84
JAAR 5 | NR. 41 | 15 FEBRUARI 2012 8. Platform Avrupa Şiir Yarışması başladı De Stem van de Multi-Culti Vrouw Ayın Testi: Çevreniz sizi nasıl değerlendiriyor? Artık acı olmadan MUTLU olabiliyorum Erkeğin hayatında üç önemli kadın Mutlu Evlilik için Altın kurallar 2012 çocuk modelleri Beyaz gelinliğin tahtı sallanıyor Emine Erdoğan’ın modacısından tesettür trendleri

Kadın Dergisi Sayı 41

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Kadın Dergisi 41. Sayı

Citation preview

Page 1: Kadın Dergisi Sayı 41

JAAR

5 |

NR.

41

| 15

FEB

RUAR

I 201

2

JAAR

5 |

NR.

41

| 15

FEB

RUAR

I 201

2

8. Platform Avrupa Şiir Yarışması başladı

De Stem van de Multi-Culti Vrouw

Ayın Testi:

Çevreniz sizi nasıl

değerlendiriyor?

Artık acı olmadan

MUTLUolabiliyorum

Erkeğin hayatında üç önemli kadın Mutlu Evlilikiçin Altın kurallar

2012 çocuk modelleri

Beyaz gelinliğin tahtı sallanıyor

Emine Erdoğan’ın modacısından tesettür trendleri

Page 2: Kadın Dergisi Sayı 41

De Stem van de Multi-Culti Vrouw!

+ 31

(0)2

0 61

4 53

63

Postbus 69026 • 1060 CA Amsterdam • t. +31 (0)20 - 614 53 63 • f. +31 (0)20 - 613 24 23 • [email protected] • www.kadindergisi.nl

Artık Kadın’ın Adı Var

Hollanda’da Bir İlk

Page 3: Kadın Dergisi Sayı 41

Ook bieden wij Kindertandheelkunde, Kronen, Bruggen, Bleken,

Mondhygiene, Parodontologie, Zenuwbehandelingen,

Kunstgebitten, en Implantologie aan op de praktijk.

Tandartsen praktijk West 5 bestaat uit een groot team die u professioneel tandheelkundige hulp kunnen aanbieden die werkzaam zijn onder de leiding

van tandarts F. Alsaid.

Tandartspraktijk West 5, Slotermeerlaan 69 1064 HA AmsterdamT: 020 4473489 • M: 06 52683329 [email protected]

+31 (0)20 614 53 63

Page 4: Kadın Dergisi Sayı 41

4 | KADIN

Page 5: Kadın Dergisi Sayı 41

KADIN | 5

DOSYA

Page 6: Kadın Dergisi Sayı 41

6 | KADIN 6 | KADIN

KADIN

PMG

EBUBEKİR TURGUT

MÜNEVVER ESRA TURGUT

ÖZLEM ÖZYOL, SEVİM HÜLYA GERİLAKAN

SELİM TURAN, M. TAHTALI, HATİCE TURGUTM.KÜBRA, MUSTAFA TOGA, FUAT ASLAN

EMİNE BOZKURT, FATMA KOŞER KAYA, B. MEERKERK, SADIK YEMNİ, ÖZLEM ÖZYOL, FUNDA MÜJDE, JESSICA MAAS, SELMA COŞKUNER, AV. TENZİLE ERDALNEVİN ÖZÜTOK, NURAY BOSSINK TUNA, SEMA MARAŞLI, SABAHATTİN UÇAR, NİLÜFER ÇAKIROĞLU

SELÇUK ÖZTÜRK T. 020 - 614 53 63F. 020 - 613 24 23

BURHAN CALLAK, HAYRİYE, BÜYÜKEKEN, SELMA GECİKMEZ, TURGUT OKAN, BANU ÇELİK, KERİME SAHİN, YETER AKIN

P-Ajans: [email protected]

AV. İSMET ÖZKARA

HOLLANDA SENELİK 25,00 EURO (PER JAAR)BELÇİKA SENELİK 25,00 EURO (PER JAAR)DİĞER ÜLKELER 60,00 EURO

HOLLANDA GENELİ

POSTBUS 69026, 1060 CA AMSTERDAM

DERKINDERENSTRAAT 108 B, 1061 VX AMSTERDAMT. 020 - 614 53 63 / F. 020 - 613 24 [email protected] / WWW.KADINDERGISI.NL

İmtiyaz Sahibi / Uitgever

Algemeen Directeur

Genel Yayın Yönetmeni / Hoofdredacteur

Yazı İşIeri Müdürü / Eindredacteur

Haber & Araştırma / Nieuws & Onderzoek

Yazarlar / Schrijvers

Reklam Satış Pazarlama / Advertentie

Bu sayıda katkıda bulunanlarAan dit nummer werkten verder mee

Sayfa Tasarımı / Lay-Out

Hukuk Danışmanı / Juridisch adviseur

Abone / Abonnee

Dağıtım

Yazışma Adresi / Post Adres

İdare Merkezi / Bezoek Adres

Kadın Dergisi Ocak Sayısı Kapağı

©2008 PMGYAYINLANAN YAZILARIN SORUMLULUĞU YAZARLARA VE REKLAMLARIN İÇERİĞİNDEN REKLAM VERENLER SORUMLUDUR.

DOĞACAK HUKUKİ SORUMLULUK HİÇ BİR ŞEKİLDE DERGİMİZİ BAĞLAMAZ. DERGİMİZDE YER ALAN YAZI, RESİM, KARİKATÜR İSMİMİZ

BELİRTİLMEK SURETİYLE KULLANILABİLİR. REKLAMLAR MÜSADE ALINMADAN KESİNLİKLE KULLANILAMAZ.

HET IS NIET TOEGESTAAN OM, ZONDER VOORAFGAANDE TOESTEMMING VAN KADIN, DOOR KADIN GEPUBLICEERDE ARTIKELEN, ONDERZOEKEN

OF GEDEELTEN DAARVAN OVER TE NEMEN, TE (DOEN) PUBLICEREN OF ANDERSZINS OPENBAAR TE MAKEN OF TE VERVEELVOUDIGEN.

OP ONZE AANBIEDINGEN EN OVEREENKOMSTEN ZIJN VAN TOEPASSING ONZE ALGEMENE VOORWAARDEN, WELKE ZIJN GEDEPONEERD BIJ DE

KAMER VAN KOOPHANDEL TE AMSTERDAM

ISSN: 1574-022638-4014-29 8-13

Kadın Dergisi Ocak Sayısı Kapağı

YIL / JAAR: 5SAYI / NUMMER: 41

15 FEBRUARI2012

inhou

d10

2220

2428

18

DOSYA: EMİNE ERDOĞAN’IN MODACISINDAN TESETTÜR TRENDİ

BAKIM: HAMİLELİLİKTECİLT BAKIMININ ÖNEMİ

BAKIM :

CİLDİ NEMLENDİREN BESİNLER

HABER: ROTTERDAM BAŞKONSOLOSU

TOGAN ORAL: TÜRK TOPLUMUNDA

BÜYÜK İLERLEME GÖRÜYORUM

RÖPORTAJ: AVRUPADA GÜNEŞ GİBİ DOĞACAK BİR ALBÜM HAZIRLIYORUZ

BAKIM :

MAKYAJ TEKNİKLERİ

Page 7: Kadın Dergisi Sayı 41

içindekileriçindekiler30

3234

58 FIKRALAR

60 MİZAH:

LEYLA İLE ŞİRİN

66 SÖYLEŞİ: ARTIK ACI OLMADAN

MUTLU OLABİLİYORUM

70 MÜZİK: TÜRKİYE, EUROVISION’A

SÜRPRİZ İSİMLE KATILIYOR

77 BULMACA

HABER: 8. AVRUPA ŞİİR YARIŞMASI BAŞLADI

38 AYIN TESTİ: ÇEVRENİZ SİZİ

NASIL DEĞERLENDİRİYOR

EVLİLİK TERAPİSİ: ERKEĞİN

HAYATINDA ÜÇ ÖNEMLİ KADIN

EVLİLİK TERAPİSİ: MUTLU

EVLİLİK İÇİN ALTIN KURALLAR

40 MODA: BEYAZ GELİNLİĞİNTAHTI SALLANIYOR

44 MODA: 2012 ÇOCUK MODELLERİ

46 SÖYLEŞİ: HOLLANDA’DA BU İŞİ

YAPAN TEK TÜRK ŞİRKETİYİZ

Page 8: Kadın Dergisi Sayı 41

8 | KADIN

Page 9: Kadın Dergisi Sayı 41

a

Sevgiyle Merhaba,

Hayatta, sevgisiz hiçbir şeyin anlamı yoktur.Sevgi, saygıyı oluşturur arkasından öz güven gelişir.Sevgi, saygı dolu paylaşım zaten zamanla güveni sağlayacaktır!Her ne kadar da evlilikte paylaşım şart dense de; insanın kadın erkek olsun ayrı bedeni, ruhu, düşünüşleri ve felsefesi vardır.

Bunlar ayrı dokunulmazlıkta sürekli korunmalıdır. Aynı şeyi karşınızdaki insan-dan beklemek yanlıştır. Bu siyaset, hayat, yaşam renklerinin farklılığı gibidir.Evli olmak demek eşinize “Ben griyi seviyorum sende sevmelisin’’ diye zor-lama, baskı altına alma olmamalıdır.Beraberlikte üç temel şartın yanında an-layışta çok önemlidir. Ne erkek kadının ne de kadın erkeğin kölesi değildir. Anlayışı önde tutan eşler, evliliklerinde sevgi saygının varlığıyla beraberlik daha güzel olacaktır.Beraberlikte; kişide var olan yetenekler bir birine söylenmelidir.. Bu yetenek-lerin eşler tarafından keşfedilmesi kadın veya erkeği son derece mutlu kılar. Bunu kompleks yapıp içinde bildiği halde eşine söylemeyen çiftler ne yazık ki mevcuttur! Bu tür davranışları çocuklarımızdan tutunda tüm ilişkilerimizde dillendirmemiz şarttır.Sevgi saygı derken elbette ki bedensel uyumda çok önemlidir.Sevginin birleşmesi, tensel çekimin huzuru eşlerin vazgeçilmezliği olmalıdır. Fakat tensel beraberlikte bile, sevgi saygı anlayış göz önünde tutulmalıdır.Ne kadar severseniz sevin kesinlikle karşınızdaki sizin gibi değildir ve aynı dav-ranışları göstermek zorunda da değildir. Tıpkı anne ve babanızla sizin aranız-daki farklıklar gibi, arkadaşlarınızla olan bir takım ayrılıklarınızın olduğu gibi.. Bireysel ayrıcalıklar göz önünde bulundurulmalıdır. Fakat bu ayrıcalıklar evlilik uyumunu zorlaştırıyorsa;dostlar evli desin diye değil;siz mutluysanız anlaşa-biliyorsanız beraberliğinizi devam etsin. !! Yoksa bu beraberlikten oluşacak sevgi çiçeklerinin hayatını karartmaya hakkımızın olmadığını bilelim. Neden-se toplumumuzda evlenmek güzelliği ayrılık güzelliği kadar olumlu karşılan-mamaktadır. Nikah masasındaki anlaşmada sanki;’’Ne kadar acı çeksen de, ne kadar uyum sağlayamasan da, kötü alışkanlıklarla dolu eşin olsa da bu iş mezarda biter!!! “ Parolası verilmektedir.Keşke bu gelenek dolu içsel etkileşimdeki egomuzda sevgi temeli göz önün-de bulundurulsa!Hiç rastladınız mı?‘ ‘Sevginin bittiği yerde sizinde ilişkiniz bitsin denen bir ni-kah memurunun konuşmasına’’!Veya anne ve babaların;‘‘Kızım oğlum sevgi ile dolu beraberlik senin olsun , sevginin saygının bittiği günde yine ben buradayım gel, yanıma diyen anne ve babaya rastladınız mı?Belki çok nadir İşte asıl bunlar söylenmeli... Sevgi-siz bir beraberlik toplumun her kesimi için eziyetten öteye gitmez. Bu, hem erkek hem de kadın için geçerlidir. Hep toplum mutlu olsun diye! kendimize çocuklarımıza haksızlık ediyorsak bu iyi değil. Beraberlikler kendimize saygıyı unuturcasına olmamalı.Tek taraflı sevgilerde de bu yine aynıdır. Sevgi karşılığında; beslenmiyorsa, saygı sevgiye karışmamışsa o ilişkiye, hatta o dostluğa ”Hoşça kal’’ demenin zamanı gelmiştir.!! Kendiniz için, sevgisiz tüm ilişkilere elveda deyiniz!Günümüzde, insan insana sevgisiz,insan insana değer vermez olmuş. insan insana tahammülsüz olmuş. İnsanlık fedakarlık duygusunu yitirmiş, kendimi-zi insanlığa adamaktan kaçar olmuşuz. Oysa hayatta fedakarlık varsa aşk da vardır. Bencilliğin olduğu yerde aşk yaşayamaz. İnsanın uğruna kendini adadığı ne bir ideali var, nede bir amacı, nede Ferhat misali uğruna dağları deleceği bir Leyla sı.

Sevgi emektirSevim Hülya [email protected]

EDİTÖRDEN

Page 10: Kadın Dergisi Sayı 41

10 | KADIN

DOSYA

Erdoğan’ın modacısı Müslüman

kadınların gözdesiTasarladığımız kıyafetlerin temel ilkesi tesettüre uygun olmasıdır. Dinimizin

gerektirdiği gibi muhafazakâr ama aynı zamanda çok şık ve günümüzün modasına uygun olmasına önem gösteriyoruz.

Özlem Özyol

Page 11: Kadın Dergisi Sayı 41

KADIN | 11

DOSYA

Tasarladığımız kıyafetlerin temel il-kesi tesettüre uygun olmasıdırAnnesi Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde başörtülü tek öğretim görevlisiydi. Ba-şını açmasını söylediler. O da istifasını verdi. Babası aynı üniversitede İslami İlimler Fakültesi’nde dekandı. Örtülü öğ-rencileri sınıfa almamasını söylediler. O da kabul etmedi ve erken yaşta emekli oldu. Ablası eski milletvekili Merve Ka-vakçı İslam, o zamanlar tıp fakültesi ikin-ci sınıfta okuyordu. Başörtüsünden do-layı okula almamaya başladılar. O da 12 yaşındaydı. En sonunda babası Prof. Dr. Yusuf Ziya Kavakçı Amerika’dan gelen iş teklifini kabul etti. O günlerde 12 yaşında olan ve 20 yıl önce başörtüsü sorunundan dolayı ai-lesi ile birlikte Dallas’a yerleşen Elif Ka-vakçı artık adından sıkça söz ettirmeye başlayan bir modacı…

Elif Kavakçı ile ABD’ye neden gittiklerini, modaya nasıl başladığını ve alanı ile ilgili daha birçok konuyu konuştuk.

Başbakan’ın eşi Emine Erdoğan’ı da giydiriyorBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan için de özel kıyafetler tasarladığını ifade eden modacı Elif Ka-vakçı, ‘’Çok güzel bir tarzı olan Emine Hanım’ın giyimini hayat tarzına göre ta-sarlıyorum’’ dedi.

Emine Erdoğan’ın giyim stilini çok be-ğendiğini vurgulayan Kavakçı, ‘’Kendine yakışanı giyiyor. Eski Başbakan eşlerine baktığımızda onun çok daha parladığını düşünüyorum’’ diye konuştu.

Başbakan Erdoğan’ın kızı Sümeyye Er-doğan için de özel tasarım yaptığını an-latan Kavakçı, ‘’Kendisi sade ve dikkatli seçimler yaparak giyiniyor. Uzun boylu, ince bir hanımefendi olduğu için giydiği kıyafeti kendine yakıştırıyor’’ dedi.

Tasarımlarının tamamını Ankara’daki bir terzi dikiyorNew York ve Dallas’ın yanı sıra Ankara ve İstanbul’da da ofisleri bulunduğunu anlatan Elif Kavakçı, tasarımlarının tama-mını ismini açıklamadığı Ankara’da bulu-

nan bir Türk terzinin diktiğini söyledi.

Amerika’daki müşterileri için tasarladı-ğı kıyafetlerin de Türkiye’de dikildiğini bildiren Kavakçı, yaşadığı ülkede Anka-ra’daki terzisi kadar kaliteli dikiş yapan bir usta bulamadığını vurguladı.

Justin Timberlake’in Müslüman olan fotoğrafçısını giydiriyorAralarında Justin Timberlake’in de bu-lunduğu pop starların fotoğrafçısı ola-rak tanınan Nicole Queen’in bir süre önce İslam’ı seçerek Müslüman ol-duğunu hatırlatan Kavakçı, ‘’ABD’deki

müşterilerim arasında Queen de bulu-nuyor’’ diye konuştu.

Ablası Merve Kavakçı’nın da kıyafetlerini kendisinin tasarladığını dile getiren Elif Ka-vakçı, ‘’Ablamın kıyafetlerinden etkilene-rek onun stilinde giyinen genç kızlar oldu. Hatta bir çok tesettür firması onun giydiği kıyafetlerin benzerlerini üretti’’ dedi.

Müşterileri arasında Türkiye’deki bir çok siyasetçi eşinin de yer aldığını dile getiren Kavakçı, ABD’de de Müslüman olmayan bir çok kadının tasarımlarını be-ğendiğini ve giymek istediklerini söyledi.

Emine Erdoğan

Page 12: Kadın Dergisi Sayı 41

12 | KADIN

DOSYA

Moda tasarımcılığına nasıl başladınız? Küçüklükten beri hayalimdi. Modaya ilgim çoktu. Aslında Üniversitede işletme okudum. Ama daha sonra yine moda eğitimi aldım. 2007 yılından itibaren de profesyonel anlam-da tasarımcılığa başladım.

Tesettürlü kadınların ihtiyaçlarına yönelik tasarımları, onu taşıyan birinin gerçekleş-tirmesi, istenileni yakalamak açısından daha anlaşılır diyebilir miyiz? Tesettürlü kadınların ihtiyaçlarına yönelik ta-sarımları ancak tesettürlü birisi yapabilir. Çün-kü onların ihtiyaçlarını en iyi tesettürlü birisi anlayabilir. Okula giderken, iş yerinde, spor yaparken nelere ihtiyaç duyduğunu bilen biri-sinin tasarım yapması gerekir.

Siz bir modacı olarak, tasarladığınız kı-yafetleri hangi çerçevede oluşturuyorsu-nuz? Temel ilkeniz nedir?Tasarladığımız kıyafetlerin temel ilkesi tesettü-re uygun olmasıdır. Dinimizin gerektirdiği gibi muhafazakâr ama aynı zamanda çok şık ve günümüzün modasına uygun olmasına önem gösteriyoruz.

TESETTÜR TABİ Kİ HİÇ BİR ZAMAN SPO-RA ENGEL DEĞİLDİRABD’de ilk tesettür defilesini düzenleyen modacı sizsiniz. Defileyi önemli kılan bir diğer özellik ise ilk tesettürlü spor kıya-fetleri defilesi de olmasıydı. O süreci ve sonrasında yaşanan gelişmeleri bizlerle paylaşır mısınız?2007 yılında Peacemakers ( Barış yapıcılar) isimli bir kadın organizasyonundan defile tek-

Tesettürlü kadınların ihtiyaçlarına yönelik tasarımları

ancak tesettürlü birisi yapabilirYurtdışında Türk kadınları giyimleriyle hep göze çarpıyor. Tarzları daha çok

beğeniliyor. Diğer milletlerden kadınlar herhangi bir örtüyü örtüp çıkabiliyor. İslami olarak vücudumuzu ne kapatırsa onu giyelim diyorlar. Türkler ise uyuma, kaliteye ve

tasarıma önem veriyor. O yüzden giydiklerimize imreniliyor.

Page 13: Kadın Dergisi Sayı 41

KADIN | 13

DOSYA

Page 14: Kadın Dergisi Sayı 41

14 | KADIN

DOSYA

lifi geldi. Ben bu organizasyonun birkaç toplantısına katılmıştım. Giyim tarzımı çok beğendiklerini söylemişlerdi. Tasa-rımcı olduğumu, moda eğitimi aldığımı anlatmıştım. Kendi yararlarına bir defile yapıp yapamayacağımı sordular. Ben de büyük bir heyecanla kabul ettim. Hayalimde de olan başörtüsünü tanıtan bir defile yapma fırsatı bulmuştum. 6 ay süren bir koleksiyon çalışması yürüttük. “Covered in Style” (Stile bürünmüş) ismi altında bir koleksiyon hazırladık. Bu ko-leksiyonun amacı Müslüman kadının ger-çek imajını ve yüzünü göstermekti. Bu sebepten dolayı koleksiyonumuzu tanı-tanların profesyonel mankenler değil de bu kıyafetleri günlük hayatlarında giyen insanlar olmasını istedim. Amerika’da yaşayan Müslüman aktif kadınları seç-tik. Aralarında öğretmenler, doktorlar, profesyonel sporcular vardı. Mesela tekvando kıyafetini giyen genç kızımız gerçek hayatta tekvando yapan siyah kuşaklı bir sporcuydu. Binici kıyafetini giyen hanım, binicilik sporu yapıyordu. Spor eşofmanlarımızı Müslüman bir step hocası podyumda step yaparak sundu.

Ben 21. yüzyılın Müslüman kadınının günlük hayatında neler giyindiğini gös-termek istedim. Spor yaparken, okula giderken, çalışırken, düğün-davet gibi özel programlarda da giyilebilecek çok farklı konseptlerde kıyafet vardı. Mu-hafazakar giyinmek isteyen bir kadının hayatı boyunca giyebileceği kıyafetlerin bulunduğu bir koleksiyondu. Ama teset-

türlü kadınlar daha çok spor yaparken giyecek kıyafet bulmakta zorlanıyor.Örneğin binici olmak isteyen bir teset-türlü hanımın bu spora uygun bir kıyafet bulması çok zordur. Ben ata binmeye başladığımda cok zorlanmıştım. Piya-sada tesettürlü bir kadının giyebileceği binici kıyafeti olmadığı için, ben de ken-dim tasarlamaya karar verdim. Böylece dünyada ilk tesettürlü binici kiyafetini ta-sarlama imkanını kazandım.

Sizce tesettür spora engel midir? Dünya Olimpiyatlarına katılan teset-türlü sporcular için kıyafet açısından halen devam eden bir sorun var mı? Bu konuda çalışmalarınız neler?Tesettür tabi ki hiç bir zaman spora en-gel değildir. Olimpiyatlarda birçok teset-türlü sporcunun rahatlıkla yarışmalara

Page 15: Kadın Dergisi Sayı 41

KADIN | 15

katıldığını gördük. Spor kıyafetler tasar-ladık. Özellikle spor yaparken tesettürlü hanımların kullanabileceği pratik, rahat ve hareketlerden etkilenmeyecek bir başlık tasarladık.

Tesettür markalarının tarzını nasıl buluyorsunuz? Kaliteleri ve çizimler açısından bana yö-nelik değiller. Çoğu tesettürlü insanın da öyle düşündüğünü görüyorum.

Giyiniş tarzı ülkeden ülkeye hatta bölgeden bölgeye değişebiliyor. Siz tasarımlarınızı hazırlarken günlük hayat, özel toplantılar v.s hangisine ağırlık veriyorsunuz?Ben couture, yani kişiye özel çalışıyo-rum. Müşterimin ihtiyacına, isteğine göre kıyafet tasarlıyorum.

Müşterim bir iş kadınıysa ve benden iş ye-rine giyebileceği bir koleksiyon hazırlama-mı istiyorsa ona göre çalışma yapıyoruz.

Başka bir müşterimin özel bir davette gi-yeceği gece kıyafetine ihtiyacı varsa ona göre bir tasarım yapıyoruz.

Eğer defile için bir koleksiyon hazırlıyor-sak o zaman da defilemizin konseptine uygun bir çalışma gerçekleştiriyoruz.

BEN KESİNLİKLE TESETTÜRÜ VE BAŞÖRTÜSÜNÜ MODERNİZE ETME-YE ÇALIŞMIYORUM.Kendinize özel bir tarzınız var. Tasa-rımlarınız da mı böyle? Değişik başörtüsü tarzlarından hoşlanı-yorum. Benim tarzım dediğim kasket. Beyaz kasket ve beyaz başörtüsü. Çok

aktif bir hayatım var. Beyaz kasketimi uzun bir tunikle ve jeanla giydim mi ta-mam. Hemen dışarıya çıkabilirim. Özel bir toplantıya gidiyorsam daha değişik giyinirim. Ama herkes böyle olmak iste-meyebilir. Ablam Merve’yi ben giydiriyo-rum. Mesela şapka kullanmaz. Başörtü-sünü tercih eder. Başörtüsünde sade, desensiz modelleri tercih ederim.

Elif Kavakçı Couture’nin kişiye özel tasarımlar yapmasının ötesinde bi-lindik tesettür markalarından farkı nedir? Tesettürde, sınırları aşmadığımız süre-ce, yani kol ve etek boyu kısa olmadı-

ğı ve dar olmadığı sürece nasıl olacağı size bağlı. Ben kesinlikle tesettürü ve başörtüsünü modernize etmeye çalışmı-yorum. Pratik ve şık şeyler tasarlıyorum. Tasarımcı kişinin ruhu, karakteri önemli. Çünkü örtülü ve muhafazakar giyinmek isteyen kadınların yaşam tarzını ve neler istediklerini bence sadece örtülü bir ba-yan bilebilir. Okula giderken, işyerinde, spor yaparken nelere ihtiyaç duyduğunu bilen birisinin tasarım yapması gerekir. Ancak o zaman tesettür markaları daha çok insana ulaşabilir. Yurtdışında Türk kadınları giyimleriyle hep göze çarpıyor. Tarzları daha çok beğeniliyor. Diğer mil-letlerden kadınlar herhangi bir örtüyü

DOSYA

Page 16: Kadın Dergisi Sayı 41

16 | KADIN

DOSYA

örtüp çıkabiliyor. İslami olarak vücudu-muzu ne kapatırsa onu giyelim diyorlar. Türkler ise uyuma, kaliteye ve tasarıma önem veriyor. O yüzden giydiklerimize imreniliyor.

Türkiye’dekilerin giyimleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Özellikle yazın daha çok fark ediyorum, kol ve etek boyları çok kısalmış. Örtülü genç kızların kollarının ve bacaklarının gözüktüğünü gördüm. Şoke oldum. Eskiden böyle değildi. Dedim herhalde uygun şeyler bulamıyorlar. Sonra böy-le giyinmek moda olmuş dedim. Bir de acaba başörtüsü engel oldukça yavaş yavaş taviz mi veriliyor diyorum. Bunu düşünmek bile beni çok üzüyor. Çünkü tesettür sadece başı örtmek değil.

Tesettür markalarının tarzını nasıl buluyorsunuz? Kaliteleri ve çizimler açısından bana yö-nelik değiller. Çoğu tesettürlü insanın da öyle düşündüğünü görüyorum.

ABD’ye yerleşmeniz hep tartışma ko-nusu oldu. Ama bu zorunlu bir gidişti diyebiliriz sanırım. Şimdi yaşamınız orada nasıl devam ediyor? Modacılık dışında neler yapıyorsunuz?20 yıl önce başörtüsü sorunundan dolayı ailece Dallas’a taşındık. Annem Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde ba-şörtülü tek öğretim görevlisiydi. Başını açmasını söylediler. O da istifasını verdi. Babam da aynı üniversitede İslami İlim-ler Fakültesi’nde dekanken örtülü öğ-rencileri sınıfa almamasını söylediler. O da kabul etmediği için bir süre sonra er-ken yaşta emekliliğe ayrılmaya mecbur bırakıldı. O da bir mağdur. Ablam Merve de tıp fakültesi ikinci sınıfta okuyordu. Başörtüsünden dolayı okula almamaya başladılar. Ben 12 yaşındaydım o sıra-larda. Babam ileriye yönelik baktığı için Amerika’dan gelen iş teklifini kabul etti. Bir kapı kapanınca Allah başka güzel bir kapıyı açıyor. İstediğimiz ortama istedi-ğimiz şekilde girebildiğimiz için eğitimi-miz bittikten sonra da Dallas’ta yaşamı-

mıza devam ettik.

Amerika’da yaşayan Türkler olarak hayatımıza devam ediyoruz.Modacılık dışında uzun zamandır yazarlık yapıyorum. Ala Guzel Yasam Dergisinde ve sitesinde yazılarım yayınlanıyor. Onun dışında da modayı ve yazmayı cok sev-diğim icin HijabiTopia (www.hijabitopia.com) isimli bir blog’a başladım. Bildiği-niz gibi “Hijab” tesettürün enternasyonal arenadaki ismi. “Topia” da Ütopya dan geliyor. Yani Tesettürlü Utopia anlamını taşıyor. Blogumuzda tesettür, moda, ve arkadaşlık üzerine yazılar yazıyoruz.

Tasarımlarınıza nasıl ulaşılabilir? Couture çalıştığımız için randevuyla kişi-ye özel çalışma gerçekleştiriyoruz.

Bütün müşterilerimizin ulaşabileceği Comfijab isimli pratik başlığımızı da sipa-riş üzerine temin ediyoruz. İlgilenen ha-nımlar KAVAKCI COUTURE sitemizden bize ulaşabilirler.

Page 17: Kadın Dergisi Sayı 41

KADIN | 17

DOSYA

Page 18: Kadın Dergisi Sayı 41

18 | KADIN

BAKIM

FONDÖTENFondöten, yüzünüze pürüzsüzlük sağlar ve onu makyaja hazır-lar. Düzgün görünümlü bir ten ve makyajda başarılı bir sonuç için fondöten seçimi çok önem taşır. Kullandığınız fondötenin yapısı ve rengi cildinizin tipine ve rengine uygun olmalı; cilt ren-ginizden daha açık bir fondöten rengi seçmek daha doğru olur. Fondötenin her zaman temiz ve nemlendirilmiş cilde uygulan-ması gerekir.

Uygulama Kompakt fondöten dışında tüm fondötenleri sürerken parmak uçlarınızı kullanın. Elin ısısı fondötenin akıcılığını artırdığı için hem cilde yedirmek daha kolay olur hem de dayanıklılığı artar. En önemlisi daha doğal bir görünüm sağlar. Fondöteni alnınıza, burnunuza, yanaklarınıza ve çenenize be-nek benek sürün. Az miktar ile başlayın, gerekirse ilave eder-siniz. Çok fazla miktar, sürülmeyi zorlaştıracağı gibi maske et-

Döndü YılmazGüzellik uzmanı

Makyaj teknikleriMakyaj yapmayan kadın var mı? Tabii ki yok! Kimi ara sıra, kimi her gün, kimi bolca, kimi belli belirsiz ama illaki makyaj yapar. Makyajı doğru bir biçimde uygulamazsanız, istediğinizden çok farklı kötü bir görünüm verebilirsiniz. Elbette, makyajın vazgeçilmez beşlisi de yakından tanınır; fondöten, pudra, allık, rimel ve ruj. Fondöten, pudra, allık, rimel ve ruju doğru uygulama teknikleri nelerdir? Renk seçiminde nelere dikkat etmek gerekir? İşte size profesyonellerden makyaj sırları.

Page 19: Kadın Dergisi Sayı 41

KADIN | 19

BAKIM

kisi de yaratır. Cildinize parmaklarınızla basınç uygulayarak ortadan kenarlara doğru tüm yüzünüze yayın. Boyun ve kulaklara doğru rengi iyice yedirin. Yüz-de renk bütünlüğü sağlamak için göz kapaklarınızın üzerine ve gözün alt kıs-mına da ( kirpiklere değmeden ) sürün. Profesyonel bir sonuç istiyorsanız, nemli bir sünger ile yüzün dışına doğru fondö-tenin üzerinden geçin. Diğer uygulama-lara geçmeden önce fondötenin cildini-ze iyice oturması için bir süre bekleyin. Fondöteni yeni sürmenize rağmen sivilce veya göz altı halkaları tam kapanmamış olabilir. Bir kapatıcı (concealer ) ile bu hataları düzeltmek gerekir. PUDRAPudra, makyajın vazgeçilmezidir. Teni matlaştırır, bütünlüğü sağlar ve fondöteni sabitler. İki türü vardır: Toz pudralar, çok ince ve hafif bir yapıya sahiptir; fondöteni matlaştırır ve şeffaf bir görünüm sağlar. Kompakt pudralar ise, taşınma ve kulla-nım kolaylığından dolayı daha çok tercih edilir. Makyajı sabitlemek ve gün boyu rö-tuş yapmak için idealdirler; toz pudralara göre daha pudralı bir sonuç verirler.

Uygulama Toz pudra kullanıyorsanız uygulama için pudra ponponu tercih edin. ( Ponpon yoksa, bir pamuk pedin arasını açıp biraz toz pudra koyarak geçici bir ponpon ya-pabilirsiniz. ) Pudrayı hafif vuruşlarla, tüm yüzünüze uygulayın. Daha sonra, büyük bir fırçayla fazlalıkları alın. Kompakt pudra için fırça kullanmak en uygunudur. Pudrayı uygularken fırçayı yüzünüzde hızlı hareketlerle sağdan sola ve yukarıdan aşağıya dolaştırın. Böylece pudra yüzünüze eşit olarak dağılacaktır. ALLIKAllık, yüze mutlu bir görünüm verir ve cil-de canlılık kazandırır. Göz ve dudaklar arasındaki renk dengesini koruduğu için seçtiğiniz rengin ruj renginizle uyumuna özen gösterin.

Uygulama Gülümseyin ve allığı yanağınızın en yük-sek noktasına sürün. Yoğun görünme-mesi, ayrı bir bölüm gibi durmaması için rengi azar azar ve fırçadaki fazlalıkları üfleyerek uygulayın. Yüzün dışına doğ-

ru, dairesel ve hafif hareketlerle uygu-lamayı sürdürün. Görünümde bütünlük sağlamak için, fırçanızı burun ucu, çene ve alnınıza da hafifçe dokundurun. Ren-giniz çok koyu veya yoğun kaçtıysa ten renginizden daha açık bir pudra ile yo-ğunluğu azaltın. RİMELRimel, bakışlarınıza yoğunluk, anlam ve güç kazandırır. Yorgun görünümü bir anda yok eder, canlılık verir. Seçtiğiniz rimelin özelliğine göre, kirpiklerinizi uza-tabilir, kıvırabilir ya da onlara hacim ka-zandırabilirsiniz. Seçim sizin! Rimelinizin fırçasını düzenli olarak temiz-leyin. Böylelikle daha önceki kullanımları-nızdan kalmış olan artıklar kirpiklerinizin üzerinde topçuklar oluşturmaz.

Uygulama Rimelin iyi tutması için kirpikleriniz temiz ve kuru olmalı. Eğer lens kullanıyorsa-nız, rimeli sürmeden önce lenslerinizi takmayı unutmayın. Uygulamaya üst kir-piklerden başlayın. Aşağıdan yukarı yani köklerden uçlara doğru fırçayı sürekli döndürerek ilk katı sürün. Kirpiklerinizin kurumasını bekleyin, daha sonra ikinci katı uygulayın. Alt kirpiklerinize hacim kazandırmak is-tiyorsanız, fırçayı kirpik diplerinde yatay olarak gezdirin. Eğer uzun görünsünler istiyorsanız, fırçayı dik olarak tutup kir-

pikleri tek tek boyayın. Kirpik fırçası ile fazlalıkları alın ve kirpikleri birbirlerinden ayırın. Uygulama sırasında göz çevreni-ze rimel bulaştırdıysanız bir kaç saniye bekleyin ve bir pamuklu çubuk yardımıy-la temizleyin. RUJMakyajı tamamlayan son dokunuştur. İyi uygulanmış bir ruj yüzünüzü anında can-landıracak hatta gözlerinizin parlaklığını bile vurgulayacak güçtedir.Renk seçimi-niz zevkinize, kıyafetinizin rengine ya da moda renklere göre değişse de dudakla-rınızın biçimini de göz önünde bulundur-malısınız. Dudaklarınız dolgunsa, yumu-şak tonlarda mat rujları tercih edin. İnce ise, koyu renkli parlak rujlar kullanın.

Uygulama Rujunuza uygun renkte bir dudak kale-mi ile ortadan uçlara doğru dudaklarınızı çevreleyin. Dudak kaleminizin ucu iyice açık olmalı. Dudağınızın her tarafını ka-lemle doldurun. Böylece hem rujunuzun ömrü uzayacak hem de silinmeye başla-dığında dudaklarınız cansız görünmeye-cektir. Artık rujunuzu sürebilirsiniz. Uygu-lamayı fırçayla yaparsanız daha iyi sonuç alırsınız. Kalıcılığını artırmak için ilk katı sürdükten sonra fazlasını kağıt mendille alın ve ikinci katı sürün. Sağlıklı ve bakımlı günler dileğimle...

Page 20: Kadın Dergisi Sayı 41

BAKIM

Memorial Tıp Merkezi Dermatoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Zerrin Baysal so-ğuk havalarda cilt sağlığı hakkında önem-li bilgiler verdi. Kış aylarında daha hassas hale gelen, dayanıksızlaşan deri, soğuk havalarda kan dolaşımının da yavaşlama-sı sonucunda kuruyabileceğini aktaran Baysal, genetik olarak hassas cilde sa-hip kişilerde bulguların daha artacağı ve atopik egzama, sedef hastalığı, pruritus, kserotik egzema gibi hastalıkların başla-yabileceğini ifade etti.

RUHSAL DURUM DA DERİYİ ETKİLERDerinin, sert kış koşullarından fi ziksel ola-rak etkilendiği gibi, ruhsal olarak da et-kilenebileceğini belirten, Baysal, “ Kışın gelmesi hafi f bir depresyona, harekette kısıtlılığa, metabolizmada yavaşlamaya yol açar. Bunların sonucunda ışıldaması azalmış, matlaşmış, tonunu kaybetmiş, gözenekleri genişlemiş ve komedonları artmış bir cilt ortaya çıkar.” Dedi.Gerekli önlemlerin alınması halinde kış mevsiminde bile sağlıklı bir cilde sahip olmanın mümkün olduğunu dile getiren Zerrin Baysal, “Sıklıkla yıkanmak ve yıka-nırken çok sıcak su kullanmak deri yağla-rını azaltarak derinin daha fazla kuruması-na neden olur. Deri kaşınır, kızarır, hatta

kuruluk egzaması gelişebilir. Banyo sıra-sında kullanılan ürünlerin kremli olması, özel banyo yağlarının kullanılması ve ban-yo sonrasında deri nemli iken bir nemlen-dirici balsamın tüm vücuda uygulanması cilde ihtiyacı olan nemi kazandıracaktır. Soğuk havadan daha az etkilenmek için, dışarı çıkarken, güneş koruyucu özelliği olan bir nemlendirici kullanılmalıdır. Ay-rıca mümkün olduğu kadar açıkta kalan bölgelerin şapka, gözlük, eldiven, atkı ile örtülmesi gerekir.

CİLT SAĞLIĞINIZ İÇİN BESLENMENİZE DİKKAT EDİNCilt sağlığı ve güzelliğinin sağlıklı bes-lenmeyle yakından ilgili olduğunu belir-ten Baysal, “Bol su içmek, taze meyve

ve sebze tüketmek, ceviz, fıstık, fındık, kuru kayısı ve havuç yemek cildin ekstra nemlenmesini sağlayacaktır.” Şeklinde konuştu. Yünlü ve sentetik kıyafetlerin deriyle direkt temasının engellenmesi ile kaşıntı ve kuruluğun azalacağını aktaran Baysal, özellikle yüzdeki kuruluk, mor-luklar ve torbalaşma gibi sorunlar için hekime danışarak uygun nemlendiricinin kullanılması gerektiğini aktardı. “Yüzdeki kuruluk, gözaltındaki morluklar, torbalaş-ma ve matlaşma kişiyi daha yaşlı göstere-ceğinden uygun bir nemlendirici kullan-mak vazgeçilmez olmalıdır. Kişinin deri özelliğine göre kullanılacak nemlendirici seçimi mutlaka hekime danışılarak se-çilmeli, uygun olmayan ürünlerin deriye daha da zarar vereceği unutulmamalıdır.”

20 | KADIN

Cildi nemlendiren besinlerUzmanlar, zorlu kış şatlarında, ısının düşmesi, soğuk ve rüzgârlı hava yüzünden yaşanan cilt kuruması sorununa karşı alınması gereken önlemleri sıraladı. Cildin dökülmesi ile başlayan ve bazı cilt hastalıklarına bile sebep olan cilt kurumasına karşı uzmanlar, “Kış güneşinden korunun, beslenmenize dikkat edin, cildinize uygun nemlendirici seçin” uyarısında bulundu.

Page 21: Kadın Dergisi Sayı 41

Kilden Gelen Güzellik

İşte imkan!Modern marka iç çamaşırlarını çok uygun fi yatlara sizlere sunuyoruz...

Güzelliğinize güzellik katmaya ne dersiniz?

Biz farklıyız!

İşte imkan!İşte imkan!

Başta ülkemiz olmak üzere birçok ülkede yoğun ilgi gören Dermo Kil,

çok ideal fi yatlarla

Saç, cilt ve vücut bakımına yönelik 28 çeşit bakım ürünüyle şimdi

Hollanda’da

HİYJENLEGELEN

TEMİZLİK

DERMO NATURAL - Jan Evertenstraat 49 Winkel, 1057 BN Amsterdam Tel: 020 845 72 75 • 0631778249 / Fax: 020 845 75 40

+31 (0)20 614 53 63

• Profosyonel Zenix ürünleri• Kişisel bakım ürünleri • Cilt bakım ürünleri

• Saç şekillendiriciler

Page 22: Kadın Dergisi Sayı 41

22 | KADIN

BAKIMBAKIM

Gebelik anne adayı olan bir kadın için önemli bir ev-redir. Yemesine içmesine dikkat ettiği gibi cildine de dikkat etmelidir. Nitekim hamilelikten en çok etkile-nen bölgelerden biride cildimiz olmaktadır.

Cildinizin nefes alması bu dönemde normal dönem-den daha önemlidir. Bu yüzden yatmadan önce mak-yajınızı mutlaka iyi bir şekilde temizlemeli ve günlük nemlendirme işlemini gerçekleştirmelisiniz.

Öncelikle hamile kadınlar gebelik döneminde dü-zenli banyo yapmayı alışkanlık edinmelidir. Gün aşırı yıkanmalı cilt temizliği açısından önemlidir. Çünkü gebelikte ter bezleri normalden daha fazla çalışır. Dolayısıyla daha fazla terlenmektedir. Ne çok sıcak nede soğuk suda banyo yapılmalıdır. Ilık sudan biraz daha sıcak bir su derecesi ayarlanmalıdır. Banyo sü-reside en fazla yarım saat olmalıdır.

Hamilelikte etkilenen bölgelerden biride göğüsler-dir. Gebelik nedeniyle büyür ve genişleme meydana gelir. Dolayısıyla bir takım çatlamalar gerçekleşebilir. Bunu önlemek için ise, banyo sonrası bir takım şen-lendiriciler ve çatlaklara karşı kremler kullanılabilir.

Kalça ve bacaklarımızda da önemli derecede değiş-meler meydana gelir. Çatlaklar burda da baş göster-mektedir. Bunun içinde bir takım yağlardan hazırlan-mış nemlendirici maskeler uygulanabilir. Özellikle badem yağı tavsiye edilir.

Ve son olarak tabi ki göbek bölgemiz vücudumuzda en fazla gerilen cilt bölgesi olan göbek bölgesi için-de bazı nemlendiriciler kullanılmalıdır. Yine badem yağını bu bölgeye de uygulayabilirsiniz.

Hamilelikte cilt bakımının önemi

Hamilelikte cilt bakımı önem verilmesi gereken bir durumdur. Hamilelikte cilt bakımı hakkında bilmeniz gerekenler nelerdir? İşte cevabı:

Page 23: Kadın Dergisi Sayı 41

KADIN | 23

BayanÇene-dudak üstü-boyun € 20,00Favori € 25,00Koltuk Altı € 45,00Bikini Bölgesi € 60,00Yüz € 50,00Komple Kol € 140,00Komple Bacak € 200,00

Vücuttaki başka bölgeler için fiyat alınız

Bizde topuz yaptıran gelin adaylarına ücretsiz üst dudak epilasyonu

Çalışma saatleri:Pazar hariç her gün 10:00 - 18:00 arası açığız Pazar günleri erkekler için randevüyle hizmet vermekteyiz.

Bayan• Komple bacak • Komple bikini• Koltuk altı bölgesi• Dudak üstü

İndirimlerimiz 2012 Aralık ayına kadar sürecektir!

Laser ve epilasyonda şok kampanya!

€ 259,- € 219,-

Bay• Komple sırt• Ense• Omuz• Üst kol

BayYanak € 20,00Ense – Boyun € 35,00Omuz € 100,00Karın – Göğis € 100,00Komple Kol € 150,00Komple Sırt € 175,00Komple Bacak € 200,00

Page 24: Kadın Dergisi Sayı 41

24 | KADIN

ROTTERDAM – Rotterdam Başkonso-losu Togan Oral, Hollanda’daki Türk top-lumunda çok büyük ilerleme gördüğünü belirtti. Düzenlediği sohbet toplantısında Türk basını ile bir araya gelen Rotterdam Başkonsolosu, dünyada değişen dina-miklerin farklı ihtiyaçları ortaya çıkardığı-nı ve Hollanda’daki Türk toplumunun bu ihtiyaçlara uygun şekilde örgütlenmesinin sevindirici olduğunu söyledi.Togan Oral, Hollanda’da yabancıların seçme ve seçilebilme hakkına sahip olmalarının da bu olumlu gelişmede önemli rol oynadığını ifade etti. Rotter-dam Başkonsolosu, “Siyasetin olduğu yerde dinamizm oluşur. Herkes kendi fi-

kirleri doğrultusunda örgütlenmeli. Sivil toplum kuruluşları arasında tatlı rekabet olabilir. Önemli olan ortak hedefler üze-rinde birleşmektir” ifadesinde bulundu.Türkiye ile Hollanda arasındaki diploma-tik ilişkilerin 400’üncü yılı kutlamalarına da değinen Rotterdam Başkonsolosu Togan Oral, yıl boyunca sürecek olan etkinliklerin Türkiye’nin Hollanda’nın gündeminde olmasını sağlayacağı-nı kaydetti. Muavin Konsolos Aslin Savran’ın da katıldığı toplantıda Başkon-solos Togan Oral, “Bu yıl Hollanda’daki Türk toplumunun bilinirliğinin artacağı bir yıl olacaktır” dedi.© InterAjans

“Türk toplumunda büyük ilerleme

görüyorum”

HABER

Hollanda’da burka yasağıİçişleri Bakanı Liesbeth Spies, Ba-kanlar Kurulu toplantısından sonra yaptığı açıklamada, hükümet üye-lerinin, yüzü tamamen kapatan giy-silerin kamuya açık alanlarda giyil-mesine yasak getiren öneriye onay verdiğini söyledi. Danıştay’ın bu ko-nuyla ilgili daha önce dile getirdiği yasağın din özgürlüğüyle bağdaş-mayacağı yönündeki görüşünü ince-lediklerini ve bazı noktalarda hemfi-kir olmadıklarını kaydeden Spies, bu yüzden Danıştay’ın görüşünü takip etmediklerini ifade etti.Hükümetin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin kamu düzeninin çı-karları söz konusu olduğunda, din özgürlüğü konusunda sınırlı kısıtlama tanıdığı görüşünde olduğu bildirildi. Parlamentonun alt kanadı Temsilciler Meclisi ve üst kanadı Senato’da kabul edildikten sonra yürürlüğe girecek yasa önerisine göre, yasağa uyma-yanlar 380 avro para cezasına çarp-tırılabilecek. Toplumda “burka yasa-ğı” olarak da adlandırılan değişiklik önerisi, aşırı sağcı Geert Wilders’ın lideri olduğu Özgürlük Partisi’nin (PVV) dışarıdan desteklediği, Liberal Parti’yle (VVD) Hristiyan Demokratlar Birliği’nden (CDA) oluşan azınlık hü-kümeti programında da yer alıyordu.

Page 25: Kadın Dergisi Sayı 41

KADIN | 25

HABER

Hollanda Kraliçesi Beatrix’in Birleşik Arap Emirlikleri ziyaretinde çekilen ba-şörtülü fotoğrafları ülkede tepkilere yol açınca Kraliyet Sarayı tarafından resmi bir açıklama yapıldı. Açıklamada Kraliçe’nin Abu Dabi ziyareti kapsamın-da bir camiye giderken Müslümanla-rın inançlarına saygı göstermek adına başörtüsü taktığı belirtilerek kadınların camiye girerken başlarını kapatması gerektiği hatırlatıldı. Kraliçe’nin cami

davetini reddetmesi ya da camide ba-şörtüsü takmamasının Müslümanlara ve İslam inancına saygısızlık olacağının vur-gulandığı açıklamada kraliçenin kilise ve katedral ziyaretlerinde de buralara uygun kıyafetler giydiği belirtildi.Kraliçe Beatrix, iki günlük bir ziyaret için Birleşik Arap Emirliklerine gitmiş ve baş-kent Abu Dabi’de Şeyh Zayid Camii’ni de gezmişti. Kraliçe’nin burada başör-tüsü takması, ülkede eleştirilere sebep

olmuştu. Muhalifler, İslam’ın kadını ezen uygulamalara sahip olduğunu iddia ede-rek kraliçenin de başörtüsü takarak bu uygulamalara destek verdiğini savunuyor.

Hollanda Kraliçesi’nden başörtüsü savunmasıAbu Dabi’de bir cami ziyaretinde başörtüsü takan Hollanda Kraliçesi gelen eleştiriler üzerine bir açıklama yaptı

Çocuğun farklı kültürden biriyle evlen-mesi konusundaki düşüncelerde aile bağının önemli rol oynadığı belirlendi. Aile bağı güçlü olan ailelerin yabancı evliliğe sıcak bakmadıkları sonucuna varılan araştırmaya göre, Hollandalılar özellikle Faslı bir damada tepkililer.Utrecht Üniversitesi’nden Willem Hu-ijnk doktora tezinde, fertler arasındaki bağların güçlü olduğu ailelerin ‘yaban-cıyı’ aile dışında tutmaya çalıştıklarını savundu. Bunun hem Hollandalı, hem de yabancı aileler için geçerli olduğu sonucuna varan araştırmacı, Hollan-dalıların en çok Faslılara, en az da Surinamlı ya da Antillilere tepkili olduk-larını belirledi.

8 bin Hollandalı ile 1400 yabancı ara-sında yapılan araştırmaya göre, Antil-liler ile Surinamlılar çocuklarının farklı kültürden biriyle evlenmesine Türk ve Faslılara göre daha sıcak bakıyorlar. 2009 yılında yapılan bir araştırma, Hollandalıların yaklaşık yüzde 25’inin çocuğunun “yabancı evlilik” yapmasını istemediğini ortaya koymuştu. Hollandalıların kız ve erkek çocukları arasında bu konuda ayrım yaptıkları da gözlendi. Yabancı damat adayına sıcak bakılmazken, yabancı gelin adayına daha hoşgörülü davranıldığı saptandı. Bunda babaların kızlarını koruma içgü-dülerinin önemli rol oynadığının düşü-nüldüğü belirtildi.

Yabancı evliliğe bakış, aile bağının gücüne bağlı

Page 26: Kadın Dergisi Sayı 41

26 | KADIN

Diplomatik ilişkilerin 400. yıl dönü-mü her iki ülkede sene boyunca yapılacak farklı kültürel, sanatsal,

siyasi, ekonomik ve sportif etkinliklerle kutlanacak. Kutlamalar çerçevesinde karşılıklı üst düzey siyasi ziyaretler de planlanıyor. Etkinliklerin temel amacı iki ülke arasında 400 yıla dayanan köklü ilişkileri daha da sağlamlaştırmak. İlk büyükelçi Cornelis HagaTürkiye-Hollanda diplomatik ilişkileri 1 Mayıs 1612’de Hollanda Büyükelçisi Cor-nelis Haga’nın Osmanlı İmparatorluğu’nda göreve getirilmesiyle başladı. Bu tarih aynı zamanda Hollanda Kraliyeti ile Osmanlı İmparatorluğu arasında ticari ilişkilerin başlamasının dönüm noktası olarak kabul ediliyor. Temelleri 1612’de atılan ticari ilişkiler bugün en yüksek se-viyeye ulaşmış durumda. Cumhurbaşkanı Gül Hollanda’ya gelecek400. yıl kutlamaları iki sene önce Hollandalı yetkililerin teklifiyle gün-

deme geldi. Türkiye’nin de teklife sıcak bakması üzerine 2 Şubat 2011 tari-hinde Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Hollandalı mevkidaşı Uri Rosenthal tarafından Ankara’da bu konuda iyi niyet beyanı imzalandı. Ardından her iki ül-

kede oluşturulan ulusal koordinasyon komiteleri karşılıklı yapılacak ziyaretlerle etkinlikleri belirlemeye başladı.Kültürel, sanatsal, siyasi, ekonomik ve sportif alanları kapsayan etkinliklere yeni yılla birlikte başlanması planlanıyor. Sivil

2012 Türkiye ile Hollanda dostluk yılı olacakİki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin 400. yılı sene boyunca geniş katılımlı etkinliklerle kutlanacak -Kutlamaların resmi açılışını Cumhurbaşkanı Gül yapacak. Türkiye ile Hollanda arasında başta ekonomik olmak üzere birçok alanda iyi bir seyir izleyen işbirliğinin 2012’de, iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin 400. yıl dönümü dolayısıyla daha da ilerletilmesi bekleniyor.

HABER

Kraliçe Beatrix, İstanbul ziyaretinde Oya Eczacıbaşı ile İstanbul Modern Müzesi’nde.

Page 27: Kadın Dergisi Sayı 41

KADIN | 27

HABER

toplum örgütlerinin ağırlıklı rol alacağı et-kinliklerin en büyük ayağını ise her iki ül-keden yapılacak karşılıklı resmi ziyaretler oluşturacak.Kutlamaların Şubat ayı ortalarında Hollanda’ya gelmesi beklenen Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun ziyareti-yle başlaması planlanıyor. Etkinliklerin resmi açılışı ise baharda Hollanda’ya gel-ecek Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Hollanda Kraliçesi Beatrix’in katılımıyla gerçekleşecek.2012 boyunca her iki ülkeden bakanlık düzeyinde üst düzey başka ziyaretler de planlanmakta. Amaç ilişkileri daha da geliştirmekİki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesinin planlandığını belirten Türkiye’nin Lahey Büyükelçisi Uğur Doğan, kutlamaların, 400 yıl gibi sağlam bir geçmişe dayanan bu ilişkilerin daha da derinleştirilmesi ve pekiştirilmesine katkı yapacağını söyledi.Uzun zamandır kutlamalarla ilgili yoğun bir mesai harcayan Büyükelçi Doğan, etkinliklerle ilgili verdiği bilgide, “Kutla-malar iki ülke arasında kalıcı işbirliği ve sürdürülebilir ortaklıklar kurulmasına ve nihayet ülkemizin AB üyelik sürecine katkı sağlanmasına imkan verecek önem-li bir halkla ilişkiler ve kamu diplomasisi etkinliği olacaktır” dedi. Ekonomik ilişkiler iyi yoldaSon yıllarda yıldızı giderek parlayan Türk ekonomisine ilgi gösteren ülkeler arasında yer alan Hollanda, Türkiye’deki toplam doğrudan yabancı yatırımcılar arasında ilk sırada bulunuyor. Hollanda, Türkiye’deki toplam yabancı sermayeli şirket bazında ise üçüncü sırada.Türkiye ile Hollanda arasındaki ticaret hacmi 2005 yılında 5,9 milyar dolar iken bu rakam son dönemlerde 10 milyar dol-ara ulaşmış durumda. Ekonomideki bu

olumlu hava 400. yıl kutlamalarında da ağırlıklı yer kaplayacak. 18 bin işadamı 65 bin kişiye istihdam sağlıyorPozitif ekonomik göstergelerin yanı sıra iki ülke arasındaki siyasi ilişkilerde de son yıllarda iyi bir seyir olduğu görülmekte. Hollanda, Türkiye’nin AB sürecine istis-nalar hariç destek veren ülkelerden biri. Türkiye’nin 2004 yılında müzakerelere başlama tarihi almasında AB’nin Dönem Başkanı sıfatıyla Hollanda’nın yaptığı katkıyı hatırlatmakta fayda var.Hollanda’da yaşayan yaklaşık 400 bin Türk iki ülke arasında köprü görevi görüyor. Toplumun farklı kesimlerinde yer edinen Türk toplumu iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesine de destek veriyor. Özellikle sayıları 18 bine ulaşan Türk kökenli işadamlarının ülke ekonomisine katkıları yadsınamayacak oranda. To-plam 6 milyar avroluk ciroya sahip Türk kökenli işadamları, ekonomide zor günler yaşayan Hollanda’da 65 bin kişiye istih-dam olanağı sağlamakta.Hollandalıların Türkiye’ye ilgileri de gi-

derek artıyor. Yatırım amaçlı gidişlerin yanı sıra her sene Türkiye’yi ziyaret eden Hollandalı turist sayısında da artış yaşanıyor. Yılda 1 milyondan fazla turist Türkiye’yi ziyaret ederken, Türkiye bu rakamla Hollanda turizm pazarında birinci sırada yer alıyor.

TC Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Hollandalı mevkidaşı Uri Rosenthal ile Nato toplantısında.

Hollanda’nın Osmanlı İmparatorluğu’ndaki ilk büyükelçisi Cornelis Haga. Haga, 1 Mayıs 1612’de göreve başlamıştı.

Page 28: Kadın Dergisi Sayı 41

28 | KADIN

RÖPORTAJ

Yeni bir müzik türü geliştiren ve icra eden Figen Genç’i kısaca tanıyalım. 1969 yılbaşı gecesi Ankara’da

doğdu. Aslen Erzurum Horasan’dan gelmişler. İlk, orta, lise tahsilinden son-ra Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo-TV-Sinema bölümünde okumuş ve 1996 mezun olmuş. Sanatçının ilk müzik eğitimi ve müzikal çalışmaları 1988 yılında, sınavla TRT Ankara Radyosu çok Sesli Gençlik Korosunda başlamış. Şef Doç. Mustafa Apaydın ve Feruzan Es-mergül eşliğinde, altı yıl soprano olarak koroda yer almış. Bu sırada polifonik korolar derneğinde 4 yıl, flarmoni koro-sunda 1 yıl soprano olarak çalışmalarda

bulunmuştur. Bu dönemde Hasan Yük-selir ile “Yunusça Ezgiler” projesi içinde Ankara ve Mersin’de sahne almış. UNI-CEF’ in davetiyle Zurich’te bir halk müziği konseri vermiş. Yurt içi konser turneleri Antalya’dan başlayarak tüm illerimizde devam etmiştir.Sanatçımız , bu sürede ses çalışmalarını ve müzik eğitimini Prof. Jirayr Aslanyan ve Timur Selçuk beyin denetiminde sürdürmüş. Bir çok üniversitelerin şenliklerine konserler ile katılan ve ger-ek yurt içinde gerek yurt dışında lösemili çocuklar yararına konserler veren Figen Genç, Kültür Bakanlığı katkılarıyla bir çok ilimizde festivallere katılarak konser-

ler vermiştir.

Özgeçmişinize baktığımızda yoğun çalışmalar içerisinde olduğunuzu görüyoruz. Ne zamandır müziğin içerisindesiniz? Müzik tutkusu aileden mi geliyor. Bu konularda da biraz bilgi verebilir misiniz?Sanatçı olunmaz sanatçı doğulur der-ler ben de onlardan biriyim. Müzisyen bir aileden geliyorum. Küçük yaşlardan beri müzikle iç içeyim. Amcam bağlama çalardı, babamın sesi çok güzeldi. Halen dört kuzenim operada solist olarak yer alıyorlar. Ama şu ana kadar ailede bu işi profosyenel olarak yapan benim.

Avrupa’da güneş gibi doğacak bir

albüm hazırlıyoruzRöportaj: Mustafa Toga Fotoğraf: Hüseyin Kızılca

Page 29: Kadın Dergisi Sayı 41

KADIN | 29

RÖPORTAJ

Yanılmıyorsam bu yeni çıkacak olan al-büm sizin üçüncü albümünüz olacak. Daha önce çıkarmış olduğunuz diğer iki albümden bahsedelim. İlk albüm-lerinizi ne zaman çıkardınız. Hangi tür eserleri okudunuz?Anadolu türkülerinden oluşan KIRMIZI GÜL adlı ilk albümümü 1996 yılında çıkardım. İkinci çalışmam ise NAZENDE SEVGİLİM adlı albümüdü. Albümünde değerli müzisyen İlyas Mirzayev ve Nezih Yeşilnil ile çalıştım.1999 yılında dinley-icilerin begenisine sunduğum genelde ağırlık olarak Azari parçalardan oluşan bu albüm çok tuttu.

Uzun yıllar Azerbaycan müziğini araştıran ve yorumlayan sanatçısınız. Ne tür müzik icra ediyorsunuz. Buna yeni bir müzik türü diyebilir miyiz?Türk dünyası müzik topluluğunun da ilk solistiyim. Uzun yıllar Azerbaycan müziğini araştırdım ve yorumladım. Başta Azerbaycan mahnı, estrada ve operası ol-mak üzere Türk Cumhuriyetlerinin hemen hepsinin müzik ve poetyasını araştırdım ve bu yönde çalışmalar yaptım. Evet, buna yeni bir müzik türü diyenler var.

Figen hanım çok yönlü bir sanatçısınız. Türkçenin yanı sıra başka dillerde de müzik çalışmalarınız var mı? Son iki yıldır müzikolog Dr. Züleyha Abdullayeva ile terapi müziği üzerine im-provizasyon çalışmaları yapmaktayım. Bu alanda bir çok konserler verdim. Ayrıca Makedonca, Çerkezce, Yunanca, Er-menice, İbranice, Latince, Farsça, Ar-navutca, Bulgarca, Romence, Boşnakca ve İngilizce liedler üzerine çalışmalar yapmaktadır.

Birinci ve ikinci albümlerinizi Türkiye’de yaptınız neden üçüncü al-bümünüz için Hollanda’ya geldiniz?Rotterdam Konservatuarında öğretim görevlisi olan Yaşar Saka ile İstanbul’da tanışmam sebep oldu. Ünlü besteci Zülfi Bayhan ile ikinci albümümü hazırlamıştık. (Azari kökenli sanatçı bu albümde yedi eseri özel olarak benim için besteledi) Kendiside Zülfi Bayhan’ın arkadaşıymış. Yeni albüm projemizi dinledi, şarkıları çok beğendi. Hem albümdeki eserlerin hem benim sesimim saadece Türkiye için değil dünya müzik severlerine ulaşaması

gerekdiğini, o standartlarda olduğunu belirtti.Yeni çalışmalarımda ekip olarak yer almak istediğini söyledi. Rotterdam’a gelip stüyosunu görünce bu konuda ne kadar ciddi olduğunu anladım. Burada çok titiz ve ciddi çalışmalar yapıyoruz.

Stüdyo çalışmalarınız nasıl gidiyor, istediğiniz trendi yakala biliyor mu-sunuz?Çok yoğun geçiyor. Ben özel olarak bu albüme ayırdım tüm zamanımı. Bu al-büm değişik kültürlerden ve farklı müzi-kal yapıdan gelen insanların oluşturduğu bir albüm olacak. Çünkü grup; Türk, Hollandalı, Iraklı, Ajantinli, Alman, Macar, Hırvat gibi çok uluslu müzisyenlerden oluşuyor. Ekip olarak çalışmalarımız uyum içerisinde geçiyor. Solist ne kadar iyi olursa olsun iyi bir ekiple çalışmazsa başarılı olamaz.

Yeni bir müzik türü geliştirdiniz. Bu solo albümünüzde ne tür müzikler neler var, bu konuyu biraz açar mısınız?Benim icra ettiğim eserleri dinleyen müzi-syen Cihan Sezer Türkiye’de yeni bir tarz demişti. Müziğin çeşitli tonlamaları var fakat bu albümin orjinal yanı ise yedi bestenin özel olarak Zülfi Bayhan tarafından benim için bestelenmiş olması. Bunun yanı sıra albümde bir Kerküt, Kırım ve Azari şarkılarda var. Hem batı müziği duygusu veren hemde etnik kökeni olan,

Türkçe söylenen bir müzik türü diyebiliriz.

Albümle ilgili çalışmalarınız ne zama-na tamanlanacak. Piyasaya ne zama-na çıkarmayı düşünüyorsunuz?Albüm çalışmaları bu yaz sezonu sonun-da tamamlanacak. Bu solo albümü ise sonbahar sonunda piyasaya çıkarmayı düşünüyoruz. Zaten albüm için klip çe-kimlerinide Rotterdam’da yapacağız. Umut ediyorum bu albüm Avrupa’da bir güneş gibi doğacak.

Figen hanım yeni albümünüzü şimdiden kutlar, bundan sonraki müzik yaşamınızda başarılar dilerim.Ben teşekkür ederim duyarlığınız için. Hollanda’da Türkçe olarak yayınlanan Kadın Dergisine de yayın hayatında başarılar dilerim.

Page 30: Kadın Dergisi Sayı 41

30 | KADIN

HABER

8. Avrupa Şiir Yarışması ile ilgili açıklamada bulunan Platform Dergisi’nin Genel Yayın Yönetmeni Ebubekir Turgut, kayıtların 1 Ocak 2012’de başlayıp, 28 Şubat 2012’de sonra ereceğini bildirdi. Turgut, bu yıl yarışmaya Tür-kiye dışında dünyanın her tarafında yaşayan Türk şairlerin katılabileceklerini de ekledi.

Platform Dergisi’nin Genel Yayın Yönetmeni Ebubekir Turgut, şairlerin en fazla dört es-erle yarışmaya katılabileceklerini ve yarışmaya gönderilecek şiirlerin orijinal, daha önce hiç bir yerde yayınlanmamış, hiç bir yarışmaya katılmamış olmalarının şart olduğunu ancak şiirlerin konu ve şekil bakımından serbest bırakıldığını söyledi.

Ebubekir Turgut, yarışmanın amacının şiir yazmayı teşvik etmek ve yeni şairleri destekl-emek olduğunu belirtti ve yarışmaya katılan şairlerden eserlerini gönderirken bir de kısa biyografi lerini ve iletişim adreslerini gönder-melerini istedi.

Ebubekir Turgut konuşmasını şöyle sürdürdü: şimdiye kadar yapılan yedí şiir yarışmasında derece alanlarla birlikte her yarışmada beğenilen on şiiri bir araya toplayıp bir ‘şiir güldestesi’, yani bir antoloji yapmak istiyoruz. Eğer bu gerçekleşirse Avrupa’da bir ilke imza atılacak. Bir dergi kendi imkânlarıyla Avrupa

çapında her yıl şiir yarışması düzenliyor ve sonra bunları gelecek nesillere kazandırmak üzere kitaplaştırıyor. Bu önemli ve güzel bir gelişme.’’

Yarışmanın sonuçlarının Platform Dergisi, Kadın Dergisi ve Karizma Dergisi’nin Nisan sayısında ilan edileceği ve imkân olursa bir şiir gecesi düzenlenerek derece alanlara bu programda ödülleri verileceği öğrenildi. Yarışmada, birincilik, ikincilik, üçüncülük ve üç tanede mansiyon ödülü verilecek.

Şiirlerin gönderileceği adresler: Platform DergisiPostbus 690261060 CA Amsterdam - HOLLANDAe-mail: [email protected]

8. Avrupa Şiir Yarışması8. Avrupa Şiir başladı

Platform, Kadın Dergisi ve Alışveriş Rehberi Genel Yayın Yönetmeni Ebubekir Turgut

Page 31: Kadın Dergisi Sayı 41

KADIN | 31

Page 32: Kadın Dergisi Sayı 41

32 | KADIN

EVLİLİK TERAPİSİ

Erkeğin hayatında üç önemli kadın!Sema Maraşlı

32 | KADIN

EVLİLİK TERAPİSİ

Page 33: Kadın Dergisi Sayı 41

KADIN | 33

EVLİLİK TERAPİSİ

Erkeğin hayatında üç önemli kadın vardır: Karısı, kayınvalidesi ve annesi. Erkeğin bu üç kadını idare etmeyi bilmesi gerekir.

İlk önemli kadın: Karısıdır. Erkek karısı ile ilişkilerini çok iyi düzen-lemeli ne karısını ezmeli ne de karısına kendini ezdirmeli. Medya baskısı ile kibar olayım derken ezik olmamalı, romantik olayım derken kılıbık olmamalı, karımla so-runsuz bir hayat yaşayayım diye yöneticilik görevini karısına bırakmamalı. Yoksa esas sorunlar o zaman başlar. Erkek şefkat ve adaletle ailesini idare etmeye çalışmalı.

Erkeğin idare etmesi gereken ikinci kadın: Kayınvalidesidir. Erkeklerin hayatına kayınvalideler son yıllarda dahil oldu. Eskiden an-neler, kızlarını evlendirdikleri zaman onun hayatına müdahil olmazlardı. Kızlarda gider, kendi evini ve kocasının ailesini benimserlerdi. Artık öyle değil. Kızlar annelerinden bir türlü kopamıyorlar. Bu yüzden ne kendi evini ne de eşinin ailesini benimseyemiyorlar.

Genç kızlar gelin olana kadar genellikle anne ile çatışma halindedirler. Pek çok anne “Bir gelin olsaydın da kurtulsaydım” diye yaka sirkeler; fakat ne hikmetse kız evlendiği gün, anne- kız yağ bal börek olurlar, aralarında büyük bir aşk başlar. “Evlenince bir daha bu eve adım atmayacağım.” diyen kızların bile, “anne” diye gözü düşmeye başlar.

Yeni evli kadın, mümkün olsa her gün an-nesini görmek ister, göremediyse elinde telefon, akşam yapacağı yemeğe kadar annesine sorar. Kızın işi olur; anne gelir yapar, misafi ri gelir; pastasını böreğini annesi yapar, çocuğu olur; annesi bakar. Bu arada mümkün olduğu kadar kadının kayınvalidesine yakın olmamaya çalışılır. Yakın olmamak için de bir şekilde kusur bulunur. Bu arada damat sürekli kayınvalide evine davet edilir, yedirilir içirilir, ikramlara boğulur.

Kadın, annesi ile bu kadar hemhal olunca annenin de kızını, ailesi ile ilgili konularda etkilememesi mümkün değildir. Burada kızını olumlu etkileyen, nasihat eden annelerin hakkını yemeyelim öyleleri de var; ama genellikle kız anneleri; kızlarından taraftırlar ve kızlarının üzülme-sine dayanamadıkları için kızlarını yanlış yönlendirebiliyorlar.

Ayrıca varsa kızın; kız kardeşleri, ablaları da anne gibi çok gelip gidip, yanlış yol göstermelerle olumsuz etkileyebiliyor-lar. Anne kızının hayatında bu kadar yer alınca haliyle dolaylı ya da dolaysız yoldan damadının evini yönetmeye başlıyor. “Onu alın bunu almayın, şunu yapın bunu yapmayın” derken çoğu zaman evin reisi olan erkeğin sözü çiğneniyor. Burada da erkeğin kendini ezdirmeden durumu iyi idare etmesi lâzım.

Erkeğin idare etmesi gereken üçüncü kadın: Annesidir. Özellikle kocası ile sorunu olan, mu-habbetli bir evlilik hayatı yaşayamamış anneler, bütün sevgilerini ve ümitlerini oğullarına yüklerler. Bu yüzden erkek an-nesi, oğlunun bir “el kızını” çok sevmesini ve ona değer vermesini istemez. “Sevsin; fakat beni sevdiği kadar değil. Onun sözüne karşı benim sözüm geldiğinde benim sözüm tutulsun. Hatta oğlumun evinde kararları ben alayım.”

Kadınların “en çok sevilen ben olayım” arzularını kontrol etmeleri gerek. Eş olduklarında da anne olduklarında da ölçüsü kaçabiliyor: “Oğlum elbette beni çok sevecek, benim sözümü tutacak, o el kızı da kim oluyormuş. Ben oğlumu ne fedakarlıklarla büyüttüm, yemedim yedirdim, içmedim içirdim.”

Dikkat edin erkek evlendikten sonra, annesi, oğluna ve gelinine sık sık oğlunu nasıl zorluklarla büyüttüğünü anlatır: “Hamileliği zor geçmiştir, zor doğurmuştur, bebekken çok ağlamıştır,

çocukken çok yaramazdır, cebinde kalan son parasını oğluna defter parası yapmıştır.” Bunlar sık sık hatırlatılır. Oğlana şu mesaj verilir:” Bak bu kadar iyiliğimiz var, sakın karını görüp vefasızlık etme.” Geline de şu mesaj verilir: “O bizim oğlumuz, çok hakkımız var üstünde, sana bırakmayız.” Belki bu yüzdendir, erkekler annelerinden çok etkilenirler. Annesini hiç dinlemiyor gibi görünen erkekler üzerinde bile anneleri oldukça etkilidir.

Anne, oğlunun evi ve ailesi ile ilgili alacağı bütün kararlardan haberdar olmak ister, haberi olmadıysa sitem eder, surat asar. Oğlunu ve gelinini yönetmeye çalışır. Onun onaylamadığı bir kararı oğlunun istemiş olacağına inanmaz, el kızının oğlunu kandırıp öyle yaptırdığına inanır.

Bazı erkek anneleri, oğlu karısını çok sevmesin diye ufak ufak (bazıları büyük de konuşur) gelinin arkasından konuşurlar. Mesela “Karın iyi hoş da pek temiz değil.” O güne kadar evin temizliğine pek dikkat etmemiş olan erkek (algıda seçicilik) her şeye dikkat etmeye başlar. Dikkat edince kusur bulmak zor değildir, bulur ve an-nesinin haklı olduğuna inanır. “Karın çok geziyor.” “Karın çok para harcıyor.” gibi pek çok konuda erkeği etkileyebilir.

Bunların yanında alınacak satılacak ne varsa, anne oğlunun evinde kendi sözü geçsin ister. Eğer erkeğin ablaları ya da kız kardeşleri varsa onlar da anne gibi et-kili olabiliyorlar. İstisnalar hariç, işleri ortak değilse, erkeğin babası, oğlunun evinin düzenine en az karışan kişi oluyor.

Annesinin sözüne bakarak karısını üzmüş; ona haksızlık etmiş çok erkek vardır. Ya da karısının sözüne bakarak annesine haksızlık eden. Oysa kavvamlığın en önemli şartı adaletli olmaktır. Bu yüzden erkeğin iyi bir gözlemci olması, haksızlık etmeden üç kadını iyi idare etmesi lâzım. Bunun için de erkeğin kadınlarla ilgili bazı bilgilere ihtiyacı var.

Anne, oğlunun evi ve ailesi ile ilgili alacağı bütün kararlardan haberdar olmak ister, haberi olmadıysa sitem eder, surat asar. Oğlunu ve gelinini yönetmeye çalışır. Onun onaylamadığı bir kararı oğlunun istemiş olacağına inanmaz, el kızının oğlunu

kandırıp öyle yaptırdığına inanır.

KADIN | 33

EVLİLİK TERAPİSİ

Page 34: Kadın Dergisi Sayı 41

EVLİLİK TERAPİSİ

Mutlu evlilik için altın kurallarEvliliğinizde veya ilişkinizde sorunlar mı var? Uzmanların tavsiye ettiği birkaç basit ve

etkili kurala uymak sizi mutluluğa kavuşturabilir.Evliliğinizde veya ilişkinizde sorunlar mı var? Sorunsuz ilişki olmaz ama kronikleşirse korkulan son kaçınılmaz olabilir. Oysa uzmanların tavsiye ettiği birkaç basit ve etkili

kurala uymak sizi mutluluğa kavuşturabilir.

34 | KADIN

Rıfat Yerlikaya

Mutlu ve sorunsuz bir evlilik, bu kuruma adımını atmış çiftler için en önemli tercihtir. Ancak ister

evlilik olsun ister beraberlik, başarılı bir ilişki göründüğü kadar kolay değildir. Karmaşık bir yapıya ve hassas denge-lere dayalı olan kadın-erkek ilişkisinin başarısıysa, uzmanların tavsiye ettiği bir takım basit ama önemli kurallara uymak-la mümkün.Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği başkanı Dr. Keçe, insanın doğuştan yarım ve yalnız olduğunu ifade ederken, evliliğin aslında kişinin kayıp olan yarısını bulma arayışı olduğuna dikkat çekti. Evliliği

tamamlanmak, bütünleşmek ve bütün-lenmek olarak tanımlayan Dr. Keçe, ev-lilik kurumunu kişilerin kendini güvende hissetmek amacıyla oluşturduğu bir olgu olarak açıkladı. Dr. Keçe şunları kaydetti:

“GÜVEN YOKSA EVLİLİK DE YOK”“Bu kurumun amacı bütünleşme arzusu-dur. Çünkü insanoğlu annesi ile bir bütün olarak ana rahminde gelişir. Bu bütün-lük duygusu anneyle bir olma isteğidir. Anne rahminde kişi kendini güvende ve cenneteymiş gibi hisseder. Fakat an-nenin rahminden çıktığında insan o duy-guya yeniden kavuşmak ister. İşte sağlıklı

ve mutlu bir evlilik, bu bütünlük duygu-sunu verdiği için kişiye güveni hissettirir. Ama güven yoksa bu takdirde hırçın ve çaresiz hissettirir. Bu yüzden evlilikler çoğu zaman insanı ya hırçın ve çaresiz ya da huzurlu ve mutlu kılar.”Peki evlilik nasıl çatışmaya dönüşüyor? Dr. Keçe bunu iki olguya bağlıyor:

İÇ SESİNİZE TAKILMAYIN, ANLATIN!“Bir insanı iki olgu rahatsız eder. Biri kendi iç sesidir. Diğeriyse başkalarının onun hakkında söyledikleridir. Bunu evliliklere de uyarlayabiliriz. Evliliklerde de kişiler eşleri hakkında iç seslerine

Page 35: Kadın Dergisi Sayı 41

KADIN | 35

EVLİLİK TERAPİSİ

ve eşlerinin kendilerine sarf ettiği sö-zlere ve yaptıklarına kafalarını çok ta-karlar. Bununla birlikte hem kendilerini hem de eşlerini suçlamaya başlarlar. Bir insanı mutlu eden de iki olgu vardır: Anlatmak ve anlaşılabilmek… Eğer ev-lilikte çatışma başlamışsa karı-koca ne dertlerini birbirlerine anlatabilirler ne de anlaşıldıklarını düşünebilirler. Bu neden-le kendilerini güvende hissetmezler. Demek ki iç seslere kulak vermek ya da düşüncelerinizi içinize hapsetmek yer-ine anlatabilmek ve de doğru bir şekilde anlaşılabilmek çok önemli.” Dr. Keçe, evliliğin yolunda gitmemesinin en önemli nedenlerini, birbirini suçlayıcı tavır alma, küçümseme, saygısızlık, sürekli kendini savunma, iletişimsizlik ve saldırganlık olarak sıralıyor.Peki mutlu bir evliliğin kuralları nedir? Dr. Keçe 10 altın kuralı şöyle açıklıyor:

İŞTE MUTLU EVLİLİĞİN 10 ALTIN KURALI1- Bankada bir hesap açtığınızı düşünün. Bu hesaba ne kadar mutlu an yatırırsanız ilişkiniz de o kadar mutlu ve uzun ömürlü olur. Amacınız hesabınızı mutlulukla dol-durmak olmalı.2- Birbirinize olan ilgisizliğinizin nedenini bulun. Kıskançlıklar, hep bir arada olma, ilginin çocuklara kayması, maddi sorun-lar, evlilik sorumluluklarının ağır gelmesi ve gerçekçi olmayan beklentiler çiftin birbirlerine olan ilgisini azaltabilir.3- Aklınızda bir anahtarlık hayal edin. Anahtarlığınıza koşulsuz sevme, anlayış, hoşgörü, arkadaş olabilme, samimi-yet, şefkat, emek, sabır ve fedakarlık anahtarlarını takın. Anahtarlığa takılan tüm bu olgular mutlu evliliğin kapılarının altın anahtarlığını barındırır.4- Sevgiliyken yaptıklarınızı tekrarlayın. Çiftler her nedense evlenince, toplumun onlara yüklediği roller doğrultusunda evlilik sürecine sevgililiği birbirlerine yakıştıramazlar. Böylece kısa süre önce sevgiliyken yaşadıkları güzel paylaşımları evliliklerine taşıyamazlar. Hatta flörtü evliliğin doğal süreci olarak görmeme eğilimi hâkim olur. Oysaki insanları değiştiren evlilik değil evliliğe bakış şekilleridir. Evlilikle birlikte sev-giliyken yaptıkları davranımlardan uzak duran çiftler zaman içerisinde hayatın onlara sunduğu monotonluğu yaşar ve

sevgilerini, paylaşımlarını sorgulamaya başlarlar. Halbuki sevgiliyken yapılan küçük paylaşımların devam etmesi ilişkiyi ateşler. Kişilerin kendilerini daha iyi his-setmesi ve tutkularının devam ettiğini görmek kişileri birbirine bağlar. Eski tut-ku ve sevgilerinin devam ettiğini görmek ayrıca yeni paylaşımların artmasına da neden olur.5- Eşinizin bir konu hakkındaki fikirl-erine ya da hayallerine değer verin. Katılmasanız dahi onun ortaya koyduğu fikirlere saygı duyun ve sonuna kadar dinleyin.6- Evliliğinizi monotonluktan kurtar-mak için yenilikler yapın. Kaliteli zaman geçirmek için olanaklar yaratın. Ona beklenmedik küçük sürprizler yapın. Özel bir gün olmasa dahi ona küçük bir

hediye alın. Birlikte vakit geçirmek için fırsat kollayın. Ortak zevklerinize uygun paylaşımlar yaratın.7- İlgi çekmek için ilişkinize gizem katın.8- Narsistik gereksinimlerinizi karşılayın. Kendinizi sevin ve beğenin.9- Eşinizi fark edin. Onun saçını boyadığını, zayıfladığını, sizin için yaptığı küçücük de olsa özel bir şeyi görün ve takdir edin.10- Öfkelendiğinizde asla şiddete başvurmayın. Mola verin, ortamı terk edin, duş alın ve uyuyun. Müzik din-leyin. Kavganızın dozajının yükseldiği anda nefes alıp vererek gevşeyin. Çatışmalarınızı yıkıcı değil yapıcı olarak ele alın. Kişisel eleştiri değil davranışsal eleştiri yapın. Kendinizi onun yerine koyun ve empati yapın.

Page 36: Kadın Dergisi Sayı 41

36 | KADIN

BENCE

Gençler bazen aşk, başka bir şehir-de okuyan veya çalışan, bağımsız yaşam isteyen, ya da yuva kuran ve

buna benzer değişik sorumluluklar almak-tadır. Bu dönemde bütün ihtiyacımız iyi bir arkadaşın bizi dinlemesi, anlaması ve yanı-mızda olup destek vermesi olabilir. Fakat sorunlarımız ciddi bir problem olduğunda arkadaşımızın bizi yargısızca dinleyebilmesi imkansız hale gelebilir. En iyi arkadaşımız aynı sorunu tekrar konuşmamızdan rahat-sızlık duymaya başlayabilir.Bir uzmanla güven ve kişilik haklarına saygı çerçevesi içinde, sizin belirlediğiniz konuda sizi yargılamadan, koşulsuz kabul ederek dinler. Yaşadığınız bu problemleri neden yaşadığınızı, nasıl değiştirebileceğinizi söy-leyebilir ve aşmanız gereken süreçleri geçir-menize destek olur.Oysa arkadaşlar bir probleminiz olduğunu unutmanızı ve geçici olarak kendinizi iyi his-setmenize yardım edebilir.İnsanlara, yabancı birinden gidip psikolojik yardım istemek ve ona içimizi açmak zor gelebilir.Belkide biraz daha düşüneyim tarzında ken-dinize zaman yaratıp sürekli ertelemelerde bulunabilirsiniz.Yada şimdi gidip ne anlatayım orada diye kaygılanabilirsiniz.Sorunun ciddiyetini fark etseniz bile bunu düşünmek istemeyip aslında kendimde çö-zebilirim şeklinde düşünübelirsiniz.Belki de toplumdan dışlanmak ve çevreniz-de hor görülmekten endişe edebilirsiniz.Yada yaşadığınız bölgede kendi dilinizde ve kültürünizde uzman bulmakta güçlük çekiyorsunuz. Ben tam olarak Hollandaca

dili bilmiyorum diyorsanız, bu durumda ev doktorunuz size kendi dilinizde bir uzman bulmakta yardımcı olabilir.Yaşadığımız zorlanma her ne sebeple olursa olsun bizi psikolojik yardım veren uzmanlar-dan uzaklaştırabiliyor.Aslında Hollanda da yaşıyan Türkler yeni alı-şılmaya başlamış olması sebebiyle de bu tür çekinmeler yaşamamız normal görülebilir.Sorunlarınız hakkında birisiyle yüz yüze

konuşmak istemiyorsanız, telefonla yardım hattı öneri, bilgi ve destek almak için çok iyi bir yerdir.Bedenimizle ilgili sorunlar yaşamıyormuyuz. Doktorlara ve hastanelere gitmek zorunda kalıyorsak ruhumuzla ilgili sorun yaşadığı-mızda da bu rahatsızlığı gidermeye çalışma-mız için psikolojik uzmandan yardım alabili-riz. Her şeyden önce siz buna değersiniz. Ve tabi yaşamınız da..

Psikolojik yardım almak istiyorum ama...

Esma KüçükSosyal Danışman

İnsanlar, hayatları boyunca çeşitli dönemler yaşarlar ve bu dönemler içinde denge ve düzen bozulabilir. Kendi içinde insanların kendi kişisel yaşamlarında değişiklik doğaldır. Genç, yetişkinlik, yetişkinliğe geçiş birçok değişiklikler oluştuğu bir dönemdir.

Page 37: Kadın Dergisi Sayı 41

KADIN | 37

Page 38: Kadın Dergisi Sayı 41

Çevreniz sizi nasıl degerlendiriyor?

TEST

38 | KADIN

Hazırlayan: Özlem Özyol

Etrafımızın bizi nasıl gördüğü, nasıl değerlendirdiğini hep merak eder dururuz. Bugün birçok insan kaynakları departmanında kullanılan bu mini test, çevrenizin sizi nasıl değerlendirdiğiyle ilgili ipuçları veriyor.

Merak edip durmaya değmez, testi çözün, sonucu bulun.

Page 39: Kadın Dergisi Sayı 41

TEST

1.Kendinizi ne zaman iyi hissedersiniz?a. Sabahlarıb. Akşamüstleri ve akşamlarıc. Gece geç saatlerde

2. Yürüyüşünüz nasıldır?a. Oldukça ızlı, uzun adımlarlab. Oldukça hızlı, kısa ve çabuk adımlarlac. Ortalama hızlı, başım dikd. Ortalama hızlı, yere bakarake. Çok yavaş

3. İnsanlarla konuşurken...a. Kollarımı kavuştururumb. Ellerimi kavuştururumc. Bir ya da iki elimi birden kalçama dayarımd. Konuştuğum insana dokunurume. Ellerimi kulağıma, çeneme ya da saçla-rıma götürürüm

4. Dinlenirken nasıl oturursunuz?a. Bacaklarınız bükük, dizleriniz düzgünce bitişikb. Bacak bacak üstüne atarsınızc. Bir bacağınızı ileri uzatır ya da düz tutarsınız

d. Bir bacağınızı kıvırıp üzerine oturursunuz

5. Bir şey gerçekten hoşunuza gittiğin-de nasıl tepki verirsiniz?a. Gürültülü bir kahkahaylab. Kahkahayla ama abartılı olmazc. Sessiz bir kıkırdamaylad. Utangaç bir gülümsemeyle

6. Bir partiye ya da toplantıya gittiğiniz-de...a. Herkesin sizi fark etmesi için gürültülü bir giriş yaparsınızb. Sakin bir giriş yapar, tanıdıklarınızı arar-sınızc. Sessizce içeri girip dikkat çekmemeye çalışırsınız

7. Çok çalışıyorsunuz ve işinize çok zor konsatre oluyorsunuz. Birisi çalışmanızı böldüğünde nasıl tepki verirsiniz?a. Biraz ara vermek hoşuma giderb. Çok sinirlenirimc. Bu iki tepkiden birini veririm

8. Aşağıdaki renklerden hangisini en çok seviyorsunuz?a. Kırmızı ya da turuncub. Siyahc. Sarı veya açık mavid. Yeşile. Koyu mavi ya da morf. Beyazg. Kahverengi veya gri

9. Geceleri uykuya dalmadan önce nasıl yatarsınız?a. Sırt üstü, düzb. Yüz üstü, düzc. Yan, hafi fçe kıvrılarakd. Başınız bir kolunuzun üzerindee. Başınız yorganın altında

10. Rüyalarınızda genellikle...a. Düşersinizb. Kavga eder ya da savaşırsınızc. Birisini ya da bir şeyi ararsınızd. Uçar ya da yüzersinize. Genellikle rüya görmezsinizf. Hep güzel rüyalar görürsünüz

KADIN | 39

60 puanın üstü /Dikkat edilecek bir karakterBaşka insanlar sizi dikkatle taşıyacak bir eşya gibi görüyorlar. Yüzeyse, bencil ve fazla baskın karakterli görünüyorsunuz. İnsanlar sizin gibi olmaya özenebilirler ama size fazla güvenmezler ve fazla yaklaşmak istemeyebilirler.

51-60 Puan / Tam bir liderBaşkaları sizi ilginç, uçarı ve girişken bir

insan olarak görüyor. Her zaman en doğrusu olmasa da, çabuk karar verme-niz sizi doğal bir lider yapıyor. Her şeyi denemek isteyen cesur ve maceraperest birisi olarak tanınıyorsunuz. İnsanlar yaydığınız bu heyecan dalgaları saye-sinde sizinle olmaktan hoşlanıyorlar.

41-50 Puan / Düzeyli bir tipBaşkaları sizi canlı, hayat dolu, etki-leyici, eğlenceli, pratik ve her zaman ilginç bir insan olarak görüyor; hep ilgi çekiyorsunuz eme neyse ki tepelerine çıkmayacak kadar dengelesiniz. Aynı zamanda nazik, düşünceli ve anlayışlı bir dost olarak tanınıyorsunuz; gerekti-ği zaman insanları eğlendirmekten ve onlara her konuda yardımcı olmaktan çekinmiyorsunuz.

31-40 Puan / GüvenilirMantıklı, temkinli, dikkatli ve pratik bir insan olarak tanınıyorsunuz. Akıllı, ye-tenekli, alçakgönüllüsünüz. Çok kolay arkadaş edinenlerden değilsiniz ama dostlarınıza hep sadıksınız ve aynı sa-dakati onlardan da bekliyorsunuz.Sizi

gerçekten tanıma şansına erişenler dost-larınıza güveninizin kolay kolay sarsıl-mayacağını ama bir kez sarsılırsa kolay kolay onarılamayacağını biliyorlar.

21-30 Puan / Yavaş atın tekmesi pek olurTitiz ve fazla dikkatli birisi olarak ta-nınıyorsunuz. Fazlasıyla temkinlisiniz, hayatta yavaş ama sağlam adımlar atı-yorsunuz. Temkinli doğanız nedeniyle karşınıza çıkan konuları dikkatle her açıdan düşünüp tarttıktan sonra genel-likle karşı çıktığınız için ani tepkileriz insanları şaşırtabiliyor.

21 Puan ve altı / Sıkıcı görünen ama sevimliİnsanlar sizin korunmaya ihtiyaç du-yan, kendi kararlarını veremeyen ve kimseye ya da hiçbir şeye bulaşmak is-temeyen utangaç, heyecanlı ve kararsız bir insan olarak tanıyor. Var olamayan problemler için endişelendiğinizi düşü-nüyorlar. Hatta bazıları sizi sıkıcı bile buluyor olabilir. Ama sizi yakından ta-nıyanlar öyle olmadığınızı iyi biliyorlar.

1- a)2 b)4 c)62- a)6 b)4 c)7 d)2 e)13- a)4 b)2 c)5 d)7 e)64- a)4 b)6 c)2 d)15- a)6 b)4 c)3 d)5 e)26- a)6 b)4 c)27- a)6 b)2 c)48- a)6 b)7 c)5 d)4 e)3 f)2 g)19- a)7 b)6 c)4 d)2 e)110- a)4 b)2 c)3 d)5 e)6 f)1

Puanlama

Page 40: Kadın Dergisi Sayı 41

40 | KADIN

MODA

Beyaz gelinliğin tahtı sallanıyor

Evlilik hazırlıkları kapsamında gelin adaylarının ve ailelerinin düşündüğü ilk şey olarak gelin-

likler göze çarpıyor. Düğün telaşı yaşayan genç kızlar, damat adayları ve aileleriyle birlikte mağazalara giderek

gelinlik siparişi veriyor.

Her genç kızın hayalini süsleyen gelin-likler, tasarımları, işlemeleri ve renkleri ile gelin adaylarının dikkatini çekiyor. Beyaz renkle özdeşleşen gelinliklerde, değişen

moda akımlarına paralel olarak bu yıl beyazın yerine daha çok krem, cappucino ve kırık beyaz renkteki tasarımların rağbet gördüğü göze çarpıyor. Mağazaların vi-trinlerinde ön sıraları, krem ve kırık beyaz gelinlikler süslüyor.

Her genç kızın hayallerini süsleyen ve ‘’beyaz’’ renkle özdeşleşen gelinliklerde,bu yıl beyazın yerine daha çok krem, cappucino ve kırık beyaz renkteki tasarımlar rağbet görüyor.

Page 41: Kadın Dergisi Sayı 41

KADIN | 41

MODA

Gelinlik mağazası işletmecileri, bu yıl gelinlikte modanın krem, kırık beyaz ve cappucino renk tasarımlar olduğunu söyledi.

Özellikle cappucino renk gelinliklerin ilgi gördüğünü ifade eden işletmeciler, ‘’Bu sene beyaz renk gelinlik tamamıyla neredeyse hiç yok’’ dedi.

Kırık beyazın da yavaş yavaş yerini kreme bıraktığını anlatan işletmeciler, ‘’Gelinlik denildiği zaman genelde aklımıza hep beyaz geliyordu ama artık beyaz yerini bu sene kreme bıraktı.

Mesela yaşlı teyzelerimiz geliyor, ‘gelin-lik dediğin beyaz olur’ diyor, evet doğru söylüyorlar ama şu anda mağazamızda hiç beyaz gelinlik yok.

Krem ve kırık beyaz ağırlıklı gelinliklerimiz var. Artık gelinlikte beyaz yerini, krem ve kırık beyaza bıraktı’’ diye konuşuyorlar.

Gelinlikte artık renkli kuşak modaHer genç kız, en özel günlerinden birini yaşadığı düğününde bir masal prense-si kadar kusursuz görünmeyi hayal ederken, gelinlik tercihleri ise yaşadıkları ülkelere göre farklılık gösteriyor. Hangi ülke, nasıl giyiniyor? İşte o ayrıntılar ve sonbahar modası...

Merkezi İzmir’de bulunan bir moda evinin sahibi Şenazi Köseoğlu, Türklerin dan-tel ve taşlarla süslü, kabarık, gösterişli gelinlikleri tercih ettiğini, Avrupalıların ise sadelikten yana olduklarını söyledi.

Köseoğlu, ‘’Avrupalı genç kızlar için yaptığımız gelinlikler sade, kumaşın yüzde 60’ı ipek, yüzde 40’ı polyester olarak üretiliyor. Türkiye’de ise ‘Ben mutlaka ipek istiyorum’ diyen pek ol-muyor. Türk gelinler, kumaşa çok fazla önem vermiyor’’ dedi.

Avrupa ülkelerinde genç kızların gelinliğin altına hiçbir zaman jüpon giymediğini, gelinliğin tülle kabartıldığını belirten Köseoğlu, ancak Türkiye’de gelinlerin mutlaka jüpon (iç etek) kullandıklarını ifade etti.

Avrupa ülkelerinde sadelik ön planda olsa da gelinlik seçimlerinin birbirin-den farklı olduğunu anlatan Köseoğlu, şunları kaydetti:

‘’Mesela Hollanda’da gelinliğin üzerin-de aksesuar olarak çok küçük çiçekler kullanılırken, Alman gelinler üzerinde çok büyük çiçekleri olan gelinlikleri ter-cih ediyorlar.

Almanya’da yaşayan Türk genç kızlar ise yine çok gösterişli, bol taşlı gelinlikten vazgeçmiyor. İtalyanlar gelinlikte fiyatı değil modeli önemserken, Fransızlar için gelinlikte fiyat çok önemli.’’

Page 42: Kadın Dergisi Sayı 41

42 | KADIN

MODA

Topuklu ayakkabı, özellikle metropol kadını için vazgeçilmezKadınlar biliyor ki şık bir topuk, çevresin-deki insanların ona bakışında ciddi değişimler yaratıyor. Kadın kendini daha güzel, çekici ve güçlü hissediyor, kend-ine güveni artıyor.Oysa bu bir paradoks… Çünkü kadınları mutlu eden topuklar, çoğu kez acı çekmelerine de yol açıyor. Günün so-nunda ağrıyan ayaklarıyla yürümekte zorluk çeken kadınlar, topuklu ayakkabı giymenin güzel, ama zararlı bir şey olduğuna kanaat getiriyor.Hâlbuki işin püf noktasını bilince, ‘mut-luluk veren acı’ ‘mutluluk veren keyfe’ dönüşüyor. Üstelik pek bilinmemekle birlikte, sağlıklı bir topuklu ayakkabı tüm

bacak kaslarının çalışmasına yardımcı oluyor.Türkiye’nin önemli ökçe üreticilerinden Ce-Plast hem rahatına, hem de şıklığına önem veren kadınların sağlıklı bir şekilde topuklu ayakkabı kullanabilmeleri için ‘püf noktalarını’ açıkladı:Satın aldığınız ayakkabının malzemesine ve kalitesine dikkat edin. Ayakkabının iç kısmının çok kaygan ve sert olmaması gerekiyor. Ayrıca ayağınızın doğal yapısıyla uyum göstermeli. Ayakkabının uzunluğu ve genişliği, ayağınızla orantılı olmalı.Akşam saatlerinde ayakkabı al-maya özen gösterin. Çünkü günün

yorgunluğunu taşıyan ayaklar, hangi ayakkabı da rahat edeceğini daha iyi seçer. Ayak numaranızı yaşınız ilerle-dikçe kontrol edin. Ayakkabınızı ayakta deneyin. Ayrıca iki çifti de deneyin; çünkü her iki ayağın ölçüleri aynı ol-mayabilir. Ayakkabıyı denerken, yüksek topuk nedeniyle ayağınızın ne kadar öne kaydığına dikkat edin. Eğer, ayakkabıyı giydiğinizde, topuğunuzun arkasında işaret parmağınızın rahatlıkla sığacağı kadar boşluk kalıyorsa, ayağınız fazlasıyla öne kaymıştır ve o ayakkabı ayağınıza iyi uymuyor demektir.

Parmaklarınızı açıkta bırakınAyak tabanınızda ağrı varsa, ayakkabının içine, ortopedik tam bir tabanlık yerleştirin veya topuklu ayakkabılarla uzun süre ayakta duruyorsanız, ayakkabının ön tarafında silikon meta-tars yastıkçıkları kullanın. Her gün farklı yükseklikte topuklu ayakkabı giy-ilmesi de, ağrılarınızı azaltır. Parmak-larda nasır oluşmasını önlemek için, parmakları açıkta bırakan yüksek topuk-lu ayakkabıları tercih edin.

Güçlendirilmiş ve geniş topuk tercih edinHer gün aynı ayakkabıyı giymeyin, mut-laka bir gün ara verin. Koruyucu ayak malzemeleri kullanın. Tırnaklarınız küt kesin ve fazla uzatmayın, kenarlarını yuvarlamayın. Ayaklarınıza mutlaka tam uyan ayakkabı giyin. Ayakkabının ayağınıza zamanla oturmasını bekleme-yin, ayakkabılar giydiğiniz anda rahat olmalı. Astar kullanılmayan ayakkabılar daha rahat ve yumuşak oluyor, ancak bazen ayağınızı ilk birkaç kullanımda boyama riski de taşıyor. Bu boyama, za-man içinde geçiyor. Ayakkabınızı üstü hakiki deri, sıkı konçlu, içi yastıklı ve ayak parmakları kısmının esnek olacağı şekilde seçin. Güçlendirilmiş ve geniş topukları tercih edin.

Page 43: Kadın Dergisi Sayı 41

KADIN | 43

MODA

Page 44: Kadın Dergisi Sayı 41

44 | KADIN

MODA

Moda Di Sueno ekibi olarak bu sayıda sizler için 2012 çocuk modellerini inceledik.

Çocuk kıyafetlerine yönelik tüm mağa-zalar ve vitrinler gökkuşağı renginde adeta, rengarenk. Sarılar, kırmızılar, yeşiller, maviler, bordolar, morlar, pembeler, turkuazlar, turuncular... Mağazalarda çocuklar için hazırlanan

onlarca aksesuar’la kıyafetleri bir birine kombine edebilirsiniz. Kiyafetler öyle-sine şık duruyorki büyükleri kıskandıra-cak şekilde.

Çocuklar artık genç kızlar ya da erkek-ler kadar iddialı ve ihtişamlı. Dantelli ve fırfırlı etek modelleri, tüllü nostaljik elbi-seler ve onları tamamlayan babetler ile şirin mi şirin bir görüntü saglıyor kız çocukları.

Hazırlayanlar:Esra Toprak DemirSerap Kaya AslanModa di

SueNo

2012 çocuk modeleri

www.suenoorganisatie.com0642 555 606 & 641 587 058

www.facebook.nl/suenoorganisatie

* Paket içeriği ve şartlar için bizi arayın € 9450-,*

Koning Düğün Salonu’nda inanılmaz kampanya!Cumartesi günü dahil yemekli full paket fi yatımız

Page 45: Kadın Dergisi Sayı 41

KADIN | 45

MODA

Onlara eşlik eden süveterli, gömlekli gelecegin yakısıklıları kiyafetleri ve duruşlari ile muhteşem görünüyorlar. Kendileri küçük kalpleri buyuk, umut ışıklarımızla çektigimiz fotografları gö-rünce, sizde bize hak vereceksiniz.

Küçük hanımlar ve beyler herşeyin en iyisini hakeder! Fazla dar olmayan, dolaşım sistemini zorlamayan pamuklu ve yün elbiseler kız çocukları için gerçekten en sağlıklı seçimler, lütfen bunu göz ardı etmeyin. Renk olarak ta doğa tonları, yumu-

şak beyazlar, sıcak dokular bu sene vitrinlerde yerini alıyor. Erkekler için dar pantolonlar, kızlar için dantel detaylar ve fırfırlar naturel tema´sı altında top-lanıyor. Kızlar için elbiseler, pelerinler ve bebe yaka detaylar, erkekler için balıkçı yakalar, çift-düğme ceketler, 2012 trendleri arasında bulunmakta. Dağcı montları, ekoseler, kar deseni, sıcak kazaklar, deri paneller ve kürk yelekler, ışıklı pop renkler, sezonun trend jean modelleri, deri montlar, üç boyutlu tişörtler çok eğlenceli. Beyaz ile kombinlenen kırmızı ve lacivert, çubuk desenleri, kızlar için puan ve kalp de-tayları, erkekler için kolej montları, puf yelekler çok şık ve sevimli görünüyor. Kadifeler, beyaz gömlekler, kızlar için pileli etekler, fiyonklar, erkekler için iki tonlu hırkalar, deri kol yaması detayları ön plana çıkıyor. Ayakkabılarda ise ponpon detay-lar, sıcak yünlü içyüzey ve şeker gibi renkler 2012’de çok moda. Bu sene de her renkte bulabilecegimiz ponpon ayakkabılar ayrı bir sevimlilik katıyor kız cocuklarımıza. Bu sayıda en cici halleriyle CT Photography’e poz veren ve moda sayfamıza renk katan küçüklere; Defne Hira Demir, Nazlı Yaprak Aslan, Selin

Irmak Aslan, Deniz Semih Aydogan, Ayaz Ceylin Yildirim, Seçil Dogan , Efe Volkan Dogan’ a tesekkür ediyoruz.Bu seferki sloganımız; Miniklere herşey yakışır ve onlar herşeyin iyisini hakeder.Bir dahaki sayıda görüşünceye dek HOŞÇAKALIN.

Yorum ve fotoğraflarınızı [email protected] adresine

gönderin.

Page 46: Kadın Dergisi Sayı 41

46 | KADIN

Verdiğiniz hizmetlerden bahseder misiniz?“Biz Sensa grubu olarak birçok alanda temel he-def kitlesi Hollanda’da yaşayan Türk vatandaşları-mıza farklı alanlarda hizmetler vermekteyiz.- Bunlardan ilki bakım hizmeti. Bu hizmeti sundu-ğumuz grup ise yaşlılar, fiziksel, zihinsel engelliler ve hastalardan oluşmaktadır. Bu 4 gruba yaptımız bakımı evde veriyoruz ve ayrıca yardıma muhtaç olan kişilere rehberlik yapıyoruz. Bu verdiğimiz hizmet pedagojik ve hemşilerelik eğitimi almış personel tarafından yapılıyor. Bir de eğer kişinin ihtiyacı varsa eve temizlik hizmeti sunuyoruz. - Geçen sene Mayıs ayında başlamış olan koru-yucu aile projemiz var. - Amsterdam Noord bölgesinde açılmış olan oku-lumuzda 2-18 yaş arası engelli Türk asıllı çocuk-lara eğitim veriyoruz. - Utrecht ve Amsterdam şehirleri ve çevresinde (kraamzorg), yani doğum sonrası bakım hizmeti veriyoruz. - Sağlık alanında MBO derecesinde eğitim ver-mekteyiz. Hemşirelik, yaşlıların bakımı, çocuk bakımı, fiziksel ve zihinsel engellilerin bakımı, ço-cuk rehberliği almak isteyen fakat gereken diplo-

SÖYLEŞİ

Hollanda’da bu işi yapan tek Türk

şirketiyizBu ayki sayfamızın konuğu SANSA ZORG yetkilisi Süleyman Göğüs.

“Bizim Sensa Zorg grubu olarak amacımız aynı dilden konuşan, örf adetlerini bilen profesyonel takım ruhuyla çalışan personel tarafından vatandaşlarımıza sınırsız hizmet sunmaktır.”

Banu Çelik

Page 47: Kadın Dergisi Sayı 41

KADIN | 47

ması olmayan kişiler bizlere başvurarak bu eğitimleri alabilirler. Şöyle bir durum-da söz konusu eğer kişi bu tür bakım işlerini diplomasız yapıyorsa bu kişilere (ervaringscertificaat) yani tecrübe serti-fika alma imkanı veriyoruz.”

Bu mesleği yapmaya nasıl karar ver-diniz?“Ben pedagoji eğitimi aldım ve bu eğiti-mi alırken faketttigim bu alanda bir açık olduğuydu. Bu sebepten dolayı Türk vatandaşlarımıza bu tür hizmetleri kendi dillerinde ve örf adetlerini bilen kişiler ta-rafından sunulması için ortağım Gülcan Kotan ile Sensa Zorg grubunu açmaya karar verdik.Koruyucu aile projemizin başlama ne-deniyse kimsesiz çocukların kendi dil ve kültürlerini bilen ailelerin yanında yetişmelerinin pedagojik açıdan önemli olduğuydu. Hollanda’da bu işi yapan tek Türk şirketiyiz.”

Şu an Amsterdam ve çevresinde 750 koruyucu aile ve çocuk mevcut. Bun-ların yarısından fazlası Türk ve Fas kökenli çocuklar.

Hollanda’da kendi velilerinin yanın-da kalamadıklarından dolayı, yak-laşık 20 bin çocuk koruyucu ailele-rin yanında yaşamaktadır. Sizin bu Şubat ayında başlatmış olduğunuz müslüman çocuklara müslüman aile projesini anlatır mısınız?

“Şu an Amsterdam ve çevresinde 750 koruyucu aile ve çocuk mevcut. Bunla-rın yarısından fazlası Türk ve Fas kökenli çocuklar. Bundan öncesinde maalesef sadece 2 Türk koruyucu aile vardı fakat 2011 yılının Mayıs ayı itibariyle başlattı-ğımız müslüman çocuklara, müslüman koruyucu aile projemiz vesilesiyle şu an 15’ e yakın Türk vatandaşımız koru-yucu aile olabilmek için eğitim almakta.”

Koruyucu aile olabilmek için uyulma-sı gereken şartlar neler?“Koruyucu aile olmak isteyen kişi önce-likle bize başvuru yapıyor. Eğer biz onay-larsak yapılan başvuruyu gerekli kuruma gönderiyoruz. O kurumda tekrar baş-vuru yapan kişiyi değerlendiriyor. Biz ve diğer kurumdan onay aldığı takdirde 6 haftalık kursa tabii tutuluyor. Bu kursta koruyucu aile olma hakkında bilgi verili-yor. Eğer kişi bu kursuda yaparsa kendi istediği profilde bir çocuk için koruyucu aile oluyor. Bir de koruyucu aileye devlet tarafından aylık 400-700 avro arasında bir maaş veriliyor. Bu bir gelir olarak sa-yılmıyor bu sebepten dolayı eğer koru-yucu aile olmak isteyen kişi devletten aldığı bir sosyal maaş durumu söz konu-suysa bu kesilmiyor. Bunların yanı sıra koruyucu aile olmak isteyen kişinin sahip olması gereken profil: - 21 yaş ve üzeri olmak;

SÖYLEŞİ

Koruyucu aile projemizin başlama nedeniyse kimsesiz çocukların kendi dil ve kültürlerini bilen ailelerin yanında yetişmelerinin pedagojik açıdan önemli olduğuydu. Hollanda’da bu işi yapan tek Türk şirketiyiz.

Page 48: Kadın Dergisi Sayı 41

48 | KADIN

KARİYER

- Toplumsal huzuru bozan ve şiddete da-yanıklı suçlardan sabıkalı olmamak;− Koruyucu bakımı yapmaya fiziksel ve ruhsal olarak elverişli olmak;”

Koruyucu aile olma konusunda Türk toplumundan yeterli talep var mı?“Bizim projemiz ile birlikte talep çoğaldı, ancak maalesef Amsterdam bölgesinde ve Hollanda genelinde yetersiz. Bilgilen-dirdiğimizde herkes destekliyor, ancak destek olmak yetmiyor. Bizzat koruyu-cu aile olarak başvurmak gerekiyor. Bu konuda halkımızın daha çok bilgilendi-rilmesi gerekiyor. O yüzden bilgilendir-meye devam edeceğiz ve etkinliklere katılacağız.”

Çalışanlarımızı diplomalarının yanı sıra biz şirket olarak kurslara gönde-riyoruz.

Kraamzorg yani annelere doğum sonrası bakım hizmeti veriyorsunuz? Bu tür bakım Hollanda’da yaşayan Türk toplumuna yönelik olmasının önemini anlatır mısınız?“Bu sunduğumuz özellikle Türk toplu-muna yönelik bir hizmet. Bizim (kraam-verzorgendelaar) yani doğum sonrası bakıcılarımız Türk kökenli olduğu ve Türk toplumunun kültürünü bilen elemanlar olduğu için halkımız hizmetlerimizden

faydalanmak istiyorlar.Yeni doğum yapmış bir anneye doğum öncesinden sornasına kadar verdiğimiz hizmetler: Doğum öncesi tanışma ve ai-lenin isteklerini öğrenebileceğimiz bir gö-rüşme gerçekleşiyor. Bu görüşme kişinin evinde gerçekleşiyor ve yaklaşık 1 saat sürüyor. Ailenin bizden beklentileri nedir ona göre hizmet sunmaya çalışıyoruz. Doğum sırasında eğer anne isterse ebe-ye yardımcı olunuyor. Doğum sonrasın-da ise 8 gün boyunca bebeğin bakımı hakkında annenin bilmesi gerekenler öğretiliyor, bunlar; emzirme teknikleri, bebeğin gıdasının hazırlanması, bebekle alakalı ipuçları, bebeğin ve diğer çocuk-ların bakımı, annenin bakımı, annenin ve bebeğin sağlık durumunun takipi, evin temizliği ve 8 gün boyunca ebeyi bilgi-lendirme gerçekleşiyor. Tabi babayada bebeğin bakımıyla ve annenin psikolojik durumuyla ilgili ipuçları veriliyor. Bu tür bilgileri veren kişiler diploma-lı sertifikali Türk kokenli personelden oluşmaktadır. Çalışanlarımızı diplomala-rının yanı sıra biz şirket olarak kurslara gönderiyoruz.Personelimizin çoğu Türk kökenli ol-duğu icin Türk orf adetlerini bilen ve Türkçe konuşan kişiler ancak eğer çalı-şanlarımız arasında Türk olmayan kişiler mevcutsa yine bu kişilere Türk örf adet-leriyle alakalı bilgilendiriyoruz.”

Türk vatandaşlarına yönelik psikolo-jik yardım konusunda bir poliklinik açmak istiyoruz

Hollanda’da yaşayan Türk ailelerin ne tür sorunları var?“Dil, kültür farkı, Hollandadaki devletin vatandaşlara verdiği hakları hakkında yeterli bilgilerinin olmaması. Biz Sensa grubu ve AGIAD olarak vatandaşlarımızı hakları hakkında en iyi şekilde bilgilen-dirmeye çalışıyoruz.Vermiş olduğumuz hizmetlerin dışında ileride gerçekleştirmek istediğimiz farklı projelerde var.Yine Hollanda’da yaşayan Türk vatan-daşlarına yönelik psikojik yardım konu-sunda bir poliklinik açmak istiyoruz.Bunun yanı sıra Türkiye’de koruyucu aile olma sistemini entegre etme. Türkiye’de bulunan çocuk esirgeme kurumlarına pedagojik rehberlik konusunda konfe-ranslar vermek istiyoruz. Çünkü Türki-ye’deki çocuk esirgeme kurumlarında çocuklara sadece bakım yapılıyor. Ora-da bakıcılara çocuk eğitimiyle alakalı se-minerler vermeyi planlıyoruz. ”

Bize ulaşmak isterseniz: Telefon numaramız: 0852633263E-posta adresimiz: [email protected] fazla bilgi için: www.sensazorg.nl

Page 49: Kadın Dergisi Sayı 41
Page 50: Kadın Dergisi Sayı 41

50 | KADIN

HAYATIN İÇİNDEN

Sağlık sorunu ya da estetik ve psikolo-jik kaygılarla hamile kalmak istemeyen kadınların çocuk sahibi olması için hiz-met veren ajanslar 800 Türk çocuğun taşıyıcı anne rahminde dünyaya gelme-sini sağladı.

Rahmi olmayan, bir hastalık nedeniyle doğuramayacak durumda olan ve es-tetik veya psikolojik kaygılar nedeniyle hamile kalmak istemeyen Türk kadın-larının talebi birleşince, ihtiyaca cevap veren paket turlar, 800 Türk çocuğun taşıyıcı annenin rahminde dünyaya gel-mesini sağladı.

Bu sayı sadece turlarla anlaşıp giden ailelerin çocuk sayısı. Türkiye’de el al-

tından taşıyıcı anne kullanan ya da yurt-dışındaki ajanslarla irtibata geçip kendi organizasyonunu kendi yapan aileler eklenince, sayı kaça ulaşır bilinmiyor.

‘BEBEĞİ VERMEM’ DİYEMİYORTürkiye’de yasak olan bu işlem için, işlemin legal olduğu ve kontratla gü-vence vaat eden Amerika, Hindistan ve Gürcistan gibi ülkelerin yolunu tutan aileler, taşıyıcı annenin bulunmasını da kapsayan paketler için Hindistan ve Gürcistan’da 30 bin Euro, ABD’de ise 100 bin doları bulan bedellerle çocuk sahibi oluyor.

Ajanslara her yıl yüzlerce başvuru ge-liyor. Ancak ücret nedeniyle her ajans

yılda ortalama 15-20 ailenin işlemi uy-gulatabildiğini belirtiyor.

Şirketi MV Turizm aracılığıyla, taşıyıcı anneyle çocuk sahibi olmak isteyen ailelere doğum dahil paket sunan Mu-rat Vural ve kendisi de taşıyıcı annelik yaptıktan sonra Amerika’da bu alanda bir ajans kuran Fatma Yener Ekren ile görüştük.

Aldığımız bilgilere göre taşıyıcı anne is-teme nedeni yüzde 80’lik payla rahim olmaması ya da doğuma engel has-talıklar. İşlem tüp bebek işlemi gibi. Erkeğin spermi ve kadının yumurtası kullanılarak embriyon oluşturuluyor. Bu embriyonlar taşıyıcı annenin rahmine yerleştiriliyor. Aile işlemden önce taşı-yıcı anneyle tanışıyor.

Doğum olduktan sonra da aile çocuğu Türkiye’ye getirerek kendi nüfusuna geçi-riyor. Taraflar bir daha görüşmüyor. İşle-min yasal olduğu ülkelerde risk daha az. Çünkü taşıyıcı anne yolun yarısında “Be-beği vermiyorum” diyemiyor. Çocuk yasal olarak biyolojik anne ve babanın oluyor.

50 BİN DOLARA TAŞIYAN ANNE VARFatma Yener Ekren “ABD’de gerçekle-şen işlemlerde taşıyıcı anne 25-50 bin dolar arasında ücret alır. İşlemi yapan klinikler de 15-25 bin dolar arası kaza-nır” diyor.

NEREDE KAÇA DOĞURUYORLAR?Hindistan 30 bin Euro, ABD 50-100 dolar arası değişiyor, Gürcistan’da ise ücret 30 bin Euro.

Taşıyıcı anneler 800 Türk doğurdu

Hamilelik istemeyen Türk annelere “doğum dahil paket turlar” sayesinde 800 çocuk, Hindistan, Gürcistan ve ABD’de taşıyıcı anneden doğdu.

Page 51: Kadın Dergisi Sayı 41

Definitive ontharing & Cosmetica

Ontharen MetLIGHTSHEER Diode Laser Systeem

Groenstraat 139-155 unit 2205021 LL Tilburg Nederland

Tel.: 013-545 15 99Mobiel: 06-218 042 49

KvK: 172 642 41

[email protected]

Yeni Yıl Kampanyası

Bay / Bayan Alt Bacak + Bikini Bölgesi +

Koltuk Altı + Dudak Üstü € 250Cilt Bakımı € 25 - € 90 arası

Cilt Soyma € 75 - € 250 arası

Page 52: Kadın Dergisi Sayı 41

52 | KADIN 52 | KADIN

SIR KUTUSU

Sevgili evladım, Hayatınızın ikinci baharında mutluluklar dilerim. Hep bahar yaşarsınız, hiç son-bahar ve hazan yaşamazsınız inşaal-lah...Hayatta olduğu gibi evlilikte de karşını-za çıkan zorlukları aşmak için 3 formül söyleyeceğim. Bunlar evlilik hayatınızın sağlıklı olması için kullanacağınız en güçlü vitaminlerdir.Birinci vitamin: Sevgi. Aranızda sevgi varsa, Ferhat misali dağları aşarsınız.

İkinci vitamin: Saygı. Saygı sayesinde birbirinizi değerli hissedersiniz. Birbiri-nize değer verirsiniz. Değerli buldukla-rımızı severiz.Üçüncü vitamin: Güven. Güven varsa geleceğe umutla bakabilirsiniz.Korkularında haklısın. Yeni bir başlangıç elbebetteki cevapsız kalan bazı soruları da beraberinde getirir. Oysaki zaman ve bu 3 tavsiye en güzel ilaçtır.Birbirinize zamanla alışacaksınız. Gün geçtikçe birbirinizin yeni ve güzel ta-

raflarını tanıyacaksınız. İşte o zaman gül pempe istekleriniz, duygularınız ve umutlarınız yolunu bulacaktır.Değerli yavrum,İlk evlilikteki onca olumsuzluklara rağ-men yeni bir hayata adım atmışsın. Büyük bir zorluğu başarmışsın. Kalbine söz geçirmişsin. Bunu başaramayan binlerce insan var. Seni tebrik ederim. Yeni baharınızın devamını, bahçenizde açan ümit tomurcuklarının iri güllere dö-nüşmesini dilerim.

Evlilik için en güçlü 3 vitamin...Merhaba Sevgi Abla, birinci evliliğim hüsran ve hayal kırıklığıyla bitti. Hayatımdan tam 3 yılım boşu boşuna gitti. Şimdi gönlüme göre diyebileceğim birisiyle evlendim. Tanışma ve evlenme faslı kısa sürdü. Mütevazi bir düğünle evlendik. O da benim gibi ilk eşinden çok çekmiş ve çareyi boşanmakta bulmuş. Soruma gelince, biz birbirimizi tam tanımadan evlendik. Arkadaş ve tanıdıkların tavsiyesi etkili oldu. Şu anda problem yok. Fakat önceki evliliğimden dolayı korkularım var. Bu evliliğin devamı ve mutluluğumuz adına tavsiyelerinizi bekliyorum. İkinci Bahar

Not : Evlilik ya da karşılaştığınız diğer sorunlarınızı belirtin çözüm yolları sunalım. Özel bilgileriniz isteğe bağlı olarak tamamen saklı kalacaktır.

Sevgi [email protected]

Page 53: Kadın Dergisi Sayı 41

KADIN | 53

HAYATIN İÇİNDEN

Page 54: Kadın Dergisi Sayı 41

54 | KADIN

Toplumda 100 bin kişinin 5 kişisinde görülen beyin tümörü hakkında özellik-le anne ve babaları uyaran Beyin-Omu-rilik Sinir Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Okan Korkmaz, hiç önemsenmeyen bir baş ağrısının geri dönüşü olmayan neticele-re yol açabileceğini söyledi.Beyin tümörünün toplumda kansere bağlı ölümlerin yüzde 2.9’unu tetikle-diğine dikkat çeken Korkmaz, çocuk-luk çağında kan kanseri ile kötü huylu lenfomlardan sonra en sık görülen üçüncü vaka olduğunu söyledi. Beyin tümörlerini primer ve sekonder olarak ikiye ayrıldığını anlatan İzmir Buca Seyfi Demirsoy Devlet Hastanesi Başhekim Yardımcısı Beyin-Omurilik Sinir Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Okan Korkmaz, birin-cisinin beyin, beyin zarı ve kemik kay-naklı olduğunu, ikincisinin ise vücudun başka bir yerinden beyin bölgesine ya-yılan tümörler olduğunu söyledi.Beyin tümörünün toplumda görülme sıklığının 100 bin kişide 5 olarak ka-yıtlara geçtiğini dile getiren Opr. Dr. Korkmaz, “Genel olarak kanser görül-me sıklığının artmasına bağlı olarak ileri yıllarda bu oranın artışından korkulmak-tadır. Görüldüğü üzere aslında çocukla-rımız da büyük bir risk altındadır” dedi.Hastalığın nedenlerinin bulunması yö-nünde çeşitli araştırmalar yapıldığını ancak halen tümörün kökeninin bilin-mediğini ifade eden Korkmaz, “Travma, virüs, ailevi yatkınlık gibi etmenleri orta-ya çıkarmaya yönelik çeşitli çalışmalar olsa da, bu tümörlerin kökeni halen bilinmemektedir. Bazı tümörler belirgin bir biçimde genetiktir bazıları ise yaşa-mın ileri evrelerinde ortaya çıkar. Özel-likle 18 yaşın üzerinde geçirilen bir sara nöbeti öncelikle beyin tümörü nedeniy-le araştırmayı gerektirir” dedi.

İnsan vücudunda yapılan araştırmalar-da beyin tümörlerinin iki tür belirtiye neden olduğunu ifade eden Korkmaz, “Birinci gruptakiler genel belirtiler ola-rak adlandırılır. Bunlar, beynin nere-sinde oluşursa oluşsun bütün beyin tümörleri açısından ortak belirtilerdir. Bunların arasında baş ağrısı, bulantı, kusma sayılabilir. İkinci grup belirtiler ise tümörün yerleşimine bağlıdır. Bu belirtiler yerleştikleri ve hasara yol aç-tıkları beyin bölgesinin saptanmasında yararlı olurlar. Bunlar tümörün beyinde-ki yerleşiminin belirlenmesine yardımcı olduklarından yerleşim belirtileri olarak adlandırılır.Genel belirtilerin en önemlileri ilaca ya-nıt vermeyen sürekli baş ağrısı ile bu-lantı, kusma (genellikle fışkırır tarzda ), dengesizlik, görme kaybıdır. Bunlara daha seyrek görülen zihinsel ve davra-nışsal bozukluklar ile uykuya eğilim ve nabız azalmasını da eklemek gerekir. Yapılan araştırmalara göre hangi be-

lirtinin beynin hangi bölgesinde hasar verdiğini şöyle sıralayabiliriz;Baş ağrısı; en sık ve en erken görülen belirtidir. Genellikle şiddetlidir. Sürekli olabilir. Bazı olgularda yoğun ve yırtıcı özellikte, bazılarında ise daha hafif nö-betler biçimde gittikçe şiddetlenerek seyreder. Genellikle beyincik tümörle-rinde öteki bölgelerdekine oranla daha erken ve şiddetlidir. Kusma; kafaiçi ba-sınç artmasına bağlı kusma yemeklerle ilgili değildir. Bulantı görülmez, fışkır-ma biçimindedir. Beyin kökenli kusma daha çok sabahlan aç karnına görülür. Bazı olgularda yemeklerden yada biraz su içtikten sonra bulantıyla da ortaya çıkabilir. Nabzın seyrekleşmesi; seyrek görülen bir belirtidir. Daha çok beyin sapı tümörlerinin belirtisidir. Baş dön-mesi; baş hareketleri ile uyarılan baş dönmesi beyincik ve işitme siniri tümör-lerinde görülür. Beyin tümörlerinin yer-leşimsel en önemli belirtisi sara nöbeti geçirmedir” şeklinde konuştu.

Baş ağrısı deyip geçmeyin!

SAĞLIK

Page 55: Kadın Dergisi Sayı 41
Page 56: Kadın Dergisi Sayı 41

56 | KADIN

Pathe sinemasında gerçekleşen galaya Demirer;in yanı sıra yönetmen Hakan Algül, oyuncular Necati Bilgiç, Faruk Ünlüoğlu, Özlem Türkad ve Tonguç Oksal katıldı. Demirer, Hollanda;da gösterime

girdiği ilk gün ilgi gören filmi seyircilerle birlikte izledi. Ünlü komedyan ve film ekibi gösterinin ardından sahneye çıkarak sey-ircileri selamladı. Ata Demirer;in başrol oynadığı ve yönetmenliğini ise Hakan Algül;ün yaptığı film, Almanya;da yaşayan bir boksörün hayatını konu alıyor. Filmin ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Demirer, gösterilen ilginin mutluluk verici olduğunu söyledi. Aslında daha önce filmi seyirciyle birlikte izlememeyi planladıklarını ama kalabalığı görünce bu fikirlerini değiştirdiklerini be-lirten Demirer, “İyi ki de girmişiz içeriye. Güzel ve eğlenceliydi” diye konuştu. Filmin gurbette daha iyi algılanacağını, özel detayların altının seyirci tarafından daha iyi çizileceğini tahmin ettiklerini kaydeden Demirer, “Fazla yabancı ke-lime kullanıyor karakter. Yabancı dilde değil ama gurbetçe dediğimiz kalıplarla ilgili şeyler yapıyor. Tabii bu Türkiye;de gülümseten bir şey ama burada bizden bir şeye de dönüşüyor. O yüzden esprilerin

burada daha derinlemesine algılanması hoşumuza gidiyor” dedi.

Film kendi çocukluğumu anlatıyor Film çekimi için Almanya;ya birkaç ay erken gittiğini ve kulüplerle dövüş sporlarına giderek gözlemler yaptığını vurgulayan Demirer, filmdeki hikayenin kendi çocukluğunu anlattığını söyle-di. “Aslında o Antalya;daki aile benim Bursa;daki ailem” diyen tecrübeli oyuncu, şöyle konuştu: “Ufak çocuk da benim çocukluğum. Benim de tüm akrabalarım gurbette yaşıyordu. Bu akrabayı yazınca bunu ben oynamaya karar verdim.” Bir serinin başlangıcı olarak tasarladığı bu fil-min devamının gelmeyeceğini de anlatan Ata Demirer, tanıtmak istediği birkaç kara-kter ve öyküsü daha olduğunu dile getirdi. Demirer, “Ayhan’ın kapağını kapattığımı düşünüyorum. Devamının olması ticari bir şey olur onu da çok aramıyoruz açıkçası”

diye konuştu. Ünlü komedyen, “Film için 15 kilo aldığınızı biliyoruz, bu zayıf halini-zle nasıl başardınız?” yönündeki soruya ise şu yanıtı verdi: “Bu tamamen yalan, film için 15 kilo almadım. Ben o ara çok sıkılmıştım ondan biraz fazla yedim. Böyle bir şey çıktı ortaya. 15 kilo alan adam kas olarak alır, yağ olarak alır mı? Ama şu an 10, 12 kilo zayıfım o halimden.”

“Berlin Kaplanı” filminin galası Amsterdam’da yapıldıAta Demirer’in senaryosunu yazdığı ve oynadığı “Berlin Kaplanı” filminin Hollanda’daki galası başkent Amsterdam’da yapıldı.

SİNEMA

PARA HARCANIR GAYRİMENKUL KALIR

Ankara’da her bütçeye uygun sahibinden satılıkİMARLI ARSALAR

Tel. 00-31-652675100 •Tel. 00-90-544-2056837

Page 57: Kadın Dergisi Sayı 41

KADIN | 57

Page 58: Kadın Dergisi Sayı 41

EN BÜYÜK

Çocuklar beyaz bir köpeği çekiştiriyor ve bağrışıyorlardı.Yoldan geçen Berrin Hanım yanlarına yaklaştı:- Ne diye Çekiştiriyorsunuz hayvanı ?- Şimdi karar verdik teyze. Köpek , içimizde en büyük yalanı söyleyenin olacak.- Utanmıyor musunuz siz ? Ben sizin kadarken ya-lan söylemeyi aklımdan bile geçirmezdim!.....- Çocuklar hep bir ağızdan bağrıştılar :- Bravooooo Köpeği siz kazandınız!.....

DIRDIR

Adam arkadaşına dert yanıyordu :

- Karım ile iki haftadır konuşamıyorum .

- Hayrola , kavga mı ettiniz ?

RESİM

Temel on senedir göremediği bir arkadaşına resim göndermek ister.Köyün hayvanlarının arasına girerek resim çek-tirir. Resimin arkasına:- Uşağım resimdeki çarpı işaretli olan benimdur ..... Şaşırmayasun..

TEMEL’ İN İNEĞİ

Temel’in ineği hastalanmış.Komşusu

Cemal’e gitmiş- Ula ineğun hastalanduğunda ne

vermiştun ?- Tuz ruhi....- Eyi....Temel ertesi gün koşa koşa geri dönmüş....

- Ula ineğum öldi....- O zaman benimci de ölmişti......

BAŞ AĞRISI

Resimden anlayan biri , sergine geldiği Şevket Dağ’a resimlerden birini gösterip :- Sanki bunu neden yaptınız , nedir bu ? diye sormuş .Şevket Dağ :- O , demiş Acı Veren Dostluk’ tur .- Alayla gülen adam :- Dostluk acı verir mi ? deyince , Şevket Dağ :- Sizin hiç başınız ağrımaz mı ? demiş.......

ZEKA

Temel Trenden inerken kurnazca gülüm-seyerek kendi kendine şöyle konuştu :- Demiryollarına bu sefer iyi kazık attım . Biletimi gidiş dönüş almıştım . Fakat geri dönmeyeceğim . Burada kalıyorum uşağım ......

İDDİA

İki Karadenizli denizde yüzerlerken her

nasılsa bir ara iddiaya tutuşmuşlar.

Kim denizin dibinde daha fazla kalırsa

diğeri ona gıcır gıcır ayakkabılarını ve-

recek........

Anlaşmışlar ikisi de birden dalmışlar ve

hala çıkmamışlar..

Ömer Muhtar

FIKRALAR

58 | KADIN

Page 59: Kadın Dergisi Sayı 41

SOFRA

Page 60: Kadın Dergisi Sayı 41

Sadık [email protected]

MİZAH

HABERLER: Türkiye’ye yönelik

vize sorununun hukuki bir mesele olduğuna dikkat çeken Avu-

kat Sarıibrahimoğlu, Ege Bölgesi, Samsun ve Mersin Ticaret ve Sanayi Odaları, Kay-seri Ticaret Odası ile Konya Barosu’nun da

desteğini alarak, Schen-gen Antlaşması çer-

çevesinde çıkarılan ilgili tüzüğün iptali için bir girişimlerde bulundu.

Şirin sevinçle kafeden içeri girdiğinde Leyla düşüncelere dalmış durumda oturuyordur.

Şirin: Merhaba Leyla. Naber?

Leyla: Merhaba,Keyfi n yerinde bakıyo-rum..

Şirin: Gazetede yakında Türkiye’den AB’ye belki de vizenin kalkacağını oku-dum da. Akrabalar rahat rahat gelirler artık.

Leyla: (alaycı) Wilders Türklere vize kalksın, yoksa fena yaparım mı demiş yoksa?

Şirin: Dalgayı bırak ya, bu iş ciddi. Türk avukatlar AB Parlementosuna başvuru

yapmışlar.

Leyla: Daha önce de yapılmıştı.

Şirin: Bu defaki ciddi bir girişime ben-ziyor.

Leyla: Peki diyelim vize kalktı. Bileti aldın bir Avrupa ülkesine, örneğin Fransa’ya gittin. Gümrükte ‘Soykırım vardır’ kağıdı imzalatmayacaklarını ne-reden biliyorsun? İmzalamayanları aynı uçakla geriye posta. Dedesi Osmanlı olan vefasız Sarkozy’den beklenir böyle bir hırtlık.

Şirin: O önce seçimlerde kendi arkasını kurtarsın da.

Leyla: O da doğru, ama…

Şirin: Anladım senin moralin iyi değil bugün. Vizelerin kalkması şerefi ne kahveler ve pastalar benden.

Leyla: Yaşadık desene.

Şirin: Bir şartla.

Leyla: Neymiş?

Şirin: Eğer yaza kadar vize kalkmazsa, aynı şeyi sen de yapacaksın, beni teselli için.

Leyla: Tamamdır. Yaz ola hayır ola.

Şirin yalandan kaşlarını çatar ve bara doğru yürür.

Leyla: Tamamdır.

Vize Meselesi

eyla, Amsterdam’da doğmuş büyümüş bir genç kadındır. Bekârdır. Şirin Hollanda’ya dört yaşında gelmiştir. Evlidir ve altı yaşında bir kız çocuğu vardır. Lise yıllarından tanışan Leyla ile Şirin her ayın ilk cumartesi günü, öğle üzeri Amstel kanalı üzerindeki De Magere Brug kafesinde buluşup dertleşmeyi adet edinmişlerdir.L

60 | KADIN

Page 61: Kadın Dergisi Sayı 41
Page 62: Kadın Dergisi Sayı 41

62 | KADIN

DEKORASYON

Mükemmel salon içinTartışmasız evinizin en önemli alanı salonunuzdur. Maalesef günümüzün anlayışında salon sadece televizyon

izlemek için kullanılan bir oda haline geldi. Oturma grupları da bu fikre uygun

yerleştiriliyor. Bu yaklaşımı değiştirip salonunuzu daha verimli kullanmak

elinizde.

Page 63: Kadın Dergisi Sayı 41

KADIN | 63

DEKORASYON

1. Merkezinizi oluşturun:Özellikle salonda bir merkezin varlığı çok önenli. Koltuk, oturma grubu, halı ve seh-padan oluşan bir merkez davet edici bir etkiye sahiptir. Yeterince alana sahipseniz “L” şeklindeki oturma grupları duvardan odanın merkezine kaydırılabilir. Karşılıklı yerleştirilen koltuklar güzel bir sohbet için en ideal yöntem. Eğer salonunuz bir şö-mineye sahipse mutlaka şöminenin etra-fında oturmaya gayret gösterin. 2. Puflar ve minderler:Koltuk ve sandalyeye alternatif: Puflar ve minderler! Farklı boylarda ve desenlerde pufları ve yastıkları kombine edin. Diler-seniz pufları oturma grubun önüne yer-leştirin veya salonda ayrı bir alan yaratın. Oryantal desenli ve altın işlemeli puflar ile alaturka bir ambiyans yaratabilir, tek renk-li minderlerle ise salonun modern çizgisi-ni pekiştirebilirsiniz. Mumlarla süslenmiş alçak sehpalarla bu bölümdeki tarzınızı destekleyebilirsiniz. 3. Halı seçiminiz:Oturma grubunun önüne serilmiş bir halı mucizeler yaratabilir. Malzeme, renk ve desen seçimiyle salonunuzun görüntüsü-nü büyük ölçüde etkileyebilirsiniz. Zaman zaman değişiklik yapın, alternatif bir halı kullanın. Geleneksel halıları minimal tasa-rımlar içinde de kullanabilirsiniz. 4. Renkler:Duvar renklerini mevsimlere göre değişti-rebileceğiniz gibi aksesuar ve oturma gru-bunuzu da gözönünde bulundurmanızda fayda var. Yaz aylarında bahara özgü ye-şil, açık sarı, açık mavi renkleri davetkâr bir dekorasyon yaratır. Kış aylarında ise krem tonları ile konforlu bir atmosferiniz olur. Daha detaylı renk danışmanlığı için Madde Us Mimarlık ile www.maddeus.com üzerinden iletişime geçebilirsiniz. 5. Aksesuarlar:Az ama öz. Salonunza kendi stilinizi yan-sıtmak istiyorsanız abartıdan kaçının.

Özenle seçilmiş az sayıda aksesuarlar odanın karakterini belirlemek için yeterli. Antik bir vazo, klasik duvar resimleri nos-taljik ruhu yansıtır. Bit pazarları ve antika-cılar define avcıları için ideal yerlerdir. 6. Zıtlıklar çekicidir:Cesaretli bir kişiliğe sahipseniz dikkat çekici renkler kullanın. Koyu renkli koltuk ve kanepeler, halılar ve perdelerle canlı renkli aksesuarları kombine edin. İyi ha-berimiz: Renklerde değişiklik yapma ihti-yacı duyduğunuzda yastık veya sehpa gibi ufak çapta aksesuarları değiştirdiğinizde odanın atmosferini değiştirebilirsiniz. 7. En sevdiğiniz parçaları öne çıkarın:Evinizde antik bir koltuk, sandalye veya komodini sahnelemeyi ihmal etmeyin. Bunu en kolay başarmanın yolu antik mo-bilyanızı dikkat çekici bir renge boyanmış veya desenli duvar kağıdıyla kaplanmış bir duvarın önüne yerleştirmek ve vurgu aydınlatma elemanı kullanmak. 8. Desen kombinasyonu:Desenleri kombine edin. Klasik bir koltuk takımına çizgili, puantiyeli veya daha radi-kal desenli yastıklar çok yakışır. Uyumsuz görünmesini önlmek istiyorsanız kullandı-ğınız desenlerin birbirine yakın renklerde olmasına önem verin. 9. Odanın mimarisini kullanın:Odada bulunan nişler (duvar içinde bıra-kılan oyuk) mutlaka kullanılmalı. Fotoğraf-taki örnekte salonda bulunan niş ayrı bir renkle vurgulandı. Nişin Sağ ve sol duvar-larına gömme kitaplıklar entegre edildi. Koltukta oturduğunuzda güvende oldu-ğunuz hissi sizi iyi hissetirecektir. 10. Resimler, resimler...Siyah-beyaz fotoğraflar, çocuklarınızın şaheserleri, yağlı boya tablolarınız, kart-postallar... Salonunuzda resimleri unut-mayın. Salonun bir duvarını süpürgelikten tavana kadar farklı çerçeveli resimlerle donatabilirsiniz.

Page 64: Kadın Dergisi Sayı 41

64 | KADIN

KİTAPLIK

Daha önce Mevlana ve Yunus Emre gibi tanınmış düşünürlerle ilgili eserler de ka-leme alan Abulwahid van Bommel tara-fından hazırlanan kitap, Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Şükrü Akalın’ın ‘’Seyyah-ı Alem Evliya Çelebi’’ ve Kültür Bakanlığı yayınlarından çıkan ‘’Seyahatnameden Seçmeler’’ isimli eserlerden faydalanıla-rak hazırlandı. Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) tarafından Hollanda’nın da des-teğiyle hazırlanan kitabın tanıtımı dolayı-sıyla Amsterdam Vrije Üniversitesi’nde düzenlenen sempozyumda konuşan Ab-dulwahid van Bommel, Evliya Çelebi’nin genç nesiller tarafından tanınmasını he-deflediklerini söyledi. Ünlü seyyahla ilgili yabancı dilde İngi-

lizce dışında ilk kez bu kapsamda bir ki-tabın yazıldığını kaydeden Van Bommel, gittiği yerlerde farklı kültürlere sahip in-sanlarla tanışarak, onlarla konuşan ve bunları eserine yansıtan Evliya Çelebi’nin bu özelliğinin günümüz Müslümanlarına örnek teşkil ettiğini ifade etti. Günümüz Müslümanlarının kimseyle konuşmadığını, dinlerinden, kültürlerin-den fazla bahsetmediğini ve bu yönüyle kapalı kutu gibi olduklarını anlatan Van Bommel, hazırladığı kitabın sadece bir giriş olduğuna, devamının gelmesi ge-rektiğine vurgu yaptı. Kitapta, Evliya Çelebi’nin kendisi ve Seyahatnamesi hakkında bilgilerin yer aldığına işaret eden Van Bommel, ‘’Bura-da büyüyen Türk ve Müslüman çocukları

kendi kahramanlarını bilmeli. Entelektü-el, felsefeci ve manevi kahramanları ta-nımaları lazım. Onun için dört kahraman üzerine çalıştık daha önce. Yunus Emre, Mevlana, Ahi Evran ve Evliya Çelebi. Ço-cuklar kendi kültürlerinde en güzel vazi-feleri görmüş kahramanları öğrenmeli. Bunu hedefledik’’ diye konuştu. Bu tür kitaplarla aynı zamanda Hol-landa toplumuna seslendiklerine dikkati çeken Van Bommel, suyun kaynağını bulması gibi bu eserlerin de entellektüel camiada yerlerinin yavaş yavaş oluştu-ğunu söyledi. Aralarında Evliya Çelebi’nin de bu-lunduğu ünlü Müslüman düşünürlerin görüşlerinin günümüz dünyası sorunları-nın çözümüne katkı sunduğunu da ifade eden Abulwahid van Bommel, ‘’Tek re-çete değil, ama bütün reçeteler içinde yer alıyor. On reçete varsa bunlardan biri de bu diyebiliriz’’ dedi. Sempozyuma katılan araştırmacı yazar Mehmet Tütüncü de, Evliya Çelebi’nin hayatı ve gezdiği yerler hakkında bilgi verdi. Tütüncü, yedi iklim, 18 padişahlık gezen ve ömrünün 50 yılını seyahatlerde geçiren Evliya Çelebi’nin başından ge-çenleri ve gördüklerini kendine has yalın bir dille kaleme aldığını kaydetti. Türkevi Araştırmalar Merkezi Başka-nı Veyis Güngör ise, Yunus Emre, Dede Efendi, Nasrettin Hoca ve Mevlana’dan sonra Evliya Çelebi’yi anlatan bu kitabı da Hollandacaya çevirmekten büyük bir memnuniyet duyduklarını söyledi. Gün-gör, benzer çalışmalara bundan sonra da devam edecekleri mesajını verdi.

Evliya ÇelebiŞimdi HollandacaHollanda Türkevi Araştırmalar Merkezi, ünlü seyyah Evliya Çelebi’nin tanıtılması amacıyla geniş kapsamlı bir Hollandaca ‘’Evliya Çelebi’’ kitabı hazırladı.

Page 65: Kadın Dergisi Sayı 41

KADIN | 65

MAKALE

Belangrijke personen deel 3:Ebu Hanife’yi(699-767) farklı kılan değerler:

• Kur’an’ın istediği aklın işletilmesi’ni ve aklın ege-menliğini dinin esas amacı olarak öne çıkardı.

• Zulme karşı isyan v eihtilalin dinin talebi olduğunu gösteren eylemli bir aydınlığın öncülüğünü yaptı.

• Arapçı – zorba Emevi ve Abbasi yönetimlerine kar-şı çıktı ve bu yönetimlere karşı kılıç kullanılması için fetva verdi, kılıç kullananları maddeten de destekledi.

• Islam’ın Arap ideolojisine dönüştürülmesine karşı çıktı.

• HER MÜSLÜMANIN KENDI ANA DILIYLE IBA-DET EDEBILECEGINE, BUNUN ICIN DE KURAN’IN TERCUMESIYLE NAMAZ KILINABILECEGINE FET-VA VERDI.

• Uydurma hadisleri reddetti: bunun bir uzantısı ola-rak, hadis siye nakledilen sözlerin Kur’an’a ve akla aykırı olanlarının Peygamberimize isnet edilmesine karşı çıktı.

• Insan rableştirmeye karşı çıkarak Hz. Muhammed dışında eleştirilmez kişi, Kur’an dışında eleştirilmez kitap Kabul etmedi.

• Din ile şeriatın eşitlenmesini Kur’an’a aykırı buldu ve bu eşitlemeye karşı çıktı.

• Batı’dan bin küsür yıl once laikliğin temellerini atıp ilk müjde ışıklarını yakan şu iki fi kri öne çıkardı.

• Ehlibet’I ( Peygamberimizin torunlarını) savunmayı ve sevmeyi bir mezhep meselesi olmaktan çıkarma-nın öncülüğünü yaparak mezhep taassubuna darbe indirdi.

• Hukuk alanında bireyin özgürlüğünü şaşmaz bir ilke olarak öne çıkardı.

• Kadının evlenmede kimsenin velayet ve vesayeti-ne muhtaç olmadığını ilan edip kadın özgürlüğünün yolunu açtı: böylece geleneksel fıkhın temel kabulle-rinden birini yıktı.

• Din hizmetinin rızık aracı yapılmasına karşı çıkarak din ulemasının geçimini dine bağlayan anlayışı yıktı. Kendi geçimini ticaretten kazanarak getirdiği bu an-layışı hayatıyla örneklendirdi.

• Riyakarlığı en büyük yıkım olarak gören anlayışının bir gereği olarak, fi kir ve mücadele hayatında takıy-yeciliğe asla tenezzül etmedi; sözünü hiç esirgeme-den tam ve açık söyledi.

Önemli bilgi ve tavsiyem:• Kuran ( herkesin anladığı bir dilde, yani pa-pağın gibi Arapça harfl erini telaffuz etmek değil=Nisa 118-119) okunmadan kuranın istedi-ği adam olmak mümkün değildir.

Mehm

et Çalışkan(D

ocent geschiedenis / bachelor of arts / m

asterstudent geschiedenis /turkologie universiteit van leiden)

Page 66: Kadın Dergisi Sayı 41

66 | KADIN

MÜZİK

Şarkı söylemek istiyordum. Albüm yapmak istiyordum. Annemin kafasını çok şişirdim. Tesadüf eseri annemin bir arkadaşı o besteciyi tanıyormuş. Beraber gittik, “Ben şarkı söylemek istiyorum.” dedim. O da “Kendine bir bak, dünyanın en güzel sesine de sahip olsan bu halinle televizyona çıksan herkes televizyonu kapatır.” dedi.

Anladım ki acı çekmeden de hayatı sevebiliyormuşum. Önceden acı-ya sığındım, belki onunla besleni-

yordum. Hep öyle zannediyordum ama hiç de öyle değilmiş, şimdi anlıyorum. Hayatımda hiç olmadığım kadar mut-luyum.İşte sevilen sanatcı Zerrin Özer hayatı böyle ifade ediyor.İlgiyle okuyaca-ğınız bir söyleşi oldu.

Söz yazarına gittiğiniz gün, fiziğinizle ilgili yaptığı yorumu hatırlıyor musu-nuz?Evet, hiç unutmadım ki...

Ne demişti?Ben o zamana kadar hayatın ‘lay lay lom’ kısmıyla ilgileniyordum. Sadece bildiğim bir şey vardı; şarkı söylemek istiyordum.

Artık acı olmadan mutlu olabiliyorum

Page 67: Kadın Dergisi Sayı 41

KADIN | 67

MÜZİK

Albüm yapmak istiyordum. Annemin ka-fasını çok şişirdim. Tesadüf eseri anne-min bir arkadaşı o besteciyi tanıyormuş. Beraber gittik, “Ben şarkı söylemek isti-yorum.” dedim. O da “Kendine bir bak, dünyanın en güzel sesine de sahip olsan bu halinle televizyona çıksan herkes tele-vizyonu kapatır.” dedi.

Etkilendiniz mi?Tabiî. Çünkü aşağılanmak ve alay edil-mekten nefret ederim. O büyük bir fobi olarak kaldı bende...

Sonra ne yaptınız?İnat ettim. O zamana kadar hiç diyet yap-mamıştım. Annem önümden yiyecek ka-çırıyordu. Dolaplara saklıyordu. Sonra sırf bu nedenden dolayı diyete başladım. Yir-mi kilo verdim. Belki o laf bana söylenme-miş olsaydı, kilo vermeyecektim. İtici güç olmuş oldu. Üstelik kilo verdikten hemen sonra resmimi muhtereme yollamıştım.

Yolunuz sonra hiç kesişti mi?Ben ‘Gönül’ şarkısıyla çıkınca ve insanlar beni tanıyınca o besteci de gelmek iste-di. Ben de hemen randevu verdim. Geldi ve ben onu bekletip görüşmeden çıkıp gitmiştim. Kendi kendime çocukça inti-kam almış oldum.

O günden bugüne bakarsak; büyük bir iş yaptığınızı düşünüyor musunuz?Evet, tabiî ki. Kendimi hayata karşı çok başarılı buluyorum. Bu meslekte hiç bir kimsem olmadan tek başıma otuz yıldır bir yerde varsam bu başarıyı kendime borçluyum.

Fiziksel görünümünüz insanlar tara-fından hep konu edildi. Kilolarla baş edebilmek göründüğü kadar basit mi?Beni herkes kilolarımla barışık zannetti ama içten içe aslında hiç barışık değil-dim. “Kilolarımla barışığım.” diyen insan yalan söyler. Bu yalanın söylemesindeki sebep de diyet yapmamasıdır.

Ama hiç dert ediyormuş gibi de gö-rünmüyordunuz...Ben de herkesi bir dönem “Kendim-le barışığım.” diye kandırdım. Hiç de alâkası yoktu. Kendi kendime ağladığım zamanlar çok oldu. İçimden hep “Bunu

nasıl yapamazsın? Yapmak zorundasın.” diyordum. Olayları, duyguları çok abartılı ve yoğun yaşadığım için işin formülünü bir türlü bulamıyordum. Bazı insanlar morali bozuk olduğu zamanlar yemezler. Ama ben aksine moralim bozuk olduğunda yemeğe saldırıyorum. “Ne yersem kilo alıyorum.” diyene de inanmıyorum. Bun-lar benim de zaman zaman başvurduğum yalanlardandı.

Bu sizi şekilci biri yaptı mı?Hayır. Her şey şeffaf olsun. Dürüstlük herşeyden önemli benim hayatımda. İn-san olarak baktığım için görüntüyü önem-semiyorum. Erkekte değil, ama kadında fiziği çok önemsiyorum. Güzel bir kadın görsem hemen bakarım.

Hiç kendinizi farklı bir insan bedenin-de hayal ettiniz mi?Bazen diyorum ki: Birisi benden trilyonluk para istesin ve bana “Seni yetmiş kiloya indireceğim.” sözü versin, havalara uça-rım. Böyle saçma şeyler düşünüyordum.

Çektiğiniz acılar sizi sert biri yaptı mı?Hayata karşı katı değilim. Eğer benim doğru yerlerde ‘hayır’ ve ‘evet’lerim ol-saydı herşey daha farklı olurdu. Çok sert görünürüm aslında ama çok yumuşak bi-riyim. Hiçbir zaman katı kuralcı olmadım. Sezgilerimin eseri olmam. Yine bir açık

kapı bırakırım.

Şu hayatta savaşmakta en çok zorlan-dığınız şey nedir?Kilo. Çünkü yirmi yaşımda kilo vermek çok kolaydı. Ama belli bir yaştan sonra çok zor veriliyor. Hayatta hiç birşey zor değil. İnsan yeter ki istesin, yarı yarıya ba-şarmış demektir zaten. Bir tek ölümsüzlü-ğe çare yok. Yaşadığım hayat bana bunu gösterdi. Hayatta hiç birşey imkânsız de-ğil, herşey olabilir. “Şansını kendin yara-tırsın.” diyen insanlar, genelde şanslarını kaybeden insanlar oluyor. Kendimi de bunun içine dahil ediyorum...

Ne gibi...Çok “ah, vah” demem, ama akıllı olmak çok başka bir şey. Bu kadar duygusal olmak istemezdim. Duygunun avantajları da var tabiî. Herşeyi çok yoğun yaşıyorsu-nuz o zaman. Anlayan biriyle de uyumlu olduğunuzda çok güzel oluyor. Hiç aklım olmasaydı da var olamazdım heralde. Yine biraz varmış. (gülüşmeler)

Yaptığınız en iyi şey?Şarkı söylemek. Tülin ablam bana kızdı-ğında “Şarkı söylemekten başka bir işe yaramazsın.” derdi. (gülüşmeler)

Yaptığınız en kötü şey?Doğurmamak. Evliyken istedim ama an-

Page 68: Kadın Dergisi Sayı 41

68 | KADIN

MÜZİK

nem ve ablam istemedi. Aldırmak zorun-da kaldım.

Kızgın mısınız onlara?Hayatta herkesi affettim ben. Hiç kimsey-le hiçbir hesabım yok.

Yeni bir imajınız var. Ne kadar yenilen-diniz?Hayatımda hiç plan yapmadım. Öyle yap-mak istedim ve öyle oldu. “Yeniden doğ-dum.” demiyorum. İmaja gerek yok, çün-kü imaj zaten benim. Yıllardır var böyle bir isim. İmaj için değişmek saç boyamak kü-çük şeyler gibi geliyor. Ben sadece farklı olmak istedim. Denemek istedim ve oldu.

Peki kendinizi resetlediniz mi?Kesinlikle. Ben şu zamana kadar hep

başkaları için yaşadım. Şimdi kendim için yaşıyorum. Yapmak istediğim herşeyi ya-pıyorum, bundan daha güzel bir şey yok.

Başkası için yaşamak nasıl bir şey?Benim adıma kararların alınması. Uzun bir süre yalnız kaldım ve çok derin yalnızlıklar hissettim. Şimdi gerçekten bunların hiç-birini hissetmiyorum. Hayatta ruh ikizine inanmazdım. Ama varmış. Burçin ile bunu yaşıyoruz. O benim ruh ikizim.

Zor bir karakter olduğunuzu söyle-miştiniz...Evet ben çok üzerim. Bunu isimlendire-bilmek de çok zor bir şey. Bazen “Kolay olmak ister miydim?” diye kendime soru-yorum. Yine de istemezdim. Mazoist dü-şüncelere sahip bir karakterim var.

Acı hazzınız yüksek...Çok hem de. Acıyı seviyorum. Ama şimdi hayatımda hiç acı birşey yok. Hayatı çok seviyorum. Anladım ki acı çekmeden de hayatı sevebiliyormuşum. Bu çok önem-li. Önceden acıya sığındım, belki onunla besleniyordum. Hep öyle zannediyor-dum ama hiç de öyle değilmiş, şimdi an-lıyorum. Hayatımda hiç olmadığım kadar mutluyum.

ŞÖHRETLİ BİRİ GİBİ YAŞAMADIMDünyada ses getirebilirdiniz neden olmadı?Doğru dünyadan sesleniyor olabilirdim. Çok önemli insanlar Amerika’da kalmam için ısrar etti. Ankara’dan İstanbul’a gel-diğimizde, ben İrlanda’ya festivale gittim. Dünyanın en büyük orkestrasının şefi bana “Gitme.” dedi. Ama annem isteme-diği için gidemedim.

Pişman mısınız?Hayır. Annem istemezse hayatta gide-mezdim. Çünkü ona hürmet ediyordum. Kavga ederdim annemle ama hemen özür dilerdim. Bazı şeylerin reddi söz konusu bile olamazdı. Annem alzeimer olduktan sonra öldü. Üç buçuk sene baktım. Gözümün önünde adeta eriyip gitti ve hiçbir şey yapamadım. Çok büyük imtihanlar yaşadım...

Nasıl başa çıktınız?Allah’ıma olan inancım sayesinde... Hata yaptığımda da ondan af diliyorum, ba-şıma iyi birşey geldiğinde ise şükredi-yorum. Çok fazla dua bilmiyorum. Ama Allah’a karşı muhabbetim çoktur. Sabah ezanında ne dua ettiysem Allah kabul etti. Bir gün arkadaşlarımla camiye git-tim. Kendimi kaptırmışım dua ediyorum. Yanımda da bir teyze vardı, dedi ki; “Seni seyrediyorum deminden beri hayatımda senin kadar içten dua edeni görmedim. Seninki muhakkak kabul olur.” dedi. Ho-şuma mı gitsin, utanıyım mı yoksa sevini-yim mi şaşırdım.

Karakterinizi kime yakın bulursunuz?Aysel Gürel bana “En büyük takipçim sensin.” derdi. Ahhh nerde? O bambaş-ka biriydi. “Ben elli yaşıma kadar normal giyindim, sonra uçtum.” diyordu. Dünya-daki en merhametli insanlardan biriydi.

Page 69: Kadın Dergisi Sayı 41

KADIN | 69

MÜZİK

Yaşadığınız gel-gitlerde hiç hayatınıza son vermeyi düşündünüz mü?Hayır. Ben o kadar kuvvetli değilim. Onu yapabilmek çok büyük güç gerekiyor. Bi-lirim ki günahtır. “Keşke ölsem.” diye de-rin derin hissetiğim zamanlar oldu. Ama onu eyleme dönüştürmek gibi bir düşün-cem hiç olmadı.

Hayatınızdaki iyi, kötü, çirkin...Kötü: Yalan hiç sevmem. Çok kötü bir-şey. Aldatmak kötü bir şey. Hayatımda büyük yaralar aldığım insanlara bile bed-dua etmedim.İyi: Ben. Çirkin: O bakış açısıyla ilgili. Ben artık çevremde hiç çirkin bir şey görmüyorum.

Kendinizle barıştınız mı?Fiziğim dışındaki her konuda kendimle barışığım.

Şöhretin verdiği bir ayrıksı yaşam içinde oldunuz mu hiç?Hiç olmadı. Otobüse de binerim minibü-se de... Çünkü benim savunduğum hayat görüşüne ters gelir. Hep insanlarla temas içindeyim. Sokakta kadınlar benden ma-kas alıyorlar. Bu benim için çok kıymetli. Sevgiyi zorla satın alamazsınız. Yıllardır insanlar beni ailesinden biri gibi gördü.

Sebep?Her yerde aynıyım çünkü. Sahnede fark-lı, evde farklı, gazetecilere karşı farklı değilim. Ben kot pantalonla sahneye çıkardım. Televizyona çıktığımda saçımı boyatamadığımı bile söylerim. Ben bu sahiciliği seviyorum. Çünkü bunlar artık kalmadı. Herkes bilmeden bir yerlere ko-şuyor ama nereye?

Hayat insana neyi öğretiyor?Hayattan aldığın darbelerle ve yaşadığın olumsuzluklarla hayat insana olduğu ye-rin seyran olduğunu öğretiyor. Huzurluy-san ve yanında anlaştığın bir insan varsa inanın dünyevi şeyler hiç önemli değil.

Hayran olduğunuz kadın?Brigitte Bardot

Bu kadar uzun yıllar neden sarışın ol-mayı tercih ettiniz?Sarı mahzun bir hayatın rengi sanki. Bunu

kumral olduktan sonra daha rahat anla-dım. Eskiden olsa bir kadının saçının sarı olması gerektiğini düşünürdüm ama şim-di bana kumrallık çok daha doğal geliyor.

Sarı renk çekici olduğu için mi?Hayır. Kafamdaki kadın sarışın, benim. O sebeple yılladır saçımı sarı yaptım.

Ev önemli mi?Çok önemli. Rahat etmekle ilgisi yok. Evler insanların karakterlerini yansıtıyor.

Ve ipucu gibi görüyorum. Evimi pamuk prensesin evi gibi diyorlar. Çiçekleri çok seviyorum.

Gözlükler...Çok var. Ben yuvarlak modele çok düş-künüm. Nerede bulsam alıyorum. Ben bir gözlük firmasıyla anlaşacaktım. İşle-rimden dolayı ilgilenemedim. Taktığım gözlüklerin her çeşidinden tasarlanacak ve imzam üzerine atılacak.

Page 70: Kadın Dergisi Sayı 41

70 | KADIN

MÜZİK

Türkiye, Eurovision’a

Page 71: Kadın Dergisi Sayı 41

KADIN | 71

MÜZİK

Medyatava’nın haberine göre, daha önce Eurovision için Kıraç, Atiye, Sıla ve Hande

Yener’in adı geçmişti. TRT yönetimi ters köşe yaparak, Eurovision için son dö-nemde özellikle klipleriyle adından söz ettiren Can Bonomo’yu seçti.

CAN BONOMO KİMDİR?İzmirli Can Bonomo, müziğe 8 yaşında gitar çalarak başladı. Ortaokul ve lise boyunca sürdürdüğü müzik çalışma-larına İstanbul’da devam etti. 17 yaşın-da İstanbul semalarına açılmaya karar veren Bonomo, müzik dünyasına ses prodüksiyonculuğu yaparak atıldı. Bil-gi Üniversitesi’nde Sinema-Televizyon Bölümü’nde okudu. Üniversite yıllarında Radyo Klas, Number One FM ve Radio N101’de radyoculuk yaptı. Daha sonra, televizyona geçerek Number One TV ve MTV’de televizyon programları hazırladı. Televizyonculuk kariyeri süresince çeşit-li reklamlarda rol aldı.

Müzisyenlik kariyeri, Irwin Welsh’in Por-no adlı kitabının ilk yaprağına sardığı demosunu Can Saban’a gönderdiğinde yeni bir boyut kazandı. Lise ve üniver-site yıllarında amatör müzik gruplarıyla İzmir ve İstanbul’da birçok konser veren Bonomo, sonunda “Hazırım” diyerek ilk albümü için kolları sıvadı. Yaklaşık iki yıllık hummalı bir hazırlıktan sonra da Ocak 2011’de Can Saban’ın yapımcılığı ile ilk albümü “Meczup”u yayınladı.Can Bonomo ve ilk göz ağrısı “Meczup”, 24 Ocak’ta Babylon’da düzenlenen bir ge-ceyle dinleyicileriyle buluştu.

CAN BOMONO – MECZUP

Kimlerle, neler yapıyor?“Meczup”un biri hariç tüm parçalarının söz ve bestesi Can Bonomo imzasını taşıyor.Düzenlemeler ise aynı zamanda albümünprodüktörlüğünü ve müzik di-rektörlüğünü üstlenen Can Saban’a ait.

Parçaların miksing ve mastering’i Ali Rıza Şahenk tarafından yapıldı.TheFatLab’de kaydedilen “Meczup”, We Play - TheFat-Lab etiketiyle yayınlandı. Albüm kapa-ğındaki albümün art work’leri bizzat Can Bonomo’ya ait, kapak fotoğrafını ise Di-lan Bozyel çekti.

Albümün çıkışparçası “Şaşkın”ın klibinin yönetmeni ise Can Eskinazi.

Haziran ayı başında yayınlanan 2. klibi Bana Bir Saz Verin’in yönetmen koltu-ğunda ise Can Saban vardı.

Aslında sık sık arkadaşlarıyla yaptığı do-ğaçlama müzik ve sohbetlere, takipçile-rini de dahil ederek, kendine özgü onli-ne performanslar yapıyor.

Müzikal yolculuğu boyunca The Shins, Wax Poetic, The Kinks, The Libertines ve The Beatles’dan etkilenen ve esin-lenen Bonomo, Alaturka nağmelerden indie melodilere gezinen müziğini ‘İstan-bul Müziği’ olarak tanımlıyor.

Sanatın hemen her dalına ilgi duyan Can Bonomo, müziğin yanı sıra illüstrasyon yapmaya ve fotoğraf çekmeye bayılıyor!

sürpriz isimle katılıyor

Page 72: Kadın Dergisi Sayı 41

72 | KADIN

Günde 15 -18 saat ayakta olan birinin benim gözlemlerime göre günde 15 kez (neredeyse saatte 1 kez hatta çoğunlukla daha da yoğun bir şekilde) yemek yemeyi ya da yememeyi düşündüğünü söyleye-bilirim. Yemek yemeyi düşündüğünüz an-larda iç sesinizi takip etmeye başlayın ve bunun için kendinize 3 hafta verin.

Dikkat etmeniz gerekenler:En çok bu iç sesin tonu, vurgulaması,Sen ya da ben hangi özne ile size hitap ettiği, Olumlu mu olumsuz mu?Uzaklaşmacı mı, yaklaşmacı mı?Eleştirici mi alaycı mı?Kibar mı, motive edici mi, cesaret verici mi? Bunları iyice takip edin ve dinleyin iç sesinizi…Böylece yemek yemek veya diyet yap-makla ilgili bu ses, acaba farkında olma-dan sizi nasıl etkiliyor. Bunca zamandır iç sesiniz size nasıl davranmış? Sizi ba-

zen uykuda bile rahat bırakmayıp, 24 saat konuşan bu ses nasıl?

İkinci adım: Yemek yemeye başlamadan önce, ye-meğe şöyle bir dikkatlice bakın. Siz en çok çeken yönü ne?Kokusu mu, görüntüsü mü?Tadımı, bildik oluşu mu, hepsi mi?Farklı tatlar mı denemeyi seversiniz?Anneniz/eşiniz mi yemeklerinizi pişirir?Sadece kendi yemeklerinizi mi tercih edersiniz?Hangi lokantalara, tatlılara dayanamaz-sınız?İş, arkadaş, akraba ziyaretlerinde onları kırmamak için, ısrarlara dayanamadığı-nız için, yemek yediğiniz olur mu? Ne kadar sıklıkta?Öğün arası atıştırdığınız, kuru yemişler, çikolatalar, yağlı birçok besin takip edi-yor musunuz?

Akşam yemeği sonrası televizyonun kar-şısında, farkında olmadan, artık otoma-tikleşen atıştırmalar, tıkınmalar var mı?Bunları gram gram, not alsaydınız nasıl olurdu?Hiç denediniz mi? Eminim düşündünüz, bu konuda konuştunuz… Hatta bir sürü diyet denemeleriniz de oldu. Ama tek tek, her yediğinizin gramlarını 3 hafta boyunca not alırsanız, farklı bir durum-la karşı karşıya kalırsınız. Beyniniz, artık otomatikleşen, yemek yeme davranış kalıbınızın dışında, farklı bir davranış ka-lıbı uygularsa, en azından 1 hafta ile 3 hafta arasında vücuduna neler girdiğini, saniye saniye takip ederse, farklı bir ba-kış açısı kazanabilir. Yakamayacağımız kadar kalorileri vücuda yüklemek, sade-ce sağlığımızı bozmakla kalmaz, estetik açıdan ve psikolojik açıdan da bizleri et-kiler, yaşam kalitemizi bozar. Bir deyim vardır; “Bizler yediklerimizden ibaretiz

Kilo verme psikolojisiBESLENME

Zayıflamanın etkili olması için önemli adımlardan biri de psikolojinin

farkındalığıdır. İşte adım adım kilo psikolojisi… İlk adım; günde kaç

saatinizi yemek yemeyi ya da rejim yapmayı, rejimi bırakmayı, rejimi

bozmayı düşünerek geçiriyorsunuz gözleyin ve kaydedin…

Page 73: Kadın Dergisi Sayı 41

KADIN | 73

‘’derler. Ayrıca beynimiz ne yediğimizi unutsa bile, vücudumuz hepsini hatırlar.

Üçüncü adım;Daha çok üzülünce mi, sinirlenince mi, yoksa duygu durumunuz ne olursa ol-sun, mütemadiyen mi yemek yemek is-tiyorsunuz?Bunu değiştirmek için, beyninizle ve vücudunuzla, bir takım olumlamalarla konuşmaya başlamak nasıl olurdu? Ken-dinize sorular sorun.Yemek yemeden önce, yemek yerken, doyduktan sonra, yemek yemek hissiniz sürekli mi?Nereniz sizi yemeğe teşvik ediyor?Sürekli karnınız mı kazınıyor? Mideniz mi aç?Beyninizde sürekli ‘’ye ya da yeme, ye-memelisin, diyet yapmalısın, spor yap-madın yine’’ gibi konuşmalar mı geçiyor?Bütün bunları daha yakından gözlemle-diğinizde, dinlediğinizde, takip ettiğiniz-de gerçekten değiştirmek mi istediğinizi yoksa değiştirmek istiyor’muş’ gibi mi yaptığınızı fark edeceksiniz. Evet, maa-lesef genelde kabullenmesi zor olsa da, kendisi için yemek yemekten başka bir şeyler yapmayan kişilerle karşılaşıyoruz.Şimdi bir kez daha düşünün. Sizin iç dünyanızda “yemek yemek” tanımı ne-dir? Yeryüzünde milyarlarca insanın, kendine özgü özel bir tanımlaması ola-caktır. Sizinki hangisi? Nasıl anlamlar yüklemişsiniz yemek yemeye? İçinizde hangi duygular beliriyor bu konudan bahsederken? Kendinize sorar mısı-nız acaba yemek yemekle ilgili olan bu duygularınızı değiştirme imkanlarınız ol-saydı, hangi duygularla değiştirirdiniz? Ya da size benzer duyguları yaşatan, hangi davranış kalıplarını, hangi hobileri yemek yemek kadar isterdiniz? Bunları daha önce hiç düşündünüz mü? Ya da düşündünüz ama uygulamak için hare-kete geçtiniz mi? Harekete geçmek için önce fark etmek önemlidir. Sonra da, kendimizi olumlamalarla motive ederek, beynimizi, bedenimizi hazırlamak işe ya-rayacaktır.

Dördüncü ve son adımda, her gün kendinizle randevulaşın.En az günde 45 dakika ya da 1 saat telefonların fişini çekerek, bedeninizi ve beyninizi yatağınıza uzanarak, en ra-

hat pozisyonda dinleyin. Spor yapmak, kitap okumak, uyumak vs. buna dahil değil. Çünkü tamamen beynimizi, bede-nimizi takip edelim.Eğer mümkünse 30dakika uzanarak, diğer 30 dakika ayna karşısında bede-ninizi izleyerek ve kafanızdan geçen dü-şüncelerinizi, duygularınızı, bedeninizi inceleyen sizi takip edin. İsterseniz ayna karşısında mayolu egzersizde yapabilir-siniz. Daha da etkili olacaktır. Düşünce-lerinizi not aldığınızda, okuduklarınız sizi şaşırtacaktır.Diyelim ki, o anda aklınıza yaz kıyafet-leriz, bikiniler geldi ve sinirlendiniz… Çocuklar, taksitler, aileniz, işler, patro-nunuz gibi sorunlarınız geldi. Hemen onlara başka bir saate randevu vererek, o zaman dilimini sadece kendinizle ge-çirin. Bunu 3 hafta uygulayın. Acaba günde sadece 1 saat bile kendinizi in-celmiş olarak düşünüyor musunuz? Ha-yal ediyor musunuz? Görselleştirebiliyor

musunuz? Düşünüyorsanız olumlu dü-şünceler mi, yoksa olumsuzlar mı? Bun-ları takip edin. Her seferinde olumsuz cümleleri en olumlu haliyle, hayal edip not alın. Diğer saatlerde artık, olumlu ka-yıtları tekrar edin.Örneğin, “Evet artık öğün aralarında sürekli atıştırmamam lazım” cümlesi yerine, aynı anlama gelen olumlu bir cümleyi yerleştirin. “Bugünden itibaren, her zaman atıştırmak yerine, sağlıklı ara öğün yemeye hazırım” ya da “Bir şeyler atıştırmak istiyorum ve bunun için meyve veya yoğurt tercih ediyorum” iyi fikir ola-bilir. “Bunları denemeyi seçiyorum. Ben incelmeyi seçiyorum ve sağlıklı beslen-meye hazırım” gibi cümleler bulmaya ça-lışın. Beyninizi yeni olumlu alternatiflere hazırlamaya başlayın.Zorunluluk cümleleri –meli, -malı, -me-meli, -mamalı yerine; olumlu şimdiki yada geniş zaman cümleleri kullanarak, harekete geçin.

BESLENME

Page 74: Kadın Dergisi Sayı 41

74 | KADIN

BESLENME

Yiyecekler hakkında doğru bilienen yanlışlar

Acı biber bağımlılık yapıyor Şeker boğaz ağrısına, elma uçuğa iyi gelir, yaşlandıkça kilo alındığı inanışı da gerçektir. İşte yiyeceklerle ilgili doğru ve yanlışlar listesi... Yiyeceklerin etkileri ile ilgili olarak bilinen doğru ve yanlışları haberleştiren İngiliz The Times gazetesi, acı biberin gerçekten bağımlılık yaptığını, yaşlandıkça kilo alındığı inanışının ise ger-çeği yansıtmadığını yazdı.

Şeker boğaz ağrısına iyi gelir: Doğru Şeker, bal ve pekmez, boğazdaki tahriş olmuş mukus zarının üzerini kaplar ve ağ-rıyı hafifletir. Hardal, yabanturpu ve güçlü soğanlar da mukusu sökerek boğaz ağrı-sını rahatlatır.

Bakırlı yiyecekler saçların ağarmasını önler: Yanlış Bakır eksikliği saçların ağarmasını hız-landırsa da, bu minerali içeren yengeç, istiridye, ayçekirdeği, fıstık ve badem gibi

yiyeceklerin yenmesiyle saç ağarması önlenemez. Saçlardaki pigment eksikliği renk kaybına yol açar.

Acı biber bağımlılık yapar: Doğru Acı biber yendiğinde hissedilen acı, vü-cudun “doğal ağrı kesici” olarak bilinen endorfin hormonunu salgılamasına yol açar. Endorfin, aynı zamanda haz hissi de verdiği için insanlar bir süre sonra bu hazzı yeniden hissetmek için daha acı bi-berler yemeye başlar.

Pişirmek mineralleri yok eder: Yanlış Demir, çinko, iyot, selenyum gibi çoğu mineral, besinlerin pişirilmesiyle kaybol-maz. Yalnızca potasyum pişirme sıvısına karışır ve bu sıvı kullanılmazsa mineral yok olur.

Çekirge, ıstakozdan daha besleyici: Doğru İki çekirgede 28 gram protein (erkeklerin

günlük ihtiyacının yarısı, kadınlarınkinin yüzde 75’i) ve 6 mg demir (günlük ihtiya-cın yarısı) bulunur. Bütün bir ıstakoz ise 22 gram protein, 0.8 mg demir içerir.

Pizza abur cubur grubuna girer: Yanlış Yarım margarita pizza ve balzamik sirkeli bir salata yiyerek yalnızca 360 kalori ve 12 gram yağ tüketmiş olursunuz. Ayrıca, bir porsiyon sebze yemiş olursunuz.

Kadınlar yağlı ve tatlı yiyecekleri sever: Doğru Birçok araştırma, kadınların bisküvi, kek gibi yağlı ve şekerli yiyecekleri, erkekle-rinse cips gibi yağlı ve tuzlu yiyecekleri tercih ettiğini gösteriyor.

Yaşlandıkça kilo almak kaçınılmazdır: Yanlış Yaşlandıkça kas kütlemiz azalsa ve ka-lori yakma hızımız düşse de, düzenli egzersiz yaparak bu durumun önüne geçebiliriz. Üstelik spor salonuna gitme-den evde basit hareketlerle kilo almayı önleyebilirsiniz.

Elma uçuğu iyileştirir: Doğru Bir elmada 150 “süper besleyici” madde-nin yanı sıra vitaminler, mineraller ile tan-siyon ve kolesterolü düşüren pektin mad-desi bulunur. Elmanın içindeki kuersetin maddesi, uçuğa yol açan virüsleri öldü-rür. Kuersetin maddesi kabuğun hemen altında bulunduğu için elmayı kabuğuyla yemek en iyisidir.

Jelatin tırnakları daha güçlü hale getirir: Yanlış Tırnaklar her uzayarak 5-7 ayda bir ta-mamen yenilenir ancak jelatinli besinler bu süreci hızlandırmaz. Tırnak ve saçlar, muhtemelen kan dolaşımı daha iyi olduğu için yazın kıştan daha hızlı uzar.

Nuray Bossink Tuna

Page 75: Kadın Dergisi Sayı 41

KADIN | 75

HAZIRLANIŞI: Ipanakları ince ince kıyıp,üzerine tız serpiştirdikten sonra iyice ovalayın.Fazla suyunu elinizle sıkarak çıkardıktan sonra,sıvıyağda pembeleştirdiğiniz soğanlara ilave edi

Hatice TurgutSOFRA

KADIN | 75

KULLANILACAK MALZEMELER:4 mezgit balığı4 çorba kasığı ufalanmışbayat kepekli ekmek ici 4 çorba kasığı zeytinyağiYarım limon suyu1 çay kasığı kekik4 diş sarmısak1 çay kasığı kuru mercanköşk4 çorba kasığı kıyılmısMaydonoz, tuz, karabiberSüsleme için: Birkaç limon dilimi

HAZIRLANIŞI:Zeytıinyağı ile limon suyunu derin bir kapta karıştırın. Balıkları temizleyip yıkayınve zeytinyağlı karışıma ilave edip 1 saat marine edin. Sarımsakları ezip 2 kaşık maydonoz, mercanköşk, tuz, karabşber ve kekikle kerıştırın. Ufalanmış ekmek içini ilave edıp harmanlayın. Fırını 180 dereceye ayarlayıp ısıtın. Fırın klıbını yağlı kağıtla döşeyip süzülmüş balıkları yerleştırın. Üzerlerıne ekmekli karışımı serpin. Sıcak fırında yaklaşık 30 dakika pişirin. Pişme sırasında sık sık kontrol edin. Eğer balıkların üzeri fazla kızarmaya başlamışsa yeğlı kağıtla kapatın. Servıs tabagına alıp limon dilimleri ve kalan maydonozla süsleyin.Sıcak olarak servis yapin.

FIRINDA MEZGİT

KULLANILACAK MALZEMELER:2 adet yufkaHarcı için;100 gram ıspanak1 adet kuru soğan1 çay kaşığı pul biber1 çay kaşığı karabiber2 çay kaşığı tuz6 dilim pastırma 6 dilim kaşar peyniri2 yemek kaşığı sıvıyağ

HAZIRLANIŞI:Ipanakları ince ince kıyıp,üzerine tız serpiştirdikten sonra iyice ovalayın.Fazla suyunu elinizle sıkarak çıkardıktan sonra,sıvıyağda pembeleştirdiğiniz soğanlara ilave edin.Tuz,karabiber ve kırmızı pul biberi de ekleyip,4-5 dakika kadar kavurun.Cam kabın içerisinde yoğurt,sıvıyağ ve yumurtaları çırparak börek sosunu hazırlayın.Yufkanın bir tanesini tezgaha serin.Üzerine hazırladığınız sostan bolca sürün.Yufkanın dört tarafını,dikdörtgen olacak şekilde içe doğru katlayın.Dikdörtgen hale getirdiğiniz yufkanın uzun kenarına önce kaşar peynirlerini,sonra da ıspanaklı harcın yarısını yerleştirin.Son olarak 6 dilim pastırmayı koyup,kalın rulo halinde sarın.Diğer yufkayıda aynı işlemi uyguladıktan sonra,ruloları yağlanmış fırın tepsisine yerleştirin.Kalan sosu üzerine sürüp,180 derecelik fırında 20-25 dakika pişirin.

ISPANAKLI PASTIRMALI BÖREK

HAZIRLANIŞI: Ipanakları ince ince kıyıp,üzerine tız serpiştirdikten sonra iyice ovalayın.Fazla suyunu elinizle sıkarak çıkardıktan sonra,sıvıyağda pembeleştirdiğiniz soğanlara ilave edi

MALZEMELER:Hamur icin:2 kahve fi ncanı un1 kahve fi ncanı pudra sekeri1 çorba kasıgı margarin1 çorba kasıgı tereyagi1 adet yumurta1 çay kasıgı kabarat tozu1 kahve fi ncanı cekilmis fındık

Iç malzeme:2 kahve fi ncanı krem peynir (veya labne)1 kahve fi ncanı yoğurt1 kahve fi ncanı krem şanti1 çorba kasığı şeker1 yumurta akı1 çorba kasığı portakal rendesi1 çorba kasığı limon rendesi1 yaprak jelatin1 çay kasığı vanilya2 kahve fi ncanı dondurulmuş vişne6-7 çilekSuslemek için nane yaprakları

HAZIRLANIŞI:Un ve pudra şekerını karıştırıp ortasını havuz gibi açın. 1 çorba kasığı margarin, 1 çorba kaşığı tereyağı, 1 yu-murta, 1 çay kaşığı kabartma tozu ve 1 kahve fıncanı çekilmiş fındık ılave edıp karıştırarak cheescake ham-urunu yoğurun. Hazırladığınız cheescake hamurunu kek kalıbına yayıp önceden ısıtılmış 170 derecede ayarlı fırında yaklaşık 20 dakika pişirin. Piştikten sonra fırından alıp soğumaya bırakın. 1 kahve fi ncani yoğurt ile 2 kahve fi ncani krem peyniri kariştirin. Ayrı bir kasede 1 adet yumurta akı ile 1 çay kaşığı tozşekeri kar halşne gelinceye kadar cırpın. Yumurtalı şeker karışımını krem peynirli yoğurt karıştırın. Kalan tozşekerle birlikte krem santiyi de azar azar ekleyip karıştıtı. Jelatin yaprağini bir tencerede eritin. Vişne, portakal kabuğu rendesi, limon kabuğu rendesi ve jelatini hazırlamış olduğunuz karışıma ekleyin. Hazırladığınız iç malzemenın dörtte ücünü önceden pişirdiğiniz tratın içine doldurun. Kalanıyla kenarlarını kaplayın. Bir spatula veya bıçak yardımıyla düzeltip buzdolabında soğmaya bırakın. Cheescake’i servis tabağına alın. Yıkanmış nane yaprakları ve ortadan ikiye kesılmış çileklerle süsleyip dşlimleyerek servis yapın.

Afi yet olsun

CHEESCAKEAfi yet olsun

ISPANAKLI PASTIRMALI BÖREKISPANAKLI PASTIRMALI BÖREKAfi yet olsun

Börek harcı için;2 adet yumurta1 su bardağı yoğut1 kahve fi ncanı sıvıyağ

Page 76: Kadın Dergisi Sayı 41

RÜYA TABİRLERİ

Hazırlayan: Hatice Turgut

RÜYARÜYA TABİRLERİARKADAŞ

Ticarette başarı ve iyi şansa yorulur. Arkadaşı-nızın mutlu olduğunu gördüyseniz, bu sizinde

mutlu olacağınız anlamına gelir. Arkadaşla kavga:birisine anlattığınız sırrınızın herkesin ağzı-na düşeceğine işarettir. Arkadaşınızı hasta veya

üzgün gördüyseniz, ondan kötü bir haber alacak-sınız demektir.

AŞK Rüyada sevgilisi ile başka birisini görmek, kadın

için, tehlikeli bir rakibi olduğuna erkek içinse sevgilisinin kendisine çok sadık olduğuna, işaret-tir. Aşık olduğunu görmek çok mutlu olacağınız

anlamına gelir. Bu rüya, çevrenizdeki insanlardan memnun olduğunuza, sıkıntıdan uzak olduğunuza

işarettir.

AYRILIK Rüyada sevdiğiniz birinden ayrıldığınızı görür-seniz, yeni bazı zorluklarla karşı karşıya olma-nızın habercisidir. Düşman olduğunuz birinden ayrılmak, ise hayatınızın düzene gireceği anla-

mındadır.

BIÇAKKavganın ve ayrılığın işaretidir. Bu rüya, iş haya-tınızda zarar edeceğinizin habercisidir. Rüyada elinde bıçak tutmak, güç ve zenginliğin sürekli olacağına, bıçakla bir şey kesmek, eline para

geçeceğine işarettir. Bıçak kaybetmek veya sak-lamak olası tehlikelerden kurtulacağınıza işaret-tir. Bıçağı kırmak işlerin yolunda gitmesi, bıçak

taşımak insanlardan zarar görmemek için dikkatli olmanız gerektiğine, ölümle burunu buruna gele-

bileceğinize işarettir.

BORÇKendinizi borçlu ya da alacaklı olarak görmek

dostlarla ilişkilerin iyileşmesine ya da kötüleşmesine işarettir. Borcunuzu ödediğinizi görmek ayrılıkların sona ereceğine yorulur. Fakir birisinin dertlerine çare bulmaya ve zor durumdaki insanlara yardım

edeceğinize işarettir. Borç vermek maddi imkanların dar olduğu sırada bir aşk yaşamak anlamına gelir.

BOŞANMABoşandığınızı görmek, evliliğinizde bazı sıkıntılar olduğu anlamına gelir. Bekarsanız sevgilinizden

ayrılacağınız demektir.

ÇÖLÇok hayırlıdır. Rüyada çöl görmek her sorunun çözü-

leceğine, mutluluk ve gelişmeye işaret eder.

ÇUKURİş yaşamınızda temkinli olmanız gerektiği anlamına gelir. Hayatın sonunun geldiğine, yaşamınıza çeki

düzen vermeniz gerektiğine işarettir.

ÇUVALDolu çuval ise bereketi gösterir. Kaybettiğinizi sandı-ğınız değerli bir eşyayı bulacak ve mutlu olacaksınız.Çuvalı boş görmek hanede bereket olmadığını ve bir

uğursuzluk bulunduğunu belirtir.

Not: Rüya tabirleri tamamen güvenilir kaynak eserlerden araştırılarak hazırlanmıştır.

76 | KADIN

Page 77: Kadın Dergisi Sayı 41

KADIN | 77

BULMACA

2 5

4 1 7 8 6 2 5

7 1

8 1

3 9 4 5

2 6

5 8

9 6 1 7 5 8 3

5 4

5 8 2

2 9 4 6

9 2 7 6 3 5

1 2 4 7 8

4 5 9 1 2

9 8 1 5 6

2 1 3 9 7 8

6 9 8 7

8 4 2

9 5 7

7 6 3 4 1

1 4 2

7 5

5 6

3 8

8 6 4

3 1 2 9 8

6 3 5

8 6 7

5 1 4 8

1 9 8 3

7 4 8

1 4 5 3

4 5 2

1 9 5 2

6 8 9 7

7 5 8KO

LAY

ZO

R

OR

TAÇ

OK

ZO

R

KARE BULMACA

Page 78: Kadın Dergisi Sayı 41
Page 79: Kadın Dergisi Sayı 41

KADIN | 79

BULMACA

Page 80: Kadın Dergisi Sayı 41

80 | KADIN

Platform ve Kadın dergilerinden

2012 yılına özel reklam

kampanyası

Yıllardır profesyonel, tarafsız, objektif ve hiçbir kurum ya da kuruluşa bağlı olmadan aylık yayınlarına devam eden Platform ve Kadın Dergisi siz değerli girişimcilerimize özel fıyatlarla kampanya başlatmış bulunuyoruz.

Platform Dergisi’nin 15. yılı ve Kadın Dergisi’nin 5. yılı dolayısıyla reklam fıyatlarımızda çok özel indirimler yaptık. 2012 yılı için mutlaka bizden teklif almanız menfaatınız içindir.

Fiyatlarımızda ekonomik şartları da dikkate alarak indirimler yaptık.

İşte 2012 yılı için özel kampanyamız:

1 Sene Platform ve Kadın Dergisi için anlaşma yapıldığı takdirde: 2 sayı reklam + 2 sayfa İş yerinizin ekstra tanıtımıyla alakalı röportaj ve iş yerinize yönelik haber hediye ediyoruz.

6 Aylık Platform ve Kadın Dergisi’için anlaşma yapıldığı takdirde: 1 sayı reklam + 2 sayfa İş yerinizin ekstra tanıtımıyla alakalı röportaj hediye ediyoruz. 3 Aylık Platform ve Kadın Dergisi’için anlaşma yapıldığı takdirde: İş yerinizin ekstra tanıtımına yönelik 2 sayfa röportaj hediye ediyoruz.

Bütün bunların yanında Fiyatlarımızda beklemediğiniz oranda indirim yaptık.

Fiyatlarımız ve kampanyamız bütün Hollanda için geçerlidir. Mutlaka teklif alınız.

Geniş Bilgi: 0641 780 100 020 613 89 [email protected]

Saç ekiminde sadece Hollanda’da değil, Avrupa’da da ilkiz

Kurşuna hedef olan ünlüler

NEDEN YABANCI ERKEKLERİ TERCİH EDİYORLAR?

Çocuğumu geri verin2011 İlkbahar Yaz Modası

JAAR

4 |

NR.

32

| 15

APR

IL 2

011

De Stem van de Multi-Culti Vrouw

JAAR

4 |

NR.

32

| 15

APR

IL 2

011

De Stem van de Multi-Culti Vrouw

cazip geliyorgençlereDışarıdaki hayat

Page 81: Kadın Dergisi Sayı 41

KADIN | 81

Platform ve Kadın dergilerinden

2012 yılına özel reklam

kampanyası

Yıllardır profesyonel, tarafsız, objektif ve hiçbir kurum ya da kuruluşa bağlı olmadan aylık yayınlarına devam eden Platform ve Kadın Dergisi siz değerli girişimcilerimize özel fıyatlarla kampanya başlatmış bulunuyoruz.

Platform Dergisi’nin 15. yılı ve Kadın Dergisi’nin 5. yılı dolayısıyla reklam fıyatlarımızda çok özel indirimler yaptık. 2012 yılı için mutlaka bizden teklif almanız menfaatınız içindir.

Fiyatlarımızda ekonomik şartları da dikkate alarak indirimler yaptık.

İşte 2012 yılı için özel kampanyamız:

1 Sene Platform ve Kadın Dergisi için anlaşma yapıldığı takdirde: 2 sayı reklam + 2 sayfa İş yerinizin ekstra tanıtımıyla alakalı röportaj ve iş yerinize yönelik haber hediye ediyoruz.

6 Aylık Platform ve Kadın Dergisi’için anlaşma yapıldığı takdirde: 1 sayı reklam + 2 sayfa İş yerinizin ekstra tanıtımıyla alakalı röportaj hediye ediyoruz. 3 Aylık Platform ve Kadın Dergisi’için anlaşma yapıldığı takdirde: İş yerinizin ekstra tanıtımına yönelik 2 sayfa röportaj hediye ediyoruz.

Bütün bunların yanında Fiyatlarımızda beklemediğiniz oranda indirim yaptık.

Fiyatlarımız ve kampanyamız bütün Hollanda için geçerlidir. Mutlaka teklif alınız.

Geniş Bilgi: 0641 780 100 020 613 89 [email protected]

Saç ekiminde sadece Hollanda’da değil, Avrupa’da da ilkiz

Kurşuna hedef olan ünlüler

NEDEN YABANCI ERKEKLERİ TERCİH EDİYORLAR?

Çocuğumu geri verin2011 İlkbahar Yaz Modası

JAAR

4 |

NR.

32

| 15

APR

IL 2

011

De Stem van de Multi-Culti Vrouw

JAAR

4 |

NR.

32

| 15

APR

IL 2

011

De Stem van de Multi-Culti Vrouw

cazip geliyorgençlereDışarıdaki hayat

Page 82: Kadın Dergisi Sayı 41

82 | KADIN

AYIN KARİKATÜRÜ

Page 83: Kadın Dergisi Sayı 41
Page 84: Kadın Dergisi Sayı 41