8
CMYK MTSO GAZETE SAYFA NO 1 www.mtso.org.tr | YIL: 17 | SAYI: 297 | 22 KASIM - 5 ARALIK 2015 > 3’te Şerafettin AŞUT MTSO Yönetim Kurulu Başkanı > 2’de Firmalarla iş arayanlar istihdam fuarında buluştu Yerel basına AB Standartlarında eğitim > 2,’de > 5’te İş dünyası öğrencilerle bir araya geldi Mersin, kruvaziyer gemileri ağırlamayı sürdürüyor > 2’de EKONOMİDE 100 GÜN… M ersin’de düzenlenen 1. Ulusla- rarası Kardeş Şehirler Turizm Zirvesi dünyanın dört bir yanındaki kardeş şehirleri bir araya getirdi. Zir- vede 4 kıta, 25 ülke, 52 belediyeden 180’e yakın temsilci bir araya geldi. Zirve sonunda Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Koca- maz, 2017 yılına kadar Dünya Kar- deş Şehirler Birliği Dönem Başkan- lığına seçildi. İki gün süren Zirvede Ukrayna’nın Kherson Şehri Vali Yar- dımcısı Valentina Sichova ile Mersin Büyükşehir Belediyesi arasında kar- deş şehir protokolü de imzalandı. Zirve, Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi Başkanı Dr. Michael Fren- zel, Avrupa-Türkiye Turizm Konseyi Başkanı Hüseyin Baraner ve Federal Almanya Eski Berlin Eyaleti Başkanı Klaus Wowereit gibi sektörün önde gelen isimlerine de ev sahipliği yaptı. Bu yıl ilk kez düzenlenen Uluslara- rası Kardeş Şehirler Turizm Zirvesi, Mersin Büyükşehir Belediyesi evsa- hipliği ile Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), BTW ve Mersin Tu- rizm Platformu işbirliğinde gerçek - leşti. 12 Aralık’ta Mersin Ticaret ve Sanayi Odası tarafından organize edilen Gala Yemeği ile başlayan Zirve iki gün sürdü. Zirvenin açılış konuş- masını yapan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, katılımcıları Akdeniz Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği(ASCAME)’nin gelenekselle- şen etkinlikleri arasında yer alan ve 2016 yılı Mayıs ayında Mersin’de düzenlenecek olan Akdeniz Turizm Forumu’na (MEDITOUR) davet etti. Mersin, kardeş şehirleri bir araya getirdi Meslek Komitesi Başkanları sektörlerine ilişkin sorunları anlattı M ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Baş- kanı Şerafettin Aşut ve Yönetim Kurulu Üyeleri, Meslek Komitesi başkanlarıyla Lychee Restoran’da düzenlenen kahvaltıda bir araya geldi. Toplantıda ağırlıklı olarak iş dünyasının yeni kurulacak hü- kümetten ilk 100 günde atması- nı beklediği adımlar görüşüldü. Komite Başkanları ise yeni asgari ücret ile Çek Yasası’na yönelik kaygılarını dile getirerek kendi sektörlerinin özel sorunlarını an- lattı. Mayıs ayında düzenlenen Meslek Komiteleri Çalıştayının ardından üçer aylık periyotlarla düzenlenen toplantıların üçüncüsü 17 Kasım 2015’te düzenlendi. Toplantının açılış konuşmasını yapan Başkan Aşut, Türkiye’nin evsahipliğinde düzenlenen B20 ve G20 toplantı- larının sonuçları hakkında Komi- te Başkanlarını bilgilendirdi. B20 görüşmelerinden çıkan sonuçla- rın Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) aracılı- ğıyla rapor haline getirildiğini ve G20›ye öneri olarak sunulduğunu anlatan Aşut, bu raporun ticaretin düzenlenmesinden inovasyon ve ar-ge’ye, teşviklerden KOBİ’lerin finansmana ve pazarlara erişimi- ne kadar birçok konuyu içerdiği- ni kaydetti. Ardından MTSO’nun gerçekleştirdiği bazı projeler hak - kında bilgi verdi. İlk olarak Tica- ri Bilgi ve İstihbarat Merkezi’ne değinen Aşut, ticaretin ana kay- nağının istihbarat olduğunu vur- guladı. Üyelerin artık MTSO ara- cılığıyla rakiplerinin hangi ürünü ne kadara hangi firmaya sattığını, ihracat yapacakları ülkelerde han- gi konularda tarife dışı engel var, o ülkenin gümrük, hukuk mevzuatı nedir gibi bilgilere ulaşabileceğini dile getiren Aşut, “Bunun için ev ödevinizi iyi çalışın. Ne istediğini- zi iyi tespit edin ve istediğiniz bil- giyi bu birimde çalışan arkadaşla- rımızdan edinin” dedi. Mesleki yeterlilik kavramına da değinen Şerafettin Aşut, bu kavra- mın dünyada oturduğunu, Türki- ye’de de oturması yönünde MTSO olarak büyük çaba sarf ettiklerini dile getirerek sözü Komite Baş- kanlarına verdi. Kızkalesi, İstanbul Miniatürk’teki yerini aldı M ersin ve Çevresi Turizm Alanı Altyapı Hizmet Birliği (METAB) ile Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin girişimleri sonuç verdi. Mersin’in önemli tarihi eserleri arasında göste- rilen, kentle özdeşleşip adeta simge- si konumuna gelen Kızkalesi, İstan- bul’daki Miniatürk’te yerini aldı. Türkiye’nin ilk minyatür parkı olan ve 2003’te hizmete giren Minia- türk’te Türkiye ve Osmanlı coğrafya- sından seçilmiş eserlerin 1/25 ölçekli maketleri yer alıyor. Toplamda 60 bin metrekare alan üzerine kurulu parkta 59’u İstanbul’dan, 57’si Ana- dolu’dan ve 12’si ise bugün Türkiye sınırları dışında kalan Osmanlı coğ- rafyasından olmak üzere 128 maket eser sergileniyor. Eğitimde teknoloji öne çıkacak Y eni eğitim yılında en çok önem verdiğimiz üç projeyi “Eğitimde Teknoloji Uygulamaları ve Denetimi Projesi’, ‘S.T.E.M. Projesi’ ve ‘Mersin Eğitimin Niteliğinin Geliştirilmesi Projesi’ olarak sıralayabilirim. Bu projeleri kısaca özetlemek ge- rekirse; Eğitimde Teknoloji Uygu- lamaları ve Denetim Projesi ile tek - nolojinin eğitimin temel amaçlarına uygun olarak kullanılmasını hedef- liyoruz. Bu projeyi tasarlayarak Av- rupa Birliği’ne sunduk ve bu yıl ya da önümüzdeki yıl desteklenmesi halinde uygulamaya başlayacağız. Faaliyetler arasında öğretmenlere yönelik kurslar, yurtdışında iyi uy- gulamaların gözlemlenmesi ve ye- relde çoğaltıcı çalışmaların yapılma- sını planlıyoruz. E-içerik ve buna özdeş e-öğrenme, 21. yüzyıl eğitim metotları arasında denenmiş en etkin yöntemlerden biridir. Teknolojinin etkin kullanımı ile öğrenme interaktif ve daha kalıcı oluyor. Ancak maalesef ülkemizde e-içerik kavramı kitabın taranarak bilgisayar ortamına aktarılması bo- yutunda kalmaktan öteye gidemedi. Oysa e-içerik, öğrencinin etkileşimle kullanabildiği bir içerik yöntemidir ve yeni neslin öğrenme alışkanlıkla- rına uygundur. Yeraltında bir kilise: Aya Tekla >5’te >5’te > 5’te Kobi’lere AB pazarına giriş eğitimi verildi Güvenli ticarette doğru adres: karekodlu çek İş dünyası B20 Zirvesi sonuçlarından memnun > 3’de > 4’te > 7’de > 8’de > 2’de ‘Asistanım Olur musun?’ Projesi için imzalar atıldı M ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Eğitim ve Kalkınma Vakfı, TOBB Mersin İl Kadın Girişim- ciler Kurulu, İş-Kur İl Müdürlüğü ve Toros Üniversitesi Mersin’de yöne- tici asistanı yetiştirmek üzere bir araya geldi. ‘Asistanım Olur musun?’ projesi ile kentte 27 yaşını aşmamış 30 üniversite mezunu genç kıza eği- tim verilerek iş hayatına kazandırıl- ması hedefleniyor. İmzalanan protokolün ardından projenin ilk adımı atıldı. Protokol töreninde proje hakkında bilgi ve- ren MTSO Eğitim ve Kalkınma Vakfı Başkanı İbrahim Kiper, 27 yaş ve altı, tercihen yabancı dil bilen üniversite mezunu 30 gence eğitim verileceğini bildirdi. 52 saatlik teori ve 3 aylık staj süresi olan projenin dört aşamada yürütüleceğini kaydeden Kiper, ilk aşamada teorik, ikinci aşamada ise işyerlerinde düzenlenecek staj im- kanıyla pratik eğitim verileceğini an- lattı. Üçüncü aşamada asistan ile iş- vereni bir araya getirip oryantasyon eğitimi vereceklerini, yalnızca per- soneli değil işvereni de bilgilendir- mek istediklerini vurgulayan Kiper, son aşamada ise Türkiye’de tanınan yönetici asistanlarının katılımıyla tecrübe paylaşımları ve konferans düzenleyeceklerini, bu aşamanın ise tüm işyerlerine açık olacağını ifade etti. Mersin İş-Kur İl Müdürü Mustafa Kutlu ise nitelikli insan gücünü is- tihdam etmeye yönelik her projenin içinde yer aldıklarına işaret etti. Pro- je kapsamında kursiyerlerin günlük harçlıklarını ve sağlık sigortalarını karşılayacaklarını dile getiren Kutlu, “Bizi heyecanlandıran bir proje” de- ğerlendirmesini yaptı. İş-Kur olarak istihdamı artırmaya yönelik iş başı eğitim, meslek kursları, girişim- cilik eğitimleri gibi farklı doneleri bulunduğunu hatırlatan Kutlu, “Bu kapsamda Asistanım Olur musun? Projesi eğitim kursuna da destek ve- receğiz” dedi. > 5’te Mersin için güçlü bir alternatif pazar: MEKSİKA İ hracat potansiyeli açısından ba- kıldığında Meksika, Mersin için önemli alternatif pazarlardan biri olarak görülebilir. Kendisine ekono- mik yol haritası olarak tarım, turizm ve lojistik sektörlerini belirleyen Mersin’in özellikle tarım gıda ve tu- rizm sektörleri için Meksika paza- rını da göz önünde bulundurması faydalı olacaktır. Meksika ile tarıma dayalı sanayi, tarım makineleri, gübre, ambalaj malzemeleri ve ekip- manları başta olmak üzere, yenile- nebilir enerji (Özelikle güneş enerji- si), havacılık ve uzay sanayi, inşaat malzemeleri, müteahhitlik hizmet - leri alanlarında iş birliği yapılabilir. Gemi ve deniz araçlarının inşası, mevcut gemilerin havuzlanması, bakım ve onarımlarının yapılması, çelik konstrüksiyon işleri ve gemi di- zel motorlarının imalatında da Mek - sika, önemli pazarlar arasında. Hem konut hem de işyerleri için güvenlik ekipmanları ve yazılımı üreten fir- malar açısından da fırsatlar taşıyan Meksika’da bu kapsamda petrol ve doğal gaz boru hattı, üretim ve işle- me tesisi, makine ve ekipmanlar ile elektrik üretimi ve iletimi alanlarda ticaret geliştirilebilir. Ayrıca petrol ve doğal gaz altyapısı ve enerji, Mek - sika Hükümeti’nin 2014-2018 dö- neminde de öncelik vereceği sektör arasında. > 6’da

MTSO Haber Sayı 297

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Haber Gazetesi Yıl: 17 Sayı: 297 / 22 Kasım - 5 Aralık 2015

Citation preview

Page 1: MTSO Haber Sayı 297

CMYKMTSO GAZETE SAYFA NO 1

www.mtso.org.tr | YIL: 17 | SAYI: 297 | 22 KASIM - 5 ARALIK 2015> 3’te

Şerafettin AŞUTMTSO Yönetim Kurulu Başkanı

> 2’de

Firmalarla iş arayanlar istihdam fuarında buluştu

Yerel basına AB Standartlarında eğitim

> 2,’de> 5’te

İş dünyası öğrencilerle bir araya geldi

Mersin, kruvaziyer gemileri ağırlamayı sürdürüyor> 2’de

EKONOMİDE 100 GÜN…

Mersin’de düzenlenen 1. Ulusla-rarası Kardeş Şehirler Turizm

Zirvesi dünyanın dört bir yanındaki kardeş şehirleri bir araya getirdi. Zir-vede 4 kıta, 25 ülke, 52 belediyeden 180’e yakın temsilci bir araya geldi.

Zirve sonunda Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Koca-maz, 2017 yılına kadar Dünya Kar-deş Şehirler Birliği Dönem Başkan-

lığına seçildi. İki gün süren Zirvede Ukrayna’nın Kherson Şehri Vali Yar-dımcısı Valentina Sichova ile Mersin Büyükşehir Belediyesi arasında kar-deş şehir protokolü de imzalandı.

Zirve, Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi Başkanı Dr. Michael Fren-zel, Avrupa-Türkiye Turizm Konseyi Başkanı Hüseyin Baraner ve Federal Almanya Eski Berlin Eyaleti Başkanı

Klaus Wowereit gibi sektörün önde gelen isimlerine de ev sahipliği yaptı.

Bu yıl ilk kez düzenlenen Uluslara-rası Kardeş Şehirler Turizm Zirvesi, Mersin Büyükşehir Belediyesi evsa-hipliği ile Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), BTW ve Mersin Tu-rizm Platformu işbirliğinde gerçek-leşti. 12 Aralık’ta Mersin Ticaret ve Sanayi Odası tarafından organize

edilen Gala Yemeği ile başlayan Zirve iki gün sürdü. Zirvenin açılış konuş-masını yapan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, katılımcıları Akdeniz Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği(ASCAME)’nin gelenekselle-şen etkinlikleri arasında yer alan ve 2016 yılı Mayıs ayında Mersin’de düzenlenecek olan Akdeniz Turizm Forumu’na (MEDITOUR) davet etti.

Mersin, kardeş şehirleri bir araya getirdi

Meslek Komitesi Başkanları sektörlerine ilişkin sorunları anlattı

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Baş-

kanı Şerafettin Aşut ve Yönetim Kurulu Üyeleri, Meslek Komitesi başkanlarıyla Lychee Restoran’da düzenlenen kahvaltıda bir araya geldi. Toplantıda ağırlıklı olarak iş dünyasının yeni kurulacak hü-kümetten ilk 100 günde atması-nı beklediği adımlar görüşüldü. Komite Başkanları ise yeni asgari ücret ile Çek Yasası’na yönelik kaygılarını dile getirerek kendi sektörlerinin özel sorunlarını an-lattı.

Mayıs ayında düzenlenen Meslek Komiteleri Çalıştayının ardından üçer aylık periyotlarla düzenlenen toplantıların üçüncüsü 17 Kasım 2015’te düzenlendi. Toplantının açılış konuşmasını yapan Başkan Aşut, Türkiye’nin evsahipliğinde düzenlenen B20 ve G20 toplantı-larının sonuçları hakkında Komi-te Başkanlarını bilgilendirdi. B20 görüşmelerinden çıkan sonuçla-rın Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) aracılı-ğıyla rapor haline getirildiğini ve G20›ye öneri olarak sunulduğunu

anlatan Aşut, bu raporun ticaretin düzenlenmesinden inovasyon ve ar-ge’ye, teşviklerden KOBİ’lerin finansmana ve pazarlara erişimi-ne kadar birçok konuyu içerdiği-ni kaydetti. Ardından MTSO’nun gerçekleştirdiği bazı projeler hak-kında bilgi verdi. İlk olarak Tica-ri Bilgi ve İstihbarat Merkezi’ne değinen Aşut, ticaretin ana kay-nağının istihbarat olduğunu vur-guladı. Üyelerin artık MTSO ara-cılığıyla rakiplerinin hangi ürünü ne kadara hangi firmaya sattığını, ihracat yapacakları ülkelerde han-gi konularda tarife dışı engel var, o ülkenin gümrük, hukuk mevzuatı nedir gibi bilgilere ulaşabileceğini dile getiren Aşut, “Bunun için ev ödevinizi iyi çalışın. Ne istediğini-zi iyi tespit edin ve istediğiniz bil-giyi bu birimde çalışan arkadaşla-rımızdan edinin” dedi.

Mesleki yeterlilik kavramına da değinen Şerafettin Aşut, bu kavra-mın dünyada oturduğunu, Türki-ye’de de oturması yönünde MTSO olarak büyük çaba sarf ettiklerini dile getirerek sözü Komite Baş-kanlarına verdi.

Kızkalesi, İstanbul Miniatürk’teki yerini aldı

Mersin ve Çevresi Turizm Alanı Altyapı Hizmet Birliği (METAB)

ile Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin girişimleri sonuç verdi. Mersin’in önemli tarihi eserleri arasında göste-rilen, kentle özdeşleşip adeta simge-si konumuna gelen Kızkalesi, İstan-bul’daki Miniatürk’te yerini aldı.

Türkiye’nin ilk minyatür parkı olan

ve 2003’te hizmete giren Minia-türk’te Türkiye ve Osmanlı coğrafya-sından seçilmiş eserlerin 1/25 ölçekli maketleri yer alıyor. Toplamda 60 bin metrekare alan üzerine kurulu parkta 59’u İstanbul’dan, 57’si Ana-dolu’dan ve 12’si ise bugün Türkiye sınırları dışında kalan Osmanlı coğ-rafyasından olmak üzere 128 maket eser sergileniyor.

Eğitimde teknoloji öne çıkacak

Yeni eğitim yılında en çok önem verdiğimiz üç projeyi “Eğitimde

Teknoloji Uygulamaları ve Denetimi Projesi’, ‘S.T.E.M. Projesi’ ve ‘Mersin Eğitimin Niteliğinin Geliştirilmesi Projesi’ olarak sıralayabilirim.

Bu projeleri kısaca özetlemek ge-rekirse; Eğitimde Teknoloji Uygu-lamaları ve Denetim Projesi ile tek-nolojinin eğitimin temel amaçlarına uygun olarak kullanılmasını hedef-liyoruz. Bu projeyi tasarlayarak Av-rupa Birliği’ne sunduk ve bu yıl ya da önümüzdeki yıl desteklenmesi halinde uygulamaya başlayacağız. Faaliyetler arasında öğretmenlere yönelik kurslar, yurtdışında iyi uy-

gulamaların gözlemlenmesi ve ye-relde çoğaltıcı çalışmaların yapılma-sını planlıyoruz.

E-içerik ve buna özdeş e-öğrenme, 21. yüzyıl eğitim metotları arasında denenmiş en etkin yöntemlerden biridir. Teknolojinin etkin kullanımı ile öğrenme interaktif ve daha kalıcı oluyor. Ancak maalesef ülkemizde e-içerik kavramı kitabın taranarak bilgisayar ortamına aktarılması bo-yutunda kalmaktan öteye gidemedi. Oysa e-içerik, öğrencinin etkileşimle kullanabildiği bir içerik yöntemidir ve yeni neslin öğrenme alışkanlıkla-rına uygundur.

Yeraltında bir kilise: Aya Tekla

>5’te >5’te > 5’te

Kobi’lere AB pazarına giriş eğitimi verildi

Güvenli ticarette doğru adres: karekodlu çek

İş dünyası B20 Zirvesi sonuçlarından memnun

> 3’de

> 4’te

> 7’de

> 8’de

> 2’de

‘Asistanım Olur musun?’ Projesi için imzalar atıldı

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Eğitim ve Kalkınma

Vakfı, TOBB Mersin İl Kadın Girişim-ciler Kurulu, İş-Kur İl Müdürlüğü ve Toros Üniversitesi Mersin’de yöne-tici asistanı yetiştirmek üzere bir araya geldi. ‘Asistanım Olur musun?’ projesi ile kentte 27 yaşını aşmamış 30 üniversite mezunu genç kıza eği-tim verilerek iş hayatına kazandırıl-ması hedefleniyor.

İmzalanan protokolün ardından projenin ilk adımı atıldı. Protokol töreninde proje hakkında bilgi ve-ren MTSO Eğitim ve Kalkınma Vakfı Başkanı İbrahim Kiper, 27 yaş ve altı, tercihen yabancı dil bilen üniversite mezunu 30 gence eğitim verileceğini bildirdi. 52 saatlik teori ve 3 aylık staj süresi olan projenin dört aşamada yürütüleceğini kaydeden Kiper, ilk aşamada teorik, ikinci aşamada ise işyerlerinde düzenlenecek staj im-kanıyla pratik eğitim verileceğini an-lattı. Üçüncü aşamada asistan ile iş-vereni bir araya getirip oryantasyon

eğitimi vereceklerini, yalnızca per-soneli değil işvereni de bilgilendir-mek istediklerini vurgulayan Kiper, son aşamada ise Türkiye’de tanınan yönetici asistanlarının katılımıyla tecrübe paylaşımları ve konferans düzenleyeceklerini, bu aşamanın ise tüm işyerlerine açık olacağını ifade etti.

Mersin İş-Kur İl Müdürü Mustafa Kutlu ise nitelikli insan gücünü is-tihdam etmeye yönelik her projenin içinde yer aldıklarına işaret etti. Pro-je kapsamında kursiyerlerin günlük harçlıklarını ve sağlık sigortalarını karşılayacaklarını dile getiren Kutlu, “Bizi heyecanlandıran bir proje” de-ğerlendirmesini yaptı. İş-Kur olarak istihdamı artırmaya yönelik iş başı eğitim, meslek kursları, girişim-cilik eğitimleri gibi farklı doneleri bulunduğunu hatırlatan Kutlu, “Bu kapsamda Asistanım Olur musun? Projesi eğitim kursuna da destek ve-receğiz” dedi.

> 5’te

Mersin için güçlü bir alternatif pazar: MEKSİKA

İhracat potansiyeli açısından ba-kıldığında Meksika, Mersin için

önemli alternatif pazarlardan biri olarak görülebilir. Kendisine ekono-mik yol haritası olarak tarım, turizm ve lojistik sektörlerini belirleyen Mersin’in özellikle tarım gıda ve tu-rizm sektörleri için Meksika paza-rını da göz önünde bulundurması faydalı olacaktır. Meksika ile tarıma dayalı sanayi, tarım makineleri, gübre, ambalaj malzemeleri ve ekip-manları başta olmak üzere, yenile-nebilir enerji (Özelikle güneş enerji-si), havacılık ve uzay sanayi, inşaat malzemeleri, müteahhitlik hizmet-leri alanlarında iş birliği yapılabilir. Gemi ve deniz araçlarının inşası,

mevcut gemilerin havuzlanması, bakım ve onarımlarının yapılması, çelik konstrüksiyon işleri ve gemi di-zel motorlarının imalatında da Mek-sika, önemli pazarlar arasında. Hem konut hem de işyerleri için güvenlik ekipmanları ve yazılımı üreten fir-malar açısından da fırsatlar taşıyan Meksika’da bu kapsamda petrol ve doğal gaz boru hattı, üretim ve işle-me tesisi, makine ve ekipmanlar ile elektrik üretimi ve iletimi alanlarda ticaret geliştirilebilir. Ayrıca petrol ve doğal gaz altyapısı ve enerji, Mek-sika Hükümeti’nin 2014-2018 dö-neminde de öncelik vereceği sektör arasında.

> 6’da

Page 2: MTSO Haber Sayı 297

CMYKMTSO GAZETE SAYFA NO 2

2 YIL: 17 | SAYI: 297 |22 KASIM - 5 ARALIK 2015 | www.mtso.org.tr

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası 9 No’lu Bilgisayar, Elektrik, Elekt-

ronik, Telekomünikasyon ve Büro Cihazları Meslek Komitesi Bilgi Tek-nolojileri Kurumu (BTK) Mersin Böl-ge Müdürü Memduh Lale’yi ziyaret etti. Ziyarete Komite Başkanı Tun-cay Torun, Komite ve Meclis Üyesi Murat Yüksekbaş ile Genel Sekreter A.Kadir Dölek katıldı. Yapılan görüş-mede, BTK Bölge Müdürlüğü’nün ça-lışmaları, hayatımızın vazgeçilmezi mobil iletişim teknolojilerindeki gelişmeler, kurulan baz istasyonla-

rının kuruluş izin süreçleri konu-şuldu. Konuyla ilgili olarak Elektrik Mühendisleri Odası’nca 13-15 Kasım 2015 tarihlerinde düzenlenen Elekt-romanyetik Alanlar ve Etkileri Sem-pozyumu’nda bu konuların detaylı olarak işleneceği ve ilgili firmaların sempozyuma katılmaları konusun-da bilgilendirilecekleri dile getirildi. İlerleyen dönemlerde de sektördeki firmaları bilgilendirmeye yönelik bir toplantı yapılmasının da mümkün olabileceği belirtildi.

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) iş dünyasını, Kadri Şa-

man MTSO Anadolu Teknik Lisesi öğrencileri ile buluşturdu. Buluşma-da gençlere meslek liseleri ve teknik liselerin önemi ile iş dünyasının bu liselerden mezun öğrencilere duy-duğu ihtiyaç anlatıldı.

Öğrenciler, ‘Benim Okulum Be-nim Mesleğim Projesi’ kapsamında MTSO 9 No’lu Bilgisayar Elektrik Elektronik, Telekomünikasyon ve Büro Cihazları Komitesi Meclis Üye-si Veysel Baysal, 26 No’lu Sağlık Hiz-metleri Medikal ve Kozmetik Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı Yase-min Taş ve TOBB Mersin İl Genç Gi-rişimciler Kurulu Üyesi Andaç Avşar ile bir araya geldi. Okulun konferans salonunda düzenlenen toplantıda gençler sektöründe başarılı iş insan-larına; elektrik, gıda ve biyokimya bölümlerinde merak ettiklerini so-rarak, ‘Mezun olduktan sonra nere-lerde çalışabiliriz?’ ve ‘Neler yapma-mız gerekir?’ sorularına cevap aradı.

Seminere, MTSO Genel Sekreteri Ab-dulkadir Dölek, MTSO Eğitim ve Kal-kınma Vakfı Başkanı İbrahim Kiper, İŞKUR İş ve Meslek Danışmanı Öz-lem Gümüş ve Kadri Şaman MTSO Anadolu Teknik Lisesi Okul Müdürü Nural Geyik de katıldı.

İşadamlarından öğrencilere tavsiyeler

Biyokimya bölümü sektör temsilci-lerinde Yasemin Taş, bu sektörün Türkiye’de çok yeni olduğunu ancak bu bölümü okuyan öğrencilerin çok şanslı olduğunu söyleyerek hükü-metin 2023 hedefleri kapsamında bu sektöre büyük yatırımlar yapa-cağı bilgisini verdi. Gelecekte bu bölümden mezun olan öğrencilerin kolay iş bulacaklarını belirten Taş, “Üniversite okumasanız bile işsiz kalmayacaksınız. Ancak üniversite okursanız yolunuz daha açık olacak. Bunun için televizyon ve telefonlar-dan daha fazla etrafınızla iletişim kurmaya zaman ayırmalısınız” dedi.

Elektrik sektörü hakkında bilgi akta-ran Veysel Baysal ise, sektörün mes-lek liselerinden mezun öğrencilere ihtiyacı olduğunu vurguladı.

23 yıldır ticaret yaptığını kaydeden Baysal, elektrik elektronik sektö-ründeki önemli eksiklerden bir ta-nesi olarak tekniker açığını gösterdi. Bu nedenle teknik lise mezunlarına büyük ihtiyaç olduğunu kaydeden Baysal, üniversiteye gidemeyen öğrencilerin umutsuzluğa kapılma-maları gerektiğini ve kendilerini mesleki anlamda daha çok geliştir-meleri gerektiğini söyledi. Gıda sek-törü adına konuşan Andaç Avşar, sektörde gıda mühendisi sayısının çok yüksek olduğunu ancak gıda teknisyeni bulmakta zorlandıklarını dile getirdi. Öğrencilerin kendilerini geliştirmesinin diploma notların-dan çok daha önemli olduğuna dik-kat çeken Avşar, gençlere; ‘Yaz ay-larını boş geçirmeyin, mutlaka staj yapın’ tavsiyesinde bulundu.

Bölge coğrafyasında yaşanan jeopolitik sorunlara rağmen

Mersin, geçtiğimiz günlerde ağır-ladığı 1200 kişilik Thomson Sprit isimli kruvaziyer gemisiyle gü-venli liman olma özelliğini koru-duğunu dünyadaki kruvaziyer tur operatörlerine gösterdi.

Dünyanın en büyük operatörle-rinden TUI’ye ait Thomson Sprit isimli gemi Mersin Limanı’nı da ziyaret etti. Kentte bir gece konak-layan İngiliz yolcuların büyük bö-lümü Tarsus’taki tarihi ve turistik bölgeleri ziyaret ederken kalan kısım Kızkalesi ve Mersin çarşı-sında zaman geçirdi.

Platform olarak 2012’de başlattık-ları çalışmaların meyvesini topla-maya devam ettiklerini anlatan Mersin Turizm Platformu Başkanı Numan Olcar, “Aralıksız katıldığı-mız fuarlarda yaptığımız tanıtım-lar kruvaziyer gemilerin kentimizi tercih etmesini sağlıyor. Thomson Sprit isimli geminin Mersin’i ziya-ret etmesinde de özellikle Büyük-şehir Belediye Başkanımız Bur-hanettin Kocamaz’ın katılımıyla gerçekleştirdiğimiz son fuar ka-tılımında yaptığımız görüşme-lerin etkisinin büyük olduğunu söyleyebilirim” dedi. Federal Almanya Eski Berlin Eyaleti Baş-kanı Klaus Wowereit’in Mersin’de düzenlenen 1. Uluslararası Kar-deş Şehirler Turizm Zirvesi’ndeki konuşmasında turizm için yaptığı ürkek ceylan benzetmesini hatır-latan Olcar şunları söyledi: “Sa-

yın Wovereit’in de söylediği gibi turizm kargaşayı sevmez. Turist, tatil için güvenli gördüğü yerleri tercih eder. Bu anlamda Thom-son Sprit’in Mersin’e gelmesi kent turizmine sağladığı katkı kadar, dünyadaki tur operatörlerine

Mersin’in güvenli bir bölge oldu-ğu mesajını vermesi açısından da anlamlıdır. Önümüzdeki süreçte kentimize gelmek isteyen ancak programlarını erteleyen tur fir-malarının Mersin’i programları-na daha erken dönemlerde dahil edeceklerini tahmin ediyoruz”.

Mersin’in Akdeniz Kuruvaziyer Limanları Birliği Üyesi olmasının da yapılan çalışmalardan olumlu sonuçlar alınmasına katkı sağla-dığına dikkat çeken Olcar, “Mer-sin’in bu çalışmaları yalnızca ilimiz için değil Doğu Akdeniz’de yer alan tüm ülkeler için önemli-dir. Çünkü Mersin’e gelecek olan bir gemi bölgedeki diğer limanla-ra da uğrayacaktır ve paralelinde o limanların da kazancı artacak-tır” değerlendirmesini yaptı. Ol-car sözlerini şöyle tamamladı:

“Özellikle Belediye Başkanımız Burhanettin Kocamaz’ın önder-liğinde, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası ile Mersin Deniz Ticaret Odası desteğinde yapılması plan-lanan Kurvaziyer Limanı’nın ken-te kazandırılmasının bu anlamda yeni ufuklar açacağına inanıyo-ruz”.

Mersin ve Çevresi Turizm Alanı Altyapı Hizmet Birliği (METAB)

ile Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin girişimleri sonuç verdi. Mersin’in önemli tarihi eserleri arasında göste-rilen, kentle özdeşleşip adeta simge-si konumuna gelen Kızkalesi, İstan-bul’daki Miniatürk’te yerini aldı.

Türkiye’nin ilk minyatür parkı olan ve 2003’te hizmete giren Minia-türk’te Türkiye ve Osmanlı coğrafya-sından seçilmiş eserlerin 1/25 ölçek-li maketleri yer alıyor. Toplamda 60 bin metrekare alan üzerine kurulu parkta 59’u İstanbul’dan, 57’si Ana-dolu’dan ve 12’si ise bugün Türkiye sınırları dışında kalan Osmanlı coğ-rafyasından olmak üzere 128 maket eser sergileniyor. Türkiye’nin tanı-

tımı adına böylesine önem taşıyan bir turistik alanda Mersin’e ait hiçbir tarihi ve kültürel eserin yer almama-sı üzerine çalışmalara başlayan ME-TAB ve Büyükşehir Belediyesi’nin girişimleriyle Kızkalesi de bu alanda sergilenmeye başladı.

Mersin’e ait ilk eser olma özelliği de taşıyan ve gerçek boyutunun 1/25 ölçeğinde küçültülmüş maketi ile Miniatürk’te sergilenen Kızkalesi, ilk olarak 5 dilde, daha sonra da 20 dilde yerli ve yabancı turiste tanıtı-lacak.

Önümüzdeki süreçte Mersin’de yer alan diğer tarihi ve kültürel değerle-rin de bu alanda yer alması yönün-deki çalışmalar sürüyor.

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası AB Bilgi Merkezi tarafından

organize edilip MTSO 29 No’lu Mes-lek Komitesi ile Mersin Gazeteciler Cemiyeti tarafından desteklenen

yerel basına yönelik ‘AB Standart-larında Medya ve Gazetecilik Eğiti-mi’ büyük ilgi gördü. Hedefi, yerel basının bilgi birikimini artırmak ve yeni teknikleri daha yakından takip

edebilmesine olanak tanımak olan eğitim kapsamında Depo Photos Fotoğraf Ajansı Başkanı Abdurrah-man Antakyalı basın fotoğrafçılığı konusunda eğitim verirken, ‘İnet-

rent Gazeteciliği ve Güvenilirlik’, ‘Basında Ombudsmanlık’, ‘Basın Özgürlüğü’, ‘Haber ve Muhabirlik’ konularında yazı ve tezleri bulunan Gazeteciler Cemiyeti Üyesi Ömer Kaya ise haber yazma ve değer-lendirme konusunda yerel basını bilgilendirdi. Ödüllü kameraman Arif Goriça ise katılımcılara video, montaj, görüntülü haber dili konu-larında eğitim verdi.

İki gün süren eğitimde fotoğraf çekerken, haber yaparken ya da görüntü alırken dikkat edilmesi gereken unsurların anlatılmasının yanında uluslararası basında yer alan yazılı ve görsel örneklere de yer verildi ve AB medya ajansları-nın görselleri eğitime renk kattı.

12 saatlik eğitim sonunda katılımcı-lara sertifikaları verildi.

9 No’lu Meslek Komitesi Üyeleri BTK Bölge Müdürü’nü ziyaret etti

Turkuvaz Matbaa Yayıncılık A.Ş.Ceyhan Yolu Üzeri 5.km

Yüreğir / ADANA0322 346 30 93

Atatürk Caddesi MTSO Hizmet BinasıKat: 2-3-4 / MERSİN

Derya GÜLEÇMüzeyyen AŞKAR

Şerafettin AŞUT

Tel: 0324 238 95 00 ( 10 Hat )238 56 56 ( 3 Hat ) - 238 98 00

A. Kadir DÖLEK

Mersin, kruvaziyer gemileri ağırlamayı sürdürüyor

Kızkalesi, İstanbul Miniatürk’teki yerini aldı

İş dünyası öğrencilerle bir araya geldi

Yerel basına AB Standartlarında eğitim

Türkiye’de Merkezi Sicil Kayıt Sis-temi’ni (MERSİS) kullanan ilk

Oda olma özelliği taşıyan Mersin Ti-caret ve Sanayi Odası (MTSO), yeni Türk Ticaret Kanunu (TTK) ile MER-SİS konusundaki bilgi ve tecrübele-rini bölge Odalarıyla paylaştı.

İskenderun Ticaret ve Sanayi Oda-sı’nın (İTSO) ev sahipliğinde 6102 Sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun getirdikleri ve MERSİS’in işleyişi ile ilgili seminer düzenlendi. Adana, Osmaniye, Tarsus, Reyhanlı gibi ci-var il ve ilçelerin Ticaret ve Sanayi Odalarının Sicil Müdürleri ile çalı-şanlarının katıldığı bilgilendirme seminerinde Gümrük ve Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlü-ğü MERSİS Şube Müdürü Hüseyin Gürer, MERSİS’in genel yapısı ve amacını anlatırken, MTSO Ticaret Si-cil Müdürü Halis Çakır, yeni TTK’ya yönelik bilgiler aktardı.

İTSO Halil Şahin Meclis Salonu’n-da düzenlenen seminerde Çakır, yeni TTK’nın eskisinden farklarını açıkladıktan sonra tacir ve ticari iş-letme hakkında bilgi verdi. Ticaret sicili, ticaret unvanı ve işletme adı, acenteler konusunda katılımcıları bilgilendiren Çakır, sonrasında ise TTK’da üyeleri en fazla ilgilendiren ticaret şirketlerine yönelik bilgileri paylaştı. 4 saat süren toplantının ikinci bölümünde anonim şirketler-de yönetim kurulu ve yönetim ku-rulunun yönetim ve yetki devri hak-kındaki sunumunu gerçekleştiren Çakır, burada anonim şirketlerinin yönetim kurulunun çalışması, yö-netim kurulunun görev ve yetkileri, toplantı yapma şekilleri, toplantı-lardaki karar nisapları, 6102 sayılı TTK’nın yönetim kurulu toplantıları için getirmiş olduğu kolaylıklara de-ğindi. Seminer, soru cevap bölümüy-le sona erdi.

MTSO deneyimini bölge ile paylaşıyor

MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI’NDAN

ÜYELERE DUYURU

5174 Sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Oda-lar ve Borsalar Kanunu’nun 24 ve 25. Maddelerine göre yıllık aidat ve munzam aidat Haziran ve Ekim ayları içinde iki eşit taksitte ödenmektedir. Süresi içinde öden-

meyen aidat ve munzam aidatlara 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkında Kanun gereğince ay-

lık %1,40 oranında gecikme cezası uygulanmaktadır.

Vadesi geçen aidat-munzam aidatlar Oda veznelerimize T.İş Bankası, Garanti Bankası ve Yapı Kredi Bankası

kredi kartları ile 6 taksitte ödenebilir.

Ayrıca Odamız web sayfasından (www.mtso.org.tr.) ve www.vatandas.mtso.org.tr adresinden Garanti Bankası

kredi kartı ile 6 taksitte ödenebilmektedir.

Sayın üyelerimize duyurulur.

Mersin ilk kez bir kitap fuarına evsahipliği yapacak. 28 Kasım -6 Aralık

tarihleri arasında Yenişehir Fuar Merkezi’nde kitap fuarının kapıları aralanıyor.

Ressam ve öğretim görevli-si Hüseyin Sönmez, 'Def-

terler Anı Taşırlar' isimli Re-sim Sergisi'nin açılışı Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Sanat Galerisi'nde gerçekleşti. Açılışa Mersin İl Kültür ve Turizm Müdürü Bahaettin Kabahasanoğlu, MTSO Eski Meclis Başkanı Faik Bu-

rakgazi, MTSO Genel Sekreteri Ka-dir Dölek ve çok sayıda davetli ka-tıldı. Mürekkep kalem ve suluboya tekniklerinden yararlanarak hazır-ladığı 33 eserini sanatseverlerin be-ğenisine sunan Ressam, 2010'dan bu yana doğa karşısında tuttuğu not defterlerinden seçtiği eserlerini ser-giledi.

2 Aralık'a kadar açık kalacak sergi hafta içi 08.30-18.00, Cumartesi günü ise 10.00-17.00 saatleri ara-sında ziyaret edilebilir.

Defterden tuale

Page 3: MTSO Haber Sayı 297

CMYKMTSO GAZETE SAYFA NO 3

3 YIL: 17 | SAYI: 297 |22 KASIM - 5 ARALIK 2015 | www.mtso.org.tr

Sonuçları bir çok kişiye ve çevreye göre değişse de, herkes için aynı

olan bir şey varsa; o da genel seçim-lerin huzur içinde, bölgemizdeki sı-kıntılara ve demokrasiden uzak yö-netimlere inat, demokrasiye yakışır şekilde geçmesidir. Halkımız dünya-nın pek çok yerinde ortaya çıkan ve özellikle yanı başımızda yaşanan bir savaşın etkilerinden korunmak için siyasi istikrarın ve ekonominin daha sağlam bir raya oturmasının daha önemli olduğuna karar vermiş ama demokrasinin olmazsa olmazı olan muhalefeti de meclise taşıyarak ger-çek bir demokrasi istediğini, istikrar adına tek güç yaratılmasına karşı olduğunu da göstermiştir. Sanırım demokrasinin ve Cumhuriyetin en güzel yanı da bu denge olsa gerek.

2023 hedeflerinden uzaklaştık…

Artık seçim atmosferi bitti, sert söy-lemler yerini daha akılcı söylemlere bıraktı ve ülke daha realist düşün-meye başladı. Siyaset bitti ve siyaset-çiler gerçek gündemi yakaladılar, bu önemli… Özellikle Sayın Başbakanı-mız Davutoğlu’nun zafer siyaseti ye-rine, acil eylem planlarını gündeme taşıması; 3, 6 ve 12 aylık ekonomik, sosyal ve siyasal reformların yol ha-ritasını daha hükümet kurulmadan ifade etmesi bu anlamda iş dünyası olarak bizler sevindirmiştir. Çünkü, ülkemizin artık basit politikalar-la, kavgalarla kaybedecek zamanı yoktur. Son birkaç senedir olumsuz siyasetin ve gerçek gündemlerden uzaklaşmanın bedellerini ağır öde-dik. Her anlamda 2023 hedeflerinde uzaklaştık. Artık tekrar bu hedeflere odaklanmamız ve iktidar ve muha-lefetin ülkenin temel sorunlarının çözümünde ortak hareket ettiğini görmemiz gerekiyor. Bu ülke ne tek

başına hükümetlerin ne tek başına muhalefetindir. Bu ülke hepimizin ve tek bir vatandaştan, STK’lardan, siyasetçilerden, iktidar veya muha-lefet temsilcilerine kadar herkesin çözümün bir parçası olması bir zo-runluluktur. Vatandaş herkesin çö-zümün bir parçası olmasını bekliyor.

Terör artık özgürlüklere ulaşmanın aracı değil…

Bu süreçte çözüm bekleyen en önemli konulardan birisi yeni Ana-yasa, diğeri ise terördür. Her ne kadar son zamanlarda yeni terör ör-gütleri yaratılmışsa da, ülkemiz için uzun süredir devam eden terörün adı PKK terördür. Bu terörü, ülkemi-zin ayrılmaz parçası olan, kardeşlik bağı ile bağlı olduğumuz ve bir im-paratorluk geçmişi ile aynı milletin bir parçası olduğumuz, bu gün ise vatandaşlık bağı ile aynı Cumhuri-yetin sahibi olduğumuz Kürt kardeş-lerimiz adına yapan bu silahlı örgüt seçimlerin sonucunu iyi okumalı-dır. Ayrılıkçı bir düşünce güden bu anlayışın özgürlük adına talep etiği her şey bu gün ülkemizde zaten var-dır, serbesttir. Ayrıca mecliste de bu özgürlükleri savunan ve gündeme getiren, bu örgütle yakın iletişim içinde olan siyasi bir parti vardır. O halde kan dökerek elde edilmek is-tenen şey nedir? Hele hele Paris’teki terör olayı sonrasında artık ne adına olursa olsun, ne gibi kutsal bir amaç için olursa olsun terör eylemlerinin küresel bir değeri kalmamıştır. Buna açıkça destek verecek bir devlet ar-tık yoktur. Artık dünyanın neresinde olursa olsun terör yaratan, insan öl-düren, kan döken her örgüt yasadı-şıdır ve terör örgütüdür; kan döken her kişi artık “romantik özgürlük savaşçıları” veya “gerillalar” değil,

dünya gözünde tam anlamıyla terö-risttir, canidir, katildir: insanlık düş-manıdır. Bunu Birleşmiş Milletlerin son kararlarında gördük, G-20 zirve-sinde gördük, Paris sonrası ortak kü-resel tavırda gördük. Sonuç olarak, bu coğrafyada Türk-Kürt beraber hu-zur içinde, refah içinde yaşayacaksa her sorunun çözümü demokrasidir, barıştır, Türkiye Büyük Millet Mec-lisidir; dağlar değil, kan değil, te-rör değil… Artık terör örgütlerinin bu günden sonra özgürlük adına, halkların kardeşliği adına veya kan döktükleri değerler! adına hareket etme süreci bitmiştir. Bu örgütler küresel emperyal güçlerin ihtiyaç duyduğunda para karşılığında kul-lanacakları taşeronlardan başka bir şey değildir. Umarız bu anlayışın bir parçası olan siyasetçiler aklı selim davranır, dünyanın ve insanlığın bu gerçeğini görür ve bu ülkenin birlik ve bütünlüğünün sadece Türkiye ve Türkler için değil, Kürtlerin ge-leceği içinde hayati olduğunu idrak ederler. Bunu sağlayacak en önemli unsurlardan birisi de demokrasiyi, bireyi, evrensel insan haklarını yü-celtecek bir yeni Anayasadır. Ülke olarak artık dini aidiyetimizi, mez-hep aidiyetimizi, etnik kökenimizi, siyasi dünya görüşümüzü bir futbol takımı tutma düzeyindeki sığ bir fanatizmle konuşmayı bırakmalı ve yeni bir Anaysa ile eşit vatandaşlık ve hukukun üstünlüğü ilkesini tek değer olarak kabullenmeliyiz. Bize sadece yılları veya on yılları değil yüz yılları kaybettiren şeyleri hayatı-mızdan atıp, bilime, eğitime, nitelik-li demokrasiye, evrensel hukuka ve insanlık değerlerine odaklanmalıyız.

Çünkü ülke olarak hayatımızda böy-lesi değerli şeyler olursa bizi geriye çeken değersizliklere yer kalmaz.

Karşılıksız çek artıyor

Biraz da reel ekonomik gündeme baktığımızda stratejilerin veya kısa ve orta vadeli ekonomik yol haritala-rının dışında, reel anlamda yaşadı-ğımız sorunlar var. Son zamanlarda iş dünyasına en çok sıkıntı yaratan konulardan birisi de karşılıksız çek sorunudur. Aslında bu konuda kendimize de çuvaldızı batırmak is-terim. Çeklerin ödenmemesi veya karşılıksız çıkması durumunda iş insanlarına uygulanan hapis ceza-larının kaldırılması bizlerin talebi ile kaldırılmıştı. O günlerde düşünce şuydu; hapishaneye girince bu çek-lerin ödenme imkanı kalmıyordu ama en azından bu insanlar ticareti-ne devam ederse kazandığı para ile bu borcunu ödeyebilirdi… Ne yazık ki, reel de bu işe yaramadı. Şimdi iş dünyası bu uygulamadan şikayetçi ve eski uygulamayı istiyor.

Ticaret yasalarını değiştirmek kolay değil. Ancak, bu sorunu büyük oran-da giderebilecek yeni bir uygulama var. Bilgi ve iletişim çağının yarattığı bir çözüm; Karekodlu Çek uygula-ması. Karekodlu Çek uygulaması ile karşılıksız çeklerin önüne geçilebi-lecek. Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi verilerine göre Ocak – Ağus-tos döneminde karşılıksız işlem ya-pılan çeklerin parasal tutarı yüzde 49 artışla 17,6 milyar TL’ye ulaştı. Karşılıksız çek adedi ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1 artış gösterdi. Bu sıkıntılardan yola çıkı-larak uygulamasına yeni başlanan karekodlu çeklerle karşılıksız çek alma oranını yüzde 84’e kadar azalt-mak mümkün. Karşılıksız çek adedi ilk sekiz ayda yüzde 21, karşılıksız iş-lem yapılan çek tutarı yüzde 49 arttı. Karşılıksız çek sayısı 490 bin oldu.

Karekodlu çek neden önemli?

Geçmiş dönemlerde karşı tarafın bankacılık siciline, çek siciline ula-şabilmek için çek sahibinin onay vermesi gerekiyordu. Bu çek zinci-rinde çok kolay değildir. Karekodlu çek ile bu çeki kullanmak isteyen kişinin bilgilerinin paylaşımına oto-matik olarak izin veriliyor.

“Karekod, fiziksel olarak çek üzerin-de karekod olması anlamı taşımıyor. Karekod, daha önce keşideciden alınmış bir izni gösteriyor. Karekod-lu çek içinde banka adı, şube kodu ve keşidecinin hesap numarası olu-yor. Karekodlu çekin kare kodu cep telefonuyla okutulunca bu bilgiler 3. kişilerin önüne çıkıyor. İbraz edilen ilk çek tarihi görülebiliyor. Yani bu kişi ne kadar süredir piyasaya çek veriyor? İlk çekini size mi yazmış, bir ay önce mi yazmış uzun süredir tica-ret mi yapıyor? Görebiliyorsunuz. İbraz edilen son çekin tarihine ula-şabiliyorsunuz. İbrazında ödenen çeklerin adet ve tutar olarak yüzde-sini görebiliyorsunuz. Zamanında ödeme yapmış mı? Bu bölümde rakam kullanılmıyor çünkü kimse ticaret hacminin büyüklüğünü pay-laşmak zorunda değil. Yüzde gösteri-liyor. Arkası yazılan, halen ödenme-miş çeklerin tutar ve adetsel oranları ve gecikmeli ödenen çeklerin de adetsel ve tutar olarak oranları gö-züküyor. Karekod okutulunca karşı-nızda nasıl bir müşteri var görebili-yorsunuz. Bu çeki siz veriyorsanız ve çeklerinizi düzenli ödeyen bir tüccar iseniz ben güvenilir bir kişiyim. Çek geçmişime bak ve ona göre satış yap imajı veriyorsunuz. Yani, teknoloji bize yeni bir imkan veriyor. İş dün-yamız bu imkanı iyi öğrenmeli ve kullanmalıdır.

Şerafettin AŞUTMTSO Yönetim Kurulu Başkanı

EKONOMİDE 100 GÜN…

Akdeniz Bölgesi’nde birçok uy-garlığa ev sahipliği yapması

nedeniyle adeta bir açık hava mü-zesi niteliği taşıyan Mersin, kültür ve inanç turizmi açısından oldukça zengindir. Kent, tüm dinler adına çeşitli ibadethaneleri bünyesinde barındırsa da Hristiyanlar açısın-dan ayrı bir önem taşır; çünkü Hris-tiyanlık dinin ilk yayıldığı yerlerden biri olarak tanınır. Kentte bulunan birçok dini mekan Hristiyanlar ta-rafından hac noktası olarak kabul edilmektedir. Bu anlamda Mersin, sadece Türkiye’nin değil, dünyada özellikle Hristiyanlar için de gözde turizm merkezlerinden biri olarak gösterilebilir.

Geçen hafta başladığımız, ken-timizin Batısı’ndan Doğusu’na doğru giderek inanç turizm mer-kezlerini anlatmayı sürdürü-yoruz. Alahan Manastırı’ndan sonra bu haftaki durağımız, Aya Tekla Kilisesi. Bu kilise Hristi-yanlığın en önemli ve en eski mer-kezlerinden biri olarak kabul edilir. Hristiyanlığı yayan ilk kadın Azize olan Aya Tekla’dan ismini almış. Meryemlik olarak da bilinen Aya Tekla Kilisesi, yeraltı ibadet mağa-rasıdır. Uzun yıllar gizli ibadet yeri olarak kullanılan mağara, Hristi-yanlık dini serbest bırakıldıktan sonra kiliseye dönüştürülmüş.

Aya Tekla’nın hikâyesi

Isa Peygamber’in havarilerinden St. Paul’ün vaazlarından etkilenen 17 yaşındaki Konyalı Aya Tekla, kendini Hristiyanlık dinine adar. Kent yöneticilerinin tepkisini çeken genç kız ölüme mahkûm edilir. An-cak mucizevî gelişmeler sayesinde ölümden kurtulur ve kaçarak Si-lifke’ye gelir. Burada bir mağarada saklanır. Yöredeki insanlara çok tanrılı dine karşı Hristiyanlık inan-cını yayarken, mucizeler yaratarak hastaları da iyileştirir. Yine öldü-rüleceği bir sırada bu mağarada kaybolduğuna inanılır. Aya Tekla, kaybolduktan sonra mağara yöre halkınca kutsal sayılmıştır. Hristi-yanlık dini serbest bırakılıncaya ka-dar gizli bir ibadet yeri olarak kul-lanılan mağara, M.S. 312 yılından sonra kiliseye dönüştürülür. Ayrıca bir Hac noktası olmasından dolayı da önemli bir merkez olarak kabul edilir.

Antik bir rüya; Meryemlik

Aya Tekla, Hristiyanlığın en eski ve en önemli kutsal alanlarından biri. Burası daha sonraki Bizans dönem-lerinde dini bir yerleşim olmuş ve Aya Tekla olarak anılmış. Kilisede, irili ufaklı sarnıçlar ve nekropol ala-nını görmek mümkün. Aya Tekla’ya payanda amaçlı korint sütunlar

konulmuş, mozaik kaplamalar ya-pılmış. 4. yüzyıl sonlarında kiliseye dönüştürülmüş. Hristiyanlar, yılın belirli dönemlerinde Aya Tekla Ki-lisesi’ne gelerek ibadet ederler. Aya Tekla’da farklı kalıntılar görmek is-terseniz , üzerine inşa edilen anıtsal Zenon bazilikasının apsis kalıntısı, büyük sarnıç ve hamamı gezebilir-siniz. Hristiyan dünyasının tek ka-dın şehidi olarak da bilinen Tekla için her yıl, Ortodokslar 24 Eylül’de Katolikler ise 23 Eylül’de anma günü düzenleniyor.

Aya Tekla kalıntıları ve yüzey araştırmaları

Aya Tekla’nın yerleşiminde kut-sal mağara haricinde, Azize’nin ölümünden sonra yapılmış olan M.S.460-470 üç nefli Tekla Kilisesi, Zenon veya Kubbeli Kilise, Kuzey Kilisesi, üstü örtülü sarnıç yapı-sı, diğer sarnıçlar, hamam binası, yerleşimi sınırlarla çizen duvar kalıntıları ve nekropol alanı bulun-maktadır. Burayı daha önce detaylı inceleyen Herzfeld-Guyer’e göre Kutsal Mağara’nın daha önceki de-virlerde yapıldığı düşünülmektedir. Bu mağara bir yer altı tapınağı işle-vine sahiptir. Azize Tekla’dan sonra Hristiyanlar için bir Hac merkezi, “kefaret ödeme yeri” olarak kutsal kabul edilir ve daha sık ziyaret edi-lir. Bu mağarada yapılan kazılarda ele geçen iskelet 1965 yılında Dr. Refakat Çiner tarafından incelenmiş ve sonuçlar Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Dergisi’nde yayın-lanmıştır. Bu iskelet Aya Thekla’ya aittir diye düşünülmüş ancak yapı-lan incelemelerde bir erkeğe ait ol-duğu anlaşılmıştır. Kalıntılar 1996 yılında Prof. Dr. Metin Ahunbay tarafından yüzey araştırması yapı-larak incelenmiştir. Ahunbay, ça-lışmalarında yerleşimi ve yapılarını projelendirerek bir planın çıkması-nı sağlamıştır. Ahunbay, 1997-1998

yıllarında da Aya Tekla’da çalışma-larına devam etmiş.

Ulaşım

Aya Tekla’nın adresi “Mukaddem Mah. Aya Tekla Sokak Silifke / Mer-

sin” olarak geçer. Bunu biraz daha detaylandırmamız gerekirse Silifke Taşucu yolu üzerinde 4. kilomet-reden sağa dönülüp 1 km gidildi-ğinde, Hristiyanlığın en eski ve en önemli merkezlerinden biri olan Aya Tekla’ya varılır diyebiliriz.

Yeraltında bir kilise: Aya Tekla

Page 4: MTSO Haber Sayı 297

CMYKMTSO GAZETE SAYFA NO 4

4 YIL: 17 | SAYI: 297 |22 KASIM - 5 ARALIK 2015 | www.mtso.org.tr

Kardeş şehirler Mersin’de buluştu

Merkezi Federal Almanya’nın Hannover kentinde bulunan

Kardeş Şehirler Turizm Birliği’nin ilk buluşması 12-14 Kasım 2015 tarihle-ri arasında Mersin’de gerçekleştirdi. İki gün süren zirvede bir araya gelen turizm temsilcileri gerek destinas-yon geliştirme gerekse müşterek pazarlama ve tanıtım çalışmaları konusunda yeni bir başlangıcın ilk adımlarını attı. 

Bu yıl ilk kez düzenlenen Uluslara-rası Kardeş Şehirler Turizm Zirvesi, Mersin Büyükşehir Belediyesi evsa-hipliği ile Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), BTW ve Mersin Turizm Platformu işbirliğinde gerçekleşti. Wonasis Otel’de düzenlenen zirvede 4 kıta, 25 ülke, 52 belediyeden 180’e yakın temsilci bir araya geldi. Zirve-nin açılış konuşmasını yapan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafet-tin Aşut, sözlerine Avrupa-Türkiye Turizm Konseyi Başkanı Hüseyin Baraner, Mersin Turizm Platformu Başkanı Numan Olcar, Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Ko-camaz, Mersin Valisi Özdemir Çaka-cak ve katılımcılara teşekkür ederek başladı. Yerel yönetimler etkin olup ekonomiye entegre olduğunda bu zirvede olduğu gibi güzel çalışma-ların ortaya çıktığına dikkat çeken Aşut, şunları söyledi: “Kardeş kent olmak her ne kadar kültürel bir ya-kınlaşma gibi görünse de, aslında

turizm başta olmak üzere her alanda ekonomik ilişkileri tetikleyen bir ak-tivitedir. Kardeş Kentler Zirvesi’nin bizlerin daha çok bir araya gelme-sine, böylece halklarımızın birbirini daha çok tanımasına vesile olacağı-na inanıyorum”.

MEDITOUR’a davet

Her toplantı ile tarafların birbirinin farklı yönlerini öğrenebileceğine değinerek “Bu iki günlük süre kısa görünse de; Mersin ile ilgili sizlere yepyeni bilgiler sunacağına inanı-yorum” diyen Başkan Aşut, Zirve-nin, kentlerin temsilcilerine yeni ufuklar açacağına inandığını anlattı. Konuşmasını bir davetle sür-düren Aşut, şöyle konuştu: “Mersin Ticaret ve Sanayi Odası ola-rak Akdeniz’de kıyısı bulunan 23 ül-kenin, 400’e yakın Ticaret ve Sanayi Odasının üye olduğu Akdeniz Tica-ret ve Sanayi Odaları Birliği’nin Lo-jistik Komisyonu Başkanıyız. Önü-müzdeki süreçte amacımız ASCAME Turizm Komisyonu Başkanlığını devralmak. ASCAME’deki başarılı çalışmalarımızın sonunda ASCAME yönetimi 23 üye ülkenin oyu ile Ma-yıs 2016’da MEDITOUR 2016’yı Mer-sin’de düzenlemeye karar verdi. Bu, ASCAME gibi büyük bir kuruluşun Mersin’in turizm potansiyeline gös-terdiği güvendir. Akdeniz’in en bü-

yük Turizm Forumu olan MEDITOUR 2016, Akdeniz’in dört bir yanından; turizm derneklerini, STK’ları, firma-ları, acenteleri, tur operatörlerini ve ülkelerin turizm bakanlarını bir ara-ya getirecek. Sizleri şimdiden Mayıs 2016’da Mersin’de düzenlenecek MEDITOUR Turizm Forumuna davet ediyorum.”

Wowereit: “Bu zirve bir başlangıç olacak”

Federal Almanya Eski Berlin Eyaleti Başkanı Klaus Wowereit ise dene-yimlerini paylaştı. Kardeş şehir-lik kavramının kağıt üzerinde çok güzel olduğunu ancak bir faaliyet gerçekleştirilmezse sonuç alına-mayacağını vurgulayan Wowereit, kardeş kentlerin diyalogunun art-ması halinde anlam kazanacağını söyledi. Bu zirvenin bir başlangıç oluşturacağını ifade eden Wowe-reit, katılımcı şehirlerin fırsatı iyi değerlendirmesi, uzun vadeli, ulus-lararası anlaşmalar için zemin ha-zırlanması gerektiğini dile getirdi. urizm konusundaki deneyim-lerini de katılımcılarla pay-laşan Wowereit, belediyelere şehirleri bir sahneye çevirip cazibe-sini artırma tavsiyesinde bulundu. Belediyelerin turizmin önemli bir ekonomik faktör olduğunu çok erken fark ettiğine dikkat çeken Wowereit, sivil toplum kuruluşları-nın da belediyelere mutlaka destek olması gerektiğini vurguladı. Turizm için ‘ürkek bir ceylan’ benzetmesi yaparak, güvenlik ile sürdürülebi-lirliğin önemine değinen Wowere-it, aynı zamanda uygun fiyatların, farklı etkinliklerin de turist sayısını artıracağını anlattı. Artık şehirle-rin birbiriyle rekabet halinde oldu-ğunu belirterek Berlin’in Avrupa içinde en çok ziyaret edilen 3. şe-hir olduğunu kaydeden Wowereit, günlük 30 milyonun üzerinde ge-celeme yapıldığını, 800 civarında konaklama tesisi ile 135 bin yatak kapasiteleri bulunduğunu söyledi. Bir şehri dünya çapında marka yap-

manın kolay olmadığına da değinen Wowereit, bunun için belediye büt-çelerinin yeterli olmadığını, kent dinamiklerinin güç birliğine gitmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Kocamaz: “Mersin turizm konusunda önemli imkanlar sunuyor”

Mersin’i ve turizm potansiyelini an-latarak sözlerine başlayan Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Bur-hanettin Kocamaz ise, “Kentimiz tu-rizm konusunda çok çeşitli ve önem-li imkanları sunabilecek bir şehir.

Bu anlamda kendimizi ol-dukça şanslı görüyoruz” dedi. Önemli olanın var olan bu potansi-yelin iyi belirlenerek, doğru yatırım-larla doğru planlamalarla açığa çı-karılması ve geliştirilmesi olduğunu vurgulayan Kocamaz, şunları söyle-di: “Bugün inşallah dünyada ilkini gerçekleştirdiğimiz ‘1.Uluslararası Kardeş Şehirler Turizm Zirvesi’ siz-lerle olan birlikteliğimizi pekiştire-cek. Burada örneklerini göreceğimiz farklı belediyelerin uygulamaları, projeleri ve yöntemleri bize ışık tutacaktır. Bu anlamda zirvemizin

kentimize, ülkemize ve dünya ülke-lerine kardeşlik, huzur ve yeni birlik-telikler getirmesini temenni ederim”. Turizm hareketlerinin gelir getiri-ci faaliyetlere dönüşebilmesinin o kentte kalma süresinin artmasıyla mümkün olabileceğini vurgulayan Kocamaz, bunun da turistlere fark-lı aktivite olanakları sunulmasıy-la mümkün olabileceğini söyledi. “Gecelemeyi teşvik edecek turizm hinterlandının oluşturulması, or-tak tanıtım, iş bölümü ve geliştirme tedbirlerinin oluşturulması açısın-dan belde ve belediyeler arasında iş bölümü yapılması gerektiğini kay-deden Kocamaz sözlerini, “Bu alan-larda turizm gelirlerinin arttırılması amacıyla ortak yatırımların gerçek-leştirilmesi, yatırımların gerektiğin-de yurt içi ve dışı kaynaklardan fon-lanmasıyla mümkün olabilir” diye tamamladı.

Çakacak: “Zirvenin gücü her geçen gün artacaktır”

Mersin Valisi Özdemir Çakacak ise Zirvenin gün geçtikçe güçleneceğine ve öneminin artacağına inandığını söyledi. Çok daha fazla kardeş şehrin kardeşlik ve dostluk içinde buluş-

masının sağlanacağını dile getiren Çakacak, bu buluşmaların katılım-cılar için de büyük fırsatlar oluştura-cağına dikkat çekti. Böylesine önem atfedilen Zirvenin ilkinin Mersin’de gerçekleştirilmesinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Çakacak, Zirvede emeği geçenlere teşekkür etti. Turizmin kent ekonomisi açısın-dan önemine de değinen Çaka-cak, geliştirdiği yan sektörlerle birlikte kent için önemli bir istih-dam kaynağı olduğunu da anlattı. Açılış konuşmaları ardından başla-yan Zirve 2 oturumda gerçekleşti. ‘Kardeş Şehir İlişkilerinin Ekonomi-ye Katkıları’ konulu ilk oturumun moderatörlüğünü Avrupa Türkiye Turizm Konseyi Başkanı Hüseyin Baraner gerçekleştirdi. ‘Kardeş Şe-hirler Turizm Hareketliliğinde Yeni Ufuklar’ konulu ikinci oturumun Moderatörü ise Turizm Gazetesi Ge-nel Yayın Yönetmeni Fehmi Köfteoğ-lu oldu.

Aile fotoğrafı çekilmesiyle sona eren Zirvede yapılan görüşmeler ve alı-nan kararlar bildirge olarak bir ki-tapçıkta toplanıp tüm katılımcılara ulaştırılacak.

Dünya Seyahat ve Turizm Konse-yi Başkanı Dr. Michael Frenzel,

Zirvede dünya turizmindeki geliş-meleri anlattı. Turizmin barış ve diyalog açısından önemli bir araç olduğunu vurgulayan Frenzel, ‘en-düstri’ olarak nitelendirdiği bu sek-törün gelişiminin yalnızca ekonomi değil, dünya barışı açısından da önem taşıdığını söyledi. 

Turizmin değerinin dünyada her zaman olduğundan daha az gözü-ken bir endüstri olduğunu kayde-den Frenzel, şöyle konuştu:

“İnsanların çoğu, turizmi hafif bir endüstri olarak görüyor. Oysa ra-kamlar bunun tam tersini gösteri-yor. Bu endüstrinin büyümesine bakarsanız dünya ekonomisine 7,5 trilyonluk bir katkı sağladığını görürsünüz. Her yıl yaklaşık yüzde 8-10 arasında büyüyor. Dünyada 277 milyondan fazla kişiye istih-

dam sağlıyor. Dünyadaki her 10 kişiden en az birisinin turizmle bağlantısı var. 1950’li yıllarda 25 milyon insan sınır ötesi seyahat ederken geçen yıl bu rakam 1,3 milyara ulaştı. Şu anda 1,8 milyar seviyesinde ve gelecek yıl 2 milyara çıkması bekleniyor”.

“Vize sorunu çözümlenmeli”

Turizmin gelişmesi için önemli ko-nulardan birsinin de vize olduğuna dikkat çeken Michael Frenzel, her yıl yaklaşık 110 milyon vize veril-diğini anlattı. “Yani kağıtlar, dam-galar, prosedürler uygulanıyor” diyen Frenzel, 1950’li yıllardan bu yana vize uygulamalarında hiçbir değişim yaşanmamasından şika-yetçi oldu. Oysa turist sayısının ve vizeye duyulan ihtiyacın arttığını kaydeden Frenzel, e-vize uygula-malarının denenmeye başladığını ve bunun yaygınlaştırılması, sınır ötesi seyahatin farklı şekilde de-ğerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Sınır ötesi seyahatlerdeki artışın bir takım dezavantajları beraberinde getirdiğine de değinen Frenzel, bu ilgi artışına karşı destinasyonların kendisini koruması, aşırı kalabalık-tan kaçınması ve bu büyümenin iyi yönetilmesi gerektiğini söyledi.

“Turizmi etkileyen 3 mega trend var”

Turizmi etkileyen trendlere de deği-nen Michael Frenzel, 3 mega trend bulunduğunu anlattı. Bunlardan ilkinin küresel değişim, ikincisinin dijital değişim ve üçüncüsünün ise tecrübeye dayalı değişim oldu-ğunu belirten Frenzel, ardından bu ana başlıkları şöyle açıkladı: “Turizmde küresel bir değişim ya-şanıyor. İnsanların geldiği kaynak pazarlar değişiyor. En büyük kay-nak pazarlar Amerika ve Avrupa iken şimdi Çin, Rusya gibi yeni kay-nak pazarlar geldi. İkincisi dijital değişim. Artık turistler dijital kay-nakları kullanarak yolculuklarına yön veriyor, rezervasyonlarını yap-tırıyor, biletini kendisi alıyor. Akıllı telefonlar iyi değerlendirilmeli ve kişiye özel hizmet sunulmalı. Son değişim de deneyim ekonomisi. Sü-rekli seyahat edenler deneyim ka-zanıyor ve deneyimlere daha fazla odaklanarak seyahat ediyorlar”.

“Avrupa’ya odaklan ama Asya’yı da unutma”

Pazarlar hakkında da bilgi veren Michael Frenzel, ‘Avrupa’daki tu-ristlere odaklanmaya devam edin ama Asya’yı da unutmayın’ tavsi-

yesinde bulundu. Özelikle Çin ve Hindistan ekonomilerinin büyü-meye başladığını ve orta sınıfın da seyahatlerinin arttığını kaydeden Frenzel, “Artık çok değişik bölge-lerden turistler geliyor. Bunun için bulunduğumuz yerleri hazır tut-malıyız. Yabancı dil, kültür, yemek çeşitleri açısından kendimizi hazır-lamalıyız. Örneğin Hintliler vejetar-yen yemek sever ve onlara uygun menüler oluşturabilmeliyiz” dedi. Gelişen teknolojiyi kullanarak ki-şiye özel hizmetler verilebilmesi gerektiğine değinen Frenzel, yaşa-nan şehirlerle ilgili aplikasyonlar oluşturulması gerektiğini anlattı. “Dijital dünyamızda kendi im-kanlarınızla platformlar kurma-lısınız” diyen Frenzel, oluşacak aplikasyonlarda turizm alanları, müze giriş bilgileri, restoran bilgi-leri bulunması gerektiğini söyledi. Günümüzde müşteri profilinin de-ğiştiğini de vurgulayan Michael Frenzel, artık değişik küme türle-ri bulunduğunu ve spor turizmi, kongre turizmi gibi ihtiyaca göre ürün sunumu gerçekleştirilmesi gerektiğini anlattı. “Bunu yaparken profilinizi de korumalısınız” uyarı-sında bulunan Frenzel, diğer desti-nasyonlarla aynı hale gelinmemesi gerektiğine, turistlerin otantik de-neyimler istediklerine vurgu yaptı.

Frenzel: “Turizm, barış ve diyalog açısından önemli bir araç”

Dünya Kardeş Şehirleri Birliği Dönem Başkanı Kocamaz olduOturumların sonunda Mersin

Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz Dünya Kar-deş Şehirler Birliği Dönem Başkan-lığına seçildi. 2017 yılına kadar dö-nem başkanlığı görevini yürütecek olan Kocamaz, memnuniyetini dile getirerek önümüzdeki süreçte daha geniş katılımlı organizasyon-lara imza atarak kardeş şehirler arasındaki turizme yönelik işbir-liklerini artıracaklarını söyledi. 

Zirve sonunda  Ukrayna’nın Kher-son Şehri Vali Yardımcısı Valenti-na Sichova ile Mersin Büyükşehir Belediyesi arasında kardeş şehir protokolü de imzalandı.

İmza sonrasında Vali Yardımcısı Sichova iki şehir arasında yeni bir başlangıç olacağını dile getire-rek, “Kiminle arkadaşlık yaparsan onun gibi olursun.

Bizler sizin tecrübeniz-le teknolojinizi benimseye-rek iyi bir noktaya gelebili-riz” değerlendirmesini yaptı. Başkan Kocamaz ise iki kentin birbirine çok benzediğine dikkat çekerek, “İnşallah bugün başlayan kardeşlik ilişkisi kişilere bağlı ola-rak değil kurumlara bağlı olarak devam eder. Hem dostluklar pe-kişir hem de dünya barışına katkı sağlar” diye konuştu.

Page 5: MTSO Haber Sayı 297

CMYKMTSO GAZETE SAYFA NO 5

5 YIL: 17 | SAYI: 297 |22 KASIM - 5 ARALIK 2015 | www.mtso.org.tr

Mersin AB Bilgi Merkezi, Avrupa KOBİ Haftası etkinliği kapsa-

mında Mersin Ticaret ve Sanayi Odası KOBİ Dışa Açılım Departma-nı Projeler Müdürlüğü ile birlikte ‘AB Pazarına Giriş’ konulu bir eği-tim gerçekleştirdi.

Dış Ticaret Uzmanı Yaman Koç ta-rafından verilen eğitimde KOBİ’le-re ticari bilgi ve dış ticarette ticari istihbaratın önemi anlatıldı.

Avrupa Birliği (AB) Türkiye Dele-gasyonu, AB’nin KOBİ’lerle ilgili politikalarına dikkat çekmek ve Türkiye’de girişimciliği destekle-mek adına 16-20 Kasım tarihleri

arasındaki Avrupa KOBİ haftasında bir dizi etkinlik düzenledi.

Aralarında Mersin’in de bulunduğu 20 ilde eş zamanlı gerçekleştirilen etkinliklerle Delegasyon’un AB Bilgi Merkezleri girişimcilere yol gösterdi.

Bu kapsamda Mersin’de organize edilen eğitimde, KOBİ’lerin AB pa-zarına girmek için gerek duyduğu pazar araştırmasında kullanılan alternatif ticari bilgi kanalları uy-gulamalı olarak katılımcılara an-latıldı. KOBİ’ler AB pazarında yer almak için ticari bilgi kaynakların-dan elde edilen veri analizinin ülke

- ürün bazında yapılması ve buna yönelik pazarlama stratejilerinin belirlenmesi konusunda bilgilen-dirildi.

Eğitimde ihracatta ticari istihbara-tın önemine dikkat çeken Dış Tica-ret Uzmanı Yaman Koç, bu bilgiler ışığında günümüzde ithalat ve ih-racatta nokta atışı yapılabildiğini anlattı. Bugüne kadar Türkiye ge-nelindeki büyük holdinglerin ken-di bünyelerinde ticari istihbarat sistemleri kurmasına yardımcı ol-duğunu kaydeden Koç, Türkiye’de ilk kez bir ticaret odası bünyesinde ticari istihbarat merkezinin hayata geçirileceğine işaret etti.

Değişen Çek Yasası sonrasında tah-silatlarda yaşanan sıkıntıların art-ması üzerine geliştirilen karekodlu çek uygulaması şirketlere güvenli ticaret imkanı sunuyor. Türkiye ve dünyada bir ilk olan karekodlu çek kullanımının iş dünyasındaki kul-lanımı ise henüz istenilen seviyede değil. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) yayınladığı bir yazı ile ‘Müşterilerinizden karekod-lu çek talep edin’ çağrısı yaptı. TOBB, Türkiye Bankalar Birliği, Kredi Kayıt Bürosu ve ilgili kamu kurumla-rı koordinasyonuyla yapılan çalışma sonucu karekodlu çek uygulaması hayata geçirildi. 15 Haziran 2015’ten itibaren uygulamaya başlanan kare-kodlu çek, ticaret hayatını doğrudan ve olumlu yönde etkileyecek, yeni ve çok önemli bir finansal ürün olması-na rağmen iş dünyasının kullanımı henüz istenilen seviyelerde değil. TOBB’dan yapılan yazılı açıklamada Türkiye’deki şirketlerin yurtiçi satış

ciroları, yani toplam yurtiçi ticaret hacminin, 2014 yılında 3,7 trilyon lira civarında olduğu bildirildi. Bu yurtiçi ticaret hacminin de yaklaşık üçte ikisinin, yani 2,4 trilyon lirası-nın, vadeli işlemlerle yapıldığının tahmin edildiği belirtilen yazıda şu ifadelere yer verildi:

“Vadeli ticaret, ekonomide büyük paya sahiptir. Karşılıksız çekte hapis cezasının kaldırılmasından sonra, Kredi Kayıt Bürosu ile birlikte, çek sicillerinin özel sektöre açılmasını sağladık. Ancak, reel sektördeki şir-ketlerimiz bu sistemi beklediğimiz ölçüde kullanmadı. Çek sicil rapor-larının yüzde 95’ini finansal kurum-lar alırken, reel sektörün payı yüzde 5’te kaldı”. Sisteme MTSO aracılığıy-la üye olunabilirÇeklerin piyasada kullanımını kolaylaştıracak, keşide-ci ile ilgili piyasaya daha fazla bilgi verecek yeni uygulama, karekodlu çekle başlamış oldu. Bunun için iş

dünyasının çalıştıkları bankalardan karekodlu çek talep etmesinin bü-yük önem taşıdığı vurgulanan yazı-da yine ticaret yaparken müşteriden karekodlu çek talep edilmesinin de sistemin yaygınlaşmasını sağlamak adına önem taşıdığı dile getirildi. Karekodlu çek ile daha güvenli bir ticaret ortamı oluşacağı vurgulanan yazıda bu çekin tanıtım ve nasıl kul-lanılacağına yönelik olarak bir tanı-tım filmi çekildiği bilgisine de yer verildi.

Tanıtım filmine http://tobb.org.tr/OdaveBorsalarDB/Sayfa-lar/20151012-Sunum.php adresin-den ulaşılabilir.

Güvenli ticarette doğru adres: karekodlu çek KOBİ’lere

AB pazarına giriş eğitimi verildi

Mersin 5. İş ve Kariyer Fuarı 17-18 Kasım tarihleri arasında Mersin

Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzen-lendi. Mersin ve dışından 90’ın üze-rinde firma, kurum ve kuruluşun stant açtığı fuar; staj yapmak iste-yen, iş arayan, girişimci olmak iste-yenlerin buluşma noktası oldu.

Mersin İş Kur İl Müdürlüğü’nün Mersin Valiliği, Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve Mersin Ticaret ve Sa-nayi Odası’nın da aralarında bulun-duğu çok sayıda sivil toplum örgü-tünün desteğiyle düzenlediği fuara katılım yoğundu.

Gençlere kariyer olanakları sunan fuarın açılış konuşmasını yapan Mersin İşkur İl Müdürü Mustafa Kut-lu Mersin’deki çalışmaları hakkında bilgi verdi. 2015’te Mersin’de 3 bin kişiyi iş başı eğitim programlarından

faydalandırdıklarını açıklayan Kut-lu, KOSGEB gibi kuruluşlarla işbirliği yaparak bin 100 kişiye ise girişimci-lik eğitimi verdiklerini bildirdi. 82 bine yakın kişiye yine yıl içinde da-nışmanlık hizmeti verdiklerine işa-ret eden Kutlu, 18 bine yakın kişiyi işe yerleştirdiklerini açıkladı.

Düzenledikleri fuarla öğrencilere yeni fırsatlar oluşturup gençlerin ufkunu açmak istediklerini vurgula-yan Kutlu, işsizlikle mücadele çalış-malarını sürdürdüklerini söyledi.

“Türkiye’de işsizlik değil, nitelikli işgücü sorunu var”

Türkiye genelindeki rakamlar hak-kında bilgi veren İşkur Genel Mü-dür Yardımcısı Cafer Uzunkaya ise 2000’li yıların başında İşkur’un Türkiye genelinde yalnızca on bin-

lerle ifade edilen insanı işe yerleş-tirdiğini hatırlatarak, “Bugün ise yal-nızca Mersin’de yılsonu itibariyle 20 binin üzerinde insanın iş sahibi ol-masına aracılık etmiş olacağız” dedi. Türkiye genelinde ilk 10 ayda 750 bin kişinin işgücü piyasasına aktif katılımına katkı sunduklarını vurgu-layan Uzunkaya, şunları söyledi:

“Türkiye’de 3 milyona varan işsiz-den bahsedilirken 2 milyona yakın da iş talep eden bir Türkiye var. Mer-sin’de 18 bin kişi işe yerleştirildi an-cak iş dünyasının talebi 30 bin kişi civarında. Bu da gösteriyor ki Türki-ye’de işsizlik değil, nitelikli işgücü sorunu var”.

Mersin Büyükşehir Belediyesi Baş-kan Vekili Kerim Tufan, Türkiye’de artık ‘Ne iş olsa yaparım’ döneminin sona erdiğine dikkat çekerek, uz-

manlaşmanın önemini vurgularken Mersin Vali Vekili Süleyman Deniz, kişilerin yetenekleri doğrultusunda doğru işlerde görev alması gerektiği-ni anlattı.

Arbel’e ödül

Açılış konuşmalarının ardından ‘İs-tihdamın En’leri ödülleri verildi.

2015’te en fazla istihdam sağlayan firma olarak Dia Altyapı İnşaat Hiz-metleri firması ödül alırken, 2015 yılı İşbaşı

Eğitim Programı’ndan en fazla yafi-kirlerin peşinden gitmek yerine yeni fikirler üretmeleri gerektiğini de kaydeden İzgören, “Hayatta her za-man çok dinleyen, çok okuyan, çok yazan ve az konuşan insanlar kaza-nır” diye konuştu.

Firmalarla iş arayanlar istihdam fuarında buluştu

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başka-

nı Şerafettin Aşut, Türkiye’nin evsa-hipliğinde düzenlenen

B20 Zirvesinden küresel ekonomi-nin sorunlarının çözümüne yönelik çıkan önerilerin G20 liderleri tara-fından dikkate alınmasının iş dün-yası tarafından memnuniyetle karşı-landığını söyledi.

Zirve çalışmalarının TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi ile Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vak-fı (TEPAV) uzmanları tarafından bü-yük bir titizlikle yürütüldüğünü kay-deden Aşut, ortaya çıkan sonuçların yine TEPAV aracılığıyla rapor haline getirilerek G20’ye öneri olarak su-nulduğunu bildirdi.

B20 Türkiye’nin küresel ekonomi-nin sorunlarına yönelik 19 çözüm önerisi şöyle;

-DTÖ Ticareti Kolaylaştırma Anlaş-masının onaylanması ve yürürlüğe koyulması,

-Küresel finansal reform gündemi-nin nihai hale getirilmesi ve onay-lanması,

- Kanunlar arasındaki bütünlüğün sağlanmasının vurgulanması ve fi-nansal reform gündemindeki danış-ma sürecinin iyileştirilmesi,

-G20’nin şirketlerde hak sahipliği şeffaflığı prensiplerinin uygulanma-sı,

- Ortak bir uluslar arası yatırım prensipleri setinin oluşturulması ve yabancı doğrudan yatırımın vergi-lendirilmesine ilişkin daha fazla şef-faflık ve uyumun gözetilmesi,

- G20 büyüme hedefleriyle bağlantılı olarak ülkelere özel altyapı yatırımı stratejilerinin geliştirilmesi,

- Altyapının menkul değer olarak geliştirilebilmesini kolaylaştırmak amacıyla altyapı yatırım ekosistemi-nin iyileştirilmesi,

- Özellikle teknik, yönetsel ve giri-şimcilik becerilerini dikkate alacak biçimde, beceri açıklarını gidermeye yönelik programların geliştirilmesi ve finanse edilmesi,

- İstihdam olanaklarını arttırmak için işgücü piyasalarını daha dina-mik ve kapsayıcı yapacak kapsamlı yapısal reformların uygulanması,

- Genç istihdamının ve kadınların istihdama katılım oranlarının arttı-rılması,

- KOBİ kredi güvenilirliği ile ilgili ve-rilerin daha şeffaf ve kolay erişilebi-lir yapılarak KOBİ’lere kredi sağlama konusundaki riskleri azaltacak bir takım finansal araçların daha etkin kullanılabilmesinin sağlanması,

- Politika, düzenleme ve standartla-rın desteklenerek ve uyumlaştırıla-rak KOBİ’lerin alternatif finansmana erişiminin genişletilmesi ve derin-leştirilmesi,

- KOBİ’lerin uluslar arası standart-lara uyum sağlaması için destek verilmesi ve KOBİ’lerin uluslar arası pazarlara erişimlerinin kapasite ge-

liştirme ve teknik yardım program-larıyla iyileştirilmesi,

- 5 yıllık küresel geniş bant bağlantı-sı hedefinin G20 üyesi ülkelerin bü-yüme stratejilerine entegre edilmesi ve KOBİ’lerin dijital ekonomiye ve inovasyon ekosistemlerine erişimi-nin paydaş işbirliği aracılığıyla iyi-leştirilmesi,

- Gelişen dijital ekonomi için küresel ticaret sisteminin iyileştirilmesi,

- G20 ülkeleri için bir girişimcilik vi-zesi programı başlatılması,

- Korumacılığın askıya konusundaki taahhütlerin yeniden vurgulanması, özellikle yerelleştirme önlemlerini de içeren ticarete tarife dışı engelleri barındıran mevcut korumacı önlem-lerin geriye çekilmesi,

- Beş yıl içerisinde kamu-özel işbir-liği aracılığıyla tüm G20 ülkelerinde gümrük prosedürleri ve sınırlar arası geçiş sistemleri için kapsamlı bir di-jital ortamın geliştirilmesi ve adapte edilmesi,

- Kamu alımları dijitalleştirilmesi, High Level Reporting Mechanisms (iş omdusmanlarının) geliştirilmesi ve kamu alımları prosedürleri için iş uyumluluk programlarının teşvik edilmesi.

‘Asistanım Olur musun?’ Projesi için imzalar atıldıMersin Ticaret ve Sanayi Odası

(MTSO) Eğitim ve Kalkınma Vakfı, TOBB Mersin İl Kadın Giri-şimciler Kurulu, İş-Kur İl Müdürlü-ğü ve Toros Üniversitesi Mersin'de yönetici asistanı yetiştirmek üzere bir araya geldi. 'Asistanım Olur mu-sun?' projesi ile kentte 27 yaşını aş-mamış 30 üniversite mezunu genç kıza eğitim verilerek iş hayatına kazandırılması hedefleniyor.

İmzalanan protokolün ardından projenin ilk adımı atıldı. Protokol töreninde proje hakkında bilgi ve-ren MTSO Eğitim ve Kalkınma Vakfı Başkanı İbrahim Kiper, 27 yaş ve altı, tercihen yabancı dil bilen üni-versite mezunu 30 gence eğitim verileceğini bildirdi. 52 saatlik teori ve 3 aylık staj süresi olan projenin dört aşamada yürütüleceğini kay-deden Kiper, ilk aşamada teorik, ikinci aşamada ise işyerlerinde düzenlenecek staj imkanıyla pratik eğitim verileceğini anlattı. Üçün-cü aşamada asistan ile işvereni bir araya getirip oryantasyon eğitimi vereceklerini, yalnızca personeli değil işvereni de bilgilendirmek istediklerini vurgulayan Kiper, son aşamada ise Türkiye'de tanınan yönetici asistanlarının katılımıyla tecrübe paylaşımları ve konferans düzenleyeceklerini, bu aşamanın ise tüm işyerlerine açık olacağını ifade etti.Mersin İş-Kur İl Müdürü Mustafa Kutlu ise nitelikli insan gü-cünü istihdam etmeye yönelik her projenin içinde yer aldıklarına işa-ret etti. Proje kapsamında kursiyer-lerin günlük harçlıklarını ve sağlık sigortalarını karşılayacaklarını dile getiren Kutlu, "Bizi heyecanlandı-ran bir proje" değerlendirmesini yaptı.

İş-Kur olarak istihdamı artırmaya yönelik iş başı eğitim, meslek kurs-ları, girişimcilik eğitimleri gibi fark-lı doneleri bulunduğunu hatırlatan

Kutlu, "Bu kapsamda Asistanım Olur musun? Projesi eğitim kursu-na da destek vereceğiz" dedi.

Harp: "Proje Üzerinde titizlikle çalıştık"

Bu projeyi dünden bugüne hazırla-madıklarını yaklaşık 1,5 yıldır üze-rinde çalıştıklarını bildiren TOBB Mersin İl Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Ayla Harp, "Uzun soluklu ve her türlü ayrıntısı düşünülmüş bir çalışma" dedi. Yola çıktıklarında bir araştırma yaptıklarını ve Mer-sin'de büyük şirketlerde dahi yöne-tici asistanı eksikliği bulunduğunu gördüklerini dile getiren Harp, "Kentimizde maalesef sekreter ile yönetici asistanı kavramları karış-tırılıyor. Sekreter telefon trafiğini yöneten kişi. Oysa yönetici asistanı yöneticinin tüm yükünü üzerine alan ve yöneticinin farklı konulara yoğunlaşabilmesine destek veren kişidir. Biz bu vasıfta personel ye-tiştireceğiz" dedi.

Toros Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yüksel Özdemir ise, orta öğ-retimden yüksek öğretime kadar tüm aşamalarda mesleki eğitimin başarılı şekilde verilmesi halinde STK'ların, üniversite ve devlet ku-rumlarının bir araya gelerek bu tarz eğitimler vermesine gerek kalma-yacağına dikkat çekti. Bu nedenle iş dünyası ile eğitim kurumlarının daha sık bir araya gelerek birbirle-rine destek olması gerektiğini kay-deden Özdemir, kursiyerlere de al-dıkları eğitimin öneminin farkında olup sahip çıkmaları tavsiyesinde bulundu.

Proje fikir sahibi TOBB Mersin İl Kadın Girişimciler Kurulu Üyesi Canan Sunay, ise konuşmasında işyerlerindeki sekreter ve asistan algısının değiştirilmesinin önemi-ne değindi.

İş dünyası B20 Zirvesi sonuçlarından memnun

Page 6: MTSO Haber Sayı 297

CMYKMTSO GAZETE SAYFA NO 6

6 YIL: 17 | SAYI: 297 |22 KASIM - 5 ARALIK 2015 | www.mtso.org.tr

İhracat potansiyeli açısından ba-kıldığında Meksika, Mersin için

önemli alternatif pazarlardan biri olarak görülebilir. Kendisine ekono-mik yol haritası olarak tarım, turizm ve lojistik sektörlerini belirleyen Mersin’in özellikle tarım gıda ve tu-rizm sektörleri için Meksika pazarını da göz önünde bulundurması fayda-lı olacaktır. Meksika ile tarıma daya-lı sanayi, tarım makineleri, gübre, ambalaj malzemeleri ve ekipmanla-rı başta olmak üzere, yenilenebilir enerji (Özelikle güneş enerjisi), ha-vacılık ve uzay sanayi, inşaat mal-zemeleri, müteahhitlik hizmetleri alanlarında iş birliği yapılabilir.

Gemi ve deniz araçlarının inşası, mevcut gemilerin havuzlanması, bakım ve onarımlarının yapılması, çelik konstrüksiyon işleri ve gemi di-zel motorlarının imalatında da Mek-sika, önemli pazarlar arasında. Hem konut hem de işyerleri için güvenlik ekipmanları ve yazılımı üreten fir-malar açısından da fırsatlar taşıyan Meksika’da bu kapsamda petrol ve doğal gaz boru hattı, üretim ve işle-me tesisi, makine ve ekipmanlar ile elektrik üretimi ve iletimi alanlarda ticaret geliştirilebilir. Ayrıca petrol ve doğal gaz altyapısı ve enerji, Mek-sika Hükümeti’nin 2014-2018 dö-neminde de öncelik vereceği sektör arasında.

Genç nüfus gıda sektörünün iştahını kabartıyor

Meksika, halihazırda dünyanın 15. büyük ekonomisi. 2020’de satın alma gücü paritesi ile GSYİH ba-kımından dünyanın en büyük 10. ekonomisi olacağı, 2050’de ise ilk 5 ekonomi içinde yer alacağı tah-min edilen Meksika, 117 milyonluk ve yüzde 70’i 40 yaşın altında olan genç nüfusu ile gıda ürünleri açı-sından büyük bir potansiyele sahip. Meksika tek başlarına gıda sektörü için özelikli bir pazar gibi gözükme-yebilir. Ancak bu ülkede çok sayıda Orta Doğu kökenli vatandaş yaşıyor. Bu da benzer tüketici tercihlerine sa-hip olmalarını, etnik ve geleneksel Türk ürünleri açısından potansiyel alıcı konumuna ulaşmalarını bera-berinde getiriyor. Öte yandan Meksi-ka’da yaşayan Avrupa kökenli tüke-ticilerin de Türk ürünleri için önemi yadsınamaz.

Turizme gelince ülke; otel ve res-toran işletmeciliği alanlarında da oldukça gelişmiş durumda. Her yıl 20 milyondan fazla kişi Meksika’yı ziyaret ediyor. Mexico City’de 35 bin, ülke genelinde ise 250 bin adet restoran bulunmakta olup, bunların yüzde 96’sı küçük işletmelerden oluşuyor. Sektörde yeni teknolojile-re ihtiyaç ise oldukça fazla.

Meksika ile ticaretteki sorunlar gümrük ve vergi

İki ülke arasındaki ticari ilişkiler in-celendiğinde önemli sorunların ba-şında gümrük ve yüksek vergilerin geldiği söylenebilir.

Meksika’nın AB ile imzaladığı ve Temmuz 2000’den bu yana yürür-lükte olan Serbest Ticaret Anlaşması (STA) bulunmasına rağmen Türkiye ile Meksika arasında halen STA bu-

lunmamaktadır. Bu nedenle Meksi-ka’ya yapılan ihracatta vergi yükü Avrupalı ülkelere oranla yüksek seyrediyor. Özellikle tekstil, maki-ne ve oto yedek parça sektörlerinde bu durum ticaret sapmalarına yol açıyor. Geçmişte Türkiye ile çalışan bazı Meksikalı firmalar dahi yük-sek vergi yükünden kurtulmak için tedarik kaynaklarını AB ülkelerine kaydırmaya başladı. Kuzey Amerika Ülkeleri Serbest Ticaret Anlaşma-sı’na (NAFTA) üye diğer ülkeler olan ABD ve Kanada ürünlerinin pazara tercihli gümrük tarifeleri ile girmesi de Türk ürünlerinin söz konusu pa-zarda rekabet avantajı kazanmasını engelliyor.

Meksika ile Türkiye’nin ürün yelpa-zesinin benzerlik göstermesi de bu ülkeye ihracatta ürün çeşitliliğinin artırılmasını kısıtlayan etkenler ara-sında. İki ülke arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin artırılarak yeni işbirliği imkanlarının yaratılması ve ticarete konu olan malların çeşit-lendirilmesi için fuarlara katılım ve ticari heyetler yoluyla Türk ürünleri-nin bu pazarda yoğun şekilde tanıtıl-ması önem taşıyor.

Meksikalıların Türkiye’ye yoğun ilgi göstermesine rağmen bu ülkede ha-len Türk malı imajı istenilen ölçüde oluşturulmuş değil. Bunda coğrafi uzaklık ve doğrudan uçak seferleri-nin yapılamamasının da etkisi bü-yük. Ayrıca uyuşturucu kaçakçılığı ile mücadele kapsamında Meksi-ka’da gümrük prosedürlerinin uzun sürmesi de pazara girişteki diğer bir engel olarak gösterilebilir.

Latin Amerika’nın en güçlü ekonomilerinden

Meksika, 1,3 trilyon doların üzerin-deki gayri safi milli hasılası ile dün-yanın 15. büyük Latin Amerika’nın da en büyük ekonomilerinden biri.

1980’lerde geçirdiği ekonomik dö-nüşümün ve 1994’te yürürlüğe giren NAFTA’nın etkisiyle ABD ve Kanada ile ticaretini üç kat artıran Meksika, liberal ekonomiye sahip. Ancak özel ve kamuya ait tekelleşmiş şirketle-rin ülke ekonomisindeki ağırlığının halen hissedilmesi, rekabeti ve üret-kenliği kısıtlayan, fiyatları artıran ve hizmet kalitesini düşüren önemli bir yapısal faktör. Son yıllarda ülke ekonomisindeki ağırlığı azalmakla birlikte petrol gelirleri, hala ihra-cat gelirlerinin yüzde 10’unu ve tüm kamu gelirlerinin yüzde 40’ını oluşturuyor. Devlete ait olan petrol şirketi Pemex, dünyanın 5. büyük petrol şirketi olup, ülke gelirlerinin üçte biri bu şirketin kazançlarından sağlanıyor.

Krizden en çok inşaat, otomotiv ve makine sanayi etkilendi

Küresel ekonomik krizin etkilerinin en fazla görüldüğü 2009 yılında yüzde 6,5 oranında gerçekleşen sa-nayi üretimindeki düşüşten en fazla etkilenen sektörler; inşaat, otomotiv ve makine sanayi oldu. Hizmetler sektöründe ise özellikle restoran iş-letmeciliği, perakendecilik ve turizm alanlarında H1N1 virüsü ve küresel ekonomik kriz dolayısıyla gelirler düştü. Bankacılık sektörünün eko-

nomideki payının az olması, ekono-mik krizden etkilenme düzeyi açı-sından olumlu bir gelişme olsa da, firmaların kredi olanaklarını kısıtla-yan önemli bir faktör. Özel bankalar toplam kredilerin yalnızca yüzde 20’sini sağlıyor.

Ülkede ekonomik faaliyetler genel olarak başkentte yoğunlaşıyor

Ekonomik faaliyetler, genel olarak başkentte yoğunlaşmaktadır. GS-YİH’nin yüzde 20’sinin üretildiği başkent Mexico City’nin bağlı oldu-ğu eyalet, ağır sanayinin de merkezi. Kuzey sınırındaki altı eyalet (Baja California, Sonora, Chihuahua, Coa-huila, Nuevo León ve Tamaulipas), Meksika’nın imalat sanayi ve özel-likle ABD’ye ihraç edilen üretim mallarının üretildiği ve satıldığı fab-rikaların yoğunlaştığı bölge.

Jalisco, Puebla ve Guanajato ise re-fah seviyesi yüksek olan ve imalat sanayinin geliştiği eyaletlerken, Veracruz, tarım ve petrol sanayi ile öne çıkıyor. Meksika Körfezi’ndeki eyaletlerden özellikle Quintana Roo turizm açısından gelişmiş. Ülkenin yaklaşık yarısı yoksul olarak de-ğerlendirilmekle birlikte, tarımsal üretimin yoğun olduğu güneydeki eyaletlerde bu oran yüzde 75’e ulaşı-yor. Chiapas, Oaxaca, Guerrero’nun bazı alanları ve Pasifik kıyılarında da yoksulluk oranı oldukça yüksek.

Göç, üretim bölgeleriyle önleniyor

Ekonomik sıkıntılar arasında göç de önemli bir faktör. Meksika’dan ABD’ye göç sorunu, ABD’nin önerisi ile yabancı yatırımların yer aldığı, gümrüksüz ve kotasız ara ve ser-maye malı imalatına imkan veren “maquiladora” üretim bölgeleri ku-rularak önlenmiş. Bu sistemden her iki ülke de yarar sağlıyor. ABD’nin avantajı; ülkesine olan insan göçünü durdurmak ve fason imalatla düşük maliyetli üretim malları üreterek üçüncü dünya ülkelerinde pazar gücünü artırmak yönünde oluyor. Meksika ise, yabancı sermaye giri-şini hızlandırarak istihdam imkanı sağlıyor. Ekonomik sorunlarının bir kısmına çare bulmuş ve bu üretim bölgelerinde çalışarak yetişen nite-likli insan gücüne kavuşmuş oluyor.

Meksika, ticaretini STA’larla yürütüyor

Ticaretinin yüzde 90’ından fazla-sını STA’larla yürüten Meksika’nın yürürlükte bulunan, 45 ülkeyi kap-sayan 12 Serbest Ticaret Anlaşması bulunuyor. Meksika ekonomisinde geleceğe yönelik beklentiler incelen-diğinde ise şunlar söylenebilir.

Dış talepteki azalmanın ve kamu harcamalarının (dolayısıyla inşaat faaliyetlerinin) azalması nedeniyle 2013’te yalnızca yüzde 1,2 büyüdü-ğü tahmin edilen Meksika ekonomi-sinin, 2014’te yüzde 3,4, 2015-2018 yılları arasında ise ortalama yüzde 3,8 büyüyeceği tahmin ediliyor. Meksika ekonomisini güçlendir-meye yönelik telekomünikasyon, enerji ve maliye alanlarında ger-çekleştirilen reformlar ve yabancı

yatırımlardaki artışın bu büyümede etkili olacağı düşünülüyor. Altyapı yetersizliği ve iç talepteki zayıflık ise büyümeyi negatif etkiliyor. Ancak Çin’den daha düşük taşıma ve üre-tim maliyetleri sebebiyle birçok fir-manın Meksika’da üretim yapmayı tercih eder hale gelmesi ülkenin orta vadede göstergelerin olumlu olacağı sinyalini veriyor.

Meksika’daki tüketici tercihleri

117 milyonluk nüfusun artan tüke-tim harcamaları, giderek genişleyen orta sınıf, NAFTA kapsamında geniş bir hinterlanda sahip olması, Mek-sika pazarını cazip kılmakla birlikte önemli bir rekabeti de beraberinde getiriyor. Tüketim harcamalarının küresel kriz nedeniyle 2008’den itibaren azalması, Meksikalı tüketi-cilerin markalı ürünlere göre daha ekonomik olan fason ürünlere ve Çin malı tekstil, kozmetik, oyuncak, küçük ev aletleri, elektronik eşyala-ra yönelmelerine sebep oldu.

Çalışan kadın nüfusunun artması (çalışan nüfusun yüzde 35’ini kadın-lar oluşturuyor) özellikle kentlerde paketlenmiş dondurulmuş gıdala-rın, tüketime hazır ve uzun ömürlü gıdaların, işlenmiş gıda ürünlerinin tüketimini ve paket servislerin kul-lanımını artırıyor. Kadınların daha ileri yaşlarda ve daha az sayıda ço-cuk yapma eğilimleri ise gelir artı-şıyla birlikte dayanıklı ev eşyaları, teknolojik ürünler, kozmetik, kişisel bakım ürünleri, hazır giyim, sağlık, eğitim ve tatil paketleri gibi kalem-lerde tüketimlerini artırıyor. Ayrıca her geçen gün daha fazla sayıda kişi, çevreye duyarlı ve sosyal sorumlu-luk sahibi firmaları tercih ediyor.

Meksika’da 15 yaş ve üstü nüfusta görülen obezite oranı oldukça yük-sek. Obezite görülme oranında dün-yada ABD’den sonra ikinci sırada yer alan Meksika gazlı içecek tüketimi açısından dünyada 5. ve kalori/şe-ker/yağ içeriği yüksek olan hazır gı-daların da büyük bir tüketicisi.

Buna paralel ülkede obeziteye bağlı kalp krizi ve mide rahatsızlıkları da giderek artıyor. Yüksek gelir grupları bu risklere karşı daha sağlıklı ve bi-linçli beslenme eğiliminde olsa da, obezite her gelir grubundan insanı etkiliyor. Artan sağlıklı yaşam kay-gıları beyaz et, az yağlı ve az kalorili gıda ürünlerinin tüketimini olumlu yönde etkiyor. Yüksek gelir grupları arasında somon füme, özel çaylar, reçel ve bisküvi tüketimi yükseliyor. Hükümet, taze besinlerin tüketimini ve düzenli fiziksel aktiviteyi yaygın-laştırma yönünde adımlar atıyor.

İçecek üreticileri için önemli pazarlar arasında

Meksika, içecek üreticileri için önemli bir pazar olup, kişi başı al-kolsüz içecek tüketiminde ABD’nin ardından 2. büyük pazar. Meksika, ayrıca bira tüketimi açısından dün-yanın en büyük 10. Pazarı konu-munda (Latin Amerika’da ise Bre-zilya’nın ardından 2. büyük pazar). Şarap ise Meksika’da öncelikle ter-cih edilen bir içki olmasa da son za-manlarda şarap tüketiminin arttığı da söylenebilir. Meksika’da alkollü, gazlı ve sıcak içecekler piyasalarında yerli üreticiler baskın durumda.

Dış Ticaret

En büyük ihracat pazarı olan ABD’de başlayıp tüm dünyaya yayılan küre-sel kriz nedeniyle dış ticareti olduk-ça etkilenen Meksika’nın ihracatın-da 2009’da yüzde 21, ithalatında ise yüzde 24 düşüş yaşandı. 2010’dan itibaren ise ülke ekonomisindeki toparlanma dış ticaret verilerine de yansıdı. 2012’de ihracatını ve itha-latını yüzde 6 artıran Meksika yıllar sonra ilk kez dış ticaret açığını ka-patarak fazla verdi. 2013’te ise ülke ihracatı yüzde 2,5, ithalatı ise yüzde 2,8 arttı. 2014 itibarıyla Meksika dünyanın 15. büyük ihracatçısı ve ithalatçısıdır.

İhracat

Meksika’nın başlıca ihraç ürünleri

ham petrol (%9,1), binek otomo-billeri (%8,2), kara taşıtları aksamı (%5,7), eşya taşımaya mahsus mo-torlu taşıtlar (%5,4), otomatik bilgi işlem makineleri (%5,2), TV alıcıları ve monitörler (%4,2), telefon cihaz-ları, ses, görüntü veya diğer bilgileri almaya veya vermeye mahsus diğer cihazlardır (%4). Ülkenin 2014 yılı ihracatının yüzde 89’u petrol dışı sektörlerden, yüzde 6,4’ü ise tarım ve gıda ürünlerinden oluşur.

Dış ticaretinde ABD’ye olan bağım-lılığını azaltmak, ürün ve pazar çeşitliliğini sağlamak için üçüncü ülkelerle STA’lar imzalamış olması-na rağmen Meksika’nın 2014 ihraca-tında yüzde 80 payla ilk sırada ABD yer alır. Kanada (%2,7) ve Çin (%1,5) onu takip eder. Türkiye ise yüzde 0,1 payla Meksika’nın 2014 yılı ihraca-tında 37. sırada yer alır.

İthalat

  Meksika’nın 2014 yılı ithalatının yüzde 92’si petrol dışı sektörlerden, yüzde 6,7’si ise tarım ve gıda ürün-lerinden oluşuyor. Ülke ithalatının yaklaşık yüzde 75’i ara malı, yüzde 15’i tüketim malı ve yüzde 10’u ise sermaye mallarından oluşuyor. İş-lenmiş petrol ürünleri (%6,1); kara taşıtları aksamı (%5,8); elektronik entegre devreler (%3,5) ile telefon cihazları, ses, görüntü veya diğer bil-gileri almaya veya vermeye mahsus diğer cihazlar (%3,4) ülke ithalatın-da öne çıkan başlıca ürünler arasın-da sayılabilir.

Genel olarak Meksika’nın ithalatı; makine, otomobil, elektrik-elekt-ronik ürünleri, plastik eşya, ilaç, optik cihazlar, otomotiv yan sanayi, demir-çelikten eşya, organik kimya-sallar, plastik ambalaj malzemeleri ve eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlar ağırlıklı bir yapı sergiler.

Meksika 2013 yılı ithalatının yüzde 49’unu ABD’den gerçekleştirdi. Çin (%16,6) ve Japonya (%4,4) ise ikinci ve üçüncü sıralarda yer alıyor. Tür-kiye, bu sıralamada 2014 yılında yüzde 0,2 pay ile 37. sırada yer al-maktadır.

Türkiye – Meksika ilişkileri

Meksika, Türk Ekonomi Bakanlığı tarafından 2014-2015 döneminde öncelikli ülkelerinden birisi olarak belirlendi. Türkiye ile Meksika ara-sındaki ticaret, coğrafi uzaklık, nak-liye masraflarının yüksekliği, kolay bozulabilir ürünlerin taşınmasında-ki zorluklar, iki ülkenin de benzer üretim ve ihracat portföyüne sahip

olması ve Türkiye’nin AB pazarına, Meksika’nın ise ABD pazarına odak-lanması nedeniyle istenilen seviye-de değildir.

Meksika ile Türkiye’nin ikili ticareti-ne ilişkin veriler incelendiğinde; bu ülkeye ihracatımızın yıllar itibarıyla dalgalı bir seyir izlediği ve 2009’da küresel ekonomik krizin olumsuz etkilerinin ikili ticaret verilerine de yansıdığı görülür. Bu dönemde Tür-kiye’nin Meksika’ya ihracatı yüzde 39 azalır. 2013’ten itibaren topar-lanma başladı. 2013’te Meksika’ya Türkiye’nin ihracatı yüzde 16, ithala-tı ise yüzde 15 artar. Böylece iki ülke arasındaki ticaret hacmi 1,2 milyar Dolar seviyelerine ulaşır. 2014’te ise Türkiye’nin Meksika’ya ihracatı yüz-de 31 artış gösterir. İthalat ise yüzde 6 azalınca Türkiye aleyhindeki dış ticaret açığı yüzde 17 azalır.

Meksika’ya 2014 yılı ihracatımızda yüzde 10,7 pay ile kara taşıtları ak-samı yüzde 33,8 artışla ilk sırada yer alıyor. Eşya taşımaya mahsus motor-lu taşıtlar 2014’te bu ülkeye ihracatı-

mızda yüzde 435,9 artış ve yüzde 9,5 pay ile ikinci sıraya yükseliyor. Mek-sika’ya ihracatımızın yüzde 7,4’ünü oluşturan ve üçüncü sırada yer alan mücevherat ihracatında ise aynı yıl yüzde 45,4 artış yaşanıyor. Fındık ise toplam ihracattan yüzde 4,1 pay alarak dördüncü sırada yer alıyor. Dizel minibüsler, çinko cevherleri, demir-çelik borular, motor aksamı, takım tezgahları, karoseri, kauçuk lastik, tütün ve pamuklu mensucat ise Meksika’ya ihracatımızda önem arz eden diğer başlıca ürünler ara-sında sayılabilir.

Ticareti etkileyen kültürel faktörler

Meksikalılar ile yapılacak iş görüş-melerinde kartvizit bulundurulma-lı, başkentin yoğun trafiği hesaba katılarak görüşmeye zamanında gi-dilmeli. Randevu saati son gün dahi teyit ettirilmelidir. İş görüşmeleri ge-nellikle öğlen yemeği ya da kahvaltı ile birleştirilir. İş hayatında ve üst düzey pozisyonlarda erkeklerin ha-kimiyeti bulunmakla birlikte; enerji, tarım ve otomotiv gibi sektörlerde bu hakimiyet daha fazladır.

Meksikalılar iş görüşmelerinde ana dilleri olan İspanyolca konuşmayı tercih ettiklerinden, yanlış anlaşıl-maların önüne geçilmesi açısından görüşmeye bir tercüman ya da İs-panyolca konuşabilen bir personel ile katılım sağlanması tavsiye edi-lir. Meksikalı işadamları için güven ve kişisel ilişkiler oldukça önemli. Hiyerarşik bir toplum olmasından dolayı kararlar ve sorumluluklar üst düzey yöneticilerin yetkisinde. Sos-yal statü, aile bağları ve nezaket gibi kavramların yanı sıra dış görünüşe de önem verilir.

Meksikalılar olumsuz görüşlerini doğrudan ifade etmeyi tercih etme-yip, “Size daha sonra dönüş yapa-cağım” şeklinde dolaylı yanıtlar ve-rebilir. Unvanlar oldukça önemlidir, unvan bilinmiyorsa hitapta Señor (Bay) or Señorita (Bayan) kelimeleri kullanılabilir. Meksikalılar iki soyadı (baba ve anne soyadı) kullanırlar.

Resmi tatiller ve çalışma saatleri

Meksika’da özel şirketler genellikle Pazartesi-Cuma günleri arasında 09.00–18.00 saatleri arasında ça-lışır. 14.00–16.00 arasında yemek molası verilir. Bankalar da aynı gün-lerde 09.00–17.30 arası açık olup, büyük bankaların çoğu Cumartesi günleri 09.00–14.30 arası da hiz-met verir. ATM’ler tüm ülkede yay-gındır. Kamu kurumları haftanın beş

günü 08.00–18.00 saatleri arasında açıktır. Perakende mağazaları ise genellikle 11.00–19.00 saatlerinde açık olup, büyük süpermarketler ve alışveriş merkezleri saat 21.00’e kadar hizmet verir. Restoranların çoğu 20.00–02.00 arası hizmet ve-rir. Noel kutlamalarına büyük önem verilmekte olup, 15 Aralık–6 Ocak tarihleri arasında çeşitli kutlamalar yapılır.

Telefon Kodları

Meksika’nın uluslararası telefon kodu 52’dir. Türkiye’den Meksika’ya yapılacak aramalarda 00 + 52 + alan kodu + telefon numarası tuşlanma-lıdır.

Yerel Saat

Meksika ile Türkiye arasındaki saat farkı -8 saat olup, örneğin Türkiye’de saat akşam 18.00 iken Meksika’da sabah 10.00’dur.

Kaynak: Ekonomi Bakanlığı

Mersin için güçlü bir alternatif pazar: MEKSİKA

Page 7: MTSO Haber Sayı 297

CMYKMTSO GAZETE SAYFA NO 7

7 YIL: 17 | SAYI: 297 |22 KASIM - 5 ARALIK 2015 | www.mtso.org.tr

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başka-

nı Şerafettin Aşut ve Yönetim Kurulu Üyeleri, Meslek Komitesi başkanla-rıyla Lychee Restoran’da düzenle-nen kahvaltıda bir araya geldi. Top-lantıda ağırlıklı olarak iş dünyasının yeni kurulacak hükümetten ilk 100 günde atmasını beklediği adımlar görüşüldü. Komite Başkanları ise yeni asgari ücret ile Çek Yasası’na yönelik kaygılarını dile getirerek kendi sektörlerinin özel sorunlarını anlattı.

Mayıs ayında düzenlenen Meslek Komiteleri Çalıştayının ardından

üçer aylık periyotlarla düzenlenen toplantıların üçüncüsü 17 Kasım 2015’te düzenlendi. Toplantının açılış konuşmasını yapan Başkan Aşut, Türkiye’nin evsahipliğinde dü-zenlenen B20 ve G20 toplantılarının sonuçları hakkında Komite Başkan-larını bilgilendirdi. B20 görüşme-lerinden çıkan sonuçların Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vak-fı (TEPAV) aracılığıyla rapor haline getirildiğini ve G20›ye öneri olarak sunulduğunu anlatan Aşut, bu ra-porun ticaretin düzenlenmesinden inovasyon ve ar-ge’ye, teşviklerden KOBİ’lerin finansmana ve pazarlara erişimine kadar birçok konuyu içer-diğini kaydetti. Ardından MTSO’nun gerçekleştirdiği bazı projeler hakkın-da bilgi verdi. İlk olarak Ticari Bilgi ve İstihbarat Merkezi’ne değinen Aşut, ticaretin ana kaynağının istih-barat olduğunu vurguladı. Üyelerin artık MTSO aracılığıyla rakiplerinin hangi ürünü ne kadara hangi fir-maya sattığını, ihracat yapacakları ülkelerde hangi konularda tarife dışı engel var, o ülkenin gümrük, hukuk mevzuatı nedir gibi bilgilere ulaşa-bileceğini dile getiren Aşut, “Bunun için ev ödevinizi iyi çalışın. Ne iste-diğinizi iyi tespit edin ve istediğiniz bilgiyi bu birimde çalışan arkadaşla-rımızdan edinin” dedi.

Mesleki yeterlilik kavramına da de-ğinen Şerafettin Aşut, bu kavramın dünyada oturduğunu, Türkiye’de de oturması yönünde MTSO olarak bü-yük çaba sarf ettiklerini dile getire-rek sözü Komite Başkanlarına verdi.

Asgari ücretteki belirsizlik ortak sorun olarak ifade edildi

Komite başkanlarının ortak sorun olarak üzerinde durduğu ilk konu asgari ücretteki artışlar oldu. Her-kesin emekçiden yana olduğunu ve gerekirse ücretlerin daha da artırı-labileceğini kaydeden başkanlar, sorunun telaffuz edilen rakamdan öte yükselecek vergi dilimleriyle

yaşanabileceğine dikkat çekti. 3 ve 4’üncü aydan itibaren vergi dilimi-nin yükselmesiyle birlikte sıkıntıla-rın daha da artabileceğini kaydeden başkanlar asgari ücrette yapılması planlanan artışın ne şekilde olacağı ve finansmanı konusundaki belirsiz-lik hususunda yaşadıkları tedirgin-likleri dile getirdi. Özellikle, gümrük ya da özel güvenlik gibi hizmet sek-töründe faaliyet gösteren firmaların bu alandaki sıkıntılarının artabile-ceği görüşünü paylaşan başkanlar, “Artan maliyetler karşısında gerek rekabet ve gerekse hizmet kalitesi-nin korunması noktasında sıkıntılar artacaktır” değerlendirmesini yaptı. Asgari ücretin popülist bir yaklaşım olduğunu vurgulayan komite baş-kanları, asgari ücretin 1300 TL’ye çıkmasının işsizliği körükleyeceğini söyledi.

Karşılıksız çek ve tahsilatlardaki sıkıntılar vurgulandı

Komite Başkanlarının ağırlıklı ola-rak değindiği bir başka konu ise kar-şılıksız çek ve tahsilatlarda yaşanan sıkıntılar oldu. Bu konuda yasal ön-lemlerin artırılması gerektiğini belir-ten başkanlar, “En büyük sıkıntımız açık hesap ve veresiye. Karşılıksız çekler çok fazla ama yapılacak bir

şey yok” dedi. Yaş meyve ve sebze sektörü örnek verilerek her yıl yal-nızca bu sektörde 50 milyon TL’ye yakın paranın kaybedildiğini vurgu-layan başkanlar, Çek Yasası’na yeni bir düzenleme ya da ödemelerde çek kullanımının kaldırılması yönünde çalışma başlatılması talebinde bu-lundu.

Başkanlar toplantıda sektör sorun-larına da değindi. Beton sektöründe faaliyet gösterdiğini anlatan Hasan Engin, (14 No’lu İnşaat ve Emlak Meslek Komitesi) Mersin’de beton üreticileri olarak karşılarında iki bü-yük hazır beton firması bulunduğu-nu ve bu firmalarla rekabette sıkıntı yaşadıklarını söyledi. Erkut Özyıldı-rım ise (9 No’lu Bilgisayar Elektrik, Elektronik, Telekomünikasyon ve Büro Cihazları Meslek Komitesi) Ko-mite olarak elektrik ve elektronik sektörüne yönelik ticaret merkezi oluşturmayı planladıklarına değin-di. Bununla ilgili çalışmaları bulun-duğunu, yerel yönetimlerle bir ön hazırlık süreci yaşadıklarını anlatan Özyıldırım, “Bu konuda Oda’mızdan da destek bekliyoruz” dedi. Konuş-masında Mersin Teknopark’a da değinen Özyıldırım, sözlerini, “Mer-sin Teknopark kentimiz için büyük önem taşıyor ancak ar-ge’nin geliş-mesi için burada da düzenleme ya-pılmalı” diye tamamladı.

“Sigorta sektörü en stresli dönemini yaşıyor”

Sektör olarak en stresli dönemleri-ni yaşadıklarına işaret eden Kerim Kara (30 No’lu Sigortacılık Hizmet-leri Meslek Komitesi) ise 7’nci ayda Hazine’nin bir sigorta şirketinin faaliyetini durdurması sonrasın-da fiyatlarda yaşanan astronomik yükselişin sektöre etkilerini anlattı. Komisyonların ise bu dönemde ol-dukça düştüğüne dikkat çeken Kara, “Para kazanamadığımız gibi fiyatlar yükselince müşterilerimizle de sı-kıntı yaşıyoruz. Bu konuya dikkat

çekilmesini istiyoruz” dedi.

Gümrükte yaşanan sıkıntıları dile getiren Hasan Büyük (20 No’lu Uluslararası Yük ve Eşya Taşımacılı-ğı Meslek Komitesi) ise Trieste Lima-nı’ndan gelen yükleri İstanbul’a in-dirmek durumunda kalmalarından şikâyetçi oldu.

Suriyelilerin iş talebindeki artışa dikkat çeken Hürşah Çelik (23 No’lu Madencilik ve Mineral Ürünler Mes-lek Komitesi), bu durumun reka-bette sıkıntıya yol açtığını söyledi. Çelik, “Bir diğer konu ise bizim gibi küçük sanayi firmalarının bir arada bulunduğu yeni sanayi siteleri oluş-turulmalı” dedi.

“Teşvik verilmesinde kriter olmalı”

Teşvikler konusuna değinen Bilge Gürbüz (32 No’lu Metal Sanayi Mes-lek Komitesi) ise şunları söyledi: “Aynı makineyle ilgili yan yana iki firmaya aynı desteğin verilmesi ilk desteğin yerini bulmasını engelliyor. Rekabeti köreltiyor. Buna da çözüm üretilmeli. Suat Koçak (26 No’lu Sağlık Hizmetleri Medikal ve Koz-metik Meslek Komitesi) en büyük sorunu tahsilatlarda yaşadıklarını

anlatarak, 40 aylık vadelerle kar-şılaştıklarını vurguladı ve “Sosyal Güvenlik Kurumu’nun farklı uygula-maları nedeniyle de zor günler yaşı-yoruz” dedi.

Mersin’de geri dönüşüm sektörünün hızla büyüdüğünü anlatan Mahmut Dağ (35 No’lu Geri Dönüşüm Plastik ve Kimya Meslek Komitesi) ise dö-nüşüm malzemesindeki fiyat artı-şına karşın dönüşümdeki fiyatların düşük kalması konusundaki sıkın-tılarını dile getirdi. Komite üyeleri arasında organik gübre üreticileri bulunduğuna da değinen Dağ, “Ta-rım sektöründe fiyatlar yükselmi-yor. İhracatı artırıp ürün fiyatlarının yükselmesi gerekir. Ayrıca stajyer öğrenci bulma noktasında da sıkıntı

yaşıyoruz” dedi.

“İşbaşı eğitim prosedürleri azalmalı”

Eğitimde yaşanan sıkıntılara deği-nen Mesut Yeter (12 No’lu Mobilya, Halı ve Ev Eşyası Meslek Komitesi), “Örneğin bizim sektörde masa başı eğitim olmaz. İş-Kur ile makine ba-şında eğitim için görüştük ancak prosedürler çok fazla. Bu eğitimlerin kolaylaştırılması gerek” dedi. Ayrıca mobilya sektörü olarak yatırım ya-pacak arazi talepleri bulunduğuna da değinen Yeter, organize sanayi bölgesi, sanayi sitesi gibi maliyeti düşürülmüş alan talepleri bulundu-ğunu bildirdi.

Haluk Mutluay (2 No’lu Sebze ve Meyve Komisyoncuları Meslek Ko-mitesi) ise vadelerden şikayetçi oldu. Tahsilatları 5-6 ayda yapabi-lirken üreticiye ödemeyi 20 günde gerçekleştirmek durumunda kal-dıklarına dikkat çeken Mutluay, “Bu durumda nakit sıkıntısı çekiyor ve bankalara başvurmak durumunda kalıyoruz” diye konuştu. Markalaş-ma noktasında yaşanan sıkıntıları da anlatan Mutluay, markalaşma ça-lışmalarına destek verilmesini bek-lediklerini söyledi.

Sektör sorunlarının çözümünde devletten bir beklenti içine girmek-tense bir araya gelip çözme yolunu seçtiklerini anlatan Hakan Sefa Ça-kır (Yönetim Kurulu Üyesi 1 No’lu Meyve ve Sebzelerin İşlenmesi ve Ticareti Meslek Komitesi) ise şunları söyledi: “Bizim sektörümüzde üre-timden ihracata kadar her alanda o kadar çok sorun var ki devletten bir şey beklemekten vazgeçtik. Ar-kadaşlar bir araya gelip en önemli

sorunumuzdan başlayarak sorunla-rımızı tek tek çözmeye çalışıyoruz. Ülkemizdeki tarım politikaları kötü. Umudu kesince kendi imkanlarımız-la üreticimizi değişik ürünlere yön-lendiriyoruz. Yurtdışında kendimiz savaşıyoruz. Ataşeliklerimiz var ama bizim orada eli çantalı iş kovalayan insanlarımız olmalı.”

“Hayvancılıkta okuldan atılmak üzereyiz”

Hayvancılık sektöründe Türkiye’nin çok kötü durumda olduğunu, sınıf-ta kalmayı geçip, okuldan atılma aşamasına geldiğini anlatan Yusuf Cansev (4 No’lu Hayvansal Ürünler ve Destek Faaliyetleri Meslek Komi-tesi), hayvansal ürünlerin ve hatta

samanın ithal edildiğini söyledi. Çok rahat ihracat yapar konuma geçile-bileceğini kaydeden Cansev, çözüm önerileri bulunduğunu ancak ilgili kurumlara ulaşamadıklarını anlattı. Enerji konusunda da ciddi sıkıntıla-rı bulunduğuna işaret eden Cansev, “1990’lı yıllarda hayvancılığa elekt-rik kullanımında verilen sübvansi-yon haberimiz olmadan kaldırılmış ve şu anda maliyetlerimiz çok yük-sek” açıklamasını yaptı.

Sektörün günden güne gerilediğini kaydeden Ertan İnanoğlu (22 No’lu Finans ve Kuyumculuk Meslek Ko-mitesi) Mersin’in el işinde bir nu-marayken sahip çıkılmaması nede-niyle kuyumcu atölyelerini bir bir kaybettiğini söyledi. İstanbul’daki makinelerin sektörü teslim aldığını vurgulayan İnanoğlu, Mersin’de bir kuyumcu kent oluşturulmasını ve tüm sektör temsilcilerinin burada toplanmasını istediklerini dile getir-di. Öte yandan metali tanımayanla-rın sektörde faaliyet göstermesinin önüne geçilmesinin önemine de değinen İnanoğlu, talebini, “MTSO bünyesinde bir heyet kurulup dene-tim yapılarak kuyumcu dükkanı açı-lıp açılamayacağına dair yeterlilik verebilmeli” sözleriyle dile getirdi. Mersin’de sektörler arası alışverişin artırılması gerektiğine de değinen İnanoğlu, bunun için karma bir fuar açılması önerisinde bulundu.

“Kendi özümüze dönerek markalaşabiliriz”

Mersin’e sahip çıkılması gerektiğini dile getiren Görkem Aksoy (29 No’lu Kırtasiye, Matbaa, Reklam Ajansları ve Basın Yayın Hizmetleri Meslek Komitesi), şöyle konuştu:

“Tarım, inşaat, kuyumculuk hangi sektör olursa olsun hiç fark etmez. Hepimiz güzel olanı satmak zorun-dayız. Bizim en büyük sorunumuz pazarlama. Değerlerimizin farkına varamıyoruz. Bunlara sahip çıkma-lıyız. MTSO’nun da önder olmasını istiyorum. Bu konuda bir proje ge-liştirmek istiyorum. Her kent ken-di imkanlarıyla güzelleşebilmeli. Kendi kültürümüzü detaylı işleyip ürünlerimize yansıtırsak pazarlama kabiliyetimiz de artacaktır. Böyle yaparsak turist de çekebiliriz, pazar-lama da yapabiliriz. Kendi özümüze dönerek markalaşabiliriz”.

Mersin Limanı’nda yaşanan sorun-lara değinen Ufuk Maya (Yönetim Kurulu ve 19 No’lu Yurtiçi Yük ve Eşya Taşımacılığı Meslek Komitesi) ise İskenderun Limanı’nın Mersin’e ciddi bir rakip olduğunu kaydetti. İki liman arası rekabetin gün geçtikçe arttığını vurgulayan Maya, bölgeden kaçan her firmanın ekonomiye zarar

verdiğini söyledi. Bundan sonraki dönemde Mersin Limanı ile daha sıkı iletişim kurulması gerektiğinin önemine değinen Maya, “Mersin Limanı ile yapılacak politik girişim-lerde düzenlemelerde işin içinde ol-malıyız. Şehrin ekonomisi açısından önemli” değerlendirmesini yaptı.

Ağaç ve orman ürünleri sektörünün en büyük sıkıntıyı işyerlerini sigorta-latamamaları noktasında yaşadığını anlatan Tarık Ciğer (34 No’lu Ağaç ve Orman Ürünleri Meslek Komite-si) ise bu konuda çeşitli girişimlerde bulunduklarını ancak sonuç alama-dıklarını bildirdi. Ayrıca bilir kişilik sektörüne de düzenleme getirilmesi talebinde bulunan Ciğer, “İşyerime gelmeden Marina’da otururken be-nimle ilgili rapor yazan ve şirketle-rin geleceğiyle oynayan bilirkişiler var. TOBB’un bu konuyu ele alması gerektiğine inanıyorum” dedi.

Aşut, talepleri yanıtladı

Konuşmaların ardından söz alan Başkan Aşut, çekle ilgili yaşanan sıkıntıların uygulamaya yeni giren kare kodlu çek kullanımının artırıl-masıyla çözümlenebileceğini söyle-di. İhtisas yatırım alanları konusuna da açıklık getiren Aşut, belediyenin imar planlarına ticaret ve üretim merkezlerini işaretlediğini, Oda ola-rak da bu yöndeki çalışmaları des-teklediklerini söyledi.

Tarımda markalaşma yönündeki çalışmaları da anlatan Aşut, Lamas limonu ile ilgili olarak coğrafi işaret alınması yönünde çalışma başladığı-nı söyleyerek, “Sizler de bu alanda-ki çalışmalara destek verin, yöresel ürün fuarlarına katılın” çağrısı yaptı.

Meslek Komitesi Başkanları sektörlerine ilişkin sorunları anlattı

Page 8: MTSO Haber Sayı 297

CMYKMTSO GAZETE SAYFA NO 8

8 YIL: 17 | SAYI: 297 |22 KASIM - 5 ARALIK 2015 | www.mtso.org.tr

Mesai Dışı: 0324 325 86 05Tel: 0324 231 25 25

Mersin İl Milli Eğitim Müdürlüğü, bu yıl gerek başladığı gerekse

hazırladığı projelerle eğitimde tek-noloji kullanımını artırmaya odak-landı. Fatih Projesi ile Türkiye gene-linde başlatılan teknolojik hamlenin devamının gelmesi ve etkin kullanı-mının sağlanması adına çeşitli pro-jeler yürüttüklerini anlatan Mersin İl Milli Eğitim Müdürü Adem Koca, bu projeleri; ‘Eğitimde Teknoloji Uygulamaları ve Denetimi’, ‘S.T.E.M Projesi’ ve ‘Mersin Eğitimin Niteli-ğinin Geliştirilmesi Projesi’ olarak açıkladı. Eğitim ve öğretim sistemle-rinin kalitesini artırmanın yanı sıra eğitimin her seviyesinde girişimci-lik, yaratıcılık ve yenilikçiliği öne çıkaracak faaliyetlere yoğunlaşa-caklarını da kaydeden Koca, kentte iş dünyasını yakından ilgilendiren mesleki ve teknik liselerin durumla-rı hakkında da bilgi verdi. Mesleki ve teknik liselerin geliştirilerek iş dün-yasının taleplerini daha iyi karşıla-yabilmesine katkı sağlanması adına iş dünyasından beklentilerini de dile getiren Âdem Koca, sorularımızı şöy-le yanıtladı:

MTSO: Göreve geldiğiniz günden bu yana geçen görev sürenizde yaptığınız çalışmaları özetler mi-siniz?

Göreve geldiğim günden bu yana biz duygusunu öne çıkaran, takım ça-lışmasına önem veren bir ekip oluş-turarak eğitime yönelik çalışmaları planlamaya ağırlık verdim.

MTSO: Yeni eğitim yılında üzerin-de durduğunuz ya da duracağınız en önemli 3 projeniz hakkında

bilgi verir misiniz?

Yeni eğitim yılında en çok önem verdiğimiz üç projeyi “Eğitimde Teknoloji Uygulamaları ve Denetimi Projesi’, ‘S.T.E.M. Projesi’ ve ‘Mersin Eğitimin Niteliğinin Geliştirilmesi Projesi’ olarak sıralayabilirim.

Bu projeleri kısaca özetlemek ge-rekirse; Eğitimde Teknoloji Uygu-lamaları ve Denetim Projesi ile tek-nolojinin eğitimin temel amaçlarına uygun olarak kullanılmasını hedef-liyoruz. Bu projeyi tasarlayarak Av-rupa Birliği’ne sunduk ve bu yıl ya da önümüzdeki yıl desteklenmesi halinde uygulamaya başlayacağız. Faaliyetler arasında öğretmenle-re yönelik kurslar, yurtdışında iyi uygulamaların gözlemlenmesi ve yerelde çoğaltıcı çalışmaların yapıl-masını planlıyoruz.

E-içerik ve buna özdeş e-öğrenme, 21. yüzyıl eğitim metotları arasında denenmiş en etkin yöntemlerden biridir. Teknolojinin etkin kullanımı ile öğrenme interaktif ve daha kalıcı oluyor. Ancak maalesef ülkemizde e-içerik kavramı kitabın taranarak bilgisayar ortamına aktarılması bo-yutunda kalmaktan öteye gidemedi. Oysa e-içerik, öğrencinin etkileşimle kullanabildiği bir içerik yöntemidir ve yeni neslin öğrenme alışkanlık-larına uygundur. Bununla birlikte bu etkin içeriklerin daha aktif kul-lanılması için web 2,0 araçları da en etkin teknolojik programlama yöntemidir. Elektronik ortamda her türlü eğitim materyalinin entegre edilebileceği web araçları e-içerik ve e-öğrenmenin destek programlama

yoludur.

21. yüzyıl eğitim uygulama anlayış-ları gelişmiş ülkelerde büyük ölçüde değişti. Gelişen teknoloji ile klasik yöntemlerin geçerliliği azaldı. Bu nedenle yeni nesil eğitim yöntem ve teknikleri, küçük yaşlarda teknoloji-yi etkin kullanmaya başlayan çocuk-larımızın ihtiyaçlarını ve beklentile-rini karşılamak zorunda. Ülkemizin AB 2020 Stratejik Belgesi’nde de di-jital yeterlilikler konusuna değinil-miş ve AB standartlarına ulaşılması hedeflenmiştir. Geldiğimiz noktada eğitim kalitemizin AB standartlarına ulaşması için yenilikçi teknolojilerin eğitim entegrasyonunun önemi her geçen gün artmaktadır. Biz de bu noktadan hareketle eğitimde tekno-lojik uygulamaların etkinliğinin ar-tırılmasını hedefliyoruz. Bu bağlam-daki bir diğer hedefimiz ise kentin eğitim vizyonunu geliştirmek.

S.T.E.M. Projesi

Bu proje ülkemizde FETEMM (Fen, Teknoloji, Matematik ve Mühendis-lik Uygulamaları) adı ile tanınıyor. S.T.E.M. ise Science (bilim), Techno-logy (teknoloji), Engineering (mü-hendislik), Maths (matematik) keli-melerinin baş harflerinden oluşan bir kısaltma. Bu proje ile AB 2020 eğitim stratejisi hedefleri doğrultu-sunda eğitimin her seviyesinde gi-rişimcilik, yaratıcılık ve yenilikçiliğe yönelik faaliyetleri artırarak eğitim ve öğretim sistemlerinin kalitesiyle etkinliğini yükseltmeyi planlıyoruz.

Bu doğrultuda ilin ihtiyaçları düşü-nülerek Müdürlüğümüz önderliğin-

de Yenişehir Belediyesi Anaokulu, Necdet Ülger İlkokulu ve Alsancak Lions Ortaokulu’ndan oluşan kon-sorsiyum ile projemizi hazırladık. S.T.E.M. ile öğrencilerimizin fen ve matematik alanında becerileri geli-şecek, kavramlar somutlaştırılarak kalıcı öğrenme sağlanacak, öğrenci-lerin mühendislik becerileri geliştiri-lecek. S.T.E.M, öğrencilerin matema-tiği veya fen bilimlerini ders olarak almasını değil, edindiği bilgileri ha-yatlarında uygulamasını sağlayacak bir proje. Bu proje kapsamında kul-lanılacak birleştirme parçaları, ro-botik mekanizmalar, sensörler gibi gerekli yapım malzemelerinin alı-narak konsorsiyum üyesi pilot okul-lara dağımı için gerekli çalışmalar başladı. Ardından bu malzemeleri kullanacak öğretmenlerin eğitim ihtiyacı giderilecek. Bunun için kon-sorsiyum üyesi okullardan 4’er öğ-retmen ve birer idareci olmak üzere toplamda 12 öğretmen ve 3 idareciye eğitim verilecek. Eğitimler 4-8 Ni-san 2016 tarihlerinde İngiltere’deki National S.T.E.M. Center’da 5 gün süreyle gerçekleştirilecek. Bu süre-de “S.T.E.M nedir?”, “Uygulamaları nasıldır?”, “ Derslerde ve ders dışı faaliyetlerde nasıl etkin kullanılır?” sorularına yanıt aranırken S.T.E.M. ders planı hazırlanması, mevcut eğitim programlarına dahil edilmesi gibi konularda da bilgi alınacak. Bu ana eğitimin ardından iş başı izleme faaliyetleri başlayacak. Bunun için Yenişehir Anaokulu’ndaki idareci ve öğretmenler 25-29 Nisan 2016’da İsveç’te, Förskolan Opalen Anaoku-lu’na gidecek. Necdet Ülger İlkoku-lu’ndan idareci ve öğretmenlerimiz 16-20 Mayıs 2016’da İspanya’nın

Garau İlkokulu’nda bulunacak. Al-sancak Lions Ortaokulu’ndan idareci ve öğretmenlerimiz ise Litvanya’nın Simonaitytes Ortaokulu’nda 6-10 Haziran 2016 tarihlerinde 5 gün sü-reyle işbaşı izleme faaliyetine katıla-rak aldıkları eğitimi daha somut hale getirecek.

Mersin Eğitimin Niteliğinin Geliştirilmesi Projesi

İl Milli Eğitim Müdürlüğü olarak Cumhuriyetin 100. yılına eğitim alanında atılacak etkili adımlarla damga vurmak istiyoruz . Bunun için 2013 yılında başlatarak uygula-maya koyduğumuz Mersin Eğitimin Niteliğinin Geliştirilmesi Proje’miz bulunmakta. Bu proje kapsamın-da öncelikli hedefimiz yönetici ve öğretmenlerimizin yeniliğe açık, mesleğin formasyonuna uygun dav-ranan ve bu davranışları süreklilik arz eden, sabır, hoşgörü sahibi, viz-yonlu eğitimciler olarak görevlerini sürdürmelerini sağlamak. Müdürlü-ğümüzce uygulamaya konan özgün çalışmalarla Mersin’de eğitimin nite-liğinin geliştirilmesi, yükseltilmesi, eğitim ortamlarının iyileştirilmesi, eğitim çalışanlarının motivasyonu-nun arttırılması ve eğitimde kalite hedeflerine ulaşmak istiyoruz. Proje sonunda ortaya çıkan her türlü eği-tim çıktılarını değerlendirip basılı hale getirerek paydaşlarımıza ulaş-tıracağız.

MTSO: Mersin’deki meslekî ve teknik eğitime yönelik çalışmalar hakkında bilgi verir misiniz?

İlimizde, Bakanlığımız Meslekî ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğüne bağlı olarak faaliyet gösteren 64 adet meslekî ve teknik ortaöğretim okulu bulunuyor. Bu okullardan 49’u Mes-lekî ve Teknik Anadolu Lisesi, 14’ü Çok Programlı Anadolu Lisesi, bir tanesi ise Meslekî ve Teknik Eğitim Merkezi olarak faaliyet gösteriyor.

Ülke geneline mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarında eğitim öğretimi yapılan 52 alan ve 204 dal bulunmakta. İlimizdeki meslekî ve teknik ortaöğretim okulunda ise 43 alan, 116 dalda eğitim öğretim faali-yetleri devam ediyor.

Bakanlığımızca geçen yıl meslekî ve teknik ortaöğretimde gerçekleştiri-len yeni yapılandırma sonrasında Anadolu Meslek ve Anadolu Teknik olmak üzere 2 türlü program uygu-lanmaya başladığını da belirtmek isterim. Ayrıca ilimizdeki mevcut 64 meslekî ve teknik ortaöğretim okulunda 3 bin 483 öğretmen görev yaparken toplam 38 bin 417 öğrenci eğitim alıyor. 2014-2015 eğitim öğ-retim yılı itibariyle ilimizde meslekî ve teknik eğitimde okullaşma oranı yüzde 49.89’dur. Bununla birlikte yapımı devam eden okullarımız da bulunmakta. Devlet yatırım progra-mı kapsamında Silifke’de 16 ders-likli ve 200 öğrenci pansiyonlu bir meslek lisesi ile Mezitli’de 24 ders-likli ve 3 atölye binasından oluşan meslek lisesi inşaatı devam ediyor.

Biraz da eğitim hakkında bilgi vere-cek olursam tüm ortaöğretim okulla-rında 9. sınıflar ortak ders alır, ardın-dan meslekî ve teknik ortaöğretimde öğrencilerimiz 9.sınıf sonunda alan, 10. sınıf sonunda ise dal seçimi ya-par. Öğrencilerimizin 12. sınıfta ise işletmelerde meslekî eğitim gör-meleri esastır. Ancak; İl İstihdam ve Meslekî Eğitim Kurulu kararıyla ilgili alanın/dalın modüler eğitim programlarını uygulamaya elverişli eğitim birimi bulunan işletmelere, 11. sınıf öğrencileri de meslekî eği-tim için gönderilebilir. Bu sayede

mesleki bilgi, beceri, tutum ve dav-ranışların geliştirilmesi, iş yaşamı-na uyumları sağlanıyor. Bir de staj imkanı bulunmakta. Staj 10. sınıfın sonundan itibaren yapılabiliyor. Staj yapılabilecek işletme sayısının art-ması en büyük beklentimiz.

MTSO: Mersin iş dünyasından kentteki meslekî ve teknik okul-ların çalışmalarını daha aktif ve verimli olarak sürdürebilmesi adına beklentilerinizi yazar mı-sınız?

İş dünyası mesleki ve teknik okullar aracılığıyla ulusal ve uluslararası re-kabet gücünün artırılması için bilgili ve becerikli, yetenekli, girişimci, bi-limsel düşünce ve rekabet edebilme bilincine sahip elemanlara ulaşabil-mek istiyor. Mesleki ve teknik eğitim okulları ise mezunlarının daha çok istihdam edilmesini, hayat standart-larının yükselmesini ve daha fazla öğrencinin bu okullara yönlendi-rilmesini bekliyor. Bu nedenle okul – sanayi işbirliğinin artırılması en büyük beklentimiz. Mesleki eğitim öğrencilerine az da olsa burs imkanı sağlanarak bu okullarda eğitim al-maları özendirilebilir. Diğer yandan iş dünyası ile işbirliği artırılarak ni-telikli eleman yetiştirilebilmesi adı-na okullardaki teknolojik altyapının desteklenerek yenilenmesinin önü açılabilir. Okul – sanayi işbirliği çer-çevesinde ortak projeler artırılmalı. Meslekî ve teknik okullardan mezun olup, mesleklerinde başarılı olmuş iş insanları tarafından meslekî ve teknik ortaöğretim okullarımızda öğrenim gören öğrencilerimize yö-nelik bilgi, birikim, beceri ve dene-yimlerinin aktarılmasına yönelik konferans ve söyleşiler düzenlene-bilir. Son olarak işverenlerin işlet-melerde meslekî eğitime gönderilen öğrencilerimizi yanlarında çalışacak bir personel gibi görüp o yönde eği-timlerine katkı sunmalarını ve staj ücretlerini sağlıklı şekilde ödeyerek iş dünyasına katılmaya motive et-melerini bekliyoruz.

MTSO: Mersin, bir tarım kenti. Kentin bu özelliğini desteklemeye yönelik çalışmalarınız hakkında bilgi verir misiniz?

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası ile okullarda organik tarım uygulama-larına yönelik bir işbirliğimiz bu-lunmakta. Bu kapsamda ilk etapta belirlenen okullarda yakın zamanda çalışmalara başlayacağız. Koordi-nasyonu, MTSO’da olan projede Milli Eğitim olarak okulların belirlenmesi ve uygulama için gerekli hazırlıkla-rın yapılması ve okul çalışanları ile öğrencilerin çalışmalara destek ol-ması için motivasyonu noktasında projeye katkılarımız devam ediyor. Ayrıca Mezitli’de yer alan Fatma Ali-ye Mesleki ve Teknik Anadolu Lise-si’nde bulunan seralarda öğrenciler tarafından tohumdan fidan üreti-mini hedefleyen bir çalışma hazırlı-ğındayız. Bu kapsamda öğrenciler tarafından yetiştirilen fidanların başta okullarımız olmak üzere diğer kurum ve kuruluşların bahçelerine dikilmesi ve peyzaj düzenlemeleri-nin yapılması sağlanarak hem kamu kaynaklarının etkin kullanımı hem de daha büyük ölçekli olan ‘Okullar Hayat Olsun Projesi’ne katkı sunul-ması planlanıyor.

MTSO: Kişisel olarak yapmaktan zevk aldığınız uğraşlar hakkında bilgi verir misiniz?

Her eğitimci gibi okumayı, araştır-mayı ve bilimsel çalışmaları önem-siyorum. Evli ve iki çocuk babası olmam nedeniyle daha çok ailemle birlikte zaman geçirmeyi seviyorum.

Eğitimde teknoloji öne çıkacakMersin İl Milli Eğitim Müdürlüğü, eğitimde teknoloji kullanımını artırmayı, eğitimin her seviyesinde girişimcilik, yaratıcılık ve yenilikçilik faaliyetlerine ağırlık vermeyi hedefliyor.