232
i T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ FELSEFE (SİSTEMATİK FELSEFE VE MANTIK) ANABİLİM DALI MERLEAU-PONTY’DE KARTEZYEN ÖZNE ELEŞTİRİSİ VE TENSEL ÖZNE Doktora Tezi Ayhan DEREKO Tez Danışmanı Doç.Dr. Ertuğrul Rufayi TURAN Ankara-2011

Ayhan

  • Upload
    cerbem

  • View
    35

  • Download
    9

Embed Size (px)

DESCRIPTION

TENSEL ÖZNE

Citation preview

  • i

    T.C. ANKARA NVERSTES

    SOSYAL BLMLER ENSTTS FELSEFE (SSTEMATK FELSEFE VE MANTIK)

    ANABLM DALI

    MERLEAU-PONTYDE KARTEZYEN ZNE ELETRS VE TENSEL ZNE

    Doktora Tezi

    Ayhan DEREKO

    Tez Danman

    Do.Dr. Erturul Rufayi TURAN

    Ankara-2011

  • ii

    GR .......................................................................................................................... 1

    1. BLM ................................................................................................................. 10 KARTEZYEN ZNE ELETRS....................................................................... 10

    1. 1. Kartezyen znenin Kurgulannn Tarihsel Kkenleri ....................... 10

    1. 1. 1. Ruh ve Beden kilemi ....................................................................... 13

    1. 1. 2. Mekanistik Fizyolojinin Douu ..................................................... 18

    1. 1. 3. Kartezyen Felsefe ve Mekanizm ..................................................... 24

    1. 1. 4. Kartezyen Felsefenin Biyografik Aamalar .................................. 27

    1. 2. Yntemci Dnce ve Mekanistik Bilim ................................................ 36

    1. 2. 1. Yntemci Dncenin Ykselii ...................................................... 36

    1. 2. 2. Mekanistik Anlayn Matematiksel Doas .................................. 41

    1. 2. 3. Mekanistik Bilimin Ksa Tarihi ...................................................... 45

    1. 2. 4. Descartes Sonras: Locke ve Kant .................................................. 51

    1. 2. 5. Saduyu Anlay .............................................................................. 54

    1. 3. nsan znesinin Bilimsel Psikolojisi ....................................................... 56

    1. 3. 1. Psikolojinin Tarih-ncesi ................................................................ 57

    1. 3. 2. Uyaran-Tepki Modeli ....................................................................... 64

    1. 3. 3. Deneysel Fizyoloji almalar ........................................................ 68

    1. 3. 4. Bilin ve Yeni Psikoloji ..................................................................... 71

    1. 3. 5. Ruh Kavramnn Psikolojiden Elenmesi ........................................ 74

    1. 3. 6. Psikolojideki Yntem Sorunu ......................................................... 76

    1. 3. 7. Davranlk ve Bilincin Elenmesi ................................................. 80

    1. 4. Modern Dnce ve ada Zihin Felsefesi .......................................... 86

    1. 4. 1. Zihin-Beden Sorunu ve Dncenin Krizi ..................................... 86

    1. 4. 2. Modern Dncenin Kartezyen Dalist Tabiat ............................ 90

  • iii

    1. 4. 3. Kartezyen Zihnin Temel Karakteri ................................................ 95

    1. 4. 4. Merleau-Ponty ve Zihnin Bedensellii ......................................... 100

    2. BLM ............................................................................................................... 105 MERLEAU-PONTYDE TENSEL ZNE .......................................................... 105

    2. 1. Fenomenolojik Gelenek inde Merleau-Ponty'nin Yeri ................ 105

    2. 1. 1. Hegel'in Esini ...................................................................................... 108

    2. 1. 2. Husserl'in Miras ................................................................................ 112

    2. 1. 3. Gestalt Kuramnn Etkisi .................................................................. 121

    2. 2. Merleau-Ponty'de Mekanistik Psikolojinin Eletirisi ve Davrann Btnselci Kavran .......................................................................................... 125

    2. 2. 1. Mekanik Davran Kavram ve ndirgemecilik ............................... 128

    2. 2. 2. Mekanistik Uyaran-Tepki Modeli..................................................... 131

    2. 2. 3. Kusurlu Uyaran Kavram ............................................................. 132

    2. 2. 4. Uyarlma Blgesindeki Belirsizlik ................................................ 135

    2. 2. 5. Saf Bir Refleks Devresi Yoktur ..................................................... 136

    2. 2. 6. Tepki Hesaplanabilir Deildir ....................................................... 140

    2. 2. 7. Pavlov'un Fizyolojik Yaklam ve Koullu Tepkiler Kuram ........ 142

    2. 2. 8. Bilisel levlerin Beyinsel Yerellemesi ve Atomcu Fizyoloji ......... 147

    2. 2. 9. Sinirsel Etkinliin Btnselci Kavran ve Gestalt Form Kavram...152

    2. 2. 10. Mekanistik Projenin flas ve Algnn ncelii ............................. 158

    2. 3. Merleau-Pontyde Alg ve Bedensellik ............................................. 162

    2. 3. 1. Algnn Perspektifsellii ve Nesnenin Varolusal Doas ................ 163

    2. 3. 2. Bedensellik .......................................................................................... 175

    2. 4. Bilisel Bilimde Sren Mekanizm ............................................................. 179

  • iv

    2. 4. 1. Bilisel Psikoloji .................................................................................. 179

    2. 4. 2. Psikolojide Bilince Geri Dnlmesi .................................................. 181

    2. 4. 3. Bilisel Bilim ....................................................................................... 183

    2. 4. 4. Bilgisayar Bilimi ve Yapay Zeka ....................................................... 185

    2. 4. 5. Bilgisayar Metaforu ........................................................................... 191

    SONU .................................................................................................................... 201

    Mahrem-Kamusal Kategorilerinin Reddi ........................................................ 201

    Bilisel Bilimdeki Temsilciliin/Simgeciliin Eletirisi ................................... 203

    eriin Gereklii Sorunu ................................................................................ 207

    SUMMARY............................................................................................................. 213

    ZET ....................................................................................................................... 215

    KAYNAKA........................................................................................................... 217

  • 1

    GR

    Bu alma, modern dnemde dnce zerinde hakimiyet kurmu olan

    Kartezyen felsefeye zg doalc (naturalist) ontolojinin ve bilimsel nesnelci

    gerekiliin en temel noktalarda eletirilmesini; insanlk ile Varlk arasndaki

    ilikinin mutasyona uramaya balad bir dnemde1 varlktan kopuk olmayan bir

    insan varoluu kavrayna ulamak amacyla insan zihninin bedenselliini ortaya

    koymay hedef edinmektedir. Fenomenolojik gelenek iinde olgunlaan yeni soru-

    sorma biimleri ve varla ynelen her ynyle zgn yeni ilgi, yirminci yzyl

    dncesi zerinde nce snrl bir etki yaratt. Bu etkiyi hisseden kiilerde, modern

    dnce ve bilimin, insann varla ynelik baknda derin bir arpkla sebep

    olduuna ilikin bir farkndalk uyand. Yirminci yzyln ikinci yarsnda bu etkinin

    glenmesi ve yaylmas ile birlikte, modern hayata meruiyet kazandran resmi

    dnya grnn hem rtl bir zihinselcilii (enetelektalizmi) hem de aka da

    vurulan bir nesnelcilii yan yana barndrmaya alan bir dalizm tarafndan

    kuatlm olduu giderek daha iyi anlald. Bu etkinin temel kaynaklar arasnda,

    bandan sonuna dek varln anlam sorusunun yrngesinden ayrlmayan bir felsefe

    ortaya koymu olan Heidegger bata gelmektedir. Heideggerin dncesinde tank

    olduumuz ey, Varla, onun fenomenal ynyle aka elikili olan bir

    kalclk/deimezlik yklemek isteyen ve felsefenin odakland temel amac ezeli-

    ebedi hakikat kavramnda gren geleneksel metafiziin reddedilmesidir. Geleneksel

    metafiziin kavramlara odaklanan temsilci/simgeci dnme biimi, sonu olarak

    insann varlktan kopukluunu dourmutur. Heidegger, tarihi kltr ve medeniyet

    1 Merleau-Ponty, resim sanatn bir grme biimi olarak ele ald LOeil et lespiritte, insan ile

    Varlk arasndaki ilikinin bir mutasyondan gemekte olduunu hissettiini belirtir (Merleau-Ponty, 1964a: 179). Merleau-Pontyye gre bu mutasyon, felsefenin bsbtn yeni bir formlletirilmesini salayacak yeni varlkbilim iin bir ereve sunmaktadr (Carbone, 2004: xiii).

  • 2

    tarihine indirgeyen insanln tarihi yerine, Varlk tarihinden szetmeyi nerir. Bunun

    iin de, varln gelip geiciliinden, zamansallndan mnezzeh olan, ama ban

    krizden bir trl kurtaramayan znenin yerine hakiki-yeni olan var-lk-tarihsel

    dnceyi (be-ing-historical thinking) geirmek arzusunu tar (Heidegger, 1999: 3-

    4).

    Geleneksel metafiziin varlktan kopuk znesi, modern dnemdeki ifadesini

    Kartezyen znede bulmutur. Yirminci yzyldaki fenomenolojik-varoluu

    dncenin en nemli ikinci kayna konumundaki Merleau-Ponty ise, ite bu

    Kartezyen znenin temelden bir eletirisine ynelir. Merleau-Ponty, temsilcisi olduu

    dncenin temel dayanaklarndan birisi kabul edilen dnya-ire-varlk (being-in-

    the-world) anlayn kullanr ve bunu Kartezyen zihne uygular. Dnya-ire-varlk

    anlaynn ok temel, ama Heideggerde bir lde eksik kalm bir boyutu olan

    insann-bedensellii, eserlerinde ok arpc bir biimde insan zihninin bedenselliini

    sergilemi Merleau-Ponty sayesinde ifadesini bulmutur. Hala, baskn bir Kartezyen

    bilinle yoluna devam eden hem geleneksel psikoloji hem de onun yerini almaya

    aday bilisel bilim, iinden getiimiz dnemde, Merleau-Pontynin Kartezyen zihne

    getirdii eletirinin etkisi ile yzlemektedir. Bu alma, bu yzlemenin zihin

    felsefesini ilgilendiren boyutlarn ele almay amalamaktadr.

    Yirminci yzyln analitik felsefe gelenei iinde olgunlam olan ve modern

    dncenin gndeminde nemli bir yer tutan ada zihin felsefesinin genel

    karakterini, odanda Kartezyen znenin bulunduu bir dnme abas

    belirlemektedir. ada zihin felsefesinin btnne ynelik genel bir gzlem,

    gemiten bugne dek, bu felsefenin temel sorunlarnn erevesini Kartezyen zne

    odakl anlayn izmi olduunu bize hemen fark ettirir. Aslnda, gnmzde

  • 3

    dncenin btn alanlarna sinmi bir dalizmden sz edilebilir. Zihin felsefesine

    ilikin gzlemlerden kan sonular, Kartezyen znenin etki alannn hem insan

    bilimlerini hem de doa bilimlerini kapsayan bir genilikte olduunu, basit bir

    refleksiyon ve eletiriyle kolayca ortaya karlabilen rtk bir dalizmin srekli

    ibanda olduunu bize gstermektedir. Sonradan, dalizme bir tepki olarak ve onun

    karsnda bir seenek oluturacak ekilde ortaya kan eitli monizm (bircilik)

    trleri de, Kartezyen felsefeye kavramsal bir bamllk iinde gelitirildikleri iin,

    her trl monizm iddias bile Kartezyen projenin bir ubesi olarak tanmlanmaya

    mahkum olmaktadr. Bu yzden, zihin felsefesinin ada sorunlarnn genel

    Kartezyen ereve iine hapsolmu bir manzaras ile kar karya bulunuyoruz. Yani,

    eer monizm bile Kartezyen felsefenin kavramsal emasna baml olarak gndeme

    gelebiliyor ve savunulabiliyorsa, bu emann dna kma yolunun, adeta birci

    olmadan ikicilie seenek oluturabilmekten getiini sylemek zorunda kalyoruz.

    ada dncenin sunduu bu manzara, hi kukusuz Descartes'la balayan bir

    sretir ve bu srecin Descartes'taki kkleri almann birinci blmnde ele alnd.

    lk nce, Kartezyen zneyi tarihsel kkenlerine inerek inceleme gerei

    dikkate alnarak, drt ksmdan oluan birinci blmn ilk iki ksmnda, Kartezyen

    proje ana hatlaryla betimlendi; Kartezyen felsefeyi tanmlayan temel fikirler nda

    Kartezyen znenin dnce ve eylemde kendini nasl gerekletirdii ortaya

    konmaya alld. Kartezyen znenin dnce ve eylemde somut hale geliinin,

    mekanik bilimi ve yntemci dnce gibi, lk aa kadar geri gtrlebilen iki

    nemli boyutu vardr. Eski alardan beri devam eden, medeniyet tarihinin farkl

    evrelerinde eitli grnmler altnda, deien ivmelerle atlmlar gerekletiren

    mekanik biliminin, bir patlama sergiledii Rnesans dnemine kadar geirdii

  • 4

    aamal gelimeyi gzden geirmek; matematiksel dnce alanna zg

    tmdengelimli-aksiyomatik yntemin, bilimde kuramsal dnceyi tarih boyunca

    tutkulu bir arzuyla peinden srklemesine ve kendi yrngesine almasna parmak

    basmak gereklidir. nk Descartes'n anda bu iki tarihsel sre, geliimlerinin

    dnm noktas olan bir aamasna gelmi bulunuyorlard ve Descartes'la beraber

    bunlarn bir nevi sentezine ulaldn syleyebiliriz. Kartezyen zne, birinci

    blmn ikinci ksmnda ele alnan bu sentezin ortaya kard gelecek inancnn ve

    dnyay yeni bir bakla grmenin zemini zerinde ykseldi. Birinci blmn ilk

    ksmnda ise, Kartezyen felsefeye has dnmenin karakteri, yani Descartes'n

    dalist ve mekanistik bir doada felsefe retmeye dnk dnme biimi

    incelenmeye alld. Burada, dorudan doruya Kartezyen felsefenin sorunlarna

    odaklanmak yerine, daha ziyade Descartes'n dnme biiminin temel zellikleri ve

    arkasndaki gdlenmeler, hayatn ynlendiren olaylara bakarak, etki altnda kald

    kiilikler ve yaantlar zerinden okunmaya alld. rnein, kendisini ruhla

    zdeletirmesine ramen Descartes, btn varl mekanistik bir tarzda kavrama

    taraftardr ve bu husus onun kiiliinin kendini ele veren nemli bir zellii,

    Kartezyen znenin kurgulanma aamasnn ok arpc bir belirleyeni olarak gzden

    karlmamas gerekir. Kartezyen znenin ortaya koyduu dnsel veya maddi

    eserlerde, hayat kurgulama biiminde ve giderek bir medeniyetin kurucu znesine

    dnmesi srecinde aa kan mekanik karakterin, nemle alt izilmektedir.

    Bunun iin, Descartes'n felsefesini nceleyen kapsaml bilimsel projesinin amalar

    ve ierii zetlenerek genel hatlaryla ortaya konmaya alld. Bu ksmda ne

    srlen nemli tezlerden bir tanesi de, Descartes'n yeni bir bilim gelitirmeye

    ynelik bu emellerinin, felsefe ii bir proje olmad ve sonradan felsefeyi yedeine

  • 5

    katmak zorunda kalan bir giriim olduunun ileri srlmesidir. Bununla ilgili

    kantlar, hayatnn biyografik aamalarna, mektuplarna ve zellikle Mersenne ile

    olan yazmalarna dayanmaktadr. Descartes'n aratrmalarn ynlendiren sorun,

    felsefeyle balayp devam eden bir sorun deildir; bu sorun onu sonradan metafizikle

    ilgilenmek zorunda brakm ve felsefeyi aslnda kendi kapsaml bilimsel projesi iin

    bir ara gibi kullanmtr. Bu, Kartezyen znenin kkenlerinin, aslnda felsefi

    dncede deil, matematiksel yntemi ne karan bilimsel, mekanistik bir

    kaynakta aranmas gerektiini gstermesi asndan nemli bir husustur.

    Birinci blmn ilk iki ksmnda, Kartezyen znenin ortaya kndan

    sonraki tarihinin felsefe ve bilimde nasl bir seyir izlediinden, bu tarihin

    balanglarna deinmek suretiyle ksaca bahsedilmektedir. Bu tarihsel sreci, nce

    Kartezyen tz dalizminin hakim olduu, sonrasnda ise materyalist bir monizmin

    baskn hale geldii iki aamaya ayrmak mmkndr. Genel Kartezyen erevenin

    iinden treyen, varln her trl grnmn maddesel terimlere indirgeyen bir

    monizm, onsekizinci yzylda bilim ve felsefede yaygn bir ideoloji olarak yaand.

    Buradaki nemli nokta, aydnlanmac ideolojinin materyalizminde tank olunan

    mekanistik karakterin Descartes sonrasnn bir icad olmayp, Kartezyen felsefenin

    kendinden sonraya brakt bir miras olarak zneyi bu aamada tamamen ele

    geirdiinin farkna varabilmektir. Mekanizmin zneye sirayet ettii bu ikinci aama,

    Kartezyen zihnin de maddesel terimler cinsinden tanmlanmas amacnn artk

    somutlat bir dnem olarak belirmektedir. Bu yeni dnem, en erken rneini

    Hobbes gibi bir dnrde grdmz zere, nce felsefede balamtr. Felsefe

    kuramlarnda zihnin ileyiinin mekanikletirilmesi ve doasna mekanistik bir

    karakter kazandrlmas emeli elbette birdenbire gereklememitir, ama daha sonra

  • 6

    Locke ve Kant'la devam eden bir sre iinden geerek, aamal olarak daima bir

    ykselme eilimi iinde olduu grlmektedir. Ondokuzuncu yzyla gelindiinde,

    yeni fizyoloji bu emelin gerekletirilmesinde yardmc olacak yeni bir ortak olarak

    ortaya kt. Bilimsel yntemci bir fizyoloji artk iyice gelimi durumdayd ve

    bylece fizyolojideki deneysel almalar bilimsel psikolojiyi dourdu. Bilimsel

    yntemcilik ruhun elenmesini daha ilk aamada bir nkoul olarak dayatt iin yeni

    psikoloji, ruhtan arnm bir insan znesi zerine bir inceleme alan olarak ortaya

    kt. Fakat yntemciliin kanlmaz bir ekilde dourduu yntem sorunlar ve

    yntem tartmalarnn sonu gelmedi ve bu durum, psikolojinin giderek daha da kat

    bir materyalist karaktere brnmesine sebep oldu. Balangta kendisini bilincin

    incelendii bir aratrma alan olarak tanmlayan psikolojideki gelimeler, sonunda

    davranln standart bir metodoloji haline geldii yirminci yzyln balarnda

    bilincin elenmesiyle neticelendi. te, birinci blmn nc ksmnda insan

    znesinin bilimsel psikolojisi bal altnda, insan zihninin mekanikletirilmesine

    dair bu projenin yirminci yzyln balarnda tamamlan incelenmektedir.

    Yirminci yzyln bu dnsel ortamnda birdenbire yeni bir farkndalk

    olutu. nsan zihinselliinin baz bakmlardan fizie indirgenemez olduuna ilikin

    kabul, giderek yaygn bir bilin haline geldi. nsan zihinselliinin kendine zg bu

    karakteristiklerinin banda gelen ynelimsellik, fiziksel doadan varlkta

    gremediimiz bir eydir. Ynelimsellik, fiziksel yasalarn egemen olduu doada

    ona bir yer gsteremediimiz ve saf fiziksel terimler cinsinden aklayamadmz

    iin indirgenemezdir. Demek ki, Kartezyen bilimsel projenin en nemli

    enstrmanlarndan biri olan indirgemecilik burada ilemedi ve mesela, bilincin

    incelenmesi gibi baka baz konularda da tkand. Bir trl alamayan bu tkanklk

  • 7

    yznden bilin yoksand; oysa saduyuya dayanan gnlk hayatmzda bilincin

    varln kanksamzdr. nsan zihinselliinin, dnyann bilimsel emas iine

    sokulamayan bir dier sorunlu yn de zihinsel ieriklerin mahremiyeti konusudur.

    Zihinsel ieriklere dorudan erimenin nc kiilere yasakland bir durumda,

    anlam iletiiminin nasl saland ok nemli bir sorun haline gelir. nk modern

    bilimsel dnce zdelik mantna dayanr ve bu durum, iletiim kuran taraflar

    tamamen ayn ierie sahip hale getirmeyen bir anlam iletiimini olanaksz klar.

    Anlamsal ierie sahip olabilmek dilsel iletiim zerinden gerekletii iin, nc

    kiilerin eriimine kapal olann nasl olup da nesnel, kamusal bir kanaldan herhangi

    bir kayba uramadan iletilebildii, telif edilemez bir eliki olarak kalmaya devam

    etmitir. Son olarak, zihinsel ieriklere erimenin nc kiilere tamamen

    yasaklanmas ne derece sorunlu bir durum oluturuyorsa, terazinin dier kolunu

    oluturan, birinci ahslarn zihinsel ierikler zerindeki eriim kudretinin fazlaca

    abartlmasnn da o derece bir sorun ortaya kardn belirtmek gerekir. Yirminci

    yzyln psikanalitik retileri ve onlarn felsefedeki devam olan yaklamlar insann

    kendi zihni zerinde hi de mutlak kudret sahibi olmadn aka ortaya

    kardnda, zdelik mantna zg kesinliin bir gerei olarak zihinsel ieriklere

    dolaysz eriimin peinen varsayld, kendine mutlak effaf Kartezyen zihin modeli

    de iyice tartmal hale gelmitir.

    zetle, zihnin nasl bir ey olduunu, zihinselliin ne olduunu ve zihinsel

    ieriklerin nasl bir ontolojiye sahip olduklarn, fiziksel bilimlerin sunduu dnya

    tablosu ile uyumlu bir ekilde izah etmenin hi de kolay olmad anlald. nsan

    zihinselliinin modern bilimsel pratikle arasndaki giderilemez uyumsuzluun byk

    ve ciddi bir sorun oluturduuna dair bilin yirminci yzylda ekillendi ve bu bilin

  • 8

    ada zihin felsefesini dourdu. Hemen bunu takiben, ada zihin felsefesinin

    kapsamndaki sorunlar bu yeni bilinle ele alndklarnda, hepsinin kkeninde

    Kartezyen dalizmin yattna tank olundu. Yaanan tkankln, taraflarn birbiriyle

    telif edilemez durduu gereklie ilikin paral grntnn, dalist bir felsefeden

    kaynakland; kkenleri Descartes'a kadar geri giden ve btn bir modernite sreci

    boyunca geliip serpilen bir znenin daima ibanda olduu dile getirilmeye

    baland. Bu znenin kendini, rettii bilimde, yapt felsefede gsterdiini;

    dnme tarzna yanstt dalizmde kendini aa vurduunu grmemek

    imkanszdr. te birinci blmn son ksmnda, modern dnceye sahip olduu

    genel karakteri kazandran temel etkinin, bu dnceyi reten Kartezyen znede

    aranmas gerektiinin alt izilmektedir. Bu genel karakterin modern dncede ne

    gibi krizler dourduu ve giderek modern medeniyetin temel krizi haline geldiine

    ilikin iddia da yine bu ksmda dile getiriliyor.

    Zihin-beden dalizmi, bu dalizmin paralelinde dnme biimi ve bunun

    yaratt sorunlar, yani genel olarak zihin felsefesi, bu yzden nemlidir; dikkatlerin

    ve ilginin giderek daha ok bu alana ynelmesinin sebeplerini de burada aramak

    gerekir. Zihin felsefesinin kapsamna giren sorunlarn vahametine dair yeterince

    derin bir bilin olumu durumdadr, ama bu sorunlarn zmnn nasl

    salanaca, olas zmlerin ne tarafta aranmas gerektii konusunda tartmalar

    halen srmektedir. Bu almada, bu tartmalarn iaret ettii olas zm

    seeneklerinden bir tanesi zerinde zellikle durulmaktadr. Bize gre dierleri

    iinde en dikkate deer, sra d ve gelecek vaat eden bir zm gibi duran bu

    seenek, Maurice Merleau-Ponty'nin insan zihnindeki bedenselliin altn izen

    beden-zne felsefesidir. Merleau-Ponty, yeni dnme yollar peinde koarak zgn

  • 9

    bir ierik kazandrd beden-zneyi, Kartezyen znenin karsna karmaktadr.

    Merleau-Ponty'nin eserlerinde sergiledii dnme biiminin yeni bir zne

    kavrayna yol at genel olarak kabul edilmekle birlikte, henz bu yeni kavrayn

    zenginlemesi, geliip serpilmesi gerekiyor. Merleau-Ponty'nin nerdii fikirlerin,

    zihin felsefesi balamnda gelecee dnk neler vaat ettii hakknda saptamalarda

    bulunmak bu almann amalar arasndadr. Beden-zne felsefesi, Kartezyen

    felsefe karsnda hakiki bir seenek oluturur mu? Kartezyen felsefenin kaynaklk

    ettii sorunlara bu yeni yaklam bir zm sunuyor mu ve bunu hangi yoldan

    baaryor? Bu sorulara verilecek cevaplar, yeni yaklamn Kartezyen projenin dna

    kp kamadna karar verebilmek asndan nem arz eder. nk, zihin

    felsefesine zg sorunlarn zm iin daha nce ne srlm pek ok seenein

    hakiki olamadklarn ve pozitif yntemci bilimsel dnya grnn etkisine bak

    seeneklerin, yok denecek kadar az olduklarn biliyoruz. Bu balamda, felsefedeki

    fenomenolojik gelenein ve onun devam olan ada varoluu felsefeye zg

    dnme biiminin hakiki bir seenek sunabileceine dair neri, bu almann temel

    tezi olarak saptanabilir.

  • 10

    1. BLM

    KARTEZYEN ZNE ELETRS

    1. 1. Kartezyen znenin Kurgulannn Tarihsel Kkenleri

    Descartes'tan beri sren deiimlerin ortaya kard modern uygarln

    getirdii ruhsal bunalmlara, her trl insan etkinliinin kitleselleerek

    bayalamasna, kendi deerlerini yaratan teknolojinin insan zgrlnn ve insani

    deerlerin nne geerek egemenlik kurmasna ve bunun sonucunda insanlk

    tarihinin en acmasz felaketlerinin yaanm olmasna felsefenin gzyle

    baktmzda, btn bu tarihsel srelerin hakiki kkeninde dncenin ve eylemin

    mekanik bir karaktere brnm olmasnn yattn grmemek mmkn deildir.

    Modern uygarlk deerlerinin dnsel kayna olarak grlen Kartezyen felsefeyi

    byle bir bakla sorgulamak, mekaniklemeye getirdii katky ortaya karmak,

    mekanik modelin dnce ve eylemde dourduu etkiler zerine bir bilin

    gelitirmek kanlmaz bir gerekliliktir. Descartes'n dncede gerekletirdii

    devrim, hep anlatla geldii zere, temel karakteri itibaryla felsefi-dnsel alana

    zg masum gerekelerden mi kaynaklanmtr? Moderniteyi douran paradigmatik

    bir balang ve entelektel dncede devrimsel bir yenilik olarak sunulan giriimi,

    kendisinin Metod zerine Konuma'da da belirttii gibi, an bilgilerinin gerekten

    artk kimseyi tatmin etmez hale geldii iin ve btn bilgiyi salam temeller

    zerinde yeni batan kurmak gerektii iin mi, balatmtr? Toplumsal hayat kkten

    dntrecek kadar derin etkileri ve hemen her alanda dolayl ynlendirmeleri olmu

    bir dnsel giriim, iddia edildii gibi, bilginin yeni batan kurulmasn arzu eden

    srf epistemolojik karakterdeki felsefi bir gdyle mi ortaya kmtr? Yoksa

    Descartes'nki yle soylu bir kayg deil miydi?

  • 11

    Descartersn eserleri mekanistik kavrayn tarihsel kkenlerine odaklanan bir

    bakla okunduunda ve onun bir mr boyu sren araylar gz nne alndnda

    u sonuca varlr: mekanizm nce dncede balar. Kartezyen felsefenin ortaya

    koyduu kkensel zihin-beden ayrm, temelinde mekanik-olan ile mekanik-olmayan

    ayrmnn titizlikle yapld bir ikili snflamaya dayanmaktadr. Aka dile

    getirilmese de Kartezyen felsefedeki temel kayg, neyin mekanik olduuna ve neyin

    mekanik olmadna karar verilebilmesidir. Kullanlan btn muhakeme biimleri,

    mekanistik aklamann kapsamnn nereye kadar geniletilebilecei ve bu kapsamn

    snrlar iine girmeyen herhangi bir varlk biiminin bulunup bulunmad

    sorunsalnn etrafnda ekillenmektedir.

    Bu gzle incelendiinde, bu felsefenin perde arkasnda, hemen her fenomenin

    mekanik terimlerle betimlenebilmesi imkann sezen ve byle bir ihtimal karsnda

    kayg ve tedirginlik iinde olan, bunun sonucunda kanlmaz bir pheye

    srklenmi bir merak saptamak hi de zor deildir. Cogito ergo sum eklindeki

    saptama, bu phenin giderildii ve dolaysyla mekanizmin iddetli tehdidi

    karsnda kayg duymaya gerek olmadnn ilandr. Bu yzden, mekanizmin

    snrlarnn nerelere ulatn aratran bir bilincin dnyorum yleyse varm

    demesi, aslnda demek ki mekanik doada olmayan bir ey var anlamna

    gelmektedir. Yani Kartezyen zne, mekanikleme tehdidine kar kendisini bir kez

    emniyet altna aldktan sonra, kendisi dnda kalan her trl varln ftursuzca

    mekanikletirilmesi kampanyasna giriebilir demektir. nk bir mekanizma asla

    zgr deildir ve Kartezyen zne, kendisi dnda kalan varln ruhsuzlatrlp

    tamamyla mekaniklemesinden kayg duymayan bencil bir znedir. Bu ftursuz

    kampanyann altnda, varl mekanikletirirken, ayn ameliyenin srekli tekrar

  • 12

    ettirilebilecei bir tr kleye sahip olmann hazznn yattn anlamamz gerekiyor.

    te bu yzden Kartezyen felsefe, mekanizmin ada biimlerinden farkl olarak

    ruhu asla feda etmez ve Descartes kendini bedeniyle deil ruhuyla zdeletirmeyi

    semesi anlamnda yalnzca bu anlamda kktenci bir ruhudur:

    Sonra ne olduumu dikkatle inceledim. Bir bedene sahip olmadm ve iinde yer aldm bir dnya veya mekann bulunmadn farzedebileceimi ama kendimin varolmadm hibir ekilde farzedemeyeceimi grdm. Buna karn, dier eylerin doruluundan phelendiimi dnmem gibi bariz bir olgudan hareketle, son derece ak ve kesin olarak varolduum sonucuna ulatm grdm; dier yandan, eer sadece dnmem son bulsayd, bugne kadar hayal ede geldiim geri kalan her ey doru olmu olsa bile, varolduuma inanmam gerektirecek bir sebebe sahip olamayacaktm. Bu yzden, kendimin btn z veya doas dnmeden ibaret bulunan ve varolmak iin bir mekana ihtiyac olmayan ve maddesel hibir eyle kaytl bulunmayan bir tz olduum sonucuna vardm. yle ki bu ben - dier bir deyile ruh, yani beni ben klan ey - bedenden tmyle ayrdr, ve onu bilmek bedeni bilmekten daha kolaydr, ve eer beden varolmasayd bile o yine de kendisi olarak varolmaya devam ederdi. (Metot zerine Konuma, Drdnc Blmden (Cottingham et al., 1985: vol.1, 127))

    Bugnden geriye baktmzda ve bu satrlarn hangi tarihsel-toplumsal

    koullar altnda ve nasl bir bireysel macerann muhasebesi sonucunda yazya

    geirildiini dikkate aldmzda, yaklatn sezdii byk bir dnm karsnda

    kendi varln da tmden tehdit altnda hisseden bir znenin i banda olduunu

    grrz. Bu satrlarn yazld dnemde tarihsel deiim yeni bir srece girmek

    zereydi ve bu yeni srecin getirecei kapsaml dnmn gerilimini hisseden bu

    zne, aslnda bu dnme kar durmak istememektedir; tersine, kendisine

    dokunmad srece bu dnmn en ateli taraftardr. Ancak 'kendisi' derken

    bundan neyi anlamas gerektiine bir karar vermek durumundadr. Sorunun

    zmn byle bir karara varmaktan ibaret gren bu zne, anlalaca zere,

    kendisi dndaki varl deersizletiren ve kendisiyle varlk arasna bencilce bir

    mesafe koyan bir hiyerari dayatmaktadr. Bencillik daima kt sonular dourur,

    ama bu tarz bir bencillik farkldr; bu znenin kendisini saknmaya alt

  • 13

    dnme kyasla sonular ok daha kt olmutur, nk daha bu bencillik kararn

    ald andan itibaren kkten baka bir eye dnm olduunu fark etmemitir.

    Kendini bu satrlarda aa vurann Kartezyen zne olduunu biliyoruz; ama

    ayn zamanda onun mekanizme asla kar gelmediini, kendisini gvenceye alnm

    hissettikten sonra, gelmekte olan mekanikleme salgnn gnl rahatlyla devam

    ettirme taraftar olduunu da grebilmeliyiz. nk, varlktan bamsz tek bana

    varolabilen bir zne kavray, kaynan ancak tm ktlklerden arnm tanr

    inancnda bulabileceimiz bir yanlsamadan baka bir ey deildir. zne, dncesi

    ve eylemiyle varolur, kendini gerekletirir ve bunun iin de varla yani dnyaya

    zorunlulukla baldr; dnyann dnda zne yoktur. Dncesi ve eylemi ile her eyi

    kendine indirgeyen bir zne, bunun doal bir sonucu olarak, dnyadan kopuk bir

    zne olarak adlandrlabilir. zleyen blm bu znenin kurgulannn dnsel

    izleini aa karmay hedeflemektedir..

    1. 1. 1. Ruh ve Beden kilemi

    Yukarda Descartes'tan yaptmz alntda grdmz zere, kendini ruh

    veya bedenden birisi ile zdeletirmeye ilikin byle bir seeneklilik hali neden

    ortaya kmtr? Ruh ve bedenin birbirinden farkl olduklar eklindeki anlay ok

    eski olmakla birlikte, insann ikisinden hangisi ile zde olduuna karar verilmesinin

    gerektii, bir ikilem hali iine dldnn bir rneini Descartestan nceki

    dnemlerden bulup gstermek ok zordur. Zaten Descartes ncesi dnemler iin bir

    ruh-beden dalizminden szedilebildii halde, bu dnemlerde bir zihin-beden

    sorununun gndeme gelmemi olmasnn temel sebebi de budur. nk ruh ve beden

    ne kadar farkl olsalar da insann zdeliinin bu ikisinin birlii ile saland ok

  • 14

    akt.

    lm, daima bedenin o zel hareketini yitirmesi, yani ruhunu kaybetmesi ve

    bunun sonucunda da rmeye balamas olarak anlalmtr. Bu anlamda, ruhun

    hareketten yoksun olabilecei hi dnlmez. rnein Platon, bazen, bedeni

    oluturan ksmlarn uyumlu bir ekilde bir araya gelmesinin ruhu ortaya kardn

    savunan grlerden szedip ve bu anlamda uyum olarak ruh kavramn gndeme

    getirse de (Platon, 1999: 34-38), aslnda, ruhun znde hareketin bulunduunu ve bir

    eyin ruh sahibi olup da hareketsiz kalmasnn mmkn olmadn dnmektedir

    (Platon, 2008: 67). Yine Timaios diyalounda, ruhun yaratlnn anlatld

    blmde, ruhun kuruluuna katlan temel elerden birisi olarak hareketi ve zellikle

    dairesel hareketi belirtir ki, klasik kozmolojide gksel krelerin hareketi de onlarn

    ruhlarna yklenerek aklanr (Platon, 2001: 34-36). Bunun gibi Aristoteles de, ruh

    konusundaki retilerin tarihini yazarken ... canl, canszdan u iki temel niteliiyle

    ayrlr gibi grnmektedir: Hareket (kinesis) ve duyumlama2 (to aisthanesthai) diye

    belirttikten sonra ve bunlar, ayn zamanda bizden ncekilerin, aa yukar ruh

    konusunda bize aktardklar iki anlaytr eklinde devam eder (Aristoteles, 2001:

    14). Aristoteles'in yazdklarna bakarak ruhun en stn ve temel hareket ettirici

    olduu fikri zerinde, kadim zamanlardan beri nemli dnrler arasnda bir

    mutabakata varlm olduunu syleyebiliriz. Ruhun hareketin kayna olduu

    konusunda kendisi de ayn fikirde olan Aristoteles, sadece ruhun hareketli olup

    olmad konusunda ayr dnmektedir. Ruha hareket atfetmenin ruhun zn inkar

    etmek olarak gren Aristoteles iin, ruh hareketsiz hareket ettiricidir (Aristoteles,

    2001: 37; Ross, 2002: 162). Aristoteles'in bak asndan, canlda grdmz

    2 Yine belirtmek gerekir ki Aristoteles duyumlamann kaynanda da hareketin bulunduunu

    dnmektedir: ... duyumlama, etkisinde kalnan bir hareketin ve bir edilginin sonucudur; nk yaygn kanya gre duyumlama bir tr deimedir (Aristoteles, 2001: 91-92).

  • 15

    hareketin iki sebepten tr zel bir hareket olduunu unutmamak gerekir: birincisi,

    ruhtan kaynaklanmas, yani kendisi hareket etmedii halde hareketin kayna olan bir

    cevherden ortaya kmasyla ve ikincisi, rasgele, biimsiz ve dank bir hareket

    olmamasyla. Biim itibaryla kusursuzlua sahip olmas, uyumu, btnl,

    ksmlarn birbirini tamamlad bir birlik iinde ortaya kyla, canlda

    grdmz hareketin gerekten hayret verici bir olaandl vardr. Aristoteles'e

    gre, bir yandan hareket bir edimselleme ve dier yandan ruh cismin edimsellii

    olduuna gre (Ross, 2002: 103, 161), form kavramnn dnsel kkenini de aslnda

    burada aramak gerekir.3

    Ruh ile hareket arasnda kurulan bu kopmaz balant yznden ruhun

    bedenden bamsz bir varla sahip olduu genellikle kabul edilmemitir; nk

    hareket, bir bedenin yokluunda belirgin hale gelemez.4 Ayn sebeple, tek bana

    ruhun veya tek bana bedenin bir insan olmaya, bir baka deyimle, bir zne olmaya

    yetecei hibir zaman dnlmemitir. inde bulunduumuz alemde bir znenin

    bedensiz olarak bizimle ayn varoluu paylamas tmyle kavranlmazdr ve bu

    yzden byle bir ihtimal bilimsel bir incelemenin konusu olarak ele alnamayaca

    gibi, daima ve yalnzca bir inan konusu olarak alglanmtr. nsann kendini

    bedensiz olarak dleyebildii dorudur; ve byle bir dn olanakll, dinlerin

    kendilerini gerekelendirmekte yararland kkensel bir dncedir. Ama bu temel

    dayanan kullanm amac, lmn ruh ve bedenin birliini yitirmesi dolaysyla

    ortaya ktn, bedenin rmesine ruhunu kaybetmesinin yol atn ve bu

    rmenin ruha iliemediini ima etmek; bu yolla, herkes lp gitse bile ilahi

    3 ... asl anlamyla ruh, yaamamz, alglamamz ve dnmemizi salayan eydir: Bundan, onun

    madde ve dayanak deil; kavram ve biim olduu sonucu kar. (Aristoteles, 2001: 77) 4 Sonu olarak dnrler, ne ruhun bedensiz, ne de bir bedenin ruhsuz olamadn sanmakta

    hakldrlar: nk ruh bir beden deil; fakat bedenin herhangi bir eyidir. (Aristoteles, 2001: 77)

  • 16

    adaletin yerine gelecei bir hesaplama vaktinin gereklemesine dair inananlarn

    zihninde mantksal bir imkan yaratmaktr. Yani bu somut alemden ayr, soyut-manevi

    baka bir alemin bulunabileceine ilikin bir iddiay gndeme getirebilmek (ki bu,

    dinlerin temel iddiasdr) ve bylece ruh-beden dalizmini alemler dzeyinde de

    devam ettirmektir. Yoksa, ama, bu somut alemde bir zne olarak varoluun bedensiz

    bir ruh olmaya dayand gibisinden kavranlmaz bir anlay savunmak deildir. te

    yandan, manevi bir alemdeki ruhsal varolu yoluyla kiisel zdeliin srd

    iddialar ise dinlere zg olmaktan ziyade, birer yorum olarak grlmeli ve bu

    halleriyle saf speklasyondan ibaret olmann snrlar dna kamadklar

    unutulmamaldr.5

    Tpk bunun gibi, bir bedenin ruhsuz olarak canlln srdrebilecei de

    daima kavranlmaz olmutur. Yaayan ve hareket eden her eyde bir ruh gren

    animizm, ilkel insann olduu kadar modernite ncesi uygar insann da varlk

    anlayn belirleyen temel faktrlerden birisidir. Ruhsuz bir nesnenin kendi kendine

    hareket etmesi olanakl grlmemi, zerk hareket ilkesinin kayna ruhta aranmtr.

    Bu durumun tek istisnas kendi kendine hareket edebilen mekanizmalardr. Byle

    mekanizmalar, en bata doal olmadklar ve insan yaps olduklar iin, ayrca

    hareketin srmesini salayan dsal bir hareket ettiriciye ihtiya gsterdikleri iin,

    bunlara ruh atfedilmemitir. Ama uras kesindir ki, bir mekanizmay yapcs olan

    mhendis tarafndan ina edilirken grmemeleri ve bu mekanizmann dsal hareket

    ettiricisi ile olan temasn da kavrayamamalar durumunda, insanlar byle bir

    5 Bir rnek vermek gerekirse, Hristiyanln ilk halinde, bedensiz varolu inancnn bulunmadn

    syleyebiliriz. Priest'n da belirttii zere ... ruhun lmszlne dair gr Paul'den nce Hristiyanln iinde yer almyordu ve bu gr btnyle bu dinin iine drdnc yzylda St. Augustine tarafndan dahil edilmitir. lmden sonra varolmaya devam eden maddesel olmayan zihin (veya ruh) kavram Hz. sa'nn retisinde yer almyordu. Hz sa, retisinde bedenin yeniden diriliini dile getiriyordu ki bu ayn ey deildir. (Priest, 1991: 3)

  • 17

    mekanizmaya da ruh atfetme ynnde ok gl bir eilim beslerler. Bu insanlar

    grubuna ocuklar, ilkelleri ve modernite ncesi uygar insanlarn byk bir

    blmn dahil edebiliriz. Bugn bile, ardndaki mekanizmay veya kandrmacay

    zemediimizde, cansz bir nesnenin zerk hareketi bir tr sihirbazlk olarak

    tanmlanr ve btn bunlar zerk hareketin ilkesini ruhta arayan animizmin insanda

    ne kadar derin kkleri bulunduunu gsterir.

    Btn bunlara ramen Descartes, doal varlklar ruhlarndan soyma ve btn

    bir alemi ruhsuzlatrma ynndeki giriiminde o derece ileri gitmitir ki insan

    bedenini bile bunun iine dahil etmekten ekinmemitir. Bir yerde, ruhu olmayan bir

    bedenin bir otomat yani bir makineden ibaret olduunu aka savunur:

    una dikkat edelim ki lm asla ruhun yok olmas ile ortaya kmaz, ama bedenin balca ksmlarnn bozulup rmesi yznden ortaya kar. Ve unu kabul edelim ki canl bir adamn bedeni ile l bir adamn bedeni arasndaki farkllk; bir yanda, ilemesi iin gereken baka her ey ile birlikte yerine getirmesi iin tasarland hareketlerin maddesel ilkesini de ieren bir saatin veya bir otomatn (yani kendi kendine hareket eden bir makinenin) kurulmu hali ile ve dier yanda, ayn saat veya makinenin bozulduu ve hareketini salayan ilkenin etkin olmaktan kt hali arasndaki farkllk, tamamen benzerdir. (Ruhun Tutkular, Birinci Blm'den (Cottingham et al., 1985: vol.1, 329-330))

    Descartes'n iine doduu dnya, ruhlarla dolu, her konuda en yksek deer

    ve nemin ruhsalla ait grld, doadaki her tr olay ve deiimin ancak ruh

    kavramna bavurmak yoluyla aklanabileceinin kabul edildii bir entelektel

    kltrd. Okullarda, en basit bitkilerin bile, reme ve beslenme ilevlerinin kayna

    olarak grlen bir bitkisel ruha sahip olduklarnn anlatld, Aristotelesi felsefenin

    belirledii bir biyoloji okutuluyordu. Hayvanlar, beraberinde hareket, duyumlama,

    bellek ve hayal gc gibi st dzey ilevler getiren ilave bir duyusal ruha sahiptiler.

    Bilinli dnmeyi ve ahlaki deerleri benimsemeyi olanakl klan aklsal ruh ise

    sadece insanlarda bulunuyordu. Ruh o kadar temel bir e saylyordu ki, ruhun

  • 18

    kaynaklk ettii ilevlerin daha basit elere indirgenemez temel birimler olduu

    kabul ediliyordu (Fancher, 1990: 7). Btn bunlara ek olarak bir de, kutsal metinlere

    ya da efsaneye dayanarak varlklar ne srlen perileri, cinleri, her trden ruhanileri

    ve byclerin sihrini hesaba katmak gerekir. zetle, varlk her nokta ve kesine

    varncaya kadar ruhla doluydu. Genel manzara byle olduu halde, Descartes, her

    trl deiimin mekanistik yoldan izah edildii ve her canlnn birer mekanizma

    olarak anlald bir dnya grn kendi bana nasl benimseyebilmitir? Buna

    bir yant verebilmek iin, ncelikle onun mekanistik dnya projesinin ayrntlarnn

    sergilendii eserlerine gz atmamz ve ilgili sonulara gtren grlerini

    incelememiz gerekiyor.

    1. 1. 2. Mekanistik Fizyolojinin Douu

    Kendisinin yaymlamaktan vazgetii ama lmnden sonra blmler halinde

    yaymlanan Dnya eserinin ieriine ksaca gz atmak, Descartes'n projesini

    anlamak asndan nemlidir. Daha nceki Kopernik, Galileo veya Kepler'in

    almalaryla kyaslandnda ok daha kapsaml bir fizik gelitirildiini

    grdmz bu eser, her trl fiziksel fenomenlere getirdii birletiricilik, ayrca

    astronominin ve mekaniin birbirine eklemlenmesi asndan Newton'un fiziini

    yarm yzyl nceden haber vermektedir (Hatfield, 2003: 18). Ancak unutmamak

    gerekir ki, buradaki tek bir boyuta indirgeme zerinden ileyen, tekdze bir

    birletiriciliktir ve tek boyutlu bir aklamaya imkan vermeyen fenomenler sz

    konusu olduunda, bu fiziin aslnda birletirici deil paralayc olduu ortaya

    kmaktadr.

  • 19

    Descartes, eserinin ksmdan olumasn planlamt: Ik zerine olan ve

    aslnda bir genel fizik biliminin taslan izecek bir ilk blm; insan bedeninin

    fizyolojisini inceleyen, insan zerine bir deneme ve son olarak, insan ruhu veya zihni

    zerine bir deneme. Bu sonuncu ksm hibir zaman yazlamad. in asl, Descartes,

    insan ruhu veya zihinsellii zerine olan grlerini sonradan kaleme ald felsefi

    karakterdeki eserlerinde, zellikle metafiziinde (rnein Meditasyonlar'da)

    sergilemitir. Ama bu grler, genel fikirler ve konuya dair temel bir felsefe olmann

    tesine gemezler ve zihin hakknda Descartes, insan bilgisine ilikin o kapsaml ve

    kktenci Kartezyen devrime uygun bir bilimsel inceleme gelitirmemitir.

    Dolaysyla son blm, bu anlamda hibir zaman yazlmad; bir bakma Descartes,

    fiziksel maddeye uygulad yntemin, insann zihinselliine uygulanamayacann

    ayrdndayd.

    Homojen bir evrenselliin hakim olduu fizikle ilgili ksmda Descartes,

    Gne sistemi iin Gne merkezli modeli benimsemektedir. Kozmosu, Ayalt ve

    Ayst diye kkten farkl doada iki ksma ayran Aristotelesi geleneksel

    kozmolojiyi bylece terk eden Descartes, hatta, etrafnda dnyalarn dnd daha

    pek ok gne bulunduunu ileri srer. Kitap boyunca, tm evrenin tek tr bir

    maddeden yapl olduunu ve ayn doa yasalarnn evrenin her tarafnda eit

    biimde geerli olduunu savunmasyla, ebiimli bir evrenselliin koyu savunucusu

    olarak ortaya kar. Elden geldiince basit tutulmaya allan bu evren modeli,

    byklk, ekil ve hareket gibi snrl zellikler ykledii maddeyle dolu olan ve

    harekete ilikin sadece birka yasayla idare edilen bir evren modelidir. Sadece yer

    kaplayan paracklardan olumu maddeye izin veren bu modelin atomcu

    grlerden tek fark, madde paracklarnn sonsuzca blnebilir olduklarn kabul

  • 20

    etmesi ve boluk kart grleri srdrmesidir. Tanrnn hareketsiz olmas gereini

    dikkate alan Descartes, tm evrendeki toplam hareketin korunduunu savunur ve

    gelitirdii hareket yasalarn da Tanrnn kesintisiz etkinliine dayandrr (Ik

    zerine Deneme, (Cottingham et al., 1985: vol.1, 81-98)).

    Descartes her ne kadar kendisini bir fiziki ve matematiki saysa da, Dnya

    eserinin asl devrimci olan ve kendisinden ncesi iin tam anlamyla marjinal bir

    yenilik sergileyen taraf yeni fizikten ok, gelitirdii yeni fizyoloji ve genel olarak

    fizyolojiye getirdii mekanistik bak asdr (nsan zerine Deneme, (Cottingham

    et al., 1985: vol.1, 99-108)). Tp eitimi almam olan Descartes'n, kendini fizyoloji

    ve anatomi konusunda gelitirme ihtiyac duyduunu ve bunun iin kasaplardan

    ald hayvanlara ait beden paralar zerinde incelemeler yaptn biliyoruz. Eserin

    ikinci ksmnda gelitirilen fizyoloji, onun fiziinin bir uzants olarak

    dnlmelidir. nk bir yandan fiziin ilkeleriyle, canl bedenler dahil olmak

    zere her trl fiziksel nesnenin zelliklerini aklamann mmkn olduuna

    inanyordu, dier yandan bu konudaki dncelerini ilerletmek iin canl

    bedenleriyle insan yapm makineler arasnda srekli kurduu benzetmelerden

    faydalanyordu. Canl bedenlerle makinelerin temel doalar bakmndan farkl

    olmadklarn kabul ediyor ve ikisi arasndaki ayrl sadece bir karmaklk derecesi

    olarak gryordu (Boden, 2006: 58). Meditasyonlar'da dile getirdii gibi, insan

    bedeni bu eserde kemikler, sinirler, kaslar, damarlar, kan ve deriden olumu bir tr

    makine olarak sunulur, yle ki eer onda zihin (veya ruh) bulunmasayd bile yine de

    ayn hareketleri yerine getirebilirdi (Cottingham et al., 1985: vol.2, 58). nsan

    bedeninin, zaten baz hareketleri zihnin kontrol ve idaresi altnda olmadan

    gerekletirdiine iaret eden Descartes, bu ynyle refleks hareket kavramnn da

  • 21

    fikir babas saylr. Nasl ki, mekanik modellerin hareketlerinin kendi zgr iradeleri

    ile gerekletiini dnmyorsak ve dardaki bir fiziksel etkiden kaynaklandn

    kabul ediyorsak, ayn ekilde Descartes da insann sk sk bilinli maksad dnda

    hareketler sergilediini ve bunlarn d uyaranlardan kaynakl olduunu belirtir

    (Schultz&Schultz, 2002: 69). Bundan baka, hayvanlarda bir ruh ya da zihin

    bulunduunu kabul etmedii iin onlarn btnyle mekanistik yoldan

    aklanabileceklerini savunur. Bu eserinde mekanistik bir zmlemeye tabi tuttuu

    fizyolojik ilevler arasnda besinlerin sindirimi, kann dolam, bedenin serpilip

    olgunlamas, solunum, uyku ve uyanklk, dsal dnyann duyumsanmas, hayal

    gc, hafza, itahlar ve tutkular, bedenin hareketleri sralanabilir (Fancher, 1990:

    18). Btn bu fizyolojik ilevlerin tamamen mekanik yoldan gerekletiklerine olan

    inancn u szlerle ortaya koyar:

    Bir saat veya baka bir otomatta grdmz hareketin, ondaki dengelenmi arlklarn ve arklarn dzenleniinden ortaya kmas ne kadar doal ise, bu ilevlerin de en kk ayrntya varana kadar, srf (beden) makinesinin organlarnn dzenleniinden ayn doallkla ortaya ktn gz nne almanz rica edeceim. yleyse bu ilevleri aklamak iin, bu makinenin, ondaki kan ve ruhlara ilave olarak herhangi bir bitkisel veya duyusal ruha ya da bir baka hareket ve yaam ilkesine sahip olduunu dnmek gerekli deildir ... (nsan zerine Deneme, (Cottingham et al., 1985: vol.1, 108))

    Descartes yapt anatomik incelemeler sonucunda zihnin beden zerindeki

    bilinli kontrolnn beyin ve sinir sistemi zerinden gerekletii sonucuna varmt.

    lgisini, zellikle kafatasnn iinde beynin ksmlar arasnda kalan boluklar

    zerinde younlatrmt. Bu boluklar veya odacklar (ventrikller) beyin ve

    omurilii saran sarms renkte bir svyla (serebrospinal sv) doludur ve Descartes bu

  • 22

    svnn can ruhlarndan (animal spirits) olutuunu dnyordu.6 Descartes, bu can

    ruhlarnn, ileri oyuk ince kanalcklardan ibaret olan sinir lifleri boyunca hareket

    ederek btn bedene yayldklar ve iine girdikleri kaslarn eklini deitirmek

    suretiyle etkinlie geirdikleri eklindeki bir fikri savunuyordu (bu fikri Yunanl tp

    hekimi Galen'den dn almt). Can ruhlarnn kafatas ii odacklardan beynin

    gzeneklerine szarak beynin iine girdiklerini ve buradan sinirlere

    ynlendirildiklerini tasarlyordu. Yani Descartes'a gre beyin, bu can ruhlarnn

    yolunu deitirip ilgili sinire ynlendirecek ekilde bir borucuklar ve kapakklar

    sisteminden oluuyordu (Fancher, 1990: 18). Bu sistemin ileyiinin detaylarna

    bakldnda mekanistik aklamann etkileyici bir rneiyle karlarz. Buna gre,

    bir tr duyusal-motor devre, can ruhlarnn beden iindeki ak ve dalmn ynetir.

    Duyu sinirlerinin, ii oyuk sinir lifleri boyunca uzanan ince teller olduklar

    varsaylmtr ve bir duyu organ uyarldnda bu teller hafife titretilir. Bu titreim,

    beyin boluundaki merkezi odaca alan ilgili borucuun kapakn eker ve can

    ruhlarnn ieri dolarak kasa doru akmalarn salar (Hatfield, 2003: 305-306).

    Can ruhlar beyindeki boluklara girdikleri lde, bu boluklar terk edip beyin dokusundaki gzeneklere de (veya kanallara) girebilir ve bu kanallardan sinirlere doru ilerleyebilirler. Ve onlarn dierleri yerine belirli sinirlere girmelerine bal olarak, bu sinirlerin ulat kaslarn eklini deitirmeye ve bylece btn organlar hareket ettirmeye muktedir olurlar. Bununla benzer olarak, yapay maaralarda (grotto) ve kraliyet bahelerindeki emelerde grm olmalsnz ki, suyun kaynandan fkrmasn salayan ayn kuvvet, suyun iinden getii borularn eitli ekillere sokulmas yoluyla, eitli makineleri kendi bana hareket ettirebilir ve hatta bu makinelerin belirli mzik aletlerini almasn veya belirli szckleri seslendirmesini salayabilir. (nsan zerine Deneme, (Cottingham et al., 1985: vol.1, 100))

    6 Can ruhlarnn insan zihni gibi ruhsal doada olduklarn dnmemek gerekir. Burada kullanlan

    adlandrmaya ramen can ruhlar aslnda saf fiziksel eylerdir. Benim burada 'ruhlar' dediim eyler sadece cisimlerdir; bir mealeden frlayan kvlcmlar gibi ok hzl hareket eden son derece kk cisimler olmaktan baka bir zellikleri yoktur. (Ruhun Tutkular, Ksm I, madde 10 (Cottingham, 1996: 53))

  • 23

    Descartes'n otomatlara olan zel ilgisi zerinde durmak gerekir. Dengelenmi

    arlklardaki kuvvetin bir dililer sistemine aktarlmas ile ileyen mekanik saatler

    veya suyun akma kuvveti ile alan otomatlar, otomatik kaplar vb. retmeye dnk,

    mekanik sistemlere dair bir tr uygulamal bilim, o dnemde hzl bir gelime iine

    girmiti. Halkn zel bir ilgi gsterdii bu tr mekanizmalarn kullanld sergi

    alanlar veya zel gsterilere Avrupa'nn eitli yerlerinde rastlamak mmknd.

    Bunlarn iinde en etkileyici olanlar ise kraliyet bahelerindeki heykellerdi.

    Ziyaretiler bu heykellerin nnde durduklarnda, zerine baslan zeminin altna

    gizlenmi manivelalar harekete geer, su heykellerin iindeki borulardan akp

    kapaklardan geer ve onlar hareket ettirirdi. rnein bir kii, ykanmakta olan

    tanra Diana'nn heykeline yaklanca, heykel maarann iine doru iffetlice

    saklanrd; bunun gibi tanr Neptn'n heykeli de fazlaca yaklalrsa dili ataln

    sallayarak ne atlrd. Descartes'n St.Germain'de, henz orduya katlmad bir

    srada ve hayatna anlam katacak bir amac henz bulamad bunalml bir evrede

    iken, burada Sen Nehrinin kysndaki kraliyet bahelerini ziyarete gittii ve buradaki

    otomatlar hayranlkla izledii bilinmektedir (Fancher, 1990: 9). Bu tr heykel ve

    otomatlarn Descartes zerindeki etkisinin byk olduu ve felsefesinin

    paradigmasn oluturduu, hemen her eserinde verdii rneklerden ve mekanistik

    dnme biimini bu analojiler zerine ina etmesinden bellidir.

    Mekanistik bir fizyoloji kurgulamaya ynelik btn bu dnceler, insan ve

    hayvan bedenlerini evrelerine duyusal uyarlma yoluyla tepki veren makineler

    olarak ele almaktadr. Bu gr, klasik refleks kuramnn kuramsal zn barndran

    bir yaklamdr ve grdmz gibi kkleri Descartes'a uzanmaktadr. Mekanistik

    fizyolojiye ilikin Kartezyen giriimin vard sonu, bitkisel ve hayvansal ruhlara

  • 24

    ilikin geleneksel kavramlarn tmyle elenmesi, insan bedeninin, ruhun yokluunda

    bile canlla zg tm ilevlerini, aklsallk hari olmak zere, devam ettirebilen bir

    mekanizmaya dnmesi olmutur. Dinsel dnya grnn hakim olduu

    modernite-ncesi toplumsal-kltrel koullarn iinde, insan znesine ilikin

    kavrayta byle bir farkllama nasl mmkn olmutur? Bunu izah edebilmek,

    mekanik znenin kurgulann ve devamnda da btn bir modernite dnemi

    boyunca bu kurgunun entelekteller tarafndan sahiplenerek srarla srdrln

    anlayabilmek asndan nem arz eder.

    1. 1. 3. Kartezyen Felsefe ve Mekanizm

    Descartes'n grlerini temellendirmek iin eserlerinde ortaya koyduu

    mantksal ispatlarn, gelitirdii kantlarn, girdii tartmalarn, zihin felsefesinin

    bugn eritii aama itibaryla fazla bir deeri kalmamtr. Btn bu temellendirme

    abalar, bir dnem felsefeye yn veren o etkileyicilie artk sahip deildir, nk

    bunlarn ierdii bir dizi mantksal sakatlk bugn yaygn olarak bilinir hale

    gelmitir. Ama Descartes'n grleriyle ilgili nemli olan husus, kendisinden

    sonraya miras brakt dnme eklidir. Kartezyen felsefeye zg dnme biimi,

    btn bir modernite sreci boyunca gl biimde sahiplenilmi ve zel bir dikkat

    yneltilmedike farkna varmann zor olduu bir olaan yaygnlk kazanmtr. O

    yzden burada ne zihin-beden dalizmine ilikin Kartezyen argmanlarn ne de

    onlarn trl trl yollardan rtl zerinde durulmaldr. Zihin felsefesinin

    ada balam iinde Kartezyen felsefe sz konusu olduunda, Descartes'n neyi

    dndnden ok, neden byle dnd nemlidir.

  • 25

    Descartesn, Aristotelesi gelenein belli bal grlerine kar kan cesur

    giriimini gerekelendiren dncelerini ortaya koyduu temel eser lk Felsefe

    zerine Meditasyonlardr. Bu eserde, dncesinin temel stunlarn oluturan

    yntemsel pheyi, bu pheye cevaben gelitirilen mehur cogito kantn,

    aldatmayan bir Tanr tarafndan gvenceye alnm ak ve seik alglara ilikin

    lt, Kartezyen emberi, zihin-beden ayrmn ve bunun sonucu olan zihin-beden

    etkileimine ilikin sorunsaln tmn bir arada bulmak mmkndr. Ancak,

    Hatfieldn da belirttii gibi, felsefeye yaplan bu zgn katklarn kendilerinin bizzat

    bir hedef olmadklar ve Descartes tarafndan asl amaca ulamakta sadece birer ara

    olarak grldkleri gerei, geen yzyln ortalarndan beri geni apta gz ard

    edilmitir (Hatfield, 2003: xiii). Bu yzden ncelikle Descartesn tm dnce

    abalarna yn veren temel bir hedefin ve kapsaml bir projenin varlndan

    bahsetmek gerekir.

    Hepimiz Descartes bir dnr olarak biliriz; hatta yaymlanma tarihleri

    bakmndan Metot zerine Konuma ve Meditasyonlar gibi eserlerinin tad

    ncelie bakarak onun asl itibaryla bir metafiziki olduunu dnme

    eilimindeyizdir. Oysa felsefe tarihinin nde gelen bir metafizikisi haline gelmeden

    nce o bir matematiki ve bir doa filozofuydu7 ve yaymlamak zere kaleme ald

    ilk eser de doa bilimi zerineydi (Hatfield, 2003: 4, 283). Dnya (Le Monde) adn

    verdii bu kitapta Descartesn mrn adad sz edilen ana hedefi, yeni bir genel

    doa bilimi gelitirme tasars olarak ortaya kyordu. Bu kitab yaymlamaya

    hazrland bir srada 1633de Galileonun Engizisyon tarafndan mahkum edildii

    haberini alnca kitab yaymlama kararndan vazgeer ve Dnya ancak lmnden

    7 Doa felsefesi (natural philosophy), modern bilimler ortaya kmadan nce fizik gibi doa

    bilimlerinin yerini tutan, doann ve fiziksel evrenin incelenmesi almalarna verilen addr. Bu konu zerine alanlara da doa filozofu (natural philosopher) deniyordu (Grant, 2007).

  • 26

    sonra 1664de yaymlanr. Kararndan vazgeen Descartes bu sefer, grlerinin ne

    derece kabul greceini snamak amacyla, Dnyadaki iddetli tepki yaratacan

    dnd ksmlar hari tutarak sadece Dioptrik, Meteoroloji ve Geometri isimli

    denemelerini ieren snrl ve basitletirilmi bir rnek alma yaymlar. Ksa ad

    Metot zerine Konuma olarak bilinen 1637 tarihli bu eserde, ad geen

    denemelerinde ulat sonulara varmada kulland yntemin bir taslan sunar.

    1641de ise Konumada yntemi iin sunduu kantlarn en tam hallerini ve btn

    bir felsefesinin metafizik temellerini ieren Meditasyonlar yaymlanr.

    zetle, u savn nemini vurgulamalyz: Meditasyonlarn yaymlanmasna

    dek giden bu olaylar rgs, yeni bir doa bilimi kurmaya dair emellerini

    gerekletirebilmek iin, nce bu grlerin kabul edilebilmesi ynnde bir etki

    uyandrmak amacyla mecburen metafizikle ilgilenmek durumunda kalan, ana ilgisi

    matematik ve doa felsefesi zerine odaklanan bir doa bilimcinin yaad sre

    olarak karmza kmaktadr. Descartesn Mersennee yazd mektuplarda da

    belirttii gibi, Meditasyonlar Aristotelesin ilkelerini ykan kendi fiziinin btn

    temellerini ieriyordu. Descartes, Meditasyonlarda sunduu btn kantlarn ve

    ulat sonularn ncelikle bu projenin hizmetine sunma amac tayordu, ama

    devrimci niyetlerinin gizli kalmasn istedii iin de bu kitabn hibir yerinde fiziin

    ilkeleri ya da doal dnyann kuram gibi bir balk kullanmamt.8

    Descartesn yntem zerine olan grlerini incelemeye lk Felsefe zerine

    Meditasyonlarda geen ilk felsefe deyiminden balanabilir. Aristotelese kadar geri

    giden bir gemie sahip olan ilk felsefe, en yce varlk biimlerinin incelendii ve

    8 Mersennee yazd mektuplardan anladmza gre Descartes, Aritotelesi onaylayan ve

    savunanlarn, zellikle de kitabn (Meditasyonlar'n) yaymn engelleyebilecek Kilise otoritelerinin bu durumdan haberdar olmalarn istemiyordu. Ortaya koyduu grlerin okuyucuda bir kamplamaya sebep olmadan dikkate alnmasn ve herkesin buradaki asl amacn farknda olmadan bu fikirlerle yaknlk kurmasn istiyordu. (Hatfield, 2003:25)

  • 27

    dnceye yn vermekte bavurulan en temel ilkelerin saptand bir felsefe alandr.

    Bu konularn ele alnmas, somut fiziksel varln tesine gemeyi bir zorunluluk

    haline getirdii iin felsefenin bu alanna fiziin tesinde olan anlamna gelen

    metafizik ad verilmitir. Yani metafiziin altnda yatan temel anlaya gre, somut

    bir varla sahip btn bir fizik alan, fiziin tesinde kalan varlk biimlerinin ve

    temel ilkelerin belirlenimi altndadr. Descartesn metafiziini geleneksel

    metafizikten ayran en byk farkllk da ite tam bu noktada, Descartesn bu

    belirlenimin matematiksel bir kesinlikte olduunu peinen kabul etmi olmasnda

    yatar.

    Aslnda belirlenimciliin olas tek bir biiminin bulunduu konusu zerinde

    tartmak mmkndr, ama Descartesa gre belirlenmilik (determination) hibir

    belirsizlie izin vermeyecek ekilde kesin olmaldr, dolaysyla matematiksel doada

    olmaldr. Olas dier tm seeneklerin apriori olarak ve mantksal bir kesinlikle

    elendii matematiksel ilemlerde sonu tam da byle bir kesinlikle belirlenmitir ve

    Descartesn matematiin bu ayrcalkl durumundan adeta bylenmi olduunu

    gsteren bir ok iaret vardr.

    1. 1. 4. Kartezyen Felsefenin Biyografik Aamalar

    Descartes'n genlik dneminin geliim izgisi incelendiinde, kendisine bir

    misyon arayan yksek ideallerin adam olma arzusu gze arpar. Bu idealleri edinene

    kadar, amaszln getirdii bir boluk ve bunalm hali iinde yaad dnlr.

    Bu srecin sonunda matematik ve doa felsefesi zerine olan almalar srasnda

    zel bir yntem bulduuna inand ve bu inanc bir projeye dnt. Bu proje, doa

    bilimini yeni yntemler zerinde ykseltmek, mekanik aklama biimini hibir

  • 28

    istisna kabul etmeyecek ekilde her trl varlk katmanna eit derecede yaymakt.

    Kendisinin belirttiine gre, ana zg bilgideki temelsizlikten, her kafadan ayr

    bir sesin kt bir manzarann sunduu danklktan ve temellendirme

    yordamlarnn rklnden yaknyordu. Salam ve kesin bilgiye olan inanc bir

    dogma lsndeydi ve onu bu ar inanca gtren gelimeleri ksaca anmak

    gerekir.

    Descartes La Fleche'teki okulunda parlak zekasyla ne kan, entelektel

    melekeleri gelimi bir renci olmu ve okulda sunulan mfredat iinde houna

    giden konular (zellikle matematik, astronomi ve doa felsefesi gibi (Hatfield, 2003:

    6)) bulmu olsa da, rendikleri iinde onu derinden etkileyip peinden gidecei bir

    ey karsna kmad. Bu hususu ayn zamanda bir entelektel otobiyografi nitelii

    tayan Metot zerine Konuma eserinde de anlatr (Descartes, 1994: 10-15). Poitiers

    niversitesinden hukuk diplomas aldktan sonra yirmi yanda Paris'e geldi ve

    iinde bulunduu amaszln bir gstergesi olarak burann elence hayatna kapld.

    mr boyu yakn dostu, srda ve entelektel muhatab ve yine La Fleche'den

    mezun bir kei olan Marin Mersenne, deneyimsiz bir acemi durumundaki

    Descartes' bilimsel, felsefi almalarn iine ekmeye alt, ancak sonra baka

    yere tayin edilen Mersenne Paris'i terk etmek zorunda kald. Yalnz kalan Descartes,

    byk ihtimalle, tutkuyla balanaca bir ey bulamam olmasndan kaynakl bir

    bunalm devresi yaad ve sonunda gidip orduya yazld (Fancher, 1990: 8-9). Bal

    olduu birlik o zamanki Hollanda snrlar iinde yer alan Breda'da konaklarken

    burada hayatnn nemli bir dnm noktasn yaad: sim yapm bir Hollandal

    matematiki ve doa filozofu olan Isaac Beeckman'la tant. Beeckman'la yapt

    matematik ierikli konumalardan olduka etkilendi ve bu etki altnda geometri ve

  • 29

    cebir zerinde yeni bir evkle almaya balad; ilk eseri olan mzik zerine bir

    kitab (Compendium on Music) bu srada yazd.

    Ama daha nemlisi, yine bu sralarda, bir ann e blnmesi problemiyle

    urarken cebirle geometriyi birletirmenin bir yntemini buldu ve bylece bugn

    analitik geometri olarak bilinen matematik alann ortaya kard. Bir yerde bu

    buluundan Beeckman'a bahsederken, tm olas denklemleri zebilecek tamamen

    yeni bir bilim kefettiini belirtir (Hatfield, 2003: 9). Bir baka yerde mantk, cebir

    ve geometrinin elverili yanlarn almak, kusurlarn ise atmak suretiyle gelitirdiini

    belirttii bu yeni yntemi, drt temel kural halinde yazya geirir (Descartes, 1994;

    21-22). Ksaca bu kurallar, bir ispatlama yapmak iin bilinen en basit eylerden (ak

    ve seik bilinen eylerden) kalkarak ilerlemeyi, karmak konular veya problemleri

    bu basit elere ulaana dek paralarna blmeyi, bir problemi zmede gerekli

    admlar uygularken sraya dikkat etmeyi ve hibir adm eksik brakmamay ierir.

    Aslnda bu kurallarn geometricilerin kulland yntemle ayn olduunu kendisi de

    belirtir. Yine de bu yntemsel kefinden; ne trden bir nicelik ierirse iersin her tr

    denklemi zebileceini dnd bu yntemi kefetmekle gsterdii baardan,

    bundan sonraki btn hayatn ynlendirecek derecede etkilendi.

    Descartes'n bu erken dnemde, yeni bir yntem kefetmenin peinde

    olduunu gsterir herhangi bir emare yoktur ve kefettii yntem de, orantlara

    ilikin daha nce bilinen matematiksel yntemlerin gelitirilip genelletirilmesinden

    ibarettir (Hatfield, 2003: 9). Ama grnd kadaryla, artk mr boyunca tutkuyla

    bal kalaca ilkeyi veya ideali bulmutur. Sorun, bu kefettii yntemi felsefe ve

    metafizie varncaya kadar her alanda uygulamaya kalkmasndadr. Matematiksel

    alma alanna zg olan ve bu alanda yapt almalardan trettii bu kurallar,

  • 30

    srf fiziksel doadaki fenomenlere deil, biyolojik ve hatta psikolojik doadaki

    fenomen alanlarna temil etmeye almas, tam bir gz karalkla hareket ettiinin

    gstergesidir. Bu kurallarn ve bu kurallara dayal yntemin btn bilimlerde

    uygulanmasn savunmas, istisna kabul etmeden her trl fenomen veya varlk tr

    iin geerli olabileceini savlamas ve btn bunlar grd ryalarn yorumundan

    kalkarak yapmaya girimesine baktmzda, sz konusu olan ey, btn bilimleri

    kapsayan kkten bir reform projesi iin kendisinin adeta seilmi olduunu

    dnmesidir ve bunu fark etmemek mmkn deildir.9

    Bundan sonraki dokuz yl boyunca bu yeni yntemini serimleyecek, evrensel

    matematik hakkndaki bir kitap zerinde alt ve yazl srasna gre ikinci kitab

    olan ama lmnden sonra yaymlanan Akln daresi in Kurallar ortaya kt

    (Hatfield, 2003: 13). Btn bunlardan anlald kadaryla, kafasndaki fikir, her

    probleme ve her konuya tatbik edilebilecek bir tr matematik gelitirmektir.

    Matematiin nesneleri olan saylar ve geometrik ekillerin bir tekdzelii, kusursuz

    bir ebiimlilii vardr ve bu sayede ele alnan matematiksel problem ne trden

    olursa olsun ayn yntemi uygulamak suretiyle her zaman bir zme ulalabilir.

    te Descartes'n kafasndaki de, buna benzer ekilde bir evrensel matematik

    gelitirme projesidir; hatta bunu dorular mahiyette, kendi almasn Mayorkal

    Ramon Lull'un Ars Brevis eseriyle karlatrr (Hatfield, 2003: 9). Leibniz

    zerindeki etkisiyle hesaplama kuramnn ncs olarak grlen Lull, her trden

    soruya bir cevap bulunmasn salayan mekanik bir yntem ve bu yntemi temel alan 9 Descartes'n vizyon ieren mehur olmu ryalarnn anlatm Baillet'in yazd biyografide bulunur.

    Descartes bu ryalarn sonuncusundan sonra hayatna nasl bir yn verecei ile ilgili belirleyici bir karar alr: Aklm eitmek ve hakikatin bilgisinde kendimi olabildiince ilerletmek iin tm hayatm vakfetmek. Baillet'in biyografisinden kendisine bir kopya karmak isteyen Leibniz, rasyonel bilimin temelinde bylesi bir irrasyonel epizodun bulunmas karsnda urad aknlkla ryalarn anlatld ksm alntlamamay tercih etti. Bu durum ironik olduu kadar manidardr ve Descartes'n byk projesinin aslnda saplant derecesinde bir tutkuya dntnn de iaretidir (Rodis-Lewis, 1998: 36-42).

  • 31

    bir dizi makine gelitirmiti. Eer anlay gc hibir kurala uymayacak olsayd ne

    iyi bir anlaytan ne de iyi anlalm bir meseleden bahsedilemezdi ve cahil kalmak

    en iyisi olurdu demesiyle, kurallara bal yntemci dncenin erken bir rneini

    yine Lull'da grrz (Boden, 2006: 56).

    Denebilir ki, Descartes'n bu her eyi tekbiimli deerlendirme arzusu ve her

    eyi tekdze hale getirme emeli, onun karklktan, dzensizlikten nefret eden

    mizacyla bir ekilde balantl olmaldr.10 Mizacnn bu zellikleri, onun okulda

    edindii akademik bilginin ounlukla bir ie yaramaz ve belirsizliklerle dolu

    olduunu dile getiriine, edebiyattan, ahlak ve teolojiye varncaya kadar tek tek

    btn bilimlerin durumuna getirdii eletirilere de yansmaktadr; bu eletirilerin

    hepsinin temelinde bir kesinlik araynn yattn grrz:

    Daha ocukken edebiyat ve bilimle beslenmitim ve onlarla hayata yararl her eyin ak ve salam bilgisinin edinilebileceine inandrldm iin, onlar renmeye sonsuz bir istek duyuyordum. Fakat, sonunda adet olduu zere insan bilginler srasna sokan bu okuma sresini bitirir bitirmez, grm tmyle deitirdim. nk, ylesine iinden klmaz phe ve yanllklar iine dm bulunuyordum ki, okumaktan edindiim biricik yarar, bilgisizliimi gittike daha iyi grmek olmutu adeta. (Descartes, 1994: 9-10)

    Bizzat kendisinin ifade ettii zere, felsefeye bilhassa mesafeli duruyordu,

    nk deiik felsefe akmlar arasndaki anlamazlklar dolaysyla bu akmlar onun

    iin, srf olas grnmenin tesine geemiyorlar ve hibiri matematiin kesinlik ve

    apaklna eriemedikleri iin de onlarn yanl olduklarna hkmediyordu

    (Hatfield, 2003: 7). Matematiksel almalara zg kurallar evrensel bir yntem

    10

    [Fransa'da bulunduu srada] Fronde karklklarnda Descartes huzursuzlanr. nk, zihinde olduu gibi devlette de dzensizlik onun nefret ettii eydir. (Descartes'n Hayat blmnden (Descartes, 1994: 80)). Descartes okul andan beri huzur ve skunet iinde dnebilecei kendisine ait zel bir odaya sahip olma ayrcaln daima yaamt (Rodis-Lewis, 1998: 8, 25). Genliindeki havai ve uar yaad ksa bir dnem hari, daima kalabalk ortamlardan ve bilhassa Paris'in youn ve grltl ortamndan uzakta durdu; yalnz bir hayat tercih etti, hatta rahatsz edilmemek iin ikamet yerini bile ounlukla gizli tuttu.

  • 32

    olarak kaleme al, bunlara harfiyen bal kalmak konusundaki tutumu ve

    almalarnda kendisini mekanistik karakterli kurallarla sk skya snrlandrmak

    konusundaki srar, nasl bir zne ile kar karya olduumuzun ipularn

    salamaktadr.

    Sonu olarak, ann btn bilgisini yeni temeller zerinde yeniden

    ykseltmeye ilikin, Descartes'n iinden getii srecin, aslnda tersinden

    sunulduunu ve hatta bizi buna inandrmaya alann da yine Descartes'n kendisi

    olduunu syleyebiliriz. Sanki, kendi zamannn mevcut bilgisinden tatmin olmam,

    bu yzden btn bilgiyi yeni batan kurmaya girimi, sonucunda da bu yeni

    yntemi, kesin bilgiye varmann yolunu ve yeni bir epistemolojiyi kefetmi gibi

    yaygn bir alg vardr. Oysa burada bir arptma sz konusu; nk anlan yntemi

    daha iin banda adeta bir tesadf eseri olarak kefettiini ve bu andan itibaren ona

    kesin inan besledii bir stat yklediini biliyoruz. Descartes'n entelektel

    maceras, iddia ettii gibi kesin bilginin peinde bir aray iinde gememitir;

    dogmatik bir inanla baland ve en byk ncelii kendisine tand bir bilgi

    biimi balangtan itibaren zaten vard. Bu bilgi biimine duyduu sz konusu kesin

    inan ve ballk ise byk ihtimalle, gen yata matematikte gsterdii o baarlara

    ve bu baarlarn sunduu haz ve tatmin duygusuna dayanmaktadr; yoksa uzun,

    meakkatli ve detayl almalarn sonucuna deil. Karsna kan veya kabilecek

    her trl olay ve varla bu yntemi uyarlayabilecei konusundaki kesin inan, onun

    bu konuda bilimsel deil dogmatik olduunun gstergesidir. Descartes'n iin banda

    deil de sonradan felsefe ve metafizikle ilgilenme durumunda kalmasnn sebeplerini

    burada aramak gerekir, nk eserlerinin kaleme aln sras (Clarke, 2006: 419-

    420), dinsel otoritelerden duyduu ekinceler ve mektuplarndan edindiimiz

  • 33

    izlenim, byk projesinin felsefi altyapsn sonradan kurmak durumunda kalddr.

    Entelektel giriimlerinin arkasndaki motivasyon, felsefi karakterli bir epistemoloji

    gelitirme amac deildi ve olaylarn ve tanklklarn rgs bize, Meditasyonlar'da

    ortaya konan metafiziin daha ziyade, mecbur kalnm bir giriim olduu

    grntsn vermektedir. Yine Mersenne'e yazd bir mektuptan ayrca biliyoruz ki,

    ncelikle yeni fizie dair grlerinin okunup yaygnlamasn istiyordu ve bu onun

    iin ok nemliydi:

    Sadece ikimizin arasnda kalacak bir eyi sana sylemeliyim ki, bu alt Meditasyon benim Fiziimin btn temellerini ieriyor. Fakat, ne olur, bunu kimseye syleme; nk Aristoteles'e tevecch edenler onlar onaylamakta daha fazla zorlanabilirler; ve onlar okuyacaklarn benim ilkelerime farkna varmadan alacaklarn ve onlarn doruluunu onaylayacaklarn, ve bunun, benim ilkelerimin Aristoteles'inkileri yktn farketmelerinden nce olmasn umut ediyorum. (Cottingham et al., 1985: vol.3, 297-8)

    Burada Fiziim dedii, uzun sre zerinde alt ve yaymndan

    vazgemek zorunda kald Dnya eserinde gelitirdii, istisnasz tm doal

    fenomenleri aklamaya ynelik mekanistik kuramdr. Burada belirttii gibi, aslnda

    Meditasyonlar' fiziinin temellerini kurmak amacyla yaymlam olmakla birlikte,

    biraz da Kiliseden duyduu ekincelerle ve iinden geldii Cizvit evreye ho

    grnmek kaygsyla, eserinin kapana Tanrnn Varlnn ve Ruhun

    lmszlnn spatland biiminde bir alt balk eklemek suretiyle, bunu

    ustalkla gizlemitir. Oysa bunun tam tersine Meditasyonlar'daki Tanr ispatlamalar

    bugn Kartezyen ember olarak bilinen bir dngsellik ierdii ve mantksal

    adan sakat olduu halde, yine bir baka mektubunda yazd zere,

    Meditasyonlar'da gya bize Tanr ve ruhumuz hakknda bilgi verildii eklindeki

  • 34

    iddiasn devam ettirmekte ve bylece yaratt grnty srdrmek istemektedir.11

    Ayrca, yine iddia edilenin aksine bu eserde ruhun lmszlne ilikin hi bir ey

    ortaya konmad iin de, alt bal sonradan Tanrnn Varlnn ve nsan Ruhunun

    Bedeninden Ayrlnn spatland eklinde deitirmek zorunda kalmtr

    (Hatfield, 2003: 25).

    Descartes'n dostlaryla olan yazmalarna, kritik zamanlarda verdii kararlara,

    hayatnn farkl evreleri boyunca dnce izgisinin takip ettii yola bakldnda,

    ortaya koyaca yeni mekanistik fizik sisteminin ar bir direnle karlamamas

    iin uygun bir atmosfer yaratma abas aka gze arpar. almalarnn sonradan

    felsefi-metafizik arlkl bir karakter kazanmasnn temel sebebinin de, eserlerinin

    geni evrelerde okunmas ve tartlmas ynnde byk bir arzu besledii ve

    sansre uramay en byk kabus sayd iin, ileri srd yeniliki mekanistik

    yntemin en temel dinsel dogmalarla elime iinde olmadna kiliseyi ve dinsel

    otoriteyi bir ekilde ikna etmesi gerei olduunu ve sonu olarak bunu byk bir

    ustalkla yerine getirdiini syleyebiliriz. Fakat unu da kesinlikle syleyebiliriz ki

    Descartes, byle bir metafizik gelitirirken, getirdii bu kuatc ve radikal

    mekanizmin iliemedii korunakl bir alan ama zorunluluu ile kar karya

    kalmtr. nk, insann zgr tercihlerine gre eyleyen bir zne gibi deil de, tm

    hareketlerinin matematiksel yasalarca tamamen belirlenmi bir tr makine olarak

    alglanmas, te dnyadaki ceza ve dl vaadini anlamsz hale getirdii iin dinsel

    inancn en temel dayanaklarnn ykld anlamna gelirdi. Oysa insan bedeni inkar

    11

    Descartes, Meditasyonlar, kendi felsefe sisteminin zn iermesine karn, ilgin bir ekilde, okurlarnn ilgilerini srekli bu esere yneltmelerini istememektedir. Nitekim, Prenses Elizabeth'e yazd bir mektupta, Meditasyonlar'da sunduu metafizik ilkeler bize Tanr ve ruhumuz hakknda bilgi verdikleri iin, onlarn doru olarak anlalmalarnn bir yandan ok gerekli olmakla birlikte, dier yandan onlar zerine srekli dnmenin, zarar verici olabilecei iin, gerekli olmadn belirtmektedir (Hatfield, 2003: 26).

  • 35

    edilemez biimde fiziksel bir varlk olduu iin Descartes'n gelitirdii yeni fiziin

    mekanistik aklama alan iine kanlmaz biimde dahil oluyordu. Bu yzden

    insann bedeniyle zde olmad ya da insan olmann bir beden olmak anlamna

    gelmedii eklindeki bir k yolunu kullanmaktan baka bir seenek yoktu. Yine bu

    yzden Descartes'n, aslnda dinsel inancn iinde zaten mevcut olan ruh-beden

    farkllna dayal dalizmi iyice radikalletirmek ynnde kullanmay tercih etmesi

    artc deildir. zetle, Descartes yeni fiziin kuatcl iinde bir istisna durumu

    yaratmak zorundayd; getirdii yeni yntemin ve dnme biiminin temel zyle

    uyumayan bir hamle yapmaktan, bu yntemin geerli olmad bir varlk alan

    tasarlamaktan, bylelikle varl kkensel bir paralanmaya uratmaktan baka bir

    seenei yoktu. in banda ileri srd, mekanistik fizie ilikin evrensellik ve

    kuatclk iddiasn, bu fizie dayal aklamalarn istisnasz her varlk ve olay tr

    iin eit biimde geerli olmas koulunu terk etmek durumunda kalyor, bylece

    aslnda kendi kendisiyle aka elime iine dyordu. Kendi tercihiyle, sistemin

    iinde adeta bir delik alyor ve bunun tamiri de balangtaki iddialar ve kabuller

    btnyle terk edilmeden, yani sistem btnyle terk edilmeden mmkn deildir.

    Sakat temeller zerinde ykselen bir felsefe sisteminin barndrd elikilerin

    zlmesi mmkn deildir ve bugne kadar ki uygulamada da, Descartes'n

    sunduu kavramsal ereve dna klmad srece, bu yndeki tm abalar bir

    sonu vermemitir.

  • 36

    1. 2. Yntemci Dnce ve Mekanistik Bilim

    Descartes'n dnme biimine bandan beri sinmi bulunan mekanistik

    karakter, onun hayat boyunca hep bir metod adam olmasnda ve metodun onda bir

    tutkuya dnmesinde grlebilir. Yntemin nemine ilikin bu srarl fikirlerin

    kayna, henz okuldayken yaad deneyimlere kadar geri gitmektedir; okul

    gnlerinde kimi kez dahice bir bulutan bahsedildiini duyunca, buluun anlatld

    eseri okumadan, ayn sonuca kendi bana bir biimde ulap ulaamayacan merak

    ederdi. Bu tr denemeleri srasnda, henz hibir yerde aka ifade edilmemi bir

    takm kesin kurallara daima uymakta olduunu fark eder. Daha sonra, pek ok

    kitapta anlatlanlarn, ilerinden birka satr okunarak ve resimlerine gz atlarak

    tamamen bilinebileceini ileri srecektir (Rodis-Lewis, 1998: 31). Aslnda btn bu

    aykr fikirler, kitaplar okumaya gerek kalmadan, srf bir yntemin uygulanmas

    yoluyla her trl bilgiye kendi bana eriebilecei eklindeki, ancak ocukluk

    yllarndan kalma bir hayalle ilikili olabilir. Yntemciliin bu ar versiyonunda,

    hem herkesin tamamen ayn ekilde dnmesi gerektii gibi bir nyarg, bilginin

    tekbiimli bir evrensellie sahip olduuna ilikin kan, hem de her trl bilgisel

    otoriteden bamsz olma arzusu, kurallar belirlemek suretiyle doru ve deerli

    bilginin tek yetkesi konumunu kazanma emeli, dile getirilen ayn fikir iinde hep

    birlikte kendini belli etmektedir. Tek bir cmleyle bu reti, bilgiye otomatik bir

    ekilde eriilmesini savunmaktadr.

    1. 2. 1. Yntemci Dncenin Ykselii

    Descartes'la birlikte dnme biimine getirilen bu yntemsel titizlik,

    yntemin ok nemli olduu eklindeki yaygn inan, ieriin yntemden

  • 37

    bamszlna ar bir darbe vurmu oldu. Daha nce yaygn olan tutuma gre,

    ierik sanki deimeden kalan bir z gibi tasavvur ediliyor, dolaysyla her trl

    yntemsel farkllklar karsnda bir zerklik sahibi olduu dnlyordu. Dnme

    edimi ve bu edimin gerekleme ekli, baka alanlarda kstl bir varlk olan insann

    mutlak bir zgrlk alan sayla geldii iin, dnmenin kat kurallara zorla boyun

    edirilmesi mmkn grlmemitir. Dnmeye dardan bir kst dayatlamayaca,

    sonsuzu bile ne srme yetisi tayan dncenin bir tr snrszlkla donanm

    olduuna dair rtk inan, filozoflarn varla ilikin en etin sorularn zerine

    bandan beri zgven ve kararllkla gitmelerinde de kendini gsterir. lke olarak,

    dnen insanlarn says kadar farkl dnme biimlerinin varlna tannan imkan,

    daima felsefeye zg en doal tutum ve felsefe yapmann temel karakteri

    olagelmitir. Bununla paralel olarak, ieriin, dnen znenin znel tutumlar ve

    inanlarndan bamsz bir ekilde idealletirilmesini savunan Platonik realizm, bu

    anlamda, nesnelliin gerek vatandr ve felsefenin hakiki balangcn temsil eder.

    Felsefede kullanlan yntemler, yaklam biimleri, kavramsal ereveler dnrden

    dnre deiebilir ama zerinde kafa yorulan sorunlar sanki tzsel bir varolua

    iaret ediyormuasna genellikle ayndr. Aslnda Descartes da bu durumu

    deitirebilmi deildir; yntemsel titizlii merkeze alan Kartezyen felsefe,

    felsefenin kendine zg karakteri gerei, ardllar tarafndan felsefenin alan iinde

    ayr bir eni gibi grlmtr. Ancak bu yntemsel titizlik stratejisi, farkl bir

    kulvardan gitmek isteyen bir ksm entelektelin tam da arad eydi. Ortaa

    boyunca giderek profesyonelleen ve kurumsal bir kimlik kazanan zanaatkarlarnkine

    benzer bir zerklik ve mesleki bamszlk peinde olan ve burjuva etiini

    benimsemi bu entelekteller, felsefenin yntemsel liberalizmine alerji duydular.

  • 38

    te, buraya kadar sylenenler nda, bizden zel bir dikkat talep eden husus,

    Descartes'n da bu tr entelekteller snfna dahil olduu ve felsefe toprann bir z

    yurtta olmaktan ok, felsefenin sorunlaryla zel nedenlerle ilgilenen dardan bir

    yabanc konumunda bulunduudur.12

    Bilindii gibi matbaann geliiyle birlikte kitaplar artk Latince gibi bilimsel

    dillerde deil, ortalama bir okuyucuya hitap edecek ekilde halkn anadilinde

    yazlmaya baland. Bilimsel almalar niversite evrelerine snrl kalmaktan

    kartan byle bir durum, bu almalarn zel bir yoldan korunmaya alnmas

    gereini dourdu; halka almak, niteliksiz ounluun arzu edilmeyen mdahalesini

    ve ehliyetsiz kiilerin tartmalarna malzeme olma tehlikesini engellemek artyla

    mmkn olabilirdi. Konunun uzmanlarnn sz konusu olduu niversite/akademi

    ortamnda, yntemsel tartmalar belki bilimselliin gerei olarak tevik bile

    edilebilirdi ama poplerlemenin getirecei yozlamay nlemek iin bilimsel

    almalara kurumsal bir zerklik kazandrlmas ayrca gerekli hale gelmiti. Aranan

    bu kurumsal zerklik, Descartes'n bir rneini sunduu yntemsel titizlik yoluyla

    salanabilirdi. Bylece bir ksm entelektel, arzu edilen amalara ulamak iin

    dnmeye yntemsel bir sabitlik getirmeyi, kendi alma alanlarn baka

    konulardan keskince ayrmak iin dnceyi kesin kurallarn belirledii bir ereve

    iine gnll hapsetmeyi tercih etti. Dier yandan byle bir strateji, yntemden

    bamsz bir ierik olamayaca sonucuna rtk olarak varyordu; bu yeni dnemle

    birlikte ieriin zerklii gr terk ediliyor, ierii yntemin belirledii anlay 12

    Descartes'n genel olarak kitaplara olan, yukarda bahsedilen mesafeli tutumu yannda, bilhassa felsefe eserlerini okumaya kar isteksizlii bilinmektedir. rnein, Metod zerine Konuma yaymlannca, Mersenne ve dierleri cogito kantnn Aziz Augustinus'un Tanr Devleti'nde geen bir pasajla olan benzerliine dikkat ektiler. Ayrca 'kusursuz varlk' dncesinin kendisine ancak Tanr'dan gelmi olabilecei eklindeki tanr kantlamas da yine Augustinus'u artrmaktadr. 1637-38'de ve lmnden yalnzca oniki sene nce gerekleen bu yazmada Descartes cevaben, Augustinus'un eserlerini daha nce okumadn belirtir ve onlar gzden geirme sz verir (Hatfield, 2003: 21-22).

  • 39

    yerleiyordu. Dnme biimine ilikin yntemsel hassasiyet, bilimlerin kendilerini

    ayrmada ve bamsz bir kimlik ina etmelerinde anahtar roln oynamaya balad.

    Bundan sonra bilimsel yntem diye bir sylem ortaya kt ve bilimselliin zn

    yntemde gren bir anlay geliti. Dnce, zerine giydirilen bu metodik-elbise ile

    kat mekanik bir karaktere brnd. in asl, dnmenin disiplin altna alnmas

    ynndeki eilimlerin, belki Aristoteles'e kadar geri giden izini srmek mmkn

    olabilir ve kuruluundan beri mantn, doru dnmenin kurallar ad altnda

    dnmeyi mekanikletirdii ne srlebilir, ama Descartes'la birlikte gerekleen

    ey, bu tr bir mekanik dnme ediminin modern zneyle zdelemesidir. Mekanik

    dnme edimi Kartezyen znenin asl zdr ve bu zne, modern insan iin

    karakterinin btn zelliklerini ona bakarak biimlendirdii bir model haline

    gelecektir. Sanat ve edebiyattan iyi tandmz, zgr, uar armlarn peinden

    giden dnme biiminin hor grlmesi; ilk defa olarak bilimsel nitelemesinden

    mahrum edilerek bir nevi srgne gnderilmesi, bundan sonra balamtr. Btn

    bunlar, mekanik znenin modernite boyunca tank olunan kuruluunda byk pay

    sahibidir.

    Epistemoloji ve Descartes sonras felsefenin genie bir ksm, psikoloji ve

    gnmzde bilisel bilim, bunlarn hepsi zihinsel sreleri genel olarak ele alp

    incelerler, zihne dair genel ve soyut bir kavraya ulamay bilimselliin bir gerei

    sayarlar. Aslnda, soyut kavramlar zerinden ileyen bir aratrma metodolojisi,

    kuramsal karakterdeki ana akm bilimsel almalarn vazgeilmez yndr. Byle

    bir metodoloji, yaayan, zel, belirli bir kiinin, yani gerek znenin zihinsel

    srelerini deil, genel olarak zihnin ve genel olarak zihinsel fenomenlerin ele

    alnn gerektirir. Aristoteles'ten beri sregelen bireyselin bilimi olmaz anlay

  • 40

    hala hakimiyetinden bir ey kaybetmi deildir. Birinci ama olarak gereklii

    soruturmay kendine hedef edinmi bilimin, kendisini evrensele dayal ileyen bir

    prosedre snrlandrmak durumunda brakmas, onun ok derin elikisi ve kimlik

    krizidir. Bu yzden, rnein edebiyat alanna ait romanlar ve oyunlarn insan

    zihinselliine dair asla inkar edilmez derin bir igr sunaca konusundaki

    varoluu yaklam, en iyi rneini Merleau-Ponty'de grdmz gibi, ada zihin

    felsefesine ve sinirbilimine kar ve ayrca Husserlci karakterdeki bir fenomenolojiye

    kar bir muhalefet iindedir (Priest, 1998: 43). ncelik sralamasnda kuramsal olan

    daima birinci sraya yerletiren epistemolojik zne, anlamaktan ok, hep aklamaya

    alr ve bunun iin kuatc soyut kuramlar ina eder. Bu kuramlardan karsad

    hipotezleri snamay arzu etmek onun neredeyse biricik entelektel kaygsdr. Deney

    ve gzlem yapmak iin somut olana yneldiinde bile tek istedii, kavramlar aras

    ilikilerin salanp salanmadn grmektir; yaayan somut bireysele tanklk

    etmek deil. Aracsz tank olduu somut bireyseli anlamaya almaz, ona dnp

    bakmaz bile. Dorusunu sylemek gerekirse, insanlk hali gerei herkes gibi o da

    elbette anlar, ama anladn grmezden gelir, nemsemez, ihmal eder ve bylece

    bilimsel-olan ile yaayan/varolusal-olan eklinde, iki alan keskince ayrma gayesine

    ynelir. Burada, modern bireyin sergiledii dalist reflekslerin ne kadar derin

    kaynaklar olduunu gryoruz ve bu durum bize, bu reflekslerin ardndaki aktrn

    ancak bir Kartezyen zne, edeyimle bir mekanik zne olabileceini gsteriyor.

    Bilginin deeri konusunda hiyerarik ve merkezci bir yapy benimseyen

    Kartezyen felsefe, iktidar hiyerarisinin en tepesine ve tm varln merkezine

    epistemik zneyi yerletirmek suretiyle, onu her konuda en st karar mercii ve en

    yksek otorite haline getirir. Kimsenin byle bir paye biilen bir modelden yz

  • 41

    evirmesi beklenemeyecei iin, sonuta her insan byle bir zneye

    benzemeye/dnmeye ister istemez zorlanr. Kartezyen felsefenin dayatmac doas,

    yorumlayc zne zerine uygulad iddette daha da grnr hale gelir. rnein, bu

    felsefede bilginin ideal modeli kabul edilen matematiksel bilgi, znel yorumun

    budanp atlmasn, anlamn tek boyutlu olmaya zorlanmasn getirir. Olaan

    durumda, belli bir konudan iki kiinin anladnn asla tam ayn olamad bilinen bir

    gerek olduu halde, herkesin tpatp ayn eyi anlamasn art koan bir

    dayatmaclk ve bu ynyle indirgemeci bir anlambilim, byle bir epistemolojizmin

    kanlmaz sonucudur.

    1. 2. 2. Mekanistik Anlayn Matematiksel Doas

    Dnceyi fakirletiren, anlam yozlatran mekanistik dnme biimi,

    matematiksel nesneleri kullanr. stisnalara kapal, ebiimli ve tek boyutlu doadaki

    matematiksel nesnelerle dnmenin uzants, formlclk ve saysallatrma olarak

    ortaya kar. Tek bir formlle her problemi zme, her mkl halletme iddias,

    anlamn tad ok-boyutluluun ve perspektifselliin farkndaki bir bilin iin,

    olsa olsa Kartezyenizme zg sihirbazl hatrlatan bir entelektel numaraclktr.

    Dier yandan, doa bilimlerinde saysal formller haline sokulmu doa yasalarnn

    getirdii o evrensel belirlenimciliin zgrle yer brakacan elbette savunamayz.

    Doa yasalar saysallatrlp formlletirildiinde, varlklarn da, matematiksel

    hesaplama kurallarna itaat eden saylar gibi, formllere itaat etmesi beklenir.

    Olaylara ve varlklara ynelen byle bir bak, sonuta grmek istedii trden bir

    evren ve varlk alan dourmutur. Tek bana bu gerek bile, zneden bamsz

    kendi bana bir bulunua sahip olduu farzedilen varln, bilimsellie zg o

  • 42

    mutlak nesnelci varlk anlaynn, bir mit olduunun iaretidir. Byle bir evren

    anlay, Ortaaa ya da Antikiteye ait insann kavraynda yer almyordu, ama

    bunun sebebi, onun matematiksel formlletirmeyi varla uyarlayacak bir

    entelektel zekadan mahrum olmas deildi, sadece varla yle bakmyordu.

    Mekanizmin kat zn, matematiksel ilikinin istisna kabul etmez doasnda

    aramak gerekir. Nasl ki, ikiyle ikiyi ka defa toplarsanz toplayn drt etmek

    zorundaysa, varlklarn da konu edildikleri ilgili matematiksel ilikilere harfiyen

    uymamalar durumu, mekanistik bir bak asndan dnlemezdir. Olaylarn

    tpatp tekrarlanabilir olduklarn dnmek, varlklarn ve nesnelerin her trl

    tepkisini zde tekrarlar gibi grmek, mekanistik karakterli deiimin en temel

    zdr. Oysa byle bir deiim asla sz konusu deildir; hibir olay birebir tekrar

    etmez. Birbirinin tekrar olduu dnlen olaylar arasnda daima ufak tefek farklar

    vardr. Bu ufak tefek farklara yklediimiz detayslk, aslnda sizin varla nereden

    baktnza baldr. Eer Kartezyen bilinci merkeze alan bir noktadan bakyorsanz,

    bunlar size lmenin ihmal edilebilir paralar olarak grnr:

    Eer Tanr daima ayn ekilde eyliyorsa ve bunun sonucunda daima ayn etkiyi retiyorsa, bu etkideki pek ok farkllk, sanki bir tesadfm gibi tezahr eder. Ve herkesin bilmesi gerektii zere hareketsiz olan Tanrnn, daima ayn biimde eylediini onaylamak kolaydr. (Ik zerine Deneme, (Cottingham et al., 1985: vol.1, 93))

    Ama varla ynelik temaann perspektifselliini feda etmeyen bir tutumu

    benimserseniz, bu defa bu farkllklar birer 'tesadf' gibi grnmezler, varln

    onlardan bamsz bir ontolojisinin olamayacan dnmeye balarsnz.

    Fiziin feda edilemez en temel ilkesi olan, hareket ve enerjinin korunumunun

    altnda da, l/ruhsuz maddenin yaratc olamayaca gibisinden bir bilinalt

  • 43

    yatmaktadr. Mutlak edilginlikle hareket eden eyin, yasalara mutlak ekilde boyun

    een madde ve enerjinin, matematiksel ilikilere istisna kabul etmeyecek ekilde itaat

    eden fiziksel nesnelerin yaratc olabilecekleri nasl dnlebilir? Modern bilimsel

    pratikte, bilimsel gereklere ve bilimsel yasalara birer tanrsal hakikat gibi iman

    edilir; bu pratii dinsel teolojiden ayran yalnz Tanrnn adnn anlmamasdr.

    Olaan deneyimde, nesneler kendilerini bize bir gizemlilik iinde sunarlar,

    tketilemez bir aa kma potansiyeline sahip olduklarn sezdirirler ve perspektife

    bal olarak bize bambaka doada grnmeleri sz konusu olabilir. Ama varlklara

    saysal formllerin ebiimliliini dayatan Kartezyen bilgisel otorite adeta tanr

    gibidir, her eyi bilir ve nesnenin ona gizli kalan hibir yn yoktur. Bu durum,

    deneyimi yansz ve drst biimde tasvir etme ltn benimseyenler iin, olaan