Embed Size (px)
Citation preview
AKILLI GÜÇ,ALGI YÖNETİMİ VE
KAMU DİPLOMASİSİ
Ali ÇAĞLAR
Hacettepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü
08 Nisan 2017 – Başkent Üniversitesi,ANKARA
İçindekiler
Toplum ve Evrimi
Akıllı Güç,
Algı Yönetimi,
Örnekler Üzerinden Akıllı Güç –Kamu Diplomasisi ve Algı Yönetimi,
Sonuç ve Tartışma
Toplum
Avcı – Toplayıcı Toplumlar,
Bahçe – Çoban Toplumlar,
Tarım Toplumları,
Endüstri/Sanayi – Modern Toplumlar,
Endüstri/Sanayi Sonrası – Post-Modern Toplumlar.
Yeni Toplumsal Sistem
Bilgi Ekonomisi Toplumu,
Post-Kapitalizm Toplumu,
Post-Modern Toplum,
Post-Endüstriyel Toplum,
Post-Business Society,
Bilgi Toplumu.
Post-Modern Toplum / Bilgi Toplumu
Fabrikanın yerini ofisler aldı.
Makinelerin yerini bilgisayarlar/robotlar aldı (Tony Blair’in açıklaması). Kol emeğinin yerini beyin gücü aldı
Nüfusun çok büyük bölümü kentlere yığıldı. Kentler – Çok merkezli metropol kentlere dönüştü
- Yeni kentsel yapı ve yönetimler ortaya çıktı... Ör. Büyükşehir Belediyeleri, Kent Meclisleri vb.
Bilgi-bilişim yeni sermaye oldu.
- Kısacası;
YENİ DÖNEM
Küresel Çağ, Bilgi Çağı – Bilgi Sermayesi
= BİLGİ TOPLUMU
BİLGİ TOPLUMU
Bilgi/bilişim/uydu teknolojileri ile bütün dünya ülkeleri birbirlerine bağlandı – Ör: Web., İnternet, Google Earth, Sosyal Medya vb.
“Ağ Toplumu (Network Society - M. Castel – sosyal medya)” – “Risk Toplumu (Risk Society - U. Beck)” denilen yapılar ortaya çıktı.
Bunun sonucunda, küresel iletişim, küresel ekonomi/ticaret, küresel bloklar, küresel grup ve hareketler ortaya çıktı.
-Ör: AB (27 farklı devlet), - ASEAN (The Association of South East Asian Nations - Endonezya, Filipinler, Malezya, Singapur, Brunei, Tayland, Vietnam) - Şanghay İşbirliği Örgütü (Çin, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Özbekistan) Sonuç olarak, yeni bir dünya sistemi/sistemsizliği – toplum (lar)
modeli ortaya çıkmış oldu.
= KÜRESELLEŞME 8
Küreselleşme
Küreselleşme bir sistem, bir mekanizmadır. Biz istemesek de onun bir parçasıyız.
(Ör., Kredi kartı, bankamatik kartı, internet, e-posta, e-ticaret, sosyal medya vb.) Küreselleşme = “Toplumların McDonaldlaşması”
George Ritzer
Küresel toplum mühendisliği
Üretilen bilgiyi aktaran “Sosyal Bilimciler”, pek çok “STK” – Küresel emperyalist kültürün farkında olmayan- taşıyıcıları ve bu mühendisliğin ameleleridirler.
Küreselleşme: Yeni Bir Mücadele - Savaş
1989 öncesi dönem = Safların belirginliği;
1. Dünya ülkeleri, 2. Dünya ülkeleri, 3. Dünya ülkeleri
1989 ve sonrasındaki gelişmeler;
Doğu Bloku’nun çöküşü ve soğuk savaşın sona ermesi = safların belirsizliği...
Küreselleşme ve tek küresel güç olma arayış ve çabalarına öncelik verilmesi
= Yeni Dünya Düzen(sizliği)i;
Yeni Güç Merkezleri ve Güvenlik Algısı
Bu süreçte yeni güç merkezleri ortaya çıktı: Rusya, Hindistan, Çin, Brezilya, AB, Türkiye vb.
“Tek kutuplu güç algısı”, yerini “çok kutuplu güç algısı”na terk etmeye başladı.
Bu durum, daha fazla aktör ve ikna edilmesi gereken kamuoyuları anlamına gelmektedir.
Bütün bu süreçlerde ABD önemli ölçüde güç kaybetti. Bunun üzerine yeni arayışlar başladı.
ABD’nin 1990’lardaki dış politikası, dünyanın geri kalanına “KÜRESELLEŞME” olarak sunuldu.
2001’den sonra dış politika - küreselleşmenin yerine kullanılan metafor “TERÖRİZME KARŞI SAVAŞ” oldu.
Bu araç da önemini yitirmeye – etkisizleşmeye başlayınca bu kez ABD, “ÖZGÜRLÜK GETİRME”, DEMOKRATİKLEŞTİRME” ve “BOP” gibi strateji ve programlarla bu “akıllı güç” metodunu daha etkin bir şekilde uygulamaya koydu.
Fakat bilişim – bilgi toplumu, her geçen gün ABD’yi daha fazla insan, grup, toplum ve ülkeyi ikna etmek zorunda bıraktı - bırakıyor.
Ör: Irak, Afganistan ve Libya’da ittifak aramış ve NATO’yu kullanma ihtiyacı duymuştur.
- ‘KÜRESEL GÜÇ’ün YENİ POLİTİKALARI’: 1980 Reagan ve Thatcher’ın Yeni Küresel Mühendislik Projesi – Dünya Stratejisi:
ABD ve Batı imajını düzeltme arayışları (Ancak esas düğmeye basılma, Milton Friedman – Chicago Üniv. Ekonomi
Bölümü – Neoliberal İkt. Politikaları - Şok Doktrini – Şili + Arjantin vd.)
= (Eski uygulama: Askeri darbeler – Latin Amerika ülkeleri, Türkiye, Mısır, Pakistan vb. +
11 Eylül Saldırısı= “Neden bana böyle bir kin var”ı sorgulama!!!)
SONUÇ: AKILLI GÜÇ (Smart Power) KULLANIMI ve ALGI YÖNETİMİ Çalışmaları
İnsanlık tarihi, bir mücadeleler tarihidir.
Özellikle ülkelerarası mücadelede, şiddet,
baskı, talan, işgal, kısacası askerî güç (sert
güç) en çok kullanılan yöntem olmuştur.
GÜÇ
Özellikle İkinci Dünya Savaşı sonuna kadar sert
güç kullanımı, amaçlarını gerçekleştirmek
isteyen ülkeler için neredeyse tek yol olarak
algılanmış ve uygulanmıştır.
Güç: İstenilen sonuçları elde etmek için gerekirse başkalarının davranışlarını değiştirme yeteneğidir.
Sert Güç (hard power): Askeri müdahaleyi, baskı ve dayatmayı içerir.
Yumuşak Güç (soft power): Zorbalık yerine işbirliğini ve iknayı – diplomatik kanalları esas alır.
Siyasi gündemi diğer insanların önceliklerini şekillendirecek biçimde belirleme kabiliyetine dayanır.
Başkalarının istediği şeyleri şekillendirme kabiliyeti olarak da kabul edilir.
Kısacası
Sert Güç - Yumuşak Güç – Akıllı Güç
Yani “eğer istediğim şeyi istemeni sağlayabilirsem, o zaman yapmak istediğim şeyi yapmaya seni zorlamama gerek yoktur”.
Yumuşak Güç: “Bir ülkenin dünya siyasetinde istediği sonuçlara, onun değerlerine hayran olan, onu örnek alan, refah seviyesine ve fırsatlarına özenen ülkelerin kendisini izlemesiyle ulaşmasıdır” (Joseph NYE, Yumuşak Güç, Ank.: Elips,
2005:14).
• İlk Kez, 1990 Yılında Joseph S. Nye
tarafından yayınlanan
“Bound to Lead: The Changing Nature of
Amerikan Power”
isimli kitapta etkin olarak dile getirildi.
Yumuşak Güç
Daha sonra, Joseph S. Nye 2004 yılında
«Soft Power: The Means to Success in World
Politics»
(Yumuşak Güç: Dünya Siyasetinde Başarılı Olmak
İçin Araçlar) adlı kitabını yayınladı
Yumuşak Güç
• Yumuşak güç, uluslararası ilişkilerde, sert
gücün yarattığı sorunları yaratmadan,
tarafların amaca ulaşmalarını hedefler.
• Hareket noktası diplomasi - müzakeredir.
• Hemen hemen her ülke tarafından farklı amaç
ve araçlarla kullanılmaktadır.
Yumuşak Güç
Yumuşak gücün en önemli unsuru olan “Kamu Diplomasi”si ise; “bir hükümetin başka bir ulusun halkını ve aydınlarını, bu ulusun politikalarını kendi avantajına döndürmek amacıyla etkilemeye
çalışmasıdır” (Evan POTTER, Canada and New Public Diplomacy, 2002:3).
ve AKILLI GÜÇ Stratejisi ile yakın ilişki içindedir.
22
SERT
GÜÇ
YUMUŞAK GÜÇ
BİRLEŞTİRME
Akıllı Güç
Akıllı Güç, ne sert ne de yumuşak güçtür. Sert ve yumuşak güçlerin hünerli bir şekilde birleştirilmesidir.
Akıllı güç, hedefleri elde etmek için hem sert hem de yumuşak güç ile oluşturulan entegre bir strateji geliştirmek anlamına gelmektedir.
Akıllı Güç, güçlü bir askeri yapıya olan gereksinimin
önemini vurgulayan, aynı zamanda bir ülkenin
nüfuzunu yaymak ve girişimlerine meşruiyet
kazandırmak için ittifaklara, ortaklıklara ve
kurumlara büyük yatırımlar yapan bir yaklaşımdır.
ABD think tank CSIS –Center for Strategic & Internat. Studies- 2006 yılında “A Smarter More Secure America” başlıklı bir rapor hazırladı.
Rapor, ABD’nin küresel konularda liderliğini sürdürebilmesi için mevcut korkulardan ve öfkeden uzaklaşarak teşvik edici iyimserliğe ve umuda yönelmesini öngörmüştür.
CSIS Raporu’nda, “akıllı güç stratejisi” için beş ayrı alanda ABD’nin küresel liderliğini, küresel yatırım ve işbirliklerinin olmasını öngördü. (Eslen, Nejat, Radikal, 18/12/2007):
Bunlar;
1. İttifaklar, ortaklıklar ve kurumlar: ABD kendi çıkarlarına hizmet eden ve küresel sorunlarla mücadeleyi kolaylaştıran ittifakları, ortaklıkları ve kurumları yeniden canlandırmalıdır.
Ör.: “BOP Eşbaşkanlığı”, “ABD ile Stratejik Ortaklık”, “Diyalog”, “Medeniyetler İttifakı, “Bölgedeki en önemli müttefik olma” vb. Söylemleri, bu strateji gereğidir.
2. Küresel Gelişme: Dış politikada küresel gelişme için ABD, rolünü artırarak ABD çıkarlarıyla dünyadaki tüm insanların beklentilerinin birleştirilmesini sağlamalıdır.
3. Kamu Diplomasisi: Uluslararası bilgi ve öğrenimi geliştirmek. Dünya kamuoyunu ABD’nin yanına çekebilmek için uzun vadeli, insandan insana ilişkiler, özellikle de genç insanlar arasındaki ilişkiler geliştirilmelidir. Ör: Dünya Genç Liderler Zirvesi vb.
4. Ekonomik Entegrasyon: Büyüme ve refah için küresel ekonomiye angaje olmaya devam etmek, serbest ticaretten elde edilen kazancı tüm dünya insanlarının yararına yaymak gerekir!
5. Teknoloji ve Yenilik: İklim değişikliği ve enerji güvenliği sorunları ile mücadelede küresel mutabakat sağlamak ve yaratıcı çözümler geliştirmek için ABD liderliğini uygulamak lazımdır.
Yeni Anlayış: Sert güç gereklidir ama ABD güvenliğini ve çıkarlarını garantiye almada yetersizdir.
Yeni stratejide esas olan, öldürülen düşman sayısı değil, ABD’nin kazandığı müttefikler olmalıdır. Korku değil, iyimserlik ihraç etmek hedef olmalıdır.
“Akıllı güç, dostlara ve muhaliflere, eski bağları güçlendirerek ve yenilerini kurarak, ulaşmayı gerektirir.
Evrenselleşmiş bir Amerikan kültürü,
Bu kültürün en önemli dağıtıcısı olan Hollywood,
Dünyada zincirlere sahip Amerikan şirketleri: Coca Cola, Microsoft, Mc Donald’s, Mobil, Procter & Gamble vb.,
Dünyaca tanınan sporcu, aktör, aktris, bilim insanı ve sanatçılar,
Dünyaca ünlü Amerikan Üniversiteleri ve medya kuruluşları vb.
Bunlar, ABD Kamu Diplomasi’sinin güçlü – ana unsurlarıdır... İyimserlik ve umut ihraç enstrümanlarıdır.
“USAID ve CERP tarafından finanse edilen Afganistan’daki Kunar Yapım Merkezi mezunları marangozluk, duvarcılık, elektrik işleri ve boyacılık üzerine resmi mesleki eğitim aldılar”.
(http://www.state.gov/r/pa/scp/fs/2009/122579.htm).
Bu faaliyetlerin ana amacı, eski muhalifleri “yeni meşruiyet” çerçevesi içinde siyasal sistemle bütünleştirerek normalleştirmek ve böylece daha istikrarlı müttefikler kazanmaktır.
Bu temel amacı, Hillary Clinton şu şekilde açıklamıştır:
“We must use what has been called smart power: the full range of tools at our disposal –diplomatic, economic, military, political, legal, and cultural –picking the right tool, or combination of tools, for each situation”. (www.state.gov).
Yani artık ABD dış politikasında yeni bir yaklaşım uygulanacaktır.
Yöntem ise ‘akıllı güç’tür.
Uluslararası ilişkilerde her bir durum için en uygun enstrüman (diplomatik, ekonomik, askeri, politik, hukuki, kültürel değer ve araçlar) ya da bunların kombinasyonu kullanılacaktır.
Bu çerçevede ABD dış politika hedefleri şu şekilde belirlenmiştir:
“Amerikan halkını, devletini ve mütefiklerini güvenlik içinde tutmak,
Ekonomik gelişmeyi teşvik, yurtiçi ve yurtdışında refahın paylaşılmasını sağlamak,
Gezegenimizin sağlığını korumak için insan saygınlığı ve fırsatlarının genişlemesi konusunda küresel liderlik pozisyonumuzu güçlendirmek,
ABD değerlerini korumak ve geliştirmek” (www.state.gov).
Bu hedeflere ulaşmak için dış politika araçları ise şu şekilde tanımlanmıştır:
“Müzakere, ikna ve yaptırım uygulama, Askeri ortaklar ve hükümetin diğer ajansları ile işbirliği yapmak, Uluslararası kuruluşlar, özel sektör ve sivil toplum örgütleri ile ortaklık kurmak, Kamuya ulaşım için modern teknolojiyi kullanmak, Görüşmelerde, müzakere yaptığımız tarafın müzakerecilerini anlarken ABD menfaatlerinin korunması
için kendi müzakerecilerimize yetki verilmesi”. (www.state.gov).
Kısacası, dünyanın küreselleştirilme sürecinin
tamamlanması için özellikle enerji yataklarının bulunduğu bölgelerin, mutlak bir şekilde küresel kapitalist ilişkilerin içerisine çekilmesi gerekmektedir.
Bu bölgeler, çoğunlukla Müslüman nüfusun kontrolündedir.
Bu nedenledir ki Obama, İslam alemine “Amerikalılar sizin düşmanınız değildir” mesajını vermeye özen göstermiş ve gerektiğinde Müslüman bir ülkede – Endonezya- yaşadığını ve ailesinde Müslümanlar olduğunu ifade ederek ciddi bir etki yaratmayı başarmıştır denebilir.
Ör., Van Gürpınar ilçesinin Çavuştepe Köyü’nde ‘Obama yeniden şeçildi’ diye 41 koyun kesildi ...
Algı Değişikliği
Aslında ABD, “akıllı güç” uygulamalarına;
Marshall Planı, NATO ve
BM’nin kurulması ile başladı denebilir.
O konjonktürde ABD’nin, kendi ekonomik, siyasi yapısı ile kendi kültürünü, toplumsal modelini yayma kapasitesi en fazla ve en uygun olan dönemdi.
Ör.: Türkiye - Hastane ve kolejler kurma.
Üstelik ciddi bir öcü de vardı: SOSYALİZM !!!
Dolayısıyla “küresel sosyal mühendislik” ve “algı yönetimi” ABD için hep var olan bir şeydi... (‘Tarihin sonu’ – ‘medeniyetler
çatışması’ – ‘medeniyetler ittifakı’, ‘diktatörlerin sonu’, ‘terörle mücadele’, ‘özgürleştirme – demokratikleştirme vb. söylemler).
Algı
TDK Sözlüğü algıyı, “bir şeye dikkati yönelterek o şeyin bilincine varma, idrak” olarak tanımlamaktadır.
Algılamada:
ZEMİN ALGI DAVRANIŞ SONUÇ
ilişkisi mevcuttur.
“Bireyler tarafından, hisleri sayesinde edindikleri bilgileri
anlamak ve içinde bulundukları dünyaya düzen vermek için
seçme, organize etme ve yorumlama işlemidir” (Vikipedi)
biçiminde tanımlanmıştır.
“Psikoloji ve bilişsel bilimlerde duyusal bilginin alınması,
yorumlanması, seçilmesi ve düzenlenmesi anlamına gelir”. (Schacter, Daniel (2011). Psychology. Worth Publishers).
“Dış dünyadan gelen uyarıların etkisiyle oluşan fiziksel
duyuların zihni yorumu” dur.
“İnsanların enformasyonu seçip, düzenleyip yorumlayarak
dünyanın kendileri için anlamlı bir resmini çizecek formları
oluşturdukları bir süreçtir” (Philip KOTLER)
Algı
• Algı yönetimi, Amerikan ordusu tarafından ortaya konmuş bir kavramdır.
• İlk uygulama: Department of Defence ve CIA • “İstihbarat sistemlerinin ve liderlerin resmi tahminleri, dış
ilişkileri ve resmi eylemlerini etkilemenin yanında, toplumların duygularını, motivasyonlarını, etkilemek amacıyla yapılan yayınlar ve/ya seçilen bilgiler ve göstergeleri inkar etme eylemidir” (DoD).
• “…kitlelerin hislerini, güdülenmelerini, düşünce sistemlerini etki altına almaya çalışmak için yürütülen eylemlerin tamamı” anlamına gelir.
ALGI YÖNETİMİ
Algı Yönetimi
İnsanlar dünyayı, algıladığı şekilde görür ve yaşarlar.
Algıyı ele geçiren, özgür iradeyi yok ederek toplumları uzaktan kumandayla yönetilen yığınlara dönüştürür.
Bu yüzden “algı savaşı” diğer savaşlardan daha etkili, kolay, ucuz ve onların üzerinde bir role sahiptir.
Yani gerekli algıyı yaratmadan hiçbir savaşı kazanmak olanaklı değildir.
Algı Yönetimi
Algı yönetimi ile toplumu çok rahat yönetebilirsiniz.
Medya – küresel film sektörü, algı yönetiminin en etkili araçlarıdır: Eğlendirirken, boş zamanı doldururken, bilinçaltı teknikleri kullanarak, geleceğin küresel algısını en iyi şekilde oluşturur.
Algı satmak önemlidir. Tıpkı araç sattığınız zaman nasıl ki benzinden otoyola her şeyi satıyorsunuz. Algıyı sattığınız zaman bireyi pek çok şeye hazır ve kabullenir hale getirirsiniz.
Ör.: Güvenlik tehdit algısı = Ayakkabısız ve çıplak gösteren X-Ray cihazından geçmeyi gönüllü kabullenme vb.
Körfez kirliliği, 11 Eylül- Filistin kutlaması
Sağlık tehdit algısı !!
Algı Yönetimi
Algı yönetimi, bilinçaltı savaş yöntemi olarak kullanıldığında, özgürlük ve demokrasi için en büyük tehdittir.
Çünkü algıyı ele geçiren, algı sahibine ait olanları da ele geçirmiş olur. – Beyin bencilliği!
Bu savaşın en etkili ve eğlenceli silahı da medyadır. Gözümüze, kulağımıza, zihnimize hitap eden her şey algımızı ve yaşantımızı etkiliyor ve şekillendiriyor.
Ör.: ARAP BAHARI - ???
Bahar = Doğa - yeniden diriliş, umut, canlanma, güneş, çiçek, yeşillik, bereket, sıcaklık vb. algısı...
Oysa yaşananlar = Kış = Toplumsal çatışma, huzursuzluk, ölümler vb.
Kısacası, Algı yönetimi, toplum mühendisliğinin temelidir.
Gerekli- gereksiz, doğru ile yanlış bilgiyi iç içe sokarak bombardımanla bireyin beynine karşı taarruza geçersiniz.
Bir süre sonra gerçek olan ile gerçek olmayanı ayırt etmekten yorulan beyinler, manipülasyonlara çok açık hale gelirler.
Yani “beyinlerini kullanmayan insanlar, beyinlerini kullananlar tarafından kullanılırlar”.
Kullanılmayan uzuv = fonksiyon kaybı!
Algı Yönetimi ve Görüntü - Fotoğraf
Algı yönetiminde ipucu, öncelikle algısını yönetmek istediğiniz hedef kitleyi belirlemek ve bu kitlenin bilinçaltındaki beklentisini anlayabilmektedir.
Bunun için görüntü ve fotoğraf sıklıkla kullanılır.
“Fotoğrafa hükmedenler, insanların beyinlerine de hükmeder” (Bill Gates)
48
49
52
Örnekler Üzerinden Akıllı Güç ve Algı Yönetimi
AKILLI GÜÇ (Smart Power) KULLANIMI ve ALGI YÖNETİMİ
Lider yerine halkın kazanılması: STK’larla yeni bir strateji;
- National Democracy Project, - Rand Coorporation, - Open Society Institute vb.
“1990 yılında kurulan The Middle East Forum, 1994 yılında Philadelphia merkezli, bağımsız, kar amacı gütmeyen bir düşünce kuruluşu haline gelmiştir.
The Middle East Forum’un misyonu, Amerikan çıkarlarını Ortadoğu’da teşvik etmek ve Ortadoğu’dan gelen kurumsal tehditlere karşı ABD’yi korumaktır.
64
65
ABD Ortadoğu’da radikal İslam’la savaşma konusuyla ilgilenmektedir; İsrail’in Filistinliler tarafından kabulü için çalışmaktadır; ABD’nin Suudi Arabistan’la bire bir çıkarları vardır; Irak ve İran’ı kapsamak üzere stratejiler geliştirmektedir.
Forum iç politikada, yasal İslamizm’le mücadele etmekte; kamuoyunda anti İslamcı yazarları, eylemcileri ve yayıncıları korumakta; Kuzey Amerika’da Ortadoğu Çalışmaları’nı geliştirmek için çalışmaktadır.
Forum görevini pek çok proje, yayın ve inisiyatifler üzerinden gerçekleştirmektedir: …” (http://tr.danielpipes.org/mef.php)
Hedef ülke STK’larını, projelerle destekleyerek ülke kamuoyunda sempati ve destekler sağlayarak halkı ABD çıkarlarına hizmet edecek siyasi parti ve liderlerine hazırlamak ve devrimler yapmak,
Bu yeni strateji, özellikle geçmişte Latin Amerika’da desteklenmiş olan eli kanlı diktatörlerin – darbecilerin günahlarından, ABD’nin kendisini arındırmasına hizmet etme amacına da yöneliktir.
STK’ları aracılığı ile ilgili ulus devletlerde “Kadife Devrim”, “Turuncu Devrim”, “Limon Devrimi”, “Gül Devrimi”, “Karanfil Devrimi” vb. operasyonlarla ‘Küresel Güç’ün çıkarlarına hizmet edecek, en azından engellemeyecek ve halkın desteklediği liderler önderliğinde yeni politik yapılar tesis edilmektedir.
Özgürlük, demokrasi, eşitlik, adalet, insan hakları vb. söylemlerle, her toplumda yeni bir lider yaratma projesi.
Malumunuz “ARAP BAHARI” söylem ve uygulamaları...
(Tunus, Libya, Mısır, Suriye ... Demokratikleştirme söylemi. Suudi Arabistan – Bahreyn Totaliterleştirme yardımı!!!)
Arap Baharı söylemi bekleneni vermedi ve 2013 yılında sona erdirildi !!! DİKKAT: Bu kavram artık kullanılmıyor !!!
Temel amaç, enerji kaynaklarına sahip ülkeler (demokrasi getireceğim, teröristleri yok edeceğim söylemleriyle) işgal edilerek, buralarda askeri üsler kurarak ve enerji nakil yollarını kontrolüne geçirme arayışıdır.
Balkanlarda Kosova, Orta Asya’da Kazakistan vb. askeri üslerin tesisi.
İşkodra (Arnavutluk) – Bondsteel (Kosova) Otobanı !!!
Ör.: Kosovalıların ABD algısı ...
SONUÇ: Emperyalizmin Yeni Formu
Mikro milliyetçilikleri destekleyerek Ulus
devletlerini zayıflatma ve sonunda parçalama, = ULUSAL-TOPLUMSAL KİMLİK BUNALIMI
69
‘Ulusal - Milli kimlik’ten tatmin sağlamayan birey, alt kimliklerinin en fazla güven ve destek sağlayanına sığınır. (Irk, inanç ya da bölge alt kimliği)
Sonuç; “Biz” ve “Biz olmayanlar = Öteki)
“Biz” iyi olduğumuza, olacağımıza göre, “kötü olan” o zaman “biz olmayan”dır.
Öyleyse, yaşamakta olduğumuz kötülükler, sorunlar da bunların yüzünden başımıza geliyor... düşüncesinin yaygınlaşması = doğruya dönüşmesi!!! = Efsaneler üretme safhası...
70
Örneğin: 1989 – 1992 yılları arasında Dünya’da toplam 80 adet büyük çaplı çatışma-savaş yaşanmıştır (Macionis
and Plummer, 2005:273);
- Bunlardan sadece 3 tanesi devletler/ülkeler arasında meydana gelmiştir. - Diğer bir deyişle, bunlardan 77 tanesi ülke-içi etnik, dinsel, kabilesel vb. çatışma / iç savaşlar şeklinde olmuştur.
Bunun sonucu olarak:; 71
-Sudan : Kuzeydeki Müslüman Araplar ile Güneydeki Hıristiyanlar -Sri Lanka : Hindu Tamiller - Budistler -Endonezya : Endonezya ve Doğu Timor -Ruwanda : Hutular ile Tutsiler -Afganistan :Taliban, Hikmetyar ve Gn. Dostum//NATO-Taliban -Irak - Suriye : Kürtler ile Araplar, Şiiler ile Sünniler -Pakistan : Şiiler ile Sünniler -Lübnan : Müslümanlar Araplar ile Hıristiyan Araplar -Rusya : Ruslar ile Çeçenler -Gürcistan : Gürcüler ile Acarlar, G. Osetyalılar ve Abhazlar -Azerbaycan : Azeriler, Ermeniler ve Lezgiler -Makedonya : Makedonlar ile Arnavutlar -Yugoslavya : Sırplar ile Hırvat, Boşnak ve Arnavutlar -Çekoslavakya: Çekler ile Slovaklar -Kenya : Mwai Kibaki ile Muhalefet yanlısı kabileler, vd.
Algı Yönetimi - Örnekler
73
YUGOSLAVYA - BOSNA: Sırplar, Hırvatlar, Slovenler ama Bosnalılar değil, “MÜSLÜMANLAR!!! – who are they? İngilizce – ABD, Kanada, Avustralya, Y. Zelanda vb. Türkçe – Azerice, Kırgızca, Kazakça, Türkmence, Özbekçe vb. IRAK: Şii – Sünni,
SURİYE: Şİİ – Sünni,
TÜRKİYE: Alevi – Sünni,
PAKİSTAN: Şii – Sünni vb.
Uygulama ve Sonuç
74
Keskin kutuplaştırma ... Düşmanlaştırma Çatışma .... iç savaş ... Muhtaç, dünkü kardeşini kendine yeni düşman gören, küçük küçük devletçikler yaratma. Ör. Yugoslavya vd. Demokrasi, insanlık, diktatörden - katliamdan kurtarma adına MÜDAHALE KARARI aldırma...
ve...
BM, AGİT ve NATO (b a r ı ş tesis etme !) Misyonları...
Sonra kendi çıkarlarına uygun yönetimleri iktidara getirme ve onları kurtarıcı olarak topluma sunma... (Bazen de istediğini lider olarak atama = Ör.: Kosova Cumhurbaşkanı).
Kısacası, küreselleşme sürecinde akıllı güç kullanımı ve algı yönetimi serüvenini sürdürme ...
Çıkış Yolu: Bilgi üreten ve yöneten güç olmak ve eğitimli, kendi beynini kullanan, ulusal – milli varlığının bilincinde, evrensel insanlık ve demokratik değerlere sahip vatandaşlar – özgür bireyler yetiştirmektir. TEBA’dan VATANDAŞ OLMAYA geçiş! Lider kültünden kurtulma ...
SORULAR VE TARTIŞMA
Teşekkür ederim...
