Upload
josephist-34
View
246
Download
5
Embed Size (px)
DESCRIPTION
GUZATE 3. SAYI
Citation preview
HAFTANIN RÖPORTAJI (KITS2008) Haftanın konuğu: TR Liglerinin En Değerli Takımlarından Real Phoenix Mod_Phoenix ; Gençleşme, oyuncu yetiştirme, extreme kadro denildiğinde akla ilk
gelenlerden biri :-) 1.1’i en çok zorlayan nadide menajerlerden biri(O artık Süper Ligde
), foruma verdiği emek tartışılmaz bir isim. Eski menajer adıyla ‘nursua’, yeni menajer
adıyla mod_Phoenix. Öncelikle röportaj teklifimizi kabul ettiği için kendisine teşekkür
ediyor ve sorularımıza geçiyoruz, önce sizden gelen sorularla başlayalım:
Soru sahibi : josephist34
Soru : Gençleşme olayının ilk yapımcılarından kendisi, 2011 yılının yaz aylarında bu
muhabbetler geçiyordu ve kendisi ilk yapanlardandı, fuat, ben, o, fatih hocam bu
mevzuda derin derin konuşurduk (tabi ben o zamanlar küçük takım olduğumdan parasız
pulsuz gençleşmek imkansızdı ). Ama sonradan birçok kişi bunu yaptı ve hatta
yapanlar gayet başarılı oldu ve ilk 3 lige hatta ilk 2 lige sabitlendiler.
Bu furyayı başlatanlardan olan kendisi o zamanlar acaba doğru mu yapıyorum yanlış mı
yapıyorum diye hiç düşündü mü?
Bugün buralara gelebileceğini, takımının Dünyanın en değerli takımları arasında
sabitleneceğini bekliyor muydu?
Bir de aynı derecede gençleşmeyi bugünün şartlarında, şu anki transfer pazarı ve şu anki
oyuncular ile yapsaydı (o zaman genç ve iyi olarak tabir edilen oyuncular 18 yaş 2.0
oyunculardı, şu an 17 yaş 3.0 gördüğümüz bile oldu arada uçurum var sonuçta) acaba
aradan geçen aynı sürede takım gücü ve değeri tahminen ne olurdu?
mod_Phoenix : Classic versiyonundan buraya geçiş yapan oyunculardan birisiyim.
Oyunun mantığına ve işleyiş tarzına uzak olmadığım için burada classic versiyonu
içerisinde oynadığım süre içerisinde de uyguladığım ve başarı sağladığına inandığım
genç oyuncular ve onların gelişimleri doğrultusunda bir başlangıç yapmayı tercih
edenlerdenim.
Oyun başlarında genelen takım gücüne önem veren oyuncular mevcuttu. Herkesin eşit
şartlarda olması sebebiyle takım gücünü arttırmak adına transferlere ağırlık veren
takımlar ilk sezonlarda büyük başarılar elde ettiler. Hatta genç oyunculara rağbet
neredeyse yok denecek kadar az denilebilirdi. Zaten en genç oyuncu da 19 yaşındaydı
Ben elimdeki imkânlarla sürekli olarak genç oyuncular alıp geliştirdim ve zaman
içerisinde takım değerim de kendiliğinden arttı. Bu derece yükselebileceğini aslında
beklemiyordum. Daha doğrusu takım değerim yükselsin veya dünyanın en değerli takımı
olmayı hesaplayarak bunları yapmamıştım. Yine de bu tarz bir başarı elde etmek doğru
yolda olduğum konusunda beni defalarca teşvik etti.
Hata yapmış olabileceğimi hiçbir zaman düşünmedim. Çünkü her şeyden önce oyuncu
geliştirmeden oyun içerisinde gelir sağlayabileceğiniz etkenler fazla değil. Oynadığım
süre zarfında oyuncu geliştirmekten de vazgeçebileceğimi pek sanmıyorum.
Ben toplamda 3 kere tamamen tüm takım halinde gençleşme yolunu tercih ettim.
(kadromdaki oyuncular son gençleşmenin ürünü) Eğer bahsetmiş olduğunuz gençleşmeyi
17 yaş 3.0Q gücündeki oyuncularla yapmış olsaydım (veya yapacak bir takım) rahatlıkla
25 yaşında 8 veya 9 tane 10Q oyuncuya sahip olabilirdim. Sabırlı olduğuna inanan, oyunu
uzun vadede oynayabileceğini düşünen ve sportif başarıyı şu aşamada ikinci planda
düşünen tüm arkadaşlarımıza da ellerinden geldiğince gençleşmelerini tavsiye ediyorum.
Soru sahibi : rakununited
Soru : Goal United oyunun en sevdiğiniz ve en sevmediğiniz tarafları nelerdir?Eğer sizin
elinizde olsaydı Goal United oyununda neyi,ne şekilde değiştirirdiniz?
mod_Phoenix : Sanırım oyunun en sevdiğim yanı fazla vakit harcamaya gereksinim
duymadan oynanabilmesi. Sevmediğim yanı ise görsellik konusundaki bazı eksiklikleri.
Eğer elimde olsaydı en azından iki boyutlu da olsa maçların izlenmesini sağlamak
isterdim.
Soru sahibi : TaksimUnited
Soru : Online Menajerlik oyununa nasıl başladınız. Ne kadar zamandır bu oyunu
oynuyorsunuz. oyuna yeni başlayanlara tavsiyeleriniz nelerdir? Oyundaki hedefiniz
nedir. Mesela şuan Türkiye sıralamasında 7. , Dünya sıralamasında 104. sıradasınız.
Birgün Dünyada 1. sırada olacağınıza inanıyor musunuz. 1. olsanız oyunu zirvede bırakır
mısınız ?
mod_Phoenix : Oyuna bir arkadaşımın yönlendirmesi ile tam olarak tarihini
hatırlamasamda 2008 senesinin son zamanlarında başladım. Oyuna yeni başlayan
arkadaşlarımıza forumda yazılanları incelemelerini tavsiye ediyorum. Oyun hakkında
hiçbir bilgisi bulunmayan birisi bile 1 hafta içerisinde neleri yapıp yapmaması gerektiği
konusunda kesin bilgilere ulaşabilir. Ben kendi adıma bunun çok faydasını gördüm.
Oyuna başladığım günden bu yana asıl hedefim 1. lig içerisinde yer almaktı. Şu aşamada
da lig içerisinde kalıcı olabilirsem başarılı olduğumu düşünebilirim.
Zirvede yer almak ya da zirvede bırakmak gibi bir düşüncem yok.
KITS2008: Gerçek yaşamınızda spor ve özellikle futbolla aranız nasıldır, ne sıklıkla
yaparsınız? Hangi sporları seversiniz?
mod_Phoenix : Çok sık spor yapan birisi değilim. Fırsat bulduğum zamanlar içerisinde
halı saha maçları ve taraftarı olduğum takımın bazı maçlarına giderim. Futbol haricinde
boks maçlarını izlemekten keyif aldığımı söyleyebilirim.
KITS2008: Okurlarımızın tamamı forumda az/çok aktif menajerler, forumda daha güzel
bir ortamı yakalama adına herhangi bir ricanız, mesajınız vs. var mı?
mod_Phoenix : Forumdaki bir çok arkadaşımız birbirine isimleri ile hitap edebilmektedir.
Bu bile forumun ne denli aktif olarak kullanıldığı ve paylaşımların güzelliğini
yansıtmaya yetmektedir. Sadece oyun değil gündelik yaşantılarına dair paylaşımlar yapan
ve forum sayesinde sıkı dostluklar kuran arkadaşlarımız da mevcuttur. Tüm bunların
devam ederek sevgi ve saygı çerçevesinde paylaşımların devamlılık kazanması tüm
arkadaşlarımızdan kendi adıma ricamdır.
KITS2008: En sevdiğiniz oyuncu karakteri ve yeteneği nedir? En sevdiğiniz oyuncunuz
hangisidir?
mod_Phoenix : En beğendiğim
oyuncum Rony Gloede. Her
mevkide oynayarak (1 sezon
kaleye bile geçmişti)
takımımızın değişmez
oyuncularından birisi olmuştur.
Eskiden çalışkan karakterli
oyunculara karşı bir beğenim
mevcuttu. Şu aşamada ateşli,
agresif ve tek yönlü oyuncular
tercih sebebim. Yetenek
açısından top sürme ve
yaratıcılık yeteneklerini
diğerlerinden biraz daha fazla
beğeniyorum. Yine de takım
içerisinde her karaktere (içine
kapanık haricinde) ve yeteneğe
ihtiyaç oluyor.
KITS2008: Gelecek sezondan takımınızın adına beklentileriniz ve hedefleriniz nelerdir?
mod_Phoenix : İlk 6 içerisinde yer alabilirsem yeterli olacağını düşünüyorum.
KITS2008: GUzate ekibiminizin nerdeyse tamamını yakından tanıyorsunuz, zaten
başından beri bizi desteklediniz, desteğiniz için teşekkür ederiz, bu röportaj ile de bi
anlamda desteğinizi perçinlemiş oldunuz, GUzate ile ilgili düşünceleriniz neler,
beklentileriniz neler bundan sonrası için?
mod_Phoenix : Uzun zamandır yapılması gereken bir uygulamayı faaliyete geçirdiğiniz
için kendi adıma size teşekkürlerimi sunuyorum. Sizden tek beklentim başlamış
olduğunuz bu güzel yapıtı çok uzun süre devam ettirmeyi başarabilmenizdir.
mod_Phoenix’e bize vakit ayırdığı için çok teşekkür ediyoruz. 1.1’de kalıcı olmasını ve
uzun vadede kupayı kaldırmasını kendi adıma temenni ediyorum, başarılar diliyorum.
Haftaya yepyeni bir röportajla buluşmak dileğiyle, hoşçakalın. KITS2008
YENİ SEZONDA 1.LİG (TheHorseMan) Yeni sezona merhaba dediğimiz şu günlerde goalunited camiası olarak
yine en büyük ilgiyi hiç şüphesiz Süper Lig görecek. Kıyasıya bir rekabetin
yaşandığı, bol gollü maçların oynandığı, heyecan ve tansiyonun bir an olsun
dinmediği bu en büyük ligde, yeni sezonda bizleri neler bekliyor gelin hep
birlikte bir göz atalım.
Düşenler / Çıkanlar
1.lig, bu sezon 6 yeni takıma
merhaba dedi. Menderes SK, Nurfer F.C,
F.C Elazığ Dinamo, ve !NV!CTUS
takımları 2.lig gruplarında şampiyon
olarak 1.lige yükselirken, Real Phoenix
ve ünye kartalı da eleme grubundan
1.lige yükselme başarısı gösterdi.
Seti, Mektebi Sultani, Fatihin
Fedaisi, vamosbien, Smyrnian Lions F.C.
ve @ Muhafız @ ise düşler sahnesinde
tutunamayarak 2.lige düşen takımlar
oldu.
Elemeler
Bu sezon eleme grubuna 1.ligden Fatihin Fedaisi ve Smyrnian Lions F.C.
takımları katılırken, 2.ligden ise FethiyeKingsSC, Real Phoenix, ünye kartalı ve
Tiyerispor eleme grubunda oynayacak takımlar oldu. 1.lig ekipleri elemelerde
varlık gösteremezken, eleme grubundan 1.lige yükselen takımlar Real Phoenix
ve ünye kartalı oldu.
Real Phoenix eleme grubunda Tiyerispor ve
Fatihin Fedaisi ile karşılaştı. İlk maçta Fatihin
Fedaisini konuk eden takım, rakibine gol olup
yağarak maçı 7-1 kazandı. İkinci maçını Tiyerispor
deplasmanında oynayan kırmızı beyazlı ekip bu
maçı da 4-2 kazanarak 1.ligin yolunu tuttu.
Ünye kartalı ise elemelerde FethiyeKingsSC ve
Smyrnian Lions F.C. takımlarıyla karşılaştı.
FethiyeKingsSC ı evinde 3-1 yenen ünye kartalı, Smyrnian
Lions F.C. deplasmanından da 2-2lik skorla ayrılarak
eleme grubunda puanını 4e yükseltti ve adını 1.lige
yazdıran diğer bir takım oldu.
Analizler
Yeni sezon öncesi takımların
güç dağılımlarına baktığımızda
ligin genelinin 80Q üzerinde
olduğunu görüyoruz. Real Phoenix,
93Q’luk takım gücü ile kâğıt
üzerinde en güçlü takım
konumundayken, 75Q gücündeki
ünye kartalı ise ligin en zayıf
halkası olarak dikkat çekiyor.
Kulüplerimizin takım
değerlerine baktığımızda ise
oldukça büyük meblağlar
karşımıza çıkıyor. Darkblue 628
milyon € luk takım değeri ile ligin
en pahalı takımı konumundayken,
1.ligin toplam değeri ise tam 5,3
milyar €. Bu rakam, Gine,
Karadağ, Andorra ve Fiji gibi
ülkelerin toplam gayrisafi milli
hasılalarından bile daha fazla.
Yeni sezonda tüm 1. Lig takımların başarılar dileriz. Zevkli bir sezon geçirmek
ümidiyle.
PAF TAKIMI KULÜBÜN GELECEĞİDİR - 2 (Ugurspor72)
Önceki yazıda paf hakkında temel bilgilere değindik. Şimdi biraz daha seçici olarak paftan nasıl
yararlanırız ona bakalım.
Oyuncular için önemli olan ilk değer oyuncu gücü demiştik. Sonrasında karakter ve yaş geliyor.
Pafta yıldız puanlaması veya kart ile bulduğumuz iyi oyuncunun kayda değer olup olmadığına yaşı
açıldığı zaman karar veriyoruz. Herkesin gönlünde 17 yaşına girmiş 2.8’lik oyuncu çıkması yatar.
Ara sırada olsa bu gerçekleşir. Bulduğumuz oyuncunun gücü yüksek çıkmış fakat yaşı da büyük
çıkmışsa kötü şans olarak görülebilir. Fakat yüksek güçte oyunculara sahip olmak, sonrasında
başvuran oyucularında yüksek gelmesini tetikliyor. Oyun tarafından açıklanmış bir bilgi yok.
Sadece kendi gözlemlerim ve başka menajerlerin gözlemleri sonucu oluşmuş bir fikir. Genelde
dikkat edilirse, genç yaşta yüksek güce sahip oyuncular, paf takımı iyi olan menajerlerden çıkıyor.
Veya defanstan sürekli iyi oyuncular çıkaranlara yine hep iyi defans oyuncuları geliyor. Paf
kadronuz 0.6-0.8 oyuncularla dolu ise her yeni gelen oyuncu, çoğunlukla yine düşük güçlerde
geliyor. Her seferinde takımdan kovarız ama gelen gideni aratır ve bu sefer daha kötüsü gelir. Bu
şekilde sürekli uğraşılırsa paf takımını adam etmek gerçekten zor. Ara sıra 1-2 tane iyi oyuncu
gelir. Onları gözlemleyip as takıma çıkarırız. Sonrasında yeniden 0.4-0.6 lık oyuncularla devam
ederiz. Hatta tek bölgeden sürekli iyi oyuncu gelen menajer aynı anda tüm güçlü oyuncuları
çıkarınca bile o bölgeye gelen oyuncu güçlerinde azalma oluyor. %100 sonuç vermeyecek olsa da
bu kısır döngüden kurtulmak için bir yöntem denenebilir.
Denenebilecek yöntem 0.8 gücünde olanları takımda tutup güçlerinin artmasını beklemek.
Oyuncu güçleri 1.2 - 1.4 seviyelerine ulaştığında yeni gelen oyuncuların aldığı yıldızlarda yani
güçlerinde artış görülebilir. Gerekirse bu geliştirme sürecine tek mevkiden başlanabilir. Yeni
başvuranlarda düzelme önce o mevkiden başlar. Sonrasında tüm takıma yayılır. Bu süreç kısmı
şansa bağlı. Bazen kısa sürede toparlanma yaşanabilir. Bazen ise daha uzun sürer. Kart kullanarak
günde 3 oyuncu deneme şansı kullanılarak zaman hızlandırılabilir ama o da kesin değil. Kart
kullanımı yapılacaksa da önce takımda 1.4 ve üzeri oyuncuların gelişmesini beklemek ve
araştırmayı o mevkide yapmak daha iyi olur. Sezonlar boyunca kötü paf takımına sahip olup,
geleni kovmaktansa bu şekilde deneme yaparak paf takımının gücü yükseltilebilir.
Kendimden örnek verecek olursam. Daha öncesinden iyi bir paf takımım vardı. Ne zaman
oyuncuları as takıma çıkardım işte o zaman paf takımı çöktü. Kart ile çok uzun süre araştırma
yaptım. Arada numunelik gelenler oluyordu ama sonrasında yine çok düşük güçte oyuncular
gelmeye devam ediyordu. 1 paf oyuncusu takımda 15 günden fazla kalmıyordu. Dönüşümlü
olarak tüm kadro baştan aşağı değişiyordu ama bir sonuç çıkmadı. Sonrasında örnekte verdiğim
gibi 2 yıldız alan oyuncuları geliştirmeye başladım. Her yeni gelen oyuncu 1 yıldız alırken bir süre
sonra 2 yıldız alan oyuncular gelmeye başladı.
Paf takımındaki güçlü oyuncularının tamamını bir seferde as takıma çıkarmadan yerlerine güçlü
oyuncuları beklemek bu döngünün devamını sağlıyor. Özellikle 18 yaşının sonunda veya 19
yaşında 2.4 ve üzeri oyuncuları as takıma çıkarmak kazançtan çok kayba neden oluyor. Alt liglerde
oynayan ve şu anda bu tür oyunculara ihtiyacı olanlar için durum farklı elbette. Fakat gerçekten
iyi oyuncu aranıyorsa, kritere uymayan tüm güçlü oyuncular pafta kalmalı. Güçlü kadroya güçlü
oyuncu, zayıf kadroya zayıf oyuncu geliyor.
GUU (Goalunited Uluslararası Ustalar) (farewell)
1.GRUPTA ÜST TURA ÇIKANLAR.
Şüphesiz oyunun en çok ilgi çeken yeniliği Uluslararası Ustalar...
Ve en dikkat çeken grup en iyilerin yer aldığı 1. Grup...
Ülke olarak grup aşamasında pek de varlık gösteremedik açıkçası, 23 takımla katıldığımız 1. gruptan
sadece 8 takımımız üst tura çıkmayı başardı ancak bu tabi ki başarısızlık değil, hala kupanın en ciddi
adaylarındanız .
Gruplarından Çıkan 8 takımımız:
Nurfer F.C.
darkblue
Vampire7
FC HHaKaNN
YENİ ÜMİT
Menderes SK
Real Phoenix
BoRDo MaVi
Öncelikle 8 takımımızı bu başarıları için tebrik edip salı günü oynayacakları maçlarında başarılar dileriz
.
Şimdi bu takımlarımızın grup aşamasında neler yaptıklarını, buraya kadar nasıl geldiklerini mercek
altına alalım...
Nurfer F.C.
İlk maçında 3-1 lik rahat bir galibiyete imza atan ekibimiz, 2. maçında maç boyu önde götürdüğü
mücadeleden 3-3 lük beraberlikle ayrılıp 1 puana razı gelmek zorunda kaldı. 3. maç ise adeta gol
düellosu, maç boyu karşılıklı goller olmasına rağmen rakibinin temposuna ayak uyduramayan Nurfer
F.C. 3. maçından 5-4 mağlubiyetle ayrılıp işleri zora sokmasına rağmen 4. maçında 2-1 lik skorla
deplasmandan 3 puanı çekip koparmayı bildi. 5. maçında evinde tutunamayan ekibimiz 4-1 lik skorla
kaybedip gruptan çıkma şansını zora soksa da son hafta grup liderliğini garantileyen rakibiyle oynayıp
deplasmanda 4-2 kazanarak grubundan 2. olarak çıkmayı başardı... Tebrikler.
darkblue
İlk 2 maçını deplasmanda oynayan darkblue ilk deplasmanında rakibini 4-0 lık skorla adeta ezip geçti,
2. deplasmanından da 1 puan almayı başaran ekibimiz evinde oynayacağı 3 maçlık seriye gayet rahat
girmeyi başardı ve ardarda evinde oynadığı 3 maçı sırasıyla 2-1, 5-1 ve 2-1 kazanarak 5. hafta sonunda
liderliğini ilan edip son maça yedek kadroyla çıkmasına rağmen deplasmanda rakibi karşısında etkili
bir oyun sergiledi ancak oyuncuların tecrübesizliğinden olsa gerek kaybetti . Grubundan lider olarak
çıkan son şampiyonu gönülden tebrik ederiz .
Vampire7
İlk maçında evinde 2-0 kaybeden temsilcimiz 2. hafta deplasmanda 3-1 kazanarak biraz olsun
toparlansa da 3. hafta da evinde kaybedince taraftarlar adeta çılgına döndü ve Vampire7 nin önde
gelen 2 taraftar grubu Fenerbahçem ve Genç Vampirler 4. maçta kaybedilecek herhangi bir puan
kaybında içerde oynanacak maça gelmeyeceklerini açıkladılar :D. Bunun üzerine 4. maça daha çok
odaklanan temsilcimiz deplasmanda 2-1 kazanarak hem taraftarından özür diledi hem de gruptan
çıkma adına büyük avantaj yakaladı. 5. maçta evinde muhteşem bir taraftar desteğiyle rahat kazanan
Vampire7 son maçta deplasmanda da kazanarak son 3 maçını da kazanıp bırakın gruptan çıkmayı
grubu lider olarak tamamlayarak üst tura yükselmeyi başardı, tebrikler .
FC HHaKaNN
İlk maçında deplasmanda 3-2 kazanmayı başaran FC HHaKaNN 2. maçının da deplasmanda
oynanmasına itiraz etse de GU Federasyonu'ndan ret cevabı gelince maça yorgun argın çıkmak
zorunda kaldı ve deplasmanda 2 puan bırakarak döndü ülkemize, ancak tabi ki 2 deplasmanda 4 puan
çok iyi . Ardından evinde oynadığı 2 maçı da 2-1 lik skorlarla kazanan ekibimiz 4. maçlar sonunda
gruptan çıkmayı garantiledi ve liderliği önemsemediğinin göstergesi olarak son 2 maçına da yedek
ağırlıklı kadroyla çıkarak grubu 2 mağlubiyetle kapattı ve grubu 2. sırada tamamladı. Tebrikler .
Ancak eminiz ki Hakan hocamız isteseydi kesinlikle lider olabilirdi
YENİ ÜMİT
İlk 2 maçını da deplasmanda oynayan temsilcimiz ilk maçını 4-1 lik skorla kazanarak UU' ya fırtına gibi
başladı ve bu güzel başlangıcı 2. deplasman galibiyetiyle taçlandırarak evinde oynayacağı 3 maç için
çok büyük avantaj yakaladı. 2 deplasman galibiyetinin ardından taraftarlar içerde oynanacak olan ilk
UU maçına büyük ilgi gösterdi ve biletler satışa çıktıktan sonra 1 saat içinde tükendi, ancak maç günü
stat önünde karaborsacıların türemesi yönetimi ne kadar rahatsız etse de millet parayı götürdü :D.
Taraftarı önünde de kazanmayı başaran ekibimiz ilk 3 maçta 9 puana ulaşsa da grubun averaj takımı
Scorpions F.C. tüm maçlarını kaybetmeye devam edince yarışın 3 takım arasında geçecek olması YENİ
ÜMİT'i tedirgin ediyordu... 4. maçında taraftarı önünde kaybeden temsilcimiz için 5. maç adeta ölüm
kalım maçıydı ve grubun averaj takımı karşısında herkes gibi kazanarak puanını 12 ye çıkardı ve
gruptan çıkmayı garantiledi. Son maça lider giren ekibimiz deplasmanda 10 puanlı 2. ile oynadığı maçı
3-1 kaybederek liderliği kaptırsa da gruptan 2. çıkmayı başararak bizi gururlandırdı, tebrikler .
Menderes SK
Grup aşamasına galibiyetle başlayan temsilcimiz deplasmanda 3-1 kazanarak ilk haftayı 3 puanla
kapattı. 2. hafta da deplasmana gidecek olan Menderes SK yönetimi de FC HHaKaNN gibi itirazda
bulunsa da çifte standart uygulamayan GU Federasyonu bu isteği de geri çevirdi ancak ekibimiz
federasyona nazire edercesine 2. deplasmanından da galibiyetle ayrılarak adeta gövde gösterisi yaptı
. Ekibimiz evinde oynadığı ilk maçı kaybedip taraftarının yüzünün asılmasına sebep olsa da yine
evinde oynadığı 4. maçta taraftarından özür diledi ve 5-2 lik galibiyetle puanını 9 a çıkardı ve gruptan
çıkma adına büyük bir adım attı... İlk 4 maçta 9 puan toplayıp gruptan çıkmayı garantilememesine
rağmen evindeki 3. maça yedek kadroyla çıkan Menderes SK 5-0 kaybetti ve grubun kaderini son
haftaya bıraktı. (Bu ne biçim özgüvendir takdir ettim :D) son maçını deplasmanda Hunter FC ile
oynayan ekibimiz adeta gol nedir nasıl atılır dersi verdi ve 9-6 lık sansasyonel bi galibiyetle grubunu
lider tamamlamayı başardı, tebrikler
Real Phoenix
Beraberliklerin damga vurduğu grupta ilk maçını deplasmanda oynayan ekibimiz 1-1 lik beraberlikle
ayrılarak UU başlangıcında 2 puan kaybetti ancak 2. maçında deplasmanda ekiplerimizden SaLeW
SK'yı oldukça dostça ama bir o kadar da mücadeleci geçen maçta 2-0 yenerek bir nebze olsun
toparlamayı başardı. 3. maçı evinde oynayan Real Phoenix grubun geneline hâkim olan beraberlik
furyasından kendini kurtaramayınca 1-1 lik beraberlikle maçtan ayrıldı ve puanını 5 e çıkardı. 4. maçta
biraz daha ciddiyetle maça çıkan ekibimiz evinde 3-0 lık net bir skorla galip geldi ve diğer maçın
berabere bitmesiyle biraz olsun rahatladı. Ardarda 3. maçını evinde oynayan Real Phoenix'in diğer
temsilcimiz SaLeW SK'yı misafir ettiği maçtan beraberlik çıkınca ekibimiz Real Phoenix gruptan
çıkmayı garantiledi, hatta liderliği de büyük ölçüde garantilemiş olarak son haftaya girdi. Son hafta
da diğer ekibimiz SaLeW SK'nın gruptan çıkması için as kadro ile çıkan Real Phoenix hakemin katlettiği
maçta ilk yarıda gördüğü 2 kırmızı kart sonucu maçı 4-3 kaybetti ve SaLeW SK da berabere kalınca
gruptan lider olarak çıkmayı başardı, tebrikler .
BoRDo MaVi
Grubun ilk maçında deplasmanda ilk yarı attığımız golün üzerine yatarak kazandığımız 3 puan
sonucu gruba güzel bir başlangıç yapmamıza rağmen sonrasında evimizde oynadığımız 2. maçı 2-1
kaybedip durumu biraz zora soktuk... Ardından 3. maçta Almanya deplasmanında 2-0 kaybedip iyice
umutsuzluğa kapılırken bizim için ölüm kalım maçı olan 4. maçta taraftarımız önünde de kaybedince 4
haftada toplanan 3 puanın bir anlam kazanması için işimiz ince hesaplara kalmıştı... 5. maçta liderliği
garantileyen rakibimiz karşısında galip gelirken diğer maçtan beraberlik haberi bekleyecektik ve son
maç grup 2.sini evimizde yenip üst tura çıkacaktık ki taraftarın gönlünü alalım 5. maçlarda diğer
maçın 62. dakikada 1-1 olmasının ardından deplasmanda 70. dakikada bulduğumuz golle ne kadar
kalp krizinin kıyısına gelsek de maçların böle sonuçlanmasıyla sağlıklı bir şekilde son maçları
beklemeye koyulduk Hesapların tutması sonucu bizim inancımıza taraftarın da desteği eklenince
son maçta 50. dakikaya kadar attığımız 2 gol rakibin 88. dakikada farkı 1'e indirmesine rağmen bize
galibiyet için yetti ve gruptan 2. olarak çıkmayı başardık .
Haydi Aslanlar Alın Gelin Turları
1 İPUCU 1 BİLGİ (IVERSONvolki3131)
1 BİLGİ
İlk hafta bilgi kısmında antrenmanın olmazsa olmazı olan teknik antrenmandan söz ettik
ikinci hafta ise paftan çıkan oyuncularımızın kontratlarının önemine vurgu yaptık. Şimdi de 3.
sayımızın konusunu açıklama vakti geldi; her takımın yasama, yürütme ve yargı organı olan
çalışanların takımımızda olan öneminden söz edeceğiz.
Elbette sürekli başarılar için iyi bir çalışan kadrosu gerekir. Ama tabi çalışanların da
öncelikleri vardır. Mali danışman ilanı vermeden, başka hiç bir ilan verip çalışanı işe
almamalısın. Çünkü Mali danışmanın işi yeni işe alacağın çalışanların maaşlarını pazarlıkla
daha iyi düşürmene yardımcı olmaktır. Ayrıca bankadan çekeceğin kredilerin faizlerini
düşürür. Böylece ihtiyaçlarını daha masrafsız şekilde karşılayabilirsin. Mali danışmanı 50+
öneririm. İlk Mali danışman başvurduğunda 1-2 dengeli pazarlık yapıp veya hiç yapmayıp
direk işe alın. Çünkü o Mali danışman, diğer başvuran Mali danışmanların maaşlarını
düşürmekte elinizi güçlendirecektir. Bir kereliğine 20-30.000 € verirsiniz o ilk Mali danışmanı
işe aldığınız için. Ama o mali danışman sayesinde asıl işe alacağınız Mali danışmanın maaşını
%50 düşürebilirsiniz. Bu durumda haftada 10-15.000 € kazanmış olursunuz.
Mali danışmandan sonra ilan verip almanız gereken çalışanları listesi ise şu şekilde olmalıdır;
Halkla ilişkiler müdürü 50+ (Sponsor tekliflerini pazarlıklarla daha iyi yükseltip, daha iyi
sponsor gelirleri elde etmek için)
Yardımcı antrenör 50+ (Oyuncuların daha iyi antrenman alıp, daha iyi gelişmeleri, Q ve skill
almaları, değerlerinin artması için)
Antrenör 50+ (Maçlarda sahaya daha fazla +bonus vermesi, oyuncularının daha iyi oynaması
için)
Paf takım antrenörü 50+ (Pafta bulduğun oyuncuların as takıma çıkana kadar daha iyi
gelişmeleri için)
Takım psikoloğu 50+ [Bu çalışanı işe almak için Sağlık bölümü 3. seviye inşa edilmeli]
(Oyuncuların formunu kart kullanmadan yükseltebilmek ve daha iyi oynamalarını sağlamak
için)
Fizyoterapist 50+ (Özellikle son güncellemeden sonra akşam antrenmanlarındaki diriliklerin
veriminin arttırılmasından sonra ve UU maçlarının eklenmesiyle düşen diriliklerin üst
seviyelerde kalmasını sağlamak için)
Bunun haricindeki çalışanlar: Kaleci antrenörü, Takım doktoru, Kondisyon antrenörü, fazla
önemli değil. Onlar 20 yetenekli olsa da olur. Her sezon eğitime gönderirsen zaten 3-5 sezon
sonra 50 yeteneği geçerler ve tecrübeleri de 100 olur. Böylece en azından 3-4 çalışanın maaşı
çok düşük olur. Onları eğitime gönderirken küçük paralar harcarsın. Haftalık maaşları da
düşük olduğu için kulübün ekonomisini zorlamazlar.
1 İPUCU
Çalışan ilanları; belli bir Yeteneğin üzerinde (+90a kadar) çalışan istiyorsanız veya belli bir
pozisyona çalışan almak istiyor fakat ilansız gelen rasgele başvuruları bekleyecek zamanınınız
yoksa başvurabileceğiniz tek yoldur. Aynı anda sadece 1 ilan verebilirsiniz. İlan süresi 7
gündür.
Bir çalışan ilanının fiyatını yetenek ve görev ortak olarak belirler. İlan devam ederken hala
rasgele başvurular almaya devam edebilirsiniz, rasgele başvurular haricinde her gün aradığınız
kriterlerde bir çalışan başvuruda bulunacaktır.
Tüm başvuranlar rasgele veya ilanla gelmelerine bağlı ayrım yapılmaksızın Başvurular
listesinde yer alır.
Ama dananın kuyruğu iste bu noktada kopuyor ;
Sizlere bu hafta vereceğim ipucu ise ilk paragraftaki konu ile alakalı olacak. Yazıya
başlamadan önce belirtmeliyim ki vereceğim bilginin resmi bir açıklaması yoktur tamamen
tecrübelere dayalı bir bilgidir. Sonradan vay efendim denedik olmadı gibi tepkilerle
gelmemeniz önemle rica olunur Bu kadar laf kalabalığı yeter artık konumuza gelelim.
Birçok kulübün dert yandığı işlerden biri de çalışanlarla yapılan pazarlıklar olarak karşımıza
çıkmakta. Herkesin bildiği gibi çalışan ilanı verildiği zaman kulübümüze ayni gün içerisinde
iki çalışan gelmektedir. Örneğin mali danışman ilanı verdik yanında da paf antrenörü geldi, ilk
teklifi paf antrenörüne yapıyoruz eğer teklifi kabul ederse almak istediğimiz çalışan olan mali
danışmana teklif sunuyoruz (%80 ihtimalle gelecektir) daha sonra tekrar paf antrenörüne
teklif yapıyoruz teklif kabul edilirse mali danışmana bir teklifte daha bulunuyoruz bu durum
paf antrenörü gidene kadar devam edilir. Bu işlem 7 gün boyunca tekrarlanır muhtemelen 7
çalışandan 4-5 tanesi kalacaktır 2-3 tane çalışanda gidecektir artık onlarda nazar boncuğu
artık elimizdeki 4-5 ücreti düşük çalışanla isteğe bağlı olarak uğraşma vaktimiz gelmiştir
IVERSONvolki3131
_Fighting Falcons_ menajeri ve 1 Bilgi 1 İpucu Editörü
Poké Topu
MADALYONUN DİĞER YÜZÜ (JoseSantiagoLopez)
Rudi Grzenkowski, nefes nefese kalmış bir şekilde antrenman sahasına doğru koşuyordu. Bir önceki
gün oynadıkları, oldukça zorlu geçen maçtan sonra sabah uyanmakta zorlanmıştı. Koşarken bir
yandan saatine baktı, 09:55'i gösteriyordu saati. Antrenörü haftalık antrenman programını çoktan
yapmıştı. Program hiç değişmezdi, bugün günlerden pazartesi ise 10:00 antrenmanında 'Doldur boşalt'
çalışacaklardı. Antrenmanların nasıl aynı şekilde süreklilik arz ettiğini bir türlü anlayamıyordu. 'Evet, bu
premium hesaptan dolayı olmalı' diye düşünmeye çalışıyor; ancak program kodlarından oluşan beyni
buna izin vermiyordu. Kulübünün sahip olduğu 'Üst sınıf antrenman merkezi'ne güç bela yetiştiğinde
saat tam olarak 10:00'ı gösteriyordu. Majd Hussain ve Uygar Camci kendisini gülerek
karşıladılar. Majd ve Uygar öyle bir karaktere sahiplerdi ki antrenmanlara en erken onlar gelir;
tesislerden en geç ayrılanlar da yine onlar olurdu. Bunun meyvesini de özelliklerinin hızlı bir şekilde
artması olarak alıyorlardı. Rudi bir de kendi karakterini düşündü, içine kapanıktı. Hiçbir antrenörün
istemediği bir yetenek... Hâlbuki paf takımında gözlemlenirken antrenörü kendisinden ne kadar da
umutluydu... Sürekli 5 yıldız alıyordu. Gözlemin ilk haftası 17 yaşına yeni girmiş olarak görünüyordu,
her şey çok güzel gidiyordu, ta ki diğer hafta yeteneği açılana kadar. O hafta antrenörünün oyun
başındaki serzenişini duyar gibiydi, tek kelime ile yıkılmıştı... 'Rudi!' diye bağırdı Casimiro Cossa.
Top şimdi kendisindeydi, yapması gereken 10:00 taktiğine uygun olarak topu ilerideki arkadaşı Gleb
Makeev'e atmaktı. 'Ne amaçsız, tekdüze bir taktik' diye geçirdi içinden. Ama yapacağı bir şey yoktu.
Tüm yönetim bilgisayarın başındaki antrenörünün elindeydi. Bedenini, zihnini kullanma gücüne sahip
olmadığı gerçeği tekrar aklına geldi... Üzüldü... İkili sayı sisteminden oluşan matrixvari zihninde eski
anıları canlandı…
'BİR İHTİMAL DAHA VAR' stadı bugün tıklım tıklımdı. 65.000 seyirci, takımlarını yalnız bırakmamak
için yerlerini almış durumdaydılar.Rudi, sahaya adımını atar atmaz, stadın ihtişamına hayran kalmıştı.
Takımdaki ilk maçıydı, aynı zamanda takımı için de bir o kadar önemli bir maçtı. Başlama düdüğünden
sonra, kronometre 00:01'i gösterdiği anda karakterinin etkisinin bir zehir gibi vücuduna yayıldığını
farketti. Bu durumla birlikte antrenörünün bu önemli maça '%150 kendini adama' ile çıktığının farkına
varması arasında da 1 saniyelik bir fark vardı. Kronometre 00:02'yi gösterdiğinde Rudi, artık tam
anlamıyla bu maçın onun maçı olmadığını anlamıştı. İsteksizce koşuyordu, top ayağına geldiğinde
yana ya da geriye doğru paslar atıyordu; ama bunların hiçbirini istediği için değil, tamamen motorun
kendisine verdiği komutlarla yapıyordu. Maçın 34. dakikasında önüne gelen topa ayağının ucuyla
hafifçe dokunarak pasını Anıl Arik'a aktardı. İşte o an Anıl'ın, stadyuma hakim olan coşku ile nasıl
uyum içinde olduğunu gördü. Sahaya adımını atmasıyla birlikte stadyumun bütünleyici bir parçası
olan Anıl, aynı zamanda takımda tam bir maestroydu. Karakterinden dolayı kısa zamanda kaptanlığı
kapmış, yeteneği sayesinde de taraftarların gözdesi olmuştu. 'Onun yerinde ben de olabilirdim.' diye
geçirdi içinden Rudi. Aslında kendisi de yaratıcılık yeteneğine sahipti; "Ama aylardır flu olarak
bekleyen bir yetenek..." dedi yine içinden. Tüm bunları düşünürken bir yandan da eski paf arkadaşına
hayranlıkla bakıyordu. O esnada Anıl, yine o şeytani bakışlarından birisini attı ve topu boşa kaçan
arkadaşı Juan Francisco Urda'ya aktardı. Rudi'nin gördüğü kadarı ile Anıl bu pası topuğuyla
vermişti. Juan Francisco, sırf kendisini izlemek için maça gelen, onu çok seven taraftar
grubunun gücünü de arkasına alarak golünü kaydetti. Üstelik bugün attığı golü, daha önceleri
çoğu kez yaptığı gibi kale arkasındaki yayın ekibini korkutacak kadar sert bir vuruşla da
yapmamıştı. Ama yine de tribünler çığlık çığlığaydı. Rudi, hakemin ilk yarıyı bitiren düdüğü ile birlikte
kendisini soyunma odasına zor attı... İkinci yarının başlarında Rudi orta sahanın ortasında bomboş
durumda topa sahip olmuştu. 'Artık kendimi gösterme zamanı geldi.' diye düşündü programsal zihni
ile... İleri doğru bir adım atmak için çok güvendiği sağ ayağını havaya kaldırdığında, bedeni sol
ayağının desteğinde 180 derece döndü ve geriye doğru bir pas verdi. Aslında takımı için 'güzel bir
kontra atak boşluğu olabilirdi; ama görünüşe göre savunma dizilimini bozmamaları için net talimat
almışlardı ve böylece kendi aralarında top çevirmeye devam ettiler.' Tabii antrenörünün devre
arasında 'Tamamen Savunma' kartı kullandığından Rudi'nin 50. dakikaya kadar haberdar olma şansı
yoktu; ancak motor onu bu külfetten kurtarmış, ikinci yarının hemen başında bedenine cebren
hükmederek bu durumla ilgili Rudi'ye erkenden ipucu vermişti. 'Teşekkür ederim motor' dedi Rudi, 'çok
teşekkür ederim...'
Saat 14:00'ı gösteriyordu. Rudi'nin beklediği an gelmişti. 14:00 antrenmanı demek, 'ikili mücadele'
antrenmanının ağırlıklı olarak çalışıldığı antrenman demekti. Hücumcuların savunmacılara karşı
yaptıkları tek kale maçta adeta coşmuştu. Kimseye geçit vermiyor, hücumcular Rudi ile
karşılaştıklarında bu düellodan galip çıkan hep o oluyordu. Topu kaybettiği bir pozisyondan
sonra Evaristo Soave hareketi tabanla direkt Rudi'nin bacağına yaptı. Maruz kaldığı çok sert
müdahaleden sonra Rudi, yerde acı içinde kıvranmaya başladı. 'Bu kadar sertliğe ne gerek var?' diye
düşündü. Cevap çok basitti aslında. 'Karakter' dedi kendi kendine. Evaristo, tanıdığı en agresif
oyunculardan biriydi. Dağhan "Taco Mess" Özkes, faulden sonra hemen Rudi'nin yanında bitmişti.
Önemli bir şeyi olup olmadığını kontrol ediyordu. Evaristo ne kadar agresif bir oyuncuysa, "Taco
Mess" de bir o kadar centilmendi. Neyse ki Rudi göründüğü kadar kötü değildi, antrenmana kaldığı
yerden devam etti. Antrenmanda sakatlanma gibi bir durum olmadığı için yapımcılara şükretti...
'Guzate city stadium'daki maçlar rakip takımlar için her zaman cehennem havasında
geçmekteydi. Rudi sahaya çıktığında, -deplasmanda olmalarına rağmen- artık kendini o kadar da
gergin hissetmiyordu. 19 maçta oynamanın tecrübesi olmalıydı bu. İlk maçı geldi aklına, '%150 kendini
adama', 'tamamen savunma' kartı... Frontal lobdan yoksun sanal beyni daha fazlasını düşünmesine
izin vermedi. Yoksa kendini rahat hissetmesinin nedeninin 19 maçlık tecrübesi değil, şampiyonluğu
garantileyen antrenörünün bu maça '%50 kendini adama' ile çıkması olduğunu maç başlamadan da
anlayabilirdi. Takımlar sahadaki yerlerini aldılar. Anıl Arik'in kırmızı kart cezalısı olduğu bu maçta,
hakemin yanında başlangıç vuruşundan önce deplasman takımından Severin Furter vardı. Severin,
takımın ikinci kaptanıydı, Anıl'dan daha tecrübesiz olmasına rağmen, kendisine sorumluluk verildiği
zaman üstesinden rahatlıkla geliyordu. Hakemin diğer yanında ise ev sahibi takımının efsanevi
kalecisi Geremia Odessi duruyordu. Özellikle 'Guzate city stadium'daki maçlarda inanılmaz derecede
ateşli oynayan, mükkemmel reflekslerini taraftarlarına sergileyen Geremia, genç yaşında onların
sevgilisi olmuştu. Bu sayede kaptanlığı kapması da uzun sürmemişti. Şimdi de yazı turayı kazanmış,
seçtiği uğurlu kalesine doğru emin adımlarla ilerliyordu. Bu esnada eldivenlerini sıkmayı da ihmal
etmiyordu. Ve maç başladı... Rudi'nin iç dünyası, bu maçın kendi maçı olduğunu söylüyordu. Belki de
ilk golünü bu maçta atacaktı. Bir yandan da '%50 mi yoksa %75 mi?' diye düşünüyordu. Kendini çok
rahat hissediyordu, 'muhtemelen %50' diye geçti içinden. Daldığı düşüncelerden Ürün Korkut'un
kendisine seslenmesi ile kurtuldu. Hayal dünyasından maç dünyasına döndüğündei rakip ceza
sahasında olduğunu fark etti. Masmavi gökyüzüne baktığında kendisine doğru süzülen topu gördü.
Sürekli ilk 11'de oynadığı taktirde formunun %100'ünü oyununa yansıtan Ürün, yine sahalarda ender
görünen güzellikte bir orta yapmıştı. Ceza sahasına yumuşak bir orta... Hiç kimse topa bu kadar
kusursuz vuramıyordu. Artık her şey Rudi'nin elindeydi, pardon ayağında...Rudi topa gelişine vurmayı
denedi, % 50 adamanın kendisine verdiği güvenle... Ama Geremia, 'Bu sefer beni geçemezsiniz!' dedi,
ters tarafa yöneldiği esnada köşeye giden topu mükemmel bir refleksle çıkarırken... Rudi bir iç
geçirdikten sonra, 'Teşekkür ederim motor' dedi, 'iki farklı yeteneği aynı pozisyonda tetikleme başarısı
gösterebildiğin için çok teşekkür ederim...'
Saat 20:00'ı gösteriyordu. İçtimadaki askerler gibi yan yana sıralanmış oyuncular arasında Rudi,
sağdan 16. sırada yer alıyordu. Saatler 20:01'i gösterdiğinde sevinen yine Rudi olmamıştı. Yetenek
antrenmanı, 4. sıradaki oyuncunun flu yeteneğine etki etmişti. 1 kişi dışındaki tüm oyuncular
antrenman sahasını mutsuz bir şekilde terk etti... Çantasını alıp antrenman tesisini terk ettiği esnada
attıklarının aksine, eve giderken attığı adımlar çok daha küçüktü Rudi'nin. Eve geç gitmek istemesinin
nedeni belki de yolda geçirdiği zaman zarfında, düşünmeye daha fazla vakit ayırabilmesinden
kaynaklanıyordu. Bugünkü 20:00 antrenmanını düşündü. Acaba antrenörü bu antrenmanın bu şekilde
gerçekleştiğini biliyor muydu? Ya da 14:00 antrenmanındaki tek kale maçı? Hayır, bilemezdi; bilmesini
de beklemiyordu zaten. Çünkü madalyonun diğer yüzünü görmek o kadar da kolay değildi.
Antrenörünün düşündüğü, muhtemelen sadece bir oyun oynadığıydı; ancak aslında başkaca bir
dünyanın bireylerine farkında olmadan hükmediyordu. Antrenörüne göre 20:00 antrenmanı sadece, en
iyi ihtimalle % 20'lik bir yetenek gelişimiydi. Ancak madalyonun diğer yüzünde, farkında olmadan
içtimaya dizdiği oyuncuları vardı; bilmediği, hiçbir zaman da bilemeyeceği... Rudi sonunda eve
varmıştı. Gerek bedeninin, gerekse radyasyonal zihninin yorgunluğundan dolayı doğruca yatağına
girdi. Uykuya dalmadan önce, 'Bu sanal dünyanın can sıkıcı duvarları arasında belki de en iyisi içine
kapanık olmak'diye düşündü. Kaderine tekrar razı oldu, sistem kapanma moduna geçti... Uyudu...
'Arka Bahçenin Boş Arazisi' mütevazı bir stad olmasına rağmen, çok ateşli bir taraftar grubuna
sahipti. Rudi sahaya adımını attığında, bu sefer tedirginliğinin nedeninin ateşli taraftar grubundan
kaynaklanmadığını biliyordu artık. Tecrübesi, karakterinin maçlara nasıl etki ettiğini öğrenmesini
sağlamıştı. Takımlar sahadaki yerlerini almaya başladığında Rudi, takım arkadaşı Casimiro Cossa'nın
hemen önündeki olağan mevkisine geçmeye hazırlanırken bir anda kendisini disiplinli hakem Tonguç
İşgören'in yanında buldu. Kafasını şaşkınlıkla hafifçe yukarı kaldırdığı zaman -muhtemelen ateş
basmasından dolayı başının üstünde oluşan kırmızı harenin yanında- içinde 'C' yazan sarı bir
baloncuk gördü. Ya rüya görüyordu, ya da kariyeri boyunca sadece rüyasında görebileceği kaptanlık
görevini gerçekten de bu maç kendisi üstlenecekti. Hangisi doğru olursa olsun, aslında tek bir gerçek
vardı. O da kaptanlık görevinin Rudi'yi daha da strese sokacağıydı. Paranın iki yüzünü birlikte seçme
gibi bir şansı olsa, şu anki stresinden dolayı para kesin dik düşerdi. Bu nedenle seçimi rakip takımın
kaptanına bıraktı... Diğer kaptanın şanssızlığı bu sefer Rudi'nin şansı olmuştu ve kaleyi seçme
durumunda, olası bir yanlış kale seçme ihtimali olduğundan dolayı riske girmeyerek oyuna başlamayı
tercih etti Rudi... Casimiro Cossa, olan bitene gerçekten de çok hakim bir kaleciydi. Ve uzun bir taç
atışıyla takımını hareketlendirdi, top rakip yarı sahaya geçti ve takımın penaltıcısı Ferid Şimşek topa
sahip oldu. Ferid usta bir penaltıcı olmasına rağmen, aynı zamanda tek yönlü olmasından ve sürekli
ileride beklemesinden dolayı takım arkadaşları, penaltı özelliğini iç edip ona hep 'Ekmekçi Ferid' diye
takılırlardı. Ferid de bu pozisyonda olduğu gibi bomboş durumda aldığı topları hiç kaçırmaz, kalecileri
avladıktan sonra takım arkadaşlarına dönüp sadece tebessüm ederdi. Bugünün avlanan ismi
ise Toprak Mart olmuştu... İlk yarı sona erdiğinde Rudi tükenmiş durumdaydı, bir 45 dakikaya daha
tahammülü yoktu. 'En azından kale tercihi yapmayacağım' diye kendini avuttu ve ikinci yarı başladı...
İkinci yarının başında Rudi, kendini topla birlikte koşar pozisyonda buldu. Aslında kendi duruyor,
ayağının altındaki çimler Dünya'nın yuvarlak olduğunu ispat edercesine hareket ediyor gibiydi.
'Tsubasa' geldi aklına, çimlerin ayaklarının altında kaymasına bir süre daha izin verdi. Yaklaşık 15
saniye sonra Rudi'nin dünyası karardı ve gözlerinin önünde yıldızlar dönmeye başladı. Gündüz
maçında gördüğü yıldızların tek bir anlamı olabilirdi. Evet, Dalay Kemaloğlukendisine durup dururken
tokat atmıştı. Üstelik bu hareket ceza sahasının içindeydi. Aslında hareket Osmanlı tokatı kadar sert
değildi; ama hakem yine de serbest vuruşa hükmetti. Penaltı. 'Ferid bu topu kaçırmaz.' diye
düşündü Rudi. Artık 2-0 cepte gibiydi. Ancak o an beklenmedik bir olay oldu, Rudi'nin bacakları
kendisini istemsiz olarak penaltı noktasına doğru götürüyordu. Rudi'nin limitli internet paketinden
beslenen zihni, olayları yeni yeni idrak ediyordu. Maçın başlangıç anı aklına geldi, kaptan olduğunun
farkına vardığı an... Aslında gördüğü kırmızı harenin ateş basması ile ilgisi yoktu. Tekrar başını hafifçe
havaya kaldırdı, 'Penaltı baloncuğu' dedi kendi kendine, 'Nasıl da farkına varamadım?' Bu kadar
yük, Rudi için yeterince fazlaydı. Topun başına geçti, 1-2 metre açıldı. Toprak Mart(kaleci), Rudi'nin
gözlerinin içine bakıp sinsice gülümsüyordu. 'Penaltı Kurtarma yeteneği' dedi Rudi. Daha ne kadar
şanssız olabilirdi acaba? Cesaretini toplayıp bir köşe seçti ve topa vurdu... Aut... Toprak'ın yeteneği
tetiklenmişti. Rudi bir tetiklenmeyi, bir de topun auta çıkmasını düşündü. Bağlantı kurmaya çalıştı. Ama
bu durumla ilgili değil kendi sanal beyninin, nöronlardan oluşan insan beyninin bile mantık
yürütmesinin imkansız olduğunu düşündü. Bağlantı kurmaktan vazgeçti... Belki bu durumun cevabını
bulamamıştı; ancak bugünkü sürpriz tercihlerin cevabını bulmuştu. Çok basitti. Antrenörü bu maç için
taktiği ayarlamayı unutmuştu. Ve motor da maç içindeki görevleri otomatik olarak atamıştı... 'Teşekkür
ederim motor' dedi, 'Çok teşekkür ederim...'
Rudi, uyku sersemliğiyle gözlerini araladığında yataktan fırladı, saat 10:30'u gösteriyordu. Bugün
antrenmana geç kalmıştı, halbuki her gün saat 07:00'de mutlaka uyanırdı, 1 dakika bile geç kalktığını
hatırlamıyordu. Çünkü yaşadığı dünyada her şey önceden programlanmıştı. Başına ilk defa böyle bir
durum gelmişti. Hızlıca hazırlanıp kapıya doğru yöneldi. Ancak evin kapısı kilitliydi. Tekrar denedi,
olmadı, açamadı kapıyı. Olup bitenlerle ilgili bir tahmini vardı; ama tahmininin doğru olmasından
endişeleniyordu... Sonunda tüm cesaretini topladı ve başını hafifçe yukarıya doğru kaldırdı. Kafasının
üstünde yer alan 65:26:08 ibaresini gördüğünde tüm dünyası başına yıkılmıştı... 'İçine kapanık
oyuncuların hazin sonu...' cümlesi, antrenörünün yerel internet bağlantısından çıkıp, ışık hızına
ulaşarak, önce Rudi'nin zihninden geçti, sonra göğsünün sol tarafında bir sızı bırakıp en son olarak da
göz pınarına yaptığı baskı ile birkaç damla yaşa dönüştü. Bu göz yaşları sadece 5 kelimeden ibaret
olmayıp, Rudi'nin tüm anılarını da beraberinde götürmekteydi. Şansı varsa başka bir takımda,
kariyerine kaldığı yerden devam edecekti. Ancak düşündüğü gibi olmadı...
Yaklaşık 6 gün sonra bu birkaç damla yaş Rudi'nin bedeninin kalan parçalarını da alıp kendisini
GU'nun tozlu sayfalarına ebediyen hapsetti... Rudi zamanı dolmadan önce, kalan son gücünü, rüya
gördüğü esnada 4 haftalık kontratı kalması sebebiyle kendisine karşı gece yarısı operasyonu
düzenleyen antrenörüne ayırmıştı. Gücünü topladı ve sonsuz enerjiye dönüşmeden önce
dudaklarından birkaç kelime döküldü.... 'Teşekkür ederim JoseSantiagoLopez', 'çok teşekkür ederim...'
OYUNCULAR
Rudi Grzenkowski: PriSoN BreaK FC
Majd Hussain: kelekçispor
Uygar Camci: Seti
Casimiro Cossa: La Citta di Mysia
Gleb Makeev: DAVRAZIN BOĞALARI
Anıl Arik: Burası46Maraş
Juan Francisco Urda: arnavut-ist
Evaristo Soave: Polis Özel Harekat
Dağhan"Taco Mess"Özkes: Hyacintho İgnis
Severin Furter: UltrAslan2011
Geremia Odessi: İskenderun SK
Ürün Korkut: GÖYÇAY FK
Ferid Şimşek: Roster United
Toprak Mart - Dalay Kemaloğlu : CIVILIAN FC
Tonguç İşgören: GUFA
GULECEK VAAT EDEN TAKIMLAR (ibrahim92gs)
Evet arkadaşlar GUzatenin 3.sayısında yeni bir GUlecek vaat eden takımla karşınızdayız.
Takımımız, emiroztunanın yönettiği Astral Riders klübü.
13.04.2012 tarihinde kurulan Astral Riders 7.ligde mücadele ediyor, takım gücü 37 geçen sezon ligi 4.sırada bitirdi. 7.ligde bir sezon daha geçirip üst liglere daha hazır bir şekilde çıkmak istiyor, ulusal kupadaki hedeflerinden biri de kupada en azından son 32 arasına kalmak. Uluslararası ustalarda da gruptan çıkmayı başaran Astral Riders takımına eleme maçlarında başarılar.
Takımın en başta dikkatimizi çeken tarafı tesisleri oldu. Resimde de görüldüğü üzere yapması gereken yapılar tamamlanmış. 1-2 sezon tesislere dokunmasa bile rahat rahat yetecek seviyedeler.
Kadrosu oldukça geniş ve genç olan Astral Riders takımının kaptanlığını Çakir Kerimak yapıyor.
Takımın en değerli oyuncusu ise paftan çıkan Kürşad Emir Köycü henüz 18 yaşında olan Emir şimdiden gelecekte bu takımda yer alacağını kanıtlamış.
Takımın kalan oyuncularına bakarsak antrenman sahası 4 ünde yardımıyla gelişmeye devam edip takıma maddi olarak katkı sağlayacaklar.
Takım değeri 42m olan Astral Riders takımı 7.lig Türkiye sıralamasında yakında ilk 45 içine girer bu hızla devam ederse.
Bizi takip etmeye devam edin...
GUFA'nın 11.sezona başlarken yaptığı araştırmalar sonucu TR liglerinde en pahalı takım 686 milyonluk
dev bütçesiyle biLgin futbol takımı oldu.
2.sırada ise onu 628 milyonluk dev bütçesiyle izleyen ekip 1.ligin son şampiyonu darkblue.
FC HHakaNN 610 milyon ile 3. sırada yer alırken 4.sırada olan ekip, 1.lige yeni çıkan Real Phoenix,596
milyon değeriyle göz kamaştırıyor.
2.lig ekiplerinden EBRAR {&} MİRAY 584 milyonluk bir değerle 5.sırada yer aldı.
DAVRAZIN BOĞALARI bu sezon 2.ligde ve toplam takım değeri olan 570 milyon ona 6.sırayı
kazandırıyor.
Birçok ünlü takımın yer aldığı ilk 15 sıralama ise şöyle: