33
İZLEYECEĞİNİZ BU FİLM, YAŞAMINIZIN ÇOK ÖNEMLİ BİR SIRRINI İÇERMEKTEDİR. MADDESEL DÜNYAYA BAKIŞ AÇINIZI KÖKÜNDEN DEĞİŞTİRECEK OLAN BU FİLMİN KONUSUNU ÇOK DİKKATLİ BİR BİÇİMDE İZLEMELİSİNİZ. BU FİLMDE ANLATILANLAR, FARKLI BİR YAKLAŞIM, YA DA HERHANGİ BİR FELSEFİ DÜŞÜNCE DEĞİL, BİLİNSEL OLARAK KANITLANMIŞ KESİN BİRER GERÇEKTİR. GERÇEKTİR.

Maddenin ArdıNdaki SıR

Embed Size (px)

DESCRIPTION

hayata bakış açınızı değiştirecek bi slayt kesin izleyiniz

Citation preview

Page 1: Maddenin ArdıNdaki SıR

UYARI!

İZLEYECEĞİNİZ BU FİLM, YAŞAMINIZIN ÇOK ÖNEMLİ BİR

SIRRINI İÇERMEKTEDİR.

MADDESEL DÜNYAYA BAKIŞ AÇINIZI KÖKÜNDEN

DEĞİŞTİRECEK OLAN BU FİLMİN KONUSUNU ÇOK

DİKKATLİ BİR BİÇİMDE İZLEMELİSİNİZ.

BU FİLMDE ANLATILANLAR, FARKLI BİR YAKLAŞIM, YA

DA HERHANGİ BİR FELSEFİ DÜŞÜNCE DEĞİL,

BİLİNSEL OLARAK KANITLANMIŞ KESİN BİRER

GERÇEKTİR.GERÇEKTİR.

Page 2: Maddenin ArdıNdaki SıR

İnsan yaşamının başından itibaren içinde yaşadığı dünyanın kesin bir maddesel gerçekliği olduğuna şartlanmıştır.

Bu şartlanma içinde büyür ve tüm hayatını bu bakış açısı üzerine kurar.

Ancak modern bilimin ulaştığı sonuçlar sanıldığından çok farklı ve çok önemli bir gerçeği ortaya çıkarmıştır.

Page 3: Maddenin ArdıNdaki SıR

Dışımızdaki dünya hakkındaki tüm bilgiler bize beş duyumuz aracılığı ile ulaşır.

Bu dünya gözümüzün gördüğü, kulağımızın duyduğu, burnumuzun kokladığı, dilimizin tattığı ve elimizin

dokunduğu bir dünyadır.

İnsan doğduğu andan itibaren bu beş duyulara bağımlıdır. O nedenle dış dünyayı ancak bu duyuların tanıttığı

şekliyle tanır.

Oysa algılarımız üzerinde yapılan bilimsel araştırmalar, dış dünya dediğimiz kavram hakkında bu güne kadar

sanıldığından tümüyle farklı gerçekleri ortaya koymuştur.

Bu gerçeklerse, dış dünyayı oluşturan maddenin çok önemli bir sırrını gün ışığına çıkarmıştır.

Page 4: Maddenin ArdıNdaki SıR

Maddenin ardındaki bu sırrı kavramak için önce dış dünya

hakkında bize en çok bilgi veren duyumuz olan görme

hakkındaki bilgilerimizi hatırlayalım

Page 5: Maddenin ArdıNdaki SıR

Görme işlemi birkaç aşamada gerçekleşir.

Görme sırasında, herhangi bir cisimden gelen ışık demetleri yani fotonlar,

göz merceğinden kırılarak geçer ve gözün arka tarafındaki retinada odaklanır.

Burada elektrik sinyaline dönüştürülen ışınlar görme siniri aracılığı ile,

beynin arka tarafındaki görme merkezine iletilir.

Page 6: Maddenin ArdıNdaki SıR

Şu an seyretmekte olduğunuz bu filmde kilometrelerce uzağa baktığınızda gördüğünüz uçsuz bucaksız manzarada,

aslında bu birkaç cm³ lük yerde oluşmaktadır.

Şimdi bu bilgiyi daha dikkatli bir şekilde düşünelim: “Görüyorum" derken, aslında gözümüze gelen ışınların elektrik sinyaline dönüşerek beynimizde oluşturduğu

"etkiyi" görürüz.

“Görüyorum" derken, aslında beynimizdeki elektrik sinyallerini seyrederiz.

Page 7: Maddenin ArdıNdaki SıR

Bu arada gözden kaçırılmaması gereken bir nokta daha vardır. Beyin ışığa kapalıdır ve içi tamamen karanlıktır.

Dolayısıyla beynin ışığın kendiyle muhatap olması asla mümkün değildir.

Buradaki ilginç durumu bir örnekle açıklayalım. Karşımıza yanan bir mumu alıp onun ışığını seyrettiğimizi düşünelim.

Mumun ışığını seyrettiğimiz süre boyunca kafatasımızın ve beynimiz içi kapkaranlıktır.

Mumun ışığı hiçbir zaman bizim beynimizi ve görme merkezimizi aydınlatmamaktadır.

Fakat biz karanlık beynimizin içinde son derece aydınlık ve renkli bir dünyayı seyrederiz.

Page 8: Maddenin ArdıNdaki SıR

Aynı durum diğer algılar için de geçerlidir. Ses, dokunma, tad ve koku, beyinde yalnızca birer elektrik sinyali

olarak algılanır.

Dolayısıyla beynimiz yaşamımız boyunca maddenin bizim dışımızdaki aslıyla değil sadece elektriksel bir

kopyasıyla muhatap olmaktadır.

Bizse bu kopyaları dışımızdaki gerçek madde zannederek yanılırız.

Page 9: Maddenin ArdıNdaki SıR

Örneğin dış dünyada bir kuş görürüz. Fakat gerçekte bu kuş dış dünyada değil beynimizdedir.

Kuştan yansıyan ışık parçacıkları gözümüze ulaşır ve burada elektrik uyarılarına çevrilir.

Bu uyarılar sinirler aracılıyla beyindeki

görme merkezine iletilir. Gördüğümüz kuş aslında beynimizdeki

elektrik sinyalleridir.

Eğer beyne giden görme sinirini keserseniz kuş görüntüsü de bir anda yok olur.

Aynı şekilde duyduğumuz kuş sesleri de aslında beynimizin içindedir.

Kulaktan beyne giden sinirleri kesersek geride hiçbir ses kalmaz.

Kısacası şeklini gördüğümüz, sesini gördüğümüz kuş, beynin

elektrik sinyallerinin yorumlamasından başka bir şey değildir.

Page 10: Maddenin ArdıNdaki SıR

Burada üzerinde düşünülmesi gereken ayrı bir noktada

uzaklık hissidir.

Uzaklık örneğin bu ekranla

aranızdaki mesafe beynimizdeki

boşluk hissinden başka birşey değildir.

Bir insanın kendinden çok uzakta sandığı maddelerde

aslında beyninde tek bir

noktada toplanmış görüntülerdir.

Page 11: Maddenin ArdıNdaki SıR

Örneğin insan göğe bakıp yıldızları seyreder ve bunların

kendinden milyonlarca ışık yılı uzaklıkta olduklarını sanır.

Gerçekteyse yıldızlar onun içinde beynindeki

görüntü merkezindedir.

Siz bu filmi izlerken içinde oturduğunuzu sandığınız

salonda aslında içinde değilsiniz.

Aksine salon sizin içinizde.

Bedeninizi görmeniz sizi salonun içinde bulunduğunuz hissine kaptırır.

Ancak unutmayın bedeninizde

beyninizde oluşan bir görüntüden ibarettir.

Page 12: Maddenin ArdıNdaki SıR

Buraya kadar sürekli olarak bir dış dünyadan birde bizim

gördüğümüz ve beynimizde oluşan bir algılar dünyasından

söz ettik.

Ama dış dünyaya hiçbir zaman ulaşamadığımıza göre böyle

bir dünyanın gerçekten var olduğunu bilebilir miyiz?

Elbetteki bilemeyiz.

Çünkü bizim muhatap olduğumuz tek gerçek zihnimizde

yaşadığımız algılar dünyasıdır.

Page 13: Maddenin ArdıNdaki SıR

Bu fiziksel gerçekler bizi tartışılmaz bir sonuca

ulaştırır:

Bizim gördüğümüz, duyduğumuz, dokunduğumuz ve adına "madde",

"dünya" ya da "evren" dediğimiz kavramlar, sadece ve sadece

beynimizde yorumlanan elektrik sinyalleridir.

Page 14: Maddenin ArdıNdaki SıR

Bunu şöyle bir örnekle zihnimizde canlandırabiliriz:

Önce, beyninizi vücudunuzun dışına çıkarıp, cam bir küpün

içinde yaşattığımızı varsayalım.

Bir de bunun yanına, her türlü bilginin kaydedilebildiği

bir bilgisayar yerleştirelim.

Sonra, herhangi bir ortama ait görüntü, ses, koku gibi

verilerin elektrik sinyallerini bu bilgisayara yükleyelim.

Bu bilgisayarı elektrik kablolarıyla beyninizdeki algı

merkezlerine bağlayalım ve bilgisayara yüklediğimiz

bilgileri beyninize gönderelim.

Beynimiz bu sinyalleri algıladıkça

bunların karşılığı olan

ortamı görecek ve yaşayacaktır.

Page 15: Maddenin ArdıNdaki SıR

Bu bilgisayardan beynimize kendi görüntümüze ait

sinyalleri de gönderebiliriz.

Örneğin bir masada otururken algıladığımız bütün görme,

işitme, dokunma gibi duyuların elektriksel karşılıklarını

beynimize yollayabiliriz.

Bu durumda beynimiz kendini bürosunda oturmakta olan bir

iş adamı sanacaktır.

Bilgisayardan gelen uyarılar devam ettikçe bu hayali

dünya devam edecektir.

Yalnızca bir beyinde ibaret olduğumuzu asla anlayamayız.

Page 16: Maddenin ArdıNdaki SıR

Kısacası maddesel karşılıkları

olmayan algıları gerçek sanarak

aldanmamız çok kolaydır.

Nitekim rüyamızda

da böyle olur.

Page 17: Maddenin ArdıNdaki SıR

Sizin için gerçek elle tutulan, gözle görülen şeylerdir. Oysa

rüyamızda da elimizle tutar, gözünüzle görürsünüz.

Ama gerçekte ne eliniz vardır, ne gözünüz, nede görülüp

tutulacak bir şey...

Bütün bunları beynin dışında sağlayan

hiçbir maddi gerçeklik yoktur.

Ancak rüyanızda algıladıklarımızı da maddi gerçekler

sanıp açıkça yanılırsınız.

Page 18: Maddenin ArdıNdaki SıR

Örneğin yatağında derin bir uykuya

dalan bir insan

rüyasında kendini bambaşka

dünyanın içinde görebilir.

Bir pilot olduğunu, dev bir yolcu uçağı

kullandığını görebilir.

Hatta uçağı kullanmak için büyük

bir dikkat harcayabilir.

Ama aslında yatağında bir adım bile ayrılmamıştır.

Page 19: Maddenin ArdıNdaki SıR

Rüyasında farklı mekanlara gidip dostlarıyla

görüşebilir, sohbet edebilir,

yiyip içebilir tüm bunlar maddesel

karşılığı bulunmayan birer algı olduğu halde

çok gerçekçi bir biçimde yaşanır.

Kişi gördüklerinin birer algı olduğunu ancak rüyadan

uyandığında anlar.

Rüya sırasında gerçek olmayan bir dünyada

rahatlıkla yaşayabiliyorsak aynı

durum içinde bulunduğumuz dünya

içinde geçerlidir.

Page 20: Maddenin ArdıNdaki SıR

Rüyadan uyandığımızda gerçek yaşantı dediğimiz daha uzun

bir rüyaya başladığımızı düşünmemize engel

hiçbir mantıklı gerekçe yoktur.

Rüyayı hayal dünyayı gerçek saymamızın nedeni sadece

alışkanlıklarımız ve ön yargılarımızdır.

Ve bu durum şu anda yaşadığımızı sandığımız

dünya hayatından bir gün aynen

rüyadan uyanmamız gibi uyanmamızın

hiçte uzak olmadığını gösterir.

Page 21: Maddenin ArdıNdaki SıR

Ancak asıl önemli soru burada ortaya çıkar. Bildiğimiz bütün maddesel varlıklar gerçekte birer

algıysa o halde beynimiz nedir?

beynimizde kolumuz, bacağımız, ya da herhangi bir nesne gibi bir madde olduğuna göre o da diğer maddeler gibi bir

algı olmalıdır.

Bunu örnekle daha kolay açıklayabiliriz.

Beynimize giden sinirleri uzatarak onu kafatasımızın dışına çıkararak gözümüzle görebileceğimiz bir yere

koyduğumuzu varsayalım.

Bu durumda beynimizi de gözümüzle görür, parmağımızla ona dokunabiliriz.

Bu şekilde beynimizin de yine görme ve dokunma duyuların oluşturduğu bir algıdan başka bir

şey olmadığını anlayabiliriz.

Page 22: Maddenin ArdıNdaki SıR

Peki gören, duyan ve diğer tüm duyuları algılayan

irade beyinde değilse nedir?

Gören, duyan, dokunan, kokuyu

ve tadı algılayan kimdir?

Düşünen, akıl yürüten duyguları olan

ve daha da ötesi ben benim

diyen bu varlık kimdir?

Page 23: Maddenin ArdıNdaki SıR

Beyni kullanan gören ve hisseden bu madde

ötesi varlık RUH’ tur.

Maddesel dünya dediğimiz şey işte bu ruh tarafından

seyredilen, hissedilen algılar topluluğudur.

Nasıl rüyamızda sahip olduğumuz bedenimizin ve rüyamızda

gördüğümüz maddesel dünyanın fiziksel bir gerçekliği yoksa

içinde yaşadığımız evrenin ve sahip olduğumuz beninde

fiziksel bir gerçekliği yoktur.

Gerçek olan varlık ruhtur.

Maddeyse sadece ruha izlettirilen

hayallerden ibarettir.

Page 24: Maddenin ArdıNdaki SıR

İşte başlangıçta maddenin gerçek olduğu

varsayımıyla yola çıktığımızda

bile fizik, kimya ve biyolojinin bulguları

bizi maddenin hayalden ibaret olduğuna

ve madde ötesi bir varlığın

kaçınılmaz gerçekliğine yani

maddenin ardındaki sırra götürmektedir.

Page 25: Maddenin ArdıNdaki SıR

Bu gerçek

o denli kesindir ki

maddeyi mutlak bir varlık sanan

bazı materyalist bilim adamlarına

korku vermektedir.

Page 26: Maddenin ArdıNdaki SıR

Buraya dek incelediğimiz gerçek bizi çok önemli bir soruyla da karşı karşıya getirir.

Mademki maddesel dünya olarak tanıdığımız şey gerçekte ruhumuza verilen algılardan ibarettir

o halde bu algıların kaynağı nedir?

Bu soruya cevap verilirken dikkat edilmesi edilen

gerçek maddenin kendi başına bağımsız bir varlık

olmadığı bir algı olduğudur.

Bu nedenle bu algının başka bir güç tarafından oluşturulması, daha yerinde bir

ifadeyle yaratılması gerekmektedir.Hem de sürekli olarak...

Eğer sürekli bir yaratma olmazsa madde dediğimiz algılarda yok olur gider

Page 27: Maddenin ArdıNdaki SıR

Bu bir televizyon

ekranında görüntünün

devam edebilmesi için

yayınında sürekli olarak

devam emesi gibidir.

Yayın kesilirse

ekrandaki görüntüde

yok olur.

Page 28: Maddenin ArdıNdaki SıR

Peki kim bizim ruhumuza dünyayı, insanları, bitkileri,

bedenimizi ve gördüğümüz diğer her şeyi

sürekli olarak seyrettirmektedir?

Çok açıktır ki, içinde yaşadığımız tüm maddesel evreni, yani

algılar bütününü yaratan ve sürekli yaratmaya

devam eden üstün bir Yaratıcı vardır.

Bu Yaratıcı, bu denli görkemli bir yaratılış sergilediğine göre

de, sonsuz bir güç ve kudret sahibidir.

Page 29: Maddenin ArdıNdaki SıR

Yarattığı bütün algılar onun iradesine

bağlıdır ve O bütün yarattıklarına

her an hakimdir.

O üstün yaratıcı göklerin ve yerin

rabbi olan Allah’ tır.

Allah yegane mutlak varlıktır.

Diğer herşeyse onun yarattığı birer

gölge varlıktan ibarettir.

Page 30: Maddenin ArdıNdaki SıR

Algılardan oluşan bu evrenin dört bir yanında gerçek bir varlık olarak sadece Allah’ın zatı vardır.

Dolayısıyla insana en yakın olan varlıkta Allah’tır.

Bu gerçek Kuran’da“Andolsun insanı Biz yarattık

ve Biz ona şahdamarından daha yakınız.

Kaf suresi, 16” ayetiyle açıklanır.

Her nerede olsak Allah bizimle birliktedir.

Siz bu filmi seyrederken de size en yakın olan varlık

gördüğünüz herşeyi an ve an yaratmakta

olan Allah’tır.

Page 31: Maddenin ArdıNdaki SıR

Allah bize bu dünyayla ilgili görüntüler

gösterdiği, ve algılar verdiği sürece

biz bu dünyada yaşarız.

Bu dünyanın görüntülerini ve algılarını kestiği, bize

ölüm meleklerini gösterip farklı bir boyuta ait algıları

verdiği zamansa ölmüş oluruz.

Kıyamet günü hesap, cennet, cehennem, ve bütün sonsuz

hayatımızda bizim için aynı şekilde yaratılacaktır.

Tüm bunları yaratmakta bize sonsuz gücünün ve sınırsız

bilgisinin kanıtlarını henüz bu dünyadayken

sergileyen Allah için çok kolaydır.

Page 32: Maddenin ArdıNdaki SıR

SONUÇ OLARAK:THE GOD IS EVERYWHERE