15

Adalet

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Adalet
Page 2: Adalet

Adalet düzenli ve dengeli davranmak, her şeyin hakkını vermek, bir şeyi yerli yerine koymaktır. İslam dininde adalet, kültür, bilgi, mevki, cinsiyet, ırk, dil ve din farkı gözetmeden insanlara insan olmaları yönünden eşit davranmak ve haklarını vermek demektir.

Page 3: Adalet
Page 4: Adalet

İslam adalet dinidir. Allah’ın mübarek isimlerinden birisi de El-Adl, yani kullarına adaletle hükmedicidir. Allah zatında adalet sahibidir.

Bu nedenle Allah insanlardan da kendi aralarında adaleti emretmiş ve adil olan insanları da sevdiğini bildirmiştir. Kur’an-ı Kerimde “…Allah adil olanları sever.” (Maide suresi, 42. ayet.) buyrulmuştur.

Page 5: Adalet

Mutlak manadaki adaleti ancak yüce Allah gösterir. Kıyamet günü ilahî mahkeme kurulacak ve herkes kazandığının karşılığını eksiksiz olarak görecektir. Günah işleyen ceza, sevap işleyen mükafat bulacaktır. Allah’ın adaleti kesindir.

Page 6: Adalet
Page 7: Adalet
Page 8: Adalet

Adil olmak, insanların hak ve hukuku gözeterek herhangi bir konuda hüküm vereceği zaman tarafsız olmasıdır. Yakınları aleyhine dahi olsa da adaletten sapmaz. Şahitliğini gizlemez. Ölçüde, tartıda hesap ve kitapta doğru olur. İnsanları aldatmaz, aralarında ayırım yapmaz, gerçeği saptırmaz. Yetimin, öksüzün malını gözetir. Ne kendi istekleri ne de yakınlarının isteklerine göre hareket etmez. Olay ve durumlara menfaat açısından değil, doğruluk ve adalet açısından yaklaşır. Karar vermeden önce dikkatli bir biçimde inceleme yapar.

Page 9: Adalet
Page 10: Adalet

Ey iman edenler! Adaleti titizlikle ayakta tutan, kendiniz, ana-babanız ve akrabanız aleyhinde de olsa Allah için şahitlik eden kimseler olun. (Haklarında şahitlik ettikleriniz) zengin olsunlar, fakir olsunlar Allah onlara (sizden) daha yakındır. Hislerinize uyup adaletten sapmayın, (şahitliği) eğer, büker (doğru şahitlik etmez), yahut şâhitlik etmekten kaçınırsanız (biliniz ki) Allah yaptıklarınızdan haberdardır. Nisâ Suresi ,135.Ayet

Page 11: Adalet

Adaletin gerçekleştiği, hukukun hakim olduğu toplumlarda barış, huzur ve güven sağlanır. Herkes kendi hakkına razı olur, başkalarının hakkına da saygı gösterir. Adalete önem verilmeyen toplumlarda ise kötülük, zulüm ve haksızlıklar artar. Bu da toplumlarda kavgalara ve anlaşmazlıklara yol açar. Toplumda barış ve güven ortamının bozulmasına neden olur. Bütün bunlar adaletin hem fert hem de toplum açısından önemli olduğunu ortaya koymaktadır.

Page 12: Adalet
Page 13: Adalet

Kızım Fatıma Olsa… Bir gün hırsızlık yapan Fatıma adında bir kadın Hz. Peygamber’in huzuruna çıkarıldı. Suçu tespit edildiği için Hz. Peygamber onu cezalandıracaktı. Fakat Mekke’nin ileri gelen bir kabilesindendi. Bazı kişiler bu kadının cezalandırılmaması için Peygamberimizin çok sevdiği Hz. Üsame’yi aracı olarak gönderdiler. Bu duruma kızan ve üzülen Peygamberimiz yüksek bir yere çıkarak şu konuşmasını yaptı: “Ey İnsanlar! Geçmiş milletlerin ne yüzden yollarını sapıttığını biliyor musunuz? Onların asilzadeleri bir şey çalarsa onu cezalandırmazlar, itibarı az olanları çalarsa onu cezalandırırlardı. Allah’a yemin ederim ki böylesine adi bir işi o Fatıma değil de kızım Fatıma yapmış olsaydı onu da cezalandırırdım” .

Page 14: Adalet

Yıldırım Beyazıt Han, Niğbolu Zaferinden sonra, o zamanın başşehri Bursa’ya, yirmi cami yaptırmaya karar verdi. Ancak Emir Sultan hazretleri, Sultan Beyazıt’ın bu kararına karşı çıktı ve küçük yirmi cami yaptırmaktansa yirmi kubbeli büyük bir cami yaptırmasının daha güzel olacağını söyledi. Bu fikir Beyazı Hana da mantıklı gelmiş olacak ki, derhal emir verildi ve caminin yapılması için uygun bir yer aranmaya başlandı. Az zaman sonra aranan yer bulundu. Ancak küçük bir problem vardı. Arsadaki pek çok kimse, evini ve arazisini devlete sattığı halde, yaşlı bir kadıncağız, “ satmam” diye direniyordu. Neler neler teklif ettiler, bu inatçı nineyi ikna edemediler. “Satmam! Evceğizimi yıktırmam”!diyor, başkaca bir şey söylemiyordu. Çaresiz, inşaat başlatıldı. Yaşlı kadının evine dokunulmadan, temeller kazıldı, duvarlar örüldü, kubbeler çatıldı, minareler dikildi. İnşaat tamam olduktan birkaç yıl sonra ise, o yaşlı kadın öldü. Geride kalan mirasçıları ise, hiç direnmeden evi devlete satıverdiler. Alınan ev derhal yıkıldı ve yerine güzel bir şadırvan yapıldı. İşte diğer camilerden farklı olarak, Bursa Ulu caminin, ortasında bulunan şadırvan, o yaşlı kadının evinin yerine yapılan şadırvandır. Ülkeleri fetheden, kaleleri düşüren, orduları deviren Koskoca Osmanlı, yaşlı ama haklı bir kadının, küçücük virane evinden içeriye tek bir adım atmamıştı. Çünkü adaletin kılıcı; halk için, fakir ve yaşlı kadınlar için, ne kadar keskinse sultanlar içinde o kadar keskindi…

Ulu Caminin Şadırvanı

Page 15: Adalet