36

FYZY Dergisi - Sayı 16

Embed Size (px)

DESCRIPTION

FYZY Dergisi

Citation preview

Page 1: FYZY Dergisi - Sayı 16
Page 2: FYZY Dergisi - Sayı 16
Page 3: FYZY Dergisi - Sayı 16

YZY dergimizin 5. yafl›n› doldurdu¤ubu say›m›z›n yay›m periyodunda, Feyzi-ye Mektepleri Vakf› Ifl›k Okullar› da

125. e¤itim y›l›n› dolduruyor. Dergimizin buyay›m döneminde okullar›m›zdan yeni Ifl›kl›la-r› da mezun etmifl oluyoruz.

Okullar›m›z›n 125 y›ll›k tarihinde hiç de-¤iflmeyen bir anlay›fl var: De¤iflim… Daima ile-riye, ça¤dafll›¤a, modernli¤e yönelik pozitif birde¤iflim. Üstelik geliflen e¤itim modellerinde veimkânlar›nda hep ilklere imza atan bir de¤iflim.

Tarihimiz bunun örnekleriyle dolu. Cum-huriyetin ilan›ndan itibaren ilk kez haz›rl›k s›-n›flar›yla beraber yabanc› dil ö¤retilmesi; Arap-ça ve Farsçan›n programdan ç›kart›l›p yerinefelsefe, sosyoloji, mant›k derslerinin konmas›;ilk kez cinsiyet ayr›m› yap›lmaks›z›n karmae¤itim yap›lmas› gibi pek çok “ilk”, okullar›-m›zda gerçekleflti.

Okullar›m›z›n sürekli de¤iflim ve geliflimibar›nd›ran 125 y›ll›k tarihinde hiç de¤iflmeyenbir gerçek daha var: O da FMV Ifl›k Okullar›n›nöncelikle “iyi insan” yetifltiriyor olmas›d›r.

En hatal›, duran bir saatin bile günde ikikez do¤ruyu gösterdi¤i bilinir. Ama 125 y›ll›ktarihimize bakt›¤›n›zda, FMV Ifl›k Okullar› içinzaman›n hep do¤ruyu gösterdi¤ini görebilirsi-niz. Bu say›m›z›n kapa¤› da bunu vurguluyor.Saat 12.00: Yeni bir gün bafll›yor.

Feyziye Mektepleri Vakf›, önümüzdeki y›l-larda da bu yap›s›n› e¤itim tarihine pek çok ör-nekle yans›tacakt›r.

Gelecek hedeflerimizin içinde, FMV Ifl›kOkullar›n›n yüksek e¤itim imkânlar›ndan gençnesillerin daha fazla yararlanmas›n› sa¤lamakönemli bir yer tutuyor. E¤itim için gereken ça¤-dafl fiziki donan›mlara sahip yeni okullar açmakVakf›m›z›n önemli hedefleri aras›nda yer al›yor.

Di¤er yandan okullar›m›zdaki yabanc› dile¤itimine çok daha a¤›rl›k vermek gelecekteki

temel uygulamalar›m›zdan biri olacak. Okullar›m›zda yabanc› dil e¤itimi, Türki-

ye’deki standartlar›n çok üzerinde bulunuyor.Bunu daha da gelifltirmek bizim için önemli birhedef. Globalleflen dünyada, okullar›m›zdanmezun olan her Ifl›kl›’n›n ‹ngilizceyi de ana dilikadar okur-yazar hâle gelmesi kaç›n›lmazd›r.

Ayr›ca Ifl›k Üniversitesi de gelecek dönem-de, yeni ve farkl›laflm›fl bölümleriyle moderndünya üniversiteleri aras›ndaki yerini daha dagüçlendirecek.

Ça¤›m›zda bir ö¤rencinin gereksinimi sade-ce bilgi alman›n çok ötesine geçerek ça¤dafl in-san›n gereksinimleriyle bütünlefliyor. Bu gerek-sinimler içindeyse kültür ve sanat en önde yeral›yor. Kültür ve sanattan yoksun bir insan›n,insani geliflimini sa¤lamas› ve yüceltmesimümkün olam›yor. Bu nedenle her zaman ol-du¤u gibi kültür ve sanat etkinlikleri, kurumu-muzun ve okullar›m›z›n en önde gelen faaliyet-leri aras›nda yer almaya devam edecek.

Yaflam›nda Ifl›k’a çok fley borçlu bir Ifl›kl› veFMV Yönetim Kurulu Baflkan› olarak belirtmekisterim ki; Ifl›k’ta okumak, Ifl›kl› olmak, sadeceiyi e¤itim alman›n çok ötesinde bir anlam tafl›-yor: Ifl›kl› olmak; Ifl›k ruhunu içinde bar›nd›r-mak anlam›na geliyor. Bu nedenle, Ifl›kl›lar›okul y›llar›n›n sonras›nda da bir araya getire-cek, bu ruhu paylaflmalar›n› ve büyütmelerinisa¤layacak ortamlar› ve çal›flmalar› gelifltirmekde önemli amaçlar›m›z aras›nda yer al›yor.

FMV Ifl›k Okullar›; ö¤rencileri, velileri, me-zunlar› ve çal›flanlar›yla çok büyük bir “ai-le”dir. Bu ailenin ba¤lar›n› daima güçlü tutmakbizim için büyük önem tafl›yor.

Bu vesileyle Ifl›kl› ruhunu flimdi, yaflam›nfarkl› bir alan›na tafl›yacak tüm genç mezunlar›-m›za da, ald›klar› ›fl›¤› tüm yaflamlar›na yans›t-malar› dile¤i ve inanc›yla baflar›lar diliyorum.

Sayg›lar›mla.

BAfiYAZI

De¤erli Ifl›kl›lar,

3

Y. Müh. Tufan DURGUNO⁄LUFeyziye Mektepleri Vakf› Yönetim Kurulu Baflkan›

F

Page 4: FYZY Dergisi - Sayı 16

FMVHABERLER

4

SPORUN COfiKUSU100 Y›ll›k Okullar 8. Spor fiöleni

Feyziye Mektepleri

Vakf› taraf›ndan

düzenlenen ve

geleneksel hâle

gelen, 100 Y›ll›k

Okullar Spor

fiöleninin

sekizincisi

Ayaza¤a

Kampüsü’nde

yap›ld›.

100 Y›ll›k Okullar Spor fiölenine bu y›l 24okul kat›ld›. Futbolda 17, voleybolda 18, bas-ketbolda 16, masa tenisindeyse 12 okul müca-dele etti. Sporcu-ö¤rencilerin say›s›ysa 720’yeulaflt›. Spor fiöleni bünyesinde, futbol (erkek),basketbol (erkek), voleybol (bayan) ve masatenisi (erkek-bayan) branfllar›nda gerçekleflenmüsabakalarda büyük bir heyecan yafland›.

Spor fiöleni kapsam›nda eski millî futbol-cular R›dvan Dilmen, O¤uz Çetin, Metin Te-kin, Semih Yuvakuran, Nurettin Y›ld›z, SuatKaya, Soner Boz ve Ifl›k Okullar› ö¤rencileri

aras›nda yap›lan futbol gösteri maç› büyük ilgive heyecan yaratt›.

fiölen kapsam›nda düzenlenen ve ‹brahimKutluay, Dünya Baltac›o¤lu ve Stelios Berbera-kis’in kat›l›mlar›yla gerçekleflen “Spor, bar›fl,dostluk ve kardefllik” konulu panel de ö¤renci-lerin yo¤un ilgi ve kat›l›m›yla gerçeklefltirildi.

100 Y›ll›k Okullar Spor fiöleni, ‹stanbul’dabulunan ve 100 y›ldan fazla süredir e¤itim-ö¤-retime hizmet eden okullar›n ö¤rencilerini,sporun, bar›fl, dostluk ve kardefllik ilkelerido¤rultusunda bir araya getirmeyi amaçl›yor.

Page 5: FYZY Dergisi - Sayı 16

5

5. Satranç Tak›mYar›flmas› yap›ld›FMV Ifl›k Okullar›n›n Türkiye Satranç Federasyonu ifl

birli¤iyle düzenledi¤i Uluslararas› Satranç Tak›m

Yar›flmas›n›n beflincisi Ayaza¤a Kampüsü’nde yap›ld›.

Yar›flma, Türkiye’de yap›lan en kapsaml› ulus-lararas› tak›m satranç yar›flmas› olma özelli¤initafl›yor. Dört ana kategoride yap›lan turnuvayabu y›l, anaokullar› kategorisi de eklendi.

Sar›yer Kaymakam› Ömer Karaman, turnu-vaya verdi¤i destekle organizasyona büyükkatk› sa¤lad›.

Yar›flmada 32’si anaokulu olmak üzere 177farkl› okulun ö¤rencilerinden oluflan toplam250 tak›m mücadele etti. Turnuvada küçüklerve y›ld›zlar kategorilerinde Romanya’dan ikitak›m, üniversiteler kategorisinde Bulgaristan-Sofya’dan iki farkl› üniversite tak›m› konukedildi. Üç gün süren turnuva sonunda 72 ayniödül, 20 kupa, 168 madalya ve 20 flilt sahiple-rini buldu. Ayr›ca anaokullar› kategorisindeyar›flan her ö¤renciye de ayni ödül verildi.

Tur aralar›nda çeflitli masallar›n okundu¤u,filmlerin gösterildi¤i, ebru ve seramik çal›flma-lar›n›n yap›ld›¤› etkinlik odalar›nda tüm minikkat›l›mc›lar hofl bir flekilde a¤›rland›lar. Her-hangi bir derecelendirmenin yap›lmad›¤› mi-nikler kategorisinde, tüm kat›l›mc›lar birinciilan edildi.

Yar›flman›n en iyileri olarak belirlenen her

kategoriden bir oyuncuyaysa dizüstü bilgisayarhediye edildi.

Bu y›l, 30 hakemin görev yapt›¤› yar›flmada1200’den fazla lisansl› satranç sporcusu yar›flt›.

Yar›flmada “küçükler” kategorisinde PendikAtatürk ‹lkö¤retim Okulu A Tak›m›, “y›ld›zlar”kategorisinde Özel Yakac›k Balkanlar ‹lkö¤re-tim Okulu, “gençler” kategorisinde Kad›köyAnadolu Lisesi ve “üniversiteliler” kategorisin-deyse Bo¤aziçi Üniversitesi Chess Play Boys bi-rinci oldu. Ayni ödüllerin verildi¤i en baflar›l›sporcularsa Sofia Nass Üniversitesinden Sveto-zar Tsekov, Hüseyin Avni Sözen Anadolu Lise-sinden Burak Somal›, Ahmet fiuhadaro¤lu ‹lkö¤-retim Okulundan ‹zzet Söyler ve Özel Marmara‹lkö¤retim Okulundan Bahad›r Özen oldu.

Page 6: FYZY Dergisi - Sayı 16

FMVHABERLER

6

FMV Özel Ayaza¤a Ifl›k Lisesinde tarihin sesi:

“OSMANLI KARTPOSTALLARINDA MÜZ‹K” SERG‹S‹

Sergi kapsam›nda gerçekleflen bir di-¤er önemli etkinlikle de kartpostal-lardaki notalar yüz y›l› aflk›n süresonra tekrar seslere dönüfltü. Tarihi1900’lü y›llar›n bafllar›na dayanankartpostallar›n üzerinde yer alan alt›eser, sergi aç›l›fl› etkinli¤i kapsam›n-da FMV Özel Ayaza¤a Ifl›k Lisesi Ko-rosu taraf›ndan seslendirildi.

Osmanl› Döneminin, ço¤u adlar›unutulmufl bestecilerine ait eserlerinnotalar›n›n yer ald›¤› toplam 163kartpostal›n görülebildi¤i “Osmanl›Kartpostallar›nda Müzik” sergisinde,yabanc› bas›mevleri taraf›ndan bas›l-m›fl, dört Osmanl› Millî Marfl› kart-postal›yla bir Enver Pafla Marfl› kart-postal› da yer ald›.

Sergide yer alan kartpostallardaklasik Türk müzi¤i a¤›rl›kl› olmaküzere marfl, oyun havas›, türkü gibiçeflitli türdeki eserlerin notalar› dagörülebildi. Ayr›ca dönemin müzikhareketleriyle ilgili belge ve foto¤raf-lara da yer verildi.

Sergi, ö¤renciler ve ziyaretçilertaraf›ndan çok be¤enildi ve büyük il-gi gördü.

FMV Özel Ayaza¤a Ifl›k Lisesi Sergi Salonu nadir ve tarihî bir sergiye ev

sahipli¤i yapt›. Araflt›rmac› yazar Mert Sandalc›’n›n 20 y›lda oluflturdu¤u

koleksiyonundan çok özel seçmeleri içeren “Osmanl› Kartpostallar›nda

Müzik” sergisi, tarihe tuttu¤u ›fl›kla da dikkat çekti.

Page 7: FYZY Dergisi - Sayı 16

7

FMV Niflantafl› Kampüsü Nursen ve Güvenç Güven’in“Mimar Sinan’›n ‹zinden 2010” sergisine ev sahipli¤iyapt›. Sanatseverlerin büyük ilgi ve be¤enisini kazanansergide, sanatç›lar›n 16. yy. orijinal teknik ‹znik çinilerive ahflap üstü kalem iflleri eserleri yer ald›.

Her iki sanatç›, Edirne Selimiye Camii, ‹stanbul Sul-tan Ahmet Camii, Rüstempafla Camii’nin kalem ifllerinin200 y›l sonra orijinal desen, renk ve kalitede restorasyo-nunu yapmalar›yla da biliniyor. Sanatç›lar, 400 y›ld›ryap›lamayan ahflap üstü kalem ifllerini de 16. yy.’da uy-gulanan teknik ve kalitede uygulayarak bu sanat dal›n›gün yüzüne ç›kartm›fl bulunuyor.

‹stanbul Devlet Opera ve Balesi taraf›ndan ser-gilenen “Bremen M›z›kac›lar›” müzikali Niflan-tafl› Kampüsü Muvaffak Benderli Salonu’ndaizleyicilerle bulufltu.

Grimm Kardefller’in yazd›¤› ve dünya ço-cuk klasikleri içinde yer alan Bremen M›z›ka-c›lar› masal›ndan uyarlanan müzikal; tiyatro,müzik ve dans› bütünlefltiren büyüleyici birgösteri olma özelli¤i tafl›yordu. ‹zleyiciler, ma-sals› dekoru, renkli kostümleri, özgün müzi¤ive modern danslar›yla bütünleflen Bremen M›-z›kac›lar› müzikaliyle mükemmel bir sanat et-kinli¤inin tad›na vard›lar.

Nursen & Güvenç Güven’in“Mimar Sinan’›n ‹zinden 2010” sergisi

Ladies & Gentlemen ‹stanbul Solistleri, FMV Niflantafl› Kampüsü Mu-vaffak Benderli Solonu’nda verdikleri konserle müzikseverlere unutul-maz bir gece yaflatt›. Konserde Londra ve Broadway müzikallerindenparçalar, film müzikleri, caz ve popüler müzik türlerinde eserler yerald›. Konserde çok sesli koro, gerek orkestra, gerekse piyano eflli¤indeensemble ve solo olarak seslendirdi¤i eserlerle dinleyenlere tam birmüzik ziyafeti sundu.

Unutulmaz bir müzik ziyafeti:

“Brodway’den Esintiler” Bremen M›z›kac›lar› büyüledi

FMV koleksiyonundad›r.

Page 8: FYZY Dergisi - Sayı 16

8

FMVHABERLER

Sanat yaflam›nda 50. y›l›n› geride b›rakan ünlü Türk ressam DevrimErbil “Resmin fiiiri” adl› sergisiyle Galeri Ifl›k Teflvikiye’ye konuk oldu.

Kalabal›k bir davetli toplulu¤unun kat›l›m›yla aç›lan sergide, sa-natç›n›n usta boyama tekni¤iyle büyük tuvallere yans›tt›¤› ‹stanbul re-simlerinin yan› s›ra a¤aç üzerine yapt›¤› çeflitlemeler, do¤a etütleriylekendini ifade etti¤i gravür, serigrafi çal›flmalar› ve sanatsal bask›lar›n-dan da örnekler yer ald›.

Galeri Ifl›k TeflvikiyeDevrim Erbil’i A¤›rlad›

Galeri Ifl›k Teflvikiye’de “Sonsuzluk ve An”

"Bindik Bir Alamete, Ç›k›yoruz Selamete!"

Mevlut Aky›ld›z’›n "Bindik Bir Ala-mete, Ç›k›yoruz Selamete!" adl› ser-gisi Galeri Ifl›k Teflvikiye’de sanatse-verlerle bulufltu. Sergide sanatç›n›nya¤l› boya, cam alt› resim ve heykelolarak gerçeklefltirdi¤i eserleri yer al-d›.

Eserlerinde yaflam›n görünürdekiciddiyetinin ard›nda yatan ciddiyet-sizlikleri ve iki yüzlülükleri alegorikve ironik bir dille anlatan Mevlut Ak-y›ld›z’›n sergisi, sanatseverlerden bü-yük ilgi gördü.

Ça¤dafl Türk figüratif resim sanat›nda kendineözgü üslubuyla tan›nan ressam MustafaAta’n›n “Sonsuzluk ve An” adl› resim sergisiGaleri Ifl›k Teflvikiye’de aç›ld›.

Sergide, ünlü sanatç›n›n gö¤ün ve yerinbulunmad›¤› sonsuz bofllukta, yüzeyle karfl›t-l›k oluflturacak hareket ve ritmin renk oyunla-r›n› ça¤r›flt›ran eserlerinden 20 örnek yer ald›.

Page 9: FYZY Dergisi - Sayı 16

oplumun tamam›na yak›n› “e¤itim ku-rumlar›” sözcük grubunun tan›m›n› yan-l›fl yapmakta ya da yanl›fl yorumlamakta-

d›r. E¤itim kurumlar› yaln›zca ö¤retim yani bil-gilendirme yap›lan merkezler de¤il; ayn› za-manda ö¤rencinin kiflisel davran›fllar›n›n ve ye-teneklerinin gelifltirildi¤i, onlara sosyal ve kül-türel anlamda da art›lar kazand›rabilen mer-kezlerdir.

Einstein, “E¤itim, kiflinin okulda ö¤rendi¤iher fleyi unuttuktan sonra geriye kalan fleydir.”tan›m›yla e¤itimin ö¤retim boyutunun alt›n›çizmifltir.

Niçin on y›l› aflk›n süre sabah›n alt›s›ndakalk›l›r, okul dönüflü evde saatlerce ders tek-rarlar› yap›l›r? Bu zorlu süreçten ne amaçla ge-çilir? Geliflmifl ülkelerin e¤itim sistemleriylearam›zdaki en büyük fark; “hedef” sorunuduryani son günlerde gündemden düflmeyen viz-yon ve misyon sorunudur asl›nda...

Türk e¤itim sisteminde s›k›nt›n›n ana kayna-¤›; ezberci yaklafl›m yani ö¤rencinin ald›¤› bilgiyüklemelerini hayat›n›n hangi aflamas›nda, neamaçla kullanabilece¤ini bilememesi ve bu ko-nuda yönlendirilememesidir. Düflünün ki ülke-mizde ö¤renciler, ilkö¤retim ikinci kademedenitibaren s›n›rl› zamanda maksimum soru çözme-ye endekslenmifl biçimde yetifltirilmeye çal›fl›l›r-ken bu durum ileride daha da belirginleflerek, li-selerde yaln›zca YGS ve LYS’lere haz›rlan›r hâlegelmifllerdir. Bu k›s›r döngüde yüz binlerce ö¤-renci y›llard›r meslek okullar›na, sanat okullar›-na veya spor okullar›na yönlendirilmeksizin sis-temin içinde bo¤ulup gittiler.

Ülkemizde demokrasimizin niteli¤ini ve ge-çerlili¤ini tart›fl›rken onu da¤›n en tepesine ta-fl›yacak e¤itim niteli¤imiz hiç konuflulmad›.Sorunlar tek tek öyle ya da böyle çözülmeyeçal›fl›l›rken temel sorun olan e¤itim sorunuüzerinde hiç durulmad›. Asl›nda bir ülkedekie¤itim ve demokrasi düzeyleri birbirine paraleliki enstrümand›r. Demokrasi ne kadar ileriysee¤itim de o kadar geliflmifl bir mekanizmad›r.

Ülkemizde e¤itim maalesef yerine getiril-mesi gereken mecburi bir görevin tamamlan-mas› anlay›fl›nda yamal› bohça misali uygulan-d› hep. Ücretli ö¤retmenler, norm kadrolar,branfl d›fl› mezunlara ö¤retmenlik hakk› tan›n-mas›, k›sa süreli flok programlarla ö¤retmen ye-tifltirilmesi gibi spontane ve ekonomik bazl› çö-zümlerle y›llar›m›z geçip gitti. Kuflaklar, bu de-

¤irmende ö¤ütülüp kayboldu.E¤itim, kalk›nman›n en önemli araçlar›n-

dan biridir. Tabii ki e¤itim alan›nda insana ya-p›lan yat›r›m›n sonucu, en az 10 y›lda al›naca-¤› için siyasi iktidarlar, e¤itimde insan gücüneyat›r›m yapmak yerine gözle görülen ögelereyat›r›m yap›yorlar.

Okullarda düflünmeyi ö¤retmek, bilgilerinö¤retildi¤i flekilde aktar›lmas›n› istemek de de-¤ildir. Ö¤retilenlerin bir araç olarak kullan›l›pyepyeni, bambaflka, düflünsel bir veri üretmek-tir, düflünme... “Bilgi; düflüncenin arac›d›r.”derken bu anlam amaçlanm›flt›r.

1945 y›l›nda Japon iflgalinden kurtulan Gü-ney Kore’nin ekonomik mucizesinin alt›ndae¤itim yatmaktad›r. Güney Kore’nin 1995 y›-l›nda yeniledi¤i e¤itim programlar›n›n ve e¤i-tim sisteminin özünde ezbercilikten uzak, dü-flünen ve do¤ru yorumlar yapabilen bir dünyavatandafl› yetifltirme hedefi bulunmaktayd›.2001 y›l›nda E¤itim Bakanl›¤›, “E¤itim ve ‹nsanKaynaklar› Gelifltirme Bakanl›¤›” olarak gün-cellendi. Bütçenin çok önemli bir k›sm› e¤itimgiderlerine aktar›ld›. Güney Kore’nin günü-müzde dünya ülkeleri aras›ndaki durumuysayap›lan çal›flmalar›n do¤rulu¤unun en önemligöstergesidir.

Tokyo'daki bir okulun müdürü, Japon e¤i-tim anlay›fl›n› flu cümlelerle özetliyor:

"Gaye, çocuklara birtak›m gerçekleri ö¤re-tip ve onlara bilgi yükledikten sonra kendi ge-lifltirdi¤imiz testlerle, yüklenilen bilginin nekadar›n› ald›klar›n› de¤erlendirip ölçmek de-¤ildir. Biz yürüyen ansiklopedik insanlar yetifl-tirmeyi düflünmüyoruz. Biz ö¤renciye kendinegüvenmesini sa¤layacak, ö¤renme, anlama aflk,flevk ve hassasiyetini artt›racak bir e¤itim ver-mek istiyoruz. Biz, ö¤rencinin konuyu ezberle-mesini de¤il, kavramas›n›, anlamas›n› ve o bil-giyi kullanabilmesini istiyoruz. Onlar›n ba¤›m-s›z araflt›rma ve rapor yazma becerilerini gelifl-tirmeyi planl›yoruz."

Ülkemizin temel ve iyilefltirilmesi ivedi so-runu olan e¤itim sistemimiz içinde yer alanköklü kurumumuzun “Bu okul önce iyi insanyetifltirir.” slogan› bizleri bu konuda son dere-ce umutland›rmaktad›r. Ö¤rencilerimize herkonuya yönelik neden, niçin ve nas›l sorular›n›sordurup ilk etapta çözüm arama al›flkanl›kla-r›n› kazand›rabilmek uzun ve zorlu tünelinucundaki ilk ›fl›klar olacakt›r.

Korhan SEÇ‹LM‹fiFMV Özel Ifl›k ‹lkö¤retim OkuluMüdür Yard›mc›s›

E⁄‹T‹MC‹GÖZÜYLE

Düflünmek ve sorgulamak

T

9

Page 10: FYZY Dergisi - Sayı 16

Zaman›n ›fl›¤›nda:

10

‹Ç‹M‹ZDEN B‹R‹

Zaman›n ›fl›¤›nda:

Tufan Durguno¤lu

ufan Durguno¤lu’nun hayat›nda Ifl›k’›nçok büyük bir yeri ve anlam› oldu¤unu,onun “Ifl›k’tan çok fley alm›fl ve Ifl›k’a

çok fley vermekte” oldu¤unu biliyoruz. Amayapt›¤›m›z söylefli ve bize aktard›¤› an›lar, FMVtarihine ve Ifl›k ruhuna dair pek çok de¤erli bil-giyi de gün ›fl›¤›na ç›kar›yor.

20 y›ll›k yönetim kurulu üyeli¤i sonras›ndaFMV Yönetim Kurulu Baflkan› seçildiniz.Öncelikle sizi yeni görevinizden dolay› kut-luyoruz. Bu görevin sizin için anlam›ndansöz eder misiniz?Hayata Ifl›k’ta bafllam›fl ve yaflam›n› Ifl›k’a borç-lu bir kiflinin, yine Ifl›k için çal›flt›¤› 20 y›l so-nunda, kurumun baflkanl›¤›nda görev almas›çok büyük bir mutluluk, büyük bir gurur...Öncelikle benim bu göreve gelmem için çabasarf eden Yönetim Kurulundaki bütün arkadafl-lar›ma teflekkür ederim. Uzun seneler sonundaIfl›k’›n bafl›nda bir Ifl›kl›’n›n olmas›n› da kendiad›ma önemli bir olgu olarak görüyorum. Ben-ce tüm Ifl›kl›lar›n hedefinde de bu olmal›. Ne-reden bafllarsan›z bafllay›n, en sonunda, en üstnoktaya gelmenin mümkün oldu¤unu bilmekönemli… Bu FMV için de çok önemli bir konu;

yetifltirdi¤i insanlar›n kurumun bafl›na gelebil-mesi son derece hofl bir sonuç.

“Ifl›k’tan ald›¤›n› Ifl›k’a vermek” arzusu nas›lbir duygu?Ifl›k’a birçok fley borçluyum. Yafl belli bir ke-male gelince, Ifl›k’›n size verdiklerini geri vere-bilmenin, borçlar›n› geri ödeyebilmenin çabas›ve mücadelesi çok önemli bir hâle geliyor. Bu,size büyük bir mutluluk ve haz veriyor. Çünkübirey olarak hayatta ulaflt›¤›m nokta, Ifl›k’›n ba-na vermifl oldu¤u imkânlar›n bir sonucudur.Ifl›k, daima “iyi insan yetifltirme” çabas›nda ol-mufltur. Bunun sonucunda bugün, hem Vak›f-ta hem de Türkiye’nin ve dünyan›n pek çok ye-rinde, en üst kademelerde Ifl›kl›lar› görmeninmutlulu¤unu yafl›yoruz.

Ifl›k’›n sizin hayat›n›z› pek çok kifliden fark-l› olarak do¤rudan yönlendiren etkileri vehayat›n›za katk›lar› da oldu¤unu biliyoruz.Bu katk›lar sadece benim için de¤il, kardeflimProf. Dr. Turan Durguno¤lu için de geçerli…Ayr›ca benim gibi binlerce insan için de geçer-li. Feyziye Mektepleri Vakf›, vermeyi görevedinmifl bir kurumdur. Elindeki tüm imkânla-

T

FMV Yönetim Kurulu Baflkan› Y. Müh. Tufan Durguno¤lu’nun ofisinden içeri girdi¤imizde ilk dikkatimizi çeken kurumun baflar›lar›na ait beratlar ve uluslararas› sertifikalar oluyor. TufanDurguno¤lu’nun Yönetim Kurulu Baflkan› oldu¤u ve Türkiye’yi inflaat ve geoteknik mühendisli¤ialan›nda yüksek teknolojiyle tan›flt›ran Geoteknik binas›n›n her kat›nda dikkatimizi çeken bir baflkaözellikse insanda hayranl›k hissi uyand›ran tablolar… Bu özgün üslubun kime ait oldu¤unusordu¤umuzda, de¤erli eflleri Ece Durguno¤lu’nun resimleri oldu¤unu ö¤reniyoruz.

Giray KARANLIKYazar - Araflt›rmac›

Sevil KARACIKFMV ve Ifl›k Okullar›

Kültür Sanat Yöneticisi

Page 11: FYZY Dergisi - Sayı 16

r› daima gençlerin e¤itimi, yetiflmesi ve gelece-¤i için kullan›r.

Bunun hayat›n›za yans›mas› nas›l oldu?Ben 1957 ve kardeflim 1958 y›l›nda Ifl›k’a girdik.O zaman ailemizin maddi gücü Ifl›k’ta okumam›-za imkân sa¤l›yordu. Ben ve kardeflim okul için-de arkadafllar›yla iyi iliflkileri olan, çal›flkan ö¤-rencilerdik. S›n›f birincisiydik. Son dereceuyumlu ve mutluyduk. Bu durum 1960 y›l›nakadar sürdü. 1960, bizim hayat›m›zda çokönemli bir y›ld›r. Babam Demokrat Parti’ye yö-nelik çal›flmalar› olan, o aileden gelen biriydi. As-keri müdahaleyle beraber bizim hayat›m›zdakibütün dengeler altüst oldu. Babam iflini kaybetti.Asl›nda biz, bir günde her fleyimizi kaybetmifltik.

Bu durum okul yaflam›n›z› nas›l etkiledi?Biz bu maddi imkâns›zl›klar› ilk baflta tam ola-rak anlamam›flt›k. Ailemizdeki maddi imkân-s›zl›klara ra¤men okulumuza devam ediyor-duk. Ama yaflad›¤›m›z bir olay, hem bizim ha-yat›m›zdaki yeri hem de o günden bugüne de-¤iflimi anlatmas› aç›s›ndan önemlidir. Okuldamüdür muavini olan, Balkan kökenli fiükrüA¤abey’imiz vard›. Son derece sert bir a¤abey-di ve genelde disiplini o sa¤lard›. Tahsilat iflle-riyle de o u¤rafl›rd›. Babam taksitlerimizi öde-yememifl. fiükrü A¤abey ders s›ras›nda kap›y›açt›. Ben en ön s›rada oturuyorum. “Durguno¤-lu, Durguno¤lu… Babana söyle, yar›n paray›getirmezse sen okula gelme!” dedi. Bu trajikolay birkaç kez ayn› flekilde yafland›. Sonundababamla birlikte bir gün okula gittik. Sacit Ön-cel Bey’in odas›na girdik. Ben ayakta duruyo-rum. Babamla sohbet ediyorlar. Babam, ‹z-mir’den de tan›d›¤› Müdürümüz Sacit Öncel’e“Biz bu çocuklar› okutamayaca¤›z!” dedi. “Olurmu öyle fley, neden?” diye sordu¤unda babamdurumu izah etti. Sacit Bey dinledi ve babama“Tayfur, ben bu ifli bitirdim.” dedi. Babam “Na-s›l?” diye sordu¤unda “Sen gönül rahatl›¤›ylagit. Bu iki çocuk da bu okulda okuyacak!” de-di. O günden sonra da kimse ama kimse biz-den para istemedi! Sonuçta ben 1962’de, Tu-ran 1963’te mezun olduk.

Bizimle çok özel, Ifl›k tarihinde önemli yeriolan ve Ifl›kl› ruhunu aktaran an›lar›n›z›paylafl›yorsunuz. Ifl›k’›n efsanevi müdürüSacit Öncel’in sizin yaflam›n›za çok büyükkatk›s› olmufl.Olmaz olur mu? Daha enteresan bir durumunakletmek isterim. Sacit Bey Vak›f Mütevelli He-

yetinden ayr›ld›ktan sonra yerine Prof. Dr. TuluBaytin seçiliyor. Say›n Baytin’le, FID ad›na, uzunzaman Ifl›k Ev projesi üzerinde çal›fl›yoruz. Böy-lece kendisini tan›mam da mümkün oluyor.

Gel zaman git zaman Tulu Bey de yönetim-den sa¤l›k nedeniyle ayr›l›yor. Tulu Bey’in ye-rine seçilecek üye adaylar›ndan biri de benim.Seçim öncesi Yönetim Kurulunda Bülent Ecza-c›bafl›, Av. Mustafa Elöve, Prof. Dr. Hikmet Bi-nark, Necmettin Gökçe, Prof. Dr. ‹lhami Çetin,‹nfl. Yük. Müh. Altan Gökçek, Av. Gün HanBaflik, Prof. Dr. Cumhur Ferman, Prof. Dr. S›d-d›k Yarman, Osman Erbelger ve Dr. Özge Se-zerman var. Bu kurulun 1990 y›l›nda seçti¤iüyeyse ben oldum.

fiimdi bak›n: Ben Tulu Baytin’in yerine seçil-dim. Tulu Baytin’se Sacit Öncel’in yerine seçil-miflti. Böylece Sacit Öncel’in s›ras›n› ben alm›floldum. Bu benim için büyük bir gurur elbette.Bugün biliyorum ki Sacit Bey, Yönetim Kuru-lunda o¤lu Ahmet’in, benim ya da kardeflim Tu-ran’›n olmas›na ayn› oranda, çok sevinirdi.

Ifl›k’taki e¤itiminiz yar›m kalacakken SacitÖncel taraf›ndan devam edebilmeniz sa¤la-n›yor ve bugün Yönetim Kurulunda onunboflaltt›¤› yeri dolduruyorsunuz. Üstelik Yö-netim Kurulu Baflkan› olarak... Ama SacitÖncel’in ve Ifl›k’›n sizin hayat›n›za katk›s›bununla da s›n›rl› de¤il san›r›z. O günleredönelim mi?1962’de okul birincisi oldum. Bana 1000 liraödül verdiler. Çok büyük bir para… Okul tak-siti 1500 lira civar›nda. Sacit Hoca’n›n bizi ço-cu¤u kadar sevdi¤ini de biliyorum. O s›rada“Amerika’dan mübadele program› kapsam›ndabir grup gelecek.” dediler. Ben ‹stanbul TeknikÜniversitesine girmeye karar vermiflim. Karde-flim Turan da 10. s›n›fa devam ediyor ve o ka-

Tufan Durguno¤lu

“Ben FMV Yönetim

Kurulu’na Tulu

Baytin’in yerine

seçildim.

Tulu Baytin’se

Sacit Öncel’in

yerine seçilmiflti.

Böylece Sacit

Öncel’in s›ras›n›

ben alm›fl oldum.

Bu benim için

büyük bir gurur.”

Page 12: FYZY Dergisi - Sayı 16

‹Ç‹M‹ZDENB‹R‹

12

dar baflar›l› ki Teknik Okula kayd›n› yapt›rm›fldurumda. O zaman buna imkân vard›. SacitHoca beni odas›na ça¤›rd› ve de¤iflim program›kapsam›nda “Sen Amerika’ya gideceksin.” dedi.“Hocam liseyi bitirdim. Teknik Üniversiteye gi-dece¤im. Amerika’ya hangi imkânlarla gide-yim?” dedim. Babam› ça¤›rd›. Sonunda SacitBey’in referans›yla, mülakat sonucunda bizi de-¤iflim program›n›n birinci s›ras›na koydular. K›-yafetim yok… Bavulum yok… Nas›l gidece¤im?O 1000 liran›n önemli bir k›sm›n› bunun içinharcad›k. Giderken cep harçl›¤›m yok. Babambana harçl›k olarak 9 dolar verdi. Pasaportumuniçinde 9 dolar›m var. Uçakla Rotterdam’a gittik.Rotterdam’dan gemiye bindik, New York’a gidi-yoruz. Gemide iki arkadafl›ma portakal suyu ›s-marlad›m ve 50 sentini harcad›m. New York’ageldi¤imizde “Size hizmet eden garsonlara bah-flifl verin.” dediler. “Ne kadar?” “7 dolar.” Neyseo kadar param var. Verdim. 1,5 dolar›m kald›New York’a indi¤imizde…

Çok zor durumda kalmad›n›z m›? New York’tan bir uçakla bizi Houston’a, oradanda Mc Allen isminde bir flehre götürdüler. Ora-da p›rlanta de¤erinde bir ailenin yan›nda misa-fir oldum. Mr. & Mrs. Whetsel... Bu insanlar›nda benim hayat›mda çok önemli yeri oldu. Hâ-lâ Mr. Whetsel’e baba derim. Bana sahip ç›kt›-lar. 17 yafl›ndayd›m. Whetseller’in benimle ak-ran bir k›zlar› ve bir o¤ullar› vard›. Bir y›l bera-ber yaflayaca¤›z. Türkiye’deki o s›k›nt›l› vestresli koflullardan, böyle bir ortam›n içine gir-mek bende çok önemli de¤iflikliklere neden ol-du. Bir sene orada okula gittim. Mr. Whetsel’inbir büyük nalbur dükkân› vard›. Hafta sonlar›ve okuldan sonra saati 60 sent ücretle o¤luyla -Amerikal› kardeflimle - dükkânda çal›fl›r, parabiriktirir ve balolara giderdik. Oradayken banaflehrin fahri hemflehrili¤ini verdiler. Sonundamezun oldum ve Türkiye’ye döndüm. Mr.Whetsel’se sonradan flehrin valisi oldu.

Türkiye’deki yüksek e¤itiminiz?Türkiye’ye döndü¤ümde Robert Kolejin yan›n-da Cerrahpafla T›p Fakültesini kazanm›flt›m.Ben Robert Kolejde (bugünkü Bo¤aziçi Üniver-sitesi) burslu okudum. Whetsel ailesiyle de ilifl-kimiz hep devam etti. 1968’de mezun oldum.

Sacit Öncel’le de görüflüyor muydunuz?Ben de, kardeflim Turan da Sacit Hoca’yla de-vaml› beraberdik. Turan, Teknik Üniversitedeokuyordu. Hemen hemen her hafta ziyaretinegiderdik. Üniversitedeki ekonomik imkâns›z-l›klar›m›z› bildi¤i için bize Ifl›k’tan özel ders ve-rece¤imiz ö¤renci bulmaya çal›fl›rd›. Ifl›k’la daba¤›m›z böylece hiç kesilmedi. O dönem baba-m› da kaybetmifltik. Ifl›k’ta akflam yeme¤i kar-fl›l›¤› etüt a¤abeyli¤i yapt›m.

Amerika hayaliniz devam ediyor mu?Kardeflimde de bende de Amerika hayali de-vam ediyor. Turan, Fulbright ve NATO bursu-nu kazand› Amerika için... Ben de yüksek li-sans için Texas’a gidece¤im. Sacit Hoca sordu:“Nas›l gideceksin evlad›m?” Gidecek param›zolmad›¤›n› biliyor. “Ne kadar paraya ihtiyac›nvar?” diye sordu. O zaman›n paras› yol içinyaklafl›k 3000 lira... “Sal› günü gel, vereyim!”dedi. Feyziye Mektepleri Vakf›ndan ald›¤›m bubursla Amerika’ya gittim. Bu deste¤i almasay-d›k gidebilir miydik?.. Sanm›yorum... Mühen-dis olmuflum, imkân›m yok... En az›ndan yük-sek lisans›m› ertelemek zorunda kal›rd›m. SacitHoca’n›n özelli¤i, baflar›l› olan herkese deste¤i-ni vermesiydi. Di¤er s›n›f arkadafllar›m›za daayn› deste¤i verdi¤ini gördüm. Vak›f bugün750’nin üzerinde ö¤renciye de¤iflik oranlardaburs vermektedir. Burslar belli bir sistemeoturtulmufl durumda ve bizler bundan büyükmutluluk duyuyoruz. Bunun tohumlar›, iflte odönemlerde at›lm›flt›r. Bundan sonra da dahaiyi flekilde devam edece¤ini düflünüyorum.

1961-1962 Ifl›k Lisesi Y›ll›¤›’ndan...

Tufan Durguno¤lu Whetsel ailesiyle...

Page 13: FYZY Dergisi - Sayı 16

13

Ifl›k’tan ald›¤›n› Ifl›k’a veren bir insans›n›z.Ifl›k’›n gelece¤i için idealiniz, hedefiniz, ha-yaliniz nedir?20 sene önceye gidersek bir Niflantafl› Kampü-sümüz ve Ayaza¤a’da tek bir binam›z vard›.Bugün 45 bin metrekare kapal› alanda Ayaza¤aKampüsümüz; 80 bin metrekare kapal› alaniçinde Ifl›k Üniversitesi, 29 bin metrekare ka-pal› alan içinde Erenköy ve 18 bin metrekarekapal› alan içinde Niflantafl› Kampüsümüz yeral›yor. Bu ç›ta daima yükselecektir. Amaç; hergelenin Vakfa bir fleyler daha katabilmesidir.Benim en çok istedi¤im fleylerden biri; yeni bir,hatta iki okul daha açabilmektir. Bunu yapmakistiyoruz. Di¤er hedefimiz pilot yuva ve ana-okullar› tesis etmektir. Feyziye Mektepleri Vak-f› Ifl›k Okullar› ismini Türkiye’de daha da yay-g›nlaflt›rmal›y›z. Daha da önemlisi üniversite-mizi dünyan›n say›l› üniversiteleri aras›na sok-mak en önemli arzu ve hedefimizdir. Amaçlar›-m›z; okullar›m›zda çok iyi bir ‹ngilizce e¤itimivermek; ö¤rencilerimizi mezun olduklar› za-man bir yabanc› okul mezunundan afla¤› kal-mayacak, hatta ‹ngilizceye daha iyi hâkim ola-bilecek düzeye getirmektir. Okullar›m›zda ya-banc› dil e¤itim düzeyimiz, yüksek olmas›nara¤men bunu daha da yükseltmemiz gerekti¤i-ne inan›yorum. Çünkü günümüz dünya kon-jonktürü içinde, ö¤rencilerimizin yabanc› dil-lerinin ana dilleri kadar iyi olmas› gerekiyor.Çünkü 125 y›ld›r öz disiplini, “aile” kimli¤i,Atatürkçü, ça¤dafl anlay›fl›yla okulumuzun ver-di¤i e¤itim üst düzeydedir. Ifl›k’tan mezun olanbirinin baflar›l› olmamas› mümkün de¤ildir.

Ifl›k’›n ‘aile’ özelli¤ini sürdürmede Feyziyeli-ler Ifl›kl›lar Derne¤inin yeri nedir?Yönetim Kuruluna girmeden önce 10 y›la ya-k›n FID’›n baflkanl›¤›n› yapt›m. Bu dönemde vesonraki dönemlerde birçok geliflme oldu. Bi-zim mezunlarla iç içe yaflamam›z laz›m. Mezu-nu, mezun olduktan sonra tekrar okula çeke-bilmemiz laz›m. Mezunlar dayan›flmas›n› haya-ta geçirmemiz gerekir. Bir okulu güçlü k›lanmezun dayan›flmas›d›r. Zaman içinde FMV yö-netiminde kurucu ailelerin yerini mezunlar al-d›. Bundan sonra da Vak›f için maddi ve mane-vi destekler mezunlardan gelecektir. Bu neden-le mezunlar derne¤inin okul içinde hem katk›-s›n›n hem de aktivitesinin artt›r›lmas›na önem-li çaba sarf edece¤im.Siz de “Ifl›kl› baflar›s›”na bir örneksiniz. Yö-netim Kurulu Baflkan› oldu¤unuz Geoteknik

firmas› hem Türkiye’de hem de uluslararas›alanda önemli baflar›lar elde ediyor.Geoteknik; yeni inflaat anlay›fl›n›n ve yap›lar›-n›n gerçekleflebilmesi için gerekli yüksek tek-nolojiyi sa¤layan bir kurum. Ben bunu gerçek-lefltirmeyi Amerika’dayken hedeflemifltim. ‹l-ginç bir flekilde kardeflim de ayn› fleyi düflün-müfl. ‹ki Ifl›kl›, üstelik kardefl, biri Texas’ta di¤e-ri Berkeley’de ve ikimiz de ayn› konuda çal›flt›k.Ben ifl yaflam›na at›ld›m, Turan akademik kari-yerine devam etti. Bo¤aziçi Üniversitesinde ö¤-retim üyesi oldu. Bizden önce, geoteknik ala-n›nda Türkiye’de böyle geliflmifl bir teknolojiyoktu. Türkiye’ye bu teknolojinin gelmesindeTuran’›n ve benim çok katk›m›z olmufltur. Sizbu teknolojiyi getirdi¤iniz anda da burada hertürlü imalat› yapabilecek insanlar yetiflmeyebafll›yor. Turan ö¤rencilerini yetifltiriyor, benkurumum içinden gelen mühendislerimi yetifl-tiriyorum. Türkiye, geoteknik konusunda, dün-yada ilk befl s›ra içinde yer al›yorsa bunda bizimpay›m›z›n büyük oldu¤unu söyleyebilirim. Busektör bu çabalarla do¤du. Bugünkü yüksek bi-nalardan, al›flverifl merkezlerinden, metrolarakadar her türlü komplike inflaat yap›lar›n›n ger-çekleflebilmesi, bu teknolojinin ve çaban›n so-nucudur. Azerbaycan, Libya, Lübnan gibi ülke-lerde de faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Turanda kendi firmas›yla birçok ülkede faaliyet göste-riyor. Turan, dünyan›n yetifltirdi¤i en önemligeoteknik mühendisleri aras›nda yer al›r. Amabenim de rakibimdir! Ama uluslararas› alandabirbirimizle rekabet etmeyiz.

Son olarak genç Ifl›kl›lara mesaj›n›z ne olur?Hep söyledi¤im fley fludur: Dünya vatandafl›olacaklar... Bunun gerektirdi¤i vas›flar neyseona sahip olacaklar. Baflka alternatifleri yok.Bugün art›k, dünyan›n her yerinde belli iflleriyapabilecek üst düzeyde insanlar›n yetiflmesilaz›m. ‹flte bunlar bizden ç›kacak.

“125 y›ld›r öz

disiplini, “aile”

kimli¤i, Atatürkçü,

ça¤dafl anlay›fl›yla

okulumuzun verdi¤i

e¤itim üst

düzeydedir.

Ifl›k’tan mezun olan

birinin baflar›l›

olmamas› mümkün

de¤ildir.”

Page 14: FYZY Dergisi - Sayı 16

KAPAK

14 Kubbeler kenti

Dikilitafl

Ifl›k h›z›nda

125YILnsan yaflam›nda öyle yerler vard›r ki nereyegiderseniz gidin, nerede olursan›z olun akl›-n›zdan ç›kmaz, oral› olma duygunuzu içi-

nizden atamazs›n›z. Bu güçlü duygu sizi öyle-sine sarar ki bunu en yak›nlar›n›zla, sevdikleri-nizle de paylaflabilme heyecan›n› yaflars›n›z.

‹flte öylesi flehirlerden biridir Selanik… Ha-t›ralar›m›z›n ve hayallerimizin y›ld›z›. E¤itimdecoflkuyla yol ald›¤›m›z muhteflem flehir…

XIX. yüzy›lda bu liman flehrinde yaflayanhalk, flehrin kozmopolit ve ticarete dayal› yap›-s›n›n yaratt›¤› zengin bir bilgi ve görgü ortam›-n›n havas›n› solumaktayd›. D›fl dünyaya ayakuydurabilmek için de iyi bir e¤itimin gereklili-¤inin bilincindeydi.

Osmanl› yönetimi bu dönemde ülkeninbelli bafll› flehirlerinde modern e¤itime a¤›rl›kvermeye çal›fl›yordu. Selanik Türklerinin felse-fesinde e¤itime katk›n›n özel bir yeri vard›.Okullarda kaliteli e¤itimin yap›labilmesi vesürdürebilmesi u¤runda baz› aileler nakdî var-l›klar›ndan, mal ve mülklerinden fedakârl›kyapm›fllard›r. Feyz-i S›byan’›n kurulmas›nda venice zor y›llar› afl›p günümüze kadar gelmesin-de ve bugün ülkenin en önde gelen e¤itim ku-rumlar› aras›nda yer almas›nda etkin rol oyna-m›fllard›r.

Feyz-i S›byan, 14 Aral›k 1885 y›l›nda Sela-nik’te Mümeyyiz Tevfik Efendi taraf›ndan aç›l-d›. Okulunu maddi zorluklar nedeniyle kapat-mak zorunda kalan Mustafa Kemal’in ö¤retme-ni fiemsi Efendi de Feyz-i S›byan’a kat›ld›. Böy-lelikle Türk çocuklar›n› ‘Ifl›k’ ile ayd›nlatma ge-lene¤i bafllam›fl oldu.

Kuruluflunda 4 s›n›f ve 50 ö¤rencisi olanFeyz-i S›byan; her y›l bir üst s›n›f eklenerek be-flinci y›l›n sonunda 8 s›n›fl›k bir ortaokul hâli-ne geldi.

Balkan Savafl› nedeniyle önce Koska’da birbinaya sonra da Teflvikiye’ye tafl›nan okul, ül-kenin en güç dönemlerinde üstlendi¤i misyon-dan ödün vermeden her türlü çaba ve özveriyisergileyip ülkenin e¤itim ve ö¤retimine katk›dabulunarak her geçen gün daha da büyüdü.

1922’nin sonunda Feyziye Mektebi; ortao-kul düzeyinde e¤itim veren, lise k›sm› mezun-lar›n›n ise di¤er okullarla denklik sorunu yafla-d›¤› bir okul konumundayd›. 1923’te Teflviki-ye’de Teflvikiye Caddesi üzerinde Naciye Sul-tan Kona¤› olarak bilinen konak kiralanm›fl veFeyziye buraya tafl›nm›flt›r. Bu semt okul kur-mak için çok uygun bir yerdi.

1923-1924 Ö¤retim Y›l›, yepyeni bir flevkve heyecanla bafllam›flt›. 8 s›n›fl› bir erkek orta-okulu olarak Niflantafl›’na nakledilen Feyzi-ye’nin dokuzuncu s›n›f› aç›lm›fl, her sene bir s›-n›f ilavesiyle Feyziye’nin di¤er liselerle denkli¤isa¤lanm›flt›.

15 yat›l› ö¤rencisi olan okul, iki yuva s›n›f›ilavesiyle eksiksiz bir e¤itim kurumu hâlinegelmiflti. Osmanl› ‹mparatorlu¤u dönemindekivak›flar›n Cumhuriyet dönemine tafl›nmas›ndaönemli bir pay› olan ve Türkiye’deki en eskivak›flardan biri olan okul, 17.12.1934 tarihin-de Büyük Ata’m›z›n onay›yla kuruluflunun 49.y›l dönümünde IfiIK ad›n› ald›.

Ifl›k Anaokulundan bafllayarak Ifl›k Üniver-

Derleyen:Faika DO⁄ANCA – Sevilay SEZER

FMV Özel Ifl›k ‹lkö¤retim Okulu Türkçe Ö¤retmenleri ‹

Page 15: FYZY Dergisi - Sayı 16

15

sitesine kadar her düzeyde e¤itim ö¤retim ku-rumu kurarak ulusal e¤itime katk›da bulunma-y› amaç edinmifl bu 124 y›ll›k ç›nar, Niflantafl›Kampüsünün yan› s›ra, 1986 y›l›nda Ayaza¤aKampusünde FMV Ayaza¤a Ifl›k ‹lkokulunu,1988 y›l›nda FMV Ayaza¤a Ifl›k Ortaokulu veLisesini ulusal e¤itimimize kazand›rm›flt›r. E¤i-tim öncüsü Vak›f, 2000 y›l›nda da FMV Eren-köy Ifl›k ‹lkö¤retim Okulunu açarak y›llar›ndeneyimini Anadolu yakas›na tafl›ma yolundailk ad›m›n› atm›flt›r. 2005-2006 Ö¤retim Y›l›n-da da FMV Erenköy Ifl›k Lisesi ve Fen Lisesinitoplumumuzun e¤itim hizmetine sunmufltur.

Yaklafl›k 3500 m2 aç›k alan, toplam 17.500m2lik kapal› alan üzerine kurulu Niflantafl›Kampusü, FMV Ifl›k Okullar›n›n ilk kampusü-dür. Beyaz›t’taki okul binas› yetersiz kalmayabafllad›¤›nda Teflvikiye’deki Naciye Sultan Ko-na¤› kiralanarak buraya yerleflilmifltir. K›sa birsüre sonra da bu bina ve arazi sat›n al›narakbirbiri ard›na yap›lan binalarla okul bugünküfleklini alm›fl ve son derece modern bir e¤itimkurumu hâline gelmifltir. Birbirine geçiflli 4 bi-nada Ifl›k Lisesi, Ifl›k ‹lkö¤retim Okulu ve Ifl›kAnaokulunun yan› s›ra Feyziye MektepleriVakf› ‹dare Bilimleri de yer almaktad›r. Muvaf-fak Benderli Salonu, Sacit Öncel Konferans Sa-lonu, iki kapal› spor salonu, teras katlar›nda ikiaç›k hal› saha, 26.000’den fazla kitap,1700’den fazla CD, DVD vb., çeflitli dergi veyay›nla donat›lm›fl bir kütüphane, laboratuvar-lar, elektronik derslik (multi-medya) ve sanatgalerisi kampüs içinde bulunmaktad›r.

Ayaza¤a Kampüsü, Ifl›k Okullar›n›n en bü-yük kampüsü olma özelli¤ini tafl›maktad›r.36.000 m2si aç›k alan olmak üzere toplam45.000 m2lik alan üzerine kurulmufltur. Fey-ziye Mektepleri Vakf›n›n 100. kurulufl y›l dö-nümü olan 1985 y›l›nda e¤itime bafllayan kam-püste, Ayaza¤a Ifl›k Anaokulu, Ayaza¤a Ifl›k ‹l-kö¤retim Okulu, Ayaza¤a Ifl›k Lisesi ve Ifl›kÜniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi faaliyetle-rini sürdürmektedir. Olimpik ölçülerde kapal›yüzme havuzu, aç›k-kapal› spor alanlar›, kü-tüphanesi, laboratuvarlar›, elektronik dersli¤i(multi medya), botanik seras›yla mezunlar› vetüm çal›flanlar› bir araya getiren Ifl›kev SosyalTesisi bulunmaktad›r.

17 Nisan 2009’da Cascais/ Portekiz’de ECISKonferans›n›n Ödül Töreninde FMV Özel Aya-za¤a Ifl›k Okullar› ‘Akredite Belgesi’ alm›flt›r.Denklik anlam›na gelen akreditasyon, sayg›n

bir kurulufl olan Uluslararas› Okullar Birli¤i(Council of International Schools–CIS) taraf›n-dan, belirli bir kalitede e¤itim verildi¤ininonaylanmas›d›r.

Akreditasyonda amaç; okulun e¤itim ö¤re-timin tüm aflamalar›nda mükemmellik aray›fl›içinde olmas›n› sa¤lamak, aç›k bir flekilde be-lirlenmifl hedefler/standartlar do¤rultusundayüksek kaliteli bir e¤itim-ö¤retim program›sunmas›n› garanti alt›na almak, kendisini dün-yadaki benzer okullarla karfl›laflt›rmas›na veküresel ortamda kendini s›namas›na olanakvermektir.

FMV Ifl›k Okullar› Erenköy Kampüsü, Fey-ziye Mektepleri Vakf› E¤itim Kurumlar›na2000 y›l›nda kat›lm›flt›r. ‹stanbul’un Anadoluyakas›nda, flehir merkezinde, do¤ayla iç içe,park niteli¤indeki ortam›nda faaliyetlerini sür-düren Erenköy Kampüsü bünyesinde, okul ön-cesi e¤itimi, ilkö¤retim okulu, lise ve fen liseside bulunmaktad›r. 30 dönümlük arazi içinde28.700 m2lik kapal› alana sahip okullar›n top-lam ö¤renci say›s› 1500 civar›ndad›r. Kampüs,içindeki sosyal tesisler, yüzme havuzu ve sportesisleriyle, sahip oldu¤u do¤ayla eflsiz nitelik-te olanaklar sunmaktad›r. Ayr›ca ErenköyKampüsü, koruma alt›nda bulunan do¤al sitalan› içinde, tarihî bir köflk binas›na sahiptir.

Düflünme ufkunu geniflletmek için iyi bire¤itim, okumak ve daha çok bilmek keflfedil-mifl tek yoldur. E¤itim yoluyla insan, bireyselfarkl›l›klar› alg›lamay›, hofl görmeyi ve bundanyeni sentezler yaratarak yaflam›n tad›na varma-y› ö¤renir. FMV Ifl›k Okullar› bizlere; düflüne-rek üretmemizde, yarat›c› olmam›zda sonsuzimkânlar sunan bir e¤itim kurumu olmufltur.Kafalardaki kal›plar› k›rmaya, dünyaya dahaesnek aç›dan bakmaya imkân sa¤lam›flt›r.

Yaflamlar›n›n her safhas›nda kontrollü ol-may›, okullar›m›zda ö¤renen genç bireylerimi-ze; problemlerini kendilerinin çözebilece¤i, ba-¤›ms›z düflünebilme becerilerini gelifltirebilece-¤i ortamlar yarat›l›r.

FMV okullar›nda çocuklar›m›z ve gençleri-miz, yaflamlar›n› daha anlaml› sürdürebilmekiçin “ö¤renme”nin, “bilgilenme”nin ve “dona-n›m”›n esas faktör oldu¤una inan›r; bu vizyon-la gelecekte ne ifl yapacaklarsa yaps›nlar, hangimesle¤i seçerlerse seçsinler, do¤ru ve eminad›mlarla ilerleyecekleri do¤ru bir rota çizmiflolurlar. Böylelikle de Ifl›kl› olman›n ayr›cal›¤›n›de¤erlendirmifl olurlar.

Niflantafl› Kampüsü

Ayaza¤a Kampüsü

Erenköy Kampüsü

Ifl›k Üniversitesi

Page 16: FYZY Dergisi - Sayı 16

16

ay›m hayat›na 2005 y›l›n›n Haziranay›nda bafllayan FYZY dergisi, FMV Ifl›kOkullar›n›n prestij sa¤layan süreli yay›-

m› olarak 5. y›l›n› doldurdu. FYZY’nin, klasik okul dergisi anlay›fl›n›n

ötesinde bir yaklafl›mla, Feyziye MektepleriVakf› Ifl›k Okullar›n›n vizyonunu yans›tan birkurumsal dergi olmas› hedefleniyordu. Buamaçla derginin içeri¤i, dili ve disiplin bafll›k-lar› özenle seçildi. Derginin yap›s›nda görsellikde ön planda oldu.

FYZY, 5 y›l› dolduran yay›m hayat› boyun-ca hem okulun hem de hayat›n içinden bir içe-ri¤e sahip oldu. 5 y›l boyunca yaflam›n ›fl›¤›,Ifl›kl›lar›n dergisinde bulufltu.

FYZY dergisi, FMV Ifl›k Okullar›n›n prestijyay›n› olarak, FMV’nin kültür, sanat, spor vesosyal alanda gerçeklefltirdi¤i say›s›z etkinli¤isayfalar›na tafl›d›. FMV Ifl›k Okullar›n›n e¤itimanlay›fl›n›, e¤itimdeki farkl›l›¤›n› anlatan pekçok yaz›, derginin sayfalar› aras›nda yer ald›.Pek çok de¤erli uzman, e¤itim konusundakibilgilerini ve görüfllerini dergideki “e¤itimcigözüyle” köflesinde okurlarla paylaflt›.

Ifl›kl›lar›n bulufltu¤u dergiFYZY, sosyal alanda ve ifl yaflam›nda baflar›la-r›yla tan›nan pek çok de¤erli Ifl›k mezununuda sayfalar›na tafl›d›. Onlar›n baflar› öykülerini,deneyimlerini ve Ifl›k an›lar›n› okurlar›na say-falar›nda aktard›. “‹çimizden Biri” sayfalar›Ifl›kl› baflar›lar›n ve an›lar›n Ifl›kl›larla buluflmanoktas› oldu.

Hayat›n her alan›ndan ve içindenDergi, kapak konular›yla FMV Ifl›k Okullar›n›nça¤dafl, Atatürkçü ve etkin e¤itim anlay›fl›n›gösteren, kurumun misyonunu vurgulayan biranlay›fl› yans›tt›. Her kapak konusunun, haya-t›n anlam›na, kültürün ve bilimin de¤erinevurgu yapan bir anlay›flla, bilgi derinli¤iyle ha-z›rlanmas›na büyük özen gösterildi.

Yaz› ve yazar zenginli¤iDerginin içeri¤i; hem çeflitlili¤i hem de yaz› ka-litesiyle derinli¤i kapsayan bir çizgide olufltu-ruldu. Tarih, sosyoloji, arkeoloji, sanat, sanattarihi, spor, koleksiyon, sa¤l›k, do¤a gibi pekçok ve zengin disiplinde ilgi çekici yaz›lar, öz-gün bir görsellikle okurlara sunuldu. Dergi,hem Ifl›kl› hem de profesyonel pek çok de¤erliyazar› da sayfalar›nda okurlar›yla buluflturdu.

FYZY dergisinin özgün yap›s›n› ve çizgisinikorumas›nda, 5 y›l boyunca aksamadan ve is-tikrarl› bir biçimde yay›m yaflam›n› sürdürme-sinde FMV Baflkan ve Yönetim Kurulu Üyeleribaflta olmak üzere, tüm kampüs müdürleri veö¤retmenlerimizin önemli katk›lar› oldu.

FYZY’nin ilk say›s›ndan itibaren ve tüm ya-y›m hayat› boyunca Yay›m Kurulu Üyesi ola-rak görev yapan Ayaza¤a Ifl›k Lisesi MüdürüÖmer Orhan, FMV Kültür Sanat Yöneticisi Se-vil Karac›k, Ifl›k ‹lkö¤retim Okulu Müdür Yar-d›mc›s› fienay Kurt ve Editör Giray Karanl›k,emekleri ve her say›da hiç eksilmeyen yo¤unçabalar›yla derginin baflar›s›nda önemli paysahibi oldular.

FMVYAYIN

FYZY5 yafl›nda

125 y›ll›k Feyziye Mektepleri Vakf› tarihinde kesintisiz olarak yay›mlanan

tek süreli yay›m olan FYZY dergisi 5. y›l›n› doldurdu. Dergi zengin

içeri¤i, özgün konular› ve görselli¤iyle Ifl›kl›lar›n ilgiyle okudu¤u bir yay›n

olma özelli¤ini tafl›yor.

Y

Dr. Turgut B‹NZETFeyziye Mektepleri Vakf› Genel Müdürü & Ifl›k Okullar› Kurucu Temsilcisi

Page 17: FYZY Dergisi - Sayı 16

17

aponya Baflkâtibi Fukuchi Genichi-ro’nun ülkemizi ziyaret etmesi ve Os-manl› Padiflah› II. Abdülhamit’in Japon-

ya’yla yak›n iliflkiler kurmak istemesi nedeniy-le 120 y›l önce II. Abdülhamit, Ertu¤rul f›rka-teyniyle yola ç›kt›. 18 Eylül 1890’da Ertu¤rulf›rkateyninin dönüfl yolunda batmas›yla, Ja-ponlarla bafllat›lan olumlu giriflimimiz büyükbir faciayla sonuçland›.

Bu facia, iki ülke aras›nda büyük bir insanidayan›flma ve sevginin do¤mas›na neden oldu.120 y›l önce meydana gelen bu olayda, Japonhalk›n›n gemicilerimize gösterdi¤i ilgi ve yar-d›mseverlik, kilometrelerce uzakta olan iki top-lumu birbirine gönül ba¤›yla ba¤lad›. Çeflitli ne-denlerle sars›lan Japonya’n›n yeniden toparlan-ma süreci yaflamas›, Türklerle olan iliflkilerininaksamas›na yol açt›. Büyükelçilik, Japonya’yayap›lan ilk ziyaretten tam 80 y›l sonra aç›ld›.

Baz› dönemlerde uluslararas› siyasetten do-lay› aram›zdaki politik iliflki aksat›lsa da hiçbirdönemde iki ülke fiili olarak savaflmam›fl ve ikiülke halk›n›n birbirine duydu¤u ilgi ve sevgiy›pranmam›flt›r.

Japonya’n›n tarihine bakt›¤›m›z zaman,iniflli ç›k›fll› dönemler yaflad›¤›n› görmekteyiz.‹kinci Dünya Savafl›’nda kamikaze pilotlar›n›nkahramanl›klar›, at›lan atom bombas›yla ülke-nin y›k›l›fl›, sonras›nda gösterdikleri büyük birazim ve kararl›l›kla günümüzde dünyan›n eko-nomisi en geliflmifl ülkeleri aras›na girmelerionlar›n ülkelerine olan ba¤l›l›klar›n› göster-

mektedir. Bu ba¤lamda, iki ülkenin benzerolaylarla karfl› karfl›ya kalmas›, onlar› birbirineba¤layan bir di¤er unsurdur.

1985’te, Irak-‹ran Savafl›’nda, Tahran’damahsur kalan Japonlara Türkiye yard›m eliniuzatm›flt›. 1999 Marmara Depremi’ndeyse Ja-ponya Türkiye’ye yard›m için elinden gelentüm çabay› sarf etmiflti, Türkiye’ye büyük des-tek olmufltu. Ayr›ca, son otuz y›lda ülkemizdegerçeklefltirilen köprü, yol ve tünel gibi çal›fl-malar›n ço¤unda Japonya kredi anlam›nda veteknik konuda büyük destekler vermifl ve ül-kemizde yat›r›m yapan Japon kurulufllar› buyat›r›mlar›n› büyük oranda artt›rm›fllard›r.

‹ki ülke aras›nda tüm bu insani de¤erler so-nucunda geliflen iliflkilerimiz, 2003 y›l›nda Ja-ponya’da “Türk Y›l›”n›n kutlanmas› ve 2010y›l›n›n Türkiye’de “Japon Y›l›”n›n ilan edilme-siyle daha da geliflmifl ve güçlenmifltir.

2010 y›l›nda Türkiye’de Japon Y›l›’n›n kut-lanmas› kapsam›nda FMV Özel Ayaza¤a Ifl›kLisesi Medya ‹letiflim Kulübü ö¤rencileri, 120y›l önce trajik bir olayla geliflen bu dostluk ba-¤›n› gelecek nesillere tan›tmak için çeflitli çal›fl-malar yaparak kutlamalara gönülden destekvermifllerdir. Ö¤rencilerimiz, yo¤un bir araflt›r-ma-inceleme çal›flmas›ndan sonra Türk-Japoniliflkilerini, Japon geleneklerini, yemeklerini vetarihini ö¤renmek için birçok kifliyle görüflüpbu görüflmeler sonucunda, Japon Kültür veEnformasyon Merkezi Müdürü ve Japonca ö¤-retmenleriyle röportaj yapm›fllard›r. Yapt›klar›röportajlar sonucunda Japon Dili ve Edebiyat›hakk›nda bilgilenmifllerdir. Taksim’de bulu-nan bir Japon restoran›na giderek Japon ye-meklerinin yap›m›n› izlemifllerdir. 2010 Türki-ye’de Japonya Y›l› Kurulunun Cemal Reflit ReyKonser Salonu’nda düzenledi¤i etkinlikleriaras›nda yer alan davul gösterilerini ö¤rencile-rimiz büyük bir be¤eniyle izlemifllerdir. Ö¤-rencilerimiz, haz›rlad›klar› videolar ve kurduk-lar› kültür tan›t›m stand›yla bu sürece katk›dabulunmufllard›r.

2010 Türkiye’de“Japon y›l›”

Japonya’da 2003

y›l›n›n “Türk Y›l›”

olarak

kutlanmas›na

karfl›l›k, Türkiye’de

2010 y›l›, “Japon

Y›l›” ilan edildi.

FMV Özel Ayaza¤a

Ifl›k Lisesi Medya

‹letiflim Kulübü

ö¤rencileri de

oluflan dostluk

ba¤›n› desteklemek

amac›yla bu

anlaml› y›l› birçok

etkinlikle kutlad›.

J

FMVKÜLTÜR

Cem DEM‹RHANFMV Özel Ayaza¤a Ifl›k LisesiBilgisayar Ö¤retmeni

Page 18: FYZY Dergisi - Sayı 16

SA⁄LIK

18

1955 y›l›nda Malatya’da do¤-du. ‹lk ve ortaokulu Malat-ya’da, liseyi ‹stanbul Haydar-pafla Erkek Lisesinde bitirdi.1984’te Ankara ÜniversitesiT›p Fakültesinde iç hastal›klar›ihtisas›n› ald›. 1986 y›l›ndaayn› fakültede kardiyoloji üstihtisas›n› tamamlad›. 20 y›ld›r‹ntermed Sa¤l›k Merkezindehekimlik yap›yor.

KKiittaappllaarr››Temel Tedavi (Çok yazarl›),Klinik Hematoloji (Çok yazarl›)Fizik Muayene Rehberi,(Tercüme)Tan› Tedavi Takip Plan›,(Tercüme)Bozk›r›n EfendisiKalbinize Sahip Ç›k›n

DR. MURAT KINIKO⁄LU

Çikolatafaydal› m›?Ne yiyip ne içece¤imize kendimiz karar vermiyoruz. Uluslararas› “üretici

birlikleri” karar veriyor. Bir araya gelerek ortak bir reklam bütçesi

oluflturuyor, sa¤l›k kurulufllar›na ba¤›fl yaparak araflt›rmalar›

yönlendiriyor, bas›na ve televizyona beynimizi y›kamak üzere gizli ve aç›k

reklamlar veriyorlar.

az› birlikleri hat›rlayal›m: Yumurta Üre-ticileri Birli¤i, fiarap Üreticileri Birli¤i,Zeytinya¤› Üreticileri Birli¤i, Süt Üreti-

cileri Birli¤i, M›s›r Üreticileri Birli¤i, Et Üretici-leri Birli¤i... Saymakla bitiremeyiz, neredeyseher ürünün bir birli¤i var.

Bas›nda son zamanlarda çikolatan›n ne kadaryararl› oldu¤una dair ç›kan haberleri izlemiflsi-nizdir. Ne hikmetse dünyadaki tüm üniversite-ler, çikolatan›n faydalar›yla ilgili aç›klamalardabulundular!.. Kalp krizini önlüyor, felci önlüyor,aganigiye faydas›n› zaten biliyoruz! Benim kalphastalar›m›n hepsi bitter çikolata yemeye baflla-d›. Kimse çikolatan›n yüksek kalori içeri¤ine, fle-ker muhtevas›na bakm›yor, “Madem faydal›ym›flbiz de yiyelim.” diyorlar. fieker hastalar› bile hergün bir parça çikolata yer hâle geldi.

Çikolata gerçekten söylendi¤i kadar faydal›m›? fieker hastas› de¤ilseniz, gizli flekeriniz, faz-la kilonuz, tansiyon yüksekli¤iniz yoksa, koles-terolünüz yüksek de¤ilse faydal›d›r. Sayd›kla-r›mdan biri bile varsa çikolatay› a¤z›n›za atma-dan önce biraz düflünmenizi tavsiye ederim.

Unutmamam›z gereken bir baflka nokta dahavar: Çikolata ba¤›ml›l›k yapan yiyeceklerin bafl›n-da gelir. Bu flu anlama gelir; “Madem faydal›ym›fl,her gün bir küçük parça yiyeyim.” diyerek yeme-ye bafllar; alt› ay›n sonunda her gün bir kare çiko-latan›n art›k sizi kesmedi¤ini fark edersiniz.

Bu ay California Üniversitesi taraf›ndan ya-p›lan ve Archives of Internal Medicine dergi-sinde yay›nlanan bir çal›flma yeni bir tart›flmabafllatt›: Fazla çikolata yiyenlerde depresyondaha çok görülüyormufl. Bilim adamlar› çiko-latada bulunan ya¤lar›n, vücudumuzda bulu-nan omega-3 ya¤ asitlerinin miktar›n› azaltt›¤›-n› ve bu yolla depresyona neden oldu¤unusöylüyorlar. (Bal›kta bulunan omega-3’ün dep-resyona iyi geldi¤i daha önceki çal›flmalarda

gösterilmiflti.) Bence iflin bir de psikolojik yönüvar: Gördü¤üm kadar›yla pek çok insan çikola-tay› kestirme yoldan mutlu olmak için yiyor. ‹fl-te bir fleye can›n›z s›k›lm›fl eve geliyorsunuz, ata¤z›na bir parça çikolata... Hooop... Gelsinmutluluk. Devaml› kilo alan bir hastam, koca-s›na k›zd›kça çikolata yedi¤ini söyledi, anlad›mki o da çikolatay› yat›flt›r›c› gibi kullan›yor.

Asl›nda do¤rudur, dondurma yalamak, çi-kolata yemek mutluluk hormonlar› salg›lat›r.Kötü taraf›; kolay elde edilen bu mutluluklar›nçok k›sa sürmesidir, saman alevi gibi parlay›psönerler. Sonra? Ya a¤z›n›za bir parça daha ata-caks›n›z (gelsin kilolar) ya da kendinize hâkimolmaya çal›flacaks›n›z (gelsin depresyon). Pifltioyununu hepimiz biliriz. Hayat›nda hiç pifltioynamam›fl birisine befl dakikada kurallar› ö¤-retebilir, on dakikada keyifli bir oyunun içinedalabilirsiniz. Yar›m saat, bilemedin bir saatnefleyle oynars›n›z. Sonra? Sonras› s›kar. Masa-dan kalkar kalkmaz biraz önce olanlar›, yaflad›-¤›n›z heyecan› unutursunuz. Satranç da biroyundur ama e¤itim gerektirir. ‹yi bir satrançoyuncusu olmak için uzun bir ö¤renim sürecigerekir. Buna karfl›l›k satranç oyunundan ala-ca¤›n›z heyecan ve mutluluk piflti ile k›yaslana-mayacak kadar büyüktür. Yapt›¤›n›z hamlelerbirkaç gün boyunca akl›n›zdan ç›kmaz. Pifltioyunuyla çikolata gibi çabuk ve kolay elde edi-len mutluluklar geldikleri gibi h›zla giderler.

Sadede gelelim:1) Faydal› diye her gün bir parça çikolata

yiyelim önerisi bana pek akla yatk›n gelmiyor.Bitter çikolata enfes bir tatt›r, ara s›ra yiyelim,özleyelim ve tad›n› ç›kararak yiyelim.

2) Görsel ve yaz›l› bas›ndaki “flu faydal›, bufaydal›” haberlerini takip ederken üretici bir-liklerin doldurufluna gelmeyelim, her faydal›denileni a¤z›m›za atmayal›m.

BDr. Murat KINIKO⁄LUKalp ve ‹ç Hastal›klar› Uzman›

Page 19: FYZY Dergisi - Sayı 16

K‹TAP

19

Yazkitaplar›

Sevim Ak’tan “S›cak Çikolatal› Yolculuklar”Türk çocuk ve gençlik edebiyat›n›n en sevilenve önemli isimlerinden Sevim Ak, sizlere yaziçin harika bir sürpriz yapt› ve yeni kitab›n›sizlerle tan›flt›rd›.

Kitapta neler mi var? Biraz kakao, biraz fle-ker, biraz su... Gözlerinizi kapat›n ve teknolo-jik bir taksinin içinde oldu¤unuzu hayal edin.Koltu¤a oturdu¤unuz anda burnunuza mimo-za kokular› geliyor, ›l›k bir müzik yüzünüzüokfluyor, internetiniz haz›r ve elinizde de s›m-s›cak bir çikolata... Ne dersiniz, bu taksiyle do-laflmak istemez miydiniz? O zaman siz art›k ki-tab›m›z›n kahraman›, güleç ve bafl›na buyruk“Su” oldunuz. Sonra m›? Onu size “S›cak Çiko-latal› Yolculuklar” anlatacak.Can Yay›nlar› Yazan: Sevim Ak Çizer: Behiç Ak

Parçac›klar›n Dünyas›Evrenimizde çok fley var. Bunlar ne yap›yorlar?Hareketlerinin, davran›fllar›n›n nedeni ne?

Bunu tam olarak bilemiyoruz, fakat son y›l-larda çevremizdeki evren hakk›nda pek çok bil-gi edindik. Bu araflt›rmalar gözlerimizle görebil-di¤imizin ötesinde, minik parçac›klardan vebunlar›n aras›nda gidip gelen habercilerden olu-flan bir dünya oldu¤unu gösterdi bize. Bu resim-li kitap, sizi parçac›klar›n büyüleyici dünyas›ylave onlar›n flafl›rt›c› davran›fllar›yla tan›flt›racak.

TÜB‹TAK Yay›n›, Yazan: Brian Southworth -Georges Boixader Çeviri: Hülya Ar›k

Sen Ben GenVücudunuzu oluflturan milyarlarca hücreninher birinde 50.000'den fazla gen oldu¤unu bi-liyor muydunuz? “Sen Ben Gen”de genleriniz-le ilgili birbirinden ilginç fleyler ö¤reneceksi-niz. Örne¤in; neden t›pat›p size benzeyen biri-si yok? Hem anne baban›za benziyorsunuzhem de onlardan farkl›s›n›z, ama neden? Bunabenzer pek çok sorunun cevab› bu kitab›n say-falar› aras›nda. TÜB‹TAK Yay›n›, Yazan: Dr. Fran Balkwill -Mic Rolph Çeviri: Cem Soydemir

EkolojiEkoloji kitab›, tüm canl›lar›, bunlar›n birbirle-riyle ve çevreyle etkileflimlerini inceleyen bilimdal›n›, ekolojiyi tan›t›yor. Yaflad›¤›n›z bölgedeçevrenin korunmas›na katk›da bulunmak içinneler yap›labilece¤i, tüm insanl›¤› ilgilendirenkapsaml› çevre sorunlar›n›n nas›l çözülebilece-¤i anlat›l›yor. Bu kitapta yer alan geri dönü-flümlü k⤛t, minyatür sebze bahçesi ve yapaygöl yap›m› gibi pek çok deney, çevreyi yak›n-dan tan›mam›z› ve çevreye katk›da bulunma-m›z› sa¤l›yor.TÜB‹TAK Yay›n›, Yazan: Richard SpurgeonÇeviri: Deniz Yurtören

Yaz tatilinde yapacak birçok güzel fley var. Ama her

fley için mutlaka bir arkadafl gerekli... Sizin kendisin-

den hiç s›k›lmayaca¤›n›z, çok sevece¤iniz ve hep

yan›n›zda olmas›n› isteyece¤iniz bir arkadafl›n›z var m›?

Mutlaka vard›r. Ama biz size dört tane daha önerebili-

riz! ‹flte size yaz için dört güzel arkadafl:

Page 20: FYZY Dergisi - Sayı 16

KOLEKS‹YON

20

›l 1916… O tarihte, sonraki y›llarda ka-rayolu tafl›mac›l›¤›n›n dünya lideri ola-cak Amerika’y› boydan boya geçecek bir

yolun yap›m› gündemdedir. ‹fl adamlar› Okla-homal› Cyrus Avery ve Missourili John Wood-

ruff, Chicago-Los Angeles aras›nda bir yolunyap›m›n› gerçeklefltirmek üzere kollar› s›-

varlar. Bir devlet karayolu projesiolarak ortaya at›lan proje,

kanunlar›n düzenlen-mesi, planlar›n yap›l-mas› ve bir dizi res-mî ifllemden sonra1926 yaz›nda “U.S66” ya da “Route 66”

faaliyete girmifltir. Za-man içinde binlerce köy

ve kasabayla ba¤lant›lar› ger-çeklefltirilmifl, sürekli bak›m ve onar›m› yap›l-d›¤›ndan binlerce gence ifl imkân› sa¤lam›flt›r.

‹kinci Dünya Savafl› sonras›nda her zaman-dan daha fazla mobilize olan Amerikal›lar içinyollar›n önemi bir kat daha artm›flt›r. Güney’incazibesine kap›lan Amerikal›lar›n göçleri deRoute 66 üzerinden olmufltur. O y›llarda mü-zisyen piyanist Pennsylvanial› Robert WilliamTroup, Jr. bu yol için bir flark› yapm›fl ve flar-k›n›n sözleri bu yol üzerindeki flehir ve kasa-balardan oluflmufltur. Bu flark› 1946’da ünlüflark›c› Nat King Cole taraf›ndan pla¤a okun-mufl ve bu yolda seyahat edenler taraf›ndansürekli çal›narak meflhur edilmifltir.

Route 66, k›sa zamanda gelir düzeyi düflükseyyahlar için bile yiyecek-içecek-konaklama,araba tamir ve bak›m servisleriyle halk›n göz-bebe¤i bir yol hâline gelmifltir. Say›s›z seyyahahizmet veren bu yol böylelikle iç turizme bü-yük katk› sa¤lam›fl, ülke ekonomisine de ciddikatk›larda bulunmufltu. Benzin istasyonlar›,moteller, hediyelik eflya dükkânlar›, kamping-

CARS...Hüznü büyüklere, neflesi küçüklere bir 21. yy koleksiyonu…

YMert SANDALCIIfl›k Lisesi Mezunu (1974)

Sarge:Sap›na kadar vatansever bir ciptir. Asker

giysileri ve eflyalar› satan bir dükkânçal›flt›rmaktad›r. Mc Queen’in ekibine

kat›lmaya çal›flmaktad›r.

The King:7 kez yar›fl kazanm›fl efsaneyar›flç›d›r. Medyan›n yak›n alakas›ylagösteriflli bir hayat yaflamaktad›r.Baflar›n›n çal›flmakla ve tak›m ruhuy-la elde edilebilece¤ini bilmektedir.

Lightning Mc Queen:Akl›nda kazanmak, para ve gösteriflten

baflka bir fley olmayan en genç yar›flarabas›. Yolunu kaybedip Radiator

Springs kasabas›na düfltü¤ündearkadafll›¤›n ne demek oldu¤unu ö¤rendi.

Page 21: FYZY Dergisi - Sayı 16

LEZZET

21

lerle bir baflka kültür ortaya ç›km›flt›r. Dost-luklar, yol arkadafll›klar› bu uzun yolun etra-f›nda flekillenir olmufl, Route 66, âdeta bir be-reketli toprak gibi çevresinde yerleflenlere ifl,afl sunmufl modern Amerikan toplumunun ya-flam biçiminin simgelerinden biri olmufltur.

Ancak Route 66, çevresinde flekillenen ya-flam otoyollar›n›n devreye girmesiyle de terkedilmeye bafllanm›flt›r. Amerikan toplumu kay-betti¤i de¤erlerin fark›na vard›¤›nda bu duru-mu her zaman yapt›¤› gibi ölümsüz filme konuederek bir yandan de¤iflimine devam etmifl di-¤er yandan da yitirmifl oldu¤u de¤erlerin muha-sebesini yapmay› da toplumuna b›rakm›flt›r. ‹fl-te “Cars”, konusunu günümüzde âdeta terkedilmifl bir yol olan Route 66’dan alm›flt›r. 2006yap›m› filmde Amerika’n›n yeni de¤erleriylegeçmiflin de¤erleri çarp›c› bir flekilde göz önüneserilmektedir. Filmin konusu flöyledir:

Lightning McQueen; baflar›ya koflullanm›flbir yar›fl arabas›d›r. Beklenmedik bir andakendisini Route 66 otoyolu üzerindeki sessizsakin Radiator Springs kasabas›nda buldu¤un-da hayat›n sadece bir finifl çizgisinden ibaretolmad›¤›n›, hayat›n kendisinin bafll› bafl›na biryolculuk oldu¤unu keflfeder. Piston Kupas›fiampiyonas› için ülkeyi bafltan bafla geçenLightning McQueen, Radiator Springs kasaba-s›n›n s›ra d›fl› karakterlerini yak›ndan tan›maf›rsat›n› bulur. Bunlar aras›nda esrarengiz ma-zisi olan 1951 model bir Hudson Hornet ara-ba olan Doc Hudson, 2002 model fl›k ve zarifPorsche araba Sally Carrera ve pasl› ama güve-nilir eski kamyonet Mater vard›r. Kasabadaedindi¤i yeni dostlar›n›n yard›m›yla hayattazafer, flöhret ve sponsorluklardan daha önem-li fleyler oldu¤unun fark›na varacakt›r.

Rengârenk çarp›c› arabalar, inan›lmaz biranimasyon, oyuncaklar› ve yan ürünleriyle“Cars”, bir ölümsüz eserdir art›k. Çocuklar

Mater:Radiator Springs kasabas›n›n iyikalpli, flakac›, herkese yard›m eliniuzatan otomobil çekicisidir. Hayata daima iyi yönüyle bakar. Mc Queen’in en yak›n arkadafl›d›r.

Sheriff:Tüm ailesi trafik polisidir. Çok yemekyemekte, f›rsat buldu¤u yerdekestirmektedir. fiimflek Mc Queen’isotaya yatt›¤› ilan tahtas›n›narkas›ndan fark eden ilk o olmufltur.

DJ:Devon Johnston Montgomery adl› bu arabamüzi¤e çok merakl›d›r. Modifiye edilmifl ara-balar çetesinin bir üyesidir ve karayollar›nda

seyahat edenleri rahats›z etmektedir. Wingo ileberaber Mc Queen’in TIR’dan düflmesine ve

hikâyenin bafllamas›na neden olmufltur.

Wingo:Kurallara ayk›r› boyalar kullanarak

araba boyayan ve Mc Queen’i tafl›yanTIR’› korkutarak Mc Queen’in TIR’dan

düflmesine sebep olan arabad›r.Boya iflleri yapmaktad›r.

Page 22: FYZY Dergisi - Sayı 16

KOLEKS‹YON

22

için bu göz al›c› dünyan›n parçalar›na sahip ol-mak bir tutku hâline gelmifl, “Cars” dünyan›nen önemli koleksiyonlar›ndan biri olmufltur.

Peki, ya bizim çocuksuz evimizde “Cars”koleksiyonunun ne ifli vard›r? Asl›nda buAmerikan hikâyesi bizi neden etkilemifltir de300’e yak›n oyuncak araba evin vitrinlerinisüslemektedir? Anlatay›m efendim:

‹stanbul’un bir sinemas›nda güle oynaya“Cars” filminden ç›kan çocuklar›n aras›ndagözleri yafll›, yafl›n› bafl›n› alm›fl bir çift, içleriburuk bir flekilde terk etmektedirler sinemay›.Çünkü onlar daha yeni, s›ca¤› s›ca¤›na Ada-na’ya Gülek Bo¤az›’n› eski yoldan geçerek in-mifller, terk edilmifl k›r gazinolar›, benzinlikler,kamyoncu lokantalar›n›n önünde hüzünlen-mifllerdir. Yeni otoyola “Lanet olsun sana!” der-cesine küsmüfllerdir, tüm dostluklar›n yafland›-¤› yol üstü tesislerinin ot bürümüfl otoparkla-r›ndan... Ard›ndan efsanevi Bolu Da¤›’n›n gü-zellikleri de yerin alt›ndan köstebek misali ge-çilen bir tünelle tarih olmufltur. Sisli da¤›n he-yecan› da yaflanmayacakt›r art›k. Çocuklu¤u-muzun, gençli¤imizin bu efsanevi da¤› belle¤i-mizden yok olmaktad›r h›zla. “fiimflek Mc Que-en”, “Mater”, “Doc Hudson” ve di¤erleri bizibambaflka dünyalara götürmektedir. Onlar›ncanl›l›¤›, enerjisi bir yandan ne kadar yaflland›-¤›m›z›, nice de¤erleri yitirmekte oldu¤umuzubir tokat gibi yüzümüze vurmakta, bir yandanda her fleye ra¤men yaflad›¤›m›z güzel günleriyeniden yaflamak u¤runa yeni da¤ yollar›, k›rkahveleri bulmak için uzaklara aç›lmam›z ge-rekti¤ini hat›rlatmaktad›rlar bizlere.

Zafer, baflar›, flöhretin ötesini keflfetmekiçin tavsiyem seyretmediyseniz önce bu filmi seyretmeniz olacak. Sonra can çekiflmekte olanBolu Da¤›, Gaziantep Nur Da¤›, Gülek Bo¤az›gibi yerlere yolunuz düfltü¤ünde bir kerelik ol-sun size sunulan mükemmel otoyolu elinizintersiyle iterek eski yolu tercih etmenizi tavsiyeedece¤im. Bu seyahatin sonras›nda belki birazhüzünleneceksiniz ama eminim ki ailecekoyuncakç› vitrinlerindeki ‘Cars’lara bambaflkagözlerle bakacaks›n›z.

Fillmore:Radiator Springskasabas›n›n Hippie’sidir.Hayat›n› organik bir yak›ticat etmeye adam›flt›r.Çevresine bunun yarar-lar›n› anlatmakta, bedavaörnek da¤›tmaktad›r.

Ferrari F340:Michael Schumacher’in en meflhurFormula arabas›d›r. Kazand›¤› 90flampiyonlu¤un ard›ndan RadiatorSprings’dedir. Yar›fl ekibi Luigi ve

Guido’nun idolüdür.

Flo:Lokantac› ve benzin istasyonusahibidir. Kaba saba olmas›na

karfl›n mangal gibi bir yüre¤ivard›r. Ramone’la olan birlikteli¤i

ona ilk kez boyand›¤›ndan beridevam etmektedir.

Page 23: FYZY Dergisi - Sayı 16

23

Doc Hudson:Halk›n sevgilisi doktor ve hâkimdir.Daha önceki yar›fllar›nflampiyonlar›ndand›r. fiehrin endayan›kl› arabalar›ndand›r. Mc Queen ile yapt›¤› özel yar›fl› dayafl›na ra¤men kazan›r.

Lizzie:Al›ngan ve küstah bir küçük han›md›r.A¤z›na geleni tartmadan konuflur. Hat›ra eflyalar› satan bir dükkân iflletmektedir. Radiator Spring kasabas›n›kuran Stanley’e ilk görüflte âfl›k olmufltur.

Fred:Paslanm›fl bir hurda y›¤›n›d›r.

Antipas firmas› sahibi ve yar›fllar sponsoru Rusty-Eze’nin sad›k

müflterisidir. Ayr›ca Mc Queen’inhayran›d›r ve onunla arkadafl olmak

için her fleyi yapar.

Ramone:Kaporta ve boya ma¤azas› sahibidir.

Kendini her gün farkl› bir boyaylaboyamakta, sanat›n›n bütün inceliklerini

kendi üzerinde göstermektedir.

Snot Rod:1970’lerin gösteriflli arabas›d›r.Ancak alerjisi vard›r ve süreklihapfl›rmaktad›r. Bu özelli¤ini kara-yollar›n›n t›kanan trafi¤ini açmadakullan›r ve çetelerin gözdesi olur.

Page 24: FYZY Dergisi - Sayı 16

SANAT

24

anat e¤itiminin yoksun oldu¤u veya et-kin olarak yap›lmad›¤› toplumlardakibireylerde bu özelliklerin giderek azal-

mas› kaç›n›lmazd›r.Estetik de¤erlerden yoksun bireylerin, çev-

relerindeki olaylara karfl› duyars›zlaflmalar› so-nucu zevk ve be¤eni düzeyleri düfler. Bu da top-lumda yaflam kalitesinin düflmesine yol açar.

Kalk›nm›fl ülkelerin e¤itim ö¤retim ortamla-r›na bak›ld›¤›nda sanat e¤itimine ay›rd›klar› sü-reç, araç-gereç deste¤i ve bu e¤itimi yürüteceksanatç›-e¤itimci sa¤lama deste¤i çok önemlidir.

Ülkemizde Cumhuriyet öncesi ve Cumhu-riyet Döneminde oldukça önemsenen bu konugiderek önemini yitirmeye bafllam›flt›r. E¤ertoplumu oluflturacak bireylerimizin estetik ba-k›fllar›nda da daha yüksek bir düzey istiyorsakgenel e¤itim düzeyindeki sanat e¤itimi konula-r›na daha fazla önem vermeliyiz. Tüm disiplinalanlar› düflünüldü¤ünde sanat ve e¤itim ko-nular› özel alanlard›r ve politikalar› uzman ki-fli veya kurumlarca yürütülmelidir.

Tüm sanatlar› ve bu sanatlar›n birbirleriyleiliflkisini, düflünsel boyutta sanatç›y›, sanat tü-keticisini, toplum, kültür ve e¤itim ba¤lam›n-da irdeleyen kuramsal çal›flmalara “güzel sa-natlar e¤itimi” denebilir.

Sanat e¤itimi dar anlam›yla görsel sanatla-r›n e¤itimi ve ö¤retimiyle ilgilenir. Bu ö¤reti-min içinde, uygulamal› çal›flmalar, sanat eseriinceleme, elefltiri, sanat tarihi ve estetik yeral›r. Okullarda bu e¤itimin içine, araç-gereç veifllik donan›m›yla birlikte müfredat programla-r›, çal›flma düzeni, de¤erlendirme gibi yöntem-sel konular da dâhil edilmelidir.

Ça¤›m›zda e¤itim, bilim ve sanat›n ifl birli-¤ine dayand›r›lmal›d›r. Sanat›n da, bilimin deamac› insana hizmet etmek ve yeniyi keflfet-mektir. Sanata ve duygular›n e¤itimine önemveren okul ya da e¤itim sistemlerinde, duygu-lar e¤itilirken zihinsel yeteneklerin, düflünce-nin ve zekân›n da geliflti¤i gözlenmektedir.

Sanat e¤itimi, bireyi yarat›c›l›¤a yöneltiponun bilgisel ve duygusal ihtiyaçlar›n› karfl›la-maya yönelik olmal›d›r.

Sanat e¤itimi, her yafltaki birey için gerekli-dir ve insan hayat›nda önemli bir yer tutar. Bi-reyin yarat›c› gücünü, estetik düflünce ve bilin-

Sanat e¤itimiSanat e¤itimi; kiflilik oluflumunda en etkin araçlardan biridir. Bireyin

yarat›c›l›k yönünü gelifltiren, bireyde çok yönlü düflünce yap›s› oluflturan,

bireye tek bafl›na ve toplulukla birlikte ifl yapma becerisi kazand›ran,

modern toplumlara uyumda destek sa¤layan ve yaflama dair estetik

bak›fl aç›s› kazand›ran çok önemli disiplin alan›d›r.

SBirsen KARAOSMAN

FMV Özel Ayaza¤a Ifl›k LisesiResim Ö¤retmeni

Page 25: FYZY Dergisi - Sayı 16

25

cini gelifltirmek için gereklidir. Sanat, bireyinsosyal iliflkilerini ayarlamas›n›, ifl birli¤i ve yar-d›mlaflmay›, do¤ruyu seçme ve kendisini ifadeedebilmeyi, bir ifle bafllay›p bitirme sevincini tat-may›, üretken olmay› sa¤lad›¤› için gereklidir.

Gerek ürün vererek gerek izleyerek, dinle-yerek, okuyarak olsun sanatla ilgilenmek sade-ce duygular› ve duyarl›l›¤› harekete geçirmeklekalmaz; bilgisel ve duygusal yönleriyle bütünzihinsel süreçleri canl› tutar.

Sanat e¤itiminde en önemli görev sanat e¤i-timcisine düflmektedir. Onun tutum, davran›fl

ve deneyimi, alan›nda iyi yetiflmifl olmas›, e¤i-timi etkileyen faktörlerden sadece birkaç›d›r.

Sanat e¤itimi, güzel sanatlar›n tüm alanlar›-n› içine alan okul içi ve okul d›fl› yarat›c› e¤i-timdir. Sanat e¤itiminin amac› yap›lm›fl olanla-r› yineleyen de¤il, yeni fleyler yapabilme yete-nekleri olan insanlar› yetifltirmektir.

Sanat e¤itimi sürecinde, alg›lama, bilgilen-me, düflünme, tasarlama, yorumlama, ifade et-me ve elefltirme davran›fllar›, estetik bilgilerdo¤rultusunda sanatlar›n dili kullan›larak edi-nilir. Bu e¤itim alan›nda birey, resim, müzik,tiyatro, dans, fliir, öykü, roman, heykel, sera-mik, foto¤raf, drama, film ve video gibi s›n›rs›zsanat evreninden kendine en uygun dili seçmeflans›na sahip olarak kendisini ifade etme ola-na¤› bulmaktad›r.

ATATÜRK, bir ulusu bütünlefltiren ve güç-lü k›lan temel ögelerin kültür ve sanat oldu¤u-nu, bu amaç çerçevesinde bütünleflen ulusla-r›n, ekonomik, politik ve toplumsal alanlarda-ki sorunlar› daha kolay çözebilecekleri inan-c›yla sanata verdi¤i önemi vurgulam›flt›r.

Page 26: FYZY Dergisi - Sayı 16

26

GEZ‹ ‹ZLEN‹M

Marco Polo’nun do¤du¤u ada:

KORCULADalmaçya (H›rvatistan'›n güney k›y›lar›) aç›klar›nda irili ufakl› binin üzerin-

de ada saymak mümkün. Peljesac Yar›madas› yak›nlar›ndaki Korcula,

kuflkusuz bu adalar içinde en çok görülmeye de¤er olanlardan biri.

Selen AKKlasik Filolog

Page 27: FYZY Dergisi - Sayı 16

27

daya Split'ten, Dubrovnik'ten, Peljesacüzerindeki pek çok koydan kalkan veHvar, Mljet gibi civar adalara da u¤ra-

yan feribotlarla gelinebilir. Biz daha pratik olanOrebiç - Korcula seferini yap›yoruz. Yirmi da-kikal›k bir motor yolculu¤undan sonra Korcu-la'day›z. Motordan indi¤imiz yerde, adan›n ol-du¤u gibi korunmufl eski flehri (Stari Grad)surlar›n ard›ndan selaml›yor bizi. Buras›, gotikRönesans mimarisiyle, darac›k sokaklar›yla, taflbinalar›yla bir ortaça¤ kenti. Surlar›n önünekurulmufl pazar›, pazar›n etraf›ndaki hediyelikeflya dükkânlar›n› geçiyoruz. Turistlere rehberya da kiral›k araba eflli¤inde bir Korcula gezisivadeden, uygun fiyatl› oteller öneren, harita,kent plan› ve broflür sa¤layan turizm ofislerinigeçerek ve içlerini doldurmufl onlarca turistinaras›ndan s›yr›larak, Stari Grad'›n ana kap›s›nagiden merdivenlerin önünde buluyoruz kendi-mizi. XIX. yy.’da yap›lan merdivenlerin sonun-da, alt› yüz y›ll›k Revelin Kalesi ve ana girifl ka-p›s› mütevaz› bir flekilde karfl›m›zda duruyor.Ancak, ana kap›n›n önünde turistlerin olufltur-du¤u kalabal›¤›n pek mütevaz› olmad›¤›n› söy-lemeye gerek yok.

Tarih öncesi dönemlerden beri yerleflim gö-ren Korcula, M.Ö. XI. yy.’larda, anayurdu Bal-kanlar'›n bat›s› olan Illyrial›lar taraf›ndan mes-ken edilmifl. M.Ö. VI. yy.’da Knidos (bugünküDatça) kentinden ve Korkyra (bugünkü Korfu)Adas›’ndan gelen Yunanl›lar, adada KorkyraMelaina (Kara Korfu) ad›n› verdikleri bir yerle-flim kurmufllar. Korkyra (Korfu) ad›n› da kufl-kusuz geldikleri adan›n ismini yâd etmek için

vermifller. Ada, ad›ndaki kara s›fat›n›ysa yo¤una¤açl›kl› oldu¤u için uzaktan oldukça koyurenk görünen do¤a örtüsüne borçlu olsa gerek.Orman›n s›kl›¤› ve a¤açlar›n kalitesi, bölgeninen de¤erli ve güçlü gemilerini yapma flans› ver-mifl Korculal›lar'a. Öyle ki, Venedik ve Dub-rovnik idaresi, aday› denizcilik alan›nda kendi-lerine rakip gördüklerinden olsa gerek, adan›ngemi üretimi ve ihracat›n› ç›kar›lan kararna-melerle sürekli s›n›rland›rarak, kontrol alt›naalmaya çal›flm›fl.

Osmanl›’n›n 1571 y›l›nda kutsal ittifak dev-letleriyle (Venedik, ‹spanya, Papal›k, Ceneviz,St. Jean fiövalyeleri) yapt›¤› ‹nebaht› Deniz Sa-vafl› s›ras›nda Venedik idaresinde olanKorcula, savafltan pay›na düfleni alm›fl. K›l›ç AliPafla önderli¤indeki Osmanl› donanmas› aday›kuflatt›¤›nda, herkeste bir panik bafllam›fl. Os-manl› donanmas›n›n, kuflatmada baflar›l› ola-mamas›nda adan›n deniz gücünün ve güçlü sa-vunma taktiklerinin pay› ne kadard›r, bilemi-yoruz. Ancak adal›lar, bu zaferlerini, kuflatmas›ras›nda doldurduklar› kiliselerden yükselendua seslerini duyan ve rüzgâr› bir anda tersineçevirip Osmanl› donanmas›n› geri çekilmekzorunda b›rakan Tanr›’n›n merhametine borç-lu olduklar›ndan eminler.

A

Aziz Marca Katedrali’nden aslan detaylar›

Page 28: FYZY Dergisi - Sayı 16

GEZ‹ ‹ZLEN‹M

28

Eski kente girdi¤imizde, surlar›n pek çokyerindeki aslan kabartmalar› dikkatimizi çeki-yor. Aslanlar ço¤u kez kanatl› olarak tasviredilmifl. Aslen Aziz Marcos'un sembolü olankanatl› aslan, zamanla Marcos’u kendi kentle-rine aziz olarak seçen Venediklilerle özdefllefl-mifl. Venedik idaresinde yaflam›fl pek çok orta-ça¤ kenti gibi, Korcula'da da Aziz Marcos bü-yük önem tafl›yor. Adan›n en ilginç ve en bü-yük kutsal yap›s› Aziz Marcos’a adanm›fl ‘Ka-tedrala Sv. Marka’.

Katedralin girifl kap›s› göz al›c›... Aziz Mar-cos tüm kutsall›¤›yla ortaya yerlefltirilmifl. Ka-p›n›n iki yan›nda birer bekçi gibi aslanlar bek-liyor. Yap›n›n en dikkat çekici unsuru; aslanla-r›n hemen alt›nda yer alan Âdem ve Havva fi-gürleri olsa gerek. Benzer flekilde tasvir edilmiflfigürleri ada içindeki sivil binalarda da görme-miz mümkün.

Katedralin hemen yan›nda XV. - XVI. yy.’aait dinî sanat eserlerini, ya¤l› boya tablolar›,mücevherleri, mobilyalar› ve eski belgeleri ser-gileyen Opatska Riznica bizleri bekliyor. Onunhemen karfl›s›nda yer alan Korcula fiehir Mü-zesi (Gradski Muzej Korãula), 1957 y›l›ndanberi, XVI. yy.’dan kalma Gabriellis Saray›’ndafaaliyet gösteriyor.

Müze, âdeta adan›n kültür tarihini tümyönleriyle veren üç boyutlu bir kitap. Girifl ka-t›, Lumbarda ve Vera Luka baflta olmak üzere,ada üzerindeki yerleflimlerde ele geçen arke-

olojik eserlere ayr›lm›fl. Eserlerin ço¤unlu¤u-nu, Korcula aç›klar›ndaki bat›klarda bulunanamforalar ve erken dönemlerden beri tafl iflçili-¤i ve kireç tafl› yönünden zengin tafl ocaklar›y-la nam salan adan›n çeflitli yerlerinde bulunantafl eserler oluflturuyor. ‹kinci katta yer alan ge-mi infla atölyesi, adan›n bir zamanlar bölgeninen güçlü tersanelerinden birine sahip oldu¤u-nu hat›rlat›yor bize. Ayn› katta, Korcula’n›nsosyal hayat›yla ilgili eski belgeler, ya¤l› boyatablolar, porselenler ve XIX. yy.’a ait gündelikeflyalar, mobilyalar, biblolar v.b. sergileniyor.En üst kattaysa, XIX. yy.’a ait tipik bir Dalmaç-ya mutfa¤›n› görmek mümkün.

Buradaki en eski kilise, kroniklerde ilk kez1338 y›l›nda görülen, Aziz Petrus’a adanm›flCrkva Sv. Petra. XI. yy.’dan beri faaliyet göster-di¤i bilinen kilise, XVIII. yy.’da Venedikli birsanatç› taraf›ndan yap›lan Aziz Petrus heykeli-ne de ev sahipli¤i yap›yor. Bu mütevaz› tafl bi-na, hemen yan›nda yer alan Marco Polo Eviyüzünden biraz gölgede kal›yor.

Ada, ünlü seyyah, tüccar ve kâflif Marco Po-lo’nun do¤du¤u eve ev sahipli¤i yapmaklaövünüyor. Do¤um yeri ve kesin do¤um tarihiihtilafl› olan Marco Polo’nun Korcula'da do¤-

Marco Polo’nundo¤du¤u ev

Arkeoloji Müzesi

Korcula’n›n serin

sokaklar› bir

labirenti and›r›yor.

Bu güzellikler

içinde kaybolmak

insana ayr› bir

heyecan veriyor.

Sonundaysa daima

Adriyatik Denizi’nin

mavisine

var›yorsunuz.

Page 29: FYZY Dergisi - Sayı 16

29

du¤unu gösteren kan›tlar kesinlik tafl›m›yor.Ama yine de, yükseklik korkumuzu kalbimizegömüp eski flehrin tam ortas›nda yer alan taflbinan›n darac›k merdivenlerinden t›rman›pda, eski flehrin panoramik görüntüsüyle karfl›karfl›ya geldi¤imizde, “Neden olmas›n?” diyesoruyoruz.

Birbirine s›¤›nm›fl darac›k evlerin çat›lar›,eski tafl kiliselerin kuleleri, eski günlerini arat-mayan a¤açlar›n kadife renkleri ötesinde Adri-yatik Denizi… Renginden biraz hediye etti¤igökyüzünden, yaz güneflinin alt›n damlac›kla-r›n› ödünç alm›fl, tüm o masumane k›flk›rt›c›l›-¤›yla sarmalad›¤› di¤er adalara, el verdi¤i di¤erkentlere, kar›flt›¤› di¤er denizlere ça¤›r›yor san-ki kendisine bakan›. Kötü bir valinin idaresin-den veya yaflad›¤› sefaletten kaçan zavall› biradal›ya kurtulufl eli uzat›r gibi de¤il. Refahiçinde yaflad›¤› kenti, onu biraz da özlemle an-mak için, k›sa süreli¤ine arkas›nda b›rakan birmacerapereste yeni güneflli günler vaat ederce-sine hiç de¤il. Hiçbir fley vadetmeden sadecesöyledikleri flark›larla denizcileri büyüleyipyollar›ndan eden sirenlere yak›fl›r bir sesle,“Düfl peflime!” diyor. “Bitti¤im yerde bafllayanAkdeniz benim, Marmara'dan sonra Karade-niz'im, düfl peflime, Asya'dan sonra Pasifik debenim..."

Biz bu ça¤r›dan kaçmaya çal›flsak da ad›m›-m›z› att›¤›m›z her yerde Adriyatik peflimizdengeliyor. Darac›k sokaklarda güneflin peflindekaybolurken; küçücük hediyelik eflya dükkân-lar›nda Marco Polo kabartmal› tabaklar›, bar-daklar›, fincanlar›, akl›n›za gelebilecek dahapek çok eflyay›, rüzgârgüllerini, tafltan yontul-mufl biblolar›, tahta oyuncaklar›, ipek eflarpla-r›, deri ayakkab›lar›, çeflitli boncuklardan ya-

p›lm›fl tak›lar› ve bunun gibi daha pek çok fle-yi kar›flt›r›rken burnumuza doluyor denizinkokusu. Biraz dinlenmek ve bir fleyler at›flt›r-mak için oturdu¤umuz sur d›fl› kafeler, bizeenvaiçeflit bal›k, baflta deniz ürünleri olmaküzere çok çeflitli malzemelerle yap›lan pizzalar,zeytinya¤l› yemeklerle dolu menülerini sunar-ken, yan›m›zdaki çam a¤açlar›n›n alt›nda sahi-le vuruyor sesi. Biz görmezden gelmeye çal›fl›-yoruz, çünkü art›k dönmemiz laz›m. Ama yinede vedalaflmadan gitmeyi kendimize yediremi-yoruz. T›ka basa dolu kar›nlar›m›za ra¤men ti-flörtlerimizi s›y›r›p at›veriyoruz kendimizi he-men her taraf› do¤al plaj olan adan›n bir yerin-den Adriyatik'in kollar›na...

Arkeoloji Müzesi’nde yer alan Dalmaçya Mutfa¤› Aziz Petrus Kilisesi

Marco Polo’nun

do¤du¤u evin

penceresinden

görünen Adriyatik

Denizi, mavisiyle

insanlar› kendine

ça¤›r›yor. Elbette

Marco Polo’nun bu

ça¤r›ya cevap

vermemesi

mümkün de¤ildi...

Page 30: FYZY Dergisi - Sayı 16

30

SPOR

Biz haber etmeden haberimizi al›rs›n, yedi y›ll›k yoldan kufl kanad›yla gelirsin. Gözümüzün dilinden anlar, elimizin s›rr›n› bilirsin. Namuslu bir kitap gibi güler, aln›m›z›n terini silersin. O gider, bu gider, flu gider, dostluk, sen yan› bafl›m›zda kal›rs›n…

üyük Usta Naz›m ne de güzel anlatm›flyukar›daki m›sralar›nda dostlu¤u…Dünyada spor ve özellikle futbol konu-

sunda önemli rekabetler yaflan›yor. Arjantin’de Boca Juniors-River Plate, ‹skoç-

ya’da G.Rangers-Celtic, ‹talya’da Roma-Lazio,‹spanya’da Barcelona-Real Madrid, Yunanis-tan’da Panathinaikos-Olimpiakos, S›rbistan’daK›z›ly›ld›z-Partizan ve uzar gider bu liste...

Tüm rekabetler belirli bir sebebe dayan›r:Kral’›n tak›m› halk›n tak›m›na karfl›, dinleri birolsa da farkl› mezheplerden olanlar, ayn› co¤-rafi bölgede ayr› dili konuflanlar, politik görüflayr›l›¤›nda olanlar, ba¤›ms›zl›k savafl› s›ras›ndafarkl› tarafta olanlar, kökeninde husumet yatansorunlu komfluluk iliflkileri...

Bizdekiyse bambaflka ve çok de¤ifliktir. Birkere bütün ülkelerde ezelî rekabet iki kutup-luyken, bizde yafllar› birbirine yak›n üç kulüparas›nda bir as›rd›r süren ve Türk sporunucanl› tutan uzun soluklu bir maraton koflul-maktad›r. 20. yüzy›l›n hemen bafl›nda çok zorgünler yaflayan imparatorluk ‹stanbul’unda üçfarkl› semtin çocuklar›, spor yapabilmek, ya-parken de birbirleriyle rekabet edebilmek içinamatör ruhla, son derece masum ve naif heves-lerle kurmufllard›r sporumuzun temel tafl› olankulüplerimizi... ‹lkini Y›ld›z Saray›’n›n etraf›n-da yerleflmifl asker ve devlet memuru çocukla-r› kurmufl ve dolay›s›yla “Arabal›lar” lakab› ta-k›lm›fl. ‹kincisini Mekteb-i Sultani ad›yla bili-nen tarihî okulun ö¤rencileri kurmufl, üçüncü-sünü Kad›köy yakas›n›n spora merakl› gençle-ri kurmufl, ona da ilk y›llarda “Siyah çorapl›lar”denmifl. Önceleri semtler aras› bir rekabetmiflyaflanan... Sonras›nda büyümüfl, geliflmifl, dal-lan›p budaklanm›fl ve bu atefl, kartopu gibi git-tikçe büyüyerek ülkenin her yan›n› sarm›fl. Na-s›l ve ne zaman oldu¤u tam olarak bilinme-mekle birlikte bugün Fenerbahçe-Galatasarayçekiflmesi, üçlü rekabetin di¤er ayaklar›naoranla daha çok öne ç›k›yor ve dünyadaki ör-nekleri içerisinde ilk 5’te yer al›yor.

Bu rekabette üç kulübümüz de Gazi Musta-fa Kemal ATATÜRK’ün kendi tak›mlar›n› tut-tu¤unu söylemektedir. Tarihin tozlu yaprakla-r›nda gezinelim isterseniz.

Galatasaray tarihinden:“1 Temmuz 1933, Galatasaray Lisesinin yafla-d›¤› en büyük gündür; o gün Gazi Hazretleri,müessemizde befl saat ve bir çeyrek saat kal-m›fllar ve birinci devre Tarih-Co¤rafya-Yurtbil-gisi mezuniyet imtihanlar›na giren talebeleri-mizden dokuzunu imtihan etmek lütfunda bu-lunmufllard›r. Galatasaray Lisesi, bundan son-ra, o unutulmaz günü her sene anmak ve tek-rar yaflamak için ayn› devrenin ayn› imtihanla-r›n› daima ayn› güne koyacakt›r.”

Ezelî rekabet,ebedî dostluk...

B

Befliktafl kaptan› Birol ve Fenerbahçe kaptan› Lefter 1962-63 sezonu santrada...

Remzi D‹LL‹Ifl›k Spor Kulübü Koordinatörü

Page 31: FYZY Dergisi - Sayı 16

31

Fenerbahçe tarihinden:Atatürk, 10 A¤ustos 1928 günü, 3-3 beraberebiten Gazi Kupas› maç›ndan sonra üçü Galata-sarayl› ve ikisi Fenerbahçeli olan befl kiflininönünde aynen flunlar› söyledi: “Burada üçeüçüz... Çünkü ben de Fenerbahçeliyim!”

5 Haziran 1932'de kulübümüzün Kufldi-li'ndeki binas› yan›nca, ilk ba¤›fl yine BüyükÖnder’imizden geldi.

Mustafa Kemal Atatürk'ün kulübümüzü zi-yareti s›ras›nda, hat›ra defterimize yazd›¤› sa-t›rlar flöyledir:

“Fenerbahçe Kulübünün her tarafa mazhar-i takdir olmufl bulunan asari mesaisini iflitmiflve bu kulübü ziyaret ve erbab-› himmeti tebriketmeyi vazife edinmifltim. Bu vazifenin ifas› an-cak bugün müyesser olabilmifltir. Takdirat vetebrikat›m› buraya kayd ile mübahiyim.”

3.5.1918 - Ordu Kumandan› Mustafa Kemal

Befliktafl tarihinden:Mustafa Kemal Atatürk; Y›ld›r›m Ordular›Grup Kumandanl›¤› görevine bafllamadan ön-ce 1916'n›n ilk günlerinde Akaretler'deki evi-nin arka kap›s›ndan Befliktafl Jimnastik Kulübüidman sahas›na inmifl (flimdiki Plazalar'›n bu-lundu¤u alan), Ahmet Fetgeri ve Fuat BalkanBeyler'i yan›na ça¤›r›p kendileriyle flu konufl-may› yapm›flt›r: “Efendiler; sizlerin ve sporcu-lar›n›z›n ciddi çal›flmalar›n›, çeviklik ve maha-retlerini uzun zamandan beri büyük bir zevk-

le, dikkatle izliyorum. Spordan yoksun birgençlik nas›l ki vatan müdafaas› s›ras›nda etki-li olam›yorsa, insan denen varl›¤›n kafa yap›s›da ne derece tekâmül ederse etsin, bedenî in-kiflaf› noksan ve yetersiz olursa o vücut o kafa-y› ileriye götüremez, tafl›yamaz. Bugün bünye-nizde toplay›p ilmî metotlarla yetifltirmeye ça-l›flt›¤›n›z bu gençler, tam anlamda bedenen vefikren gelifltikleri zaman vatan müdafaas›ndailmî sahalarda oldu¤u gibi spor alanlar›nda daAvrupal› has›mlar›na Türk'ün ölmez gücünüispat edeceklerdir. Sizi candan kutlar, baflar›la-r›n›z› her zaman duymak isterim.”

‹flte üç kulübün tarihinden farkl› dönemlereait farkl› olaylar ve Ulu Önder’imiz, Ata’m›z›na¤z›ndan dökülmüfl, sonra da tarihe ve kulüple-rimizin kay›tlar›na alt›n harflerle geçmifl sözler.Sözün özü, rekabet burada da devam ediyor.

Spor tarihimizdeki birçok belge, foto¤raf vean› bizlere, tarihî kulüplerimiz aras›ndaki ilifl-kinin asl›nda ne denli özel, önemli ve dostluktemelli oldu¤unu gösteriyor.

“Ne günlerdi…” diye bafllayan dost soh-betlerinde o günlerde yap›lan centilmenlikleribir ç›rp›da s›ral›yoruz hâlâ. Karfl› tak›m›noyuncusu sakatlan›nca “fiimdi oynamak bizeyak›flmaz, o iyileflsin, sonra oynayal›m.” diyen-ler, baflka bir tak›mdan oyuncu transfer edile-cekse “Bizim o bölgede oyuncumuz var, sizindaha çok gereksiniminiz var, siz al›n.” diyen-ler, rakibin sporcular›n› “Yar›n bizimle maç›n›zvar, haydi gidin yat›n.” diye yataklar›na gönde-

Y›l 1909.

Galatasaray

Mekteb-i Sultani

Müdürü Tevfik

Fikret Galatasaray

futbol tak›m›yla...

Page 32: FYZY Dergisi - Sayı 16

32

SPOR

ren antrenörler, yurt d›fl›na müsabakaya gider-ken takviye olarak birbirlerinden sporcu alan-lar... Bu güzel öyküleri, hepiniz büyükleriniz-den dinlemiflsinizdir.

Yüz y›l› aflk›n zamand›r, sporun pek çokdal›nda karfl› karfl›ya geliyor Türk sporununas›rl›k ç›narlar›...

‹lk kavgal› maç 23.02.1934 tarihinde diyorkaynaklar. Demek ki, o zamanlarda da adrena-line yenik düflen ve sinirlerine hâkim olama-yanlar varm›fl. Ama yine ayn› kaynaklardan sa-hada olan›n sahada kald›¤›n›, maçlardan sonraberaberce yeme¤e gidildi¤ini, farkl› renkleriçin yar›flanlar›n saha d›fl›nda çok iyi arkadafloldu¤unu okuyoruz.

Nas›l oldu, nas›l gelindi bugünlere? “Demir-li delik ç›kt›, mertlik bozuldu.” sözündeki gibigaliba bireyin çok fazla ön plana ç›kart›ld›¤›, tin-selli¤in yavafl yavafl kayboldu¤u, yerine özdek-selli¤in hâkim oldu¤u bir dünyada yaflamayabafllad›k. Belki baz›lar›n›za çeliflkili gibi gözüke-cek ama bu yeni dünyada her ne kadar ço¤un-luk bireysel baflar›lar›n ve maddi avantajlar›npeflinde koflsa da, bir gruba, kendisinden çokönce bafllam›fl bir tarihe ait olmak, onun örf veâdetleriyle bir toplumsal kimlik edinme derdiherkesi sard› ve kuflatt›. O zaman gelsin renkler,semboller ve onlarla güçlenen fanatizm...

Patates k›zartmas›na ketçap dökmeyenler

mi istersiniz, akaryak›t firmas›n›n logosundakirenkleri bahane edip arabas›na oradan benzinalmayanlar m›? Blucin üstüne belirli renk tiflörtgiymeyenler, “Erkek adam renkli tak›m tut-maz.” diyenler, rakip kulüplerin simgesi olanhayvanlar› sevmeyenler, sahibinin tuttu¤u ta-k›ma göre restoran seçenler, dünya markalar›-n›n kurumsal renklerini de¤ifltirmeye çal›flan-lar, sponsor oldu¤unda di¤er taraftarlar›n mal-lar›n› kullanmama riskiyle karfl›lafl›p bu ifle gir-di¤ine piflman olanlar... Daha neler var, neler...

Sporu, ülkemizin yaflam›fl oldu¤u genelproblemlerden soyutlamam›z mümkün de¤il.Ekonomik çöküfl, ço¤u toplumda oldu¤u gibiahlaki çöküflü de beraberinde getiriyor. Birey-selli¤in ön plana ç›kt›¤›, kiflisel baflar›n›n herfleyin önüne geçti¤i, tak›mdafll›¤›n umursan-mad›¤›, “Komflun açken tok yat›lmaz.” sözü-nün unutuldu¤u bir dünyada yafl›yoruz art›k.

fiimdi, bir de afla¤›daki resme bakal›m dik-katlice: Olayl› bir Fenerbahçe-Galatasaray ma-ç›nda çekilen bu kare, kimi çevreler taraf›ndandostluk mesaj› gibi de¤erlendirilmifl olsa da,bence yabanc› bir ülkede eme¤i karfl›l›¤› parakazanmaya çal›flan lejyonerlerin umursamazl›-¤›yd›. Bu foto¤rafta sarmafl dolafl görüntüleneniki Brezilyal› futbolcu aras›nda s›cak bir dost-luk, bir samimiyet var elbette. Ancak bu, tamolarak bizim özlemini çekti¤imiz dostluk de¤il.Biz sahalar›m›zda bar›fl, kardefllik, dayan›flmaolsun istiyoruz. Her maç bayram havas› içindebafllay›p bitsin, yere düfleni, rakibi elinden tu-tup kald›rs›n istiyoruz.

T›pk› Metin Oktay’la Can Bartu’nun birbi-riyle forma de¤ifltirdi¤i günlerde oldu¤u gibi…

Yine büyük bir ustan›n, Can Yücel’in dize-leriyle bitirelim “EZELÎ REKABET, EBEDÎDOSTLUK!..”a dair sat›rlar›m›z›:Yerin seni çekti¤i kadar a¤›rs›n, Kanatlar›n ç›rp›nd›¤› kadar hafif... Kalbinin att›¤› kadar canl›s›n, Gözlerinin uza¤› gördü¤ü kadar genç... Sevdiklerin kadar iyisin, Nefret ettiklerin kadar kötü…Ne renk olursa olsun kafl›n gözün, Karfl›ndakinin gördü¤üdür rengin Yaflad›klar›n› kâr sayma: Yaflad›¤›n kadar yak›ns›n sonuna; ne kadar yaflarsan yafla, Sevdi¤in kadard›r ömrün.

60’l› y›llar...

Millî tak›m

futbolcular›,

fienol, Basri,

Varol, Candemir,

Birol ve Minacettin

bir arada...

Page 33: FYZY Dergisi - Sayı 16

Baz›lar› s›cak sever...

ele çiçekler; ne büyük rol oynarlar yafla-m›m›zda? Neflenin kayna¤›, hüznün ila-c›... Kutlamalar›n, iyi dileklerin, özürle-

rin, romantizmin vazgeçilmezidir çiçekler. Ki-mi so¤uk sever, kimi s›cak, kimi gölge ister, ki-mi günefl... Madem mevsim yaz, bana da s›caksevenlerden söz etmek düfler.

SardunyaEn çok Akdeniz ülkelerinde yetifltirildi¤i içinAkdeniz'le özdeflleflen sardunyan›n ana vatan›,asl›nda Güney Afrika’d›r. S›ca¤› seven, pembe,sar›, beyaz ve k›rm›z› tonlar›nda görülen bugüzel çiçe¤in tek istedi¤i bol güneflli bir ortam-d›r. Çiçeklerin içinde en kaprissiz ve en müte-vaz› olan›d›r belki de... K›fla bile dayan›kl›d›r.Ekilen küçücük bir parçadan büyüyebilen, bü-yümesi için fazla su istemeyen sardunya, top-rak da ay›rt etmez; nereye ekilirse orada köksalar. Üstelik kök sald›ktan sonra al›p baflka biryere ekerseniz ona bile hay›r demez. Sardunyasizinle birlikte her yere gelir. Hani her çiçe¤inbir dili vard›r ya, sardunya bu durumda olsaolsa sadakattir çünkü o, her zaman yan›n›zda-d›r. fiair Halim Ya¤c›o¤lu da fliirinde ne güzelifade etmifl sardunyay›:

Bir sardunya olmak isterdim flu dünyadaK›r›ld›kça k›r›ld›kça yeflerenÖylesine al al verenBir sardunya

Bir sardunya olmak isterdim flu dünyadaBir avuç topra¤›m olsun ama benim olsun‹ster bir saks›da olsun ister da¤da olsunYeter ki gönlüm rahat olsun

Han›meli Günefli seven bir baflka çiçek de beyaz ve sar›açan han›melidir. Onun da sardunya gibi fazlaistekleri yoktur. Kanaatkâr bir çiçektir; h›zl›büyüdü¤ü için çok kolay yetifltirilir. Han›meli-nin hafif bir rüzgârla etrafa yay›lan güzel koku-su sayesinde sabahlar› zorla at›lan ad›mlar›nbile mutlu ad›mlara dönüfltü¤üne flahit olursu-nuz. Ya bal›n›n tad›? Çocukken az m› dal›ndankopart›p içtik?.. Ne hikmetse apartmanlar›n,evlerin bahçe kap›lar›n› süsleyen, ad› gibi gö-rünüflü de zarif ve romantik han›mellerini art›kgöremez olduk!.. “Sana olan ba¤l›l›¤›m sonsu-za kadar sürecek” diyen han›meline belli ki bizba¤l›l›¤›m›z› gösteremedik ve onu kaybettik!..

Hüsnüyusuf Karanfilgillerden olan hüsnüyusuf da bol gü-neflli ortamlar› sever. ‹lkbahar sonunda baflla-y›p tüm yaz boyunca bol bol k›rm›z›, pembe,beyaz açan veya bu renklerin ikisini bir aradamuhteflem bir ahenkle tafl›yan, katmer katmeraçan güzel çiçek... Ad›n›, Hazreti Yusuf’un gü-zelli¤inden alm›fl; Yusuf öylesine güzelmifl kik›zlar ona hayranl›kla bakarken ellerindeki el-ma yerine, ellerini keserlermifl.

Evlerde pencere önlerinde ve balkonlarda,saks›larda bir baflka güzel durur hüsnüyusuf...O da az su ister ama topra¤›n zenginini sever.

Ve di¤erleri; Bodrum’un simgesi begonvil-ler, temmuzdan ilk so¤uklara kadar sürekliaçan begonyalar, mis kokulu yaseminler ve mi-tolojiye göre sudaki görüntüsüne afl›k olup onakavuflmak için ölümü seçen güzeller güzeliNarkissos’un öldü¤ü yerden bitti¤ine inan›lannergisler...

Yaz›n çiçek açar her yer, yaz›n çiçek açarinsan... Bol çiçekli bir yaz dile¤iyle...

DO⁄A

33

En sevdi¤im mevsimdir yaz... Aylar süren kasvet, karanl›k ve so¤uk yeri-

ni iç aç›c›, ayd›nl›k ve s›cak günlere b›rak›r. Do¤an›n uyand›¤›n› görmek,

günefli teninizde hissetmek, rengârenk açan çiçeklerin çevreye yayd›¤›

mis kokular› duymak, “‹flte hayat bu!” dedirtmez mi insana?..

Hfienay KURTFMV Özel Ifl›k ‹lkö¤retim OkuluMüdür Yard›mc›s›

Page 34: FYZY Dergisi - Sayı 16

TAR‹HTENSAYFALAR

34

ülhane’den Sultanahmet’e do¤ru ç›k›p tarihî hipodrom alan›-n›n girifline geldi¤inizde sizi ilginç mimari yap›s›yla ünlü Al-man Çeflmesi karfl›lar.

Alman ‹mparatoru ve Prusya Kral› II. Wilhelm uzun hükümdarl›ky›llar›nda birçok Avrupa ülkesini dolaflm›fl ve Türkiye’ye de üç kezgelmifltir. Sultan II. Abdülhamit zaman›nda 1889 ve 1898 y›llar›ndaiki ziyaret gerçeklefltirmifl, Sultan Reflat zaman›nda, I. Dünya Sava-fl›’n›n sonlar›na do¤ruysa (1917) üçüncü kez ‹stanbul’a gelmifltir. II.Wilhelm’in 1898 y›l›ndaki ‹stanbul'a ikinci ziyaretinin an›s›na Almanhükümeti Alman Çeflmesi'ni yapt›rm›flt›r.

Çeflmenin tasar›m› imparatorun bir deseninden yola ç›k›larak dü-zenlenmifltir. Planlar›n› Kaiser’in özel dan›flman› Mimar Spitta çizmifl,yap›m›n› Mimar Schoele üstlenmifltir. Mermerleriyle de¤erli tafllar›,Almanya'da ifllenerek ‹stanbul'a getirilmifltir. 1899 y›l›nda yap›m›nabafllanan çeflmenin aç›l›fl› için Sultan II. Abdülhamit’in 25. tahta ç›k›fly›l dönümü olan 1 Eylül 1900 tarihi düflünülmüflse de, yap›m› bu ta-rihe yetifltirilemeyince, çeflme, II. Wilhelm’in do¤um günü olan 27Ocak 1901’de aç›lm›flt›r. Baz› özel günlerde ve ramazanlarda büyüksu haziresinden flerbet ak›t›lan bu çeflme, Osmanl›-Alman dostlu¤u-nun bir göstergesi olarak kabul edilirdi.

smanl› Devleti’nde ilk kahvehane Kanuni Sultan Süleymandöneminde, 1554 y›l›nda Tahtakale’de Halepli Hakem vefiaml› fiamil adl› iki Arap tüccar taraf›ndan aç›ld›. Bu iki tüc-

car›n getirdi¤i koyu kahverengi keyif verici toza “Kahwah” ad› veril-miflti.

Zamanla Osmanl› baflkentinde kahvehanelerin imparatorluk bü-rokrasisi için bir nevi sosyal kulüp-halk kütüphanesi ifllevi gördü¤üsöylenebilir. Buralara ‘k›raathane’ yani okuma evi denmesi bundan-d›r. Kahvehanelerin zamanla yayg›nlaflmas› uleman›n tepkisini çek-mekte gecikmedi. III. Murat zaman›nda fleyhülislamdan al›nan “birnesne kömür gibi olursa kullan›lmas› haramd›r” fetvas›yla yasaklan-d›. Ancak yasa¤a ra¤men kahvehaneler “koltuk kahvehaneleri” ad›y-la gizli gizli varl›klar›n› sürdürdüler.

Sultanahmet’in Alman’›

Kahve yemenden gelir

Dünyan›n en çok söylenen flark›s›

Dr. Arif AKDEN‹ZFMV Özel Ifl›k Lisesi

Türkçe-Sosyal BilimlerBölüm Baflkan›

G

O

ünyan›n en çok söylenen flark›s› “Happy Birthday to You”dur. fiark›n›n as›l kayna¤› Ame-rikal› iki k›z kardefle aittir. Orijinal ad› ‘Good Morning to All’dur. Daha sonra güftesi de-¤ifltirilerek bütün dünyaya yay›lm›flt›r. Telif hakk› kardefllere aittir, onlardan sonra da

Warner-Chappel Müzik fiirketine geçmifltir. Müzik ticari amaçl› kullan›ld›¤› zaman fiirket’e ödemeyapma zorunlulu¤u vard›r.

D

Page 35: FYZY Dergisi - Sayı 16
Page 36: FYZY Dergisi - Sayı 16