89

YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

  • Upload
    others

  • View
    6

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına
Page 2: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

Bütün ülkelerin proleterleri, birleşlzin •

YENI v'

ÇAG 11(125)

Kasım

1974

Komünist ve Işçi partilerinin teori ve enformasyon dergisi

Savaş ve utku yolu

Yumjagin Sedenbal

Moğolistan Devrimci Halk Partisi MK Birinci Sekreteri

ve MHC Büyük Halk Huralı Prezidyumu Başkanı

1 974 Kasım ayında Moğol istan iki önemli olayı kutluyor : Biri, memle­ketin kapitalist olmayan yoldan gelişmesini parti genel hattı ola ra k sap­tayan MDHP Uçüncü Kongresi'nin 50. jübilesidir. Diğeri de, devlet ege­men liğinin tümüyle emekçilerin eline geçmesine yasa l l ık kazandırmak üzere Moğolistan Ha lk Cumhuriyeti 'nin i lônın ın 50. yı ldönümüdür. Bu ik i tarihsel günlemin öncesinde, «Barı ş ve Sosya lizm Problemleri» dergisinden bir heyet Moğolistan'ı ziyaret etti. Heyete dahi l olan yoldaşla r, halkımızın yaşamın ı , ekonomik, sosyal ve kültürel a lan lardaki ulaşımIarın ı gördüler, Moğolistan komün istlerinin geçmişte dünyanın en geri kalmış memleket­lerinden biri olan yurdumuzda sosya lizmi kurma deneyiyle tanıştı lar.

Moğolistan komünistleri, enternasyonal bir önemi olan bu deneyi kar­deş partilerin temsilcileriyle paylaşı rken, devrimci hareketin önünde tam bir sorumlu luk bilinciyle davranış örneği gösteriyorla r. Bu cümleden ola­rak, bizler, güçlükleri gizlemek, MDHP'nin belirlediği Dördüncü Prog­ram'ın, yani sosyalizm kuruculuğu programın ın hayata geçirilmesi için çözümü gereken problemlerin karmaşı klığ ını küçümsemek gibi düşünce­lerden tamamen uzak bulunuyoruz.

Bundan el l i yıl önce kapitalist olmayan gelişme yoluna �oyulmuş, ka­derini Sovyetler Birliği halkları ve diğer sosyalist ülkelerle s ımsı kı bağla­mış bulunan Moğolistan halkının başarı ların ı gözden geçirirken, MDHP Uçüncü Kongresinin devrimi izliyen yı l ların gayet karmaşık koşul ları içinde kabul ettiğ i belgelere tekrar tekrar başvurmak gereğin i d uyduğumuz bir gerçektir. Kongrenin toplanmasından önce (Ağustos 1 924), Moğolistan'ın gelişme perspektifleri sorunu önem bakımından en çetin sorunlarımızdan

865

Page 3: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

bid o lmuştu. Oylı:: k� �ramızdo, memleketin son derece geri ka lmış l ığ ı n ı ileri sü rerek (halk ın % 99'u okuma-yazma bi lmiyordu, sı:ınayi yoktu, köy ekonomisi de yaln ı z i lkel g öçebe hayvancı l ı ktan ibaretti), kapitalist olma­yan gel işme programın ın gerçekçi l iğ i ve Moğol istan ' ın özel koşul larında uygulanma olanağı konusunda şüphey� düşenler bulund uğ u ve bunların az olmadığı görü ldü. Ayrıca, memleketi kapita l ist gel iş ,me yoluna yönelt­mek istiyenler de vardı . Kongre, gerikalm ış halk ları n gelişme yol ları hak­kındaki Ma rksist öğretiyi kı lavuz edinerek ve yüce Len in ' in vasiyetlerin i yerine getirmeye ç.alışarak,. inanç yoksuIIarına ve oportünistlere karşı kesin bir d i reniş gösterdi. partinIn ben imsediği ve başarı l ı b ir uygulamayla memleketi sosya l ist düzenin zaferine ulaştırd ığ ı genel hattı beli rled i .

MDHP'nin Uçüncü Kongre kararları, onyıllar boyunca, tüm Moğolistan halk ı için gerçek bir eylem kı lavuzu oldu. Bizim büyük boyutlu ve n ice gösterge ve kıyaslamalarıo kanıtlan<ıbi lecek olan kazan ım la rımız, hep bu kararları n yerine geti rilmesi n in dolaysız sonuçları sayı l ı r. Bu göstergelerin yalnız bir tanesiyle yetineceğim : 1921 y ı l ında, o zaman la r memleketin küçük sayıdaki özel zanaatçı atelyelerinde 1 00 bin tugrika tuta rında sa­nayi mal ı ü reti lebi l iyordu ; 1974 yıl ı plônı ise, memlekette 2,5 m i lyar tug­rika tutarında sanayi malı ü retim in i öngörmektedi r.

Bu kıyaslama, oransQI o larak bir kuşağ ın hayatından daha kısa sayı la­bi lecek bir tarihsel süre içinde ne uzun bir yol geçebildiğimiıi gösteriyor. Moğolistan emekçi leri, bu dönem içinde, yüce Sovyetler Birl iğ in in çok­yanl ı kardeşçe yard ım larına dayanarak, çağda� bir sanayi kurmaya, köy ekonomisin i sosyal ist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama d in i egemenl iğine ve memlekette kilisenin eğ itim-öğ retim düşmanı karanlı ğ ı na son vermeye, kültürel gerikalmışl ığ ı ve lenin'in deyimiyle yeni düzen in en tehlikeli düşmanlar ındon biri o lan yığınsal bi lg isizl iğ i g idermeye muvaffak oldular.

Yapılan lar aı değ i ldir. Ama memleketimiıde sosyalizm kLJruculuğunun MDHP Program ı ve Parti XVi. Kongresi ( 197 1 ) tarafı ndan beli rlenen ş im­d ik i aşamasına f l işk in sorunların başariyle çözü lebi l mesi iç in daha pek çok şey yap ı lması gerekiyor. Bu sorun lar a rasında, sosya lfzmin IT)addi- , tekn ik temel in in kurulması n ı tamamlamak, ha lkın bütün ��tmanlar ın ın refah düzeyini yükseltmek. sosyalist toplumsa l ilişkileri ve emekçilerin

komünist eğitim in i yetkin leştirmek boşta gel iyor.

Biz devrim öncesi Moğ ol istan ı ndan sosya l izm için maddi-teknik öokoşul ve basamak olabi lecek hiç bir ş,ey deyra lm ış değ i liz. Bu yüıden. sosyalist üretim i örgütlernede söl.ün tom an lamiyle sıfırdan başlamamiL gereki­yordu. Dolayısiyle de, memleketim iıde yeni düzeni n maddi -teknik teme­linin yaratı lması, objektif o larak, diğer bi rçok sosya list ülkedekine oranla doha uzun bi r süre iç inde baş,arı la bi ldi. Hemen şunu do belirtel im ki , «sosyaIizmin tamamiyle kurulması»ndan kostımız, gel işmiş sosyal ist top-

Page 4: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

lumun kurulması 'CI�il, sosyalizmin 1Tlt'lddi-teknik temelin� ",""atmanın tamamlanmasıdır. 13esbel l i ki, bizde, söıül\ü ettiğimiz süreç, birçokoÇKIc:m, sosyalist topl,uluk içinde çağda� Moğolistane oranla dana ?Üksek bir üretimsel-teknik Ve sosyal-ekonomik düzeye ula�mış bulunan :.i:Hkeh!rde yaygınlaşmakta olan gelişmiş sosyalizmi kurma sürecinden bir �yli fark­lıdır.

Büyük Lenin'in, olanct! dikkatimizi henuz çlizülmemiş sorunlar üzerinde toplamanın şu veya bu jübileyi en iyi kut1ama tarzı olduğu hakkındaki sözlerini anımsO'foro�, memleketim1zde tıalk ekooomtsi gelişmesinIn bazı

güncel problemleri üzerinde durmak istiyoruz. Scmayi alanında, yüksek gelişimli ülkelere kıyasla memleketimizde hdlô epeyce büyü'I< o1an mal bi­rimi başına oronsal herc�malor miktarını a,talimak için, Moğ()listan mal­larının çoğu kez istenilenin altında gÖTÜnen kalitesini iyileştifmek için savaş gibi problemlerimiz vardır. Uretimsel alışkanlıkları çoğu kez roma­nımız istemlerinin gerisinıj.e kalan işçflerirnizin mesleksel d üze\'lerif'l i yük­seltme tedbirlerini gerçekleştirmek de bu problemler arasındadır. şu da var ki, Moğolistan Halk Cumlwriyetinde dededen babadan işçi sınıfı yeni yoratılmaktadır ve dolayısiyle mesleksel aJışkonltkları gel1ştirme problemi, EVJ( üyesi diğer ülkelere Iı:ıyo.sla, memleketimiıde çok dohc başka bir öz� taşımaktauır. Köyekonomisine gelince, eu olando dı:ı.,pı;nti ve hü­kümetçe çözümü üzerinde büyük bir dikkatle durulan hlrçoic problemimiz

vereltr. Tarım alanında, rüzgôrlm ve yağ ışler yizooden arazi aşınıp taşın­mcısIna IrorşlSElvaş, torımso.l-texnik met(!)tforı ve sulome işlerini iyileştirme savaşı başlıca sorunlarımızdır. Hayvan<:ıbkta ;se,krşlrk yem f>t9j(lamo �te­rinde daha güçlü bir örgüt düzeyine ulaşma, otlaklara su �a�lama teknik ve donatımını geliştirme, hayvanları ısıtılabilen çatıl,ır altına olma, mo­dern ahı.rlar ve ağıllc'r örg-üsünüg?nişletme ;şleri de önemfi sorunkwmız

arasındadır. . "

Moğol emekçilerinin bu saydığımız problemlerin çözümi§ yolunda'i �a­

balon sevindirici sonuçlar veriypr. Ekonomik ve kültü",1 kU'l'UcIIIl,/ğun bü­tün olonlorl{ld<;ı çall,fmalar b�oriyle ilerli,yer. Halkıma, MDHP Qçi.incü Kongresinin VB Halk Cumhuriyeti'miziıı ,ellind yıldönümiinü yeni eıtıek başar ılariyle karşılıvor.

MDHP'nin edindiği tarihsel deney, Moğolistan'da hall< egemenliği sis­teminin yarım yüzyıllık gelişmesi, bu sistemin köklü yaşamsallığını ve bü­yük dönüştürücü gücünü doğru1uyor. tş yalnız ulusal enpüstriyi hızla geliş­tirmekten, yüksek ekonomik gelişme tempoları sağlamaktan da ibaret de­ğildir. Kaldı ki, bu gibi yüksek tempoların sırf yeni düzenin tekeli olduğu da sö�enemez; zira bezı ko�itolist memleketler de zamon zaman bu tenl­potam erişmişlerdir. Asıl iş, kapitalist olmıyol1 gelişme, sosyalist geli:ıme sürec;niR olum.lu etkisi .altında, e«tekçi insanııı keflçlj�1'Ij", omJl\ bHincilıin ve.'P5ilıolojisinin kökten deljişmiş o1mosındadJr,

Page 5: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

Gerikalmış l ığ ın ve bi lg isizliğ in karanlığında Moğolistan halkının yoz­laşma soysuzlaşma ve ölüp g itmeye terked i ld iğ i zamanlar unutulacak ka­dar gerilerde kalmış değ i ldir. Devrim hd'fkımıza yeni bir ruh verdi, onu yeni hayata esinledi. Yüzyı l la r y ı l ı kendi lerine kapalı tutu lmuş bir a lana, devlet yönetimine doğru yönelmiş alan halk yığın ların ın politik bil inci süratle olgunlaşmaya başladı . 1 924 y ı l ında, Bi rinci Büyük Halk H ural ı 'nda Halk Cumhuriyeti'nin i lCinı ve Moğol istan ha lk ını n devrimci kazan ımlar ın ı pekişti ren i l k gerçek demokratik anayasanın kabul ed i lmesi memleketin daha önceki üç y ı llık gelişmesinin hazır ladığı bir sonuçtu. Böylece olu­şan egemenl i k yapısı. devlet sorunlarının görüşülmesine ve çözümüne emekçilerin geniş ölçüde çekilmesi için gereken koşul ları yarattı.

Bu bakımdan. Moğol istan ta rih inin bütün halk ı temsi l eden i l k yasama kurumu ola rak' B i ri nci Büyük Halk Hura l 'nın bileş imi d ikkate değer. Bu kurumu oluşturan 77 delegenin 71'i. çoğu küçük ve orta a rat (hayvancı. I ı kla uğ raşan emekçi köylü) idi . Feodallerden sonra i ktidara gelen bu emekçiler. i l k defa yönetim ve iş letmeci l i k eylemi okulundon geçiyorlardı. Bunlar yı ldan yıla devlet adamı nitel iğ i kazanarak oluşuyor. aynı zaman­da tüm yeni yönetim sistemi de yerleşip pekişiyor. bunun halkçı demok­ratik karakteri sağ lamlaşıyor, toplumsal hayat üzerindeki etkisi artıyordu. Bu politik. yönetici kadro ocağı şimdiye dek binlerce kişi yetiştirdi. Bugün toplumumuzun bütün yaşamsal eylem alanlarında yeterince deneyli ör­gütçülere. yani halkın bağrından çıkmış, halkla sıkı i l işki l i ve halkın ya­rarına gerçekten büyük işler başarab i lecek yetenekte örgütçü lere sah ip bulunduğumuzu haklı bir kıvançla söyliyebi l i riz.

Halk egemen l iğ i y ı l la rında toplumsal hayatta gerçekleştiri len dönüşüm­ler sosyal yapıda köklü değiş im lere yol açtı. Sanayi ü retiminin. yapı en­düstris in in. taş ıma ve ulaştırmanın gel işmeSi temeli üzerinde yeni toplum­sal sınıf. memleketimizde sosya l ist toplumun yönetici gücü olon Moğol is­tan işçi s ınıfı yaratı ldı .

MDHP Merkez Komitesi. işçi s ınıf ımızı n toplumdaki yönetici durumunu her bakımdan sağ lamlaştı rmayı sosya list demokrasinin gelişmesinde ono doğrultu sayıyor. Biz bu gel işmenin her şeyden önce işçi sınıf ının ve bütün emekçilerin emekte ve politik yaşantıdaki aktifliğ in i daha fazla seferber etme çizgisini izlemesi gerektiği kanıs ındayız. Parti. sanayi ve köy ekono­misi emekçi lerin in eylemsel g i riş imlerini takd irle karşı lamakta ve her araçla teşvik etmekte. emek kolektiflerinin aktifl iğ ini gel işt irmeye çal ış­makta. bu kolektiflerin eğitici iş levlerin in güçlend i ri lmesine toplumsal i l i ş­ki leri yetkin leştirmenin öneml i b ir koldıracı g özüyle bakmaktad ı r.

Şu var ki. bizim sosya l ist demokrasiyi derin leştirme anlayış ve yöntemi­miz. elbette sadece ü retim yönetimine ve memleketin yönetimine katı lma­do emekçilerin hakların ın genişletilınesinden ibaret değ i ld i r. Bu derin­leştirmenin de kendi diya lektiğ i vard ı r. Bu derinleştirme ancak emekçi lerin

868

Page 6: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

yüksek bir bil ince ermeleri ve dis ip l in titiz l iğ i göstermeleriyle, kendi lerine d üşen yu rttaş l ık ödevlerin i harfi harfine yerine getirmeleriyle, devlet ve top lum karşıs ındaki sorum lu luk d uygu ları n ı n d urmaksızı n a rtmasiyle ger­çekleştiri lebi l i r. işte biz bundan ötürü, sosyal ist yasa l l ığ ı güçlendirme, dev­let ve emek d is ip l in in i sağ lamlaştırma, kanuna ayk ı rı davranış larl a savaş­ta parti, devlet ve toplum örgütlerin i n sorumluluğunu yükseltme yönünde büyü k ça bo la r ha rcıyoruz.

Memleketimizde geçtiğ imiz e l l i yıl boyunca ü retim güçlerin in geliş­mesindeki köklü değ iş imler temel i üzerinde emekçilerin maddi ve kültürel düzeyi bir hayl i yükseldi . Ulusal ge l i r hacmi de du rmadan a rtıyor. Yaln ız 1 97 1-1 973 y ı l ları döneminde ha lk ın reel gel i rleri % 1 8,2 oran ında a rttı, işçi lerin ve h izmetl i lerin ortalama ayl ık ücretleri ve köylü-kooperatörlerin parasal gel i rleri h i ssed i l i r derecede yükselti ld i .

Moğol istan ' ı n ekonomik gel işmesin i yavaş yavaş d iğer EYK üyesi ka rdeş ü l keler düzeyine çıkarma sorunu da, MDHP'n in ş imdi çözümü üzerinde çal ıştığı öneml i sorun larımız a'ras ındadır. MHC'nde sasya l izm kurucu lu­ğ unun ve sosya l ist toplu luk ü lkeleriyle ekonomik işbi rl iğ inde gel işmenin ş imdik i aşamasında bu sorunun çözümü için eskisinden çok daha elveriş l i o lanak lar vard ı r.

Sosyal ist ekonomik entegrasyonu gel iştirme Komple Progra m'ı nda, en yakın bir ta rihsel perspektif iç inde, sosya l-ekonomik gel işme ana göster­geleri bak ımından kardeş devletlere oran la geri ka lmış l ığ ımızı g idermek üzere bize gösteri lmesi gereken yard ım la i lg i l i özel tedbi rler a l ı nması ön­görülüyor. Bu tedbirlerin gerçekleşti r i lmesi, gerek entegrasyon partnör­lerimiz tarafından, gerekse bizim tarafımızdan yükümlen i lm iş ödevlerin beraberce yerine getirileceği ik i l i bir süreç teşki l ediyor. Biz sözkonusu yükümlerimizi yerine getirirken, ya ln ız iç gereksinmelerimizi değ i l , aynı za­manda bütün kardeş sosya l i st ü l keler a i lesinin ana gel işme eğ i l im lerin i gözönünde bulunduruyor ve polit ikamızı buna göre bel i rliyoruz.

Sosyal ist top lu luk ü lkeleri ve öncel ik le Sovyetler Birl iğ iyle u l us lara rası işbirl iğ in in önemini tam o larak değerlend i rebi lmek için söz ve ölçü bu l ­mak zordur. Bu işbi rl iğ i öyle çözüm leyici etkenleri kapsamaktad ı r k i , bu etkenler olmadı kça (bi r an geriye, geçegeldiğimiz yola bakarak), bugünkü Moğol istan'Jn' va rolamıyacağ ın ı , bugünümüz ve yarın larımı z sözkonusu o lunca da, memleketimizde sosyalizm kuru luşunu tamamlama programı ­m ız ı yerine getirmenin olanaksızlaşacağın ı söylememiz gerekir. Orneğin , bizim ekonomik gel işmemizi h ız land ı rma plôn larım ıpn, yerine getirilmesi bakımından büyük bir önemi olan doğa l kaynakları):i, ız ın işleti lmesi soru­n unu ele a la l ım., Moğol istan topraklarında bi r hayli çeşitJ.i ve zengin ma­den yatakları bulunmuştur. Fakat bunları iş leme endüstris in i kendi başı­mıza örgütlememiz zordur. Bunun iç in yeteri kadar a racımız, tekn iğ imiz ve

869

Page 7: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

işgücümüz yoktur. Bize bu konuda da Sovyetler B i rl iğ i ve öteki sosyal ist ü lkeler gereken yard ımı yapmaktad ı rlar.

Sovyetler Birl iğ iyle ve sosya l ist toplu luğun diğer ü lkeleriyle i l işkilerimizin hayatı n bütün a lan ları nda genişlemekte ve güçlenmekte olduğunu mem­nun iyetle kaydedebi l i riz. Partimiz ve hükümetimiz, bu i l işkileri d urmak­sızın derinleştirme, dünya sosyal ist s istemini o luşturan ülkelerin birl iğ in i sağlamlaştırma ve bu sistemin uluslararası etkisini artırma yönünde a rd ı ­cd b i r politika gütmekted i rler.

Bununla i lg i l i olarak kesinlikle bel i rtmemiz gereken bir nokta da şudur: Biz MHC konusunda bugü n de eskisi g ibi özümseyip katma politikasına devam eden Pekin Mao Tze-Tung yönetiminin hegemonya özent i l i şövinist emell�rine k a rş ı daima savaştık, savaşıyoruz ve savaşacağız. ÇHC'nin ş imdiki pol itikas ın ı esinl iyen, bel i rl iyen ve uygul ıyon lar, memleketimizin bütün s ın ı r ları boyunca (bu s ın/rlar 4 bin kilometreden fazlad ı r) gerg in l iğ i a rtırıyor, çeşitli kışkı rtma ve tecavüzlerde bulunuyorlar. Maoistler, aramız­daki i l i şkileri iyileştirme öneri lerimize de birtü rlü yanaşmıyorlar.

Bir zamanlar, Pekin ' l i bölücü ler, M HC'ni sosya l ist toplu luktan koparo­caklar ın ı , bizi Sovyetler Birl iğiyle çatıştı racakla rını ve böylece Moğol istan'ı da uslu bir çivga r g ib i anti-sovyetizm arabasına koşabileceklerini ümit ediyorlard ı . Bunun boş hayal olduğ unu an ladıktan sonra, Maocular a rtık memleketimize karşı silôh şakırdatma ve halkımızı korkutma politikasına geçtiler. Ama bu politika da sökmedi. Memleketimizde tam bi r sükun hü­küm sü rmekte, halkı mız MDHP'nin i ç ve d ış politika hattı n ın doğ ruluğuna derinden de,rine inanmaktad ı r. Moğolistan emekçileri, bu pol itika hattın ı n, kendi leri ne, Çin halkın ın yaşama düzeyin i kat kat aşan b i r refah sağ la­d ığ ın ı görüyor, memlekette kendi leri i çin çal ıştıkları barış ve güvenl ik atmosferin in , Çin'de " kü ltü r çlevri mi» soyundan çeşitli kampanya larla ya­ratı lan ürküntü ve güvensizlik havasına h iç bir suretle benzemed iğin i de an lı yorla r. Halkımız ın sükuneti ve Moğol istan komün istlerin in pa rtisiyle sarsı lmaz bi rliğ i , MDHP'n in sapmaksızın izl iyegeldiği Sovyetler B i rl iğ i ve tüm sosyal ist toplu luk ü lkeleriyle dostluk ve çokyanl ı işb i rl iğ i pol i tika hat­t ına dayan ıyor. Ka rdeş sosya l ist ü lkelerle sağlam bağlaşıklığ ı mız, yekpare bir l iğim iz, Moğol istan'da sosya l izm kuruculuğunu tc:ımamlama program ın ı gerçe�leşti rmeni n ve ul uslararası du rumumuzu saridmaktan korumanın güvencesidir.

870

Page 8: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

SSCB'nde ulusal ilişkiler deneyinin uluslararası önemi

Vladimir Şçerbitski

SBKP MK Politik Büro üyesi ve Ukrayna Komünist Partisi

Merkez Komitesi Birinci Sekreteri

SBKP, bundan iki y ı l önce, SSCB'nin yarım yüzyı l l ı k tarih in in sonuç­lar ın ı genel leştirerek, tam bir g üvenle şunları beli rtti : Memleketimizde u lusal sorun geçmişten devra landığ ı üzere çözülmüştü r ve bu çözüm haklı o larak Sovyet ha lk ın ın söz götü rmez başarı l a rı a rası nda yer a lmaktad ı r.

Komün ist Partis in in u lusa l sorunla i lg i l i teori, program ve politikası n ı V . i . Lenin işl iyerek tarihsel bir hizmette bulunmuştur. Dünyanın çokuluslu i l k işçi-köylü devletin in yaratıcısı odur. SBKP onun miras ın ı yaratıcı o larak geliştirmiş ve bunu sosya l izm ve komünizm kurucu luğu pratiğiyle simge­leştirmiştir. Parti XXiV. Kongresin in materya l leri, SBKP MK Genel Sekreteri L. i. Brejnev yoldaşın «Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri B i rl iğ i 'n in 50. y ı l ­dönümü hakkında" baş l ık l ı raporu, Marksist-Leninist u lusal sorun teori­s in i zeng in leştiren çok değerli b i l imsel komünizm belgelerid ir. Bu belge­lerde, gelişmiş sosyal izm koşu l la rı nda u lusal i l işki leri n yasa l l ı k ları ve geliş­mesi enine boyuna çözümlenmiş, yen i tarihsel insan top lu luğu olarak Sov­yet halkının doğ uşuna , sosyalist u lus ların ve halk gruplarının gel işme ve yakı n laşma ları a rasındaki diya lektik bağ ıntıya i l işkin önem l i teorik yar­g ı lar formüle ed i lm iştir. Memleketimizde u lusal sorunun çözümü, i l kesel bakı mdan yen i bir u l us lararası i l işki ler sistemin in yaratı lması deneyi ve SBKP'n in bu alandaki çağdaş eylemi gayet haklı o larak bütün dünyan ın d ikkatini çekmektedir. Çokulruslu Sovyet devletinin kurulması teori ve pra­tiğ i, u lusal i l i şki leri bütün ha lk ları n menfaat ve özlemlerine uygun olarak değ iştirme düşünce, biçim ve metotları bakımından tükenmez b i r kay­naktı r.

Zamammızın önemli problemi

Çağdaş dünyada u lusal i l işki lerin çok karmaşık ve çeşitli b i r ka rakteri o lduğu herkesçe kabul edilmektedir. V. i. lenin «Bu, dünya çapında,

abartmasız olarak dünya çapında bir sorundur» der (1). Son y ı l larda u l us­lar ın ve u l usal i l işki lerin gelişmesinde kuşku götürmez bir i lerleme vardır.

- Yeryüzünün büyük bir kesiminde (sosya l ist toplu luk ü l kelerinde), insan­ların hep bir l ikte yaşaması yüksek biçimlerin in her yerde ve herkesçe ka-

(1) V. i. Lenin, Bütün eserleri, c. 53, s. 1 90.

871

Page 9: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

bulü perspektifin i yakın laştıran i lkesel bakımdan yeni u lusal ve devlet­lerarası i l işki ler kuru lmuş bulunuyor. Emperya l izmin sömürge sistemi çöktü. Ulusa l bağımsızl ık larını kazanan birçok devlet tarih sahnesine çıktı. Porte­k izde faşist rej imin ortadan kaldırı lmasiyle, son sömürge imparatorluğu­n u n da son saati çaldı.

Şu var k i , u lusal sorunun çözününün iyice tamamlanmadığ ı da bir ger­çektir. Bu eksiklik devletlerarası an laşmazlıklarda, tek tek ü lkelerin, halk­la rı n ve ulusal g rupların yaşamında bütün keskinliğ iyle kendini gösteriyor. Emperyalist devletler, sömürgeci l i k kal ıntıla rın ı elde tutmak, kurtuluşla­rına kavuşmuş olan halklara yen i sömürü biçimleri dayatmak, yeni -sömür­geei talan metotla rına başvurmak ve bunları söktürmek istiyorlar. Sömü r­gecilik kalıntıları bi lhassa Afrika ve Asya kıta larında daha büyük bir ağ ı rl ık la h issedil iyor. Rodezya'da ve Güney Afrika Cumhuriyeti'nde ı rkçı rej imierin varlık larını sürdürmeleri tarihsel bir anakronizm ve u luslara rası i lerici kamuoyu için kaba bir kışkırtı teşkil ediyor. Vakın-Do$uda isra i l ' i n komşuları na karşı g i ri ştiğ i saldırılardan ve Fil isti n Arap ha lkının u lusal haklarını tan ımamakta direnme siyonist politikasından doğan tehl ikeli gerg in l i k ocağı hala ortadan kalkmış değ i ldir. Kapita l ist dünyanın kalesi o lan Bi rleş ik Amerika'da çeşitl i ı rkıara mensup u lusal azı n l ık lar problemi bütün keskin l iğ iy le ortada duruyor. Kanada'da öteden berı katmerlenen Fransız kökenl i Kanada a ha l isi problemi sürel i olara k keskin leşiyor. Ulu­sa l devlet kuru lması sürecin in genel çizgileriyle yüz yıldan faz la bir za­man önce sona ermiş bulunduğu Batı Avrupada da ulusal anlaşmazlıklar bir türlü yatışmıyar. i rlanda'daki facia, Belçika'da Flaman ve Valonya toplulukları a rasındaki gerg in l i k, Baskler yurdunda, Katalonya'da ve Ga­!isiya'da u lusal hak ların Franko rej imi tarafından çiğnenmesi bunun örnekleridir.

Bu olguları n nedenleri, burjuva ideolog ları n ın durmadan tekrarladı kları gibi, o ldum olası i nsana özgü her hangi bir ı rksa l-ulusal üstün lük veya aşağıl ık duygusunda değ i l , çağdaş kapita l izmin tabiatında g izleniyor. Bir­çok burjuva devleti anayasaları nda öngörülen u lusal hak eşitliği şu veya bu sosyal garantiden yoksundur ve her zaman çiğnenmek�edir. Vaktiyle V. ı. Lenin ' in bel i rttiği üzere, burjuva memleketlerindeki uzlaşmaz sınıfsal zıtlık lar ulusal sorunları a rka plana atmış olsa da, bunların "politik dra ­m ın perde önüne çı kması .. (2) her zaman olanak içindedir.

U l usal düşmanl ık ve gerg in li k belirtileri genel l ik le tekelci burjuvazinin pol iti kasından i leri gel i r. Tekelci burjuvazi, bu düşmanl ığı çoğun kasıtlı ola rak körükler, kendi s ınıfsal ve ha lk düşmanı hedeflerini g izlemekte ve bu hedeflere ulaşmakta bu düşman l ı ktan da yararlanmaya çal ışır. Orne­ğ in , bel i rl i emperyalist çevrelerin, Kıbrıs'ta, bu ü lkeni n bağımsızlığını bal­talamak ve onu NATO'nun plônla rına bağ lamak amaciyle, yıllar yılı ve

(2) V. ı. Lenin, Bütün eserleri, c. 7, s. 239.

872

Page 10: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

her' a raca başvurarak Rum ve Türk toplu luk ları a rasındaki gerg in l iği körükledikleri herkesçe b i l inmektedir. Yakın geçmişte, Yunan ordu men­supları n ı n kanl ı olaylar yaratarak Kıbrıs'ta a nayasal düzene ve ü lken in yasal haklarına el uzatmaları üzerine, ayn ı çevreler, o lup bitenlerin gerçek özlüğünü g izlemek ve kend i işlerine gelen çözümü dayatmak için, Adadaki u lusal i l işki ler problemin i sömürmeye kalkışmışlard ı r.

Kapita l izmde u l usal sorunun çözümünün olanaksızl ığ ın ı Marksizm-Leni­n izm kurucuları i spat etmişlerd i r ve bütün tarihsel deney de bunu doğru­lamaktad ı r. Şu var ki, çağ ım ızda karmaşık u lusal problem ve anlaşmaz­l ıklar kaçın ı lmaz değ i ld i r. Insan l ı k bunları ortadan kaldırab i lecek durum­dadı r ve ortadan kald ı rma ı ıd ı r. Bunun i çin , insanın i nsanı sömürmesine son veri lmesi, bu problem ve an laşmazlı kları doğuran sosyal nedenlerin yoked i lmesi gerek l id i r.

Memleketim izde sosyalist toplumun kuru lması, halk lar a rasında gerçıs;: hak eşitliğ i n i n ve kardeşçe ilişkilerin ne demek olduğunu i l k defa ve pra­tik olarak bütün dünyaya göstermiştir. Şüphesiz ki, bundan böyle bütün halk lar u lusal i l işki lerin gel işti r i lmesindeki Sovyet deneyin in hakkını vere­ceklerdir.

T arihsel deney Idboratuvarı

Bizim çokulus lu ü lkemizde u lusal sarun sosya l izm savaşı genel strate­j is in in önemli sorun larından biriyd i . Devrim döneminde, daha sonra Va­tandaş Harbi ve emperya list müdahale döneminde, eski çarl ı k Rusyasın ı n bütün halk ları için u lusal sorunla i lg i l i savaş tüm politik savaşın ayrı l maz bir böıümÜydÜ. Işçi s ınıfı n ı n etrafı nda bu s ın ıfı n enternasyonal ist ideoloji­siyle birleşmiş olan emekçi yığ ı n la rına, u lusal burjuvazinin, örneği n Uk­rayna burjuvazisin in çeşitli grupları karş ı duruyordu .

Ukrayna burjuvazisi , «demokratik . . cumhuriyet veya « özerkl ik .. şia rla rı a rd ına gizlenerek, gerçekte kôh Antant'a, kôh Alman emperya l izmine veya başka bir d ı ş güce dayanan anti -u lusal b ir güç olarak eylem gösteri­yordu. Bunları n hepsi de, emekçilerin mutlakiyete karş ı besledikleri büyük nefreti sömürerek, Ukrayna'yı yeni, Sovyet Rusyadon koparmaya çal ı ş ı ­yorlard ı .

Fakat, emekçi yığ ın lar ın ın , çokuluslu tek devlet taraftarı o lan Bolşevik­lerin peşi nden g itmelerin in sebebi neydi ?

B i rincisi, Len in' in partisi, ulusal sorunun çözümünü proletaryanın ve köylü lerin yü rüttükleri s ın ıfsal savaşın hedefleriyle birleştiriyordu . Marksist­Len in istler, ezgi a lt ındaki Rusya halk ların ın u lusal kurtuluşunun, sosyal kurtuluş olmadan, sosyal ist devrim olmadan sağ lanamıyacağı noktasın­dan hareket ediyorlardı . Ve Ukrayna emekçileri de, mi l l iyetçi burjuvazin i n

873

Page 11: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

parti lerinden h iç bir iyi l i k bekliyemiyeceklerine kendi deneyleriyle inand ı ­lar. Ote yandan, memleketim izin bütün u l uslarına mensup emekçi lerin birl iğ i o lmadıkça, sosyal ist devrim in zaferi de gerçekleştiri lemezd i.

i ki ncisi , Bolşevikler- Leninciler, en demokratik ve bütün u l uslardan emek­çilerin menfaatlerine uygun bir u l usal sorun çözümü öneriyor ve bunda ısrar ediyorlard ı . U lusların kendi kaderlerine buyruk- o lma, isted i kleri tak­d irde ayrı lma ve ayrı devlet kurma hakkı için savaşan Bolşevi kler-Len in ­ci ler, tam ve gerçek hak eşitl iğ i koşu l larında -u lusların gönü l lü olarak birleşmelerinden yanayd ı lar.

Oçüncüsü, BolşeVik Partisi. devrimden önceki Rusyada hüküm süren emperya l ist'ezgiye karşı o lduğ u g ibi . «demokratizm . . ve giderek « sosya­l izm .. lôfları a rd ına g izlenerek çoku lus lu ü l kenin emekçi lerini ayırmaya çal ışan güçlere karşı da en büyük bir fedakôrlı k ve a rdıcı l l ı kla savaşmayı şiar edindiğin i her zaman eylemde göstermişti. V. i. Lenin, Geçici Hükü­met dönemi «demokratlar . . ı n ın Ukrayna konusundaki büyük devlet özenti l i aksiyon larına Bolşevik Partisi adına cevap vererek. « (istediğ in iz) demokra­tik (devlet) değ i l. yurttaş Kerenski ! .. (3) d iyordu. Ve aynı zamanda. emek­çi leri, gerek Rus burjuvazisine. gerekse Ukrayna burjuvazisine « hiç bir suretle ve bir an bile .. (4) inanmamaya. devrimci güçlerin enternasyonal bağ laşım ın ı kutsa l laştırma ve güçlend i rmeye çağ ırıyordu .

Sovyet Sosya l ist Cumhuriyetleri Birl iğ i 'n in kuruluşu Büyük Oktobr dôva­s ın ın dolaysız bir devamı oldu. Tarihte ilk defa olarak. b irkaç u lus. h iç b i r zorlamasız ve kendi i radeleriy le tek devlette birleştiler. Halk ları n yüz­yı l lanmış enternasyonal kardeş l ik özlemleri gerçekleşti. B i l imsel komünizm kurucu ları n ın, s ın ıflar a rasındaki uzlaşmaz zıt l ıkların ortadan kaldırı lma­s iy le ulus lar a rasında düşman l ı k i l işki lerin in de sona ereceği hakkındaki öngörüleri tamamiyle doğ rulandı.

Doğa ld ı r ki, yen i u l usal i l işki ler yavaş yavaş ol uşuyor ve bunla rı n devlet­sel biçim a lması da yine böyle yavaş yavaş. aşama aşama sağ lanıyordu. i l könce. Sovyetler cumhuriyetlerin in askersel a landa birl iğ i yaratı lmış. d ış politikada b ir l ik sağ lanmış, daha sonra iktisadi hayatı n elbirl iğiyle yöneti l ­mesi pratiğ i yerleşmeye başlamış. ensonu da tek devlet. yan i Sovyet Sos-> yal ist Cumhuriyetleri Bir l iği kuru lmuştu. Bu adım. u l usal devlet biçimleri gelişmesin in sona ermesi değ i l. bu yönde gerçek bayutlara doğru yüksel­menin sadece başlangıcıydı . 1922 yı l ı nda 4 cumhuriyetten oluşan tek bir­l iğ imiz. bugün bi leş imine 20 özerk cumhuriyetin ve 8 özerk yöre i le 1 0 ulusal i l i n g i rd i kleri 1 5 bir l ik cumhuriyetinden oluşuyor.

Memleketimiz u lus ları n ı n ve halk g rupları n ı n Oktobr'un örsünde döğü­len bir l ik ve kardeş l iğ i. sosya l izm kurucu luğuna i l işkin Len inci p lôn ı ger-

(3) V. i. Lenin. Bütün eserleri. c. 32. s. 253. (") Yine orada, s. 342.

874

Page 12: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

çekleştirme savaşında çelikleşti. Biri nci beşyı l l ı k plôn dönemin in muazzam yapılan ortak çabalarla birer birer yükseliyor, devletimizin büyük ekonomi ve savunma potansiyeli g itgide pekişiyordu. Her cumhuriyet tüm memle­ket için, tüm memleket de her cumhuriyet için ça lış ıyordu. Böylece, SSCB halk ları , s ık ı b i r çaba bir l iği sayesinde, sanayi leşmeyi, köy ekonomisinde kolektifleşmeyi ve gerçek b ir kültür devrim in i gerçekleştirdiler.

Büyük Anayurt Harbi, çokuluslu sosya l ist devletimizin yaşamsal gücünün ve kudreti n in beli rdiğ i çetin bir s ınavoldu. Sovyet ha lkı n ı n elde ett iği zafer, sosya l ist düzenin sağ laml ığ ın ı ve halkları mız a rası ndaki Leninci dostluğun sa rsı lmazl ığ ın ı kanıtladı, ka rdeş halk ları n ancak sımsıkı b ir l ik oldukları takdi rde devrimci kazan ım ların ı , hürriyet ve bağ ımsızl ı kla rın ı koruyup savunabi lecekleri n i el le tutulurcasına gösterdi.

Sovyet ülkesinin ta rihsel deneyi, ulusların sosya list gelişmesine i l i şk in sorunları n çözümü boyunca her şeyden önce onla rı n politik eşitl iğ in in sağ­Iandığına tan ı kl ı k ediyor. Ama sosya lizm bu kada rfa yetinemez. Politik eşitl iğ in sağ lanması, ekonomik ve kültürel eşitl i kle de tamamlanıyor. Sos­yal ist enternasyonalizmin diğer f ikirleri, yani u l usları n her yönlü gel iş­meleri ve yakın laşmaları , halk ların kardeşçe işbirl iği yapmaları ve yardım­laşmaları , ara larındaki dostluk ve enternasyonal birliğ i n sı nıfsız top lumu elbirl iğiyle ku rma temeli üzerinde pekiştirilmesi hep bu problemin çözü­müne bağl ıdı r. Çağdaş boyutla rdaki sosya l-ekonomik dönüşümlerin ve bu a rada u lusal sorunun sosya list yöntemlerle çözümünün ana gücü komünist öncünün yönetimindeki işçi s ın ıfı m ızdı r. Bu s ın ı f daima yüksek düzeyde bir enternasyonal izmle, gelişkin bir sosyal adalet sezg isi ve sosya l izmin bu­günü ve yarı n ı bak ımından kendini sorumlu sayma duygusiyle bel i rmişti r.

Memleketimizde s ın ıfsa l ve ul usal ezgiye son verilmesi, yeni toplumun kurulması, işçi s ın ı f ın ın ve bütün emekçilerin enternasyonal birliğ in in gü­ven a ltına a l ı nması, da ima Komünist Pa rtis inin her türden burjuva mi l l i ­yetçi l iğ ine ve büyük devlet şovin izmine karşı yürüttüğü gayet çetin savaş ın eşl iğinde gerçekleştirildi. Bu cüm leden olar.:ık, Ukrayna komünistleri, 1 920 y ı l lar ında, Ukrayna ve Rus halk ları arası ndaki dostluğu zayıflatmaya ve sosya lizm kuruculuğ unu balta lamaya çalışan A. Şumski, N. Hvilevoy ve benzerleri g ibi mi l l iyetçileri ideolojik plônda kesin bir yen i lgiye uğrattı lar. Parti, ters g österilen ve yanlış a nıaşılıp anlatılan ulusal duygu üzerinde prensipsiz ka lpozanl ığa daima ul usa l soruna i l işk in Leninci öğ retiyle, işçi s ınıfı n ı n açık enternasyonal ist görüş ve tutumuyle. bu s ın ıf ın halk lar a ra ­s ında kardeşl ik ve işbi rl iğ in i öngören sosya l ist ideolojisiyle_ karşı koydu.

Eskiden çarlığ ı n taşraları durumundaki u lusal bölgelerin ekonomik, sos­yal -pol itik ve kültürel dönüşümlerle kalk ınmaları , ancak, daha gelişkin u l usları n ve özell i kle Rus ha lk ın ın ve bu halkın ka hraman işçi s ın ı f ın ın vaktiyle geri bıraktı rı lmış uluslara ve halk gruplarına gösterdikleri etraflı yardım sayesinde başarı labiidi. Bu, gerçekte, sosya lizm ve proletarya en-

875

Page 13: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

ternasyonalizmi adına bütün sınıf ın, bütün ha lk ın gerçekleşti rd iğ i eşsiz bir kahramanl ıktı.

Sovyet halk ları n ı n birliği ve ya rd ımlaşması maddi ü retimde elle tutu lu r­casına kendin i gösteriyor. Kardeşçe yard ım laşma ve büyük boyutlarda güçlü bir u lus lara rası işbirl iğ i sayesinde, bütün Sovyet cumhuriyetlerin in ekonomik gelişmesinde eş i görü lmedik b i r atı l ım sağ landı . Bu o rada, geç­mişte daha gerika lm ı ş du rumdaki u lusal bölgelerin daha büyük bir hızla geliştikleri ve öncü bölgelerin düzeyine eriştikleri görü ldü. Oyle ki, SSCB'­n i n el l i y ı l l ı k varl ığı boyunca bütün memlekette sanayi ü retim i hacmi 320 mis l i a rtmışken, Kazohiston Sovyet Sosyalist Cumhuriyetinde bu a rtış ın 600 mis l i, Tacikistan ve Ermenistan SSC'nde 500 misl i , Kırgızistan SSCB'­nde 400 mis l i o lduğu tespit edi ldi .

Şu var ki, ekonominin beraberce yönetilmesinden yolnız geçmişte sana­yice gerika lmış kenar bölgeler halk ları n ı n kazançl ı çıktı k ları söylenemez. Sanayice gel işmiş bölgelerin de, ölçütleriyle eşsiz kaynaklara ve tüm memleket pazarına dayanarak, ekonomi lerin in, b i rleşik ha lk ekonomisi kompleksin i n bir bölümü olarak gel işmesinde menfaatleri vardı. Bi l ind iğ i üzere, sanayi bakımından nispeten daha g elişkin Boltık Cumhuriyetlerinin 1 91 9-1 940 y ı l ları döneminde Sovyetler Birl iğ i genel ekonomisinden zorla koparı lm ış olmaları , bun lar ın aynı dönem iç indeki ekonomik gelişmelerini büyük ölçüde felce uğ rattı. Sovyet Ukrayna halkı ise, tersine, Sovyet cum­huriyetleri toplu luğu içinde ve onlarla b i rl i k olarak, onları n ya rdım ve desteğiyle kendi öz güçleri n i ve olanakları n ı kat kat a rtırarak, kabiliyet ve yeteneklerini gerektiği g ibi gel iştirmeye, sah ip olduğu çal ışma enerj i ­s in i uygu l ıyocak geniş bir o lon bulmaya muvaffak o ldu .

Ukrayna, bugün, 1 940 y ı l ına kadar bütün SSCB'nin ü retebi ldiğ i sanayi mal ları n ı n iki mis l inden fazlasın ı ü retiyor. Cumhuriyetimizin sanayi pdtan ­siyeli 1 0 kat a rtmış bu lunuyor. Emekçilerin refah ve kültür düzeyi kat kat yükseldi ve yüksel iyor. Devrimden önce halk ın ın % 70' i okuma-yazma bi l-'­miyen Ukrayna, ş imdi bu dôvan ın yüzde yüz çözüldüğü b i r cumhuriyettir. Yüksek vasıflı u lusal kadroları va rd ı r. Bugün cumhuriyette çal ışan nüfusun üçte ikisi yüksek ve orta öğrenimiidir. USSC'nde halk ekonomisi sistemi içinde 4 mi lyona yak ın d iplomal ı uzman görev a l ıyor. Yüksek ve orta özel oku l larda yaklaşı k olarak 1 m i lyon 600 bin kiş i öğ renim yapıyor. Sovyet Ukraynasında b i l imin, edebiyatın ve sanatın başarı la rı büyüktü r ; bu a lan­lardaki en iy i başarı l a r u lus lara rası b i r takd i r kazanmışt ır.

Bugün çokyönlü bir ge lişmeyi, ka lk ı nmayı, tarihin i n gerçekten a ltın dev­rini yaşamakta olon Ukrayna halk ı , Komünist Partis in in Leninci u lusa l politikas ın ın , bu parti n in proletarya enternasyonal izmin in yüce yaratıcı gücünü kendi varlığ ı n ı n ve yaşamın ın örneğ inde görmektedir. Ukrayna burjuva m i l liyetç i leri ise, tom bir politik ve is:leolojik yeni lg iye uğramış lar­d ı r. Ukrayna halkı , onlar ın anti-sosy,al ist f ikirlerin i s i lk ip atmış, ve kendi -

876

Page 14: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

leri de emperya list casusluk servisleriyle işbirl iğ i yapan ahlôk düşkünü za­vall ı göçmen grupları haline gelmişlerdir.

Memleketimizde ulusların kendi kaderlerine buyruk olma hakkı eylemde gerçekleştiri lm iştir. Bunlardan her birin in kendi sosyalist ulusal devlet ör­gütü vardır. Halkların ekonomik gelişme düzeylerin i eşitleme sorunu genel hatlariyle çözülmüş, toplumsal hayatın bütün alan larında gerçek eşitlikleri sağ lanmıştır. Böylece, sosyal ve u lusal uzlaşmaz z ıt l ıklardan azat olon ve tek t ip sosyal yapı/ışa sahip bu lunan sosyal ist uluslar oluşmuştur. Sovyet ha lk ı , ekonomik, politik ve kültürel hayatı n birl iğ iyle, amaç birliğ iyle, Marksist-Leninist dünya görüşüyle kaynaşmış bulunan birbirine dost s ın ıf ve sosyal zümrelerden, uluslardan oluşmaktad ı r. Bütün Sovyet insonları, hangi cumhuriyette yaşadı kları na bakı lmaksız ın, aynı sosya list yurdun oğulları ve kızlarıdır, ateşli Sovyet yurtseverleridirler. Yüce Sovyet halkına mensup olmak Ukrayna emekçileri için de büyük bir kıvançtır. Ukrayna halk ı, bütün Sovyet ha lklariyle dostluğu, bütün tarihsel dôvalarımız ın ba­şarı lmasına temel olon bu dostluğu en değerli hazine olarak korumakta ve güçlendirmektedir.

Yüksek tipten ulusal ilişkiler

Sovyet pratiği, sosya l izm ve komünizm kurucu luğunun her yen i aşama­sında ulusa l i l işki leri n bel ir l i özell iğ in i koruyarak gel işmekte o lduğunu gösterdi. Sovyet halk ı , yeni b i r tarihsel insan toplu luğu olarak canl ı ve d inamik b i r organizmdir. Ulusal i l i şkiler, bizim toplumumuzda, daimi ge­lişme süreci boyunca yeni yen i problem ve sorunlar ortaya koyan bir ger­çekliktir.

Sovyet toplumunun en önemli yasa/lık larından biri bütün ulusların ve ha lk grupları n ın g iderek daha fazla yakınlaşmalarıdır. Gelişmiş sosya list toplumun yetkin leştirilmesiyle, bu süreç, u lusal ayrım ları n yavaş yavaş or­tadan kaldırı l masında, ortak çizgilerin, yani bütün cumhuriyetlerden Sov­yet insanlarına özgü olan ve onların ulusal karakterin in en iyi n itelilderin i yoğunlaştıran çizgilerin o luşmasında gitgide daha açı k biçimde belire­cektir.

Parti bu sürecin yapay olarak zorlanmasına karşıdır, çünkü bu objektif karakterli süreci tüm toplumsal gelişmenin gidişi d i kte eder. Ama, gayet doğal alarak, bunda Lenin ' in vasiyetine sadık kalmak, yeni her u lusun menfaatlerine ve gelişmesine azami ölçüde dikkat göstermek komünist­lerin birincil ödevidir. Ote yandan, parti, bütün SSCB u luslar ın ın ve ha l k grupları n ın yakın laşmaları sürec in i yavaşlatma. şu veya bu bahaneyle u lusal ayrı l ı kta direnme ve bunu pekiştirme yönündeki her yeltenişin de karşıs ındadır. Böyle bir yeveşletma ve böyle bir yelteniş, bütün memle­ketin, tek tek her cumhuriyetin menfaatlerine, komünizm kuruculuğ unun

877

Page 15: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

menfaatlerine ve aynı zamanda komün istlerin, tüm Sovyet insanla rı n ı n enternasyonal ist ideolojis ine elbette ters düşer.

Toplumsal hayatın bütün alanlarında enternasyona l izasyona hız vermek, ulusların yakınlaşmalar ın ın ekonomik temelin i güçlendirmek olgun sosya­list toplum için karakteristik bir çizg id i r. Enternasyonal olanla u lusal ola­n ın birliği bu temel üzerinde sözün tam an lamiyle sağlanabilir. SBKP XXiV. Kongresi, Sovyet devletin in genel menfaatlerin i çı k ış noktası yapa­rak ve birliği oluşturan her cumhuriyetin gel işme koşulla rı n ı gözönünde tutarak, partin in ve halk ın , SSCB'n i daha fazla güçlendirmeye, memleke­tin halk ekonomisi kompleksin in gel işmesine hız vermeye yönelik leninci hattı h iç sapmaksızın uygulama iradesin i dile getirmiştir.

SSCB halk ekonomisi bütün cumhuriyetlerin ekonomilerin i içermekte ve bir genel devlet plônı üzre gel işmekted i r. Sovyet devleti n in bütün ulus­la rı n ı n çabalarını temel sorunlar ın çözümü üzerinde yoğun laştırmak, mem­leketin ve her cumhuriyetin menfaatlerine tamamen uygun bir yasa ll ıkt ı r. Bir l ik çerçevesi içinde, her Sovyet cumhuriyetin in olanak ve gereksinmele­rini gözönünde tutan toplumsal işbölümünün deri n leştirilmesi, ü retimde her yön lü bir i htisaslaşma ve kooperatifleşmenin sağlanması, memleketin bütün ulus lar ve ha lk g rupları a rasında işbi rl iğin in ve kardeşçe yardım­laşman ın geniş letilmesi ü retimin sosyalist ka rakteri n i n ve çağdaş bi l imsel­teknik devrimin istemlerin in şartland ı rd ığı objektif bir süreçtir.

Sovyet halk ı , ş imd i, komünizmin maddi-tekn ik temel in i yaratmak, bilim­sel-teknik devrimin başarıları n ı , sosyal izmin üstün lükleriyle organ ik b i ­çimde bağdaştı rmak, ha lk refahın ı n h issedilir derecede yükselti lmesini sağlamak gibi gayet sorumlu ödevleri yerine getirmektedir. Bu iş, Sovyet devletinde ekonomik, politik ve mônevi hayatın gitgide daha büyük öl­çüde enternasyona l ize edi lmesin i gerekti riyor. Ve partimiz, ü retim güç­lerin i n en makul biçimde bölgelenmesine olanak veren, memleketin çeşitli ve zengin kaynakla rından gerektiği g ibi yararlanı lmas ın ı , bütün halkı n eylemlerin in olabi ld iğince uyumlaştı r ı lmasını sağlayan hareket hattı n ı a r­d ıc ı l b i r tutumla uygu luyor.

Parti, memleketin çeşitli kesimlerinin ekonomik gelişme düzeylerin in eşitlenmesi dôvası üzerinde de büyük bir d ikkatle duruyor. Azeilikle cu m­huriyetimizin (Ukrayna) batı bölgelerin in kalkı nması bu d ikkat ve sonuç­ları n ı n parlak bir örneğidir. Bu bölgelerde, Sovyet egemenliği y ı l larında, çağdaş bir sanayi yaratılmış, sayıca büyük ve yüksek vasıflı b i r işçi sın ıfı oluşturulmuş, yeterince- halk ayd ın ları kadroları yetiştiriimiş bulunuyor. Bu bölgelerin ekonomisi, içinde bulunduğumuz dokuzuncu beşyıllıkta da, cumhuriyetin ortalama gelişme h ız ından daha büyük b ir tempoyla gelişi­yor. Orneğin, tüm cumhuriyet çapında sanayi ü retimi a rtışı bu beşyı l lı ğı n i l k ü ç y ı l ında % 22,2; Ternopol bölgesindeyse % 43,3, Rovno bölg esinde % 35,3, Ivano-frankavsk'da % 30,9 ve Lvov bölgesinde de % 25,5'tir. Bu

878

Page 16: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

bölgeler emekçi lerin in bi l im ve kü ltürü gel iştirmede, u lusal eğitimde, sağ­lık iş lerinde, toplumsal hayatın bütün a lanlarında do kayda değer başarı­ları vardır.

Sosya l ist enternasyonal izm toplumsal hayatın bütün katla rına işl iyebi l i ­yor. Kültü rde u l usal b içi mlerin bütün çeşitl i l iğ i iç inde tüm Sovyet ha lkına özgü genel çizg iler g iderek daha do bel i rg in leşiyor. Her cumhuriyette yaratı lan mônevi değerler bütün birl iğ in , bütün halkın edin imid i r. Mem­leketimizin bütün ha lkları tarafından gönül lü o larak seçilen ve çeşitli u lus­lara rası nda temas a racı olan Rus d i l i geniş ölçüde yaygın laşıyor.

Çokuluslu emek kolektiflerinin, her şeyden önce i şçi kolektiflerin in , Sov­yet insanları n ı n enternasyonal toplu luğunun güçlenmesinde önemli b i r katkısı vardır. Sovyet insan ın ın yüksek vasıfları asıl burada, ü retim eylemi sürecinde oluşmakta, aktif b ir enternasyonal ist eğitim süreci gerçekleş­tiri lmektedi r.

Her cumhuriyetin emekçileri çokulus lu bir kolektiftir. Ukrayna Sovyet Sosya l ist Cumhuriyetinde, halk ın üçte ik is in i oluşturan Ukrayna ı ı lardan başka, 100 kadar u lus ve ha lk g rupundan yurttaşlar yaşamakta ve çalış­maktad ı r. örneğ in, Karpatlar halkı çok çeşitli u lus ve halk g rupları n ı n temsi lci lerinden oluşur. Bun la rı n i l işkilerinde sü rekli ve derin b i r dostluk ve karş ı l ık l ı saygı havası hüküm sü rer. Bu bölgede halk egemenliği organ­la rın ın bileşim i de enternasyona list karakte�l id i r. Bölge, şeh i r ve semt sovetleri halk veki l leri a rasında Ukraynal ı lar, Ruslar, Macarlar, Moldav­yal ı lar, Romenler, Almanlar, Slovaklar, Yahudi ler, Bulgarlar, Polonya l ı lar ve daha n ice u lusun temsilci leri vardır. Çeşitli u lus lardan emekçilerin ya­şamına ve töresine a rtı k herkesin ortak olduğu çağdaş Sovyet ôdetleri ve görenekleri adamakı l l ı g i rmektedi r. Sözü geçen bölgenin emekçileri, öteki bölge ve cumhuriyetlerin benzer ve özdeş kolektifleriyle yak ın i l işki ler kur­muşlord ı r. Bu bölge okul ları nda dersler Ukrayna, Rus, Macar ve Moldavya d i l leriyle okutu lmaktad ı r. Aynı d i l lerle televizyon ve radyo yayımları yapıl­makta ve gazete çıka rı lmaktad ı r.

Dünya sosyalist sisteminin meydana gelmesiyle, (Jroletarya enternasyo­nal izmi yeni bir ideoloj ik-teorik ve sosyal -politik içerikle zeng in leşti, eylem alan ı genişledi. Sosya l ist enternasyona lizm, sosya l ist toplu luk ü lkeleri ha lk­lar ının " ekonomi , kü ltür, töre ve tüm yaşam tarzın ın gel işmesinde son de­rece önemli b i r etkendir.

Şimdi , SSCB'nin komünizmin maddi -tekn ik temel in i kurmaya g i riştiğ i , kardeş ü lkelerin de olgun sosya list top lumu kurmakta oldukları günümüz­de, bu ü lkeleri n ekonomik, b i l imsel-tekn ik ve kültürel i şb i rl iğ in i elbi rl iğiyle hazı rladık ları sosyal ist ekonomik entegrasyon komple programı çerçevesi içinde daha i leri doğ ru gel iştirme ödevi boyluboyunca ortaya çı kmaktad ı r. Yürü rlükteki p lôn la rla perspektif p lônları n geniş ölçüde koord inasyonu,

879

Page 17: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

başlıca ekonomi kol lariyle sağ lom bağ lontı lar kuru lması, ha lk ekonomi­s in i ol uşturan o rganizmlerin g itgide daha sıkı örgüleşmesi, tek tek her sos­yal ist ülkeni n ve tüm sosya li st toplu luğun gelişmesin i h ız landırıcı güçlü etkenlerd i r.

Bütün bunlar, her Sovyet cumhuriyetinde işletme-örgütleme ve eğ itim çalışma larına elbette damgasını vurmaktadır. Evvelce, sözgelişi bir Uk­rayna işletmesi kolektifi, kararlarında ve eylemlerinde yalnız kendi cum· huriyetin i n menfaatleri n i deği l , tüm memleketin menfaatleri n i çık ış noktası yaparken, bugün a rtık bir yandan tüm sosyal i st toplu luğun kategorileriyle de düşünmesi gerekmektedi r. Ukrayna komünistleri, cumhuriyetimiz emek­çi leri, SBKP MK N isan ( 1 973) Plenumu'nun Sovyet ekonomisini sosya list entegrasyon sürecine g itgide daha boyutlu biçimde katma çal ışmalarını a rtırmayı amaçlıyan kararlarını aktif b i r çabayla yerine getirmeye çalışı­yorlar.

SBKP'nin s ın ıfsal, enternasyonal ist dış pol iti kası, sosya l ist toplu luk ülke­leri n i n birl iğ in i güçlendirmeyi amaçl ıyor, V. i. Brejnev yoldaş bunu şöyle belirtmişti; .. Biz, dünya sosyalist sistemin in , yeni toplumu beraberce kuran ve savunan, deney ve bi lg ice karşı l ı kl ı o larak zengin leşen ha lkları n dost­luk a i lesi ha l ine, varl ığında yeryüzü insan ları n ı n gelecek hür halk lar dün­ya toplu luğunun i lk örneğ in i görecekleri sımsık ı kenetli ve sağ lam bir a i le hal ine gelmesin i istiyoruz. " (5)

Ulusal sorun ve ideolojik savaş

U lusal sorun, sosyal izm i le kapita l izm a rasındaki ideolojik savaşın en çetin a lan larından biridir. SBKP, teorik ve pratik eyleminde, iç ve dış pol i ­tikasında Leninc i proletarya enternasyona l izmi prensiplerin e titiz bir sada­kat göstererek, gerici burjuva mi l l iyetçi l iğ ine karşı a rdıc ı l ve amansız b i r savaş yürütüyor. Parti, proletarya enternasyonal izmi i le burjuva mi l l iyet­çi l iğ in in uzlaşmaz ve bi rbi ri ne kapalı iki ideoloji ve politika oldukları yar­gıs ın ı kılavuz ediniyor.

Len in' in, ezg i a lt ındaki bir u lusun mi l l iyetç i l iğ inde, ezgiye karş ı yönel ik b i r genel demokratk içerik de bulunduğu hakkındaki yarg ısı (6) herkesçe b i l i nmektedi r. Partimiz, halk ların emperyalizme karşı yürüttükleri u lusal kurtuluş savaşını daima dört el le tutmuş, desteklemi ştir.

Geric i l iğ in , anti-emperyal i st güçleri parçalayıp ayırmak ve zayıflatmak üzere, dar mi l l iyetç i l i k ve separatizmden (ayrılma taraftar l ığı) yararlanmak istediği de unutulmama lıdır. Burjuva m il/iyetçi l iğ i , g itg ide, tarihsel o la-

(5) SBKP XXiV. Kongresi. Moskova, 1 972. s . 1 4. (6) V. ı. Lenin, Bütün eserleri. c. 25, s. 275-276.

880

Page 18: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

rak zamanın ı yaşamış eski d ünyayı savunan politi k partilerin ve s ınıfların boyrağı oluyor. En gerici emperya l ist ve mi l itarist çevreler, bu a rada Şi l i cuntası, bu mi l l iyetçiliği s i lôh o larak benimsiyorlar.

Emperya l ist çevreler ve onlar ın suyunda giden burjuva mi l l iyetçi leri , u l u­sal sorunu d iğer sosyal problem lerden koparmaya, onu sınıf savaş ın ın ü s­tünde veya d ışında ele a lmaya çalışıyorlar. Ulusal problemleri bu biçimde ele alma, sınıfsal uzlaşmaz zıtlıkları örtbas ed ip g izleme, işçi sın ı fı n ı n saf­larını parçalama ve onun enternasyona l toplu luk ve dayanışmasını engel­leme, halk ları n u lusal kurtuluş savaşın ın daha i leri doğru gelişmesin i kös­tekleme çabasından başka bir şey deği ld i r.

Emperya l istleri n ve buyrukları a ltı ndaki idelogların, her ne pahasına o lursa olsun, toplumumuzu içinden sarsmak ve çökertmek, Sovyet gerçek­l iğin i ve SBKP'n in leninci u lusal politi kasını yozlaştırmak, halk lar a rasına düşmanlık tohumları saçmak çabasında oldukları hiç kimse için sır deği l ­d i r. Komün izme düşman kuvvetlerin, anti-sovyetizm ve mi l l iyetçi l ik genel plôtformunda g i tgide daha çok yakınlaşmakta olduklon gözden kaçmıyan bir olaydır. Bunun yanısıra, en gerici emperya l ist çevreler, çeşitli yeni mo­da doktrinlere, kendine özgü bir ideolojik-pol itik mimikri'ye (çevreye göre türlü renk ve biçime girme) başvurarak ideolojik kışkırtmalarda bulun­mayı denemektedirler.

Çağdaş anti-komün izm, sosyal ist ü lkeler a rasındaki i l işki leri de aşırı mi l l iyetçi l ik açısından g östermeye çal ışıyor. Düşmanlarımız, mi l l iyetçi l ik f ik irlerini çoğu kez özel l ikle sözümona « nasyona l-komünizm» şia rı a ltı nda i leri sürüyorlar. Hayat, sosyal izmin yapay bir soyutionma koşul larında ba­şarıyla kurulamıyacağını göstermektedir. Bu g ibi denemeler, pratikte ön­celikle ekonomik bakımdan son derece zara rl ıdır, z ira toplumsal emeğin kaçınılmazlıkla çarçur edi lmesine, gelişme tempolarının yavaşlamasına ve ensonu kapita l ist dünyaya bağıml ı duruma düşü lmesine yol açar. Bunlar politik bakımdan da gerici ve teh l ikel idir, çünkü ha lk ları birbirinden ayırır, burjuva -nasyona l ist eği l im leri besler ve sosya list kazanımların elden ka­çı rılması sonucunu doğurabi l i rler.

Anti-komünistler, sosya l ist topluluğun mevzilerin i zayıflatma, ul uslara­rası komünist hareketi ni parça lama çabalarında mi l l iyetçi l ikten a ktif biçimde yararlanıyorlar. ideoloj ik savaş sertleştikçe, m i l l iyetçi l ik ve reviz­yonizm o oranda örü lüp kenetleniyor. Mi l l iyetçi şia rla rın ha lk ları n gerçek ulusal menfaatlerine ne kada r aykırı olabi leceğini sağlıksız Maoizm teori ve pratiği apaçık gösteriyor. Bu teori ve pratik içinde revizyonizmin mi l l i ­yetçi lik ve büyük devlet şovenizmiyle örü lüp g itmesi, çağdaş dünyayı sınıf­sa l açıdan çözümlemenin yerine teorik bakımdan tuta rsız ve politik bakım­dan da za ra rl ı jeopolitik görüşün getirilmesi denemelerinde Çin propa­gandasiyle emperya l ist propagandanın a labi ld iğine yaklaşmala rına yol açtı. Maocu l iderler, Çin hal kının devrimci kazanımlarını baltalama yo-

881

Page 19: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

(una, a nti-sovyetizm yoluna ve gerici emperyalist kuvvetlerle prensipsiz bir bağlaşma yoluna koyuldu lar.

Enternasyonalizm u lusal sorun konusunda proletarya ve sosya list görü­şün a rdıcıl ifadesid i r. Komünistler, burjuva ideologların ın savlamaya yel­tendikleri g ibi, u lus ların menfaatlerini ve u lusal problem leri küçümsemek şöyle du rsun, tam tersine, hertürlü ezg inin en amansız düşmanıdır, en a rd ıcıl ve aziml i yurtseverdirier. Komün ist ve işçi parti lerin in 1 969 yı l ında Moskova'da yaptıkları Ulus lara rası Danışma Toplantısı şunları bel i rtti : .. Marksist-Leninistler, hem yurtsever, hem de enternasyonal istti rler; u l usal dar görüşlü lüğü de, u lusal menfaatlerin i nkôrın ı veya küçümsenmesini de, hegemonizm eği l im in i de kabul etmezler. Komün ist partileri, işçi sınıfın ı n ve bütün emekçilerin pol itik örgütü olarak, gerçek ul usal menfaatleri sa­tan gerici sın ıf ların aksine bu menfaatlerin bayraktarıd ı rlar. " (7)

I şçi s ın ıfının, köylü ler ve aydın ları n en iyi temsilci lerini, Sovyet ü l kesin ­deki bütün u lusların ve ha l k grupla rın ın oğul ları ve kızlarını çatısı a lt ında birleştiren Sovyetler Birliği Komünist Partisi Lenin tarafından atı lan enter­nasyona l ist temel üzeri nde yükseliyor ve gel işiyor. SBKP kend isini daima u luslara rası komünist hareketin in birl iklerinden biri saymıştır ve saymakta­d ı r. Bu parti, kardeş partilerle i l işki lerin i her zaman proletarya enternas­yonal izmi prensiplerini sebat ve metanetle koruma temeli üzerinde kur­maktadır.

SBKP, ideoloji bakımından da, bi leş im bakım ından da, eylemin in karak­teri bakımından da, örgüt prensipleri bakımından da enternasyonal ist­Ierin partisidir. Bir l ik Cumhuriyetleri Komünist Parti lerin i çatısı a ltında bir a raya getiren bu parti, bu bi leşimiyle, b i r u lusal partiler federasyonu de­ği l, bütün Bir l ik çapında ortak program ve tüzüğe sahip tek örgüttür. SBKP Sovyetler B i rl iğin in çoku lus lu emekçi yığın la rı nı tek ve toplu bir enternasyonal ist a i lede birleştiren yönetici pol it ik güçtür.

/VIi/yon/ann davranış normu

SBKP'nin en büyük kazan ımlarından biri, Sovyet hal kının toplumsa l b i l incinde oluşan devrimci dönüşüm sonucu olarak, enternasyonal izmin, b i r avuç komünistin ideali o lmaktan çıkarak, bütün u luslardan milyon­larca Sovyet insanının der in kanıs ı ve davranış normu hal ine gelmiş ol­masıdır.

Olgun sosyal ist toplumda u lusal i l işki lerin gelişmesi sorun ları, emek-

(7) . . Komünist ve Işçi Parti lerin in Ulus lara rası Danışma Toplantısı. Mos­kova, 1 969", s. 41 .

882

Page 20: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

çilerin halk lar a rasında dostluk ve proletarya enternasyonal izmi ruhunda eğ iti lmesiyle i lg i l i ödevler bugün de SSKP'nin ve bütün cumhuriyet ve yöre parti örgütlerin in d i kkat merkezinde yer a lmaktad ı r. SSCB'n in e l l inc i kuruluş jübi lesi hazır l ıkları ve bu mutlu tarih in bütün halkça kutlbnması, ideolojik-polit ik çal ışmaları can land ı rma bakımından, emekçilerin enter­nasyonal ist eğitimi bakımından büyük bir önem taşıyordu. Biz, bu jüb i le gün lerinde bütün memleket ölçüsünde görü len çal ışman ın toplumsal ha­yatımızın bütün a lan larına yayı larak s istemle yü rütülmesi amaciyle, edi­n i len tecrübeyi pekiştirmeye ve gel iştirmeye çal ışıyoruz. Ukrayna Komün ist Partisi Merkez Komitesin in Mayıs 1 974 Plenumunda bu sorun üzerinde büyük bir d i kkatle duruldu. Plenum, SBKP XXiV. Kongresi ka ra rları n ı n ıŞığ ı a ltında ideolojik çal ışman ın daha fazla iyileştirilmesi i ç i n bütün cum­huriyet parti örgütlerine düşen ödevler sorununu görüştü.

Cumhuriyetimiz in parti örgütleri, emekçilerin enternasyonal i st eğitimini gel iştirmeye i l işk in çeşitli somut tedbirleri gerçekleştirmede kararlı ve a rdıc ı l l ık la hareket ediyor. Bu yöndeki çal ışmalar, ideoloj i k etkilemenin bütün a raç ve biçimlerinden, öncel ikle de parti eğ itim-öğ retimi, basın, televizyon ve radyo, kültür ve eğ itim kurumları s isteminden komple ola­rak yararlan ı lmçıs ın ı gerekti riyor. Emekçilerin komünist eğitiminde, öz bakımından sosya l ist ve ruh bakımından enternasyonal i st sanat ve ede­biyat büyük bir rol oynuyor.

Ayarlı ve düzenl i bir enternasyonal ist eğ itim sistemi, bu o landaki çal ış­manın, bütün ideoloj i k çal ışma dal lariyle, bu a rada sosya l i st yu rtsever­l iğ in aşı lanmasiyle de organ ik b i r bağıntı hal inde olmasını gerekti riyor. Gelecek y ı l , Büyük Anayurt Harbi sonunda faşizm üzerinde kazan ı lan ta­rihsel zaferin 30. yı ldönümünü kutlıyacağız . Sovyet Ukraynan ı n 30. kurtu­luş yı ldönümünün kutlanması, bu değerli güne, en büyük kutlamaya hazır­l ı k yolunda önemli b i r aşama oldu. Sovyet halkı n ı n destan la ra ya raş ı r tarihsel kahraman l ığ ın ın propoganda edi lmesi, emekçi leri Sovyet yurt­severl iği ve sosya l ist enternasyona l izm ruhunda eğ itmenin önemli b i r bi leşik bölümünü teşkil ediyor.

Emekçilerin komün i st dünya görüşü, bizim tüm Sovyet gerçekliğ imizin, yani yaşantı ve çal ı şmomızın etkisi a lt ında oluşuyor. Bunun iç in, parti, bü­tün ideoloj ik çal ışman ın komün izm kurucu luğu somut ödevleri n i başariyle yerine geti rme savaşiyle sımsıkı birleşti r i lmesin i i l kesel bakımdan çok önemli sayıyor.

'

Sosya l ist yarışı artı k bütün Bir l ik Cumhuriyetleri ü retim kolektifleri a ra ­s ı nda b i r gelenek ha l i n i a lmış bulunuyor. Orneğ in , Ukrayna Donetsk kö­mür havzası madenci leri i le Rusya Federasyonu Kuznets havzası maden­c i leri, Kır ım ve Kuban köy ekonomisi emekçi leri y ı l lardan beri yarışıyorlar.

Ukrayna Sovyet Sosyal i st Cumhuriyeti emekçi leri, bütün Sovyet halkı

883

Page 21: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

g ibi. Bir l ik çapındaki sosya l ist yarış ına aktif biçimde kat ı larak. o lanca çabalarını . ü retimde nitel göstergeleri daha fazla iyileştirme. onun etkin­l iğini yükseltme davası üzerinde yoğunlaştı rıyorlar. Dokuzuncu beşyı l l ı k p lan döneminin başından beri, cumhuriyet imizde planüstü o larak. 5 m i lyar rubieden fazla sanayi malı ü ret i ld i ve gerçekleşti rild i . Köy ekonomi si nde ulaşı lan gayrısafi ü retim hacmi de beşyı l l ı k planla bel i rlenmiş olan ödev­lere uygundur. Cumhuriyetimizin tarım kesiminde iyi bir hububat ve tek­n i ksel bitki mahsulü elde edi legeldi. Beşy ı l l ığın dördüncü y ı l ı çerçevesine g i ren ve cumhuriyetim izde ekonomi ve kü ltürü daha i leri doğru gel iştir­meyi öngören ödevler başariyle yerine getiril iyor.

Biçimsel l i k ve plansızl ık. enternasyonal ist eğitime ve aynı zamanda par­timizin tüm ideoloj ik çal ışmasına yabancıd ı r. Bu eğitim ve ideoloj ik çal ış­ma. büyük ve sürekl i b ir d ikkat gösteri lmesini. toplumsal yaşantı ve pra­tikte yen i o lguların gözönünde tutu lmasını . çal ışma biçim ve metotların ın yetkinleştiri lmesin i gerektiriyor ve b i r yandan da hüner ve yetenek istiyor. Organik bir bir l ik içinde gerçekleştirilen bu tedbirler. doğal l ı kla. her yurt­taşta. b i r tek a i lede b i rleşmiş olma d.uygusunu. sağduyuya egemen olan. kanı ları kendine tabi k ı lan ve (Marks'ın dey imiyle) « i nsanın. kend i kal­bini parça lamadan k ırı p kurtulamıyacağı zinci rler»e (8) dönüşen enter­nasyonal ist f ik irleri pekişti riyor.

SBKP tarafı ndan iş lenen ve toplumsal hayatın bütün a lan la rında enter­nasyonal izasyonun a rtırı lmasını öngören Leninci ha reket hattın ın gerçek­leştiri lmesi. bir yandan da. hertürlü yabancı ideoloj i bel i rt isine karşı amansız davranma eğitim i gerektiriyor. B i l indiği g ibi. u luslara rası an laş­mazlık ve zıtl ık lar doğuran objektif nedenler ve koşul lar Sovyet toplumun­da çoktan ortadan kald ı r ı ld ı . Fakat zamanını yaşamış m i l l iyetçi duygu ve düşünceler bir hayli d i rençl id i r. Bunlar. politik bakımdan yeterince olgun­laşmamış kiş i lerin psikolojis inde tutunmaya devam edebi l i r ve bazan abartma l ı veya yozlaştı rı lm ış mi l l iyetç i l ik d uyguları hal inde. u l usçu dar görüş lü lük ve aş ı rı gururlanmada. ataerki l l i k tutkusunda ve s ın ı rl ı yersel­l i kte kendin i gösterebi l i r. Parti örgütleri. emekçi lerin enternasyonal ist eği­tim in i i lerletme çalışmaları nda bütün bunkırı g özönüne alıyorlar. Hayatın s i lk ip attığı. geride b ı raktığı köhnemiş d uygu ve düşünceler. sosyal iy im­serliği ve i nsanlar arasında hümanist ve kolektivist karakterli i lişkileriyle beliren sosya l ist yaşam tarzına tamamen yabancıd ı r.

SBKP. enternasyonalist eğitimde. kardeş parti ve ülkelerle ideolojik işbirl iğine özel bir önem veriyor. Hayat. sosya l ist topluluğun birliğini sağ­lamlaştıran enternasyonal süreçlerin kesin rolünü. genel yasa l l ık ları h içe sayan « tek başı na » yeni toplum kuruculuğuna. ulusal sosya l izm « model »­lerine i l işkin çeşitl i doktrin lerin tutarsız l ığını en inandırıc ı biçimde o rtaya

(8) K. Ma rks ve F. Engels. Eserler. c. 1 . s. 1 1 8.

884

Page 22: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

koyuyor. Partiler a rasındaki ideolojik işbir l iği sürecinde, hertürlü oportü­nizm ve revizyonizm bel i rtisine karşı Marksizm-Leninizmin a rık l ığ ı için ortak savaş g itg ide daha da etkin leşiyor.

Kardeş sosya list ü lkeler emekçileri a rasındaki dostluk ve çokyanl ı en­ternasyonal i l işki ler, Sovyet insanları n ın toplumsa l-pol itik hayatının ayrı l ­maz b i r parçası olmuştur. Orneğ in, Ukrayna'nın belirli bölgeleri i le sos­yal ist ü lkelerin çeşitli bölgeleri a rasında yakın i l işki ler vard ı r. Biz, özel­l ikle Polonya, Çekoslovakya, Macaristan ve Romanyanın sın ı r bölgelerin­deki yersel parti örgütleriyle ideolojik işbirl iğinde belirl i b i r deney biri­kimi sağlamış bulunuyoruz. Ve bu işbirl iğ inde bi rbirimizin tarihsel kaza­n ımlarını ve ulusa l sorunun çözümündeki deneyini öğrenmenin, Marksizm­Leninizmin yaşamsal gücünü gösteren en edimsel ve inandırıcı kanıt o l­duğu noktasından hareket ediyoruz.

Memleketimizde ulusa l sorunun başariyle çözümünde edini len olağa­nüstü zengin deney ve u lusal i l işki lerin daha i leri doğru gel iştirilmesi, şüphesiz ki, SBKP'nin teori ve pratiğinin derin bir bi l imsel temele dayan­d ığ ına, yaşamsal gücüne ve etkin l iğine tanık l ık ediyor. Sosyalist, prole­tarya enternasyonal izmi zamanımızdo, a rtık sosyalizmi ve komünizmi ba­şariyle kurmanın, dünya devrimci sürecini daha da derinleştirmenin, in­sanl ığ ın sosyal i lerlemesini hızlandı rmanın en önemli ideolojik-pol itik et­kenlerinden biri hal ini a lmı ş bu!unuyor.

885

Page 23: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

Büyük Oktobr ve çağdaş devrimci pratik

Heronimo Ardeno A/vares

Arjantin Komünist Partisi MK Genel Sekreteri

Büyük Oktobr'un yı ldönümünü kutlamak, biz komün istler ıç ın iyi bir gelenek, parti yaşamında kural g ibi b ir şey oldu. Bizler, bu kutlamayla, Rusya emekçi ha lk ın ın destanlara yaraş ır kahramanl ığına saygımızı, Sov­yet ü lkesin in büyük başarı l a rı karşısı ndaki hayran l ığımızı bel i rtmekle kal­mıyoruz. Büyük Oktobr'un fiki rleri ni , eylemlerini ve bundan çıkarı lan ders­leri bütün önemiyle belirtirken, bunu, yalnızca tarihsel geçmişi bi l im açısı ndan yeniden ortaya koymak için yapl'(lıyoruz. Fikren i l k zafere ulaşan proleta rya devrimine dönüşümüz, bugünümüzün ve yarı n larımızın devrim davasiyle i lg i l i özenimiz bakımından kaçın ı lmaz bir zorun luk oluyor.

1 .

Her politi k ha reket, hele toplumu kökten değişti rme amaçlı devrimci

hareket için, tarihsel yönel im sorunu olağanüstü önemlidir. Bugün Latin Amerika geniş bir ga leyan bölgesidir. Gen iş emekçi ve

diğer tabaka lar y ığın ları , emperya lizme karşı d i renişe, onun getirdiği esarete karşı savaşa aktif olarak katı lıyorlar. Kıtada ulusal ve sosya l kur­tuluş savaşı giderek genişliyen ölçü ler al ıyor.

Şimdiki politikan ın sorunları , kıtan ın tek tek ü l kelerin in u lusal haya­tında bugünkü eğil imlerin, şu anda meydana gelen toplumsal güçler ora­n ın ın , bu güçlerin etkileşme ve çelişmelerin in gerçekçi ve somut olarak değerlendiri lmesin i gerektiriyor. Fakat devrimci politika sözkonusu olurken bu da yeterli deği ld i r. Devrimci mücadeleyi oluşturan sürekli eylemlerin etkin l iğini öngören düşünce, evrensel-tarihsel i lerlemeyi beli rliyen sağlam temele dayanma l ı ve geniş ufuklara açı lmal ıd ı r.

Son y ı l larda politik önemi çok büyük bir savaş geliştiri id i . Bu savaş u luslara rası i l i şk i lerde önemli bir dönümle sonuçland ı . Sözkonusu dönüm, devrimci savaş ın koşul ları ve sorunları üzerinde büyük bir etkisi olan bir­çok yen i l ikler getiriyor. öyle ki, bugün ulaşı lan aşamayı çağdaş tarihte belirl i bir dönüm çizgisi olarak ele o labi l i riz. Biz Latin Ameri ka'dan söz ederken, bu kıtan ın politik yaşamına Küba Devrimi 'n in ve kıtada yayg ın ­laşmakta a lan yen i sü reç boyunca ha lk y ığın la rı n ı n ve top lumun en geniş katmanla rın ın yü rüttükleri savaş sonucu olarak yaratı lan değişimlerin ge­tirdiği dönüşümü h iç bir zaman küçümsemiyoruz. Ka ldı ki, zaman ımızın

886

Page 24: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

bütün temel sosya l -po l itik süreçleri ve düşünce a kım la rı , dünya sosyal i st sistemin in meydana gelmesi g ibi, sömürge imparatorluk ların ı yıkan u lusal kurtuluş güçlerin in zaferi g ib i çağdaş değişim lerin damgasını taşıyor. Bü­tün bunlar, dünyanın çehresini değiştiren ve tarihsel yönel im sorununun çözümünde her zaman kesenkes gözeti l mesi zorun lu olan büyük olay­lard ı r.

Tarih in i leri doğru' hareketinde bu g ibi olayla r, b irbir inden yal ıtlanmış

ola rak değil, s ık ı b i r karş ı l ık l ı i l i şk i ve etkileşme hal inde bulunur ve böy­lece de çağ ın içeriğ i olma genel kavram ında bi rleşirler. Marksist-Len in ist­ler daima dünya gelişmesin in yaşanı lmakta olan dönemi üzerinde böyle genelleyid bir bakışa varmayı gerekl i sayarlar, z i ra toplumsal i lerlemenin objektif olarak şartlanan ana eğ i l im i, onun ayırdedici çizgi ve yasa l l ı k ları ancak bu suretle bel i rlenebi l i r. Ve işte bu biçim yanaşım, dünya çapında çağ ım ızı kapita lizmden sosya l izme devrimci geçiş çağı olarak tan ım lıyan ve uluslara rası komün ist hareketince kabul edi len karakteristiğin iş len­mesine olanak vermişti r. B i l indiği üzere, bu sonuçlama, bu yargı , biz im stratej im izin temelinde yapıtaşı rolü oynamaktadır.

Çağım ıza bu g özle görü lü r reel karakteri veren Büyük Oktobr Sosyal ist Devrimi 'd ir. Bu karakter artık a ltmış y ı ld�r g iderek o rtan bir belg in l i kle kendin i gösteriyor. Büyük Oktobr emperya l izm in dünya egemenl iğine son verdi ve böylece de yeryüzünde yeni , sosya l ist toplum düzen in in yerleşi p pekişmesi pratik o larak sağlandı . Dünya ik i karşıt sosyal sisteme ayrı ld ı . Günümüzde bu ik i sistemin savaşı u lusla ra rası hayatın omurgasını oluş­turuyor, bütün ü l kelerde ideolojik-politik havayı öneml i derecede etkiliyor. Dünya güçler oran ı sürekli olarak sosya l izmin yararına ve emperya lizmin zararı na değişiyor. Artı k i nsan l ığı n üçte biri sermaye egemenl iğ in i devir­miş bulunuyor. Sömürge ve yarı-sömürgedlik sistemi can çekiş iyor, Asya, Afrika ve Lôti n Amerika ü lkeleri geniş halk yığı n la rı n ı n baskısı a lt ında yokolup gid iyor. Artık çağdaş ta rihin gelişme yönünü emperya l izm değ i l, sosya l izm bel i rl iyor.

Biz dünya sosyal ist sistemin in her a landa gel işmesin i n ve muazzam gücünün zamanı mızın en öneml i çizgis i olduğunu unutmuyoruz. Sosyal iz­min , memleketim izde geniş halk yığ ın la rı üzerindeki büyük etkisini ve bu olayın devrim ve kurtuluş savaşı bakımından, bu savaşın perspektifleri bakımından ne büyük b i r önem taş ıd ığın ı da unutmuyoruz. Hayat bizi buna inandı rıyor. Fakat bu süreç, ancak çıkış noktas ın ın Rusya'da ger­çekleştirilen 1 9 1 7 Oktobr Devrimi olduğ u açı kça an laş ı ld ığı takdirde, olanca tarihsel bütün lüğü içinde bi l inçl i kavranabi l i r. Çünkü a rtık oluş­muş ve ayrı sosyal sistemler içinde yerlerini almış bulunan devletlerin ekonomik güçleri, askersel potansiyelleri ve politik etkileri a rası ndaki ba­ğınt ın ın durmadan değ işmesi olayı n ı ele a lmak başkad ı r. Bu tarihsel savaşa henüz g i rmiş ve kendi devletin i n kuruluş biçimlerini ve ekonomik

887

Page 25: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

yapısını bundan sonra yaratacak bir ü lkeni� durumuna gereken d ikkati g östermek çok daha başkad ı r. Ve biz, sosya l izmin toplumsa l sistem olarak yen i lmezl iğ in in ve sosyal izm iç in savaşta, ne kadar güç ve sürekl i olursa olsun, üstün gelmekten başka bir sonuca varı lamıyacağ ın ın gerçek kan ı ­t ı n ı burada buluruz.

Büyük Oktobr, dünya tarih inde, i ktidarın bir daha dönüşü olmamak üzere emekçilerin el ine geçmesiyle sonuçlanan i l k devrimdi r. Doğal olarak bugün bunun başka örnekleri de vard ı r. Avrupa, Asya ve Lôtin Amerika­dan bi rçok ha lkların devrimci kazanı mları , politik toplum yönetimin in h iç de sömü rücü s ın ı fların ayrıcal ığ ı olmadığ ın ı aç ık l ı k ve somutlukla gösterd i . fakat hemen önemle bel i rtmel iyiz ki, tari h in başlıca yaratıcı la rı olarak p roletaryanın ve emekçi y ığ ın ların ın rolüne yen i n i tel iği her şeyden önce Oktobr Devrim i kazand ı rd ı . Çünkü, sorun, sadece, bir memlekette, Rusya'­da, emekçilerin toplumun kaderine buyruk olabi lecek hale gelmeleriyle kalmadı , aynı zamanda bu devrim le tüm u luslararası işçi s ını fı hareketi d a ha yüksek b i r basamağa yükseld i . Ve hareketin öncü, en bi l inçli kesi ­minde, toplumu dönüştürmeyi ve sömürüden kurtuluşu, reformlar yoluyle, kapital izmi «yetkin leşti rme» ve onun otomatik olarak yık ı l ı p g itmesini bek­leme yoluyle değil, politik savaşa aktif devrimci katı l ım yoluyle gerçekleş­tirme fikri sapasağ lam yerleşti. ,

Dünyanın birçok ü lkesinde komün ist parti lerin in kurulması , ve bunla rı n işçi ortamında oportünist akımlardan kesin l ik le ayrı ve uzak d urmaları , Oktobr Devrimi 'n in zaferi sonucunda proletaryanın yeni b i r biçimde b i l in ­cine vard ığ ı s ın ı f i radesini bel i rtiyor. Hareketimiz, XX. yüzy ı l toplumunun devrimci enerj is in in en yüksek bir ik im ve örgüt biç imi , proletaryan ın sınıf­sal ideal ve menfaatlerin in gerçek ifadecis i o ldu. Biz, komünistlerin yü­kümlendiği bu pol it ik ve sosyal m i syonun doğruluğuna i nancı, yine önce­l i kle Oktobr deneyinden edin iyoruz. Çünkü Oktobr'dan çıkarı lan iki yargı

' bugün her zamankinden daha günceldi r. B irincisi , çağdaş devrimci hare-ket, çağ ın ortagöbeğinde yer alan sın ıfa, yan i i şçi sınıfına yönel i p dayan­madıkça, etkin olamaz ve üstün gelemez. I kincisi , bu sınıfın kend isi de, Marksist-Lenin i st partin in k iş i l iğ inde bir savaşkan politik öncü tarafından yönelti l medikçe, devrimci olanaklar ın ı bütünüyle gösteremez.

2.

Biz komü nistler, devrimci gel işmede genel ve özel in d iyal�ktiğ in i tama­m iyle yansıtan biricik b i l imsel görüş mevzi inde yer a l ıyoruz. Bunun için, O ktobr deneyinin bize sadece devrim in genel yasalarını öğrettiğ in i söyler­sek, her şeyi söylemiş olmalıyız. Bu deney bize aynı zamanda somut ta rih­sel ve ulusal d urumun özel koşul larından doğ rul uk ve etkin l i kle yarar-

888

Page 26: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

lanmayı da öğ retiyor. Şüphe yok ki, Oktobr Devrimi 'n in muazzam başarı ve kazan ımla rın ı , b i l imsel teoriyi, Marksizm-Leninizmi kı lavuz edinmiş olan proletarya partis in in va rl ığ ına borçluyuz. Fakat Büyük Oktobr'un başarı­ları n ı n en önemli nedenlerinden biri de, Bolşeviklerin, Len in'in yönetmen­liği a ltında çal ışa rak, Rusya'n ın özel l iklerini , şu veya bu aşamada dev­rimci sürecin çeşitli a lternatiflerin i büyük ölçüde d i kkate a lmala rı ve mem­lekette güçler oran ın ı isabetle değerlend irmelerid i r. Bolşevikler diğer halk­lar ın sömürü ve ezgiye karşı zeng in savaş deneyin i de gözönüne ald ı lar ve bundan da yararfandı lar.

Ozel l ikle d ikkati çekmek istediğ imiz bir nokta da şudur : Bu sorunun görüşülmesinde, iş i çok defa sanki yabancı deneyden yararfanma ola­nakları sözkonusuymuş g ibi alanlar vardı r. Evet, i lkel kavramla rı n çerçe­vesi içinde dönüp durdukça, kend i memleketimizde değ i l de, başka mem­lekette olup biten her şeyi yabancı saymaktan kaçınomayız. Ne var ki, b i l imsel düşünce daha derin ine bir bakış ve olgulara ad koyarken daha titiz ve eleştirisel bir terim seçimi gerektirir. Bu durumda, bizce, yabancı deneyden söz etmek doğ ru değ i ldir. Eğer kendimizi dünya devrimci işçi hareketin i n ayrı lmaz ve organik bir parçası olarak h issediyorsak, Büyük Oktobr bizim deney im iz, ya do daha tom deyimiyle bizim tarihsel deneyi­miz in temel id i r ve bu deney daha sonra sosyal özgürfük, sosyalizm ve komünizm savaşçısı diğer birçok kolların pratiğiyle zenginleşti ri lmiştir.

işte Oktabr deneyinden yara rlanma sorunu bu ışık a lt ında ele a l ınd ığ ı zaman gerçek karakteriyle ortaya çıkar. Bu ı ş ık a ltında sorun artık hare­ketimizin enternasyonal özlüğü sorununa, doğruluğ u Oktobr'la ispatlanan ve daha sonra devrimci proletaryanın sayısız yeni kazan ımlariyle pekiştiri­len genel ha reket stratej isi sorununa dönüşü r.

Bu stratej i , Lenin ' in , i l k büyük utkusu 1 91 7 Oktobr Devrim i olon sosya­l ist devrim teoris in in ü rü nüdür. Bu teori n in uygulama a lan ın ın ya ln ız dev­rimci patlamaya yakın durumlarla s ın ı rf ı olduğ u sovın ı i leri süren doktri­nerler vard ı r. Bu daktrinerlere göre, devrim dôvası, devlet egemenliğ ini ele geçirme a maçlı , bir defada olup biten b ir ç ık ıştır. Gerçekteyse, V. i. Lenin ' in kanıtiodığ ı ve Bolşeviklerin, işçi s ın ıf ının ve geniş halk yığın­ları n ı n tarihsel pratikleriyle pekiştirdikleri gib i , sosya l ist devrim az veya çok devaml ı b i r süreçti r, devrim akağına çeki lmiş toplumsal güçlerin bel i r­g in l iği ve ayrık l ığ ı an lamında h iç de « a rık» deği ld i r.

Arjantin ' in ulusal kurtuluşu uğrunda savaş, bütün Lôti n Ameri kada eni­ne boyuna yay ı lan güçlü kurtu luş hareketinin bi leşen bir parçasıdır. Tekel­lere karşı yürütülen bu büyük savaşa şu veya bu derecede n ice halk lar, ülkeler ve hükü metler katı l ıyorlar. Anti-emperya l ist mücadelede, işçi s ın ı ­f ın ıı" ve emekçilerin yanıs ı ra , sivil meslek sahipleri ve askerler, din adam­ları, kentli ve köylü küçük ve orta burj uvazi gen iş yığ ın ları ve ulusal bur­juvazi olmak üzere, proleter kökenl i o lmıyan en çeşitli güçler yer a l ıyorfar.

889

Page 27: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

Bütün kıtada ve aynı zamanda Arjantin'de yaygın laşan gayet karmaşı k polit ik süreç iç inde, biz im genel prensiplerimize dört el le sarı lmamız ve aynı zamanda kurtuluş hareketin i gel iştirmeye elveriş l i bütün somut ola­naklardan elden geldiğ ince yararlanmaya çal ışmamız gerekiyor. Bu da kıtamızda devrimci güçlerin du rumları n ı güçlendirmek, halk yığ ın la rı n ı n politik deneyin i zeng in leştirmek, sağcı kuvvetleri izole etmeye çal ışmak, u lusal ve sosyal kurtu l uşumuzun baş düşmanla rı olan emperya l izme, ol i ­garşiye ve büyük sermayeye karşı yoğun b i r i leri ha rekete geçirmek an­lamına gel i r.

Daha Oktobr Devrim i ' nden önce, V. i. Lenin , dünyan ın sosya l i st temel­ler üzeri nde yeni baştan kurulması n ın «y ı l lar yılı savaşlardan, a ra larına burjuva düzen in in karşı -devrimci çı rpı n ış ların ın g i receği birkaç baskı dö­neminden oluşacağı »nı bel i rtiyordu. (1) Len in, çağdaş sosyal devrim i « kendine özgü bütün körinançlariy/e küçük burjuvazin in b i r bölümünün devrimci patlamaları d ış ında, b i l inçsiz proleter ve yarı-proleter yığ ın la rı n pomeşçikler ta raf ından uygulanan ezgiye, ki l isenin zulmüne, monarş ik, u l usal vb. ezgilere karşı hareketi d ı ş ında . . . » (2) gerçekleştirmenin ola­s ı l ığ ı g ib i düşünceleri kesin l i kle reddediyordu . Bundan ötürü, bugün, bi­z im için Oktobr pratik deneyin in , yani çok çeşitli s ın ıfsal, demokratik ve kurtul uşçu hareketleri pı:oletaryan ın yönetimi alt ında birtek devrimci mü­cadele se l inde birleştirmen in örneğ i o lan deneyin, zamanla h iç de aza l­m ıyan bir önemi vardır.

Drneğ in, ben im memleketimin somut koşu l ları nda bu deney olağanüstü değerl id i r. Partim iz, Arjantin'de 1 973 y ı l ında gel işen kurtuluşçu demokratik süreci tamamiyle destekliyor. Bugün, bütün sorun, bu sürecin, kurtuluş güçleri ta rafından açı lan ged iğ i t ıkama, ol igarş in in ve tekelci konsern­lerin memnun olmadı kları ş imdik i hükümete (bizim beli rttiğ im iz bütün za­yıflı k ve yetersizl ikleriyle) elden geldiği nce güçlükler ç ıka rma çabasındakı i ç ve d ış gerici l ik tarafı ndan d urdu ru lmasına yol vermemektir. Devlet ma­kinesin in bazı öneml i halka la rında olduğ u g ibi, bunun dış ında da uç ver­d iğ i görü len sağ teh l ike büyüktür. Bu tehl ike memleketin demokrati k çev­releri nde ciddi b i r end işe uyand ı rıyor. U lusal ekonomide sağ lam mevzi lere yerleşmiş bulunan tekeller ve ol igarşi , her zaman olduğu g ibi , memlekete ve halka karşı komplolara yeltenecek ve hôlô sahip oldukları iktida r kal­d ı raçları el lerinden çeki l ip a l ı nmadıkça, ş imdik i hükümetin durumunu teh­dit eden ciddi b i r tehl ike olarak kalacaklard ı r.

Pa rtimizin XiV. Kongresi, bugünkü hükümeti u lusal -reformist burjuva hü­kümeti ola rak n itelend i rd i . Kongre, aynı zamanda, Komünist Partis in in bu hükü metin düşürü lmesi peşinde olmadığ ı n ı ve bunda yara r görmediğ in i bel i rtti. Ve parti nin, halk y ığ ın larında politik bi l inçlenmey i yükseltme bakı-

(1) V. i . Lenin, Bütün eserleri, c . 27, s. 57. (2) V. i. Leniı;ı, Bütün eserleri, c. 30, s. 54.

890

Page 28: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

mı ndan yararl ı olabi lecek bütün sorun larda kendi görüş ve tutumunu pe­şinen kesin l i kle beli rlemiş olarak, hükümet program ındaki o lumlu ted­bi rlerin hayata geçi ri lmesi için savaşacağı bir daha açı klad ı .

Şimdiki hükümet, ana problemlerin çözümünü hedef tutmasa bi le, yine de ol igarşin in ve tekellerin çıkarları n ı adamakı l l ı sarsacak bir tasarıyı gerçekleşti receğ ini vaadediyor.

Biz ancak geniş ha lk y ığ ı n lar ın ın yü rüttükleri savaşta güçlü bir atı l ım ın , ya ln ız sözkonusu vaatleri n yerine geti ri lmesi n i değ i l , memlekette başla­mış olan sürecin daha i leri gel işmesini de etkil iyecek kesin bir etken ola­bi leceğ in i an l ıyoruz.

Fakat iktidardaki burjuvazi ta raf ından yapı lan reformlara geli nce, biz bunları , ha lk yığ ın la rı n ı n, kentten ve köyden, ol igarşiye ve tekel lere karşı olan bazı küçük ve orta burjuvazi çevrelerin in yürüttükleri çetin savaş ın sonucu sayıyoruz. Burada, işçi sı n ıf ına, ha lk yığ ın ları n ı n yard ım iyle u l usal ve sosyal kurtuluş sürecine h ız verebi lmek, bu suretle de memlekette güç­ler oran ın ı değiştirebi lmek için, bu reformlardan araç olarak, destek ve kald ıraç olarak usta l ı kla ya ra rlanma ödevi düştüğ ünü düşünüyoruz. Bu arada, köklü reformlara götüren biricik yolun çetin s ın ıf savaşından geç­tiğ in i söyliyen Lenin ' in öngörüsünü de unutmuyoruz.

Memlekette azgın terör ve kıyıcı eylemlerdeki tırmanış, gerçekten her

gün demokrati k güçlere da rbeler ind iriyor. Bu kıyıc ı l ı k, tekel ler, büyük ser­maye ve toprak ağal ığ ı o l igarşis i tarafı ndan hazı rlanan global taarruz planı n ın bir bölümüdür. Ortadaki apaçık gerçek şudur : Bu üç başlı geri­c i l ik, memlekette kendi politik egemen l iğ in i yeniden kurmak için müca­dele etmekte, bu maksatla i lerici anti-emperya l ist ak ımla rı i kt idardan ya­vaş yavaş uzaklaştırmak istiyen kuvvetler için en elverişl i koşul ları yarat­maya, kurtuluş sürecini durdurmaya, ya da anayasal düzen i s i l ip süpür­mek üzere Pinoçet tipi bir hükümet darbesine özenen isyancı elemanlar iç in ortam ve f ırsat hazırlamaya çalışmaktad ı r.

Bu durum, Arjantin demokrasis in in hükümet ve hükümet-d ışı çevreleri n in öneml i toplumsa l -politik güçleri a rasında ciddi b i r endişe uyandı rıyar. Bizim ödevimiz yalnızca bu endişeyi geniş yığ ı n lar arasına götürmek değ i l, memleketin i lerici güçlerin in her ahva lde ve düşmanın ha rekete geçebile­ceği her kesimde acı sürprizler karşısında kalmamalan için, bu yığınlan

her şeyden önce hazır lamak ve örgütlemektir.

Kıtamız ın yu rtsever güçleri, Şili Pi noçet' lerin in kıyıcı eylemlerinden ge­reken deneyi ve ibret derslerin i ç ıka rbi lmel id i rler.

Memleketimizde, hazı rlanmakta olan gerici komplonun yolunu kese bile­cek kadar kümel i demokrati k güçler ve büyük olanaklar vardı r. Fakat bi­z im azimle çal ı şmam ız, bütün di kkatimizi bu büyük olanaklara örgütsel

891

Page 29: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

biçimini verme ve bun la rı en geniş eylembirliğ ine yöneltme işi üzerinde yoğun laştı rmamız gerekmektedir.

Memlekette özel l ikle Peronizmin l ideri n i n ö lümünden sonra meydana gelen ciddi du rum karş ıs ında. Komünist Partisi ve n ice politik güçler ve hareketler. aynı zamanda çeşitli toplumsal-demokratik çevreler. ş imdik i anayasa düzen ini . demokratik hak ve özgü rl üklerin dokunulmazlığ ı n ı sa­vunmak. teh l ikeye düşen u lusal kurtuluş sürec in in daha i leri gelişmesin i sağ lamak a maciyle. a ra la rında azami b i r an laşmaya ulaşmaya hazı r oldukla rın ı açıkça ifade etti ler.

Arjantinde. Komünist Partis in in de dahi l bulunduğ u sekiz politik parti. yakın geçmişe kadar, general Peron'la ve onun hükü met üyeleriyle peri­yodi k ola rak karş ı laş ıp. memleket menfaatlerine i l işkin genel problemleri görüşmüşler ve bunu bir pratik hal ine geti rmişlerd i r. işte bu pratik gere­ğ ince. Ağustos ayı baş ında. Peronist Pa rti Başkan Yard ı mcısı. Cumhur­başkanı Bayan Mariya Estela Martines de Peron'un tavsiyesiyle. bütün politik partiler. çeşitl i yığ ı nsal örgütler ve halk hareketleri temsi lci leri n i b i r toplantıya çağı rdı . Büyük önemi olan ve yukarıda sözü geçen p rogram karakterli kararla rı kabul eden bu toplantıya. bütün pol it ik partiler. Genel Emek Konfederasyonu. Sanayici ler Genel Konfederasyonu. «Arjantin l i ler U lusal Kong resi » hareketi vb. katı ld ı lar.

Şimdi sağcı Peronistler. programsal görüş lerde daha fazla yakı n laşma yol ları a ranmasın ı sabote ediyor ve böylel ik le. memlekette bir hükümet darbesine ve anayasal düzeni yaketmeye özenen gericil iğin manevro lar ına karşı daha büyük ölçüde bir eylembir l iği sağlanmasına engel oluyorlar.

Sözü geçen karar lar ruhunda hareket eden partimiz. ş imdi . demokra­tik ve anti-emperya l i st güçlerden oluşacak bir u lusal koalisyon hükümeti kurulması fikrin i ön plôna sü rüyor. Bunun için ciddi nedenler ve koşul lar vard ı r. Bu nedenler ve koşul lar. b i r yandan. memlekette u lusal kurtuluş amaçl ı geniş b i r yurtseverler cephesi kurulması o lanakla rına da açıktı r.

Doğ makta olan bir l ik çerçevesi içinde elbette sın ıfsal çelişkilerin. f ik ir çatışmaların ın da yeri vard ı r. Partimiz. tutum ve görüşlerinde bağ ımsız­l ığ ın ı tamamen korumaktad ı r. Biz. diğer parti ler ve toplumsal güçlerle d i ­yalogumuzun politik bakımdan veriml i o labi lmesi. kendi leriyle ta rtışma ve anlaşmala rla yapacağ ımız işbirl iğ in in etk in olabi lmesi için. bu bağ ı msız­l ığ ın i lkesel bakımdan gayet önemli olduğu kanıs ındayız.

Bizim bugünkü çal ışmamız. devrim saati n i bekleyiş dönemi içinde ge­l i şti ri len geçici bir eylem. bir oyalama sayı lab i l i r mi? Hayı r ! Biz. bunun. ş imdiki koşul larda doğrudan doğ ruya devrimci çal ışma olduğu kanıs ında­yız. z i ra burada proleta rya yığ ın la rı n ı n politik bakımdan canlandı rı lması . demakratik güçlerin aynı düşünce ve hedef bayrağı a lt ında toplanması

892

Page 30: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

ve anti-emperyalist savaşın deri n leşti ri lmesi sözkonusudu r. Bütün bunlar olmadıkça da, Oktobr deneyin i n kanıtladığ ı g ibi, kök lü sosyal devrimi başarabi lecek biricik güç olan çoğ un luğ un yaratilması düpedüz olanak­sızlaşı r.

3.

Topl umsal gel işmenin, Oktobr Devri� i süreci boyunca söz götürmez biçimde doğrulanan yasa l l ı k larından biri ; sömürücü s ın ıf ların , iktidarı ve ayrıca l ı k lar ını yiti rme reel teh l ikesi ka rş ıs ında d iren iş enerj i lerin i iki kat artı rma larıd ı r.

Devrim Rusyası, Komilov Isyan ı , Beyaz Orducular, karşı-devrimci ayak­Ianmalar, emperya l ist müdahaleler g ibi felôketler yaşad ı . Gerici l iğ in bu kuduz d i reniş çizgisi, Hitlerci Rayh' ın kıyı cı sa ld ı rı la riyle, ABD'n in Viyet­nam'daki sa ld ı rı s iyle, Ş i l i cuntası n ın insanl ı k-dış ı c i nayetleriyle devam etti r i ld i . Bütün demokrasi ve u l usal özgür lük kurumla rına, demokratlara ve yurtseveriere zerrece insafı olmıyan bu politikan ın i l k kurbanları daima komün istler olmuşlard ı r. Ş i l i 'de, Uruguay'da, Brezilya'da, Pa raguay'da ve d iğer memleketlerde n ice yoldaşımız ın bugünkü yaıgıs ı , b i r acı hatı ra, gerici l iğ i n sı rf sömürücü sı nıf ları n egemen l iğ in i korumak için el i titreme­den işl iyebi leceğ i c inayetlerin s ın ı rı o lmadığı gerçeğ in i tekra rl ıyor.

Biz komünistler, s ı rtı n ı zengin kaynak ve olanaklara dayayan teh l i ke l i b i r düşmanla boğuşuyoruz. Bu düşman, devrim sürecin i yavaşlatmayı ve du rdurmayı a maçlıyan kıyıcı çı rpı n ış larında, h iç bir şeyi esirgemez ve hiç bir kötü lükten geri durmaz. Bizler, kurtuluş savaşı boyunca, b i rçok güçlükle karşı laşacağ ı mızın, kördüğüm olmuş n ice karmaş ık ve çel iş ik du rumla rı n iç inden ç ıkmak zorunda kalacağ ım ız ın günden güne daha çok b i l inc i ı1e varmamız gerekiyor. Başarı la rı mızı n ve gücümüzün as ı l güven­cesi, bizim düşünce ve yöntemim izde, anti -emperya l i st savaşa en değ iş ik biçim ve düzeylerde katı lmakta olan geniş ha lk yığ ı n la rı n ı ve bütün top­lumsal zümreleri seferber etme ve örgütleme �ünerimizded i r.

Doğald ı r ki , gerici l iğ in en kaba zorba l ığa başvurması, devrimci savaş sorun ları n ı n karmaşı kl ığ ı n ı a rtı rıyor. Ama bu ümitsizl iğe düşmeyi gerektir­mez. Sağcı kuvvetlerin CIA tarafından arka lan ıp teşvik edilen açık ey­lem leri, halkta hoşnutsuzluk ve galeyan uyandı rıyor. Bizim ödevimiz. bu hoşnutsuzluk ve ga leyanı . demokrasiyi savunmaya yönel ik bi l inç l i bir ey­lem hal ine getirmek, aş ı rı geric i l iğe karşı savaşı b i r u lusal bir l ik etkenine. emekçiler için bir politik eğitim okuluna dönüştürmektir.

Arjantin'de bugünkü du rum. en yakın hedef olarak. gerici elemanları n

893

Page 31: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

tasarladık ları komplonun yığ ın hareketleriyle suya düşürü lmesine, hükü­metin iç inde ve d ış ında u lusal kurtuluş için savaşan yurtsever güçlerin mevz i leri n i n takviyesine, bütün yurtsever güçlerin ortak demokratik görüş ve kanı lar temeli üzerinde bi rleşti ri lmesine yönelmemizi gerekti riyor. Fakat biz, bu savaşın kazan ı lmasın ın , henüz memleketin bütün u lusal ve sosyal problemlerin in çözümü an lamına gelm iyeceğ ini b i l iyoruz. Orta gel iş iml i kapital izmiyle Arjantin'de, d iğer birçok Lati n Amerika devletinde olduğ u g ibi , s ın ıfsa l uzlaşmaz zıt l ık ların keskin leşmesi kaçı n ı lmazd ı r. Bu objektif etken, bizim politikamız için da ima yol gösterici olacak, bizi hertürlü reformist, oportünist ak ımlardan ayı ran kavşağ ı beli rliyecektir.

Şunu da bel i rtmeliyiz ki, Okto�r'dan sonraki çağda, emperya lizm in gö­zünde reformizm daha başka bir değer kazan mıştır. Emperya l izmin n ice ideolog ve politi kacı ları , Oktobr'dan çıkar ı lan dersleri, Rusyada devrimci patlamanın başlıca ve b iricik nedenin in , ü lken in oransal ekonomik geri­l iği ve halkın ası l y ığ ı n ı n ı n yoksu l luğu olduğ u an lamında yorurriladı lar. Ve bundan da, bel ir l i maddi ödünler vermek suretiyle devrimden kurtu­lunabi Ieceğ i sonucunu çıkard ı la r.

Biz, emperyal izmin bu tür pol iti kasın ın perspektifsizliğ in i , buna temel olan doktrin in saçmal ığ ın ı açı kça görebil iyoruz. Devrim i ol uşturon eko­nomik gerikalmış l ık değ i l , y ığ ın lar ın yoksul luğu da deği ld i r. Onu, kapita­lizm koşu l lar ında ekonomik gel işmenin, yumuşatma k şöyle du rsun, daha da sertleştird iğ i sasyal uzlaşmaz z ıtl ık ları n keskin l iğ i doğurur. Kısacası, Rusya, gerika lrnış l ığ ın simgesi olduğ u için değ i l , kapita l ist gel işmede bir­tek sıçrama bu düzeni n toplumunda s ın ıfsa l ve diğer çatışma ları son derece kızıştırmaya yettiğ i iç in, sosyal ist devrimin vatanı oldu.

Şu var ki , burj uva -reformist haya llerden kuvvet a lan politi kan ın suya düşmeye hükümlü o lduğunun bi l i ncine varmamız, bunun gizled iği tehl i ­keye göz yummamızı gerektirmez. Bu palitika toplumun katmanlar ın ı ve bu a rada emekçi leri de şaşırtab i l i r ve şaşırtmaktad ı r. Bu cümleden ola­rak, onları , « sosyal partnörlük . . g ibi sahte ş iarlarla a ldatmakta, b i r an önce elde edilebi lecek ekonomik kazan ımları her şeyin panzehiriymiş gibi göstererek, gerçek menfaatlerin i g ü rü l tüye getirmektedir. Tek sözle, sömü­rücülüğe karşı savaşı güçleştirecek bir ik l im yaratmaya çal ışmaktad ı r. Bur­juva reformizmin in içyüzünün açığa vurulması , işçi çevrelerinde bütün bu­na yakın ak ımları n kesin l i kle eleşti ri lmesi, biz im koşu l ları mızda, Oktobr Devrimi 'ne hazır l ık sürecinde Bolşeviklerin oportün izme karşı d i renç göste­ri lmesine önem verdikleri kadar önemli ve güncül b ir sorundur.

Emperya l izmin g lobal stratej is inde, keza tek tek ü lkelerde emperya lizm ajanların ın politi kası nda, devrimci hareket saflarına n ifak sokma dene­meleri önemli b i r yer a l ıyor. Emperya l istler ve gerici l ik , devrimci güçlerin sıkı toplu luk ve b i rl iğ in i bozma çabasiyle, b i r yandan da mi l l iyetçi l iğe

894

Page 32: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

belbağ lıyor, dünyan ın sosya l ist olmayan kes iminde toplumsal hayata s in­miş olan s ın ı fsal çel işki leri örtbas etmeye çal ışıyo rlar. ate yandan, em­perya l ist propoganda, sosya l i st düşüncelerin geniş yığ ın lar a rasında yay­g ı n laşarak kofo lara iş lediğ in i gördükçe, « kendine özgü .. devrim yolla rı ve sosya l izm «u l usal model .. leri sözkonusu olmak koşuluyla, bazan kend isi de devrim ve sosyal izmden bahsetmeye kalkıyor.

Pratiğ in gösterdiği üzere, emperyalizm ve gerici l ik, küçük burjuva «dev­rimci l iğ i .. etkisine kapı lm ış çeşitl i g rup ların , yani körükörüne ve gayet teh l ikel i ç ık ış ları n etk in l iğ ine güvenmeye ve ya ln ız bi reysel veya grupsal terör metotlarına dayanmaya yatk ın o lan ları n serüvenci duygu, düşünce ve eylemlerinden kendi çıkarları na yararlanmayı öğrenm işlerdir. Bu gib i aş ı rı -sol g ruplar, işçi s ın ıfı n ı n, köylü lerin ve geniş halk yığ ı n la rı n ı n büyük mücadelesinden koparak, gözden düşmekte, kendi kend i lerin i sıf ıra ind i r­mekted irler. Onlar ın büyük palavra larla d i le geti rmeye çal ışt ık ları görüş­ler i de, u lusal kurtuluş hareketi n i sosyal ist ü l keler top lu l uğuna karşı koy­mak amacı n ı gütmektedir.

Bütün bun lar, komünist ve işçi parti lerin in 1 969 yı l ında yaptık ları U lus­lararası Danışma Toplantı s ı 'n ın vard ığ ı şu yarg ın ın ne kadar önemli oldu­ğunu bir kez daha belirtiyor : «Anti-emperyalist savaşın perspektifleri ba­kımından, sosyalist sistem ile işçi ve ulusal kurtuluş hareketi arasındaki

bağlaşıklığı güçlendirmenin birincil bir önemi vardır . .. (3) Sorun, ya ln ız bu teorik doğ ruluğu söz götü rmez tezin , devrimci ha reketi parça lamayı amaçlayan sahte görüşlere ka rşı konulması değ i l , her şeyden önce pra ­tikte de buna göre b i r eylem çizg isi izlenmesid i r. Arjantin komünistleri, sözgeliş i , emperya l i stleri n mem leketimizi ve tüm Latin Amerikayı Sovyetler Bir l iğ inden, öteki sosya l ist top lu luk devletleri nden ve kardeş Küba'dan ya­I ı tma çabasiy le yaratt ık ları kordonu yarı p çıkmak için kesin l i k le savaş­maktad ı rlar. Bu alanda a rtık elde ed i lm iş bu lunan başarı lar, Arjantin ' in u lusal bağı msızl ığ ın ı güçlendirmenin ve sosya l ist ü lkelerle temasların ı ge­l iştirmenin, hep aynı sürecin b i rb i rine s ımsık ı bağ l ı ik i yanı o lduğunu el le tutu lurcasına göstermektedir.

Partimiz, bütün eyleminde, halen önünde duran ve u lusal politik durum ve koşu l lar ın bugünkü özel l i k lerine bağ l ı o lan ödevler ne kadar kendine özgü, bun lar ın çözümü de ne kadar ayrı biçim lerde o lu rsa o lsun , y' ine de bütün varl ığ iyle dünya komünistler ordusunun b i r kolu olduğ u ve olmaya devam edeceği an layış ını kı lavuz ed inmekted i r. Yürütmekte olduğumuz savaş da, Lati n Amerikan ın diğer halk ları n ı n devrimci mücadelesi n in , bü­tün dünya .devrimci hareketin in ayrı lmaz bir pa rças ıd ı r.

(3) «Komünist ve Işçi Partileri U lus lararası Danışma Toplantısı . Moskava. 1 969 . .. S. 32.

895

Page 33: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

hükümeti ( Ieybırist) kurulmasiyle yetin mek zorunda ka l ınd ı . Bu da yine bu yı l ın güzünde erken seçimlere g id i lmesine yol açtı.

Memlekette kriz durumların ı n keskin leşmesi, enflôsyonun ve vergi yü­künün a rtması, sosyal gereksinmeler için verilen kred i lerin azalt ı lması , tekellerin kazançları eylemde s ın ı rs ız olarak yükselti l i rken i ş ücretlerin in dondurulması g ibi h ususlar, tümüyle, emekçilerin savaşı n ı n şiddetlenmesi sonucunu, g revlerin ve diğer y ığ ınsal ç ık ış ların sıklaşması sonucunu do­ğu rdu. Komünistlerin bu savaşa aktif ola rak katı lmaları , emekçi halk ın menfaatlerin i fedakorea savunma ları , komü nist partilerin in itibarın ı a r­tı rd ı , sendikalarda ve işçi s ın ı f ın ın diğer örgütlerindeki katı l ım ve etki lerini g üçlend i rdi . Komünistler, böylece, iş letmelerde, işçi ve h izmetl i lerin ası l çal ışma ortam ında eyleme azami ölçüde önem verirken, savaş ın par/ô­menter yönünde de çabalarını azaltmadı lar. Bu a landa, yen i lg i lerin ve başarıs ız l ı k ları n yan ıs ı ra, gelecek i çi n ümit verici bazı başarı la r da elde edi ld i .

Bazı kanlı/or

1 960 y ı l ı ndan beri Folketing'de üyesi olm ıyan Danimarka Komünist Par­tisi, 1 10 bin oy (% 3,6) kazanarak 6 adayının seçi lmesin i sağladı ve bu suretle bariyeri (oyların % 2'si) başarıyla aştı . Belçika Komünist Partisi, oyla rı n % 3.75' in i kazanarak, 5 üyesiyle parlômentoya g i rd i . Büyük Britan­ya Komünist Partisi Şubat seçimlerine 44 adayla katı ld ı . Bunları n h iç b i r i seçi lmedi, ancak b i r tanesi kanun la beli rlenen asgari oy haddin i sağ -

. l ıyobi ld i (% 1 2,5).

AÇIk tutarsızlık

Seçimlerden çıkarı lan i bret derslerin in değerlend ir i lmesi nde, i. Koks,

Büyük Britanya Komünist Partis in in emekçiler a rasında gitgide artan itibar ve etkisiyle, parlamento seçimlerinde çok az oy a lması a rasındaki bel i rg i n tuta rsızl ığa di kkati çekti. Iş letmelerde ve madenierde, sendikalarda ve diğer yığ ı n örgütlerinde bir hayli it ibarı olan ve mi lyonlarca işçiyi y ığ ınsal eyleme çıkarabi leceğ in i ispat etmiş olan parti, seçi mlerde ya ln ız yirmi­otuz bin oy a labi lmişti. Bu belki de Büyük Britanya'da polit ik hayatı n en gar ip ve çel işki l i çizg isiyd i . Z i ra, Büyük Britanya Komünist Partis i 'n in düş­manları bi le, komünist adayların a ld ı k ları oy sayıs ın ın , pa rtin in gerçek politik etkis ine kıyasla gayet az olduğunu görüyorlardı. Bu düşmanlann, Komünist Partis in in gerçekten pol it ik etkisi olduğ unda kuşkuları yoktu, zira gerek tutucular, gerekse sağcı leybı ristler, yürüttükleri seçim kampanya­sında Britanya'da « komünizm teh l i kesi » yaygarasını elden b ı rakmamış ve « her karyolan ın a ltı nda bir kızı l a ranması »nı sa l ı k verm iş lerd i . Ha l böyley­ken, komünistlerin aday gösterd ik leri i l lerde; her yüz seçmenin ancak bir

898

Page 34: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

tanesi onlara oy vermişti. Bu durum, Britanya Komünist Partis in i çok dü ­şündüren bir ciddi problem doğ u rdu.

I. Koks, bu durumun neden lerin i çözümlemeye çal ışarok, önecel ikle, Büyük Britanya'da işçi hareketi gelişmesinin tarihsel özelliklerini bel i rtti . Memlekette, leybıri st Parti, bu gelişme ve özel / ik ler sonucu o lara k, esas itiba riyle, emekçi seçmenlerin menfaatlerin in temsi lci l iğ in i kendi teke­l ine almış bulunuyor. leybırist Partiye, geleneksel olarak, send ika ları n sözcüsü ola rak, ekonomik ve politik hakların ı savunma aracı olarak ba­k ı l ıyor. i ki ncis i , Büyük Britanya'da tüm seçim sistemi, egemen sı nıfla rtn gayet işine gelen iktidarda nöbet değiştirici i ki pa rti sistemini korumayı hedef tutuyor. 1 924 y ı l ına kadar bu s istemin bi leşen i ki elemanı tutucu lar ve l iberal/er, o yı ldan beri de tutucular ve leybı ri stlerdir. Her ik i portinin l iderleri de, elden ne gel i rse yapı p, i ktidar « koltuk»una bir başkasın ı otu rt­mamayı başl ıca kaygı edin iyorlar. Durumun üçüncü nedeni de, seçim kanunlaf/nın demokratik olmayışıdır. Yürürlükte olan ve nispi (oransol) çoğunluğu esas tutan çoğun luk sistemi (« f inal kordelası n ı k im önce ge­çerse» prensipine dayanan sistem) gereğ ince, rakiplerinden bir tek oy fazla alan aday seçi lmiş sayı l ı yor. Pratikte, bu mekanizma, i l lerde çoğu kere oyların daha azını a ld ıkları halde parlamento üyeliğ i kazanan gele­neksel partilere üstün lük veriyor. Parlamentoda' üyeleri n ya rı s ından çoğu­leybırist veya tori (muhafazakarlar) -, gerçekte azınlığın vekilJeridirler.

Harç mı, haraç mı?

Her adayın peşinen 1 50 sterl i n yatırmas ın ı öngören « seçim harcı » sis­temi de, gerçekte küçük partileri hedef tutan bir yasak n i tel iği taşıyor. Aday, i lde ku l lan ı lan bütün oyları n sekizde bir in i a lamazsa, harç geri veri lm iyor ve böylel ik le cezayo, daha doğ rusu haraca dönüşüyor. « Harç» s istemin in ne demek olduğunu şu hesa p apaçı k gösteriyor : Eğer Komü­n ist Partisi 635 seçim i l i n in hepsinde aday g österecek olursa, yalnız « harç» olarak aşağı yukarı 1 00 bin sterlin, ya da çeyrek mi lyon dolar yatı rması gerekecektir. Kaldı ki, seçime katı lmanın gerektird iğ i harcamalar ya ln ız bundan da ibaret değ i ld i r. Peki, olanakları mütevazı ölçü leri geç­miyen işçi s ınıfı partisi bu kadar parayı nerden ve nasıl bulur?

Britanya'da seçim s isteminin ada letsiz l iğinden vaktiyle yaln ız komün ist­ler yakın ıyorlardı. Ama ş imdi bu ada letsiz l iği burjuva l ibera l partisi de sırtında h issediyor ve yakı nıyor. Son seçimlerde l ibera l/er 6 m i lyon oy a ld ı lar (muhafazakarlar 1 2 mi lyon) . buna karş ı l ı k parlamentoda ancak 14 sanda lye kazand ı lar (muhafazakarla r 296) . Demek k i , parlamentoya bir temsi lci sokab i lmek i çi n l ibera i lere ortalama 400 bin oy gerekl i o lu­yor, amma m uhafazakarlara 40 bin oy yetip a rtıyor !

899

Page 35: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

Memlekette ada let gözeten bir n ispi seçim s istemi uygulansayd ı , bugün parlômentoda en az 1 0-1 2 komünist mi l letveki l i bulunab i l i rd i . Z i ra bele­d iye seçim lerinde Büyük Britanya Komün ist Partisi, özel l ik le iskoçya ve Gal 'de birçok kurul üyesi seçtirmeye muvaffak oldu. Bundan ötü rü, Komü­n ist Partisin in demokrasi uğrunda verd iğ i savaş, aynı zamanda seçim sis­tem in in demokratikleştir i lmesi g ibi b ir somut hedefi de içermektedi r.

i. Koks ayrıca şunları bel i rtti : Avam Kamarası 'nda komünist üye yok, oma bu, partimizin parlômentodan izole durumda olduğu, onun eylemine etki yapmadığ ı an lamına gelmez. Biz pa rlômentoda birçok leybı rist üyeyle, özel l ikle sol larla i l işki l iyiz. Onlarla karşı laşmalar yapabi l iyor, ya­şamsal güncel sorun larımızı görüşebil iyor, şu veya bu g i riş imden söz ede­bil iyoruz. Leybırist Parti n in kendi gün lük gazetesi o lmadığ ı için, bu üye­lerden bazı ları « Morning Star» gazetesiyle sürekl i işbi rl iğ i yapıyorlar.

Unutmamak gerek ki, son seçim kam panyasında Komü nist Partis in in genel pol it ik hedefi, muhafazakôrları n yen i lg iye uğ ratı lmasına, i kt idardan uzaklaştırı lma la rına, i şç i a leyhtarı kanun ları ka ld ı rabi lecek ve i lerici b ir politika güdebi lecek o lon leybırist hükümetin in işbaşına geti ri lmesine yar­d ım etmekti. Demek ki , geniş plônda düşünecek olursak, seçim kampan­yası n ın sonucu, genell i kle, pol itika ları n ı n ya l ı nkat oluşu ve kararsı z l ığı yüzünden leybı ristler Kamara'da çoğ un luğu elde edememiş olsalar bi le, üm itlerimizi boşa ç ıka rmad ı . Gerçi, kendi adaylarımız ın seçiiememiş ol­ması hiç de memnuniyet verici değ i ldi , amma yine de Komün ist Partis in in etkisi, son yı l larda memleketin politik hayatı na nası l yansıd ıysa, bu seçim­lerin sonuçla rına do öylece yansıd ı .

Büyük Britanya Komünist Partis in in , parlômentoda üyesi o lmasa bi le, hem yasama organ ları , hem hükümet politikası ve hem de « Mecl i s kori­dorları » ndaki ş imdik i değişmeler üzeri nde etki yapabi lmek üzere, parlô­mento dışında yığınsal b ir savaş örg ütley ip geliştirmeyi boşard ığ ın ı k imse inkô r edemez.

Ya pı lan görüşmeler, yaln ız Büyük Britanya'da değ i l , Belçika ve Dani­morko'da do, belk i o kadar göze çarpa r biç imde o lmasa do, komün ist parti lerin in seçimlerdeki başarı lqrı ile memleket politik yaşamındaki ger­çek yerleri a rasında bel i r l i bir tuta rsızl ı k o lduğunu gösterd i . 1. Terf şöyle ded i : Objektifliğe ters düşme tehl ikesinden uzak o larak diyebi l i riz ki , Bel­çika Komün ist Partis i 'n in reel etkisi, sayıca varl ığ ın ın kat kat üstü ndedir. Burjuva çevreleri bi le bu kanıdod ı r. Bundan ötürü de, Belçika Komün ist Partisi 'n i politik bakımdan yol ı tmo yolundaki bütün denemeler başarı sız­lığa uğramaktad ı r.

900

Page 36: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

"Yitik oy'un ceremesi»

B i r yandan, komünistlerin sözgeliş i sendikalar iç inde durumları güçle­n i rken, belediye veya parlômento seçimlerinde benzeri bir başarı göster­memeleri g ibi paradoksal bir du ru m göze çarpıyor. Sendika yönetici l iği görevlerine seçi lmede en geniş ölçüde desteklenen nice tan ınmış emekçi önderi, genel seçimlerde oday olarak çoğu kere büyük bir başarı sızl ığa uğruyorlar. Bu durum, seçmenlerin ve g iderek işçilerin öneml i b i r bölü­münün, bu g ibi adaylara verilen oyları «yiti k» sayma lerından i leri gel iyor.

B i l ind iğ i üzere, bu olguyu i l k defa bundan 80 yıl kadar önce F. Engels tespit etti. Engels şöyle der: Burj uva seçim s istemi koşul la rı nda, ik i ona partiden b i ri n i n aday ına veri imiyen her oy «b i r çeşit yitik sayıl ıyor. Ameri­kal ıysa, Ing i l iz in yaptığ ı g ibi, kendi devleti üzerinde etki yapmak ve oy'­unu rüzgôra ko ptı rmamak i stiyor. » (2)

ib Nör!und dedi k i : Biz, Danimarka komünistleri, « yitik oy'un cere­mesi »ni bir hayli açık l ık la h issediyoruz. Bu, hem seçmenlerin bir k ısmın ı n iyin iyetle a ldanmaların ı n, hem de parlômentoda güç lü bir komün ist g ru­pun yer o lmasından korkan çevrelerin kötüniyetli propagandasın ı n sonu­cudur. Komün istlere sempati l i seçmenleri adresliyen bu propoganda ken­d ine göre « prati k» kanıtla r i leri sü rüyor, « komünist aday nası l olsa seçi l ­m iyecek, senin oy'un havaya g idecek ; hattô parlômentoya bi rkaç komü­n ist m i l letveki l i g i rse bi le, bu h i ç bir şey değ iştirmiyecek» d iyor. Peki, böy­lesine kıyıcı propagandaya nas ı l ve neyle karşı konu lur? Birincisi, parti­lerim izin y ığ ın lar a rasındaki çal ışmaları n ı iyi leştirmek, komünist mi l let­vek i l lerin in (azı n l ı k du rumunda bi le) parlamentoda oynıya bi lecekleri o lum­lu rolü aç ık lamak gerekir. ikincisi , komün istlerin , o lanağın ı bulabi ld ikleri yerde, parlômento kürsüsünden emekçiler yararı na, onların isteklerin i sa­vunma yönünde en aktif biçimde yararlanmala rı gereki r. Böyle bir çaba, düşman propagandan ı n yolunu kesmede her sözden daha etk i l i olacak ve seçmenleri komünistlere oy vermenin hiç bir suretle «oy'u rüzgôra kap­t ırmak» olmıyacağına inandıracaktır.

J. Terf şun ları söyled i : Belçika'da da bazı ları şöyle düşünüyorla r : « Ko­münistlerin parlômentoda 5 mit i iyetveki l i var. Bunlar ın 7 veya 8 olması h iç bir şey değ işt irecek değ i ld i r. » Böyle i lkel ve gerçekte bozguncu düşünüş, ne yazık ki, bazı seçmenlere, özel l ik le orta tabaka lardan o lan la ra akla uygun g örünüyor. Bana kal ı rsa, biz im koşu l larım ızda, bu g ibi yarg ı ları n ya rattığ ı ruh hal in i g idermenin e n iyi yol larından b i ri -seçimöncesi bağ­laşmalard ı r. Belçika'da bu yolda a rtık n ice belediye seçimlerinde ediniI­miş o lumlu bir deney vard ı r. Ve bu deney, eğer sözkonusu bağlaşma c iddi politik güçlere dayan ı r, i radec i ka rakterden azot ve gerçekçi b ir içeriğe

(2) K. Marks ve F. Engels, Eserler, c. 39, s. 1 49.

901

Page 37: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

sah ip o lu rsa, mutlaka iyi sonuçlara u laş ı ld ığ ın ı gösteriyor. Politik bak ım­dan, böyle b i r bir l ik kendis in i meydana getiren bölümlerin ya l ın toplamın ­dan her zaman daha güçlüdür.

i. Koks şunla rı bel irtti : Büyük Britanya Komünist Pa rtis in in seçim lerdeki başarı s ız l ığ ı , elbette, Ing i l iz işçi lerin in anti-komünist duygu ve düşünce­lerle hareket ettik leri an lamına gelmiyor. Başarısızl ığ ın böyle b i r şeyden i leri geldiğ i düşünü lemez. Ama, çoğ u kere, işçi seçmen, oy'unu komünist adaya verdiği takdirde, bunun belki de leybı rist adayın kaybetmesine yar­d ımcı ve enson u bir tutucu adayın kazanmasına destek olabi leceğ in i dü­şünüyor. Şimdiki seç im sisteminde böyle b i r teh l ike olmadığı da söylene­mez.

Başka türlü bir ruh ha l i daha var. Ben, ing i lteredeki geçerl i deyimiyle « seçim ajanı . . (propagandacı) ola rak ça l ı şmalarımda, böylesine kend im rastlad ım. Bir komünist aday için ajitasyon yaptığ ım s ı rada, yan ıma birçok işçi gel iyor ve soruyorla rdı : « Biz, sa l ı k verd iğ in iz aday yoldaşın ız ın iyi b i r savaşçı o lduğunu bi l iyoruz ve her gün emekçilerin menfaatlerin i savundu­ğ una da inan ıyoruz. Ama onu ne d iye parlômentoya gönderel im? Sizin komünisti niz burada gerek l id i r bize. Pa rlômentoda çene çalmakla varsın leybırist dost lar uğraşs ın ıar. Buna zaten de a l ı ş ıktır lar . .. Bu elbette dar ve send ika l ist b i r düşünüş tarzıd ı r. Fakat böyle b i r düşünüş ta rzı vard ı r ve leybı ristlerin yara rına etk i l i de olmaktad ı r.

I. Koks, seçim blokla rı ve hükümet koa l i syonları f ikrin in tutu lmadığ ın ı belirterek, seçim kanununun d üzelti lmesi iç in savaşın a rtık ertelenmez bir zorun luk olduğunu tekrar ladı . Bu yolda, ş imdik i sistemden yakı n ma la rı o lmıyan leybırist yönetimin veya tutucular ın böyle b i r savaşı benimsemeleri ve ayak uydu rmaları elbette beklenemez. Son seçimlerde, leybı ristler daha az oy. ama muhafazakôrlardan daha çok sayıda saylav çıkard ı la r. Bu yüzden m uhafazakôrl a r homu rdanıyorlar. Ne varki, ewelce, on lar da seçim lerden defa larca böyle kôr l ı ç ıkmış lard ı r ve daha da çıkabi l i rler. Bu­nun içi nd i r ki , daha önce de bel i rttiğ imiz g ibi, seçim kanunu reformu söz­konusu oldukça, l i bera l lerin çıkarları bizim menfaatlerimizle bağdaşmak­tad ı r.

Biz komünistler, seçimlerde oransal temsilden ve seçmene, i l k oy verdiğ i aday gereken çoğ un luğu sağ l ıyamadığı takdirde, hemen oylamak i sted iği ik inci ve giderek üçüncü aday gösterme hakkı tan ıyan tercih l i oy pren­s ip in in uyg ulanmasından yanayız. Bu iyi prensip bazı ü lkelerde uygu lan ı ­yor ve o ra larda seçmen kendi politik tercihine göre hareket edebiliyor. Büyük Britonyada da böyle b i r s istem kabul edi lecek o lursa, a rtık hiç kimse «yit ik .. oylardan söz edemez, b i r komünist adaya oy veren işç i , bu­nun la leybırist partiye çelme takmadığ ından ve herhalde muhafazakôr­ları n kazanmasına yard ım etmediğ inden emin o labi l i r.

902

Page 38: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

Yığmlar arasmda çaltşma daima sonuç veriyor

Danimarka Komünist Partis inin seçim başarıs ın ın önemi üzerinde d ura­rak. ib Nörlund. en önemli şeyin, elbette kazan ı lan oy veya parlômento üyel iğ i sayısı o lmadığı n ı söyledi. Bazı ları bunu pek de inandı rıcı bulmıya­bi l i rler. Ama ası l önemli olan, i leri b i r ç ık ış yap ı lm ış ve partin in durumu­nun daha da güçlenmesi için bir temel yaratı lm ış olmasıdır. Biz 1 973 Ara­lık seçimlerinde oyları n % 3,6's ln l kazanmışken, 1 974 Martında seçmen­lerle yapı lan bir soruşturma bizden yana seçmenlerin % 5,5'e çıktığ ın ı gösterdi . Mayıs ortasında " Politiken " gazetesi tarafı ndan yapı lan soruş­turma s ı rasındaysa, a rtık seçmenlerin % 1 0'u, hemen bir seçim yapılacak olsa, komünistlere oy' vereceklerin i bi ldirdi ler. Böylel ikle, Lenin ' in fikri , yani ekim i le harman a rasına y ı l lar g i rse de, yığ ı n la r a rasında çal ışman ı n h iç bir zaman boşo gitmediği bir daha doğ ru lan ıyor.

Partimiz 1 960 y ı l ları eşiğinde saflarındaki revizyonistlerle i l işiğ in i kestiğ i zaman, parlômentoda h iç b i r temsilci kalmadı . Sahip olduğu bütün san­da lyeler ayrı lan sağcı grupun el ine geçti. Komünistler ise daha sonra % 2 bariyeri b i rtürlü aşamıyor, ve düşmanlarım ız a rtık Danimarka par­lômento sahnesinde komünistlerin yeri olmadığ ın ı söylüyorlard ı .

Fakat, ha lk ın ded iği g ibi, fareler ked iyi erken gömdüler ! Komünist Par­tis in in sendikalarda ve yığ ı n la r içindeki sabı rlı çal ışma ları ensonra mey­valarını vermeye başlad ı . Bundan başka, Danimarka kapita l izmin in 1 960 y ı l ları sağ lam laşma dönemini , 1 970 y ı l larında n ice reformist hayal lerin uçup gitmesine yol açan bir bunal ım dönemi izled i. Danimarkan ın Or­tak Pazara g i rmesine karşı komünistlerin yü rüttükleri enerj ik savaş vak­tinde başarıya ulaşamamış olsa bi le, h iç olmazsa y ığ ın lar ın gözünü açtı ve on ları Komünist Partis in in büyük politik potansiyeline inandı rd ı . Ş imdi yurttaşlar bu hareketin doğurab ileceği sonuçlar üzeri ndeki değerlendir­melerim izde ne kadar hakl ı olduğumuzu apaçı k görebil iyorlar. işçi s ı n ı fı içinde, özel l ik le genç işçiler arasında ve aynı zamanda tüm gençlik a ra­s ında a rtık Marksist-Len inist ideoloj imize karşı canl ı bir i lg i uyanmış bulu­n uyor. Son seçimlerde biz anti -monopolist b i r programla ortaya çı ktık ve bi l indiği g ib i i lk başarı lara da ulaştı k.

Onemli olan şudur ki, emekçilerin menfaatleri için işletmelerde savaş i le parlômento düzeyinde politik savaş a rasındaki bağıntıyı göstermeyi ve pratikte gerçekleşti rmeyi başard ık. Diğer partilerin ve bu a rada sosyal­demokratları n pratiğ inde böyle bir bağıntı yoktur ve on ları n bu ik i tür eylemi paralel çizgi ler gibi h iç bir yerde keşişmez. üstelik , biz komünist­ler, seçimönü ş iarla rımız ın bi rinde, << işçi s ın ıf ı n ı n parlômentoya uzanan el i " olacağ ımızı açıkça i lôn ettik.

Bugün, Danimarka g ib i gel işmiş ü lkelerde, sosya l-ekonomik sorun la rı n mutlak çoğun luğunun değ i lse bi le, büyük bir bölümünün, şu veya b u bi-

903

Page 39: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

çimde parômentoyla i l işki l i o lduğu unutulmamal ıd ı r. Devlet-tekel kapita­lizmi s istemin in özel l i kleri nden biri de budur. Bunun iç indir ki . parlômento tartışmalarına tom hakla katı lma olanağ ına kavuşmamız. bu ta rtı şma­larda işçi s ınıfı n ı n görüşünü d i le getirmemiz. onun i steklerin i ileri sürerek savunmamız son derece öneml id i r.

Iki tip parlamentarizm

Hararetle devam eden fik ir değiştakuşu içinde. bir de. parlômenter ey­lemin ik i üslObu a rası nda. yani komün ist parti lerine özgü çal ışma üslObu i le sosya l-demokras in in pratiğ ine yerleşmiş olan çal ışma üslObu a rası nda nas ı l b ir ayrım olduğ u sorusu ortaya atı ld ı .

I . Nörlund. Ben. bütün sorunun. bu parti lerin politik görüş leri a rasın­daki temel l i aynmda olduğ u kanısındayım . Sosyal-demokratla r. kendi le­rine, varolan toplumun, yani kapita l i st toplumun iş lerin in yöneticileri gö­züyle bakıyorlar. Komünistlerse, köklü toplumsal dönüşümler peşindedir­Ier. Parlômentoda eylem tarzı ayrım ı da bundan i leri gel iyor. Sosyal ­demokratlar, kend i politik h ı rsları n ı n başlangıç ve sonunu parlômento sahnesinde görüyorlar. Komün istler içinse. esas olan, yığ ın lar a rasında. işçi s ın ıfı ve bütün emekçiler a rasında çal ışmaktı r. Sosya l-demokratların çabaları , öncel ik le d iğer parlamento g ruplariyle uzlaşmalar, kul is a rkası kombinezonlar a ramaya yönel i ktir. Komünistler, tersine, emekçilerin hayat şartları na ve geleceklerine i l işkin bütün problem ve olguları parlômento kürsüsünden cesaret ve kes in l ik le ortaya koymakta yara r görürler. Kapi­tal izmin kriz in in ş iddetlenmes i koşu l larında, onun sosyal del ik leri n i tıka­maktan başka amacı olmıyan geleneksel sosya l-demokratik parlômento eylemi, a rtık, devrimci yönel iml i ol�asalar bile, yine de şimdiye kadarki g id işata katlanmak istemiyen yığ ın la rı doyurmuyor.

J. Koks. Dünya görüşlerindeki büyük ayrıma karşın, sosyal i leri l i k sa­vaşı yol la rına i l işkin anlayışlarındaki bütün ayrıcal ığa karşın, bence, komü­n i stlerle sosya l -demokratla rı n a ras ına kal ın ve aşı lmaz bir d uvar çekmek doğru o lmaz. Netekim. bütün leybıristler de aynı tahtaya konulamaz. Bun­la r a rasında a rt ık sosyal-demorkati k kal ı pçı l ı ktan b ir hay l i uzaklaşmış ve komünist olmasalar da komün ist örneğ ince görüş ve çal ışmaya yaklaşmış olan parlômenterler va rd ı r. Bun lar, parlômento kürsüsündeki konuşmaları ve Avam Kamarası'ndaki çal ışmala rı , parlômento duvarları d ış ındaki y ı ­ğ ı nsal savaşla, yani mit ingler, gösteri yü rüyüşleri, p ike ç ıkışla r vb . g ib i hareketlerle bağdaştırıyorla r. Aynı zamanda bunlar seçmenleriyle yak ın i l işkilerini sürdürüyor ve halk ın ruh hal in i epeyce isabetle di le getiriyorlar. Gerçi bu g ibi saylavla r henüz azd ı r ve bunları n gösterebi ld ikleri varl ı k h iç de Leybırist Partide a rtık devrimci mevzilere geçiş eğ i l im in in ağ ı r bastığ ı an lamına gelmez. Fakat belir l i b ir evrim meydandadır, ve b iz sosyal-

904

Page 40: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

demokrat parti lerin içinde gelişmekte olan sü reçleri görmezl i kten gele­meyiz.

i. Nörlund. Sosyal-demokrat partileri içinde ayrım laşma şüphesiz a rtı­yor. Fakat bu, ayfl tipten iki parlamento eylemin in varl ığı sorununu orta­dan kald ı rmıyor. Beni m demek istediğim budur.

J. Teri. Sosya l-demokratların kendi leri de, en büyük kaygı la rı n ı n varo­lan sistemi yetkin leştirmek ve yen i koşu l lara uyarlamak olduğ unu gizlemi­yorIa r. Bunlara « kapital izmi iyileştirme» taraftarla rı deni ld iğ i bi l i n iyor. Sosya l-demokraside tüm reformist kanat bu yoldan yü rüyor. Komünistler iç inse, parlemento eylemi, toplumun sosya l ist ruhta değ işt iri l ip yen iden kurulması iç in y ığ ınsal savaşın eleman la rından sadece biri , bu savaş ın başka alanda ve başka a raçla rla devamıdı r. Ben, ik i t ip parlemento eyle­min i ayırdederken i htiyatlı olma ve olgunun her yan ın ı kapsam ıyan şema­tik yorumlamadan kaçınma konusunda Koks yoldaş la da aynı f ik irdeyim.

i. Nörlund. Komünistler parlemento kurumunun bugünkü olanakların ı ay ık düşünceyle değerlendi riyorlar. Aynı zamanda, m i l letvekil lerimiz,

, ödevlerini, seçmenleri n i n verdi kleri görevleri ciddiyet ve sorum d uygusiyle yerine getiriyorla r. Biz, parlemento ortamında, d iğer politikac ı lara benze­mesek de, kendi açımızdan eylemde onlardan geri kalmıyacağ ımızı gös­termek istiyoruz. Evet, biz onlara h iç benzemiyoruz, çünkü her şeyden önce, parlemento rütin ve oyun la rına kapı lmamakta, fabri ka, iş letme ve kurumlardaki emekçi lerle canl ı i l işki lerim izi sürdürerek çal ı şmakla ken­di lerinden ayrıl ıyoruz.

Biz a rtık parlômentoda emekçilerin temsi lci lerin i kabul üs lGbunu değiş­tirmeye , muvaffak olduk. Şimdi, örneğ in send ika temsi lci leri, Folketing'de a rtık sendikaları n isteklerine dikkatle kulak verecek, bunları inceleyip gö­rüşecek, daha öteye doğru nası l ha reket edi leceğ in i ve bunla rı n yerirte geti ri lmesi için nas ı l ı srarla çal ıs ı lacağ ın ı söyleyecek m i l letvekil leri bulun­duğunu bil iyorlar. Bizim ortaya koyduğumuz örneğ in etkisiyle, d iğer mi l let­veki l i grupları n ı n kendi seçmenlerin i parlementoda kabul tarzı da değiş i ­yor; bunlar a rtık eskisi g ib i bel i r l i isteklerle kend i lerine gelen temsilci leri daha kapıdan çevirmeyi göze a lamıyorlar. B i rçok send ikanın, parlemento­daki genç komün ist g rupumuzun kendi politik temsi lc i leri gözüyle bakması olayı bizi sevindi riyor. « Ekonomiyi sağlamlaştı rma .. adını verd ikleri i şç i düşmanı programa ka rşı parlômentodaki savaşa, yüzbin lerce Danimarka­l ı n ı n katı ld ığ ı gösteri lerin eşl ik ettiğ i 1 974 Mayıs olayları, parlemento iç i ve dış ı savaş biç imler in i bağdaştı ran politik stratej im izin ne kadar doğru olduğ unu gösterdi. Bazı ları bu yığınsal gösterileri « komünistlerin k ışkı rt­ması b ir h isteri » olarak n itelemek istediler. Bu çifte bir yalandı . Z i ra, b i­rincisi, her hangi bir « h isteri » değ i l, emekçilerin bi l inç l i b i r eylemi söz­konusuydu ; i ki ncis i de gösterilere katı lanlar yalnız komünstlerden ibaret değ ildi.

905

Page 41: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

Bağ/aşma problemi

Görüşmeler boyunca, seçim blokları veya seçimlere ortak l i steyle katı lma g ib i biçim lerle doğa l olara k b i r olmayan bağ laşmalar problem ine de de­ğ in i ld i . Bağlaşma dediğ im iz, geniş halk güçlerin in ortak anti-monopol ist cephede bi rleşmelerid i r. Bununla i lg i l i ola rak, J . Terf, Marksizm-lenin izmin kurucuları tarafı ndan öngörülen tarihsel dönemin, yani kapita l i st sistemin onmaz i l letlerin in ha lk çoğ unluğunu a rtık değ işimlerin gerekli ve kaçın ı l ­maz olduğu fikrine va rdı rocak kadar şiddetle bel i rd iğ i dönemin geldiğ i kanıs ında olduğunu söyledi. Buna l ım ın darbeleri a ltında, gel işmiş kapita ­l ist memleketlerde, halk ın beli rli katları Ile bu a rada komün izm fikrine tamamiy le yabancı o lan lar, bugün varolan s istemde tek tek iyi leştirme ve düzeltmeler istemenin a rtık yeterli olmadığ ın ı anlamaya başlıyorlar. Böy­lece, bütün sistemin varl ığ ı şü pheli b i r d uruma düşüyor.

Dzel l i kle h ı ristiyan emekçilerin geniş yığ ı n la rı köklü değiş imler ya pı l ­ması f ikr in i ben imsemeye yatkı n hale geliyorlar. ıtalya ve Fransa'da ol­duğu gib i , Belçika'da da, bu yığ ı n ları n pol it ik bi l inci son y ı l larda durma­dan oluşup yüksel iyor. Böylece. sosyal i lerleme için savaş olanakları iyice a rtıyor. işin önemli yanı şu ki , Belçika'da h ı ristiyan yönel im l i çeşitli politik ve toplumsal örgütlerin büyük b ir etkisi var. Drneğ in, h ı ristiyan sendika örgütleri sayıca d iğer ak ımla rı n send ika örgütlerin i oşıyorlar. Şu do d i k­kate değer ki, sol h ı ristiyan lar, sağ lam bir temelden ve aç ık bir ideoloj i k doğrultudon yoksun sayd ıkları sosya l-demokratlardan çok, bizim le, komü­n istlerle bağ laşma kurmak üzere temaslarda bulunmayı terc ih ediyorlar.

J. Nörlund, sol güçlerin bir l iği problemlerine değinerek, tekellerle sa­vaşta bütün güçlerin bağlaşması n ı sağlama ça basın ın , Komün ist Partis in i bu bağlaşma iç inde eritme gafleti ne vard ı rı lmaması gerektiğ in i bel irtti ve şöyle dedi : Biz, Danimarka'da, diğer partilerle yapı lan her bağ ıoşmado, Komün ist Partisin in egemen l iğ in in korunması görüşünü kı lavuz edin iyoruz ve bağ laştığ ım ız diğer partilerin de kendi politik çehreleri n i korumaya hakları olduğunu kabul ediyoruz.

Yeni parti/er ve "protesto oy/an »

Yeni partilerin ortaya çıkma ları ve seçim lerde büyük bir aktifl i k göster­meleri nedenleri de g örüşmelerde d i kkatle çözümlendi. Bu d ikkat yerin­deyd i , zira, yen i parti lerin beklenmedik başarı ları , giderek bazı burjuva gözlemcilerin in a rtı k iki parti l i s istemin kaçın ı lmaz sonu geldiğ i yolunda konuşmaya başlamolar ına yol açmıştı. Danimarkadaki geleneksel partiler özel l ik le büyük kay ıp lara uğ radı lar (sosya l-demokratlar parlômentoda 24 sanda lye, l ibera l ler 8 sandalye kaybetti ler) . Dte yandan, beceri k l i b ir

906

Page 42: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

avukat mi lyoner tarafından kuru lan ve seçimlere .. bütün ,verg i leri kaldır� ma» vaadiyle g i ren .. I leri l i k Parti s i» b i rdenbire 28 saylav çıkardı . Büyük Britanya'da, a rtı k bel i rtmiş olduğumuz gibi, geçmişin bir politik art ığ ı sayı lan Liberal Parti 6 mi lyon oy topladı . Iskoçya Mi l l iyetçi Partisi ve Gal M i l l iyetçi Partisi o lan .. Plaid Cumru»de onbin lerce oy a ld ı lar. Bel­çika'da, .. yen i sağ » ak ımın toplu luk partileri, parlômentoda sanda lye ka ­zandıktan başka, .. gelenekse l» burjuva g ruplariyle i ktida rı bölüşme savın ­dan bile geri durmadı lar.

Yapı lan görüşmelerin gösterd iğ i g ibi, bu gibi yeni parti lerin bel i rmesi, her şeyden önce, devlet-tekel kapitalizmi politikasında ve bu pol iti kayı uygu l ıyan geleneksel burjuva parti lerinde güven bunalım/mn daha da şid­detlend iğine tanık l ık ediyor. i. Nörlund'a göre, yen i pa rti lerin türeyip tu­tunmaları, öncelik le, seçmenlerin eski putla ra belbağ lamakta hayal k ı rı k ­l ığ ına uğrad ık ları n ı n ve h iç o lmazsa her hangi bi r değ işikl iğe ulaşma isteklerin i n ifadesid i r. Şu var ki, çokluk a rdıc ı l b i r programdan ve ipe sapa gel ir b i r ideolojiden yoksun o lan bu yeni türedi parti lerin ciddi b ir politik prespektifi o lacağı düşünülemez. Bun lar mevcut koşul lardan hoş­nutsuzluk dalgası n ın kavray ıp yükselttiği .. saman a levi » parti lerd i r.

i. Koks da aynı şeyi beli rterek şunları söyled i : Ing i ltere'de l i berallere verilen oylar daima «protesto oyla rı » sayıl ıyor. Libera l ler, s ın ı f-dış ı parti, « bi reyler partis i» o ldukların ı ve de anti-monopolist karakter taş ıd ık ların ı söyliyerek bazı seçmenleri a ldatıyorlar. Gerçekteyse, bu parti, bazı sorun­larda anti-monopolist görüşte o lsa bi le, ta mamiyle kapita l i st b i r partid i r. L ibera l lerin kendilerinden yana çekebi ld i kleri seçmenler a rası nda, düne kadar leybıristleri tutan birçok yurttaş vard ı r. Ama bunlar, burjuva bası ­n ın ın sendikalarda .. komün istlerin ağ ı r bastı ğ ı », leybıristler iktidara geld i ­ğ inde yığ ın la m i l l i leştirmeye vb. g i riş i leceğ i yolundaki propaganda kam ­panyasiyle ü rkütü lmüşlerdi r. Ensonu, l ibera l lerin a lacal ı saflarında öylesine çelişkiler ve uzlaşmaz z ıt l ık larla çatı ş ık eğ i l im ler vard ı r ki, kanı mca, bun­lar bu örgütün sağ lam bir pol it ik güç olmasına engeldir ve daima engel olacaktır.

M i l l iyetçi parti lerin Belçika'da göze ça rpan bir h ız la ve Büyük B ritanya' ­da da öneml i derecede yükselmeleri, devlet-tekel kapita l izmi koşul larında a l ıp yü rüyen mi l l iyetçi sürtüşmelerin sonucudur. Bu parti lerin istekleri, ge­nel l ik le, yaşamsal gerçeklerin, her şeyden önce ulusal bölgeler halk ları n ı n merkezsel iktidara daha az bağ ım l ı o lma , yersel organ lar i ç i n daha büyük hak, üstün lük ve ayrıca l ık lar elde etme, ulusal kültür ve d i l lerin i koruma emellerin in d i kte ettiğ i isteklerdir. Geleneksel burjuva pa rti lerin in bu prob­lemlere çözüm getirme yeteneğ inden yoksun oluş ları , b i r bölüm seçmen­Ierin a rtık m i l l iyetçi lerden medet umma ları na yol açıyor.

J. Terf bel i rl i bir endişeyle şun ları söyledi : Seçmen lerin geleneksel par­ti lerden ve �u arada sosya l-demokrat partilerinden « soğudukları » bir ger-

907

Page 43: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

çek. Ama komünist partileri n i n seç im potansiyelinde aşağı yukarı bu « so­ğuma» oran ında bir a rtış görülmeyişi d i kkate değer. Yaln ız Belçika için değ i l , diğer bazı gel işmiş kapita l i st ü lkeler için de karakteristik olan bu olgunun neden leri üzerinde düşünmek gerekir. Zira sosyal -demokras in in daima soyut konuşarak ve sağcı kuvvetlerle işbir l iği pol itikası yüzünden kaybettiğ i oyla rı n % 90'n ın komünistlere geçmesi beklen i rd i . Bunun pra ­tikte neden böyle o lmadığ ı b irçok gerekçeyle açı k lanabi l i r. Hemen şunu bel i rte l im ki, 50 y ı ldan ber i ve hele « soğuk harp» döneminde d urmodan katmerlenen anti-komünist propaganda, i nsan ların kafa larına yalan yan­l ı Ş, düşmanca b i rçok düşünceler yerleştird i . Bunları n kafa lardan s i l inmesi için savaş ·/ü rütmek gerekiyor. Ama bir yandan da, kendi kend imize, prog­ram ve şiarlarım ız ın günün en önemli sorun la rına gerçekten cevap vere­bi lmesi için gereken şeyi yapıp yapmad ığımız ı sarmal ıyız. Acaba biz ken­d imiz de bazı ları n ı n gözüne «gelenekse l » parti o larak görünmüyor muyuz? . Oyle ya, biz de 50 y ı ldan beri eylemdeyiz. Sonra, ana hedeflerimizi, şöyle, hem yeterince çekici, hem de ortadaki gerçek olanaklara uygun görüne­cek biçimde gözler önüne serebi l iyor muyuz? . . .

Aşmıiklara karşı

Yapı lan f ik ir değ i ştokuşu, gerek parlômenter savaş o lanaklarını aba rt­manın , gerekse bu olanakları n ih i l i stçe hafife a lman ın işçi ha reketin i n menfaatlerine aynı ölçüde zarar verd iğ in i gösterd i . Görüşmeye katı lan lar her ik i aş ı r ı l ığ ı sergi l iyen örnekler verdi ler.

Danimarka «Sosya l i st Halk Partis i»n in kaderi, sağcı-oportün ist haya l lere ka p ı lman ın ne kadar teh l i kel i olduğu h ususunda somut b i r uyarı yerin i tutab i l i r. Komünist Partis inden kopma bir g rupu da safla rı na a lan ve parlômenter savaş biçimlerine belbağlayan bu parti, gel işmesi boyunca, ôdeta Sosya l-Demokrat Pa rtis in in i kinci, yardımcı örgütüne dönüştü. Se­ç im lerdeki tek tek başarı larına karş ın , bu parti işçi s ın ıfı n ı n geniş yığ ı n ­larından uzaklaştı ve parlômentodaki eylemi de kul is a rkası o lağan ma­nevra, uzlaşma ve kombinezonlardan öteye geçmedi.

i. Koks'a göre, sağcı leybırist l iderlerin kend i parti lerine pratikte par· lômento g rupunun bir eklentisi ve oy toplamak için savaş a racı o larak baktı k ları Büyük Britanyada, işçi lerin bir bölümü a rasında a rtı k öncel ik le sendi ka l ist kökenl i b i r anti-parlômentarist ruh hal i yayg ın laşmaktad ı r. Oyle ki , artık Komünist Partis in in saflarında da, parlômento temsi lci l iğ i iç in savaşın bir değeri o lup o lmadığ ından şüpheye düşenlere rastlanıyor. Memleketteki seçim sistemin in ada lete aykırı karakteri gözönüne a l ı n ı rsa, bunda şaşı lacak bir şey de olmasa gerektir. Pa rtin in seçim kampanya­ları nda harcadığı büyük çaba larla, ş imdi l ik elde edilen sonuçların ü stün­körü bir kıyaslanması bi le, bir bölü m işçiler a rasında üm its iz l ik ve şü phe-

908

Page 44: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

s ic i l iği artırıyor. Ama büyük çoğun luk, parlamento eylemin in gerek l iğ in i kavrıyor ve bu yoldaki çabaları destekliyor.

Belçika ve Danimarka'da, « solcu » elemanlar kafa ları karıştı rıyor, bur­juva parlamentosuna katı lmanın an lamsız olduğunu söylüyorlar. Ama bir yandan da parlamentoya g i rmeye can atıyorlar. Orneğ in, Dan imarka'dCl, « Sosya l ist Halk Partisi »nden ayrı lan bir g rup « solcu», seçmenlere, « Pa r­lamento hiç bir rol oynamıyor, ama siz bizim adayımıza oy veri n iz ! » çağ­rısiyle başvuruyordu. i . Nörlund'un dediğ i g ibi, böyle bir tutum, a rd ıc ı ! o lmadığ ı b ir yana, düpedüz gü lünçtür. Ve bu tutumun tarafta rları n ı n ş im­d i taktik değiştirmekte olmalarında şal ı lacak _bi r şey yoktur.

J. Terf, bu tür « solcu » görüşleri eleştirerek, «dü rüst solcula r» ad ın ı ver­d iğ i k imselerle, yani aş ı rı sol görüşleri kendi iç inançları, gençl ik ateşi ve savaş ım maneviyatı dolayısiyle tutan la rla daha büyük b i r karş ı l ı kl ı an la­yış olanağı a ramanın gerekl i o lduğunu belirtti. Ne var ki , anti-monopol ist bağlaşman ın perspektiflerin i an l ıyabi lmek iç in , belir l i b i r polit ik olgunluk, deney ve metanet gerekl id ir. Bu radikal b i r perspektif değ i l , özel l ik le baş­langıç aşamasında uzlaşma elemanları da içeren bir karard ı r. Fakat ger­çek koşul ları hesaba katmadan, soyut, açık ve radika l karara koşan i n ­san lar he r zaman vard ı r. Bu eğ i l im gençlik a rasında özel l ikle büyük b i r gel işme gösteriyor. Bu da « solcu» görüşlerin türemesi iç in objektif b ir o rtam yaratıyor. Bundan ötürü, bozan, devrimci enej i leri doğru akağa yö­nelti lebi lecek olan sokuları n sağ l ık l ı atı l ımları n ı d ikkate olm ıyan metot­la rla çal ış ıp ça l ı şmadığ ım ız ın saptanması iç in, komün istlerin , belki de, propagandaları n ı ve tek tek problemleri koyuş tarzlarını bir anal izden geçirmeleri gerekecektir.

Derg imiz redaksiyonundaki açık ve hararetl i görüşmelerin sonunda, söz­cü ler, komünist parti lerin in parlamentoda temsi l edi lmeleri ve s ın ı f sava­ş ında parlamento kurumları ndan do yararlan ı lması problemine bağ l ı so­runların ancak bir bölümüne değ inebi ldi klerin i belirttiler. Bu münasebetle söylenenlerin heps in in tartışma götürm iyeceğ i düşünü lemez ve bu önemli sorun a rtık kesin l i kle görüşü lüp çözüme bağ lanmış sayı l amaz. Sözkonusu üç kapita l ist Avrupa ül kesi n in komünist pa rtileri temsi lc i lerin in işaret etti k­leri gibi, dünyada ş imdi meydana gelen d urum, vaktiyle, V. i . Len in' in « Batı Avrupa ve Amerika'da, komünistler, yeni , o lağan-dış ı , oportünist olmıyan , kariyerist o lmıyan bir parlômentarizm yaratmayı öğ renmel idir­ler» (3) diyerek ortaya koyduğu sorunun çözümü için elverişl i koşul lar ya­ratmaktadır.

(3) V. ı. Lenin, Bütün eserleri, c. 41, s. 84.

909

Page 45: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

Gerçek hak e,itliğinin gerçek yolu

1 975

Uluslararası Kadınlar Yılı

Katarina Mendes

« Barış ve Sosyalizm Problemleri" yazı kurulunda

Portekiz Komünist Partisinin temsilcisi

Bundan ik i yı l önce, BM Genel Kurulu taplantı dönemin in özel b ir ka­ra riyle, 1 975 y ı l ı U lus lararası Kad ın lar Yı l ı o larak i lôn edi ldi . Sözkonusu kararda bel i rt i len ümidin, yani Ulus lara rası Kad ın lar Yı l ı 'na hazırl ığ ı n ve bu y ı l bayunca gerçekle,ştirilecek program ın kadın ların durumunu iyileş­tirme savaş ın ı daha da i leri götü receğ i ümid in in bir yere kadar boşa g it­mediğ i n i daha ş imdiden söyl iyebi l i riz. BMT'n ın g i riş imi , çeşitli ü lkelerde i lerici kamuoyunun, öncel ik le bu g i riş imi çağdaş dünyada kad ı n sorunu­nun son derece günceliğ in in takdi ri olarak selôm l ıyan demokratik ve dev­rimci güçlerin geniş desteğ in i kazandı . inançları değiş ik, kanı ları ayrı in­sanları n vicdanı , yeryüzünde bütün maddi n imetlerin üçte biri n i (ayn ı za­manda ana l ık gibi en önemli sosyal iş levi de yerine getirerek) yaratan ka­d ı na, yani insanl ığ ın ya rıs ın ı ol uşturan güce birçok memlekette bugüne kadar da çeşitli ayı rı m lar uygulanmasına elbette katlanamazdı.

Hertü rlü ezgiye karşı a rd ıc ı l bir savaş yürüten komünistler, BMT'n ın bu kararın ı n ana hedefi n i gayet iyi an l ıyor, Ulus lara rası Kadın lar Yı l ı hazır­l ığ ına aktif olarak katı lıyorla r. Ana hedef, erkeklerle kadın ları n eşitl iğ i prensip in in ya ln ız hukuk i bak ımdan tan ı nmasına deği l , eylemde yerine geti ri lmesine de yardımda bulunmaktır.

Kadının tam azatl ığ ın ın tanınması elbette olağanüstü karmaşık bir so­rundur ve bunun çözümü de bir y ı l ı n iş i değ i ld i r. Bundan 55 yıl önce, V. i . Leni n şunları yazıyord u : « Kadına hak eşitl iğ i tanımayan bir sürü kötü kanunun a rtı kları , bütün uygar ü lkelerde burjuvazinin ve kapita l izmin yüz­karasıd ı r. » (1) Bugün Len in ' in bu sözlerin i tamamen hakl ı o larak tekrar edebi l i riz. Bu yazı n ı n sonunda göreceğ in iz, kapita l izmde kad ın ı n sosyal durumuna i l i şk in istatistik b i lg i (2), kad ın ın gerçekte hak eşit l iğ inden yok­sun olduğunu gösteren yeni , ama genell i kle yine son derece acık ı ı b ir tablo çizmektedir.

(1) V. i . Len in, Bütün eserleri, c. 39, s. 23. (2) Bak : s. 9 17.

9 10

Page 46: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

Demokratların ve devrimcilerin, çeşitli i lerici kad ın hareketlerin in yüz­yı l lardır süregelen savaşı, doğal olarak, beklenen sonuçları vermiş olsa bile, bunlar, burjuva toplumu koşu l lar ında kad ın ın eşitliğ in i öngören in­sanc ı l ideoılerin tomomiyle gerçekleştiri lmesine vard ı rı lamamıştı r. Bugün de , kadın, ü retimde kıyasıya sömürünün, öğrenimde, politik yaşantıdo, ai lede ayı rımın , yı pratıcı ev iş ler inin erkekten daha fazla ağ ı rl ığ ın ı taş ı - ­makto, ac ıs ın ı çekmektedir.

Kadın emeğin in , çocuk emeğiyle birlikte «makinelerin kapita l istçe işle­ti lmesinde i lk söz» (3) sayı ld ığ ı eski zamanlarda olduğu g ibi, bugün bi l im­sel-teknik devrim « fazla kol gücü gerekti rmiyen» (4) emekten yararlanmayı büyük ölçü lere vard ı rıyor, kad ın la rı gelenekte onlara özgü olmıyan sanayi kol larına doğ ru iteliyor. Bu, kendi başı na ele a l ı nd ığ ında, herha lde i lerici bir sü reçtir, çünkü ekonomik ve sosyal gelişmede kad ın ı n rolünün yüksel­tilmesi için yeni olanaklar açar. Ama, öte yandan, kapita l ist toplumda bi l imsel-teknik devrimin olumsuz sosyal sonuçla rın ı herkesten fazla ka­d ın lar hissediyorlar. Gitgide o rtan işsizliğ in i lk kurbanları do kad ın lar oluyııı r. Zira genel ve özel öğ renimde kendi lerine uygulanan ayı rı m yü­zünden, kad ın lar daha az vasıfl ı ol uyorlar. Bundan başka, ü retimin daha fazla yoğ unlaştı rı lması , tekellerin g itg ide o rtan gücü, öteden beri kad ın emeği uygulanan küçük ve orta sanayi ve köy ekonomisi işletmelerin in yıkıma uğramasına yo l açıyor. Çal ışma olanağı bulabilen kad ın lar, ü re­timin a labi ldiğine yeğ in leşti ri lmesinden (üretimde hız ın ve şiddetin a rt ı ­r ı lmasından), monotonluğundan ve bunlarla i lg i l i s in ir gerg in l ik ve bo­zukluklarından acı çekiyorlar. Bu durum, özel l ikle gebe kadınları n ve lohusa ana la rı n sağ l ığ ın ı bozuyor.

Anol ığ ın ve ana sağ l ığ ın ın korunması , evvelce olduğu g ibi, bugün de ciddi ve önemli bir problemdir. Birçok memlekette, ana l ığ ı ve ono sağ ­l ığ ını koruma sistemi köylü leri, evleri nde ça l ı şan kadın ları , ev h izmet­çi lerini kapsamıyor. Genell ik le, bu kategoriden ' emekçi kad ın lar, her za­man düzen li bi r gel irden, mesleksel sovunudon, emekli iş leminden yok­sun olup, en çok ve en büyük haksız l ık lara uğ rarlar. Bizde, Portekiz'de, geçici hükümetin, sömürünün en kötü türlerinden bi ri olon kadınlar ın sö­mürülmesine son vermeyi birinci l önemde bir sosyal ödev edinmiş olması rastgele deği ld i r. Şimdi Portekiz'de ev hizmetçileri için kesin bir aylı k üc­ret tespit edi liyor ve bunun düne kadar a ld ı k ları çok düşük ücretten yük­sek olmasına d ikkat ediliyor. Ev hizmetçi lerin in haklar ın ı savunma işi sen­dikalarca benimsen iyor.

Kapita l ist ü lkelerde emekçi kadı n lara uygulanan sosyal ezgi, onlar ın toplumsal ve politik hayata katı lma hakların ın reel bir garantisi olmadığı

(3) K. Marks ve F. Engels, Eserler, c. 23, s. 406. (") Yine orada.

91 1

Page 47: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

ıç ın, g itg ide derinleşiyor. Bu bakımdan da, kad ın ın d urumu bugün de, eskisi g ibi , « burjuva demokrasisi ile sosya l ist demokrasi a rasındaki ay­rım ı en göze çarpar biçimde açı kl ıyor. » (5) Sekizinci Dünya Send ika lar Kongresi (Va rna, 1 5-22 Ek im 1 973), BMT'n ın Uluslararası Kadın lar Vıl ı örgütleme kararı n ı selôml ıyan ve oybirl iğiyle kabul ed i len belgesi nde şunları bel i rtti : «Sosyalist ü lkelerde emekçi kadınlar hak eşitl iğ ine kavuş­muş ve bu hak gerçekleşti r i lmişken, kapita l i st ü l kelerde ve gelişme hal in­deki ü lkelerde, kadınlar, hakları anayasalara geçi ri lmiş o lduğu halde, hôlô ayı rıma karşı savaşmak zorunda kalmaktad ı riar. »

Komünistler, kad ın üzerindeki her çeşit sosyal ve pOlit ik ezgiye son ver­menin sürekli çaba lar ve az iml i b ir savaş gerektird iğ in i gayet iyi bi1iyor­lar. Şimdi bir Uluslararası Kadınlar Vıiı örgütlenmiş olmasını do, bu he­defe doğ ru önemli b i r i leri ad ım olarak değerlendiriyorlar. Komünistler bu konuda da «ya hep ya hiç» g ibi bir sekter-dogmatik p rensipi benim­semekten uzaktırlar. Onlar, emekçi kad ın lar ın hakları n ı a rdıc ı l olarak savunurken, V . i . Len in ' in dediğ i g ibi, iş olsun kabil inden, « kadın larla i l ­g i l i istekleri tesbih çeker g ibi saymak» düşüncesi nden uzaktırlar. Anı la­r ında Len in ' in bu sözüne de değ inen Klara Zetkin, onun düşüncesin i şöy­lece sürdürüp somutlandı rmıştı : « Hayır, bu istekleri tesbih taneleri g ib i saymak degil , koşul lara göre, bu isteklerin kôh biri leri, kôh d iğerleri iç in savaş yürütmeliyiz. Ve doğal olarak, bu savaşı hep pro/etaryanm genel menfaat/eriy/e ilgisini gözeterek yürütme/iyiz. Bu yolda her tutuşma bizleri elbette o saygıdeğer burjuva kliği ve bu kliğin daha az saygıdeğer olmı­yan reformist uşaklariyle çelişmeye vard ı rı r. Bu da, bu reformist uşakları, ya biz imle beraber ve (hiç de i stemedikleri) bizim yönetmen l iğ imiz a ltında savaşa katı lmak, ya da maskeleri n i ind i rmek zorunda bırak ı r. Oyle ki, savaş bizleri kes in l ikle ayı rmakto, komünist çehremizi apaçık göstermek­tedir. " (6)

San ı rım ki, akta rdığ ı m bu a l ıntıda a ltların ı çizd iğ im sözler ve aynı za­manda Lenin ' in yarg ıs ın ın özü, kadın sorununun çözümüne çağdaş yana­şımda komünistleri n görüş ve tutumunu doğrulukla bel i rlemektedir. Lenin, burada, kadın sorununu proletaryan ı n sınıf savaşiyle sıkı bağ ı ntısı n ı göze­terek anlamaya dayanan Marksist prensi plerin arı kl ığ ın ı savunuyor. Ve aynı zamanda, kapita l i zmde varolan hertürlü ezgiye karşı y ığ ınsal hare­ketin birl iğ in i sorsabi lecek olon her çeşit sekterce kapan ık l ı ktan sak ın ı l ­ması n ı öğütıüyor. Len in ' in bu uya rı ları n ı n ş imdi ne kadar güncel olduğunu belirtmek herha lde gereksizdir. Kald ı ki , bu yargı ların kesin taktik hesap­lada i l işiğ i yoktur; bunları n a rkasında, kadın sorunun gereksindiği ve ka­d ın ın gerçek hak eşitl iğ ine doğru gerçek bir yol açan derin bi l imsel ince­leme ve işlem g izlenmektedir.

(o) V. i. Len in, Bütün eserleri, c. 39, s. 285. (6) «V. i. Lenin' le i lg i l i an ı la r», c. 5, Moskova, 1 969, s. 52-53.

9 1 2

Page 48: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

Bugün, kad ı n sorununun çözümü iç in pratikte Marksist-Len in ist prensip­Iere dayanma gereği , her şeyden önce, kad ın ların toplumsal hayata katı l ­ma oran ın ın bir hayl i yükselmiş olmasından, politik b i l inçlerin i n artmasın­dan i leri gel iyor. Bizde, Portekiz'de, kad ın lar demokrati k ha rekete her za ­man aktif o larak katı lm ış la rd ı r. Memlekette faşist rej im in a laşağı edi ld iğ i 25 Nisandan sonraysa, bu aktifl i k a labi ld iğ ine a rtmış bulunuyor. Evvelce, bizde bu kadar büyük sayıda kad ın ın demokratlar ve i lerici güçler tara ­f ından örgütlenen miting lere koşacağın ı , geçici hükümeti destekleme gös­teri lerine kad ın larım ız ın böylesine yığ ı n la katı lacakların ı akı ıdan geçirmek bi le zordu. Z i ra memleketim izde faşizmin hüküm sürdüğü dönemde kad ın­lar ın çoğ u köleni n kölesiyd i . Eski rej imde yaş l ı nüfusun % 3S'i okuma­yazma b i lmiyordu. Bunla rı n çoğ u kadınd ı . Ev kirasına ayl ık kazancın üçte bir inin yatır ı ld ığ ı , bütün ai lenin küçücük odalarda barı nd ığ ı ve kuru tah ­ta)ar üzerinde yattığı, yıpratıcı b i r işgününden sonra, evde, mutfakta ve çamaşı r teknesi başında yine o kada r yı pratıcı iki nci b ir işgününün baş­ladığ ı dönemde korkunç bir yosul luğ un çi lesiyle ezilen kad ın lar, memle­ketimizde şimdi a l ı p yürüyen demokratikleşme hareketi içinde reel bir güç, g iderek o rtan bir güç oldular. Bugün emekçi kad ın ları mızda koro baht­ları n ın a rtı k ağaracağı, a i lelerin in sağ l ık ve d i rl iğe kovuşacağ ı ümid i uyanıyor. Ama ü mitlerin aç ık bir perspektifle beslenmesi gerekiyor. Parti­miz, bunun büyük önemini kavrıyor, emekçi kadın ları n ve o rta katman lardan alen kadın ları n durumunun kökünden düzelti l mesi iç in tutulacak gerçekçi yolu gösteriyor. Portekiz Komün ist Partis in in Programı 'nda kad ı n sorunuyla i lg i l i önemli maddelerin Geçici Hükümetin Programı 'na da a l ınmış olma­sı öneml id i r. Biz bunu doğ<ıl sayıyoruz, çünkü bu maddeler, özü ve sö­züyle, memleketteki demokrati kleşmenin ana' doğrultulariyle sıkı sı kıya bağ l ıd ı r.

Portekiz'de, komünistler, parti prog ramın ın özlüğünü açıklarken, b i r de kendi içlerinde, bazı pa rti örgütlerinde, kad ın ıh toplumsal hayattaki ro­lüne i l i şk in yan l ı ş an layışlarla boğuşmak zorunda kal ıyorlar. Ve böylece, her günkü pratiğ im izde, kadın sorununun çözümü iç in mutlaka Marksist­lenin ist p rensiplere dayanma, bunla rı p ropaganda etme ve bunlar için savaşma gereğ in in bir nedeni daha kendi l iğ inden açık lanmış o luyor. Bu­rada geleneksel olarak yığ ın ları n b i l incinde kökleşmiş olan burj uva ideo­logları n ı n etkisi sözkonusudur. Bu ideolog lar, Klara Zetkin ' in gayet yeri n­de deyimiyle, « kad ın hakla rı n ı n savunucuları o larak ucuz b i r maske tak ın­mış lardır» ve bu yönde sesleri n i yükseltmeleri « sadece sermayenin ocağ ı önünde dansetmek zorunda oldukları iç indir. » (1) Kadın ın azatl ığ ı dü­şüncesinin bu g ibi sözümona savunucuları , daima, kadı n sorununun s ın ı f­sal özlüğünü örtbas etme, emekçi kad ın lar ın geniş yığ ı nları n ı n polit ik

, . (7) K. Zetkin . « Sosyal izm ancak kadın-proleterlerle beraber zafere u laşa­caktır», Moskova, 1 960, s. 1 7.

91 3

Page 49: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

bi l inçlenmede gelişmelerin i köstekleme ça basiyle hareket etmişlerd i r. Ko­mün istlerin onyı l lar boyunca i l lego l ve yarı - Iegal koşul larda çal ışmak zorunda b ı rok ı lm ış oldukları gözönüne a l ı n ı rso, sömürücü toplum çerçe­vesinde kadın ları n durumunun cidd iyetle iyi leşti ri lmesi olanağ ına i l i şk in çeşitli haya l lerin ne ölçüde aldatıcı ve bozucu etkiler yaptığ ı kendi l iğ in­den an laşı l ı r. Kı sacası , Ma rksizm- Leninizmin kadın sorunu hakkındaki te­mel yarg ı la rı n ı bütün emekçi lere açıklamak üzere büyük bir çal ışma gere­ğ iyle karşı karşıyayız. Bu temel yarg ı lar şunlard ı r ;

- « Her toplumda kad ın ı n azatlık derecesi genel azatl ığ ı n doğal ölçütü­dür. » (8)

- « Kadın i le erkeğ in gerçek hak eşitl iğ i . . . ancak hem beri ki lerin, hem de ötekilerin sermaye tarafı ndan sömürü lmesine son veri ld iğ i zaman ger­çekleşti rilebi l i r. » (9)

- Kadın lar politik hayata celbed i lmedikçe, « kadın lar o körletici ev ve mutfak çilesinden kurta rı lmadı kça, gerçek özgSrlük sağlanamaz, sosya l izm şöyle dursun, demokrasi bi le kurulamaz. » (10)

Komünistlerin bu ve benzeri yarg ı la rın ın , bun ların derin b i l imsel temel­lerin in , yalnız faşizmin zindan ından daha dün aydın l ığa çıkmış olan bizim memleketimizin kad ın ve erkek emekçi lerin i ka psamaktan çok öteye bir güncel l iğ i o lduğunu sanıyorum. Lenin şöyle diyor: « Batı Avrupada bütün kurtuluş hareketleri temsilci leri, çok eskiden, yalnız onyı l lar boyunca de­ğ i l, yüzyı l la r boyunca, . . . kad ın ile erkeğ in kanunla eşitlenmesi isteğ in i i leri sürmüşlerd i r, fakat Avrupa demokrati k devletlerin in hiç biri, en i leri cumhuriyetlerin h iç biri bunu gerçekleştirmeye muvaffak olamamış lard ı r, çünkü, . . . sermaye egemen l iğ i n i n korunduğ u yerde imtiyazla r (ayrıcal ık­lar) erkeklerde kalacaktı r. » (11)

Zamanı mız, bu sözlerin doğ ruluğunu pekiştiren nice yeni örneklerle do­ludur. Orneğ in, geçenlerde bası n ın açıkladığı ing i l tere i le i lg i l i bir gerçek. yani bu memlekette kadın ların çoğ unun aynı işi gördükleri halde erkek­lerden hô lô iki kat az ücret a lmaları düşündürücü bir olay değ i l midir� Dahası va r : Bu « k lôs ik» demokrasi ü l kesinde, yakın geçmişte kabul edi­len bir kanun, kadın ların ancak 1 975 yı l ı sonunda erkeklerle eşit ücret a lmaların ı öngörüyor ( !) . Kanunun yargı ları n ı uygulamada çok güçlükle adım atı l ıyor, çünkü patronlar daha ucuz kadın emeğin i tercih ediyorlar. Bu yazı mız ın sonunda yer a lan istatistik bi lgi ler a rasında, okuyucularımız, Lenin ' in sözlerin i doğrulayan daha birçok kanıt bulacaklard ı r. Orneğ in, V. i . Lenin daha 1 91 3 y ı l ı nda şunu tespit ediyor : "Sermaye, kendi leri ve

(8) K. Ma rks ve F. Engels, Eserler, c. 20, s. 271 . (9) K. Ma rks ve F. Engels, Eserler, c. 36, s. 294. (10) V. i. Lenin, Bütün eserleri, c. 31 , s. 43. (11) V. i . Lenin, Bütün eserleri, c . 39, s. 1 98-1 99.

91 4

Page 50: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

a i leleri iç in bir lokma ekmek ,kazan mak' üzere korkunç derecede düşük ücretlerle evde çal ışmaya hazır kad ın lar angaje etmeye can atmakta ­d ı r. » ( 12) Ve işte yarım yüzyı l sonra, ıtalyan basın ı , evde çal ışan n ice ka­d ı n ların , sendikalarla savunma olanaklarından yoksun oldukları iç in, aynı gaddarl ık la sömürülmekte oldukları n ı yazmaktad ı r.

Bütün bunları , bir yandan da, Ulus lara rası Kad ın lar Yı l ı hazırl ığ ı içinde, n ice burjuva sözcüleri, kadına ayı rım l ı iş lem yapı ld ığ ın ı ôdeta yeni keş­fed iyorla rmış g ibi konuştukları için an latıyoruz. Bu oyunun dayandığ ı ge­rekçeler bel l id i r. Bu sözcüler mevcut düzenden hoşnutsuzluğu, gitgide a rt­tığ ın ı görerek, egemen s ın ı flar için elveriş l i bir akağa yöneltmek istiyor­lar. Mideci lere özgü f ik irler ve «apol it ik» femin ist istekler i leri sürmeleri, sosya l ist ü l kelerin, emekte, toplumsal-polit ik yaşamda, öğren imde ve a i ­lede, kadın lara yalnız kanunla, yalnız kôğ ıt üzerinde değ i l , aynı zamanda eylemde hak eşitl iğ i sağ lama yolundaki bel i rg in başarı ları n ı suskunlukla geçişti rmeye çal ışma ları hep bundan i leri gel iyor.

Burjuvazi, kad ın ın hak eşitl iğ ine i l i şk in karmaşık problemlerden b i ri üze­rinde, yan i, ana l ığ ın en önem l i sosya l iş lev, kad ın ın maddi ve mônevi n i­metler üretimine katı l ımiyle eşdeğerde bir iş lev olarak tan ı nması üzerinde de a labi ld iğ ine sahteci l ik yapıyor. Ana l ığ ın bu nitel ikte bir iş lev olara k tan ı nması gereğ i, Marksizmin kurucuları ta rafı ndan teorik olarak şöyle temellendiri l iyor : « Hayat üretimi (emekle kendi hayatı n ı , doğ urmakla da başka bir hayatı ü retme), b irdenbi re, iki yan l ı bir i l işki (bir yandan doğa­sal, öte yandan toplumsal i l işki) olarak beli riyor. " ( 13) Bu son derece önemli teorik yargıyla bağ l ı olan pratik ödev, yani kadına, toplumsal yararlı emeği normal doğ urma ve çocuk eğitmeyle uyumlu biç imde bağ­daştı rma olanağ ı veren koşu l ları n sağ lanması savaşıyla çözülmek i stenen sorun belki de zamanımız ın en hararetli tartışma konusudur. Burjuva ideo­logları , bu problemin çözü mü için, çal ışamıyan analara özgü bir « toplum­sal iş ücreti " tespit uygu lamasından tutun da, gerçek ana-baba tarafın ­d a n verilecek belirli b i r ücret karşı l ığ ında çocuk bakımıyla uğraşocak « profesyonel ai leler» pratiğ ine kadar, «en cüretkôr» birçok tasarı la r i leri sü rüyorlar. Problemi böyle çözmenin, ana l ığ ı gerçekten sosyal işlev ola­rak tan ımakla h iç bir i l iş iği yoktur, çünkü bu suretle kad ı n toplumsal ü re­timden, toplumsal yaşamdan ayınlmış o lacaktı r. Marksizm-lenin izm, bu sorunun çözümünü, her şeyden önce, kad ın ı n toplumda tam hakka sah ip kişi olarak, ana olarak etrafl ı gel işmesi koşu l ları n ı n yaratı lmasında görü­yor. Sosya l ist ü lkelerde, bu problem, ancak bu yoldan gidi lerek gerçekten çözülebi l iyor. Ve bu yoldan çözüme g id i l i rken, doğa l olarak sosya l ist ü l ­kelerde de çoğu zaman güçlüklerle karşı laşı lıyor.

Demek o luyor ki , iki dünya arasında, iki sosyal sistem (kapital izm ve

(12) V. i. lenin, Bütün eserleri, c. 23, s. 1 36. ( 1:1) K. Marks ve F. Engels, Eserler, c. 3, s. 28.

9 15

Page 51: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

sosyal izm) a rasındaki tari hsel savaş. zamanım ız ın d iğer b i rçok yaşamsa l sorununda olduğu gibi. kad ın sorununda da ifadesin i bulmaktadır. B u sorunun Marksist- Lenin ist parti ler tarafı ndan açı k l ık ve bi l imsel l ik le çözü l ­mesi. kad ın ın gerçek hak eşitliğ ine vard ı racak b i ric ik doğ ru yolu açmak­tad ı r. Ve bu da. kadın emekçilerin. gerçek kurtu luş ları na götüren yol o la­rak. sosyal izmi ve komünizmi seçmelerin i n garantisid i r.

916

Page 52: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

Rakamlar ve kanıtlar

Materyal SSCB Bilimler Akademisi'ne bağlı

Uluslararası işçi Hareketi Enstitüsü

tarafından hazırlanmıştır

Kadın- emegı, Dünyada gel işmiş kapita l i st ü l kelerde, kad ın lar bütün çal ışanlar ın üçte biri kadarını oluşturur (aşağ ıdaki cetvele bak) . Hayat paha l ı l ığ ı , kad ın ları , a i le gel i r in i a rtırmak üzere ek iş a ramak zorunda bı rakıyor. Bu durum özel l ik le Bi rleşik Amerika'da göze çarpıyor. Bu ü l kede 1 960-1 970 y ı l la rı döneminde ça l ı şan ları n sayı s ında 1 2 mi lyon a rtış görü l ­dü . Bunun % 65'i kad ınd ı r. Hepsi, mem leketteki top lam işgücünün �!o 38-40' ln l ol uşturmoktadır. (1) isveç'te, 1 960'ta kad ın ları n % 30'u ça-

Bazı gelişmiş kapitalist ülkelerde

çalışan (aktif) kadın sayısı

lJlke Genel Genel Kadın Genel Genel kadın aktif aktif kad ın aktif nüfus nüfus nüfus nüfusta nüfusta (bin) (bin) emekçi kad ın

kad ın - la rı n ları n payı payı (yüzde) , (yüzde)

Büyük Britanya 28.587 25.421 9. 16 1 32,0 36,0 Belçika 4.940 3.956 1 . 294 26,2 32,7 Hol landa 6.507 4.762 1 .238 1 9,0 26,0 italya 27.446 1 9.028 5.1 1 0 1 8,6 26,8 ABD 1 04.322 82.897 30.821 29,5 37,1 Fransa 26.5 1 3 2 1 .861 7.973 30,1 36,4 FAC 31 .984 26.802 9.654 30,2 36,0 Japonya 53.970 5 1 .820 1 9.8 10 36,7 38,2

Kayna k : "Annuaire des statistiq ues du trava i l ... B. i . T. Geneve, 1 973, pp. 24-38.

Ulus lararası Çal ışma Bürosu'nun veri lerine göre hesaplanmıştır. Kad ın aktif nüfus içinde emekçi kadın ların pay ı daha büyüktü r : Fransada % 46,6, FAC'de % 40,3, Belçikada % 33,6, italyada % 29,9 Hol lan­dada % 26,3, Bak : " L'Avanti . . , 2 marzo 1 973, p. 3.

(1) " Po litical affairs .. , Nos. 1 0.-1 1 . November 1 973, p. 31 .

91 7

Page 53: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

"şıyorken, 1 973'te % 53'ü çal ışıyordu . 1 980 yı l ında çalışan kadınları n % 60'a çı kacağı öngörü ıüyor. (2) Fransa'da, 1 962-1968 y ı l ları nda çal ışan erkekler sayısı % l O, ça"şan kadın lar sayısı da % 1 5 oranı nda artış gös­terdi. 1 968-1972 yı l la rı ndaysa, bu artış oranı, s ı rasiyle 3 ve % 1 1 oldu. (3) Kadın işgücü yoğunlaşması h izmetler alanı nda en yüksek düzeyde görü l ü ­yor; sonra sanayi a lanı , daha sonra da köy ekonomisi gel iyor.

Kadınlar arasında işsizlik. Japonyada 1 965 yı l ından 1 970'e kadar, tek­sti l sanayiinde, 1 00.000 kadın ı n işyeri kapatı ldı . (4) Fransada, otomosyon sonucu o larak, 1 985 yı l ına kadar elbise yapımı otelyelerinde 1 35 bin ve tekstil sanayiinde 1 70 bin işyeri kapatı lacaktı r. (5)

Birleşik Amerikada, 1 968 y ı l ında, işsizl ik erkekler a rasında % 2,6, ka­d ın la r arasında % 3,7 id i . (6) Fransada, 1 973 y ı l ı nda, kad ın lar a rasında i şsizl ik göstergesi, erkekler a rasındaki işsizl i k göstergesinden % 60 daha yüksekti. (7) ıtalyada 1 959-1972 yı l ları döneminde, kad ın lar a rasında isti h ­dam, en çok köy ekonomis in i ve sanayi i iç ine alarak, 1 m i lyon 225 b in k i ş i aza ldı . (8)

Odeme ve emeği korum a (90lışma koşu l ları ) . Erkek ve kad ın emeğ in in eşit o larak öden mesi prensipi burjuva devletlerin i n anayasalar ına g irdiği ve giderek birçok u lus lara rası işlem ve an laşmada da yer a ld ığ ı halde, patronlar, kad ın lara ayı rım l ı işlem yaparak bu prensipi ç iğniyorlar. Fede­ra l Almanyada, kad ın lar, erkeklerin yaptığ ı işe eşit emeğe karş ı l ı k ancak ortalama gündel iğ i n % 69'u kadar ücret a l ıyorlar. (9) Fransoda kad ın la­rı n ortalama ücreti, erkeklerin ortalama ücretinden % 1 4,2-35,7 daha düşüktür. (10) Birleş ik Ameri kada 1 971 y ı l ında kad ın işçi n in gündeliğ i er­kek gündeliğ in in % 62'si kadard ı . (tı) Son y ı l larda daha çok kad ın ları n

'. tercih ed i ld iğ i evde ça l ışma pratiğ i geniş ölçüde yay ı ld ı . Bugün italyada 1 mi lyon 700 binden fazla emekçi evde çal ışıyor. (12) Bu pratik, çağdaş üretim i kapita l i stçe örgütlemen in bir türü o larak, sanayideki yapısal de­ğ iş imler yüzünden doğuyor. Bu tür emek, patronlara, sermaye yatırım ı n ­dan tasarruf ya pma ve işgücünün değeri n i s ın ı rlama ,olanağı veriyor. Bu da , genell i kle, evde çal ışanlar ın a labi ld iğ ine sömürü lmesi suretiyle sağ­lanıyor, ve böylece, kapita l istler örgütlü emekçi d i renişiyle d uvara daya-

(2) « L'Avanti .. , 24 marzo 1 973, p, 3. (l) «5'e Conference nationale de la c.G.I. .. 1 7 et 18 mai 1 973. Paris, p. 7, (4) «Dünya Sendika Hareketi », No 3, 1 973, s. 1 8. (5) « La Nouvelle Critique .. , No 52, avri l 1 972, p. 7. (6) « Handbook on Women Workers», Washington, 1 969, p. 72. (7) « La Nouvelle Critique», No 52, avril 1 972, p. 6. (8) « L'Avanti », 1 1 d icember 1 973, p. 3. (9) Lamprecht R. « Evas Töchter werden mündi g » (Die Rolle der Frau in

unserer Gesellschaft), Deutsche Verlags-Anstalt, Stuttgart, 1 972, s. 7. ( ıo) << 5'e Conference nationale de la C.G.T . .. 1 7 et 1 8 mai 1 973, Paris, p . 1 1 . (ll) « Dai ly World », 27 June 1 972. ( 12) « 1 1 popolo», 20 ottobre 1 973, p. 3.

9 18

Page 54: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

tı ld ık ları fabrika ve iş letmeler içinde elde edemiyecekleri ek kazançlar el­de ediyorlar. Patron lar, evde çal ı şan emekçilere iş sözleşmelerinde kayıtlı o lmıyan koşul la r dayatıyor, b irçok yükümlerden kurtu luyor ve işçi s ın ı fı n ı n nice kazan ım la rı n ı hiçe indi rebi l iyorlar.

Genel iş Konfederasyonu (Fransa), kad ın emeğ in in h iç de korunmad ı ­ğ ı n ı gösteren sayısız kanıt lar ortaya koydu. Orneğ in, b i r besi n sanayii iş let­mesinde kad ı n işçi ler ı s ın ın sıfı ro ltı (-5) olduğu atelyelerde çal ıştırı l ıyor; dem ir-çelik sanayiindeki kadın işçi ler aş ı rı s in i r gerg in l iğ inden yakı nıyor­lar, çoğu işyeri nde bayı l ı p düşüyorlar. (13) 1 967 y ı l ı nda, italyan Kad ın lar B i rl iği , «çal ışan kad ın ı n sağl ığ ı » konusuna hasredilen bir u lusa l konferans örgütled i. Bu konferansta, sanayi a lan ı nda ça l ı şan kad ın lar a rasındaki hasta lanmalara dair sayıs ız örnekler i leri sürü ldü . Sonuç a larak, kad ın­lar ın erkeklere oranla olağan hasta l ı klar yüzünden, hemen hemen üç m isli daha fazla işten kald ı kla rı tespit edi ldi . (H)

Oğrenimde aymm . Bugüne kadar öğ renim olanağ ından yararlanma ba­kı mından her hangi bir huhuki .s ın ı rlama olmadığı ha lde, toplam öğrenci sayı sı içinde, öze l l ikle teknik okul larda kız öğ rencilerin sayı sı düşüktür ve bu du rum devam etmekted i r.

Fransada 1 971 y ı l ında yapı lan i ncelemelerin sonuçları, kadın emek­çilerin % 64'ünün mesleksel b ir bilgi ve hazı rl ı k ları o lmadan çal ışmaya başlad ık ları n ı ortaya koydu. Mesleksel b i r haz ı rl ı ktan geçmiş genç kad ın ­ları n çoğ u « kadın işkolu» deni len işyerlerinde çal ı şıyor. i spanyada 1 968 y ı l ında devlet işinde görevli bir tek avukat veya noter kadın yoktu. Yaln ız üç kad ı n çocuk hek imi o larak çal ı ş ıyordu. (15) Bütün Büyük Britonyada vasıfl ı mühendis kad ın ları n sayısı 500'ü geçmiyor. ingi ltere ve Gal'da mahkeme kap ı la rı n ı n üçte ikisi kad ın avukatla ra kapa l ıd ı r. (Hi)

Kad ın lar, daha çok, her hangi bir vasıf gerektirmiyen veya pek az vasıf gerektiren iş lerde (genel işçi, orta ve aşağı tekn ik personel, satıc ı , berber olarak) çal ış ıyorlar. Son y ı l larda « erkek» ve « kadı n » meslekleri arası ndaki s ın ı rı n yavaş yavaş ortadan kalkmakta' olduğu görülüyor. Orneğ in , bugün, Bi rleşi k Amerikada, kad ın lar, çel ik ve a lüm inyum ü retim inde meşgul işgü ­cünün % 20-60' ln l oluşturuyor, birçok otomobi l iş letmesinde de bazı atel­yelerde ağ ı r basıyorla r. Çal ışan kad ın lar a rasında teknisyenler, mühen­d isler, prog ramistler ve operatörler sayısı gerçekten çok yavaş artıyor.

Analığı koruma. Burjuva devletlerinde, ü retimdeki çal ışmasını a i le ve anal ık yüküm leriyle bağdaştırmak zorunda olon emekçi kadına yard ım bir

(13) «5'e Coference nationale de la CG.T. » 1 7 et 1 8 mai 1 973. Paris. (14) Unione Donne ita l iane. « La Salute del la donna che lavora ». Torino,

1 967, p. 461 . (lG) Ma ria Angeles Duran . « EI trabajo d e la mujer en Espana. U n estudio

sociolog ico». Editorial Tecnos. S. A. Madrid. 1 972. (lG) «Comment», N l l , 1 0 April 1 97 1 , p. 1 67.

919

Page 55: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

sisteme bağlanmış değ i ld i r. Devlet tarafı ndan kuru lmuş kreş ve çocuk yu­vaları örgütü gelişkin olmayıp, varo lan ıarı n çoğu özel g i riş imcilerin el inde bulunmaktad ı r ve bu yüzden de geniş emekçi y ığ ın ları iç in eriş i l i r olmak­tan çok uzaktır. Drneğ in, Fransada, bölgesel, belir l i iş letme ve da i relere a it çocuk yuvoları yaln ız 32.828 çocuk a labi lmekted i r ; oysaki dünya sağ l ı k koruma örgütleri normlarına göre, nüfusu 40 milyon u aşan memleketlerin

(ki Fransa da bu kategoriye düşüyor) çocuk yuvaları nda 200 bin yer bu­lunması gerekmektedir. (l7) Itaryada 1 40 bin çocuk devlet, 1 m i lyan 3 16 bin çocuk da özel çocuk bahçelerine devam ediyor. (18) 1 974 y ı l ı başında, ita lyada emekçi a i lelere mensup 2 mi lyon kadar çocuk belediyelerin ço­cuk yuvalar ına g i rememişlerd i r. (19) ingi ltere, Batı Almanya, ispanya ve diğer birçok memlekette de buna benzer b i r durum vardı r.

Toplumsal-politik yaşama katdım. Son y ı l larda birçok ü lkede yapı lan seçimlerin sonuçları, temsi l organlarında görev alan kad ın la rı n sayısı nda sürekli b i r azalma olduğunu gösteriyor. Fransız Ulusal Mecl is i 'nde 1 946 yı lı'nda 39 kadın saylav yer a lmışken, 1 952'de bunlar ın sayıs ın ın 23'e, 1 956'da 1 9'a, 1 958'de 9'a, 1 962'de S'e, 1 967'de 1 1 'e, 1 973'te S'e indiği görü lmektedir. (20)

1 948 yı l ında italyada parlemenloya 48 kadın seçi lm işli ; bun lar 1 953'Ie 35'e, 1 958'de 28'e, 1 963'te 32'ye, 1 968'de ve 1 972'de 29'a ind i . (21)

FAC'de Bundestag sayıavları arasında 1 929'da 34 kad ın (% 6,6) vard ı ; 1 972 erken seçimlerinden sonra bun lar 30'a (% 5,4) i ndi. (22) Birleşik Ame­rika Kongre'sinde 1 972 seçim lerinden sonra Temsi lci ler Mecl is i 'nde 1 5 ka­dın yer a l ıyordu (daha önce 17 kişiydi ler) .

Son y ı l larda send ika la ra kadın ları n akı n ı b i r yere kadar hız lanmış olsa da, genel l ikle, çal ışan kad ın la r hele örgütlü emekçi lerin önemsiz bir bö­lümünü o luşturmaktad ı r. B i rleşik Amerikada 1 958'de bun lar (örgütlü ka­dın emekçi ler) bütün sendika üyelerin in % 1 8,6',sl, 1 968'de % 1 9,5'j ka­dardı . (23) Sı nıf savaşı mevzi leri nde yer aran sendikalar, tekel lerin polit i­kasına karşı yürütülen savaşa çal ışan kad ın lar ın katı lması n ı n ne kadar önemli o lduğunu b i l iyor ve kadın ları kendi saflar ına çekebi lmek ve sen­dika üyesi o larak oynadı kları rolü yükseltebi lmek için geniş b i r eylem gösteriyorlar.

(17) «Cahiers du commun isme » , N 2, fimier 1 974, p. 62. (18) « L'Un ita », 31 marzo 1 973. (19) « Giorni-Vie Nuove», N 3, 23 gennaio 1 974, p. 37. (20) A. Michel, G . Texier. La condition de la Française d'aujourd'hui . Pa-

ris, 1 964, t 1 , p. 1 81 . « I'Humanite». 28 mars 1 973, 2S mars 1 973. (2l) « Natiziario Trimeslra le», N 4, 1 968, p. 3 . (22) « Frau zu Frau», N L O, 1 972. (23) Daniel Bel i. «The Coming of Post- ind ustria l Society ... New York, 1 973,

p. 1 46.

920

Page 56: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

Kad ın la r pol itik parti lerin çal ışmalar ına da katı l ıyorla r. Burjuva parti ­lerinde kadın üyelerin payı % 5 i le % 1 0 a rasında değ işiyor. Kad ın ı n azatl ığ ı için savaşan la rı n öncüsü o lan komünist partilerinde, kadın komü­n istler, üyelerin orta lama üçte bir ini o l uştura rak önemli b i r güç teşki l edi­yorlar.

Ailede durum. Kapita l izmde a i le du rumunu tüm burjuva toplum sistemi beli rliyor. Bu toplum, a i le i l işki leri n i çoğ unca parasal bir a l ı şveriş konu­suna çevirir. B i rçok Avrupa ve Amerika ü l kesinde yasama örneğ i sayı lan Fransız Medeni Kanunu'nda bu du rum bir hayl i kat ı l ık la belirti lmişti . Bu kanuna göre, kad ın hemen hemen bütün medeni haklardan yoksun ed i l i ­yor, erkeğ in mutlak egemen l iğ i a lt ına a l ın ıyor, g iderek n ikôhtan önce sa­hip bulunduğu mü lk üzerinde bile söz sahibi o lamıyor, çocukları n ın kade­riyle i lg i l i sorun ları n çözü müne katı lam ıyor, n i kôh ın bozulması sözkonusu olurken de erkekle hak eşitl iğ ine dayanan bir i şlem görmüyordu .

Yi rminci yüzyı lda, birçok memlekette, kad ın ı a i lede köleleşti rmen in bu en korkunç biçim lerini ortadan kald ı ran nice kanun lar kabul edi ldi . Ama, bugüne kadar da, h iç b i r kapita l ist memlekette, a i /e kanun la rı, kadına hak eşitl iğ i sağ layan bir bütünsel normlar sistemi hal ine getiri /ebi lmiş değ i /d i r.

921

Page 57: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

Küba devrimi ve ekonomik gelişme

Oneyda A/vares

Havana üniversitesine bağ" Dış Ekonomik Araştırma/ar

Merkezi Şube Yönetmeni

Küba 'n ın ekonomik yaşamı üzerinde son yı l lar ın ik i önemli olayı kes in b i r etki yapıyor. Bun lardan b iri , Küba 'n ın 1 972'de Ekonomik Yard ımlaşma Konseyi'ne (EYK) üye olması , d iğeri de daha çok 1 973'te ya pı lan Send ika Bir l ikleri X I I I . Kongresi'yle bağ l ı o larak, iş letmeci l ik eylemi metotlarında meydana gelen değişmelerd i r. Bir incisi d ı ş ekonomik i l işki lere, i kincisi iç hayata i l işk in o lsa da, a ra la rı nda sıkı b i r bağıntı o lan bu ik i olay, Küba'­n ın ekonomik yaşamında bütün b i r aşamanın biti mi ve yenis in in başla­ması an lamına gelmektedi r.

Devrimden sonraki ekonomik gel işmemiz, Kuzey Amerikan emperya l i z­min in yarı m yüzyı l l ı k yen i -sömürgeci egemenl iğ in in sonuçları gözönüne al ınmadıkça, doğ ru olarak an laşı lamaz. Diyebi l i riz ki , her şeyden önce bu zara rl ı sonuçlar, Küba'nın bağ ı msız gel işmes in in temelleri n i atmaya ça l ı ­şan devrimci iktidarı n i l k ,çabaları n ı n doğ ru b i r yön a lmas ın ı belirlemiştir.

Amerikan sermayesi, memleketimizi ekonomik bakımdan kendine bağ­lamada, bu yol la pol itik egemenl iğ in i de sağ l ıyabi lecek kadar i leri git­mişti. 1 9S8'de Küba 'n ın ithalôtın ı n % 70'i B irleşik Ameri kadan gel iyor, Küba ihracatın ın % 60' lndan çoğu da Birleşik Amerikaya gid iyordu. Yük­sek emek verim l i l iğ i koşu l ları içinde ü retilen Kuzey Amerikan mal ları n ın Küba kap ı la rı n ı aç ı k bularak pazarımız ı büsbütün kaplaması , b i r ulusa l sanayi kurma yolundaki yetersiz denemelerin de yolunu kesmişti. Küba sanayi ü retimi , çoğunca ABD'den hammaddeler, yarı mamul ler, araç­gereç ve makineler o l ma bağı ml ı l ığ ı yüzünden, bir ek çabad�n öteye geçememiş, güdük ka lmıştı. Köy ekonomisi bak ımından memleketimiz ga­yet elverişli koşu l lara sahip olduğu ha lde; gereksi ndiğ imiz besin madde­lerin in % 2S' i nden çoğu da ithalôt yoluyle sağ lanıyo rdu.

1 9S8 y ı l ı nda Küba'da Kuzey Amerikan sermaye yatırı mları tutarı b ir mi lyar dolar ı aş ıyor ve bu mikta r ABD'nin Lôtin Amerika'daki bütün ya­tı rı mların ın % 1 1 ' i n i o luşturuyordu (Brezi lya'daki Amerikan yatırımları düzeyine yakın) . Bu yatı rı m lar, ticaret egemen l iğ in i tamamlayıcı b i r yan eylem kolu o lmaktan çıkarak, Küba ekonomis in i emperyal izme bağ ım l ı k ı lman ın ana etkenine dönüştü. Yabancı sermayenin içeri g i rmesi, daha kuruluşundan ticarette yabancı egemen l iğ iyle koşul l u ve bu yüzden de çarpık alan ekonomiyi bir hayli payandaladı . 1 9S8'de Küba'da Kuzey Amerikan sermaye yatı rım la rı n ı n % 30'u, daha çok şeker kamış ı işleme

922

Page 58: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

kesimine olmak üzere köy ekonomisine ; % 30'dan biraz fazlası h izmetler a lan ına ; % 1 6'sl petrol rafinerilerine ve % 1 2'si de ma den ve işleme sanayiine isa bet ediyordu . Bu yöneliş ve dağı l ı ş, ekonomim ize, memleket gereksinmelerine uymayan tekyanl ı ve rasyonel o lmaktan uzak bir karakter veriyordu. Oretim teknolojisi geri kalmıştı . Birçok ekonomi kolları , sadece parça-buçuk ve dağın ık yeniden ü retim aşamalarına dönüşmüştü ve bu­n un ana aşama ları Küba 'n ın d ış ı ndaydı . Bundan ötürü de ekonomin in bu kolları yüksek düzeyli b ir istihdam ve döviz gel iri sağ l ıyam ıyardu.

Emperya l ist s ızma, ekonomik ya pıyı çarpıttıktan başka, latifundist mül ­kiyeti güçlendirerek ve ona tekelci kapita l izm dönemi iç in ka rakteristik bir içerik kazandırorak, sosyal-ekonomik i l işki leri de değ iştiriyordu. 1 958 y ı ­l ında, toprak sahip lerin in % O.5' i iş len i r toprakların üçte b i rin i çiftçi l ik le uğraşanları n °, '0 79'da ancak % 1 5' in i el inde bulunduruyordu .

1 959'da üstün gelen devrimci iktidar, bu durumdan çıkmak üzere, hiç ikircim göstermeden, her şeyden önce en önemli problemlerin çözü müne girişti. Bu yönde i lk tedbir olarak, 1 959 ve 1 963 kanunları na göre uygu­lonan toprak reformu gerçekleştir i ldi . Bu reformla, toprağ ın % 70' i ve köy ekonomis i ü retim in in % 80'i devrim i ktida rı n ın kontrolü a lt ına a l ınd ı . Ve köy ekonomisi a rtı k bütün bukağ ı lardan kurtuldu ve köylü lerin gel i rleri bir hayli arttı.

1 960 y ı l ında, Bi rleşik Amerika hükümeti, ABD pazarı nda Küba şekeri payın ı aza lttı ; yabancı sermayeye ait petrol rafinerileri de, Küba'ya em­peryal ist tekel lerin sağladığ ı ndan daha ucuza malolan Sovyet petrolü n ü işlemeye yanaşmaz oldu lar. Çok geçmeden, ABD ve bağ laşık ları tam eko­nomik abluka i lôn ettiler. Fakat Küba'n ın aziml i tutumu ve sosya l ist ü l ke­lerin enternasyonal dayanışması emperyal istlerin plônlar ın ı suya düşürdü . Kü ba'ya Sovyetler Bir l iğinden petrol, öteki sosya l ist ü l kelerden de ham­madde, makine ve besin maddeleri gelmeye başladı ; Küba şekeri i ç i n de koşul ları gayet elverişli yeni yen i pazarla r açı ld ı .

Ekonomik sald ırı n ı n suya düşürü lmesi, sosya l ist i şbirl iğ in in bu i l k aşa­masın ın başl ıca etkin l i k göstergesiydi . Devrim, ablukaya, 1 960 Ağustos ve Eyl ü lünde, bütün ka lburüstü Kuzey Amerikan işletmelerin i m i l l i leştirmekle karş ı l ı k verdi. Ayn ı yı l ın Ekim ayında, emperyalist boykota katı lan Küba

sermayecilerin in başl ıca işletmeleri de mi l l i leşti ri idi . Bunun sonucu olarak, ülkenin sanayi gücünün % 80'i devletin eline geçti. 1 963 yılında, Küba'­nın zayıf ekonomik gel işmesi n in temel nedenlerini , yani emperya l ist ege­menliğ i n i ve latifundizmi ortadan kaldırma süreci sona e rd i ri ld i .

Ne var k i , o zaman ekonomin in maddi temeli b iraz değ işmişti. Artık ekonomik yapı l ı ş ın tekyan l ı ve zayıf entegre karakterin i , teknik geri l iğ i , düşük işgücü kal if ikasyonunu (halkı n % 30'u okur-yazar değ i ld i) , d ı ş tica­retteki' bağ ım l ı ve sağ lı ksız du rumu g idermek gerekiyordu. Geçmişin kal ı -

923

Page 59: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

tı mı olan bu güçlüklere daha niceleri eklen iyordu. Altyapın ın yetersiz l ik ve zayıf l ığ ı bunları n en önemli siydi. O'yle ki, 15 yı l l ık devrimci gel işme içinde, memleketin bütün önceki tarihi boyunca kurulandan daha fazla yol yapı lması gerekiyordu. Yakıt ve su rezervleri g ibi bazı doğal temel kaynaklar yetmiyordu. Halk ın büyük bölümünün yaşa m koşul la rı , ü retime ve toplum hayatı na etkin l ik le katı l ım ı sağ lamak üzere, süratle gerekli as­gari düzeye çıkarı lmal ıydl . Bu da, sağ l ık iş lerine, çocuk kreşleri, yuvaları vb. yapım ına büyük bir önem veri lmesini gerektiriyordu . Amerikan em­perya l izmine coğrafi yakı n l ık, b iz i , yurt savunması iç in büyük harcamalara katlanmak zorunda bırakıyordu.

Bu koşu l larda başlıca çaba devrim i savunmaya yönelti lmişti. Ekonomide çözümleme ve plônlama olanakları zayıftı. Fakat yine de, ha lkımız, sos­yal ist dönüşümler ve uluslara rası sosyal ist işbi rl iğ i sayesinde, yen i devlet cihazından yara rlanarak, « tutunma» dönemi içinde bir yandan bi l inç l i b i r gel işme politikası gütme olanağ ı n ı da yavaş yavaş yaratmaya muvaffak olabi ld i . işte memleketimizin ekonomik gel işmesinde sosyalist u luslara rası işbirl iğ in in rolünü bu açı lardan değerlendi rmemiz gerekiyor.

Sosya l ist ü lkeler, Küba'ya, gel işme hedeflerine uygun koşul la rla kredi açtı lar. Bu koşul lar, genel l ikle, tasarı lar hazı rlanmasında ve ön a raştı rma­larda işbirl iğ in i , makine, donatım ve materyal sağ lanmasını , uzmanlar gön­deri lmesini kapsıyordu. Bu g ibi kredi an laşma larına dayan ı larak kurulan iş letmeler Küba devleti n in mal ıydı , ve memleket d ı şına sermaye i h racı gereks in im i doğurmuyordu. 1 972 Ara l ı k ayında imzalanan ve Küba'ya 300 mi lyon ruble Sovyet kred isi açı lmasın ı öngören anlaşma, bu tür parasal yard ım ın yakın örnekleri nden biriydi . Bu kredi, 1 Ocak 1 976'dan it ibaren 25 yı l boyunca Küba mal lariyle ödenme koşuluyle veri l iyordu.

Bundan başka, Küba, sosya l ist ü lkelerle i l işki leri nde, bugün gelişme hal indeki ü lkelerin büyük çoğ unluğunu tedi rg i n eden dış borçlar gibi çetin bir problemi n yeni çözüm çarelerin i de buldu. En fazla kredi veren Sov­yetler Birl iğ i , borçla rı mız ın 1 Ocak 1 973 olan ödeme vadesin i 1 Ocak 1 986'ya kadar uzattı.

Sosya l ist ü l keler bize bi l imsel-teknik yardımda da bulundular. Bu cüm­leden o larak, 1 967-1 971 yı l la rında memleketimize SSCB'den, Çekoslovak­ya , ADC, Macaristan, Polonya ve Bulgaristan'dan bin lerce uzman geldi . B ir yandan da yüzlerce Küba l ı uzman bu sosyalist ü l kelerde eğitim gördü . Küba bu ü lkele�den genel l ik le ticaret konusu olmayan 381 komple tekn ik dokümantasyon a ld ı .

Küba ekonomisi böylece i lerlemeye başladı. Memlekette gayrısafi top­lumsal gel i ri n a rtış temposu (1 971 ve 1 972'de her yıl % 8 kadar) bunun bir kanıtıd ı r.

Deney, bizi, bağım�ız sosya l i st ekonomiyi kurmada, i h raç kaynaklar ının

924

Page 60: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

en büyük süratle art ırı lmasın ı sağ layan şeker ü retim i g ibi güçlü b i r gele­neksel işkolunun gel i ş im in i, ağ ı r endüstri ve çok da l l ı bir köy ekonomisi temel i ya ratı lmosiyle ustaca bağdaştı rmak gerektiği kanısına vardı rdı . Küba bütün bu o lan larda sosya l ist ü lkelerin ka rdeşçe desteğ in i gördü ve görüyor.

Köy ekonomisi üzerinde, döviz gel i rl.eri n i a rttı rmak da, halk ın tüketim düzeyin i yükseltmek de, sanayie hammadde sağ lamak do hep bu ekonomi koluna bağ l ı olduğu için, özel b i r d i kkatle duruyorduk. Küba, köy ekono­misi gel iş im in in çeşitl i a lan ları nda, Bulgaristan, SSCB, ADC, Çekoslovakya ve Macaristan'dan teknik ya rd ım lar gördü.

Şeker kamışı mahsu lünü toplama işleri n i makineleştirme çaba ları Kü ba için çok öneml id i r. Bu konuda SSCB'den gördüğümüz yard ıma değer biç­mek zordu r. Sovyet uzman ları , Küba makine yapımcı la riyle elele vererek, şeker kamışı hasadı iç in özel b içer-döğer ve yükleme makineleri projeleri

· hazı rlad ı la r ve yaptı la r. Daha 1 970 yı l ında şeker kamışı ü rününün % 89'u makinel i çal ışmayla kald ırı ld ı ve yükleti l i p taş ındı . Gübre kul lan ımı , zararlı ot ve böceklerle mücadele i lôçları ku l lan ımı oran ı da a rUı . . En önemli bit­ki lerle iyi leşti ri imiş c inslerle ta rıma geçi ld i ve hayvan cinsleri de iyi leş­tiri ld i .

Şeçer ü retim i memleketim izde sanayi in ana halkası o lmaya devam edi­yor. Bu ü retimde makineler için büyük ölçüde sermaye yatı rı mı var. Sos­yalist ü lkelerden şeker fa brika ları mız iç in makine, parça ve tak ımlar a l ı ­yoruz. Bu bizim i ç i n yaşamsal bir önem taşıyor. Memleketimizde Polonya ile ortak bir daimi çal ışma g rupu, şeker sanayii makine donatımları n ı n yönetiminde görevli Küba' l ı personel in eğitimiyle uğ raşıyor. Sovyetler B i r­l iğ i , Küba'ya makine ve materyal sağl ıyarak, uzmanlar göndererek ve uzun vadel i kred i ler açarak, 1 1 4 şeker fabrikamız ın modern leştir i lmesine ya r­d ım etmiş bulunuyor.

Devrimden son ra, Küba'n ın yetersiz ve teknik bakımdan da düıensiz b i r enerji sistemi vard ı . Bu enerji sistemin in ya ln ı z ünifikasyonu (birleştirme, kaynaştı rma) değ i l , aynı zamanda yen i enerji santra l leri kurulması gereki­yordu. Netekim, Çekoslovakya 'n ın ya rd ım iyle bir büyük elektrik santra l i kuruldu ve ş imdi bir santral daha kuruluyor. Soyyetler Birl iğ i halen iş let­meye açı lm ış olan ik i elektrik santra l in in kuru lması na katı lm ış bulunuyor. Ayrıca, yeni an laşma larla, b i r santra l in genişleti lmesine, b i r d iğerin in ya­p ım ına katı lacak ve çeşitl i donatı mlar sağ l ıyacClktır. SSCB, memleketin enerji sistemin i b irleştirmenin tamamlanmasına olanak veren bir yüksek geri l im hattı n ın kuru lmasına da yard ım etmiştir. 1 972 y ı l ı nda, memlekette elektrik enerjisi ü retim i devrimden önceki ne kıyasla üç kat a rtmış bulun­maktad ı r.

Evvelce Küba'da pratik o larak demir-çel ik sanayii d iye bir şey yoktu.

925

Page 61: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

SSCB'n in ya rd ımiyle bu alanda da büyük sermaye yatır ımları gerçekleş­tir i ldi .

Küba, diğer sanayi kol ları n ı n (maden işleme, kimya, petrol rafinerisi, besi!"! sanayii, ba l ı kç ı l ı k, tekstil ve deri sanayii, yapı a raç ve gereçleri sa­nayi i, içki ve tütün ü retimi vb.) kurulmasında ve gel işti ri lmesinde de sos­yalist ü lkelerden değerli yard ımlar gördü . Sovyetler Birl iği eldeki petrol rafineri lerinin hammadde ihtiyacını tamamen sağladı ve bir yandan b u sanayi kolunun genişletimesi için gerekli donatı mları sağ lamayı do yü­kümlendi .

Biz büyük güçlüklere ve deney yetersiz l iğine karşın, hammadde ve va ­sıfl ı işgücü yetersizliği ve diğer nedenler yüzünden bazı işletmelerimiz henüz tom kapasiteyle çal ışa masa lar bi le, kayda değer başarı lara ulaştı­ğ ım ızı güvenle söyliyebi l i riz. 1 967-1968 y ı l la rında orta lama y ı l l ı k sanayi ü retimi a rtışı ancak % 3 iken, 1 968-1971 y ı l lar ında bu a rtışın % 5'e çık­t ığı , 1 972'deyse % 1 4' ü bulduğ u görülmüştür.

Sosyal ist toplu luk ü l keleriyle işbirl iğ imiz,- oüyük bi r stratej i k önemi olan kurucu luğun gelişmesine de çok yard ım etti . 1 971 'de bu a landaki kuru­culuk ölçü leri , 1 958 y ı l ına kıyasla, genel olara k 4,26 defa a rtış gösterdi.

Taş ıma ve ulaştırmayı belirli bir düzeyde tutup gel iştirmek, memleketin bütün bölgelerin in ekonomik gel işmesi buna bağ l ı o lduğ u için, devrim hükü metin in biri nc i l ödevleri nden birid ir. Bu cümleden olarak, ticaret fi lo­sunun da, ekonomimizin dış tica rete son derece bağ l ı l ığ ı ve başlıca pazar­lardan uzaklığ ımı z dolayı siyle, olağanüstü bir önemi vard ı r. Şimdi, SSCB Küba'yla, taş.ıt ve ulaştı rmayı komple biçimde gel iştirme projesinin hazı r­Ianmasında ; l iman lar ın yeniden kurulması nda ; eldeki l iman ları iyileştir­mek için donatım sağ lanmasında ; petrol a l ım ı için sarnıç vagon ları ve donatımlan kuruculuğu teknik projesinin işlenmesinde ; Havana ve Kama­g uey hava alanların ı yen iden kurma ve modernleştirme tasarı la rında, hava u laştırması u lusal teknik temel in in genişleti lmesinde işbirl iği yapmaktad ı r.

Devrime kadar bizim ticaret fi lomuz toplam hacmi 45 bin ton i lôtoyu geçmiyen 14 eski ve küçük tekneden ibarettL Bugün ti�aret fi lomuzun top­lam hacmi 580 bin ton i lôtoyu bulmaktadı r ve yük gemi lerimizin çoğunun tonajı 10 b in in ü stünded i r.

Sosya l ist ü lkeler, hemen hemen bütün bi l im ve a raştı rma kol ları n ı n ge­Iiştiri lmesinde, eğitim-öğ retim sistem ve yöntemlerin in yetkih leştirilmesinde, elektronik hesaplama tekniğ in in gelişti ri lmesinde (ki bunda Sovyetler Bir­l iği i le Bulgaristan ' ı n katkısı büyüktür) bize değerli yard ımlarda bulunu­yorlar.

Burada değ inmeden geçemiyeceğ imiz bir olay da şudur : Dış tica ret i l işki leri a rtı k ekonomik gel işmeyi köstekleyici b i r engel o lmaktan çıkmış

926

Page 62: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

bulunuyor. Vaktiyle Küba i le a l ı ş verişte ABD'n in uyguladığ ı somuru ve eşitsiz l ik prensipleri n i n yerini , a rtık, 1 9S8'de Küba d ı ş ticaretindeki payları % 3'ü geçmiyen, şimdiyse ağı r basan sosya l ist ü l kelerle i l i şk i lerimizin da­yandığı ka rşı l ı k l ı yarar, hak eşit l iğ i ve çıkar gözetmez yard ım prensipleri a i ıyoL Şu da var ki, bazı önemli mal ları ha la ka pita l ist memleketlerden sağ lama zorun luğ undan tamamen ku rtu lmuş olmadığ ım ı z için. ekonomi­miz, bu memleketlerin gel işmesindeki düzensizl i k ve çevrimsel i kircimleri n etkisini hissetmekted i r.

EYK üyesi ü l kelerle tica retim izin karakteristik çizgisi şudur : Her şeyden önce, uzun vadel i ka rşı l ı kl ı tica ret p lan laması temeli üzerinde, Kü ba'ya, iç gel işmesindeki darl ı k ları g iderebi lmesi için gerekli bütün başl ıca ham­madde, makine ve donatım lar sağ lanmaktad ı r. Ote yandan, Küba, bu ü l ke­lerin kişi l iğ inde, kendi geleneksel i hraç mal ları ve aynı zamanda yeni ürünleri için sağ lam a l ıc ı lar bu lmaktad ı r.

Bundan başka, b i r yandan, çoğun lukla makine, taş ıma ve ulaştırma donabmları ve komple tesisler itha l in i sağ layacak cari tica ret kredileri. öte yandan bu ulus lararası kred i lerin düşük fa iz ve uzun vade koşu l larıyle veri lmekte o lması önem l i b i r rol oynamaktadır. çoğ u halde, kredi lerin Küba tarafı ndan öneri len ve aynı zamanda kredi verenin de yararı na olan mal lar ve hizmetlerle ödenmesi kaydı da ayrıca önem l id ir.

Uluslara rası sosyal ist işbi rl iğ in in Küba ekonomik gel işmesi üzerindeki etk isinden söz ederken. yakın geçmişte Ekonomik Yard ım laşma Konseyi'ne üye o luşumuza, bu önemli o laya da değ in mek gerekir. 1 972'de EYK'n in XXVi. dönem toplantıs ındaki konuşmasında, Küba delegasyonu başkan ı Karlos Rafael Rodriges, memleketimizde c idd i ekonomik gelişme koşul la ­rı n ı n yaratı ld ığ ı güçlüklerle dolu b i r aşamadan sonra «u l uslararası sos­ya list işbö lümüne katı lma olanak ve sorum lu luğunun Küba için sözün en dolgun an lamiyle önem kazand ığ ı »n ı bel i rtti. EYK çerçevesinde çal ışmak bu katı l ımı derin leştirme a racı o ldu .

Memleketimiz, EYK üyelerine, bir ortak gel işme p rog ramı sundu ve bunu gerçekleştirme olanakları gösterdi. Böyle b i r ortak program uygulanması­nın, Küba'da kolay elde edilen n ikel yatakların ı iş letmek suretiyle, sosya ­list devletlerin bu mamule o lan gereksin melerin i g iderebi leceğ ini , ayrıca dünya pazarı nda kapita l ist memleketlerin büyük n ikel ü retim i tekelleriyle bizim rekabet etmemize o lanak vereceğ in i ve bileş iminde nikel ve krom gerekl i olan özel çel ik türleri ü retimine katı lmamıza yol açacağ ın ı bel i rtti. EYK i lg i l i organ ları , toprakları mızda, Konsey' i n d iğer üyelerin in katı l ı miyle yen i n ikel ü retimi tesisleri meydana geti ri lmesi o lanakların ı incelemeye başlad ı la r. Buna şimdi Nikaro ve Moa'da eylemde bulunan kuruluş ve donatı mlar do eklenirse, ü retim yı lda

"30 bin tonu (bugünkü dünya nikel

tica reti hacminin bir çeyreğ i) geçecektir. Ortak işbirl iğ in in b i r diğer o la­nağı do, ha len şeker fabrika larında yak ı lmakta o lon şeker kamış ı sapla rı

927

Page 63: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

artı klar ından, kağıt ve ağaç-l if levhalar ü retim i iç in hammadde elde etme düşü ncesid i r.

)

EYK XXVi. dönem toplant ıs ında, Küba, kendi katkıs ın ın sosyal i st toplu­lukta gereks inmelerin g iderilmesine yard ı mcı olacağı her yerde, işbirl iğ i ve entegrasyon gereklerine uygun ekonomik yükümleri ü�tlenmeye ve ye­rine geti rmeye hazı r olduğunu ifade etti. Ve aynı zamanda, bütün ortak hareket a lan ları nda, kendi u lusal ekonomis in in p lôn la rın ı Konsey' i n diğer üyelerin in p lôn lariyle uyumlaştı rmaya hazı r olduğu sorununu da ortaya koydu. Bu yükümler elbette devlet organ larımızın ciddi örgütsel çabalar harcamaların ı gerektiriyor.

Küba'nın EYK'ne gi rmesi, memleketin ekonomik yaşamında önemli de­ğ iş im lerin gerçekleşti r i ld iği bir zamana rastladı . 1 972 y ı l ı sonundan beri. yurdumuzda, işletmeci l i kte parti ve devlet yönetimin i yeniden örgütleme ça l ışmaları yapı l ıyor. Küba Komün ist Partisi MK içinde bir ekonomi şubesi ve ayrıca halk ekonomisi kol larına göre ü retim şubeleri meydana geti ri ld i . Daha önceki k ısa sürel i (yı l l ı k) p lônlar ın devamı olarak, üç y ı l l ı k b ir ha lk ekonomisi p lôn ı hazır landı ve ayrıca 1 976-1980 yı l ları iç in beşyı l l ı k b ir p lôn ın hazı rlanmasına g irişi idi . Bir yandan, Merkez Plônlama Kuru lu'nun iş levleri yetk inleştirilmeye başlandı . 1 973 yı l ı başından itibaren, ü retim plônlar ın ın evvelce olduğu g ib i ya ln ız ayniyat (özdek) miktarı değ i l , aynı zamanda para değeri de bel i rti lerek hazı rlanmas ın ı öngören yeni tarz p lônlamaya geçi ld i .

1 973 Kasım ında yapı lan Küba Sendika Birl i kleri X i i i . Kongresi, memle­ket halk ekonomis in in gelişmesinde çok önemli bir olayı bel i rler. Bu kon­g rede Fidel Kastro yoldaş da bir konuşma yaptı. Kongre tezlerinde, her işçin in a ldığı ücretin verd iğ i emek n icel i k ve n itel iğ ine uygun olması gere­ği ortaya konu luyordu;, Yı l lardan beri yürütülen deneysel- istatistik norm­lama uygulaması çal ışma ları artı k bu sorunun , yani a l ı nan ücretin verilen emeğe uygun luğu sorununun çözümüne yöneltil iyor.

üretim rezervleri n i n daha iyi ku l lan ı lması için harcadığ ımız çabo lar da az değ i ld i r. Biz s ıkı b ir hammadde, materya l, yakıt ve enerji tasarrufu re­j im i uyg ulamaya önem veriyoruz. Emek d isip l in in i ' güçlendirmek üzere, çal ışma saatlerin in israfına ve işe devamsızl ığa karşı daha kesin b i r mü­cadele yürütüyoruz. Emek d is ip l in in i güçlendirmede 1 971 'de çıkarı lan ay­lak l ık la mücadele kanununun da yararı n ı görüyoruz.

Memleketim izde finans iş leri ve para dolaşımı yeni bir düzene giriyor. Tütün mamul lerinde, a lkol lü içki lerde, benzinde, parfümeride, ma l pazar­lama ve h izmetlerin genel artışiyle serbest tica ret rej im in in (norm d ı Şı , daha yüksek fiyatla satış) uygu lanması , a rz i le ta lep arasındaki tutarsız­l ığ ı azaltmış bu lunuyor.

Son zamanlarda, ü retim ve yönetimde sendikalar ın rol ü ve işlevleri

928

Page 64: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

epeyce genişleti ld i . Send i ka B i rl i kleri Xi i i . Kongresi, olağa n sendi ka hak­la"rın ın devamı olarak, işletmelerin sendi ka genel kuru l toplantı larına, ü re­tim örgütüyle, kadro işleriyle, rasyonalizasyon, yen i l i kç i l ik vb. hareketiyle i lg i l i o larak yöneticilere tasviye ve önerilerde bulunma hakkı tan ıd ı . Emeğ i normlamaya ve bu uygulamayı yetkinleştirmeye katkıda bulunmak sendi­kaları n en önemli ödevlerinden biri oldu.

Küba'n ın sosya l ist ekonomik gel işmesi olağanüstü güç koşul lar a ltı nda başlamıştı . Fakat karş ı laş ı lan bütün engel ve güçlüklere karşın, Küba kar­deş sosya l ist ü l kelerin deneyiyle açı lan yol boyunca i lerled i ve i 1erl iyor. Küba'nın, EVK'ne girmekle, en önemli sosyal-ekonomik sorunları Mark­sizm-lenin izm prensipleri temel i üzerinde çözmek üzere entegrasyonu güç­lendi rme yönünde kardeş ü l kelerin g itgide hız lanan i leri hareketin e katı ­lan bir eleman hal ine gelmesi bizleri sevindirmektedir.

929

Page 65: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

Sosyal güvenlik

Mihal Ştansel

çssc çaltşma ve Sosyal Yardım Bakant

Sosyal izmin başl ıca an lamı ve amacı , halk ın maddi ve kü ltürel yaşam düzeyin i etraflı ola rak yükseltmek, her insan ın yaratıcı güçleri n i gel iştir­mektir. V. i. Lenin ' in , bir eserinde, sosya lizmi, toplumsal mül kiyet temeli üzerine kurulmuş " bütün toplum üyelerin i n refah ın ı ve etrafı i gel işmesini sağlamayı amaçlayan top lumsal -üretimsel sürecin plônl ı ö rgütü » (1) ola­rak tan ım ladığı b i l inmektedi r.

Bu genel sorun, sosya l ist kurucu luğ un çeşitli aşamalarında değ iş ik bi­ç imlerde çözü ıür. Objektif koşul lara bağ l ı ola rak ulusal geli rden b i rik im iç in ayrı lan pay değ iş ir ve dolayısiyle tüketim payı da değ iş i r. Dte yan­dan, u lusal gel irden ayrı lan tüketim payı da emek ücretleri fonu i le top­lumsal fon lar a rasında değiş ik biçimde dağ ı l ı r. Hız l ı ü reti m artışı ve bu­nun la bir l ikte emekçilerin yaşam düzeyinin du raksamadan yüksel işi, d iğer kardeş ü lkelerde olduğu g ibi , Çekoslovakya'da da gel işmiş sosya l izm kuruculuğ u aşamasın ın ayı rıcı vasfıd ı r. Bu ü retim a rtı şı ve yaşam düzeyi yü ksel işiyle bir l ikte, fiyatlar ın değ işmez düzeyde tutulduğu koşul larda emek ücretlerinin yükselti lmesi de emekçi lerin reel gel irleri n i n a rtmasın ın ana kaynağı olmaya devam eder. Memleketimizde top lumsal tüketim fon la rın­da da a rtık çok öneml i ölçü lere ulaşı lm ış o lup, bu fonla r h ı zla genişlemek­tedir. içinde bulunduğumuz beşy ı l l ı kta ( 197 1-1 975) sosyal ya rd ım ala­n ı nda gerçekleşti ri len tedbi rler, toplumsal tüketim fonları mızdaki a rtr� n gözle görü lü r sonuçlarıd ı r.

Devlet el iyle sosyal güven l i k objektif gerekl iğine ve işçi s ın ıfı n ı n haya­tında bunun öneml i rolüne, daha 1 91 2'de, RSDIP'nin Bütün Rusya Vi. (Prag) Konferansı 'nda kabul edilen " Devletin işçi lere sosyal yard ımı kanun tasarısı hakkında Duma'n ın görüşleri » başl ık l ı kara rda V. i. Len in değ in i r. Karar, proletaryan ı n menfaatlerine h izmet edecek devlet sosyal yard ım ın ın ana prensip lerin i şöylece bel i rler : Bu ya rd ım, işçilerin hayatın ı , çal ışma yeteneklerin i yiti rdikleri her ahvalde güven a lt ına a lmal ı ve emek ücretiyle geçinenlerin hepsin i ve bunları n a i leleri n i ka psamal ı ; bütün si­gorta l ı la r tam gel i rleri ölçüsünde ödenti prensipi gereğ ince yard ım gör­meli ; her tü rden sosyal yard ım ve sigorta işleri b irleşik merkezsel örgüt­lerce yü rütü lmel id i r. (2)

(I) V. i. Lenin, Bütün eserleri, c. 32, s. 1 49. (2) V. i. Lenin , Bütün eserleri, c. 2 1 , s. 1 46.

930

Page 66: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

Gayet doğaldır ki, iktidarın halkın eline geçmesiyle, sosyal politika komünist parti lerin i n bütün iç politikas ın ın önemli bir a lan ı hal ine gel i r. Sosya l ist prensiplere dayanan sosyol sigorta sistemi, işçi sınıfı n ı n ve diğer emekçi kotlo rı n ı n yarına güvenin i a rt ı rı r, gel i rlerin in yükselmesini sağ lar, toplumsal fon lar eliyle g iderilen i htiyaçlar çevresini genişletir. Çekoslovak­ya'da, 1 948 Şubatı nda işçi s ın ıf ı iktidarı ele a ld ıktan sonra, ha lk devleti n in i lk adı mlar ından biri, yen i bir devlet sigartası nı kanunlaştı rmak oldu. 1 948 Ekim ayı nda yürürlüğe giren bu kanun, daha sonraki y ı l larda geniş leti len sosyal sigorta sistemin in temel in i o l uştu rdu.

1 957 y ı / ında, sanayi ü retimin in h ızla yü ksel işine ve emek ücretlerindeki a rtışa dayan ı /arak, emekl i l ik sisteminde temell i değiş ik l ikler yapı ld ı . Bu dönemde emekli ayl ık ları epeyce a rtı r ı ld ı ve emekli aylığ ı n ı n belirlen­mesinde emeklinin hizmetleri de en önemli ölçütlerden bir i o larak gözö­nüne a l ı nmaya başlandı . Çok geçmeden, köylü lerin (hem kooperatörlerin, hem de özel çiftçi lerin) emekl i l iğ i sisteminin uygulanmasında da buna benzer prensiplerle hareket edi ldi .

Memleketimizde parasız sağ l ı k yard ım ı bütün yurttaşları kapsar. Her yu rttaş, en pahal ı i lôçları ve t ıbbi yard ım ı gerektirse de, diş tedavisi de iç inde olmak üzere, her tür lü tedavi olanağ ı ndan yarar lanır, hastaneden başka, din lenme yerlerinde, kapl ıcalarda da tedaviye gönderilebi l i r. Bazı kapital ist memleketlerindekinden ayrım i ı olarak, bizde, doktor ve sağ l ık persfneli yetersizliğ i yoktur. 1 973 y ı / ı sonunda, memleketimizde, 397 kişiye bir doktor düşüyordu . Bunun, u luslararası düzeye kıyasla iyi bir gösterge olduğu söz götürmez.

Harpten hemen sonra Çekoslovakya'da çoçuklu a i lelere sosyal ya rd ımı gerçekleştirecek bir sistem o luştu rulmaya başlandı . Daha sonraki dönem­de bu sistem bir hayli gel işti ri idi . Bazı halk zümrelerine, örneğ i n yaşl ı / a ra ve sakatlara b ı rak ı lan çeşitli sosyal h izmetler de sosyal sigorta sistemi içine a l ınd ı .

Birçok sosya l ist ü lkede ve bu a rada Çekoslovakya 'da, son y ı l la rda gel iş­miş sosyalist toplum kuru luyor ve kuruculuk hızla i lerl iyor. Bu yeni gel işme aşamasın ı n özel l ik lerine uygun sosya l-ekonomik pol itika, bi l indiği gibi , SBKP XXiV. Kongresi belgeleriyle bel irlen ip saptanmıştı r. ÇKP XiV. Kon­gresi de (1971) buna benzer karar lar a lm ıştır. Bugün a rtık halk ın yaşam düzeyin i yükseltmek için çok daha büyük toplumsal ödenekler ayı rma 010-nağ ı vard ı r. Bunun gerçekleşti ri lmesi parti politikası n ın en önemli uzun vadeli stratej ik hedefi o luyor. ÇKP XIV. Kongresi nin kararı nda, sosya l ist yaşam tarz ın ın gel işmesine uygun olarak toplumsa l ü retimin etki n l iğ in i du rmadan gel iştir ip yükseltme temeli üzerinde halk ın maddi ve kültürel i h­tiyaçları n ı n daha tam biçimde g ideri lmesin in sağ lanması beşi nci beşyı l l ı k p lôn ın başlıca hedefi o larak saptanıyor. Bununla b i rl i kte, sosya list yaşam

931

Page 67: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

ta rz ın ın ve insanları sosya l i st çal ışmayla eğ itmeni n ayı rıcı vasıfları o lon maddi etkenlerin geliştiri lmesine de önem veriliyor.

Kongre.n in d i rektifleri emekçi insanın sosyal güvenl iğ in i güçlendiren b i r dizi tedbirler öngörüyor. Bu tedbirler, emekçilere çalışma garanti s i sağlan­masını , eğ itim-öğ renimde herkese eşit olanaklar veri lmesini, yurttaşları n kültürel düzeyin in yükselti lmesin i kapsıyor. Bu tedbirler d iz is i iç inde sos­yal sigorta politikası önemli bir yer a l ıyor. Aşağıda, pa rtin in ş imdiki ge­lişme aşamasında özel bir d i kkat gösterd iğ i bu pol itikanın yalnız i ki doğ­rultusu üzerinde daha ayrıntı l ı o larak duracağ ız. Bunun biri ncisi, çocuklu a i lelere toplumsal ya rd ı m ; ik incisi , emekçilerin emekl i l i k iş lemlerin in iy i leş­tiri lmesid i r.

Çekoslovakya'da, d iğer gel işkin ekonomi l i ü l kelerde olduğ u g ibi, ço­cuklu ai leleri n beli rl i yaşamsal problemleri vard ı r veı bun ları n çözüm ü ge­niş bir i lgi ve d ikkat i ster. Bu g ibi a i lelerde, hele ono-bo/bo ça l ışıyorlarsa, sosyal i st toplumun ôdi l saydığı bazı sosyal karakterli özel gereksinmeler ortaya çıkıyor. Orneğ in , çocuklu a i lelerin gel i rlerin in düzeyi, çalışan anne­lerin emek rej im i ve bunun hukuk kural ları na göre korunması, toplumsal çocuk yuvala rında çocukları n bakımı gereksi nmeleri g ibi . . .

Doğal olarak, çok çocuklu a i lelere yard ım sadece b i r sosyal adalet sorunu değ i ld i r. Bu aynı zamanda ciddi b i r ekonomik sorundur. Çocuklu a i lelerin maddi durumunu iyi leştirmek, doğum oran ın ın a rtmasına yard ım eden önemli etkenlerden birid i r. Nüfus a rtış ın ın yükseltilmesi ekonomin in gelişmesini etkiler ve bu cümleden olarak, emek rezervleri ölçüsünü şa rt­landırı r, tüm toplum hayatı ve bunun genç kuşakların oransol payın ın korunmasını gerektiren i ç d inamiğ i üzerinde güçlü bir etki yapar.

Ote yandan, doğum oran ında a rtışın, elverişli ekonomik sonuçların ya­n ıs ı ra, belirl i güçlükler de doğu rduğu b i r gerçektir. Eğer doğum oran ın ın aza lışı onyı l lar sonraki çal ışma yeteneğinden yoksun nüfus payın ı n çoğal­mas ına yo l açıyorso, bunun a rtışı do, hemen a rd ından gelen yı lla rda top­lumun henüz çal ışamaz durumdaki erg in leşmemiş üyeleri payın ın büyü­mesi anlamına gel ir. Doğum artıŞı, genel n üfus artış ın ı ve bunun yanısıra da ekonomiye ve doğa l çevreye değg in yeni ve daha yüksek istemlerin çoğ almasın ı bel i rler. Bütün bunlar, son y ı l larda, gelişmiş kapita l i st ü l ke­lerde, özel l ik le B i rleşik Amerikada doğum oran ın ın düşmesi ve bu olguyu temellend i ren « sıfı r a rt ış» teori lerin i n yayg ın l ı k kazanması sonucunu do­ğurmaktad ı r. Çekoslovakya do sanayice gel işkin bir ü l kedi r, oma kapi­tal ist değ i l, sosyal i st b i r ü l ked i r. Bu itibarla, b iz , başka yol , yani geleceğe i l i şk in karmaşı k sorunları insanın yara rına plônl ı o larak çözme yolunu seç­miş bulunuyoruz. Bu bizde ya ln ız ekonomik değ i l, sosyal çözümleri de önceden belirlemektedir.

Ikinci Dünya Savaşı'ndan sonra, d iğer gel işmiş kapitalist ü l kelerde 01-

932

Page 68: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

duğu g ibi, Çekoslovakya'da da değiş ik b i r nüfus a rtışı vardı. Harbi izliyen i l k y ı l larda doğum oranında hız l ı bir a rtış o lduysa da, daha sonra bunun azalmaya yüztuttuğu görü ldü . Doğumun azalışı, 1 960 yı l ları i ki nci ya rı­sında daha da hissedil i r bir hal a ld ı . 1 968 y ı l ında yeni doğanları n sayısı en düşüktü (bin kişide 1 4,9) . Bir ve en çok ik i çocuklu a i leler t ipik bir ö lçü olarak yaygın laştı. Genel nüfus iç inde daha yaşl ı kuşağın payı böy­lece yükselmeye başlad ı .

ÇKP XiV. Kongresinden önce yapı lan çözümleme, doğ um azal ı ş ın ın bazı nedenlerin in objektif ka rakterli o lduğ unu gösterdi . Bu nedenlere, halk ın büyük yığ ın la rı n ı n yaşama tarzı n ı n değ işmesin i de katabi l i riz. Yaşam tar­zındaki değişme de, doğal o larak, köy ekonomisi nde küçük-mal ü retim in in geri iti lmesinden, emek veriml i l iğ in in a rtmasından ve bunun sonucu o la rak köy ekonomisinde istihdamın aza lmasından, sosya l ist sanayileşme ve sanayi a lan ında istihdam artışından, ha lk ın önemli bir bölümünün köy­den kente akmasından, toplumsal emek sürecinde erkeklerle kadın ların du rum la rın ın eşitlenmesinden i leri gelmektedir.

Ne var · ki, öte yandan, toplum da, n üfus a rtışına yard ım eden etken­Ierin gel işmesin i teşvik edebi l i r. Bu etkenler a rasında, her şeyden önce, çocuk lu a i lelerin ve çalışan anaları n sosya l-ekonomik du rumunu, kadın­ların çal ışma koşu l ların ı ve aynı zamanda insanları n , özel l ik le genç ku­şağ ın , çocuk problemine, çocuklar ın eğitimi problemine o lan moral ve duygusa l i lişkisini saymak gerekir.

Partimiz ve hükü metimiz, bütün bunları gözönüne alara k, iy i düşünü lmüş ve a rdıcı l eylemlerle etraflı b i r gel işme sağ lamak suretiyle demografi pol i­tikası sorun ların ı komple biçimde çözerek, çocuklu a i leler için elveriş l i koşu l la r sağ lanmasın ın gerekli o lduğu kararı na va rd ı la r. ÇKP XLV. Kon­gresince onaylanan beşinci beşy ı l l ık plôn d i rektiflerinde şöyle deni l iyar : "Çocuk zamları , çok çocuklu a i lelere yard ım arttı rı lacak biçimde v e b i r yandan bu yard ım i le emek ücretler inin genel a rtışı a rasında b i r oran­sa l l ı k sağlanacak biçimde bel i rlenmelidir . . . Ai lede, çocuğun doğumun­dan sonraki i l k dönemde en iyi sosya l-ekonomik koşu l lar sağ lanmal ıd ı r. Yetişmekte o lan kuşağa gösteri len özenin toplumsal an lam ve önemi, öncel ik le u lusa l komitelerin, çok çocuk lu ve çal ışan ana ların gereksin­meleriyle i lg i l i kurum ve toplumsal örgütlerin her günkü etrafl ı kaygı i ar ına dayanan bütün toplum ölçüsündeki eğitimsel ve örgütsel tedbirlerle des­teklenmel id i r. Ev kad ın ları n ı n işini kolaylaştıran hizmet kol ları genişletil­mel i ve iyileştiri lmel id ir. » (3)

Kongreden, sonra , parti, hemen al ınan kararları gerçekleştirmeye g irişti. Her şeyden önce, a i lede çocuğ un doğumundan sonraki ilk y ı l la rda daha elveriş l i koşu l lar yaratan bazı yeni sosyal tedbirler gerçekleştir i ldi . Ai lenin

(3) "ÇKP XLV. Kongresi». M. , 1 97 1 , s. 300.

933

Page 69: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

hayatında, yen i koşu l ları n ortaya çı ktığ ı , yen i kayg ı ları n bel ird iğ i ve har­camoların çoğa ldığı dönemin çok önemli bir rol oynadığını deney g öster­m i ş ayrıca düzenlenen soruşturmaları n sonuçları da doğ ru lamıştı r.

Memleketimizde 1 Ekim 1 971 'den itiba ren ano l ı k ya rdımları a rtı rı ld ı . Şimdi, ça l ı şan kadın ın ana l ık dolayısiyle 26 hafta sürel i i z in hakk ı vard ır. Bu süre boyunca kendisine ayl ığ ın ın % 90'1 ödenir. Ya ln ız analar ve sakat çocuk ana ları 35 hafta boyunca ana l ık yard ımı a l ı rlar. Bundan başka, emekçi ana lara, i ki nci ve da�a sonraki çocukları iç in, bunlar ik i yaş ın ı dolduruncaya kadar, ono bu dönemde çal ışmadığı takdirde, ayda 500 ku­ron ölçüsünde (kad ın ın orta lama ayl ığ ın ın üçte b iri kadar) ek yard ım yap ı l ı r. Daha önceki ayl ı k tutarını kısmen sağ layan bu yardımlarıo, ka­dına, doğumdan sonra iki y ı l boyunca evde kalma, ya da işe dönme şık lar ından b i rin i seçme olanağı verilir. En önemlisi, çal ışan kadının ana­i ı k dolayısiyle işyeriyle i l i şki leri kesi lemez ; örgüt ve işyeri, emekçi kadına anal ık izni o lmasından önceki iş ini i ki yı l sonra tekrar sağlamakla yüküm­lüdür. Kreş ler ve çocuk bahçeleri örgüsünün genişletilmesi, işlerinden uzun süre ayrı lmak istemiyen kad ın lara, i lk onol ık izinlerin in sonunda işyerine dönme olanağı vermektedir. Ozetle, halen, ana l ı k ya rd ımına hak kazanan 200 bin ananın % 90'1 yardı m a lmaktad ı r.

Bizler, elbette, kad ı n la rı n hak eşitl iğ in i öngören sosyalist prensiplerden ödün vermek ve on ları n ev işlerine dönmeleri nde direnmek n iyetinde de­ğ i l iz. Tam tersine. çocuğun doğ u mundon iki y ı l son ra kad ın ın tekrar iş ine döneceğ i öngörüıüyor. Prensip, çocuk zamların ın , doğumdan sonraki i l k y ı l larda, yan i doğ umun yarattığ ı kayg ı ları n en büyük olduğu, çocuk ba ­k ım ı i le ü retimde çal ışmayı bağdaştırmanın en zor o lduğu dönemde yararlı olmasıd ı r.

1 Ekim 1 971 'den it ibaren, doğan çocuk için verilen bir defa l ı k yard ım 1 .000 kurandan 2.000 kurona ç ıka rı ld ı . Bu yardı m, a i lede yeni b i r üyenin bel ir iş inin gerekti rd iğ i bütün harcamaları karş ı / ıyor.

1 Ocak 1 973'ten it ibaren de çocuklu a i lelere verilen ayl ı k çocuk zam ­ları a rtı rı ld ı . Şimdi ik inci çocuk iç in zam ayda 340 kuron, üçüncü iç in 450, dördüncü için 400 kurondur. Yapı /an hesaplara göre, o i lenin beş yaşına kadarki b i r çocuk için yaptığ r harcamalar tutarı ayda 370-380 kuronu bulmaktadı r. Demek ki, ikinci, üçüncü ve dördüncü çocuk için verifen zam ­l a r tutarı, ai lenin beş yaşına kadarki çocukları n ı n gerektirdiğ i ha rcama­ları tamamen karşı/ ıyacak ö lçüded i r. I lk çocuk için 90 kuron olan, beş in­

ciye ve daha sonraki lere de her b i ri için ayda 240 kuronu bulan zamlar y ine bu ö lçüde kal ıyor. Bu do, çok çocuk lu ai leler a rasında 2-4 çocuk­l u ların en t ipik ve öncel ik le bun ları n yardım konusu olması gerçeğiyle açık lanabi l i r. Ayrıca, sakat çocuk lar için, o lağan çocuk zammından başka, ayda 1 50 kuron olarak veri len özel yard ım 300 kurona çıkarı lm ı ş bu lunu­yor.

934

Page 70: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

1 973 y ı l ı nda çocuk zamları sistemin in böylece ayarlanmasın ı n büyük b i r sosyal ve ekonomik önemi vard ı r. Bugün yaklaşık o larak 1 ,3 m i lyon a i le a rtırı lm ış çocuk zamlarından yararlanıyor. Bu ai le ocaklarında Çekoslo­vakya çocukları n ı n dörtte üçü yetiştiril iyor. Son ayarlama, yaşlı nüfusun dörtte birin in gel i rin in a rtı r ı lması an lamına gel iyor ve yı lda 2 mi lya r ku­rondan fazla para ayrı lmasın ı gerektiriyor.

Al ınan son sosyal tedbi rler a i le yuvası kuran gençler için daha elverişli koşul lar yarattı. Gençleri n n ikôh lanma yaşı ortalaması giderek azalıyor. Bugün Çekoslovakya'da genç kızla r yirmi yaş dolayı nda, erkekler 23 yaş dolayında evleniyorlar. Bu yaş lar, gençlerin a rtı k çoğ un lukla epeyce önemli bir kazanca sahip oldukları , ama henüz b i r a i le ocağ ı kurmak için gerekl i harcama ları karş ı l ıyabi lecek bir b iriktirme yapamadıkları dö­nemdir. Bunun i çin, memleketimizde, 1 N isan 1 973'ten it ibaren, 30 yaş ına kadarki genç evlilere elveriş l i koşu l larla k redi açı lmaya başlandı . Bu kredi ler yeni kurulan a i len in ev gereksinmelerini hafifletmektedir.

Bu gereksinmeler a ras ında, öncelikle yapı kooperatifi ne üyel ik kesene­ğ in in ödenmesiyle i lg i l i harcamaları n karşı lanması sözkonusudur. Yapı kred isi 30 bin kuron o lup, ödeme vadesi 10 y ı ld ı r. Ev satı nalma kredisi y ı lda % 1 , ev döşeme kredisi % 2,5 fa izle veri lmektedir. Genç ai lenin çocuk sahib i o lması hal inde, bu kredi lerin ödenmesi b ir yıl ertelenmekte, bundan başka borcun bir bölümü ( i lk çocuğ un doğumunda 2.000 kuronu,

. ik inci ve daha sonraki çocukları n doğ umunda 4.000 ku ronu) bağ ışlan­maktad ı r. Bu uygu lamanın i l k yı l ında, 200 bin genç çiftin bu kredi lerden yararlandık ları görü ldü . Genell ikle yuva kuran bütün genç evl i ler bu k re­d i lerden yararlan ıyorlar.

Memleketimizde, toplumun çocuklu ai lelere para ca yard ım harcamaları tutarı 1 973 y ı l ında hemen hemen 1 5 m i lyar kuranu, yani u lusal geliri n in yaklaşık olarak % 4,5' i n i bu ldu . Bu harcamaları n dörtte biri 1 973-1 974 yı l ında kararlaşt ırı lan yeni tedb i rlerin hayata geçirilmesi iç in ku l lan ı ld ı .

Çocuklu a i lelere daha başka kolay l ı klar da gösteri l iyar. Bunlar a rasında, çeşit l i ucuz veya parasız hizmetler, çocukların kreşlerde ve çocuk bah­çelerinde bakımı başta geliyor. 1 974 yı l ı nda çocuk bahçeleri nde 41 4 bin çocuğa, yani 3-5 yaşlarındaki bütün çocukla rı n % 5Tsine bakı l ıyor. Ço­cuklu a i lelere ortalama 1 20 kuron kazanç verg isi i nd i rim i yapı l ıyor, ayrıca kiralarda, taşıt a raçları ücretleri nde vb. belirli i nd i rimler uygulan ıyor. Ço­cuk lu a i lelere toplumsal fonla rdan gösterilen bu kolayl ık ları n toplam har­cama tutarı 1 973'te yaklaşık o larak 25 mi lya r kuronu, ya da u lusal gel irin % 7,5 kadarı n ı buluyor. Bu çocuk başına hesaplan ı rsa, orta lama ayda 520 kuron ediyor, yani b i r halk ekonomisi i şçisi ortalama ayı ığ ın ın bir çeyreğ i i le eşitlen iyor.

Çekoslovakya, çok çocuklu a i lelere toplumsal ya rd ım bakımından, yakın

935

Page 71: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

geçmişte gerçekleşti ri len tedbirlerden sonra, dünyan ın en i leri g itmiş dev­letleri a rasında yer a l ıyor. U luslara rası Sosyal Güvenl ik Birl iğ i 'n in verile­rine göre, memleketimiz, bir vasıfsız işçi orta lama kazancına kıyasla üç çocuğa yapı lan yard ım düzeyi bakımından, 1 973 yı l ında dünyada i ki nci geliyordu.

Memleketimizde çocuklu a i lelerin konut-barınma koşul larına da büyük bir önem veriliyor. Konut yapımı hacmi durmadan o rtıyor ve yen i yapı lan konutların çoğu çocuklu a i lelere veya genç evlilere dağıt ı l ıyor. Daha 1 970 y ı l ında, çocuklu a i lelerin % 85-90' l n ı n ik i veya dafıa çok odal ı apartımon daioreleri va rdı , sonraki y ı l larda bu barınma koşı.ı l ları daha çok iyi leşti ri ldi.

Memleketimizde iş a lan ı nda kad ın ları n büyük bir payı vard ı r. Bundan ötürü, emekçi kad ın la rı n çal ışma koşul la rı a i lenin hayatı bakımından çok öneml id i r. Iş Kanunu ve Medeni Kanun, kad ın lara geniş bir savunu sağ­lıyor ve birçok ayrıcal ık lar tan ıyor. Son y ı l larda, hükümet, emekçi lere eme­ği koruma a retçları sağ lanması, i ş g üvenl iğ in in a rtırı lması ve fabrikalarda beslenme örgüsünün genişleti lmesi i ç i n bazı yeni tedb i rler a ld ı . Send ika­ların Vi i i . Kongresinde, kadın la rı n çalışma koşul ları da gözden geçi ri ldi . Kongre, bütün fabrika ve işletmelerde, çal ışan kad ın lara ve gençlere gös­teri len özen in daha da a rtırı l ması iç in komple tedbirler a l ı nması n ı karar­laştı rd ı .

Yukarıdan beri sayd ığ ım ız sosyal tedbirlerin gerçekleştirilmesi, artık memleketimizde doğum oran ın ı n yükselmesini etki lemiş bulun uyor. Yeni doğanların sayısı y ı ldan yı la, hele XLV. Kongrece onaylanan parti politi­kası n ın etkis in in h issedi lmeye başlad ığ ı 1 972 y ı l ından beri, durmadan a r­tıyor. Bu a rada, d iğer bazı olumlu eği l im ler, örneğ in çocuk a ld ı rmaları hal leri kesin ve oransal sayısı n ı n azalması ve n i kôhlanmaların artması eğ i l imleri de göze çarpıyor.

Çekoslovakya'da son y ı l larda sağ lanan doğ u m oran ı yükselişi, ş imdi Avrupa ü lkelerinde ender görülen bir olayd ı r. Ası l önemli o lan da, sosyal yard ım p roblemlerinin sosyalistçe çözümü deneyidir. Memleketimiz 1 . 000 kişiye isabet eden doğ un sayısı düzeyi bakı mından, artık çoğu Batı Avrupa ka pital ist memleketleri n i geride b ı rakıyor. Oysa, biz, daha 1 968 y ı l ında, bu gösterge bakımından Avrupanın sonuncu ü lkelerinden biriydi k. 1 973 y ı l ında Çekoslovakya'da dünyaya gelen çocukları n sayısı, son yirmi yı lda görülen en yüksek düzeye, yani 1 .000 kişide 1 8,8'e çı ktı. Bu olumlu gel işme 1 974 yı l ında da devam ediyor. Biz, çocuklu ailelerin yaşama koşul ların ı iyileştirmede a rtı k bel i rl i o lumlu sonuçlara ulaşmış olsak bi le, gelecekte de, bu alanda yeni gereks inmeleri vakitlice cevaplama ve gidermeye d ik­kat ederek, a maca yönelik ve iyi düşünü lmüş bir politika izlemek niye­tindeyiz.

Komple sosyal tedbi rlerin gerçekleştiri lmesinden sonra, halk ın yaşam

936

Page 72: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

d üzeyinin toptan yükselişi koşu l ları nda, babaları n ve çal ışan kad ın ları n b i r de serbest vakitlerin in a rtı rı lması ve böylelikle çocukların ın eğ itimi için daha büyük olanaklar ya ratı lmasiyle candan i lg i lendikleri anlaşı ldı . Bun­dan ötürü, bu yönde de yeni tedbirler a l ı nmaya başlandı . Her şeyden önce, çocuk kreşleri ve çocuk bahçeleri örgüsünün, ticaret örgüsünün, ödemeli hizmetlerin, yarı hazır yiyecekler üretimin in ve ev gereksinmeleri için çeşitli modern makineler yap ımın ın daha da genişletilmesi yoluna gidi ld i .

Parti n in çağdaş sosyal politi kas ın ın bir d iğer önemli doğ rultusu da, emekçilerin emekli l ik sigortası sistemini yetkin leşti rmekti r. Gelişmiş sosya ­list toplum kuruluşu süreci içinde yaratı lan bu sistem, gerçekte, çal ışan nüfusu tümüyle kapsarnokta, çal ışma yeteneğ in in yitirilmesiyle veya geçim olanaklarından yoksunlukla i lg i l i bütün olağan hal leri d ikkate almaktad ı r. Bu a landaki başarı ları şu rakam larla kan ıtlayabi l i riz : 1 948 y ı l ında Çekos­lovakya'da 1 ,3 mi lyon kişi emekli ayl ığı a l ı rken, 1 973'te bunların sayısı 3,2 milyonu, ya da bütün nüfusun % 22'sin i buldu. Devletin emekli ayl ığ ı harcamaları tutarı da 1 948'de 3,6 mi lyar kurondan, 1 973'te 29,5 m i lyar kurona çıktı. Halen işçi lerin kocama nedeniyle aldık ları emekli aylığı or­talaması 1 . 1 00 kuron, birinci dereceli madenci lerin emekli aylığı ortala­ması 1 .800 kuron, sağ l ığa zararlı ü retimde çal ışan i şçilerin emekl i aylığ ı ortalaması da 1 .500 kuron dolayındadır.

ÇKP XiV. Kongresi, ha lk ın yaşama düzeyinin toptan yükselişi ni gözönüne a larak, artı k emekleriyle üretime katı lamaz hale gelen kimselerin yaşam düzeylerini yükseltme koşul ları n ı n 'yaratı lması n ı da gerekli buldu. Emekl i l i k sigortası sisteminde değişikl i klerin yapı ldığ ı 1 957 ve 1 964 y ı l la rı nda. daha önce belirlenmiş bulunan emekli aylı k ları yükselti lmemişti. Daha sonraki yı l larda, düşük emekli ayl ık ları birkaç kez art ırı ld ı , a mma yine de yen i kanun larin gerektirdiği düzeye çıkmad ı . Bu düzeyde bir a rtı rma ôdi l b i r tedbir olarak beklendiği halde, gerçekleştiri lmesi uzun süre ertelendi ve ancak XLV, Kongreden sonra gerçekleşti ri ld i . Kongrenin karariyle, 1 Ekim 1 973'ten itibaren, daha önce belir lenmiş bütün emekli ayl ık ları yürürlük­teki kanunlarca öngörülen düzeye çıkarı ld ı . Bu tedbir 590 bin k iş in in du­rumunu iyileştird i . B i r yandan, emekli ayl ık ları biricik gel i r kaynağı olan 350 bin kişi n in a ld ık ları düşük ayl ık lar da yükselti ldi . Bunun sonucu ala­rak, örneğin hizmet yı l ları süresi dolmadan' emekliye ayrı lm ış kimselerin emekli aylığ ı ölçüleri, artık en önemli gereksinmelerini karş ı layabi lecek bir düzeye çıkarı lm ı ş oldu. Emekli ayl ık ları n ı n böylece yeniden ayarlan­mas ı sayesinde, yard ıma pek çok gereksinme d uyan en eski emeklilerin yaşama düzeyi yükselti ldi . Tek sözle, bu alanda parti XiV. Kongresin in a ld ığ ı kara rlar ve bunları hayata geçiren tedbi rler, ya ln ız emekli lerce de­ğ i l, geniş kamuoyunca da büyük bir memnun iyetle karş ı landı .

Bizim sosyal politikamız, toplumun yard ımına gereksinme duyan bazı

937

Page 73: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

zümrelerin esirgenmesin i de öngörüyor. Bu cümleden olorak, her şeyden önce, i htiyor yurttaşlara yapı lan yardı m ve h izmetler sistemini anma lıyız. Bu sistem, bir yandan, on ları n toplumsal hayata ve diğer ha lk katman­larına olan aktif i l işkisini korumayı, öte yandan sağ l ık ve sosyal durum­ların ı iyi leştirmeyi amaçlıyor. Gel işmiş sosyalist toplumu kurma koşul la­rı nda töredeki değ işim ler ve yaşam düzeyindeki yükseliş sonucu olarak, i htiya rları esirgeme sistemi yen i tarzda oluşturul uyor ve bunun bazı biçim­leri değiş iyor. Oyle. ki , evvelce, yeteri kadar gel i ri o lmıyan i htiya r yurttaş­lar sbn s ığ ı naklarını büyük gruplar ha l inde ve ayrı odalardan yoksun ola­rak barınd ı kları i htiya r Evleri ' nde bu lurken, ş imdi emekli ayl ık lar ının zo­runlu gereks inmeleri tama miyle karşı landığı ve g iderek çoğ u emekli lerin biri kti rme bile yapa bi ldi kleri günümüzde, a rtı k onlar ın o rzuları ve i lg i leri de değişiyor. Bundan ötürü, biz a rt ık başka, çok daha ayrım i ı bir toplum­sal yard ım sistemi kuruyoruz.

Memleketimizde fiziksel bakımdan kendi lerine hizmet edebi lecek ve kendi ev işlerini yapabi lecek d urumdaki ihtiya rla r sayıca en büyük grupu. oluşturuyor. Bunları n bir bölümü, çocukları n ı n a i leleri iç inde yaşıyorlar. Eğer bunlar eski evlerde oturuyorlarsa, konut ve yaşam koşul ları tezeiden iyileşti ri l iyor veya yeni kurulan semtlerde kendilerine küçük apartımon lar veriliyor. Biz fabrika ve iş letmelerimizden, a rtık emekliye ayrı lan işçilerine (daha sonra da i l i şiğ i kesmeden) özen göstermelerin i istiyoruz. Şunu da kaydedel i m ki, 1 973 y ı l ında memleketimizde emekli lerin devam ettikleri, çeşitli toplumsal ve kültürel eylemlerde bulundukları k lüplerin sayı sı 542'yi bu luyordu.

Bizde sağ l ık neden leriyle ek yardıma i htiyacı o lan i htiyarlara hizmet personeli sayısı g itg ide a rtıyor. Emekli lerin çamaşır temizl iği , berber, ban­yo, çeşitli onarım işleri vb. gibi gün lük töresel gereksi nmeleri n i gidere­bi lecekleri yeni yeni uğraklar meydana getiri l iyor ; y ı ldan y ı la kişisel gerek­s inmelere göre bütün koşu l ları n sağ landığı daha çok ponsiyon ve i htiyar Evi kurul uyor.

Sakatla ra ve hasta lara, özel l ikle bunlara çal ışma kabil iyetlerini tekrar kazand ı rmak veya becerebi lecekleri iş ler sağlamak üzere özen göstermek de sosyal politikanın önemli sorun ları a ras ındadır. Bun la rla u lusal çapta komiteler uğraşıyor. Sakatlar için, i şletmeler yanında, sakatlar kooperatif­lerinde, özel çal ışma bölüm leri, aynı zamanda doktor kontrolü a ltı nda yaşıyabi lecekleri biçimde yapı lm ış evciklerle, çal ışabi lecekleri küçük özel işl i klerden o luşan bazı yeni sosyal kuru luş lar meydana getiriliyor.

Sosyal pol itika, bütün görünüş ve açı ları böyle s ın ı rl ı bir yazı çerçeve­sinde ele a l ınamıyocak kadar çeşitli problem leri o lan geniş bir a landır. i ş in en önemli yanı, memleketim izde kuru lmakta olan gel işmiş sosyalist toplumun, yalnız çal ışabilen, değerler yaratan ve emeğ ine göre de gel i ri olanlar ın değ i l, bütün halk ın maddi ve kültürel yaşam düzeyin i yükselt-

938

Page 74: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

meyi başl ıca amaç edinmekte olmasıd ı r. Emek sürecine katı lamıyan, şu veya bu nedenle toplumsal yard ıma ihtiyacı olan yurttaşlara özen göster­mek, toplumun önemli ödevleri arası ndadır ve bu da sosya l i st düzenin i nsancı l n itel iğ in in inandırıcı b ir kanıtı d ı r. Ve biz, halk ın yaşam d üzeyini yü kseltmenin gel işmiş sosya l ist toplumu kurmakta ana doğrultu olduğunu söylerken, sosyal politikaya bundan böyle de gereken yer in verileceğini gözönünde bulunduruyoruz. Bu yurttaşların sosyal güvenl iğ in i a rttırma ve güçlend irmenin, toplumda yaratıcı çalışma atmosferi ve sosya lizm kuru­cuları iç in aktif ve yaşanası bir hayat sağ lamanın en öneml i temellerinden bi rid i r.

939

Page 75: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

O Z E l S A Y F A L A R

Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkez Komitesi'ne

Çok değ erli yoldaşla r !

Türkiye Komün ist Partisi, b i z komünistler, Türkiye proleta ryası ad ınQ , Bü­yük Oktobr Sosya l i st Devrimi 'n in 57. y ı ldönümünü en derin, en ateşli d uy­gula rı mızla selÔmlarız. Bu büyük bayram hepimize kutlu olsun.

Büyük komşumuz Sovyetler Birl iğ i komünist toplumu kurma yolunda dev adımlarla i lerliyor. Sovyet devletin i n gücü, dünya çapında otoritesi bite­viye a rtıyor. Ulus lara rası gerg in l iğ in azalması , barış ve güvenl iğ in güç­lenmesi yolunda Sovyetler B i rl iğ i Komünist Partisi'n in , özel l ikle Leonid l I i ç Brejnev yoldaşın sürekli g ir işimleri, u lusal bağ ımsız l ık , demokrasi, sosyal kurtuluş ve sosya l izm uğrunda savaşan halk lar iç in, bu a rada halk ımız iç in yeni lmez bir güç kaynağıd ı r.

Türkiye Komünist Partisi, b iz komünistler ha lkımızla, Türkiye Cumhuri­yeti'yle büyük komşumuz Sovyetler B i rl iğ i a rasında en geniş, en iyi i l işki le­rin kurulması yolunda savaştan geri durmayacağız. Yüce Len in ' in partisi, yüce Len in' in kurduğu devlet 57 yı l boyunca halk ımız ın şaşmaz dostu olduğunu göstermiştir. Biz, bu Sovyet dostluğunu gözbebeğ im iz g ibi ko­ruyacağız.

Yaşasın Büyük Oktobr !

Yaşasın Sovyetler Bir l iğ i !

Yaşasın Sovyetler B i rl iğ i Komü nist Partis i !

Yaşasın komünizm !

3 Kasım 1 974

940

Türkiye Komünist Partisi

Merkez Komitesi

i. Bilen

Page 76: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

Bildiri

Partimiz b i r savaş erini daha kaybetti. Burjuvazin in terör, sert baskı­ları a lt ında çetin bir savaş yolu geçen Türkiye Kom ünist Partisi'nin eski Birinci Sekreteri Yakub Demir yoldaş, ağır ve uzun bir hastal ıktan sonra, 70 yaşında gözlerin i dünyaya yumdu.

Hepimize başsağ l ığ ı d i leriz.

Acı m ızı paylaşan kardeş parti lere derin saygı la rımızı sunarız.

18 Kas ım 1 974

TORKiYE KO M U N iST PARTıSı

M ERKEZ KOM ITESi

Türkiye Komünist Partisi Merkez Komitesi'ne

Değerli yoldaşla r !

Parti n izin eski Birinci Sekreteri Yakub Demir yoldaşın a c ı ölüm habe­rini a ld ık . Ağı r ve uzun bir hasta l ık bu yoldaşın savaşlarda geçen ya­şamına son verdi. Demir yoldaş kendisini, Anayurdunda, hapislerde çok ağır i l legol koşul lar alt ında, Partisinin savaşına, Türkiye halk ın ın özgürlük, demokrasi ve i lerleyiş için olon davasına vermiştir. B iz Onun adın ı saygıyle anacağız.

Alman Sosya list Birl ik Partisi Merkez Komitesi ve Alman Demokratik Cumhuriyeti halk ı adına Sizlere içtenl ik le başsağ l ığ ı d i lerim .

Berl in , 21 Kasım 1 974

Sosyalist selômlartmla

Erih Honeker

Alman Sosyalist Birlik Partisi

MK Birinci Sekreteri

941

Page 77: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

I,çi hareketinde bölünme ve birle,me akımları

A. S.

TSiP'ten sonra yeni yen i « sosyalist .. parti/erin kuru lacağın ı gazete oku­yan herkes bi l iyor a rtı k. Yeni sosya l ist parti kurma teşebbüslerin in bir kıs­mı bazı TiP yöneticilerinden, b i r k ısmı da yine bir zaman TiP yönetim inde bulunmuş olan Aybar g rubundan gel iyor. Bazı TiP yöneticileri ise çok sa­yıda sosya l ist parti kurmanın işçi s ın ı f ın ın yararı na bir davran ış o lmadı­ğ ın ı , başta gelen kayg ın ı n işç i hareketinde birl iğ i n sağ lanması olduğunu bel i rtiyorlar.

Kısaca sosyal ist parti kurmak g i riş imlerine değ ind ikten sonra Türkiye'de Komünist Parti s i 'n in yasaklanmasından işbir l ikçi çevrelerin ve onların i pi n i oynatan emperya l izmin ne g ibi a maçla r peşinde koştuğuna kısa b i r göz ata l ım . Başta gelen amaç tabi i işçi s ın ıfı gerçek öncü partis in i bulmasın ı ve s ın ı f savaş ın ı onun öncülüğünde yürütmesin i önlemekti r. Bunu ön leme­den maksat do, büyük sermayenin sömürü d üzenin i isted iği g ibi sürd ü r­meyi, s ın ı f savaşında işçiye karşı ideoloj ik ve örgütsel bakı mıardan elverişli durumda olmayı sağ lamaktır.

Burjuvazi TKP'yi yasaklamak ve bu yasaklamayı yarım yüz yılı aşkın bir zaman uygulamakla varmak isted iği hedefe tam olarak u laşamamıştır.

Bugün işçi hareketi ne kuş bakışı b ir göz attığ ı mızda, onun hızla n ice­l i kten n itel iğe doğ ru gel işmekte olduğunu görüyoruz. işçi s ın ıfı güncel he­defler yolunda sendikası n ı seçmek, sı n ı f savaşında sermayeye, yerl i ya­bancı patronlara karş ı daha güçlü olmak için savaşıyor. Bu savaşta, pat­ron, sarı sendikacı, resmi makam üçlüsü tarafı ndan ezi lmek i stenen iş içi­leri savunmak dayanışma eylem lerini yü rütüyor.

Birkaç örnek. Topçular Yı ld ız Porselen fabri kasında 47 işçin i n, Mersin Tasaş Tü rk Ambalaj Sanayi inde 1 1 1 işçi n in , Avcı lar in sa Naylon Sanayii fabrikasında 9 işçin in iş ine son vermişlerdir. Bu örnekleri çok daha uzat­mak mümkündür. Bütün bu işten çıkarmaların bir a macı var. Sarı sendi ­kayı terk edip gerçek sendikası na üye olan işçi leri aç b ı rakmak, ezmek. Mi lyon larca işçin in işsiz olduğu bir ü l kede işten ç ıkarman ın ne demek olduğ unu bi lmek gerek. Buna rağ men işçiler herşeye göğüş geriyor, her yerde patronların işten atma terörüne karşı g reve gidiyor, arkadaşları n ı koruyorlar. Buna karşı Hal i l Tunç'un, Amerikal ı lar ın, e n az ı l ı patronlar ın yard ım ıyle fabrika larda kurd urduğ u komando birl iklerin in gangsterl i k yön­temlerine de göğüs germek zorunda kal ıyorlar. Bunlar kanl ı sa ld ı rı la rla işçi leri y ı ld ı rmaya, sarı send ikalarda tutmaya çal ı şıyorlar. Devletin açı k g izli polisi , provokatörleri, yarg ıçları , savcı ları , sarı sendikacı ların , koman­doları n yapamad ığ ın ı tamamlamaya ça l ış ıyor. işçin in sendikas ın ı seçmek

942

Page 78: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

yolunda elde ettiğ i referandumu yozlaştı rmak için Adana'da Hal i l Tunç'­un, Şide'n in adamları b ir yarg ıc ı satı n a ld ı lar. Yarg ıç evvelô referandumun g izl i oyla yapı lmas ın ı kararlaştı rmışken, sonra kararı n ı değ iştird i, açık oyla . yapı lması n ı kararlaştırd ı . Ve bu gibi b ir referandum komedyasından sonra kazanan Teksif'in sarı yöneticileri o ldu.

Tü rkiye Komün ist Partisi ve partin in, işçilerin sar ı sendikacı lara karşı sür­dürdüğü savaşı yöneten mi lton ları referandumları n giz l i oy, açık tasnif esası i le, patron, pol is temsi lci lerin in bulunmadığ ı , komandoların g irme­diğ i bir yerde send ikacı ların, yurtsever b i l im adamları n ı n, bası n ı n kontrolü a ltında yapı lmas ın ı önermektedir.

işçi s ı nıf ı , burjuvaziye, yerli yabancı tekellere, büyük sermayecilere karşı daha yüksek bir b i l inç düzeyinde verd iğ i bu savaşta birliğe doğru gid iyor. Kendi safları n ı bi rleştiriyor. işçi s ın ı fı n ı n yoğ un bulunduğu değ işik yer­lerde verilen bu savaşta işçi ler hiç ayrı l ı k gayrı l ı k komuyorlar. Türk-Iş'e, DiSK'e, bağ ımsız sendikalara üye işçiler omuz omuza savaşıyor. Patrona, polise, Tunç'un , Şide'n in ajanlar ına, komandolarına, külhanbeylerine bi r­l i kte karşı koyuyor. Bu b i rl i k ya ln ız sendikal pıanda değ i l , politik pıanda da beli riyor. Sendikal hakları n ı savunan işçi ler, anti-komünizmin tuzağı n ­dan kendilerin i sıyı rmasın ı bi l iyorlar, komün ist mi lton larla bütünleşiyor, savaşlarına katı lan sosya l istleri veya öteki devrimci ve yu rtseverleri de bağ ı rları na basıyorlar. Din, mezhep, mi l l iyet ayırı m ı yapmıyorlar. Dini, mez­hebi, ulusu ne o lursa olsun bütün emekçilerin aynı şekilde sömürüldüğünü, aynı sefaletin, pahal ı l ı ğ ın baskısı altında bulunduğunu, patronların , sarı sendikalar ın, pol is in aynı şeki lde gadri ne, terörüne uğradığ ı n ı görüyorlar.

işçi s ın ıf ı bir yandan da u luscul uk ve din sömürücüleri ni n , Demirel, Er­bakan g ibi lerin in düzeyinde olan politikacı ları n ya ln ız büyük toprak bey­lerin in , holdinglerin, tekellerin çı karların ı işçi s ın ıf ına karşı savunduklarını görmekle kalmıyor, aynı zamanda bu gerici pol itikacı lar ın Amerikan, Batı Alman ve öteki Avrupa kapita l i st ü lkeleri tekellerine Türkiye' li işçi leri daha geniş ölçüde sömürmeleri iç in yeni yeni olanaklar hazı rladı klarını da gö­rüyor. i şçi s ın ıfı gerici pol itikacı ları n u l uscu luk ve din sömürücülüğü yap­tıkları kapita l istlerin, tekel lerin Türkiye'l i işçi lere karşı ajanları durumunda oldukların ı bugün daha açık bir şekilde an l ıyor. 14 Ekim seçim leri bu uyanış ın geniş bir bel i rtisiydi .

işçi s ı n ı fı bugün her zamandan fazla bir l iğe muhtaçtır. Ve bu bir l iği kendi el leri i le de kurmak yoluna girmiştir.

işçi s ın ı f ın ın bu eğ i l imine kulak verebi len, bu eğ i l im i Bi l imsel Sosya­lizmin i l kelerine göre gerek örgütsel, gerekse ideoloj ik alanda kıymetlen­d i rebi len ancak işçi s ı n ı fı n ı n hizmeti nde ve burjuvaziye karşı o lduğunu iddia edebi l i r.

Bundan ötürü bugün boşta gelen sorun sosya l ist örgütlenmede de bir­l iğe doğru g itmektir. Ancak bu yoldan işçi s ın ı fı n ı n kurtuluş, savaşına kat-

943

Page 79: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

kı da bulunmak, onu başarıya, zafere yöneltmek mümkündür. Burjuvazin in işçi s ınıfın ı sömürmesin in yöntemleri değiş iktir. Bunları n başında onu ge­rek tabanda, gerek send ikasında, gerekse politi k a landa parçalamak gel iyor. Bu hedefe u laşmak iç in d in sömürücülüğ ünden, mi l l iyetç i / ikten tutun mezhep kavgaları na kadar varan her tü rlü spekü lôsyon uyguluyor. Anti- kamünizmi a let ediyor. TKP'yi yasaklamanın a maçlarından biri işçi sı nıf ını parçalamak eylemlerin i daha kolaylı kla uygulamaktı. Çünkü TKP'­nin Marksçı -leninci programı i le işçi s ın ıfı n ı kutuplaşt ıran başl ıca güç o larak bel i receğ in i burjuva daha Mi l l i Kurtuluş Savaşı içinde bi l iyordu. TKP'nin lega l varl ığ ı değ iş ik oportünistlerin ve akım ların serbestçe at oynatma ları n ı önl iyecek nitel ikte olduğ unu burj uvazi bugün de bi l iyor. Ono konan yasağ ı kaldı rmaya yanaşmamasın ın başlıca nedeni budur.

Sosyalist akımda enflôsyonun başlamasından en büyük kıvancı büyük burjuvazi, emperya l ist tekelci çevreler duyuyor.

Bulgaristan, Fransa, ıtalya ve I spanya g ibi yakın uzak ü lkelerin geç­m işteki deneyleri Marksizm-lenin izm d ış ı sosyal ist akımları n ergeç opor­tünizmle, burjuvazi i le şu veya bu ölçüde tavizci l iğe veya sosyal barışçı­l ığa g ittiklerini , burj uvaziye yardımcı olduklarını göstermiştir. Ne var ki Türkiye g ibi açı k g izli faşizm veya faşizm kalı ntı ları n ı n yasaklayıcı şart­larında Komünist Partis i 'n i , yani B i l imsel Sosyalizme bağ l ı bir partiyi legal o larak kurmak mümkün deği ld i r. Hemen parantez içinde söyleyel im : Bu g ibi ü lkelerin sayısı h ızla azalmaya başladı . Bugün yeryüzünde komünist partilerin yasak lanmış olduğu ü lkeler şunlard ı r : Türkiye, Ispanya, Şi l i , Bolivya ve bazı Afrika ü l keleri . . .

Ta rihsel deney şu gerçeği gösteriyor : legal şartlordan istifade etmesin i b i lmek, ya ln ız i l legal le yetinmemek gerek. Legale çıkmak oportünizme sapmak değ i ld i r. Legal şartlardon i stifade etmenin de koşul ları vard ı r : B i r yandan bütün kadroları burjuvaziye tesl im etmemek iç in tedbir olmak. Legalizm hasta l ığ ına kapı lmamak. Burjuvazin i n h iç beklenmedik b i r onda teröre geçebi leceğ ini , işçi s ın ı f ın ın en denenmiş kadroları n ı kı rmaya ko­yulabi leceğin i biz 1 946 tecrübesi i le bi liyoruz. Bu acı gerçeği daha son­ra ları yani 1 967'de Yunan komünistleri gördü .

Tabi i legal eylemin şa rtla rı bu kadar deği ldir. Kanun ları n müsaade ettiği kadar bir sosyolist veya işçi parti s inin kuru lması b ir takım tehl ikeler, doğuruyor. Konunlar Bi l imsel Sosyalizmi yasaklod ığ ından, lega l i şçi veya sosyal ist partis in i kolayl ık la oportün ist doğru ltulara çekmek, onun sofla­r ını ajan larla, reformistlerle, tavizcilerle, oportünistlerle doldurmak müm­kün oluyor. Bu,yoldan parti içindeki gerçek devrimcileri tecrit etmek, işçi sınıfındon ayırmak, işçi s ın ı f ın ın , emekçi ha lk ın u l usal ve sosyal kurtu l uş savaşını yozlaştı rmak mümkün o luyor. T IP başında Aybar ve grubunun Türkiye işçi ha reketi içindeki tah ribatı n ı , u lusal anti-em peryal i st kurtuluş savaşına ind i rd iğ i darbeleri unutmamak ve onlardan gereken dersi çıkar­mak gerek.

944

Page 80: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

Faşist yasaklar sığ l ığığında sosyalist ve işçi s ın ıfından yana bir gemiyi yürütmek çok zordur. Bu g ibi b i r parti ancak aşağıdan yukarı devrimci, b i l imsel sosyal izme bağl ı b ir kadro i le iş gördüğü takdirde, kendisini bek­leyen tehlikeleri daha kolayl ık la atlatab i l i r, sağ ve sol sapmalara karşı do ha elverişli şartlarda savaşabi l i r. 1 946'da kuru lan Emekçi Partis i 'nin deneyleri bu yönde önemli ölçüde ayd ın latıcı n iteliktedir. Bu g ibi b i r par­ti n i n bi l imsel sosya l izme bağ l ı , fakat i l lego l kalmak zorunda olan parti i le dirsek temasını kaybetmemesi de gerekiyor.

Bunlar yerine getirilmesi kolay şartlar değ i ld i r. Ne var ki Türkiye'de bu gibi bir eylemi başarıyle sonuçland ı racak gereken kadrolar ve tecrübe birikimi vard ı r.

Bugün lerde sosya l ist partiler kurmak üzere piyasaya çıkmaya hazı r­lanan larda bu n itel ik leri bulmak zordur. Bu g ibi b ir yolda olanlar bizzat kendi deneylerinden, memleketin geçirdiği politik, ekonomik depremler­den, emperya l izmin, işbir l ikçileri n uyguladık ları taktikten hiç ders o lma­mışa benziyorla r. Görüldüğüne göre bunla rdan çoğu legalizm ve parla­mentarizm hasta l ığ ına yakalanmış la rd ı r. Işçi hareketi, u lusal anti -emper­yal ist kurtuluş savaş ımız geçmişte, bu gibi parça layıcı ve oportünist sap­madan burjuvazinin uzak perspektiflerine yarıyacak çıkış lardan büyük zararla r gördü . I şçi hareketini , ul usal kurtuluş savaşımız ı hedeflerine ulaş­tı rmak, hareketi sağ lam bi r şeki lde i lerletebilecek bi l imsel sosyal izmin i l ­keleri etrafında bi rleşti rmekle o lur.

Burada da d i kkat edi lecek b ir nokta var. MiT ajanları , burjuvazin i n bu­lanık adamları, Türkiye'de sosya l ist ha reketi bi rleştirmek bahanesi i le işçi sınıfının birliğ in i kurmak eğ i l im lerini l ikidatörlük a maçlarına göre kul lan ­mak, daha doğ rusu TKP'yi, işçi s ın ıfı n ın Marksçı-leninici partis in i \ ik ide ederek burjuvazin in yarım yüz yı l l ık istekleri ni gerçekleştirmek istiyorlar. El lerinde bu yönde bazı yazı lar kapı kapı dolaşıyor/ar. Ustel ik bunu ya­panlar eskiden beri l i kidatörl i k eği l imleri i le tan ınmış k iş i lerdir. Bunlar maocuları , troçkisleri, küçük burjuva oportünistleri ni , Marksizm-lenin izm düşmanları n ı da hep « sosya l ist» sayarak bir potada eritmek, böylece TKP'yi l ik ide etmek emelinded i rler.

TKP'ye konan 'yasak, onun eylemlerini engel leyemedi . Zor şartlarda da

o lsa TKP işçi s ın ı f ın ın savaş ın ı yü rütebi idi . Ozel l ikle son y ı l larda TKP daha . geniş ölçüde yığ ın lara inmek fırsatı n ı buldu. Yen i Program ve Tüzük tasa­

rı ları n ı n hazı r lanması, partin i n tüzüksel organ ları n ın kurulması bu olanak­ları a rttı rdı . Likidatörlerin bu devirde daha geniş ölçüde sald ı rıya geçme­lerin in, sosya list ak ımı « bi rleşti rme» çaba ları gibi başka, dolaylı yol larla TKP'yi l ikide etmeye kalk ışmaları rastgele değid i r.

\, işçi ha reketin i n güçlenmesi karş ısı nda büyük burj uvazin in TKP'yi \ ikide

etmek için yeni yeni yöntemler a radığ ın ı gösteriyor.

945

Page 81: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

Kapitalizmin genel bunalımında burjuva parlamentarizminin sınıfsal niteliği ve sınıf

savaşında yeri (3)

A. Soydan

Toplumun genel gelişmesinde, s ın ı f savaşında işçi sı nıf ına elveriş l i şa rt­lar yaratma bakımından burjuva parlamentarizm in in kendine öz bir yeri vard ı r. işçi s ın ı fı n ı n ideoloj is in in , sosya l i st f ik irlerin, Ma rksizm-len in izmin emekçi yığ ı n la rı arasına yerleşmesinde, işç i s ın ıfı n ın öncü partisi n in daha geniş ölçüde emekçi yığ ın ları a rasında yer etmesine k ısmen de olsa şartlar yaratır.

Oretim a raçların ı el inde tutan, sermaye bir ik imine, devlet organları na, yazı l ı ve sözlü propaganda a raçlarına geniş ölçüde egemen olan büyük burjuvaz in in parlamenter sisteminden, işç i s ı nıf ına, emekçi ha lka karşı yürüttüğü s ın ı f savaşında daha geniş ölçülerde yararlandığına şüphe yok­tur. Bu bakı mdan parlamenter sistemi, burjuva ideolog ları ta rafı ndan « bi r denge rej imi » olduğ u , « burjuvazi i le işçi s ın ıfı n ı n eşit şartlara » sah ip olduğ u yönünde i leri sürü len fiki rler, toplumda büyük ü retim araçlarını el inde tutan burjuvazin in hegemonyas ın ı örtbas etme çaba larından başka bi rşey değ i ld i r. Burjuva ideolog ları sömürü sistemin in üzerine bu g ibi bir cila çekmekle «eşitl i k» g ib i « sın ıf barışı na» yönelik, kapita l i stlerle işçilerin « sosyal pa rtner» oldukla rı ya lan ın ı , yani sömürü düzenin i yerleştirmek, b i r yandan da burjuva parlamentarizmi s istemi içinde işçi s ın ıfı n ı n demokratik hakların ı , burjuvaziye karşı yüzyı l l ı k kanlı bir s ın ıf savaşı ile elde ettiğ i gerçeğ in i örtbas etmek i stemekted i rier.

işçi s ın ı fı n ın kuvvetli olduğu, komü n ist parti lerinde yığ ınsal bir biçimde örgütlemiş olduğ u ü lkelerde (Fransa, italya gibi) parlamenter sistemi daha geniş ölçü lerde, büyük sermaye, sömü rü düzenine karşı kul lanmak, parla­mento kürsüsünü işçi s ınıfı n ı n ideoloj is in i y ığ ın lara akta rmak noktaları n ­dan biri hal ine getirmek olanakla rı açı lmıştır. Burjuva ideolog ları , ve on­larla bir l ikte Maocu lar da işçi s ın ı fı n ı n uzun savaşlar sonucunda elde et­miş o lduğu bu demokratik hakkın ı kul lanmasını , komünist parti lerin in bur­juva parlamenter sistemine «entegre» olmuş gibi göstermeye çal ı şıyorlar. Oysa bu bizzat burjuvazi n in parlamentosundan, bu sistemin sömürücü s ın ıfı n ın el inde oynadığ ı rolü göstermek, burjuvaziyi kendi si lôhı i le vur­mak g ibi d iyalektik b i r taktiğ in uygulanmasından başka bi rşey değ i ld i r.

Burjuva parlamenta rizmi, b i l inen klasik ölçü leri i le az gel işmiş ü l kelerde uygulanam ıyor. Bu ü l kelerin sosyal, politik, ekonomik yapı ları buna elve­riş l i değ i ld ir. B'Jrjuva parlamentarizmin in uygu lanabi lmesi iç in, burjuvaziyi

946

Page 82: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

ve bu ü lkedeki emperya l izmin hegemonyas ın ı geriletecek kadar demokra­tik güçlerin, işçi sı n ı fı n ı n öncü politik gücünün yeteri kadar gel işmiş o lması gerekir . Hindistan bu genel prensipten istisnad ı r. Onun ta rihsel gelişme şartları burjuva parlamentarizmine benzer şartları n az gel işmişl ikte de meydana gelmesin i sağlamıştır.

Türkiye'de burjuva parlamento rizmi, daha fazla büyük tekellerin, işbir­l ikçilerin , toprak beylerin in b i r hegemonya a racı durumundadı r. Bütün baskı kanun ları, s ık ıyöneti mler parlamentonun ezici çoğun luğunun ona­yından kolayl ık la geçmekle kalmamış, bu çoğunluk bütün baskı yöntem­lerin in «kanunlaşması nda " önayak olmuş, kolayl ık la mi l itarist kli kle bütün­leşmiştir.

Tü rkiye'de parlamento, işçi s ın ıf ına, köy emekçi lerine kapal ıd ı r. çoğun­luk işbirl ikçi lerin yabancı tekelci çevrelerle, emperyal izmle toprak beyleri ile bağ lı o lan ların el indedir. Orta ta bakaların, küçük burjuvazinin temsi l ­c i leri de parlamentoda hatı rı sayı l ı r bir sayıya sahiptirler. Yani parlamen­tonun tümü ulusa l veya işbirl ikçi burjuvazinin eli ndedi r.

U lusal burjuvazi i le işbirl i kçi burjuvazinin bütün barışmaz, bağdaşmaz çel işk i leri parla mentoya do yansıyor. Burjuvazinin bu iki kolu arasındaki bağdaşmaz çelişkiler azalmıyor, artıyor. işçi s ı n ıfı düşmanl ığ ı , onların o rtak olan sömürücülük nitel ik leri, anti-komünizm, artık burjuvazinin bu ik i ko­lunu (eskiden olduğ u gibi) istendiği gibi b irleştirmiyor. U lusal burjuvazi­nin her zaman emperya lizme, büyük işbirl ikçi çevrelere tavize hazı r b ir n i teliği vardır. Sömürüsü de ü retim sü reci iç inde emekçi lere yönelikti r. işbirl ikçi lerin sömürüsü ise, em peryal izmin, yabancı sermayen in bütün ola­nakları n ı , ya rd ım lar ın ı do kul lanarak bütün ulusu, bu arada ulusal bur­juvaziyi de sömürmeye yöneliktir. Burjuvazinin ik i kolu a rası ndaki barış­maz, bağdaşmaz çelişkiler bu ekonomik, sosyal n itel ik farkları ndon i leri gel iyor.

Burjuvazinin iki kolu sı kıyöneti mi uzatmak, orduyu Kıbrıs'ta tutmak, harp masrafları n ı kabartmak g ibi nokta larda birleşiyorlar, ama ulusal kaynak­ları kıymetlendi rmekte, ve onları paylaşmakta bi rleşmiyorlar. Daha fazla CHP'de toplanmış olan ulusal burjuvazin in temsilci leri iç in eski feoda l ite kal ıntıs ı yap ın ın ortodan tamamen kalkması gerekir. Artık faşist yöntem­lerle hegemonya yürütmek yöntemleri eskimiş, pasıanmıştır. işçi s ın ı fı n ı n nicel, nitel bak ım ıardan gelişmesi i le de bu eski yapı çatı rdıyor, sa l ian ı ­yor. Bunlara göre kapital izmi geliştirmek gerek. Ama bunun iç in de başta gelen şartlardan biri iç pazar yaratmaktır. Al ım kabil iyeti pek c ı l ı z o lan, daha fazla kapal ı ev ekonomisi şartla rı nda yaşayan köy emekçilerin in bu­lunduğ u, topraksız köylü ai lelerin in 1 mi lyon 200 bini aştığı b ir ü lkede sa­nayi gereği g ibi gel işemez, u lusal , bağ ı msız ağır sanayi i kurmak şartları yaratı la maz. Yan i bunlar için kapital izmin gelişmesin i sağ l ıyocak reform­ların ya pı lması gereklidi r. Burjuvazin in bu kolu a rtık modası geçmiş yön-

947

Page 83: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

temlerle b i r a nti-komünizm yü rütmenin de yan l ı sı değ i ld i r. AP genel baş­kanı Demirel ' in anti-komünist i lkelere dayanarak bir hükümet kurma çağ­rıs ı son aylar içinde u l usal burjuvazin in polit ik çevrelerinde beklenen yan­kıyı uyand ı rmamakla kalmamış, ka rşı tepki bi le uyand ı rmıştı r.

Anti -komünizmi hôlô titreyen el lerinden bırakmak istemeyen işbirl i kç i çevrelerse düzeni o lduğu g ibi ayakta tutmak, hatta kanl ı yöntemlerle ayakta tutmak amacındadır. Bunları n a rt niyetinde mi l itarist k i l iğ i yeni b i r 1 2 Mart darbesine teşvik etmek bi le vardır. Hükümet bunal ımını durmadan körüklemelerin in, seçimleri yeni lemekten kaçınmaların ın hedefi budur.

Burj uvazi parlamentoyu u l usal i radenin açığa vurulması, anun polit ik uygulamalara taban teşkil etmesi için değ i l, s ınıfsal çıkarlarına hizmet için kul lanıyor. Bundan ötürü burjuvazi kendi s ın ıfsa l çıkarların ın izin verd iğ i ölçüde parlamentaristtir. Bu çıkarlar zaman zaman parlamentoyu bütü­nüyle çiğnemeyi emrederse, çiğ ner ve çıplak faşizme yönel id i r. Kı smen i nkôrı emrediyorsa, parlamentoyu bazı sorun larda işe karıştırmaz. Bi rleşi k Amerikada burjuvazi, Viyetnam, Kamboç, Laos sald ı rı la rın ı h iç b i r zaman parlamentodan geçirmed i . Uzun yı l lar resmen i lôn edi lmemiş harpler, sa l ­d ı rı l a r sü rd ü rdü . Harp kred i lerin in çoğunu b i le parlamentodan geçirme­menin yol lar ın ı buldu. Aynı şeyi Fransız burjuvazisi n in sürdü rdüğü Cezayir harbi için de söylemek mümkündür.

Bizde, iki l i anlaşmalar hôlô bugüne kadar Meclisten geçmiş, onun ona­yına sunulmuş değ i ld i r. Meclis, toprakları mızdaki Amerikan ve NATO üslerine ve bu üslerin bu lunduğu Türkiye topraklarına da egemen değ i l ­d i r. Oysa nükleer s i lôhla rı n da depolanmış, komşuları mıza karşı casusluk yuvala rı n ın bulunduğu üsler, Türkiye ha lkı n ı n yazg ısı i le yakı ndan ve çok tehl ikel i b ir biçimde oynamak durumundadırlar. Burjuvazi emperyal izme bütün leşmede daha büyük s ın ıfsal çı karlar gördüğü her yerde « u l usal ege­men l iğ in yans ıd ığ ı yer» o lan Meclisi de el in in tersi i le b i r yana itmekte bir an bi le tereddüt etmiyor.

Türkiye'de burjuvazin in tepeled iği u lusal egemenl ik i l kelerin i titizce ve bütünlüğü i le savunan tek parti Türkiye Komünist Partisidir. TKP u l usal egemenl iğ in , parlamentonun, ona vücut veren kökeni n emekçi yığ ın ları n ı n i radesi n i , istek ve a rzularını yaln ız yansıtmakla kalmamasını , o istek ve i ra ­deyi gerçekleşti r mesin i de öngörüyor.

Ama TKP'ye göre, u lusa l i rade her dört yı lda b i r sandık başına g itmekle egemen olmaz, parlamentoda emekçi halkı n gerçek egemenl iğ in i sağ la­mak iç in , gerçek ha lk temsi lc i ler inin parlamentoya g i rmelerin i , ezici ço­ğ unluğu ele a lmala rın ı , pa rlamentoyu sürekl i o larak kontrol a lt ında tut­maların ı sağ lamaları gerekir. TKP'n in yen i program tasarı sında bu kontro!, seçmene, emekçi ha lka, ödevini yapmayan, verdiğ i sözü tutmayan, savun­duğu programı uygulamayan mil letveki l in i geri a lmak ve onun yerine yenisi seçmek hakkı n ı n verilmesi i le sağ lan ı r.

948

Page 84: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

Burj uva teorisyenlerinin daha 1 8. yüzyı ldan beri geliştirdikleri ve burjuva parlamentarizminin, bazılarına göre burjuva demokrasisinin temel i lke­lerinden biri sayı lan «kuvvetlerin ayrı l ığ ı» yani yasa yapan, yasaları uygu­layan ve ada let « dağıtan» organla rı n birbirlerinden « bağımsız» olmaları kapitalist devletin sın ıfsal yapısı , karşısında bir aldatmacadan başka bir­şey olmadığı da görülüyor.

Toplumda büyük üretim a raçları hangi sınıfın elindeyse gerçek hege­monya da ondadır. Kapitalist düzende büyük ü retim a raçları , tekelci bur­juvazinin elinde bulunuyor. Ulusal gelire, devlet bütçelerine tekelciler hakimdir. Yasaları n, parlamentodaki burjuva partilerinin çoğunluğu eliyle bu zümrelerin çıkarla rı na göre çıktığı, uyguladığı ada letin de sınıfsal ada­let olduğuna şüphe yoktur.

Ne var ki tekelci burjuvazinin mi l l i gelire, devlet yapısına ve en başta parlamentolara egemen olması kolay olmuyor. Tekelci burjuvazinin bu işi gün geçtikçe de zorlaşıyor. Ona karşı en büyük d i renmeyi gösteren işçi sınıfıdır. Işçi s ınıfı u lusal egemenlik organlarında hak ettiğ i yeri elde et­mek için mücadele yürüttüğü gibi, kendi yarattığı ulusa l geliri de tekelle­rin elinden kurtarmak, yani kısacası iktidarı ele almak savaşının içindedi r. Bu savaş memleketten memlekete ayrı nitelikler gösteriyor, ama hepsinde de işçi sınıfın ın iktidara gelme azmi görü lüyor. Tü rkiye de bu gibi bir gelişmenin dışında değildir. Tekelci burjuvaziye karşı savaşa gittikçe daha geniş ölçülerde orta tabakalar ve tekelci olmayan burjuvazi de katılıyor. Gelişmekte olan sınıf savaşın ın son yı l larında gösterdiği en önemli özel l ik tekelci burjuvaziye karşı u lusal ölçü lere ulaşan ortak bir eylemin geliş­mesidir.

Burjuvazi parlamentoyu gerçek sahibine, emekçi halka bı rakmamak yolunda değişik taktiler uygular. Bunları n a rasında mil ita rist kl iğin par­lamentoyu, hatta ayrı ayrı saylavlan baskı altına a lması vardır. Bizde Mec­lisin ordunun ablukası altında toplandığı sıksık görü lmüştür. Bazı çetin, daha doğrusu burjuvaziye korku veren bazı konular görüşülü rken parla­mentonun «a l ınan sıkı tedbirler» altında toplandığını basın yazar. Bunlar hem kamuoyunu sindirrnek, hem de halkın menfaatlerini savunan bazı cesur parlamenterleri, yani halkın oyunu, iradesini baskı a ltına almanın değişik şekilleridir. Giz l i celselerse burjuvazinin parlamentoya açıkça el koymasın ın dolaysız bir yoludur. Komando, polis baskın la rı nın, a rama ta ramaların, si lôhl ı sald ı rı ların burjuvazi tarafı ndan parlamentoya kadar sokulduğ u, hoşa gitmeyen sayıavların parlamento binasında ölesiyle dö­vüldükleri yakın geçmişin olayları a rasındadır. Burjuvazi 1 965 seçimlerinde Meclise giren bazı sosyalist mi l letvekillerine en yüz kızartıcı saldı rı la r ter­tipledi. Zaman zaman sosyalist mil letveki l leri için Mecliste bile can gü­ven liği kalmadı . Bu durum, burjuvazinin zayıfladığı, devrimci güçlerin iktidara yaklaştığı oranda canavarlaştığ ını, kendi koyduğu kural ları çiğ-

949

Page 85: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

neııaekten bir a n bile geri dU1"mayacağ ınl . demı;ık,,:ışj lQilanna sınıfsal çıkarlar oranıfide bağ landığını gösteriyor. Burjuvazinin taJc.t;i,klerinden biri de ,parlamentoyu gerçekten de. kendi tüzüklerine. y.asa ;'Iıe geleneklere göre .-arar a lan bir kurum gibi göstermektir. Oysa kererlar Mecliste deği l . burjuva partilerin in kurmaylarında a l ınır. Me,lise parti ku.maylarında a l ı ­nan kararları doğrulanmaktan başka b i r ödev kalmaı.

Sermayenin ustalı klarındon btri de. birden fauo parti VCH'atmoSl d ı r. Gö­rün üşte birbirine karşı « savaşan .. burjuva parti leri . gerçekte sermaye hege­monyasmın sürekliliğini sağ larlar. Politik yönü burjuva portilerinin başını tutan kliJder veri r. Parti disipl ini. srı.ıpJarı . Mecliste. parti yöneticilerin in a ldığı kara rlara Mecliste oy vermeye zorlar. Yan i Meclisten çıkan kc;ınun­lar. orada a l ınan kararlar. gerçekte. Mecl i sin . yani OnCl oy veren halkı n değil. burjuva partilerine hakim olan sermaye grupları klikleri tarafı ndan haztrlal'ıml�lafckr. 8unla rın temsil ettiideri -sımfm çı«arkınnı sağ larla r.

Şüphe yok ki parlamentolarda halktan yana milletvekil leri de orada halkçı bir tutumu savunmaK fırsatın ı bulurlar. Bazı fikirlerin halk Yl9 ın ­larına mal edilmesine yardım ecrerler. Ne \ij;ti' ki. deneme. burjuvazin in . kapitalist düzenin burjuva parlamentosunda partiler yoluyle egemen olduğ unu göstermekted i r.

950

Page 86: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

.. Yeni çağ» dan Okurlara

Sayın okurlar,

Dergimize karşı istekler günden güne artıyor. Biz bu istekleri elimizden geldiği kadar karşılamaya çal ışıyoruz. Okurlarımızdan, adresleri açık ve doğru olarak yazmaların ı, özellikle şehir ve ma­halle numaralarını titizlikle belirtmelerini rica ederiz. Adreslerini değiştirenler, yeni adresierIni bize derhal bildirmelidlrler.

Dergiye a bone olmak ve diğer yayınlarımızı edinmek istiyenler adresimize b,i r mektupla bildirebilirler. Sonra Avrupadaki okurları ­mız aşağıdaki adrese başvura bi l irler :

1 Berlin 10

Postfach 1 00 229 West Berlin

ödemeler şu konta numarasına yapı l ı r : Postscheckkonta 342 441 West Berlin

1. L. ı. Brejnev, .. lENIN'IN 1 00. YLlDöNOMO, SBKP'NIN XXiV. KONGRESI, SSCB'NIN 50. Yıl ı ..

2. NAZıM HiKMET, BOTON ESERLERI (Şimdiye kadar 8 cilt çıkmıştır),

3. BILIMSEL KOMONiZM,

4. lENIN (Biografisi),

5. SOVYETLER BIRllGI KOMONIST PARTISININ PROGRAMI

6. BOYOK OKTOBR 50 YAŞıNDA,

7. S. Ostüngel, .. GONEŞLI DONYA ..

8. A. Soydan, «ALMAN DEMOKRATIK CUMHURIYETI ..

9. A. Soydan, .. YEDI SOSYALIST OlKEDE DON-BUGON­YARIN ..

1 0. A. Soydan, .. SOVYETLER BiRllGINDE 1 2 GON ..

Adresimiz : Yeni çağ - Stredisko pro roısirovani tisku, Praha 6, Thakurova 3, Czechoslovakia

Page 87: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

· "

.. Y E N I ÇAG .. i

O K U

V E

O K U T I

Page 88: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına

i Ç i N D E K i L E R

Yumjagin Sedenbal

Savaş ve utku yolu .

Vladimir Şçerbitski

SSCB'nde u lusal il i şk i ler deneyinin uluslararası önemi

Heronimo Ardeno A/vares

Büyük Oktobr ve çağdaş devrimci pratik .

xx : Parlô mento ve s ın ı f savaşı .

Katarina Mendes

Gerçek hak eşitl iğ in in gerçek yolu .

Oneyda A/vares

Küba devrimi ve ekonomik gel işme .

Miha/ Ştanse/

Sosyal güvenl ik .

ö Z E L S A Y F A L A R

Sayfa

865

871

886

897

910

922

930

xx: TKP Merkez Komitesinin SBKP Merkez Komitesine mesajı . 940

xx: TKP Merkez Komitesi nin b i ld i ris i 941

A. S.

işçi hareketi nde bölünme ve bi rleşme akımları 942

A. Soydan

Ka pita l izmin genel bunal ım ı nda burjuva parlamentarizminin sın ıf-sal n itel iğ i ve sı n ı f savaşında yeri (3) . 946

Page 89: YENI - TÜSTAV · 2017. 6. 11. · ekonomisini sosyalist temeller üzerinde yeniden düzenlemeye, lama dini egemenliğine ve memlekette kilisenin eğitim-öğretim düşmanı karanlığına