Kültür – Sanat - Edebiyat.

Yıl: 2015-2016Sayı: 3

1

BENİM HAYALİM

Benim çocukluktan beri bir hayalim var. Doktor olmak istiyorum.

İnsanlarla ilgilenmeyi seviyorum.

Ben bugüne kadar hep doktorluk okuyayım diye hayal kurdum.

Biliyorum doktor olabilmek için çok çalışmak, emek sarf etmek

gerekir. Bunun için elimden geleni tabi ki yapacağım.

Benim kuzenim kalp doktoru. O da zamanında çok çalışmış ve

şimdi işini seviyor, iyi ki yapmışım diyor. Doktorluk bildiğiniz

kolay bir meslek değildir. Hem zordur, hem de yürek isteyen bir

meslektir kimi insanlar vardır ki bazı şeylere dayanmazlar o insanlar

ileride mutlu olabilmek için böyle meslekleri seçmemelidir hangi

konuda kendinize güveniyorsa bunu ön plana tutmalıyız en önemlisi

de budur.

Çalışırsak neden olmasın? Asla kendime güvenimi

yitirmeyeceğim ve hayalimin peşinden...

Sultan EROL

YENİ UMUTLAR İÇİN

Okumak sadece öğretmez, nice dostluklar, nice umutlar

kazandırır. Kitap hayatımızdaki en iyi dosttur. İlerde iyi bir meslek

sahibi olmak istiyorsak önümüze gelen her türlü zorlukları

aşmalıyız. Ben 8. sınıf öğrencisiyim, önümde çok önemli bir TEOG

sınavım var. İlk hedefim bu sınavı kazanıp yüksek puan almak.

Bunun için elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışacağım. Sonrası

zaten lise ve liseden sonra belki bu sınav hayatımın geri kalanını

belirleyen bir sınav olacak. Üniversite sınavı ne kadar zorsa olsa da

bir o kadar önemlidir bizim için. İnsan çalışıp çabaladıktan sonra her

zorluğu aşabilir. Ve işte onun için hayatında, zorluk diye bir şey

kalmaz. Benim okuma serüvenim bu. Eminim sizin de en az benim

kadar hayalleriniz farklıdır. Eğer bir hayal kurduysak o hayal olarak

kalmamalı, gerçekten yaşamaya çalışmalı. Okumanın değerini ve

kıymetini ne olursa olsun bilmeliyiz.

Berivan GÖKOĞLAN

FARKINDALIK

Çevre insanların, hayvanların ve diğer canlıların yaşam boyunca

ihtiyacını karşıladığı yerdir. Ama maalesef ihtiyacımızı

karşıladığımız yere zarar veriyoruz bunun sonucunda da çevre

kirliliği ortaya çıkıyor.

Çevre kirliliği; yediğimiz yiyeceklerin ambalajları, fabrika

atıkları, egzoz dumanlarıdır. Eğer yediğimiz bir şeyin ambalajını

yere, toprağa atıyorsak bundan sadece toprak değil ağaçlar,

böcekler, çiçekler hepsi zarar görür. Doğada olan her şey birbiriyle

bağlantılı ve düzen çevresindedir. Birinin zarar görmesi zincirleme

olarak aile içerisinde zarar verir. Tüm insanların bunun bilincinde

olması lazım ki çevre kirliliği biraz daha olsun önlenebilsin. Çevre

kirliliğini önlemek için de fabrikaların zehirli atıkları, kanalizasyon

suları akarsulara, göllere ve denizlere akıtılmamalıdır. Çöpleri

rastgele atmayıp kaliteli yakıtlar kullanarak kirliliğin önüne

geçebiliriz.

Bunu tüm insanlar duymalı, bilmeli ve anlayabilmeli ki çevreye

zararları da az olsun. Çevre kirliliği önlensin.

Nazlı Şeyma ÖZKAN

CANLILARIN FAYDASI

Ağaçlar oksijen verir bize

Karbondioksiti hapseder içine

Her biri ayrı bir güzellikte

İnsanlar ağaçları yok etmekte

Ağaçları kesip kâğıt yaparlar

Sonrada buruşturup çöpe atarlar

Değerini bilmeyip yakarlar

Evrenin dengesini bozarlar

Hayvanların bize yararı çoktur

Ama onların değerini bilen yoktur

Avcılar hayvanları zevk için vurur

Bunun tüm canlılara zararı olur

Arılar olmazsa insan da olmaz

Arıların sayesinde hayat durmaz

Ancak insanlar bunu anlamaz

Bu güzel dengeyi bozmadan durmaz

Çiçekler renk katar dünyamıza

Önemli bir yeri vardır hayatımızda

Kokusuyla bizi büyüler adeta

Canlılara ilham verir adeta

Caner KUVVET

Talha Enes ÜNAL

2

KİTAP

Kitap kalbin cilası

Ruhun gıdası

Gözlerimin aynası

Sessizliğin arkadaşı

Okudukça coşarım

Mutluluktan uçarım

Susamışsam kanarım

Öğrendikçe dayarım

Sırlarımı saklayan

Okudukça rahatlatan

Bilgi kaynağını arttıran

Kitapları koruyalım

TamAdem’den buyana

Doğruları getiren

Güzellikleri öğreten

Kitap ne güzel dosttur

Rümeysa TAŞKESTİ

BİR GECE YARISI

Soğuk bir gündü. Kar gece aralıksız yağmıştı. Bende pencerenin

önünde yağan karı izliyordum o kadar beyaz ki bana çocukluğumu

hatırlatıyor. Çocukluğumdaki masum günlerim geliyor aklıma birden

geçmişe gidiyorum. Aklıma oyunlar, hayallerim ve gördüğüm düşler

geliyor. Yine bugün ki pencerenin önüne oturup boş sokağı izlediğim

günler… Bulutlara bakıp benzettiğim şeyler. Gece uyumadan önce

kurduğum çocuksu hayaller. Şimdi hayallerim o kadar masum mu?

Düşlerim o kadar temiz mi? küçükken sevmediğim uyku korktuğum

karanlık hala beni korkutuyor mu? Ben pencerenin önünde bunları

düşünürken birden kar hızlanıyor sokak lambasının ışığı birden sönüyor.

Ben daha ne olduğunu daha anlayamadın her yeri karanlık kaplıyor.

Gökyüzü hariç. Onun bambaşka bir rengi var. Çocukluğumdaki ile aynı

renk. Gökyüzü aynı gökyüzü. Ben hala aynı ben. İşte o an hayaller

kurmaya başladım. Çocukluğumdaki kadar masum olmasa bile.

Fatma KÖSE

BENİM DÜNYAM

Öyle bir dünya istiyorum ki

Çimenler, çiçekler içinde

Çöplükten pislikten uzak

Böyle bir dünya istiyorum

Öyle bir dünya istiyorum ki

Kalplere iyilik yerleşmiş

Meleklere ihtiyaç olmayan

Böyle bir dünya istiyorum

SAYGI

Saygının, hayatımızda önemli büyük bir yeri var. İnsan

çevresine insanlara varlıklara saygı duymalı. Saygının olmadığı

yerde sevgide olmaz. İnsanlar geçmiş dönemden günümüze

kadar çok değişmişlerdir. Dedemin anlattığına göre saygı çok

farklıymış. Mesela öğrenciler derslerde öğretmenlerine soru

sorarken bile utanırlarmış saygı duyarlarmış. Ama şimdi zamana

baktığımızda öğretmenlerle dalga bile geçiyorlar. Sanırım iki

gün önce idi kuzenim bizde idi. Babamla konuşurken kuzenimin

ağzından ‘lan’ çıkmıştı. Birden dedemin morali bozuldu. Bizi

yanına çağırdı ve çok üzüldüğünü söyledi. Saygı olmadan

sevginin de olmadığını söyledi. dedemi haklı bulduk ,geçenlerde

insan hal ve hareketlerine konuşmalarına konuşurken ve

söylediğine etmeli ki çevresindeki hayatındaki insanları

kaybetmemeli yani sevgi ve saygı orantılıdır.

Erhan ÖZKAN

Öyle bir dünya istiyorum ki

Sevenler ve sevilenlerle dolu

Üzüntü mutsuzluk olmayan

Böyle bir dünya istiyorum

Öyle bir dünya istiyorum ki

Büyüklere karşı saygısı tükenmeyen

Onlarında duygularını anlayabilen

Böyle bir dünya istiyorum

Azra YERLİ

Zeynep TÜRKOĞLU

3

GEÇ OLMADAN

Sağlığını seven insan

Sigara içmemeli

Bir zehre köle olup

Sağlığından geçmemeli

Herkes kendini düşünsün

İçkilerden hep kaçınsın

Gülen yüzden gül açsın

Renkler uçup gitmesin

Sigara zehirli yemiş

Fayda yoktur ondan

Paketini açmamalı

Hastalığa koşmamalı

Sigara, hastalığa yol açar

Geleceğimizi karartır

Kötü alışkanlıklara yol açar

Sigaradan içkiden yakınalım

Tuğba YERLİ

YARAMAZLIĞIN SONU

Bizim güzel büyük bir bahçemiz var. Genellikle yaz mevsimi

geldiğinde tatil günlerimizde bahçemize gideriz. Bütün aile yine bir

gün hep beraber bahçemize gitmiştik. Bahçede annemler çalışırken

bizde kuzenlerimle oyunlar oynarız. O gün ki oyunumuzda ağaç

parçalarını kesip onlardan bir şeyler yapıyorduk. Ben küçük ağaç

parçalarını kesmek için elime baltayı aldım. Annem bana kızdı

‘bırak, onu o oyuncak değil ‘dedi. Bende bıraktım.

Annem yanımızdan gidice tekrar aldım. Önce korkuyordum.

Sonra baktım bir kere kullandım bir şey olmadı. Sonra yine

kullandım. Ama baltayı ağaca vuracağım derken tırnağıma geldi.

Çok korktum canım yandı. Kuzenlerim hemen annemlere haber

verdi. Onlar da çok korktu. Babam beni hastaneye götürdü. Yolda

parmağım çok kanıyordu.

Hastanede doktor parmağıma dikiş attı. Çok acıyordu. Sonra

tekrar bahçeye annemlerin yanına gittik. Annem bana çok kızdı.

Çünkü beni çok uyarmıştı ama ben onu dinlemedim. Annem bana

anne sözü dinlemezsen böyle olur dedi çok pişman olmuştum. Bir

daha büyüklerimin sözünü dinleyeceğim, çünkü onlar doğruyu,

yanlışı bizden daha iyi biliyorlar. Bu olay bana büyük bir ders oldu.

Daha kötü şeyler olabilirdi.

İsmail ÜNAL

GÜLKOKULU ANNEM“Cennet anaların ayağı altındadır”

Hazreti Muhammed

Dokuz ay boyunca bıkmadan usanmadan, büyük bir sevgiyle

beni bekleyen gül kokulu annem. Her şeyden çok sevdiğim,

dünya malına değişmediğim değerli varlığım… Anneleri kim

sevmez ki, kime gül gibi kokmazlar? İnsanın en değerli varlığı

annesidir. Kaç yaşında olursak olalım annelerin gözünde hala ilk

gün ki bebek gibi küçücük minicik yavrusu olur. Ne kadar zaman

geçerse geçsin. Anne yüreğindeki şefkat, merhamet, sevgi

dünyalara bedel.

Anneler evlatlarını çok sever.

Sanem TAŞKIT

DOĞANIN DİLİ

Doğa deyince aklıma ilk gelen şey doğanın bize verdiği

güzelliklerdir.Ama bazı insanlar bu güzellikleri

önemsemeyip doğayı kirletiyorlar. Doğanın bize verdiği şeylerin

kıymetini anlayabilseler belki şahit olsalar böyle yapmazlar.

Doğayı tanıyıp görmek onun güzelliklerini her insana göstermek

bizim için çok önemlidir.Doğayı kirletenleri uyarıp onlara

doğanın önemini anlatmak onların da başkalarını uyarmalarını

sağlamak görevimizdir.

Biz yeni nesle doğanın güzelliklerini tanıtmalıyız.Onlara

doğamızı kirletmemelerini ,doğasına sahip, çıkmayı da öğretmek

gerekir. Ayrıca ağaçlar ve kuşlar da doğanın güzelliklerindendir.

Ağaçlar olmasa, kuşlar olmasa doğamızın güzelliği de kalmaz.

Biz onlara sahip çıkarsak doğamızın güzelliklerini kaybetmemiş

oluruz.

Halime ELDUVEN

İrem TANIŞ

4

İMTİYAZ SAHİBİZafer Alpaslan YILMAZ

GENEL YAYIN YÖNETMENİFunda Gül Fidan BALCI

OKUL ADRES TELEFONAŞAĞI ÇAVUNDUR İLKÖĞRETİM KURUMLARI

Aşağı Çavundur Mahallesi Çubuk ANKARA 0 312 838 24 86

YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜGökhan GÜNDOĞDU

YAYIN KURULUAydın GENÇ

GÖRSEL DANIŞMANNeriman Yılkın ERBEK

GENETİK VEAHLAKİ SINIR

Geçmiş yıllarda genetik mühendisliğiyle ilgili önemli bir gelişme

oldu. Dolly adında bir koyun klonlandı. Günümüzde artık her şey

klonlanabiliyor. Hatta insanlar bile. Ama insanlık buna hazır olmadığı

için yapılan bu işlemleri açık açık söylemiyorlar. Tabi ki genetik

mühendisliğinde de ahlaki sınırlara uyulmazsa ortaya kötü sonuçlar

çıkabilir. Tüm bu araştırmaların yapmamın sebebi geçenlerde

aldığımız bir kitap daha 30 sayfasını okuyabildim ama bu 30 sayfa bile

beni çok etkiledi. Artık okuduğum kitaplar sayesinde daha çok

araştırma yapıyorum. Neyse biz konumuza tekrar dönelim. Bu bilim

dalının ahlaki sınırları ile ilgili Lowrence Knaussiun bir sözü var;

“Bilimin ahlaki sınırları yoktur denmez. Çünkü bilim gerçeklerle

ilgilenir ve bu da ciddi bir ahlaki sınırdır” Gerçekten çok doğru bir

söz.

Genetik mühendisleri bu ahlaki sınırları aşmadıkları sürece uzun

yıllar topluma faydalı çalışmalar yapacaklardır.

Mehmet Ali ORUÇ

GÜZELKİTABIM

Sayfaları var binlerce

Bilgi sunar bizlere

Al eline bir bak

Sayfaları dolu bilgilerle

Tekrar tekrar okuyun der

Çözümlerde yanılmayan der

Çok okuyan çok bilir

Benim güzel kitabım

Eğer çok çalışırsak

Bir ömür boyu mutlu olursak

Çalışkanlar hep sevilir

Benim güzel kitabım

Çalışmaktan hiç yılmayın der

Derslerden geri kalmayın der

Derslerinizde başarılı olun der

Benim güzel kitabım

Azra YERLİ

ORMAN

Ormanları sevmeliyiz.

Her gün ağaçlara su vermeliyiz.

Ağaç ve ormanları sevmesek de,

Onlara saygı duymalıyız.

Ağaçlarda bir canlıdır.

Bize çok yararları vardır.

Eğer onları korumazsak,

Bize çok darılırlar.

Onlar bizim hayatımızı,

Bizde onların mutluluğunu sağlarız.

Bence onlar çok güzel ve tatlıdır.

Biz de bir elmanın iki yarısı,

Ağaçları Sevmeyen İnsanları da Sevmez.

Merve GÜL

KAYIPVARLIĞIMIZ

Bildiğimiz üzere Türkçe’nin önemi vatanımız açısından

yadsınamaz. Bağımsızlığımızı, özgürlüğümüzün büyük alanı

dildeki gelişmişliğimize bağlıdır.

Kendi diline sahip çıkmayan topraklar unutulmaya, zaman

içinde kaybolmaya yüz tutmuştur. Günümüzde de Türkçe’nin

varlığı sürdürülürse de etkisini azaltmaya çalışılmaktadır.

Hiç düşündünüz mü? Etrafınıza baktığınızda bu tabelalar

hangi dilin eseri? Tekin gross , Tuğra Cafe, Lila Bistro… Bunu

fark etmemekte, çoğu zaman dilimizde başka dillerin varlığını

sürdürmesine, bizi uyandırmadan dilimize yerleşmesine izin

vermekteyiz. Diline, vatanına sahip çık.

Seçil ÖZÇELİK

Kız kulesi

Hasan DEDEOĞLU

Mehmet Ali ORUÇ