149
T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO :2009/191 CELSE NO :45 CELSE TARİHİ :11.03.2010 BAŞKAN :KÖKSAL ŞENGÜN 20909 ÜYE :HASAN HÜSEYİN ÖZESE 28298 ÜYE :SEDAT SAMİ HAŞILOĞLU 37266 C. SAVCISI :MEHMET ALİ PEKGÜZEL 33954 C. SAVCISI :NİHAT TAŞKIN 36924 KATİP :MEHMET ALİ ALTUNKAYNAK 128002 Mahkeme Başkanı Köksal Şengün ile üye hakimler Hasan Hüseyin Özese ve Sedat Sami Haşıloğlu’dan oluşan mahkeme heyeti tarafından 11 Mart 2010 tarihli oturum açıldı. Tutuklu sanıklardan Mehmet Haberal, Levent Ersöz, Fatih Hilmioğlu, Oğuzhan Sarıoğlu, Oğuz Bulut, Hüseyin Keskin, Muzaffer Öztürk ve Cengiz Köylü dışındaki tutuklu sanıklar cezaevinden getirildi. Bağsız olarak huzurdaki yerlerine alındı. Sanık müdafilerinden sanıklar Ahmet Tuncay Özkan, Hasan Atilla Uğur, Birol Başaran, Adil Serdar Saçan, Hüseyin Vural Vural, İlyas Çınar müdafi Av. Celal Ülgen, sanıklar İbrahim Özcan ve bir kısım sanıklar müdafi Av. Yusuf Erikel, sanıklar Ahmet Hurşit Tolon ve Mehmet Haberal müdafi Av. Yasemin Antakyalıoğlu geldikleri görülmekle, huzurdaki yerlerine alındı. Açık yargılamaya devam olundu. Sanık İbrahim Özcan huzura alındı. SANIK İBRAHİM ÖZCAN SORGU VE SAVUNMASINA KALDIĞI YERDEN DEVAMLA: Sanık İbrahim Özcan:” Sayın başkanım şahsınızda bütün salona günaydın. Tapeleri, tapelerle ilgili burada suçlandığımız suç delili olarak konan tapelerle ilgili açıklamalarımıza devam edeceğim. Şimdi durmuş tape no 6856, 14.04.2008 tarihli Durmuş Ali Özoğlu ile yaptığı telefon görüşmesi özetle. Durmuş Ali Özoğlu İbrahim Özcan, Durmuş Ali, bu çocuğun gelişine tamamen, Özcan’ın havaalanından sorun yok dediğini. Bu işte daha önce de söyledim. Bu rap sanatçısının gelişiyle ilgili Almanya da çalıştığını beyan eden belgeleri getirişi onunla ilgili.

Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

  • Upload
    others

  • View
    3

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI

ESAS NO :2009/191CELSE NO :45CELSE TARİHİ :11.03.2010

BAŞKAN :KÖKSAL ŞENGÜN 20909ÜYE :HASAN HÜSEYİN ÖZESE 28298ÜYE :SEDAT SAMİ HAŞILOĞLU 37266C. SAVCISI :MEHMET ALİ PEKGÜZEL 33954C. SAVCISI :NİHAT TAŞKIN 36924KATİP :MEHMET ALİ ALTUNKAYNAK 128002

Mahkeme Başkanı Köksal Şengün ile üye hakimler Hasan Hüseyin Özese ve Sedat Sami Haşıloğlu’dan oluşan mahkeme heyeti tarafından 11 Mart 2010 tarihli oturum açıldı.

Tutuklu sanıklardan Mehmet Haberal, Levent Ersöz, Fatih Hilmioğlu, Oğuzhan Sarıoğlu, Oğuz Bulut, Hüseyin Keskin, Muzaffer Öztürk ve Cengiz Köylü dışındaki tutuklu sanıklar cezaevinden getirildi.

Bağsız olarak huzurdaki yerlerine alındı.Sanık müdafilerinden sanıklar Ahmet Tuncay Özkan, Hasan Atilla Uğur, Birol Başaran,

Adil Serdar Saçan, Hüseyin Vural Vural, İlyas Çınar müdafi Av. Celal Ülgen, sanıklar İbrahim Özcan ve bir kısım sanıklar müdafi Av. Yusuf Erikel, sanıklar Ahmet Hurşit Tolon ve Mehmet Haberal müdafi Av. Yasemin Antakyalıoğlu geldikleri görülmekle, huzurdaki yerlerine alındı.

Açık yargılamaya devam olundu.Sanık İbrahim Özcan huzura alındı.SANIK İBRAHİM ÖZCAN SORGU VE SAVUNMASINA KALDIĞI YERDEN DEVAMLA:Sanık İbrahim Özcan:” Sayın başkanım şahsınızda bütün salona günaydın. Tapeleri,

tapelerle ilgili burada suçlandığımız suç delili olarak konan tapelerle ilgili açıklamalarımıza devam edeceğim. Şimdi durmuş tape no 6856, 14.04.2008 tarihli Durmuş Ali Özoğlu ile yaptığı telefon görüşmesi özetle. Durmuş Ali Özoğlu İbrahim Özcan, Durmuş Ali, bu çocuğun gelişine tamamen, Özcan’ın havaalanından sorun yok dediğini. Bu işte daha önce de söyledim. Bu rap sanatçısının gelişiyle ilgili Almanya da çalıştığını beyan eden belgeleri getirişi onunla ilgili. Tape no 6857, Durmuş Ali Özoğlu ile yine yaptığı tape İbrahim Özcan ben geçeceğim karşıya şu ANAP’lı vatandaş ile iki defa karşıya geçeceğim o toplantı vatandaşla görüşeceğim oradan uğrarım dediği. Durmuş Ali’nin hayır hayır onlarla ilgili bir şey yapacağız dediği, O savcı A.G.Y beraberdi dediği. Artık bunları bilmiyorum kısaltmalar olarak koymuşlar artık kimse. Karşıya geçme olayından ANAP’lı eski ANAP’lı biriyle görüşmekten bahsediliyor. Gene tape no 6900 Sezai Kartal ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle. Sezai Kartal’ın bugün de Ali’nin oraya çıkmayacak mısın dediği, İbrahim Özcan’ın bu konuştuk onu Ali’ye devrettik biz Ali gereğini yapacak onun dediği. S.K.nın adamın telefonu yok onda bir şey yok. Bir şey yok nasıl gereğini yapacak dediği. İbrahim Özcan’ın Z.H. dediği. S.K.nın albay emekli ama eski JİTEMCİ mitemciyim diyor adam. Ben adamı oyarım dediği. İbrahim Özcan’ın her telefonla ver ya ver abi dediği. S.K.nın bu şeyde zaten şey yok bu adamın biri işte birileri tehdit ediyor ben JİTEMCİYİM falan diyor. Bende diyorum ki öyle bir şey olursa ver telefonu soralım verelim kimdir. İnsanları tehdit eden bir adam. O da gidiyor zaten daha sonra bununla ilgili gereken yerlere başvurmuş kendisi zaten. Ondan sonra tape on 6901 S.K. ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle. İbrahim Özcan’ın akşam geç dokuz buçuk on gibi çıktık geldik biz hepsini yani verdik biz gerekli yerlere

Page 2: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:2

verdik. Tanıyorum sen biz sen bi hafızanı bi yokla bakayım 1900-2000’li yıllarda bizde Bostancı’ya gelen gelmiş sen var mıydın yok muydun bana yabancı gelmedi. Hakan ile gelmiş herhalde. S.K. yok mu? Bilmiyorum binbaşıydı önemli de değil. Biz gereğini söyledik. Yapmak bu işi takip ediyoruz onun da bilin dedik dediği. Zaten gereğini yapmış söylemiş adam. Yine tape no 6864, Ali Özoğlu ile yaptığı görüşme özetle Durmuş Ali’nin bu şeyin Ceza’nın işini zaten onu anlattım aynı. Soruyor. Tekrar çünkü aynı içerikli tapeler kısa kısa konduğu için tekrar uzun uzun anlatmak istemiyorum. Eğer sorguda da sorarlarsa anlatırım. Tape no 6902 tarihinde Şahin ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle. Şahin, bu ihale Bakkalköy de olacak değil mi dediği, İbrahim Özcan’ın he sen Selami ile konuşacaksın işte söyledim sana o olacak orada olacak dediği. Şahin’in sen orada olunca mı abi dediği. İbrahim Özcan’ın ben yarın burada bu Selami, Şahin denilen çocuk Atatürk mahallesinde ferforce işi yapan bir çocuk bir kamyonet olayı bu. Bunun kayıtlarına ihalelerini de getirttirebilirim. On on bir milyar liralık bir kamyonet. Bu çocuğun vergi borcundan dolayı çünkü benim gözaltına alındığım yerde daha önce açıkladım yediemin emniyetin yediemin trafik yedieminin araçlarının bağlandığı yer. Bu araç ihaleye çıkıyor. Dokuz on bin liralık bir araç yani şimdi o zamanın parasıyla dokuz on milyarlık bir araç çocuk tanıyorum dedi ki evleneceğim. Evlendi altınlarını bozdurdu bu kamyoneti alıp tekrar işini kurmak için. Bende orda ki arkadaşlara rica ettim ya bu ağlayanın malı gülene fayda etmez bu çocuğa yardımcı olun ihaleye girenlere söyleyin bu kendi malıdır. Daha sonra da zaten tapelerde de var burada verdiğiniz burada geçmeyen sayın başkanın verdiği tapelerde de var. Çocuk parasını bile denkleştirmek için uğraşıyor sonra. İkinci tapelerde de var yani tapelerin tam metnini başkanın verdiği tapelerde de var. Bu olay odur. Yoksa bu ihaleden bir kar bir amaç değil hatta oranın müdürü ihaleye girsin diye parası eksik kalıyor cebinden de para veriyor yardım ediyor. On bin liralık bir araç bu. Ve sonradan o aracı alıyorlar. İşine devam ediyor. Yani buradaki e bunun bu yani ne bileyim ben bunu bir insani yardım olarak görüyorum. Ağlayanın malı gülene fayda etmez ki. Maliyeden işi bozulmuş orda yüzlerce araç var. Hep bağlanmış insanlar vergi borcu şunu bunu ödeyememiş bağlanmış araçları işleri bitmiş. Eğer mahkeme isterse ben bunun ihale şeylerini de getirtebilirim. Yine Şahin ile ilgili aynı şey kimse görmedi mi aldın mı? Almış ve diğer burada kitapta da dediğim gibi parasını bile denk getiremiyor çünkü orada aldığı zaman aracı parayı yatırması gerekiyor yedi gün içinde aracını alabilmesi için ordan. Birde otopark parası ödeyecek vs. vs. birçok şeyi var. Sekiz on aydır yatan bir araç. Ben bunu şahsen insani bir yardım olarak gördüm ve yaptım. Eğer bu bilmiyorum ihaleye fesat karıştırmak veya ihale şeyse değerlendirmesi taktirinize. Yine tape no 6904 M.A. ile yaptığı telefon görüşmesi özeti, yarın maç işte bu Fenerbahçe maçı bu Mustafa Kemal’in askerleriyiz afişleriyle ilgili konuşmadır. Ben sınırlı miktarda verdim onlar ozalitlerde renkli ozalitlerde çoğalttılar bunu. Dağıttılar stada. Bunu yapmamız isteyenler ve bunu yapmamızdaki özellikle de sebep statlarda küfrün de önüne geçmekti iyi bir şeyler söylensin. Yani bunu Fenerbahçe camiasının yöneticileri de tasvip etti. Zaten yöneticileri tasvip etmese stat tasvip etmese o stat da pankart değil hiçbir şey açamazsınız. Statın güvenliği var vs. var vs. var. E stat da küfredileceğine e bugün bütün statlarımızda da yani güzel şeyler söylenmesi ne mutlu türküm diyene denmesi Mustafa Kemal’in askerleriyiz denmesi bilmiyorum rahatsız eder mi milleti. Bence etmemesi gerekiyor. Ve hatta da bu şeyden sonra Ali Şen röportaj da verdi. Sordular siz eski başkan olarak ne diyorsunuz. E dedi Türk olup da Mustafa Kemal’in askeri olmayan var mı dedi. Televizyonlarda da yayınlandı. Daha sonra da Fenerbahçe stadının girişine dev Atatürk freskiyle Atatürk Fenerbahçelidir diye elli metreye yakın bir pankart astı Fenerbahçe yönetimi. Bilmiyorum bu faaliyetler terörist faaliyetler mi darbeci faaliyetler mi taktirinize. Durmuş Ali yine tape no 6868, Durmuş Ali Özoğlu ile M.K. tahmin ediyorum Mehmet. Yaptıkları telefon görüşmesinde. Durmuş Ali’nin şimdi bizim şu hani size güveniyoruz afişleri işte bunlarda Urfa’ya gönderdiğim afişler. Daha önce asker ziyaretine gittiğimde Urfa da benden istediler. Ben kendilerine göndereceğimi söz verdim kitap da götürdüm kitap da gönderdim. Çünkü o kitapların Ali beyde açıkladı burada

2

Page 3: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:3

da açıklayacağım. O dağıtımların birçoğunu ben yaparım. Postaya kargoya verilmesini takip ederim. Çünkü kargoda gidiyor gitmiyor eline geçmeyen telefon ediyor geçmedi diyor. Ondan sonra bu afişleri de orda onların nerelere dağıtması gerektiği, çünkü söz verdiğim insanlar mülki amirler, vilayetin mülki amirlerine söz verdim gönderin dedim bunlar özellikle öncelikle bunlara götür dedim. Bununla ilgili yine tape no 6905 14.05 tarihinde x şahıs ile yaptığı telefon görüşmesinde. X şahsın Kıbrıs ile ilgili ben sana haber vereceğim başka bir şey sormak istiyorum sana da. Üsküdar ağır ceza da. Bu benim kardeşim sayın başkanım, asker. Kısa dönem asker x şahıs dediği. Burada bir iki onunla ilgili şey var asker. Kıbrıs da diyorum indiğin zaman beni ara bende sordum oradaki işlevin nasıl olacağını nereye nasıl verileceğini kısa dönem askerlik. Çünkü kendisi elektrik elektronik okumuş biri. Dedi onu dedi bir yerlere verirler dedi. Onlar dedi farklı değerlendirirler kendi içinde. Bende ona gelecekler alacaklar seni gideceğin yere götürecekler diyorum zaten burada diğer görüşmede de nereye gideceğinin mesajını çek diyorum dağıtım olurken de çek. Daha sonra da zaten bu verdiğiniz tapede var, burada yok. Hangi birliğe teslim olduğunu, hangi birliğe nereye karakola gönderildiğini tapelerde mevcut bu benim kardeşim. X şahıs diye tapelerde geçen benim kardeşim. En ufak kardeşim. İşte yine onun altında hemen tape no 6907 x şahısın mekanize piyade tümeninin Çamlıbel oradan da dağıtım olacağız işte Çamlıbel’e gidiyor oradan da dağıtım olacağını. Dağıtımın oluyor. Hiç yani kim istemez ya kardeşi askere gitmiş ilgilenmez mi yardımı olmasını istemez mi? Yani bilmiyorum bunun bir suçla yani bir şeyle alakalı yani nasıl tasarruf edilir nasıl değerlendirilir taktirinize. Yani annemin çok üzerine düştüğü en ufak kardeşimiz olduğu için Kıbrıs’a gidiyor orası ne biliyim yani işte bunları terörist faaliyet. Yine tape no x şahıs ile yaptığı diyor. Şahsın bir tane bir tane daha benim burada işte o da yine kardeşim bana çektiği şey onu da geçiyorum. Adem dediği Adem’in telefonunu kullanıyor kendi şirket ortağı. Zaten askerden geldikten sonra onun şirketini de batırdılar. Şu an çocuk işsiz. Ve bunalımda evde duruyor işsiz. Batırdılar. Bizim yüzümüzden onu da batırdılar yani. Yine Adem dediği telefon zaten onun telefonu. Tape no 6912 tarihinde Mustafa ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle. İbrahim Özcan’ın orada istersen bende ona dedim ya istersek bazı şeyleri kitleriz yani. Mustafa’nın, bu anlatılan burada Emrullah Turanlı taş yapı ismi geçiyor bu belediye başkanının Kadıköy belediye başkanlığında daha önce de anlattım. Kayışdağında döküm yapmak istediler biz engelledik. Muhtarlar birçok imzalar toplandı engellendi. Çünkü Kayışdağı Kadıköy’ün tek bakir kalan ormanlık ve ağaçlık yeridir. Tek bakir kalan. Yazın oraya Kadıköy’ün Bostancı halkı insan pikniğe gider. Kışın da işte av ruhsatı olanlar avlananlar gider. Kayışdağı Bakkalköy büyük Bakkalköy’e doğru. Biz müracaatlarımızı yaptık. Belediyeye de çevreye de ormana da jandarmaya da herkese. Muhtarlar o bütün muhtarlar toplandı. Kadıköy belediye başkanı Selami Öztürk’e biz çok baskı yaptık. O zaman Kadıköy’dü şimdi ayrıldı Ataşehir oldu orası. Yeditepe üniversitesinin arkası başka yer yok bakir yer ağaçlık yer yok orda. E şimdi oraya da döküm yapmak istiyorlar. Yapmak isteyen de Emrullah Turanlı’nın yeğeni. Daha sonra görüştüm de ben bu adamla. Benim bu işleri engellediğimizi bizim de benim de içinde olduğumu anlayınca bir şekilde bana ulaştılar. Görüştüm Çamlıca da yaptırmayız. Biz 35 yıldır ben orda oturuyorum, 35 yıldır. Yazın bunaldığımız zaman sıcakta bunaldı mı o çamların altına gider insanlar piknik yapar. E biz bunu engelledik ama engellediğimiz insanlar ekonomik güç olarak büyük insanlar. E tabi bende düşünüyorum şimdi benim buraya bunlar eğer bu iddianameye suç olarak giriyorsa e benim tutuklanmamda gözaltına alınmamda bunlar faktör. Bunlar taraf. Geçen basında okumuşsunuzdur. Göztepe hastanesinin yan tarafındaki inşaatı hastane inşaatını yapan Emrullah Turanlı. Her tarafa inşaat, her tarafa yık yık yık yap yap. Her tarafı ormanları kes inşaat yap, ormanları kes inşaat yap. Eskiden ben 72’den beri Bakkalköy’deyiz bizim orası köy adı köy. Köy odaları bilmem ne olarak İçerenköy. Ama şimdi gidin betonarmeden geçilmiyor. Üç tane ağaç bulamazsınız. Bunluna görüşmem işte bunlarla aracı gönderiyorlar ve bende oraya döküm yaptırmayacağımızı muhtarların toplandığını asla oraya yaptırmayacağımız söylüyorum. Yine

3

Page 4: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:4

tape no 6913 tarihinde x şahıs ile yaptığı görüşme özetle x şahıs. Benim müdürüm var Moda iki. Bu dediğim o belediyedeki vatandaş. Moda da yer var. Ben birçok inşaatçı arkadaş da tanırım çünkü hafriyatçılık o kamyon döneminden de burayı alabilecek birini bulabilir miyiz diyorum. Çünkü burası önemli yer. Daha sonra buraları Emrullah Turanlı aldı. Moda burnunda Emrullah Turanlı aldı. Adam mafyadan korkuyormuş zaten bu telefon tapelerinin diğerlerinde de var adam mafyadan diyor ki hep mafyacılar geldi yav ne mafyası bizim mafyayla filan hiç işimiz olmaz. Ve mafya bir şeydi mafya tabiriyle mafya diye bir şey kabul etmem. Mafya devletin boşluğu olduğu yerlerde ortaya çıkar. Adamın korkusunu da anlatıyor işte mafyacı diye gelmişler. O zaman diyorum ki adama ya belediyeye ya bir yerde ayarlarsın da konuşursun. Bu telefon görüşmesi de ona istinaden. Bu tape 6915 bu Selami işte bana o JİTEMCİ diyor Selami O otoparkın müdürü. Bende kızıyorum buna (1 kelime anlaşılamadı). Bunu da bana demesinin sebebi işte bizim o afişler askeri yayınların olması. Bu tür tabirleri bende şey etmiyorum. Albayın biri hatta diyor ya adamın biri ben böyleyim diyor bende kızıyorum adama. Ben öyle bir şey bilmiyorum. JİTEMCİ falanda diyorum tanımam. Bu bana bu tabiri yaptıktan sonra ben de ona kızıyorum zaten. Daha sonra da söylediğim gittiğim ikinci eğer bunun arkasındaki telefon görüşmeyi de buraya koysalardı benim ona çünkü orda bulunduğum yerde yanımda bayan vardı. Bir şeyler söyleyecektim söyleyemedim sözümü kısa kesiyorum hemen kapatıyorum. Ondan sonra çıktım ordan telefon ettim. Bu iki sefer oldu bu ikinci tapede var burada. Şimdi tape bu buna çok sayın başkanım, sayın heyet bu tapeye çok dikkatle dinlemenizi değerlendirmeyi taktirinize bırakıyorum. Tape no 6916, 18.06.2008 tarihinde Hakan ile yaptığı telefon görüşmesinde. Hakan’ın senin o elemanların soyadı neydi ya Rize’deki şey lazım bize abi. Hem makine hem sigara dediği. İbrahim Özcan’ın benim öyle şeylerle işim olmaz beni böyle işlerle telefonda arama dediği. Hakan da ha tamam deyip telefonu kapattığı ben onu aramıyorum o beni arıyor. Bu adamı sonradan öğrendim. Bu adam Kıbrıs da, Kıbrıs da çünkü anormal bir telefon bu. Beni bir şekilde o bir yerlerden benim telefonum birlerce insanda var. Ben telefonumu kapatmam o aynı telefonum. Hattım aynı. Cep telefonum benim 15, 14 yıldır kullandığım hat. Bu adamı sonradan öğrendim bu adam Kıbrıs da uyuşturucudan aranan Kıbrıs’a girmesi yasak olan bir adam. Hakan denilen adam. Ve bunu emniyet kullanıyor. Ve ikinci telefonu da koysalardı ben ondan sonra işte dedim iki sefer telefonla kapattım yanımda bayanların olmasından dolayı ona söylediğim küfürlerin galizi bin para. Seni arattıranın, bunu arattıranın diye. Bu adama özellikle arattırıyorlar. Ve iddianamenin hukuki değerlendirmesinde de beni silah kaçakçısı ve sigara kaçakçısı olarak değerlendiriyor sayın iddia makamı. Bu nasıl bir tezgahtır bu adamın bulunmasını istiyorum ben. Bu adam Kıbrıs da kaçak. Kıbrıs’a girişi yasakmış sonradan öğrendim bu adımın bulunmasını istiyorum. Emniyet demek ki bu tip kaçak adamları kullanıyor bize bir şekilde ve bir tane daha var öyle bir adam tesadüf nasıl telefonları koymuşlarsa. Ondan sonra zaten bu adam bir daha Ortalıkta da gözükmedi çok aradım ben bunu İstanbul da. Kimin böyle telefon ettirdiğini, niye böyle bir şey ettirdiğini. Ben böyle işlerle işim olmaz diyorum ama iddianame hukuki bölümünde silah kaçakçısı. İddia makamından da bu adamın bulunmasını istiyorum. Yine tape no 6917 30.06.2008 tarihinde M.Ş. ile yaptığı özetle M.Ş.nin abi bir şey diyeceğim ben Ali beye ulaşamıyorum telefonlar kapalı ofiste cevap ver. Benden afiş istiyor. Ali beye ulaşamamış benden istiyor. Bende kime vereceğini işte birilerine vereceğini verme diyorum. Herkese verme çünkü kullanıyorlar. Bu afişleri biz asla parayla satılan bir afiş değil. Vereceği insanları söylüyor verme diyorum ona. Çünkü bunları kullananlar da var. Yav sonradan fark ettik bu afişi adam işte ben şucuyum bucuyum diye kullanmışlar. Verme diyorum bende. Yani verirsen hiç olmazsa doğru dürüst bir adama ver anlamını bilen insanlara ver. Bu tapenin içeriği de budur. Hatta bir subay istiyor. Kendisi de belirtiyor telefonda da. Verelim mi diye soruyor. Verme diyorum bende. Eğer şunlara verecekse verme diyorum. Gene örgütsel irtibatlarda burada Raif Görüm ile ilgili bir telefon tapesi tape no üç yirmi dört İbrahim Özcan no dernek ile ilgili o işte Kuvayi Milliye derneğiyle işim olmaz diyorum bırakmışım, yanlış işler

4

Page 5: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:5

yapmışlar diyorum söylüyorum bir ara gitmem diyorum, gelmem, işim olmaz. Onu açıkça söylüyorum zaten o tape şeyini de burada baktım açık açık belli. Gene Raif Görüm bir daha arıyor beni, gene aynı şeyi söylüyorum ona senin diyorum amcanda aynı yanlış işler bana fıtratıma, fikrime, inancıma ters gelen işler. Kuvayi Milliye derneği ile ilgili anlattım Burhan Omay’ın o kuran olayları ve diğer şeyler bize ters gelen şeyler. Benim inancıma ters, amcasının yanlış yaptığını söylüyorum. Ona böyle demekten, bu ithamı vermekten, ona böyle gaye vermekten adam hiçbir şey değil sen ordinaryüs profesörü diyorsun. Gene tape no 6794 Durmuş Ali Özoğlu ile yaptığı Mehmet Kalın ile yaptığı diyor telefonda, bu tapede ben yokum Ali Özoğlu ile Mehmet Kalın’ın yaptığı tape bilmiyorum bana niye yanlışlıkla mı konmuş herhalde, herhalde yanlışlıkla konmuş bunun Ali Özoğlu’na sorulması gerekiyor, öyle kanımca eğer tape de önünüzde var. Benle ilgili bir şey yok benim konuşmamda yok yani, yine tape no 6795 Durmuş Ali Özoğlu ile Mehmet Kalın’ın yaptığı görüşmede özetle gene bu tapede ben görüşmüyorum ki ne Mehmet ile ne Ali ile, onun yaptığı tape görüşmesini bilmiyorum bu hani neyle ilişkilendirerek koymuş. Kızılay’ı anlatıyor, o şeylerin görüşmelerini anlatıyor. Bu tapelerin benle görüşmesi yok, benle olsa ben onu da açıklarım. Gene şüpheli Raif Görüm’ün emniyet ifadesinde işte kısaca okuyorum İbrahim Özcan’ın amcası Hüseyin Görüm’ün arkadaşı olarak tanıdığım dolayı kendisini askeriye bağlı istihbarat olan, adam beni böyle yorumluyorsa ben ne yapayım. Ben böyle bir şeyi hayatımda hiçbir zaman demedim, değilim de ben devletten aylık alan biri değilim. Hiçbir kurumdan, adam böyle yorumlamış amcası öyle demiş, o öyle demiş. Onların kendi şeyi yani bu ben asla ve asla amcası öyle tanıtıyormuş e demek ki böyle tanıtıp insanlara başka bir şey mi korkutuyordun, ne yapıyordun bilemiyorum. Şüpheli Mehmet Fikri Karadağ’ın işte hakkımızdaki ifadeleri, Sayın Nihat Taşkın’da daha önce söyledi. Şimdi Kuvayi Milliye derneğinin kuruluşunu, VKGB olayını anlatıyor. Mehmet Fikri Karadağ Kuvayi Milliye de görev almak istedi, almadı, ayrıldı bir sürü şeyler oldu. Bu derneğin ben ne diyorum Kuvayi Milliye ismi benim için kutsaldır, o dönem o yıkık binada bende gittim yardım ettim, etmedim değil. Biz orayı hatta müze olarak kalacağını da, müze olarak bırakılacağını da söyledik Nuri Vardarbaşı gelsin buraya anlatsın. Ben Nuri Vardarbaşı’nı Fikri Karadağ’ın aracılığıyla tanıdım, hatta Nuri Vardarbaşı’nın benle telefon görüşmeleri bu aralar o dernekten ayrıldıktan sonra da onu da savcılık koyabilirdi, uzun uzun beni dört sefer aradı. Kendi akrabasının öz, orijinal Kuvayi Milliye şeyini kimliğini getirdi oraya Nuri Vardarbaşı, müze olarak kalacağını düşünüyorduk, herkes öyle biliyordu. Kıbrıs savaşından gazileri kendi özel bazı miğferini getirdi, kimi resim getirdi, kimi birçok şey getirdi. Nuri Vardarbaşı beni üç sefer aradı o kimlik nerede ben onu müze olarak kalacağı için bıraktım oraya orijinal bir kimlik, o kimliği bende gördüm sayfa eski Rus kağıdı sayfaları gibidir. Kuvayi Milliye reisinin ismi her şeyi vardı. Sonra onların da araları açılmış, o kimliği de bulamamışlar vesaire yani bu Kuvayi Milliye içindeki üç aylık ben maceramı anlattım. Zaten diyorum ayrıldıktan sonra hiçbiri ile hiçbir surette görüşmedim. Çünkü ayrılırken baya ağır laflar ettik. Ne ben ararım, aramaz adamın fotoğraflarını da vermedim söylüyorum, kaç sene üç sene geçmiş üç sene ben alınana kadar üç sene geçmiş adamın fotoğrafı da bendeydi vermedim hatta soruyorlar, biri diyor aldılar adamı ya diyorum adamın fotoğrafı bile bende. Ama ben adamı sevmiyorum diye de adama da iftira da atmam, ha kendi yanlışları vardır alabilir. Herkesin yanlışı kendini bağlar, ben yanlışım varsa ben beni bağlar. Yine bu VKGB ile ilgili açıklamaları yaptım, bilmiyorum yeterli mi? Şimdi en ilginç tape sayın başkanım yani bunu bilmiyorum bunu yanlışlıkla iddianameye koymuşlar öyle düşünüyorum bunu, şüpheli İhsan Göktaş kullandığı İhsakan bilmem ne işte, hotmail, İrfan Yıldız ile konuşuyor. Adam beni tespit etmek, Ali’yi tespit etmek ve bize nasıl kitleyeceğinin hesabını yapıyor adam, ekip kuruyor. Yani bizi kitlemek yani artık ne bileyim öldürmek mi, ne yapacak adam ekip kuruyor ve soruyor bu İrfan Yıldız’ı Ali Bey’de açıkladı daha sonra ordudan atılan bir emekli Deniz Astsubayı olduğunu, öğrenildi bunun öğrenmiş Ali Bey söyledi, bizde öyle öğrendik. İbrahim neci ne yapar İrfan, bir yazar var Ali Özoğlu diye onunla beraber. İbrahim geçinmesi zor biridir İhsan. İbrahim’in duruşu MHP mi

5

Page 6: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:6

nereden kitleyebiliriz yani. İrfan’ın, orayı ele geçirmeye çalışacaklar sol herhalde şimdi Ali Özoğlu ile beraber. Ali yazar orada kitapları vardır ben onu uzun zamandır görmüyorum, valla İçerenköy’de takılıyor ama takip etmedim. İhsan devlette görevi var mı, polis mi, asker mi, vesaire mi? Diğer kanaldan haber verdim. Ben duruma göre ekip hazırlandı, ben duruma göre ekip hazırlandı. Nereye ne bilgi veriyorsa bir ekip hazırlamışlar bize, evet ben İçerenköy’de oturuyorum orada yakın, üç dört tane akrabamın da evi var. Yani bu adamlar şimdi bu adamlar bize bir şeyler yapmayı planlıyorlar, buradan anlaşılan o bilmiyorum başka anlaşılan bir şey var mı? Bir kitlemek diyor ekip kuruyorlar bunlar kimdir bu adamlar, bunlar yerli ya da yabancı bir istihbarat elemanı mıdır? Yani bu çok bunu dinleyenler, bunu öğrenenler acaba bunlarla ilgili herhangi bir şey yapmışlar mıdır? Sayın mahkemenizce sorulmasını talep ediyorum, bu İhsan Göktaş ve bu İrfan Yıldız kimdir? Birilerinin hesabına mı çalışıyor, yoksa kendileri başına mı bunu yapıyorlar mahkemeniz tarafından bu konuda gereğinin yapılacağını umuyorum. İhsan diyor tekrar, ipini çekeceğim çekeceğiz burada mesihin az kaldı. İpini çekeceğiz onun diyor. İrfan, İbrahim oralarda mı? İhsan, yok kayboldu bir daha gelmedi. İrfan, o fazla gözükmez oralarda aralarında ne problem var bilmiyorum ama bir değişiklik olursa çıkar herhalde piyasaya. İhsan, bana onun adresini versene abi. Benim adresimi istiyor, kitleyecek ya bana ekip bulmuşlar ya kitleyecek bana benim adresimi istiyor. İrfan, İçerenköy’de Yeşil kunduranın arkasında öğretmen evinin oralarda bir yerde. Evet, benim evim o tarafta annemin evi Yeşil kunduranın arkasında burada ki, yazıdaki ikamet tam adresi tespit ederse demek ki adam bizi evimizin önünde mıhlayacak mı artık ne yapacaksa Allah nasip ettirmemiş ama. Arkasında öğretmen evi oralarda, anlatım abi bu ulusal kanalda ki Perinçek ile toplantım var. İrfan’ım var. İhsan, ne derecede Perinçek İhsan’ı iyi bilir. Ben Doğu Perinçek’i hayatımda görmedim, konuşmadım. Fikren de farklı fikirleri ben Atatürk devrimcisiyim diyorum kendime, kendimi öyle addediyorum. Bence önce Atatürk ondan sonra diğerleri, ha ben 12 Eylül’de de yok bilmem kim, bilmem Rusya’da Çin şu bu Lenin, Mars, Stalin, şu bu Enver Hoca savunan biri değilim. Ben o zamanda Atatürk devrimcisi diyordum kendime gene de diyorum. Perinçek ile bu yazar Ali Özoğlu’nun vasıtası ile bağlantısı var sanırım, belki direk olabilir o arada da yazarın kitabı var adı Şifre Çözüldü olması lazım. İhsan, Perinçek’in cebi cebimde abi. Demek ki bu İhsan Perinçek ile görüşüyormuş cebi cebimde diyor ya da görüşmüyor, bilmiyorum artık yalan söylüyor. Onunla bağlantısı varsa bu Perinçek’i bağlar dediği anlaşılmıştır. Bu iki isim demek ki bizim hayatımıza kastetmek için baya bir uğraşmışlar. Nereden emirle uğraşmışlar onu da bilmiyorum oda herhalde tahmin ediyorum mahkememizin sonunda ya da mahkememiz gereğini yaptığı zaman açığa çıkacaktır. İbrahim Özcan işte Ali Özoğlu ile böyle tanıştığını Hakan E kardeşim ondan sonra şimdi sayın başkanım burada diğer zaten telefon mesajları vesaire bitti. Benden alınan suç delili addedilen fotoğraflarımı açıkladım, bir daha açıklamama gerek yok. Katıldığım sosyal etkinlikleri anlattım zaten ismimi bile vermişim. Fatih Sultan Mehmet’in anma töreni, şehit cenazesi, kaymakam Kemal Beyin anma törenleri vesaire bunlar suç delili olarak buraya koymuş. Delillerin şimdi hukuki değerlendirmesine geldiğimizde, terör örgütünün amaçları doğrultusunda yöneltilmesine yardımcı olması için teşkilatta sorumlu başkan yardımcısı olarak, olarak görevlendirildiği, bu görevi kapsamında da örgüte eleman kazandırdığı, örgüte kazandırdığı elemanların profillerinden yararlanıp mafya tarzı faaliyetlerde bulunarak örgüte gelir temin ettiği. Şimdi ben burada soruyorum iddia makamına ben hangi elemanı kazandırmışım, hangi geliri örgüte temin ettirmişim? Bunun delilini koyması gerekiyor, şu elemanı kazandırmışım örgüt varsa bu eğer Ergenekon denilen bir örgüt varsa kimi ben Ergenekon örgütünün içine katmışım ki böyle bir örgüt de yok. Ve hangi geliri sağlamışım bu örgüte, bu sözde örgüte. Elemanlarınca yaptığı örgüt amaçları doğrultusunda istihbarat topladığı, kimin için istihbarat toplamışım. Bir tane insan versin, desin ki iddia makamından istiyorum. Şu adam ile ilgili şu kişiyle ilgili çok özel istihbarat toplamışın, kamuoyunun, milletin yayınlanan bilinmeyen bir şeyini toplamışın, şimdi buraya yazarsan avukat adamın yaptığı işle ilgili ismini telefonuna yazarsan bu

6

Page 7: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:7

istihbarat mı oluyor? Orada benim aldığınız, benden aldığın büyük fihriste diyor hakim bilmem ne, ağır ceza sulh hakimi bilmem ne, isim savcı bilmem kim, şimdi oraya ben yazıyorum Cumhuriyet Savcısı veya mahkeme savcısı şimdi bu istihbarat mı oluyor bu, şifrelendirme mi oluyor? Ama iddia makamınca öyle oluyor. Legal faaliyetleri çerçevesinde, bakın burası da ilginç yani hem legal faaliyetleri iddia makamının iddiası, legal faaliyetleri çerçevesinde sivil demokratik tepki görüntüsü ve kamuoyu oluşturmak amacıyla yönetim aleyhinde olan sivil toplum hareketlerini organize ettiği veya içerisinde yer aldığı iddiasıyla itham edilmektedir. Ya demokratik tepkini kullanıyorsun, hem de örgüt oluyorsun. O zaman Türkiye’de ki bütün sivil toplum örgütleri örgüt, gizli örgüt terör örgütü. Hem demokratik diyor tepki kullanıyor diyor, görüntüsü altında ya demokratik tepkinin görüntüsü altısında nasıl bir legal faaliyet. Bugün o zaman bütün derneklerin yaptığı şeyin altında başka bir zihniyet aramamız lazım. Bugün sendikaların yaptığı şeyin altında başka bir zihniyet aramamız lazım. Hem demokratik tepki gösteriyoruz hem de görüntüsü altında kamuoyu oluşturuyoruz. Ya benim televizyonum yok, gazetem yok. Bir tane internet gazetemiz var, yayınevi var ve hala da devam ediyor. Yayınevi de batırdılar sağ olsunlar, şimdi o yayınevinin listesini vereceğim kitap listesini, o kitapları inceleyin acaba bir tane terör devletin aleyhine, milletin aleyhine milletin aleyhine bir tane yayın var mı? Eğer öyle bir yayın varsa yazarından ziyade ben onun suçu üstleniyorum. Ama bu yayınlar e tabi bu faaliyetler kimi rahatsız ediyor, işte esas mesele orada. Şimdi Mehmet Fikri Karadağ’a bağlı olarak çalıştığımızı falan söylüyor ya benim dernekte ne üyeliğim var, ne yönetimde bir şeyim var benim hiçbir dernekte, hiçbir yerde ne üyeliğim ne yönetiminde işim var. Daha sonra da işte diyor Durmuş Ali Özoğlu’na bağlı Urfa’da Mehmet bak, Diyarbakır’da Şahin. Diyarbakır, Şahin Diyarbakır’ı niye aradığımı anlattım bombanın patladığı gün arkadaşlarım var orada, ulaşamadım bunun babasını da Diyarbakır’da PKK öldürdü bu çocuğun babasını da, İbrahim Yiğit’tir adı adını da verebilirim. PKK öldürdü, otomatik tüfeklerle Diyarbakır’ın içinde meydanında tarayarak, üzerinde yüzün üzerinde mermi, mermi yarasıyla öldürüldü bu arkadaşımın babası. Şimdi orada büyük bir bomba patlamış, insanlar ölmüş merak etmez mi insan? Ben İbrahim Yiğit’i cezaevinde tanıdım, kendi sağcıydı olabilir ama iyi bir insandı, iyi bir arkadaştı, iyi bir dosttu. Urfa’da diyor Mehmet temin etmek adına, Urfa’da ki Mehmet’in olayını anlattım. O bölgede kolay dağıtabilmek, kitapları kolay ulaştırabilmek için çok uğraştık hatta bir çalışmamız vardı onu da başaramadık, yapamadık geldik aldılar bizi terör örgütünden buraya yani dağıttığımız bu kitaplar, bu afişler terörist faaliyet. Öyle adlandırılıyoruz biz, terörist olarak adlandırılıyoruz. Bürokrasi içerisinde askeriye veya afişleri dağıtmak, kitapları dağıtmak Ali Bey anlattı üç yüzün üzerinde kitap yayınlandığı zaman protokol gereği dağıtılır. Bu zaman zaman elli artar, yazarlara birçok insanlara gönderirsiniz, göndermek zorundasınız. Okunması için, burada söyleyeyim belki Ali Bey’de kızar kızsa da gene dostumdur önemli de değil. Irak’ın çekiç güç kitapları yayınlandığı zaman çok tehdit aldık, çekiç güç’ün gizli günlüklerinden Ali Bey’i Beyoğlu’nun ortasında taradılar. Böyle şeylerin söylenmesini istemez ama burada söylemek istiyorum bunu taradılar onu, o çekiç güç kimleri rahatsız etti? Amerikalıları rahatsız etti, İsraillileri rahatsız etti, İngilizleri rahatsız etti. O çekiç gücün dört tane gizli günlüğünün yayınlanması, dağıtılmaması için biz çok baskı gördük. Gene iddianamenin bu hukuki değerlendirmesinde işte çekilen fotoğraflardan dolayı irtibatlandırılıyoruz. Birçok yerde çekilen, o çekilen fotoğraflardan beş altı mı, sekiz on mu bilmiyorum kaç tanesi herhalde birinci iddianameden tutuklu. Kimi dışarıda, işte bu değerlendirmeler sonunda burada gene internet sitesinin adları da yanlış yazılmış. Yani burada hukuki değerlendirmede bütün o faaliyetleri, terörist faaliyet ve terörist bir şekilde değerlendirmiş iddia makamı. Yaptığımız bu faaliyetler terörist faaliyet, darbeci bir faaliyet olarak değerlendiriliyor. Şimdi burada iddia makamına bir şeyi ispatlamasını istiyorum, bunu değerlendirmeyi yaparken askeri kişiler ile birlikte ziyaret edilerek yanında general rütbesinde kişiler aranarak peki soruyorum ben kim, hangi generalleri aramışım ispat edin bana, bunu ispat edin. Soruyorum Mehmet Ali Pekgüzel’e bunu ispat edin

7

Page 8: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:8

sayın savcı, böyle yazmakla olmuyor benim hangi, benim 11 yıl 14 yıldır o telefon aynı ben hangi generali aradığımı bunu ispat edeceksiniz. Yoksa buraya yazdım, ben attım olmaz. Bunu ispat edin, hangi generali aradığımı ispat edeceksin yoksa buraya bunu ben iftira olarak burada birçok, hepsi iftira. Buna ben onun için iddianame demiyorum pimi çekilmiş el bombaları bunlar kimin kucağında patlayacak zaman bunu gösterecek. Hem tutuklanırken de sayın Haşıloğlu diyor ki adressizlik diyor, sabit ikametgah olmamak tutuklama sebebi ya tutuklama sebebi de hem de ev adresimi yazıyorsunuz buraya ya, telefon ev adresim hepsi var. Yani ben o gün, gözaltına alındığım gün evimde değilim diye mi? Ama bence de bu yani bir inandırıcı bir gerekçe değil. Buraya başka adres de yazmışısınız, benle hiç alakası olmayan Maltepe’de bir adres de yazmışsınız, kimin adresi de bu onu da bilmiyorum yanlışlıkla yazıldığını düşünüyorum. Benim adresim var, telefon adresim de aynı şimdi tutuklama fezlekesini de okuyacağım size o da bir garip, o da bir garip o kadar çok gariplikler var ki, yine burada 03.01.2008 tarihinde savcılığın telefon tapelerinin değerlendirmesinde işte anlatıyor Diyarbakır’da bu neydi vay şey arası o bir yani bir kelimeleri öyle bir anlamsızlaştırıyor insanların kafasını bulandırmak ve belli bir şeye yöneltmek için öyle bir anlamsız bir cümleler topluluğu var ki burada kendi kendinde çelişiyor iddianame, hukuki değerlendirme benden aldığı delillerle değerlendirmesinde yani bir ben bir şey kuramadım. Delil olarak buraya, benden alınanlara yazılanlara bakıyorum buradakilere bakıyorum bir garip, gene burada isimler birçok yerde değişik yazılıyor mesela diyor ki nitekim Taner Ünal’dan elde edilen bilgilerin Hüseyin Bozkır vasıtasıyla valiliğe verildiği ya bu kadar bir yazım hatası olur mu? Hüseyin Bozkır değil, Halit Bozkır niye MİT’in üst düzey adamı diye yazamıyorsun ismini değişik yazıyorsun. Sonradan öğrendim MİT’in üst düzey adamıymış, onun için mi değişik yazıyorsun. Hüseyin Bozkır diye biri yok. Bana Taner Ünal’la ilgili İstanbul’da o Türkiyeli dergisini verdiğim bir avukat ya bunun böyle böyle yolsuzluk şeyleri var sana vereyim de al bu adamlar adam değil dediği zaman ver dedim bende bunu aradım burda müfettiş olarak biliyorum ya dedi öyle bir şey varsa ver dedi ben müfettişim incelerim, gönderdim. Sonradan kendisi gitmiş ilgili birçok yere vermiş bana da mesaj çekti buralara buralara verdim. E şimdi burada hayali insan Hüseyin Bozkır vasıtası ile valiliğe verildiği telefonda mesaj anlaşıldı. Ya böyle bir iddianame olur mu? 2 sayfa önce adamın adı başka 2 sayfa sonra adamın adı başka. İddianame birde değerlendirmelerde benim ihale aldığımı söylüyorlar ihalelere girdiğimi, ihalelere etki ettiğimi. Benim bir tane ihaleye girip aldığımı para aldığımı bunun ispatını istiyorum bu ithamla olmaz, eğer bir yere ihaleye girecekseniz teminat yatırısınız verirsiniz kimliğinizi verirsiniz kayıt ederler, ihaleyi alın almayın, ihale almak gidip celep gibi pazardan koyun almak değil ki pazarlığını yaptım aldım gittim. Adamın bir tanesi soruyor bana yolunu gösteriyorum aç diyorum işte iç tedarik Bölge komutanlığı, internet sitesinde ihalesi varsa gider gidersin. Yani ben ilkokul mezunuyum, ilkokulu bitirdim okuyamadım diye prosedürleri bilmeyecek kadarda bir insan değilim okuyan bir insanım, sosyal bir insanım. İşin garibi Şüpheli İbrahim Özcan’ın kendisine bağlı olarak çalışan Durmuş Ali Özoğlu’nun ya yayınevinin internet sitesinin sahibi adam ya. Şimdi bana mı çalışıyor bu adam? Ya işte ne bileyim bir garip. Yayınevinde bu tür mitingleri kullanarak afiş ve posterler, pankartlar hazırlanması. İşte burada gönderdiğimiz İbrahim Özcan’a bağlantılı olarak çalışan şimdi burda da bağlantılı olarak çalışan bakın sayfa 1549’da bana bağlı, 1550’ye döndük mü sayfada da bağlantılı olarak çalışan Durmuş Ali Özoğlu. Ya bir karar ver Savcı Bey bağlantılı mı? Benim emrimde mi? Ya bir karar verseydin yani bu kadar kararsızlık olur mu ya? Yapmış olduğu telefon görüşmesinde örgüt içinde ki ikili uygulamaların döneklerin bulunduğunu yakınarak çürük elmaların temizlenmesini, yıldız sahibi üst düzey askerlerin öldürülmesini, açıkladım mı yıldızın ne olduğunu ben PKK’ya yıldız derim, onların Türkiye’de PKK’nın o ilk bayrağı 1960’da ilk o şekilde bayrakla görünen adam Bucak ailesinden biridir. PKK’nın daha 20 yıl sonra PKK kurulmuştur bunu eğer okursanız birçok kitaplarda yer almıştır. Onlar ilk yıldızlı bayrağı o zaman kullandılar, Kürt ayrılıkçı örgütlerini 1963 onların o bayrağının arasında ortasında yıldız vardır. Yine iddianame değerlendirmesinde

8

Page 9: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:9

telefon konuşmasını da yaparken diğer bunlardan başka İbrahim Özcan’ın yasadışı arsa alım satımı yaptığı, bu konuda resmi kurumları kullandıkları bunları yaparken de diğer mafya gruplarını küçük mafya olarak nitelendirdiği belirtilmektedir. Şimdi yasadışı arsa alım işini ben anlamam burda anlayan varsa çıkar tarihte, ben yasadışı hiçbir zaman almadım ben 1977’de şimdi ki o 1 Mayıs denilen yerde 500 metre bir yer çevirdim babam beni evlatlıktan ret ediyordu ben devlet adamıyım sen devletin yerini çeviremezsin diye bak ben 40 yıldır İstanbul’da kirada oturuyorum. Savcı bey senin dediğin gibi ben mafya ilişkilerim olsa ben kirada oturmam. Daha benim annem kirada oturuyor bende kiradayım. Eğer senin dediğin kadar ben bu işleri yapmış olsaydım mafyacı bilmem neleri kirada oturmazdım ben hala kirada oturuyorum kimliğim elinizde, her şey elinizde bütün tapu, banka her şeyi araştırabilirsiniz. Benimde annemin de kardeşlerimin de araştırabilirsiniz. Ama savcı beye kaldık mı biz arsa alıp satıyoruz büyük mafyayız. He mafya tanımam, tanımam. Mafya diye bir şey tanımam onu daha öncede söyledim. Şimdi yine iddianamenin değerlendirilmesinde savcı bey diyor ki o silah olayından dolayı, kendisinden açıkça silah ve sigara istediklerini ve bu konularda da kaçakçılık yaparak örgüte gelir temin ettiği anlaşılmıştır, anlaşılmaktadır. Şimdi Sayın savcım ben kaçakçılık yapıyordum madem siz buna inanıyordunuz da beni arayan adamı ne yaptınız? Aldınız mı? Öyle ya oda benim suç ortağım benden silah istemiş, bu adamla ilgili bir işlem yaptınız mı? Yok, ama arat birine ama ha buraya yazarken de silah kaçakçısı, sigara kaçakçısı. Bu çamur tutmaz, tutmaz. Bu çamur tutmaz. Ayrıca telefon görüşmemde silahı eğitim için dağa çıktıkları bu konuda eğitim aldıkları anlaşılmaktadır anlattım onu ben o adam polistir şu an şark görevindedir. Ben ava giderim, ara sıra gideriz, yoksa bu adam dağda eğitim aldığımı inanıyordunuz da bu telefonu dinleyenler o beni arayanların tespitini yapıp orda gereğini niye yapmadınız? Madem orda biz eğitim alıyorduk, terör eğitimi alıyorduk, niye yapmadınız? O zaman suç işlediniz, ya da suç ortağısınız. Bunu yapmayanlar suç ortağıdır. Kayışdağı’nın arkası hemen Büyükbakkal köyünün orası, ava gittiğimiz yer. Beni arayanların eğitim yaptığımızı telefonumuzu dinliyorsanız kolluk kuvvetlerini niye harekete geçirmediniz? Öyle ya bir yerde çatışma olunca jandarmayı, polisi göndermiyorlar mı? O zaman burada savcılık suç işliyor bu iddianame bu tapeleri dinleyenler suç işliyordu burda bunlar yapılırken. Benden lobi belgesi vesaire bir şey yok burda lobi belgesi adını verilen demiş benden öyle bir belge yok, burda öyle bir şeyde yok. Yani eline ne geçirse savcı bey yapmış. Son bölümünde de diyor ki savcı bey; değerlendirmesinde şüpheli telefon görüşmelerinde gizillik ve şifreli konuşmaları dikkat ettikleri, örgütle ilgili önemli konuları karşılıklı görüşmeleri gerektiğini ihtar ederek açıktan yapılan görüşmeler konusunda rahatsızlığını belirttiği ve bu bağlamda da şüpheli önemli örgütsel görüşmeleri telefondan yapmayıp muhataplarını bu konuda uyararak örgüt faaliyetlerinde ki gizlilik prensibine uyduğu anlaşılmıştır. Ne alaka ya? Şimdi benim görüştüğüm bütün hepsi örgüt elemanı ben gizlilik prensibi içindeyim ve telefonumu değiştirmiyorum, dinlendiğimi de bilerek söylüyorum telefonda da burda konuştuğumda da diyorum dinleyen dinlesin benim korkum yok ben suç işlemem, ben suçun da kabahatinde ne oluğunu az çok bilen insanım, ben hayatının dörtte birini, üçte birine yakınını bu işte vermiş insanım. Haksız yere yatıp artık insan cezaevinde uzun süre yattığı zaman kanunu, hukuku iyi biliyor, öğreniyor. Şimdi bu iddianameyi bilmiyorum Sayın Başkan heyetinizin bu savcılığın bu değerlendirmeleri ne kadar doğru? Oda Sayın Mahkemenizin taktirine, savcılığın benim hakkımda ondan sonra 311, 312, 319, 314 işte bir sürü daha madde cezalar istiyor. Şimdi örgüt yöneticiliği ara yöneticiliği diye bir kavram bunu da ben eskiden örgüt lideri, örgüt bölge yöneticisi falan diye pek örgüt davalarını okuyunca öyle öğrendik şimdi burda da yeni bir kavram örgüt ana yöneticiliği. E bir bakalım biz tutuklanırken ne diye tutuklamış Sayın Haşıloğlu bizi? Öyle ya, ben onun için diyorum bu iddianameyi savcı yazmaz, Türkiye Cumhuriyetinde hiçbir savcı bu iddianameyi yazmaz. Çünkü en başında okudum cemaatlere suç, sızmayı suç addedebilecek bir iddianameyi hiçbir Türkiye Cumhuriyeti savcısı imza atmaz. O zaman ya Türkiye’de rejim değişti bizim haberimiz yok. Cemaatlere suç, sızmanın suç olduğunu ama bu

9

Page 10: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:10

Erzincan savcısı tutuklanınca daha kimler tutuklanacak Allah bilir şimdi hangi aşamaya geldiği Türkiye’nin dönüşümünün hangi aşamaya geldiğinin göstergesi. Ve bakalım Sayın Haşıloğlu’nun bizi nasıl tutukladığını anlattım mahkemede. Şimdi tutuklama müzekkeresini de okuyalım; Adı, soyadı, kimliği, ikametgah adresi e Sayın Haşıloğlu hani benim ikametgah adresim yoktu. İçeren Köy G 37 Sokak, No: iki bölü üç, Ha taşındık Karadeniz Apartmanı ondan sonra ordan eşyalarımı aldınız. Şimdi ondan sonra şüpheliye isnat olunan ya iş yeri adresi yok, telefonu yok e kimin telefonunu dinlediniz siz ya? Sayın Başkanım tutuklama müzekkeresinde ben bunu kafamdan atmıyorum. Telefonu yok diyor, e kimin telefonunu dinlediniz? Benim telefonum o oturduğum evin kayıtlı, Ondan sonra şüpheliye isnat edilen fiil silahlı terör örgütüne üye olmak, hukuka aykırı olarak kişisel verileri kayıt etmek. Şimdi terör örgütü üyeliğinden tutuklandım, kişisel verileri kaydetmekten. Peki, cezaevinde ne değişti de ben örgüt liderliğine terfi ettirdiniz? Cezaevinde ne yaptım ben? Suç tarihi yok, Sayın Başkanım bilirsiniz eskiden tevkif müzekkereleri şu kadardı yazardı, adı, soyadı, saman kağıdına benim o tutuklandığım tevkif müzekkeresi hala evimde saklıyorum 1978’de tutuklandım, suç tarihi yaralama, tarih bu, adı, soyadı yazardı. Şimdi burda suç tarihi diyor, yok, suç yeri, yok. Çünkü böyle bir suç yok, yoksa yazmaz mı? Bir fiil, bir eylem, bir şey varsa yeri yazmaz mı? Mekanı yazmaz mı? Zamanı yazmaz mı? Suç tarihi, yok, suç yeri, yok. Tutuklama sebebi, mevcut delil durumu suçun vasıf ve mahiyeti, suç unsuru taşıma ihtimali olan yoğun telefon görüşme tutanakları. Hepsine anlattım burada telefon görüşmelerinin, soruyorum şimdi vicdanlarınızı Sayın Heyet, Sayın Başkan o telefon tapelerinde bir suç içeren bir şey var mı? Eğer suç içeren bir şey olsaydı, kolluk kuvvetleri buna müdahale etmesi gerekmiyor muydu? Telefon görüşme tutanakları zapt edilen evrakın içeriği, çelişkili beyanlar, isnat edilen eylemin tutuklamayı gerektirir katalog suçları arasında sayılır olması dikkate alındığında kuvvetli şüphenin oluşturmasına kanaat getirilmiştir ve tutuklanmasına. Böyle bir tevkif müzekkeresi, tarihe geçecek suç yeri yok, suç zamanı da yok, çünkü suç yok ortada. Bir ayrı konuda Sayın Başkanım işte o kamera kayıtlarını istemiştik emniyet yok demiş, ben o kamera kayıtlarında ne olduğunu bir iki anlattım, benim kendim tutuklanırken anlattım. Annem bir sefer ziyaretime geldi 22 aydır, kadın yaşlı kadın zor getirdiler, o onun en çok zoruna giden o evde o Kuran’ının ona sorgulanması olmuş. Kendi odasında tamam 7, 8 ülkeden gelme Kuran var okur, tefsirler var okur. Benim evimde annem, annemle beraber kalıyorum benim odam ayrı, benim kitaplarım ayrı, onun okudukları ayrı, e şimdi kamera kayıtları da emniyet yok demiş size böyle bir yazı gelmiş efendim sizin verdiğiniz şimdi soruyorum burada ki herkesin kamera kayıtları var, ki ben gözaltına alınırken de diyorum trafik Yedi Emin’di benim orda 2 tane kamera kaydı yapıldı 2 tane kamera vardı. Benim çatmamdan çıkan burada gösterdim Bayrak, mevzu bahis vatansa, asker onların ufak Mynetleri vardı çantamda, bunları atarken dedim atma bunları atarsan hesap sorulur bunlar bak bayrak, Atatürk. Yani şeyi maruz görün orda kullandığı kelime şu, siktir et bunları bunlara gerek yok. Ya orda tartıştık. Senin fermanını biz yazdık dedi şubede öğrenirsin evet fermanımız yazılmış ta o zamandan. Şimdi iddianame tapeleri ve delillerin hepsini anlattım. Yayınevi ile ilgili Ali Bey zaten açıkladı evet protokol dağıtımlarını takip ederim, yaparım. Burda ki bunun listesini de mahkemenize takdim edeceğim, eğer bu yayınlar terörist yayınlar mıdır? Birçok kitapların yayınlanan listeleri, daha öncede açıkladım ben insanların okuması için her şeyi yaparım elimden geleni, okumak güzel bir şey. Şimdi daha önce de dediğim gibi artık savunmamın değil de şeylerinin son bölümüne gelirken bunlar pimi çekilmiş el bombaları olarak adlandırdığım için, öyle gördüğüm için içerikleri, mahiyetleri ve suçlamalar nedeniyle Sayın Başkan, sayın heyet, kucağınıza pimi çekilmiş şu an 3 durum öyle gösteriyor ki arkası gelecek, el bombalarını kucağınıza koydular. Yani iddianameler bu pimi çekilmiş el bombalarını, ya Türk milletinin üzerine atacaksınız ya da tertibi ve örtülü operasyonu yapanların üzerine atacaksınız. Ya da kucağınızda patlatacak, çok fazla buna dayanamayacaksınız, zannetmiyorum dayanacağınızı. Milletin ve ordunun üzerine atarsanız toplumda ki gelinen bu terör ve ihanet odaklarına hizmet

10

Page 11: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:11

etmiş olur ülkeyi ayrıştırmaya ve kaos sürüklenmesini hızlandırır, ülkenin düşmanlarını sevindirirsiniz. Ama unutmayın bu kaos sonunda adaleti de yok eder çünkü alet herkese lazım, ya da bu tertibi ve örtülü operasyonları yapanların üzerine atarsınız, kurumların çatışmasını önler, toplumda korku, kaos, fitne, yolsuzluk, ve yetim hakkı yiyenlerin sonunun başlangıcının önünü açarsınız. Bunların yargılanmasının ve adalete hesap vermelerinin önünü açarsınız. Her kim olursa olsun hangi mevkide veya konumda olursa olsun geçmişte olduğu gibi yaptıklarının yanına kar kalmayacağının yolunu açarsınız ve tarihi görevinizi yapmış olursunuz. Ya da mahkemeniz mahkemeyi uzatıp bombaları kucağınızda patlatırsınız. Bu da devletin temel dayanağı olan ve varlık sebebi olan adaletin yok olması demektir. Adalet bombalanmış olur, gerçek her geçen gün bir şekilde ortaya çıkıyor, her günde çıkmaya devam ediyor bunu tarihte de örnekleri çok ama insanlar azap çeker bu süreçte, ölür, kalır ama mutlaka er veya geç gerçekler ortaya çıkar. Tarihe nasıl geçeceğinize sizler karar vereceksiniz. Çocuklarınıza nasıl bir soyadı bırakacaksınız ya gururlanacakları başları dik gezecekleri ya da başları öne eğik ya da değiştirmek zorunda kalacakları bir miras bırakacaksınız ben büyüklerimden bir şey öğrendim, ben büyüklerimden öğrendiğim en önemli şey çok malın mülkün, şöhretin, makamın, rütben olmayabilir ama temiz bir ad ve soyadı her kapıyı açar Dünya’da ki en büyük zenginlik ve erdem temiz bir soyadına sahip olmaktır ve ona uygun davranmak ve yaşamaktır. En büyük hazine budur derdi değerli büyüklerim. Ben büyüklerimden hep böyle öğrendim. Ben Türk milleti adına karar verme yetisine sahip siz yargıçlarımızın buna bu sürece ne pahasına olursa olsun dur diyeceğinize inanıyorum. Türk milleti adına karar verme yetisi çünkü siz yargıçlarımızda. Siz yargıçlarımızın bu sürece her ne pahasına olursa olsun dur diyeceğinize inanıyorum. Bu inancımı asla yitirmem çünkü o inanç bittiği an yaşam biter. Umudun bittiği yerde yaşam biter, yaşamın bittiği andır. Diyor ya işte inancım odur ki diyor doğru sallanır asla yıkılmaz ona yaradan müsaade etmez her şeyden önce. Eski bakanlardan Kamuran İnan’ın bir sözü var. Bu topraklar kadar haini çok yetiştiren başka topraklar bulamazsınız. Eski sağlık ve devlet bakanlarından Rıfat Serdaroğlu’nun da güzel bir sözü var, bu topraklar her türlü kabahati affeder ama ihaneti asla. Konuşmama Atatürk’ün veciz sözleri ile başlamıştım, yine Atatürk’ün temel prensiplerimden biri olan veciz sözleri ile son vereceğim. Ulusun ve ülkenin çıkarları gerektirirse insanlığı oluşturan ulusların her biri ile uygarlık gereklerinden olan dostluğa ve siyaset alanında ki ilişkilere büyük bir titizlikle değer veririm ancak benim ulusumu kul, köle etmek isteyen her hangi bir ulusun isteğinden vazgeçinceye kadarda acımasız bir düşmanıyım. Hz. Ali’nin çok güzel her sözü gibi çok güzel bir sözü var bu söz ile noktalamak istiyorum haksızlık önündü eğilmeyin çünkü haksızlıkla birlikte onurunuzu da yitirirsiniz. Ben uğradığım haksızlık önünde elimden geldiği kadar eğilmeyeceğim hiçbir güç de eğdiremez en fazla hayatım sonlanır. Onursuz yaşama asla tahammülüm yok, teşekkür ederim sabır ile dinlediğiniz için. Sorguya geçeceksek başkanım 5 dakika bir ara verebilir miyiz bir ilaç alsam 5 dakikalıkta.

Mahkeme Başkanı :”Sorguyla şeylerinizi okuyacağım size.”Sanık İbrahim Özcan: “Hıh tamam.”Mahkeme Başkanı :”İlacınızı alabilirsiniz orda alabilirsiniz, hap ilaçla alabilirsiniz.”Sanık İbrahim Özcan: “Tamam, tamam.”Mahkeme Başkanı :”Ben okuyacağım, size sizde dinleyeceksiniz.”Sanık İbrahim Özcan: “Tamam.”Mahkeme Başkanı:"Sanığa klasör 93 dizi 262’deki emniyet ifadesi okundu, soruldu.”Sanık İbrahim Özcan:”Evet, doğru.”Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 93 dizi 260’daki emniyet ifadesinin 5. cevabı okundu,

soruldu.”Sanık İbrahim Özcan:”O da aradı o aradı yada ben aradım öyle hatırlıyorum, evet

efendim.”

11

Page 12: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:12

Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 93 dizi 259’daki emniyet ifadesinin 5. paragrafı okundu, soruldu.”

Sanık İbrahim Özcan:”Sayın başkanım, buraya bir şey söyleyebilir miyim bu arada. Yani onu ben daha sonrada düşündüm, bir televizyon programına Ali beyle gittik. Orada da görmüş olabilirim, kendiside o televizyon programındaydı. Kartı ya orada verdi bana ya Taksim’de ben öyle hatırlıyorum hafızamda. Çünkü baya zaman olduğu için.”

Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 93 dizi 260’daki emniyet ifadesinin 5. cevabı kaldığı yerden okundu, soruldu.”

Sanık İbrahim Özcan:”Evet, Yusuf Görüm. Efendim, evet efendim. Yusuf Görüm bir çok değişik iş yapar yani.”

Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 93 dizi 259’daki emniyet ifadesinin 1. cevabı kaldığı yerden okundu, soruldu.”

Sanık İbrahim Özcan:”Evet.”Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 93 dizi 258’daki emniyet ifadesinin 1. cevabı kaldığı

yerden okundu, soruldu.”Sanık İbrahim Özcan:”Daha sonra o tanıdıklarım var içinde başkanım o gün dört gün

uykusuzduk. Böyle şimdi seri vaziyette söyledi mesela Kuddusi Okkır’ı ben birkaç sefer tanım”Mahkeme Başkanı:" Tanımıyorum dediniz, ne iş yaptıklarını da bilmiyorum dediniz, ilave

edeceğiniz bir şey varsa ilave edebilirsiniz.”Sanık İbrahim Özcan:”Evet, evet onu söyledim Kuddusi Okkır o birkaç sefer ben gördüm

adamı yalan söyleyecek bir halim yok. Şile gezilerinde gördüm, orada söylenirken dört gün uykusuzum Sayın başkanım. Dört gün sonra çıktık gecenin saat bir’i.”

Mahkeme Başkanı:" Diğerlerini tanıyor musunuz?”Sanık İbrahim Özcan:”O diğerlerini tanımıyorum, tanımadıklarımı zaten tanımam. Hatta.”Mahkeme Başkanı:" Tanımıyorsunuz. Sadece Kuddusi Okkır hakkındı bu ilaveyi

yapıyorsunuz öyle mi?”Sanık İbrahim Özcan:”Bir yani şunu söyleyeyim ben Durmuş Ali Özoğlu’nu Ali Özoğlu

olarak biliyorum bana Durmuş Ali Özoğlu olarak sordu, beş sefer sordu. Tanımıyorum öyle Durmuş Ali Özoğlu diye birini tanımıyorum diyorum. Ben sadece Ali Özoğlu olarak bildiğim için üçüncü bir adını bilmiyorum. Sonra dedi ya kitabın yazarı dedi sana. Ben onu Ali Özoğlu olarak tanıyorum, ama üçüncü ismini beşinci seferinde söyledi.”

Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 93 dizi 258’daki emniyet ifadesinin 2. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık İbrahim Özcan:”Sayın başkanım, Alparslan Arslan’ı ben Hüseyin Görüm’ün yazıhanesinde tanıdım, 2005-2004 müdür belki o tarih İçerenköy’de kendi işyeri yazıhanesi şirketi vardı. Orada tanıdım bunu söyledim daha önce, ama bu iddianameye yazılırken bu Muzaffer Tekin’in orada gördüğüm söyleniyor. Ben Hüseyin Görüm’ün orada gördüm Alparslan Arslan’ı, yüzleşebilirim hepsiyle de yüzüne de söylerim.”

Mahkeme Başkanı:" Diğerlerini tanıyor musunuz?”Sanık İbrahim Özcan:”Diğerleri, Oktay Yıldırım’ı Şile gezisinde işte şiirini gördüm aldım,

ondan sonra konuşmuşluğum yok bir şeyim yok. ben.”Mahkeme Başkanı:" Sedat Peker’i?”Sanık İbrahim Özcan:”Hayır hiç görmedim tanımam.”Mahkeme Başkanı:" Semih Tufan Gülaltay’ı?”Sanık İbrahim Özcan:”Hayır hiç görmedim tanımam efendim.”Mahkeme Başkanı:" Tuncay Güney’in teyit sordular size, tanımadığınızı söylediniz.”Sanık İbrahim Özcan:”Tanımıyorum efendim.”Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 93 dizi 258’daki emniyet ifadesinin 5. cevabı okundu,

soruldu.”

12

Page 13: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:13

Sanık İbrahim Özcan:”Evet, doğrudur.”Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 93 dizi 257’deki emniyet ifadesinin 1,2 ve 3. cevabı

okundu, soruldu.”Sanık İbrahim Özcan:”Evet.”Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 93 dizi 256’daki emniyet ifadesinin 1,2 ve 3. cevabı

okundu, soruldu.”Sanık İbrahim Özcan:”Evet doğrudur. Zaten işte o arada dediğim dosyaları Ankara’ya

gittiğimde o bir iki aylık bir süreç ondan sonra o dosyaları ben Halit Bozkurt’a gönderdim, o da kendisi kurumlara götürmüş vermiş artık mesajı çekti götürüp verip vermediğini bilmiyorum, bana telefonda çektiği mesajda o vardı. Ama o derneğin arkasında ben iki sefer gittiğimde gerçek adam Halit Bozkurt. Bizim abimiz bizim başkanımız budur diyordu Taner Ünal.”

Mahkeme Başkanı:" Sanığa ikamet ettiği adres okundu, soruldu.”Sanık İbrahim Özcan:”Evet efendim.”Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 93 dizi 255’deki emniyet ifadesinin 1. cevabı okundu,

soruldu.” Sanık İbrahim Özcan:”Evet efendim. Onu Hüseyin Görüm’ün yazıhanesinde gördüm

bakın orada bir kelime şeyliği var ben şimdi geçen celsede de söyledim ben Muzaffer Tekin’i ( bir kelime anlaşılamadı) sevmediğim bir adam, ama yalan söyleyemem onun bürosunda gördüm diyemem. Ben Şile’de de değildim, Hüseyin görüm’ün yazıhanesinde İçerenköy’de, İçerenköy’de yazıhanesinde gördüm Alparslan Arslan’ı ilk defa ve zaten o da o tarihlerde 2004’lü belki 2004’lü tarihlerdir. 2004 yani Kuvayi Milliye’den çok önceki bir tarihtir onun gördüğüm tarih. 2004’lü tarihtir. “

Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 93 dizi 255’deki emniyet ifadesinin 1. cevabı kaldığı yerden okundu, soruldu.”

Sanık İbrahim Özcan:”Evet efendim.”Mahkeme Başkanı:" Ekleyeceğiniz bir şey var mı?”Sanık İbrahim Özcan:”Hayır efendim. Orda da belli zaten o ilk etapta isimler okunuyor

hatırlamıyorum, sonra hatırladığımı zaten söylüyorum.”Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 93 dizi 252’deki emniyet ifadesinin 1 ve 2. cevabı

okundu, soruldu.”Sanık İbrahim Özcan:”Şimdi Sayın başkanım, orada polis sorgusunda diyor ki siz Kuvayi

Milliye’nin yönetimindesiniz, üyesiniz. Ya ben diyorum üye değilim yönetiminde de değilim. Ya yardım ettim neyine ettim? Dernek eski bina kurulurken yardım ettim onları anlatıyorum ama polis diyor ki bana sen yönetimindesin diyor, yöneticisin diyor o şekilde soruyor. Ben yönetimde değilim yönetici değilim diyorum, üye dahi değilim. Şimdi polis orada bazı soruları öyle bir soruyor ki farklı şekilde soruyor, zaten rahatsızdım ben.”

Mahkeme Başkanı:" Oradaki soruda size açıklıyor, Mehmet Fikri Karadağ’ın anlatımını size söylüyor. sizinde kurucular arasında olduğunuz ancak sabıkalı olduğunuzu için resmiyete intikal ettirilmediği şeklinde beyanı var, beyanı var Fikri Karadağ’ın bu soruldu size yani, kendi başından sorulmadı yani.”

Sanık İbrahim Özcan:”Evet, yani. O zaman Hüseyin Görüm’de evet soruluyor. Yok orada bana dedi polis onu savcılıkta Nihat bey bana Fikri Karadağ’ın anlatımını savcılıkta Nihat bey sordu. Ama poliste bana siz yönetimindesiniz dedi.”

Mahkeme Başkanı:" Hayır burada açık ifade var, okuyorum size ya bu emniyet ifadesini okuyorum size. Fikri Karadağ’ın anlatımı önce okundu bakınız, Fikri Karadağ diyor ki; kuvayı Milliye adında bir dernek kurmayı planladıklarını kendisinin Mimvar Kurbanoğlu, Türkan Görüm, Sezin Alper, Nevzat Çetin, Savaşan Tosun ve Mehmet Beşiroğlu isimli şahıslarla kurucular kurulunu oluşturup derneği kurduklarını. Hüseyin Görüm ve İbrahim Özcan’ın sabıkalı

13

Page 14: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:14

olduklarından dolayı kurucular kurulunda yer almayı uygun bulmadıklarını beyan etmiş. Söylediği okundu size yani.”

Sanık İbrahim Özcan:”Sayın başkanım, o poliste bana okunmadı o savcılıkta Nihat bey okudu bana.”

Mahkeme Başkanı:" E bu polis ifadesi.”Sanık İbrahim Özcan:”Polisteki ifadede bana sen yöneticisinin kurucususun dendi hayır

değilim dedim. Şimdi o ifadeyi bana savcılıkta Nihat Bey burada kendisi okudu, dedi Fikri Karadağ’ın böyle böyle beyanı var. yani poliste öyle bir ifade sorulsa Nihat bey bana sormaz bunu herhalde. Çünkü bir çok hiçbir şey, çok şeyi sormadı Nihat bey burada kendisi de, bu ifadeyi bana bu şekilde okuduğunuz şekilde Nihat bey bana savcılıkta ifadem yarım kaldığından rahatsız.”

Mahkeme Başkanı:" Altında avukatınızda imzanız olan ifade bu.”Sanık İbrahim Özcan:”Evet, imzaladık sayın savcım ben Sayın başkanım, o gün ben çok

rahatsızlandım avukatım diğer birinin de ifadesine gitti ve ben imzaladım polisin oraya sonradan bir ekleme yapacağı hiç aklıma da gelmedi. Mesela ne diyorum Muzaffer Tekin olayında, ben Muzaffer Tekin için öyle bir şey demedim. Sevmediğim halde adamın hakkında diyemem ben Hüseyin Görüm’ün orada gördüm. Sonra Şile’de ben şeyi görmedim o avukat Alparslan Arslan’ı Şile’de falan yoktu, öyle bir ifadem de yok Şile’de yoktu ki adam hiç görmedim ki.”

Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 93 dizi 252’deki emniyet ifadesinin 3, 4 ve 5. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık İbrahim Özcan:”Kişisel ilişkisi bilemem ben.”Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 93 dizi 251’deki emniyet ifadesinin 1. cevabı okundu,

soruldu.”Sanık İbrahim Özcan:”Evet.”Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 93 dizi 251’deki emniyet ifadesinin 2. cevabı okundu,

soruldu.”Sanık İbrahim Özcan:”Zaten o resimleri de almışlardır.”Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 93 dizi 250’deki emniyet ifadesinin 1, 2. cevabı

okundu, soruldu.”Sanık İbrahim Özcan:”O an hatırlamamışım evet.”Mahkeme Başkanı:" Efendim.”Sanık İbrahim Özcan:”Burada o tapeyi açıkladım o Kadir’le ilgili o an.”Mahkeme Başkanı:" Okurken şimdi iddianame açıklarken açıkladınız tapedir.”Sanık İbrahim Özcan:”Açıkladım evet efendim.”Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 93 dizi 250’deki emniyet ifadesinin 2. cevabı kaldığı

yerden okundu, soruldu.”Sanık İbrahim Özcan:”İşte onu da açıkladım adam kendini jitemci göster. İşte o kadir

açıkladığım kadir. O an hatırlamadım evet burada açıkladım onu kadir evet.”Mahkeme Başkanı:" Şimdi açıkladınız onu savunmanızda.”Sanık İbrahim Özcan:”Hafriyatçı kendisi, inşaatçı.”Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 93 dizi 249’daki emniyet ifadesinin 2. cevabı okundu,

soruldu.”Sanık İbrahim Özcan:”Evet.”Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 93 dizi 248’deki emniyet ifadesinin 1. cevabı okundu,

soruldu.”Sanık İbrahim Özcan:”Açıkladım burada efendim.”Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 93 dizi 248’daki emniyet ifadesinin 1. cevabı kaldığı

yerden okundu, soruldu.”

14

Page 15: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:15

Sanık İbrahim Özcan:”Evet efendim gemicidir (bir kelime anlaşılmadı) çünkü otuz yıldır gemilerde çalışan çok karada hayatı çok az geçen bir insan.”

Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 93 dizi 248’daki emniyet ifadesinin 2. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık İbrahim Özcan:”Bu kiminle görüşme efendim?”Mahkeme Başkanı:" Mustafa isimli bir şahısla yaptığınız bir görüşme. Kadıköy

belediyesinde memur olduğunu bildiğim Mustafa.”Sanık İbrahim Özcan:”Evet, onu burada açıkladım işte döküm yeri ile ilgili konuşma

buraya konulan tapeyi sonra burada açıkladım Kayışdağı’nda döküm yapmak Emrullah Turanlı isimde veriyor zaten diyor Taş yapı burada tapede bana verdiğinizi tapede de var efendim o.”

Mahkeme Başkanı:" Sabahattin Elibol diye birisinden bahsetmişsin o ilk beyanda?”Sanık İbrahim Özcan:”Eyüpoğlu?”Mahkeme Başkanı:" Elibol, Sabahattin Elibol.”Sanık İbrahim Özcan:”He, Sabahattin Elibol evet hafriyatçıdır kendi şimdi hatırlıyorum o

an belki hatırlayamamış olabilirim kendisi hafriyatçıdır. Fenerbahçe ordu evinde inşaat yapıyordur. Kamyon istediler bizde kamyon yoktu kamyonumuzu satmıştık o zaman ben. Sabahattin Elibol yardım istedi döküm. Bunlar bir Kayışdağı’nın arkasına bir döküm yapmanın derdindeydiler yakın mesafe olduğu için bizde böyle bi şeyin olamayacağını mümkün değil oraya dökümün kimsenin yapamayacağını ve kamyonların yani cezalarını parasını bile ödeyemeyeceklerini. Çünkü resmi bir yerden döküm çıktığı zaman trafiklerin onları asla oraya bırakmayacaklarını. Sabahattin Elibol’u şimdi hatırladım bir sefer görüşmüş olabilirim Sayın başkanım onunla. Fenerbahçe ordu evi.”

Mahkeme Başkanı:" Sabahattin Elibol görüşmesi değil bu, bu Mustafa ile yaptığın görüşmenin içeriğinde geçen Sabahattin Elibol isim.”

Sanık İbrahim Özcan:”Evet geçen isim evet.”Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 93 dizi 247’deki emniyet ifadesinin 1. cevabı okundu,

soruldu.”Sanık İbrahim Özcan:”Evet. İşte Şahinli’nin babası işte Diyarbakır’da bomba patlayınca

ulaşamadım. Yani tedirgin oldum ilk yakın vilayette ilk tanıdığım Mehmet vardı Mehmet’i aradım.”

Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 93 dizi 247’deki emniyet ifadesinin 2. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık İbrahim Özcan:”işte kargo kitap afiş. Hatta kargoya.”Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 93 dizi 247’deki emniyet ifadesinin 2. cevabı kaldığı

yerden okundu, soruldu.”Sanık İbrahim Özcan:”Evet.”Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 93 dizi 247’deki emniyet ifadesinin 3. cevabı okundu,

soruldu.”Sanık İbrahim Özcan:”Evet.”Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 93 dizi 246’deki emniyet ifadesinin 1. cevabı okundu,

soruldu.”Sanık İbrahim Özcan:”Evet. Murat TEDAŞ’ta işte o bu annesi bizim semtimizde oturan

çocuk söyledim. Yaralanma olayı oluyor, yardım etmesini istiyorum. Çünkü onu daha önce Urfa’nın o değişik kazalarında Suruç’ta falan görev yaptığı, orada çok yani görevi bırakmayı düşünüyordu. Orada uğradığı PKK saldırılarından dolayı o çocuk görevi bırakmayı düşünüyordu. Annesi onun sakattır, yani burada o an belki öyle söylemişimdir ama burada Murat’la ilgili o anlattım ben size efendim Urfa’daki.”

Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 93 dizi 245’deki emniyet ifadesinin 1. cevabı okundu, soruldu.”

15

Page 16: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:16

Sanık İbrahim Özcan:”O an hatırlamamışım ama burada açıkladım efendim. Kızılay’la Erzurum’la olayını kimle ne olduğunu.”

Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 93 dizi 245’deki emniyet ifadesinin 2 ve 3. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık İbrahim Özcan:”Evet.”Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 93 dizi 244’deki emniyet ifadesinin 1. cevabı okundu,

soruldu.”Sanık İbrahim Özcan:”Görüşme kimmiş peki o an.”Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 93 dizi 244’deki emniyet ifadesinin 1. cevabı tekrar

okundu, soruldu.”Sanık İbrahim Özcan:”Evet. Sonradan hatırladım efendim. Evet çağırdım niye böyle

şeyler benden istiyorsun.”Mahkeme Başkanı:" Kim bu adam?”Sanık İbrahim Özcan:”Kim o Murat diye bir çocuk. Sonradan dedim niye benden böyle

şeyler istiyorsun sen nesin sen. Sonradan da çekti gitti, ya abi falan filan başladın yani kırk tane dereden su getirmeye.”

Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 93 dizi 244’deki emniyet ifadesinin 2 ve 3. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık İbrahim Özcan:”Evet.”Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 93 dizi 243’deki emniyet ifadesinin 1,2 ve 3. cevabı

okundu, soruldu.”Sanık İbrahim Özcan:”Evet.”Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 93 dizi 242’deki emniyet ifadesinin 1. cevabı okundu,

soruldu.”Sanık İbrahim Özcan:”Evet.”Mahkeme Başkanı:" Ve bu 21. sayfadan sonraki sualleri rahatsızlığım bundan sonraki

suallere cevap veremeyeceğim demişsiniz.”Sanık İbrahim Özcan:”Evet rahatsızlandım, çok rahatsızdım Sayın başkanım.”Mahkeme Başkanı:" Rahatsızdım cevap vermeyeceğim dediniz, cevap vermediğiniz.”Sanık İbrahim Özcan:”Çünkü sekiz buçuk saatten fazla dokuz saate yakın ben emniyette

dördüncü günü uykusuz zaten adli tıp.”Mahkeme Başkanı:" Yoruldunuz mu?”Sanık İbrahim Özcan:”Müsaade ederseniz biraz ara iyi olur başkanım.”Duruşmaya kısa bir ara verildi.Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.Bu arada bir kısım sanıklar müdafileri Av. Mehmet Eren Turan, Hikmet Fırat Arslan, Haluk

Sonsuz ve Ali Rıza Dizdar’ın geldikleri görülmekte, huzurdaki yerlerine alındı.Sanık İbrahim Özcan huzura alındı.Daha önce vermiş olduğu savunmalar kendisine okunmaya devam olundu.Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 93 dizi 298’deki savcılık ifadesi okundu, soruldu.”Sanık İbrahim Özcan:”O an öyle demişim ama o el yazısı benim efendim. O yazıyı ben

TÜRKELİ’ye yazdım burada da açıkladım, Türkeli’ye yazı yazmamı istediler o yazı çok eski bir yazı o baya bir eski yazıdır yani. 2004’ten önce o yazıyı ben yazdım, o altındaki notları başka bir şey için almışımdır. Ama ben o Türkeli dergisini.”

Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 93 dizi 288’den okunmaya kaldığı yerden devam olundu, soruldu.”

Sanık İbrahim Özcan:”Oktay Yıldırım yazmış ( 3-4 kelime anlaşılmadı)”Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 93 dizi 288’den okunmaya kaldığı yerden devam

olundu, soruldu.”

16

Page 17: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:17

Sanık İbrahim Özcan:”Evet.”Mahkeme Başkanı:" Savcılıkta verdiğiniz ifade bu.”Sanık İbrahim Özcan:”Yalnız orada bir şeyi ben tekrar ediyorum, Muzaffer Tekin’in

bürosunda ben görmedim kesinlikle onu ben yalan söyleyemem.”Mahkeme Başkanı:" Kime?”Sanık İbrahim Özcan:”Şey Alparslan Arslan.”Mahkeme Başkanı:" Alparslan Arslan.”Sanık İbrahim Özcan:”Onu kesinlikle bir daha altını çizmek istiyorum yani sevmediğim

halde ben o ifadeyi asla onun için orada görmedim. Alparslan Arslan’ı Kadıköy’deki bürosuna gittim çok eski bir olay o çok daha önceden dedim yani Burhan diye bir ortağı vardı Kadıköy’deki Moda’da ki bir olaydan dolayı onu aradım ulaşamadım, Burhan’ı gördüm onu gönderdim ama ben onu Hüseyin Görüm’ün İçerenköy’deki yazıhanesinde gördüm ve daha sonra Hüseyin’i zaten avukatlığını yapıyormuş, şirketinin kendi işinin avukatlığını yapıyormuş. Ama Muzaffer Tekin’in ve Şile’de Alparslan Arslan’ı görmedim.”

Mahkeme Başkanı:" Görmediniz.”Sanık İbrahim Özcan:”Ona yemin edebilirim hiç, hiç kesinlikle sevmediğim halde de bu

adamı ben orada görmedim. Ama Kadıköy bürosu onların bürolarının araları yani Muzaffer Tekin ile yüzbaşının Muzaffer Tekin, Alparslan Arslan’ın bürosunun arası zaten yüz metre yok, yolun alt yola çıkarken bir caddesi burası bir caddesi burası. “

Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 93 dizi 306’daki hakim ifadesi okundu, soruldu.”Sanık İbrahim Özcan:”Evet.”Mahkeme Başkanı:" Ekleyeceğiniz bir şey var mı?”Sanık İbrahim Özcan:”Yok efendim.”Mahkeme Başkanı:" Başka savunmanıza ekleyeceğiniz bir şey var mı?”Sanık İbrahim Özcan:”Yok efendim.”Sanığa nüfus kaydı okundu, soruldu.Sanık İbrahim Özcan:”Doğrudur efendim.”Duruşmaya 13:30’a kadar ara verildi.Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.Bu arada tutuksuz sanık Sinan Aydın Aygün ile bir kısım sanıklar müdafileri Av. Hakan

Coşkuner’in geldiği görülmekle, huzurdaki yerlerine alındı.Sanık İbrahim Özcan tekrar huzura alındı.Çapraz sorgusuna başlandı.Sanık İbrahim Özcan:”Sayın başkanım, bir düzeltme yapabilir miyim başlamadan?”Mahkeme Başkanı:" Buyurun.”Sanık İbrahim Özcan:”O son okuduğunuzda işte Cumhuriyet mitinglerine afiş olayını ben

onunla kastım şudur biz Cumhuriyet mitinglerine afişi basmadık sadece zaten Cumhuriyet mitinglerine de katılmadık tasvipte etmediğimiz bir mitinglerdi. Sadece anıtkabire gittik biz onunla, onu da şeyini de gösterebilirim mahkemenize, sadece bu mevzubahis vatansa afişleri sadece anıtkabirde dağıtıldı herhangi hiçbir Cumhuriyet mitinginde dağıtılmadı. Benim oradan kastım budur ve bu fotoğrafları zaten Ali Bey çekti bunu daha sonra da afiş haline getirdi. Bu sadece anıtkabirde dağıtılanlar. Zaten Cumhuriyet mitinglerini Ali Bey tasvip etmiyordu katılmıyorduk bizde katılmadık ta kendiside tasvip etmiyor kendisi de açıklayabilir niye tasvip etmediğimizi. Sadece bu afişler anıtkabirde dağıtıldı, biz anıtkabirden başka hiçbir yere de gitmedik bunu da göstereyim daha sonra zaten burada çekilenlerde bu şekilde hazırlandı ve dağıtıldı bunu da açıklamış olayım da başkanım düzeltme olarak. “

Mahkeme Başkanı:" Başka açıklayacağınız bir şey var mı?”Sanık İbrahim Özcan.”Efendim.”Mahkeme Başkanı:" Başka açıklayacağınız bir şey var mı?”

17

Page 18: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:18

Sanık İbrahim Özcan:”Başka bir şey yok efendim.”Mahkeme Başkanı:" Savcı bey buyurun.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Sayın başkanım, izninizle sanık İbrahim

Özcan’a birkaç soru sormak istiyorum.”Mahkeme Başkanı:" Buyurun.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Sanık İbrahim Özcan, emniyet ifadenizde 77

yılında yaralama ve silah suçlarından dolayı cezaevine girdiğiniz 92 yılına kadarda değişik cezaevlerinde kaldığınızı beyan ettiniz, doğru mudur?”

Sanık İbrahim Özcan:”Evet efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Bu sabıkanızda adli sicil kaydınıza baktığımız

zaman.”Sanık İbrahim Özcan:”78.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Kadıköy 1. Ağır Ceza Mahkemesi, Kadıköy 3.

Ağır Ceza Mahkemesi ve Kartal Ağır Ceza Mahkemelerinden değişik cezalar aldığınız görülüyor, bunları biraz açar mısınız?”

Sanık İbrahim Özcan:”İşte o dosyaları bulsaydım, o dosyaların hiçbiri temyiz olmadı, temyize gitmedi 11 yıl mahkemeye çıkamadığımı anlattım. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”82 yılında cezalarınız verilmiş.”Sanık İbrahim Özcan:”Evet. Efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”82 yılında cezaların verildiği gözüküyor.”Sanık İbrahim Özcan:”İşte o dosyalar bize ulaşmadı ben temyiz bile edemedim,

mahkemeye çıkamadım o zaman kanaat cezaları ve bir savcımıza danıştım bunları dedi açabilirsiniz siz şartlı çıktınız. Biz o zaman dosyaları temyiz dahi olmadı. Ben idamla yargılandım 10 sene 8 ay aldım, Kadıköy 3. ağır cezasından söyledim. Onları temyiz dahi edilemedi, ben o dosyaları bulamadım onun için savcılıkta o dosyalarımı arıyorum. Yoksa kesinleşmiş bir dosyayı niye arayayım ben haftalarca savcılıkta dosyalarımı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”İfadeniz hiçbir aşamada alınmadı mı, emniyet, savcılık, mahkeme, sorgu.”

Sanık İbrahim Özcan:”Tutuklandığım zaman mı?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Tutuklanırken ifade alınmadı mı hiç?”Sanık İbrahim Özcan:”Tutuklandığımda aldım, bakın sayın savcım 78 tarihinde ben

tutuklandığımda Paşa kapısına geldim. Paşa kapısında sağ ve sol olarak hapishane ikiye ayrıktı. Ve ondan sonra kısa süre sonra iki tane büyük isyan oldu. O zamanın Cumhuriyet gazetesini bulabilirsek manşetten verildi. O zaman ölüler oldu hapishanede, ben yaralı geldim oraya. 42 gün Gayrettepe’de işkence görerek geldim ve yaralı geldim, 42 gün ben Gayrettepe’de işkence gördüm o gün ve ondan sonra zaten.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Bir dava gözükmüyor yani 3 ayrı mahkemede yargılandığınız gözüküyor o konuları sordum.”

Sanık İbrahim Özcan:”Yani o dava, bir dava değil cezaevinde ben uzun süre kalmamın sebebi cezaevinde de cezalar aldık mahkemelere verildik. 12 Eylül döneminde diyorum ben size bir mavi elbiseyi giymemek için ben iki buçuk gün zindanda yattım kaynaklı onur mücadelesini burada verdik. Yani o mavi elbiseyi vermedim diye ben mahkemelere de verildim, disiplin cezası, suç cezası mahkemelere de verildim. Ve giymedim de onun için kaynaklı yattım nedenini anlatıyorum zaten o dosyalarımı bulabilmiş olsam çıktıktan sonra niye arayayım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Şimdi şunu öğrenmek istiyorum yani 234. klasörde sizin adli sicil kayıtlarınız getirtilmiş. Burada gözüken 78 yılındaki Kadıköy 1 Ağır Ceza Mahkemesinde gasp suçundan, Kadıköy 3. Ağır Ceza Mahkemesinden yine gasp suçundan, Kadıköy 3. Ağır Ceza Mahkemesi gasp suçu ayrı ayrı. Kartal Ağır Ceza Mahkemesinden yine

18

Page 19: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:19

gasp suçundan Kadıköy 1 ağır cezada yine adam öldürmeye iştirak suçundan sabıkalarınız var, ben bunları açıklatmak istiyorum. Cezaevinde ne çektiğiniz.”

Sanık İbrahim Özcan:”Şimdi, davada olmadığına rağmen yine açıklayayım sayın savcım açıklanması çünkü burada geçmişimiz yargılanıyor. Şunu söyleyeyim o zaman 42 gün şubeden geldikten sonra hakkımızda daha sonra birçok dosyalar hazırlanmış, birçok şeyler yıkılmış. Diyorum işte bulsam o davaları açacağım kimler şikayetçi nedir ne değildir o dosyaları aramamın sebebi o. Zaten ben kaç yıl İstanbul cezaevinde kalmışım onu da bir çıkartır mısınız, kaç sefer mahkemeye çıkmışım onu da bir çıkartırsanız benim o zaman o süreçte nasıl yargılandığım da ortaya çıkar. Kaç sefer duruşmalara katıldığımı çıkartır mısınız Kartal’dan, İstanbul’dan? Hiç katılmış mıyım, kaç sefer kartal adliyesine ben 11 yıl boyunca gittiğim hiç var mı? Herhalde onları da çıkartmışsınızdır bunları çıkarttığınıza göre, kaç sefer duruşma yargılanmışım onlarda vardır elinizde, onları da çıkartırsanız daha güzel netleşir. Onun için diyorum 11 yıl mahkemeye çıkartılmadığımı anlatıyorum. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Suç tarihiniz 78, 77.”Sanık İbrahim Özcan:”Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Karar tarihi 82 yani 82’de karar verilmiş.”Sanık İbrahim Özcan:”Diyorum mahkemeye çıkartılmadım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Çıkmadan karar verilmesi mümkün mü?”Sanık İbrahim Özcan:”Elimize gelmiyor ben 33’e yakın hapishaneye sürgün gezdim

diyorum. 33 hapishane gezdim, altı ay, üç ay, beş ay, altı ay, kiminde iki sene kiminde bir sene en uzun kaldığım Tekirdağ.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Şimdi şunu öğrenmek istiyorum yani siz adi suçtan dolayı cezaevine girmişsiniz.”

Sanık İbrahim Özcan:”Ben diyorum zaten biz siyasi suç.( bir iki kelime anlaşılmadı)”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Adli bir suç siyasi bir suçunuz yok yani 80

veya diğer konularla ilgili sormuyorum.”Sanık İbrahim Özcan:”Sayın savcım burada anlatılanları dinleseydiniz ben adli bir suç

ben herhangi bir sağ sol siyasi bir örgüt suçundan yargılanmadığımı söyledim zaten.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Fakat diğer sanıklar sizin sol görüşlü

olduğunuzdan dolayı bu davadan dolayı yattığınızı beyan ettiğinizi ifade ettiler.”Sanık İbrahim Özcan:”Beni öyle, benim görüşüm o. Kim?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Hüseyin Görüm mesela diğer duruşmada onu

söyledi.”Sanık İbrahim Özcan:”Ya o benim görüşümü kendine göre öyle yorumlaması onun

sorunu benim değil siz benim görüşümü ( bir kelime anlaşılamadı)”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Siz böyle bir ifade ettiniz mi birilerinin yanında

ben bu suçlardan işte siyasi suçlu olarak yattım şeklinde bir beyanınız oldu mu?”Sanık İbrahim Özcan:”Hayır ben ne siyasi suçlu değilim ki, niye söyleyeyim böyle bir şeyi.

Baştan da söyledim burada.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Cezaevinde kaldığınız süre zarfında burada

yargılanan sanıklardan herhangi birisiyle aynı koğuşta veya aynı cezaevinde yattığınız oldu mu?”

Sanık İbrahim Özcan:”Hayır.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Birinci davadan var mı bildikleriniz?”Sanık İbrahim Özcan:”İşte diyorum bir hatırladığım Hüseyin’dir. Onu da o hatırlattı

Paşakapı da çünkü orası bölüktür 2-3 bloktur. Onun dışında hiç kimseyle aynı cezaevinde yatmadım tanımıyorum da.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Onun siyasi suçtan yattığı yönde bilginiz var mı?”

19

Page 20: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:20

Sanık İbrahim Özcan:”Bilmiyorum ama yaralama suçundan diyordu. Ben ne diyeyim adama sen neden yattın diye sorgulayacak halimde yok.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Askerliğinizi ne olarak yaptınız?”Sanık İbrahim Özcan:”Piyade, yazıyordur kayıtlarda yok mu?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Askerden geldikten sonra sırasıyla nerelerde

ne şekilde çalıştınız, geçiminizi ne şekilde temin ettiniz? Tek tek sayabilir misiniz? Kaç yılında geldiniz askerden?”

Sanık İbrahim Özcan:”Şimdi, efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Askerden kaç yılında geldiniz?”Sanık İbrahim Özcan:”93 olması lazım, 93 yada 94.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Evet.”Sanık İbrahim Özcan:”15 ay yaptım ben askerliği. Manisa batı kışlada acemi birliğim,

Kandıra’da usta birliğinde askerliğimi bitirdim. Yazılıp sorulursa gelir, askerlik şubesine yazılıp sorulursa gelir. 15 ay askerliğimi yaptım iki buçuk aya yakın Manisa batı kışlada acemi dönemi ondan sonra da Kandıra’da askerliğimi bitirdim 15 ay.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”93’ten sonra neler yaptınız?”Sanık İbrahim Özcan:”Geldim dinlendim, köyüme gittim biraz kafamı dinledim çünkü uzun

süre yattık rahatsızlıklarım vardı. Ondan sonra babam emekli oldu, İstanbul da çalışmak hayat mücadelesi yani bir 15 yıl sonra siz 12 Eylül’ün paletleri üzerinizden geçtikten sonra o topluma kolay kolay bir güven telkin edemiyorsunuz. İnsanlara nasıl baktığınız öyle kolay değil. Ben hapishaneye girdiğimde şimdi Kozyatağı Carrefour’un yerinde Genetonun, Bedford’un fabrikası vardı. Çıktım büyük plazalar var, beş katlı evden başka ev yoktu Bostancı köprüsü yeni yapılmıştı şimdi elli tane köprü var. e şimdi bir topluma adapte olacaksınız 15 yıl İstanbul’dan uzak geliyorsunuz evimi ben zor buldum. Hali bulmasaydım Kadıköy o Kadıköy halini evimi öyle buldum. Kolay değil bu 15 yıl yani, birde yani 15 yıl cezaevinden çıkıyorsunuz. Hafıza siliniyor hafıza, burada 22 aydır burada yatıyoruz insanların hafızası siliniyor. Cezaevi insanları çabuk eskitir. E şimdi o süreci mi yargılamak mı istiyorsunuz yani o süreci mi sorgulamak istiyorsunuz?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Sadece sorularıma cevap verirseniz. Askerden geldikten sonra ne işlerle meşgul oldunuz, geçiminizi nasıl sağladınız? Sorum bu.”

Sanık İbrahim Özcan:”Çeşitli işlerle, yani çeşitli işlerle çalıştım. Dükkan açtım yapamadım, ticarete alışamadık toplumda. Çeşitli dükkan açtım başkalarının yanında çalıştım, en son şirkette çalıştım 4-5 yıl. Kendim dükkan açtım işte en son diyorum kamyon aldım yapamadık şoförlüğüm yok araba kullanamayınca birine de verince olmuyor. Çok benim bir aman aman parası olan bir insan değilim ben yani, e kimseye namerde muhtaç olmayacak evimi idare ettireyim yettireyim. Zaten öyle hevesim olsa dünyaları yapardım, hala kirada oturuyorum diyorum. Benim öyle çok bir şey yaşayan bir insanda değilim yani. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Toplumsal dönüşüm yayınevinde çalıştınız mı?”

Sanık İbrahim Özcan:”Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Ne hangi tarihler arasında çalıştınız?”Sanık İbrahim Özcan:”2005 o ayrıldıktan bir iki ay sonradan sonra işte alınana kadar

beraberdik.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Göreviniz neydi orada, ortak mıydınız, sigortalı

mıydınız, ne statüde çalışıyordunuz?”Sanık İbrahim Özcan:”Hayır o yani bu işi orada sürekli iş anlamında değil. Oradaki

görevim sigortalı değildim, orada sürekli iş anlamında değil. Hem fikir birlikteliği olduğundan dolayı, düşünce birlikteliği olduğundan hem yardım hem okumayı da seven bir insanım ve birçok kitapta elde ediyordum kaynaklara da ulaşıyordum. Ve en son orada dağıtımlara yardım

20

Page 21: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:21

ederdim, çünkü protokol dağıtımlarını Ali bey açıkladı 300’e yakın yere onlar adreslerini üstlerine yapıştırırsınız, paketlersiniz kargo değişik kargolara verirsiniz dağıtırsınız, bu da günler alır. Bu tür yardımları yapardım. Yani öyle aramızda ticari para aman aman para ilişkisi de yok. bende varsa onda, onda varsa bende böyle bir ilişkimiz var yani. Dostane bir ilişki yani.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Peki geçiminizi nasıl temin ediyordunuz bu süre zarfında?”

Sanık İbrahim Özcan:”İşte diyorum ya işte o geçimi oradan gelen ve ben ara sıra başka işlerde yapıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Ne yapıyordunuz başka?”Sanık İbrahim Özcan:”Mesela giderim bir kahvehanede benim arkadaşımın yeri var hafta

sonu çalışırım. Yani öyle şeyleri öyle bir kompleks sahibi bir insan değilim yani. Niye çalışmayayım? Çalışmak temiz ben helal alın terimle para kazanırım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Hafriyat işi yaptınız mı?”Sanık İbrahim Özcan:”Evet yaptım kısa dönem yapamadım diyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Ne zaman yaptınız bu hangi tarihler

arasında?”Sanık İbrahim Özcan:”Bu 2004, 2003-2004 yılları yani bir kamyon aldık birinden ortak

sonra yürütemedik. Trafikle uğraş onunla uğraş vize gerek yani uyum sağlayamadık. Herkese para verecen yürütmüyorlar yoksa kamyonu yolda, e büyük iş hafriyatçıların olduğu yerde zaten sana zor iş veriliyor diyor ki buradan buraya mazot parasından üstüne 5 lira fazlasını veriyor zaten taşı diyor taşıma, ister taşı ister taşıma. Birazda borçlu almıştık ondan sonra devrettik ayrıldım. O hafriyat camiasını zaten o süre içinde tanıdım. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Hüseyin Görüm ile ne zaman cezaevinden çıktıktan sonra görüştünüz, ilişkileriniz ne şekilde devam etti?”

Sanık İbrahim Özcan:”98 mi tam tarihini hatırlamıyorum, 98’de olabilir ondan sonra görüştük ara sıra bir müddet görüştük işte o ta Kuvayi Milliye dönemine kadar ara ara, ondan sonra da ayrıldık hiç görüşmedim son üç yıldır dört yıldır görüşmedim ben, telefonlarımdan da bellidir.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”98’de görüştünüz.”Sanık İbrahim Özcan:”98 olması lazım, ya bir sene önce ya bir sene sonra olabilir, şu an

pek hatırlayamıyorum. Ya bir cenaze vesilesi bir cenazede karşılaştık. “Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Bu vatansever kuvvetler güç birliği hareketi

derneğinin kuruluş aşamasında birlikte faaliyet yürüttünüz mü?”Sanık İbrahim Özcan:”Ben gittim geldim birkaç sefer açıkladım burada, sonra baktım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Onu biraz açar mısınız?”Sanık İbrahim Özcan:”Nasıl yani?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Ne tür bir faaliyet yürüttünüz, siz vatansever

kuvvetler güç birliğinde üyeliğiniz yok bildiğim kadarıyla.”Sanık İbrahim Özcan:”Faaliyet yürütmedim. Üyeliğim yok evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Ne yaptınız yani sizin göreviniz neydi?”Sanık İbrahim Özcan:”O kuruluş aşamasında birkaç sefer gittim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Nereye gittiniz?”Sanık İbrahim Özcan:”Ankara’ya.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Ne zaman?”Sanık İbrahim Özcan:”İşte kuruluş aşaması kaç tarihse şu an tam kesin tarihini

vermeyeceğim çok fazla gitmişte değilim 2-3 seferdir. Orada dinledim ondan sonra baktım o işin uymadığı ben Sırrı Erkuş beyi tanırım çünkü benim bir arkadaşımın avukatıydı Sırrı bey. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Sırrı Erkuş ile nereden tanışıyorsunuz?”

21

Page 22: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:22

Sanık İbrahim Özcan:”Avukatıydı diyorum ya bir arkadaşımın cezaevinden avukatıydı onun vesilesiyle. Avukattı kendisi zaten vefat etti, vefat ettiğinin bir gün, bir gün sonra mı yada bir gün önce mi Ankara’daydım onun vefat ettiğini öğrendim, ondan sonra zaten herhangi bir ilişkim kalmadı onlarla.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Ankara da bir takım toplantılar yapılmış ATO’da o toplantıya siz katıldınız mı?”

Sanık İbrahim Özcan:”Ben katılmadım, hayır ben katılmadım bilmiyorum ben onları.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Ulusal güç birliği, yeniden Kuvayi Milliye

hareketi adı altında bir çalışma yapılmış.”Sanık İbrahim Özcan:”Hayır o broşürlerden İstanbul da herkese dağıtıldı bende, bana da

gelmiştir. Ama ben herhangi bir toplantılarını katılmadım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Ulusal kurultay yapılmış Ankara da.”Sanık İbrahim Özcan:”Katılmadım diyorum bilmediğim için.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Katılmadınız.”Sanık İbrahim Özcan:”Katılmadığım için, kurulduktan sonra zaten ben ilişkim yok onlarla.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Şimdi sanık Hüseyin Görüm sizinle birebir

yakın birlikte faaliyet yürüttüğünüzü beyan etti ifadelerinde. Orada şöyle diyor; Nihat Gürkan gelmeye başladı dedi ki, bir oluşum var dedi. Ne oluşumu nedir yani nesidir ne yenisi nedir, ne eskisi ne oluşumu dedim. Dedi ki işte dedi vatanseverler dedi vatansever kuvvetler güç birliği hareketi kuruldu bilmem ne işte tüzüğü. Bir tüzük getirdi diyor daha sonrada,”

Sanık İbrahim Özcan:” Türkeli dergilerini zaten Nihat Gürkan getiriyordu ona Hüseyin’e ondan sonra da bize verdi.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Yani bu Türkeli dergisi ve Taner Ünal ile sizin tanışmanız.”

Sanık İbrahim Özcan:”İşte o dönem.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Bu Hüseyin Görüm’le görüşmenizden önce mi

sonra mı?”Sanık İbrahim Özcan:”Hüseyin Görüm’le?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Görüşmenizden önce mi sonra mı?”Sanık İbrahim Özcan:”Sonra 99’lı yıllar onlar ya, 99 yada 2000’li yıllar olması lazım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”2000’li yıllarda siz Taner Ünal ile görüştünüz,

Türkeli gazetesini.”Sanık İbrahim Özcan:”O tarihlerde tarihini pek şu an hatırlamıyorum Hüseyin Görüm ile

görüşmemden sonra tabi ki yani adamla o götürdü zaten o tanıştırdı diyorum, ondan gittik.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”işte Nihat Gürkan bu tüzüğü getirdiğinde siz

Hüseyin ile beraber miydiniz?”Sanık İbrahim Özcan:”Efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Hüseyin Görüm ile beraber miydiniz?

Vatanseverlerin tüzüğünü getirip Hüseyin Görüm’e vermiş yeni oluşum yapıyoruz demiş.”Sanık İbrahim Özcan:”Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”O sırada siz Hüseyin ile beraber miydiniz?”Sanık İbrahim Özcan:”Yok o an ben yanında yoktum. Ama daha sonra o tüzüklerden

bana da getirdi Hüseyin bende okudum. Ama ne zaman kimin getirdiğini bilmiyorum Nihat Gürkan’ı birkaç sefer gördüm yanında. Ankara da gördüm kendisini.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Şöyle diyor ifadesinde İbrahim Özcan burada tutuklu o kardeşimiz İbrahim Özcan’a dedim ki İbrahim sen biraz okumuş tahsillidir, yazısı bilmem nesi çok iyidir yani yazarçizer okur falan İbrahim dedim sen gider misin bu nedir vatanseverler filan. İbrahim’i Ankara’ya gönderdim diyor Hüseyin Görüm.”

Sanık İbrahim Özcan:”Ben, Hüseyin beni Ankara’ya ( bir iki kelime anlaşılamadı)”

22

Page 23: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:23

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Bu tüzüğü aldıktan sonra sizi Ankara’ya gönderdiğini söylüyor.”

Sanık İbrahim Özcan:”Ben Ankara’ya çok sonradan gittim, onu da diyorum o gittiğimizde başkaları da vardı trenle. Hatta başka bir vesileyle gittim başka bir iş için gittim Ankara’ya da uğradım oraya. Uğradım baktım oradaki bazı gelen giden fikir benim için önemli olan fikirdi. Birde fikri kimin savunduğu önemli, birçok insan gelip gidiyordu. Çünkü o dergiyi açıp baktığınız zaman o Türkeli dergisini bilmiyorum belki vardır sizde açıp bakın Türkiye’nin bütün akademik insanları orada. Kimi arıyorsanız orada dedik herhalde bu insanlar burada. Ama sonradan baya sonra o insanların orada olmadığını öğrendik, dergide baktığınız zaman Türkiye’nin en önemli akademik insanları üst düzey akademik insanlarının 40-50 tane yazısını görüyorsunuz ama sonradan bakıyorsunuz orada hiçbiri yok.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Yani başka bir iş için gitmiştiniz.”Sanık İbrahim Özcan:”Oraya da uğradım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Nereye uğradınız uğradığınız yer neresidir tam

olarak?”Sanık İbrahim Özcan:”Şey dediğim Taner Ünal’ın bir dört katlı bir bina, biz zaten zar zor

bulduk Dikmen mi, nikmen mi?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Akademisyenlerin çalıştığı bir yer var mıydı

ayrıca.”Sanık İbrahim Özcan:”Efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Akademisyenlerin çalıştığı, kütüphanesi olan

başka bir yer var mıydı sizin gittiğinizde.”Sanık İbrahim Özcan:”Yok işte diyorum ya yok akademisyenlerin hiçbiri orada

görmeyince zaten şaşırdım. Ya dedim ben mi yanılıyorum, ama gittim bir odanın komple kitap doluydu. Ben orada hiçbir akademisyene sonra o gittiğim üç dört sefer süresince de rastlamadım zaten şüphem oradan doğdu yani bu kadar akademisyen burada yazıyor hiç biri niye yok. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Kiminle görüştünüz orada direk?”Sanık İbrahim Özcan:”Taner Ünal.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Sadece onunla mı görüştünüz?”Sanık İbrahim Özcan:”Taner Ünal o an kim varsa işte görüşmüşüzdür ayak üstü.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Ne söylediler size?”Sanık İbrahim Özcan:”Ya milli bir dava olduğunu böyle böyle olduğunu. Ama daha sonra

en son gittiğimde biraz da merak ettim yani bu nedir diye. Çünkü bu kadar insan var burada gittiğimde baktım işin arkasında en son gittim toplantıda Halit Bozkurt o işin en arkasındaki insanın o olduğunu gördüm. Ne üyeliği var hiçbir şey ama o olduğunu gördüm. En büyük abi diyorlardı hatta en son Taner Ünal televizyonlara bir çok şeyde söyledi, daha sonra kendisi üst düzey istihbarat kuruluşunda görevli olduğunu öğrendik. Sonra düşündüm yani insanlar böyle mi fişleniyor.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”İki defa mı gittiniz?”Sanık İbrahim Özcan:”Efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”İki defa mı gittiniz?”Sanık İbrahim Özcan:”2-3’tür belki de 4’tür. Yani şu an pek hatırlamıyorum çünkü 10

seneyi geçti, 10 seneye yakın oldu. 99’lü 2000’li yıllar mı 2000. ya 2003’lü yıllar öyle olması lazım şu an tam hatırlayamıyorum çünkü fazla kafamda tutmam yani ilgilenmediğim kafamdan sildiğim şeyler.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Ama sizin bizzat bu işle ilgilendiğinizi Hüseyin Görüm söylüyor. yani İstanbul da teşkilatın kurulması için diyor.”

Sanık İbrahim Özcan:”Hüseyin Görüm öyle söylüyorsa ne yapayım. Nerede kurmuşuz teşkilatı?”

23

Page 24: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:24

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”İbrahim Özcan’ı gönderdim diyor Ankara’da.”Sanık İbrahim Özcan:”Nerede kurmuşuz o teşkilatı, İstanbul da nerede kuruldu.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Devam ediyor ifadesinde ben kendi

ifadesinden söyleyeyim size. İbrahim Ankara’ya gönderdim Ankara’ya gitti Ankara dönüşü bana geldi dedi ki; ya gayet iyi dedi işte Hasan Kundakçı vardı şu vardı bu vardı böyle bir oluşum.”

Sanık İbrahim Özcan:”Evet bir kere gördüm Hasan Kundakçı’yı işte o ya birinci ya ikinci gidişim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”ilk gidişinizde gördünüz mü?”Sanık İbrahim Özcan:”Ya ikincidir ya birinci ya ikincidir.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Hayır bu ilk gittiğinizden bahsediyor.”Sanık İbrahim Özcan:”Yok ben ilk gittiğimde onu görmedim. İlk ya ikinci gidişimdir, ya

diyorum dört sefer beş sefer gitmişimdir fazla gitmedim ben oraya zaten kafamdan sildiğim bir şey. Hüseyin kafasından öyle bir şey kurmuşsa onun sorunu. Ha gördüm bir sefer orada gördüm Hasan Kundakçı’yı yalan mı söyleyeceğim gördüm.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Ve devam ediyor ifadesinde mahkeme huzurunda verdiği ifade bu 2008/209 esas sayılı dava dosyasının. O zaman İbrahim bir daha gitti Ankara’ya bu sefer tüzük getirdi, tüzükte mukavemet güç birlikleri kurulur diye bir maddede koymuş, mukavemet güç birliği kurulur.”

Sanık İbrahim Özcan:”Evet beni en büyük tedirgin eden olay odur zaten. Bu tüzüğün nasıl geçtiğidir. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Siz gördünüz mü orada tüzüğü okudunuz mu ona?”

Sanık İbrahim Özcan:”Tüzüğü gördüm ben, tüzüğü okudum ben gördüm o tüzük yani geçmiş tüzüğü basmışlar, basmışlar dedim bu onaylandı dedi. Beni en büyük tedirgin eden olayda odur. Yani ne demek bir.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Sonra ayrıldınız mı onlardan?”Sanık İbrahim Özcan:”Tabi daha sonra ayrıldık zaten ilişkimi milişkimi kestim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”O mukavemet şeyini görünce mi ayrıldınız?

Milli mukavemet güçler kurulur ibaresini görünce hemen ayrıldınız mı onlardan?”Sanık İbrahim Özcan:”İbaresini görünce hemen değil ben geldim İstanbul’a konuştum bir

çok.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Kimlerle konuştunuz?”Sanık İbrahim Özcan:”Hüseyin ile de konuştum birçok hani o insan kim varsa dedim böyle

bir şey olmaz. O aralar benden bir yazı mı ne istenmişti bir yazı yazar mısın dendi. Şu an tarihini hatırlamıyorum Türkiye ile ilgili ben bir yazı kaleme aldıydım yazdım. Hüseyin dedi benimde ismimi yazar mısın altına yazdık gönderdik onlar da yayınlamış. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Ne yazdınız, ne yazıyordu?”Sanık İbrahim Özcan:”İşte Türkiye’nin gidişatıyla sıkıntılı olduğunu ekonomisinin, sosyal

olayların, toplumun ileride çok büyük sıkıntılara sebep verecek gelişmeler yaşandığını. E bugün zaten ben 2000’li yıllarda yazmışım onu herhalde o yazıyı 2002’si midir 2003’ü mü şu an hatırlamıyorum, o gelinen noktada belli zaten Türkiye’nin geldiği nokta. O olayı ben.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Siz bu görüşmeler sırasında bir yazı yazıp, Türkeli gazetesine mi gönderdiniz?”

Sanık İbrahim Özcan:”İstediler o zaman gazete değil dergi.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Dergi olarak evet.”Sanık İbrahim Özcan:”Dergiye. Böyle bir yazı yazar mısın dediler. Yazarım ben dedim.

Ne ile ilgili? Ya ülkenin genel şeyiyle ilgili basar basmaz. “Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Daha sonra biz bu tüzüğü aldık yeni tanıdığım

Muzaffer Tekin ile Mehmet Fikri Karadağ’ın bürosuna gittim, onlara da gösterdim.”

24

Page 25: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:25

Sanık İbrahim Özcan:”Evet, gösterdim görüş aldım birçok insanla.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Akıllı abiler ya şuna bir bakar mısınız böyle

böyle bir oluşum var, sizde dedim bu oluşumun içinde olur musunuz dedim. “Sanık İbrahim Özcan:”Ben mi demişim?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Hüseyin görüm anlatıyor. Onlarda beni tabi o

tarihlerde tanıyorlar Kuvayi Milliyeci olarak ben onlara söyleyemiyorum ki Ankara da yani bunlar daha birbirlerinin içerisinde bir değiller diyemiyorum. Onlara karşı mahcup olmamak için bu tüzüğü gösterdim. Sağ olsun o tarihte iyi falan dedi, biz dedi destek veririz falan dedi.”

Sanık İbrahim Özcan:”Ben böyle bir şey Muzaffer Tekin’e falan demedim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Beni Ankara’ya davet ettiler Ankara’ya gittim.

Bu sefer İbrahim Özcan, Nihat Gürkan bir kişi daha vardı ama hatırlamıyorum Ankara’ya gittik. O tüzük geldikten sonra beraber Ankara’ya gittiğinizi söylüyor.”

Sanık İbrahim Özcan:”Ben o tüzükten sonra bir sefer gittim en son göreyim bakayım kim var.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Beraber mi gittiniz Nihat Gürkan, Hüseyin Görüm ve bir kişi daha varmış aranızda?” Sanık İbrahim Özcan:”Yok. Ben hayır ben öyle Muzaffer Tekin al tüzüğe bak falan da demedim yani öyle bir şey de yok.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Evet devam ediyorum ifadesine. Ankara’ya gittik VKGB genel merkezi türkeli binası Ankara Dikmen de en üst katına çaktık. Taner Ünal dediler işte genel başkan Taner Ünal. Ben Taner Ünal’ı ilk defa orda gördüm. Dedim hani dergidekiler falan nerde işte onlar dedi hepsi şu anda yok dediler. Hani orda buradalar işte gelirler iyi dedim. İşte dedi Hasan Kundakçı falan gittiler. Hasan Kundakçı’yı aldı geldi. Neyse karşımıza oturttu. Hepsi onlar esas duruşta falan bende oturdum bir sandalyeye dedim ki, sayın paşam hatta o dergilere filan yazmışlar ben dedim daha önceden dedim ulusal güç birliği yeniden Kuvayi Milliye hani Kuvayi Milliye ruhu olduktan sonra Kuvayi Milliye her yerde dedim eğer burada Kuvayi Milliye ise her yerde dedim biz de mücadele ederiz. Üstümüze ne düşüyorsa onu yaparız dedim. O da güzel şeyler anlattı. Allah için Hasan Kundakçı çok güzel şeyler anlattı. Bugün buradan da söyleyebilirim gerçeği onu söyledim yine buradan da kayıtlara geçsin onu da kandırdıklarını biliyorum yani ama Türkiye Cumhuriyetinde korgeneral olup da kanan adama yazık onu kandırmışlar yani. VKGB de kandırmışlar onu. Etiket etmişler yani görüntü yapmışlar. Dedim ki, sayın paşam siz nesiniz. Dedi ki, ben işte onur şey onursal başkanıyım. Onursal ne işe yarar başkan ne iş pek fazla ilgilenmezdim şeklinde devam ediyor siz bu görüşmede orda mıydınız?”

Sanık İbrahim Özcan:” Hasan Kundakçı’yı bir sefer gördüm diyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Yani bu birlikte gittiğinizde bu şekilde bir

görüşme oldu mu?”Sanık İbrahim Özcan:” Ben onu ben o yok o”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Yani Hüseyin Görüm ile yan yana gittiniz mi

beraber?”Sanık İbrahim Özcan:” O da ordaydı ama ben o görüşmelerde orda değildim ne

konuştuğunu da bilmiyorum Hüseyin’in.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Devam ediyor atlayarak gidiyorum.

Vatanseverlerden başladık. Vatanseverler işte İstanbul il başkanıyız falan. İbrahim Özcan’a dedim ki, sen de dedim benim yardımcımsın dedim. Doğru mudur?”

Sanık İbrahim Özcan:” Ben Hüseyin Görüm’den hiç.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Hüseyin Görüm size yardımcısı olduğunu

lanse etmiş.”

25

Page 26: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:26

Sanık İbrahim Özcan:” Hiç öyle bir görev almadım ben öyle bir şeyim de olmadı. Üye olmayan adam nasıl yardımcı olur ki.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Ve daha sonra Taner Ünal’ı İstanbul’a davet ettiğini vali Erol.”

Sanık İbrahim Özcan:” Hüseyin çağırdı evet Hüseyin çağırdı.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Vali Erol Çakır öğretmen evinde konferans

verildiğinden bahsediyor bunlardan haberiniz var mı?”Sanık İbrahim Özcan:” Evet, evet. Anıl Çeçen konferans verdi. Kimine gittim kimine

gitmedim. Anıl Çeçen’in bir konferansına gittim çünkü vali Erol Çakır benim evime 400-500 metre yakınlıkta bir yer. Üye olmayan bir adam orda nasıl görev alabilir. Mümkün mü bu sayın savcım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Hüseyin Görüm üyesi miydi VKGB’nin?”Sanık İbrahim Özcan:” Bilmiyorum yani beni nasıl yapmış ki başkan yardımcısı ben üye

bile değilim oraya ya.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Bizde onu öğrenmeye çalışıyoruz üye de

değilsiniz ama bir takım faaliyetler yürütüyorsunuz birlikte.”Sanık İbrahim Özcan:” Ben üye de değilim yani ya dört beş sefer gittiğim anlamaya

çalıştığımız bir şeye üye bile değilim il başkan yardımcısı. Hüseyin Görüm paye mi dağıtıyormuş ya.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Tüzüğümüz var ki, bir de her tarafta dört yıldız dört yıldız dört yıldız hava deniz kara jandarma hepsi içindeymiş hepsinin bütün ağabeyleri onun içindeymiş. Dernekteymiş onlar kurmuş. Biz öyle biliyorum ben. Öyle biliyorum yani aynısını Muzaffer beye de söyledim diyor. Siz de bu şekilde bir şey edindiniz mi?”

Sanık İbrahim Özcan:” Hayır benim öyle bir algılamam olmadı.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Bu derneğin kuruluşunda.”Sanık İbrahim Özcan:” Hayır öyle bir algılamam olmadı benim ben orda bir tek asker

olarak bir kere Hasan paşayı gördüm. Başka kimseyi de görmedim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Mustafa Alpay isminde bir şahsı gördünüz

mü?”Sanık İbrahim Özcan:” Gördüm.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Kimdir Mustafa Alpay?”Sanık İbrahim Özcan:” Mustafa Alpay’ın çok sonradan ben onu istihbaratçı olduğunu

öğrendim. Ama hangi istihbarat kuruluşundan olduğunu bilmiyorum. Bize istihbaratçı dediler. Polis.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Nerede gördünüz ne şekilde istihbaratçıymış sivil miydi?”

Sanık İbrahim Özcan:” Sivil gördüm ben kendisini. Nihat Gürkan ile beraberdir sürekli. Öyle söylediler ama emniyet istihbarat mı milli istihbarat mı veya başka bir şey mi onu bilmiyorum. Pek de zaten konuştuğumuz olmadı. Konuşmadığım bir adam. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” JİTEMCİ şeklinde herhangi bir şey geçti mi bu şahısla ilgili?”

Sanık İbrahim Özcan:” Bilmiyorum ben öyle bir şey söylemedim bilmediğim adam hakkında diyorum ya nereye bağlı olduğunu bilmediğim hakkında nasıl yorum yapayım ki.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” VKGB ile veya Kuvayi Milliye derneğiyle bir ilgisi var mıydı?”

Sanık İbrahim Özcan:” O Ankara’ya gidip geliyormuş zaten Nihat Gürkan ile beraber. Nihat Gürkan söylüyor beraber gidip gelmişler onlar Ankara’ya. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Evet. Daha sonra bir takım tartışmalar olduğundan bahsediyor Hüseyin Görüm kendisini eroinci olarak lanse ettiklerini bazı şeyler

26

Page 27: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:27

konuştuklarını bunun üzerine Mehmet Fikri Karadağ ile iki gün sonra Muzaffer Tekin’in bürosunda buluştuklarını yanında sizin de olduğunuzdan bahsediyor doğru mudur?”

Sanık İbrahim Özcan:” Muzaffer Tekin’in bürosunda.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Mehmet Fikri Karadağ ile buluştuğunuzu.”Sanık İbrahim Özcan:” Ben gittiğimde bir sefer vardı ama özel buluşma değildi o yani. Bir

özel bir şey içinde değildi. Ben Mehmet Fikri Karadağ’ı orda gördüğümü söylüyorum Muzaffer Tekin’in bürosunda. Hüseyin de vardı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Ne konuşuldu orda?”Sanık İbrahim Özcan:” Orda ben 10 15 dakika duran bir insanım fazla değil. Orda birçok

günlük bir sürü şey konuşulur. Mesela o gün ekonomiyi de konuşun siyaset de şeyde nasılsın iyi misinde yani spor da. Bu tür şeyler benim fazla gittiğim bir yer değil. Fazla kaldığım bir mekan da değil ayrıca. Ha onlar ne konuşmuş daha sonra bilemiyorum. Hüseyin Görüm, Fikri Karadağ, Muzaffer Tekin ne görüşmüş onu bilemiyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Daha sonra sizin Kuvayi Milliye kupası adı altında bir kupa düzenlediğinizi.”

Sanık İbrahim Özcan:” Kemer Golf Kantri evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Ülkan Delikan Deka firmasının sponsoru

olduğundan bahsediyor. Bu konu nedir?”Sanık İbrahim Özcan:” Ben onun Hüsnü Özyiğin’in sponsor olduğunu zannediyorum.

Efendim. Ben onu Hüsnü Özyiğin’in sponsor olduğunu biliyorum öyle biliyorum. İfademde de söyledim çünkü o zaman bankası vardı. Kemer Golf Kantri de gelir misin dedi Kuvayi Milliye kupası (1-2 kelime anlaşılamadı) böyle bilmem ne.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Hüseyin Görüm mü düzenledi yoksa siz mi düzenlediniz bunu?”

Sanık İbrahim Özcan:” Ben biz düzenlemedik.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Kim düzenledi?”Sanık İbrahim Özcan:” Beni Hüseyin Görüm çağırdı zaten oraya. Dedi böyle Kuvayi

Milliye kupası var. Atatürk’ün de 40. yıl kupası. Resmi uluslararası bir yarışma gelir misin gelirim dedim. Ondan sonra kupaya tören kupa verilecekmiş gel sende dedi beraber verelim bende gittim orda zaten resim de vardır beraber verilirken. Orda devlet erkanı da ordaydı. Yani vali birçok insan vardı. Resmi bir yarışma yani. Uluslararası bir yarışma. Ben onu Hüsnü Özyiğin düzenledi diye biliyorum. Yani finans ettiğini, finansını karşıladığını.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Siz misafir olarak gittiniz öyle mi oraya?”Sanık İbrahim Özcan:” Tabi misafir olarak gittim ben.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Herhangi bir yazı falan yazdınız mı siz

Hüseyin Görümün okuması için kendisine yazı verdiniz mi?”Sanık İbrahim Özcan:” Yazı.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Yazı yazıp verdiniz mi o kupada konuşma

yapması için (1-2 kelime anlaşılamadı)?”Sanık İbrahim Özcan:” O kısa bir konuşma yaptı orda.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Yazısını siz mi yazdınız yaptığı konuşmanın?”Sanık İbrahim Özcan:” Belki ben yazmış olabilirim şu an hatırlamıyorum. Olabilir yazmış

da olabilirim eğer kupayla ilgili o Kuvayi Milliye ile ilgili bir şey varsa ya kısa bir şey yaz demişse yazmış da olabilirim. Ama şu an hatırlamıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Şöyle diyor ifadesinde. İbrahim’e İbrahim Özcan dedim bak kardeşim bu insanlar dava adamı değiller bunlar davasına falan inanmıyorlar. Sonra İbrahim Özcan’a dedim ki, ya İbrahim ne yapalım. Bir tanıdığım arkadaşım var ismi Ülkan Delikan, kendisi Deka firması vardır Deka’nın sahibidir. Bu gümrük işleri falan yapar. Çok Atatürkçü bir insandır. Kendisine dedim ki ya Ülkan bazı konularda dedim böyle böyle işte

27

Page 28: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:28

üzülüyorum falan. O da bana o durumu iyi ya zengin falan hani o da bana soruyor kim ne oluyor ne gidiyor bilmem ne diyemiyorum ki, bunların hepsi bizi böyle vatanseverler bize böyle kelek yaptı diyemiyorum. Utanıyorum sıkılıyorum. Ben o ara şey aradı onu o Mesut Yılmaz’ın kardeşi var Turgut Yılmaz o dedi şeyde dedi tövbe aramadı şeyde dedi Kemer Kantri de dedi Turgut Yılmaz’ın Atatürk kupası var dedi. Sen oraya gelir misin dedi. Dedim ki, gelirim. Tabi ne kadar güzel olur falan neyse oradan ayrıldım İbrahim ile bir akşam bir konteynırımız var Maltepe de orda kalıyorum ben. Bir home office diyorlar bir ön tarafı ofis gibi arka tarafı yatakhane yani konteynır orada yaşıyorum. İbrahim ile konuşurken dedim ki, bak Atatürk kupası oluyormuş bende dedim Kuvayi Milliyeciyim gel gidelim dedim. Doğru mudur siz de kalıyor muydunuz o Maltepe’deki konteynırda?”

Sanık İbrahim Özcan:” Evet kupayı gittim orda diyorum işte bir gün önce gittik bana böyle böyle şey var dedi kupa gelir misin?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Orası yatakhanesi olan bir yer mi nasıl kalıyordunuz orda?”

Sanık İbrahim Özcan:” Ben kalmıyordum orda ya onun yatakhanesi bazen gece ikiye üçe kadar kaldığımız oluyor yani kalmıyor derken ama onun yatakhane dediği çekyatlar var. Hani çekyat masa o tür bir yer büro gibi. Yoksa özel bir yatakhane falan değil. Önde de bir ayrı yeten yeri vardı. Prefabrik ev gibiydi orası.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Yani birlikte karar vermediniz yani Hüseyin Görüm size teklif etti böyle kupa yapılacak gelir misin dedi.”

Sanık İbrahim Özcan:” Teklif etti bana gelir misin dedi böyle bir kupa var dedi. Çünkü orası her zaman halka açık olan bir yer değil yani Kemer Golf Kantri.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Size söylediğini beyan ediyor kendisi Ülkan’a söyleyelim bir de dedim Kuvayi Milliye kupası yapalım dedim.”

Sanık İbrahim Özcan:” Ben Ülkan, Ülkan Delikan’ı o yarışmada tanıdım kendi de yarışmaya katıldı yarışmacıydı zaten. Ben orda tanıdım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Evet. İbrahim Özcan’ın yazısı falan kuvvetli yani hani böyle şeyci eski şeydir yani çok hapishanede falan işte solculuk yapmıştır bilmem ne yapmıştır. Vatan millet işlerinde iyidir yani iyi yazar. Allah için İbrahim Özcan dedim ki, ya İbo yani bu insanları yerinden zıplatacak ne yazabiliyorsan yaz. Orda çıkıp dedim bunu okuyacağım dedim. Hani vatanseverlere gittik öyle oldu ulusalcılar bilmem neye gittik öyle oldu anlatabiliyor muyum sevgili reisim. İbrahim Özcan da sağ olsun o kırmızı kitapçık vardı bize verdikleri kırmızı kitapçık işte oradan kitapçıktan bir şeyler yazdı ben de okudum diyor. Bu kırmızı kitapçık nedir nerden yazdınız?”

Sanık İbrahim Özcan:” Onun belki evet, o kırmızı kitapçık onun bürosunda işte dedi kaldığı yerde kırmızı kitapçık vardı. Dedi ben baktım ona kitapçığa o zamanın günün anlamına ne uygun düşer Kuvayi Milliye kupası Atatürk kupası onunla ilgili Kuvayi Milliye nedir o şey o mealde bir şey yazmışımdır. Şu an hatırlamıyorum ne yazdığımı. O mealde bir şey yazmışımdır.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Daha sonra ne yaptınız sizden dinleyelim yani Hüseyin Görüm anlatıyor da siz anlatırsanız hızlı geçelim?”

Sanık İbrahim Özcan:” Kemer Golf Kantriye gittik o gün ertesi gün. Ben ayrı gittim beraber de gitmedim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Çekim falan yaptınız mı orda bunları çoğalttınız mı?”

Sanık İbrahim Özcan:” Çekim, çekim yapıldı ordan birini getirdiler Hüseyin getirmiş onlar çekiyorlarmış katılan katılımcılar. Orda fotoğraflar çekildi fotoğrafları çekenden aldım ben fotoğrafları da çünkü bizim fotoğraf. Benim haberim olmadan da fotoğraflar çeken insan baktım

28

Page 29: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:29

dedim ya benim çektiğin fotoğraflarımı ver bana. Yani o şeyi soracağım savcı bey bu gayri yasal bir şey bu yani bir suç toplantısı mı o yani?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Şimdi geneline baktığımız zaman sivil toplum örgütlerini yönlendirme, sivil toplum örgütlerinin kurulması Ergenekon terör örgütünün hedefleri arasında yer aldığı için Vatansever kuvvetler güç birliği Kuvayi Milliye 1919 ile ilgili davamıza konu olan derneklerdir o nedenle soruyorum bunların kuruluşunda siz sabıkanız olduğu için resmen yer almadığınız halde arka planda bir takım çalışmalara katıldığınız anlaşılıyor. Bunları açıklığa kavuşturmak istiyorum. Hüseyin Görüm’ün bir takım anlatımları var. Onun için okuyorum size. Yani kendiniz anlatsanız bunları okumadan geçeceğim.”

Sanık İbrahim Özcan:” Şimdi biz. Şimdi. Evet. Şimdi ben yani biz ben şahsıma diyorum yönlendirdiğimi iddia ediyorsunuz da ya ben TÜSİAD’ın zenginler kulübünü yellendirecek bir güce falan sahip bir insan da değilim yani. Orası TÜSİAD’ın zenginler kulübü orası. Orda Türkiye’nin en büyük zenginlerinin üye olduğu bir kulüp orası. Yani biz öyle bir güçlü örgüt olsak burada ne işimiz var. Öyle bir insan olsak benim burada ne işim var. Böyle bir şey düzenlenmiş bende katıldım. Hatta ben oradaki müdürüne şunu da teklifi yaptım. Midilli atlarının gösterileri vardı mehter marşı gösterileri çok güzeldi de bunu dedim ya hep kendi aranızda seyredeceğinize yapacağınıza bunu yapın halk da seyretsin daha sonra Pendik Kartal da o gösterileri yaptılar. O teklifi not aldılar yaptılar sağ olsunlar. Çünkü orası zenginler kulübü.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Siz misafir olarak gittiniz orda.”Sanık İbrahim Özcan:” Misafirim ben hayatımda bir kere gittim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Daha sonra çekim yapıldı bu çekimle ilgili

çalışmanız oldu mu?”Sanık İbrahim Özcan:” Aldım ben çekimden aldım bir CD’sini yapmışlar Hüseyin’den

dedim ver bize bizi de çekmişin çünkü çektiysen ver bize de. Eğer ben biri benim fotoğrafımı çekiyorsa ben isterim ondan ver çektiğin fotoğrafımı çekiyorsan veya çekim yapıyorsan ver derim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Evet ifadesinde şöyle diyor Hüseyin Görüm, tabi bu şeye çekmişler yarım yamalak çekmişler bu kameraya bize böyle kaset halinde İbrahim Özcan’ın bir arkadaşı şey getirdi böyle beyaz plakalar var ya CD’ler CD’den getirdi. Bir tane dedik ya böyle böyle. Bizim arkadaş dedi bazı yerlerini çekmiş dedi. Orijinal bende dedi. İyi dedim onlardan bu İbrahim Özcan çoğaltmış bana da verdi çoğalttı. O kırmızı kitapçığın arkasında tabi adresler falan var ya Ankara da Anıl Çeçen’in bilmem neyin ıvır zıvırın bu CD’den gönderiyor. İbrahim de göndermiş bende sonradan istediler gönderdim. Bu şeklide siz çoğaltıp CD’leri kırmızı kitapçığın o arkasındaki adresteki kişilere gönderdiniz mi?”

Sanık İbrahim Özcan:” Kim ben mi çoğaltmışım bunu? Öyle mi ben mi çoğaltmışım? Ben göndermedim ben nerden göndereyim ya ben tanımam ki bunları.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Hüseyin Görüm bu konuda.”Sanık İbrahim Özcan:” Hüseyin Görüm öyle söylemişse yani Hüseyin Görüm böyle bir

şey ya burada konuşmak yani ne bileyim ben sevmediğim insan hakkında aleyhine bile ifade vermem ama ben yapmadığım bir şeyi de bana yapmış gibi itham etmesi de abes yani. Onun kendi şahsi karakteridir.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Bu olaydan sonra tekrar Ankara’ya gittiniz mi bir toplantı için Hüseyin Görüm ile birlikte?”

Sanık İbrahim Özcan:” O olaydan sonra hayır gittiğimi zannetmiyorum. Hatırlamıyorum. Tahmin etmiyorum gittiğimi.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” İfadesinde devam ediyor. CD de konuştuklarımız falan bize Mete İzzet Özcanoğlu var Kemalist atılım birliği başkanı o aradı ya dedi böyle böyle dedi Anıl hocanın bürosuna dedi. Yok Anıl hocanın bürosuna ne gerek var. Anıl hoca beni arasın dedim. Yani ben Anıl hocayı Mete İzzet Özcanoğlu’ndan önce tanıyorum. Beni

29

Page 30: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:30

aradı Anıl hoca Ankara’ya davet etti. Ankara’ya gittik sevgili reisim, onların toplandığı bir yer var. Kıbrıslılar derneği diyorlar.”

Sanık İbrahim Özcan:” Tamam oraya gittik evet ama çok sonra çok sonra.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” İkiniz beraber mi gittiniz?”Sanık İbrahim Özcan:” Çok sonra yani o şeyden.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Ne kadar sonra?”Sanık İbrahim Özcan:” Baya bi sonra.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Kaç ay sonra?”Sanık İbrahim Özcan:” Yani şu hatırlayamıyorum ama baya bi sonra baya belki bir ay bir

şey ne bileyim bir ay olabilir iki ay olabilir veya yani o toplantıyla ilgili gitmedik oraya. Daha sonra dedi Ankara’ya gidiyoruz dedi var mı vaktin müsait misin? Dedim ki, çalışmıyoruz nasılsa şu an hadi gidelim dedik gittik. Hatta orda Kıbrıslılar derneğinde üç dakikalık bir kısa konuşma da yaptım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Siz mi konuşma yaptınız?”Sanık İbrahim Özcan:” Evet konuşur musunuz gündemle ilgili evet dedim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Kimler vardı orda toplantıda?”Sanık İbrahim Özcan:” Kimler bir çok akademik insan vardı. Devletin o an vali yardımcısı

da vardı. Kendisini öyle tanıttı bilmiyorum vali yardımcısıydı. Yani birçok insan fikir birlikteliği yapılan bir yer. Meze İzzet Özcanoğlu da vardı. Anıl Çeçen vardı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Ne konuşuldu orda yani, oluşum yapılması ulusalcıların bir araya gelmesi?”

Sanık İbrahim Özcan:” Ya şey ülke gündemiyle ilgili herkes fikrini beyan ediyor. Ekonomi kimi ekonomiden bahsediyor kimi terörden bahsediyor kimisi siyasetten bahsediyor. Kimi Türk dünyası ilişkilerinden, kimi kültürden herkes, kimi güvenlikten herkes yani kendi ilgilendiği veya bildiği dile getirmek istediği şeyi anlatıyordu.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Nerede kaldınız Ankara’ya gittiğinizde?”Sanık İbrahim Özcan:” Döndük kalmadık ki.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Hüseyin Görüm ifadesinde şöyle diyor.

Ankara’ya gittik onların toplandığı bir yer var Kıbrıslılar derneği diyorlar. Öyle hafta sonları falan orda konuşmalar oluyor. Ben şimdi onlar için gaz operasyonu diyorum yani gaz alma operasyonları. Bizi oraya davet ettiler. O işte bildirimiz var ya, ya işte dedi burada konuşur musun. Biz ulusalcılar tekrardan aramızda iyiyiz beraber olduk falan. İşte bunu dedi burada bir daha okur musun falan ben iyi niyetle hiçbir şey, hiçbir şey tabi dedim tabi dedim. Okurum dedim okudum. İşte bu gece burada mısın Ankara bizim Ankara da sağ olsun bir sevdiğimiz bir abla var Nalan abla ile kocası askerdir onlar bizi şey yaptı misafir etti. İbrahim Özcan ile ikimizi bir gece kaldık ertesi gün Anıl hocanın bürosuna gittik diyor. O gece kaldığınızı ve ertesi günü de Anıl hocanın bürosuna gittiğinizden bahsediyor doğru mudur?”

Sanık İbrahim Özcan:” Ben o gece kaldığımı hatırlamıyorum öyle. Yok. Ben dernekteki o toplantıya katıldıktan sonra döndüm. Ben orda kalmadım. dernekteki toplantıya katıldık döndüm ben.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Devam ediyor, tekrardan beş altı kişi falan vardı. Anıl hocanın bürosunda işte Hüsnü Bey vardı. Herhalde Hüsnü Merdanoğlu tanıyor musunuz bu şahsı Hüsnü Merdanoğlu?”

Sanık İbrahim Özcan:” Ben toplantıda gördüğüm insanlardan orda olabilir toplantıda olabilir. Toplantıda çünkü konuştuktan sonra birçok insan kart verdi. Ben o kartları aldım hatta azcık ben çünkü acı şeye fihristimde yazmışımdır. Belki karta da bende vardır. O toplantıda birçok insan kartını verdi. Orda akademisyenler vardı. İşte bir kurumda görevli olan insanlar vardı. Belediye de vardı. Birçok insan vardı. Kartlarını verdiler.”

30

Page 31: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:31

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” İkinci defa. Evet. O gece kalıp ertesi gün Anıl Çeçen’in bürosuna gittiniz mi gitmediniz mi?”

Sanık İbrahim Özcan:” Efendim onu Hüseyin yanlış anlatıyor. Aynı gün gündüz Anıl Çeçen’in bürosuna geldik bi yirmi dakika oturduk ondan sonra toplantıya gittik. Ondan sonra da döndük. Ben döndüm.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Orda, orda başka bir şey konuşuldu mu Tayyip Yelen”in ayrıldığı konusunda bir şey oldu mu?”

Sanık İbrahim Özcan:” Onu bilmiyorum Tayyip Yelen o toplantıda olabilir. Kartları bende olabilir yani vermiş olabilir bana. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Siz gördünüz mü Tayyip Yelen’i?”Sanık İbrahim Özcan:” Ben toplantıda olabilir toplantıdaki insanlardan birisi olabilir şu an

hafızamda yok nasıl bir insan olduğu.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Bürosuna gittiniz mi?”Sanık İbrahim Özcan:” Hayır ben gitmedim. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Şöyle devam ediyor ifadesine tekrardan beş

altı kişi falan vardı işte Hüsnü bey vardı Hüsnü Merdanoğlu o da çok iyi bir insandır dedim. Tayyip Yelen nerede, Tayyip Yelen dedi işte dedi. Aralarında yine şey olmuş hır gür olmuş falan dedi. Ankara da iki katlı yer aldı falan dedi. İşte Sarozdur Sarozdan bilmem ne para aldı bilmem ne bende o zamanlar uyanmıyordum bu Saroz ne anlamıyordum. Filan diyor. Devamında, sarozdur bilmem nedir ıvırdır zıvırdır. İbrahim Özcan’a dedim ki, oğlum bu Saroz ne işe yarar, nedir, nedir bu? Dedi ki, abi işte bunlar Amerika’dır şudur budur bilmem nedir. Onların parasıyla kurulmuştur. Böyle bir görüşme geçti mi aranızda Hüseyin Görüm ile?”

Sanık İbrahim Özcan:” Hüseyin bana.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Tayyip Yelen’in ayrıldığı sarozla ortak çalıştığı

şeklinde soros?”Sanık İbrahim Özcan :” O Sarosu bana Hüseyin İstanbul’da da her zaman sordu. Saros

nedir kimdir diye o bana ben ona anlattım belki yüz sefer anlatmıştım o Sarosun nasıl bir yapılanma olduğunu nasıl bir ekonomik yapılanma.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Ankara da böyle bir konuşma olmadı?”Sanık İbrahim Özcan :” Ankara da böyle bir görüşmeyi ben hatırlamıyorum. Ama sorosu

ben ona çok anlattım.” Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Devam ediyor, işte o Anıl hoca da Anıl hoca

falan öteki arkadaşları da evet diyor şudur budur. İyi dedim şu şeyi dedim bir ziyaret edelim. Tayyip Yelen’i gittik Tayyip Yelen’in adresini verdiler. İbrahim Özcan ile ikimiz çıktık yerine böyle iki katlı bir bina falan dedim ki ya senin için böyle böyle diyorlar dedim. Sen dedim bana demedin mi sana telefon açtığımda vatanseverlere bak beni böyle böyle çağırıyorlar. Sen bana dedin demedin mi vatanseverlerde biz hepimiz varız diye. Bana dedim dergi gönderdiler bütün isimler burada var. Siz hiçbiriniz yok şimdi sen dedim bunlardan da ayrılmışsın. Sarozdur bilmem nedir güzel de dedim şekil yapmışın dedim. Binalar bilmem ne yani işte başladı ona onlar ne anlattıysa bunlar bizi ne görüyordu bunu da bilmiyordum. Yani başladı titremeye ben dedi işte dedi gizlenen rejim diye dedi Kemalizm diye bir kitap yazdım dedi. Bu Tayyip Yelen’i de İsmet İnönü yetiştirmiş. Onun üstüne master yapmış bilmem ne yapmış. Bu görüşmeler sizinle beraber olduğu anda mı yapıldı?”

Sanık İbrahim Özcan:” Ben yokum. O görüşmede ben yokum hatırlamıyorum. Olsam da söylerim yani katıldım derim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Ve devam ediyor, döndük İstanbul’a diyor. Bu görüşmelerden sonra. İbrahim Özcan ile ben dedim ki İbrahim Özcan’a İbrahim dedim ben şeye gideceğim Anıl hocanın oraya gideceğim dedim. O da dedi ki ya Tayyip Yelen de dedi, Tayyip Yelen de dedi ki ben de aşağı ineceğim dedi sen bi dedim. İbrahim o zaman sen gidersin Tayyip

31

Page 32: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:32

Yelen ile dedim. Biliyor musun onunla beraber onlar ayrı ikisi çıktılar. Ben de Anıl hocanın tekrardan bürosuna döndüm. Anıl hocanın bürosuna döndüğümde Meze İzzet Özcanoğlu aradı Anıl Çeçen’i ondan sonra işte orda mı falan Anıl hoca dedi ki yok dedi. Dedim ki, ya niye yok diyorsun. Öyle buradayım yani boş ver dedi Hüseyin dedi. Şey yapmaya falan iyi dedim yani ben Anıl hocayı seviyorum. Yani orda bir adam gibi bir hoca varsa Anıl hocadır. Buradan da söylüyorum. Diyor ve daha sonra İstanbul’a bir konferans vermek üzere Anıl hocanın harp akademilerinde konferans vermek üzere İstanbul’a geldiğinden bahsediyor. Bundan haberiniz var mı?”

Sanık İbrahim Özcan:” Hayır ben Anıl Çeçen Anıl hocanın harp akademilerinde konferans verdiğini bilmiyorum ama İstanbul da o zamanki adı değişti vali Erol Çakır olması lazım işte bizim Küçük Bakkalköy’deki olan orda konferans verdi. O konferansı biliyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Anıl Hocayı aradım Anıl Çeçen’i. Anıl hoca Ankara’dan dönerken bana dedi ki, İstanbul harp akademilerinde ayın şu tarihinde dedi şeyim var dedi konferansım var dedi. Bu konferansa geleceğim dedi. O arada Mehmet Fikri Karadağ ile görüşünce falan dedim ki ya bir konferansta dedim bizim arkadaşlarla toplasan yapar mısınız hoca dedim. Tabi de ya ne kadar memnun olurum yani biz şimdi pilavı tekrardan eski pozisyonuna çevirdik yani yine ulusal şimdi Anıl hoca diyor ki ulusal ismi, ulusal olsun öyle yapalım. Dedim ki, ulusalcılık zartçılık zurtçuluk ben anlamıyorum tek bir şeyi biliyorum yeniden menideni de bilmiyorum dedim. Kuvva dedim, kuvva kuvvai Milliye K.M. kitabı mümin bunu yaparsak olur konferansta dedim verirsen dedim. O şekilde. Tamam mı tamam. Fikri paşaya söyledim sağ olsun o geldi o konferansa Hüsnü abi vardı Hüsnü Merdanoğlu Ankara devlet planlama teşkilatının başındadır. Çok temiz bir insandır, adamdır. Sağ olsun o da teşrif etti geldi. Binvar abi vardı Binvar Kurbanoğlu o da halk eğitimin başkanıdır o da temiz bir adamdır. Bu konferanstan sizin haberiniz olmadı öyle mi?”

Sanık İbrahim Özcan:”Yo geldik diyorum ya.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Harp akademilerindeki.”Sanık İbrahim Özcan:”Harp akademilerine ben konferansa gitmedim hayır, ama vali Erol

Çakır’daki konferansa gittim onun bende kaydı da var, hatta.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”O Erol Çakır’daki konferansta Anıl Çeçen var

mıydı?” Sanık İbrahim Özcan:”Anıl Çeçen orada konferans verdi.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Taner Ünal’ın verdiği konferans hangisi?”Sanık İbrahim Özcan:”O Taner Ünal’ın farklı, Anıl Çeçen’in orada konferans verdiği var

Erol Çakır’da, ya Fikri Karadağ olması lazım ya Hüseyin Görüm onlarla beraber konferans verildi o zaman orada.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Bu Kuvayi Milliye kurulmadan ne kadar önce?”Sanık İbrahim Özcan:”Bu bin dokuz Fikri Karadağ’ların Kuvayi Milliye kurulmadan önce

onlar.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Evet, ne kadar önce?”Sanık İbrahim Özcan:”Şu an hatırlamıyorum tam tarihini de.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Evet.”Sanık İbrahim Özcan:”O CD olması lazım onları kayıtlara aldırmışlardı, o kayıtlardan bir

tane de ben aldım onlardan o konferans kayıtları vardır. Bende belki almışınızdır, evimden alınan CD’lerde vardır o kayıt.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Fenerbahçe ordu evinde akşam bir yemek yenilmiş oraya katıldınız mı?”

Sanık İbrahim Özcan:”Efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Fenerbahçe ordu evinde yemek yenilmiş o

akşam, konferans verdiği akşam sizde katıldınız mı o yemeğe?”

32

Page 33: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:33

Sanık İbrahim Özcan:”Hangi konferanstan sonra?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Harp akademilerinde dediği konferans.”Sanık İbrahim Özcan:”Ben Harp akademilerindeki konferansa katılmadım diyorum o

akşamında da beraber (1-2 kelime anlaşılamadı)”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Yemeğe katıldınız mı?”Sanık İbrahim Özcan:”Hayır.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Fikri Karadağ ile birlikte?”Sanık İbrahim Özcan:”Hayır ne alakası yok.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Diğer öğretmen evinde dediğiniz konferanstan

sonra bir yerde buluştunuz mu?”Sanık İbrahim Özcan:”Tabi hemen az yakınımızda restoran var orada gittik oturduk,

Ataşehir’in girişidir zaten orası.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Burada Kuvayi Milliye derneğinin kuruluşuyla

ilgili görüşmeler yapıldı mı?”Sanık İbrahim Özcan:”Hayır, hayır sayın savcım bir şey sormak istiyorum yani şimdi

benim iddianamede suçlandığım suçlarla ilgili sorarsanız.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Evet.”Sanık İbrahim Özcan:”Yani benim hayatımı sorguluyorsunuz ama biz burada bir şeyler

anlattığımız zaman hayatımı sorguluyorsunuz farkındaysanız, 1978.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Sizin hayatınızla ilgili bir şey sormuyorum,

sadece dava konusu olan konularla ilgili soruyorum.”Sanık İbrahim Özcan:”Yok soruyorsunuz 1978’den bu yana soruyorsunuz, sorun ben

cevabını veririm.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Sabıkalar ve çünkü tekerrür esas olur mu,

olmaz mı bunlar da değerlendirecek konulardır, yani sizin hayatınızla ilgili bir şey sormuyorum. Tekrar Hüsnü Merdanoğlu ile birlikte Kuvayi Milliye tüzüğü hazırlandığından bahsediyor. Hüsnü Merdanoğlu’ndan tüzüğü aldık, 1 hafta sonra aranızda şu tartışma oldu işte Kuvayi Milliyenin merkezi Ankara olsun, hayır İstanbul, Ankara olsun İstanbul, Ankara olsun İstanbul dedim kardeşim İstanbul alacak Ankara’da vatanseverler dediniz mantarlattınız, ulusal güç birliği dediniz şey yaptınız yani bunları hepsi gelir teyit ederler ben size ilk burada dedim ya, şu şu isimleri çağırın buraya tanık olsunlar. Eğer bir tanesi derse ki bu adam yalan söylüyor buradakilerin hepsinin cezasını bana verin hepsinin ama, ne varsa bombadır ıvır zıvırdır ne varsa kim sahip çıkmıyorsa hepsini bana verin. İstanbul’da olacak sevgili reis biz tüzüğü aldık hemen İbo’ya dedim ki, hemen dedim Fikri Karadağ şeye de söyledim Ankara’dakilerle Kuvayi Milliyenin başkanı Mehmet Fikri Karadağ olacak, doğru mudur? Siz bu dernek kurulurken bu derneğin başkanı Mehmet Fikri Karadağ olacak şeklinde Hüseyin Görüm’ün söylediğini duydunuz mu?”

Sanık İbrahim Özcan:”Ben öyle bir şey duymadım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Kim belirledi başkanı?”Sanık İbrahim Özcan:”Yönetici kimse, kim kurmuşsa derneği onlar belirlemiştir. Kurucuları

belirlemiştir.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Siz beraber değil miydiniz, Hüseyin Görüm

ile?”Sanık İbrahim Özcan:”Ben kurucular kurulunda yokum diyorum, ben üye bir dahil

değilim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Resmiyette yoksunuz zaten resmiyette

olduğunuzu söylemiyoruz.”Sanık İbrahim Özcan:”Hiç olmadığım bir yerde nasıl ben insan benim değil.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Resmiyette yoksunuz.”

33

Page 34: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:34

Sanık İbrahim Özcan:”Yani o resmiyette olmadığınız bir yerde nasıl insanı belirlersiniz, akla mantığa uygun mu sizce?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Evet şöyle devam ediyor, yani bu anlatımlarda sizin devamlı Hüseyin Görüm ile olduğunuz anlaşılıyor. Fikri Karadağ, tüzük gittiğinde gitti. Tabi. Fikri Karadağ, çok sağ olsun hoşuna gitti bilmem ne. İbrahim Özcan’a dedim ki oğlum İbrahim bize yer lazım, yani büro lazım benim Maltepe’de bir konteynırım var orada dedim hani Kuvayi Milliye çalışmaları yapıyoruz ama bu konteynırda, hani Kuvayi Milliye olur mu güzel bir şey yapmamız lazım falan. Sefa abi vardır, burada Nevzat abi var. Nevzat Çetin Fikri paşanın şeyidir avukatlığını yapıyor. Nevzat Abide, Nevzat Çetin maliye başmüfettişidir çok sevdiğim bir ağabeydir. Yani 25 senedir aynı ceketini giyer, çok sevdiğim bir ağabeydir buradan da rahatsızmış filan şeklinde devam ediyor ve oradaki bir milli emlakten binanın alınmasından bahsediyor. Ve burada yine sizin de birlikte konuştuğunu söylüyor bu konuları.”

Sanık İbrahim Özcan:”Bu kendi görüşü.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”İbrahim Özcan.”Sanık İbrahim Özcan:”Kendi görüşü.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Kadıköy’de ki sen dedim İbrahim dedim,

merak etme dedim ya şey kafanı yorma dedim. Biz gittik binaya Fikri Paşa’da sağ olsun o şeylerine hastayım yani hiç bırakmaz adamdır. Yani o konularda Fikri Paşa’da benimle beraber Fikri Paşa, ben, İbrahim Özcan gittik binaya girdik. Üçünüzün beraber bu binayı ayarladığınızı söylüyor.”

Sanık İbrahim Özcan:”O kendi görüşü ben.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Fikri Paşa, Fikri Karadağ’ın ifadesi de bunları

teyit ediyor. O da birlikte kurduk diyor.”Sanık İbrahim Özcan:”Şimdi ben bir şey söyleyeceğim sayın.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”İstanbul’daki Kuvayi Milliye derneğini İbrahim

Özcan, Hüseyin Görüm üçümüz beraber kurduk diyor.”Sanık İbrahim Özcan:”Şimdi sayın başkanım bak, sayın savcım anlatıyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Evet.”Sanık İbrahim Özcan:”Bir daha anlatıyorum siz dönüyorsunuz aynı şeyi tekrar

alıyorsunuz, tekrar iki eksik üç yukarı aynı şeyi soruyorsunuz. Derneğin yönetiminde yokum, kurucular kurulunda yokum siz ısrarla bana var mı dedirtmek istiyorsunuz.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Yok.”Sanık İbrahim Özcan:”Ya olsam söylerim çekinmem, ben olsam.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”İki ifade birbirini teyit ediyor onları

anlatıyorum.”Sanık İbrahim Özcan:”Yav iki ifade.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Mehmet Fikri Karadağ’da aynı şeyleri

söylüyor.”Sanık İbrahim Özcan:”Yav söyleyebilir ben olmadığım bir yerde, peki ben niye o

dernekten iki sonra gitmişim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Ne zaman ayrıldınız bu dernekten?”Sanık İbrahim Özcan:”Kurulduktan iki ay üç ay, üç ayı bulmadı diyorum, ayrıldık diyorum

(1 kelime anlaşılamadı)” Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Kuruluş tarihi 2005 yılı 10 Kasım.”Sanık İbrahim Özcan:”Evet sayın savcım o kuruluş tarihinden, benim ayrıldığım tarihten

sonra benim bir telefon görüşmem var mı onlarla? Herhangi bir irtibatım var mı?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Siz üye.”Sanık İbrahim Özcan:”Var mı sizde böyle bir şey?”

34

Page 35: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:35

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Siz üye olmadığınız dernekte iki ay boyunca ne yaptınız?”

Sanık İbrahim Özcan:”Ya gidip gelir insan.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Efendim.”Sanık İbrahim Özcan:”İki, üye olmadığım dernekte diyorum ya size burası müze olacak

olarak da söylendi. Çağırın Hüsnü şeyi Tayyip Erdoğan’ın bacanağını Nuri Vardarbaşı benle telefon görüşmesi var niye koymadınız buraya, adam Kuvayi Milliye kimliğini getirdi, bağışladı oraya diyorum. Herkes öyle biliyordu, o telefon tapelerini niye koymadınız buraya?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”İki ay sonra ayrıldım diyorsunuz ama üye olmadınız.”

Sanık İbrahim Özcan:”İki ay üç ay üye.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Üye olmadığınız bir dernekten ayrılıyorsunuz.”Sanık İbrahim Özcan:”Ya gitme ilişkimi kestim, üye olmadım ilişkimi kestim, gitmedim bitti.

Her türlü ilişkimi kestim, görüşmüyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Evet ilişiğinizi kestiniz.”Sanık İbrahim Özcan:”Yani bir derneğe, bir yere gitmek için üye yani oraya üye illa şart mı

üye olmak da, orası Kuvayi Milliye ismi yazan bir yer.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Evet.”Sanık İbrahim Özcan:”Üç ay sonra da zaten ilişkimi kesmişim hepsiyle ve görüşmemişim.

O tarihten sonra, üç ay sonra benim onlarla görüştüğüme dair bir şey varsa koyun, herhangi bir ilişkim var mı?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Evet.”Sanık İbrahim Özcan:”2008 yılına, 2005 2008 yılına kadar ben alınana kadar.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Şöyle bir ifade telefon görüşmesi var.

28.11.2007 tarihinde Raif Görüm ile yaptığınız bir görüşme saat 11:17, efendim Raif Görüm, İbrahim Abi ne yapıyorsun, nasılsın, ne haber ben Raif. İbrahim Özcan, o Raif ne yapıyon. Raif, ne yapıyon abi işte buralardayım bende geldim. İbrahim Özcan, iyi napıyon. Raif Görüm, sen iyisin. İbrahim Özcan, iyiyim Raif ne olsun ya. Raif Görüm, duydun mu hiç televizyonlarda, gördün mü? İbrahim Özcan, e nedir bu Raif ya. Şaşırmış bir şekilde. Raif Görüm, ya İbrahim abi sen yani biliyor musun sen daha iyi biliyon. İbrahim Özcan, yanlış bu işler bence ya. Raif Görüm, ya abi gel toparlayalım her şeyi yine ya. Abi gel toparlayalım her şeyi yine ya. İbrahim Özcan, abisi ben ne diyeyim Raif diyecek bir şey yok ben çok abes bana abes geliyor çok abeste sıkıntılı işler o işler ve doğru işler değil yani. Raif Görüm, gel abi düzeltelim her şeyi birlikte biz yapalım. Ya sinkaf diyor, onu yani biliyor musun yani onu iptal edip kovarız ya mahvetti. Gene küfürlü konuşuyor, hepsi nabiya. Sizde evet başka ne deyim ya neye hizmet ettiğini de anlamış anlamışta değilim yani. Raif, bende aynen öyle biliyor musun neyin peşinde anlamadım. İbrahim Özcan, o Burhan Onay var ya Burhan Omay. Raif küfürlü konuşuyor. İbrahim Özcan, o evet Burhan Omay’ı. Sizde küfürlü konuşuyorsunuz. Raif, evet. İbrahim Özcan, yine küfürlü konuşup Müslüman bile değil biliyor musun Raif. Raif’te diyor, usta büyü müyü falan bir B nokta yaptı onlara biliyor musun diyor Raif. Burhan’ın büyü yaptığından bahsediyor. Sizde, evet aynen öyle ben öyle tahmin ediyorum. İbrahim Özcan, diş geçiremediği bir tek bendim onun. Diş geçiremediği bir tek bendim onun, sizin ifadeniz bu telefonda söylediğiniz Raif Görüm’e.”

Sanık İbrahim Özcan:”Tasvip etmiyorum işte yaptıklarını tasvip etmiyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Hayır size niye diş geçirsin üyesi değilsiniz, bir

şeyi değilsiniz. Bir derneğe niye diş geçirsin size.” Sanık İbrahim Özcan:”Ya diş demek yani fikirlerini kabul etmediğim, karşı çıktım dini

görüşlerini kabul etmiyorum. Adam sahte Kuran yazmış, nasıl kabul ederim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Raif Görüm sizi arıyor yeniden toparlayalım bu

işleri diyor.”

35

Page 36: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:36

Sanık İbrahim Özcan:”Ben o, benim işim olmaz diyorum bana ne arar, arıyor ben ne diyorum akrabası adamın, ben işim olmaz diyorum adama. Yanlış işler, yanlış adamlar adam sahte Kuran yazmış ben nasıl tasvip edeyim. Daha sonra o Kuran’ı CIA bastı işte gösterdi burada Ali Bey kimin bastığını.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Devamında.”Sanık İbrahim Özcan:”Adam kim tarafından görevli, adamın geçmişi bir araştırılsa kimdir

bu adam, bu sahte Kuran’ı niye Türkiye’ye basar, niye getirir. CIA’de basar o Kuran’ı dağıtır, birileri de okur. Ben şimdi buna razı mı geleceğim, ben atalarımdan öğrendiğim, annemden babamdan öğrendiğim İslamiyet, okuduğum İslamiyet adam bana bilmem zinayı hak diyecek, ben bunu kabul edeceğim var mı böyle bir şey? Müslümanlıkta var mı böyle bir şey? İslamiyet de var mı böyle bir şey? Namazın iki rekat olduğunu şart koyacak var mı böyle bir şey? Birileri kabul edebilir ama ben kabul etmem. Böyle adamlara nasıl rıza gösteririm.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Yine bu görüşmenin içerisinde yeniden toparlanacağız diyor Raif Görüm, Kahraman Yusuf amcam falan hep birlikteyiz haberin olsun. Abi bizde ayrılmak yok yani biliyon mu, yani yeniden bir şeyler toplanıp büro yapıp. Şeklinde söylüyor siz de tamam ben sen geleceksin, başka değil senle bir şeyler konuşacağız Raif tek senle.”

Sanık İbrahim Özcan:”Tape no sayın savcım tape no’yu bir söyler misiniz?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”3420.”Sanık İbrahim Özcan:”Bir daha baştan okur musunuz, o tape burada özetlemişsiniz bakın

burada tam bende bu diğer gelen tapelerde yok.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Ben tamamını okuyun diye talebiniz olduğu

için çoğunu okudum yani.”Sanık İbrahim Özcan:”Yani orada, burada birçok söylediğiniz isimler Yusuf Görüm falan

yazmıyor burada tapede.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Evet.”Sanık İbrahim Özcan:”Yani burada yazmıyor yani orada başka burada başka mı? Bende

başka sizde başka mı?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Üç sayfa, üç sayfa.”Sanık İbrahim Özcan:”Ama burada diyor ki.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Orada özetleri yazıyor, iddianamede tamamını

yazarsak nasılsın, ne yaptın, yattın, kalktın.”Sanık İbrahim Özcan:”Ama.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”O zaman iddianameler beş bin sayfayı

geçiyor.”Sanık İbrahim Özcan:”İddianame zaten on bin sayfa.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Evet.”Sanık İbrahim Özcan:”Ekleriyle beraber yüz bin sayfa, ama burada.”Mahkeme Başkanı:”Size verilen şeylerde var o, tamamı var. Orası kıydırık zamanın

kısaltılmışı.”Sanık İbrahim Özcan:”Raif Görüm, Raif Görüm.”Mahkeme Başkanı:”İddianame kısaltılmış şeklidir, orada bazı isimler olmayabilir yani

orada okunanlar kendi aslından olan bir şey.”Sanık İbrahim Özcan:”Bakın sayın savcım.”Mahkeme Başkanı:”Oradan bulup çıkarabilirsiniz onu.”Sanık İbrahim Özcan:”Bir çıkaralım burada eğer Raif Görüm’ün.”Mahkeme Başkanı:”Numarasına bakın, numaraya göre bakın kaç tane (1-2 kelime

anlaşılamadı)”

36

Page 37: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:37

Sanık İbrahim Özcan:”Sayın savcım, başkanım bu numaralarda tape şeyleri tutmuyor evrak sayıları onun için tek tek ayırdık.”

Mahkeme Başkanı:”Tape numarası kaç?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”3420.”Mahkeme Başkanı:”He 3420 diye bakın.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Evet.”Sanık İbrahim Özcan:”Şimdi bu 27, böyle bir tape var mı bakalım. 6000, 6380, böyle bir

tape, 6000.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Birinci iddianamede Raif Görüm bölümünde de

olabilir yani sizin bölümde özeti var, aslı burada yani tamamı burada.”Sanık İbrahim Özcan:”Sayın başkanım, tamam. Böyle bir tape yok sayın başkanım,

isterseniz verdiğiniz tapeler.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Size verebilirim aynısını verebilirim, tapenin

tamamını verebilirim.”Sanık İbrahim Özcan:”Bana verdiğiniz tapelerde isim isim çünkü ben hepsini tasnif ettim

burada.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”İki tane tapeniz var 3420 ve 3421 olarak.”Sanık İbrahim Özcan:”Şey iddianamede kısa tape, kısa olarak var.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Özeti olan tamamı, bu tamamı olan eksik yok

bu tamamı, orijinali.”Sanık İbrahim Özcan:”Şimdi bu ama bu iletişim tespit tutanağı sayın başkanım bana

verdiğiniz hiç iletişim tutanaklarına benzemiyor. Bir bakar mısınız, bana verdiğiniz iletişim tespit tutanakları, resmi tutanaklar mühürlü imzalı ve bu şekilde bu tutanak doğru mudur?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Eğer mühürlü imzalı da olabilir, bu bilgisayar çıktısı bu, bilgisayar çıktısı.”

Mahkeme Başkanı:”Yani o orijinalidir yani meraklanmayın.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Orijinali Word belgesi olarak orijinali.”Sanık İbrahim Özcan:”Çünkü burada, çünkü neye.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Yani orada itiraz ettiğiniz ne konu var, siz onu

söyleyin içeriğinde neye itiraz ediyorsunuz?”Sanık İbrahim Özcan:”Ben Raif Görüm’ün beğenmiyorum anlatıyorum da, diyorum ki

olmaz.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Sizde topar, yeniden toparlayalım diyor siz bu

dernekle, örgütle alakam yok diyorsunuz böyle bir şeyle.”Sanık İbrahim Özcan:”Ben istemiyorum olmaz diyorum, yok toparlayalım adam istiyor.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”O toparlayalım diyor.”Sanık İbrahim Özcan:”Adamın talebi o ben kabul etmiyorum, zorla bana siz mi kabul

ettireceksiniz. Onun ettiğini isteyip de ben kabul etmediğim şeyi burada bana kabul mü ettirmek istiyorsunuz?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Evet.”Sanık İbrahim Özcan:”O zaman kabul etmemişim olmaz diyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Şimdi şöyle 28.11.2007 tarihinde 12:19’da yine

Raif ile bir görüşmeniz var. Siz diyorsunuz ki ben sana iş ne olacağını da söyleyeceğim, finali de söyleyeceğim. Raif Görüm, devam edecek miyiz abi? İbrahim Özcan, ben sana o zaman karar bak o zaman bir karar verdik zaten yürüyoruz. Raif Görüm, tamam abi. İbrahim Özcan, biz yürüyoruz. Raif Görüm, tamam abi. İbrahim Özcan, o onlar yokken biz yürüyorduk yine de devam edeceğiz çünkü bizim millet içimizi herkes biliyor. Raif Görüm, tamam.”

Sanık İbrahim Özcan:”Bu tapeler sayın savcım bu tapeler benim iddianamemde var mı?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Siz biraz önce bahsettiniz.”

37

Page 38: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:38

Sanık İbrahim Özcan:”Benim iddianamemde var mı?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”İddianamenizde bahsettiniz, biraz önce

kendiniz okudunuz.”Sanık İbrahim Özcan:”Tamam bu okuduğum tapelerden çünkü Raif Görüm ile benim

burada iki tane tape gözüküyor.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Evet ikinci tape bu 3421.”Sanık İbrahim Özcan:”Ama siz, evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Sizde diyorsunuz, devlet de biliyor bunu hiç

aklından çıkarma devlet de bizim ne yaptığımızı biliyor birçok insan da biliyor anladın mı? Tamam İbrahim Abi o zaman biz doğru yoldayız tamam bizim öbür tarafta hiç alakamız yok gel bir tane toplanacağımız yer kuralım buralarda bir yerde tamam mı abi? Okey tamam, ben sen tamam olmasın pardon Raif, şeklinde görüşmeniz var.

Sanık İbrahim Özcan:”Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Yani hatırladınız mı bu görüşmeyi?”Sanık İbrahim Özcan:”Olabilir.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”2007 yılının on birinci ayının yirmi sekizinci

günü.”Sanık İbrahim Özcan:”Evet ben kabul etmiyorum, adam diyor gel diyor adam ısrarla ben

şimdi şöyle düşünüyorum acaba bu adamı ısrarla birileri niye arattırıyor. Kabul etmiyor, ilk görüşmemde söylüyorum işim olmaz diyorum yanlış evet devlet herkesin ne yaptığını bilir, doğru.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Evet.”Sanık İbrahim Özcan:”Yani kim olduğu önemli değil devlet herkesin ne yaptığını bilir,

doğru veya yanlış yaptığını bilir. E zaten ben o zaman madem yanlış işler içindeydim onlarla beraber beni niye almadılar.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Biz daha önce yürüyorduk, yine yürüyoruz şeklinde bahsettiğiniz konu.”

Sanık İbrahim Özcan:”Ben fikir olarak aynı fikirdeyim, ben söylüyorum fikir olarak ben onu fikr olarak söylerim fikir olarak, benim fikrim o adam beğenir beğenmez beni solcu addeder, sağcı addeder o artık onun takdiri, görüşü yani kişilerin benim hakkımda yaptığı yoruma veya kanaate ben nasıl müdahale edebilirim ki.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”2007 yılında gittiniz mi Kuvayi Milliye derneğine?”

Sanık İbrahim Özcan:”Hayır.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Biraz önce kendiniz de savunmanız sırasında

İhsan Göktaş’ta ele geçirilen emaillerden bahsettiniz, İrfan Yıldız ile yaptığı görüşmeler.”Sanık İbrahim Özcan:”Burada iddianameye koymuşunuz oradan bahsettim ben.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”İrfan Yıldız’ı tanıyor musunuz?”Sanık İbrahim Özcan:”Hayır, belki bir kere görmüş olabilirim insanı görmüş olabilirim ama

hatırlamıyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”2007 yılında yapıldığı anlaşılan bir email

görüşmesi 16 Aralık 2007 tarihinde İhsan Göktaş ile İrfan Yıldız ismindeki şahıs arasında yapılan görüşmede İbrahim Demirkan diye bahsediyorlar, yok ya öyle havadan sudan konuştular ben izledim falan diyor. Abi burada İbrahim Demirkan diye birisi geldi, arabasında silah bulunmuş, gazeteye çıkmış ve bir kere de ayağından vurulu Kuvayi Milliyeye gelmiş. Bu şahıs siz misiniz yani gazeteye çıkmak?”

Sanık İbrahim Özcan:”Yok ben İbrahim Demir falan değilim ben ya, ben İbrahim Özcan’ım yanlışlık, karıştırmayın savcı bey ben İbrahim Özcan.”

38

Page 39: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:39

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Devamında benim adresimi vermişler dediniz de onun için diyorum.”

Sanık İbrahim Özcan:”Benim adresimi soruyor Ataşehir’de oturan İbrahim Özcan Ali Özoğlu ile beraber diyor.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”İşte bu, bu görüşmenin devamında var o onun için diyorum.”

Sanık İbrahim Özcan:”Ali Özoğlu’yla benim, he Ali Özoğlu ile beraber olan benim İbrahim, bu sefer de ben düşünüyorum benim evim oraya yakın.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Sizde böyle arabanızda silah bulunma olayı oldu mu?”

Sanık İbrahim Özcan:”Hayır.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Bu şekilde.”Sanık İbrahim Özcan:”Benim arabamda yok ki, benim şoförlüğüm yok, arabamda yok.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Kısa boylu, çok zayıf ve agresif birisi diyor.”Sanık İbrahim Özcan:”Adam benim arabamda silah filan bulunmadı, benim arabamda yok

diyorum, şoförlüğüm de yok.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Devam ediyor, şimdi Hüseyin ile yukarıda kulis

yapıyorlar kısa boylu evet ve agresif birisi, biri var mı diyor? İki kişi geldiler, bilgi var mı abi evet Hüseyin yanında idi daha önce ve kavgalı ayrıldı. Hüseyin’in yanında idi daha önce ve kavgalı ayrıldı diyor İrfan Yıldız İhsan’a, burada ölüm kalım olayı ve mevzu bahis Kuvayi Milliyedir anladım, diye devam ediyor. Orayı ele geçirmeye çalışacaklardır diyor İrfan ve sizin duruşunuzun ne olduğunu soruyor MHP mi diyor, İrfan Yıldız sol diyor. Burayı ele geçirme bilgisi hislerine, gözetimlerine mi dayalı yoksa başka bir şey biliyor musun diye İhsan soruyor İrfan Yıldız’a bu daha önce orada idi zaten diyor bahsederken, evet daha şimdi Ali Özoğlu ile beraber bu Ali yazar orada kitapları vardır diyor, evet ben uzun zamandır görmüyorum. Nereli biliyor musun diye soruyor İhsan, valla İçerenköy’de takılıyordu ama takip etmedim. Devlette görevi var mı polis, asker vesaire diğer kanaldan haber verdim ben duruma göre ekip hazırlandı. Abicim daha başka bir şey olursa dönerim şeklinde görüşmeler devam ediyor.”

Sanık İbrahim Özcan:”İpini çekeceğimizi atlama savcı bey.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Efendim.”Sanık İbrahim Özcan:”İpini çekeceğiz diyor adamın atlamasana orayı niye atlıyorsun.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Devam ediyor.”Sanık İbrahim Özcan:”En önemli, can alıcı nokta orası ipini çekeceğiz diyor adamın, az

kaldı diyor atlama orayı.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Devam ediyor görüşme, kolay gelsin.”Sanık İbrahim Özcan:”Tapeyi okurken biraz şey okuyun yani biraz adaletli okuyun.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Ben ilgiyi, ilgi.”Sanık İbrahim Özcan:”Lütfen, lütfen.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”İlgi duyulacak şeyleri okuyorum.”Sanık İbrahim Özcan:”Kısaltacağınız yerde iki kelime esas ana noktayı kısaltıyorsunuz,

ama başka yerde kısalttım diyorsunuz iddianame uzun sürmesin diye.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Hayır bu şahıs siz misiniz onu anlamaya

çalışıyorum, bu şahıs siz misiniz, değil mi konuşulan.”Sanık İbrahim Özcan:”Adam beni öldürmenin hesabını yapıyor burada, burayı niye

atlıyorsunuz ipini çekeceğim diyor.”Mahkeme Başkanı:”O adam siz misiniz tarif edilen adam?”Sanık İbrahim Özcan:”Beni kast ediyor, kast ettiği benim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Sizden mi bahsediyor?”Mahkeme Başkanı:”Tarif edilen adam siz misiniz?”

39

Page 40: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:40

Sanık İbrahim Özcan:”Ben öyle algıladım burada Ali Özoğlu ile beraber olan benim İçerenköy’de orada evim yakın olan benim.”

Mahkeme Başkanı:”Ama başka, başka bir isimden bahsediyor, (1-2 kelime anlaşılamadı) ismi söylüyor yani.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Ama 2007 tarihinde de orada olduğunuz söyleniyor.”

Mahkeme Başkanı:”İbrahim başka neydi, İbrahim soy ismi?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Demirkan, Demirhan diye bir şahıstan

bahsediyorlar.”Mahkeme Başkanı:”(2-3 kelime anlaşılamadı) bahsediyor.”Sanık İbrahim Özcan:”Şimdi, şimdi sayın başkanım eğer İbrahim Demirkan diye birini Ali

Özoğlu burada tanıyorsa sorulur burada kendisi, eğer tanımıyorsa bu kastettiği kişi.”Mahkeme Başkanı:”O anlattığı kişi size dokunuyor.” Sanık İbrahim Özcan:”Ben kendimi algılıyorum burada benim evim oraya 400 metre

yakın, içerenköyde diyor kunduranın arkasında diyor evet benim annemin evi orada 150 metre.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”İşte onun için soruyorum yani burada

bahsedilen şahıs siz misiniz?”Sanık İbrahim Özcan:”Adam, şimdi sayın ben öyle algılıyorum burada. Sayın savcım o

zaman bir şey söylüyorum bu kimse bu İrfan Yıldız, Göktaş bu adamları hiç aldınız sorguladınız mı?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”İhsan Göktaş bu diğer davanın sanığıdır.”Sanık İbrahim Özcan:”Peki İrfan Yıldız kim?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Yargılanıyor.”Sanık İbrahim Özcan:”İrfan Yıldız kim?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Onunla ilgili de şey devam ediyor, araştırma

devam ediyor yazılar yazıldı.”Sanık İbrahim Özcan:”Yani çünkü adam beni öldürmekten bahsediyor, benim evime siz

alınmaz mısınız?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Burada öldürme olayı değil, siz o tarihte oraya

gittiniz mi? Yani ayrıldıktan sonra yeniden ele geçirmeye çalışıyorlar diye beyanı var.”Sanık İbrahim Özcan:”Hayır gitmedim sayın, sayın savcım ben gitmedim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Ben onu öğrenmek istiyorum.”Sanık İbrahim Özcan:”Bakın ne diyorum gene kurulduktan tekrar tekrar söylüyorum bunu,

kurulduktan üç ay sonra ya iki buçuk ya üç ay sonra ben ayrıldım. Bu insanlarla benim bir ya görüşsem benim telefon tapem çıkmaz mı? Bu insanların hepsini kaç tarihinde tutukladınız yani akıl var mantık var sayın başkanım, bu iddianamede ismi geçen Hüseyin Görüm, Fikri Karadağ hepsi tapeleri yok mu başkanım? Var, benim bir görüşmem var mı? 2006, 2007 var mı bir tanesiyle görüşmem varsa çıkarın deyin ki var deyin. Yani beni zorlayamazsın buraya sayın savcım, tapem olsa elli kere kordunuz buraya Mehmet Fikri Karadağ’la ben ayrıldıktan sonra görüşmem olsa, Hüseyin ile olsa vesaire ile olsa üç sene içinde görüşmem olsa kordunuz buraya.”

Mahkeme Başkanı:”Buyurun savcı bey,”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Siz iki ay sonra ayrıldım diyorsunuz.”Sanık İbrahim Özcan:”İki üç ay sonra işte, iki üç ay zaten.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”2005 yılının on birinci ayında kurulmuş.”Sanık İbrahim Özcan:”Kurulduktan 3 ay sonra şu an 2005’in kaçıncı ay olduğunu

hatırlamıyorum ve görüşmedim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Evet, şimdi.”Sanık İbrahim Özcan:”Yani 3 yıl.”

40

Page 41: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:41

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Devam ediyor ifadesinde, mahkeme huzurundaki ifadesinde.”

Sanık İbrahim Özcan:”Kim?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Hüseyin Görüm şöyle diyor.”Sanık İbrahim Özcan:”İhsan Göktaş’ın tapesinin devamını okuyun.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Biz gidip gelme, ben gidip gelmiyorum sevgili

başkanım. Yani Kuvayi Milliyenin binasını kurduk diyor, ben diyor Maltepe’deki konteynırda yatıp kalkıyorum diyor Hüseyin Görüm ve devam ediyor yani uzunca tabirleri var. İki buçuk ay falan geçti, falan işte on günde bir gidiyorum, haftada bir gidiyorum. Derin devlet, derin devlet rolleri falan böyle kapılar kapalı falan, bir insan geldiğinde insana bir sorgular, sualler ne yaparsın ne edersin falan, böyle bir şekiller yani hani şey misin falan ulan diyorum bu ne iştir yani, İbrahim’e dedim ki oğlum ne bu ne iştir, ne yapıyorsunuz siz yani ne iştir lan burada ajancılık mı oynuyorsunuz? Paşaya gittim o da oturmuş yani orada dedim ki ya ne yapıyorlar, dedi ki evlat dedi, valla bilmiyorum dedi işte dedi bekliyorum bende yukarıda insan gelirse çıkartırlarsa yukarıya konuşuyorum dedi. Böyle hoşuma gitmeyen bir hava sevgili reisim böyle kapılar kapalı, Ali Özoğlu bir ekip yapmış kendisine bilmem ne işte kitap yazıyor falan her hafta da benle toner bitmiş neymiş yüz dolar para lan, yüz dolar buluyorum bilmem ne hani zannediyorum ki olsun mutlaka vatan evlatları gelecek yardımcı olanlar hep öyle geçti günlerim. Yani bir gün tabi o Maltepe’de oturuyorum, çok canım sıkık ama dedim ki Allah’ım beni ne işlere soktun, ne oluyor hemen Hüseyin’e para işi oldu mu Hüseyin’e yani Hüseyin’den yani gidin alın şeklinde beyanı var. Bir katını kapatıldığını Ali Özoğlu’nun orada kitaplarını bastığından bahsediyor, size de bundan bahsetmiş ne oluyor burada ajancılık mı oynuyorsunuz şeklinde beyanları olmuş, bunları sizinle paylaştı mı Hüseyin Görüm?”

Sanık İbrahim Özcan:”Hüseyin Görüm esrarı fazla içince halüsinasyon görüyor galiba.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Henüz daha dernekte kalmadığı dönem bu.”Sanık İbrahim Özcan:”Yani ben halüsinasyon gördüğünü zannediyorum adamın yani

adam kendi kendine hayal kuruyor. Halüsinasyon esrarı fazla mı içiyor, halüsinasyon görüyor galiba.”

Mahkeme Başkanı:”Evet Savcı Bey.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Danıştay olayından sonra Maltepe’de arama

yapıldığını ve Kuvayi Milliye derneğinde de arama yapıldığından bahsediliyor ve orada şöyle diyor. Kadıköy’e geldiğinde İbrahim Özcan orda ki bazı genç arkadaşlarımıza falan hep şekil yapmış, torbayla işte burada çok özel şeyler var falan hesabı özel şeyler dediği benim kartvizitlerim bilmem nelerim yani. Sizde ne varsa o sizde ne varsa hani Alparslan’ın bir kağıdı var ya hani imzalattırmışında maaşlı bir işçi girsin bilmem ne hesapta onları falan kaçırmışlar çok özelmiş gibi falan. Bilmem ne ya ben zaten söyledim onu terörle mücadelede tanıdığımı da söylüyorum şeklinde beyanı var kendisi Danıştay sonra gözaltına alındığında sizin Kuvayi Milliye derneğinde ki.”

Sanık İbrahim Özcan: “Ben o ben ben gitmedim aramayı da bilmiyorum o tarihlerde de yoktum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Aramadan önce bir çuvala doldurup bunları kaçırdığınızı söylüyor.”

Sanık İbrahim Özcan: “Yok neyi kaçırmışım?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kuvayi Milliye derneğinde ki Alparslan Arslan’la,

Hüseyin Görüm arasında ki irtibatı sağlayacak kartvizitler, belgeler ne varsa onları kaldırmışsınız.”

Sanık İbrahim Özcan: “Ne işi, ne alakası benim evimi aradınız buldunuz bende Alparslan’ın kartı da var ben tanımadığımı inkar etmiyorum ki adamları ne kaçıracağım? O esrarı fazla içince gerçekten halüsinasyon görüyor galiba bu adam.”

41

Page 42: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:42

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Pekala Ankara’ya.”Sanık İbrahim Özcan: “İrtibatını kartlar mı sağlıyormuş kendi avukatı adamın ya adamın

yalan beyan söylediği burda açık açık ortaya çıkıyor. Adamın şirketinde avukatı, Hüseyin Görüm’ün ticari avukatı ondan sonra ben onların ilişkisini sağlayan irtibatları kaybe, alıp götürmüşüm nasıl bir mantıktır bu?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Siz bunları toplamadınız.”Sanık İbrahim Özcan: “Ya ne alakası var.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kuvayi Milliye derneğinde ki Hüseyin Görüm

Alparslan Arslan irtibatını sağlayan belgeleri almadınız öyle mi?”Sanık İbrahim Özcan: “Hayır, hayır ne alakası var alsam benim evimde çıkar benim

aldığım özel ajandası.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Öyle mi anlıyorum, pekala zaten siz o tarihte

ayrılmıştınız 2 ay sonra Kasım ayında kurulmuş Aralık, Ocak’ta ayrıldınız siz zaten dernekten.”Sanık İbrahim Özcan: “Orası ayrıldı, bakın orası arandığında ben o dernekle ilişkim

yoktu.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Değildiniz evet. Pekala, Danıştay’dan serbest

bırakıldıktan sonra Danıştay olayından Hüseyin Görüm sizin kendisini Bolu’da karşıladığınızdan bahsediyor, şöyle diyor.”

Sanık İbrahim Özcan: “Özel karşılama değil o.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ankara’dan çıktığında abim ve Mahmut diye

bir kardeşimiz vardı onlar arabayla gelmiş Ankara terörle mücadelenin önünden beni aldılar. Bolu’ya kadar geldik Bolu’da beni İbrahim Özcan, Ali Özoğlu, Hatice Bahtiyar karşıladı. Tam Bolu’da Bolu dağından indik, orda beni karşıladılar. Güzel böyle bir Mercedes araba falan böyle şekilli falan dedik ya Mercedes ‘e bir falan dedim ki ya kardeşim gerek yoktu niye geldiniz ki biz geliyoruz benimde bir Fiat arabam vardı güzeldi diye bahsediyor. Oraya girdik burda önce İsmail’in yeri dedi daha sonra Berceste olarak bunu düzeltti bunu ifadesinde. Tam bizim karşımızda dedim ki Ali’ye söyle Ali dedim ya ben bu herifi bir yerden tanıyorum ama kim dedim biliyor musunuz yani gözüm bu herifi bir tanıyor yani bana bakıyor devamlı falan ondan sonra ya dedi görmüyor musunuz bu şey Mir Dengir Fırat, bana ama öyle şey bakıyor yayındakiler falan böyle kalabalık işte dedi. Valiler, kaymakamlar falan onun yanında iyi falan dedim yani normal orda herkes çünkü o İsmail’in yerine bakandır, başbakandır hep uğrarlar, oraya. İsmail’in yerini biz neyse tekrardan o Mercedes’e bindik falan ama Allah biliyor da hiçte içimden gelmiyor. Sizin Bolu’ya gelip kendisini karşıladığınızı, orda oturduğunuz yerde de bakan ve valilerin oturduğunu yani size söylediğini bak bize bakıyorlar filan şeklinde.”

Sanık İbrahim Özcan: “İddianame.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ali Özoğlu’na söylediğinden bahsediyor.”Sanık İbrahim Özcan: “benim iddianamede bu var mı?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hüseyin Görüm’ün 1. davada söyledikleri

bunlar.”Sanık İbrahim Özcan: “1. iddianamede yargılanmıyorum ben burada yargılanıyorum

benim iddianamemde var mı?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ama aynı örgütle, aynı örgütle.”Sanık İbrahim Özcan: “Ali Özoğlu oraya niye gittiğini açıkladı burada Ali Özoğlu niye

gittiğini açıkladı burda beraber gittik.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Siz niye gittiniz? Ben onu soruyorum ben Ali

Özoğlu’nu sormadım.”Sanık İbrahim Özcan: “Beraberiz Ali’yle beraberiz adam oraya röportaj yapmaya gitti.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Siz ne yapmaya gittiniz?”

42

Page 43: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:43

Sanık İbrahim Özcan: “Beraber gittik diyorum beraber savcı bey. Ali Özoğlu niye gittiğini açıkladı Mehmet Mir Dengir Fırat için gittiğini açıkladı. Röportaj yapmaya gitti adam beraber gittik.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Daha önce telefonlaştınız mı Hüseyin Görüm ile?”

Sanık İbrahim Özcan: “Yoo”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Nasıl buluştunuz orada? Rasgele mi oldu?”Sanık İbrahim Özcan: “Rasgele orda Berceste’de rasgele orda oldu adamda ordaymış

ondan sonra geldi arabaya bindi Ali bey açıkladı size.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tesadüfen mi karşılaştınız?”Sanık İbrahim Özcan: “Evet orda karşı oraya yüzlerce otobüs geliyor, yüzlerce araç

giriyor oraya.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “O Mercedes’e bindik Türkiye Cumhuriyeti

büyük millet meclisi bilmem ne sanki meclisin adamıymışım gibi Kadıköy’e kadar geldik şimdi diyorum ki bu araba kimin? İbrahim’i mi de tanıyorum, Ali Özoğlu’nu da tanıyorum, Hatice Bahtiyar’ı da tanıyorum. Yani kimse onlara bir tane Mercedes araba filan vermez. Ya kardeşim söylesene ya sen karıştırma, ya kardeşim söylesenize kimin yani bu Mercedes bana söylemediler. O gün ertesi gün oldu benim de kafama takıldı. Ya reisim ertesi gün Kadıköy’deyim tabi baba orda bunu da doldurmuşlar babayı da işte vay işte Kahraman şöyledir, böyledir baba geldik o esiyor, gürlüyor, şunu kov, bunu kov, Kahraman bir daha seni hiç yanında görmeyeyim, hepsi Kahraman’a saldırıyor ben içerideyken yani hepsi bu sefer Kahraman’a saldırmaya başlamış hepsi ama dedim ya bu çocuğa ne saldırıyorsunuz kardeşim ben Kahraman’ı çocukluğundan beri tanırım Kahraman belki dik çocuktur ama yalan söylemez yani yalan söylemez yani biliyorum yani tanıyorum çocuğu yani hepsi Kahraman’a saldırıyor. Dedim bunda dedim bir şey var döndüm tekrardan bu sefer Fikri Karadağ’da burada ya onun yanında dedim ki kardeşim bu Mercedes araba kimin? Söylemediler aynı gün hani diyorlar ya ayrıldık mayrıldıkta dilekçe verdikte Kuvayi Milliye’yi bıraktık, dedim çıkın buradan.”

Sanık İbrahim Özcan: “Sayın Başkanım bu iddianamede böyle bir şey var mı?”Mahkeme Başkanı :”Hı, hı okusun cevap vereceksin.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Çıkın buradan çıkın hadi lan dedim bana

kimden geldiğini söylemiyorsun ondan sonra kalkmışsın burada hani karıştırma bilmem ne.”Sanık İbrahim Özcan: “Ama siz iddianame dışında müsaade ediyorsunuz.”Mahkeme Başkanı :”Cevap vermeme hakkını sahipsiniz.”Sanık İbrahim Özcan: “Sayın Başkanım iddianame dışından okutuyor.”Mahkeme Başkanı :”Sen iddianame dışındadır cevap vermiyorum dersiniz olur biter 2

kelime bu, 3 kelime bu kadar basit.” Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “O gün hepsini kovdum buradan gezdik

Kadıköy’e bilmiyoruz ya ne yapacağız şeklinde sizin Danıştay olayı 17 Mayıs 2006 tarihinde gerçekleşti İstanbul, Ankara’dan İstanbul’a dönmesi de 4 gün gözaltıyla birlikte en az 20’sinden sonra ki bir tarihe tekabül ediyor, 20 Mayıs 2006’dan sonra sizi Mercedes’le aldığınızı ve bu Mercedes’in kimin olduğunu söylemediğinizden dolayı sizi dernekten kovduğundan bahsediyor, sizde 2 ay sonra buradan ayrıldım diyorsunuz bu çelişkiyi açıklar mısınız?”

Sanık İbrahim Özcan: “İddianamenin kaçıncı sayfasında benimle ilgili siz onu söyleyin ben açıklayacağım, benim iddianamemin kaçıncı sayfasında söyleyin açıklayacağım. Yoksa bana iftira atıyorsunuz, başka iddianameden bana iftira atıyorsunuz, iddianamemin kaçıncı sayfasında söyler misiniz? Bekliyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kuvayi Milliye derneğinden kendiniz 2 ay içinde ayrıldım diyorsunuz.”

43

Page 44: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:44

Sanık İbrahim Özcan: “Benimle ilgili kaçıncı sayfasında savcı bey? Başka iddianameden bana atıfta yapmayın.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sizin kendi beyanınız 2 ay sonra ayrıldım beyanınız.’

Sanık İbrahim Özcan: “Ha ayrıldım beyanı.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Buda Hüseyin Görüm’ün beyanı.”Sanık İbrahim Özcan: “Beni ilgilendirmiyor benim iddianamemde nerde kaçıncı sayfada

söyleyin cevabını vereceğim. Söyleyin kaçıncı sayfa? Söyleyin bekliyorum kaçıncı sayfada?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet, evet yine orada Ergün Poyraz’ın

kitaplarının olduğundan bahsediyor siz bu kitapları gördünüz mü?”Sanık İbrahim Özcan: “Söylesenize savcı bey benim iddianamemin kaçıncı sayfasında

söylediğiniz şey?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Açarsanız görürsünüz kendi beyanınız 2 ay

sonra ayrıldım diyorsunuz burda huzurda da söylediniz, orda da söylediniz.”Sanık İbrahim Özcan: “Söyleyin, kendim ayrıldığımı söylüyorum sizin okuduğunuz şey

benim iddianamemin hangisinde?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Okuduğum Hüseyin Görüm’ün beyanı.”Sanık İbrahim Özcan: “Nerde var mı benimle ilgili bu iddianamemde var mı böyle bir

şey?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “2008/209 esas sayılı davanı.”Sanık İbrahim Özcan: “Sayın savcım bu.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Size söyledim hangi duruşması olduğunu da

söyledim, 58. celse.”Sanık İbrahim Özcan: “Benim iddianamemde var mı? Benim iddianamemde var mı bu?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “58. celse bunlar birleştirme taleple açılan

dava ve bu dosyanın içerisine girdi bunlar.”Sanık İbrahim Özcan: “Sayın Savcım”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “2 dava bir dosyaları girdi içine.”Sanık İbrahim Özcan: “1525. sayfadan 1520’si iddianameye imza atmışsınız ya 1546.

sayfaya, 47. sayfanın üst paragrafına kadar benimle ilgili bu yaprakların hangi arasında söyleyin, söyleyin. Bu iddianameyi siz yazdığınız söylüyorsunuz.”

Mahkeme Başkanı :”Tamam sakin, sakinleş.” Sanık İbrahim Özcan: “Siz yazdığınızı Sayın Başkanım şimdi insan.”Mahkeme Başkanı :”Sakin olun, bak rahatsızım diyorsunuz sakin olun.Sanık İbrahim Özcan: “Sakinim ben ama şimdi insan.”Mahkeme Başkanı :”Ya bunlar 3 kelime ile hallolacak şeyler, sakin olun.”Sanık İbrahim Özcan: “Evet ama tekrar tekrar aynı şeyi yapıyor, Sayın savcı bey yani.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Şimdi çapraz sorgunun amacı maddi gerçeği

ortaya çıkarmak için bazı şeyleri açıklatmak için bir fırsattır.”Sanık İbrahim Özcan: “Çapraz tamamda.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu size de verilmiş bir fırsattır.”Sanık İbrahim Özcan: “Sayın Savcım o zaman ben size.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Savcıda, müdafide, sanıklarda mahkeme

heyeti de size soru sorabilir yani bu konuda, bu konuda.”Sanık İbrahim Özcan: “Sizden beklediğim, sizden beklediğim nedir biliyor musunuz?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İddianamede şu yazacak bu yazacak, bu

yazacak yani delillerin hepsi iddianamede yazacak diye de bir şey yoktur yani sonradan ortaya çıkan delillerde olabilir. Bunları size savunma hattı tanıyoruz yani bu kendinizi savunmak için bir fırsattır daha sonra bu fırsatı bulamayabilirsiniz yani, bilemeyebilirsiniz yani başka bir yerde

44

Page 45: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:45

söylenen bir sözden haberiniz olmayabilir, biz size bunları hatırlatıp soruyoruz, böyle bir şey var mı yok mu?”

Sanık İbrahim Özcan: “Sayın savcı evet, evet, Sayın savcı.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “böyle bir şey var m, yok mu? İddianamede

yazıyor, yazmıyor diye bir şey yok 201. maddede iddianamede yazacak diye bir şey yoktur savcı direk sanığa soru sorar der yani ne soracağını da orda belirlemez, iddianamede yazacak yazmayacak diye bir şey yoktur.”

Sanık İbrahim Özcan: “Bitirdiniz mi? Cevap verebilir miyim?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Buyurun.”Sanık İbrahim Özcan: “O zaman basın beni her gün yargılıyor siz o basının ağzıyla

yargılıyorsunuz beni burada STV ağzı ile yargılıyorsunuz.” Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Şimdi gazetelerden soru sormuyorum size,

mahkeme zabıtlarından soruyorum, mahkeme zabıtları.”Sanık İbrahim Özcan: “Onlar da aynısını yapıyor, bana bana şurda benden aldığınız

delilleri sorsanıza, CD’leri sorsanıza.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Soracağım hepsine sıra gelecek, hepsini

soracağım önce bir şu şeyi açıklığa kavuşturalım da yani ben bu örgütün sivil toplum örgütleri içerisinde yokum sözünüzü bir açıklayalım yani.”

Sanık İbrahim Özcan: “Benim Sayın Başkanım iddianamemde Sayın savcının soracağı soruların hangi sayfasında, nerde olduğunu belirtmesini istiyorum. İddianamemde olan, olmayan bir şeyi sorması da sadece burda dezenformasyon karalama amacıyla, yıpratma, psikolojik amaçtan yaptığı kasıttır, bu da mahkemenizin sizin buna müsaade edeceğinizi inanmıyorum. İddianamenin dışına çıkmamasını istiyorum.”

Mahkeme Başkanı :”Buyurun Savı bey.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kendi ifadeniz iddianamede emniyet

ifadenizde Kuvayi Milliye derneğinin kuruluşunda davet edildiğinizi, sizin de davete icabet ettiğinizi resmi olarak üyeliğinizin olmamasına rağmen bir süre dernekte çalıştığınızı beyan etmişsiniz bu beyan üzerine soruyorum size ne şekilde çalıştınız? Ne yaptınız? Kuvayi Milliye ve Vatansever Kuvvetler Güç Birliğinde ne şekilde faaliyette bulundunuz? Bu ifadenize dayanarak soruyorum. Yine Sevgi Erenerol ile Hüseyin Görüm ile birlikte gittiğiniz Türk Ortodoks kilisesinde tanıştığınızı beyan etmişsiniz. Siz bu kiliseye gittiğinizde her hangi bir toplantı ile karşılaştınız mı? Gizli toplantı olduğunu gördünüz mü? ”

Sanık İbrahim Özcan: “Hayır gizli toplantı yoktu. Normal açık ayin söylüyorum zaten.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kemal Kerinçsiz ile Taksim Meydanında

Kıbrıs Anma Töreninde tanıştığınızı söylüyorsunuz. Kim tanıştırdı size?”Sanık İbrahim Özcan: “Kimse tanıştırmadı ben onu orda gördüm, televizyonlarda çok

görünen bir insandı ama sonra başka bir televizyon programına Ali beyle de gittik, orada da varmış, orda da hatırladım. Yani kimse tanıştırmadı Kemal Kerinçsiz her gün televizyonlar boy boy.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Siz gidip kendiniz mi tanıttınız?”Sanık İbrahim Özcan: “Evet, evet. Merhaba dedim daha önce televizyonda görüşmüşüz

ben hatırlamıyorum sonradan ifadesini okudum televizyonda görmüşüz ben hatırlamadım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Başka görüşmeniz oldu mu telefonla veya

başka bir şekilde?”Sanık İbrahim Özcan: “Hayır olmadı herhangi bir şekilde başka hiçbir görüşmem olmadı

telefon görüşmemde dahi yok.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Türkeli gazetesinin dağıtıcılığı görevini

yaptınız mı?”Sanık İbrahim Özcan: “Hayır, öyle bir gazetede bilmiyorum ben.”

45

Page 46: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:46

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Veya dergisini Türkeli dergisi de olabilir.”Sanık İbrahim Özcan: “Dergi derseniz hayır yapmadım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ahmet Cinali isminde ki şahsı tanıyor

musunuz?”Sanık İbrahim Özcan: “Tanımıyorum benim iddianamemde böyle bir insan yok.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Türkeli gazetesinin İstanbul tanıtımı yapan

kişi.”Sanık İbrahim Özcan: “Tanımıyorum, tanımıyorum görüşmem de yok.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Alparslan Arslan ile ilk defa nerede? Ne

zaman? Ne şekilde tanıştınız?”Sanık İbrahim Özcan: “Hüseyin Görüm’ün diyorum ya bürosunda.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tam tarihi söyler misiniz bana?”Sanık İbrahim Özcan: “Tam tarihini hatırlamıyorum İçeren Köyde ki bürosunu Hüseyin

Görüm söyler kaç tarihinde bürosu varsa, İçeren Köyde bürosu vardı, tanzimin karşısında.”Mahkeme Başkanı :”İçeren köyde ki bürosunda mı tanıştınız?”Sanık İbrahim Özcan: “Evet bürosunda ilk orada gördüm efendim. İçeren köydeki

bürosunda tanzimin karşısında ama şu an tarihini hatırlamıyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İrtibatınızın boyutu nedir Alparslan Arslan ile?”Sanık İbrahim Özcan: “Bir sefer diyorum ortağını aradım adamın işte oda Burhan diye bir

ortağı ona ulaşamadım o olaydan dolayı ondan sonra başka bir irtibatım yok ki adamla benim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Burhan Gür’e 1 defa mı telefon açtınız?”Sanık İbrahim Özcan: “1 O gün birkaç sefer aradım Burhan’ı, ulaşamadım çünkü gece

saat 12 adamlar yaralı var nezarette geldi oda gece oda saat 1’de falan geldi. Yani o gece bir ora ulaşabildim, komiser bir avukata ulaşın gelsin dedi. Adam ona ulaşabildim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet, telefon numaranız 5362262220 midir?”Sanık İbrahim Özcan: “Evet”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Alparslan Arslan’ın telefon numarası da

5326713439’dur.”Sanık İbrahim Özcan: “kartı vardı bende, bende var kartı, vardı kartı.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kartı da var sizde.”Sanık İbrahim Özcan: “Evet”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ve bu şahısla siz 9 Eylül 2002 tarihinden 27

Mart 2006 tarihleri arasında yaptığınız görüşmeler var. Alparslan Arslan’ın sizi aradığı 9 Eylül 2002, 12:43, 33 saniye, 9 Eylül 2002 12:45, 58 saniye.”

Sanık İbrahim Özcan: “Kaç tarihi dediniz?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “9 Eylül 2002, 13:46 saat 13:46’da 82 saniye,

9 Eylül 2002 saat 14:12, 14 saniye, 10 Temmuz 2002 saat 15:58, 23 saniye, 29 Kasım 2002 saat 19:03, 57 saniye.”

Sanık İbrahim Özcan: “Ne konuşmuşum ben onunla?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Onları soruyorum size ne konuştunuz bu

görüşmelerde?”Sanık İbrahim Özcan: “Ben konuşmadım ya ben konuşmadım onunla Alparslan’la öyle

konuşmam yok, ama benim telefonumdan Hüseyin görüşmüş olabilir.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yok Alparslan Arslan size aramış.”Sanık İbrahim Özcan: “Bilmiyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Onun aradıklarını okuyorum. 29.11. 2002.”Sanık İbrahim Özcan: “Ne konuşmuşum onu da açıklayayım mı?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet”Sanık İbrahim Özcan: “Ne konuşmuşum tapelerde (bir iki kelime anlaşılmıyor)

46

Page 47: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:47

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Onları soruyorum size.”Mahkeme Başkanı :”İçeriği yok, içeriği yok telefon tapelerinde.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Onları soruyorum ne konuştunuz?”Sanık İbrahim Özcan: “Yok efendim ben görüşmedim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “29.11.2002, 19:04, 38 saniye, 11 Aralık 2002

12:14 saat, 26 saniye 22 Ocak 2003 saat 14:02, 56 saniye, 22 Ocak 2003 saat 17:01, 11 saniye, 23 Ocak 2003 saat 09:27 20 saniye, 29 Ocak 2003, 29 saniye, 16 Şubat 2003 28 saniye, 24 Şubat 2003, 59 saniye 1 Mayıs 2004 bunlar mesaj olsa gerek 29.09.2004, 15.11.2004, 20.01.2005 bunlar mesaj yanılmıyorsam, 26 Mart 2006 18:37’de 12 saniye yine 26 Mart 2006 18:38’de 12 saniye, 27 Mart 2006 gece saat 00:00’da 52 saniyelik görüşmeleriniz var. Bu görüşmelerde Alparslan Arslan sizi aramış ne görüştünüz bu kadar?”

Sanık İbrahim Özcan: “Ben hatırlamıyorum o kadar görüşme yapmadım. Ama mesaj çekmiş olabilir.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “21 adet.”Mahkeme Başkanı :”Tüm ettikleri telefon görüşmeleri Alparslan tarafından mı?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Şu okuduklarım Alparslan tarafından aranan

birde sizin aradıklarınız var, sizin aradıklarınız 7 Eylül 2002, 17:35, 3 saniye, 9 Eylül 2002, 12:43, 4 saniye, 07.10.2002, 4 saniye, 07.10.2002, 3 saniye, 5 Aralık 2002, 32 saniye, 11 Aralık 2002 17 saniye, 11 Aralık 2002 19 saniye, 2 Şubat, 2 Ocak 2003 54 saniye, 23 Ocak 2003 6 saniye, 28 Ocak 2003, 50 saniye, 16 Şubat 2003, 43 saniye, 16 Şubat 2003, 17 saniye, 16 Şubat 2003, 23 saniye, 29 Nisan 2003 19 saniye, 4 Eylül 2003, 88 saniye, 18 Eylül 2003 35 saniye, 26 Kasım 2003, 54 saniye, 29 Mart 2004, 80 saniye ve bundan sonra mesajlar var, 1 Mayıs 2004, 29 Eylül 2004, 15.11.2004, 20 Ocak 2005, 16 Eylül 2005’te 78 saniye, 26 Mart 2006’da 62 saniyelik cep telefonları arasında görüşme irtibatınız var. Bu görüşmelerde Alparslan Arslan ile.”

Sanık İbrahim Özcan: “Ben mi aramışım?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Biraz önce okuduklarım Alparslan Arslan sizi

aradı şu anda okumuş olduklarım da sizin Alparslan Arslan’ı aradığınız görüşme detayları, bunlarda ne konuştunuz? Alparslan Arslan ile ne paylaştınız?”

Sanık İbrahim Özcan: “2002 tarihinde.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “2002’den 2006 Mart ayına kadar devam eden

görüşmeler.”Sanık İbrahim Özcan: “2002 Hüseyin Görüm’ün bürosunda tanıdığım dediğim tarih işte o

2002 tarihidir o zaman. İçeren köydeki bürosu.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Toplamda 45 görüşmeniz var bu 45

görüşmede ne paylaştınız Alparslan Arslan’la?”Sanık İbrahim Özcan: “Benim telefonumdan Hüseyin görüşmüştür yani o büroda çünkü

bende gidip geldim Hüseyin’in bürosuna benim mahallem”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hüseyin’in kendi telefonları var, kendi

görüşmeleri ayrı, Hüseyin Görüm’ün kendi görüşmeli ayrı onları sormuyorum.”Sanık İbrahim Özcan: “Var, olur bazen ben herhangi Alparslan Arslan ile ne konuşabilirim

yani en fazla ben onu diyorum aradım hukuku avukat lazım olduğu zaman da konuştum, ulaşamadım Burhan’ı aradım, gece saat 11:00 diğer avukat kaç tane avukat kartı vardı aradım ulaşamadım insanlara, yoksa Alparslan Arslan ile özel bir ilişkim veya şeyim falan yok ama ben o adamı öyle biliyordum öyle tanıdım sonradan adam gitmiş bilmem ne yapmış.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Siz daha önceki ifadelerinizde Alparslan Arslan’ı Muzaffer Tekin’in bürosunda gördüğünüzü beyan ettiğiniz halde huzurda böyle bir şey demediğinizi söylediniz.”

Sanık İbrahim Özcan: “Demedim Hüseyin bey yine diyorum.”

47

Page 48: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:48

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Doğru mudur?”Sanık İbrahim Özcan: “Bakın ben Muzaffer Tekin’in orda Alparslan Arslan’ı gördüğümü

söylemedim Hüseyin Görüm’ün bürosunda tanıdım, ben bakın ben bir daha söylüyorum bunu Muzaffer Tekin’i sevmiyorum kanım ısınmayan bir adam ama ben iftira atacağım anlamında değil o, 2002’de.”

Mahkeme Başkanı :”Tanımak ayrı, görmek ayrı şey.”Sanık İbrahim Özcan: “Görmedim de Sayın Başkanım.”Mahkeme Başkanı :”Hıh görmediniz.”Sanık İbrahim Özcan: “Görsem söylerim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Savcılık ifadenizde avukatınız var mıydı?”Sanık İbrahim Özcan: “Efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Savcılık ifadenizde avukatınız yanınızda

mıydı?”Sanık İbrahim Özcan: “Vardı bir ara çıktı da.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Avukatınız çıkınca mı yazıldı bu tutanağa?”Sanık İbrahim Özcan: “Bilemiyorum olabilir yani olabilir.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Söylemediğiniz bir şey mi yazıldı?”Sanık İbrahim Özcan: “Efendim”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Söylemediğiniz bir şey mi yazıldı tutanağa?”Sanık İbrahim Özcan: “Ben emniyette Sayın Başkanın okuduğu ifade bana emniyette

okunmadı.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Benim sorduğum soruya cevap verir misiniz?”Sanık İbrahim Özcan: “Efendim”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Muzaffer Tekin’in bürosunda Alparslan

Arslan’ı gördüm beyanınız.”Sanık İbrahim Özcan: “Görmedim, görsem bakın.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Avukatınız yokken mi yazıldı?”Sanık İbrahim Özcan: “Sayın Savcı bey görsem gördüm derim niye yalan söyleyeyim?

Tanımadığım insanda diyorum falanda var tanımıyorum diyorum adamı soyadını bilmiyorum şimdi bana bunu zorla söylettirmeye çalışmayın.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sizi cezaevinde herhangi bir avukat bu konuyla ilgili ziyaret etti mi?”

Sanık İbrahim Özcan: “Muzaffer Tekin’in avukatı geldi yüzüne de söyledim senin müvekkilini sevmiyorum ama sevmediğim halde ifade vereceğim anlamına gelmez, sevmiyorum dedim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Başka ne dediniz?”Sanık İbrahim Özcan: “Dedim ya git kim ilk geldiğinde şüphelindim kimsin sen dedim?

Bende dedi avukatım inanmıyorum dedim vekaletini gösterdi, bak dedim senin müvekkilini sevmiyorum ama sevmediğim adama da ben iftira atma yalan söyleyecek adam değilim, sevmediğim adam.”

Mahkeme Başkanı :”Ne için geldi yanınıza?”Sanık İbrahim Özcan: “Böyle bir ifadem okumuş ifademi yani siz mi söylediniz doğru

mudur diye hayır dedim ben böyle bir ifade vermedim, emniyette dedi böyle bir ifade vermişsiniz hayır dedim vermedim sevmiyorum adamı dedim yüzüne de söyledim avukatın sevmiyorum müvekkilini ama ben iftira atacak adamda değilim. Sevmediğim adam diye iftira mı atayım ben ona?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “2008/209 esas sayılı dava dosyasının duruşması sırasında Muzaffer Tekin’in müdafii Sayın avukat Selin Deviren Tahtabiçen Alparslan Arslan’a soru yöneltiyor İbrahim Özcan’ı Muzaffer Tekin’in ofisinde görmediniz, Alparslan Arslan;

48

Page 49: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:49

vallahi hatırlamıyorum ya çok önemli değil yani görmüş olabilirim, Muzaffer Tekin koltuğunda da oturmuş olabilir, İbrahim Özcan yani öyle filan şeklinde bir beyanı var ondan sonrada sayın müdafii şu şekilde açıklama getiriyor; ben geçen sene kasım ayında İbrahim Özcan’ı ziyarete gittim, İbrahim Özcan’a gittiğimde ben yaşadığım olayı burada sizinle paylaşmak istiyorum Muzaffer Tekin’in avukatıyım dedim inanmıyorum dedi kim yolladı seni CIA mi? MOSSAD mı? Kim yolladı dedi.”

Sanık İbrahim Özcan: “Evet dedim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Muzaffer Tekin’in avukatıyım dedim vekaletimi

gösterdim siz dedim size sadece bir soru soracağım ve çıkıp gideceğim buradan dedim. Siz dedim böyle bir ifade verdiniz mi dedim ben dedi böyle bir şey söylemedim dedi Alparslan Arslan’ı Muzaffer Tekin’in ofisinde görmedim dedi. Ben o gece emniyette, o gün dövüldüm dedi. Hastanelik edildim ve gece benim önüme bir ifade verdiler nasıl imzaladığımı da bilmiyorum dedi, Alparslan Arslan’ı Muzaffer Tekin’in ofisinde kesinlikle görmedim dedi şeklinde beyanı var. Sizi kim dövdü emniyette?”

Sanık İbrahim Özcan: “Hayır, Hayır.Emniyette dövüldüm hastanelik edildim falan demedim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ben savcılık ifadenizi okudum biraz önce savcılık ifadenizden bahsettim.”

Sanık İbrahim Özcan: “Ben emniyette dövüldüm hastanelik edildim falan demedim evet CIA ajanı mısın? MİT ajanı mısın nesin sen dedim? Vekalet o kağıtta hatta cezaevindedir getireyim elinden de aldım o ifadeyi ben böyle bir ifade vermedim senin müvekkilini de sevmiyorum dedim. İfade vermedim dedim. Yani Hüseyin Görüm’ün bürosunda gördüm Muzaffer Tekin’in değil, yalan söylemem, kafamı kessen yalan söylettiremezsin bana ya onu da açıklayayım.”

Mahkeme Başkanı :”Tamam açıkladı, açıkladı bırak açıkladı.” Sanık İbrahim Özcan: “Açıkladım yani ama o avukat, avukat hanımın o dediği yok

emniyette dövüldüm bilmem ne öyle bir şey söylemedim.”Mahkeme Başkanı :”Söylemedin.”Sanık İbrahim Özcan: “Ama MİT, MİT’çi misin, CIA misin nesin diye söyledim.” Sanık İbrahim Özcan müdafii Av. Yusuf Erikel söz almadan konuştu: “Belki dövüştüm

demişti,, polisler ile birbirlerine girmişlerdi. ( 2-3 kelime anlaşılamadı)”Sanık İbrahim Özcan: “Yani emniyet şimdi onu anlatacağım yani şimdi onu savcı bey yeri

gelmişken ona anlatacağım benim ifademin niye yarım kaldığını da. Savcı bey 9 saat ben ifade aldım bana bir bardak su vermediler orda ya sen ne diyorsun? 9 saat hastayım ben bana bir bardak su vermediler su, ben emniyette ne çektiğimi biliyorum en sonunda vurdum polise de vurdum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İstediğiniz zaman mola verip, ihtiyaç molası her zaman veriliyor yani. İfade tutanaklarında görüyoruz.”

Sanık İbrahim Özcan: “Vermediler hiç de öyle değil. Hiç de öyle değil ben masaya vurdum Allahsızlar dedim ulan bir bardak su verin hasta ilaç almışım. Hastayım dedim ondan sonra masaya vurunca terk ettiler hepsi odadan kaçtılar gittiler. Hastayım da duramıyorum da. Onlar zaten şey olsa bir adli tıptan verilen reçetenin ilaçlarını alırlardı ilk gün. Adli tıpta doktor reçete yazdı bunu dedi acil alın bu adama verin bu adam bu ilaçları kullanması lazım, 8 saat orda bir bardak su vermediler en son bir tane meyve suyu getirdi zaten ifade bitmişti.”

Mahkeme Başkanı :”Savcı bey siz mi soracaksınız? Yoruldun mu?”Sanık İbrahim Özcan: “Biraz efendim.”Duruşmaya kısa bir ara verildi.Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.

49

Page 50: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:50

Bu arada bir kısım sanıklar müdafii Av. Orhan Gürel’in geldiği görülmekle, huzurdaki yerine alındı.

Sanık İbrahim Özcan tekrar huzura alındı.Çapraz sorgusuna devamla.Mahkeme Başkanı:" Savcı bey buyurun.”Sanık İbrahim Özcan:”Sayın başkanım bir şeye açıklayabilir miyim, başlamadan?”Mahkeme Başkanı:" Buyurun.”Sanık İbrahim Özcan:”Şimdi sayın savcım başlarken beni gaspçı vesaire gibi böyle bir

portre yansıttı. Şimdi şunu açıklamak isterim, 12 Eylül döneminde kalan dosyaları cezaevinde tutukladıkları insanlara yıkarlardı. İşte dosyalarımı neden aradığımızı anlatmaya çalıştım ama herhalde anlayamadınız. Benim o zaman hayatımı gasp ettiler, şimdi olduğu gibi. Neden o dosyalarımın peşine düştüğümü ne kadar benim için ne kadar önemli olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum. İkinci kez benim hayatım gasp ediliyor, ben gaspçı falan değilim. Ama böyle iddianamelerle benim hayatım tekrar gasp ediliyor. Yoksa bir insan yaptığı bir şeyden aldığı cezayı yattıktan sonra o dosyaların peşine düşmez o kadar hararetle. İşte o zaman benim hayatım gasp edildi. Ama siz burada gaspçı portresi çiziyorsunuz. Neden dosyaları aradığımı sormuyorsunuz, gaspçı portresi çiziyorsunuz. Ama tekrar şimdi hayatımı gasp ediyorsunuz, benden gaspçı falan olmaz. 12 Eylül’de şubede kalın 42 gün ben bilmem neyim dersiniz, Roma’yı da yakarsınız bilmem neyi de yaparsınız.”

Mahkeme Başkanı:" Bitirdiniz mi?”Sanık İbrahim Özcan:”Buyurun efendim.”Mahkeme Başkanı:" Savcı bey buyurun.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Hakim önündeki ifadeniz şu şekilde, şöyle başlıyor.

Öncelikle siz emniyet ve savcılık ifadelerinizin okunmasını talep etmişsiniz.”Sanık İbrahim Özcan:”Efendim?”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Baştan alayım.”Sanık İbrahim Özcan:”Evet.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Hakim önündeki ifadeniz şu şekilde başlıyor, emniyet

ve savcılık ifadelerinizin okunmasını talep etmişsiniz, bu beyanlar size okunmuş aynen tekrar ederim demişsiniz. Oysa burada huzurda bu beyanlardan itiraz ettiğiniz konular oldu.”

Sanık İbrahim Özcan:”Evet.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Hakim önünde bu itirazlarınızı neden dile

getirmediğinizi açıklar mısınız?”Sanık İbrahim Özcan:”Şimdi sayın savcım benim ifademi siz aldınız, değil mi?”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Evet.”Sanık İbrahim Özcan:”Siz aldığınızda benim sağlık durumum nasıldı, sizce? Oturabiliyor

muydum ben, ikide bir kalkıyordum değil mi? vücudum ( bir kelime anlaşılamadı)”Mahkeme Başkanı:" Mahkemeye karşı konuş, mahkemeye karşı konuş.”Sanık İbrahim Özcan:”Hı şimdi ikide bir kalkıyordum. Ben o an o şeyi aklıma gelmedi

nereye paragraf yerleştirildi vesaire. Ama diyorum burada açıkladım, burada açıkladım benim vücudum sarılıydı, size geldiğimde de benim vücudum belden yukarı komple ilaçlanmış ve sarılmış vaziyetteydi. Siz hatta çay söylediniz, oturamıyorum rahat oturamıyorum, rahat hareket edin dediniz. Yani dört gün beşinci gün uykusuzluk şubede rahatsızsınız vücudunuzun belden yukarısı tutmuyor kasılmış, o an ben onu hatırlamam mümkün değil.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Sağlık durumunuz nedeniyle dinleyemediniz mi?”Sanık İbrahim Özcan:”Dinleyemedim zaten mahkemedeki halimi anlattım burada sayın

Haşıloğlu’da burada mahkemede ben sırada uzanıyordum. Diğer sanıkların ifadeleri alınırken ben sırada uzanıyordum, uzanıyordum. “

50

Page 51: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:51

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Peki bu ifadeler içerisinde itiraz ettiğiniz konuyu belirttiniz. Alparslan Arslan’ı Muzaffer Tekin’in ofisinde değil Hüseyin Görüm’ün.”

Sanık İbrahim Özcan:”İçerenköy.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”İçerenköy’deki yazıhanesinde gördüğünüzü söylediniz.”Sanık İbrahim Özcan:”Evet.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bu ifadeniz içeriğine göre itiraz edilen başka konularda

var. özellikle sizin Yasin olarak tanıdığınız Rasim Görüm. Bu kişinin Muzaffer Tekin ile tanışıklığı konusunda beyanlarınız var, bunlara da itiraz edildi.”

Sanık İbrahim Özcan:”Hayır.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bu konudaki beyanlarınız doğru mu?”Sanık İbrahim Özcan:”Onunla tanıştığını ben Country’de gördüğüm orada o Hüseyin,

Yasin diye benim tanıdığım adam Hüseyin Görüm’ün bürosu o Country’deki o yani ben ona kuru fasulye yendiği için kuru fasulye günü demişimdir, o gün o da oradaydı. Ben onu inkar etmiyorum ki öyle bir şeyim yok benim ben Hüseyin Görüm diyorum Maltepe’de ki yerinde o da oradaydı, onu ben inkar ettiğimi yok ki.”

Mahkeme Başkanı:" Yani Muzaffer Tekin’de mi oradaydı.”Sanık İbrahim Özcan:”O da oradaydı Muzaffer Tekin’de oradaydı ben onu inkar

etmiyorum ki.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Sadece bir defa değil ifadenizde 8-10 defa birlikte

gördüğünüzü beyan etmişsiniz, ifadeniz bu şekilde sayın başkan’da ( bir kelime anlaşılamadı)”Sanık İbrahim Özcan:”Yasin Görüm oraya geldi, Yasin Görüm o şeye geldi Hüseyin

Görüm’ün bürosuna geliyor 8-10 defadır gördüm orada ben 8-9 defa. Amcasının yeğeni, akrabası. Oraya geldiğini söyledim ben inkar etmiyorum ki, evet buyurun.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Muzaffer Tekin duruşmadaki beyanlarında daima size Hüseyin görüm’ün yanında gördüğünü tek başına olarak asla sizin kendi ofisine gelmediğinizi hatta Hüseyin Görüm’e bu adamı çanta gibi niye yanında taşıyorsun yani bu kadar sizi birlikte gördüğünü ifade etme babında söylediğini beyan ediyor. Yani sizin asla tek başınıza kendi ofisine gitmediğinizi söylüyor. bu beyan doğru mudur sizce?”

Sanık İbrahim Özcan:”Ben tek başıma Muzaffer Tekin’in bürosuna 2 veya 3 sefer gitmişimdir diyorum. Onu söyledim ben Hüseyin ile gittim, ya o bir düşüncesi kendi düşüncesidir ona bir şey diyemem benim hakkımda değerlendirmesi kendi düşüncesidir.”

Mahkeme Başkanı:" Tek başıma gittim Hüseyin ile gittim. Yani burada.”Sanık İbrahim Özcan:”Hüseyin ile gittim efendim.”Mahkeme Başkanı:" Tek başıma da gittim demişsin birkaç sefer. Bu kadar.”Sanık İbrahim Özcan:”Tek başıma bir sefer gittim, bir sefer o da 10 dakika diyorum onu

da daha önce açıkladım ama diğer iki sefer, üç sefer gitmişimdir en fazla. O gittiklerimde Hüseyin ile beraber.”

Mahkeme Başkanı:" Hüseyin ile gittin, hıh.”Sanık İbrahim Özcan:”Hüseyin ile beraberdim, buyurun.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bu beyanlarınıza bir itirazda yine birinci dava

sanıklarından Mehmet Zekeriya Öztürk’ten geldi. Sizi asla orada görmediğini yalnız başınıza görmediğini söyledi. Siz ise huzurda da söylediniz Mehmet Zekeriya Öztürk’ü Muzaffer Tekin’in bürosunda gördüğünüzden bahsettiniz.”

Sanık İbrahim Özcan:”Evet orada gördüm ben bir sefer. Görmedim demiyorum ki gördüm.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Önceki ifadelerinizde özellikle savcılık ifadenizde Muzaffer Tekin’in bürosunda sizden ayrı olarak gizli tabir ettiğiniz görüşmeler yapıldığından bahsediyorsunuz. Duruşmadaki buradaki beyanınızda bunu telif ettiniz, böyle bir görüşmeler

51

Page 52: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:52

olduğunu gizli olmadığını bilmediğinizi kendinizin dışarıda beklediğini, yani kendi aralarında görüşme özel olabilir düşüncesiyle dışarıda beklediğinizi söylediniz.”

Sanık İbrahim Özcan:”Evet nezaket icabı içeride insanlar var yani görüşüyor, nezaket icabı dışarıda bekledim. Zaten beş dakika görüşüp çıkmışımdır. Oraya geldiğimi bildiği için nasılsın iyisin deyip çıkmışımdır içerideki insanlar nezakettir yani içeride 5-6 kişiden biri konuşurken tanımadığım orada ilk defa gördüğüm insanlar olduğu zaman girer misiniz? Bu nezaket yani o benim nezaketimden kaynaklanıyor. Ha içeride ne görüşmüş onu ben bilemem, ne konuşmuş onu bilemem. Ha onu gizli addedersiniz o da sizin takdiriniz.”

Mahkeme Başkanı:" Dışarıda derken, dışarıda derken bir büronun bir odasında siz bekliyorsunuz, öbür odasında başkaları mı oluyor öyle mi? “

Sanık İbrahim Özcan:”Derken, hah şöyle sayın başkanım:”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Yoksa siz dışarı da mı dışarıda mı, koridor da mı,

nerede bekliyorsunuz?”Sanık İbrahim Özcan:”Yok, büro dediğim yeri tarif edeyim şurayı şöyle düşünün iki bölüm

giriyorsunuz, burası burada bir kapı burası bir büro, bir de girişi var orası, dediğimiz yer orası zaten orası büyük bir yer değil. Bir giriş var içeri.”

Mahkeme Başkanı:" Öbür tarafta görüşme yapıldığını sen nereden biliyorsun, madem kapalıysa, kapalıysa orası ( bir kelime anlaşılamadı) değil mi?”

Sanık İbrahim Özcan:”İçeride kalabalık, dışarıda çaycı geliyor çay getiriyor diyor ki içerisi kalabalık. İyi dedim ben beklerim ayıp olmasın insanlar görüşüyor içeride, tanımadığım insanlar var girmedim içeri. Ha ne konuştular bilemem.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Ama bunu gizli toplantı şeklinde ifade edince başka bir anlam çıkıyor.”

Sanık İbrahim Özcan:”Gizli mi değil mi ben onu bilemem.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”ifadenize bu şekilde yansımış. “Sanık İbrahim Özcan:”Yani insan ne konuşuyor içeridekini bilemem. Gizli de olabilir açıkta

olabilir, ticari de.”Mahkeme Başkanı:" Ama orada özellikle gizli toplantı diyorsunuz, anlamı çok değişik.”Sanık İbrahim Özcan:”Özellikle gizli derken yani beni ilgilendirmeyen bir şey. Gizli yoksa.”Mahkeme Başkanı:" O anlamda mı söylediniz gizli?”Sanık İbrahim Özcan:”Evet beni ilgilendirmeyen bir şey benim benim başımdan beni

ilgilendirmiyor içeride ne konuşulduğunu bilmiyorum.”Mahkeme Başkanı:" Hıh.”Sanık İbrahim Özcan:”Gizli toplantı özel bir gizli toplantı diye ifade etmiyorum ben onu

öyle bir şey yok. içeride ne konuşulmadığını bilmediğim bir şeyi nasıl ifade edeyim.”Mahkeme Başkanı:" Bak şimdi ifade ediyorsun şimdi, o zaman öyle ifade etmiyorsun.

Orada size okunan o ifade de öyle ifade etmiyorsun.”Sanık İbrahim Özcan:”Yani o an benden hariç bir toplantı olduğu için bilmiyorum içeride

gizli mi konuşuyorlar ne konuşuyorlar onu bilmiyorum ben onu açıklıyorum da diyorum da. Gizli ne konuşup konuşmadığını bilmediğim için, beni ilgilendirmeyen duymadığım bilmediğim bir görüşme.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Peki sorularıma başka bir konudan devam edeceğim. Siz duruşmalar boyunca dava sanıklarının MİT ile bir bağlantısı olup olmadığının araştırılmasını istediniz. Sizin herhangi bir resmi istihbarat kurumuyla veya başka bir devlet kurumuyla bir bağlantınız var mı?”

Sanık İbrahim Özcan:”Söyledim ben devletten hiçbir şekilde ayrı kalmam, hiçbir bağlantımda yoktur. Peki, talebimi kabul etmediniz, ama daha sonra ilerleyen baya bir sonra burada basına yansıyan yansıdı kadarıyla istihbarat teşkilatının bazılarına ifadeler verdiğini böyle ifadeler verirseniz çıkarsınız diye bir telkinleri olduktan sonra, sayın savcımız kabul

52

Page 53: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:53

edilmesine mi ne o gün herhalde öyle bir şey söyledi kabul edilmesini istedi mahkeme, sayın mahkeme kabul etmedi. Çünkü ben şuna inanıyorum eğer böyle bir yapılanma varsa MİT’in bilmemesi mümkün değil. Mümkün değil, yani akıl var mantık var.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Peki resmi görevli konumunda olmasanız da herhangi bir devlet kurumuyla muhbir, haber elemanı veya sair düzeyinde bir ilişkiniz oldu mu?”

Sanık İbrahim Özcan:”Hayır.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Soracağım soru burada geçen kişilerle bağlantınızın

anormal olduğunu belirtmek amacıyla değil ancak sizin bu kişilerle ilişkinizi nasıl kurduğunuz ve dava kapsamındaki suçlamaları anlamaya yönelik aramalarda mavi kapaklı üzerinde fihrist yazan bir telefon defteri bulunmuş. Burada telefon numaralıyla birlikte bazı isimler yazılı, bazıları şöyle; Ali Bal, paşa 1. ordu istihbarat başkanı.”

Sanık İbrahim Özcan:”Evet.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Can Özaray komutan, Albay Cemil Denk, Doğukan

Günaz veya Genöz, teğmen Tuzla, Emin Ersöz piyade yarbay.”Sanık İbrahim Özcan:”Evet.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Emekli binbaşı Erol Çetinkaya, Hasan Kundakçı

onursal başkan, Hüseyin Beyazıt askeri strateji uzmanı, Haşim albay, Oktay Yıldırım Çekmeköy komutanı, Osman Uçar jandarma yarbay Şırnak, Cenk binbaşı, T.B.K mali albay Süleyman Doğan, albay Sadettin Aydos paşa, emekli albay Nuri Zengin, Sadettin Torkun veya Turkul emekli albay, Ünsal Karaosmanoğlu il jandarma alay komutanı, Tuzla jandarma karakolu karakol Şinasi yüzbaşı. Budaklı gibi bazılarının resmi görevli olduğu da yani alınan notlardan anlaşılan diğerleri de telefon fihristinde yazılı şekillerle göre resmi görevli birçok kişi var, siz.”

Sanık İbrahim Özcan:”Bu paşa denilen insan ismi paşadır bunun.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Soruyorum açıklamamanız için soruyorum. Siz tam

olarak ne iş yapıyorsunuz, rehberinizde hatta telefonlarınızda yazılı bu kişileri tanıyor musunuz, nasıl ve hangi sıfatla tanıştınız?”

Sanık İbrahim Özcan:”Ben kitap gönderiyorum onlara, bakın birçoğunu kitap gönderirim, afiş gönderirim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bu kitap göndermeniz Durmuş Ali Özoğlu ile tanışlıktan sonra herhalde bu Kuvayi.”

Sanık İbrahim Özcan:”Evet ondan önce de tanıdığım insanlar da var benim akrabamda var subay emekli. Yani o insan emekli bir çok insanlarla karşılaşıyorsunuz, karşılaştığınız zaman hali ihtiyariyle herhalde kartını veriyor ne diyor kartını veriyor diyor ki emekli bilmem ne veya bir derneğin üyesiyse yönetimindeyse veriyor, onu o şekilde yazıyorsunuz orada hafriyatçıda var, emlakçı da var, doktorda var birçok insan var o fihriste incelediğinizde.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Ben sadece burada resmi görevli olan hatta güvenlik görevlisi konumundaki insanlar var.”

Sanık İbrahim Özcan:”Olur polis arkadaşlarda var görevlidir, yazmışımdır. Yani onlar görevdeyse eğer görevli polis yazmışımdır, trafikçi trafik yazmışımdır.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Yani bunarı sosyal ilişkileriniz çerçevesinde tanıyorsunuz.”

Sanık İbrahim Özcan:”Sosyal ilişkiler içerisinde olan, tabi. Yani o paşa olan ismi de Paşadır yani ismi gerçekten Paşa’dır. Ali Bal denilen arkadaşımızın da kardeşidir. Bir partinin de ilçe başkanıdır, kendisi. Onun ismi Paşa olduğu için biz ona Paşa zaten ona Paşa diyoruz. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Evet birinci dava sanıklarından Raif Görüm ile bağlantınızı duruşmada açıkladınız. Bu kişinin emniyet beyanı siz kendinizde okudunuz, birkaç defa hal hatır için aradı benimle görüşmek istedi. Ancak ben görüşecek bir şeyim yok diyerek kabul etmedim diyorsunuz. Bu kişi emniyet ifadesinde.”

Sanık İbrahim Özcan:”Zaten bir araya gelmedim.”

53

Page 54: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:54

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Hüseyin Görüm’ün yani amcası olan Hüseyin Görüm’ün sizi kendisine askeri istihbarat görevlisi olarak tanıştırdığını ifade etti, duruşmada da bu kendisine soruldu. Bunu şu şekilde duruşmada beyan etti; Hüseyin Görüm’den değil ama çevrede bu şekilde konuşulduğu için öyle bir beyanda bulunduğunu söyledi. Yani çevrede Kuvayi Milliye derneğiyle ilgili olan kişiler arasında sizin askeri istihbarat görevlisi olduğunuz konuşulduğu için böyle bir beyanda bulunduğunu söyledi.”

Sanık İbrahim Özcan:”Kendi, evet.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Sizde o çevredesiniz muhakkak sizde

duymuşsunuzdur. Sizin hakkınızda böyle bir söylendi böyle bir konuşma .”Sanık İbrahim Özcan:”Ben böyle bir şey duymadım, duysam tepki veririm kesinlikle tepki

veririm benim yüzüme karşı böyle bir şey söylese ben tepki veririm. Belki çok farklı tepki de veririm. Ona da kara versin çevre mi söylüyor kendi mi söylüyor amcası mı söylüyor?”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Raif Görüm’ün Danıştay saldırısı sanıklarından Alparslan Arslan ile bir bağlantısı olduğunu biliyor musunuz, tanışıyorlar mı?”

Sanık İbrahim Özcan:”Yo bilmiyorum.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Raif Görüm duruşmada sizin ile zaman zaman

görüştüğünden sohbet ettiğinizden hatta cigaralık içtiğinizden bahsetti. Bu kişi uyuşturucu kullanır mı? böyle bir bilginiz var mı?”

Sanık İbrahim Özcan:”Bilemiyorum efendim. Kendi düşüncesi kendi görüşü.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Kuvayi Milliye 1919 derneğinde bu dernek ile ilgili olan

kişilerden bir kısmının üzerinde istihbarat görevlisi, özel kuvvetler görevlisi şeklinde imzalı dernek kartları ele geçirildi aramalarda. Yine bu dernekte yapılan aramalarda bazı fotoğraflarda askeri üniformaya benzer bordo veya siyah bere takmış dernek görevlileri var, bunlardan bir kısmı sanık. Dosya içerisinde yer alıyor bu fotoğraflar.”

Sanık İbrahim Özcan:”Ben bilmem.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Telefon görüşmelerinde bir kısmı askeri rütbeleriyle

birbirlerine hitap ediyorlar yüzbaşım, binbaşım, komutanım şeklinde sizin bütün bunardan hiç haberiniz oldu mu, dernekte bulunduğunuz süre içerisinde?”

Sanık İbrahim Özcan:”Hayır ben oradayken böyle bir şey görmedim kimsenin öyle bir şey görmedim ben.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Kuvayi Milliye 1919’un genel başkanı emekli kurmay albay Mehmet Fikri Karadağ duruşmada şöyle bir beyanda bulundu; Hüseyin Görüm ile bir gün dernek genel merkezine geldiğimiz zaman İbrahim Özcan’ın yanında bulunan iki tane delikanlıya kendisini binbaşı diye tanıttırdı. Hemen o gün uzaklaştırdık oradan, ne binbaşısı, istihbarat binbaşısıyım diye tanıtmış kendisini.”

Sanık İbrahim Özcan:”Peh ( bir kelime anlaşılamadı)”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Öyle saçma şey olur mu? derhal o gün o saniyesinde

uzaklaştırdık bir daha karargaha girmesini yasakladık. Bu beyanda.”Sanık İbrahim Özcan:”Fikri Karadağ mı bunu söylüyor?”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Evet, duruşmadaki beyanı. Sizin kendinizi.”Sanık İbrahim Özcan:”Fikri Karadağ yalan söylüyor.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”İstihbarat binbaşısı olarak tanıttığınızdan bahsediyor.”Sanık İbrahim Özcan:”Benim cezaevinde yattığımı kendiside biliyor. Yani o yalan söylüyor

yalan açık beyan benim cezaevinde yattığımı senelerce yattığımı o da biliyor, yanındaki biliyor. Öyle bir şey diyeceğim ben mümkün mü ya? Yalan söylüyor yalan, yakışmıyor bir emekli subaya ben yakıştıramadım yani.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Peki bu beyanda geçtiği gibi siz Kuvayi Milliye derneğinden özellikle bu dernek yönetimindeki Burhan Omay isimli kişinin İslam dini hakkındaki aykırı görüşlerini beğenmediğinizden dolayı ayrıldığınızdan bahsediyorsunuz. Mehmet Fikir

54

Page 55: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:55

Karadağ ise sizi bu tür askeri rütbeler kullandığınız veya bu şekilde konuşulduğu için uzaklaştırdığını söylüyor. Hüseyin Görüm daha değişik Danıştay saldırısı sonrasında kendisine karşı takındığınız tavır nedeniyle sizi Durmuş Ali Özoğlu’nu vesair dernekten kovduğunu yani sizin ayrılmadığınızı onların uzaklaştırdığını söylüyor.”

Sanık İbrahim Özcan:”Kendi durumları o.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bu beyanlardaki çelişkiyi nasıl tehlif edebiliriz?”Sanık İbrahim Özcan:”Zaten çelişkili olduğu kendi yorumlarından belli ne diyeyim ben

kendi yorumları onların değerlendirmesi o diyecek bir şeyim yok ki ne diyeyim ben? Kendi yorumları onun zaten her seferinde çelişkili çelişkili konuşuyorlar.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Birinci dava sanıklarından Yusuf Görüm ile tanışıyor musunuz, ilişkinizi açıklar mısınız?”

Sanık İbrahim Özcan:”Hüseyin Görüm’ün amcası ilişkim o oradan tanıdım.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Abisi.”Sanık İbrahim Özcan:”Abisi pardon abisi. İlişkim herhangi özel bir ilişkim yok özel bir

şeyim yok adamla. “Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Yani sizin ne yaptığınızı bilir mi? siz onun ne yaptığını

bilir misiniz?”Sanık İbrahim Özcan:”Ben onun hatırladığımı kadarıyla bir sabun mu deterjan mı üretiyor

bir şey üretiyordu öyle bir iş yapıyordu. “Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Evet.”Sanık İbrahim Özcan:”Öyle bir iş yaptığını hafızamda olan o. Deterjan mı deterjan öyle bir

iş yaptığını hatırlıyorum, o da doğruysa. Diğer ne yaptığını bilmiyorum, çokta görüştüğüm veya şey ettiğim bir insan değildir.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bunlar size burada soruluyor çünkü sizin isminiz birinci iddianame kapsamında çok geçti, gerek telefon görüşmeleri içerisinde gerek beyanlarda. Yusuf Görüm duruşmada sizin hakkınızda şöyle söyledi bunu özetleyerek okuyorum. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel soruyor, kendisini ne olarak tanıtıyordu veya siz ne olarak tanıyordunuz? Orada işte herkese emirler veriyor, sen şunu yap sen bunu yap falan. Bunlarda hani Hüseyin değil ama diğerleri itaat ediyorlar. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, Hüseyin Görüm’ün üzerinde mi yani Hüseyin Görüm’ün üzerinde bir görevi mi vardı yoksa şeklinde devam ediyor. O kadar da değil Hüseyin’e saygılıydı hani Hüseyin de ona karşı saygılıydı fakat Hüseyin haklı bazı durumlarda Hüseyin de aynıdır. Hiç en ufak bir şeye o Danıştay olayı olduğu zaman hepsi birden dernekten kaçıp gitmişlerdi. Bu gerek Maltepe’de çünkü.”

Sanık İbrahim Özcan:”Kardeşini korumak için.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Vatansever kuvvetle güç birliği hareketinin daha dernek

olmadan önceki bazı toplantılarının Maltepe semtindeki bu barakada yapıldığı iddia ediliyor. Kuvayi Milliye derneği de ilk olarak Maltepe de kurulmuş ve Yusuf Görüm’de kendi işletmesini kısa bir süreliğine bu dernek faaliyetleri için tahsis etmiş. “

Sanık İbrahim Özcan:”Maltepe orası onun muymuş?”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Evet o bahsettiğiniz deterjan fabrikasının üst katında

bir büroyu tahsis ettiğini bahsediyor. Bu başka yerde de geçiyor. Bu kişi sizi Hüseyin Görüm’ün Maltepe semtindeki bu barakasında bu yerlerde herkese emir verir pozisyonda bulunduğunuzu anlatıyor. Bu beyan sizce doğru mudur?”

Sanık İbrahim Özcan:”Yanlıştır o zaman ben ona ne söylemişim ne yapmış ki? Ya öyle bir saçmalık. O kardeşini korumak için benim üzerime konuşan bir insan yani o, o ortaya çıkıyor. Bu yanlıştır öyle bir beyan mümkün mü? Kardeşini korumak için benim üzerime konuşmuş.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Evet, burada Hüseyin Görüm Ankara da Danıştay saldırısı olayından sonra gözaltına alınıp serbest bırakıldıktan sonra Bolu’da karşılanması

55

Page 56: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:56

olayından bahsedildi, sizde bunu bahsettiniz. Bu kişi Mercedes’le gelen kişilerin siz, Durmuş Ali Özoğlu bu kişilerin Mercedes’in siren tertibatı olduğunu yolu açarak gittiklerini kendisinin de karşılamaya zaten gittiğini kendilerinin de arkadan geldiğini söylüyor böyle bir hadise oldu mu?”

Sanık İbrahim Özcan:”Bakın daha öncede açıkladım Ali beyde açıkladı. Bolu’ya gitme sebebimiz, Mehmet.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Hayır ben, onları açıkladınız.”Sanık İbrahim Özcan:”Bakın açıklayayım o zaman.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bindiğiniz Mercedes marka aracın siren tertibatı,

yanıp.”Sanık İbrahim Özcan:”Siren miren hiç kimse tertibat açmamıştır bir, ikincisi o arabada

sadece meclis arması var. ve oraya gidiş sebebimiz Mehmet Mir Dengir Fırat’ın Abdullah Öcalan’ın kız kardeşiyle buluşmasını haber almış Ali bey haber yapmak için hadi gidelim demesiyle gittik. Onu daha önce Ali beyde açıkladı, neden gittiğimizi de açıkladı. Oraya yüzlerce araç geliyor otobüs geliyor.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”17.06.2008 tarihinde Selami İrek adına kayıtlı bir telefonla yaptığınız görüşme var, buna değindiniz savunmanızda.”

Sanık İbrahim Özcan:”Evet, Selami.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Burada Selami İrek size JİTEM diye hitap ediyor, sizde

itiraz etmiyorsunuz, görüşme içerisinde. Bu kişi kimdir, siz kendinizi JİTEM görevlisi olarak mı tanıtıyorsunuz?”

Sanık İbrahim Özcan:”Ben onun nedenini açık, hayır, hayır onu ben.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”kimdir bu kişi?”Sanık İbrahim Özcan:”Ben Selami o otoparkta görevli insandır bende nedenini açıkladım

o an yanımda bayan olduğu için eğer ikinci benim ona telefon açtığımı ve tapelerini buraya koysalardı çıkardı. Ben ona kızdım, defalarca niye böyle söylüyorsun, işte bizim bu kitaplar, afişler bu. Ben asla öyle bir terimi kabul etmem ve söylediği zamanda değişik şekilde söylemişimdir yani sert bazı sinkaflı şeyler söylemişimdir.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bu görüşmede .”Sanık İbrahim Özcan:”Çünkü daha önceki bir telefon tapesinde sözünüzü unutmayın. Bir

albay böyle söylüyor, ben öyle bir şey diyorum olmaz, kızıyorum. Konuşmada da var adam diyor böyle. Öyle bir şey yok ki.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bu görüşmede belediyeye ilişkin bir dosyayı takip ettiğiniz anlaşılıyor, görüşme içeriğinden. Bu konu sizinle ilgili midir, bu konuyu ve sizin ile olan ilgisini açıklar mısınız?”

Sanık İbrahim Özcan:”Belediyeyle.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Belediyeyle, isterseniz okuyayım telefon görüşmesini.”Sanık İbrahim Özcan:”Ben anladım, Kadıköy’e gittim ben Kadıköy’deyim o belediyede

böyle bir dosyaları var, gitmişken dedi bakar mısın bizim dosyanın kararı çıkmış mı diye. Bende gittim kararı çıkmamıştı, emlak müdürüyle görüştüm dedim nedir, dedi ki karar çıkmadı oranın işte oraya tekrar kiralanacağı çünkü orası trafik Yediemin otoparkı. Kirasının uzatılacağı veya kiralamanın devam edip etmeyeceği konusunda. Bende gitmişken uğradım.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Ama bu görüşme şöyle; bu zabıtalar ne durumdadır.”Sanık İbrahim Özcan:”Zabıtalar geliyor.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Yani biz diyor sizde, dosya Bülent beyde sen karışma

diyorsunuz. Yani adamın dosyası için sen karışma diyorsunuz, o Bülent beyde diyor. Bülent beyle emlak kamulaştırma, Bülent beyde o yazı orada. Siz diyorsunuz ki kim orada versene zabıtayı sen bana yanında mı senin şeklinde.”

Sanık İbrahim Özcan:”Evet.”

56

Page 57: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:57

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Yani bu dosyayla olmayacak bir iş mi, yani bir sorun mu vardı?”

Sanık İbrahim Özcan:”Hayır işte diyorum ya emlak kamulaştırmada tekrar kiralayıp kiralamayacağı. Bülent beyde diyor ki daha karar vermedi meclis, encümen buna. Zabıtalarında haberi yok gidiyor, ondan sonra zabıtayı ver diyorum. Onlar görüşüyor çıkıyor ondan sonra orasının yine ben cezaevindeyken devam mı ettiler, kamulaştırma çünkü bir süre veriliyor o süre içerisinde orasının boşaltılacağı, emlak kamulaştırma bölümünde encümene verecek dosyayı, rapor yazıp encümene verecekmiş. Encümenden çıkan karara göre zabıta diyor nasıl gider, encümen daha karar çıkmadı diyor. Uzatıp veya uzatılmayacağı kararı veya kamulaştırmanın yapılıp yapılmayacağının kararı.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Siz o kişi adına takip ediyorsunuz.”Sanık İbrahim Özcan:”Arkadaşım benim yani diyorum yani oraya gittiğimde git görüş dedi.

Bende görüştüm, Kadıköy.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”24.01.2008 tarihinde Kadir Demir adına kayıtlı bir

telefon ile görüşmeniz var. bu görüşmede görüştüğünüz kişi size soruşturma kapsamında göz altına alınmadan endişe ettiğini söylüyor.”

Sanık İbrahim Özcan:”Evet.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Sizde devlet benim bana kimse bir şey yapamaz

anlamında şeyler söylüyorsunuz.”Sanık İbrahim Özcan:”Evet, maksadını aşan bir şey, o korkmuş.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”o sözlerinize açıklık getirir misiniz, nasıl oluyor da siz

kendinizi devlet olarak gösteriyor söylüyorsunuz?”Sanık İbrahim Özcan:”Ben ona öyle, o birazda maksadını aşan bir konuşma nedenini de

söyleyeyim korkmuş çünkü oraya bir iki sefer gelen bir insan abi bizi de alırlar falan diyor. Bende diyorum a seni de mi alalım falan korkmuş insan aslında benim tanıdığım insan hafriyat camiasından tanıdığım bir insan. Bende biraz üstüne gidiyorum mahsustan, sonra diyorum yok öyle bir şey olur mu öyle. Yani o maksadını aşan bir şey, bende onu korkmuş ya işte ya bizi de mi, maksadını biraz fazlasıyla baya fazlası.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Görüştüğünüz kadir Demir Size şöyle diyor devamında; bende zaten JİTEM’im oğlum hayret bir şeysin bende zaten şeye çalışıyorum diyor. Devamında askeriyeden güzel ihaleler bulun, güzel ihaleler çıkartın işte, sizde görüşmenin devamında sen çıkar de ki şu ihale zamanı biz bu işi yapalım dosyayı hazırla o zaman gerekeni görüşürüz. Burada askeriyeden.”

Sanık İbrahim Özcan:”Devamını okur musunuz?”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Çıkartılacak bir ihale konusundan bahsediyorsunuz.”Sanık İbrahim Özcan:”Evet diyorum işte.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bu siz hangi bağlantılarınız nedeniyle bu ihaleleri takip

ediyorsunuz, bu şekilde görüşmeler yapıyorsunuz bunu açıklar mısınız?”Sanık İbrahim Özcan:”Hayır, şimdi Nihat bey o tapeyi okursanız diyorum ki; iç tedarik

bölge komutanlığına gidin ihaleler orada yazar diyorum.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Asıl benim size sorduğum soru.”Sanık İbrahim Özcan:”Yani onu atlarsanız orası o bütün tapenin özelliği kalmaz.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Sen çıkar de ki şu ihale zamanı biz bu işi yapalım

dosyayı hazırla o zaman gerekeni görüşürüz. “Sanık İbrahim Özcan:”Şimdi bana o tapenin tam metnini çıkarın.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Yo bende var tam metnini zaten sizde okudunuz.”Sanık İbrahim Özcan:”Ama tam metninde diyor ki iç tedarik bölge komutanlığı sitesi var

bak oraya ihaleler her şey orada hazırla dosyanı gir. Ne diyeyim adama.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”O zaman gerekeni yapacaksınız.”

57

Page 58: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:58

Sanık İbrahim Özcan:”Özellikle belirtiyorum nereden ihalenin çıktığını da söylüyorum orada. Yani o iç tedarik bölge komutanlığına bakarsan dediğim yeri atladığınız zaman o tapede o zaman ben ihaleyi almış, giriyormuş, veriyormuş oluyorum. Oradaki zaten paragraf orayı anlatan bütün anlatan paragraf orada. Şimdi okuyayım ben buradan. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Ben size okuyayım burada var. siz bu ihale konusu açıldığı zaman diyorsunuz ki şeyden çıkar bak gir milli savunma bakanlığı iç tedarik bölge komutanlığı yaz oraya bu şekilde devam ediyor devamında yada bizim siteye gir bak toplumsal dönüşüm haberi gir orada linkler var oradan girebilirsiniz diyorsunuz. Orada sitelerin üzerinde genelkurmay yazar o genelkurmaya gir. Kadir tamam peki buradan biz seçelim seni mi arayalım ondan sonra diyor. Sizde sen çıkar de ki şu ihale zamanı biz bu işi yapalım dosyayı hazırla. Kadir’de, tamam tamam diyor. Sizde o zaman gerekeni görüşürüz diyorsunuz. Ve şartları söylüyorsunuz Kürt olmayacak vesair şeklinde devam ediyor. Ben bunu sormuştum yani sizden bir kere neden sizden askeri ihaleler konusunda bir fikir isteniyor?”

Sanık İbrahim Özcan:”Şimdi Kadir’in şirketi askeri ihalelere girmeye yeterli bir şirket değil daha önceden de o biliyor, oraya girmenin belirli.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Tamam o değil yani sizden sorulmasının nedeni nedir?”

Sanık İbrahim Özcan:”Benden yani yol istiyor, yardım istiyor yani yol göstermemi istiyor. Bende ona iç tedarik bölge komutanlığına gir diyorum bakın milli savunma bakanlığı ihale yerleri.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Askeri ihaleler takip eden bir şirket bunu daha iyi bilmez mi sizden ne gibi ( bir kelime anlaşılamadı)”

Sanık İbrahim Özcan:”Ben girmemiş ki zaten hiç girse, ben ihale almış mıyım girmiş miyim hiç, herhangi bir ihaleye girip almış mıyım? Veya o şirkete Kadir’in şirketine ihale almış mıyım, var mı böyle belge bir şey var mı?”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Görüşmenizi açıklamanızı istiyorum, var veya yok.”Sanık İbrahim Özcan:”Yani yok almış gibi anlatıyorsunuz da sayın savcım. Almış mıyım

eğer almışsam deyin ki girmişsin bak onun şirketine bu ihaleyi almışsın de.” Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Peki devam ediyorum.”Sanık İbrahim Özcan:”Ben yolunu gösteriyorum ona diyorum milli savunma bakanlığına

gir şartlarını yerine getirebiliyorsan hazırla dosyanı git.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Sonrada bana haber ver diyorsunuz.”Sanık İbrahim Özcan:”Bana haber ver götür, gir hazırlayamazsın o dosyayı. Oraya o

şartlar öyle bir şartlar var ki, mümkün değil.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Birinci dava sanıklarından hoca lakaplı İsmail Eksik

Paker olarak ta biliniyor.”Sanık İbrahim Özcan:”Kim?”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Siz tanışıyor musunuz, ilişkinizi açıklar mısınız, bu

kişiyle?”Sanık İbrahim Özcan:”Ben onu bir veya iki sefer işte dediğim, Şile’de gördüm bir Muzaffer

Tekin’le gördüm o ilişkim fazla bir ilişkim yok. birde Hüseyin, o barakada görmüş olabilirim.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Dosyada bir fotoğraf var birlikte gözüküyorsunuz,

Mehmet Zekeriya Öztürk’te var sizde varsınız, İsmail Paker var, bunu ( bir kelime anlaşılamadı)”Sanık İbrahim Özcan:”Şile’dedir o Şile’de Şile’ye gelen ekibin içindedir, kalabalık bir

fotoğrafta öyle değil mi kalabalık bir fotoğraf galiba hafızamda kaldığı kadarıyla.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Hayır yani siz dört kişinin olduğu bir fotoğraf.”Sanık İbrahim Özcan:”Dört kişi mi bilmiyorum olabilir, nerede çekilmiş? Fabrikada mı,

Şile’de mi, açıklarsanız fotoğrafı benden açıklayabilirim yani nedir. Ya orada çekilmiştir ya orada, başka bir yerde ben o adamla pek ilişkim yok.”

58

Page 59: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:59

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Anladım.”Sanık İbrahim Özcan:”Ya fabrikadadır ya Şile dönüşünde kalabalık benim hafızamda Şile

dönüşünde o kalabalık başkaları da vardı, orada başka insanlarda vardı. Yani orada o an hiç tanımadığımız insanlar da vardı orada.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”İsmail Eksik’in Danıştay saldırısı sanıklarından Alparslan Arslan ile bir bağlantısı olduğuna dair bir bilginiz var mı? Sizinle 2002 yılından itibaren tanıştığınızı görüştüğünüzü hesaba katarak soruyorum, Alparslan’a.”

Sanık İbrahim Özcan:”İsmail Eksik derken Paker değil mi?”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Paker evet.”Sanık İbrahim Özcan:”Hayır ben bilmiyorum onunla ilişkisi var mı yok mu onu bilmiyorum.

Zaten İsmail Paker ile diyalogum yok.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Emniyetteki ifadenizde Oktay Yıldırım’ı Şile’de

düzenlenen törende Muzaffer Tekin’in yanında tanıdım, tanıştığımızda kartını verdi bende fihristime yazdım ancak kendisiyle görüşmedim, samimiyetim yoktur diyorsunuz. Bu beyanınız doğru mu, Oktay Yıldırım ile bunun dışında bir irtibatınız oldu mu açıklar mısınız?”

Sanık İbrahim Özcan:”Belki görüşmüş olabilirim ama bilmiyorum o güvenlik işi yaptığı bir kartı vardı, bilmem ne güvenlik yazıyordu şimdi hatırlamıyorum. Bir güvenlik kartı verdi bende onun karşısına Oktay Yıldırım fihriste yazmışım komutan. Belki bir şey için arayıp bir kere görüşmüş olabilirim bilmiyorum hatırlamıyorum yani. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bu fotoğrafa bakabilir misiniz yaklaşık bana?”Sanık İbrahim Özcan:”Anlaşılamadı.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Tamam mikrofona söyler misiniz?”Sanık İbrahim Özcan:”Şile işte orası diyorum Şile. Şile orası diyorum ya Şile de çekilmiştir

ya fabrikada orada çünkü hiç tanımadığımızı yüzlerce adamla fotoğraf var.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Sizin ile ilgili aramalarda üzerinde 8.5.2005 tarihi

bulunan vatan türküsü başlıklı şiirin sonunda gönül dostlarımla kalp kalbe beraber olduğum bu bahar gününün anısına Hüseyin Görüm abime en kalbi duygularımla Oktay Yıldırım. İsim ve imzası bulunan.”

Sanık İbrahim Özcan:”Yazdığı şiir.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bulunmuş, bu şiir Hüseyin Görüm’e yazılmış. Siz mi

aldınız bu şiiri.”Sanık İbrahim Özcan:”Şimdi o Şilenin dönüşündeydi orası o büyük fotoğraf çekildiği yer

Ömerli yolu üzeri bir çay için orada duruldu onlarda oraya geldi. Ben okuyan insan, şiirde yani hitabet yani şiirde yazılan sevdim hoşuma gitti alabilir miyim dedim aldım. Ve o şiiri hatta bir kitap hazırlıyordum orada da kullanmayı düşünüyordum. Güzel bir şiir severim şiirde okurum, çokta güzel bir şehitlere, millete, vatana ilgili bir şiirdi yani önünüzde vardır okumuşunuzdur, çünkü güzle bir yazı güzel bir şeye hitap ettiği zaman ilgimi çeker.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Sizinle ilgili aramada bir notta üzerinde Oktay Yıldırım isminin altında da Çekmeköy komutanı.”

Sanık İbrahim Özcan:”Çekmeköy’de komutan diye yazmışım.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Çekmeköy komutanı yazıyor, burada yazılı Oktay

Yıldırım bahsettiğiniz Oktay Yıldırım mıdır?”Sanık İbrahim Özcan:”Evet, o odur.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Çekmeköy komutanı nedir?”Sanık İbrahim Özcan:”Çekmeköy komutan yani orada oturduğunu biliyorum ben öyle

demişti, Çekmeköy yazmışım. Yani hangi semtte oturduğunu hatırlamak o kişiyi hatırlamak için. Yani komutan yazmamın da ki sebep emekli asker olmasından hatırlamam açısından, avukat olsa avukat yazacağım, hakimse hakim, savcıysa savcı, doktorsa doktor.”

59

Page 60: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:60

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Hayır Çekmeköy komutanı olarak yazmışsınız bunu açıklatmaya çalışıyorum.”

Sanık İbrahim Özcan:”Yok Çekmeköy komutanı değil, Çekmeköy komutan yani Çekmeköy de oturduğunu biliyorum. Öyle söylemişti o zaman hafızamda öyle kalmış öyle yazmışım.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Yine birinci dava sanıklarından Hüseyin Görüm duruşmalar sırasında Muzaffer Tekin’e şöyle soru yöneltti; Oktay Yıldırım ile Şile gezisinde aynı fotoğraf karesinde görüldük. Oktay Yıldırım’ın Kuddusi Okkır’ın Dudullu da ki iş yerinde İbrahim Özcan, İsmail Paker ve benim bile görüştüğünden haberinizi var mıydı, siz mi gönderdiniz. Şeklinde bir soru sordu ve burada içeriğini açıklamakla birlikte Muzaffer Tekin’in, Oktay Yıldırım’ın, Kuddusi Okkır’ın Dudullu semtindeki iş yerine gönderdiği burada Oktay Yıldırım, Hüseyin Görüm, İsmail Paker ve sizin bir görüşme yaptığınız belirtiliyor. Bu beyanda geçen toplantı oldu mu?”

Sanık İbrahim Özcan:”Ben öyle bir şey hatırlamıyorum, öyle bir şey hatırlamıyorum, bilmiyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Siz Dudullu Kuddusi Okkır’ın Dudullu da ki iş yerine gider miydiniz? Hiç gittiniz mi?”

Sanık İbrahim Özcan:”Ben gitmedim orada olduğumu söylüyor da ben gitmedim.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Başka herhangi bir yerde görüşme yaptınız mı Şile

gezisi haricinde, Oktay Yıldırım, İsmail Paker, Kuddusi Okkır?”Sanık İbrahim Özcan:”Kuddusi Okkır’ı gördüm birkaç sefer geliyor, Maltepe’de ki oraya

geliyordu. Kuddusi Okkır Göztepe’de okuyor, bize yakın birkaç sefer gördüm görmedim değil. Konuştum da kendisini ben oraya zaten ne diye not etmişim fihristime? Tekno parkta görevli yani üniversitenin o kobiler bölümünde görevli diye ben öyle diye biliyordum, öyle yazmışım zaten. Tekno park üniversitede öyle görevli diye onunda telefonuna Kuddusi Okkır tekno park yazmışım.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Kuddusi Okkır sizi Ankara’ya gittiğinizde Taner Ünal ile görüştüğünüzde sizin yanınızda mıydı?”

Sanık İbrahim Özcan:”Evet.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Birlikte mi gittiniz?”Sanık İbrahim Özcan:”Evet. O da oradaydı, fotoğraflar çekti bende fotoğrafları aldım

dedim anıtkabire gelirken çekiyorsun ver fotoğraflarımızı. O da bir CD yapmış aldı, verdim yani ben aldım ondan.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Hüseyin Görüm’ün duruşmada şöyle bir beyanı oldu; dosya kapsamındaki bütün bu fotoğrafları yani sizden ele geçenler dahil olmak üzere kilisede çekilenler, Şile gezisi vesair işte Ankara, anıtkabir bunların hepsini Kuddusi Okkır’ın çektiğini fotoğrafa meraklı olduğunu, Maltepe semtindeki barakada dahil olmak üzere hepsini Kuddusi Okkır’ın çektiğini söyledi, doğru mudur?”

Sanık İbrahim Özcan:”Evet çoğunu o çekmiştir, çoğunu o çekti ama bir başkası da verdi ben ondan aldım. Bir başkası da çekmişti.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Sizdekileri siz kimden aldınız, kimden edindiniz?”Sanık İbrahim Özcan:”Ben Kuddusi Okkır’ın o bir çoğunu Kuddusi Okkır’dan dedim ver

bizim fotoğraflarımız çek ver bize.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Hayır sadece yani sizdeki fotoğrafların tamamını mı

Kuddusi Okkır’dan aldınız?”Sanık İbrahim Özcan:”Ben şimdi bende birçok fotoğraf var hangisini benden.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”CD içerisinde zaten.”Sanık İbrahim Özcan:”CD içerisinde.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Evet.”

60

Page 61: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:61

Sanık İbrahim Özcan:”CD içerisindeki zaten Kuddusi Okkır’ın çektiklerini ondan aldım o CD’ye yüklemiş bana getirdi. Dedim ver bizim fotoğrafları, dedi ben CD’ye yükler veririm sonradan da verdi. Kimini Hüseyin ile gönderdi bir tanesini hatta. Çünkü bende 300-400’e yakın fotoğraf almışlar bilmiyorum eski hapishane fotoğraflarını da almışlardır.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Birinci dava sanıklarından Emin Gürses ile Boğazlayan kaymakamı Şehit Kemal beyi anma töreninde tanıştığınızı söylüyorsunuz bu toplantıya siz ne şekilde katıldınız nasıl haberiniz oldu, kimlerle gittiniz, sizi kim davet etti? Miting şeklinde olan bu toplantıda Emin Gürses’i nasıl buldunuz, nasıl tanıştınız, açıklar mısınız?”

Sanık İbrahim Özcan:”O toplantı değil bir, ikincisi miting değil mezarı başında bakın boğazlayan kaymakamının yerini bilmeyene bir daha söyleyeyim. Kadıköy’de Salı pazarının oradan.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bu Beyazıt meydanındaki.”Sanık İbrahim Özcan:”Ben oradaki toplantıya Beyazıt meydanındaki toplantıya gitmedim.

Mezarı başına ben başka bir yere gitmem. Kadıköy’de mezarı vardır ben yıllardır giderim oraya, Kadıköy Salı pazarının oradadır mezarı. Keşif isteyebilir, yapabilir çıkartabilirsiniz. Hemen kapıdan giriş türbenin karşısında onun mezarı vardır büyük çınarın altında ve bayrak asılıdır, bayrak direği bağlı.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Telefon defterinizde Emin Gürses’in numarası.”Sanık İbrahim Özcan:”Ben orada gördüm Emin hocayı orada gördüm, orada birçok

kaymakamda vardı birçok mülkiye amiri de vardı. Belediye başkanları, emniyet müdürleri orada toplantı yapılır, mezarı başında. Yasin okunur, kuran okunur, toplantı yapılır. Günün anlam ifade eden konuşmaları yapılır birçok parti temsilcileri gelir.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Emin Gürses sizi hatırlar mı?”Sanık İbrahim Özcan:”Bilmiyorum hatırlamaz görüşmedim çünkü hatırlamayabilir yani

ama o medyada gördüğümüz bir insan olduğu için ben onu hatırlarım ama o beni hatırlamayabilir.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Telefon defterinizde Hanefi Atlaş Avukat ve cep telefon numarası yazılı bir kayıt var bu kişi kimdir, nereden tanıyorsunuz açıklar mısınız?”

Sanık İbrahim Özcan:”Hanefi?”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Altaş.”Sanık İbrahim Özcan:”Hanefi Altaş, şu an bilmiyorum hatırlamıyorum da Hanefi benim

telef, yani bir şekilde bana gelmiş yani görüşmüş olabilirim görmüş olabilirim, yazmışımdır.”Mahkeme Başkanı:" Avukat, avukat olduğunu.”Sanık İbrahim Özcan:”Avukat olabilir bir yerde belki o toplantıların birinde işte kaymakam

Kemal beyin orada da olabilir, Hanefi.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Muzaffer Tekin Hüseyin Görüm aracılığı ile sizden Emin Gürses veya Av. Hanefi Altaş’ın korunması yönünde bir talepte bulundu mu?”

Sanık İbrahim Özcan:” Yok Hanefi Altaş’ı hatırlamaya çalışıyorum ama Hanefi Atlaş.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Avukat yenihayat dergisi buralardan belki

hatırlayabilirsiniz.”Sanık İbrahim Özcan:” Çünkü bende aşağı yukarı 40-50 tane avukatın kartı var. Yani onu

bir yerde görmüşümdür ama herhangi bir diyalogum olmamıştır olduğunu zannetmiyorum.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Sizden böyle bir talepte bulunuldu mu?”Sanık İbrahim Özcan:” Hayır.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Hüseyin Görüm çapraz sorgusunda Muzaffer Tekin’e

şöyle bir soru yöneltmişti. Av. Hanefi Altaş’ın korunması için İbrahim Özcan’dan bir talebiniz oldu mu? Muzaffer Tekin de bu soruya oldu evet size söyledim galiba şeklinde cevap verdi. Daha sonra Muzaffer Tekin yine duruşmada bu konuyla ilgili olarak koruma Emin Gürses hocamla ilgiliydi beni Hanefi Atlaş aradı hocamız televizyonda yaptığı bir konuşmadan dolayı PKK

61

Page 62: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:62

kendisini hedef haline getirmiş müracaatta bulundu, koruma verilecek birkaç gün ben dedim yeri geldiği zaman dostuma korumalık yapıyorum. Şeklinde devam ediyor. Hüseyin birilerine havale etti yani Hüseyin de yanındaki İbrahim’e veya kendi Hanefi beyle kendileri görüştü birkaç gün sonra Hanefi bey buradan bir şey çıkmadı dedi. Demek ki, olanakları değil. Şimdi hatırladınız mı Hanefi Altaş’ı?”

Sanık İbrahim Özcan:” Hayır Hanefi Atlaş diye birini hatırlamadım. Benden bir şey istediğini tahmin etmiyorum. Emin Gürses’i korumak için niye benden yardım istesin ki. Emin Gürses akademik bir hoca yani istediği yere istediği an ulaşabilecek bir insan. Niye benden yardım istesin ki? Bu da bir tezat yani. Koca üniversite de bölüm başkanı.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Bu tezat olduğu için size soruyorum.”Sanık İbrahim Özcan:” Yok ben öyle bir şey.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Böyle bir şey soruyor diye Hüseyin Görüm soruyor

böyle bir olay olup olmadığını. Muzaffer Tekin de olduğunu teyit ediyor.”Sanık İbrahim Özcan:” Benle öyle bir şey yok yani onların arasında olmuş olabilir de

benim haberim yok yani. Benle alakalı değil. Benden öyle Emin Gürses’i korumak için bilmem ne, bilmem ne öyle bir talep ben hatırlamıyorum. Bana öyle bir şey söylenmedi.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Hanefi Altaş’ın telefonunu nasıl şey yaptınız buldunuz tedarik ettiniz?”

Sanık İbrahim Özcan:” Olabilir Hüseyin’in bazı telefonlarını bende yazıyordum fihristime. Diyordu al bunları kaydet ben tutmuyorum. Çünkü ben telefona mesaj yani telefona kaydetmesiyle bilgisayar kullanmasını bilmem. Ben genelde olsa da yazarım. Fihriste yazarım. Hüseyin diyordu bazen al bunları yaz yaz. Senin fihristinde kalsın kaybolmasın diye. Onun da yazdırdığı bir sürü telefon vardır benim fihristimde. Çünkü ben o konularda biraz o yazma işlerini şey etmeyi (1 kelime anlaşılamadı) yapmadığı için yani böyle fihrist vs. ben çünkü yazarım not alırım bir fihrist vardır ona yazarım. Kim olursa telefonunu zaten yazmamak nezaketsizlik. Bir insan size kartını verirse yazarsınız.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Emin Gürses ile Hanefi Altaş’ı tanımadığınızı hatırlamadığınızı beyan ettiniz. Emin Gürses.”

Sanık İbrahim Özcan:” Emin Gürses’i dedim.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Emin Gürses ile Hüseyin Görüm arasında bir bağlantı

olduğuna dair bilginiz var mı?”Sanık İbrahim Özcan:” Yok bilmiyorum o özel bir bağlantı bilmiyorum. Onu ondan

haberim yok.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Peki Muzaffer Tekin siz kabul etmiyorsunuz ancak

başka bir konu içinde olabilir sizden bu şekilde bir talepte bulunacak kadar Muzaffer Tekin ile aranızda bir bağlantı var mıdır?”

Sanık İbrahim Özcan:” Hayır benden hiçbir talep bulunamaz bulunmadı. Niye olsun ki benden koskoca yüzbaşı benden niye talebi olsun?”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Birinci dava sanıklarından Ergün Poyraz ile tanışıyor musunuz bir bağlantınız var mı?”

Sanık İbrahim Özcan:” Hayır tanımıyorum.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Hüseyin Görüm duruşmada kendisine sorulması

üzerine Ergün Poyraz derneğe hiç gelmedi. Kuvayi Milliye derneğine gelip gelmediği soruluyor.”Sanık İbrahim Özcan:” Tanımıyorum adamı (1-2 kelime anlaşılamadı).”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Hiç Ergün Poyraz’ın şeylerinde dedim defterlerini

yazdıklarını filan toplumsal dönüşümde böyle dağ gibi her tarafa yığmışlar satamamışlar yani. Bende dedim ki, Ali’ye kıyak olsun diye bir de parasını verdim. Reisim parasını yani hepsi Atatürkçü ya dedim Kadıköy de bina boş kalmasın. Hani doldurun dedim kitapları insanlar dedim geldiğinde okurlar birer ikişer insanlara para almayın dedim. Hediye edin dedim. Bunlar

62

Page 63: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:63

okuduktan sonra hepsini Kadıköy de hepsi şahittir dağıttım. Bu anlatılanlar konusunda bilgi sahibi misiniz? Bu dernekte gelişen bir olaydan bahsediyor. Toplumsal dönüşüm yayınlarının kitaplarını Kuvayi Milliye derneğince satın alınıp ücretsiz dağıtıldığından bahsediyor. Böyle bir şey oldu mu?”

Sanık İbrahim Özcan:” O konuyu, o konuyu sorunun muhatabı ben değilim. O kitapları eğer vermişse Ali Bey burada Ali beye sorun. Muhatabı ben değilim ki. Sorunuzun muhatabı ben değilim yani.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Bütün bunlara Hüseyin Görüm bir bakıma sizi şahit gösterdi hatta kendi ifadesiyle burada tırsmazsanız her şeyi anlatacağınızdan bahsetti. Bütün bunlara sizin şahit olduğunuzu söyledi bu yüzden size onun ifadesinde geçen.”

Sanık İbrahim Özcan:” Ali bey burada diyorum işte kitap yayınevinin sahibi burada daha açık daha bundan açık şey olmaz ki. Sorun neye nasıl kitap vermiş. Nasıl dağıtılmış size söylesin.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Ali bey bizim sorularımıza cevap vermediler size soruyorum bunu.”

Sanık İbrahim Özcan:” Heyet sayın başkan sorar. Kitap göndermiş Ali Bey dağıttırmış.”Mahkeme Başkanı:" Anlatacağınız şeyleri toparlayın not edin. İşlem bitsin ondan sonra.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Birinci dava sanıklarından Ali Kutlu ile bir bağlantınız

var mı bunu açıklar mısınız Ali Kutlu?”Sanık İbrahim Özcan:” Ali Kutlu dedim Ankara da bir kere gördüm. Ben de hatta ismi

telefonu vardı. Evet.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Evet sizde telefonu var bu bahsettiğiniz.”Sanık İbrahim Özcan:” Ankara da VKGB’nin işte dergisini mi ne Mersin’de mi ne bir yerde

baş bayisi yada satıyor. Böyle bir şeydi aklımda kaldığı kadarı o. O vesileyle.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” İrtibatınız sadece bu şekilde.”Sanık İbrahim Özcan:” Yok he orda gördüğüm için dergi Mersin mi ya Adana mı orda bir

yerde bayisi varmış.” Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Cumhuriyet savcılığı ifadenizde şöyle bir beyanınız

var. Muzaffer Tekin ile benim Yasin olarak tanıdığım Rasim Görüm konuşuyor ve görüşüyorlardı. Zaten sekiz on defa Maltepe’deki toplantılarda bir araya gelmişlerdi. Karşılıklı konuştuklarına da şahit oldum. Ve sorulması üzerine Rasim Görüm ile yani kendileri tanışmadıklarını söyledikleri için bu konu size soruluyor. Birbirlerini tanımadıkları şeklindeki beyanları doğru değildir. Kendilerini defalarca bir arada gördüm konuştuklarına şahit oldum. Birlikte fotoğrafları da vardır diyorsunuz. Gerçekten de birlikte birçok fotoğrafları var.”

Sanık İbrahim Özcan:” Aynı yerde sekiz on.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Bu beyanlarınız doğru mu bu?”Sanık İbrahim Özcan:” Aynı yerde sekiz on kişi oturuyorsunuz yani konuşmuştur illa ki

insanlar. Küs mü olur yani aynı yerde bulunan sekiz on kişinin içinde orda gördüm beraber yalan mı söyleyeceğim. Ha ne konuşmuş bilmiyorum. Ama aynı yerde sekiz on kişi olduğu zaman birbirine en azından merhaba der nasılsın der. Bu nezaket icabıdır yani.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Sizin telefon defterinizde Yasin Görüm isminde bir kayıt var. Bu kişi bahsettiğiniz Rasim Görüm mü?”

Sanık İbrahim Özcan:” Ben Yasin biliyorum ismini ismi Rasim’miş gerçek ismi. Ben Yasin biliyorum ben Yasin bildiğim için de Yasin yazmışım. O zamana kadar hep Yasin diye söylerdi amcası da öyle söylerdi. Kendi de.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Biraz önce sayın meslektaşım sordu bu konu tam anlaşılmadı. Çünkü Muzaffer Tekin’in müdafii sizi cezaevinde ziyaret etti bunu siz mi talep ettiniz o mu talep etti?”

63

Page 64: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:64

Sanık İbrahim Özcan:” Hayır, hayır kendisi geldi Tekirdağ’ına ve söylüyorum ben poliste dayak yedim şöyle oldu böyle oldu diye bir şey söylemedim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Yani siz avukat tutmak için mi talep yani cezaevinde görüşmenin belli kurallara bağlanmıştır ne şekilde bu görüşme?”

Sanık İbrahim Özcan:” Hayır kendisi, benim avukat. Kendisi bakın onu bulabilirsem cezaevinde kağıdı da yırttım hatta ondan ver dedim madem o ifadeyi kağıdı yırttı ifadeden aldım. Muzaffer Tekin’in bürosunda gördüğüne dair. Dedim ki, ben böyle bir şey söylemedim. İlk önce dedim ona. Sen istihbaratçı mısın çünkü bir garip geldi bana. Yaklaşımı bir garip geldi. Ondan sonra gitti çantasından vekaleti çıkarttı gösterdi. Ben dedim senin müvekkilini sevmem ama iftira da atmam.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Ama burada.”Sanık İbrahim Özcan:” Ben orda şunu bir kere kesinlikle yalandır o avukata gelsin avukat

hanımın yüzüne söylerim ben poliste dayak yedim şöyle oldu böyle oldu demedim, demedim. Ben neyse onu söylüyorum. Ha sen dedim ilk baştan dedim çünkü garip geldi yaklaşımı. İşte emniyette şöyle işte şöyle bir acayip dedim sen kimsin ya. Kimsin sen. İlk önce görüşmüyordum çıkıyordum avukatım dedi ondan sonra. Sen dedim istihbaratçı mısın kimsin? Çünkü garip garip hareketler ediyor. O arada da insan zaten Tekirdağ da sıkıntılı bir dönem yaşıyoruz. Basından bir çok şey hakkımızda yazılıyor çiziliyor cevap veremiyorsun konuşamıyorsun. Hiçbir şeye.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Bu beyan anlaşıldı yalnız siz buradaki itirazlarınız bölüyorsunuz. Alparslan Arslan’ı Muzaffer Tekin’in bürosunda gördüğünüze dair beyanınızın doğru olmadığını Rasim veya Yasin Görüm hakkındaki beyanınızın doğru olduğunu beyan ediyorsunuz. Bu bu şekilde mi?”

Sanık İbrahim Özcan:” Bu çelişki midir sizce. Doğruya doğru diyorum. Gör fotoğrafı var yalan mı söyleyim alın elinizde fotoğraf var fabrikada çekilen.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Rasim Görüm’ün duruşmada şöyle bir beyanı oldu. Amcam Hüseyin Görüm’ün bu kişileri dernekten kovduğunu beyan etmişti. Onun intikamını mı almışlardı benden. Benim üstüme gördük yalanını uydurarak. Ben bu ifadeyi İbrahim Özcan’ın verdiğine asla inanmıyorum vermiş olsa dahi yalandır şeklinde devam ediyor.”

Sanık İbrahim Özcan:” Sayın savcım elinizde fotoğraf var fabrikada beraber olduğumuz dönemde ya yalan mı söyleyeceğim fotoğraf var orda.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Ya fabrikada Şile de.”Sanık İbrahim Özcan:” Yani o fotoğraf şimdi.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Onur konferans isimli işyerinde onun çok.”Sanık İbrahim Özcan:” Fabrikada orda Muzaffer Tekin de Yasin de ismi Rasim’miş onun

da fotoğrafı var şimdi yalan mı söyleyeceğim orda var diyorum. Ya fotoğraf delil değil mi kanıt değil mi? Ben şimdi burada yok desem orda fotoğrafta çıkınca siz bana yalan söylüyorsunuz demez misiniz? Akıl var mantık var orda fotoğraf var ortada. Ha konuşmuş insan nezaketten merhaba der demez mi ya. Ha özel bir konuşma mı o. Yapıp yapmamış bilmiyorum. Ha bürosunda gördün mü görmedim. Ama Maltepe de gördüm. Şile de geldi. Fotoğraf var yalan mı söylüyorum elimde belge var. E şimdi ben yalan mı söylemiş oluyorum. O kadar belge fotoğrafa rağmen. Yani Rasim Görüm yok diyor doğru söylüyor o fotoğraflar var ben yalan mı söylüyorum burada çelişki mi söylüyorum. Yani öyle mi oluyor.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Ben size soruyorum yani bu konuyu (2-3 kelime anlaşılamadı)”

Sanık İbrahim Özcan:” Ama öyle yansıtıyorsunuz sayın savcım.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Danıştay saldırısı sanığı Alparslan Arslan ile Hüseyin

Görüm’ün İçerenköy’deki bürosunda tanıştığınızı beyan ettiniz. 2002 yılından itibaren görüşmeleriniz var. 2006 yılı dört yıllık bir süreci kapsıyor. Belki biraz daha fazla. 40 adet telefon görüşmeniz mevcut tespit edilen telefon hatlarından tespit edilmiş. Dört yıllık süre içerisinde

64

Page 65: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:65

Alparslan Arslan konusunda nasıl bir izlenim edindiniz. Çevresini tanıyor muydunuz, bunu açıklar mısınız?”

Sanık İbrahim Özcan:” Ben kendisini öyle tanıdım söylüyorum öyle biraz dini yönü ağırlıklı tutucu bence yani bana göre çok aşırı tutucu bir insandı. O tür bir insandı. Kadıköy’deki bürosuna diyorum gittim bir iki sefer Yeditepe hukuk bürosuydu hatırladığım kadarıyla yanlış da söylemiyorsam Yeditepe hukuk bürosu diye biliyorum. O şekilde tanıdım. Hani o şekilde bir izlenim bıraktı bende aşığı muhafazakar, tutucu. Bence çünkü çok kendine göre şeyleri olan bir insan. Onun dışında çevresi nedir ne değildir bilemiyorum. Alparslan Arslan’ın hiç telefon görüşme tapeleri yok mu?”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Ben size soruyorum mesela sizin görüştüğünüz birçok insanlar Alparslan Arslan da görüştü mesela size sordum Rasim Görüm, İsmail Eksik bunlar kendisinin de beyanları yani kabul edip duruşmadaki beyanları. Soracağım kişiler de var yani sizin görüştüğünüz birçok kişiyle Alparslan Arslan da görüşüyor. Bu şekilde size çevresi konusunda bir bilgi sahibi olup olmadığınızı soruyorum?”

Sanık İbrahim Özcan:” Yok çevresi konusunda bilgi sahibi değilim niye yalan söyleyim. Ben onun çevresinden kimseyi tanımam ne babasını gördüm ne anası ne kardeşini ne akrabasını. Yada bir yere oturup yemek yemişliğim bir yere gitmişliğim de yok beraber.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Yine Danıştay saldırısı sanıklarından Osman Yıldırım ile tanışmış olduğunuza dair sorgu beyanınız var.”

Sanık İbrahim Özcan:” Tanışmış olduğuma dair mi?”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Yani evet.”Sanık İbrahim Özcan:” Ben Osman Yıldırım’ı mı tanıyormuşum, nerede o beyan?”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Sorgu beyanınızda böyle bir.”Sanık İbrahim Özcan:” Ben tanıyor muymuşum Osman Yıldırım’ı?”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Okuyum size. Bunun yanında yine Danıştay saldırısı

dosyasındaki Osman’ı da bir akrabasının dosyaya bakar mısın demesi sebebiyle tanıdım.”Sanık İbrahim Özcan:” Avukat istedi ha tanıyorum demedim ben Osman Yıldırım’ı

tanımıyorum. Onun da sonradan kim olduğunu söyleyim size. Şaban Dişli’nin yeğeni. Kadıköy de sırma suyun sahibi. Bir avukat istedi hatta o Osman Yıldırım için de değil onun ya bir silah mı vermiş onun için dedi ya abi bir avukat. Senin avukat tanıdığın çok insan var. Sonra dedi böyle böyle Osman Yıldırım için de ondan sonra da zaten Osman Yıldırım deyince ben dedim işim olmaz. Avukat bir tavsiye eder misin yani biraz maddi durumu iyi olmayan bir çocuk dedi. Ben Osman Yıldırım’ı falan tanımıyorum öyle bir ifadem de yok. Nereden tanıyım ben Osman Yıldırım’ı?”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Şimdi şöyle Danıştay sanıklarından avukat Alparslan Arslan’ı tanırım bunun yanında yine Danıştay saldırısı dosyasındaki Osman’ı da hep akrabasının dosyaya bakar mısın demesi sebebiyle tanırım.”

Sanık İbrahim Özcan:”Hangi İfade de, Kimi. Kim demiş, dosyaya bakar mısın, onu da söyler misiniz, onu da söylemişimdir.”

Mahkeme Başkanı:" Seyfettin isimli birisi olabilir dedi.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Bunun yanında yine.”Sanık İbrahim Özcan:” Evet Seyfettin ve yanında Davut Dişli’nin yeğeni Mutlu Dişli de

vardı. Ve Seyfettin’i o da Mutlu söyledi yanında diyorum Mutlu Dişli. Seyfettin’i tanımıyorum akrabam dedi.”

Mahkeme Başkanı:"Sen burada Mutlu dememişin Seyfettin demişin.”Sanık İbrahim Özcan:” Ha Seyfettin istedi Mutlu tanıştırdı akrabam dedi ondan sonra da

zaten avukat falan görmedim ben Osman Yıldırım’ı tanırım falan demedim ki, tanımam ki zaten. Ne işim olur Osman Yıldırım ile? Alparslan Arslan’ı tanıyorum yalan mı söyleyeceğim. Ama onu da adamı tanımıyorum.”

65

Page 66: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:66

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Telefon defterinizde avukat Alparslan ve telefon numarası avukat Burhan Gür parantez içerisinde Yeditepe hukuk bürosu.”

Sanık İbrahim Özcan:”İşte ortağı.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Sabit telefonlar ve faksı cep telefonu şeklinde kayıtlar

var. Bunlar avukat Alparslan Arslan’ın büro ortağı olan kişiye ait telefonları mıdır?”Sanık İbrahim Özcan:” Yazıyor zaten Burhan Gür Yeditepe hukuk bürosu demin söyledim

ya size. Burhan Gür’e Burhan’a ait.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Bunlar iş büro ortağı mıydılar?”Sanık İbrahim Özcan:” Ya beraber ben onları beraber biliyordum. Böyle ayrı ayrı çalışırlar

aynı büroyu tutmuşlar bilemem.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Nedir Burhan Gür ile bağlantınız?”Sanık İbrahim Özcan:” Çağırdım diyorum ya bir olay oldu çağırdım adamı. O an gece ona

ulaşabildim. Çağırdım geldi gece bir de geldi Kadıköy de rıhtım karakoluna geldi.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Telefon defterinizde Ahmet Baydar cep telefon

numarası yazılı şeklinde bir kayıt var. Bu kişi de Alparslan Arslan ile telefon irtibatı olduğu tespit edilen kişilerden birisi. Ahmet Baydar kimdir sizinle ne ilişkisi vardır. Alparslan ile ilişkisi konusunda bir bilgiye sahip misiniz?”

Sanık İbrahim Özcan:” Hayır Alparslan ile ne ilişkisi var bilemem Ahmet Baydar’ı ben Hüseyin vasıtasıyla tanıdım bir kere gördüğüm bir adam. İş adamı olarak biliyorum. Bana öyle dediler iş adamı. İş adamı olarak biliyorum. Ama Alparslan ile vs. ile ne ilişkisi var onu bilemem.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Kuvayi Milliye 1919 derneğinin dosyada da bulunan yazılı bir takım açıklamalarında basın açıklamalarında yazılı belgelerinde hatta görüntülü kayıtlarda ve telefon görüşmelerinde de çokça vatan haini olan kişilerin listesinden bahsediliyor. Sizde savunmanızda hıyaneti vataniye kanununun yeniden yürürlüğe konması gerektiğinden bu mealde şeylerden bahsettiniz. Bu Kuvayi Milliye 1919 derneğinin bir söylemi olarak gözüküyor. Bu konu tabi dernek genel başkanı olması hasebiyle Mehmet Fikri Karadağ’a soruldu. Bu liste nereden çıktı şeklinde. Duruşmada şu şekilde bir cevap verdi. Sizin yani İbrahim Özcan’ın, Muzaffer Tekin’in bürosunda iken 13500 kişilik bir hain listesinden bahsettiğinizi söyledi. Yani bu dernek söylemindeki hainler listesini sizin ortaya attığınızı beyan etti.”

Sanık İbrahim Özcan:” Yok öyle bir şey.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Sizin elinizde 13500 kişilik bu şekilde bir liste var mı?”Sanık İbrahim Özcan:” Ben öyle bir şey görmedim onu Fikri Karadağ’ın şeyi. Sonra

hıyaneti vataniye kanununu ben kafadan falan uydurmuş değilim. Hıyaneti vataniye kanunu anayasa 1980 öncesindeki bakarsanız vardır.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Burada şöyle bir durum var.”Sanık İbrahim Özcan:” Yani şimdi bunu söylemekle bugün birçok siyasi parti lideri de

söylüyor. Delalet ihanete doğru gittiğini söylüyor. Şimdi onlarda da mı şey yapacağız. Burada ben medeni bilgilerden okudum. Eğer medeni bilgileri okursanız ve hıyaneti vataniye kanununun neyi içerdiğini okursanız daha iyi anlarsınız. Dini siyasete, ticarete hiçbir şeye alet edilemez diyor. Hıyaneti vataniye kanunu bunu söylüyor. Bu Türkiye’nin sibobu bence bu kanun. Bu kanunu Özal Kenan Evren kaldırdıktan sonra Türkiye kaos sürecine girmiştir. Ekonomisi yabancılara siyasetin kontrolü yabancılara her şey dış güçlerin eline geçmiştir. Yoksa bugün iddianameye şunu yazabilir miydiniz tarikatlara sızmak suç.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Şunu.”Sanık İbrahim Özcan:” Tarikatlar meydana gelebilir miydi bir saniye açıklayım.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Şimdi benim soruma (1-2 kelime anlaşılamadı).”Sanık İbrahim Özcan:” Bir saniye müsaade ederseniz bir saniye açıklayım o konu önemli

bir konu hıyaneti vataniye kanunu. Evet hıyaneti vataniye kanunu kaldırılmasaydı bugün ülkede birçok şey olmazdı. Bugün Türkiye Cumhuriyetinin başsavcısı da tutuklanmazdı. Hakimlerine

66

Page 67: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:67

soruşturma açamazdınız. Generallerini, askerlerini tutuklayamazdınız. Aydınlarını, bilim adamlarını tutuklayamazdınız. Onun için hıyaneti vataniye kanunu bu ülkenin sibobudur. Emniyet sibobudur. Bu kanun kaldırıldığı için ülkede bugün cemaatleşme, yapılanma her tarafa sızmıştır yargıya da, yargıya da. Bugün yargı da yoksa bu kanun olsaydı bugün Türkiye Cumhuriyetinde laiklik karşıtı eylemlerin odağı olmaktan bir parti mahkum olur muydu, böyle bir parti vücut bulabilir miydi? Yönetime gelebilir miydi, kurulabilir miydi?”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Şimdi bir liste oluşturulmasından.”Sanık İbrahim Özcan:”Sayın savcım bir saniye.”Mahkeme Başkanı:" Onu anlattınız zaten, onu anlattınız savunmanızda anlattınız.

Hıyaneti vataniye kanununu detaylı bir şekilde anlattınız savunmanızda.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bir liste oluşturulmasından bahsediliyor. Herkes

düşüncesini özgürce ifade etme hakkına sahip hıyaneti vataniye kanununun yeniden yürürlüğe sokulmasını tabi ki isteyebilirsiniz. Burada sorun olan kişilerin listelenerek vatan haini şeklinde damgalanması hangi kriterlere göre, hangi yetkilerle savunmanızın bir bölümünde hatta uzunca bir süre ayırarak tarikatlara, dini gruplara sızmanın suç olarak gösterildiğinden bahisle ancak böyle bir iddianamenin İran veya Afganistan da yazılabileceğinden bahset.”

Sanık İbrahim Özcan:” Bahisle değil yazılı.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Şimdi terör örgütleri organize suç örgütleri veya illegal

yasadışı herhangi bir iş yapan grupların içerisinden suç işlemeden önce haber toplamak, suç işlendikten sonra da yasal gereğini yapmak devletin görevi. Ve bunlar zaten yapılıyor. İstihbarat örgütleri kanunların kendisine vermiş olduğu yetkileri kullanarak bütün suç teşkil eden eylemler öncesi haber topluyor ve bunun gereğini yapıyor. Bunun nasıl yapılacağı da sıkı kanuni kurallara bağlanmış. Bu yetkiyi aşanlar tabi kanun önünde hesap verir. Sivil kişilere bu türlü bir yetki kullandırılması söz konusu bile olamaz. Çünkü kim kimi hangi düşünceyle ne şekilde itham edecek bilinemez. Bu ancak bir devlet yetkisidir. Size bunu açıkladıktan sonra şunu soruyorum. Tarikatlara sızma konusunda Kuvayi Milliye 19 derneğinde bir çalışma oldu mu?”

Sanık İbrahim Özcan:” Hayır şimdi açıklamanıza bir şey söylemek istiyorum. Bunu iddianamenize yazdığınız için söylüyorum ben.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Evet. Yani (2-3 kelime anlaşılamadı).”Sanık İbrahim Özcan:” Ben de diyorum ki TCK da bunun karşılığını söyler misiniz hangi

madde. Tarikatlara sızmanın suç olduğunun TCK da CMUK’daki maddesinin karşılığını söyleyin bana?”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Siz soruma cevap verin böyle karşılıklı (1-2 kelime anlaşılamadı).”

Sanık İbrahim Özcan:” Siz sorunuza işte karşılığını verirseniz bana hangi madde olduğunun ben cevabını vereceğim. Benim öyle bir çalışmam yok. Ben hiç kimseyi bir liste falan benden öyle bir şey mi var. Yok başkası düşüncesi beni ilgilendirmez Fikri Karadağ’ın ne düşüncesi kimi listelemiş ne yapmış. O onun sorunu. Listelendirilmiş yapmış. Vatan haini ilan etmiş, etmemiş o onun sorunu. Ama ben bunu iddianameye yazdığınız için söylüyorum. TCK da tarikatlara dini cemaatlere sızmanın suç olduğunu siz yazmışsınız. Ben de diyorum bunu Türkiye Cumhuriyetinde bir savcı bunu suç olarak addedemez. Tarikatlar, cemaatler devletin bir organı mıdır, yapısı mıdır? Beni başka şeyden suçlayabilirdiniz. Mahkemeye şuraya polise işte emniyete vs. vs. diyebilirdiniz gayet normaldi. Cevabını verirdim, savunurdum. Ama beni tarikatlarla sızma dini cemaatlere sızmaktan suç ederseniz e bu iddianame Türkiye de yazılmaz. Ceza kanununda ben böyle bir şey görmedim. Afganistan da Pakistan da yazılır, İran da yazılır.”

Mahkeme Başkanı:" Buyurun savcı bey.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Aynı şekilde Hüseyin Görüm’ün de bu liste konusunda

sizin bu şekilde beyanda bulunduğunuz şeklinde duruşmada beyanları oldu. Hüseyin Görüm’e bu konuda bir şeyden bahsettiniz mi?”

67

Page 68: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:68

Sanık İbrahim Özcan:” Hayır ben öyle bir şey bahsetmedim öyle bir listeden de haberim de yok yapmışlığım da yok. Varlığından da haberim yok.”

Mahkeme Başkanı:" Buyurun savcı bey.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Ulusal güç birliği yeniden Kuvayi Milliye hareketi,

vatansever kuvvetler güç birliği, Kuvayi Milliye derneği konusunda size sorular soruldu. İddianamede vatansever kuvvetler güç birliği hareketi ve Kuvayi Milliye 1919 derneğinin örgüt belgeleri olarak nitelenen 1999 ve 2000 tarihli Ergenekon, lobi, Kemalist model, dinamik ulusal güç birliği, Kuvayi Milliye cephesi, Kemalist hareket isimli dokümanlardaki amaçlara uygun olarak ve Ergenekon örgütü tarafından kurulduğu ve örgüt amaçları doğrultusunda faaliyet gösterdiği iddia ediliyor. Savunmanızda bu konuya yeterince değinmediniz. Sayın meslektaşım bu konuya dair yani sürece dair açıklamaları bulunan içeriğine çok fazla değinmemekle birlikte Hüseyin Görüm’ün beyanlarını size sordu. Benim de bu konuda yani sizin bağlantılarınızı sorgulamak için size sorularım olacak.”

Sanık İbrahim Özcan:” Öyle bir belgeler benden çıkmadı ki öyle bir belgelerden haberim yok benim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Ben soruları yöneltme sebebini size sordum. İçerenköy güneş sokak sarıoğlu apartmanındaki evinizde yapılan aramada bir ajanda bulunmuş. İçerisinde el yazısı bir metin var. Başka sayfalarında da başka notlar var. Bunun size ait olduğunu Türkeli dergisinde yayınlandığını söylediniz. Bu doğru mu?”

Sanık İbrahim Özcan:” Görebilir miyim? Delil dosyamı vermediğiniz için sayın savcım.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Şu.”Sanık İbrahim Özcan:” Evet işte bu yazıyor özet demişim. Türkeli’ye yazdığım yazı,

doğrudur?”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Burada bir karışıklık oldu sanırım bir önceki günkü, bir

önceki duruşmada ulusa çağrı başlıklı bir başka bilgisayar çıktısı yazı var. Onu yazdığınızı.”Sanık İbrahim Özcan:” O yazı o yazıyı ben yazmadım. Türkeli’ye yazı yazdım dedim ben

2000’li yıllarda hayır ulusa çağrı yazısını ben yazmadım. O başkasının yazısı ben ilgimi çektiği için aldım inceliyordum okuyordum. Ben bilgisayar kullanmıyorum ki, benim hiç bilgisayarla kullanmış bir yazımı gördünüz mü siz? Burada da işte telefon. Ne demek?”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Bu yazı size mi ait el yazısı?”Sanık İbrahim Özcan:” Evet.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Bu yazıyı size hızlıca okuyacağım birkaç sorum

olacak. Bizler ülkenin içinde bulunduğu dünyada seyreden hızlı gelişmeler karşısında kendimize ülke genelinde oluşan sıkıntılı gelişmelerin ve bölgesel gelişmelerin ileride ülkemize ve bütün Türk camiasına uzun vadede çok büyük sıkıntılar ve çok büyük sıkıntılar ve üniter yapı hızı, yapıyı hızla yok edecek gelişmelerin dış güçler ve işbirlikçilerin planlı, koordineli çalışmalarını endişeyle takip etmekteyiz. İçinde bulunduğumuz 2000’li yılda hızlı bir şekilde ülkemizi dış güçler yerli işbirlikçileriyle beraber ekonomik, siyasi, kültürel alanda yoğun bir şekilde kuşatmaktadır. Nihat Gürkan, Arif İskender Könder, rahmetli Muzaffer Özdağ gibi birçok insanlarımızda beraber Kuvayi Milliye ruhunu ülkemizin içinde bulunduğu durum göz önüne alındığında halkımızın bu konularda şuur sahibi yapmak ve duyarlı kılmak için tüm Marmara genelinde kadrolar kurarak çalışmaya başlanmıştır. Hüseyin Görüm olarak Ankara’ya ilk götürüldüğümde bazı değerli büyüklerime şunu söyledim. Beni ve bazı arkadaşlarımın akademik hiçbir kariyerimiz ve unvanımız yok ama bizler halkın ve sokağın dilini bazı arkadaşlarımızla beraber Ankara’daki bazı toplantılarda akademik ve üs düzey büyüklerimize bu konuları muhtelif defalar dile getirdik. Çünkü bizler sokakları dinliyorduk. İst- muhtelif semtlerde Kuvayi Milliye tabelaları astık. O kadar çok olumlu reaksiyon aldık ki, bir ara Türkiye’nin sanki tüm bilgileri bizde toplanıyordu. Bu bilgilerimiz paylaşmak istediğimiz büyüklerimiz bizlerden uzaklaşmaya başladı çünkü onlar gerçekle yüz yüze gelmeye korkuyorlardı. Bizler ta o zaman ülkemizi de ve bölgemizdeki

68

Page 69: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:69

gelişmelerin bugünkü çok sıkıntılı gelişme ve hareketlerin cereyan edeceğini kendilerine muhtelif defalar anlattık. 2005 yılı itibariyle bölgesel ve ülkemizin karşı karşıya kaldığı sıkıntılar bizlerin o zaman yaptığımız çalışmanın ne kadar zaruri olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır. Not, bize sizleri destek veriyoruz diye gelen kişiler doktor, asker, prof, polis, işçi, mühendis, öğrenci, esnaf ve bazı kamu yöneticileri bütün çarpık ve yozlaşmış ilişkileri bizlerle belgeli olarak paylaşıyorlardı. Paylaşmalarının yegane sebebi tabelalarda Kuvayi Milliye yazmasıydı. Bizler her yerde Kuvayi Milliye olarak Türkiye Cumhuriyeti devletini yeniden yapılandırmak zaman aşımını dikkate almadan geçmişte yolsuzluk yapanlardan soygun çetesi oluşturarak yada tek başlarına kamu yada siyasi güç kullanarak devleti, kurumları veya Türk milletini soyan, gasp edenlerle bunlara her ne amaçla olursa olsun göz yumanlardan siyasi iktidar uğruna yanlış politika uygulayarak devletin ve toplumun bu duruma düşmesine sebep olanların tamamından hesap sormayı sebepsiz ve haksız kazançların millet adına geri alınmasını sağlayacak düzenlemelerin yapılıp derhal uygulanmasını sağlamak ve bağımsızlık savaşımızın olmazsa olmazlarından olan hıyaneti vataniye kanununu yeniden yürürlüğe koymak için biz Kuvayi Milliyeciler son nefesimize kadar çalışacağız. Katılmaktan ve içine katılmaktan onur duyduğumuz vatansever kuvvetler güç birliği hareketi içerisinde de aynı inanç ve azimle çalışmaya son nefesimize kadar devam edeceğimizi milletimize arz ederiz. Bu yazının altında Hüseyin Görüm, İbrahim Özcan, Yasin Görüm, Ersin Perçin isimleri var. Bunların üzeri çizilmiş. Tekrar altında Hüseyin Görüm, İbrahim Özcan toplantıya FB’liler vakfı Aziz Yılmaz yazısı yazılmış. Bu yazıda geçen öncelikle soracağım birkaç şey var. Genel mahiyeti itibariyle yeniden Kuvayi Milliye, yeniden Kuvayi Milliye hareketinin vatansever kuvvetler güç birliği hareketine katılmasından bahsediliyor. Sanki oraya da bu tören de konuşmak üzere hazırlanmış bir yazıya da benziyor bu. Burada geçen Arif İskender Köndel bu kişiyi tanıyor musunuz bu sizin telefon defterinizde numarası da var?”

Sanık İbrahim Özcan:” Hüseyin, bitti mi sorunuz?”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Evet.”Sanık İbrahim Özcan:” Hüseyin kimlerle tanıştığını söylüyor benim onun eklediğim sözü

zaten belli kendi söylüyor diyor ki, tanıştırıldım diyor. Ben onların sözünü. Bu bir taslak. Eğer Türkelinin o sayısını bulursanız orada daha net, net yazılan yazı çıkar. Bu bir taslak karalama. Zaten Hüseyin Görüm diyor ki, ben tanıştırıldım diyor. Ben tanıştırılmadım Kuvayi Milliye derken ben Kuvayi Milliye dernek şu almasa da ben Kuvayi Milliye ruhuna o bir ruh olarak inancım var. Kuvayi Milliye şehitlerinin ruhunun bu ülkede yaşadığına inanırım. Zaten bugünkü varlığımızı da Kuvayi Milliyeye borçluyuz.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Arif İskender Köndel’i siz tanıyor musunuz?”Sanık İbrahim Özcan:” Ben, ben ta, ben hatırlamıyorum öyle birini tanımadım. Hüseyin

kendi tanıştırılmış zaten.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Telefon, tamam sizin telefon fihristinizde numarası

yazılı bu kişinin.”Sanık İbrahim Özcan:” Evet olabilir diyorum Hüseyin’in telefonlarını da benim fihristimde

yazıyordu o zaman. Çünkü o yazmaz hayatında kalem iki üç satır yazmaz. Yaz der şunu da yaz sende kalsın. Ondan dolayı bende birçok telefon da vardır. Bu bir taslak zaten karalama olduğunu birçok yerinin çizildiğini burada görürsünüz. Bu altındaki.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Burada ismi geçen Muzaffer Özdağ rahmetli oldu tanıyor musunuz?”

Sanık İbrahim Özcan:” Ben Muzaffer bey, ben Muzaffer beyi tanımadım. Hüseyin tanıyormuş. Bu altındaki isimler bu yazıya altına imza atan isimler değil. Bu bir defter bu yani bir takvim yazı buraya bakın takvim(1-2 kelime anlaşılamadı).”

Mahkeme Başkanı:" Sualleri dinler misiniz, sualleri dinleyin suale cevap verin lütfen.”

69

Page 70: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:70

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Yeniden Kuvayi Milliye hareketinin Marmara bölgesinde bürolar açtığı, örgütlendiği, tabelalar astığı bahsediliyor. Yani siz yazdığınıza göre bu yazıyı Hüseyin Görüm için en azından bilgi sahibisiniz.”

Sanık İbrahim Özcan:” Maltepe de Hüseyin açtı onu söylüyorum zaten. Maltepe de bir yer açtı.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Hayır yani her tarafta örgütlendiğinden bahsediliyor yazıda. Marmara bölgesinde tabelalar asıldığından, Türkiye’nin neredeyse tüm bilgilerinin buraya aktığından bahsediliyor.”

Sanık İbrahim Özcan:” Evet.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Nedir bu konu?”Sanık İbrahim Özcan:” Maltepe de Hüseyin büro açmış işte ordan. Tabelayı da asmış

daha sonra birçok ilçelerde Kuvayi miliyleler açıldı. Dernekler açıldı. Türkiye de 80’e yakın Kuvayi Milliye derneği var.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Hayır bunlar dernek olmadan önce yani hareket fikir kulübü şeklinde.”

Sanık İbrahim Özcan:” Evet.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Yani yeniden Kuvayi Milliye ulusal güç birliği hareketi

şeklinde. Dernek olmadan önceki bunlar çalışmalar.”Sanık İbrahim Özcan:” Evet.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Bundan haberiniz var mı nasıl oldu Marmara çapında

nasıl örgütlenildi?”Sanık İbrahim Özcan:” Yok. Yani bilmiyorum onu Hüseyin’ sormak lazım. İşte gitmiş

tanışmış Marmara çapında.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Bunu siz yazdınız en azından sizde okuyan araştıran

soran soruşturan bir kişisiniz nedir?”Sanık İbrahim Özcan:” Ben şimdi sayın savcım burada ortak yazılan metin bakın onun

zaten diyor Hüseyin Görüm ben Ankara’ya götürüldüğümde şunlarla şunlarla tanıştım o benim ön taslağıma onun eklemesini de yaptım. Zaten kendi de diyor. Bu yazıda da belirtiyor. Yoksa ben tanısam tanıdım derim adamı niye demeyim ki. Muzaffer Özdağ e tanıdım desem tanıdım derim. Ama adam önemli bir profesör akademik bir insan. Keşke tanısaydım.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Bu yazıda Hüseyin Görüm olarak mı yazıyor sizin yazınız olduğu için yoksa Hüseyin Görüm’ü alarak mı okur musunuz ordan sizin 4 Ocak sayfasından?”

Sanık İbrahim Özcan:” 4 Ocak. Burada 4 Ocak sayfası yok.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Hayır üstünde bir iki üç dört diye yazılar var.”Sanık İbrahim Özcan:” Bir, iki. Türkiye Cumhuriyeti devletinin yeniden yapılandırma

zamanı. Zaman aşımını dikkate almadan geçmişte yolsuzluk yapanların soygun çetesi burasını mı diyorsunuz?”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Halkımıza bu konuda şeklinde başlayan cümle. Yani sayfa o şekilde başlıyor ben zaten o dört sayfadan oluşuyor.”

Sanık İbrahim Özcan:” Sizler her yerde Kuvayi miliye olarak Türkiye Cumhuriyeti ben başından okuyorum size burada yazılan bu. Bizler her yerde Kuvayi Milliye olarak Türkiye Cumhuriyeti devletini yeniden yapılandırmak zaman aşımı dikkate almadan geçmişte yolsuzluk yapanlar soygun çetesi oluşturarak tek başlarına kamu yada siyasi. Hayır bana verdiği evrakta burada o var.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Ordan göstereyim ben size göstereyim.”Sanık İbrahim Özcan:” 2005 yılı diye bir. Orada okuduğunuz üç beş kelime de o yazdığım

notun içinde de yok yani ayrıca 2005 falan bir şey de yazmıyor orda. O şeyi not kağıdını alabilir miyim, not not yok savcı beyden. Hüseyin Görüm Ankara’ya götürüldüm diyor ben bundan sonra

70

Page 71: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:71

onun söylediklerini ekliyorum. Notlarını alıyorum zaten oraya kadar benim yazdığım. Ama evrakta verdiğiniz şeyde öyle bir şey yok. Orda zaten Hüseyin Görüm diyor götürüldüm diyor. Ben bu bir (2-3 kelime anlaşılamadı)”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Anlaşılamadı.”Sanık İbrahim Özcan:” Hüseyin Görüm olarak Hüseyin Görüm olarak. Alarak dile bir şey

değil ki olarak. Tabi o söyledi ondan sonra ben Muzaffer beyi falan tanımıyorum. Ona bir metin (1-2 kelime anlaşılamadı). Onu (2-3 kelime anlaşılamadı).”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Bunu Hüseyin Görüm’ün ağzından Hüseyin Görüm olarak Ankara’ya götürüldüm şeklinde.”

Sanık İbrahim Özcan:” Ondan sonrada onun ağzından. Tabi.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Bu Türkeli dergisinde sizin imzanız ile mi yayınlandı?”Sanık İbrahim Özcan:” O da o yani altına benim, benim ismimi de yazmışlar onun ismini

de yazmışlar öyle yayınlandı. İkimizin. Ben Muzaffer Özdağ’ı tanımıyorum keşke tanısaydım önemli bir akademik insan Türkiye de.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Burada geçen Ersin, Ersin Perçin kim bunu tanıyor musunuz?”

Sanık İbrahim Özcan:” Bunlar başka notlar bunlar bunlar Hüseyin’in akrabası bu bir ajanda yani bu ajandaya karalama yapmışım zaten kağıdın şeklinden de belli sayın başkanım bakarsanız. Tarih ajanda sekiz. Bir el ajandasına o an bulunduğum yerde yaptığım bir karalama çalışması. O Hüseyin’in akrabası olarak biliyorum ben. Buraya bu sayfaya kadar gelmiş.”

Mahkeme Başkanı:" Akrabası olarak mı biliyorsun?”Sanık İbrahim Özcan:” Öyle biliyorum.”Mahkeme Başkanı:" Buyurun savcı bey.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Bu yazıda Ankara da Nihat Gürkan, Arif İskender

Köndel ve Muzaffer Özdağ, Hüseyin Görüm birçok kişinin katılımıyla Kuvayi Milliye hareketi başlatılıp Marmara genelinde kadrolar kurulduğundan birçok semte Kuvayi Milliye tabelaları asıldığından bahsediliyor. 2000 yılında başlatılan ulusal güç birliği yeniden Kuvayi Milliye hareketi içerisinde siz yer aldınız mı?”

Sanık İbrahim Özcan:”Ulusal güç birliği, Kuvayi Milliye hareketi o broşürlerini biliyorum. Ama onların hiçbir toplantısına gitmedim. O mavi bir broşürler vardı o zaman.”

Mahkeme Başkanı:" İçinde yer aldınız mı?”Sanık İbrahim Özcan:” Hayır efendim hayır.”Mahkeme Başkanı:" Buyurun savcı bey.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Hüseyin Görüm bu hareketin mesela İstanbul

temsilciliğini üstlendiğinden bahsediyor. Sizin bir göreviniz var mıydı?”Sanık İbrahim Özcan:” Hayır kendisi ne görev aldı bilemiyorum.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bu yazıda Kuvayi Milliye olarak Türkiye Cumhuriyeti

devletinin yeniden yapılandırılmasından, zaman aşımı dikkate alınmadan yolsuzluk yapanlardan hesap sorulmasından, hıyaneti vataniye kanununun tekrar yürürlüğe konulmasından, millet adına yolsuzluk yapanlardan paraların geri alınmasından bahsediliyor. Hatta son nefesimize kadar çalışacağız deniyor, henüz dernek bile olmayan Kuvayi Milliye hareketinin amaçları olarak yeniden yapılandırmak Cumhuriyeti, devleti, hıyaneti vataniye kanununu yürürlüğe koymak, milleti soyan kişilerden hesap sormak, haksız kazançların millet adına geri almak, bunları sağlayacak düzenlemeleri yapmak, bunların derhal uygulanmasını sağlamaktan bahsediliyor. Buna bir açıklık getirir misiniz, yazıyı siz yazdığınız için.”

Sanık İbrahim Özcan:”Şimdi daha önce.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bir siyasi parti değil, bir dernek değil, vakıf bile değil bir

düşünce hareketi şeklinde bu amaçlar nasıl gerçekleştirilecek, nasıl öngörülmüştür?”

71

Page 72: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:72

Sanık İbrahim Özcan:”O yazıyı dikkatle eğer okuduysanız orada devlete karşı bir kasıt yok, ben hıyaneti vataniye kanununun ne ifade ettiğini bildiğim için ülkenin ekonomik olarak yüz milyarlarca dolar soyulduğuna inanıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Hayır bir, herhangi bir örgüt yani dernek, vakıf.”Sanık İbrahim Özcan:”Bu bir benim kişisel düşüncem bu, bunu ifade etmek suç mu?

Böyle olmasını istiyorum, hıyaneti vataniye kanununun yeniden Türkiye Cumhuriyetinin anayasasına girmesini istiyorum. Devleti soyanlardan hesap sorulmasını istiyorum. Ne adına olursa olsun devleti ve milleti soyanlardan, yani bu bir düşüncedir, bir görüştür bu. Bunun da gerçekleşmesi için insanlarla konuşurum, yoksa ben burada kalkıp devlete hadi başkaldıralım falan demiyorum. Hıyaneti vataniye kanununun yürürlüğe girmesini talep ediyorum, istiyorum bu benim düşüncem hala da aynı düşüncedeyim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bu düşünceyi gerçekleştirecek ulusal güç birliği yeniden Kuvayi Milliye hareketi.”

Sanık İbrahim Özcan:”O zamanki var, ben içinde yer almadım bu hareketin amacının bu olduğunu söyledi Hüseyin veya bende böyle bir düşüncem var, bende bunu eskiden beri savunurum. Kuvayi Milliye bir ruhtur bence, bir inanç ben şu an varlığımızı bile, burada olmamızı bile Kuvayi Milliyeye borçlu olduğumuza inanıyorum. Herkesin benim değil sadece herkesin istisnasız ve bu talebim her zamanda düşüncemi söylüyorum, şu an bile hıyaneti vataniye kanunu yürürlüğe girsin.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”2005 yılında kaleme alındığı anlaşılan bu yazı şöyle bitiyor. Katılmaktan ve içine katılmaktan onur duyduğumuz vatansever kuvvetler güç birliği hareketi içerisinde de aynı inanç ve azimle çalışmaya son nefesimize kadar devam edeceğimizi milletimize arz ederiz. Yani yeniden Kuvayi Milliye hareketinin vatansever kuvvetler güç birliği hareketine katıldığından bahsediliyor, siz bu katılımın nasıl gerçekleştiğini, bu süreci biliyor musunuz? Siz burada ne gibi konumdaydınız açıklar mısınız?”

Sanık İbrahim Özcan:”O yazının geliş biçimi olarak anlatıldı o, yoksa ben oraya katılıp devam ettik, bir süreç böyle bir şey değil yazının bitişidir. Hüseyin bunu nezaketten de böyle yazalım sonunu dedi, bende öyle yazdım. Hatta orada bu taslakta, esas oraya gönderdiğim yazıda daha değişik birçok içinden çıkartmalar da var, bu bir taslak karalama olduğu belli zaten.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bu Hüseyin Görüm’ün anlatımlarıyla bu yazı uyuşuyor, Hüseyin Görüm yeniden Kuvayi Milliye hareketinin sona erdikten sonra ulusal vatansever kuvvetler güç birliği hareketine davet edildiğini, sonraki gelişmeler süresinde kendisinin il başkanı olarak takdim edildiğini söyledi. Yani hatta bu katılımda çeşitli gazetelerden muhabirler çağırılarak haberler yaptırıldığından falan bahsetti. Yani yeniden Kuvayi Milliye hareketi ulusal güç birliğinin vatanseverler kuvvetler güç birliği hareketine katılması bir vaka olarak gözüküyor.”

Sanık İbrahim Özcan:”Yok ben öyle bir şeye şahit değilim.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Buna ilişkin son bir sorum var, Cumhuriyet savcılığı

ifadenizde bu size sorulduğunda, yazı hatırlamıyorum nereden geldiğini de bilmiyorum şeklinde cevap vermişsiniz. Bir çelişki oluştu bu şekilde, neden bu şekilde beyanda bulundunuz Cumhuriyet savcılığı ifadenizde?”

Sanık İbrahim Özcan:”Sayın savcım beş gün uyumamış, hasta, vücudunun yarısı ilaçlı bir adam yani o an hatırlamıyorum normal şimdi inkar etmiyorum yazı benim diyorum burada, yani bu sizin için yeterli bir şey değil mi yazı benim diyorum. Orada o an hatırlamıyorum, beş gün uyumamışım beş gün sizin karşınızda oturduğum halimi biliyorsunuz on kere kalktım ben oturup kalkarken vücudumun yarısından fazlası ilaçlı, sargılı, ateşim çıkmış otuz sekiz, otuz dokuza benden o an beş sene on sene önce yazdığım bir makaleyi soruyorsunuz. Ama şimdi diyorum, benim diyorum düzelterek hatta bu yazı tasnif edilerek yazılıp gönderildi. Şimdi bu çelişki mi oldu?”

72

Page 73: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:73

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Mahkemede her halükarda aşama ifadelerindeki birbirleriyle çelişen ifadeler sorulur. Başka bir soruya geçiyorum, bütün bu sivil toplum örgütleri konusundaki hareketlenme konusunda Hüseyin Görüm’ün beyanları oldu ve bazı isimler sayarak bunların dinlenmesi konusunda yakın tarihteki bu sürecin aydınlanabileceğinden bahsetti ve sizi de buna tanık olarak gösterdi. Bu kişiler ulusal güç birliği yeniden Kuvayi Milliye’den itibaren profesör Anıl Çeçen bu kişi sizin telefon defterinizde yazılı, Tayip Yelen bu kişide Şakir Keçeli, Arif İskender Köndel bunun da yazılı olduğunu beyan ettim. Büyük Ortadoğu projesinin Ermenistan eş başkanı Kaan Soyak başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bacanağı Nuri Vardarbaşı, Suriye Türkiye ilişkilerinin yönlendirilmesinin başı Vahit Özkaya, VKGB’den Taner Ünal, Hasan Kundakçı ve çok önemli vurgusuyla Nihat Gürkan olarak bahsetti ve onun yardımcılığını yapan Mustafa Alpay burada isimleri geçen Anıl Çeçen, Tayip Yelen, Arif İskender Köndel, Nuri Vardarbaşı, Taner Ünal, Hasan Kundakçı, Nihat Gürkan ve Mustafa Alpay’ın telefonları sizde var. Aramalarda elde edilen fihristinizde yazılı, bu kişilerin hepsiyle tanışıyor musunuz?”

Sanık İbrahim Özcan:”Hayır tek tek sorun, tek tek cevap vereyim buyurun birinciden başlayalım.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Anıl Çeçen.”Sanık İbrahim Özcan:”Bir kere gördüm Ankara’da telefonları var evet, iki.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Peki Anıl Çeçen sayın meslektaşım size okudu,

vatansever kuvvetler güç birliği hareketinden koptuktan sonra siz, Hüseyin Görüm, Mehmet Fikri Karadağ sizler bir Kuvayi Milliye kupası düzenliyorsunuz, binicilik yarışması. Siz, sizin onun CD’sini kendisine gönderdiğinizden beğenerek tekrar irtibata geçtiğinden ve Kuvayi Milliye yani bir bakıma Kuvayi Milliye derneğinin bu kişinin fikirleri doğrultusunda oluştuğundan bahsediliyor, böyle bir gelişme var mı?”

Sanık İbrahim Özcan:”Hayır Anıl Çeçen ulusal güç birliği denilen o broşürün altında, içinde imzası olan bir adamdır. Eğer ona baktıysanız, buyurun ikinciyi sorun.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Tayip Yelen bu kişi.”Sanık İbrahim Özcan:”O da.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Daha sonra soroscu olarak.”Sanık İbrahim Özcan:”Onun da o.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”İtham edilerek ayrıldığından evet ulusal güç birliğinden

ayrılan kişi, tanıyor musunuz bu kişiyi?”Sanık İbrahim Özcan:”Onun da o kitapçının içinde imzası olan biri olduğunu tahmin

ediyorum, hatırladığım o Tayip Yelen. O ulusal güç birliği yeniden Kuvayi Milliye denilen bir siyasal görüş içerikli bir kitapçık vardı onun, onda ismi olan biri Tayip Yelen yani onun imzası olan biri orada.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Arif İskender Köndel bu kişi evet belki ülkücü hareketin gençlik semineri.”

Sanık İbrahim Özcan:”Onun da orada ismi olduğunu, o kitapçıkta kırmızı o yazılan.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Sizde telefonu da var kendisinin.”Sanık İbrahim Özcan:”Olabilir o telefonları Hüseyin yazdırmıştır ama ben görüşmedim

kendisiyle.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Nuri Vardarbaşı.”Sanık İbrahim Özcan:”Nuri Vardarbaşı’nı Fikri Karadağ vasıtasıyla tanıdım, Recep Tayyip

Erdoğan’ın bacanağı olduğunu söyledi kendisinin müfettiş kartı vardı. Birkaç sefer de görüştük, beni aradı Kuvayi Milliye derneğinden daha önce de bahsettiğim Kuvayi Milliye dayısının mı, babasının mı şu an hatırlamıyorum ya dayısı ya babası olacak kimliğini getirdi buranın müze olarak kalmasından dolayı ve hatta Tayyip Erdoğan’in yüce divanda yargılanırken kendisinin şahitlik yapacağına dair yeminler de etti. Benden onu kırk beş dakikalık üç dört sefer kendi

73

Page 74: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:74

araması var, hem de bu telefonlarımın dinlendiği zamanda o aramalar, eğer o telefon tapelerinize koysaydınız çok daha net ortaya çıkardı. Ve ben Fikri’lerle işimin olmadığımı defalarca anlattım ona, telefon tapelerimin içine koysalardı, çıkardı.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Tabi bunları tanıyıp, tanımama korkusu değil yani kişilerin isimlerini geçirerek.”

Sanık İbrahim Özcan:”Tanıdığımı görüştüğümü söylüyorum savcı bey.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Konusu değil, bunların bu hareketler içerisindeki

konumu, faaliyetleri tanıyıp tanımama konusu pek bir şey önem ifade etmiyor. Zaten Hüseyin Görüm’de isimleri söyleyerek belli şeyler geçti, içeriğine fazla girmedi. Siz bu konuda bilgi sahibi misiniz?”

Sanık İbrahim Özcan:”Değilim diyorum ya işte bir kitapçıkta altında imzaları var, o kadar.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Taner Ünal, Hasan Kundakçı ve Nihat Gürkan, Mustafa

Alpay bunları da zaten tanıdığınızı beyan ettiniz bunun dışında.”Sanık İbrahim Özcan:”Anlattım zaten onlarla ilgili söyledim.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Yine bu beyanlarda ismi geçen Şakir Keçeli, Kaan

Soyak, Sırrı Erkuş, Ahmet Demir, Vahit Özkaya bunlar sizin telefon defterinizde ben göremedim bu kişileri tanıyor musunuz?”

Sanık İbrahim Özcan:”Sırrı Erkuş’u dedim ya işte bir arkadaşımın avukatıydı, Vahit?”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Vahit Özkaya.”Sanık İbrahim Özcan:”Onu Hüseyin’in yanında gördüm.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Abdülvahit Özkaya.”Sanık İbrahim Özcan:”Gördüm onu bir iki sefer öyle tahmin ediyorum Suriyeli otelleri falan

olan bir adam, Suriye asıllı olarak biliyorum.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Şakir Keçeli.”Sanık İbrahim Özcan:”Şakir Keçeli’nin o kitapçığın altında ismi olduğunu biliyorum, ondan

eminim çünkü o kitapçıkta onların imzaları vardı. Bu saydığınız dört beş kişinin kitapçığın en sonunda yazanlar olarak imzaları vardı.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Kaan Soyak.”Sanık İbrahim Özcan:”Kaan Soyak tanımıyorum.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Ahmet Demir.”Sanık İbrahim Özcan:”Ahmet Demir tanımıyorum şu an hatırlamıyorum, tanımıyorum yani

hafızamda görüştüğüm bir insan olsa hafızamda olur.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”İbrahim Cingi ile tanışıyor musunuz?”Sanık İbrahim Özcan:”İbrahim Cingi’yi bir sefer Fenerbahçe maçında gördüm, orada

tanıdım İbrahim Cingi olarak.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bu kişiyle sizin cezaevinde arkadaşlığınız oldu mu?”Sanık İbrahim Özcan:”Hayır, hayır.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Hüseyin Görüm cezaevinden bu kişiyi tanıdığını beyan

etmişti, aynı dönemde kaldığınız için soruyorum.”Sanık İbrahim Özcan:”Yok ben cezaevinden tanımıyorum İbrahim Cengi’yi.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bu kişinin de Danıştay saldırısı olayında Alparslan

Arslan ile telefon irtibatları tespit edildi. Bu konuda Alparslan Arslan ile tanıştığına dair bir beyan, bir bilginiz var mı?”

Sanık İbrahim Özcan:”Hayır adamı tanımıyorum ki nereden bileyim, adamı bir kere Fenerbahçe stadında gördüm diyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Fenerbahçe yönetiminden tanıdıklarınız olduğunu, amigolarla tanıştığınızı yani içeriye afiş sokacak kadar bir bağlantınız olduğunu anlattınız.”

Sanık İbrahim Özcan:”Tribüncüler sokar onu ben değil, onlar izin alır yönetiminden görüşürler izin alır o yönetimler onlara izin verirse onlar o pankartları açarlar, yoksa ben değil o

74

Page 75: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:75

tribündeki çocuklar onu bir dernekleri var 1907 var, 1905 mi 7 genç Fenerbahçeliler üç dört tane derneği var. O dernek başkanları gider izin ister yönetimden, hatta bir tanesine diyor ya izin alamadık diyor. Ona izin vermemişler.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Mehmet Fikri Karadağ duruşmadaki beyanında Kuvayi Milliye 1919 derneği tüzüğünü sizin Hüsnü Merdanoğlu’ndan temin ederek getirttiğinizi derneğe uydurarak dernek tüzüğü yapıldığından bahsetti. Bu beyan doğru mudur?”

Sanık İbrahim Özcan:”Hayır.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Siz mi temin ettiniz bu tüzüğü?”Sanık İbrahim Özcan:”Hayır ben tüzük yazacak kadar bilgim yok bu dernek.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Hayır yani Hüsnü Merdanoğlu’nun hazırladığı tüzüğü

ondan alarak getirttiğinizi beyan ediyor.” Sanık İbrahim Özcan:”Yok.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Tanıyor musunuz Hüsnü Merdanoğlu’nu?”Sanık İbrahim Özcan:”Belki Ankara’da o VKGB döneminde görmüş olabilirim, ama şu an

hafızamda yok hiç görüştüğümü de tahmin etmiyorum. Çünkü orada dedim ya bir kere Kıbrıslılar derneğinde birçok insan tanıdık, birçok kartlar verildi çoğu ile de görüşmedim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Telefon defterinizde Abdurrahman Öz şeklinde bir kayıt var. Bu kişi kimdir, bu kişiyle bağlantılarınızı açıklar mısınız?”

Sanık İbrahim Özcan:”Abdurrahman Öz ne diye not almışım onun işi vesaire bir şeyi diye yazmışımdır oraya eğer şey etmem için.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Emekli.”Sanık İbrahim Özcan:”Yani doktor, avukat.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Emekli binbaşı olduğu biliniyor.”Sanık İbrahim Özcan:”Efendim.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Emekli binbaşı olduğu biliniyor ama.” Sanık İbrahim Özcan:”Ben ne diye not almışım.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bu defterinizdeki kayıt Abdurrahman Öz şeklinde.”Sanık İbrahim Özcan:”Ben işiyle ilgili bir şeyi not düşmüşümdür eğer şey etmişsem, öyle

yazmışsam ya Hüseyin yazdırmıştır onu yani ben eğer çok şeyse sorarım avukat, doktor, emekli asker neyse yazarım bir not hatırlamam için.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Hüseyin Görüm çapraz sorular sırasında şöyle bir beyanda bulundu. Fenerbahçe’deki tesadüf kafede Muzaffer Tekin ile tanıştığını, Muzaffer Tekin’in buraya Mehmet Fikri Karadağ ile geldiğini o sırada kendisinin yanında İbrahim Cingi ve Abdurrahman Öz’ün olduğundan bahsetti. Abdurrahman Öz emekli binbaşı şimdi hatırladınız mı?”

Sanık İbrahim Özcan:”Ben o toplantıda yoktum ki, ben orada yoktum. Ben olmadığım yerde adamın.”

Mahkeme Başkanı:”O ismi hatırladınız mı diye soruyor size.”Sanık İbrahim Özcan:”İsmi işte bir notunu düşmemişim demek ki ben yazmamışım,

Hüseyin yazdırmış onu bana diyorum onun şeyidir. Yoksa ben hatırlamak için illa ki bir ibare düşerim oraya neyse isim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Yani bu tabi içeriği açıklanmamakla birlikte Abdurrahman Öz vasıtasıyla Hüseyin Görüm kendisinin Mehmet Fikri Karadağ, Muzaffer Tekin ile tanıştırıldığını beyan ediyor. Hüseyin Görüm’le yani her şeyiyle sizi şahit gösterdi, burada Kuvayi Milliye derneğindeki fikirleri beğenmediğinizden bahisle ayrıldığınızı söylüyorsunuz ama cezaevinden itibaren Maltepe’deki barakada yatıp kalkana kadar birliktesiniz, çok iyi tanıyorsunuz. Nasıl, ne şekilde tanıştığını size bahsetti mi? Mehmet Fikri Karadağ, Muzaffer Tekin ile irtibatı nasıl kurduğunu?”

Sanık İbrahim Özcan:”Yok bu toplantıyı şimdi ben sizden duyuyorum. Bu hani.”

75

Page 76: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:76

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Toplantı değil yani bir tanışma yemeği şeklinde.”Sanık İbrahim Özcan:”Diyorum işte bunu ben sizden duyuyorum, ben haberim yok.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Sizde Halil Mert adına bir kartvizit çıkmış bu kişi kimdir,

bu kişi ile bağlantınız nedir?”Sanık İbrahim Özcan:”Bu kişiyi bir kere bilmiyorum herhalde binbaşı ya da yarbay olması

lazım, şimdi emekli galiba Maltepe’de mi bir yerde gördüm o fabrikaya bir şey için gelmişti, bir parça için mi bir şey için gelmişti şu an hatırlamıyorum. Ya binbaşı ya yarbay, çünkü orası prefabrik şey alüminyum pencere falan da yapıyorlardı orada, bir şey için gelmişti oradan tanıdım onu ya binbaşı ya yarbay, yani asker olduğunu hatırlıyorum. Hatta belki kartını da ya da kendi ile ilgili bir o tanıtıcı onların kağıt şu kadar ufak kağıtlara kaşe vuruyorlar, ondan da vermiş olabilir bana olabilir de yani.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Siz Halil Mert Düzceli, Halil Mert’in yanına Düzce’ye gittiniz mi? Bu duruşma beyanlarında geçtiği için soruyorum, Düzce’de Hüseyin Görüm’ün hemşerisi.”

Sanık İbrahim Özcan:”Düzce’ye ben Halil Mert’in yanına gittiğimi hatırlamıyorum. Ne için gitmişiz?”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Gidip gitmediğinizi soruyorum.”Sanık İbrahim Özcan:”Yok ben gittiğimi hatırlamıyorum Düzce’ye, öyle özellikle birine

gittiğimi hatırlamıyorum.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Hüseyin Görüm içeriğini tam açıklamamakla birlikte bir

dönem vatansever kuvvetler güç birliği hareketi derneğinin başkanlığını yapan Taner Ünal’ı Muzaffer Tekin ile kendisinin tanıştırdığını, Kalender ordu evinde buluştuklarını bu sırada Mehmet Fikri Karadağ ve sizin de hazır olduğunuzu, aynı gün bir de profesör Ömer Aksu ile buluştuğunuzu söyledi. Burada geçen profesör Ömer Aksu bu kişiyi tanıyor musunuz, bahsedilen görüşme oldu mu?”

Sanık İbrahim Özcan:”Ben Ömer Aksu’yu bir sefer gördüm evet Bedrettin Dalan’ın danışmanı olarak biliyorum yani önemli bir profesör olarak biliyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Nerede Kalender ordu evinde mi görüştünüz?”Sanık İbrahim Özcan:”Hayır, hayır bir çay bahçesiydi o sırtta ne diyorlar o şeye, bir çay

bahçesiydi orası Kalender ordu evi falan değildi ya.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Önünde büyük bir bayrak olan bir.”Sanık İbrahim Özcan:”Çay bahçesi orası İstanbul’un tepesinden o bir semtin ismi var

hatırlarsam söylerim size ora bir çay bahçesidir orası.”Mahkeme Başkanı:”Yeniköy mü?”Sanık İbrahim Özcan:”Yok efendim ya şimdi, hatırlarım onu da.”Mahkeme Başkanı:”Boğazda mı?”Sanık İbrahim Özcan:”Boğazda efendim, boğazın o karşı tarafından köprüye yakın bir

yerde bir.”Mahkeme Başkanı:”Karşı tarafı derken Beykoz tarafı mı?”Sanık İbrahim Özcan:”Yok hayır efendim İstanbul tarafında.”Salonda söz almadan konuşmalar oldu, anlaşılamadı.Sanık İbrahim Özcan:”Nakkaş tepe doğru söylüyorsun Nakkaş tepe karşı tarafta mı?”Mahkeme Başkanı:”Nakkaş Tepe öbür taraftadır.”Salonda söz almadan konuşmalar oldu, anlaşılamadı.Sanık İbrahim Özcan:”Yok Nakkaş, yok, yok Nakkaş tepenin tam karşısında, biraz bu

tarafa böyle bir çay bahçesi var hatırlarım ismini, lüks bir yer Sarıyer değil öbür tarafa.”Mahkeme Başkanı:”Etiler’e giderken olan çay bahçesi mi?”

76

Page 77: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:77

Sanık İbrahim Özcan:”Evet efendim oralarda İstanbul Üniversitesinin o kampusuna yakın bir yerlerde, İstanbul Üniversitesinin o tepede bir yeri var ya oralara yakın bir yerde bir çay bahçesi.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Kalender ordu evini biliyor musunuz?”Sanık İbrahim Özcan:”Kalender ordu evine ben hiç gitmedim.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bu bahsedilen toplantı olmadı o zaman siz Ömer

Aksu’yu.”Sanık İbrahim Özcan:”Ben yok orda gördüm diyorum, orada gittim ben.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Taner Ünal var mıydı siz gördüğünüzde?”Sanık İbrahim Özcan:”Hayır, hayır Taner Ünal yoktu.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Taner Ünal İstanbul’a geldiğinde Muzaffer Tekin ile

tanıştırma aşamasında siz yok muydunuz?”Sanık İbrahim Özcan:”İstanbul’a geldiğinde gördüm ama ben Kalender ordu evine

gitmedim ki adamla, ben oraya gitmedim adamla ne alakası var.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Ne vesile ili Ömer Aksu ile buluştunuz, konuştunuz?”Sanık İbrahim Özcan:”Mehmet, Fikri bey dedi ki Ömer şeye gidelim dedi Aksu ile

görüşeceğiz profesör gel dedi, hadi o zaman beraber gittik orada da konuşuldu genel bu ülke konuları konuşuldu. Hatta zaten fazla da uzun oturulmadı, çokta lüks bir yer, pahalı da bir yer bir çayı 20 lira, çıktık zaten bende o tür yerleri öyle çok lüks yerleri sıkılırım sevmem de zaten.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Telefon defterinizde Alperen ocağı İstanbul il başkanı parantez içerisinde Hasan telefon numarası var, Hakan Ayaz Ata ocakları başkanı telefon numarası şeklinde kayıtlar var. Bu kişilerle bağlantınız nedir?”

Sanık İbrahim Özcan:”Onlarla ya bir şehit cenazesinde ya da böyle yerlerde tanışmışımdır kartlarını vermişlerdir ama bir şeyliğim yok yani, ama birçok arkadaşım var benim ilçe başkanları MHP’den, CHP’den, AKP’den.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Hüseyin Görüm Muzaffer Tekin’e şöyle bir soru sormuştu çapraz sorgusunda Salıpazarı girişinde bulunan otoparkın sahibi ile İstanbul Alperen ocakları başkanı arasındaki bir sorunu çözmem için benden yardım talebinde bulundunuz mu? Muzaffer Tekin’de bu soruya istedim evet şeklinde cevap vermişti. Bu Alperen ocakları başkanı ile sizin bir bağlantınız olabilir, telefon numarası var tanışabileceğinizi de beyan ettiniz. Böyle bir konu size iletildi mi?”

Sanık İbrahim Özcan:”Hayır öyle bir konudan benim haberim yok diyorum ya o tür telefonların çoğunu Hüseyin’in telefonları da var benim orada ama benim görüşmüşlüğüm yok adamla, görüşsem görüştüm derim niye inkar edeyim. Bir partinin il başkanı ya da il yöneticisi, görüştüğüm insanı da söylüyorum bak paşa diyorum bir partinin ilçe başkanı.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”İbrahim Şahin ile tanışıyor musunuz?”Sanık İbrahim Özcan:”Hayır burada gördüm kendisini.” Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Savunmazında birkaç sefer Muzaffer Tekin’i

sevmediğiniz halde iftira atamayacağınızı söylediniz. Özel bir konu değilse Muzaffer Tekin’i neden sevmediğinizi açıklar mısınız?”

Sanık İbrahim Özcan:”Özel bir şey sevmiyorum adam kanım ısınmamış, sevmiyorum.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Muzaffer Tekin”Sanık İbrahim Özcan:” Ya bunu açıklamak zorunda da değilim.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Hüseyin Görüm Muzaffer Tekin özeti olarak sizde en

son görüştüğümüzde yanınızda kimler vardı, ne şekilde ayrıldık ve devamında da İbrahim Cingi, Zekeriya Öztürk, Albay Can Özeray, Hüseyin Beyazıt vardı hediye ettiğiniz tespihi o akşam geri verdim şeklinde sorular sordu, bu ayrılmadan Hüseyin Görüm ile Muzaffer Tekin arasındaki bu ayrılmadan haberiniz var mı?”

Sanık İbrahim Özcan:”Bilmiyorum neden, niye ayrılmışlar.”

77

Page 78: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:78

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Siz burada bulundunuz mu, bu toplantıda var mıydınız?”

Sanık İbrahim Özcan:”Hayır ben niye bulunmuş, Hüseyin her şeyde beni şahit göstermiş ya neredeyse yemek yerken şeye kadarda.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Geçmiş dönem birlikteliğinize bu sivil toplum hareketlerindeki birlikteliğinize bakılacak olursa yani bu gösterilecek kadar da var ancak siz hatırlamadığınızı veya beyanlarının doğru olmadığını beyan ediyorsunuz.”

Sanık İbrahim Özcan:”Hatırlamıyorum ben öyle bir toplantıya gittiğimi hatırlamıyorum.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Telefon defterinizde Atlas Güvenlik şeklinde bir kayıt

var, bu şirketten siz kimi tanıyorsunuz?”Sanık İbrahim Özcan:”Oraya iş için mahalleden birkaç tane çocuk gönderdik, herhalde

sahibinin mi, yöneticisinin mi müdürünün de bir kartı vardır çocukların aldığı bir kart bende vardır. Oraya genç işi olmayan çocuklar güvenlik için giderler Bostancı’dadır yeri. Çünkü işsiz çok olduğu için herkes, kim nerede çalışacak herkes gelir bir şey de sorar. Güvenlik yaptı kaç tane çocuk gitti oraya güvenlik şirketine.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Hüseyin Görüm Muzaffer Tekin’e devre arkadaşınız olan Atlas Güvenlik şirketi sahibi Erdoğan Gürkan isimli kişinin yine birinci dava sanıklarından Murat Çağlar’ın akrabası olduğunu biliyor musunuz şeklinde bir soru sordu. Siz öncelikle Murat Çağlar’ı tanıyor musunuz birinci dava sanıklarından?”

Sanık İbrahim Özcan:”Hayır tanımıyorum.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Erdoğan Gürkan Atlas güvenlik şirketi sahibi bu kişiyi?”Sanık İbrahim Özcan:”Onun bende olabilir kartı diyorum, oraya ben kaç tane insan

gönderdim. Birkaç tanesi işe de girdi, ama benim görüşmüşlüğüm yok.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Nedir, hangi bağlantınız yani siz?”Sanık İbrahim Özcan:”Semtimde benim Bostancı benim semt yani o üst Bostancı bizim

İçerenköy, semtimde benim orası.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bostancı dediğiniz yer vilayet kadar bir yer yani siz ne

bağlantınız var?”Sanık İbrahim Özcan:”Üst Bostancı benim oturduğum yerden, evden çıktığınız zaman 3

dakika ben PTT hastanesinin.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Sizden daha yakın olan evlerde vardır, yani hangi

bağlantınız nedeniyle bir şirkete eleman aldırmak için gönderiyorsunuz?”Sanık İbrahim Özcan:”Güvenlik şirketi, güvenlik yapıyor çocuklar büyükşehir belediyesinin

güvenlik İSKİ’de güvenlikteydiler, özel güvenlikteydiler. Sonra el değiştirince çıktı, işten attılar çocukları mahallemizde bir sürü işsiz var okumuş, hepsi üniversiteli. Yani benim o konularda biraz iş için medeni cesaretim vardır, giderim iş adamları görüşebildiğim kadar görüşürüm. Çünkü benim kardeşim şu an yani okuduğu, senelerce okumuş işsiz evde bunalım içinde, elektik elektronik yüksek mühendisliğini oku şirket kur, batırsınlar şimdi bunalımda.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Telefon görüşmeleriniz bulunan Mehmet Kalın Urfa’dan bu kişi ile ne şekilde tanıştığınızı bir daha izah eder misiniz? Bu anlaşılmadı.”

Sanık İbrahim Özcan:”Söyledim onu, söyledim anlattım kaç sefer anlattım Ankara’da tanıdığımı daha sonra anlattım kaç sefer.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bir asker ziyareti sırasında.”Sanık İbrahim Özcan:”Asker ziyareti sırasında Urfa’da görüştüm.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Yani bu tanıdığınız askerin bir yakını mı, nasıl?”Sanık İbrahim Özcan:”Hayır benim arkadaşımın oğlu orada asker, beraber gittik

arkadaşım ile beraber.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Ne şekilde yani görüştünüz, niye herhangi birisi değil

de Mehmet Kalın’la?”

78

Page 79: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:79

Sanık İbrahim Özcan:”Tanıdığım adam o onla Urfa’ya gidiyorum asker ziyaretine, Halfeti’ye gideceğim Abdullah Öcalan’ın PKK liderinin doğduğu köyün orada, orada asker. Orada o zaman kan gövdeyi götürüyor, buradan İstanbul’dan çıktın he Halfeti’ye hemen git öyle nereye gidiyorsunuz sayın savcım, nereye gidiyorsunuz.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Burada.”Sanık İbrahim Özcan:”Orada cinayetler işleniyor, asker öldürülüyor, insanlar öldürülüyor

oraya savcılar keşfe gidemiyor diyordu. Ben bunu savcılardan da dinledim orada keşfe gidemiyorlardı, keşfe.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Siz bir dönem vatansever kuvvetler güç birliği hareketi içerisinde bulundunuz veya gittiniz, geldiniz. O dosya içerisindeki bu dosya ile birleşti, birleşmek üzere gönderildi Taner Ünal, Ahmet Cinali dosyası vatansever kuvvetler güç birliğinin dernek yöneticileri, temsilcilikleri var. Mehmet Kalın isimli kişi VKGB’nin Urfa hatta güneydoğu sorumlusu olarak atanmış gözüküyor.“

Sanık İbrahim Özcan:”Olabilir.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Tanışıklığınız oradan geliyor olmasın.”Sanık İbrahim Özcan:”Ben Ankara’da tanıdım diyorum ya VKGB’nin orada tanıdım ondan

sonra da adamla görüştüm ama oraya atanmış, bölge sorumlusu o konularını bilmiyorum ben o dernekle ilişkimi kesmişim ben. Onun orada atanmış, bölge sorumlusu vesaire öyle bir şeyden benim haberim yok.”

Mahkeme Başkanı:”Yani siz Urfa’ya gitmedin önce VKGB’de Ankara’da tanışmışınız adamla değil mi?”

Sanık İbrahim Özcan:”Önce de söyledim bunu, evet, evet söyledim başkanım. Onu da Ankara’da dedim tanıdım VKGB’nin bir toplantısında tanıdığımı söyledim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Danıştay saldırısını Alparslan Arslan’ın üzerinden ulusal haber isimli bir gazetenin kartı çıktı, hukuk danışmanı şeklinde bu gazete ile bir ilginiz var mı? Sahibi Zekeriya Tümer’i tanıyor musunuz?”

Sanık İbrahim Özcan:”Hayır benim öyle bir kart martım yok benim.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Hayır sizden çıktığını söylemedim.”Sanık İbrahim Özcan:”Ben tanımıyorum, öyle bir gazeteden çalışmışlığım falan filan öyle

bir ilgim de yok. Bir sürü yerel gazete gelip gidiyor da benim gazete ile çalışmışlığım falan yok. Yav iddianameden olmayan ne kadar insan varda iddianameden olan hiç kimseyi sormadınız. Hep iddianame dışından birinci dava, Ankara’daki dava.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Burada tam olarak anlayamıyorum yani iddianamedeki sırayı, tekrar tekrar mı edin anlaşılamayan, bizce anlaşılamayan bir konuyu açıklatmak için size bir soru soruyoruz bunun ne zararı var. Olay aydınlansın, bağlantınız varsa da yoksa da bu sorgulansın. Yani bu konuda ki CMK’nın 201. maddesi bir tereddüde yer vermeyecek şekilde açık duruşma disiplinine aykırı olmayacak her sorunun sorulabileceği ifade ediliyor. Bu konuları soruyoruz yani bu konunun kanuna aykırı bir tarafı yok, itiraz edilebilirse sayın mahkemenin takdirinde. Başka sorum yok sayın başkan.”

Mahkeme Başkanı:”Var mı sizin? Yarına yok, yarın bir şeyimiz yok. Çok mu var?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Birkaç tane daha var.”Mahkeme Başkanı:”Efendim devam edin o zaman bitirelim bugün.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Emniyet ifadenizde Keriman ve Neriman

Aydın’ı tanıyıp tanımadığınızı sormuşlar, tanımadığınızı beyan etmişsiniz doğru mudur?”Sanık İbrahim Özcan:”Doğrudur Ankara’da kitap fuarında gelmiş, ama benim hafızamda

yok. Binlerce insan geldi kitap fuarında dokuz gün mü, sekiz gün mü kitap fuarındaydık. Yüzlerce, binlerce insan gelip geçti, sonra burada dedi kendisi kitap fuarına gelmiş. Gittiğimizde görüşmüşüz hatta dedi, böyle böyle geldiğinizde görüştük. Ben hatırlamıyorum görüşmüş de olabilirim, kitap fuarında 9 gün kaldık gece sabah yedide gidiyorduk, akşam on bire kadar.”

79

Page 80: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:80

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Ne zamandı o kitap fuarı tarih olarak?”Sanık İbrahim Özcan:”2007, 2007 olması lazım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”2007.”Sanık İbrahim Özcan:”Uluslar arası kitap fuarı AKM’de.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Hangi ayda?”Sanık İbrahim Özcan:”Ayını hatırlamıyorum ama soğuktu, sonbahar olabilir soğuk yağmur

yağıyordu çünkü yağmura yakalandık. Sırılsıklam olduk o kitapları, binlerce kitabı taşıyana kadar.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Şunun için soruyorum Neriman Aydın’da ele geçirilen 7 nolu CD içerisinde 07 Ocak 2006 yer İlksan öğretmen evi tesisleri Ankara kalesi altı Ulus şeklinde başlayan bir yazı ele geçirilmiş bu yazıda şöyle diyor. 06 Ocak 2006 gecesinden misafirimiz olan Ali Özoğlu ve Hatice Bahtiyar ile birlikte baba evimizde, Çankaya’da kahvaltı sohbetinden sonra malum mekana intikal ettik, İbrahim beyle kahve içtik, sohbet ettik. Burada bahsedilen İbrahim Bey siz misiniz?”

Sanık İbrahim Özcan:”Olabilir evet benimdir. Gece gitmişiz evet kaldık, sonra kitap.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Malum yer neresidir, buluştuğunuz yer?”Sanık İbrahim Özcan:”Öğretmen evi.”Mahkeme Başkanı:”Malum mekan öğretmen evi mi?”Sanık İbrahim Özcan:”Ben öğretmen evi başka bir yere gitmedim ki, ondan sonra da

zaten otel ayarlandı otelde kaldık.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Evet devam ediyor ilk beş on dakika sükunetini

muhafazadan sonra vatansever güçler birliğinin tüzüğünü hazırladığından ve memleketimize dair bir takım endişelerden bahsetti İbrahim Bey, diyor vatansever güçler birliğinin tüzüğünü sizin hazırladığınızı ve memleketimize dair birtakım endişelerinizden bahsettiğinizden söz ediyor. Bu konu nedir?”

Sanık İbrahim Özcan:”Bilmiyorum kendisine sorun, kendi not almış (1-2 kelime anlaşılamadı)”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Kendisine soracağım ben size soruyorum.”Sanık İbrahim Özcan:”Bilmiyorum onu.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Siz böyle bir şeyler bahsettiniz mi,

vatanseverler kuvvetlerin tüzüğünü ben hazırladım dediniz mi?”Sanık İbrahim Özcan:”Hayır ben vatanseverlerin tüzüğünü ben hazırlamadım, mümkün

mü ya.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Devam ediyor Ali Özoğlu bey ile tanışmasını

istediğim Hakan Erdem kardeşimizde bu sohbete katıldı. Bir saate yakın bir zaman sonra sohbet esnasında aslında İbrahim Bey ilginç ifadelerde bulundu. Bir ara Baki Tuğ’un yeğeniyle arkadaş olduğunu da hafiften dillendirirken bir davanın böyle üç kişinin kontrolünde kalamayacağını, mutlaka içerisine sızmaların olacağını ifade etti. Bu konuya ne diyorsunuz?”

Sanık İbrahim Özcan:”Anlaşılamadı.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Baki Tuğ’un yeğeniyle arkadaş olduğunuzu

hafiften dillendirmişsiniz ve davanın böyle üç kişinin kontrolünde kalamayacağından söz etmişsiniz. Hangi davadır bu dava?”

Sanık İbrahim Özcan:”Bilmiyorum şuan da Baki Tuğ’un ben kardeşinin.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Yeğeni ile arkadaş olduğunuzu.”Sanık İbrahim Özcan:”Yeğeni benim hapishaneden, cezaevinde de yattı benle

arkadaşım. Kardeşinin damadı benim arkadaşım, cezaevinde de yattı.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Davanın böyle üç kişinin kontrolünde

kalamayacağını mutlaka içerisine sızmaların olacağını ifade ediyor.”Sanık İbrahim Özcan:”Ne davasıymış bu?”

80

Page 81: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:81

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Evet nedir de, hangi dava bu?”Sanık İbrahim Özcan:”Bilmiyorum hatırlamıyorum öyle bir konuştuğumuzu da

bilmiyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Kim sızacak, ne şekilde sızacak?”Sanık İbrahim Özcan:”Ne işte dava nedir, onu bir hatırlasam Neriman hanım açıklar

herhalde ne davası olduğunu.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Devam ediyor bunun üzerine Kemal Aydın bey

kumanda heyeti istemezse, izin vermezse hiç kimse sızamaz isterseniz deneyin. Ayrıca hareketimizi yöneten kumanda heyetinde asker ve polis asla olmayacak dedi. Kemal Aydın’da bunu ifade etmiş doğru mudur?”

Sanık İbrahim Özcan:”Bana mı ifade etmiş?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Evet.”Sanık İbrahim Özcan:”Bilmiyorum ben hatırlamıyorum. Kemal Aydın açıklar şimdi kendisi

burada.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”İbrahim bey, siz buna engel olamazsınız.

Kemal Aydın, isterseniz deneyin. Ve devam ediyor Kerkük ve Saddam konusu açılınca ben Kemal Aydın beyden 1979 yılında yaşadığı bir hadiseyi anlatmasını istedim diyor. Ali Özoğlu, İbrahim yaklaş tarihe tanıklık et der. Kemal Aydın bey, acı hatırlarla dolu bu yaşanmış hikayeyi anlatır diye devam ediyor. Sonrasında gelen telefon üzerine Gazi Mustafa Kemal bulvarı 121 numarada bir büroya gidilir. Siz ilk buluştuğunuz yerde iken bir telefon geliyor ve Gazi Mustafa Kemal Bulvarı 121 numaralı yere gidiyorsunuz.”

Sanık İbrahim Özcan:”Kime gidiyoruz?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Efendim.”Sanık İbrahim Özcan:”Kime gidiyoruz?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Evet kime gidiyorsunuz?”Sanık İbrahim Özcan:”Soruyorum o kime gittiğimizi de söyleyin hafızama gelir o.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Size telefon geldi mi bu şekilde?”Sanık İbrahim Özcan:”Halit Bozkurt’tan telefon geldi, orası olabilir.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Evet ne dedi size, evet.”Sanık İbrahim Özcan:”Orası olabilir, ben dedim böyle böyle buradayız kitap fuarına

geleceğimiz. Aradı kitap fuarındayız, kitap fuarına katılacağız gelirseniz gelin dedi, geliriz dedim. Kitap fuarı hazırlığı dönemi, hazırlık yapılıyor. Halit Bozkurt.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Saat 14:30 civarında Halit Bozkurt Beyin bürosuna gittik. Beyefendi bize hoş geldin dedikten ve oturmamız için yer gösterdikten sonra doğrudan konuya giriş yapar, hem de ne giriş. İbrahim Bey hariç tanımadığı insanların yanında devlet sırrı olması ve kalması gereken öyle hadiseler anlatır ki tüm ekibimiz de benim gibi sarsıntı geçirir. Ne anlattı size orada Halit Bozkurt devlet sırrı olarak?”

Sanık İbrahim Özcan:”Devlet sırrı eğer devlet sırrı ise madenlerin yabancı, madenlerin yabancılara peşkeş çekildiğini yabancıların ele geçirdiğini eğer devlet sırrı ise bu orada konuşulan hatta maden örnekleri de çıkardı, koydu. Devlet sırrı ise bu konuşulan bu.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Siz bu tanışmadığınız kişilerle böyle bir şahsın yanına niçin gittiniz?”

Sanık İbrahim Özcan:”Kim tanışmadığım kişiler.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Kemal Aydın, Neriman Aydın

tanışmıyorsunuz.”Sanık İbrahim Özcan:”Ali Bey, Ali Bey ile mi geldik biz oraya Ali bey onları tanıyordu

onlarda gelsin, Ali Bey gelsin dedikten sonra benim için bir sakınca olmaz diye düşündüm.” Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Devlet sırlarından bahsetmiş hiç tanımadığınız

kişiler var yanınızda.”

81

Page 82: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:82

Sanık İbrahim Özcan:”Madenler devlet sırrı dediğim madenleri anlattı, madenlerin yabancılara geçtiğini dolabında bir sürü maden taş örnekleri de var. Bunlar dedi hep yabancıların eline gidiyor dedi, hiçbir şey de yapılmıyor dedi. Devlet sırrı ise bu bor, bir sürü maden çeşidi eğer devlet sırrı ise.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Oturur oturmaz İbrahim Bey ile Halit Bozkurt arasında bir konuşma başlar. İbrahim Bey Taner Ünal’ın yanlışlarından bahsederek şikayetten bulunurken, Halit bey de kendisini herkesin duyacağı şekilde, Halit Bozkurt, onu çocuklara öldürtürüm parça parça ederler yanına almış o hatunu terbiyesiz herif ne zannediyor kendisini bir de beni tehdit ediyor öldürürüm onu, dedim çocuklar aman hacım elini pisliğe sürme dediler. Burada siz kendisi ile ne konuştunuz da bu şekilde onu çocuklara öldürtürüm, parça parça ederler şeklinde Halit Bozkurt söyledi.”

Sanık İbrahim Özcan:”Taner Ünal’ın dolandırıcı olduğunu dosyaları ben kendine gönderdim. Kendi zaten Halit Bozkurt o Bozkurt işte kendisi dosyaları ilgili makamlara ilettiğini mesajını çeken adam bana o, ben yanlış adam işimiz olmaz bizim böyle adamlarla dedim. Ama öldürtürüm, möldürtürüm ben öyle bir şeyi hatırlamıyorum. Öyle bir şey dediğini hatırlamıyorum, Taner Ünal’ın yanlış olduğunu böyle böyle işleri olduğunu kendisine gönderdim. Kendisinin mesajı da bende, gönderdiğini mesaj çekiyor gönderip göndermediğini de bilmiyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Yazı uzunca ben bazı bölümlerini okuyorum. Efendim İbrahim Bey ve Halit Bozkurt beyin konuşmaları devam ediyor, başmüfettiş bey efendiyi bir ara hiddetlenerek hazırladığı dosyanın devlet güvenlik mahkemesi başsavcısı tarafından kabul edilmediğini söylüyor. İbrahim Bey benim kardeşim TPAO’da çalışıyor, Trakya bölgesinde yapılan jeolojik, jeofizik araştırmalarda Türk mühendislerinde tespit edilerek haritaları çıkarılan petrol ve doğalgaz yatakları ile ilgili hiçbir önlem alınamıyor bu nasıl iş, siz bu şeklide beyanda bulunmuşsunuz doğru mudur?”

Sanık İbrahim Özcan:”TPAO’da benim kardeşim falan çalışmıyor ama Trakya’da çalışan birçok mühendis tanıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Size atfen söylediğiniz söz olarak yazmış buraya devamında, konuşulan konulara baktığımızda hakikaten devlet ve ülke güvenliği için son derece gizli bilgilerin nasıl da rahatça söylendiğine dikkatinizi çekmek istiyorum. Sır bilgiler öylesine havada uçuşuyor ki Cumhuriyetin güvenliğinin ayaklar altına alındığına şahit oluyoruz, bu arada Türk Silahlı Kuvvetleri yüksek komuta kademesinden insanlardan Tolon paşa Hurşit Tolon emekli orgeneral, Halit Bozkurt Tolon paşa kırk ton altınımızı çaldı 400 tonu falanca ordunun depolarında şeklinde beyanlar yazmış doğru mudur bunlar?”

Sanık İbrahim Özcan:”Bilmiyorum ben öyle bir şeyleri nereden bileyim ben adam çalmış, ne yapmış.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Dahası var kasayı açıyor ve bir torba çıkarıyor Halit Bozkurt işte hazine burada, İbrahim bey torbayı açıyor altın, bakır, toryum ve daha birçok değerli maden örneklerini elimize veriyor. Hatice Bahtiyar abla bir bakalım diyor ve madenleri incelemeye alıyoruz, vatanımın hazineleri iktisadi hayatımıza katamadığımız milletimizin hazineleri daha doğrusu Allah’ın bu büyük millete bahşettiği ilahi hazineler. Şeklinde yazısına devam ediyor, böyle bir maden çıkarmış değişik madenler çıkarmış sizin elinize vermiş.”

Sanık İbrahim Özcan:”Anlattım ya size madenleri gösterdi, madenleri, bu madenleri yabancıların eline geçtiğini söylüyor adam eğer devlet sırrı ise onlar da sır mı her tarafta petrol nerede aranıyor, herkes gazetelerde bile yer alan, basın alan bunlar devlet sırrı mı?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Ve burada sohbette yer alan şahısların kim oldukları ile ilgili yazmış Kemal Aydın 2002 Mayıs ayında bizzat kendisi tarafından başlatılan milli mücadele hareketinin önderi. Ali Özoğlu gazeteci yazar, kahraman bir Türk evladı. İbrahim bey Ali beyin İstanbul’dan tanıdığı Halit Bozkurt ile görüşmeyi tertip eden zat. Siz daha önce böyle bir toplantı yapacağınızı.”

82

Page 83: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:83

Sanık İbrahim Özcan:”Hayır.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Ayarlamış mıydınız?”Sanık İbrahim Özcan:”Hayır.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Neriman Aydın milli mücadele hareketinin

kurmaylarından aynı zamanda Kemal Aydın beyin kız kardeşi şeklinde yazmış.” Sanık İbrahim Özcan:”Bilmiyorum ben öyle bir hareket falan.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Bütün bu şahıslar içerisinde konuşanlar

sadece Halit Bozkurt ile İbrahim Beydi, Kemal Aydın bey muhtelif zamanlarda birkaç cümle söylemiştir. Bunlardan ne etkilisi İbrahim Beyin devletimiz hakkındaki serzenişleri üzerine Kemal Aydın milli iradeye hakim olamadığımız sürece hiçbir şey yapmazsınız. İbrahim Bey lütfen dikkat buyurun devlet iradesine el koyamadığınız sürece hiçbir şey yapmazsınız bağırtmayın beni demiştir. Böyle bir konuşma geçti mi aranızda?”

Sanık İbrahim Özcan:”Ben hatırlamıyorum ben öyle milli mücadele falan öyle bir şey de bilmiyorum yani.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Halit Bozkurt sayesinde Atatürkçü düşünce derneğinin MİT tarafından kurdurulduğunu da öğrendik, içerisinde Mustafa Kemal Atatürk olmayan Şu Çılgın Türkler kitabının da Turgut Özakman’a yazdırıldığını öğrendik. Beyefendi Turgut Özakman’dan ağabeyimiz, üstadımız bize konferans verdi demiştir. Bugünkü Atatürkçü düşünce derneği yönetiminden rahatsızlığını da dile getirmiştir. Bunlar konuşuldu mu orada?”

Sanık İbrahim Özcan:”Yok ben öyle bir şey duymadım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Bu toplantı 2006 yılında mı oldu, 2007 yılında

mı oldu?”Sanık İbrahim Özcan:”Şuan tam hatırlamıyorum yani tarihini de o toplantı işte biz

Ankara’da iken tesadüf arada gittik 2007’de olabilir, 2006’da olabilir tam hatırlamıyorum tarihini, sırsa dedim anlattım siz okumadan anlattım madenleri çıkardı, gösterdi sonradan da siz okudunuz eğer sırsa devlet sırrıysa.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Siz Danıştay olayı sanıklarından Erhan Timuroğlu, İsmail Sağır, Tekin İrşi, Nejat Uysal, Aykut Metin Şükre, Salih Kurter, Süleyman Esen isimli şahısları tanıyor musunuz?”

Sanık İbrahim Özcan:”Tanımıyorum, tanımıyorum dosyamın haricinde de bana soru sormayın lütfen sayın başkan müsaade etmeyin yeter artık. Dosyadan hariç her şey soruldu, iddianameden hariç her şey soruldu.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Şimdi sizden ele geçirilen birçok fotoğraflar var bunları ekrana yansıtmak isterim. Şimdi fotoğrafları açıklayabilir misiniz?

Salonda Sanık İbrahim Özcan’da ele geçirildiği belirtilen fotoğraflar gösterildi.Sanık İbrahim Özcan: “Kemer Golf Kantri burası zenginler kulübü, Kuvayi Milliye

kupasının yapıldığı zaman işte oda Kuvayi Milliye kupası.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Siz orda ziyaretçe olarak gitmiştiniz değil mi?”Sanık İbrahim Özcan: “Evet çağırdı Hüseyin dedi gel sende beraber verelim bende gittim

verdim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani misafir olarak katıldığınız kupa değil mi

bu?”Sanık İbrahim Özcan: “Evet, evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Onun için soruyorum. Siz yine Hüseyin

Görüm’ün yanında bir şey tutuyorsunuz.”Sanık İbrahim Özcan: “Evet”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hüseyin Görüm konuşma yapıyor,

yanındasınız konuklar arkada oturuyor galiba şeyler, seyirciler.”Sanık İbrahim Özcan: “Bir sürü, çok, dolu her tarafta.”

83

Page 84: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:84

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tribünde oturuyorlar.”Sanık İbrahim Özcan: “Her tarafı tribünler var, protokol biz protokol tarafı o tarafa bir sürü

protokolde de var. Aşağı yukarı 3, 4 bin kişi var orada. Arka tarafı da var oranın.” Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hayır sizin misafir olarak katıldım dediniz

onun için soruyorum yani burada.”Sanık İbrahim Özcan: “Oturduğumuz yer misafir bölümü işte bizim misafir olarak

katıldığımız.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Şu anda bulunduğunuz yer?”Sanık İbrahim Özcan: “Burası pistin, yarışmanın yapıldığı pistin için alanı burası, pist.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sizin göreviniz ne orada?”Sanık İbrahim Özcan: “Görevle gitmedik ki Hüseyin konuşma yapıyor gel beraber çıkalım

dedi gittik.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet”Sanık İbrahim Özcan: “O pist işte gösteriyor, orası da kupanın olduğu yer,bu hatıra

fotoğrafı çekildi burada.” Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Protokol dediğiniz kişiler bunlar mı?”Sanık İbrahim Özcan: “Burası kupanın olduğu yer kupa hatıra fotoğrafı diğer ilk oturulan

yeri gösterirseniz yani bak burası masalar yavaş yavaş geliyor millet işte. İş adamları bu Ankara kitap fuarı, yolda giderken mola Bolu’da herhalde Bolu olması lazım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu Hüseyin Görüm ile karşılaştığınız yer mi?”Sanık İbrahim Özcan: “Hayır burası Bolu’da içeride bir göl yapay bir göl yemek yediğimiz

yer bulduğumuz bir yer. Anıtkabir.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ne zaman, bunun tarihi ne zaman?”Sanık İbrahim Özcan: “Dedim işte Anıtkabir bu miting tarihidir tahminim miting.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hangi miting?”Sanık İbrahim Özcan: “Anıtkabir mitingi burda afişini gösterdim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu Neriman Aydın ile görüştüğünüz zaman ki

Ankara gezisi değil, değil mi?”Sanık İbrahim Özcan: “Hatırlamıyorum bunu.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kitap fuarı demiştiniz onunla alakalı mı?”Sanık İbrahim Özcan: “O zaman olsa onlardır ama hatırlamıyorum tahmin etmiyorum o

zaman olduğunu. Bu Ankara Hüseyin ile Ankara’ya gittiğimde Anıtkabir’e giderken.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Niçin gitmiştiniz Ankara’ya Hüseyin’le?”Sanık İbrahim Özcan: “Anıtkabir’e giderim ben her zaman Ankara’ya ne vesile ile

gidersem gideyim anıtkabir’e giderim, dua okur çıkarım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hüseyin Görüm ile nerelere gittiniz o

Anıtkabir’den sonra?”Sanık İbrahim Özcan: “İşte VKGB’ye gittiğimiz toplantı işte bu, önceden bakın Anıtkabir’e

bak Kuddusi Okkır diyoruz şey rahmetli.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Giderken yanınızda Kuddusi Okkır var

mıydı?”Sanık İbrahim Özcan: “O orda geldi Ankara’da gördüm ben onu.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Beraber gitmediniz, orda karşılaştınız.”Sanık İbrahim Özcan: “Orda karşılaştık oda geldi fotoğraflar çekti, aldım ondan sonra

fotoğrafları. İşte buda.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu fotoğrafı nerede çekildiniz?”Sanık İbrahim Özcan: “Taner Ünal’ın işte yeri burası kendi şeylerini gösteriyor konuşma

CD, yani fikir anlamında kendi fikirleri.”

84

Page 85: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:85

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “41 camlı şeklinde bir televizyon görüntüsü var ekranda.”

Sanık İbrahim Özcan: “kendi televizyon programını anlatıyordu işte fikirlerinin neler olduğunu anlatmış orda gösteriyordu da.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Burası neresidir?”Sanık İbrahim Özcan: “Burası şeye gitmeden kiliseye gitmeden önce herhalde orası,

orası kiliseye gitmeden önceki sabah olması lazım.” Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Güllüoğlu pastanesinde mi toplandınız

kiliseye gitmeden önce?”Sanık İbrahim Özcan: “Olabilir tabi evet, sabah.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Nerde bu yeri neresi?”Sanık İbrahim Özcan: “Karaköy iskelesinin hemen karşısı olması lazım Karaköy

iskelesinin orda.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kuddusi Okkır ile beraber mi gittiniz?”Sanık İbrahim Özcan: “Hayır işte Hüseyin beni çağırdı ben iskeleye geldim orda buluştuk

hep beraber yer orası söylendi orada buluştuk. Burada kilisenin içi.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yanınızda ki İsmail Paker.”Sanık İbrahim Özcan: “Evet”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Onunla samimiyetinizin ölçütü nedir?”Sanık İbrahim Özcan: “Samimiyetim yok, anlattım daha önce.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Muzaffer Tekin’in arkasındasınız. Buda kilise

mi?”Sanık İbrahim Özcan: “Burası da kilise yani kilisenin içi. Burada kilise, burada Şile,

Karacabey’in mezarı, anma töreni, mevlidin okunduğunu, dualar okunuyor, Kuran okunuyor, mevlit okunuyor.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Burda ne yaptınız tam olarak Şile’de?”Sanık İbrahim Özcan: “Mevlit okundu, Kuran okuldu, Kuran dinledik, mevlit okundu, pilava

dağıtıldı.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Başka ne yaptınız? Vatansever Kuvvetler Güç

Birliği ile ilgili konuşmalar yapıldı mı? Şiirler veya başka şeyler eserler okundu mu?”Sanık İbrahim Özcan: “Yok onlarla ilgili yok hayır öyle bir konuşma ben yapmadım öyle

bir konuşmada şahit olmadım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Siz yapmadınız başkası yaptı mı?”Sanık İbrahim Özcan: “Ben şahit olmadım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu fotoğrafları kim çekti?”Sanık İbrahim Özcan: “Kuddusi bey çekmiş işte o Hüseyin onları dedi Kuddusi bey

çekmiş, bir kişi daha vardı orda fotoğraf çeken.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Muzaffer Tekin’in arkasında ki şahsı

tanıyorsunuz değil mi? Siyah kazaklı olan. Yasin Görüm dediğiniz şahıs o mudur?”Sanık İbrahim Özcan: “Yasin olabilir he o olabilir çünkü o bir an çekilen bende yürüyorum

o an, o an çekmiş. Bakın ikinci karede yokum zaten yürümüşüm.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tam tarih olarak bir şey söyleyebilir misin bu

fotoğrafların çekildiği tarihe.”Sanık İbrahim Özcan: “Tam tarih hatırlamıyordum işte Karacabey’in anma törenleriydi

bunlar.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yıl olarak 2004 mü? 2005 mi?”Sanık İbrahim Özcan: “Kuvayi Milliye derneğinden önce bunları işte.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Henüz dernek kurulmamıştı.”Sanık İbrahim Özcan: “Hayır dernek kurulmadı.”

85

Page 86: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:86

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Mehmet Zekeriya Öztürk’de var burada.”Sanık İbrahim Özcan: “Var binlerce insan var, oranın arkası dolu orada, 6 bin kişi var.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Siz Şile’de görüştüm dediniz birkaç defa

Muzaffer Tekin bürosunda gördüm dediniz doğru mudur?”Sanık İbrahim Özcan: “Gördüm evet gittiğimde gördüm.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “telefonla görüştünüz mü kendisiyle?”Sanık İbrahim Özcan: “Hatırlamıyorum görüşmüşte olabilir belki bayram bir şey vasıtası

ile ama.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “30 adet görüşmeniz tespit edilmiş. Mehmet

Zekeriya Öztürk ile sizin telefonunla 30 defa görüşme yapılmış.”Sanık İbrahim Özcan: “Ne görüştüysem tapeleri de vardır.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet, ne görüştünüz kendisi ile?”Sanık İbrahim Özcan: “Ben görüştüğümü pek hatırlamıyorum belki de görüşmüşümdür

ama tapeleri de vardır o zaman sizde. Ora işte büyük yolda mola verdiğiniz şiiri yazdığı zaman. Burda başkaları insanlar da var.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet, burası neresidir?”Sanık İbrahim Özcan: “Bura işe fabrika fotoğraf çekiyor o ara bir şey VKGB’nin

dergilerinin konuşulduğu zaman.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Masa, sehpanın üzerinde Türkeli dergisi var.”Sanık İbrahim Özcan: “İşte dergi var, günlük siyaset dergiler o zaman her zaman var orda

birçok dergi, gazete, kitap, her şey var.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Burda ne toplantısı yapıyorsunuz? Burası

böyle izbe bir yere benziyor.”Sanık İbrahim Özcan: “Bu ora bura ora fabrika, fabrika. Fabrikanın içinde bir bölüm.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İsmail Paker var gördüğüm kadarıyla Hüseyin

Görüm var, Muzaffer Tekin var.”Sanık İbrahim Özcan: “Evet”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kuddusi Okkır var.”Sanık İbrahim Özcan: “Kuddusi var evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Burası neresidir?”Sanık İbrahim Özcan: “İşte büro işte o Hüseyin’in şey dediği hemen buranın yan tarafında

ki konteynır, bu oturulan boşluk alanın yanında konteynır var böyle çift gözlü.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Şimdi şu oturmuş olduğunuz yer çok izbe bir

yer yani böyle şeylerden.”Sanık İbrahim Özcan: “Ha onun karşı, onun karşısı bakın o sol tarafında kapı var bakın o

kapının orası oraya açılır orası oda.” Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “burası daha düzgün bir büroya benziyor.”Sanık İbrahim Özcan: “He o dernek işte, burası oranın.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Burası Hüseyin Görüm’ün bürosu mu?”Sanık İbrahim Özcan: “İşte orası fabrikanın bir odası burası bürosu.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu Yasin Görüm dediğiniz şahız Rasim

Görüm müdür?”Sanık İbrahim Özcan: “İşte bu sağda, kazaklı olan evet sağda.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kazaklı olan. Bunlar o aynı tarihte mi sizin bu

bulunduğunuz tarihte mi? Başka bir tarihte mi çekildi bu fotoğraflar? Şunlarla bu aynı bir tarih mi? Farklı bir tarih mi?”

Sanık İbrahim Özcan: “Bilmiyorum tarihini hatırlamıyorum olabilir o gün bir sürü fotoğraf çekmiş ondan sonra ben bunların hepsini Kuddusi Okkır bir şeye atmış bura Turan Yazgan Türk

86

Page 87: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:87

Dünya’sı işte Kızıldereli katliamını tanıma komisyonu kurulsun diye konferans verilen toplantıdır.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Siz Hüseyin Görüm ile sürekli berabersiniz gördüğüm kadarıyla.”

Sanık İbrahim Özcan: “Oturuyorum, bu çocuklarda işte Türk Dünyasının çocukları gelen.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bunlar Kuvayi Milliye kurulduktan sonra mı?

Önce mi?”Sanık İbrahim Özcan: “Önce olması lazım Kuvayi Milliye falan yok.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yasin Görüm dediğiniz Rasim Görüm’de

yanınızda.”Sanık İbrahim Özcan: “Ben he Yasin biliyorum ismini ismi Rasim’miş burda bir akademik

hocalar.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Muzaffer Tekin’in yanındasınız.”Sanık İbrahim Özcan: “Evet ya fotoğraf çektirelim dedi fotoğraf çektirdik.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sizin yapmış oluğunuz telefon görüşmeleri

var. Bunlarla ilgili de bir iki soru sormak istiyorum. yaşar ismindeki bir şahıs ile 31.12.2007 tarihinde 6877 nolu tape yaptığınız görüşmede şöyle başlıyor Yaşar hani bir nokta yapan şeyimiz var ya, onu buraya alalım bir ara sende bir gel ya ya gel bizim dağlar güzel, güzeldir. Burda bir noktadan bahsediyor nedir bu nokta açıklar mısınız?”

Sanık İbrahim Özcan: “Valla Sayın Savcım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Nokta nokta yapan kişiden bahsediyor.

Açıklayamadığı ismini veremediği bir kişiden bahsediyor.”Sanık İbrahim Özcan: “kişiden değil o, o gün çok alkollüydü o uzun süre 30 yıl denizde

çalışmış bir insan denizde kalmış adam yıllar sonra Kastamonu’ya yerleşti emekli oldu, aile, miras davaları var o günde onu telefon kaydının seslisini dinlerseniz çok alkollü olduğunu anlarsınız. Yani onun gönlünü yapabilmek için 40 dereden 40 su getirdim geleceğim dedim, söz dedim, bazı özel ailevi şeyini de bahsetti. O herifler dedi denizciler karaya çıktıkları zaman bir ay suç ehliyetleri yoktur ne yaparlarsa çünkü uyum sağlayamazlar derdi. ”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani ben size tamamını okuyayım isterseniz İbrahim Özcan; efendim Yaşar, İbrahim merhaba, sağol Yaşar abi ne ne haber, sağol canım, nasılsın abi iyisin, Allah razı olsun sen nasılsın, iyiyim ne olsun, ben nerdesin Kastamonu’da mısın? He iyi nasıl Kastamonu? Çok güzel değil mi? İyi güzel ondan sonra diyor ki yaşar hani bir şey vardı ya baba İbrahim neyi be? Yaşar nokta İbrahim efendim, nokta nokta yapan, İbrahim ha, Yaşar onu bir şey yapalım ya İbrahim ney, Yaşar onu buraya alalım ya sende gel diyeceğim, İbrahim sesini alamıyorum biraz şey edersen, Yaşar hani bir nokta yapan şeyimiz var ya, İbrahim ha anladım, Yaşar onu buraya alalım bir ara sende bir gel ya, İbrahim Kastamonu’ya mı? He, İbrahim ne yapayım abi şimdi ben daha Urfa’dan yeni geldim, Yaşar ya bir ara gel da buraya da, İbrahim geliriz canım gelmemezlik olur mu geliriz niye, Yaşar ya gel bizim dağlar güzel, İbrahim güzel oralar güzeldir, yaşar evet, İbrahim güzeldir sizin oralar güzeldir sen bir git gel de dışarı oraya biz karargah kuralım, sen bir git gel de dışarı oraya biz karargah kuralım ya sizin oraya, Yaşar ha kuralımda bir yukarı karargah kuralım şem pazarı kuralım.”

Sanık İbrahim Özcan: “Şem pazarı Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Diye devam ediyor. Nedir bu nokta nokta

yapan şeyiniz sizin oraya götürmek istediniz.””Sanık İbrahim Özcan: “Bilmiyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Siz anladım diyorsunuz hı, ha anladım

diyorsunuz.”Sanık İbrahim Özcan: “Ya ben adamın miras konusu var anladım adam miras onu şimdi

burda söylemek istemiyorum bir kızından dolayı bir sıkıntısı var aile yani bunlar özel hayat

87

Page 88: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:88

açmakta istemiyorum, adamın orda miras bir sürü sıkıntısı var, bir gün gel diyor yıllarca denizde kalmış adam, en son gideceğim diyor kalmak da istemiyorum bende diyorum kal yeter artık.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Siz ne yapabileceksiniz miras konusunu?”Sanık İbrahim Özcan: “Adam hukuki yoldan bana yardım et dedi gelince dedi.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Avukat mısınız yani nasıl yardım

edeceksiniz?”Sanık İbrahim Özcan: “Efendim”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Siz avukat mısınız yani nasıl yardım

edeceksiniz anlamadım?”Sanık İbrahim Özcan: “Tanıdığım niye tanıdığım avukatı yönlendiririm.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ama oraya yanına çağırıyor size.”Sanık İbrahim Özcan: “Çağırıyor yalnızlığı adam işte yalnız adam gitmiş annesinden

kalma yıllarca ev, adam sıkıldığı zaman dost olarak gördüğü insanları yayına çağırır insanlar.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “6881 numaralı tape İbrahim Özcan Durmuş

Ali Özoğlu görüşmesi 12 Ocak 2008. Talebiniz olduğu için okuyorum. İbrahim Özcan Selamünaleyküm Durmuş Ali Aleykümselam, İbrahim ne haber, İbrahim ben iyiyim, ben iyiyim de senden ne haber, Durmuş Ali valla ne diyeyim bende iyi olmaya çalışıyorum İbo, İbrahim niye hiç keyfin yerinde? Durmuş Ali Öyle mi görünüyor ordan bakınca, İbrahim öyle görünüyorsun seninle Urfa’dan geldiğimizden beri bir şey konuştuk hiç senden bir ses gelmedi ben diğerleri ile konuştum baktım sigara operasyonları başlamış Murattı 1 milyondu ya, Durmuş Ali hı, İbrahim hı şimdi operasyonları başlamış, yine 100 bin karton, 50 bin karton, 500 bin karton neymiş maddi geliri PKK’ya kaynak sağlıyormuş, biz söylerken bu İ nokta bizi niye dinlemiyor ki.”

Sanık İbrahim Özcan: “Evet, biz onu internette.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Buraya kadar açıklar mısınız siz Urfa’da?”Sanık İbrahim Özcan: “İnternet gazetesinde haber yaptık biz onu.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Urfa’da bir takım şeyler öğrenmişsiniz bunları

diyorsunuz.”Sanık İbrahim Özcan: “İnternet gazetesinde kaçak sigarının Urfa’da 1 milyon liraya

satıldığını PKK’ya haber yaptık, internet gazetesinde.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Siz mi yaptınız?”Sanık İbrahim Özcan: “Ali beye anlattım Ali bey haber yaptı. Böyle böyle dedim haber

yaptı.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sizi dinlemeyen kim?”Sanık İbrahim Özcan: “Ben orada da söyledim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Biz söylerken bu İ nokta noktalar sizi niye

dinlemiyor ki diyorsunuz sizi dinlemeyen kim?”Sanık İbrahim Özcan: “Dinlemiyor kurumlar söylemiyor internet gazetesinde yayınlandı mı

bir harekete geçiyorlar. Bunun bir canlı örneğini vereyim mi şimdi 2 günlük, 1 günlük hatta örneğini cezaevinde o kadar şikayetlerim vardı hiç kimse yapmıyordu o gün mahkemede telaffuz ettim Salı günü inanın var ya dün müdürlerin hepsi geldi niye gazete yazmış müdürlerin hepsi geldi ben müdürleri bir çağırıyoruz gelmiyor da o gün gazetede cezaevinde ki durum serzeniş ettik Milliyet bazı gazeteler yapmış müdürler sabahleyin hemen geldiler Çarşamba günü. Ya cam işte cam, musluk, elektrik parası, tabakların kötü olduğunu falan hemen müdürler geldi işte gazetede yazınca geliyor, talep ettik.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Şimdi bu Toplumsal haberde siz bunu haber yaptınız öyle mi? yayınladınız. Ne dediniz?”

Sanık İbrahim Özcan: “Evet, Sigara kaçakçılığının PKK’ya yaradığını, PKK’nın yaptığını terörü beslediğini, kaçakçılığın terör doğuda kaçakçılığın terör ile beslendiğini.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ne zaman yayınlandı bu?”

88

Page 89: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:89

Sanık İbrahim Özcan: “Hatırlamıyorum tarihi ben Urfa’dan geldikten sonradır, hatta bunu ben başka bir gazeteciye de söyledim ya bunları haber yapsanıza. Bundan terör PKK yararlanıyor, askerlerimiz şehit oluyor, İnsanlarımız şehit oluyor.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Herhangi bir kuruma başvurdunuz mu? Bu konuları bildirdiniz mi?”

Sanık İbrahim Özcan: “Hayır, hayır.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:“Şöyle devam ediyor, Ya ne demek yani

diyorsunuz şimdi bu A nokta küfür ediyorsunuz biz anlattık gittik, gezdik, gördük hepsini bir şeyler dinledik, hı, birileriyle konuştuk birkaç kişilerle konuştuk evet diyor Durmuş Ali siz kiminle konuştunuz bu konuyu?”

Sanık İbrahim Özcan: “Ben bu konuyu Urfa’da emniyet müdürünü de anlattım, çünkü biz Halfeti’ye giderken habersiz gitmeyin dedi tehlikeli bölgedir dedi çünkü çatışma var dedi bölgede, sıcak çatışmalar oluyor dedi güvenlik açısından gideceğiniz zaman askeriyeyi ziyarete gideceğiniz zaman bize bildirin dediler, bildirdim o zamanda anlattım, serzenişte bulundum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kime anlatınız?”Sanık İbrahim Özcan: “Emniyet Müdürüne.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Urfa Emniyet Müdürüne mi anlattınız?”Sanık İbrahim Özcan: “Evet, savcıya da anlattım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ne dediler size bir dilekçe falan verdiniz mi bu

konuda?”Sanık İbrahim Özcan: “Hayır dilekçe değil bir serzenişti o anlattım o serzeniş ya bak

dedim böyle böyle insanlarımız şehit oluyor zaten kaç saatte gittik Halfeti’ye Urfa’dan, bekle şu saatte hareket edin, işte orda yok gösteri var, şu var, bu var bir sürü şey.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Size bu bilgileri kim verdi?”Sanık İbrahim Özcan: “Ben Urfa’da gezdim Urfa’da İbrahim Peygamberin yerine gittim,

gezdim Urfa’da kaldık, 1 gün kaldık.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Gezerken mi öğrendiniz bu bilgileri?“Sanık İbrahim Özcan: “Evet Urfa’nın girişinde girin tezgahlarda satıyorlar, tütün pazarı

böyle tütün pazarı yapmışlar böyle satıyorlar envai çeşit, envai çeşit ilk gün zaten gidemedik askerin ziyaretine, envai çeşit satıyorlar koca Pazar.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet, Durmuş Ali Özoğlu evet diyor sizde sesin nereden geleceğine baktık şimdi sesler farklı yerden geliyor her ne yapıyorsa sen ne yapıyorsun? Yani burada farklı yerden geldiğini söylüyorsunuz sesin, yani nerden bekliyordunuz? Kim yaptı operasyonu yani farklı birisi mi yaptı operasyonu?”

Sanık İbrahim Özcan: “Yok devlet yaptı operasyonu.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bir operasyon yapılmış neticede.”Sanık İbrahim Özcan: “Operasyonu devlet yaptı.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Siz nereden bekliyordunuz operasyonu?”Sanık İbrahim Özcan: “Ben emniyetten bekliyordum ama operasyonu Jandarma yaptı

yani ben emniyet müdürü ile konuştuğumu düşünerek ondan bekliyordum ama operasyonu Jandarma yaptı 17 tır sigara ele geçirildi PKK’nın sigarasını.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet devam ediyor sen boş ver şimdi ses doğru yerden mi geliyor, yanlış yerden mi geliyor? Onu söyle diyor Durmuş Ali, sizde yok sesler benim ummadığım yerden gelmeye başladı hiç ummadığım yerden. Durmuş Ali doğru yerden mi geliyor, yanlış yerden mi onu söyle ağabeyciğim? Sizde bak mıknatısta bir grup var biliyorsun, M.S gurubu onun. Nedir mıknatısta bir grup var?”

Sanık İbrahim Özcan: “Mıknatıs eğer mıknatısı biliyorsanız ki nal şeklinde mıknatıs alırsanız bir grup var çeker ters yaptığınız zamanda iter mıknatıs bir araya getiremezsiniz onu anlattım.”

89

Page 90: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:90

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani emniyetin veya jandarmanın yapmış oluğunda niye bir şey var yani?”

Sanık İbrahim Özcan: “Çünkü ben jandarmaya, daha önceki Jandarmayla emniyetin arasının açılmaya çalışıldığının bir tapede de görüşmesi var zaten anlatıyor da ben bunu jandarmaya bahsetmedim ki orda.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Siz orda askeri yetkililer ile görüşmediniz mi Urfa’ya gittiğinizde.”

Sanık İbrahim Özcan: “Bu konuyu ben bu konuyu anlatmadım ben bu konuda emniyet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Oraya afiş falan götürmediniz mi? Götürünce

anlamadınız mı onlara?Sanık İbrahim Özcan: “Mehmet götürdü ben afişleri Mehmet’le gönderdim daha önce.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Emniyete niçin gittiniz? Savcıya niçin gittiniz?”Sanık İbrahim Özcan: “Gittim kitap vardı kitap verdim o bölgeyi.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Aynı şekilde askeriyeye de kitap götürmediniz

mi?”Sanık İbrahim Özcan: “Askeriye ben orda ben götürmedim Mehmet’e gönderdim Mehmet

gönderdi jandarma bırakmadı ki bir gün bizi askerin yayına göndermediler sizi.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet”Sanık İbrahim Özcan: “Halfeti karışık dediler, ben emniyet müdürüne gittim çünkü

jandarmayı bu konudan bahsetmedim bile gittiğim çocuk da jandarmaydı. Yani bahsetmediğim halde jandarma operasyon yaptı ya emniyetten beklediğim taraf oydu şimdi emniyet müdürüne serzenişte bulundum. Dedim ben onun yapacağını düşünerek ama operasyonu jandarma yaptı beni yanıltan o oldu.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet”Sanık İbrahim Özcan: “Ben emniyetten bekliyordum ha belki koordineli çalıştı bilmem ne

yaptı ayrı bir olay.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet, uzun bir görüşme ben kısa kısa

okuyorum doğru yerden cevap gelmiyor, gelmiyor, Durmuş Ali Özoğlu yanlış yerden geliyor yani İbrahim, ha birini denemek için bu muhabbeti konuştum oda bir noktada yine küfürlü konuşuyorsunuz bir güzel koltuk var biliyorsunuz. Durmuş Ali, evet. İbrahim Özcan, ona söyledim geldiğimde İstanbul’dan sana da söyledim birkaç kişiye de söyledim, evet. İbrahim, hı neyse hiç ummadığım yerden cevap geldi neyse dedi ki bir gün sonra duyarsın dedi bazı şeyleri duyduk ama şimdi insanı üzen ne biliyor musun? Diye devam ediyorsunuz size bir gün sonra duyarsın dedi şeklinde bir beyanınız var. Kim söyledi size bir gün sonra duyarsın şeklinde? Hiç ummadığınız yerden cevap gelmiş size demiş ki bir gün sonra duyarsın. Ve bazı şeyleri duyduk diyorsunuz ne duydunuz?”

Sanık İbrahim Özcan: “Neyi, işte operasyonu duydum diyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Size kim dedi bir gün sonra duyarsınız diye?

Jandarma size bilgi mi verdi bir gün sonra duyarsın diye?”Sanık İbrahim Özcan: “Hayır ben Jandarmadan bahsetmedim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Operasyonu jandarma yaptı diyorsunuz.”Sanık İbrahim Özcan: “Efendim”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Operasyonu jandarma yaptı diyorsunuz.”Sanık İbrahim Özcan: “Evet, ben emniyette serzenişte bulundum o şaşırdığım nokta

zaten şaşırdığım noktayı anlatıyorum ben size ben emniyet müdürüne serzenişte bulundum adam bizi 24 saat, nerdeyse 30 saat bırakmadı çıkmayın dedi gitmeyin dedi.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet, devam ediyorsunuz, bitmiş çok adam bitmiş grubun başındakilerin çoğu yine küfürlü konuşuyorsunuz. Menfaat ve çıkarları için bu ülkeyi satan yine küfürlü konuşuyorsunuz konumu ne olursa olsun bir dünya adam var, öyle bir

90

Page 91: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:91

gün bir tanesi de oturuyorum böyle kaşımda yine küfürlü konuşuyorsunuz beni de tanımıyor bir yerde de işte bir üst düzeyde oturuyor. Bende bu kadar garip işte bu işler bunun içinde bazı bağlantılarına da baktığın zaman bir yerlere kadar gidiyor. Nokta, nokta, nokta yazılmış kadar gidiyor bunlar üzücü şeyler biliyor musun? Kimlerle konuştunuz yani üst düzey dediğiniz kişiler kimler?”

Sanık İbrahim Özcan: “İşte söylüyorum emniyet müdürü.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Emniyet müdürü mü?”Sanık İbrahim Özcan: “Evet”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ve devam ediyor İbo yani hala üzülüyor

musun hı hala üzülüyor musun? Ben üzülmüyorum bundan sonra kimseye acımak yok diyorsunuz siz.”

Sanık İbrahim Özcan: “Evet”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bundan sonra kimseye acımak yok. Ne

acıyacaksın ağabeycim ya diyor Durmuş Ali Özoğlu sizde babamın oğlu olsa acımakta yok, Durmuş Ali Özoğlu ne acıyacaksın kardeşim ya diyor sizde ya babamın oğlu olsun acımak yok yemin ediyorum acımak yok durmuş Ali Özoğlu küfürlü konuşuyor acıya, acıya bu hale geldik. İbrahim Özcan albayı niye tevkif ettiler? Albayı jandarma albayını niye tevkif ettiler? Durmuş Ali Özoğlu ya İbo bu iktidarla edecekler hepsini yapacaklar bunlar İbrahim Özcan iktidarla değil o küfürlü bir dünya bilmem kim ha o iktidarı da yakın adamlarla çok iyi biliyor musun? Onu da biliyor musun şeklinde devam ediyor. Burda acımak yok derken neyi kastediyorsunuz açıklar mısınız?”

Sanık İbrahim Özcan: “Hangi tape bu.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kimseye acımayacağız diyorsunuz.”Sanık İbrahim Özcan: “Hangi tape bu.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Söyledim size başlangıçta 6881 nolu tape.”Sanık İbrahim Özcan: “Çünkü peş peşe bazen tapeler okuyorsunuz da bende burudan.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yok, bir tape okuyorum size, bir tane tape.”Sanık İbrahim Özcan: “6881.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kimseye acımak yok diyorsunuz.”Sanık İbrahim Özcan: “Evet”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Açıklar mısınız bunu?”Sanık İbrahim Özcan: “Yani bunu ne anlamda algıladınız ki siz?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani ne anlamda kullandınız?”Sanık İbrahim Özcan: “Acımam ya hırsız adama niye acıyayım ki? Giderim aynı emniyet

müdürüne nasıl söylediysem gider söylerim hırsızlık yapıyor adam, acımam.”Mahkeme Başkanı :”Bu zamana kadar acıdınız mı?”Sanık İbrahim Özcan: “Hayır”Mahkeme Başkanı :”Ya bundan sonra acımak yok diyorsunuz.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Daha önce acıyor muydunuz yani bu suç

işlendiği zaman?”Sanık İbrahim Özcan: “Demek ki o an sözün gelişi öyle söylemişim hapishane kaç sene

hapishanede kalmışım ne yapmışım, zaten hayatım mücadele ile geçmiş.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Devam ediyor görüşmeniz, e ama iyi olacaklar

ki sinkaflı diyor Ali Özoğlu yani şimdi beni söyletiyorsun. İbrahim Özcan Ali baba senede 365 gün ne 4 gün Kurban Bayramı kurban lazım kurbanı da böyle seçtiler anladın mı ne demek istediğimi. Bir albayın tevkif edildiğinden bahsediyorsunuz jandarma albayı onunda kurban seçildiğinden söz ediyorsunuz bu konu nedir?”

Sanık İbrahim Özcan: “Bu 6881 tape mi dediniz? Hangi sayfa bunu söyler misiniz? Ben açıkladığınızı bulamıyorum burada da.”

91

Page 92: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:92

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “2. sayfası olabilir.”Sanık İbrahim Özcan: “2. sayfası ne dedeniz bir daha okuyun.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Albayı niye tevkif ettiler albayı jandarma

albayı niye tevkif ettiler oda diyor ki Durmuş Ali Özoğlu bu iktidarda edecekler hepsini yapacaklar diyor aşağısında da kurban olarak seçildiklerinden bahsediyorsunuz siz.”

Sanık İbrahim Özcan: “Evet”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kim kurban seçti albayı anlamadım.”Sanık İbrahim Özcan: “Bilmiyorum kurban seçilmiş öyle kanaat getirmişim demek ki.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu sigara operasyonu ili ilgili bir şey mi?”Sanık İbrahim Özcan: “Yok hayır.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Nedir bu konu?”Sanık İbrahim Özcan: “Bilmiyorum öyle kanaat getirmişim işte adam tevkif olmuş asker

olduğundan dolayı kurban seçilmiştir diyorum.Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Devam ediyor dün akşam Tayyip Erdoğan

bak yerini söylüyorum sana iyi dinle Tuzla, Tuzla Aydınlı köyü gizli bahçe villa numarasını da söyleyeyim mi? Saat kaçta, kimlerle olduğunu da dün şeklinde söylüyorsunuz Durmuş Ali Özoğlu küfür hepsini diyor İbo, sizde hı hepsinin yine küfür ediyor Durmuş Ali. Siz Ali baba şimdi öyle çok o çok basit biliyor musun onu demek bence az az kalıyor. Diye de siz tasdik ediyorsunuz onun küfürlerini, bu bilgileri nereden aldınız Tayyip Erdoğan Tuzla Aydınlı köyü gizli bahçe villa numarasını verebilirim dediğiniz istihbari bilgileri size kim getiriyor?”

Sanık İbrahim Özcan: “İstihbari bilgi değildir bu.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Nedir bu konu?”Sanık İbrahim Özcan: “Dedim ya İstanbul’a geldiğinde polis onların korumalarını

yapıyorlar ve çocuk görevde 24, 48 saat kalır dün işte geldi Başbakan şuraya gittik, böyle oldu, kaldık 48 saat ağlar, zırlar.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Size niye anlatıyor bunları?”Sanık İbrahim Özcan: “Ya serzeniş yapıyor, bana diyor sırf bütün emniyetçilere var bunun

bir gizli bilgi değil ki bu. Tayyip Erdoğan’ın nereye gittiğini de televizyondan da seyredin ya saat kaçta evine gidiyor diyor, o eskortla o.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Villa numarasını söylüyor mu televizyonda?”Sanık İbrahim Özcan: “Efendim”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Gittiği villa numaralarını söylüyor mu

televizyonda.”Sanık İbrahim Özcan: “O bir latife orda yani Tayyip Erdoğan’ın gittiği villasını söylemiyor

mu evini? Üsküdar’da ki evine gittiği zaman, gidin orası kıyamet gibi ben eski Üsküdarlıyım ben Bulgurluda oturdum okulu da orada oturdum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Koruma polisi mi bunları anlatıyor size.”Sanık İbrahim Özcan: “Evet”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Devam ediyorsunuz bak ben bir şey

söylüyorum sana dün akşam bu akşamda söylerim saat 10:12 itibariyle söylerim nerede olduğunu 10:12 itibariyle saat dakika veriyorsunuz Durmuş Ali Özoğlu şimdi bu bir şey değiştirmiyor ki İbrahim Özcan değiştirmiyor da bizim işte şimdi beni konuşturma, öbür tarafına bir şey değişmesi lazım, herkes tavrını koyacak şeklinde rengini belli edecek küfürlü konuşuyorsunuz G. yiyeyim, ayağı yok, ikili politika yok, dansöz politikası yok, kıvrak politika yok ya varsın ya yoksun, Durmuş Ali Özoğlu bunu bana mı söylüyorsun diyor sizde yok ben sana söylemiyorum ben birkaç adama söylüyorum seni. Ve Durmuş Ali Özoğlu kaç kişi bulacağız böyle diyor sizde fark etmez 4 kişi çok, durmuş Ali Özoğlu fark ediyor ağabeycim siz yok Durmuş Ali vurmayan bir sen varsın bir ben varım lan beni konuşturma. Siz 4 kişi çok çok bak dediğim lafı iyi anla 4 kişi çok gerisini sen hesap et, 4 kişi çok. Durmuş Ali, İbo diyor sizde dediğimi

92

Page 93: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:93

anladın mı? Diyorsunuz oda anladım İbo sizde işi çok gerisini sen hesap et İbo ne dinliyorum biliyor musunuz diye devam ediyor, burda buraya kadar olan görüşmeyi açıklar mısınız?”

Sanık İbrahim Özcan: “İşte söylüyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tayyip Erdoğan bir yerde toplantı yaptığından

söz ediyorsunuz.”Sanık İbrahim Özcan: “Şairin, şairin bir sözü var 4 inanmış adam vatan için yeter diye

hatırlar mısınız?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Şimdi bunu niçin söylüyorsunuz orda bir

toplantı falan gizli bahçede numarada bir yere gitti diyorsunuz.”Sanık İbrahim Özcan: “Hayır Gizlibahçe o semtin ismi ya.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hayır niçin bunu söyleme ihtiyacı

duyuyorsunuz, ne olmuş orada?”Sanık İbrahim Özcan: “Kızmışım demek ki söylemişim ya diyorum adamlar Türkiye

nereye gidiyor? Kızmışım söylemişim 4 inanmış adam çok çok dediğim şairin lafı vardır.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Fakat orda birileri ile buluştuğundan söz

ediyorsunuz, orda kimlerle olduğunu biliyor musun diye soruyorsunuz yani niye böyle takip etme ihtiyacı duyuyorsunuz?”

Sanık İbrahim Özcan: “Televizyondan takip etseniz o zaman şeyin Çarmaklı’nın jeepi ile oraya gittiğini televizyonlarda da gösterdi hatta başbakan niye kendi jeepi ile gitmiyor? Kendi arabası ile gitmiyor Çarmaklı’nın jeepi ile gidiyor diye televizyonlarda da gösterdi, televizyonlarda da eleştirdiler, televizyonu seyretseydiniz o zaman.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ve devam ediyor sizde başbakanının terörle mücadeleyi kapattığından bahsediyorsunuz ve şöyle diyorsunuz bak ben dün akşam bu işin uzmanı 3, 4 tane insanla oturuyordum bu işe 20 yılını vermiş insanlar, örgüt işte örgütler üzerine çalışmış uzman insanlarla senin dün akşam ki yazını okutturdum biliyor musun onlara? Hı ne diyorlar İbrahim Özcan dayı diyorlar konuşmak yok bundan sonra icra gerisi yalan. Kimdir bu toplantı yaptığınız 3, 4 tane işin uzmanı olan kişiler, icraya geçecek olan konuşma bundan sonra konuşmak yok diyen kişiler kimlerdir?”

Sanık İbrahim Özcan: “Bunlar terörle mücadele eden adamlar, emniyet görevlileri.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kim bunlar? Efendim.”Sanık İbrahim Özcan: “Emniyet görevlileri.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Emniyette mi toplandınız, nerde?”Sanık İbrahim Özcan: “Hayır dışarıda adamlar izinden gelmiş mahallede kahvede bizim

kahvede bir sürü.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sizin mahalle komşunuz mu?”Sanık İbrahim Özcan: “Efendim”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Mahalle komşunuz mu?”Sanık İbrahim Özcan: “Mahallemizde kahve var oraya emniyetçiler genelde fazla yere

gitmezler bizim orda 1, 2 tane kahve var oraya gelirler adamlar serzenişte, İstanbul’da herkesin arabaları yakılıyor, bilmem ne oluyor bizim mahallede de arabalar yakıldı, hırsızlar soyuyor herkes serzenişte, terörde diyor 20 yaşında askeriliğini yapmamış çocukları teröre aldılar diyor 30 yıllık terörcüleri karakollara nöbetçi diktiler diyor adamlar şikayet ediyor serzenişte bunu yazın dile getirin dediler, sizin sitenizi emniyettekiler izliyor dedi, hatta daha bir tapede de valiliyle görüşün diye bize talep ediyor adam. Bende Ali’ye söylüyorum valiliğe anlatalım, hatta bunu bir yazı makale haline getirdik. Adamlar serzeniş yapıyor.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Konuşmak yok bundan sonra icra diyorlar.”Sanık İbrahim Özcan: “İşte onu da emniyetçiler diyor yani bizde icraat yapmamız lazım

arabalar yakılıyor insanın mahallelerinde, Molotof kokteyli fail yok.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yakalanmıyorlar mı?”

93

Page 94: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:94

Sanık İbrahim Özcan: “Nerde yakalandı? Valiliğin ilk demecini biliyor musunuz o zaman bunlar münferit tinerci olayı dedi, ondan sonra terör olayları çıktı, terör olayları oldu ama onlar münferit olur bizim bu oturduğumuz mahalle hal var orada Kadıköy hali buraya ne kadar.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ne olacak icraat ne olacak? Yani ne yapabilirsiniz?”

Sanık İbrahim Özcan: “Bilmiyorum o terörcü polislerin icraat yapmak lazım yani diyor operasyon yapmak lazım teröristlere. Halde çünkü o kadar terörist var ki kaç tane terörist kaç tane operasyon yapıldı oraya, her gün, polis bile dövdüler orada polislerin silahlarına aldılar halde adamın üstüne 3 bin kişi, 2 bin kişi yürüyorlar orda.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bunlar sizin mahallede mi oluyor?”Sanık İbrahim Özcan: “Bizim mahallemizdeydi, hal bizim mahallemizde evimize 250

metre Yeşil kunduranın karşısı haldir, Kozyatağı Carrefour’un arkasıdır. Kozyatağı Carrefour’un arkası Kadıköy halidir. Orda ki birçok insanı al kimlikleri bile yok ben 30, 35 yıldır orda oturuyorum. Adamlarda isyan ediyor yani bunlara operasyon yapılması lazım diyor.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ve devam ediyor geçiyorum bazı yerleri siz sorgulayanda buraya geldi anlattı Tayyip Erdoğan’ın sorgulandığından bahsediyorsunuz, terörle mücadelede. Tabi bazı şeyleri anlattı şimdi Tayyip Erdoğan dedi eğer başbakan olduğun zaman en başta yok edeceği kurum bizdik dedi, abi bizi yok etti dedi, terörle mücadele, terörle mücadele emniyet teşkilatı içerisinde ki ben sana geçen gün bir şey söyledim, emniyetçilerin cep telefonu ile ilgili diyorsunuz evet, evet diyor Durmuş Ali Özoğlu. Nedir bu emniyetçilerin cep telefonları?”

Sanık İbrahim Özcan: “İşte emniyetçiler Tayyip Erdoğan emniyette sorgulanmış o dönem o şubede olan bir poliste söyledi bunu, bizim dedi emniyet terörle mücadele bilgili, deneyimli adamların hepsini dağıttılar, asayişe bağladılar bir ara dedi ve biz karakollara nöbetçi dikildik dedi. Cep telefonlarının da bir konuşmadan sonra paralarının kendi ödediğini şikayetleri bu. Yani bir iş yapıyoruz diyor bir şey yapıyoruz ama cep telefonun parasını operasyondan sonra fazla konuşmuşum 700 lira, 600 lira para ödüyoruz diyor şikayetleri de bu. Terörde ki bugün gidin 20 yaşında, 25 yaşında, 30 yaşında terörle mücadelede bir tane kimse yok, biz terörde kaldık 4 gün ben 30 yaşının üstünde bir tanesini görmedim, çoğu da askerliğini yapmamışlar, onun için İstanbul’da terör her gün kol geziyor, Türkiye’nin her tarafında.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Devam ediyorsunuz. Senin bu ben ben sana bir şey söylüyorum da senin bir kulağından giriyor bir kulağından çıkıyor bana öyle geliyor artık Durmuş Ali Özoğlu İbo, İbrahim Özcan vallahi billahi bak şimdi, Durmuş Ali Özoğlu şimdi ben sana. bir şey söyleyeyim, bir kulağımdan girip bir kulağımdan çıkıyor diyorsun da ne yapacağız abi o heriflerin? İbrahim Özcan alıp gerekli yerlerle paylaşacaksın, gerekli insanlar gerekli şekilde hareket edecek, etmiyorsa birileri hareket eder. Birileri hareket ettiği zaman birilerini çok fena bağlar, direk bağlar, direk bağlar. Demek istediğimi iyi anlıyorsun direk bağlar aracı falan yok, direk bağlar nereyle paylaşmasını istiyorsun alıp bunları?”

Sanık İbrahim Özcan: “İnternet sitesinde paylaşmasını istiyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Gerekli yerlerle paylaşacaksın diyorsunuz ve

bunlar direk bağlıyacaklarmış bunları.” Sanık İbrahim Özcan: “İnternet sitesinde paylaştığınız zaman hemen harekete

geçiyorlar.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ama yayınlat diyorsunuz sigara ile ilgili hiçbir

işlem yapılmadı diyorsunuz?”Sanık İbrahim Özcan: “İnternet sitesinde (bir iki kelime anlaşılmadı)”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İnternet sitesinde sigara yayınladı diyorsunuz

sigara operasyonu o zaman yapılmadı diyorsunuz.”

94

Page 95: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:95

Sanık İbrahim Özcan: “Yayınlandı diyoruz operasyon yapıldı diyoruz savcı bey (bir kelime anlaşılamadı) öyle bir şey mi dedim ben ya? Ben sadece serzenişim emniyete serzenişte bulundum diyorum jandarma yaptı operasyonları beni şaşırtan o oldu diyorum Allah Allah.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İbocum ne yapalım peki söyler misin bana ya diye sizi soruyor sizde şöyle diyorsunuz; konuşma devri bitti yazılar artık bundan sonra kağıtta hani bir laf var ya. Laf havada yazı kağıtta yani internete yazacak olsa değil mi konuşma devri bitti demezsiniz. Yazı kağıtta bundan sonra da eylem zamanı icraat zamanı şimdi oydu buydu falanı filanı yok. Bu İ nokta noktalara yol verildiği sürece her kim yol veriyorsa her kim ki bak kim ki her kim ki yani hangi konumda bir dakika bir şey söyleyeceğim diye araya giriyor Durmuş Ali Özoğlu kardeş bir dakika bir şey söyleyeceğim şimdi diyorsun ki bir kulağından giriyor bir kulağından çıkıyor bu adamlar dert yanıyor bunu fesih edildi falan diye, 2 tanesi gelsin de bir anlatsın şunları ya icraat yapalım o zaman sizde neyi, ne istiyorsun? Sen neyi anlatsın? Neyi anlatmak istettiğini söyle, ben anlattırayım sana dinlettireyim. Durmuş Ali Özoğlu olup biteni şu bahsettiğin şeyi anlatsın abi nasıl fesih ettiler onu anlatsın da bir icraat yapalım o zaman ya. Sizde ne istiyorsun sen hangi konuda? Şimdi konuştuğumuz konuda İbrahim, terör konusunda mı? Ben sana diyorum işte evet, emniyet teşkilatının terörle birimleri fesih edildi. Şeklinde devam ediyorsunuz. Nasıl fesih edildi emniyetin terör birimleri şu anda mevcut sistem çalışıyor olarak biliyoruz biz?”

Sanık İbrahim Özcan: “Siz biliyorsunuz da 30 yaşın üzerinde emniyet, terörle mücadelede adam gördünüz mü? Ben 5 gün kaldım göremedim. Yüzlerce polis gördüm, fiiliyatta terörle hiç bir mücadelede bir başarı sağladığını gördünüz mü? Her gün araba, her gün terör olayları oluyordu sokaklarda sanki Filistin savaş alanına döndü acaba başarılı mı emniyet? Yetkili mi? Televizyonlardan her gün, gün olmasın ki Filistin’de ki olaylar gibi havai fişek savaş alanı gibi seyrediyoruz. Terörle mücadelede başarılı mı emniyet? Buna başarı mı addediyorsunuz? Sanki iç savaş var görüntüleri yaşıyoruz. Eğer buna başarı addediyorsanız bilemiyorum sizin taktiriniz. Millet sokağa çıkamıyor kapkaçtan, hırsızlıktan, olaylardan, dükkanları yanıyor, arabaları yanıyor siz bunu terörle mücadelede başarı addediyorsunuz.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ve Fethullahçıların terörle mücadeleye geldiğinden bahsediyorsunuz. 30 yaşında körpe çocuklar diyorsunuz, onları cilalıyorlar diye devam ediyor ve eski bakandan bahsediyorsunuz daha sonrada şimdi ama bir de bir şey var biliyor musun? Kim kime nasıl güveniyor merak ediyorum, Durmuş Ali kimse kimseye güvenmiyor İbo, fark etmiyor musun hala İbrahim Özcan fark etmiyor o zaman şimdi emniyetten jandarmanın arasına muhabbet koymak istiyorlar diyorsunuz. Durmuş Ali Özoğlu yani aynen öyle sizde hı aynen öyle sizde hı aynen öyle sen o seni o yukarıda ki var ya bodurun altında ki diyorsunuz evet diyor, siz o bodurun altındakine de bir gün seninle toplantı ayarla biz bir konuşalım bazı şeyleri İstanbul’a adam gidi adam, 3, 5 tane adam gelmesi lazım, bazı işler konusunda. Konuşuruz İbrahim diyor ve de bazı konuları bir konuşalım bakalım o ne yapacak Durmuş Ali Özoğlu tamam konuşuruz İbrahim, sizde ben Pazartesi, Salı buna gideceğim ha. Nereye gidiyorsun? Samandıra’ya şeklinde devam ediyorsunuz.”.

Sanık İbrahim Özcan: “Evet”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Burda biraz önce savunma sırasında bodur

olarak validen bahsettiğinizi söylediniz. Valiye gidip de söyleyeceğinizden bahsettiniz, doğru mudur?”

Sanık İbrahim Özcan: “Şimdi burada baştan cevap vereyim, daha öncede söyledim Jandarma ile emniyetin arasını açmayı burada da bahsediyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet”Sanık İbrahim Özcan: “Jandarma ile emniyetin arasını açmayı emniyet içerisindeki

Fethullahçı yapıdır, tarikatçı yapıdır. İşte jandarmayla emniyetin arasını açan onlardır, 20, 30

95

Page 96: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:96

yaşında çocuklar terörü bilmiyor, askerliğini yapmamış bırakın onu siz askerliğini yapmamış polis olmuş bunlar 6 aylık terörde.””

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet”Sanık İbrahim Özcan: “Şimdi bahsettiğim okumadığınız bakan ismi de Abdülkadir

Aksu’dur, ayrıca valinin bodur lakabını ben değil kendi müdürleri de söylerler ona hani adam selvi boylu da biz hakkını yemiş de değiliz. Celalettin Cerrah’a da pala diyordu müdürleri yani onların kendi şeyleri yani gidip adama emniyetçiler serzenişte bulunuyor. Bize de diyor ki ya gidin anlatın bizim gitme şansımız yok, anlatma şansımız yok, anlatsak ta dinlemiyorlar siz yazar, çizer, internet gazeteniz var, yayın evinin Ulusalcı, Kemalist devlet için millet için yazılan kitapları var gidin anlatın diyor adam bizden bunu talep ediyor.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet”Sanık İbrahim Özcan: “Yani bizde yani buna yok mu diyelim? Kayıtsız mı kalalım?

Terörden mağdur olan insanlarız.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani valiye mi anlatacaktınız bunları

anlamadım?”Sanık İbrahim Özcan: “Tabi valiye anlatacağım emniyetçilerin böyle serzenişleri.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bodurun altında ki kişi ile toplantı ayarlamak

istiyorsunuz, bodurun altında ki kişi kimdir?”Sanık İbrahim Özcan: “İşte Ali bey açıkladı burada dinlemişsinizdir vali yardımcısı dedi

arkadaşım dedi açıkladı burda.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Fakat siz burda Pazartesi, Salı buna

gideceğim, nereye gidiyorsun diyor Samandıra’ya diyorsunuz.”Sanık İbrahim Özcan: “Evet Samandıra’ya kitaplar var.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Vali Samandıra’da mı oturuyor?”Sanık İbrahim Özcan: “Hayır valiye değil vali değil orda tapeyi okursanız alay.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Okuyorum.”Sanık İbrahim Özcan: “Orda vali demiyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ben Pazartesi, Salı buna gideceğim ha

diyorsunuz, nereye gidiyorsun diyor Durmuş Ali Özoğlu siz Samandıra’ya öyle mi diyor Durmuş Ali Özoğlu. Siz, hı o albayın yanına, ben daha gitmedim ona bir gitmedim o bende duruyor onlar.”

Sanık İbrahim Özcan: “Evet”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İyi bir git ya bir ziyaret et.”Sanık İbrahim Özcan: “Evet, afiş ve kitaplar var adama bir türlü gidemedim Samandıra’ya,

Samandıra’ya gittiğin zaman Samandıra bir alem.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tamamda siz bodurun altındakiyle toplantı

yapacaksınız.”Sanık İbrahim Özcan: “Hayır”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Şimdi değişti mi? konu mu değişti?”Sanık İbrahim Özcan: “Ben Anadolu yakasındayım Ali beni aradığı zaman Sayın

Başkanım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Konum mu değişti?”Sanık İbrahim Özcan: “Konu değişmedi, ben Anadolu yakasındayım ben diyorum ki

valiyle bir randevu al, ben Samandıra’ya gidecektim gidemedim, afiş ve kitaplar var, kitapları götürecektim afişleri götürecektim. Her tarafa dağıttık kitaplar var.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ne kitabı dağıtıyorsunuz siz?”Sanık İbrahim Özcan: “Kitap ASALA, PKK, terör üzerine veya o çıkan kitap neyse bütün

kışlalara göndeririz, kütüphanelerine koyarlar.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Siz bizzat kendiniz mi götürüyorsunuz?”

96

Page 97: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/ergenekon2/45.c…  · Web viewİstanbul. 13.aĞir ceza mahkemesİ ( cmk 250 maddesİ İle yetkİlİ ) duruŞma tutanaĞi. esas

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.03.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:45 Sayfa:97

Sanık İbrahim Özcan: “Samandıra bana yakın ne yapayım oraya da posta ile mi göndereyim?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Şöyle diyorsunuz gideceğim ben bir şeyleri bekliyorum bir yerden bir haber bekliyorum ona göre gideceğim bir noktadan daha bir şey gelecek ona göre gideceğim her neyse diyorsunuz.”

Sanık İbrahim Özcan: “Evet”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ne bekliyordunuz gitmek için? ”Sanık İbrahim Özcan: “İşte afişleri bekliyorum afişler başka yerdeydi.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Haber bekliyorsunuz bir noktadan bir şey

gelecek falan diyorsunuz?”Sanık İbrahim Özcan: “Evet, evet”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “E bunu telefonda söyleyemez misiniz? Afişleri

bekliyorum diyemez misiniz?”Sanık İbrahim Özcan: “Haber dediğim söyleyeyim yani onu çokta söylememi istersen

maddi konuda bir şey bekliyorum bir sıkıntım var onu da telefonda konuşmak istemiyorum başkaları var yani açıktanda söylemek gerekirse bu.”

Mahkeme Başkanı :”Efendim”Sanık İbrahim Özcan müdafii Av. Yusuf Erikel söz istedi verildi: “CMK 148’de açıkça

hüküm var, sanığın özgür iradesine dayanmak, yormak yani saatlerdir aynı şeyi evirip çevirip soruyor.”

Sanık İbrahim Özcan: “Sorsun yani.”Sanık İbrahim Özcan müdafii Av. Yusuf Erikel sez istedi verildi: “Sevk maddeleri belli

bunlarla alakalı bir soru yok, onu ne dedi, bunu ne dedi?”Mahkeme Başkanı :”Efendim telefon görüşmesi var, telefon görüşmesi var, aşağıya doğru

iniyor.”Sanık İbrahim Özcan müdafii Av. Yusuf Erikel sez istedi verildi: “Mümkünse ara verilmesi

ve dinlenmesi 10 saattir ifade veriyor adam ayakta.”Mahkeme Başkanı :”O kendisi istediği an her an ara veririz avukat bey yani sizin

hatırlatmanıza gerek yok o kendisi zorda kaldıysa biz ona zaten şey yapıyoruz yani her an, istediği an, istediği an ara verebiliriz avukat bey yani.”

Sanık İbrahim Özcan müdafii Av. Yusuf Erikel söz istedi, verildi: “Bunu da hatırlatalım, bunu da hatırlatalım diye yani yorulduysa ayakta.”

Mahkeme Başkanı :”Var mı öyle bir yorulmanız? Bitiyor mu Savcı Bey?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Biraz daha var Başkanım isterseniz yarın

sabah devam edebiliriz.”Mahkeme Başkanı :”Siz yoruldunuz mu?”Sanık İbrahim Özcan: “Benim için fark etmez 5, 10 dakika dinlenip devam edebiliriz.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yok uzun sürer.”Saatin 18:30 olması karşısında sanığın çapraz sorgu işlemine bu oturuma mahsus olmak

üzere son verildi.GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Oturuma 12 Mart 2010 günü saat 09:00’da kaldığı yerden devam edilmek üzere ara verilmesine oy birliğiyle karar verildi. 11.03.2010

BAŞKAN 20909 ÜYE 28298 ÜYE 37266 KATİP 128002

97