63

Arakan katli̇ami

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Arakan katli̇ami
Page 2: Arakan katli̇ami

Malezya’ya gitmek istiyorlar

Son üç yılda ise Myanmar’daki şiddetten 140 bin kişi kaçtı. Yaşadıkları baskı ve şiddete dayanamayan binlerce Rohingya, insan kaçakçılarının Malezya’da daha iyi bir yaşam vaadine kanarak botlara biniyor. Günlerce bazen aylarca denizde aç susuz kalıyorlar. Rohingyaların Malezya’yı tercih etmelerinin nedeni çoğunluğu Müslüman bir ülke olması.

Umut yolculuğu hüsranla bitiyor

Ancak insan kaçakçıları onları çoğunlukla Tayland’ın güneyindeki ormanlık alanda kurdukları kamplara götürüyorlar. Daha sonra göçmenlerin ailelerinden fidye istiyorlar. İstedikleri fidye ödenirse onları kara yoluyla Malezya’ya götürüyorlar. Bazen de fidye ödendiği halde daha fazlasını istiyorlar. Fidye ödenmeyince öldürüyorlar. Malezya haber ajansı Bernama, burada insan tacirlerinin kadınları seks kölesi olarak kullandığını yazdı. Bazı göçmenler insan tacirleri tarafından köle olarak satılıyor.

Göçmenlere ait toplu mezarlar

Tayland hükümetinin Mayıs başında ülkenin güneyindeki ormanlık alanda kamp kuran insan kaçakçılarına yönelik başlattığı operasyon sonucu 32 Arakanlı Müslümanın cesedini bulundu. Hükümet cesetlerin göçmenlere ait olduğunu açıkladı. Operasyon sonucu hayatta kalan göçmenler ise teknelere bindirilerek ve denizin ortasında kaderlerine terk edildi. Malezya'nın kuzeyinde insan kaçakçılarına ait olduğu ve göçmenlerin tutulduğu belirtilen 28 kampta Arakanlı Müslümanlara ait olduğu iddia edilen 139 mezar ortaya çıktı. Malezya'nın Tayland sınırı yakınında Perlis eyaletinde yapılan kazılarda 106 kişinin cesedi bulundu.

Uluslararası toplum ne yapıyor?

Güney Asya’daki göçmen kriziyle ilgili ilk toplantı 29 Mayıs’ta 17 ülkeden yetkililerin katılımıyla Tayland'ın başkenti Bangkok’ta yapıldı. Güneydoğu Asya ülkelerinin katıldığı toplantıda ABD, Japonya ve İsviçre gözlemci olarak bulundu. Göçmenlerin durumuyla ilgili yeni bir karar verilmedi. Ülkeler benzer toplantıların sürdürülmesi konusunda anlaşmaya varmakla yetindi.

Page 3: Arakan katli̇ami

İnsan Hakları İzleme Örgütü sorunun temel kaynağı olan Myanmar'a, Rohingyalara yönelik politikasını değiştirmesi için "baskı yapılması" gerektiğini açıkladı.

ARAKAN UZAKTAKİ ZULÜM Arakan’ın ismini dünya 2012 yılında ülkede Rohingya Müslümanlarına yapılan şiddet ile duydu. Binlerce Arakanlı Müslüman (Rohingya) botlarla Naf Nehri'ni geçerek Bangladeş’e ulaşmaya çalışıyordu. Yıllardır baskı ve zulüm altında yaşayan Arakanlı Müslümanların kaçış fitilini ateşleyen ise bir Müslüman’ın bir Budist kadına tecavüz ettiği iddiasıydı. Bu iddia üzerine çıkan olaylarda yüzlerce Rohingya öldü, binlercesi ülkeden kaçtı. Son aylarda Arakanlı Müslümanlar tekrar gündeme geldi. Ülkelerindeki şiddetten teknelerle kaçan binlerce Rohingya aylarca kendilerini kabul edecek bir ülke aradı. Rohingyalar gündemden tekrar düşse de onların trajedisi devam ediyor.

Page 4: Arakan katli̇ami
Page 5: Arakan katli̇ami

Uluslararası toplumun çağrıları sonucu Endonezya ve Malezya, Arakanlı Müslümanları geçici kabul etme kararı aldı.

ABD açık denizde bulunan göçmenlerden işkence görmüş, dul, yetim ve sağlık sorunları olan az bir kısmının 18-24 ay içinde ABD'ye yerleştirileceğini açıkladı. ABD Başkanı Barack Obama, Myanmar'ın demokrasiye geçişte başarılı olmak istiyorsa Arakanlı Müslümanlara karşı uyguladığı ayrımcılığa son vermesi gerektiğini söyledi.

BM’den eylem planı

BM Uluslararası Göç Örgütü (IOM) ve BM Uyuşturucu ve Suç Ofisi (UNODC) bölge ülkelerinin hükümetlerine 10 maddelik bir eylem planı sundu. Planda kurtarma operasyonlarının güçlendirilmesi, gemilerin zamanında karaya çıkmasının sağlanması, göçmenler arasındaki mültecilerin tespit edilmesi ve çözüm bulunması, ekonomik göçmenlerin dönüşünün desteklenmesi, göçmenleri bu tehlikeli yolculuğa iten ana nedenlere çözüm bulunması ve insani yardım sağlanması var. (AA, Reuters)

Gambiya sahip çıktı

Myanmar'ın vatandaşlık statüsü vermediği ve göçe zorladığı Arakanlı Müslümanlara bir Afrika ülkesi olan Gambiya sahip çıktı. Halkın üçte birinin günlük 1.2 dolarla yaşamak zorunda olduğu Gambiya, Arakanlı Müslüman göçmenleri kabul etmeye hazır olduğunu açıkladı.

Filipinler ise Endonezya, Malezya ve Tayland geri çevrildiği için günlerdir teknelerde bekleyen Bangladeşli ve Arakanlı Müslüman göçmenlere yardıma hazır olduğunu duyurdu.

Ahmet Davutoğlu 2013’de Arakan’a gitti

Dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan kalabalık bir heyetle 2013 yılında yaşanan şiddet olaylarından sonra Myanmar’a gitti. Ziyaret Türkiye ile Myanmar arasındaki ilk üst düzey ziyaretti. Aynı senenin başında Türkiye Myanmar’da büyükelçilik açmıştı. Davutoğlu Arakan’ın başkenti Sitve’deki kampları gezdi, burada yardım dağıttı.

Page 6: Arakan katli̇ami
Page 7: Arakan katli̇ami
Page 8: Arakan katli̇ami
Page 9: Arakan katli̇ami
Page 10: Arakan katli̇ami
Page 11: Arakan katli̇ami
Page 12: Arakan katli̇ami

Demokrasi yanlısı politikacının suskunluğu

Myanmarlı Nobel ödüllü muhalif politikacısı Aung San Suu Kyi’nin Arakanlı Müslümanlara karşı yapılan şiddete sessiz kalması ise eleştiriliyor. Ulusal Birlik Partisi lideri olan Aung San Suu Kyi muhalif düşüncesinden dolayı 21 yıl hapis yattı. Bunun 6 yılını ev hapsinde geçirdi. Ancak BM’nin dünyanın en çok eziyet çeken halkı olarak adlandırdığı, İnsan Hakları Örgütleri’nin etnik temizlik olarak nitelendirdiği Rohingyalara yapılan şiddet konusunda Al Jazeera’ye verdiği röportajda sorulan bir soru üzerine “Bu bir etnik temizlik değil. Müslümanlar hedef alınıyor ancak Budistler de şiddete maruz kaldı” dedi.

Page 13: Arakan katli̇ami

SORUNUN KAYNAĞI 2012 yılında yayınlanan Time dergisine göre şiddet olaylarının arkasında "Budist terörün yüzü" ifadesiyle yer alan Budist rahip Aşin Virathu ve 969 adlı milliyetçi örgüt bulunuyor. Dergiye göre Arakanlı Müslümanlara yönelik saldırıları kışkırtan Budist radikal milliyetçiler. Anadolu Ajansı’nda yayınlanan bir analize göre 969 örgütünü oluşturan üç rakam, örgütün eylemleriyle çelişen biçimde "Buda'nın erdemlerini, Budist ibadetlerini ve Budist cemaatini" simgeliyor. Örgütün adı, 2012 yılında Myanmar'da Müslümanları hedef alan şiddet eylemleri sırasında duyulmuştu.

Söz konusu rahip ve 969 örgütü Myanmar’da nefret diliyle ve İslam karşıtı söylemleriyle tanınıyor. Müslümanları Myanmar'ın "en büyük düşmanı" olarak nitelendiriyor. Sosyal paylaşım sitelerinde, ülkedeki Budist çoğunluğa, Müslümanların Budist kadınlara tecavüz ettiği söylentilerini yayarak Müslümanlara ait işyerlerinden alışveriş edilmemesi çağrısı yaptığı biliniyor.

Virathu'nun nefret söylemleri, Batı'daki, "Budist bir rahibin nazik ve hoşgörülü" olduğuna ilişkin yaygın inanışla ters düşüyor. Aşin Virathu, din odaklı şiddeti kışkırtmak suçundan sekiz yıl hapis yatmasının

Page 14: Arakan katli̇ami

ardından 2011 yılında genel afla serbest bırakılmıştı. Radikal rahibin, serbest bırakıldıktan sonra ülke genelinde nefret söylemlerini özgürce dile getirmesine devlet ses çıkarmıyor. Bunun yanında Myanmar'daki muhalefet partisinin eski bir görevlisi ve gazetede köşe yazarlığı yapan Htin Lin Oo, Budizm'e hakaret ettiği gerekçesiyle 2 yıl ağır hapis cezasına çarptırıldı. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Sözcüsü Ravina Shamdasani, Htin Lin Oo'un şartsız bir şekilde serbest bırakılması çağrısında bulunularak, kararın Arakan Müslümanlarına karşı şiddet uygulamayı kışkırtanlara yapılan muamelelerle zıtlık gösterdiğini belirtti.

6 SORUDA ARAKAN

• Myanmar Neresi?

Myanmar Güneydoğu Asya’da , Andaman Denizi ve Bengal Körfezi kıyısında, Bangladeş, Çin Halk cumhuriyeti, Hindistan, Laos ve Tayland arasında yer alıyor.1919'dan 1948’e kadar İngiliz sömürgesiydi. 1948’de bağımsızlığını elde etti. İngilizler ülkeye Birmanya diyordu. 1962-2011

Page 15: Arakan katli̇ami

yılları arasında sıkı bir askeri rejimle yönetildi. Bu dönemde ülkenin ismini Myanmar olarak değiştirdi. Bu isim ülkedeki en büyük etnik grup olan Myanma'dan geliyor. 2010 yılında ülke cumhuriyet rejimine geçti. Ancak ordu görünürde olmasa da arka planda hâlâ yönetimi kontrol altında tutuyor.

• Myanmar’da kimler yaşıyor?

Myanmar’da 180’den fazla etnik grup yaşıyor Ancak bu etnik gruplardan 135’i resmi olarak tanınıyor. Nüfusunun yüzde 68’ini etnik Burmalıların oluşturduğu Myanmar’da Shan, Karen, Kachin, Rakhine, Mon ve Rohingya gibi etnik gruplarının yanı sıra etnik Çinliler ve Hintliler de yaşıyor. Yıllardır ulus devlet inşa etmeye çalışan Myanmar devleti bünyesinde yaşayan farklı etnik gruplara sistematik etnik temizlik uyguluyor. Bu etnik temizliğe en çok uğrayan halk ise Arakanlı Müslümanlar yani Rohingyalar. Ülkede en yaygın ve baskın din ise Budizm.

Page 16: Arakan katli̇ami
Page 17: Arakan katli̇ami
Page 18: Arakan katli̇ami

• Arakan neresi?

Arakan Myanmar’ın yedi eyaletinden biri. Ülkenin batısında Bengal Körfezi'ne kıyısı var. Kuzey’inde ise Bangladeş ile sınır. Bu eyalette Rohingya Müslümanları ve Budist Rakhineler yaşıyor. Ancak Myanmar devleti Rohingyaları resmi olarak tanımıyor. 1784 yılına kadar bağımsız olan Arakan daha sonra Burma ve İngilizlerin işgaline uğradı. Arakanlı Müslümanlar uzun yıllar süren askeri rejimin ardından 2011'de iktidara gelen Tein Sein hükümetinin başlattığı reform sürecinden hiçbir şekilde yararlanamadı. Yasal, ekonomik ve toplumsal kısıtlamalara maruz kaldılar.

• Myanmar nüfusunun ne kadarı Müslüman?

Myanmar’daki Müslüman nüfusu ile ilgili resmi ya da kesin bilgiler yok. 2014 yılında gerçekleştirilen nüfus sayımına göre Myanmar’ın nüfusu 51 milyon 419 bin 420. Ancak ülkede resmi olarak tanınmadığı için Rohingyalar sayılmadı. Rohingyalar Bangladeş göçmeni olarak nitelendiriliyor. Arakan’da 1,5 milyon Müslümanın yaşadığı sanılıyor. Ancak son yıllarda baskı ve şiddetten kaçan Rohingyalar nedeniyle bu nüfusun 1 milyon 90 bine düştüğü sanılıyor. Resmi rakamlara göre Myanmar’ın yüzde 4'ü Müslüman.

• Rohingyalar başka hangi ülkelerde yaşıyor?

Myanmar devletinin sistematik baskı ve zulümden kaçan üç milyondan fazla Rohingya Malezya, Bangladeş, Pakistan, Suudi Arabistan, Tayland, Avrupa ve Endonezya’da mülteci olarak yaşıyor. BM’ye göre Arakanlı Müslümanlar yani Rohingyalar dünyanın en çok eziyet gören etnik gruplarından biri. Dünya üzerindeki Rohingyaların nüfusunun 4 milyon civarında olduğu sanılıyor

• Arakan İslam ile nasıl tanıştı?

Arakan İslam ile tanışması da 8. yy’da Arap tüccarların deniz yoluyla Arakan’a ulaşmasıyla başladı. O dönemden sonra İslamiyet'in yayılmasının ardından 15. yy başında Kral Narameikla da İslamiyet’i seçti. Ardından Arakan İslam Krallığı kuruldu. Bu tarihten sonra İslamiyet bölgede hızla yayıldı. Arakan 1784 yılında arakan Burma tarafından işgal edildi. Bu işgal sırasında Arakan’ın iki yerli halkı Rohingya Müslümanları ve Budist Rakhineler ciddi baskı ve zulüm gördü. Burmalıların zulmünden kaçan binlerce Arakanlı ülkelerini terk ederek Hindistan’a göç etti.

Page 19: Arakan katli̇ami
Page 20: Arakan katli̇ami
Page 21: Arakan katli̇ami
Page 22: Arakan katli̇ami
Page 23: Arakan katli̇ami

Müslümanlara pasaport verilmiyor. Komşu Bangladeş’e geçmek için geçerli bir belge düzenleniyor. Bu belge bazen geri dönüşte kabul edilmemekte ve bu kişiler ülkelerine geri dönemiyor.

Müslüman nüfusu azaltmak için Arakan’ın diğer bölgelerinden, Burma’nın merkezinden, hatta Bangladeş’ten Budistler, Müslümanların yaşadığı bölge olan Kuzey Arakan’a yerleşmeye teşvik ediliyorlar. Gelenlerin ev, arazi ile tarım ve hayvancılık için gereksinim duydukları her şey yine Müslümanlardan sağlanıyor. Örneğin 304 yeni yerleşimci 25 Mart 1999’da Akyab’dan Butidaung’a getirildi.

Müslümanların evlenmeleri önüne de ciddi engellemeler var. İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün 2013 tarihli raporuna göre yetkililer, evlilik izni almak isteyen çiftlerden yüksek miktarda rüşvet ödemek zorunda. İzin için iki, üç yıl beklemek gerekiyor. Vergiyi ödeyemeyen çiftler evlenemiyor. Kimi zaman vergiyi ödeyenler de izin alamıyor. Bazı çiftler evlenmek için kaçak olarak Bangladeş’e gidiyor. Evlenenlerin de ikiden fazla çocuk sahibi olmalarına izin verilmiyor. Müslümanlar devletin hiçbir imkânından faydalanamıyor. İHH İnsani Yardım Vakfı’nın 2012’de yayınladığı Arakan Raporu’na göre, örneğin hastalandıklarında devlete ait hastanelere gidemezler. Müslümanların devlet dairelerinde çalışmaları yasak. Bugün Arakan’da Müslüman devlet memuru yok.

İngiliz parlamenterlerin 2013 yılı raporuna göre, Myanmar okullarında Müslümanların en fazla liseye kadar eğitim almalarına izin veriliyor. Kimlik kartları olmadığı için Arakanlı Müslümanların iş bulması da neredeyse imkânsız. Böyle bir imkân olsa bile Rohingyalara eğitim konusunda da kısıtlama getirildiği için yeterlilikleri yok.

Mülteci Arakanlılar

Bütün bu şiddet ve ayrımcılık nedeniyle her geçen yıl binlerce Arakanlı Müslüman vatanlarını terk ediyor. Başta Bangladeş olmak üzere botlarla Malezya, Endonezya, Tayland’a kaçan Rohingyalı Müslümanların çoğu yolda ölüyor. Rohingya Müslümanların çoğuna mülteci statüsü verilmiyor. Arakan dışında mülteci olan Rohingyalı Müslümanların sayısı net olarak bilinmiyor. Ancak Uluslararası Göç Örgütü’nün tahmini rakamlarına göre şöyle:

200.000-500.000

200.000

Page 24: Arakan katli̇ami

600.000

55 000

100.000 +

3.000- 5.000

2000

10.000

Bangladeş

Pakistan

Suudi Arabistan

Körfez Devletleri

Malezya BMMYK

Tayland BMMYK

Endonezya

Hindistan

Kaynak: IOM (Uluslararası Göç Örgütü)

Page 25: Arakan katli̇ami

KAMPLARIN DURUMU En çok Arakanlı mültecinin bulunduğu ülke olan ve BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin de faaliyet gösterdiği Bangladeş'teki BM kamplarında 35 bin kayıtlı göçmen var. Kayıt dışı göçmen sayısının ise 300 binlerde olduğu tahmin ediliyor. Buradaki Rohingyalıların çoğunun mülteci statüsü

Page 26: Arakan katli̇ami

yok. Kampların durumu ise çok kötü, derme çatma kulübelerde yaşıyor. Eğitim, sağlık hizmeti yok. Çocuklar sağlıksız koşular nedeniyle 7 yaşına gelmeden hayatlarını kaybediyor. Kızlar çocuk yaşta evlendiriliyor. Kamplarda çocuk kaçırma oranı yüksek. Kaçırılan kız çocukları fuhuş çetelerine erkek çocukları ise organ mafyalarına satılıyor. Buna karşın Rohingyalı Müslümanlar nüfuslarını yüksek tutmak için çok çocuk yapıyor.

Page 27: Arakan katli̇ami
Page 28: Arakan katli̇ami
Page 29: Arakan katli̇ami
Page 30: Arakan katli̇ami

Bangladeş istemiyor

Fakir bir ülke olan Bangladeş daha fazla Arakanlı göçmen gelmesini istemiyor. Bu yüzden kamp şartlarını da düzeltmiyor. Dışarıdan yardım kuruluşlarının burada faaliyet göstermesine izin vermiyor. Bangladeş’te kampların dışında 100 bin kayıt dışı hayatını sürdürmeye çalıştığı tahmin ediliyor.

Malezya’da ise Mültecilerin Statüsüne Dair Cenevre Sözleşmesi’ni imzalamamış olmasına rağmen ülkede bulunan diğer mülteciler gibi Arakanlı mülteciler de yasadışı göçmenler olarak görüyor. Bu kişilere mülteci statüsü vermiyor. 2004 yılında Arakanlıların ülkede sadece geçici olarak barınmasına izin verdi.

Page 31: Arakan katli̇ami
Page 32: Arakan katli̇ami
Page 33: Arakan katli̇ami
Page 34: Arakan katli̇ami
Page 35: Arakan katli̇ami
Page 36: Arakan katli̇ami
Page 37: Arakan katli̇ami

RÖPORTAJLAR 1995’ten beri Arakanlı Müslümanlar için bölgede çalışan tek Türk yardım kuruluşu olan İHH İnsani Yardım Vakfı’nın Güney Asya uzmanı ve Yönetim Kurulu üyesi Said Demir yıllardır Arakan koordinatörü olarak çalıştı. Hem Arakan’a hem de Bangladeş’teki Arakanlı Müslümanların yaşadığı kamplara defalarca gitti, incelemelerde bulundu, yardım dağıttı. Said Demir ile Bangladeş’teki Arakanlı Müslümanların yaşadığı kampların durumunu konuştuk.

Said Demir’e göre Bangladeş’teki Arakanlılar aslında belki de Arakan krizinin en fazla mağdur olan kısmını oluşturuyor. Bangladeş’teki kamplarda yaşayan Arakanlı Müslümanlara eğitim ve sağlık hizmetlerinin hiçbir şekilde verilmediğini söylüyor.

“Arakanlı insanlar 1940’li yıllardan bugüne kadar eğitimden mahrum bırakıldıkları için onlara eğitim verecek öğretmen yok. Yani böyle bir şeyden söz edemeyiz. Eğitimciden söz edemeyiz. Zaten insani şartların çok çok altında yaşıyorlar Arakanlıların içme suyu, sağlık, gıda, eğitim, güvenlik problemleri var.”

Said Demir ayrıca, Arakan’dan Bangladeş’e götürülmek ümidiyle insan tacirleri tarafından yola çıkarılan Arakanlıların Bangladeş diye okyanusun derinliklerine sürüklendiklerini ve bunların çoğundan daha sonra haber alınamadığını belirtiyor.

İHH Güney Asya Masası Koordinatörü Eyüp Ural ise son üç yılda altı kez Arakan’a, iki kez de Bangladeş’teki kamplara gittiğini söylüyor. Myanmar’ın Arakan eyaletinin başkenti Sitve’deki kampta 126 bin kişinin yaşadığını söylüyor. Bu sayının 2012 yılındaki şiddet olayları öncesinde ise 140 bin olduğunu belirtiyor. Sitve’deki kampların çok sağlıksız koşullarda olduğunu ifade eden Ural, Rohingyaların bu kamplardan çıkışının yasak olduğunu vurguluyor. Eyüp Ural, sorunun kaynağının ise medyada yansıtıldığı gibi Budistlerin Müslümanlara saldırması olmadığını dile getiriyor:

“Budistler Müslümanları istemiyor algısı oluşturulmaya çalışıyor. Bu da maalesef medya tarafından destekleniyor. Bu desteklendiği sürece bu Myanmar hükümetinin işine gelecektir. Neden? Çünkü Myanmar hükümeti kendi yapmış olduğu hukuksuzluğun bu şekilde görmezden gelineceğini düşünüyor. Hükümet destekli birtakım kişiler ve paramiliter gruplar, 'Müslümanlar çok tehlikeli, birliğimizi engellemek için çabalıyorlar' propagandası yapıyor. Bütün bu sorunun kaynağı aslında faşist yönetim.”

Page 38: Arakan katli̇ami
Page 39: Arakan katli̇ami

Bir hikâye

Muhammed Yusuf 24 yaşında. Arakan’ın Buthidoung şehrinde doğmuş. Sekiz yaşına geldiğinde ailesiyle birlikte Arakan’ı terk etmek zorunda kaldığını söylüyor. Yusuf’un anlattığına göre, Arakan’da o dönem yaşadıkları bölge abluka altına alınmış, Müslümanların sağlık, eğitim ve temel ihtiyaçlarını karşılamaktan mahrum bırakılmış. Babasının bu nedenle kaçmaya karar verdiğini anlatıyor. Bangladeş’le Arakan arasındaki Naf Nehri'nden geçmek için bir hafta ormanlık alanda beklediklerini söylüyor. Muhammed Yusuf daha sonra 3.5 saat süren nehir yolculuğunun ardından Bangladeş’e girmek için geceyi beklediklerini belirtiyor. Daha sonra Kutupalang kampına yerleştiklerini belirterek, buradaki insani şartlar hakkında “görmeden anlayamazsınız” diyor. 11 kardeş olduklarını söyleyen Muhammed Yusuf, babasının maddi durumunun sadece kendisini okutmaya yettiğini söylüyor.

Page 40: Arakan katli̇ami
Page 41: Arakan katli̇ami
Page 42: Arakan katli̇ami

Arakan’da meydana Müslüman Soykırımı yalanı ve sahte resimler

Sosyal medya yalanlarından en ağır itham içeren ve kaosa neden olan haberlerden biri budur. Hepimiz geçtiğimiz haftalarda Müslümanların,

Budist keşişler (!) tarafından soykırıma uğradığı haberine denk geldik. Öncelikle hızla “sahte” resimlerle yayılan bu haber, ardından Yeni Şafak,

Ensonhaber gibi gazetelere konu oldu. Bu da bir kere daha Türkiye’de bazı gazete ve yayın organlarının hiç araştırmadan sırf propaganda amaçlı

haber yaptıklarını doğruluyor.

İşin daha da korkutucu tarafı, Camilerde “Arakan’a Yardım” sloganıyla toplanan paralar. Olmayan bir soykırımve vahşet için nasıl ve ne için

yardım toplandığı kafalarda soru işareti oluşturuluyor. Ve en büyük merak konusu ise bu yardım kimlerin cebine giriyor.

Bunun yanı sıra Budist rahiplerin sivil halka yardım ettiği fotoğraflar, kaosa hizmet eden ve vicdani değerleri olmayan insanlar tarafından

“vahşet” görüntüleri adı altında nette yayınlanıyor. Budizmin temel felsefesi savaşa ve şiddete karşıdır, haliyle bir Budist rahibin soykırım

yapması söz konusu değildir. Olay sadece sivil halkta meydana gelmiş ve etnik kökenlerin çatışmasıdır. Peki olayın iç yüzü ne ve soykırım

fotoğrafları diye yayılan “sözde” fotoğraflar gerçekte ne anlatıyor?

Myanmar’daki Müslümanların yaşadığı trajedi hakkında bilgi kirliliği üst seviyelere ulaştı. Arakan’daki katliamı duyurmak için başka olaylara ait

fotoğraflar kullanılması kampanyaya gölge düşürdü.

Son zamanlarda bazı internet sitelerinde budist katiller müslüman katliamı yapıyor diye bazı yayınlar göze çarpıyordu. Sonrasında birkaç

fotoğrafla olay süslenip kamuoyuna medya yalanı halinde servis ediliyor.

Myanmar’ın batısındaki Arakan bölgesinde Budistler ve Müslümanlar arasında mayıs sonunda yaşanan çatışmaların üzerinden bu kadar süre geçtikten sonra sosyal medya ve internet sitelerinde sahte ve alakasız görüntüler eşliğinde Arakan’da Müslümanlar katlediliyor diye kampanya başlatılması tartışma yarattı. İnternet sitelerinde ve sosyal medya da paylaşılan fotoğrafların eski tarihlerde farklı ülkelerdeki olaylarla bağlantılı

Page 43: Arakan katli̇ami

olduğu ortaya çıktı. Mesela Facebook’ta paylaşılan ve çıplak cesetlerin yanında Budist rahipleri gösteren fotoğrafın altında Budistler öldürdükleri Müslümanları yakmaya hazırlanıyor yazısı yer alıyor. Ancak fotoğraf aslında 2010 yılında Çin’de yaşanan depremde ölenleri kendi dini inançlarına uygun olarak yakmaya hazırlanan Tibetli Budistlere ait. Sosyal medya da kullanılan bir başka fotoğrafta ise bir sahilde yere dizilmiş kişilerin katledilen Müslümanlara ait olduğu öne sürülüyor. Bu fotoğraf 2004 yılında hükümetler çatıştıktan sonra tutuklanan Taylandlıları gösteren Reuters imzalı bir fotoğraf. Budistler tarafından yakılan bir Müslüman diye sunulan bir fotoğraf ise Çin lideri Hu Cintao nun Hindistan ziyareti sırasında kendini yakan Tibetli Budist e ait. Myanmar da Müslümanlara yönelik katliam iddiaları sosyal medya da da en çok tartışılan konulardan biri oldu. Twitter’dan StopKillingBurmeseMuslim adıyla başlatılan kampanya büyük ilgi gördü. Türkiye’de de yüz binlerce kişi aynı saatlerde #ARAKANdiyeBiryerVar etiketini kullanarak Myanmar’daki Müslümanlara yönelik şiddeti protesto etti. İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu da, Müslümanlara yönelik şiddetin önlenmesi için uluslararası baskı yapacaklarını açıkladı. AKP Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik ise Twitter daki açıklamasında Burma hükümetine Türkiye nin güçlü mesajı iletildi. Saldırılar durdu diye yazdı. Uluslararası Af Örgütü, Myanmar da güvenlik güçleri ve Rakhine Budistleri nin Arakan Müslümanlarına uyguladığı şiddeti kınadı. Örgüt toplumsal şiddetin ve güvenlik güçlerinin karıştığı ihlallerin arttığını not etti. Myanmar hükümeti ise suçlamaları reddedip durumun sakin olduğunu kaydetti. Myanmar da ne olmuştu? Myanmar da 28 Mayıs’ta bir Budist kadının tecavüze uğrayıp öldürülmesi sonrası olaydan Müslümanlar sorumlu tutulmuştu. Çatışmalar sürerken 3 Haziran’da 10 Müslümanın linç edilmesi tansiyonu arttırmış, hükümet 10 Haziran’da olağanüstü hal ilan etmişti. Resmi rakamlara gore çatışmalarda en az 78 kişi öldü, çok sayıda ev yakıldı. Şiddetten kaçan binlerce Müslüman Bangladeş tarafından kabul edilmedi. Sayıları 3 milyonu bulan Myanmar’daki Arakan Müslümanları, BM tarafından dünyanın en çok şiddet gören azınlıkları arasında gösteriliyor. Haberegir – 25.07. 2012 Zulüm görüyorlar Birleşmiş Milletler’e göre Myanmar’ın Bangladeş sınırındaki Rakhine eyaletinde (Arakan) yaşayan 800 bin Rohingyalı Müslüman ‘dünyanın en çok zulüm gören topluluklarından’. Budist ağırlıklı Myanmar halkından dilleriyle de ayrılan ve azınlıkta kalan Rohingya halkı Arakan’ın yüzyıllardır vatanları olduğunda ısrar etseler de hükümet onların Hindistan alt kıtasından yakın zamanda göç ettiğini öne sürüyor. Yangon yönetimi bu görüşe dayanarak Rohingyalıları anayasasında yerli gruplar arasında saymayarak vatandaşlık hakkı tanımıyor. Vatandaş olmadıkları için en temel eğitim ve sağlık hizmetlerınden mahrum bırakılan Arakanlı Müslümanlar haziran ayında uğradıkları inanç temelli şiddetle hatırlandı. Bağımsız gazetecilerin ve uluslararası gözlemcilerin giriş yapmasının çok zor olduğu ülkenin batısındaki eyalette mayıs ayı sonunda Budist bir kadına tecavüz edilip öldürdükleri suçlamasıyla 3 Müslüman erkeğin tutuklanması şiddetin fitilini ateşledi. 4 Haziran’da Taungup bölgesinde öfkeli bir kalabalığın tecavüz zanlılarının içinde olduğunu düşünerek saldırdığı otobüste 10 Müslüman erkek öldü. Müslüman topluluk da

Page 44: Arakan katli̇ami

misilleme olarak Budist köylerini ateşe vermeye başladı. İnsan hakları örgütleri Human Rights Watchve Uluslararası Af Örgütü’ne göre polis yüzlercesi gözaltına alınan çok sayıda Müslümana şiddet uyguladı; insan hakları ihllaleri yaşandı. (Milliyet, 27 Temmuz 2012) Haberlerden anlaşıldığı gibi ortada bir soykırım veya ileri derecede vahşet yok. Etnik köken farklılığına bağlı tamamen siyasal düzlemde gerçekleşen bir olay. Ortada ciddi bir çatışma olduğu ve azınlık olduğu için Müslüman kesimin daha çok ezildiği haberin doğru kısmı. Ama olayın özünde “dinler arası bir savaş” veya keşişlerin soykırımı yok! Bir tarafta yerel Budist halk, öte tarafta orada hak iddia eden Müslüman halk… Bu etnik köken çatışması sadece Arakan’da değil, Dünya’nın bir çok yerinde olmaktadır. Bu çatışmaya ne Müslüman dini liderler, ne de Budist rahipler karışmıştır, orta da “dini” değil “siyasi” bir çarpışma söz konusudur. Sosyal medya da ise bu dini propagandaya dönüşmüştür. En büyük tehlike ve zalimlik, dinler arası savaş çıkarma çabasıdır ve nette yayılan sahte fotoğraflar ve söylemler buna hizmet etmektedir.

Page 45: Arakan katli̇ami

'Dünya Müslümanları ve batılı devletler katliama sessiz''

Katliamın tekrar başlamasının en büyük sebeplerinden birisi olarak ''Bangladeş'in güçsüz olması''nı gösteren Yunus, şöyle devam etti:

''Diğer büyük sebep ise dünya Müslümanlarının ve batılı devletlerin bu katliama sessiz kalması. Batılı devletler önceleri Myanmar'a, Nobel

ödüllü Aung San Suu Kyi tutsak olduğu için tepkiliydi. Ancak onun serbest bırakılması, batılı devletlerin Myanmar'a olumlu bakmasını sağladı.

Batılı ülkeler böylece katliama sessiz kaldı ve kalıyor. Oradaki Budistler Müslümanları istemiyor. Müslümanların en yoğun olduğu yer Arakan'ın

kuzey kısmı ve en çok zulüm de orada oluyor. Herhangi bir soruşturma olmaksızın keyfi tutuklamalar devam ediyor. Özellikle genç, ilim sahibi ve

entelektüel insanlar tutuklanıyor. Tutuklanan insanların nereye götürüldüğü bilinmiyor. Bayanlara tecavüz devam ediyor.

Uzun yıllardır devam eden Arakan’daki Müslüman katliamı ile ilgili bilinmeyen bir çok yönü aydınlatacak olan bir makaleyi siz okuyucularımızla paylaşıyoruz. HABER: ISLAH HABER Uzun yıllardır devam eden Arakan’daki müslüman katliamı ile ilgili bilinmeyen bir çok yönü aydınlatacak olan bir makaleyi siz okuyucularımızla paylaşıyoruz. Echo Of Jihad dergisi kaynaklı makalede Budist rahiplerin ve Burma hükümetinin zulmünü bir kez daha gözler önüne seriliyor. İşte o makale ;

Page 46: Arakan katli̇ami

Arakan’da Katliam Nasıl Başladı ? Rohingya’da müslüman azınlığa karşı başlatılan soykırım, Budist Rahiplerin 3 müslüman gencin üzerine attıkları iftiranın alevlenmesi ile başladı. Öncelikle 3 kişilik bir Budist Rahip grubu, 26 yaşındaki Burmalı bir kadına tecavüz edip ardından onu öldürdüler. Kadına tecavüz eden 3 kişiden birisi, kendisinin erkek arkadaşıydı ve kısa süre önce kadın tarafından terkedilmişti. Fakat aynı kadına tekrar geri dönmek istemesine rağmen, kadın tarafından reddedildi. Bunun ardından aynı kadın kendisine farklı bir erkek arkadaşı buldu. Bu durumu kaldıramayan eski erkek arkadaşı, yanına 2 kişiyi de alarak önce kadına tecavüz etti ve daha sonra da onu öldürdüler. Katil Budist Rahipler, öldürdükleri kadının cesedini, bölgede bulunan bir müslüman köyünün yakınlarına bırakıp kaçtılar. Cesedin bulunmasının ardından yetkili Budist Rahipleri ve Burma Hükümet yetkilileri kadının başına gelen hadiselerden ötürü müslümanları sorumlu tuttular. Neticede 3 tane masum müslüman genç tutuklandılar. Tutuklanan gençlerden bir tanesi dövülerek öldürüldü. Diğer ikisi de mahkeme tarafından ölüm cezasına çarptırıldı. Böylece hükümet, bir iftira vasıtası ile tüm dünyanın gözü önünde müslümanlara karşı bir soykırımın ilk tohumlarını atmış oldu... Bu hadiseyi takip eden aylarda, bir çok radikal rahip, Burma içerisinde ve dışarısında Rohingyalılara karşı bir anti-propoganda başlattılar. Burmalılara karşı kullandı slogan şöyleydi ; “Rohingya Burmanın bir vilayeti değildir. Onlar Bangladeşten gelen illegal göçmenlerdir”...

Page 47: Arakan katli̇ami

Anti-Rohingya Propogandalarından bir kare...

Page 48: Arakan katli̇ami

Daha sonra bu gösteriler, bir takım hükümet yetkililerinin katılımı ve desteği ile amacından saptırılarak çizgiden çıkmıştır. Soykırım nasıl başladı ? 3 Haziran 2012 – Arakan şehri güneyinde bulunan Toungup şehir merkezinde, 8 müslüman hacı ve yanlarında bulunan 2 otobüs muavini ve bir kadın, Budist Rahipler tarafından öldürüldüler. 5 kişi ise kaçarak canlarını kurtarabildi. Hadise olduğu sırada öldürülen hacılar Thandwe’deki Thetsa mescidindeki bir dini merasimden ( islami/ilmi bir toplantı ya da münazara ) dönüyorlardı.

Page 49: Arakan katli̇ami
Page 50: Arakan katli̇ami

Öldürülen müslüman hacıların cesetleri... Hacıları taşıyan otobüs, dönüş yolundayken terörist Budist rahipler tarafından durduruldu. Durdurulan otobüsün plakası 7(Ga)7868’dir. Rahiplerden birisi kapıya gelerek “Hepiniz inin aşağıya” diye seslendi. Otobüs şöförü ve muavin müdahale etmek istediler, otobüste herhangi yabancı birisinin olmadığını söylediler. Buna rağmen budist rahipler ilk olarak onları dövmeye başladılar. Daha sonra otobüsün içine dalan Budistler müslüman hacıları döverek otobüsten dışarı çıkardılar. Sayıları 300’ü bulan Budistler, müslüman hacıları yolun ortasına alarak ölünceye kadar dövdüler. Buna rağmen ne bir polis ne de bir hükümet yetkilisi olaya müdahale etmedi. Ne olay sırasında ne de olay bittikten sonra...

Page 51: Arakan katli̇ami
Page 52: Arakan katli̇ami
Page 53: Arakan katli̇ami

Otobüs baskını sonrasında dövülerek öldürülen müslüman hacılar... Dövülerek hayatlarını kaybeden 8 hacının kimlikleri şu şekildedir ; Muhammed Sharif - Taung Twin Gyi şehrinden Muhammed Hanif - Taung Twin Gyi şehrinden Shafield Bai - Taung Twin Gyi şehrinden Aslam Bai - Taung Twin Gyi şehrinden Balai Bai - Taung Twin Gyi şehrinden Shuaib - Taung Twin Gyi şehrinden Salim Bai – Myaung Mya şehrinden Lukman Bai – Myaung Mya şehrinden Ve bunlarla birlikte otobüste görevli olan bir karı-koca çift dövülerek öldürüldüler. Diğer 5 müslüman hacı bu katliamdan kaçarak kurtulmayı başardılar. Rahipler kazandıkları bu zaferi ( ?) yola attıkları cesetlerin üzerlerine tuvaletlerini yaparak ve içtikleri şaraplarından dökerek kutladılar. Buna rağmen hiçkimse tutuklanmadı ve bu katillere karşı herhangi resmi bir soruşturma dahi açılmadı. Cesetler aynı günün akşamında Thandwe de toprağa verildiler. Hacıların cesetleri cenaze için götürülürken... Bu elim hadisenin ardından ise, Burma hükümetinin verdiği destekle ve iç güvenliği tehdit ettikleri gerekçesi ile rahipler tarafından müslümanların köyleri baskına uğramaya ve yakılmaya başlandı...

Page 54: Arakan katli̇ami

Budist rahipler Burma güvenlik güçleri ile beraber gece vakti bir müslüman köyü yakıyorlar... Rahipler müslümanların evlerini yakarken, güvenlik güçleri rahiplerin emniyetini sağlamakla görevlendirilmişlerdi.

Page 55: Arakan katli̇ami

Bir Burmalı güvenlik görevlisi gündüz vakti müslüman köyü yaktıktan sonra böyle resmedildi.

Page 56: Arakan katli̇ami

Bir güvenlik görevlisi alevlerden kaçan müslümanlara ateş ederken...

Page 57: Arakan katli̇ami

Çıkan bu hadiselerde güvenlik güçleri ve Rahipler güruhu, Razak, Lalu ve Syed Ahmet köylerindeki evleri yaktılar. Müslümanların ticarethaneleri ve 150,000,000 Kyatlık ticari malları yakıldı. Sawmawna köyündeki bir cami ateşe verildi. 200 Rohingyalı evsiz kaldı. Tarihler 9 haziranı gösterdiğinde 100’ün üzerinde Rohingyalı müslüman hayatını kaybetmiş, 500ün üzerinde müslüman ise evsiz kalmışlardı.

Page 58: Arakan katli̇ami
Page 59: Arakan katli̇ami

Müslümanlar kaçarak geldikleri Bangladeş ülkesinden barınak talep ederken...

Page 60: Arakan katli̇ami

Bunca zulümün ardından Müslüman halk, Bangladeş devletinin kendilerine bu zor zamanda yardım edeceğini düşünerek onların kapısını çalmak istediler. Zira halk, polis, güvenlik güçleri ve rahipler tarafından her gün katliama uğratılıyordu. Bangladeşte karaya çıkmak isteyen müslümanların kayıkları tekrar zorla denize itiliyor... Lakin bunca beklentiye rağmen Tağut Bangladeş hükümeti Arakanlı müslümanların ülkelerine girmelerine izin vermediler. Şayet halk içinden herhangi bir kişi Arakanlılara ensarlık yapıp ev verirse, derhal tutuklamaya ve muhacirleri de sınır dışı etmeye başladılar.

Page 61: Arakan katli̇ami

Bangladeş askerleri ülkeye girmek için Burmadan kaçan müslümanların kayıklarını ararken...

Page 62: Arakan katli̇ami

Bangladeş askerleri karaya çıkmak isteyen müslümanların kayıklarını tekrar denize itiyor... Arakanda tutuklanan bir müslümanın akibetinden, herhangi bir akrabasının haber alması mümkün değildir. Yukarıda anlattığımız hadiselerin yaşandığı 8 haziran ve 19 haziran tarihleri arasında 60 müslüman kadın Hükümet güvenlik güçleri, polisler ve Budist rahipler tarafından tecavüze uğradılar. Paungzarr köyünden bir kişinin anlattıkları şu şekilde: “Köylere giren güvenlik yetkilileri, köyün erkekleri tek bir meydana toplayarak onlarla gelecekteki durumları hakkında bir toplantı yapacaklarını söylediler. Evlerden çıkıp köyün dışında bir meydanda toplanan erkekler, orada bir grup tarafından oyalanırken diğer bir grup polis ve rahip köye girerek onlarca kadına tecavüz ettiler. “ Günümüzde Arakanlı müslümanları koruyan hiç bir kuvvet yoktur. Maruz kaldıkları onca zulüm, tecavüz ve evlerinden çıkarılmaya karşı hiç bir koruyucuları bulunmamaktadır. Buna rağmen Burma hükümeti tarafından, Rahiplerin ölcülük ettiği bu katliamı meşrulaştıran bir çok kanun tasarısı devamlı olarak kabul edilip yürütmeye konmaktadır. Hükümet destekli bu sistematik soykırım faaliyeti günden güne hıncını ve hırsını arttırarak devam etmektedir. KATLİAMLAR VE GÖÇ DALGALARI 1942 katliamı 28 Mart 1942’de Minbya kasabasına bağlı Çanbilli köyündeki Müslümanlara saldıran Rakhineler, köydeki kadın, erkek ve çocukları öldürdü. İHH İnsani Yardım Vakfı’nın yayınladığı Arakan Raporu’nda ve İngiltere parlamentosu üyelerinin 2013 yılı raporuna göre, daha sonra tüm Arakan’a yayılarak yaklaşık 40 gün süren saldırılarda en az 150 bin Arakanlı Müslüman öldürüldü. Katliamdan sonra çok sayıda Arakanlı Müslüman, mülteci olarak başta Bangladeş olmak üzere komşu ülkelere sığındı. 1948 göç dalgası Aynı rapora göre İngilizlerin 1948’de ülkeden çekilmelerinin ardından Müslümanlara yönelik saldırılar arttı. Olayların hızla yayılması üzerine savunmasız Müslüman halk Hindistan ve Bangladeş’e sığınmak zorunda kaldı. Arakanlı Budist Rakhinelerin liderleri, kalan Rohingya Müslümanlarına karşı toplu katliamlara giriştiler. 1954 katliamı İngiliz parlamenterlerin 2013 yılı raporunda yer alan bilgilere göre, katliamlar artınca Müslümanlar silahlanarak kendi örgütlerini kurdular. Müslümanların biraz güçlendiği 1954 yılında Burma ordusu 'Muson Operasyonu' adını verdiği kanlı bir saldırı ile Müslüman güçleri dağıttı. Aynı sene binlerce sivil Rohingya, Müslüman direnişçilere yardım ettikleri bahanesiyle ya katledildi ya da ülkeden sürüldü. 1978 'Kral Dragon Operasyonu' ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün (Human Rights Watch) 2000 yılı raporunda yer alan bilgilere göre, hükümet 1978 yılının Mart ayında Arakanlı direnişçilere yönelik 'Kral Dragon Operasyonu'nu başlattı. Yüzlerce Müslüman kadın ve erkek tutuklandı, birçoğu işkence

Page 63: Arakan katli̇ami

gördükten sonra öldürüldü, kadınlara tecavüz edildi. Can ve mal güvenliği kalmayan çok sayıda Müslüman, yaşadıkları yerleri terk etmeye başladı. Birkaç ay içerisinde sayıları 200 bini aşan mülteciler, Bangladeşli yetkililer tarafından yaptırılan geçici kamplarda yaşamaya başladı. 2012 katliamı Haziran ayında üç Müslüman erkeğin bir Budist kadına tecavüz ettiği iddiası ortalığı karıştırdı. Devlet destekli Budist milisler Müslümanların evlerine, işyerlerine saldırdılar, ateşe verdiler. İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne göre 2012 yılındaki şiddet olaylarında 140 bin Rohingya ülke içinde göç etmek zorunda kaldı. Kaç kişinin öldüğü konusunda kimse net rakam veremezken, bu sayı binlerle ifade ediliyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü 2013 yılında yayınladığı “Yapabileceğiniz Tek Şey Dua Etmek” adlı raporunda Myanmarlı yetkilileri, Arakan eyaletinde Rohingyalara karşı etnik temizlik yapmakla suçluyor. İnsan hakları ihlalleri Myanmar uzun yıllardır dinsel ve siyasal çatışmalar yaşamış, insan hakları ihlalleri konusunda sicili kabarık bir ülke. İnsan hakları örgütleri ülkede ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, hapishanelerde işkence, ölüm cezası, ayrımcılık ve şiddet gibi birçok alanda uyarılarda bulunuyor, Arakanlı Müslümanlara yapılanı “etnik temizlik” olarak tanımlıyor. Myanmar’ın sadece Arakanlı Müslümanlara değil ülkede yaşayan diğer etnik gruplara da ayrımcı ve şiddet içeren politikası var. Uluslararası Af Örgütü, İnsan Hakları Örgütü gibi insan hakları kuruluşları her yıl yayınladıkları raporlarda ya da bültenlerle buradaki ihlallere dikkat çekiyorlar. O ihlallerden bazıları şöyle: Amnesty International’da göre ülkede 1982’de çıkarılan Yeni Vatandaşlık Kanunu ile “ulusallar” kategorisinin dışında bırakılarak, kendi topraklarında yabancı unsur olarak gösterilen Rohingyalar, bugün hâlâ vatandaş statüsüne sahip değiller. Müslümanlara üzerinde “yabancılara aittir” ibaresi yazan özel beyaz bir kimlik verilir. Bu kimlik sadece bilgi amaçlı. Hiçbir geçerliliği yok. Bu kanun yüzyıllardır bu topraklarda yaşayan Arakanlı Müslümanları kendi topraklarında yabancı bir topluluk durumuna düşürdü. Arakanlı Müslümanların seyahat özgürlükleri yok. Uluslararası Af Örgütü’nün 2014/15 Myanmar raporuna göre, Rohingyaların resmi izin almadan Burma’nın başka bölgelerine geçmesi yasak. Bu izni almak da imkânsıza yakın. İHH İnsani Yardım Vakfı’nın 2012’de yayınladığı Arakan Raporu’na göre gece saat dokuzdan sonra sokağa çıkmaları ve polisten izinsiz akraba ya da komşularını ziyaret etmeleri yasak.