenilik istemeyen ca-hil halk yeniçerilerle birlikte ayaklanıp sarayda genç Osman’la birlikte asker-lerinin kellesini istemiş. Yeni Sadrazam Davut Paşa’da Genç Osman’ın tutukla-yıp, yolda Genç Osman’ı çeşitli hakaret-ler ve eziyetlerle Yedi Kule Zindanları-na getirmiş ve el ayak çekildikten sonra bizzat Sadrazam Davutpaşa ve emrinde ki cellatlar tarafından katledilmiştir. Cebeci Başı Mustafa Ağa bir kulağını kesip Şehzade Mehmed’in nesine götür-müştür. Bir rivayete göre Genç Osman katledilirken yan odada Kösem Sultanın

beklediği söylenir. Genç Osman’ı katle-den Sadrazam Davut Paşa’nın sonu da bir yıl sonra bu kulede kafası kesilerek olmuştur.” Yedikule zindanlannda kat-ledilen Fatih’in meşhur Sadrazamı Halil Paşadır. “İstanbul’un Fethi sırasında ce-reyan eden muharebelerde Sadrazam Halil Paşa’nın gizlice Rumlarla muhare-be ettiğini haber alan Fatih, yaptığı araş-tırmalar sonucunda Sadrazam Halil Pa-şayı derhal Beş Kuleye hapsedip daha

sonra kafası kesilerek orada ki kuyuya atılmıştır. Ha1il Paşa’nın katlinden son-ra Yedi Kule zindanları genel bir hapis-haneye dönüşmüştür.

Muhtelif dönemlerde çeşitli önem-li şahsiyetlerin hayatlan hep bura-da sona ermiştir. Yedikule’de eceliyle ölen tek kişi ise Eflak Prensi Kostantin Brankovano’dur. İstanbul’a gelen bazı elçiler siyasi sebepler yüzünden bura-da hapsedilmişlerdir. Yedikule L Meş-rutiyet döneminde yeniden hapishane-ye dönüştürülmüş. Birçok ünlü kabada-yı Yedikule zindanlarında hapis hayatı

yaşamıştır. Meşhur “Haber uçtu devle-te de, beş yıl yattım hapiste, yedi düvel zindanından beterdir Yedikule” türküsü Yedikule zindanlarının ne bela yer oldu-ğunu anlatır.

Altın Kapı: 413-429 tarihleri arasın-da II. Theodosios tarafından inşa edilen kara surları üzerinde bulunan surlarla birlikte yapıl-mış “Altın Kapı”, Bizans döneminin ana

tören kaprsıdır. Adıru altın yal-dız kaplamalı kapı kanatların-dan alan üçlü girişi Marma-ra adası (Prokonnessos) mer-merleriyle kaplı iki pilonu ile zafer takını hatırlatan Altın Kapı’nın 15.50 x 8.50 metre boyutlarında ki orta girişi sa-dece imparatorlar tarafından Kullanılırdı. Kapının üstünde altın kaplama bronz harflerle “Kapıyı altm olarak yaptıran, altın bir devir yarattı” yazısı bulunurdu. Trakya yönünden gelen “Via Egnatia” denen şehirler arası yol bu kapının önüne ulaşrrdı. Kapıyı geçtik-ten sonra şehir içinde “Mese” adını alan yol Ayasofya mey-danına kadar uzanırdı. Halkm kullanımı için de daha kuzey-de bir kapı açılmıştır. Mermer Kule: Yedikule böl-gesinde kara ve deniz surla-rının buluştuğu noktada bulu-nan bu kulenin temelleri es-kiden deniz içinde idi. Kıyı şe-ridinin toprakla doldurulma-sı sonucunda günümüzde de-nizden içeride kalmıştır. Kule deniz surlarını orijinal parça-

sı değildir. Kesin yapım tari-hide bilinmemektedir. Ancak üzerinde bulunan “Paleologos”” ve “Kantakuze-nos” ailelerine ait monoğramlar kulenin (1300’lü yıllar) 14 yüz yıl sonlarında ya-pıldığı fikrini güçlendirmektedir. Bu ku-lenin mermerleri Marmara adasından getirilmiştir.

Yedi Kule Hisarı: Fatih devrinde hazi-nin korunması için yaptırılan hisar, uzun süre bu işlevini sürdürdü. Hisarda sak-lanan hazinenin III. Murat zamanında saraya alınması ile Yedi Kule Hisarı zin-dan olarak kullanılamaya başlamıştır. 1831 de Topkapı Sarayı önünde bulu-

74

KULTUR 4 9/23/13 9:14 PM

Page 77: TATLI HAYAT ISSUE 34

NİSAN 2013 15

nan aslan hanelerindeki aslanlar bura-ya getirildi, halka teşhir için açıldı.

Aya Konstantinos ve Helene (Kara-manhlar) Kilisesi: İmparator I. Kons-tantin ve annesi Helana adına yapı-lan kiliseyi İstanbul’un fethinden son-ra Karaman’dan getirilerek bu bölgeye yerleştirilen Rumlar yeniden inşa et-mişlerdir. Türkçenin Yunanca alfabe ile yazılıp okunduğu Karamanca diyalekti-nin kullanılan Karamanlı Rumların iba-dethane olması nedeniyle “Karamanlı Kilisesi” diyede anılır.Üzerindeki kita-belere göre Kilise 1805 de yapılmış en son 1963 de onarılmıştır.

Ayios Studios Manastırı (İmrahor Cami): Doğu konsülü Studios tara-

Yedikule aslında zindan oluşturmak amacıyla değil Bizans’a misafir gelen Kralları ve yabancı saray mensuplarım ihtişamlı bir şekilde karşılamak için yapılmıştır. İmparator I.Theodosis’un (390) bir zafer takı olarak yapılan ünlü “Altın Kapı” (Porta Aurea) II.Theodosis tarafından valisi Anthemusa şehir surlanyla birleştirilmiştir.

KULTUR 5 9/23/13 9:15 PM

Page 78: TATLI HAYAT ISSUE 34

KÜLTÜR

fından 5. yüz yılda da kilise ile birlik-te kurulan manastırın keşişleri uyuma-dan gece gündüz nöbetleşe ayin yap-tıkları için uykusuzlar olarak bilinirler. İstanbul’un ayakta duran en eski dini yapısı olan kilise asıl ününü 8. Yüz yıl-da sonra aziz ilan edilen Theodoros Studios’un baş keşişliği döneminde ka-zandı. Burada üretilen el yazmaları, iko-nalar ve minyatürlerle ünlüdür. Nanas-tır halkının ikonalaşmaya karşı mücade-lesi kilise tarihinde önemli yer tutar. Bi-zans İmparatorlarının 29 Ağustos’ta Al-tın Kapıdan geçip burayı ziyaret etmele-ri gelenekleşmiştir. 15. yüz yılda fetih-ten sonra İmrahor Cami adını aldı. Os-manlı döneminde şehrin en büyük ca-miierinden biri olan İmrahor Cami ünlü hattatlar yetiştiren bir merkez olmuş-tur. Kilise binası olarak erken Hıristi-yanlık bazilikalarının Helenistik tipinin örneğidir. Yapının mermer işçiliği, sü-tun başlıkları, pencere kemerleri silme-ler ve kornişler çok önemlidir. Bunlar 5. yüz yılda da taş işçiliğini güzel örnekle-ridir. Eski kaynaklarda ihtişamı anlatılan duvarları ve apsis yarım kubbesini süs-leyen mozaiklerden bugün eser kalma-

mıştır. Latin istilasında harap olan kili-seyi 1293 de İmparatorun kardeşi Kons-tantinos Paleologos tamir ettirmiştir. Taş döşeme süslemeleri bu dönemden kalmadır.

Kanlı Kuyu: Bizans ve Osmanlı döne-minde idama mahkum olan suçlula-rın kesilen kafaları o dönemde deni-ze ulaşan dipten güney ve batı yönün-de iki tüneli olan bu tarihi kuyu ve ku-yunun arkasında bulunan işkence tah-tasında görülen delikler Balkan harbi ve İstanbul’un işqali sırasında yedikule ye yerleşen yabancı askerlerden kalma kurşun delikleridir. Surların hemen di-bindeki bostanlarda çeşitli sebzeler ve meyveler yetiştiriliyordu ve hatta giri-şinde minik bir manav bile vardı. Bos-tanların her biri ayrı ayrı kişilere ait. Ba-zılarında küçük derme çatma kulübe-ler, sebzelerin yıkandığı küçük havuz-lar vardı. Ayrıca büyük bir bostan kuyu-su mevcuttu. Bostanlarda, kıvırcık, pazı, ıspanak, asma kabağı, patlıcan, roka, fasulye, domates, badem (salatalık) ye-tiştiriliyordu. Benim çocukluğumda en meşhur sebze “yedi kule maruluydu”.

Efsaneye göre: “Zindanlara hapsedilen önemli esirler arasında bir pagan bulun-maktaydı. Fakat ne zindan görevlileri ne de diğer komutan bu adamın bir pagan (Çok tanrılı dinden olan) olduğunu bilmiyorlardı. Onu Avrupalı diplomat, misyoner, casus ol-duğunu sanıyorlardı ve bu yüzden ona tür-lü işkenceler yaptılar. Sonunda pagan bu işkencelere fazla dayanamadı. Ölürken an-laşılmaz bir lisanla antik Latinceye benzer kelimeler kullanarak dua tarzı sözler söyle-di ve paganın cesedi umulmadık hızla eriyip gitti. Pagan orada işkence gören insanla-rın ruhlarının Mesih gelene kadar zindanla-rın içine duvarlara hapsolmasını, Mesih gel-diği gün bütün ruhların hesap sormak için serbest kalmasını dilemişti. O yüzden Yedi Kule Zindanları’nda bazen çığlıklar ve hatta Latinceye benzer bir lisanda söylenen söz-ler duyulur!!!.

76

KULTUR 6 9/23/13 9:15 PM

Page 79: TATLI HAYAT ISSUE 34

KULTUR 7 9/23/13 9:15 PM

Page 80: TATLI HAYAT ISSUE 34

SANAT

5000 YILLIK EL SANATI

TELKARI

!µ Sinan DEMİR • [email protected]

İncecik, dantelvari işlemecilik sanatı olan telkarinin tarihi geçmişi oldukça eskiye dayanmaktadır. Arkeolojik kazılardan elde edilen bulgulara göre, Mezapotamya’da M.Ö 3000 yılından beri, Anadolu’da ise M.Ö 2500 yılılndan beri kullanıldığı anlaşılmaktadır. Kısaca gümüş tel işleme sanatı anlamına gelen “telkari”, ince tel haline dökülen gümüşün bükülmesiyle oluşturulan küçük motiflerin bir araya getirilmesi olarak tanınır. Tümüyle el işçiliğine dayalı bir sanattır. Telkari sanatı ile yaygın olarak tütün kutusu, sigara ağızlıkları, aynalar, tepsiler, kemerler, küpeler, kolyeler, düğmeler ve yüzükler yapılabiliyor.

SANAT 2 9/23/13 9:16 PM

Page 81: TATLI HAYAT ISSUE 34

ARALIK 2011 00

8000 yıldan uzun bir tarihe sahip olan Çatalhöyük’te yapılan arkeolojik kazı-larda çıkarılan bakır ve kurşundan yapıl-mış süs eşyaları da bu tezi kuvvetlendir-mektedir. Geleneksel Türk maden sana-tına ait altın, gümüş, bakır, pirinç ve tunç objeler Selçuklu ve Osmanlı ustaların eserleridir. Malzeme olarak daha ziyade altın ve gümüşün kullanıldığı kuyum sa-natı, Türk maden işçiliğinde ayrıcalıklı bir yere sahiptir.

Telkaride, sanatkar, işinde kullanacağı her türlü malzemeyi kendisi yapar. Kul-lanılacak teller atölyede günler öncesin-de işin erbabı olan usta tarafından isteni-len ölçüde hazırlanır. Ocakta pota içinde eritilen gümüş, çubuk haline getirilmek için kalıba dökülür. Yapılacak işin şekli-ne göre çubuk döküm, üzerinde geniş-ten dara doğru delikleri olan çelikten ya-pılmış haddeden geçirilir. Haddeden ge-çirme hem zor hem de zaman istiyor. Bu işlem, kalınlığı aşağı yukarı 0.5 santim olan gümüş çubuk 1 milimetrelik ince bir tel haline gelinceye kadar devam ediyor.

Türkiye’de yapıldığı yerler Gümüşün yüzyıllardır dantel gibi işlendi-ği, Telkari sanatı, her el sanatı gibi ayak-ta kalmaya çalışıyor. Kuyumculuk sek-töründeki endüstrileşmeyle yaşam ala-nı daralan sanatın ustaları, telkari iş-lerneciliğini bugüne kadar taşımayı ba-şardı. Mardin Midyat, Ankara Beypazarı

ve Trabzon Telkari sanatının yaşatıldığı merkezlerden sayılıyor.

5 bin yıllık sanatİncecik, dantelvari işlemecilik sana-tı olan telkarinin tarihi geçmişi de ol-dukça eskiye dayanıyor. Arkeolojik kazı-lardan elde edilen bulgulara göre, tel-kari tekniğinin M.Ö. 3000 yılından beri Mezopotamya’da M.Ö. 2500’den bu yana da Anadolu’da kullanıldığı anlaşılmakta-dır. Telkarinin asıl merkezinin 12. yüzyıl-da Musul olduğu, bu sanatın Musul’dan Suriye’ye, oradan da Anadolu’ya geçti-ği ileri sürülmektedir. Telkati yapımının 15. yüzyıldan bu yana ise Türkler arasın-da da yaygın olduğu, özellikle de Güney-doğu Anadolu’da çok geliştiği bilinmek-tedir.

Telkariden yapılan ürünler Telkariden yapılan işler sayılamayacak kadar çeşitlidir. Mesela sigara ağızlıkla-rından, tütün kutusundan, fincan zarfla-rından tutun da çeşitli tepsiler, kemerler, tepelikler, aynalar hep telkari tekniği ile yapılmışlardır.

TELKARI YAPIM TEKNIĞITel ÇekmeKülçe halindeki gümüş veya hurda gü-müşler potada eritilerek ince çubuklar halinde dökülür.Daha sonra bu çubuklar silindirlerden ve haddelerden geçirilerek istenilen inceliğe getirilir.

Tel ile yaptıdığı için telkari edını alan bu sanata aynı zamanda “vav işi” de denili-yor. Bu isim Osmanlıca vav harfinin uy-gulamada, motif olarak sıkça kullahıl-masından geliyor. Ayrıca bu sanata “çift işi” diyenler de var. Bu ad, işin yapımı sı-rasında parçaların teker teker bir araya getirilmesinde kullanılan cımbız benze-ri aletten geliyor. Ama sanatkarlar ara-sında en çok “telkari” ve “çift” isimleri kullanılıyor.

Geçmişi 5 bin yıl öncesine kadar daya-nan altının gizemli yolculuğu, kuyum ustalarının hünerli ellerinde şekil bulan el sanatlarıyla hayat buluyor. Bu ku-yumculuk sanatlarından biri de Telkari. Deyim yerindeyse saç teli inceliğinde-ki altın ve gümüş tellerle yapılan el do-kumasına telkari sanatı deniyor. Ustala-rın ellerinde şekilden şekile giren takı-lar, insanı adeta 1001 gece masalarına alıp götürür. Telkari tekniğinin işlendiği ürünlerde göze çarpan sanat inceliği, insanı tari-hin karanlıklarından günümüze bir sa-nat yolculuğuna çıkarıyor. Sanat işle-meciliğinde tel, ne kadar ince olursa ta-kının değeri de o kadar artar. İncecik, dantelvari işlemecilik sanatı olan tel-karinin tarihi geçmişi de oldukça eski-ye dayanıyor. Melleart’ın bilimsel araş-tırmalarının bulguları referans alınarak geliştirilen tezlere göre, maden sanatı-nın ilk adresi Anadolu’dur.

NİSAN 2013 00

SANAT 3 9/23/13 9:16 PM

Page 82: TATLI HAYAT ISSUE 34

SANAT

Model HazırlamaYapılacak ürün önce ana hatlarıyla 1 / 1 ölçekte bir kağıt üzerine çizilir. Ürünün ana iskeletini oluşturacak parça esas alı-narak hangi kısımlarında kaç mikron ka-lınlığında tel kullanılacağı, iç kısmının ne şekilde, hangi desenlerle doldurulacağı belirlenir ve taslak üzerine yazılır.

TavlamaHaddelerden çekilen ve bükülen gümüş süratle sertleşir ve işlemede büyük ko-laylık sağlayan yumuşaklığını kaybeder. Bu tellerin yumuşaklıklarını tekrar ka-zanmaları için asbest bir tabaka üzerin-de ısıtılarak tavlanmaları gerekir. Telle-rin çekilmeleri ve ürüne işlenmeleri sıra-sında tavlama işlemi sık sık yapılır.

KesimHerhangi bir ürün yapılacağı zaman ge-rekli bütün teller taslak üzerinde belir-lenen kalınlık ve uzunluklara göre kesi-lerek hazırlanır.

Şekil VermeÜrünü oluşturan ana iskeletin kesilmiş ve yassılaştırılmış parçaları çizilmiş olan taslak üzerine konularak şekillendirilir ve belirli yerlerinden kaynakla birleşti-rilir. Sonra ince teller yerleştirilerek is-kelet tamamlanır. İskeletin içerisindeki boşluklar işin tekniğine göre daha ince tellerle doldurulur ve sıkıştırılır , gerekli yerlerden kaynakla birleştirilir. Bu şekil-de içleri doldurularak hazırlanmış parça-ların her birine bükülerek yada çukurlaş-

tırılarak son şekil verilir ve parçalar ara bağlantılarla birleştirilerek bir araya ge-tirilir.

Ayrıntıların YapımıTelkâride bir ürünü oluştururken ana parçaların dışında bu ana parçaları bir-leştirmede ve süslemede çeşitli parça-cıklar kullanılır. Örneğin “geverse” adı verilen minik küreler yapılırken matkap yardımı ile bir çivi üzerine sarılan ince teller makasla kesilir ve küçük halkalar elde edilir. Bu halkalar bir kömür parça-sı üzerinde ısıtılıp eritilerek minik toplar haline getirildikten sonra iki ağaç blok arasında sıkıştırılıp döndürülerek yuvar-laklaştırılır. Böylece 1-2mm çapında içi dolu kürecikler elde edilir. Daha büyük

80

“Kumaşın ve alunin sihirbazı derler Süryaniler için, oysaki ben Mardin’ de telkariyim. En eski kelebek kanadı, yiğitterin asası ... Benim göz zevkim, el emeğim, maharetle nakış olur gümüş üzerinde dansla. Ben Mardin’ im. En güzel gümüş işlemeciliğin yurdu yani.

Mezopotamya ilhamım, medeniyetler benim desen kaynağım. Ben, tel halindeki gümüşü diriltir, altını şahlandırırım.Basit bir el çekiciyle ve ayak körüğuyle sevda yakısını giimüşe yansıtırım. Ben en güzel kol düğmesiyim. Taşlara nakşetmiş atalarımla, gümüşü yonttum. Ben bir zevk tüneliyim. Bir çocuğun gelecek düşü, Mardin’de bir sevgi motifiyim. Ben telkariyim, dünden bugüne incecik zevkleri bulutlara işleyen, çiçeklere kazıyan ... “

SANAT 4 9/23/13 9:16 PM

Page 83: TATLI HAYAT ISSUE 34

Son İşlemlerAğartılan ürünler deterjanlı (eskiden de-terjan yerine çöven kullanılırdı) su ile tekrar yıkanır ve ince telli bir fırça ile iyice fırçalanır. Yüzeydeki fazlalıklar ve kaynak artıkları temizlenir; ürünlerin yü-zeyi düz bir çelik parçası ile parlatılır.

TELKARI ÇEŞITLERI Hesır Telkari “Örgü işi” veya “Trabzon işi” olarak da bi-linen bu teknikte, ürün tellerin örülme-si ile ortaya çıkarılmaktadır. Daha çok Trabzon yöresinde uygulanan bu teknik-te altın ve gümüş teller sekiz santimet-reye kadar ende örülerek şeritler haline getirilmektedir. Daha sonra silindirler arasından geçirilen bu örgüler ezilerek tam bir örgü şerit haline getirilir. Bu şe-ritler uygun uzunlukta kesilerek bilezik ve kolye yapılır.

Kakma Telkari Bu teknikte bir taş, maden veya ağaç yü-zey üzerine kazınan şekil ya da oyukla-rın içine tel yerleştirilir. Tel kakma yapı-

lacak yüzey üzerine çizilen şekil, kazıma veya asitle oyma tekniği ile yüzey üze-rinde çukurlaştırılır. Bu çukura yerleştiri-len çoğunlukla köşeli tel çekiçle vurula-rak sıkıştırılır ve şekil içerisine gömülür. Yüzeyden taşan kısımlar alınır, eğelenir, perdahlanıp parlatılır. Bu teknikle silah kabzaları, bıçak sapları, şemsiye sapları, zarf açacakları, yazı takımları, kaşık sap-ları, tespihler, nalınlar, ağızlıklar, baston sapları, şamdanlar. vb. eşya süslenir.

Kafes Telkari Bu teknikte tellere şekil verildikten son-ra kaynakla birleştirilerek bir ana iske-let oluşturulur. Bu iskeletin içi daha ince tellerle doldurulduktan sonra yine kay-nak yapılır ve gerekirse ürün minik küre-lerle ve toplarla süslenir. Bu teknikle kül tablaları, çakmak kılıfları, sigara ve mü-cevher kutuları, şamdanlar, tepsiler, şe-kerlikler, vazolar, ağızlıklar, nargile uçla-rı, çiçekler, sigara tabakaları, fincan, bar-dak, sürahi vb. eşya kılıfları, abajurlar, çeşitli tabaklar, düğmeler, kol düğme-leri, küpeler, tepelikler, kolyeler, breşler.

küre ve topları yaparken gümüş plaka önce presle değişik çaplarda daireler halinde kesilir.

Birleştirme ve KaynakTelkâri tekniği ile yapılan her ürünün ta-mamı telden yapılır. Bunun için bir ürün binlerce parçadan bükülerek ve birleş-tirilerek oluşturulur. Bu yüzden bu tek-nikte kaynak önemli bir yer tutar. Kay-nak materyali olarak gümüş - pirinç ka-rışımı bir alaşım kullanılır.

AğartmaBütün parçaları birleştirilmiş bir ürün son şeklini aldığı zaman ısıtma, kay-nak ve diğer işlemler nedeniyle kirlen-miş, kararmış ve oksitlenmiş durumda-dır. Ürünün doğal parlak rengini alabil-mesi için ağartma işlemi uygulanmak-tadır. Bu uygulamada bütün ürünler bir bakır kap içine konulur ve üzerlerine nitrik asitli su ilave edilir. Ürünler doğal renklerini alıncaya kadar birkaç dakika süreyle kaynatılır. Daha sonra bol su ile durulanır ve kurutulur.

81

SANAT 5 9/23/13 9:16 PM

Page 84: TATLI HAYAT ISSUE 34

SANAT

bilezikler, kemerler ve yüzükler üretilir. Beypazarı’nda telkaride bu teknik kulla-nılır.

Mardin’de Telkari Özellikle Mardin ve Midyat ilçesinde tel-kari sanatı oldukça gelişmiştir. Hatta Mardin ve Midyat, telkarinin doğup bü-yüdüğü yer olarak hafızalarda yerini çok-tan kazımış durumda. Kısaca gümüş tel işleme sanatı anlamına gelen telkari için Mardinlilerin yüreğinden çıkan yukarı-daki mısralar bu sanatın kadim kent için

ne kadar anlamlı olduğunu ifade etme-ye yetiyor.

Beypazarı Telkari İşçiliği Telkari sanatı, Beypazarı’na Ahilik yoluy-la kazandırılmıştır. Beypazarlılar bu sa-natı kabul etmişler ve zaman içinde ge-liştirmişlerdir. Daha çok süs eşyaları ve takılar yapılmaktadır. Kemer, kolye, bi-lezik, küpe, iğne, başlık ve tılsım başlıca takı çeşitleridir. Telkarideki motifler tabi-atın Türk-İslam düşüncesi ile yorumlanı-şı ve Türk zevkini yansıtır. Beypazarı

ilçesi, telkari sanatı, giyimi kuşamı, ye-mekleri, evleri ve el sanatları açısın-dan incelenmeye ve araştırılmaya de-ğer özellikler gösterir. İlçede gümüş iş-leri yapımının tarihi çok eskilere daya-nır. Eski ustalar döküm gümüş ve al-tın işleri yaparken son 40 -50 yıldan bu yana telkan ile uğraşmaya başlamışlar-dır. Bu eski ustaların yetiştirdiği ve onla-rın bıraktığı yerden başlayan yeni ustalar ise 20. yüzyılın son çeyreğinde telkariyi Beypazarı’nda geliştirerek adını yurtdışı-na kadar duyurmuştur.

82

Bir altın veya gümüş tel ya da levhadan, özel bir alet ile, elde edilmiş tane veya kürelerden ibaret olan telkarideki aynı optik etki aynı kalınlıktaki 2 ya da daha fazla telin örülmesi ile elde edilebilir. Bu kürelerin sırasıyla kaynak ile örülmesine granülleşme denmektedir ve Etrüskler tarafından en üst seviyeye getirilmiştir. Telkari, tamamen elde yapılan bir işlemdir. Bu amaçla

teller kendilerinin etrafında oval, yuvarlak vb. şekiller oluşturularak sarılırlar.

SANAT 6 9/23/13 9:16 PM

Page 85: TATLI HAYAT ISSUE 34

SANAT 7 9/23/13 9:16 PM

Page 86: TATLI HAYAT ISSUE 34

Bu hastalıklar herhangi kişide görülebilir, ancak bazı işlerde çalışıyor olmak bu has-talıkların ortaya çıkmasında bir miktar rol oynayabilir, ya da hastalığın seyri üzerin-de etkisi olabilir. Bu grupta yer alan sağlık sorunlarına da işle ilişkili hastalıklar adı verilmektedir. Gerçekte işle ilişkili hastalıklar genellik-le kronik ve dejeneratif hastalıklardır. Ko-roner kalp hastalığı, kronik bronşit, bazı kanserler, hipertansiyon, dejeneratif artrit gibi hastalıklar bu grupta yer alır. Örneğin kronik bronşit oluşunda sigara içilmesi ve hava kirliliğinin yanı sıra tozlu ortamın da etkisi vardır. Bunlardan yalnızca tozlu or-tam belirli bir iş türü ile ilişkilidir. Dolayı-sı ile kronik bronşit belirli bir işte çalışma ile doğrudan ilişkili değildir, ama tozlu or-

tamda bulunmak, mesleksel olarak toza maruz kalmış olmak hastalığın oluşunda etkili olabildiği gibi, hastalığın seyri üze-rinde de etkili olabilir. Bu şekilde üç grup halinde ifade edilen sağlık sorunlarından çalışanlar arasında en sık görülenler ge-nel hastalıklardır.İşyeri sağlık birimlerinde çalışmalar sıra-sında en çok karşılaşılan sağlık sorunları üst solunum yolu enfeksiyonları türünden hastalıklardır. İkinci sıklıkta görülenler de işle ilişkili hastalıklardır. Meslek hastalık-ları gerçekte en seyrek olan sağlık sorun-larıdır. Bununla birlikte meslek hastalık-ları çalışma hayatına özgü olan sağlık so-runlarıdır. Bunun ötesinde meslek hasta-lıkları işyerinde yapılacak düzenlemeler-le korunulabilir olan sağlık sorunlarıdır.

Çalışan bir kişinin sağlık so-runları 3 grupta ele

alınabilir. Bunlardan birincisi genel sağ-lık sorunlarıdır. Çalışan kişiler de toplu-mun diğer bireyleri gibi toplumdaki ge-nel hastalıklara yakalanabilirler. Bu sağ-lık sorunlarının ortaya çıkmasında çalış-ma hayatının, belirli bir işte çalışıyor ol-manın özel bir önemi yoktur.Bir diğer grup ise doğrudan çalışma ha-yatında karşılaşılan faktörlerin etkisi ile meydana gelen, diğer bir ifade ile işe özgü olan sağlık sorunlarıdır. Bu grup-ta iş kazaları ile meslek hastalıkları yer almaktadır. Bir de bu iki grubun dışında bazı sağlık sorunlarının bulunduğu ara grup vardır. Bu ara grupta yer alan sağ-lık sorunları belirli bir işe özgü değildir.

SAĞLIK

MESLEKHASTALIKLARI

84

Meslek hastalığı, belirli bir meslek ya da sanayi kolunda çalışanlarda, işin niteliğinden ya da çalışma koşullarından dolayı, bedensel ya da ruhsal bütünlüğün bozulmasıyla ortaya çıkan hastalıkların ortak adıdır. Meslek hastalıkları çoğunlukla kronik seyirli hastalıklardır ve uzun süreli etkilenme sonucunda meydana gelir. Bu yüzden meslek hastalığı tanımında bazı mesleklerde çalışıyor olmanın yanı sıra, belirli bir işyerinde uzunca bir süreden beri çalışıyor olma özelliği yer almalıdır.

SAGLIK 2 9/23/13 9:18 PM

Page 87: TATLI HAYAT ISSUE 34

mektedir. Benzeri şekilde gürültüye bağ-lı işitme kaybı oluşması için de en az 2 yıl gürültülü ortamda çalışmış olmak gerek-mektedir. Meslek hastalığı, işin niteliğine göre de farklı farklı olmaktadır, yani deği-şik işlerde, etkilenilen faktöre bağlı ola-rak farklı meslek hastalıkları oluşmakta-dır. Tanımda meslek hastalıklarının geçi-ci veya sürekli olabildiğine işaret edilmek-le birlikte bu hastalıklar genellikle sürek-lidir.

Meslek Hastalıklarının TürleriÇeşitli mesleklerde çalışanlarda fark-lı meslek hastalıkları görülebilir. Öte yan-dan hastalık vücutta farklı organlarda yerleşebilir ve çeşitli organ veya sistem tutulumuna bağlı farklı klinik tablolar da oluşabilir. Bu nedenle meslek hastalıkla-rının sınıflaması iki şekilde yapılabilir. Bir yaklaşıma göre meslek hastalıkları, has-talığa neden olan faktöre göre sınıflandı-

rılabilir. Bu durumda işyerlerinde bulunan faktörlere benzer şekilde fiziksel, kimya-sal, biyolojik, vs. nedenli meslek hastalık-larından söz edilebilir. Diğer yaklaşımda ise mesleki deri hasta-lıkları, mesleki solunum sistemi hastalık-ları… gibi sınıflandırma yapılabilir. Bu yak-laşıma göre en sık meslek hastalığı türü mesleki deri hastalıklarıdır. İnsan vücu-dundaki en büyük organ olması ve dış or-tamla doğrudan temas halinde bulunma-sı nedeniyle deri hastalıklarının sık görül-mesi olağandır. Ancak özellikle gelişmek-te olan ülkelerde rutin veri kaynaklarında bunu saptama olanağı yoktur, çünkü deri hastalıkları önemli bir sorun olarak algı-

lanmadığı ve yeterince önemsenmediği için bu yakınma ile sağlık kuruluşuna baş-vurulmaz, böylece deri hastalıkları yete-rince kayıtlara geçmez.Meslek hastalıklarında deriden sonra en sık tutulan bir sistem de solunum sistemi-dir. Solunum sistemi de dış ortamla doğ-rudan temas halindedir ve çevredeki pek çok faktör akciğerlere kolaylıkla ulaşabi-lir. Alveoler yüzeyin çok geniş olması da temas yüzeyini artırmaktadır. İşyeri orta-mında bulunan tozlar, kimyasal maddeler solunum yollarında irritan etki yapabilir veya akciğerlerin derinliklerine kadar ula-şıp orada birikebilir ve çeşitli reaksiyonla-ra yol açabilirler. Deri ve akciğerler dışın-da pek çok organ ve sistemle ilgili bulgu ve belirtiler de çeşitli meslek hastalıkla-rında görülebilir.

Bunlar arasında hematopoietik sistem, si-nir sistemi, dolaşım ve sindirim sistemleri, böbrekler, gözler, işitme duyusu gibi or-

gan ve sistemler sayılabilir. Öte yandan bazen meslek hastalığı tablosunda bir-den fazla organ veya sistemlerle ilgili belirti ve bulgular olabilir. Örneğin kur-şun zehirlenmesi sistemik bir zehirlen-me tablosu şeklinde seyir gösterir ve sinir sistemi, dolaşım sistemi, sindirim sistemi, böbrekler, hematopoietik sis-tem gibi çeşitli organ ve sistemle ilgili belirti ve bulgular olabilir. Meslek has-talıkları işyerlerindeki faktörlere göre de sınıflandırılabilir. İşyerlerinde işin niteliğine ve işkoluna göre çeşitli faktörler bulunabilir. İnce-leme kolaylığı bakımından bu faktör-ler kimyasal, fiziksel, biyolojik vb. grup-lar halinde değerlendirilir. Meslek has-talıkları da bu yaklaşıma paralel ola-rak sınıflandırılabilir. Buna göre başlıca meslek hastalığı grupları şu şekildedir:

a) Fiziksel nedenli meslek hastalıklarıBu grupta işyeri ortamında bulunan baş-lıca fiziksel etkenlere bağlı olarak gelişe-bilecek meslek hastalıkları yer alır. Sık ör-nekleri olarak gürültüye bağlı işitme kay-bı, sıcak ve soğuk ortamda çalışanlarda görülen meslek hastalıkları, iyonizan ve non-iyonizan radyasyonun etkilerine bağlı hastalıklar, yüksek ve düşük basıncın ne-den olduğu sağlık sorunları, titreşim etki-si ve tekrarlayan (repetitive) işlemler ne-deniyle meydana gelen hastalıklar vs. sa-yılabilir.b) Kimyasal nedenli meslek hastalıklarıİşyeri ortam faktörleri olarak en çok kar-

Bu yüzden iş sağlığı çalışmalarında mes-lek hastalıkları konusunun özel bir öne-mi vardır.Meslek hastalığı bir kişinin, çalışma ha-yatında karşılaştığı etkenler nedeniyle meydana gelen hastalığıdır. Meslek has-talıkları belirli mesleklere özgü hastalık-lardır. Bu hastalıklarda yapılan iş ile has-talık arasında doğrudan nedensel bir iliş-ki söz konusudur. Bu ilişki öyle boyuttadır ki, kişi söz konusu işte çalışmıyor olsa bu hastalık meydana gelmeyecektir. Örnek olarak kurşun zehirlenmesi düşünüldü-ğünde, bu hastalık ancak kurşun kulla-nılan işlerde çalışan kimselerde meyda-na gelebilir. Benzeri şekilde pnömokon-yoz da ancak tozlu ortamlarda çalışan ki-şilerde meydana gelebilir. Meslek nede-niyle kurşun etkilenmesi olmayan bir ki-şide kurşun zehirlenmesi (nadir haller dı-şında) görülmeyeceği gibi, tozlu yerlerde çalışmayanlarda da pnömokonyoz mey-dana gelemez.Meslek hastalıkları çoğunlukla kro-nik seyirli hastalıklardır ve uzun sü-reli etkilenme sonucunda meydana gelir. Bu yüzden meslek hastalığı ta-nımında bazı mesleklerde çalışıyor olmanın yanı sıra, belirli bir işyerin-de uzunca bir süreden beri çalışıyor olma özelliği yer almalıdır. Ülkemiz-de Sosyal Sigortalar Kurumu yasa-sında ve bu yasaya bağlı olan Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü’nde meslek hastalığı tanımı şu şeklide verilmektedir: “sigortalının, çalıştı-rıldığı işin niteliğine göre tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartla-rı yüzünden uğradığı, geçici veya sü-rekli hastalık, sakatlık ve ruhi arıza halleri meslek hastalığıdır”.

Tanımda meslek hastalığının mes-lekle ilişkisi net bir biçimde ortaya kon-maktadır. Bununla birlikte birkaç nok-ta üzerinde durulması uygun olacaktır. Meslek hastalığı kısa süreli maruziyet-ler sonucu değil de tekrarlanan sebep-le oluşmaktadır. Meslek hastalığı genel-likle aylar-yıllar boyu tekrarlanan ma-ruziyetler sonucu oluşur. Yani örneğin bir veya birkaç kez tozlu ortama veya maden ocağına girmekle pnömokonyoz meydana gelmez. Pnömokonyoz çoğun-lukla tozlu işlerde 10 yıl veya daha uzun süre çalışanlarda görülür. Hastalığın olu-şabilmesi için en az 3 yıllık maruziyet sü-resinin geçmesi gerektiği Sosyal Sigor-ta Sağlık İşlemleri Tüzüğü’nde belirtil-

85

SAGLIK 3 9/23/13 9:19 PM

Page 88: TATLI HAYAT ISSUE 34

SAĞLIK

şılaşılan etkenler kimyasal maddelerdir. Çeşitli işlerde kullanılan kimyasal mad-delerin sayısı binlerle ifade edilecek kadar çoktur. Bu maddelerin hepsi insan sağlığı bakımından sakıncalı etki göstermemek-le birlikte, oldukça çok sayıda kimyasal maddeye bağlı meslek hastalığı da görül-mektedir. Sık olarak karşılaşılan örnekleri arasında kurşun, civa gibi ağır metallerle meydana gelen zehirlenmeler, karbonmo-noksit, hidrojen siyanür, kükürt dioksit gibi zehirli ve irritan gazların yol açtığı hasta-lıklar, benzen, toluen, hekzan, trikloretilen vb. solventlerin neden olduğu sağlık so-runları, asit ve alkali maddeler, pestisid-ler, kanserojen maddelerin neden olduğu hastalıklar vs. sayılabilir. Bu mad-delerin bazıları öldürücü olabilen zehirlenme tablolarına yol açabi-lir, bazıları sinir sistemi belirtileri ve davranış bozuklukları ile sey-redebilir veya malign hastalıkların gelişmesine neden olabilir.

c) Tozlarla meydana gelen meslek hastalıklarıEn çoğu solunum sistemi ile ilgi-li olmak üzere tozların yol açtı-ğı çeşitli hastalıklar vardır. Bazı tozlar deri ve mukozalarda irritan etki yapar, bazıları akciğerlerde depolanır, fibrotik reaksiyona ne-den olarak kronik solunum siste-mi hastalıklarına yol açar, bazıları ise kanser gelişmesine neden olur. Toz maruziyeti en çok madencilikte so-rundur. Bununla birlikte toprak ve seramik mal-zeme imali, demir döküm işleri gibi pek çok alanda toz maruziyeti söz konusu ola-bilir. Bu işlerde çalışanlar inorganik toz-larla karşılaşırlar. Öte yandan dokumacı-lık, tarım ve hayvancılık gibi bazı meslek-lerde çalışanlar da bu işleri sırasında bazı organik tozlarla karşılaşırlar. Organik toz-lara bağlı olarak da bazı meslek hastalığı tabloları tanımlanmıştır.

d) Biyolojik faktörlere bağlı meslek hastalıklarıBu grupta başlıca sağlık personeli ile ta-rım ve hayvancılık işlerinde çalışanlarda görülen ve mikro organizmaların neden olduğu hastalıklar bulunur. Bu grupta yer alan hastalıkların bazıları hem insanlarda hem de hayvanlarda görülebilir. Tüberkü-loz, şarbon, brusellozis, parazit hastalık-ları biyolojik nedenli meslek hastalıkları-nın en çok bilinen örnekleridir.

e) Ergonomik faktörlere bağlı meslek hastalıklarıÇalışma sırasında sağlığa uygun olmayan duruş ve çalışma şekilleri, ağırlık kaldır-ma ve taşıma, hızlı çalışma temposu gibi faktörler de bazı sağlık sorunlarının nede-ni olabilir.

Meslek Hastalıklarında Tanı YöntemleriMeslek hastalıkları konusunda öncelik-le yapılması gereken, hastalık tablosu-na doğru bir klinik tanı konmasıdır. Ancak meslek hastalıkları bakımından yalnızca klinik tanı konması yeterli değildir. Söz ko-nusu hastalığın “meslek hastalığı” olarak tanımlanması için klinik tanının yanı sıra,

bu hastalığın belirli bir işte çalışıyor ol-maktan dolayı meydana geldiğinin, yani hastalığın meslekle ilişkisinin de ortaya konması gerekir. Bunun için ise hastanın meslek öyküsünün öğrenilmesi gereklidir.

TÜRKİYE’DE MESLEK HASTALIKLARITürkiye’de meslek hastalıkları konusu Sosyal Sigortalar Kurumu’nun kurulma-sından sonra gündeme gelmiştir. İlk yıl-larda başlıca madenlerde çalışanlar ara-sında görülen mesleksel solunum siste-mi hastalıkları saptanmış, kimyasal ne-denli meslek hastalığı tanısı olarak birkaç zehirlenmeden başka tanı konmamıştır. Daha sonra 1970’li yılların başlarında Ça-lışma Bakanlığı bünyesinde önce İşçi Sağ-lığı ve İş Güvenliği Merkezi sonra da SSK bünyesinde Ankara ve İstanbul Meslek Hastalıkları Hastanelerinin kurulması ile kimyasal nedenli değişik meslek hasta-lıklarına da tanı konulabilir olmuş, böyle-likle tanı konan meslek hastalığı türlerin-de artma meydana gelmiştir. Sonraki dö-nemde uzun yıllar Türkiye’de yıllık mes-

lek hastalığı sayısı 1000-1200 dolayında seyretmiştir. Son yıllarda ise sayı daha da azalmış, 2010 yılında 803 ve 2012 yılın-da da 601 meslek hastalığı olgusu rapor edilmiştir. Meslek hastalıklarının yüz bin çalışanda görülme sıklığı olarak incelen-mesinde de 1998 yılında yüz bin işçi ara-sında 26 kişide meslek hastalığı görül-mekteyken 2002 yılında bu sayının yüz binde 12 düzeyine düşmüş olduğu görül-mektedir. Bu değerlerin Türkiye için bek-lenen sayılara göre oldukça düşük oldu-ğu ifade edilebilir. Örneğin Almanya’da her yıl 40 bin, ABD’de de 400 bin dola-yında meslek hastalığı olgusu rapor edil-mektedir. Meslek hastalığı türleri olarak

incelendiğinde de Türkiye’de en büyük bölümün kurşun ze-hirlenmesi ve pnömokonyoz-lar olduğu, mesleki deri has-talıklarının ve kas-iskelet sis-temi rahatsızlıklarının hemen hiç bulunmadığı görülmekte-dir. Türkiye’de meslek hastalı-ğı sayısının az oluşunun nede-ninin meslek hastalığı olgula-rının yeterince saptanmaması olduğu düşünülmektedir. Ör-neğin 2002 yılında bildirimi ya-pılmış olan 601 meslek hasta-lığı olgusunun 313 tanesi kö-mür madenciliği, 139 tanesi de nakil araçları imali işkollarında

görülmüştür. Bu durumda bütün meslek hastalığı olgularının %75.2’si bu iki işkolunda görülmüş olmaktadır. Oysa ülkedeki bütün işyerlerinin %2.2’si ve bü-tün çalışanların %4.1’i bu iki işkolunda çalışan kişilerdir. Benzeri şekilde bütün meslek hastalığı olgularının %83.3’lük bö-lümü Ankara, İstanbul ve Zonguldak’tan bildirilmiştir. Oysa işyerlerinin ve işçilerin ancak %40 kadarı bu üç ilde bulunmakta-dır. Bu üç il meslek hastalıkları hastanele-rinin bulunduğu illerdir. Bu illerde diğer il-lere göre daha fazla hastaya tanı konuyor olması beklenebilecek bir durumdur, an-cak ülkedeki her 5 meslek hastalığından 4 tanesinin bu üç ilde görülüyor olması do-ğal karşılanamaz.

KAYNAK:http://www.wellpoint.com.tr/wellpoint-makaleler/109-meslek-hastalklar-ve-tehlike-tanmlar.htmlSosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü,506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu,5489 Sayılı Sosyal sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu

86

SAGLIK 4 9/23/13 9:19 PM

Page 89: TATLI HAYAT ISSUE 34

SAGLIK 5 9/23/13 9:19 PM

Page 90: TATLI HAYAT ISSUE 34

REKLAM İNDEKSİ

88

ÖN KAPAK İÇİ ARKA KAPAK İÇİ ARKA KAPAK

01 02 0403

05 06 11

29

07 1309

27

17

21 23 333125

35 37 39 51 53

77

43

55

87

8357 59 61 71

47

INDEKS 2 9/24/13 7:34 PM

Page 91: TATLI HAYAT ISSUE 34

AKTUEL 1 9/23/13 9:35 PM

Page 92: TATLI HAYAT ISSUE 34