52
Tarih: Ocak 2014 Sayı: 26 marketing europe & anatolia Yerel Seçimler Yaklaşıyor... kelebeğin fırtınası Reklamı bırak, müziğe bak... retorik Ahvalden manaya ulaşmak... Seviyorsan iş sonsuz tatil gibidir...

marketing europe & anatolia Sayı:026

Embed Size (px)

DESCRIPTION

marketing europe & anatolia, ekonomi, medya, reklam, iletişim ve pazar alanında aylık olarak yayınlanan bir e-dergidir. marketing europe & anatolia’da reklamcı Nurgül Eryıldır Günay'ın kelebek etkisi yaratan ve Yönetmen Abdullah Ekşioğlu'nun adresini bilen yazılarını okuyabilir, ilgi çekici röportajları, haberleri, reklam kampanyaları künyelerini, kültür – sanat ya da gezi gibi sayfaları da bulabilirsiniz. marketing europe & anatolia Ekşioğlu Medya Grup tarafından yayınlanmaktadır

Citation preview

Page 1: marketing europe & anatolia Sayı:026

Tarih: Ocak 2014 Sayı: 26marketing europe & anatolia

Yerel Seçimler

Yaklaşıyor...

kelebeğinfırtınası

Reklamı bırak, müziğe bak...

retorikAhvalden

manayaulaşmak...

Seviyorsaniş sonsuz tatilgibidir...

Page 2: marketing europe & anatolia Sayı:026
Page 3: marketing europe & anatolia Sayı:026

marketing europe & anatolia / 1

İçindekiler

Sayı:26 Tarih:Ocak 2014

İmtiyaz SahibiEksantrik Film Prodüksiyon Reklam ve Yayıncılık Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti.e-mail: [email protected].: 112 34725 Kızıltoprak - İstanbul - Tr.

Genel Yayın Yönetmeni veSorumlu Yazı İşler MüdürüElvin Ekşioğlue-mail: [email protected].: 112 34725 Kızıltoprak - İstanbul - Tr.

Haber ve FotoğraflarAgency Europe & Anatolia

Katkıda BulunanlarNurgül Eryıldır GünayAli Erdem EkşioğluSeval DubanEkim Sölemez

DanışmanAbdullah Ekşioğlu

İlan RezervasyonAyşe Yılmaz

Yayın TürüSüreli Yayın

Yönetim YeriAgency Europe & AnatoliaFeneryolu Mh. Gedikli Sk.Adilbey Ap. No: 15/13Kadıköy - İstanbul - Tr.Tel: +90 555 233 24 41e-mail: [email protected]

marketing europe & anatoliaAgency Europe & Anatolia tarafındanSüreli yayınlanan bir e-dergidir.

Bu yayının tüm hakları Eksantrik Film Prodüksiyon Reklam ve Yayıncılık Hizmet-leri San. ve Tic. Ltd. Şti. aittir. Tamamı ya da bir bölümü yayıncısının izni olmaksızın çoğaltılamaz ve yayınlanamaz.Tüm ilanların sorumluluğu firmalara, ma-kalelerdeki görüşler ve hukukisorumluluk yazarlara aittir.

Bu derginin yayınlanma sürecindehiçbir ağaç zarar görmemiştir.

mobil: http://m-mea.eksantrik.comhttp://www.facebook.com/meadergiBir Ekşioğlu Medya Grup kuruluşudur.

marketingeurope & anatolia

Kısa Kısa 04 - 07

Röportaj 14 - 18

Medya Dünyası 12 - 13

kelebeğin fırtanası 21

Gezi 38 - 44

Reklam Dünyası 22 - 23

retorik 29

Kampanyalar 31 - 37

Kültür Sanat 48 - 49

Yeni Ürünler 10 - 11

reklam arası sinema 46

Röportaj 24 - 27

Page 5: marketing europe & anatolia Sayı:026

marketing europe & anatolia / 3

Köşe

Yeni yıl piyasalara belirsizlik ve güvensizliğin hakim olduğu bir dönemde az da olsa bir es vermek için bahane oldu. Piyasalar, kasvetli, karamsar havayı bir anlığına terk edip bir nefes aldılar.

Yeni yıl herşey için çok daha umutlu haberlere gebe gibi görünüyor. Öncelikle demokrasinin yeniden tesis edilecek olması umudu, yatırımcılara güven verecektir. Bununla beraber bir süredir piyasanın sıcak para ihtiyacını karşılayan kara para trafiğinin azalacak olması ekonomideki yapay iyimser tabloyu daha realistik verilere çevirecek gibi görünüyor.

Bu süreç içerisinde çok fazla taş yerinden oynayacak ve son dönemde piyasaya tutunmaya çalışan birçok oyuncu kendini suların akışına bırakacak. 2014 eski köklü kuruluşların piyasaya geri döndüğü, Yatırımcıların ülkemizi tercih ettiği, kaçan kara paranın yerini yabancı yatırımcıların aldığı, demokrasinin yeniden tesis edildiği bir yıl olacak.

Piyasalardaki bu çalkalanma ve iyi yönlü devinim 2014 yılında da dergimizin sayfalarında yer almaya devam edecek. Güvenli piyasalar, büyük reklam kampanyalarının ve karşılaştırmalı reklamlarla, kaliteli reklamcıların ayrıştığı hareketli günlerin habercisi olarak bugünden kendisini göstermeye başladı.

Uzun zamandır ilk defa gelecek için umutla hepinizi bir kez daha selamlıyorum.Sevgiyle...

Elvin Ekşioğlu / [email protected] editörden)(

Projeksiyon...

Page 6: marketing europe & anatolia Sayı:026

4 / marketing europe & anatolia

Kısa Kısa

Pegasus, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM)ta-rafından havaalanlarında faaliyet gösteren kuruluşların çevreye ve insan sağlığına verdikleri veya verebilecekleri zararların sistematik bir şekilde azaltılması ve ortadan kal-dırılabilmesi için başlattığı “Yeşil Havaalanı” projesi kap-samında İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’nda “Yeşil Kuruluş”unvanını alan ilk havayolu işletmesi oldu.“Yeşil Kuruluş” olmak için başvurusunu Mayıs 2013’te ger-çekleştiren Pegasus; atık yönetimi, doğal kaynak yönetimi ve emisyon yönetimini kapsayan proje şartlarını sağla-yarak bu unvanı almaya hak kazandı. Geçen yıla oranla genişleyen filosu ve %22.3artan misafir sayısına rağmen,

özellikleyakıt tasarrufu uygulamaları ile uçuş başına yakıt tüketimini azaltarak, misafir başına düşen karbon salını-mını %10düşürdü ve böylece doğa dostu çalışmaları ile sektörde bir yeniliği daha gerçekleştirdi ve bir başarıya daha imza attı.“Yeşil Kuruluş” unvanına ilişkin açıklama yapan Pegasus Hava Yolları Genel Müdürü Sertaç Haybat, “Türkiye’de ha-vacılık sektöründe değişim yaratan havayolu olarak, başta verimlilik olmak üzere birçok konuda fark yaratan çalışma-lara imza atıyoruz. Bunu çevreye duyarlılık alanında yap-tığımız çalışmalarla da desteklemekteyiz. Yeşil Kuruluşun-vanı, filomuzun daha az yakıt tüketerek daha çevreci bir yaklaşım ve daha güçlü bir performansla uçması için ger-çekleştirdiğimiz çevreci çalışmaların başarıyla sürdüğünü bize gösteriyor. Uçaklarımızdaki ağırlıkların azaltılması, yakıt tasarrufu sağlayan operasyonel ve teknik uygula-malar gibi detaylı çalışmalarla genişleyen filomuz ve artan misafir sayımıza karşılık, 2011 ve 2012 yıllarında misafir başına ürettiğimiz karbon emisyonunu ciddi bir şekilde dü-şürmeyi başardık.

“Yeşil Kuruluş” Pegasus...

Teknolojinin hızlı bir şekilde gelişmesine paralel olarak tüketicilerin har-cama ve ödeme yöntemleri de hızla değişiklik gösteri-yor. Kasalarda daha az vakit geçirmek isteyen tüketiciler

temassız kartlar sayesinde ödemelerini hızlı ve kolay bir şekilde gerçekleştirebiliyor. Geçtiğimiz sene Eylül ayında Türkiye’de 4.6 milyon adet olan Visa temassız kart sayısı, son 12 aylık dönemde yüzde 41 artışla 6.5 milyon adete yükseldi. Bu büyüme ile Türkiye’de Visa kredi kartlarının %20’si temassız özelliğine sahip oldu. 2013 Eylül ayı so-nunda Avrupa’daki temassız Visa kartların sayısının 73 milyon adet olduğu göz önüne alındığında, Türkiye’deki temassız kartların oranı Avrupa’nın yüzde 9’u oldu. Tüketicilerin sahip oldukları temassız kartları kullanabil-ecekleri POS Terminallerinin sayısı da artmaya devam

Temassız kartlar bir yılda yüzde 40 büyüdü...ediyor. Geçtiğimiz yıl Eylül ayında 58 bin olan temassız POS’ların sayısı yüzde 35 oranında artarak 78 bine yük-seldi. Temassız kartlarla tüketicilerin yaptığı ortalama alışveriş ise 19.8 TL olarak hesaplandı. Visa Europe Türkiye Ülke Müdürü Merve Tezel konu ile ilg-ili değerlendirmesinde “Ödeme sistemleri konusunda Tür-kiye Avrupa’da önemli bir yere sahip. Temassız kartlarda Avrupa’daki toplam kart sayısının yüzde 9’u Türkiye’de bu-lunuyor. POS sayısındaki artış da tüketicilerin bu kartları daha fazla noktada kullanmasına olanak tanıyor. Türk tüketicisinin yeniliklere açık olması ve teknolojik gelişmeleri hızlı takip etmesi ülkemizin yenilikçiliğin üssü konumunu pekiştiriyor. Temassız kullanımı, zaten hızlı ve kolay olan çip ve PIN ile alışverişe göre az oranda kullanım farkı yaratıyor gibi görünse de, araştırmalarımıza göre tüketicil-er temassızı tecrübe ettiklerinde özellikle küçük meblağlı ödemelerde bu özelliği tercih etmeye ve aramaya başlıyor. Temassız kullanım noktalarının yaygınlaşmasına, ileride hız kazanacak olan NFC ve diğer yenilikçi ödeme şekilleri için önkoşul olması sebebiyle de çok önem veriyoruz ” diye konuştu.

Page 7: marketing europe & anatolia Sayı:026

marketing europe & anatolia / 5

Kısa Kısa

Çevresel ve sosyal so-rumluluk yaklaşımını ürün ve hizmetlerine en-tegre ederek insanların her gün daha iyi ve daha sürdürülebilir bir yaşam sürmesi için çalışan P&G, 15’inci Global Sürdürüle-bilirlik Raporu’nu yayınla-

dı. Çamaşır makinelerinde yapılan yıkamalarda soğuk su kullanımı alışkanlığının artırılması, karbon salımının azaltılması, ihtiyaç sahiplerinin sağlık ve hijyen ihtiyaç-larının karşılanması konusundaki 2020 hedeflerine bü-yük oranda ulaşan P&G, çalışanlarının gönüllülük proje-lerine dahil edilmesi ve ürün inovasyonu konusunda da başarılı uygulamaları hayata geçirdi. Marka ve hizmetleriyle insanların gündelik hayatlarını iyileştirmeye odaklanan P&G, ürün performansını ve ya-rarlarını yenilikçilikle birleştirerek dünya çapında sayısız insanın daha sürdürülebilir yaşam sürmesine katkıda bulunuyor.

P&G Çevre Raporu...

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun, herhangi bir programı yayından kal-dırma yetkilerinin olmadığını söyledi. Basın İlan Kurumu (BİK) tarafından Van’da üçüncüsü düzenlenen “Marka Şehirler - Medya ve İletişimde Tecrübe Paylaşım Günle-ri” konferansında konuşan RTÜK Başkanı Prof. Dr. Da-vut Dursun, RTÜK’ün yetkileri konusunda kamuoyunda birçok yanlış kanaatin hakim olduğunu ifade etti.RTÜK’e şikayette bulunan izleyicilerin önemli bir kısmı-nın şikayetçi olduğu programın yayından kaldırılması-nı talep ettiğini belirten RTÜK Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun “Yani şöyle bir algı var. RTÜK istediği progra-ma müdahale eder, istediği programı yayınlatır. İstediği programı da yayından kaldırtır. Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun böyle bir görevi yoktur. Böyle bir yetkisi de yoktur” dedi.Bu tür taleplerin sadece sıradan vatandaş-lardan değil bürokrasiden de geldiğine dikkati çeken RTÜK Başkanı Dursun şunları söyledi:“Ya hoca bu program halen devam ediyor. Niçin kaldı-rılmadı bu programı? Cevaben de de diyorum ki ‘Peki sayın vekilim, sayın genel müdürüm, bu programı kaldır-

RTÜK’ün program kaldırma yetkisi yok...

7. TEB Akıl Fikir Yarışması...

ma yetkisine mi sahibiz ki biz bunu kaldıralım?’ Böyle bir algı var. Yani RTÜK bir prog-ramı isterse kaldırabilir diye. Bizim kesinlikle böyle bir yet-kimiz yok. Bu sansür olur o zaman. Başta söyledim biz sansür yapmıyoruz diye. Biz sansürcü bir kuruluş değiliz

diye ifade etmiştim. Tamamen, herhangi bir programın ya-yınlanması, programın içeriğinin ne olması, programın ne kadar devam edeceği, kaldırılması veya kaldırılmaması o yayın kurumunun kendi editöryal bağımsızlığı içerisindeki bir konudur. Biz hiçbir yayın kuruluşuna bu programı kaldır veya kaldırma demeyiz. O nedenle sayın izleyicilerimiz, medya temsilcileri, yazılı basının saygıdeğer temsilcileri burada olduğuna göre yazılarında da RTÜK’ün program kaldırma yetkisi yok ey okuyucular ona göre şikayette bu-lunun derlerse mutlu oluruz.”Haberin videosu için tıklayı-nız: http://www.youtube.com/watch?v=YoNe6Pltt98&feature=youtu.be

Geçtiğimiz yıllarda finans ala-nında yenilikçi ve yaratıcı fikirle-rin ödüllendirildiği TEB Akıl Fikir Yarışması’nda, bu yıl teknolojik girişimcilik alanında da başvuru alınıyor. ‘Üniversite Öğrencisi - Yeni Mezun’ kategorisinde dere-ceye girenler finansal ödüller ve MBA bursu, ‘Müşteri’ kategori-sinde dereceye girenler finansal ödüllerin yanı sıra dünyanın en prestijli tenis etkinliği Fransa Açık Tenis Turnuvası Ro-land Garros’a bilet hakkı, ‘Teknolojik Girişimci’ katego-risinin kazananlar ise finansal ödüllerin yanı sıra TEB Girişim Evi’ne katılım hakkı elde ediyor. TEB Akıl Fikir Yarışması’na katılım için üniversite öğrencileri, yeni me-zunlar, TEB müşterileri ve teknolojik girişimcilerin 15 Ocak’a kadar başvuruları bekleniyor. Katılımcılar, 15 Ocak 2014 tarihine kadar yarışmanın web sitesi olan www.icatcikar.com’a girerek başvuru ya-pabiliyor.

Page 8: marketing europe & anatolia Sayı:026

6 / marketing europe & anatolia

Kısa Kısa

SALT İletişim Grup, geniş müşteri portföyüne dört-büyük markayı daha dahil etti. Lierac ve Phyto gibi markaları bünyesinde bulunduran AllesGroup, ayrıca AslanobaCapital’in

emlak sektöründe ilk yatırımı olan Metrekare.com ve flowerbox, 360 Derece iletişim, stratejik ve dijital iletişim danışmanlığı hizmetleri veren SALT İletişim Grup’u iş ortağı olarak seçti. SALT İletişim Grup’un müşteri portföyündePalmali Grup, PalmarinaYalıkavak, Wyhndham Kalamış Otel, Edi-tion Otel İstanbul, Esin Yapı,LindtÇikolata , BJK, Home Store , ETÜDER, L’OREAL Profesyonel, Kerastase, L’OREAL Matrix , Kafe Pi, Altıncı Cadde, İnoksan, g2m,Mobilexpress, SealedAir, Chado Çay, Urban Cafe, Akademi Saç Merkezi, Zehnder, Vivense, BossGover-nance , Pro Grup, Corentte, Blue HarmonySpa, Taylan Kümeli Taylight, Bahçecik Kuaförleri, Alaçatı Curcuna Hotel gibi markalar yer alıyor.

Salt iletişim’e 4 yeni müşteri...

Türkiye’nin en hızlı büyüyen ve saygın holdinglerinden Altınbaş Holding çatısı altın-daki şirketlerden Creditwest Faktoring’in yeni Genel Müdü-rü Dilber Bıçakçı oldu. Credit-west Faktoring’e 1 Ocak 2014

tarihinden itibaren geçerli olmak üzere asaleten Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Üyesi olarak atanan Bıçakçı, aynı zamanda Altınbaş Holding şirketlerinde genel mü-dür pozisyonuna getirilen ilk kadın yönetici oldu. 2005 yılından bu yana Creditwest Faktoring’te Pazarla-ma Koordinatörü olarak görev yapan Bıçakçı, Marma-ra Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi’nin İktisat Bölümü’nden mezun. İş hayatına 1993 yılında TEB AŞ’de başlayan Dilber Bıçakçı daha sonra, Demirbank ve Tekstil Bankası’nda görev aldı. Halen Kemerburgaz Üniversitesi İşletme Yüksek Lisans Programı’na devam eden Dilber Bıçakçı, iyi seviyede İngilizce biliyor.

Creditwest Faktoring’de yeni isim...

Hüseyin Erel, Samsung Electronics Türkiye Tü-ketici Elektroniği Satış ve Pazarlama Direktörü ola-rak görevine başladı. Boğaziçi Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Ulus-lararası İlişkiler Bölümü mezunu olan Hüseyin Erel, profesyonel yaşamı-na 1999 yılında başladığı

Procter & Gamble’da 2010 yılına kadar en sonuncusu Gillette Ticari Pazarlama Grup Müdürü olmak üzere farklı görevlerde çalıştı. Erel, 2010 – 2012 yılları arasın-da L’Oréal’de Tüketici Ürünleri Bölümü Satış Direktörü pozisyonunda kariyerine devam ettikten sonra; 2012 yılı Mart ayında Telpa Telekomünikasyon’da Satış ve Pazarlama’dan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak görevine başladı.

Samsung Electronics Türkiye atama...

ING Emeklilik’te Fi-nans ve Mali İşler Ge-nel Müdür Yardımcılığı görevine atanan Emine Sebilcioğlu, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden 1994 yılında mezun olduk-tan sonra, kariyerine 1994 yılında Pricewa-terhouseCoopers De-netim ve Danışmanlık

Hizmetleri Şirketi’nde başladı. 2002 yılına kadar PwC İstanbul ve Amsterdam ofislerinde sırasıyla asistan, ekip şefi ve müdür olarak yerli/yabancı çok sayıda şirkete hizmet verdi.Evli ve iki çocuk sahibi Sebilcioğlu’nun hobileri arasında seyahat etmek, gezi yazıları yazmak ve dünya mutfakları yer alıyor.

ING Emeklilik’in Finans ve Mali İşler’de atama...

Page 9: marketing europe & anatolia Sayı:026

marketing europe & anatolia / 7

Kısa Kısa

Reklam dünyasında yeni trend haline ge-len, film ve dizilere ürün yerleştirme tek-nolojisindeki son ge-lişmeler 2. Uluslara-rası Ürün Yerleştirme Sempozyumu’nda ma-saya yatırılacak.

Ekonomi Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, RTÜK üye-leri, TİM (Türkiye İh-

racatçılar Meclisi), İTO (İstanbul Ticaret Odası) , Reklamcılık Vakfı ve medya kuruluşlarının katılımları ile bu yıl ikincisi yapılacak olan sempozyumda, Türkiye ve Dünya’dan ürün yerleştirme süreç ve sonuçları katılımcılar ile paylaşılacak.3P Ürün Yerleştirme Ajansı tarafından düzenlenen ve pazarlama iletişiminde önemli bir uygulama olan ‘Ürün Yerleştirme’nin tüm yönleri ile alanında profesyonel isimlerle ele alınacağı 2. Uluslararası Ürün Yerleştirme

Twitter’da ”direct message” yöntemiyle kredi başvurula-rını kabul etmeye başlayan ilk banka olan DenizBank, bu uygulamasıyla Financial Word Innovation Awards 2013’de “Müşteri Deneyiminde Mükemmellik” ödülünün sahibi oldu. Geçtiğimiz yıl Türk bankacılık sektöründe yeni bir uy-gulamaya daha imza atarak müşterilerine dünyanın en büyük sosyal medya platformlarından olan Twitter’da “Direct Message” (DM) yöntemiyle kredi başvuru imkânı getiren DenizBank’ın bu yenilikçi uygulaması, uluslara-rası boyutta ödülle taçlandırıldı. DenizBank, Twitter’dan kredi uygulamasıyla Financial Word Innovation Awards 2013’de “Müşteri Deneyiminde Mükemmellik” ödülü-nün sahibi oldu. Financial World‘de; Secure Trust Bank CEO’su gibi birçok CEO, gazeteci ve akademisyenin jüriliğini yaptığı yarışmada 16 ana kategoride ödül ve-rildi. Filipinler, ABD, Rusya, İsrail, Malta, Hindistan ve İngiltere’den çok sayıda katılımcının finalist olduğu tö-rende; DenizBank Twitter’dan kredi ürünü ile Müşteri Deneyiminde Mükemmellik ödülünü birçok rakibini ge-ride bırakarak kazandı.

Twitter’dan kredi, DenizBank’a ödül getirdi...

Sempozyumu 17-18 Ocak tarihlerinde Sheraton Maslak İstanbul Hotel’de yer alacak. Dünya çapında yakından takip edilen dizi ve filmlerde başarılı işlere imza atan Dr.Ferdinand Froning( Sex and the City, Transformers, A Good Day to Die Hard), Marsha R. Levine(Umutsuz Ev Kadınları, Friends, Twilight Saga: Breaking Dawn), Alison E. Mcmanus (Casino Royale, Qu-antum of Solace, Demir Adam, GI Joe, Borsa 2, Trans-formers Üçlemesi, Son Ültimatom, Bourne’un Mirası), Sandra Freisinger-Heinl, Ralph Watson, Paolo Latini ve Vlad Borovina ile Türkiye’den Elif Dağdeviren (Uzman- Yapımcı- Eğitmen) , Turan Başartan (Duayen Reklam) ve M.Akif Ebiçlioğlu (3P Ürün Yerleştirme Ajansı) başta olmak üzere reklam sektörünün yakından tanıdığı isimlerin ka-tılacağı sempozyumda, birçok marka tarafından uygula-nan reklam türü olan ‘Ürün Yerleştirme’ hakkında kreatif uygulamalar, Hollywood’taki süreçler, yasal düzenlemeler, etkin uygulama yöntemleri ve markalara katkıları ele alı-nacak. Etkinliğin ikinci gününde ise kreatif uygulamaların nasıl gerçekleştirildiği Dünya örnekleri ile work shoplarda uygulanacak.Detaylı bilgi için http://www.urunyerlestirmesempozyumu.com/ web sitesini ziyaret edebilirsiniz.

2. Uluslararası Ürün Yerleştirme Sempozyumu...

Page 12: marketing europe & anatolia Sayı:026

10 / marketing europe & anatolia

Yeni Ürünler

LG’den yeni Pocket Photo...Android ve iOS uyumlu tüm akıllı telefon ve tabletlerde NFC ve Bluetooth ile kablosuz bir şekilde kolaylıkla bağlanılabilen Pocket Photo 2.0, kullanıcıların 5.1 x 7.6 cm (2 x 3 inç) ebat-larında fotoğraf çıkışı almasına olanak sağlıyor. Piyasadaki en ufak mobil yazıcı özelliği taşıyan LG Pocket Photo 2.0, tasarımıyla da göz dolduruyor. Bir önceki modele göre 4 mm daha ince olan ürün, çok daha fazla çıkış alabil-me özelliğine sahip. Ayrıca 313dpi kalitesinde fotoğraf çıkışı

Lenovo ezber bozuyor...Akıllı telefon pazarına hızlı giriş yapan mar-ka, ilk LTE akıllı telefo-nunu CES’te tanıtıyor. Lenovo’nun, süper hız-lı data transferine im-lan sağlayan (Yükleme 50mb/saniye ve indirme 150mb/saniye), hareket

kontrolleri, fotoğraf zen-ginleştirme yazılımı ve diğer birinci sınıf teknolojilerle dona-tılmış akıllı cihazı Vibe Z, sadece 7.9 mm’lik kağıt kadar ince ve gümüş rengindeki şık tasarımıyla da fuarın yıldızı olmaya aday…Daha iyisini hak ettiğini düşünen tüketicilerin hayran olacakları cihaz, 5.5 inç genişliğinde ve 1080p çözünürlü-ğündeki ekranıyla da fark yaratıyor. 13 mepapiksel arka ka-merası bulunan bu cihazda 5 megapiksel ön kamera da var. O, karbon fiberden üretildi. Bu nedenle de 1,27 kg ağırlığıyla dünyanın en hafif 14 inç ultrabook’u.Cihazı ayrıcalıklı kılan özelliklerin başında sağladığı üstün görsel deneyim geliyor. Daha gelişmiş bir görüntüleme ve dokunma deneyimi su-

nan cihazda yer alan ColorBurst ekran sayesinde kullanı-cılar, ister film izliyor ister sunum hazırlıyor olsun, daha iyi görüntüleme açılarıyla yüksek çözünürlükte keskin ve parlak görüntüler elde edebiliyor. Bir saatten kısa sürede %80 şarj sağlayan “Hızlı Şarj” teknolojisi ise 9 saate kadar pil ömrüyle birleşerek, çalışmalarınızın yarıda kalmamasını sağlıyor. 8mb hd kamerası ile kullanıcılara kelimenin tam anlamıyla özgürlük sunan bu tableti, hareket halindeyken tablet mo-dunda, çalışırken ise masaüstü modunda opsiyonel bir klav-yeyle kullanmak mümkün. Sadece 8.8 mm inceliğindeki ciha-zın opsiyonel sunulan “Quickshot” kapağını tabletin üzerinde ters çevirerek, çadır modunda da çalışabilirsiniz. Eksiksiz bir

bilgisayar deneyimini destekleyen tablet, profesyonellerin ihtiyaçla-rını karşılamak üzere en yeni In-tel Bay Trail Quad Core işlemci, 128GB depolama, bir microUSB 3.0 bağlantı noktası, LTE bağla-nabilirlik ve eksiksiz Windows8 Pro deneyimi ile de donatılmış.

alabilen bu ürünün uygulaması, akıllı telefon ve tabletlerden ücretsiz olarak indirilebiliyor. Yeni Pocket Photo’ya ayrıca geliştirilmiş filtreleme efekti ve artırılmış akıllı çerçeve özelliği eklendi. Bu uygulama, fotoğrafların online veya internet baz-lı içeriklere bağlanmasını sağlayan QR Code’un görsel içine yerleştirilmesini sağlıyor. Ürünün en dikkat çeken özelliği ise bilgisayar olmadan fotoğrafları düzenleyip çıkışının kolaylık-la alınabilmesi. Pocket Photo 2.0 ZINK teknolojisi sayesinde pahalı kartuş kullanımına son veriyor. Zink baskı teknolojisi her kağıda gerekli olan canlı rengi verebilmek için farklı bir ısı kullanıyor. Alışılmış baskı süreçleri ile karşılaştırıldığında ZINK, boyası çıkmayan ve uzun süreli kalıcılık sağlıyor. “Basılı fotoğrafların dijital fotoğraflarda olmayan duygusal bir cazibesi var” diyen LG Ev Eğlencesi Kıdemli Başkan Yar-dımcısı Byung-hoon Min sözlerine şöyle devam etti: “Yeni Pocket Photo, basılı fotoğrafların duygusallığıyla günümü-zün dijital fotoğraf makinelerinde olmayan kolaylık kavram-larını buluşturuyor.” Pembe, beyaz ve sarı gibi renk seçenekleriyle şu anda sa-dece Çin’de satışta olan Pocket Photo 2.0, bu yıl tüm dün-yada satışa sunulacak.

Page 13: marketing europe & anatolia Sayı:026

marketing europe & anatolia / 11

Yeni Ürünler

Samsung, 105 inç’lik Ultra HD TV’si...Samsung, dünyanın ilk en geniş ve en derin kavisli 105inç’lik Ultra HD TV’sini CES 2014 Tüketici Elektroniği Fuarı’nda kullanıcılarla buluşturacak. Samsung, 105 inç’lik yeni mode-liyle, IFA 2013’te tanıtılan dünyanın ilk 65 inç’lik kavisli UHD TV’sinin ardından bu segmente öncülük etmeye devam edi-yor. Samsung Electronics, dünyanın ilk, en geniş ve en ka-visli 105inç’lik kavisli UHD TV’sinin tanıtımını ABD’nin Las Vegas şehrinde,7-10 Ocak tarihleri arasında düzenlenecek olan CES 2014’te gerçekleştireceğini duyurdu. Samsung IFA 2013’te dünyanın ilk UHD TV’sinin tanıtımını gerçekleştirerek, bu alandaki liderliğini teknolojik üstünlüğü ile birlikte ortaya koymuştu. Şirket, küresel TV pazarındaki tartışmasız liderliğini, 105 inç kavisli UHD TV ürününü CES 2014’te sergileyerek sürdürecek.Samsung’un 105 inç kavisli UHD TV modeli, optimize edil-miş renk özelliği sağlayan ve derinlik hissini artıran, yeni bir patentli resim algoritması kullanıyor. Kavisli panelin daha da geliştirilmesi ve yeni TV devre teknolojisinin eklenmesiyle, çok daha üstün görsel sonuçlar ortaya çıkıyor. Geliştirilmiş kavisli panel ile çok daha iyi bir görüntü kalitesi sunan cihaz, farklı ve göz alıcı bir TV deneyimi vaat ediyor.

Samsung’un 105inç’lik kavisli UHD TV’si ayrıca dünyanın en derin kavisli TV’si olma özelliğini taşıyor. Farklı açılardan ba-kıldığında da neredeyse iki kat canlı ve parlak görüntü sağ-layan ürün, tüm noktalardan en iyi görsel sonuçları almanızı sağlıyor. Görüntü kaynağı gözetmeksizin, tüm içeriği “UHD” görün-tü kalitesi seviyesinde aktaran ‘Quadmatic Picture Engine’ özelliği de ürünü farklı kılan bir diğer unsur olarak öne çıkı-yor. Samsung’un 105inç’lik kavisli UHD TV’si, 11 milyon pik-sel (5120X2160) ekran çözünürlüğü ve 21:9 değerinde resim en-boy oranına sahip.

Sony’den, 4K Handycam® AX100E... ması ile tek elle rahat çekime izin veren AX100E’nin küçük gövdesi, Sony teknolojisinin en iyi unsurlarını barındıracak kadar da geniş alana sahip.AX100E, 1.0-tip Exmor R™ CMOS sensör içeren ilk 4K Handycam® olma özelliğini taşıyor. Normal tüketici video kameralarında bulunandan çok daha büyük olan bu sensör, Full HD’nin dört katı detaya sahip kusursuz 4K Ultra HD gö-rüntüler (3840 x 2160 piksel) yakaladığı gibi harika arkaplan defocus efektleri elde edilmesini de mümkün kılıyor.Dahili Wi-Fi ve NFC video ve fotoğrafları tek dokunuşla Handycam®’den akıllı telefon veya tablete kablosuz olarak aktarmanıza imkan veriyor.

Sony’nin CES 2014’te tanıttığı 4K Handycam® AX100E, bir önceki model FDR-AX1E’den yaklaşık %75 daha küçük ve neredeyse %66 daha hafif. Yeni AX100E video kamera, kü-çük gövdesi ile kolay kullanıma imkân verirken Sony tekno-lojisinin en iyi unsurlarını da içinde barındırıyor. Loş ışıkta dahi kusursuz 4K resim kalitesi sunan ürün, tek dokunuşta bağlantı için NFC ve görüntü aktarımı ile cep telefonundan uzaktan kumanda için Wi-Fi özelliğine sahip.Sony’nin ilk 4K Handycam® AX100E, özel anılarını müm-kün olan en yüksek çözünürlük ile kaydederek 4K BRAVIA TV’lerinde izlemek isteyenler için ideal. FDR-AX1E’den yaklaşık %75 daha küçük ve neredeyse %66 daha hafif ol-

Page 14: marketing europe & anatolia Sayı:026

12 / marketing europe & anatolia

Medya Dünyası

Yazılı Basında Görev Değişiklikleri•Akşam gazetesinde editörlük, yazı işleri müdürü yar-dımcılığı yapan ve son dönemde internet sitesi sorumlu-su olarak çalışan Eren Demir görevinden ayrıldı.•Gazeteci - Yazar Soner Yalçın Sözcü gazetesi ile an-laştı. Haftada 4 gün okurlarıyla buluşacak.•Son olarak Artı 1 TV’ de haber müdürlüğü görevini yü-rüten Erkan Avcılar, bundan böyle Milliyet gazetesinde editörlük yapacak.•Milliyet ve Vatan gazetelerin Reklam Bölgeler Koordi-natörü Dicle Akuz görevinden ayrıldı.•Balçiçek İlter, Türkiye Gazetesi yazar kadrosuna katıl-dı.•Zaman gazetesinin yazarlarından Leyla İpekçi görevin-den ayrıldı.•Vatan gazetesi istihbarat müdürü Burak Bilge ve köşe yazarı Ruhat Mengi’nin yayın ile yolları ayrıldı.•Oyuncu Barış Atay Birgün gazetesi yazar kadrosuna katıldı.•Köşe yazarı Oray Eğin bundan böyle Sözcü gazetesin-de yazacak.•Handan Güçyılmaz Günay, Working Mother Türkiye’ nin Ceo’ su oldu.•Hürriyet gazetesi, Ankara temsil-ciliği görevini yürüten Metehan De-mir görevinden ayrıldı, yerine Deniz Zeyrek getirildi.•Zaman gazetesi köşe yazarı İbra-him Öztürk’ ün görevine son verildi.•Sevgi Akarçeşme, Zaman gazetesi yazar kadrosuna dahil oldu.•Güneş gazetesi magazin müdürlü-ğü görevinden ayrılan Nurettin Soy-dan’ ın yerine İbrahim Şahin geldi.•Sabah gazetesi köşe yazarı Nazlı Ilıcak’ ın görevine son verildi.•Turkuvaz Gazete Dergi Grubu yeni reklam satış genel müdürü Gürcan Korkmaz oldu. •Bugün gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren, gazete ile yollarını ayırdı.•Milliyet Cadde’ deki ekler yayın yönetmenliği görevini Şirin Sever’ e devreden Menderes Özel, gazetenin yazı işleri müdürlüğüne atandı.•Akşam gazetesi dış haberler müdürü olarak görev ya-pan Beril Köseoğlu görevinden ayrıldı.Görsel Basında Görev Değişiklikleri•Fox TV programlar genel müdürü Kemal Çoşkuner ve İnsan Kaynakları Direktörü Eser Bacaksızlar’ ın yayın-dan ayrıldı.•Habertük televizyonunda Ankara haber müdürü olarak görev yapan gazeteci Hilal Köylü yayından ayrıldı.•Top Bizde programında yorumculuk yapan Bilgin Gökberk’le Kanaltürk’ün yolları ayrıldı.•TV8’de gündüz kuşağında yayınlanan Tan Vakti’ni su-nan ünlü televizyoncu Erkan Tan bundan böyle Beyaz TV ekranlarından seyircisiyle buluşacak.•Skytürk ekonomi müdürlüğü görevinden ayrılan Murat

Görev değişiklikleri...Sabuncu Artı 1 TV Ankara Temsilcisi oldu.•Show TV’de reklam müdürü olarak görev yapan Gür-can Korkmaz’ın yayın ile yolları ayrıldı.•Star Haber’de editör olarak görev yapan Neslihan Ak-daş görevinden ayrıldı.•Show TV Reklam Müdürlüğüne K. Çiçek Durkal, Ha-bertürk TV ve Bloomberg HT Tv Reklam Genel Müdür-lüğüne ise Aslı Gürkan Demirkol atandı.•Radikal gazetesi haber şefi olan Umay Aktaş görevin-den ayrılarak El Cezire Türk’ te eğitim muhabiri olarak göreve başladı.•www.sondakika.com adlı haber sitesinin geçtiğimiz Cuma günü yaptığı habere göre TRT Haber Dairesi Başkanı Ahmet Çavuşoğlu ile TRT Haber Kanal Koordi-natörü Ahmet Böken görevinden ayrıldı.Elektronik Basında Görev Değişiklikleri•CNNTürk’ te ekrana gelen ‘Biliyor Musunuz?’ programı-nın yapımcı ve sunucusu Utku Başar, bundan böyle ya-zılarıyla da cnnturk.com/yazarlar sayfasında yer alacak. Medya Dünyasından Diğer Haberler•Türk Spor Yazarları Derneği (TSYD) eski başkanların-dan Necmi Tanyolaç hayatını kaybetti.•Kanal D’ de ekranlara gelen, Hazal Kaya ile Hakan Kur-

taş’ ın başrollerinde oynadığı AŞK dizisi bundan böyle pazartesi akşamları saat 22.00’ da yayınlanacak.•İstanbul Web TV kemaramanı Soner Zeki vefat etti. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti üyesi ga-zeteci Hayat İlhan hayatını kaybetti.•Gazeteci Agah Güçlü yaşamını yitirdi.•TRT spor muhabirlerinden ve TGC üye-si deneyimli gazeteci Kadri Bolcan yaşa-mını yitirdi.•Banu Aydoğan, Doğuş Yayın Grubu ku-rumsal iletişim direktörlüğü görevini üst-

lendi.•Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) eski üyelerinden, gazeteci Osman Necmi Karaca hayatını kaybetti.•Kanal D ekranlarında Perşembe günleri yayınlanan İnadına Yaşamak adlı dizi bundan böyle Pazar akşam-ları saat 23.15’ te ekranlara gelecek.•Kanal D’ nin başrollerini Beren Saat ve Mert Fırat’ ın paylaştığı “İntikam” dizisinin yayın saati 20.00 olarak değiştirildi.Fox TV’ nin sevilen dizisi Fatih Harbiye, bundan böyle Cumartesi akşamları saat 20.00’ de Show TV ekranla-rındaİşitsel Basında Görev Değişiklikleri•Radyocu Yasemin Şefik hafta içi her gün 14:00 ile 17:00 arasında HITNOZ programı ile Best FM’de • Eftelya Nur Öktem, Son Fm ile anlaştı.•Bir dönem Alem Fm’ de program yapan Hakan Çayırlı, X Radyo müzik direktörlüğü görevine getirildi.

Page 15: marketing europe & anatolia Sayı:026

marketing europe & anatolia / 13

Medya Dünyası

Page 16: marketing europe & anatolia Sayı:026

Seviyorsan iş sonsuz tatil gibidir...Seviyorsan iş sonsuz tatil gibidir...

Page 17: marketing europe & anatolia Sayı:026

marketing europe & anatolia /15

Röportaj

- Varol Yaşaroğlu kimdir, bize biraz kendinizden bahsedebilir misiniz? Normal yaşantınızda da böyle renkli bir kişiliğe sahip misinizdir?- Evet renkli bir kişiliğe sahip olduğumu düşünüyorum. Ben de karikatürler ve animasyonlardaki karakterler gibi gülü-yorum, ağlıyorum, susuyorum, konuşu-yorum, zıplıyorum, şaşırıyorum, kızıyo-rum, hayal kuruyorum.- İTÜ’de İnşaat Mühendisliği okurken çizgi üzerine bir kariyer planınız var mıydı?- İnşaat Mühendisliği bölümünü Mimar-lık gibi zannederek çizim yaparım dü-şüncesiyle tercih ettim. İşin aslı öyle de-ğilmiş. (gülüyor) Bölümün çizimle hiçbir alakası olmadığını görünce şok oldum, fakat bölümün bana analitik düşünme açısından çok büyük katkısı oldu. Şuan bilgisayar teknolojileri kullanırken ora-daki öğrendiklerimi tüm işlere entegre edebiliyorum. - Çizgi dünyasıyla tanışmanız nasıl oldu?- Henüz 5-6 yaşlarında dahi evde Pem-be Panter çizimleri yapan bir çocuktum.

Ben de Pembe Panter’i çizenler gibi çizmek istiyordum. Sokağa çıkmadan saatlerce evde çizgi romanlar yapıyor, sürekli; defterler dolusu çiziyordum. Çizgi filmleri izledikçe kendime bir söz verdim: “Varol, bu çizgi filmler harika! Büyükler değerini bilmiyorlar. Büyüdü-ğünde bunların değerini ve güzelliğini unutma! Büyüdüğünde de bu güzellik-leri kaçırmayacağına söz ver!” İlk ka-rikatürüm Milliyet Kardeş Dergisi’nde yayınlandı. Hatta o dönemde karika-türlerimi çok beğenen Milliyet Kardeş Dergisi’nin Genel Yayın Yönetmeni Soner Atadan Olgun, dergide bana bir çizgi bant köşesi verdi. Ve bir çocuk karakter yaratıp maceralarını çizmeye başladım. - Karikatür çizerken nelerden esinle-nirsiniz, nelere dikkat edersiniz? - Hayata dair her şeyden esinleniyo-rum. Karikatürlerin ve animasyonların konuları bu renklilikten besleniyor. Ve hayat bu konuların yanında çok renkli bir görsellik sunuyor bize. Bir mekana, bir odaya, bir sokağa, bir taşıta bindi-ğimde en çok dikkatimi çeken şey ise

Henüz 5-6 yaşlarında dahi evde Pembe Panter çizimleri yapan bir çocuktum. İlk karikatürüm

Milliyet Kardeş Dergisi’nde yayınlandı. Hatta o dönemde karikatürlerimi çok beğenen Milliyet Kardeş

Dergisi’nin Genel Yayın Yönetmeni Soner Atadan Olgun, dergide bana bir çizgi bant köşesi verdi.

Ve bir çocuk karakter yaratıp maceralarını çizmeye başladım.

Röportaj Eivin Ekşioğlu

Varol YaşaroğluGrafi2000 ProdüksiyonAnimasyoncu, karikatürist, yapımcı

Seviyorsan iş sonsuz tatil gibidir...Seviyorsan iş sonsuz tatil gibidir...

Page 18: marketing europe & anatolia Sayı:026

tık www.youtube.com/grafi2000 kana-lında Çarşamba günleri, saat 20.30’da webisode’lar halinde yayınlanıyor. Co-okPlus.com da, Fırıldak Ailesi’ne spon-sor olma girişimi ile Türkiye’de dijital ortamda, animasyon webisode devri-minin öncülüğü yapıyor. Fırıldak Ailesi, yeni serüvenleriyle Türkiye’de ilk kez bir internet animasyon serisinin de baş-langıcını yapıyor. - Bir fenomen haline gelen “Koca Kafalar Baba Haber Bülteni” ile de her yaş grubunun ilgisini çekmeyi başarıyorsunuz…- Koca Kafalar Baba Haber Bülteni ile mizah dergilerinin kapak ve ilk iki say-fasında yer alan mizahı televizyonda gerçekleştirmeyi istedik. Ve şu anda ratinglerimizin başarısına baktığımız-da 7’den 70’e bu anlamda çok güçlü bir yapım gerçekleştirmiş olduğumuzu gördük. Güncel haberleri mizahi bir şekilde yorumlayan Koca Kafalar kısa zamanda Türkiye’nin çok önemli bir markasına dönüştü.- TRT Çocuk ekranlarında Osmanlı dönemini çocukların gözünden an-latan “Çınar” adlı bir çizgi diziniz yer alıyor. Çınar hangi özellikleri nedeni

yayın hayatına TV ekranlarında başla-dı, şuan ise 2. sezon bölümleriyle, ar-

yine en renkli olanlar: Duvardaki renkli resimler, dikiz aynanın üzerinde salla-nan bir maskot, duvardaki grafitti, ga-zete bayisindeki rengarenk dergiler, parktaki heykel... Estetik duygumu ha-rekete geçiren ve besleyen her şey...- İşinizin en zor yanları hangisi?- Çizmeyi seven bir kişi için işin zor bir yanı yoktur. Sevdiği işi yaptığı için za-ten sonsuz bir tatile çıkmış gibidir. İşin zor kısmı ticari mekanizmaların devre-ye girdiği yer. Hayaller ile ticari meka-nizmaların uygun noktada birleşmesi. Eğer buradaki dengeyi iyi koruyabili-yorsanız tatil devam eder. Ama denge şaşarsa zorluk başlar.- “Türkiye’nin yetişkinlere yönelik ilk çizgi film dizisi “Fırıldak Ailesi”nden bahsedebilir misiniz? Proje nasıl şe-killendi?Baba, anne, anneanne, kız çocuk, er-kek çocuk ve küçük bebek derken Türk aile yapısına uysun istedik. Yabancı örneklerinden anneanne ile ayrılıyor. İzleyenlerden birisi baba ile bir diğeri anne ile sempati kurabilir, bebeği se-vebilir. Çizdiğiniz karikatürde karakter oluşturmak çok önemli, eğer o karakter beğenilmezse baştan kaybetmiş olur-sunuz. Çizimleri ekipteki herkese gös-terdim, kusur bulanlar da oldu, gerekli düzeltmeleri yaptım. Şuanda karakter-lerden çok memnunum. Fırıldak Ailesi,

16 / marketing europe & anatolia

Röportaj

Fırıldak Ailesi, yayın hayatına TV

ekranlarında başladı, şuan ise 2. sezon bölümleriyle, artık

www.youtube.com/grafi2000 kanalında Çarşamba günleri,

saat 20.30’da

Page 19: marketing europe & anatolia Sayı:026

marketing europe & anatolia / 17

ile bir ilki gerçekleştiriyor?- İlk defa tarihimiz bir animasyon mace-rası olarak izleyicilere sunuluyor. Ayrı-ca sunduğu görsellik de dünyada bir ilk. Oldukça karmaşık animasyon teknikle-rinin bir araya gelmesi ile realistik çiz-gi roman kareleri görselliğinde bir dizi oluşturduk. Dizi film, her bölüm kendini olayların içerisinde rol alan biri olarak hayal eden “Çınar” karakteri üzerinden çocuklara hayal kurdurmayı amaçlıyor. Çınar, on yaşında ilköğretim dördüncü sınıf öğrencisi… Sosyal bilgiler dersin-de geçmişte Osmanlı İmparatorluğu diye bir devletin var olduğunu öğrenir. Öğretmeni, Türkiye Cumhuriyeti’nin Osmanlı Devleti’nden sonra kurulduğu-nu, aslında bizlerin bu devletin devamı olduğumuzu anlatır ve tarihe yolculuk başlar.- Türkiye’de yeni bir trend olan ve büyük bir gelişme gösteren animas-yon sektörü hakkında neler söyle-mek isterseniz, geleceğini nasıl gö-rüyorsunuz?- Bu konuda yolun başındayız. TRT Ço-cuk vizyoner tavrı ile birçok animasyon stüdyosunun kurulmasına vesile oldu.

Ancak bir sektör olabilmek için animas-yon stüdyolarının kesinlikle yasalarla, teşviklerle desteklenmeleri gerekiyor. Özellikle animasyon alanında sponsor olma konusunda oldukça kıt bir ülkeyiz.- Çizim anlamında beğendiğiniz sa-natçılar var mı?- En çok sevdiğim çizerlerin başın-da André Franquin gelir. Bana göre çok üstün bir çizer ve birçok çize-ri etkilemiş bir üstad. Türkiye’de ve dünyada Reiser’den Enki Bilal’a, Yalçın Çetin’den Oğuz Aral’a, Uğur Gürsoy’dan Erdil Yaşaroğlu’na kadar beğendiğim birçok çizer var. Ama çiz-gileriyle en çok içimi ısıtan çizer: Engin Ergönültaş. O dünya çapında üstün bir çizer.- Dijital dünyanın geleceği için neler söylemek istersiniz?- TV dünyası ile sosyal medya plat-formları şimdiden entegre olmuş du-rumda. Artık Twitter ve Facebook gibi sosyal medya platformlarındaki izleyici profilleri izleniyor ve buradan elde edi-len veriler TV kanallarındaki rating ve-rileri ile ilişkilendiriliyor. TV kanallarının

Röportaj

En çok sevdiğim çizerlerin başında André Franquin gelir.

Bana göre çok üstün bir çizer ve birçok çizeri

etkilemiş bir üstad.

Page 20: marketing europe & anatolia Sayı:026

önümüzdeki dönemlerde varlıklarını eski bilinen yöntemlerle sürdürmeleri gittikçe olanaksızlaşacak. Yazılı med-yada yaşanan değişim, kuşkusuz gör-sel medyada da etkisini göstermeye başladı. Belirli bir yayın saatinde sev-diği program ya da diziyi izlemek için televizyonun karşısına geçip beklemek, gelecek nesiller için oldukça akıldışı ka-lıyor. Dijital platformların interaktif izle-yici yapıları, şu anda bile TV dünyasına sıçramaya başladı. TV dünyası dijital dünyaya doğru büyük bir değişim ger-çekleştirecek.

- Hayatınız “ilk”lerle dolu, yakın bir dönemde gerçekleştirmeyi düşün-düğünüz ilkleriniz var mı?- Kafamda fikir aşamasında olan birçok “ilk” var. Çok yakın zamanda Fırıldak Ailesi’nin mobil oyununu yayınlayaca-ğız. Bu konuda çok heyecanlıyız. Bun-dan sonra da mobil ya da bilgisayar oyunları konusuna odaklanmak gibi bir yönelimimiz olacak. Grafi2000 Prodük-siyon yapımlarına ait farkındalık yara-tacak ürünlerin yer aldığı bir e-ticaret sitesine yönelik çalışmalarımız da sü-rüyor. Bir animasyon sinema filminin hazırlıklarına da somut olarak başlamış durumdayız. Mutlaka yapımlarımıza yönelik bir çizgi roman dergisi de haya-ta geçirmeyi istiyoruz. Yoksa bu konuda gözüm arkada kalacak.

18 / marketing europe & anatolia

Röportaj

Dijital platformların interaktif izleyici yapıları,

şu anda bile TV dünyasına sıçramaya

başladı. TV dünyası dijital dünyaya

doğru büyük bir değişim gerçekleştirecek.

Page 23: marketing europe & anatolia Sayı:026

marketing europe & anatolia / 21

Köşe

Bir sürü olayın yaşandığı 2013 yılını geride bıraktık. Haziran ayında Gezi olaylarıyla çalkalanan Türkiye, Aralık ayında bakan çocuklarının da adının geçtiği yolsuzluk iddialarıyla alt üst oldu. Ülke ekonomisini doğrudan etkileyen bu kadar büyük olayların yaşandığı güzel ülkemde herşeye rağmen yepyeni pek çok reklam çalışmasının yapılması sevindirici.

Ve 2014...Yeni bir yıl, yeni dilekler, yeni umutlar, yeni reklamlar...

Cem Yılmaz'lı İş Bankası reklamına karşılık Yılmaz Erdoğan'lı Finansbank reklamı. Ünlü komedyen kullanımı benzerliğini bir yana bırakırsak, Finansbank "Finansçı" konseptiyle diğer banka reklamlarından çok farklı bir yol izliyor. Tamamen paraya odaklanmış. ''Bizim finas uzmanımız size kazandırır.'' İşte bu kadar. Yok sizin bankanız, burası zaten sizin yeriniz, aman efendim, sepet efendim demeden, kısaca lafı dolandırmadan, reklam müziğini dilimize dolamayı başarmışlar. Bir sabah "finansçı da fiinaaannsçıııı" diye şarkı söyleyerek uyandım :)Bu köşede hep yazdığım gibi biz tüketici olarak bankadan, iyi faiz, uygun kredi, bir sürü taksit yapan kredi kartı istiyoruz. Finansbank sonunda derdimizi anlamış ve buna uygun reklam yapmış. Hizmetleri de böyle mi bilmiyoruz tabi, yaşayarak göreceğiz. Bu başarılı çalışma için tüm ekibi kutluyorum.

Muhteşem Yüzyıl dizisindeki Bali Bey karakteri ile yıldızı iyice parlayan Burak Özçivit, Pepsi Türkiye'nin yeni reklam yüzü oldu. 30 Aralık 2013'te yayına başlayan "seviyorsan aç konuş" reklamı harika olmuş. ''2014 kalbinin sesini dinleyenlerin olsun'' sloganı benim gibi romantizm tutkunlarının kalbini tam 12'den vuruyor.

Yılın son günleri başlayan ve yeni yılın ilk günlerinde de devam eden hepsiburada.com reklamları "ayağına gelsin" sloganı ve seçilen oyuncularıyla polemik yaratmayı başardı. Fatih Terim'in Galatasaray'dan ayrılırken yaşadığı başkanın telefonuna cevap verecek, ayağına gidecek, gitmezse böyle gönderirler işte tartışmalarının ardından reklamdaki "ben onun ayağına gitmem, o benim

Nurgül Eryıldır Günay / [email protected]

ayağıma gelecek" söylemi çok etkili olmuş. Gülben Ergen'le ilgili ''ben gitmem, o gelecek'' tarzında bir olay yaşandı mı bilmiyorum. Magazin basınını pek takip edemiyorum :)Genel olarak etkisi çarpıcı olan bir reklam olmuş. Tebrikler.

Pınar aç bitir salam reklamındaki bakkal amca tiplemesine bayıldım. Şaşkın bakışları, hayret ifadeleri şahane. Fazla aldığımız için, bozulan, çürüyen sonunda çöpe giderek ziyan olan yiyecekler sanıyorum hepimiz için üzücü bir durum. Pınar aç bitir bu konuyu çok sevimli bir şekilde anlatmış. 2.5 santim çapında 3 tane domates finali de çok eğlenceli.

Kargo savaşları reklamlara da yansıdı. MNG Kargo'nun Mehmet Günsür'lü Mardin Kapısı reklamına, Aras Kargo "Araslar, aramanızda fayda var" ile cevap veriyor. MNG Kargo duygularımıza hitap ederken, Araslar " gidip biraz dağıtın" diyerek daha yaratıcı bir fikirle karşımıza çıkıyor. İkisi de güzel, iki reklamın yaratıcı ekibini de kutluyorum.

Vivident Xylit'in son reklamı da çok eğlenceli olmuş. Yanlış bara giren bir adamın şaşkın ve korkak halleri çok sevimli.

Son olarak Avea'nın Ata Demirer'li Ocakbaşı reklamı bana kahkaha attırıyor :) Avea'nın tarife seçeneklerinin bolluğu ile kişiye özel seçenekler yaratılabileceğini anlatıldığı reklamda Ata Demirer'in oyunculuğu bir harika. Dünyayı gezmiş kahramanımızın bir ocakbaşına gidip Light Adana istemesiyle başlayan kebap macerası, başka şehirler de var mı sorusuyla kebepçıyı çileden çıkarıyor. Paris kebabı, Torino gömmesi seçenekleri şahane olmuş. ''Bu ocağın başı yok mu, onu çağırın bana'' finali her izlediğimde beni çok güldürüyor :)Eveeet sizin de fark ettiğiniz gibi 2014'ün ilk sayısında hep olumlu sözler sarf etmek istedim Umarım bu yıl her zamankinden daha yaratıcı, daha keyifli çalışmalar ortaya çıkar.

Not: Bu sayıdaki yazım sevgili arkadaşım Önder Abay için. Sağlığına bir an önce kavuşması dileğiyle...

kelebeğin fırtınası)(

Reklamı bırak, müziğe bak...

Page 24: marketing europe & anatolia Sayı:026

Reklam Dünyası

22 / marketing europe & anatolia

2013’te reklam harcamaları arttı...

Medya Takip Merkezi (MTM), 2013’ün en çok reklam ve-ren sektör ve markalarını belirledi. Rapora göre, sektör ve markaların reklam harcamaları 2012’ye oranla ortalamada yüzde 10 civarında artarken, en çok reklam veren marka-lar gıda, iletişim teknolojileri ve ev temizlik ürünleri oldu. İşte araştırmanın dikkat çekici ayrıntıları…Tüketicilere ulaşmada, halen en etkili araçların başında ge-len TV reklamları, sektör ve markaların pazarlama faaliyet-lerindeki önemini koruyor. 2013 yılı boyunca, reklam kam-panyaları ile ekranlarda en fazla karşımıza çıkan sektör ve markaları incelemeye alan MTM, reytingi yüksek 13 TV ka-nalı üzerinden bir reklam raporu yayınladı. Araştırmaya göre, yıl boyunca TV’ye en fazla reklam veren sektör gıda oldu. Toplamda 224 markası ile ekranlardan iz-leyicilere ulaşan sektör, bir önceki yıla oranla reklamlarını yüzde 20 arttırdı. Pek çok sektöre göre daha az oyuncu ba-rındıran iletişim teknolojileri sektörü, 2013 boyunca TV izle-yicilerinin ekranlarda en fazla rastladığı sektörlerden ikincisi oldu. Reklam rekabetinin yüksek olduğu iletişim teknolojile-rini, gündüz kuşağının izleyici kitlesi olan kadınları asıl tü-keticisi olarak kabul eden ev temizlik ürünleri ve kozmetik sektörleri takip ettiler. En çok reklamı Turkcell ve Vodafone verdi…Medya Takip Merkezi’nin en çok reklam veren markalar araştırma sonuçlarına göre, listenin başında GSM markala-rı yer aldı. Ocak-Aralık 2013 döneminde, TV kanallarına en fazla reklam veren marka Turkcell oldu. Hem süre hem de adet bazında birinci olan markayı, Vodafone takip etti.

Reklam kampanyalarının ekranlarda kapladığı süreye bakıl-dığında, üçüncü sırada yer alan Avea, spot bazında da üst sıralardaydı. İletişim teknolojileri sektörünün bir başka oyun-cusu olan Türk Telekom ise, süre bazında sekizinci sırada yer aldı. Aynı rapora göre, özellikle yaz aylarında tüketicilere ses-lenmeyi tercih eden Algida, TV reklamlarına en fazla reklam bütçesi ayıran markalardan bir diğeri oldu. Süreye göre de üst sıralarda yer bulan Algida’nın dışında gıda sektöründen en çok reklam harcaması yapan diğer markalar ise, Kinder ve Coca Cola oldular. Ev temizlik ürünleri sektörünün önemli markalarından Kosla, TV’ye verdiği reklam spotlarına göre Algida’nın hemen arka-sından gelirken, onu aynı sektörden izleyen markalar Finish Quantum ve Calgon oldular. MTM’nin yılın en çok reklam verenleri araştırmasına göre, Finansbank finans sektörünün tek temsilcisi olarak reklam veren ilk 10 marka arasında yer alırken, 118 80 ve Arçelik listede dikkat çeken diğer markalar oldular.

Page 25: marketing europe & anatolia Sayı:026

marketing europe & anatolia / 23

Reklam Dünyası

Robin Thicke; Gear´ın yeni yüzü...Samsung Electronics, kullanıcılarının hayatlarını zenginleş-tirmek için geliştirdiği Galaxy Note 3 ve giyilebilir teknoloji deneyimde yeni bir boyut açan Galaxy Gear’ın yeni yüzü olarak, son zamanların en yenilikçi ve popüler sanatçısı olan Robin Thicke’yi seçti.Robin Thicke Samsung’un yenilikçi Galaxy Note 3+Gear reklamında oynayarak hayatını sen yaz (#designyourlife) hashtag’iyle hayranlarına hayatlarını kolayca ve akıllıca ya-şamalarını söylüyor. Şarkıcı videosunda Galaxy Note 3’ünü Ekran kullanırken ve Galaxy Gear´ı ile konuşurken görülü-yor.

Fantastik Değişim...

Intel, eski bilgisayarların kullanıcılara yarattığı sorunlara dikkat çekmek, kullanıcıları bilgisayarlarını yenilemeye teş-vik etmek amacıyla yeni bir kampanyaya imza attı. Türki-ye’deki tüm teknoloji perakendecilerinin ve üreticilerin des-tek verdiği “Fantastik Değişim” adlı kampanya, “Bilgisayarın seni değiştirmeden sen bilgisayarını değiştir” sloganıyla BLAB tarafından yaratıldı. Kampanya gençlerin dikkatini

çekmek için bir kısa metraj film kurgusunda hazırlandı.Kampanyanın merkezinde fantastikdegisim.com adresinden izlenebilen yaklaşık 9 dakikalık kısa film bulunuyor. Filmde, eski bilgisayarları yüzünden istenmeyen yeteneklere sahip olan 4 karakterin hikayesi farklı bir bakış açısı ve esprili bir dille anlatılıyor. Kampanya gazete ilanları, mağaza içi aktivi-teler, sosyal ve dijital medya ile desteklenecek.

Page 26: marketing europe & anatolia Sayı:026

24 / marketing europe & anatolia

Röportaj

- Yerel seçimlerin yaklaşmasıyla bir-likte siyasal partiler, adaylarını açık-lıyor. Geçmiş seçimlere kıyasla 2013 seçimleri arasında kamuoyu açısın-dan nasıl bir fark var?- Kamuoyu artık liderlerinin; dürüst, sa-mimi ve içten bireyler olmasına önem veriyor. Halk, siyasiler ile arasında sos-yo-kültürel uzaklık olmasını istemiyor. Kendi gibi, hayatın içinden kişileri daha fazla güvenilir buluyor. Arasına mesafe koyan başkan adayı yerine, elini sıkan, omzuna dokunan, gülümseyen kişilerin sınıf ayrımı yapmayacağını ve kendi ih-tiyaçlarına da aynı samimiyetle cevap vereceğini düşünüyor. Eskiden otorite anlayışında bunlara yer yokken, çatık kaşlı, aslı yüzlü, mesafeli kişiler daha fazla ciddiye alınırken, günümüzde dengeler yer değiştiriyor.Başkan adaylarının iktidar olabilmesi, kamuoyunun güvenini ve desteğini ala-bilmesi için ne yapmaları gerekiyor?Geçmiş seçimlerde yapılan doğruları ve yanlışları tekrar masaya yatırma-ları gerektiğini düşünüyorum. Başkan adayına ya daha önce ki seçimlerde

ki adaya oy kaybettiren hataları tekrar etmemek için gerekli tedbirlerin baştan belirlenmesi ve ekibin bu doğrultuda yönlendirilmesi gerekiyor.Seçmenin kime oy vereceğine dair bilgi edinmek adına yapılan anketleri doğru zaman planıyla gerçekleştirmek gerekiyor. Çıkabilecek sonuçlara odak-lanmak seçim kampanyalarında hata yapılmasına neden olabiliyor. Bunun yerine, seçmenin hangi siyasal partiye eğiliminin daha fazla olduğunu araştır-mak daha doğru sonuçlara ulaşmayı kolaylaştırıyor. Alanında uzman kişi-lerden oluşan bir ekiple çalışmak çok önemli, seçim stratejilerini belirlemeden önce danışmanları ile bir araya gelerek doğru yol haritasını çizmek gerekiyor. Her ideolojiye ve siyasi partinin kültü-rüne uygun kampanyalar üretmek çok önemli. Herkes aynı stratejiyle, aynı davranış biçimleriyle başarılı olamaz. Başkan adayları samimi ve özgün ol-malı. Bir başkasını taklit etmek yerine içten olmalı, kendisini olduğundan farklı konumlandırmamalı.

Yerel seçimler yaklaşıyor...Yerel seçimler yaklaşıyor...Yerel seçimlerin yaklaşmasıyla birlikte siyasal partiler, adaylarını açıklıyor. Geçmiş seçimlere kıyasla 2013

seçimleri arasında kamuoyu açısından nasıl bir fark var?Kamuoyu artık liderlerinin; dürüst,

samimi ve içten bireyler olmasına önem veriyor. Halk, siyasiler ile arasında sosyo-kültürel uzaklık

olmasını istemiyor. Kendi gibi, hayatın içinden kişileri daha fazla güvenilir buluyor.

Röportaj Elvin Ekşioğlu

Burçak Ilıman Avantgarde İletişim Danışmanlığı Genel Müdürü

Page 27: marketing europe & anatolia Sayı:026

Yerel seçimler yaklaşıyor...Yerel seçimler yaklaşıyor...

Page 28: marketing europe & anatolia Sayı:026

gerekiyor, aksine kendisini daha iyi ifade edeceği alanlar oluşturmalı. Se-çim kampanyalarının amacı da budur. Başkan adayının ideolojisine uygun olmayan bir aday üzerinde olumlu etki bıraktığı takdirde karşısında ki kişi ka-zanılmış seçmendir. Başkan adayı en güçlü söylemlerini dürüst ve samimi bir şekilde konuşmaya devam etmeli.Başkan adayı hakkında ve aday olduğu siyasal parti hakkında olumsuz düşü-nen seçmene dokunulabilirse, olumsuz görüşleri kırma şansı olabilir. Seçmeni mahalle mahalle ayırıp iletişim kurmak yerine, hedefleri seçmenin aklına ve gönlüne girip, oy vermeye ikna etmek olmalı.- Muhalefetin ve İktidarın seçim kam-panyalarında uygulaması gerekenler neler?- İstatistikî verilere göre yeni bir seçi-me girerken, iktidar partisinin kazanma şansı muhalefete oranla 3 kat daha faz-la gözüküyor. Muhalefet adayları bunu hesaba katarak stratejilerini belirleme-li. İktidardan memnuniyet yüzde 55’in üzerindeyse, iktidar adayı Bu durumda projelerinizin iktidarın adayından daha fazla ikna edici olması gerekir. Memnu-

- Doğru iletişime örnekler? Yanlış iletişime örnekler?- Her seçimde kazananı kamuoyunda ki kararsız kesimin belirlediği kanaatinde-yiz. İdeolojik destek aldığınız seçmen sizin her daim yanınızda olan, destek veren seçmendir. Kimlerin kararsız ol-duğunu, neden kararsız olduklarını, en önemlisi, neye göre karar vereceğini öğrenmeye odaklanın.Ülkemizde zaman zaman ikiye bölün-meler kutuplaşmalar yaşansa dahi her seçmen ideolojik nedenleri doğrultu-sunda oy tercihi yapmıyor. Seçmenimiz için projeler çok önemli. Bir seçmen, ailesinin daha iyi şartlarda yaşayacağı-na inandığı için veya yaşadığı bölgeye daha fazla turist geleceğine inandığı için de oy verebilir.Son ABD seçimlerinde, bilginin değişim hızı 6 saate indi. Seçmen medyayı iyi takip etse bile, gündemin değişim hı-zından dolayı sizi çabuk unutur. Hatır-lanmak için sürekli medyanın gündemi-ne gelmek gerekmez. Öyle projeleriniz olmalı ki, hem medya, hem de seçmen sizi konuşmaya devam etmeli.Başkan adayının kendisine oy ver-meyenler ile iletişimini kesmemesi

26 / marketing europe & anatolia

Röportaj

Son ABD seçimlerinde, bilginin değişim hızı

6 saate indi. Seçmen medyayı iyi takip etse bile,

gündemin değişim hızından dolayı sizi çabuk unutur.

Page 29: marketing europe & anatolia Sayı:026

marketing europe & anatolia / 27

niyet yüzde 40’tan daha düşükse, mu-halif adaylar favoridir.Muhalefet seçmene en çok önem ver-dikleri konuları sormalı ve bu konularda ikna etmeye odaklanmalı. Kararsızların oyunu alabilmeleri muhalefet için daha önemli ve bunun içinde en azından ka-rarsızların eğilimlerini bilmek zorunda-lar.Muhalefette, iktidarda özgürlük ve eleş-tirinin birlikte yaşayabileceğini kabul etmeli. Hangi siyasi görüşte olursanız olun, gerginleştirici bir dil yerine birleş-tirici temalar kullanılmalı.Seçim sürecinde vaat edilen her konu-yu takip edecek bir ekip oluşturulmalı ve seçimi kazanılırsa verilen sözlerin takibinden sorumlu olunacağı açıklan-malı.İktidarda olan siyasi parti veya partiler; toplumun tüm kesimlerinin ortakçıkarlarını kollama konusunda belli yükümlülükleri olan ve kamu hizmet-lerinde lider işletme konumundaki par-tilerdir. İktidar aynı zamanda her türlü hizmetin vericisi durumundadır. Bu

nedenle seçmene sürekli ulaşabilme imkânına sahiptir. Bu da sürekli rakip-lerinden bir adım önde bulunma şansı sunar. İktidarın daha iyiye ulaşmak amacı ile devamlı araştıran bir kimliğe bürünmesi gerekir.İnsanlara hizmet, belli standartları olan personele sahip olmak ve bunları yö-netmede başarı göstermekle gerçekle-şiyor. Eğitimin bu tip insanları yetiştir-medeki rolü inkar edilemez.Daha iyi sonuçlara ulaşmak için kişilere yardım etmeyi amaçlayan bir liderlikanlayışı oluşturmak ve uygulamak önemli.

Muhalefet partileri ise iktidarı ele ge-çirmek, paylaşmak ve etkilemek ama-cıyla belli bir program çerçevesinde bir araya gelen kişilerin oluşturduğu siya-sal örgütlerdir. İktidar olunamazsa bile toplumun belli kesimlerinin beğenisini kazanan ve onları temsil eden muhale-fet partileri, temsil ettikleri grupların ve genel kamu yararının sağlanması ve korunması için siyasal iktidar üzerinde etkili olmaya çalışmalıdır. Rakipler ikti-darı tek başlarına ele geçirmek için po-litik alanda rakiplerini saf dışı bırakarak daha iyi bir konuma gelmek için müca-dele ederler. İktidara giden yolda par-tilerin sahip olacakları en önemli güç, rakipleri hakkındaki bilgilerdir.Bunun içinde rakip partilerin anket sıra-lamalarındaki yerleri, güçlü ve iyi olduk-ları alanların belirlenmesi, amaçlarının stratejilerinin bilinmesi önemlidir.- Kampanya seçimi yüzde kaç etki-ler?Doğru strateji ile hazırlanan seçim kam-panyaları seçimi %13 ile %28 arasında etkiliyor.

Röportaj

İnsanlara hizmet, belli standartları olan personele sahip

olmak ve bunları yönetmede başarı göstermekle gerçekleşiyor. Eğitimin bu tip insanları yetiş-tirmedeki rolü inkar edilemez.

Page 31: marketing europe & anatolia Sayı:026

marketing europe & anatolia / 29

Köşe

Şimdi yazacaklarım belki birçoğunuza ters gelecek. Bir kısmınız feodal saçmalıklar olarak, bir kısmınız ise bilinçaltına gizlenmiş faşist eğilimler olarak değerlendirecek. Ancak küçük bir kısmınız bu yazının ikisinden de çok ayrı bir şeyi anlattığını anlayacak. İşte ben bu yazıyı o meçhul azınlık için yazıyorum.

Bir çoğunuz biliyorsunuz daha birkaç gün önce babamı ebediyete uğurladım. Babam davası olan bir insandı. Her ne kadar davasını paylaşmasam da onun keskin prensiplerine her zaman saygı duymuş ve örnek almıştım. Tam bir aristokrattı. Osmanlı ayanı bir ailenin mensubu olarak kandan gelen bir soyluluğa sahip olmasına karşın, sadece kandan gelen soyluluğun yeterli olmadığını, soyluluğun ancak kültürün kuşaklar arasında aktarılmasıyla ve bilgiyle kuşatılmasıyla anlam kazanacağını, bu nedenle bugün bizimle aynı aileden olan birçok kişinin yozlaşmış bir cehaletle soyluluklarını kaybettiğini söylerdi. Beni de ayan terbiyesiyle yetiştirdi. Ekşioğlu şunu yapmaz, bunu yapmaz, şöyle davranmaz, böyle oturmaz birsürü kurallarla dolu, bir çocuk için oldukça sıkıcı bir süreç. Dışarıdan bakıldığında diğer çocukların yaşantıları daha eğlenceli görünürdü ama ben Ekşioğlu'ydum bir kere onlar gibi davranamazdım.Tabii ki benim yaşantımda da eğlence vardı. Düşüncede sonsuz bir özgürlük, özgüvenle örülmüş çılgınlıkları ben de yaşadım ama kimsenin sınırlarını ihlal etmeden. Kimseye maddi ya da manevi zararlar vermeden.

Bu çok uzun bir konu burada tamamını ele alamayacağım ama anlayanlar ne dediğimi zaten çoktan anladılar. Ben de yeni gençliğimde humanist eğilimleri yücelttip babamın bu öğretilerini reddettiğim dönemler yaşadım. Tüm insanlar eşitse soylunun, soylu olmayandan farkı da olmamalıydı. Genetik hafıza bir yana sonuçta yüzlerce yıllık atalarımı sayabiliyor olmak, birkaç kuşak öncesi

Abdullah Ekşioğlu / [email protected]

dedelerinin adını bilmeyen insanlara karşı üstün olduğum anlamına gelmemeliydi.

Sonra soyluluğun üstünlük değil, sorumluluk olduğunu öğrendim. "Ayanın yediği ekmekte avamın hakkı vardır." derdi babam. Bu cümleyi ilk önce gençlik heyecanıyla tabi halk çalışıyor, soylular halkın sırtından geçiniyor, o nedenle halkın hakkını yiyorlar olarak algılamıştım. Böyle algılayınca babama, "ben şimdi halktan geçinmediğime göre benim yediğim ekmekte avamın hakkı yoktur." demiştim. Babam gülerek anlatmıştı cümlenin anlamını. "Ayan kendisi kazanmış olsa da halkına karşı sorumludur. Ben küçükken bizim evin alt katında daima kurulu bir sofra olurdu. Kıtlık yıllarıydı, evinde yemeği olmayan oraya gelir, yer içer, karnını doyurur, giderken de biraz erzakla uğurlanırdı. Halka hakkı veren taşıdığın sorumluluktur." demişti. Önce anlamamıştım. Cumhuriyette artık feodalizm kalmadığına, ailem artık bir bölgenin vergisini toplamadığına, idaresine bakmadığına göre bu neyin sorumluluğu diye düşünmüştüm. Sonra o sorumluluğu içimde hissetmeye başlayınca anladım.

Ayrıca bilgiyi yüceltmeyi, zenginlikle taçlanmış olsa dahi cehaleti reddetmeyi de öğrendim babamdan. İnsanlara maddi zenginliklerine göre değil, bilgi birikimlerine göre saygı duymayı yine babamdan öğrendim.

Babamdan daha birçok şey öğrendim. Bazıları buradan paylaşabileceğim, bazıları paylaşamayacağım şeyler. Büyüdükçe hepsinin ne kadar önemli olduğunu anladım. Ama belki de bana öğrettiği en önemli şey ahvalden manaya ulaşmaktı bu sayede babam ebediyete giderken bile bana hala ders vermeye devam ediyordu. Anladım ki ben yaşadığım sürece ders vermeye devam edecek.

Babama tüm saygımla...

retorik)(

Ahvalden manaya ulaşmak...

Page 33: marketing europe & anatolia Sayı:026

marketing europe & anatolia / 31

Kampanyalar

Esnaflığın Özü Kontrol...

Avea’nın esnaflara özel yeni kampanyası ‘Kontrollü Esnaf 1200 Tarifesi’, Ata Demirer’in 2 farklı esnaf karakterini can-landırdığı esprili reklam filmleriyle hayat buldu.Ata Demirer’in biri ‘Balıkçı’ diğeri ise ‘Esnaf Lokantası Sa-hibi’ olarak iki farklı karakteri canlandırdığı reklam filmleri, oyuncunun çarpıcı performansıyla “Esnaflığın Özü Kontrol” mesajını izleyiciye net bir şekilde aktarmayı başarıyor.

Reklam Künyesi:Reklamveren: Avea / Gelincik Onan, Beren Akdeniz, Damla Demir, Güliz ŞengörReklam Ajansı: TBWA\ISTANBULECD: Emre KaplanYaratıcı Ekip: Ali Şener, Emir Yüksel, Ali Erkmen, Yiğit İrdeMarka Ekibi: Dilek Uçarlı, Ebru Eğilmez, Tarçın Köprülü, Sırma ErCSO: Toygun YılmazerStratejik Planlama Ekibi: Tuğyan Çelik, Nisan Danışman, Emirhan ÇelikbilekProdüksiyon Ekibi: Ceyda Kayaçetin Schulte, Gülşah Batıbeki, Ceren Özen

Prodüksiyon Şirketi: Kala FilmYönetmen: Hakan YonatPost Prodüksiyon: SinefektMüzik: Emre Irmak/Jingle JacksonMedya Ajansı: People CommunicationsKullanılan Mecralar: TV, dijital, outdoor, basın

Page 34: marketing europe & anatolia Sayı:026

32/ marketing europe & anatolia

Kampanyalar

Teknolojinin Yadigarları...Teknosa, “Çünkü geçmiş retroysa, gelecek Teknosa” sloga-nıyla tüketicileri için bir kampanya başlattı. Teknosa, ‘Retro-sa’ adını verdiği teknoloji ustası bir ekip sayesinde bir ay bo-yunca kampanyaya katılanların işlevini yitirmiş, bozuk veya eski ürünlerini alarak tekrar hayata kazandırıyor. Bununla da kalmayan Teknosa, Retrosa’nın yenilediği ürünün yanı sıra yeni ürünü de mağazadan tüketicisine hediye ediyor. Kullanıcılar Teknosadan Retrosa.com adresine girerek, Ret-rosa ekibine eski eşyalarının fotoğrafını yolluyor, karşılığın-da Teknosa’dan istedikleri ürünün yenisini seçerek kampan-yaya katılabiliyor. Yollanan eşyalardan jüri tarafından seçilen bir tanesi ise yeni Retrosa webisode’unun konusunu oluştu-ruyor.

Reklam Filmi Künyesi:Ajans: 41? 29!Ajans Başkanı: Alemşah ÖztürkKreatif Direktör: Seren KöroğluKreatif Grup: İlyas Eralp, Alperen Altınöz, Elif Kavalcı, Emir AnaratYazılım Geliştirme: Hidayet Bayraktar, Utku Genel,

Alen DursunAjans Prodüktörü: Ela MeriçProje Yöneticisi: Ahmet AltındağMarka Yöneticisi: Baybars UmurSosyal Medya Grup Başkanı: Kayhan DuralSosyal Medya Yöneticisi: Damla TütüncüProdüksiyon: BanditMüzik: 3K1AYönetmen: Mert UzerSeslendirme: Orhan Ayhan

Bingo’dan yeni reklam filmi...

Bingo’nun Türkiye’deki ilk gerçek parfüm etkili yumuşatıcısı olan “Lovely” ile aynı etkiyi taşıyan ürünü “Star”ın bir arada konu edildiği yeni reklam filmi tüm mecralarda yerini aldı. Kı-yafetlerde gerçek “eau de parfum” etkisi bıraktığı mesajının verildiği reklam filminin çekimleri, 16 saat sürdü.Filmde, kendisine sunulan iki farklı kıyafetin adeta üzerlerine parfüm sıkılmış gibi kokmaları karşısında şaşkınlığını ve be-ğenisini gizleyemeyen Fransız parfümör Jean Pierre’in “Star ve Lovely”nin başarısını büyük heyecan duyarak seyircilerle

paylaşması anlatılıyor.Bingo Soft Konsantre Yumuşatıcı Serisi’nin beğenilen ürün-leri “Star ve Lovely”nin çamaşırlarda yarattığı gerçek “eau de parfum” etkisinin ön plana çıkarıldığı reklam filminde, Bin-nur ve Gonca’nın bu sefer ki stüdyo konuğu parfüm kreatörü Jean Pierre oldu.

Reklam Filmi Künyesi:Reklamveren: Hayat Kimya / BingoReklamveren Temsilcisi: Gülhan Eğilmez, Esra Gerek, Pelin Yüksel, Fulya GeylaniReklam Ajansı: VietnamCreative Direktör: Gürkan GünaydınCreative Grup: Rıza Çankaya, Erdem Güngör, Kenan ÇetinkayaAjans Prodüktörü: Begüm BaranMüşteri İlişkileri: Tuse TamerProdüksiyon Şirketi: Kala FilmPost Prodüksiyon: SinefektYönetmen: Onur ErdemProdüktör: Berna Öztürk, Hazer Baycan

Page 35: marketing europe & anatolia Sayı:026

marketing europe & anatolia / 33

Kampanyalar

Vera delta reklam filmi...MT Bilgi Teknolojilerinin yazarkasayla pos ci-hazını biraraya getiren markası Vera Delta’nın yeni reklam filmi 2D, 3D Animasyon ve stop motion tekniklerini biraraya getirdi.Markanın yeni yıl kampanyasını sade bir dille vurgulayan filmin Ghetto İletişim tarafından tasarlanan yapısı, Eksantrik Prodüksiyon ta-rafından yaşama geçirildi.Filmin 2D ve 3D animasyonları Eksantrik-Express tarafından gerçekleştirilirken, 3D modellemesi 3D ve FX Artist Pushkar Gupta tarafından Hindistan’da yapıldı.

Reklam Filmi KünyesiReklam Veren: MT Bilgi Teknolojileri (Vera Delta Yazar Kasa+POS)Ürün: Vera DeltaReklam Veren Temsilcisi: Sevilay Güldalı, Yazgül SancakReklam Ajansı: Ghetto İletişimYaratıcı Yönetmen: Haldun GençYaratıcı Ekip: Mehtap Yılmaz, Ayşegül Kayıkçı

Metin Yazarı: Yiğit KılıçMüşteri İlişkileri: Gülderen Yalçın MurtezaProdüksiyon Şirketi: Eksantrik ProdüksiyonYönetmen: Abdullah EksiogluProdüktör: Elvin Eksioglu3D Modelleme: Pushkar Gupta Post-Prodüksiyon: Eksantrik-ExpressKullanılan Mecralar: TV, Gazete, Radyo

Herkese Bir Finançı Lazım...

Finansbank’ın yeni iletişim kampanyası “Herkese finans-çı lazım” sloganıyla tüm mecralarda yerini aldı. Yılmaz Erdoğan’ın ve Finansçı karakterinin izleyiciye takdim edil-diği kampanyanın açılış filminde, Finansbank’ın logosunu oluşturan artı ve çarpı işaretleri hayatın içinden karelerle resmedildi. Artı ve çarpının birleşerek Finansbank logosu-

nu oluşturduğu filmin finalinde; Finansbank’ın toplamadan çarpmadan, klasik bankacılık anlayışından fazlasını vermek için çalıştığı vurgulandı. Reklam Filmi Künyesi:Reklamveren: FinansbankReklam Ajansı: RabarbaReklamveren Yetkilisi: Armağan Engel, Nilgün BosumYaratıcı Ekip: Pemra Ataç Açıktan, Ozan Yurtsever, Can Çelikbilek, Yiğit Karagöz, Umut Geldiay, Deniz Yükselci, Ömer ElverMüşteri İlişkileri: Birçim Akfırat, Kerem Yetim, Gamze FarzStratejik Planlama: Oğuz SavaşanAjans Prodüktörü: Saadet BektaşMedya Ajansı: PeopleYapım Evi: 25 FilmYönetmen: Ali Taner BaltacıPost Prodüksiyon: Filim İşleriMüzik: Nil KaraibrahimgilVokal: MirkelamMecra: TV, Sinema, Gazete, Radyo, İnternet, Açıkhava

Page 36: marketing europe & anatolia Sayı:026

34 / marketing europe & anatolia

Kampanyalar

Seviyorsan, Aç Konuş...

Pepsi’nin ilk reklam filminde karlar altındaki vahşi doğada yaralı bir geyiği kurtarmak için çabalayan Özçivit, her-kesi hayatı dolu dolu yaşamaya ve cesur olmaya çağıran Pepsi’nin verdiği ilhamla cesareti aşka dönüştürüyor.Burak Özçivit’in yıl içinde izleyicilerle buluşacak sonraki reklam

filmlerinde neler yapacağı şimdiden merak konusu oldu.Pepsi, Burak Özçivit ile başlattığı“Pepsi Yaşatır Seni” 2014 kampanyasında da Pepsi severlerin hayatlarına, en güzel anlarına ve hayallerine sürprizler katmaya devam edecek.

Reklam Künyesi:Reklamveren: PepsiReklamveren yetkilileri: Deniz Aktürk Erdem, Aslı Önder, Onur Sanverdi, Ceren OnbulakReklam Ajansı: Alice BBDOYaratıcı Ekip: Mustafa Baripoğlu, Hasan Çetin, Cengiz Pulgu, Ahmet ÜlküStratejik Planlama: Onur Erdoğan, Beliz TopMarka Ekibi: Maria Demir, Elif AltayAjans Prodüktörleri: Umut Tangör, Melis BircanProdüksiyon Danışmanı: Sena AlpsanYapım şirketi: 2012Yönetmen: Özer FeyzioğluYapımcı: Ezel DomaniçPost Prodüksiyon: SinefektMüzik: Beste - Nil Karaibrahimgil

Aç-Bitir Herkese Tam Gelir...Reklam filminde her şeyden “tam yetecek kadar” alan bir anne profili seyrediyoruz. Film de mahalle bakkalına giren bir anne, önceki tecrübelerinden de yaptığı hesap kitaba da-yanarak 48 gr. peynir, bir ekmeğin üç bölü dördü gibi ince hesaplarla alışveriş yaparak bakkal amcayı şaşkına çeviri-yor. “Pınar Aç-Bitir Tam Gelir” sloganıyla tüketicilerine hitap eden reklam filminde anne rolünü Seksenler dizisinden de tanıdığımız Yasemin Çonka canlandırıyor. Çekimleri bir gün-de tamamlanan kampanyanın müziği ise Tricks’e ait.Pınar Aç Bitir Salamı yeni reklam kampanyası TV, digital radyo, outdoor ve indoor mecralarında yürütülüyor.

Reklam Künyesi:Reklamveren: PınarReklamveren Yetkilisi: Cüneyt Şahin, Okan Kavakçı, Mihrap SaraçoğluReklam Ajansı: AlametifarikaYaratıcı Yönetmen: Emrah Karpuzcu, Kenan ÜnsalReklam Yazarı: Güldeniz Şeşen, Oğuzhan AtlimanSanat Yönetmeni: Deniz Ardıç

Grafiker: Yaşar EzbiderMarka Direktörü: Dilek SezenAjans Prodüktörü: Berkay Tahmaz, Berna BulatStrateji: Başar Sarıkaya, Serra AkyelYapım Şirketi: Vana FilmYönetmen: Tolga KaraçelikMüzik, beste ve aranje: Tricks MüzikPost prodüksiyon: Filimişleri

Page 37: marketing europe & anatolia Sayı:026

marketing europe & anatolia / 35

Kampanyalar

Vivident Xylit, Sağlıklı dişler için...Kahramanımızın yanlış bir bara girmesiyle başlayan reklam filmi, her geçen saniye daha da ilginç bir hal alır. Girdiği or-tamdan tedirgin olan kahramanımız, sipariş ettiği kahvesini hızlıca içip bardan uzaklaşmak ister. Ancak bardan ayrılmaya çalışırken, çok önemli bir şeyi unuttuğunun farkında değildir. Yolunu kesen adamlar diğer bar müşterileri, kahramanımıza dişlerinin sağlıklı kalması için Vivident Xylit çiğnemesi gerektiğini tatlı-sert bir dille hatırlatarak Vivident Xylit uzatır. Film, kahramanın Vivident Xylit’i çiğnedikten sonra bardan koşarak uzaklaşmasıyla son bulur.Reklam Kampanyası Künyesi Müşteri: Perfetti Van Melle Ürün: Vivident Xylit Reklam Veren Yetkilileri: Serkan Ergün, Çiğdem Tüzüner, İdil ZiyaoğluReklam Ajansı: Selection Yaratıcı Ekip: International Team SelectionLokasyon: İtalya - MilanoMedya Ajansı: Media RepublicMedya Planlama: Günay Aranoğlu, Yasin AktürkKullanılan Mecralar: TV, Sinema, İnternet

Tropicana reklamı...Türkiye’nin beğenilen yerel meyvelerinden ürettiği meyve sularıyla öne çıkan Tropicana’nın yeni reklam filmleri, bir süpermarketin manav reyonunda geçiyor. Noter huzurunda gerçekleştirilen markasız karşılaştırmalı tadım aktivitelerinin canlandırıldığı reklam filminde tüketiciler Tropicana ve baş-ka bir markaya ait şeftali nektarını deniyor ve içtikten son-ra seçimlerini belirtiyorlar. Reklam çekimleri öncesinde 13 farklı markasız kör tadım aktivitesi gerçekleştiren Tropicana markası, noter huzurundaki bu aktivitelerde 3000’e yakın tü-keticiyle biraraya geldi ve Tropicana’nın diğer meyve suyu markasına göre daha fazla tercih edildiği sonucunu reklam filmlerine taşıdı.

Reklam Filmi KünyesiReklamveren yetkilileri : Deniz Aktürk Erdem, Osman Dilber, Beyza Sinem Çağlar ve Tuğçe GamsızReklamveren medya satın alma ekibi : Selin Bugay,Ezgi Özer Yaratıcı yönetmen: Derya TambayYaratıcı ekip: Ali Burak Erkan, Cem Öztürk, Mahir Karaçam, Umut Pehlivanoğlu, Zeynep Yalçınkaya, Aylin Çelik.

Stratejik planlama: Onur Erdoğan, Alper ÖzcanAjans prodüktörleri: Umut Tangör, Oben ÖzyakalıMüşteri ilişkileri: Sibel Özgündoğdu, Ecem GüzelYapım şirketi: 2012Yönetmen: Çağrı Ark

Page 38: marketing europe & anatolia Sayı:026

36 / marketing europe & anatolia

Kampanyalar

Yemek yediğin an, gelsin Sütaş Ayran...Sütaş Ayran için Grey İstanbul tarafından hazırlanan yemek temalı reklam filmi yayında. “Yemek yediğin an, gelsin Sü-taş Ayran” sloganıyla hayat bulan kampanya, Sütaş Ayran’ın farklı yemek ortamlarına en iyi eşlik eden ürün olmasının al-tını çiziyor. Filmin müziği olarak herkesin bildiği sevdiği ve düğünlerden futbol maçlarına kadar birçok coşkulu ve birlik-te eğlenilen ortamda çalınan Kasap Havası seçildi. Moderni-ze edildi ve yeniden çaldırılıp, ürünü ve keyifli yemek yeme

anlarını anlatan sözlerle desteklendi. Filmin yönetmenliğini Melih Eryılmaz üstlenirken prodüktörlüğünü de POW Films yaptı. Jingle’da ise Ömer Ahunbay imzası var. Kampanya, outdoor ve radyo mecralarıyla da destekleniyor. Reklam Künyesi:Reklamveren: Sütaş Ayran Reklamveren Temsilcisi: Ergun Ermutlu, Bünyamin Kocakaya, Eylem K. Soyluoğlu, Öykü Mutlu Reklam Ajansı: Grey İstanbulYaratıcı Yönetmen: Engin Kafadar, Ergin Binyıldız, Erdinç MutluYaratıcı Grup: Özlem Küçükyılmaz, Tolga Özbakır, Fatih Yılmaz, Merve Selamet Müşteri İlişkileri: Elsa Altaras Nasi, Duygu Yılmaz, Levent Tüker Medya Ajansı: People Comms.Prodüksiyon Ekibi: Meltem Köse, Selim İpekProdüksiyon Şirketi: POW FilmYönetmen: Melih EryılmazPost Prodüksiyon: İmajMüzik: Ömer Ahunbay

Kırmızı kupa, yeni reklam yüzü...Avea’nın esnaflara özel yeni kampanyası ‘Kontrollü Esnaf 1200 Tarifesi’, Ata Demirer’in 2 farklı esnaf karakterini can-landırdığı esprili reklam filmleriyle hayat buldu.Ata Demirer’in biri ‘Balıkçı’ diğeri ise ‘Esnaf Lokantası Sa-hibi’ olarak iki farklı karakteri canlandırdığı reklam filmleri, oyuncunun çarpıcı performansıyla “Esnaflığın Özü Kontrol” mesajını izleyiciye net bir şekilde aktarmayı başarıyor.Reklam Künyesi:Reklamveren: Avea / Gelincik Onan, Beren Akdeniz, Damla Demir, Güliz ŞengörReklam Ajansı: TBWA\ISTANBULECD: Emre KaplanYaratıcı Ekip: Ali Şener, Emir Yüksel, Ali Erkmen, Yiğit İrdeMarka Ekibi: Dilek Uçarlı, Ebru Eğilmez, Tarçın Köprülü, Sırma ErCSO: Toygun YılmazerStratejik Planlama Ekibi: Tuğyan Çelik, Nisan Danışman, Emirhan ÇelikbilekProdüksiyon Ekibi: Ceyda Kayaçetin Schulte, Gülşah Batıbeki, Ceren ÖzenProdüksiyon Şirketi: Kala Film

Yönetmen: Hakan YonatPost Prodüksiyon: SinefektMüzik: Emre Irmak/Jingle JacksonMedya Ajansı: People CommunicationsKullanılan Mecralar: TV, dijital, outdoor, basın

Page 39: marketing europe & anatolia Sayı:026

marketing europe & anatolia / 37

Kampanyalar

HSBC reklam filmi...

Çekimleri İstanbul Boyalıköy ve Çanakkale Assos’ta 70 ki-şilik bir ekiple yapılan reklam filminin yönetmeni ise Erol Özlevi. Öykünün bir bölümü Sicilya’da geçtiği için Assos’un otantik sokakları özel dekorlarla bir Sicilya kasabasına dö-

nüştürüldü. HSBC’nin avantajlarını kullanarak çıktığı yolda beklenmedik şeylerle karşılaşan Ali karakterini Doksanlar dizisinden tanıdığımız yetenekli oyuncu Anıl Altınöz, Ali’nin Türkiye turunda karşısına çıkan yol arkadaşı İtalyan muhtarı da gerçek bir İtalyan oyuncu canlandırıyor.

Reklam Filmi KünyesiReklamveren: HSBCReklamveren Temsilcisi: Ayşegül Şenalp, Didem İzgi, Bengi Ersever, Pınar DumanReklam Ajansı: Grey İstanbul Kreatif Direktör: Engin Kafadar, Erdinç MutluKreatif Ekip: Taner Ardalı, Emre Resioğlu, Deniz Yenihayat, Berkin Dalgıç, Ece OkMüşteri İlişkileri: Goncafem Başçelik, Esra Erol, Ekin YalçınStrateji: Kerem SabuncuProdüksiyon: Meltem KöseYönetmen: Erol ÖzleviProdüksiyon Şirketi: Spark - MojoMecra: TV, Outdoor, İnternet

Çorbasını dilediği an yudumlamak isteyenlere pek çok seçe-nek sunan Knorr Çabuk Çorba, İtalyan lezzetlerini sunduğu iki yeni ürünü Minestrone ve Pizza’yı, sosyal medya üze-rinden gerçekleştirdiği eğlenceli “İtalyanlar Şehirde!” kam-panyasıyla duyuruyor. Knorr Çabuk Çorba’nın İstanbul’da İtalyan rüzgarı estiren “İtalyanlar Şehirde!” kampanyası aynı zamanda çabuk çorba tutkunlarına Fiat 500 kazanma fırsatı sunuyor. Sosyal medya üzerinden Çabuk ol, Hayatın Hızını yaka-la mottosuyla keyifli kampanyalar sunan Knorrr Çabuk Çorba’nın yeni ürünleri Minestrone ve Pizza için hayata ge-çirdiği İtalyanlar Şehirde! Kampanyası, hem İtalyan rüzgarı estiriyor hem de Fiat 500 kazanma fırsatı sunuyor.

Reklam Filmi KünyesiReklamveren: UnileverÜrün: Knorr Çabuk ÇorbaReklamveren yetkilileri: Hakan Yurdakul, Zeynep Doğan, Ece Bağatur, Gökçe Velioğlu,Buğra Demirağ Reklam Ajansı: Endorphin / Brandit GroupYaratıcı Ekip: Sadi Osma, Evrim Güvenç , Alper Cici,

İtalyanlar Şehirde...

Cüneyt YükselProdüksiyon: VoynnYönetmen: Emre BaşaranMüzik: Tolga BüyükMedya ajansı: Mindshare

Page 40: marketing europe & anatolia Sayı:026

Uyuyan denizkızı; San Sebastian...Uyuyan denizkızı; San Sebastian...

Page 41: marketing europe & anatolia Sayı:026

marketing europe & anatolia / 39

Gezi

Bask ülkesinin Atlas Okyanusu’ na kıyısı olan en güzel yerlerden birisi de San Sebastian (Donostia). İspanyolca adı San Sebastian, Baskça da Donos-tia. Burası bir zamanlar balina peşinde okyanus aşan korkusuz denizcilerin, Franco diktatörlüğüne meydan okuyan demokratların şehriymiş. Şimdi ise Avrupa jet sosyetesinin yazlığı.Akşama doğru Mundaka’ dan yola çıkıp öncesinde rezervasyon yaptırdı-ğımız Irun’ daki Hotel Urdanibia Park oteline vardık. Akşam yemeğimizi yi-yip, sabah San Sebastian’ a doğru yol almak için uyuduk. Sabah erken kalkıp kahvaltımızı ettik ve sisli bir havada San Sebastian’ a doğru yol aldık. Yol boyunca kendimi Karadeniz’ de yol alıyor gibi hissettim.Kısa bir yolun ardında Kursaal Köprü-sünden geçip Urgull Tepesinin etekle-rine vardık. Sabah erken olduğu için park bomboştu, biz de arabayı parke-dip şehri dolaşmaya çıktık. Sonradan öğrendik ki arabayı park ettiğimiz an gidip park otomatına para ödeyip bilet almalıymışız.Cantabria Denizi’nin uyuyan denizkızı, diyorlar San Sebastian’a. İspanya’nın en güzel kenti. Kent, 1014’te St. Sebastian manastırının çevresinde kurulmuş, 1174, Navarra Kralı Sancho el Savio, şehri özerk bölge ilan etmiş ve bu tarih şehrin resmi kuruluş yılı

olarak kabul edilir. Şehir balıkçılık ve deniz ticareti üzerine gelişmiş fakat günümüzde turizm en büyük gelir kaynağı. Şehir, 1200 yılında Castilla Krallığı, 1719’ da 3 yıllığına Fransa tarafından işgal edilmiş. 1794’te tekrar Fransız işgaline uğramış (çok azimli adamlarmış zamanında). 1813 yılında Anglo-Portekiz güçleri şehri özgürlü-ğe kavuşturmuş fakat taciz ateşleri sırasında şehrin tamamına yakınını yakılmak suretiyle harab edilmiş. (Nasıl kıymışlar bu şehre, inanılır gibi değil). Tekrar inşa edildikten sonra şe-hir Kraliçe II. Isabella’nın yazlığı olmuş. Bu yüzden de aristokratik çevrenin çok ilgisini çekmiş. O günden beri Kuzey Iberik yarımadasının en önemli turistik şehri olagelen San Sebastian, bugün de turistik değerini koruyor.Uremea Nehri’nin kıyısındaki bulvarlar, yürüyüş yolları, göl kıyısındaki parklar, binalar orta Avrupa şehirlerini çağrış-tırıyor. 12. yy. kurulan, tarihi boyun-ca Portekiz, Fransız, İngiliz işgaline uğrayan, büyük yangınlarda kül olan, savaşta iki kez büyük bölümü yıkılan şehrin merkezi 1914’te Paris örnek alınarak yeniden planlanmış. Buen Pastor Meydanı’ndaki kemerler Rue de Rivoli’den, Maria Cristina Köprüsü ise Seine Nehri’ndeki Pont Alexandre Köprüsü’nden esinlenerek yapılmış. Köprünün yanıbaşındaki garın çatısını

Uyuyan denizkızı; San Sebastian...Uyuyan denizkızı; San Sebastian...Bask ülkesinin Atlas Okyanusu’ na kıyısı olan

en güzel yerlerden birisi de San Sebastian (Donostia). İspanyolca adı San Sebastian, Baskça da Donostia. Burası bir zamanlar balina peşinde okyanus aşan

korkusuz denizcilerin, Franco diktatörlüğüne meydan okuyan demokratların şehriymiş.

Fotoğraflar ve yazı Seval Duban / [email protected]

Page 42: marketing europe & anatolia Sayı:026

de los Ingleses yani İngiliz askerler mezarlığı oldu.Mezarlıklarla birlikte çok ilginç anıt ve heykellerde eşlik ediyor bu eşsiz do-ğaya. Mezarlıkların içinden dolanarak yukarıya Mota Castle’ a vardık. Mota Kalesi, 12.yy’da savunma için inşa edilmiş kale. Kalede bir de görkemli bir İsa heykeli(Sagrado Corazon)var. O gün şansımıza Sirrokümülüs bulutları çok yoğun bir şekilde gökyüzünde yerini almışlardı. İlerleyen saatlerde hafif yağmur geldi. Kalenin manzarası mükemmel. Urgull Tepesini gezip şehrin güzel manzarasını izledikten sonra şehri kurcalamak için tekrar aşağıya indik. Urgull Tepesinin eteği, her biri farklı renklere boyanmış, irili ufaklı yüzlerce balıkçı teknesinin demirlediği küçük balıkçı barınağı. Sahil boyunca yürür-ken bizi Denizcilik Müzesi ve akvar-yum karşıladı. Akvaryum’da yaklaşık 3 bin çeşit balık sergileniyormuş. Ama en büyük ilgiyi bir çift köpekbalığı ve 1878 yılında San Sebastian açıkların-da avlanan bir balina iskeleti toplu-yormuş.Tabii biz ikisinide pas geçtik.

Gustave Eiffel tasarlamış. Merkez-deki gotik katedral, Köln Katedrali’ni çağrıştırıyor. Nehrin batı yakasında, Pablo Neruda Parkı’nın da bulunduğu bölgede art nouveau cepheli apart-manlar çoğunlukta. Şehrin en büyük kültür merkezi de nehrin denizle birleş-tiği nokta.Şehir, Uluslararası San Sebastian Film Festivaline de evsahipliği yapıyor ve Bask mutfağının önemli bir parçası olan Pintxos, San Sebastian restoran-larını ön plana çıkarıyor. Minicik bir kent ama pek çok meziyeti var. Futbol muhabbetine hiç girmiyorum.Kent hakkındaki kısacık bilgiden sonra dönelim gezimize. Sabah erken saat olduğu için sokak-larda pek kimse yoktu, sadece parkta koşan ve yürüyüş yapan spor insanları vardı. Biz de minik bir yürüyüş yapıp Urgull Tepesini keşfe çıktık. Otopark’ ın ordaki girişten yukarı doğru tırmanma-ya başladık. Yol hem dik hem de çok dolanbaç-lı. Haritada kocaman görünmesine rağmen aslında pek de büyük bir yer değil. Bu yemyeşil alanda tırmanırken ilk karşımıza çıkan yer Cementerio

40 / marketing europe & anatolia

Gezi

Biz içeri daldığımızda fotoğraf sergisi vardı.

Eski Zaragoza halkının fotoğrafları.

Fakat fotoğraflardan ziyade bina hoşuma gitti benim.

Page 43: marketing europe & anatolia Sayı:026

marketing europe & anatolia /41

Niyetimiz önce güzel bir kahvaltı etmekti. Ben sabahları kahve içme-den önce çok huysuz ve çekilmez bir tip oluyorum. San Sebastian’ ın sahil kısmı yeni ay şeklinde. Ortasındaki 2 küçük ada da (Santa Klara adacığı) yıldız gibi. Bay-rağımızı andırıyor hafiften.Donostia iç içe geçmiş, birbirinden farklı birkaç şehir gibi. Urgull tepesi-nin etekleri eski tarihi bölge, yani 13. yüzyılda Urgull Tepesi’nin eteklerine kurulmuş balıkçı köyü. Eski ve hoş bir mimariye sahip. Eski apartmanların ön cephesi korunarak içleri yenilenmiş. Sokaklar daracık ve çok sevimli. Daracık sokaklardan birinde oturup kahvaltımızı ettik. Haşlanmış pata-tes, yumurta, jambon karışımı tortilla. Yanına da filtre kahve. Sabah kahvı-larında seçenek çok az olduğu için tüm İspanya gezisi boyunca sabah kahvaltılarında bununla beslendim. Döndüğümde uzun bir süre yumurta ve patatesten uzak duracağım. Zeytin, peynir ve domatesi özledim.Kahvaltımızı ettikten sonra yürürken eski pazara denk geldik.“La Bretxa”

Market “,.1813 kuşatması sırasında İn-giliz birliklerinin kaldığı yermiş, şimdi-lerde ise alışveriş ve eğlence merkezi. Burada da yiyecek içecek ve bitkiler satılıyor. İçine girmeyip ara sokakları keşfe devam ettik. Biraz sonra karşı-mıza San Vicente kilisesi çıktı. Kilise, Gotik tarzında inşa edilmiş ve şehrin en eski ibadet yeri.Kilisenin önünden devam ederek tekrar sahile doğru yürümeye devam ettik. Bu sefer de bizi Santa Maria Bazilikası karşıladı. Burası da eski bir Romanesk kilisenin temelleri üzerine inşa edilmiş Barok tarzı bir bazilika. Micik bir kent fakat bir çok tarihi bina barındırıyor. Ateş altında kalmasına rağmen bugün harika görünüyor tüm bu eserler.Eski şehri bitirdikten sonra ara sokak-lardan yeni şehire doğru yürümeye başladık. Belediye Sarayı’nın çevresindeki yaşlı sığla ağaçlarıyla süslü park gün içeri-sinde çeşitli müzik ve gösteri sanatları-na sahne oluyor.Belediye Sarayı’nın ilerisinde ise Buen

Gezi

San Sebastian’ ın sahil kısmı yeni ay şeklinde. Ortasındaki

2 küçük ada da (Santa Klara adacığı) yıldız gibi. Bayrağımızı andırıyor.

Page 44: marketing europe & anatolia Sayı:026

42 / marketing europe & anatolia

Gezi

Pastor Katedrali var. Katedral, Neo-Gotik tarzında inşa edilmiş en büyük ve yüksek yapı.Katedrali de geçtikten sonra La Conc-ha Plajına vardık. Belediye binasında sonra ki kısımda binalar yeni ve son derece güzel. Plajın kenarından doğru Igueldo Te-pesine çıkmaya karar verdik. Tepenin eteklerine vardığımızda tarihi füniküler ile yukarıya çıktık.Igueldo Tepesi, 1500 yıl önce balıkçıla-rın gözlem noktasıymış. El Torreon’un kulesinde, balinaların kışlamak için körfeze gelmesini beklerlerlermiş. O dönemdeki balıkçılar Hıristiyanların perhiz zamanlarında tüm Avrupa’yı tuzlanmış balina etiyle doyurmuşlar. Vikinglerden morina avlamayı, kurut-mayı öğrenip kuzeye yelken açmışlar ve Amerika’ya ulaşmışlar. El Torreon o denizcilere yol göstermek için 18’inci yüzyılda yapılmış. Fener nöbetini 1855’te önündeki uçuruma yapılan ikinci kuleye devredince seyir terasına dönüşmüş. Sonra da turizme açılmış. Daracık merdivenlerden en tepeye kadar çıkıp muhteşem manzarayı izleyebiliyorsunuz. Tabii önce epey bir

soluklanmanız gerekiyor, kula hayli yüksek. Çok fazla merdiven tırmanma-nız gerekiyor. El Torreon’un merdivenlerinden çıkma-ya başlarken duvarlardaki fotoğraflarla Donostia tarihinde 200 yıllık yolculuğa çıkıyorsunuz. İlk balıkçı evleri, aileleri, 19. yy başında kumsalda gezinen, denize giren şık zenginler, onlar için yapılmış ahşap yapılar, iskeleler, Fran-sız işgali, onların kaleleri, 1850’lerden bu yana yapılan kürek yarışları, balina avcıları vs.Muhteşem San Sebastian manzarasını izledikten sonra son durağımız olan koyun ortasındaki Miramar Sarayı’ na gittik. Miramar Sarayı, konservatuvara dönüştürülmüş ve zaman zaman çok güzel konserlere ve gösterilere sahne oluyor. Çimenlerin üzerine serilip deni-zi seyretmek muhteşem.Gezilip görülecek yerleri hallettikten sonra sıra geldi denize girip güneşlen-meye. Dışarı çıkarken içime bikinile-rimi giyip öyle çıkmıştım, çantamda da havlum. Önümüzde de La Concha Plajı.İspanyolcada istiridye gibi deniz

Plajın kenarından doğru Igueldo Tepesine çıkmaya

karar verdik. Tepenin eteklerine vardığımızda

tarihi füniküler ile yukarıya çıktık.

Page 45: marketing europe & anatolia Sayı:026

Gezi

ürünlerinin kabuklarına “concha” deniyor. Eteklerinde, San Sebastian’ın eski kent merkezini barındıran Urgull Tepesi’yle, kentin batıdaki uç nokta-sını belirleyen Igeldo Tepesi arasında kalan koy, bir istiridyeyi andırdığı için bu adı almış. Çoğumuzun adını yalnız dünya çapındaki film festivali ile bildiği bu kentte verilen büyük ödülün “Altın İstiridye” (Concha de Oro) olmasının nedeni de bu.La Concha Koyu aslında limandan Igeldo Tepesi’ne kadar uzayan bir kumsal ama yerlilerin Pico de Loro (Papağan Gagası) dedikleri kayalık bir yükselti, bu kumsalı ikiye ayırıyor. Bu nedenle bu küçük koyda iki plaj bulunuyor. Bu yükseltiyi aşmak için küçük bir tünelden geçiliyor. Ardından da Igeldo’ya kadar Ondarreta Plajı uzanıyor.San Sebastian’da denize girmek için en uygun ay ağustos, yani bizim gittiğimiz ay. Bu mevsimde hem deniz sıcak, hem hava oluyormuş. Fakat bizim şansımıza öğleden sonra hava serinledi ve rüzgar çıktı.La Concha Plajına inip kendimize bir yer bulup havluları serip üzerine serildik. Yalnız plaja ayak basar basmaz ben gıcık

oldum çünkü plajın kumu aşırı derece-de ince, un gibi. En nefret ettiğim plaj tip, insanın her bir yerine kum kaçıyor. Tiksinç. Deniz daha da beter. Dalga kumu kaldırmış ve suyu bulandırmış. Çamur gibi, dibi görünmüyor. Girilecek gibi değil. Hava da soğuk. Benim pek hoşuma gitmedi durum, üşümeye de başlayınca ben tası tarağı toplayıp eski şehre doğru yol aldım.Çok şık bir pastaneyi gözüme kestirip hemen daldım içeri. Nefis bir pasta ve kahve eşliğinde etrafı seyre koyuldum. İşte en keyifli an.San Sebastian, Michelin yıldızlı res-toranlarıyla da tanınan bir kent. Çok sayıda mekan var yiyecek için. 75 gurme kulübü var. Dondurmacısı bile 110 yıllı.Tarihi bölgedeki restoranların mönülerinde deniz ürünleri, balık ka-dar et çeşitleri de bulunuyor. Kalamar, ahtapot, sübye, mürekkep balığı bol. İsmi farklı olmakla birlikte Endülüs’ün paella’sı burada da popüler. Barların hemen hepsinde barlarda tezgâhın üzerine dizilmiş birbirinden leziz “pint-xo” (meze, ama buranın “pintxo”ları İspanya’da bir tane!) tabaklarını var. Kahvemi içtikten sonra plajdan dönen arkadaşımla buluşup Anayasa Mey-

En nefret ettiğim plaj tip, insanın her bir yerine kum

kaçıyor. Tiksinç. Deniz daha da beter. Dalga kumu kal-dırmış ve suyu bulandırmış.

Çamur gibi, dibi görünmüyor. Girilecek gibi değil.

marketing europe & anatolia / 43

Page 46: marketing europe & anatolia Sayı:026

danı’ na gidip bir bara oturduk ve bira eşliğinde bizde bu nefis pintxo’ ların ta-dına baktık. Ekmekle aram iyi olmadığı için ben sadece üzerindeki mezeleri yemekle yetindim .Yemek konusu açılmışken çipura ile ilgili bilgi de verlim. Burada çipura çok özel bir balık. Bizim çiftlik çipuralarına pek benzemiyor. Bask gurmeleri için çipura, balıklar aleminde çok özel bir yere sahip. İlk gurme kulüpleri Çipura Dostları Derneği (Besuguin-a Lagu-nak) adıyla kurulmuş. En makbul çipu-ranın taşıması gereken özellikler uzun zaman tartışma konusu olmuş. Kentin ünlü gurmelerinden Manuel Carves-Mons, 1933’te yazdığı kitapta konuya açıklık getiriyor: “Kaliteli çipuranın başı küçük, ensesi kalın olmalı. Mutlaka büyük olması gerekmez...”Günü San Sebastian’ da bitirip, bu güzel kasabaya yağmur eşilğinde hoş-çakal deyip tekrar yola düştük.

44 / marketing europe & anatolia

Gezi

Page 47: marketing europe & anatolia Sayı:026
Page 48: marketing europe & anatolia Sayı:026

46 / marketing europe & anatolia

Sinema

Ali Erdem Ekşioğlu reklamarasısinema)

(Televizyonda 4k dönemi...

4k yayınlayabilen televizyonlar! 4k çekim yapan handycamler! 4k, 4k, 4k! Peki nedir bu herkesin dilinden düşmeyen 4k? 4k bir yayın formatı olup yıllardır çoğu reklam filmi ve sinema filmlerinde kullanılıyor. O zaman nedir bu 4k deliliği? Neden kimsenin ağzından düşmüyor bu format? Eskiden sadece sinema salonlarında izleyebildiğimiz bu format artık evlerimize geliyor. Peki evimizdeki sinema keyfini arttıran bunca şeyden sonra salonlara gitmenin evimizin rahat kanepelerinden kalkıp sıkışık koltuklara oturmanın, yayını kendimize göre durdurup, geri sarabilirken, araları beklemeyi ve kaçırdığımız yerleri arkadaşlarımıza sormayı neden tercih edelim ki? Bu soruya verebileceğim iki cevap var, birincisi; insan tek başına elinde cipsi, mısırı varken ayaklarını uzatmış bir film izlemek yerine tanımadığı onlarca insanla aynı ortamı aynı hisseleri yaşamayı, aynı espriye gülmeyi, aynı çığlığa korkmayı tercih eder. O yabancı insanların verdiği farklı bir haz, farklı bir güven vardır sinema salonlarında. İnsanlar ne kadar yolda yürürken iki kulaklık ile kendilerini dış dünyadan soyutladıklarını sansalar da bir koşu bandında yürümekle aynı değildir sokakta, insanlarla yürümek. Nasıl donmuş yemekler, eve servisler

restoranları öldürmediyse, ne kadar iyi olurlarsa olsunlar televizyonlar da sinema salonlarını öldüremeyecektir. İkincisi ise insanların gözü ne kadar evlerindeki teknolojide olsa da televizyonların bu hızlı gelişmeleri yanında hiç kısa kalmayacak bir hızla da sinemalar gelişmekte. Evlerimizde oluşan her yenilik karşısında da salonlarda gelişiyor. AVM'lerdeki "cep" salonlarının hepsi zaman ilerledikçe büyük IMAX salonlara, IMAX salonlar ise aynı oranda daha iyi formatlara, daha zevkli seyirlere atlayacaktır. Bu ilişkiyi masaüstü ve dizüstü bilgisayarlarınkine benzetebiliriz. Ne kadar gelişmiş, hızlı, verimli laptoplar çıksa da onun karşısında kullanılması daha zor, taşınamaz eski kafa masaüstü bilgisayarları hala rağbet görmekte. Çünkü ne kadar gelişse de laptoplar onlardan daha yüksek performanslı masaüstü bilgisayarları olacaktır. Beraber büyüyen iki kardeş gibi beraber büyürler.Oyuncular isterse gelip evlerimizde bile oynasalar bizi tutkularımızdan, alışkanlıklarımızdan vazgeçiremezler. Ve eğer ki evimizde oynayacakları bir noktaya gelmişse teknoloji bizi olayın içine alacak bir sistem de salonlara gelmiş olacaktır. İki kardeş büyümeye devam edecek ve ağabey her zaman ağabey kalacaktır.

Page 49: marketing europe & anatolia Sayı:026

20 yaşında

Page 50: marketing europe & anatolia Sayı:026

Kültür - Sanat

TSPAKB, finansal piyasalar hakkındaki en temel soruları cevaplayan Yatırım Yaparken kitapçığıyla yatırımcılara yol göstermeyi hedefliyor.Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşlar Birliği (TSPAKB) “Yatırım Yaparken: Sorularla Türkiye Sermaye Piyasası” kitapçığını yayınladı. Kitapçık finans piyasala-rıyla ilgili en basit soruların cevaplarını yalın ve anlaşılır bir dille açıklayarak, her seviyeden yatırımcıya piyasanın işleyişi hakkında bilgi vermeyi amaçlıyor. TSPAKB Başkanı Attila Köksal kitapçıkla ilgili olarak: “Uzun yıllar boyunca Türkiye’de hem yatırım hem de tasarruf ko-nusunda çok ciddi yanlışlar yapıldığını gözlemledik. Bun-ların sonucunda yatırım alışkanlıkları da yanlış şekillendi. Türkiye’de yatırımcılar tasarruflarını değerlendirirken kısa vadeli mevduat, altın ve dövizi tercih ediyorlar. Bu da geli-şen Türkiye ekonomisinin büyümesinden yararlanamama-larına neden oluyor. TSPAKB olarak yatırımcı eğitimini en önemli sorumluluklarımızdan biri olarak görüyoruz. Bu ki-tapçıkla birlikte daha çok kişiye ulaşarak, doğru yatırımlar yapmaları için yol göstermeyi amaçlıyoruz” dedi.

Birlik tarafından hazırlanan kitapçık, finansal piyasalardaki kurumlardan yatırım araçlarına kadar her türlü konuda te-mel bilgiler, içeriyor. “Yatırım Yaparken: Sorularla Türkiye Sermaye Piyasası” kitapçığına www.tspakb.org.tr adresin-den ulaşılabiliyor.

TSPAKB’den başucu kitabı...

Hayattan kareler... Araftaki Kramponlar...Anadolu Hayat Emeklilik’in bu yıl sekiz-incisini düzenlediği ‘Kadın Gözüyle Hayat-tan Kareler Fotoğraf

Yarışması’na başvurular başladı. Türkiye’nin dört bir yanından kadınların katılabileceği yarışmaya başvurular 12 Mart’a kadar devam edecek. Türkiye Fotoğraf Sanatı Federasyonu (TFSF) danışmanlığında ‘Hayata Dair’ teması ile düzenlenen yarışmaya 18 yaş ve üzeri tüm amatör ve profesyonel kadın fotoğrafçılar en fazla 5 adet fotoğrafla katılabiliyor. Bu yılki seçici kurulunda Arel Üniversitesi Güzel Sanat-lar Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Güler Ertan, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakül-tesi Fotoğraf Bölümü Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nihal Kafalı, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Fotoğraf Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oktay Çolak, Fotoğraf Sanatçısı İsa Çelik ve Anadolu Hayat Emeklilik İletişim Müşaviri Nihan Güney yer alıyor.

Gazeteci – Yazar Behram Kılıç’ın kaleme aldığı Araf-taki Kramponlar kitabında, Sakaryaspor’da başlayan kari-yerini, Fenerbahçe’de zirveye ulaştıran Oğuz Çetin’in hayatı ve futbolun yakın tarihiyle ilgili önemli kesitler yer alıyor.Fenerbahçe’nin 103 gollü ef-sane kadrosunun en önemli yapı taşlarından biri olan Oğuz

Çetin’in hikayesinde bir dönem Tanju Çolak ile yaşadı-ğı polemiklerin perde arkası da yer alıyor. Takımda 7 Sakaryalı oyuncu olduğu için Sakarya Çetesi’nin lideri olarak iftiralara maruz kalan Çetin’in yaşadıkları kitapta şöyle anlatılıyor:Caretta Yayınları’ndan çıkan eserde Oğuz Çetin’in yanı sıra Metin Tekin, Ünal Karaman, Uğur Tütüneker, Hay-rettin Demirbaş, Hami Mandıralı, Feyyaz Uçar, Mehmet Özdilek, Hamza Hamzaoğlu, Aykut Kocaman, Müjdat Yetkiner, Bülent Uygun, Hasan Vezir’in sıra dışı hikaye-leri yer alıyor.

48 / marketing europe & anatolia

Page 51: marketing europe & anatolia Sayı:026

marketing europe & anatolia / 49

Kültür - Sanat

League of Legends Şampiyonluk Ligi Kış Mevsimi Finali 1-2 Şubat tarihlerinde binlerce izleyicinin önünde Bostancı Gösteri Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Bu muhteşem tur-nuvanın biletleri tüm Biletix Gişelerinde ve Biletix internet sayfasında satışta. League of Legends Türkiye 2014 Sezonu, Bostancı Gösteri Merkezi’nde gerçekleşecek Final ile Kış Mevsi-mi Şampiyonu’nu belirleyecek. Profesyonel oyuncuların büyük ödüller ve muhteşem bir kupa için mücadele ettiği Şampiyonluk Ligi’nin ilk adımı Kış Mevsimi Finali, binler-ce seyircinin de katımlıyla kıyasıya bir mücadeleye sahne olacak. 1-2 Şubat tarihlerinde yapılacak organizasyona, 7 haftalık Kış Mevsimi ligini ilk 6 sırada bitiren takımlar katı-lacaklar. Takımlar, şampiyonluk ünvanı için, Bostancı Gös-teri Merkezi’ni dolduran League of Legends hayranlarına unutulmaz bir haftasonu yaşatacaklar. Kış Mevsimi Finali 1 Şubat Cumartesi günü saat 09:00’da Bostancı Gösteri Merkezi’nde başlayacak. Çeyrek Final ve Yarı Final maçlarının yanı sıra sürpriz hediyeler ve bolca eğlence alanda League of Legends hayranlarını bekliyor.

LOL 2014 Kış Mevsimi Finali...

2 Şubat Pazar günü ise 3.’lük maçı, Cosplay yarışması, ödüllü bilgi yarışması ve Final Maçı heyecanı yaşanacak. Organizasyon icin Biletix’lerden bilet alan ve iki gün bo-yunca etkinliğe katılan League of Legends hayranları, 10 TL değerinde (840RP’lik, Riot Points) hediylerini etkinlik sonrasında hesaplarına yüklenmiş olarak bulacak.

Acar, Darülaceze’de atölye açtı...İstanbul’un tarihi mekânlarından Galata’da resim çalışma-larını sürdüren İsmail Acar Sultan Abdülhamid Han’ın mi-rası Tarihî Darülaceze’de sakinler için atölye açıyor.Yerli ve yerel motifleri ön plana çıkartarak markalaştıran ülkemizin ünlü ressamlarından İsmail Acar Darülaceze sa-kinleri için kurumda atölye çalışmalarına başlıyor. Yerel öğelerden beslenen kadim bir medeniyetin izini sü-ren sanatçı İsmail Acar, Darülaceze sakinlerinin görsel ve sanatsal hafızalarının gelişmesine katkı sağlamak istedi-ğini, Darülaceze’de büyük ressamların çıkmasının hayal olmadığını ifade etti. Darülaceze Başkanı Nevzat Bayhan İsmail Acar’ın Tarihî Darülaceze’de atölye açmasının büyük bir sanatçı duyarlı-lığı olduğunu söyledi. Bayhan; bu içten girişimle sakinlerin moral ve motivasyonunun zirve yapacağını, resme mera-kı olan ve resim kabiliyeti olan sakinlerimizin Sayın Acar’la ortak çalışma yaparak güzel eser çıkartacaklarını ve bu eserlerle de sergiler düzenlenmeyi düşündüklerini söyledi Sakinlerimize bu imkânı sağladığı için değerli sanatçımız Sn. İsmail Acar’a teşekkürü bir biliyorum.”dedi,