22

MESELELER VE ÇÖZÜMLERİ- MEVDUDİ

  • Upload
    khusrew

  • View
    965

  • Download
    1

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: MESELELER VE ÇÖZÜMLERİ- MEVDUDİ

MESELELER VE ÇÖZÜMLERİ–1 Mevdudi- Risale Yayınları- İst–1999

Page 2: MESELELER VE ÇÖZÜMLERİ- MEVDUDİ

·  “Arapça Kur’an-ı Kerim, ancak Araplara faydalı olabilir” diyerek itiraz etmek; ancak Allah Teala’nın sadece tek başına kitabını indirmesi halinde geçerli ve doğru olabilirdi. Fakat gerçekte Allah, kitabı ile birlikte bir lider ve yol gösterici de göndermiştir.”s:16

·  “Eğer bir kitabın sadece yazıldığı dildeki insanlara faydalı olacağı kabul edilirse o zaman dünyanın bütün bilim tarihinin yanlış kabul edilmesi gerekir.”s:17

·  Kur’an Kureyş lehçesi üzerine indi, ama bir süreliğine geçiçi olarak Arapların altı büyük lehçesine göre bazı kelimelerin okunmasına- Kur’an’ın Arap yarımadasında yaygınlaşacağı ana kadar- geçiçi olarak taraf-ı ilahiden izin verildi. Daha sonra bu yaygınlaşma sağlandı ve Hz. Osman devrinde onun içtihadınca, sahabelerin de tensibiyle indiği lehçeye göre okunması sağlandı. s:19-20

·  “Kıyamet günü üflenecek Sur’un sesinin hava aracılığı ile değil de başka bir madde ile şiddetinin artması, gürültüsünün yükselmesi mümkündür. Çünkü onun etkisi sadece yeryüzünde olmayacak, aksine yeryüzünü aşarak, gökleri kuşatacaktır. Hava ise yeryüzünü kuşatan sınırlı bir dairede bulunur, daha ilerideki hava boşluğunda yoktur.”s:25

·  Nüzul sebepleri hakkında öncelikle şunu iyi bilmeli ki, müfessirlerin “şu ayet şu olay hakkında nazil oldu” diye açıklama yapmalarından maksat, o olayın meydana geldiği anda o ayetin nazil olduğu şeklinde değildir. Bilakis, o ayetle o olayın ilgisi var demektir. s:44

·  Muavvizeteyn(Felak- Nas) sureleri Mekke’de inmiştir. Efendimize yapılan büyü ise Medine devresinde olmuştur. Bu büyü hadisesi meydana gelince Efendimiz bu surelerin okunması tavsiye etmiştir. s:44

·  “Sihir(büyü) eşyanın mahiyetini değiştirmiyor, ancak bir çeşit ruhi(psikolojik) tesir meydana getirerek insanın duygularını(algılarını) etkiliyor.” s:44-45

·  “Peygamber eğer şehid olabiliyor ve yaralanabiliyorsa aynı peygamberin büyüden etkilenmesinde şaşılacak ne vardır sanki?” s:45

·  Peygamberimize yapılan büyü Hz. Peygambere bir iki gün bazı konularda, çok basit şekilde bir unutkanlık gelmiştir o kadar.s:45

·  Müellif Kur’an yorumunda selef ulemasına başvurulmasını şöyle ifade ediyor: “Kur’an-ı Kerim ve hadislerden bir hüküm ve kanaat elde etmeye çalıştığınızda selefin, hadis, tefsir alimlerinin, müçtehitlerinin araştırma ve buluşlarını hiçe saymayın. İsterseniz onlardan birinin görüşünü bırakır, diğerini benimseyebilirsiniz. Ama onlardan birinin senin görüşüne uygun olmasını, senin tek başına bir mezhep kurar gibi, tamamen ayrı düşünmenden daha iyidir.” s:51

·  “Acaba Hz. Peygamber Efendimizin(SAV) o yüce vicdanından daha temiz, daha merhametli, daha şefkatli bir vicdan var mıdır?” s:52

Page 3: MESELELER VE ÇÖZÜMLERİ- MEVDUDİ

·  “Bazı rivayetlerde anlatılan recm ayeti Kur’an-ı Kerim’in değil, önceki Allah kelamı Tevrat’ın ayeti idi. O ayetin neshedildiğinin söylenmesinden maksat o ayetin bulunduğu kitabın neshedildiğini, fakat recmle ilgili hükmünün devam ettiğini bildirmektir” s:53

· " Her şeyden önce Kur’an-ı Kerim’in manasını doğru anlama ve onu doğru yorumlama yolunu iyice öğrenmemiz gerekecektir. Manasını bilmek ve anlamak istediğiniz ayetin, önce Arap dili açısından kelimelerine ve cümle yapısına dikkat etmelisiniz. Sonra da onun siyak ve sibakına(kelime ve mana uyumu içindeki yapısına) bakacaksınız. Ayrıca o konu ile ilgili Kur’an-ı Kerim’in çeşitli yerlerinde bulunan ayetleri bir araya toplayarak, inceleme konusu yaptığınız ayetin hangi yorumu o ayetlere uygun düşüyor, hangi yorumu onlara zıt düşüyor, diye üzerinde düşüneceksiniz. Bu ölçü içinde, Kur’an-ı Kerim’in ne istediğini yine Kur’an-ı Kerim’in kendi mesajından anlamaya çalışmalısınız. Bunlara ilaveten, Kur’an-ı Kerim’e o manayı veren müfessirin açıklamaları inceleme konusu yapılan ayetin anlaşılmasına nasıl ışık tutmakta ve onun dönemine en yakın zamanda yaşamış ve ona bağlanmış kişiler bu ayetten ne anlamıştı, bilmelisiniz."s:64

·  “Kur’an-ı Kerim’i doğru anlamak için her şeyden önce insanın; onu Allah’ın kitabı olarak kabul etmesi, onu hidayet kaynağı bilmesi ve Kur’an-ı Kerim’i anlamak için gerekli olan ilimlere vakıf olması gerekir.” s:71

·  Hz. İsa’nın havarileri İncil’i müstakil olarak koruyamadılar. Ancak hatıra yazarları ağızdan ağza kendilerine ulaşan bazı kısımları yazabilmişlerdir. s:71

·  Mevdudi’nin şu sözü bütün cemaat önderlerinin kulaklarına küpe olmalı: “Cemaat-i İslami’ye girmek ve orda çalışmaya devam etmek için benim yazılarımdaki her sözümle uyuşmak zorunluluğu asla yoktur. Cemaat-i İslami kurulduğu gün ben bunu söylemiştim.” s:83

·  Bazı kitaplarda geçen neshedilmiş Recm ayeti, Kur’anın fesahatine uymayan, farklı şekillerde rivayet edilen bir metindir. Böyle bir şey yoktur. s:86

·  Efendimizin Tevrat’a uyarak dirilttiği bir sünnettir Recm. Ve hem onun, hem de Raşid halifelerinin zamanında uygulanmıştır..s:87

·  Bekar zani ve zaniye yaşlı da olsa kırbaçlanır. Evli, genç de olsa Recm edilir. s:87

·  “Astronomi’de yeni gözlemlerle görüşler, kanaatler durmadan değişiyor. Bunlardan birini Kur’an-ı Kerim’e mal etmek hiç de doğru değil.” s:90

·  Kadının kaburga kemiğinden yaratılması meselesi onun huyuna işaret sadedinde söylenmiştir. Onu olduğu gibi kabul edilmesi, fazla doğrultulursa kırılabileceğinden kinayedir. s:92

·  Efendimizin mucizeleri hakkında müellifin görüşü: “Hz. Peygambere(s.a) peygamberliğinin delili olarak Kur’an-ı Kerim’den daha büyük bir mucizenin verilmediği anlaşılıyor. Bu ise mutlak manada mucize

Page 4: MESELELER VE ÇÖZÜMLERİ- MEVDUDİ

verilmediği manasına gelmez. Ancak Allah Ve Resulünün peygamberliğin alameti olarak bildirdikleri mucizelerin ve kendilerini bizzat gördükten sonra inkar edilmesinin günah ve azabı gerektiren mucizelerin verilmediği bildirilmektedir.” S:93-94

·  “Otopsi konusunda bugüne kadar kesin, sağlam bir görüşüm olmadı. Fakat bunun bazı zorunlu durumlarda kaçınılmaz olduğuna da inanıyorum.” s:95

·  “Hz. Peygamberimizin(SAV) mübarek göğsünün yarılması konusu müteşabihat türündendir. Onu anlamak gücümüz dışında bir olaydır.” s:96

·  “Kalb kelimesi edebiyatta hiçbir zaman tıpda ve ruh biliminde kullanıldığı manada kullanılmamıştır. Bunun aksine kalb duyguların, hislerin arzuların, dileklerin merkezi olarak bilinir.” s:96

·  Hak kelimesinin Kur’an’da kullanıldığı üç mana:

1-Gerçek

2-Kişi hakkı

3-İdeal. s:98

·  İnsani medeniyet bir Peygamberin rahle-i tedrisinden ders alacak seviyeye gelene kadar devamlı Peygamberler gönderilmiş, bundan sonra ise sonuncu nebi olan Efendimiz gönderilmiştir. s:99

·  Müellife göre Nuh Tufanı dünyanın belli bir yöresinde cereyan etmişti ve zaten o sıralar sadece o yerler insanlarca meskundu. s:109

·  Nuh aleyhisselam’a iman edenler sadece ev halkı değildi. Kavminden bazı kimseler de onla beraberdi. s:110

·  Hz.Yusuf’un daha sonra Züleyha ile evlendiği, bu kadının tövbe ettiğine dair kesin bilgi yoktur.s:110

·  Mevdudi’ye göre Huruf-u Mukattaa Cahiliye Arapçasında kullanıldığından onlar Kur’an’da bunun kullanılmasını yadırgamadılar ve manasını bilebiliyorlardı. Sonraları Arap dilinde kullanım kalktığından manaları da gizli kaldı. s:113

·  Mevdudi’ye göre Hz. İsa “bizim şeklini bilemediğimiz bir yolla” göğe kaldırıldı. s:114

·  Hz. İbrahim’in hayatında üç kezib bulunduğu hadisi ile alakalı müellif şöyle diyor; “Rivayet zinciri içinde biri mutlaka hadisin naklinde bir tedbirsizlik yapmıştır. Bu bakımdan bu hadisi Peygamberin sözü kabul etmek uygun değildir. Sadece senede güvenerek böyle bir ifadeyi gözü kapalı nasıl kabul eder, nasıl inanırız?. Bunu sonucu Peygamberlere olan güvenin sarsılmasıdır.” s:115

Page 5: MESELELER VE ÇÖZÜMLERİ- MEVDUDİ

·  Hz. Sare İbrahim ile Mısır’a gittiğinde yaşı en azından 65 idi.s:116

·  “Bir memlekette Müslümanlar Hz. Peygamberin ve sahabe-i kiramın Mekke döneminde karşılaştıkları olaylarla karşılaşırlarsa, aynı şartlar içinde bulunurlarsa, Mekke döneminin sabır ve tahammül esaslarının ölçülerine göre hareket edecekler, Medine dönemimi savaş, çarpışma ve Cihad talimatına göre değil.”s:126

·  Müellif Hz. Adem’in çıkarıldığı cennetin bu dünyada olduğuna inanıyor ve ona göre bu “teferruata ait bir mesele bile değil” s:126

·  “İnsanoğlu aceleden yaratıldı” ayetinden insanın mahiyetinde acelecilik olduğu anlaşıldığı, yoksa acele diye bir maddeden yaratılması anlaşılmıyorsa, aynen bunun gibi Havva validemiz kaburga kemiğinden yaratılması da kadın kısmının çabuk kırılabilir, narin varlıklar olduğuna işaret etmektedir.s:129

·  Tur dağının kaldırılması Kur’an’da iki şekilde anlaşılmaya müsait

1-    Dağın tamamen havaya kaldırılması ve Yahudi kavmini gölgelemesi

2-    Onların üzerine doğru sarkıtılması, onların üzerine eğdirilmesi.s:129

·  Müellif, Mehdi ile alakalı hadislerle alakalı şöyle diyor: “Ahad hadislere inanmayanlara kafir denemez. Mehdi ile ilgili nakledilen rivayetler eğer bir muhaddis gözüyle incelenirse, bunların mest üzerine meshedilmesini bildiren haber derecesine ulaşmadığı görülür.”s:131

·  Mevdudi’nin İslam ahkamının uygulanışı ile ilgili enfes bir yorumu: “İslam ceza kanununun maddeleri, bütün İslam hayat düzeninin hakim olduğu memleket içindir. Bütün düzenin küfür düzeni üzerine yürüdüğü ve sadece hırsızlığın ya da zinanın cezasının İslam kanunu ile verildiği memleket için değil. Eğer memleketin ekonomik düzeni de İslam’ın emirlerine uygun yürütülüyorsa, hırsızlığın cezasının el kesmek olması insaf ve adaletin ta kendisidir. Eğer memlekette İslam’ın amacına ters olarak faiz helal, zekat da terk edilmiş, ihtiyaç sahibi insanın elinden tutma diye bir düzenleme yoksa, bu el kesme kesinlikle zulümdür.” s:135-136

·  Müellife göre, dünya, kıyamet sonrası cennet menzillerinden bir menzil haline getirilecek.s.136

·  Hz. Adem’in konduğu cennet ile ilgili müfessirler üç kanaatten birini benimsemişlerdir:

1-Malum olan Gökyüzündeki Cennet

2-Yeryüzünde olan, cennet gibi bir mekan

3- Bu konuda susmanın daha selametli olduğu. Mevdudi İkinci kanaatte. s:136

Page 6: MESELELER VE ÇÖZÜMLERİ- MEVDUDİ

·  Hadisin Kur’an’ı açıklamasına bazı örnekler:

1-    Kur’an hırsızın elinin kesilmesini emrediyor, bu hırsızlığın sınır bildirilmiyor, hangi elin, elin hangi kısmından kesileceği belirtilmiyor. Bunları hadisten öğreniyoruz.

2-    Hac konusunda Kur’an’da genel emirler var. Ama mesele ömürde bir kere haccın yeterli olduğunu Efendimizden öğreniyoruz.

3-    Bir kimsenin karısının halası ve teyzesi ile evlenemeyeceğini Kur’an’dan değil hadisten öğreniyoruz.

4-    Kur’an altın ve gümüşün biriktirilmesine şiddetle tenkitte bulunuyor. Eğer hadise müracaat etmezsek bir gram altının bile evde bulundurulmasına Tevbe Suresi: 35. ve 36. ayetler müsaade etmiyor. Ama Biz Efendimizden bunun zekatının verilmesi kaydıyla mahzursuz olduğunu öğreniyoruz.

5-    Namazların rekat sayıları, Hacc menasiki gibi bir çok konu da bize Efendimizin uygulaması ile gelmiş bulunuyor. S:140

·  Nefis, Kur’an’da değişik manalarda kullanılıyor:

1-Canlı kişi(Al-i İmran:185)

2-Şuur ve akıl (Şems:7-8)

3-Ruh (Tekvir:7)

4-Şahsiyet(Zariyat:21)

5-İnsan beyninin arzu ve istekleri(Zuhruf:71)

6-Beyinin karar verme mekanizmasının bulunduğu nokta (Yusuf:53)-s:147

·  Antropoloji ve Arkeoloji’nin insanın kökenine ait görüşleri ilmem ispat edilmemiş bazı varsayımlardır.s:150

·  Peygamberimizin okuma yazma bilmediğine dair ayet Peygamberliğin 5. veya 6. yılında gelmiştir. S:155

·  Peygamberlerin masumluğu melekler gibi hata yapmazlık şeklinde değil, bilerek hata yapmazlar veya bir sürçmeyle karşılaşıldığında Cenab-ı Hak tarafından derhal düzeltilip, hatanın uzun ömürlü sürdürülmesine meydan verilmediği şeklindedir. S:158

·  “Allahu Teala kasden bir an için her peygamberden korumasını kaldırmış ve bir iki hafif kusur (ayak sürmesi) işlemelerini sağlamıştır. Böylece halkın peygamberleri ilah kabul etmemelerini, bunların beşer olduğunu, ilah olmadıklarının bilmelerini istemiştir. s:160

Page 7: MESELELER VE ÇÖZÜMLERİ- MEVDUDİ

·  “Mevdudi maalesef değeri anlaşılmamış ve haksız hücumlara maruz kalmış alimlerimizden: “Nice suçlamalarına cevap vererek bütün dayanaklarını yıktığım, haksız hücumlarını ispat ettiğim insanların aynı suçlamaları sanki hiç cevap verilmemiş gibi tekrarladıklarını pek çok kere ve defalarca tecrübe ettim.” s:161

·  Peygamberliğin son bulduğu Kur’an ve sünnet ile sabittir. Bundan sonra kim bu iddiada bulunursa o şarlatan bir deccal ve yalancıdır.s:166

·  Peygamberimizin oğlu İbrahim için “eğer yaşasaydı peygamber olurdu” sözü zayıftır. Hiç bir hadis alimi bunu sağlam kabul etmemiştir. İmam Nevevi: “Bu batıldır, geçersizdir ve gayba at bir konuda düşünmeden söz söylemeye cüret etmektir” demiş. İbn-i Abdülberr ise: “Bu ne biçim bir söz anlamıyorum. Nuh’tan(as) sonra çocukları vardı, peygamber değillerdi. Eğer her peygamberin çocuğu mutlaka peygamber olsaydı, bugün hepsi de peygamber olurdu. Çünkü herkes Nuh(as)ın oğullarıdır” demekte. s:170

·  Mevdudi’nin yalancı peygamber Gulam Ahmed Kadiyani hakkında kanaati: “Mirza Gulam Ahmed o kadar basit adam ki, eğer peygamberlik kapısı açık olsaydı bile en azından aklı başında biri onun peygamber olabileceğini kabul etmezdi.”s:187

·  “Bana karşı gelenlere gelince, onlar her şeye rağmen benim her sözüme itiraz etmeye kendilerini görevli hissederler. Bu yüzden onların hiçbir hareketine önem vermemeye karar verdim. Diledikleri zamana kadar amel defterlerini karartmaya devam etsinler.” s:194

·  “Her hükmün Kur’an-ı Kerim’de bildirilmesi gerekli değil. Hz. Peygamberin ağzından çıkan hükümler de Allah’ın izin ve işareti ile söylendiğinden, Müslüman, peygamberden duyduğu emir ve yasakları yapmakla sorumludur.” s:195

·  Müellife göre Resulullah’ın çocukları içinde en büyüğü Hz. Zeynep, en küçüğü Hz. Rukiyye idi s:199

·  Hz. Ebubekir ve Ömer devrinde ehl-i beyte bağlanan maaş, Fedek arazilerinin gelirinden kat kat fazla idi. S:209

·  İbn-i Sirin, Peygamberi rüyada gördüğünü söyleyen bir zata onun şemailini sorardı. Hadis rivayetlerine rüyada görülen uygun düşmüyorsa: “Sen peygamberi görmedin” derdi. İbn-i Abbas da aynı kanaatte.s:210

·  “Allah Teala ve Peygamberi, din konusunda, bizi rüyalara, ilham ve keşiflere bırakmamış, hak ve batılı, doğru ve yanlışı pırıl pırıl bir kitap ve senetli, delilli bir sünnet içinde bizim önümüze koymuştur.”s:210

·  Necm suresi 4-12. ayetlerin Miracla ilgisi yoktur. Orada Cebrail ile ilk buluşma anlatılıyor.s:215

Page 8: MESELELER VE ÇÖZÜMLERİ- MEVDUDİ

·  “İslam’ın şefaat inancına gelince: O Kur’an-ı Kerim ve hadis-i şeriflerin belirttiğine göre kıyamet günü Allah Teala’nın huzurunda, mahkeme olunurken bir kişi hakkında Allah’ın izin verdiği kişinin yine ancak Allah’ın kendisi hakkında şefaat edilmesine izin verdiği kişiye aracılık yapmasıdır.”s:219

·  “Ben Hz. Adem’i insan türünün ilk ferdi kabul etmekteyim ve ilk insan türünün bir kişi ve ferd olarak doğrudan doğruya yoktan yaratıldığına inanıyorum” s:220

·  “İnsanın bir ara medeniyetten uzak olduğu, davranışlarının tamamen hayvanlar düzeyinde olduğu sadece bir tahmin ve teoriden ibarettir” s:221

·  Firavun kadim Mısır hükümdarlarının ortak adı ve Hz.Musa devrinde iki firavun yaşamış. Yani boğulan firavunla, Hz. Musa’nın yanında büyüdüğü firavun aynı kişiler değil.s:225

·  “Hadislerin tenkidi, incelenmesi, değerlendirilerek sınıflandırılması konusunda ilk dört asırda yapılan çalışmalar son derece övgüye ve takdire layık olsa da yeterli değildir, daha yapılacak şeyler var.” s:230

·  “Ben ilmin şehriyim Ali de kapısı” rivayeti altı kitap içinde sadece Tirmizi almış ve garib, münker bir hadis demiş. Zehebi uydurma olduğunu dile getirmiş, Yahya bin Main “aslı astarı yoktur demiş, Nevevi Ve Cezeri uydurma olduğu kanaatinde, İbn-i Cevzi mevzu diyor. Buhari ise Münkerdir, sağlam bir senetle ulaşmamış diyor. s:232

·  “Kim aşık olur, onu gizler, sonra iffetiyle yaşarsa, şehid olur” rivayetleri de İbn-i Kayyım ve İbn-i Abdülberr’e göre uydurmadır. S:244-245

·  Müellif, hadisle ilgili şu önemli ölçüyü veriyor: “Hadisleri inceleyebilmek için hadis ilmine çok derinden vakıf olmak gerekir. Başka bir gerekli olan şey de; kişinin sözü anlayıp, kafasına mesele iyi girecek kabiliyette olmasıdır. Bu şekilde rivayet ve dirayette sağlam bir ölçüğ elde edildikten sonra, hadisleri inceleyip sağlam ve çürük olduğuna karar vermeye ve konusunun manevi yönü ile ilgili bir görüşe sahip olmaya yetkili olunabilir. s:246

·  Eğer bir kişiye ve bir topluma hak tebliğ edilip, gerçek tekrar tekrar en iyi metotlarla anlatıldığı halde yaşayışında ve hayat tarzında hiçbir etkisi olmuyor, kendi nefsinin kulu olmaktan asla vazgeçmiyorsa bu kimselerle vakit kaybedilmemelidir.”s:252

·  “Hz. Peygamber(SAV)’in gelecek olan, meydana çıkacak olan bütün felaket ve kötü durumları önceden bildirmesinden maksadı, müminlerin bu olaylara razı olup da durumlarını düzeltmeye çalışmayı terk

Page 9: MESELELER VE ÇÖZÜMLERİ- MEVDUDİ

etmeleri değil, aksine uyanık olmaları, duygu ve düşüncelerini düzeltmeleridir.” s:252-253

·  Muvakkat nikah Cahiliyye zamanı çok cari idi. Efendimiz bir iki uzun sefere mahsus izin vermiş. Sonra ebediyen yasaklamıştır. Bu yasağı duymayanlarca bir süre daha devam etmişse de Hz. Ömer devrinde kesinkes yasaklanmıştır. s:258

·  Güneşin Arş’a gidip secde etmesi mealinde ki hadisin anlatmak istediği bir mana güneşin hep emir doğrultusunda, yani yörüngesini şaşmadan devam etmesi demektir. s:260

·  Cehennemin yaz ve kışa mahsus birer defa nefes alması ve sıcak ve soğuğun artması ile ilgili hadiste anlatılmak istenen bir mana yazın öğle namazı, kışın sabah namazına gelmeye üşenen nefislere bir ikazdır. S:262

·  Aynı zamanda bu hadisten bir mana da; sanki yazın sıcaklığı cehennemin üfürmesi gibidir demektir.s:262

·  Hz. Süleyman’ın bir gecede hanımlarını dolaşması ile ilgili olarak şöyle denebilir; Bu kadar değişik senetlerle gelen bir rivayetin aslı olmadığını söylemek zordur. Belki de ravinin anlamasında bir eksiklik olabilir. Belki ravinin yorumu hadise girmiş olabilir. Mesela hadisin aslında “bir gece de” kaydı olmayıp rivayet ederken ravinin bunu eklemesi(buna müdrec hadis deniyor) gibi. s:264

·  Mevdudi hadis külliyatları için şöyle diyor: “Böyle bir iki örneği ele alarak bütün hadis hazinesini değersiz kılmaya çalışmak akıllı kişilerin kârı olamaz.”s:264

·  Müellif, Hz. Ebu Hureyre(ra) için; “Hz. Ebu Hureyre’ye gelince; onun Hz. Peygambere bir kelime bile olsa yalan yanlış bir şeyi isnat edeceği hiçbir kimsenin aklının kenarından bile geçmez.” S:265

·  Müellif, hadis ilminde bilgisi olmayanların okudukları hadislerle hüküm veremeyeceklerini şöyle diyor: “hadislerde araştırma yetkisi bu ölçüde olmayan kimselerin her şeyden önce doğrudan hadis kitaplarını okumaları,okurlarsa da ondan hüküm çıkarmaya çalışmaları yanlıştır.” s:270

·  “Hz. Peygamberin açıklama ve izahlarından uzak kalanlar, onun uygulamalarını göz ardı edenler, Kur’an-ı Kerim’in her ayetine farklı, tuhaf manalar vermek zorunda kalırlar, onları kendi asıl manasından ayrı değerlendirirler.” s:272

·  “Aslında sünnet Allah’ın onu insanlara kabul ettirmek ve hayata hakim kılmak için peygamberini gönderdiği bir hareket tarzı ve metodudur. Peygamberin şahsi hayatı ile ilgili olan sünnetler bu tarifin dışındadır. s:279

·  Efendimizin “İmamlar Kureyş’tendir” hadisi Cahiliyye döneminde beri yönetici özelliği ile kendisini Araplara kabul ettirmiş bu gruba ait bir vakayı

Page 10: MESELELER VE ÇÖZÜMLERİ- MEVDUDİ

rapordan ibarettir. İşin ehli olmaları ve bütün Arapların eskiden beri bunu kabul etmelerinden kinaye söylenmiştir. Yoksa ebediyen bu böyle olacak ve olmalı demek değildir. s:284-285

·  “Muhteşem Emevi idaresi” s:284

·  Efendimizin vefatın yakın kağıt kalem istemesi hadisesi vefatından önceki son Perşembedir. Bundan sonra bir iyileşti. Mescide çıkageldi. Ama tekrar ayını istekte vefatına kadar bulunmadı ki, bu da Şia iddialarını geçersiz kılmakta. s:287-288

·  Mehdi konusu: “Ben hadisler içinde Mehdinin gelişi ve ilgili olanların bir dereceye kadar doğru, ama Allahu alem, işaret ve alametlerini geniş geniş anlatan hadislerin herhalde uydurma olduğunu düşünüyorum. Maksatlı kişilerin daha sonra bunları sağlam hadislere eklemiş oldukları kanaatindeyim.” s:289

·  “Hz. Peygamberin(SAV) olacağını önceden haber verdiği şeyleri incelediğimde gördüm ki; bu buyruklardaki üslup ve ölçü hiçbir zaman Mehdi’nin gelişi ile ilgili hadislerdeki kadar geniş teferruat ihtiva etmemektedir.”s:289

·  “Hadis-i Şerif’te Mehdinin Peygamberlik sistemi üzerine kurulmuş bir hilafet sisteminin alt üst olması, yeryüzünün zulüm, haksızlık ve acılarla dolması sonucu, hilafet düzenini yeni baştan Peygamberlik sistemi üzerine kuracağı, yeryüzünün adalet ve eşitlikte huzura kavuşturacağı bildirilmiştir.”s:290

·  “Benim, geleceği bildirilmiş Mehdi bu asra uygun bir lider olacak, sözümden, "sakal ve bıyığını kazımış, kravatlı, pantolonlu, ceketli, son moda giyinmiş bir tip olacaktır." manası anlaşılmamalı. Aksine ben bu sözümle, Mehdi ne zaman gelirse gelsin, o zamanın bilgisini, kültürünü, ahvalini, zorunluluğu şeylerini çok iyi bilecek ve zamanına uygun düşen tedbirleri alacak, dönemindeki fenni ve ilmi buluşlardan, aletlerden, faydalanacak, onları en iyi şekilde kullanacak demek istedim.” S:293-294

·  “Herhangi bir topluluğun hedefine ulaşması veya bir hareketin muvaffak olması için değişmeyen yol, onların en modern aletlerle güçlenmesi ve kendi davalarını yaymak için en modern bilgi ve tekniği, en modern taktikleri uygulamaları yoludur.”s:294

·  “Benim şimdiye kadar edindiğim tecrübem şudur ki; Allah Teala hiçbir zaman yalanı muvaffak kılmıyor.”s:295

·  “Benim prensibim daima şu olmuştur ve gelecekte de aynı prensip üzerinde hareket etmeyi istiyorum; kendilerini dürüstlükten, samimiyetten uzak ve Allah korkusundan nasipsiz bulduğum kimselerin sözlerine hiçbir zaman cevap vermiyorum” s:295

·  “Benim efsane dediğim şey Deccalın bir yerde bağlı olup hapsedilmiş olmasıdır. Büyük bir fitneye sebeb olacak olan ve

Page 11: MESELELER VE ÇÖZÜMLERİ- MEVDUDİ

hadislerde haber verilen deccalin çıkacağına ben de inanıyorum. Her namazdan sonra Peygamberimizden naklonulan ve kendisinden Allah’a sığındığı şeylerden biri olan “Deccalin fitnesinden sana sığınırım” duasını sürekli okuyorum.” S:297

Sahabeden naklonulan ekseriyet rivayetler Efendimizin ayaklarını yıkamasıdır ki, Maide; 6’yı izah ediyor. Akıl da bunu gerektirir. Zira en fazla pislenebilecek mahal şüphesiz ayaklardır.s:305

2. CİLT

·"Şirk, bir kimsenin Allah'tan başka bir varlığın gerçek manada helal kılma ve yasaklama yetkisine sahip olduğunu kabul etmesi veya Allah'la birlikte başka birinin de emir ve yasaklarına uymayı gerekli görmesi halinde ortaya çıkan bir durumdur."s:12

·"Bir kimse büyük zatlardan birini hak yolda bilip, Allah'ın dinini ve şeriatını, onun hükümlerini başkalarından daha iyi biliyor siye ona bağlanıyor, itaat ediyor, onun peşinden gitmeyi Allah'ın rızasına uygun buluyorsa o kişiyi nasıl şirkle itham edebilirsiniz?" s:12

·"Gerçek âlimleri ve salih kulları yol gösterici, hidayet rehberi kabul etmek günah ve hata olamaz. Hatta salih ve âlim olmayan kimseler âlim ve salih kimselerin sözünü dinlemeli, onların peşinden gitmelidir." s:13

·Müellif, mezhepsizlik konusunda şu enfes ifadeleri söylüyor: "Tâbi olup, taklit etmeye karşı çıkmak, içtihad hevesiyle eski büyük zatlara, müctehidlere cephe almak şeklini alırsa, onların imar ettiği binaların rast gele tahrip etmeyi hedeflerse, sadece yeni bir şey ortaya atma hevesi uğruna yenilikçilik taslanırsa, kişiler yetkili olmadıkları halde içtihad yapmaya kalkar, Allah'ın Kitabını, Peygamberin sünnetini çocuk oyuncağına çevirirse, doğrusunu söyleyeyim, bütün bu sapıklıklar körü körüne taklit edip birinin peşinden gitmekten daha beter ve din bakımından daha tehlikelidir." s:13

·"Hadisler konusunda şunu iyice kafanıza koyunuz ki, bir meselenin her yönünün bir tek hadisle öğrenemezsiniz, bir tek hadis, bir meselenin bütün yönlerini öğrenmeniz için yeterli olmayabilir. Bu bakımdan bir kişi kalkar da, bir iki hadisle kesin bir kanaate varmaya, kesin bir sonuç almaya kalkarsa yanılır." s:17

·Müellifin Hızır(as) hakkında kanaati: "Hızır'ın(as) insan türünden olmadığını ben daha mantıklı, kıyasa daha yakın buldum" s:30

Page 12: MESELELER VE ÇÖZÜMLERİ- MEVDUDİ

·İlk dönem âlimleri arasında da Hızır(as)'ın Resul mü, nebi mi, melek mi yahut bir veli kul mu olduğunda ihtilaf var. s:31

·"Eğer bütün dünya Müslümanları için bir tek merkez ve yön belirtilmemiş olsaydı, her namaz vakti tuhaf bir kargaşa ortaya çıkardı" s:33

·"Bitkiler ve hayvanların her türünün ve aynı şekilde insan türünün ilk ferdini doğrudan doğruya Allah, yaratma gücü ile meydana çıkarmış, varlık âlemine getirmiş, ondan sonra da bu yarattıklarına üreme, türeme yeteneği vermiş, bu gücü onların içine yerleştirmiş, bu yolla da sayısız olarak o türlerden fertler üremiş ve türemişlerdir." s:36

·Hz. Ömer: "Hz. Peygamber(s.a) dua ederken ellerini kaldırarak dua ederdi, sonra da ellerini yüzüne sürerdi" s:42

·Hz. Ali: "Dua ederken ellerini kaldırmak, Allah karşısında güçsüzlüğün ve kimsesizliğin açığa vurulmasıdır" s:42

·"Şüphesiz Hz. Peygamber döneminde, bugünkü gibi cemaatle namaz kıldıktan sonra imam ve arkasında namaz kılanların birlikte el kıldırıp dua etmesi şeklinde bir uygulama yoktur. Bundan dolayı da bazı âlimler

böyle bir uygulamayı bidat kabul etmektedirler. Ama ben anlamıyorum, eğer bu uygulamaya mutlaka böyle yapılması gereklidir denmiyorsa, böyle yapmayanları kötülemiyorlarsa ve ara sıra kasten bunu terk ediyorlarsa, o zaman neden buna bidat derler. Hangi şekilde olursa olsun Allah’a dua etmek kötü bir şey olamaz.” s:42

· Kadınların mahremi olmadan hacca gitme meselesinde üç görüş var:

1-Mahremi olmadan asla gidemez.

2-Eğer hac yolculuğu üç gece üç gündüzden az ise mahremi olmadan gidebilir. İmam-ı Azam’ da bu kanaatte

3-Kendilerine güvenilir, kocaları ile hacca giden kadınlar arasında onlarla beraber hacca gidebilir.

4-Kadın her halükarda hacca gidebilir. İbn Hazm’ın görüşü. Mevdudi üçünçü görüşü uygun görüyor. s:45

· Öğle ile ikindinin yatsı ile akşamın ayırt edilemediği yerlerde bu namazlar birleştirilir. Yani ikindi ile öğle, yatsı ile akşam birlikte kılınır. s:48

· İbn-i Batuta Rus şehri Bulgar işle alakalı şöyle yazıyor: “O şehre geldiğimde ramazandı. İftar ile imsak zamanı arasında sadece iki saatlik bir zaman vardı. Bu kadar kısa bir zaman içinde Müslümanlar iftar da yapıyorlar, yemek yiyorlar, yatsı namazını kılıyorlardı. Yatsıyı kıldıktan sonra çok geçmiyordu ki, fecr-i sâdık doğuyordu, sonra da sabah namazını

Page 13: MESELELER VE ÇÖZÜMLERİ- MEVDUDİ

kılıyorlardı.” s:48

· “Ehl-i Hadis olsun, Hanefi, Şafiî, Malikî, Hanbelî olsun, nasıl kılarlarsa kılsınlar hepsinin kılış tarzı Hz. Peygamberden rivayet edilen hadislere dayanmaktadır. Bundan dolayı, bunlardan hiçbir grubun ileri gelen büyük âlimleri kendi mezheplerinin dışındakilerin kıldığı namaz olmaz dememişlerdir.” S:49

· “Hz. Peygamber(sa) değişik zamanlarda değişik tarzda namaz kılmıştır.” s:49

· “Ben kendim, Hanefi mezhebine göre namaz kılıyorum.” s:49

· Namaz Arapça kılınmalıdır. Zira:

1-    Ayetlerin mana ve ifade derinliğini başka hiçbir dil yerine getiremez.

2-    Getirse bile bunlar hiçbir zaman peygamberimizin kullandığı kelimelerin yerini tutamaz. s:51

· İmam Ebu Yusuf ve İmam-ı Muhammed’e göre yeni dine girmiş bir insan bir iki sure öğrenene kadar kendi lisanında namaz kılabileceğini, ama bir an önce öğrenmesi gerektiğini söylemişlerdir. s:51

· İmam-ı Azam önceleri Arapça ile namaz kılabilecek yeterlilikte olsa bile yabancı birinin kendi ana dili namaz kılabileceği görüşünde idi, sonra bu görüşünden dönerek İmam Ebu Yusuf ve İmam-ı Muhammed’in görüşünü kabul etti. s:51

· İmam Şafii’ye göre hiçbir durumda namaz başka dil ile kılınmaz. Hiçbir şey bilmeyen bir yabancı ise öğrenene kadar Subhanallah, elhamdülillah gibi sözlerle namaz kılabilir. s:51

· Namazın tek bir dil ile kılınması İslam’ın evrenselliği gereğidir. S:53

· Tirmizi: “İlim erbabının çoğunun görüş ve kanaati teravihin yirmi rekât olmasıdır ki, Hz. Ömer ve Ali’nin görüşü de budur.” Abdullah bin Mesud’da bu kanaattedir. s:65

· İnsan tövbelerini ne kadar bozsa da yine günahlarına tövbe etmeli, yeni baştan kendini ıslah etmeye çalışmalıdır.”s:99

· “Tevbeyi sağlam yapmak, tevbeyi bozmaktan kurtulmak için işe yarar etkili reçete; kişinin nafile namaz kılması, nafile oruç tutması ve nafile sadaka vermesidir.” s:100

· “İbadette bir takım kusur ve hatalardan dolayı ümitsizlik ve bıkkınlık duygusu kabarır. Aslında bu duyguyu çoğaltan şeytandır ve bunu sizin ibadetten vazgeçmeniz için kabartır.” s:104

· Müellif, günah ortamından kurtulmanın ilacı olarak gençlere şöyle diyor: “Bunun ilacı, sizi tahrik eden şeylerden kaçınabildiğiniz kadar kaçının.

Page 14: MESELELER VE ÇÖZÜMLERİ- MEVDUDİ

Mesela sinema, resimler, ahlaksız fotoğraflar, kadın erkek karışık toplantılar, açık saçık kadınları isteyerek seyretmek veya onlarla sohbet etmek gibi durumlardan kendinizi koruyun.” S:105

· Ahmed İbn-i Hanbel’in Muaz bin Cebel’den naklettiği bir rivayette: “Namaz ve orucun mevcut son durumu kademe kademe teşekkül etmiştir” denmektedir. s:109

· İbn-i Abbas’tan gelen bir rivayete göre oruçla ilgili ilk sene gelen ayette oruç tutmaya gücü yettiği halde tutmayanlara fidye izni varken sonradan bu ruhsat neshedilmiştir. S:110

· Bitişik doğan ikiz kızlar bir kişi ile evlenebilirler. Eğer onların evlendiği kişi boşanmak isterse ikisini birden boşamış olur. s:127

· Azl hakkında müellifin görüşleri: “Azl(dışarı boşalma) hakkında Hz. Peygamber Efendimizin verdiği cevaplar sadece şahsi zorunluluklar ve istisnai durumlarla ilgilidir. Genel manada doğum kontrolü yapılması çağrısı ve teşviki asla bulunmamıştır.” s:130

· “Hadiste anlatılan Hz. Peygamberin(s.a) buyruklarından azlin caiz olduğu anlaşılsa bile bu hiçbir zaman arkasında tam bir materyalizmin yattığı, bütün haramları mübah gören, batıl bir felsefenin teşvik ettiği genel doğum kontrolü ve gebeliğin önlenmesi anlamında değildir.”s:130

· “Ben, Hz. Peygamberin(s.a) azille ilgili sözlerini yanlış kullanarak bugünkü doğum kontrol hareketine bir delil gibi göstermek isteyen herkesi Allah’ın azabıyla korkutuyorum ve onlara Hz. Peygamberin(s.a) karşısına geçme cüretinden vazgeçmelerini tesviye ediyorum.” s:130–131

· Müellife göre kadın yabancı erkeklerin yanında yüzünü de kapamalıdır. s:143

· “Allah’ın buyruklarını bir tarafa atan, nefsini veya aile prensiplerini ona tercih eden bir anne zaten ayağını cehenneme doğru kaydırmıştır. O halde onun ayağının altında cennet nasıl olur?” s:148

· Şigar(değiş tokuş) evlilikleri İslam’da yasaklanmıştır. Cahiliye de bu üç şekilde olurdu:

1-Bir kimse kızını diğerine verirken karşı tarafın kızını almayı şart koşması ve mihirlerinin aynı olmasını kararlaştırmaları

2-Birinci şekilde olup mihirlerinin de verilmiş sayılması kızların eline beş kuruş geçmemesi

3- Nikâhların da aynı anda olması. s:164

· İstimna(Mastürbasyon) hakkında İslam uleması üç görüşe ayrılmıştır:

1-Mübah olduğunu kabul edenler: İbn-i Hazm Muhalla adlı eserinde bu

Page 15: MESELELER VE ÇÖZÜMLERİ- MEVDUDİ

görüştedir. Ve de Hasan Basri, İmam Mücahid, Amr bin Dinar gibi zatların da aynı görüşte olduğunu söyler. Allame Alusi Rûh’ul Meani adlı tefsirinde Ahmed bin Hanbel’in bu görüşte olduğunu söylerse de Mevdudi, Hanbelî fukahasının eserlerinde böyle bir görüşe rastlamadığını zikreder.

2-Haram olduğunu kabul edip ancak zinaya düşme tehlikesi varsa yapılabileceğini kabul edenler. Hanefi fukahasının görüşü.

3- Her halükarda haram olduğunu ileri sürenler. İmam Şafii ve İmam Malik Müminun suresi 5. ayetine istinat ederek bu görüşteler. s:165–166

· Muta nikâhı konusunda müellifin görüşü: “Ben bunu kesin olarak haram olduğuna inanıyorum” s:176

· İkinci hicri asrın başına kadar Muta meselesi ihtilaflı bir konu idi. İhtilaf da sadece mutanın kesin ve ebedi haram mı olduğu, yoksa leşin ve domuzun mecburiyet halinde yenilmesine cevaz verildiği gibi zaruret halinde cevaz verilebilen bir haram mı olduğu konusunda idi. Çoğunluk birinci görüşü savunurken, çok küçük bir azınlık ikinci görüşte idi. Daha sonra Ehl-i Sünnetin bütün âlimleri mutanın kesin haram olduğu üzerinde görüş birliğine vardılar. s:176–177

· Mevdudi, Türkiye’de bizim de çok karşılaştığımız bir durumu çok güzel anlatıyor: “Bu hareketin heyecanlı, enerjik bir ferdi bir büyük zata doğrudan doğruya davet yaparsa, mesele tahammül sınırını aşmakta, o zaman onların gözünde hiçbir küfür, hiçbir dinden sapma, hiçbir en büyük dalalet fitnesi ve hiçbir en şiddetli günahlar seylabı bile kökünden kazınıp atılmaya, onlar nazarında bu dini hareketi kökünden kazıma düşüncesinden daha fazla hatta ona eşit değer taşımaz. Hem onların kendileri ve hem de onların bütün müridleri, özellikle bu hareketi yürütmenin asıl yetkilisi olan kimsenin peşine düşerler Neresinden bulup da ona küfür veya en azından yoldan sapma fetvası verebilecek bir şey bulabilmek için mikroskoplarla araştırmaya başlarlar.” s:195

· “Ben daha önceden herkesi bana yaptıklarından dolayı affetmişim” s:197

· “Mehdinin ortaya çıkışı ve Mesih’in yeryüzüne inişi aynı zamanda olacak ve ayrı ayrı kişiler olacaklardır.”s:203

· İslam tarihinde Necran Hıristiyanları hariç karşılıklı beddualaşma hiçbir zaman yapılmadı. Ve teklif de edilmedi. s:228

· İmam Nevevi Müslim Şerhinde Bid’atı beş kısma ayırır:

1-Vacip( yapılması zaruri) bidat

2-Mendup(beğenilen) bidat

3-Haram bidat

Page 16: MESELELER VE ÇÖZÜMLERİ- MEVDUDİ

4-Mekruh(beğenilmeyen) bidat

5-Mübah(yapılsa da olur yapılmasa da) bidat. s:24

· “Sahabe-i Kiramın aynı konuda birleşmeleri kesin delildir.” S:250

· “Sahabe-i Kiram’ı kötüleyen sadece fâsık ve aşırı günahkâr değil, imanı bile şüphelidir. Zira bir hadiste buyrulur: “kim onlara kin beslerse ben onlara daha fazla kin beslerim” s:251

· Farzları terk eden ve büyük günah işleyen; “biz onu Müslüman kabul ederiz. Ama onun ıslah edilmesine çalışmayı da kabul ederiz.” s:251

· “Tasavvuf da kitap ve sünnete uyan ne varsa haktır. Ama kitap ve sünnetten sapan karışma ve katılmalardan biz sakınırız, başkalarının da bundan kurtulmasını tavsiye ederiz.”s:251

· “Hadis incelemelerinde bakılacak ilk şey hadisin senedidir. Ondan sonra dirayet derecesi gelir. Dirayetten maksat; hadisin konusuna dikkat ederek, onun Kur’an’a ve şüphe götürmeyen sünnetlere aykırı olup olmadığına, onu destekleyen başka rivayetlerin bulunup bulunmadığına bakmaktır.”s:251

· “Cemaat-i İslamiyeye katılmak, bize göre, Müslüman olmanın ne önceden bir şartı idi, ne şimdi bir şartıdır, ne de biz “bu cemaate girmeyen Müslüman değildir” deme yanlışına ve aşırılığına inşallah hiçbir zaman düşmeyeceğiz.” s:251

· Müçtehitleri taklid konusunda müellifin görüşü: “Müçtehit imamlardan birini taklit etmeye gelince, bunu biz, kendisi doğrudan şer’i meseleleri araştırıp inceleme yeteneğine sahip olmayan Müslümanlar için gerekli görürüz. Araştırıp inceleme yeteneği taşıyanlara gelince, eğer bir müçtehid imamın görüşlerinin sağlamlığına gönlü ve aklı yatıyorsa, bize göre onların taklidine karşı çıkılmaz. Ama inceleme ve araştırmaya gücü yetiyor ve herhangi bir meselede kendi imamından başka diğer bir imamın görüşünü daha uygun gördüğü halde bilerek kendi imamının peşinden gidiyorsa, bu bize göre caiz değildir.”s:251–252

· “Bir cemaate, bir gruba, tanına bilinen adıyla hitap edilmesi, gerçekte o isimde bir hakaret ve aşağılama yoksa İslam’da yasaklanmış değildir.”s:253

· Hz. Ali’nin halifeliğe istekli oluşu ve Efendimizin vefatında hak iddia etme hikâyesi kasıtlı bir takım rivayetler üzerinde kurulmuş bir hikâyedir. İmam İbn-i Kuteybe, Yakubi gibi kimseler de maalesef bu hikâyeyi desteklemişlerdir. s:257

· İmam-ı Azam Ebu Hanife gibi tedbirli, ihtiyatlı bir fıkıh âlimi müctehid de Hz. Ali’nin çeşitli zümrelerle yaptığı bütün savaşlarda haklı olduğu görüşündedir.” s:265

Page 17: MESELELER VE ÇÖZÜMLERİ- MEVDUDİ

· Efendimizin(SAV) kefenlenmesi işini Hz. Ali, Hz. Abbas, Fazl bin Abbas, Kusem bin Abbas, Usame bin Zeyd, ve Şükran(Resulullah’ın azaldı hizmetkarı) ve ensardan Evs bin Havli yerine getirdiler. s:282

· Resul-i Ekrem’in kabrini Hz. Ebu Talha ve Zeyd bin Sehl Ensari kazdılar. s:282

· “İbn-i Kuteybe şüphesiz araştırmacı bir insandı. Ama onun eserelerinde Şii âlimlerinin atıfta bulundukları, aklın kabul edemeyeceği bazı şeyler vardır.” S:285

· Sahabe-i Kiram iyi niyetle kendilerinin haklı olduklarına inanıyorlardı, nefsanî ve dünya menfaatine ait bir şey uğruna savaşmıyorlardı.” s:288

· Hz. Talha’nın oğlu Musa, Hz. Ali’nin yanına Cemel savaşı sonrası geldiğinde Hz. Ali efendimiz ona şöyle dedi; “Ümid ediyorum ki, baban ve ben; kendileri hakkında Allah Teala’nın “Biz onların gönlündeki kırgınlığı çıkaracağız ve cennete kardeşce karşı karşıya tahtlarda oturacaklar” diye buyurduğu kimselerden olacağız.” Orda olan biri buna itiraz edince Hz. Ali kızdı ve şöyle buyurdu: “Yazıklar olsun sana! Şüphesiz Allah Bedir ehline müjde gönderdi de; “istediğinizi yapın, ben sizi bağışlarım buyurdu” dedi. S:289–290

· Hz. Ömer’in Müslüman olduğuna Müslümanlar kırk kişiden daha fazla idi ama Müslümanlıklarını gizliyorlardı. Erkam’ın evinde bulunanlar 39 kişi idi, Hz. Ömer onların kırkıncısı oldu. s:292