33
Sağlık Araç Gereçleri ve Üretim Sağlık Güvenlik ve Çevre Yönetim Sistemleri ÇARE Medplast-S Çare Sağlık Güvenlik Müh. Müş. San. Tic. Ltd’nin bir kuruluşudur. Çubuk Yolu Güldarpı Köyü 06760 Çubuk / Ankara - Tel: +90 312 827 14 12 (pbx) Fax: +90 312 827 14 14 www.medplast.com.tr / [email protected] Profesyonellerin tercih ettiği şırınga...

Profesyonellerin tercih ettiği şırınga€¦ · dan hiçbiri yoksa bile biraz gelecekten umudu olan kimse darbe istemez. 15 Temmuz akşamı biz eşimle Ya-şam Merkezimizdeydik

  • Upload
    others

  • View
    9

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga€¦ · dan hiçbiri yoksa bile biraz gelecekten umudu olan kimse darbe istemez. 15 Temmuz akşamı biz eşimle Ya-şam Merkezimizdeydik

Sağlık Araç Gereçleri ve Üretim

Sağlık Güvenlik ve Çevre Yönetim Sistemleri

ÇAREMedplast-S Çare Sağlık Güvenlik Müh. Müş. San. Tic. Ltd’nin bir kuruluşudur.

Çubuk Yolu Güldarpı Köyü 06760 Çubuk / Ankara - Tel: +90 312 827 14 12 (pbx) Fax: +90 312 827 14 14

www.medplast.com.tr / [email protected]

Profesyonellerin tercih ettiği şırınga...

Page 2: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga€¦ · dan hiçbiri yoksa bile biraz gelecekten umudu olan kimse darbe istemez. 15 Temmuz akşamı biz eşimle Ya-şam Merkezimizdeydik

22

İrem Nurgül Durmuş Karataş

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü[email protected]

15 Temmuz 2016 Milli İrade’ye Darbe Girişimi’nin ardından Türk Halkı Elif Gibiydi…

Türk Halkı “Bir” oldu, “Dik” durdu; ülkesine ve geleceğine sahip çıktı.

Zira biraz Vatan Sevdası, birazcık aklı olan, evladı olan, evi, işyeri ya da banka-da 3 kuruş da olsa parası olan, bunlar-dan hiçbiri yoksa bile biraz gelecekten umudu olan kimse darbe istemez.

15 Temmuz akşamı biz eşimle Ya-şam Merkezimizdeydik. Telefon gelip “Darbe oldu, sokağa çıkma yasağı var” denildiğinde çıkıp hemen evimize yol aldığımızda insanlar ATM’lerin, ban-kaların, bakkalların önünde kuyruktu. Eşimle birbirimize baktık. Para çek-mek saçmaydı, çünkü darbe olduysa ya da olacaksa zaten paranla ekmek alacağın bir fırın bile kalmayacaktı. Tek derdimiz eve kızımıza ulaşmaktı. Hızla evimize geldik. Elbette korkunçtu. Sonra saatler ilerledikçe, ölüm haber-leri arttı, aralarından tanıdıklarımız çıktı. İçimiz yandı ve çok şükür, darbe halkın Elif olmasıyla bastırıldı. Çünkü Elif varsa Vav olur karşısındaki, eğilir Hak önünde. Hele ki, Hak, Halk’tan görünmeyi seçtiği gecelerde…

Şimdilerde dönüp kendime, “ülke-mizde yaşanan bu son büyük olay bireysel anlamda bize ne öğretti?” diye soruyorum. Bin bir farklı görüş,

bin bir farklı yorum var. Hepsi karşıt görüşü çürütmeye çalışıyor. Ve aslında halk olarak, bu son olayın gerçek yüzü-nü hiçbirimiz tam olarak bilemesek de, gördüğümüz kadarıyla izliyor ve değer-lendiriyoruz kendimizce. Ben biraz da içime dönüğüm, yorumlarım da öyle… 15 Temmuz akşamı Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan son anda kurtul-masa belki ölebilirdi, Allah onu ve ülkeyi korudu. Bu gerçekten hepimiz için çok fena olurdu. Şimdi yaşıyor ama yine de maddi manevi çok büyük zarar aldı zannediyorum. Fethullah Gülen, şimdi belki de idam edilecek. İdam edilmese de, zaten yaşlı olan bu adam hayatı-nın son yıllarını belli ki, çok da parlak geçiremeyecek. Ülkede ise yüzlerce kişi öldü, insanların bedenleri ortadan ikiye parçalandı. Asker de öldü, polis de öldü, halk da öldü. Cumhurbaşkanımızın ya-kın dostu ve onun oğlu da öldü. İnsanlar öldü, insandan ötesi yok. ---Doğrusu, bu satırları yazan ellerim toprak olacak. Sizin de bunları okuyan gözleriniz toprak olacak. Bana sorsa-lar, ölüm varken, hiçbir konu bireysel anlamda da kavga etmeye değmez, toplumsal anlamda da savaşlara değmez. Yine de dünya tarihi boyun-ca kavgalar da savaşlar da hep var olmuştur. Öleceğimizi mi unutuyoruz acaba geçici menfaatler uğruna?

Darbe gecesi her inanan gibi, içim acıdı olanlara ve Kuran-ı Keriym’i alıp

elime baktım, iki ayet sesleniyordu aslında halka…

* Allah’ın Resulü içinizdedir (enfüsü-nüzdedir) Hucurat Sûresi / 7. Ayet* Allah, Şah Damarından Yakiyn’dedir Kaf Sûresi / 16. Ayet---Çok şükür İrem olarak benim haya-tımın hiçbir döneminde FG’ci yapının hiçbir okul, dershane ya da benzeri bir ayağıyla hiçbir bağım olmadı; ancak genel anlamda bakınca insanlara, en azından bir dönem, en azından bir bardak çay içmeyen nerdeyse yok denecek kadar az Fethullah Gülen ile bağlantılı yapılarda.

Öyleyse bana göre 15 Temmuz akşa-mı, bu iki ayetle Kuran-ı Keriym dedi ki bizlere; “Hâlâ dışarda bir şey ara-ma. Bak FG’den maddi ya da manevi bir şeyler bekleyenlerin haline. Onlara gülüp keyif alma, seyret ve ibret al. Ve sen hâlâ kendine ilahlar edinme. Birilerini oku ve geç. Bir hoca bir şey mi öğretiyor, oku, alacağını al ve geç. Ona tapma! Şimdi Fethullah gider de X-hullah gelirse, ona da yakın olma. Bir gün o da bitecek. Kendine dön, kendinde ara. Kendi özüne in. Allah sana Şah Damarından Yakiyn’dir, onun Resulü enfüsündedir”

* Allah bize yeter, O ne güzel vekildir!Ali İmran sûresi / 173. Ayet

Bu dergi reklamı net: 21 x 28,5 cm ve silme (taşma paylı -bleed): 21,6 x 29,1 cm dir.

Dräger X-am® 2500 hassas sensör teknolojisini ve 12 saat pil ömrünü bir araya getirerek sizi vetakımınızı uzun süre güvende tutar. İçerisinde yer alan yenilikçi katalitik Ex sensörü sayesinde yanıcıgaz ve buharlara karşı oldukça hassastır.

AYRINTILI BİLGİ İÇİN: WWW.DRAEGER.COM.TR

Draeger Safety Korunma Teknolojileri Ltd. Şti.İlkbahar Mh. Konrad Adenauer Cd. No: 54/A-B Yıldız, Çankaya - AnkaraTel : (0312) 491 06 66 • Faks : (0312) 490 13 14

Görünmez tehlikelerden korunmanın en etkin yolu.

Dräger. Yaşam için Teknoloji.

Hiçbirtehlikesaklanamaz.

Page 3: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga€¦ · dan hiçbiri yoksa bile biraz gelecekten umudu olan kimse darbe istemez. 15 Temmuz akşamı biz eşimle Ya-şam Merkezimizdeydik

4 5

Görsel Yönetmenİrem Nurgül Durmuş Karataş

Yayın İdare Merkeziİvedik Cad. No:110 Yenimahalle - AnkaraTel: 0312 344 01 96 - Fax: 0312 343 66 46

Yayın TürüYaygın - Süreli / ISSN: 2146 - 9407

Baskı ve CTP Kalıp Özyurt Matbaacılık

Basım Tarihi: 15.07.2016Abonelik: Tel: 0 312 344 01 96 (pbx)

Yayın KuruluDoç Dr. F. Nur Eriş, İSG Uzmanı Kemal

Çetinkaya, Uz.Dr. Mehmet Ergin, Çevre Uzmanı Hüseyin Gelmez,

İş Güvenliği Uzmanı Ziya Koç, Dr. Tahir Soydal (İş Sağlığı Bilim Doktoru)

Danışma KuruluProf. Dr. Recep Akdur, Yıldırım Akpınar(Çal.Bak.Eski Teftiş Kurulu Baş.), Prof. Dr. Sefer

Aycan, Uz. Dr. Cebrail Şimşek, Ziya Demir, Dr. Hınç Yılmaz, Doç. Dr. Tayfun Güngör,

Doç. Dr. Tevfik Pınar, Prof. Dr. Kadirhan Sunguroğlu, Uz. Dr. Engin Tutkun, Prof. Dr. Aytül Çakmak,

Doç. Dr. Mehmet Uğurlu, Doç. Dr. Halil Murat Ünver, Doç. Dr Yusuf Üste

EKOTEKNİK İSG DERGİ EKİBİMİZ - KÜNYE

İmtiyaz SahibiEkoteknik İş Sağlığı Güvenliği ve Çevre

Hizmetleri Adına Halis Yolcu

Ekoteknik İSG Dergisi’nin amacı, iş sağlığı güvenliği ve çevre konularında özellikle

uygulayıcı konumdakilerin deneyimlerini ve izlenimlerini belgelemek, birikimlerin paylaşılmasını sağlamak ve yeni ufuklar

açarak başvurulabilecek bir kaynak yaratmaktır. Üç ayda bir yayınlanır. Yayının

telif hakkı Ekoteknik İş Sağlığı Güvenliği ve Çevre Ölçüm Teknolojileri Ltd. Şti’ne

aittir. Dergi içeriğinin tamamen ya da kısmen elektronik, mekanik veya başka

biçimde çoğaltılması Ekoteknik’in iznine tabidir. Yayınlanan yazı ve reklamların

sorumluluğu sahiplerine aittir.

Editör Yadigâr Yolcu

Kazaların Çevresel ve Teknik Araştırması Bilim Uzmanı

Sorumlu Yazı İşleri Müdürüİrem Nurgül Durmuş Karataş

İş Sağlığı Güvenliği ve Çevre Dergisi

Ekoteknik İSG

SAĞLIK SAYFALARI 54 Türkiye’de Ulusal Akreditasyon Süreci Başlıyor…

55 Sağlık Bakanlığı Yeniden Recep Akdağ’da...

58 Ekoteknik İSG Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Uz. Dr. Tolga Evren: Sağlığın Vazgeçilmez Elemanları: PROBİYOTİKLER

60 Ekoteknik İSG Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Uz. Dr. Mehmet ERGİN: Zika Virüsü Nedir?

İçindekiler

06 Prof. Dr. Ahmet ŞİMŞİRGİL: ‘Asrın İhaneti’nin Analizi: İslamiyet’i Tahrip Edip Tüm Dünyaya Yaydı

08 ÇALIŞMA HAYATINDA YENİ DÖNEM: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, 1 Temmuz 2016 itibariyle yürürlüğe giren İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası ile ilgili basın toplantısı düzenledi.

10 Kazaların Çevresel ve Teknik Araştırması Bilim Uzmanı / A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Yadigar Yolcu: Asıl İşveren İle Taşeron Arasındaki İlişkide İş Sağlığı Güvenliği Açısından Ortaya Çıkan Sorumluluklar

13 İş Sağlığı Güvenliği Genel Müdürü Tarkan Alpay Oldu

14 Ege Bölgesi’nin Lideri: EKOGLOBAL İSG

15 Ege Bölgesi’nde Önemli Atama: Hasan Hüseyin Kurt

16 ÇSGB Emekli İş Başmüfettişi E. İş Teftiş İstanbul Grp.Bşk. Yrd. A Snf İSG Uzmanı Özlem Özkılıç: Büyük Endüstriyel Kazaların Önlenmesi ve Etkilerinin Azaltılması Hk. Yönetmelik Kapsamında Sonuç Analizi ve Bireysel ve Sosyal Risk Modellemeleri

20 SMMM-Bağımsız Denetçi Mehmet Aydın: 1 Temmuz 2016 Tarihi İtibariyle Yapılması Gereken Yükümlülükler Bir Yıl Ertelendi

22 Makina Mühendisi / A Sınıfı IG Uzmanı Mansur Ziya Koç: İnşaat Kazası

26 A Sınıfı İG Uzmanı Zühal Erişen: OHSAS 18001 İŞ SAĞLIĞI VE YÖNETİMİ SİSTEMLERİ (Occupational Health and Safety Assessment Series) İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) Değerlendirme Serisi

30 Draeger Safety Marketing & HR-Quality Manager Pelin Korkmaz: Solunum Setleri Neden Vazgeçilmez?

34 AFS - Mali ve İdari İşlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı ve İşveren Vekili olarak İSG Kurul Başkanı Yücel Karagöz ile İG Uzmanı ve Çevre Mühendisi Tuğba Kanat’ın keyifli röportajı: ÖRNEK ALINAN MARKA: AFS

38 Petrotek’in Kurucu Ortaklarından Şirket Genel Danışmanı Savaş Fil ile Yazı İşleri Müdürümüz İrem Nurgül Durmuş’un röportajı:

Dünyada Sayılı Ülkenin Sahip Olduğu Bir Değer: PETROTEK

40 YARGITAY KARARI: Dava, davacının 10.01.2005 tarihinde davalılara ait inşaatta geçirdiği kazanın iş kazası olduğunun tespiti istemine ilişkindir.

ÇEVRE SAYFALARI 46 Ulusal Yeterlilikler Yayınlandı Bireyin bilgi ve becerisi ölçülüp, değerlendirilerek “Mesleki Yeterlilik Belgesi” verilmesine başlanacaktır.

47 Şehirler İçin Kentsel Tasarım Rehberleri Hazırlanıyor

48 İş Güvenliği Uzmanı / Çevre Mühendisi Ekoteknik Çevre Laboratuvarı Müdürü Adem Gökhan Kocaay: Çevre Gürültü Değerlendirme Yönetmeliği

50 E.Çevre Yönetimi Gen.Md.Yrd. Ekoglobal İSG ve Çevre Danışmanlığı Çevre Koordinatörü Hüseyin Gelmez: Yapı / İnşaat Sektörü Ve Çevre

İçindekiler

İŞ GÜVENLİĞİ SAYFALARI

Page 4: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga€¦ · dan hiçbiri yoksa bile biraz gelecekten umudu olan kimse darbe istemez. 15 Temmuz akşamı biz eşimle Ya-şam Merkezimizdeydik

6

MAKALE Prof. Dr. Ahmet ŞİMŞİRGİL

76

‘Asrın İhaneti’nin Analizi: İslamiyet’i Tahrip Edip Tüm Dünyaya Yaydı

Fethullah Gülen (F.G.) 1980 önce-sinin en ateşli vaizi idi. Nurcuların en kapalı grubu olup özellikle Seyid Kutup gibi İslamcı denilen

ihtilalci isimlerin tesiri altındaydı. Nite-kim gençlik yıllarını Seyid Kutub’un eseri olan “Fizilali’l Kur’an elimizden düş-mezdi” diyerek anlatacaktır. Dönemin Cumhurbaşkanı’na, Genelkurmay baş-kanına her tür hakareti yapar, kasetleri elden ele dolaşırdı. Nedense herkesin eliyle konmuş gibi yakalandığı 12 Eylül İhtilalinde o bir türlü bulunamadı. 1980-1982 yılları arasında irtibatlı olduğu ki-şiler ve görüşmeleri çözülebilse eminim bugünler çok iyi anlaşılacaktır.

Nitekim 1983’te tekrar meydanlara çıktığında artık cübbe ve sarıklı bir vaiz yoktu. Bambaşka bir F.G. vardı. Özellikle okul ve medya ile ‘ağ cemaati’ yapı-lanmasına geçti. Hemen her vilayette okulları, ışık evleri ve yurtları öyle hızlı gelişiyordu ki takip edebilmek mümkün değildi. Yurtlarında ve evlerinde sadece Said Nursi’nin kitapları okutuluyordu. Gençlere “Kuran-ı kerim değil risaleler okunsun” derlerdi. Bu itibarla diğer Nur-cu kolları da önceleri mesafeli durduk-ları F.G’ye kısa müddette ısınacaklardır. 1986’da Zaman gazetesi yayın hayatına başladı. 1990 yılına geldiğinde artık alt-yapı tamamlanmış bulunuyordu. Bundan sonra Gülen’in okulları Afrika kıtasını, Balkanları, Avrupa ve Amerika’yı bir ağ gibi sarmaya başladı. On yıldır Türkiye’de yetişen gençler şimdi hizmet aşkını karın tokluğuna dünyanın dört bir tarafına da-ğılıyordu. Okul açılmayan ülke kalmamış gibiydi. Gülen hareketi 1992-1996 yılları arasında, eğitim alanında global bir oyuncu konumuna gelmişti.

Nasıl oluyordu bu? Her tarafta okul açılmasına imkan veren sihirli değnek kimdi? Adlarını iftiharla andıkları iki isim aslında bütün soru işaretlerini çözüyor gibiydi. İshak Alaton ve Üzeyir Garih çilingir vazifesi görmekte idiler. Bu büyük ilişkinin sırrı ne idi?

Üzeyir Garih, doksanlı yıllarda, Hürriyet gazetesine vermiş olduğu röportajda yurt dışı okulları için büyük destekler, maddi yardımlar yaptığını belirtirken Gülen cemaatini öve öve bitirememişti.

“PAPALIĞIN HİZMETÇİSİYİM”1991 yılında Mihail Gorbaçov’un Glasnost’u ile Gülen’in okul faaliyetleri tam da denk düşmüştü. Gülenciler bir taraftan süratle Türk Cumhuriyetlerinde okullar açarlarken bir taraftan da Türk Cumhuriyetlerinden gelen çocukları kabul ediyorlardı. Öyle ki 1997 yılı CIA ra-porlarında “Amerika, F.G. sayesinde Orta Asya’ya bomboş bir İslamiyet götürdü” denecekti. Dışa açılımın üzerinden bir-kaç sene geçtiğinde Gülen’in hareketinin CIA’nın tam kontrolünde olduğu, Rusya ve Özbekistan’ın bu okullara karşı aldığı tavırdan da anlaşılacaktı.

28 Şubat 1997’de Türkiye “Post-modern” denilen yeni bir askeri darbeye maruz kaldı. İslami cemaatlerin üzerine silindir gibi gidildiği dönemdi. Bu kon-jonktürde cuntacılar Gülen’in de üzerine yürürken beklenmeyen bir tepkiyle karşılaştılar. Bu tepki Bülent Ecevit’ten gelmişti. Neden acaba? Aslında Gülen grubu, İslam aleminin gözünü açma-sı lazım gelen uygulamalarını da bu yıllarda başlatmıştı. Bunların en mühimi Abant Toplantıları idi. Başta ilahiyatçılar olmak üzere önemli sayıda gazeteciler bu toplantılara katılacaktı. Gülen’in ilk Abant Toplantısına gönderdiği şu mesajı her şeyi ifade etmekteydi: “Vahye dayalı, hayatın her alanını kuşatan İslam’ı tehlikeli ve milli birliğe zarar verici buluyorum” diyerek 1400 yıllık İslam’ın özüne, aslına düşman olduğunu açıkça ortaya koyuyordu. Daha sonra Gülen’in Papa ile diyaloğu uzun zaman gündemi meşgul edecekti. Zira Gülen’in Papa’ya yazdığı mektubu çok çarpıcıydı. Şöyle ki: “Papa 6. Paul Cenapları tarafından başlatılan ve devam etmekte olan dinler arası diyalog için Papalık Konseyi (PCID) misyonunun bir parçası olmak üzere

burada bulunuyoruz. Bu misyonun tahakkuk edişini görmeyi arzu ediyoruz. En aciz bir şekilde hatta biraz cüretle, bu pek kıymetli hizmetinizi icra etme yolun-da en mütevazı yardımlarımızı sunmak için size geldik” Gülen burada kendisinin papalık konseyinin bir parçası olduğunu dünyaya ilan ediyordu. Gülen’in kimliği artık açığa çıkıyordu. Öyleyse Türkiye’den çıkması gerekti. Nitekim 1999 yılında hakkında davalar açılarak sanki 28 Şubat darbecilerinden kaçmış süsü verildi ve Amerika’ya alındı. Artık o bir kahraman-dı(!) Sadece Pensilvanya’ya gidenlerin ülkeye haberler getirdikleri bir azizdi(!).

28 Şubat’ta FETÖ’cülerin dışında dev-letin yanında olan devletine sahip çı-kan tüm cemaatler ezilmişti. Bilhassa devletle hiçbir zaman derdi olmamış İhlas camiasının ezilmesinin ardında bunların bulunması meseleyi aydın-latmaktaydı. İhlas Finans’ın içine hem sızmışlar hem de belini doğrultama-yacak bir darbe indirmişlerdi. Esat Coşan Hoca’ya ve Mahmut Hoca’nın damadına yapılanlar da 28 Şubat’ın tokadını kimin yediğini gösteriyordu.Diğer taraftan 28 Şubat cuntasının ortaya çıkardığı siyasi iktidar, ülkeyi iki senede batırdı. Belki de tarihinde ilk kez esnaf sokaklara döküldü. Artık bu selin önüne geçilemezdi. Nitekim Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve ekibi ezici çoğunlukla iktidara yürüdü. Erdoğan ise siyasi yasaklıydı, seçim-lere girememişti. Müthiş bir senaryo ile Erdoğan’ı siyasi yasaklı olmaktan çıkarıp Siirt’te seçimleri iptal ettirerek partinin başına yani Başbakanlığa taşıdılar. Acaba bu sırada bu işin içinde bulunanlar şöyle bir talepte bu-lunmuşlar mıydı? Yola F.G. ile devam edeceksin veya F.G’nin hizmetlerine dokunmayacaksın. Şuna adım gibi eminim ki Erdoğan, F.G’yi o gün mim-lemişti. Ancak kime güvenecekti? Kim kendinden, kim ondan yana bilmek mümkün müydü? Bunun için zamana ihtiyaç vardı.

AK Parti’nin iktidara yürüyüşünden itibaren ise artık cemaat bambaşka bir şekil alacaktı. Üçüncü on yıla giriliyordu. Bu dönemi kendileri için dünyaya hakim olma devresi olarak addedeceklerdi. İş adamları turizm gezileri gibi okulları-na taşınıyor döndüklerinde gözyaşları ile Hizmet hareketini ve başarılarını anlatıyor gönüllü dailik (propagandist) hizmetleri veriyorlardı. Türkiye’nin her kesiminden paralar bu terör örgütüne akar hale getirilmişti. Devletin bütün kadrolarına eskiden sızma yaparlarken şimdi açıktan giriyorlardı. Ancak burada da bir hainlik söz konusuydu. İmtihan soruları önceden dershanelerinde yetiş-miş çocuklara gizlice dağıtılıyordu. Bun-lardan soru alarak imtihanı kazananlar ise artık Gülen’in gönüllü neferi olmak-taydılar. Mankurtlaştıklarının farkına varamıyorlardı. Kendilerini dünyayı fethe çıkmış cihangirler gibi görmekte idiler. İslam’ı dünyaya yaydıklarını zanneden bu “dailerin” en basit dini kurallardan dahi haberleri yoktu.

DİNLERİN BİRLİĞİ MESAJI Diyalog tuzakları da hız kesmeden devam ediyor ve artık açık açık yürütülü-yordu. Diyanetten sorumlu Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın’ın hezeyanları da artık manşetlerdeydi. Diyalogun teoris-yenlerinden olan bu şahıs, “Kur’an-ı ke-rim tarihseldir, yüzde kırkı değiştirilmeli veya çıkarılmalıdır” demişti. Erdoğan’ın ikinci seçimde ilk bu adamı yemesine dikkat edilmelidir. Prof. Dr. Suat Yıldırım ise Zaman gazetesindeki bir makalesin-de Hazreti İsa’yı “şahsı manevi” olarak tanımlayıp F.G.’nin şahsında ortaya çıkacağına kadar iddia etmişti.

2003 yılından itibaren “Uluslararası Türkçe Olimpiyatları” denilen yarışmalar başlatılacaktı. 4. Türkçe Olimpiyatlarının finalinde “Bütün dinler buluşuyor, biz hepimiz kardeşiz” mesajıyla “Bütün müminler kardeştir” düsturu yıkılacak-tı. Dünyanın her yerinden kız ve erkek öğrencilerin şarkılarını millete gözyaş-ları içinde izlettirmeye başlamışlardı. Belki de ömründe bir kere şarkı türkü dinlemek için salonlara gitmemiş in-sanlar, Türkçe şarkı söyleyenler İsrailli, Amerikalı, Gürcistanlı olunca zevkten kendinden geçer olmuşlardı. 16 Nisan 2005 yılında 2.5 milyon basılan Ailem gazetesinde F.G’ye ait çok çarpıcı ifadeler yer aldı. Burada iman esasları üçe düşürülürken bir taraftan da iman-da şek ve şüphe olmaz kaidesi yıkılıyor-du. Şöyle ki: “İman esasları, muhakkikîn yaklaşımı ile dört asla irca edilebilir ki,

bunlar; Allah’a, âhirete, peygamberle-re iman; bir de ubudiyet “veya” adalet-tir” (Prizma, 2 /162). Öte yandan 2007 yılından itibaren yeni darbe planlarını açığa çıkarma adı altında ortalığa toza dumana boğmuşlardı. Cambaza bak misali halkı bu korku ve endişelerle oya-larken hizmet ve önemli yerlere sızma faaliyetlerini başarıyla yürütüyorlardı.

FETÖ’NÜN GÜÇ SARHOŞLUĞUYıl 2011. Artık gücün zirvesine geldik-lerinin bilincindeydiler. Son kaleleri de alacak ve nihai darbeyi indireceklerdi. Muhtemelen Recep Tayyip Erdoğan da bunun farkındaydı. Yeni seçim dönemim ustalık dönemim olacak diyordu. Hangi konuda ustalıktı? Herhalde kimse anla-mıyordu. Millet, devlet idaresi zannedili-yordu. Oysa Erdoğan, 2010 yılında MİT’in başına Hakan Fidan Bey’i getirmişti. Bu konuda en ağır tepkiyi neden Cemaat ortaya koydu acaba. Ayrıca her vesile ile onu neden itibarsızlaştırmak istediler, düşünün. Şayet o gelmese Tayyip Bey başka türlü ortadan kaldırılacaktı.Tayyip Bey de bunu hissediyordu. Nitekim 12 Haziran 2011 seçimlerinde bu gurubu mecliste önemli ölçüde budadı. Bundan sonra gelişen hadiseler Başbakan’la Gü-len hareketinin arasına gitgide açacaktı. Futbolda şike davası ve 2012 yılı Türkçe Olimpiyatlarında F.G’yi ülkeye davet etmesiyle bunun ilk sinyallerini verdi.

Ardından Gezi olayları ile 17 ve 25 Aralık darbelerinin gerisinde Paralel örgütün bulunduğu herkes tarafından anlaşıl-mıştı. Erdoğan da artık kartını sonuna kadar açmıştı: “Bu bir ihanet çetesiydi”, “Paralel devlet girişimiydi” ve “bunlar terörist olup haşhaşiler” idi. Aslında Cumhurbaşkanı da yavaş yavaş onları gadaba sürükleyecek ve içindekileri boşalttıracak hamleleri yapmaktaydı. Zira insan kızdığı zaman içinde bulunan kötü duyguları açığa vurur.

Nitekim F.G’nin beddua seansı temiz inançlı milleti bu gruptan tamamen soğutacaktı. Buna rağmen mankurtlaş-tırılmış beyinler maalesef yine uyana-madı. Neticede 15 Temmuz darbesi gibi bir ihanete kapı araladılar. Bu darbe Os-manlı Devleti’ni yok olmaya götüren II. Abdülhamid Han’a yapılan gibi olacaktı. Allah korusun başarılı olsalar bu defa millet de devlet de kalmayacaktı. Her şey müthiş planlanmıştı. Öte yandan Gezi olayları sırasında “halkın yüzde el-lisini zor tutuyorum” diyen Cumhurbaş-kanı, millete “hazır ol” mesajını vermişti. Millet son üç yıldır teyakkuzda idi. Ancak

darbelerden yıllardır çeken Türk halkı yüzde elli iki değil neredeyse yüzde dok-san elbirliği gönül birliği ederek darbeye dur diyecekti.

GÜLEN’İN HESAP EDEMEDİĞİ ŞEYEvet plan kusursuzdu. 36 yıldır yapılan çalışmaların sonuna gelinmişti. İslam dünyasına sadece Türkiye’yi değil tüm dünya Müslümanlarını güdecek kukla bir halifenin gelmesi yakındı. “Dünya beşten büyüktür” diyen Adamın dili kesilecekti.

Bir şeyi hesaplamıyorlardı: O adam Allah’a ve milletine güveniyordu. Gücünü ve kudretini oradan aldığını her fırsatta ilan ediyordu. “İnsanlara güveneni Cenabı Hak insanlara bırakır. Kendine güvenenleri yanına alır” Evet Pensilvanya’ya Amerika’ya CIA’ya ve daha nicelerine güvenenleri Cenabı Hak onlara bıraktı. Kendine güve-neni yanına aldı. Beklenmeyen basit gelişmeler yaşandı. Cumhurbaşkanı kıl payı ellerinden kurtuldu. Yaşananlar korkunçtu. Meclis, MİT, Özel Harekat Dairesi ve bizzat millet bombalanıyor-du. Darbecilerin sanki gözleri dön-müştü. Öte yandan bu necip millet de, bu ihanete kayıtsız kalmadı. Liderinin daveti üzerine sadece bayrağını kapa-rak, dilinde Allah nidaları ile meydan-lara döküldü. Göğsünü topa, tanka, kurşuna siper ederek bir anlamda 36 yılın diyetini ödedi. Milletin bu darbe-si, kuklaları yok ettiği gibi yüz yıldır kukla oynatıcıları da açığa çıkardı. Bu itibarla devletimiz yeniden güçlü günlere yelken açabilecektir. Bu-nun için milletimizin birlik ve dirliği, istikameti için önemli adımlar atılmalı maşa, kukla ve hain üreten bataklık-lar kurutulmalıdır. Bu milletin varlığı iki şeye bağlıdır. Millilik ve doğru İslamiyet. Yani Müslüman milletimize İslamiyet’in doğru öğretilmesi. Zira bin seneden beri Müslüman milletimi-ze ve devletimize Ehl-i sünnet itikadı denilen inanış sahiplerinden asla bir ihanet ve ayaklanma sadır olmamıştır. Kökü dışarda mezhepsiz, radikal (Mu-hammed Abduh, Cemaleddin Afgani benzeri kişiler) ve ılımlı İslam (F.G. ve avenesi) denilen bozguncu tipler her zaman kullanılmaya açık olmuşlardır. Cenabı Hak ülkemizi ve milletimizi bir büyük, belki tarihin en büyük fitne ve belasından ve peşinden gelecek yabancı tasallutundan, işgalinden mu-hafaza eyledi. Millete de ders çıkar-mayı, ibret almayı, birlik ve beraberli-ğini muhafaza etmeyi nasip eylesin.

Page 5: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga€¦ · dan hiçbiri yoksa bile biraz gelecekten umudu olan kimse darbe istemez. 15 Temmuz akşamı biz eşimle Ya-şam Merkezimizdeydik

8 9

ÇALIŞMA HAYATINDA YENİ DÖNEMÇalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, 1 Temmuz 2016 itibariyle yürürlüğe giren İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası ile ilgili basın toplantısı düzenledi.

ÇALIŞMA HAYATINDA YENİ DÖNEM

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sü-leyman Soylu, 1 Temmuz 2016 itibariyle yürürlüğe giren İş Sağlığı ve Güvenliği Yasasıyla ilgili basın toplantısı düzenledi.

Çalışma Bakanı Süleyman Soylu, 50 kişiden az çalışanı bulunan ve “az teh-likeli” sınıfında olan işyerleri ile kamu kurum ve kuruluşlarında iş sağlığı ve güvenliği düzenlemelerinin tamamı-nın yürürlüğe girdiğini uygulamada herhangi bir ertelemenin söz konusu olmadığı belirtti.

İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili düzen-lediği basın toplantısında yeni sürecin detaylarını kamuoyu ile paylaşan Soylu yeni uygulama ile birlikte tüm kamu kurum ve kuruluşlarında, 50 kişiden az çalışanı bulunan ve “az tehlikeli” sınıfında olan iş yerlerinde iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin zorunlu hale geldiğini belirtti. 50 kişinin altında işçi çalıştıran bütün

işyerleri de yasanın getirdiği her türlü yükümlülüğün uygulanacağını ifade eden Bakan Soylu, “Bu şirketlerden 10 kişinin altında çalışanları bulu-nanlar, işveren veya işveren vekili iş güvenliği eğitimi almak koşuluyla iş güvenliği yükümlülüğünü uygulayabi-lecek. Eğitimler Anadolu Üniversitesi tarafından uzaktan eğitim kapsa-mında da verilebiliyor. Yine 10 kişinin altında çalışan işyerleri 5 yılda bir kamu sağlık kuruluşlarınca da sağlık kontrolü yaptırarak sağlık yükümlü-lüklerini yerine getirebilecek” dedi.

Yıl Sonuna Kadar Cezai Müeyyide Yok

30 Haziran 2012 tarihinde yayınlanan İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun uygu-lanması için yeterli sayıda iş sağlığı gü-venliği uzmanı ve iş yeri hekimi olma-dığı için; önce 31.12.2013 tarihine, daha sonra da aynı gerekçeyle 01.07.2016 tarihine erteleme yapıldığını hatırlatan Süleyman Soylu, ancak bundan sonraki süreçte herhangi bir ertelemenin söz

konusu olmayacağını söyledi. Soylu, “İş sağlığı ve güvenliği hizmetinin 2017’ye kadar olan sürecin programlı denetim kapsamında bir denetim yapılmayacak ancak buna karşılık şikayet üzerine yapılan denetimlerde de cezadan çok yönlendirici ve uyum sağlayıcı bir yaklaşım içinde olacaklarını belirtti. Bakan Soylu 2017’ye kadar süreci izleme değerlendirme dönemi olarak değerlendireceğiz.” dedi. İşyerlerini düzenlemelere uyuma çağıran Soylu, Türkiye’nin bu yolla iş sağlığında ve gü-venliğinde mevcut durumunun iyileş-mesinin sağlanacağını kaydetti.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, iş sağlığı ve güvenliği alanında, şirketler kendi bünyelerinde tam zamanlı uzman çalıştırabileceği gibi, bu hizmeti dışarıdan da alabile-ceklerini ifade etti. Soylu, kamu kurum ve kuruluşları da iş sağlığı ve güvenliği hizmetini ya kendi personelinden uygun sertifikalara sahip kişilerden sağlaya-cak ya da kamu kurumlarından belgeli

personel görevlendirerek gerçekleşti-receklerini belirtti. Bakan Soylu, ayrı-ca, yetkili birimlerden hizmet alınması yoluyla da çalışanlarının bu hizmetten yararlanabileceklerini sözlerine ekledi.

İş Güvenliği ve İş Yeri Hekimi Sayıları Artıyor

Bakan Süleyman Soylu, iş güvenliği uz-manı ve işyeri hekimi sayısında da ih-tiyacın üzerinde eleman yetiştirildiğine dikkat çekti. Türkiye’de 98 bin kişinin iş güvenliği uzmanı belgesinin oldu-ğunu, fiilen 28.8 bin kişinin çalıştığını, ihtiyacın ise 19 bin 717 kişi olduğunu belirten Soylu, “ İşyeri hekiminde ise 28.9 bin hekimin işyeri hekimi niteliği bulunduğu, 12 bin 419 hekimin fiilen çalıştığını ve ihtiyacın ise 8 bin 709 kişi olduğunu ifade etti.

11 Meslek Standartı Resmi Gazete’de Yayınlanmak Üzere Hazır

Mesleki Yeterlik Belgesi’nin 25

Haziran’dan itibaren kanunen zorun-lu olduğunun altını çizen Süleyman Soylu, “Orada da 1 Ocak 2017 tarihine kadar bir izleme ve kontrol sürecini ortaya koymuş bulunuyoruz” dedi. 848 meslek standardı hazırlıklarının bulunduğunu, bunların 644’ünün Resmi Gazete’de yayımlandığını aktaran Soylu, 11 meslek standardının da yayımlanmak üzere hazırlandığını belirtti. Şu ana kadar 65 bin belgenin verildiğini bunun 46 bin 80’inin çok tehlikeli ve tehlikeli işlerde verildiğini dile getiren Soylu, yaklaşık 47 kuru-luşun belge vermeye yetkili olduğunu sözlerine ekledi.

6 Bin 113 Engelli Memurun Alımı Yapılacak

Engelli alımları ile de açıklamada bulun Bakan Soylu, ilkokul, ortaokul eğitim seviyesinden bin 220 kişi, orta öğretim seviyesinden 2 bin 514 kişi, ön lisans eğitim seviyesinden bin 340 kişi, lisans eğitim seviyesinden de bin

39 kişinin kadro almak üzere toplam 6 bin 113 engelli memur alımı yapılaca-ğını ifade etti.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Soylu, 2016 EKPSS sonuçları ve kura başvurularına göre, ÖSYM’nin tercih kılavuzunda yer alan şartlara göre, 13-22 Temmuz tarihleri arasında osym.gov.tr üzerinden başvuruların yapılabileceğini bildirdi.

Düzenlenen basın toplantısında Diyarbakır’ın Yenişehir İlçesinde geçen yıl şehit edilen polis memuru Tansu Aydın’ın Vietnamlı eşine maaş bağlanıp bağlanmayacağına dair bir soruya da cevap veren Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, ilgili kanununun cevap verme-mesine rağmen, şehit polisin ailesi ile görüşüldüğünü ve yapılan değer-lendirmelerden sonra Ağustos başı itibarıyla Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından şehit Tansu Aydın’ın eşine maaş bağlanacağını ifade etti.

Page 6: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga€¦ · dan hiçbiri yoksa bile biraz gelecekten umudu olan kimse darbe istemez. 15 Temmuz akşamı biz eşimle Ya-şam Merkezimizdeydik

MAKALE Yadigar YolcuKazaların Çevresel ve Teknik Araştırması Bilim UzmanıA Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı

10

Asıl İşveren İle Taşeron Arasındaki İlişkide

İş Sağlığı Güvenliği Açısından Ortaya Çıkan Sorumluluklar

I. Bilindiği gibi 6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği kanunu 2012 yılında çıkmıştır. Kanun koyucu her kanun düzenlemesinde, konu ya da alanla ilgili bir ihtiyacı yönetmek ya da ortadan kaldırmak üzere, belli bir amaçla ve belli bir ‘’RUH’’ ile düzenlemeler yapar.

Kanun, uygulama aşamasında yukarıda ifade edilen amaç ve kanunun ruhuna uygun olarak sü-reç içerisinde şekillendirerek hayat bulur.

Bu bilgi bizim için şu açıdan önemli, 6331 sayılı kanun henüz yeni sayılabilecek bir düzenleme-dir. Kanun ile ilgili gerekli yasal süreçler, tamamlanmamış ve bu konuda henüz yüksek yargı (Yargıtay) kararları oluşmamıştır. Yargıtay içtihat kararları oluştukça, kanunda ki belirsizlikler, muvazaalar ve itirazlarda azalacaktır.

Kanun bu niteliği bakımından bugün çok tartışmalı bir durumdadır, farklı değerlendirmeler ve farklı uygulamaların oluşmasına da neden olmuştur.

Kanunla gelen yenilikler; daha önce iş kanunlarında ki bazı maddelerde düzenlemesi yapılmış olan İSG konusu 6331

Sayılı Kanun ile müstakil özel kanun haline getirilmiş, iş kanunundaki düzenlemeler iptal edilmiştir.

Bu itibarla; yeni bakış açısı ve anlayış, riskin zamanında tespiti, tehlikenin zamanında doğru tanımı ve kayna-

ğında bertaraf edilmesi, önceden öngörülen süreçlerin yönetimi yani proaktif yaklaşım.

6331 Sayılı Kanun diğer taraftan sayı sınırı, memur-işçi ayrımı, tehlikeli iş ayrımı gibi muafiyetleri de ortadan kaldırarak ‘’bütüncül’’ bir perspektif ortaya koymuştur.

6331 Sayılı Kanundaki kavram ve sorumluluklar tanımına bakılacak olursa;

İşyeri: (Madde-3/h) mal veya hiz-met üretmek amacıyla maddi olan ve olmayan unsurlar ile çalışanın birlikte örgütlendiği, işverenin işyerinde ürettiği mal veya hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen işyerine bağlı yerler ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden ve mesleki eğitim yerleri ve avlu gibi diğer eklentiler ve araçları da içe-ren organizasyon,

İşveren: (Madde-3/ğ) Çalışan istihdam eden gerçek veya tüzel kişi yahut kişiliği olmayan kurum ve kuruluşları,

Madde-4 (1) İşveren, çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olup bu çerçevede;

1. İşyeri dışındaki uzman kişi ve kuru-luşlardan hizmet alınması, işverenin sorumlulukların ı ortadan kaldırmaz.

2. Çalışanların iş sağlığı ve güvenliği alanında ki yükümlülükleri, işverenin sorumluluklarını etkilemez.

3. İşveren iş sağlığı ve güvenliği tedbirle-rinin maliyetini çalışanlara yansıtamaz.

Alt yüklenici kanunda tanımlanmamıştır.

İşveren yükümlülüğü (madde 4/1): a) Mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbi-rin alınması, organizasyonun yapılması, gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin deği-şen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi için çalışmalar yapar.

b) İşyerinde alınan iş sağlığı ve güven-liği tedbirlerine uyulup uyulmadığını izler, denetler ve uygunsuzlukların giderilmesini sağlar.

c) Risk değerlendirmesi yapar veya yaptırır.

d) Yeterli bilgi veya talimat verilenler

dışında ki çalışanların hayati ve özel tehlike bulunan yerlere girmemesi için gerekli tedbirleri alır. Yukarıda ki işveren yükümlülükleri sadeleştirilecek olursa;

• İstihdam Yükümlülüğü( isg profes-yonelleri)• Denetim Yükümlülüğü• Gözetim Yükümlülüğü• Eğitim Yükümlülüğü• Politika belirleme ve geliştirme Yükümlülüğü• Organizasyon Yükümlülüğü• Tedbir alma Yükümlülüğü• İSG maliyetine katlanma Yükümlü-lüğü olarak tasnif edilebilir.

Alt yüklenici sorumlulukları 6331 sayılı kanunda yer almamıştır.

II. Alt işveren düzenlemeleri ile ilgili mevzuat;

Asıl işveren-alt yüklenici ilişkisi ve asıl işverenin alt işverenin işçile-rine karşı sorumluluğu 4857 Sayılı İş Kanununun 2. Maddesi’nde şu şekilde tanımlanmıştır:

‘’Bir işveren işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu iş yerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren –alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin iş-çilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu kanundan, iş sözleşmesinden, doğan yükümlülüklerinden alt işve-ren ile birlikte sorumludur.’’

Ancak, İSG ile ilgili hükümler 6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği kanu-

nunda yeniden düzenlendiğinden, 4857 Sayılı İş Kanunu’nun iş güven-liği ile ilgili hükümleri 30/12/2012 tarihinden sonra iş güvenliği ile ilgili konularında asıl işveren-alt işveren ilişkisi düzenlenmemiş, kendi çalışanı ile ilgili olarak her işverenin kendisini sorumlu tutmuştur.6331 Sayılı Kanunda olmamasına rağmen sadece ‘’ Çalışanların iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin usul ve esasları hakkında Yönetmelik’in 5. Madde 3. Paragrafta alt işverenin çalışanlarının eğitiminden asıl işve-renler de sorumludur hükmü ile ‘’iş sağlığı ve güvenliği kurulları hakkında Yönetmelik’in 4. Maddesi’nde birlikte veya ayrı ayrı İSG kurulu kurulması ile ilgili olarak asıl işverene de sorumlu-luk yüklenmiştir.

Aynı şekilde ‘’ yapı işlerinde iş sağlığı ve güvenliği yönetmeliğinin 4. Madde-si 1-a bendinde ‘’alt işveren’’ tanı-mı yapılmış ancak asıl işverene alt işverenin çalışanlarından dolayı tedbir alma, iş güvenliği uzmanı çalıştırma gibi herhangi bir sorumluluk yüklen-memiştir. Kaldı ki kanunda dayanağı olmayan bir sorumluluğun yönetme-liklerle yüklenmesi mümkün değildir. Dolayısıyla asıl işveren, alt işverenin çalışanlarından dolayı sadece İSG kanununda ki yukarıda bahsedilen iki husustan başka 4857 Sayılı İş Kanunu ile 5510 Sayılı SS ve GSS kanunundaki diğer hükümlerinden sigortalılık, kaza bildirimleri, ücret, fazla çalışma, yıllık ücretli izin, ihbar öneli, kıdem tazmi-natı gibi konulardan sorumludur.

Ayrıca 6331 Sayılı Kanun 3. Madde ğ bendinde, çalışanı olan her kişi ya da kurumu işveren olarak tarif etmiş, kendi çalışanı hakkında iş güvenliği tedbirlerini alma ile ilgili olarak 4. Ve 5. Maddesinde, iş güvenliği uzmanı çalıştırma ile ilgili olarak 6. Madde-sinde her işverenin kendisini sorumlu tutmuştur.

11

Page 7: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga€¦ · dan hiçbiri yoksa bile biraz gelecekten umudu olan kimse darbe istemez. 15 Temmuz akşamı biz eşimle Ya-şam Merkezimizdeydik

12 13

III. Sonuç Olarak;

Gerek 6331 Sayılı Kanun’un incelen-mesi gerekse alt yüklenici ilişkilerini düzenleyen diğer kanun ve yönetme-liklerin incelenmesinde ortaya çıkan durum;

a) Her ne kadar alt yüklenici olarak adlandırılsa da her alt yüklenici aynı zamanda bir işverendir.

b) Her ne kadar iş ve işlemleri yürütenler alt yükleniciler olsa da, işyerinin mutlak sorumluluğu asıl işverendedir.

Bu 2 tespitten hareketle; Sorumlu-lukların devri ile müteselsil sorum-luluk kavramları ortaya çıkmaktadır.

Asıl işveren: Yukarıda izah etmeye çalıştığımız işveren sorumluklarından denetim-gözetim ve organizasyon sorumluluklarını devredemez, hatta kanun koyucu, İSG hizmetleri için hizmet alımı ve / veya profesyonel istihdam suretiyle bu görevleri yerine getirmiş olsa dahi, denetim-gözetim, organizasyon sorumluluğu ortadan kalkmaz denmektedir. Hatta daha geniş anlamda düşünülecek olursa işin asıl sahibi, kamunun da denetim gözetim sorumluluğu bulunmaktadır.Diğer sorumluluklar, paylaşılabileceği gibi tamamen devredilebilecek nitelik-te de olabilir.

Bu değerlendirmeler ışığında;

1. Türk Ceza Kanunu (TCK) kapsa-mında değerlendirilecek kazalarda, alt yüklenici her zaman asli kusurlu, asıl işveren neden-sonuç ilişkisi ile kurulacak illiyet bağına bağlı olarak, genellikle tali kusurlu olmakla birlik-te, asli kusurlu da sayılabilir.

2. İdari yargılamalar sonucu ortaya çıkan maddi cezaların ödenmesinde, alt işveren genellikle sorumlu, asıl işveren nadiren sorumlu olup, rücu hakları saklıdır.

3. İdari denetimler sonucu oluşan idari para cezalarından alt işveren sorumlu, asıl işveren ‘’işveren’’ sıfa-

tıyla kendi fiil ve eylemlerinden dolayı sorumlu.

ASIL İŞVERENİN İŞYERİNE DIŞARDAN GÖREVLENDİRME İLE

ÇALIŞMAYA GELENLERİN YASAL SORUMLULUĞU

Dışarıdan hizmet ya da servis sağ-layıcı olarak gelen ve genellikle kısa süreli çalışma gerektiren bu iş ilişki-sini düzenleyen İSG açısından açık bir yasal düzenleme yoktur.

Aynı işyerini işveren ya da alt işveren sıfatı ile paylaşmıyor, dışardan bir sözleşme ile görevlendirmeye bağlı çalışma ilişkisi kuruluyorsa, asıl işve-ren, aynen alt işveren ilişkilerinin so-rumlulukları kapsamında gösterilen hassasiyetleri göstermelidir. Gerekli özen gösterilmez ve bir kaza meyda-na gelirse, kazalı çalışan statüsünde

kabul edilir.

Çalışandan istenilen belge ve yeter-lilikler, dışarıdan görevlendirme ile gelen personelden de istenmelidir, alt yükleniciden isten İSG uygulamaları görevlendirmeyi yapan firmadan da istenmelidir. işin çok kısa ve nitelikli olması durumunda, görevlendirilecek bu çalışana işveren tarafından bir rehber ve denetçi tayin edilmelidir.

Yine dışarıdan görevlendirme ya da alt işveren ile çalışma ilişkisi kurulsun, hangi iş yapacak olursa olsunlar (İSG hizmetleri çalışanları dâhil) mevzuat gereği her çalışan bir SGK numara-sı üzerinden İSG- KATİP sistemine kaydolmalı ve iş güvenliği sisteminde bildirim yapılarak, işyerinde açıkta kimse kalmamalıdır. Kazasız ve sağlıklı çalışma hayatı diliyorum.

TARKAN ALPAY KİMDİR?

1967 İstanbul doğumlu. Yükseköğrenimini KTÜ Fizik bölümünde tamamladı.1992-2002 yılları arasında serbest meslek ile iştigal etti. 2002-2007 AK Parti İstanbul İl Başkanlığı Özel Kalem, 2007-2013 Milletvekili Danışmanlığı görevlerini yaptı. 2013 yılından itibaren Sağlık Bakanı Özel Kalem Müdürü görevini yürütmekteydi. Bir dönem Bisiklet Federasyonu Yönetim Kurulu Üyeliği sonrası Bisiklet Federasyonu Disiplin Kurulu Başkanlığı görevine devam etmekte olan Alpay, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na İş Sağlığı Güvenliği Genel Müdürü olarak atanmıştır.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İş Sağlığı Güvenliği Genel Müdürlüğü’nde uzun zamandır görev yapmakta olan Kasım Özer, makamını Sağlık Bakanlığı’ndaki başarılı görevleriyle tanıdığı-mız Takan Alpay’a devretti.

Ekoteknik İSG Ekibi olarak, yeni Genel Müdürümüze görevinde başarılar, ülkemize iş kazasız ve meslek hastalıksız yepyeni bir dönem dileriz.

İş Sağlığı Güvenliği Genel Müdürü Tarkan Alpay Oldu

Page 8: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga€¦ · dan hiçbiri yoksa bile biraz gelecekten umudu olan kimse darbe istemez. 15 Temmuz akşamı biz eşimle Ya-şam Merkezimizdeydik

1514

A Sınıfı İş Sağlığı Güvenliği Uzmanı, İş Güvenliği Uzmanlığı ve İşyeri Hekimliği Eğiticisi olan Emekli İş Başmüfettişi Hasan Hüseyin Kurt Ege Bölgesi’nin İSG’de en büyük marka ismi olan Ekoglobal İSG ile yollarını birleştirdi.

1985 yılından 2013 yılına kadar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda hizmet sunan Hasan Hüseyin Kurt, İş Müfettiş

Yardımcısı, İş Müfettişi, İş Teftiş İzmir Grup Başkan Yardımcısı ve daha sonra da İş Teftiş İzmir Grup Başkanı olarak uzun yıllar hizmet ettikten sonra 2013 yılında Başkanlık görevinden emekli olmuştur.

Emekli olduktan sonra, kamudan edindiği derin bilgi ve donanım ile

beraber, özel sektör firmaları ara-sında en büyük isim olan Ekoglobal İSG Ortak Sağlık Güvenlik Birimi ile yollarını birleştirmiştir.

İş Müfettişliği ve İzmir İş Teftiş Grup Başkanı olduğu dönemlerde edindiği birikim ve tecrübeyi, yine bildiği sek-töre aktarmayı, İş güvenliği kültürü-nün oluşmasına katkıda bulunmak için sektörün ve özellikle bölgenin lider firması Ekoglobal İSG ile yolla-rını birleştirmiş ve kurucu ortakları

arasındaki yerini almıştır. Ekoglo-bal İSG’nin uzman kadrosu, hizmet çeşitliliği ve kendilerinin tecrübesi birleştiğinde sektöre büyük faydalar sağlayacağı, değerli işverenlere ışık tutacağı aşikârdır. Uzun yıllar kamuda gösterdiği, başarılı, etik ve güvenilir kişiliğini özel sektörde de gösterece-ğinden şüphemiz yoktur. Kendisine bu yolculuğunda başarılar diliyor, bu yeni yapılanmanın İş Sağlığı ve Güvenliği sektörüne hayırlı olmasını temenni ediyoruz.

Ege Bölgesi’nde

Önemli Birleşme

Ege Bölgesi’nin Lideri

Ortak Sağlık Güvenlik Birimi (OSGB), İlkyardım Eğitim Merkezi, Radyoloji Labo-ratuvarı, Mikrobiyoloji Laboratuvarı, Mobil Sağlık Araçları Filosu, Çevre Danışmanlık Hizmetleri, Çevre Laboratuvarı, İş Hijyeni

Ölçüm Test ve Analiz Laboratuvarı, Periyodik Mühendislik Kontrolleri,

İşkur-Ebso-İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Ekoglobal arasında imzalanan protokol gereği de Mesleki Yeterlilik Eğitimleri ve Hijyen Eğitimlerini verebilme yetkilerine

sahip olan, Ege Bölgesi’nin Lideri Ekoglobal İSG, uzun yıllar boyunca edindiği tecrübesini tüm işlerine ve

çalıştığı işyerlerine yansıtarak sorunsuz bir hizmet sunmaktadır.

İzmir Ticaret Odası’ndan Yıllara göre Bronz ve Altın Madalya Ödülü alan Ekoglobal İSG’nin

hizmet başlıkları aşağıdaki gibidir:

• Radyoloji Laboratuvar Hizmetleri• Mikrobiyoloji Laboratuvar Hizmetleri

• İSG Mobil Sağlık Hizmetleri• Çevre Laboratuvarı Hizmetleri• Çevre Danışmanlık Hizmetleri

• İş Hijyeni Ölçüm Test ve Analiz Laboratuvarı,• İşyeri Hekimliği Hizmeti

• İş Güvenliği Uzmanlığı Hizmeti• ISG Muhendislik ve Periyodik Kontroller

• ISG Danışmanlık Hizmetleri• İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Danışmanlığı

• İlkyardım Eğitim Hizmetleri

Ekoglobal İSGİş Sağlığı Güvenliği ve Çevre

Page 9: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga€¦ · dan hiçbiri yoksa bile biraz gelecekten umudu olan kimse darbe istemez. 15 Temmuz akşamı biz eşimle Ya-şam Merkezimizdeydik

MAKALE Özlem ÖzkılıçÖnder Akademi End. Güv. Dan. Eğt. ve İleri Tek. Ür. Tic. A.Ş.Kimya Yük. Müh. / A Sınıfı İş Güvenliği UzmanıÇalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı / E. İş Başmüfettişi E. İş Teftiş İstanbul Grup Bşk. [email protected]

1716

Büyük Endüstriyel Kazaların Önlenmesi ve Etkilerinin Azaltılması Hakkında Yönetmelik Kapsamında Sonuç Analizi ve Bireysel

ve Sosyal Risk Modellemeleri

Büyük Endüstriyel Kazaların Önlenmesi ve Etkilerinin Azaltılması Hakkında Yönet-melik çerçevesinde üst seviyeli işyerleri Güvenlik Raporu, alt seviyeli işyerleri de Büyük Kaza Önleme Politikası (BKÖP)’nı bakanlıklara 30.06.2016 tarihine kadar teslim etmeleri gerekmektedir.

Ülkemiz, özellikle kimya ve petro-kimya alanında faaliyet gösteren büyük ve çok büyük ölçekli endüstri tesisleri

açısından önemli bir ülke olup, aynı zamanda bu durumun beraberinde getirdiği endüstriyel kazalar riskleri ile sonuç olarak sürekli iç içe yaşa-maktadır. Geçmişte, tıpkı dünyada olduğu gibi ülkemizde de, bu konuda ciddi ölümlü kazalar yaşanmıştır.

Tank yangınları ve kimyasal kay-naklı risklerin azaltılması, önceden tahmin edilmesi, gerekli proaktif güvenlik önlemlerinin alınıp, olası bir endüstriyel kazada zararın mi-nimuma indirilmesi ve bu amaçlar için gerek teorik, gerek uygulamalı

tatbiki çalışmalar yapılması son derece önem arz etmektedir.

Ülkemizde bilinç düzeyi, Büyük Endüstriyel Kazaların Etkilerinin Ön-lenmesi Hakkında Yönetmelik yani bilinen adıyla SEVESO II Direktifi kapsamdaki tesislerin güvenlik ra-poru hazırlık çalışmaları ile artmaya başlamıştır. Mevcut durumda SEVE-SO II direktifi uyumlaştırma çalışma-larında iki bakanlık birimi yetki sa-hibidir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bildirim, kayıt ve tesis bilgileri veri tabanı işlemleri ve denetim, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ise Gü-venlik raporu incelenmesi, denetim, vb. konularda yetkilendirilmiştir. Bunlara ek olarak, ayrıca AFAD da,

diğer afet türlerinde olduğu gibi, endüstriyel kazalar sonucu oluşa-bilecek sonuçlar konusunda risk belirleme ve azaltma, ön çalışma ve araştırma, harici acil eylem planları hazırlama ve olaylara müdahale, arama ve kurtarma hususlarında çalışmaktadır. Bu kapsamda AFAD bahsedilen diğer devlet kurumları-nın ve endüstriyel kuruluşların veri-lerinden yararlanmaktadır. Özellikle risk belirleme, azaltma, harici acil eylem planı hazırlama konusunda, SEVESO II direktifi uyumlaştırma çalışmaları kapsamında tesis envan-ter ve durum bilgileri ile kuruluş-ların hazırlayacağı güvenlik raporu modelleme verileri AFAD tarafından kullanılacaktır.

1. Dünyadan Örnekler

Dünyada pek çok ülkede, bir en-düstriyel tesis henüz kurulum aşa-masına başlamadan, LUP (Land Use Planning) yani “bölge planlama” amaçlı çalışma yapmak zorundadır.

Örneğin; Hollanda’da mevzuat, bir tesisin LUP amacıyla kurulmadan evvel depolayacağı kimyasal mad-deler, miktarları ve tesisin proses detaylarını kullanarak bir tehlike modellemesi çalışması yapması-nı ve yetkili merciilere sunmasını zorunlu tutmaktadır. Çalışmada or-taya çıkacak risklerin nüfus içeren yerleşim bölgelerine etkisi sonucu tesisin kurulumuna izin verilmek-te ya da verilmemekte veya riskin azaltılması için plan değişikliği önerilmektedir.

Bu uygulama sonucu dolayısıyla hem tesisin olası risklerinin daha kurulum aşamasında sonuçları-nın ve olasılıklarının belirlenmesi mümkün olmakta, hem tesislerde riskleri ile ilgili ön bilinç sağlan-makta, hem de ulusal veri tabanın-da bilgi direk yerini almakta ve ha-rici eylem planlarının oldukça hızla oluşturulması bu sayede mümkün olmaktadır.

2. Risk Analizi ve Risk Değerlendirme

Risk, en genel anlamda bir tehlike-nin gerçekleşme olasılığı ile gerçek-leşmesi durumunda yol açacağı so-

nucun birlikte değerlendirilmesiyle hesaplanır. Risk yönetimi, yönetim politikaları, prosedürler, analizler gibi sistematik araçların kullanı-larak çalışanlar, çevrede yaşayan insanlar ve diğer çevre elemanları için riskin azaltılması için yapılan çalışmalar bütünüdür.

Risk analizi, riskin mühendislik bilgileri ve matematiksel teknikler kullanılarak tehlikenin gerçek-leşmesi sonucu ve risk frekansı hakkında bilgi sahibi olmak için kullanılır. Risk analizi çalışmaları tamamlandıktan sonra yapılan risk değerlendirme çalışması ile risk analizi sonucunda elde edilen risk ile ilgili tahminler sonucunda karar verme ve risk önleme yada riski kabul etme mekanizmaları tamamlanır.

Çalışma ortamındaki tehlikeler, özellikle Seveso II direktifi kapsa-mındaki işyerlerinde gerek çalı-şanlar gerekse halk için riskleri de beraberinde getirmektedir. Bu nedenler risklerin her işyerinde her durum için ayrı ayrı analiz edilip değerlendirilmesi uygulanması gereken en önemli aşamadır.

Seveso II direktifleri kapsamında yapılan risk analizinin kantitatif ya-pılması, gerek kabul edilebilir riskin belirlenmesi gerekse risk temelli sorulara (bakım, denetim vb.) cevap vermesi nedeniyle kaçınılmazdır.

Kantitatif risk analizi yapılırken bir

felaket senaryosu üzerinden, ortaya çıkacak sonuçlarının ve olay frekan-sının tahmin edilmesi ile olay sonu-cunun etkilerin değerlendirilmesi ve gerekiyorsa risk azaltma çalışmala-rı yapılması gerekmektedir.

Ayrıca; tehlikeli kazalar sonucun-da karşılaşılabilecek durumların modellenmesi, belirlenen tehlikeli kazalar için potansiyel yaralanma ve ölüm ile sonuçlanabilecek olayların önceden tahmin edilmesi ve çevreye olabilecek zararın önceden belirlen-mesi çalışmaları yapılması gerek-mektedir.

Risk analizi çalışmalarında etkin-liği AB üyesi ülkelerde yaygın olan kabul görmüş yazılımlar kullan-makta, bu yazılımlar ile tesisin prosesine bağlı olarak oluşabilecek büyük endüstriyel kazalar niteliğin-deki kazalar için kaza modelleme çalışmaları yapılabilmektedir. Ay-rıca; senaryolarla belirlenen tesis özelindeki büyük endüstriyel kaza-ların sonuçları model ile hesaplan-ması gerekmektedir. Hesaplanan değerler olay frekansları ile birlikte değerlendirilerek tesis için risk eğrileri oluşturulmaktadır. Bunun sonucunda bireysel ve toplumsal riskler belirlenip, arazi kullanımına esas risk değerlendirilmeleri yapı-labilmektedir. Kullanılan modelde toksik etkiler, patlama ve yangın sonucunda oluşabilecek etkiler tesis özelindeki bileşiklerin modele girdi olarak beslenmesi ile değer-lendirilmektedir.

Page 10: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga€¦ · dan hiçbiri yoksa bile biraz gelecekten umudu olan kimse darbe istemez. 15 Temmuz akşamı biz eşimle Ya-şam Merkezimizdeydik

18 19

3. Risk Türleri

Kantitatif risk değerlendirme çalış-ması yapılırken bireysel ve sosyal kaygılara göre risk değerlendiril-mektedir.

3.1. Bireysel Risk

Bireysel kaygılar değerlendirildi-ğinde, tehlikenin etkisinin sadece ‘o’ bireye olduğu düşünülür. Bu durumda hesaplanan risk ‘bireysel risk’tir. Günlük hayattaki riskler değerlendirildiğinde gönüllü ola-rak kabul ettiğimiz (örneğin araçla bir yerden bir yere seyahat etmek gibi) riskler bu kapsamda değer-lendirilebilir.

Bireysel risk hem çalışanlar hem de işyeri çevresinde yaşayanlar için hesaplanabilir. Özellikle işyeri çevresinde yaşayan bireyler için hesaplama yapılırken, işyeri çevre-sindeki bireylerin, yaş, genel sağlık durumları, bir tehlike ile karşı karşıya kalma durumunda kendi-lerini koruyabilme yetenekleri gibi veriler de değerlendirilmektedir. Bireysel risk esas alınarak risk konturları, maksimum bireysel risk değeri, ortalama bireysel risk değerleri, ölümle sonuçlanan kaza frekansı ve ölümcül kaza oranı (FAR) hesaplanabilir.

3.2. Risk Konturları

Bazı kaynaklarda farklı bir risk türü ‘coğrafi risk’ olarak tanımlanan bireysel risk konturları yardımıyla bireysel riskin işletme planı üzerin-de ayrıntılı olarak haritalandırılma-sıyla bireysel riskin coğrafi yayılımı gösterilir. Bireysel risk konturları yardımı ile frekans ve sonuç ana-lizinin yapıldığı felaket senaryoları üzerinde belli bir yerleşim birimi için maruz kalınabilecek tehlike durumu analiz edilebilir.

3.3. Sosyal Risk

Sosyal kaygılar söz konusu oldu-ğunda, tek bir olay yada olaylar bü-tününün büyük ölçekli sonuçlara yol açması değerlendirilir. Bu durumda hesaplanan risk ‘sosyal risk’tir. Tank yangını, boru hattı patlaması, gaz bulutu patlaması, jet yangını, BLEVE vb. kazasının yaşanması bu kap-samda değerlendirilebilir.Sosyal riskin değerlendirilmesi özellikle etkilenen kitledeki tolere edilebilirlik sınırının tam olarak belirlenememesi nedeniyle (örne-ğin çocuklar gibi riske daha açık bireyler varlığı vb. ) bireysel riske göre üzerinde çalışılması oldukça zordur ve bu nedenle genellikle katı mevzuat düzenlemeleri ile kontrol altında tutulur. Sosyal risk esas alı-

narak kümelenmiş risk, FN eğrileri, ortalama ölüm oranı ve risk integra-li hesaplanabilir.

4. Tank Yangın, Patlama ve Yayılım Modelleme Teorileri

Toksik yayılım, yangın ve patlama modellemeleri yapılırken kullanılan modellemeler üç temel yaklaşım ile yapılmaktadır. Modelleme progra-mına karar verilmesi bu yaklaşım-ların kıstasları değerlendirilerek yapılır.

Gauss yaklaşımına göre, salınımın modellenmesinde uzun süreli bir salınım, küçük parçalara bölün-müş gibi düşünülür. Meydana gelen etkiler, farklı konumlar için toplanır ve dağılım Gauss yasası kullanılarak hesaplanır. Genel olarak reaksiyona girmeyen nötral ve kararlı gazların modellenmesinde kullanır. Molekü-ler düfüzyon, türbülanslı difüzyon ve konsantrasyon arasındaki bağlantı-ları en basit şekliyle hesaplar. Ayrı-ca zaman ve konuma göre hız ve yön açısından doğrusal rüzgar alanını esas alır, konuma göre engeller ve yeryüzü şekillerini yok sayılmıştır. Bu nedenle en basit modelleme şeklidir.

Acil durumların modellemesinde kullanılan Aloha - Cameo (EPA -

ABD) ve INPUFF (EPA) modelleme programları gauss yaklaşımını kullanır.

İntegral tipi yaklaşım, akışkanlar dinamiği denklemlerinin basitleşti-rilmiş şekilde çözülmesi ile oluş-turulmuştur. Hafif, ağır, nötral gibi bütün gaz yayılımlarının modellen-mesinde kullanılır. Ancak sabit hava şartlarının kullanılması, yeryüzü şekilleri ve engellerin bulunmaması modellemenin gerçekliğini zayıf-latır. Ayrıca moleküler difüzyonu ihmal etmesi nedeniyle düşük hızlı salınımların ve zayıf rüzgarların modellenmesi için uygun değildir. EFFECTS (TNO - Hollanda), Phast (DNV Software - İngiltere), SAFER (SAFER System - ABD) modelleme programları integral tipi yaklaşımı kullanır.

CFD (bilişimsel akışkanlar dina-miği) yaklaşımı, akışkanlar dina-miği denklemlerinin çözülmesi ve türbülans modellerinin kullanılması ile oluşturulmuştur. Türbülanslı dalgalanmalar, engeller ve yeryüzü şekillerini dikkate alan karmaşık bir çevre simülasyonunu içerir. Doğru sonuçları verdiği mesafe aralığı 1cm ile 2 km arasındadır. Tercih edilen yöntem ve kullanılan döngülere göre oldukça doğru sonuçları vermesine rağmen çok sayıda veri ve paramet-re girişi, uzun hesaplama süresi modellemenin olumsuz yanlarıdır. Atmosferik yayılım modellemede kullanılan Mercure (EdF), dağılım ve patlama durumlarının modellenme-sinde kullanılan FLACS (GexCon), Fluent, Phoenics, Star-CD, Fluidyn modelleme programları CFD yakla-şımını kullanır.

5. SONUÇ olarak; Ülkemiz için hem Seveso II direktifi hem de yapılması gerekli kantitatif risk değerlendir-mesi, tank yangın ve modellemeleri, bireysel ve sosyal risk eğirilerinin belirlenmesi çalışmaları yeni ko-nulardır. Ancak yaşanan kazalar bu çalışmaların önemini bize hatırlat-maktadır. Büyük Kazaların Etkileri-nin Önlenmesi Hakkında Yönetmelik ile tank, boru hattı, reaktör, vb. ekipmanlardan kaynaklanan kaza-ların en aza indirilmesi ve gerekli önlemlerin alınması açısından bir ilk yaşanacaktır. Söz konusu model-lemeler vasıtasıyla da bu ekipman-lardan kaynaklanabilecek domino etkilerinin de belirlenmesi sağlana-bilecektir. Bu veriler özellikle AFAD tarafından kullanılacak ve o üst seviyeli kuruluşlar için Harici Eylem planları hazırlanabilecektir.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı E. İş Başmüfettişi Özlem Özkılıç,

bu sayı okuyucularımız için Büyük Endüstriyel Kazaların

Önlenmesi ve Etkilerinin Azaltılması Hakkında Yönetmelik Kapsamında So-nuç Analizi ve Bireysel ve Sosyal Risk

Modellemelerikonusunu merceği altına aldı.

Page 11: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga€¦ · dan hiçbiri yoksa bile biraz gelecekten umudu olan kimse darbe istemez. 15 Temmuz akşamı biz eşimle Ya-şam Merkezimizdeydik

2120

MAKALE Mehmet AydınSMMM-Bağımsız Denetç[email protected]

Elli’den Az Çalışanı Olan Az Tehlikeli Sınıfta Yer Alan İşyerleri İçin Yükümlülükleri Yerine Getirme Tarihi 1 Yıl Süre İle Ertelendi.

30.06.2012 Tarih ve 28339 Sayılı Resmi Gazete ile yürürlüğe giren 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 1. Maddesi’nde Kanun’un amacının işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği-nin sağlanması ve mevcut sağlık ve güvenlik şartlarının iyileştirilmesi için işveren ve çalışanların görev, yetki, sorumluluk, hak ve yükümlülüklerini düzenlemek olarak belirtilmiştir. 4857 Sayılı İş Kanunu’nun beşinci bölümü İş Sağlığı ve Güvenliği’ne ayrılmış olup yeni bir düzenlemeye ihtiyaç duyulması ile 6331 Sayılı Yasa kabul görmüş; İş Kanunu içindeki İş sağlığı ve Güvenliği ile ilgili maddeler (m.77-89) yürürlükten kaldırılmıştır.

Yapılan istatistiki çalışmalara göre iş kazaları en çok;• 25-29 yaş grubunda• 1-3 sigortalı çalıştırılan işyerlerinde• Çalıştığı işyerinde 3 ay ile 1 yıl arası kıdemlilerde yaşandığı görülmüştür. Yaşanan kazaların en önemli nedeni sıkışma, ezilme, cisim batması ve kesmesi, düşen cisim ve düşme ola-rak bilinmektedir.

26.12.2012 tarihli ve 28509 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan İş Sağlığı ve Güvenliğine İlişkin İşyeri Tehlike Sınıfları Tebliği ile 3 tehlike sınıfı belirlenmiştir. İşyerlerinin faaliyette bulundukları sektörlere göre az teh-likeli, tehlikeli ve çok tehlikeli olarak belirlenen bu sınıflar ihtiyaca göre re-vize edilmektedir. 20.02.2016 tarih ve 29630 sayılı Resmi Gazete yayınlanan tebliğ ile yapılan değişiklikler netice-sinde son güncel haline kavuşmuştur.

6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Ka-nunu yürürlük tarihleri olarak farklı tarihler belirlemiştir. Buna göre;- Elliden az çalışanı olan ve az teh-likeli sınıfta yer alan işyerleri için

01.07.2016 tarihinde,- Elliden az çalışanı olan tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için 01.01.2014 tarihinde,- Diğer işyerleri için ise Kanun’un yayım tarihinden itibaren altı ay sonra kanun çerçevesindeki yükümlülükleri başlamaktadır.

Buna göre 1 Temmuz 2016 tarihi itiba-riyle kamu-özel ayrımı olmaksızın 1 personel dahi çalıştıran tüm işyerleri kanun kapsamına alınmış olacaktı.

İşverenin İş Sağlığı Ve Güvenliği İle İlgili Yükümlülükleri:

1 Temmuz 2016 tarihi itibariyle kanun kapsamına alınan az tehlikeli işyeri de dahil olmak üzere işverenlerin başlıca yükümlülükleri aşağıda belirtilmiştir.* Mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbirin alınması, sağlık ve güvenlik tedbirleri-nin değişen şartlara uygun hale getiril-mesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi için çalışmaların yapılması,* İşyerinde alınan iş sağlığı ve güven-liği tedbirlerine uyulup uyulmadığı-nın izlenmesi ve varsa tespit edilen uygunsuzlukların giderilmesi.

Bununla birlikte işveren;* Risk değerlendirmesi yapar veya yaptırır.* Çalışana görev verirken, çalışanın sağlık ve güvenlik yönünden işe uy-gunluğunu göz önüne alır.* Yeterli bilgi ve talimat verilenler dışındaki çalışanların hayati ve özel tehlike bulunan yerlere girmemesi için gerekli tedbirleri alır.

Kanun’un 6. Maddesine göre işveren çalışanları arasından iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi varsa bu hizmetleri vermek üzere görevlendi-rebilir. Çalışanları arasında belirlenen

niteliklere sahip personel bulunma-ması hâlinde, bu hizmetin tamamını veya bir kısmını ortak sağlık ve güven-lik birimlerinden hizmet alarak yerine getirebilir. Ancak belirlenen nitelik-lere ve gerekli belgeye sahip olması hâlinde, tehlike sınıfı ve çalışan sayısı dikkate alınarak, bu hizmetin yerine getirilmesini kendisi üstlenebilir. Belirlenen niteliklere ve gerekli bel-geye sahip olmayan ancak 10’dan az çalışanı bulunan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyeri işverenleri veya işveren vekili tarafından Bakanlıkça ilan edilen eğitimleri tamamlamak şartıyla işe giriş ve periyodik muayeneler ve tetkikler hariç iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini yürütebilirler.

1 Temmuz 2016 Tarihi İtibariyle Yapılması Gereken Yükümlülükler Bir Yıl Ertelendi

6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunun 26/1-b maddesi gereğince, zorunluluk kapsamında olduğu halde iş güvenliği uzmanı görevlendirmeyen işverenlere, her bir işçi ve çalıştırıl-madığı her ay için 6.511,00 TL, işyeri hekimi görevlendirmeyen işverenle-re, her bir işçi ve çalıştırılmadığı her ay için 6.511,00 TL olmak üzere aylık 13.022 TL idari para cezası uygula-nacaktır. Belirtilen cezai müeyyide-lerin elliden az personeli olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için yeni belirtilecek yürürlük tarihi esas alınarak uygulanacağı tabiidir.

1 Temmuz 2016 tarihi itibariyle yapılması gereken yükümlülükler Başbakan Binali YILDIRIM tarafından yapılan basın açıklaması ile bir yıl ertelendiği belirtilmiştir.

Gerekli altyapının hazır olmama-sı sebebiyle ertelemenin yapıldığı belirtilmiş olup, konu ile ilgili yasal düzenlemenin ise ilerleyen günlerde tamamlanacağı ifade edilmiştir.

Page 12: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga€¦ · dan hiçbiri yoksa bile biraz gelecekten umudu olan kimse darbe istemez. 15 Temmuz akşamı biz eşimle Ya-şam Merkezimizdeydik

23

KAZAANALİZİ

Mansur Ziya Koç İş Güvenliği KoordinatörüMakina Mühendisi / A Sınıfı IG Uzmanı

KAZAANALİZİ

Mansur Ziya Koç İş Güvenliği KoordinatörüMakina Mühendisi / A Sınıfı IG Uzmanı

22

n a a tİŞKazasıİLO tarafından yapılan istatiksellere göre Türkiye de her üç kazadan biri İnşaat sektörün-de olmaktadır. Bunların bir kısmı yüksekten düşme bir kısmı ise iş makinelerinin çarp-ması veya devrilmesi sonucu meydana gelmektedir.

Yol yapımı sırasında kullanılan iş makinelerinin kullanımından kaynaklanacak kazalar, yol yapım çalışmalarında yaşanacak olası kazaların başında gelir. İş makinelerinin çar-pışması, makinenin çalışanlara çarpması veya iş makinesinin çalışma alanında olmayan kişi ve araçlara çarpması başlıca tehlikelerdir

Genellikle engebeli arazilerde yapılan yol yapım çalışmalarında, kullanılan iş makineleri-nin devrilmesi sonucunda yakındaki çalışanların ve şoförün etkilenebileceği kazalar ka-çınılmazdır. Kullanılan iş makinelerinin yol yapım çalışmasının olduğu alana giriş çıkışla-rı için trafiğe çıkmalarını gerektiren durumlarda (malzeme tedariki gibi nedenlerle) akan trafikteki araçlarla çarpışmaları gibi kazalar yaşanabilir. Son zamanlarda bu tür kazalara televizyon haberlerinde sıkça rastlanmaktadır. Gece yapılan yol yapım çalışmalarında ortam aydınlatmasının yeterli olmadığı durumlarda yukarıdaki kazaların tümünün ya-şanma riski artar.

Bir süre önce yaşanan fotoğraftaki iş kazası da, bahsettiğimiz söz konusu nedenlerden ötürü meydana gelmiştir.

YAŞANMIŞ BİR OLAY ÖRNEĞİ

İSTATİSTİKİ BİLGİLER Kazanın Olduğu Sektör: Yol yapım işleri Kaza Tarihi: 06.05.2016 Kaza Günü: PerşembeKaza Saati: 14.45 Kazalının Yaşı: 32 Kazalının Cinsiyeti: Erkekİşe Giriş Tarihi: 14.03.2015Kazalının İş Tanımı: Hafriyat nakliKaza Sonucu: İş günü kayıplı kaza

KAZA ÖYKÜSÜ

- Yol yapım işinde yola dolgu yapılması zorunluluğu olması nedeniyle G. L. yönetimindeki kamyon ile dolgu ihtiyacı olan alana toprak nakli yapılmaktadır.

- Kamyon şoförü aracındaki toprağı boşaltmak için greyder operatö-ründen aldığı işaretle geri geri giderken sol tekerin yumuşak zemine batması sonucu kamyon devrilmiştir.

- Devrilme sırasında kabin içerisindeki yangın söndürme cihazı yerin-den koparak şoförün kafasına çarpması ile şoför ağır yaralanmıştır.

- 30 gün istirahat alan şoför iş başı yapmıştır.KAZANIN NEDENLERİ

1- Yorgunluk ve motivas-yon eksikliği.2- Saha denetiminin olmayışı3- Yeterli dikkat ve özeni göstermemesi4- Şoförün yükleme bo-şaltma alanlarında alın-ması gereken önlemler konusunda yeterli bilgiye sahip olmaması.

Page 13: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga€¦ · dan hiçbiri yoksa bile biraz gelecekten umudu olan kimse darbe istemez. 15 Temmuz akşamı biz eşimle Ya-şam Merkezimizdeydik

24

UZMANIN ÖNERİLERİ

1- İş makinalrının periyodik bakımları düzenli olarak yapılmalı2- Zemin sıkıştırılmalı. Göçme tehlikesi olan yumuşak zeminler sert malzeme ile doldurulmalı3- Lastik basınçları düzenli olarak kontrol edilmeli4- Döküm alanında mutlaka bir işaretçi bulunmalı5- Operatör ve işaretçilere “Sağlık ve Güvenlik İşaretleri Yönetmeliği” gereği eğitim verilmeli6- Yol yapım çalışmasının yapıldığı mevsimin ve çalışılan ortamın özellikleri dikkate alınmalı7- Kamyonun kenardan aşağı düşmesini engellemeyi teminen yol kenarına banket yapılmalıdır. İyi bir banket, hem diz-ginleme etkisi yaratır. Hem de yapılan banketler kamyon sürücüsüne yığın kenarı lokasyonu için iyi bir görüş açısı sunar.8- İş makinelerinin çalışanlara çarpmalarının engellenebilmesi için araç operatörlerinin araçların arkasını görmelerinin sağlanacağı kamera sistemleri konulmalı9- Boşaltma alanı boşaltma öncesi çatlak veya diğer potansiyel tehlikeler için kontrol edilmeli10- Kamyonun toprağı boşaltması için kamyon şasesi ile zemin arasındaki açı kontrol edilmelidir.

Boşaltma alanının, araç hareketine dik yönde hafif eğimli olması, yumuşak çukurlardan arınmış olması, varsa bunların sıkıştırılması gerekir. Yol yükseltildikçe kamyonun yana devrilmesi engellenir.

Kamyonlar şev kenarına paralel park etmelidirler. Bir çok boşaltma noktası kazalarında, kamyonun sağda gösterildiği gibi hatalı yanaştığı görülmüştür.

Örneğin 50 ton yük kapasitesi olan bir kamyon, yüklendiğinde toplam olarak yaklaşık 90 ton ağırlığındadır. Bu ağırlı-ğın üçte ikisi yani 60 ton, arka dingilde yoğunlaşır. Boşaltma esnasında oluşan yükün yanı sıra bu yükün arka dingilde oluşturduğu moment, zaten gevşek bir zemin olan yığın kenarında boşaltma yapan kamyonun kolaylıkla devrilmesi için önemli bir nedendir.

25

Kaldırma Aracı Periyodik Test ve Kontrolleri:

- Vinç Periyodik Test ve Kontrolü, - Forklift Periyodik Test ve Kontrolü, - Caraskal Periyodik Test ve Kontrolü,- Yük Asansörü Periyodik Test ve Kontrolü,- Lift Periyodik Test ve Kontrolü, - Transpalet, Kriko vb Periyodik Test ve Kontrolleri, - Halat & Sapan Periyodik Test ve Kontrolleri.

Basınçlı Kap Periyodik Test ve Kontrolleri:

- Kalorifer ve Buhar Kazanları Periyodik Test ve Kontrolü, - Hidrofor Periyodik Test ve Kontrolü, - Genleşme Tankı Periyodik Test ve Kontrolü,- Boyler Periyodik Test ve Kontrolü,- Otoklav Periyodik Test ve Kontrolü,- Kompresör Periyodik Test ve Kontrolü,- Emniyet Valfi Periyodik Test ve Kontrolü.

Elektrik Tesisatı Periyodik Test ve Kontrolleri:

- Elektrik ve Aydınlatma Tesisatı Topraklama Kontrolü, - Paratoner Topraklama Kontrolü, - Elektrik ve Aydınlatma Tesisatı Kontrolü.

Diğer:

- Katodik Koruma- Havalandırma Tesisatı Kontrolü- Çelik Halat Yük Hesabı ve Seçimi Danışmanlık Hizmetleri

EKOTEKNİK İSG Mühendislik Ekibi, yasal olarak yaptırma mecburiyeti bulunan periyodik test ve

kontroller ile de hizmet sunmaktadır.

Bu test ve kontrollerin güvenilir kuruluşlarda, sağ-lıklı sonuçlarla yapılması sizi ve firmanızı korur. Lütfen hizmet aldığınız kuruluşa dikkat ediniz.

Page 14: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga€¦ · dan hiçbiri yoksa bile biraz gelecekten umudu olan kimse darbe istemez. 15 Temmuz akşamı biz eşimle Ya-şam Merkezimizdeydik

26

MAKALE Zühal Erişen Kimya Mühendisi A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı

27

OHSAS 18001 İŞ SAĞLIĞI VE YÖNETİMİ SİSTEMLERİ(Occupational Health and Safety Assessment Series)

İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG)Değerlendirme Serisi

Ohsas 18001, 6331 sayılı yasanın yürürlüğe girmesiyle uygulanmaya başlayan iş sağlığı ve gü-venliği tedbirlerinin uygulama garantisi ve kanun doğrultusunda işverenin taahhütlerini yerine getirmede bir rehberi doğrultusundadır.

İş sağlığı ve güvenliği yönetim sistemleri; 6331 sayılı Yasanın 3. Maddesinde “Kendi özel kanun-larındaki statülerine bakılmaksızın kamu veya özel işyerlerinde istihdam edilen gerçek kişi.” olarak belirtilen tüm çalışanları kapsamaktadır.

İş sağlığı ve güvenliğinin hedefi ise; İş sağlığı ve iş güvenliği, her meslekte çalışanların yüksek düzeyde fiziksel, ruhsal ve sosyal bir ortama kavuşturulması ve bu durumun sürdürülmesi için yapılan çalışmaların tümüdür.

İşyerlerinde işveren tarafından yürütülmekte olan faaliyetler nedeniyle meydana gelebilecek tehlike ve risklerin belirlenmesi ve

bunların önlenmesi, çalışma orta-mının insan sağlığı ve güvenliğini en yüksek düzeyde korumak için yapılan bilimsel çalışmaların tümü iş sağlığı güvenliği yönetim sistemleri içerisin-de ele alınmaktadır.

Bu kapsamda; kuruluşun yapısını, planlama faaliyetlerini, sorumlulukla-rı, uygulamaları, prosedürleri, süreç-leri ve İSG sisteminin geliştirilmesi, uygulanması, iyileştirilmesi, gözden geçirilmesi ve sürekliliğinin sağlan-ması için kaynakları inceler.

OHSAS 18001 (Occupational Health

and Safety Assessment Series);İngiliz Standartlar Enstitüsü kısaca BSI (Bri-tish Standartds Instıtute) tarafından yayımlanmış bir İş Sağlığı ve İş Gü-venliği standardıdır. OHSAS 18001,ISO 9000 ve ISO 14000 gibi diğer ulusla-rarası standartlardan farklı olarak bazı ulusal standart kuruluşları ve belgelendirme kuruluşlarının birlikte çalışmasıyla gerçekleştirilmiştir.

OHSAS 18001’İN TARİHÇESİ: Kılavuz niteliğindeki ilk sağlık ve güvenlik standardı olan “BS 8800 Mesleki Sağlık ve Güvenlik Yönetim Sistem Rehberi” 1996’da BSI tarafından yayınlanmıştır. Kılavuz niteliği taşıyan bu ilk standart kurumların belgelen-dirilme-sine yönelik bir temel teşkil etmemekteydi. Müteakip tarihlerde

başka belgelendirme kuruluşları da bu konuda standartlar yayınlamışlar-dır. Ancak yayınlanan bu standartlar BS 8800’u temel almalarına rağmen birbirlerinden içerik ve uygulama bakımından farklılıklar göstermek-teydi. Bunun üzerine İngiltere’de BSI öncülüğünde uluslararası kabul edilebilecek bir sağlık ve güvenlik standardı hazırlanmasına yönelik bir komisyon toplanması kararlaştırıl-mış ve bu komisyonun çalışmaları sonucunda 1999 yılında OHSAS 18001 standardı oluşturulmuştur. Hazır-lanan bu standart, 2001 yılında TSE (Türk Standartları Enstitüsü) tarafın-dan kabul edilerek TS-18001 olarak yayımlanmıştır. OHSAS 18002 şubat 2004 yılında uygulmaa rehberi olarak yayımlanmıştır.

OHSAS 18001 İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ YÖNETİM SİSTEMİNİN YARARLARI

* Zararla sonuçlanabilecek olası tehlikelerin önceden tespiti ve gerekli önlemlerin alınması, * Çalışanları işyerinin olumsuz etkilerinden korur, rahat ve güvenli bir ortamda çalışmalarını sağlar, * İş kazaları ve meslek hastalıkları sebebiyle oluşabilecek iş gücü ve iş günü kayıplarının en aza indirgenme-si, dolayısıyla iş veriminde artışın sağlanmasıyla üretimin (ürün ve/veya hizmet) korunması, * Çalışanların memnuniyeti, müşteri memnuniyeti ve üretim maliyetlerinde azalma,* İş kazası ve meslek hastalıklarının oldukça yüksek maliyetlerini en aza indirmek, * Çalışma ortamlarında alınan tedbirlerle, işletmeyi tehlikeye sokabilecek yangın, patlama, makine arızaları ve devre dışı kalmaların ortadan kaldırılması işletme güvenliğinin sağlanması, * Resmi makamlar önünde, organizasyonun iş güvenliğine karşı duyarlı olduğunun kanıtlanması ve yasal ceza riskinin azaltılması, * OHSAS 18001, ISO 9001:2008 ve ISO 14001 ile uyumludur, mevcut kalite sistemi OHSAS 18001’i de içererek var olan alt yapı geliştirilir ve daha kapsamlı hale getirilir. * Çalışanların sağlığını dolayısı ile verimliliği ve üretimi de artar.

OHSAS 18001 UYGULAMASININ İŞYERİNE ETKİLERİ * Karlılığı arttırmak,* İSG çalışmalarını diğer faaliyetlere entegre ederek kaynakların korunmasını sağlamak, * Yönetimin taahhüdünün sağlandığını göstermek,* Motivasyon ve katılımı arttırmak, * Ulusal yasa ve Dünya Standartlarına uyum süresini ve maliyetini azaltmak,* Paydaşların istek ve beklentilerini karşılayarak rekabeti artırmak,* Kuruluşlar tarafından sürdürülmekte olan İSG faaliyetlerinin sistematik olarak yayılımını sağlamak, olarak sıralanabilir.

Page 15: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga€¦ · dan hiçbiri yoksa bile biraz gelecekten umudu olan kimse darbe istemez. 15 Temmuz akşamı biz eşimle Ya-şam Merkezimizdeydik

28 29

SONUÇ OLARAK:

İş kazalarında her yıl binlerce çalı-şan hayatını kaybetmekte ve sakat kalmaktadır. Bunun sonucu olarak işletmeler ve ülke ekonomisi büyük kayıplar vermektedir. Ekonomik ka-yıplardan daha da önemlisi toplumda büyük sosyal travmalara yol açmakta-dır. Ayrıca iş kazaları ülke kalkınması-nı da olumsuz yönde etkilemektedir. İş kazalarında sakat kalan çalışanlar ise çoğu kez tekrar çalışma hayatına dö-nememekte ve ekonomik olarak ken-disinin ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin geçimini sağlayamamaktadır. Bu nedenle iş kazalarının yol açtığı

ekonomik ve sosyal zararların gerçek etkilerinin hesaplanabilmesi imkan-sızdır. İş kazalarının önlenmesi için çalışan, işveren, sendikalar, üniversi-teler ve devlet kesimleri arasında çok yönlü bir işbirliğini gerektirmektedir. Toplam kalite yönetimi; iş kazalarının azalmasında ve hatta ortadan kaldırıl-masında çok önemli faktörlerden bi-ridir. Kalite Yönetiminin uygulanması direkt olarak çalışan sağlığı sağlığı ve iş güvenliği alanına da yansımaktadır.

OHSAS 18001 aynı zamanda toplam kalite yönetim sürecinin bir parçasıdır. OHSAS 18001 İş Sağlığı ve İş Güvenliği Yönetim Sistemi, işletmelerin sağlık

ve güvenlik bakımından alacakları tedbirleri ve yerine getirmeleri gere-ken yasal yükümlülüklerin uygulan-masında rehber niteliğindedir. Toplam kalite yönetimi, şirketlerin taahhüt ettikleri kalite ve güvenlik önlemlerini yerine getirmede müracaat edecekleri bir sistemdir.

Önlemek her zaman ödemekten daha ucuzdur. Bu kapsamda OHSAS 18001 uygulamaları iş kazalarının önlen-mesindeki etkisi yanında çalışan şirket ülke ve toplum olarak ödeye-ceğimiz sosyal ve ekonomik olum-suzlukların azaltılmasında önemli rol oynayacaktır.

KAYNAKÇA:

1-Yrd.Doç.Dr. Gökhan OFLUOĞLU Zonguldak Karaelmas Üniversitesi, Çaycuma Đ.Đ.B.F. Öğretim Üyesi, Gökmen SARIKAYA Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Sosyal Bilimler Ens-titüsü, OHSAS 18001 İŞ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLĐĞĐ YÖNETİM SİSTEMİ

2- 2004”Kalite Yönetim Sistemleri İç Tetkik Rehberi”

ZUHAL ERİŞEN KİMDİR?

Yıldız Teknik Üniversitesi, Kimya Mü-hendisliğinden mezun olan Zühal Eri-şen, çok uzun yıllar devlette çok çeşitli kademelerde çalışmıştır. Ayrıca bir çok sivil toplum kuruluşunda aktif olarak görev alan Erişen, çevre konularında da çeşitli televizyon ve radyo program-larına imza atmanın yanı sıra, bir çok dergi ve gazetelerde teknik makaleler yazmıştır.

2013 yılından bu yana Ekoteknik İSG’de A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı olarak çalı-şan Zühal Erişen, dergimiz aracılığıyla da bir çok konuya ışık tutmaktadır.

Page 16: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga€¦ · dan hiçbiri yoksa bile biraz gelecekten umudu olan kimse darbe istemez. 15 Temmuz akşamı biz eşimle Ya-şam Merkezimizdeydik

30

MAKALE Pelin KorkmazDraeger SafetyMarketing & HR-Quality Manager ?

?? ??Draeger Soruyor….

Solunum Setleri Neden Vazgeçilmez?

Endüstride zorlu operasyonlarda veya itfaiye ekipleri tarafından yangına müdahale edilir-ken, ortam havasında oksijen düzeyinin hacimce yüzde 19’un altına düştüğü durumlarda, solunum güvenliğini garanti altına almak için, temiz hava tüplü solunum setlerinin kulla-nımı kaçınılmazdır. İnsan hayatını kurtarırken müdahale eden ekiplerin solunum güçlüğü çekmesinin yanı sıra sis/duman gibi görüş mesafesini kısıtlayan başka faktörler de dev-reye girmektedir.

Hayat kurtarmak için olağanüstü bir çaba ile yapılan bu tip operasyonlarda, üst seviyede teknik performansın yanı sıra uygun maliyet ve ergonomi son derece önemlidir. İster en-düstriyel amaçla ister yangına müdahale için kullanılıyor olsun, solunum setlerinin pek çok farklı uygulama ve zorlayıcı koşullar düşünülerek, kullanıcıların hareket şekillerine göre, insan vücut yapısına maksimum uyumu sağlayacak ve fiziksel hareketi sınırlama-yacak şekilde tasarlanmış ve üretilmiş olması gerekmektedir. Bu unsurların yanı sıra hiç şüphesiz bu ürüne sahip olma maliyeti de seçim yaparken göz önünde bulundurulan en önemli faktördür.

Solunum cihazlarının 3 temel fonksiyonu;

1. Mevcut sıkıştırılmış havanın kullanımını optimize ederken, giyen kişinin solunum sistemini korumak ,

2. Giyen kişinin tamamen işine konsant-re olmasını sağlamak amacıyla, dikkati dağıtmadan, ergonomik yapısı sayesinde solunabilir havayı en güvenli şekilde kulla-nıcıya sağlamak

3. Kişisel güvenliği arttırmak, kullanıcıya gerekli bilgileri görüntüleme ve teknolojik seçenekleri bütünleştirmek.

Global araştırmalar sonucunda toplanan kullanıcı talepleri, kullanımda ideal kombinasyonu oluşturmak için üreticilerin AR-GE çalışmalarına yön vermiştir.

1924 Yılından beri solunum seti tasarımı ve üretimi üzerine kapsamlı çalışmalar yapan Alman Draeger firması ürün ge-liştirme sorumluları, geleneksel tekniklerin yanı sıra, taşınan yükü daha geniş bir alana yayabilmek amacıyla insan sırtı-na ait basınç haritalarını incelemiş ve anahtar niteliğindeki basınç noktalarını belirlemişlerdir. Ayrıca vücudun hareketi sırasında, askı takımının duruşu ve pozisyonunu nasıl korudu-ğu hareket analizi ile incelenmiş ve yıllar içerisinde solunum setlerine uygulanan modifikasyon, insan vücuduna en iyi uyu-mu sağlayacak şekle dönüştürülmüştür. Çok yönlü geliştirilen solunum sistemi, kolay bakım-onarım ve temizlik özellikleri ile, sahip olma maliyetlerinin düşmesine neden olmuştur.

Page 17: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga€¦ · dan hiçbiri yoksa bile biraz gelecekten umudu olan kimse darbe istemez. 15 Temmuz akşamı biz eşimle Ya-şam Merkezimizdeydik

32 33

SOLUNUM SETLERİNİN KULLANIM AMAÇLARI VE KULLANIM ALANLARI

En son teknoloji ile üretilen solunum setleri hafif, yüksek performanslı, çelik veya Karbon Fiber Kompozit silindirlerle ve solunum setleri ile uyumlu Akciğer İhtiyaç Valfi bağlantılı tam yüz maskeleri ile kullanılabilir.

Solunum cihazını ihtiyaçlarınıza uygun şekilde yapılandırmak için geniş bir sıkıştırılmış hava tüpü yelpazesinden seçim yapabilirsiniz. Draeger, çelik ve kompozit malzemeden üretilen 200 bar ile 300 bar aralığındaki tüplerle eksiksiz bir ürün yelpazesi sunmaktadır. Boy seçenekleri, tüp valfları seçimiyle birlikte 4 L 200 bar ila 9L 300 bar aralığında değişmektedir. Bir tüp konfigürasyon aracı ile müşterilerin ihtiyaçlarına göre konfigürasyon oluşturmak da mümkündür.

Özellikle endüstriyel uygulamalar için yük-sek seviyede konfor ve dayanıklılık sunan, solunum setleri yeni tasarımında uygula-nan sırt kısmındaki boşluk, askı takımı-nın hafiflemesine neden olmuştur. Omuz askıları ve bel kemerinin konumu, solunum setinin ağırlığını, vücudun denge merkezi ile aynı doğrultuda dağıtacak şekilde tasar-lanmıştır.

Profesyonel olarak üretilen askı takımla-rında; itfaiyecilerin günlük olarak karşı-laştıkları yüksek yıpranma ve aşınmaya dayanıklı yeni tip materyaller kullanılmıştır. Yüksek sıcaklıklarda kullanıma uygun olan Draeger solunum setleri, itfaiye ekipleri için geliştirilen en hafif askı takımını içer-mektedir. Elektronik gösterge takılabilen bu askı takımlarında bulunan vatkalı omuz askıları ve yumuşatılmış bel kemerinin ko-numu, solunum setinin ağırlığını, vücudun denge merkezi ile aynı doğrultuda dağıta-cak şekilde tasarlanmıştır.

İtfaiye çalışanları için geliştirilen bu en son teknoloji ürünü solunum setleri; tam yüz maskeleri, haberleşme cihazları ve itfaiyeci kasklarıyla birlikte kullanım için uygun olacak şekilde üretilmiştir. İleri sıkıştır-ma kalıp tekniğiyle üretilen vücut destek sistemi, yüksek ısıya ve yıpranmaya karşı dayanıklıdır. Bu solunum setleri, modüler elektronik takip sistemi (telemetri) gibi en son teknoloji ürünü güvenlik sistemlerinin kullanımını mümkün kılmaktadır. Solunum setleri CE Belgeli, EN 137:2006 Tip 2 stan-dardına uygundur.

Askı takımları ile Akciğer İhtiyaç Valfi vasıtasıyla bağlanarak kullanılan tam yüz

maskelerinin, çene ve yanak böl-gelerine gelen herhangi bir sert yüzeyinin olmaması ve farklı yüz şe-killerine optimum uyum sağlayacak şekilde üretilmiş olması gerekmek-tedir. Maske gövdesi ve iç maske, sızıntı ihtimalini ortadan kaldıracak şekilde her yüze mükemmel şekilde oturmalıdır.

Tüm yüz maske ebatları, maskeyi takan kişinin gözleri, vizör ortasın-da kalacak şekilde tasarlanmış ve optik düzeltme ile normal görüş alanına çok yakın bir görüş olanağı sağlayacak şekilde üretilmiş olma-lıdır. Tam yüz maskelerinin bağlantı seçeneğinin genişliği, ister baret ve solunum setleri ile isterse de kapalı devre solunum cihazları ile kullanım olsun, geniş bir kullanım yelpazesi-ne hizmet etmeye olanak sağlar. Yeni tip tam yüz maskelerinde, kalan tüp basıncını ışıklı iç göstergede görme imkanı yaratan, seçimlik yeni bir uygulama mevcuttur.

Operasyon sırasında stresi arttıran en önemli faktörlerden biri, diğer ekip üyeleri ile iletişim zorluğudur. Maske içine entegre edilen hoparlör veya mevcut konuşma diyaframları en basit çözümlerdir. İsteğe bağlı entegre bir seçenek olan “bas-konuş” (PTT), maskenin alt ya da yan kısmında kullanıcının kolayca erişilebileceği bir yerde olmalıdır. Yeni Dräger FPS-COM sistemi, standart telsiz iletişim sistemleriy-le entegre kullanılabilir ve yüksek ses kalitesi ile solunum koruması açısından, farklı senaryolar için mükemmel iletişim imkanı sunar. ATEX / IEC Ex , EN 136 ve EN 137 standartlarına uygun olmalıdır. Telsiz bağlantısı olmadan çevre ile doğrudan iletişim sağlayan amfili sistem, temel telsiz iletişim siste-mi ve amfili telsiz iletişim sistemi gibi alternatif iletişim sistemleri mevcuttur.

Bir solunum koruma cihazı için asıl performans özelliği, bir olay anında onu kullanan personele sunmuş olduğu güvenirlik ve emniyet dere-cesidir. Mevcut tüp basıncı, kalan kullanım ömrü, yarı zaman alarm-ları ve otomatik tehlike sinyalleri gibi bilgiler tam elektronik Dräger Bodyguard sinyal ve ikaz birimi tarafından kullanıcının olası tehli-keli durumlara karşı uyarılması için hayati önem taşımaktadır. Bodygu-

ard, Dräger PSS® Merlin telemetri izleme sisteminin kilit bileşenle-rinden biridir. Tüm hayati veriler IR arayüzü üzerinden iletilir ve özel bir telemetri alıcısı ile Dräger PSS® Merlin giriş kontrol kartına akta-rılır. Bu sistem, olay yöneticisinin, operasyon sırasında tüm gelişme-lerden daima haberdar olmasını ve beklenmedik olumsuz gelişmeler karşısında hızlı müdahale imkanını sağlamaktadır.

Page 18: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga€¦ · dan hiçbiri yoksa bile biraz gelecekten umudu olan kimse darbe istemez. 15 Temmuz akşamı biz eşimle Ya-şam Merkezimizdeydik

34 35

Örnek Alınan Marka:

AFS 1992 yılında kurulmuş, iklimlendirme sektöründe faaliyet gösteren, 40 bin metrekare kapalı alana sahip, 2 yüz 70 çalışanı ile havalandırma kanalı, bağlantı elemanları ve menfezlerin imala-tını yapan 25 yıllık, ülkemizin gurur duyduğu markalardan biridir.

AFS, her alanda örnek olduğu gibi, insan hayatı için son derece önemli olan iş sağlığı güvenliği ve çevre konularında da gerçekten muhteşem bir örnek teşkil ederek, hem insana, hem insanlı-ğa, hem çevreye ve hem de duyarlı bir toplum olmak adına ülkenin bütüne değer katmaktadır. Ekoteknik İSG Dergisi ekibi olarak, kurulduğu günden bu yana, AFS ailesinde çalışan, şuanda da mali ve idari işlerden sorumlu Genel Müdür Yardımcısı ve aynı zamanda İşveren Vekili olarak İSG Kurul Başkanlığını yürüten Yücel Karagöz’ü ziyaret edip, sorularımızı yönelttik.

Röportaj: İG Uzmanı ve Çevre Mühendisi Tuğba Kanat

Mali ve İdari İşlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı ve İşveren Vekili olarak İSG Kurul Başkanı Yücel Karagöz

AFS’nin İş sağlığı ve güvenliği konu-larına yaklaşımı nasıldır?

AFS, kurulduğu günden bu yana çalışanların sağlıklı, güvenli, mutlu ve huzurlu bir ortamda çalışmasını ilke edinmiştir.

Bu konuda üst yönetim elinden gelen bütün desteği sağlarken yönetici kadrolarımızda personeli yönlendire-rek kalıcı bir İSG Kültürü oluşturma gayreti içindedir.

6331 Sayılı İSG Kanunu’ndan sonra işletmenizde ne gibi değişiklikler yaşandı?

İSG Kanunu yayınlanmadan önce de 4857 Sayılı İş Kanunu çerçevesinde çı-kan yönetmeliklere uygun olarak İSG çalışmalarını sürdürmekteydik. Dü-zenli toplanan İSG kurulumuz vardı, İş Güvenliği Uzmanı ve İş yeri Hekimi istihdam etmekte; bunlarla birlikte sağlık taraması, mühendislik kontrol-leri, risk değerlendirmesi, acil durum

yönetimi vb çalışmalar yapılmaktaydı. 6331 Sayılı Kanun ile birlikte bunların sadece periyodu yeniden düzenlendi ve ufak yöntem değişiklikleri yapıldı.

İş sağlığı güvenliği konusunda yaptı-ğınız çalışmalar hakkında bilgi verir misiniz?

İş Güvenliği Uzmanı ve İş yeri Hekimi hizmetini yaklaşık 6 yıldır EKOTEKNİK OSGB’den alıyoruz. Uzman ve hekim istihdamı dışında ihtiyaç duyduğumuz

Page 19: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga€¦ · dan hiçbiri yoksa bile biraz gelecekten umudu olan kimse darbe istemez. 15 Temmuz akşamı biz eşimle Ya-şam Merkezimizdeydik

36

ölçüm ve muayene hizmetleri, sağlık kontrolleri, acil durum yönetimi gibi başlıklarda da EKOTEKNİK’ten destek alıyoruz.

Uzman ve Hekim İstihdamı konusunu profesyonel bir firmayla çözme yoluna gitmemizin temel nedeni de bu.

- İSG Kurulumuz her ay toplanarak mevcut durum değerlendirmesi, alı-nan kararların takibi, üretim ve diğer birimlerden gelen bildirimlerle birlik-te yeni kararlar alarak İSG sistemin sağlıklı yürümesini sağlar.

- İSG kültürünün oluşmasında en önemli ayaklardan birinin çalışan olduğunu düşünüyoruz bu nedenle çalışan katılımı en önemsediğimiz konulardan bir tanesi, düzenli yapılan anket çalışmaları, çalışan temsilcisi geri bildirimleri ve yaklaşık 6 aydır devam eden risk bildirim sistemimiz ile çalışanların katılımını sağlıyoruz.

- Çalışanları maruz kaldıkları riskler, yasal hak ve sorumlulukları ve genel İSG konuları hakkında bilgilendirmek amacıyla düzenli olarak eğitimler

AFS, 2013-2016 yılları arasında yaklaşık 900 personeline eğitim programı düzenlemiştir. Ayrıca son derece duyarlı olan AFS, çalışanları bilgilendirmek amacıyla Güvenli Verimli Çalışma El Kitabı hazırlatmıştır ve işe başlayan

personele İSG genel eğitimin devamında bu kitabı da vermektedir.

veriyoruz. 2013-2016 yılları arasında yaklaşık 900 Personelimize eğitim programı düzenlenmiştir.

- Çalışanları bilgilendirmek amacıyla hazırladığımız Güvenli Verimli Çalış-ma El Kitabı’nı işe başlayan perso-nele İSG genel eğitimin devamında veriyoruz.

- Fiziksel ve kimyasal risk etmenle-rine bağlı olarak risk gördüğümüz noktalarda düzenli olarak İş Hijye-ni ölçümleri yaptırıyor ve çalışma alanlarımızı standartlara uygun hale getirmeye gayret ediyoruz.

- Risk değerlendirme ekibi ile periyo-dik olarak risk değerlendirmelerimizi yapıyor, ve tespit edilen riskli durum-larla ilgili önlemlerin alınmasını takip ediyoruz.

- Acil durumlar ve sivil savunma konusunda her türlü detayı düşünü-yoruz; yangın sistemlerimizi düzenli olarak kontrol ederek sürekli çalışır durumda tutuyoruz, haberli ve haber-siz tatbikatlar yaparak personelide acil durumlara hazır hale getiriyoruz.

Acil durumlar ve sivil savunma konusunda her türlü detayı düşünen AFS, haberli ve habersiz tatbikatlar yaparak personeli acil durumlara hazır hale getiriyor.

Personele verilen eğitimlerin kalitesini ve süresini arttırmak, AFS’nin gelecek yıllardaki en önemli hedefidir. Risk değerlendirmesinde yüksek riskli tespit edilen hiçbir yer kalmayana dek önlemlerini artıran AFS,

bu zamana kadar olduğu gibi sıfır iş kazası ile devam etmek istiyor.

- Personelimizin sağlık gözetimini düzenli olarak yapıyor, İşyeri Heki-mimiz kontrolünde her personel için ayrı tuttuğumuz sağlık dosyaları ile tabikini sağlıyoruz.

İş Sağlığı ve güvenliği konusunda hedefleriniz nelerdir?

- Personele verilen eğitimlerin kali-tesini ve süresini arttırmak gelecek yıllardaki en önemli hedefimizdir.

- Risk değerlendirmesinde yüksek riskli tespit edilen hiçbir yer kalma-yana dek önlemlerimizi arttırmak ve bu zamana kadar olduğu gibi sıfır iş kazası ile devam etmek istiyoruz.

Son olarak eklemek istedikleriniz varsa onlarıda alabilir miyiz?

- Ülkemizde ve bütün dünyada İSG konusundaki olumlu gelişmelerin de-vam etmesini temenni ediyoruz ve bu konuda üstümüze düşen vazifeyi AFS olarak yerine getirdiğimize inanıyoruz,

Devletimizin bu konudaki politikalarını destekliyor ve takdir ediyoruz.

AFS, fiziksel ve kimyasal risk etmenlerine bağlı olarak risk gördüğü

noktalarda düzenli olarak iş hijyeni ölçümleri yaptırıyor ve çalışma

alanlarını standartlara uygun hale getirmeye gayret ediyor.

Fotoğraflarda Ekoteknik İSG Ekibi’nin ölçüm, test ve tetkiklerinden örnekler

sunulmuştur.

37

Page 20: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga€¦ · dan hiçbiri yoksa bile biraz gelecekten umudu olan kimse darbe istemez. 15 Temmuz akşamı biz eşimle Ya-şam Merkezimizdeydik

3938

Petrotek Sondaj Makine Sanayi ve Ticaret AŞ, BM Holding bünyesinde sondaj makine ve ekip-manları üreten endüstriyel bir kuruluştur. Dünyada sayılı ülkenin sahip olduğu petrol, doğalgaz ve jeotermal sondaj makineleri üretebilme teknolojisine haizdir.

Bu bağlamda ülkenin enerji ve yeraltı kaynaklarına ulaşmakta dışa bağımlılığını sonlandırdığı gibi ihracat yaparak milli ekonomiye katkı sağlamaktadır. İçinde bulunduğumuz yıl TÜBİTAK-KAMAG projesi kapsamında Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı için yeni teknolojiler içeren Elektrikli Petrol Sondaj Platformu geliştirmeye başlamıştır.

Ülkemiz için gerçek bir gurur olan Petrotek’in kurucu ortaklarından olan Genel Danışmanı Sa-vaş Fil’i ziyaret edip sorularımızı yönettik.

Röportaj: İrem Nurgül Durmuş Karataş

Dünyada Sayılı Ülkenin Sahip Olduğu Bir Değer:Petrotek’in iş sağlığı ve güvenliği konularına yaklaşımı nasıldır?

Bizim gibi “ağır ve tehlikeli iş” sta-tüsündeki endüstriyel kuruluşlar için İSG ilgili kanun ve yönetmelikler uyarınca gereklilikleri ciddiyetle takip edilen bir konudur.

6331 Sayılı İş Sağlığı Güvenliği Kanunu’ndan sonra işletmenizde ne gibi değişiklikler yaşandı?

Kanun öncesinde de sigortasız per-sonel bulundurmamak ve kişisel ko-ruyucu ekipmanların kullandırılması gibi temel konuların yeterli bulunduğu bir atmosferdeydik. Kanun sonrası İSG politikalarını şirketin tavizsiz olarak öncelikli uygulama konularının başına aldık. İş sağlığı güvenliği konusunda yaptı-ğınız çalışmalar hakkında bilgi verir misiniz?

Firma bünyesinde uygun sertifikas-yona sahip deneyimli iş güvenlik uzmanı tam zamanlı olarak yıllardır hizmet vermektedir. Ayrıca danışman

olarak bir OSGB’den de yıllık uzman ve hekim hizmeti almaktayız. Onların yönetiminde periyodik iç tetkikler, te-sis içi fiziksel düzenlemeler, eğitimler ve sağlık kontrolleri gibi çok detaylı çalışmalar yürütmekteyiz. Konuya dair Kalite Belgesi olarak da OHSAS 18001 sertifikasına sahibiz.

İş Sağlığı ve güvenliği konusunda hedefleriniz nelerdir?

Temel hedefimiz “sıfır iş kazası” dır. Buna uygun iş atmosferini; yerle-şik kurum kültürü haline getirmeyi amaç edindik. Örneğin son dört yıldır ölçülen iş kazası sıklık oranımız 0,002 düzeyindedir. Bu tehlike sınıfındaki işletmeler içerisinde oldukça düşük bir oran olarak kabul görebilen bir başarı sayılır.

Çevre politikalarınız ile mühendislik ve çevresel ölçümleriniz (mühendis-lik kontrolleri, test ve tetkikleriniz vs ile ilgili) hakkında bilgi alabilir miyiz?

Ulusal ve Uluslararası Çevre mevzu-atlarında belirtilen spesifikasyonlara uygunluk taahhüdümüz çevre politika-

mızda tanımlanmıştır. Proseslerimiz gereği kontamine atık miktarımız eser miktarda olmakla beraber hava, su ve toprak kirliliğine değin ölçüm ve analiz sonuçlarına göre çevre uzmanlarımız gerekli düzenleyici ve önleyici faaliyet-leri uygulamaya koymaktadır. Örneğin toz ve gaz ölçümlerimiz yıllık periyodik olarak yapılmış ve çıkan sonuçlara göre fabrikamıza genel aspirasyon, muhtelif çalışma alanlarına da lokal mobil emiş sistemleri teknolojileri kurulmuştur. Bu bölgelerden çıkan kartuş filtreleri lisanslı uygun firma-lar vasıtası ile bertaraf edilmektedir. Konuya dair Kalite Belgesi olarak da ISO 14001 sertifikasına sahibiz.

Son olarak eklemek istedikleriniz varsa onları da alabilir miyiz?

Şahsen son yıllarda ulus olarak İSG konusunda yükselen bir bilinç ve se-viyeye hızla tırmanmakta olduğumuzu gözlemekteyim. Hali hazırda tama-men arzu edilen seviyeye ulaşmak için bir miktar daha yol almak gereke-cektir. Yine de ülkemizin bu konudaki gidişatını “pozitif bir ivme yakaladık” olarak değerlendirebilirim.

Petrotek’in kurucu ortaklarından olan Şirket Genel Danışmanı Savaş Fil

Page 21: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga€¦ · dan hiçbiri yoksa bile biraz gelecekten umudu olan kimse darbe istemez. 15 Temmuz akşamı biz eşimle Ya-şam Merkezimizdeydik

40 41

YARGITAYKARARLARI

4040

ÖZETİ: Mahkemece, davalılar Haşan ve Mehmet ‘in işveren olmadıkları gerekçesiyle davanın red-dine karar verilmiştir. Somut olayda, husumetin Eser Kuyumculuk Şirketi’ne yöneltilmesi gerekir-ken, şirketin kurucu ortakları olan Haşan ve Meh-met ‘e yöneltildiği, dolayısıyla dava dilekçesinde davalı tarafın yanlış gösterilmesinin maddî ve kabul edilebilir bir yanılgıya dayalı olduğu anlaşılmaktadır.

Bu durumda mahkemece davacıya maddî yanılgıyı düzelterek gerçek işvereni davada taraf hâline getirmek üzere dilekçe sunmak ve tebliğe çıkarmak üzere önel verilmesi gerekirken ye-rinde olmayan gerekçe ile davalılar Haşan ve Mehmet yönünden husumet yokluğundan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

Dava, davacının 10.01.2005 tarihinde davalılara ait inşaatta geçirdiği kazanın iş kazası olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Y

apılacak iş, davacıya maddî yanılgıyı düzelterek gerçek işvereni davaya dâhil etmek üzere dilekçe sunmak ve

tebliğe çıkarmak üzere önel vermek ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.”

21.HD, 16.09.2013 Tarih, 7960/15867 E.K. Dava, 22.09.2009 tarihinde geçirdiği iş kazasında yaralanan sigortalının maddî ve manevî zararının giderilmesi istemlerine ilişkindir.

Mahkemece, maddî tazminat dava-sının reddine, 5.000,00 TL manevî tazminatın davalı B. Elk….San. A.Ş ve C…Tic Ltd Şti’den tahsiline, davalı Keçiören Belediyesi aleyhine açılan davaların reddine karar verilmiştir.

Dosya kapsamındaki kayıt ve bel-gelerden, olayın iş kazası olduğu hususunda bir şüphe olmamakla beraber hükme esas alınıp oy çoklu-ğu ile verildiği anlaşılan 19.07.2011 tarihli kusur raporu ile 01.04.2010 tarihli kusur raporları arasındaki çelişki giderilmeden karar verildiği

anlaşılmıştır.

İş kazalarından kaynaklanan maddî ve manevî tazminat davalannda zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddî hem de manevî tazminat mik-tannı doğrudan etkilemesi yanında sorumlular arasındaki rücu miktarını ilgilendirmesi bakımından da önem taşımaktadır.

Somut olayımızda mahkemece oy çokluğu ile düzenlenen ve hükme esas alınan 19.07.2011 tarihli kusur raporu ile aynı olay nedeniyle dü-zenlenen 01.04.2010 tarihli kusur raporları arasındaki çelişki gideril-meden karar verilmesi hatalı olduğu gibi davalı Belediye’nin kendi görevleri arasında yer alan çöp toplama işinin diğer davalı şirket tarafından görül-mesi sırasında davacı sigortalının yaralandığı buna göre de davalı Bele-diyenin görülen işin asıl sahibi olarak taşeron firmanın kusurundan da sorumlu olacağı hususunun kararda tartışılmaması usul ve yasaya aykırı

olup bozma nedenidir.

Yapılması gereken iş bu iki rapor arasındaki kusur oranları bakımın-dan oluşan çelişkinin giderilmesi için yine iş güvenliği uzmanlarından oluşan 3 kişilik bilirkişi heyetinden davaya konu iş kazasında ilgililerin kusur oranları bakımından yeniden rapor almak ve böylelikle kusur ra-porları arasındaki mübayeneti gider-mek, ayrıca davalı Belediye ile diğer davalı taşeron şirket arasındaki ilişki bakımından yukarıdaki bentte açıkla-nan hususları da göz önünde tutacak şekilde değerlendirmede bulunarak bir karar vermektir.

O hâlde, davalı B. .. A.Ş vekili ile diğer davalı C. . Nak. Tur. Güv. Sis. San. ve Tic Ltd Şti vekilinin bu yönleri amaç-layan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır…” 21.HD, 11.02.2013 tarih, 22411/1951 E.K.

Kaynak Linki : http://ismahkemesi.com/2015/10/is-kazasi-nedeniyle-maddi-manevi-tazminat-davalarina-iliskin-yargitay-kararlari/

Page 22: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga€¦ · dan hiçbiri yoksa bile biraz gelecekten umudu olan kimse darbe istemez. 15 Temmuz akşamı biz eşimle Ya-şam Merkezimizdeydik

PROKSİMAL YAPI SİSTEMLERİNDEN ALABİLECEĞİNİZ HİZMETLER:* PVC KAPI PENCERE SİSTEMLERİ * ALÜMİNYUM CEPHE SİSTEMLERİ * KAPAKLI ALÜMİNYUM CEPHE SİSTEMLERİ * YARI KAPAKLI ALÜMİNYUM CEPHE SİSTEMLERİ * STRÜKTÜREL SİLİKONLU ALÜMİNYUM STİCK CEPHE SİSTEMİ * KASETLİ STRÜKTÜREL SİLİKONLU * ALÜMİNYUM STİCK CEPHE SİSTEMİ * CAM BALKON SİSTEMLERİ (CAMLAMA SİSTEMLERİ) * KATLANIR CAM BALKON SİSTEMLERİ * SÜRME CAM BALKON SİSTEMLERİ * ISICAMLI CAM BALKON SİSTEMLERİ * VİTRİN CAMLAMA SİSTEMLERİ * KIŞ BAHÇESİ SİSTEMLERİ * TENTE SİSTEMLERİ * MEMBRAN YAPILAR * PERGOLA SİSTEMLERİ * ALÜMİNYUM KAPI SİSTEMLERİ * SÜRME ALÜMİNYUM KAPI SİSTEMLERİ * KATLANIR ALÜMİNYUM KAPI SİSTEMLERİ

PROKSİMAL

www.proksimal.com / [email protected]

www.proksimalyapi.com / [email protected]

Size özel mekanlar tasarlar...

YAPI SİSTEMLERİ İNŞAAT TAAHHÜT TİC. LTD. ŞTİ.

* PVC Kapı ve Pencere Sistemleri* Alüminyum Doğrama Sistemleri * Cam Balkon Kapama Sistemleri * Dış Cephe Kaplama Sistemleri * Pergole Sistemleri * Kış Bahçesi

ERGAZİ MAH. 1695 CAD. 1819 SOK. NO :3 BATIKENT YENİMAHALLE / ANKARA Tel: +90 312 815 26 22 (pbx) Fax: +90 312 815 26 23

Page 23: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga€¦ · dan hiçbiri yoksa bile biraz gelecekten umudu olan kimse darbe istemez. 15 Temmuz akşamı biz eşimle Ya-şam Merkezimizdeydik

ww

w.e

kote

knik

isg.

com

/ w

ww

.eko

tekn

ikce

vre.

com

TÜRKAK Akreditasyonu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı veİSGÜM yetki belgemizle

İSG Mevzuatı kapsamında; toz, gürültü, termal konfor, aydınlatma, titreşim, iç ortam gaz Çevre Mevzuatı kapsamında; emisyon, imisyon ve gürültü

ölçümleri konusunda hizmetinizdeyiz.

Ekoteknik İSG Çevre Laboratuvarı

Page 24: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga€¦ · dan hiçbiri yoksa bile biraz gelecekten umudu olan kimse darbe istemez. 15 Temmuz akşamı biz eşimle Ya-şam Merkezimizdeydik

46 47

Ulusal Yeterlilikler YayınlandıÇevre ve Şehircilik Bakanlığı, Coğrafi Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan CBS Operatörü ve CBS Uzmanı nihai taslak yeterlilikler MYK Yönetim Kurulu’nun 25/05/2016 tarih ve 2016/30 sayılı kararı ile onaylanmış ve Ulusal Yeterlilik niteliğini kazanmıştır.

MYK tarafından yetkilendiril-miş kuruluşlar tarafından Ulusal Yeterlilikte tanımla-nan kriterlere göre, bireyin

bilgi ve becerisi ölçülüp, değerlen-dirilerek “Mesleki Yeterlilik Belgesi” verilmesine başlanacaktır.

Başvuru şartlarını sağlamak üzere gerekli altyapı hazırlıkları sağlan-mış olup MYK’na ön başvuru süreci başlamıştır. Bu doğrultuda TS EN ISO/IEC 17024 Personel Belgelendirme Standardı’na ilişkin Türk Akreditas-yon Kurumu’na (TÜRKAK) akredite olunmasına ilişkin çalışmalar başla-tılmıştır.

Akreditasyon işlemleri tamamlandı-ğında Coğrafi Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü “Mesleki Yeterlilik Belge-si” veren ilk kamu kurumu olacaktır.

Ülkemizde kamu ve özel kuruluşlara karar verme sürecinde etkin olan coğrafi bilgi teknolojileri ve yönetim sistemleri konusunda ve veri yöneti-minin temel ilkelerine, stratejilerine ve tekniklerine vakıf; analitik düşün-

me, sorun çözme ve karar verme yetenekleri ile donanmış elemanların eksikliği hissedilmektedir.

Bu nedenlerle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Mesleki Yeterlilik Kurumu tarafından en kısa zamanda ilgili standartların ve yeterliliklerin hazırlanmasına ihtiyaç bulunmaktadır.

Bu amaçla, CBS Operatörü ve CBS Uzmanı meslek standartları ve ye-terlilikleri hazırlamak üzere Mesleki Yeterlilik Kurumu ile protokol imza-lanmıştır.

Bu süreçte; Coğrafi Bilgi Sistemleri Genel Mü-dürlüğü tarafından CBS Operatörü (Seviye 4) ve CBS Uzmanı (Seviye 6) taslak meslek standartları hazırlan-mış ve ilgili tarafların (ilgili kamu kurumları, işçi, işveren ve meslek ku-ruluşları, üniversiteler vb.) görüşüne sunulmuştur. Alınan görüş ve öneriler doğrultusunda hazırlanan nihai taslak standartlar MYK sektör komitesin-de incelenmek üzere MYK’na gön-derilmiştir. Onaylanan standartlar

06.06.2014 tarih ve 29022 sayılı Resmi Gazetede yayınlanmıştır.

• Yayınlanan standartlara ilişkin; ulusal ya da uluslararası standartlara dayanan, öğrenme ve değerlendirme amaçlı kullanılan, bireyin sahip olma-sı gereken bilgi, beceri ve yetkinliği içeren “Ulusal Yeterlilik” doküman-larının hazırlama süreci MYK ile 31 Temmuz 2014 tarihinde imzalanan “Ulusal Yeterlilik Hazırlama İşbirliği Protokolü” ile başlatılmıştır.

• Kurumlarımız ve üniversitelerimizin değerli akademisyenlerinden oluşan otuz kişilik MYK Yeterlilik Hazırlama Ekibi tarafından hazırlanan taslak yeterlilikler ilgili tarafların (ilgili kamu kurumları, işçi, işveren ve meslek ku-ruluşları, üniversiteler vb.) görüşüne sunulmuştur.

• Alınan görüş ve öneriler doğrultu-sunda hazırlanan nihai taslak ye-terlilikler MYK Yönetim Kurulu’nun 25/05/2016 tarih ve 2016/30 sayılı ka-rarı ile onaylanmış ve Ulusal Yeterlilik niteliğini kazanmıştır.

Bireyin bilgi ve becerisi ölçülüp,

değerlendirilerek “Mesleki Yeterlilik

Belgesi” verilmesine

başlanacaktır.

Şehirler İçin Kentsel Tasarım Rehberleri HazırlanıyorÇevre ve Şehircilik Bakanlığı sürdürülebilir, güvenli, çevreye duyarlı, yaşanabilir ve kimlikli yaşam çevrelerinin oluşturulması amacıyla, modern mimari teknikleri ile geleceğin şehircilik vizyonuna sahip ve kentlerin özgün kimliğine sahip çıkan bir anlayış çerçevesinde çalışmalarına devam ediyor.

Türkiye’de kentlerin mimari, doku ve mekânsal özellikleri ile kent kimliğinin tespit edil-mesi, hem dünya standartla-

rına uygun hem de özgün mimari ve mekânsal zenginliklerin korunarak kent kimliklerinin geliştirilmesi için kentsel tasarım rehberleri ve tasarım standartlarının belirlenmesi büyük önem taşımaktadır.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca, nitelikli kentsel yaşam çevrelerinin oluşturulabilmesi için kentsel tasarım rehberlerine yönelik çerçevenin elde edilmesi, katılımcı proje geliştirme

süreçleri gibi mekanizmaların uygu-lanması, bu amaçla merkezi ve yerel yönetimlerin, meslek odaları, üniver-siteler ve sivil toplum kuruluşları ile işbirliği yaparak araştırma geliştirme çalışmaları yürütülmektedir.

Bu kapsamda dünya örnekleri de gözetilerek ülkemizde kentsel tasarım rehberlerinin hazırlanması ve uygu-lanmasına dair önerilerin geliştiril-mesi için gerekli altyapının sağlana-rak, ilgili idarelere “tasarım rehberi hazırlama yöntemi”nin öğretilmesi amaçlanan “Kentsel Tasarım Reh-berlerinin Hazırlanması Projesi”ne

ilişkin çalışmalara başlanmıştır.

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversi-tesi Sedad Hakkı Eldem Oditoryumun-da 21 Mayıs 2016 tarihinde akade-misyenler, yerel yönetimler, serbest mimar ve plancılar ve sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla bir çalıştay düzenlenmiştir.

Çalıştayda çalışma kapsamında incelenen ülke modelleri ile Türkiye için ortaya konulacak model-tanımla-ma ile bu model-tanımlamaya uygun Kentsel Tasarım Rehberinin içeriği tartışılmıştır.

Page 25: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga€¦ · dan hiçbiri yoksa bile biraz gelecekten umudu olan kimse darbe istemez. 15 Temmuz akşamı biz eşimle Ya-şam Merkezimizdeydik

MAKALE

48

Adem Gökhan Kocaayİş Güvenliği Uzmanı / Çevre Mühendisi Ekoteknik Çevre Laboratuvarı Müdürü

49

Çevre Gürültü Değerlendirme

Yönetmeliği

Çevre Gürültü Değerlendirme Yönetmeliği üzerine işletmecilerin ilgisini çeken, uygulamalar ve karşılaşılan sorunlarla ilgili keyifli bir bilgilendirme yazısı

Özellikle son günlerde sıkça karşılaştığımız olayların başında işletme atölye imalathane vb iş-letmelerden kaynaklı gürültü şikâyetleri gelmektedir. Şikâyetlerin kimi haklı sebepler, kimisi ise asılsız olmakla beraber yetkili merciler, işletmelerde gürültü değerlendirme raporu istemekte-dir. Çoğu işletme böyle bir rapordan bihaber durumda ve bununla beraber vatandaşlar da böyle bir raporun varlığından habersizler.

İşletmeler ekipmanlardan kaynaklı gürültünün yasal sınırlar içinde olup olmadığını ispat ile yükümlüdür. Eğer yasal sınırlar içinde değilse önlem almak ve yetkili merciler tarafından veri-len süre içinde yasal sınırları sağlayacak şekilde ölümlerini yaptırmak ve raporu ilgili mercilere sunmakla yükümlüdür. Bu raporu sunmadıkları takdirde cezai sorumluluklar ile karşı karşıya

geleceklerdir. Bu durumda işletmeler ne yapmalıdır?

Kullanılan makine ve ekip-manların bakım ve kontrolleri zamanında yapılmalı ve arızalı parçaları değiştirilmelidir. Yıpranmış eskimiş veya ba-kım zamanı geçmiş makinede ekipmanların ses seviyeleri yükselmektedir.

Yandaki fotoğraflarda Ekotek-nik Çevre Laboratuvarı eki-binin çalışmalarından örnek fotoğraflar yer almaktadır. Siz de işletmeniz ile ilgili taleple-riniz ve sorularınız için [email protected] adresin-den bize ulaşabilirsiniz. Gü-venli çalışmalar, temiz çalış-ma ortamı dileğimizle.

İşletmeler genellikle apartman altlarında giriş kartlarında faaliyet göstermektedirler. İşletmelere ait bir çok ekipman mevcut olup,

bunların başında jeneratör buzdolabı, transparent asansör, klima vb gel-mektedir.

Vatandaşlar saydığımız makine ve ekipmanlardan kaynaklı gürültü-den rahatsız olabilirler, bu durumda şikâyet etmek, en doğal haklarıdır. Vatandaşlar şikâyetlerini Çevre Ve Şehircilik İl Müdürlükleri’ne veya yetkilendirilmiş ilçe belediyelerine yapabilirler.

İşletmeler ekipmanlardan kaynaklı gürültünün yasal sınırlar içinde olup olmadığını ispat ile yükümlüdür. Eğer

yasal sınırlar içinde değilse önlem almak ve yetkili merciler tarafından verilen süre içinde yasal sınırları sağ-layacak şekilde ölümlerini yaptırmak ve raporu ilgili mercilere sunmakla yükümlüdür. Bu raporu sunmadıkları takdirde cezai sorumluluklar ile karşı karşıya geleceklerdir. Bu durumda işletmeler ne yapmalıdır?

İşletmeler yerleşim planlarını belir-lerken gürültü kaynaklarını mümkün olduğunca alıcı noktalardan uzakta konumlandırmalıdır. Bu konumlandır-ma yapılırken en sessiz cihaz ve ekip-man seçimine özen gösterilmelidir. Ekipmanların hepsini aynı bölgede toplamak yerine de farklı alanlarda konumlandırmak, ses seviyesini alıcı noktalarda ve şikayetçi noktalarda ses

seviyesini azaltmış olacaktır.

Kullanılan makine ve ekipmanların bakım ve kontrolleri zamanında yapıl-malı ve arızalı parçaları değiştirilme-lidir. Yıpranmış eskimiş veya bakım zamanı geçmiş makinede ekipmanla-rın ses seviyeleri yükselmektedir.

• Titreşim yapan makine ve ekipman-ların zemine darbe emici, titreşimi azaltıcı zemin kaplaması, kauçuk takoz vb uygulamalar yapılarak titre-şim kaynaklı ses seviyesi azaltılmış olacaktır.

• Soğutma motoru, klima motoru vb. döner aksamı cihazların devir sayılarında düzenlemeler yapılarak, motorların yüksek devirde çalışmala-

rının önüne geçilmesi ses seviyesinde azalmalar meydana getirecektir. Ze-minin sert zemin (fayans vb.) olduğu alanlarda tekerlekli makine ekipman kullanımı mevcut ise, zemin kapla-ması yapılması en uygun yöntemler arasında gösterilebilir.

• Makineye ekipmanın gereksiz yere kullanımının önüne geçilmesi, en has-sas saatlerde kullanılmaması vb de ses seviyesini ve şikâyetleri azaltma da etkili olacaktır.

• Genel olarak tercih edilen yolların başında sesi izole etme yolları tercih edilmektedir. Ancak bazı durumlarda sesi izole etmek kolay olmamaktadır.

Özellikle işletmede jeneratör mevcut ise. Jeneratör bulunan işletmeler-de, işletme yöneticileri hemen karşı savunmaya geçmekte ve jeneratörle-rini sadece acil durumlarda çalıştır-dıklarını, kendilerinin sadece ayda bir kullandıklarını vs söyleyip ya da ben-zer nedenlerle ölçümler esnasında jeneratörün çalıştırılmamasını talep etmektedirler. Ancak Çevresel Gü-rültü Değerlendirme Yönetmeliği’nde jeneratörlere ait bir muafiyet bulun-mamaktadır. Yönetmelik gereğince de eklenmesi uygun gözükmemektedir.

• Örnekleri, uygulamaları ve çözüm yollarını çoğaltabiliriz. Burada saydı-ğımız bu uygulamalar yapılabilecek

birçok çözüm yolundan sadece bir kaçıdır. İşletmeye özel hazırlanacak en uygun, en az maliyetli ve en tercih edilebilir yöntem için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Çevresel gürültü değerlendirme Yönetmeliği ve Ölçüm Standartları gereği işletmelerin tam kapasite ile çalıştırılması ve makine ekipmanların çalıştığı zaman dilimlerinde muhak-kak ölçümlerin yapılması esastır.

İşletmelerin ölçüm ve raporlarında sorun yaşamaması için http://labo-ratuvar.cevre.gov.tr/yonetim/sorgu.asp adresinden yetkili laboratuvarlar ile çalışmaları gerekmektedir.

Page 26: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga€¦ · dan hiçbiri yoksa bile biraz gelecekten umudu olan kimse darbe istemez. 15 Temmuz akşamı biz eşimle Ya-şam Merkezimizdeydik

50

MAKALE Hüseyin GELMEZE.Çevre Yönetimi Gen.Md.Yrd.EKOGLOBAL İSG ve ÇEVRE DANIŞMANLIĞIÇevre Koordinatörü

Yapı / İnşaat Sektörü Ve Çevre

Bilindiği üzere çevre kirliliği; günümüzün en önemli toplumsal, hatta küresel sorunlarından-dır. Bu durum toplumun hemen her kesimi tarafından bilinmesine rağmen başta genel ve yerel yöneticiler olmak üzere farklı toplum katmanlarında ve pek çok sektörde konuya gereği kadar özen gösterilmemektedir.

Ülkemizde son yılların en hızlı büyüyen ve gelişen sektörlerinden biri hiç şüphe yok ki yapı / inşaat sektörüdür. Buna mukabil çevre konusunda en bilinçsiz ve duyarsız sektörlerin başında da yapı / inşaat sektörü gelmektedir. İnşaat sektörünün çevreye zarar vermesinde ya da duyar-sız kalmasında tüketicilerin katkısı oldukça fazladır. Zira tüketicilerin doyumsuz arzuları, inşaat sektörünün tüketicileri memnun etme uğruna çevreye verdiği tahribatı artırmaktadır.

Müteahhitler binayı nereye yaptığına dikkat etmiyor, sadece yap-mış olmaya uğraşıyor. Geçtiğimiz yıllarda binlerce hatta on binlerce

ağacın ve ormanların tahrip edildiği, verimli tarım arazilerinin konut alanına dönüştürülerek talan edildiği bilinmektedir. Yapıları yerleş-tirecek yeterince boş, kurak ve verimsiz arazi var iken bu arazilerin

boş bırakılıp verimli, yeşil arazilere yapı dikmeye ısrarla devam edilmesi sürdürülebilir bir durum değildir.

Yapı / inşaat sektörünün çev-reye olumsuz etkisi yanlış yer seçimi ile başlar. Özellikle son dönemde kişilerin ihtiyaçlarını

karşılamak üzere konutlar yapmak için doğa katledilmekte, bu da ekolo-jinin bozulmasına neden olmaktadır. Müteahhitler binayı nereye yaptığına dikkat etmiyor, sadece yapmış ol-maya uğraşıyor. Geçtiğimiz yıllarda binlerce hatta on binlerce ağacın ve ormanların tahrip edildiği, verimli ta-rım arazilerinin konut alanına dönüş-türülerek talan edildiği bilinmektedir. Yapıları yerleştirecek yeterince boş, kurak ve verimsiz arazi var iken bu arazilerin boş bırakılıp verimli, yeşil arazilere yapı dikmeye ısrarla devam edilmesi sürdürülebilir bir durum değildir.

Yapı / inşaat sektörü doğal hayata verdiği zararın yanında çevre kirliliği-ne de neden olmaktadır. Malzeme ve

çimento taşıyan kamyonlarla inşaat esnasında kullanılan araçlar ses kirliğine (gürültüye) neden olmakta, kullanılan kum, çimento, kireç, boya ve moloz tozları havaya karışmak suretiyle hava kirliliği oluşturmak-ta, inşaat halindeki yapılar çevre görüntüsünü bozmakta, inşaat boya ve çimentoları ile oluşan diğer atıklar yapıların çevresindeki toprak yüze-yinde kalarak toprak kirliliğine ve görüntü kirliliğine neden olmakta, atık suların atılabileceği uygun alt yapı hazırlanmadığı için bu sular inşaat çevresine yayılarak toprak ve su kirliliğine neden olmaktadır.

Günümüz yapılarının harcadığı enerji miktarı da oldukça fazladır. Ne kadar tasarruflu veya ekonomik oldukları söylense de büyük miktarda enerji harcamaya devam ettikleri inkâr edilemez bir gerçektir. Harcanan bu enerji nedeniyle yeryüzündeki kay-

naklar da hızla tükenmektedir.

İnşaat sektörünün günümüzde çev-reye olumlu etkileri de vardır elbet-te. Özellikle doğalgaz kullanımının yaygınlaşması, binalarda ısı ve ses yalıtımının en iyi şekilde sağlanma-sı, kullanılan malzemelerin yangına ve doğal afetlere karşı binaların dayanıklılığını artırması bunlardan bazılarıdır. Esasen teknolojik gelişmelerin ulaştığı nokta, çevreye daha az zarar veren, hatta hiç zarar verme-yen ekolojik yapılaşmanın mümkün olduğunu göstermektedir. Yapılması gereken sadece çevreye karşı biraz daha duyarlı olmak, konuya hassa-siyet gösteren sektör temsilcilerini teşvik etmek suretiyle Yeşil Bina ve Sürdürülebilir Yapı Teknolojileri ile çevre açısından verimli sistemleri özendirmektir.

51

Page 27: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga€¦ · dan hiçbiri yoksa bile biraz gelecekten umudu olan kimse darbe istemez. 15 Temmuz akşamı biz eşimle Ya-şam Merkezimizdeydik

5352

İnşaat sahasında konut ve yol yapımı nedeniyle oluşabilecek ekolojik baskıya fırsat verilmemeli, ekolojik denge korunmalı, hatta başlangıç şartlarına göre ekolojik denge ve çev-re kalitesi daha da iyileştirilmelidir.

Yağışların aşırı yüzeysel akışa geçmesine engel olunmalı, bütün yollar, kaldırımlar, parklar, yeşil alanlar ve diğer kentsel alanlar su

bilançosuna olumlu etki yapacak şekilde olmalı, kumdan hazırlan-mış tesviyesi yapılmış düz zeminler üzerine parke taşları yerleştirilmek suretiyle yağan yağmur suyunun parkeler arasından ve kumun üzerinden filtrasyona tabi tutularak toprağa sızması sağlanmalıdır.

Binaların neden olacağı ısı farkı yeşil alanlar oluşturularak dengelenmeli,

orijinal bitki örtüsüne dokunulmama-lı, doğal denge ve peyzaj görünümü uyumlu bir şekilde korunmalıdır.

Umuyor ve diliyorum ki içinde bu-lunduğumuz yüzyılda çevreyi tahrip etmeyip, çevreye değer verecek, hat-ta çevreye değer katacak projeler bir adım öne çıksın, hepimizin ortak malı olan çevrenin kalitesi daha da artsın.

Esasen teknolojik gelişmelerin ulaştığı nokta, çevreye daha az zarar veren, hatta hiç zarar vermeyen ekolojik yapılaşmanın mümkün olduğunu göstermektedir. Yapılması gereken sadece çevreye karşı biraz daha duyarlı olmak, konuya hassasiyet gösteren sektör temsilcilerini teşvik etmek suretiyle Yeşil Bina ve Sürdü-rülebilir Yapı Teknolojileri ile çevre açısından verimli sistemleri özendirmektir.

Günümüz yapılarının harcadığı enerji miktarı da oldukça fazladır. Ne kadar tasar-ruflu veya ekonomik oldukları söylense de büyük miktarda enerji harcamaya devam ettikleri inkâr edilemez bir gerçektir. Har-canan bu enerji nedeniyle yeryüzündeki kaynaklar da hızla tükenmektedir.

Page 28: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga€¦ · dan hiçbiri yoksa bile biraz gelecekten umudu olan kimse darbe istemez. 15 Temmuz akşamı biz eşimle Ya-şam Merkezimizdeydik

54 55

Sağlık Bakanlığı Yeniden Recep Akdağ’da

Başbakan Binali Yıldırım tarafından 65. hükümette Sağlık Bakanı olarak açıkla-nan Recep Akdağ, kendisine

bakanlık görevi verilmesi haberini AK Parti Grup Toplantısı sırasında aldı.Yeni Sağlık Bakanı Akdağ, Sağlık Bakanı olduğunu AK Parti Grup Toplantısı’nda öğrenmesinin ardından basın mensuplarının, “Görevi bekliyor muydunuz?” sorusuna, “Ne bekliyor-dum ne beklemiyordum bize görev verilirse yaparız” cevabını verdi.

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ KİMDİR?

Tıp Doktoru ve Öğretim Üyesi Prof. Dr.; Erzurum Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitirdi. Aynı fakül-tede çocuk sağlığı ve hastalıkları alanında uzman oldu. Bir yıl süreyle Londra’da kan hastalıkları üzeri-ne çalıştı. Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi’nde Başhekim Yardımcılığı, Satınalma Komisyonu Başkanlığı ve Tıp Dergisi Editör Yardımcılığı görevlerini yürüttü. Biyoteknoloji Uygulama ve Araştır-

ma Merkezinde Müdür Yardımcılığı görevinde bulundu. Atatürk Üniver-sitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalında öğretim üyesi olarak ders verdi. 1999’da pro-fesör oldu. 100’ün üzerinde makalesi ve tebliği yayımlandı. 1996’da İstanbul Tabip Odası’ndan “Yılın Makalesi” ödülünü aldı. 22 ve 23. Dönemde Erzurum Mil-letvekili seçildi. 58, 59 ve 60. Hükü-metlerde Sağlık Bakanlığı yaptı. 61. Hükümette yeniden Sağlık Bakanlığı görevine atandı.

Türkiye’de Ulusal Akreditasyon Süreci Başlıyor…

Bilindiği üzere, ülkemizde sağlık bilimi ve teknoloji-si alanında bilgi üreterek, ülkemize ve insanlığa hizmet

etmek amacıyla Türkiye Sağlık Ens-titüleri Başkanlığı (TÜSEB) kurulmuş ve 26.11.2014 tarihinde faaliyetlerine başlamıştır.

6569 Sayılı, “Türkiye Sağlık Ensti-tüleri Başkanlığı Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Karar-namelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” kapsamında sağlık hizmeti sunan kurum ve kuruluşlar-da gerçekleştirilecek olan ulusal ve uluslararası akreditasyon faaliyetleri, TÜSEB bünyesinde kurulu bulunan altı enstitüden biri olan Türkiye Sağlık Hizmetleri Kalite ve Akreditasyon Enstitüsü (TÜSKA) tarafından gerçek-leştirilecektir.

Enstitü, kurulduğu ilk günden bu yana faaliyet alanına giren konular kapsa-mında yoğun çalışmalar yürütmekte ve ulusal akreditasyon sisteminin uygulamaya geçirilmesi yolunda ülke-miz açısından kilometre taşları olacak

önemli adımlara ilişkin hazırlıklarını sürdürmektedir. Bu süreç; akredi-tasyon standartlarının ilanı, sağlıkta akreditasyon denetçi havuzunun oluşturulması, pilot hastanelerde ya-pılacak uygulamalar ve son olarak da hastanelerden başvuruların alınması aşamalarını içermektedir.

Türkiye Ulusal Akreditasyon Sürecinin ilk basamağını “Hastanelerin Akre-ditasyonu” oluşturmakta olup bu sü-reçte Sağlık Bakanlığı’nca hazırlanan “Sağlıkta Akreditasyon Standartları - Hastane Seti”kullanılacaktır.

Yakın dönemde, Sağlıkta Akreditas-yon Denetçisi (SAD) yetiştirilmesinde görev alacak eğiticiler için bir eğitim programı düzenlenmiş ve SAD Adayı Temel Eğitim Programı oluşturulmuş-tur. Bu kapsamda 27 Haziran 2016 Ta-rihinde Sağlıkta Akreditasyon Denetçi (SAD) Adayı Temel Eğitim Programı ilan edilerek 11 - 18 Temmuz 2016 tarihleri arasında SAD Aday Adayları başvuruları alınacaktır. Ağustos ve Eylül ayları içerisinde düzenlenecek olan teorik ve pratik eğitimler ile

yapılacak sınav ve değerlendirmeler neticesinde akreditasyon faaliyetle-rini yürütecek Sağlıkta Akreditasyon Denetçi Havuzu oluşturulacaktır.

Enstitü tarafından düzenlenecek bu eğitim programı ile eş zamanlı olarak kamu, özel ve üniversite hastane-lerinde pilot akreditasyon programı da başlatılacak olup, bu program çıktıları da dikkate alınarak hastane akreditasyon programına son şekli verilecektir.

Tüm bu çalışmalar sonucunda Aralık ayı içerisinde Ulusal Hastane Akredi-tasyon Programı ilan edilerek has-tanelerden akreditasyon başvuruları alınmaya başlanacaktır.

Enstitüce gerçekleştirilecek olan ulu-sal akreditasyon faaliyetlerinin ülkemiz sağlık hizmetleri kalitesinin yükseltil-mesine katkıda bulunmasını dileriz.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Türkiye Sağlık Hizmetleri Kalite ve Akreditasyon Enstitüsü

Page 29: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga€¦ · dan hiçbiri yoksa bile biraz gelecekten umudu olan kimse darbe istemez. 15 Temmuz akşamı biz eşimle Ya-şam Merkezimizdeydik

Firmanız için yapılması istenen İŞ SAĞLIĞI MUAYENELERİ TIBBİ TARAMA TEST VE TETKİKLERİ firmanızı maddi - manevi bir çok riskten korur. İlk işe alımlarda yaka-

lanan bir hastalık ile ya da mevcut çalışan personelde erken yakalanan bir belirti ile hem çalışan kişinin hayatı kurtulurken,

hem de firmanız ilerde ödeyeceği çok ciddi tazminatlardan korunur.

Lütfen bu test ve tetkikleri sadece yasal prosedür olarak yaptırmayın, güvenilir kuruluş EKOTEKNİK ile gerçek testler ve gerçek sonuçlarla insan hayatını ve şirketinizi koruyun.

EKOTEKNİK İSG Tıbbi Tanı Laboratuvarında ve Mobil Sağlık Araçlarında iş sağlığı güvenliği kapsa-mında ihtiyaç duyulan test ve tetkikler yapılmakta, çalışanlar doktor muayenesinden geçirilmektedir.

Bu Kapsamda Yapılan Testler, Tetkikler ve Raporlar:

- İşe giriş ve periyodik Sağlık Raporu- Akciğer Grafisi- Solunum Fonksiyon Testi- Odyometri- Portör Taraması

- HBs Ag (Sarılık Taraması) - Anti HBs- Tam Kan (18 Parametre)- Tam İdrar Tahlili- İdrarda Kurşun - İdrarda Fenol- İdrarda Hippürük Asit- Kanda Kurşun- Kan Grubu

- Karaciğer Fonksiyon Testleri- HCV- HIV Testi- EKG- Koruyucu Aşılar- Göz Muayenesi (Bilgisayarlı) vb. - Maruz Kalınan Riske Özel Diğer Tetkik ve İşlemler

www.ekoteknikisg.com / [email protected]

Sağlık Bakanlığıyetki belgemizle

İhtiyaç duyduğunuz tüm testler, tetkikler ve raporlar

Yılların güvencesiyle EKOTEKNİK İSG TIBBİ TANI LABORATUVARINDA

Çalışanlarınız ve firmaniz Ekoteknik İSG ile güvenli ellerde

Ekoteknik İSG Tıbbi Tanı Laboratuvarı

Page 30: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga€¦ · dan hiçbiri yoksa bile biraz gelecekten umudu olan kimse darbe istemez. 15 Temmuz akşamı biz eşimle Ya-şam Merkezimizdeydik

58 59

MAKALE Uz. Dr. Tolga EvrenEkoteknik İSGKlinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı

Sağlığın Vazgeçilmez Elemanları:

PROBİYOTİKLERSağlığımıza, direncimize ve bağışıklığımıza en büyük destek olacak spor ve egzersizdir. Bu ya-zımızda, bunlara ek olarak sindirim sistemimizin mucizevî destekleyicisi olan ve dolaylı yönden bir çok hastalığa karşı bağışıklığımızı, direncimizi artıran ayrıca hastalık yapıcı organizmaların faaliyetlerini azaltıcı, alınan vitaminlerin emilimini sağlayan ve en önemlisi kabızlık olayının engellenmesini sağlayan probiyotik (Faydalı mikroorganizmalar)ve prebiyotikler(Bu mikroorga-nizmaların çoğalmasını sağlayan besinler) ile ilgili bilgi vermeye çalışacağım.

Kabızlık, günümüz dünyasında en büyük sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Lif oranı eksik gıdalarla beslenme şeker ve

şekerli gıdaların fazla tüketilmesi, şehir yaşamı, stres, tuvalet alışkanlıklarının engellenmesi gibi faktörler ile ortaya çıkmakta ve günümüz nüfusunun yüzde 50’den fazlasını etkilemektedir.

Peki, kabızlık ne gibi hastalıklara yol açar?

- Bağırsaklarda posa ve atığın birik-mesi sonucu toksin birikmesi (Hal-sizlik, baş dönmesi, bulantı) sonucu kişinin kendini hasta hissetmesi

-Zorlu ve ağrılı dışkılama

-Makatta kaşıntı ve acıma hissi, bazen küçük çatlakların yırtılması ile kanama

-Maya adı verilen mantar türevlerinin artması

-Uzun süren kabızlıkların sonunda

kanser olayının ortaya çıkabilmesi

-Genel durumun hücresel seviyede bozulması ile bağışıklığın azalması ve kilo alma

İşte bu durumda burada devreye probiyotikler girerek bu şikâyetlerin azalması ve kısa sürede ortadan kalk-masını sağlayacaktır.

Probiyotikler günümüzde canlı bakteri hapları veya gıda çeşitleri olarak piya-sada bulunmaktadır. Ben okurlarıma gıdalardan bahsedeceğim

Dünyada çok sayıda probiyotik gıdalar vardır. Ancak ülkemizde de çok çe-şitli olarak bu tür gıdalardan bulmak mümkündür.

Sırası ile bakalım: - Lahana Turşusu, Şalgam Turşusu- Boza- Yoğurt- Ayran- Kefir Yoğurdu veya Ayranı- Süzme Yoğurt

Günde 1-2 çay bardağı duruma göre aç karnına (yumuşatıcı etkisi) veya tok olarak alınabilir. Ortak özellik hep-sinin ekşimsi olmasıdır. Ekşi tadını veren ise yararlı bakterilerdir. Doğal sütten yapılan yoğurt kısa süre sonra ekşir. Yoğurdu bu şekilde tüketmek

daha faydalıdır. Bozada da durum aynıdır.

Bu bahsi geçen gıdaları şahsen ben ve tavsiye ettiğim hastalarım devamlı olarak kullanıyoruz. Fazla tüketilirse hafif ishal ve gaz oluşması haricinde bir zararlı etkisi görülmez. Her ne kadar bu guruba girmese de, Sakarya tarafında üretilen uğut marmeladı diye bilinen, koyu - macun kıvamın-daki yöresel bir gıdayı da bu sınıfa dahil etmek istiyorum. Zira buğday çiminden yapılan bu gıda tatlıdan çok kendine has buruk bir tadıyla oldukça faydalıdır; aslında şeker ilavesi yapıl-madan üretiliyor olması da son derece önemlidir.

Prebiyotikler konusuna ilerleyen yazılarımızda yeniden değineceğim. Şunu unutmamak lazım, 2 tür gıdaları beslenme sistemimize dâhil etmek, daha dinç sağlıklı ve ideal bir kiloda kalmamızı sağlayacaktır.

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Portakallı Kereviz

Malzemeler: 2 orta boy kereviz, 1 havuç, 1 patates, 2 diş sarımsak, 1 soğan, 1 bardak portakal suyu, deniz tuzu, 3 çorba kaşığı sızma zeytin yağı

YapılışıSoğan ve sarımsağı yağda hafifçe kavurun. Doğranmış ve limon suyunda bekletilmiş kereviz ve havuç ile patatesi ilave edip bir süre daha kavurun. İçine 1 baradak portakal suyunu ilave edin. 1 çay kaşığı tuz ekleyip, ½ saat ağır ateşte pişirin.Üzerine maydanoz serpip, limon suyu ile servis ediniz.

Page 31: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga€¦ · dan hiçbiri yoksa bile biraz gelecekten umudu olan kimse darbe istemez. 15 Temmuz akşamı biz eşimle Ya-şam Merkezimizdeydik

60

MAKALE Uz. Dr. Mehmet ERGİNEkoteknik İSGKlinik Mikrobiyoloji Uzmanı

Zika Virüsü Nedir?Flavi virüs grubu bir RNA virüsü olan Zika virüsü, 1947 yılında Uganda’da yaşayan Rhesus cinsi maymunda keşfedilmiş ve ilk olarak insanlarda 1954 yılında Nijerya’da tespit edilmiştir. Zika ormanındaki maymunlardaki bu virüs, 2015 yılı mayıs ayında sivrisinekler yoluyla yayılarak, Brezilya’da pat-lak vermiştir. Görüldüğü üzere Zika virüsünün bulaş yolu, bu virüsü taşıyan Aedes türü sivrisineklerin ısırmasıyla olmaktadır. Bu sinekler, Dengue ve Chikugunya hastalıklarını da bulaştıran sivrisineklerle aynı türdendir.

Zika virüsü ile enfekte (bulaşlı) bir anneden doğum esnasında (perinatal) bebeğe virüs bulaşabilir.

Aedes türü sivrisinekler yumurtalarını, genel-likle çiçek vazolarına, hayvanların beslenme kaplarına, su kovalarına ve durgun suların bulunduğu tüm alanlara bırakırlar. Aedes türü

bu sineklerin, insanlara daha çok gündüz saatlerinde ısırdıkları belirtilmektedir. Bu ısırma hareketiyle Zika virüsünü taşıyan kişilerden virüsü alarak, diğer sağlam kişilere ısırmasıyla virüsü bulaştırır. Böylece virüs bu-laştırma zinciri devam eder. Zika virüsü ile enfekte (bu-laşlı) bir anneden doğum esnasında (perinatal) bebeğe virüs bulaşabilir. Virüs hakkındaki bilgiler henüz tam olmasa da, Zika virüsü ve enfeksiyonun, kan transfüz-yonu ve cinsel yolla geçişi çok nadir de olsa görülebilir olduğu belirtilmektedir.

Zika virüs enfeksiyonunun belirtilerini şöyle özetle-yebiliriz; Hastalık yüzde 80 oranında belirtisiz seyret-mektedir. En sık görülen belirtiler; ateş, döküntü, ek-lem ağrıları, gözlerde kızarıklık, baş ağrısı, kas ağrısı ve kusma şeklinde olabilir. Klinik belirtiler, genellikle hafif seyreder ve birkaç günden birkaç haftaya kadar devam edebilir. Zika virüs enfeksiyonunun inkübasyon süresi 3-12 gün arasındadır. Yine virüs enfeksiyonunda hastaneye yatış gerekmeyebilir, ölüm nadir görülmek-tedir. Virüse bağlı olarak nadir de olsa Guillain –Bar-re sendromu görülmektedir. Zika virüsü ile enfekte hamileliklerde, yeni doğanlarda mikrosefaliye (bebeğin kafa çevresinin normalin altında olması) yol açtığı ve bu durumun özellikle gebelerin korunmasına yönelik önlemlerin alınmasının önemli olduğu ve gebelerin riskli bölgelere seyahat etmemeleri önerilmektedir.

Page 32: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga€¦ · dan hiçbiri yoksa bile biraz gelecekten umudu olan kimse darbe istemez. 15 Temmuz akşamı biz eşimle Ya-şam Merkezimizdeydik

63

Ekoteknik İSG, sektöründe çok uzun yıllardır çalışan sağlığı konusunda hizmet vermekte-dir. Çalışanların sağlığı acemi ellere bırakılmayacak kadar ciddi bir iştir. Hem firmanızın korunması için, hem çalışan-ların korunması için hangi tıbbi tanı laboratuvarı ile çalıştığınız son derece önem-lidir. Ekoteknik İSG, yılların tecrübesiyle, kaliteden ödün vermeden tüm tıbbi tani test, tetkik ve raporlarınızı hazır-lamaktadır. Ekoteknik Tıbbi Tanı Laboratuvarı doktorla-rımızdan Mehmet Ergin de konulara hakimiyeti ile hem laboratuvara gelen hastaları bilgilendirmekte, hem talep edildiğinde firmalara eğitim vermekte hem de dergimiz aracılığıyla bilgilerini bizimle paylaşmaktadır.

Klinik belirtiler nedeniyle ayırıcı tanısı geniş Dengue, Chikugunya, Malarya, Riketsiya Kızamık, Kıza-mıkçık gibi hastalıklarla karışa-bilir. Bu nedenle, hastalığa ilişkin belirtilerin görülmesi durumunda sağlık kuruluşuna başvurulmalı ve öyküsü alınmalıdır. Hastadan alınan örneklerin tahlillerinin yapılmasıyla hastalığın tanısı konulabilmektedir.

Ülkemizde hastalığın tanısına ilişkin çalışmalar, TC. Sağlık Bakanlığı, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Mik-robiyoloji Referans Laboratuvarında yürütülmektedir.

Zika virüs enfeksiyonunun spesifik bir tedavisi yoktur. İstirahat, sıvı alımının artırılması, ateş düşürü-cü ve ağrı kesicilerin uygulanması önerilebilir. Hastalığın önlenmesine

yönelik aşı ya da ilaç bulunmamak-tadır. Bilim adamları aşının kulla-nılması için 5-10 yıl gibi zamanın olabileceğine işaret etmişlerdir.

Enfeksiyonla mücadelenin tek yolu, sivrisineklerin ürediği durgun sulak alanların ve bataklıkların ilaçlanma-sı ve kurutulmasıdır. Enfeksiyondan korunmak için sivrisinek ısırıkların-dan korunmak gerekir.

Dünya sağlık örgütü (DSÖ) Zika virüsünün; Topikal Afrika, Güney Asya, Pasifik Adaları, Orta ve Güney Amerika başta olmak üzere 23 ülke-de devam ettiğini duyurmuştur.

Brezilya sağlık yetkilileri virüsün yayıldığını, Ekim 2015’den bu yana 3 bin 5 yüzden fazla bebeğe nöro-ge-lişimsel bozukluk olan mikrosefali

teşhisi konulduğunu bildirmişlerdir.

Yukarıda belirtilen ve Zika virüs en-feksiyonunun görüldüğü ülkelerdeki sağlık otoriteleri, gerekli önlemlerin alınmasının gerekliliğini vurgula-maktadırlar.

Güney ve Orta Amerika seyahatin-den dönen Danimarkalı bir turist-te Zika virüsüne rastlanmasının ardından Avrupa ülkeleri alarma geçmişlerdir.

Brezilya 2016 yaz olimpiyatlarından 4 ay önce Zika virüsüne karşı dene-time başlayacağını duyurdu. Spor komitesi, Brezilya’da sivrisinekle mücadelenin üst seviyede yapıla-cağını açıklamıştır. Hatta Amerika hastalık önleme merkezi (CDC) konuyla ilgili seyahat uyarısı yaptığı

Ülkemizde hastalığın tanısına ilişkin çalışmalar, TC. Sağlık Bakanlığı, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Mikrobiyoloji Referans Laboratuvarında yürütülmektedir.

Brezilya sağlık yetkilileri virüsün yayıldığını, Ekim 2015’den bu yana 3 bin 5 yüzden fazla bebeğe nöro-gelişimsel bozukluk olan

mikrosefali teşhisi konulduğunu bildirmişlerdir.

Brezilya 2016 yaz olimpiyatla-rından 4 ay önce Zika virüsüne karşı denetime başlayacağı-nı duyurdu. Spor komitesi, Brezilya’da sivrisinekle mücadelenin üst seviyede yapılacağını açıklamıştır.

ülke sayısını 22’ye çıkarmıştır.

Türkiye için henüz bir risk görül-mediği, ancak virüsün görüldüğü yukarıda belirtilen ülkelere yapıla-cak seyahatlerde dikkatli olunması, kişisel önlemlerin alınması uyarıları yapılmaktadır. Özellikle hamile-lik dönemlerinde, riskli bölgelere seyahat etmemelerinin önemli bir durum olduğu belirtilmektedir.

Yukarıda virüsün görüldüğü ülkele-rin bazılarının sağlık yetkilileri, ka-dınların hamile kalmamaları ve aile planlamasına eğilmeleri önerisinde bulunmuşlardır.

Görüldüğü üzere Zika virüs enfek-siyonu son yılın önemli bir enfek-siyonu olduğu ve bu sivrisineklerin ülkemizde de olması nedeniyle, önlemlerin alınmasının önemli ola-bileceğini ve toplumun bu konuda bilgilendirilmesinin gerekli olduğu görülmektedir.

Page 33: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga€¦ · dan hiçbiri yoksa bile biraz gelecekten umudu olan kimse darbe istemez. 15 Temmuz akşamı biz eşimle Ya-şam Merkezimizdeydik

Hayatınızı değiştirmek istiyorsanız,

önce bilinçaltı kodlarınızı

değiştirmelisiniz.

Türkiye’nin dört bir yanından randevu alabilirsiniz.

0546 683

28 28

www.iremnurguldurmus.com

Cihangir Caddesi No:13 / 4

Subayevleri Ankara

Hobi Mum Yapım Kursumuz Başlamıştır.