16
Türk devlet sisteminin haks›z savafl karargah› ve icra merkezi Milli Güven- lik Kurulu (MGK) toplant›- s›ndan Kürt ulusuna savafl ilan› ç›kt›. Böylece AKP hü- kümetinin Kürt sorunu ile il- gili olarak yaygara etti¤i "çö- züm paketi"nin imha ve in- kara dayal› siyasetin üzerine bina edildi¤i bir kez daha or- taya ç›kt›. AKP hükümeti, 80 küsur y›ld›r sürdürülen resmi politikay› derinlefltirerek sür- dürdü¤ünü ispatlad›. 21 flu- bat tarihinde yap›lan MGK toplant›s›ndan, ABD emper- yalizminin de s›kl›kla telkin etti¤i üzere Güney Kürdis- tan'daki bölgesel Kürt yöne- timi ile resmi düzeyde tema- sa geçilmesi, Irak ile iliflkile- rin art›r›lmas› ve güney ile kuzey aras›ndaki bölgede bulunan PKK denetimindeki alanlara yönelik kara operas- yonu gerçeklefltirilmesi kara- r› ç›kt›. MGK toplant›s› ile birlikte, uzun zamand›r Gü- ney Kürdistan s›n›r›na y›¤›- nak yapan ve hava sald›r›la- r›yla zaten s›n›r ötesi operas- yonu bafllatm›fl olan Türk or- dusu, Güney Kürdistan s›n›r- lar›ndan içeri girdi. Türk or- dusunun s›n›rdan Güney Kürdistan içlerine do¤ru iler- lemesi ile birlikte HPG (Halk Savunma Güçleri) gerillalar› ile Türk ordusu aras›nda flid- detli çat›flmalar meydana geldi. SAYFA 4 “Ne banka b›rakaca¤›z, ne fabrika ne de iflletme. Liman da b›rakmayaca¤›z. Hepsini sataca¤›z” diyerek yola koyulan AKP hükümeti, 1980’li y›llardan devrald›¤› özellefltirme hamlesi ile ülke- mizi emperyalistlere satma misyonunu büyük bir baflar› ile yerine getiriyor. AKP hü- kümeti, “Kar edeni de, zarar edeni de” “babalar gibi” sa- tarken, uluslararas› tekellerin ülkemizdeki “milli” boyal› pi- yonlar›, üç maymunu oyna- man›n ötesine geçemiyorlar. Hakk›n› savunan iflçiye, köy- lüye, emekçilere, gençlere, ifl- sizlere, kad›nlara, Kürt’e, Er- meni’ye, Laz’a, Çerkez’e “va- tan elden gidiyor” yaygaras› kopartarak “vatan aflk›yla”, “Allah Allah” nidalar›yla sal- d›ran “vatanc›, milletçi, Sa- karyac›”lar, AKP’nin ülkemizi kar›fl kar›fl emperyalistlere satmas›na alk›fl tutuyorlar. ABD baflta olmak üzere çeflit- li emperyalist güçlerin kuca- ¤›nda yetiflmifl olan bu k›yme- ti kendinden menkul vatan- satarlar›n, tersi bir tutum ser- gilemelerini beklemek de do¤- rusu hayalperestlik olacakt›r. Zira özellefltirme sürecinin bafllat›ld›¤› 1980’li y›llar›n bafllar›, vatan› “korumak”la mesul oldu¤u iddia edilen or- dunun yönetimde oldu¤u y›l- lard›r. SAYFA 13 ‘Çözüm paketi’nden savafl ilan› ç›kt› Sat›lm›fl bir devletin sözde ba¤›ms›zl›¤› 4. Demokratik Haklar Kültür ve Sanat fienli¤i Yap›ld› ‹flçilerin her an ölümle iç içe çal›flt›klar›, yaralanmalar›n ve ölümlerin h›z›n› kesmedi¤i tersanelerde so- rumlular ifl cinayetlerinden bir flekilde kendilerini kurtarmaya çal›fl›rken, tersane iflçileri “b›çak kemi¤e da- yand›, art›k yeter” sloganlar›yla alanlara dökülüyor. Gemi inflas›nda Avrupa’da önemli bir yere sahip olan ülkemiz, tersane sahipleri alanla ilgili gövde gösterisi yaparken, yükseliflin temelini; ucuz ifl gücü, sa¤l›ks›z çal›flma koflullar›, iflçi ölümleri, yaralanmalar, sigortas›zl›k gibi daha birçok sorun oluflturuyor. Nazan fiirin (Demokratik Kad›n Hareketi): Kad›n özgülünde yaflanan sorunlar çeflitli olmakla birlikte, her sorun, kad›n›n ikinci cins olarak gö- rülmesinden kaynakl› çok daha derin ve köklü bir hale geliyor. Son dönem- lerde en fazla ön plana ç›kan geliflme, emperyalist sald›r›lar sonucu olan sa- vafl ve iflgal koflullar›nda kad›nlar›n üzerinde daha da yo¤unlaflan ve ülke- mizde de s›n›r içi ve s›n›r d›fl› operas- yonlar ve yükselen ›rkç›-floven sald›r›- larla Kürt ulusuna ve özelde de Kürt kad›nlar›na yönelik bask› ve fliddet ol- maktad›r. Tüm bu geliflmelerin arkas›- na gizlenmeye çal›fl›lan, eme¤imize yönelik hak gasplar› ve mevcut yasa- lar/yasa tasar›lar›, 'eflitsizlere eflit uy- gulamalar›' içerdi¤i için kad›n üzerin- de çok daha derin hak gasplar›n› he- defliyor. Bu nedenle biz kad›nlar için, daha fazla eve hapsolmay› ve daha fazla köleleflmeyi beraberinde getiri- yor. Özellikle kad›n sorununun daha derin yafland›¤› semtlerde/yerellerde çal›flmalar›m›za yo¤unlaflt›k. ‹flçi, emekçi ve ev kad›nlar› ile buluflarak, kendi yaflam alanlar›nda derinleflen sorunlar› tart›flarak, onlarla birlikte mücadele yürütmemiz gereken nokta- lar› ve atmam›z gereken somut ad›m- lar›, faaliyetleri belirledik. Her bir ye- reldeki kad›n›n, kendi özgün alan›nda yaflad›¤› sorunlar›, ortakl›klar›n› pay- lafl›yor ve bu sorunlara karfl› süreklili- ¤i olan, tüm seneye yay›lmas› gereken çözüm projelerini ve faaliyetleri birlik- te belirliyoruz. Bu çal›flmalar ayn› za- manda bizim 8 Mart çal›flmam›z ol- makta ve 8 Mart’›n gündemlerini de belirlemeye ve somutlamaya hizmet etmektedir. 8 Mart Dünya Emekçi Ka- d›nlar Günü yaklafl›rken özellikle ye- rellerde Sosyal Güvenlik ile ilgili olarak ça- l›flmalar›- m›z› yo- ¤unlafl- t›rd›k. KADIN EMEK Röportaj Tersane iflçileri ölümlere dur dedi SAYFA 7 Ölümlerin artt›¤› tersanelerden ‘b›çak kemi¤e dayand›, art›k yeter’ sesleri yükseliyor ABD yeni bir seçim sürecinin içe- risine girmifl durumda. Ocak ay›nda bafllayan bu ortaoyunu, 4 kas›mda sona erecek. Talana, iflgallere, katliamlara, sö- mürüye, adaletsizli¤e dayal› dünya sis- teminin merkezi olmas›ndan ötürü bu ülkede yaflanan her türlü eko- nomik ve politik geliflme dünya ülkelerini de do¤rudan etkilemektedir. Bundan dolay› da ABD’deki baflkanl›k seçimleri ulusla- raras› güçler taraf›ndan dikkatle izlenmektedir. Bu seçim oyununu herkes kendi durdu¤u yer- den, kendi ç›karlar›na uygun bir flekilde ele al- maktad›r. Ne var ki, bu konu bas›nda genel bü- tünlü¤ünden kopart›larak Demokrat Parti ile Cumhuriyetçi Parti aras›ndaki “demokrasi” ya- r›fl› olarak gösterilmekte, böylece bu seçimlerin perde arkas›nda yatan gerçekler has›r alt› edil- mektedir. ABD seçimlerini ve bu seçimlerin dünya ülkeleri üzerinde yarataca¤› etkileri ön- görebilmenin yolu, seçimlerde vitrin arkas›nda yar›flan güçler ile ABD’nin mevcut politik-eko- nomik durumunu en az›ndan genel hatlar› ile ele almak kaç›n›lmazd›r. SAYFA 11 Adalet Bakanl›¤›'n›n haz›rlad›¤› yeni tasar› ile hapishane- lerin tüm güvenlik sorumlulu¤u Adalet Bakanl›¤›'na ba¤l› per- sonele devredilecek ve gardiyanlar silahland›r›lacak. Böylece hapishanelerin iç güvenli¤inden sorumlu olan gardiyanlar, bundan böyle hapishane d›fl› güvenlikten sorumlu olan jan- darman›n da görevini devralacak. Ceza ‹nfaz Kurumlar› D›fl Güvenlik Hizmetleri Kanun Tasar›s› ile geçilmesi planlanan yeni düzenlemenin 1 Ocak 2009 tarihinden itibaren uygulan- mas› isteniyor. Bu konudaki ilk yasal düzenleme 1937 y›l›nda yap›lm›fl ve bu tarihte hapishanelerin d›fl güvenli¤ini sa¤lama görevi jandarmaya, Adalet Bakanl›¤› gerekli teflkilat› kurunca- ya kadar geçici olarak verilmifl. SAYFA 2 G GÜNCEL ‘Vak›flar Kanunu’ ile az›nl›klara milli bask› devam ediyor SAYFA 14 KADINLAR 8 MART’a HAZIRLANIYOR ABD seçimleri: Kazananlar ve hiç kaybetmeyenler Hapishanede ‘güvenlik’, silahl› gardiyanlara devredilecek SAYFA 15 Devlet, ezilen halklar›m›z üzerindeki sömürü ve zor sopas›n› eksik etmiyor. Emperyalist haydut- lar ise, kendilerinin tafleronu olan Türk devletinin bu uygulamalar›na destek beyanlar›nda bulunu- yor. ‹çine düfltü¤ü krizi aflmak için dünyan›n her bir noktas›na göz diken ve ele geçirmenin planla- r› içerisinde olan emperyalist güçler, bu ba¤lam- da bir yandan Ortado¤u’da halklara kan ve ölüm kusmaya devam ederken, öte yandan bölgedeki tafleronlar›na da benzer katliamlar için izin ve destek veriyorlar. Ç›karlar› do¤rultusunda dün “Kürt sorununun çözümü” konusunda “askeri seçenekler d›fl›nda di¤er seçenekler kullan›ls›n” diyen ABD ve AB’li emperyalistler, bir hafta bo- yunca Güney Kürdistan’daki PKK güçlerine yö- nelik TC’nin imha harekat›na izin verdikleri gibi, desteklediklerini de beyan etmekten kaç›nmad›- lar. Efendilerinin deste¤i ile s›n›rlar›n› aflarak operasyonlara giriflen devlet, ülke s›n›rlar› içeri- sinde de ayn› h›zla ezilen yoksul halklar›m›za dö- nük ekonomik, sosyal ve siyasal operasyonlar›n› aral›ks›z sürdürüyor. D›flar›da ölüm mangalar› ile sürek av› bafllatanlar, içeride iflçi-emekçilerin kanlar› ile ceplerini flifliriyorlar. Davutpafla’da ölen 23 iflçinin can› üzerinden prim yapanlar, Tuzla’da oldu¤u gibi iflçilerin kendilerine yarat- t›klar› kar cennetlerinde, iflçilere cehennemi reva görmektedirler. GSS ile iflçi, emekçilerin sosyal güvenlik haklar›n› ellerinden almak isteyenler, ifl- çi ölümlerine yol açan nedenleri görmezden gele- rek sorumlu olarak iflçileri göstermekten imtina etmiyorlar. GÜNCEL PKK, Güney Kürdistan ve emperyalizmin himayesi SAYFA 3 DÜNYA Emperyalizmin gölgesinde Kosova’n›n ba¤›ms›zl›¤› SAYFA 10 Emekçi kad›n›n birlik, dayan›flma ve özellikle de mücadele günü olan 8 Mart dolay›s›yla bütün emekçi kad›nlar›: cinsel kimlikle- rinden dolay› maruz kald›klar› her tür ayr›mc›l›¤a, bask›ya, hor- lanmaya, gerici savafllar içerisinde kölelefltirilmeye, kimliksizlefl- tirilmeye, iradesizlefltirilmeye, kifliliksizlefltirilmeye, mal ve me- ta olarak kullan›lmaya, ev kölesi olmaya, cinsel köle olarak pazarlanmaya ve iflsizlik ordusunun en çok ezilen, sömürülen kesimi olma kaderine karfl› ç›karak, kad›n olmaktan kaynakl› yaflad›¤› tüm bu sorunlara karfl›, kad›n›n ortak ve özgün müca- dele hareketi olan Demokratik Kad›n Hareketi saflar›nda alanla- ra ç›kmaya, cinsel, ulusal ve s›n›fsal bask›lara karfl› gücümüzü ve günümüzü birlikte örgütlemeye ça¤›r›yoruz. ‹stanbul: 9 mart, Pazar, Kad›köy; toplanma yeri ve saati; TepeNautilus önü, 14:00 An- kara: 8 mart, C.tesi, Abdi ‹pekçi Park›; toplanma yeri ve saati; Sakarya Cad, 12:30 ‹zmir: 8 mart, Sümerbank önü; top. yeri ve saati; Eski Esot ‹flhan› önü, 14:00 Dersim: 8 mart, Cumartesi, K›flla Meydan› Adana: 8 mart, Metropol miting alan›; Devlet Hastanesi önü, 10:00 IIIIIIII Tersaneler ölüme davetiye ç›kart›yor MAO‹ST PART‹: ‘MÜCADELE BAYRA⁄INI YÜKSELTEL‹M’ SAYFA 4-8 Çiçek Açs›n Kültür Merkezi’nin her y›l düzenledi¤i ‘Demokratik Haklar Kültür ve Sanat fienli¤i’ 24 flubat günü yap›ld› SAYFA 16 Devlet inkar ve imha siyasetini sürdürüyor 15 Günlük Siyasi Gazete Y›l: 6 Say›: 128 1-16 Mart 2008 Fiyat›: 1 YTL e-mail:[email protected] DHP ve DKH, EMEKÇ‹ KADINLARI B‹RL‹K VE MÜCADELE GÜNÜ OLAN 8 MART’TA ALANLARA ÇA⁄IRIYOR M‹T‹NG ALANLARI VE TOPLANMA YERLER‹

1 - 16 Mart 2008 - Sayı 128

Embed Size (px)

DESCRIPTION

2001-2010 yılları arasında yayınlanan, Devrimci Demokrasi gazetesi.

Citation preview

Page 1: 1 - 16 Mart 2008 - Sayı 128

Türk devlet sistemininhaks›z savafl karargah›

ve icra merkezi Milli Güven-lik Kurulu (MGK) toplant›-s›ndan Kürt ulusuna savaflilan› ç›kt›. Böylece AKP hü-kümetinin Kürt sorunu ile il-gili olarak yaygara etti¤i "çö-züm paketi"nin imha ve in-kara dayal› siyasetin üzerinebina edildi¤i bir kez daha or-taya ç›kt›. AKP hükümeti, 80küsur y›ld›r sürdürülen resmipolitikay› derinlefltirerek sür-dürdü¤ünü ispatlad›. 21 flu-bat tarihinde yap›lan MGKtoplant›s›ndan, ABD emper-yalizminin de s›kl›kla telkinetti¤i üzere Güney Kürdis-tan'daki bölgesel Kürt yöne-timi ile resmi düzeyde tema-

sa geçilmesi, Irak ile iliflkile-rin art›r›lmas› ve güney ilekuzey aras›ndaki bölgedebulunan PKK denetimindekialanlara yönelik kara operas-yonu gerçeklefltirilmesi kara-r› ç›kt›. MGK toplant›s› ilebirlikte, uzun zamand›r Gü-ney Kürdistan s›n›r›na y›¤›-nak yapan ve hava sald›r›la-r›yla zaten s›n›r ötesi operas-yonu bafllatm›fl olan Türk or-dusu, Güney Kürdistan s›n›r-lar›ndan içeri girdi. Türk or-dusunun s›n›rdan GüneyKürdistan içlerine do¤ru iler-lemesi ile birlikte HPG (HalkSavunma Güçleri) gerillalar›ile Türk ordusu aras›nda flid-detli çat›flmalar meydanageldi. SAYFA 4

“Ne banka b›rakaca¤›z,ne fabrika ne de iflletme.

Liman da b›rakmayaca¤›z.Hepsini sataca¤›z” diyerekyola koyulan AKP hükümeti,1980’li y›llardan devrald›¤›özellefltirme hamlesi ile ülke-mizi emperyalistlere satmamisyonunu büyük bir baflar›ile yerine getiriyor. AKP hü-kümeti, “Kar edeni de, zararedeni de” “babalar gibi” sa-tarken, uluslararas› tekellerinülkemizdeki “milli” boyal› pi-yonlar›, üç maymunu oyna-man›n ötesine geçemiyorlar.Hakk›n› savunan iflçiye, köy-lüye, emekçilere, gençlere, ifl-sizlere, kad›nlara, Kürt’e, Er-meni’ye, Laz’a, Çerkez’e “va-

tan elden gidiyor” yaygaras›kopartarak “vatan aflk›yla”,“Allah Allah” nidalar›yla sal-d›ran “vatanc›, milletçi, Sa-karyac›”lar, AKP’nin ülkemizikar›fl kar›fl emperyalistleresatmas›na alk›fl tutuyorlar.ABD baflta olmak üzere çeflit-li emperyalist güçlerin kuca-¤›nda yetiflmifl olan bu k›yme-ti kendinden menkul vatan-satarlar›n, tersi bir tutum ser-gilemelerini beklemek de do¤-rusu hayalperestlik olacakt›r.Zira özellefltirme sürecininbafllat›ld›¤› 1980’li y›llar›nbafllar›, vatan› “korumak”lamesul oldu¤u iddia edilen or-dunun yönetimde oldu¤u y›l-lard›r. SAYFA 13

‘Çözüm paketi’nden savafl ilan› ç›kt›

Sat›lm›fl bir devletinsözde ba¤›ms›zl›¤›

4. Demokratik Haklar Kültür ve Sanat fienli¤i Yap›ld›

‹flçilerin her an ölümle iç içe çal›flt›klar›, yaralanmalar›n ve ölümlerin h›z›n› kesmedi¤i tersanelerde so-rumlular ifl cinayetlerinden bir flekilde kendilerini kurtarmaya çal›fl›rken, tersane iflçileri “b›çak kemi¤e da-yand›, art›k yeter” sloganlar›yla alanlara dökülüyor. Gemi inflas›nda Avrupa’da önemli bir yere sahip olanülkemiz, tersane sahipleri alanla ilgili gövde gösterisi yaparken, yükseliflin temelini; ucuz ifl gücü, sa¤l›ks›zçal›flma koflullar›, iflçi ölümleri, yaralanmalar, sigortas›zl›k gibi daha birçok sorun oluflturuyor.

Nazan fiirin (Demokratik Kad›nHareketi): Kad›n özgülünde yaflanansorunlar çeflitli olmakla birlikte, hersorun, kad›n›n ikinci cins olarak gö-rülmesinden kaynakl› çok daha derinve köklü bir hale geliyor. Son dönem-lerde en fazla ön plana ç›kan geliflme,emperyalist sald›r›lar sonucu olan sa-vafl ve iflgal koflullar›nda kad›nlar›nüzerinde daha da yo¤unlaflan ve ülke-mizde de s›n›r içi ve s›n›r d›fl› operas-yonlar ve yükselen ›rkç›-floven sald›r›-larla Kürt ulusuna ve özelde de Kürtkad›nlar›na yönelik bask› ve fliddet ol-maktad›r. Tüm bu geliflmelerin arkas›-na gizlenmeye çal›fl›lan, eme¤imizeyönelik hak gasplar› ve mevcut yasa-lar/yasa tasar›lar›, 'eflitsizlere eflit uy-gulamalar›' içerdi¤i için kad›n üzerin-de çok daha derin hak gasplar›n› he-defliyor. Bu nedenle biz kad›nlar için,daha fazla eve hapsolmay› ve dahafazla köleleflmeyi beraberinde getiri-yor. Özellikle kad›n sorununun dahaderin yafland›¤› semtlerde/yerellerdeçal›flmalar›m›za yo¤unlaflt›k. ‹flçi,emekçi ve ev kad›nlar› ile buluflarak,kendi yaflam alanlar›nda derinleflensorunlar› tart›flarak, onlarla birliktemücadele yürütmemiz gereken nokta-lar› ve atmam›z gereken somut ad›m-lar›, faaliyetleri belirledik. Her bir ye-reldeki kad›n›n, kendi özgün alan›ndayaflad›¤› sorunlar›, ortakl›klar›n› pay-lafl›yor ve bu sorunlara karfl› süreklili-¤i olan, tüm seneye yay›lmas› gerekençözüm projelerini ve faaliyetleri birlik-te belirliyoruz. Bu çal›flmalar ayn› za-manda bizim 8 Mart çal›flmam›z ol-makta ve 8 Mart’›n gündemlerini debelirlemeye ve somutlamaya hizmetetmektedir. 8 Mart Dünya Emekçi Ka-d›nlar Günü yaklafl›rken özellikle ye-rellerde Sosyal Güvenlik ile ilgiliolarak ça-l›flmalar›-m›z› yo-¤unlafl-t›rd›k.

KADIN

EMEK

Röportaj

Tersane iflçileri

ölümlere dur dedi

SAYFA 7

Ölümlerin artt›¤› tersanelerden ‘b›çak kemi¤e dayand›, art›k yeter’ sesleri yükseliyor

ABD yeni bir seçim sürecinin içe-risine girmifl durumda. Ocak ay›nda

bafllayan bu ortaoyunu, 4 kas›mda sonaerecek. Talana, iflgallere, katliamlara, sö-

mürüye, adaletsizli¤e dayal› dünya sis-teminin merkezi olmas›ndan ötürü

bu ülkede yaflanan her türlü eko-nomik ve politik geliflme dünya

ülkelerini de do¤rudan etkilemektedir. Bundandolay› da ABD’deki baflkanl›k seçimleri ulusla-raras› güçler taraf›ndan dikkatle izlenmektedir.Bu seçim oyununu herkes kendi durdu¤u yer-den, kendi ç›karlar›na uygun bir flekilde ele al-maktad›r. Ne var ki, bu konu bas›nda genel bü-tünlü¤ünden kopart›larak Demokrat Parti ileCumhuriyetçi Parti aras›ndaki “demokrasi” ya-

r›fl› olarak gösterilmekte, böylece bu seçimlerinperde arkas›nda yatan gerçekler has›r alt› edil-mektedir. ABD seçimlerini ve bu seçimlerindünya ülkeleri üzerinde yarataca¤› etkileri ön-görebilmenin yolu, seçimlerde vitrin arkas›ndayar›flan güçler ile ABD’nin mevcut politik-eko-nomik durumunu en az›ndan genel hatlar› ileele almak kaç›n›lmazd›r. SAYFA 11

Adalet Bakanl›¤›'n›n haz›rlad›¤› yeni tasar› ile hapishane-lerin tüm güvenlik sorumlulu¤u Adalet Bakanl›¤›'na ba¤l› per-sonele devredilecek ve gardiyanlar silahland›r›lacak. Böylecehapishanelerin iç güvenli¤inden sorumlu olan gardiyanlar,bundan böyle hapishane d›fl› güvenlikten sorumlu olan jan-darman›n da görevini devralacak. Ceza ‹nfaz Kurumlar› D›fl

Güvenlik Hizmetleri Kanun Tasar›s› ile geçilmesi planlananyeni düzenlemenin 1 Ocak 2009 tarihinden itibaren uygulan-mas› isteniyor. Bu konudaki ilk yasal düzenleme 1937 y›l›ndayap›lm›fl ve bu tarihte hapishanelerin d›fl güvenli¤ini sa¤lamagörevi jandarmaya, Adalet Bakanl›¤› gerekli teflkilat› kurunca-ya kadar geçici olarak verilmifl. SAYFA 2

G

GÜNCEL ‘Vak›flar Kanunu’ ile az›nl›klara milli bask› devam ediyor SAYFA 14

KADINLAR8 MART’a

HAZIRLANIYOR

ABD seçimleri: Kazananlar ve hiç kaybetmeyenler

HHaappiisshhaanneeddee ‘‘ggüüvveennlliikk’’,, ssiillaahhll›› ggaarrddiiyyaannllaarraa ddeevvrreeddiilleecceekk

SAYFA 15

Devlet, ezilen halklar›m›z üzerindeki sömürü vezor sopas›n› eksik etmiyor. Emperyalist haydut-lar ise, kendilerinin tafleronu olan Türk devletininbu uygulamalar›na destek beyanlar›nda bulunu-yor. ‹çine düfltü¤ü krizi aflmak için dünyan›n herbir noktas›na göz diken ve ele geçirmenin planla-r› içerisinde olan emperyalist güçler, bu ba¤lam-da bir yandan Ortado¤u’da halklara kan ve ölüm

kusmaya devam ederken, öte yandan bölgedekitafleronlar›na da benzer katliamlar için izin vedestek veriyorlar. Ç›karlar› do¤rultusunda dün“Kürt sorununun çözümü” konusunda “askeriseçenekler d›fl›nda di¤er seçenekler kullan›ls›n”diyen ABD ve AB’li emperyalistler, bir hafta bo-yunca Güney Kürdistan’daki PKK güçlerine yö-nelik TC’nin imha harekat›na izin verdikleri gibi,

desteklediklerini de beyan etmekten kaç›nmad›-lar. Efendilerinin deste¤i ile s›n›rlar›n› aflarakoperasyonlara giriflen devlet, ülke s›n›rlar› içeri-sinde de ayn› h›zla ezilen yoksul halklar›m›za dö-nük ekonomik, sosyal ve siyasal operasyonlar›n›aral›ks›z sürdürüyor. D›flar›da ölüm mangalar› ilesürek av› bafllatanlar, içeride iflçi-emekçilerinkanlar› ile ceplerini flifliriyorlar. Davutpafla’da

ölen 23 iflçinin can› üzerinden prim yapanlar,Tuzla’da oldu¤u gibi iflçilerin kendilerine yarat-t›klar› kar cennetlerinde, iflçilere cehennemi revagörmektedirler. GSS ile iflçi, emekçilerin sosyalgüvenlik haklar›n› ellerinden almak isteyenler, ifl-çi ölümlerine yol açan nedenleri görmezden gele-rek sorumlu olarak iflçileri göstermekten imtinaetmiyorlar.

GÜNCEL PKK, Güney Kürdistan ve emperyalizmin himayesi SAYFA 3 DÜNYA Emperyalizmin gölgesinde Kosova’n›n ba¤›ms›zl›¤› SAYFA 10

Emekçi kad›n›n birlik, dayan›flma ve özellikle de mücadele günüolan 8 Mart dolay›s›yla bütün emekçi kad›nlar›: cinsel kimlikle-rinden dolay› maruz kald›klar› her tür ayr›mc›l›¤a, bask›ya, hor-lanmaya, gerici savafllar içerisinde kölelefltirilmeye, kimliksizlefl-tirilmeye, iradesizlefltirilmeye, kifliliksizlefltirilmeye, mal ve me-ta olarak kullan›lmaya, ev kölesi olmaya, cinsel köle olarak

pazarlanmaya ve iflsizlik ordusunun en çok ezilen, sömürülenkesimi olma kaderine karfl› ç›karak, kad›n olmaktan kaynakl›yaflad›¤› tüm bu sorunlara karfl›, kad›n›n ortak ve özgün müca-dele hareketi olan Demokratik Kad›n Hareketi saflar›nda alanla-ra ç›kmaya, cinsel, ulusal ve s›n›fsal bask›lara karfl› gücümüzü vegünümüzü birlikte örgütlemeye ça¤›r›yoruz.

‹stanbul: 9 mart, Pazar, Kad›köy; toplanma yeri ve saati; TepeNautilus önü, 14:00 An-

kara: 8 mart, C.tesi, Abdi ‹pekçi Park›; toplanma yeri ve saati; Sakarya Cad, 12:30

‹zmir: 8 mart, Sümerbank önü; top. yeri ve saati; Eski Esot ‹flhan› önü, 14:00

Dersim: 8 mart, Cumartesi, K›flla Meydan›

Adana: 8 mart, Metropol miting alan›; Devlet Hastanesi önü, 10:00

IIIIIIII

Tersaneler ölüme davetiye ç›kart›yor

MAO‹ST PART‹: ‘MÜCADELE BAYRA⁄INI YÜKSELTEL‹M’ SAYFA 4-8

Çiçek Açs›n Kültür Merkezi’nin her y›l düzenledi¤i ‘Demokratik Haklar Kültür ve Sanat fienli¤i’ 24 flubat günü yap›ld› SAYFA 16

Devlet inkar ve imha siyasetini sürdürüyor

15 Günlük Siyasi Gazete Y›l: 6 • Say›: 128 • 1-16 Mart 2008 • Fiyat›: 1 YTL e-mail:[email protected]

DHP ve DKH, EMEKÇ‹ KADINLARI B‹RL‹K VE MÜCADELE GÜNÜ OLAN 8 MART’TA ALANLARA ÇA⁄IRIYORM‹T‹NG ALANLARI VE TOPLANMA YERLER‹

Page 2: 1 - 16 Mart 2008 - Sayı 128

Devrimci Demokrasi’den

YURT‹Ç‹ HESAP NO: Ertafl ÖZTÜRKYap› Kredi Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: 0094208-6‹fl Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: 1002 30000 1153314

YURTDIfiI HESAP NO:Ertafl ÖZTÜRK Yap› Kredi Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: (Euro) 3013710-9‹fl Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: (Euro) 1002 301000 1107308Emlak Bankas› ‹st. Atatürk Bulvar› fiubesi: (FRF) 00235699

Abonelik Süresi Yurtiçi Yurtd›fl› 6 AYLIK 12 YTL 35 EURO1 YILLIK 24. YTL 70 EURO

ABONE OL - ABONE BULOKU - OKUT

Bir kez daha düzenli bir ordunun gerilla savafl› karfl›-s›nda düfltü¤ü acizli¤e tan›kl›k ettik, Kürdistan'›n asida¤lar› bunu bir kez daha gösterdi bize. Türk ordusu y›l-larca sürdürdü¤ü haks›z savaflta kaç kere bu durumadüfltüyse de her seferinde kendini fliflirip duruyordu;flimdi yeniden, s›rt›n› da¤lara vermifl, gücünü halktanalan gerilla karfl›s›nda nas›l bir acizlik içerisinde oldu¤u-nu gözlerimizin önüne serdi. Emperyalist ülkelerden te-min etti¤i silahlar›, helikopterleri, tanklar›, üstün silah-larla donat›lm›fl seçkin birlikleri... insan›n savafltaki bi-linçli dinamik rolü karfl›s›nda bir kez daha iflas etti bun-lar. ABD'nin 'anl›k istihbarat' deste¤i ile birlikte gerilla-n›n üzerine sürülen çok övündükleri seçkin birlikleri de,arazi yap›s›n› dahi bilmedikleri Güney Kürdistan toprak-lar›nda zaman zaman kayboldu ve gerilla taraf›ndan avolmaktan kurtulamad›. So¤uk havaya, karl› araziye ra¤-men, do¤a flartlar›na kendisini adapte etmifl olan gerilla-lar, büyük bir direnifl sergilediler. Türk devletinin bu s›-n›r ötesi kara harekat› da daha öncekiler gibi hezimetlesonuçland›. Bu hezimeti gölgelemek isteyen Türk devle-ti, sanki bir devlete savafl açm›fl gibi, baz› sabit hedefle-rin imha edilmesiyle övünüyor.

Türk devleti, ordusunun içinde bulundu¤u bu duru-mu gizleyebilmek için s›n›r içinde de büyük bir psikolo-jik harekat savafl› sürdürdü, sürdürüyor. Kürt ulusal ha-reketinin sesini bo¤mak için, gerçek durumun halkaulaflt›r›lmas›n› engellemek için, Kürt medyas› üzerindeaylard›r yo¤un bir bask› uygulan›yor. Burjuva medya ise,çarp›tarak sundu¤u geliflmelerle bilinçleri kirletmeyi sür-dürüyor. Buna ra¤men internet yoluyla, ya da Roj Tvarac›l›¤›yla duyurulan geliflmeler, Türk devletinin bu psi-kolojik harekat›n› da yerle bir etmeye yetti. Bunun karfl›-s›nda panikleyen Türk Genelkurmay›, "bu haberlere iti-bar etmeyin" diye aç›klamalar yapsa da, operasyonla bir-likte gelen cenazeler, düflen helikopter, itibar edilecekaç›klamaya do¤al olarak yönlendiriyor bilinçleri.

Psikolojik harekatla ilgili olarak yak›n zaman önceGenelkurmay Baflkan› Büyükan›t'›n a¤z›ndan flu sözleriduymufltuk; "itiraf etmeliyim ki, PKK bizden çok dahaiyi psikolojik harekat yürütüyor". fiimdiki kara harekat›için de Cumhurbaflkan› Gül flunlar› söylüyor; "Nitekimdireniyor (PKK), çetin bir mücadele veriliyor". Bunlardevletin resmi a¤›zlar›n›n itiraflar›. Burjuva medyan›nbüyük çabas›na ra¤men engelleyemedi¤i psikolojik üs-tünlük, hakl› bir davan›n mücadelesini yürütenin oluyorhakl› olarak.

Gerilla savafl› gibi do¤al bir üstünlü¤ü bulunan yön-temle bugünlere gelen Kürt ulusal hareketinin, ö¤reticiolmas› bak›m›ndan bugün oldukça önemli bir deneyimive birikimi bulunuyor. Bunlar›n do¤al bir sonucu olarak,ABD emperyalizminin verdi¤i aktif deste¤e ra¤men, Türkdevletinin baflar›s›zl›¤›n› bir kez daha gördük. Ancak ba-flar›s›n› sürdürmek isteyen bir hareket için, s›rt›n› da¤la-ra yaslamak yetmiyor. Emperyalizm karfl›s›ndaki ko-numlan›fl da çok önemli. Zira geçmiflte Saddam'a karfl›,s›rt›n› Kürdistan da¤lar›na yaslayarak üstünlük elde et-tiklerini her f›rsatta dile getiren Güneyli Kürt güçleri, bu-gün s›rtlar›n› ABD emperyalizmine dayam›fl ve ABD'ninufla¤› Türk devletinin Kürt ulusuna yönelik bütün haka-ret ve savafllar›na karfl›n çok pasif bir tutum sergilemek-teler. Leyla Zana'n›n "Kürtlerin bugün üç önderi var" di-yerek s›ralad›klar› isimler aras›nda bulunan Barzani veTalabani'nin, Kürt ulusuna karfl› giriflilen savafltaki tu-tumlar›na bakal›m. Barzani ve esasta da Talabani, Türkdevleti ile iflbirli¤i halinde, Amerikan emperyalizmineuflakl›k eden bir çizgi izliyorlar.

Adalet Bakanl›¤›'n›n haz›rlad›¤›yeni tasar› ile hapishanelerintüm güvenlik sorumlulu¤u

Adalet Bakanl›¤›'na ba¤l› personele dev-redilecek ve gardiyanlar silahland›r›la-cak. Böylece hapishanelerin iç güvenli-¤inden sorumlu olan gardiyanlar, bun-dan böyle hapishane d›fl› güvenliktensorumlu olan jandarman›n da görevinidevralacak.

Ceza ‹nfaz Kurumlar› D›fl GüvenlikHizmetleri Kanun Tasar›s› ile geçilmesiplanlanan yeni düzenlemenin 1 Ocak2009 tarihinden itibaren uygulanmas› is-teniyor. Bu konudaki ilk yasal düzenleme1937 y›l›nda yap›lm›fl ve bu tarihte jan-darmaya hapishanelerin d›fl güvenli¤inisa¤lama görevi Adalet Bakanl›¤›'n› gerek-li teflkilat› kuruncaya kadar geçici olarakverilmifl. Ancak 1983'te ç›kart›lan yasay-la bu durum kal›c› hale getirilmifl. AdaletBakanl›¤›'n›n flimdi yapmak istedi¤i dü-zenlemeyle birlikte d›fl güvenlik ile sevk

ve nakillerde ‹çiflleri Bakanl›¤›'na ba¤l›Jandarma Genel Komutanl›¤›'n›n sürdür-dü¤ü görevler, silahland›r›lmas› planla-nan 6 bin gardiyana devredilecek.

Yasa tasar›s›nda, “Gardiyanlar, d›flgüvenli¤i sa¤larken ve sevkler s›ras›ndasilahl› olacak, ancak bir olay ç›kmad›kçacezaevine silahl› giremeyecekler”, “Gar-diyanlar, asayifli bozan mahkûmlara kar-fl› kesici, delici ve bereleyici silahlar dakullanabilecek” ifadeleri yer al›yor. Tasa-r›da ayr›ca tutsaklar›n direnifl, firar, ayak-lanma, aktif veya pasif direnifl göstermesihalinde silahland›r›lacak gardiyanlar›nuyar›ya gerek kalmadan da zor kullanabi-lece¤i yer al›yor. Firara teflebbüs edentutsaklara hiçbir uyar› olmadan do¤ru-dan atefl edilebilecek. Bunun siyasi tut-saklara karfl› uygulanaca¤›n›n alt›n›nözellikle çizilmesi, tasar›n›n neyi amaçla-d›¤›n› ortaya koydu¤u gibi, tecrit ve bask›alt›ndaki F Tipi hapishanelerdeki bask›la-r› daha da art›rmas› öngörülüyor.

TBMM Genel Kurulu'nda Ceza ‹nfaz Kurumlar›ve Tutukevleri ‹zleme Kurullar› Kanunu'nda de¤iflik-lik yap›lmas›na iliflkin yasa tasar›s›n›n görüflülmesis›ras›nda, Adalet Bakan› Mehmet Ali fiahin, hapis-hanelerde sistematik iflkence yap›ld›¤› iddialar›n›“külliyen reddetti¤ini" belirtmiflti. Ve bu sorunlar› di-le getiren DTP Amed milletvekili Ak›n Birdal’a,“Adalet Bakan› olarak soruyorum; hangi hapishane-de kime, kim taraf›ndan ve ne zaman iflkence yap›l-m›flt›r?" demiflti. DTP Amed milletvekili Ak›n Birdalörnekleri s›ralay›nca Bakan fiahin, “bunlar› ihbar ka-bul ediyorum, gerekeni yapaca¤›z” demek zorundakalm›flt›. 15 kas›m tarihinde yap›lan bu aç›klamalar-dan günümüze dek onlarca hapishanede iflkenceolaylar› yafland›. Konuya iliflkin gazetemize mektupgönderen MKP davas› tutsa¤› Hakk› Alphan, AdaletBakanl›¤›na bir dizi hat›rlatmalarda bulunarak, ha-pishanelerde nelerin yafland›¤›n› özetliyor.

Adalet Bakanl›¤›’na, Ankara

Konu: Adalet Bakan› M. Ali fiahin’in TBMM’deyapt›¤›, hapishanelerin gerçekli¤ine taban tabana

z›t aç›klamalar›, gerçekler ve Bakandan “incelemeyap›laca¤›” iddias›yla görevlendirece¤i söylenenmüfettifllerle görüflme talebimiz üzerine.

F Tipi hapishaneler aç›ld›¤› günden bu yanakeyfiyet ve zorbal›kla yönetilmektedir. 19 Aral›kkatliam› sonras›nda siyasi tutsaklar iflkenceyle FTipi hücrelere getirildikten sonra tecrit ve tredmanpolitikalar› temelinde bütün haklar›m›z gasp edil-di ve insanca yaflama olanaklar›m›z tamamen eli-mizden al›nd›.

7 y›ld›r F Tipi hapishanelerde yaflanan hakgasplar›n›n, sald›r›lar›n, iflkencelerin, Adalet Bakan-l›¤›’n›n ve devletin ilgili kurumlar›n›n bilgisi dahilin-de yafland›¤› kesindir. Buna ra¤men dönem dönemdevlet görevlileri, F Tipi dahil, hapishanelerde tecritolmad›¤›n›, hiçbir s›k›nt›, sorun, iflkence yaflanma-d›¤›n›, tutuklu ve hükümlülerin her türlü lükse sa-hip olduklar›n›, buralar›n hapishaneden çok “ko-nuk evi”ne benzedi¤ini dile getiren aç›klamalar yap-t›lar. Ve hala yap›yorlar. Bu temelde bir aç›klamay›da Adalet Bakan› M. Ali fiahin TBMM'de yapm›fl,milletvekili Ak›n Birdal’›n örneklerle son dönemde

baz› hapishanelerde yaflanan iflkenceleri, sald›r›lar›

belirtmesi üzerine “Bunlar› ilk defa duyuyorum,

ama hepsini ihbar kabul edece¤im. Not ald›rd›m,

araflt›raca¤›m. Ayr›ca kimin benzer flikayeti varsa

ortaya koysun, inceleyece¤im” demifltir.

E¤er Bakan ilk defa duydu¤unu belirtti¤i olayla-

r›n neler oldu¤unu ö¤renmek ve gere¤ini yapmak is-

tiyorsa bu bilgilere – belgelere ulaflmas› çok kolay-

d›r. Sincan ve Ankara Cumhuriyet Baflsavc›l›klar›na

yazd›¤›m›z suç duyurusu dilekçelerinde, ailelerimi-

zin, avukatlar›m›z›n TBMM ‹nsan Haklar› ‹zleme

Komisyonu’na yapt›¤› baflvurularda, Bakanl›¤a ilet-

ti¤i dosyalarda say›s›z bilgi ve belge bulunmaktad›r.

F tiplerinde yaflanan say›s›z fiziki sald›r›lar, iflkence-

ler d›fl›nda iflkenceye dönen uygulamalar, aileleri-

mize, avukatlar›m›za ç›kart›lan zorluklar, yap›lan

eziyet, hak gasplar›, engellenen haberleflme hakk›-

m›z, talana dönüfltürülen aramalar, keyfi cezalar,

sistemli biçimde engellenen savunma hakk›m›z ve

tedavilerimizle ilgili 7 y›l boyunca dilekçelerimizde

belirtilen örneklerin incelenmesi yeterlidir.

GÜNCEL1-16 Mart 20082

Hapishanelerin “güvenli¤i” art›r›l›yor

Bakanfiahin

iflkencesesleriniduymuyor

Nezarette elleri kelepçeli tutulansiyasi tutsaklara adlileri sald›rtt›lar

ANKARA- Dersim'de katledilen 17'leriçin, geçti¤imiz Haziran ay›nda yap›lanbas›n aç›klamas›na kat›ld›ktan sonrapolis taraf›ndan gözalt›na al›n›p tutukla-nan Ankara Demokratik Haklar Derne¤i(DHD) üyelerinden Nurten Karatafl veU¤ur Yefliltepe, 13 flubatta ç›kar›ld›klar›mahkemede serbest b›rak›l›rken, Kaz›mDo¤an ve Cemgil Demir'in tutuklulukhallerinin devam›na karar verildi.

Demokratik Haklar Derne¤i çal›flan-lar›n›n da aralar›nda bulundu¤u 7 kifli,Yüksel Caddesi'nde 17 Haziran 2007tarihinde yap›lan bas›n aç›klamas›nakat›ld›klar› gerekçesiyle tutuklanm›flt›.13 fiubat 2008 tarihinde yap›lan ve An-kara 11. A¤›r Ceza Mahkemesi'nde gö-rülen duruflmada DHD üyeleri U¤ur

Yefliltepe ve Nurten Karatafl tahliye edi-lirken, DHD eski Baflkan› Kaz›m Do¤anve dernek üyesi Cemgil Demir'in "tutuk-luluk hallerinin devam›na" karar verildi.

“Tutuklular serbest b›rak›ls›n”

Ankara Demokratik Haklar Platfor-mu (DHP), yapt›¤› yaz›l› aç›klamadaKaz›m Do¤an ve Cemgil Demir’in der-hal serbest b›rak›lmas›n› istedi.

Ülkemizde demokratik hak aramamücadelesinin devlet taraf›ndan vah-fletle bast›r›ld›¤› kaydedilen aç›klama-da, “Sözümona sivil anayasa tart›flma-lar›yla çok kat›l›mc›, reformcu ve de-mokratik bir parlamento görüntüsü ya-ratarak, gerçek yüzlerini ilk alt› ayl›k sü-

reçte çok iyi sergilemifllerdir. Bir bas›n

aç›klamas›n›n bile suç say›ld›¤› ve iki-

yüzlü politikalar›n›n bugün itibariyle

a盤a ç›kt›¤› ve bunun da baflörtüsü tar-

t›flmalar›yla örtülmek istenmesi bofla

de¤ildir” denildi. Aç›klamada, psikolo-

jik bir savaflla demokratik kitle örgütleri

ve muhalif tüm kiflilerin, kurum ve ku-

rulufllar›n eylemlerinin as›ls›z suçlama-

larla, yalan ve demagojilerle bask› alt›-

na al›narak etkisiz hale getirilmeye çal›-

fl›ld›¤› kaydedilerek, “Hücre tipi yaflam

topluma dayat›lmakta ve meflrulaflt›r›l-

maktad›r” denildi. Aç›klamada son ola-

rak tek seslili¤in sesinin bozulmas› için,

Kaz›m Do¤an ve Cemgil Demir’in der-

hal serbest b›rak›lmas› istendi.

‹STANBUL- Devletin hapishanelerdeki devrimci tutsaklara yönelik sald›r›-lar›na bir yenisi daha eklendi. Tekirda¤ 1 No'lu F Tipi Hapishanesi’nden veKand›ra 2 No'lu F Tipi Hapishanesi’nden, Befliktafl'taki A¤›r Ceza Mahke-mesi’ne getirilen Fehmi Kahraman, Haydar Bayar ve Cengiz Kara adl› siya-si tutsaklar adliye nezarethanesinde yaklafl›k 10-15 kifli olan adli tutuklu-nun sald›r›s›na u¤rad›. Elleri kelepçeli olan siyasi tutsaklar, adliye nezare-tinde beklerlerken, kelepçesiz olarak getirilen ve say›lar› 10 ila 15'i bulanadli tutuklunun sald›r›s›na maruz kald›lar. Devrimci, demokratlar› sustur-mak için d›flar›da linçler örgütleyen devletin kolluk güçleri, hapishanelerdetecrit alt›nda tutulan siyasi tutsaklara da ayn› yöntemi uyguluyor. Siyasi tut-saklar›n elleri kelepçeli olmas›na ra¤men, adli tutuklulara neden kelepçe ta-k›lmad›¤› ve bu halde neden siyasi tutsaklar›n yan›na konulduklar› gayetaç›k. Benzer bir olay temmuz 2006 tarihinde yine ayn› adliyenin nezaretin-de gerçekleflmiflti. Nezarette tutulan ve elleri kelepçeli olan 3 PKK'li tutsa-¤›n yan›na elleri kelepçelenmemifl olarak getirilen adli tutuklular PKK'lileresald›rt›lm›flt›. Bu duruma askerlerin bilinçli olarak yol açt›klar› biliniyor.Geçti¤imiz y›l ekim ay›nda da Gebze M Tipi Hapishanesi'nde, idarenin k›fl-k›rtt›¤› adli tutuklular yine siyasi tutsaklara sald›rmaya çal›flm›flt›.

Katliam› protesto ettikleri için hapishanede tutuluyorlar

Dünya Emekçi Kad›nlar Günü için9 Mart’ta otobüs kalk›fl yerleri

Gazi Mah: Cem evi önü, saat: 12.30

Alibeyköy: Cem evi önü ve VeyselKarani Cami önü, saat: 12.30

Ba¤c›lar: Çiftlik Meydan›, saat: 12.30

Okmeydan›: YÇKM önü, saat: 12.30

Avc›lar: ‹nsa Lisesi önü, saat: 11.30

Sar›gazi: Anadolu Demokratik HaklarDerne¤i önü, saat: 12.30

Page 3: 1 - 16 Mart 2008 - Sayı 128

Aral›k ay› boyunca PKK ile mücadele ad›alt›nda Güney Kürdistan’a sald›r› düzenleyenTürk devleti, aylar öncesine dayanan genifl venizami bir mutabakat do¤rultusunda bu kezkara iflgal harekat›n› 21 flubatta bafllatt›. Nas›lve niçin yap›laca¤› zaten bilinen-beklenen buharekat, ne Türk devleti ne Kürt bölgesel yö-netimi, ne emperyalist ittifak ne de PKK içinherhangi bir sürpriz oluflturmad›. Her ne ka-dar PKK ile mücadele ve akabinde Kürt soru-nunun “demokratik” çözüme kavuflturulmas›amac›yla bu harekat›n yap›ld›¤› söylense deiflgalin ne birincil olarak ne PKK ile mücadele,ne de “Kürt sorunun çözümü”yle bir alakas›söz konusu. “Çözüm” olarak görülen ise, buhaz›r-k›smen de avantajl› koflullarda Kürt ulu-sal hareketinin imha edilmesi ve daha önemli-si güneydeki oluflumun ve inisiyatifinin k›r›l-mas› hedefini tafl›maktad›r. fiüphesiz ABDemperyalizminin Irak özelinde bölgede olufl-turmak istedi¤i dengeler, uzun vadede ifllerinigörecek bir güvenlik hatt› oluflturma plan›,enerji kaynaklar› üzerinden bir yap›lanmayado¤ru gitmesi, geliflmelere yön vermektedir.Dolay›s›yla Türk devletinin gerçeklefltirdi¤i buharekat ABD ve ‹ngiltere’nin Ortado¤u’yu fle-killendirme stratejisinden ba¤›ms›z seyretme-mektedir. ABD bugün için Ortado¤u’da kendi-sini rahat hissedebildi¤i ve nispeten müttefiksa¤lad›¤› yer olarak Irak ve özellikle Kürt böl-gesel yönetimini görmektedir. Ne var ki uzunvadede s›rt›n› yaslayaca¤› alan olarak görme-mektedir. Bu anlamda ‹srail ve onun gibi müt-tefikler, Ortado¤u’yu zapturapt alt›na almadason derce önem arz ediyor. ‹srail gibi güvene-bilece¤i, ayn› zamanda her koflulda riayet gös-terecek bir devlet, ABD’nin rahat nefes alma-s›n› sa¤layacakt›r. Elbette ki ABD bu sorunuufla¤› Türk devletiyle çözmeye çal›flmaktad›r.Türk devletinin “bensiz bir Ortado¤u projesimümkün olamaz” efelenmesi meseleyi ortayakoymaktad›r. ‹flte bu genifl mutabakat ad›m›aylar öncesine dayanmakla birlikte resmilefl-mesi 5 kas›m Erdo¤an-Bush görüflmesiyle ol-mufltu. Görüflmeyle birlikte çizilen senaryo birbir uygulamaya geçmifltir. Öncelikle AKP veordu en az›ndan bu proje süresince uzlaflt›r›l-d›. Böylece hakim s›n›flar›n temsilcileri klikleraras›ndaki çat›flman›n önüne geçilmifltir. Üni-versite, anayasa, yarg›, türban gibi “hassas”meselelerde yap›lan revizyon karfl›s›nda ordu-nun tek bir kelime sarf etmemesi bu durumlailintilidir. Zira Güney Kürdistan’da kendi insa-yitifiyle yap›lanacak veya ba¤›ms›zl›¤›n› olufl-turacak bir yap›lanmaya müdahale edebilme,bir güç olarak orada konumlanma, hatta haktalep edip nemalanmaya çal›flmak flüphesizordu için oldukça cazip, ki ordu bugün tama-m›yla buna kilitlenmifl görünüyor. ‹flgal ve im-ha harekat›n› yöneten generalin “Musul veKerkük bizim s›n›rlar›m›z içerisindedir” deme-si hoyratça söylenmifl bir sözden daha fazlaanlam tafl›maktad›r.

Yo¤un diplomasiyle taraflar

“ikna” edildi

Türk devletinin kara iflgal harekat›ndanönceki (ve 5 kas›ma kadarki) diplomasi trafi¤i-ne k›saca bakmak nas›l bir senaryonun sahne-lenmeye çal›fl›ld›¤›n›n alg›lanabilmesi aç›s›n-dan faydal› olacakt›r. Her fleyden önce 5 ka-s›mda sa¤lanan iflbirli¤i bugüne kadar çeflitlipazarl›klar ve tavizlerle beraber daha da gelifl-tirilmifltir. Bu mutabakat son zamanlarda ‹n-

giltere ve ‹srail’in kendilerini iyiden hissettire-rek ifltirak etmesiyle geniflletilmifl oldu. ‹srailile Türk devletinin yo¤un görüflme yapmalar›sa¤land› ve bunu baflta askeri olmak üzere çe-flitli alanlarda anlaflma yapmalar› izledi. Öteyandan Türk devletinin sald›r›lar›na destekverildi, hatta bunun sahiplenildi¤i yönündebeyanlarda bulunuldu. Türk devletinin ‹srail,‹ngiltere ve ABD’den PKK’ye karfl› düzenleye-ce¤i sald›r›larda askeri birliklerinin e¤itimi, si-lah, teknik donan›m, nokta istihbarat› gibi ta-leplerde bulundu¤u aç›ktan olmasa da belirtil-di. Bunun yan›nda Barzani ve Talabani güçle-rinin ikna edilerek Türk devletine yard›m et-mesi ya da en az›ndan onu s›k›nt›ya sokacakherhangi bir giriflimde bulunmamas› talepleraras›nda yer ald›. Yine ayn› flekilde ‹srail’inKürt bölgesel yönetimiyle s›k münasebeti, as-keri ve enerji alanlar›ndaki anlaflmalar› gözler-den kaçmad›. ABD, ‹ngiltere ve Türk devleti-nin Ortado¤u’yu kapsayan bir diplomasi trafi-¤i gerçekleflti, böylece Annapolis’le bafllat›lanOrtado¤u’yu gözden geçirme plan› bütünleflti-rilmifl oldu. PKK koordinatörlü¤üne atananGenelkurmay ‹kinci Baflkan› Ergin SaygunOcak ay›nda ABD’nin PKK koordinatörü Da-vid Petraus’la görüfltü. Görüfltükten birkaçgün sonras›nda ABD’ye görüflmeye gitti. Ayn›günlerde Genelkurmay Baflkan› ‹ngiltere’yegitti. Bunu takiben ABD’nin Genelkurmay‹kinci Baflkan› James Carwright ile ABD Ada-let Bakan› Michael Mukasey Ankara’ya görüfl-melere geldi. Bunu, ‹srail’in eski GenelkurmayBaflkan›, flimdi ise Savunma Bakan› olanEhud Barak’›n Ankara ziyareti izledi. Yine 28flubatta ABD Savunma Bakan› Robert Ga-tes’in, mart ay›nda ise ABD baflkan yard›mc›-s› Dick Cheney’in Ankara ziyaretleri... Bu yo-¤un trafi¤in çerçevesini ise Irak’›n durumu veyap›land›r›lmas›, oradan Ortado¤u’nun flekil-lendirilmesi, ‹ran’a karfl› al›nacak önlemler vboluflturuyor. ABD, ‹ngiltere, ‹srail ve TC ara-s›nda geçen bu yo¤un diplomasi trafi¤ine kufl-kusuz G. Kürdistan’daki bölgesel yönetim dedahil edilmifltir. Ergin Saygun ABD’ye görüfl-meye giderken bir yandan da ABD D›fliflleriBakan› Condoleezza Rice KDP lideri MesutBarzani ve hem YNK Baflkan› hem de IrakDevlet Baflkan› olan Celal Talabani ile görüfl-meler gerçeklefltirdi. Hemen ard›ndan Türkdevleti Kürt bölgesel yönetimiyle görüfl halin-de oldu¤unu belirtti, Irak Cumhurbaflkan› s›fa-t›yla Talabani davet edildi. Davetten de anla-fl›laca¤› üzere ortaklaflt›r›lan iflbirli¤inde veuzun vadeli planda Talabani’nin büyük oran-da uzlaflt›r›ld›¤›n› söylemek mümkün.

Türk devletine

Güney Kürdistan vizesi

Türk devletinin karadan gerçeklefltirdi¤iiflgal harekat› PKK ile mücadelenin ötesinegeçmektedir. fiunu da belirmek gerekir kiTC’nin kara harekat› kendi inisiyatifiyle ger-çekleflmemektedir. Kara harekat›n›n ertesi gü-nü ABD ve AB’nin bu harekattan haberdar ol-duklar›n› ve bunu desteklediklerini ifade et-melerinden, s›k› pazarl›klar›n yap›ld›¤›n› vebunun neticesinde iflgal için vizenin verildi¤i-ni anlamak mümkün. Türk devleti harekatsonras› aç›klamas›nda her ne kadar amaçlar›-n›n iflgal olmad›¤›n›, iflleri bitti¤inde hemengeri döneceklerini belirtse de esas amaçlar›n›gizleyememekteler. Kuflkusuz ki Türk hakims›n›flar› sadece PKK’den de¤il, esas›nda Gü-

ney Kürdistan’da ba¤›ms›zl›¤›n› ve yap›lanma-s›n› sa¤layacak Kürtlerden ciddi bir rahats›zl›kduymaktad›r. Bölgeyi Kürtlerin inisiyatifine(Kürt Bölgesel Yönetimi ve buna ortak olabile-cek PKK) b›rakmak istememektedir. Zira burahatl›¤›n kuzeydeki Kürtlere emsal olufltura-bilece¤ini dolay›s›yla kendisine tehdit olufltu-raca¤›n› çok iyi bilmektedir. Özellikle Musulve Kerkük’ün -özellikle enerji kaynaklar› ba¤-lam›nda- Kürt yönetiminin insiyatifine b›rak›l-mas›na tahammül etmemektedir. Ayr›ca Ker-kük petrollerinden Türk hakim s›n›flar›n›n ne-malanmak istedi¤i, en az›ndan kendince böy-le bir hesap yapt›¤› aflikar. Zira sermaye flüre-kas› bu hesapla bölgeye kanalize edilmifltir.Türk devleti ABD himayesinde G. Kürdis-tan’da konumland›r›lacakt›r. Bu TC’nin iflinede gelmiyor de¤il. Türk ordusunun iflgal hare-kat› sonras› mevcudiyeti geri çekilebilir, mese-lenin özü asl›nda bu de¤il. ‹flgal birlikleriniçekmesi veya tart›fl›ld›¤› gibi harekat›n süresi-nin iki haftayla s›n›rland›r›lmas› TC’nin bura-da konumland›r›lmayaca¤› anlam›na gelmez.TC dozu ayarlanm›fl, denetlenebilir bir bölge-sel Kürt yönetiminden rahats›zl›k duymamak-tad›r. Keza rahats›z olmad›¤›n› birçok kez ifa-de etmifltir. Kendi denetimine emanet edilmiflbir Kürt yönetimi, gerek TC’nin siyasi-ekono-mik ç›karlar› gerekse PKK ile mücadelede veemperyalizmin himayesinde bölgede boy gös-termesinde oldukça cazip görünüyor. ZiraABD Ortado¤u’yu zapturapt alt›na alacakuzun vadeli projesinde G. Kürdistan’› Türkdevleti üzerinden denetlemek istemektedir,ona da güvenmektedir, bu güven için stratejikuflakl›k belgesini de imzalam›flt›r. Nihayetin-de TC iflgal harekat›n› bu pazarl›klar çerçeve-sinde gelifltirirken, s›n›r›n bu taraf›nda olufl-turdu¤u tampon bölgesinin paralelini s›n›r›nötesinde yani G. Kürdistan’da oluflturmay›amaçlamaktad›r.

Rusya rahats›zl›¤›n› beyan etti

Türk devletinin iflgal harekat›na evet ma-hiyetinde kafa sallan›rken, ilk tepkinin ABD(ve flu süreçte yede¤ine ald›¤› AB) ile kap›flma-s›n›n arifesindeki Rusya’dan gelmesi, olufltu-rulmak istenen resme eklenebilecek bir ayr›n-t› olma özelli¤ine sahip. Hat›rlanaca¤› üzeregeçti¤imiz günlerde Rusya, Irak ve bölgeselKürt yönetimiyle bir dizi temasta bulunmufl,Kürt bölgesel yönetiminin oluflumunun ta-mamlanmas› ve yap›land›r›lmas›nda rol üstle-nebilece¤ini belirtmiflti. Bu çerçevede enerji vedi¤er bir dizi sektörü kapsayan anlaflmalaraimza atm›fl, Irak’›n kendisine olan borçlar›n›nneredeyse tamam›n› sildi¤ini aç›klam›fl, G.Kürdistan’da elçilik kurmak için kollar› s›va-m›flt›. Benzer flekilde ABD’nin varl›¤›ndan ra-hats›z olan ve her f›rsatta nüfuzunu Irak’tagöstermeye çal›flan ‹ran, geçti¤imiz günlerdeTalabani ve bölgesel Kürt yönetimiyle görüfl-müfl, elçilik kurma talebinde bulunmufltu.Tam da bu tablo ABD’nin temel kayg›lar›ndanbirini oluflturmaktad›r. Zira ABD öncülü¤ün-deki ittifak grubunun Ortado¤u üzerindekiplanlar› bu tehdit göz önünde bulundurularakoluflturulmaktad›r. Ve ABD bölgede hiçbirboflluk b›rakmak istememektedir. ABD, ‹ngil-tere, ‹srail, TC ve bölgesel Kürt yönetimi ara-s›ndaki mutabakat, bu bofllu¤u doldurmaamac› güdüyor. Bilhassa TC’ye baz› tavizlerverilerek ve de silahland›r›larak ‹ran’a karfl›kendi yanlar›nda saf tutmas› amaçlanmakta,böylece hem ‹ran’›n hem de PKK’nin tecrit

edilmeleri yönünde orta yolda buluflulmas›sa¤lanmaya çal›fl›lmaktad›r.

PKK oyaland›¤›n› farketti

PKK nezdinde Kürt ulusal hareketininABD, ‹ngiltere, ‹srail ve TC’den menkul birsert duvarla karfl› karfl›ya oldu¤unu söylemekyanl›fl olmayacak. Buna son zamanlardaki ta-v›r ve tutumuyla AB’yi katmak mümkün. Do-lay›s›yla PKK nezdinde Kürt ulusal hareketi-nin s›k›flt›r›lmak istendi¤i ve tecrit edildi¤i söy-lenebilir. Lakin bu kuflatman›n bütün bir Kürtulusunu kapsad›¤›n› görmek durumunday›z.Keza PKK’nin bu geliflmeler do¤rultusundaABD, ‹srail, ‹ngiltere, TC ve k›smen de AB’yekarfl› sert aç›klamalarda bulundu¤u gözlerdenkaçmamaktad›r. PKK’nin Da¤l›ca bask›n›ylabafllayan süreçte “Kürt sorununun kapsaml›ve demokratik çözümü” bizzat devlet taraf›n-dan dillendirilmifl, tart›flt›r›lm›fl, hatta “çözümpaketleri”nin haz›rland›¤› yönünde beyanat-larda bulunulmufltu. Bu sorunun çözümündeKürt ulusal hareketi bütünlüklü kurumlar›ylabirtak›m giriflimlerde bulunmufl, k›smi bir bek-leyifl içerisine girmiflti. Ne var ki faflist Türkdevletinin cevab› imha ve inkar›n daha da art-mas› fleklinde olmufltur. “Kapsaml› ve demok-ratik çözüm” haz›rl›¤›n›n asl›nda olmad›¤›- ip-lerin elinde oldu¤u ve haz›r kapsaml› iflbirli¤iyakalaman›n rahatl›¤›yla-amac›n yo¤un sald›-r›larla Kürt ulusal hareketinin imhas› oldu¤uanlafl›ld›. Böylece Türk hakim s›n›flar› gerçekyüzlerini bir kez göstermifl oldu. Öte yandangüney Kürtleri ABD öncülü¤ündeki sömürücü-iflgalci ittifak›n gerçek yüzü karfl›s›nda sesiniyükseltmeye bafllamaktad›r. Ayn› flekilde Bar-zani ve Talabani tutum ve tav›rlar›yla Kürthalk› nezdinde geri plana itilmifl, buna ra¤meniflgal ve imha sald›r›lar›na s›n›rl› da olsa dire-nifl gösterebileceklerinin iflaretini vermifllerdir.Türk devletinin iflgal harekat›na sert tepki gös-teren ve direnen PKK’nin önümüzdeki günler-de nas›l bir politik yönelim ve pratik içerisinegirece¤ine dair bir kesinlik olmazken; yapt›¤›aç›klamalardan ve gösterdi¤i direniflten, (iflga-le ve imhaya karfl› bundan sonra topyekün birdirenifle geçece¤ini söylemesi) çat›flma süreci-ne yönelece¤i olas›l›¤›n›n hayli yüksek oldu-¤unu gösteriyor. Zira Kürt ulusal hareketininnas›l tav›r tak›naca¤› ve nas›l bir tutum sergi-leyece¤i gerek Ortado¤u’da tafllar›n yerindenoynamas›na, gerekse de Türkiye-Kuzey Kür-distan’da çeliflkilerin derinleflerek beraberindeyeni geliflmelerin yaflanmas›na neden olacak-t›r. Mevcut durumda PKK ister bu geliflmeler-den do¤ru sonuçlar ç›kartarak Kürt ulusal dev-rimci mücadelesini kararl›l›kla sürdürsün (kibeklentimiz bu yöndedir), isterse emperyaliz-min ve Türk hakim s›n›flar›n›n “Kürt sorununasiyasal çözüm” manevralar›na gerekti¤indenfazla de¤er vererek Türk hakim s›n›flar› ve em-peryalistler aras›ndaki çeliflkilerden “yararlan-ma” ad›yla bölgedeki dinamik askeri gücününtasfiye edilerek süreç içerisinde kontrol edile-bilirli¤ini öngöremeyerek emperyalizmin oya-lama takti¤ini bofla ç›kartamas›n. Bu her ikiolas›l›k karfl›s›nda da Kürt ulusal hareketininkarfl› karfl›ya kald›¤› sald›r›lara seyirci kalma-yarak Kürt ulusunun mücadelesini destekle-mek ve hedefinde PKK’yi imha, tecrit ve kon-trol edilebilir bir duruma getirmenin oldu¤usald›r›lar karfl›s›nda Kürt ulusal hareketiniyanl›z b›rakmadan onun devrimci savafl› güç-lendirmesine zemin sunan yaklafl›mlar içeri-sinde olmak gerekir.

PKK, Güney Kürdistan ve emperyalizmin himayesi

SINIF TAVRI

‹smail UÇAR

Yaklaflan 8 Mart

ve de¤iflmeyen tutumlarDevrimin ve karfl›-devrimin bileflenlerinin toplam› aç›s›n-

dan herkesin üzerinde “do¤ru” veya “yanl›fl” diyerek ortak-laflt›¤› temel yaklafl›mlar vard›r. Bunlar›n bir k›sm› ilkesel,bir k›sm› ise taktik meselelerdir. Ancak bizim co¤rafyam›z-da bu temel meselelere yaklafl›m mu¤laklaflt›r›lm›fl tam birkaos uluflmufltur. Bu özellikle uygulamalar› itibariyle hakims›n›flar aç›s›ndan böyledir. Ancak bu sadece hakim s›n›fla-r›n irili ufakl› temsilcileriyle s›n›rl› de¤il. Bu durumu bugündevrim cephesinin kimi bileflenlerinde de yans›malar›n› gö-rüyoruz. Örne¤in dost düflman ayr›m›, yanl›fl-do¤ru tart›flma-s›nda bilimsel devrimci tutum, ortak ifl, mücadele ve eylemkültürü, meselelerde esas-tali ayr›m›, bütün bunlara iliflkins›n›flar mücadelesinin tarihinde her kesimin ortak kabülüolan yaklafl›mlar... Bugün tüm bu meselelerde ortak kabul-lerimizi, en temel ilkelerimizi günlük ç›karlar u¤runa, “can›-m›z isterse” yaklafl›m›yla bir yana itebiliyoruz ve toplamdabir acayip tutumlar manzumesi ortaya ç›k›yor. Ki bu sadecedemokratik, devrimci kurum, hareketler aras›nda de¤il tektek her kurum ve hareketlerin kendi içerisinde de giderekgüçlenen bir sorun durumunda.

Yaz›m›z›n bafll›¤›yla ba¤› çerçevesinde somut örneklerledevam etmek gerekirse:

Di¤er önemli gündem ve tarihsel günler gibi 8 Mart’ta de-mokratik, devrimci çevreler taraf›ndan ortak tart›flma zeminin-de bafllay›p eylemin yap›laca¤› alandan eylemin içeri¤ine va-r›ncaya kadar elden geldi¤ince daha genifl bileflenle ortaklafl-may› ve kitlelerin kat›l›m›n› sa¤lamay› önemseyerek ortak,kollektif planlamalar yap›lmaya çal›fl›l›r. Bu tart›flmalar içeri-sinde çok do¤ald›r ki bazen kimi özgünlüklerden dolay› ortak-l›klar yakalanamayarak ayr› ayr› programlar da yap›labilir. Yineortak amaç ve hedefler eksenli yap›lan planlamalarda birara-da olunmas› gereken güçler de¤erlendirilirken bunlar›n s›n›fmücadelesi içerisindeki yeri, stratejik mahiyeti ve politik etki-si de¤erlendirilerek esas tali tercihi buna göre yap›l›r. Ancakson y›llarda bunun bu flekilde de¤il tersten iflletildi¤inin tan›k-l›¤›n› yapmaktay›z. Devrimci çevreler ortak amaç ve hedeflerekseninde biraraya gelip di¤er kesimleri de kendi yanlar›naçekme görev ve sorumluluklar›n› yeterince yerine getirmek biryana dursun niyetten ba¤›ms›z olarak ço¤u zaman ortak ey-lem ve kampanyalar›n örgütlenmesine iliflkin yanl›fl politikala-r›yla bu birliktelikleri dinamitleyen bir rol oynamaktad›rlar.

8 Mart tart›flmalar›nda aktif rol üstlenen, o’nun kad›n mer-kezli s›n›fsal özünü dinamik tutarak devrim mücadelesiyle ba-¤›n› kuran devrimci hareket ve yine bu hareket içerisindeki azsay›daki devrimci-demokratik kad›n hareketi birbiriyle kenet-lenip sistemin sald›r›lar›n› bofla ç›kart›p flu veya bu flekilde ka-d›n sorununa ve 8 Mart’a yaklafl›mda hakim s›n›f ideolojisinins›n›rlar›n› aflamayan kimi kad›n örgütlerinden reformist çevre-lere kadar uzanan yelpazeyi kendi devrimci etki alan›yla dö-nüfltürme, birlefltirme, ileriye tafl›ma sorumlulu¤unu göstermeyerine, bu kesimlerin de etkisi alt›nda kal›narak sürecin biçim-sel ve tali tart›flmalarla s›n›rlama, dolay›s›yla esas görevlerimi-zi ›skalama hatas› bir k›s›r döngü fleklinde tekrar etmektedir.Örne¤in 8 Mart tart›flmalar›nda erkekler olacakm›-olmayacakm› tart›flmas› yanl›fl bir flekilde yap›larak ayr›l›k gerekçesinedönüfltürülebilmektedir. Bu tart›flman›n taraflar›n›n soruna ek-sik, daha do¤rusu biçimsel yaklaflt›klar›n› vurgulamak gerekir.Öyle ki bir taraf kad›n-erkek ayr›flt›rmas›n›n 8 Mart’›n s›n›fsalözünden uzaklaflma oldu¤unu söylerken, di¤er taraf ideolojikk›r›lmalar›n da etkisiyle “8 Mart kad›n günüdür erkekler olma-mal›d›r” demeye getiriyor. Burada meselenin özü yeterincedikkate al›nmayarak biçimsel dedi¤imiz boyutu tart›flmalardaöne ç›kart›larak ayr›lma veya bir arada olamama gerekçesinedönüfltürülüyor. Bu konuya yaklafl›m›m›z biçimsel olmamal›-d›r. Birkez daha belirtmek gerekir ki; bizler aç›s›ndan 8 Mart’›nsadece kad›nlar›n kat›l›m›yla veya kad›n ve erkeklerin birliktekat›l›m›yla yap›l›p yap›lmamas› belirleyici de¤ildir. Belirleyiciolan içeriktir. Yani yap›lmak istenen eylem ve etkinliklerin içe-ri¤idir. Bu bir tarafa b›rak›larak bilefleni ve kat›l›mc› kitleyi saltkad›nlarla s›n›rlamak ne kadar yanl›flsa ayn› flekilde kad›n-er-kek bilefleni üzerinden örgütlenen bir 8 Mart da o kadar yan-l›flt›r. Sadece kad›n örgütlerinin planlay›p kat›l›mc› kitlesininde kad›n oldu¤u 8 Mart etkinlikleri ele al›n›flta içerik ve yöne-lim boyutuyla s›n›fsal, devrimci bir muhteva tafl›yorsa ‘niye er-kekler yok’ yaklafl›m›yla s›n›rl› karfl› ç›k›fllar proletaryan›n s›n›ftutumu olamaz. Bu olsa olsa 8 Mart’›n s›n›fsal özüne sahip ç›k-ma ad›na görünürde-biçimde proletarya ad›na onun tabelas›-n› “tutmak” olur ama özünde proletaryan›n s›n›f bilincindenuzak kad›n sorunu karfl›s›nda sonuna kadar erkek flovenizmi-dir. Biz iki farkl› yaklafl›m olarak ortaya ç›kan ancak ayn› s›n›f-sal dokuya sahip bu anlay›fllara karfl› ç›karken hiç kuflku yokki dalgaland›rmaya çal›flaca¤›m›z bayrak proletaryan›nki ola-cakt›r. Bunun kriteri ise biçimsel tart›flmalar›n bir taraf› olma-dan sorunun özüyle ilgilenip yerimizi buna göre tayin etmek-tir. Aksi tart›flma ve tav›rlar sonuna kadar yanl›flt›r ve mesele-nin s›n›fsal özüne sahip ç›kma ad›na ondan uzaklaflmakt›r. Ay-r›ca flunu da vurgulamak gerekir ki 8 Mart gibi tarihsel önemiolan eylem ve etkinliklerde erkeklerin kat›l›m›n› yasaklamakdo¤ru de¤ildir. Bunun yerine kad›nlar›n erkek kat›l›mc›lar›alanlarda kendi nicel ve nitel yo¤unluklar›yla kuflatarak deyimyerindeyse erkek kat›l›mc›lar› kendi kitlesellikleriyle “bo¤ma-lar›” kad›n›n inisiyatifi ve belirleyicili¤inde daha gerçekçi vedo¤ru bir kriter olarak de¤erlendirilmelidir. Dolay›s›yla özel birçabayla “erkekler gelmesin” demeye getirmek yerine bir bü-tün olarak gerek 8 Mart öncesi çal›flmalarda gerekse alanlar-da kad›nlar olarak hedefimiz bütün gücümüzle kad›nlaflmak-kad›nlaflt›rmak, k›z›llaflmak-k›z›llaflt›rmak, yani öncü kad›nlarolmay› hedeflemek olmal›d›r.

GÜNDEM 1-16 Mart 2008 3

Page 4: 1 - 16 Mart 2008 - Sayı 128

AMED- DTP'nin kara operasyonunu protestoetmek için yapt›¤› eyleme on binlerce kiflikat›ld›. 25 flubat tarihinde DTP Amed ‹l Bi-nas› önünde toplanan kitle, sloganlarla Be-lediye Konukevi'ne kadar yürüdü. Yürüyüfl-te "Vur gerilla vur, Kürdistan'› kur", "PKKhalkt›r, halk burada", "Kandil'e uzanan ellerk›r›ls›n", "Biji serok Apo", "Katil Erdo¤an"fleklinde sloganlar atan kitle, Türk devletiile iflbirli¤i yapan Irak Devlet Baflkan› CelalTalabani'yi elefltiren, "Talabani h›flyar beem fliw bir tu paflivi (Talabani uyan›k ol, bizö¤len, sen de akflam yeme¤i olursun)" yaz›-l› pankart› da tafl›d›.

Protesto yürüyüflüne DTP milletvekilleri, Diyar-bak›r Büyükflehir Belediye Baflkan› OsmanBaydemir de dahil olmak üzere DTP'li bele-diye baflkanlar› ve DEP eski milletvekili Ley-la Zana gibi isimler de kat›ld›.

Mitinge dönüflen eylemde Demokratik ToplumKongresi Sonuç Bildirgesi de okundu. Eyle-min sona ermesinin ard›ndan da¤›lan kitleile polis aras›nda uzun süre çat›flmalar ya-fland›. Polis eylemin ertesi gününde de bir-çok kifliyi gözalt›na ald›.

VAN- S›n›r ötesi operasyonu protesto etmekiçin DTP il binas› önünde toplanan binlercekifli, AKP il binas›na do¤ru yürüdü. 'Edi Bese' pankart› tafl›yan kitle, "Katil Erdo¤an" slo-ganlar› att›. AKP il binas› önüne siyah çelenkb›rak›lan eylemin ard›ndan tekrar DTP il bi-nas›na yürüyen kitle ile polis aras›nda çat›fl-ma ç›kt›.

MALATYA- DTP üyelerinin s›n›r ötesi operas-yonu protesto etmek için yapt›¤› eylem s›ra-s›nda kalabal›k bir ülkücü grubu provokas-yon yaratmak istedi. DTP il binas›ndan al-k›fl ve sloganlarla yürüyüfle geçen kitle Mer-kez Postanesi önünde bir araya gelerekaç›klama yapmak istedi. S›n›r ötesi operas-yonun protesto edildi¤i eylem s›ras›ndaçevrede tolanan ülkücü grup da sloganlaratarak provokasyon yaratmaya çal›flt›. Ger-ginli¤in t›rmanmas› üzerine kitle, bas›naç›klamas›n› yapmak için DTP il binas›nayürümek istedi. Bu s›rada polisin gözüönünde kitleye sald›ran ülkücülerle kitlearas›nda uzun süre arbede yafland›. DTP ilbinas›nda yap›lan bas›n aç›klamas›naDHP, ESP, HÖC ve EMEP de destek verdi.Bas›n aç›klams›ndan sonra çarfl› merkezin-de uzun süre gerginlik devam etti.

Bu yerlerin d›fl›nda ülkenin birçok yerinde yap›-lan kitlesel eylemlerle kara operasyonu pro-testo edildi.

GÜNCEL1-16 Mart 20084

Amed'de on binlerce kifli'operasyonahay›r' dedi

Türk devletinin 'çözüm paketi' Kürtlerin

demokratik mücadelesine savafl ilan›Türk devletinin beyni niteli¤indeki Milli Güvenlik Kurulu

(MGK) toplant›s›ndan Kürt ulusuna savafl ilan› ç›kt›. Böyle-ce AKP hükümetinin Kürt sorunu ile ilgili olarak yaygara et-ti¤i "çözüm paketi"nin imha ve inkara dayal› siyasetin üze-rine bina edildi¤i bir kez daha ortaya ç›kt›. AKP hükümeti 80küsur y›ld›r sürdürülen resmi politikay› derinlefltirerek sür-dürdü¤ünü ispatlad›.

21 flubat tarihinde yap›lan MGK toplant›s›ndan, ABD em-peryalizminin de s›kl›kla telkin etti¤i üzere Güney Kürdis-tan'daki bölgesel Kürt yönetimi ile resmi düzeyde temasa geçil-mesi, Irak ile iliflkilerin art›r›lmas› ve Güney ile Kuzey aras›n-daki bölgede bulunan PKK denetimindeki alanlara yönelik ka-ra operasyonu gerçeklefltirilmesi karar› ç›kt›. MGK toplant›s› ilebirlikte, uzun zamand›r Güney Kürdistan s›n›r›na y›¤›nak ya-pan ve hava sald›r›lar›yla zaten s›n›r ötesi operasyonu bafllat-m›fl olan Türk ordusu, Güney Kürdistan s›n›rlar›ndan içeri gir-di. Türk ordusunun s›n›rdan Güney Kürdistan içlerine do¤ruilerlemesi ile birlikte HPG (Halk Savunma Güçleri) gerillalar›ile Türk ordusu aras›nda fliddetli çat›flmalar meydana geldi.

Kara operasyonu psikolojik savafl

ile destekleniyor

Gerilla karfl›s›nda askeri olarak üstünlük kurmay› baflara-mayan Türk ordusu, daha önceki s›n›r ötesi harekatlar›ndaoldu¤u gibi kay›plar vermeye bafllad›. Kuzey Kürdistan s›n›r-lar› içerisinde yapt›¤› operasyonlarda dahi bir üstünlük kur-may› baflaramam›fl olan Türk ordusu, flimdi özellikle ABDemperyalizminin kontrolü alt›nda bir operasyon gerçekleflti-rerek sözde kahramanl›k nidalar›yla halk› aldatmay› sürdü-rüyor. Yap›lan operasyonlarla Kürt ulusal sorununun özühalk kitlelerinden gizlenmek istendi¤i gibi, sorun bir asayiflsorununa indirgenerek ve milliyetçi duygularla köreltilmifl bi-linçlere hitap eden "öldür, yok et, ez..." türünden söylemlerlekitlelerin bilinçleri bir kez daha kirletilmektedir. Askeri yön-temlerle bir sonuç al›namayaca¤›, bunun gerici sistemin birpolitikas› oldu¤u ortadad›r. Zaten Türk ordusunun gerilla

karfl›s›nda askeri manada bir baflar›s› da söz konusu olma-makla birlikte, bu konuda gerillan›n Türk ordusunu epey zor-lad›¤› tarihte de ispatl›d›r. Bugüne kadar defalarca s›n›r ötesioperasyon gerçeklefltirdi¤i bilinen Türk ordusunun yine buoperasyonlardan askeri bak›mdan hiçbir sonuç elde edeme-di¤i de ortadad›r.

Türk ordusunun flubat ay›n›n son haftalar›nda bafllatt›-¤› bu kara operasyonu da, her ne kadar ABD emperyalizmi-nin aktif deste¤i alt›nda yap›l›yor olsa da gerilla karfl›s›ndabir baflar› elde edememektedir. Ve zaten esas amac›n bu ol-mad›¤› da burjuva medyada üstü örtülü bir flekilde dillendi-rilmektedir.

‹flte AKP'nin 'çözüm paketi':

PKK tasfiye edilecek, Irak-Güney Kürdistan ileiliflkiler art›r›lacak

MGK toplant›s›ndan ç›kan ve AKP hükümetinin son za-manlarda s›kl›kla yaygaras›n› etti¤i 'çözüm paketi'nin de flek-lini belli eden karar›n Güney Kürdistan bölgesel yönetimi veIrak ile iliflkilerin art›r›lmas› oldu¤u aç›kland›. Kürdistan'›ndört bir parças›nda etkin olan PKK varl›¤›n› tasfiye etmek is-teyen Türk devleti, ABD emperyalizminin kontrolü alt›nda,efendisinin verdi¤i roller kapsam›nda bir yönelim içerisindebulunuyor. Bu kapsamda kendilerinin de ürkekçe bahsinieder hale geldikleri Kürt sorununun çözümü için nas›l bir 'çö-züm paketi' haz›rlad›klar› da belli oldu. Bu paketin ana hal-kas›nda ABD emperyalizminin Ortado¤u co¤rafyas›ndaki he-gemonya savafl› ile ilgili ç›karlar› ve devrimci bir ulusal hare-ket olan PKK hareketinin demokratik, meflru mücadelesinintasfiye edilmesi hedefinin yer ald›¤› ortaya ç›kt›.

Türk devleti PKK'yi tasfiye etmek isterken, art›k inkaredemedi¤i Kürt sorunu için de, ABD emperyalizminin ç›kar-lar› ile de ortaklaflarak Irak-Güney Kürdistan'la iliflkilerini yo-¤unlaflt›rmay› planl›yor. 'Çözüm paketi'ni operasyon ile açanTürk devleti, afliret lideri diyerek küçümsedi¤i Irak DevletBaflkan› Celal Talabani'yi bu s›fatla üst düzey resmi bir ziya-

ret için davet etti ilk defa. Bunun yan› s›ra bölgesel Kürt yö-netimi ile de görüflmeler gerçeklefltiriliyor. fiimdi yürütülen s›-n›r ötesi kara operasyonu da ABD'li askeri yetkililer, bölgeselKürt yönetimine ba¤l› peflmerge kuvvetlerinin yetkilileri veTürk ordusunun yetkilileri aras›nda yap›lan görüflmeler ilesürdürülmektedir. Emperyalist ABD, 5 kas›m tarihinden iti-baren aktif bir flekilde Türk ordusunun operasyonlar›na des-tek verirken, bölgesel Kürt yönetimi de Kürt halk›n›n operas-yonlara verece¤i tepkiyi dengeleyecek bir siyaset sürdürmek-le birlikte, esasta Türk devletinin ve ABD emperyalizminin ç›-karlar›na hizmet eden yaklafl›m sergilemektedir.

S›n›r› geçen Türk devleti Güney

Kürdistan'da etkinli¤ini art›rmak istiyor

Daha önceleri Türk devletinin s›n›r ötesi operasyon yap-mas›na karfl› ç›kan ABD ve baz› emperyalist ülkeler, TayyipErdo¤an'›n 5 kas›mda yapt›¤› Bush görüflmesinin ard›ndanbu tav›rlar›nda topluca de¤ifliklik yapt›lar. ABD bu görüflme-nin ard›ndan Güney Kürdistan'›n kuzey bölgelerinde bulu-nan PKK denetimindeki bölgelerin üzerinde casus uçaklar›n›uçurmaya ve Türk devletine PKK hakk›nda istihbarat deste¤isunmaya bafllam›flt›. Bölgesel Kürt yönetimine ba¤l› binlercepeflmerge de PKK'nin denetimindeki bölgelere s›n›r olanalanlara kayd›r›lm›flt›.

fiubat ay›nda bafllayan kara operasyonu ile emperyalistülkelerden Türk devletine yap›lan tek uyar› ise k›sa süredegeri dönülmesi ve bölgesel Kürt yönetimi ile karfl› karfl›ya ge-linmemesi için operasyonun kapsam›n›n s›n›rl› tutulmas›fleklindeki telkinlerden ibaret oldu. Türk devleti de PKKkamplar›na yönelik sald›r›lar›n› tamamlad›ktan sonra geridönece¤ini söylese de, PKK'nin bu bölgedeki etkinli¤ini tek-rar eski düzeyde sürdürememesi için baz› bölgelere yerleflile-ce¤i fleklindeki görüfller de mevcut. Yap›lan yorumlarda esasolarak Türk devletinin s›n›r ötesi operasyon ile Güney Kür-distan bölgesinde ekonomik ve politik olarak etkinli¤ini art›r-ma çabas›nda oldu¤u belirtiliyor.

MKP’den aç›klama; “Mücadele bayra¤›n› yükselt”MKP Siyasi Bürosu biraç›klama yay›mlaya-

rak karfl› devrimintopyekün savafl

seferberli¤ine,emperyalisthaydutlar›nve faflisttürk devle-tinin sald›-r › l a r › n akarfl› “mü-

cadele bay-ra¤›n› yük-

selt” ça¤r›s›n›kamuoyuna dek-

lare etti.fiubat ay›nda yay›m-

lanan bildiride, Türk devletininemperyalist-kapitalist sistemin yap›sal kirizleri nede-niyle her geçen gün kendi sonuna bir ad›m daha yak-laflt›¤› kaydedilerek, “Birkaç tekelin elinde yo¤unla-flan ve bütün dünyaya yay›larak imparatorlu¤unu te-sis etmek amac›yla yol alan finans kapital, dünya

emperyalist güçlerini karfl› karfl›ya getirmeye devam

ediyor. ‹kinci Emperyalist Paylafl›m Savafl›’n›n aka-

binde görünürde sona eren, ancak perde arkas›nda

her daim farkl› araçlar ve yöntemlerle devam eden

emperyalist güçler aras› rekabet-çat›flma, bugün I. ve

II. emperyalist paylafl›m savafllar› öncesini an›msa-

t›rcas›na yeniden sahne almaktad›r.” denildi. Emper-

yalistler aras›nda k›sa vadede yeni bir paylafl›m sa-

vafl›n›n patlak verece¤i biçimindeki yorumlamalara

mevcut koflullar›n izin vermedi¤ini aktaran aç›kla-

mada, “Zira dünyay› paylaflmak ve imparatorluklar›-

n› tesis etmek için iki büyük savaflta karfl› karfl›ya ge-

len emperyalist güçler, nükleer silahlar›n bu denli

yayg›nlaflt›¤›, yap›sal krizler nedeni ile her birinin k›-

r›lganlaflm›fl oldu¤u, çeliflkilerin henüz gerçek mana-

da askeri bir ringe ç›k›fl› dayatmad›¤› verili durumda,

bu çeliflki ve çat›flmalar›n› askeri çat›flmalardan öte

ekonomik ve siyasi çat›flmalar üzerinden yürütmeyi

ye¤lemektedirler.” ifadelerine yer verildi.Milli Güvenlik Kurulu (MGK)’nun toplant› ka-

rarlar›n›n proletarya, ezilen ulus ve halklara, onlar›nmücadelelerine karfl› savafl ilan› oldu¤unu vurgula-yan aç›klamada, “Haks›z ve gerici savafl›n yürütücü-sü MGK’n›n 21 flubat tarihli toplant› sonuçlar› önü-

müzdeki süreçte proletarya, ezilen Kürt ulusu vehalklara yönelik topyekün savafl seferberli¤inin det›rmand›r›larak sürdürülece¤ini göstermektedir. Ay-r›nt›lar› kamuoyu ve kitlelerden gizli tutulan MGKtoplant›s›n›n komuoyuna yans›yan sonuçlar› “terör-le mücadele” ad› alt›nda sald›r›lar›n artaca¤›na ifla-ret etmektedir. Türk hakim s›n›flar› ABD emperyaliz-minin de deste¤iyle proletarya, ezilen Kürt ulusu,az›nl›k milliyetler ve halklar›m›za yönelik sald›r› se-ferberli¤inde esasta uyum içerisindedirler. Hükü-metle ordu aras›nda bir süredir devam eden çeliflkiflimdilik belirleyici bir yerde durmamaktad›r. Burju-va feodal faflist diktatörlük, MGK kararlar›na dayans›t›ld›¤› gibi sald›r›lar›n› fliddetlendirerek sürdür-me konusunda ortak bir mutabakat yakalam›fl du-rumdad›r.” diye belirtildi.

Kürt ulusunun devrimci mücadelesinin destek-lenmesinin önemine vurgu yap›lan aç›klamada,“Kürt ulusuna ve PKK’ye karfl› emperyalist güçlerinöncülü¤ünde, onlar›n deste¤i, onay› ve icazeti ilebafllat›lan imha sald›r›lar›, bölgede yarat›lmak iste-nen emperyalist oluflumun mihenk tafl› durumunda.DTP’nin kapat›lmak istenmesi, üyelerinin ve bafl-kanlar›n›n tutuklanmas›, Kürt ulusunun bas›n yay›n

organlar›n›n aral›ks›z bir flekilde kapat›lmas›, Kürt

ulusunun susturulmaya çal›fl›lmas› ve son olarak

PKK’ye karfl› gerçeklefltirilen imha sald›r›lar›na;

Kürt, Türk, Ermeni, Laz, Gürcü çeflitli ulus ve az›n-

l›k milliyetlerden ezilen halklar›n birli¤i ve kardeflli-

¤i fliar› ile pratikte yan›t olmak içerisinde bulundu-

¤umuz sürecin ertelenemez görevidir.” denildi. Aç›k-

lamada son olarak flunlar dile getirildi: “Partimiz

Maoist Komünist Partisi bu bilinçle karfl› devrimin

topyekün savafl seferberli¤ine karfl› baflta proletarya

olmak üzere ezilen ulus ve halklar›m›z› tam bir da-

yan›flma içerisinde mücadeleye ça¤›r›rken, partimiz

önderli¤inde sürdürülen Halk Savafl›'n›n baflta geril-

la olmak üzere de¤iflik mevzilerinde komünizm bay-

ra¤›n› yükseltme, faflist Türk devletinin Güney Kür-

distan'daki askeri operasyonlar›na karfl› ç›karak

Kürt ulusunun devrimci-demokratik mücadelesini

destekleme görevini yineler.”

Aç›klama “Kahrolsun emperyalizm, feodalizm,

faflizm ve komprador bürokratik kapitalizm”, “Ya-

flas›n proletarya enternasyonalizmi”, “Yaflas›n halk-

lar›n kardeflli¤i”, “Yaflas›n Halk Savafl›” sloganlar›

ile son buluyor.

Page 5: 1 - 16 Mart 2008 - Sayı 128

GÜNCEL 1-16 Mart 2008 5

BÖLGEDE ‹SLAM‹ ÖRGÜTLER AKT‹FLEfiT‹R‹L‹YOR

‘Önce Müslüman sonra Kürt’üm’Türk devletinin Türkiye-Kuzey Kür-

distan'da PKK'nin varl›¤›n› tasfiye etmekamac›yla baflvurdu¤u yöntemlerden biri-si de, daha önce devlet taraf›ndan besle-nerek büyütülen, sonras›nda devletinbafl›na a¤r› olunca tasfiyesine giriflilenHizbullah örgütlenmesinin yeniden fark-l› yöntemlerle canland›r›lmas› oldu.

90'l› y›llarda Kürt ulusal hareketinekarfl› fiilen bir savafl örgütü olarak örgüt-lenen ve say›s›z katliamlar gerçeklefltirenHizbullah, 2000 y›l›nda yap›lan devletoperasyonlar› ile darbe alm›fl, birçokkadrosu tutuklanm›flt›. Bu dönemde tu-tuklanan birçok Hizbullah militan› yinePKK'nin tasfiyesi için haz›rlanan ancakfiyaskoyla sonuçlanan 'piflmanl›k yasa-s›'ndan faydalanarak d›flar› ç›km›flt›. Bugeliflmeyle birlikte 2003 y›l›nda bir kararalan Hizbullah, bundan böyle silahl›mücadele ile aras›na mesafe koymaya veyasal kurumlarla örgütlenmeye a¤›rl›kvermeye bafllad›. Daha önceleri asker vepolis denetiminde katliamlar gerçeklefl-tirdikleri Kuzey Kürdistan'da bu sefervak›f, dernek, sendika, yurtlar ve özelokullar ile örgütlenmeye a¤›rl›k veriyor-lar. 2003 y›l›ndan bu yana hükümettebulunan AKP, Kuzey Kürdistan'da Kürt

ulusal hareketinin etkisini azaltmak vebu bölgedeki etkinli¤ini art›rmak ama-c›yla halk›n dini özelliklerini kullananbir örgütlenmeye giriflerek bölgede Hiz-bullahlafl›yor. Sürekli bölgeye yapt›klar›yat›r›mlarla övünen AKP hükümeti, ger-çekte bu bölgede yaflayan halk› gittikçebir sefalete sürüklüyor, muhtaç hale ge-tiriyor ve bunun ard›ndan da yapt›¤› kö-mür, makarna yard›mlar›yla oy toplama-ya çal›fl›yor. Yap›ld›¤› söylenen yat›r›m-lar ise yo¤unluklu olarak devletin güven-li¤i amac›yla yap›lan askeri yat›r›mlar-dan ibaret.

Hizbullah'›n bu yeni yönelimi MilliGüvenlik Kurulu (MGK) toplant›lar›nasunulan raporlarda da yer almas›na ra¤-men, üstelik de son günlerde devletinsözde laikli¤i üzerine f›rt›nalar kopart›l›r-ken, dini temelli bu örgütlenme yöneli-minin engellenmesi için bir çaba göste-rilmiyor. PKK'yi hala daha tehlikeli bu-lan Türk devleti, Hizbullah'›n bu yeniyönelimine yeniden göz yumuyor, onuyeniden besliyor. Kürt ulusal hareketininbölge halk›nda mücadeleye ba¤l› olarakyaratt›¤› kültüre ait söylemleri de kulla-nan Hizbullah'›n bölgedeki slogan› ise;'Önce Müslüman’›m, sonra Kürt’üm'.

ELAZI⁄- J‹TEM'in kaç›rarak katletti¤i ‹HD Elaz›¤fiube Baflkan› Av. Metin Can ve Dr. Hasan Kaya,Elaz›¤ Asri Mezarl›¤›'nda düzenlenen törenle an›ld›.

1993 y›l›nda ‹HD Baflkan› olan Av. Metin Canile Dr. Hasan Kaya, 21 flubat tarihinde J‹TEM ta-raf›ndan kaç›r›lm›fl ve bir hafta sonra Can ile Ka-ya'n›n cans›z bedenleri Dersim'in giriflindeki Di-nar Köprüsü’nün alt›nda elleri arkadan telle ba¤-lanm›fl ve kafalar›na birer kurflun s›k›lm›fl haldebulunmufltu.

Elaz›¤ Asri mezarl›¤›nda bulunan Can ve Ka-ya'n›n mezarlar› bafl›nda bu y›l da anma töreni dü-zenlendi. 24 flubat tarihinde, aralar›nda ‹HD GenelBaflkan› Hüsnü Öndül, ‹HD MYK üyeleri ve çeflitliillerin ‹HD baflkanlar›n›n bulundu¤u kalabal›k kit-le, mezarl›k giriflinde bir araya gelerek, Can ve Ka-ya'n›n mezarlar›na kadar "fiehit namirin", "Katillerhalka hesap verecek", "Katiller bulunsun, hesap so-rulsun" fleklinde sloganlar atarak yürüdü. Yakala-r›nda Can ve Kaya'n›n resimlerini tafl›yan kitle,Can ve Kaya'n›n mezarlar›na karanfiller b›rakt›.Anma töreninde ‹HD Elaz›¤ fiube Baflkan›’n›n yan›s›ra ‹HD Genel Baflkan› Hüsnü Öndül de katledi-len Can ve Kaya ile ilgili bir konuflma yapt›.

J‹TEM'in katletti¤i ‹HD Baflkan› Can ve Kaya an›ld›

'Türk ordusu batakl›¤a sapland›'

Türk ordusunun 21 flubat tarihindebafllatt›¤› kara operasyonu, Kuzey Kür-distan'da sürdürdü¤ü haks›z savafl› dahaüst boyuta t›rmand›rd›. Savafl›n boyutu'düflük yo¤unluklu savafl' durumunu aflt›.Önce savafl uçaklar› ile bombalar ya¤d›-r›lan Güney Kürdistan topraklar›na busefer de karadan binlerce asker ve tank,top, sald›r› helikopteri ile topyekün birsald›r›ya giriflildi. Uzun zamand›r böylebir operasyonu bekledi¤ini ve haz›rl›kla-r›n› yapt›¤›n› aç›klayan PKK ise, gerçek-ten de söyledi¤i gibi, ABD'nin destek ver-di¤i ve Türk ordusunun seçme birlikleri-nin de kat›ld›¤› bu kapsaml› operasyonahaz›rl›kl› oldu¤unu gösterdi. Gerilla kar-fl›s›nda bir kez daha baflar›s›z kalan Türkordusunun operasyonu bir Korgeneral,iki Tümgeneral ve 8 Tu¤general taraf›n-dan komuta ediliyor. HPG genel komuta-n› Bahoz Erdal, Türk ordusu için "batak-l›¤a sapland›lar" yorumunu yapt›.

Çiya Refl'te Türk ordusunaa¤›r darbe

Türk ordusunun s›n›r ötesi kara ha-rekat›na bafllad›¤› ilk günlerde ald›¤› enbüyük darbe, 22 flubat tarihinde operas-yon kuvvetlerinin Hakkari’nin Çukurcailçesine ba¤l› Sêvê ve Herekol s›n›r hat-t›ndan HPG'nin kontrolündeki Çiya Reflalan›na kadar ilerlemesinden sonra bu-rada gerillalar taraf›ndan etkili bir flekil-de vurulmas›yla gerçekleflti. Bu eylemdeHPG'nin yapt›¤› bilgilendirmeye göre 22asker öldürüldü.

Bafllad›¤› ilk günlerden itibaren flid-detli çat›flmalara sahne olan kara ope-rasyonu ile ilgili bilgiler Türk Genelkur-may› taraf›ndan bilinçli olarak çarp›t›l›-yor ve burjuva bas›n bu haberleri man-flet yaparak halk› aldat›yor. Operasyo-nun üzerinden geçen bir hafta sonundabir bilanço yay›mlayan HPG ise, Türkordusunun kay›plar›n›n bas›nda verilen-lerin aksine 100'ü geçti¤ini ve sadece 5gerillan›n yaflam›n› yitirdi¤ini aç›klad›.

Gizlenen asker cenazeleri aske-

ri hastanelerde bekletiliyorTürk Genelkurmay› yapt›¤› aç›kla-

malarda gerçekleri gizlese de, bölgedengelen haberler bunu yalanlamaya yeti-yor. Kara operasyonu s›ras›nda yaflam›-n› yitiren askerlerin cenazeleri Hakkari,fi›rnak ve Amed'deki askeri hastaneleregetiriliyor ve morglarda tutularak ailele-rine dahi teslim edilmiyor. Bölgedekihastaneler ve ambulanslar›n yo¤un trafi-¤i de bunu gösteriyor.

Mevsim flartlar›ndan kaynakl› ola-rak, kar ve so¤uk hava nedeniyle de as-kerler savafl d›fl› kal›yor. HPG taraf›ndanyap›lan bir bilgilendirmede yaralanan 3askerin so¤uk hava flartlar› nedeniyledonarak yaflamlar›n› yitirdikleri belirtil-di. Ayr›ca süren fliddetli çat›flmalar nede-niyle Türk ordusu kay›plar›n› çat›flmaalanlar›ndan toplamakta da zorlan›yor,öldürülen askerlerini alabilmek için köy-lülerden yard›m istiyor.

Devletin böbürlendi¤i BordoBereliler gerillaya av oluyor

Türk devletinin sürekli olarak övdü¤üTürk ordusuna ba¤l› özel birlikleri s›n›rötesi kara harekat›nda bir sonuç almayayetmedi. Tam tersine çat›flmalarda ölen-ler aras›nda rütbeli subaylar bulunuyor.Türk ordusunda 'bordo bereli' olarak ad-land›r›lan özel birliklerin de kat›ld›¤› karaharekat›nda ölen binbafl› rütbesindeki 12y›ll›k 'Bordo Bereli' de bunun örne¤i ol-du. PKK yöneticilerine nokta operasyon-lar› düzenlemeleri için helikopterlerdenaraziye at›lan bu askerler, gerillan›n ara-zideki hareketi karfl›s›nda aciz durumadüflüyor ve gerillaya av olmaktan kendi-lerini kurtaram›yorlar. Operasyon s›ra-s›nda Genelkurmay'›n verdi¤i bilgileredayanarak haber yay›n yapan burjuva

bas›nda yer alan haberlerde dahi baz›bölgelerde nokta operasyonlar için b›ra-k›lan birliklerle irtibat›n koptu¤u yönün-de bilgiler yer al›yor.

Operasyona korucular da

dahil ediliyorTürk ordusu bir taraftan “seçkin bir-

liklerle operasyonu yürütüyoruz” aç›kla-malar› yapadursun, operasyona dahiledilen Kuzey Kürdistanl› korucular dat›pk› seçkin askerler gibi bir bir "flehit"düflüyor. Operasyonun ilk günlerinde 3korucunun öldürüldü¤ü bildirildi. Ope-rasyona kat›lmak istemeyen korucularise gözalt›na al›narak, bask› görüyor.

HPG gerillalar› Zap'ta bir

Kobra helikopteri düflürdüHPG gerillalar› sald›r› helikopterleri

eflli¤inde operasyonunu sürdüren Türkordusuna ait bir kora helikopterini dü-flürdü. Helikopterde bulunan üste¤menrütbesindeki iki asker de öldü. Askerle-rin öldü¤ünü kabul eden Türk Genelkur-may›, helikopter için "bilinmeyen bir se-beple k›r›ma u¤rad›" ifadelerini kulland›.

Halk tanklar›n birliklerindenç›kmas›na izin vermedi

Türk ordusunun Güney Kürdistan'›nBatufa, Barmeni bölgelerinde konufllan-m›fl olan askeri birliklerinde bulundur-du¤u tanklar›n operasyon bölgelerinehareket etmeleri halk taraf›ndan engel-lendi. Türk ordusu ile halk aras›nda ya-flanan gerginlik peflmergelerin araya gir-mesi ile önlenirken, operasyona gitmesiplanlanan tanklar birliklerine geri dön-mek zorunda kald›.

Türk ordusu içindeki Kürt

askerlerin hayat› tehlikede Gerilla karfl›s›nda acizleflen Türk or-

dusunun mensuplar›, zorunlu uygulamanedeniyle askere giden Kürt askerlerdenintikam al›yor.

fi›rnak Tabur Komutanl›¤›'nda s›rt›-na ald›¤› kurflunla yaflam›n› yitiren ‹s-mail Toptafl için ailesine 'o¤lunuz intiharetti' denildi. Samsun'daki acemi birli¤i-nin ard›ndan fiubat ay›nda fi›rnak TaburKomutanl›¤›'na teslim olan BitlisliToptafl, yaklafl›k iki hafta sonra s›rt›naald›¤› kurflun yaras›yla yaflam›n› yitirdi.Toptafl'›n yak›nlar› ise, olay›n ard›ndantelefon eden bir kiflinin, "Bizi tabur içeri-sinde tarad›lar. Haberiniz olsun" dedi¤i-ni belirtiyor. Toptafl'›n ‹stanbul'da bulu-nan evine gelen bir albay, Toptafl'›n ba-bas›na "O¤lunuz k›flla içerisinde intiharetti" dedi. Albay ayr›ca, "O¤lunuz flehitde¤ildir. Cenazenizi teslim al›n ve sessizsedas›z gömün. Herhangi bir dava aç-may›n. Bas›na da bilgi vermeyin. Aksitaktirde yard›m alamazs›n›z" dedi.

Barzani: PKK ile Türkiye ara-

s›nda taraf de¤ilizFedere Kürdistan Bölgesi Baflkan›

Mesud Barzani, Türk ordusunun sürdür-dü¤ü operasyonda yerleflim birimlerineyönelik müdahale halinde 'genel savun-ma' talimat› verildi¤ini söyledi. Türk dev-leti ile PKK aras›nda taraf olmayacakla-r›n› da belirten Barzani, "Ancak Kürdis-tan Bölgesi vatandafllar›na ya da yerle-flim bölgelerine yönelik her sald›r› karfl›-s›nda genel savunma için gerekli emirverildi ve bunun için bütün haz›rl›klaryap›ld›. fiimdi Türkiye'nin sald›r›lar›n›nas›l niyetinden flüphemiz var. Sald›r›la-r›n as›l amac› PKK de¤il, Kürdistan Böl-gesidir. E¤er böyle olmasa, vatandaflla-r›n istifade etti¤i ve bölgenin derinlikle-rindeki yerleflim yerlerinde bulunan köp-rülerin y›k›lmas›n›n PKK ile ne alakas›var?” dedi.

Türk ordusunun s›n›r ötesi kara harekat›na bafllad›¤› ilk günlerde ald›-

¤› en büyük darbe, 22 flubat tarihinde operasyon kuvvetlerinin Hakka-

ri’nin Çukurca ilçesine ba¤l› Sêvê ve Herekol s›n›r hatt›ndan HPG'nin

kontrolündeki Çiya Refl alan›na kadar ilerlemesinden sonra burada ge-

rillalar taraf›ndan etkili bir flekilde vurulmas›yla gerçekleflti

‹STANBUL- Haseki'de bulunan Eksen Yay›n-c›l›¤›n merkez bürosu, 18 flubat tarihinde, sa-bah saatlerinde polis taraf›ndan kap›s› k›r›larakbas›ld›. Bask›n s›ras›nda Eksen Yay›nc›l›k çal›-flan› darp edilerek göz alt›na al›nd›, ayr›ca büro-da yap›lan arama s›ras›nda bir miktar para dapolisler taraf›ndan gasp edildi. Eksen Yay›nc›-lk’a yap›lan polis bask›n›, devrimci, demokratbas›n kurumlar› taraf›ndan protesto edilerek,“Bask›lar bizi y›ld›ramaz” denildi.

Galatasaray Lisesi önünde bir araya gelendevrimci, demokrat bas›n kurumlar›n›n çal›flan-lar› ile demokratik kitle örgütü üyeleri, “Bask›,

terör, sansür… Devrimci bas›n susturulamaz!”pankart› açarak polis terörünü protesto etti. Ba-s›n metnini okuyan Eylem Duygu Ça¤lar, dev-rimci ve ilerici kurumlar›n devlet terörüne maruzkald›¤›n› belirterek, “Devletin baflta devrimci-muhalif bas›n olmak üzere tüm medyay› dene-tim alt›na alma politikalar›na her gün yeni yön-temler ekleniyor. Ç›kart›lan bask›c› yasalarla,bas›n-yay›n kurulufllar› bask› alt›na al›nmaya veotosansüre zorlanmaya çal›fl›l›yor” dedi. Ça¤lar,Gündem, At›l›m, K›z›l Bayrak, Yürüyüfl gibi ga-zete ve dergilerin yay›n durdurma ve toplatmacezalar›na maruz kald›¤›n› hat›rlatarak, Eksen

Yay›nc›l›k bürosuna gerçeklefltirilen bask›n için

herhangi bir belgenin gösterilemedi¤ine dikkat

çekti. Sald›r›n›n amac›n›n devrimci ve muhalif

bas›n› engellemek oldu¤unu dile getiren Ça¤lar,

devrimci mücadelenin bu kirli yöntemlerle sus-

turulamayaca¤›n› kaydetti.

Al›nteri, At›l›m, Barikat, Devrimci Hareket,

EHP, Kald›raç, Köz, Odak, Partizan, PDD, Yü-

rüyüfl, K›z›l Bayrak ve gazetemiz çal›flanlar›n›n

kat›ld›¤› eylemde, “Devrimci bas›n susturula-

maz”, “Sansüre geçit vermeyece¤iz” ve “Yaflas›n

devrimci dayan›flma” sloganlar› at›ld›.

“Devrimci bas›n susturulamaz”

‹ZM‹R- Halk Kültür Dayan›flma Derne¤iüyesi Baflak Öztafl’a polisten , “bize ajanl›kyap” dayatmas›. ‹zmir’de faaliyet yürütenHalk Kültür ve Dayan›flma Derne¤i'nin yö-netim kurul üyesi olan Baflak Öztafl çal›flt›-¤› ifl yerinde polisin tehtit ve ajanl›k dayat-mas›na maruz kald›. Konuya iliflkin HalkKültür Dayan›flma Derne¤i taraf›ndan, ‹z-mir ‹nsan Haklar› Derne¤i'nde 23 flubat ta-rihinde bas›n aç›klamas› yapt›. ‹HD flubesinde yap›lan aç›klamada, ülke-mizde devrimci-demokrat kurumlara yöne-lik bask›lar›n halen devam etti¤i vurgulana-rak, “Bizler bu gibi sald›r›lar›n yabanc›s›de¤iliz çünkü ülkemizde bu olaylar münfe-rit olaylar de¤il aksine genel bir durumdur.Bu da ülkemizdeki siyasi iktidar›n niteli¤iy-le alakal› bir durumdur. Emperyalist efendi-lerinin her dedi¤ini büyük bir azim ve gay-retle yerine getiren ve söz konusu emekçilerolunca gaz bombalar›yla coplarla sald›ranbu iktidardan muhaliflerine adil davranma-s›n› bekleyemeyiz zaten.” denildi.emekçi halklar›n, demokratik hak ve talep-lerini dile getirmeye ve bunlar› elde etmeyolunda mücadeleye devam edeceklerinidile getiren aç›klamada son olarak flunlarsöylendi; “Bundan öncede oldu¤u, bundan

sonrada olaca¤› kesin olan bu ve benzerisald›r›lar bizleri mücadelemizde al›koya-mayacakt›r." ‹HD flube baflkan› Lütfü Demirkap›’da ko-nuya iliflkin bir aç›klama yaparak flöylededi. "Arkadafllar bizler ‹nsan Haklar› sa-vunucular› olarak, bu olaylar›n münferitolmad›¤›n› biliyoruz. Ve bu gibi olaylarayabanc› de¤iliz. Biz onlara flunu söylüyo-ruz. Ajana ihtiyac›n›z var ise s›nav aç›n bi-zim çocuklar›m›z› rahat b›rak›n. ‹HD ola-rak bu gibi olaylarda her konuda sizsizle-rin yan›nday›z"

Polisten ajanl›k bask›s›

‹slamc›lar›n temmuz 2006’daAmed’de yapt›¤› miting

Page 6: 1 - 16 Mart 2008 - Sayı 128

EME⁄‹N KÜRSÜSÜ

Dursun BAfiTU⁄

Her iflçi ölümü tadacakt›r

Y›llard›r bu ülkede; devletin hiçbir flekilde denetle-medi¤i, iflgüvenli¤inin al›nmas› için yapt›r›mda bulun-mad›¤›, hatta iflçileri sigortas›z olarak kay›t d›fl› çal›flt›r-malar› için gerekli yasal düzenlemeleri yaparak koru-yup kollad›¤› iflyerlerinde say›s›z iflçi, gözlerden uzakölümlere teslim edildi. Say›s›z tabut kald›r›ld› iflyerle-rinden. ‹smi bilinmeyen say›s›z yarat›c›, say›s›z umuduve gelecek düflüyle so¤uk topra¤›n kuca¤›na b›rak›l›-verdi. Birço¤unun ad› iflçi ölümlerinin yer ald›¤› resmikay›tlara dahi geçmedi ve bu ülkedeki milyonlar, yaniezilen emekçi y›¤›nlar bu ölümlerden bihaber, sömürüçark›n›n kuca¤›na b›rak›verdiler kendilerini.

Böylesine sessiz törenlerle ve geride b›rakt›klar›n›ngözyafllar› ile ölüme u¤urlananlar›, yine iflçilerin katli-am gibi ölümleri ile ancak görebildik ço¤umuz. Davut-pafla’daki kaçak iflyerinde yaflanan patlamada ölen 23iflçinin cans›z bedenleri, y›llard›r devam eden sessiz gi-diflleri bozdu. Gözlerimizdeki perdeyi kald›rd›, çal›flanmilyonlar›n ölümle burun buruna yaflamak zorunda b›-rak›ld›¤›n›, bizlerin de bu milyonlardan biri oldu¤umu-zu ac› içinde kavratt› bizlere. Onlarca y›ld›r sessiz se-das›z saflar›m›zdan ayr›lan kardefllerimizin 盤l›¤›n›duymam›z› sa¤lad›. ‹zbelerde, merdiven altlar›nda, ter-sanelerde kaybolan yaflamlar› gözlerimizin önüne ser-di. Davutpafla’n›n bizlerde yaratt›¤› bu uyand›rma göre-vini ne yaz›k ki Tuzla tersanelerinde kar h›rs›na kurbanverdi¤imiz iflçiler devrald›.

‹flsizli¤in, ekonomik daralman›n yafland›¤› ülkemiz-de, Tuzla her gün biraz daha büyüyor, patronlara kan-la bezenmifl “tatl›” bir kar getiriyor. Ülkeye büyük mik-tarda döviz giriyor, görkemli bir para cenneti ortaya ç›-k›yor. Ama bu cennet, kendisini yaratan iflçilere; sen-dikas›z, sigortas›z, çal›flma güvenli¤i olmayan, ölümleburun buruna, açl›k ve sefaletle kolkola bir yaflam› su-nuyor. ‹flçilerin yaratt›klar› bu cennet, iflçilere sadececehennemi sunuyor ve baflka bir seçenek tan›m›yor.Resmi kay›tlara göre 82 iflçiyi yutan, ama gayri resmi-lerini de katt›¤›m›zda yüzlerce iflçinin yaflamlar›n› tüke-ten Tuzla tersaneleri, kap›s›nda “Her canl› ölümü tada-cakt›r” yazan Zincirlikuyu Mezarl›¤›’n› and›r›yor.

Birbirinin ard› s›ra yaflanan ifl cinayetleri ve halk›nartan tepkisi sonucunda istemeye istemeye Tuzla ter-sanelerinde “denetim” yapan TBMM Araflt›rma Komis-yonu, haz›rlad›¤› raporunda iki sonuç üzerinnde duru-yo: Tersanelerde çok iflçi ölüyor, iflverenler çok parakazan›yor. Yani iflçi ölümleri ile patronlar›n ceplerinegiren paradaki art›fl birbirine paralel bir seyir izliyor.Daha aç›k bir deyiflle iflçi ölümleri artt›kça, patronunkar› da art›yor. Çünkü patron sürekli artan sipariflleridaha k›sa sürede vermek için iflçileri son h›z çal›flt›r›-yor. Yap›lan iflten daha fazla kazanmak için de giderle-rini olabildi¤ince k›s›yor. Tabii ki burada k›s›lan gider-lerin bafl›nda iflçilerin ald›klar› ücret, güvenlik techizat-lar›, sigorta primleri geliyor. Kar h›rs› ile sigortas› yap›l-mayan, ifl güvenli¤i al›nmayan, sosyal güvencesi olma-yan, ço¤unlu¤u tafleron iflçiler olmak üzere binlerce ifl-çi ölümüne bir çal›flma temposunun içerisine sokulu-yor. ‹flçilere sigorta yapmayan patronlar, “Azrail”i kad-rolu eleman olarak istihdam ediyorlar. Sonuç; kararanyaflamlar, kanla boyanm›fl gemiler oluyor, sonuç öleniflçiler oluyor. Ama ölümlerin ad› hep “ifl kazas›” ve“kader” olarak kal›yor. “Kaza”y›, “kaderi” sorgulayanla-ra Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakan›; iflçilerin güven-lik önlemlerine uymad›klar› dolay›sla ölümlerin sorum-lular›n›n kendileri olduklar›n› söyleyerek yan›t veriyor!

Tersane sahibi olan AKP milletvekili Hasan KemalYard›mc›, suçlar›n› bildikleri için konuflmaktan kaç›-nan, kendilerini gizleyen di¤er tersane sahiplerinin ak-sine ‘hem suçlu he de güçlü’ bir flekilde bas›n›n karfl›-s›nda sözlerini s›ralamaktan imtina etmiyor: “‹flçileri-mize kemer veriyoruz, takm›yorlar. Baret veriyoruz,kullanm›yorlar”. ‹flçiler ise tersini söylüyorlar; “Bareti-miz yok, çöpten toplanm›fl eski-k›r›k baretler veriyor-lar, ki onlar da üç befl tane. ‹flyerlerinde, en kalitelisi30 YTL olan güvenlik kemeri bile yok”.

Tuzla’da, ülkemizin en büyük kompradorlar›ndanKoç ailesinin de bir tersanesi var. RMK isimli bu tersa-nede bin 300 iflçi çal›fl›yor. Bunlar›n bin 100’ü tafleronve günlük ortalama 22 YTL’ye, sigortas›z, kay›td›fl› ça-l›fl›yorlar. Yani tafleron flirketlerin iflçileri sömürme, on-lar›n haklar› gaspetme hususunda izledikleri yöntemle-ri büyüklerinden ö¤reniyorlar. Koç’u, Sabanc›s› Yar-d›mc›s› ile büyükler, devletle ve küçüklerle kolkola ifl-çileri öldürmeye devam ediyorlar. Sömürü düzeni,yüzlerce y›l öncesini an›msat›rcas›na ac›mazl›¤›n› ko-nuflturmaya, kan paras› kazanmaya devam ediyor. ‹fl-çiler ölüyor, kol kola yürüyen sorumlular büyüyor, zen-ginlefliyor. Bu zincirleme durum kendisi y›llard›r varediyor. Bugün sessizlik içinde gömülenler, emeklerineyabanc›laflt›r›lanlar, makineye esir edilenler, alt›ndaezilecek gemiler yapalanlar, ezilen yoksul milyonlarkendi iktidarlar›n› kurmad›klar› sürece de var olmayadevam edecek. Lüks yatlar›n alt›nda gizlenen cinayet-lerle gündeme gelen Tuzla tersaneleri ve iflçileri, halensesi duyulmayanlar ad›na hayk›r›yor: Bu kölelik düze-nini hayatlar›m›z›, umutlar›m›z›, gelece¤e dair düflleri-mizi y›k›yor. Bu kölelik düzenini y›kal›m.

EMEK-HABER1-16 Mart 20086

Avrupa Birli¤i standartlar›na uyumad› alt›nda ekim 2006'da çakart›lan To-hum Yasas› sonucu fiyatlar› alt›n› bilesollayan tohumlar, köylülü¤ü iflas nok-tas›na tafl›yor.

AB tohum standartlar› do¤rultusundahaz›rlanan ve köylülerin kendi ürettikleritohumlar›n›n ekiminin cezalarla engel-lenmesinin ard›ndan ithal edilmesi zo-

runlulaflt›r›lan tohumlar›n fiyatlar› s›n›rtan›m›yor. Tohum yasas›n›n onaylanma-s›n›n ard›ndan dönemsel olarak yerliüreticiyi koruma ad› alt›nda ithal tohum-lardan vergi al›nmad›, fakat daha sonrabu vergi yasas› kald›r›l›nca yüzde 30'lukbir zam yap›ld›. Yasa tekrar uygulanma-ya baflland›ysa da bir fley de¤ifltirmedi,yap›lan yüzde 30'luk zam kald›r›lmad›.

Köylüyü tohum al›m›nda yüzde 95 ora-n›nda d›fla ba¤›ml› hale getiren yasalarsayesinde alt›n, geneti¤iyle oynanan vebunun da maliyetini oldukça art›rd›¤› to-huma yetiflemiyor. Serbest piyasada 1gram alt›n 35.50 YTL'den ifllem görür-ken, hibrit çeri domates tohumunun gra-m› 117 YTL'den sat›l›yor. Piyasada, için-de bin adet 3 graml›k hibrit çeri domate-

si tohumu bulunan paket 350 YTL, binadetlik 5 gram a¤›rl›¤›ndaki hibrit patl›-can tohumu 135 YTL, 3 graml›k bin adetoturak domatesi tohumu 50-80 YTL, se-ral›k hibrit patl›can tohumunun bin adet-lik paketi de 120 YTL'den sat›l›yor.

Bu fiyatlar karfl›s›nda iflas etmemekiçin direnen köylüler tohum almaktanvazgeçip fide al›m› yap›yorlar.

Emperyalist tekellerin IMF eliyle haz›r-lad›klar› ve AKP’den yürürlü¤e sokmas›n›istedikleri Sosyal Sigortalar ve Genel Sa¤l›kSigortas›, Meclis’ten geçmeyi beklerken, ül-kenin birçok yerinde alanlara ç›kan iflçi,emekçiler yasan›n geri çekilmesini istiyor.

Daha önce Meclis’e sunulan ve Anaya-sa Mahkemesi’nin birçok maddesini iptaletti¤i Sosyal Sigortalar ve Genel Sa¤l›k Si-gortas› Yasa Tasar›s›, halk›n karfl› ç›kmas›-na karfl›n AKP’nin gündeminden düflmüyor.Emperyalist tekellerin IMF eliyle haz›rlad›k-lar› ve devletten yürürlü¤e sokmas›n› iste-dikleri $$G$$ ile, iflçi ve emekçilerin onlar-ca y›ld›r can bedeli mücadelelerle kazand›k-

lar› sa¤l›k ve sosyal güvenlik haklar› ellerin-

den al›nmak isteniyor. Emperyalizmin neo-

liberal politikalar›n›n bir parças› olan ka-

munun tasfiyesi ve kamunun elindeki tüm

kurum-kurulufllar›n özellefltirme ad› alt›nda

uluslararas› sermayeye ve onlar›n ülkemiz-

deki piyonlar›na peflkefl çekilmesi suretiyle

devletin küçültülmesi hamlelerinin bir ürü-

nü olan $$G$$ Tasar›s›, sa¤l›k ve sosyal gü-

venlik alan›na dönük genifl bir sald›r› niteli-

¤ini tafl›yor. Söz konusu tasar› ile:

Emeklilik yafl› kad›n ve erkeklerde 65’e

ç›kart›lacak,

Emekli olmak için gerekli prim günü 7

binden 9 bin güne ç›kart›lacak,

Emekli maafllar› yüzde 2 oran›nda azalt›-lacak,

Emekli olduktan sonra çal›flanlara emek-lilik maafllar› ödenmeyecek,

Sigortal›n›n ölmesi halinde yak›nlar›naverilen ölüm ayl›¤› yüzde 50’ye düflürülecek,

Ayl›k geliri 146 YTL olan herkesten sa¤l›kprimi al›nacak,

Lösemi-böbrek yetmezli¤i de dahil olmaküzere her tedavi için ek para ve kat›l›m pay›al›nacak,

Sa¤l›k primi ödense dahi yararlan›lacakhizmetler Temel Teminat Paketi’yle hükü-

met taraf›ndan belirlenecek. Bu paketin d›-fl›nda kalanlar için ek ücret al›nacak.

“Paran kadar sa¤l›k” anlay›flla haz›rla-nan; hastane kap›lar›ndan dönenlerin, pa-ras› olmamas›ndan dolay› tedavi edilmeme-si sonucu ölenlerin, hastanelerde rehin ka-lanlar›n say›s›nda büyük bir art›fl yaratacakolan bu sald›r› ve y›k›m yasas›na karfl› ülke-nin birçok yerinde protesto eylemleri dü-zenleniyor. ‹stanbul, Adana, Mersin, Anka-ra, ‹zmir, Eskiflehir, Edirne, Amed, Sivas,Dersim ve daha birçok yerde sokaklara ç›-kan iflçi ve emekçiler, emperyalist tekellerindayatt›¤› IMF reçetesi olan $$G$$’nin iptaledilmesini istedi.

Ülkemizdeki sigara pazar›nda en bü-yük paya sahip olan TEKEL’in sigara bö-lümü, 22 flubat günü gerçeklefltirilen iha-le sonucunda ‹ngiliz British AmericanTabacco (BAT)’ya sat›ld›. ‹haleye onayverilirse, TEKEL’in sigara bölümü, 1 mil-yar 720 milyon dolar ile British AmericanTobacco (BAT) Tütün Mamülleri Sanayive Ticaret Afi’nin olacak.

TEKEL ‹flçileri fabrikalar›

terk etmiyor

TEKEL’in özellefltirilmesinin ard›n-dan Tek G›da-‹fl sendikas› taraf›ndanal›nan “iflyerlerini terketmeme” karar›-n›n ard›ndan birçok ilde AKP’yi protes-to eden iflçiler, fabrikalarda direniflbafllatt›lar.

‹hale sonucunun aç›klanmas›n›n ar-d›ndan Tek G›da-‹fl üyesi, TEKEL Koor-dinatör Baflmüdürlü¤ü iflçileri, önceAnkara AKP Genel Merkezi’ne, ard›ndanda ihalenin yap›ld›¤› Hilton Oteli’ne si-yah çelenk b›rakt›lar. Otel çevresinde et-ten duvar ören polis iflçileri otele yaklafl-t›rmazken, iflçiler otelin karfl›s›nda ihale-yi protesto ettiler.

Tokat'ta sendika binas› önünde topla-nan Tek-G›da-‹fl Sendikas› üyeleri, Gazi-osmanpafla Bulvar› Ali Yücel Kapal› SporSalonu karfl›s›ndaki AKP Tokat ‹l Bafl-kanl›¤›’na kadar slogan atarak yürüdü.

Burada bir aç›klama yapan Tek G›da-‹fl Sendikas› Tokat fiube Sekreteri Mus-tafa Sa¤soyu, ''TEKEL'in özellefltirilme-sinde nihai görüflmenin bugün tam birkapkaçç› usulü ile yap›lmaya kalk›fl›lm›flolmas›n› fliddetle protesto ediyoruz'' de-di. Aç›klaman›n ard›ndan AKP Tokat ‹lBaflkanl›¤›’na siyah çelenk b›rak›larakeylem sonland›r›ld›.

“TEKEL vatand›r, vatan sat›lmaz”

Bitlis’te ise TEKEL ihalesinin gerçek-

lefltirildi¤i esnada AKP binas› önüne ge-

len TEKEL iflçileri, parti önüne siyah çe-

lenk b›rakarak, ellerinde tafl›d›klar› am-

pulleri k›rd›lar.

Özellefltirme karar› Adana Sigara

Fabrikas› çal›flanlar› taraf›ndan da pro-

testo edildi. TEKEL fabrikas›ndan AKP

binas›na dek yürüyüfl düzenleyen iflçiler,

“TEKEL vatand›r, vatan sat›lmaz”, “AKP

istifa” sloganlar› att›. AKP binas›na yürü-

yen iflçiler, özellefltirmeye izin vermeye-ceklerini ve fabrikalar›na sahip ç›kacak-lar›n› belirterek, siyah çelenk b›rakt›lar.

Samsun'da ise TEKEL'in özellefltiril-mesini protesto etmek için AKP ‹l Baflkan-l›¤›'na siyah çelenk b›rakan TEKEL çal›-flanlar› ile polis aras›nda arbede yafland›.

TEKEL iflçisi direndi, polis sald›rd›

TEKEL’in özellefltirilme ihalesine tek-liflerin verildi¤i 18 flubat günü, ülkenindört bir yan›ndan gelen TEKEL iflçileri,

Ankara’da bulunan Özellefltirme ‹daresiönünde buluflarak ifl yerlerine sahip ç›k-t›. ‹flçilerin sendikaya ra¤men sürdür-dükleri 8 saatlik eylem yolun trafi¤e ka-pat›lmas›n›n ard›ndan polis sald›r›s› ileengellendi.

‹flçiler kötü hava flartlar›na ra¤mengeldikleri Ankara’da yaklafl›k 8 saat bo-yunca “TEKEL vatand›r, sat›lamaz”,“Ankara, Ankara duy sesimizi, bu gelenTEKEL’in ayak sesleri”, “Ölmek var dön-mek yok” sloganlar› ile direndi. Sabahsaatlerinden itibaren Kurtulufl Park›’ndabuluflan yüzlerce iflçi Ö‹B önünde fiili birmiting gerçeklefltirdi. TEKEL için verile-cek tekliflerin netleflmesini bekleyen iflçi-ler bu bekleyiflleri boyunca miting hava-s›nda bir eylem yapt›. Türk-‹fl yöneticisive Tek G›da-‹fl Sendikas› Genel Baflkan›Mustafa Türkel ve eylemi desteklemeyegelen kurum temsilcileri ile milletvekille-rinin çeflitli konuflmalar yapt›¤› eylem16.30’da ihaleye dört kurumun teklif ver-di¤i bilgisinin duyurulmas›n›n ard›ndansendika yönetimi taraf›ndan bitirilmekistendi.

Sendikan›n karar›na kat›lmayan yüz-lerce iflçi Ö‹B önünde direnifle geçerekönce Ö‹B’yi çevreleyen demirlere yük-lendi ve kürsünün önünde oturma eyle-mi yapmaya bafllad›, ard›ndan da ZiyaGökalp Caddesi’ni trafi¤e kapad›. ‹flçilerzorlu koflullara ra¤men kararl› bir tav›rlaeylemi devam ettirerek direnifle geçtikleris›rada Tek G›da-‹fl yöneticileri eylem ala-n›n› terk etti. Uzun süren direnifl boyun-ca polisle iflçiler aras›nda s›k s›k arbedeyafland›, polis gaz bombalar› ve tazyiklisu ile iflçilere sald›rd›. Akflam saatlerindeiflçiler uzun süren bekleyiflin ard›ndan ifl-yerlerini satt›rmamak için sonuna kadarmücadele edeceklerini duyurarak eylem-lerine son verdiler.

Tohum fiyatlar› alt›n fiyat›n› geçti

G$$’ye karfl› sosyal güvenlik hakk›m›za sahip ç›kal›m

TEKEL sigara fabrikalar› ‹ngiliz BAT’a sat›ld›

Page 7: 1 - 16 Mart 2008 - Sayı 128

ÖNCÜ KADIN

Rojda DEM‹R

8 Mart’›n k›z›ll›¤›nda

kad›nlaflmak için alanlara!

Bir 8 Mart sürecinin daha arifesindeyiz. Farkl›

birçok kesimin gündeminde olan 8 Mart'a yüklenen

anlam da do¤al›nda farkl›l›klar tafl›maktad›r.

Özünde devrimci ve öncü emekçi kad›nlar›n ka-

zan›m› olan 8 Mart, s›n›fsal mücadelede öncüleflen

kad›n›n de¤ifltirici ve dönüfltürücü gücünün sembo-

lüdür. Bu yönüyle gerici egemenlerin ve düzen sa-

hiplerinin içini özenle boflaltmaya çal›flt›¤›, kad›n›n

toplumsal kimli¤inden kopart›lmaya, cinsel kimli-

¤inden kaynakl› yaflad›¤› sorunlarla s›n›fsal sorun-

lardan kaynakl› sorunlar› karfl› karfl›ya konularak

kad›nlar›n kendine yabanc›laflt›r›lmaya çal›fl›ld›¤›

ideolojik, politik sald›r›lar›n da bir parças› olmaya

devam etmektedir.

Bu yönüyle en çok, devrimci, komünist öncü

kad›nlar›n; en özlü ve berrak haliyle kavrad›klar›

kad›n sorununun çarp›t›lmas›na karfl› mücadele yü-

rütmeleri, bunun için de sa¤lam bir ideolojik müca-

dele hatt›nda ›srarc› olmalar› gerekmektedir.

Bugün yürütülen 'Dünya Kad›nlar Günü mü' tar-

t›flmalar›n›n etkisinde kalarak 'tüm kad›nlar emek-

çidir, kad›nlar› emekçi olanlar ve olmayanlar olarak

ayr›flt›rmak do¤ru de¤ildir" fleklinde izahatlerle ya-

p›lan aç›klamalara taraf olmak, niyet ne olursa ol-

sun ideolojik mücadelenin kad›n mücadelesinde

yeterince yürütülemedi¤ini, kad›nlar›n birlikteli¤ini

soyut bir birliktelik olarak s›n›flar›n üzerinde tan›m-

lama hatas›n›n taraflar›ndan olmay› do¤uracakt›r.

Devrimci ve komünistlerin sorun ya da gündem ne

olursa olsun, nesnel zeminden uzaklaflmamas›,

mant›k iliflkisini de egemen sistemlerin ideolojisin-

den koparak kurmalar› zorunludur. 8 Mart özgülün-

de sahiplenilen emekçi kad›nlar ifadesi, kad›nlar›

emekçi olanlar ve olmayanlar fleklinde ayr›flt›rma-

n›n de¤il, kad›nlar›n kad›n sorununu sadece kad›-

n›n sorunu olarak tan›mlamamalar›n›n ve yine ka-

d›nlar›n mücadelesinin sadece kad›nlar için de¤il,

tüm ezilen emekçiler için, yani ezilen s›n›f için yü-

rütülmesinin somut ifadesidir. Bu gerçe¤i biz söyle-

miyoruz, bu gerçe¤i 8 Mart'›n yarat›c›s› olan kad›n-

lardan ö¤neniyoruz. Bundan hareketle 8 Mart'› sa-

dece kad›n mücadelesi yürüten kad›n örgütlerinin

ortak eylem alan› olarak görmek hatal› olaca¤› gibi,

8 Mart'› sadece s›n›fsal mücadele günü olarak ta-

n›mlamak ve kad›nla olan ba¤›n› kurmadan sadece

devrimci kurumlar›n sözünü söyleyece¤i alan ola-

rak görmek de hatal› olacakt›r. Düzenin ideolojik

sald›r›lar›ndan kopmak ad›na günü kad›nlar›n ön-

cülü¤ünde yükseltilen s›n›fsal bir durufl olarak kav-

ramamak ve sadece s›n›fsal mücadele temelinde

sahiplenmek de niyet ne olursa olsun, tersinden, 8

Mart'›n içini boflaltmaya hizmet eder. Oysa bizler bi-

liyoruz ki belirleyici ve do¤ru olan devrimci niyetler

de¤il, devrimci bilinç ve pratiktir. Bu yönüyle 8

Mart'› devrimci k›lan›n erkekli ya da erkeksiz kat›-

l›m olmad›¤›n› görmek ve sorunu bu çerçevede bir

ayr›m noktas› üzerinden kad›nla ya da devrimle ve

sinifsal mücadeleyle iliflkilendirme yan›lg›s›ndan

kopmak gereklidir. Devrimci ve s›n›fsal öze uygun

oldu¤u, bu nitelikle örüldü¤ü taktirde sadece kad›n

kat›l›ml› gerçeklefltirilen 8 Martlar devrimci olaca¤›

gibi, kad›nl› erkekli kat›l›nan ve s›n›fsal perspektif-

le donanan öncü kad›nlar›n niteliksel ve niceliksel

a¤›rl›¤›n›n oldu¤u 8 Martlar da devrimcidir. Hangisi-

nin tercih edilece¤i, bizim için ancak taktiksel bir

durum olabilir ve esasta belirleyici olan da de¤ildir.

Esas olan niteliktir. Yine böylesi bir ayr›flma nokta-

s› oldu¤unda özellikle devrimci kad›nlar ve örgütlü-

lükler olarak tavr›m›z, devrimcilerin öncülü¤ünde

birleflik ve kitlesel bir 8 Mart'› birarada sonuna ka-

dar zorlamaktan yana olmal›d›r. Çünkü kad›n mü-

cadelesiyle devrim mücadelesini ayr›flt›rmadan bir-

lefltirmenin as›l sorumlulu¤u, bu bilinci tafl›yan

devrimci, demokratik kad›n örgütlülüklerine ve

mücadelelerine düflmektedir.

fiimdi 8 Mart’› devrimci nitelikle ele alman›n sa-

dece alanlara yönelik dar bir zamana s›k›flt›r›lan fa-

aliyetlerle de mümkün olmad›¤›n› unutmadan, dev-

rimci, birleflik ve kitlesel bir 8 Mart’› örmenin ancak

güçlü örgütsel mücadeleyle olabileci¤i bilinciyle

hedeflerimize kilitlenmenin zaman›d›r.

fiimdi Maoist bilinci kuflanan kad›nlar olman›n

sorumlulu¤uyla 8 Mart'›n k›z›ll›¤›nda kad›n olman›n

anlam›n› iliklerimize kadar hissederek, 8 Mart'›

Dünya Emekçi Kad›nlar Günü olarak sahiplenme-

nin, bu temelde "8 Mart K›z›ld›r, Kad›nd›r' diyen ön-

cü kad›nlar›m›z›n tarihsel bilincini bugünlere tafl›-

yan Meraller, Barbaralar, Aycanlar, Gülnazlar, Ber-

nalar ve daha nice öncü kad›nlar›m›z›n açt›¤› yolda

yürümenin, evlerden, tarlalardan, fabrikalardan,

da¤lardan, hapisanelerden yükselen seslerimizi bir-

lefltirerek alanlarda buluflman›n zaman›d›r.

Demokratik Kad›n Hareketi (DKH)

2- Nazan fiirin: Özellikle kad›n soru-nunun daha derin yafland›¤› semtlerde/ye-rellerde çal›flmalar›m›za yo¤unlaflt›k. ‹flçi-emekçi ve ev kad›nlar› ile buluflarak kendiyaflam alanlar›nda derinleflen sorunlar› tar-t›flarak onlarla birlikte mücadele yürütme-miz gereken noktalar› ve atmam›z gerekensomut ad›mlar›, faaliyetleri belirledik. Heryereldeki kad›n kendi özgün alanlar›nda ya-flad›klar› sorunlar›, ortakl›klar›n› paylafl›yorve bu sorunlara karfl› süreklili¤i olan, tümseneye yay›lmas› gereken çözüm projelerinive faaliyetleri birlikte belirliyoruz. Bu çal›fl-malar ayn› zamanda bizim 8 Mart çal›flma-m›z olmakta ve 8 Mart’›n gündemlerini debelirlemeye ve somutlamaya hizmet etmek-tedir. 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günüyaklafl›rken özellikle yerellerde Sosyal Gü-venlik ile ilgili olarak çal›flmalar›m›z› yo¤un-laflt›rd›k. Emek cephesi ile ilgili söyleflilerinyan›nda konuyla ilgili tiyatro, belgesel vefilmlerle bu çal›flmalar›n görsel olarak zen-gin olmas›na özen gösteriyoruz.

3- Nazan fiirin: Bu sene 8 Mart alan-lar›nda en fazla vurgulayaca¤›m›z fley, ka-d›nlar›n eme¤inin “kay›t-d›fl› ve görünmezk›l›n›yor” olmas› olacak. Emperyalist politi-kalar›n ülkemizde yaflayan kad›nlar›n eme-¤ine yönelik sald›r›larda esas neden olma-s›ndan kaynakl› emperyalizme karfl› müca-dele temel fliarlar›m›zdan olacak. Bu sald›-r›lar›n bir ürünü olan SSGSS gibi yasa tasa-r›lar›n›n en yo¤un emek gasb›n›n yafland›-¤›, kay›t-d›fl› sektörü daha da büyütece¤i vebu geliflmeden de en çok biz kad›nlar›n et-kilenece¤inden hareketle ev eksenli, parçabafl›na dayanan emek sömürüsüne, kad›n-lar›n kay›t d›fl›nda yo¤unlaflt›r›larak ucuz-laflt›r›lan, güvencesiz b›rak›lan eme¤ine vebunun önemli bir parças› olan tar›msal üre-timde köylü kad›nlar›n eme¤inin sömürü-süne hizmet eden sald›r›lar›n bir parças› ol-mas› nedeniyle a¤›rl›kl› olarak yer verece-¤iz. Tüm bu projelerle emzirme, krefl vb. gi-bi haklar tamamen elimizden al›n›yor, bizhem iflte hem de evde çal›fl›yor olmam›z-dan kaynakl› y›pranma paylar›m›z› istiyorolaca¤›z. Kölelik flartlar›nda çal›flmaya itile-rek ‘evlere geri gönderilmeye’ çal›fl›l›yoruz.Bu kapsaml› sald›r›lara karfl› örgütlü kad›n-lar›n kazan›m›n›n ürünü olan Novamed gi-bi sendikal hak mücadelelerini ön plana ç›-karaca¤›z. Ayr›ca emperyalist sald›r›lar›nbir parças› olan savafl ve iflgal koflullar›ndakad›nlara yönelik artan fliddetin yan›nda,flovenist sald›r›lar›n hedefi olan Kürt kad›n-lar›na, tüm kad›nlara yönelik cinsel fliddeteve bask›lara, namus ve töre cinayetlerinekarfl› mücadele ça¤r›m›z› da 8 Mart alanla-r›nda yükseltmeyi hedefliyoruz.

DTP ‹l Kad›n Meclisi

1- Sultan Toptafl: Öncelikle flu an bi-zim için en çok aciliyet arz eden kad›n so-runu, kad›n›n ana olarak yaflad›¤› ac›. Birsavafl sürecini yafl›yoruz, hepimizin bildi¤igibi bu son dönemde özellikle analar ayak-lanm›fl, “art›k yeter” slogan›yla yollara ç›k-m›fl durumdalar. Kad›nlar›n flu an temeldeyaflanan sorunlar›, anne ve kad›nlar›n; ki-minin eflini, kiminin çocu¤unu kaybetmiflolmas› ve bunun bir bütün olarak kad›n› et-kileyen bir olaylar zinciri oluflturmas›. Buba¤lamda da kad›n sorunun da en aciliyet-li sorun olarak; kad›n›n yaflad›¤› ac›lar ola-rak tan›mlayabilirim, süreç itibari ile.

Emine Özmen (DTP Kad›n MeclisiGenel Merkez Üyesi): Kad›n hareketiolarak yapt›¤›m›z görüflmelerimizde süreçitibari ile bizim için fliddet temel problem

olarak öne ç›kt›. Fakat tabii ki kad›n sorun-lar›na yönelik bir genelleme yapam›yoruz.Örne¤in ulusa göre, topluma göre, gelenek-lere göre de kad›nlar›n öncelikli problemle-ri de¤iflebiliyor. Ama yine tabii ki Kürt kad›-n› aç›s›ndan da, Türk kad›n› aç›s›ndan da,Avrupa’daki kad›n aç›s›ndan da temel so-run fliddet, sadece bunun dozaj› farkl›. Biz-deki ulusal bir fliddettir. Kürt kad›n›n kimli-¤inden kaynakl› birebir karfl›laflt›¤› fliddetvard›r, bu daha görünür bir durumdur.Ama tabii ki bu, kad›n olarak cinsiyettenkaynakl› fliddet görmüyor anlam›na gelmi-yor. Ama dedi¤im gibi bu dönem bizim aç›-m›zdan en temel sorun kimlikten kaynakl›yaflad›¤›m›z fliddet, kad›n olmam›zdan kay-nakl› yaflad›¤›m›z fliddet ve son zamanlar-da maalesef bir halklar çat›flmas›na dönü-flecek, çok tehlikeli bir sürecin bafllang›c›naneden olacak, en ç›plak fliddet diye tan›m-lad›¤›m›z askeri fliddet. Bunlar›, biz enaz›ndan Kürt kad›nlar› aç›s›ndan temel so-runlar olarak görüyoruz, asl›nda bunlar ay-n› zamanda evrensel bir sorun da.

2- Emine Özmen: Ana önemimiz flid-det oldu¤u için son zamanlarda geliflen,ç›plak fliddete dönüflen bir gerçeklikle yüzyüzeyiz. Çal›flmalar›m›z› da bunun üzerin-de kurgulad›k. Kitlesel mitinglerle, özelliklebu geliflen fliddet olaylar›n› protesto etmekamaçl›, yani biz hareketi kad›nlardan do¤-ru bir müdahaleye dönüfltürmek istiyoruz:operasyonlara, cinsiyet ayr›mc›l›¤›na, sava-fla müdahale etmek. fiu da var ki, de¤ifltire-bilir miyiz, gerçekçi olmak gerekli, fakat enaz›ndan bir parmak basmak, dokunabil-mek önemli bizim aç›m›zdan. Dolay›s› ileyapt›¤›m›z etkinlikler de o çerçevede. Yanimitinglerden tutal›m yerellerde halk flölen-lerine kadar yayg›n bir etkinlik program› ç›-kard›k, bilinçlendirme panelleri, seminerle-rimiz var, seviye yükseltme e¤itimlerimizvar. Bu mahallelere kadar inen bir prog-ram, yani sadece belli bir kesimin ya da bukonuya duyarl›-e¤itimli kad›nlara de¤il,mahallelerde kad›n olman›n getirdi¤i so-runlar› daha a¤›r yaflayan ama kad›nl›¤›nayabanc› olan kad›nlara kadar inen prog-ramlar›m›z var.

3- Emine Özmen: Elbette ki fliddetehay›r, fliddete hay›r… Kürt kad›nlar›n belkiy›llard›r fliar›: toplumsal bar›fl, cinsler aras›bar›fl, kendi özüne dönüfl, hayk›raca¤›m›zsloganlar bu çerçevede olacak. Yani ger-çekten bar›fl slogan›n› ön plana ç›karaca-¤›z. Fakat ayn› zamanda bar›fl derken mü-cadelecili¤i ön plana ç›karaca¤›z, biz bar›fl›sivil bir edilgenlik olarak ele alm›yoruz, ba-r›fl› yans›t›rken bile bir mücadelecili¤i orta-ya koymak, bu anlamda kad›nlar aç›s›ndangerçekten itaatsiz olabilece¤imiz bir döne-mi bafllatmak, devlete karfl›, efle karfl› vetoplumsal cinsiyetçili¤e karfl› bu çerçevedeele al›yoruz ve sloganlar›m›z da daha çokbu çerçevede.

Ba¤›ms›z Devrimci S›n›f Platformu(BDSP)

1- Meltem Ayd›n: Kad›nlar bir cins

olarak ezilme ile karfl› karfl›ya kalsalar bilekad›n sorunu s›n›fsal ve tarihsel bir yan ta-fl›yor. Bundan dolay›d›r ki, kad›n sorunu-nun asl›nda bir emekçi kad›n sorunu oldu-¤una inan›yoruz. Gelinen süreçte de emek-çi kad›nlar›n sorunlar› çok yönlü olarak art-m›flt›r. Ücret düflüklü¤ü, sendikas›z, sigor-tas›z çal›flma, kad›n iflçiler içinde belli biryayg›nl›k tafl›maktad›r. Bir yandan serma-yenin ard› ard›na gerçeklefltirdi¤i sald›r›lar›(SSGSS yasa tasar›s› ve istihdam paketi vb)kad›nlar› da ciddi anlamda vurmaktad›r.Ve sermaye s›n›f› yeni yasalar kapsam›ndaemekçi kad›nlara “iflten ç›k›n, çocu¤unuzuevinizde emzirin” demektedir.

Onun d›fl›nda toplumdaki çürüme veyozlaflma da kad›nlar› ciddi oranda etkile-mektedir. Kad›na uygulanan fliddet t›rman-makta, kad›n›n meta olarak kullan›lmas›yayg›nlaflmakta ve bunun en i¤renç görünü-mü olan fuhufl artmaktad›r. Tüm bu sorun-lara siyasal gericili¤in kad›nlar üzerinde kö-lelefltirici etkisini de eklemek gerekiyor. El-bette savafllara ve kad›nlar üzerindeki y›k›-ma de¤inmeden geçemeyiz. ‹flgal ve savafllarda, günümüzde ve ayn› zamanda co¤rafya-m›zda baflta Kürt kad›nlar› olmak üzere ka-d›nlar›n yaflad›¤› en ciddi sorunlar›n bafl›ndagelmektedir.

2- Meltem Ayd›n: BDSP’nin ideolojikçizgisinde, Emekçi Kad›n Komisyonlar›’n›n4 ayd›r çal›flmalar›n› yürüttü¤ü Emekçi Ka-d›n Kurultay› 24 flubat günü gerçekleflti.Kad›n sorunu, kad›n›n örgütlenmesi ve mü-cadelesinin ele al›nd›¤› kurultayda 23 ka-d›n gerek tebli¤ sundu, kimi özgül sorunlarkarfl›s›nda söz alarak konuflma yapt›. Tümkonuflmalarda önümüzdeki dönem yürütü-lecek mücadele program›n›n çerçevesioluflturuldu. Kurultayda da etkin bir flekil-de 8 Mart’a kat›l›m ça¤r›s› yap›ld›.

8 Mart’a yönelik haz›rl›¤›, kad›nlar›nsorunlar› ve taleplerinin emekçi kad›nlaratafl›nmas›, bu çerçevede kad›nlarda duyar-l›l›k yarat›lmas› ve kad›nlar›n bu talepleru¤runa harekete geçirilmesi olarak anl›yo-ruz. Dolay›s›yla kurultay çal›flmas› ve ku-rultay›n kendisi de ayn› zamanda 8 Mart’ahaz›rl›k anlam›na geliyor. Kurultay›n ön sü-recinde kad›nlarla sorunlar› ve talepleri te-melinde yap›lan toplant› ve tart›flmalar, 24flubat günü kurultaya tafl›nd›. A¤›rl›¤›n› ka-d›nlar›n oluflturdu¤u 250 kiflinin kat›ld›¤›kurultayda kad›nlar›n sorunlar›, örgütlen-mesi ve mücadelesi ele al›nd›. Bu tart›flma-lar çok somut bir flekilde 8 Mart’a ba¤land›.

3- Meltem Ayd›n: Asl›nda bu sorun-lar, yukar›da dile getirdi¤imiz sorunlardanba¤›ms›z de¤ildir. Kad›n eme¤ine yap›lanazg›nca sald›r›lar, kad›n cinsine yönelik hergeçen gün t›rmanan cinsel sald›r› ve fliddetile savafllar›n getirdi¤i y›k›m›n dile getiril-mesi gereken öncelikli sorunlar oldu¤unudüflünüyoruz.

Emekçi Hareket Partisi (EHP)

1- Zeynep Özdal: Kad›nlar›n yaflad›¤›sorunlar›n bir sistem sorunu oldu¤unu dü-flünüyorum. Erkek egemenli¤i, patriyarka

diye tarifledi¤imiz bu sistemde kad›nlar, er-kekler taraf›ndan eziliyorlar. Bu ezme-ezil-me iliflkisinin sonucu olarak da erkekler ka-d›nlar› taciz ediyor, namus cinayetleri ad›at›lda katlediyor, emeklerine el koyuyor, eviçi eme¤ini yok say›yorlar.

Y›lbafl› gecesi Taksim’in orta yerinde birkad›n onlarca erkek taraf›ndan taciz edili-yor. Ve bu tacizi gerçeklefltiren erkekler“tahrik edildikleri” gerekçesiyle 57 YTL pa-ra cezas› ödeyip serbest b›rak›l›yorlar.

Namus cinayetleri devam ediyor. Üni-versite ö¤rencisi Ayfle Y›lbafl, staj yapt›¤›hastanede, ayr›lmak istedi¤i kocas› taraf›n-dan kurflunlanarak öldürülüyor.

Sosyal Sigortalar ve Genel Sa¤l›k Sigor-tas›’yla kad›nlar daha da yoksullaflt›r›l›yor-lar. Ev içinde harcad›klar› emekleri ve ba-k›m emekleri daha da k›ymetsizlefliyor vedaha da görünmez oluyor. Eflit miktardaemek harcamad›¤› halde, hem evde hemiflte çal›flarak çifte mesai yapt›¤› halde, ka-d›nlar yasalar karfl›s›nda erkeklerle eflitlen-mek isteniyor. Gerçeklefltirilmek istenenbu soyut eflitlik kad›nlar›n emeklerini yoksay›yor.

Kara harekât› devam ediyor. S›n›r ötesioperasyonlar, savafl, asker ve gerilla cena-zeleri… Kad›nlar›n istemedi¤i bir savafl yü-rütülüyor. Kad›nlar bu savafla alet olmakistemiyor. Çocuklar›n›, arkadafllar›n› bu sa-vaflta kaybetmek istemiyor.

Kad›nlar ücretli çal›flt›klar› ifllerde er-keklerden daha düflük ücret al›yorlar. Ka-d›nlar›n emekleri daha çok sömürülüyor.Kad›nlar iflyerlerinde tacize u¤ruy›p, üzer-lerinde bask› oluflturuluyor. Novamed fab-rikas›nda oldu¤u gibi kad›nlar çok düflükücretlerle saatlerce zor ifllerde çal›flt›r›l›yor-lar ve bir de kad›n olduklar› için eziliyorlar.Neden tuvalete gittikleri soruluyor, birbirle-riyle konuflmalar› yasaklan›yor, hamilelik-leri s›raya konuyor.

Kad›nlar sevgililerinden, kocalar›ndandayak yiyorlar, tecavüze u¤ray› üstüne birde tecavüze u¤rad›klar› için öldürülüyorlar.

2- Zeynep Özdal: Bu sene 8 Mart’aNovamed grevini, kad›n dayan›flmas›ylakazanman›n zaferiyle giriyoruz. Kad›n da-yan›flmas›n›n ve birleflik mücadelenin öne-mini bir kez daha vurgulamak istiyoruz.Novamed grevini nas›l dayan›flma içinde,birlikte kazand›ysak, erkek egemenli¤inekarfl› da birlikte mücadele etmenin gerekli-li¤ini tekrar dile getiriyoruz. Bu 8 Mart’ta dabütün kad›nlar›n birlikte erkek egemenli¤i-ne karfl› ortak bir mücadele yürütmesi çokönemli. Bu ülkenin tüm kad›nlar›; Kürt ka-d›nlar, Ermeni kad›nlar, lezbiyen kad›nlarve genç kad›nlarla birlikte mücadeleyi sür-dürmek çok önemli. Biz bu 8 Mart’ta kad›n-lar›, eme¤imizi iki kat sömüren patronlara,evdeki eme¤imize el koyan erkeklere, ha-z›rlad›klar, yasalar ile erkeklerle, patronlar-la aç›ktan iflbirli¤ini ilan eden AKP hükü-metine karfl› mücadeleye ve dayan›flmayaça¤›r›yoruz.

3- Zeynep Özdal: 8 Mart’ta tacize vetecavüze uygulanan tahrik indirimine karfl›,kad›nlar› yoksullaflt›ran ve emeklerini yoksayan Sosyal Sigortalar Kanunu’na karfl›,namus cinayetlerine ve kad›n katliamlar›nakarfl›, militarizme ve milliyetçili¤e karfl›,eme¤imizin çifte sömürüsüne karfl› müca-deleyi yükseltmek gerekiyor. Erkek ege-menli¤ine karfl› ortak mücadele etmemizgerekti¤ini ve kad›n dayan›flmas›n› büyüt-memiz gerekti¤ini düflünüyorum. Ve bir tek8 Mart’ta de¤il her gün mücadelenin devametmesi gerekti¤ini düflünüyorum.

KADIN 1-16 Mart 2008 7

Kad›nlar 8 Mart’a haz›rlan›yor

ZEYNEP ÖZDAL (EHP’L‹ KADINLAR)MELTEM AYDIN (BDSP)SULTAN TOPTAfi/EM‹NE ÖZMEN (DTP)NAZAN fi‹R‹N (DKH)

Haks›z savafllarla, ölümlerle, taciz-tecavüzlerle yaflamlar› “bedel” haline getirilen, eme¤isömürülen, kimli¤i yük olarak omuzlar›na bindirilen, fliddetin her flekilde “uygun” görüldü¤ükad›nlar, 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü’nde kad›nlara reva görülen tüm bu dayatmala-ra karfl› alanlarda olacaklar›n› aç›klad›lar. Bu anlaml› güne yaklafl›rken demokratik kad›n ör-gütlerinin hangi taleplerle alanlara ç›kacaklar›n› dile getirmelerini istedik.

SORULAR

1- Yaflan›lan süreçte kad›n özgülünde a¤›rl›kl› yaflanan sorunlardan k›saca bahseder misi-niz?

2- 8 Mart’›n yaklaflt›¤› bu süreçte nas›l bir çal›flma içerisine girdiniz?

3- Kad›nlar olarak hangi sorunlar›n 8 Mart alanlar›nda dile getirilmesi gerekti¤ini düflünü-yorsunuz?

Page 8: 1 - 16 Mart 2008 - Sayı 128

aoist öncünün her bir konuda oldu¤u gibi kad›n soru-nunda da çizgisinin nitel ilerletilmesi ihtiyaçt›r. Öncü-nün 1. kongresinde at›lan ad›m tayin edici önemdeydi.Özgünlükler dikkate al›narak kad›nlar›n partideki etkin-

liklerinin art›r›lmas› için özel politikalar uygulanmas› flartt›r. Öncünün2. kongresi buna özellikle dikkat çekmifltir. Görev; beyan edilen do¤ruçizginin pratiklefltirilmesidir. Zira pratiklefltirilmezse, pratikte uygulana-cak yanl›fl çizgiyi örtecek bir perde ifllevinden öteye gidemez. Komünistparti örgütlenmesi; bir ulus, cins, din örgütlenmesi de¤ildir. Komünistideolojinin rehberlik etti¤i proleter enternasyonalist içerikte, proleterdünya devriminin bir silah› olarak parti örgütlenmesi, toplumsal eflitsiz-liklerin tümüne komünizm perspektifiyle meydan okuyarak gelece¤i ka-zanma cüretidir. ‹nsanl›¤›n yar›s›n› oluflturan kad›nlar›n yüz yüze bu-lundu¤u muazzam eflitsizlik, erkek egemen anlay›fllardan köklü kopu-larak gö¤üslenebilir. Bu soyutlaman›n somutta bir çizgi, davran›fl, kül-tür, kiflilik, örgütsel anlay›fl haline getirilmemesi pratikte gericili¤in ob-jektif olarak yaflat›lmas›na götürür. Pozitif ayr›mc›l›k de¤il, pratikte ör-güt bileflimi derinleflen bir erkekleflme tarz›nda yürüyorsa; kad›n ajitas-yonu objektif bir aldatma maskesi olur.

Her bir alandaki örgütlenmede birinci derecede kad›n›n tercih edil-mesi bir örgütsel politika olarak uygulanmal›d›r. fiimdiki gerçekliklerdegenel bileflimlerde yüzde onu dahi bulamayan kad›n oran›, ilk hedefolarak en az›ndan yüzde otuzluk seviyeye ç›kar›lmal›d›r. fiüphesiz yüz-de yetmifl, yüzde otuz fleklinde bir oranlama yine bir dengesizli¤in kök-lü varl›¤›na iflaret etmektedir. Toplumsal nedenleri olan bu dengesizlik-te toplumsal koflullar›n devrimle de¤ifltirilmesi perspektifi aslolanken,kad›n›n önderlik baflta olmak üzere, partide etkin hale getirilmesi, öz-gün çal›flma alanlar›ndaki kad›n hareketinin militan ve aktivistlerininpartiye tafl›nmas›n›n esas perspektif oldu¤u unutulmamal›d›r. Pozitifayr›mc›l›k ve kotay›, burjuvazinin yapt›¤› gibi kad›n›n gönlünü okflayanbirer politika gibi kavrayamay›z. Tüm bunlar komünizm perspektifininhizmetinde ve kad›n erkek eflitsizli¤inin toplumsal nedenlerinin bilin-cinde olan devrim yürüyüflünün güçlendirilmesinde, kad›n›n etkin halegetirilmesinde, amaca hizmet eden politikalar olarak ele al›nmal›d›r.Her alanda merkezi birleflik bir plan›n parças› olarak kad›n konferans-lar› için flimdiden fikirler gelifltirmek, projeler yaratmak, önerileri merke-zilefltirmek ertelenemez bir görevdir. Ba¤›ms›z demokratik kad›n hare-keti örgütlenmesi özgün bir mücadele alan›d›r. Bu mücadele alan›na ge-leneksel iflbölümü anlay›fl›yla yaklafl›lamaz. Yani kad›na; “siz bu lokals›n›rlar içerisinde kendi kendinize u¤rafl›n, parti ve devrim baflkalar›n›nifli” denilemez. Böyle bir mücadele alan›n›n hayati önemi ortadayken,ayn› zamanda bu mücadelenin, kad›n› parti ve devrimde daha etkin ha-le getirme amac› da asla göz ard› edilmemelidir. Toplumsal eflitsizlikle-rin her birine karfl› keskin bir meydan okumay› ifade etmeyen bilinç,komünist bilinç olamaz.

Cinselli¤in sadece kad›n sorununun tart›fl›lmas› ekseninde ele al›n-mas›, kad›nlar›n cinsel bir obje olarak görülmesi anlay›fl›n›n sonucudur.Cinsellik insani bir sorundur. Kad›n› da, erke¤i de, de¤iflik tercihleri dekapsar. Komünist partisi cinsellik sorununu geleneksel ahlaka hapset-mez. Devletin, toplumun manipülasyonunu kabul etmez. Gelenekselaile ve evlilik anlay›fllar› içerisinde ele almaz. Cinsel kimlikler ve cins-ler aras› iliflkiye, tamam›yla taraflar›n özgür iradesine her tür ayr›mc›müdahaleye karfl› ç›kan bir anlay›flla sayg› duyar. Aflk›n her tür müda-haleden azat edilerek özgürlefltirilmesini savunur.

fiu eskinin dünyas›nda, eski-y›k›lmas› gereken anlay›fllarla aran›l›pbulunacak bir özgür aflk yoktur. Aflk›n özgürlefltirilmesine ve her türbask›dan muaf hale getirilmesine, s›n›fs›z dünya özlemi ve de hiç erte-lemeden cinsler aras› eflitsizli¤e son vermeye de, ›srarl› komünizm pers-pektifi yol açar. Aflk›n, kad›n üzerinde cins bask›s›na dönüflmesine vecinsel kimlikler aras›ndaki her tür ayr›mc›l›¤a alet edilmesine son vere-cek olan komünizmin kendisidir.

Geleneksel toplumun kad›n-erkek ifl bölümüne karfl› mücadele, özelönemde bir mücadeledir. Bu ifl bölümünü flu veya bu tarihsel zorunlu-luk itibari›yle teorilefltirme kabul edilemez. Onu yaratan koflullara gö¤üsgererek, ortadan kald›rma perspektifiyle sürekli geriletmek, dönüfltür-mek, ertelenemez bir görevdir. Genel slogan bellidir. Kad›nlar; evin, ai-lenin, kocan›n, yani düzenin ve pazar›n kölesi olmay› ret edin! Kölelereyak›flan, gerici düzene isyand›r ve bu, hem meflru hem görev ve hem dehakt›r. Eflitsizlikleri aflmada ezilenler lehine pozitif ayr›mc›l›k, kota siste-mi gibi siyasetler elbette siyaset aç›s›ndan gereklidirler. Ama kesin çö-züm bu tür uygulamalar›n sonucu olarak do¤maz, do¤amaz. Eflitsizli¤iyaratan toplumsal koflullar köküne kadar de¤ifltirilmeden sorunlar halle-dilmifl olmaz. Dolay›s›yla, kota ve pozitif ayr›mc›l›k gibi siyasetler uygu-larken, kesin çözüm noktas›nda da net olmal›y›z. Kesin çözüm, cins bas-k›s›na kökten son vermektir. S›n›flar ve cinsler aras› eflitsizliklere yolaçan özel mülkiyet dünyas›n›n koflullar›n› devrimle dönüfltürme ve bumücadelede ezilenlere komünist öncülük sorumlulu¤unu ertelemeden

bugünden geleneksel ahlaka, geleneksel fikir ve de¤er yarg›lar›na karfl›kararl› bir mücadeleyi gerektirir.

Bütün eflitsizliklerin temeli, insan› kölelefltiren, mal haline getiren,nesnelefltiren, insani olmayan, insan› yabanc›laflt›ran özel mülkiyetdünyas›d›r. Kokuflmufl burjuva yoz kültürün biz ezilenlere dayatt›¤›“ahlak” burjuva feodal kültür ve iliflkilerdir. Yücelttikleri de¤er yarg›la-r›, empoze ettikleri kültür, yaflat›lmas›n› sal›k verdikleri aile, kendi geri-ciliklerinin halk›n saflar›nda yeniden ve yeniden üretimidir. Kendi geri-ci devletlerini garantiye alma gayretidir. Kad›nlara dayat›lan erkek ege-men gerici sistemlerin geleneksel kad›n kimli¤ine biçti¤i "kar›l›k" rolü-nün kabul edilmesidir. Bin kere hay›r! Köküne kadar batm›fl burjuvafeodal yoz toplumlar›n geleneksel ahlak›n›n biçimlendirdi¤i "kar›ya",özgür eflit ve aflka dayal› birlikteli¤e de¤il "kar›l›¤a r›za gösterme", yanigerici devleti yaflatmada bir kale gibi karfl›m›za diktikleri burjuva feodalaileye bir kez daha bin kere hay›r! Kad›n› metalaflt›ran, onu fuhufl sek-törünün bir nesnesi haline getiren bu düzenin ahlak›yla alakam›z ola-maz. Bu ahlak köküne kadar y›k›lmal›d›r. Bunun için devrime sar›laraks›n›f mücadelesini sürdürmek, cinsler aras› eflitsizlik gibi her türlü ay-r›mc›l›¤›n karfl›t› olmak, kültürde, kiflilikte, ruh dünyas›nda gericili¤iüreten toplumsal koflullar› dönüfltürme perspektifiyle devrim yapmak,her zaman tekrar tekrar görevdir. Burjuva ahlak ve bunun sonucu olanruhsal, bedensel, düflünsel her tür tutsakl›¤›n temelini oluflturan özelmülk dünyas›n› paramparça ederek y›kmak ise meflru, devredilemez gö-revimizdir. Bu görevin öznesi olan kad›na ve onun erkek yoldafllar›nasömürücü egemenler tabii ki "yoldan ç›km›fl, ahlaks›z, bölücü" diyecek-lerdir. Biz bunu, bu suçlamay› milyonlarca kez kabul ediyoruz. Sizin bi-ze dayatt›¤›n›z “yoldan” ç›kt›k. Biz hangi yolda yürüyece¤imizi biliyo-ruz. Sizin piyasac› sahte "sevgi" iliflkilerinize, metalaflt›rd›¤›n›z insanakarfl› yeni sevgiyi, yeni insan›, yeni kad›n›, yeni erke¤i yarataca¤›z.Evet, biz bask› alt›na al›nmayan, rol yapmayan, dolay›s›yla aldat›c› ol-mayan cinsler aras› tam hak eflitli¤ini ve evet, cinsel özgürlü¤ü savunu-yoruz. Toplumsal, dinsel önyarg› zincirlerinden kopmufl, baflka de¤il,bu temeldeki gerçek insan iliflkilerini, yeni insan›, yeni kad›n›, yeni er-ke¤i, t›pk› kad›n yoldafllar›m›z Armand, Kollantai, Chiang Ching gibikomünist ideoloji rehberli¤inde bayraklaflt›raca¤›m›z› bir kez daha be-yan ediyoruz. Bundan ötürü kad›n ve erkeklerimize sizin dinci, sömü-rücü, gerici düzeninizin "serseri, sürtük" demenizi anl›yoruz. Size tabiiki benzemiyoruz, benzemeyece¤iz. Özel mülk dünyas›n›n dayand›¤› s›-n›f ayr›l›klar›n›n, bu temelde yükselen toplumsal iliflkilerin, gelenekselde¤er yarg›lar›n›n düflman›y›z. Bunlar› devrimle dönüfltürme bafll›cavarl›k gerekçemizdir. Evet, egemen erkek toplulu¤unun bey ve beyefen-dileri ve onlar›n aldatt›¤› bir avuç "han›mefendi" karargâh› bizi iyi anla-y›n. Biz sizin geleneksel ahlak ordusunuz de¤il, yeni bir dünyay› yarat-ma savaflç›lar›y›z. Komünizm için, devrim perspektifiyle tüm kölelikzincirlerimizi k›racak, eflit ve özgür bireylerin komünizm için kenetlen-mifl kolektifi perspektifiyle düzeninizi y›kaca¤›z.

Kad›nlar›n üzerindeki cins bask›s›n›n özel niteli¤i kavranmal›d›r. Buinsanl›k toplumunun eflitsizlikler biçiminde bölünmesinin en eski ifade-sidir. Buna son vermek, insanl›¤›n s›n›fs›zl›¤a uzanmas›n›n kap›s›d›r.‹nsanl›k bu eflitsizlikle kölelefltirildi, bu eflitsizli¤in afl›lmas›yla da ger-çek kurtuluflu yakalayacakt›r. Metalaflt›r›lan ve devletin muazzam kale-si olan ailenin burjuvazisinin kölesi haline getirilen kad›na, aile hapis-hanesinin efendisi burjuva feodal erke¤e karfl› devrim mücadelesi, ka-d›na “isyan et” ça¤r›s›d›r. “Ataerkil kültürü her yerde y›k” sesleniflidir.Devlet, mülkiyet ve aile var oldukça kad›n sorunu da var olacakt›r. Do-lay›s›yla sosyalizm kurtulufl mücadelesinde önemli bir hamle olsa da,kad›n sorununun tarihe kar›flaca¤› bir durumu ifade etmez. Çünkü dev-let ve aile vard›r. Bu, kad›n›n kendi çocu¤unun bak›c›s›, e¤iticisi bir ni-kâh kölesi yapma durumundan köklü kopuflu ifade etmez. Ev içi aflç›-l›k, özel ev temizlikçili¤i, çocuk ve erkek bak›m›, kad›n›n kaderi de¤il-dir. Devlet kaynakl› sistemlerde adeta bir sanayi sektörü haline getiril-mifl bu alan, köklü afl›lmad›kça kad›n köleli¤inin tüm temelleri y›k›lm›flolmaz. Komünizmin bilinci budur. Kad›n›n kurtulufl mücadelesi ayn›zamanda erke¤in de onu insana yabanc›laflt›ran ataerkil prangalardankurtulmas›, dönüfltürülmesi mücadelesidir. Ki bu esast›r. Genelde kad›-n›n dönüfltürülmesinden bahsedilir. Kad›n› kölelefltiren erkek egemendüzen ise, neden her bir yerde erkek ayr›cal›¤›n›n ve üstünlü¤ünün y›-k›lmas› birinci görev de¤ildir ki? Dolay›s›yla bu demektir ki, kad›n kur-tulufl hareketi, kendisiyle birlikte ve öncelikle de erke¤i dönüfltürmeperspektifine sahip ve bask›lar›n tümüne meydan okuyamazsa gerçekkurtulufl yolunda ilerleyemez.

Yaklaflan 8 Mart’› bu perspektifle karfl›lamak ve bir kez daha emek-çi kad›n›n birlik, dayan›flma ve mücadele günü olan 8 Mart’ta erkekegemen sistemin aya¤›m›zdaki prangalar›n› parçalayarak ‘ben kad›n›mdevrim do¤ururum’ diyerek emekçi kad›n›n öncüleflme iradesiyle mey-danlar› k›z›llaflt›rmak için her birimiz bir ad›m daha öne ç›kmal›y›z.

PERSPEKT‹F1-16 Mart 20088

PART‹ VE KADINLAR

M

Geleneksel toplumun kad›n-erkek iflbölümüne karfl› mücadele, özel önem-de bir mücadeledir. Bu ifl bölümünü fluveya bu tarihsel zorunluluk itibariyleteorilefltirme kabul edilemez. Onu ya-ratan koflullara gö¤üs gererek orta-dan kald›rma perspektifiyle sürekli ge-riletmek, dönüfltürmek ertelenemezbir görevdir. Genel slogan bellidir: Ka-d›nlar; evin, ailenin, kocan›n yani dü-zenin ve pazar›n kölesi olmay› rededin! Kölelere yak›flan, gerici düzeneisyand›r ve bu hem meflrudur, hem degörev ve hakt›r

Yaklaflan 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü'neiliflkin bir aç›klama yay›mlayan Maoist Komünist Partisi(MKP), çeflitli ulus ve az›nl›k milliyetlerden emekçi ka-d›nlar› kad›n sorununun ve her türlü eflitsizli¤in kayna¤›olan s›n›fl› topluma karfl› mücadeleye ça¤›rd›.Burjuvahukukunun dahi gerisinde olan bizimki gibi yar› sömür-ge, yar› feodal ülkelerde kad›nlar›n feodal bask›, zor vecebirin oda¤› haline gelmekten kurtulamad›¤›na dikkatçekilen aç›klaman›n devam›nda; “Bu durum ülkemiziniçerisinden geçti¤i süreçten ba¤›ms›z de¤ildir. mevcutçeliflkiler, kad›na yönelen sald›r›lara kaynakl›k etmemte-dir. Dolay›s›yla kad›nlara dönük sald›r›lar› güncel gelifl-melerle birlikte ele alarak kad›n›n özgürleflmesi mücade-lesi buralarda karfl›lamal›y›z” denildi.

Ülkemizin sosyo-ekonomik gerçekli¤inin bir sonucuolarak kad›n›n özgürlük mücadelesinin anti-emperyalist,anti-feodal ve anti-faflist mücadeleden ba¤›ms›z yürütü-lemeyece¤ine dikkat çekilen söz konusu aç›klamada de-vamla flu ifadelere yer verildi: “Tarih boyunca tüm kötü-

lüklerin yarat›c›s›n›n sömürücü s›n›flar oldu¤u ne kadargerçek ise bu kötülüklere karfl› mücadele yürütenlerin ol-du¤u da nesnel bir gerçekliktir. ‹flte 1857 New York’taemekçi kad›nlar›m›z›n direnifli bu tarihin canl› örne¤inioluflturmaktad›r. Tarihin ak›fl› önünde durmak isteyen veayn› zamanda tarihin çöp tenekesine at›lmas› mutlakolan güçler, sömürücü s›n›flar ve gericiler olmufltur, bun-dan böyle de onlar olacakt›r. Tarihi ve toplumlar› ileriyegötürenler ise t›pk› 8 Mart’› yaratan emekçi kad›nlar›m›zgibi, hep emekçi halk›m›z olmufltur. Emekçi kad›n, s›n›f-dafl erkek yoldafllar›yla birlikte tarihten ald›¤› güçle 8Mart’›, kendi özgün slogan ve taleplerini-ça¤r›lar›n› da ih-mal etmeden anti-emperyalist, anti-feodal, anti-faflist birmücadeleye dönüfltürmek için alanlar› fethetme ruhuylahareket etmelidir. Çünkü emperyalizm, kad›n›n kurtulu-flu önünde engel teflkil eden bütün gerici s›n›flar›n dayan-d›¤› güçtür. kad›n› metalaflt›ran ve sadece cinsel obje du-rumuna sokan çürümüfl-yoz kültürün birinci derecedenmüsebbibidir. Emperyalizmin, iflgal etti¤i ülkeleri y›k›ma

u¤rat›rken, ac›lar›n en katmerlisini kad›nlara yaflatt›¤›,tart›flmas›z bir gerçektir. Bu, ABD emperyalizminin yan›bafl›m›zdaki Irak iflgalinde kad›nlara yaflatt›klar›yla daorta yerdedir. Bu nedenlerledir ki, emperyalizme karfl› enfazla durmas› gereken ve duranlar da kad›nlard›r”.

‹nsanl›¤›n kurtuluflu ve kad›n ile erkek aras›ndakiher türlü eflitsizli¤i ortadan kald›rmak için özel mülkiyetdünyas›na karfl› isyan eden emekçi kad›n›n, karfl› cins-ten s›n›f kardefllerinin zihnini de yeniledi¤i ifade edilenaçakl›ma, “Çünkü ücretli köleli¤in yan› s›ra, karfl› cins-ten kölenin de kölesiydi emekçi kad›n. ‹flçi s›n›f›n›n bir-lik, mücadele ve dayan›flma günü olan 1 May›s ile yetin-medi, ikinci kölelik zincirini de k›rarak insanl›¤› daha öz-gür k›lmak için Dünya Emekçi Kad›nlar Günü olan 8Mart’› yaratt›. Kad›nlar›n kurtuluflunda ve tabii ki insan-l›¤›n kurtuluflunda tarihten gelen ve tarihe uzanan bir iv-meydi 8 Mart! ‹flte bu ivmeden h›z al›yor ve tarihe uza-n›yoruz. Bu ilerleyifl içerisinde proletaryaya ve dolay›s›y-la proleter kad›na düflen sorumluluk, kad›n› ve erke¤i ile

tüm insanl›¤›n kurtuluflunu sa¤lamakt›r. Bu yüzden yoketmeyi istedi¤imiz emperyalist-kapitalist sistemin güçle-rine karfl›, ba¤›ms›zl›k ve özgürlük mücadelesini devrim-ci savafllarla yükseltmeliyiz. Ba¤›ms›z bir ülkede özgürbir halk olarak yaflamak için gerçek bir demokrasi müca-delesi yürütmeliyiz. Demokratik mücadeleyi, sistem içi,silahtan yoksun bir mücadele olarak kavrayan yan›lsa-malardan s›yr›larak düzenin s›n›rlar› d›fl›na ç›kmaya cü-ret etmeli, Maoist öncünün ve Halk Kurtulufl Ordu-su’nun en ön saflar›nda yerimizi almal›, DemokratikHalk ‹ktidar›'n› bilincimiz ve namlular›m›z ile parça par-ça tesis etmeliyiz. Tüm bu görevlerin yerine getirilmesi1857 New York emekçi kad›nlar›n ruhuna sahip ç›kmak-t›r. Baflka durufllar 8 Mart’lara sahip ç›kmak de¤il, onuniçini boflaltmak ve dejenere etmektir. Bofl-küçük burju-va hayalleri bir kenara b›rakarak Halk Savafl›'n›n engindenizine dalmal›y›z! Çünkü bütün kötülük ve hastal›k-lar›n en büyük panzehiri devrimci savafl›n ta kendisi-dir!..” ifadeleriyle son buluyor.

MKP: Emekçi kad›n›n devrimci dinamizmiyle alanlara!

Page 9: 1 - 16 Mart 2008 - Sayı 128

GÜNCEL 1-16 Mart 2008 9

GENÇ YORUM

Sinan ÇAKIRO⁄LU

Yazar›m›z›n yaz›s› elimize ulaflmad›¤›ndan

yay›mlayam›yoruz.

NEC‹P USLU1- Ülkemizdeki Kürt sorunu ne ABD'nin müda-

halesiye ne de askeri operasyonlarla çözü-lecek bir sorundur. Kürt sorunu tamamenKürt ve Türk halklar›n›n demokratik bir or-tamda, eflit flartlarda bir araya gelerek çöze-cekleri bir sorundur. Y›llard›r Ortado¤u'dadini ve mezhepsel sorunlar› körükleyenhep Amerika de¤il mi, ordaki petrole kon-mak için milyonlarca suçsuz insan›n kan›-na giren de gene Amerika'n›n ta kendisidir.ABD, Ortado¤u'da çözümü de¤il, her za-man yapt›¤› gibi çözümsüzlü¤ü dayat›yor.Bence ABD'nin Ortado¤u projesini hayatageçirmesi için destekledi¤i ve karfl›s›nda ke-sinlikle büyük tavizler kopard›¤› bir operas-yondur. Ve Türkiye'yi bilinmez bir uçuru-ma sürüklüyor.

2- Asl›nda ölüm haberleri burjuva medyas›n›nverdi¤inden kat kat fazlad›r. Ordu, savafl›büyüterek, kardefl iki halk› savafla zorla-maktad›r. Ve bu da iki halk› birbirine karfl›gizli bir düflmal›¤a sevk ediyor. Sonuçta heriki tarafta ölenler ezilen halk›n çocuklar›d›r.

AHMET GÜNGÖR1- E¤er pozitif düflünecek olursak, hepimiz bu

operasyonun saçma oldu¤unu görürüz.Çünkü Kürt sorunu o kadar yak›c› olmuflki, öyle operasyonlarla da çözülecek bir ya-n› kalmam›fl zaten. Ülkenin ekonomik ba-¤›ml›l›¤› ve emperyalizmin denetimi oldu¤umüddetçe, ekonomik ve demokratik hiçbirhak talebi karfl›lanamaz zaten. ‹stedi¤in enküçük bir talep bile tepene ya bomba ya jopya da dört duvar olarak dayat›l›r. Bence çö-züm ancak devrimle gelebilir. ABD'nin,Türkiye'yi hangi flartlarla, niye destekledi¤i-ni hiç anlam›fl de¤ilim, bir zamanlar Sad-dam'› da desteklemiflti ama sonra da ülke-sini darmada¤an etti.

2- Kalemini bar›fl için kullanmas› gerekenlere¤er kanla beslenmek istiyorlarsa Türki-ye'deki burjuva medyas›na koflsunlar. Ön-ce savafl k›flk›rt›c›l›¤› yaparlar, sonra ne idü-¤ü belirsiz dizilerle halk› fliflirirler. Bir ba-kars›n timsah gözyafl› dökerler. ‹flte bizimmedyam›z bu. Hiçbir gün do¤ru bir haberyapacak durumda de¤iller.

HÜSEY‹N AKKURT 1- Asl›nda bu AKP'nin de¤il, ABD'nin çözüm

paketidir. Bilindi¤i gibi ne ABD ne de AKP,hiçbir konuda çözüm üretemez, çözümünaksine sürekli çözümsüzlük yarat›rlar.ABD'nin böl, parçla, yönet politikalar›n›nen önemli aya¤› Ortado¤u'dur ve KuzeyIrak da pastan›n en büyük paylar›ndan bi-ridir. Operasyon sadece PKK'ye mi yönelik,yoksa bütün Kürtleri imha ve daha sonrada Suriye ve ‹ran'a karfl› yap›lacak bir iflga-le haz›rl›k olarak m› düflünmek laz›m. An-lafl›ld›¤› gibi senaryo çok genifl, sorun PKKde¤il, sorun direnen bütün halklar›n imha-s›. Bu imha için Türkiye üzerinden dü¤me-ye bas›lm›flt›r. Sonuç olarak hareketin ba-flar›s›z olaca¤› ortadad›r. Bu da AKP'nin so-nu demektir. Ülkemizde tek çözüm, birleflikbir cephede savaflmakt›r.

2- Bu soru için operasyondan sonra daha iyi bircevap verebilece¤imi düflünüyorum, fakatbas›n›n bu tavr›n› da çok abes karfl›lam›yo-rum. Kendini satan bir medyadan gerçekle-ri beklemek yanl›fl olur. Bir patronlar›n bir

de halk›n bas›n› vard›r. Herkes görevini ya-

p›yor. Ama son olarak Bülent Ersoy olay›n-

da görüldü¤ü gibi bas›n›n kaba¤› bafl›nda

patlad›.

KASIM ASLAN1- ABD'nin, Ortado¤u ve genel anlamda halklar

üzerinde flekillendirdi¤i politikalar›n hedef-

leri ve amaçlar› bellidir. Yine hedef al›nan

halk oldu¤undan, ABD'nin ve onun kay›t-

s›z flarts›z destekçisi (ufla¤›) olan TC'nin

Kürt sorununa çözüm ad› alt›ndaki her

yaklafl›m›nda, zihniyetin de¤iflmedi¤i, sa-

dece Kürt sorununun çözümsüzlü¤e itildi¤i

aflikard›r.

2- Biçimi ne olursa olsun, her operasyonun bel-

li bir deste¤e ihtiyac› vard›r. Kara hareka-

t›nda bas›n›n yayd›¤› zafer haberleri, yal-

n›zca taban›n moralini yükseltmek ve hare-

kat›n meflruiyetini sorgulatacak bir alan b›-

rakmamak istemesindendir.

1- AKP hükümeti, Kürt sorunu için yaygara etti¤i sözde ‘çözüm paketi’ni, ABD emperyalizminin Ortado¤u’daki hegemonyasavafl›ndan ba¤›ms›z olmayan s›n›r ötesi kara harekat›yla açt›. Askeri yöntemler ve ABD üzerinden flekillenen paketlerleKürt sorunu çözülebilir mi?

2- Operasyondan her gün ölüm haberleri geliyor. Burjuva medya bu ölüm haberleri üzerinden bir ‘zafer’ havas› estiriyor. Sizbu durumu nas›l de¤erlendiriyorsunuz?

KÜRT ULUSALSORUNU

HALKIN GÖZÜYLE

NEC‹P USLU AHMET GÜNGÖR HÜSEY‹N AKKURT KASIM ASLAN

SOR

ULA

R

‘Marksizmin Güncelli¤i Sempozyumu’ haberindeMetin Kayao¤lu’nun konuflmas›nda yer verdi¤imiz“Metin Kayao¤lu, (...) gerçekleflen sosyalist devrimle-rin Marksizm’den uzaklaflabildikleri ölçüde baflar›l›olabildiklerini öne sürdü” cümlesindeki “Mark-sizm’den uzaklaflmak” ibaresi yanl›fl yaz›lm›flt›r.Do¤rusu “Marks’tan uzaklaflmak” olacakt›r. Düzel-tir, ilgililerden özür dileriz. Söz konusu yanl›fll›¤› dü-zeltmek ad›na, Metin Kayao¤lu’nun göndermifl oldu-¤u düzeltme metnini sizlerle paylafl›yoruz.

“Marx’tan uzaklaflarak Marksizme ulafl-mak…”

Devrimci Demokrasi’nin 16-29 fiubat tarihli127. say›s›nda, 2-3 fiubat’ta Ankara’da EmekAraflt›rmalar› Merkezi Giriflimi taraf›ndan düzen-lenen etkinli¤e iliflkin olarak “Marksizmin Gün-celli¤i Sempozyumundan Gözlemler” bafll›kl›bir yaz› yay›nland›. Yaz›da, aralar›nda bana aitolan›n da bulundu¤u konuflmalar yans›t›l›rken,bir ‘maddi hata’ oldu¤unu fark ettim.

‘Maddi hata’, flu cümlede yer al›yordu: “Me-tin Kayao¤lu, (…) gerçekleflen sosyalist devrim-lerin Marksizmden uzaklaflt›klar› ölçüde baflar›l›olabildiklerini öne sürdü.”

Benim dedi¤im bu de¤ildi.

Sempozyum konuflmalar› halen sendika.orgsitesinde yay›ndad›r. Ne söyledi¤im oradan daizlenebilir.

Sempozyumda flunlar› söyledim:

“Çare Marx’a dönmek de¤il, Marx’tan uzak-laflmakt›r. Zaten, 20. yüzy›lda Marksizmin dev-rimci tarihi de bu tarzda izlenebilir. Ekim Devri-mi, Çin Devrimi ve öteki baflar›l› devrimlerle,Türkiye’de 71 devrimcili¤i, Marksizmin bu dev-rimci diyalekti¤ini izleyerek ve yaratarak varol-mufltur.”

Anlafl›lan, bu sözdeki paradoksu, ya da dahauygun bir terimle diyalekti¤i, yeterince anlafl›l›rflekilde ortaya koyamam›fl›m. Bununla ne de-mek istiyordum? Öncelikle, “Marksizmdenuzaklaflma” ile “Marx’tan uzaklaflma” önermele-rinin en az›ndan sözel düzeyde farkl› oldu¤u sa-n›r›m yeterince aç›k. Elbette, bunun ikisinin özüitibar›yla ayn› anlama geldi¤i ileri sürülebilir.Ama, sözüm ve iddiam bu de¤ildi. Benim a¤-z›mdan böyle bir söz ç›kmam›flt›r.

Sempozyumdaki konuflmamda bulunan te-malarla birlikte k›saca murad›m fluydu:

“Bütün ülkelerin iflçileri birleflin” fliar›ndan“Bütün ülkelerin iflçileri ve ezilen halklar› birle-flin” fliar›na geçifl, bu diyalekti¤in, yani“Marx’tan uzaklaflma”n›n ifadesidir. Ayr›ca ger-çekte, komünist devrimcilerin geçen yüzy›ldakipolitik prati¤i izlenirse bu fliar, ‘Bütün ülkeleriniflçileri, köylüleri ve ezilen halklar› birleflin’ ola-rak formüle edilebilir.

Bizce izlememiz gereken devrimci yol, herdefas›nda, zamanlar›n›n ‘Resmi Marksist otori-teler’i taraf›ndan Marksizmden uzaklaflmaklamahkum edilmeye çal›fl›lan Leninizmin ve Ma-oculu¤un yoludur. Marksizm ad›na Lenin’in,“Blankist”, “Narodnik”, “anarflist”, “Rusya iflçi s›-n›f›ndaki köylü kal›nt›lar›n›n istismarc›s›” olarakitham edildi¤ini; Mao’nun “yar›-anarflist”, “köy-lücü”, “yerel haydut” olarak suçland›¤›n› unut-mamal›y›z. Bugünden yar›na yaratmam›z gere-ken devrimci mücadele hatt› da, Marx’tan Le-nin’e ve Mao’ya uzanan devrimci diyalekti¤inyolunu devralacakt›r. Bu bak›mdan, sadeceMarx’tan de¤il Lenin’den ve Mao’dan da ‘uzak-laflma’m›z gerekebilecektir.

K›saca ben, asl›nda Devrimci Demokrasiokurlar›n›n da içinde oldu¤unu kabul etti¤im biranlay›fl› dile getiriyordum. Marx’tan Lenin’e veMao’ya uzanan Marksist devrimci diyalektiktikast etti¤im.

Marksizmin bütün tarihi, Marksistlerin sorun-lar›n›, geriye dönerek de¤il, güne ve gelece¤eulaflarak çözebildi¤ini göstermifltir. Bugün de,sorunlar›m›z› çözece¤imiz yer, elbette kökeni-mizle ba¤›m›z› yitirmeden, özgül ve somut ko-flullard›r.

Metin Kayao¤lu (Teori ve Politika

yazar›) / 28 fiubat 2008

Marksizm’in Güncelli¤iSempozyumu üzerinebir düzeltme

‹fade özgürlü¤üne yasak getirenTCK’n›n 301. maddesiyle ilgili yaz›l› vegörsel medyada yer alan haber ve yorum-lar› uzun süredir izliyorum. Ülkemiz vedünya kamuoyunun dikkatinden kaçma-yan bu yasakç› madde, Orhan Pamuk veHrant Dink’le birlikte an›l›nca daha dakendinden söz ettirmeye bafllad›.

301. madde kapsam›nda yarg›lananbirçok gazeteci ve yazar, maddenin içeri¤i-ne göre “Türklü¤ü afla¤›lamak” ‘suçu’ iflle-dikleri gerekçesiyle yarg›lanmaya baflla-n›nca, hedef haline getirildiklerinden mil-liyetçi-›rkç›-faflist güruhlar›n sald›r›lar›nahedef oldular. Her duruflmalar› olayl› geçi-yor, tehdit, küfür ve sald›r›lara maruz kal›-yorlard›.

Sald›r›lar bununla da kalmam›fl, çoksevdi¤imiz, halklar›n kardeflli¤i için elin-den gelen mücadeleyi veren ve yüzü güne-fle dönük olan sevgili dostumuz HrantDink’i bizden kopar›p götürmüfltü. Bu ül-kenin ayd›n bir gelece¤e ulaflmas›n› iste-meyen ve halklar›n birlik, beraberlik vekardeflli¤ini bozmaya çal›flan güçlerceHrant Dink katledilirken, kameralar›n kar-fl›s›na geçen devlet ‘büyüklerimiz’ ikiyüzlübir flekilde üzüntülerini ifade ediyorlard›.Katilin bir an önce yakalanaca¤› sözü ve-riliyordu. Ama bas›ndan ö¤rendi¤imiz ka-dar›yla Hrant Dink’in katledilmesi için il-gili ve yetkili kifliler elinden gelen çabay›göstermifller.

Hrant Dink’in katledilmesinin 1. y›l dö-nümünde Agos gazetesinin önüne gidip,oraya gelen binlerle yüre¤imi birlefltirip ka-tilleri lanetlemeyi düfllerken, yolum ilk ön-ce Bayrampafla Hapishanesi’ne düfltü (25Aral›k 2007 tarihinde). Oradan da AmasyaHapishanesi’ne getirildim. Ben ise düflünceve ifade özgürlü¤üne s›n›r getiren ve yasak-layan TMY yasalar›na muhalefet etti¤im-den dolay› yarg›land›m ve ard›ndan da tu-tukland›m (gazetemizin yaz› iflleri müdürüoldu¤umdan kaynakl›).

301’le ilgili tart›flmalar› izlerken, aca-

ba ne zaman bu maddenin d›fl›ndaki dü-flünce ve ifade özgürlü¤ü önünde engelolan di¤er yasalardan söz edecekler diyebir de beklenti içindeydim. Tam söz vere-cekler derken, bir bak›yordum ki söz yinedönüp dolafl›p 301’e gelmifl. Tam söz ede-cekler dememe vesile olan yaz›y› milliyetgazetesinde Semih ‹diz (04.02.08) köfle-sinde kaleme alm›flt›. Semih ‹diz yaz›s›n-da “AB Komisyonu yetkililerine göre, Tür-kiye’deki sorun sadece bir 301. madde so-runu de¤il. Genel bir düflünce özgürlü¤üsorunu. 301 iptal edilse bile, temel sorunortadan kalkm›yor. Savc›lara insanlar› dü-flüncelerinden dolay› yarg›layabilmeleriiçin gene de çok genifl hareket alan› kal›-yor. Komisyon yetkililerine göre, konuya‘düflünce özgürlü¤ü’ aç›s›ndan bak›ld›¤›n-da, de¤iflmesi gereken 12’ye yak›n maddeve paragraf var.” fleklinde komisyon yetki-lilerinin itiraz›n› ve kendi tepkisini dile ge-tiriyordu. Art›k günümüzde 301’den sözetmeyen kalmad›. En liberalinden, en de-mokrat›na kadar birçok yazar ve gazetecibu maddeyle ilgili say›s›z yaz›lar yazd›. Enliberalinin ifli kurtarmaya çal›flt›¤›n› anla-d›m da, demokrat ve ayd›nlar›n 301’denöteye geçmemelerine anlam veremedim.‹flin daha vahimi ise, ifade ve düflünce öz-gürlü¤ünün tart›fl›ld›¤› bir ortamda, dev-rimci ve sosyalist gazete yazarlar›n›n veçal›flanlar›n›n gündeme seyirci kalmalar›-d›r. Egemenler 301. madde üzerinden sah-tekarca düflünce ve ifade özgürlü¤ünü tar-t›fl›rken, devrimci ve sosyalistler bu oyunubozmak için bir giriflimde bulunmuyorlar.Bizler 301’in d›fl›nda birçok yasa¤›n oldu-¤una dikkat çekmezsek, onlar sadece 301.maddeyi kald›rarak, hatta sadece baz› de-¤ifliklikler yapmak suretiyle kendilerini de-mokrat ve özgürlükçü olarak kamuoyunayutturacaklar.

301’in kald›r›lmas› için verilen müca-dele önemlidir. Ama öte yandan TerörleMücadele Yasas› (TMY)’n›n düflünce veifadeye getirdi¤i yasaklar ve s›n›rlamalar›nkamuoyunun gündemine tafl›nmas› da çokönemlidir. Ben d›flar›dayken böyle bir çabayoktu. Hapishanede oldu¤umdan dolay›

gündemi bütünlüklü olarak izleme flans›nasahip de¤ilim. Ama Bayrampafla Hapisha-nesi’ndeyken elime geçen At›l›m gazetesi-nin bir say›s›nda, YAY-SAT’›n sosyalist ga-zetelerin da¤›t›m›na ç›kard›¤› engellerle ilgi-li bir haber vard›. Haberin devam›nda, en-gellemeler üzerinden sosyalist bas›na yöne-lik bask›lar›n da gündeme getirilece¤i birmücadele hatt›n›n örülmesi için kurumlararas› görüflmelerin oldu¤u söyleniyordu.Devam›nda neler oldu bilmiyorum.

Toplumu Susturma Yasas›’nda yer alanbir yasakla ilgili bir örnek vererek biraz da-ha somuta inmek istiyorum. Yasa¤›n formü-le edilifli flöyle: “Suç ve suçluyu övmek”, ya-ni do¤ru düflüncelerin geldi¤i odak ve kiflilerdevlet nezdinde ‘suçlu’ysalar, o fikirlere s›-cak bakanlar ve savunanlar “suç ve suçluyuövme” ‘suç’unu ifllemifl oluyorlar. A¤›r cezamahkemeleri taraf›ndan yap›lan ‘adil’ yarg›-lama neticesinde, uçar› kaçar› yok, bir mik-tar para ve hapis cezas›na çarpt›r›l›yorlar.fiekil a’da görüldü¤ü gibi…

Bu yasakla ilgili bas›nda yer alan birhaber dikkate de¤er. Demokratik ToplumPartisi (DTP) ‹stanbul milletvekili Sa bahatTuncel, Mardin milletvekili Emine Ayna veVan milletvekili Fatma Kurtulan hakk›nda,yapt›klar› bir bas›n aç›klamas›ndan dolay›Ankara 11. A¤›r Ceza Mahkemesi taraf›n-dan “suç ve suçluyu övmek” ‘suç’u iflledik-leri iddias›yla dava aç›ld›¤› belirtiliyor. Ha-ber k›sa tutulmufl, yarg›lamaya neden olan,milletvekillerinin ifadelerine yer verilme-mifl. Tahmin ediyorum ki yap›lan aç›klama,ilan edilen ‘tek tarafl› ateflkes’le alakal›yd›.‹lan edilen ateflkesin olumlu bir ad›m oldu-¤una dikkat çekerek, devletten de olumlubir ad›m atmas›n› istemifllerdir. Böylesi du-rumlarda devlet çok pratik hareket eder vehemen karfl›m›za k›flla demokrasisini ç›ka-r›r. Bu yasa¤a benzer, bir düzine yasak da-ha var TMY’nin içinde…

Bir de TCK’n›n 288. maddesi var. Oda, ‘ben sana ne dersem diyeyim, senineyle suçlarsam suçlayay›m, susup otura-caks›n’ diyor.

Bu maddeye iliflkin Bask›n Oran’n›n(03.02.08) Radikal II ekinde yazd›klar›nabakmakta fayda var. Oran, Orhan Pa-muk’un yarg›lanmas› sürecini k›sa anlatt›k-tan sonra, söz yarg›n›n verdi¤i karara gelin-ce, orada frene bas›yor. (Asl›nda Bask›n

Oran, meselenin önemi aç›s›ndan böyle birifade tarz›n› seçiyor). 288. maddenin yarat-t›¤› s›k›nt›lar hakk›nda sözü Bask›n Oran’ab›rakal›m: “bu yarg› karar› hakk›nda bir fleysöylemiyorum. Çünkü söylersem, TCK md.288’in flu anda çok moda olan yorumunagöre bu benim ‘savc›, hakim, mahkeme, bi-lirkifli veya tan›klar› etkilemek amac›yla’ be-yan verdi¤im anlam›na sokulur. Hediyesi‘adli yarg›lamay› etkilemeye teflebbüsten 3y›ld›r. Nitekim flu anda AGOS’ tan SerkisSeropyan ve Aris Nalc›, gazetede kendileri-ni savunduklar› için 288’den yarg›lan›yor-lar.” Baflbakan yurtd›fl› gezilerinde, Avru-pa’ya ne kadar ‘özgürlükçü’ olduklar›n› gös-termek için Azadiya Welat isimli Kürtçe ga-zetesnin yay›n›na hiçbir engel ç›karmad›k-lar›n› söylüyor. Ama öte yandan bu gazete-nin yaz› iflleri müdürünü tutuklay›p hapis-haneye koydular. Bu örnek iktidar›n özgür-lük anlay›fl›n› çok iyi aç›kl›yor. Al›n sizebayraml›k flekerlemelerin yeni mamülleri,tavflanla kaç, taz›yla tut incelikleri…

K›sacas› TMY orta yerde dururken,‘bu adam’ diyen bile suçlu ilan edilirken,birilerine ‘say›n’ dedi¤imiz, de¤erli flahsi-yetlere de ‘say›n’ demedi¤imiz için yarg›-lan›rken sadece 301’den söz etmek birçokgerçe¤i gözard› etmek anlam›na gelir. Dü-flünce ve ifadenin yasaklanmas›yla, bu ya-sakla sadece düflünceleri içimizde sakla-makla kalm›yoruz, düflünceler zamanlabeynimizden silinip gidiyor. Fark›nda ol-madan resmi ideolojinin düflünceleri bey-nimize üflüflüyor ve bir de bak›yoruz kisözcükleri dilimizden dökülüyor.

Sartre’nin dedi¤i gibi: “düflünce özgür-lü¤ünün oluflmamas›, bir düflüncenin söy-lenmemesi de¤il, o düflüncenin hiç aklagelmemesidir.”

Zulmün adalet say›ld›¤› bir ülkede da-ha yapacak çok iflimiz var…

*Gazetemizin eski yaz› iflleri müdürü.

Erdal GÜLER*

SADECE 301 M‹?

Page 10: 1 - 16 Mart 2008 - Sayı 128

YÖNEL‹M

Kaz›m C‹HAN

Yeni bir imha ve iflgal savafl›

Butto suikasti ile kritik bir sürecin içe-risine giren Pakistan’da, General PervezMüflerref’e karfl› birleflen muhalefet parti-leri seçimleri kazand›. Sonuçlar›n aç›k-lanmas›n›n ard›ndan görevini terk etmesiistenen Müflerref’in ise, yap›lan seçimle-rin devlet baflkanl›¤› seçimleri de¤il, bafl-bakanl›k seçimleri oldu¤unu hat›rlataraksert tepki gösterdi¤i belirtiliyor.

282 sandalyeli Milli Meclis ve 4 Eya-let Meclisi için yap›lan seçimlerin 18 flu-batta aç›klanan gayri resmi sonuçlar›nagöre Benazir Butto’nun Pakistan HalkPartisi (PPP) 86 milletvekili, eski baflkan-

lardan Navaz fierif’in partisi PML-N 65milletvekili ç›kart›rken, Pervez Müflerrefyanl›s› Pakistan Müslüman Birli¤i ise 37milletvekili ç›kartarak a¤›r bir yenilgi ald›.Geri kalan 94 milletvekilli¤ini ise ba¤›m-s›z adaylar ve di¤er partiler paylaflt›lar.Bu arada, eski baflbakanlardan Navazfierif'in partisi PML-N ile Butto’nun Pa-kistan Halk Partisi 22 flubat günü ortakbir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirerek, hü-kümeti birlikte kuracaklar›n› duyurdular.

Hiçbir partinin tek bafl›na hükümetikurmaya yeterli say›da sandalye alama-d›¤› seçimlerde, mevcut durumda seçim-

lerin galibi PPP'nin baflkan› BenazirButto'nun efli As›f Zerdari’nin seçimegirmedi¤i için baflbakan olma ihtimaliyok. Seçimlerin di¤er galibi PML-N’ninbaflkan› Navaz fierif ise siyasi yasakl› ol-mas› nedeniyle seçimlere kat›lamad›.Halihaz›rda Milli Meclis için dört koltu-¤un bofl oldu¤u Pakistan’da, Navaz fie-rif'in partisinin baflbakan› belirleme flan-s›na sahip olmas› durumunda bu kol-tuklardan birinin, yap›lacak bir yerel se-çim ile Navaz fierif'e kazand›r›larak bafl-bakanl›k yolunun aç›lmas› kuvvetlemuhtemel görünüyor.

Yugoslavya’da iç savafl›n yaflan-mas›yla bafllayan da¤›lman›n sonhalkas›n› Kosova oluflturdu. S›rbis-tan’da özerk bir yap›ya sahip ve nü-fusunun yüzde 90’› Arnavutlardanoluflan Kosova’n›n ba¤›ms›zl›k talebison aylarda bölgede gerginli¤i t›rman-d›rm›fl; AB, ABD ve Rusya’y› karfl›karfl›ya getirmiflti. Öyleki bir andaKosova benzeri durumu yaflayan yer-lerde –K›br›s gibi- ayr›lma talepleri-nin, daha do¤rusu böyle bir hakk›ndo¤aca¤› tart›flmalar› gündemde yeriflgal etti. Benzer bir tart›flma ise“mikro milliyetçili¤e dayal›” yeni birdöneme mi geçiliyor fleklinde oldu.Bu noktada BM, Kosova’yla somutla-nan durumun uluslararas› siyaset vehukukta ciddi s›k›nt›lar yarataca¤›n›da dillendiriyor. S›rbistan ve Rus-ya’n›n tehditlerine ra¤men ba¤›ms›z-

l›k ›srar›yla geçti¤imiz günlerde se-çimlere giden Kosova’da kazanan,AB yanl›s› ve ba¤›ms›zl›¤› ilan edece-¤ini aç›klayan Haflim Taçi oldu. AB,ABD ve ‹ngiltere sonuçtan memnunolduklar›n› aç›klad›lar. Her defas›ndaKosova’n›n ba¤›ms›zl›¤›n›n uluslara-ras› hukuka ayk›r› olaca¤›n› belirtenRusya ile bafl›ndan beri ba¤›ms›zl›¤aizin vermeyeceklerini belirten S›rbis-tan, karara sert tepki gösterdi. Rusyagerekirse askeri müdahalede buluna-ca¤› tehdidinde bulundu. Kosova’n›nba¤›ms›zl›¤›n› tan›mayaca¤›n› aç›kla-yan S›rbistan, Kosova’y› tan›yan ül-kelerdeki büyükelçilerini geri çekti.Kosova seçiminin hemen ard›ndanparlamento da ilk kanunlar›n› ç›kar-d›. BM, kesin bir karar vermemekleberaber Kosova’n›n ba¤›ms›zl›¤›nayasal temel oluflturmak için çal›fla-

caklar›n› aç›klad›. Böylece özgürlükhavarileri Kosova’y› “özgürlefltirdik-leri” gibi, yaflanabilecek herhangi birçat›flmada müdahalenin zeminini dehaz›rlam›fl oldular.

Ba¤›ms›zl›k isteyen Kosova ile bu-na karfl› ç›kan S›rbistan aras›ndakigerginlik asl›nda AB-ABD ile Rusyaaras›ndaki hegemonya çat›flmas›n›nbir yans›mas›d›r. Dolay›s›yla Koso-va’daki zafer, bu zaferi bafl›ndan beriyönlendiren AB ve ABD’nin bir nevizaferi olmufltur. AB Kosova’y› S›rbis-tan ve Rusya’n›n çeperinden kurtar›p,kendi birli¤ine yedek güç olarak en-tegre etmeye çal›fl›rken; ABD, Ortado-¤u-Avrasya’da hakimiyet kurabilmekiçin tehdit gördü¤ü Rusya’ya karfl› Ko-sova’y› kendisine yedeklemeyi amaç-lamaktad›r. Son zamanlarda ABD’ninRusya’ya karfl› Balkanlarda savunma

üsleri kurup, güvenlik koridoru olufl-

turma çabas› düflünüldü¤ünde Koso-

va üzerindeki hassasiyet anlafl›labilir.

Öte yandan Rusya birçok yönüyle de-

netiminde tuttu¤u S›rbistan-Kosova

ve bölgeyi kapt›rmak istememektedir.

Çin, Rusya’n›n kayg›lar›n› hakl› bula-

rak Kosova’n›n ba¤›ms›zl›¤›na tepki

gösterdi, müttefikinin saf›nda yer al-

d›. Kosova’n›n tek tarafl› ba¤›ms›zl›k

ilan› Avrupa Birli¤i’ni de ikiye böldü.

Karar› 21 AB ülkesi tan›rken, 6’s› ta-

n›mamay› tercih etti. ‹spanya’n›n

Bask sorunundan kaynakl› karar› ta-

n›mad›¤›n› söylemek yanl›fl olmaya-

cakt›r. ABD, ‹ngiltere, Fransa, Al-

manya, Belçika, ‹talya ve bu ba¤›m-

s›zl›¤›n KKTC için emsal gösterilmesi-

ni uman TC, ba¤›ms›zl›k karar›n› ilk

elden tan›yan ülkeler oldu.

Bhutan Komünist Partisi (MLM) 5 flubatgünü yapt›¤› yaz›l› bir aç›klama ile silahl›mücadeleye bafllad›¤›n› duyurdu. Aç›kla-mada, bir süre önce krall›k yerine çok parti-li sisteme geçilmesi, Bhutanl› mültecilerinyurtlar›na dönmesi ve toprak reformununyap›lmas› gibi 13 maddelik taleplerinin yerald›¤› bir bildiri yay›mlad›klad›¤›n› hat›rla-tan BKP (MLM), krall›¤›n bu taleplere ce-vap olmak yerine sald›r›lar›n› art›rd›¤›nadikkat çekti. Bask› ve zoru bir an dahi terketmeyen gerici iktidar› y›kmak ve yeni birBhutan yaratmak için Halk Savafl›’n›n geril-la aya¤›n›n bafllat›ld›¤› belirtilen aç›klama-da, gerici iktidar›n kendilerini oyalamakiçin seçim oyununu sahneledi¤i ifade edile-rek, gelinen durumda silahl› mücadeleyebafllaman›n bir tercih de¤il bir zorunlulukoldu¤una dikkat çekildi.

2001 y›l› ortalar›nda kurulun ve 2003 y›-l›nda resmi kuruluflunu deklare eden BKP(MLM), uzun süredir silahl› mücadele yeri-ne ülkede gizli ve aç›k faaliyetlerle örgütle-niyordu. Bu y›l›n Ocak ay›nda parti içerisin-de verilen iki çizgi mücadelesi neticesindeGenel Sekreter Vikalpa oportünist ve sa¤c›bir hat izledi¤i gerekçesi ile önderlikten al›n-m›fl ve Birat Genel Sekreter yap›larak yenibir Merkez Komitesi kurulmufl ve seçimlerinyap›laca¤› mart ay›ndan önce silahl› müca-delenin bafllat›laca¤› duyurulmufltu.

Kenya'da, ABD D›fliflleri Bakan› Condoleezza

Rice ve BM eski genel sekreteri Kofi Annan’›n da

kat›ld›¤› hükümet ile muhalefet aras›ndaki görüfl-

melerden sonuç ç›kmad›.

Uzun süredir iktidar dalafl›yla çalkalanan Ken-

ya'da, 18 flubatta ABD D›fliflleri Bakan› Condoleez-

za Rice'nin ülkeyi ziyaret ederek çat›flan kesimler-

le yapt›¤› görüflmenin ard›ndan, ABD’nin bask›s›sonucunda uzlaflma yakalanmas› bekleniyordu.Kenya'da geçti¤imiz aylarda yap›lan seçimlerin hi-leli oldu¤unu söyleyerek hükümet partisini tan›-mayan ve muhalefet lideri Raili Odinga yandafllar›ile devlet baflkan› Mwai Kibaki yandafllar› aras›n-da çat›flmalar ç›km›fl, ço¤unlu¤u çocuk bini aflk›nkifli yaflam›n› yitirmiflti.

Hindistan’›n Orissa bölgesinde, Hindistan Ko-münist Partisi (Maoist) taraf›ndan polis karakollar›-na gerçeklefltirilen sald›r›da 14 polis öldürüldü.HKP(M) önderli¤inde Halk Kurtulufl Ordusu geril-lalar› taraf›ndan 17 flubatta gerçeklefltirilen sald›r›-larda 11 polisin de yaraland›¤› aç›klan›rken, Mao-

istlerin çok say›da silaha ve bol miktarda askerimühimmata el koyduklar› belirtiliyor. Maoistleringerçeklefltirdikleri sald›r›n›n ard›ndan bölgede bin-lerce askerle operasyon bafllatan Hindistan devleti,ç›kan çat›flmalarda 20 HKO gerillas›n›n yaflam›n›yitirdi¤ini, 3 askerin de öldü¤ünü öne sürdü.

Pakistanseçimlerinimuhalefetkazand›

DÜNYA1-16 Mart 200810

Emperyalizmin gölgesinde Kosova ba¤›ms›zl›¤›

Bhutan’da Maoistlergerilla savafl›n› bafllatt›

Kenya’da kaos sürüyor

Hindistan’da Maoistlerden sald›r›

Daha önce Bush-Erdo¤an görüflmesi ve Genel Kurmay’›n ABD ziya-retleriyle ABD kontrolünde ortak planlama temelinde Güney Kürdistan’aTürk devletinin bafllatt›¤› hava operasyonu, baflta da söyledi¤imiz gibisonuç alamayacakt›, alamazd›. Nitekim flimdi sözde sonuç almak gaye-siyle 20 flubatta Türk devletinin Güney Kürdistan’a bafllatt›¤› bir kara ha-rekât› sürdürülmektedir. Bu imha ve iflgal harekat›nda tetikçi rol icraeden Türk devletinin arkas›nda duran gücün iyi anlafl›lmas› flartt›r. Evet,bu güç ABD, ‹srail, ‹ngiltere eksenidir. Ve evet bu imha ve iflgal savafl›küresel ortak bir strateji temelinde, bölgeyi yeniden emperyalist dünya-ya daha derinden entegre etme konseptinin bir parças›d›r. Bu yönüylemazlum Kürt ulusuna dayat›lan bu savafl, uluslararas› bir savaflt›r. ABD,AB, Irak hükümeti, gerici bölge devletlerinin bu imha ve kuflatma sava-fl›na verdikleri aç›ktan destek, durumu net olarak ortaya koymaktad›r.Pentagon markal› bu asimetrik ya da önleyici savafl modeli denilen ifl-gallerin çare olmad›¤› defalarca görülmüfltür. Ve nitekim TC “cumhur-baflkan›” Gül, Kürtlerin çetin direnifli karfl›s›nda zorland›klar›n› itirafederken fiyaskoyu bafltan ortaya koymak durumundad›r. Gerici egemensistemin sürdürülmesinde kamuoyunu flovenist hezeyanlarla zehirle-me, psikolojik harp taktikleriyle sisteme derinden ba¤lama, güç göste-rileriyle halklara ve rakiplerine baz› mesajlar verme ile de alakal› olanbu savafl› da Türk egemenleri daha önce yapt›klar› 20 kara operasyo-nunda da kaybettikleri gibi stratejik olarak kaybedeceklerdir. Kürt soru-nu var oldukça ezilen Kürt ulusunun zulme karfl› meflru direnifli de bu-güne kadar oldu¤u gibi var olmaya devam edecektir. Güney’de bir tam-pon bölge oluflturarak hizaya gelmeyen Kürt güçlerini kuflatma alt›ndatutma ve ayn› zamanda ‹ran’a karfl› ABD planlar›n›n bir parças› olarakmevzilenme gayreti de unutulmamal›d›r. fiimdiki durumda Talabani,Barzani bir koruculaflma mevzisi durumundad›rlar. Harekât›n PKK’yekarfl› olan yönünü “anlay›flla” karfl›lad›klar›n› beyan etmeleri, bunu za-ten ifade etmektedir. Oysa bu basit bir operasyon de¤il, genifl kapsam-l› bir iflgal hareketidir. Ayn› zamanda Güney Kürdistan’daki yap›lanmay›da daha do¤rudan denetleme plan›d›r. Ne var ki, bütün bu gerçeklerera¤men burjuva feodal s›n›f nitelikleri gere¤i koruculaflmada tereddütetmeyen Güney Kürdistanl› Kürt egemenleri bugüne kadar da çokça gö-rüldü¤ü gibi emperyalizme yaslanma yolunu seçmifllerdir. Bu yol Kürtulusuna her seferinde emperyalist ve ufla¤› egemenlerin daha büyük birzulüm ve katliamlarla sald›rmas›na hizmet etmifltir. Dolay›s›yla düne ka-dar AKP hükümetinden medet umanlar, onun özel savafl hükümeti gö-revinden baflka bir fley yapamayaca¤›n› göremeyenler, ABD emperyalist-lerinin iflgallerini bir demokrasi seferi olarak alk›fllay›p minnettar kalan-lar ve kitleleri yan›lsamalara sürükleyenler flimdi daha derinden kavra-n›lmal›, deflifre edilmelidirler.

Evet, bu imha ve iflgal savafl›n›n di¤er yan›nda, esasta Ortado¤u’daABD hegemonyas›n› oturtmak dururken, tam da bu çerçevede Kürt soru-nuna sözde siyasal çözüm arayan emperyalizm ve uflaklar›n›n paketleride eklenmifltir. Zira Türk egemenlerinin bu katliamc› savaflta seferber ol-mas›na, söz konusu temelde rol icra etmesine bunlar›n karfl›l›¤›nda evetdenilmifltir. PKK önderli¤indeki Kürt ulusal devrimci hareketi öncelikli ola-rak hedeflenirken, daha önce de iflaret etti¤imiz gibi savafl›n kapsam› bu-nunla s›n›rl› de¤ildir. Bu savafla bölgede keflif uçufllar› ve istihbarat des-te¤iyle ABD’nin de patron olarak yönlendirici temelde kat›ld›¤› ortadad›r.Kuzey Kürdistan’› siyasi ve askeri olarak ilhak etmifl olan Türk egemengüçleri Güney Kürdistan’a yönelik de imha ve iflgal plan›na sahiptir. Gü-ney’i kontrolüne almak, Kerkük’te “çözümde” Türk egemenleri lehine ka-zan›mlar sa¤lamak bu katliam seferberli¤inin önemli parçalar›d›r. ‹lhakve iflgale karfl› düzen içi uzlaflmac› çözümlerle de¤il, iflgal ve ilhaka sonverecek devrimci savafl (ki bu Kürt ulusunun ayr› devlet kurma hakk›,proletarya ve ezilen ulus ve halklar›n birli¤i, tüm uluslar için tam hak eflit-li¤i yöneliminin hizmetindedir) meflrudur, görevdir ve hakt›r.

Kürt ulusunun meflru ve demokratik taleplerini savunurken prole-taryan›n yükseltmesi gereken bayra¤›, icra etmesi gereken, zorunlu,vazgeçilemez görevi budur. Sadece destekçi de¤il, esas olarak sorununçözümü için komünistler, tüm devrimci güçleri seferber etme sorumlu-lu¤uyla öne at›lmal›d›rlar. Görünen odur ki, büyük bir sessizlik mevcut-tur. Kürt halk›n›n katliamlarla teslim al›nmas›, devrimci Kürt ulusal ha-reketinin tasfiye edilmesi, ayn› zamanda her milliyetten emekçilerin deteslim al›n›p tasfiye edilmesidir. Bu benim sorunum de¤il aymazl›¤›ylaseyirci pozisyonunda olanlar objektif olarak haks›z savafla hizmet etmetutumu içerisindedirler. Devrimci seferberlik ruhu ile sadece direnmekde¤il, kazanmak için direnmek cüreti bayrak olup yükselmelidir. Cizrehalk›n›n serhildanc› direnifl bayra¤› Yahya Menekflelerin mesaj›yla tümezilen ve emekçiler birleflerek aya¤a kalkmal›d›rlar. Bingöl’de sa¤ yaka-lan›p bedenleri parçalanan gerillalar›n Türkiye’nin her milliyetten halk›n-dan bekledi¤i budur. Bu savafl sadece Kürdistan’a de¤il Türkiye halk›nada dayat›lan bir imha savafl›d›r. Hiç kimse hakl› ve haks›z savafl›n d›fl›n-da de¤ildir, olamaz. Emekçiler, ezilenler, ç›karlar›n›n bilincinde, devrim-ci savafl siperlerinde topyekûn bir seferberlik ruhuyla harekete geçiril-melidirler. Bu seferberlikte devrim ve sosyalizmin güçlerinin birlefltiril-mesine vesile olacak muazzam f›rsatlar mevcuttur. Görev omuzlanma-l›, gereken yerine getirilmelidir. ‹lhak ve iflgal alt›ndaki Kuzey Kürdis-tan’da haks›z savafl 25 y›ld›r tam bir teyakkuz içindedir. Her gün ope-rasyon günüdür. Bugün F-16 savafl uçaklar›, kobralar gibi hava deste¤iy-le emperyalist ve gerici ordular halklara karfl› topyekûn sald›r›ya geçmifldurumdalar. Buna karfl› halklar›n topyekûn direnme seferberli¤inin ya-rat›lmas› pratiklefltirilmelidir. Bildiri ve bas›n aç›klamalar› gibi kesinlikleküçümsemedi¤imiz gösterilerle kapsaml› görevlerimiz savsaklanamaz.Her ev, her sokak, her varofl, her okul, her fabrika, yani her bir yer, kihalk her bir yerdedir, bir direnifl kalesi haline getirilmelidir. Devrimci,sosyalist, komünist hareketin varl›k gerekçesi budur.

Kürt sorunu bir kültür, kimlik meselesi de¤il, bir ulusal eflitsizliklersorunudur. Bu sorun, co¤rafyam›z devriminin temel sorunlar›ndan biri-dir. Türk egemen güçleriyle Kürt ulusu aras›ndaki çeliflme, içinde bulun-du¤umuz devrimci sürecin bafll›ca çeliflmelerinden biridir. Yeni Demok-ratik Devrim genel program›m›z içerikte de¤il, bu somut olgular itibariy-le biçimde önemli özgül görevlerle karfl› karfl›yad›r. Genel program›nhizmetinde özel programlarla, siyasetlerle bu özgün duruma müdahalegörevini anlamal›y›z. Evet, komünist öncü dar bir ulusal bayrak hareke-ti de¤ildir. Proleter dünya devriminin bulundu¤umuz alandaki silah›d›r.Bu silah toplumsal eflitsizliklerin tümüne karfl› en önde komünist birperspektifle öne at›lma sorumlulu¤udur. Öncünün Kongresinin iflaret et-ti¤i görev de budur. Görev bafl›na.

Page 11: 1 - 16 Mart 2008 - Sayı 128

ANAL‹Z 1-16 Mart 2008 11

Tarihi boyunca emperyalistlerin sömürge alan›olan, talan edilen yafll› k›ta Afrika’da birbirinin ard› s›-ra iç çat›flmalar ve darbeler patlak veriyor. Sudan-Dar-fur’da patlak veren iktidar mücadelesi henüz s›cakl›¤›-n› korurken, buna, geçen haftalarda yüzlerce kiflininölümüne neden olan Kenya’da ve son günlerde Çad’dacereyan eden çat›flmalar eklendi.

Kara k›ta Afrika’n›n “kaderi” olarak yans›t›lan ve k›-tadaki di¤er ülkelere de yay›lma e¤ilimi sergileyen buçat›flma ve krizler burjuva bas›nda genellikle yaflananölümlerle gündeme getiriliyor. Meselenin nedenleri üze-rinde durulmaktan ise özellikle imtina ediliyor. Özellik-le gözlerden gizlenen çat›flmalar›n arkas›nda yatan ne-denlerin bafl›nda kara k›tadaki ülkeleri ve onlar›n yeral-t›-yerüstü zenginliklerini ele geçirmek için emperyalistgüçlerin birbirleri ile girifltikleri mücadele gelmektedir.Bu ba¤lamda çat›flmalar›n merkezinde t›pk› Irak’ta ol-du¤u gibi petrol ve bunu elde etme amac› yatmaktad›r.

Somali, Kenya, Sudan-Darfur, Nijerya, Liberya,Çad gibi Bat› Afrika ülkelerinde son günlerde yaflanançat›flmalar›n, ABD-AB-Çin etiketli emperyalist petrol te-kellerinin, bu ülkelerdeki petrol rezervlerinin belirlen-mesi ve ç›kart›lmas› için kollar› s›vad›klar› bir sürecedenk gelmesi tesadüf olmasa gerek. Bu ülkeleri kapsa-yan bölgenin, 60 milyar varillik petrol rezervine sahipoldu¤unun yak›n zamanda tespit edilmesi söz konusuemperyalistleri ve tekellerini harekete geçirmifltir. Afri-ka petrolünün imtiyazlar›n› elde etmek için ABD, Fran-sa ve Çin elindeki bütün kozlar› oynamakta, kendileri-ne ba¤›ml› güçlerin dengelerini de¤ifltirmekte, bununiçin her türlü giriflimi tezgahlamaktad›rlar. Geçen hafta-larda Kenya’da kanl› çat›flmalar›n yaflanmas› ve çekifl-melerin devam etmesi ABD’nin Kenya’n›n iç ifllerine,hatta yasalar›na kar›flmas›ndan ba¤›ms›z de¤ildir. Nevar ki ABD bunu “terörizm”le mücadele ad›na yapt›¤›-n› iddia ediyor. Hat›rlanaca¤› üzere ABD bu do¤rultu-da “El Kaide ile mücadele” ad› alt›nda 1800 askerdenoluflan, Cibuti merkezli “Afrika K›tas› Gücü”nü olufltur-mufltu. Bu gücün konuflland›¤› alan Somali, Kenya veYemen’i de kapsamaktad›r. Libya’dan Çad, Nijerya veKongo’ya kadar uzanan havzada bulunan petrolünABD’nin 2015 y›l›ndaki enerji ihtiyac›n›n dörtte birinikarfl›layacak düzeyde oldu¤u belirtiliyor. Bu durumkarfl›s›nda Çin, Afrika’n›n 48 devletinin baflkanlar›n› vebaflbakanlar›n› toplad›¤› bir zirve gerçeklefltirip karfl›hamlede bulundu. Çin, ABD’nin ve Avrupa ülkelerininAfrika ile yapt›¤› bütün ticaret hacminin üstünde bir ti-caret hacmine sahip. Çin’in, ço¤u petrol alan›nda ol-mak üzere, Afrika’da faaliyet yürüten flirketlerinin say›-s› 800 civar›nda olup Güney Sudan’da petrol gelifltirmehakk›n› kendisine veren imtiyazlar elde etmifl bulunu-yor. Keza Darfur’da iktidara karfl› mücadele yürütenAdalet ve Eflitlik Hareketi ile Çin’nin destekledi¤i ÖmerBeflir iktidar› ars›nda halen devam eden çat›flmalardabinlerce insan ölmüfl, iki milyon insan mülteci kampla-r›nda yaflamaya sürüklenmifltir. Benzer tablo Çad’da dageçti¤imiz günlerde yaflanm›flt›. Hükümeti devirme giri-fliminde bulunan ve Libya ile Sudan’›n destekledi¤i ‹d-ris Debi’nin bu giriflimi sonuçsuz kald›. Bu giriflime ensert tepki Fransa’dan geldi. Fransa Çad’daki rejimi koru-mak için gerekirse Afrikada’ki askeri gücünü kullanarakmüdahalede bulunaca¤› tehdidinde bulundu. Öte yan-dan ABD, Güvenlik Konseyini toplam›fl, temaslarda bu-lunmas› için Bush’un Afrika ülkelerini turlamas› isten-miflti. Bu çerçevede Bush 15 flubat günü Benin, Raun-da, Gana ve Liberya’y› kapsayan bir tur gerçeklefltirdi.

Fransa’n›n eski sömürgelerinden olan ve onlarcaetnik grubu-kabileyi bar›nd›ran Çad’da birkaç y›ld›r ç›-kar›lmaya bafllanan ve y›ll›k 2.5 milyar dolara ulaflanpetrol gelirlerinin 30 y›l içinde 80 milyar dolara kadaryükselmesi bekleniyor. Çad’daki petrol rezervlerininbüyük bir k›sm› ABD’li petrol tekellerinin denetimindebulunuyor. Çin’in bölgedeki nüfuzunu k›rmaya çal›flanABD ve Fransa, kendisine ba¤›ml› kukla yönetimlere,yeri geldi¤inde kabilelere baflta askeri olmak üzere hertürlü destekte bulunuyor.

Yafll› k›tadaki çat›flmalar esas›nda emperyalistlerinçat›flmalar› olup, petrol üzerinden de iç çat›flmalar t›r-mand›r›lmaktad›r. Emperyalistler y›llard›r Afrika’n›nkaynaklar›na hakim olabilmek için onlarca y›l süren iççat›flmalara neden olmufltur. Güney Afrika, Raunda,Nijer, Angola, Etiyopya, Zambia, Nijerya, Sudan, So-mali, Kenya’da bugüne kadar yaflanan ve halen devameden iç savafllar, katliamlar haf›zalardan silinmemifltir.Sömürme doyumsuzlu¤uyla açl›¤a, yoksullu¤a, susuz-lu¤a, kamplarda yaflamaya ve nihayetinde ölüme mah-kum edilen Afrika’da halen her gün binlerce insan herfleyden önce temel ihtiyaçlar›n yoklu¤undan ölmekte-dir. Bu tablonun sorumlusu olan emperyalistler, yafla-nanlar› Afrika’n›n yoksul halklar›na “kader” olaraksunmakta ve raz› olmalar›n› dayatmaktad›r. Bugün içinemperyalistler, kara k›tadaki oyunlar› baflar› ile sahne-lemektedirler. Ancak geliflmeler Afrika’n›n yoksul halk-lar›n› da sahneye ç›kmaya sürüklemektedir ve son sö-zü onlar söyleyecektir: Y›k›lmaz denilenler y›k›lacakt›r!

Petrol hakimiyetiiçin kana bo¤ulankara k›ta Afrika

ABD yeni bir seçim sürecinin içeri-sine girmifl durumda. Ocak ay›ndabafllayan bu ortaoyunu, 4 kas›mda so-na erecek. Talana, iflgallere, katliamla-ra, sömürüye, adaletsizli¤e dayal› dün-ya sisteminin merkezi olmas›ndan ötü-rü bu ülkede yaflanan her türlü ekono-mik ve politik geliflme dünya ülkeleri-ni de do¤rudan etkilemektedir. Bun-dan dolay› da ABD’deki baflkanl›k se-çimleri uluslararas› güçler taraf›ndandikkatle izlenmektedir. Bu seçim oyu-nunu herkes kendi durdu¤u yerden,kendi ç›karlar›na uygun bir flekilde elealmaktad›r. Ne var ki, bu konu bas›n-da genel bütünlü¤ünden kopart›larakDemokrat Parti ile Cumhuriyetçi Partiaras›ndaki bir “demokrasi” için yar›flolarak gösterilmekte, böylece bu se-çimlerin perde arkas›nda yatan ger-çekler has›r alt› edilmektedir. ABD se-çimlerini ve bu seçimlerin dünya ülke-leri üzerinde yarataca¤› etkileri öngö-rebilmenin yolu, seçimlerde vitrin ar-kas›nda yar›flan güçleri, ABD’ninmevcut politik-ekonomik durumunuen az›ndan genel hatlar› ile ele almakkaç›n›lmazd›r. Bununla birlikte dünyagenelindeki durum da gözden kaç›r›l-mamal›d›r.

‹mparatorluk ekonomik

dar bo¤azda

Dünya imparatorlu¤una soyunmuflolan ABD’nin flu günlerde sergiledi¤iekonomik performans, dünyan›n bu“en sa¤lam” ekonomisinin de krizlerlesars›ld›¤›n›, geçmifl y›llar›n güçlü gö-rüntüsünün de içinin ne denli bofl ol-du¤unu gösteriyor. Yak›n zamana ka-dar kazançlar› bafl döndürücü bir h›z-la büyüyen Enron, Global Crossing,Adelfihia gibi devasa tekellerin iflas et-mesi, Owest, Peregrine System,Dynegy, ‹mclone gibi ABD’de emper-yalist sermayenin önde gelen kaleleri-nin birbiri ard›na devrilmesi ve bu dev-rilmenin devam etme e¤ilimi gösterme-si, ABD dolar›n›n dünya piyasalar›n-daki sürekli de¤er kayb›, ABD ekono-misinde çanlar›n bir kez daha çalmayabafllad›¤›na iflaret etmektedir.

ABD Ticaret Bakanl›¤› taraf›ndanaç›klanan raporda, ABD’nin 2007 y›-l›ndaki d›fl ticaret a盤›n›n 711.61 mil-yar dolar oldu¤u belirtilmektedir. ABDtarihinin bu en büyük d›fl ticaret a盤›-na, daralan ifl alanlar›, azalan üretimve yüzde 13 s›n›r›na dayanan iflsizlik

oran› efllik etmektedir. ABD ekonomi-sindeki bu kara tabloyu, 2009 y›l›ndaiki kat›na ç›kararak 410 milyar dolaraulaflmas› öngörülen rekor düzeydekibütçe a盤› ve Çin’e sat›lan tahvil-bo-nolar nedeniyle oluflan borçlar tamam-lamaktad›r.

ABD seçimlerini ‘kazananlar’

ve hiç kaybetmeyenler

Rekabetin k›z›flt›¤› ABD baflkanl›kseçimlerini kimin kazanaca¤›na dairgazetelerde çarflaf çarflaf yorumlar ya-p›lmakta. Kimi Demokratlar›n, kimiCumhuriyetçilerin kazanaca¤›n› ön-görmektedir. Kimileri ise seçimlerin so-nuçlar›na iliflkin flimdiden bir öngörü-de bulunman›n do¤ru olmayaca¤›n› di-le getirmektedirler. Yaz›lanlar bir ya-n›yla do¤rudur, hangi aday›n kazana-ca¤›n› bugünden kesin olarak öngör-mek mümkün de¤il. Bununla birliktebu seçimlerde hiç kaybetmeyecek olantaraflar da var ki, bunlar da ABD’dekiuluslararas› tekellerdir.

Küçük bir siyasetçiler çevresi, ço-¤unlukla kapal› kap›lar ard›ndan ifl ya-pan seçilmemifl yöneticiler, emperya-list planlar›n› hükümetler arac›l›¤› iledevreye sokmaktad›rlar. Halk ise, bil-dik özgürlük, demokrasi vb söylemlerile aldat›lmakta, oyalanmaktad›r. Bafl-ka bir söylemle perde arkas›ndanABD’yi ve dünyay› yöneten uluslarara-s› tekeller, kendilerini gizleyerek politi-kalar›n› hayata geçirmek ve halka de-mokrasi oyunu oynayarak onlar›n tep-kilerini önlemek ad›na kendilerinindestekledi¤i adaylar› vitrine ç›kartmak-tad›r. Her ne kadar seçimlere vitrinde-ki bu piyonlar girseler ve kazansalarda yöneteler daima perde arkas›ndakitekeller olmaktad›r. Bunu, seçime gi-ren adaylar›n arkas›ndaki destekçilerebakarak görmek mümkün. Cumhuri-yetçi adaylar ve onlar›n arkas›ndaki te-keller flöyle:

John McCain: Blank Rome LLP, Ci-tigroup, Bank of New York Mellon,Merrill Lynch, Goldman Sachs, JPMorgan Chase, Credit Suisse, LehmanBrothers, Morgan Stanley, MGM Mira-ge ve Univision.

Mitt Romney: Bain Capital (kendiflirketi), Goldman Sachs, Merrill Lynch,Citigroup, Marriott, Kirkland & Ellis,Morgan Stanley, PriceWaterhouse, JPMorgan, UBS ve Lehman Brothers.

Rudy Giuliani: Ernst & Young, Cre-dit Suisse, Merrill Lynch, Citigroup,Bear Stearns, Lehman Brothers, Brace-well & Guiliani (kendi flirketi), MorganStanley, UBS, Milbank Tweed, Gold-man Sachs, JP Morgan ve Bank ofAmerica.

Görüldü¤ü üzere Cumhuriyetçiadaylar›n hemen tamam› ayn› tekellertaraf›ndan desteklenmektedir. Söz ko-nusu emperyalist tekeller ayn› zaman-da Demokrat adaylar› da desteklemek-tedirler. ‹flte tablo:

Hillary Clinton: DLA Piper Gold-man Sachs, Morgan Stanley, Citigro-up, National Amusements, Emily'sList, JP Morgan, Kirkland & Ellis,Skadden Arps, Merrill Lynch, TimeWarner, Lehman Brothers, Bear Ste-arns, Ernst & Young ve Blank RomeLLP.

Barack Obama: Goldman Sachs,Lehman Brothers, National Amuse-ments, JP Morgan, Citigroup, CitadelInvestments, Credit Suisse, SkaddenArps, Morgan Stanley, Time Warner,UBS ve Harvard University..

Görüldü¤ü üzere baz› ufak farkl›-l›klar d›fl›nda adaylar›n hepsi, yaklafl›kolarak ayn› emperyalist tekeller tara-f›ndan desteklenmektedir. Buradan daanlafl›laca¤› üzere emperyalist tekellerbütün adaylara yat›r›m yaparak sa¤-lam oynamakta, seçim oyununu “kay-betme” riskini ortadan kald›rmaktad›r-lar. Bu tablodan sonra san›r›z seçimle-ri kimin kazanaca¤› yönlü tart›flmalargereksiz bir hal almaktad›r. Çünkütablo çok aç›k bir flekilde seçimleri ka-zanacak olanlar› iflaret etmektedir:Adaylar›n arkas›ndaki gerçek yöneticigüçler, tekeller...

Seçimlerin ard›ndan Ortado¤upolitikas› de¤iflir mi?

Kapitalist sistemin sürekli geniflle-me, yeni pazarlara aç›lma ve buna pa-ralel olarak yo¤unlaflma ve giderek tekelde toplanma e¤iliminin bir sonucuolarak tarih sahnesine ç›kan emperya-lizm de, önceli kapitalist sistem gibigeniflleme ve giderek daha fazla yo-¤unlaflma e¤ilimi tafl›maktad›r. Bununyan› s›ra, emperyalist sistem de t›pk›kapitalist sistem gibi plans›z üretimin,özel mülkiyetin, kar h›rs›n›n yol açt›¤›yap›sal krizleri bünyesinde tafl›makta-d›r ve bundan kurtulmas› olas› de¤il-

dir. Ne var ki söz konusu krizleri, yenipazarlara aç›lmakla hafifletebilir veömrünü uzatabilir. ABD’nin Ortado¤uve dünyan›n kimi baflka alanlar›ndahayata geçirdi¤i iflgaller, “kadife-güldevrimleri”, yaratt›¤› “›l›ml›” modellergibi hamleler, yine di¤er emperyalistgüçlerin benzer minvaldeki ad›mlar›bunun bir çabas›d›r. Dünyadaki em-peryalist güçlerin geliflimlerine bak›ld›-¤›nda, ABD’nin karfl›s›nda orta-uzunvadede dikilmesi muhtemel olan Çin,Rusya, AB gibi emperyalist güçlerle re-kabetinde baflar› sa¤layabilmesi, kriz-lerine geçici de olsa çözümler yarata-bilmesi, dünyadaki egemenli¤ini veegemen para biçimini koruyarak ken-disinin devam›n› sa¤layabilmesi aç›-s›ndan bu sald›rgan politika ABD içinbir tercih meselesi de¤ildir. Koflullar›nzorunlu bir sonucudur.

Buradan bak›ld›¤›nda ABD’nin Or-tado¤u’daki politikalar› emperyalist te-keller için bir nefes borusu durumun-dad›r ve vazgeçilmezdir. Dolay›s›ylabu bölgeye ve dünyan›n di¤er alanlar›-na iliflkin emperyalist yay›lmac›, iflgal-ci, talanc› politikalar›n özünde bir de-¤iflikli¤in olmas› söz konusu de¤ildir.Ama bununla birlikte Bush ve ekibinin“Dünyan›n bütün s›n›rlar› ABD s›n›rla-r›d›r” anlay›fl›yla uygulamaya koydu-kar› iflgalci politikalar, özelde de Orta-do¤u’daki hamleler ABD halk›n›n bü-yük tepkisine neden olmufl, Irak iflgali-ne verilen destek yüzde 80’lerden yüz-de 25’lere de¤in düflmüfltür. Ötesindebu sald›rgan politikalar ABD’yi ekono-mik olarak da bir hayli zorlam›fl, buekonomik zorlanman›n faturas›n›nemekçilere kesilmesinden ötürü de içdengelerde emperyalist tekellerin elininispeten zay›flatm›flt›r. Bu nedenler-den ötürü Ortado¤u politikalar›n›n ge-çici bir süre için “yumuflak” bir zemineçekilmesi zay›f da olsa bir ihtimaldir.Ancak az önce de ifade etti¤imiz üzereoldukça zay›f bir ihtimaldir. Çünkü birsüre önce Bush hükümeti taraf›ndanhaz›rlanan ABD bütçesinden 515 mil-yar dolarl›k rekor bir pay “savunma”yaayr›lm›flt›. Ki ABD’nin son dönemler-deki “savunma” stratejisi sald›r› üzeri-ne bina edilmifl durumdad›r. Ve görü-nen o ki, bu bütçe de, seçimlerdensonra izlenecek yolun; iflgallerin, dar-be tezgahlar›n›n, emperyalist sald›r-ganl›¤›n devam ettirilece¤ine iflaret et-mektedir.

ABD seçimleri: Kazananlar ve hiç kaybetmeyenler

Page 12: 1 - 16 Mart 2008 - Sayı 128

YÜZ F‹K‹RMuzaffer Oruço¤lu

[email protected]

www.muzafferorucoglu.com

Ressam›n çabas›, zaman›n ve mekân›nprangas›ndan kurtulmak, kendi iç özgür-lü¤ünün görünmez yarat›c› gücü ve güzel-li¤iyle buluflmakt›r. Kaliteli ressam›n derinkriz anlar›, genellikle kendisini tekrar etti-¤i ve hararetli bir flekilde ç›k›fl yolu ya dakendini inkar yolu arad›¤› anlard›r. Böyle-si anlarda, çok daha de¤iflik resimler çiz-meye bafllar. Bunlar ya renge, ›fl›¤a, hare-kete ve kompozisyona öncesinden dahagüçlü ve nitelikli bir yenilik getiren resim-lerdir ya da yüzeysel, kolayc›, sanat d›fl›,basit resimlerdir. Tuval üzerine vurulanher boya, kimin taraf›ndan vurulursa vu-rulsun, hiç kuflku yok ki sanat de¤ildir.Beyaz bir zemin üzerine, herhangi birrenkte, her duvar boyac›s›n›n, tabela veyareklam iflçisinin çizebilece¤i bir kare çi-zip, içini siyahla boyayabilirsin. Ne kadarusta bir ressam olursan ol, bunu yapmak-la sanat yapm›fl olmuyorsun. Bunu bir du-var boyac›s› yap›nca sanat olmuyorsa, us-ta sanatç› yap›nca da sanat olmaz. Birçokusta sanatç›n›n bu tip sanat d›fl›, kolayc›eseri vard›r. Usta ressamlardan Berna-ett’in k›rm›z›ya boyad›¤› tuvalini ya da Ka-zimir Maleviç’in, 1913’te, tuval üzerineya¤l›boya ile yapt›¤›, ‘Beyaz Üstüne SiyahKare’ adl› tablosunu, usta bir duvar boya-c›s› ya da tabelac› yapabilir. Duvarc›n›n

yapt›¤› sergilenirse kimse bakmaz. AmaMaleviç’in tablosunun önünde yüzlerce ki-fli, hayranl›k durufluyla seyre koyulabilir.Resim elefltirmenleri tablo hakk›nda, ak-la hayale gelmedik nameler döktürebilir-ler. Peki hayat ne der bu duruma? Haya-t›n da bir görüflü vard›r. O bazen görüflü-nü söylemeden anlaml› ve ac›mt›rak birtarzda gülümser. Tabii flunu da belirtmekgerekiyor, e¤er çizilen siyah karede seyir-ciyi içine çeken bir ton mahareti ya dazenginli¤i, bir büyülü derinlik, dipsizlikvarsa, yap›lan elbette ki sanatt›r. Male-viç’in siyah karesinden, O’nun bu kareyiçizerken içinde bulundu¤u ruh halinebakmak en iyisidir. Karenin bizi sanat at-mosferine sokan en dikkate de¤er yan›da bence budur.

Beyaz bir yüzeyde, yan yana gelifligü-zel konmufl birkaç renkli kare de durumukurtarm›yor. Usta ressamlardan Piet Mon-drian’›n, 1920’de, tuval üzerine ya¤l›boyaile yapt›¤›, siyah, k›rm›z›, sar›, mavi ve gri-li kompozisyonu da kendisini sanat olaraksunmakta zorlan›yor. Yarat›c›s› ne kadarusta olursa olsun, yaratt›¤› eser, basit birnesne derekesine düflüyorsa, insanda ya-l›n ya da karmafl›k duygular, ça¤r›fl›mlar,geri dönüp yeniden bakma e¤ilimleri ya-ratm›yorsa, sanat elefltirmenleri ne derler-

se desinler, o esere bir soru iflareti koy-mak gerekiyor. Tekdüze, s›radan, basit,kolayc› çizimler, hayat›n gözünde sanatd›fl›d›r.

Her rengin bir iç dünyas›, bir iç dinami-¤i, diyalekti¤i vard›r. Ressam›n görevi,rengin görünen yüzüne teslim olmamak,onun iç kargaflas›n› a盤a ç›karmak, renk-leri özgürce konuflturmak, onlar› hayalkurduran, de¤iflim arzusu, varl›k ya dahiçlik duygusu yaratan öznelere dönüfltür-mektir. Resme bakt›¤›m›zda, s›radan birduvara, bir tahta parças›na, ya da boyal›bir kutuya bakt›¤›m›zda hissettiklerimizimi hissediyoruz? Sanatç›n›n renk ve biçimdili, s›radan bir rengin ya da biçimin dilinebenzemez. O dil, al›fl›lagelmifl tüm beylikbiçimlerle, hayatla çat›fl›r, kendi felsefesi-ni, antagonizmas›n› seyirciye hissettirir.

Büyük tuvallere, çubuk, f›rça ya da di-bi delinmifl kovalarla rengarenk, üst üsteboya ak›tarak, soyut, d›flavurumcu resim-ler yapan, Amerikal› sanatç› Jackson Pol-lack’›n renk dili oldukça zengindir. Ifl›¤›nve rengin hareketini, gülümseyen diyalek-ti¤ini, O’nun sözkonusu tablolar›nda his-settikçe canlan›r›z. Do¤adaki ve insandakirenk mahflerinin gücünü k›yaslamaya kal-k›fl›r, insan›n gücüne dair iyimser duygu-larla dolup taflar›z. Sanat›n kendine özgü

bir yaflam tarz› vard›r. Hayat›n taklidindenkaç›n›r, kendine özgü bir hayat yarat›r. Bu-nu yapmakla kalmaz, kendinden sonraki-lerin, kendine benzeme e¤ilimlerinden detiksinir.

Sanatç›, ya hiçleflmeden ya da yaratt›-¤› güzelli¤in hayata egemen olmas›ndanyanad›r; y›¤›nlar›n, kendi artistik dehas›önünde secdeye kapanmas›ndan hoflla-n›r. Gerçek dünyaya de¤il, kendi özgürdünyas›na s›¤›n›r. Kendisini tekrar etmeyebafllad›¤› ya da hayat taraf›ndan ciddiyeal›nmad›¤› zaman buhrana girer. Sanatç›-n›n en ciddi, yarat›c› ve y›k›c› buhran›,kendi özgür dünyas› taraf›ndan sorgulan-d›¤› ya da ciddiye al›nmad›¤› zamand›r.Kendi ifli, bizzat özgürlü¤ün yarat›lmas› ol-du¤u için özgürlü¤ü en çok o talep eder.Otorite tan›maz. Otoriteye dönüflen kendiyarat›c› dehas›yla çat›flmaktan da çekin-mez. Zaten onu sanatç› yapan en güzelözelliklerden birisi de budur.

Küreselleflme, dünyal›l›k ve özgürlükduygusuyla birlikte, otoriteyle uzlaflan, bil-gisiz, kolayc›, reklamc› sanatç›lar›n say›s›-n› da art›rd›. Bu duyars›z kalabal›¤a ra¤-men kalite, biçim aray›fl›nda güçlü bir kri-zi yafl›yor bugün. ‹yimserli¤imizin, umudu-muzun gücü de bu krizin derinli¤ine, gü-cüne ba¤l›d›r.

Renklerindiyalekti¤i

KÜLTÜR-SANAT1-16 Mart 200812

Emekçi ismi ülkemizde devrim ve demokrasimücadelesini kitlelerle buluflturma ve onla-r›n istek ve taleplerini gündemlefltirme çerçe-vesinde bir mevzi olan sanat cephesi içeri-sinde önemli bir köfle tafl› olarak biliniyor.Sanat›n›z›, köy köy dolaflarak ve yoksulköylülerle birlikte konserler vererek gerçek-lefltirdiniz. Y›llard›r bu topraklardan uzaks›-n›z ama bu topraklara dair üretimleriniz de-vam ediyor. Y›llar süren bu ayr›l›k sanat›n›-t›n›za ve yaflam›n›za nas›l yans›d›? Emek-çi’nin günümüze uzanan yol hikayesini birde kendisinin a¤›z›ndan dinlemek isteriz.

Ülkemizden ve sevdiklerimizden kendiiste¤imizle ayr›lmad›k. Bizi do¤du¤umuztopraklara hasret b›rakanlar, bizim bindebirimiz kadar bile o ülkeye ve insanlar›nasad›k de¤ildirler. Ruhumuzun derinlikle-rinde oras› var. Çocuklu¤umu Marafl’ta,gençli¤imi ‹stanbul’da saklad›m. Onlar-dan kopmak ve unutmak mümkün de¤il-dir. ‹yi ki de de¤ildir. ‹lk sürgün y›llar›ndateknik zorluklar yaflad›k. fiimdilerde buzorluklar› önemli ölçüde aflm›fl durumda-

y›z. Ama hasret da¤gibi duruyor kar-

fl›mda. Hasretateflinin na-

s›l yak›c›oldu¤unub i l e n l e rbeni iyianlar lar .O r a d aan›lar›m,e fl - d o s t ,

akraba vey o l -

dafllar›m var. Kimisinin mezar tafl›, kimisi-nin kendisi var, hepsi orada. Benim vücu-dum Avrupal›, beynim ve yüre¤im Anado-luludur. Bu nedenle a¤›rl›kl› üretimimAnadolu’ya yöneliktir. Beni tan›mlarkengösterdi¤iniz inceli¤e teflekkür ederim,ama ben böylesi iltifatlar› hak etmedi¤imidüflünüyorum. Bu yolun köfle tafl› Pir Sul-tan’d›r. Ben o yoldaki binlerce tafltan biriolmay› ye¤lerim. Ayr›l›k 28 yafl›na bast›.fiiir ve müzik üretmeye çal›fl›yorum. Bazenkorkunç bir karamsarl›k kuflat›yor benli¤i-mi. Bazen, kendimi müthifl bir f›rt›nalaraleminde buluyor ve zinde hissediyorum.Bir biçimde hayat ak›p gidiyor. Yaflamay›;yemek yemek, uyumak ve partneriyle seksyapmak olarak alg›lay›p, bofluna oksijentüketenlerden nefret ediyorum. Mao bir fli-irinin sonunda "Dünyada neler oluyor"der. Dünyada olup-bitene karfl› k›l›n› k›-p›rdatmayanlar›n, dünyay› boflu boflunaiflgal ettiklerine ve kirlettiklerine inan›yo-rum. Duyarl›l›k bazen a¤›r bedellere maloluyor. Bu bende 28 y›ll›k hasret olarak,devlet yasa¤› olarak d›fla vuruyor. ‹nsankalman›n bedelini ödüyorum.

Emekçi, Kaypakkaya gelene¤i içerisinde sa-nat›yla sembol haline gelmifl isimlerden bi-ri… Ancak dönemsel olarak, düflünsel an-lamda bir de¤iflim yaflad›¤›n›z ve bunun sa-nat›n›za yans›d›¤› genel bir kan› ve bu ne-denle kimi zaman sert elefltirilere muhatapoldunuz. Bu süreci ve yaflanan de¤iflimi siznas›l de¤erlendiriyorsunuz?

Kaypakkaya hakk›nda dün ne düflü-nüyorsam, bugün de onu düflünüyorum.Be¤enirsiniz ya da be¤enmezsiniz, ama‹bo bir ak›m›n lokomotifidir. Bunun bede-lini de can›yla ödemifltir. Ben hiçbir za-man elefltirilmedim. Sald›r›ya u¤rad›m.

Benim ad›ma benimle ilgisi olmayan ya-k›flt›rmalar çok yap›ld›. Bugün de yap›-l›yor. Elefltiriden olumluya de¤iflimi ve

yap›c›l›¤› anl›yorum. O kadar çok

beyaz kahraman gördüm ki, flimdi esame-leri bile okunmuyor. Devrimci kalman›nbedelini, devrimci saflarda gizlenmifl sis-tem art›klar›yla cebelleflerek ödüyorum.Keflke elefltirilseydik. Bu esas itibariyle bu-gün de yok. Toptan kabul veya hepten retmant›¤› a¤›rl›¤›n› hissettiriyor. Kötü karak-terler iyi fleyler üretemezler. Güzel bir ata-sözümüz var: Do¤ru duvar y›k›lmaz.Son çal›flman›z “Munzur’un 17. Senfonisi”,Yüz Çiçek Açs›n Kültür Merkezi’nin düzen-ledi¤i 4. Demokratik Haklar Kültür ve Sa-nat fienli¤i’nde dinleyiciyle bulufltu ve tümmüzik marketlerde bulmak mümkün. 17’le-re ithaf edilen bu çal›flman›n ortaya ç›k›flsürecini, sizin için ne ifade etti¤ini anlatabi-lir misiniz?

17'lerin içinde 30 y›ll›k arkadafllar›mvard›. Ayr›ca insan›m diyenlerin kabul et-meyece¤i bir vahflilik örne¤iyle katledildi-ler. fiair olmaya aday yüre¤im dayanama-d›. Evimizde haftalarca hüzün hakim ol-du. Esas›nda çok önceden tamamlanm›flt›.Baz› aksakl›klar yüzünden gecikti. SonraHrant'›n katliam› yafland›. Hrant ile ilgilibölüm sonradan eklenmifltir.

“Munzur’un 17. Senfonisi”nde müzikal an-lamda yeni bir tarz, daha do¤rusu Emek-çi’den dinlemeye al›fl›k olmad›¤›m›z bir mü-zikal altyap›yla karfl›laflt›k. Bu yenilik hak-k›nda neler söylemek istersiniz.

Dikkat ederseniz tekstin karakteri deal›fl›k oldu¤umuz "a¤›t" tarz›ndan farkl›-d›r. Tekstte, serbest fliir motiflerinden ma-niye, türküden marfl diyebilece¤imiz for-mata kadar çeflitli duraklar var. Mun-zur’un 17. Senfonisi’nde de müzi¤in ka-rakterini tekst belirlemifltir. Bir yeni aç›-l›m da denebilir. Tekst ferdi de¤il, genelikaps›yor. 68 kufla¤›ndan Hrant’a kadargelen bir devrimci önderler silsilesi an›la-rak her durakta 17'ler yad ediliyor. Bentarz›mdan son derece mutluyum. Onuterk etmek veya de¤ifltirmek gibi bir fik-

rim de yok. Ayr›ca bu albümdeki di¤er

eserler sizin deyiminizle "al›fl›k" oldu¤u-

nuz tarzd›r. Senfoninin bu flekliyle hat›r-

larda daha uzun kalaca¤›na inan›yorum.

Bundan sonra da devrimcilere atfen yap›-

lacak müzikal çal›flmalara tarz olarak

katk› yapaca¤›n› düflünüyorum.

Emekçi, ülkemizde yaflayan köylülerin, iflçi-

lerin özlemle canl› dinlemeyi bekledi¤i bir

sanatç›. Bakanlar Kurulu’nun ülkeye girifli-

nizi yasaklayan karar› nedeniyle y›llard›r

kendi topraklar›n›zdan, kendi insan›n›zdan

uzaks›n›z. Bu sorunu aflmak için birtak›m

giriflimlerde bulunuldu¤unu ancak sonuç

al›namad›¤›n› biliyoruz. Bu konuda neler

söylemek istersiniz?

Yasak devam ediyor, benim de müca-

delem devam ediyor. En son 13 fiubat

2008'de postaya verilen, 15 flubatta elime

geçmesi hesaplanm›flças›na gelen resmi

mektupta "yasa¤›n kald›r›lmas›n›n uygun

görülmedi¤i" belirtiliyor. Halen u¤rafl›yo-

rum. Baflaraca¤›m›za inan›yorum. Herkes-

ten katk› bekliyorum. Yeni bir kampanya

bafllatacakt›m, Genelkurmay’›n iflgale gi-

riflmesi gündemi eline ald›¤›ndan yavafl-

latt›k. Uygun zemini yakalar yakalamaz

yeniden h›z verece¤iz. Buradaki kitle ör-

gütlerinden daima destek gördüm, görüyo-

rum. Burada ve ülkedeki sanatç› dostlar

sa¤ olsunlar daima yan›mda oldular. Dev-

let gerekçe göstermedi¤i gibi, yasa¤›n sü-

resi hakk›nda bilgi de vermiyor. Bravo Ba-

kanlar Kurulu’na. Bu yaz›y› okuyan herke-

si Bakanlar Kurulu’nu bu "insani" karar›n-

dan dolay› alk›fllamaya ça¤›r›yorum.

Son olarak söylemek ne söylemek istersiniz?

Y›k›las› ‹stanbul’u ‹stanbul’da okuma-

dan ölmeyece¤im. ‹nsanl›¤› ve do¤ay› çok

seviyorum. ‹nsanl›k için bir ad›m yürüyen-

lere dahi sayg› duyuyorum.

ANKARA- Muzaffer Oruço¤lu’nun son kez 1986 y›l›n›n nisan›nda,13 y›ll›k bir hapishane yaflam› sonras›nda tahliye edilip kelepçelibir halde askere götürülürken gördü¤ü Ankara’da, “Avustral-ya’dan Anadolu’ya” adl› sergisi 18 flubat – 5 mart tarihleri aras›n-da Ekin Sanat Merkezi’nde be¤enilere sunuldu. Bilincin tüm gü-cüyle yetene¤i, rüyay›, arzuyu, dehay›, cinneti, içgüdüyü yan›naalarak resme dönüfltü¤ü Oruço¤lu’nun 1. ve 2. dönem olarak ad-land›rd›¤› resimlerinin konusunu, insan sorunlar›na dair kargafla,parçalanma, yabanc›laflma, göçmenlik, iflsizlik, kriz gibi temalaroluflturmaktad›r. Avrupa ve Avustralya’da dolaflan siyasal bir göç-menin hayata bak›fl›n›, ruh halini, stil ve renk dünyas›n› anlamakbak›m›ndan önem tafl›yan bu resimler, kar›fl›k teknik, akrilik, ya¤-l›boya, kesyap (kolaj) ve pastel tarzlar›nda yap›lan çal›flmalardanolufluyor. Koptu¤u bu befli¤e geri dönememesi nedeniyle yaz›l› birkonuflma metni gönderen Oruço¤lu, birinci ve ikinci döneme aitbu çal›flmalar›n›n saf ve yar›-soyut stiller oldu¤unu belirtmifl. Ak-rilik, ya¤l›boya, kolaj, okaliptüs reçinesi gibi teknikleri bazen saf,bazen de iç içe kar›fl›k olarak kulland›¤›n› ifade eden Oruço¤lumetnin devam›nda; “‹yimserli¤imi, güçlü ve zay›f yanlar›m›, ›fl›¤aç›kmam›fl iç kargaflam›, hiçleflme e¤ilimimi, ciddi ve alayc›l dün-yam›, renklerin birbirlerini özümleyen flafl›rt›c› diliyle ifade etmeyeçal›flt›m. Benim resim çizme çabam, gerçeklikten kopma, yepyenibir gerçeklik yaratma, yani resmi birebir yaflama arzumdan kay-naklan›yor. Resim beni, do¤an›n ve hayvanlar âleminin bilinme-yen ruhuna, kargaflaya ve özgürlük duyusuna tafl›yor” fleklindeaç›klamalara yer vermifl.

Alayc›l dünyan›n resimleri

Soyutlamay›, ifade zenginli¤ini yaratman›n bir arac› olarak gö-ren Oruço¤lu, insanl›¤› figüratif resimlerle bir kez daha etkileyerek-kendisinin de ifade etti¤i gibi- figürsüz renk âleminin görünmeyenfigürlerini hayal gücüyle bulmaya çal›flm›fl. Bugüne kadar k›rktanfazla yerde kitlelerin be¤enisine sunulan ve sonuncusu Ankara’dagerçeklefltirilen serginin aç›l›fl konuflmas›n› yapan flair Ahmet Tel-li; flair, yazar, heykelt›rafl, ressam gibi farkl› özelliklerine de¤indi¤iOruço¤lu’nun, efsane ve masal bölümlerindeki mizahi ironiye ver-di¤i önemle gerçe¤i durmadan ti’ye alan bir ressam oldu¤unu ifa-de etti. Oruço¤lu’nun, felsefe ve hayat çizgisi içinde sanat›n› olufl-tururken içindeki gurbeti mücadeleci kültür gelene¤iyle yürekleretafl›d›¤›n› söyleyen Telli; “Muzaffer siyasal bir sürgün olarak yafla-m›n› sürdürürken do¤du¤u co¤rafyan›n kültürleriyle flimdi yaflad›-¤› co¤rafyan›n kültürleri aras›nda derin bir sanatsal prati¤i ç›kar-m›flt›r. Avustralya’n›n okaliptüs ormanlar› aras›nda duyulmayanAborjinlerin yaflant›lar› ve onlar›n ezgileri ile Anadolu kültürlerinins›rlar› resimlerine ifllemifltir. ‹lginçtir, Kaygusuz Abdal ile Rus Befl-lileri dinleyen Oruço¤lu, genelden evrensele o müthifl sanatsal is-te¤i, sanatsal maceray› yakalam›flt›r” dedi. 60’l› y›llarda edindi¤imücadeleci kültür gelene¤ini, devrimci kültürün mücadeleci ka-rakteri ile birlefltirdi¤ini ifade eden Telli, Oruço¤lu’nun sanat›n›nhiç kimseye devrimcili¤in ba¤›fllanmayaca¤›n› söyleyen bir tezlekarfl›m›za ç›kt›¤›n› vurgulad›. Ahmet Telli ayn› zamanda, tüketimideolojisi içine hapsedilmifl ülkemizde, Muzaffer Oruço¤lu’nun re-simlerini sahiplenme ça¤r›s›nda bulundu.

Avustralya’danAnkara’ya devrimcikültürün ürünleri

Emekçi ile Munzur’un 17. Senfonisi üzerine

Page 13: 1 - 16 Mart 2008 - Sayı 128

ANAL‹Z 1-16 Mart 2008 13

“Ne banka b›rakaca¤›z, ne fabrika, nede iflletme. Liman da b›rakmayaca¤›z.Hepsini sataca¤›z” diyerek yola koyulanAKP hükümeti, 1980’li y›llardan devrald›-¤› özellefltirme hamlesi ile ülkemizi em-peryalistlere satma misyonunu büyük birbaflar› ile yerine getiriyor.

AKP hükümeti, “Kar edeni de, zararedeni de” “babalar gibi” satarken, ulusla-raras› tekellerin ülkemizdeki “milli” boya-l› piyonlar› üç maymunu oynaman›n öte-sine geçemiyorlar. Hakk›n› savunan iflçi-ye, köylüye, emekçilere, gençlere, iflsizle-re, kad›nlara, Kürt’e, Ermeni’ye, Laz’a,Çerkez’e “vatan elden gidiyor” yaygaras›kopartarak “vatan aflk›yla”, “Allah Allah”nidalar›yla sald›ran “vatanc›, milletçi, Sa-karyac›”lar, AKP’nin ülkemizi kar›fl kar›flemperyalistlere satmas›na alk›fl tutuyor-lar. ABD baflta olmak üzere çeflitli emper-yalist güçlerin kuca¤›nda yetiflmifl olan buk›ymeti kendinden menkul vatansatarla-r›n, tersi bir tutum sergilemelerini bekle-mek de do¤rusu hayalperestlik olacakt›r.Zira özellefltirme sürecinin bafllad›¤›1980’li y›llar›n bafllar›, vatan› “koru-mak”la mesul oldu¤u iddia edilen ordu-nun yönetimde oldu¤u y›llard›r.

12 Eylül özellefltirme darbesi

“Devletin elindeki kamu mülkününyerli ya da yabanc› özel flah›slara sat›lma-s›, devletin ekonomik ve sosyal rolününküçültülmesi, sosyal güvenlik hizmetleri-nin en düflük düzeye indirilmesi” manas›-na gelen özellefltirmeler, emperyalizmin1970’li y›llarda piyasaya sürdü¤ü neo-li-beral politikalar›n bir ürünü olarak hayatbuldu. Emperyalizmin bu politikas›, ülke-mizde ise 24 Ocak 1980’de, SüleymanDemirel’in Baflbakanl›¤› alt›nda Turgut

Özal taraf›ndan haz›rlanan ve 24 OcakKararlar› olarak bilinen ekonomik prog-ramla yürürlü¤e konmufltur.

Türk hakim s›n›flar›n›n emperyalistefendilerine ba¤›ml›l›klar›nda ve hizmetle-rinde yeni bir dönemin aç›lmas›n› ifadeeden 24 Ocak Kararlar› ile, önceleri em-peryalist güçlerin dolayl› olarak yönettik-leri ülkemizdeki Kamu ‹ktisadi Teflübbüs-leri (K‹T), art›k do¤rudan bu güçlere terkediliyordu. Bu kararlar ile iflçisi, köylüsü,emekçisi ile ezilen halklar›m›z›n al›nterle-ri ile yarat›lan kamu kurum ve kuruluflla-r›n›n emperyalist efendilerine adak olaraksunan Türk hakim s›n›flar›, ayn› zamandaiflçi, emekçi ve köylülerin sosyal-siyasalve ekonomik haklar›n› da buduyor, ya-flamlar›n› daha da güç hale getiriyordu. 24Ocak Kararlar› ile bafllat›lan bu özellefltir-me, baflka bir deyiflle ülkemizi emperya-lizmin ayaklar› alt›na serme süreci, 12 Ey-lül darbesinin ard›ndan h›z›n› art›raraksürdü. 24 Ocak Kararlar› ve sonras›nda 12Eylül darbesinde belirlenen ekonomik yö-nelimle emperyalistlerin önde gelen talep-lerinden biri olarak özellefltirmeler içinhalk›n tepkisini önlemek bab›nda hukukialtyap› oluflturuldu. Kamu ‹ktisadi Kurumve Kurulufllar›’na dönük yat›r›mlar büyükoranda k›s›ld›.

1990’l› y›llar: Haydi art›k satal›m

24 Ocak Kararlar› ve akabinde 12 Ey-lül darbesi ile gerekli hukuki zemini yara-t›lan özellefltirme süreci, 1990’l› y›llara ge-lindi¤inde bu kurumlar›n sat›lmas›n› hak-l› göstermek amac›yla yürütülen yo¤un birideolojik koflulland›rma kampanyas› eflli-¤inde bafllayan sat›fl faaliyetleri ile süre-geldi. 2002 y›l› sonuna de¤in özellefl-tirmeler için gerekli ideolojik koflul-

land›rma, halk›bu sat›fllar›n “hak-

l›” oldu¤unainand›rma kam-

panyalar› devam etti.2003 y›l›nda ABD taraf›n-

dan kurulan AKP’nin hükümete getirilme-siyle ise, özellefltirme sürecinin alt›n y›lla-r› bafllam›fl oluyordu. Bilinen gizli güçlertaraf›ndan I. ve II. AKP hükümetlerininprogramlar›n›n ana maddelerine özellefl-tirmeler yerlefltiriliyor ve talan bafllat›l›-yordu.

“Ç›lg›n Türkler”in

özellefltirme ç›lg›nl›¤›

2003 y›l›nda hükümete gelen AKP,özellefltirme politikalar›n› ekonomik poli-tikalar›n›n merkezine oturtmufl ve deyimyerindeyse K‹T’lerin üzerinden bir buldo-zer gibi geçmifltir. Ülkemizin stratejik ku-rum-kurulufllar›n›, “stratejik yermifl, nestratejisi, önemli olan müflteri bulmak”anlay›fl›yla birbirinin ard› s›ra satan AKP,bu sat›fllarda bir beis görmedi¤ini Unak›-tan’›n a¤z›ndan flöyle ifade ediyordu:

“Özellefltiriyoruz, sat›yoruz, ne olur? Hiç-bir fley olmaz. Adam fabrikay› yükleyip d›-flar› kaç›rm›yor ya”!

Evet, adamlar fabrikalar› s›rtlay›p d›-flar› kaç›rm›yorlard›, ama d›flar›ya bir fley-ler kaç›r›l›yordu. Üstelik kaç›ranlar d›flar›-dan gelenler de¤il, onlar›n içerideki hiz-metkarlar›yd›; AKP hükümeti ve Türk dev-letini elinde bulunduran ordusu, Saban-c›’s›, Koç’u, Eczac›bafl›’s›, Toprak’›, Zor-lu’su idi. D›flar›ya kaç›r›lan ise, bu kuru-lufllar›n her y›l elde ettikleri milyarlarcadolarl›k kar idi. Kar› çantalara doldurupyurt d›fl›na ç›kartmak varken fabrikay›kim s›rtlamak ister ki? Ama zaten AKP veTürk devletini yöneten emperyalizminuflaklar›n›n bu durumdan da bir flikayetle-ri yoktu, olamazd› da. Yine Maliye Bakan›Kemal Unak›tan’›n dedi¤i gibi, onlar “buifli seviyor”lard›, çünkü efendilerine hiz-met ettikleri sürece var olabilirlerdi.

Ülkesini pazarlamakla mükellef oldu-¤unu söyleyen bir baflbakan›n temsiliye-tiyle ve yukar›da aktard›¤›m›z anlay›fllardo¤rultusunda AKP hükümeti döneminde30 milyar dolarl›k sat›fl yap›ld›. “Paray›veren düdü¤ü çald›” ya da Ulaflt›rma Ba-kan› Binali Y›ld›r›m’›n deyimiyle; “paray›veren k›z›m›z›(!)” gördü. Özellefltirmelerile devletin üzerindeki kamu yükününazalt›lmas›n›n, devletin borçlar›n›n öden-mesinin hedeflendi¤i söylenip durdu.Ama ülkemizdeki neredeyse tüm büyükkamu kurulufllar›n›n sat›lmas›na karfl›nAKP hükümeti döneminde borçlar azal-mak yerine artt›. AKP, önceki hükümettendevrald›¤› 95.2 milyar dolarl›k iç borcuyüzde 124 art›rarak 2007 y›l› eylül ay› so-nunda 213.3 milyar dolara ulaflt›rd›. D›flborçta da tablo iç borçla ayn› oldu; buborçlar da yüzde 11.6 oran›nda artarak57.1 milyar dolardan 69 milyar dolaraulaflt›. Bu rakamlarla birlikte iç ve d›flborçlarda yüzde 85.2 oran›nda bir art›flyaratan ve 2007 y›l› eylül ay›nda toplamborç stokunu 282.1 milyar dolara ulaflt›ra-rak TC tarihinin rekorunu k›rd›.

Satt›klar›

satacaklar›n›n teminat›d›r

AKP hükümetine say›s›z konuda inan-m›yor olabiliriz, ancak özellefltirmeler ko-nusunda söyledikleri “satmad›k hiçbir yerb›rakmayaca¤›z” sözlerine kesinlikleinanmam›z gerekir, ki icraatlar› da bu sö-zün garantisi niteli¤indedir. 2003 y›l›ndanbu yana yap›lan özellefltirmelere ve sat›-lan kurum-kurulufllara, sat›lmak-özelleflti-rilmek istenenlere bakmak, karfl› karfl›yaoldu¤umuz büyük y›k›m› durdurmak üze-re belki bizleri harekete geçirebilir.

‹flte AKP dönemindeki

ekonomik iflgalin tablosu

Unak›tan, özellefltirmelerle ülkenin ifl-gal alt›na girdi¤ini söyleyenlere cevaben;

“Ülkenin iflgal alt›na girdi¤ini söylüyorlar.Gelsinler iflgal etsinler” diyordu. Söyledi¤ioldu, geldiler iflgal ettiler:

TÜRK TELEKOM: Y›ll›k kar› 2.8 mil-yar dolar olan Türk Telekom’un yüzde55’i 6 milyar 650 milyon dolara, yani üçy›ll›k kar› karfl›l›¤›nda sat›ld›.

TÜPRAfi: Gerçek de¤eri 8 milyar dolarolan ve sadece 2007 y›l›n›n ilk 9 ay›nda971 milyon 588 bin YTL net kar elde edenTüprafl, 4 milyar dolara sat›ld›.

ERDEM‹R: Gerçek de¤eri 10 milyardolar olan ve 2004 y›l›nda 631 milyon do-lar net kar elde eden Erdemir, 2.8 milyardolara sat›ld›.

POAfi: Gerçek de¤eri 9 milyar dolarolan ve y›ll›k 315 milyon dolar kar edenPoafl’›n yüzde 51’i 1 milyar 260 milyondolara sat›ld›.

‹SDEM‹R: 2007 y›l›nda kar›n› yüzde36.5 oran›nda art›rarak 548.7 milyon YTLkar eden ‹sdemir’in yüzde 49’u 2 milyar900 milyon dolara sat›ld›.

PETK‹M: Gerçek de¤eri 6 milyar dola-r›n üzerinde olan ve y›ll›k 1.5 milyar dolarkar elde eden bu kurum, 2 milyar dolarasat›ld›.

Bunlar›n yan› s›ra TEKEL’in sigara bö-lümü, SEKA’n›n ülkedeki iflletmeleri, Sü-mer Holding, Marmaris Liman›, TrabzonLiman›, Dikili Liman›, ‹zmir Liman›, De-rince Liman›, TEKEL’e ait tafl›nmazlar, ET‹Bak›r ‹flletmeleri, ET‹ Alimünyum ‹flletme-leri, Türkiye fieker Fabrikalar›, ET‹ Bank,TEKEL Alkollü ‹çkiler Bölümü, K›br›s TürkHava Yollar›, Orman Ürünleri Sanayi, Çi-mento Fabrikalar›, Et ve Bal›k Kurumu,Süt Endüstrisi Kurumu (SEK), Gübre Fab-rikalar› ve daha burada sayamayaca¤›m›zçok say›da kamu iflletmesi sat›ld›.

Kurbanl›k koyun gibi flu anda sat›fl s›ra-lar›n› bekleyen bafll›ca kamu varl›klar› iseflunlar: Fatih Sultan Mehmet Köprüsü, Bo-¤aziçi Köprüsü, Edirne-‹stanbul-AnkaraOtoyolu, ‹zmir-Ayd›n Otoyolu, Pozant›-Tarsus-Mersin Otoyolu, Tarsus-Adana-Ga-ziantep Otoyolu, Toprakkale-‹skenderunOtoyolu, Gaziantep-fianl›urfa Otoyolu, ‹z-mir-Çeflme Otoyolu, ‹zmir ve Ankara ÇevreOtoyolu , Baflkent Elektrik Da¤›t›m Afi, Sa-karya Elektrik Da¤›t›m Afi, ‹stanbul Ana-dolu Yakas› Elektrik Da¤›t›m Afi ve dahabir dizi yer... Elbette bu listeye yeralt› kay-naklar›n› da eklemek gerekir.

Yap›lan bu özellefltirmelerin hiçbirihalk›m›z›n ihtiyac›ndan do¤mam›flt›r. Ak-sine bu özellefltirmelerin yol açt›¤›, açaca-¤› y›k›mlar›n faturas› bütünüyle emekçi-yoksul halklar›m›za kesilmektedir, kesile-cektir de. Emperyalistler taraf›ndan daya-t›lan ve AKP ile devleti elinde bulunduranemperyalizmin piyonlar› taraf›ndan haya-ta geçirilen bu politikalara, “babadan ka-lanlar”›n sat›lmas›na dur denilmemesi ha-linde, üzerinde durabilece¤imiz bir ülke-miz olmayacak!

Sat›lm›fl bir ülkenin ibretlik resmidir

Haritada iflaretli noktalar, “özellefltirme” ad› alt›nda sat›lan yerleri ve bu yerleri alan ülkeleri göstermektedir. ‹flte “vatan”, “mil-let”, “ba¤›ms›zl›k” maskesini takm›fl olanlar›n yaratt›¤› ibret verici tablo: Kar›fl kar›fl sat›lm›fl, iflgal alt›nda bir ülke!

Ülkenin “özellefltirilmesi”ne“millici” ordu neden karfl› ç›k-mad› dersiniz?

Ham petrolün varil fiyat›n›n 100 ABD dolar› s›n›r›n› aflt›¤› biranda, ülkemizdeki, daha önce kapat›lm›fl olan petrol kuyular›n›naç›lmas› gündeme geldi. Özellikle 2007 y›l›nda “yo¤unlaflt›r›lan”petrol arama faaliyetleri kapsam›nda aç›lan -petrol ç›kan kuyularda dahil- neredeyse tüm kuyular, yeterli rezerv olmad›¤› ve bu ha-liyle karl› olmad›klar› öne sürülerek betonla kapat›lm›flt›. Kuyula-r›n betonla kapat›lmas›n›n ard›ndan, ülkemizdeki petrol aramafaaliyetlerinin uluslararas› güçler taraf›ndan engellendi¤i ve buengellemeye devletin de boyun e¤di¤i, kuyular›n da yine ayn›güçler taraf›ndan kapat›ld›¤›, kapatt›r›ld›¤› düflünceleri yükseksesle dile getirilmiflti. Ne var ki, devletin ilgili kademeleri taraf›n-dan bu düflüncelere hararetle karfl› ç›k›larak, aç›lan kuyulardakipetrolün çok az ve kalitesiz oldu¤u, dolay›s›yla bu kuyular›n iflle-tilmesinin zarar getirece¤i iddia edilmiflti.

Kuyular› b›rak›n, Petrol Kanunu’na bak›n

Ülkemizde petrol ç›kan kuyular›n kapat›l›p kapat›lmamas›,sadece bir sonuçtur. Oysa üzerinde durulmas› gereken temel me-sele ülkemizde petrol arama, ç›kartma, iflleme ve satma faaliyet-lerini düzenleyen yasalar›n niteli¤i, kime ya da kimlere hizmet et-ti¤idir. Y›lda 18 milyar dolar tutar›ndaki 25 milyon ton (180 mil-yon varil) petrolün tüketildi¤i ve bunun yüzde 89’unun d›flar›dansat›n al›nd›¤› ülkemizde, petrole iliflkin her türlü faaliyetin düzen-lenmesini kapsayan Petrol Kanunu, uluslararas› petrol tekelleri-ne istedikleri gibi at koflturmalar› f›rsat›n› vermektedir. Ki, ülke-mizde petrol ç›kan kuyular›n kapat›lmas›na gerekçe gösterilen“kar getirmezler” düflüncesini ortaya ç›kartan matemaktiksel for-müller, Petrol Kanunu içinde mevcut. Baflta uluslararas› petrol te-kelleri olmak üzere yerli ve yabanc› petrol flirketlerinin kontrolün-de haz›rlanan Petrol Kanunu, petrol ç›kmas› muhtemel alanlar›nflirketlere sat›lmas› için gerekli yasal zemini haz›rlam›flt›r. Bu f›r-sattan yararlanan petrol tekelleri, petrolün ç›kma ihtimalinin ol-du¤u alanlar›n ruhsatlar›n› alm›fl ve böylelikle devletin buralardaarama yapmas›n›n önüne geçmifllerdir.

Amerikan Jeoloji Kurumu’nun haz›rlad›¤› petrol haritas›nagöre, ülkemizin Suriye, Irak ve ‹ran s›n›r›ndaki bölgeleri zenginpetrol kaynaklar›na ev sahipli¤i yap›yor. Söz konusu bölgedekipetrol arama alanlar› üç parçaya ayr›lm›flt›r. Petrol Kanunu’nun53. maddesi, bir petrol flirketinin petrol arama bölgesinde sade-ce 400 hektarl›k alanda arama yapabilece¤ini söylüyor. Ayn› ya-sa, devlet kuruluflu olan Türkiye Petrolleri Anonim Ortakl›¤›(TPAO)’n› da bir flirket olarak tan›ml›yor ve söz konusu s›n›rla-malar› bu kurulufla da getiriyor. Dolay›s›yla TPAO da, sözünü et-ti¤imiz petrolün bulundu¤u bölgede en fazla bin 200 hektarl›kalanda arama ve ç›kartma faaliyeti yürütebiliyor! TPAO d›fl›ndaiçinde uluslararas› petrol tekellerinin de yer ald›¤› 20 flirketinPetrol Kanunu’na tabi oldu¤u göz önüne al›nd›¤›nda, Petrol Ka-nunu haz›rlan›rken, devletin petrol arama faaliyetlerinin tama-men s›n›rland›r›lm›fl oldu¤u daha aç›k görülecektir.

Ülkemizdeki y›ll›k petrol üretimi 40 milyon ton!

Petrol Kanunu ç›karken, devletin madencilik kurumu olanMaden Tetkik Arama (MTA)’n›n yay›mlad›¤› makalede; “Bizbu ç›kacak Petrol Kanunu ile sadece kendi ihtiyac›m›z› karfl›la-mayaca¤›z, ayn› zamanda ihraç eden ülke olaca¤›z” deniliyor.Yani ülkemizde, bizim y›ll›k petrol ihtiyac›m›z›n üzerinde üre-tim yap›lmas›na izin verecek denli bol petrol var! Basit bir he-saplama ile; TPAO’nun y›ll›k ç›kartt›¤› petrol miktar› yaklafl›k 2milyon ton. Petrol Kanunu’na tabi olarak ülkemizde petrol ara-yan 20 flirketin her birinin y›lda bu kadar petrol ç›kartt›¤›n› var-sayacak olursak, ülkemizde y›ll›k petrol üretimi 40 milyon tonolarak karfl›m›za ç›k›yor. Ki, ülkemizde petrol arama ve ç›kart-ma faaliyeti yürüten TPAO’dan çok daha büyük uluslararas›tekellerin oldu¤u gözönüne al›nd›¤›nda, bu rakam›n artabilece-¤i kendili¤inden ortaya ç›kar. Ne var ki petrol ç›kmas› muhte-mel alanlar›n ruhsat›n› alan flirketler, buralar› bugüne de¤in ifl-letmekten öte kapal› tutarak, ülkemizi petrolde d›fl al›ma –ken-di ç›karlar› do¤rultusunda- mahkum etmifllerdir.

Kapat›lan kuyular› kimler açacak dersiniz?

17 Ocak 2007 tarihinde mecliste Petrol Kanunu’na iliflkin ye-ni düzenlemeleri içeren yeni bir yasa tasar›s›; Türk Petrol Kanunutart›fl›lm›fl ve kabul edilmiflti. Cumhurbaflkan›n›n onay›na sunulanyasa, Ahmet Necdet Sezer taraf›ndan veto edilmiflti. fiimdi, Shell,BP, TatoilHydro, Total gibi çok say›da uluslararas› petrol tekeli,kapat›lan kuyulardaki petrolleri ç›kartmak ve yeni bölgelerde ara-ma yapmak için bu kanunun ç›kmas›n› bekliyor. Petrol arama fa-aliyeti için ellerini ovuflturarak bu yasan›n ç›kmas›n› bekleyen pet-rol flirketlerinin kurmufl olduklar› Petrol Platformu Derne¤i, ülke-mizdeki denizlerin yüzde 99'unda, topraklar›n yüzde 80'inde bu-güne kadar arama yap›lmad›¤›na dikkat çekerek, bugüne de¤inbizlere anlat›lan “petrol yok” yalanlar›n› da itiraf ediyorlar adeta.Ve söz konusu “aranmam›fl bölgelerde arama yapabilmek için biran önce Türk Petrol Kanunu ç›kmal›” diyorlar.

Türk Petrol Kanunu ne getiriyor?

Ç›kart›lacak olan yasada, petrol arama ve ç›kartma iflini ya-pacak olan flirketler için geçmiflte aranan “milli menfaatlere uy-gunluk” koflulu kald›r›l›yor, yabanc› devletler ad›na hareketeden özel ve tüzel kiflilere petrol arama ve ç›kartma izni verili-yor, önceki yasada yer alan “memleket ihtiyac› için ayr›lmas›gerekli petrol ve gaz üretimi” zorunlulu¤u kald›r›l›yor, aramaruhsatlar›ndan al›nan devlet hissesi tamamen kald›r›l›yor, pet-rol flirketlerine vergi indirimi ve muafiyeti getiriliyor, TPAO’nundevlet ad›na arama-üretim yapaca¤› hükmü kald›r›larak bu ku-rumun özellefltirilmesinin önü aç›l›yor... Sözün özü, yan› bafl›-m›zda, Irak’ta iflgalle yap›lan, ülkemizde devlet eliyle, yasaldüzenlemeler ile yap›l›yor...

Kapat›lan petrol kuyular› aç›l›yor ama...

Page 14: 1 - 16 Mart 2008 - Sayı 128

Yüzlerce y›ld›r bu topraklarda yafla-yan çeflitli az›nl›klar üzerinde uygulananmilli bask›, ç›kar›lan yasalar ve uygula-nan politikalarla devam ediyor. AKP hü-kümetinin AB'ye üyelik sürecinde takiye-ci özüne uygun olarak yapt›¤› düzenle-melerden birisi de, Türk devleti tarihindebüyük haks›zl›klara maruz kalm›fl olançeflitli az›nl›klar›n mal varl›klar› ile ilgilidüzenlemeleri içeren 'Vak›flar Kanunu'oldu. Türk devletinin kuruldu¤undan buyana ç›kar›lan yasalarla çeflitli millet veaz›nl›klar yerlerinden olmaya zorlanm›fl,içte tehdit, d›flta ise 'düflman' fleklindeyaftalanm›fl, katliamlara maruz kalm›fl vetüm mallar› ya¤ma edilmiflti.

fiimdilerde ise demokrasi havarili¤ipozlar›na bürünmüfl olan takiyeci AKPhükümeti, 'vak›flar yasas›' ile bir kez da-ha vitrinlere oynad›. Ancak ç›kart›lanyasan›n sorunlar› çözme yolunda hiçbirmesafe katedemedi¤i görülüyor.

Önceki Cumhurbaflkan› Ahmet Nec-det Sezer taraf›ndan veto edilen 'Cema-at vak›flar›n›n mazbutaya al›nan malla-r›n›n iadesini örgören'(!) vak›flar kanu-nu kabul edildi. Baflta MHP ve CHP gi-bi faflist partiler ise, 'ulusal tehdit' diyeyorumlad›klar› kanuna, 'vatana ihanet'diyerek karfl› ç›kt›lar.

AKP hükümetinin daha önce mec-listen geçirerek Cumhurbaflkanl›¤›nagönderdi¤i Vak›flar Yasas›, Cumhurbafl-kan› A. Necdet Sezer taraf›ndan LozanAntlaflmas›'na ters düfltü¤ü gerekçesiyleveto edilmiflti. AKP'nin tekrar meclistengeçirdi¤i ve Cumhurbaflkan› AbdullahGül taraf›ndan onaylanan Vak›flar Ka-nunu, bugüne kadar birçok haks›zl›¤amaruz kalm›fl olan cemaat vak›flar›n›nsorunlar›n› gidermiyor. Onaylanmadanönce meclise sunulmak üzere oluflturu-lan Vak›flar Kanunu Tasar›s› için, "bafl-ta eflitlik hakk›, mülkiyet hakk›, din öz-gürlü¤ü, örgütlenme özgürlü¤ü ve e¤itimhakk› olmak üzere, temel hak ve hürri-yetleri ihlal etmektedir" fleklinde elefltiri-ler yap›lmaktayd›.

"Kanunun uygulanmas›nda

milletleraras› mütekabiliyet

ilkesi sakl›d›r"

"Milletleraras› mütekabiliyet"ten ka-s›t, di¤er devletlerin kendi topraklar›ndayaflayan Türk uyruklu az›nl›klara tan›d›-¤› haklar›n gözönüne al›nmas› ve Türkdevletinin az›nl›klara yapaca¤› uygula-man›n fleklinin buna göre belirlenmesi-dir. Mütekabiliyet kavram›, karfl›l›kl›l›k

anlam›nda kullan›lmaktad›r. Gayrimüs-lim cemaat vak›flar›, TC vatandafllar› ta-raf›ndan kurulmufl olmalar›na ra¤men,mütekabiliyet ilkesine tabi tutulmalar›ayr›mc›l›k göstergesidir. TC'nin, gayri-müslim olan kendi vatandafllar›na tan›-yaca¤› hakk›, baflka devletlerin tutumuve politikalar›na göre belirlemesi haks›z,ayr›mc› bir tutumdur. Vatandafllar›n di-ni kökenleri itibariyle ayr›mc› bir uygu-lamaya tabi tutulmas› insan haklar› ih-lalidir ve laikli¤e ayk›r›d›r.

"Yeni vak›flar; Türk Medeni

Kanunu hükümlerine göre

kurulur ve faaliyet gösterirler"

Türk Medeni Kanunu'nun 101(4)maddesine göre, "belli bir ›rk ya da ce-maat mensuplar›n› desteklemek ama-c›yla vak›f kurulamaz". Bu madde, gay-rimüslim cemaatlerin kendi cemaatleriniyaflatmak ve desteklemek için yeni vak›fkurmalar›n› engellemek için kullan›lm›fl-t›r. Yeni vak›flar›n Medeni Kanuna görekurulmas›, gayrimüslimlerin kendi ce-maatlerinin dini, sosyal ve di¤er ihtiyaç-lar›n› karfl›lamak üzere yeni vak›f kur-malar›n› engelliyor. Bu durum, gayri-müslim cemaatlere kendi kurumlar›n›kurma ve yönetme hakk› tan›yan LozanAntlaflmas› ile de ba¤daflmamaktad›r.

"Mazbut vak›flar aras›na al›nanvak›flara bir daha yönetici

seçimi ve atamas› yap›lamaz"

Cemaat vak›flar›n›n el konulan(mazbutaya al›nan) mallar›n›n iadesiyap›lmayaca¤› gibi mazbut vak›f uygula-mas›n› sona erdirecek bir hüküm de sözkonusu de¤il kanunda. Aksine, yeni dü-zenleme bundan sonra da az›nl›klar›nvak›flar›na ait mallar›n gaspedilmesininönünü aç›k tutuyor. Mazbut vak›f uygu-lamas›ndan en fazla Rum Ortodoks ce-maati zarar görmüfltür. Bugüne dekRum cemaatine ait 24 adet vak›f mazbu-taya al›nm›fl, bu vak›flar ad›na tapudakay›tl› olan yüzlerce gayrimenkule el ko-nulmufltur. Mazbutaya al›nan bu vak›f-larda yönetim kurulu seçimleri yap›lma-s›n› engelleyen yeni yasal düzenleme,Vak›flar Genel Müdürlü¤ü’nün (VGM)mazbut vak›flar›n üzerindeki tahakkü-münü sürdürmesine olanak vermekte-dir. Bu ise, gayrimüslim cemaatlere ken-dilerine ait din, e¤itim, hayri ve di¤er ku-rumlar› yönetme hakk› veren Lozan Ant-laflmas›'n› ihlal etmektedir.

El konulan vak›f mallar›

iade edilecek mi?

Cemaat vak›flar›n›n 1936 Beyanna-

mesi'nde yap›lan mal tespitinin ard›ndan,

bu tarihten sonra elde ettikleri mallara

1974 y›l›nda, 'mal edinememe' gerekçe-

siyle Yarg›tay Genel Kurulu'nun karar› ile

hukuksuz bir flekilde el konulmufltu. Bu

mallara VGM taraf›ndan el konulmufl, va-

k›flara yap›lan ba¤›fllar ve vasiyet edilen

tafl›nmaz mallar ise, cemaat vakf› ad›na

de¤il, ba¤›fl yapanlar veya vasiyet edenler

ad›na tapuda kay›t alt›nda tutulmufltu.

Yeni yasal düzenlemede flöyle çelifl-

kili bir ifade de yer almaktad›r; "1936

Beyannamelerinde kay›tl› olup, halen

tasarruflar›nda bulunan nam-› müstear

veya nam-› mevhumlar ad›na tapuda

kay›tl› olan tafl›nmazlar, tapu kay›tlar›n-

daki hak ve mükellefiyetleri ile birlikte

bu kanun yürürlü¤e girdi¤i tarihten iti-

baren on sekiz ay içinde müracaat edil-

mesi halinde, Meclisin olumlu karar›n-

dan sonra, ilgili tapu sicil müdürlükle-

rince cemaat vak›flar› ad›na tescilleri ya-

p›l›r." Bu ifadedeki çeliflki flurada yat-

maktad›r; al›nt›da yer alan "halen tasar-

ruflar›nda bulunan" ifadesi sak›nca tefl-

kil etmektedir. El konulmufl olan malla-

r›n iadesini sa¤lamak amac›yla düzen-

lendi¤i iddia edilen bu yasada, iade edi-

lecek mal›n, iadeyi talep eden vakf›n

"tasarrufunda bulunmas›"n› flart kofl-

mak, 'iade' kavram›n›n özü ile çeliflmek-

tedir. 1936 Beyannamelerinde cemaat

vak›flar›n›n ad›na kay›tl› olmas›na ra¤-

men, daha sonraki y›llarda mahkeme

kararlar› ile haks›z yere ellerinden al›-

nan tafl›nmazlar, do¤al olarak halen bu

vak›flar›n tasarruflar›nda de¤ildir. Bu

durumda iade edilmeleri de söz konusu

olmamaktad›r.

1936 y›l›ndan sonra edinilen mallar-

la ilgili olarak da, Vak›flar Kanunu ile

birlikte, 1974 y›l›nda 'mal edineneme'

gerekçesiyle el konulan bu mallar›n sa-

dece bir k›sm›n›n iade edilmesi öngörül-

mektedir.

Aktard›¤›m›z çeliflkili ifadede yer

alan nam-› müstear (takma ad) ve nam-

› mevhum (sanal) kavramlar›yla, 1913

tarihine kadar vak›flar›n tüzel kiflili¤i ol-

mamas›ndan ötürü, gayrimüslim vak›f-

lar›n kendilerine ba¤›fllanan veya sat›n

ald›klar› mallar› ‹sa, Meryem, Cebrail gi-

bi kendilerince kutsal olan isimlerle kay-

dettirmeleri kastediliyor.

KONUK YAZAR

Renas BARAN

Sald›r›lara cevap olmak

Bizim gibi ülkelerin sosyo-ekonomik yap›s›ndan dolay›,

çal›flanlar›n hak istemleri karfl›s›nda zorla bast›rma hareka-

t› sürekli olsa da, belli dönemler içerisinde yap›lan sald›r›la-

r›n bir baflka mahiyetinin oldu¤unu düflünmek gerekir.

Uzun süreden beri düflünülmekte olan ve bugün de uy-

gulamaya konan 25. s›n›r ötesi harekat›n› düflünmeden, ifl-

çilere, köylülere, emekçilere ve toplumun di¤er katmanlar›-

na, bu süreçte uygulanan güç kullan›m›n› sadece yar› sö-

mürge, yar› feodal ülkelerdeki sistemin yaklafl›m› olarak de-

¤erlendirmek yüzeysel olur. Bu iktidarlar›n tasarlad›¤› sürek-

lileflmifl bir sald›r› olsa da, taktiksel olarak baz› istemlere

karfl› uygulanan metotlar de¤iflmektedir. Bu sistemin flidde-

ti ret etti¤i anlam›na gelmez. Sadece mevcut geliflmeleri

tasfiye etmenin de¤iflik metotlar› uygulanmaktad›r. Fakat

çal›flanlar›n istemlerine belli ölçülerde de olsa cevap olama-

d›klar›nda, genelde uygulanan yöntem kaba güçtür. Baz› dö-

nemler olur ki, sistemin niteli¤i de¤iflmese de sorunlara

yaklafl›rken daha fazla gürültü ç›karmadan mevcut geliflme-

nin önüne geçme istemiyle fliddetin dozaj›n› düflürerek ge-

liflmeyi bertaraf etmeye çal›fl›rlar. Ancak gerici sistemlerde

ortaya ç›kacak baflar›s›zl›kta, bahsetti¤imiz kaba gücü dene-

mekten çekinmezler. ‹flte bugün baz› sendikalarda ve ifl kol-

lar›nda yaflananlar da bunun örneklerini teflkil etmektedir.

ABD emperyalizmin Büyük Ortado¤u Projesi (BOP) içeri-

sinde Kürt ulusal sorununa getirmek istedi¤i sözde “çözüm”

kapsam›nda, Türk askerinin s›n›r d›fl›na hava ve kara hare-

kat› yapmas›na izin verdi. Öyle görülüyor ki bu proje için

masaya otururken, her kesim elini güçlendirmeye çal›fl›-

yor. Bu süreçte önemli iki noktaya dikkat etmek gerekir.

Birincisi; s›n›r ötesinde elde edilecek sonuçlar, ikincisi; s›-

n›r içerisinde yerel seçimlerde ortaya ç›kacak sonuçlar. Bu

iki nokta her kesimin üzerinde çal›flaca¤› ve bunlar›n so-

nuçlar› üzerinden önümüzdeki dönemde siyaset yaparken

kullanacaklar› noktalard›r. Özellikle de s›n›r ötesi hareka-

t›n baflar›s›z olmas›, yeni bir harekat yap›laca¤› zaman cid-

di tart›flmalara yer açarak PKK'nin elini olabildi¤ince güç-

lendirecektir. Seçimlerde ortaya ç›kacak sonuçlar›n da ay-

n› öneme sahip oldu¤unu düflünmek gerekir. Bu süreç

Kürtlerin temsilcisinin kim oldu¤u tart›flmalar›n›n da oldu-

¤u bir dönem oldu. Bu dönemde, AKP'nin oradaki belli

bafll› baz› yeni belediyeleri almas› durumunda, PKK pres-

tij kayb›na u¤rayacakt›r. Belki kendi örgütsel gücünü mu-

hafaza edecektir, ancak bu çat›flmalarda taraf olmaktan

öte söz söylemek isteyenler için önemli bir durum olacak-

t›r. Fakat DTP'nin elindeki belediyelere yenilerini eklemesi

durumunda, ABD'nin ortaya koyaca¤› proje için, DTP ma-

saya daha güçlü oturmufl olacakt›r. Tabii ki bu yaflanacak

tablo içerisinde en önemli nokta, s›n›r ötesindeki PKK

mevzilerinin bu süreçten nas›l etkilenece¤idir. Medya sa-

vunma alan› olarak de¤erlendirilen bölgedeki gerilla yafla-

m›n›n yerleflik bir hayata geçip geçmeyece¤i, bu pazarl›k-

larla ortaya ç›kacakt›r. Yani 2008’in baz› tart›flmalar›n bi-

tip yenilerinin bafllayaca¤› bir sene olma ihtimali yüksek-

tir. Gelinen noktada Kürt ulusal mücadelesi seyir de¤ifltir-

mek zorunda kalacakt›r. Bu seyrin doksanlara dönmesi,

geliflen uluslararas› iliflkiler ve dengeler aç›s›ndan zay›f gö-

rülen taraf›d›r. Türk hakim s›n›flar›n›n prati¤inde de bu

dengeler önemli etken olmufltur. Ancak tüm olur ve olan-

lara ra¤men bütün kesimler ortaya konacak proje etraf›n-

da elindeki kozlar› s›n›rlar dahilinde kullan›yorlar.

‹flte bu geliflmelerin oldu¤u yerde ülkemiz emekçilerinin

soka¤a ç›karak kendilerini ifade etmeleri, sistemi olabildi-

¤ince rahats›z etmektedir. Çünkü sokaktaki Kürtleri yaln›z-

laflt›rarak potansiyel suçlu ilan edip, halk gözünde “bunlar

terörist” imaj›n› gelifltirerek, linç kültürünü yayg›nlaflt›rmaya

çal›fl›yorlar. Bundan kaynakl› yaz›n›n bafl›nda de¤indi¤imiz,

sald›r›lar›n kapsam›n› de¤erlendirdi¤imizde normal koflulla-

ra göre daha sert müdahalelerin oldu¤unu söylemek gere-

kir. Çal›flanlar›n en insani taleplerine karfl› kullan›lan cop ve

gaz bombas›n›n hangi ihtiyaçlar› gidermek için kullan›ld›¤›

bugün daha aç›kça ortaya ç›km›flt›r. TEKEL iflçileri özellefl-

tirmeye karfl› ç›kt›klar› için, Tuzla tersanesinde çal›flanlar

her gün yaflanan ölümleri durdurmak için, YÖRSAN iflçileri

sendikaya üye olduklar›nda iflten ç›kart›larak için sald›r›lara

u¤rarken, daha nice iflçi, emekçilerin yapt›klar› daha nice

eylemlere yap›lan sald›r›lar, sistemin derinleflmekte olan

krizin önüne geçme istemiyle birlikte, krizden duyulan ra-

hats›zl›k ifade edilirken, bu hareketlili¤in Kürt ulusal müca-

delesini güçlendirece¤i korkusu yaflanmaktad›r. Yani daha

önce de bahsini etti¤imiz, soka¤a yans›yacak her eylemlilik

öncelikle kendi ihtiyac›n› giderse de, dolayl› olarak bu sü-

reçte yaln›zlaflt›r›lmak istenen Kürt ulusunun mücadelesini

besleyecektir.

Gündemi meflgul eden temel geliflme, ezen ezilen ulus

aras›ndaki çeliflki olsa da, bu mücadele s›n›fsal ihtiyaçlar›

tamam›yla gideren bir boyutta de¤ildir. Bu aç›dan ileri ola-

rak görülen Kürt ulusunun demokratik hak ve özgürlükleri-

ni desteklemek, ayn› zamanda s›n›fsal kurtuluflu gelifltire-

cek esas mücadele biçimine daha fazla yo¤unlaflmal›y›z. Bu

yo¤unlaflma kitlelerin istemleriyle birlefltirildi¤inde, de¤iflik

bölgelerde yaflanan hak aray›fllar›n›n, genele yay›lmas›n›

sa¤layacakt›r.

GÜNCEL1-16 Mart 200814

Devlet ‘Vak›flar Kanunu’ ile az›nl›klar üzerindeki bask›s›n› devam ettiriyor

19. yüzy›l›n son y›llar›nda, da¤›lma sü-recinde sona do¤ru yaklaflan Osmanl› im-paratorlu¤u, Rusya ile giriflti¤i K›r›m sava-fl›nda yenilgiye u¤ray›nca, ‹ngiltere veFransa'n›n dayatmalar›yla 18 fiubat1856'da Islahat Ferman›'n› yay›mlayarak,Müslüman olan halk ile gayrimüslimleraras›ndaki eflitsizliklerin giderilmesini sa¤-lamaya çal›flt›. Bu kapsamda gayrimüslimolanlara kendi okul, kilise ve hastaneleriniaçma hakk› verildi. Fermana göre herkesdin ve inanc›nda özgür olacakt›.

1914 y›l›nda bafllayan birinci emper-yalist paylafl›m savafl›n›n sonucunda ifl-gallerle iyice parçalanan Osmanl› impara-torlu¤u Türk devletine dönüfltü¤ünde1923 y›l›nda imzalanan Lozan Antlaflmas›ile az›nl›k kabul edilen Ermeni –1915'teki‘Tehcir Kanunu’ ile 1.5 milyonluk nüfusunüçte ikisi k›r›ma u¤rad›- Rum ve Musevileraz›nl›k olarak kabul edildi. Lozan Antlafl-mas› ile 1.5 ila 2 milyon dolaylar›nda Or-todoks Rum, mübadele yöntemi ile Yuna-nistan'a gönderildi.

Daha sonra, Osmanl› imparatorlu¤u-nun padiflah ferman›yla az›nl›klara tan›d›¤›haklar neticesinde az›nl›klar›n elde ettikle-ri ve 'hay›r kurumlar›' olarak kulland›klar›(okul, kilise ve hastane gibi) tafl›nmaz mal-lar, M. Kemal'in talimat›yla 1935 y›l›ndakiilk Vak›flar Kanunu ile kay›t alt›na al›na-rak, vak›f ilan edildiler. Bu vak›flar›n say›-s›nda art›fl olmas› ve yeni cemaat vakf› kur-malar› ise engellenmiflti. 1935 y›l›nda yasaç›kt›ktan sora 1936 y›l›nda tüm cemaat va-k›flar›n›n zorunlu olarak yapt›klar› beyan-lar üzerine cemaat vak›flar›na ait mallar›nbir listesi oluflturuldu. "1936 Beyannamesi"olarak bilinen uygulama ile oluflturulan,cemaat vak›flar›na ait tafl›nmazlar›n listesi,y›llar sonra, 1960'l› y›llarda Vak›flar GenelMüdürlü¤ü (VGM) taraf›ndan tekrar kulla-n›lmak üzere ortaya ç›kart›ld›. VGM, cema-at vak›flar›n›n 1936 tarihinden sonra sat›nal›m, miras ya da ba¤›fl yoluyla edindi¤imallara, "1936 Beyannamesi"nde yer alma-d›klar› gerekçesiyle el koydu. Bu haks›z uy-gulama, 1974 y›l›nda –ayn› zamanda Ku-zey K›br›s'›n Türk devleti taraf›ndan iflgali-nin bafllang›ç tarihidir- Yarg›tay Genel Ku-rulu karar› ile yasal meflruiyet kazanm›flt›.Bu uygulamadan en büyük zarar›, yüzlercetafl›nmaz mal›na el konulan Rum ve Erme-ni cemaatleri gördü.

Az›nl›klarla ilgili yak›ntarihte yaflananlar

Türk devleti kuruldu¤un-

dan bu yana ç›kar›lan yasa-

larla çeflitli millet ve az›n-

l›klar yerlerinden olmaya

zorlanm›fl, içte tehdit, d›flta

ise 'düflman' fleklinde yafta-

lanm›fl, katliamlara maruz

kalm›fl ve tüm mallar› ya¤-

ma edilmiflti. fiimdilerde ise

demokrasi havarili¤i pozla-

r›na bürünmüfl olan takiyeci

AKP hükümeti, 'Vak›flar Ka-

nunu§' ile bir kez daha vit-

rinlere oynad›. Ancak ç›kar-

t›lan yasan›n sorunlar› çöz-

me yolunda hiçbir mesafe

katedemedi¤i görülüyor

30 Ocak 1999’da Gizori-Hozat’ta flehit düflenGüllü Çelik ve 2 Aral›k 1994’te Mazgirt’in KirziKöyü’nde flehit düflen Fadime Çelik’in babas›Dervifl Çelik amcay› geçirdi¤i rahats›zl›ksonucu kaybettik. Tüm ailesine ve yak›nlar›na baflsa¤l›¤› diliy-oruz.

Çukurova Demokratik Haklar Platformu

PROGRAM:GRUP MUNZURFERHAT TUNÇAG‹RE J‹YANMET‹N KAHRAMANMEHMET ÇET‹N

KONUfiMACILARAL‹ RIZA B‹L‹RÖZKAN TACARfiERAFETT‹N HAL‹SHASAN HÜSEY‹N D‹Z‹

GECEM‹ZDE BULUfiALIM30 MART PAZAR/SAAT: 17.00BA⁄CILAR OL‹MP‹K SPOR SALONU

TUNCEL‹ OVACIKLILARKÜLTÜR VE DAYANIfiMA

DERNE⁄‹

Page 15: 1 - 16 Mart 2008 - Sayı 128

MAYA

Arif B‹LG‹N

Yazar›m›z›n yaz›s› elimize ulaflmad›¤›ndan

yay›mlayam›yoruz.

GÜNCEL 1-16 Mart 2008 15

Tuzla tersanelerinde yaflanan ifl cinayet-lerini protesto etmek için 27–28 fiubatta,Limter-‹fl’in greve gitme karar›n›n ard›ndansendikan›n ça¤r›s› ile grev alan›nda topla-nan iflçiler ölümleri protesto etti. Limter-‹flüyesi iflçilerin bafllatt›¤› eylem, gün boyusüren iflçi kat›l›mlar›yla giderek kitleselleflir-ken, grev, patronlar ve çevik kuvvet ekiple-rinin iflbirlikçi sald›r›lar› ile engellenmeyeçal›fl›ld›.

27 flubatta bir araya gelen tersane iflçile-ri, tersane sahiplerinin grevi k›rmak için8’de olan ifl saatini 7’ye çekmesine karfl›sendika yöneticileri ve üyeleri 6’da tersaneyolunu trafi¤e kapatarak iflçilere eyleme ka-t›l›m ça¤r›s›nda bulundu. Tersane Caddesiüzerinde toplanarak grevin bafllama yeriolan Tuzla Tersanesi’ne yürümek isteyen ifl-çilere polis sald›rd›. Gözalt›lar› engellenmekiçin kol kola girerek birbirine kenetlenen ifl-çilerin direnmesine karfl›n, yaflanan arbede-de 15 kifli yaralan›rken, Limter-‹fl GenelBaflkan› Cem Dinç, Genel Sekreteri KanberSayg›l›, Genel Baflkanvekili Hakk› Demiral,Tektil-Sen Genel Baflkan› Ayfle Yumli Yeterve TÜMT‹S yöneticisi Ali R›za Atik'in dearalar›nda bulundu¤u onlarca kifli gözalt›-na al›nd›. Gözalt›lara ve polis ablukas›nara¤men Tuzla Tersanesi’nin önüne gelen500 kadar iflçiye gün boyu yap›lan destekamaçl› kat›l›mlarla 5000 civar›na ulaflankitle, gözalt›na al›nan sendika üyelerinin veiflçilerin serbest b›rak›lmas›n› isteyerekoturma eylemi yapt›.

Limter-‹fl Sendikas›'n›n “‹fl cinayetleri-nin sorumlular› yarg›lans›n; ifl güvenli¤i, ifl-çi sa¤l›¤› tedbirleri al›ns›n; gurbetçiler içinsa¤l›kl› bar›nma evleri, soyunma dolaplar›,kaliteli yemek; tafleronluk sistemi kald›r›l-s›n, tersanelerde sendikam›za temsilcilikaçma hakk› verilsin” yaz›l› pankart›n arka-s›nda toplanan iflçiler; “Art›k ölmek istemi-yoruz”, “Susma sustukça s›ra sana gele-cek”, “Gözalt›lar serbest b›rak›ls›n”, “‹flçiyizhakl›y›z, Limter-‹fl'le güçlüyüz”, “‹flçiler bir-leflin, sömürüye son”, “‹nad›na sendika,inad›na Limter-‹fl” sloganlar›n› att›.

Gözalt›lar›n serbest b›rak›lmas›yla grevalan›nda sevinç yaflan›rken, gözalt›ndakile-rin alana gelmesi ile birlikte yolu trafi¤e ka-patan iflçiler, “Direne direne kazanaca¤›z”,“Bask›lar bizi y›ld›ramaz”, “Yaflas›n s›n›fdayan›flmas›”, “Yaflas›n Tuzla direniflimiz”,

“Tersane iflçisi köle de¤ildir”, “‹flçiler dire-nin, ölümleri durdurun”, “Ölmek var dön-mek yok” sloganlar›n› hayk›rd›.

Gözalt›na al›nd›ktan sonra, iflçilerin tep-kileri sonucu, serbest b›rak›lan Limter-‹fl Ge-nel Baflkan› Cem Dinç, Genel Sekreteri Kan-ber Sayg›l›, Tekstil-Sen Genel Baflkan› AyfleYumli Yeter ve Tümtis fiube Baflkan› ÇayanDursun birer konuflma gerçeklefltirdi.

Limter-‹fl Baflkan› Dinç, ifl cinayetlerininsebebinin tafleronluk sistemi oldu¤unu vur-

gulayarak, “Tafleronluk sistemi kald›r›lanakadar mücadele edece¤iz” dedi. Dinç, mü-cadelelerinde kararl› olduklar›n› dile getire-rek; “De¤il bizi gözalt›na almak, tutuklasa-lar da, öldürseler de kazanana kadar müca-deleye devam edece¤iz” dedi. Daha sonrasöz alan Limter-‹fl Genel Sekreteri KanberSayg›l› ise Çal›flma Bakan›’n›n ve tersanesahiplerinin aç›klamalar›n›n yalan oldu¤u-nu belirterek; “Tersanelerde ifl cinayetleridevam ediyor. fiayet son bir haftada ifl cina-

yeti olmad›ysa bunun tek nedeni kamuoyu-nun bask›s› ve sendikam›z›n alm›fl oldu¤ugrev karar›d›r” dedi.

Tümtis fiube Baflkan› Çayan Dursun da“Art›k laf bitmifltir. Eylem bafllam›flt›r. fiim-di masa bafl› sendikac›l›¤›n›n bitti¤i, iflçiler-le yan yana durman›n zaman›d›r. Bu sorunsokakta afl›lacak, baflka türlü ölümleri dur-duramay›z. Limter-‹fl'in yan›nday›z” fleklin-de konufltu

Tekstil-Sen Genel Baflkan› Ayfle YumliYeter, tersane patronlar› ve Dok Gemi-‹fl'indün “Gemileri yakmay›n” ad› alt›nda yapt›k-lar› bas›n toplant›s›n› hat›rlatt›. “Yani dedi-ler ki; ey tersane iflçileri, ey Limter-‹fl, ey gö-zü tersanede olan di¤er iflçiler, emekçiler, bi-zi s›k›flt›rmay› b›rak›n art›k” ifadelerine yerverdi. Yeter; “Ama flimdi de tersane iflçileri'gemileri yakt›k, geri dönüfl yok' diyor. Lim-ter-‹fl'in sonuna kadar destekçisiyiz” dedi.

‹flçiler grevlerine son verdiGrevin ikinci gününde tersaneler önün-

de erken saatlerde toplanmaya bafllayan ifl-çiler; ‘Yaflas›n grev’, ‘Gemileri yakt›k, geridönüfl yok’, ‘Yaflas›n Tuzla direniflimiz’ slo-ganlar›n› atarak bekleyifllerini sürdürdüler.

Limter-‹fl Sendikas›’yla daha önce ma-saya oturmaya yanaflmayan Gemi ‹nfla Sa-nayicileri Birli¤i (G‹SB‹R) iflçilerin kararl›direnifllerinin ard›ndan grevin ikinci günün-de Limter -‹fl Sendikas› ile masaya oturmakzorunda kald›.

Tersane iflçilerinin grevleri devam eder-ken, D‹SK Baflkanlar Kurulu üyeleri ve Lim-ter-‹fl Sendikas› Genel Baflkan› Cem Dinç,G‹SB‹R Yönetim Kurulu üyeleri ile görüfltü.G‹SB‹R yetkilileri, taleplerini ileten sendika-c›lara taleplerinin makul oldu¤unu, ancak di-¤er kurul bileflenlerinin bilgilendirilmesi vede¤erlendirmelerinin al›nmas› gerekti¤inisöyledi. Bunun üzerine D‹SK ve Limter-‹flSendikas› G‹SB‹R'e bir hafta süre tan›d›.

Limter-‹fl Genel Baflkan› Cem Dinç, birhafta sonra talepleri karfl›lanmad›¤› taktirde,eylemlerine devam edeceklerini belirtti. Ter-sane iflçilerine, Demokratik Haklar Platfor-mu’nun da aralar›nda bulundu¤u devrimci-demokrat kitle örgütleri, sanatç›lar ve birçoksendika destek verdi. Bek-Sav’da faaliyetyürüten tiyatro ‹MGE de, gerçeklefltirdi¤i ti-yatro gösterisi ile iflçilere destek sundu.

Batan yaflamlar›n tekneleri bunlarBafl taraf› sayfa 16’da

TUDEF (Tunceli Dernekleri Federasyonu) Baflkan›Özkan Tacar, Rio Tinto’nun hiçbir çal›flmas›na izin ver-meyeceklerini kaydederek, “Do¤am›z› ve insanlar›m›z›yok eden, onlara zarar veren hiçbir eyeleme izin verme-yece¤iz” dedi. Gazetemizin sorular›n› yan›tlayan Tacar,“Bölgede yaflayan halk kendi istemlerini bilince ç›kard›¤›sürece hiçbir yönetim onun karfl›s›nda duramaz” dedi.

DD: Rio Tinto flirketi arama yapaca¤› bölgelerde çal›fl-ma yaparken bölge halk› üzerinde de etki yaratmaya çal›fl›-yor. Baz› yerlerde köylülerin topraklar›n› alma giriflimi içeri-sine girmifl olan flirket, tepkileri hafifletmek için köylülerinyoksullu¤undan yararlanarak ifl ve yüksek maafl vaat ediy-or. Peki bu ne kadar do¤ru ve gerçekten orada ekonomik birkatk› sa¤layacaklar m›?

Rio Tinto flirketi ekonomik vaatlerle yoksulluktan fay-dalanmak isteyecektir. Halk›m›z ve köylümüzü bu nok-tada büyük paralara bo¤abileceklerini ifade edebilecek-lerdir. Bunlar bizim için bilinen yanlard›r. Ama as›l bizimsorunumuz bunlar› halka anlatmak, halka kavratmakt›r.Çünkü bu vaatler ancak k›sa bir süre için, belki 3 y›l 5 y›lgibi bir süre için, bir ekonomik menfaat sa¤layacakt›r.Ama flirketin faaliyetleri sonucunda, ileriki dönemler ata-lar›n›n bile mezarlar› yok olacak, kendi geleceklerini to-runlar›na b›rakamayacaklar ve bir co¤rafyay› katledecek-ler. Zamanla flirketin köylülere getirece¤i ekonomik geli-rin hiçbir fley olmayaca¤›n› kendileri göreceklerdir. fiimdiçal›flanlar› var. Bir süre önce bu iflte iki ay çal›flan bir ar-kadaflla tan›flt›k. Kendisine verilen maafl›n yeterli oldu¤u-nu belirtiyordu. Fakat çal›flan arkadafl›m›z siyanürün nekadar zararl› oldu¤unu fark ediyor. Yerin kaç yüz metrealtlar›na vurulan bu zehirli gazlar›n sonucunda kendile-rinin, özellikle çal›flma yapt›klar› alanlarda kaynak sula-r›n›n içilmemesi gibi endifleleri gördükçe iflten ayr›lmayabafllam›fllar. Orada sinayürle çal›flman›n do¤aya ve çev-reye verdi¤i zararlar› kendi gözleriyle gördükten sonra ik-na oldu¤unu ve bundan sonraki süreçte, de¤il bize k›rsalalanda vaat ettikleri yüksek maafllar›, trilyon verselerböyle bir fleyde, co¤rafyas›na ve insanl›¤a karfl› çal›flma-yaca¤›n› çok aç›k ifade etti. Bu bir yandan sevindiricidirama her köylümüzün ve herkesin kendili¤inden böyle birpratikten, böylesi bir yaflam sürdükten sonra vazgeçmesi-ni bekleyemeyiz. Bizim için as›lda as›l amaç bu tür çal›fl-malar› yürüten firmalara karfl› halk›n duyarl›l›¤›n› peflinenbilinçlendirip, hiçbir flekilde kendi co¤rafyam›za ve topra-¤›m›za sokmama bilincini afl›lamakt›r. Çünkü orada geli-nen bir pratik aflamadan sonra geriye dönüflüm yoktur.

Bölge halk› genellikle hayvanc›l›kla geçimi sa¤l›yor.Bölge halk›n›n hayvanc›l›k yapmas›na s›n›rlamalar getiri-liyor, hatta birçok yerde izin verilmiyor. Fakat Rio Tintoflirketine 82.000 dönüm arazi satm›fllar. Peki bu bir çelifl-ki de¤il mi?

Çok yerinde bir tespittir bu, ayn› zamanda bir çeliflkide¤il. Çünkü bizim o yörede geçimini sa¤layan, hayvan-c›l›k yapan daha do¤rusu tek hayvanc›l›k de¤il, merac›l›kyapanlar da ayn› s›k›nt›y› bizimle paylafl›yorlar. Biz bun-larla ilgili bir sürü bas›n aç›klamas› yapt›k. Valili¤e müra-caatlar›m›z oldu. Maalesef bu noktada k›l›n› k›p›rdatma-yan anlay›fl bugün Rio Tinto gibi küresel flirketler yarat›p,hiçbir s›k›nt› gösterilmeden burada çal›flma yürütmeleri-ne izin veriyor. Kendi topra¤›n› ifllemeyen köylüyü yoksayarken, öbür taraftan binlerce, milyonlarca hektarl›kalan› yok etmeye çal›flan bir firmaya olanak sa¤lamalar›bir tezatl›kt›r.

Rio Tinto’yu durdurabilmek için ne gibi eylemler yapt›-n›z. ‹leri dönük eylem plan›n›z var m›? Mücadeleyi ne turaraçlarla sürdüreceksiniz?

Hem Dersim özgülünde hem ülke özgülünde 2 ayr›kategoriye koyaca¤›m›z çal›flmalar›m›z vard›r. Bir yandanhukuksal boyutunu ele alaca¤›m›z suç duyurusunda bu-lunaca¤›z. Bir di¤eri halk aya¤›n› bilince ç›kartmak içinçal›flma yürütece¤iz. Bizim için daha önemlisi ikincisi.Çünkü sorunlar›n üstesinden ancak halk gelebilir. Bun-dan sonraki süreci özellikle kendi federasyonumuzun ça-t›s› alt›nda faaliyet yürüten kurumlar›m›zla beraber o yö-rede bulunan ne kadar köy derne¤i de varsa, bu dernek-lerimizi de çal›flma kapsam›n›n içine al›p, Rio Tinto’yamücadele için ne yap›lmas› gerekiyorsa bunu yapmaktanyana hiçbir s›k›nt›m›z›n olmayaca¤›n› belirtmek istiyoruz.

Bizim için belirleyici olan halkt›r. Bizim tek yapaca¤›-m›z fley halk üzerinde bilinçlendirme çal›flmalar› yap›pkamuoyu yaratma çal›flmalar›n› gerçeklefltirdikten sonrahalk›n orada karfl› duruflunu pekifltirecek güçlendirecekolanaklar› yaratmakt›r. Rio Tinto geri ülkelerde yapacak-lar›n› Dersim’de yapamayacak. Çünkü Dersim halk› geç-miflten beridir direngenli¤ini onurunu muhalif kimli¤inisiyanürle alt›n arayan Rio Tinto’ya karfl› da çok net gös-terecektir. Bundan hiç flüphemiz yoktur. Bunu tüm dün-ya ve ülkemiz halklar› görecektir. Bölgede yaflayan halkkendi istemlerini bilince ç›kard›¤› sürece hiçbir yönetimonun karfl›s›nda duramaz.

Munzur yok ediliyor

Tersane iflçileri ölümlere dur dedi‹flçilerin her an ölümle iç içe çal›flt›kla-

r›, yaralanmalar›n ve ölümlerin h›z›n› kes-

medi¤i tersanelerde, sorumlular ifl cinayet-

lerinden bir flekilde kendilerini kurtarmaya

çal›fl›rken, tersane iflçileri “B›çak kemi¤e

dayand›, art›k yeter” sloganlar›yla alanlara

döküldü.

Gemi inflas›nda Avrupa’da önemli bir

yere sahip olan ülkemiz, bununla ilgili göv-

de gösterisi yaparken; yükseliflin temelini

ucuz iflgücü, sa¤l›ks›z çal›flma koflullar›, iflçi

ölümleri, yaralanmalar, sigortas›zl›k gibi da-

ha birçok sorun oluflturuyor. Emek yo¤un

bir ifl alan› olan gemi infla sanayi, uluslara-

ras› piyasalarda daha ucuza gemi satabil-

mek ve rekabet flart›n› art›rabilmek için iflçi-

lik ücretlerinin düflük oldu¤u ülkelerde (fert

bafl›na gelir seviyesi 1 000-2 000 ABD $) da-

ha kolay geliflir. Bizimki gibi iflçilerin düflük

ücretlerle çal›flt›r›larak, emeklerinin azami

derecede sömürüldü¤ü ülkeler bu sektör

için en uygun durumdad›r. Ülkemizde 2001

y›l›ndan bu yana h›zla büyüyen tersaneler-

de büyüme patronlar›n ceplerini doldurur-

ken iflçilerin de yaflam›na mal oluyor.

Yasalarda uzmanl›k gerektiren ifllerinkadrolu uzmanlar taraf›ndan yap›lmas› ge-rekti¤i belirtilirken, Tuzla tersanelerinde ta-fleron iflçiler uzmanl›k gerektiren ifller de da-hil olmak üzere tüm ifllerde düflük ücretleçal›flt›r›l›yor. Söz konusu uzmanl›k gerekti-ren ifllerde tafleron iflçilerin çal›flt›r›lmas›, buiflçilerin sigortalar›n›n olmamas› ve iflyerin-deki güvenli¤in ya hiç olmamas› ya da ye-tersiz olmas›, iflçilerin ölümlerine ve yara-lanmalar›na neden oluyor. Hiçbir flekilde iflgüvenli¤i önlemlerinin al›nmad›¤› Tuzla ter-sanelerinde neredeyse her ay iflçi ölümleriyaflan›rken, son 15 y›lda 82 iflçi ifl kazas› so-nucu yaflam›n› kaybetti. Son 7 ayda ölenle-rin say›s› ise 17. Bunlar sadece kay›tlardagözükenler, çünkü birçok iflçi ziyaretçi kar-t›yla girifl ç›k›fl yap›yor ve resmi olarak hiç-bir flekilde görünmüyor. Gerçekleflen ölüm-ler ise tersane yetkilileri taraf›ndan bin biroyunla has›r alt› ediliyor. Tersane patronla-r›, ölen iflçilerin ailelerine mahkemeye git-memeleri için “kan paras›” veriyor ve ailele-rin dava açmas›n› engelleniyor, cinayetlerinüzeri kapat›l›yor.

Bu kadar s›k ölümlerin ve yaralanmala-

r›n gerçekleflti¤i tersanelerde göstermelikincelemeler yapan yetkililer ise bugüne ka-dar hep ifl güvenli¤i önlemlerinin yeterli ol-du¤unu ve tersanelerin güvenli oldu¤unubelirttiler. Çal›flma Bakan› Faruk Çelik,a¤ustos ay›nda 5 iflçinin pefl pefle ölmesininard›ndan Tuzla tersanelerinde göstermelikincelemeler yapm›fl ve konunun araflt›r›la-ca¤›n› belirtmiflti. Fakat sonras›nda hiçbirflekilde ilgilenilmeyen tersanelerde ifl cina-yetleri aral›ks›z devam etti. Bugünse art›kiflçi ölümlerinin gerçek nedenlerini ve so-rumlular›n› saklayamayacaklar›n› anlam›flolmalar›n›n verdi¤i telaflla, devleti aklama-n›n manevralar›n› yaparak “duyarl› ve so-rumlu hükümet” rolü oynuyorlar. Oysa da-ha önceleri de Tuzla tersanelerinde “dene-timler” yapan Çal›flma Bakanl›¤›’na ba¤l›birimler, 19 tersanenin iflletme belgesininolmad›¤›n›, 21 iflyerinin Sosyal GüvenlikKurumu’nda kayd› olmad›¤›n› saptamalar›-na karfl›n bir ifllem yapmayarak bunlar›nçal›flmalar›n›n önünü açm›fllard›.

‹flçilerin ölümlerine iliflkin bir aç›klamayapan G‹SB‹R ise, ifl güvenli¤inin yeterlioldu¤unu öne sürerek, “Bizim kadar güvenli

ve tedbirli sektör yok” iddias›nda bulundu.

Gemi ‹nfla Sanayicileri Birli¤i (G‹SB‹R)

Baflkan› Murat Bayrak, tersanelerde gerçek-

leflen ölümlere iliflkin yapt›¤› aç›klamada

ölümlerin gayet normal oldu¤unu belirtiyor.

Bayrak, tersanelerde hiçbir iflçinin sigortas›z

çal›flt›r›lmad›¤›n› belirtirken, “Türkiye’de bi-

zim kadar ifl güvenli¤i ve ifl emniyetiyle ilgi-

li gerekli tedbirleri alan baflka bir sektör

yoktur” diyerek tersanelerdeki sorunlara

iliflkin haz›rlanan raporlar› ise sendikalar

aras› rekabet takti¤i olarak de¤erlendiriyor.

Bayrak, “A¤›r riskli iflyerlerinde senede 5-6

ölümlü kaza oluyor, kazalar iflin do¤as› ge-

re¤idir” diyor ve ekliyor: “Biz bir araflt›rma

yapt›k, gemi infla sanayinde dünyada en az

ölü veren ülke Türkiye’dir. Yani bu kadar iyi

tedbirler alm›fl›z, ama yine de herkes aya¤a

kalk›yor. Tabii ki ölümü kimse sevmez ama

baz› sendikac›lar tersaneleri kan emici ola-

rak gösteriyor, böyle bir fley olur mu?” Bay-

rak, iflçilerin ölümünden sonra ailelerine

verilen “kan paras›”n› ise vicdanl› olduklar›

için iflçinin ölümden sonra ailesine yapt›k-

lar› iyi niyet gösterisi olarak de¤erlendiriyor.

Page 16: 1 - 16 Mart 2008 - Sayı 128

ADANA : Dr. Ali Menteflo¤lu Cad. M. Rüfltü Ünald› ‹flhan› Kat:3 No:56 Kuruköprü-Seyhan/ADANA ‹ZM‹R : 853. Sok. Bilen ‹flhan› No: 27 Kat:8/802 Konak/‹zmir Tel-Fax: : (0232) 482 01 63KARTAL : ‹stasyon Cad. P›nar ‹flhan› Kat:2 Daire:38 KARTAL Tel-Fax: (0216) 389 65 63MERS‹N : Hastane Cad. 5111 Sok. Ekrem Örkün ‹flhan› No:71/8 Kat:3 ELAZI⁄ : ‹cadiye Mah. Yakup fievki Cad. No:8 Kat:1 Daire:1 Tel-Fax: (0424) 212 34 42MALATYA : Dabakhane mah. Boztepe Cad. Babacan ‹flhan› Kat:4 No:28 Tel: (0422) 323 06 97KONYA : Gazi Alemflah Mah. Tahirpafla Sok. No: 3 Daire: 102 Tel-Fax: : (0332) 351 59 55D‹YARBAKIR : ‹skender Pafla Mah. ‹nönü Cad. MA-GÜL ‹flhan› Kat:4 No:109 Da¤kap›/Diyarbak›r AT‹NA : Spiro trikoupi 21 10683 eksarxia GREECE/Yunanistan e-mail: [email protected] TEMS‹LC‹L‹⁄‹ : Kaiser-Wilhelm Str. 275 47169 Duisburg/DEUTSCHLAND Tel: 0049 175 642 00 27- e-mail: [email protected] BASIM-YAYIM REKLAM GÖSTER‹ ORGAN‹ZASYON L‹M‹TED fi‹RKET‹ • Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Hakan ERTEN

Yay›n Türü: Yayg›n Süreli * Yönetim Yeri: Katip Mustafa Çelebi Mah. Tel Sok. No:20 Daire:2 Beyo¤lu/‹stanbul Tel: (0212) 243 91 92

BBÜÜ

RROO

LLAA

RR

Teknik Haz›rl›k: Kardelen Yay›mc›l›k Adres: Mahmut fievket Pafla Mah. Sivas Sok. No:2 Kat:3 Okmeydan›/‹STANBUL Tel:(0212) 238 37 76 Faks:(0212) 238 37 96 • Bask›: Gün Matbaac›l›k Adres: Sefaköy Telsizler Mev. Akasya Sok. No:23/A Küçükçekmece/‹ST. Tel ( 0212) 580 63 75• DA⁄ITIM: YAY-SAT

Ülkemizde do¤ay› yok eden emperyalist ma-den flirketleri gözünü bu sefer de Dersim’eçevirdi. Dersim’in Ovac›k ilçesinde alt›n ara-

ma faaliyetlerini sondaj çal›flmas›yla bafllatan Rio Tintoflirketinin, 82.000 hektarl›k ruhsat alan›na sahip oldu¤uö¤renildi. 82.000 hektarl›k arazinin büyük bölümü iseMunzur Milli Park›'n›n çevresini kapl›yor. Dersim bölge-si insan haklar› ihlalinin çok yo¤un yafland›¤› bir bölgeolma özelli¤ini korurken, bu sefer de bölge halk› baraj-lardan sonra maden flirketlerinin do¤ay› yok eden tehdit-leriyle karfl› karfl›ya kald›. Emperyalist maden flirketleriaras›nda büyük sermayesiyle öne ç›kan Rio Tinto, do¤a-y› yok eden siyanürlü alt›n arama faaliyetlerini Der-sim'de de bafllatt›.

Ülkemizin yeralt› zenginliklerini emperyalist flirketle-re peflkefl çeken devlet, Dersim bölgesindeki milli park›görmezden gelerek, Rio Tinto flirketine 82.000 dönümlükarazi verip alt›n aramas›na izin verdi. ‹zin ç›kmas›yla bir-likte Rio Tinto flirketi sondaj çal›flmalar›n› bafllatt›. Tun-celi Dernekleri Federasyonu (TUDEF), Rio Tinto flirketi-nin siyanürlü alt›n arayarak do¤ay› yok edece¤ini ve böl-ge halk›n› zehirleyece¤ini aç›klayarak, sondaj çal›flmala-r›n›n bir an önce durdurulmas›n› istedi.

Bergama ve Kaz da¤lar›ndan sonra

s›ra Dersim'de

Maden arama flirketlerinin Bergama ve Kaz Da¤lar›n-da yapt›¤› sondaj çal›flmalar›n›n do¤ay› nas›l yok etti¤inive insanlar› nas›l etkiledi¤ine tan›k olmufltuk. ‹nsanlarkimyasal maddelerle yap›lan çal›flmalar neticesindeürünlerinden istedikleri verimi alamad›lar, içme sular›kirlendi ve sonuç olarak yaflam alanlar› darlaflt›¤› için göçetmek zorunda kald›lar. Ayn› sorun flimdi Dersim bölge-sinde topra¤a dayal› yaflam sürdüren bölge halk› için ge-çerli. Sondaj ve maden arama ve iflleme faaliyetlerindekullan›lan siyanür gibi tehlikeli kimyasal maddeler sonu-cunda bölge halk›n› ileriki günlerde zor flartlar bekliyor.Yap›lan alt›n vb aramalar›, su havzalar›n›n ve topra¤›nbüyük bölümünün yok olmas›na neden olacak. Ayr›ca suhavzalar›na kar›flan ve depolanan kimyasallar, ya¤›fl so-nucu bölgenin birçok yerini yaflanmaz hale getirerek do-¤ay› yok edecek. Bir de buna Munzur'da yap›lan barajlarda eklenince tehlike ikiye katlanarak büyüyecek. Siyanürve asit gibi zehirli kimyasallarla, a¤›r metallerle ifllenmifl

kaya ve topraklardan arta kalan zehirli at›klar, su kay-naklar›na s›zacak. Bu kaynaklar›n birço¤u Munzur nehri-ne dökülüyor. Madencilik nedeniyle yeralt› ve yüzey su-lar›na kar›flan arsenik, kobalt gibi kanser yap›c› maddele-rin ölümcül etkileri Munzur'a baraj yap›lmas› halinde katbe kat artacak ve do¤an›n kendisini yenilemesi zorlafla-cak. Munzur nehrinin barajlarla önünün kesilmesiyleoluflacak göletler, ölüm saçan yerlere dönüflecek.

‹lk ifl bölge halk›n› kand›rmak

Bu zamana kadar dünyan›n birçok yerinde madenarayan Rio T‹nto flirketinin tarihi, talanla, gaspla, katli-amlarla dolu. Rio Tinto flirketi maden aramak için girdi-¤i bölgelerdeki yerleflim alanlar›nda, yaflayanlar› ekono-mik vaatler sunarak yan›na çekmeye çal›fl›yor. Bu çal›fl-malar›n h›z kazand›¤› da bir gerçek. Edindi¤imiz haberegöre Dersim’in Ovac›k ilçesinde de Rio Tinto flirket yöne-ticileri, bölgenin ileri gelenleriyle toplant›lar yap›p bölgehalk›n› ekonomik vaatlerle kand›rmaya çal›fl›yor. RioTinto flirketi kirli yüzünü gizlemek için, özellikle köylü-

lerden toprak alarak ve yat›r›m yaparak, bölgede kalk›n-ma harekat› bafllatt›¤› izlenimi vermek istiyor.

Y›lmazer; Munzur sonsuza dek yok olacak

Munzur ve Çevresini Koruma Dernekleri Federasyo-nu Bilim Kurulu üyesi ve Van YYÜ EDU Ulusal Çal›flmaGrubu Baflkan› Prof. Dr. ‹lyas Y›lmazer, Dersim bölge-sinde alt›n arama faileyetlerinin bölgeye geri dönülemezzararlar verece¤ini aç›klad›. Gazetemizin sorular›n› ya-n›tlayan Y›lmazer, “emperyalist ve uflaklar›n› püskürt-mek zorunday›z” dedi.

Dersim bölgesinde siyanürlü alt›n arama faaliyetlerinibafllatan Rio Tinto flirketinin yapt›¤› çal›flmalar sonucun-da bölgede ne gibi sorunlar› ortaya ç›kacak. Ve do¤a ken-disini yeniden yenileyebilecek mi?

Y›lmazer- Halk aras›nda “siyanürle alt›n arama” söz-cük tak›m› yanl›fl olarak kullan›lmaktad›r. Ulus ötesi fir-ma ve iflbirlikçileri bu yanl›fll›¤›m›z› kamuoyunu yan›lt-mada kullan›yor. Alt›n da metalik maden aramalar› kü-mesinde yer almaktad›r. Aramalar sondajla yap›lmakta-

d›r. ‹flletmeden sonra al›nan metal içeren kaya kütlelerik›r›l›r ve ö¤ütülür. 0,075 mm çapa kadar un ufak edilir.Elde edilen toz y›¤›nlar› siyanürlü suyla y›kan›r. Dahasonra metal ve oksitleri bu sudan al›n›r. Bu su da sözümona ar›t›l›p dev havuzlarda bekletilip do¤aya kar›flma-mas› sa¤lan›r. Böyle bir maliyete girmedikleri bilinmekte-dir

Esas tehlike su kaynaklar›n›n beslenme havzas›ndado¤al ak›fl düzeninin bozulmas›d›r. Nas›l m›?

1- Arama aflamas›: Bu aflamada maden sahalar›naulafl›m yollar›n aç›lmas›, sondaj ve benzeri arama etkin-likleriyle mevcut yeralt›suyu beslenme ve ak›fl düzenininbozulmas› kaç›n›lmazd›r.

2- ‹flletme aflamas›: ‹flte ne olursa burada oluyor.Metalik maden aç›k ve kapal› olmak üzere iki yöntemlebirlikte iflletilir. Del-Patlat zorunlu iflletme yöntemidir.Bu noktada bir cam küre (büyük cam bilye) elinize al›n.Kimyasal tepkime sadece d›fl yüzeyde olur. Ancak bu kü-re k›r›ld›¤›nda kimyasal tepkime milyarlarca kat dahayüksek olan yeni yüzeyde olur. ‹flte metalik maden ocak-lar›nda iflletmeye bir kere girmeye durun, tepkimeler zin-cirleme art›fl sunar.

3- Metal ç›karma aflamas›: ‹flletme aflamas›na yak›ntehlike de bu aflamada artarak katliama yol açar. Siyanüriflte bu aflamada kullan›l›r. Hem havaya, hem ulusal ser-vet su kaynaklar›na ve hem de topra¤a kar›fl›r. Ortaya ç›-kan siyanür, arseni¤i bilefliklerinden ay›r›p serbest halegetirir. An›msay›n›z ki; Eflme K›fllada¤ – Ovac›k’ta 1400kifli zehirlendi. Yetkililer ne dediler? “Madenle ilgisi yok.Basit bir enfeksiyon” vb saçmal›klar. De¤erli dostlar, birkere iflletmeye geçerlerse Munzur kaynaklar›n› unutun.Hem de sonsuza kadar. Y›lda 55 milyar dolardan 550milyar dolara kadar gelir sa¤layacak Munzur kaynaklar›-n› sonsuza dek yok edecek olanlar sadece vatan haini de-¤il, ayn› zamanda insanl›k düflman›d›r. Size güncel bir ör-nek sunal›m. 1939 y›l›nda Balya metalik maden iflletme-sinin sahibi Frans›zlar defolup gittiler. Aradan 69 y›l geç-ti. Ancak her ya¤›fll› dönem sonunda Balya çay›ndaki tümcanl›lar ölüyor. Munzur’daki tehlike buradakiyle karfl›lafl-t›r›lamayacak kadar büyüktür. Sular› ve do¤as› olmayanbir Munzur’da ne insan, ne de hayvan yaflar. Bu neden-le, insanl›k ad›na can›m›z pahas›na da olsa mazlum halk-lar›n kan›n› emen emperyalistleri ve uflaklar›n› püskürt-mek zorunday›z. Devam› 15’de

Munzur yok ediliyor

4. Demokratik Haklar Kültür ve Sanat fienli¤i yap›ld›Halklar›n kardeflli¤ini hayk›rmak, dayat›lan

her türlü yozlaflman›n karfl›s›nda durmak, diren-mek ve mücadeleyi yükseltme fliar›yla düzenlenenDemokratik Haklar Kültür ve Sanat fienli¤i’nindördüncüsü, operasyonlara, zamlara, özellefltir-me... ve tüm bu sald›r›lara karfl› yükseltilen müca-dele coflkusuyla 24 flubatta gerçeklefltirildi.

Kültür ve sanat›n yozlaflt›r›ld›¤› ve halktanuzaklaflt›r›l›p belli bir kesimle s›n›rland›r›lmayaçal›fl›ld›¤› bu dönemde, halk› kültür ve sanatla bu-luflturmak, her türlü sömürüye, iflgale karfl› kitlele-ri bir araya getirerek muhalif bir ses yükseltmekamaçl› 2003’ten bu yana düzenli olarak yap›lanDemokratik Haklar Kültür ve Sanat fienli¤i’nindördüncüsü Yüz Çiçek Açs›n Kültür Merkezi(YÇKM) taraf›ndan 24 flubatta, Ba¤c›lar OlimpikSpor Salonu’nda, kalabal›k bir kat›l›mla gerçeklefl-tirildi. Gece, Mustafa Suphiler, Denizler, Mazlum-lar, Mahirler ve Kaypakkayalar için gerçeklefltiri-len bir dakikal›k sayg› durufluyla bafllad›. Ard›n-dan DHP ad›na Ozan Do¤an bir konuflma gerçek-lefltirdi. Do¤an, Demokratik Haklar Kültür ve Sa-nat fienli¤i’nin kültür ve sanat alan›nda oluflturu-lan yozlaflmaya, zamlara, operasyonlara, özellefl-

tirmelere ve halklara yönelik bütün sald›r›lara kar-fl› halklar›n kardeflli¤ini hayk›rmak amac›n› tafl›d›-¤›n› dile getirdi.

Alevilerin yüzy›llard›r kültürlerini yaflayamad›-¤›n› belirten Do¤an, “Emperyalistler bu sorunlar›görmememizi istiyorlar. Dünyam›z› kana boyad›-lar. Bizler Mustafa Suphilerin katliam›nda, Erme-nilerin, Alevilerin karfl› karfl›ya kald›¤› durumlarda,onlar›n ‘demokrasi’lerini gördük” dedi. Do¤an,geçti¤imiz aylarda gerçeklefltirilen Y›lmaz GüneyKültür ve Sanat Festivali ile de kültür ve sanattaneyin ortaya ç›kart›lmas› gerekti¤inin gösterildi¤inibelirterek, “Ülkemizin halklar›n›, ezilenlerini biraraya getirdik. Burada, yükselecek sesle, ülkemizinpeflkefl çekilemeyece¤ini gösterelim” dedi. Do-¤an’›n konuflmas›n›n ard›ndan sanatç› Arzu sahneald›. Arzu’nun ard›ndan sinevizyon gösterimi ger-çeklefltirildi. Sinevizyon gösteriminin içeri¤indeemperyalizmin Ortado¤u iflgalleri, polis cinayetlerive ›rkç›l›k gibi gerici sistemin gerçekli¤i gösterilir-ken, ayn› zamanda bunlar›n içerisinde kad›nlar›nezilmiflli¤ine dikkat çekilip, “8 Mart Dünya Emek-çi Kad›nlar Günü için alanlara ç›kal›m” ça¤r›s› ya-p›ld›. Sinevizyon gösteriminin sonras›nda

MKP/HKO’nun flehit düflmüfl olan ilk komutan› AliHaydar Y›ld›z’›n abisi Cafer Y›ld›z bir konuflmagerçeklefltirdi. Faflist iktidar›n ülkemiz insanlar›naazg›nca sald›rd›¤›na de¤inen Y›ld›z, “Yoldafllar,dostlar, e¤er biz birli¤imizi sa¤layamaz, flehitleri-mizin düflüncesi, ideolojisi do¤rultusunda hareketetmezsek, bizi her gün öldürürler” dedi. Tekel iflçile-rinin devlet taraf›ndan sald›r›lara maruz kald›¤›nada de¤inen Y›ld›z, “Bizim görevimiz, Mahirlerin, De-nizlerin, ‹brahimlerin yürüdü¤ü yolda yürümek ol-mal›d›r” dedi. Y›ld›z’›n ard›ndan sahne alan BirolTopalo¤lu, Türkçe ve Lazca ezgiler seslendirerek,geceye kat›lanlara horon çektirdi. Topalo¤lu, yapt›¤›konuflmada ise, “Biz bar›fltan yanay›z. Herkes ken-di ana dilinde rüyas›n› görebilmeli ve anlatabilmeli.Birbirimize sahip ç›kal›m” dedi.

Topalo¤lu’nun ard›ndan Y›lmaz Güney Kültürve Sanat Festivali’ne kat›lan ürünlerden biri olan veMardin-K›z›ltepe’de babas› ile birlikte katledilenU¤ur Kaymaz’›n konu al›nd›¤› “13 Kurflun” adl› k›safilm gösterildi. Gösterim s›ras›nda kitle hep bir a¤›z-dan “Katil devlet hesap verecek” slogan›n› hayk›rd›.

Film gösterimin ard›ndan sahne alan KardeflTürküler, kitleyi Kürtçe ve Türkçe selamlad›ktan

sonra, farkl› dillerden seslendirdi¤i ezgilerle kitleyecoflkulu anlar yaflatt›. Kardefl Türküler’in ard›ndanLimter-‹fl Genel Sekreteri Kamber Sayg›l›, tersaneiflçilerinin son sürecine iliflkin bir konuflma gerçek-lefltirdi. Sayg›l› 27 ve 28 flubatta tersane iflçileriningerçeklefltirece¤i greve destek ça¤r›s› yaparak: “27-28 flubatta iflçi s›n›f›n› aya¤a kald›rmak için bizkendimizi ortaya ataca¤›z. Bu direnifl sadece tersa-ne iflçilerinin de¤il, tüm iflçilerindir” dedi. Sayg›-l›’n›n ard›ndan sahneye ç›kan sanatç› Rojda, kitle-yi Kürtçe selamlayarak Kürtçe ezgiler seslendirdi.

Son olarak sahne alan Grup Munzur, kitle ta-raf›ndan büyük bir coflkuyla karfl›land›. GrupMunzur, yapt›¤› konuflmada; “Her sene insancayaflam hakk›m›z› hayk›rmak için buraday›z. Slo-ganlar›m›z özellefltirmelere, zamlara, operasyonla-ra karfl› tek ses olmal›. Halklar›n özgür ve sorunsuzbir dünyada yaflamas› için Denizlerin, Mahirlerin,‹brahimlerin ayd›nl›¤›n› kuflanarak geldiniz, hoflge-liniz. Kimler neyi dayat›rsa dayats›n, bizler her mil-letten halklar›z, yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” de-dikten sonra kitle ile birlikte marfllar›n› söyledi.Halk fiöleni, Grup Munzur’un 8 Mart ça¤r›s›n›n ar-d›ndan sona erdi.

Yüz ÇiçekAçs›n KültürMerkezi’ninher y›l dü-

zenledi¤i‘DemokratikHaklar Kül-

tür ve Sanatfienli¤i’nin

4.’sü 24 flu-bat günü ‹s-tanbul Ba¤-c›lar Olim-

pik Spor Sa-lonu’nda ya-

p›ld›

TUDEF Baflkan› Özkan

Bizim için as›l amaç, butür çal›flmalar› yürüten fir-malara karfl› halk›n duyarl›l›-¤›n› peflinen bilinçlendirip,hiçbir flekilde kendi co¤rafya-m›za ve topra¤›m›za sokma-ma bilincini afl›lamakt›r.Çünkü, gelinen bir pratikaflamadan, sonra geriye dö-nüflüm yoktur

Prof.Dr. ‹lyas Y›lmazer

Sular› ve do¤as› olma-yan bir Munzur’da ne in-san ne de hayvan yaflar.Bu nedenle, insanl›k ad›nacan›m›z pahas›na da olsa,mazlum halklar›n kan›n›emen emperyalistleri veuflaklar›n› püskürtmek zo-runday›z