1Ankara Eitim ve Aratrma Hastanesi, Aile Hekimlii Klinii.
Ankara
Yazma Adresi: Uz. Dr. zzet Fidanc Ankara Eitim ve Aratrma
Hastanesi, Aile Hekimlii Klinii. Ankara E-mail:
[email protected]
Konuralp Tp Dergisi e-ISSN1309–3878
[email protected]
[email protected]
www.konuralptipdergi.duzce.edu.tr
Fidanc ve ark.
ÖZET
Amaç: Aile Hekimlii Poliklinik bavuru say ve tanlarnn, bölgelere ve
aylara göre dalmnn geriye dönük üç yl deerlendirilmesi amaçlanmtr.
Yöntem: Çalmamzda Ankara Eitim ve Aratrma Hastanesi, Aile Hekimlii
Polikliniklerine 2012, 2013 ve 2014 yllarnda bavuran tüm hastalarn
saylar, aldklar tanlar ve aylara göre dalmlar verilerine ulalarak
deerlendirildi. Tüm poliklinikler (Merkez Aile Hekimlii Poliklinii
ve Hüseyingazi, Ulus, Yenimahalle, Bahçelievler Semt
Poliklinikleri) ayr ayr ve toplamda deerlendirildi. Bulgular:
Çalmamza polikliniklerimize bavuran 250 054 hasta dahil edildi.
Kadn says tüm poliklinikler ve toplam say için erkeklerden daha
fazla idi. Poliklinik hasta saylarna bakldnda her yl bir önceki
yldaki hasta saysndan fazla idi. Salk güvencesine göre baktmzda
polikliniklerin bulunduu konumlara göre deiiklik göstermekle
beraber hastalarn sosyal güvenceleri en sk SSK’l olarak bulundu.
Temmuz ve austos aylarnda en az hasta says, ocak ve ubat aylarnda
ise en fazla hasta says mevcut idi. Tanlara baktmzda tüm
polikliniklere en sk bavuru nedeni üst solunum yolu enfeksiyonlar
idi. Sonuç: Çalmamza göre; aile hekimliine bavuran hastalarn
özelliklerine bakldnda aile hekimlii uzmanlk eitiminde önem
verilmesi gereken konularn banda üst solunum yolu enfeksiyonlar,
anemiler ve dispeptik ikayetler gelmekte idi. Çalmamzda akut ve
kronik hastalk takibi için gelen hasta saysnn fazlal, aile hekimlii
disiplinin çekirdek yeterliliklerinden kapsaml yaklam destekler
nitelikte idi. Anahtar Kelimeler: Aile hekimlii, tan, salk
güvencesi
Retrospective Assessment of Family Medicine Office Patients in Last
Three Years
ABSTRACT Objective: It was purposed to assess the number and
diagnosis of family medicine office admissions in last three years
retrospectively. Methods: Patients, who applied to Family Medicine
Department of Ankara Training and Research Hospital between 2012
and 2014, were evaluated according to the number, diagnosis and
monthly distribution. All units (Huseyingazi, Ulus, Yenimahalle,
Bahcelievler district offices and Central Family Medicine Office)
data were evaluated separately and totally. Results: 250 054
patients were included to our study. The number of female was
higher than male for all offices and total. Patient admissions for
each year were more than previous one. Although it varies the
location of office, the most common health insurance was SSK. It
was reported less number of patients in July and August, more
number of patients in January and February. Upper respiratory
infections were the most common reason for office admission.
Conclusion: Upper respiratory infections, anemia and dyspepsia need
to be emphasized in Family Medicine Residency Programs. In our
study, comprehensive approach of discipline of family medicine’s
core competencies was supported by excessive number of patients who
came for follow up acute and chronic disases. Keywords: Family
Medicine, Diagnosis, Health Insurance
Konuralp Tp Dergisi 2016;8(3)151-157 151
süreci sonucunda, tp bilimi dallara ayrlm ve bu dallar da kendi
aralarnda bölümlere ayrlmaya balamtr. Ancak bu gelimeler insann ve
hastalklarnn doal olarak bir bütün olarak incelenmesi temelinden
uzaklalmasna neden olmu; sonucunda da insan bütün olarak inceleyen
yani insana biyopsikososyal olarak yaklaan hekime ihtiyaç domutur.
1945 ylnda Birlemi Milletler Örgütü ve buna bal olarak da 1948
ylnda Dünya Salk Örgütü kurulduktan sonra salk alannda gelitirilen
prensiplere göre herkese gereksindii hizmet götürülmeli, kiiye
yönelik koruyucu hekimlik hizmetleri ile evde ve ayakta hasta
tedavisi bütünlemi yürütülmeli dendikten sonra gerek ekonomik
olarak gerekse salk bakm anlaynn deierek bireyin biyolojik, sosyal
ve kültürel çevresiyle birlikte deerlendirilmesi gerektii anlalmtr
(1).
Bu gereksinimi karlayacak olan aile hekimi için sistemlerden bamsz
bir tanmlama yapmak gerekirse en genel anlamyla "Aile hekimi;
basamaklandrlm bir salk sistemi içerisinde birinci basamak olarak
tanmlanm birimlerde görev alan hekim" dir. Doal olarak bu görevi en
iyi yapabilecek olan hekim grubu da aile hekimlii uzmanlardr
(2).
Bu çalmann amac, farkl bölgelerde yer alan Aile Hekimlii
Polikliniklerimize son 3 ylda bavuran hastalarn ya, cinsiyet,
sosyal güvence çeidi gibi demografik verilerini, bavuru tanlarn ve
bölgelere göre dalmn deerlendirmek ve bu deerlendirme nda aile
hekimlii uzmanlk eitiminde üzerinde durulmas gereken konularn
irdelenmesidir.
frekans, ortalama ± standart sapma olarak hesaplanmtr. Kategorik
yapdaki özellikler bakmndan gruplarn karlatrlmasnda ki-kare testi,
ölçümle belirtilen özellikler bakmndan karlatrmada ise iki bamsz
ortalama arasndaki farka ait t-testi kullanlmtr. kiden çok grubun
ortalamas ise varyans analizi ile karlatrlmtr. p<0.05
istatistiksel olarak anlaml kabul edilmitir.
BULGULAR Çalmamza aile hekimlii
polikliniklerimize 2012 ylnda bavuran 66 455, 2013 ylnda bavuran 90
036 ve 2014 ylnda bavuran 93 563 hasta olmak üzere toplam 250 054
hasta dahil edildi (Grafik 1).
90036 93563
2012 2013 2014
Grafik 1. 2012, 2013 ve 2014 yl bavuran hastalarn say dalm
11,3%
yllarnda Aile Hekimlii Polikliniklerimize bavuran hasta verilerinin
deerlendirmek amacyla retrospektif bir çalma olarak yaplmtr. Bu
çalma için Ankara Eitim ve Aratrma Hastanesi etik kurulundan
31.12.2014 tarihinde 0576 toplant
55-65
35-45
15-25
20,3%
numaras ve 4755 karar numaras ile onam alnmtr.Çalmaya; Ankara Eitim
ve Aratrma Hastanesi, Aile Hekimlii Poliklinikleri’ne 2012, 2013 ve
2014 ylnda bavurmu bütün hastalar dahil edilmi olup, hiçbir hasta
dlanmamtr.
Ya Dalm
Grafik 2. 2014 yl bavuran hastalarn yaa göre dalm grafii
Aratrma kapsamnda hasta kayt sistemine ulalarak hastalarn; ya,
cinsiyet, sosyal güvenlik çeidi, bavuru tans ile gelen ve giden
konsültasyon ve polikliniklere toplam bavuru saylarnn aylara göre
dalmlar deerlendirilmeye alnmtr. statistiksel analizler:
Aratrmann istatistiksel analizleri SPSS 18.0 paket program ve
Microsoft Office Excel 2003 program kullanlarak yaplmtr. Elde
edilen
58 %
42 %
ERKEK
KADIN
verilere ait tanmlayc deerler say ve yüzde Grafik 3. 2014 yl
bavuran hastalarn cinsiyet dalm
Konuralp Tp Dergisi 2016;8(3)151-157 152
Fidanc ve ark.
Hastalarn ya gruplar; 5 ya alt, 5-15, 15-25, 25-35, 35-45, 45-55,
55-65 ve 65 ya üstü olmak üzere 8 ayr gruba ayrlmtr. 2014 yl için
hastalarn ya gruplarna göre dalmlar polikliniklere göre deimekte
olup Tablo 1’de gösterilmitir. Bahçelievler poliklinii için ya
ortalamas 40,3±11,6, Ulus poliklinii için 39,1±10,4, Yenimahalle
poliklinii için 37,1±8,7, Hüseyingazi poliklinii için 38,2±8,2,
Merkez poliklinii için 40,3±9,1 kii idi. Yal
populasyonun aile poliklinik bavuru oranlan toplam nüfus içindeki
oranlarndan yüksek bulunmutur (p<0.001). Ek olarak yal hastalarn
yllar içinde bavurularnda art gözlenmitir (p<0.001).Toplamdaki
ya dalm yüzdeleri Grafik 2’de gösterilmitir. 2014 yl için hastalarn
39 296 (%42) tanesi erkek, 54 267 (%58) tanesi kadn idi. Cinsiyete
göre bakldnda toplamda 38 543 (%58) kii kadn, 27 912 (%42) kii
erkekti. Cinsiyet Dalm yüzdeleri Grafik 3’de gösterilmitir.
Tablo 1. 2014 yl bavuran hastalarn polikliniklere ve yaa göre say
dalm Bahçelievler Hüseyingazi Ulus(100.yl) Yenimahalle Merkez
5 Ya Alt 59 19 24 38 21 5-15 Ya 394 208 271 298 2053 15-25 Ya 1021
2893 930 865 3679 25-35 Ya 1979 3096 1296 2409 4098 35-45 Ya 2910
3921 1230 3113 7852 45-55 Ya 2815 3814 2749 3921 7014 55-65 Ya 3708
3328 2564 3152 5219 65 Ya Üstü 2423 2271 769 1281 3831 Toplam 15309
19550 9833 15077 33767
Hastalarn 2014 yl bavuru saylar aylara ve polikliniklere göre dalm
saylar ekil 1’de gösterilmitir. ekilde görüldüü üzere temmuz ve
austos aylarnda dier aylara oranlar hasta saysnda düü
görülmektedir. En fazla hasta says aylara ve polikliniklere göre
deimekle beraber en
fazla hasta(n=3069) bavurusu 2014 yl için Merkez Aile Hekimlii
Polikliniine nisan aynda olmutur. En az hasta(n=533) bavurusu ise
Ulus Aile Hekimlii Polikliniine austos aynda olmutur.
3500 3000 2500 2000 1500 1000 500
0
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 Bahçelievler 1570 1733 1596 1424 1266
1329 1026 965 1104 1162 1147 987 Hüseyingazi 1830 1782 1966 1963
1707 1797 1256 877 1772 1564 1464 1572 Ulus 899 946 1044 1116 932
1107 808 533 700 594 546 608 Yenimahalle 1301 1183 1445 1463 1336
1008 820 1007 1874 1326 1236 1078 Merkez 2969 2742 2892 3069 2847
2905 2239 2623 3000 2862 2975 2644
Bahçelievler Hüseyingazi Ulus Yenimahalle Merkez
ekil 1. 2014 yl bavuran hastalarn aylara ve polikliniklere göre
dalm grafii
Konulan bütün tanlar ICD-10 sistemine göre kodlanm olup, 2012, 2013
ve 2014 yl polikliniklerimize bavuran hastalara konulan tanlarn
sklk srasna göre ilk 15 tan olmak üzere polikliniklere göre Tablo
2’de, toplamda Tablo 3’de gösterilmitir. Esas tanlarn yan sra ön
tan ve ek tanlarda çalmamza dahil edilmitir. Toplama baklnca tüm
poliklinikler, ya gruplar ve tüm aylar için Akut Nazofarenjit tans
en sk konulmutur (p<0.05).
Polikliniklere bavuran hastalar için son 3 ylda toplamda 4732 olup;
2012 yl için 2021, 2013 yl için 2268 ve 2014 yl için 2643 sayda
konsültasyon istenmi olup, en sk istenen 10 konsültasyon, Tablo
4’te giden konsültasyon bölümünde sralanmtr. Kliniimizden istenen
en fazla konsültasyon says 3 yl için de yaplan ilemlerin
farkllklarndan dolay (ehliyet ve i için salk raporu, d sevk ile
gelen ya da yabanc uyruklu hasta ilemleri vs. ) Merkez
153 Konuralp Tp Dergisi 2016;8(3)151-157
Fidanc ve ark.
Bahçelievler J01.8 A.Sinüzit
Hüseyingazi J00 A.NF
Ulus(100.yl) J01.8 A.Sinüzit
Yenimahalle J00 A.NF
Merkez J01 A.Sinüzit
2 K21 GÖR J03.9 A.Tonsillit K30 Dispepsi M79.1 Miyalji I10 HT 3 N30
Sistit K30 Dispepsi K21 GÖR R10 AP Ar K21 GÖR 4 I10 HT D64 Anemi
M79.1 Miyalji N30 Sistit Z00.0 GTM 5 M79.1 Miyalji D51 Vit. B12
eks. Z00.0 GTM D64 Anemi I25.0 A.KH 6 D64 Anemi K52.9 Gastroent.
K52.9Gastroent. K21 GÖR M54.5 Bel Ars 7 K27 Peptik Ülser I10 HT D51
B12 eks. E03.9 Hipotroidi R51 Ba Ars 8 M81 Osteoporoz R10 AP Ar N30
Sistit D51 B12 eks. R10.4 Karn Ars 9 E13.9 DM E13.9 DM E07 Tiroid
BB K52.9 Gastroent. E78.4 HL 10 E78.4 HL E03.9 Hipotroidi R10 AP Ar
K27 Peptik Ülser D51 B12 eks. 11 D51 B12 eks. N30 Sistit E78.4 HL
E78.4 HL M79.1 Miyalji 12 I25.1 A.KH M79.1 Miyalji E13 DM E13.9 DM
N94 Kadn Gen. Org. 13 J00 A.NF E78.9 HL J00 A.NF J01.8 A.Sinüzit
M81 Osteoporoz 14 K52.9 Gastroent. M81 Osteoporoz L30 Dermatit
Z00.0 GTM E07 Tiroid BB 15 E07 Tiroid BB K21 GÖR K27 Peptik Ülser
M81 Osteoporoz F41.1 YAB
polikliniimizden istenmi idi. Merkez polikliniimizden istenen
konsültasyon says, tüm konsültasyonlarn 2012 yl için %89,76 (1814),
2013 yl için %85,85 (1947), 2014 yl için %86,98 (2299) idi.
Kliniimize gelen konsültasyon says ise 2012 ylnda 204, 2013 ylnda
198 ve 2014 ylnda 263 idi. Toplamda gelen konsültasyon says 665
olup, polikliniklerimize dier bölümlerden en sk gelen 10
konsültasyon ayn tabloda gelen konsültasyon bölümünde
sralanmtr.
Son 3 yl (2012, 2013 ve 2014) bavuran hastalarn soysal güvenceleri
SSK olan 135 311 (%54,1), Ba-Kur 26 966 (%10,8), Emekli Sand 42 914
(%17,2), Resmi Hasta 34 924 (%14), Yeil Kart 4764 (%1,9), 18 ya alt
sosyal güvencesi
olmayan 225 (%0,1), 2022 sayl kanun (65 yan doldurmu) 567 (%0,2),
Ücretli Hasta 4284 (%1,7) ve dierleri 99 (%0,04) hasta idi. Tüm ya
gruplarnda ve polikliniklerde SSK’l hasta says anlaml orandayüksek
saptand (p<0.001).Sosyal güvence dalm yüzdeleri polikliniklere
göre ekil 2’de, toplamdaki dalm yüzdeleri ise ekil 3’te
gösterilmitir.
Dierleri kategorisine ise sosyal güvencesi; Suriyeli Hasta, 1005
sayl kanun (istiklal madalyas), 2828 sayl kanun (Sosyal Hizmetler
ve Çocuk Esirgeme Kurumu), 3292 sayl kanun (Vatani Hizmet Tertibi
ile aylk alan kiiler) olanlar dahil edilmitir.
Tablo 2. 2012, 2013 ve 2014 yl bavuran hastalara polikliniklere
göre en sk konulan 15 tan ve ICD-10 kodlar
HT: Hipertansiyon, DM: Diyabetes Mellitus, HL: Hiperlipidemi,
Tiroid BB: Tiroid Bezi Bozukluklar, B12 eks.: Vitamin B12 eksiklii
anemisi, GÖR: Gastro-özefajialreflü hastal, GTM: Genel Tbbi
Muayene, YAB: Yaygn Anksiyete Bozukluu, AP Ar: Abdominal ve Pelvik
Ar, Gastroent.: Gastroenterit ve Kolit, Enfektif Olmayan
Tablo 3. 2012, 2013 ve 2014 bavuran hastalara en sk konulan 15 tan
ve ICD-10 kodlar ICD-10 EN SIK KONULAN TANILAR N (%)
1. J00 Akut Nazofarenjit 10234 (15,4) 2. J01.8 Akut Sinüzitler,
Dier 9702 (14,6) 3. D64 Anemi, Dier 6113 (9,2) 4. Z00.0 Genel Tbbi
Muayene 5781 (8,7) 5. M79.1 Miyalji 5431 (8,2) 6. I10 Esansiyel
(Primer) Hipertansiyon 5249 (7,9) 7. 25.0 Aterosklerotik
Kardiyovasküler Hastalk 4718 (7,1) 8. D51 Vitamin B12 Eksiklii
Anemisi 3986 (5,9) 9. N30 Sistit 3096 (4,6) 10. K21
Gastro-ÖzefagealReflü Hastal 3011 (4,5) 11. E78.4 Hiperlipidemi,
Dier 2476 (3,7) 12. E03.9 Hipotroidizm, Tanmlanmam 2009 (3) 13. E13
Diyabetes Mellitus, Dier Tanmlanm 1938 (2,9) 14. R10 Abdominal ve
Pelvik Ar 1902 (2,9) 15. K52.9 Gastroenterit ve Kolit, Enfektif
Olmayan 1669 (2,5)
154 Konuralp Tp Dergisi 2016;8(3)151-157
Fidanc ve ark.
Tablo 4. 2012, 2013 ve 2014 yl bavuran hastalardan en sk
konsültasyon istenen 10 bölüm GELEN KONSÜLTASYON
N (%) GDEN KONSÜLTASYON
N (%)
1 Nöroloji 186 (28) Nöroloji 675 (14,3) 2 Genel Cerrahi 109 (16,4)
Dermatoloji 667 (14,1) 3 Enfeksiyon 87 (13,1) Genel Cerrahi 601
(12,7) 4 Dermatoloji 59 (8,9) FTR 559 (11,8) 5 KBB 40 (6) Göüs
Hastalklar 508 (10,7) 6 KHD 35 (5,3) KHD 421 (8,9) 7 Üroloji 28
(4,2) Kardiyoloji 337 (7,1) 8 FTR 26 (3,9) Ortopedi 143 (3) 9
Ortopedi 24 (3,6) Göz Hastalklar 117 (2,5) 10 Di Ünitesi 18 (2,7)
KBB 54 (1,1)
Merkez
Yenimahalle
Ulus
Hüseyingazi
Bahçelievler
0% 10% 20% 30% 40% 50% 60% 70% 80% 90% 100%
Bahçelievler Hüseyingazi Ulus Yenimahalle Merkez SSK 38% 64% 49%
49% 50%
Ba-Kur 12% 14% 14% 14% 9%
Emekli Sand 37% 8% 18% 22% 11% Yeil Kart 0,6% 4,4% 2,2% 2% 1,9%
Resmi 9% 4,7% 15% 11% 22% 18 Ya Alt 0,2% 0,1% 0,1% 0,2% 0,5% 2022
sayl 1,2% 2,3% 0,7% 0,5% 0,6% Ücretli 0,8% 1,5% 0,7% 0,9% 3% Dier
1,2% 1% 0,3% 0,4% 2%
SSK Ba-Kur Emekli Sand Yeil Kart Resmi 18 Ya Alt 2022 sayl Ücretli
Dier
ekil 2. 2012, 2013 ve 2014 yl bavuran hastalarn polikliniklere göre
sosyal güvence oranlar
155 Konuralp Tp Dergisi 2016;8(3)151-157
Fidanc ve ark.
Yeil Kart Resmi 18 Ya Alt 2022 sayl Ücretli Dier
ekil 3. 2012, 2013 ve 2014 yl bavuran hastalarn sosyal güvence
oranlar
TARTIMA Aile Hekimlii polikliniklerimiz
bulunduklar konum nedeniyle hasta portföyü ve say olarak farkllk
göstermektedir. Polikliniklerimizin genel özelliklerine bakacak
olursak; Yenimahalle, ehir merkezi dnda engebeli bir arazide
kurulmu olup, memur ve içilerin çounlukta olduu krsal denebilecek
bir bölgeden kentsel dönüüme uramtr. Bahçelievler semti halk
genellikle yal insanlardan olumakta olup konum itibari ile
etrafndaki üniversiteler, genç nüfusu da arttrm ve bu bölgeyi
sosyal bir merkez haline getirmitir. Ulus, Ankara’nn eski ehir
merkezidir. Burada çok sayda dükkan, maaza olmas dolaysyla esnaflar
bulunmaktadr. Hüseyingazi ise eski bir yerleim bölgesi olmakla
birlikte kentsel dönüümle birlikte nüfus younluu artmakta ve
krsallktan uzaklam bir bölgedir. Merkez polikliniimiz ise Altnda’da
bulunmakta olup, bu ilçe Ankara’nn en büyük ilçelerinden biridir.
Merkez Polikliniimiz dier semt polikliniklerimizden farkl olarak
hastane ana binamzda bulunmaktadr. Hasta says en fazla Merkez Aile
Hekimlii polikliniimizde ardndan da srayla Hüseyingazi,
Yenimahalle, Bahçelievler ve Ulus aile hekimlii polikliniklerinde
idi.
T.C. Salk Bakanl Salk statistikleri Yll 2013 raporuna benzer ekilde
çalmamzda aile hekimlii polikliniklerimize bavuru saylar her yl art
göstermekte ve yine bu raporda yllara göre aile sal merkezi muayene
oda saysnn her yl artn raporlanmas çalmamz destekler nitelikte idi.
Hasta saylar ayn zamanda mevsimsel deiiklik göstermekte olup ,
Ünsal ve
arkadalarnn çalmasnda olduu üzere k aylarnda en fazla, yaz aylarnda
ise en az hasta saysna sahipti (3,4).
Hastalarn salk sigortalar karlatrldnda, Koçolu ve Akn’n çalmasnda
olduu gibi en fazla sosyal güvence çeidinin SSK, ikinci olarak da
Emekli Sand olduu bulundu (5).
Görpeliolu ve arkadalarnn bulgularna benzer ekilde en sk konulan
tan ÜSYE(Üst Solunum Yolu Enfeksiyonu) idi. En sk konulan tanlar
bizim çalmamzla benzerlik göstermekte idi (6).Aile hekimliine
bavuran hastalarn özelliklerine bakldnda aile hekimlii uzmanlk
eitiminde önem verilmesi gereken konularn banda üst solunum yolu
enfeksiyonlar, anemiler ve dispeptik ikayetler gelmektedir. Uzmanlk
eitim süresince bu ve bu grupta yer alan hastalklarn daha önem
tamas gereklilii açktr.
Çalmamzda kronik hastalk takibi için gelen hasta saysnn fazlal,
aile hekimlii disiplinin 6 çekirdek yeterliliinden biri olan
kapsaml yaklam maddesini destekler niteliktedir. Kronik hastalklar
arasndan en sk konulan tan da çalmamzda, Amerika Ulusal Salk
statistik Merkezinin raporunda olduu gibi Hipertansiyon idi
(7).
Sonuç olarak, aile hekimlii poliklinik hastalarna yaklamda
yeterlilik açsndan hekimin eitiminde önem verilmesi gereken
konularn balarnda; en sk bavuru tanlar ve kronik hastalk takibinin
olduu bilinmesi, eitim sürecinde bu yöne arlk verilmesi
gerekmektir.
156 Konuralp Tp Dergisi 2016;8(3)151-157
Fidanc ve ark.
KAYNAKLAR 1. Bozdemir N, Kara H. Birinci Basamakta Tan ve Tedavi.
Adana: Adana Nobel Kitabevi, 2010: 2-3. 2. Baak O, Saatçi E. Aile
Hekimlii Avrupa tanm. WONCA AVRUPA 2005 Basm Türkçe Çevirisi.
Ankara: Türkiye Aile Hekimleri Uzmanlk Dernei yaynlar–4; Nisan
2011: 13. 3. T.C. Salk Bakanl Salk statistikleri Yll 2013, Türkiye
Cumhuriyeti Salk Bakanl Salk
Aratrmalar Genel Müdürlüü, Ankara 2014; 87-101. 4. Ünsal A, Çevik
AA, Metinta S et. al. Yal Hastalarn Acil Servis Bavurular.
TurkishJournal of
Geriatrics 2003: 6 (3): 83-8. 5. Koçolu D,Akn B. Sosyoekonomik
Eitsizliklerin Salkl Yaam Biçimi Davranlar ve Yaam Kalitesi
ile likisi. DEUHYO ED 2009, 2 (4), 145-54. 6. Görpeliolu S, Uysal
Z, Arman OÖ et al. Dkap Yldrm Beyazt EAH Aile Hekimlii
Polikliniklerine
Bavuranlarn Tan Dalmlar.
http://www.diskapieah.gov.tr/dokumanlar/aile-hek-tani-dagilimlari.pdf
(Eriim Tarihi: 13.03.2015).
157 Konuralp Tp Dergisi 2016;8(3)151-157
Score Undiagnosed
Ruhuen Kutlu1
Seher Sayn1
Ahmet Koçak1
1Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tp Fakültesi Aile Hekimlii
AD.Konya,Türkiye
Yazma adresi: Prof. Dr. Ruhuen Kutlu Necmettin Erbakan Konya
Üniversitesi Meram Tp Fakültesi Aile Hekimlii AD. Konya,Türkiye
Tel: 0532 2928833 E mail:
[email protected]
Konuralp Tp Dergisi e-ISSN1309–3878
[email protected]
[email protected]
www.konuralptipdergi.duzce.edu.tr
Tan Almam Tip 2 Diyabet çin Bir Tarama Metodu Olarak Fin Diyabet
Risk Anketi (FINDRISK) Uygulanabilir mi? ÖZET Amaç: Bu çalmada tan
almam tip 2 diyabet için bir tarama metodu olarak Fin Diyabet Risk
Anketinin (FINDRISK) uygulanabilirliinin aratrlmasn amaçladk. Gereç
ve Yöntem:Kesitsel tipteki bu analitik aratrma Aile Hekimlii
Polikliniine bavuran 479 kiide yapld.Tip 2 diyabet gelime riski
FINDRISK kullanlarak deerlendirildi. Hastalarn 10–12 saat açlk
sonras alnan kanlarnda LDL-c, HDL-c, total kolesterol, trigliserid,
glukoz ve insulin düzeyleri ölçüldü. nsülin direnci için açlk
plazma glukozu ve insülin düzeyleri kullanlarak HOMA IR hesapland.
Bulgular: Çalmaya katlanlarn %73,9’u (n=354) kadn %26,1’i (n=125)
erkek, ya ortalamalar 35,14±10,77 yl idi. Evlilik, düük eitim
seviyesi, isizlik, obezite ve sedanter yaam tarz ile diyabet riski
artmaktadr. Diyabet riski yüksek ve çok yüksek olan grupta; ya,
beden kütle indeksi (BK), bel çevresi, kalça çevresi, sistolik ve
diyastolik kan basnc ortalamalar anlaml derecede daha yüksekti
(p<0.001). FINDRISK puan ile AK, insülin, total kolesterol,
LDL-c, trigliserid arasnda pozitif yönde, HDL-c arasnda ise negatif
yönde anlaml bir iliki bulundu (p<0.001). Orta riskli grupta
insülin direnci daha sk görülmekteydi, bu fark istatistiksel olarak
çok önemli idi (p<0,001). Sonuç: Tip 2 diyabet tüm dünyada olduu
gibi ülkemizde de çok önemli bir salk sorunudur. FINDRISK
erikinlerde diyabet açsndan yüksek risk tayan bireyleri tespit
etmek için basit ve non-invaziv bir tarama arac olarak
kullanlabilir. Anahtar kelimeler: Tip 2 Diabetes Mellitus,
FINDRISK, tarama metodu Applicability of the Finnish Diabetes Risk
(FINDRISC) as a Screening Tool for Type 2 Diabetes Mellitus
ABSTRACT Objective:In this study, we aimed to investigate the
applicability of the Finnish Diabetes Risk Score (FINDRISC) as a
screening tool for undiagnosed Type 2 Diabetes Mellitus. Methods:
This cross-sectional analytic study was carried out on 479 persons
referred to the Outpatient Clinic of Family Medicine. The risk of
developing Type 2 diabetes mellitus was assessed using the
FINDRISC.LDL-c, HDL-c, total cholesterol, triglyceride, glucose and
insulin levels were measured in the blood of the patients taken
after 10-12 hours of fasting.For insulin resistance, HOMA IR
(Homeostasis Model Assessment) was calculated by using fasting
plasma glucose (FBG) and insulin levels. Results: In all the
participants, 73.9% (n=354) were female, 26.1% (n=125) were male,
the mean age was 35.14±10.77. The Diabetes risk was increasing with
low education level, marriage, unemployment, obesity and sedentary
lifestyle. Age, BMI, waist circumference, hip circumference,
systolic and diastolic blood pressure were significantly higher in
the high and very high risk group than other groups (p<0.001). A
significant positive correlation were found between the FINDRISC
score and FBG, insulin, total cholesterol, triglycerides, LDL-c, as
well as a negative correlation with HDL-c level (p<0.001). The
frequency of insulin resistance were higher in the moderate risk
group, this difference was statistically very significant
(p<0.001). Conclusion: Type 2 diabetes is a major health problem
in our country as well as all over the world. FINDRISC can be used
as a simple and noninvasive screening tool to identify individuals
at high risk for diabetes in the adults. Key words: Type 2 diabetes
mellitus, FINDRISC, screening method.
ARATIRMA MAKALES
GR Diyabet insülin eksiklii ya da insülinin
kullanmndaki sorunlar nedeniyle organizmann karbonhidrat,ya ve
proteinlerden yeterince yararlanamad, sürekli tbbi bakm gerektiren,
kronik bir metabolizma hastaldr (1).
Diyabet yaadmz yüzyln en önemli salk sorunlarndan biri olarak kabul
edilmektedir. Uluslararas Diyabet Federasyonu (IDF: International
Diabetes Federation) güncel kaynaklarda global diyabet prevalansn
%8,3, bozulmu glukoz tolerans prevalansn %6,9 olarak bildirmekte,
bu oranlarn 2030 ylnda sras ile %10,1 ve %8’e yükseleceini
öngörmektedir (2). Ülkemizde de durum dünya verileri ile benzerlik
göstermekte, diyabetin prevalans ve hasta says her geçen gün
artmaktadr. Türkiye Diyabet Epide- miyolojisi (TURDEP-2) çalmasna
göre 12 ylda (1998-2010) ülkemizde diyabet görülme skl %90 artarak
%7,2’ den %13,7’ ye yükselmitir (3).
Semptom vermeden çok uzun yllar varln sürdürebilen, çok sinsi
seyreden bir hastalk olan Tip 2 diyabette insülin direnci ve
insülin sekresyon bozukluu ön plandadr ve tüm diyabetlilerin yaklak
%90-95’ini oluturur (4). Yaplan çalmalar tüm dünyada olduu gibi
ülkemizde de diyabetlilerin yaklak yarsnn hastalnn farknda olmadn
göstermektedir (3). Tan konmadan geçen uzun dönemde komplikasyonlar
geliebilir. Hastaln bu semptomsuz dönemde belirlenmesi ve risk
faktörlerinin yönetimi ile hastaln durdurulmas ya da balamasnn
geciktirilmesi olasdr (5). Diyabeti Önleme Program (Diabetes
Prevention Program-DPP) çalmasnda beslenme, egzersiz ve vücut arl
kontrolü ile özellikle diyabete yatkn etnik gruplarda tip 2
diyabetin % 58 gibi büyük bir oranda önlenebildii gösterilmitir
(6).Bu nedenle tüm salk çalanlarnn diyabet konusunda farkndalnn
yüksek olmas, farkl nedenlerle salk kurumuna gelen bireyleri
diyabet risk faktörleri açsndan gözden geçirmesi oldukça
önemlidir.
Bu çalma aile hekimlii polikliniine her hangi bir nedenle bavuran
erikinlerde basit ve non-invaziv bir tarama arac olan FINDRISK
anketini kullanarak diyabet açsndan yüksek risk tayan bireyleri
önceden tespit etmek ve önlem almak amac ile yaplmtr.
GEREÇ VE YÖNTEM Aratrmann tipi, yapld yer ve örneklem seçimi Bu
gözlemsel, kesitsel tipteki analitik
aratrma Eylül 2014-ubat 2015 tarihleri arasnda Necmettin Erbakan
Üniversitesi Meram Tp Fakültesi Aile Hekimlii Polikliniine herhangi
bir nedenle bavuran 479 kiide yapld. Aratrmamzda evrendeki birey
says bilinmedii için TURDEP-2 çalmasndaki diyabet görülme skl
(%13,7) baz alnarak çalmaya alnmas gereken denek says n=t2.p.q/d2
formülü ile en az
182 kii olarak hesaplanmtr (6).
Etik kurul onay Çalmaya Necmettin Erbakan Üniversitesi
Meram Tp Fakültesi Giriimsel Olmayan Klinik Aratrmalar Etik Kurul
Onay (2013/476 sayl) alnarak balanm ve uygulama aamasnda çalmann
amac hakknda hastalara ksaca bilgi verilerek çalmaya katlmay kabul
edenlerden sözlü ve yazl onamlar alnmtr.
Verilerin Toplanmas Aratrmaclar tarafndan hazrlanan
sosyodemografik anket formu katlmclarla yüz yüze görüme yöntemi ile
dolduruldu. Bireylerin yalar, cinsiyetleri, medeni durumlar, eitim
düzeyleri, meslekleri, sigara içme alkanlklar ve egzersiz yapma
durumlar bu anket formuna kaydedildi. Tip 2 Diyabet Risk
Deerlendirme Anketi kullanld. Tüm hastalarn fizik muayeneleri
yapld, antropometrik ölçümleri ve laboratuvar tetkikleri tamamland.
Sistolik ve diyastolik kan basnçlar otomatik sfigmomanometre cihaz
ile hastalar oturur pozisyonda iken 10 dakika dinlendirildikten
sonra ölçüldü.
Diyabet risk anketi (FINDRISK) Günümüzde erikinlerin diyabet
riskini
deerlendirmek için pek çok araç bulunmaktadr. Finlandiya Tip 2
Diyabetten Korunma Program kapsamnda, Fin Diyabet Birlii’nce
gelitirilmi olan FINDRISK bu amaçla günlük uygulamada kolaylkla
kullanlabilen bir araçtr (8). Ülkemizde yaygn olarak kullanlan ve
Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Dernei tarafndan da önerilen
FINDRISK anketinin erken dönemde Tip 2 diyabet riskini belirlemede
yararl olduu ile ilgili çalmalar bulunmaktadr. Bu anket ile yaplan
deerlendirmede bireyin gelecek 10 yl içinde diyabet olma riski
belirlenir(1).
Biz de çalmamzda; ya, beden kütle indeksi (BK), bel çevresi,
fiziksel aktivite, meyve veya sebze tüketimi, antihipertansif ilaç
öyküsü, yüksek kan ekeri ve ailede diyabet öyküsü olmak üzere 8
bileenden oluan FINDRISK anketini kullandk. Katlmclarn cevaplarna
karlk gelen puanlar toplanarak 0-26 arasnda deien toplam diyabet
risk puan hesapland. Katlmclar Tablo 1 de gösterilen cut-off
deerlerine göre risk gruplarna ayrld.
Antropometrik ölçümler Hastalarn antropometrik ölçümleri
(vücut arl, boy uzunluu, bel çevresi, kalça çevresi) hata orann
azaltmak için ayn aratrc tarafndan yapld. Boylar ayakkablar
çkarlarak, arlklar ceket ve üstteki fazla giysiler çktktan sonra
standart baskül ve boy ölçer yardm ile ölçüldü. Hastalarn boy ve
kilolar ölçülerek BK=Arlk (kg)/Boy (m)² formülü ile hesapland. BK
deeri 18.50’nin altnda olanlar zayf, 18.50– 24.99 arasnda olanlar
normal kilolu, 25.0–29.99 arasnda olanlar fazla kilolu, 30.0 ve
üzerinde olanlar obez olarak deerlendirildi.Bel çevresi
Ruhuen K ve ark.
Konuralp Tp Dergisi 2016;8(3) 158-166 160
olarak, arkus kostarum ile processus spina iliaka anterior süperior
arasndaki en dar çap, kalça çevresi olarak da arkada gluteus
maksimuslarn en çkntl yerinden ve önde simfizis pubis üzerinden
geçen en geni çap kabul edildi ve elastik olmayan bir mezura ile
ölçüldü. Dünya Salk Örütü (DSÖ) obezite kriterlerine göre bel
çevresi kesim deeri kadnlarda 88 cm, erkeklerde 102 cm olarak
deerlendirildi.
Laboratuvar bulgular Hastalarn 10-12 saat açlk sonras alnan
kanlarnda hemogram, total kolesterol, LDL-c, trigliserid, HDL-c,
açlk kan ekeri (AK) ve insülinölçüldü.
nsülin direnci nsülin direnci için açlk plazma glukozu
ve insülin düzeyleri kullanlarak aadaki formül ile HOMA IR
hesapland(9).
HOMA-IR= Serum Glukoz (mg/dL) × Plasma insülin (μU/mL) / 405.
HOMA-IR’nin kesin bir cut-off deeri olmamakla birlikte birçok
çalmada HOMA-IR’ nin cut-off deeri 2,5 olarak alnmtr (9). Biz de bu
çalmadaHOMA-IR’nin cut-off deerini 2,5 olarak aldk ve 2,5’in altn
insülin direnci yok, 2,5 ve üstünü insülin direnci var
olarakdeerlendirdik.
Tablo 1. FINDRISK Tip 2 Diyabet Risk Anketi
statistik Analiz Çalmada elde edilen bulgular
deerlendirilirken,istatistiksel analizler için SPSS (Statistical
Package for Social Sciences) for Windows 20.0 program kullanld.
Sürekli deikenlere ait tanmlayc istatistikler ortalama ve standart
sapma cinsinden, kategorik verilere ait tanmlayc istatistikler ise
frekans ve yüzde cinsinden tablo halinde özetlenmitir. Normal dalma
uygunluk Kolmogorov-Smirnov testi ile deerlendirildi. Buna göre
normal dalm gösteren niceliksel verilerin karlatrlmasnda Tek Yönlü
Varyans Analizi (One-Way ANOVA) testi kullanld. Gruplar arasnda
anlaml farkllk bulunduu durumlarda post-hoc test yapld. Kategorik
yapdaki verilerin karlatrlmasnda ise Chi-Square testi kullanld.
Parametreler aras korelasyon Pearson korelasyon analizi ile yapld.
Korelasyon katsays (r) ; 0.00–0.24 aras zayf, 0.25–0.49 aras orta,
0.50–0.74 aras güçlü, 0.75– 1.00 aras çok güçlü iliki olarak
deerlendirildi (7).ki deiken arasnda dorusal regresyon analizi
yaplarak regresyon belirleyicilik katsays hesaplanmtr. Sonuçlar %
95’lik güven aralnda, anlamllk p<0.05 düzeyinde
deerlendirildi.
DYABET RSK PUANI Toplam skor Risk derecesi 10 yllk risk <7 Düük
%1 (1/100)
7-11 Hafif %4 (1/25) 12-14 Orta %16 (1/6) 15-20 Yüksek
%33(1/3)
>20 Çok yüksek %50 (1/2)
1. Ya 0 puan: <45 2 puan: 45-54 3 puan: 55-64 4 puan:
>64
2. Beden kütle indeksi (BK) 0 puan: <25 kg/m2 1 puan: 25-30
kg/m2 3 puan: >30 kg/m2
3. Bel çevresi ERKEK
<94 cm 94-102 cm >102 cm>88 cm
KADIN <80 cm 80-88 cm
4. Ekseri günlerde ite veya bo zamanlarnzda çounlukla günde en az
30 dakika egzersiz yapyor musunuz? 0 puan: Evet 2 puan: Hayr
5. Hangi sklkta sebze-meyve tüketiyorsunuz? 0 puan: Her gün 2 puan:
Her gün deil
6. Kan basnc yükseklii için hiç ilaç kullandnz m veya sizde yüksek
tansiyon bulundu mu? 0 puan: Hayr 2 puan: Evet
7. Hekim veya herhangi bir salk personeli tarafndan (check-up,
hastalk veya gebelik srasnda) kan ekerinizin yüksek veya snrda
olduu söylendi mi? 0 puan: Hayr 5 puan: Evet
8. Aile bireylerinizden herhangi birinde diyabet tans konulmu
muydu? 0 puan: Hayr 3 puan: Evet, amca, hala, day, teyze, kuzen ya
da yeen (2. derece yaknlarda) 5 puan: Evet, biyolojik baba ya da
anne, kardeler, ya da çocuunuzda (1. derece yaknlarda)
Ruhuen K ve ark.
Tablo 2. Katlanlarn sosyodemografiközellikleri BULGULAR Çalmaya
katlan 479 kiinin %73,9’u
(n=354) kadn %26,1’i (n=125) erkek, tüm grubun ya ortalamas
35,14±10,77 yl (kadnlarda 33,66±10,46, erkeklerde 39,35±10,57) idi.
Katlanlarn %76,6’s (n=367) evli, %34,3’ü (n=164) ilkokul mezunu,
%36,5’i (n=175) üniversite mezunu, %41,4’ü (n=198) ev hanm idi
(Tablo 2). Tüm katlanlarn diyabet risk durumuna bakldnda %31,9’u
(n=153) düük riskli, %31,1’i (n=149) hafif riskli, %21,5’i (n=103)
orta riskli, %13,6’s (n=65) yüksek riskli ve %1,9’u (n=9) çok
yüksek riskli grupta idi (Tablo 2).
Evli olanlarda, ortaokul ve alt eitimlilerde, obezlerde,
çalmayanlarda ve egzersiz yapmayanlarda yüksek/çok yüksek diyabet
riski daha fazla görülmekte idi (p<0,001) (Tablo 3).
nsülin direnci ile diyabet riski karlatrldnda, orta riskli grupta
insülin direnci daha sk görülmekteydi, bu fark istatistiksel olarak
çok önemli idi (χ²=14,597, p=0,001) (Tablo 4).
Diyabet riski yüksek ve çok yüksek olan grupta, ya, beden kütle
indeksi, bel çevresi, kalça çevresi ve sistolik kan basnc
ortalamalar daha yüksekti ve bu fark istatistiksel olarak çok
önemli idi (p<0,001). Diyabet riski yüksek ve çok yüksek olan
grupta diyastolik kan basnc ortalamas dier gruplara göre
istatistiksel olarak anlaml derecede daha yüksekti (F=3,067,
p=0,047) (Tablo 5).
Katlanlarn diyabet risk durumu ile AK deeri karlatrldnda diyabet
riski yüksek ve çok yüksek olan grupta AK daha yüksekti ve bu fark
istatistiksel olarak çok önemli idi (F=19,130, p<0,001) (Tablo
6).
Çalmamzda diyabet risk durumu ile insülin deeri karlatrldnda düük
ve hafif riskli grupta insülin deeri dier gruplardan anlaml
derecede daha düük idi (F=3,401, p=0,034) (Tablo 6).
Katlanlarn diyabet risk durumu ile kan lipit deerleri karlatrldnda,
HDL-c düük ve hafif riskli grupta anlaml derecede yüksek iken
(p=0,016), trigliserid orta riskli grupta anlaml derecede yüksek
bulundu (p=0,011). Diyabet riski yüksek ve çok yüksek olan grupta
total kolesterol ve LDL-c deerleri daha yüksekti ancak bu fark
istatistiksel olarak anlaml deildi (p>0,05) (Tablo 6).
*BK: Beden kütle indeksi
Katlanlarn toplam diyabet risk puan ile AK arasndaki korelasyon
incelendiinde pozitif yönde orta derecede bir korelasyon saptand
(r=0,340, p<0,001) (Tablo 7). Dorusal regresyon analizi yapldnda
diyabet risk puanndaki yüksekliin %11,6’s AK’deki arta
atfedilmektedir (R2=0,116) (ekil 1). Diyabet risk puan ile dier
parametreler arasndaki korelasyonlar Tablo 7’degösterilmitir.
Parametreler
n
Medeni durum
Evli 367 76,6 Bekar 105 21,9 Dul 7 1,5 Meslek Ev hanm 198 41,4
Memur 139 29,0
çi 74 15,4
Örenci 33 6,9
Esnaf 18 3,8
Emekli 17 3,5
BK 25-29.99 kg/m2 139 29,0
BK≥30 kg/m2 219 45,7
Diyabet risk durumu
>20, çok yüksek risk 9 1,9
Ruhuen K ve ark.
Konuralp Tp Dergisi 2016;8(3) 158-166 162
ekil-1. Diyabet risk puan ile AK arasnda lineer regresyon analizi
R2= Regresyon belirleyicilik katsays
(R2=0,116, p<0,001)
Sosyodemografiközellikler Düük ve hafif
Yüksek ve çok yüksek risk
(n=74)
χ²
Medeni durum Evli olanlar 213 70,5 85 82,5 69 93,2
19,671
0,001 Evli olmayanlar 89 29,5 18 17,5 5 6,8 Eitim durumu Ortaokul
ve alt 117 38,7 56 54,4 43 58,1
13,562
0,001 Lise ve üzeri 185 61,3 47 45,6 31 41,9 Çalma durumu Çalyor
185 61,3 48 46,6 31 41,9
12,855
0,002 Çalmyor 117 38,7 55 53,4 43 58,1 Sigara içme alkanl çiyor 56
18,5 16 15,5 11 14,9
0,856
0,652 çmiyor 246 81,5 87 84,5 63 85,1 Egzersiz yapma durumu Evet
114 37,7 31 30,1 15 20,3
8,807
0,012 Hayr 188 62,3 72 69,9 59 79,7 Obezite durumu Normal kilolu
113 37,4 8 7,8 0 0,0
122,761
0,001 Fazla kilolu 107 35,4 19 18,4 13 17,6 Obez 82 27,2 76 73,8 61
82,4
Konuralp Tp Dergisi 2016;8(3) 158-166 163
Ruhuen K ve ark.
HOMA-IR
Cut-off
Orta risk (n=103)
n % n % n % χ² p
<2.5 249 82,5 67 65,0 53 71,6
14,597
Toplam 302 100 103 100 74 100
Tablo 5. Katlanlarn diyabet risk durumu ile ya ve baz ölçümlerin
karlatrlmas
Parametreler
Düük ve hafif risk (a) Orta risk (b) Yüksek ve çok
yüksek risk (c)
Ya (yl) 33,56±10,19 36,74±11,47 39,39±10,72 10,548 0,026ab
<0,001 ac
*BK (kg/m2) 27,75±6,02 34,29±6,72 35,16±5,56 71,536
<0,001ab
<0,001 ac
Bel çevresi (cm) 88,60±15,20 102,47±13,60 103,08±12,43 53,133
<0,001ab
<0,001 ac
Kalça çevresi (cm) 104,71±12,13 116,78±12,74 116,42±9,37 56,035
<0,001ab
<0,001 ac
Sistolik KB** (mmHg) 125,21±12,78 129,20±14,53 131,85±13,57 9,072
0,026ab
<0,001 ac
Diyastolik KB (mmHg) 74,37±10,7 76,39±10,0 77,43±12,0 3,067
0,047
*BK: Beden kütle indeksi **KB: Kan basnc
Tablo 6. Katlanlarn diyabet risk durumu ile AK, kan lipit ve
insülin deerlerinin karlatrlmas Düük ve hafif risk
(n=302)(a) Orta risk (n=103)(b) Yüksek ve çok yüksek
risk (n=74)(c)
AK (mg/dL)
<0,001 ac
LDL-c (mg/dL) 116,36±35,06 117,85±34,47 123,21±33,67 1,155
0,316
HDL-c (mg/dL) 47,61±11,87 44,00±9,65 45,96±9,51 4,198 0,014ab
Trigliserid (mg/dL)
nsülin (µIU/dL) 8,41±8,31 10,68±6,86 9,19±5,44 3,401 0,029ab
Ruhuen K ve ark.
Konuralp Tp Dergisi 2016;8(3) 158-166 164
Tablo 7. Parametreler aras korelasyon durumu PARAMETRELER 1 2 3 4 5
6 7
1- Diyabet risk puan r 1 p
2- AK r 0,340** 1 p <0,001
3- HDL-c r -0,186** -0,131** 1 p <0,001 0,004
4- LDL-c r 0,113* 0,151** -0,045 1 p 0,013 0,001 0,327
5- T. Kolesterol r 0,102* 0,182** 0,085 0,927** 1 p 0,025 <0,001
0,064 <0,001
6- Trigliserid r 0,190** 0,236** -0,393** 0,248** 0,435** 1 p
<0,001 <0,001 <0,001 <0,001 <0,001
7- nsülin r 0,158** 0,267** 0,198** -0,077 -0,038 0,234** 1
p 0,001 <0,001 <0,001 0,093 0,410 <0,001
*Korelasyon 0,05 seviyesinde önemlidir. **Korelasyon 0,01
seviyesinde önemlidir.
TARTIMA Diyabet yaadmz yüzyln en önemli
salk sorunlarndan biri olarak kabul edilmektedir. Diyabetli saysnn
her geçen gün artmas, diyabetle ilikili salk sorunlarnn insanlarn
yaamn ve salk sistemlerini ciddi derecede etkilemesi bu kany
güçlendirmektedir (4). Çalmamzn birinci basamak salk kurulularnda
daha fazla katlmc ile deil de, bir üniversite hastanesi aile
hekimlii polikliniinde yaplm olmas en önemli kstllmz
olabilir.
Çalmamzda diyabet riski ile eitim düzeyi arasndaki iliki
incelendiinde; ortaokul ve alt eitimlilerde lise ve üstü
eitimlilere göre diyabet riski yüksek/çok yüksek olarak tespit
edildi. Amerika Birleik Devletleri'nde 1999-2010 yllar arasnda
20.633 erikin bireyin katld NHANES (National Health and Nutrition
Examination Survey) çalmasnda diyabet riski ile eitim durumu
arasndaki iliki incelenmi ve eitim seviyesi yükseldikçe diyabet
riskinin anlaml derecede azald bildirilmitir (10). Viitasalo ve
arkadalar yaptklar çalmada bizim bulgularmza benzer ekilde eitim
seviyesi yüksek olan bireylerde diyabet riskini anlaml derecede
daha düük bulmulardr(11).
Çalmamzda diyabet riski ile cinsiyetler arasndaki ilikiye bakldnda
anlaml bir iliki bulunmad. Akyil ve arkadalar Erzurum’da yaptklar
çalmada kadnlarda diyabet risk puann anlaml derecede daha yüksek
bulmulardr (12). Janghorbani ve arkadalar çalmalarnda kadnlarda
diyabet riskinin anlaml derecede daha yüksek olduunu bildirmilerdir
(13). Bizim
çalmamza benzer ekilde Väätäinen ve arkadalar da diyabet riski ile
cinsiyetler arasnda anlaml bir iliki bulmamlardr(14).
Çalmamzda diyabet riski ile medeni durum arasndaki iliki
incelendiinde evli bireylerde evli olmayanlara göre diyabet riski
yüksek/çok yüksek olarak tespit edildi. Bizim çalmamza benzer
ekilde NHANES çalmasnda da evli bireylerde diyabet riskinin anlaml
derecede daha yüksek olduu bulunmutur (10). Väätäinen ve arkadalar
ise diyabet riski ile medeni durum arasnda anlaml bir iliki
bulmamlardr(14).
Çalmamzda diyabet riski ile çalma durumu arasndaki iliki
incelendiinde çalmayan bireylerde çalanlara göre diyabet riskinin
daha yüksek olduu tespit edildi. Väätäinen ve arkadalar da yaptklar
çalmada bizim bulgularmza benzer ekilde çalmayan bireylerde diyabet
riskini anlaml derecede daha yüksek bulmulardr (14).
Çalmamzda diyabet riski ile sigara içme alkanl arasndaki ilikiye
bakldnda anlaml bir iliki bulunmad. Bizim çalmamza benzer ekilde
Akyil ve arkadalar da çalmalarnda sigara içme durumu ile diyabet
risk puan arasnda anlaml bir iliki bulmamlardr (12). NHANES
çalmasnda sigara içen bireylerde içmeyenlere göre diyabet riski
daha düük olarak tespit edilmitir (10).
Fiziksel inaktivite, diyabete, diyabet komplikasyonlarna bal
morbidite ve mortalitede arta neden olmaktadr. Düzenli egzersiz ile
kan ekeri regülasyonu daha baarl olmakta,
Ruhuen K ve ark.
kardiyovasküler risk faktörleri azalmakta, kilo verme ve saln
gelitirilmesi salanabilmektedir (15). Çalmamzda düzenli egzersiz
yapanlarda yapmayanlara göre diyabet riski anlaml derecede daha
düük idi. Viitasalo ve arkadalar yaptklar çalmada sedanter yaam
süren bireylerde diyabet riskini anlaml derecede daha yüksek
bulmulardr (11). Benzer ekilde Väätäinen ve arkadalar da düzenli
egzersiz yapmayan bireylerde diyabet riskinin çok yüksek olduunu
bildirmilerdir (14).
Tip 2 diyabetin deitirilemez risk faktörlerinden biri olan ya ile
birlikte diyabet riski de artmaktadr (1). Çalmamzda diyabet riski
ile ya arasndaki iliki incelendiinde ya arttkça diyabet riski de
anlaml derecede artmakta idi.
Obezite, tip 2 diyabet için en önemli risk faktörüdür. Son
zamanlarda yaplan çalmalarda kilo verme ile diyabetin önlenebilecei
veya geciktirilebilecei ortaya konmutur (16). Yaplan birçok çalmada
beden kütle indeksi arttkça diyabet riskinin artt gösterilmitir
(17-19). Çalmamzda da obezlerde obez olmayanlara göre diyabet riski
daha yüksek olarak tespit edildi. Ayrca beden kütle indeksi arttkça
diyabet riski anlaml derecede artmakta idi. Ancak yaplan çalmalar
tip 2 diyabetin özellikle santral obezite ile ilikili olduunu
göstermektedir (11,13,17). Çalmamzda da bireylerin bel ve kalça
çevreleri arttkça diyabet riski anlaml derecede artmaktaidi.
Obezite ile diyabet arasndaki balant insülin direnci ile
ilikilidir. Tip 2 diyabetin ortaya çkndaki temel mekanizma
hiperinsülinemi ve insülin direncidir (20). Çalmamzda da insülin ve
insülin direnci ile diyabet riski arasnda anlaml bir iliki vard.
Wang ve arkadalar yaptklar çalmada diyabet riski ile insülin
direnci arasnda çok güçlü iliki olduunu göstermilerdir (21).
Schwarz ve arkadalar ise diyabet riski ile insülin direnci arasnda
orta düzeyde pozitif yönde bir iliki tespit etmilerdir (22).
nsülin direnci gelimesiyle karacierde glukoneogenez basklanamamakta
ve periferik dokularda glukoz kullanm azalmaktadr. Bunun sonucunda
kan glukoz düzeyleri yükselmektedir (23,24). Çalmamzda da
literatüre benzer ekilde yüksek ve çok yüksek diyabet riski olan
grupta AK önemli derecede dahayüksekti.
Epidemiyolojik çalmalar diyabetik popülasyonda hipertansiyon sklnn,
diyabetik olmayanlara göre 2 kat fazla olduunu göstermitir (25).
Çalmamza katlanlarn sistolik ve diyastolik
kan basnçlar arttkça diyabet riski artmakta idi. Tankova ve
arkadalar çalmalarnda sistolik ve diyastolik kan basnc ile diyabet
risk puan arasnda pozitif yönde anlaml derecede bir korelasyon
olduunu göstermilerdir (17). Costa ve arkadalar yaptklar çalmada
diyabet riski arttkça sistolik ve diyastolik kan basnc deerlerinin
arttn bildirmilerdir(19).
Kutlu ve arkadalarnn yapt çalmada açlk kan ekeri ≥100 mg/dl
olanlarda %61.9 sklkta metabolik sendrom (MetS) tespit edildi.
Trigliserit seviyesi ≥150 mg/dl olanlarda MetS gelime skl %80.6
idi. Trigliserit seviyesi ≥150 mg/dl olanlarda MetS gelime skl
trigliserit seviyesi <150 mg/dl olanlara göre 12.7 kat daha
fazla idi (26). Çalmamzda diyabet riski arttkça trigliserid
düzeyleri anlam derecede artmakta, HDL-c düzeyleri ise azalmakta
idi. Diyabet riski yüksek ve çok yüksek olan grupta total
kolesterol ve LDL-c deerleri daha yüksekti, ancak bu fark
istatistiksel olarak anlaml deildi. Bizim çalmamza benzer ekilde
Saaristo ve arkadalar da çalmalarnda diyabet riski arttkça
trigliserid düzeylerinin anlaml derecede arttn, HDL-c düzeylerinin
azaldn bildirmilerdir. Total kolesterol ile diyabet riski arasnda
ise anlaml bir iliki bulmamlardr (18).
Sonuç olarak diyabetin görülme skl ve hasta says dünya genelindeki
arta paralel olarak ülkemizde de hzla artmaktadr. Tip 2 diyabette
erken tan yalnzca hastala kar önlem almak için deil, diyabetin
komplikasyonlar açsndan da önem tamaktadr. Çünkü hastaln
mikrovasküler komplikasyonlar henüz aikâr diyabet aamasna
gelinmeden, baka bir deyile tan konulmadan yllar önce balamaktadr.
Bu nedenle diyabetle mücadelede salk hizmetlerinin tüm
basamaklarndaki hizmetler çok önemli olmakla birlikte, özellikle
birinci basamak salk hizmetleri bu anlamda çok deerlidir. Türkiye
Endokrinoloji ve Metabolizma Dernei tarafndan da önerilen FINDRISK
anketinin erken dönemde Tip 2 diyabet riskini belirlemede yararl
olduu ile ilgili çalmalar bulunmaktadr (27,28). Kolay uygulabilir,
ucuz ve non-invazif olan bu anket ile yaplan deerlendirmede bireyin
gelecek 10 yl içinde diyabet olma riski belirlenir. Risklerin
belirlenmesi ve risk yönetimi konularnda birinci basamak salk
kurumlar daha fazla sorumluluk almal, çalanlar bu konuda
güçlendirilmelidir.
KAYNAKLAR 1. Türkiye Endokrin ve Metabolizma Dernei (TEMD) Diabetes
Mellitus ve Komplikasyonlarnn Tan, Tedavi ve zlem Klavuzu 2015.
http://www.turkendokrin.org/files/15055_DIYABET_web(1).pdf. Eriim
tarihi: 12.02.2016 2. International Diabetes Federation. IDF
Diabetes Atlas Sixth edition 2013. Online version of IDF Diabetes
At- las: www.idf.org/diabetesatlas. Eriim tarihi:10.01.2016 3.
Satman I, Ömer B, Tutuncu Y et al. Twelve-year trends in the
prevalence and risk factors of diabetes and pre- diabetes in
Turkish adults. Eur J Epidemiol 2013;28:169-80. 4. Coansu G.
Diyabet: Küresel Bir Salgn Hastalk. Okmeydan Tp Dergisi 2015;31(Ek
say):1-6.
Konuralp Tp Dergisi 2016;8(3) 158-166 166
5. American Diabetes Association. Prevention or delay of type 2
diabetes. Sec.5. In Standards of Medical Care in Diabetes 2015.
Diabetes Care 2015;38:31-2. 6. The DPP Study Group. The Diabetes
Prevention Program: baseline characteristics of the randomized
cohort. Diabetes Care 2000; 23(11):1619-29. 7. Aksakolu G.
Correlation and regression computation methods In: Aksakolu G, eds.
Salkta aratrma ve çözümleme. 2. Bask. zmir: DEÜ Rektörlük Basmevi;
2006. p. 283-90. 8. Finnish Diabetes Association, Programme for the
Prevention of Type 2 Diabetes in Finland 2003-
2010.http://www.diabetes.fi/files/1108/Programme_for_the_Prevention_of
_Type_2_Diabetes_in_Finland_2003-2010.pdf. Eriim tarihi:
15.10.2014. 9. Baskn Y, Yiitba T, Afacan G et al. nsülin direnci
olan erikin kilolu ve obezlerde lipoprotein (a) ile lipid
parametreleri. Türk Klinik Biyokimya Derg. 2008;6(2):65-71. 10.
Zhang L, Zhang Z, Zhang Y et al. Evaluation of Finnish Diabetes
Risk Score in screening undiagnosed diabetes and prediabetes among
U.S. adults by gender and race: NHANES 1999-2010. PLoS One.
2014;9(5):e97865. 11. Viitasalo K, Lindström J, Hemiö K et al.
Occupational health care identifies risk for type 2 diabetes and
cardiovascular disease. Prim Care Diabetes. 2012;6(2):95-102. 12.
Cevik Akyil R, Miloglu O, Olgun N et al.A comparison of three
different diabetes screening methods among dental patients in
Turkey. Pak J Med Sci. 2014;30(1):65-9. 13. Janghorbani M, Adineh
H, Amini M. Finnish Diabetes Risk Score to predict type 2 diabetes
in the Isfahan diabetes prevention study. Diabetes Res Clin Pract.
2013;102(3):202-9. 14. Väätäinen S, Cederberg H, Roine R, et al.
Does Future Diabetes Risk Impair Current Quality of Life? A
Cross-Sectional Study of Health-Related Quality ofLife in Relation
to the Finnish Diabetes Risk Score (FINDRISC). PLoS One.
2016;11(2):e0147898. 15. American Diabetes Association. Diagnosis
and Classification of Diabetes Mellitus. Diabetes Care 2004; 27:
5-10. 16. Chiasson JL, Josse RG, Gomis R, et al. STOP-NIDDM Trail
Research Group. Acarbose for prevention of type 2 diabetes
mellitus: the STOP-NIDDM randomisedtrial. Lancet.
2002;359(9323):2072-7. 17. Tankova T, Chakarova N, Atanassova I et
al. Evaluation of the Finnish Diabetes Risk Score as a screening
tool for impaired fasting glucose, impaired glucosetolerance and
undetected diabetes. Diabetes Res Clin Pract. 2011;92(1):46-52. 18.
Saaristo T, Peltonen M, Lindström J, et al. Cross-sectional
evaluation of the Finnish Diabetes Risk Score: a tool to identify
undetected type 2 diabetes, abnormal glucose tolerance and
metabolic syndrome. Diab Vasc Dis Res 2005;2:67-72. 19. Costa B,
Barrio F, Piñol JL, et al. Shifting from glucose diagnosis to the
new HbA1c diagnosis reduces the capability ofthe Finnish Diabetes
Risk Score (FINDRISC) to screen for glucose abnormalities with in a
real life primary healthcare preventive strategy. BMC Med.
2013;11:45. 20. Yldz E. Obezite ve Tip 2 Diyabet. Ankara: Salk
Bakanl Yayn No: 729;2012. 21. Wang J, Stancakova A, Kuusisto J et
al. Identification of undiagnosed type 2 diabetic individuals by
the Finnish diabetes risk score and biochemical and genetic
markers: a population-based study of 7232 Finnish men. J Clin
Endocrinol Metab 2010. 95:3858-3862. 22. Schwarz PE, Li J, Reimann
M, et al. The Finnish Diabetes Risk Score is associated with
insulin resistance and progression towards type 2 diabetes. J Clin
Endocrinol Metab2009;94:920-6. 23. Lebovitz HE, Banerji MA. Point:
visceral adiposity is causally related to insulin resistance.
Diabetes Care 2005;28(9):2322-5. 24. Janghorbani M, Adineh H, Amini
M. Evaluation of the Finnish Diabetes Risk Score (FINDRISC) as a
screening tool for the metabolic syndrome. Rev Diabet Stud.
2013;10(4):283-92. 25. Önder MR, Özerkan F. Diyabet ve
Hipertansiyon. Türkiye Klinikleri J Cardiol 2000;13(5):401-3. 26.
Kutlu R, Çivi S. Aile Hekimlii Polikliniine Bavuran Yirmi Ya ve
Üzeri Erikinlerde Metabolik Sendrom Skl ve likili Faktörler
Konuralp Medical Journal2014;6(2):47-54. 27. Vandersmissen GJ,
Godderis L. Evaluation of the Finnish Diabetes Risk Score
(FINDRISC) for diabetes screening in occupational health care. Int
J Occup Med Environ Health. 2015;28(3):587-91. 28. Gomez-Arbelaez
D, Alvarado-Jurado L, Ayala-Castillo M, et al. Evaluation of the
Finnish Diabetes Risk Score to predict type 2 diabetes mellitus in
a Colombian population: A longitudinal observational study. World J
Diabetes. 2015;6(17):1337-44.
ARATIRMA MAKALES
1Karabük Üniversitesi Karabük Eitim ve Aratrma Hastanesi Aile
Hekimlii A.D. Karabük. 2Aydn Atatürk Devlet Hastanesi Fizik Tedavi
ve Rehabilitasyon Bölümü, Aydn. 3Adnan Menderes Üniversitesi Tp
Fakültesi Göüs Hastalklar A.D. Aydn. 4Karabük Üniversitesi Karabük
Eitim ve Aratrma Hastanesi Göüs Hastalklar A.D. Karabük. 5Karabük
Üniversitesi Karabük Eitim ve Aratrma Hastanesi Aile Hekimlii A.D.
Karabük. 6Balar Aile Sal Merkezi, Safranbolu, Karabük
Bu makale 20th Wonca Europe Conference 2015 stanbul’da poster
olarak sunulmutur
Yazma Adresi: Dr. Ali Ramazan Benli Karabük Üniversitesi Karabük
Eitim ve Aratrma Hastanesi Aile Hekimlii A.D. Karabük E-mail:
[email protected]
Konuralp Tp Dergisi e-ISSN1309–3878
[email protected]
[email protected] www.konuralptipdergi.duzce.edu.tr
Salk Kuruluna Bavuru Nedenlerinin Deerlendirilmesi ÖZET Amaç:
Hastanemiz salk kuruluna bavuran hastalarn, bavuru nedenleri,
engellilik oranlar ve bunlarn yalara göre dalmn inceleyerek
ülkemizdeki engelliler ile ilgili epidemiyolojik bilgiye katk
salamaktr. Yöntem: Ocak 2014- Aralk 2014 tarihleri arasnda Karabük
Üniversitesi Eitim Aratrma Hastanesi salk kuruluna bavuran
hastalarn kaytlar retrospektif olarak incelendi. Sonuçlar oransal
olarak tanmland. Bulgular: Hastanemiz engelli salk kuruluna Ocak
2014-Aralk 2014 arasnda 2637 olgu bavurmutur. Bu hastalarn 1554'ü
erkek (%58.9), 1083'ü kadn (%41) idi. Ya arttkça bavuru skl artmtr.
En fazla bavuru 65 ya üzeri grupta olmutur. Hastalar salk kuruluna
en sk engellilik tespiti nedeniyle, 2. sklkla özel eitim alabilmek
için bavurmulardr. Engellilik oran %40 ve üzerinde olanlar engelli
haklarndan yararlanmaktadr. Buna göre %40’n üzerinde puan alan olgu
says 1834’tür (%69.5). Bunlarn 1055’i erkek (%40), 779’u kadndr
(%29.5). ncelenen olgulardan 569 kii (%21.5) ar engelli idi. Ar
engelli olanlarn 317’si kadn (%12), 252’si erkekti (%9). Sürekli
engelli oranna sahip olgu says 1638’dir (%62). Bunlarn 960’ erkek
(%36), 678’i kadndr (%26). Hastalarn branlara göre dalm
deerlendirildiinde en sk 976 (%37) olgu ile ortopedi ve fizik
tedavi uzmanlar tarafndan yaplan kas iskelet sistemi hastalklar
tespit edilmitir. En az özür oran ise 8 (%0.3) olgu ile kadn
hastalklar branndan olmutur. Sonuç: Engelli nüfusun yaam kalitesi
ve onlara sunulan hizmetin kalitesi, toplumun gelimilik düzeyi ile
yakndan alakaldr. Engelli bireylerin hayat kalitesini düzeltebilmek
için öncelikle bölgesel olarak ve ülke genelinde bu bireylerin
verilerine ihtiyaç bulunmaktadr. Anahtar Kelimeler: Engelli Oran,
Salk Kurulu, Epidemiyoloji
Evaluation of Causes Application on Medical Board ABSTRACT Aim:
Disabled patients are admitted to the medical board to determine
the disability rate in order to use the occupational, health and
social rights in Turkey. According to the law, over 40% of
individuals with disabilities, based on the severity of their
disability and illness rate, have different rights. We aimed to
contribute to epidemiological data on people with disabilities in
our city. Methods: Between January 2014 and December 2014 the
records of patients were admitted to the medical board of Karabuk
University Training and Research Hospital, and they were analyzed
retrospectively. Results: In the medical board in January
2014-December 2014, 2637 cases were evaluated. 1554 of these
patients were male (58.9%), 1083 women (41%). With the increase of
age, the frequency of application increased, too. Maximum
application was in the group who are above 65 years of age. The
numbers of cases by over 40% points are 1834 people (69.5%).1055 of
them were men (40%), 779 were women (29.5%). When the cases were
evaluated according to the distribution of branches, 976 cases
(37%) in musculoskeletal system were identified. The least
disability was in Obstetrics and Gynecology with 8 cases (0.3%).
Conclusion: Quality of life of the disabled population and the
quality of services which are offered to them are closely related
to the level of development of the society. In order to improve the
life quality of disabled people, regional and country wide data of
these people are needed. Keywords: Disability, Medical Board,
Epidemiology
zihinsel, ruhsal, duygusal ve sosyal yeteneklerini çeitli
derecelerde kaybeden bu nedenle toplumsal yaama uyum salama ve
günlük gereksinimlerini karlamada zorluk çeken kiidir (1). Erken
yalarda engellilik genellikle doutan olan hastalklar ve geçirilmi
kazalar nedeni ileyken, ileri yalarda ise en sk kronik hastalklar
sonucu olumaktadr (2).
Engellilik sadece kiinin kendisini deil, ailesini ve toplumu da
yakndan ilgilendiren bir durumdur. Engelli birey de toplumun bir
parçasdr. Bu bireylerde toplumun her üyesi gibi sosyal alanlarda, i
ve salk sektöründe ihtiyaç duyduklar destei alabilmelidirler.
Ülkemizde birçok birey i, salk ve sosyal haklarn kullanabilmek için
hastanelerde bulunan salk kurullarna rapor amacyla bavurmaktadr
(3,4).
Ülkemizde engellilik durumunun tespiti 28603 sayl Resmi Gazetede
yaynlanan yönetmelikçe düzenlenmitir (1). Engelli nüfusun yaam
kalitesi ve onlara sunulan hizmetin kalitesi o toplumun gelimilik
düzeyi ile yakndan alakaldr. Engelli bireylerin hayat kalitesini
düzeltebilmek için öncelikle ülke genelinde ve bölgesel olarak bu
bireylerin verilerine ihtiyaç bulunmaktadr. Ülkemizde kayt
sistemindeki eksiklikler nedeniyle engelli nüfusun oran tam olarak
tespit edilememektedir (4). Bu çalmada bölgemizdeki engellilik
durumunun belirlenmesine katk salamas amacyla hastanemizin salk
kurulu (SK) verilerini deerlendirdik.
GEREÇ ve YÖNTEM Ocak 2014 - Aralk 2014 tarihleri arasnda
Karabük Üniversitesi Eitim Aratrma Hastanesi SK'ya bavuran
hastalarn kaytlar retrospektif olarak incelendi. Taramalar
hastanenin otomasyon sisteminde bulunan raporlar ve dorudan bavuru
dosyalar üzerinden yapld. 2637 olgunun verileri çalmaya dahil
edildi. Hastalarn bavuru nedenleri, bavuru aylar, ya, cinsiyet,
engelli oranlar, engelliliin ar olup olmamas, süreklilii, engelli
oranlarnn dalmlar incelendi.
Yönetmelie göre %40 ve üzeri özürlülüü olan bireyler, özür
oranlarna göre ve hastalnn arlna, sürekliliine göre farkl haklara
sahip olmaktadr. Ar özürlü tanm yönetmelikte, özür oran %50 ve
üzerinde olduu tespit edilenlerden günlük yaam aktivitelerini
bakalarnn yardm olmakszn yerine getiremeyeceine özürlü salk kurulu
tarafndan karar verilen kiilerdir. Engellilik oran %90 üzeri
olanlar ile ar engelliler için fazladan hak tannmaktadr (1).
SK'ya engelli tespiti, H snf sürücü belgesi almak, malulen
emeklilik, özel eitim, vasi tayini ve tayin için gerekli salk
raporunu almak için bavuran olgular deerlendirildi. Silah ruhsat
alma, ilaç ve istirahat raporu, 'ar ve tehlikeli ilerde çalabilir'
ibareli SK raporlar için salk kuruluna bavuranlar dland.
Olgularn
deerlendirilmesi, 30.03.2013 tarihli ve 28603 sayl Resmi Gazete’de
yaymlanan "Salk Kurulu Raporlar Hakknda Yönetmelik" esas alnarak
yaplmtr. Hastanemizde SK'ya bavuran kiiler fizik tedavi ve
rehabilitasyon, ortopedi, iç hastalklar, göz, kulak burun boaz,
genel cerrahi, nöroloji ve psikiyatri uzmanlar tarafndan
deerlendirilmektedir. Dier branlar ilgilendiren hastalk söz konusu
ise, o bölümlerden de deerlendirme istenmektedir.
Çalma için Düzce Üniversitesi Klinik Aratrmalar Etik Kurulu’ndan
(etik kurul onay tarihi:12.05.2015-no:19) onay alnmtr.
statistiksel analizler: statistiksel analizler MINITAB versiyon 14
istatistiksel yazlm program kullanlarak yapld. Kategorik
deikenlerde snflarn mutlak frekanslar ve yüzde frekanslar bulundu.
Kategorik deikenlerdeki snf frekanslar karlatrlmas için Ki kare
(χ2) testi kullanld. P<0.05 istatistiksel olarak anlaml kabul
edildi.
BULGULAR Hastanemiz salk kuruluna Ocak 2014-
Aralk 2014 arasnda 2637 olgu bavurmutur. Bu hastalarda erkek says
(1554; %58.9) kadn saysndan (1083; %41) anlaml derecede fazla idi
(P=0.000). 0-18 ya aralnda 397 kii (%15), 18- 39 ya arasnda 578 kii
(%21.9), 40-49 ya aralnda 588 kii (%22.2), 50-64 ya aralnda 448 kii
(%16.9), 65 ya ve üzeri 626 kii (%23.7) SK'ya bavurmutur. Ya
arttkça bavuru skl da artmtr (P=0.000). Hastalarn en sk bavuru
nedenleri Tablo 1’de gösterilmitir. Buna göre en sk engelli tespiti
için 2045 kii (%77.5) bavuru olmu, ikinci sklkla da özel eitim için
276 kii (%10.4) bavurmutur (P=0.000). Olgular bavurduklar ay
itibari ile deerlendirildiklerinde en fazla bavuru 239 hasta (%9)
ile ocak aynda olmutur, en az bavuru da 111 hasta (%4.2) ile nisan
aynda yaplmtr (P=0.000). En çok bavuru k aylarnda olmutur.
Engellilik oran %40 ve üzerinde olan hastalar özürlülük haklarndan
yararlanmaktadr (1). Buna göre %40’n üzerinde puan alan engelli
says 1834’tür (%69.5). Bunlarn 1055’i erkek (%40), 779’u kadndr
(%29.5). Bavuran 2637 kiiden engelli olarak kabul edilmeyen (%40’n
altnda özür oran alan) hasta says 531 kii (%20.1) idi. Bunlarn
349’u erkek (%13.2), 182’si kadndr (%6.9). Engellilik oran %90 ve
üzeri olanlarn says 429’dur (%16.2). Bunlarn 204’ü erkek, 225’i
kadndr (Tablo 2). Bu grupta kadn erkek arasnda anlaml farkllk
saptanmamtr (P=0.334). Olgulardan 569 kii (%21.5) ar engelli idi.
Ar engelli olanlarn 317’si kadn (%12), 252’si erkekti (%9.5). 0-18
ya arasnda ar engelli olan kii 48 (%1.8), 18-39 ya aras 54 (%2),
40-49 ya aras 41 (%1.5), 50-64 ya aras 77 (%2.9) iken 65 ya üzeri
349 (%13.2) olarak deerlendirilmitir. Ar engelli
Benli AR ve ark.
169 Konuralp Tp Dergisi 2016;8(3) 167-172
olmayan olgu says 1792 kii olarak tespit edildi (%67.9). Ar engelli
olmayanlarn 641’i kadn (%24.3), 1151’i erkekti (%43.6). 0-18 ya
arasnda ar engelli olmayan kii 332 (%12.5), 19-39 ya aras 449
(%17), 40-49 ya aras 493 (%18.6), 50- 64 ya aras 329 (%12.4) iken
65 ya üzeri 189 (%7.1) olarak deerlendirilmitir (Tablo 3).
Hastalardan sürekli özür oranna sahip olanlarn says 1638’dir (%62).
Bunlarn 960’ erkek (%36), 678’i kadndr (%26). Sürekli özür
oranna sahip hastalardan 0-18 ya arasnda olan kii 73 (%3), 19-39 ya
aras 359 (%14), 40-49 ya aras 402 (%15), 50-64 ya aras 327 (%12)
iken 65 ya üzeri 477 (%18) olarak deerlendirilmitir.
Olgularn branlara göre dalm Tablo 4’de verilmitir. Buna göre en sk
976 olgu ile ortopedi ve fizik tedavi uzmanlar tarafndan yaplan kas
iskelet muayenesinden tespit edilmitir. En az özür ise 8 olgu ile
kadn hastalklarndan olmutur.
Tablo 1. Salk Kuruluna Bavuru Nedenleri ve Skl Salk kuruluna bavuru
nedenleri Say Oran(%) Engelli tespiti 2045 77.55 Özel eitim 276
10.47 Tayin için salk raporu alma 27 1.03 Malulen emeklilik 73 2.77
Vasi tayini 201 7.62 Akülü araba alma 2 0.07 H snf sürücü belgesi
alma 13 0.49 Toplam 2637 100
Tablo 2. Hastalarn Özürlülük Oranlarna Göre Deerlendirilmesi Erkek
Kadn Toplam P
< %40 349 (%14.75) 182 (%7.69) 531 (%22.45) 0.000 %40-%90
851(%35.98) 554 (%23.42) 1405 (%59.40) 0.000 >%90 204 (%8.62)
225 (%9.51) 429 (%18.13) 0.334 Toplam 1404 961 2365 (%100) 0.000 P
0.000 0.000 0.000
Tablo 3. Ar Engelli Olan ve Olmayan Hastalarn Ya Dalm Ar Engelli
(n) Oran(%) Ar Engelli
Olmayan (n) Oran(%)
0-18 ya 48 1.8 332 12.5 19-39 ya 54 2 449 17 40-49 41 1.5 493 18.6
50-64 77 2.9 329 12.4 65 ve üzeri 349 13.2 189 7.1 Toplam 569 21.5
1792 67.9
Tablo 4. Sistemlere Göre Deerlendirilen Hasta Saylar Sistemler Say
Kas iskelet sistemi 976 Kulak burun boaz sistemi 662 Görme sistemi
485 Endokrin sistem 466 Hemotopoetik sistem 23 Kardiyovasküler
sistem 693 Onkolojik hastalklar 37 Solunum sistemi 179 Nörolojik
hastalklar 589 Psikiyatrik deerlendirme 688 Ürogenital sistem 391
Sindirim sistemi 159 Deri 129 Kadn hastalklar ve doum 8
Benli AR ve ark.
TARTIMA Bu çalmadaki bulgularmz SK'ya en çok
bavurunun engellilik tespiti için yapldn göstermitir. Bunlarn
arasnda kas iskelet sistem hastalklar en çok deerlendirilen sistem
olmutur. Engelli olmak sadece bireyi deil, içinde bulunduu toplumu
da yakndan ilgilendirir (5). Ülkemizde engelliler ile ilgili yaplan
çalma says oldukça azdr. Halbuki bu çalmalarn ve istatistiklerin
says arttkça bu hastalara hangi konularda, ne tür hizmetler
verilecei, bu kiilerin topluma kazandrlmas, çalabilecei alanlar
konusunda bilgi sahibi olunmu olur, özüre neden olan hastalklar
tespit edilip önlenmesi salanr böylece devlet politikalar
ekillenebilir. Dünya Salk Örgütü gelimekte olan ülkelerde özürlülük
skln %12 olarak belirtmektedir. Bunun %80’nin gelir seviyesi düük
ülkelerde olduunu ve bunlarn rehabilitasyon hizmetlerinden
yararlanamadn bildirmektedir (5).
Uskun ve ark.larnn yapt çalmada engellilik insidans %12.7 olarak
bulunmutur (6). Ylmaz ve ark.lar stanbul ilinde engellilik oranlarn
ve engellilerin durumlarn aratrdklar çalmasnda engellilik insidansn
%9.7 olarak saptamlardr. Engellilerin eitim seviyeleri düük,
ekonomik skntlar mevcut ve rehabilitasyona gereksinimlerinin
olduunu tespit etmilerdir (7). Aydn ilinde yaplan çalmada
engellilerin %85’inin ilkokul ve alt eitim seviyesinde olduu tespit
edilmitir (8). Eitim seviyelerinin düüklüü nedeniyle hastalar
sosyal haklardan nasl yararlanacan ya da nereye bavuracan
bilememektedir. Isparta ilinde yaplan çalmada özrü olan pek çok
kiinin rehabilitasyon hizmetinden yararlanamadn tespit edilmitir
(6). Ylmaz ve ark.lar engelli grubun rehabilitasyona ihtiyac %46.4
iken, rehabilitasyon görenlerin sadece %8 olduunu tespit etmilerdir
(7). Bu tür çalmalar ve istatistikler sayesinde bölgesel olarak
özür oranlar, bunlarn dalmlar tespit edilerek, bu hastalar ve
yaknlar eitilerek rehabilitasyon olanaklarndan daha fazla
yararlanlmas salanlmaldr.
SK raporunda özür durumu %40 ve üzerinde olanlar belirli haklardan
yararlanmaktadr. Bu haklardan yararlanmak için salk kuruluna farkl
taleplerle bavuru yaplmaktadr. Özbaran ve ark.larnn yapt çalmada
özürlü salk kuruluna en sk bavuru nedeni özel eitim raporu alma,
vergi indiriminden yararlanma, evde bakm ücreti alma ve tayin
nedeniyle özür durumu belirtir belge almaktr (9). Bizim çalmamzda
en sk neden engelli tespiti (evde bakm ücreti alabilme ve vergi
indiriminden faydalanma), sonrasnda özel eitim, tayin için bavuru
ise %1 orannda yapld görülmütür.
SK'ya bavuran hastalarn cinsiyet dalmlar çalmalar arasnda farkllk
göstermektedir. Bizim çalmamzdaki kadn/erkek
oran (1/1.43) Türkiye Özürlüler aratrmasndaki kadn/erkek oran
(1/1.52) ile benzer bulundu. Ceyhan ve ark.larnn yapt çalmada ise
bu oran 1/1.70 olarak bulmulardr (10). Beer ve ark.larnn Aydn
ilinde yapt çalmada da erkek oran fazla gelmitir (8). Uskun ve
ark.lar Isparta ilindeki engellilik epidemiyolojisini
deerlendirdikleri tabakal örnekleme yöntemi ile seçilen hanelerde
kadn engelli orann daha fazla olarak tespit etmiler. Düük eitim ve
sosyoekonomik seviye ile özürlülük arasnda anlaml bir iliki
saptamlardr (6). Oranlara bakarsak kadnlarn özür oranlar baz
çalmalarda daha fazla olmasna ramen kadnlarn salk kuruluna
bavurular erkeklerden daha az olmaktadr. Bunun nedenleri; kadnlarn
çalma hayatna erkeklere göre daha az katlmalar, eitim seviyesi
düüklüü ve salk kurulu ile elde edebilecekleri haklardan habersiz
olmalar olabilir. Dier yandan erkeklerin aktif olarak çalmalarndan
dolay daha fazla travmatik yaralanmalara maruz kalmas, ev
geçindirmek zorunda olan erkekler için özürlü raporu sonucu alnacak
haklarn önem arz etmesi böyle bir sonuca katkda bulunabilir.
Ülkemizde yal nüfus giderek artmaktadr. Özürlülüün nedenlerine
bakldnda çocukluk ve erikinlikte doumsal anomaliler ya da sonradan
geçirilen kazalar iken ileri yalarda kronik hastalklardr. Çocuk ve
gençlik dönemlerinde özür orannda genelde tek bir patoloji öne
çkarken yallkta birçok sistem etkilenmektedir. Bunun sonucu olarak
her sisteme yönelik özür oran ayr ayr belirlendiinden toplam oran
yallarda daha fazla olmaktadr. Yallarn %80'inde en az bir kronik
hastalk bulunmaktadr (11-14). stanbul’da yaplan çalmada en fazla
özür oranna kronik hastalklarn neden olduu belirtilmitir (7). Bizim
çalmamzda da ya arttkça salk kuruluna bavuru skl ve sonuçtaki özür
oranlar artmtr. Evlice ve ark.larn nörolojik hastalklarda özürlülüü
deerlendirdii çalmalarnda ya arttkça ar özür orannn arttn tespit
etmilerdir (15). Biz de çalmamzda ya arttkça ar özürlü ve özürün
sürekli olmasnn arttn tespit ettik.
Özür oran %50 ve üzerinde olan hastalar günlük yaam aktivitelerini
yerine getirip getiremediine göre ar özürlü olup olmad
deerlendirilir. Terzi ve ark.larnn yapt çalmada ar özürlü oran
%56.3, Uysal ve ark.larnn yapt çalmada %49.4, Yldrm ve ark.lar %
47.2 olarak tespit edilmitir (16-18). Bizim çalmamzda %21 olarak
deerlendirildi ve kadnlarda ar özür oran daha fazla olarak tespit
edildi. Terzi ve ark.lar kendi çalmalarndaki ar özürlü orannn fazla
gelmesini çalmann sadece lokomotor sistem ile ilgili özürlü
bireylerden olumasna balamlardr (16).
Benli AR ve ark.
Salk kuruluna bavuran hastalar kuruldaki bölümlere ayr ayr muayene
olarak özür oran hesaplanr. Ya arttkça kronik hastalklar arttndan
hastann birden fazla bölümden engellilik oran artmaktadr. Bizim
çalmamzda hastalar en fazla lokomotor sistemden, sonrasnda srasyla
kardiyovasküler sistem, psikiyatrik ve kulak burun boaz (KBB)
muayenesinden engellilik oran almtr. Sayn ve ark.larnn yapt çalmada
salk kuruluna bavuran hastalarn KBB özür oranna sahip olma oran
%13.5 olarak deerlendirilmi(19). Bizim çalmamzda bu oran %25 olarak
gelmitir.
Çabalar ve ark.larnn nörolojik hastalardaki özürlülüü deerlendirdii
çalmalarnda nörolojik tanya sahip olan hasta oran %10.87 olarak
deerlendirilmi (20). Bizim çalmamzda nörolojik hastalklardan tan
alma oran %22.3 olarak belirlenmitir. Terzi ve ark.larnn yapt
çalmada lokomotor sistem hastalklarndan özür oranna sahip olanlar
%29.6 olarak deerlendirmiler (16). Uysal ve ark.lar da yaptklar
çalmada en yüksek özür oranlar kas iskelet sisteminden %21 olarak
elde etmilerdir (17). Bizim çalmamzda bu oran %37 olarak
izlenmitir. Bizim çalmamzda branlara göre oranlarn fazla gelmesi
dier çalmalarn izole olarak sadece KBB, nörolojik hastalklar ya da
lokomotor sistem hastalklarnn deerlendirilmesinden
kaynaklanmaktadr. Bizdeki oranlarn fazla çkmasnn nedeni SK'ya
bavuran hastalarn daha çok komplike sorunlar olan ve birçok
bölümden tan alan grup olmasndan kaynaklanmaktadr.
SK da yaplan deerlendirilmelerin ve sonuçlarn arivlenmesi hem dosya
hem de bilgisayar ortamnda düzenli ve titiz bir ekilde yaplmaktadr.
Ancak hekimlerin gerek i yükünün fazlal gerekse SK muayenelerinin
döner sermaye ödemelerine ek katksnn olmamas nedeniyle SK'ya
katlmay gereksiz i yükü olarak alglamalar ve bunun sonucunda
nadiren hastalklarn gözden kaçmasna neden olmaktadr. Ayrca tp
uzmanlk eitiminde engellilik durumu ve oranlanmas konusunda eitimin
olmamas önemli bir eksikliktir. SK da yazm hatalarnn olmamas için
tbbi sekreterlerin görev almas önemlidir. Ancak hastanelerde
yeterli tbbi sekreterlerin görev alamamasndan dolay hastanelerin
baka birimlerinde çalanlardan tbbi bilgisi yeterli düzeyde
olmayanlar yazc olarak
görevlendirilmektedir. Bu personele tbbi terimler konusunda
eitimlerin verilmesi yazm hatalarn önlemek açsndan önemlidir. Salk
kurullarndaki raporlarn ulusal düzeyde toplanmas, engelli hastalarn
toplumsal hayatn bir parças olarak topluma yeniden kazandrlmas ülke
genelinde politikalarn ekillenmesine katk salayacaktr. Bu nedenle
veriler düzenli, açk, anlalr ekilde deerlendirip merkezi sisteme
kayt edilmelidir.
Özürlülerin frsat eitliliinin salanmas amacyla devlet politikalarnn
belirlenmesi, planlanmas, yürütülmesi ve deerlendirilmesinin önemi
gün geçtikçe artmaktadr. Özürlü nüfusun yaam düzeyi ile özürlü
nüfusa sunulan hizmetin kalitesi o toplumun salk, eitim ve ekonomik
kalknma düzeyi açsndan en önemli göstergelerden biridir. Birçok
ülke özürlülere ilikin istatistik bilgilerinin yetersiz olmasndan
dolay Dünya Salk Örgütünün tahminlerini kullanarak politikalarn
belirlemektedir. Biz de ise Babakanlk Özürlüler daresi Bakanl
tarafndan Devlet statistik Enstitüsü’ne yaptrlan Türkiye Özürlüler
Aratrmas ile ülkemizdeki özürlüler nicelik olarak aratrlmtr. Devlet
politikalarnn belirlenmesi srasnda özürlülerin nicelii kadar
nitelii de önemlidir. Özürlülüün önlenmesi ve rehabilitasyon
programlarnn belirlenmesi için özürlülük alannda uygun toplanm
ayrntl verilere ihtiyaç vardr. Özürlü bir birey çalamad gibi bakma
ihtiyaç duymaktadr. Bu da ülke ekonomisi için ciddi bir yük
oluturmaktadr (2).
Ülke genelindeki salk kurullarndan elde edilecek veriler, öncelikle
bölgesel sonrasnda tüm ülkeyi ilgilendiren kalknma planlar,
özürlülere uygun i imkanlar, onlarn topluma yeniden kazandrlmas ve
toplum içindeki yaaylarnda çektikleri zorluklar ortadan
kaldrlmasnda yol gösterici olacaktr. Yine salk kurullarndan elde
edilen veriler neticesinde hangi hastalk gruplarnn o bölgede daha
fazla olduu, bunlar önlemek için neler yaplabilecei planlanabilir.
Bölgeler aras karlatrmalar yaplp, eksiklikler giderilebilir. Örnein
bir bölgede trafik kazalar sonrasnda oluan özürlülük ön planda ise
öncelik yollara verilirken, dier bölgede konjenital anomaliler
sonrasnda oluan özürlülük daha fazla ise gebelik öncesi ve gebelik
döneminde aile eitimine öncelik verilebilir. Bunlar uzun vadede o
ülke içindeki özürlü saysn azaltarak ülkenin gelimesine katkda
bulunur. Bu nedenle bölgesel ve ulusal SK çalmalarna ihtiyaç
vardr.
KAYNAKLAR 1. Özürlülük Ölçütü, Snflandrmas ve Özürlülere Verilecek
Salk Kurulu Raporlar Hakknda Yönetmelik.
Resmi Gazete: Özürlüler daresi Bakanl; 30/03/2013. say: 28603. 2.
Arslan , Gökçe Kutsal Y. Yallarda özürlülüün deerlendirimine
yönelik çok merkezli epidemiyolojik
çalma. Geriatri. 1999;2(3):103-1. 3. Organization WH. Towards a
common language for functioning, disability and health: ICF: World
Health
Organisation; 2002. 1-21.
172 Konuralp Tp Dergisi 2016;8(3) 167-172
4. ahin N, Altun H, Kara B. Özürlü Çocuk Salk Kurulu Raporlarnn
Deerlendirilmesi. Kocatepe Tp Derg 2014;15(1):48-3.
5. Karkee R, Yadav B, Chakravartty A, et al. The prevalence and
characteristics of disability in Eastern Nepal. Kathmandu Univ Med
J 2008;6(1):94-7.
6. Uskun E, Öztürk M, Kiiolu A. Isparta ilinde özürlülük, sakatlk
ve engellilik epidemiyolojisi. Salik Toplum
2005;15(1):90-100.
7. Ylmaz H, Kesikta N, Eren B, ve ark. stanbul linde özürlülük oran
ve özürlülerin durumu. Türk Fiz Tp Rehabil Derg
1998;1(2):51-3.
8. Beer E, Atasoylu G, Akgör , ve ark. Aydn il merkezinde özürlülük
prevalans, etiyolojisi ve sosyal boyutu. TSK Koruyucu Hekim Bul
2006;5(4):267-75.
9. Özbaran B, Köse S. Çocuk Psikiyatrisi pratiinde özürlü salk
kurulu raporlar: 6 yllk Ege Üniversitesi deneyimi. Çocuk Genç Ruh
Salk Derg 2011;18(1):67-72.
10. Ceyhan D, Yaar T, Demirok A, ve ark. Salk Kurulu Raporlarna
Göre Van Bölgesinde Görme Özürlülük Nedenleri. Turk Oftalmol Derg
2012;42(2):131-4
11. Manton KG, Stallard E. Cross-sectional estimates of active life
expectancy for the US elderly and oldest-old populations. J
Gerontol 1991;46(3):170-82.
12. Jenner G. Multiple pathology in the elderly. Practitioner
1993;237(1523):119- 21. 13. Rosa TEdC, Benício MHDA, Latorre MdRDd,
et al. Determinant factors of functional status among the
elderly. Rev Saude Publica 2003;37(1):40-8. 14. Özgül A. Geriyatrik
patolojinin esaslar. Ed: Beyaova M, Gökçe-Kutsal Y, Fiziksel Tp ve
Rehabilitasyon.
Ankara: Güne Kitabevi, 2000: 1341-52.2. 15. Evlice A, Demir T,
Aslan K, ve ark. Nörolojik Hastalklarda Özürlülük. Çukurova Üniv Tp
Fak Derg
2014;39(3):566-71. 16. Terzi R, Altn F, Amaç . Özürlü Salk
Kurulunda Deerlendirilen Hastalarn Lokomotor Sistem
Özürlülüklerinin ncelenmesi. Turk J Osteoporos 2014;20:60-64. 17.
Uysal C, Bulut M, Kaya C, ve ark. Dicle üniversitesi hastaneleri
özürlü kuruluna bavuran olgularn
incelenmesi. J For Med. 2013; 27(1):1-9 | DOI:
10.5505/adlitip.2013.30092 18. Yldrm A, Çetin , Toprak S, ve ark.
Gaziosmanpaa Üniversitesi Tp Fakültesi Hastanesi’nde Mays
2007
ve Kasm 2008 tarihleri arasnda verilen özürlü raporlarnn
deerlendirilmesi. Adli Bilim Derg 2010;9(1):28–34.
19. Sayn , Erdur Ö, Topçu , Kayhan F. Salk kuruluna özürlülük
tespiti ve dier nedenlerle bavuran olgularda kulak burun boaz
patolojileri ve sklklar: gözlemsel bir çalma. Kulak Burun Boaz htis
Derg 2011;10(4):87-91.
20. Çabalar M, Tatldede AD, Yazar T, et al. Nörolojik hastalklarn
özürlülük derecelerinin salk kurulunda deerlendirilmesi. Bakrköy Tp
Derg 2011;7(4):142-6.
Dilek Durmu1
Mustafa Unal2
Yazma Adresi: Mustafa Unal, MD, Assistant Professor, Department of
Family Medicine, Ondokuz Mayis University, Samsun, Turkey
Telephone: 00903623121919-2744 Fax: 00903624576041 E-mail:
[email protected]
Konuralp Tp Dergisi e-ISSN1309–3878
[email protected]
[email protected]
www.konuralptipdergi.duzce.edu.tr
Diz Osteoartritinde Kapsaisin Fonoforezin Etkisi ve Birinci
Basamakta Erken Kullanlabilirlii: Randomize Kontrollü Bir
Çalsma
ÖZET Amaç: Bu çalmann amac Kapsaisin fonoforezis ve kapsaisin jelin
diz osteoartritinin tedavisinde ar, engellilik, fonsiyonalite, uyku
kalitesi ve depresyon üzerine etkilerini deerlendirmektir. Gereç ve
Yöntem: Yetmi üç hasta 3 gruba ayrld. Tüm gruplara egsersiz
tedavisi uyguland. Egsersize ek olarak birinci gruba (n = 24)
kapsaisin fonoforezis, ikinci guruba (n = 24) kapsaisin jel
uyguland. Tedaviler haftada 3 gün, 6 hafta uyguland. Hastalar ar
için görsel analog skala, engellilik için Western Ontario ve
McMaster Universite Osteoartrit Indeksi, fonksiyon için 50 m yürüme
zaman, depresyon için Beck Depresyon Skalas ve uyku kalitesi için
Pittsburgh Uyku Kalite indeksi ile deerlendirildi.
Deerlendirilmeler tedavi sonras ve 1 aylk izlemde yapld. Bulgular:
Tüm guruplar tüm parametrelerde iyileme gösterdi. Ar skor sonuçlar
grup 1 de daha iyi idi. Bu iyilik bir ay izleminde hala devam
ediyordu. Grup 1 ve 2 arasnda engellilik, fonksiyon, depresyon ve
uyku kalitesi açsndan fark bulunmad. Sonuç: Kapsaisin fonoferezis
ary azaltmada egsersiz ve kapsaicin jele göre daha etkilidir.
Kapsaisin jelin haftada sadece 3 defa kullanlmasna ramen fonksiyon,
engellilik ve uyku kalitesi üzerine capsaisin fonoferesiz kadar
etkili olduu ve ayn zamanda egsersizin uyku kaliesi ve fonksiyon
üzerine etkisini artrd gösterildi. Bu sonuç özellikle birinci
basamakta kapsaicin jel kullanmn tevik etmektedir. Anahtar
Kelimeler: Diz osteoartriti, fonoforezis, kapsaisin
The effect of capsaicin phonophoresis in knee osteoarthritis and
can it be utilized early in primary care? : A randomized-controlled
trial
ABSTRACT Aim: The aim of this study is to evaluate the effect of
capsaicin phonophoresis (PP) and capsaicin gel in the treatment of
knee osteoarthritis (OA) on scores of pain, disability,
functionality, sleep quality and depression. Method: Seventy-three
patients divided into 3 groups. All groups receieved exercise
therapy. Addition to exercise, group 1 (n = 24) received capsaicin
PP, Group 2 (n = 24) capsaicin gel. Therapies applied 3 days a
week, for 6 weeks. Patients were evaluated with visual analogue
scale (VAS) for pain, Western Ontario and McMaster University
Osteoarthritis Index for disability, 50-m walking time for
functionality, Beck Depression Inventory Scores for depression and
Pittsburgh Sleep Quality Index for sleep quality. Evaluations are
done after the therapy, and at 1- month follow up. Results: All
groups improved significantly in all parameters. Pain scores after
treatment were better in group 1. Regarding pain scores at follow
up it was still effective. Regarding disability, functionality,
depression and sleep quality no difference found between group 1
and 2. Conclusion: Capsaicin Phonophoresis is more effective in
reducing pain compared to exercise and capsaicin gel. Capsaicin
gell was as effective as Capsaicin Phonophoresis on functionality,
disability and sleep quality and also more effective than exercise
alone on functionality and sleep despite using 3 times a week. This
result encourages capsicin gel usage in the treatment of knee
osteoarthritis especially in primary care. Key words: Knee
osteoarthritis, phonophoresis, capsaicin
ARATIRMA MAKALES
INTRODUCTION Osteoarthritis (OA) is one of the most
common rheumatologic conditions and dominates primary care and
physical therapy and rehabilitation (PTR) visits of the aged
population. OA is chronic disease characterized by the focal
deterioration and abrasion of articular cart