36
Türkçe çalayým sazýmý, Türkçe söyleyim sözümü, Umut Türkçe deðil midir? Ölüm Türkçe deðil midir? Ve bir yaðýz ozan gelir, Sazýný dizine alýr, Çalýnca daðlar alçalýr, Türküsü Türkçe! TÜRK’ÇE TÜRK’ÇE Türkçe Düþün, Türkçe Konuþ, Umudun Türkçe Olsun... 2010 / Sayý: 11

TÜRK'ÇE DERGİSİ

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Türk'çe Kültür Edebiyat Dergisi 11. Sayı

Citation preview

Page 1: TÜRK'ÇE DERGİSİ

Türkçe çalayým sazýmý,

Türkçe söyleyim sözümü,

Umut Türkçe deðil midir?

Ölüm Türkçe deðil midir?

Ve bir yaðýz ozan gelir,

Sazýný dizine alýr,

Çalýnca daðlar alçalýr,

Türküsü Türkçe!

TÜRK’ÇETÜRK’ÇETürkçe Düþün, Türkçe Konuþ, Umudun Türkçe Olsun... 2010 / Sayý: 11

Page 2: TÜRK'ÇE DERGİSİ
Page 3: TÜRK'ÇE DERGİSİ

SAYFA 3

Sunuþ...Þol gökleri kaldýranýnDonatarak dolduranýn"Ol" deyince olduranýn

Doksan dokuz adý ile…

Uzun bir aradan sonra yine ayný inanç ve sevda ile siz deðerli dostlarýmýzla buluþmanýn

mutluluðunu yaþýyoruz.

Türk Milleti'nin zor günlerden geçtiði, Türk'ünve Türkçenin suçlandýðý ve bizi idare edenler

tarafýndan gözden çýkarýldýðý bir dönemde TÜRK'ÇE bir sevda ve saðlam adýmlar ile kutlu bir hedefe

olan yolculuðumuz devam ediyor.

Yýlmadan, yýkýlmadan ve bizi biz yapan deðerlerimizi unutmadan, TÜRKÇE ve TÜRK'ÇE

sevdalar kuþanarak yanýmýzda olan herkese selam olsun.

Sevdanýz TÜRK'ÇE olsun…

Mustafa TTÜRKARSLAN

Ýmtiyaz Sahibive Genel Yayýn YönetmeniMustafa TTÜRKARSLAN

Yazý Ýþleri MüdürüAbdulkadir ÖÖZTÜRK

Yayýn DanýþmanýÝsmail ÜÜLGER

Halkla ÝliþkilerSalih YYILMAZ

Taha ZZeki KKARAKÖSE

Yayýn KuruluRýfat EERAVÞAR

Mustafa KKARAKUÞMuttalip KKESKÝNRasim AARTIRANYusuf GGENÇERErtuðrul MMARAL

Dizgi - BaskýKKAAYYSSEERRÝÝ MMEEYYDDAANN GGAAZZEETTEESSÝÝ

MMAATTBBAAAA TTEESSÝÝSSLLEERRÝÝ 0.352 - 231 22 12

Ýrtibat:Alacamescit MMh. ÝÝnce SSk. NNo:1

Melikgazi // KKAYSERÝ

Ýnternet Sitesiwww.turcedergisi.com

Elektronik Posta: [email protected]

Telefon/Belgegeçer: 0.352 2222 443 114

SSUUNNUUÞÞ // 33MUSTAFA TÜRKARSLANSSUUSSMMAAKK GGÜÜZZEELLDDÝÝRR // 44

ÝSMAÝL ÜLGERTTÜÜRRKKÇÇEE // 55ALÝ KINIKSSEENNSSÝÝNN // 66

ÞERÝFE ORALÝÝLLLLAA EEDDEEPP ÝÝLLLLAA EEDDEEPP // 77S.BURHANETTÝN AKBAÞ

RRUUHHNNAAMMEE // 99ANAKIZ KOLAÞ

BBÝÝRR ÝÝNNSSAANNIINN KKAALLEEMMÝÝNNDDEENNÝÝNNSSAANNOOÐÐLLUU // 1122RÝFAT ERAVÞAR

GGEENNÇÇ ÞÞAAÝÝRRLLEERREE NNAASSÝÝHHAATT // 1144OZAN ERBABÝ

NNÝÝÇÇÝÝNN // 1155MUSTAFA AYDIN

MMUUGGAAMMLLAARR YYAASSTTAA // 1166FAZIL AHMET BAHADIR

MMEENNÝÝMM AANNAAMM // 1177 BAHTÝYAR VAHAPZADE

UUNNUUTTTTUUÐÐUUNNUUZZ BBÝÝRRÞÞEEYY VVAARR;;TTÜÜRRKKÜÜZZ BBÝÝZZ!! // 1188

KÜBRA KÖROÐLUBBÝÝZZÝÝMM EEVVÝÝNN KKIIBBLLEESSÝÝ // 1199

ÝMDAT AVÞARAALL YYÜÜRREEÐÐÝÝNNÝÝ AAVVUUCCUUNNAA // 2211

HAYRÝYE DURMUÞBBAAÞÞLLAAMMAADDAANN BBÝÝTTEENN YYOOLLCCUULLUUKK // 2222

MAKBULE ÜNALTTAANNRRII DDAAÐÐIINNDDAA YYAALLNNIIZZ BBÝÝRR AADDAAMM // 2244

EBUBEKÝR YILDIZHHEEKKÝÝMM BBEEYY''ÝÝNN VVEEDDAASSIIZZ GGÝÝDDÝÝÞÞÝÝ // 2255

FUNDA SADIK AHMETYYAAÐÐMMUURR // 2266

GÖKHAN YILDIRIMLLAALL OOLLAASSII BBÝÝRR DDÝÝLLÝÝNN IIZZDDIIRRAABBII // 2277

FATÝH KOCATEPETTEELLKKÝÝNN // 2288

YUSUF ERSÝNÖÖZZEE ÇÇAAÐÐRRII // 3300

BAYRAM DURBÝLMEZSSEELLEENNGGAA // 3311

BETÜL ÖVÜNÇTTÜÜRRKKÜÜ GGÖÖZZLLÜÜ GGÜÜZZEELLEE MMEEKKTTUUPP - IIVV

""ÞÞÜÜKKÜÜRR"" // 3322MUSTAFA TÜRKARSLAN

HHEESSAAPP // 3344MUTTALÝP KESKÝN

Page 4: TÜRK'ÇE DERGİSİ

SAYFA 4

Bazen öyle anlamsýz gelir ki sesler ne kendinizin ne de birbaþkasýnýn sesini duymak istemezsiniz. Kafanýzýn içindekigürültüler zaten yeterince yormuþtur sizi. Dinlemeye, dinletm-eye mecaliniz yoktur. Düþünmek istemediðiniz halde baþkabir þey yapamazsýnýz. Çýldýrmak raddesine gelirsiniz, kendiniziifade edemez, ne kâðýt kalemle dertleþebilir, ne karanlýktateselli bulabilirsiniz. Velhasýl kelam, Uykuya dalýncaya kadardüþünüp durursunuz. Sizi bu haldeyken görenler ya asosyal-likle, ya da kibirle suçlarlar. Hep konuþur, ama anlamayaçalýþmazlar.

En zor ancak en erdemli davranýþlardan biridir susmak.Öyle çok kolay deðildir. Görüyoruz örneklerini... Ancak bilip,görüp hatta kýzýp susmak, büyük olgunluktur. Diyeceksiniz ki,karþýndaki anlamýyorsa... Bunu zaten kendimiz için yapýyoruz.Karþýmýzdaki anlamýþ, anlamamýþ meselesi için deðil.

Konuþsanýz da karþýnýzdaki zaten anlayacak diye bekle-meniz yanýlgýdýr. Ancak bazen susup sabretmek insanýn ken-disini en iyi þekilde terbiye etme yoludur. Bir de teslimiyetin...

Bazen susarýz konuþulan konuyu boþ, basit ve anlamsýzbuluyoruzdur, konuþmayý da gereksiz ve anlamsýz buluruz.Konuþulanlar öyle abes ve mantýk dýþýdýr ki sadece hayretledinler ve sessiz bir tepkiyle belli ederiz duruþumuzu… Sessizbir onaydýr susuþumuz… Biraz utangaçlýk belki ama içten birkatýlýþtýr söylenenlere. Sessiz bir bekleyiþ olur susmak… Yakendimizin ya da karþýmýzdakinin ortak deðerleri yenidengözden geçirmesine tanýnmýþ bir fýrsattýr sessizliðimiz… Ya dabirinin bizi fark etmesi, doðru algýlayabilmesi için tanýnmýþ birsüre… Susan için endiþe ve olasýlýk hesaplarý arasýndaki gelgitlerle biraz da huzursuz bir bekleyiþtir susmak.

Dile getirilmeyen bir öfkedir bazen suskunluðumuz. Öyle-sine yaralanmýþýzdýr ki yaralamak isteriz, yüreðini acýtmak vekanatmak. Ve biliriz ki hiçbir söz acýtamaz, yaralayamaz vekanatamaz kimseyi bir suskunluk kadar. Ve susmak en acý-masýz, öldürücü silahtýr bazen. Hassas ve kýrýlgan bir tepkidir.Küçücük bir hatýrlatmadýr belki. Fark edilmesi ve onarýlmasýincelik ister. Ya yeniden bir kazanýþtýr ya da aleyhte bir delilolarak kalýr karþýmýzdaki için. Bir muhabbette negatifleringözümüze batmaya baþladýðý, karþýmýzdakine ait aleyhtedeliller dosyasýnýn kabarmaya baþladýðý ve hatta dosyayý

masanýzdan kaldýrmaya gerek duymaz olduðunuz bir nok-tadasýnýzdýr.

Bir duruþ, bir soluklanmadýr susmak. Ortak geçmiþindeðerlendirilmesi ve geleceðin muhasebesidir. Durupyeniden, þimdi bulunduðunuz noktadan bir daha bakmakistersiniz yaþananlara ve eldekilerle geleceðe gitmenin nekadar mümkün olduðuna. Bir içe kaçýþ ve söylenemeyenlerinbiriktirilmeye baþladýðý yerdir susmak. Ýletiþimin týkandýðýyerdeyizdir hiçbir iletinin bize yeterli gelmediði ve hiçbir ile-timizin doðru algýlanmadýðý. Yanlýþlýklar, yanýlgýlar ve kim bilirbelki de gerçeklerdir bir fýrtýnaya tutulmuþçasýna savrulupduran. Sözler yerini sessizliðe býrakmaya baþlar ve siyah, teknokta konur cümlelerin sonuna. Zamanla cümlelerimizinsonuna konan o tek ve siyah nokta büyüyerek bir karadeliðe dönüþmeye baþlar. Güven ve sevginin içten içe çürüm-eye baþladýðý yerdir ve gitmek zamanýnýn ertelenmiþ halidirsusmak.

Kabul edilmiþ bir hata ya da suçtur susuþumuz vesöylenecek her söz kaybetme riskidir. Korku eþlik edersuskunluðumuza.

Bir gidiþi kabullenmektir susmak, yerinde ve zamanýndaolduðunun ayýrýmýnda olduðumuz bir gidiþin… Hayata karþýbir susuþtur bu kez yaþanan. Bizi can evimizden vuran birkayýp, yaþanan büyük bir acý, ölesiye bir çaresizliktiryaþadýðýmýz. Söylenecek hiçbir sözümüzün adrese teslimolmayacaðýndan emin olduðumuz, bütün sözcüklerin anlamýnýyitirdiði bir yerdeyizdir. Hayatýn bize bir þey katamadýðý vebizim de hayata bir þey katmak için anlamýmýzý kaybettiðimizbir yer. Belki de boþ gözlerle, algýlamadan bir seyirdir hayato noktada ve belki de amacý ve beklentisi olmayan, birmesaj kaygýsý taþýmayan ve hedefi olmayan tek susuþturyaþadýðýmýz.

Susmak… Bazen her derde deva, bazen de derdin takendisi. Yerine göre susmak…

Bazen içimizde kopan fýrtýnalarý dýþarýya haberdaretmemektir."Konuþmak ihtiyaç olabilir, ama susmak birsanattýr…"

Susmak iyidir. Susmayanlar anlasýn diye…

SUSMAKGÜZELDÝR

Ýsmail ÜÜLGER

Page 5: TÜRK'ÇE DERGİSİ

SAYFA 5

Türkçe çalayým sazýmý.

Türkçe söyleyim sözümü.

Asya'da anayurt uyur,

Uykularda umut uyur ,

Ve bozkýrda bir kurt uyur,

Uykusu Türkçe...

Umut Türkçe deðil midir?

Ölüm Türkçe deðil midir?

Ve bir yaðýz ozan gelir,

Sazýný dizine alýr,

Çalýnca daðlar alçalýr,

Türküsü Türkçe...

Sevgiler Türkçe bilinsin.

Kavgalar Türkçe bilinsin.

Bir millet ki bilen bilir,

Gelirse þimþekle gelir,

Yalnýzca Tanrý'ya eðilir,

Korkusu Türkçe…

ALÝ KINIK

TÜRKÇE

Page 6: TÜRK'ÇE DERGİSİ

SAYFA 6

SENSINCeylan gözlerine dalýp giderek

Bulduðum aþkla dize gelerek

Bir seher vaktinde iman ederek

Hüznümü secdeye döküþüm sensin

Geceyi derdime esir alýþým

Gözlerini meye sebil kýlýþým

Hasreti her daim günah biliþim

Zehrimi kaleme döküþüm sensin

Yalnýzlýðým sensizliðin sürgünü

Güneþten al bakýþýna sür günü

Baþýmla, gözümle bir Cuma günü

Yönelip kýbleye çöküþüm sensin

Sen ki aþka varýþýn ilk cümlesi

Sen ki feryadýmýn naçar hamlesi

Ey! Tanrýyý bulmanýn besmelesi

Ellerimi göðe açýþým sensin.

ÞÞEERRÝÝFFEE OORRAALL

Page 7: TÜRK'ÇE DERGİSİ

SAYFA 7

Þair demiþ ki:"Ehl-i irfan arasýnda aradým kýldým talepHer hüner makbûl imiþ illâ edep illâ edep"Siz de ne hünerler, ne cevherler bulunursa bulun-sun bir insanda birinci derecede aranmasý gerekenvasýf edeptir demek istiyor.

Bir baþka þair "edeb"in kaynaðýný da açýklayarakþöyle diyor:"Edep bir tâc imiþ nûr-ý Hüdâ'dan Giy o tâcý emin ol ber belâdan"

Edep, Allah'ýn nurundan bir taçtýr insan için / Butacý giyen bütün belalardan uzak olur. Biz, insanýmýzý anlatýrken "Osmanlý terbiyesi görmüþ", "Osmanlý Beyefendisi" ya da "tam bir Osmanlýkadýný" diye onun terbiyesini övüyoruz. Çünkü,Osmanlý toplumunda tanýdýðýmýz birçok kabiliyetli vebüyük insanýn kendini anlatýrken gururdan, yaninefisten uzak ifadeler kullandýklarýný görüyoruz.Mesela Yunus Emre kendine "miskin Yunus" diyor.

Divan Edebiyatýmýzýn en büyük þairlerinden biri ken-disine "Fuzuli" mahlasýný uygun görmüþ. Yine birçokdevlet adamý, kalem üstadý kendisini anlatýrkense'vedubu (çala kalem bir þeyler yazan), ez'aful küt-tap (en zayýf yazýlarý yazan), müznib (günahkar),bendeniz (köleniz, kulunuz) gibi ifadeleri kullanýyor-lar. Hatta daha son yýllara kadar içimizde, nesilleritükenmekte olan bazý insanlar, karþýsýndakilere "zât-ýâliniz" diye seslenirlerdi. Biz bugün kimseden bun-larý yapmalarýný bekleyemeyiz. Hem zaten bugünküanlayýþta bu yapmacýk ve göstermelik olur. Ben buörneklerde Osmanlýnýn edebe ne kadar dikkat ettiði-ni ve insanýn edepli oluþunun nasýl bir deðer teþkilettiðini ifadeye çalýþýyorum.

1519-1520 yýllarýnda Koca Bali Paþa, Polonya,Macaristan ve Almanya seferlerinde çok üstün birbaþarý saðlamýþ. Bali Bey, sultanýn da yakýn birakrabasýdýr. Hemen sultana dilekte bulunarak bubaþarýlarýndan dolayý kendisine bir tuðluk (bugünkümanada tümgenerallik) verilmesini istemiþ.

ÝLLÂ EEDEP ÝÝLLÂ EEDEP...

Seyit BBurhanettin AAKBAÞ

Page 8: TÜRK'ÇE DERGİSİ

SAYFA 8

Sultanýn cevabý ilginçtir: "Þimdi sen dahi bu iyilikleriþükrünü yerine getirmeye çalýþasýn ve her iþAllah'tandýr, bunu bilesin ve katiyen nefsine gururgetirmeyesin." Kendisine tuðluk verilmediði gibi,padiþahýn çok ince bir uyarýsýyla da karþý karþýyakalýyor.

Ýþte burada her þey netleþmeye baþlýyor. Ýnsaný edepsýnýrlarýnýn dýþýna çýkaran þeylerden biri "nefsinegurur getirmesi" olarak açýklanýyor. Halk arasýnda"ne oldum delisi olmak" diye baþlayan þey bu olsagerek.

Hele hele bir devlet memuru nefsine gururu getirirde maiyetindekilere ve kendisine iþi düþen halkaeziyet etmeye baþlarsa, sultanýn söylediði sözleri onahatýrlatacak birilerine ihtiyaç vardýr. Çünkü,mahkeme kadýya mülk deðildir. Kimsenin oturduðukoltuk, edepsizliðine müsamaha getirmez.

Bu ülke ki, her köþesinde bir kubbe, her sokaðýndabir türbe bulunan, dula, yetime, sakata tesellidaðýtýlan bir yerdi. Burada insanlarýn baþkalarýný hor-lamalarý, dýþlamalarý, azarlamalarý örfümüze aykýrýdýrve bunu kimse kendisinde bir hak olarak göremez.

Bernard Grenard: "Devletten müstakil hiçbir otoriteyoktur. Hiçbir kimse resmi görevinin getirdiðindenbaþka bir þekilde otoriteye sahip olamaz. Kýymet yal-nýz hizmet merkezindedir" diyor. Stuart Mill ise "Birdevletin deðeri onu oluþturan fertlerin deðerine eþit-tir" demektedir. Bizim geleneðimizde bu yok mudur?Hem de âlâsý vardýr. Osman Bey, oðluna vasiyetederken ne diyordu: "Ey oðul, sabretmesini bil.Hiçbir þey vaktinden önce çiçek açmaz. Þunu unut-ma! Ýnsaný yaþat ki devlet yaþasýn." Þunu asla unut-mamak gerekiyor ki; devlet, millet için vardýr veinsan, yaþatýlmasý gereken, deðer verilmesi gerekenen önemli varlýktýr.

Çaðýmýzýn delirmiþ aklý, nefsin eline geçinceinsanoðlu makam, mevki ile kendisine gurur yap-makta ve bu gurur da halka, millete, ya damaiyetindeki insanlara eziyet þekline dönüþmektedir.Muhammed Ýkbal, çaðýmýzý en iyi yorumlayanlardanbiri olarak bu durumu sevgi eksikliðine baðlamak-tadýr. Ben ise, edebe baðlayanlardaným.

Çünkü edepli olsalardý, þeytanla arkadaþlýk edip gýy-bet etmezlerdi.Edepli olsalardý, insanlara çamur atýp sonra da attýk-larý çamura kendileri batmazdý.Edepli olsalardý, ahiret gününe inanýr ve bu dünya-da yapýlan her türlü iftiranýn kul hakkýna gireceðinibilir ve Allah'tan korkarlardý.Edepli olsalardý, bir gönül yýkmanýn dahi neyi ifadeedeceðini okur öðrenirlerdi ya da Seyrani Baba'nýn"Gönül, Kabe'dir yýkma Seyrani" sözünü bilirlerdi.Edepli olsalardý, küfürle yatýp küfürle kalkacak kadaralçalmazlardý.Edepli olsalardý, sabretmesini bilirlerdi.Edepli olsalardý, insanýn deðerini bilirlerdi.Edepli olsalardý, her makamý, mevkiyi Allah'tan bilir-lerdi.

Eskiler "Usule riayet etmeyen vusülden mahrumkalýr" derlermiþ. "Vusül" Arapça'da "ulaþma, gelme, varma, eriþme,yetiþme" anlamlarýna gelen bir sözcüktür. Bu sözleanlatýlmak istenen ise "ne kadar güzel amaçlar edin-miþ olursanýz olunuz, doðru yol ve yöntemlerlehareket etmiyorsanýz baþarýya ulaþamazsýnýz."demektir.Buradaki "usul" ise, edeptir, terbiyedir, nezakettir,alçak gönüllülüktür, adam gibi adam olmaktýr, güzelsöz kullanmaktýr, insanlarý kýrmamaktýr..

Öyleyse sýkýntýmýz da belli oldu. "Vusülsüzlüðümüz, usulsüzlüðümüzdendir."

Page 9: TÜRK'ÇE DERGİSİ

SAYFA 9

Aþk ezberlerin çok uzaðýnda sana anlatabilmeyi yada özlemlerini dindirebilmeyi ne çok isterdim oysapaylaþmak sadece sevdiðin ile güzel. Güzel olandasensin mana verende sensin bana ve hayatýmdakiher þeye. Gönül daðý insanýn en yüce daðýdýr hani,sen o daðýn doruklarýsýn; bulutlar topluyorsun son-suz maviliklerden, üstüme yaðmurlar yaðdýrýyorsunda yeþil kýrlara bulanýyor Gönül Daðýmýn etekleri. Aþk henüz hiç yaþanmamýþ olandýr bildiðimi sandýk-larým ise en büyük yanýlgýlarýmdýr. Kâinatýn tohumuzaman ve gitgide geniþleyen zaman dilimlerindekeþkeler' e yer yok. Her insan bir âlemdir deniyorya hani sen Samanyolu kadar güzel ve eþsiz birâlemsin, yýldýz yýldýz gözlerin, yüreðin pýrýl pýrýl birbillur öyle sýcak öyle sevecen öyle güçlü öylegerçekçi… Senin verdiklerini seninle paylaþabilme hasretine

sabýr ve veremediklerin için mücadele gücü veriy-orsun yüreðime, bana bir þeyler söyle hadi neolduðu mühim deðil senden olmasý kâfi, düþüncemi

ve aklýmý alamýyorum senden, Ruhumu ve varlýðýmýezelden doldurmuþ gibisin zaten, ihtiyacým oluyor-sun artýk gel de geleyim ya da sus de lal olayýmben razýyým sus desen bile deðer dilindendökülmesi kâfi.Her sözün her gülüþün beni sürgünden sürgünesalýyor. Kollarýmý omzuna atmak gibi düþlerdeyüzüyorum her gece ben sýcak denizlerine inenbuzdan bir daðým sevgilim gülüþün kulaðýma herdeðdiðinde yoklarým yerinde duruyor mu diyebaþým dimaðým. Gözlerin kýyafetin ve tenin bittiðiyerde bir ruh örtüsü aþkýn anlam bulduðu maneviy-atta sen bendesin ben sende. Yangýnlarda yol bulaný, Karanlýkta mum olaný,Sevdiðine kor olaný, sevgiye kul olaný, üþütür mükara toprak ölümü Aþk için yere çalaný.Ýzim var hak yol üstünde, Söz'üm var rahmana dilüstünde, söz verdim sevgiliye iki cihan üstüne, körgeceler neylesin közüm ben kül üstünde.

RUHNAME- 22RUHNAME- 22A

naký

z KO

LAÞ

Page 10: TÜRK'ÇE DERGİSİ

SAYFA 10

Tüm örtülerimi sýyýrdýn üstümden, kalbimde körbir nokta býrakmadýn iþledin her bir hücreme, yað-murlar yaðýyor kalbimde, rýhtýmsýz bir kumsalduygularým, sakýn sorma neredeydim kaçzamandýr, dur! ne olur sorma özledim ben seni.Can'a nefes gibi, Daðlara kar gibi, imana namazgibi, fatihe Ýstanbul gibi bebeðe ana gibi, vatanabayrak gibi özledim iþte seni…Kayboldum seni ararken çýkmaz duygularda, riyabakýþlarda örselendim yýllarca, ne olur sorma tutyüreðimi sýkýca sürükle hayatýna. Damla damla yað-murlarýmý dinle sessizcesarýl boynuma, özleminyanar gecelerde çok uzakþehirlerde þarký söylerkenaþkýmýza, Yaðmur yaðýyortel tel saçlarýna ne olurgitme öylece kal yaðmurumaltýnda…Þimdi ne demelide budüþünceleri bu duygularýhapsedebilmeli kelimeleretüm benliðime sahip etmiþsanki yaradan seni, Senaðlarsan viran olur umutlar,sen aðlarsan heder olurbitap canlar, Sen üzülmesaçlarýmý yolar bu Gam'ýnkederin.Düþümde sen düþüncemdesensin, küsme düþünceleri-ni ve düþlerini paylaþ ben-imle ki hayatý paylaþayým seninle güzel gülüþündegüzel sesinde. Sürprizdik ikimizde birbirimize amasevdik iþte her þeye raðmen biliyorum ki yaþlan-abilsem de seninle gencim sevdiðim müddetçe vesevebildiðim kadar, sevdiðime her þeyimi vere-bildiðim müddetçe ve verdiðim kadar gencim veyaþýyorum aslýnda. Duygularýnýn denizinde yüzmeyi seviyorum, biliyo-rum o denizin derinlerinde kalbim var nefesim bit-inceye dek dalacaðým gözüm kara dalacaðým dala-bildiðimin ötesinde bir bir toplayacaðým incilerini,biliyorum o incilerin bana ait ve ne kadar çok oincilere sahip olmak istediðimi sadece ben biliyo-rum. Senin tüm incilerine kurban olurum.Ebediyetse Aþkta aradýðýn gel bana sevgilim gerisiteferruat, her þey bir yana sen bir yana demek

yetecek gibi geliyor bazen içime fakat aklým gülüyorruhuma her þey zaten sensin sen bir yana sen biryana da eþitleniyor dünya. Gitmem gerekirse bir gün, bir gün azalýrsagülümsemendeki ýþýk gitmelisin dememendenkorkarým, dürüst yaþamak çok zordur dünyadagözbebeðim, benim kadehim tek bir þeye kalkarOnurlu bir sevdaya. Sana olan hislerim elde deðil ki dile gelsinsevdiðim, bu duygular aðýr ama hafif, bu heyecan-lar yavaþ yavaþ ama çok hýzlý kaplýyor içimi, sevdan

belki acýtýyor içimi ama tatlýtatlý, Ýlham verene aþk olsunilham edene And olsunSeviyorum Seni. Sen benim en güzel mucizem-sin her þeyin hesabýný soracakrabbim tek seni sormasýnbana, cevabým yok, severkensebebim olmadý, hayalkurarken de umudum, teksenden ayrý koymasýn tek senialmasýn senin yerine koyabile-ceðim bir þeyim ve de hiçbirþeyim yok. Sen gidersen gön-lümden, hüznün kaplaryüreðimi aþamam hüznümü,yenemem kederimi, yetmezsen siz can' a nefeslerim, tutu-nacak bir dalým olmaz kocakâinatta yüreðimden senialmasýn Rabbim yerine koya-

bileceðim bir þeyim yok hatta hiçbir þeyim yok. Gülyüzlüm benim gülden güzelim seninle ilgili hiçbirþey sýradan olamaz uykun bile gül kokulu sevgilimkalbim elinde iþte her þey seninle özel. Her þeyinleözletiyorsun kendini bazen olmasý gerekendendaha karamsarýz ama üzüntülü iken gerçektenolduðumuz gibi hissettiðimiz gibi görünmüyoruzbana kýzdýðýnda söylediklerine aslýnda kendinin deinanmadýðýný biliyorum ve aslýnda göründüðündendaha iyisin biliyorum. Allah o þaþýlasý insanlarýgötürdü de aþka bizi neden gerilerde býraktý bilmiy-orum milyonlarcasý pes etti öfkelenmiyor, aðlamýy-or, tepki gösterme becerisini yitirmiþ sevdiðine ensevgilisine bile yabancýlaþmýþ, sadece zamanýn dol-masýný bekliyor, tükettikleri sevgileri gibi hayatýndatükenmesini bekliyor.

Page 11: TÜRK'ÇE DERGİSİ

SAYFA 11

Oysa ne çok istedim, seni ne çok arzu ettim kigönlüme raðmen, duygularýma raðmen uçsuzbucaksýz çöl yangýnlarýma raðmen, getirmedi seheryelleri seni bana kavruldu ruhum çaresizlikten ver-medi rabbim seni bana. Caným yanýyor þuancaným' ýn canýnýn' da yandýðýný bildiðim için canýmyanýyor. Þükretmeliyiz buna da! bu ruhumuzunhala Aþk ile bir olduðunu kanýtlýyor. Bana ne yapýyorsun bilmiyorum ama ses tonunungüzelliði ve cümlelerindeki içtenlik sarhoþ ediyor asibaþýmý, gün sen, gece sen, nefes sen…Öyle hassas, öyle kýrýlgan, öyle ürkek bir yürek varki karþýmda sevgi onda hastalýða dönüþmüþ yal-varýyor sanki sözleri gitme diye ama oysa kýzgýn dilile defalarca kovaladý beni ama gitme diyerek gitdediðinden gidemedim hiç. Ýlgi görmek için deliolmakta ama söylemeye kýzarmakta yanaklarý, sýradýþý bir tat, sýra dýþý bir doyumsuzluk duygularýnnasýl gideyim senden. Hasret bizi üþütemezözlemedin mi sanki sen beni! Gönlünün zenginliklerine tutulmuþum sýký sýký,yapýþmýþým umutlarýnýn ellerine, gidemem senden,hayallerinin kokusunda doymuþum ben. Uzandýnmý sýrtýn topraða dönük, gözlerin yýldýzlarda gönlünsevgilide hiç, evet iþte o huzur benim gitme ben-den. Sana yorulursam anlatmaktan aþkýmý iþte ozaman kendimden utanýrým çünkü sevdan benigüçlü kýlan bir vuslat. Sevgilim gözbebeðim, sevda kanatlým yüreðimyüreðine can olsun varlýðým su olup aksýn çatlayantopraklarýna aklýndan geçen her þeye tüm ruhumlavarým ben gitme benden! Seninle aralansýn hayatperdelerim keþkeler terk etsin hayatlarýmýzýgökyüzünde yan yana kalabilmek için çýrpalýmkanatlarýmýzý acemi uçuþlarýmýz misli misli yorsa da,örselese de bizi, birbirimize kanat çýrpmayý býrak-týðýmýz an sadece kavuþmak hayal olmaz, yaþamak-ta hayal olur yere düþeriz sanýrsýn ki arzdandünyaya düþtük, tutunacak dal bulamayýzdüþerken, bana kanatlarýný çýrp sevgilim durma!Hasretten ve gurbetten alsýn bizi yaradan da, vus-lata boðsun bizi kanat çýrp nolur! Vazgeçme hiçbenden korku en tehlikeli hastalý kanserden verem-den öte bir þey yavaþ ve emin adýmlarla esir alýrseni sen cesaretimin ve mertliðimin kaynaðýsýn

cesur cümlelerinden vazgeçme sakýn!

Ne kadar çok þey yaþayýp ne kadar çok bedelödedim, hiç kimseyi böyle korku ile sevmedim,sana tutkun sana vurgun, yalnýzlýða elbet alýþýryüreðim yalnýzlýkla baþa çýkabilir zor gelse de yaþaröðrenirim sensizliði. Ýçine alan yalnýzlýk beni korku-tan bir sen bir ben olsam yeter oysa yalnýzlýklar výzgelir sen yoksan ve ben mahþer yerinde olsam dayalnýzým kal gitme benden!Yürek dediðin kalp ise eðer tenden gayrý deðildir,ten diye atar güzellik gönüldeyse bu gönül can diyeatar. Kâinat'ýn bir yerlerinde can'ým var olsun diyeyok olsun tenim, ne ten' in ne can'ýn yanmasýn diyebir beyaz buluta karýþýr ben giderim. Yeter ki sengitme benden!Gül diye, dalýnda kal diye, Gül dalýmýn var oluþubana yeter diye, kaþlarýmý çatmadan ben giderim.Dalýp dalýp derinlere düþünmen niye? Bu suskun-luk, bu durgunluk, düþünmen niye?Çok uzakta bir yer var adý mutluluk, paylaþýlmayahazýr bir gülüþ var adý mutluluk, paylaþýlmaya hazýrbir hayatým var susma lal etme beni de sendenbaþkasýna meyletmez gönlüm içindeki zehirleriakýtýver de sevdiðine seni ölürcesine sevenine geliv-er artýk gülüm.

Hala bir ben kaldýysa sensiz bende,rüzgârýna býraktým kendimi rüzgârýna dalýp, haladüþünce kaldýysa bende kelam et de delin olayým.Deryadan deryaya sende dalayým.

Ne diyeyim de gönlüme býraktýðýn tohu-mun yeþilini ve güzelliðini anlatayým sana?Yay kaþlarýnýn kuvvetli çelik tellerine takýlan gönlümasýrlarca peþinden sürüklenecek, sen bir ahu gibidaldan dala uçsan da aþkým seni canavarlar gibitakip edecek..Yeline teslim olmazsam ruh mu kalýr hayraným? Cananý görmeyen can mý olur Nur-can'ým?Her sözün can olmuþken yüreðime sen aþka dairher þeysin, Sen dualarýma cevaptan ötesin, sendüþlerimden de ötedesin, sen yalandan ve riyadanberisin, Aþkýn en saf halisin. Kapadým derken gön-lümü sevdaya aþka, Tövbe kapýlarýný bir bir açanelsin. Elden ayrý asýl sensin sevdiðim.

Page 12: TÜRK'ÇE DERGİSİ

SAYFA 12

""ÝÝnnssaannllýýkk ggöörrmmüüyyoorr mmuu iinnssaannýý yyoorrdduuððuunnuuÝÝnnssaannllýýkk ppaayyllaaþþmmaakkttýýrr TTaannrrýý''nnýýnn vveerrddiiððiinniiHHiiççbbiirr ccaannllýý ggöörrmmeeddii iinnssaannýýnn ggöörrddüüððüünnüüKKaahhrroollaassýý ggüüççlleerriinn kkiimmee oollmmuuþþ ffaayyddaassýýMMeerrhhaammeett ddee kkaallmmaammýýþþ bbaakkssaannýýzzaa hhaaiinnddeeÝÝnnssaannllýýkk ttüükkeenniiyyoorr ccaannllaarr yyaannddýýkkççaa eevvrreennddee!! ""

Yaralandýnýz…Vurdular sizi can damarýnýzdan. Kan

gölünde boðuldu insanlýðýnýz. Birbirinize bir solukkadar yakýnken, birbirinize ulaþamýyorsunuz. Ayaðakalktýðýnýzda dizleriniz kanýyor. Çok farklý boyutlar-daymýþ gibi birbirinizi anlamamaya direniyorsunuz.Ne oldu size? Nasýl böyle oldunuz? Daha dün çokgüçlüydünüz; oysa tek elinizle çocuðunuzu kucak-larken. Yazgýya yenilen sevdalar taþýrken beden-lerinizde hiç yorulmamacasýna… Peki ya bugünneredesiniz? Kim vurduya gittiniz de dönecekmisiniz?

Gülleri koklamýyor, baharlarý heyecanlabeklemiyorsunuz artýk. Çiçek çiçek açmýyorsunuz,her dem acýtan bir dikensiniz birbirinize. "Bâbil' inAsma Bahçeleri" nde mi kaldý insanlýðýnýz? Hey sizkaçýn kurasýsýnýz, kaçýncý kura bu çektiðiniz?

Katledildiniz, katlettiniz…Vietnam' da günahsýz nice insaný katlettiniz.

Hiroþima' da yüz binlerce insanýn üzerine atom

bombasý yaðdýrýp canavar kesildiniz. Masum yürek-leri acýmasýzlýðýnýza kurban ettiniz. Þimdi ise kurban-larýnýz ardýndan aðýt yakan hecelerle piþmanmýþ gibidavranýp, iflasýmý kurutuyorsunuz.

Kýbrýs' ý, Lübnan'ý kan kýrmýzýya boyadýnýz.Akdeniz utandý maviliðinden. Bosna' da annelerikurþuna dizdiniz. Ceninleri, bebekleri yaþamdanmahrum ettiniz. Hocalý' da kýz kardeþimin gelinliðinisandýklarda kirlettiniz.

Gün geldi Irak' ta esmer çocuklar yerine,"mavi gözlü sarý saçlý" sahipsiz çocuklarýn doðmasý-na sebep oldunuz. Afganistan' da halký aç býrakýpuyuþturucuya mahkûm ettiniz. Filistin' de babalarýevlatlarýnýn önünde vurdunuz. Azerbaycan' da,Nahcivan' da, Makedonya' da kýzlarýmýzýnnamusuyla oynadýnýz. Yine gün geldi DoðuTürkistan' da soydaþlarýmý katlettiniz. Urumçi' decamileri basýp Müslüman kardeþimi sýrtýndan vur-dunuz. Kaþgar okullarýnda ilim çocuklarýnýiþkencelerinize maruz býraktýnýz. Barýþ umudumuzakan sýçrattýnýz. Kanattýkça kanattýnýz birbirinizi.Âdem' i, Havva' yý unutup her gördüðünüz elmayýyediniz, ayva olduðunu fark etmediniz bile. Hani lafcambazýydým ben? Lâl kesildim, unuttum birik-tirdiðim bütün kelimelerimi, caniliðinizi seyred-erken...

BÝR ÝNSANINKALEMÝNDENÝNSANOÐLU

RRiiffaatt EERRAAVVÞÞAARR

Page 13: TÜRK'ÇE DERGİSİ

SAYFA 13

Kalpsizleþtiniz…Unuttunuz mu insanî duygularý,

sevmeyi sevilmeyi, belki de siz hiç sevmedi-niz… Geceleri sevda türküleri tutturmuyor-sunuz artýk, fesat düþüncelerinizden kurtulupþiirler göndermiyorsunuz. Bir sokak köpeðinesarýlamýyor, bir kediyi eve alamýyorsunuz.Kýrlara gitmiyor, kelebeklere ömürleri yüzün-den acýmýyorsunuz. Mecnun ölmüþ, Leylasokaklarda. Aþk bile deðiþmiþ zamanla. Sevdiðikýzý elinden almak için Habil' i vururken, Kâbilolmuþsunuz. Yeryüzünde ilk cinayeti iþleyenyaratýklar olarak tarihe geçmiþsiniz.

Kandýrýldýnýz…Paranýn oyununa geldiniz. Dostlarýnýzý

banka hesaplarýna göre deðerlendirdiniz. Herþeyin baþý para dediniz. Üç kuruþ verdiðiniziþçiniz beþ kuruþ istedi. Emeðinin karþýlýðýný ver-mek yerine baþýnýzdan defettiniz. Siz insan-lýðýnýzý bunca yoksulluða raðmen lüks menü-lerin sunulduðu, pahalý içkilerin su gibi aktýðýmasalarda býraktýnýz.

Kayboldunuz…Hilenin, riyanýn, günahýn arasýnda kay-

boldunuz, kaybettiniz kendinizi. Hâlâ da kayýp-sýnýz. Biri sizi durdursun artýk ve bir diðerisýrtýmdaki kamburunuzu köþeye kadar taþýsýn!Sizi yazdýkça suç ortaðýnýz oluyor kalemim.Sizin günahlarýnýzla suçlanýyorum. Ýnsanlýkbuysa eðer ben insanlýðý kabul etmiyorum.

Ýnsanlýk bir yükseliþtir göklere kadar.Ýnsanlýk zor iþtir. Ýnsanlýk, bir düþüþtür, birçöküþ belki... Ýnsanlýk bir yaþama arzusudur veyaþatma duygusudur. Ýnsanlýk bir deliliktir.Ýnsanlýk sabýrdýr, cesarettir. Ýnsanlýk biröyküdür. Ýnsanlýk her þeydir iþte... Yalnýz esirlikdeðildir!

Ýkiyüzlü dünyayý çoktan boþadým.Zümrüt de, çakýl da senin olsun ey sevdalýsý!Bana þeffaf bir kalp yeter bir de masmavi birbakýþ. Kurtlarýn koyunlara bekçilik yaptýðý birdünyada yaþamak istemiyorum!

Page 14: TÜRK'ÇE DERGİSİ

SAYFA 14

Eðer meþhur þair olmak istersen,Ayakta görürsün hep rüya gardaþ.Ben kendimden taviz veremem dersen,O zaman kim bile, kim duya gardaþ.

Reklâm ol, medyaya adýný yaydýr,Adam bul, kendini ekrana koydur.Besteye yakýþýr uyaklar uydur,Kapat gözlerini doðruya gardaþ.

Havadan, yaðmurdan, sýcaktan bahset,Mankenden, dansözden, köçekten bahset."Fahriye ablanýn etekten" bahset,Dokunma sabuna ve suya gardaþ.

Selvi boylu olsun bütün kýtalar,Dikkat et, yar zülfün ne yana tarar.Saç rengiyle dolu bolca mýsralar,Sýrala gözleri âhûya gardaþ.

Bu çaðda Yunus'un söyle, iþi ne?Yanma Ýbrahim'in hak ateþine.Nemrutlarý methet, takýl peþine,Atarlar Yusuf'la kuyuya gardaþ.

Cüzdanýný düþün, vatandan evvel,Ýhanet edersen, alýrsýn Nobel.Pisliði görsen de görmezlikten gel,Burnunu týka tüm kokuya gardaþ.

Karýþma her olur olmaz bir iþe,Hakký söyleyerek dönülmez köþe.ERBABÝ atýný sürdü hep boþa,Kaldý en sonunda bak, yaya gardaþ.

GENÇ ÞÞAÝRLERE NNASÝHAT

Ozan ERBABÝ

Page 15: TÜRK'ÇE DERGİSİ

SAYFA 16

Biz bu dünyaya geldik bir amaç içinYürüdük ayný yolda daðýlmak niçin?Haykýrdýk sokaklarda kavgamýz içinGerçekler dillendi diye mi ceza niçin?

Sürüklendik yýllarca umarsýzca kavgayaDoðru bildiklerimizi çalýþtýk anlatmayaHakkýmýzda çetele tutuldu dosya dosyaGençliðimiz elimizden alýndý niçin?

Garibim kalmýþým ana-babadan ayrýYârim beni, bekler gözüm sýladan ayrýHer þeyden baþka vatan sevgisi ayrýUmutlarýmýz gönlümüzden silindi niçin?

Genç yaþta okurken gönül vermiþimGitmiþim gelmiþim vazgeçmemiþimHiçbir zaman davamdan dönmemiþimO güzelim Eylüllerim karartýldý niçin?

Sönmez bir ýþýktýr davamýz kutluUmutlu gençler gönüllerde mutluHerkes toplandý ayný safta yer tuttuNifak sokulmak isteniyor niçin?

Baþ koymuþum bu dava benimÖlürsem bu yolda sayýn ki þehidimDeðiþtirtmem ülkümü edilmiþtir yeminimYýllardýr söylenen türkü sussun niçin?

Kür Þad'ým der ki: Söyledim iki kelamBaþladý bitecek bir yerde elbet yaþamOlacaktýr sonunda iki metrekare odamHakk yolunda yürünmez mi sandýn niçin?

NÝÇÝN Mustafa AYDIN

Page 16: TÜRK'ÇE DERGİSİ

SAYFA 16

Ýki nehir,Aðlayan iki gözümdürAkar gider Hazar'a;Biri Araz, biri Kür.

Özümüzü kesmiþ kýlýç,Baðrýmýzda bir sýzý var.Can bedenden azat olmuþ,Uçmaða varmýþ Bahtiyar.

Bir ömür gördüðü hayal,Gerçeðe döndü çok þükür!Göy Hazar'ýn sularýndaÜç renkli bayraðýn þavkýMavisi, yeþili, alý hür.Deniz çalkalanýr coþar,Ak köpükler Sonsuza dek bahtiyar.

Al kanatlý Azrail'in Kanadý dokunmuþ zamana.Durmuþ,Türk Türk vuran yürek.Fenâdan, Bekâya göçmüþ Bahtiyar.

Dertli bir mugamdýrBu gece rüzgârHangi yöne esse Hüzün götürür.Karabað'ýn karasýnýBu yanda Bürünmüþ tar.Titriyor gönül telimiz,Her naðmede ayrýlýk var.

Toy kurulmuþ Öbür yanda,Geliyor diye Bahtiyar.Bir yanýnda Nizami,Bir yanýnda Þehriyar…Fuzuli,Öz oðluna Kavuþmaktan bahtiyar.

Fazýl Ahmet BAHADIR

14.02.2009

MUGAMLARYASTA

Page 17: TÜRK'ÇE DERGİSİ

SAYFA 17

MENÝM AANAMSavadsýzdýr,Adýný da yazabilmirMenim anam...

Ancag mene,Say öðredip,Ay öðredip,Ýl öðredip;En vacibi:Dil öðredipMenim anam...

Bu dil ile tanýmýþamHem sevinci,Hem de gami...Bu dil ile yaratmýþamHer þi'rimi,Her naðmemi.Yoh men heçem,Men yalanam,Kitap-kitap sözleriminMüellifi: menim anam!Bahtiyar VVAHAPZADE

Türk Dünyasý’nýn Büyük Þairi Bahtiyar Vahapzade'yi ölümünün 1. yýlýnda rahmetle anýyoruz

Page 18: TÜRK'ÇE DERGİSİ

SAYFA 18

Ýnsanýz biz!Zamaný yýrtan bir doðum sesiyle tarihe adým atan

Türkleriz!Tarihimizi ezbere bilir, gururla anlatýrýz. Destan olur

cihanda sýðmaz kaleme kâðýda. Dökülür dillerden dizedize. Ne türküler yakýlýr bize, ne þiirler söylenir kahra-manlýk adýna. Bu cihanda kurusak da bin cihanda yeþerirkolumuz. Güneþin doðup battýðý her yerde varýz biz.Hak nasip etmiþ yiðitlik var kanýmýzda…

Yaratana muhabbetle baðlýyýz biz! Tek Ona neferolur, tek Onun önünde eðiliriz seccadelerde. CaferiTayyar'ýz, aslan avcýsý Hamza'yýz biz. Herkes ateistyetiþtirirken, bizler doðar doðmaz Allah sevgisi iþlerizküçücük yüreklere. Onlarda bir tek hava boþluðuna gir-miþ uçakta ateist bulmak zorken, bizler her an her dakikaAllah'ý yürekten hissedenleriz. Tahtadan kýlýç ve iptenüzengi ile Allah'ýn adýyla baþlar yedi düvele hükmederiz.Onun kýlýcýyýz biz Atilla'nýn elinde…

Dilini bilen, dilini konuþan insanlarýz biz!Anamýzýn ak sütü gibidir Türkçemiz. Türk'çe konuþa-

caksak Türkçe konuþuruz. Ne savaþlar ne mücadelelerlebeslendi tarihten geldi bu dil. Hangi milletin dili var kiTürkçe kadar aydýnlýk, Türkçe kadar birikimli ve Türkçekadar kolay olsun. Elimizde konuþulan bir hazine varkenonu yabancý kelimelerle kaynaþtýrmayalým. Panolarýmýzý,dükkân tabelalarýmýzý yabancý kelimeler doldurmasýn,yaldýzlý aldatmacalara kapýlmayalým. Ýki kuruþ daha fazlakazanacaðýný düþünen esnaf uyansýn artýk. Türkçe

konuþup Türk parasý kazansýn!

Türküz, dillerde türküyüz biz!Tek bir satýrýný okumasak bile Yunus'u, Ahmet

Yesevi'yi, Hacý Bektaþ-i Veli'yi yürekten sevenleriz.Sabah eve rahmet girsin diye penceresini açanlarýz.Açlýktan ölsek bile namerde avuç açmayanlarýz. Biliriz kiAllah verecektir rýzkýmýzý. Anlamayýz belki hepimiz bilim-den sanattan ama anlayan çok olsun isteriz. Bilim adamýolmasak da bilim adamlarý yetiþtiririz. Kara rahmet yað-mura bereket diye bakarýz. Ölüm kalým savaþlarýnagülerek gideriz. Daðlarda gemi gezdirir, cihana destanoluruz biz. Ýçimize girip nifak tohumu atanlarý, ata-larýmýza sahip çýkmaya çalýþanlarý tank paletleriyle deðilgölgemizle ezeriz. Yoktur parada pulda gözümüz. Ýncilikaftaný çul eden Muhsin Çelebiyiz biz. Yere serdiðimizisýrtýmýza almayýz.

Yenilmez Türkleriz biz!Atilla'yýz, Fatih'iz, Yavuz'uz biz. Ta iliklerine kadar

Atatürk'üz biz! Nakýþ nakýþ vatan sevgisi iþlidiryüreðimizde. Ýþimiz yok cetvelle çizilmiþ sýnýrlarda.Doymayýz kahramanlara kahramanlýklara. Bir þehit verirbin olsa da veririz deriz. Korkmayýz vatan için ölmekten.Bize bahþedilmiþ en büyük þereflerdendir. Bunu neemperyalistler bilebilir ne de büyük ideacýlar. Çünkümesele vatandýr ve gerisi teferruattýr.

Zaman zaman aðlasak da karalar baðlasak da vatansana canýmýz feda…

UNUTTUÐUNUZ BÝRÞEY VAR; TÜRKÜZ BÝZ!Kübra KÖROÐLU

Page 19: TÜRK'ÇE DERGİSİ

SAYFA 19

BÝZÝM EVÝN KIBLESÝSadece kýble taþ duvarý kalmýþtý ayakta. O vira-

nenin yýkýntýlarý arasýnda dolaþtým. Sanki otuz yýl önce,unutmuþlardý beni ocak baþýnda. Destanlar anlatan ebeminsesini duydum. Karlar savruldu birden, bir kurt gibi uludurüzgâr. Kapýnýn önünden geçen çileli kadýnlar yürüdü.Kollarýnda aðýr helkelerle yüreðime basarak…

Gündoðduya açýlýrdý kapýsý. Kýble duvarý taþ, üçyaný kerpiç. Dört odadan ibaretti… Berdi yastýklarý, halýminderleri ve dokuma kilimleriyle; sekili büyük oda. Herzaman kilitliydi gömme dolabý. Kapýsý ise yasaktý çocuklara.Misafir geldiðinde lambasý titrer, bacasý tüter ve yüzüaydýnlanýrdý… Ýki penceresi vardý küçük odanýn. Poyrazyaný kör pencere… kýþýn hiçbir yer görünmezdi.Günbatýmý güneþ düþen pencereden bakardýk köye… Katkat yorgan ve döþeklerin bulunduðu yüklük, evlikteydi.Evliðin astarýnda hevenk hevenk yaz mevsimi olurdu.Üzümler, soðanlar, mýsýrlar…

Bir ocak vardý mabeynin duvarýnda. Ýçinde ölgüntezek ateþi, önünde deþilmiþ külleri olan. Yel ters estiðindeevi dumana boðan ocak. Anam, periþan kýnalý saçlarýyla,dumanlarýn içinde tütsü yakan bir büyücü gibi dururduocaðýn kenarýnda. Ocak alevlendiðinde sisler içinde par-lardý yüzü. Alev rengindeydi kýnalý saçlarý. Saçlarý tutuþtusanýrdým. Ocak demirlerinin üstündeki ise batmýþtencerede hep bir þeyler kaynardý. Ocaðýn iki yanýnda,ikiþer kermeden oluþan tabureler olurdu. Hüseyin'iKerbela'da ölürken, Arzu'yu suya inerken, Köroðlu'nu yolkeserken, Kerem'i yanarken… gördüm. O kutsal ocaðýnbaþýnda gördüm.

Bozkýr ayazýnýn, buzdan bir býçak olup kestiði

sabahlarda ve kan donduran akþamlarda hep suya inerdikadýnlar… Ulu yol üstünde bir han gibiydi bizim mabeyin.Kýþýn, suya gelen kadýnlarýn ellerini ýsýttýðý bir han. Güzün,evin önündeki bahçe bozulduðunda, çeþmeye gidenkadýnlar nerdeyse bizim evin içinden geçerlerdi.Helkelerini bizim basamaklara koyar, çardaktan mabeyneaçýlan kapýyý, kendi kapýlarý gibi açarlardý. Güneþ,Aðbayýr'dan burnunu gösterdiðinde ya da kol harmandansallanýp batarken suya inen kadýnlar; bizim ocaðýn baþýnda,üþüyen ellerini ýsýtýr, yorgun kollarýný dinlendirirdi.

"Acýk soluklanýyým gurban oluyum, dondum.""Kollarým koptu anam, elerim buydu." "Aman anaaam! Bunasýl soðuk, dýþarýda kalanýn döðüm canýna…" diye, diþleri-ni zangýrdatarak gelirlerdi. Zennibe Teyze, Emine Bacý,Sevgi Bacý, Ümüþ Bibi, Sabýr Yenge, Vahide Ebe… herbiri çile kiliminde birer gül nakýþýydý. Dayanýklý, güçlü, yiðit,cesur, er tabiatlý, hatun analar.

O, yüzü yel çalgýný kadersizler, kýþýn suya inicebir serçe gibi üþür, ocaðýn baþýna davetsiz üþüþürlerdi.Bozkýrýn ayazý, en çok onlarý vurur, en çok onlarýn baþýnasavrulurdu kar. Sert eserdi feleðin rüzgârý, onlarýntepesinde. Köyün en yüksek tepesi, Aðbayýr gibi diktibaþlarý.

Zemheri sabahlarýnda horozlar öterken düþerler-di yollara. Ya kollarýnda asýlý aðýr helkeler, ya ellerindekomþu ocaklardan aldýklarý ateþle... Kibritsiz köyün, ateþtaþýyanlarýydý onlar. Bir yangýn yeri olan yüreklerini ocaðakoyup üfleseler, tezekler tutuþurdu. Bundan haberleri bileyoktu. Her sabah duman çýkan bacalarý gözetler, ocak-larýný tutuþturmak için ellerinde ateþ taþýrlardý.

Ýmdat AVÞAR

Page 20: TÜRK'ÇE DERGİSİ

SAYFA 20

Suya geldiklerinde, ocaðýn baþýnda, ya anamlaya da ebemle, iki çift laf edip ýsýnýr giderlerdi. Bazen ikiçift söz, tadýna doyulmaz bir sohbete dönüþürdü. Ocaðýnbaþýnda baþ baþa veren iki yoldaþ lafýn belini kýrýp, arkayýunuturlardý. Laf ayak parmaklarýndan baþlar, diz kapaðakadar çýkardý. Bazen onlarýn ibikleþmeleri akþamüstübaþlar, gün gedikten aþana kadar devam ederdi. Ocakbaþýsohbetleri koyulaþtý mý dýþarýda helkelerin yüzü buz tutanakadar devam ederdi. Dar akþam, karda anasýnýn izinisüren çocuklar, bizim kapýnýn önündeki helkeleri tanýr,analarýnýn ocak baþýnda olduðunu bilerek dalarlardýiçeriye. Çoðu zaman babalarýndan bir ferman getiripokurlardý. Eve gelip babalarýnýn fermanýný okuyan çocuk-lar, analarýndan bir karþý ferman alýp izleri üstü dönerler-di. Çocuktan elçiler akþamüstleri analarýndan aldýðý fer-maný babalarýna, babalarýndan aldýklarýný da analarýnaokurlardý.

Anaa, babam dedi ki, "aðzýný ayýrmasýn çabuk evegelsin..."

Baba anam dedi ki, "babayýn boynu altýnda kalsýn, çat-ladý mý geliyom iþte…"

Anaa, babam dedi ki, "unsuz evin iti gibi kapý kapýdolaþmasýn, tez gelsin…"

Baba, anam dedi ki, "Babansýz kalaydým ilahi, Ýki eþeðebir arpayý bölemez, eme seme yaramadýk…"

Anaa, babam… "tez gelsin, beni yanýnaeletmesin…"diyor.

Baba anam… "Daþýný dikeydim babayýn..." diyor.

"Anaa, ocaktaki süt taþtý. Anaa, babam kazanýküllüðe attý. Gelirsem … Anaa, yalancý memeyi lokumabatýrýp verdik, bebek gene susmuyor. Babam…" diye fer-manlar gelir; "Babansýz kalaydým… Babaný emzirecekmiyim…? Eli yanýna döþensin babayýn… Þapkasýný önünemi yýktým? Kýrýk tutup kahpelik mi ettim? O kazaný, baþýnadikerim inþallah" diye karþý fermanlar giderdi.

Ben o, gül yüzlülerden en çok Vahide Ebeyiseverdim. Ebemin ahiretlik yoldaþýydý o. Ýkisi de gençyaþta dul kalmýþ, saçlarýný sürüyerek büyütmüþlerdi çocuk-larýný. Onlarýn yüzü suyu hürmetine vardýk biz. Ocakbaþýnda konuþmaya baþladýlar mý, dört cephede harbederler, Sarýkamýþ' ta donar, Yemen'de yanar,Çanakkale'de topraða düþerlerdi… Bir saatte üç kýtayýdolaþýr gelirlerdi. Yokluðu, yoksulluðu açlýðý, sefaleti…

konuþurlardý. Sonra þükrederlerdi periþan hallerine.Seferberliðin sunasýydý onlar.

Ebem gibi giyinirdi. Vahide Ebe. Baþýnda tülben-di, fistanýnýn üzerinde bir önlüðü vardý. Dalýnda solmuþbir yelek. Ayaklarýnda mesti ve üzerine giydiði lastikayakkabýlarý vardý. Anamýn yaptýðý çörekleri, kömbeleripek severdi. Diþi yoktu aðzýnda. Taze piþmiþ kömbelerisever, doyuncaya kadar yerdi. Fýrsat buldukça iki büklümgelirdi ebemin yanýna. Yazmasýnýn kenarýndan porsumuþsaçlarý dýþarý fýrlardý. Dipleri beyaz, üstleri kýnalý saçlarý.Aklýna geleni söylerdi birden. Saf, temiz, cefakar birkadýndý.

Çeþmeye geleceðinden, su götüreceðinden deðil-di. Ebem ile biraz sohbet etmek, varsa taze kömbelerdenyemek için eline iki cingil alýr düþerdi yollara.

Bir gün elinde iki cingil ile geldi. Kondu bizim kapýya.Çardakta dikiliyordum.

"Eben evde mi gurban olduðum" dedi."Evde, evde gel "dedim.

Zorlanarak çýktý merdivenlerden, çardaða çýk-týðýnda belini doðrulttu. Bir of çekti derinden.Yazmasýndan taþan saçlarýný yüzüne doðru savuruyordurüzgâr. Ýçeri geçti. Ebem ile mabeyindeki ocaðýn baþýndabir sohbete daldýlar. Yarým asýr öncesine gittiler bir müd-det sonra. Hava kararýyordu. Köyün imamýnýn sesirüzgârda daðýlýyor, kesik kesik gelen ezan sesi bizim evekadar zor ulaþýyordu. Akþam ezanýný duyan vahide Ebe:

"Zeliha, yoldaþým" dedi, "bir namazlýk ver deakþamý kýlýp gideyim."

Ebem evlikten bir namazlýk getirdi, VahideEbe'ye verdi.

"Sen namazýný kýl, ben de ahýra gidip gelineyardým edeyim" dedi.

Vahide Ebe ile mabeyinde yalnýzdýk. Bizim evinbir yaný taþ duvardý. Kýble duvar derlerdi. Namaza duran-lar, yüzünü taþ duvara dönerlerdi. Vahide Ebe, namazlýðýocaða doðru serdi. Ocak kuzeye bakardý. Vahide Ebe"Allahu ekber" deyip namaza baþladý. Bir telaþ bastý beni.Vahide Ebe namaza ters durmuþtu. Dayanamadým,baðýrdým. "Ebeee! Ebe! Ters duruyorsun. Kýble þu taraf " dedim. Daha namaza yeni durmuþtu. Feryadýmý iþitince saða solaselam verip bana doðru döndü. Kendinden emindi."Yanlýþýn var gadasýný aldýðým" dedi. "Bizim evin gýblesiocaða bakar."

Page 21: TÜRK'ÇE DERGİSİ

SAYFA 21

Yüreðin bir aþk kuyusunda,Gözü yaþlý ardýndan aðlýyor Yakup,Züleyha sen olmadan anlamsýz.Al yüreðini avucunaYusuf'u zindandan çýkaran sebebi hatýrla.

Yüreðin bir aþk tufanýnda,En yakýnýn geminin uzaðýnda,Kendi pisliðinde boðuluyor insanlýk.Al yüreðini avucunaNuh'u karaya çýkaran tufaný hatýrla.

Yüreðin bir aþk umanýnda,"Rabbiþ rahli…" diye dua ediyor Musa.Kimlere yol açýyor bir asa.Al yüreðini avucunaFiravuna secde ettiren Kýzýl Denizi hatýrla.

Yüreðin bir aþk masalýndaLeyla'yý anlamak için Mecnun'a bakmalý Mevla'nýn huzurundaAl yüreðini avucunaKaf daðýnýn ardýnda ki ilahi aþký hatýrla.

Hayriye DDURMUÞ

AL YÜREÐÝNÝ AVUCUNA

SEVDANIZ TÜRK’ÇE OLSUN!

Türkçe düþünün, Türkçe konuþan, Türkçe yazan, Ümidi, sevinci, hasreti vesevdasý TÜRK'ÇE olan tüm dostlarýmýza Dergimizin sayfalarý açýktýr.

Yayýnlanmasýný istediðiniz; ÞÝÝR, HÝKÂYE ve DENEMELERÝNÝZÝ Her türlü istek ve tavsiyelerinizi

[email protected] adresine gönderebilirsiniz.

TÜRK'ÇE DERGÝSÝ

Page 22: TÜRK'ÇE DERGİSİ

SAYFA 22

Baharýn ilk günleriydi… Doða, hüzünlebaþlayýp, uykuyla devam eden yolculuðundanuyanýþa geçmiþti. Aðaçlar adeta tomurcuklanmayayemin etmiþti. Birçok bitki bu uyanýþýn müsebbibive þahidiydi. Hepsi de inatla kafasýný çýkarýyorduhayata. Hazýrýz diyorlardý, zorluklara, güzelliklere,sýkýntýlara, olgunlaþmaya… Her þeye hazýrýz, diyor-lardý… Bu yolculuk meþakkatliydi. Uyanýþtan sonrageleceðe dair nelerle karþýlaþacaðýný kimse bilemez-di. Onlar yaþamaya aday olmakla ve bu inatçýlýk-larýyla güçlerini ortaya koymuþlardý zaten. Birressam elinden çýkmýþ edasýyla renklerin cüm-büþünü sergiliyordu yine…

Kendi halindeki küçük bahçede de bir kýpýrdan-ma oluyordu. Kayýsý aðacý bu yýl hiç olmadýðý kadarçok zarif ve beyazý harika tonundaki yavrularýný dal-larýndan çýkarýyordu hayata. Küçük kayýsý çiçeði nekadar da harikuladeydi ve onun da yolculuðubaþlamýþtý… Baþarabilecek miydi, yoksa pes miedecekti? Merhaba dedi ilk gün… Biraz daþaþkýndý… Olgunlaþma safhasýnda nasýl bir görevverilmiþti acaba? Güzel bir nimet olup þifâ mý ola-caktý yoksa çabuk mu bitecekti bu seferi? Dündü…Diðerleri de benim gibi ne kadarda güzel… Banaçok benziyorlar fakat benden farklýlar, dedi. Çünkü

hepsinin yolculuðu faklýydý.Doðuþundan birkaç gün geçmiþti ve doðduðu

dala daha da sýký tutunmaya baþlamýþtý ki… O günher zamankinden farklý bir þeyler oldu. Uyanýþtakidoðanýn güzelliðinin zýtlýðý kaim oluyordu. Bu dakurulan nizamýn bir parçasý olmalý diyordu kendikendine… Ama ürküyordu… Rüzgâr çok þiddetlideðildi ancak küçük kayýsý çiçeðini kopardý dalýn-dan, kopardý yolculuðundan… Kopardý nimet olmasevdasýndan… Ýþte savruluyordu. Rüzgârýn önüneiradesi dýþýnda katýlmýþ savruluyordu. Ve rüzgâronu býraktý… Henüz solgun deðildi… Çokolmamýþtý kopalý, koparýlalý…

Ne kadar zavallýyým! Güzelliðimi düþünürkenaczimi akýl edemedim dedi. Amacým hoþ bir meyveolmakken ve bunun için gönderilmiþken dünyayatam zýddý olabileceðini düþünemedim… Baktýetrafýna bir temaþâger edasýyla… Yeþilin bin birtonuyla dolu yine kendi gibi mini mini çayýrlarýnasýndaydý… Birazdan rüzgâr tekrar kattý önüne…Kopalý dalýndan biraz daha zaman geçmiþti ki yavaþyavaþ solgun yüzüne þahit oldu. Çok hoþ ve iþlen-miþti. Ama iþte her canlý gibi ömrü de güzelliði deyok oluyordu.

BAÞLAMADAN BÝTEN YOLCULUK

Makbule ÜNAL

Page 23: TÜRK'ÇE DERGİSİ

SAYFA 23

Rüzgârla olan yolculuðu yeni çýkmak üzere olanyeþil bitkinin dibinde son buldu þimdilik… Baktý!Pek anlam veremedi… Ne güzelliði var ki dedi.Dokundu… Hafif salladý ve o müthiþ koku yayýldýetrafa… Bu ne güzel bir koku dedi… Yine kafasýnýöne eðdi. Dýþ güzelliðe bakarak yorum yaptý özeinince esas güzelliði keþfetti ve düþündü… Ýnsanlarda böyle… Geçici güzelliklere yönelirken maneviy-atý, içi, özü unutuyorlar! Farkýna varýnca birçok þeyiçin geç oluyor… Sonra da piþmanlýklar vehezeyanlar ekliyorlar bedbahtlýklarýna… dedi vebenim gibi diye ekledi. Tekrar döndü o yeþilbitkiye… Fesleðendi o. Ve yanýnda hiçbir ehem-miyetim kalmadý diye düþündü.

Ömrü kýsalýyordu. Nasýl can verecekti? Hiçolmadýðý kadar düþünüyordu. Yine rüzgâr geldi veçaðýrdý baþka bir yolculuða. Bu sýrada etrafýnýseyretti. Yeþilin bin bir tonu… Beyazlar… Merhabadiyordu zamana onlar da. Sonra onlarýn baþýnageleceklerle uðraþamam dedi. Zaten rüzgâr da birkaldýrýmýn kenarýna býraktý onu. "Taþ" dedi. Ýlk kezdokundu ona… Soðuktu, hoþ deðildi, yapaydý…Sevmedi! Uyanýþa katýlanlardan farklý bir canlý geçtiüzerinden. Karýncaydý… Üzerinden geçiyordu.Acýtmadan eziyordu onu… Sonra bir kedi geldi.Baktý küçük çiçeðe, kokladý. Ve iþine yaramaya-caðýný anlayýnca geri çekildi. Büyüktü… Ömrününsonuna ramak kala geri çekildi kedicik.

Düþündü yine küçük kayýsý çiçeði, büyüklükmefhumunu. Neye göre büyüktü, kime göre büyük?Karýnca onun yanýnda küçüktü, üzerinden geçiyor-du, kedi ona göre büyüktü dokunmadý bile…Büyüklüðün neresinde olunduðu etrafýndakilerleteþekkül ediyordu demek ki… Bunlarýn üzerindeyoðunlaþýrken düþünceleri pervasýz bir ayak altýndabitirdi yolculuðunu… Týpký yaþama adaylýðý gibison veriþi de irade dýþýydý. Üzdü onu bu þekildecan veriþ… Yolculuðuna son veren farkýnda biledeðildi. Pervasýzcaydý adýmlarýný atýþý. Böyle miydiyaþamak? Niye gönderildi mahlûk, nasýl yaþardý?Baþýna neler gelirdi… Ve gidiþi… En önemlisi bun-larýn farkýnda olur muydu?

Page 24: TÜRK'ÇE DERGİSİ

SAYFA 24

Þimdilerde yalnýzým Tanrý Daðýnda buradane bir insan ne de bir canlý var. Bir zamanlarbayram yeri gibi olan buralarý þimdi yaslý birhava içinde efkârlý bir sis çökmüþ tamda oðuziline. Ýçimde bilinmeyene doðru hýzlý ve acýveren bir seyir var durmak bilmeyen yalancýçocuklar gibi koþuyorum orta asya düzlüklerindeat sesleri duyuyorum kýlýç þakýrtýlarý... Ve bir sesaz sonra gök girsin kýzýl çýksýn...

Bir rüya sanki bu kendimi iyice seçemiyorumama bu yiðitleri biliyorum Oðuz Ata deðil mi oþimþek duruþlu, Bilge Kaðan deðil mi o tevazudenizi, Korkut Ata iþte bak þu elinde kopuzu ilekendinden geçmiþ ak sakallý gök adam.

Devler arasýnda kalan cücelerden ne farkýnvar bu rüyada masal gibi bir tarihin içinden fýr-lamýþ korkusuz ama þöyle boyun büküp baksanseninle aðlayacak devlerin arasýnda kalmýþ bir

cüce. Akýn akýn gelen ak yüzlü cengâverler,atlarý rüzgâra meydan okuyan yiðitler Allah'tanbaþkasýna teslim olmayan alperenler orta asyanýndik duran beli tanrý daðýnýn neþeli çocuklarý.

Ruhumun tüm kývrýmlarýnda dolu bir sel gibiþimdi tarih, elime bir kýlýç alýp koþmak geliyoriçimden tanrý daðýndan aþaðý doðru çine kadarkoþup Kürþadla birlikte basmak çin hüküm-darýnýn sarayýný, Alparslanla birlikte rum diyarýnýtitretmek, Fatihle peygamber müjdesinde buluþ-mak tarihin ortasýnda baðdaþ kurup oturmakistiyorum. Bütün þeytanlaþmýþ dostlarýma bütünihanetlere raðmen imanýn ilmin izzetini hissediy-orum tenimde, diken diken bütün tüylerim, iplikiplik bir yaðmur altýnda ýslanmakla bir ateþ sarýy-or her yerimi bir titreme ölmek belki de amatanrý daðýndayým þimdi yakýþmaz burada elindekýlýç olmadan at üstünde olmadan ölmek.

TANRI DAÐINDA YALNIZ BIR ADAM

Ebubekir YYILDIZ

Page 25: TÜRK'ÇE DERGİSİ

SAYFA 25

Ilýk bir meltem estiRodop daðlarýndanSanki temmuz gecesi olduðunu, 13 yýlý unutturmak istercesine, Gelip oturdu yüreðimin tam ortasýna!Evimizdeyim baba.Senin en sevdiðinKahveni yudumlarken oturduðun Balkon köþesindeyim.Masamda iki fincan Türk kahvesiBirinin telvesi kalmýþ, Diðeri tam!Annem yatmadan soðuk karpuz getirdiBýraktý masaya.Senin sevdiðin gibi…Gel gör ki, tabakta da iki dilimSanki gelip yiyecek varmýþ gibi?Eski evimiz, senin muayenehanen sol yanýmda,Sað yanýmda ilkokulum,Arkamda yargýlandýðýn adliye,Karþýmda ise …..Boþ ver be baba!Niye anlatýyorum ki bunlarý sana?Anýlarým canlandý iþte …Her biri, en az bir kereBir sevincimize þahit olmuþken,Bu balkon senin sessiz gidiþine En acýsýna, en kötüsüne þahit olmuþ,Bir onu canlandýramýyorum gözümde!Yaklaþamýyorum,Bakamýyorum aþaðýya.Olurda canlanýrsa gözümde,Gidiþine inanmak zorunda kalýrým diye!Zor be Hekim Bey'imVedalaþmadan her gidiþinde,Dayanamayýp döndün.Bu defa çok oldu amaKýzýyorum haberin ola !!!Aslýnda kýzmak deðil,Sitem ama isyan hiç deðil!Özledim be Hekim Bey'imBu özlem hepsinden farklý,Bu hasret baþka türlü,Bu sensizlik kanadý kýrýk kuþ gibi,Bambaþka bir þey!Ne hayallerim vardý…Üniversiteyi kazandýðým haberiniKucaklaþýp kutlayacaktýk,

Eðilip elini öpecektim gururla.Özleyip geldiðimde senin de olduðun eve,Anlatacaktým durmadan, inatlaDinleyecektin o müthiþ sabrýnla.Belki param bittiðinde, arayacaktým çekinerekAnneme söyletecektim,Onu öne sürerek…Diplomamla döndüðümdeKim bilir ne hayaller kurarakBelki biraz da korkarakDolacaktý gözlerin, kucaklayacaktýn"Kýzým" deyip,Ýlk alnýmdan öpen sen olacaktýn!Ýþ, aþ, yaþ derken…Onun da sýrasý gelecektiGelinlik kuþaðýmda,Senin parmak izin olacaktý !!!Bak;Hepsi yarým kaldý.Hayal iþte,Zaten tam olsa, Hayal de olmazdý!Masal iþte,Upuzun, karmakarýþýk…Baþkahramanýný, sayfalarý arasýnda kaybedenSonu hüzünle örülmüþ!Adý mý?Hekim Bey'in vedasýz gidiþi…Vedasýz gittiðine göre,Geleceksin demek ki?Kim bilir belki de o yüce ana,Doðurdu senin gibi bir Sadýk yiðidi þu anda !!!

FFuunnddaa SSAADDIIKK AAHHMMEETT

HEKÝM BEY'ÝN VEDASIZ GÝDÝÞÝ

Page 26: TÜRK'ÇE DERGİSİ

SAYFA 26

YAÐMURGÖKHAN YILDIRIM

Yaðmur, uyudum sensiz kumsallarda, rüyalarýmda seni göresim gelirNasýl yaðacaksýn gönlüme diye bu garip kördüðümü çözesim gelir

Yaðdýn yanmýþ çöllere diye, bütün kum taneciklerini öpesim gelir...

Bir zindandayým zifiri karanlýk, gözlerin karasýný göresim gelirBir yýldýzým semada, ah görsem miracýný oracýkta düþesim gelirBir divane bülbülüm, iki cihanýn en güzel gülüne uçasým gelir...

Bir hoyrat cýðlýðým, düþünce yaðmur ortasýna sesimin susasým gelir Bir saðýrým içinde çýðlýklarýn, çok uzaktan sesini duyasým gelir Bir meraklý elifim kitabýnda, arayýp sakalýný bulasým gelir...

Bir bulanýk dereyim, arýnmak için gönül denizine akasým gelirBir bulabilsem nübüvvet mührünü,sarýlýp da göðsüme basasým gelirKurbaným parmaðýnýn bir iþaretine, ay olup erken doðasým gelir...

Bilsem düþüreceðimi gönlüme, týrnaklarýmla göðü kazasým gelirBilsem düþüreceðimi özüme, dünyayý bedenime süzesim gelir

Bilsem düþüreceðimi közüme, sözünle bedenimi yakasým gelir...

Tatmak için suyundan, bir susuz karýnca olup tüm çölü aþasým gelirVarmak için gönlünün bahçesine, dal olup köklerimi kesesim gelir

Almak için þefaatinden, bütün þehadet þerbetini içesim gelir...

Bir güvercinim tedirgin, cihanýn en nurlu maðrasýna giresim gelirBir örümceðim, görem diye çehreni kaderin aðýný öresim gelir

Alsamda içime tüm zehrini yýlanýn, sessiz bir zikir olasým gelir...

Özünce kýtalarýma hayatýný, bu garip aklýmý yorasým gelirÇözünce mýsralarým gizini, gelir misin diye arþa sorasým gelir...

Page 27: TÜRK'ÇE DERGİSİ

SAYFA 27

Söyle seni bu yürek nasýl yazsýn Gece yýldýzým gündüz güneþim Yeryüzünde yoktur eþin Yýldýz mýzrabýn sema sazýn Mýsralara asla sýðamazsýn

Bir çift göz bir derin bakýþ Ýnceden inceye süzülse düþüme Karýþsa umudun göz yaþýma Söyle kaç gece sürecek bu yarýþ Ruhunu titretse de bu yakarýþ

Ne fýrtýnalar kopar bilir misin Hesapsýzca içimde her gece Ruhumu sallar yalnýz beþ hece Kalbim yerinden sapsa gelir misin Düþlerimi düþlerine alýr mýsýn

Yollar uzun yolar ýssýz Bir özlemdir senden bana Yokluðun sanki tabanca Sýskamda nafile, kuralsýz Beynime her gece hesapsýz

Senin için bu þehri yakmaz mýyým Kaldýrmaz mýyým bütün uyuyanlarý Basýp hasretin saklandýðý inleri Kurþun üstüne kurþun sýkmaz mýyým Yokluðunu zindana týkmaz mýyým

Tene yangýn düþse güller savrulur Ruh titrer kalp acýr nefes donar Bir busede bir beyaz gül kanar Hayal kýrk yerinden kavrulur Bedenim bir dað gibi devrilir

Bu serüven bir tatlý düþ olmalýydý Bahar yeli esmeliydi saçlarýna Deðmeliydi kirpik uçlarýna Avuçlarým göz yaþýnla dolmalýydý Sevinçten gözlerin ruhuma dalmalýydý

Hani demiþtin ya yýkýldý hayallerim Bir gece hayata küstüm kaldým Sevdamý karanlýða astým kaldým Kýrýlaydý o mektubu yazan ellerim Lal olaydý hayýr diyen dillerim Lal olaydý hayýr diyen dillerim

F a t i h K o c a t e p e

LAL OLASI BÝR DÝLÝN IZDIRABI

Page 28: TÜRK'ÇE DERGİSİ

SAYFA 28

Bir son bahar günüydü. Bulutlar, aniden sinirlen-miþ, kýpkýrmýzý kesilmiþti. Gökyüzünün orasýnýburasýný acýmasýzca yumrukluyorlardý. Zavallýgökyüzününse elinden hiç bir þey gelmiyor onlarakarþý koyamýyordu. Aðlýyordu. Güneþ bir an önceyüzünü gösterseydi de bulutlarý defetseydi. Tekdüþüncesi buydu. Yeryüzünde iki saat sonra dersibaþlayacak olan Levent'te yaðmurun dinmesini vebulutlarýn tekrar daðýlýp güneþin eski yerinde görün-mesini istiyordu. Yoksa fakülteye gidene kadarepeyce ýslanacaktý. Vakit git gide daralýyor, bulutlarþiddetinden taviz vermiyor, zavallý gökyüzü ise halaaðlamaya devam ediyordu.

Levent, çantasýný hazýrlamýþ bir köþeye koy-muþtu. Sonra cama doðru bir iki adým attý.Umutsuzca kafasýný kaldýrdý. Son duruma baktý.Fakat hiçbir geliþme yoktu. Gökyüzünün eli yüzüyara bere içerisinde kalmýþtý. Onun bu durumunaçok üzüldü. Yapabileceði hiçbir þey yoktu. Sol kol-unu aðýr aðýr kaldýrdý ve saatine baktý. Yaklaþýk bir

saatin daha, bir daha geri gelmemek üzere gittiðinifark etti. Dersin baþlamasýna bir buçuk saat kalmýþtý.Acele etmesi gerekiyordu. Hýzlýca yan odaya geçti.Eþofmanlarýný çýkardý ve üzerine uygun kýyafetlerinigiydi. Yýllardýr deðiþtirmediði kendisine has kokusunusüründü. Sonra aynanýn karþýsýna geçip saçarlýnýtaradý. Kendisine þöyle bir baktý ve dudaklarýndangaliba hazýrým sözleri döküldü. Ama sözlerdökülürken hiç ses çýkmadý. Levent þimdi dýþarýçýkýyordu. Elinde çantasýnýn olmadýðýný fark etti.Kapýyý dýþarýdan aralayarak çantasýnýn bulunduðuköþeye doðru eðildi ve onu bir çýrpýda aldý, kapýyýkapattý. Evi ile okul arasýnda yarým saatlik bir mesafefarký vardý. Yürümek zorundaydý. Çünkü bulun-duðu mahalle yalnýz kendisi yaþadýðý için, buraya nebelediye otobüsü ne dolmuþ ne de taksi uðruyordu.Herhangi bir hususi araç dahi geçmiyordu.

Hýzla yürümeye baþladý. Yaðan güz yaðmuru-nun damlalarý, yeni taradýðý saçlarýný n ahenginibozuyor ve ceketini týrmalýyordu. Levent'e, herdamla birer mektupmuþ gibi geldi. Sanki gökyüzü,bulutlarýn kendisine yaptýðý katliamdan ötürü budamlalar aracýlýðýyla ondan yardým istiyoardu.Levent'te bu durumdan muzdaripti. Fakat ne yapa-bilirdi ki. Bu düþüncelerin, hýzýný yavaþlattýðýný farketti ve tekrar yürüyüþüne ivme kazandýrdý. Attýðý heradým paçalarýna çamurlu su olarak geri dönüyordu.

TELKÝNYusuf EERSÝN

Page 29: TÜRK'ÇE DERGİSİ

SAYFA 29

Oturduðu mahalleden daha çýkamamýþtý. Öyle cansýkýcýydý ki çevrede kendisinden baþka canlý yoktu.Burada in cin top oynuyordu. Arkasýna döndü, katetiði yola, gözlerine rahat vermeyen yaðmurdamlalarý arasýndan bakmaya çalýþtý. Evi görünmüy-ordu. Epeyce yol kat ettiðini anladý.

Bu durum kendisi için oldukça sevindiriciydi.Çünkü birazdan bu ýssýz mahalleden çýkacaktý.Adýmlarýný hýzlandýrdý. Yürüdüðü yolun bitiminde birinsan gördü. Sevindi. Görünen insan, orada diðerinsanlarýn da varlýðýna iþaretti. Nihayet, oturduðumahalleden çýkmýþ, fakültenin bulunduðu mahalleyegirmiþti. Havanýn bozuk olmasýna raðmen burasý cývýlcývýldý. Ýnsanlar her yerdeydiler. Yaðan yaðmuraaldýrýþ etmiyorlardý. Levent'in yüzünde bir tebessümbelirdi. Þimdi yanýndan hýzla kahkahalar atarak kolkola yürüyen bir kýz grubu geçti. Ýlerlemeye devamediyordu. Az önce, bir saat kulesinin yanýndangeçtiðini fark etti. Döndü saate baktý. Dersin baþla-masýna on iki buçuk dakika vardý. Zaten fakülteyeyaklaþmýþtý. Ýçi rahatladý ve bir sýcaklýk hissetti. Sonrayaðmurun þiddetinin azaldýðýný… Gökyüzüne baktý.Bugün ne kadar aðlamýþtý. Nihayet güneþ bulutlarýkovalamaya baþlamýþ, gökyüzünün imdadýna koþmuþ-tu.

Hava eski halini almýþ, Levent'te fakültekapýsýndan içeri adýmýný atmýþtý. Doðruca bölümkütüphanesine gitmesi gerekiyordu. Onu, oradabekleyen birisi vardý. Her gün okula gittiðinde ilkönce oraya uðrar, sýnýfýna sonra giderdi. Saatinebaktý, üç dakika vakti vardý. Bu onun için yeterli birzamandý. Koþarak merdivenleri çýktý, kütüphaneninönüne geldi. Hýzla kapýyý açtý ve çantasýný rast gelebir yerlere savurdu. Karþýsýnda gülümseyerek duranadama yaklaþtý.

Hipnoz seansý yeni bitmiþti. Levent gözleri-ni açtý, kýsa bir þaþkýnlýk yaþadý. Þimdi üzerinde birrahatlýk hissi dolaþýyordu. Karþýsýnda gülümseyerekkendisine bakan doktora" ben neredeyim " diyesordu. Etrafýna þaþýrarak bakýyordu. Doktorun sihirlisözlerine kendisini öyle kaptýrmýþtý ki, adeta yaþamýþtý.Doktor, "burasý bölüm kütüphanesi deðil seans odasýdedi". Levent nerede olduðunu yeni fark etmiþti.Sonra devam etti. "bu odanýn özelliði sözün gücüyleher þekle girebilmesidir."Doktor, Levent'in çok yakýnarkadaþýydý. Levent, kendisini ziyarete geldiðinde budeneyimi ona yaþatmak istemiþ ve yaþatmýþtý da.

Page 30: TÜRK'ÇE DERGİSİ

SAYFA 30

Kaybetmeden kimliðini

Ey Türk; titre, özüne dön!

Koru Türk'ün birliðini

Ey Türk; titre, özüne dön!

Bentleri yýk, çaðlayýp taþ

Büyük düþün, kendini aþ

Uyan, nefsin ile savaþ!

Ey Türk; titre, özüne dön!

Vurgun þimdi Türkçe bile

Türkçe düþün, Türkçe söyle!

Bitsin hüzün, bitsin çile...

Ey Türk; titre, özüne dön!

Gök çadýrýn, gün bayraðýn

Gözesisin bir ýrmaðýn

Çýnarýsýn bu topraðýn

Ey Türk; titre, özüne dön!

Yürü kutlu coðrafyaya

Yine nizam ver dünyaya!

Çin seddinden Viyana'ya

Ey Türk; titre, özüne dön!

Öze dönüþ tek çaremiz

Yaþamalý her töremiz

Bilim-teknik mefkûremiz

Ey Türk; titre, özüne dön!

Der Ozantürk, türkü de Türk!

Türkülerde Türk'ü de Türk!

Dile gelsin türküde Türk

Ey Türk; titre, özüne dön!

Page 31: TÜRK'ÇE DERGİSİ

SAYFA 31

Hulin daðýndan aþarken günün son ýþýðý,Aybars'ýn yüzüne vuruyor ayzer…Sen kývrým kývrým dolan Selenga…Suyunda bir Bedrunnisa sevdasý yüzer…Gündüzleri güneþi,Geceleri ay'ý yutarsýn Selenga…Bizim yurtlardan alýp ýþýðýYad diyarlarýn yolunu tutarsýn Selenga!Oysa damlalarýndaBir Türk emekler…Çöl seni bekler Selenga,Çöl seni bekler…Dudaklarým çatlak çatlakÝçim kurak…Alnýmda kol geziyor ölüm,Ben Bedrunnisa'yým SelengaBen çöl'üm.Kamýþlarý emzirirsin kýyýnda,Ney/ler, seni üfler Selenga.Dudaklardan akar akar durursun,Kavurur Bedrunnisa'nýn sevdasýTaþarsýn, kudurursun!Sal suyunu kuraða Selenga,Çöller çiçeðe dursun…Büyüsün Gök börü soylu çiçekler,Daha fazla bekletmeÇöl seni bekler SelengaÇöl seni bekler…

Þimdi SelengaBizim yaylalarda erguvanlar açmýþtýr…Çiðdemler boy boy…Balaca uþaklar yiðit olmuþturTürküler söyler sevdiðineTürküler; oyy oy!Kýlýçlar kalkanlar atýlýr elden,Uçuþur Kanadýna cemre deðmiþ kelebekler…Bereketi sende sýrdýr sevdanýnÇöl seni bekler SelengaÇöl seni bekler…Sarhoþ eder beni; seninle vuslat,Damarýmdan ak SelengaBeni ýslat!Gözlerime doluþun sihir,Gözlerimden akýþýn zulüm.Ben Bedrunnisa'yým SelengaBen çölüm.Aðlýyor avucumdaCiðeri kavrulan bebekler….Dol avuçlarýmaSýz parmaklarýmdanÇöl seni bekler SelengaÇöl seni bekler…

SELENGABETÜL ÖVÜNÇ

Page 32: TÜRK'ÇE DERGİSİ

SAYFA 32

"Þol gökleri kaldýranýn,Donatarak dolduranýn,"Ol!" deyince olduranýn",Cümle cihaný yaratanýn,Seni hem alnýma hem gönlüme yazanýn selamý,rahmeti ve bereketi üzerine olsun!Ey gönlümdeki sýzý,Ey alnýmdaki yazý,Ey baharým,Ey kolum kanadým,Ey özü güzel sözü güzel,Ey varlýðý ölüm yokluðu zulüm,Ey Türkü Gözlüm!Nasýlsýn?

Kaç âlem devrettim yokluðunda, kaç kez kuyuyadüþtüm, kaç kez düþ gördüm, kaç kez sultanoldum kaç kez köle, kaç nemrut ateþine girdim,Gülizar olmadý yandým... Temizlendi senden ayrýgeçen günlerin âhý ve anlarýn günahý... Bilesin!

Kaç asýr yaþadým yokluðunda... Sustum... Kendimebile söylemedim sevdamý. Her susuþ rüzgâr oldugönlümdeki ateþe; suskunluk büyüdü, ateþ büyüdü,sevda büyüdü... Bilesin!

Sustum; sana deðil kendime bile söyleyemedim...Çünkü bilirim ki söylersem;Can yanar, canan yanar...Söylersem;Özüm yanar sözüm yanarSöylersem;Dilim yanar gönlüm yanarSöylersem;Diyen yanar duyan yanarSöylersem;Zaman yanar mekân yanar...

Söylemedim, söyleyemedim. Senin için birik-tirdiðim kelimeleri senden gayrýsýna diyemem der-sem kalem yanar kelam yanar ben yanarýmsevdiðim, korkum yanmaktan deðil kelamýn hebaolmasýndandýr... Ve Tüm bunlar söyleyeceklerim-in sadece ön sözüdür. Bilesin!

Þimdi gitme Ey Türkü Gözlü Güzel!Gitme! Leyla ile Mecnun, Kerem ile Aslý, Ferhatile Þirin, Yusuf ile Züleyha eski Bir masal olarakkalmasýn zihinlerde...Gitme! Yýllar sonra yeni nesiller mektup yazsýnTürkü Gözlü Güzellere...Yüreðimin parçalanmasýný umursama ama Gitme...Tarihin mirasýný Talihin yükünü reddetmeGitme...Bülbül ve Güle olan inancýmýzý sarsma...Aþk'ý bu çaðýn karanlýðýnda býrakma Gitme...Gitme! Ayrýlýðýn masalýný deðil, sevda destanýnýokusun yeni nesiller.Sen gitme ki aþk'a olan imanýmýz sarsýlmasýn, Sengitme ki aþk her daim var olsun.

Þimdi dur ve düþün;Dedim ya yüreðimin darmadaðýn olmasýný umur-sama ama tarihin mirasýný, talihin yükünü geleceknesilleri Türkü gözlü Güzelleri, gülü, bülbülü,Leyla'yý, Þirini, Aslýyý, Züleyha'yý yaþatmayý düþün,Leyla'nýn varisi Aslý'nýn aslý sensin... Bilesin!

Yusuf kim, Züleyha kim? Yusuf sarayda mahkum,zindanda hükümdar... Züleyha mýsýra sultan,Yusuf'a köle... Yusuf Züleyhaya sultan, Allah'aköle... Yusuf mu haklý Züleyha mý, parmaklarýnýdoðrayan kadýnlar mý?Þimdi Yusuf kim, Züleyha kim, kuyu nere Mýsýrnere... Kim köle olur kim sultan olur? Gün gelirköle bilinen sultan sultan denilen köle olur. Bilesin!

TÜRKÜ GÖZLÜ GÜZELE MEKTUP - IV

"ÞÜKÜR"

Page 33: TÜRK'ÇE DERGİSİ

SAYFA 33

Ey hayatýnýn anlamý sevgi olan güzel, ey hayatýmýnanlamý sevgisi olan güzel!Bir eski baþkent kadar asil bir o kadar mahzun,seher vakti edilen dualar kadar saf ve dua ederkendökülen gözyaþlarý kadar temiz bir sevda bu.Bilesin!

Türkü Gözlerinin ýþýðý gülen yüzünün nuru sol-masýn diye neleri feda edebileceðimi sen bile tah-min edemezsin. Bilesin!

Acý hayattan daha acý, imkânsýz aþktan dahaimkânsýz bir aþk yaþanýr bu çaðda... Leyla ile mec-nun cennetten bakar kýskanýr, Ferhat ile Þirin aþk-larýndan utanýr, Kerem ile Aslý boþa yandýk diyehayýflanýr. Bilesin!

Gün oldu konuþtun, can oldun, canan oldun tümdertlere derman oldun sevdama ferman oldun,gün oldun güneþ oldun, kurumuþ topraða rahmetoldun...Uçurumun kenarýnda tutunduðum dal oldun, son-baharda açan gülnihal oldun gönlümü aydýnlatanmahcemal oldun...

Þimdi sustun...Dilimde ah oldun, günüme siyah oldun, gönlümeeyvah oldun... Bilesin!

Yüzüne düþen gözyaþýnýn gölgesinde bir anlýktebessüme can feda olsun ey yar! "Kanat olsaruhuma yokluðun... Uçmam bir ömür býraktýðýnyerde beklerim." Bilesin!

Bir Kerkük hoyratý dinlerken bir hikâye düþer aklý-ma gene bülbül ve Beyaz Güle dair;

"Kendini gül sanan kaktüslerin, bülbül taklidi yapankargalarýn istilasýna uðramýþ bir çaðda; eski zaman-lardan kalma sevda mirasýný yaþatan bir Beyaz Gülvardýr.

Kat kat perdelerin ardýna sakladýðý gönlünde nicesýrlar barýndýrýr. Bir tebessümüne nice can adanýr.

O'nu en iyi tanýyan ve anlayanýn tek anladýðý þeyaslýnda O'nu hiç anlayamadýðý ve tanýyamadýðýdýr.

Anlaþýlmaz ve anlatýlmaz bir güzelliði vardýr.Bir eski baþkentte kutlu bir mekânýn yanýndayaþadýðýndan mýdýr asaleti bilinmez. Ama ilkgörüþte bile fark edilir, o herkesten ve her þeydenfarklýdýr.

Kimse görmez aðladýðýný kimse bilmez... Seher vak-itleridir sýðýnaðý. Bilen bilir ki geceleri ansýzýn biryaðmur baþlamýþsa O aðlamaktadýr.

O aðladýkça yaðmur yaðmakta yaðmur yaðdýkçaher damlada bir bülbül yanmaktadýr.

Ve þimdi bir yaðmur baþlar ansýzýn bir bülbül kanatçýrpar yaðmura, Gül aðlar, Yaðmur yaðar, Bülbülyanar... Bilesin!"

"Ve þimdi sen bu dikenler deðil tenine, can damar-larýna batsa, kalbini yaralasa, ruhunu canýndanalsa, gitmeyecek misin yani, beni kendin için deðilönce yaradan sonra benim için mi seveceksinyani? Öylemi?Sen mi bülbüllerden olmayacaksýn? Yoksa güllerinkaderimi deðiþecek benimle? Kim, kim için neler-den vazgeçecek? Sen mi bülbüllük'den? Ben migüllük'ten?" Diye sormuþtun yýllar önce, ne senvazgeç ne de ben... Gel mutlu sonla biten birsevda hikâyesini beraber yazalým.

Gülün güzelliðine kokusuna hayran olup tadikeninin bir küçük çiziðine isyan eden ve gülükýnayanlardan sayma beni...

Seni sevmek Allah'a þükretmektir. Þükrümdenalýkoyma beni...

Þükrümden alýkoyma beni...Ve ben hâlâ

Çok Þükür…

Mustafa TTÜRKARSLAN

Page 34: TÜRK'ÇE DERGİSİ

SAYFA 34

Allah'a gönülden iman etmiþ insanlar, her zaman þey-tanýn ilk hedefidir. Þeytan hep onlarý kandýrmak, hak bildiðiyoldan çýkartmak ister. Kimi zaman dolaylý yoldan, kimizamanda direkt olarak herhangi bir kostüm içindekarþýmýza çýkar ve nefsimize hoþ gelen, fakat Allah'ýn emirve yasaklarýna uymayan tekliflerde bulunur.

Ýþte bu nokta da þeytanýn nefsimize sunduðu hoþ þeylerkarþýnda nefsimize uyup (Yani þeytana) kabul edersek, heraþamasýnda sýnava tabi olduðumuz þu yalan dünyada biryanlýþ cevap vermiþ oluruz.

Yok, eðer ki biz iman ýþýðýnda aklýmýzla hareket eder,nefsimize "Dur" diyebilirsek ki bu olmasý gereken þarttýr.Ýþte o zaman bize ne dünyada ne de öteki dünyada ölümvardýr.

Yani kimi insanlar düþünür ki! Alýn teri olmadankazanayým, kolay kazanayým, birilerinin hakkýný alayým,"onda çok nede olsa"diyerek malýný çalayým, yalanýna ortakolayým payý paylayalým, haksýzlýk, hýrsýzlýk, yolsuzlukkarþýsýnda bilerek susayýmda "sus payý" alayým vs.. gibidüþünce karmaþasýnda þeytan ile iþbirliði yapmak için hayalkurarlar. Þeytanda hazýrdýr zaten.

Bu tür düþünceler içinde kaybolanlar þeytanla özleþir.Ama inanýn ki; þeytan ondan daha haysiyetlidir. Çünküþeytan þeytanlýðýný yapýyor, insan ise acz içinde olduðunuunutarak þeytanlýk yapmaya çalýþýyor. Þeytanla iþbirliði

yapýyor. Ama bilmezler ki; Allah ile iþ birliði yapanlar her zaman

kazanmýþ ve bundan sonrada kazanacaktýr. Þimdi þöyle bir düþünün, þeytanla iþbirliði yapýp, kendi-

ni kazandý sayanlar, günübirlik yaþamlarýna birlerce þeytanortaklýðý sýðdýranlar, kafalarýnda kirli duygularý bir birgerçekleþtirerek sözde zafer edasýyla savurganlýk yapanlarsizce kazandýlar mý?

Belki bu dünyada hasbelkader yatacak yerleri vardýrama þu sözü söylemekte yarar var: "Zalimler için yaþasýncehennem"

Her zaman Allah'a sýrtýnýzý dayayýn. Her zaman Allahile iþbirliði yapýn. Belki bu dünyada mazlum rolündeCennet zaferini kazananlardan olacaksýnýz. Belki budünyada hiç yüzsünüzün gülmediðini düþüneceksiniz, belkikimsenizin olmadýðý kanýsýna varacaksýnýz, kimseden yardýmisteyemeyeceksiniz belki de...

Fakat herkes biliyor ki; Allah her zaman inananlarýnyanýndadýr. Ýstediðimiz zaman ona dua eder, yardým ister-iz... Kimselerin "kimi" yoksa "Allah'ý" var...

Son olarak diyorum ki; unutmayýn ki; bu dünyada yap-týðýnýz her þeyin karþýlýðýný alacaksýnýz. Her þeyin bir bedelivar, ödenmiþ yada ödenecektir.

Bir de unutmayýn ki; Herkesin bir hesabý varsa,Allah'ýnda bir hesabý var...

HESAP Muttalip KESKÝN

Page 35: TÜRK'ÇE DERGİSİ
Page 36: TÜRK'ÇE DERGİSİ

“Çevreye AAtýlan ÝÝmza”

Mimarsinan Organize Sanayi Bölgesi 10. Cadde No:11 Melikgazi / KAYSERÝTel: (0352) 294 24 24 Faks: (0352) 294 25 66 [email protected]