7
573 Diðer bir büyük grup olan Tanrýdaðý yö- rüklerinin adýnýn nereden geldiði tartýþ- malýdýr. Tanrýdaðý yörükleri 1543 ve 1565’- te 323 ocaða sahiptiler. XVII. yüzyýlýn baþ- larýnda Ayn Ali Efendi de ayný rakamý ver- miþtir. Bu yörükler çok yayýlmýþ olup Ka- vala, Drama, Serez, Demirhisar, Rusçuk, Týrnova, Hezargrad, Niðbolu'da yoðun bir þekilde yaþarlardý. Fakat bir mühimme belgesinde Tanrýdaðý yörüklerinde 987’de (1579) 419 Eþkinci Ocaðý’nýn bulunduðu bildirilir. 1543’te Tanrýdaðý yörüklerinden altmýþý Gümülcine’de, elli sekizi Yenice-i Karasu’da, kýrk altýsý Yenice-i Kýzýlaðaç’- ta, otuz üçü Drama’da, otuz ikisi Varna’- da, on beþi Silistre’de, on üçü Týrnova’- da, on ikisi Þumnu’da, kalanlarý da Bulga- ristan’ýn diðer yerlerinde yaþamaktaydý. Bunlarýn eþkinci ve yamaklarýnýn toplamý 1584-1591 yýllarýnda 16.835 kiþi idi. Tan- rýdaðý yörüklerinin bütün nüfusunun 100.000 olduðu tahmin edilmiþtir. 1575’- te Bosna’daki demir madeninde gülle dök- melerinin istendiði, fakat oraya gitmedik- leri, 1581’de ayný hizmet için tekrar görev- lendirildikleri, 1583’te Ýstanbul surlarýnýn tamirine çaðýrýldýklarý, 1604’te Banaluka demir madeninde gülle dökmeye gönde- rildikleri bilinmektedir. Vize yörükleri yörük yardýmcý askerî bir- likleri arasýnda sayýca en az olanýdýr. Bun- lar umumiyetle Paþa-ili (Paþa livâsý) sanca- ðýnda yaþamaktaydý. 1543’te 105, 1557’- de 106, 1565’te 105 ocak idiler. Bu ocak- lardan yirmi üçü Hayrabolu’da, yirmi biri Vize’de, on ikisi Çorlu’da, on biri Ýncüðez’- de, dokuzu Kýrklareli’nde (Kýrkkilise), se- kizi de Edirne’de oturmaktaydý. Vize yö- rüklerinin ocak sayýsý devlet idaresinin za- yýflamasý, isyanlar ve savaþlar yüzünden 1609’da altmýþ altýya, 1642’de otuz üçe düþmüþtür. Bunlar 1565’te gemi hizmeti, 1569’da Ejderhan seferi, 1573 ve 1574’te donanma hizmetiyle, 1577’de Bender Ka- lesi’nin, 1584’te Edirne’deki Sultan Selim Camii’nin tamiriyle görevlendirilmiþti. Yan- bolu yörükleri 1565’te 126 ocak idi. Ayn Ali Efendi Yanbolu yörüklerini de listesine almakla beraber Vize yörükleri gibi Yan- bolu yörüklerinin kaç ocak olduðunu bil- dirmemiþtir. Yanbolu, Bulgaristan’da bir þehir olup Yeni Zaðra ile Burgaz arasýn- da, Ýslimye’nin güneyinde bulunmaktadýr. Yanbolu yörükleri hakkýnda hiçbir defter olmadýðýndan onlarýn nerelere yayýldýklarý bilinmemektedir. Bu yörükler de 1566’da Avusturya’ya açýlan seferde hizmet etme- ye çaðýrýlmýþ, 1579’da Bosna’daki Baç de- mir madeninde top güllesi dökmekle gö- revlendirilmiþlerdi. Onlar da Selânik ve Nal- döken yörükleri gibi çaðýrýldýklarý 1583’- teki Ýran seferine katýlamadýklarý için nö- betçi eþkincilerden 600’er akçe istenmiþ- ti. Koçi Bey Risâle’sinde Rumeli’de evvel- ce 40.000 yörük ve müsellem bulundu- ðunu, sefer oldukça onlardan nöbetleþe 5-6000 kiþinin sefer mühimmatýný gördü- ðünü bildirir. Yine Koçi Bey’e göre 1000 (1591) yýlýndan sonra yörüklerin düzeni büsbütün bozulmuþ ve yörüklerle müsel- lemler mukataaya baðlanmýþtýr. Bunun üzerine onlarýn göreceði hizmetleri timar sahipleri görmeye baþlamýþtýr. 1683’ten sonra Avusturya ve müttefikleriyle yapý- lan savaþlarda yörük birlikleri yeniden teþ- kilâtlandýrýlmýþ ve kendilerine evlâd-ý fâti- hân adý verilmiþtir. Bunlar Tanzimat dev- rinde 1845’te vergiye ve askerlik mükel- lefiyetine tâbi tutulmuþ, daha sonra teþ- kilât tamamen kaldýrýlmýþtýr (bk. EVLÂD-ý FÂTÝHÂN). BÝBLÝYOGRAFYA : BA, TD, nr. 8, 23, 32, 40, 49, 51, 79, 98, 121, 153, 165, 272, 327, 337; Anonim Tevârîh-i Âl-i Osman (nþr. F. Giese, haz. Nihat Azamat), Ýstan- bul 1992, s. 5, 8; Yazýcýzâde Ali, Târîh-i Al-i Sel- çûk, TSMK, Revan Köþkü, nr. 1390, vr. 27 a-b ; Ayn Ali, Kavânîn-i Âl-i Osmân, s. 42; Koçi Bey, Risâ- le (Aksüt), s. 26, 40; Þikârî, Karamanoðullarý Ta- rihi, s. 140; Ahmed Refik, Anadolu’da Türk Aþi- retleri, Ýstanbul 1930; Kâmil Su, Balýkesir Civa- rýnda Yörük ve Türkmenler, Ýstanbul 1938; M. Çaðatay Uluçay, XVII. Asýrda Saruhan’da Eþkýya- lýk ve Halk Hareketleri, Ýstanbul 1944, tür.yer.; Hikmet Þölen, Aydýn Ýli ve Yörükler, Aydýn 1945; Ýbrahim Gökçen, Saruhan’da Yörük ve Türkmen- ler, Ýstanbul 1946; M. Tayyib Gökbilgin, Rumeli’- de Yörükler, Tatarlar ve Evlâd-ý Fâtihân, Ýstan- bul 1957; Hikmet Çevik, Tekirdað Yürükleri, Ýs- tanbul 1971; Ali Rýza Yalman, Cenupta Türkmen Oymaklarý (haz. Sabahat Emir), Ankara 1977, I-II; Mehmet Eröz, Yörükler, Ýstanbul 1991; Faruk Sü- mer, Oðuzlar (Türkmenler) Tarihleri, Boy Teþ- kilâtý, Destanlarý, Ýstanbul 1992; Halil Ýnalcýk, The Middle East and the Balkans under the Ot- toman Empire Essays on Economy and Society, Bloomington 1993, s. 97-136; Yörük. Nomadenle- ben in der Türkei (ed. A. Kunze), München 1994; Vahid Çabuk, “Yörükler”, ÝA, XIII, 430-435; Bar- bara Kellner-Heinkele, “Yörük”, EI 2 (Ýng.), XI, 338- 341. ÿFaruk Sümer YUGOSLAVYA Balkanlar’da 1990’lý yýllarda daðýlan federal devlet. ˜ Yugoslavya’nýn (Güney Slavlar ülkesi) kuruluþu, bölgede Osmanlý döneminin resmen sona ermesiyle gerçekleþmiþtir. Balkanlar’ýn kuzeyinden güneydoðusuna kadar uzanan Yugoslavya’nýn yüzölçümü 255.804 km² idi. Kuzeybatýda Ýtalya, ku- da çýkan isyanlarýn yol açtýðý olumsuz et- kilerle ilgilidir. Ofcabolu yörükleri Üsküp’- le Ýþtip arasýndaki yörenin adýndan dolayý bu þekilde anýlmýþlardýr. Bu bölgeye Mus- tafa ovasý adýnýn verildiði görülür. Ofcabo- lu yörükleri 1560’ta seksen sekiz ocaktý. Bu ocaklarýn otuz biri Ýþtip, yirmi beþi Pir- lepe, on sekizi Üsküp, on dördü Ostrova yörelerinde bulunmaktaydý. Diðer ocaklar birer ikiþer Yanbolu, Tatarpazarý, Týrnova, Ýhtiman, Filibe ve Silistre’ye daðýlmýþ du- rumdaydý. Ofcabolu yörükleri birliklerin nü- fusça en azý olup yine 1560’ta hizmette- kilerin sayýsý 2705’tir. 1565’te, Sigetvar se- feri arefesinde diðer birliklerin ocak sayý- larý bildirildiði halde bunlarýn hakkýnda bir bilgi bulunmaz. Sefer arefesinde Ofcabo- lu yörükleri Selânik yörükleri gibi su sýðýrý sevkiyle görevlendirilmiþtir. 1573’te Duka- kýn sancaðýndaki demir madeninde top güllesi dökmeye memur edilmiþlerdi. Ayn Ali Efendi de Ofcabolu yörüklerinin seksen sekiz ocaktan ibaret olduðunu yazmýþtýr. Selânik yörükleri Rumeli kesimindeki gruplarýn en büyüðüdür. Bu yörüklerin ka- labalýk kýsmý Makedonya ile Teselya’da ya- þamakta, az sayýdaki Selânik yörüðü de Bulgaristan ve Dobruca’da bulunmakta- dýr. 1543’te bu birlik 500 ocaktý. Bunlar- dan 117’si Yeniþehir’de, altmýþý Çatalca’- da, kýrk yedisi Avrathisarý’nda, otuz altýsý Florina’da, otuz beþi Kalemeriye’de, otuz üçü Serfice’de, yirmi sekizi Ustrumca’da, yirmi altýsý Silistre’de, geri kalanlarý da baþ- ka yerlerde oturmaktaydý. 1560’ta Selâ- nik yörükleri 552 ocaða sahipti. Fakat XVII. yüzyýlýn baþlarýnda diðer birliklerde olduðu gibi ocak sayýsý kýrk bire düþtü. XVII. yüzyýlýn ikinci yarýsýnda Evliya Çele- bi, Selânik yörükleri hakkýnda bilgi verir, onlarýn her yerde aranýlan ve beðenilen aba ve þayak dokuduklarýný yazar. Selânik yörükleri XIX. yüzyýlýn baþlarýnda da var- lýklarýný sürdürmekte, Ustrumca, Drama, Serez ve diðer yerlerde yaþamakta, beyle- ri de Selânik’te oturmaktaydý. Selânik yö- rükleri 1558’de su yolu tamirine, 1565’te top arabalarýna koþulacak mandalarý sür- meye, 1572’de Selânik Kalesi’nin yapýmý- na, ertesi yýl donanma hizmetine, 1575’- te Navarin Kalesi’nin inþasýna yollanmýþ- lardý. 991’de (1583) Ýran seferine gitme- ye çaðrýlmýþlarsa da maddî imkânsýzlýkla- rý yüzünden bu sefere katýlamamýþlardýr. Bunun üzerine Selânik yörüklerinin otur- duðu yerlerin kadýlarýna hükümler gönde- rilip sefere gelmeyen eþkincilerden 600’er akçe alýnmasý istenmiþti. Selânik yörükleri Evliya Çelebi’ye de hepsinin seferlerde top çekmeye devam ettiðini söylemiþlerdi. YUGOSLAVYA

YUGOSLAVYAlan savaþlarda yörük birlikleri yeniden teþ-kilâtlandýrýlmýþ ve kendilerine evlâd-ý fâti-hân adý verilmiþtir. Bunlar Tanzimat dev-rinde 1845 te vergiye ve

  • Upload
    others

  • View
    4

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: YUGOSLAVYAlan savaþlarda yörük birlikleri yeniden teþ-kilâtlandýrýlmýþ ve kendilerine evlâd-ý fâti-hân adý verilmiþtir. Bunlar Tanzimat dev-rinde 1845 te vergiye ve

573

Diðer bir büyük grup olan Tanrýdaðý yö-rüklerinin adýnýn nereden geldiði tartýþ-malýdýr. Tanrýdaðý yörükleri 1543 ve 1565’-te 323 ocaða sahiptiler. XVII. yüzyýlýn baþ-larýnda Ayn Ali Efendi de ayný rakamý ver-miþtir. Bu yörükler çok yayýlmýþ olup Ka-vala, Drama, Serez, Demirhisar, Rusçuk,Týrnova, Hezargrad, Niðbolu'da yoðun birþekilde yaþarlardý. Fakat bir mühimmebelgesinde Tanrýdaðý yörüklerinde 987’de(1579) 419 Eþkinci Ocaðý’nýn bulunduðubildirilir. 1543’te Tanrýdaðý yörüklerindenaltmýþý Gümülcine’de, elli sekizi Yenice-iKarasu’da, kýrk altýsý Yenice-i Kýzýlaðaç’-ta, otuz üçü Drama’da, otuz ikisi Varna’-da, on beþi Silistre’de, on üçü Týrnova’-da, on ikisi Þumnu’da, kalanlarý da Bulga-ristan’ýn diðer yerlerinde yaþamaktaydý.Bunlarýn eþkinci ve yamaklarýnýn toplamý1584-1591 yýllarýnda 16.835 kiþi idi. Tan-rýdaðý yörüklerinin bütün nüfusunun100.000 olduðu tahmin edilmiþtir. 1575’-te Bosna’daki demir madeninde gülle dök-melerinin istendiði, fakat oraya gitmedik-leri, 1581’de ayný hizmet için tekrar görev-lendirildikleri, 1583’te Ýstanbul surlarýnýntamirine çaðýrýldýklarý, 1604’te Banalukademir madeninde gülle dökmeye gönde-rildikleri bilinmektedir.

Vize yörükleri yörük yardýmcý askerî bir-likleri arasýnda sayýca en az olanýdýr. Bun-lar umumiyetle Paþa-ili (Paþa livâsý) sanca-ðýnda yaþamaktaydý. 1543’te 105, 1557’-de 106, 1565’te 105 ocak idiler. Bu ocak-lardan yirmi üçü Hayrabolu’da, yirmi biriVize’de, on ikisi Çorlu’da, on biri Ýncüðez’-de, dokuzu Kýrklareli’nde (Kýrkkilise), se-kizi de Edirne’de oturmaktaydý. Vize yö-rüklerinin ocak sayýsý devlet idaresinin za-yýflamasý, isyanlar ve savaþlar yüzünden1609’da altmýþ altýya, 1642’de otuz üçedüþmüþtür. Bunlar 1565’te gemi hizmeti,1569’da Ejderhan seferi, 1573 ve 1574’tedonanma hizmetiyle, 1577’de Bender Ka-lesi’nin, 1584’te Edirne’deki Sultan SelimCamii’nin tamiriyle görevlendirilmiþti. Yan-bolu yörükleri 1565’te 126 ocak idi. AynAli Efendi Yanbolu yörüklerini de listesinealmakla beraber Vize yörükleri gibi Yan-bolu yörüklerinin kaç ocak olduðunu bil-dirmemiþtir. Yanbolu, Bulgaristan’da birþehir olup Yeni Zaðra ile Burgaz arasýn-da, Ýslimye’nin güneyinde bulunmaktadýr.Yanbolu yörükleri hakkýnda hiçbir defterolmadýðýndan onlarýn nerelere yayýldýklarýbilinmemektedir. Bu yörükler de 1566’daAvusturya’ya açýlan seferde hizmet etme-ye çaðýrýlmýþ, 1579’da Bosna’daki Baç de-mir madeninde top güllesi dökmekle gö-revlendirilmiþlerdi. Onlar da Selânik ve Nal-

döken yörükleri gibi çaðýrýldýklarý 1583’-teki Ýran seferine katýlamadýklarý için nö-betçi eþkincilerden 600’er akçe istenmiþ-ti. Koçi Bey Risâle’sinde Rumeli’de evvel-ce 40.000 yörük ve müsellem bulundu-ðunu, sefer oldukça onlardan nöbetleþe5-6000 kiþinin sefer mühimmatýný gördü-ðünü bildirir. Yine Koçi Bey’e göre 1000(1591) yýlýndan sonra yörüklerin düzenibüsbütün bozulmuþ ve yörüklerle müsel-lemler mukataaya baðlanmýþtýr. Bununüzerine onlarýn göreceði hizmetleri timarsahipleri görmeye baþlamýþtýr. 1683’tensonra Avusturya ve müttefikleriyle yapý-lan savaþlarda yörük birlikleri yeniden teþ-kilâtlandýrýlmýþ ve kendilerine evlâd-ý fâti-hân adý verilmiþtir. Bunlar Tanzimat dev-rinde 1845’te vergiye ve askerlik mükel-lefiyetine tâbi tutulmuþ, daha sonra teþ-kilât tamamen kaldýrýlmýþtýr (bk. EVLÂD-ýFÂTÝHÂN).

BÝBLÝYOGRAFYA :

BA, TD, nr. 8, 23, 32, 40, 49, 51, 79, 98, 121,153, 165, 272, 327, 337; Anonim Tevârîh-i Âl-iOsman (nþr. F. Giese, haz. Nihat Azamat), Ýstan-bul 1992, s. 5, 8; Yazýcýzâde Ali, Târîh-i Al-i Sel-çûk, TSMK, Revan Köþkü, nr. 1390, vr. 27a-b; AynAli, Kavânîn-i Âl-i Osmân, s. 42; Koçi Bey, Risâ-le (Aksüt), s. 26, 40; Þikârî, Karamanoðullarý Ta-rihi, s. 140; Ahmed Refik, Anadolu’da Türk Aþi-retleri, Ýstanbul 1930; Kâmil Su, Balýkesir Civa-rýnda Yörük ve Türkmenler, Ýstanbul 1938; M.Çaðatay Uluçay, XVII. Asýrda Saruhan’da Eþkýya-lýk ve Halk Hareketleri, Ýstanbul 1944, tür.yer.;Hikmet Þölen, Aydýn Ýli ve Yörükler, Aydýn 1945;Ýbrahim Gökçen, Saruhan’da Yörük ve Türkmen-ler, Ýstanbul 1946; M. Tayyib Gökbilgin, Rumeli’-de Yörükler, Tatarlar ve Evlâd-ý Fâtihân, Ýstan-bul 1957; Hikmet Çevik, Tekirdað Yürükleri, Ýs-tanbul 1971; Ali Rýza Yalman, Cenupta TürkmenOymaklarý (haz. Sabahat Emir), Ankara 1977, I-II;Mehmet Eröz, Yörükler, Ýstanbul 1991; Faruk Sü-mer, Oðuzlar (Türkmenler) Tarihleri, Boy Teþ-kilâtý, Destanlarý, Ýstanbul 1992; Halil Ýnalcýk,The Middle East and the Balkans under the Ot-toman Empire Essays on Economy and Society,Bloomington 1993, s. 97-136; Yörük. Nomadenle-ben in der Türkei (ed. A. Kunze), München 1994;Vahid Çabuk, “Yörükler”, ÝA, XIII, 430-435; Bar-bara Kellner-Heinkele, “Yörük”, EI2 (Ýng.), XI, 338-341.

ÿFaruk Sümer

– —YUGOSLAVYA

Balkanlar’da1990’lý yýllarda daðýlan

federal devlet.˜ ™

Yugoslavya’nýn (Güney Slavlar ülkesi)kuruluþu, bölgede Osmanlý dönemininresmen sona ermesiyle gerçekleþmiþtir.Balkanlar’ýn kuzeyinden güneydoðusunakadar uzanan Yugoslavya’nýn yüzölçümü255.804 km² idi. Kuzeybatýda Ýtalya, ku-

da çýkan isyanlarýn yol açtýðý olumsuz et-kilerle ilgilidir. Ofcabolu yörükleri Üsküp’-le Ýþtip arasýndaki yörenin adýndan dolayýbu þekilde anýlmýþlardýr. Bu bölgeye Mus-tafa ovasý adýnýn verildiði görülür. Ofcabo-lu yörükleri 1560’ta seksen sekiz ocaktý.Bu ocaklarýn otuz biri Ýþtip, yirmi beþi Pir-lepe, on sekizi Üsküp, on dördü Ostrovayörelerinde bulunmaktaydý. Diðer ocaklarbirer ikiþer Yanbolu, Tatarpazarý, Týrnova,Ýhtiman, Filibe ve Silistre’ye daðýlmýþ du-rumdaydý. Ofcabolu yörükleri birliklerin nü-fusça en azý olup yine 1560’ta hizmette-kilerin sayýsý 2705’tir. 1565’te, Sigetvar se-feri arefesinde diðer birliklerin ocak sayý-larý bildirildiði halde bunlarýn hakkýnda birbilgi bulunmaz. Sefer arefesinde Ofcabo-lu yörükleri Selânik yörükleri gibi su sýðýrýsevkiyle görevlendirilmiþtir. 1573’te Duka-kýn sancaðýndaki demir madeninde topgüllesi dökmeye memur edilmiþlerdi. AynAli Efendi de Ofcabolu yörüklerinin seksensekiz ocaktan ibaret olduðunu yazmýþtýr.

Selânik yörükleri Rumeli kesimindekigruplarýn en büyüðüdür. Bu yörüklerin ka-labalýk kýsmý Makedonya ile Teselya’da ya-þamakta, az sayýdaki Selânik yörüðü deBulgaristan ve Dobruca’da bulunmakta-dýr. 1543’te bu birlik 500 ocaktý. Bunlar-dan 117’si Yeniþehir’de, altmýþý Çatalca’-da, kýrk yedisi Avrathisarý’nda, otuz altýsýFlorina’da, otuz beþi Kalemeriye’de, otuzüçü Serfice’de, yirmi sekizi Ustrumca’da,yirmi altýsý Silistre’de, geri kalanlarý da baþ-ka yerlerde oturmaktaydý. 1560’ta Selâ-nik yörükleri 552 ocaða sahipti. FakatXVII. yüzyýlýn baþlarýnda diðer birliklerdeolduðu gibi ocak sayýsý kýrk bire düþtü.XVII. yüzyýlýn ikinci yarýsýnda Evliya Çele-bi, Selânik yörükleri hakkýnda bilgi verir,onlarýn her yerde aranýlan ve beðenilenaba ve þayak dokuduklarýný yazar. Selânikyörükleri XIX. yüzyýlýn baþlarýnda da var-lýklarýný sürdürmekte, Ustrumca, Drama,Serez ve diðer yerlerde yaþamakta, beyle-ri de Selânik’te oturmaktaydý. Selânik yö-rükleri 1558’de su yolu tamirine, 1565’tetop arabalarýna koþulacak mandalarý sür-meye, 1572’de Selânik Kalesi’nin yapýmý-na, ertesi yýl donanma hizmetine, 1575’-te Navarin Kalesi’nin inþasýna yollanmýþ-lardý. 991’de (1583) Ýran seferine gitme-ye çaðrýlmýþlarsa da maddî imkânsýzlýkla-rý yüzünden bu sefere katýlamamýþlardýr.Bunun üzerine Selânik yörüklerinin otur-duðu yerlerin kadýlarýna hükümler gönde-rilip sefere gelmeyen eþkincilerden 600’erakçe alýnmasý istenmiþti. Selânik yörükleriEvliya Çelebi’ye de hepsinin seferlerde topçekmeye devam ettiðini söylemiþlerdi.

YUGOSLAVYA

Page 2: YUGOSLAVYAlan savaþlarda yörük birlikleri yeniden teþ-kilâtlandýrýlmýþ ve kendilerine evlâd-ý fâti-hân adý verilmiþtir. Bunlar Tanzimat dev-rinde 1845 te vergiye ve

574

YUGOSLAVYA

lî hedefleri arasýnda Bosna-Hersek en önsýrada yer alýyordu. 1914’te Avusturya-Ma-caristan veliahdýnýn Saraybosna’da uðra-dýðý suikast Avusturya-Macaristan ile Sýr-bistan arasýnda anlaþmazlýða yol açtý ve I.Dünya Savaþý’ný ateþleyen fitil oldu. 1915yýlýnýn ilkbaharýnda Paris’te ilk olarak, AnteTrumbi@ baþkanlýðýnda Avusturya-Maca-ristan göçmenleri tarafýndan bir Yugoslavheyeti kuruldu. 26 Nisan 1915’teki LondraAntlaþmasý ile müttefik ülkeler tarafýndanSýrbistan’a Bosna-Hersek, Slavonija, Srem,Ba®ka, Güney Dalmaçya ve Kuzey Arna-vutluk bölgeleri teklif edildi. Ancak Make-donya teklif edilmediði için Sýrbistan buanlaþmaya pek yanaþmadý.

Dönemin Sýrp hükümeti baþkaný Niko-la Paši@ ile Yugoslav heyeti arasýnda uzlaþ-ma sembolü olarak 20 Temmuz 1917’deKorfu Bildirgesi kabul edildi ve kurulacakyeni devletin Sýrp, Hýrvat ve Sloven Krallý-ðý olmasý kararlaþtýrýldý. Bu devlet anaya-sal, demokrat ve parlamenter monarþi ilânedecek, baþýnda Karacorceviç (Karadorde-vi@) hânedaný bulunacak, Sýrp, Hýrvat veSloven halklarýndan oluþan üç ayrý millettelakki edilecekti. Ekim 1918’de Zagreb’-de Sloven, Hýrvat ve Sýrp Ulusal Konseyi ku-ruldu. 29 Ekim 1918’de Hýrvat Meclisi, Vi-yana ve Budapeþte ile iliþkileri tamamenkesti. 25 Kasým 1918’de Novi Sad’daki Bü-yük Millet Meclisi tarafýndan Baranja, Ba®-ka ve Banat’ýn Sýrbistan’a ilhaký kararlaþ-týrýldý. Bir gün önce de Srem ve Ruma ay-ný kararý almýþtý. 26 Ekim 1918’de Podgo-rica’daki (Karadað) Büyük Millet Meclisi,Petrovi@-Njegoš hânedanýna son verip Sýr-bistan’a baðlanmaya karar verdi. 28 Ekim’-de Bosna-Hersek’te de buna benzer birkarar alýndý. 25 Ekim 1918’de Zagreb’dekiulusal konsey tarafýndan Avusturya-Ma-caristan idaresindeki Slavlar’a ait toprak-larýn Sýrbistan’a katýlmasý kararlaþtýrýldý.

Balkan savaþlarý sonrasýnda olduðu gi-bi I. Dünya Savaþý sonrasýnda da Sýrbis-tan en kârlý çýkan devletlerden biri oldu.Almanya ve Bulgaristan’ýn saldýrýsýna uð-rayan Sýrbistan bu savaþtan epeyce yor-gun çýktý. Ancak savaþýn ardýndan Avus-turya-Macaristan Ýmparatorluðu daðýldý veimparatorluktan ayrýlan Slavlar’ýn Sýrbis-tan’la birleþmesiyle Yugoslavya’nýn kuru-luþu için ilk temel atýlmýþ oldu. Bu birleþ-me neticesinde 1 Aralýk 1918’de anayasaile yönetilen Sýrp, Hýrvat ve Sloven Krallýðýolarak görülen devlet kuruldu (1918-1929).Kurulduðu döneme ait bilgilere göre buyeni devletin yaklaþýk 250.000 km² topra-ðý üzerinde 12.000.000 nüfusu vardý. Kra-lýn Sýrp olduðu bu devletin kuruluþunun

ardýndan 1920’lerde Sýrplar’ýn diðer ulus-lara karþý ayrýcalýklý konumunu güçlendir-mesi, Hýrvat ve Slovenler’in Katolik olma-sý, Hýrvatistan ve Slovenya’nýn Sýrbistanegemenliði altýnda kalmasý gibi sebepler-le iç karýþýklýklar çýktý. 20 Aralýk 1918’deStojan Proti@ baþkanlýðýnda ilk hükümetkuruldu. Bu dönemde önde gelen Sýrp, Hýr-vat ve Sloven siyasî partileri arasýnda Ju-goslovenska Muslimanska Organizacija(JMO) adlý müslüman Boþnak siyasî par-tisi de aktif rol oynadý. Devlet otuz üç böl-ge, okrug (il), srez (ilçe) ve belediyedenmeydana gelmekteydi.

28 Haziran 1921’de kralýn iç ve dýþ dün-ya ile ilgili yetkilerini belirleyen ilk anaya-sa kabul edildi. Ýktidardaki Sýrp radikaller-le muhalefetteki Hýrvat asýllý milletvekil-leri arasýndaki anlaþmazlýklar ve özellikle1928’de Sýrp radikal Puniša Ra®i@’in Hýr-vat asýllý üç milletvekilini öldürmesi ülkeyibüyük bir istikrarsýzlýða sevketti. Ardýn-dan Hýrvat siyasetinin baþýna Vlatko Ma-®ek gelince Hýrvat bloku Belgrad ile iliþki-lerini yumuþatmaya yöneldi. Devletin ege-menliðini oluþturan Sýrp, Hýrvat ve Sloven-ler’in anlaþmazlýklarý ve birbirlerini yadýr-gamalarý sebep gösterilerek bunlarý bir-leþtirmek ümidiyle Kral Aleksandar tarafýn-dan 6 Ocak 1929’da anayasa kaldýrýldý vekral diktatörlüðü kuruldu. 3 Ekim 1929’-da devletin adý Krallýk Yugoslavyasý (Kral-jevina Jugoslavija [1929-1941]) þeklindedeðiþtirildi. Bu durum karþýsýnda HrvatskaStranka Prava adlý partinin bazý milletve-killeri yurt dýþýna gidip oralarda Hýrvat “us-taþ” gruplarýný kurdu. Devlet on bölgeyeayrýldý ve 1931’de Yugoslavya kralý tarafýn-dan anayasa uygulamaya konuldu.

Hýrvatistan’daki Sýrplar’ýn “Yugoslavlýk”anlayýþýyla ilgili tutumu Hýrvatlar’ý rahat-sýz ediyordu. Slovenler için de ayný durumsöz konusuydu. Buna raðmen Sýrp, Hýrvatve Sloven millî unsurlarýndan baþka hiçbiretnik grup resmen tanýnmadý. Öte yandanSýrbistan’ýn yönetimindeki Vardar Make-donyasý (bugünkü Makedonya) Güney Sýr-bistan adý altýnda üç idarî birime (Skoplje,Bitola ve Štip) ayrýldý. Kosova ve Makedon-ya’da bulunan Arnavutlar’la Makedonlarda müstakil birer etnik unsur olarak be-nimsenmedi. Bosna-Hersek’teki müslü-man Boþnaklar ise Sýrp veya Hýrvat diyetanýndý. Bu arada Sýrplar’ýn idaresindekiKrallýk Yugoslavyasý’nýn bir parçasý olanKaradað politik kimliðini kaybetti. Sýrbis-tan ve Ortodoks kilisesi arasýndaki yakýniliþkiler sebebiyle Karadaðlýlar, etnik kim-likleri açýsýndan kendilerini Sýrplar’ýn birparçasý olarak görmekle baðýmsýz bir Ka-

zeyde Avusturya ve Macaristan, doðudaRomanya ve Bulgaristan, güneyde Yuna-nistan ve Arnavutluk ile komþuydu. Batý-da Adriya deniziyle 2092 kilometreyi bulanbir kýyýya sahipti. Ülkede 31 Ocak 1921 ta-rihinde yapýlan sayýmda nüfusu 11.984.911;1931’de 13.934.038; 1948’de 15.772.098;1953’te 16.936.573; 1958’de 18.220.000;1981’de 22.424.711 olarak tesbit edilmiþ-tir. Çok uluslu (multietnik) bir yapýya sa-hip olan ülkede 1981’de 8.140.452 Sýrp;4.428.005 Hýrvat; 1.999.957 Boþnak (müs-lüman); 1.753.554 Sloven; 1.730.364 Arna-vut; 1.339.729 Makedon; 1.219.045 Yu-goslav; 579.023 Karadaðlý; 426.886 Ma-car; 101.191 Türk; 80.334 Slovak; 36.185Bulgar; 19.625 Çek; 15.132 Ýtalyan; 12.813Ukraynalý vardý (Enciklopedija Jugoslavije,IV, 596-602). Ancak bu veriler müslüman-lara hiçbir zaman inandýrýcý gelmemiþtir.Ülkenin resmî dili Sýrpça-Hýrvatça idi. Ma-kedon ve Sloven dilleri de kendi cumhu-riyetlerinde resmî dil olarak kullanýlmak-taydý. Millî azýnlýk statüsündeki Arnavut-lar, Türkler, Ýtalyanlar, Macarlar ve diðeretnik gruplar yaþadýklarý bölgelerde ken-di dillerini konuþabilir, okullarda kendi dil-lerinde ilk okul ve lise seviyesinde sýnýf-lar açabilirlerdi. Dinler arasýnda en büyükgruplarý Ortodoks, Katolik ve müslüman-lar teþkil ediyordu. Bunlarý Sýrp Ortodokskilisesi, Roma Katolik kilisesi ve merke-zi Saraybosna’da bulunan Ýslâmî idare(Vrhovno Islamsko Starješinstvo Jugosla-vije) temsil etmekteydi. Daha baþka kü-çük dinî cemaatler de vardý. Ülkenin baþ-þehri Belgrad’dý (Beograd) (1.576.124).1990-2001 yýllarý arasýnda diðer önemliþehirler Zagreb (706.770), Üsküp (Skopje,444.750), Novi Sad (299.294), Saraybosna(Sarajevo, 297.416), Ljubljana (275.881),Niþ (250.518), Priþtine (230.000), Split(189.388), Rijeka (167.964), Podgorica (Ti-tograd, 118.059) ve Dubrovnik’ti (42.641).

Yugoslavya’nýn teþkili, Osmanlý hâkimi-yetinin son dönemlerinde bölgedeki Avus-turya-Macaristan ile Sýrbistan arasýndakianlaþmazlýklar, Balkan savaþlarý ve I. Dün-ya Savaþý yýllarýndaki siyasî geliþmelere da-yanýr. Balkan savaþlarýnýn ardýndan 30 Ma-yýs 1913 Londra Antlaþmasý ile Kosova vi-lâyeti Sýrbistan’a terkedildi. Aðustos 1913Bükreþ Antlaþmasý ile günümüzde Make-donya topraklarýna ait Üsküp ve Manas-týr’ý içine alan Vardar Makedonyasý da Sýr-bistan’a katýldý. Bir yandan da Avusturya-Macaristan, 1908 Jön Türk ihtilâlinden son-ra Bosna-Hersek’i resmen kendi hâkimi-yetine almýþtý. Osmanlý Devleti’ne yöneliktaleplerini gerçekleþtiren Sýrbistan’ýn mil-

Page 3: YUGOSLAVYAlan savaþlarda yörük birlikleri yeniden teþ-kilâtlandýrýlmýþ ve kendilerine evlâd-ý fâti-hân adý verilmiþtir. Bunlar Tanzimat dev-rinde 1845 te vergiye ve

575

sayan ayrý bir dinî teþkilât vardý. 1936’dayeni bir kanunun ve anayasanýn kabulü ilereîsülulemânýn fonksiyonuna yeni bir dü-zen getirildi ve resmî ikametgâhý Saray-bosna oldu. M. Spaho liderliðindeki Ýslâmteþkilâtý dinî cemaat içindeki yerini koru-du. Bu teþkilâtýn amacý hem Bosna-Her-sek hem de Yugoslavya’nýn diðer bölgele-rindeki müslüman toplumun kimliðini ko-rumak ve tarihî eserleri yaþatmaktý.

Yeni kurulan devletin toplam nüfus ba-kýmýndan üçüncü milleti olan Kosova hal-ký (Arnavutlar), 10 Eylül 1919 St. GermainAntlaþmasý’na göre, “1 Ocak 1913 tarihin-den önce Sýrp iþgaline uðrayan milletlerintemel insan haklarý yoktur” maddesine da-yanarak geleceði belirsiz bir duruma itil-di. Krallýk Yugoslavyasý döneminde Boþ-nak, Türk ve Arnavut müslümanlarýn ça-balarýna raðmen azýnlýk statüsü deðiþme-di; müslümanlarýn büyük bir kýsmý çare-sizlik içinde Türkiye’ye göç etmek zorun-da kaldý. 1919-1941 yýllarý arasýnda, Koso-va’daki Arnavutlar ve bütün müslümanunsurlarýn büyük bir kýsmý Ýlija Garaša-nin’in “Na®ertanije”si doðrultusunda gö-çe tâbi tutuldu, bir kýsmý da çeþitli eziyet-lere uðradý. Müslüman unsurlar için gere-ken siyasî dayanak ortadan kalkmýþtý vebunlar bölgenin yerli halký gibi deðil Os-manlý Devleti’nin geride býraktýðý kitlelerolarak görülüyordu. Bundan dolayý KrallýkYugoslavyasý döneminde bölgede en bâ-riz istikrarsýzlýk Kosova ve Batý Makedon-ya’da ortaya çýktý. Yine bu dönemde Ko-sova’nýn sosyal ve etnik yapýsýnda deðiþ-meler meydana geldi. Doðu Makedonya’-daki Türk nüfusun da hemen hemen ta-mamý göç ettirildi. Ayný dönemde bölge-ye kolonizasyon programý uygulandý ve çe-þitli yerlerden özellikle Kosova’ya hýristi-yan halk yerleþtirildi. Ülkenin kuzeyindenToplica, Lika ve Zupa’dan Ortodoks Sýrp-lar, hatta Katolik Hýrvat ve Slovenler Koso-va’ya getirildi. 10 Mart 1920 tarihine ka-dar Arnavut halkýný silâhsýzlandýrma kanu-nu çerçevesinde Sýrbistan’daki Niš ve Kru-ševac’ta (Alacahisar) toplama kamplarý ha-zýrlandý. Buna karþýlýk bir yandan HasanPrishtina, Bajram Curri ve Azem Bejta li-derliðinde silâhlý mücadele veriliyor, diðeryandan da Bashkimi (Ferhat Draga baþ-kanlýðýnda) ve Komiteti i Kosovës (HoxhaKadri Prishtina liderliðinde) adýyla bilineniki siyasî parti çalýþýyordu. 1938’de KrallýkYugoslavyasý ile Türkiye Cumhuriyeti ara-sýnda imzalanan Yugoslavya-Türkiye Kon-vansiyonu’na göre 1938-1944 yýllarýndaTürkler, Arnavutlar ve diðer müslümanunsurlar arasýnda Kosova ve Makedonya’-

dan Türkiye’ye büyük bir göç hareketi baþ-latýldý.

Cvetkovi@-Ma®ek hükümeti, Viyana’nýnBelvedere Kalesi’nde 25 Mart 1941 tari-hinde Üçlü Pakta Katýlma Protokolü’nü im-zaladý. Ertesi gün hükümet darbesi yapýl-dý ve 27 Mart sabahýnda General DušanSimovi@ baþkanlýðýnda yeni bir hükümetkuruldu. Almanya ile imzalanan antlaþ-maya karþý Belgrad’da büyük gösterilerdüzenlendi. 6 Nisan 1941’de Hitler’in em-riyle Belgrad bombalandý, arkasýndan Yu-goslavya kendini II. Dünya Savaþý’nýn için-de buldu. II. Dünya Savaþý’nýn baþlamasýy-la Yugoslavya Almanya, Ýtalya, Macaristanve Bulgaristan ordularýnýn iþgaline uðra-dý. Bunun üzerine Yugoslavya kralý ve hü-kümeti ülkeyi terketmek zorunda kaldý.Öte yandan Hýrvatistan’daki Çiftçi partisiyönetimi Ýtilâf devletlerinin uydusu gibihareket etmeyi reddedince aþýrý saðcý birgrup güç kazandý ve Almanlar’la birliktehareket etmeye baþladý. Bunlar ayný za-manda yahudilere ve Sýrplar’a karþý terörfaaliyetlerine giriþtiler. Sýrp aþýrý uçlarý daBosna-Hersek ve Hýrvatistan’daki Boþnakmüslümanlara ve Hýrvatlar’a saldýrýlardabulundular. Bölgede büyük katliamlar mey-dana geldi ve bunun zararýný en çok böl-gedeki müslüman toplum hissetti. Hýrva-tistan’ýn bir bölümü (Split, Šibenik ve birkýsým büyük adalar) Ýtalya, bir bölümü de(Medumurje, Baranja ve Ba®ka) Macaris-tan tarafýndan iþgal edildi. Hýrvatistan’ýnkalan kýsmýnda Bosna-Hersek ve Srembölgesinde “ustaþ”lara ait, Ante Paveli@önderliðinde Alman iþbirlikçisi HýrvatistanBaðýmsýz Devleti (NDH) kuruldu. Hýrvatis-tan Baðýmsýz Devleti ve Ante Paveli@ yö-netimi Bosna’daki müslüman toplumunHýrvatlaþtýrýlmasý konusunda büyük çabasarfetti ve aðýr baský uyguladý.

Slovenya’ya ait bölge Almanya, Ýtalya veMacaristan arasýnda bölüþüldü. Karadað’ýda Ýtalya iþgal etti. Ayrýca Makedonya ye-niden karþýlýklý iþgal ve paylaþma planlarý-nýn hedefi haline geldi. Yine Almanya’nýnyanýnda yer alan Bulgaristan bir taraftanEge Makedonyasý’nýn doðu kesimlerini, di-ðer taraftan Vardar Makedonyasý’nýn ba-tý bölgeleri hariç tamamýný ele geçirerekBüyük Bulgaristan hayalini gerçekleþtirdi.Vardar Makedonyasý’nýn batýsý (Kalkande-len, Gostivar, Kýrçova, Debre, Struga) veKosova’nýn büyük bir kýsmý dönemin faþistÝtalyasý ile iþ birliði yapan Arnavutluk’a il-hak edildi ve Ýtalya’nýn yardýmýyla bölgedeArnavutluk hâkimiyeti kuruldu. Bunun ya-ný sýra Arnavutlar için bölgede Büyük Ar-navutluk idealine yardýmcý politikalar üre-

radað halký kalmak arasýnda kararsýz birtutum sergilediler.

Ýtalya, Almanya ve Macaristan’ýn deste-ðiyle Hýrvat “ustaþ”larý ve Makedon VMROradikalleri tarafýndan Kral Aleksandar Ka-racorceviç’e 9 Ekim 1934’te Marsilya’dabir suikast düzenlendi, kral ve Fransa Dý-þiþleri bakaný öldürüldü. Henüz küçük birçocuk olan veliaht II. Petar yerine KnezPavle liderliðinde üçlü bir idare kuruldu.Mayýs 1935’teki seçimleri Sýrp Radikal Par-tisi ve onun baþkaný Milan Stojadinovi@ ka-zandý. Vatikan ile antlaþma imzalayan Mi-lan Stojadinovi@ dönemin faþist devletleriolan Ýtalya ve Almanya ile yakýnlaþma ni-yetindeydi. Ýngiltere’nin baskýsý neticesin-de Stojadinovi@ istifa etti ve Dragiša Cvet-kovi@ yeni hükümetin baþkanlýðýna, Vlat-ko Ma®ek de yardýmcýlýðýna getirildi. Cvet-kovi@-Ma®ek anlaþmasý neticesinde 26Aðustos 1939’da Hýrvatistan Banlýðý ilânedildi ve ilk baný Ivan Šubaši@ oldu. Cvet-kovi@-Ma®ek anlaþmasý ile Bosna-Hersekbölgesi Sýrplar ve Hýrvatlar arasýnda bölü-þüldü, müslümanlar geleceði belirsiz birtoplum haline getirildi. Bosna-Hersek’inI. Dünya Savaþý’nýn ardýndan Yugoslavya’-ya dahil edilmesiyle müslüman dinî cema-atler problemi de ön plana çýkmýþtý. Çün-kü Bosna-Hersek dýþýnda da müslümancemaatler mevcuttu. Avusturya-Macaris-tan tarafýndan 1909’da hazýrlanan kanun1930 yýlýna kadar uygulandý. Ayrýca Sýrbis-tan, Makedonya, Kosova ve Karadað’ý kap-

YUGOSLAVYA

4 Ekim 1933 tarihinde Ýstanbul’a gelen Yugoslavya Kralý Alek-

sandar, Atatürk ile Dolmabahçe rýhtýmýnda

Page 4: YUGOSLAVYAlan savaþlarda yörük birlikleri yeniden teþ-kilâtlandýrýlmýþ ve kendilerine evlâd-ý fâti-hân adý verilmiþtir. Bunlar Tanzimat dev-rinde 1845 te vergiye ve

576

YUGOSLAVYA

laþmasý neticesinde bu bölgeler yeni kuru-lan Yugoslavya topraklarýna ilhak edildi.Trieste ile ilgili anlaþmazlýk 1954’te Ýtalya-Yugoslavya arasýndaki barýþ antlaþmala-rýnda Ýtalya lehine sonuçlandý. Komünistrejim tarafýndan demokrasi ve serbest te-þebbüs kaldýrýldý, 29 Kasým 1943’te krallý-ða son verilerek Federatif Yugoslavya HalkCumhuriyeti (Federativna Narodna Repub-lika JugoslavijaJ [1945-1963]) ilân edildi.Bu devlet yeni anayasada herkesin eþithaklara sahip olduðunu karar altýna aldý.Çok kýsa bir süre içerisinde Josip Broz Ti-to’nun Rus lideri Stalin ile anlaþmazlýðadüþerek Sovyetler Birliði ile iliþkileri kötü-leþince Yugoslavya 1948’de Kominform’-dan ayrýldý; ardýndan Edvard Kardelj’in fel-sefesinin geliþtirdiði Yugoslavya’ya özgü“öz yönetimci sosyalizm” sistemi toplum-da uygulanmaya baþlandý.

II. Dünya Savaþý’ndan sonra ülkenin Yu-goslavya Federatif Halk Cumhuriyeti (FNRJ)olarak ilk anayasasý 30 Ocak 1946’da ka-bul edilmiþti. 1963’te hazýrlanan ikinci ana-yasa ile Yugoslavya’nýn resmî adý Yugos-lavya Sosyalist Federativ Cumhuriyeti (So-cijalisti®ka Federativna Republika Jugos-lavija [1963-1991]) þeklinde belirlendi vebu ad 1990’lardaki daðýlma dönemine ka-dar sürdü. 1974’te kabul edilen anayasaile ülkedeki müslüman toplum için dahaýlýmlý bir dönem baþladý. Özellikle “halkla-rýn egemenliði”, “iþçi ve emekçi kesimin özyönetimi”nden oluþan, demokratik sosya-list öz yönetimci bir toplum ve federal biryapýya sahip olan Yugoslavya altý cumhu-riyete ve iki özerk bölgeye ayrýlmýþtý. Ül-keyi meydana getiren cumhuriyetler þun-lardý: Bosna-Hersek (SR Bosna i Hercego-vina, baþþehri: Sarajevo [Saraybosna]); Sýr-bistan (SR Srbija, baþþehri: Beograd [Bel-grad]); Hýrvatistan (SR Hrvatska, baþþeh-ri: Zagreb); Slovenya (SR Slovenija, baþþeh-ri: Ljubljana [Lyublyana]); Makedonya (SRMakedonija, baþþehri: Üsküp [Skopje]),Karadað (SR Crna Gora, baþþehri: Titog-rad [1992’den sonra Podgorica]). Voyvo-dina ve Kosova, Sýrbistan Cumhuriyeti’nebaðlý olmakla birlikte 1946 anayasasýylaözerk bir statü kazandý. Bu bölgelere 1974anayasasýyla cumhuriyete yakýn bir statüverildi: Kosova (SAP Kosovo, baþþehri: Priþ-tine) ve Voyvodina (SAP Vojvodina, baþ-þehri: Novi Sad).

Yugoslavya Komünist Partisi içindeki re-formist (Edvard Kardelj ve arkadaþlarý) veradikal (Aleksandar Rankovi@ ve Sýrp milli-yetçi radikal) güçlerin hesaplaþmasý 1962’-de parti yönetimindeki birliði tehdit et-

meye baþladý. Aleksandar Rankovi@ ve Sýrpmilliyetçi radikal hareketinin 1950-1962yýllarý arasýnda özellikle Kosova, Bosna-Hersek ve Makedonya’daki müslümanla-ra uyguladýðý baskýlar yüzünden müslü-manlar Türkiye’ye göç etti. Josip Broz Titoreformistleri destekleyerek 1966’da Sýrplideri Aleksandar Rankovi@’i görevden al-dý. Bu tarihten itibaren Yugoslavya’da da-ha ýlýmlý bir siyaset izlendi. 1971’deki “Hýr-vat baharý” adlý operasyon neticesinde Sav-ka Dap®evi@-Ku®ar liderliðindeki Hýrvat mil-liyetçilerine de bir darbe indirildi. Yugos-lavya Komünist Partisi içinde Tito’nun ken-disine, bütün yetkilerini devredeceði birvâris seçmesini engellemek isteyen etkilibir muhalefet geliþti. Bu muhalefet sonu-cu, 1974’te kabul edilen anayasaya göremerkeziyetçi idareden vazgeçilip mevcutcumhuriyetlere daha fazla yetki tanýndý.Söz konusu anayasa gereði Kosova ve Voy-vodina özerk bölgelerine yeni yetkiler ve-rildi. Her iki bölge federal devletin bir un-suruydu, dönüþümlü olan cumhurbaþkan-lýðý makamýnda bu iki bölgenin dâimî tem-silcileri bulunuyordu. Priþtine’de ilk defaArnavutça eðitim ve öðretim yapan birüniversite kuruldu ve Kosova’daki müslü-man Arnavut halký daha geniþ haklara sa-hip oldu.

1945’ten önce, Yugoslavya’daki müslü-manlarýn sorunlarýný uluslar arasý platform-lara taþýyabilecek mekanizmalarýn çalýþ-masý imkânsýzdý. Yeni Yugoslavya’da Sýrp,Hýrvat, Sloven, Makedon ve Karadað et-nik kökenli gruplar resmen kabul edilmiþ,Bosna-Hersek’teki müslüman Boþnaklar’-la Kosova, Makedonya ve Karadað’dakimüslüman Arnavutlar’a ve Türkler’e dairbir çözüm önerilmemiþti. Daha sonrakidönemlerde Yugoslav idaresinin “Yugos-lav entegral milleti” oluþturma çalýþmalarýda bir sonuç vermedi. Boþnak müslüman-lar, II. Dünya Savaþý esnasýnda Halk Kur-tuluþ Savaþý’ndaki istiklâl mücadelelerine

tildi. Kosova’daki bazý bölgeler (Mitrovica,Podujeva, Vulçitrýn ve Tregu i Ri) Alman iþ-birlikçisi Nedi@’in idaresindeki Sýrbistan’ailhak edildi. Kaçanik, Üsküp, Vitia, Preþo-va, Kumanova ve Gilan’ýn bir kýsmý Bulga-ristan’a katýldý. Bütün bu savaþlar esna-sýnda bölgedeki müslümanlar arasýndakatliamlar yaþandý, tarihî eserlerin büyükbir kýsmý tahrip edildi. Öte yandan KrallýkYugoslavyasý, Londra’da sürgünde bulu-nan Yugoslavya hükümeti tarafýndan sür-dürüldü ve Ýtilâf devletlerinin resmî üyesikabul edildi. Bu dönemde Sýrbistan’da fa-þist güçlere karþý savaþan iki grup ortayaçýktý. Birinci grup General Dragoljub (Dra-ÿa) Mihailovi@ önderliðindeki Sýrp çetnik-ler, ikincisi, illegal Yugoslav Komünist Par-tisi’nin Josip Broz Tito önderliðinde kur-duðu Partizanlar’dý. Daha 1941 yýlýndan iti-baren bu iki fraksiyon arasýnda silâhlý ça-týþmalar baþladý. Komünist güçler 1944’teÝtilâf devletlerinin müttefik ordusu halinegeldi, ardýndan Kral II. Petar, Josip BrozTito ile antlaþma imzaladý.

II. Dünya Savaþý esnasýnda Almanya,Ýtalya ve Bulgaristan iþgaline karþý dire-nen Tito’nun önderliðindeki YugoslavyaKomünist Partisi hareketi genel savaþtaAlmanya ve müttefiklerinin yenilgiye uð-ramasýyla baþarýya ulaþtý. 1944’te Sovyet-ler Birliði Bulgaristan’ý iþgal edince Var-dar ve Ege Makedonyasý’nda Bulgar iþ-gali sona erdirildi. Sýrbistan’ýn idaresin-deki Vardar Makedonyasý da ayrý bir ge-liþmeye sahne oldu. 1944’te Kýzýlordu’ylabirlikte Belgrad’ý kurtaran Halk KurtuluþOrdusu 1945’te resmen Yugoslavya Ordu-su olarak adýný deðiþtirdi. Savaþtaki nihaîmücadelesini vererek iþgal altýndaki Yu-goslavya topraklarýný 1945 Mayýsýna kadarkontrolü altýna aldý ve komünist bir re-jim kuruldu. Ayrýca Ýstriya (Istra) yarýma-dasý ve Slovenya sahillerine de hâkimiyet-lerini yaydýlar. 1947’deki Paris Barýþ Ant-

Josip Broz

Tito

Yugoslavya

bayraðý

ile devlet

amblemi

Page 5: YUGOSLAVYAlan savaþlarda yörük birlikleri yeniden teþ-kilâtlandýrýlmýþ ve kendilerine evlâd-ý fâti-hân adý verilmiþtir. Bunlar Tanzimat dev-rinde 1845 te vergiye ve

577

rekete geçti. Sonuçta ilk olarak 25 Hazi-ran 1991’de Milan Ku®an önderliðinde Slo-venya Cumhuriyeti resmen baðýmsýzlýðýnýilân etti. Eylül 1991’de Slovenya’dan Yu-goslavya Halk Ordusu birlikleri tamamençekildi. 15 Ocak 1992’de Avrupa Birliði ta-rafýndan resmen tanýnan Slovenya 22 Ma-yýs 1992’de Birleþmiþ Milletler üyeliðine ka-bul edildi. Hýrvatistan’da Franjo Tudmanliderliðindeki Hrvatska Demokratska Za-jednica adlý siyasî parti iktidara gelip 25Haziran 1991’de baðýmsýzlýðýný ilân etti ve15 Ocak 1992’de Avrupa Birliði tarafýn-dan tanýndý, 22 Mayýs 1992’de BirleþmiþMilletler üyeliðine resmen kabul edildi.Sýrplar, Hýrvatistan’ý yok etmek amacýylaburadaki soydaþlarýný ayaklandýrarak Yu-goslavya Halk Ordusu birliklerinin yardý-mýyla savaþ baþlattýlar. Savaþýn en acý gün-lerini yaþayan bölgeler Vukovar, Knin veçevresidir. 1991’in son aylarýnda Knin veçevresinde yerli Sýrplar tarafýndan Repub-lika Srpska Krajina adýnda müstakil bircumhuriyet kuruldu. Neticede BirleþmiþMilletler ve Batýlý devletlerin yardýmlarýylaHýrvatistan savaþ öncesindeki Hýrvat top-raklarýnda hâkimiyet kurdu.

Bosna-Hersek’te 18 Kasým 1990’dakidemokratik seçimlerde millî partilerin ka-zanmasýyla ortaya çýkan durumdan sonraAliya Ýzzetbegoviç önderliðindeki Bosnatoplumu, 29 Þubat – 1 Mart 1992’de yapý-lan referandumun ardýndan 3 Mart 1992’-de Bosna-Hersek Cumhuriyeti’nin baðým-sýzlýðýný ilân etti ve 6 Nisan 1992’de Ame-rika Birleþik Devletleri ile Batýlý devletler

tarafýndan resmen tanýndý ve 22 Mayýs1992’de Birleþmiþ Milletler üyeliðine ka-bul edildi. 5 Nisan 1992’de Saraybosna’-da Vrbanja Most’taki protesto esnasýndaöldürülen Suada Dilberovi@’ten sonra Bos-na-Hersek’te 1995’e kadar devam edenbüyük bir savaþ baþladý. Hýrvat lideri Fran-jo Tudman ile Sýrp lideri Slobodan Miloše-vi@’in Mart 1991’de gizlice KaradordevoAntlaþmasý’ný imzalayýp Bosna-Hersek’inbaðýmsýzlýðý aleyhinde Sýrp-Hýrvat ittifaký-ný kurdular. Bu antlaþma II. Dünya Sava-þý öncesi 1939’daki Cvetkovi@-Ma®ek ant-laþmasýnýn bir devamýydý; büyük bir ihti-malle, Bosna-Hersek’in Sýrplar ve Hýrvat-lar arasýnda yeniden bölüþülmesi ve müs-lümanlara baðýmsýz bir Bosna-Hersek Dev-leti kurma fýrsatýnýn verilmemesi karar-laþtýrýlmýþtý. Bosna-Hersek’te bulunan Hýr-vat silâhlý güçleri tarafýndan Hýrvat Cum-huriyeti Herceg-Bosna bölgesinin ilân edil-mesi, diðer taraftan Sýrplar’ýn RepublikaSrpska adýyla oluþturduklarý bölgedeki ay-rýlýkçý emelleri, gizli Karadordevo Antlaþ-masý’nýn bir neticesidir. Müslüman Boþ-naklar her iki tarafla savaþmak zorundakaldý ve acýmasýzca katledildi (bunlarýn enbilineni 2007’de mahkeme kararýyla soy-kýrým olarak kabul edilen Srebrenica kat-liamýdýr). Müslüman Boþnaklar’ýn HýrvatCumhuriyeti Herceg-Bosna ile olan sava-þý 1994’teki Washington Antlaþmasý ile so-na erdi. Hýrvat Cumhuriyeti Herceg-Bos-na laðvedilip Bosna-Hersek Federasyonu’-nun bir parçasý olarak kabul edildi. Bihaç’-ta bazý müslüman gruplar tarafýndan ilân

katýldýklarýndan 1967’de resmî kaynaklar-da etnik grup düzeyinde müslüman (mus-liman) olarak kabul gördü. Böylece Boþnakmüslümanlar Yugoslavya’nýn resmen ta-nýdýðý altýncý etnik grup oldu. 1981 istatis-tik yýllýðýnýn resmî verilerinde Arnavut nü-fusu Makedonlar ve Karadaðlýlar’dan da-ha fazla olmasýna raðmen Arnavutlar yinede azýnlýk kabul edildi. Buna karþýlýk Ma-kedonlar ve Karadaðlýlar’ýn hem müstakilcumhuriyetleri vardý hem de Yugoslav-ya milletlerini oluþturan egemen milletlerarasýnda yer alýyordu.

Giderek artan Sýrp ve Hýrvat milliyetçiradikal güçlerin tehlikesiyle karþý karþýyakalan Tito partinin merkez komitesi ve ida-re organlarýnda tasfiye hareketi baþlattý.“Kardeþlik ve birlik” ilkesine aykýrý davran-dýklarý için partiden pek çok kiþi ihraç edil-di. Bunlarýn arasýnda Tito’nun eþi Jovan-ka Broz da bulunmaktaydý. Ancak 4 Ma-yýs 1980’de Tito’nun Ljubljana’da ölümün-den sonra Yugoslavya Komünist PartisiMerkez Komitesi’nde anlaþmazlýklar çýktýve milliyetçi Sýrp güçlerinin 1974 anayasa-sýna olan itirazlarý Yugoslavya’yý büyük biristikrarsýzlýða sürükledi. Artýk tek bir kiþielindeki yetkilere dayanarak karar ver-miyor, altý cumhuriyet ve iki özerk bölge-den oluþan sekiz siyasal birimin Yugoslav-ya Baþkanlýðý’ndaki temsilcileri oy birliðiy-le çýkacak bir karar aramak zorunda kalý-yordu. Böyle yavaþ iþleyen bir sistem, si-yasal ve ekonomik alanlarda gereken pra-tik ve hýzlý reformlarýn yapýlmasýný imkân-sýz kýldý. Özellikle giderek artan dýþ borç-lar, ekonomik bunalým ve iþsizlik milliyet-çilik akýmlarýný hýzlandýrdý. Bilhassa aþýrýmilliyetçi Sýrp fikirleri yeniden canlandý.Neo-komünist Sýrplar 1980 sonrasýnda li-beralleþme ve millî serbestlik aleyhine mü-cadele baþlattýlar. Önce Sýrbistan Komü-nist Partisi’ndeki liderlik Miloševi@ ve ar-kadaþlarýnýn eline geçti. Sýrplar’ýn Yugos-lavya’da yeterince temsil edilmediði iddi-asýyla güçlenen Sýrp Sosyalist Partisi lideriSlobodan Miloševi@ 1987’de Sýrbistan Cum-huriyeti’nin baþkanlýðýna seçildi. 1989’daKosova ve Voyvodina’nýn özerkliðini or-tadan kaldýran Miloševi@, Kosova’da 1974anayasasý ile elde edilen haklarý tamamenSýrbistan merkezî idaresine baðladý. 1987’-de baþlatýlan bu tür radikal hareketlerneticesinde Yugoslavya Komünist Partisi1990’da daðýlma sürecine girdi. Partinindaðýlmasýyla Yugoslavya Devleti’nin de par-çalanmasýnýn ilk belirtileri baþ gösterdi.Slobodan Miloševi@ idaresi, Yugoslavya’-dan ayrýlmak isteyen cumhuriyetlere kar-þý Yugoslavya Halk Ordusu güçleriyle ha-

YUGOSLAVYA

43. CÝLT 6. FASÝKÜL (269) 7. Forma / 2. Kontrol09 Ocak 2013

Josip

Broz Tito

ve Edvard

Kardelj,

II. Dünya

Savaþý

sýrasýnda

Komünist

Partisi

denetimindeki

Halk

Kurtuluþ

Hareketi’nden

silâh

arkadaþlarýyla

birlikte

Page 6: YUGOSLAVYAlan savaþlarda yörük birlikleri yeniden teþ-kilâtlandýrýlmýþ ve kendilerine evlâd-ý fâti-hân adý verilmiþtir. Bunlar Tanzimat dev-rinde 1845 te vergiye ve

578

YUGOSLAVYA

Antlaþmasý ve Birleþmiþ Milletler’in kara-rýyla Kosova’nýn idaresi KFOR ve NATO güç-lerine teslim edildi. Sýrbistan’da 2000’deSlobodan Miloševi@ diktatörlüðü barýþçýl birdevrimle yýkýldý. Devrik lider Miloševi@ tu-tuklandý ve savaþ suçlusu olarak Lahey Sa-vaþ Suçlularý Mahkemesi’ne gönderildi, an-cak mahkemesi sonuçlanmadan 11 Mart2006’da öldü. 2008 yýlýna kadar özerk biryönetime sahip olan Kosova 17 Þubat 2008tarihinde baðýmsýzlýðýný ilân etti; günümü-ze kadar baþta Amerika Birleþik Devletle-ri, Fransa, Almanya, Ýngiltere, Türkiye veBirleþmiþ Milletler üyelerinin yarýsýndanfazlasýný aþkýn ülke tarafýndan baðýmsýz-lýðý tanýndý. Voyvodina ise Yugoslavya’nýnII. Dünya Savaþý sonrasý kuruluþundan buyana özerk bir bölge olmasýna raðmen ba-ðýmsýzlýk mücadelesi baþarýya ulaþmadý.2002’de Sýrbistan ve Karadað arasýndaBelgrad Antlaþmasý’nýn ardýndan 4 Þubat2003’te kabul edilen anayasal þartla Yu-goslavya Federal Cumhuriyeti yerine Sýr-bistan ve Karadað Devlet Birliði kuruldu;Karadað 3 Haziran 2006’da referandumyoluyla baðýmsýzlýðýný ilân etti, böylece böl-gedeki Yugoslavya tamamen ortadan kalk-tý. Karadað ile Sýrbistan’ýn birbirinden ayrýl-masý neticesinde nüfusu ekseriyetle müs-lüman olan Sancak bölgesi bu iki cumhu-riyet arasýnda paylaþýldý. Voyvodina bölge-si de Sýrbistan’ýn bir parçasý oldu.

1389’daki Kosova Savaþý’ndan 1521’deBelgrad’ýn fethine kadar uzanan süreçtebugün Yugoslavya topraklarý olarak bili-nen bölge büyük ölçüde Osmanlý yöneti-mine girdi; Anadolu’dan ve diðer Osmanlýtopraklarýndan göç ettirilen Türk ve müs-lüman ahalinin bir kýsmý bu bölgeye yer-leþtirildi. Ayrýca yerli hýristiyan halkýn birkýsmý Ýslâmiyet’i seçti. Dolayýsýyla bu top-raklardaki nüfusun Ýslâmlaþmaya baþ-lamasý halkýn hayatýnda ve kültüründe

önemli deðiþikliklere yol açtý. Hayat tarzý,ev tezyinatý, kuyumculuk, halý dokumacý-lýðý ve bazý küçük el sanatlarýnda bu et-ki hâlâ görülür. Osmanlý egemenliðindekibölgede yeni þehirlerin kurulmaya baþlan-dýðý, eski þehirlerin de geliþme gösterdiðive tipik bir Türk-Ýslâm þehrine dönüþtüðüdikkati çeker.

Eski Yugoslavya’da Sýrplar, Makedonlarve Karadaðlýlar Ortodoks, Hýrvatlar, Slo-venler ve Macarlar Katolik kilisesine men-suptu. Ýslâm dinine mensup olanlar Boþ-nak müslümanlarý ve Sancaklýlar, Arnavut-lar, Türkler, Pomaklar ve Romlar’dý. 1930’-daki krallýk idaresi Ýslâm dinî cemaati veanayasayla ilgili çýkan kanuna göre eskibaðýmsýz Ýslâm dinî cemaatleri, reîsülule-mâ ile ulemâ meclisinin reisi ve iki baþ-kanýndan oluþan yüksek bir idarî teþkilâ-týn tek baþkanlýðý altýnda birleþtirildi. Bu-nun yanýnda merkezleri Üsküp ve Saray-bosna’da bulunan idare heyetleriyle be-raber iki ulemâ meclisi ve iki vakýf-maarifkurulu mevcuttu. Yugoslavya’daki Ýslâmdinî cemaatine ait, II. Dünya Savaþý son-rasýndan itibaren 1947, 1969 ve 1990’daüç anayasa hazýrlanmýþ ve uygulanmýþtýr(Šukri@, s. 155). Yugoslavya’nýn son dönemanayasasýna göre Yugoslav Ýslâm Birliði’-nin en yüksek organý olan Yüce Þûra’nýnkýrk altý üyesi vardý; reislik makamý bununyürütme organý olup en yüksek dinî tem-silcisi reîsülulemâ idi. Yugoslavya ÝslâmBirliði’nin yönetimindeki hiyerarþik yapýcamilerdeki cemaat heyetinden baþlaya-rak Ýslâm Birliði Heyeti, Ýslâm Birliði Baþ-kanlýðý, Ýslâm Birliði Meclisi ve en üst fe-deral kuruluþ olarak Yugoslavya DiyanetÝþleri Meclisi ve Yugoslavya Diyanet ÝþleriBaþkanlýðý þeklinde düzenlenmiþtir.

1918’de Saraybosna’da devlet þeriat or-taokulu açýldý ve hâkim yetiþtirme koleji,yüksek þeriat okulu ve fakülte seviyesinde

edilen Batý Bosna Özerk Cumhuriyeti’ninvarlýðýna da 1995 yýlýnýn yaz aylarýnda sonverildi. Bosna-Hersek’teki savaþ 21 Kasým1995’te Dayton Anlaþmasý ile sonuçlandýve kurulan yeni Bosna-Hersek Cumhuri-yeti iki etnik devlet oluþumundan meyda-na geldi: Bosna-Hersek Federasyonu veSýrp Cumhuriyeti.

8 Eylül 1991’de Makedonya’da yapýlanreferanduma dayanarak 17 Eylül 1991’-de Makedonya Yugoslavya’dan baðýmsýz-lýðýný ilân etti. Baþlangýçta yaþanan sorun-lara raðmen Yugoslavya Halk Ordusu Ma-kedonya’dan savaþmadan çekildi. Yuna-nistan’ýn itirazlarý doðrultusunda 1992’-de Avrupa Birliði, Makedonya’yý ancak is-mini deðiþtirdiði takdirde tanýyacaðýný du-yurdu. Yunanistan’ýn onayýyla Eski Yugos-lav Cumhuriyeti Makedonya (FYROM) adýy-la Nisan 1993’te Birleþmiþ Milletler’e üyeolan Makedonya Cumhuriyeti’nin baðým-sýzlýðý Þubat 1994’te Amerika Birleþik Dev-letleri tarafýndan da kabul edildi; Nisan1996’da Yugoslavya da Makedonya’yý res-men tanýdý. Tito Yugoslavyasý’ndan Slo-venya, Hýrvatistan, Bosna-Hersek ve Ma-kedonya’nýn baðýmsýzlýklarýný ilân etmele-ri neticesinde 27 Nisan 1992’de Sýrbistanve Karadað kendi aralarýnda Dobrica Bo-si@ baþkanlýðýnda Yugoslavya Federal Cum-huriyeti (Savezna Republika Jugoslavija) adýaltýnda sadece iki cumhuriyetten oluþanyeni bir Yugoslav devleti kurdu. 1991’deSlovenya, Hýrvatistan, Bosna-Hersek veMakedonya, Yugoslavya’dan ayrýldýðýndaSancak bölgesi Yugoslavya Federal Cum-huriyeti’nin içinde kaldý. Sancak’taki San-cak Müslümanlarý Millî Meclisi tarafýndan25-27 Ekim 1991 tarihinde düzenlenenreferandumda seçmenlerin % 98,9’u sözkonusu federasyon içerisinde Sancak böl-gesinin özerkliðini kabul etti. Ancak refe-randum dönemin Belgrad rejimi tarafýn-dan kabul edilmedi ve bölgede Bosna-Her-sek ve Kosova savaþlarý devrinde (1992-2000) büyük sýkýntýlar yaþandý. Sancak böl-gesinin en önemli þehirleri olan Novi Pa-zar, Tutin ve Sjenica’da müslümanlarýn nü-fusu % 70’ten fazla olmakla birlikte diðerþehirlerdeki nüfusa oranlarý daha düþük-tür (DÝA, XXXVI, 101).

28 Mart 1989’da özerkliðinin kaldýrýlma-sý Kosova’yý da istikrarsýzlýða sürüklemiþ-ti. 26-30 Eylül 1991’de Kosova’nýn baðým-sýzlýðý için düzenlenen referandumda halkbaðýmsýz bir Kosova için “evet” oyu kullan-dý. Ocak 1992’de Badinter Komisyonu’nabaðýmsýzlýk ve Yugoslavya’dan ayrýlma ta-lebi iletildi. Ardýndan silâhlý mücadeleyegiriþildi, 9 Haziran 1999’daki Kumanova

Hýrvatistan

hükümeti

tarafýndan

1944’te

yaptýrýlan

ve 1947’de

minareleri

yýktýrýlarak

müzeye

çevrilen

Zagreb’deki

cami

Page 7: YUGOSLAVYAlan savaþlarda yörük birlikleri yeniden teþ-kilâtlandýrýlmýþ ve kendilerine evlâd-ý fâti-hân adý verilmiþtir. Bunlar Tanzimat dev-rinde 1845 te vergiye ve

579

Stari kameni Mostovi, Beograd 1989, tür.yer.; A.Petkovi@, Jugoslawien, Belgrad 1990, tür.yer.;a.mlf., Jugoslovenski Muslimani, Lausanne 1990,s. 5-53; a.mlf., Balkanlarda Ýslâm, Ýstanbul 1995,s. 186-187, 191, 194, 217-220, 223-225, 237,242, 249; Ferhat Šeta, Reis-ul-uleme u Bosni iHercegovini i Jugoslaviji od 1882. do 1991. go-dine, Sarajevo 1991, s. 7-100; Hakija Avdovi@, Po-lo´aj Muslimana u Sand´aku, Sarajevo 1991,tür.yer.; L. Kumbaradÿi-Bogoevi@, Osmanliski Spo-menici vo Skopje, Skopje 1998, s. 16-133; Mu-hammed Aruçi, “Eski Yugoslavya-II”, GünümüzDünyasýnda Müslüman Azýnlýklar, Ýstanbul 1998(III. Kutlu Doðum Ýlmî Toplantýsý, Tebliðler), s.171-196; N. Malcolm, Kosovo: A Short History,New York 1999, s. 139-162; Barbaria Serbe ndajMonumenteve Islame në Kosovë: Shkurt ‘98-Qershor ‘99 (ed. Sabri Bajgora v.dðr.), Prishti-në 2000, s. 5-291; Hakif Bajrami, “MarrëveshjaXhentelmene Tito-Kyprili më 1953 në Split”, Ko-sova-njëzetë skekuj të identitetit të saj, Prish-tiné 2001, s. 259-306; Harun Crnovršanin – Nu-ro Sadikovi@, Sand´ak-Porobljena Zemlja: Bosna,Sand´ak i Kosovo Kroz Historiju, Zagreb 2001,s. 22-24, 40-43, 46-71, 94-108, 152-312, 388-542, 642-652, 680-731, 755-766; Hamdija Ka-pidÿi@, “Pripremanje Ustavnog Perioda u BosniHercegovini (1908-1910)”, Godi{njak IstorijskogDru{tva Bosne i Hercegovine, X, Sarajevo 1959,s. 121-166; Smail Bali@, “Eastern Europe: The Is-lamic Dimensions”, JIMMA, I/1 (1979), s. 29-37;Ahmed Smajlovi@, “Muslims in Yugoslavia”, a.e.,II/1 (1979), s. 132-144; “Yugoslavia”, EI 2 (Ýng.),XI, 342; B. ^. Milojevi@ v.dðr., “Jugoslavija”, En-ciklopedija Jugoslavije, Zagreb 1960-62, IV, 567-635; V, 1-154; Kosovka Risti@, “Kosovo”, a.e.,V, 334-335; B. Krizman, “Sarajevski Atentat”,a.e. (1968), VII, 141-143; H. Sirotkovi@, “AVNOJ”,Hrvatski Leksikon, Zagreb 1996, I, 42.

ÿMuhammet Aruçi

– —YUHANNÂ b. BITRÎK

( ���Àא������ ��� )

Ebû Zekeriyyâ Yûhannâ (Yahyâ)b. el-Býtrîk

(ö. 200/815 [?] )

Abbâsîler dönemi mütercimlerinden.˜ ™

Hayatýna dair bilgiler oldukça sýnýrlýdýr.Muhtemelen Melkâiyye’ye mensup bir aile-den gelmektedir. Ýbnü’n-Nedîm, farklý dil-lerden Arapça’ya tercümeler yapan ilk þah-siyetler arasýnda babasý Býtrîk ile birlikteonun adýný da zikreder. Ýbnü’n-Nedîm’e gö-re Býtrîk, Halife Mansûr döneminde (754-775) yaþamýþ ve onun emriyle antik döne-me ait eserler tercüme etmiþtir (el-Fih-rist, s. 304). Ýbn Ebû Usaybia da Býtrîk’ýniyi bir mütercim olduðunu, týp alanýnda Hi-pokrat ve Galen’in pek çok eserini Arap-ça’ya çevirdiðini, ancak bunlarýn Huneyn b.Ýshak’ýn tercümeleri seviyesine ulaþamadý-ðýný belirtir (£Uyûnü’l-enbâß, s. 282). Yu-hannâ b. Býtrîk’ý Ýbnü’n-Nedîm, Me’mûn’unvalisi Hasan b. Sehl’in (ö. 236/851) hima-

yesindeki âlimler arasýnda gösterirken ÝbnCülcül onun Me’mûn’un mevlâsý olduðu-nu söyler (ªabašåtü’l-e¹ýbbâß, s. 68). Ba-zý antik eserlerin el yazmalarýný toplamaküzere Me’mûn tarafýndan Bizans’a gön-derilen heyetin içinde yer aldýðý kaydedi-len Ýbnü’l-Býtrîk (Ýbnü’n-Nedîm, s. 304) ri-vayete göre bu seyahati sýrasýnda, Aristo’-ya atfedilen ve Sýrrü’l-esrâr adýyla þöhretbulan Kitâbü’s-Siyâse fî tedbîri’r-riyâ-se adlý apokrif eserin tercümesine yazdýðýgiriþte (s. 69) kitabý nasýl temin ettiðinianlatmaktadýr. Ýbn Cülcül, Ýbnü’l-Býtrîk’ýntercümede baþarý göstermekle birlikteArapça’yý tutuk konuþtuðunu belirtirken(ªabašåtü’l-e¹ýbbâß, s. 67) Ýbn Ebû Usay-bia onun Arapça’yý ve Yunanca’yý yeterin-ce bilmediðini ileri sürmüþtür. Ýbnü’l-Být-rîk’ýn Latin asýllý olduðunu belirten Ýbn EbûUsaybia onun ayrýk harflerle yazýlan antikYunanca’yý deðil bitiþik harflerle yazýlan ogünkü Yunanca’yý bildiðini söylerken (£Uyû-nü’l-enbâß, s. 282) muhtemelen, VIII. yüz-yýlýn ortalarýndan Yunanca’dan Arapça’yatercüme hareketinin baþladýðý yýllara ka-dar geçen dönemde dinî olmayan Yunan-ca yazmalarýn yuvarlak ve birbirinden ayrýmajiskül harflerle yazýldýðý hususuna iþa-ret etmektedir (Gutas, s. 169-170). Yuhan-nâ’nýn Kitâbü’s-Siyâse fî tedbîri’r-riyâ-se’nin giriþinde (s. 69) eseri Yunanca’danRumca’ya, Rumca’dan da Arapça’ya çevir-diðine dair kendi ifadeleriyle yine onun ta-rafýndan yapýlan Timaios (Eflâtun) ve Ki-tâbü’s-Semâß ve’l-£âlem (Aristo) çevirile-rinin daha sonra Huneyn b. Ýshak tarafýn-dan düzeltildiðine iliþkin bilgilerin de (Ýb-nü’n-Nedîm, s. 307, 311) Ýbn Ebû Usaybia’-nýn sözünü teyit ettiði düþünülebilir.

Eserleri. Ýbnü’n-Nedîm, Ýbnü’l-Býtrîk’aKitâbü’s-Sümûmât (Süleymaniye Ktp.,Ayasofya, nr. 3724/19, vr. 212b-222b; Sezgin,III, 225) ve Kitâbü Ecnâsi’l-¼aþerât adlýiki eser nisbet etmekte, ayrýca Aristo’nunDe Anima adlý eserini Cevâmi£u Kitâ-bi’n-nefs baþlýðýyla özetlediðini belirtmek-tedir. Ýbnü’l-Býtrîk’ýn Arapça’ya çevirdiðieserler þunlardýr: 1. Eflâtun’un Timaios’u(Ýbnü’n-Nedîm, s. 306-307). 2. Aristo’nunKitâbü’l-¦ârü’l-£ulviyye’si (meteorolo-ji). Abdurrahman Bedevî (Kahire 1961) veCasimir Petraitis (Beyrut 1967) tarafýndanneþredilmiþtir. 3. Aristo’nun Kitâbü’s-Se-mâß ve’l-£âlem’i (De caelo et mundo) (nþr.Abdurrahman Bedevî, Kahire 1961). 4. Aris-to’nun Kitâbü’l-¥ayevân’ý (zooloji). Ondokuz bölümden meydana gelen eserinhayvanlarýn oluþumuna dair 15-19. bölüm-leri J. Brugman ve H. J. Drossaart Lulofs(Leiden 1971), hayvanlarýn organlarýna dair

bir ilâhiyat (Yüksek Ýslâmî Þeriat-TeolojiOkulu) kurumunun tesisine kadar (1937)varlýðýný sürdürdü. Komünizm dönemindelise seviyesindeki dinî eðitim için Saray-bosna, Priþtine ve Üsküp’te medrese ola-rak bilinen üç Ýmam-Hatip Lisesi mevcut-tu. Saraybosna ve Üsküp medreseleri Os-manlý ve Krallýk Yugoslavyasý dönemlerin-de de vardý. 1977’de Saraybosna’da Boþ-nakça öðretim yapan bir Ýlâhiyat Fakültesiaçýldý. Burasý günümüzde de Ýslâmî Ýlim-ler Fakültesi adýyla faal durumdadýr. Yu-goslavya Ýslâm Birliði’nin denetiminde Sa-raybosna’da neþredilen dergiler arasýndaGlasnik VIS, Zbornik Radova, Takvim,Zemzem, Anali GHB ve Islamska Mi-sao gibi yayýnlar vardý. Makedonya’da el-Hilâl, Kosova’da Edukata Islame ve Di-turia Islame adlý dergiler de dinî neþriyatarasýnda zikredilir. 1926’da Belgrad’da Fe-him Bayraktareviç’in (Bajraktarevi@) kur-duðu, Türk, Fars, Arap dilleri ve edebiyat-larýyla ilgili Þarkiyat Kürsüsü’nde de faali-yet devam etmektedir. Ayný üniversitede-ki Tarih Bölümü’nde ve Sýrbistan BilimlerAkademisi’nde Osmanlý tarihi üzerine ya-pýlan araþtýrmalar zikre deðerdir. 1949’daaçýlan Saraybosna Üniversitesi’nde Türk,Fars, Arap dilleri ve edebiyatlarýyla ilgili birkürsü bulunmaktadýr. 1950’de kurulan Sa-raybosna Þarkiyat Enstitüsü, SaraybosnaDevlet Müzesi’nden devralýnan yazma veTürk tarihiyle ilgili malzemelerden deðer-li bir koleksiyona sahipti. Burada Priloziadýnda yýllýk bir mecmua neþri sürdürül-mektedir. Saraybosna’daki Gazi HüsrevBey Kütüphanesi’nde de gerek Osmanlýgerekse Ýslâm araþtýrmalarý açýsýndan zen-gin koleksiyonlar bulunmaktadýr.

BÝBLÝYOGRAFYA :

J. Sion, “La Yougoslavie”, Géographie univer-selle, Paris 1934, VII, 410-476; Historija NarodaJugoslavije (ed. B. Durdev v.dðr.), Zagreb 1959,II, 205-290, 401-476, 622-657, 684-762, 998-1117, 1251; Besim Darkot, Avrupa Coðrafyasý,Ýstanbul 1962, s. 113-117; A. Blanc, Géographiedes balkans, Paris 1965, s. 100; Ejup Mušovi@,“Islamski Spomenici Novog Pazara”, Novi Pazari okolina (ed. M. Maleti@), Novi Pazar 1969, s. 70-94; Ustav na Socijalisti®ka Federativna Repub-lika Jugoslavija, Skopje 1970, tür.yer.; B. Pet-ranovi@, AVNOJ-Revolucionarna Smena Vlasti(1942-1945), Beograd 1976, tür.yer.; MahmudTralji@, “Islamska Zajednica u Bosni i Hercegovi-ni do Oslobodenja”, Islam i Muslimani u Bosnii Hercegovini (ed. Muhamed Hadÿijahi@ v.dðr.),Sarajevo 1977, s. 145-152; N. Šukri@, “IslamskaZajednica u Bosni i Hercegovini Nakon Oslobo-denja”, a.e., s. 153-168; Ayverdi, Avrupa’da Os-manlý Mimârî Eserleri II, s. 428-430; a.e. III, s.112, 149, 310-311, 317-337; a.mlf., “Yugoslav-ya’da Türk Âbideleri ve Vakýflarý”, VD, sy. 3(1956), s. 175-177; R. Bobot v.dðr., Facts AboutYugoslavia, Belgrade 1984, s. 9-17; M. Gojkovi@,

YUHANNÂ b. BITRÎK

.