29
171 ded Ahmed-i Dâ’î’nin Vasiyyet-Nâme-i Nûirevân’ndaki Eitici Deerler Hasan Kavruk* – Hülya Sönmez** Özet- Nasihat-nâmeler, Türk ve dünya edebiyatnn önemli türlerindendir. Bun- lar, özellikle çocuk geliimini çok yönlü desteklemesi itibariyle çocuk edebi- yatnn da vazgeçilmez kaynaklar arasnda kabul edilir. Bu çalmada 14-15. yüzyl airlerimizden Ahmed-i Dâ’î’nin 115 beyitlik Vasiyyet-i Nûirevân adl mesnevisi incelenmi; tespit edilen deerler lköretim Türkçe Dersi Öretim Program ve Klavuzu’nda (MEB, 2006) belirtilen deerlerle karlatrlmtr. Programda bu deerlerle ilgili kazanmlar da tespit edilmi olup bu kazanmlar destekleyen bölüm ve beyitler ilgili deerin bal altnda toplanmtr. Elde edilen bulgulardan hareketle mesnevide; çocuun zihin, kiilik ve sosyal geliimine ne gibi katklarda bulunduu belirlenmitir. Çalmann bir sonraki basamanda ise mesnevide dinleme ve konuma becerilerini destekleyen beyit- ler de ilgili becerinin bal altnda toplanmtr. Türkçe Öretim Klavuzu’nda dinleme ve konuma becerileriyle ilgili kazanm ifadeleri ile mesnevide bu ifa- deleri destekleyen beyitler ilikilendirilmitir. Yaplan analizlerde mesnevide i- lenen deerler ile Türkçe Öretimi Klavuzu’nda hedeflenen kazanmlarn bir- çok yönden uyutuu görülmü ve özellikle bu ortak unsurlar üzerinde younla- lmtr. Eserin bu dersi desteklemesi ve çocuklarn geliimlerini çou yönden olumlu etkilemesinden dolay bulgular ve öneriler bölümünde de Vasiyyet-i © Deerler Eitimi Merkezi Deerler Eitimi Dergisi Cilt 8, No. 20, 171-202, Aralk 2010 * Prof. Dr., nönü Üniversitesi Eitim Fakültesi ** Ar. Gör., nönü Üniversitesi / Mu Alparslan Üniversitesi Eitim Fakültesi DED_20_SON.indd 171 DED_20_SON.indd 171 22.07.2011 15:11:32 22.07.2011 15:11:32

Ahmed-i Dâ’î’nin Vasiyyet-Nâme-i Nûirevân’ndaki Eitici Deerler › gorsel › pdf › ded-20-makale-8.pdf · Nûirevân’ndaki Eitici Deerler Hasan Kavruk* – Hülya

  • Upload
    others

  • View
    8

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

  • 171ded

    Ahmed-i Dâ’î’nin Vasiyyet-Nâme-i Nû�irevân’�ndaki E�itici De�erler

    Hasan Kavruk* – Hülya Sönmez**

    Özet- Nasihat-nâmeler, Türk ve dünya edebiyat�n�n önemli türlerindendir. Bun-lar, özellikle çocuk geli�imini çok yönlü desteklemesi itibariyle çocuk edebi-yat�n�n da vazgeçilmez kaynaklar� aras�nda kabul edilir. Bu çal��mada 14-15. yüzy�l �airlerimizden Ahmed-i Dâ’î’nin 115 beyitlik Vasiyyet-i Nû�irevân adl� mesnevisi incelenmi�; tespit edilen de�erler �lkö�retim Türkçe Dersi Ö�retim Program� ve K�lavuzu’nda (MEB, 2006) belirtilen de�erlerle kar��la�t�r�lm��t�r. Programda bu de�erlerle ilgili kazan�mlar da tespit edilmi� olup bu kazan�mlar� destekleyen bölüm ve beyitler ilgili de�erin ba�l��� alt�nda toplanm��t�r.

    Elde edilen bulgulardan hareketle mesnevide; çocu�un zihin, ki�ilik ve sosyal geli�imine ne gibi katk�larda bulundu�u belirlenmi�tir. Çal��man�n bir sonraki basama��nda ise mesnevide dinleme ve konu�ma becerilerini destekleyen beyit-ler de ilgili becerinin ba�l��� alt�nda toplanm��t�r. Türkçe Ö�retim K�lavuzu’nda dinleme ve konu�ma becerileriyle ilgili kazan�m ifadeleri ile mesnevide bu ifa-deleri destekleyen beyitler ili�kilendirilmi�tir. Yap�lan analizlerde mesnevide i�-lenen de�erler ile Türkçe Ö�retimi K�lavuzu’nda hedeflenen kazan�mlar�n bir-çok yönden uyu�tu�u görülmü� ve özellikle bu ortak unsurlar üzerinde yo�unla-��lm��t�r. Eserin bu dersi desteklemesi ve çocuklar�n geli�imlerini ço�u yönden olumlu etkilemesinden dolay� bulgular ve öneriler bölümünde de Vasiyyet-i

    © De�erler E�itimi MerkeziDe�erler E�itimi Dergisi

    Cilt 8, No. 20, 171-202, Aral�k 2010

    * Prof. Dr., �nönü Üniversitesi E�itim Fakültesi** Ar�. Gör., �nönü Üniversitesi / Mu� Alparslan Üniversitesi E�itim Fakültesi

    DED_20_SON.indd 171DED_20_SON.indd 171 22.07.2011 15:11:3222.07.2011 15:11:32

  • 172 ded

    Hasan Kavruk – Hülya Sönmez

    Nû�irevân’�n dili günümüz Türkçesiyle yeniden uyarlanarak çocuklara okutul-mas� önerilmi�tir.

    Anahtar Kelimeler- De�er e�itimi, mesnevi, Ahmed-î Dâ’î, Vasiyyet-i Nû�irevân.

    Giri�

    Çocuk e�itiminin vazgeçilmeyen unsurlar�ndan biri de de�er e�itimidir. Ara�-t�rmac�lar, günümüzde okullarda çocuklar aras�nda �iddet olaylar�n�n artmas�-n�n de�er e�itiminin ihmal edilmesi ve unutulmas�na ba�lamaktad�r (Y�ld�r�m, 2009:181-182). Bu konuyla ilgili çal��malar�n az olmas�n�n yan� s�ra millî ve evrensel de�erlerin çocuklara ö�retilmesinde de eksiklikler ve aksakl�klar var-d�r. Küreselle�en dünyada de�er e�itimine daha da ihtiyaç duyulmaktad�r. De-�er e�itimi sadece Türkçe dersinde de�il, çocu�un geli�im sürecinde etkili bü-tün ö�renme ortamlar�nda verilmeli, sorumlulu�u da sadece e�itimde yer alan tüzel ki�ilere de�il bütün topluma benimsetilmelidir. Çünkü de�er e�itimi ko-lektif ve disiplinli bir ekip çal��mas� gerektirmektedir. Türkçe ö�retiminin ge-nel amaçlar�n�n 11. maddesinde yer alan Millî, manevî ve ahlâkî de�erlere önem vermeleri ve bu de�erlerle ilgili duygu ve dü�üncelerini güçlendirmeleri amaç-lanmakta (MEB, 2002:4) ifadesi de�er e�itimine verilen önemi belirtmektedir.

    Ahmed-i Dâ’î

    Ahmed-i Dâ’î, Anadolu sahas�nda nasihat-nâme gelene�inin önemli �ahsiyet-lerindendir. 14. yüzy�l�n sonu ve 15. yüzy�l�n ilk yar�s�nda ya�am�� olan (ö. 824/1421’den sonra) Dâ’î’nin as�l ad� Ahmed’dir. Do�um tarihi ve yeri ile ilgili bilgiler kesin olmamakla birlikte, kaynaklar �airin Germiyanl� oldu�unu belirtir (Kut, 1989: 2/56-58). Eserlerinden hareketle I. Murat, Germiyan Beyi, II. Yakub, Y�ld�r�m Bayezid’in o�lu Emir Süleyman ve II. Murat (Da�delen, 2008: 3) dö-nemlerinde ya�ad��� bilinir. Dâ’î, Germiyan’da bir süre kad�l�k yapm��t�r. Ger-miyan Beyi Süleyman �ah’�n k�z� Y�ld�r�m Bayezid’le evlenince Kütahya’n�n çeyiz olarak Bayezit’e verildi�i, bundan sonra da Da’i’nin orada kad�l�k yapt�-�� (Vursun, 2008:2) söylenir. Dâ’î ile ilgili ciddi çal��mas� olan isimlerden biri-si de �smail Hikmet Ertaylan’d�r. “Ahmed-i Dâ‘î’yi inceleyenler aras�nda yer alan �smail Hikmet Ertaylan, Ahmed-i Dâ‘î’nin oldukça verimli bir �air oldu-�unu söyler. Ahmed-i Dâ‘î tefsir, hadis, matematik, sözlük, tarih ve t�p ko-nular�nda eserler vermi�tir. Bu kadar çok ve ba�ar�l� eserler vermesi Ahmed-i

    DED_20_SON.indd 172DED_20_SON.indd 172 22.07.2011 15:11:3322.07.2011 15:11:33

  • 173ded

    Ahmed-i Dâ’î’nin Vasiyyet-Nâme-i Nû�irevân’�ndaki E�itici De�erler

    Dâ‘î’nin çok iyi bir e�itim alm�� oldu�unu gösterir.” (Vursun,2008: 16). Tunca Kortantamer ise Dâ’î ile ilgili yukar�da verilen bilgilerin ço�unun yanl�� ve ek-sik oldu�unu belirtir. (dergiler.ankara.edu.tr/dergiler /12/840/10639).

    Ahmed-i Dâ‘î’nin sanatkâr ki�ili�inin yan�nda manzum ve mensur eserle-rinde tefsir, akaid, sözlük, rüya tabiri, t�p, astronomi gibi konulara yer verdi-�i görülür. �airin mensur eserleri: Tercüme-i Tefsîr-i Ebu’l-Leys-i Semerkandî, Miftâhü’l-Cenne, Tercüme-i Kitâbü’t-Ta’bîrnâme, Tercüme-i E�kâl-i Nasîr-� Tûsî, Teressül, Tercüme-i Tezkiretü’l-Evliyâ, Tercüme-i T�bb-� Nebevî, Cinân-� Cenân, Vesîletü’l-Mülûk lî Ehli’s-Süluk olu�tururken manzum eserleri: Türkçe Divan, Farsça Divan, Ukûdü’l-Cevâhir, Câmasb-Nâme, Vasiyyet-i Nû�irevân, Çeng-Nâme, Mutâyebât, Yüz Hadis Çevirisi’dir. Dâ’î’nin eserleri üzerine çok say�da çal��ma yap�lm��t�r. Bu alanda çal��ma yapan baz� önemli isimler: Ke-nan Akyüz, Mehmet Özmen, Rabia Aksu, Mahmut Kaplan, Emine Yeniterzi, Fahir �z, Ali Çiçek, Gürer Gülsevin, Önder Ça��nan, Zeynep Korkmaz ve Gü-nay Kut’tur. Ayr�ca Ahmed-i Dâ‘î’nin baz� �iirlerini Hammer Almancaya, Gibb de �ngilizceye tercüme etmi�tir.

    Vasiyyet-i Nû�irevân-� Âdil Be-püsere� Hürmüz-i Tâc-dâr

    Arapça nasihat, Farsça nâme sözcüklerinin birle�iminden olu�an nasihat-nâme insanlara yol göstermek, ö�üt vermek maksad�yla yaz�lan manzum veya men-sur türlerin genel ad�d�r (Devellio�lu, 1997:808). Nasihat-nâmeler, pend-nâme veya ö�üt-nâme olarak da adland�r�l�r. Türk edebiyat�nda bu türde te’lif ve çevi-ri çok say�da eser verilmi�tir. Güvahî’nin Pend-nâme’si (Hengirmen,1983) bu alanda yay�mlanan önemli eserlerdendir.

    Edebiyatta nasihat-nâmeler, vasiyyet-nâmelerle yak�n ba�lamda i�lenmi�tir. Ahmed-i Daî’nin Vasiyyet-i Nû�irevân’�, ayn� zamanda manzum bir nasihat-nâmedir. Mesnevideki beyitlerde �ran hükümdar� Nû�irevân’�n o�lu Hürmüz’e yöneltti�i ö�ütleri hâkimdir.

    Vasiyyet-i Nû�irevân, Anadolu sahas�nda çocuk hedef al�narak çocu�a ahlâkî geli�im sürecinde ders vermek amac�yla yaz�lan ilk eserlerden birisi olmas� iti-bariyle (Kaplan, 1993: 19) bu çal��mada inceleme konusu olarak seçilmi�tir. Vasiyyet-i Nû�irevân’la ilgili çe�itli ara�t�rmalar yap�lm��t�r. Bunlardan birisi Mahmut Kaplan’a aittir. Kaplan (1993: 19), Vasiyyet-i Nû�irevân’� bir nasihat-nâme ve siyaset-nâme hassasiyetiyle inceleyerek eserdeki baz� ö�ütleri de�er-lendirmi�tir. Emine Yeniterzi (2006) de Vasiyyet-i Nû�irevân’da bulunan ayet,

    DED_20_SON.indd 173DED_20_SON.indd 173 22.07.2011 15:11:3322.07.2011 15:11:33

  • 174 ded

    Hasan Kavruk – Hülya Sönmez

    hadis, atasözleri ile mesnevinin kafiyelerindeki cinaslar� incelemi�tir. Ayn� ça-l��mas�nda Yeniterzi, mesneviyi dil özelli�i itibariyle inceleyerek 14. ve 15. yüzy�llarda, Eski Anadolu Türkçesiyle yaz�lm�� olan eserde yer alan arkaik söz-cüklere ait bir sözlük olu�turmu�tur. Eserde 14-15. yüzy�l�n duru ve güçlü Türk-çesi görülmektedir. Mesnevinin bu güçlü dili Dâ’î’nin alm�� oldu�u iyi e�itim-le ili�kilendirilebilir. Özkan, Dâ’î’nin �iir dilinin gücüyle ilgili dü�üncelerini �öyle ifade eder: “Dâî Türkçeyi ba�ar� ile kullanm��, Türkçenin kaba ve ifade-ye elveri�siz oldu�unu söyleyenlere kar��l�k, meydana getirdi�i pek çok eserle onun Arapça ve Farsça kar��s�ndaki ifade kabiliyetini ispat etmi� ve Türkçenin bir edebiyat ve ilim dili olarak geli�mesinde büyük rol oynam��t�r.” (1995:204).

    Dâ’î’nin eserde kulland��� cinaslar, eseri hem dil hem de anlam aç�s�ndan zenginle�tirmi�tir. �air, anlat�m� güçlü k�lmak için yer yer deyim, atasözü, ayet ve hadislere de ba�vurmu�tur. �air, mesnevide sözcük tasarrufunda bulunarak az sözle çok �ey söyledi�i için beyitlerdeki cümleler genellikle k�sad�r. Eserde 1236 sözcük kullan�lm��t�r. Mesnevide Yeniterzi’nin (2006) aktard��� bilgiye göre Eski Anadolu Türkçesine ait arkaik sözcükler �unlard�r: A�u, a¹¹�, ayru®, az�®lan, ba�, belüsüz, bile, bili�, bilü, bilülü, boyun ¹un, çerici, deber-, deyer, dölek, dükel, dünle, düpdüz, dürü�-, düz, eyle, güç it, �ra®, ilenç, ilgin, ilt-, imdi, iñen, irgür-, issi issüz, ivek, iyle- (egle), ®açan, ®an�, ®ayur, kendüzi, key, kiçi, nite, od, o®ut-, oñ-, ölçer-, ¹a�, ¹ayru, s��nu gel, sin, �an���®, tek, u¹lu, u�, yad, yal�ñ, yal�nca®, yavuz, yig, yil-. Bu arkaik kelimeler mesnevideki tüm kelimele-rin 100/2.2’sine denk gelmektedir.

    Vasiyyet-i Nû�irevan’da tüm nasihat-nâmelerde ortak olan iki önemli unsu-run vurguland��� görülür. Bunlar, nasihat ve hikmet kavramlar�d�r. Mesnevinin giri� k�sm�nda nasihat, ki�iyi olabilecek olumsuz durumlar kar��s�nda uyarmak, ona yol göstermek amac�nda kullan�lm��t�r. Dâ’î, mesnevisinin ba��nda sade-ce o�luna de�il herkese ders vermek amac�yla “Gel iy §ikmet na¹�§at i�idenler” diye seslenmektedir. Mesnevinin bu m�sra ile ba�lamas� dahi mesneviye, ki�i-yi olumsuzluklara kar�� (e�itici amaçla) uyaran tehlike çan� imaj�n� verir. Mes-nevide kullan�lan önemli unsurlardan olan “hikmet” ifadesi Arapça kökenli bir sözcük olup Arapçada; bilgelik, hâkimlik, hakikat ve ahlaka müteallik k�sa söz anlamlar�nda kullan�l�r. (Parlat�r, 2011: 635) Ba�ta mesnevinin giri� bölümünde olmak üzere mesnevinin genelinde hikmet sözü nasihat sözü ile ayn� ba�lam-da kullan�lm��t�r.

    Mesnevinin ilk yedi beyti esere giri� oldu�u gibi ayn� zamanda nasihatlerin önemini ve amac�n� da aç�klayan bilgiler mahiyetindedir. �air, bu bölümde“söz”

    DED_20_SON.indd 174DED_20_SON.indd 174 22.07.2011 15:11:3322.07.2011 15:11:33

  • 175ded

    Ahmed-i Dâ’î’nin Vasiyyet-Nâme-i Nû�irevân’�ndaki E�itici De�erler

    diyerek nasihatler üzerinde durmaktad�r. Ahmed-i Dâ’î’nin a�a��daki beyitlerde kulland��� söz ve nasihat göstergeleri s�rayla ö�üt, ders almak, sözün de�eri, sö-zün anlam� ve söz ile ak�lla ili�kilidir.

    1. Gel iy §ikmet na¹�§at i�idenler // Na¹�§at §ikmetile i� idenler 1

    Gel ey hikmet, nasihat duyanlar (duyduklar�) hikmetle, nasihat ile i� görenler.

    2. Na©ar ®�l ‘ibret al §ikmet sözinden // Ne a¹¹� �demüñ §ikmetsüzinden Bak, hikmetli sözden ders al, hikmetsiz insan neye yarar.

    3. ®ula® dut söz güherden ®�ymet�dür // ®ulauñda bulas�n ®�ymet-i dür (�yi) dinle, (ki) söz cevherden k�ymetlidir.(Dinle ki) kula��nda (bu) k�ymetli inciyi bulas�n.

    4. Çü söz bildüñ biligör ma‘n�sin de // Sözüñ ¬od varl��dur ma‘n�sinde Söz söylemeyi bildi�in gibi manas�n� da bil. Çünkü sözün as�l varl��� manas�ndad�r.

    5. Ne söz kim söyleye ‘�®�l bilülü // Anuñ nesri güherdir nazm� lü’lü Ak�ll� ve bilgili her ne sözü söylerse onun nesri cevher, �iiri incidir.

    6. Kimüñ [kim] ‘ilm ile §ikmet i�idür // Dükeli ¬al® anuñ sözin i�idür Her kim ilim ve hikmet ile i� görürse bütün halk onun sözünü dinler.

    Vasiyyet-i Nû�irevân’daki E�itici De�erler

    Vasiyyet-i Nû�irevân, e�itici de�erler aç�s�ndan oldukça zengin bir muhteva-ya sahiptir. Her beyitte birden fazla de�erin olmas�, mesnevideki beyitlerin il-gili de�er ba�l���na al�nmas�nda ve s�n�fland�r�lmas�nda zorluklar olu�turmu�-tur. De�er e�itimiyle ilgili kaynaklar tarand���nda bir kayna��n de�er olarak kabul etti�ini, di�erlerinin de�er olarak adland�rmad�klar� görülmektedir. Ba�-ta Türkçe Program� ve Ö�retim K�lavuzu (2006) esas al�narak konuyla ilgi-li di�er kaynaklar da incelendikten sonra mesnevide �u de�erler tespit edilmi�-tir: Bilimsellik ve bilimselli�in önemi, çal��kanl�k, dan��arak çal��ma, do�a ve hayvan sevgisi, insan sevgisi, dürüstlük, ho�görü-tevazu, misafirperver-lik, nezaket-ölçülülük, sorumluluk, özdenetim sa�lama, adalet, kötülük ve kötü ki�ilerden uzak durma, ya�am�n fanili�i (MEB, 2006; Gökçe,2008; Kavcar,1988). Tespit edilen bu de�erler üzerinde s�ras�yla durulacakt�r.

    1 Bu çal��mada verilen Vasiyyet-i Nû�irev�n mesnevisinin örnek beyitleri: “Yeniterzi, Emine (2006). Ahmed-i Dâ’î’nin Vasiyet-i Nû�irevân Adl� Mesnevisi. Selçuk Üniversitesi Türkiyat Ara�t�rmalar� Enstitüsü Türkiyat Ara�t�rmalar� Dergisi, S. 19, Bahar s.1–25.” künyeli çal��madan al�nm��t�r.

    DED_20_SON.indd 175DED_20_SON.indd 175 22.07.2011 15:11:3322.07.2011 15:11:33

  • 176 ded

    Hasan Kavruk – Hülya Sönmez

    Bilimsellik ve Bilimin Önemi

    Akl�n k�lavuzlu�unda yol almak, hakikati ak�l ile aramay� esas almak bu de�e-rin temelini olu�turmaktad�r. Bilimselli�in kar��t� ise cehalet ve dogmatik dü-�üncelere akl� bir yana b�rakarak körü körüne inanmak ve ba�lanmakt�r. Bilim-sellik konusu, Dâ’î’nin eserde s�kl�kla i�ledi�i konulardand�r. �air, bu de�ere çe�itli aç�lardan bak�p onu ayr�nt�s�yla de�erlendirmi�tir.

    5 Ne söz kim söyleye ‘�®�l bilülü // Anuñ nesri güherdür nazm� lü’lüAk�ll� ve bilgili her ne sözü söylerse onun �iiri inci, nesri ise cevher (gibi)dir.

    Burada bilginin insan�n diline ve edebî anlay���na etkisinden söz edilmekte-dir. Bilen ki�inin söyledi�i ister �iir, ister nesir olsun paha biçilmez de�erdedir. Nas�l ki inci görünü�te di�er ta�lardan farkl� ise bilgili ki�inin sözleri de birçok anlams�z, yersiz, bo� ve gereksiz laf kalabal��� aras�nda y�ld�z gibi ���ldayarak kendini fark ettirir.

    6. Kimüñ [kim] ‘ilm ile §ikmet i�idür // Dükeli ¬al® anuñ sözin i�idürHer kim ki ilim ve hikmet ile i� görürse bütün halk onun sözünü dinler.

    �lim, insan� yüceltir. �limle u�ra�an ki�i, halk aras�nda de�er kazan�r. Çünkü ilim, insanlar�n sorular�na do�ru ve en uygun cevab� bulmada ba�vurulmas� ge-reken sa�lam bir k�lavuzdur. Bundan dolay� insanlar ilimle u�ra�anlar� dinler. Bu beytin derin yap�s�nda yer alan “ilim insanlar�n sorular�na ve sorunlar�na ce-vap olmal�” iletisi Türkçe Ö�retim Program� ve K�lavuzu’nun 10. maddesinde belirtilen “Yurt ve dünya sorunlar�na duyarl� olmalar� ve çözümler üretmeleri” (MEB, 2006:4) kazan�m�n� da desteklemektedir.

    7. �u kim istedi buld� ‘ilmi Ç�nde // Bugün oldur mu§a®®�® ‘ilm içindeBugün gerçek ilme ula�anlar, ilmi aray�p da Çin’de bulanlard�r.

    �air, “�u kim istedi buld� ‘ilmi Ç�nde“ dizesinde “�lim, Çin’de de olsa ara-y�n�z.” hadisinden ilham alm��t�r. Bilime ula�amamak diye bir imkâns�zl�k yok-tur. Ona ula�mak zahmetli olsa da ilme ula��p onunla u�ra�an ki�i, bugünün ha-kiki bilim adam�d�r.

    8 Bilenle bilmeyenler bir olur m� // Bilüsüz h�ç i�e tedb�r olur m�Bilen ile bilmeyen bir olur mu, bilgisizce yap�lan i�e hiç tedbir olur mu?

    Dâ’î, mesnevinin bu bölümünde “Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?”(Zümer, 39/9) ayetinden hareketle okuyucuyu uyar�rken bu iki tezat aras�ndaki fark� gör-mesi için okuyucunun akl�nda bir dü�ünce halkas� olu�turmaktad�r.

    DED_20_SON.indd 176DED_20_SON.indd 176 22.07.2011 15:11:3322.07.2011 15:11:33

  • 177ded

    Ahmed-i Dâ’î’nin Vasiyyet-Nâme-i Nû�irevân’�ndaki E�itici De�erler

    9. Eyü ad isteseñ olma bilüsüz // Cih�nda olmasun aduñ belüsüz �yi bir ad�n�n olmas�n� istiyorsan bilgisiz olma ( ki ) dünyada ad�n da be-lirsiz olmas�n.

    9. beyitte eserin ba�kahraman� Nû�irevân, ergenli�in ilk dönemlerinde olan Hürmüz’den hareketle asl�nda bütün çocuklara do�ru kimli�e sahip olmalar� için bir nasihatte bulunmaktad�r: E�er ilerde iyi bir adla an�lmak istiyorsan ça-l�� ve bilgilen, yoksa insanlar seni bilgisiz olarak anacaklar. Bu nasihat, Türk-çe Ö�retim K�lavuzu’nun 6. maddesinde okutulacak metinler için hedeflenen

    “Ö�rencinin ki�isel geli�imine katk�da bulunacak ve onlara estetik bir duyar-l�l�k kazand�racak nitelikte olmal�d�r.” (MEB,2006) kazan�m�n� da destekle-mektedir.

    36 Çü ‘a®l old� sa‘�detler ulus� // Dutanlar ‘a®l ile dutd� ulus� Mutluluklar�n en büyü�ü ak�l oldu�u için akl� esas alanlar ulusa hâkim oldu.

    13. Ulu ol� ki ��huñ Hürmüz idi // Kem�l-i ‘a®l içinde gürbüz idi�ah�n büyük o�lu Hürmüz idi (O)akl�n olgunlu�uyla kahramand�.

    Bu beyitte“ulu ve gürbüz” özelliklerine sahip olabilmenin ön ko�ulu olarak kemal ve ak�l özellikleri verilmektedir. Çünkü Nû�irevân, büyümenin ve belir-tilen güçlenmenin bilim ve ak�lla olabilece�ini dü�ünür. Bu dü�ünceyi önemse-mesinden dolay� �air, a�a��daki beyitlerde de bu durumu tekrar vurgulam��t�r.

    34. Çü sensin p�k-s�ret ‘a®l� k�mil // Her i�de ‘a®l ile ol�l mu‘�mil Sen temiz ahlakl� ve tam ak�ll�s�n, her i�te ak�lla hareket et.

    54. Kimüñ kim ‘a®l� var ba� beynisinde // A�r ba�l�dur i�ler beyni sinde Her kimin ba��nda akl� varsa a��rba�l�d�r, hayat�ndaki i�leri do�ru olarak yürütür.

    63.Anuñ kim yo® be®�s� i‘tib�r� // Nesine aldanur ‘a®l issi b�r� Ak�ll� insan geçici ve de�ersiz dünyan�n nesine aldan�r?

    Yukar�daki beyitlerde birbirinin z�dd� ve olumsuzu olan ak�l ve ak�ls�zl�k kav-ramlar� üzerinde durulmaktad�r. Birinci beyitte Nû�irevân, akl� olan�n i�leri de yolunda yürür mesaj�n� verir. Bundan dolay� a��r, sözcü�ü burada i�i aceleye getirmeden sab�rl� ve temkinli çal��may� belirtir. Birinci m�srada �iirin derin ya-p�s�ndaki bu sözcük, ikinci m�srada �iirin yüzey yap�s�nda kullan�larak bu özel-lik peki�tirilmi�tir.

    DED_20_SON.indd 177DED_20_SON.indd 177 22.07.2011 15:11:3322.07.2011 15:11:33

  • 178 ded

    Hasan Kavruk – Hülya Sönmez

    105. Dürü� §a®dan seçe gör b���l ismin // Ki b���l ¹anmayas�n §a® ��l�sm�n Gerçekle bat�l olan� ay�rt edebilmek için gayret göster. �lahî s�rlar� bat�l sanma.

    106. �ular kim §a®®� b���l eylediler // Ol olmaz l�kin anlar eyle diler Gerçe�i bat�l eyledi�ini zannedenler ki öyle bir �ey olmaz ama onlar öyle ister.

    Gerçe�i yalandan ay�rman�n tek yolu bilimin �����nda çal��makt�r. Yoksa gün gibi görünen gerçekler ki�inin cehaletiyle yanl��a dönü�ebilir. Bundan kurtul-man�n yolu da do�ru bilgiye kayna��ndan ula��lmas�d�r. �airin bu rahats�zl��� ve �ikâyeti a�a��daki beyitte de vurgulanm��t�r.

    107. §a®� ister iseñ bul kendüzüñden // Bilesin giceñi t� gündüzüñdenGecenin (geli�ini) ta gündüzünden bilmek gerekir. Allah’� istersen (ar�yor-san) onu kendinde bul.

    Çal��kanl�k

    Öncelikle bireysel olarak ba�lay�p daha sonra bütün toplumu etkileyen bu dav-ran��, çocuklar�n ki�ilik geli�iminde etkili olan de�erler aras�ndad�r. Çal��kanl�k, bu eserde Dâ’î’nin üzerinde itina ile durdu�u önemli de�erlerdendir. Dâ’î, ça-l��kanl�k de�erini, bu de�erin z�dd� olan baz� olumsuz tutumlar� ele�tirerek ese-rine konu etmi�tir.

    20 Dürü� kim dünyede ®alsun eyü ad // Añ�ldu®ça disünler �fer�n b�dÇal�� ki dünyada iyi ad�n kals�n (ismin) an�ld�kça (sana) aferin desinler.

    Davran��ç� e�itim anlay���nda, birey davran���n�n sonucunun olumlu bi-tece�ini bilirse o davran��� kazanmak için oldukça yo�un bir çaba gösterir. Özellikle bu kazan�m esnas�nda bireye çe�itli olumlu peki�tireçler verildi�in-de davran���n ö�renme h�z� artmaktad�r (Senemo�lu, 2009:150-153). Ö�ren-menin ko�ullanma ile olu�tu�unu savunan davran�� bilimcilerin ortaya att�-�� bu tezi 14-15.yüzy�lda Ahmed-i Dâ’î yukar�daki beyitte aç�kça belirtmi�-tir. Dâ’î, dünyada iyi ad kazanma davran���n� çal��ma ko�uluna ba�lar. �iir-de, ki�iye iyi ad davran��� kazanmak için verilen aferin’i de olumlu peki�tiri-ci olarak görür.

    49 Ne i� kim ba�lasañ an� tam�m it // Ki i�ler yüz duta saña tam�met Hangi i�e ba�larsan onu tamamla ki i�lerin tamamlans�n (toparlans�n).

    DED_20_SON.indd 178DED_20_SON.indd 178 22.07.2011 15:11:3322.07.2011 15:11:33

  • 179ded

    Ahmed-i Dâ’î’nin Vasiyyet-Nâme-i Nû�irevân’�ndaki E�itici De�erler

    104.�ular kim Tañr�y� §��r görürler // Her i�i �¬irine irgürürlerAllah’tan sak�nanlar her i�i (olumlu) sonland�r�rlar, sonuca ula�t�r�rlar.

    Bir i�e ba�lamak önemli oldu�u kadar o i�i olumlu sonuçland�rabilmek de önemlidir. Burada hükümdar�n Hürmüz’e verdi�i ö�ütlerden birisi de “�� in-san�n aynas�d�r.“(Parlat�r, 2008: 333) atasözünden hareketle ki�inin çal���r-ken seçti�i çal��ma yöntem ve stratejisini belirtmektedir. Bir sonraki beyitte de Allah’tan sak�nanlar�n i�lerini zaman�nda bitirdikleri vurgulan�r.

    50. Eyü olsun i�üñ çün sen eyüsin // Eyüler her i�üñ i�ler eyüsin �yi oldu�un için i�in de iyi olsun, (çünkü) iyiler her i�in iyisini yapar.

    52. �vek olma dölek ol her bir i�de // Ki t� re�k eylesün senden feri�te Yapt���n her i�te aceleci olma temkinli ol ki melek(ler) dahi seni k�skans�n.

    73. Egerçi cümle ‘�lem cevher ister // Neyise cevherüñ sen an� göster Cümle âlem senden bir �eyler ister, (sen) cevherin ne ise (onlara) onu göster.

    �yi i�, ki�iye itibar kazand�r�r. Bundan dolay� Ziya Pa�a, “Âyinesi i�tir ki�i-nin lâfa bak�lmaz / �ahs�n görünür rütbe-i akl� eserinde“ diyerek iyi i�in ki-�inin ak�l eseri oldu�unu vurgular. Ziya Pa�a’dan yüzy�llar önce ya�am�� olan Ahmed-i Dâ’î, bu durumu yukar�da verilen üç beyitte çocuklara verdi�i nasiha-tinde dile getirmektedir. Ayn� zamanda �air, “Acele i�e �eytan kar���r.” (Parlat�r, 2008: 51) atasözünden hareketle i� yaparken aceleci olmamak ve her i�te tem-kinli olmak gerekti�ini de vurgulayarak do�ru çal��ma stratejisini belirtmekte-dir. Üçüncü beyitte ise yeteneksiz ki�inin olmad���, önemli olan ki�inin yete-neklerinin fark�nda olmas� gerekti�i mesaj� verilmektedir. Ki�ideki yetenek ona has olan bir cevherdir. Bundan dolay� Nû�irevân, o�luna e�er insanlar ondan bir cevher isterse onlara kendinde bulunan yetene�ini sergilemesini ö�ütler

    80. Hüner ehlin gözet ‘ayb�na ba®ma // Güher ®�ymetlüdür boncua da®maHünerli ki�inin ay�b�na bakma (onlar�) gözet, boncu�a takma, (aldanma ki) cevher (ondan daha) k�ymetlidir.

    84. Niçe kim ®�ymeti olmazsa �¬ir // Aya alt�nda ®almaz ¬od cev�hir (Cevherin)k�ymeti olmaz (yok gibi görünse) ise de sonuçta saf cevher yerde kalmaz.

    101. �u kim ®ullu®da ¬o� ¬i£met eridür // Ne deñlü ¬o� dutarsañ key yiridürHizmette iyi i� yapan insan�, ne kadar ho� tutarsan o kadar yerindedir.

    DED_20_SON.indd 179DED_20_SON.indd 179 22.07.2011 15:11:3322.07.2011 15:11:33

  • 180 ded

    Hasan Kavruk – Hülya Sönmez

    Yukar�daki beyitlerde de hünerli ki�ilerin korunup kollanmas� gerekti�i vur-gulanmaktad�r. �air, bu dü�üncesini son beyitte bulunan “Ne deñlü ¬o� dutarsañ key yiridür” cümlesi ile dile getirir. “Aya� alt�nda ®almaz ¬od cevahir” diye-rek hünerli ki�ileri mücevhere benzetmi�tir. Cevher yere dü�se de cevherdir. Dâ’î’nin bu te�bihi, 19. yüzy�lda Nam�k Kemal, Hürriyet Kasidesi’nde belirtti-�i “Yere dü�mekle cevher sâk�t olmaz kadr ü k�ymetten“ (Kaplan, 2002: 39) sö-zünü hat�rlatmaktad�r. Her iki �air de �artlar kötü olsa dahi hünerli insanlar�n de-�erlerinden bir �ey yitirmediklerini vurgulam��t�r.

    96. Deminde i� ider bir er yüz erlik // Egerçi ‘�d i�in itmez yüzerlik Yüzerlik a�ac�, ûd a�ac�n�n özelliklerini gösteremese de zaman� gelince bir er yüz erlik i� yapa(bili)r.

    Buradaki mübalâ�a ile çal��kanl�k vurgulanm��t�r. Ayn� �ekilde her ne kadar yüzerlik a�ac� ûd a�ac�ndan daha de�erli olsa da onun i�ini göremez. Bu ba�-lamda her insan sahip oldu�u yetene�i sergiler. Bir i�i yapabilmek o i� için sa-hip olunan bilgi, beceri ve yetenekle mümkündür.

    53 �u kim elinden i� gelmez deyerdür // ��ine girmedüñ i�i deberdür Elinden i� gelmez ki�i, daha (o) i�e girmeden i�i mahveder.

    Bu bölümde son olarak Nû�irevan, kötü i� yapanlardan yak�nmaktad�r. ��in ehli olmayan insanlara i� verildi�inde onlar bunu eline yüzüne bula�t�rarak o i�i mahvederler. Bundan dolay� 96. beyitte de vurguland��� gibi i�i ustas�na tes-lim etmek gerekir.

    Dan��arak Çal��ma

    Toplumun birbiriyle yard�mla�mas�n� esas alan bu de�er, toplumsal beraberlik ve bütünlükte önemli unsurlar olan yard�mseverlik, kadir�inasl�k gibi alt de�er-lerin peki�tirilmesini sa�lamaktad�r. A�a��daki beyitlerde devletin yüz y�llarca dayan��ma ve dan��ma ile nas�l yürütüldü�üne de�inilmi�tir.

    18. Geçürdüm nevbeti nevbet senüñdür // Giderven ‘ömr ile devlet senüñdürBen (yönetme) s�ram� geçirdim (yönetim) s�ras� senindir, ben gidiyorum devlet ile ömür senindir.

    Bu beyitte Nû�irevân, devlet yönetimini dayan��maya dayal� bir nöbetle�me olarak görür. “Geçürdüm nevbeti nevbet senüñdür ” diyerek kendinden önce-kilerin y�llard�r dayan��ma ile yönettikleri ülkeyi, mülkü yönetme nöbetini ta-mamlad���n� bu bayra�� o�luna b�rakt���n� belirtir.

    DED_20_SON.indd 180DED_20_SON.indd 180 22.07.2011 15:11:3322.07.2011 15:11:33

  • 181ded

    Ahmed-i Dâ’î’nin Vasiyyet-Nâme-i Nû�irevân’�ndaki E�itici De�erler

    46 Ulular �an���®lu �a a�ar dir // Bilüsüz �dem issüz �aa ��r dirBüyükler; dan��an (ki�i) da� a�ar , bilgisiz adam ise �ss�z da�a �ehir der derler.

    Bu bölümde Ahmed-i Dâ’î ilgili konuyu irsal-i mesel ile aktar�r. “Dan��an da�� a�m��, dan��mayan(�n) yolu �a�m�� .” (Parlat�r, 2008:174) atasözüne istina-den dan��maya dayal� i�lerin ba�ar�s�ndan bahseder. Bu durum �iirde anlam iti-bari ile �a� a�ar ve �a�a �r dir tezatlar� ile ifade edilmi�tir. Dan��an ki�i, önün-deki i�ler da� gibi çok ve zor olsa da bunu a�mas�n� bilir. Oysaki dan��madan i� yapan ki�i, �ss�z ve cans�z da�� dahi �ehir olarak görür.

    7. �� i�ler dünle yo®sul �an���®da // Ki gündüz i�lemez sul��n ���®daYoksul dan��arak gece bile i� yaparken, sultan dan��mazsa gündüz bile i� yapamaz.

    Bu bölümde de dan��arak ve dan��mayarak i� görenler aras�ndaki farka de�i-nilmi�tir. Mesnevinin genelinde oldu�u gibi bu durum da birbirine z�t unsurlar-la belirtilir. Bu z�tl�k, yoksul ve sultan tezad�d�r. Ahmed-i Dâ’î, anlamsal yön-den tezad�n da tezad�n� yaparak mesaj�n� verir. Çünkü �air, iyi vas�f olan dan��a-rak i� görme davran���n� yoksulla ili�kilendirmi�ken, �iirin yüzey yap�s�nda ol-mayan ama derin yap�s�nda dün ve gündüz tezatlar�yla desteklenen dan��madan i� yapma olumsuz davran���n� da sultanla ili�kilendirmektedir. �iirin ikinci m�s-ra�nda dan��madan i� yapanlar sultanlar gibi iyi �artlarda çal��sa dahi yapt�klar� i�in olumlu sonuçlanmayaca�� vurgulanm��t�r.

    Do�a-Hayvan Sevgisi

    Do�aya ve hayvana ba�l�l�k onu sevmekle mümkündür. Herkese bir arma�an olan do�an�n her zaman korunup kollanmas� gerekir. Do�a ve hayvan sevgisi, günümüzde artan teknolojik geli�melerle birlikte sadece çocuklara de�il tüm topluma a��lanmas� gereken önemli de�erlerdir. Mesnevide bu de�er, yap�lan söz sanatlar�yla örtük olarak verilmi�tir.

    60. ®ar�ncadan i�it §a®®�n kel�muñ // Süleym�n gibi me�h�r ola n�muñHakk’�n sözünü kar�ncadan i�it (ki) Süleyman gibi ad�n me�hûr olsun.

    97. �u kim a¹lan olur dü�menlerine // ¹�çan olur girür dü�menler ine Ki�iler, dü�manlar�na aslan kesildiklerinde, dü�manlar� s�çan olup delik-lerine kaçarlar.

    DED_20_SON.indd 181DED_20_SON.indd 181 22.07.2011 15:11:3322.07.2011 15:11:33

  • 182 ded

    Hasan Kavruk – Hülya Sönmez

    Yüzy�llar boyu hayvanlar çe�itli özellikleri itibariyle edebiyata konu olmu�tur (�ahin, 2008:177-191). Özellikle konu�an hayvan motifi masallarda oldu�u ka-dar �iirlerde de s�kl�kla kullan�lm��t�r. Klasik Türk �iirine daha çok benzetmeler-le malzeme olan hayvanlar� Ahmed-i Dâ’î, bu mesnevide Hz. Süleyman telmi-hi ile i�lemi�tir. Hz. Süleyman, denilince insanlar�n akl�n “Hz. Süleyman ve ka-r�nca hikâyesi“ ba�ta olmak üzere hayvanlarla konu�abilme kerameti gelir. Bun-dan dolay� Hz. Süleyman, tarihe ve edebiyata hayvan dostlu�unu ve sevgisini temsil eden bir simge olarak yerle�mi�tir. Dâ’î, mesnevisinde “®ar�ncadan i�it §a®®�n kelmuñ“ diyerek hayvanlar�n insan hayat�ndaki yerini bir kez daha vur-gulamaktad�r. Hayvanlar, baz� özellikleri itibari ile de insanlarda baz� de�erlerin sembolü haline gelmi�tir. Nas�l ki sadakat denilince köpek, kurnazl�k denilince tilki akla geliyorsa yukar�daki örnekte oldu�u gibi aslan denilince akla güç, aza-met gelir. Ayr�ca hayvanlar olumlu tutum kazand�ran de�erleri temsil ettikleri gibi olumsuz tutum kazand�ran de�erleri de temsil etmektedir. �iirde “¹�çan olur girür dü�menler ine“ denilerek s�çan benzetmesiyle korkakl�k vurgulanm��t�r.

    �nsan Sevgisi

    Artan sava�, kavga ve �iddet olaylar�ndan sonra önemi pek fazla vurgulanma-yan de�erlerden birisi de insan sevgisidir. �nsanl���n esas� olan sevgi, hayat� an-laml� k�lan ve kolayla�t�ran bütün de�erlerin ba��nda gelmektedir. Türk edebi-yat�n�n önemli simalar�ndan olan Mehmet Emin, insan sevgisini “Ben hayat�m-da iki gaye takip ettim: birincisi halkç�l�k, öbürü milliyetçilik ve heyet-i mecmu-as�yla insaniyetçiliktir ” (Kavcar, 1988: 126) diyerek onu, milliyetçilik ruhuy-la bütünle�tirir.

    70. Kime kim va‘de ®�lsañ ®�l vef�s�n // Dimesünler göñülden b�-vef�s�nHer kiminle zaman geçirirsen ona (kar��) vefal� ol (ki) demesinler gönül-den vefas�zs�n.

    Vefakârl�k, insan sevgisinde ve ili�kisinde var olan temel olgulardan birisidir. Burada “Dimesünler göñülden b�-vefs�n“ cümlesi ile Nu�iveran dostlu�a ver-di�i önemi vurgular. O�luna, münasebette olaca�� insanlar� unutmamas�n�, bun-dan dolay� insanlar�n ilerde onu “göñülden b�-vefs�n“ itham�yla yarg�lamama-s�n� ö�ütler. Buna istinaden insanlar� anmak ve geçmi�e sayg�l� olmak gerekir. Çünkü gelecek geçmi�in hamuru ile yo�rulur. Ya�ad���m�z mekân, soludu�u-muz hava geçmi�imiz oldu�u gibi tan��t���m�z ve belki bir daha hiç görmeyece-�imiz insanlar da geçmi�imiz olacakt�r.

    DED_20_SON.indd 182DED_20_SON.indd 182 22.07.2011 15:11:3322.07.2011 15:11:33

  • 183ded

    Ahmed-i Dâ’î’nin Vasiyyet-Nâme-i Nû�irevân’�ndaki E�itici De�erler

    108. Göñül ele getür elden gelürse // Müsülm�n olsun ol y� gebr ü ters��ster Müslüman olsun, ister Mecusi, ister H�ristiyan elinden geldi�ince gö-nül kazan.

    �nsanlar farkl� co�rafyalarda, farkl� dinlerde, farkl� renklerde olsalar da hepsinde ortak olan özellik, insan olmalar�d�r. Bu özellik Türkçe Ö�retim K�lavuzu’nda dinlenecek/izlenecek materyallerin içeri�inde bulunmas� gere-ken özellikler aras�nda �öyle vurgulanm��t�r: “Siyasî kutupla�malara ve ayr�m-c�l��a yol açacak bölücü, y�k�c� ve ideolojik ifadeler yer almamal�d�r.” (MEB, 2006: 57). Bu beyitte de Nû�irevân, hükümdar aday� o�luna insanlar�n inan�� biçimlerine bakmadan yani insanlar� Müslüman, Mecusi, H�ristiyan gibi taba-kalara ay�rmadan onlar� sevmesini ö�ütleyen fikirleriyle programdaki bu kaza-n�mla paralellik göstermektedir. Nitekim “Müsülmn olsun ol y gebr ü ters” ça�r�s�n� Dâ’î’den yakla��k iki yüzy�l önce Mevlânâ, “Gel, gel, ne olursan ol yine gel ister kâfir, ister mecûsi ister puta tapan ol yine gel.” diyerek bütün dün-yaya seslenmektedir.

    110 . �a‘�f olanlaruñ göñli ®av�dür // Sa®�n y�®ma göñül Tañr� evidür Zay�f olanlar�n gönlü güçlüdür, gönül Tanr� evidir, onu sak�n y�kma

    �iirde kullan�lan za’if ve kavi tezatlar� insan�n d�� görünümüne aldanmamak gerekti�i mesaj�n� verir. Bu d�� görüntü mü�ahhas oldu�u gibi mücerred de ola-bilmektedir. Yani insan gerek manevî gerekse fizikî olarak za’if olabilir. Bu k�s-tas insan� ölçmede kullan�lacak do�ru bir ölçme arac� de�ildir. Esas olan mane-vi güç, yani kalp gücüdür. Alttaki beyitte de gönül sözcü�ü tekrar edilerek in-san kalbinin Tanr� evi oldu�u hususu vurgulanm��t�r. Bu ba�lamda kalp k�rma-mak gerekti�i ö�ütlenmi�tir.

    111. Ba��la suçlar� ‘afv it gün�h� // Ki t� ‘afv eyleye senden �l�h�Suçlar� ba���la günah� affet ki Allah da seni affetsin.

    109. Esirge ¬�li®uñ ¬al®�na ra§m it // �der ra§m idene ¬�l�® da ra§metYaradan’�n halk�n� esirge, onlara rahmet et (ki) Yaradan da rahmet edene rahmet eder.

    �nsan olman�n meziyetlerinde birisi de güçlü olan�n güçsüz olan� ba���la-mas�d�r. Özellikle adaletiyle tan�nan Nû�irevân o�luna insanlar� ba���lamas�n� ö�ürtler. “Kim ba���lar ve bar��� sa�larsa, onun mükâfat� Allah’a aittir.” (�ûrâ, 42/40) ayetinden hareketle Nû�irevân o�luna Allah’tan affedilmeyi dileyecekse kendisinin de ba���lay�c� olmas�n� ö�ütler.

    DED_20_SON.indd 183DED_20_SON.indd 183 22.07.2011 15:11:3322.07.2011 15:11:33

  • 184 ded

    Hasan Kavruk – Hülya Sönmez

    Dürüstlük

    Sa�lam bir ki�ili�in ön ko�ullar�ndan birisi de dürüstlüktür. Bu de�er, insano�-lunun var olmas�yla birlikte her zaman önemini korumu�tur. Ba�ta ki�inin ken-disine, ailesine ve ya�ad��� topluma kar�� sorumlulu�u olan dürüstlük de�eri, çocu�a erken dönemde verilmesi gereken ahlakî geli�imin önemli unsurlar�n-dand�r. Nasihat-nâmeler, daha çok ahlâkî geli�im dikkate al�narak yaz�ld��� için bu nasihat-nâmede de ahlâkî geli�imin vazgeçilmez unsuru olan dürüstlük kav-ram� itinayla i�lenmi�tir.

    72. �çüñ �a�uñ bir olsun ¹�rf u s�de // Ne fi‘lüñ kem ne ¬od ®avlüñ ziy�de �çin d���n bir, saf ve sade olsun; ne davran���n kötü ne de sözün (insanlar-la olan ili�kin) gere�inden fazla (olsun).

    74. Kimüñ nefsinde ¬�li¹ cevheri var// Añadur cevher� ®at�nda mi®d�rKimin nefsinde temiz, pak cevheri varsa; onun de�eri, cevheri miktar�n-cad�r.

    Dâ’î, bu eserinde atasözlerine yer verdi�i kadar deyimlere de yer vermi�tir. �air, “�çüñ �a�uñ bir olsun “(Parlat�r, 2008: 481) diyerek insan�n ikiyüzlülükten kaç�n�p dürüst olmas� gerekti�ini vurgular. M�sra�n devam�nda ¹�rf u sde söz-cükleriyle bu durum peki�tirilir. Ayr�ca Nû�irevân, ikinci m�srada o�luna gerek davran���nda gerekse sözünde ölçülü olmay� ö�ütlemektedir.

    76 �dingil ¹�d® ile i¬l�¹� p��e // ��üñ i¬l�¹ u ¹�d® olsun hem��e Do�ru söz ve safl�kla me�gul ol (ki) yapt���n i� temiz ve do�ru olsun.

    Burada vurgulanmak istenen ana konu dürüstlü�ün insan için ya�am tarz� ol-mas� gerekti�idir. Nû�irevân, “�dingil ¹�d® ile i¬l¹� p��e“ diyerek dürüstlük de-�erinin bir süreçle kazan�laca��n� vurgular. Bu ifadeyle, ça�da� e�itim kuramc�-lar�n�n da esas bir özellik olarak kabul etti�i süreç sonucundaki ürünün kalitesi (Sever, 1994:125-127) vurgulan�r. �air, bir süreç olan dürüstlü�ün i¬l�¹ u ¹�d® özelliklerine sahip olmas� gerekti�ini belirtir.

    Ho�görü-Tevazu

    Ki�ilik geli�iminin önemli unsuru olan ho�görü ve tevazu, bireyin ya�ad��� top-lumla bar���k ya�amas�n� da sa�lamaktad�r. Bu iki de�er ki�ilik geli�imini des-tekledi�i gibi insanlar aras�ndaki ayr�mc�l�k temayüllerini de ortadan kald�rd�-�� için sosyal hayat�n olu�umunda da önemli bir rol oynamaktad�r. Mesnevide Nû�irevân, o�luna halka ho�görü ve tevazuyla yakla�mas�n� ö�ütler.

    DED_20_SON.indd 184DED_20_SON.indd 184 22.07.2011 15:11:3322.07.2011 15:11:33

  • 185ded

    Ahmed-i Dâ’î’nin Vasiyyet-Nâme-i Nû�irevân’�ndaki E�itici De�erler

    75 Sa®�n�l zer® ile kibr ü riy�dan // Utan ‘izz ü cel�l-i Kibriy�dan Cenab-� Allah’�n celalinden ve izzetinden utan, ikiyüzlülük, kibir ve yalan-dan sak�n.

    77 Nice kim ta¬tuñ� eyler yüce §a® // Tev�u‘ birle olsun göñlüñ alça® Her ne kadar Allah taht�n� (makam�n�) yüce eylemi�se de (sen) tevazu ile gönlünü alçak tut.

    Kibir, insan� bulundu�u ortamdan yabanc�la�maya götüren olumsuz tutumlar-dan birisidir. Nû�irevan, o�lunu kibirden uzak durmas� için uyar�r. Ayr�ca �airin, ba�ar�l� �ekilde kulland��� kibr ü riydan, Kibriydan cinaslar� da her iki durum aras�ndaki alçakl�k ve büyüklük tezad�n� belirtir. �kinci beyitte ise bu durumda gerçekle�en amaç-sonuç ili�kisine de�inilmi�tir. Burada Nû�irevân, o�luna e�er taht�n�n yüksek (yönetim gücünün kudretli) olmas�n� amaçl�yorsa alçak gönül-lü olmas� gerekti�ini ö�ütler.

    78 Kimi görseñ sen ikr�m u sel�m it // Olas�n dillerinden t� sel�met Kimi görürsen ikram ve selam et (ki sen de ) onlar�n dillerinde selametle an�las�n.

    79 Gerek olsun melik y� ®ul ®�l ikr�m // ®ula ikr�m ile olur melik r�m �ster hükümdar, ister kul olsun ikram k�l; (çünkü) melik kula ikram� ile ba�lan�r.

    Dâ’î, 78. beyitte selm it ve selmet cinaslar�n� kullanarak sebep ve sonuç ili�-kisinden hareketle mütevaz� olma de�erine vurgu yapmaktad�r. Çünkü insanlara ikramda bulunmak ve onlar�n hâl-hat�r�n� sormak, onlar taraf�ndan iyi an�lmay� sa�layacakt�r. �nsanlar taraf�ndan iyi an�lmak da ki�iyi selamete kavu�turur. 79. beyitte ise Nû�irevân, o�luna bey ve kul (köle) ay�r�m�na gitmeden tevazu ile herkese ayn� derecede hizmet etmesi gerekti�ini belirtir. E�er böyle davran�rsa halk aras�ndaki s�n�f farkl�l���n� ortadan kald�rarak e�itli�i sa�lad��� için halk�-n�n da ona daha büyük bir ba�l�l�kla ba�lanaca��n� tembihler.

    81 Dikensüz gerçi kim ‘�lemde gül yo® // Vel� gülsüz diken vardur degül yo® Her ne kadar dünyada gülsüz diken olsa da dikensiz gül yoktur.

    85 Kimesne ‘ayb�na �a‘n itme zinh�r // Ki�i bilmez ki bu yolda neler var Kimseyi ay�b�yla k�nama sak�n, ki�i bu yolda ne oldu�unu bilmez.

    Gül, edebiyat�m�zda hemen her dönemde sanatç�lara ilham kayna�� olagel-mi�tir. Gerek sevgiliye benzetilmesi, gerekse Hz. Muhammed’i simgelemesi iti-bari ile �airler taraf�ndan kullan�lan zengin bir imgedir. Ahmed-i Dâ’î, kusursuz

    DED_20_SON.indd 185DED_20_SON.indd 185 22.07.2011 15:11:3322.07.2011 15:11:33

  • 186 ded

    Hasan Kavruk – Hülya Sönmez

    insan olmaz mesaj�n� vermek için gülü bir imge olarak kullanm��t�r. Ayr�ca Dâ’î, bu imgesini güçlendirmek için de “Dikensiz gül olmaz“ (Parlat�r, 2008:186 ) atasözünden yararlan�r. Di�er beyitte “Kimesne ‘ayb�na �a‘n itme zinhr“ diye-rek insanlar�n s�rlar�n� saklamak için mütevaz� olmay�, Mevlânâ’n�n ”Ay�plar� örtmede gece gibi ol” sözünü yineleyerek vermektedir. Nû�irevan, o�luna in-sanlar�n kusurlar�yla alay etme ki günü geldi�inde onlar da senin kusurlar�nla alay etmesinler ö�üdünü vermektedir. �air, bu ö�üdü �iirin derin yap�s�nda bu-lunan “Ki�i bilmez ki bu yolda neler var diyerek Ne oldum deme, ne olaca��m de” (Parlat�r, 2008:439) atasözünden ilhamla verir.

    Misafirperverlik

    Dâ’î, misafir, Tanr� misafiridir felsefesinden hareketle Türk toplumuyla bütün-le�en bir de�er olan misafirperverli�i bu eserinde ele almay� unutmam��t�r. �air, bu de�eri a�a��daki beyitte �öyle ifade eder:

    94 Saña kim s�nu gelse ¬o� dut an� // Ki Tañr� ¬o� dutar hem ¬o� dutan�Birisi sana s���n�rsa onu ho� tut ki Tanr� ho� tutan� ho� tutar

    �iirin yüzey yap�s�na bak�ld���nda misafirperverlik de�erini veren “s��nu, gelse, ¬o� dut, Tañr� ¬o� dutar ¬o� dutan�” metaforlar� bize �iirin derin yap�s�n-da bulunan misafirperverlik metonomisini (Yavuz, 2010: 55) vermektedir. �lk bak��ta �iirde her ne kadar sana mecbur olana sen de elini uzat iletisi verilmi� olsa da ikinci m�sradaki “Ki Tañr� ¬o� dutar hem ¬o� dutan�” m�sra�, Türk mil-letinin ba�ta �slamiyet’in etkisiyle yüz y�llard�r misafirlik için ta��d��� duygu ve dü�üncülerini dinî hassasiyetle hayat�n�n temel eksenine yerle�tirdi�i görülür. �air, misafirperverlik de�erini bu yolla ifade eder.

    Nezaket–Ölçülülük

    Nezaket ve ölçülülük, ileti�imin önemli unsurlar�d�r. Bu unsurlar�n varl��� ki�i-de özgüven ve cesaret olu�turdu�u gibi çevrenin de ki�iye sayg� göstermesini ve itibar etmesini sa�lamaktad�r. Bundan dolay� bu iki de�ere sahip olan ki�iler çevreyle olumlu ileti�im kurarlar. Ayr�ca bu iki unsur ki�ide özdenetim meka-nizmas�n� sa�lamas� itibariyle de önemlidir.

    55 �u ten kim olmaya anda a�r ba� // Yüregi ®an olur d�yim ba�r ba�E�er (ki�inin) �u teninde a��r ba�l�l�k olmazsa, (onun) daima yüre�i kan, ba�r� yara olur.

    DED_20_SON.indd 186DED_20_SON.indd 186 22.07.2011 15:11:3322.07.2011 15:11:33

  • 187ded

    Ahmed-i Dâ’î’nin Vasiyyet-Nâme-i Nû�irevân’�ndaki E�itici De�erler

    Beyitte bir örnek tipten hareketle a��rba�l� olmaman�n kayb� belirtilir. E�er birey davran��lar�nda a��rba�l� ve ölçülü olmazsa o ki�inin “yüregi ®an, dyim ba��r ba�” olmas� kaç�n�lmazd�r. Bu ö�üt, sadece Hürmüz’e de�il bütün insan-lara gönderilmi�tir.

    Sorumluluk

    Sorumluluk duygusu ki�ilik geli�iminde önemli olan de�erler aras�ndad�r. Bu de�er ki�inin kendine, ailesine, ya�ad��� çevreye ve topluma kar�� sorumlulu�u olarak farkl�l�k arz etmektedir. Mesnevide bu de�er hükümdar�n halk�na kar�� olan sorumlulu�u �eklinde i�lenmi�tir.

    19 Saña benden baña §a®dan em�net // Cih�n� ‘adl ile d�rü’l-em�n it Dünya sana benden, bana Hak’tan emanet, (onu) adalet ile emniyetli k�l.

    Nasihat-nâmenin bu bölümünde okuyucu, babadan o�ula geçen bir devir-teslim törenine �ahit olmaktad�r. Bu törenin temel imgesi padi�ah�n �eh-zâdeye b�rakaca�� sorumluluk duygusudur. Nû�irevan, yönetimle birlikte o�luna geçen sorumluluk de�erini bir önceki beyitte “Aña �¹marlad� hep tc u dr� ”cümle-siyle vermektedir. “Saña benden baña §a®dan emnet ”diyerek o güne kadar kendisinde olan a��r sorumlulu�u (devlet yönetimini) o�luna aktard���n� ifade eder. �iirde devlet için emanet sözcü�ünü kullanarak devlet yönetiminin öne-mine ve hassasiyetine dikkat çekmektedir. Bu sözcükten hareketle o�lunun üst-lenece�i sorumlulu�a bir kutsall�k yüklemektedir. Çünkü �slami inan��a göre emanet kutsald�r. Ki�inin emanete gözü gibi bakmas� gerekir. Bu kutsall�k dün-yan�n di�er medeniyetlerinde de görülmektedir. Çünkü eskiden hükümdarlar�n Tanr� taraf�ndan görevlendirdikleri inan��� hâkimdi. �air, �iirin derin yap�s�nda bu olguya da uzanm��t�r.

    Özdenetim Sa�lama

    Ki�inin davran��lar�nda ölçülülü�ü yakalamas�n�n �art� kendini iyi kontrol et-mesine ba�l�d�r. Bireyin söyledikleri ile ya�ad�klar� aras�nda istikrarl� bir ka-rarl�l���n olmas� ki�iye sayg� ve itibar kazand�rmaktad�r. Çocuklara erken dö-nemde verilmeye çal���lan bu iki de�er genellikle ailenin sorumlulu�unda �e-killenir.

    26 Cih�nuñ varl��na �rra olma // Güne�sin himmet içre £erre olma Dünyan�n varl���na gururlanma, sen güne�sin himmet içinde zerre olma.

    DED_20_SON.indd 187DED_20_SON.indd 187 22.07.2011 15:11:3322.07.2011 15:11:33

  • 188 ded

    Hasan Kavruk – Hülya Sönmez

    Dünyan�n �a�aas�na aldanmay�p güne�in azameti içerisinde zerre olmamak ge-rekir. Ki�i dünyan�n süsüne kap�l�p yapmas� gereken vazifelerini unutmaktad�r. Çünkü e�er ki�i, dünyaya dair aldat�c� süslerle ba�lanmay� kontrol edemezse ufak mutluluklar�n içerisinde kendini kaybeder. Özdenetimsizlikten kaynaklanan bu kaybolu�u �air, “Güne�sin himmet içre £erre olma“ m�sra�yla vermektedir.

    56 aab va®tinde key ¹abr it §al�m ol // §a®�®a[t]de ¹ab�r oldur §al�m ol Öfke zaman�nda çok sabret, halim ol; gerçek sab�r odur, sakin ol.

    Nû�irevan, mesnevinin bu bölümünde o�luna iç denetimin nas�l sa�lanaca�� ile ilgili bir strateji vermektedir. Bu strateji de sab�rd�r. “�nsan sava�makla kah-raman olmaz. As�l kahraman öfkelendi�i zaman kendisine hâkim oland�r.” ha-disinden hareketle “§a®�®a[t]de ¹abr oldur §al�m ol“ m�sras�yla sab�rl� olma-n�n önemi vurgulanm��t�r.

    57 Hev� �skenderin §adden geçürme // Heves Ye’c�cini sedden geçürme �skender (gibi) arzunu s�n�rdan a��rma, Ye’cûc (olan) hevesini (Çin) seddinden geçirme.

    Burada insandaki olumsuz bir özellik olan hevâ ve hevese yani geçici arzula-ra, isteklere ba�lanman�n yanl��l���na dikkat çekilmi�tir. �air, bunlar� tarihten önemli telmihler yaparak aktarmaktad�r. �nsan�n her istedi�ini yapma güdüsü çok güçlüdür. Bu yüzden beyitte istekler �skender’e ve Ye’cüc’e benzetilir. �n-san otokontrolle isteklerini s�n�rland�rmay� bilmeli, olmayacak heveslere kap�l-mamal�d�r. Nû�irevân, o�luna hevesinin (Ye’cüc’ün), benli�ini (Çin Seddi’ni) ele geçirmemesini ö�ütler (Kaplan, 1993: 35). �air, bu bölümde adeta heves ve ihtirasa kar�� so�uk sava� açm��t�r.

    58 Er iseñ nefsüñe hey di birer de // Ki ®�r® a¹lan güci vardur bir erde Nefsine hâkim olan erde k�rk aslan gücü vard�r.

    59 Erenler nefse meyl eyler degüldür // �u kim nefse ider meyl er degüldürErenler nefse meyletmezler, nefse meyleden ise (gerçek) er de�ildir.

    Nefisle mücadele, cephede dü�manla sava�maktan daha zordur. Çünkü dü�-man da dost da, sava�an da sava��lan da, kazanan da kaybeden de sizsiniz. Nû�irevân, bu zorlu mücadeleden galip gelmeyi k�rk aslan gücüne sahip olma mübalâ�as�na ve benzetmesine ba�lar. �kinci beyitte de er yani güçlü olman�n meziyetleri aras�nda say�lan nefse yenik dü�meme durumu vurgulan�r. Burada da önceki bölümlerde oldu�u gibi Nû�irevan, ilk beyitte Hürmüz’e ikinci beyit-te ise tüm insanlara seslenir.

    DED_20_SON.indd 188DED_20_SON.indd 188 22.07.2011 15:11:3422.07.2011 15:11:34

  • 189ded

    Ahmed-i Dâ’î’nin Vasiyyet-Nâme-i Nû�irevân’�ndaki E�itici De�erler

    Adalet

    Bu mesnevinin, ayn� zamanda bir siyaset-name olmas�ndan dolay� eserde en çok ele al�nan de�erlerin aras�nda adalet de�eri gelmektedir. Asl�nda mesnevi-nin bu de�er üzerinde olu�turuldu�u söylenebilir. Çünkü mesnevinin genelin-de verilmek istenen mesaj adalet duygusudur. �air, bu de�eri hükümdar aday� Hürmüz’ün �ahs�nda okuyucuya nasihatler �eklinde aktarmaktad�r.

    21 �u resme ¬al® ile olma müc�dil // Diyeler ®an� N��irv�n-� ‘�dilHalk ile (haks�z )mücadeleye girme (ki senden sonra) “Âdil Nû�irevân ne-rede“ desinler.

    11 Cih�n� dutm�� idi ‘adl ü d�d� // Eyülük birle me�h�r idi ad�Dünyay� onun adaleti, do�rulu�u sarm��t�, ad� iyilikle ünlenmi�ti.

    Mesnevinin genelinde s�kl�kla i�lenen bu de�er Türkçe Ö�retim K�lavuzu’nda, okuma metinlerinde bulunmas� gereken özellikler aras�nda vurgulanm��t�r.

    “Metinlerde insan hak ve özgürlüklerine, insanî de�erlere ayk�r� ögeler yer al-mamal�d�r.” (MEB, 2006: 56). Mesnevinin ba�kahraman� olan Nû�irevan, yer-yüzünde adaletiyle tan�nan bir hükümdard�r. Onun bu özelli�i mesnevide “Di-yeler ®an� N�irvn-� ‘dil // Cihn� dutm�� idi ‘adl ü dd� // Eyülük birle me�hr idi ad� “ dizeleriyle belirtilmi�tir. Bundan dolay� Nû�irevân, ilk beyitte o�luna adaletli olmas� konusunda kendisini model almas�n� ister.

    19 Saña benden baña §a®dan em�net // Cih�n� ‘adl ile d�rü’l-em�n it (Bu devlet), sana benden, bana Allah’tan emanet, dünyay� (bu devleti) ada-letle (yöneterek) emin bir yer haline getir.

    88 Düz olsun cümle ¬al®a ‘adl ü d�duñ // Nu�irv�n gibi me�h�r olsun aduñ Adalet ve do�rulu�un bütün halka ayn� olsun (ki) Nû�irevân gibi ad�n (ada-letle) ünlü olsun.

    Birinci beyitte Nû�irevân, devletin, mülkün gerçek sahibinin Allah oldu�unu ve devletin Allah’tan kendisine emanet kald���n� vurgular. Nû�irevân bu emane-ti y�llarca adaletle koruyup kollaman�n gururunu ya�amaktad�r. Art�k yönetme s�ras�n�n o�luna geldi�ini ve bunu “Cihn� ‘adl ile drü’l-emn it“ diyerek ona adalet ve haktan hiçbir zaman uzakla�mamas� gerekti�ini ö�ütler. �kinci beyitte ise adaletin olmazsa olmazlar�ndan olan e�itlik kavram�na de�inilmi�tir. “Düz olsun cümle ¬al®a ‘adl ü dduñ“ m�sra�yla halk�, yoksul-zengin, avam-havas vb. tabakalara ay�rmaktan kaç�nmas�n� tembihler. Ayr�ca bu bölümde günümüz-de de büyük sorun olan torpil ve iltimasa üstü kapal� �ekilde de�inilmi�tir.

    DED_20_SON.indd 189DED_20_SON.indd 189 22.07.2011 15:11:3422.07.2011 15:11:34

  • 190 ded

    Hasan Kavruk – Hülya Sönmez

    Kötülükten ve Kötü Ki�ilerden Uzak Durmak

    Mesnevide genellikle olumlu tutum belirten de�erlere de�inilmi�tir. Fakat �air, olumsuz bir tutum olan kötülü�ü, kötü ki�ilerin davran��lar�yla ili�kilendirerek aktarmaya çal��m��t�r. �air, bu davran��lar� olumsuz sonuçland�rarak okuyucu-ya kötülükten ve kötü ki�ilerden uzak durmay� ö�ütler.

    89 Yavuz ¬�rsuz ki�iye ®�lma yard�m // Dime kim ol uyurd� ben uyardum Kötü (ve) h�rs�z ki�iye yard�m etme, (sak�n) o uyuyordu da ben uyand�rd�m deme.

    90 Eger fur¹at bulursa ol yavuzlar // Niçe eyülerüñ ad�n bozarlar E�er o kötüler bir f�rsat bulursa nice iyilerin ad�n� bozar.

    �airin Nû�irevân’�n �ahs�nda bu bölümde vermek istedi�i mesaj, kötü ki-�iyle ç�k�lan yolda ki�i yolda kal�r iletisidir. Kötü ve de h�rs�z insanlara yar-d�m etmemek gerekir. Hatta onlar�n oldu�u ortamlarda dahi bulunmaktan sa-k�n�lmal�d�r. Çünkü o ki�ileri bulunduklar� uyku halinden uyand�rd���n� sa-nanlar aldan�rlar. Bu ki�iler, f�rsat bulurlarsa kendisine iyilik yapan�n ad�n� da bozar. Zira bu insanlar iyili�in ne oldu�unu bilmemekteler. Nû�irevân, bura-da belirtilen kötü ki�i karakterinden hareketle o�luna bu ki�ilerden uzak dur-mas�n� ö�ütler.

    91 �ki yüz gösteren ger biñ eger yüz // Olursa dut yüzinüñ derisin yüz Bin de olsa yüz de olsa ikiyüzlülük gösterenlerin yüzünün derisini yüz (maskesini dü�ür).

    92 ®alem tek kimde kim vardur iki dil // Ba��n� kes da¬� dilin iki dilKalem gibi her kimin iki dili varsa iki dilinin (de) ba��n� kes, dilini iki dilim yap.

    Atalar�m�z “�nsan�n alacas� içinde hayvanlar�n alacas� d���ndad�r.“ (Parla-t�r, 2008:322) buyururlar. �lk beyitte �iirin derin yap�s�nda bulunan bu ileti �ii-rin yüzey yap�s�ndaki “�ki yüz gösteren ger biñ eger yüz“ cümlesiyle verilmi�-tir. �kinci m�srada e�er f�rsat olursa “dut yüzinüñ derisin yüz“ diyerek bu ki�i-lerin maskelerinin dü�ürülmesi gerekti�i ö�ütlenir. M�sralar�n sonunda bulunan yüz cinaslar� da konuyu daha çarp�c� aktarmaya yönelik kullan�lm��t�r. �lk be-yitte riyakârl�ktan yak�n�l�p bunun tedbirleri belirtilirken ikinci beyitte de iki dil cinaslar�ndan hareketle yalanc� ve dedikoduculuktan yak�n�l�r. Burada yalanc� ve dedikoducu insanlar keleme benzetilip bunlar�n susturulmas� gerekti�i ö�üt-lenmi�tir.

    DED_20_SON.indd 190DED_20_SON.indd 190 22.07.2011 15:11:3422.07.2011 15:11:34

  • 191ded

    Ahmed-i Dâ’î’nin Vasiyyet-Nâme-i Nû�irevân’�ndaki E�itici De�erler

    Ya�am�n Fanili�i

    �slâmî bak�� aç�s� dünyan�n fanili�ini ö�ütler ve fani hayata fazla ba�lan�lma-mas� gerekti�ini vurgular. Nasihat-nâme’de i�lenen de�erler aras�nda önemli yeri bulunan ya�am�n fanili�i de�erini �air, mesnevinin sonunda bilinçli olarak vermektedir. Mesnevinin giri� ve geli�me bölümlerinde ya�ama gayesi ve dün-ya hayat�na de�inilirken mesnevinin son bölümünde ise ahirete ve dünyan�n fa-nili�ine vurgu yap�lm��, fani unsurlara gere�inden fazla ba�lanman�n ak�l kâr� olmad��� ö�ütlenmi�tir.

    27 Niçe Hürmüz gelüpdür bu cih�na // Kim ad� girmemi�dür d�sit�na Bu dünyaya ad� destanlara geçmemi� nice Hürmüzler gelmi�tir.

    28 ®an� Ferru¬ Hüm�y�n u Fer�d�n // Ne ®�ld� bunlara bu çar¬-� gerd�n Hani Ferruh Hümâyûn ve Ferîdûn, bu felek onlara neler yapt�.

    29 ®an� �skender ü Cem��d ü Behr�m // Ki ‘�lem §ükmine olm�� idi r�m Hani dünyan�n hükmüne ba�land��� �skender, Cem�îd ve Behrâm (onlara ne oldu)?

    30 ®an� Key¬usrev ü D�r’ibn-i D�r� // Felek anlar bile ®�ld� müd�r� Hani Keyhusrev ve Dâr’ibn-i Dârâ? Felek onlar� bile (riyakârl�kla) aldatt�.

    31 Süleym�n kim ®amu �f�® u e�r�f // Cih�n� dutm�� idi ®�f u t�-®�f Süleyman ki (etkisi) bütün gö�ü ve yeri Kaf’tan Kaf’a bütün dünyay� sarm��t�.

    32 Çün ol ta¬t�n yil üzre mu§kem itdi // Anuñçün yil gibi geldi vü gitdi O taht�n� rüzgâr�n üzerine kurmu�tu, ondan dolay� rüzgâr gibi geldi ve geçti.

    �air Nû�irevân’�n dilinden, ilk beyitte “Niçe Hürmüz gelüpdür bu cihna” di-yerek kimseye kalmayan dünyan�n o�luna da kalmayaca��n� vurgular. Sonra-ki beyitlerde, tarihte önemli iz b�rakan �ahsiyetleri bu ba�lamda örnek göste-rerek bu durumu kuvvetlendirir. Sonraki beyitlerde verilen Ferru¬ Hümyn u Fer�dn, �skender ü Cem��d ü Behrm, Key¬usrev ü Dr’ibn-i Dr, Süleymn �ah�slar� fanilik göstergesini veren metaforlard�r. �air bu isimleri bilinçli ola-rak seçer. Bunlar, saltanatlar�yla tarihte iz b�rakan ki�ilerdir. Nitekim beyitlerin ilk k�s�mlar�nda bu �ah�slar�n ölmeden önce yeryüzünde yank�lanan nidalar�y-la, kaç�n�lmaz son olan ölüm sonras� sessizlikleri birbirine paralel olarak güçlü benzetmelerle belirtilmi�tir.

    DED_20_SON.indd 191DED_20_SON.indd 191 22.07.2011 15:11:3422.07.2011 15:11:34

  • 192 ded

    Hasan Kavruk – Hülya Sönmez

    62 Ba®a gör dünyenüñ yo®dur be®�s� // Be®�suz dünyeye neyçün ba®as� Gör ki bu dünya fanidir, ebedî olmayan dünyaya niçin meyledesin.

    64 Ecel gelse am�n virmez bel�dur // Ne tiry�® a¹¹� eyler ne bel�d�rEcel geldi�inde aman vermez can� al�r gider, ona ne panzehir fayda eder; ne de sadaka.

    66 an�met dut yi iç ¬o� elde var�n // Benüm sanma güç idüp il davar�nYe, iç, ho� ya�a, zengin ol; (bunu ganimet bil) senin olmayan� kendi mal�n sanma.

    Bu bölümde önemli üç unsur üzerinde durulmaktad�r: Bekâs�z dünya, ecel, ho�nutluk. Birinci beyitte önceki bölümlerde aç�klanm�� olan dünyan�n fanili-�ine de�inilerek fonetik aç�dan ahenkli olan ba®a, be®s�, be®suz, ba®as� söz-cükleri çapraz �ekilde kullan�lm��. Bu yolla �air, okuyucunun dikkatini fani dünyaya körce ba�lanma handikab�na çeker. �kinci beyitte ise fanili�in vaz-geçilmez imgesi olan ecelden söz eder. Beytin ecel sözcü�üyle ba�lamas� ayn� zamanda her �eyin kaç�n�lmaz bir sonla (biti�le) tamamlanaca��n� da gösterir. Nitekim �iirin yüzey yap�s�nda bulunan amn virmez, Ne tiry® a¹¹� eyler ne beldr ifadeleri ölüm imgesini veren göstergelerdir. Son beyitte ise Nû�irevân, ölüm duygusuyla ya�amaya al��mak gerekti�ini belirtir. Ku�kusuz her canl� ölü-mü tadacakt�r (Lokmân, 31/34) ayetinden hareketle ölümün fark�nda olup ya�a-may� da unutmamak gerekir. Ayr�ca Nû�irevân “�an�met dut yi iç ¬o� elde va-r�n“ diyerek o�luna hayat� s�radan yönleriyle ya�ayarak kabullenmesini ö�üt-ler. Burada esas olan mesaj, dünyadaki maddiyata ölçülü ba�lanma, onu haya-t�n gayesi yapmamad�r.

    Yukar�da ayr�nt�s�yla aç�klanan özelliklerden hareketle �air mesnevinin so-nunda üç tipe de�inir. Bunlardan ilk tip, “�u kim ®ullu®da ¬o� ¬i£met eridür // Ne deñlü ¬o� dutarsañ key yiridür ” m�sralar�nda “®ullu®da ¬o� ¬i£met eridür“ diyerek vurgulad��� çal��kan tiptir. �air, ikinci m�srada bu ki�ilerin de�erinin bilinip, memnun edilmesi gerekti�ini belirtir. Mesnevide de�inilen ikinci tip de “�ular kim Tañr�y� §��r görürler // Her i�i ¬irine irgürürler” cümleleriy-le belirtilen i�i Allah görüyormu� gibi ciddiye al�p (zaman�nda) sonuçland�-ran tiptir. Bu tipler, “Bugünün i�i yar�na kalmaz” dü�üncesinden hareketle i�-lerini zaman�nda hakk�yla bitirirler. Çünkü ilk m�srada da ifade edildi�i gibi bu ki�iler, Tanr�’dan sak�nd�klar� için yürüttükleri i�i sonuçland�rma gayretindeler. Mesnevide de�inilen üçüncü tip ise “�ular kim §a®®� b��l eylediler // Ol olmaz l�kin anlar eyle diler ” m�sralar�nda sunulan cahil tipidir. Bu tipler cehaletin

    DED_20_SON.indd 192DED_20_SON.indd 192 22.07.2011 15:11:3422.07.2011 15:11:34

  • 193ded

    Ahmed-i Dâ’î’nin Vasiyyet-Nâme-i Nû�irevân’�ndaki E�itici De�erler

    kurban� olup körle�en tiplerdir. �iirde “§a®®� b��l eylediler” sözüyle bu ki�i-lerin gerçekten ve do�ruluktan ne kadar bî-haber ve uzak olduklar� vurgulan�r. �airin öne ç�kard��� bu tipler, olumlu ve olumsuz yönleriyle çocuklar için örnek olu�turan birer model mahiyetindedir.

    Mesnevide Dinleme ve Konu�ma Becerilerinin Desteklendi�i Bölümler

    Vasiyyet-i Nû�irevân’da dilin dört temel becerisinin dolayl� veya do�rudan des-teklendi�i görülmektedir. Ancak mesnevide, konu�ma ve dinleme becerilerine oranla yazma ve okuma becerileriyle ilgili ifadeler fazla bulunmamaktad�r. Bu iki beceri daha çok dolayl� olarak i�lenip de�erlendirilmi�tir. Okuma ve yazma becerileri, de�erler bölümünde incelenen bilimsellik, çal��kanl�k de�erlerinin verildi�i beyitlerde örtük olarak ifade edilmi�tir.

    Mesnevide üzerinde s�kl�kla durulan iki beceri, konu�ma ve dinleme bece-rileridir. Mesnevinin nasihat-nâme olmas� özelli�i bu iki beceriyi ön plana ç�-kar�r. Özellikle ki�ilik geli�iminde ba�vurulan kaynaklar aras�nda olan ö�üt-ler, daha çok konu�ma ve dinleme becerilerine dayand�r�lm��t�r. Mesnevide ko-nu�ma ve dinleme becerilerine, geli�tirilmesi gereken yetenekler olarak bak�l-m��t�r. Ayr�ca bu iki beceri, âdâb-� mua�eretin ko�ullar� olarak ön plana ç�kar�l-m��t�r. A�a��da tespit edilen beyitler s�ras�yla dinleme ve konu�ma becerileriy-le ili�kili olan beyitlerdir. Bu beyitlerde tespit edilen hususlar, 2006 Türkçe Ö�-retim Program� ve K�lavuzu’nda bu iki beceri için hedeflenen kazan�mlarla k�-yaslan�p ilgili kazan�m�n ba�l��� alt�nda de�erlendirilmi�tir.

    6 Kimüñ [kim] ‘ilm ile §ikmet i�idür // Dükeli ¬al® anuñ sözin i�idür

    Bilimsellik esas al�narak yap�lan her �ey insanlara fayda sa�lar. �nsanlar bu sözleri dinler onlardan faydalan�rlar. �lmin �����nda söylenen her söz, ‘millî ve evrensel de�erlerin fark edilmesi’nde (MEB, 2006) kullan�lan destekleyici araçt�r. Mesnevide bu sözler, insanlar taraf�ndan dikkatle dinlenip bunlara itibar edildi�i belirtilmi�tir. Bu özellik, dinleme yöntem ve tekniklerinden olan seçici dinlemeye (Özbay, 2007: 73-74) örnek verilebilir.

    1. Gel iy §ikmet na¹�§at i�idenler // Na¹�§at §ikmet ile i� idenler

    2. Na©ar ®�l ‘ibret al §ikmet sözinden // Ne a¹¹� demüñ §ikmetsüzinden

    3 ®ula® dut söz güherden ®�ymet�dür // ®ulauñda bulas�n ®�ymet-i dür

    DED_20_SON.indd 193DED_20_SON.indd 193 22.07.2011 15:11:3422.07.2011 15:11:34

  • 194 ded

    Hasan Kavruk – Hülya Sönmez

    Bu üç beyitte dinleme için verilen hususlar Türkçe Ö�retim Program�’nda be-lirtilen “Dinlediklerinde/izlediklerinde geçen millî ve evrensel de�erlerin hayat-la ili�kisini sorgular/Dinlediklerini-izlediklerini kendi hayat� ve günlük hayatla kar��la�t�r�r”(MEB, 2006: 17) kazan�mlar�n� desteklemekte ve bunlar� peki�tir-mektedir. “Na©ar ®�l ‘ibret al §ikmet sözinden” m�sra�nda ki�inin dinlediklerini hayatla ili�kilendirmesi söz konusudur. Ki�i hayatla ili�kilendirdi�i bu bilgiler-den kendine yarar sa�lamas� amac�yla baz� seçimler yapmaktad�r. �iirdeki ib-ret almak ifadesi de bu özelli�i veren göstergelerden biridir. Burada ki�inin gör-düklerinden ve dinlediklerinden ders ç�kararak bilgi edinmeye dayal� (amaçl� dinleme) (Özbay, 2009:113-114) dinleme yöntemi vurgulanmaktad�r.

    43 Ki ya‘n� ‘a®l olan u¹lu ki�i de // Sözi bir söyleye iki i�ide

    Ak�ll�, uslu ki�i sözü bir söyler iki dinler.

    �iirin bu bölümünde kullan�lan “Sözi bir söyleye iki i�ide“ m�sra� dinleme-yi etkileyen faktörlerden dikkate (Özbay, 2007: 54) de�inmi�tir. Bu yolla �iir-de dinleyicinin konu�madan önce anlat�c�y� dikkatle dinlemesi, söyleyecekleri-ni tartmas� gerekti�i belirtilir.

    Yukar�daki beyitlerde mesnevide dinleme becerisinin i�lendi�i bölümlere de-�inildi. A�a��da ise konu�ma becerisinin desteklendi�i beyitlere yer verilecektir.

    43 Ki ya‘n� ‘a®l olan u¹lu ki�i de // Sözi bir söyleye iki i�ide Ak�ll� insan, sözü iki dinler bir söyler.

    37 ®açan söz söyleseñ fikr eyle evvel // Sözüñ v��§ gerek yo® kim mü’evvelHer ne zaman söz söylesen önce dü�ün, sözün aç�k olmas� gerekir kapal� olandan fayda yok.

    Yukar�daki beyitlerde konu�mac�ya dair iki önemli unsura vurgu yap�lm��t�r. Bunlar, birinci beyitte belirtilen ‘a®l ve ikinci beyitteki v��§ özellikleridir. Ak�l, ki�inin yapt��� konu�maya hâkimiyetini temsil ederken ikinci beyitte geçen va-z�h sözcü�ü de aç�k ve anla��l�r konu�may� ifade eder.

    �lk beyitte konu�ma ile dinleme aras�nda belli bir hiyerar�inin oldu�una vur-gu vard�r. Konu�ma kar��l�kl� ileti�ime dayal� bir süreç oldu�u için bireyin din-ledikleri konu�mas�na da öncülük edecektir. Bundan dolay�, al�c� konu�madan önce kaynaktan gelen iletiyi iyi alg�lay�p ondan sonra kar��ya dönüt verme-lidir (Erdem vd., 2007:7). �iirde geçen, “®açan söz söyleseñ fikr eyle evvel ” ve “Sözi bir söyleye iki i�ide” cümleleri, ileti�im sürecinde konu�mac�n�n dik-kat etmesi gereken mesaj� alg�layabilme özelli�i (Erdem vd., 2007: 13) dikkati

    DED_20_SON.indd 194DED_20_SON.indd 194 22.07.2011 15:11:3422.07.2011 15:11:34

  • 195ded

    Ahmed-i Dâ’î’nin Vasiyyet-Nâme-i Nû�irevân’�ndaki E�itici De�erler

    çekmektedir. Mesnevideki bu iki cümle bu özelli�i itibariyle Türkçe Ö�retim Program� ve K�lavuzu’nda ö�renciye kazand�rmay� hedeflenen “Konu�ma yön-tem ve tekniklerini kullan�r“ (MEB, 2006: 23) kazan�m�yla da örtü�mektedir.

    41 �u yirde kim gelür sözden mel�let // O yirde dilüñi söyletme l�l it Sana zarar gelece�ini bildi�in yerde konu�ma, orada dilini tut, sus.

    92 ®alem tek kimde kim vardur iki dil // Ba��n� kes da¬� dilin iki dilHer kimde ki kalem gibi iki dil varsa, t�pk� kalem gibi bu iki dilin ba��n� kes(mek ve dilimlemek gerekir).

    Eserin bu bölümünde “Söz var, i� bitirir; söz var ba� yitirir.” (Parlat�r, 2008:493) atasözünden hareketle konu�man�n öneminden ve sorumlulu�undan söz edilmektedir. Ok gibi, a��zdan bir kez ç�kan söz, telafisi olmayan kötü du-rumlara sebep olabilir. Bundan dolay� baz� yerlerde ve durumlarda “Söz gü-mü�se, sükût alt�n” (Parlat�r, 2008:492) olabilmektedir. Burada da vurguland�-�� gibi, ki�i konu�madan önce söyleyeceklerini iyi muhakeme edip de�erlendir-melidir. Yoksa her yerde rastgele sarf edilen sözler, insana zarar verebilir. Mes-nevide geçen “�u yirde kim gelür sözden mellet” ve “Ba��n� kes da¬� dilin iki dil” cümleleri ki�iye konu�mas�n� kontrol alt�nda tutmas� gerekti�ini ö�ütler. Bu iki dize “insan, ya sözünün kölesi ya da efendisi olur“ ba�lam�ndan hare-ketle ki�inin söylediklerine kar�� yüklenece�i sorumlulu�u belirtir. Konu�mac�-n�n söyleyeceklerine kar�� sorumlu olu�unu Türkçe Ö�retim Program� ve K�la-vuzu, “Söylediklerinin sorumlulu�unu ta��r.”(MEB, 2006) kazan�m�yla vurgu-lar. K�lavuzda belirtilen bu kazan�m�n, 6, 7 ve 8. s�n�flar�n tamam�na kazand�-r�lmas� hedeflenmektedir.

    40 Dilidür �dem�nüñ tercüm�n� // Ne kim göñlinde var ke�f eyler an��nsan�n tercüman� dilidir, gönülde ne s�r varsa ( ancak) dil ile if�a olur.

    48 ®olay�n� gözet iñen bili�üñ // Ki t� yad olmasun senden bili�üñBildi�ini çok kolayca aktar ki dostun sana yabanc� kalmas�n.

    �lk dönemlerden bu yana insanlar d�� dünya ile ileti�im kurmak için çe�itli yöntemler, teknikler ve araçlar kullanm��t�r. Özellikle ça��m�zda ilerleyen tek-noloji sayesinde çevreyle ileti�im kurarak kendimizi ifade etmemiz kolayla�-m��t�r. Fakat geli�en teknolojiye ra�men insan�n en do�al ileti�im araçlar�ndan olan dilin önemi hiçbir zaman azalmam��t�r. Çünkü “Dil, bir anda dü�ünemeye-ce�imiz kadar çok yönlü, de�i�ik aç�lardan bak�nca ba�ka ba�ka nitelikleri beli-ren kimi s�rlar�n� bugün de çözemedi�imiz büyülü bir varl�k” (Aksan, 2007: 11) olarak tan�mlanmakta ve günümüzde de önemini hâlâ korumaktad�r. Aksan’�n

    DED_20_SON.indd 195DED_20_SON.indd 195 22.07.2011 15:11:3422.07.2011 15:11:34

  • 196 ded

    Hasan Kavruk – Hülya Sönmez

    konu�ma yetene�i (2007: 11) olarak gördü�ü dili, Ahmed-i Daî de “Dilidür dem�nüñ tercümn�’’ m�sra�nda de�i�ik bir anlat�mla vurgular.

    �iirde dil denilerek asl�nda konu�ma kastedilmi�tir. “Dilidür dem�nüñ tercümn� // Ne kim göñlinde var ke�f eyler an�“ m�sralar�yla Dâ’î, insan�n gön-lünde bir s�r olan amac�n ancak dil ile aç�klanabilece�ini vurgular. Burada “Ne kim göñlinde var ke�f eyler an�“ m�sras�ndaki göñlinde, ke�f eyler an� sözcük-leri konu�mac�n�n konu�mak için bir amac�n�n oldu�unu örtük olarak simgele-mekteler. Bu özellik, Türkçe Ö�retim K�lavuzu’nda belirtilen “Konu�mas�nda amaç-sonuç ili�kileri kurar” ve “Konu�mas�nda sebep-sonuç ili�kileri kurar.” (MEB: 2006) kazan�mlar�n� da dolayl� olarak desteklemektedir.

    42 ®ula® iki durur �demde dil bir // Gel imdi eyle bu §ikmetde tedb�r

    Burada birbirini etkileyen ve destekleyen iki beceri olan konu�ma ve dinle-me aras�ndaki münasebete de�inilmi�tir. Bu ili�kiyi �air, anlamsal yönden bir z�tl�kla belirtir. �airin,“®ula® iki durur demde dil bir” m�sra�nda kulland��� iki kulak ve bir dil unsurlar� bu z�tl��� nicel olarak vurgulamaktad�r. �air, ki�ide iki kulak olmas�na kar��l�k bir dilin olu�unu, insan�n konu�ma becerisinin önemi ile ili�kilendirmi�tir. �kinci m�srada “Gel imdi eyle bu §ikmetde tedb�r“ diye-rek Aksan’�n da belirtti�i gibi dil (konu�ma) denen gücün insana ait hikmetli bir özellik oldu�unu (2006:5) vurgular. Bu arada “iki dinle bir söyle’’ ifadesi vur-gulanarak konu�mada dikkatli olunmas�na da at�fta bulunulmaktad�r.

    Bulgular ve Öneriler

    Vasiyyet-i Nû�irevân, 14-15. yüzy�llarda yaz�lm�� olmas�na ra�men ta��d��� me-sajlar itibariyle günümüzde de güncelli�ini korumaktad�r. Özellikle mesnevide verilmek istenen mesajlar konu�ma üslubuyla verildi�i için �air etkili bir akta-r�m metodunu kullanm��t�r. Eserin bu üslupta yaz�l��� �iirin dilini canl� k�lm��t�r. Mesnevinin yüzey yap�s�nda �airin öngördü�ü hedef kitlesi her ne kadar ergen-lik ça��nda bir ki�i olsa da �iirin derin yap�s�nda verilen mesajlarla �air, her ya� düzeyine hitap etmektedir. Buraya kadar yap�lan çal��madan hareketle mesne-vide e�itici de�erlerle ilgili olarak tespit edilen bulgular �unlard�r:

    1. Vasiyyet-i Nû�irevân’�n de�er itibariyle hayli zengin olmas�ndan dolay� eserde bir de�er ba�l��� alt�nda s�kl�kla birden çok de�er bulunmu�tur.

    2. Nû�irevân, mesaj� o�lunun �ahs�nda bütün insanlara verdi�inden genellik-le ilk bölümde Hürmüz’e seslenirken di�er bölümlerde atasözlerinden, hadisler-den, tarihi olaylardan veya ki�ilerden hareketle herkese ö�ütte bulunur.

    DED_20_SON.indd 196DED_20_SON.indd 196 22.07.2011 15:11:3422.07.2011 15:11:34

  • 197ded

    Ahmed-i Dâ’î’nin Vasiyyet-Nâme-i Nû�irevân’�ndaki E�itici De�erler

    3. Vasiyyet-i Nû�irevân, dünyadaki bütün çocuklara hitap etmektedir. Bun-dan dolay� burada tespit edilen de�erler, k�lavuzda belirtilen ve Türkçe ö�reti-min genel amaçlar�ndan olan “Türk ve dünya kültür ve sanat�na ait eserler ara-c�l���yla millî ve evrensel de�erleri tan�mal�” (MEB,2006:4) maddesiyle örtü�-mektedir.

    4. Vasiyyet-i Nû�irevân, çocu�un beden, ruh, zihin ve sosyal geli�imini des-tekledi�i gibi Türkçe Ö�retim Program� ve K�lavuzu’nun “Metinlerde ö�renci-lerin sosyal, zihinsel, psikolojik geli�imini olumsuz yönde etkileyebilecek cin-sellik, karamsarl�k, �iddet ve vb. ögeler yer almamal�d�r.” (MEB,2006: 56) maddesiyle örtü�mektedir.

    5. Vasiyyet-i Nû�irevân’da verilen de�erler, bireye kazand�r�lma a�amas�nda geni� bir süreci kapsayacak �ekilde aktar�lm��t�r.

    6. Vasiyyet-i Nû�irevân’�n dili, günümüz Türkçesine göre sadele�tirilerek özellikle ilkö�retimin birinci basama��ndan sonra ö�rencilere de�er e�itimi ak-tarmada ba�vurulacak kaynaklar aras�ndad�r.

    7. Vasiyyet-i Nû�irevân’�n, Anadolu sahas�nda çocuklar� dikkate alarak yaz�-lan ilk eserlerden olmas� münasebetiyle bu eser, MEB’in 100 Temel Eser seri-sine dâhil edilmelidir. Böylelikle çocuklar buradaki de�erlerle okulda olmasa dahi okul d���nda tan��m�� olurlar.

    8. Türkçe 6, 7. ve 8. s�n�flardaki ders kitaplar�nda nasihat-nâme türüne yer ve-rilmedi�i görülmektedir. Çocuk geli�iminde önemli bir yere sahip olmas�na ve k�lavuzda belirtilen ço�u kazan�m� desteklemesine ra�men ders kitaplar�nda bu türün örneklerine yer verilmemesi bir eksiklik olarak de�erlendirilebilir.

    Kaynaklar

    Aksan, D. (2006). �iir dili Türk �iir dili. Ankara: Engin.Aksan, D. (2007). Her yönü ile dil: Ana çizgileriyle dilbilim. Ankara: TDK.Da�delen, Ö. (2008). Ahmed-î Dâ‘î Tercüme-î Tefsîr-î Ebu’l-Leys-î Semerkandî

    Hicr, Nahl, �sra sureleri. Yay�mlanmam�� yüksek lisans tezi. �stanbul: Marmara Üniversitesi Türkiyat Ara�t�rmalar� Enstitüsü.

    Emiro�lu, S. (2010). Türkçe manzum nasihat-nâmelerin e�itim de�eri üzerine bir inceleme. Yay�mlanmam�� doktora tezi. Konya: Selçuk Üniversitesi E�itim Bilimleri Enstitüsü.

    Erdem, �. (2007). Konu�ma e�itimi. Ankara: Öncü Kitap.

    DED_20_SON.indd 197DED_20_SON.indd 197 22.07.2011 15:11:3422.07.2011 15:11:34

  • 198 ded

    Hasan Kavruk – Hülya Sönmez

    Ertaylan, �.H. (1952). Türk edebiyat� örnekleri VII – Ahmed-i Dâ’î Hayat� ve Eserleri, �stanbul, 129-133, 299-308.

    Gökçe, B. (2008). Gülten Day�o�lu’nun Çocuk Öykülerinde De�er E�itimi ve Öykülerin Türkçeye Katk�s�. Yay�mlanmam�� yüksek lisans tezi. Malat-ya: �nönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

    Hengirmen, M. (1983). Pend-nâme-i Güvâhi. Ankara: Kültür ve Tuizim Ba-kanl���.

    Kaplan, M. (1993). Ahmed-i Dâî’nin Vasiyyet-i Nû�irevân tercümesi. Erciyes, 191, 23-25.

    Kaplan, M. (1993). Ahmed-i Dâ’î’nin Vasiyyet-i Nû�irevân tercümesi. �slamî Edebiyat Dergisi, 1, 19.

    Kaplan, M.(2005). �iir tahlilleri I- Tanzimat’tan Cumhuriyete. �stanbul: Dergâh Yay�nlar�.

    Kavcar, C. (1998). �kinci me�rutiyet devrinde edebiyat ve e�itim. Malatya: �nö-nü Üniversitesi E�itim Fakültesi Yay�nlar�.

    Kortantamer, T. (1977). Ahmed-î Dâ’î’nin “Mutâyebât” ad�yla tan�nan eseri üzerine. Türoloji Dergisi, 7, 139-147.

    Kut, G. (1989). Ahmed-i Dâî. TDV �slâm Ansiklopedisi.MEB. (2006). �lkö�retim Türkçe Dersi Ö�retim Program� ve K�lavuzu (6, 7, 8.

    S�n�flar) . Ankara: MEB Özbay, M. (2007). Türkçe özel ö�retim yöntemleri II. Ankara: Öncü Kitap.Özbay, M. (2009). Anlama teknikleri II. dinleme e�itimi. Ankara: Öncü Kitap.Özkan, A. (eri�im tarihi: 05.05.2010). Ahmed-� Dâî’nin Tefsîr Tercümesi’nin

    Manzum Mukaddimesi ve dil özellikleri. www.turkiyat.selcuk.edu.tr/pdfdergi/s11/ozkan.pdf

    Özmen, M. (2001), Ahmed-i Dâ’î divan�. Ankara: TDK.Parlat�r, �. (2008). Atasözleri ve deyimler sözlü�ü. Ankara: Yarg� Yay�nevi.Parlat�r, �. (2011). Osmanl� Türkçesi sözlü�ü. Ankara: Yarg� Yay.Senemo�lu, N. (2009). Geli�im, ö�renme ve ö�retim kuramdan uygulamaya.

    Ankara: Pegem Akademi.Sever, S. (1994). Türkçe ö�retiminde uygulanan tam ö�renme kuram� ilkelerinin,

    ö�rencinin okudu�unu anlama ve yaz�l� anlat�m becerilerindeki eri�iye etkisi (www.education.ankara.edu.tr/ebfdergi/pdfler/1994-27-1/121-171.pdf eri�im tarihi: 06.06.2010.

    �ahin, �i.(2008). Mecmau’l-emsâl’de yer alan ef’al veznindeki hayvan konu-lu deyim ve atasözleri üzerine bir inceleme. Uluda� Üniversitesi �lâhiyat Fakültesi Dergisi, 17(1), 177-191.

    DED_20_SON.indd 198DED_20_SON.indd 198 22.07.2011 15:11:3422.07.2011 15:11:34

  • 199ded

    Ahmed-i Dâ’î’nin Vasiyyet-Nâme-i Nû�irevân’�ndaki E�itici De�erler

    Vursun, P. (2008). Ahmed-î Dâ‘î Tercüme-î Tefsîr-i Ebu’l-Leys-i Semerkandî [142/188b-195b] [143/01a-50a]. Yay�mlanmam�� yüksek lisans tezi. �s-tanbul: Marmara Üniversitesi Türkiyat Ara�t�rmalar� Enstitüsü.

    Yavuz, H. (2010). Okuma biçimleri. �stanbul: Tima� Tay�nlar�.Yeniterzi, E. (2006), Ahmed-i Dâ’î’nin Vasiyyet-i Nû�irevân adl� mesnevisi.

    Selçuk Üniversitesi Türkiyat Ara�t�rmalar� Enstitüsü Türkiyat Ara�t�r-malar� Dergisi, 19, 1–25.

    Y�ld�r�m, K. (2009). Türk s�n�f ö�retmenlerinin de�er e�itimine ili�kin dene-yimleri: Fenomonojik bir yakla��m. E�itim Ara�t�rmalar� Dergisi, 35, 165-184.

    DED_20_SON.indd 199DED_20_SON.indd 199 22.07.2011 15:11:3422.07.2011 15:11:34