Upload
others
View
4
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
573
Diðer bir büyük grup olan Tanrýdaðý yö-rüklerinin adýnýn nereden geldiði tartýþ-malýdýr. Tanrýdaðý yörükleri 1543 ve 1565’-te 323 ocaða sahiptiler. XVII. yüzyýlýn baþ-larýnda Ayn Ali Efendi de ayný rakamý ver-miþtir. Bu yörükler çok yayýlmýþ olup Ka-vala, Drama, Serez, Demirhisar, Rusçuk,Týrnova, Hezargrad, Niðbolu'da yoðun birþekilde yaþarlardý. Fakat bir mühimmebelgesinde Tanrýdaðý yörüklerinde 987’de(1579) 419 Eþkinci Ocaðý’nýn bulunduðubildirilir. 1543’te Tanrýdaðý yörüklerindenaltmýþý Gümülcine’de, elli sekizi Yenice-iKarasu’da, kýrk altýsý Yenice-i Kýzýlaðaç’-ta, otuz üçü Drama’da, otuz ikisi Varna’-da, on beþi Silistre’de, on üçü Týrnova’-da, on ikisi Þumnu’da, kalanlarý da Bulga-ristan’ýn diðer yerlerinde yaþamaktaydý.Bunlarýn eþkinci ve yamaklarýnýn toplamý1584-1591 yýllarýnda 16.835 kiþi idi. Tan-rýdaðý yörüklerinin bütün nüfusunun100.000 olduðu tahmin edilmiþtir. 1575’-te Bosna’daki demir madeninde gülle dök-melerinin istendiði, fakat oraya gitmedik-leri, 1581’de ayný hizmet için tekrar görev-lendirildikleri, 1583’te Ýstanbul surlarýnýntamirine çaðýrýldýklarý, 1604’te Banalukademir madeninde gülle dökmeye gönde-rildikleri bilinmektedir.
Vize yörükleri yörük yardýmcý askerî bir-likleri arasýnda sayýca en az olanýdýr. Bun-lar umumiyetle Paþa-ili (Paþa livâsý) sanca-ðýnda yaþamaktaydý. 1543’te 105, 1557’-de 106, 1565’te 105 ocak idiler. Bu ocak-lardan yirmi üçü Hayrabolu’da, yirmi biriVize’de, on ikisi Çorlu’da, on biri Ýncüðez’-de, dokuzu Kýrklareli’nde (Kýrkkilise), se-kizi de Edirne’de oturmaktaydý. Vize yö-rüklerinin ocak sayýsý devlet idaresinin za-yýflamasý, isyanlar ve savaþlar yüzünden1609’da altmýþ altýya, 1642’de otuz üçedüþmüþtür. Bunlar 1565’te gemi hizmeti,1569’da Ejderhan seferi, 1573 ve 1574’tedonanma hizmetiyle, 1577’de Bender Ka-lesi’nin, 1584’te Edirne’deki Sultan SelimCamii’nin tamiriyle görevlendirilmiþti. Yan-bolu yörükleri 1565’te 126 ocak idi. AynAli Efendi Yanbolu yörüklerini de listesinealmakla beraber Vize yörükleri gibi Yan-bolu yörüklerinin kaç ocak olduðunu bil-dirmemiþtir. Yanbolu, Bulgaristan’da birþehir olup Yeni Zaðra ile Burgaz arasýn-da, Ýslimye’nin güneyinde bulunmaktadýr.Yanbolu yörükleri hakkýnda hiçbir defterolmadýðýndan onlarýn nerelere yayýldýklarýbilinmemektedir. Bu yörükler de 1566’daAvusturya’ya açýlan seferde hizmet etme-ye çaðýrýlmýþ, 1579’da Bosna’daki Baç de-mir madeninde top güllesi dökmekle gö-revlendirilmiþlerdi. Onlar da Selânik ve Nal-
döken yörükleri gibi çaðýrýldýklarý 1583’-teki Ýran seferine katýlamadýklarý için nö-betçi eþkincilerden 600’er akçe istenmiþ-ti. Koçi Bey Risâle’sinde Rumeli’de evvel-ce 40.000 yörük ve müsellem bulundu-ðunu, sefer oldukça onlardan nöbetleþe5-6000 kiþinin sefer mühimmatýný gördü-ðünü bildirir. Yine Koçi Bey’e göre 1000(1591) yýlýndan sonra yörüklerin düzenibüsbütün bozulmuþ ve yörüklerle müsel-lemler mukataaya baðlanmýþtýr. Bununüzerine onlarýn göreceði hizmetleri timarsahipleri görmeye baþlamýþtýr. 1683’tensonra Avusturya ve müttefikleriyle yapý-lan savaþlarda yörük birlikleri yeniden teþ-kilâtlandýrýlmýþ ve kendilerine evlâd-ý fâti-hân adý verilmiþtir. Bunlar Tanzimat dev-rinde 1845’te vergiye ve askerlik mükel-lefiyetine tâbi tutulmuþ, daha sonra teþ-kilât tamamen kaldýrýlmýþtýr (bk. EVLÂD-ýFÂTÝHÂN).
BÝBLÝYOGRAFYA :
BA, TD, nr. 8, 23, 32, 40, 49, 51, 79, 98, 121,153, 165, 272, 327, 337; Anonim Tevârîh-i Âl-iOsman (nþr. F. Giese, haz. Nihat Azamat), Ýstan-bul 1992, s. 5, 8; Yazýcýzâde Ali, Târîh-i Al-i Sel-çûk, TSMK, Revan Köþkü, nr. 1390, vr. 27a-b; AynAli, Kavânîn-i Âl-i Osmân, s. 42; Koçi Bey, Risâ-le (Aksüt), s. 26, 40; Þikârî, Karamanoðullarý Ta-rihi, s. 140; Ahmed Refik, Anadolu’da Türk Aþi-retleri, Ýstanbul 1930; Kâmil Su, Balýkesir Civa-rýnda Yörük ve Türkmenler, Ýstanbul 1938; M.Çaðatay Uluçay, XVII. Asýrda Saruhan’da Eþkýya-lýk ve Halk Hareketleri, Ýstanbul 1944, tür.yer.;Hikmet Þölen, Aydýn Ýli ve Yörükler, Aydýn 1945;Ýbrahim Gökçen, Saruhan’da Yörük ve Türkmen-ler, Ýstanbul 1946; M. Tayyib Gökbilgin, Rumeli’-de Yörükler, Tatarlar ve Evlâd-ý Fâtihân, Ýstan-bul 1957; Hikmet Çevik, Tekirdað Yürükleri, Ýs-tanbul 1971; Ali Rýza Yalman, Cenupta TürkmenOymaklarý (haz. Sabahat Emir), Ankara 1977, I-II;Mehmet Eröz, Yörükler, Ýstanbul 1991; Faruk Sü-mer, Oðuzlar (Türkmenler) Tarihleri, Boy Teþ-kilâtý, Destanlarý, Ýstanbul 1992; Halil Ýnalcýk,The Middle East and the Balkans under the Ot-toman Empire Essays on Economy and Society,Bloomington 1993, s. 97-136; Yörük. Nomadenle-ben in der Türkei (ed. A. Kunze), München 1994;Vahid Çabuk, “Yörükler”, ÝA, XIII, 430-435; Bar-bara Kellner-Heinkele, “Yörük”, EI2 (Ýng.), XI, 338-341.
ÿFaruk Sümer
– —YUGOSLAVYA
Balkanlar’da1990’lý yýllarda daðýlan
federal devlet.˜ ™
Yugoslavya’nýn (Güney Slavlar ülkesi)kuruluþu, bölgede Osmanlý dönemininresmen sona ermesiyle gerçekleþmiþtir.Balkanlar’ýn kuzeyinden güneydoðusunakadar uzanan Yugoslavya’nýn yüzölçümü255.804 km² idi. Kuzeybatýda Ýtalya, ku-
da çýkan isyanlarýn yol açtýðý olumsuz et-kilerle ilgilidir. Ofcabolu yörükleri Üsküp’-le Ýþtip arasýndaki yörenin adýndan dolayýbu þekilde anýlmýþlardýr. Bu bölgeye Mus-tafa ovasý adýnýn verildiði görülür. Ofcabo-lu yörükleri 1560’ta seksen sekiz ocaktý.Bu ocaklarýn otuz biri Ýþtip, yirmi beþi Pir-lepe, on sekizi Üsküp, on dördü Ostrovayörelerinde bulunmaktaydý. Diðer ocaklarbirer ikiþer Yanbolu, Tatarpazarý, Týrnova,Ýhtiman, Filibe ve Silistre’ye daðýlmýþ du-rumdaydý. Ofcabolu yörükleri birliklerin nü-fusça en azý olup yine 1560’ta hizmette-kilerin sayýsý 2705’tir. 1565’te, Sigetvar se-feri arefesinde diðer birliklerin ocak sayý-larý bildirildiði halde bunlarýn hakkýnda birbilgi bulunmaz. Sefer arefesinde Ofcabo-lu yörükleri Selânik yörükleri gibi su sýðýrýsevkiyle görevlendirilmiþtir. 1573’te Duka-kýn sancaðýndaki demir madeninde topgüllesi dökmeye memur edilmiþlerdi. AynAli Efendi de Ofcabolu yörüklerinin seksensekiz ocaktan ibaret olduðunu yazmýþtýr.
Selânik yörükleri Rumeli kesimindekigruplarýn en büyüðüdür. Bu yörüklerin ka-labalýk kýsmý Makedonya ile Teselya’da ya-þamakta, az sayýdaki Selânik yörüðü deBulgaristan ve Dobruca’da bulunmakta-dýr. 1543’te bu birlik 500 ocaktý. Bunlar-dan 117’si Yeniþehir’de, altmýþý Çatalca’-da, kýrk yedisi Avrathisarý’nda, otuz altýsýFlorina’da, otuz beþi Kalemeriye’de, otuzüçü Serfice’de, yirmi sekizi Ustrumca’da,yirmi altýsý Silistre’de, geri kalanlarý da baþ-ka yerlerde oturmaktaydý. 1560’ta Selâ-nik yörükleri 552 ocaða sahipti. FakatXVII. yüzyýlýn baþlarýnda diðer birliklerdeolduðu gibi ocak sayýsý kýrk bire düþtü.XVII. yüzyýlýn ikinci yarýsýnda Evliya Çele-bi, Selânik yörükleri hakkýnda bilgi verir,onlarýn her yerde aranýlan ve beðenilenaba ve þayak dokuduklarýný yazar. Selânikyörükleri XIX. yüzyýlýn baþlarýnda da var-lýklarýný sürdürmekte, Ustrumca, Drama,Serez ve diðer yerlerde yaþamakta, beyle-ri de Selânik’te oturmaktaydý. Selânik yö-rükleri 1558’de su yolu tamirine, 1565’tetop arabalarýna koþulacak mandalarý sür-meye, 1572’de Selânik Kalesi’nin yapýmý-na, ertesi yýl donanma hizmetine, 1575’-te Navarin Kalesi’nin inþasýna yollanmýþ-lardý. 991’de (1583) Ýran seferine gitme-ye çaðrýlmýþlarsa da maddî imkânsýzlýkla-rý yüzünden bu sefere katýlamamýþlardýr.Bunun üzerine Selânik yörüklerinin otur-duðu yerlerin kadýlarýna hükümler gönde-rilip sefere gelmeyen eþkincilerden 600’erakçe alýnmasý istenmiþti. Selânik yörükleriEvliya Çelebi’ye de hepsinin seferlerde topçekmeye devam ettiðini söylemiþlerdi.
YUGOSLAVYA
574
YUGOSLAVYA
lî hedefleri arasýnda Bosna-Hersek en önsýrada yer alýyordu. 1914’te Avusturya-Ma-caristan veliahdýnýn Saraybosna’da uðra-dýðý suikast Avusturya-Macaristan ile Sýr-bistan arasýnda anlaþmazlýða yol açtý ve I.Dünya Savaþý’ný ateþleyen fitil oldu. 1915yýlýnýn ilkbaharýnda Paris’te ilk olarak, AnteTrumbi@ baþkanlýðýnda Avusturya-Maca-ristan göçmenleri tarafýndan bir Yugoslavheyeti kuruldu. 26 Nisan 1915’teki LondraAntlaþmasý ile müttefik ülkeler tarafýndanSýrbistan’a Bosna-Hersek, Slavonija, Srem,Ba®ka, Güney Dalmaçya ve Kuzey Arna-vutluk bölgeleri teklif edildi. Ancak Make-donya teklif edilmediði için Sýrbistan buanlaþmaya pek yanaþmadý.
Dönemin Sýrp hükümeti baþkaný Niko-la Paši@ ile Yugoslav heyeti arasýnda uzlaþ-ma sembolü olarak 20 Temmuz 1917’deKorfu Bildirgesi kabul edildi ve kurulacakyeni devletin Sýrp, Hýrvat ve Sloven Krallý-ðý olmasý kararlaþtýrýldý. Bu devlet anaya-sal, demokrat ve parlamenter monarþi ilânedecek, baþýnda Karacorceviç (Karadorde-vi@) hânedaný bulunacak, Sýrp, Hýrvat veSloven halklarýndan oluþan üç ayrý millettelakki edilecekti. Ekim 1918’de Zagreb’-de Sloven, Hýrvat ve Sýrp Ulusal Konseyi ku-ruldu. 29 Ekim 1918’de Hýrvat Meclisi, Vi-yana ve Budapeþte ile iliþkileri tamamenkesti. 25 Kasým 1918’de Novi Sad’daki Bü-yük Millet Meclisi tarafýndan Baranja, Ba®-ka ve Banat’ýn Sýrbistan’a ilhaký kararlaþ-týrýldý. Bir gün önce de Srem ve Ruma ay-ný kararý almýþtý. 26 Ekim 1918’de Podgo-rica’daki (Karadað) Büyük Millet Meclisi,Petrovi@-Njegoš hânedanýna son verip Sýr-bistan’a baðlanmaya karar verdi. 28 Ekim’-de Bosna-Hersek’te de buna benzer birkarar alýndý. 25 Ekim 1918’de Zagreb’dekiulusal konsey tarafýndan Avusturya-Ma-caristan idaresindeki Slavlar’a ait toprak-larýn Sýrbistan’a katýlmasý kararlaþtýrýldý.
Balkan savaþlarý sonrasýnda olduðu gi-bi I. Dünya Savaþý sonrasýnda da Sýrbis-tan en kârlý çýkan devletlerden biri oldu.Almanya ve Bulgaristan’ýn saldýrýsýna uð-rayan Sýrbistan bu savaþtan epeyce yor-gun çýktý. Ancak savaþýn ardýndan Avus-turya-Macaristan Ýmparatorluðu daðýldý veimparatorluktan ayrýlan Slavlar’ýn Sýrbis-tan’la birleþmesiyle Yugoslavya’nýn kuru-luþu için ilk temel atýlmýþ oldu. Bu birleþ-me neticesinde 1 Aralýk 1918’de anayasaile yönetilen Sýrp, Hýrvat ve Sloven Krallýðýolarak görülen devlet kuruldu (1918-1929).Kurulduðu döneme ait bilgilere göre buyeni devletin yaklaþýk 250.000 km² topra-ðý üzerinde 12.000.000 nüfusu vardý. Kra-lýn Sýrp olduðu bu devletin kuruluþunun
ardýndan 1920’lerde Sýrplar’ýn diðer ulus-lara karþý ayrýcalýklý konumunu güçlendir-mesi, Hýrvat ve Slovenler’in Katolik olma-sý, Hýrvatistan ve Slovenya’nýn Sýrbistanegemenliði altýnda kalmasý gibi sebepler-le iç karýþýklýklar çýktý. 20 Aralýk 1918’deStojan Proti@ baþkanlýðýnda ilk hükümetkuruldu. Bu dönemde önde gelen Sýrp, Hýr-vat ve Sloven siyasî partileri arasýnda Ju-goslovenska Muslimanska Organizacija(JMO) adlý müslüman Boþnak siyasî par-tisi de aktif rol oynadý. Devlet otuz üç böl-ge, okrug (il), srez (ilçe) ve belediyedenmeydana gelmekteydi.
28 Haziran 1921’de kralýn iç ve dýþ dün-ya ile ilgili yetkilerini belirleyen ilk anaya-sa kabul edildi. Ýktidardaki Sýrp radikaller-le muhalefetteki Hýrvat asýllý milletvekil-leri arasýndaki anlaþmazlýklar ve özellikle1928’de Sýrp radikal Puniša Ra®i@’in Hýr-vat asýllý üç milletvekilini öldürmesi ülkeyibüyük bir istikrarsýzlýða sevketti. Ardýn-dan Hýrvat siyasetinin baþýna Vlatko Ma-®ek gelince Hýrvat bloku Belgrad ile iliþki-lerini yumuþatmaya yöneldi. Devletin ege-menliðini oluþturan Sýrp, Hýrvat ve Sloven-ler’in anlaþmazlýklarý ve birbirlerini yadýr-gamalarý sebep gösterilerek bunlarý bir-leþtirmek ümidiyle Kral Aleksandar tarafýn-dan 6 Ocak 1929’da anayasa kaldýrýldý vekral diktatörlüðü kuruldu. 3 Ekim 1929’-da devletin adý Krallýk Yugoslavyasý (Kral-jevina Jugoslavija [1929-1941]) þeklindedeðiþtirildi. Bu durum karþýsýnda HrvatskaStranka Prava adlý partinin bazý milletve-killeri yurt dýþýna gidip oralarda Hýrvat “us-taþ” gruplarýný kurdu. Devlet on bölgeyeayrýldý ve 1931’de Yugoslavya kralý tarafýn-dan anayasa uygulamaya konuldu.
Hýrvatistan’daki Sýrplar’ýn “Yugoslavlýk”anlayýþýyla ilgili tutumu Hýrvatlar’ý rahat-sýz ediyordu. Slovenler için de ayný durumsöz konusuydu. Buna raðmen Sýrp, Hýrvatve Sloven millî unsurlarýndan baþka hiçbiretnik grup resmen tanýnmadý. Öte yandanSýrbistan’ýn yönetimindeki Vardar Make-donyasý (bugünkü Makedonya) Güney Sýr-bistan adý altýnda üç idarî birime (Skoplje,Bitola ve Štip) ayrýldý. Kosova ve Makedon-ya’da bulunan Arnavutlar’la Makedonlarda müstakil birer etnik unsur olarak be-nimsenmedi. Bosna-Hersek’teki müslü-man Boþnaklar ise Sýrp veya Hýrvat diyetanýndý. Bu arada Sýrplar’ýn idaresindekiKrallýk Yugoslavyasý’nýn bir parçasý olanKaradað politik kimliðini kaybetti. Sýrbis-tan ve Ortodoks kilisesi arasýndaki yakýniliþkiler sebebiyle Karadaðlýlar, etnik kim-likleri açýsýndan kendilerini Sýrplar’ýn birparçasý olarak görmekle baðýmsýz bir Ka-
zeyde Avusturya ve Macaristan, doðudaRomanya ve Bulgaristan, güneyde Yuna-nistan ve Arnavutluk ile komþuydu. Batý-da Adriya deniziyle 2092 kilometreyi bulanbir kýyýya sahipti. Ülkede 31 Ocak 1921 ta-rihinde yapýlan sayýmda nüfusu 11.984.911;1931’de 13.934.038; 1948’de 15.772.098;1953’te 16.936.573; 1958’de 18.220.000;1981’de 22.424.711 olarak tesbit edilmiþ-tir. Çok uluslu (multietnik) bir yapýya sa-hip olan ülkede 1981’de 8.140.452 Sýrp;4.428.005 Hýrvat; 1.999.957 Boþnak (müs-lüman); 1.753.554 Sloven; 1.730.364 Arna-vut; 1.339.729 Makedon; 1.219.045 Yu-goslav; 579.023 Karadaðlý; 426.886 Ma-car; 101.191 Türk; 80.334 Slovak; 36.185Bulgar; 19.625 Çek; 15.132 Ýtalyan; 12.813Ukraynalý vardý (Enciklopedija Jugoslavije,IV, 596-602). Ancak bu veriler müslüman-lara hiçbir zaman inandýrýcý gelmemiþtir.Ülkenin resmî dili Sýrpça-Hýrvatça idi. Ma-kedon ve Sloven dilleri de kendi cumhu-riyetlerinde resmî dil olarak kullanýlmak-taydý. Millî azýnlýk statüsündeki Arnavut-lar, Türkler, Ýtalyanlar, Macarlar ve diðeretnik gruplar yaþadýklarý bölgelerde ken-di dillerini konuþabilir, okullarda kendi dil-lerinde ilk okul ve lise seviyesinde sýnýf-lar açabilirlerdi. Dinler arasýnda en büyükgruplarý Ortodoks, Katolik ve müslüman-lar teþkil ediyordu. Bunlarý Sýrp Ortodokskilisesi, Roma Katolik kilisesi ve merke-zi Saraybosna’da bulunan Ýslâmî idare(Vrhovno Islamsko Starješinstvo Jugosla-vije) temsil etmekteydi. Daha baþka kü-çük dinî cemaatler de vardý. Ülkenin baþ-þehri Belgrad’dý (Beograd) (1.576.124).1990-2001 yýllarý arasýnda diðer önemliþehirler Zagreb (706.770), Üsküp (Skopje,444.750), Novi Sad (299.294), Saraybosna(Sarajevo, 297.416), Ljubljana (275.881),Niþ (250.518), Priþtine (230.000), Split(189.388), Rijeka (167.964), Podgorica (Ti-tograd, 118.059) ve Dubrovnik’ti (42.641).
Yugoslavya’nýn teþkili, Osmanlý hâkimi-yetinin son dönemlerinde bölgedeki Avus-turya-Macaristan ile Sýrbistan arasýndakianlaþmazlýklar, Balkan savaþlarý ve I. Dün-ya Savaþý yýllarýndaki siyasî geliþmelere da-yanýr. Balkan savaþlarýnýn ardýndan 30 Ma-yýs 1913 Londra Antlaþmasý ile Kosova vi-lâyeti Sýrbistan’a terkedildi. Aðustos 1913Bükreþ Antlaþmasý ile günümüzde Make-donya topraklarýna ait Üsküp ve Manas-týr’ý içine alan Vardar Makedonyasý da Sýr-bistan’a katýldý. Bir yandan da Avusturya-Macaristan, 1908 Jön Türk ihtilâlinden son-ra Bosna-Hersek’i resmen kendi hâkimi-yetine almýþtý. Osmanlý Devleti’ne yöneliktaleplerini gerçekleþtiren Sýrbistan’ýn mil-
575
sayan ayrý bir dinî teþkilât vardý. 1936’dayeni bir kanunun ve anayasanýn kabulü ilereîsülulemânýn fonksiyonuna yeni bir dü-zen getirildi ve resmî ikametgâhý Saray-bosna oldu. M. Spaho liderliðindeki Ýslâmteþkilâtý dinî cemaat içindeki yerini koru-du. Bu teþkilâtýn amacý hem Bosna-Her-sek hem de Yugoslavya’nýn diðer bölgele-rindeki müslüman toplumun kimliðini ko-rumak ve tarihî eserleri yaþatmaktý.
Yeni kurulan devletin toplam nüfus ba-kýmýndan üçüncü milleti olan Kosova hal-ký (Arnavutlar), 10 Eylül 1919 St. GermainAntlaþmasý’na göre, “1 Ocak 1913 tarihin-den önce Sýrp iþgaline uðrayan milletlerintemel insan haklarý yoktur” maddesine da-yanarak geleceði belirsiz bir duruma itil-di. Krallýk Yugoslavyasý döneminde Boþ-nak, Türk ve Arnavut müslümanlarýn ça-balarýna raðmen azýnlýk statüsü deðiþme-di; müslümanlarýn büyük bir kýsmý çare-sizlik içinde Türkiye’ye göç etmek zorun-da kaldý. 1919-1941 yýllarý arasýnda, Koso-va’daki Arnavutlar ve bütün müslümanunsurlarýn büyük bir kýsmý Ýlija Garaša-nin’in “Na®ertanije”si doðrultusunda gö-çe tâbi tutuldu, bir kýsmý da çeþitli eziyet-lere uðradý. Müslüman unsurlar için gere-ken siyasî dayanak ortadan kalkmýþtý vebunlar bölgenin yerli halký gibi deðil Os-manlý Devleti’nin geride býraktýðý kitlelerolarak görülüyordu. Bundan dolayý KrallýkYugoslavyasý döneminde bölgede en bâ-riz istikrarsýzlýk Kosova ve Batý Makedon-ya’da ortaya çýktý. Yine bu dönemde Ko-sova’nýn sosyal ve etnik yapýsýnda deðiþ-meler meydana geldi. Doðu Makedonya’-daki Türk nüfusun da hemen hemen ta-mamý göç ettirildi. Ayný dönemde bölge-ye kolonizasyon programý uygulandý ve çe-þitli yerlerden özellikle Kosova’ya hýristi-yan halk yerleþtirildi. Ülkenin kuzeyindenToplica, Lika ve Zupa’dan Ortodoks Sýrp-lar, hatta Katolik Hýrvat ve Slovenler Koso-va’ya getirildi. 10 Mart 1920 tarihine ka-dar Arnavut halkýný silâhsýzlandýrma kanu-nu çerçevesinde Sýrbistan’daki Niš ve Kru-ševac’ta (Alacahisar) toplama kamplarý ha-zýrlandý. Buna karþýlýk bir yandan HasanPrishtina, Bajram Curri ve Azem Bejta li-derliðinde silâhlý mücadele veriliyor, diðeryandan da Bashkimi (Ferhat Draga baþ-kanlýðýnda) ve Komiteti i Kosovës (HoxhaKadri Prishtina liderliðinde) adýyla bilineniki siyasî parti çalýþýyordu. 1938’de KrallýkYugoslavyasý ile Türkiye Cumhuriyeti ara-sýnda imzalanan Yugoslavya-Türkiye Kon-vansiyonu’na göre 1938-1944 yýllarýndaTürkler, Arnavutlar ve diðer müslümanunsurlar arasýnda Kosova ve Makedonya’-
dan Türkiye’ye büyük bir göç hareketi baþ-latýldý.
Cvetkovi@-Ma®ek hükümeti, Viyana’nýnBelvedere Kalesi’nde 25 Mart 1941 tari-hinde Üçlü Pakta Katýlma Protokolü’nü im-zaladý. Ertesi gün hükümet darbesi yapýl-dý ve 27 Mart sabahýnda General DušanSimovi@ baþkanlýðýnda yeni bir hükümetkuruldu. Almanya ile imzalanan antlaþ-maya karþý Belgrad’da büyük gösterilerdüzenlendi. 6 Nisan 1941’de Hitler’in em-riyle Belgrad bombalandý, arkasýndan Yu-goslavya kendini II. Dünya Savaþý’nýn için-de buldu. II. Dünya Savaþý’nýn baþlamasýy-la Yugoslavya Almanya, Ýtalya, Macaristanve Bulgaristan ordularýnýn iþgaline uðra-dý. Bunun üzerine Yugoslavya kralý ve hü-kümeti ülkeyi terketmek zorunda kaldý.Öte yandan Hýrvatistan’daki Çiftçi partisiyönetimi Ýtilâf devletlerinin uydusu gibihareket etmeyi reddedince aþýrý saðcý birgrup güç kazandý ve Almanlar’la birliktehareket etmeye baþladý. Bunlar ayný za-manda yahudilere ve Sýrplar’a karþý terörfaaliyetlerine giriþtiler. Sýrp aþýrý uçlarý daBosna-Hersek ve Hýrvatistan’daki Boþnakmüslümanlara ve Hýrvatlar’a saldýrýlardabulundular. Bölgede büyük katliamlar mey-dana geldi ve bunun zararýný en çok böl-gedeki müslüman toplum hissetti. Hýrva-tistan’ýn bir bölümü (Split, Šibenik ve birkýsým büyük adalar) Ýtalya, bir bölümü de(Medumurje, Baranja ve Ba®ka) Macaris-tan tarafýndan iþgal edildi. Hýrvatistan’ýnkalan kýsmýnda Bosna-Hersek ve Srembölgesinde “ustaþ”lara ait, Ante Paveli@önderliðinde Alman iþbirlikçisi HýrvatistanBaðýmsýz Devleti (NDH) kuruldu. Hýrvatis-tan Baðýmsýz Devleti ve Ante Paveli@ yö-netimi Bosna’daki müslüman toplumunHýrvatlaþtýrýlmasý konusunda büyük çabasarfetti ve aðýr baský uyguladý.
Slovenya’ya ait bölge Almanya, Ýtalya veMacaristan arasýnda bölüþüldü. Karadað’ýda Ýtalya iþgal etti. Ayrýca Makedonya ye-niden karþýlýklý iþgal ve paylaþma planlarý-nýn hedefi haline geldi. Yine Almanya’nýnyanýnda yer alan Bulgaristan bir taraftanEge Makedonyasý’nýn doðu kesimlerini, di-ðer taraftan Vardar Makedonyasý’nýn ba-tý bölgeleri hariç tamamýný ele geçirerekBüyük Bulgaristan hayalini gerçekleþtirdi.Vardar Makedonyasý’nýn batýsý (Kalkande-len, Gostivar, Kýrçova, Debre, Struga) veKosova’nýn büyük bir kýsmý dönemin faþistÝtalyasý ile iþ birliði yapan Arnavutluk’a il-hak edildi ve Ýtalya’nýn yardýmýyla bölgedeArnavutluk hâkimiyeti kuruldu. Bunun ya-ný sýra Arnavutlar için bölgede Büyük Ar-navutluk idealine yardýmcý politikalar üre-
radað halký kalmak arasýnda kararsýz birtutum sergilediler.
Ýtalya, Almanya ve Macaristan’ýn deste-ðiyle Hýrvat “ustaþ”larý ve Makedon VMROradikalleri tarafýndan Kral Aleksandar Ka-racorceviç’e 9 Ekim 1934’te Marsilya’dabir suikast düzenlendi, kral ve Fransa Dý-þiþleri bakaný öldürüldü. Henüz küçük birçocuk olan veliaht II. Petar yerine KnezPavle liderliðinde üçlü bir idare kuruldu.Mayýs 1935’teki seçimleri Sýrp Radikal Par-tisi ve onun baþkaný Milan Stojadinovi@ ka-zandý. Vatikan ile antlaþma imzalayan Mi-lan Stojadinovi@ dönemin faþist devletleriolan Ýtalya ve Almanya ile yakýnlaþma ni-yetindeydi. Ýngiltere’nin baskýsý neticesin-de Stojadinovi@ istifa etti ve Dragiša Cvet-kovi@ yeni hükümetin baþkanlýðýna, Vlat-ko Ma®ek de yardýmcýlýðýna getirildi. Cvet-kovi@-Ma®ek anlaþmasý neticesinde 26Aðustos 1939’da Hýrvatistan Banlýðý ilânedildi ve ilk baný Ivan Šubaši@ oldu. Cvet-kovi@-Ma®ek anlaþmasý ile Bosna-Hersekbölgesi Sýrplar ve Hýrvatlar arasýnda bölü-þüldü, müslümanlar geleceði belirsiz birtoplum haline getirildi. Bosna-Hersek’inI. Dünya Savaþý’nýn ardýndan Yugoslavya’-ya dahil edilmesiyle müslüman dinî cema-atler problemi de ön plana çýkmýþtý. Çün-kü Bosna-Hersek dýþýnda da müslümancemaatler mevcuttu. Avusturya-Macaris-tan tarafýndan 1909’da hazýrlanan kanun1930 yýlýna kadar uygulandý. Ayrýca Sýrbis-tan, Makedonya, Kosova ve Karadað’ý kap-
YUGOSLAVYA
4 Ekim 1933 tarihinde Ýstanbul’a gelen Yugoslavya Kralý Alek-
sandar, Atatürk ile Dolmabahçe rýhtýmýnda
576
YUGOSLAVYA
laþmasý neticesinde bu bölgeler yeni kuru-lan Yugoslavya topraklarýna ilhak edildi.Trieste ile ilgili anlaþmazlýk 1954’te Ýtalya-Yugoslavya arasýndaki barýþ antlaþmala-rýnda Ýtalya lehine sonuçlandý. Komünistrejim tarafýndan demokrasi ve serbest te-þebbüs kaldýrýldý, 29 Kasým 1943’te krallý-ða son verilerek Federatif Yugoslavya HalkCumhuriyeti (Federativna Narodna Repub-lika JugoslavijaJ [1945-1963]) ilân edildi.Bu devlet yeni anayasada herkesin eþithaklara sahip olduðunu karar altýna aldý.Çok kýsa bir süre içerisinde Josip Broz Ti-to’nun Rus lideri Stalin ile anlaþmazlýðadüþerek Sovyetler Birliði ile iliþkileri kötü-leþince Yugoslavya 1948’de Kominform’-dan ayrýldý; ardýndan Edvard Kardelj’in fel-sefesinin geliþtirdiði Yugoslavya’ya özgü“öz yönetimci sosyalizm” sistemi toplum-da uygulanmaya baþlandý.
II. Dünya Savaþý’ndan sonra ülkenin Yu-goslavya Federatif Halk Cumhuriyeti (FNRJ)olarak ilk anayasasý 30 Ocak 1946’da ka-bul edilmiþti. 1963’te hazýrlanan ikinci ana-yasa ile Yugoslavya’nýn resmî adý Yugos-lavya Sosyalist Federativ Cumhuriyeti (So-cijalisti®ka Federativna Republika Jugos-lavija [1963-1991]) þeklinde belirlendi vebu ad 1990’lardaki daðýlma dönemine ka-dar sürdü. 1974’te kabul edilen anayasaile ülkedeki müslüman toplum için dahaýlýmlý bir dönem baþladý. Özellikle “halkla-rýn egemenliði”, “iþçi ve emekçi kesimin özyönetimi”nden oluþan, demokratik sosya-list öz yönetimci bir toplum ve federal biryapýya sahip olan Yugoslavya altý cumhu-riyete ve iki özerk bölgeye ayrýlmýþtý. Ül-keyi meydana getiren cumhuriyetler þun-lardý: Bosna-Hersek (SR Bosna i Hercego-vina, baþþehri: Sarajevo [Saraybosna]); Sýr-bistan (SR Srbija, baþþehri: Beograd [Bel-grad]); Hýrvatistan (SR Hrvatska, baþþeh-ri: Zagreb); Slovenya (SR Slovenija, baþþeh-ri: Ljubljana [Lyublyana]); Makedonya (SRMakedonija, baþþehri: Üsküp [Skopje]),Karadað (SR Crna Gora, baþþehri: Titog-rad [1992’den sonra Podgorica]). Voyvo-dina ve Kosova, Sýrbistan Cumhuriyeti’nebaðlý olmakla birlikte 1946 anayasasýylaözerk bir statü kazandý. Bu bölgelere 1974anayasasýyla cumhuriyete yakýn bir statüverildi: Kosova (SAP Kosovo, baþþehri: Priþ-tine) ve Voyvodina (SAP Vojvodina, baþ-þehri: Novi Sad).
Yugoslavya Komünist Partisi içindeki re-formist (Edvard Kardelj ve arkadaþlarý) veradikal (Aleksandar Rankovi@ ve Sýrp milli-yetçi radikal) güçlerin hesaplaþmasý 1962’-de parti yönetimindeki birliði tehdit et-
meye baþladý. Aleksandar Rankovi@ ve Sýrpmilliyetçi radikal hareketinin 1950-1962yýllarý arasýnda özellikle Kosova, Bosna-Hersek ve Makedonya’daki müslümanla-ra uyguladýðý baskýlar yüzünden müslü-manlar Türkiye’ye göç etti. Josip Broz Titoreformistleri destekleyerek 1966’da Sýrplideri Aleksandar Rankovi@’i görevden al-dý. Bu tarihten itibaren Yugoslavya’da da-ha ýlýmlý bir siyaset izlendi. 1971’deki “Hýr-vat baharý” adlý operasyon neticesinde Sav-ka Dap®evi@-Ku®ar liderliðindeki Hýrvat mil-liyetçilerine de bir darbe indirildi. Yugos-lavya Komünist Partisi içinde Tito’nun ken-disine, bütün yetkilerini devredeceði birvâris seçmesini engellemek isteyen etkilibir muhalefet geliþti. Bu muhalefet sonu-cu, 1974’te kabul edilen anayasaya göremerkeziyetçi idareden vazgeçilip mevcutcumhuriyetlere daha fazla yetki tanýndý.Söz konusu anayasa gereði Kosova ve Voy-vodina özerk bölgelerine yeni yetkiler ve-rildi. Her iki bölge federal devletin bir un-suruydu, dönüþümlü olan cumhurbaþkan-lýðý makamýnda bu iki bölgenin dâimî tem-silcileri bulunuyordu. Priþtine’de ilk defaArnavutça eðitim ve öðretim yapan birüniversite kuruldu ve Kosova’daki müslü-man Arnavut halký daha geniþ haklara sa-hip oldu.
1945’ten önce, Yugoslavya’daki müslü-manlarýn sorunlarýný uluslar arasý platform-lara taþýyabilecek mekanizmalarýn çalýþ-masý imkânsýzdý. Yeni Yugoslavya’da Sýrp,Hýrvat, Sloven, Makedon ve Karadað et-nik kökenli gruplar resmen kabul edilmiþ,Bosna-Hersek’teki müslüman Boþnaklar’-la Kosova, Makedonya ve Karadað’dakimüslüman Arnavutlar’a ve Türkler’e dairbir çözüm önerilmemiþti. Daha sonrakidönemlerde Yugoslav idaresinin “Yugos-lav entegral milleti” oluþturma çalýþmalarýda bir sonuç vermedi. Boþnak müslüman-lar, II. Dünya Savaþý esnasýnda Halk Kur-tuluþ Savaþý’ndaki istiklâl mücadelelerine
tildi. Kosova’daki bazý bölgeler (Mitrovica,Podujeva, Vulçitrýn ve Tregu i Ri) Alman iþ-birlikçisi Nedi@’in idaresindeki Sýrbistan’ailhak edildi. Kaçanik, Üsküp, Vitia, Preþo-va, Kumanova ve Gilan’ýn bir kýsmý Bulga-ristan’a katýldý. Bütün bu savaþlar esna-sýnda bölgedeki müslümanlar arasýndakatliamlar yaþandý, tarihî eserlerin büyükbir kýsmý tahrip edildi. Öte yandan KrallýkYugoslavyasý, Londra’da sürgünde bulu-nan Yugoslavya hükümeti tarafýndan sür-dürüldü ve Ýtilâf devletlerinin resmî üyesikabul edildi. Bu dönemde Sýrbistan’da fa-þist güçlere karþý savaþan iki grup ortayaçýktý. Birinci grup General Dragoljub (Dra-ÿa) Mihailovi@ önderliðindeki Sýrp çetnik-ler, ikincisi, illegal Yugoslav Komünist Par-tisi’nin Josip Broz Tito önderliðinde kur-duðu Partizanlar’dý. Daha 1941 yýlýndan iti-baren bu iki fraksiyon arasýnda silâhlý ça-týþmalar baþladý. Komünist güçler 1944’teÝtilâf devletlerinin müttefik ordusu halinegeldi, ardýndan Kral II. Petar, Josip BrozTito ile antlaþma imzaladý.
II. Dünya Savaþý esnasýnda Almanya,Ýtalya ve Bulgaristan iþgaline karþý dire-nen Tito’nun önderliðindeki YugoslavyaKomünist Partisi hareketi genel savaþtaAlmanya ve müttefiklerinin yenilgiye uð-ramasýyla baþarýya ulaþtý. 1944’te Sovyet-ler Birliði Bulgaristan’ý iþgal edince Var-dar ve Ege Makedonyasý’nda Bulgar iþ-gali sona erdirildi. Sýrbistan’ýn idaresin-deki Vardar Makedonyasý da ayrý bir ge-liþmeye sahne oldu. 1944’te Kýzýlordu’ylabirlikte Belgrad’ý kurtaran Halk KurtuluþOrdusu 1945’te resmen Yugoslavya Ordu-su olarak adýný deðiþtirdi. Savaþtaki nihaîmücadelesini vererek iþgal altýndaki Yu-goslavya topraklarýný 1945 Mayýsýna kadarkontrolü altýna aldý ve komünist bir re-jim kuruldu. Ayrýca Ýstriya (Istra) yarýma-dasý ve Slovenya sahillerine de hâkimiyet-lerini yaydýlar. 1947’deki Paris Barýþ Ant-
Josip Broz
Tito
Yugoslavya
bayraðý
ile devlet
amblemi
577
rekete geçti. Sonuçta ilk olarak 25 Hazi-ran 1991’de Milan Ku®an önderliðinde Slo-venya Cumhuriyeti resmen baðýmsýzlýðýnýilân etti. Eylül 1991’de Slovenya’dan Yu-goslavya Halk Ordusu birlikleri tamamençekildi. 15 Ocak 1992’de Avrupa Birliði ta-rafýndan resmen tanýnan Slovenya 22 Ma-yýs 1992’de Birleþmiþ Milletler üyeliðine ka-bul edildi. Hýrvatistan’da Franjo Tudmanliderliðindeki Hrvatska Demokratska Za-jednica adlý siyasî parti iktidara gelip 25Haziran 1991’de baðýmsýzlýðýný ilân etti ve15 Ocak 1992’de Avrupa Birliði tarafýn-dan tanýndý, 22 Mayýs 1992’de BirleþmiþMilletler üyeliðine resmen kabul edildi.Sýrplar, Hýrvatistan’ý yok etmek amacýylaburadaki soydaþlarýný ayaklandýrarak Yu-goslavya Halk Ordusu birliklerinin yardý-mýyla savaþ baþlattýlar. Savaþýn en acý gün-lerini yaþayan bölgeler Vukovar, Knin veçevresidir. 1991’in son aylarýnda Knin veçevresinde yerli Sýrplar tarafýndan Repub-lika Srpska Krajina adýnda müstakil bircumhuriyet kuruldu. Neticede BirleþmiþMilletler ve Batýlý devletlerin yardýmlarýylaHýrvatistan savaþ öncesindeki Hýrvat top-raklarýnda hâkimiyet kurdu.
Bosna-Hersek’te 18 Kasým 1990’dakidemokratik seçimlerde millî partilerin ka-zanmasýyla ortaya çýkan durumdan sonraAliya Ýzzetbegoviç önderliðindeki Bosnatoplumu, 29 Þubat – 1 Mart 1992’de yapý-lan referandumun ardýndan 3 Mart 1992’-de Bosna-Hersek Cumhuriyeti’nin baðým-sýzlýðýný ilân etti ve 6 Nisan 1992’de Ame-rika Birleþik Devletleri ile Batýlý devletler
tarafýndan resmen tanýndý ve 22 Mayýs1992’de Birleþmiþ Milletler üyeliðine ka-bul edildi. 5 Nisan 1992’de Saraybosna’-da Vrbanja Most’taki protesto esnasýndaöldürülen Suada Dilberovi@’ten sonra Bos-na-Hersek’te 1995’e kadar devam edenbüyük bir savaþ baþladý. Hýrvat lideri Fran-jo Tudman ile Sýrp lideri Slobodan Miloše-vi@’in Mart 1991’de gizlice KaradordevoAntlaþmasý’ný imzalayýp Bosna-Hersek’inbaðýmsýzlýðý aleyhinde Sýrp-Hýrvat ittifaký-ný kurdular. Bu antlaþma II. Dünya Sava-þý öncesi 1939’daki Cvetkovi@-Ma®ek ant-laþmasýnýn bir devamýydý; büyük bir ihti-malle, Bosna-Hersek’in Sýrplar ve Hýrvat-lar arasýnda yeniden bölüþülmesi ve müs-lümanlara baðýmsýz bir Bosna-Hersek Dev-leti kurma fýrsatýnýn verilmemesi karar-laþtýrýlmýþtý. Bosna-Hersek’te bulunan Hýr-vat silâhlý güçleri tarafýndan Hýrvat Cum-huriyeti Herceg-Bosna bölgesinin ilân edil-mesi, diðer taraftan Sýrplar’ýn RepublikaSrpska adýyla oluþturduklarý bölgedeki ay-rýlýkçý emelleri, gizli Karadordevo Antlaþ-masý’nýn bir neticesidir. Müslüman Boþ-naklar her iki tarafla savaþmak zorundakaldý ve acýmasýzca katledildi (bunlarýn enbilineni 2007’de mahkeme kararýyla soy-kýrým olarak kabul edilen Srebrenica kat-liamýdýr). Müslüman Boþnaklar’ýn HýrvatCumhuriyeti Herceg-Bosna ile olan sava-þý 1994’teki Washington Antlaþmasý ile so-na erdi. Hýrvat Cumhuriyeti Herceg-Bos-na laðvedilip Bosna-Hersek Federasyonu’-nun bir parçasý olarak kabul edildi. Bihaç’-ta bazý müslüman gruplar tarafýndan ilân
katýldýklarýndan 1967’de resmî kaynaklar-da etnik grup düzeyinde müslüman (mus-liman) olarak kabul gördü. Böylece Boþnakmüslümanlar Yugoslavya’nýn resmen ta-nýdýðý altýncý etnik grup oldu. 1981 istatis-tik yýllýðýnýn resmî verilerinde Arnavut nü-fusu Makedonlar ve Karadaðlýlar’dan da-ha fazla olmasýna raðmen Arnavutlar yinede azýnlýk kabul edildi. Buna karþýlýk Ma-kedonlar ve Karadaðlýlar’ýn hem müstakilcumhuriyetleri vardý hem de Yugoslav-ya milletlerini oluþturan egemen milletlerarasýnda yer alýyordu.
Giderek artan Sýrp ve Hýrvat milliyetçiradikal güçlerin tehlikesiyle karþý karþýyakalan Tito partinin merkez komitesi ve ida-re organlarýnda tasfiye hareketi baþlattý.“Kardeþlik ve birlik” ilkesine aykýrý davran-dýklarý için partiden pek çok kiþi ihraç edil-di. Bunlarýn arasýnda Tito’nun eþi Jovan-ka Broz da bulunmaktaydý. Ancak 4 Ma-yýs 1980’de Tito’nun Ljubljana’da ölümün-den sonra Yugoslavya Komünist PartisiMerkez Komitesi’nde anlaþmazlýklar çýktýve milliyetçi Sýrp güçlerinin 1974 anayasa-sýna olan itirazlarý Yugoslavya’yý büyük biristikrarsýzlýða sürükledi. Artýk tek bir kiþielindeki yetkilere dayanarak karar ver-miyor, altý cumhuriyet ve iki özerk bölge-den oluþan sekiz siyasal birimin Yugoslav-ya Baþkanlýðý’ndaki temsilcileri oy birliðiy-le çýkacak bir karar aramak zorunda kalý-yordu. Böyle yavaþ iþleyen bir sistem, si-yasal ve ekonomik alanlarda gereken pra-tik ve hýzlý reformlarýn yapýlmasýný imkân-sýz kýldý. Özellikle giderek artan dýþ borç-lar, ekonomik bunalým ve iþsizlik milliyet-çilik akýmlarýný hýzlandýrdý. Bilhassa aþýrýmilliyetçi Sýrp fikirleri yeniden canlandý.Neo-komünist Sýrplar 1980 sonrasýnda li-beralleþme ve millî serbestlik aleyhine mü-cadele baþlattýlar. Önce Sýrbistan Komü-nist Partisi’ndeki liderlik Miloševi@ ve ar-kadaþlarýnýn eline geçti. Sýrplar’ýn Yugos-lavya’da yeterince temsil edilmediði iddi-asýyla güçlenen Sýrp Sosyalist Partisi lideriSlobodan Miloševi@ 1987’de Sýrbistan Cum-huriyeti’nin baþkanlýðýna seçildi. 1989’daKosova ve Voyvodina’nýn özerkliðini or-tadan kaldýran Miloševi@, Kosova’da 1974anayasasý ile elde edilen haklarý tamamenSýrbistan merkezî idaresine baðladý. 1987’-de baþlatýlan bu tür radikal hareketlerneticesinde Yugoslavya Komünist Partisi1990’da daðýlma sürecine girdi. Partinindaðýlmasýyla Yugoslavya Devleti’nin de par-çalanmasýnýn ilk belirtileri baþ gösterdi.Slobodan Miloševi@ idaresi, Yugoslavya’-dan ayrýlmak isteyen cumhuriyetlere kar-þý Yugoslavya Halk Ordusu güçleriyle ha-
YUGOSLAVYA
43. CÝLT 6. FASÝKÜL (269) 7. Forma / 2. Kontrol09 Ocak 2013
Josip
Broz Tito
ve Edvard
Kardelj,
II. Dünya
Savaþý
sýrasýnda
Komünist
Partisi
denetimindeki
Halk
Kurtuluþ
Hareketi’nden
silâh
arkadaþlarýyla
birlikte
578
YUGOSLAVYA
Antlaþmasý ve Birleþmiþ Milletler’in kara-rýyla Kosova’nýn idaresi KFOR ve NATO güç-lerine teslim edildi. Sýrbistan’da 2000’deSlobodan Miloševi@ diktatörlüðü barýþçýl birdevrimle yýkýldý. Devrik lider Miloševi@ tu-tuklandý ve savaþ suçlusu olarak Lahey Sa-vaþ Suçlularý Mahkemesi’ne gönderildi, an-cak mahkemesi sonuçlanmadan 11 Mart2006’da öldü. 2008 yýlýna kadar özerk biryönetime sahip olan Kosova 17 Þubat 2008tarihinde baðýmsýzlýðýný ilân etti; günümü-ze kadar baþta Amerika Birleþik Devletle-ri, Fransa, Almanya, Ýngiltere, Türkiye veBirleþmiþ Milletler üyelerinin yarýsýndanfazlasýný aþkýn ülke tarafýndan baðýmsýz-lýðý tanýndý. Voyvodina ise Yugoslavya’nýnII. Dünya Savaþý sonrasý kuruluþundan buyana özerk bir bölge olmasýna raðmen ba-ðýmsýzlýk mücadelesi baþarýya ulaþmadý.2002’de Sýrbistan ve Karadað arasýndaBelgrad Antlaþmasý’nýn ardýndan 4 Þubat2003’te kabul edilen anayasal þartla Yu-goslavya Federal Cumhuriyeti yerine Sýr-bistan ve Karadað Devlet Birliði kuruldu;Karadað 3 Haziran 2006’da referandumyoluyla baðýmsýzlýðýný ilân etti, böylece böl-gedeki Yugoslavya tamamen ortadan kalk-tý. Karadað ile Sýrbistan’ýn birbirinden ayrýl-masý neticesinde nüfusu ekseriyetle müs-lüman olan Sancak bölgesi bu iki cumhu-riyet arasýnda paylaþýldý. Voyvodina bölge-si de Sýrbistan’ýn bir parçasý oldu.
1389’daki Kosova Savaþý’ndan 1521’deBelgrad’ýn fethine kadar uzanan süreçtebugün Yugoslavya topraklarý olarak bili-nen bölge büyük ölçüde Osmanlý yöneti-mine girdi; Anadolu’dan ve diðer Osmanlýtopraklarýndan göç ettirilen Türk ve müs-lüman ahalinin bir kýsmý bu bölgeye yer-leþtirildi. Ayrýca yerli hýristiyan halkýn birkýsmý Ýslâmiyet’i seçti. Dolayýsýyla bu top-raklardaki nüfusun Ýslâmlaþmaya baþ-lamasý halkýn hayatýnda ve kültüründe
önemli deðiþikliklere yol açtý. Hayat tarzý,ev tezyinatý, kuyumculuk, halý dokumacý-lýðý ve bazý küçük el sanatlarýnda bu et-ki hâlâ görülür. Osmanlý egemenliðindekibölgede yeni þehirlerin kurulmaya baþlan-dýðý, eski þehirlerin de geliþme gösterdiðive tipik bir Türk-Ýslâm þehrine dönüþtüðüdikkati çeker.
Eski Yugoslavya’da Sýrplar, Makedonlarve Karadaðlýlar Ortodoks, Hýrvatlar, Slo-venler ve Macarlar Katolik kilisesine men-suptu. Ýslâm dinine mensup olanlar Boþ-nak müslümanlarý ve Sancaklýlar, Arnavut-lar, Türkler, Pomaklar ve Romlar’dý. 1930’-daki krallýk idaresi Ýslâm dinî cemaati veanayasayla ilgili çýkan kanuna göre eskibaðýmsýz Ýslâm dinî cemaatleri, reîsülule-mâ ile ulemâ meclisinin reisi ve iki baþ-kanýndan oluþan yüksek bir idarî teþkilâ-týn tek baþkanlýðý altýnda birleþtirildi. Bu-nun yanýnda merkezleri Üsküp ve Saray-bosna’da bulunan idare heyetleriyle be-raber iki ulemâ meclisi ve iki vakýf-maarifkurulu mevcuttu. Yugoslavya’daki Ýslâmdinî cemaatine ait, II. Dünya Savaþý son-rasýndan itibaren 1947, 1969 ve 1990’daüç anayasa hazýrlanmýþ ve uygulanmýþtýr(Šukri@, s. 155). Yugoslavya’nýn son dönemanayasasýna göre Yugoslav Ýslâm Birliði’-nin en yüksek organý olan Yüce Þûra’nýnkýrk altý üyesi vardý; reislik makamý bununyürütme organý olup en yüksek dinî tem-silcisi reîsülulemâ idi. Yugoslavya ÝslâmBirliði’nin yönetimindeki hiyerarþik yapýcamilerdeki cemaat heyetinden baþlaya-rak Ýslâm Birliði Heyeti, Ýslâm Birliði Baþ-kanlýðý, Ýslâm Birliði Meclisi ve en üst fe-deral kuruluþ olarak Yugoslavya DiyanetÝþleri Meclisi ve Yugoslavya Diyanet ÝþleriBaþkanlýðý þeklinde düzenlenmiþtir.
1918’de Saraybosna’da devlet þeriat or-taokulu açýldý ve hâkim yetiþtirme koleji,yüksek þeriat okulu ve fakülte seviyesinde
edilen Batý Bosna Özerk Cumhuriyeti’ninvarlýðýna da 1995 yýlýnýn yaz aylarýnda sonverildi. Bosna-Hersek’teki savaþ 21 Kasým1995’te Dayton Anlaþmasý ile sonuçlandýve kurulan yeni Bosna-Hersek Cumhuri-yeti iki etnik devlet oluþumundan meyda-na geldi: Bosna-Hersek Federasyonu veSýrp Cumhuriyeti.
8 Eylül 1991’de Makedonya’da yapýlanreferanduma dayanarak 17 Eylül 1991’-de Makedonya Yugoslavya’dan baðýmsýz-lýðýný ilân etti. Baþlangýçta yaþanan sorun-lara raðmen Yugoslavya Halk Ordusu Ma-kedonya’dan savaþmadan çekildi. Yuna-nistan’ýn itirazlarý doðrultusunda 1992’-de Avrupa Birliði, Makedonya’yý ancak is-mini deðiþtirdiði takdirde tanýyacaðýný du-yurdu. Yunanistan’ýn onayýyla Eski Yugos-lav Cumhuriyeti Makedonya (FYROM) adýy-la Nisan 1993’te Birleþmiþ Milletler’e üyeolan Makedonya Cumhuriyeti’nin baðým-sýzlýðý Þubat 1994’te Amerika Birleþik Dev-letleri tarafýndan da kabul edildi; Nisan1996’da Yugoslavya da Makedonya’yý res-men tanýdý. Tito Yugoslavyasý’ndan Slo-venya, Hýrvatistan, Bosna-Hersek ve Ma-kedonya’nýn baðýmsýzlýklarýný ilân etmele-ri neticesinde 27 Nisan 1992’de Sýrbistanve Karadað kendi aralarýnda Dobrica Bo-si@ baþkanlýðýnda Yugoslavya Federal Cum-huriyeti (Savezna Republika Jugoslavija) adýaltýnda sadece iki cumhuriyetten oluþanyeni bir Yugoslav devleti kurdu. 1991’deSlovenya, Hýrvatistan, Bosna-Hersek veMakedonya, Yugoslavya’dan ayrýldýðýndaSancak bölgesi Yugoslavya Federal Cum-huriyeti’nin içinde kaldý. Sancak’taki San-cak Müslümanlarý Millî Meclisi tarafýndan25-27 Ekim 1991 tarihinde düzenlenenreferandumda seçmenlerin % 98,9’u sözkonusu federasyon içerisinde Sancak böl-gesinin özerkliðini kabul etti. Ancak refe-randum dönemin Belgrad rejimi tarafýn-dan kabul edilmedi ve bölgede Bosna-Her-sek ve Kosova savaþlarý devrinde (1992-2000) büyük sýkýntýlar yaþandý. Sancak böl-gesinin en önemli þehirleri olan Novi Pa-zar, Tutin ve Sjenica’da müslümanlarýn nü-fusu % 70’ten fazla olmakla birlikte diðerþehirlerdeki nüfusa oranlarý daha düþük-tür (DÝA, XXXVI, 101).
28 Mart 1989’da özerkliðinin kaldýrýlma-sý Kosova’yý da istikrarsýzlýða sürüklemiþ-ti. 26-30 Eylül 1991’de Kosova’nýn baðým-sýzlýðý için düzenlenen referandumda halkbaðýmsýz bir Kosova için “evet” oyu kullan-dý. Ocak 1992’de Badinter Komisyonu’nabaðýmsýzlýk ve Yugoslavya’dan ayrýlma ta-lebi iletildi. Ardýndan silâhlý mücadeleyegiriþildi, 9 Haziran 1999’daki Kumanova
Hýrvatistan
hükümeti
tarafýndan
1944’te
yaptýrýlan
ve 1947’de
minareleri
yýktýrýlarak
müzeye
çevrilen
Zagreb’deki
cami
579
Stari kameni Mostovi, Beograd 1989, tür.yer.; A.Petkovi@, Jugoslawien, Belgrad 1990, tür.yer.;a.mlf., Jugoslovenski Muslimani, Lausanne 1990,s. 5-53; a.mlf., Balkanlarda Ýslâm, Ýstanbul 1995,s. 186-187, 191, 194, 217-220, 223-225, 237,242, 249; Ferhat Šeta, Reis-ul-uleme u Bosni iHercegovini i Jugoslaviji od 1882. do 1991. go-dine, Sarajevo 1991, s. 7-100; Hakija Avdovi@, Po-lo´aj Muslimana u Sand´aku, Sarajevo 1991,tür.yer.; L. Kumbaradÿi-Bogoevi@, Osmanliski Spo-menici vo Skopje, Skopje 1998, s. 16-133; Mu-hammed Aruçi, “Eski Yugoslavya-II”, GünümüzDünyasýnda Müslüman Azýnlýklar, Ýstanbul 1998(III. Kutlu Doðum Ýlmî Toplantýsý, Tebliðler), s.171-196; N. Malcolm, Kosovo: A Short History,New York 1999, s. 139-162; Barbaria Serbe ndajMonumenteve Islame në Kosovë: Shkurt ‘98-Qershor ‘99 (ed. Sabri Bajgora v.dðr.), Prishti-në 2000, s. 5-291; Hakif Bajrami, “MarrëveshjaXhentelmene Tito-Kyprili më 1953 në Split”, Ko-sova-njëzetë skekuj të identitetit të saj, Prish-tiné 2001, s. 259-306; Harun Crnovršanin – Nu-ro Sadikovi@, Sand´ak-Porobljena Zemlja: Bosna,Sand´ak i Kosovo Kroz Historiju, Zagreb 2001,s. 22-24, 40-43, 46-71, 94-108, 152-312, 388-542, 642-652, 680-731, 755-766; Hamdija Ka-pidÿi@, “Pripremanje Ustavnog Perioda u BosniHercegovini (1908-1910)”, Godi{njak IstorijskogDru{tva Bosne i Hercegovine, X, Sarajevo 1959,s. 121-166; Smail Bali@, “Eastern Europe: The Is-lamic Dimensions”, JIMMA, I/1 (1979), s. 29-37;Ahmed Smajlovi@, “Muslims in Yugoslavia”, a.e.,II/1 (1979), s. 132-144; “Yugoslavia”, EI 2 (Ýng.),XI, 342; B. ^. Milojevi@ v.dðr., “Jugoslavija”, En-ciklopedija Jugoslavije, Zagreb 1960-62, IV, 567-635; V, 1-154; Kosovka Risti@, “Kosovo”, a.e.,V, 334-335; B. Krizman, “Sarajevski Atentat”,a.e. (1968), VII, 141-143; H. Sirotkovi@, “AVNOJ”,Hrvatski Leksikon, Zagreb 1996, I, 42.
ÿMuhammet Aruçi
– —YUHANNÂ b. BITRÎK
( ���Àא������ ��� )
Ebû Zekeriyyâ Yûhannâ (Yahyâ)b. el-Býtrîk
(ö. 200/815 [?] )
Abbâsîler dönemi mütercimlerinden.˜ ™
Hayatýna dair bilgiler oldukça sýnýrlýdýr.Muhtemelen Melkâiyye’ye mensup bir aile-den gelmektedir. Ýbnü’n-Nedîm, farklý dil-lerden Arapça’ya tercümeler yapan ilk þah-siyetler arasýnda babasý Býtrîk ile birlikteonun adýný da zikreder. Ýbnü’n-Nedîm’e gö-re Býtrîk, Halife Mansûr döneminde (754-775) yaþamýþ ve onun emriyle antik döne-me ait eserler tercüme etmiþtir (el-Fih-rist, s. 304). Ýbn Ebû Usaybia da Býtrîk’ýniyi bir mütercim olduðunu, týp alanýnda Hi-pokrat ve Galen’in pek çok eserini Arap-ça’ya çevirdiðini, ancak bunlarýn Huneyn b.Ýshak’ýn tercümeleri seviyesine ulaþamadý-ðýný belirtir (£Uyûnü’l-enbâß, s. 282). Yu-hannâ b. Býtrîk’ý Ýbnü’n-Nedîm, Me’mûn’unvalisi Hasan b. Sehl’in (ö. 236/851) hima-
yesindeki âlimler arasýnda gösterirken ÝbnCülcül onun Me’mûn’un mevlâsý olduðu-nu söyler (ªabašåtü’l-e¹ýbbâß, s. 68). Ba-zý antik eserlerin el yazmalarýný toplamaküzere Me’mûn tarafýndan Bizans’a gön-derilen heyetin içinde yer aldýðý kaydedi-len Ýbnü’l-Býtrîk (Ýbnü’n-Nedîm, s. 304) ri-vayete göre bu seyahati sýrasýnda, Aristo’-ya atfedilen ve Sýrrü’l-esrâr adýyla þöhretbulan Kitâbü’s-Siyâse fî tedbîri’r-riyâ-se adlý apokrif eserin tercümesine yazdýðýgiriþte (s. 69) kitabý nasýl temin ettiðinianlatmaktadýr. Ýbn Cülcül, Ýbnü’l-Býtrîk’ýntercümede baþarý göstermekle birlikteArapça’yý tutuk konuþtuðunu belirtirken(ªabašåtü’l-e¹ýbbâß, s. 67) Ýbn Ebû Usay-bia onun Arapça’yý ve Yunanca’yý yeterin-ce bilmediðini ileri sürmüþtür. Ýbnü’l-Být-rîk’ýn Latin asýllý olduðunu belirten Ýbn EbûUsaybia onun ayrýk harflerle yazýlan antikYunanca’yý deðil bitiþik harflerle yazýlan ogünkü Yunanca’yý bildiðini söylerken (£Uyû-nü’l-enbâß, s. 282) muhtemelen, VIII. yüz-yýlýn ortalarýndan Yunanca’dan Arapça’yatercüme hareketinin baþladýðý yýllara ka-dar geçen dönemde dinî olmayan Yunan-ca yazmalarýn yuvarlak ve birbirinden ayrýmajiskül harflerle yazýldýðý hususuna iþa-ret etmektedir (Gutas, s. 169-170). Yuhan-nâ’nýn Kitâbü’s-Siyâse fî tedbîri’r-riyâ-se’nin giriþinde (s. 69) eseri Yunanca’danRumca’ya, Rumca’dan da Arapça’ya çevir-diðine dair kendi ifadeleriyle yine onun ta-rafýndan yapýlan Timaios (Eflâtun) ve Ki-tâbü’s-Semâß ve’l-£âlem (Aristo) çevirile-rinin daha sonra Huneyn b. Ýshak tarafýn-dan düzeltildiðine iliþkin bilgilerin de (Ýb-nü’n-Nedîm, s. 307, 311) Ýbn Ebû Usaybia’-nýn sözünü teyit ettiði düþünülebilir.
Eserleri. Ýbnü’n-Nedîm, Ýbnü’l-Býtrîk’aKitâbü’s-Sümûmât (Süleymaniye Ktp.,Ayasofya, nr. 3724/19, vr. 212b-222b; Sezgin,III, 225) ve Kitâbü Ecnâsi’l-¼aþerât adlýiki eser nisbet etmekte, ayrýca Aristo’nunDe Anima adlý eserini Cevâmi£u Kitâ-bi’n-nefs baþlýðýyla özetlediðini belirtmek-tedir. Ýbnü’l-Býtrîk’ýn Arapça’ya çevirdiðieserler þunlardýr: 1. Eflâtun’un Timaios’u(Ýbnü’n-Nedîm, s. 306-307). 2. Aristo’nunKitâbü’l-¦ârü’l-£ulviyye’si (meteorolo-ji). Abdurrahman Bedevî (Kahire 1961) veCasimir Petraitis (Beyrut 1967) tarafýndanneþredilmiþtir. 3. Aristo’nun Kitâbü’s-Se-mâß ve’l-£âlem’i (De caelo et mundo) (nþr.Abdurrahman Bedevî, Kahire 1961). 4. Aris-to’nun Kitâbü’l-¥ayevân’ý (zooloji). Ondokuz bölümden meydana gelen eserinhayvanlarýn oluþumuna dair 15-19. bölüm-leri J. Brugman ve H. J. Drossaart Lulofs(Leiden 1971), hayvanlarýn organlarýna dair
bir ilâhiyat (Yüksek Ýslâmî Þeriat-TeolojiOkulu) kurumunun tesisine kadar (1937)varlýðýný sürdürdü. Komünizm dönemindelise seviyesindeki dinî eðitim için Saray-bosna, Priþtine ve Üsküp’te medrese ola-rak bilinen üç Ýmam-Hatip Lisesi mevcut-tu. Saraybosna ve Üsküp medreseleri Os-manlý ve Krallýk Yugoslavyasý dönemlerin-de de vardý. 1977’de Saraybosna’da Boþ-nakça öðretim yapan bir Ýlâhiyat Fakültesiaçýldý. Burasý günümüzde de Ýslâmî Ýlim-ler Fakültesi adýyla faal durumdadýr. Yu-goslavya Ýslâm Birliði’nin denetiminde Sa-raybosna’da neþredilen dergiler arasýndaGlasnik VIS, Zbornik Radova, Takvim,Zemzem, Anali GHB ve Islamska Mi-sao gibi yayýnlar vardý. Makedonya’da el-Hilâl, Kosova’da Edukata Islame ve Di-turia Islame adlý dergiler de dinî neþriyatarasýnda zikredilir. 1926’da Belgrad’da Fe-him Bayraktareviç’in (Bajraktarevi@) kur-duðu, Türk, Fars, Arap dilleri ve edebiyat-larýyla ilgili Þarkiyat Kürsüsü’nde de faali-yet devam etmektedir. Ayný üniversitede-ki Tarih Bölümü’nde ve Sýrbistan BilimlerAkademisi’nde Osmanlý tarihi üzerine ya-pýlan araþtýrmalar zikre deðerdir. 1949’daaçýlan Saraybosna Üniversitesi’nde Türk,Fars, Arap dilleri ve edebiyatlarýyla ilgili birkürsü bulunmaktadýr. 1950’de kurulan Sa-raybosna Þarkiyat Enstitüsü, SaraybosnaDevlet Müzesi’nden devralýnan yazma veTürk tarihiyle ilgili malzemelerden deðer-li bir koleksiyona sahipti. Burada Priloziadýnda yýllýk bir mecmua neþri sürdürül-mektedir. Saraybosna’daki Gazi HüsrevBey Kütüphanesi’nde de gerek Osmanlýgerekse Ýslâm araþtýrmalarý açýsýndan zen-gin koleksiyonlar bulunmaktadýr.
BÝBLÝYOGRAFYA :
J. Sion, “La Yougoslavie”, Géographie univer-selle, Paris 1934, VII, 410-476; Historija NarodaJugoslavije (ed. B. Durdev v.dðr.), Zagreb 1959,II, 205-290, 401-476, 622-657, 684-762, 998-1117, 1251; Besim Darkot, Avrupa Coðrafyasý,Ýstanbul 1962, s. 113-117; A. Blanc, Géographiedes balkans, Paris 1965, s. 100; Ejup Mušovi@,“Islamski Spomenici Novog Pazara”, Novi Pazari okolina (ed. M. Maleti@), Novi Pazar 1969, s. 70-94; Ustav na Socijalisti®ka Federativna Repub-lika Jugoslavija, Skopje 1970, tür.yer.; B. Pet-ranovi@, AVNOJ-Revolucionarna Smena Vlasti(1942-1945), Beograd 1976, tür.yer.; MahmudTralji@, “Islamska Zajednica u Bosni i Hercegovi-ni do Oslobodenja”, Islam i Muslimani u Bosnii Hercegovini (ed. Muhamed Hadÿijahi@ v.dðr.),Sarajevo 1977, s. 145-152; N. Šukri@, “IslamskaZajednica u Bosni i Hercegovini Nakon Oslobo-denja”, a.e., s. 153-168; Ayverdi, Avrupa’da Os-manlý Mimârî Eserleri II, s. 428-430; a.e. III, s.112, 149, 310-311, 317-337; a.mlf., “Yugoslav-ya’da Türk Âbideleri ve Vakýflarý”, VD, sy. 3(1956), s. 175-177; R. Bobot v.dðr., Facts AboutYugoslavia, Belgrade 1984, s. 9-17; M. Gojkovi@,
YUHANNÂ b. BITRÎK
.