84
JAAR 5 | NR. 43 | 15 MEI 2012 Kaliteli parfüm seçmenin püf noktaları CİLT BAKIMI SETİ KULLANMA KILAVUZU ÜNLÜ OLMA HAYALİ UYUŞTURUCUYLA SONA ERDİ Bahar diyeti yaptığım her işte olmak istiyorum! profesyonel Ayın Testi: Hangi renksin? Bu ay Lycamobile katkılarıyla bütün Kadın abonelerine sim kartı hediye ediyoruz ve sağlıklı zayıflama önerileri 2012 nişan yüzükleri modelleri Kadınların üstünden atması gereken 4 yük

KADIN DERGISI

Embed Size (px)

DESCRIPTION

KADIN DERGISI 43. SAYI

Citation preview

Page 1: KADIN DERGISI

JAAR

5 |

NR.

43

| 15

MEI

201

2

Kaliteli parfüm seçmenin

püf noktalarıCİLT BAKIMI SETİKULLANMA KILAVUZU

ÜNLÜ OLMA HAYALİ UYUŞTURUCUYLASONA ERDİ

Bahar diyeti yaptığım her işte

olmak istiyorum!profesyonel

Ayın Testi:

Hangi renksin?

Bu ay Lycamobile katkılarıyla bütün Kadın abonelerine sim kartı hediye ediyoruz

ve sağlıklı zayıfl ama önerileri

2012 nişan yüzükleri modelleri

Kadınların üstünden atması gereken 4 yük

Page 2: KADIN DERGISI
Page 3: KADIN DERGISI

Ook bieden wij Kindertandheelkunde, Kronen, Bruggen, Bleken,

Mondhygiene, Parodontologie, Zenuwbehandelingen,

Kunstgebitten, en Implantologie aan op de praktijk.

Tandartsen praktijk West 5 bestaat uit een groot team die u professioneel tandheelkundige hulp kunnen aanbieden die werkzaam zijn onder de leiding

van tandarts F. Alsaid.

Tandartspraktijk West 5, Slotermeerlaan 69 1064 HA AmsterdamT: 020 4473489 • M: 06 52683329 [email protected]

+31 (0)20 614 53 63

Page 4: KADIN DERGISI

4 | KADIN

Page 5: KADIN DERGISI

KADIN | 5

DOSYA

Page 6: KADIN DERGISI

6 | KADIN 6 | KADIN

KADIN

PMG

EBUBEKİR TURGUT

MÜNEVVER ESRA TURGUT

ÖZLEM ÖZYOL, SEVİM HÜLYA GERİLAKAN

SELİM TURAN, M. TAHTALI, HATİCE TURGUTM.KÜBRA, MUSTAFA TOGA, FUAT ASLAN

EMİNE BOZKURT, FATMA KOŞER KAYA, B. MEERKERK, SADIK YEMNİ, ÖZLEM ÖZYOL, FUNDA MÜJDE, JESSICA MAAS, SELMA COŞKUNER, AV. TENZİLE ERDALNEVİN ÖZÜTOK, NURAY BOSSINK TUNA, SEMA MARAŞLI, SABAHATTİN UÇAR, ESMA KÜÇÜK, MEHMET ÇALIŞKAN

SELÇUK ÖZTÜRK T. 020 - 614 53 63F. 020 - 613 24 23

HAYRİYE, BÜYÜKEKEN, SELMA GECİKMEZ, TURGUT OKAN, BANU ÇELİK, KERİME SAHİN, YETER AKIN

P-Ajans: [email protected]

AV. İSMET ÖZKARA

HOLLANDA SENELİK 25,00 EURO (PER JAAR)BELÇİKA SENELİK 25,00 EURO (PER JAAR)DİĞER ÜLKELER 60,00 EURO

HOLLANDA GENELİ

POSTBUS 69026, 1060 CA AMSTERDAM

DERKINDERENSTRAAT 108 B, 1061 VX AMSTERDAMT. 020 - 614 53 63 / F. 020 - 613 24 [email protected] / WWW.KADINDERGISI.NL

İmtiyaz Sahibi / Uitgever

Algemeen Directeur

Genel Yayın Yönetmeni / Hoofdredacteur

Yazı İşIeri Müdürü / Eindredacteur

Haber & Araştırma / Nieuws & Onderzoek

Yazarlar / Schrijvers

Reklam Satış Pazarlama / Advertentie

Bu sayıda katkıda bulunanlarAan dit nummer werkten verder mee

Sayfa Tasarımı / Lay-Out

Hukuk Danışmanı / Juridisch adviseur

Abone / Abonnee

Dağıtım

Yazışma Adresi / Post Adres

İdare Merkezi / Bezoek Adres

Kadın Dergisi Mart Sayısı Kapağı

Kapak fotoğrafı: Rene Bader

©2008 PMGYAYINLANAN YAZILARIN SORUMLULUĞU YAZARLARA VE REKLAMLARIN İÇERİĞİNDEN REKLAM VERENLER SORUMLUDUR.

DOĞACAK HUKUKİ SORUMLULUK HİÇ BİR ŞEKİLDE DERGİMİZİ BAĞLAMAZ. DERGİMİZDE YER ALAN YAZI, RESİM, KARİKATÜR İSMİMİZ

BELİRTİLMEK SURETİYLE KULLANILABİLİR. REKLAMLAR MÜSADE ALINMADAN KESİNLİKLE KULLANILAMAZ.

HET IS NIET TOEGESTAAN OM, ZONDER VOORAFGAANDE TOESTEMMING VAN KADIN, DOOR KADIN GEPUBLICEERDE ARTIKELEN, ONDERZOEKEN

OF GEDEELTEN DAARVAN OVER TE NEMEN, TE (DOEN) PUBLICEREN OF ANDERSZINS OPENBAAR TE MAKEN OF TE VERVEELVOUDIGEN.

OP ONZE AANBIEDINGEN EN OVEREENKOMSTEN ZIJN VAN TOEPASSING ONZE ALGEMENE VOORWAARDEN, WELKE ZIJN GEDEPONEERD BIJ DE

KAMER VAN KOOPHANDEL TE AMSTERDAM

ISSN: 1574-022638-4014-29 8-13

Kadın Dergisi Mart Sayısı Kapağı

YIL / JAAR: 5SAYI / NUMMER: 43

15 MEI2012

inhou

d10

2220

2428

18

DOSYA: YAPTIĞIM HER İŞTE PROFESYONEL OLMAK İSTİYORUM

BAKIM: FAZLA YIKANMACİLDİ BOZUYOR

BAKIM: KALİTELİ PARFÜM SEÇMENİN

PÜF NOKTALARI

ŞEHİR IŞIKLARI

HAYATIN İÇİNDEN: ÜNLÜ OLMA HAYALİ UYUŞTURUCUYLA SONA ERDİ

BAKIM: CİLT BAKIM SETİ

KULLANMA KILAVUZU

Bu ay

Lycamobile

katkılarıy

la bütün

Kadın abo

nelerine

sim kartı hed

iye

ediyoruz

Page 7: KADIN DERGISI

içindekileriçindekiler30

3234

58 FIKRALAR

66 MÜZİK: ROCK MÜZİK PİYASASINI

YENİ BİR DÖNEME SOKTU

68 SİNEMA: İŞTE ULUBATLI

HASAN’IN SEVGİLİSİ

70 SAĞLIK: AKUPUNKTUR TAM 300

HASTALIĞIN İLACI

77 BULMACA

HAYATIN İÇİNDEN: YANLIŞ TEŞHİSTEN DOLAYI GÖZLERİNİ KAYBEDİYORDU

38 AYIN TESTİ:

HANGİ RENKSİN?

EVLİLİK TERAPİSİ: KADINLARIN

ÜSTÜNDEN ATMASI GEREKEN 4 YÜK

EVLİLİK TERAPİSİ: ÇOCUĞUN

KRALLIĞINA KARŞI TAVSİYE

40 MODA: TOPUKLU AYAKKABIYIDA VINCI TASARLADI

44 MODA: 2012 NİŞAN

YÜZÜKLERİ MODELLERİ

46 SÖYLEŞİ: MESLEĞİMİZDE EN ÖNEMLİSİ

KARŞILIKLI GÜVEN DUYMAK

Page 8: KADIN DERGISI

8 | KADIN

Page 9: KADIN DERGISI

a

Sevgiyle merhaba,

Kırlangıç bir adama aşık olmuş. Penceresinin önüne konmuş, bütün cesaretini toplamış, kuyruk tüylerini kabartmış, güzelliğinden emin olduktan sonra... Tık... Tık... Tık... Adam cama bakmış. Ama içeride kendi işleriyle uğraşıyormuş. Bir meşgulmüş, bir meşgul! Kimmiş onu işinden alıkoyan? Minik bir kırlangıç! Heyecanlı kırlangıç, telaşını bastırmaya çalışarak, deriin bir nefes almış şirin gagasını açmış, sözcükler dökülmeye başlamış: “Hey adam! Ben seni seviyorum. Nedenini niçinini sakın sorma. Uzun zamandır seni izliyorum. Bugün cesaret buldum konuşmaya. Lütfen beni içeri al. Birlikte yaşayalım.” Adam birden parlamış: “Yok daha neler? Durduk yerde sende nereden çıktın şimdi? Olmaz, ala-mam!” Demiş. Gerekçesi de pek sersemceymiş: “Sen bir kuşsun! Hiç kuş, insana aşık olur mu?” Kırlangıç mahcup olmuş. Başını önüne eğmiş. Ama pes etmemiş, bir süre sonra tekrar cama gelmiş, gülümseyerek bir kez daha şansını denemiş: “Adam, adam! Hadi artık aç şu pencereni. Al beni içeri! Ben sana dost olurum. Hiç canını sıkmam. “ Adam kararlı, ısrarlı: “Yok, yok ben seni içeri alamam, işim gücüm var git başımdan!” Adamın penceresine gelmiş: “Bak soğuklar da başladı, üşüyorum dışarıda. Aç şu pencereyi al beni içeri. Yoksa, sıcak yerlere göç etmek zorunda kalırım. Çünkü ben ancak sıcakta yaşarım. Pişman olmazsın, seni eğlendiririm. Birlikte yemek yeriz, bak hem sen de yalnızsın! Yalnızlığını paylaşırım...” Demiş. Bazıları, gerçekleri duymayı sevmezmiş. Adam bu yalnızlık meselesine içerlemiş. Pek de sinirlenmiş. “Ben yalnızlığımdan memnunum” demiş. Kuştan kendisini rahat bırakmasını istemiş. Düpedüz kovmuş. Kırlangıç son denemesinde de başarısızlıkla çıkınca, başını önüne eğmiş, çekip gitmiş. Aradan zaman geçmiş. Adam önce düşünmüş, sonra kendi kendine itiraf etmiş: “Hay benim akılsız başım, ne kadar aptallık ettim! Beklenmedik bir anda karşıma çıkan bir dostluk fırsatını teptim. Niye onun teklifini kabul etmedim ki? Şimdi kös kös oturacağıma, keyifli vakit geçirirdik birlikte.” Pişman olmuş olmasına ama iş işten geçmiş. Yine de kendi kendini rahatlatmayı da ihmal etmemiş: “Sıcaklar başlayınca, kırlangıcım nasıl olsa gelir. Ben de onu içeri alır, mutlu bir hayat sürerim.” Ve çok uzun bir süre sıcakların gelmesini beklemiş. Gözü yollarda. Yaz gelmiş, başka kırlangıçlar gelmiş ama.... Onunki hiç görünmemiş! Yazın sonuna kadar penceresi açık beklemiş ama boşuna. Kırlangıç yokmuş! Gelen başka kırlangıçlara sormuş ama gören olmamış. Sonunda danışmak, bilgi almak için bir bilge kişiye gitmiş. Olanları anlatmış. Bilge gözlerini adama dikmiş ve demiş ki: “Kırlangıçların ömrü azdır...” Hayatta bazı fırsatlar vardır, sadece bir kez eline geçer ve değerlendiremezseniz uçup gider. Hayatta bazı insanlar vardır, sadece bir kez karşına çıkar, değerini bilemezseniz kaçıp gider. Ve asla geri geleme-zler. Dikkatli olun... Farkında olun... Ve bir düşünün bakalım; acaba siz bu güne kadar pencerenizden kaç kırlangıç kovaladınız?

Sevmek verici olmaktır, yüreğindeki sevgiyi besleyip büyütmektir...

Sevim Hülya [email protected]

EDİTÖRDEN

Page 10: KADIN DERGISI

10 | KADIN

DOSYA

Hollanda Liberal Partisi, VVD’nin milletvekilliğini yapmış olan Fadime Örgü

’ye birazda olsun politikadan uzak kaldığı son dönemi ve çalışmala-rını, Hollanda’daki ekonomik krizi ve 400. yıl kutlamalarını sorduk. Hollanda’nın Vlaardingen ken-tinde ikamet eden Fadime Örgü çocukluk ve öğrencilik yıllarını şöyle anlatıyor: “Diğer işçi aile-lerde olduğu gibi annem ve ba-bamda da birkaç yıl burada çalı-şıp Türkiye’ye dönme düşüncesi vardı. Fakat bizler, yani çocuk-ları, burada okumaya başlayın-ca, yerleşmeye karar vermişler. Vlaardingen’de anaokulu, ilkoku-

lu, orta ve liseyi okuduktan sonra Delft ve Rotterdam’da İngilizce ve Almanca edebiyatı okumaya başladım, aynı zamanda bu diller-de öğretmenlik yapma diploması aldım. Okurken ayrıca Londra’da ilkokulda öğretmenlik de yaptım. Almanca bölümünün son yılını da Almanya’da bitirdim. Tilburg Üniversitesi’nde dilbilimi üzeri-ne mastır yaptım. Aynı zamanda üniversitede Türkoloji dersleri de aldım. Leiden Üniversitesi’nde İktisat ve Siyaset Bilimleri oku-dum ama bu bölümleri bitirme-dim. Hilversum şehrinde Medya Akademisi’nde televizyon yapım-cılığı, spikerlik ve sunuculuk eği-timleri aldım.”

Türk asıllı ve Müslüman olmamdan dolayı gurur duyuyorum. Siz kendi kimliğinizle gurur duyduğunuz zaman, karşınızdaki kişinin size

olan saygısı da artıyor.

Yaptığım her işte,

profesyonel olmak

istiyorum!

Banu Çelik

Page 11: KADIN DERGISI

KADIN | 11

DOSYA

Page 12: KADIN DERGISI

12 | KADIN

DOSYA

Peki Hilversum şehrinde program yapımcılığı yapmanız nasıl başladı?“İlgimi çeken konular, başta politika ve medyaydı. Zaten 15 yaşımdan beri siyasetle uğraşıyordum ve daha 20 yaşımdayken bir gün milletvekili olaca-ğımı düşünüyordum. Bundan dolayı, hem siyasi, hem de sosyal alanlarda aktiftim. İngilizce ve Almanca filolo-jisini bitirdikten sonra, İktisat ve Si-yaset Bilimlerini okumaya başladım, aynı zamanda çalışmaya da başladım. Uluslararası bir gençlik kuruluşunda aktiftim ve Avrupa çapında gençlerle ilgili konularla ilgileniyordum. Birçok ülkede çalışmalarım vardı. Türkçe ve Hollandaca dışınca İngilizce, Alman-ca, Fransızca ve biraz Arapça bildiğim için gençlerle ilgili televizyon programı yapma teklifi geldi. Fakat bu teklifi ile-ride politikaya atılacağımı bildiğim için yapmak istemedim. Teklif ısrarla tekrar edilince bir kez denemek istedim. İlk denemede, televizyon programları yap-

mayı, siyasete benzettim ve çok hoşu-ma gitti. Bu program için birçok Avrupa ülkesine gidip televizyon programları yaptım. Hilversum’da televizyon şirke-tinde çalışmaya başladım. Daha sonra ‘Nederlandse Moslim Omroep’ bana çalışma teklifiyle geldi. Sonuç olarak Hilversum’da çalışmaya başladım. Ora-da çalışırken, Medya Akademisi’nde okumaya da devam ettim.” Eğitim hayatınız bayağı uzun sürdü o zaman?“Evet, okumayı çok seviyorum, hala da okuyorum. Hangi bölümde çalışıyorsam o bölümde uzmanlaşmak istiyorum. Şimdi yöneticilik alanında çalıştığım için kendimi o alanda geliştiriyorum. Benim tarzım, hem okumak, hem çalışmak. Yeni bilgiler ve gelişmeleri öğrenmek hoşuma gidiyor ve işimi profesyonel yap-mak istiyorum. Yaptığım iş hoşuma git-meli, ilgimi çekmeli ve o işi en iyi şekilde yapmalıyım.”

Politikaya atılma sürecinizi anlatır mısınız?“5 yıl boyunca Hilversum’da çalıştıktan sonra 1997 yılında Liberal Parti olan VVD Partisi’ne aday oldum ve ilk 100 aday arasında olacağım kesinleşince Hilversum’daki işimi bıraktım. Yarım yıl kampanya yaptıktan sonra Hollanda Meclisi’ne girdim.” Birey özgürlükleri, düşünce özgürlüğü ve siyasi özgürlük çok önemli, yani başkalarına karşı hoşgörülü olmak şart Neden VVD Partisi’ni seçtiniz?“Liberal bir parti olduğu için seçtim, çünkü ben de liberal görüşlü biriyim. 15 yaşındayken liberalliğin daha ne olduğu-nu bilmiyordum ve Vlaardingen şehrinde VVD Partisi’ne üye bir arkadaşım bana kelimenin karşılığını anlatmaya başladı-ğında sanki beni anlatıyormuş gibi oldu. ‘Bir kişinin kendi sorumluluğunu kendi

Page 13: KADIN DERGISI

KADIN | 13

DOSYA

eline alması gerektiğini, her şeyi hükü-metten beklememesi gerektiğini anlat-tı.’ Tam üyeliğe karar vermeden önce diğer partileri de araştırdım. Sonuç ola-rak VVD Partisi’nin bana en uygun parti olduğu kanısına vardım. Benim için bi-rey özgürlükleri, düşünce özgürlügü ve siyasi özgürlük çok önemli, yani başka-larına karşı hoşgörülü olmak şart” Eskiden Hollandalılar arasında da kızlar evlenir evinin kadını olur mantığı vardı

Liberal Parti VVD partisi bana uygun bir parti dediniz, bu partinin çıkış noktalarından biride ekonomi. Bu durum çevreniz tarafından nasıl karşılandı?“Herkes çok sıcak baktı. O dönemde Vlaardingen’de yaptığım başka faaliyet-ler de vardı. 1990 Yılında ‘Een slimme meid is op haar toekomst voorbere-id!’ yani “ Zeki kız geleceğini kendi hazırlar!’ isimli bir kampanya başlat-tık. Bu kampanya başlamadan önce Vlaardingen’de buna benzer çalışmalar yapıyorduk. Kızlar için çalışma yapan derneğin başkanlığını yaptım. Bu grup-ta değişik ülkelerden gelen kızlar üyey-di. Buradaki amacımız kızların ekono-mik alanda bağımsız olabilmeleri için okuyup diplomalarını almalarını teşvik etmekti. Bu amaç için tek tek ailelerle görüşüp, kızlarını okula göndermeleri için ikna etmeye çalışıyordum. Mesela Vlaardingen’de yaşayan aileler kızlarını uzak olduğu için Rotterdam şehrinde okula göndermezlerdi. Eskiden Hol-landalılar arasında da kızlar evlenir evi-nin kadını olur mantığı vardı. Bu konuy-la ilgili toplantılar düzenliyorduk ve her hafta 2 saat aileleri çocuklarıyla davet edip, konuyla ilgili bilgilendiriyordum. Orta ve liseden sonra genç kızlar hangi meslek okullarına gidebilir, olanaklar nedir bununla ilgili konuşmalar dü-zenlerdim. Ortaokuldan sonra meslek okuluna gidecek öğrencilerin kayıt for-munu doldurmam bile onların okuması-na neden olabiliyordu.” Aileniz nasıl karşıladı?“Onlar çok desteklerdi, benim aktif şe-kilde görevler üstelenmemden dolayı

Page 14: KADIN DERGISI

14 | KADIN

DOSYA

mutlu olurlardı. Vlaardingen’de yaşayan-larında güvenini kazanmıştım. Yaptığım aktivitelerden dolayı tanınan biri oldu-ğum için, ailelerle görüştüğümde ikna edebiliyordum. Bu kızlarla aynı yaşta olmama rağmen bana güveniyorlardı. İkna ettiğim ailelerin kızları okullarına devam ettiler ve meslek sahibi oldular. Neden VVD sorusuna tekrar gelecek olursam, belki küçük yaşlarda daha o sorumluluk hissini, ekonomik bağımsız-lığın bir kadın için ne kadar önemli oldu-ğunu hep bildiğim ve savunduğum için

bu partiyi seçtim.”

Özellikle Hollanda’da yaşayan Türk asıllı girişimciler bana des-tek verdiler Türk asıllı biri olarak VVD partisine üye olduktan sonra ailenizin dışında, Hollanda’da yaşayan Türk toplumun-dan da yeterli desteği aldınız mı?“Ben politikaya öncelikle yerel başladım daha sonra Avrupa düzeyinde gençlik kollarında görev aldım. Burada özellikle

lobi konusunda aktif şekilde görevler üstlendim. Daha sonrada 8 yıl boyunca mecliste bulundum ve her defasında ye-terli desteği aldım. Özellikle Hollanda’da yaşayan Türk asıllı girişimciler bana des-tek verdiler. Sol partilere belki daha çok destek veriliyor gibi bir imaj var ama libe-ral görüşlü insanlarda var.”

iki dönem milletvekili olmak istiyordum oldum ve İstediğimi yaptım Milletvekilliğine neden devam etmediniz?“İstediğimi yaptım, çünkü iki dönem milletvekili olmak istiyordum. Bu 2 dö-nem sonrasında kariyerimi başka yönde yapmak istedim, hem yaşımda daha çok gençti. Siyasetin farklı alanları var ve ben yönetici olarak da çalışmayı seviyorum. Öncelikle Amsterdam şehrinde konut kooperatifinde yönetici olarak çalışmaya başladım ve şimdi bunu Baarn şehrinde de yapmaktayım.” Şimdi hangi işlerle uğraşmaktasınız?“Medya sektöründe ve sivil toplum ku-ruluşlarında çalışıyorum. ‘Yeni medya’ dediğimiz alanda projeler yönetiyorum. Televizyon programları yapıyorum ve siyasetcilere, şirket müdürlerine med-yayla ilgili dersler veriyorum. Rotterdam Medya Komisyon Başkanı’yım, Kulsan Vakfı Başkanı’yım ve Hollanda Ulusal Yüzme Federasyonu yönetim kurulu üyesiyim. Aynı zamanda Rochdale ve Portaal adlı konut kooperatiflerinin yö-neticisiyim.” Hükümet, azınlık hükümeti olduğu için zor günler geçiriyor. Eskiden ve şu an hala politikayla il-gilenen biri olarak şimdiki hükümet hakkındaki düşünceleriniz nedir?“Hükümet, azınlık hükümeti olduğu için zor günler geçiriyor. Azınlık hükümeti ol-masından dolayı kararlar alınırken kendi başına alamıyor. VVD ve CDA koalisyonu var ama bu iki parti toplam sayı olarak mecliste çoğunluğu teşkil etmiyor. Bu hükümette herhangi bir karar alındığın-da muhalefet partilerinde desteği gere-kiyor. Mesela emeklilik yasasında muha-

Page 15: KADIN DERGISI

KADIN | 15

DOSYA

lefetteki partinin desteği olmasaydı belli kararlar alınamazdı. Bazı zor konularda çoğunluk desteği olmadığında o konuyla ilgili kararlar alınamıyor ve kanun ertele-niyor. Hangi konu olursa olsun hükü-metin muhalefetten destek alması şart. Örnek vermem gerekirse Türkiye’de sadece tek bir parti iktidarda böylece bu parti istediğini yapabiliyor. Süreçleri de kendi belirleyebiliyor. Hatta bazı ko-nularda hiçbir şekilde muhalefeti hesap etmek zorunda değiller. Yaptırım güçleri çok fazla. Hollanda’da bunun tam ter-si yaşanıyor, azınlık bir koalisyon var, o yüzden her konuda muhalefete bağlı bir hükümet. Bir de bu hükümetin PVV gibi bir partiden destek alması bazen tartış-malara yol açabiliyor.” Sosyalist Parti’nin lideri Emile Roemer başarılı. Peki hükümet böyle devam edecek mi?“Bence bir sonraki seçimlere kadar bu böyle devam edecek.” Sizce bir sonraki seçimlerde sonuç-lar çok farklı olabilir mi?“Bilmiyorum, kesin bir şey söylemek im-kansız. Fakat bir takım analizler yapabi-liriz: İşçi Partisi, kendi içinde bocalayan bir parti, şu sıralar zor bir dönem yaşıyor, liderini arayan bir parti konumunda. Die-derik Samsom liderleri oldu; bu kişinin kendini ispat etmesi gerekiyor. Başarılı olup olmayacağı belli değil. Şu sıralar SP, Sosyalist Parti’nin duru-mu iyi. Bu partinin lideri Emile Roemer başarılı. VVD ve CDA sorumluluğu alan partiler, çünkü hükümetteler, bu yüzden onların durumu biraz daha zor.” Şu an Hollanda’daki partilerin düşünmesi gereken en önemli konu nedir?“Bence şu an bütün partilerin düşün-mesi gereken konu; ‘ekonomik kriz’. Hollanda’nın içinde bulunduğu krizden bir an evvel çıkması gerekiyor. Bu konu-da muhalefet olan partilerinde desteği lazım. Şimdi belli bir partinin sorumlu-luğu yok ama bu bir sonraki seçimlerde değişebilir. O yüzden şimdi alınan karar-lar muhalefet partiler için de çok önemli olabilir.”

İçinde bulunduğumuz ekono-mik krizi başarıya çevirenler, bu krizi atlatıp bu ülkeyi kurtaranlar olacaklar Hollanda’daki krizi çözmek için han-gi partinin somut önerileri var?“Hollanda’nın tarihine baktığımız zaman ekonomik kriz olduğu dönemlerde CDA ve VVD partileri krizi çözen partilerdir. Bence yine bu iki parti, Hollanda’yı bu ekonomik krizden kurtaracak.” Hollanda’da gidişat nasıl?“Baktığımız yöne bağlı. Mesela şu dö-nemlerde özellikle yabancı uyruklu gençler iş bulma sıkıntısı yaşıyor. İşsiz-likten dolayı kendi işyerini açan kişilerin sayısı artış göstermekte. Böyle bakar-sak, olumsuz bir olayı olumlu yönde değiştirmiş oluruz. Benim görüşüm, bu içinde bulunduğumuz ekonomik krizi ba-şarıya çevirenler, bu krizi atlatıp bu ülkeyi kurtaranlar olacaklar. Eğer bu yapılarsa veya yapabilirsek ortaya müthiş bir şey çıkabilir. Ben bu krizi avantajlı yönle-re çekebildiğimize inanıyorum. Bir de hükümet zorunlu olarak bugüne kadar tartışmadığı, tabu olan konuları masaya yatırıp tekrar gözden geçiriyor. Bugüne kadar gereksiz görülen tasarıların tekrar verimli hale gelmesi için çaba gösterili-yor. Bizlerde bu ülkenin bireyleri olarak bu durumda daha yaratıcı olmaya başla-malıyız. Kendimize yeni olanaklar yarat-malıyız. Dünyanın ekonomi merkezinde bulunan bir ülkedeyiz, çok kolay başka

yerlere gidebilme şansımız var, zengin bir ülke konumundayız, ve çok fazla fır-satımız var. Bir de bu ülkede yaşayan Türk asıllı vatandaşlarımızın başka büyük bir avantajı daha var. O da ekonomisi git-tikçe gelişen Türkiye’den istifade edile-bilir, iki ülke arasında kendilerine yeni iş olanağı yaratabilirler.”Kadınlara tavsiyeleriniz nelerdir?“Kadınlar benim için çok önemli, benim için özel yerleri var. Çünkü kadın hem aile içindeki temeli kuran kişidir, hem de ekonominin motorudur. Eğer kadınlar bir işe başlarlarsa hırsla, tam ve temiz iş yapar, sonunda getirirler. Bu anlamda kadınlara tavsiyem dijital ortamdan daha fazla yaralanmaları. İnternet aracılığıyla yapılacak işleri tavsiye ediyorum, böy-lelikle nerede çalıştıkları önemli değil. Örnek vermem gerekirse, dijital ortam-da web sitesi aracılığıyla kendi işyerlerini kurabilirler, danışmanlık, program ya-pımcılığı yapabilirler. Daha buna benzer birçok iş olanağı mevcut.” “Türkiye Altın Çağını Yaşıyor” Türkiye’deki gelişmeleri de takip edi-yor musunuz? “Türkiye çok ilginç bir ülke. Bir de ana-vatanımız olduğu için de yakından takip ediyorum, oradaki olumlu gelişmeler bizleri de mutlu ediyor. Türk asıllı ve Müslüman olmamdan dolayı gurur duyu-yorum. Siz kendi kimliğinizle gurur duy-duğunuz zaman, karşınızdaki kişinin size olan saygısı da artıyor.

PARA HARCANIR GAYRİMENKUL KALIR

Ankara’da her bütçeye uygun sahibinden satılıkİMARLI ARSALAR

Tel. 00-31-652675100 •Tel. 00-90-544-2056837

Page 16: KADIN DERGISI

16 | KADIN

DOSYA

Türkiye’de politika dışında kültür-sanat konularıyla da ilgileniyorum. Hollanda’da bu konuyla ilgili tasarruf yapılırken, Türkiye’de yeni bütçeler ayrılıyor ve bu durumdan dolayı mutluyum. Ekonomik dengelere baktığımız zaman, her ülkede inişler çıkışlar yaşanır. Bence şu an Tür-kiye altın çağını yaşıyor. Sahip olduğu genç nüfusuyla ve yükselen ekonomi-siyle ileride çok daha önemli roller oyna-yacak gibi görünüyor.” Türkiye’de de Liberal Demokrat Parti’ye kendimi yakın buluyorum Türkiye’deki hükümet hakkında ne-ler düşünüyorsunuz?“Türkiye ekonomik açıdan büyüyen bir ülke konumunda. Türkiye’nin komşula-rında yaşanan olayların ülke üzerinde çok fazla etkisi var. Bölgede liderliğini kay-betmek istemiyor. Komşu ülkelere örnek teşkil ediyor ve bu konuda da tutarlı hare-ket ediyor. Yeni Anayasa çalışmaları ilgimi çekiyor. Bu konuyla ilgili olarak söylemek istediğim siyasetteki partiler hariç, sivil toplum kuruluşlarınınsa bu konuya bakış-ları önem teşkil ediyor.” Türkiye’de kendinize yakın bulduğu-nuz bir siyasi parti var mı?“Türkiye’de de Liberal Demokrat Parti’ye kendimi yakın buluyorum. Bu partinin eski başkanı Besim Tibuk’tu, yeni başkan Cem Toker oldu. Bu partide geçmişte verdiğim seminerler var ve bazı parti çalışanlarıyla sürekli irtibat halindeyim. Her konuda par-ti üyeleriyle hemfikir olduğumu söyleye-mem ama çıkış noktamız aynı.” Bu sene Hollanda Türkiye diploma-tik ilişkilerinin 400. yılı kutlamaları gerçekleştirilecek. Bu konuyla ilgili neler söylemek istersiniz?“400 yıllık diplomatik ilişkilerin kutlama-lar çerçevesinde ‘Turkey Now’ projemizi başlattık. 23 Şubat tarihinden 23 Mayıs ayına kadar her hafta Hollanda’nın de-ğişik şehirlerinde düzenlediğimiz 60‘a yakın konserlerimiz var. Bunların dışında sergiler de olacak. Bu çalışmalara Kul-san Vakfı olarak 2 yıl önce başladık. Bu vakfın dışında birçok değişik kurumlar, kutlamalarla ilgili çalışmalar yürütmekte.Bu kutlamayla ilgili her iki ülke arasında-

ki benzerliklerden bahsetmek istiyorum; Türkiye ve Hollanda girişimci bir halka sahip, birey olarak dünyanın değişik böl-gelerine yayılmışlar. Bir de en önemlisi, iki ülkenin de tarihine baktığımızda, geç-mişte birbirleriyle savaş yapmadıklarını görebiliyoruz. 400 yıllık kutlamalar saye-sinde, bu ortak özelliklerimizin altını bir

kez daha çizmek için güzel bir fırsat.Bu etkinlikleri yapmak için güzel bir at-mosfer var, herkesin çok hevesli olduğu-nu görüyorum. Hollanda’da birçok akti-velerin düzenlendiğini biliyorum. Ümit ederim ki Türkiye’de de Hollanda’da olduğu gibi büyük bir istek ve şevkle bu 400 yıllık geçmişimiz kutlanır.”

Page 17: KADIN DERGISI

KADIN | 17

DOSYA

Bizim görevimiz geniş çapta hastane ve kliniklerden faydalanarak en uygun doktor ve tıbbi bilgileri size sunmaktır. Bu bizim temel hizmet alayışımızdır.

Sağlık sigortanız tarafından size sunulan ödeme meseleleri araştırılıp sağlık sigortanızdan onay alınıyor.

Uzun süre sıra beklemeden, THTDC ayrıcalığı ile sağlık hizmetlerimizden yararlanabilirsiniz.

Refakatçi aynı indirimden faydalanıyor.

Havaalanından otelinize ücretsiz transferinizi sağlıyor.

Extra ücret almadan danışmanlık hizmeti veriyor. Ağırlıklı olarak diş, plastik ve kozmetik cerrahi, sac ektirme, göz, IVF, ve SPA Welness üzerine çalışıyoruz.

Uçak biletinde ve konaklamalarda indirimler sağlıyor.

THTDC Hollanda Danışma Bürosu sizin için neler yapıyor?

www.hqmedicaltravel.com • [email protected] • www.thtdc.org

Page 18: KADIN DERGISI

18 | KADIN

BAKIM

Döndü YılmazGüzellik uzmanı

Cilt bakım seti kullanma kılavuzu

Page 19: KADIN DERGISI

KADIN | 19

BAKIM

Sevgili Kadın dergisi okurları, içimizde kaç kişi gerçekten aldığı ürünlerin ne zaman ve Nasıl kullanılacağını biliyor ve duyar gibiyim ben biliyorum ben bilmi-yorum bilmeyenler Öğrenecek bilen-lerde bilmeyenlere öğreteceği pratik akılda kalabilecek karışık olmayan bir dille yazılmış bu kullanma kılavuzunu iyi okumanızı sonrada uygulamanızı umuy-orum…….Sorularınızı kafanıza takılan her şeyi bana rahatlıkla dergimiz aracılığı ile ulaşabilirsiniz!!!Güzel tavsiyelerinizi bilmek istediklerin-izi de bana bildirebilirsiniz sizi aydınlatıp bilgilendirmek bana gurur verir.

TEMİZLEME ŞUTU: CLEANSERYatmadan önce dişlerimizi fırçaladıktan sonra temizleme sütü nü(gel) bir nohut tanesi kadar alarak parmak uçlarımıza alıp iki parmağımızı birbirine sürerek daha sonrada elimizdeki temizleme süt-ünü göz ve dudak kenarı hariç bütün yüzümüze iyice masaj yaparak yediriniz. Cilt tipine göre çıkarma işlemi farklıdır!!! Islak pamuk, süngerle yada ılık su ile yıkanarak temizlenir kesinlikle iyice temizlenmesi lazım atik kalmamalı.. sivil-celenmeye yol açabilir.

TONIC: LOTIONCildimizi temizledikten sonra ıslak pamuğa bir kaç damla tonic damlatıp tekrara göz ve dudak çevresi hariç cildimizi aşağıdan yukarıya s\doğru siliyoruz ve iyice toniğin cildimize temas etmesini sağlıyoruz. Canlılık parlaklık ve nem oranını düzenliyor.

NEMLENDİRİCİ: DAĞ CREMATemizleme ve tonic işlemi bittikten sonra günün saatine göre eğer bakımı gündüz yapıyorsanız nemlendirici kullanmamız lazım eğer bakımı akşam yapıyorsanız gece kremini sürmelisiniz. Parmak uçlarına mercimek tanesi kadar alıp bütün yüze masaj paraka çok yavaş ve nazik bir şekilde kremi sürüyoruz.

GECE KREMİ: NICHT CREMAYukarıda belirttiğim gibi temizleme işlemi akşam yatmadan önce yapıp son-rada gece kremini göz ve dudak hariç yüzümüze sürüyoruz.

GÖZ KREMİ: ÖGEN CREMAYatmadan önce temizlenmiş cildimizin göz çevresine mercimek tanesi kadar elimize alıp hafif hareketlerle ( kaz ayağı dediğimiz bölgeye ) sürüyoruz. Asla ik-mal etmeyiniz. Cilt 25 yaşından itibaren yaşlanmaya başlıyor unutmayalım….

MASKE: MASK PELING: DERİN TEMİZLİK SCRUBHaftada bir kez olmak kaydı ile duştan sonra temizlenmiş ve gözeneklerini açık cilde yapılır Maske 10 dakika bekletilir ve yıkanır arkasından hemen tonik uygulanır (Yukarıda yazdığı gibi kullanılır) Scrub de aynen duştan sonra uygulanır. Duştan hemen sonra uygulanmalıdır 10 dakika içinde. UNUTMAYINIZ!

EXTRA BAKIM ÜRÜNÜ:Akşamları genel bakımınızı yaptıktan sonra bir miktar parmak ucumuza alıp birbirine sürerek sonrada elimizdeki kre-mi göz ve dudak çevresi hariç yüzümüze uyguluyoruz. Elimizde kalanı da boynu-muza sürmemizde bir sakınca yok.

EL VE VÜCUT İÇİN RUB:Elimiz için her sabah kullana bili-riz kullanma dan önce iyice karıştırıp balık yağının deniz tuzuna tamamen

karışmasını sağlıyoruz. Ve çok az bir miktar alarak elimize iyice yediriyoruz acele yok sakin ve rahat uygulama yapacağınız bir ürün yağı tamamen elin-izin emmesi gerekiyor. Sonrada ılık su ile yıkayıp yumuşak bir şekilde elinizi kuruluyorsunuz yağı havluya emdirme-meye dikkat edelim.

Hepinize sağlıklı ve bakımlı günler dili-yorum.

Page 20: KADIN DERGISI

BAKIM

Alırken…• Parfüm alışverişi için sabah erken saatleri tercih et. Bu saatlerde burun daha hassas olur ve böylece daha doğru bir karar verebilirsin.• Parfümü denerken, bileklerine uzaktan püskürtmeli ve kurumasını bekledikten sonra kalan kokuyu koklamalısın.• Bir parfümü asla şişeden koklayarak test etme! Teninde nasıl duracağı çok daha önemli!• Parfüm alırken kolunun üst kısmına kokuyu uygula ve 10 dakika bekle. • Parfüm alırken son moda parfümler yerine tenine uygun olanları tercih et.

Kullanırken…• Parfümü sadece vücuduna değil, elbiselerinin üzerine de sıkarsan, kokun gün boyu kalır. Tabii öncelikle parfümün leke bırakmayacağından emin olmalısın.• Parfümünü asla güneşe maruz kalacağın günlerde kullanma! Aksi halde cildinin tahriş olmasına ve cildinde lekeler oluşmasına neden olabilirsin.• Parfümünün uzun süre etkisini korumasını istiyor-san, temiz cilde uygulamalı ve 20 cm uzaktan sıkmalısın. Böylelikle çok daha fazla yere koku gelmiş olur.• Gündüz tenine uygun hafi f kokuları, gece ise biraz daha ağır kokuları tercih edebilirsin.• Spor yapmadan önce parfüm kullanmamalısın.• Aynı anda üç

ya da daha fazla koku kullanmamalısın. Hepsi birbirine karışacağı için yeni fakat kötü bir kokun olabilir.• Parfümünü kulak arkası, bilekler ve boyun çukuruna sıkarsan, üzerindeki koku çok daha uzun süreli kalır.• Geçtiğin yerde kalıcı bir etki bırakmak istiyorsan, dizlerinin arkalarına ve saçlarına da parfüm sıkmalısın.

20 | KADIN

Kaliteli Parfüm Seçmenin Püf NoktalarıParfüm satın alırken ve kullanırken nelere dikkat etmek gerektiğini biliyor musunuz? İşte işinize yarayacak ipuçları…

Page 21: KADIN DERGISI

Kilden Gelen Güzellik

İşte imkan!Modern marka iç çamaşırlarını çok uygun fi yatlara sizlere sunuyoruz...

Güzelliğinize güzellik katmaya ne dersiniz?

Biz farklıyız!

İşte imkan!İşte imkan!

Başta ülkemiz olmak üzere birçok ülkede yoğun ilgi gören Dermo Kil,

çok ideal fi yatlarla

Saç, cilt ve vücut bakımına yönelik 28 çeşit bakım ürünüyle şimdi

Hollanda’da

HİYJENLEGELEN

TEMİZLİK

DERMO NATURAL - Jan Evertenstraat 49 Winkel, 1057 BN Amsterdam Tel: 020 845 72 75 • 0631778249 / Fax: 020 845 75 40

+31 (0)20 614 53 63

• Profosyonel Zenix ürünleri• Kişisel bakım ürünleri • Cilt bakım ürünleri

• Saç şekillendiriciler

Page 22: KADIN DERGISI

22 | KADIN

BAKIMBAKIM

Çoğu insanın rahatlamak için girdiği bu-har, sauna ve hamam gibi uygulamaların cildin kurumasına neden olduğuna dikkat çeken Dr. Köse, “Renkli sabunlar, sıvı sabunlar (özellikle antiseptik içerenler), ıslak mendil, dezenfektanlar, duş jelleri, kullandığımız bulaşık deterjanı, çamaşır suyu gibi kimyasallar da cildimizdeki ku-ruluğu artırmakla birlikte egzamaya da yol açabilir.” dedi.

Kuru ciltlerin en sık karşılaştığı sorunlar-dan birinin de kaşıntının kuruluğa eşlik etmesi olduğunun altını çizen Dr. Köse, kaşıntının, kuruluğun etkili medikal nem-lendiriciler ile tedavi edilmesi sonrasında düzelebileceğini belirtti. “Cildimizde geli-şen kuruluk hipotiroidi (tiroit bezinin az ça-lışması), diyabet (şeker hastalığı) gibi bazı sistemik hastalıkların da ilk bulgusu olabi-lir.” Cildin kuruması ile ortaya çıkan önemli bir sorunun da ciltte oluşan kırışıklıklar.

NE YAPMAK LAZIM?Cildi nemlendirerek bakım yapılabilecek çok sayıda doğal madde bulunur. Bun-lardan en sık kullanılanlarından biri süt ve sütle yapılan diğer doğal karışımlardır. Süt epidermise zarar vermeden cildin nem-lenmesini ve yumuşamasını sağlar, süte eklenen yumurta sarısı ve bal cildi besler. Süte tuz eklenmesi ise ölü hücrelerin atıl-masını sağlar. Zeytinyağı ve kaymak cildi yağlandırır, cilde elastikiyet kazandırır. La-nolin, susam yağı, kakao yağı ve badem yağı ise diğer doğal nemlendiricilerdir. Bu ürünlerin cilde masaj yapılarak uygulan-ması kan dolaşımını hızlandırarak etkinli-ğin artmasını sağlar.

Fazla yıkanmacildi bozuyor

Medical Park Ordu Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Özlem Karadağ Köse, “Cildin çok fazla yıkanması, ciltteki yağ dengesinin bozulmasına, cilt neminin kaybına neden olur.

Page 23: KADIN DERGISI

KADIN | 23

BayanÇene-dudak üstü-boyun € 20,00Favori € 25,00Koltuk Altı € 45,00Bikini Bölgesi € 60,00Yüz € 50,00Komple Kol € 140,00Komple Bacak € 200,00

Vücuttaki başka bölgeler için fiyat alınız

Bizde topuz yaptıran gelin adaylarına ücretsiz üst dudak epilasyonu

Çalışma saatleri:Pazar hariç her gün 10:00 - 18:00 arası açığız Pazar günleri erkekler için randevüyle hizmet vermekteyiz.

Bayan• Komple bacak • Komple bikini• Koltuk altı bölgesi• Dudak üstü

İndirimlerimiz 2012 Aralık ayına kadar sürecektir!

Laser ve epilasyonda şok kampanya!

€ 259,- € 219,-

Bay• Komple sırt• Ense• Omuz• Üst kol

BayYanak € 20,00Ense – Boyun € 35,00Omuz € 100,00Karın – Göğis € 100,00Komple Kol € 150,00Komple Sırt € 175,00Komple Bacak € 200,00

Page 24: KADIN DERGISI

24 | KADIN

ŞEHİR IŞIKLARIŞEHİR IŞIKLARI

Av Fadime Kılıç yeni ofi sini yoğun katılımla açılışını yaptı. Genç kadrosuyla hizmet verecek olan Av Fadime Kılıç’ın

başarılarının devamını diliyoruz. İşte buna şapka çıkarılır!..

Konya Kültür ve Dayanışma Vakfı Kuruldu

Muhammed İsmet 12. Yaş gününü sevenleriyle birlikte kutladı.

Bilal Chicken ‘Etnik Gıda Fuarı’nda yeni ürününü tanıttı

B.B.P genel başkanı Mustafa Destici Merhum Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarını anma nedeniyle Amsterdam’daydı.

Nizam-I Alem Süleymaniyecamii yöenetimi Mustaf Destici ile birlikte.

Page 25: KADIN DERGISI

KADIN | 25

ŞEHİR IŞIKLARI

Rotterdamda geçtiğimiz günlerde müşterilerine kapılarını açan

THERMEN 1001 adlı Türk hamamı ve Saunanın sahibi ve

işletmecisi olan genç bayan girişimci Gamze Gören işletmemiz

haftanın 7 günü uzman kadromuzla hizmet verecek diyor.

ŞEHİR IŞIKLARI

Anatole Bakım ve Sağlık Hizmetleri Kurumu, İslamic Health Center ve Homecare kurumları birleşti. Kurumlar, bundan sonra çalışmalarını “Chris Zorg Groep” adı altında sürdüreceklerini birleştirdiler.sürdüreceklerini birleştirdiler.

Bir çok fakir ülkede yardım projeleri yürüten Hollanda IHH,

Bangladeş’teki çalışmalarına da ara vermeden devam ediyor.

Ankara Sivaslı Dernekler Federasyonu (ASİDEF) Başkanı

Erol Yanar, Hollanda Sivaslılar Platformu’nu Ziyaret etti.

Alaylı Tiyatro Grubu, Rotterdam Zuidplein Tiyatro salonunda

sergiledikleri “ De Klucht” oyunuyla dünya tiyatrolar gününü büyük bir coşkuyla kutladılar.

Hollanda Rize Kültür Vakfı yönetim kurulu toplantısı. Mehmet Köse, Semra Baş, Devrim Tamer

Memişoğlu, Kamil Kopuz ve Dursun Surat

Page 26: KADIN DERGISI

26 | KADIN

Mustafa Toga / ROTTERDAM - Dodrecht şehrinde ikmet eden Leyla Bağcı 7 yaşından beri futbol oynuyor. A Milli Bayan Futbol Takımı kalecisi Leyla Bağcı, 2011 yılında Belçika’nın Stan-dard Liège takımına transefer oldu ve futbol hayatını hala burada devam etti-riyor. Milli sporcu Leyla Bağcı; “Futbo-lu çok seviyor olmamdan dolayı erkek oyuncularla birlikte antrenman ve maç-lara çıkıyordum. Bu durum 13 yaşıma kadar sürdü. Daha sonra RVVH Rid-derkerk Bayan Futbol takımına geçtim. Yöneticiler performansımı çok beğen-mişler beni Hollanda Birinci Liğ takımla-rından Willem II kulübüne transfer ettiler. Uzun süre burada futbol oynadım. Bir ara Hollanda Bayan Milli Futbol Takı-mını elemelerine çağrıldım. Bu sıra da Belçika’nın Standard Liège takımı bana transfer teklifinde bulundu. Böylece Belçika’da da bayan futbol ligi olduğunu öğrendim. Kaleci olarak Standard Liège takımına imza attım ve halen bu kulüpte futbol yaşamımı sürdürüyorum.” dedi. Daha sonra Bağcı; “ Erkekler kadar ol-masa da bayan futbolu Hollanda’da çok ilgi görüyor. Hollanda 1. Liğ takımların-dan olan Willem II (Tilburg) kulübünde futbol oynarken Türk Milli takımından Ocak 2011 yılında teklif aldım. Milli ta-kımla birlikte bu güne kadar Almanya, Romanya, Kazakistan ve İspanya ile Av-rupa Şampiyonası grup eleme maçlarını oynadım. Türk Bayan Milli takımında ki

7 futbolcu Türkiye dışarısında ikamet ediyor. Almanya, Belçika, Avusturalya ve Hollanda’dan gelen bizler Milli Takımın çekirdek kadrosunu oluşturuyoruz” şek-linde konuştu. Rotterdam Başkonsolosu Togan Oral da; “Yurtdışındaki sizin gibi sporcuların başarılarıyla gurur duyuyoruz. Leyla kı-zımızın futbolda kadın olarak bu kadar büyük bir başarıyı yakalaması başlı ba-şına gurur verici. Bizi, bayrağımızla hem Türkiye’de hem de yurtdışında temsil ediyor, bunu alkışlamak lazım. Her za-man söylüyorum spor sadece bedensel olarak değil aynı zamanda ruh sağlığını-da önemli etkiler. Sporun her dalını ya-

pınız çünkü sporu yurtdışında yaşayan toplumumuzun daha sağlıklı ve gelece-ğini daha sağlam temellere oturtacak bir hazırlık olarak görüyorum” dedi.Hollanda’da 1979 yılında kurulan HTSKF’nin bugüne kadar sadece futbol turnuvaları düzenlemediğini söyleyen başkan Sabri Kenan Bağcı; “Aynı zaman-da Hollanda Futbol Federasyonu (KNVB) ile ortak etkinlikler organize ediyoruz, kurslar düzenliyoruz. Bunu bariz örnekle-rinden birisi ise şu an aramızda bulunan Mustafa Toga´nın futbol hakemliği kur-sunu bitirerek Hollanda Futbol Liği’nde hakemlik yapmasıdır” dedi.

Bayan milli takım kalecisi Leyla BağcıYedi yaşından beri futbol oynayan ve buğün Türkiye A Milli Bayan Futbol Takımının kaleciliğini yapan Leyla Bağcı, Rotterdam Başkonsolosu Togan Oral’ı makamında ziyaret etti. Ziyarete milli oyuncunun yanı sıra Hollanda Türk Spor Kulüpleri Federasyonu (HTSKF) Başkanı Sabri Kenan Bağcı ve yönetim kurulu üyesi Yalçın Çakır’da katıldı.

HABER

Page 27: KADIN DERGISI

KADIN | 27

MAKALE

Belangrijke personen deel 5Fatih Sultan Mehmet’in Özellikleri:

• 1432-1481.

• Istanbulu 21 yaşındayken 29 mayıs 1453’te almıştır.

• Fetih’den sonar Istanbul o kadar berbat bir halde ki Fatih 6-7 sene Istanbul’a gelemiyor.

• Bildiği Lisanlar: Yunanca, Italyanca, Arapça ve Farsça.

• Ayasoyfa kilisesi bir camiye dönüştürülmüştür.

• 15. asrın en önemli mareşallarından bir tanesidir.

• Fatih Sultan Mehmet bir Rönesans entelektüeliydi.

• Yunanca’daki, Italyanca’daki, Arapçadaki ve Farsça’daki edebiyatına hakim bir insan.

• İstanbul’un Fethinden sonar 28 sene daha yaşadı.

• Ateşli silahları çok iyi biliyor ve kullanıyor.

• Soyundan gelenler arasında da okuyan, yazan çok. Yavuz Sultan Selim’in Farsçası çok mükemmel ve Kanuni Sultan Süleyman birinci sınıf bir kitap düş-künü.

• Hiç aman vermeyen, hiçbir şeyi unutmayan, son derece sert bir hükümdar.

• Bir taraftan Fatih abisi Ahmedi öldürüp tahta tek aday olmak için öldürtürüyor. Hükümdarın kardeşini, kendi kardeşiniz gibi değerlendiremessiniz. Böyle

bir dönemde, hükümdarın başlıca vas-fı, kardeşine karşı uyanık olmasıdır ki bu evrensel bir vasıftır. Ama diğer yanda bir kuran mümini bir insan her neden ne olursa olsun, ister siyasi, ekonomik, askeri veya toplumsal nedenler olsun şu kuran’ın Nisa suresindeki 93cü ayetini nasıl görmezlikten gelebilir: ‘bir mümini kas-ten öldürene gelince, onun cezası, içinde uzun sure kalmak üzere cehennemdir. Allah gazap etmiştir böy-lesine, lanetlemiştir onu: çok büyük bir azap hazırla-mıştır ona.’

• Coğrafyayı iyi bilen, zamanı iyi kollayan bir devlet adamı ve hakikaten 15. Asrın dünya adamı.

• Fatih Sultan Mehmet hem Batı’yi hem de Doğuyu çok iyi bilen bir insandır.

Mehm

et Çalışkan(D

ocent geschiedenis / bachelor of arts / m

asterstudent geschiedenis /turkologie universiteit van leiden)

Page 28: KADIN DERGISI

28 | KADIN

HAYATIN İÇİNDEN

ABD’de zengin bir ailenin kızı olan Satara Stratton’ın Hollywood’da film yıldızı olma hayalleri hüsranla neticelendi.Birkaç filmde oynadıktan sonra genç kız önce uyuşturucuya bulaştı sonra tecavüze uğradı. Polis tarafından birkaç defa gözaltına alınan Satara’nın neza-rethanede çekilen son fotoğraflarında bitkin olduğu dikkat çekiyor.Bir zamanların podyum ikonu Twiggy’ye benzetilen ve ‘yeni Twiggy’ olarak adlandırılan genç manken Toni Chorley, kanser kurbanı oldu. İki yıldır lenf kanseriyle mücadele eden Corley, Noel’den iki gün sonra 23 yaşında hayata veda etti. Chorley, tedaviye olum-lu yanıt vermiş ancak hastalığı yeniden nüksetmişti. Daha sonra zatürreeye yaka-lanan yıldız yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Toni Chorley’in 46’ncı yaşını kutlamaya hazırlanan annesi Sharon ise bu mutlu gün yerine kızının cenaze törenini organize etmek zorunda kalınca yıkıldı.

PETRA NEMCOVAObjektiflerin karşısında hep gülümseyen Nemcova, hayatta bir insanın başına gelebilecek en korkunç olaylardan birini yaşadı. Bir felaketten kurtuldu ama sev-

Ünlü olma hayali

uyuşturucuyla sona erdi

Ruslana Korshunova

Petra Nemcova

Page 29: KADIN DERGISI

KADIN | 29

HAYATIN İÇİNDEN

gilisini kurban verdi. Tayland’da önce bir deprem ve ardından korkunç tsunima felaketinin yaşandığı 2004 yılında sevgilisi Simon Atlee ile birlikte bölgede tatil yapıyordu. Depr-emin ardından gelen dev tsunami güzel mankenin sevgilisi Simon Atlee’yi alıp götürdü. Bu felakette sevgilisini kaybe-den Nemcova hayatta kalmayı başardı. Ancak uzun süre psikolojik tedavi gördü.

RUSLANA KORSHUNOVAKazak kökenli 20 yaşındaki manken Ruslana Korshunova, ABD’de borsa ve ekonominin kalbinin attığı Manhattan’daki dairesinin 9’uncu katından atlayarak yaşamına son verdi. Korshunova Vogue da dahil bir çok ünlü dergiye de kapak pozları vermişti.

DOROTHY STRATTEN1980 yılında Playboy güzeli olarak ünle-nen Stratteh ardından da oyunculuk kari-yerine başlamıştı.

KRISSY TAYLORAvustralyalı manken Krissy Taylor kızkardeşi Nikki Taylor ile birlikte moda dünyasının geleceği parlak mankenler-inden biriydi. Ama zayıf kalmak amacıyla kullandığı solunum cihazı onun henüz 17 yaşındayken ölümüne neden oldu. Vogue, Cosmopolitan ve Elle dergile-rinde boy gösteren 17 yaşındaki model Krissy Taylor, iştahını bastırmak için solu-num cihazı kullanmaya başlamasından kısa bir süre sonra 1995 yılında kalp krizi geçirerek hayatını kaybetmişti.

ELIANA RAMOSUruguaylı manken Eliana Ramos 2007 Şubat’ında evinde ölü bulundu.

LUISEL RAMOSEliana’nın ölümünden kısa bir süre önce Ramos ailesi bir başka acı yaşamıştı.

GIA MARIE CARANGICarangi, ABD’nin ilk top modeli olma özelliğini taşısa da onun yaşam çizgisi pek de diğer meslektaşlarına benzemedi. Carangi, henüz 18 yaşındayken man-ken olma hayalini gerçekleştirmek için Philadelphia’dan New York’a gitti. Kısa sürede de istediğini elde ettti ve aranan bir manken oldu. Etkileyici bakışları ve egzotik görüntüsüyle ABD’nin ilk süper-modeli olarak anılmaya başlandı. Artık dünyanın tüm önemli markaları onun peşindeydi. Ünlü dergiler kapaklarını onun fotoğraflarıyla süslemek için sıraya girmişti: Ama o aykırı aşkının yani Linda adlı bir fotoğraf asistanının peşinden gitti. Çünkü kendi dediği gibi “gerçek aşkı” arıyordu. Ama ilişkisi iyi gitmedi.. Uyuşturucuya alıştı. Hatta kimi zaman uyuşturucu alabilmek için fahişelik yap-maya başladı. Sonunda bir iğne yüzünden AIDS’e yakalandı. 1986’da öldüğünde sadece 26 yaşındaydı. ABD’nin ilk süper-modeli olmanın yanısıra AIDS’e yakalanıp

ölen ilk ünlü kadın olarak tarihe geçti.

ANNA NICOLE SMITHPlayboy dergisine verdiği pozlarla üne kavuşan Smith’in amacı örnek aldığı Mari-lyn Monroe gibi bir efsane olmaktı. Bunu bir anlamda gerçekleştirdi sayılır... Henüz çok genç bir kızken dedesi yaşındaki milyarder J. Howard Marshall ile evlenen ve o andan itibaren de maga-zin medyasının ilgisini hep üzerinde to-playan Smith, 2007 yılında aşırı dozda uyuşturucu nedeniyle yaşama veda etti.

MARIANA BRIDIBrezilyalı manken Mariana Bridi, antibiyo-tiklere dayanıklı bakterinin neden olduğu genel enfeksiyon nedeniyle tedavi edildiği hastanede feci şekilde can verdi. 20 yaşındaki Bridi’nin pseudomonas aeruginosa adı verilen, antibiyotiklere dirençli bir bakterinin neden olduğu en-feksiyonun tedavisi sırasında ortaya çıkan komplikasyonlar sonucu öldüğü belirtildi.

Anna Nicole Smith

Krissy Taylor

Page 30: KADIN DERGISI

30 | KADIN

HAYATIN İÇİNDEN

ALMERE - Almere’de ikamet eden sekiz yaşında ki Türk kökenli Figen Akdoğan Flevo hastanesinin yanlış teşhisinden dolayı az kalsın gözlerinden oluyordu.Konu ile ilgili açıklamada bulunan Fi-gen Akdoğan’ın babası Murat Akdoğan kızının aşırı baş ağrısı sorunları yaşamaya başlamasının ardından ev dokto-runa gittiklerini, doktoru hafif ağrı ke-sici ilaç verdiğin fakat bu ilaçlar da fayda etmediğini söyledi. Akdoğan “Bazen bu

baş ağrısı aşırı şiddetli olmaya başladı. Bazen her gün bezende haftada 2 ila 3 kez olmak şartıyla devam etti.Ev doktoru kızımızı Flevo hastanesine sevk etti.Orada ilk etapta nörolog tarafından incelendi ve sonrada beyin filmi çekildi, araştırmalar sonucu bir şey bulamadılar fakat şiddetli baş ağrısı devam ediyordu.Ben bir de gözlerine baktıralım tavsiyesinde bulun-dum.Neticede Flevo hastanesindeki göz doktorları kızımızın gözlerinde bozukluk

olduğunu tespit ettiler ve kızımıza sağ göze 1.25 derece sol göze ise 1.00 derecesinde gözlük takması için reçete yazdılar .Kızımız bu reçete ile Hans An-ders dükkanından gözlüğünü aldık..Fakat kızımızın baş ağrısı bir türlü geçmedi, ve bir sevk kağıdı ile Amsterdam A.M.C has-tanesindeki çocuk nörologları tarafından da incelendi.Araştırmalar sonucu baş ağrısına sebep olacak bir şey bulamadılar. Derken ben hanımımı ve kızımı tedavi olmaları için Türkiye’ye yolladım.

Sağlık bakanlığının hastane denetim ve kontrollerini artırmasını istiyoruzTürkiye Ankara’da ki TDV Özel 29 Mayıs Hastanesinde de yapılan araştırma sonucu kızımıza Hollanda da verilen gözlük de-recesinin küçük bir çocuk için ciddi şekilde yüksek olduğu ortaya cıktı ve kızımıza sağ ve sol göz olmak üzere 0.50 derecesinde gözlük verdiler. Allah’a şükür kızımızın o günden bu yana baş ağrısı sorunu kalmadı. Ben bu durumu Flevo hastanesini bu yaptığı hatayı devam ettirmemeleri için avukatım aracılığı ile uyarmaya çalıştım. Fakat aldığım cevaplar sanki beni ve Türk doktorlarını suçlarcasına geldi. Ben de başka çocuklar başka insanlar böyle du-rumlarla karsılaşmasınlar ya da böyle hata yapan doktorlar kendine çeki düzen ve daha güzel bir itina ile göstersinler amacı ile bu sağlık skandalını gerek Almere yerel medya ve diğer medyalar ile paylaşmak istiyorum. Çünkü yapılan hatalar oldukça fazla. Bu gibi durumların gerekli tedbirler alınarak sonlandırılmasını istiyoruz. Başka ailelerinde bu gibi durumlardan mağdur olmaması için sağlık bakanlığının hastanel-erde ki denetim ve kontrollerini arttırılmasını istiyoruz.” Açıklamasında bulundu.

Yanlış teşhisten dolayı gözlerini kaybediyordu

Page 31: KADIN DERGISI

KADIN | 31

Mega

+31 (0)20 614 53 63

%30İNDİRİM

BİR SENE PLATFORM VE KADIN DERGİSİ’NE ABONE OLACAKSINIZ. KARŞILIĞINDA SADECE 35 EURO

İKİ DERGİ İÇİN ÖDEYECEKSİNİZ.

ŞİMDİ MEGA İNDİRİMDEN %30 FAYDALANA BİLİRSİNİZ! Platform ve Kadın Dergisi her ay düzenli gelecek Özel kampanyadan yararlanmış olacaksınız Her ay Haber, Müzik, Moda, Bakım, Sinema, Kültür, Sanat, Bulmaca, Röportaj, Yemek Tarifeleri ve benzeri sayfalardan oluşan 170 sayfalık dergiye sahip olacaksınız. Tek yapacağınız şey aşağıdaki abone formunu doldurup göndermeniz.

***

*

indirim

Naam.............................................................................................m/v. .................

Adres.....................................................................................................................

Postcode/plaats.......................................................................................................

Telefoon..................................................................................................................

Beroep .................................................Geboorte datum. .........................................

E Mail.....................................................................................................................

Datum.....................................................................................................................

Handtekening. .........................................................................................................

Abone formuKadın dergisi’ni 1 yıl boyunca elde etmek için €35,- hesap numaramdan çekilmesini kabul ediyorum.

Voor een abonnement van 1 jaar op het blad Kadın machtig ik hierbij PMG om eenmalig €35,- van mijn bank- of girorek-ening af te schrijven.

Bank/gironummer:

PlatformA y l ı k d ü ş ü n c e , a k t ü a l i t e v e h a b e r d e r g i s i

Antwoordnummer 46079 1060 WB Amsterdam

De Stem van de Multi-Culti VrouwDe Stem van de Multi-Culti Vrouw

postzegel

niet

nodig

Page 32: KADIN DERGISI

32 | KADIN

EVLİLİK TERAPİSİ

Kadınların üstünden atması gereken 4 yük32 | KADIN

EVLİLİK TERAPİSİ

Page 33: KADIN DERGISI

KADIN | 33

EVLİLİK TERAPİSİ

Günümüzde kadınlar genellikle yorgun, bezgin. Ev hanımları da çalışan hanımlar da bitmeyen işlerden, çocuklardan, yar-dımcı olmayan kocalardan şikayetçi.Kadınların üstünde cidden büyük bir yük var, kadınların bu yükün bir kısmını atmaları lâzım.

Birincisi: Bitmeyen ev işlerinden başlamalı. Temizlik gerekli; ama kadınlar fazla önem verip temizlikle kendini bitirmemeli. Temiz-liğin her kadın için anlamı farklıdır. Kimi içinden geldiği için, kimi zaruretten, kimi de konu komşuya eşe dosta ayıp olmasın, diye yapar. Evlerin içi genellikle ihtiyaçtan çok fazla, lüzumsuz eşyalarla dolu. Ka-dınların ömrü bunlara hizmetçilik etmekle geçiyor. Öncelikle fazla eşyaları atmalı.Ayrıca pek çok evde, içi eşyalarla dolu, kadının sık sık temizlemesi gereken; fakat misafi rden misafi re nadir kullandığı misafi r odaları var. Evin en geniş, manzarası en güzel odası, temizleyip kapatılır, çor çocuk herkes küçücük oturma odasına doluşulur. Akşamları karı kocanın baş başa geçire-ceği zamanı olmaz. Çocuklar hep anne babanın tepesindedir. Açın salonların kapısı. “El gün, gelen misafi rler ne der” de-meden, içinizi açacak canlı renklerle, rahat mobilyalarla döşeyin salonunuzu. Sonra da rahat rahat tepe tepe kullanın. Şu ölümlü dünyada siz mutlu olmadıktan sonra, siz kullanmadıktan sonra eşyanın ne önemi var? Dünyaya eşyaya hizmetçilik etmeye mi geldiniz??? Aniden bir misafi riniz geldi; eviniz dağınık, olsun ne olacak? Sizi kınadı, kınasın ne olacak? Sizi kınayacak zaten dost değildir, sözünün kıymeti yoktur. Hiç aldırış etmeyin. Bütün günü temizlikle geçirip akşam eşinizin karşısına yorgun çıkmayın. Ayrıca sürekli temizlikle uğraşır-sanız sürekli kirlenme korkusu yaşarsınız. “Onu oraya atmayın kirlenecek, bunu bu-raya koymayın dağılacak.” diye ev halkını tedirgin etmeye de lüzum yok. Değmez üç günlük dünyada. “Yılın en temiz kadını” diye bir ödül dağıtılmıyor ayrıca. Şunu unutmayın ki hiçbir kadın temizlik ve düze-ninden dolayı kocasının gönlüne giremez.

Evet erkekler temizlik ve düzeni severler; ama bu size ekstra bir puan kazandırmaz. Kadın ne kadar ne yaparsa yapsın, görevi gibi algılanır. Erkek için önemli olan karısı-nın kendine karşı davranışı, güler yüzüdür. Hiçbir erkeğin temiz; ama asık yüzlü bir kadın isteyeceğini zannetmiyorum.

İkincisi: TV programlarının yükünü atın üstünüzden. Sabah kalkıp erkenden açıp kim kimi öldürmüş, kim kimi aldatmış, kim kimin katili, kim kimle kırıştırmış, kim kimle ayrılmış tarzındaki televizyon program-larını asla seyretmeyin. Bu programların kimseye faydası yok, sadece zararı var. Bu programlar moralinizi bozar, canınızı sıkar, sizi paranoyak yapar. Bütün günde aklınızdan çıkmaz, boş yere yaşamadığı-nız derdin sıkıntısını çekersiniz. Üçüncüsü: Yemek yapma faslı.Çok çeşitli yemekler yapmaya uğra-şıp, kendinizi helak etmeye gerek yok. Hastalıkların çoğu çok ve karışık yemek-ten oluyor. Dünyada bu kadar aç insan

varken, bu kadar tıkınmaya gerek yok. Öyle televizyon programlarında her gördü-ğünüz yemeği denemeye de uğraşmayın. Büyük ihtimal damak zevkinize uymaya-cak ve eşiniz beğenmeyecektir.

Dördüncüsü: Çocuklar.Çocuklar ve onların işlerine gelince, bu konuda da çocuklarınıza sorumluluk verin. Üzerinizdeki yükün bir kısmını onlara yük-leyin. Kendi işiniz yetmiyormuş gibi bir de onların işlerini yüklenmeyin. Anne babala-rın görevi çocuklarını mutlu etmek değildir. Anne babaların görevi çocuklarını dünya ve ahiret hayatına hazırlamaktır. Sorumluluk vermezseniz hiçbir zaman sorumluluk sa-hibi olamazlar. Yapmayın, yıkın işi üstlerine mecbur yapacaklardır. Her şeye yetişmeye çalışıp mükemmel anne, mükemmel aşçı ve mükemmel eş olmaya uğraşmayın. (Eşinize iyi bir sevgili olmaya uğraşın.) Yoksa erken yaşta yaşlanır, mükemmel bir depresyona sahip olursunuz. Benden söylemesi. “Erkekler çok rahat, hiçbir şeyi takmıyorlar.” diye söyleneceğinize örnek alın, siz de biraz rahatlayın. Hayat geçiyor!

İster ev hanımı olsun, ister iş kadını olsun, günümüzün kadınları genellikle yorgun ve bezgin. Çünkü üstlerinde çok

yük var ve o yükü hafi fl etmeleri gerekiyor...

KADIN | 33

EVLİLİK TERAPİSİ

Page 34: KADIN DERGISI

EVLİLİK TERAPİSİ

Çocuğun krallığına karşı tavsiye

Pek çok anne/baba çocuklarını “korumak” ile “her yaptığını görmezden gelmeyi” birbirine karıştırıyor. İyi anne/baba olmak demek, çocuğun her yaptığını görmezden gelmek değildir.

34 | KADIN

Mehtap Kayaoğlu

Page 35: KADIN DERGISI

KADIN | 35

EVLİLİK TERAPİSİ

Çocuğu terbiyeli yetiştirmek için ona baskı uygulamak yanlış. Peki, krallaştırılan çocuktan ter-

biye beklenir mi? Çocuğun krallığını na-sıl engeleyebiliriz? Krallaştırılan çocuktan terbiye beklenir mi?Bir okurumuz soru sormuş. Üstelik buna benzer öyle çok soru geliyor ki. Geçtiği-miz hafta evine misafir olarak gelen arka-daşlarının, çocuklarına müdahale etme-meleri sonucunda, ortalığın savaş alanına döndüğünü söylüyordu özetle. Salonda yolunmayan çiçek, evde ellenilmeyen ke-nar köşe kalmadığını da ilave etmişti. Son nokta, yeni aldığı halısına dökülen çaymış anlaşılan. Soru şuydu: “Mehtap Hanım, çocuklarımızı bir yandan iyi yetiştirmek, onlara kişilik kazandırmak için müdaha-le etmiyoruz. Diğer yandan ortalığı talan ediyorlar. Dur/sus demeyecek miyiz? Veya ne zaman söyleyeceğiz? Neredey-se ev gezmelerini kesmek istiyorum artık. Bunun bir orta yolu yok mu?” Olmaz mı? Tabii ki var. Eskiden çocuk terbiye etmek için katı kurallar uygulayan, tam otoriter anne/babalar vardı. Günümüzde ise; ço-cuğuna dur/sus demekten aciz veya öyle bir şey söylediğinde çocuğunun şahsi-yetinin bozulacağını zanneden anne/babalar var. Kızmaca küsmece yok! Ben söyleyeyim, siz bir kenara not edin. El ele verirsek üstesinden geliriz bence sevgili okurlar. Size çocuk yetiştirmekle alakalı temel ilkeler söyleyeceğim. Sizler de o il-keleri işleterek, evinizin kendi iç işleyişini organize edeceksiniz.

Çocuğu sevmek ve ona saygı duymak demek, Onun büyüme sürecindeki yıkıcı dav-ranışları karşısında şaşkınlığa düşüp, her yaptığı davranışı onaylamak demek değildir. “Çocukla arkadaş olmak” sözü “çocukla kendini bir tutmak” şeklinde anlaşılmamalı. Siz anne/babasınız ve do-layısıyla iki gömlek öndesiniz. Onun dav-ranışlarını belirlemek ve toplumsal uyum becerilerini geliştirmek sizin görevinizdir.

Çocuğa saygı duymak demek, ona sınırlar ve yasaklar koymak demektir. Yapmasını istediğimiz davranışı anlaya-

cağı tatlı bir dille söylemek, aynı şeyi ge-reğinden fazla tekrarlamamak ve alınan kararın uygulanmasına dönük tavırlar sergilemek demektir.

Çocukların isteklerinin sınırsız ol-duğunu bilmek gerekir. İsteklerine karşı duyarlı olmak demek, istedikleri her şeye boyun eğerek, her şeyi yapmalarına izin vereceğimiz anla-mına gelmez. Kral değil ki bu afacanlar, her istedikleri anında yerine gelsin! İste-ği vardır, yerine gelir. İsteği vardır yerine gelmez, hatta öyle ki sonsuza kadar hiç yapamayacağımız şeyleri bile talep ede-bilirler. Yaşlarına ve gelişim süreçlerine göre durumu açıklamamız yeterlidir.

Çocukların ortalama her davranı-şına bir yanıt vermemiz gerekir. Bu yanıtlar mümkün olduğunca şiddet içerikli olmamalıdır. Örneğin oyun oynar-ken bize baktı, gülümsedi. Biz de uzak-tan gülümseyip, öpücük atabilir veya onu çok sevdiğimizi söyleyebiliriz. Veya yemeğini yedi masadan kalkıyor, “Aferin benim tatlı kızıma yemeğini çok güzel yedin.” Diyebiliriz. Hatta yemekten son-ra teşekkür etmesini istiyorsak, çok şirin ve esprili bir ifadeyle: “ Aferin benim tatlı kızıma, yemeğini çok güzel yedin. Peki tatlı anneye ne denirrrr?? Ellerine sağ-lık anneciğim denilir, değil miiii?” gibi. Böylece çocuk yaptığı olumsuz davranış hakkında tatlı ve kalıcı şekilde uyarılır-ken, yaptığı olumlu davranışa karşı da tatlı ve kalıcı şekilde uyarılmış olur.

Başka aileler öyle yapıyor diye her şeyi herkese göre düzenleyemezsiniz. Her ailenin kendi iç kuralları vardır. Çocuğunuzun bu kuralları öğrenmesi önemlidir. Fakat tüm ülkenin görgü ve in-sanlık kuralları ortaktır! Bu ortak kurallar gözetilerek çocuk büyütülmelidir. “Bizim evde elektronik eşyanın kıymeti yok, ço-cuklar parçalar, biz yenisini alırız!” diye büyütemezsiniz çocuğunuzu. “Yavrucu-ğum o elindeki oyuncak değil, zarar ver-

meden bakmak istersen yardımcı ola-yım, sonra yerine koyalım tamam mı?” diyerek incelemesine ve merakını gi-dermesine yardımcı olursunuz ve eşyayı oyuncak haline getirmezsiniz. Zira gittiği gezmede de aynısını yapmak isteyecek-tir. İzin vermeyenin “malı kıymetli” dam-gası yemesi doğru mu sizce? Evinizdeki kurallar ortalama “zarar verme” ilkesi üzerine işletilmelidir ki evrensel olsun!

Çocuğunuzu yetiştirirken “kendi-sine ve başkalarına saygı” konu-sunda taviz verilmez. Çünkü insanlar arası ilişkileri güzelleş-tiren ve diğer insanlarla bir arada yaşa-mayı sağlayan temel kuralları öğrenmek zorundadır. Dolayısıyla 3 yaşından son-ra, gittiği bir yerde eşyaları karıştırması, dolapların içini merak edip bakmaya ça-lışması, çiçekleri yolması, koltukların te-pesinde koşturması, eline aldığı bir yiye-cekle ortalıkta gezinmesi, arkadaşlarına vurması... gibi davranışlarına müdahale etmelisiniz. Pek çok anne/baba çocuk-larını “korumak” ile “her yaptığını gör-mezden gelmeyi” birbirine karıştırıyor. İyi anne/baba olmak demek, çocuğun her yaptığını görmezden gelmek değildir. Veya ağlatmamayı korumak zannediyor. Oysa bazen ömür boyu ağlamaması ve dürtülerini kontrol etmeyi öğrenmesi için, kısa süre ağlamasına dayanabilme-miz gerekiyor. Çocuğu küçük düşürmeyen tatlı kurallar, çocuğun olumsuz davranışlarını durdur-duğu gibi, anne/babasına daha fazla güvenmesini sağlar. Çünkü aklı ermeye başladığında, kendisine konulan kural-ların, davranışlarını güzelleştirdiğini ve özsaygısını artırdığını görür....Denge-denge-denge. İşin sırrı, her şeyi dengeli yapmakta sevgili anne babalar. Çocuklarımızı seviyoruz; ama onları kim-senin sevmeyeceği insanlar haline getiri-yorsak? Çok acaip değil mi? Bir çocuğun aklına her eseni yapmasına izin vermedi-ğimizde, yetişkin hayatında HÜR OLMA-SINA FIRSAT VERİYORUZ demektir!

Çocuğu küçük düşürmeyen tatlı kurallar, çocuğun olumsuz davranışlarını durdurduğu gibi, anne/babasına daha fazla

güvenmesini sağlar.

Page 36: KADIN DERGISI

36 | KADIN

BENCE

Giderek artan materyalist toplumda yaşamaya başladığımız için, ruhları doyurabilmek aslında kolay değil.

Ve gün geçtikçe daha da zorlaşıyor.

Günümüzde manevi beslenmeye pek dostça bakmayan kısıtlayıcılık içindeyiz.Peki ruhunu öldürmemek için ne yapmak lazım? Beslemek iyileşmek ve yenilemek lazım. Sabah aksam yemek yediğimiz gibi, ruhunu da besleyeceksin.

İşte ruhun gıdası için pratik yollar... İçten şükreden gönüller için her sabah bir bahardır, bir diriliştir. Sabah kalktığımızda Allah’a bize yeni bir gün daha hediye ettiği için Ona olan minnettarlığımızı ifade eden bir duayla başlamalıyız. Yine, gün içinde

ne kadar sıkıntılı olaylarla karşılaşırsak bile akşamın ilerleyen saatlerinde bir şükür duası yapmalıyız. Gündelik işlerinizde engelle karşılaştığınızda gönlünüze rahatlaması ve önünüzün açılması için Allah’a dua edin. Allah size bir kapalı olsa bile başka bir hayırlı kapı açacaktır. Öyleyse büyük küçük demeden her sıkıntıyı ve üzüntüyü Allah’a havale edin ve Ondan yardım isteyin. Nereye giderseniz gidin hoşgörüyü, tebessümü ve sevgiyi dağıtın. En önce kendi evinizde başlayın. Gülümse-meniz ve sıcak selamınızla insanları mutlu etmeye çalışın. Unutmayın ki bu güzellikler size de mutluluk olarak geri dönecektir.

Dilinizi dua sözlerine alıştırın ve bunları arkadaşlarınız, dostlarınız ve komşularınız için de söyleyin. Çünkü dua mutluluk kaynağıdır ve sizi olumlu bir bakış açısına yöneltecek. Ayriyeten ruhsal istiratın etkili ilacıdır.

Allah’a dua ettikçe, bilincinizde Ona daha çok yer veriyorsunuz. Ona daha çok yer verdikçe Onu daha iyi tanıyorsunuz. Daha iyi tanıdıkça, daha çok seviyorsunuz. Daha çok sevdikçe daha çok dayanıyorsunuz, daha çok dayandıkça, daha çok güveniyor-sunuz. Bu nedenle dilinizi duaya alıştırın. Kuran kendisini okuyana her konuda yol gösterir, bilgilendirir ve ruhunu kuşatır. Dolayısıyla Kuran ve Hadis kitaplarını okuyup kendi kendinizi değerlendirmede bulunmanız gerekir. Tabiatın, dilini anlamak için ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. O nedenle zamanınızı tabiatta vakit geçirmeye çalışın. Gözlerini kapat, kainatı gör. Gözlerini aç, yine kainatı gör. Bakmak kafi değil, görmek lazım, anla-mak lazım ve sonra kendinizi dinleyin. Ne tür bir ortamda bulunuyor olursanız olun her zaman bir tercih hakkınız vardır. Hayal kırıklığı ve üzüntü yerine, neşe ve dinamizmi seçin. Nefret yerine, sevgiyi seçin. İntikam yerine, affetmeyi seçin. Olduğunuz yerde durmak yerine, gelişmeyi seçin.

Unutmayın ki karşılaştığınız her olaya olabil-ecek en iyi seçenekle de karşılık verebilir-siniz, en kötü seçenekle de.

Ruhumuzu nasıl besleriz?

Esma KüçükSosyal Danışman

Ne tür bir ortamda bulunuyor olursanız olun her zaman bir tercih hakkınız vardır. Hayal kırıklığı ve üzüntü yerine, neşe ve dinamizmi seçin. Nefret yerine, sevgiyi seçin. İntikam yerine, aff etmeyi seçin.

Page 37: KADIN DERGISI
Page 38: KADIN DERGISI

Hangi renksin!TEST

38 | KADIN

Bazılarımızın favori renkleri vardır ama sen hiç şimdiye kadar senin gerçek renginin ne olduğunu bildin mi? O zaman bu quize cevap vererek karakterin hakkında daha fazla bilgiye sahip olabilirsin!

Page 39: KADIN DERGISI

TEST

KADIN | 39

Şimdi, verdiğin “A” cevaplarını say

A: 0-2 arasında ise, Sen mavi veya koyu morsun. Derin ve gizemli biri olup ufak şeylere değer veren ve çevresindeki dün-ya hakkında çok fazla bilgiye sahip olmak isteyen birisin! Erkekler için gerçek anlamda bir tercih ola-bilirsin! Onlar genellikle senin gibi değişik ve ente-resan tiplerden hoşlanırlar.

A: 3-5 arasında ise, Senin rengin kırmızı. Yarış arabalarının, al yanak-ların, kırmızı güllerin rengi. Kırmızı tutkuyu, roman-tizimi ve aşkı temsil ediyor. Yani kırmızının etkisi al-tındaysan, büyük bir ihtimalle duygularına aklından daha fazla güveniyorsun demektir. Böyle olunca da ani kararlar vermen çok yüksek bir ihtimal. Bir şeyi elde etmek istiyorsan iki kere düşünmeden harekete geçiyorsun—etkileyici senin göbek adın olabilir mi?

A: 6-7 arasında ise, Yeşil veya beyaza yakın açık sarı limon sarısısın. Bunun tadını hissedebilirsin bile! Bahar ayların-da uyurken ağaç dallarının arasından süzülerek gözümüze giren buruk ışık çizgileri gibisin. Bu da gösteriyor ki hayatındaki ufak tefek şeylere karşı büyük bir kalbe ve aşka sahip oldukça sessiz aynı zamanda gizemli birisin.

A: 8-8 arasında ise, Şeftali pembesisin. Çok şeker ve tatlı bir kızsın. Aynı zamanda çok da iyi bir arkadaş olabilirsin. Büyük bir ihtimalle de tavsiye verme ve insanları coşturma konusunda da oldukça iyisin. Büyük iş!

Puanlama

1) Arkadaşların senin hakkında ne düşünürler? a) Güvenilir, macera dolu, genelde mutlu b) Kendi hayatını yaşayan

2) Bir günlük tutar mısın veya günlük tutmak ister miydin? a) Evet b) Hayır

3) Dışarıda arkadaşlarla ................. gezmek hoşuma gider. a) Büyük gruplar halinde b) Küçük , kapalı 1 veya 2 kişilik

gruplarda

4) Aşağıdakilerden hangisisin? a) Mantıklı b) Düşünceler

5) Stress atmak istediğin zamanlarda ne yapmak hoşuna gider? a) Arkadaşları çağırıp, bir şeyler sipariş edip, aptal bir fi lm seyretmek b) Yalnız kalıp rahatlatıcı bir müzik dinle-mek, kitapların arasında kabolmak veya uzun yürüyüşlere çıkmak.

6) Eğer bir enstruman çalmak isteseydin bu ne olurdu? a) Gitar. b) Piyano.

7) En sevdiğin hayvan hangisidir? a) Köpek b) Tek boynuzlu at

8) Hayatta en çok hangi değerlere önem verirsin? a) Mutluluk b) Yardımseverlik

Page 40: KADIN DERGISI

40 | KADIN

MODA

Topuklu ayakkabı nasıl or-taya çıkmış olabilir? Tarihte Mısırlı kasaplar ve Moğol

atlıları tarafından ilk kez kullanıldığı söylense de estetik bir görüntü

amacıyla kullanılmasını sağlayan ilk kişi, ünlü ressam Leonardo da Vinci

oldu. Topuklu ayakkabılarla ilgili aslında çok sayıda belge var. Mısırlı kasapların Milattan önce 4000’li yıllarda yerdeki kandan ayaklarını

korumak için, Moğol atlılarının da üzengilerini daha iyi kavrayabilmek için ayakkabılarına topuk

ekleme ihtiyacı duyduğu biliniyor. Topukların moda dünyasına girişi Milattan önce 200 senel-

erine dayanıyor. 1600 yıllarına gelindiğinde ise topuklar at sürerken ayakları üzengide tutmaya yardım etmesi için erkek ayakkabılarında tercih haline geldi.Ancak yüksek topuklu ayakkabıların bugünkü gibi

şıklık ve zarafetin sembolü olarak kullanmasıyla ilgili bilinen en eski tarih 1533. Bu topuklu ayakkabının tasarımcısı ise ünlü ressam Leonardo da Vinci...

İLK TOPUKLU AYAKKABI DÜĞÜNDE GİYİLDİRessam Leonardo da Vinci’nin topuklu ayakkabıyla ne işi olur? İşte yanıtı; Floransa’nın ünlü ailelerin-den Medicis’lerin kızı Catherine de Medicis bir dükle evlenecekti. Ancak Catherine, ufak tefek bir kızdı ve tören, görkemli olacaktı. Aile bir çözüm bul-mak için uğraşıyordu. Çareyi ise Leonardo da Vinci buldu. Onun için bir topuklu ayakkabı tasarlandı. 14 yaşındaki Catherine Medicis kendi düğününde, 5 santimetrelik bir topuğa sahip olan bir topuklu ayakkabı giydi. Catherine’nin görünüşünden et-kilenen kadınlar ise onu taklit etmeye başladı. Za-manla geçmişte yaşandığı gibi topuklu ayakkabı da bir statü göstergesi halini aldı. Çünkü işçi sınıfı,

Topuklu ayakkabı yüz yıllardır hayatımızda ama topuğun, kadın

giyiminin bir parçası haline dönüştürülmesine ünlü ressam Leonardo da Vinci’nin öncülük ettiğini biliyor muydunuz? 16.

yüzyılda topuklu ayakkabıyı estetik hale getiren Vinci’den bugüne topuklar ne

hale geldi, nasıl bir değişimden geçti? İşte cevabı...

Topuklu ayakkabıyı

Da Vinci tasarladı

Kübra Sönmezışık

Page 41: KADIN DERGISI

KADIN | 41

MODA

kullanışsız ve pahalı olarak nitelediği ayakkabıyı alacak güçte değildi. Daha sonra, XIV. Louis’den ve adını ondan aldığı ilhamdan sonra, ‘Louis’ topuklar hem kadınlar hem erkekler arasında popüler hale geldi. Bu ayakkabılar 12 santimetrelik topuklarıyla savaş minyatürl-erindeki yerini aldı.

TOPUKLAR 50 CM’YE KADAR ULAŞMIŞTIPlatform ayakkabılar uzun tarihindeki ilk yükselişini Venedik limanına ulaşmakla gerçekleştirdi. 15.yüzyılda ‘chopine’ adı verilen bu ayakkabılar, kadınları yerdeki çamurdan koruyor, yüksekliği ile statül-erini belirliyordu. Rönesans boyunca var olan ve neredeyse yüksekliği 50 san-timetreye kadar ulaşabilen ‘chopine’ yani platform topuk, Shakespeare’in Hamlet oyununa bile konu olmuştu. Catherine di Medici, Kral II. Henry ile evlenmek üzere giydiği topuklar da platform topuk oldu ve Fransızlar arasında moda çılgınlığı yarattı. 1930’larda tekrar gündeme gelen platform topuk, 1960’larda dikkatleri üzerine çek-meye başladı, 1967 ve 1980’lerin başına kadar altın çağını yaşadı. Dans ve müziğin, özgür yaşamın hayat felsefesi olduğu ‘çiçek çocuklar’ devrinde, platform topuk-lar dönemin felsefesiyle özdeşleşmişti. Kadınları zorlayan ve kısıtlayan ince topuk-lar yerine özellikle dans pistlerinde plat-form topuklar üzerinde yükselmek genç kızların, kadınların hatta erkeklerin tercihi haline geldi.

Türklerde ev ve sokak ayakkabısı ayrıPeki Türkler ayakkabıyla nasıl tanışmış? Tarih diyor ki; deriden ve yünden giyim eşyaları yapmakta usta olan Orta Asya Türkleri için çizmenin ve çarığın en yaygın ayakkabı türü olduğunu görüy-oruz. Hatta hükümdarlar kırmızı renkli çizmeler bile giyiyorlarmış. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde ise ordunun, yönetici sınıfların ve kentli halkın ger-eksinimlerini karşılamak üzere zamanla ayakkabı çeşitleri çoğalıyor. Osmanlı toplumunda ayakkabı, toplumsal konu-muna ve mesleğe göre değişiyor. Osmanlı’da Batıdan farklı olarak ev ayakkabısı kültürü var. Evde yüzleri at-las ve kadife gibi kumaşlardan yapılmış,

üzerleri sırmayla işlenmiş hafif ayakkabı ve terlikler giyilirken, dışarıda giy-ilen ayakkabılar ise süslü derilerden yapılıyor. İşte Osmanlı dönemindeki ayakkabı çeşitlerinden bazıları; başmak, cimcime, çapula, çedik, fotin, galoş, mest, kalçın, kundura, merkub, nalın, sandal, terlik, tomak, yemeni. Genellikle alçak ökçeli ya da ökçesiz, yumuşak deriden yapılan rahat ayakkabılar tercih ediliyor. Dışarıda giyilen ayakkabılardan bazıları mest-ayakkabı gibi iki parçadan oluşuyor. Ayağa giyilen mestin üzerine onu yağmur ve çamurdan korumak amacıyla, önceleri ayakkabı, sonraları da lastik giyilirmiş. Şoson ya da galoş denen lastik ayakkabının içine geçiriler-ek giyilen mestler, özellikle namazlarını camilerde kılanlarca kullanılırdı.

Topuklu ayakkabı artık statü sembolü değilTopuklu ayakkabının tarihine baktığımızda bir çok sebeple giyildiğini görüyoruz. Eskiden bir statüyü temsil eden yük-sek topuklar artık halka inmiş durumda. Bu modaya kimi mütedeyyin camianın kadınları da uyuyor. Bunun en göz önünde isimlerinden biri de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün eşi Hayrünnisa Hanım. Gül çiftinin geçtiğimiz yıl gerçekleştirdikleri İngiltere ziyareti İngiliz basınında bir hayli yankı uyandırmıştı. Se-bebi ise Hayrünnisa Hanım’ın giydiği 15 cm’lik gri topuklu ayakkabılardı. Görüyor-

uz ki topuklu ayakkabı, sadece statü için değil, estetik maksatlı da giyiliyor. Peki topuklu ayakkabının dinde nasıl bir yeri var? Diyanet İşleri Başkanlığı Fetva Komi-syonu, resmi internet sitesinde sorulan ‘Kadınların topuklu ayakkabı giymesi din-en caiz midir?’ sorusuna şu yanıtı vermiş: ‘Gösteriş amacı güdüldüğünde her türlü giysinin giyilmesi sakıncalıdır. Kadınların, dışarıda mümkün mertebe dikkat çek-meyen bir tarzda giyinip yürümeleri asıldır. Ses çıkartmak maksadıyla bir tür giysinin veya ayakkabının giyilmesi elbette caiz olmaz. Sağlık nedeniyle elbise altında ses yapmayan topuklu ayakkabı giymekte bir beis (Engel) olmaz. Ayak inciklerinin görülmesi ise za-ten tesettürle bağdaşmaz.”

Page 42: KADIN DERGISI

42 | KADIN

MODA

Annenizin sandığını açma zamanı geldi

Altın rengi etnik motifli kolye ve bileklerin yanı sıra ince yüzükler, tasma kolyeler, kalın bileklikler, ihtişamlı küpeler takmalısınız. Günlük hayatta kullanabileceğiniz gösterişli büyük kuş, kelebek ve ilginç hayvan figürleri kolyeler dikkat çekiyor.

Hatırlıyor musunuz? 80’li yıllarda dünyada pet-rol sıkıntısı vardı ve bu kriz herkesi etkilemişti. O dönemlerde insanların yaşam tarzları tamamen sanki bu krizden etkilenmişti. Kadınlar günlük hayatlarında rengarenk ışıltılı kıyafetleriyle geniş vatkalar takarak, Jane Fonda tarzı şoset çorap giyerek, koyu ve yoğun makyajlarıyla çok süslü olup tıpkı renkli disco ışıkları gibi muazzam büyük küpeler takıyorlardı. Genç kızların hepsi birer Cyndi Lauper olmuştu...

İşte bu ihtişamlı klipsli küpeler hayatımıza geri dönüyor. Şık kıyafetleri tamamlayan altın modern tasarımların yanı sıra tarihi dönemlere ait özelikle dönemin simgesi haline gelmiş takılar ve Arap kül-türüne ait çizgiler ön plana çıkıyor.

Özellikle 50, 60 ve 70’li yıllar ait takılar çok ilgi görecek. Bu yüzden annenizin sandığını açma zamanı geldi.

Kadınlar bu sezon aksesuarlarına uygun kıyafet seçebilir. Kıyafetlerin tamamlayıcısı aksesuar trendleri oldukça çeşitlilik gösteriyor. Bunlardan en önemlisi takı zarafetin en güzel örneği olarak tanımlanabilir

Page 43: KADIN DERGISI

KADIN | 43

MODA

Page 44: KADIN DERGISI

44 | KADIN

MODA

Nişan yüzükleri parmak-

lara takılırken çift-lerin gözlerindeki heyecan görünür. Aşk ve bağlılığın en güzel sembol-lerinden biridir.

Erkekler sade modelleri tercih ederken, bayanlar parlak ve gösterişli modeller seçmeyi arzu eder. Erkekler eşlerinin tak-maktan hoşlandığı tür mücevherleri bulup bütçesine uygun bir yüzük seçmek ister. Doğru yüzüğü seçerken yüzüğün ma-deni , taşı ve işçiliği kişinin zevkine göre klasik ya da modern olabilir. 2012’de alyanslar hem erkeklere hem de ba-yanlara hitap edilecek şekilde tasarlanmıştır. Kadın Dergisi için bu sayıda size nişan yüzük-lerin zarif modellerini sıraladık.

Gümüş ve altın renklerinin birleşimi 2012 ye dam-gasını vurmuştur. Aynı

Hazırlayanlar:Esra Toprak DemirSerap Kaya Aslan

Evliliğe giden yol da ilk adımı simgeleyen nişan yüzükleri bu sene de çeşitli modellerle kuyumcuların vitrinlerine ışık saçıyor. Alyans seçimi yeni çiftlerde ayrı ve duygusal bir anlam taşıyor. Aksesuar olarak değil, manevi değeri yüksek olduğundan dolayı alyansımızın özel ve şık olması gerektiğini düşünürüz.

Moda di

SueNo

2012 nişan yüzükleri modelleri

Page 45: KADIN DERGISI

KADIN | 45

MODA

şekilde el yapımı nişan yüzükleri yeni çiftlerimizin kesinlikle ilgisini çekiyor. Eskiden içinde yazılı olan isimler artık üste herkesin görebileceği şekilde yazılarak çok hoş bir görünüme sahip. Evlilikte en çok korkulan

husus nazar olduğundan dolayı bu sene nazar boncuklu alyanslar çok revaçta. Yeni sezon-

da yeni ve ilginç tasarımlar yine ilgi çekmektedir. Sevdiğiniz kişiyi yanınızda taşımak isterseniz, alyansınız fotoğraf baskılı olabilir mesela.

Yazımızın sonunda size evliliğin ilk adımında mut-luluk diler ve el ele devam etmenizi temenni ederiz. Yeni çiftlerimize alyans seçiminde başarılar.

Bir dahaki yazımızda görüşünceye dek ModaDiSueno ekibi olarak sevgiler....

Yorum ve fotoğraflarınızı [email protected] adresine gönderin

Sueno Organisatiewww.suenoorganisatie.com

www.facebook.nl/suenoorganisatie

Esra Toprak Demir 0641587058 & Serap Kaya 0642555606

KONING PARTYCENTRUM FULLPAKET € 9450 -,** Paket içeriği ve şartlar için bizi arayın

Page 46: KADIN DERGISI

46 | KADIN

TANITIM SÖYLEŞİ

Mesleğimizde en önemlisi

karşılıklı güven duymak

Banu Çelik

MBO eğitiminin dışında sigorta alanında değişik kurslar alan Hasan Ulvi Aytemur 1991 yılın-

da Rotterdam’da bir sigorta acentasında eleman olarak işe başlıyor. Aytemur: “Bu alanda 10 sene gibi bir süre tecrü-be kazandıktan sonra 2000 yılında eski işyerimdeki bütün müşterilerimi satın ala-rak kendi ofisimi açtım. Eskiden sosyal danışman olarak belediyede görev alan eşim Derya Öztaş, sigorta alanında eği-tim ve kurslar aldıktan sonra benimle be-raber bu işi yapmaya başladı ve böylelikle bir aile şirketi olduk.”

Şirketinizde ne tür işlemler uygulan-makta?“Şirketimizi ilk açtığımızda ev, araba si-gortası ve benzeri işlemlerle uğraştık. Sü-reç değiştikçe ihtiyaçta değişti, insanlar şirket kurmaya, ev almaya başlayınca, bi-zim de değişmemiz gerekti. Hem potan-siyel olarak değişim oldu, hem de kendi işyerimizde değişiklikler yapıp muhasebe ve emlak işlemlerinide yapmaya başladık. İlk başta 4 elemanla başlamıştık şimdi bünyemizde 13 eleman bulunmakta. Bunların dışında 2012 yılında iki ayrı ad-reste bulunan Attent ve Tam şirketleri tek çatı altına toplayıp bir noktadan hizmet vermeye başladık.”Bütün işlemlerin aynı çatı altında, bir ad-reste bulunmasının faydalarını Derya Öz-taş şöyle anlatıyor; “Böyle çalışmamızın avantajlarından biri bilgi alışverişinin kolay olması, işlemlerin daha kısa sürede ger-çekleşmesi ve daha verimli çalışılması. Kişinin tüm bilgileri bizim sistemde mev-cut olduğu için müşterimizin A’dan Z’ye tüm bilgilerini biliyor ve daha hızlı yardım-cı olabiliyoruz.

Attent TAM sigorta şirketinin müşteri-lerine sunduğu başlıca sigorta türleri: Can sigortaları; hayat sigortası, ferdi kaza sigortası, sağlık sigortası. Mal sigortaları; kasko vb. oto sigortaları, yangın sigortası, nakliyat sigortası. So-rumluluk sigortaları, hukuksal koruma sigortaları ve kredi sigortaları. Bu sigor-ta işlemlerinin dışında sirket özel kredi işlemleri, muhasebe ve emlak, yani ev alım satımlarında ve ayrıca ev kiralama konusunda hizmetlerini sunmaktadır. Muhasebe işlemlerinde yeni şirket aç-mak isteyenlere, iş kurma planından bankalardan kredi almaya kadar her konuda yardımcı olunuyor.”

Şirket olarak hedefiniz nedir? Hasan Ulvi Aytemur: “Şu an şirketimizde işlemlerini yaptığımız 6 bin müşterimiz mevcut. Bizim amacımız bu müşterileri-

mizin tüm sigorta işlemlerinin bizim şirke-timiz tarafından karşılanmasını sağlamak. Şu an şirketimizde en yeni sistemi kulla-nıyoruz. Vaktimizi çalacak sorunların önü-ne geçebilmek için tek bir sistemle bütün işlemleri gerçekleştiriyoruz. Bu uyguladı-ğımız sistem sayesinde zaman açısından rahatlıyoruz ve böylelikle müşterilerimizle daha detaylı şekilde ilgilenebiliyoruz. ”

Ofis bünyenizde çalışanların Hollan-dacanın yanı sıra Türkçe konuşması-nın faydalarını anlatır mısınız? “Çalışanlarımız 13 kişiden oluşmakta; Hollanda’da HBO eğitimi almış, Hollan-daca ve Türkçeyi iyi derecede konuşabil-mekteler. Müşterilerimizinde yüzde 90’ı Türk asıllı müşterilerden oluştuğu için ge-rektiği takdirde Türkçe veya Hollandaca bilgiler sunabilmekteler. Fakat şöyle bir durumda söz konusu, bizim hedefimiz

Yaklaşık 20 yıldır sigorta işleriyle uğraşan Hasan Ulvi Aytemur sahibi olduğu ve Rotterdam şehrinde bulunan Attent TAM sigorta şirketininin hedeflerini şöyle anlatıyor; “Amacımız Türk

vatandaşlarına kendi anlayacakları lisanda hak ettikleri kaliteli hizmeti sunmaktır.”

Page 47: KADIN DERGISI

KADIN | 47

sadece Türk vatandaşlarına yönelik çalış-mak değil, diğer farklı ırktan müsterilere-de hizmet sunmaktır.”

Sigorta alanında 20 senedir hizmet sunan biri olarak meslek sırrınızı an-latır mısınız? “Bu işi yaparken işin maddi yönü çalışma etiği çerçevemizde ikinci sırada yer alıp, işin sosyal ölçeğide bizim için değer teş-kil etmektedir. Bazen vatandaşlarımıza sırf yardımcı olabilmek için bedava sosyal danışma bürosu işlerinide gerçekleştir-mekteyiz. Bizim işimizde öncelikle en önemlisi kar-şılıklı güven duymaktır. Bir de verilen söz-de durmak gerekiyor! Yapılan anlaşmalar zamanında ve söz verilen çizgide yapıl-malı. Biz şirket olarak çok yavaş ve sağ-lam şekilde büyüdük, köklerimizin sağ-lam olması için çalıştık. Bundan sonraki hedefimizde Rotterdam ve çevresinde uzmanlaşmak ve işimizde en iyi olmak.”

Şu sıralar tüketicinin seçtiği işlemler hangileri? “Ekonomi iyi durumda olduğunda her-kes güvenini sağlayabilmek için hayat sigortası yaptırıyor. Fakat bunun tam tersi, kriz olduğu zaman tüketicinin ilk yaptığı hayatında kısıtlamalar getirmek. Eğer sigortalarında sonlandırmak iste-dikleri sigortaları olursa mutlaka bizlerle iletişime geçsinler, çünkü sigorta işlem-lerinde yanlış yapılan sonlandırılmalar ileride daha büyük sıkıntılara yol açabi-liyor. Eğer insanların sigorta işlemleriyle ilgili sorunları varsa bize başvursunlar herhangi bir ücret almadan birebir tüke-ticiyle görüşüp tavsiyelerde bulunuyoruz ve yönlendirebiliyoruz.”

Hollanda’da sigorta şirketlerinin al-dığı komisyonla ilgili uyglanan deği-şiklikler var, bunları anlatır mısınız? “Sigorta acentalarının yaptığı hizmet kar-şılığında müşterilerinin ödediği primin içerisinde sigorta şirketine belli bir ko-misyon ödenirdi. 2011 yılında hükümet tarafından alınan kararla beraber ipotek ve hayat sigortaları için yapılan bu uygu-lama kalktı. Şirketimizde yaptığımız işlem karşısında müşteriden alacağımız parayı belirtip karşılığında bizim tarafımızdan yapılacak işlemlerin listesini müşteriye sunuyoruz. Böylelikle yaptığımız iş daha

şeffaf bir hal alıyor. Müşterinin bu durum-da avantajı, sigorta şirketimizin bankayla herhangi bir çıkarı olmadığı ve yapacağı işlemler karşısında belli bir ücret ödeye-ceğini bilmesi müşteriyi rahatlatıyor. Biz şirketimizde bu sistemi uyguladığımız için çok memnunuz, çünkü müşterile-rimizin de bizlerin bağımsız çalıştıklarını bilip onların güvenlerini kazanmak bizim için çok önemli. Bu kanun tasarısı 2011 yılında hükümette görüşüldükten sonra şirketimizde ipotek ve hayat sigortaların-da uygulanmaya başlandı. 2013 yılında da Hollanda’daki tüm şirketler tarafından

uygulanmaya başlanacak. Hükümet di-ğer sigorta işlemleri için de bu kanunu uyguladığı takdirde biz bu sistemle hali hazırda çalıştığımız için diğer işlemlerde de uygulamamız bizim için hem basit, hem de hızlı gerçekleçecek.”

TANITIM SÖYLEŞİ

Attent | TAM şirketi hakkında daha fazla bilgi edinmek için: Adres: Burg. van Walsumweg 362-366, RotterdamTel: 010 476 76 73 010 411 00 96Web: www.attent.biz

Page 48: KADIN DERGISI

48 | KADIN

HABER

Yılın her çeyreğinin ilk gününde öde-nen çocuk parası, çocuğun doğduğu çeyrekten bir sonraki çeyreğin ilk gü-nünde ödenmeye başlıyor. Örneğin şubatın içerisinde doğan bir çocuğa, ikinci çeyreğin başından itibaren, yani 1 Nisan’dan itibaren çocuk parası öden-meye başlanıyor. 50PLUS partisi, veli-lerin aleyhinde işleyen bu uygulamanın değişmesini istiyor. Partiye göre çocuk parası, her çeyreğin başında değil, ço-

cuk doğduğu günden itibaren ödenmesi gerekir. Emeklilik maaşını örnek göste-ren parti yetkilileri, aynı değişikliğin, ço-cuk parasında da yapılmasını istiyorlar. Emekli olan kişilerin, emekli oldukları tarihten itibaren değil, bir sonraki ayın başından itibaren maaş almamalarını öngören kanun, Hükümet tarafından geçen yılın sonunda değiştirilmiş ve emekli olunan tarihten itibaren ödenme-si sağlanmıştı.

Çocuk parasına yeni düzenleme teklifi

Maaşının yüksekliği, yönetimdeki so-rumsuzluğu ve diktatörlüğü iddialarıyla Hollanda’nın gündemine oturan Mülte-ci Yurtları (COA) Eski Yönetim Kurulu Başkanı Nurten Albayrak, gündemden düşmüyor. Albayrak, kısa süre önce Göç ve Mülteci Bakanı Gerd Leers’in ‘iddiaları araştırmak ve incelemeler yap-mak’ için devreye soktuğu Scheltema Komisyonu’na karşı açtığı davayı kaybet-ti. Lahey’de bakılan davada yargıç, ‘gizli-lik ihlali’ gerekçesiyle davanın düşmesine karar verdi. Karar hakkında bir açıklama yapan Albayrak’ın avukatı Anita Verbeek, ‘Böyle bir şey olamaz. Yıllarca COA’da görevi-ni başarıyla yürütmüş olan müvekkilimin hakkında kimler neler söylemiş, ne iddia etmiş bunu bilmek istiyoruz. COA Denet-

leme Kurulu, Albayrak hakkında bugüne kadar hiçbir olumsuz şey söyledi, yazma-dı’ diyerek Scheltema Raporu’nun içe-riğini görmek için hukuk mücadelesine devam edeceğini söyledi. Albayrak, kısa süre önce kendisine yö-neltilen suçlamalarla ilgili komisyonun hazırladığı raporun içeriğini önceden gör-me istemiyle Lahey mahkemesine baş-vuruda bulunmuştu. Hollanda’da ülkenin önde gelen siyasetçileri arasında yer al-mayı başaran İşçi Partili (PvdA) Nebahat Albayrak’ın yakın derecede akrabası olan Nurten Albayrak, bir süre önce Hollanda televizyonu NOS’in yıllık 273 bin Euro (Başbakan Mark Rutte’den 90 bin Euro fazla) ücret alma iddiası ve görevini kötü-ye kullanmak suçlamasıyla gündeme ta-şımış, daha sonrada görevden alınmıştı.

Başbakandan fazla maaş alan Albayrak, davayı kaybetti Hollanda’da ‘İstenmeyen Kadın’ olarak ilan edilen İşçi Partili (PvdA) Milletvekili Nebahat Albayrak’ın yakın akrabası olan Nurten Albayrak, gündemden düşmüyor.

Hollanda siyasi partilerinden (Halk arasında emekliler partisi olarak bilinen) 50PLUS, çocuk parasına yeni düzenleme getirilmesini istiyor. Mevcut duruma göre, çocuk sahibi olan veliler, Hollanda devletinden yılda 4 defa çocuk parası ödeneği alıyorlar.

Nurten Albayrak

Page 49: KADIN DERGISI
Page 50: KADIN DERGISI

HAYATIN İÇİNDEN

Gerçek adı Fahrettin Cürekliba-tur olan ünlü sinema oyuncusu 1937 yılında Eskişehir’in Alpu

ilçesine bağlı Karaçay köyünde doğdu. Lise öğrenimini Eskişehir Atatürk Lisesi’nde yapmıştır. Türk sinemasının en ünlü oyuncularından biri olan Cüneyt Ar-kın, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesin-den 1961 yılında mezun olmuştur. Askerliğini yaptığı yerde Göksel Arsoy’un başrol oynadığı bir film çekilirken yö-netmenin dikkatini çekmiştir. Bir süre iş arayan Fahrettin Cüreklibatır yönetmenin teklifi aklına gelip oyuncu olmaya karar vermiştir.Sinema oyunculuğu yaşamına 1963’te başlamış, ve iki yıl içinde en az otuz film çevirmiştir. Yaklaşık 300 filmde oynayan Cüneyt Arkın, son yıllarda Türk televizyo-nunda değişik dallarda gorünmeye baş-lamıştır.

At binmede ve karatede uzman sporcu unvanına sahiptir. Betül Cüreklibatır ile evlidir. Kaan ve Mu-rat adlarında iki çocuğu vardır. Çektiği onlarca film sayesinde bir çok ödüle layık görülen Cüneyt Arkın’ın ilk ödülü 1963 yılında Artist mecmuasının artist yarışmasında aldığı 1.lik ödülüdür. 1976 yılında Antalya Film Festivali’nde ise “Mağlup Edilemeyenler” filmi ile en iyi er-kek oyuncu ödülünü havaya kaldırmıştır. 1999 yılında ise 36. Antalya Film Festivali’nde Yaşam Boyu Onur Ödülüne layık görülen Cüneyt Arkın, bu ödül karşı-sında çok duygulanmıştır. Aldığı diğer sayısız ödül haricinde bir çok-ta onur ödülüne sahiptir. Bir dönem al-kolizm tedavisi görmüş olan Arkın, alkol, uyuşturucu ve gençliğimiz konulu sayısız konferans vermiş ve bunlarla ilgili onlarca teşekkür ve onur ödülü almıştır. Ünlü olma hikayesini kendi ağzından din-leyecek olursak:

Üniversiteyi bitirdim, Eskişehir’e geldim. Orda Halit Ağabey ile tanıştım. Şafak Bekçileri’ni çekiyordu, Göksel Arsoy ile. Sonra ben ihtisası beklemeye başladım. Çalışıyorum ama ihtisas olmayınca öğle

yemeği yok, akşam yemeği yok, para yok. Bir yoksulluktur, garibanlıktır gidi-yor. Bir evlilik var başımızda o zamanlar. Suadiye de oturuyoruz. Bir akşam Ha-lit Ağabey ile karşılaştım “Yahu bir film

O, Türk sinemasında unutulmayacak izler bıraktı

50 | KADIN

Page 51: KADIN DERGISI

çekeceğim” dedi bana. Gurbet Kuşları ‘ndan bahsetti, bir doktor rolü vardı. Halit ağabey daha o filmde keşfetmişti, “Yahu doktor sende müthiş bir şey var. “ İlk filmimden elime geçen 500 lira ile an-cak üç ay idare edebildim. Sonra gene açlık günleri başladı. Yeşilçam’da belki iş verirler diye yazıhane dolaştığım gün-lerden birinde Aziz Sarıkaya’ya uğradım. Belki bir iş verir diye düşünmüştüm ama yanılmışım. Odasında olduğu halde bana kendisini ‘yok’ dedirtti. Bozuk bir moral-le, cebimde iki buçuk lira olduğu halde, Taksim’den Karaköy’e kadar yürüdüm, vapura bindim. Yorgundum, ama son pa-ramı tüketmeye gönlüm razı gelmiyordu bir türlü. Kadıköy’ den, Suadiye’ deki ka-yınpeder evine yürüye yürüye gittim. Medrano Sirki’nde Rus kazakların atları-na baktım, karşılığında binicilik dersleri aldım. Parende atmasını öğrendim cam-bazlardan. Ter kokulu havlularını kurutup peşlerinde koştum. Sirkte bulunanların çoğu benim artist namzedi olduğumu öğrenmişlerdi. Bir gece program bittikten sonra şimdi ismini pek hatırlayamadığım fakat çok sevdiğim akrobatlardan biri yanıma geldi, “Gel, seninle biraz çalışa-lım” dedi. “Sana ufak bir numara göste-receğim ve bütün filmcilik hayatında bu numaranın büyük faydasını göreceksin”. Onunla tam iki saat çalıştık. Ertesi gece gene, daha ertesi gece gene derken, kendimde bir fevkaladelik hissetmeye başladım. O dönemde Türk sinemasında başrol oyuncuları gerçek tipler değildi. Ama çev-resindeki insanlar yaşıyor. Bütün yardımcı rollerdekiler, hepsi yaşıyor. Biz başrolcü-ler gerçek dışı. O sıralarda Suat Yalaz’ın çizgi romanından Karaoğlan filmi yapıl-mak isteniyor. Ben de o zaman piyano çalan, keman çalan romantik bir jönüm. Ama gene bir Kıbrıs filminde, Remzi Jön-türk’ ün teklifiyle biraz avantür koyduk. Bayağı tuttu ve iyi yapıldı. Ben sinemaya başladığımda çok basit hareketler vardı. Biz o zaman parendeler attık, havalarda uçtuk. Biraz dinamizm getirdik sinemaya. Ben de ona güvendim, Karaoğlan’da oy-narım diye düşündüm. Yeşilçam’dan kaçmaya, ‘elveda sinema’ demeye hazırlanırken Ülkü Erakalın çıktı karşıma. ‘Bana Gözleri Ömre Bedel’ fil-minde şans tanıdı. Adım bir anda bütün

Türkiye’ye yayıldı ve şöhretin ka-pıları önümde ardına kadar açıldı.

Cemal Süreya, Cüneyt Arkın’a “İpek Yolu’ndaki sü-permen” diye hitap etmiştir. Halit Rafiğ ise Arkın hakkında “İlk film-lerinde Alain Delon’a benziyordu; ama vurdulu kırdılılardan sonra onu Avrupa-lılar Burt Lancester’a benzettiler. Galiba bunların hepsi doğru. “ demiştir. Son yıllarda bazı rahatsızlıklarından do-layı bir kaç ameliyat geçirmiş olan ünlü sanatçı, sessiz sakin yaşamına devam etmekte. Son yıllarda bazı rahatsızlıklarından dolayı bir kaç ameliyat geçir-miş olan ünlü sanat-çı, sessiz sakin y a ş a m ı n a devam et-mekte.

HAYATIN İÇİNDEN

KADIN | 51

Page 52: KADIN DERGISI

52 | KADIN 52 | KADIN

SIR KUTUSU

Ya başaramazsam düşüncesi senin motivasyonunu felç ederSevgili Sevgi Abla,

Bende tuhaf bir korku var. Ne yapmaya başlamak istesem içimi “ya başaramazsam” korkusu dolduruyor. Gerçi şimdiye kadar büyük bir başarısızlık yaşamadım. Ancak işe başlayıncaya kadar hep korkular yaşıyorum. Bu başaramayacağım korkusundan nasıl kurtulabilirim? Atak, cesur, girişken olmak benim de hakkım değil mi?

Dert ortağı

Not : Evlilik ya da karşılaştığınız diğer sorunlarınızı belirtin çözüm yolları sunalım. Özel bilgileriniz isteğe bağlı olarak tamamen saklı kalacaktır.

Sevgi [email protected]

Sevgili dert ortağım,

Araban vardır herhalde değil mi? Navigasyonun da vardır elbette. Bir yere gitmek isteyince hedef kısmına gideceğin yeri yazıp gaza basıyorsun. Buraya kadar anlaştık seninle. Hayat bir yolculuk-tur. Hedef kısmına BAŞARI yazıp yola girmekten başka çare yoktur.

Ben Sweetland’ın dediği gibi “Başarı bir yolculuk-tur.” Belki de uğradığın başarısızlıklar, bu yolcu-luğun ilk adımıdır. Bunun için başarısızlıklarına korkuyla ve bir son gözüyle bakmamalısın.

Ya başaramazsam düşüncesi senin motivasyo-nunu felç eder.

Hayatta istenmeden meydana gelen ufak tefek yanlışlıkları yapmaktan korkma. Yapılan yanlışlık-ların ve başarısızlıkların birer tecrübe olduğunu da unutma.

Başarı, irili ufaklı tecrübeler yumağından oluş-maktadır.

T. Edison, yaptığı yüzlerce, binlerce deneyden son-ra başarısız olunca “Ampulün bulunamadığı bir yol daha keşfettim.” demişti.” Bu “son” olsun deseydi, şüphesiz ampulü bulan kişi o olmayacaktı.

Sevgili oğlum,

Başarısızlıklar acıdır, fakat meyveleri tatlıdır.

Gün gelecek sen de ailenle ve sevdiklerinle be-raber bu tatlı meyvelerden doya doya yiyeceksin. Bel ki de bu işin kitabını yazacaksın. Neden olma-sın? Sabırla yola devam etmen gerekiyor.

Korkulardan kurtulup hedefe ulaşınca tekrar ya-zarsın. Yolun açık olsun.

Page 53: KADIN DERGISI

KADIN | 53

HAYATIN İÇİNDEN

Page 54: KADIN DERGISI

54 | KADIN 54 | KADIN

KİTAPLIK

Kürt Ergenekonu & Derin PKK’nın Gizli Kodları

Yazar: Şamil Tayyar

Özet: “PKK’nın bir Kürt sorunu yok-tur; Kürtlerin PKK sorunu vardır.” 60’lı yılların sonunda sağcı olarak tanınan, eylemlerde boy gösteren Öcalan nasıl birdenbire sol örgütlerin içerisine girdi?

70’li yılların başında hapse giren Öcalan’ı devlet nasıl kurtardı? 79’da Öcalan’a ev arkadaşlığı yapan subaylar kimlerdi? Abdullah Öcalan’ın yanından ayırmadığı MİT mensubu Pilot Necati’nin sırrı ne? Tüm bu soruların ve gündem yaratacak onlarca şüphenin cevabı.

Od

Yazar: Prof. Dr. İskender Pala

Özet: Od bir Yunus Emre romanı. Gök kubbemizin her zaman parlayan ve hep çok sevilen, şiirleri gönülden gönüle dolup dilden dile dolaşan Yunus Emre, bu kez OD’un ana kahramanı. İskender Pala’nın ilim ve kültür adamı olmasının yanında, yazar kişiliğinin imbiğinden geçirilerek aşkın tahtına bir kez daha oturtuluyor. 13. yüzyılın her bakımdan kavruk ve yanıp yıkılan ortamına Yunus Emre’nin gelişi tarihi atmosfer içerisinde hakiki anlamına kavuşturuluyor. Yıkıntılar ve yangınlar içinden bir gönül ve bir insanlık anıtının inşa edilişi cümle cümle anlatıyor ve elbette kalbe dokuna dokuna yol alıyor. Romanın her sayfasında Yunus’un hamlıktan saflığa geçişi okunuyor.

Aşkın Gözyaşları III / Kimya Hatun

Yazar: Sinan Yağmur

Özet: “Şems! Ey seyyarelerin en tekinsizi! Çarpacak bir beni mi buldun? İyi ki beni buldun. Hoş âmedî! Hoş âmedî! Seni arıyordum Şems! Ama

dağıla dağıla. Seni bekliyordum Şems! Ama savrula savrula… Allah’ım beni Şems ile yarala! Öyle yarala ki akan gözyaşlarım

cehennemi söndürsün. Ağlamaktan kör olup görmesem de cennetini. Sen varsın ya! Şems, Kimya’nın yüzüne doğru eğilirken, pencereden bir ışık huzmesi süzüldü odaya. Oda göz kamaştıracak bir şekilde ışıkla dolmuştu. Bir gül kokusu yayıldı odanın her yanına. Kimya başını pencereye doğru çevirdi. Hemen ayaklarını dizlerine, dizini ise karnına doğru çekti. Tıpkı bir bebeğin anne karnında durması gibi. Kimya yatağın içinde doğrulmaya çalıştı. Tebessüm etti. Dudağından; “Efendimiz... Efendimiz...” Başı yastığın sağ ucuna düştü.”

İki Cami Arasında Aşk & Mihrimah ile Sinan

Yazar: Mürvet Sarıyıldız

Özet: 18 yaşında kendi arzusu ile devşirilip payitahtta getirilen Sinan, Karaboğdan Seferi sırasında gördüğü Mihrimah Sultan’a âşık olur. Bu aşk, Sinan’a önce Prut Nehrini on üç günde geçilecek köprüyü yaptırır. Payitahtta dönüşte Mihrimah Sultan’ın evlendirilmesine karar verilir. Sinan ve Rüstem Paşa aday olur. Hürrem Sultan, siyasi nedenlerle kızı Mihrimah’ı Rüstem Paşa ile evlendirir. Elli yaşında ve evli olan Sinan, bu evlilik üzerine kendini sanatına verir. Sarayın baş mimarı olur. Aşkını payitahtta yaptığı hanlar, hamamlar ve camilere yansıtır. Özellikle de aşkını Edirnekapı ve Üsküdar’da yaptığı iki cami arasına gizler. Dünyaca ünlü mimar, Mimar Sinan’ın ve büyük aşkı Mihrimah Sultan’ı anlatan sürükleyici bir roman.

Aşkın Gözyaşları / Tebrizli Şems

Yazar: Sinan Yağmur

Özet: Yedinci ve en tesirli bıçak dar-besi ensesine gelir boynu sağa doğru bükülmüştür. Şems Hz. Peygamberin şu hadisini sesi boğuk mırıldanır: “Allah’a kavuşmayı isteyeni Allah da sever” Dervişlerden birisi sırtına tekmeyi vurur.

Yüzüstü taş zemine kapanır. Siyah feracesi kanlar içinde bordoya dönmüştür. Saçlarından tutarak kafasını kaldıran dervişin niyeti Şemsin başını gövdesinden ayırmaktır. Baş derviş engeller. Bırakın son nefesini versin. Sonra da en yakın bir kuyuya atın. Kıyafetine sarıp atın. Avluyu yıkayın. Sabah

En çok satılan 10 kitapEn çok satan 10 kitap burada! İskender Pala’dan Ayşe Kulin’e, Sinan Yağmur’dan Mürvet Sarıyıldız’a kadar bir çok yazarın yazdığı bu romanları okumalısınız.

Page 55: KADIN DERGISI

ile yola çıkarız. Şems hala son nefesini vermemiştir. Sille taşının üzerindeki başını hafifçe göğe kaldırır ve: “Allah ne güzel sevgilidir. Rabbim sana aşığım. Ve bu canı sana hediye ediyorum.” Mevlana içeri girer, mendili koklar eli titreyerek açar. İçinden saman kağıda yazılmış bir not çıkar: “Yemin ederim ki ölümümün gözlerinin önünde olmasını isterdim. Gör ki aşk için ölmek ne demekmiş.”

Karatay Diyeti & Bilimsel Gerçeklerle Kilo Vermenin ABC’si

Yazar: Canan Efendigil Karatay

Özet: Bu kitap, klasik bir diyet kitabı değil. Kibrit kutusu, iki yemek kaşığı gibi anlamsız ölçülerle insanları strese sokmuyor. Karatay Diyeti bir yaşam biçimi. Yıllardır pazarlanan beslenme balonlarını patlatıyor, doğru beslenmenin ne demek olduğunu anlatıyor. Beslenme ile hücresel/hor-monal fonksiyon bozuklukları arasındaki yakın ilişkiye odaklanan Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay, kilo vermenin ABCsini öğretiyor, hiç zorlanmadan zayıflamanın ve zayıf kalmanın sırrını açıklıyor. Hepi-mizi yıllardır içinden çıkılamayan kısır döngüden, yani kilo verip geri alma korkusundan da kurtarıyor! Üstelik sürpri-zleri var. Onun sisteminde kalori hesabı ya da diyet ürünlerin peşinden koşmak yok! Et, balık, süt, peynir, yoğurt, yu-murta, tereyağı, bakliyat, turşu, sebze, meyve ve kuruyemişler serbest.

Aşkın Gözyaşları II / Hz. Mevlana

Yazar: Sinan Yağmur

Özet: En mahrem bir gecenin, en matemli anında akıyordu gözyaşları.Sırların habercileri, hızına yetişemiyordu gözyaşlarının. Çok konuştuk, biraz da susalım. Susalım ve ağlaşalım. Aşkın Gözyaşları sağanağında, yitik cenneti-mize yol bulalım. “5 Aralık 1273; Mev-

lana gördüğü rüya ile kan ter içinde uyanır. Şem’sin seneler önce kaldığı odaya girer. Taş duvarlar, tahta sedir, acem kilimi, odada her ne varsa hepsi Şems kokmaktadır.

Bakışları duvarda gizlenir. Senelerdir, hiçbir şeyin asılı olmadığı duvarda, bir levhayı fark eder. Okur yazıyı, kopar çığlık, atar kendini avluya. Karla kaplı taş zemine, yüzüstü düşüp bayılmıştır.”En mahrem bir gecenin, en matemli anında akıyordu gözyaşları. Sırların habercileri, hızına yetişemiyordu gözyaşlarının. Çok konuştuk, biraz da susalım. Susalım ve ağlaşalım.

Gizli Anların Yolcusu

Yazar: Ayşe Kulin

Özet: Uzun zamandır çıkmadığı yol-larda kaybolanların hikâyesi... Ayşe Kulin yeni romanında aşkın değiştirdiği ve bir daha hiç aynı olmayacak hayatları anlatıyor... Çağdaş edebiyatımızın en sevilen yazarlarından Ayşe Ku-lin, Gizli Anların Yolcusu ile bir kez daha okurlarını şaşırtıcı gerçeklerle yüzleşmeye zorluyor. Bu kitap yerleşik ve düzenli hayatlarımızın nasıl da pamuk ipliğine bağlı olduğunu, bir anda yıkılıp gidebileceğini gösteriyor bize... Acı bir kaza... Bir anda ağızdan kaçan bir söz... Ansızın yayınevine gelen bir dosya... Birbirine dolanmış eşarplar... Bütün bunlar, aykırı bir aşkın başını ve sonunu belirlemeye yeter mi?

Aklından Bir Sayı Tut

Yazar: John Verdon

Özet: Bir adam, posta kutusuna bırakılmış imzasız bir mektup alır. Me-ktupta şöyle yazmaktadır: \”Aklından herhangi bir sayı tut 1 ila 1000 arasında

herhangi bir sayı. \” Adam öyle-sine 658 sayısını tutar. Not şöyle devam etmektedir: \”Sırlarını nasıl bildiğimi görecek-sin... küçük zarfı aç. \” \”Aldıklarını geri vereceksin Vermiş olduklarını aldığın zaman. Biliyorum ne düşündüğünü, Ne zaman uyuduğunu, Nereye gittiğini, Nereye gideceğini. Seninle bir randevumuz var, Bay 658. \” Sıradanlıklara meydan okuyan, anında başınızı döndürecek ve ilgi çekici karakterlerinin kalp atışlarını tüm gerçekliğiyle hissedeceğiniz bir kitap Aklından Bir Sayı Tut kolay kolay unutmayacağınız bir roman.

Karatay Diyeti’yle Yaşam Boyu Sağlık

Yazar: Canan Efendigil Karatay

Özet: Bu kitap Karatay Diyeti’nin devamı niteliğinde. Doğru beslenme ve sağlıklı kilo verme ile ilgili çok daha kapsamlı bilgiler içeriyor. Genç yaşlı hepimize şefkatli bir kılavuzluk yapıyor: Mevsim-lere ve yaş dönemlerine göre, 365 gün 24 saat nelere dikkat etmeliyiz ki, her yaşta kendimizi dinç hissedelim, kilo problemi yaşamayalım ve hastalıklarla aramıza kalın bir duvar örelim? Prof. Karatay, bu yeni kitabında okuyucuların merak ettiği tüm ‘özel’ sorulara da yanıt veriyor. Yine o anlaşılır üslubuyla, nedenleri-yle, niçinleriyle, bilimsel araştırmalar ışığında ve uygulaması kolay önerileri-yle... Karatay Diyeti’ni alıp okuduysanız bu kitabı kaçırmayın, okumadıysanız iki-sini birden alın, hayat boyu rahat edin!

KADIN | 55

KİTAPLIK

Page 56: KADIN DERGISI

GEZİ

Hayriye Büyükeken

Buram buram tarih ve romantizm kokan Venedik gezilmeye ve görülmeye değer yerlerin başında gelmektedir.Aşk şehri denince akla ilk olarak kuş-kusuz Venedik gelir. Siz de aşkınızı Venedik’te, San Marco meydanında, ta-rih ve aşk kokan sokaklarda, kanal üze-rindeki gondollarda dolaşarak yaşamak istiyorsanız hemen Venedik te bir hafta-sonu planı yapmaya başlayın.

Venedik’i biraz tanıyalımVenedik (İtalyanca: Venezia ), Kuzey İtalya’nın doğusunda Adriyatik Denizi’nin kuzey kıyılarında, İtalya’ya bağlı ada şehir-dir. Yaklaşık 118 adacık üzerine kurulu-dur. Tarihsel Venedik şehrinde adacıkları birbirinden ayıran 170 kanal ve bunları birbirine bağlayan 400 köprü bulunur.Kamu idaresi bakımdan Venedik bir ko-mün olup Veneto bölgesinin ve kendi adını taşıyan Venezia ili’nin başkentidir.

Venedik komününün tarihsel Venedik şehrini ihtiva eden ana ada bölümü ile ana karada bulunan Mestre mahallesi arasında, 4 kilometre uzunluğunda Ponte della Libertà (Özgürlük Köprüsü)” adı ve-rilen kara ve demiryolu köprüsü bulunur.Tarihsel Venedik şehri seçimle gelen bir Venedik Dükü tarafından idare edilen Ve-nedik Cumhuriyeti’nin başkenti ve özel-likle ortaçağ sonrasında Avrupa´nın en önemli ticaret başkentlerinden biri olmuş-tur. Venedikliler, Türklerden ve Araplardan öğrendikleri sayı sistemi ile ticaret aritme-tiğini en üst düzeye çıkarmışlar ve bu ne-denle bütün Avrupalı tacirler bu aritmetiği öğrenebilmek için Venedik’te açılan bir-çok okula gelerek eğitim almışlardır.Tarihsel Venedik nüfusu o dönemler-de 300.000 civarında iken günümüz-de 72.000’e kadar düşmüştür ve halen azalmaktadır. Yaşlı nüfusun yoğunlukta olduğu Venedik, artık anakarada bulu-

nan Mestre adı verilen yeni şehre doğ-ru kaymaktadır. Venedik’te yaşayanların %50’den fazlası geçimlerini turizmden sağlamaktadırlar. Bugüne kadarki rekor bir günde 150.000 turisttir. Bu kadar tu-ristik olması ve her şeyin deniz yoluyla ta-şınması sonucu fi yatlar İtalya’nın geneline göre daha pahalıdır.Bütün taşımacılığın su yolları ve kanallar-dan yapıldığı Venedik, Avrupa’nın motorlu kara taşıtlarına izin verilmeyen tek büyük kentidir.

İşte Venedik‘te görülmesi gereken en önemli yerler• San Marco (St. Mark) Meydanı• San Marco (St. Mark) Bazilikası• Doge (Düka) Sarayı• Campanile (Çan Kulesi)• Saat Kulesi• Canale Grande (Büyük Kanal)• Güzel Sanatlar Akademisi

Venedik

56 | KADIN

Gezi Rehberinde bu ay ki durağımız kanallarıyla Amsterdam’ı aratmayan kanallar ve aşk şehri Venedik.

Page 57: KADIN DERGISI

KADIN | 57

Page 58: KADIN DERGISI

GÖRDÜN MÜ ?

Göz doktoru , bir gün hastasına çok çok havuç yemesini söylemiş . Hasta: - Neden havuç yemeliyim ? Doktor: - “Sen hiç tavşanların gözlük taktıklarını gördün mü ?” demiş.

PİRENİN ÖLÜSÜ

Müşteri Otelciyi çağırdı , duvarı göstererek: - Hani odalarımız temizdir , demiştin. Hani pire falan yoktu. Bak şuraya...... - Otelci eğilip dikkatle baktı : - Evet haklısınız . Ama o pire ölü . Bu cevap karşısında müşteri boynunu büktü , otelci de işinin başına geçti . Ertesi sabah otelci sordu : - Nasıl rahat uyudunuz mu ? - Valla uyuyabilseydim belki rahat edebilirdim ama......Sizin şu ölü pire yok mu birader ..... - Ne olmuş ölü pireye ? - Siz haklıymışsınız. Gerçekten ölüymüş o pire..... - Ama cenaze töreni o kadar kalabalık oldu ki .Eşi , dostu , akrabası , bütün pireler hazırdı törende......

BERBERMİSİNİZ ?

Odada misafi r oturuyordu . Bir ara evin küçük kızı mis-afi rlerin yanına gelerek: - Amca siz berber misiniz ? diye sordu . - Yooo, hayır...... - Demin babam “ yine tıraş etmeye geldi “dedi de......

KIRK KİŞİ OLSAYDI

Temel sınıfın sonuncusuydu.

Bu durum babasının canına tak demişti.

- Bıktım senden bıktım. Sen de hiç

utanma yok mu ? Sınıfın otuzuncusu

olmuşun.Temel tüm pişkinliğiyle cevap verir:

- Üzülme baba. Ya sınıf kırk kişilik

olsaydı.

KAZAK KOCA

Kadın giyinmiş , sokağa çıkacağı zaman, kocası nereye gideceğini sordu . Kadın kızgın : - Nereye istersem oraya ! - Peki ne zaman döneceksin ? - Sana ne canım , ne zaman istersem o zaman dönerim ! Erkek boynu bükük cevap verdi : - Onu bunu bilmem , ortalığı toplayıncaya kadar dönmezsen , ben de ne çamaşırları yıkarım , ne de bulaşıkları.....

KIMILDAMADI BİLE

Temel kaldırımda yürürken aniden yere yıkıldı . Yoldan gelip geçenler hemen koşuşurlar . Biri yakından ilgilenir ve : - Ölmüş , der . Oradaki kadınlardan biri : - Fakat , bayım , siz nabzına bakmadınız bile , diye bağırınca : - Gereksiz , der adam. Elimi cebine sok-tum , o hiç kımıldamadı bile......

Ömer Muhtar

FIKRALAR

58 | KADIN

Page 59: KADIN DERGISI

SOFRA

Page 60: KADIN DERGISI

60 | KADIN

Hollanda’da yaşlılarımıza ne yapılmak isteniyor?

Tenzile Erdal(H

ukukçu /Arabulucu)t.erdal@

kadindergisi.nl

Hollanda’da göçmenlere yönelik kısıtlayıcı politikalar her geçen gün daha da artmakta. Artık açık açık göçmenlerin yaşam alanları sınırlanıyor, ülkelerine

dönmeye zorlanıyor. Bu defa yaptıkları öncekilerden çok daha acımasızca…

Bilindiği gibi Hollanda’da yaşlılık aylığına (AOW) hak kazanma yaşı 65’tir. 65 yaşına gelen

herkese Sociale Verzekeringsbank (SVB) yaşlılık aylığı bağlar. Yaşlılık ay-lığı Hollanda’da 15-65 yaş arasında ikamet eden herkese eşit miktarda ödenir. Kişinin çalışmış olup olma-dığı önemli değildir. 50 yıl çalışana da, 50 yıl gezene de aynı aylık verilir. Çalışan, çalışmasının karşılığını işye-ri emeklilik fonundan (pansiyonfon) alacaktır. Sistem ilk bakışta çok adil değil mi? Herkese eşit aylık? Sosyal devlet, ne de olsa? Kanunlar karşı-sında herkes eşit olduğuna göre bir sorun yok değil mi? Kanunlar herkese eşit uygula-nınca adalet sağlanıyor mu? Bakalım öyle mi? Aralarında Türklerin de bulunduğu birinci nesil göçmenler Hollanda’ya ilk geldiklerinde doğal olarak 15 yaşın üzerindeydiler. Çünkü işçi olarak çalışmaya geldiler. Türk-ler Hollanda’ya gelmeden önce Türkiye’de sağlık kontrollerine ve mesleki becerilerini ölçen pratik uygulamalara tabi tutuldular. Genç-tiler, sağlıklıydılar ama 23 yaşından büyüktü hepsi. Bunun yaşlılık ay-lığı bakımından anlamı şu. İlk nesil göçmenlerin tamamı ve daha sonra Hollanda’ya geldiğinde 15 yaşından büyük olan kimselerin tam yaşlılık aylığı almaları imkansız. Aynı tarih-lerde pansiyon fon uygulamaları da çok yaygın değil. Özellikle ka-dınlarımızın çalışma süreleri de az, pansiyon fonları hemen hemen hiç yok. Yani? Yani si şu; yaşlılarımızın büyük bir bölümü ek yardıma muh-taç. Çünkü tam yaşlılık aylığı zaten asgari ücret düzeyinde. Bu aylığı da

tam olarak alamayacaklarına göre, ek yardım (AIO) almak zorundalar. Peki Hollandalı için durum böyle mi? Tabii ki hayır. Doğal olarak onlar 15 yaşından bu yana ülkelerindeler. Hiç çalışmamış olsalar dahi, tam yaşlılık aylığına hak kazanmaktalar. Hollanda’da yaşayan herkese eşit olarak uygulanacak yeni düzenlemeler neler getiriyor?Ek yardım (AIO) artık kişinin ve eşi-nin gelirine göre değil, aynı ev için-de yaşayan kişilerin toplam gelirine göre verilecek. Yani 18 yaşından büyük kişilerin de gelirleri dikkate alınacak. Bu ne demek? Devlet alırken bireysel sistem geçerli (me-sela sağlık sigortası primini herkes ayrı ayrı ödeyecek), ama vermeye gelince hepsinin gelirine bir ba-kayım ona göre değerlendirelim demek. Bir ilave daha yapalım. Mesela bizim kültürümüzde aile büyükleri ile birlikte aynı evi paylaş-mak daha yaygın. Gençlerde çalış-mak zorunda, gelirleri olacak tabii ki, yani artık AIO yok, çocuklarınız baksın size diyor sistem. Diyelim ki, çocuklarla ayrı çatı altında yaşıyor yaşlılarımız. O zaman elbette AIO hakları var. Hele bir başvurun bakalım AIO’ya başınıza neler gelecek?Hollanda dışında en fazla 13 hafta kalabilirsiniz. 13 haftadan sonra AIO kesilir. Daha önce bu süre 26 haf-ta idi. 26 haftanın bir anlamı vardı. Eğer Hollanda dışında 26 haftadan, yani 6 aydan fazla kalmanız halinde ikametinizi Hollanda dışına taşımış olursunuz. Bu durumda da AIO ödenmez. Şimdi ne oldu? AIO’yu seyahat özgürlüğünü önlemek için

kullandılar. Yurtdışında 6 aydan daha fazla kalmadığınız sürece bu ülkede ikamet ediyorsunuz. 65 ya-şın üzerindeki bir kişinin artık istih-dam piyasası ile bir ilgisi yoktur. Yani AIO veriyorum, ama git iş ara diye-mezsiniz. Bunu diyemeyeceğiniz gibi bu süre içinde nerede yaşaya-cağımıza nerede gezeceğimize de karışamazsınız. Ama karışıyor işte. Eşiniz 65 yaşın altında ise, mesela 62 yaşında, yılda 4 hafta Hollanda dışında kalabilir. Bu ne demek? Çok basit siz 3 aylığına Türkiye’ye izne gittiniz ama eşiniz sizinle birlik-te en fazla 1 ay Türkiye’de kalabilir. Adama sormazlar mı, ne istiyorsun 62 yaşındaki kadından diye. Cevap hazır,Sadece Türkler için geçerli değil bu? Hollandalılar da aynı ka-nunlara tabi. Ne kadar da adilsiniz! Bir ilave daha yapmak lazım. 65 yaşın altındaki eş Hollanda dışında 1 aydan fazla kalınca, kendisi için ödenen partner toeslag kesilmiyor, 65 yaşından büyük eşin AIO’su (ek ödemesi) kesiliyor. Birde aile içi kavga? Senin yüzünden benim pa-ram kesildi falan…

Sonuçİş yine biz hukukçulara düştü. Bu kara-mizaha gülmeyeceğimizi, hele hele hiç kayıtsız kalmayacağımızı göstereceğiz elbet. Mustafa Ayrancı’nın bir yazısında okumuştum. Artık Türk hukukçu-larının sayılarının ne kadar fazla ol-duğunu ve onların sadece Türklerin haklarını değil Hollandalıların hakla-rını da korumak için çalıştıklarını.Cesarete bakın, şimdi sayıları çok olan o Türk hukukçuların ana ve ba-balarıyla uğraşıyorlar, tabii o ana ve babalar hayatta iseler!

HUKUK

Page 61: KADIN DERGISI
Page 62: KADIN DERGISI

62 | KADIN

DEKORASYON

Oturma odası tasarımında nelere dikkat edilmelidir?

Page 63: KADIN DERGISI

KADIN | 63

DEKORASYON

Peki “Evinizin Mimarı” olarak nelere dikkat etmelisiniz. RAHATLIKDikkat edin, oturma odanızı iyi organize etmek ve rahat tasarımlara yönelmek çok önemlidir. Şık olsun diye rahat edemeye-ceğimiz mobilyalar seçmek yaşantımızda küçük küçük pekçok rahatsız edici sıkıntı-lara yol açacaktır. Siz ve tüm aile bireylerini-zin ortak rahatlığıdır dikkat edeceğiniz. Bu konuda aile bireylerinin her birinin yaşam alışkanlıklarına dikkat etmelisiniz. Örneğin evin beyi yorgun bir günün ardından eve geldiğinde ayaklarını uzatarak tv seyretmek istiyor, evin hanımı kitap oluyacağı bir köşe olsun istiyorsa ve çocuk oyun oynayabile-ceği bir alan arıyorsa göz ardı edilmemeli-dir. Unutmayın ailenizin birlikte zaman ge-çirdiği ortamlarda herkesin mutlu olacağı ortamlar yaratmak önemlidir. İŞLEVSELLİKİhtiyaç kadar, mekan büyüklüğüne uygun işlevsel mobilyalar kullanmak önemlidir. Günümüz minimalist dizaynları rahatlık ve işlevselliği bir arada sunabilecek çözümler sağlamaktadır. Tekerlekli üniteler, raflar, küçük gizli çekmeceler, saklama kutuları küçük mekanlarınızda büyük kolaylık sağ-layabilir. İstediğiniz zaman istediğiniz yere çekerek kullanacağınız tekerlekli mobil-yalar hem mekanlarınızda sıksık değişiklik yapabilme zevkinizi yaşamanıza olanak sağlar, hemde alanlarınızı genişetebilme imkanı kazandırır. Orta sehpanızın altında yer alacak tekerlekli puflar, misafirleriniz gelidğinde ekstra oturma alanı ya da seh-palar yaratabilecekken normalde yer işgal etmeyen gizli silahlarınız olacaktır. RENK KULLANIMIMekanınızın büyüklüğünü ve formunu iyi değerlendirmelisiniz. Örneğin küçük ve az ışık alan odanızda duvarlarda mümkün

olduğunca açık renkler kullanın. Böyle me-kanlarda mobilyalarınızı da az öz ve açık renklerde seçmelisiniz. Oturma odanızı tasarlarken veya tasarımını elden geçirir-ken, öncelikle kullanmayı tercih ettiğiniz bir yada iki ana renk seçin. Mobilyalarınız, ko-tuk döşemeleriniz, perdeleriniz, halınız ve aksesuarlarınızda bu renkleri tercih edin. Sırf formunu beğendiğiniz için aksesuar seçimine karar vermeyin. Rengide sizin için önemli olsun. Çünkü bir müddet sonra gelen hediyelerle birlikte, aldığımız her yeni obje mekanlarınızın cübüşe dönüşmesine neden olacaktır. Örneğin koltuklarınızı kahverengi seçtiniz ve içinde sütlü kahve desenler var. Öyleyse perdelerinizde de bu renkleri kullanmanız-da fayda var. Koltuklarınızın üzerine kahvey-le son derece uyumlu bir renk olan turuncu bir kırlent koydunuz. O parlak rengin avan-tajını bir dikkat çekici aksesuarınızda da tercih ederek kullanabilirsiniz.( Tonlamanın aynıya yakın olması çok önemlidir.) AYDINLATMAOturma odası tasarımınızda bir diğer önem-li nokta aydınlatmadır. Kullanılan yapay ay-dınlatma elamanlarının direkt ışık vermesi uzun dinlenme saatlerinde rahatsızlık vere-bilir. Direkt vuran beyaz ışık yerine indirekt aydınlatma şeklinde bir sarı ışık kullanıla-bilir. Bu konuda lambaderler den faydala-nılabilir. Ancak odada karanlık noktaların kalmamasına dikkat edilmeli oda içerisine eşit yayılan aydınlatma elemanları kullanıl-masına özen gösterilmelidir.

AYNA VE TABLO KULLANIMIMekanlarınızda kullanacağınız ayna ve tab-lolarda ferahlık ve genişlik etkisini arttıracak gerekli ögelerdir. Aynaların doğru kullanımı geniş mekan algılarına, doğa, manzara re-simleri, rahat huzurlu ortamlar yaratmamıza yardımcı olacaklardır.

Dinlenme, Kitap okuma, yemek yeme, misafir ağırlama gibi yaşantımızda yer alan pekçok aktiviteyi oturma odalarımızda yaşarız. Ev içi zamanımızın

büyük çoğunluğu burada geçer ve pek tabidirki tasarımları çok önemlidir. Basit çözümlerle iyi düzenlenmiş, rahat, şık ve daha yaşanabilir oturma odalarına

sahip olabilirsiniz.

Page 64: KADIN DERGISI

64 | KADIN

cinemacinemaAçlık Oyunları (The Hunger Games)

Gri Kurt (The Grey)Alaska’da petrol sondajında çalışmak için görevlendirilen bir ekip, uçaklarının düş-mesi sonucu bölgenin vahşi ve ıssız bir alanında mahsur kalırlar. Grubun başı olan Ottway (Liam Neeson), ekibin vahşi doğada aç kurtlara karşı hayatta kalabilmesi için elinden geleni yapmak zorundadır. Hem kaza sonrası aldıkları ölümcül yaralar, hem de insanı donduran hava koşulları karşısında kurtlara yem olmadan buradan kurtula-bilecekler midir?

Yapımcı, senarist ve yönetmen Joe Carnahan’ın son fi lmi olan yapımın baş rolünde en son Kimliksiz fi lminde Dr. Martin Harris rolüyle seyrettiğimiz karizmatik aktör Liam Neeson var. Amerika’da 2012 Ocak’ın da gösterime girmesi planlanan fi lmin senar-yosunu ise Joe Carnahan, Ian Mackenzie Jeffers ile beraber kaleme almış.

Oyuncular: Liam Neeson, Dallas Roberts, Frank GrilloYönetmen: Joe CarnahanSüre: 117 dakika

Yakın bir gelecekte Kuzey Amerika kuraklık ve arkasından gelen yangın ve kıtlıklarla zayıfl ayarak çökmüş; yerini bir başkent ve 12 eyaletten oluşan Pa-nem adında bir ülkeye bırakmıştır. Bu yeni ülkede her sene eyaletlerden kura ile seçilen ikişer gencin katıldığı “Açlık Oyunları” düzenlenmektedir. Kısmen eğlence amaçlı, kısmen de halka göz dağı vermeyi hedefl eyen bu oyunlar, ayrıca tüm Panem ülkesinde televizyonlardan da izlenmektedir. 24 farklı ‘ya-rışmacı’ bütün televizyon seyircilerinin gözleri üzerindeyken, rakiplerini eleme ve hayatta kalma mücadelesi vermektedirler.

Oyuncular: Jennifer Lawrence, Josh Hutcherson, Liam HemsworthYönetmen: Gary RossSüre: 102 dakika

Hayriye Büyükeken

Page 65: KADIN DERGISI

KADIN | 65

Açlık Oyunları (The Hunger Games)

Kara Şövalye Yükseliyor (The Dark Knight Rises)

İnanılmaz Örümcek Adam (The Amazing Spider-Man)

Karanlık Gölgeler (Dark Shadows)

Batman, Bane ve Kedikadın gibi başat karakterleriyle birlikte tüm zamanların en önemli ve en büyük serisi olacağını hissettirmeye başladı. Konusu halen sır gibi saklanan fi lmin kadrosunda Bruce Wayne/Batman rollerini beraber canlandıran Christian Bale, Selina Kyle olarak seyredece-ğimiz Anne Hathaway, John Blake olarak arz-ı endam edecek Joseph Gordon-Levitt, Miranda Tate olarak Marion Cotillard, Juno Temple, Josh Pence, Daniel Sunjata, Diego Klattenhoff, Matthew Modine, Tom Conti, Brett Cullen, Chris Ellis, Josh Stewart, Burn Gorman, Nestor Carbonell, Mü-dür Gordon rolünde Gary Oldman, Lucius Fox olarak seyredeceğimiz Morgan Freeman gibi dev isimler bulunurken, fi lmin müziklerini de Oscarlı müzisyen Hans Zimmer yapacak. Filmin senaryosunu Christopher Nolan ve Jonathan Nolan beraber kaleme alırken, fi lmin yapım ekibinde üçlemenin ilk iki fi lminde beraber çalıştığı isimler var. 3D’ye her zaman ihtiyatlı yakla-şan yönetmen Nolan’ın Başlangıç/Inception’da olduğu gibi yine IMAX formatına özel son teknoloji IMAX kameralarla çekeceği Kara Şövalye Yükseliyor, 27 Temmuz 2012’de sinemalarda olacak.

Peter Parker gerçek ailesi tarafından terk edilmiş dayısı ve yengesinin büyüttüğü dahası sosyal hayatta zayıf karakterli, lise çağında bir gençtir. Her ergenin yaşadığı “ben kimim?, nereye ai-tim?” sorunları daha derin sormaktadır. Bir yandan da Gwen Stacy’ye kör kütük aşıktır. Bir gün babasına ait bir çanta bulan Parker, anne ve babasının ortadan kaybolmasının ardındaki sırları çözmeye karar verir. Karşısına Oscorp şirketi ve babasının eski ortağı olan Dr. Curt Connor’ın laboratuvarı çıkar. Artık hiçbir şey Peter Parker eskisi gibi olmayacaktır... Aşkın (500) Günü fi lmiyle izlediğimiz Marc Webb’in yönettiği ve önceki Örümcek Adam fi lmle-rinin de senaryo grubunda bulunan Alvin Sargent, Steve Kloves ve James Vanderbilt’in senar-yosunu yazdığı fi lmde Andrew Garfi eld Peter Parker’ı (Örümcek Adam), Emma Stone Gwen Stacy’i, Rhys Ifans Dr. Connors’ı, Martin Sheen Ben Amca’yı, Sally Field May Hala’yı ve Denis Leary de George Stacy’i canlandırıyor. Bilindik bir hikayeyi, Peter Parker’ın süper-kahraman olma macerasını bu sefer daha kişisel bir perspektiften anlatacak olan yeni Örümcek Adam, Türkiye’de 3 Temmuz 2012’de vizyona girecek.

1960’lı yılların popüler gotik-gerilim dizisinden uyarlanan fi lm, zengin ve çapkın vampir Barna-bas Collins’in cadılar, hayaletler ve canavarlarla dolu karanlık dünyasını beyazperdeye taşıyor. Gene bir Tim Burton-Johnny Depp ortaklığının ürünü olan projede yönetmenin favori oyuncu-larından olan Helena Bonham Carter, Eva Green, Michelle Pfeiffer ve Jackie Earle Haley göze çarpan diğer isimler.

Page 66: KADIN DERGISI

66 | KADIN

MÜZİK

12 Nisan 1972 yılında Yalova’da doğdu. Kırmızı elbiseler giye-rek mahallede şarkılar söyleyen Şebnem Ferah’ın müziğe olan ilgisi küçük yaşlarda başlamış. Şebnem’in müzikle tanışma-sında ailesinin çok büyük rolü olmuş. İlk okulda enstrüman ve solfej dersleri almaya başlamış. Şebnem’in ailesinde hemen he-men herkes müzikle içiçe ve evin her köşesinde enstrüman olduğu için müzik konusunda bilgili ve hazır olarak atılmış piyasaya.

Müzik uğruna Odtü Ekonomi Bölü-münü 2. sınıftan terk etmiş ve daha sonra İstanbul’a gelince ‘İstanbul Üniversitesi İngiliz Dili Ve Edebiyatı ‘bölümüne kaydolmuş. 1994 yılında ‘Volvox‘ grubunun dağılması sonucu Şebnem Ferah bireysel çalışmala-rına başlamış. Rahmetli sanatçımız Onno Tunç ve Sezen Aksu’nun keş-fi sonucu Underground ortamdan daha Ferah bir ortama kavuşmuş. Daha sonra 15 Kasım 1996 Cu-martesi günü ‘KADIN‘ adlı ilk solo albümünü çıkardı. İlk videosunu ‘Vazgeçtim Dünyadan‘ adlı parça-sına çeken Şebnem, Rock müzik piyasasını yeni bir döneme soktu. Gerek kaset satışları gerekse video klibiyle uzun süre listelerde bir numa-ra olarak boy gösterdi. Daha sonra-ları ‘Yağmurlar‘, ‘Bu Aşk Fazla Sana‘ ve ‘Fırtına‘ adlı şarkılarına klip çekti. İlk konserini ‘ 04 Nisan 1997‘de ‘İz-mir Ege Üniversitesi‘nde verdi ve büyük bir kalabalığa yaklaşık 6000 kişiye unutulmayacak dakikalar ya-şattı. İzmir’deki konserin ardından Türkiye’nin çeşitli yerlerinde konser-lerine devam etti ve bu konserlerin yanı sıra düzenli bar programları da yapmış...

Rock müzik piyasasını yeni bir döneme soktu

Page 67: KADIN DERGISI

KADIN | 67

MÜZİK

Murat Göğebakan, 2 yıllık sessizli-ğini bozdu ve yeni albümü “AŞKIN GÖZYAŞLARI”yla müzikseverlerle buluşmaya hazır. Murat Göğebakan, kendine has tarzıyla, buğulu sesi ve yorumuyla herkesin bildiği, 90’lı yıl-ların en hit, en sevilen şarkılarından oluşan albümüyle müzik piyasasına bomba gibi düşecek.

Albümde, sözü Hakkı Yalçın’a, müziği Sinan Özen’e ait; “Kapına Kırmızı Bir Gül Bıraktım”, sözü ve müziği Selami Şahin’e ait; “Tapılacak Kadınsın”, sözü Murat Göğebakan, müzik Ahmet Koç, Ali Koç ve Murat Göğebakan’a ait; “Vur-gunum”, söz-müzik Burçin Birben’e ait; “İnşallah” , söz-müzik Cabir Özkanç’a ait; ”Unutulan”, söz-müzik Anonim “ Gelmiş Bahar”, söz-müzik Muharrem Özdemir’e ait; “Haberin Var Mı?”, söz-müzik Şekip Ayhan Özışık’a ait; “Unutamam Seni”, söz-müzik Kenan Balsoy’a ait; “Ayrılaca-ğım” adlı toplam 9 tane şarkı yer almakta. Okumalar Ada Stüdyolarında yapıldı.

Selami Şahin’den dinlediğimiz “TAPILA-CAK KADINSIN”, Cengiz Kurtoğlu’ndan dinlediğimiz “UNUTULAN”, Sinan Özen’den dinlediğimiz “KAPINA KIRMIZI BİR GÜL BIRAKTIM”, Ferdi Tayfur’dan dinlediğimiz “AYRILACAĞIM” gibi klasik-leşmiş ve hepimiz için bir anısı olan şarkı-ları severek ve Murat Göğebakan’ın ken-dine has yorumuyla dinleyeceksiniz…

Dinleyen herkesi bir yerlere götürecek, kimi zaman gözleriniz de bir buğu, kimi zaman sevgiliye bir mesaj, kimi zaman yeni filizlenen bir sevda, kimi zaman da Aşka “AŞIK” olacaksınız tekrar tekrar bıkıp usanmadan... “AŞKIN GÖZYAŞ-LARI” bütün aşıkların kalbine dokuna-cak. Murat Göğebakan’ın yeni albümü “AŞKIN GÖZ YAŞLARI” nın ilk klibi sözü kendisine ait, müziğini ise Ahmet Koç, Ali Koç ve kendisinin yaptığı “VURGUNUM” adlı şarkıya çekildi. Klibin yönetmenliğini Kamil Aydın üstlendi.

“AŞKIN GÖZYAŞLARI”

Page 68: KADIN DERGISI

68 | KADIN

SİNEMA

Fetih 1453’ün kadın oyuncusu Dilek Serbest konuştu

Rekorlar kıran ‘’Fetih 1453’’ filmin kadın oyuncusu, filmede Ulu-

batlı Hasan’ın aşkı Era’yı can-landıran Dilek Serbest,Onur Havayolları’na ait Onur Air Dergisi’ne konuştu... Dilek serbest söyleşisinden bazı bö-lümler...

Gündemdeki konuyla baş-layalım Fetih 1453 filmiyle yollarınız nasıl kesişti? 2009 yılının haziran ayında Aksoy Film’inden gelen bir te-lefonla başladı her şey. Önce telefonda projeden bahsedil-medi, şirkete çağrıldım. Projeyi duyduğum andaki kalp atışla-rımı anlatamam. Böyle büyük bir projenin içinde düşünülmek tarifsiz bir gurur.

Film nasıl bir deneyimdi sizin için? Çok keyifliydi, yardımcı oyun-culardan ana cast’a kadar tüm oyuncuların, set arkası çalışan tüm arkadaşlarımın nezaketi,

İşte Ulubatlı Hasan’ın sevgilisi!

Page 69: KADIN DERGISI

KADIN | 69

SİNEMA

ilgileri gerçekten çok hoştu. Benim için değişik bir deneyimdi, çok güzel anılar biriktirdim.

“ÜÇ YIL SAÇIMI DEĞİŞTİREMEDİM” Canlandırdığınız karakterin ismi Era. Nasıl bir karakter? Müslüman bir ailenin kızı. Haçlı ordula-rının Balkanlar’a yaptığı seferde ailesi katlediliyor. Esir pazarına götürülüyor. Babalığının tüm meziyetlerini, top dö-kümüyle alakalı her şeyi öğreniyor ve aynı zamanda babasının sağ kolu olu-yor. Öğrenme hevesi, ailesinin intika-mını almak için aslında. Genç bir kız olduğunda,Ulubatlı Hasan’ın sevgilisi oluyor.

Çekimler üç yıl sürmüş. Bir sinema fil-mi için uzun bir süre ama bu filmin pro-düksiyonu itibariyle bu süre normal. Nasıl bir üç yıl geçirdiniz sette? Evet planlı programlı bir üç yıldı. Üç etapta çekildi filmimiz; hem mevsimsel döngülerden hem hazırlık süresinden üç yılın belli aylarına bölündü. E zordu tabii, kendi vücudunuzla, görselinizle alâkalı devamlılıklarınız var. Kilo almamanız ge-rekiyor mesela, saçınızı değiştiremiyor-sunuz, diğer oyuncular sakalını kesme-meli. İnanılmaz titiz, programlı çalışıldı. “YÜZÜMDE YARA ÇIKTI” Can sıkıcı bir kaza geçirmişsiniz çekim-lerde. Biraz anlatır mısınız nasıl oldu? Psikolojinizi etkiledi mi bu durum? Çıban çıktı yüzümde. 2. etapta top atöl-yesi sahnelerinde gece çekiminde mak-yaj tazelemesi yapılırken yanağımda kü-çük bir kızarıklık vardı. Üç gün içinde bir anda büyüdü beze gibi bir şeye dönüş-tü. 2. etap bitti yok olmuyor, daha sonra doktora gittim ve kesilerek içerideki kitle alındı dikiş atıldı, mikrop kapmışım sette.

Özellikle bakışlarınızın çok farklı oldu-ğu söyleniyor. Siz de böyle mi düşünü-yorsunuz? Bu durumun oyunculuğunu-za etkisi nedir? Gözlerim çok açık mavi neredeyse buz rengi. Türkiye’de nadir görülen bir renk. Valla benim açımdan bir etkisi ya da ek-sisi yok gözlerimin. Yapımcı ya da yönet-menin gözlerimi değerlendirmesi daha doğru galiba oyuncu olarak.

DİLEK SERBEST KİMDİR? 1981 yılında İzmir’de doğan Dilek Serbest’i ilk olarak Teoman’ın Gönül-çelen isimli klibinde rol almasıyla tanıdık. Erberk Ajans’ta bir süre foto-modellik yapan Serbest, Yarım Elma, Gümüş, Kaybolan Yıllar, Gurbet Yolcuları, Dedektif Biraderler, Kanıt ve Şüphe gibi dizilerde rol aldı.

Güzel oyuncu, sinemaya Cem Yılmaz’ın yönettiği G.O.R.A.’da rol alarak oyunculuğa adım attı. 2004 yapımı Büyü isimli filmdeki rolüyle epey dik-kat çeken Dilek Serbest, son olarak Türk sinemasının şimdiye kadar çe-kilmiş en yüksek bütçeli filmi olarak gösterilen Fetih 1453’te rol alıyor.

Page 70: KADIN DERGISI

70 | KADIN

SAĞLIK

Vücut yüzeyindeki noktalara iğne batırılarak hastalıkları tedavi etmeyi amaçlayan akupunkturun Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, solunum yolu rahatsızlıklarından, psikiyatrik ve kalp-damar hastalıklarına 300 civarında hastalığın tedavisinde uygulanıyor.

Gazi Üniversitesi Akupuntur Teş-his ve Tedavi Merkezi Sorum-lusu Prof. Dr. Cemal Çevik, AA

muhabirine yaptığı açıklamada, tamam-layıcı tıp olarak akupunkturun birçok hastalığın tedavisinde kullanıldığını ve başarılı sonuçlar elde edildiğini söyledi.Çevik, Türkiye’de obezite ve sigara ba-ğımlılığı gibi hastalıklar için özel polikli-niklerin açıldığını, kampanyalar düzen-lendiğini, ancak istenilen başarının elde edilemediğini, bu tür bağımlılıkların teda-visinde akupunkturun daha etkili olduğu-nu öne sürdü.

Akupunkturun Dünya Sağlık Örgütü tara-fından belirlenen 300 hastalığın tedavisin-de kullanıldığını belirten Çevik, akupunktur tedavisinin masraflarının SGK tarafından karşılanması durumda daha fazla rağbet göreceğini ve akupunktur merkezlerinin de en fazla hastanın bulunduğu klinikler-den biri olacağını dile getirdi. Merkeze gelen hastaların birçoğu iyileşmeye başladıMigren gibi hastalıkların tedavisinde mo-dern tıp tekniklerinin yetersiz kaldığını, hastaların çok fazla ilaç kullandığını ve

ilaçların yan etkisi nedeniyle de organla-rının zarar gördüğünü ifade eden Çevik, ‘’Vücudumuzda bulunan enerji kanalları üzerindeki akupunktur noktalarına uygu-lanan iğneleme yöntemiyle hem hastalığın tedavi edilme oranı yükseliyor hem de ilaç kullanılmadığı için organlar zarar görmü-yor’’ dedi. Merkezlerine gelen hastaların birçoğunun da üç hafta içinde iyileşmeye başladığını belirten Çevik, şunları kaydetti:‘’Diyelim ki hastanın disk kayması, belin-den topuğuna kadar yayılan ağrıları var. Bize geldiği anda bu ağrılarından tama-men kurtulur. Akupunktur için alternatif tıp

Tam 300 hastalığın ilacı Akupunktur

Page 71: KADIN DERGISI

KADIN | 71

SAĞLIK

yerine tamamlayıcı tıp terimi kullanıyoruz. Diyelim ki migrenin modern tıpla iyileşme-yeceği ortaya çıktı. Burada akupunktur devreye girerek tedaviyi tamamlıyor.Vücudumuzda 26 enerji kanalı var. Bu kanalların her birinden ‘çiğ’ diye tabir edi-len yaşam sıvısı akar. Bu suyun akmadığı noktalarda hastalık meydana gelir. Örne-ğin mide kanalı karın üzerinden devam edip gözün kenarında son buluyor. De-mek ki mideyle karın arasında bir ilişki var. Yani bütün organlar birbirleriyle etkileşim içindedir. Bu kanalların üzerinde bulunan akupunktur noktalarına yerleştirdiğimiz iğnelerle tedaviyi gerçekleştiriyoruz.Akupunturda belirli bitkisel destekler var, ancak henüz bu bitkileri kullanmayı tercih etmiyoruz. Türkiye’deki bitki florası belir-lendi, ama henüz ilaç olarak kullanılmaya başlanmadı.’’ ‘’Akupunkturun dezavanta-jı, pahalı bir tedavi yöntemi olduğundan masraflarının SGK tarafından karşılanma-masıdır’’ diyen Çevik, ‘’SGK, masrafları karşılarsa akupunkturun daha fazla ilgi göreceğine inanıyorum. Akupunktur mer-kezleri de en fazla hastanın bulunduğu kliniklerden biri olacaktır’’ dedi. Türklerden bütün dünyaya yayılan bir ilimle karşı karşıyayızAkupunturun latince bir kelime olup iğne-lemek anlamına geldiğini bildiren Çevik, ilk kez Çinlilerin kullandığı bilinse de as-lında bu tedavi yönteminin Uygur Türkle-rince bulunduğunu ve çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanıldığını savundu.Akupunktur tedavi yöntemininde kullanı-lan birçok terimin Türkçe olduğunu dile getiren Çevik, şöyle dedi: ‘’Mesela ‘yang’ denince yan tarafı anlarsınız aynı zaman-da yandan türeyen yangın kelimesini yani ateşi anlarsınız. Anadolu’da sık kullanılan rüzgarda kalma, pencereyi açma, soğuk su içme hasta olursun gibi deyimlerin Batı tıbbında karşılığı yok. Bunlar Türkçe de-yişlerdir. Akupuntur Çinlilere, Uygur Türk-lerinden geçmiştir. Çinliler de bu tedavi yöntemi geliştirerek uygulamıştır. Yani Türklerden çıkıp bütün dünyaya yayılan bir ilimle karşı karşıyayız.’’ Akupunkturla tedavi edilen hastalıklarDünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği aku-punturla tedavi edilen hastalıklar şunlar:

Solunum Yolu Hastalıkları: Astım, bronşit, sinüzit, farenjit, soğuk algınlığı.

Sindirim Sistemi Hastalıkları: Aft, diş ağrısı, dişeti yangısı, yemek borusu ve gastrit, ülser, kabızlık, ishal, kolit.

Üro-genital Sistem Hastalıkları: Gece altını ıslatma, sistit, adet düzensizliği, ağ-rılı adet, kısırlık.

Endokrin Hastalıklar: Guatr, şeker hastalığı.

Cilt Hastalıkları: Akne, sedef, egzema.

Nörolojik Hastalıklar: Migren ve diğer baş ağrıları, yüz felci, kas hastalıkları.

Psikiyatrik Hastalıklar: Stres, depres-yon, uyku bozuklukları, kekemelik, tikler.Kalp-Damar Hastalıkları: Ritm bozuklu-ğu, hipertansiyon, hipotansiyon.

Romatizmal Hastalıklar: Behçet, ki-reçlenme, boyun-bel-diz ağrıları.

Diğer: Kronik yorgunluk, el ve ayak yan-maları, aşırı terleme, sellülit, şişmanlık, alkol ve tütün bağımlılığı.

Page 72: KADIN DERGISI

72 | KADIN

Tuzun İnsan Vücuduna YararlarıVücudumuza yiyecekler ve içtiğimiz su ile aldığımız iyot, yaşam için çok önemli minerallerden birisidir. Günlük iyot ihtiya-cının % 90’ı gıdalardan, %10’u içme su-yundan karşılanır.İyot, boynumuzda bulunan tiroid bezin-den hormon salgılanması için çok önemli olan bir mineraldir. Vücudumuzun ge-lişmesi beyin ve sinir sistemimizin çalış-ması, aktivitelerimizin ve vücut ısımızın sürmesini sağlayan tiroid bezi hormonla-rının yapımı için iyot gereklidir. Ülkemizin büyük bir bölümünde olduğu gibi İlimizde

de sudaki iyot yetersizdir. Vücudumuz için bu kadar önemli olan iyot yeterli alın-madığından çeşitli hastalıklar oluşur.* Gebelikte iyot eksikliği anne karnındaki bebeğin hem beyin hem de beden gelişi-mini olumsuz etkiler.* Gebelikte iyot eksikliği düşüklere, ölü doğumlara, bebeğin özürlü doğmasına, bebeklerde zeka geriliğine ve cüceliğe sebep olur.* Çocukluk ve gençlik döneminde iyot yetersizliği bedensel ve zihinsel gelişme geriliğine neden olmaktadır.* Yetişkinlerde iyot yetersizliği guatrın

yanı sıra beden ve zihin fonksiyonlarında dengesizliklere ve bozukluklara da yol açmaktadır.İyot yetersizliği ve guatrın önlenmesinde en iyi yöntem olarak tuzun iyotlanması be-nimsenmiştir. Günlük iyot kullanımı eriş-kinlerde en az 50 mikrogram, ortalama 100-300 mikrogram, en fazla 1000 mik-rogramdır. Günde 5-15 gr. tüketilen iyotlu tuz ile ortalama 150 mikrogram iyot alınır. Bu miktarlarda kullanılan iyotlu tuz sağlığa zararlı değildir ve yan etkileri yoktur. İyotlu tuz kullanımında insanların daha fazla tuz tüketmeleri değil normalde her gün kul-

Tuzun fayda ve zararları

BESLENME

Nuray Bussink Tuna

Page 73: KADIN DERGISI

KADIN | 73

lanılan tuzun iyotlu olması önerilmektedir.İyotlu tuzun iyot içeriğini kaybetmemesi için; serin , kuru ortamlarda , ışık geçir-meyen ağzı kapalı kaplarda saklanmalıdır. Yemeklere konulan tuzdaki iyot pişirme ile kayba uğradığından yemekler piştikten sonra tuzu konulmalıdır. Unutmayalım ki ! İyot yetersizliğinin neden olduğu hastalık-ları tedavi etmek hem zor hem de pahalı-dır. Buna karşılık iyotlu tuz kullanmak hem sağlıklı hem de ucuzdur.

Tuzun Zararları..!!Tuzlu yiyecekleri herkes sever. Tuza bir kez bağımlılık kazandınız mı, ne tuzsuz yi-yeceklerden, ne de tuz yerine konulmuş maddelerle yapılmış besinlerden zevk alabilirsiniz... Ama tuz sakılması gereken üç beyaz besinden biridir. Neden?Lezzet duygusunu veren şeyler, dil ve da-mağınızda hissettiğiniz tatlardır.Sizi mutlu eden, keyif veren, yemek ye-menin coşkusunu güçlendirip sofralarınızı doyulmaz sohbet ortamları haline getiren de bu tatlardır. Doyulmaz bir lezzeti oluş-turmada pek çok oyuncu vardır ama bun-lardan ilk üçü, hem en önemlileri, hem de en tehlikelileridir: Tuz, şeker ve yağ!Tuzlu yiyecekleri herkes sever. Tuza bir kez bağımlılık kazandınız mı, ne tuzsuz yi-yeceklerden, ne de tuz yerine konulmuş maddelerle yapılmış besinlerden zevk alabilirsiniz. Tuzlu tatlara bağımlılık ço-cukluk çağlarından itibaren yavaş yavaş kazanılır. Bir süre sonra da vazgeçilmez bir tutku halini alır.Tuz kullanmayı bir süre erteleyebilirseniz, bedeniniz daha az sodyumla beslenmeye uyum göstermede pek fazla güçlük çek-mez. Tuz kullanımını azaltan ve besinler ile aldığı sodyum miktarını sınırlayanların tuz-lu tat-lezzet isteklerinde gerileme oluşur.

Yapay tuz zararlı mı?Tuz yerine geçen ürünleri kullanmak, tu-zun zararlarından kurtulmanın en kolay yoludur ama tuz yerine geçen maddeler her zaman ve herkes için uygun olmaya-bilir. Yapay tuzların içerisindeki en önemli madde olan ‘potasyum’ bazı durumlarda ciddi problemler yaratabilir. Böbrek yet-mezliği olanların, potasyum birikimine eğilimli sorunu bulunlarının ve potasyum tutucu idrar söktürücüleri kullananların bu tür tuzları kullanmadan önce doktorları ile

konuşmaları gerekmektedir.

Fazlası neden yasakEğer hem daha az sodyum kullanmak hem de herhangi bir sağlık sorunu ile karşılaşmamak istiyorsanız tuz yerine seçenek olarak bitkileri ve baharatları denemelisiniz. Özellikle limon ve limon suyu, kaliteli sirkeler ve bazı kurutulmuş baharatlı bitkiler ve kırmızı biber lezzet unsurunu arttırmada, tuza olan özleminizi azaltmada size yardımcı olabilirler.Vücudunuzun sodyum dengesini sağla-makla yükümlü organı böbreklerinizdir. Sağlıklı böbrekler fazladan alınan sodyu-mun büyük bir kısmını kolayca atmaktadır. Tuzun fazlasını terleme ile de atarsınız. Eğer böbrekleriniz yeterince çalışmazsa fazla tuzu atmakta güçlük çekersiniz. Vü-cudunuzda sodyum birikir, yüzünüzde, bacaklar ve ayaklarınızda şişmeler mey-

dana gelir. Vücutta aşırı sodyum birikme-si sonucu oluşan bu belirtilere tıp dilinde ‘ödem’ denilmektedir.Tuzun fazlası sadece ödem yapmaz. Da-marlarınızda dolaşan sıvı miktarının art-masına, kan basıncınızın yükselmesine (hipertansiyon), kalp ve böbrek hasta-lıkları ile felç riskinizin artmasına neden olur. Özellikle toplumun yüzde 30’undan fazlasının sodyuma duyarlı kan basıncına sahip olduğunu düşünürseniz hipertan-siyon eğiliminizin kanınızda fazla sodyum birikince tetiklenebileceğinden kuşku-nuz olmasın! Lezzet odaklı beslenmede ısrar ederseniz ‘fazla tuzlu beslenme’ tuzağına yakalanma olasılığınız yükse-lecektir. Özellikle genetik mirasından hipertansiyon riski olan biriyseniz, kalp yetmezliği, böbrek yetmezliği gibi sorun-larınız varsa besinlerle aldığınız tuz mikta-rını ölçülü tutmaya bakın.

BESLENME

Page 74: KADIN DERGISI

74 | KADIN

DİYET

Bahar diyeti ve sağlıklı zayıflama önerileri

Peki, güvenilir ve sağlıklı zayıfla-manın yolunu bulabildik mi? İşte uzman diyetisyen Nil Şahin Gürhan’dan kaçırılmayacak bir diyet lis-tesi ve zayıflama önerileri...

Yiyecekleri hazırlarken; Temizlik kurallarına dikkat edin. Ellerinizi ve besinleri iyice yıkamadan yemek yap-maya başlamayın. Kurubaklagilleri pişirmeden iyice yıkayın bir gece önceden suda bekletin, ıslatma suyunu dökün, yeni su ilave edip pişirin.

Pişirme suyunu dökmeyin.

Sebze ve meyveleri yıkarken deterjan ve sabun kullanmayın. Meyve ve sebzelerin sabun ve deterjan-la yıkanması faydadan çok zarar getirir. Sabun ve deterjanda bulunan kimyevi maddeler meyve ve sebzelerinizde kalır. Meyve ve sebzeleri önce bol su ile yıka-dıktan sonra temiz su dolu Sirkeli bir kap-ta bir süre bekletiniz. Meyveleri soyduktan ve doğradıktan sonra bekletmeden yemeye özen gös-

terin. Doğranmış meyve beklediği zaman vitamin kaybeder. Salatayı ise sofraya oturulacağı zaman hazırlamalısınız.

Etli yemeklere yağsız et ilave edin, yemeği pişirdikten sonra bir miktar sıvı yağ ilave edebilirsiniz. Etleri ve yemeklerinizi kızartmaktan kaçı-nın. Etler tencerede haşlama veya sebze ile pişmiş, veya ızgara şeklinde pişirilme-lidir. Yemeklerinizi pişirirken katı yağ kul-lanmayın. Sıvı yağ tercih edin. Katı yağ kan kolesterol seviyenizi yükselttiği gibi yağ değerlerinizi de bozar. Kalp hastası olma riskiniz artar. Sebze yemekleri az su ilave edilerek veya susuz olarak pişiril-meli ve pişirme suyu dökülmemeli. Seb-zeleri haşlayıp suyunu dökerseniz suyu ile birlikte içinde bulunan suya geçen bü-tün vitaminleri de kaybetmiş olursunuz. Yemeklerinizi az tuz kullanarak yapmalı ve tuz olarak iyotlu tuz kullanmalısınız. çok tuz kullanmak ödem yaptığı gibi kilo vermenizi zorlaştırır. Yemeklerinizi az tuz kullanarak yapmalı ve tuz olarak iyotlu tuz kullanmalısınız. çok tuz kullanmak ödem yaptığı gibi kilo vermenizi zorlaştırır.

Besinleri saklarken şunlara dikkat edin; En sağlıklı pişirme kapları, Çelik tencere-ler, en sağlıklı saklama kapları cam kap-lardır. Yumurtayı silmeden ve yıkamadan buzdolabında en fazla iki hafta saklayın. Kullanmadan önce yıkayın. Yağları se-rin ve karanlık bir yerde saklayın. Yağlar güneşe maruz kaldığında yapısı bozu-lur sağlığınız için riskli hale gelir. Hazır besinlerin son kullanma tarihine dikkat edin. Son kullanma tarihi geçmiş besin-ler gıda zehirlenmesine neden olur.

Yaz sezonu geldi, çattı. Kışın alınan kiloları vermek farz oldu. Hepimiz hızla zayıflama ve detoks teknikleri arayışına başladık. Fazla kilolardan kurtulmanın yolunu egzersiz hareketlerinde ve diyet listelerinde aradık.

Page 75: KADIN DERGISI

KADIN | 75

HAZIRLANIŞI: Ipanakları ince ince kıyıp,üzerine tız serpiştirdikten sonra iyice ovalayın.Fazla suyunu elinizle sıkarak çıkardıktan sonra,sıvıyağda pembeleştirdiğiniz soğanlara ilave edi

Hatice TurgutSOFRA

KADIN | 75

SebzeliMücver

MazaikPasta

HAZIRLANIŞI: Ipanakları ince ince kıyıp,üzerine tız serpiştirdikten sonra iyice ovalayın.Fazla suyunu elinizle sıkarak çıkardıktan sonra,sıvıyağda pembeleştirdiğiniz soğanlara ilave edi

MALZEMELER:1 paket fındıklı bisküvi1 kahve fıncanı margarin2 yumurta akı2 çay bardağı pudra şekeri250 gr çikolata 3 çay bardağı süt

SÜSLEMEK İÇİN:Pudra şekeri

HAZIRLANIŞI:Bisküvileri ufalayıp derin bir kaba alın.Oda sıcaklığında yumuşatılmış margarini ilave edip iyice karıştırın.Karışımdan iki çorba kaşığını süsleme için ayırın. 20 cm çapında yuvarlak bir kek kalıbını yağlıyıp kalan bisküvili karışımı yayın. Kaşığın sırtıyla bastırarak üzerini düzeltip buzdolabında dinlendirin. Çikolatayı küçük parçalara bölüp eritin.Süt kremasını ayrı bir kapta iyice çırpın. Yu-murta akları ile pudra şekerini küçük bir tencerede karıştırın. Tenceryi içi kaynar su dolu bir başka kaba yerleştirip 5 dakika çırpın.Eritilmiş çikolata ve süt kremasını ilave edip karıştırın.Bisküvili karışımı buzdolabından çıkarın.Hazırladığınz çikolatalı kremayı üzerine döküp spatula ile düzelterek her tarafına yayın.Süsleme için ayırdığınız bısküvili karışımı üzerine serpin.Buzlukta en az 4 saat bekletin.Üzerine pudra şekeri serpip dilimleyerek servis yapın.

Afi yet olsun

Afi yet olsun

Afi yet olsun

ÇikolatalıPasta

MALZEMELER:

2 orta boy patates1 orta boy havuç2 orta boy kabak1 küçük pırasa3 dal maydonoz 2 dal dereotu2 yemek kaşığı un3 yumurtaTuz,karabıberKizartmak için sıvıyağ

HAZIRLANIŞI: Sebzeleri soyup rendeleyelim.Pırasanın beyaz kısmını ince doğrayalım.Rendelenmiş sebzelerin suyunu sıkalım.Tuz ve karabiber dökelim.Unu sebzelerin üzerine serperek Karıştıralım.Hafi fçe çırptığımız yumurtaları da karışıma ilave edelim.Kızğın tavaya kaşıkla aldığımız karışımdan avuç büyüklüğünde dökelim.Sebzelerin her iki yanı da üç dakika kızartalım.Sıcak olarak servis yapalım.

MALZEMELER:

Yarım kg bisküvi150 gr margarin4 çorba kaşığı kakao1 su bardağı süt

HAZIRLANIŞI: Bir kabın içine bisküvileri elinizle kırın. Genişce başka Bir kabta 125 gram margarini eritin.Erimiş margarinin İçine 4 çorba kaşığı kakao ve 1 su bardağı süt ilave edip karıştırın. Kırdığınız büsküvileri yağlı karışıma ilave edin.Elinizle tüm malzemeyi karıştırın. Düz bir zemine şeff af folyo yayın. Pasta malzemesini folyonun üzerine alıp, elinizle şekil verin. Buzlukta 2-3 saat bekletin. Buzluktan çıkarıp, üzerine hindistancevizi serperek servis yapın.

Page 76: KADIN DERGISI

RÜYA TABİRLERİ

Hazırlayan: Hatice Turgut

RÜYARÜYA TABİRLERİCİNAYET

Cinayet işlediğinizi görürseniz, zor günler geçireceğiniz ve bütün işlerinizde hüsrana uğrayacaksınız demektir. Eğer kendinizi sa-

vunmak için cinayet işlediyseniz, iş hayatınızda başarılar kazanacağınız, yükseleceğiniz

anlamındadır.

CÜZDANCüzdan bulmak maddi veya manevi açıdan kaza-nç sağlayacağınıza işaret eder. İçi para dolu cüz-dan bulmak ise, şansınızın arttığı döneme işaret

eder.Cüzdanınızı kaybettiğinizi gördüyseniz, yakın bir dostunuzla kavga edeceğiniz anlamına gelir.

ÇAYMisafi rlere çay doldurmak iyi haberler

alacağınıza yorumlanır. Başkalarına çay ikram etmek o insanın çevresinin genişleyeceğini

belirtir. Rüyasında çay içen kimse, iş ve toplum yaşamında başarılı olur demektir. Pakette çay görmek yeni hayaller ve beklentiler olduğunu anlatır. Çayı devirip dökmek bazı planlarınızın

sonuca ulaşmayacağını işaret eder.

ÇEKİRDEKÇevrenizdeki kötü arkadaşlarınızın dedikodunuzu

yaptığını anlatır.

ÇEKİŞTİRMEKKimi dostlarınızın sizi çekiştirdiğinin işaretidir.

ÇEYİZSağlığa ve yeni eşyalara yorulur. Düğün çeyizi iyi niyetliliğiniz sonucunda zarara uğrayacağınıza

işarettir. Çeyiz bulundurmak sonu olmayacak yasak ilişkilere girmek anlamına gelir. Çeyiz dikmek hiç

beklemediğiniz bir şekilde aldatılacağınıza işarettir.

ÇIĞLIKRüyanızda siz çığlık attıysanız ya da çığlık atan birini gördüyseniz, etrafınızın düşmanlarla çevrili olduğunu

anlamına işaret eder.

DANSBu rüyalar iyi yorulmazlar. Ancak rüyasında güzel

bir yerde, çok tatlı bir müzik duyarak dans edenleri seyreden insan için bir kısmet var demektir.Dans hatalı düşünceler, duygular nedeniyle sıkıntıların geleceğini belirtir. Rüyasında dans ettiğini gören

kimse zor duruma düşecektir.

DEFİNEHiç ummadığınız zamanda para ya da bir mirasa yorumlanır. Bazılarına göre de karşılıksız bir aşka işarettir. Defi ne soymak ticarette zarar etmeye,

üzüntüye ve yolculuğa yorulur.

DEFTERİş yaşamınızda çok yoğun olacağınıza önünüze gelen bu fırsatlardan faydalanacağınıza yorulur.

Not: Rüya tabirleri tamamen güvenilir kaynak eserlerden araştırılarak hazırlanmıştır.

76 | KADIN

Page 77: KADIN DERGISI

KADIN | 77

BULMACA

3 7 1

7 6 4

1 4 5

8

5 7 3 4 6

8

8 5 1

3 6 8

7 8 9

7 5

2 4 6 7 9 1

3 1 4 8 7 2

2 3 4 9

4 5 8 9 7 2 1

8 3 4 5

1 2 7 5 9 6

6 9 1 2 3 8

8 1

9 4 5

7 9 3 2

4 3

3 8

9 8 6

6 3

6 7

3 4 6 1

8 9 6

3 6 5 1 8

8

2 6 9 7 5

2 5 8

1 4 9

6 1 4

6 8 9 5 1

5

5 4 8 9KO

LAY

ZO

R

OR

TAÇ

OK

ZO

R

KARE BULMACA

Page 78: KADIN DERGISI
Page 79: KADIN DERGISI

KADIN | 79

BULMACA

Page 80: KADIN DERGISI

80 | KADIN

Platform ve Kadın dergilerinden

2012 yılına özel reklam

kampanyası

Yıllardır profesyonel, tarafsız, objektif ve hiçbir kurum ya da kuruluşa bağlı olmadan aylık yayınlarına devam eden Platform ve Kadın Dergisi siz değerli girişimcilerimize özel fıyatlarla kampanya başlatmış bulunuyoruz.

Platform Dergisi’nin 15. yılı ve Kadın Dergisi’nin 5. yılı dolayısıyla reklam fıyatlarımızda çok özel indirimler yaptık. 2012 yılı için mutlaka bizden teklif almanız menfaatınız içindir.

Fiyatlarımızda ekonomik şartları da dikkate alarak indirimler yaptık.

İşte 2012 yılı için özel kampanyamız:

1 Sene Platform ve Kadın Dergisi için anlaşma yapıldığı takdirde: 2 sayı reklam + 2 sayfa İş yerinizin ekstra tanıtımıyla alakalı röportaj ve iş yerinize yönelik haber hediye ediyoruz.

6 Aylık Platform ve Kadın Dergisi’için anlaşma yapıldığı takdirde: 1 sayı reklam + 2 sayfa İş yerinizin ekstra tanıtımıyla alakalı röportaj hediye ediyoruz. 3 Aylık Platform ve Kadın Dergisi’için anlaşma yapıldığı takdirde: İş yerinizin ekstra tanıtımına yönelik 2 sayfa röportaj hediye ediyoruz.

Bütün bunların yanında Fiyatlarımızda beklemediğiniz oranda indirim yaptık.

Fiyatlarımız ve kampanyamız bütün Hollanda için geçerlidir. Mutlaka teklif alınız.

Geniş Bilgi: 0641 780 100 020 613 89 [email protected]

Saç ekiminde sadece Hollanda’da değil, Avrupa’da da ilkiz

Kurşuna hedef olan ünlüler

NEDEN YABANCI ERKEKLERİ TERCİH EDİYORLAR?

Çocuğumu geri verin2011 İlkbahar Yaz Modası

JAAR

4 |

NR.

32

| 15

APR

IL 2

011

De Stem van de Multi-Culti Vrouw

JAAR

4 |

NR.

32

| 15

APR

IL 2

011

De Stem van de Multi-Culti Vrouw

cazip geliyorgençlereDışarıdaki hayat

Page 81: KADIN DERGISI

KADIN | 81

Platform ve Kadın dergilerinden

2012 yılına özel reklam

kampanyası

Yıllardır profesyonel, tarafsız, objektif ve hiçbir kurum ya da kuruluşa bağlı olmadan aylık yayınlarına devam eden Platform ve Kadın Dergisi siz değerli girişimcilerimize özel fıyatlarla kampanya başlatmış bulunuyoruz.

Platform Dergisi’nin 15. yılı ve Kadın Dergisi’nin 5. yılı dolayısıyla reklam fıyatlarımızda çok özel indirimler yaptık. 2012 yılı için mutlaka bizden teklif almanız menfaatınız içindir.

Fiyatlarımızda ekonomik şartları da dikkate alarak indirimler yaptık.

İşte 2012 yılı için özel kampanyamız:

1 Sene Platform ve Kadın Dergisi için anlaşma yapıldığı takdirde: 2 sayı reklam + 2 sayfa İş yerinizin ekstra tanıtımıyla alakalı röportaj ve iş yerinize yönelik haber hediye ediyoruz.

6 Aylık Platform ve Kadın Dergisi’için anlaşma yapıldığı takdirde: 1 sayı reklam + 2 sayfa İş yerinizin ekstra tanıtımıyla alakalı röportaj hediye ediyoruz. 3 Aylık Platform ve Kadın Dergisi’için anlaşma yapıldığı takdirde: İş yerinizin ekstra tanıtımına yönelik 2 sayfa röportaj hediye ediyoruz.

Bütün bunların yanında Fiyatlarımızda beklemediğiniz oranda indirim yaptık.

Fiyatlarımız ve kampanyamız bütün Hollanda için geçerlidir. Mutlaka teklif alınız.

Geniş Bilgi: 0641 780 100 020 613 89 [email protected]

Saç ekiminde sadece Hollanda’da değil, Avrupa’da da ilkiz

Kurşuna hedef olan ünlüler

NEDEN YABANCI ERKEKLERİ TERCİH EDİYORLAR?

Çocuğumu geri verin2011 İlkbahar Yaz Modası

JAAR

4 |

NR.

32

| 15

APR

IL 2

011

De Stem van de Multi-Culti Vrouw

JAAR

4 |

NR.

32

| 15

APR

IL 2

011

De Stem van de Multi-Culti Vrouw

cazip geliyorgençlereDışarıdaki hayat

Page 82: KADIN DERGISI
Page 83: KADIN DERGISI
Page 84: KADIN DERGISI

Mega %30İNDİRİM

BİR SENE PLATFORM VE KADIN DERGİSİ’NE ABONE OLACAKSINIZ. KARŞILIĞINDA SADECE 35 EURO

İKİ DERGİ İÇİN ÖDEYECEKSİNİZ.

ŞİMDİ MEGA İNDİRİMDEN %30 FAYDALANA BİLİRSİNİZ! PlatformveKadınDergisiheraydüzenligelecek Özelkampanyadanyararlanmışolacaksınız HerayHaber,Müzik,Moda,Bakım,Sinema,Kültür,Sanat,Bulmaca,Röportaj, YemekTarifelerivebenzerisayfalardanoluşan170sayfalıkdergiyesahipolacaksınız. Tekyapacağınızşeydergiiçerisindekiaboneformunudoldurupgöndermeniz.

***

*

indirim

+31

(0)2

0 61

4 53

63