50
Tarih: Haziran 2013 Sayı: 20 Bize her yer Gezi Parkı kelebeğin fırtınası Reklamın içine tükürmüşler... retorik Gezi Parkı’nı doğru anlamak...

marketing europe & anatolia Sayı:020

Embed Size (px)

DESCRIPTION

marketing europe & anatolia, ekonomi, medya, reklam, iletişim ve pazar alanında aylık olarak yayınlanan bir e-dergidir. marketing europe & anatolia’da reklamcı Argün Albayrak'ın dönüşümü tetikleyen, reklamcı Nurgül Eryıldır Günay'ın kelebek etkisi yaratan ve Yönetmen Abdullah Ekşioğlu'nun adresini bilen yazılarını okuyabilir, ilgi çekici röportajları, haberleri, reklam kampanyaları künyelerini, kültür – sanat ya da gezi gibi sayfaları da bulabilirsiniz. marketing europe & anatolia Ekşioğlu Medya Grup tarafından yayınlanmaktadır.

Citation preview

Page 1: marketing europe & anatolia Sayı:020

marketingeurope & anatolia

Tarih: Haziran 2013 Sayı: 20

Bize her yer

Gezi Parkı

kelebeğin fırtınasıReklamın içinetükürmüşler...retorikGezi Parkı’nıdoğru anlamak...

Page 2: marketing europe & anatolia Sayı:020
Page 3: marketing europe & anatolia Sayı:020

marketing europe & anatolia / 1

İçindekiler

Sayı: 20 Tarih: Haziran 2013

İmtiyaz SahibiEksantrik Film Prodüksiyon Reklam ve Yayıncılık Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti.e-mail: [email protected].: 112 34725 Kızıltoprak - İstanbul - Tr.

Genel Yayın Yönetmeni veSorumlu Yazı İşler MüdürüElvin Ekşioğlue-mail: [email protected].: 112 34725 Kızıltoprak - İstanbul - Tr.

Haber ve FotoğraflarAgency Europe & Anatolia

Katkıda BulunanlarArgun AlbayrakNurgül Eryıldır GünayAli Erdem EkşioğluSeval DubanEkim Sölemez

DanışmanAbdullah Ekşioğlu

İlan RezervasyonMelis Deniz

Yayın TürüSüreli Yayın

Yönetim YeriAgency Europe & AnatoliaFeneryolu Mh. Gedikli Sk.Adilbey Ap. No: 15/13Kadıköy - İstanbul - Tr.Tel: +90 555 233 24 41e-mail: [email protected]

marketing europe & anatoliaAgency Europe & Anatolia tarafındanSüreli yayınlanan bir e-dergidir.

Bu yayının tüm hakları Eksantrik Film Prodüksiyon Reklam ve Yayıncılık Hizmet-leri San. ve Tic. Ltd. Şti. aittir. Tamamı ya da bir bölümü yayıncısının izni olmaksızın çoğaltılamaz ve yayınlanamaz.Tüm ilanların sorumluluğu firmalara, ma-kalelerdeki görüşler ve hukukisorumluluk yazarlara aittir.

Bu derginin yayınlanma sürecindehiçbir ağaç zarar görmemiştir.

mobil: http://m-mea.eksantrik.comhttp://www.facebook.com/meadergiBir Ekşioğlu Medya Grup kuruluşudur.

marketingeurope & anatolia

Kısa Kısa 08 - 11

Röportaj 18 - 21

Medya Dünyası 17

kelebeğin fırtanası 23

Gezi 36 - 45

Reklam Dünyası 24 - 25

retorik 26

Kampanyalar 29 - 35

Yeni Ürünler 14 - 15

reklam arası sinema 46

Page 5: marketing europe & anatolia Sayı:020

marketing europe & anatolia / 3

Köşe

Gezi Parkı direnişi başladığından beri hemen hemen tüm arkadaşlarım, tanıdıklarım, beraber çalıştığımız tüm reklemcı dostlarım, Gezi Parkı'nda direniş yapan arkadaşlarımıza destek için bazen günde iki kere bazen iş çıkışı Gezi Parkı'na gitti. Sosyal medyadan paylaşımlarda bulundu. Gayet keyifli gitarlar çalınıyor, kitaplar okunuyordu. Ara ara olan tacizlerde Cuma sabahı ipler koptu. Ancak sadece orada olan arkadaşlardan Taksim'deki durumu öğrenebiliyorduk. Akşam saatlerinde artık Türk televiyonları yayına başlar dedim ama nafile bir tek haber bile yok. Tüm arkadaşlar, dostlar Taksim'de polise karşı direniyor ama televizyonlar vermiyordu. Yabancı bir internet televizyonundan naklen seyrediyordum Harbiye'yi, Taksim'i. Türk medyası neredeydi. Aklıma madem bu televizyonlar hükümetten besleniyor orada direnen, direnişe destek veren onca reklamcı, onca vatandaş onları ilgilendirmiyorsa tek ilgilendikleri şey olan para kaynakları. O zaman markaların işin içine girmesi

Elvin Ekşioğlu / [email protected]

lazım diye düşündüm. Facebook ve tweeter'dan "Türk medyası sadece hükümetten besleniyorsa markalar reklamlarını çeksin bakalım.." diye yazdığım gönderiyi yaptım. Reklamcı arkadaşlarım hemen paylaştı ve hatta hagtag yapmışlar. medyanın anlayamadığı orada direnişi başlatanlar bizden insanlar, Türkiye'de biz markamızla, reklamcımızla, öğretmenizle, tiyatrocumuzla birbirinize sahip çıkarız. Ertesi gün reklamverenler reklamlarını geri çekebileceklerini söylemişler, neye ve kime hizmet ettiğini hiçbir zaman bilmeyen medya sekiz saatlik göstermelik bir yayın yaptı. Sonra yine fısss...Türk Medyası bu büyük Türkiye Cumhuriyeti'ne sahip çıkan insanları hiç bir zaman anlamadı. Ben çağrımı tekrarlıyorum. "Türk medyası sadece hükümetten besleniyorsa markalar reklamlarını çeksin bakalım.."

Bize her yer Taksim...

editörden)(

Bize Her Yer Taksim...

Page 6: marketing europe & anatolia Sayı:020

Bize her yer Gezi Parkı...Bize her yer Gezi Parkı...Yorumsuz...

Page 7: marketing europe & anatolia Sayı:020

Bize her yer Gezi Parkı...Bize her yer Gezi Parkı...

Page 8: marketing europe & anatolia Sayı:020

Yorumsuz...

Page 9: marketing europe & anatolia Sayı:020
Page 10: marketing europe & anatolia Sayı:020

8 / marketing europe & anatolia

Kısa Kısa

Garanti Bankası, Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KA-GİDER) ve Ekonomist dergisi işbirliğiyle bu yıl 7.si düzen-lenecek Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması’nın baş-vuru tarihi, 30 Haziran 2013Pazar gününe kadar uzatıldı. Kadın girişimcileri cesaretlendirmek amacıyla gerçekleşti-rilen ve her sene giderek daha yoğun ilgi gören yarışmaya; Türkiye’de yaşayan ve hakim ortak olduğu işletmenin yıllık cirosu 40 milyon TL’nin altında kalan tüm kadın girişimci-ler, www.kadingirisimciyarismasi.com adresinden başvu-rabiliyor.Kadın girişimcilere, başarılarını duyurma ve yeni iş ilişki-leri geliştirme fırsatı sunan yarışmada bu yıl, “Türkiye’nin

Kadın Girişimcisi”, “Gelecek Vaat Eden Kadın Girişimci” ve “Yöresinde Fark Yaratan Kadın Girişimci”nin yanı sıra, “Türkiye’nin Kadın Sosyal Girişimcisi” kategorisi birincisi de ödüllendirilecek. Başvuruların genel olarak, risk alma, cesaretli olma, etkin müşteri ilişkileri yönetimi, pazarla-ma faaliyetlerinde farklılaşma, finansal yapı gibi kriterlere göre değerlendirildiği yarışmanın sonunda, “Türkiye’nin Kadın Girişimcisi”ne 20.000 TL, “Gelecek Vaat Eden Ka-dın Girişimci”, “Yöresinde Fark Yaratan Kadın Girişimci” ve “Türkiye’nin Kadın Sosyal Girişimcisi”ne ise 15.000 TL nakit para ödülü verilecek.

Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması...

Uludağ Doğal Maden Suyu kaynağının işletme ruhsatının alınmasının 100. yılını geride bırakan, Türkiye içecek sek-törünün köklü ve en güçlü markalarından Uludağ İçecek Düş+Zaman=Gelecek Konferansı’nda Zamansız Şirket Ödülü’ne layık görüldü. Uludağ İçecek A.Ş. Yönetim Ku-rulu Başkanı Mehmet H. Erbak konferansta ödülü ESE Vakıf Başkanı, Dreamore Yönetim Kurulu Başkanı Elio D’Anna’dan aldı.

Zamandan Bağımsız Liderlik Ödülü...Zamansız Şirket Ödülü ile ilgili konuşan Mehmet H. Erbak: “Bize 100. yıl gururu yaşatan Uludağ Doğal Maden Suyu markamızla aldığımız Zamansız Şirket Ödülü belki de Uludağ İçecek’i en iyi tanımlayan, en anlamlı ödüllerden biri. Uludağ Doğal Maden Suyu dün ve bugün olduğu gibi yarın da var olacak, zamansız bir ürünümüz. Sürekli gelişime olan inancımızın bize kazandırdığı sarsılmaz konumun ve Uludağ Doğal Maden Suyu’nun 100 yıllık başarısının Zamansız Şirket Ödülü ile kanıtlanmasından büyük gurur duyuyoruz. Uludağ Doğal Maden Suyu’nu bu ödüle layık gören herkese bir kez daha teşekkür etmek isterim” dedi.Asemble Eğitim Danışmanlık şirketi tarafından 5 yıldır düzenlenen Düş+Zaman=Gerçek serisinin bu yılki konferansına European School of Economics Vakfı Başkanı Ellio D’Anna, Medici Prensi Ottaviano de Medici, Dabbawala Foundation Yönetim Kurulu Başkanı Abhishek Dinkar Ekai ve Açık Toplum Vakfı ve TESEV Vakfı Kurucu Üyesi İshak Alaton konuşmacı olarak katıldı.

Page 11: marketing europe & anatolia Sayı:020

marketing europe & anatolia / 9

Kısa Kısa

Beypiliç’in Genel Müdürü Dr. Sait Koca, İzlanda zi-yaretinde Cum-hurbaşkanı Olafur Ragnar Grimsson ile bir araya geldi. Kesimhane ekip-

manları üretiminde dünyanın önde gelen firmalarında biri olan MAREL yöneticileri ile İzlanda’yı ziyaret eden Beypiliç heyeti, büyük bir ilgi ve konukseverlikle karşı-landı. Beypiliç’in Genel Müdürü Dr. Sait Koca’yı kabul eden İzlanda Cumhurbaşkanı, Türkiye piliç eti sektö-rünün dünya standartlarında üretim yaptığını ve dün-ya pazarındaki konumunu hızla güçlendirdiğini belirtti. İzlanda’nın tavukçuluk ve çiftlik ekipmanları üretimin-deki bilgi birikimini Beypiliç ile paylaşmaktan mutluluk duyduklarını anlatan Grimsson, yeni projelerde iş birliği yaparak iki ülke arasındaki bağları güçlendirmek istedik-lerini söyledi.

Beypiliç, İzlanda’da...

Bu sene 145 projenin yarıştığı 12. Altın Pusula Halkla İlişkiler Yarışması’nın sonuçları Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek ödül töreni ile açıklanacakTürkiye Halkla İlişkiler Derneği (TÜHİD) tarafından gerçekleştirilen 12. Altın Pusula Halkla İlişkiler Ödül-leri Yarışması’nın sonuçları, 4 Haziran Salı akşamı saat 19.15’te Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek Ödül Töreni’nde açıklanacak. Özel sektör, Kamu Kuruluşları, Sivil Toplum Kuruluşları ve genç iletişimcilerin yarıştığı ödül töreni, devlet erkanı ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı - UNDP Mu-kim Temsilcisi Yardımcısı Matilda Dimovska başta olmak üzere, jüri üyeleri, kamu ve özel sektör temsil-cileri, iletişimciler ve medya mensuplarının katılımıyla gerçekleşecek.Bu yıl da Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ile yapılan işbirliği neticesinde; sosyal ve çevresel et-kileri en iyi ele alan projeye UNDP Özel Ödülü’nün verileceği gecede büyük ödül, jür özel ödülü, kategori ve genç iletişimciler kategorisi ödülleri verilecek.

Altın Pusula Halkla İlişkiler Ödülleri...

Yeni Nesil Finans...Türkiye’nin iş ve ekonomi dünyasını buluşturan Ge-lişim Platformu’nun bu yıl ikincisini gerçekleştirdiği zirvenin konusu “Yeni Ne-sil Finans” oldu. Türkiye ekonomisinin 2023 he-deflerine ulaşması konu-sunda ortak bir bilinç ve paylaşım oluşturulmasına kat-kıda bulunmayı amaçlayan Zirve, ekonomi dünyasının önemli isimlerinin katılımıyla düzenlendi.Aktifbank ve Ak Portföy sponsorluğunda Gelişim Plat-formu tarafından düzenlenen “Yeni Nesil Finans Zirvesi” sektörün önemli isimlerinin katılımıyla gerçekleşti. Ge-lişim Platformu’nun STEP 2013 Projesi çerçevesinde düzenlenen Zirve’de, Türkiye ekonomisindeki değişim ele alındı. İlk etapta değişimin ticari ayağının ele alındığı Zirve’de, Türkiye – Irak İlişkilerinde Özel Sektör – Devlet zirvesi konu edildi. “Yeni Nesil Finans” başlığı altında düzenlenen Zirve’de halka arz kavramı ve sermaye pi-yasalarının gelişimi, şirketlerin kurumsallaşması ve İs-tanbul Finans Merkezi üzerinde duruldu.

Page 12: marketing europe & anatolia Sayı:020

10 / marketing europe & anatolia

Kısa Kısa

Ekici Peynir’in “Dört Dörtlük” ambalajına ay-yıldızlı ödül Türkiye’nin pey-nir uzmanı Ekici Peynir, Amba-laj Sanayicileri Derneği (ASD)

tarafından bu yıl dördüncüsü düzenlenen Am-balaj Ay Yıldızları Yarışması’nda Dört Dörtlük üçgen şeklindeki kaşar peyniri ile “Yetkinlik 2013” ödülüne layık görüldü. Yarım asrı aşkın süredir sadece pey-nir üretimi yapan Ekici Peynir, Türkiye’nin uluslararası yetkinliği tanınmış tek ambalaj tasarım yarışması olan “Ambalaj Ay Yıldızları Yarışması”nda gıda ambalajı kategorisinde “Yetkinlik 2013” ödülünü aldı.

Ambalaj Ay Yıldızları Yarışması...

Contactplus’ın müşteri portföyüne TAV Havaliman-ları Holding iştiraklerinden BTA, Gold Teknoloji Mar-ketleri, KYK Yapı Kimyasalları, Space Gayrimenkul Geliştirme&Danışmanlık, UFC Turkey ile İngiltere mer-kezli dünyanın en büyük dijital spor medyası şirketi Per-form ve Hisarlar Grup tarafından üretilen Türkiye’nin ilk yerli 4x4 arazi aracı Turkar katıldı.Contactplus müşterilerine medya iletişimi, kurum içi ile-tişim, etkinlik ve proje yönetimi, sosyal sorumluluk pro-jeleri geliştirilmesi gibi alanlarda bütünsel bir yaklaşımla hizmet veriyor.Contactplus, halkla ilişkiler sektörünün deneyimli isimle-rinden oluşan kadrosuyla 2004 yılından bu yana faaliyet gösteriyor.

Contactplus yeni müşteriler...

1995 yılında HP ailesine katılan İdil Ün Tınaz, HP Türkiye’nin İn-san Kaynakları Direktörü oldu. HP Finans ve Teknoloji Hizmetleri Grubu’nda çeşitli sorumluluklar üstlenen Tınaz, 17 yıllık HP kari-yeri boyunca çeşitli pozisyonlarda farklı görevler üstlendi. Tınaz, ar-

tık bu bilgi birikimini İnsan Kaynakları alanına aktaracak.İstanbul Üniversitesi İngilizce İşletme Fakültesi’nden 1986 yılında mezun olan İdil Ün Tınaz, İş hayatına Esbank’ta başladı ve hazine bölümünde dealer olarak görev aldı. Finans ağırlıklı İşletme Yüksek Lisansını 1995 yılında Virginia Teknik Üniversitesi’nde tamamla-dıktan sonra Tınaz, 1995 yılında HP ailesine katıldı. HP Türkiye İnsan Kaynakları Direktörü olarak atanan Tınaz, İngilizce ve İtalyanca’yı akıcı bir şekilde konuşu-yor. İdil Ün Tınaz, HP Avrupa Kadın Liderler Kurulu’nun yanı sıra Etik ve İtibar Derneği`nin de Yönetim Kurulu üyesidir.

HP Türkiye’de görev değişikliği...

Dijital pazarlama ile tam en-tegre olmuş çağdaş bir yapı ve yeni nesil medya iletişimi anlayışıyla hizmet veren SALT İletişim Grup, geniş müşteri portföyüne üç büyük

markayı daha dahil etti. G2M, İstanbul Kuyumcular Odası ve LorymaBoutique Ho-tel Bozburun, Mobilexpress, stratejik ve dijital iletişim danışmanlığı hizmetleri veren SALT İletişim Grup’u, yeni iletişim hizmeti ortağı olarak seçti.SALT İletişim Grup’un müşteri portföyünde; Bacardi-Martini Grup, Esin Yapı, Turkuazoo Akvaryum, Loo-mis, İstanbul Kuyumcular Odası, Windowist Tower, Art-next, Icebar İstanbul, L’Oreal Professional, Kerastase, L’Oreal Matrix, Altensis, Wyndham Kalamış Marina Ho-tel, Bahçecik Kuaförleri, Altıncı Cadde, Inoksan, g2m, Mobilexpress, Chado, Mardan Palace, Urban Coffee, SEALED AIR, Doluca, Catenon, Adore Oyuncak gibi sektöründe öncü markalar yer alıyor.

SALT İletişim’e Dört Yeni Marka...

Page 13: marketing europe & anatolia Sayı:020

marketing europe & anatolia / 11

Kısa Kısa

Endeavor ve TÜ-SİAD tarafından, Akbank ana spon-sorluğunda düzen-lenecek “iyiGirişim

Zirvesi”nin üçüncüsü 6 Haziran 2013 tarihinde Sabancı Center ‘da gerçekleştiriliyor. Yarının Büyük İşletmeleri YABİ’lere özel “Design Thin-king/Geleceğini Tasarla” temasıyla katılımcıların şirket-lerini farklı bakış açılarıyla değerlendirebileceği zirve, Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen girişimcilerini, ya-tırımcılarını ve şirket üst düzey yöneticilerini İstanbul’da buluşturacak. Zirve’de açılış konuşmaları Endeavor Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Cansen Başaran Symes, Akbank Ticari ve Kobi Bankacılığından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Kaan Gür ve TÜSİAD Girişimcilik Ça-lışma Grubu Başkanı Selçuk Yorgancıoğlu tarafından yapılacak. Açılış konuşmalarının ardından TBWA Istanbul Başka-nı Cem Topçuoğlu “Eyvah, Şirketim Büyüdü”, Intel Ca-

Türkiye’nin 2023 yılındaki 500 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşması için Ar-Ge, inovasyon, tasarım ve markalaşmaya daha çok yatırım yapması gerektiğini belirten Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, teşvik sis-tematiğini bu alanları destekleyecek şekilde kurgula-dıklarını söyledi. Bu sayede endüstriyel tasarım tescil başvurusunda Türkiye’nin Avrupa’nın en çok başvuru yapılan ilk üç ülkesi arasına girdiğini, TURQUALITY® kapsamındaki firmaların markalı ihracatlarındaki birim fiyatlarının yükseldiğini vurgulayan Çağlayan, “Bu bize şunu gösteriyor: Markalaşmaya devam, markalaşmayı desteklemeye sonuna kadar devam” dedi.Dünyanın en kapsamlı marka geliştirme programı olan TURQUALITY®, dünyaca ünlü pazarlama ve marka teorisyenlerini Türk markaları ile buluşturduğu Vizyon Seminerleri’ne devam ediyor. Bu yıl yedincisi düzenle-nen Vizyon Semineri’nin konuğu kısaca VG diye bilinen, strateji ve inovasyon konusunda dünyanın önde gelen uzmanlarından biri olan Vijay Govindarajan oldu. Ku-rumsal üst düzey eğitim alanında ilk 10 işletme profesö-

Markalaşmaya devam...rü arasında yer alan, dünyanın önde gelen iş stratejisi ve inovas-yon uzmanı Profesör Vijay Govindarajan “Ters İnovasyon” te-malı konuşmasında Türk markalarına, değişen dünyada bü-yüme fırsatlarını nasıl yakalayabileceklerini, artık sadece ihracat yapmanın yeterli olamayacağını ve dünya markası olma yolunda inovasyonun rolünü anlattı. Küresel anlamda, henüz en değerli marka listelerinde ilk 100’de, ilk 500’de Türk markaları olmadığını anlatan Ba-kan Çağlayan şunları söyledi: “Ama bölgesel anlamda lider markalarımız oluşmaya başladı. Ancak, bizim kazandırdı-ğımız vizyon ile bu hedefe er veya geç ulaşacağımıza yü-rekten inanıyorum. Çünkü marka olmak ve markalaşmak uzun vadeli, sabır isteyen bir yatırımdır. Biz de Bakanlık olarak her zaman sizin yanınızda olacağız, bu yolculukta size her türlü desteği vereceğiz.”

pital Üst Düzey Yöneticisi Barış Aksoy “Tamam Mı, Devam Mı” ve Mars Entertainment CEO’su Muzaffer Yıldırım “En İyi Hatalarım” başlıklı kendi girişim tecrübelerini paylaştık-ları konuşmalar yapacaklar. Sunumların ardından TEPAV’ın desteğinde iki de work-shop düzenlenecek; “Sevdiğin İşi Tasarla” konulu birinci workshop’un sunumunu Birsel+Seck’den Tasarımcı Ayse Birsel, “Geleceğini Tasarla - Şirketin Ne Alemde?” konu-lu ikinci workshop’un sunumunu da Gardner & Associa-tes Danışmanlık Başkanı, Fast Company Bloggerı ve Dell Müşteri Danışma Kurulu Üyesi Dave Gardner yapacak.Bu yılki teması “ Design Thinking/Geleceğini Tasarla” ola-rak belirlenen iyiGirişim Zirvesi’nde konuşmacılar, değişi-mi tasarlamak, yeni işler yaratmak, hedef müşteri kitlesini belirlemek gibi konular üzerine tartışacaklar.kurulması” konusunda yürütülebilecek çalışmalar da, de-neyimlere dayanılarak ele alınacak. Zirve’de ayrıca hataların suçlama değil, ders çıkarma ara-cı olarak görüldüğünde, yaratıcılığın da destekleneceği gerçeği tartışılacak.

İyi Girişim için “Geleceğini Tasarla”...

Page 16: marketing europe & anatolia Sayı:020

14 / marketing europe & anatolia

Yeni Ürünler

Mobee’den Babalara jest...Android 4.1 işletim sistemi Jelly Bean desteği, 8 GB’lık ha-fızası, etkileyici tasarımı ve uygun fiyatı ile dikkat çeken S900-S, üstün video performansı, kusursuz ekran geçişleri ve uygulama hızı ile rakiplerinden ayrılıyor. 800 x 480 çözü-nürlükteki A+ kapasitif yüksek hassasiyetli dokunmatik ek-ranı ile mükemmel dokunmatik deneyimi sunan cihaz, 6 sa-atlik kullanım süresi ile mobil bilgisayar kullanımını, zirveye taşıyor. Siyah rengi ile Mobee satış noktalarında son kulla-nıcı ile buluşacak ürünün babalar gününe özel fiyatı 169 TL.Üstün video performansı, Mobee Nett 7” S900-S’İ diğerlerinden ayıran başka bir özellik. 2160 piksel video oynatabilen Mobee Nett 7” S900, 3D video desteği ile birlikte 1080p yüksek çözünürlüklü video aktarımına olanak sağlıyor. HDMI çıkışı ile indirilen video ve filmleri televizyon ekranına, sunumlarına ve videoları da projektöre aktara-bilmek mümkün. Cihaza, Google Web tarayıcı, saat, takvim, RRS okuyucu, hesap makinesi ve G-mail uygulamaları cihazla birlikte ku-rulu gelirken, Application Market’ten birbirinden eğlenceli uygulamalar hızlı bir şekilde indirilebiliyor.

Multi Bluetooth kulaklık...

Bilişim sektörünün başarılı aksesuar markalarından MO-BAKS, yeni ürünü Multi Bluetooth kulaklılığıyla sizi sınırsız iletişime çağırıyor. Aynı anda iki telefon hattını tanımlama, son aramaları tekrar arama, sesli arama yapabilme gibi pek çok özelliği bulunan Multi Bluetooth kulaklık, siyah ve beyaz olmak üzere iki farklı renk seçeneği ile tasarlandı.Gün içinde çok sık telefon görüşmesi yapan ve birden faz-la hattı olanlar tarafından tercih edilen bluetooth kulaklık-

lar, titreşim özelliği, güçlü ses kalitesi ve şık tasarımıyla ile teknoloji meraklılarının beğenisine sunuluyor.Apple, Nokia, HTC, LG, Blackberry, Sony ve Huawei, gibi dünyanın en önemli markalarının yanı sıra AVEA’nın yetkili distribütörü olan Mobiltel, 2011 yılında satışa sunduğu Mo-baks mobil aksesuar ürünleri ile alanında iddialı şirketler ara-sında yer alıyor.

Page 17: marketing europe & anatolia Sayı:020

marketing europe & anatolia / 15

Yeni Ürünler

Xperia’nın Yeni “Mini”si...Sony Mobile Communications’ın geliştirdiği Xperia™ akıllı telefon serisinin yeni modeli Xperia™ E, sahip olduğu HD ses ve gürültü engelleme teknolojisi ile olağanüstü görüş-me kalitesi sağlarken, veri kullanımı takip özelliği sayesin-de de internet masraflarını kontrol altına almaya yardımcı oluyor. Xperia E, siyah ve beyaz renk alternatifleriyle tüm cep telefonu satış noktalarında kullanıcıların beğenisine sunuluyor.Sony Mobile Communications’ın geliştirdiği Xperia™ akıllı telefon serisine yeni bir üye daha ekliyor. Xperia serisinin en yeni üyesi Xperia™ E, benzersiz Xperia akıllı telefon deneyimini uygun fiyat ile bir araya getiriyor. Xperia’nın yeni Mini’si Xperia™ E, kompakt tasarımının içine HD ses, veri kullanımı ve batarya gücü yönetimi gibi kullanıcıların beklentilerini fazlasıyla karşılayacak maksimum özellikler sığdırıyor. Xperia™ E ekranı kapalıyken, Wi-Fi, veri trafiği ve birçok uygulamayı pil ömründen tasarruf etmek amacıy-la devre dışı bırakıyor. Öte yandan, arama ve mesajlaşma fonksiyonları normal olarak çalışmaya devam ediyor. Ci-hazın ekranına dokunduğunuzda ise bekleme modu devre dışı kalarak tüm fonksiyonlar yeniden normale dönüyor.

Yeni Samsung ATIV Book 8...

Samsung’un dizüstü bilgisayar dünyasına kattığı yeni ATIV Book 8, gelişmiş işlem gücü ve performansıyla iş dünya-sının profesyonel yaratıcılarına sesleniyor. Samsung ATIV Book 8’in hızı; yeni yazılım çözümü RAMaccelerator**** sayesinde %150 oranında artıyor ve bu sayede mevcut bellekten faydalanarak uygulamalara göz atmayı ve çalıştır-

mayı büyük ölçüde kolaylaştırıyor.Özellikle multimedya seçenekleriyle, sinemayla uğraşan digital dünya gurularına seslenen Samsung ATIV Book 8, artan etkinlik ve verimliliği ile her zaman ve her yerde pro-fesyonel kullanıma yönelik detaylı içerikler oluşturulmasını sağlıyor. Yüksek çözünürlük, Full HD ekran (1920x1080), 300nit parlaklık, optimize edilmiş JBL hoparlörlerle zengin ses ka-litesi, zorlu işlerin üstesinden gelmek için geliştirilmiş grafik yazılım gibi üstün özellikleri ile profesyonellere gelişmiş bir kullanıcı deneyimi yaşatıyor. 20.9 mm (0.82 inç) ‘lik ince gövdesinde yer alan özel 2GB harici grafik, 1 TB***’ye kadar depo ve 16 GB*’ye kadar bel-lek ve güçlü bir Intel quad-core işlemciyle çalışan Samsung ATIV Book 8; 8,1 saatlik batarya ömrüne sahip. Cihazın profesyonel kullanıcılara sunduğu yenilikler bu-nunla da bitmiyor, cihaz iki saniyede açılırken ön yükleme işlemi on iki saniyeden daha kısa sürede gerçekleşiyor ve böylece kullanıcılar ani durumlarda dahi bilgilerine çok hızlı bir şekilde erişebiliyor. Samsung ATIV Book 8’ler, 1599$+KDV tavsiye edilen satış fiyatı.

Page 19: marketing europe & anatolia Sayı:020

Basında Görev Değişiklikleri• Taraf gazetesi köşe yazarları Bekir Ağırdır, Sivilay Genç (Turgay Oğur) ve Melih Altınok gazeteden ayrıldı-lar. Daha önce görevinden ayrılan Oral Çalışlar’ın yerine genel yayın yönetmeni olarak Neşe Düzel getirildi.Köşe Yazarı Amberin Zaman Taraf gazetesi ile anlaştı.• Yeni Şafak gazetesinde editörlük görevini yürüten Ön-der Deligöz ve ekonomi servisi muhabiri Sercan Akın-cıgörevinden ayrıldı. Serhan Akıncı Dünya gazetesi ile anlaştı.• CNN Türk sunucularından Şirin Payzın, cnnturk.com’ da köşe yazarı oldu.Taraf gazetesi Amberin Zaman’ ı Cafer Solgun’ u yazar kadrosuna ekledi.• Sinema yazarı Atilla Dorsay, Radikal’de yazmaya baş-ladı.• Dünya gazetesi haber müdürü Sibel Cingi, gazete ile yollarını ayırdı.• Bugün gazetesi ekonomi servisinde editör olarak gö-rev yapan Hamit Varol’ un gazete ile yolları ayrıldı.• HeyGirl dergisinde editör olarak görev yapan İpek Ko-şan yazı işleri müdürlüğüne, yazı işleri müdürü olarak görev alan Nilgün Yıldız ise yayın yönetmenliği görevine getirildi.• Habertürk Ankara büro istihbarat şefliği görevine Ser-hat Akkan getirildi.Vatan gazetesi editörleriden Nihal Yuvacan görevinden ayrıldı.

Görsel Medyada Görev Değişiklikleri•Yayın yönetmenliğini yürüttüğü ekonomi kanalı Bloom-berg HT’ den ayrılan Kerem Alkın 24 TV ile anlaştı.•Artı 1, haber genel yayın yönetmeni Mustafa Sağlamer kanaldan ayrıldı.•ATV sunucularında Hilal Ergenekon ve İbrahim Güneş’ in kanal ile yolları ayrıldı.•Kanaltürk sunucusu Özge Uzun ekranlara kısa bir sü-reliğine veda etti.•Artı 1 haber genel yayın yönetmenliği görevine Mustafa Hoş getirildi.•Doğan Haber Ajansı muhabiri Pınar Çıtak Koygun, CNN Türk’ te göreve başladı.

Görev değişiklikleri...

marketing europe & anatolia / 17

Medya Dünyası

Page 20: marketing europe & anatolia Sayı:020

Product Placement Production...Product Placement Production...

Page 21: marketing europe & anatolia Sayı:020

marketing europe & anatolia /19

Röportaj

- Ürün yerleştirme nedir?Ürün yerleştirme bir yapıtla bir mar-kanın organik bir şekilde bir arada yer alma biçimidir. Bir yapıtla bir markanın organik burada çok önemli bir kelime Türkçe de daha iyi ifade eden bir ke-lime yok bir Avurturalya ajansı wolven kelimesini kullanıyor. Wolven da halı dokumak, iç içe geçmek anlamında ge-liyor. Bir yapıtla bir markayı iç içe geçi-rilerek ortaya çıkan bir pazarlama ile-tişimi faaliyeti ürün yerleştirmek uluslar arası kullanımı product plasment. Ürün yerleştirmede bu bir yapıt, yapıt derken neyi kastediyoruz herhangi bir içerik televizyon programı olarak, televizyon dizisi olabilir, sinema filmi olabilir, radyo programı olabilir, bilgisayar oyunu ola-bilir, video klip olabilir; tüketilen kitleyle buluşan herhangi bir içerik ve tüketiciye seslenen herhangi bir markanın buluş-ma biçimlerini yönetme biçimi aslında. Ve türleri var tabii ki ürün yerleştirme-nin, dünyada yirmi ikinin üzerinde ad-landırılması var. Ama Türkiye ‘de hatta birçok Avrupa ve dünya ülkesinde dört türde pazarlaması yapılıyor ya da büt-

çelendirilmesi yapılıyor. Dijital enteg-rasyon, pasif entegrasyon, aktif enteg-rasyon ve senaryo entegrasyonu. Dijital entegrasyon post prodüksiyon süreçin de yani bitmiş bir yapıta Türk dizileri için örnek verirsek yurtdışına satılıyor, bitmiş artık çekilmiyor, biz burada sa-tılmış bir diziye bir markamızı entegre edebiliyoruz. Bu nasıl dijital ortamlarda yapabiliyoruz. 3D yada 2D uygulama-larla markanın logosunu yada ürünün kendisini modelleyip yapıta entegre edebiliyoruz. Buna dijital entegrasyon deniyor. Bunu portallar da yani online da yani internet ortamında da yapabili-yoruz. Bazı içeriklerde internette tüketi-liyor. Onunda dışında Aktif ve Pasif var. Pasif kelimesi edilgen negatif bir şey olsa da aslında pasif, ürünle yapıt kişi-si arasındaki ilişki anlamında kullanılan bir terim. Yapıt kişisi drama oyuncusu olabilir, bir programın sunucusu olabilir. Yapıt kişisi derken bunu kastediyoruz. Yapıt kişisi ile ürünle bir ilişki yok ise herhangi bir şekilde yapıt kişisi ürünle ilgili bir atıfta bulunmuyor ise kullanmı-yorsa, ürün çerçeve içinde görünüyorsa

Bir yapıtla bir markayı iç içe geçirilerek ortaya çıkan bir pazarlama iletişimi faaliyeti

ürün yerleştirmek uluslararası kullanımı product plasment.

Türkiye‘de hatta birçok avrupa ve dünya ülkesinde dört türde pazarlaması yapılıyor ;

Dijital entegrasyon, pasif entegrasyon, aktif entegrasyon ve senaryo entegrasyonu.

Röportaj Elvin Ekşioğlu

3P Product Placement ProductionM. Akif Ebiçlioğlu

Product Placement Production...Product Placement Production...

Page 22: marketing europe & anatolia Sayı:020

20 / marketing europe & anatolia

Röportaj

buna pasif entegrasyon deniliyor. Aktif entegrasyon ise buradan anlaşılacağı üzerine yapıt kişisi ile markanın orga-nik bir şekilde iletişimli ve etkileşim-li olmasıdır. Kullanması, söz etmesi. Türkiye’de bu konu 1 Nisan 2011 tari-hinde reklam mevzuatı televizyon ya-yıncılığı yasal düzenlenmesi ile çerçe-velendi. Ve hatta ilk bir ayında Rıdvan Dilmen ile Güntekin Onay’ın sunduğu Yüzde Yüz futbol programında orada Uludağ Limonata pozisyon aldı. Ulu-dağ Limonata da göründü, ne Rıdvan Dilmen ne Güntekin Onay hiç kullan-madılar, hiç içmediler, söz etmediler, bu pasif entegrasyondu. Eğer Rıdvan Dilmen, Güntekin Onay ürünü içseydi, söz etseydi bu aktif entegrasyon olur-du. Bir de senaryo entegrasyonu var. Bu zor ve en çok konuşulan entegras-yon. Senaryo nedir, entegrasyon nedir. Dramatik olanı etkileyecek şekilde bir markanın konumlandırılmasıdır. Steven Spielberg’in, E.T. filmindeki şekerlerin

senaryo entegrasyonu gerçekleştir-miştir. Uzaylı ile çocuk arasındaki ilişki çocuğun uzaylıya verdiği şekerle baş-lar. Ve şekerlerin satışı yüzde seksen-lere varan oranla artırmıştır. Cocacola Türkiyedeki yasal süreç başladığında ekranı kaplayarak başladı. Global dün-yada bu tür pozisyonlarda yer almış ve sonuçları biliyor.- Konvansiyonel diğer reklam türle-riyle karşılaştırdığımız zaman mar-

kaya katkısı açısından ürün yerleş-tirmeyi nasıl değerlendirirsiniz?Bugün bir pazarda tüketilen bir ürün tasarlayıp pazara girmeye düşün-sem, bunun pazarda nasıl tanıtılması-nı düşünsem product plasmenti tercih ederdim. Neden birincisi içeriği kimin tükettiğini biliyorsunuz. Markalar için en önemli soru ve cevap beklediği konu bu içeriği kimler tüketiyor, kimlere ulaşılıyor,içeriği kimler tüketiyor. Duy-gusal bağ kurma bilme kabiliyeti. Dra-malar, içerikler nedir; bir tane duyguyu anlatmak için doksan dokuz duyguyu kullanırlar. Markalar içinde dramalar, içerikler duygusal bağ oluşturmak için ideal bir havuzu oluşturuyor. Marka-nın beklentisi neyse içerik vardır zaten yada yaratılabilir. Branded content. Yayın tekrarları markalar içinde çok önemli faktör. Product plasment mar-kalar için ideal bir havuz. Ama doğru ilişkilendirmeyi ve doğru iletişimi yap-mak gerekiyor. Sadece product plas-

E.T. filmindeki şekerlerin senaryo entegrasyonu

gerçekleştirmiştir. Uzaylı ile çocuk arasındaki

ilişki çocuğun uzaylıya verdiği şekerle başlar. Ve şekerlerin satışı yüzde seksenlere varan

oranla artırmıştır.

Page 23: marketing europe & anatolia Sayı:020

marketing europe & anatolia / 21

Röportaj

ment adı altında sadece ürününüzü çerçevede görmek için koyarsanız çok doğru olmaz. - Product plasment Türkiye de bir şirket çatısı altında siz başlattı-nız. Türkiye deki markalar product plasment’e nasıl bakıyorlar? Marka-lar yıllık bütçelerini yaparlarken pro-duct plasment’i düşünüyorlar mı?Sondan başlayayım yıllık bütçeleri-ni yaparken bazı markalar artık ciddi olarak düşünüyorlar. İki yılda böyle bir nokta ya geldik. Türkiye’deki tüm rek-lam pastası içinde ilk başlarda % 5’ler olur gibi düşünülüyordu. Ama İki yıllık süreç de % 1 lerde falan. Ama ciddi bir algılama var. Çünkü insanlar içerikleri sadece izlemiyorlar sosyal medyada da paylaşıyorlar. Artık neredeyse tüm programların başında bu programda ürün yerleştirme bulunmaktadır. Hayat-larında hiç pazarlama ilişkisi olmayan insanlar bile nedir bu ürün diye merak ne diyorlardır. İnsanlar belki oyun bile oynuyorlar hadi bakalım hangi ürün var kim bulacak diye. Markalar için önü-müzdeki 5 yıl içinde ürün yerleştirme artık kaçınılmaz gibi görünüyor.- RTÜK televizyonlardaki düzenle-meler konusunda ürün yerleştirme-de nasıl bir politika izliyor? RTÜK süreç başladığından beri çok sağduyulu yaklaşıyor. İki yıldır süreçin gelişmesini izleyip izleyiclierden gelen tepkilere göre öneriler geliştiriyorlar. Türkiye de avrupa ve dünya ülkelerinde uygulanan bu yönetmenlikten RTÜK diğer ülkelerden farklı olarak bir yayın saati içinde 4 ürün yerleştirme yapıla-cak diye bir kısıtlama getirdi. Bir yayın saatinde dört üründen fazla ürün görü-nüyorsa yayıncı kuruluş diğer ürünleri blurluyor. Amerika’da mesela böyle bir uygulama yok. Ürün yerleştirmenin maliyetlerinden bi-raz bahsedermisiniz?Ürün yerleştirmede biçimine , türüne bütçelendiriliyor. Türk televizyonlarında

ürün yerleştirme dünya standartlarına göre yüksek. Türkiye deki ürün yer-leştirme bütçeleri bir yayın saatine dört ürün yayınlanabildiği için biraz yüksek. Mesela Amerika da böyle bir sınırlama yok. - Eklemek istediğiniz bir konu var mı?Hizmet verici olarak İki yıl oldu biz ajansı kuralı, Türkiye’de kimisi sesli kimi markalar kendi içinde sordu bu soruyu “neden sizle çalışmalıyız” yani”

neden product plasment ajansıyla ça-lışmalıyız.” Bir marka neden ihtiyaç du-yar bize; şu yüzden product plasment ajanslarıyla çalışmalılar, geleneksel reklam, pr, sosyal medya ajansları bun-ların hepsinin hizmetleri ve kabiliyetle-ri belli. Türkiye’de ürün yerleştirmeyle ilgili kabiliyeti hizmeti veren medya sa-tın ajansları veriyor. Ama medya satın alma ajansları medyayı satın alma ile ilişkin bir yapı aslında. Ürün yerleştir-me, kreatif ilişkinilendirmeli bir süreç olduğu gibi, farklı disiplinleri yönetmek bilmek ve orada konumlandırmaya ih-tiyacı duyuyor sadece sayısal verileri yönetildiği bir alan değil. Uygulama ni-teliği olarak. Televizyonculuğu bilmek gerekiyor, dramayı bilmek gerekiyor. Product plasment ajansları, bu süre-çi hem marka açısından hem yapımcı açısında yönetir.

Product plasment ajansları,

hem marka açısından hem yapımcı açısında

süreçi yönetir.

Page 25: marketing europe & anatolia Sayı:020

marketing europe & anatolia / 23

Köşe

Kaç aydır yazmak istiyorum hep araya başka reklamlar giriyor unutuyorum. Ama bu sefer okuyucularımdan da özel istek geldiği için artık yazmak farz oldu. Hangi reklam merak ettiniz tabi :) Şimdi söyleyince hepinizin ııığğğ evet yaa diyeceğini tahmin ediyorum. Parodontax diş macunu reklamı. Hani şu lavoboya kan tükürdükleri reklam. Of yani yazarken bile midem bulandı. Mesaj çok net, çok etkili, tebrikler. Sağlıklı diş etiyle, hastalıklı olan arasındaki farkı en iğrenç şekilde öğrettiniz hepimize. Ama lütfen, n'olur, rica ediyorum yemek saatlerinin bir saat öncesi ve sonrasında bu reklamı yayınlamayın. Acıyın bize, öyle bir midemiz bulanıyor ki yemek yiyemiyoruz.

Vejetaryenim, et, balık, tavuk hiç bir hayvanı yemiyorum. Biraz da bu nedenle bu tarz yiyecek reklamları hakkında yazmıyorum. Ama Banvit'in yeni nuggget reklamını görünce dayanamadım. Yaşlı babaanne torununa nugget yapmış. Neymiş efendim eskiden babaannesi paketin üstündeki yazıları okurken çok zaman geçermiş, açlıktan ölürmüş. Neyseki şimdi Banvit'in paketinin üstünde katkısız yazıyormuş, babanamne bu ibareyi görünce başka hiç birşeye bakmadan hemen nuggetleri pişiriyormuş. Ya siz Mars'tan falan mı geldiniz? Bizim 70 yaşın üstündeki babaanneler nugget nedir bilmez bile. Genellikle tavuğu bütün alıp pişirmeyi severler. En fazla but ya da göğüs eti olarak alıp pişirirler. Hazır tavuk, hazır köfte falan zamanı kısıtlı çalışan annelerin seçimidir. Babaanneler torunları için özene, bezene kendi elleriyle köfte yoğurur, fırında patatesli, garnitürlü falan tavuk pişirir. Hazır paketli gıdalardan pek haz etmezler.

Petlas yeni reklamıyla beni hayal kırıklığına uğrattı.Geçen sayıda o kadar övdüm, şimdi yaptıklarına bak. İki kıta arasında ömrün geçtiğini bilmeyene yol zor gelir diyor. Nasıl yani? E asıl bunu bildiği için insana zor geliyor işte. Nasıl bir mantık kurgusu var anlamadım valla. Petlas'ın geçen sayıdaki yazımda A+ olan kredi notunu durağana çeviriyorum :)))Şimdi sıra geldi beğendiklerime :)Aygaz otogaz reklamına bayıldımmmm. Çocukların uzaktan kumandalı arabalarla yarış yaptığı, arka mahallenin büyük çocuklarının gelip bizimkilerin oyununu bozmaya çalıştığı reklam. Finalde kahraman baba gizlice ortaya çıkıyor ve sanıyorum o günden sonra arka mahallenin çocukları bizimkilere ''abimsin'' demeye başlıyor :) Olay Amerikan filmlerindeki bahçeli evlerin olduğu kasabalardan birinde geçiyor gibi ama olsun. Çekimlerde, çocukların oyunculuğu harika. Arabayla yapılan küçük gösteri de göz doldurucu. Kahraman babayı ve tüm ekibi alkışlıyorum.

Bu ay beğendiğim bir diğer reklam Anadolu Emeklilik'in

Nurgül Eryıldır Günay / [email protected]

ev kadınları için hazırladığı reklam filmi. Ev kadınının günlük hayatını, çalışan kadın formatıyla anlatmışlar. Pazar araştırmaları ve sunumlar şahane olmuş :) Biz de böyle bir toplantı yapalım, benim için de böyle bir sunum yapılmasını rica ediyorum :) Şaka bir yana evde her zaman sıcak yemek olmasını sağlayan, çamaşırları yıkayıp, ütüleyen, çocuklarının üzerine titreyen, akşama kadar evde ciddi bir mesai harcayan kadınlarımız için emeklilik sigortaları büyük şans. Tek kötü yanı primleri yatıracak olan kocaların bunu gereksiz bir masraf olarak görmesi. Bugün olmasa da yarın bütün aileye artı değer kazandıracağını anlatacak, kocaları ikna edecek yeni senaryolar gerekiyor.

Sıcaklar başlıyor, klima reklamları kapıda. Birazdan kısa aralıklarla zile basmaya başlarlar. Lütfen yaz sıcağında eskimo, ya da erimeyen dondurma görüntüleri falan çekmeyin artık. Bu sene farklı bir şekilde kapımızı çalın.

31 Mayıs günü başta İstanbul olmak üzere tüm Türkiye'ye yayılan bir halk hareketi olarak tarihe geçti. Taksim Meydanı'ndaki ağaçların kesilmesine engel olmak isteyen küçük gruplarla başlayan hareket, polisin çok sert müdahalesi, orantısız güç kullanımı nedeniyle onbinleri Taksim'e topladı. Belki de hayatında daha önce hiç bir eyleme katılmamış binlerce insan sokağa döküldü. Kentin pek çok yerinde genci yaşlısı çok sayıda insan gece sabaha kadar tavalar tencerelerle olayı protesto etti. Hiç bir eylemci taş, sopa, molotof kokteyline başvurmadı. Üzerlerine gelen tomalara karşı dimdik ayakta durarak, gitar çalarak karşılık verdiler. Polisin yoğun gaz borbardımanı ve tomalarından korunmak için etraftaki işyerlerine sığınmaya çalışanlar kapılarını sonuna kadar açan işyerlerine her zaman mimnettar kalacaktır. Bunun yanında demir parmaklıklarıyla girişi engelleyen, kepenklerini kapatıp sığınmaya çalışanları dışarda bırakanlar da asla unutulmayacaklar. Taksim'de ve diğer büyük kentlerde Taksim'e destek için toplanan, sabaha kadar uyumayan yüzbinlerce insanı görmezden gelen, olayların görüntülerini vermeyen başta haber kanalları olmak üzere tüm medya kuruluşlarını kınıyorum. 31 Mayıs Türk televizyon tarihine kara bir leke olarak yazılacaktır. Tüm reklamverenlere, tüm ajanslara sesleniyorum: TV kanallarına 1 ay boyunca reklam vermeyelim. Halkın sesine kulak vermeyen medyayı biz de duymazdan, görmezden gelelim. Var mısınız?

Not: Bu sayıdaki yazım bana her zaman destek olan, çalışmalarıma katkı sağlayan sevgili eşim Yener Günay ve artık aramızda olmasa da varlığını hep yanımda hissettiğim sevgili babam için. Babalar günün kutlu olsun canım babam...

kelebeğin fırtınası)(

Reklamın içine tükürmüşler?

Page 26: marketing europe & anatolia Sayı:020

24 / marketing europe & anatolia

Reklam Dünyası

Herbalife marka yüzü Kubat oldu...Kilo kontrolü, beslenme ve kişisel bakım ürünleri alanın-da dünya liderleri arasında yer alan Herbalife markasının, Türkiye’deki marka yüzü Çağla Kubat oldu! Dünyada ve Türkiye’de rüzgar sörfü alanında önemli başarılara imza atan Çağla Kubat, yaşam tarzı olarak marka ile çok örtüş-tüklerinden böyle bir birlikteliği sıcak karşıladığını dile getir-di.Bu sene, Türkiye’deki 15.yılını kutlayan sağlıklı yaşam sek-törünün lider markası Herbalife, marka yüzü olarak Çağla Kubat ile anlaştı. Kilo kontrolü, beslenme ve kişisel bakım ürünleri alanında dünya liderleri arasında yer alan Herbalife, bu birlikteliği bir basın kahvaltısı ile duyurdu. Herbalife Türkiye Genel Müdü-rü Ozan Özsavaşcı ve Çağla Kubat’ın katılımı ile gerçekle-şen etkinlik renkli görüntülere sahne oldu. Yaşam tarzı olarak marka ile çok örtüştüklerini için böy-le bir birlikteliğe imza attığını dile getiren Çağla Kubat, Herbalife’ın aynı zamanda ulusal ve uluslararası yarışlarda da co-sponsor olarak kendisini destekleyeceğini ifade etti.

Karakaşoğlu, jüri başkanı...

Litvanya’nın Kristal Elma’sı olarak bilinen, en büyük reklam yarışması ADrenalinas 2013 reklam ödüllerine bu sene jüri başkanı olarak TBWA\ISTANBUL’da Kreatif Direktörolarak görev yapan Volkan Karakaşoğlu seçildi.ADrenalinas Reklam ödülleri 2002 yılından bu yana her yıl reklam ajanslarını ve yaratıcılığı teşvik etmek amaçlı Litvanya İletişim Acentaları Birliği (Koma) tarafından orga-

nize ediliyor.Yarışmaya her yıl, farklı kategorilerde 200’e yakın katılımcı başvuruyor ve tüm işler Global ölçekte başarılı reklam ajans-larından seçilen jüriler tarafından değerlendiriliyor.2008’de Kreatif Direktör olarak TBWA\ISTANBUL bünyesi-ne katılan Karakaşoğlu, daha önce Golden Drum ve Kristal Elma Reklam ödüllerinde jüri olarakyer almıştı.

Page 27: marketing europe & anatolia Sayı:020

marketing europe & anatolia / 25

Reklam Dünyası

#İstanbulPinkmiBlackmi...Yaptığı iletişim çalışmalarıyla dikkat çeken Magnum, ge-leneksel kampanyalarının yanına ilginç bir de dijital proje ekledi. Magnum’un yeni ürünü Pink&Black’in renklerinden ilham alarak tasarlanan projede #İstanbulPinkmiBlack-mi hashtag’i üzerinden 30 bine yakın kişi oy kullanarak İstanbul’un rengini belirledi. Twitter’da 35 milyon etkileşim rakamına ulaşan kampanyayla İstanbul’un tarihi binaları 22 Mayıs gecesi eş zamanlı olarak pembeye büründü.Her yıl düzenlediği iletişim kampanyaları için işbirliği yaptı-ğı ünlü isimlerle tüketiciyi hazla buluşturan Magnum, 2013 yılı iletişim kampanyası çerçevesinde gerçekleştirdiği ça-lışmalara bir de dijital proje ekledi. Marka yüzü Orlando Bloom’un rol aldığı viral filmin yanı sıra Twitter üzerinden de yaratıcı bir uygulama gerçekleştiren Magnum kampan-yayı geleneksel medya kanallarından yaptığı duyurularla da destekledi. İstanbul’un seçilen renkle ışıklandırıldığı ge-ceye özel bir de parti düzenleyen Magnum gece boyunca birçok ünlü isme de ev sahipliği yaptı. Tüm partinin kon-septini pembe ve siyah olarak tasarlayan Magnum kam-panyanın moda danışmanı Özgür Masur’un Pink&Black by Özgür Masur defilesini de ilk kez meraklılarıyla buluşturdu.

Webgiller mutfakta... Viking Kağıt markalarından Premia, Facebook’ta Webgiller’i buluşturuyor. Türkiye’nin gıdalarla temasa uygun ilk ve tek kağıt havlusu Premia, her ay Webgiller olarak seçilen 10 kişiye 1 aylık Premia ürün paketi gönderiyor; ürünler hak-kında deneyimlerini aktaranlar arasında en yaratıcı fikirleri paylaşan Premia’nın reklam yıldızı oluyor.Türkiye’nin gıdalarla temasa uygunluğu sertifikalandırılmış ilk ve tek kağıt havlu markası Premia, sosyal medyada reklam yıldızını arıyor. www.facebook.com/webgiller adre-sini beğenenler arasından her ay 10 kişi Premia web elçisi seçiliyor, web elçilerine 1 aylık Premia Kağıt Havlu paketi gönderiliyor. Premia web elçisi olan hünerli hanımlara Premia hakkında sorular soruluyor, bu doğrultuda web elçileri ürün hakkında-ki fikir ve görüşlerini paylaşabiliyor, diğer hanımlara rehber olabilecek deneyimlerini aktarıyor. En yaratıcı fikri paylaşan web elçisi, Premia’nın reklam yıldızı oluyor.Webgiller kampanyası her ay yeni 10 elçiyi bünyesine kata-rak Ağustos ayı sonuna kadar devam edecek.

Page 29: marketing europe & anatolia Sayı:020

marketing europe & anatolia / 27

Köşe

Bir insanın kişiliğindeki köklü değişimlerin sürecini, nedenleriyle birlikte irdeleyerek ortaya koymak tatmini çok yüksek bir deneyimdir. Sinemada ya da edebiyatta bunun birçok örneğini görebilirsiniz. Popüler örneklerden yola çıkarsak Star Wars'da Anakin karakterinin Darth Vader'e dönüşmesi en çok bilinenlerdendir. Bir başka örnekse son yıllarda izlediğim bir dizi Breaking Bad. Bunların dışında genel kalıpsa idealist bir amaçla çıkılan yolun zaman içerisinde yaşanan değişimlerle bencil ihtiyaçların tatmin aracı haline gelmesidir.

Bu örneklerde insanlar, adım adım değişim geçirdikten sonra bir an geri dönüp baktıklarında artık yola çıkan kişi olmadıklarını görürler. Artık yola çıkış amaçları yerlerini daha kişisel ve bencil nedenlere terk etmiş, yola çıkan iyi insanın yerini belki hayatı boyunca karşı olduğu bir karakter almıştır.

Bazen de böyle köklü bir değişim geçirerek kişiliği bencil ve kötü bir forma bürünen insanın çok değiştiğini düşünür ama süreci dikkatli incelediğimizde aslında değişmediğini sadece maskelerini kullanmayı terkettiğini görürüz.

Bizim de kendi tabiriyle değişebilen, amaçlartını, inançlarını, bir gömlek gibi çıkarıp giyebilen bir başbakanımız var. İster kendi söylediği gibi değişebilme yeteneğiyle gündelik kalıplara girsin, ister aslında yola başladığı aynı kişi olduğu halde, ancak iktidarı hissetttiği için maskelerini terketmiş olsun. Bu başbakana baktığımda maalesef demokrasiye inanan, halkına güvenen milletin çıkarlarını ve toplumsal faydayı kendi çıkarlarının önünde tutabilen bir figür göremiyorum.

Aksine kendi doğrularından ve toplumsal destekten yüzde yüz emin. Sabit fikirli ve bu nedenle kendisi gibi düşünmeyen herkesi art niyetli olmakla suçlayan. Kendi doğrularından çok emin olduğu için bu doğrulardan memnun olmayan kişilere sinirlenen. Anayasal haklarını kullanan insanlara, anayasayı hiçe sayarak kanunsuz marjinaller diyen. Bir ebeveyn edasıyla tüm toplumu kendi doğruları çerçevesinde şekillendirmeye çalışan, demokrasiye inandığını söyleyen ama aslında demokrasiyi odaklandığı hedefe ulaşmak için meşruiyetine temel olarak kullanıp daha

Abdullah Ekşioğlu / [email protected]

sonra rafa kaldırmakta bir mahsur görmeyen birini gözlemleyebiliyorum. Tabii ki bu karakterlerin hepsinin ancak bir faşist diktatörde birarada bulunabilecek olması da aklımıza türlü türlü soru işaretleri getiriyor.

İşte bu başbakan yine kendi doğrularına odaklanmış bu nedenle Gezi Parkı olaylarını anlayamamış. Zannediyor ki onbinlerce kişi iki ağacı bahane edip aslında başbakanı yıpratmak için ana muhalefet partisine hizmet ediyor. Bunun psikiyatride bir ismi var ama ben teşhisi hocalarımıza bırakıyorum.

Sevgili kafası karışık başbakanım durum tam da öyle sizin anladığınız gibi değil. Evet konu Gezi Parkı'ndaki ağaçlar için başlamış olabilirr. Ancak sizin polisleriniz anayasal haklarını kullanan silahsız, bu vatandaşlarımıza saldırıp, siz de anayasayı delerek bu kişilere kanunsuz, yasa dışı marjinaller dediğiniz için, halk vatandaşına sahip çıkma luzumunu hissetti.

Sayın başbakanım sizin gözünüz hep Arap ülkelerinde olduğu için bilemezsiniz ben sizi aydınlatayım. Bu ülkenin adı Türkiye ve belki size garip gelecek ama bu ülkede yaşayan kişilere Türk denir ve bu milleti ancak kendisine hizmet eden yöneticiler idare edebilir. O liderler için bu millet gözünü kırpmadan ölüme gider ancak Emine Hanım'ın çok hoşuna gitse de sizin maço tavırlarınıza bu millet pabuç bırakmaz. Ha bu maço tavırları başkasına gösterirseniz sizi sever ama kendisine maçoluk yapmaya kalkarsanız sizi kendinizden en emin olduğunuz bir anda sandığa o kadar çabuk gömer ki tarihte esameniz okunmaz. Bu tecrübeyi edinmiş halen yaşayan liderler vardır. Birisi hemşeriniz bana inanmıyorsanız kendilerine sorabilirsiniz.

Uzun lafın kısası Gezi Parkı sadece iki ağacın davası değil, Türk halkının kendi vatandaşına sahip çıkma ve halkı ile anayasaya inancını kaybetmiş bir başbakanı sırtından atma çabasıdır. Üstelik sayın başbakanımızı sırtından atmaya çalışan ilk de Türk halkı olmayacak hatırlarsanız kültürümüzde yeri olan atlar da bu başbakanı sırtlarında taşımak istememiş ve muktedir olmuşlardı.

retorik)(

Gezi Parkı’nı doğru anlamak...

Page 31: marketing europe & anatolia Sayı:020

marketing europe & anatolia / 29

Kampanyalar

Hadi Deniz’e Gir...

Siemens Ev Aletleri’nin, IQ serisi çamaşır makineleri eğlen-celi bir reklam filmiyle tanıtılıyor. Reklamda, bu akıllı ma-kinelerin, çamaşırla ilgili en zor problemleri nasıl çözdüğü; beyaz tişört üzerine rujla yazılan bir matematik problemini, tişörtü tertemiz yapıp sıfırı bularak çözmesiyle anlatılıyor.Medina Turgul DDB tarafından hazırlanan reklam fil-minin prodüksiyonu Shortcut’a, yönetmenliği ise Ariel Goldenberg’e ait.Reklam Filmi KünyesiReklamveren : Siemens Ev AletleriReklamveren Yetkilisi : Ayşe Özkaya, Gamze SuReklam Ajansı : Medina Turgul DDBExecutive Kreatif Direktör: Kurtcebe TurgulKreatif Direktör: Gökhan ErolYaratıcı Grup : Timsal Ünsal, Eren Koçaker, Özge Ceyran-cı, Serkan Ün, Buse ŞayMüşteri İlişkileri Grubu : Gözde Yılmaz, Miray Türker, Filiz ŞahinAjans Prodüktörü: Gülengül Arlıel, Nedret GürlekYapım Şirketi : ShortcutYönetmen : Ariel GoldenbergMüzik : Ömer Ahunbay

Page 32: marketing europe & anatolia Sayı:020

30 / marketing europe & anatolia

Kampanyalar

Emeklilik Ev Hanımlarının da Hakkı...Anadolu Hayat Emeklilik, Bireysel Emeklilik Sistemi’ndeki yeni düzenlemelerle birlikte ev hanımlarının da yararlanabi-leceği avantajları vurgulamak için bir reklam filmi hazırladı. Emeklilik dönemini güvence altına almanın ev hanımlarının da hakkı olduğunu tüm Türkiye’ye duyurmayı hedefleyen ‘Emeklilik Ev Hanımlarının da Hakkı’ reklam kampanyası ya-yına girdi.TBWA\ISTANBUL’un imzasını taşıyan ve Fatih Kızılgök’ün yönetmenliğinde Autonomy tarafından hayata geçirilen rek-lam filminde, ev hanımı olan Deniz Hanım, izleyenlere sıra-dan bir gününün nasıl geçtiğini anlatırken, sabah erkenden başlayıp gece geç saatlere kadar devam eden günlük tem-posunun fark edilmesini sağlıyor. Reklam Filmi KünyesiReklamveren: Anadolu Hayat EmeklilikReklam Ajansı: TBWA\ISTANBULCCO/ECD: İlkay GürpınarYaratıcı Ekip: İlhami Duman, Mustafa Gülsen, Bilgin AydınMarka Ekibi: Güler Balta, Denizhan ÇakılCSO: Toygun YılmazerStratejik Planlama Ekibi: Tuğyan Çelik

Prodüksiyon Ekibi: Ceyda Kayaçetin, Pelin Güneş, Ceyhun SevilProdüksiyon Şirketi: AutonomyYönetmen: Fatih KızılgökPost Prodüksiyon: İmaj OnlineMüzik: Ömer Ahunbay Medya Ajansı: CaratKullanılan Mecralar: TV, internet, radyo, basın,sinema

Petrol Ofisi İmaj kampanyası...

Petrol Ofisi, 72 yıllık gücünü bir imaj kampanyasına taşıdı. “Sizi daha ileri taşır” sloganı ile hayat bulan kampanyada,

Petrol Ofisi’nin 2 bin 300’e yakın istasyonuyla 72 yıldır ülke-yi, ekonomiyi ve tüketicileri hep daha ileriye taşıdığı vurgusu yapılıyor. Grey İstanbul tarafından hazırlanan, yönetmenliği-ni Bertan Başaran’ın yaptığı imaj kampanyasının yapımcılı-ğını PTT Films üstlendi. Reklam Filmi KünyesiReklamveren: OMV Petrol Ofisi A.Ş.Reklamveren yetkilisi: Alp Akgünlü, Özge Kansu Gökçek, Altuğ TeközgenReklam Ajansı: GREY İSTANBULYaratıcı Yönetmen: Engin Kafadar, Ergin Binyıldız, Erdinç MutluYaratıcı Grup: Emre Reisoğlu, Ergin Doğanay, Önder Bayraktar, Özgür Saygı, Günay Çağlar, Miranda KokyanYönetmen: Bertan BaşaranAjans Prodüktörü: Meltem Köse, Selim İpekProdüksiyon Şirketi: PTTReklam Ajansı Müşteri İlişkileri: Elifsu Serin, Tunç Alankaya, Deniz AtalayOMDMedya Ajansı: Erdem Erinç, Yeşim İpek

Page 33: marketing europe & anatolia Sayı:020

marketing europe & anatolia / 31

Kampanyalar

Torku gofret geldi, sen neredesin?...Konya Şeker, yeni ürünü Torku Gofret için reklam filmi çek-ti. “Gençlerin vazgeçmeyeceği bir lezzet” olacağı mesajının verildiği reklam filminde bakkala gelen çeşit çeşit Torku gof-ret herkesi sıraya sokuyor ve hemen tükeniyor. Reklam filmi öncesinde merak uyandıran üç reklam teaser’ı ile tüketicinin karşısına çıkan Konya Şeker, ürünün tüketici nezdinde yara-tacağı etki konusunda da ip ucu veriyor.Torku Gofret’in reklam filminde bakkala “Torku Gofret Geldi mi? Geldi mi?” sorusunu soran genç çocuk/kız, “Gelmez mi? Çeşit çeşit geldi, gitti, yenisi geldi, o da gitti. Millet sıralara girdi, yedi de yedi.” cevabını alıyor ve merakla “E, yani var mı?” diyerek sorusunu tekrarlıyor. Yukarıya doğru karamel, aşağıya doğru fındık kremasının ekranın ortasına doğru ak-tığı reklam filminde bol kreması ve çıtır lezzeti ile Torku’nın ağızda dağılan lezzeti ekranlara yansıyor. Reklamdaki dış ses ise karamel ve fındık kremalı, dışı çıtır gofretli, bir sürü de çeşidi olan Torku gofreti hemen denemeye davet ediyor. Reklam Filmi KünyesiReklam Veren: Konya ŞekerReklam Veren Yetkilisi: Konya ŞekerReklam Ajansı: Publicis Yorum

Reklam Yazarı: Ali Bozkurt, Burcu CebesoySanat Yönetmeni: Selma HarmanKreatif Direktör: Adnan ElmasoğluAjans Prodüktörü: Arzu Köksal, Gamze BayındırMüşteri İlişkileri: Yeşim Uzuner, Şebnem Çamlısoy, Sinem ErkelYönetmen: Yalçın KılıçProdüksiyon Firması: Soda Film Medya Ajansı: Veritas Medya

Mobil bankacılıkta tek şifre...

TBWA\İSTANBUL’un Akbank için hazırladığı mobil bankacı-lıkta tek şifre filmi yayında.Filmde, hayattaki çok şifreli uygulamalarından bunalan Nuri’nin kendince bulduğu çözümü görüyoruz. Tüm şifrele-rini unutmamak için üzerine dövme yaptıran Nuri, Akbank’ın

tek şifre uygulamasını duyunca bakalım ne yapacak?Filmin yönetmen koltuğundaki isim Bahadır Karataş olur-ken, yapımı Filmpark üstlendi. Reklam Filmi KünyesiReklamveren: AkbankReklamveren Yetkilisi: Murat Göllü, Ayşegül Ögelman, Özge Baran Metin, Yeliz SönmezReklam Ajansı: TBWA\ISTANBULECD: Emre Kaplan Yaratıcı Ekip: Kerim Gürsel, İlker Kayserilioğlu, Berat Kö-semen, Doğu GöçükMarka Ekibi: Aslı Ceren Aksak, Canan Ayvacı, Müge Boz-kurtCSO: Toygun YılmazerStratejik Planlama Ekibi: Tuğyan Çelik, Ceren Şehitoğlu Prodüksiyon Ekibi: Ceyda Kayaçetin, Alev Cihan Prodüksiyon Şirketi: FilmparkYönetmen: Bahadır Karataş Post Prodüksiyon: Sinefekt Müzik: Emre Irmak / Jingle JacksonMedya Ajansı: Mediacom Kullanılan Mecralar: TVC, sinema, radyo, basın,

Page 34: marketing europe & anatolia Sayı:020

32 / marketing europe & anatolia

Kampanyalar

Pınar Çocuk Sütü...

Pınar, Pınar Çocuk Sütü için yeni bir kampanyaya başladı. Alametifarika imzası taşıyan kampanyada 1-6 yaş arası çocukların gelişimine 3’lü destek sağlayan Pınar Çocuk Sütü’nün faydalarına eğlenceli bir dille dikkat çekiliyor. Reklam filminde bebek telsiziyle babalarından görev alan üçüz bebekler, annelerinin hazırladığı sütleri içmek üzere odalarından mutfağa ulaşmaya çalışıyor. Reklam Filmi KünyesiReklamveren: Pınar Çocuk SütüReklamveren Yetkilisi: Nalan Özgür, Özge Öndül, Yasemin ŞenReklam Ajansı: Alametifarika

Yaratıcı Yönetmen: Emrah Karpuzcu, Kenan ünsalReklam Yazarı: Güldeniz ŞeşenSanat Yönetmeni: Deniz ArdıçAjans Prodüktörleri: Dilan Davutoğlu, Berkay Tahmaz, Sertuğ AlptekinStratejik Planlama: Başar Sarıkaya, Serra AkyelMarka Direktörü: Melda DoydukYapım Şirketi: Digital SanatlarYönetmen: Can UlkayGörüntü Yönetmeni (d.o.p): Florent HerryJingle: Jıngle HouseMecra: tv, outdoor, basın, pop

ETİ Balık Kraker, Adı Yeter...7’den 70’e herkesin bildiği, çok sevdiği, şekli ve lezzetiyle hayatımıza renk katan ETİ Balık Kraker, 40 yıllık tarihinde uzun bir aradan sonra kendisi için yapılan reklam kampanya-sı ile ilgi odağı oldu. Animasyon film olarak çekilen kampan-ya, “ETİ Balık Kraker, Adı Yeter” sloganı ile televizyonlarda gösterilmeye başladı. ETİ’nin lider, yenilikçi ve fark yaratan ruhunu ortaya koyan bir anlatımla izleyenleri ilk saniyeden itibaren etkileyen ve 3D animasyon tekniğiyle hazırlanan reklam filmi, adeta bir görsel şölen yaratıyor. Reklam Filmi KünyesiReklam ajansı: Güzel Sanatlar Saatchi & SaatchiReklamveren: EtiReklamveren yetkilisi: Zeynep Dipçin, Zübeyde Özmen, Miray Güçlü, Kübra Ergün Yaratıcı Ekip: Kerem Kanık, Cem Akar, Emre Gökdemir, Özgür Akpınar, Bora Adalı, Bora Uz, Onur Tumtaş, Oğuzhan DilekMüşteri İlişkileri: Özge Öncül, Buket ArcaStratejik Planlama: Viktor Kuzu, Arda KuşMedya planlama/satınalma: ZenıthmedıaYapımevi - yönetmen: İmaj

Page 35: marketing europe & anatolia Sayı:020

marketing europe & anatolia / 33

Kampanyalar

Dyo’nun sevimli karakterleri...Dyo’nun yeni kampanyasının konsepti belirlenirken, sektör-deki öncü rolü ve güçlü marka kimliğinden yola çıkıldı. Dyo ürünlerini farklılaştıran teknoloji, dayanıklılık ve kalite özel-liklerine vurgu yapılan bu konseptte, markanın sıcak yüzünü tüketici ile buluşturacak animasyon karakterler kullanıldı. Dyo’nun yeni kahramanları; gazete, dergi, TV, radyo, dijital-sosyal medya gibi mecraların yanı sıra billboard reklamları ve hazırlanan özel projelerde tüketici ile buluşuyor. Kampanya Künyesi:Reklamveren: DYOReklamveren Temsilcisi : Bülent Tomaç, Yasemin Gezginer, Ebru BoztunaReklam Ajansı : Drive Dentsu Kreatif Direktör : Ersel SerdarlıYaratıcı Grup : Elif Öztaş Saygıner, Mahir Göktaş, Muhar-rem SezenerMüşteri İlişkileri Grubu : Füsun Akay Eroğlu, Hande AltayKarakter Tasarım: Drive Dentsu 3D Animasyon: Mica Animation&DesignAnimasyon Yönetmeni: Luca SchenatoAnimasyon Prodüktörü: Yasemin Turan

Yönetmen : Osman TolgaFilm Prodüksiyon: Mood ProductionMüzik: Can Alper / MusicworksKullanılan Mecra : TV, basın, radyo, outdoor, dijital

Sınırsız Güç, Üstün Teknoloji...

Dünyanın ilk 84 inç ULTRA HD TV’si olan LG ULTRA HD TV için hazırlanan yeni reklam filminde sadece en iyilerin ilkleri yarattığı vurgulandı. “Sınırsız Güç, Üstün Teknoloji” sloganı

ile başldı. Reklam filminde yüksek teknoloji ürünü zırhı ile sınırsız gü-cün simgesel kahramanı olan Iron Man, LG’nin üstün tek-nolojisi ile ilişkilendirilerek bir kez daha başarılı bir LG ve Marvel’dan Iron Man 3 filminin işbirliği ortaya konmuş oldu. Iron Man 3, geçen yılın rekortmen filmi “Yenilmezler”den sonra A.B.D’de tüm zamanların en iyi ikinci açılışını yapan film oldu. Türkiye’de gerçekleştirdiği hasılat ile 2013’ün en iyi yabancı film açılışını gerçekleştiren film aynı zamanda tüm zamanların en iyi açılışını yapan süper kahraman filmi ünvanına da sahip oldu. Reklam filmi künyesi:Ajans: Alaaddin AdworksReklamveren: LG Electronics Türkiye Kreatif Direktör: İsmail BölükbaşıReklamveren Yetkilisi: Fevziye Bali, Can Kara, Cem Özveri, Gül Saltuk Cabı, Büşra ÖzsipahiMüşteri Ekibi: Nilay Kutman, Meltem Güney Yaratıcı Grup: Salih Küçük, İrfan Ongan, Hande ÇeviközYönetmen/Prodüktör: Kerem KurdoğluYapım Şirketi: ABT Film

Page 36: marketing europe & anatolia Sayı:020

34 / marketing europe & anatolia

Kampanyalar

Müzekart’a iki yeni viral film...

3Kişilerloop’un Müzekart için tasarladığı viral filmler Eksant-

rik Prodüksiyon’un dokunuşuyla hayat buldu.

Geçmişe bakış ve müze kavramına yeni yaklaşımlar getiren

filmler internette büyük beğeni kazandı. Cansız bir heykele

duygu yüklemesi ve zamana tersine bakış açısıyla tasarla-

nan filmler internette daha çok konuşulacağa benziyor.

Viral Film Künyesi

Filmlerin başlıkları:

- Geçmiş Zamanların Elinden Tut !

- Şimdiki Geçmiş Zamanda Yolculuğa Var mısınız?

Reklamveren: Müzekart

Reklam ajansı: 3kişilerloop

Yaratıcı yönetmen: Argün Albayrak

Yapım şirketi: Eksantrik Prodüksiyon

Yönetmen: Abdullah Ekşioğlu

Post-Prodüksiyon: Eksantrik-Express

Kullanılan mecralar: Internet

Page 37: marketing europe & anatolia Sayı:020

marketing europe & anatolia / 35

Kampanyalar

1955’ten bugüne Tamek...Doğal ve lezzetli ürünleriyle Türkiye’nin güvenilir markası olan TAMEK’in, TBWA tarafından hazırlanan yeni reklam filmi, Türk izleyicisiyle buluşuyor. Film, TAMEK’in meyve su-yundan salçaya, garnitürden ketçaba, reçelden konserveye kadar nesillerdir tüketicilerinin hayatlarında sembole dönü-şen ürünleri eşliğinde yaşanan keyifli anıları canlandırıyor. Ozan Yalabık’ın yönetmenliğini üstlendiği filmin prodüksiyo-nu ise Böcek Yapım’a ait.Reklam Filmi KünyesiReklamveren:TAMEKReklamveren yetkilileri : Şebnem Atay, Selin Şaşmaz Kalaycıoğlu, Göze Algün, Çisem ErkanReklam Ajansı: TBWA\ISTANBULCCO/ECD: Emre KaplanYaratıcı Ekip: Kerim Gürsel, Burak Kunduracıoğlu, Berat Kösemen, Doğu Göçük, Ahmet Bülent İlterberkMarka Ekibi: Güler Balta, Denizhan ÇakılCSO: Toygun YılmazerStratejik Planlama Ekibi: Tuğyan Çelik, Ceren ŞehitoğluProdüksiyon Ekibi: Ceyda Kayaçetin, Pelin Güneş,Gizem İnan

Prodüksiyon Şirketi: Böcek YapımYönetmen: Ozan YalabıkPost Prodüksiyon: İmaj OnlineMüzik: Emre Irmak (Jingle Jackson)Medya Ajansı: MG InitiativeKullanılan Mecralar: TV, internet, outdoortv, instore

Clear’ın kadınlara özel geliştirdiği Clear Women serisinin reklam filmi yayına girdi. Geçtiğimiz yıl Clear’ın marka yüzü olarak Clear Men reklamlarında rol alan ünlü oyuncu Burak Özçivit, Clear’ın yeni serisi Clear Women Komple Bakım Serisi için kamera karşısına geçti. Reklam filminde güzel ve kendine güvenen bir Clear kadını tarafından baştan çıkarı-lan Özçivit, stüdyo ve dış mekanda yapılan çekimler boyun-ca enerjisini korudu. Reklam Filmi KünyesiReklamın başlığı: Takip

Reklamveren: Unilever Türkiye Reklamveren yetkilisi: Tarık BayarReklam ajansı: RabarbaYaratıcı yönetmen: Jonas ArnbyYaratıcı grup: RabarbaMüşteri ilişkileri grubu: RabarbaYapım şirketi: Depo FilmMedya ajansı: MindshareMedya planlamacı: Gamze Gülcü – Aslıhan Anarat Kullanılan mecralar: TV – sinema – instore

Clear Women reklamı...

Page 38: marketing europe & anatolia Sayı:020

Leukophrys, Tenedos, Bozcaada...Leukophrys, Tenedos, Bozcaada...

Page 39: marketing europe & anatolia Sayı:020

marketing europe & anatolia / 37

Gezi

Bu ay Bozcaada’ yı yazacağım. Yazın gelmesiyle birlikte benim kafada tatil hayalleri uçuşmaya başladı. Ama ne-dense içimde Bozcaada özlemi var. O yüzden bu ay Bozcaada :)Çok sevdiğim bir arkadaşım Bozcaada’ ya yazlığa gittiğini, müsait olursam beni de misafir etmek istediğini söyledi. İşte o zaman “bu bana verilen ilahi bir me-saj” dedim. Hemencecik daveti kabul ettim. Hatta dedim ki “Cumartesi sabah oradayım” :) Bozcaada çok yakınımzda olmasına rağmen bir türlü fırsat bulup da gidemediğim bir yerdi. Hep bir ters-lik oldu. Ama bir gün şeytanın bacağını kırmaya karar vermiştim. Şimdi de bir terslik çıkmasın diye de çok hızlı karar verip uygulamaya geçtim.Telefonu ka-patıp interneti açtım ve Cuma akşamı için Çanakkale’ ye Pazartesi akşam dönüş için de Geyikli’ ye otobüs bileti aldım.Ege Denizi’nin kuzeyinde, Çanakkale iline bağlı küçük bir ada, Bozcaada. Türkiye’nin üçüncü büyük adası olarak Çanakkale Boğazı’nın hemen girişin-de yer alıyor. Yerleşim, adanın kuzey-doğusunda yer alan ilçe merkezinde toplanmış. Bunun dışında herhangi bir köyü yok. Bozcaada’nın yüzölçümü et-rafındaki adacıklarla beraber 37.6 km2, çevresi ise 38 km.Antik çağda Leukophrys, Yunan Mitolo-jisinde Tenedos adıyla anılan Bozcaa-

da, stratejik konumundan dolayı çağlar boyunca birçok kez istilaya uğramış ve el değiştirmiş. Adadaki nekrapol saha-sında yapılan kazılardan anlaşıldığı üzere adanın tarihi M.Ö. 3000 yıllarına dayanıyor. Adanın bilinen ilk sakinleri Pelasg’lar. Daha sonra sırasıyla Fe-nikeliler, Atinalılar, Yunanlılar, Persler, Büyük İskender, Bizanslar, Cenevizler, Venedikler ve Osmanlılar adaya hakim olmuş. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fet-hetmesinden sonra Bozcaada, Türkler için önem kazanmış ve 1455’te Os-manlı topraklarına katılmış. Bu tarih-ten itibaren Osmanlılar ve Venedikliler arasında Bozcaada için mücadeleler olmuş ve adanın hakimiyeti zaman za-man Venediklilere geçmiş. Osmanlı yönetiminde geçen uzun bir dönemden sonra, Balkan Savaşları sı-rasında 1912’de Yunanistan tarafından işgal edilen ada, 1923 Lozan Anlaş-masıyla Gökçeada ile birlikte Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlanmış.Cuma akşamı sırt çantamı da alıp at-ladım otobüse. Hafta içi nasıl yorulduy-sam artık, otobüste narkoz yemiş gibi uyumuşum. Gün ağardığında gözlerimi açıp etrafa bakındığımda tanıdık bir mekanda olduğumu farkettim. Biraz daha ayılınca dalış yapmaya gittiğimiz Kömür Limanı’na yakın geçtiğimizi an-ladım. Sonra baktım daha yolumuz var,

Leukophrys, Tenedos, Bozcaada...Leukophrys, Tenedos, Bozcaada...Bu ay Bozcaada’ yı yazacağım.

Yazın gelmesiyle birlikte benim kafada tatil hayalleri uçuşmaya başladı.

Ama nedense içimde Bozcaada özlemi var. O yüzden bu ay Bozcaada :)

Fotoğraflar ve yazı Seval Duban

Page 40: marketing europe & anatolia Sayı:020

nümüze kadar ayakta kalmayı başaran Kimisis Teodoku Rum Ortodoks Kilise-sinin avlusuna 1895 yılında inşa edilen dört katlı çan kulesi, zaman ve hava koşullarına direnemediği için kulenin iki katı yıkılmış. Kalan iki kat ise 1980’den sonra tehlikeli olmaması için metal ka-fes içine alınmış. Uzun süre bu şekilde kalan tarihi Çan kulesi 2005 tarihinde

tekrar narkoza girdim. Tekrar uyandı-ğımda otobüste kimse kalmamıştı. Şö-för beni görüp de, “burası son durak, hanımefendi” deyince Çanakkale’ ye vardığımızı anladım. Kendime gelmeye çalışarak indim otobüsten. Baktım saat 7’ ye geliyor. Kahvaltı için mekan bakı-nırken sahilde güzel bir kafe buldum. Hemen oturdum ve kahvaltı söyledim. Kahvaltı hazırlanırken de gidip Bozcaa-da deniz otobüsü için bilet aldım. Bir saat içinde güzel bir kahvaltı edip deniz otobüsüne bindim. Yaklaşık 1 saatlik yolculuktan sonra Bozcaada’ ya vardım. İskeleye varınca da arkadaşı-mı arayıp evin tarifini aldım. Tarif şöyle “saat kulesini bul, yanından yürü, bayır yukarı yolun bitiminde karşına çıkan ev”. Şöyle bir bakınınca saat kulesini hemen gördüm.Bozcaada’lılar sanırım bu saat sayesin-de çok dakik :)Saat kulesi, Rum Mahallesinde bulu-nuyor. İbadete açık durumda bulunan Rum Ortodoks cemaatine ait tarihi Ki-misis Teodoku Kilisesi’nin yıkılan dört katlı çan kulesi, 2005 yılında yeniden yapılmış. 1869 yılında yaptırılan ve hala ibadete açık tek kilise olarak gü-

38 / marketing europe & anatolia

Gezi

Bozcaada’ ya vardım. İskeleye varınca da arkadaşımı arayıp evin tarifini aldım.

Tarif şöyle saat kulesini bul :)

Page 41: marketing europe & anatolia Sayı:020

marketing europe & anatolia / 39

restore edilmiş. Kulenin en üst katında-ki dört cephesine de saat takılarak kule aydınlatılmış ve böylece Bozcaada’da-ki tarihi Kimisis Teodoku Kilisesi yeni-den çan kulesine kavuşmuş.Ben de sahilden, Çan Kulesini kerte-riz alarak evi bulmak için rampa yukarı yürümeye başladım. Sokaklar çok dar ama çok güzel. Sanki Yunan adaların-da dolaşıyormuşsunuz gibi hissediyor-sunuz. Rampa yukarı yürürken burnu-ma mis gibi simit kokusu geldi. Hemen kokuyu takibe koyuldum ve burnum beni Çiçek fırınına götürdü. Bir de bak-tım ki fırın kapısında sıra var. Ama fırın, fırın değil, resmen pastane. Sonradan

öğrendim ki Bozcaada’ nın meşhur pastanesiymiş burası. Şöyle bir göz gezdirip, simit ve poğaça aldım. Bozca-ada’ da naylon poşet kullanımı yasak olduğu için elimdeki kese kağıdı pake-tiyle tekrar yola koyuldum. Rampa bitip de merdivanler başlayınca arkadaşım kapıda karşıladı beni :)Birbirimiz görmekten son derece me-nun bir şekilde kucaklaşıp, öpüştük. Sonra da kahvelerimizi hazırlayıp Boz-caada’ ya doğru keyif kahvesi içtik. Ev-lerinin manzarası muhteşem. Önünde hiç ev olmadığı için direk denizi görü-yorsunuz.Kahvelerden sonra mayolarımızı giyip denize doğru yola çıktık. Plaja gitmek-tense adanın kuzeydoğusunda, kaleye yakın olan iskeleyi seçtik. Tüm gün is-keleden atlayıp Bozcaada’ nın serin su-larında yüzüp güneşlendik. Bozcaada’ da su gerçekten çok soğuk, ama kale manzaralı yerde de yüzmek pek keyifli oldu. Akşam üzeri olunca topladık havluları-mızı, Bozcaada’ nın şirin sokaklarında geçerek eve doğru yola koyulduk.Buradaki evlerin hepsi ayrı bir güzel. Bencerelerde ki süslemeler. Balkon ve bahçelerde ki çiçekler. Herkes evini özene bezene süslemiş. Hele bazı bal-konlar var ki, zannedersiniz fidanlık. Eve gidip duşumuzu aldıktan sonra başladık akşam yemeği hazırlığına. Öğrendim ki o akşam komşu hanımlar gelecek ve hepbirlikte yemek yiyece-ğiz. Biz masayı hazırlamaya başlarken misafir hanımlar da gelmeye başladı.Herkes gelirken bir şeyler getirmiş, çiğ köfte, mermicek köftesi, şakşuka vs. Başımızda da bir büyük. O akşam geç saatlere kadar sohbet ettik. Bu hanım-lar yaz için Bozcaada’ ya geliyorlar, hepsinin evi var. Hatta kimisinin bağ evi var. Üzüm yetiştirip şarap da yapı-yorlar. Hanımların hepsi çok candan, çok hoş sohbet. İnanılmaz güzel va-kit geçirdim. Gecenin asıl bombası da

Gezi

Sokaklar çok dar ama çok güzel.

Sanki Yunan adalarında dolaşıyormuşsunuz

gibi hissediyorsunuz. Rampa yukarı yürürken burnuma mis gibi simit

kokusu geldi. Burnum beni Çiçek fırınına

götürdü.

Page 42: marketing europe & anatolia Sayı:020

40 / marketing europe & anatolia

Gezi

klarnet ve kanunla yapılan müzik oldu. Arkadaşımın 2 tane aslan gibi oğulları var. Biz dışarda sohbet ederken onlar da içerde sıkılmış olacak ki, müzik yap-maya başladılar. Biri klarnet çaldı biri kanun, üzerine de bir sürü şarkı söyle-diler. Çok da iyi beceriyorlar müzik işini.Hepimiz için sürpriz olan müzik gece-mizi çok neşelendirdi. Çok huzurlu ve mutlu uyudum o gece.Ertesi gün kahvaltımızı meşhur Çiçek pastanesinde yapmaya karar verdik. Sabahın serinliğinde limana inip güzel bir masaya oturduk.Kahve içmeden ayılamayan ben, önce nefis bir sakızlı Türk kahvesi içtim. Tadı damağımda kaldı desem yeridir. Son-ra da taze domates, salatalık, beyaz peynir, zeytin vs ile donatıldı masamız. Ege gerçekten bambaşka bir coğraf-ya. Sebzeleri bile ayrı bir lezzetli. Bir de adaya has domates reçeli var. Be-nim reçelle pek aram yoktur ama yine de tadına bakmadan edemedim. Son derece güzelmiş meğer. Bir de adada yetişen limon kekiği var. Onu da söğüş domateslerin üzerine serpmişler ve bir de zeytinyağı gezdirmişler, offff var ya, nefis olmuş.

Muhteşem kahvaltıyı bitirdikten sonra minibüs duraklarına yürüyüp, oradan Ayazma manastırına gitmek üzere yola çıktık. Kısa bir yolculuktan sonra Ayaz-ma Manastırı’ na vardık. Minibüsten inip önce bir ağacın altına attık kendi-mizi, serinlemek için.Yunanca “hagiasme” kelimesinden ge-len Ayazma, kutsal su anlamına geliyor. Türkiye’nin birçok bölgesinde doğal su kaynaklarının olduğu yerlere bu isim veriliyor. Bozcaada’nın ayazması ada-nın güney kısmında yer alıyor. Burada çift oluklu tarihi bir çeşme, 8 yaşlı çınar ağacı, küçük bir manastır ve 2 tane tek katlı yapı var. Ayazma’daki Rum Ortodoks cemaatine ait manastır, Rum azize Aya Paraskevi adına yapılmış ve onun adını taşıyor. 1734 yılında Manolaki Manolidis tara-fından yapılan manastır, sadece özel günlerde ibadete açılıyor.Ayazma’nın büyülü ortamı düğün gibi özel kutlamaların da yapıldığı yer ola-rak tercih ediliyor. Bir restoran sahibinin işletmesinde olan bahçesinde, sadece özel günlerde masalar kurulup yemek servisi veriliyor.26 Temmuz’da kutlanan, Rumların Aya

Ege gerçekten bambaşka bir coğrafya.

Sebzeleri bile ayrı bir lezzetli. Bir de adaya has domates reçeli var.

Page 43: marketing europe & anatolia Sayı:020

Gezi

Paraskevi günü, manastırın ibadete açıldığı günlerden biri. Ayazma’da top-lanıp eğlenilen bu gün Ayazma Pana-yırı olarak adlandırılıyor.Manastırın alt kısmında bir dilek ma-ğarası bulunuyor. Ziyaretçiler burada mum yakıp adak adıyorlar, taştan ve çalı çırpıdan dileklerini sembolize ede-cek şekiller yapıyorlar. Mağaranın için-deki üst üste dizilmiş taşlar, hayallerde-ki ev ve arabaları anlatıyor aslında.Bu arada manastır deyince aklınıza din görevlilerinin inzivaya çekilerek yaşa-dığı büyük yapılar gelmesin. Rumlar yerleşim yerlerinin uzağında kurdukları ufak kiliselere manastır diyorlar. Söy-lendiğine göre Bozcaada’da zamanın-da 36 manastır varmış. Günümüzde bunlardan sadece 2 tanesi ayakta, di-ğerleri yıkık durumda.Dinlendikten sonra ben kilisenin etra-fında keşfe çıktım. İçini görmeyi çok istedim ama kapısı kilitliydi. Ben de et-rafını gezerken yan camlardan birinin açık olduğunu farkettim. Kafayı sokup bakınırken 4 kişi daha geldi. Onlarla ko-nuşup içeriye girmeye karar verdik. Tek başıma cesaret edemedim çünkü çün-kü zemin derindeydi. İçeriye atlamak

sorun değil ama yukarı tırmanmak zor olacaktı. Ama kalabalık olunca sorun olmaz. Sonra sırayla hepimiz camdan içeriye zıpladık. Kilisenin içi oldukça küçük ve boş. İçeride sadece bir sunak var. Onun dışında bomboş. Ama birileri orada bir şeyler bulmayı umuyordu sa-nırım çünkü yerdeki karoları kırıp ma-nastırın zeminin kazmışlar. O güzelim sermaikleri kırmışlar. Büyük ihtimalle camı kıran da bu seramikleri kıran ki-şilerdi. Yanlız kilise artık bakımsızlıktan yıkılmak üzere. Tüm duvarlar dışarıya doğru meyillenmiş. Dokunsanız yıkıla-cak gibi. Çok yazık.Manastırı gezdikten sonra biraz da yü-rüyüş olsun diye Ayazma plajına kadar yürüdük. O kadar yoldan sonra da di-rek denize attık kendimizi. Ayazma Plajı harika bir yer. İnce beyaz kum, pırıl pırıl ve berrak deniz suyu, minik çakıl taşları vs. hatta ben işen-meyip bir sürü deniz taşı topladım. Tüm gün orada yüzdükten sonra tekrar adanın merkezine geri döndük. O ak-şam da eve gitmeyip dışarda yemeğe karar verdik.Bozcaada Liman civarında bir sürü kafe ve restaurant var. Hepsi de cicili bicili. İnsan bakmaya doyamıyor. Sa-

Söylendiğine göre Bozcaada’da zamanında

36 manastır varmış. Günümüzde bunlardan s

adece 2 tanesi ayakta, diğerleri yıkık durumda.

marketing europe & anatolia / 41

Page 44: marketing europe & anatolia Sayı:020

rakmış eve. Bunun bir kısmıyla yoğurt mayaladı arkadaşım. Diğer kısmıyla da muhallebi pişirdi. O bu işlerle uğraşır-ken ben de kahve yapma işiyle uğraşı-yordum. Arkadaşın önerisi sütlü nesca-fe idi ama ben keçi sütünün kokusunu çok ağır bulduğum için hayır demiştim. Tabii ısrarına dayanamayıp onu dinle-dim. Süt kaynadıktan sonra koca bir fincan nescafe yaptım. Sonuç inanıl-maz tatmin ediciydi. Şok oldum. Yıllar önce İsviçre’ de bunun kadar lezzetli bir kahve içmiştim. Onun sırrı da içindeki kremaydı. Artık hafızamda yer eden kahveler arasında bu da var. Kahvelerimizi içip muhallebiyi dolaba koyduk. Duşumuzu alıp cicilerimizi giy-dik sonra da kalenin civarına gezmeye çıktık. Feribotla adaya yaklaşırken ilk dikkati-nizi çekecek şey adanın heybetli kale-si. Bozcaada Kalesi’nin ihtişamı adanın zengin geçmişini yansıtıyor adeta.Boğazın hemen çıkışında olması ve anakaraya yakınlığı sebebiyle yüzyıllar boyunca istilaya açık bir yer olmuş ada. Üzerinde yaşayan medeniyetler ancak bu denli büyük bir kaleyle güvende his-

nat galerisi gibi hepsi.Ada merkezi, nostaljik sokakları ile şirin bir balıkçı kasabası havasında. Çook eski zamanlarda kasabanın ortasından geçen bir dere, Rum ve Türk Mahallesi diye ikiye ayırırmış adayı. Artık böyle bir ayırım yok ama mimari yapılarından dolayı hangi mahallede olduğunuzu an-layabiliyorsunuz.Rum Mahallesi bakımlı evleri ve sokak-ları ile oldukça güzel ve daha dikkat çe-kici. Eski Rum evlerinin bir kısmı yazlık ev, bir kısmı da pansiyon ve otel olarak kullanılıyor. O yüzden kalacak yer bul-mak çok sorun olmuyor.Türk Mahallesi ise kıvrımlı sokakları ve ahşap evleri ile belli ediyor kendini. Bu-rada daha az turistik mekan bulunuyor. Son yıllarda yeni açılan pansiyon ve otellerin sayısında artış var. Fakat bu-radaki restaurantlar çok güzel değil ve pahalı. Bu kısımda daha çok eğlence mekanları var, bar ve kulüpler gibi. Mekanları kısaca turladıktan sonra ar-kadaşımın bildiği bir yere oturup yemek yedik ve sohbet ettik.Sonrasında da alış verişimizi yapıp eve çıktık. Biz denizdeyken arkadaşımın süt aldığı hanım 5 litre keçi sütü bı-

42 / marketing europe & anatolia

Gezi

Rum Mahallesi bakımlı evleri ve sokakları ile oldukça güzel ve daha dikkat çekici. Eski

Rum evlerinin bir kısmı yazlık ev, bir kısmı da pansiyon ve otel

olarak kullanılıyor.

Page 45: marketing europe & anatolia Sayı:020

marketing europe & anatolia / 43

setmişler kendilerini. Türkiye’nin en iyi korunmuş kalelerin-den biri olan Bozcaada Kalesi’nin ilk olarak ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı bilinmiyor. Fenikeliler, Cene-vizler ve Venedikliler tarafından kulla-nılan kale, bugünkü görünümünü Fatih Sultan Mehmet döneminde var olan kalıntılar üzerine tekrar inşa edilme-siyle almış(1455). Venedik- Osmanlı arasında süren mücadeleler sırasında uğradığı tahribatlar sonrası, Köprülü

Mehmed Paşa döneminde büyük bir onarımdan geçmiş (1657). 2. Mahmut zamanında ise neredeyse yeniden inşa edilerek bugüne kadar bu görünümü korunmuş(1815).Adanın kuzeydoğu ucuna, kayalıklar üzerine inşa edilmiş kalenin etrafı za-manında suyla dolu olan bir hendekle çevrili. Bir zamanlar asmalı bir kapıyla girilirken şimdi sabit bir köprü üzerinden giriliyor kaleye. Yine bir zamanlar içeri-sinde Türk ahalinin yaşadığı iki caminin olduğu kale içi, şimdi neredeyse bom-boş. Sadece festival zamanlarında ve-rilen konserlerle hareketleniyor.İç kale bölümünde ada etrafından çıkarılan amforaların sergilendiği bir oda bulunu-yor. Ayrıca kalenin bahçesinde adadan çıkarılan çok sayıda eski mezar taşı ve tarihi eser sergileniyor.Kale civarında bir sürü yer var, hediye-lik eşya satan. Hepsi de çok cicili bicili. Arkadaşım takı tasarım kursuna gitmiş-ti. Burada ki boncukçulardan da ona boncuk ve taş aldık. Tabii ben de bilek-lik ve kolye aldım. Epeyce dolandıktan sonra sıra geldi şarap işine, sonra yine kale civarında denize sıfır bir bara otu-rup, şarap söyledik. Bir sürü şarap de-nememize rağmen çok beğendiğim şa-rap çıkmadı. Orta karardı hepsi. Şarap konusunda hayal kırıklığına uğradım. Gecenin ilerleyen saatlerinde ve serin-likte evin yolunu tuttuk.Benim bünye sabahın köründe uyan-maya alışık olduğu için yine sabahın köründe hortladım. Alkol aldığım gece-nin sabahında daha da erken uyanıyo-rum. Sanırım enerjisi uyandırıyor beni. Hemen üzerimi değiştirip usul usul çıktım evden. Önce Çiçek pastanesine uğrayıp, kahve ve kahvaltı ettim. Sonra da fotoğraf çekmek için Bozcaada so-kaklarını arşınlamaya başladım.Bozcada’nın kargaları şehirde gördük-lerimizden epey farklı bir cins. Karga-lar içinde en küçük ve en tiz sesli olan, beyaz gözleri ve gri ensesi ile dikkat

Gezi

Türkiye’nin en iyi korunmuş kalelerinden

biri olan Bozcaada Kalesi’nin ilk olarak ne zaman

ve kimler tarafından

yapıldığı bilinmiyor.

Page 46: marketing europe & anatolia Sayı:020

bulup kurcaladım. Akşamı da orada ettikten sonra kar-nımızı doyurmak için adanın en güzel pizzacısına gittik. Tayyare Pizza. En güzel dedim çünkü hem mekan hem de pizzalar mükemmel. Mekanın tasa-rımı çok şık. Sahibi de uçak kullanan ve uçakları seven biri sanıyorum. Me-kanın koltukları uçak kolduğu şeklinde. Bazı dolaplar troley şeklinde. Kısacası kendinizi uçak mobilyalarının içinde bu-luyorsunuz.Konsept de THY’ ye benziyor. Peçete-ler, THY sunumundaki gibi ahşap man-dallarla tutturulmuş. Son derece minik ayrıntılarla çok keyifli bir mekan yap-mışlar. Pizzalar da en az mekan kadar güzel. Hele de pizzanın üzerine nefis zeytinyağı gezdirdiniz mi muhteşem oluyor. Pizzayı sevmeyen biri olaraktan kocaman bir pizza yedim :) Yemeği de yedikten sonra gün batımını izlemek için Polente Feneri’ ne gittik. Burada bir sürü rüzgar gülü var.Son derece büyüleyici günbatımını iz-leyebiliyorsunuz adanın batı ucunda. Önünüzde uçsuz bucaksız Ege Denizi, yanınızda ihtişamlı duruşlarıyla rüzgar

çeken bir cins bu. Ada halkı bu zeki hayvanlarla içli dışlı yaşıyor. Sanırım Corvus da bu kargalardan esinlenmiş olacak ki karga manasına gelen Cor-vus ismini seçmiş.Adanın daracıklarını sokaklarını gezip fotoğraf çekmeye, kaldırımlarda oturup insanların konuşmalarını dinlemeye koyuldum. Sokak aralarında pansiyon işleten hanımların muhabbetleri son derece eğlenceliydi. Pansiyonerlerin-den bahsedip dedikodu yapıyorlardı. Bu eğlenceli muhabbetleri dinledikten sonra kalkıp eve doğru yola koyul-dum. O sırada arka mahallede bir di-lek ağacı dikkatimi çekti.Hikayesi nedir bilmiyorum, öğrenme şansım da olmadı ama çok dikkatimi çekti. Gidip etrafına bakındım belki birileri çıkar da hikayesini anlatır diye ama olmadı.Eve vardığımda ev halkı uyanıp kah-valtısını etmişti. Sonra hazırlanıp tek-rar denize gitmeye karar verdik. Bu sefer rota Akvaryum koyu. Akvaryum koyuna arakadaşımın oğlu bizi araba ile bıraktı. Burası gerçekten akvaryum gibi. Denizde bir sürü börtü böcek var. Tam benlik. Suda bir sürü yengeç, karides ve ilimum böcekler

44 / marketing europe & anatolia

Bu sefer rota Akvaryum koyu. Burası gerçekten akvaryum gibi.

Denizde bir sürü börtü böcek var.

Page 47: marketing europe & anatolia Sayı:020

marketing europe & anatolia / 45

gülleri ve terkedilmiş bir deniz feneri. Burnunuzda yabani kekik kokuları ve yüzünüzü okşayan vazgeçilmez ada rüzgarı…Güneşin batmasıyla ayrı bir güzelli-ğe bürünüyor burun. Etrafta herhangi bir yerleşimin dolayısıyla yapay ışığın olmaması, yıldızları çok net seçebi-leceğiniz karanlık bir ortam sağlıyor. Gökyüzünde belki de daha önce gör-mediğiniz kadar çok yıldız, dev kanat-larıyla ama neredeyse fısıltıyla dönen rüzgar gülleri ve sadece deniz feneri-nin yanıp sönen ışığı ortamın büyüsünü arttırıyor.2000 yılında elektrik üretimine başlayan türbinler Türkiye’nin 3. Rüzgar enerji santralini oluşturuyor. Ada tüketiminin 30 kat fazlası enerji üretiliyor burada. 30.000 kişiye yetecek elektrik deniz altından anakaraya gönderiliyor. Aynı enerjiyi üretecek bir kömür santraline göre türbin başına 82.000 ağaca eşde-ğer oksijen tasarrufu sağlanıyor. Yani

17 tür bin 1.400.000 ağaçlık bir ormanı kurtarmış oluyor. Türbinlerin sadece bir tanesi adanın enerji ihtiyacını karşıla-maya yetiyor. Çok süper değil mi . Ama beni asıl büyüleyen rüzgar gülleri değil de Polente Feneriydi. Fenerler beni bü-yüleyen devasa yapıtlar hatta takıntım diyebilirim. Polente Fenerini görmek için can atıyordum. Ama 1861 yılında yapılan bu tarihi fenere giriş yasak. O yüzden hevesim kursağımda kaldı.Rüzgar güllerinin olduğu yerde limon kekiği de yetişiyor. Çiçek pastanesin-

de tattığım bu nefis baharatı orada da-lından toplama şansım da oldu. Hava kararmadan önce bissürü limon kekiği topladım. Güneşi rüzgar gülleri eşliğinde batırdık-tan sonra eve döndük. Önceki gün yaptığımız muhallebi dolap-ta unutulmuş ağlıyordu. Hemen dışarı çıkarıp tabaklara koydum. Ama tadı o kadar yoğundu ki, yemesi zor olacaktı. Benim de aklıma reçel geldi. Dolapta Bozcaada siyah üzüm reçeli vardı. Bu üzümler Bozcaada’ da yetişiyor, kuş üzümü gibi, minick. Hemencecik bir çorba kaşığı reçeli muhallebinin üze-rine koydum, sonuç mükemmel. Erte-si gün İstanbul’ a dönüş zamanı. Yine huzurlu ve mutlu bir şekilde mışıl mışıl uyudum.Sabah yine erken uyanıp alış veriş lis-tem için sahile indim. Nefis limon keki-ğinden ve pek beğenmediğim şaraplar-dan aldım. Beğenmedim ama almaktan da vargeçmedim. Fakat oraya özgü şa-rap olmasına dikkat ettim. Sonra tekrar sokak aralarında dolanarak eve çıktım. Hep birlikte Bozcaada’ ya karşı kahvaltı ettik. Sonra tekrar deniz sefası. Bu se-fer yine kale yakınında ki iskeleyi seç-tik. Tüm gün buyunca Ege’ nin pırıl pırıl sularında yüzdük. Sonra da İstanbul’ a dönüş yolculuğu için eve döndük. Çan-tamı toplayıp hep birlikte sahile indik. Sahildeki bir restaurant’ a oturup ada-nın son rakı balık keyfini yaptık sonra da ben tek başıma feribota bindim. Yan-lız feribota binerken panik oldum çünkü bilet alacak yer yoktu. Sadece adaya gelirken bilet alıyorsunuz. Adada bilet satılmıyormuş meğer. Biletler çift yön-lüymüş. Ama ben Çanakkale’ den gelip Geyikli’ ye döndüğüm için hafif gerildim. Neyse ki bilet soran olmadı. Feribottan indikten sonra bir çay bahçesine oturup otobüsün gelmesini bekledim. Karanlığı yararak gelen otobüse binip sabah İs-tanbul’ a uyandım. İlk defa bir gezinin dönüşünde mutsuz oldum.

Türkiye’nin 3. Rüzgar enerji santralini

oluşturuyor. Ada tüketiminin 30 kat fazlası enerji üretiliyor burada. 30.000 kişiye yetecek

elektrik deniz altından anakaraya gönderiliyor.

Page 48: marketing europe & anatolia Sayı:020

46 / marketing europe & anatolia

Sinema

Ali Erdem Ekşioğlu reklamarasısinema)

(Devam Filmleri...

Filme başlamadan önce çok beklentisi olmayan, sadece bir yönü öne çıkartırılarak çekilen, vizyona girdikten sonra inanılmaz başarılı olan fikirlere ne olur?

"Muhteşem Fikir 2 daha muhteşem ve daha yaratıcıkesinlikle izleyin" Yaratıcıların muhteşem fikrini beğenen hayranlar sinema salonlarına adeta savaşa gidermişgibi doldurur sonrasında ise fikirin orijinalliğinin bozulduğu, filmin sadece para için yapıldığını savunan birkeç kişi fanatikler tarafından susturulur. Tam herkes fikri tarih kitaplarına atacak iken yaratıcılar beklenmedik bir hamle yapar;

"Muheteşem Fikir 3 Daha önce hiç bu kadar muhteşem olmamıştı" Bütün herkes çok heyecanlıdır artık seri bitmek üzeredir bu olayların climax'i olacak ve daha muhteşemleşmeyecekdir aynı sloganda dediği gibi. Filmi beğenilir ama amaçsız gelir fanatikler bunu vahşice red eder bunların hepsinin hikeyenin bir parçası olduğu ve böyle yapılmasının zorunlu olduğunu savunur. Bu sırada yaratıcılarımızın aklına müthiş bir fikir gelir.

"Muhteşem Fikir 4 Part 1: Sonun Başlangıcı" İnanılmaz serinin sonuna geldik ama o kadar müthiş bir hikayemiz varki filmi ikiye bölmemiz gerekti tamamen finansal bir amacımız yok derlerken

"Muhteşem Fikir Part 2: Sonunda" filmi gelir ve geçer. Fanatikler sevinç ve üzüntü arasında gidip gelen krizler yaşarken artık seri bitmiştir sanki yeni bir çağa girmiş gibi hayatlarına tekrar başlarlar. Biz seri bitti zannederken

"Muhteşem Fikir: Begins" filmi bize kahramanlar sanki

hayatımızın bir parçası olmamışlar gibi bize tekrar tanıtılırlar. Aradan uzun bir süre geçer seri artık kapanmış ve unutulmuştur. O sırada dergiler, internet, gazeteler, forumlar yeni bir gündem ile çalkalanmaktadır;

"Muhteşem Fikir: Vietnam" Serinin kahramanları artık ana fikir tamamen sapmış ve maceralarına konuyla tamamen ilgisiz yer ve belki zamanlarda devam etmektedirler. İzleyenler yeni filmin seriye farklı bir tat getirdiğine ve güzel anıları canlandırdığına inanır.

Aradan uzun zaman geçer film endüstürisi gelişmiştir ve herkes bu yeni teknolojiler ile yeni fikirler geliştirmeye çalışırken

"Muhteşem Fikir 3D: Unutulmaz tecrübe artık 3D'de" Neden biz bunu düşünemedik bu kadar inanılmaz bir fikir yanlış dönemde gelmiş dünyaya ama önemli değil yaratıcılarımız değerli zamanlarının ve paralarını ayırıp bize Muhteşem Fikir'lerini 3D'de de satmayı başardı. Adeta bir zombi gibi mezarından çıkan fikir 3 boyutlu olmasının yanında orijinal filme girmeye layık görülmemiş 1 dakikalık görüntüler içeriyor."Aman Tanrım konulmaya layık görülmemiş görüntü bu filmi kaçırmamalıyım yoksa o 1 dakikayı hayatım boyunca görmeeyeceğim bu fikre yüzlerce lira harcadım yeni filmi izlemezsem vicdanım rahat etmez" diyen fanatiklerle sarılmıştır etrafınız peki bu durumlardan kurtulmanın yolu nedir:

Muhteşem bir fikir bulduğunuz zaman bunun devamını getirmek için onun dandik devam filmlerini getirmek yerine daha yaratıcı olup yeni fikirler geliştirmelisiniz.

Page 49: marketing europe & anatolia Sayı:020