Upload
vongoc
View
225
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
TMMOB Orman Mühendisleri Odası
44’üncü Olağan Genel Kurulu Tamamlandı
TMMOB Orman Mühendisleri Odası
44’üncü Olağan Genel Kurulu
Tamamlandı4İSTANBUL ŞUBESİ
YENİ ANAYASA VE ORMAN
KONULU PANEL GERÇEKLEŞTİRDİ8
BAŞYAZI2
DOĞU AKDENİZ ŞUBESİ
SÜZÜLEN KUŞLAR ve HATAY
KONULU ÇALIŞTAY
GERÇEKLEŞTİRDİ16
DOĞU KARADENİZ ŞUBESİ
“ORMANLAR ve SU”
KONULU PANEL DÜZENLEDİ12
İÇİN
DE
KİL
ER
Ali KÜÇÜKAYDIN
Prof. Dr. Devlet TOKSOY
Okan ÇANÇİN
ORMAN MÜHENDİSLİĞİ ORMAN ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ
AĞAÇ İŞLERİ ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ
Sevda ERGİZ
Hüseyin AYTAÇ
Serkan ERİKGENOĞLU
Ali İzzet BAŞER
Fatih SARAÇ
Emre TOPBAŞ
Prof. Dr. Ender MAKİNACI
Prof. Dr. Erol BURDURLU
Prof. Dr. Mustafa AVCI
Prof. Dr. Özden GÖRÜCÜ
Prof. Dr. Selman KARAYILMAZLAR
Prof. Dr. Semra ÇOLAK
Prof. Dr. Sezgin AYAN
Değerli meslektaşlarımız,
Sevgili okurlarımız…
Kırk sekiz yıldır aralıksız yayınlanan dergimizle yeni
bir döneme daha hep birlikte merhaba diyoruz. 44.
Dönemde yılda 4 sayı olacak şekilde 44 sayfa olarak
karşınıza çıkmaktan onur duyacağız.
Yıl olmuş, on iki ay kesintisiz yayınlanmış.
Yıl olmuş yaşanan güçlükler nedeniyle yılda bir ya-
yınlanmış ancak yine de ara verilmemiş.
Yıl olmuş oda yönetimlerine gelir kaynağı olmuş.
Dergimize olan ilgi hiç azalmamış. Dergimiz okur-
ları için her zaman ilgi odağı olmayı başarmış.
Yayınlanmasında gösterdikleri özen, gayret ve fe-
dakarlıklar için emeği geçen meslektaşlarımızı min-
netle, aramızdan ayrılanları rahmetle bir kez daha
anıyoruz…
İletişimin, haberleşmenin hızla geliştiği bir dönem-
de geleneklerimizi ve yayınlarımızın kalıcılığını ko-
ruyabilmek adına ORMAN MÜHENDİSLİĞİ DERGİSİ
yayınlanmaya devam ediyor. Sözün gideceğine, ya-
zının kalacağına bizler de inanıyoruz.
Kağıt üzerinde yazma ve paylaşma alışkanlıkları-
mızın giderek azalmaya başladığı günümüzde tüm
üyelerimize, tüm meslektaşlarımıza dergimizde ye-
rimiz var. Orman mühendisleriyle yayınlanmaya
başlayan dergimiz bugün, orman endüstri mühen-
disleri ve ağaç işleri endüstri mühendislerini de yanı-
na alarak yoluna devam ediyor.
Dergimizin kırk dokuzuncu yılı ilk sayısında;
İstanbul, Doğu Karadeniz ve Doğu Akdeniz Şube
yönetimlerince gerçekleştirilen çalışmaları, devem
eden sayfalarda ise; orman fakültelerinde akademik
çalışmalarını sürdüren arkadaşlarımızın araştırma
sonuçlarını ve ormancılığımızın gündemine ilişkin
üyelerimizin görüşlerini bulacaksınız.
Dergimizin yayına hazırlandığı aylarda yaşadığımız
21 Mart Dünya Ormancılık Günümüz ve 23 Nisan
Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramımız, dergimiz eli-
nize geçtiğinde 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve
Spor Bayramımız hepimize kutlu olsun.
Bir sonraki sayımızda buluşmak üzere
saygılarımızla…
1
YAY
IN K
UR
ULU
ND
AN
20DOĞAL KAYNAKLARIN
PLANLANMASINDA
KATILIMCI YAKLAŞIMIN
GELİŞTİRİLMESİ VE EĞİTİMİProf.Dr. Ahmet YEŞİL
Yrd.Doç.Dr. Ulaş Yunus ÖZKAN
Araş.Gör. Serhun SAĞLAM
36ÜYELERİMİZDEN
30ORMANCILIK ARAŞTIRMA
KURUMLARINCA ORMAN
ÜRÜNLERINE YÖNELIK
YAPILAN ÇALIŞMALARA
İLİŞKİN BAZI
DEĞERLENDIRMELERMustafa BURAK ARSLAN
26KASNAK MEŞESİ’NDE
(QUERCUS VULCANICA BOISS.)
FİDECIK OLUŞUMU VE FİDAN
GELIŞIMI ÜZERINE TOHUM
BÜYÜKLÜĞÜNÜN ETKİSİYRD.DOÇ.DR. Ayşe DELİGÖZ
PROF.DR. Musa GENÇ
YRD.DOÇ.DR. Dilek YILDIZ
42HABERLER
Orman Mühendisliği Dergisi
Yayın Kurulu
Saygıdeğer Meslektaşlarımız
Odamızın 44. Dönem Genel Kurulunun ardından yapılan seçimlerle işbaşına getirdiğiniz Yönetim Kurulumuza gös-
terdiğiniz teveccühe sonsuz teşekkürler. Bu güveninize layık olmaya çalışacağız. Şimdiye kadar olduğu gibi mesleğimizin
geleceği ve gelişimi için her türlü işbirliğine açık olacağız, ancak işbirlikçi olmayacağız. Mesleğimizin ve meslektaşımızın
onurunu her şeyin üzerinde tutacağız. Şahısları değil, politikaları konuşacağız. Net olacağız. Gücü elinde bulunduran-
ların baskılamalarına izin vermeyeceğiz. Meslektaşlarımızı da bu yönde motiveye gayret edeceğiz. Kurumsal kimliklere
saygılı olacağız, kurumsal kimliğimize zarar vermek isteyenlerle de mücadele edeceğiz.
Değer yargılarının yıpratıldığı günümüzde, meslektaşlarımızın onurlu duruşunu da takdir etmeden geçemeyeceğiz.
Anayasamız, ormanların korunması, geliştirilmesi, genişletilmesi görevini kamu adına ormancılık kurumlarına ver-
miştir. Bu kurumlarımızın ve cefakâr Türk ormancısının bilgi birikiminin yeri ülkemiz için müstesnadır. Ormancılık hiz-
metlerinin ağırlık merkezini teşkil eden Orman Genel Müdürlüğü, özel kanunla kurulmuştur. Bağlı kuruluş olma özeliği
ve özel bütçeli yapısıyla, bölgesel ağıyla, ormanları koruma amaçlı dava açma ehliyetiyle, yüksek hareket kabiliyetiyle
yıllarca sınanmış güçlü bir kuruluştur. Bu yapının devamlılığı, Anayasal koruma altındaki ormanlarımızın korunması için
son derece önemlidir.
Bu kurumlarımızı yönetme şerefine nail olan meslektaşlarımızdan ve siyasi erkden, bu köklü yapıya yaraşır politika-
lar üretmesi ve uygulaması beklenir. Üretilen politikalar kadar, üreten ve uygulayan insanların da moral motivasyonu
önemlidir.
Üzülerek ifade etmek gerekir ki, ne kadar iyi niyetle bakarsak bakalım çok kötü bir tablo ile karşı karşıyayız. Men-
supları hoşnutsuz, yersiz-yurtsuz, sahipsiz, moral motivasyonu bozulmuş..! parçalanmış..! Bir ormancılık teşkilatı bütün
çıplaklığıyla gözümüzün önündedir.
Gelinen son nokta, ormancılığın kalbi, Gazi Yerleşkesinin boşaltılma işlemi tamamlanmak üzeredir. Yerleşkeyi boşal-
tan çalışanların uzaktan dudak kıpırtılarını görebilirsiniz. Yaklaştığınızda, sebep olanlara edilen beddualara şahit olur-
sunuz. Gazi Yerleşkesi Başkent’in merkezinde botanik bahçesi… Doğal park… 173 yıllık orman teşkilatının kimliği…
Birinci derece doğal sit alanı iken, 60 yıllık ağaçların 20 yaşında gösterildiği Orman Genel Müdürü imzalı yazı dayanak
gösterilerek, üçüncü derece sit alanı ilan ediliyor ve inşaat imkanı sağlanıyor. 3234 sayılı Teşkilat Yasası, 6831 sayılı Or-
man Yasası, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi Yasasına rağmen; hukuk zorlanarak, Başbakanlık binası inşası gerekçesiyle
yerleşke boşaltılıyor. Gerekçenin doğruluğunu ise zaman gösterecek. Sit, imar, yerleşkenin boşaltılmasına dair Y.D li,
Odamızın ve diğer örgütlerin açtığı davalar devam etmektedir.
Odamız Genel Merkez ve şubelerinin genel kurullarına katılan, kurumlarımızın üst düzey yöneticileri görüşlerini
açıklarken sıkça şu beyanlarda bulunuyorlar;
Efendim, Başbakanlık istiyor ne yapabilirdik? Gazi Yerleşkesinde bir konferans salonu dahi yok, biz modern tesisler
kuracağız 600 adet lojman yapacağız…! Çok önemli ormancılık politikaları ortada iken, her şeyin yerleşkeye indirgen-
mesi doğru değil…! Sesinizi çok çıkarmayın, bu yıl kadroya 800 kişi alacağız(800 mühendis algısıyla söyleniyor)…! Genç
meşcerelerin bakımı başta olmak üzere serbest mühendisleri çalıştıracağız…!
Bir meslek örgütünün genel kurullarında orman idaremizin üst düzey yöneticileri, görüşlerini açıklamanın ötesinde
sanırsınız seçimlere katılıyorlar da seçim vaadinde bulunuyorlar…!
Bu yöneticilerimizin söylemlerine, elbette bizim de söyleyeceklerimiz var:
Başbakanlık yada diğerleri neden başka kurumların yerini istemiyor da hep orman idaresinin arsalarını istiyor. Siz
arsa ofisi misiniz? Bunun nedeni, cefakâr teşkilat çalışanlarının sırtına basarak, ikbal peşinde koşan idarecilerimiz ol-
masın? Bu kadar Anayasal ve yasal güce rağmen, Gazi Yerleşkesi gibi, taş bina gibi kurumsal kimliğimizin sembolü olan
yerleri kolayca verebilen, neredeyse bir yazı bile olmadan bu yerleri boşaltmaya hazır olan, koca teşkilatı göçebe haline
getiren idarecilerle hangi yüksek ormancılık politikalarını yada ormancılık sorunlarını konuşabileceğimizi merak ediyo-
ruz. Yerleşkelerin dışında ormancılık politikaları konuşalım diyen idareciler en az 7-8 yıldır görev başındalar. Konuşmanın
ötesinde icra makamında olduklarını ne zaman fark edecekler.
600 lojman ve idare binaları yapılacağı vaat edilen Söğütözü mevkiindeki tapulu mülkünüzden de emin değilsiniz.
Maazallah birileri çıkarda buralar bize lazım, hiçbir şey yapamazsınız derse ne yaparsınız?
Yine 800 mühendis vaadine karşılık, OGM’nin bu yıl için aldığı 550 kadronun ancak 250 sine mühendis ataması ya-
pabilecek gibi gözüküyor. Bir yandan milyonlarca hektar genç meşcere bakımlarından, ağaçlandırma ve rehabilitasyon-
dan bahsedilirken, rakamlar havada uçuşurken, kadroya alınması gereken mühendisler ve ormancılık büro ve şirketlerin
den yapılması gereken hizmet alımları sadece meslek örgütümüzün genel kurullarındaki vaatlerde kalıyor. Gerçekten
ormancılığımızın nitelikli hizmetlere ihtiyacı var.
ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 20122
BA
ŞY
AZ
I
Düşünmek dahi istemiyoruz ancak kurum yöneticilerinin; kurumda çalışan personeli, kural tanımaz atama ve yer
değiştirmelerle tehdit edilerek ya da beklentiye sokarak yapmaya çalıştığı kontrol altına alma gayretinin benzerini, or-
mancılık büro ve şirketleri kanalıyla çalışan serbest mühendislere de uygulamaya çalıştığı izlenimleri kaygı vericidir. Ni-
yet istismar değilse, 5531 sayılı Yetki Kanununu anlamama söz konusudur. Mühendisler hizmet üretirler, ürettiklerinin
karşılığını alırlar. Bu işleri kimsenin himmetine muhtaç olmadan, hizmete ihtiyacı olan kurumların, objektif kriterlere
bağlı olarak kurdukları ihale vb sistemlerle hizmet sunarlar. Ancak aldığımız duyumlar, OGM’nin kurum personeline
yaptığı hizmet içi eğitimlere bazı genç serbest mühendisleri de katarak belirli sürelerle çalıştırma vaadinde bulunulduğu
noktasındadır. Serbest mühendislerin eğitimi, sertifika ve ruhsatlandırma işleri, 5531 sayılı Yetki Kanunu ve ilgili mevzuat
gereği Odanın yetkisindedir. Diğer meslekler için de böyledir. Bu girişimi iyi niyetli kabul etsek dahi, yapılan iş mühen-
dislik nosyonuna, mesleğe, meslektaşa ve ülke ormanlarına yapılan en büyük kötülük olur. Yasayla kazanılmış mesleki
hakların kullanılmasının da sulandırılması olur.
Burada bir paragraf açalım; özel sektör ağırlıklı çalışan orman endüstri mühendisi üyelerimizin, Yetki Yasası ile ka-
zanılan hakların, sektörde yeterince kullanılamadığı bir gerçektir. Ancak burada sektörü zorlamanın yerine, mühendi-
sin işletmeye yapacağı katkıyı anlatarak ve diyalog kurarak sektöre girmek daha sağlıklı yoldur. Şu an için olmasa dahi
gelecekte aynı sıkıntılar ağaç işleri endüstri mühendisi üyelerimiz için de söz konusu olabilir. İstihdam ve sektördeki
gelişmeleri takip yönüyle süregelen gayretler, önümüzdeki dönemde de artarak devam edecektir. Ayrıca üyelerimizin
talebi doğrultusunda Hacettepe Üniversitesi Ağaç İşleri Bölümünün yeniden faaliyete geçirilmesi için Hacette Üniversi-
tesi Rektörlüğü nezdinde girişimde bulunulacak, gayret sarf edilecektir.
Devam edecek olursak; ormanlarımızın korunmasının güvencesi olan Anayasamızın 169 ve 170. Maddelerine aykırı
olarak TBMM Genel Kurulunda yasalaşmak üzere olan 2B, yaylacılık gibi kanun tasarıları gelecek adına olumsuz sinyaller
vermektedir. Şüphesiz ormanlarımız rant çevrelerinin her dönem ilgi odağı olmuştur. Anayasal korumaya rağmen, 2B
alanları oluşmuş, kamu yararı adı altında çöp alanına varıncaya kadar hektarlarca alana izin verilmiştir. Oysa orman-
larımız, üstün kamu yararı olan doğal kaynaklarımızdır. Bazı çevrelerce, Yeni Anayasa çalışmalarında ormanlarla ilgili
maddeler ayak bağı olarak görülebilir. Anayasal koruma mutlaka devam etmelidir. Örgütlerimiz başta olmak üzere tüm
camia bu konuda diri olmalıdır. Bu konuda Odamızın görüş ve önerileri, TBMM Başkanlığına ve TBMM Anayasa Uzlaşma
Komisyonuna gönderilmiş, genel ağ sayfamızda da yayınlanmaktadır.
Değerli Meslektaşlarımız
Bakanlıkta ve OGM’de üzülerek ifade etmek gerekir ki hakkaniyete dayanan ve liyakati ön plana çıkaran bir personel
politikası oluşturulamamıştır. Objektif kriterlere dayanmayan personel yönetmelikleri mahkeme kararlarıyla durdurul-
masına rağmen; keyfilik devam etmiş, yenileri yapılmamış, atama ve yer değiştirmeler İdareye yakın sendikaların vicda-
nına terk edilmiştir. Yeniden yapılanma adı altında çıkarılan KHK’lerle teşkilatın genleriyle oynanmış birileri kadro sahibi
yapılmıştır.
Bir yandan yeni kadrolar oluşturulurken, diğer yandan da istenmeyenler Bakanlığın görevleri arasında bulunmayan
görevlerle, hukuksuzca taşraya görevlendirilerek emekliliğe zorlanmaktadırlar. Müşavir kadrolarında görev yapan bu
meslektaşlarımız, mesleğin her kademesinde önemli hizmetlerde bulunmuşlardır. Gerçekten verimli olabilecek insan-
lardır. Görevlendirilen meslektaşlarımızdan bazıları, kanser tedavisi dahil ağır tedaviler görmektedirler. Hak etmedikleri
bu zulme haklı isyanları vardır. Durumun düzelmesi noktasında sayın Bakana inanç kalmamıştır. Sayın Başbakanın bil-
gilendirilmesi halinde zulmün önüne geçilebileceği inancı vardır. Bu haklı talep mektupla Sayın Başbakana iletilecektir.
Son olarak; katılımcılık noktasında yoğun söylemlere rağmen, kurum yöneticilerinin ciddi zafiyetlerinin olduğunu
belirtmek isteriz. Mesleki eleştirilere yada farklı söylemlere hiç tahammül kalmamıştır. Kurum çalışanlarının farklı görüş
beyan etmesi bir yana, meslek ve sivil toplum örgütlerinin de sesi kısılmaya çalışılmaktadır. İşte son üç aydır yapılan
odamız şubelerinin kongrelerinde yapılan baskılar en taze örnektir. Kurumun üst düzey yöneticileri, özellikle taşrada
bölge müdürleri olmak üzere şubelerimizde başkanlık dahil yönetim kurullarına ve delege listelerinin başına aday olarak
bulundukları makamı tartışılır hale getirmişlerse, gerisinin takdirini kamuoyuna bırakıyoruz.
Önümüzdeki dönemde; ormancı meslek kamuoyu için üniversitelerimizle, kurumda ya da serbest çalışanlarımızla,
meslek ve sivil toplum örgütlerimizle bir bütün olduğumuzu, aynı gemide yer aldığımızı, üzerinde tasarrufta bulundu-
ğumuz doğal kaynaklarımızın ülkemiz ve dünyamız açısından değerini bildiğimizi hatırlatır gösterdiğiniz güvene ve
desteğe layık olmaya çalışacağımızı bilmenizi isteriz.
Saygılarımızla
Yönetim Kurulu
2012 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 3
TMMOB Orman Mühendisleri Odası
44’üncü Olağan Genel Kurulu Tamamlandı
OD
AM
IZD
AN
“ “Genel Başkan Muhammet Saçma,Orman Genel Müdürlüğü Gazi Yerleşkesinin terk edilmesi hususunda meslek kamuoyunun rahatsızlığını, Orman ve Su İşleri Bakanlığında sürekli OGM nin önemli olduğunu duymamıza karşın personel atamalarında orman mühendislerinin sayıca az olmasını sürekli sorguladıklarını ve etkin bir orman mühendisleri Odası için çaba sarf ettiklerini dile getirdi.
ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 20124
Şube genel kurullarının ta-
mamlanmasından sonra,
31 Mart 2012 Cumartesi
günü yapılan Genel Kurula dele-
geler ve çok sayıda konuk katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklâl Marşının
okunmasıyla başlayan Genel Ku-
rulda divan seçimi sonucu; Durha-
san KOCA Divan Başkanlığına, Er-
kan İSPİRLİ Divan Başkan Yardım-
cılığına, Sevda ERGİZ ve Mustafa
ÜNER yazman üyeliklere seçildiler.
Geçtiğimiz dönem çalışma-
ları hakkında bilgi vermek üzere
kürsüye gelen Orman Mühendis-
leri Odası 43üncü Dönem Genel
Başkanı Muhammet SAÇMA,
Genel Kurul için iyi dilek ve te-
mennileriyle başlayan konuşma-
sında üzerinde önemle durduğu
konu; Orman Genel Müdürlüğü
Gazi Yerleşkesinin terk edilmesi
hususunda meslek kamuoyunun
rahatsızlığını, Orman ve Su İşle-
ri Bakanlığında sürekli Orman
Genel Müdürlüğünün ne kadar
önemli olduğunu duymamıza
karşın personel atamalarında Or-
man Mühendislerinin sayıca az
şilliğinden başka bir özelliği olma-
dığını, ihtiyaçlarına cevap vermedi-
ğini, büyük bir toplantı salonlarının
bile olmadığını, 45 000 metrekare
sözü aldıklarını modern tesislerin
projesini yaptıklarını ve 600 lojman
yapacaklarını söyledi.
Mustafa TAPAN, Orman Genel
Müdürün Taş Binayı alacakları sözü-
ne çok sevindiğini,
Mustafa ÖZKAYA, sendikaları-
nın en çok orman mühendisi üyesi
olduklarını ve özlük haklarda yapı-
lan iyileştirmelerde yoğun çabaları-
nın olduğunu,
Yüksel BİLGİN, orman mühen-
disinin emekliliğinde insanca ve
kendine yaraşır bir yaşam biçimi
sürdürebilmesi için gayret göster-
diklerini,
Şükrü DURMUŞ, 173 yıllık bir
geçmişin en kötü dönemini yaşa-
dıklarını, mal mülk ne varsa satıldı-
ğını, haksız ve liyakatsiz atama ve
görevlendirmelerin en yoğun bi-
çimde yaşadıklarını,
olmasını sürekli sorguladıklarını
ve etkin bir Orman Mühendisleri
Odası için çaba sarf ettiklerini dile
getirdi.
Daha sonra delege ve konuk-
lara söz verildi.
Mehmet ŞANDIR, “Gazi Yer-
leşkesinin kaybedilmesinin üzücü
olduğunu, Bakanlık olarak hizmet
beklediğimiz bir disiplinin kendi-
ne yakışır yerinden de olmasının
daha da üzücü bir hale geldiğini,
Seyfettin YILMAZ, 2/B Yasası-
nın görüşmelerinde Mecliste, Par-
tisi adına verdiği mücadeleden
bahsetti. Yasanın uygulanması
ile elde edilecek gelirin %90 lık
kısmının Çevre ve Şehircilik Ba-
kanlığına devredilmesini kabul
edemediklerini, yasa çıkarılırken
elde edilecek gelirin orman köy-
lüsü için ayrılacağı biçiminde yola
çıkıldığını,
Şükrü ABBASOĞLU, 2/B Ya-
sası 2 nci maddesinde söz edilen
orman niteliğini kaybeden yerler
kavramının ormanlarımızın aley-
hine olduğunu,
Nevşat ÖZER, Gazi Yerleşke-
sinin elden çıkması ile ilgili üzün-
tülerini ve teşkilatımızın bugün-
lere gelmesinde emeği geçenlere
minnet borçlu olduğumuzu,
Yasin BOZKURT, mesleğimi-
zin önünü açan yasanın getirdik-
leri üzerinde durdu ve gördük-
lerimizden daha da iyi olacağına
inandığını,
Cemal AKIN, Genel kurula iyi
dilek ve temennilerde bulundu ve
son yirmi beş yıldır mesleğimizin
çok zor dönemlerden geçtiğini
ne yazık ki verilen tavizlerin ağır
olduğunu,
Hanifi AVCI, meslektaşlarımı-
zın genelde kamuda çalıştıklarını
ve ayrıcalıklı olunduğunu ve or-
mancılık eğitiminin daha iyi olma-
sı gerektiğini,
Mustafa KURTULMUŞLU,
personelimizin çadırda ya da sa-
rayda görev yapmasının önemli
olmadığını, Gazi Yerleşkesinin ye-
52012 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ
ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 20126
OD
AM
IZD
AN
Yunus ENSARİ, genel kurula
iyi dilek ve temennilerini,
İyigün PULAT, kapatılan or-
man bölge müdürlüklerinin ne-
den kapatıldığının asla anlaşıla-
mayacağını, birlik ve beraberliğe
en fazla ihtiyacımızın olduğu bir
dönemde olduğumuzu,
Dr. Hasan SELÇUK, hatıra-
larını ve OGM Gazi Yerleşkesinin
ormancılar tarafından nasıl alın-
dığını,
Kenan ÖZTAN, İzmir Şu-
besi olarak sevinçli bir dönem
geçirdiklerini çünkü bundan
böyle odamız mülkiyetinde bir
çalışma ortamına kavuştukları-
nı, şubeler arasında Çağdaş Grup
olarak seçim kazanan tek şube ol-
duklarını,
Nafi ALTINÖZ, 43 üncü dö-
nem başlarken farklı guruplarla
seçime giren ama sandıktan bir-
likte çalışma olarak görevlendi-
rildiklerini, zannettiğinin tersine
uyumlu bir çalışma ortamı yaka-
ladıklarını, istenince hep birlikte
mesleğimiz adına daha çok güzel
şeylerin yapılabileceğine inandı-
ğını,
Hasan Basri AVCI, yönetim-
de bulunduğumuz sürede yaptık-
larının mutluluğunun yanında ya-
pamadıklarının üzüntüsünün çok
daha fazla olduğunu, ormancı-
lıkta yapılagelen rehabilitasyon,
kent ormanı gibi öne çıkan uygu-
lamaların meslek kamuoyu tara-
fından yeterince irdelenemediği-
ni ve buna Oda yönetiminin de
yeterince önderlik yapmadığını,
ifade ettiler.
Genel Kurulda daha sonra
gündemin diğer maddelerine
geçildi. 43 üncü Dönem yöne-
timinin ibra edilmesinin ardından
yeni dönem tahmini bütçeleri
oylandıktan sonra Genel Kurul ta-
mamlandı. 01 Nisan Pazar günü
Odamızın Genel Merkez binasın-
da yapılan oy verme işleminin ar-
dından 44 üncü dönem Yönetim
Kurulu belirlendi.
2012 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 7
ORMAN MÜHENDİLERİ ODASI GENEL MERKEZİ YÖNETİM KURULUAli KÜÇÜKAYDIN
Prof. Dr. Devlet TOKSOY
Muhammet SAÇMA
İsmail Hakkı BARI
Ergün ÇETİN
İsmail Cengiz METİN
Cemal SUNAR
2012 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ
MERKEZ ŞUBESİ
Cengiz NAHARCI
Mustafa ÜNER
Adem YILMAZEL
Serkan
ERİKGENOĞLU
Şenel KARABAL
Efgan AĞBAL
Hakan TAN
İSTANBUL ŞUBESİ
Yüksel YÜKSEL
Aynur Aydın
ÇOŞKUN
Adnan YALÇIN
Sabit TUNÇEL
Ali SUKAS
Levent TANTOĞLU
Ekrem OFLUOĞLU
DOĞU KARADENİZ (TRABZON) ŞUBESİ
Devlet TOKSOY
Metin ERDİN
Turgay ÖZDEMİR
Süleyman ALKAN
Nazan ARAZ
Zafer YÜCESAN
Cenk DEMİRKIR
İZMİR ŞUBESİ
A.Kenan ÖZTAN
Rafet ERŞEN
Hayriye DUMAN
Devrim YILMAZ
Yasemin BİLGİLİ
Özlem ÇÖL
Namık HALAVURT
BATI AKDENİZ (ANTALYA) ŞUBESİ
Hüseyin ÖZDOĞAN
Salih YILMAZ
Vahdet Afşin
KARACAN
Abdullah YÜKSEL
Osman Zeki ERYİĞİT
Celal EMİR
Güner GÜLER
DOĞU AKDENİZ (ADANA)ŞUBESİ
Selami TECE
Mustafa PEKEL
Cumali AKIN
Burhanettin ERDEM
Kahraman İsmail
KILIÇ
Abdullah AKTAŞ
Adnan İZGİ
ELAZIĞ ŞUBESİ
Okan KURŞUN
M.Kaan TIRAŞ
Mehmet YAZICI
Z.Evre ÇANAKÇI
Yaşar SELÇUK
Mehmet Emin TEKİN
İbrahim BÖRÜ
BATI KARADENİZ (KARABÜK)ŞUBESİ
Aydın KIRIMLI
Temel NATIR
Azize Toper KAYGIN
Cem BEKTAŞ
Hayrullah NERGİZ
Mehmet Nazif AKEL
Mehmet Rıdvan
ÇÖRTÜ
BURSA ŞUBESİ
Nejdet ATAY
Mehmet AKİF AKAN
Muhammed ÇOLAK
Şerafettin BAYRAKTAR
Serdar ALİM
Mehmet GELERİ
İbarhaim ERGÜVEN
DENİZLİ ŞUBESİ
Mustafaf KALLİMCİ
Ali YAPMIŞ
Musa ŞİMŞEK
Mustafa
DEĞİRMENCİ
Fedai ERDEMLİ
Arif TEKKOYUN
Sadettin BAYSAL
AMASYA ŞUBESİ
Ahmet CEYLAN
Arif CAN
Menderes ÖZKALAY
Nedim İPEK
Necmettin ÇINGIL
Sefer CENGİZ
Cengiz ŞAHİN
ERZURUM ŞUBESİ
Kubilay SUVARİ
Ömer ÖNCÜL
Vedat AYTAŞ
Zafer ÖLMEZ
Orhan BIYIKLI
Kemal ESER
Cengiz GÖKÇE
SAKARYA ŞUBESİ
Ahmet AKBULUT
Mesut GÜLER
Şaban BIYIKLI
Çoşkun KARAOĞLU
Ali BİLGİ
Emrah ÇİÇEK
Erhan VELİOĞLU
ŞUBELERİN YENİ YÖNETİM KURULLARI
Panel sonunda yayınlanan
bildiri ile özet olarak şun-
lar açıklanmıştır.
1982 Anayasasının 169
ve 170. maddeleri ve Anaya-
sa Mahkemesi kararları ışığın-
da sözkonusu kanun tasarısının
Anayasa’ya aykırılığı ortadadır. Bu
şekilde, hukuki mesnedi olmadan
yapılan düzenlemeler, kamu vic-
danını yaraladıkları gibi, kamuo-
yunda uzlaşma zemini yaratmak-
tan uzak endişe verici ortamlara
neden olacaktır. Hiçbir hukuk dü-
zeninin haksız bir nedene dayana-
rak bir hak elde edilmesine olanak
tanımayacağı açıktır. Bu noktada,
2-B tasarısı şüphesiz üzerinde yo-
ğun emek sarfedilmek suretiyle
bir sorunun çözümünü sağlama-
ya yönelik bir çalışmanın ürünü-
dür. Ancak, bir sorunu çözerken
İSTANBUL ŞUBESİ
YENİ ANAYASA VE ORMANKONULU PANEL GERÇEKLEŞTİRDİ
Devam eden Anayasa yapma sürecinde; katkıda bulunmak, desteklenen,karşı ya da farklı düşünce ve görüşlerin Odamızın vizyon ve üstlenmiş olduğu
misyonu gereğince, başta orman olmak üzere tüm doğal varlıklara olan hassasiyetleri, anayasa yapma sürecine dahil olmak amacıyla kamuoyu ile
paylaşma istek ve çabası ile Orman Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi olarakbir panel düzenlenmiştir.
ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 20128
OD
AM
IZD
AN
başka ve daha büyük sorunların
meydana gelmesinden kaçınılma-
sı gereklidir. Bu nedenle, sorunun
doğru çözümüne katkıda buluna-
bilmek için tasarıya ilişkin görüş
ve endişelerimizi paylaşma gereği
doğmuştur.
Anayasa’nın emredici 169. mad-
de hükmünün varlığı karşısında,
söz konusu maddelerde gerekli
değişiklik yapılmadan yasa ko-
yucunun, bu alanların kullanı-
cılarına veya başkalarına, hatta
orman köylüsüne satılmasını
veya bu amaçla devredilmesini
sağlayacak bir düzenleme yap-
ması olanaklı değildir.
Tasarının amaçları içinde yer
alan, yeni orman alanlarının
oluşturulması ve orman köylü-
lerinin kalkındırılmasının des-
teklenmesi konularına gereken
önem verilmemiş aksine tasarı,
2924 sayılı Orman Köylülerinin
Desteklenmesi Hakkında Ka-
nunu yürürlükten kaldırmıştır.
Oysa tasarının başlığı dahi, or-
man köylülerinin desteklenme-
si ile başlamaktadır.
Tasarının ilgili maddesinde, belli
amaçlar için orman sınırları dı-
şına çıkarma işlemi devam et-
mektedir. Burada yapılan işlem
aslında ikinci kadastro hükmün-
de olacaktır. Bu durumun tasarı
ile hukuka uygun hale getirilme
çabası kanunlar arası çatışmaya
neden olacak ve artık Anayasa
ve Kanundan tasfiye edilmesi
görüşünde olduğumuz orman
sınırları dışına çıkarma işlemi-
nin devamlılığına yol açacak-
tır. Bunun yerine, farklı hukuki
usuller bulunması yerinde ola-
caktır. Ayrıca, bu alanların işlem
sonrasında Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı’nın tasarrufuna geç-
mesi sözkonusudur. Bu da ta-
sarıda tam yetki ile donatılmış
Bakanlığın yetkilerini daha da
artırmaktadır.
Burada ilginç olan bir husus da,
2-A alanlarının tarıma uygun
olup olmadığı, nakledilecek
köyler halkının kalkındırılması-
na uygun olup olmadığı, çıkar-
ma işleminden sonra yapılacak
“ “
Proje alanı olarak
2-B alanlarının
yanısıra, proje
bütünlüğünü
sağlamak üzere
gerektiğinde bu
proje alanı dışında
kalan yerler de
dahil edilmek
suretiyle kapsam
tehlikeli biçimde
genişletilmiştir.
2012 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 9
nunda orman köylülerinin yer-
leştirilmesi amaçlı orman sınır-
ları dışına çıkartılan bu yerlerin
iskân hizmetlerinde kullanılmak
üzere re’sen Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı’na tahsis edilmiş sayı-
lacağı ifade edilmektedir. Bura-
da, ilgili kamu idaresinin veya
Orman genel Müdürlüğü’nün
sözkonusu alanlar üzerinde her-
hangi bir tasarruf yetkisi bulun-
mamaktadır.
Tasarının uygulanmasından
sağlanacak gelirin, %90 ını geç-
meyen kısmının genel bütçeye
gelir olarak kaydedilmesi ve
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ta-
rafından afet riski altındaki alan-
ların dönüştürülmesinde kulla-
nılması sözkonusudur. Burada,
ayrılacak kısmın alt sınırının de-
ğil de üst sınırının belirlenmesi,
siyasi iradeye kanundan sağla-
nan gelirden gerektiğinde “hiç
kaynak ayırmama” veya “tüm
geliri afet riski altındaki yerle-
rin dönüşümünde kullanma”
gibi geniş bir takdir yetkisi do-
ğurmaktadır.
ve eğer uygun olmadığı sonu-
cuna varılırsa, işlem iptal edile-
cektir.
Tasarıda yer alan “proje alanı”
tanımı ve proje alanı konusun-
daki yetkili idareler ve işlemin
usul ve esasları dikkat çekicidir.
Proje alanı olarak 2-B alanları-
nın yanısıra, proje bütünlüğünü
sağlamak üzere gerektiğinde
bu proje alanı dışında kalan
yerler de dahil edilmek sure-
tiyle kapsam tehlikeli biçimde
genişletilmiştir. Ayrıca, proje
alanına ilişkin temel yetki ön-
celikli olarak Çevre ve Şehircilik
Bakanlığında toplandığı gibi
ardından TOKİ de tam yetkiyle
donatılmıştır. Bu süreçte Orman
ve Su İşleri Bakanlığı ve Orman
Genel Müdürlüğü’nün etkisiz-
leştirilmesi sözkonusudur. Tasa-
rıda, tarım ve tarım dışı amaçlı
arazi kullanım planları yapılması
ve bu planlar dikkate alınarak
yerleşim plan ve uygulamaları
yapılmasına hükmolunmuştur.
Ancak, madde düzenlemesi so-
siyasi iradeye kanundan sağla-
nan gelirden gerektiğinde “hiç
kaynak ayırmama” veya “tüm
geliri afet riski altındaki yerle-
rin dönüşümünde kullanma”
gibi geniş bir takdir yetkisi do-
ğurmaktadır.
rıda, tarım ve tarım dışı amaçlı
arazi kullanım planları yapılması
ve bu planlar dikkate alınarak
yerleşim plan ve uygulamaları
yapılmasına hükmolunmuştur.
Ancak, madde düzenlemesi so-
““
Proje alanına
ilişkin temel yetki
öncelikli olarak
Çevre ve Şehircilik
Bakanlığında
toplandığı gibi
ardından TOKİ
de tam yetkiyle
donatılmıştır. Bu
süreçte Orman ve
Su İşleri Bakanlığı
ve Orman Genel
Müdürlüğü’nün
etkisizleştirilmesi
sözkonusudur.
ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 201210
OD
AM
IZD
AN
Hazine arazilerini, Tasarının
yasalaşıp yürürlüğe girdiği
tarihten önceki en az üç yıl
boyunca kiralayanlar, kira söz-
leşmeleri süren kiracılar ya da
tarımsal amaçlarla kullandıkları
belirlenenler, satış bedelini iti-
razsız kabul ettiklerinde “hak
sahibi” sayılabilecek ve bu
arazileri satın alabilecektir. Böy-
lece, özellikle Ege ve Akdeniz
Bölgelerinde geniş Hazine ara-
zilerini kiralayarak zeytin başta
olmak üzere tarımsal amaçlarla
kullananlar bu arazileri, rayiç
bedellerinin % 70‘ini ödeyerek
satın alabilecektir. Ancak, Tasa-
rıda, ne amaçla ve nasıl tarım
yaptıkları ve yapacakları, çok
daha önemlisi, satıştan sonra
da tarım yapıp yapmayacakları
vb konularda hiçbir düzenleme
yapılmamıştır.
Son söz olarak, Orman Mü-
hendisleri Odası İstanbul Şubesi,
Anayasa’da bulunmasını istediği
temel ilkeler konusunda kesin
çizgilerini belirlemiş ve yukarıda
açıklamıştır.
Orman sınırları dışına çıkarma
işlemi Anayasa’dan geçici mad-
deye konulmak suretiyle geri dö-
nüşü olmayacak biçimde tasfiye
edilecektir.
31/12/1981 tarihi itibariyle
bilim ve fen bakımından orman
niteliğini tam olarak kaybettiği
belirlenip hazine adına orman
sınırları dışına çıkarılan alanların,
Anayasa Mahkemesi kararları dik-
kate alınmak suretiyle, anayasal
zemin oluşturularak tasfiye edil-
mesini ve bu konunun bir daha
geri dönüşü olmamak üzere ülke
gündeminden düşürülmesini is-
temektedir.
Saygılarımızla….
ORMAN MÜHENDİSLERİ ODASI
İSTANBUL ŞUBESİ
Panel dokümanı tamamı için www.ormuh.org.tr 2012 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 11
Panel yöneticiliğini KTÜ
Orman Fakültesi Öğre-
tim üyesi Prof. Dr. Can-
türk GÜMÜŞ’ün yaptığı
panele; İTÜ Avrasya Yer Bilimleri
Enstitüsü’nden Prof. Dr. Mehmet
KARACA “Orman, Su ve İklim De-
ğişikliği”, İÜ Orman Fakültesi’nden
Prof. Dr. Aynur AYDIN COŞKUN
“Orman-Su İlişkilerinin Hu-
kuksal Analizi ve KTÜ Orman
Fakültesi’nden Yrd. Doç. Dr. Oğuz
KURDOĞLU “Doğa Koruma-Su-
Enerji Tartışması” konulu sunum-
ları ile katıldılar.
çeşitliliğin korunması, doğal risk-
lerin azaltılması gibi karmaşık ve
birbiriyle bağıntılı birçok evrensel
sorunun çözümünde ormanların
ve ağaçların oynadığı önemli role
değinen Toksoy, bütün önemine
rağmen dünyadaki ormanların
azaldığının altını çizdi.
Ormancılık örgütünün yapı-
lanmasında sıkça değişikliğe gi-
dildiğini, yapılan değişikliklerin
çoğu kez ormanlar ve meslek-
taşlarımızın aleyhine önemli ka-
yıplara yol açtığına vurgu yapan
Toksoy, değişiklerin temel nede-
DOĞU KARADENİZ ŞUBESİ
“ORMANLAR ve SU”KONULU PANEL DÜZENLEDİ
TMMOB Orman Mühendisleri Odası Doğu Karadeniz Şubesi’nin “Orman Haftası” etkinlikleri çerçevesinde düzenlediği “Ormanlar ve Su” konulu panel
24 Mart 2012 günü Trabzon’da yapıldı.
Panelin açış konuşmasını ya-
pan Orman Mühendisleri Odası
Doğu Karadeniz Şubesi Başkanı
Prof. Dr. Devlet TOKSOY; orman-
ların önemi konusundaki bilgi ve
bilinç düzeyinin, bu doğal kay-
nağın gördüğü işlev düzeyine
kıyasla küçük kalmasına karşın
günümüzde hızlı bir gelişme gös-
terdiğini vurguladı.
Kalkınma, yoksulluğun önlen-
mesi, çevresel sürdürülebilirlik,
su, gıda güvenliği ve tarım, enerji,
iklim değişikliğinin hafifletilmesi,
çölleşme ile mücadele, biyolojik
ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 201212
OD
AM
IZD
AN
nin her dönemin iktidarlarının
orman varlığının sürekliliğini sağ-
lamak yerine kısa vadeli popülist
politikaları tercih etmelerinden
kaynaklandığının altını çizdi. Son
değişikliklerin de ormancılık teş-
kilatının kurumsal kimliğinin ze-
delenmesine, meslektaşlarımızın
liyakat ve ehliyetlerine uygun bir
şekilde görevlendirilmemesine ve
birikim sahibi meslektaşlarımızın
bilgi ve becerilerinin siyasi hesap-
lar uğruna yok sayılmasına neden
olmuştur.
2B olarak bilinen ve yasal dü-
zenleme için TBMM de onay bek-
leyen kanun tasarısının ve yeni
Anayasa çalışmalarının da bizleri
yakından ilgilendirdiğini, hazırla-
nacak yeni Anayasanın ormanla-
rın korunması ve geliştirilmesiyle
orman köylülerinin kalkındırılma-
sı konularını içeren, ormanlardan
yararlanmada ise “üstün kamu ya-
rarını” dikkate alan bir Anayasanın
olması gerektiğine inandıkların
belirterek panele destek veren
bilim adamları ile izleyenlere te-
şekkür ederek konuşmasını son-
landırdı.
Panelin ilk konuşmacısı İTÜ
Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü
öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet
KARACA sunumunda; ormanın
çevresinde bulunan bütün can-
lılara büyük faydalar sağladığını,
ormanlar, toprak ve suyun birlikte
düşünülmesi gerektiğini, bunlar-
dan birinin azlığının dengenin bo-
zulacağını ve sonucunda da çev-
renin zararlar göreceğini anlattı.
İklimin değişimi konusunda
çeşitli modeller ortaya koyan Ka-
raca, şöyle konuştu: ‘’Batı Akdeniz,
Ege ve Marmara bölgesinin gü-
neyinde ortalama sıcaklıkta artış,
yağışlarda azalma bekleniyor.
Doğu Akdeniz’de kış yağışlarında
önemli azalma bekleniyor. Kara-
deniz kıyıları için ise yağışta artış
beklenirken, bunun sonucunda
da bu bölgede canlı popülasyo-
nunda değişim meydana gelecek.
Bazı türler kaybolurken, yeni tür-
ler ortaya çıkabilecek. Doğu Ana-
dolu bölgesinde kar kalınlığında
yüzde 24’e yakın bir azalma olu-
şacak ve kar yağışı azalırken, yağ-
mur şeklinde yağışlar artacaktır.
Bunun için de suyun etkin kullanı-
2012 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 13
“ “Ormanların önemi
konusundaki bilgi
ve bilinç düzeyinin,
bu doğal kaynağın
gördüğü işlev
düzeyine kıyasla
küçük kalmasına
karşın günümüzde
hızlı bir gelişme
göstermektedir.
enerjiyi azaltarak küresel ısınmayı
yavaşlatan bir etkiye sahiptir. Şe-
hirleşmenin, şehir ısı adalarının
yani şehirlerde çevrelerine göre
cileri salarken, diğer taraftan yer
yüzeyinde de önemli değişiklikler
meydana getirmektedir. Tarım
alanlarının hızla genişlemesi, or-
manlık alanların hızla yok edil-
mesi, yarı kurak alanların çölleşti-
rilmesi ve şehirleşme, insan eliyle
yer yüzeyinde yapılan en önemli
değişikliklerdendir. Bu değişiklik-
ler, küresel iklim sistemi üzerinde
önemli etkilere sahiptir. Örneğin,
ormansızlaştırma faaliyetleri at-
mosferdeki karbondioksit miktarı-
nı, dolayısıyla sera etkisini, artırıcı
bir etkiye sahip olurken, çölleşme
atmosfere geçen toz miktarında
artışa neden olması dolayısıy-
la güneşten yer yüzeyine gelen
mı ve yönetiminin önemini daha
da arttırmaktadır.’’
İnsanoğlu bir taraftan atmos-
fere sera gazları ve diğer kirleti-
ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 201214
OD
AM
IZD
AN
daha sıcak alanların oluşmasına
yol açmaktadır.”
Karaca, ormanların önemli
karbon yutakları olduğuna ve ar-
tırılmaları gerektiğine dikkat çe-
kerek konuşmasını tamamladı.
Prof. Dr. Aynur AYDIN COŞKUN
ise tebliğinde;
“Yerkürede bulunan suyun çe-
şitli fazlar arasında geçiş yapabil-
me yeteneği bir döngü oluşturur.
Yeryüzündeki bitki örtüsü veya
genel olarak ormanlar; bu döngü
içerisinde özellikle suyun kalite-
si ve miktarı açısından, oldukça
önemli bir yer tutar. Gerek ulusal,
gerekse uluslar arası çalışmalarda,
ormanların özellikle içme suyu-
nun kalitesi üzerindeki olumlu et-
kisi üzerinde durulmaktadır.
Bu olumlu gelişmeler yaşanır-
ken konunun mevzuat bölümü-
nün yeterince doldurulamamıştır.
Özellikle iki kaynak arasındaki iliş-
kinin yeterli düzeyde ortaya koyu-
lamadığı açıktır. Zira sular konu-
sunda pek çok hukuki düzenleme
olmasına rağmen, 40 yılı aşan
çalışmalar sonucu halen bir Su
Yasası çıkarılamamıştır. Özellikle
orman içi sulardan yararlanma
konusunda, yasal ve kurumsal
bir yetki karmaşasının varlığı gibi
bazı sıkıntılardan da söz etmek
mümkündür.
Özellikle su ile ilgili kanunların
artık zamanın ihtiyaçlarının karşı-
lamadığı, uzun zamandır çıkarıl-
ması planlanan su kanunu, orman
içi suları da kapsayacak biçimde
yürürlüğe girmeli ayrıca mevcut
Orman Kanununu da yine orman
içi suları kapsayacak şekilde revize
edilmelidir.
Ülkemiz doğal varlıklar konu-
sunda oldukça varsıl bir karakter
göstermektedir. Ancak su, kıyı, or-
man, yayla, mera gibi bozulmamış
doğal kaynakların ölçüsüz yatırım
baskısı altındadır. Yıllardır turizm,
tarım, yerleşme, üniversite, yol ve
benzeri amaçlarla kullanım şekil-
leri değiştirilen doğal alanlar, son
zamanlarda da enerji amaçlı bü-
yük bir baskı ile karşı karşıya bu-
lunmaktadır.
Panelin son konuşmacısı Yrd.
Doç. Dr. Oğuz KURDOĞLU; hidro-
lik enerjinin dünyada %19 civarın-
da olduğunu ülkemizde %16 Ba-
raj Tipi HES, %49,5 doğalgaz, %31
Termik, %0,7 termal, rüzgar ener-
jisi olduğunu, dere tipi HES’lerin
oranının toplamın %2,75’ i oranın-
da bulunduğunu belirterek ko-
nuşmasına başladı. Kurdoğlu;
“Tüm dere tipi HES’lerin 2025
yılı elektrik talebinin sadece %
10’unu karşılayacak oysa enerji
ithalatı HES’lerle karşılanacakmış
gibi gösterilmektedir.
HES Projelerinde yöre halkı
hatta kamu bölge idareleri ol-
mamakta bu projelerin hayata
geçirilmesinde kazanç kamu ya-
rarından önde tutulmakta, özetle;
sorun kamulaştırılıp kâr özelleştiril-
mektedir. Projelere karşı çıkan yöre
halkı dikkate alınmamaktadır.
HES projelerinde % 10 luk can
suyu “Can çekişme suyu” dur ve bu
asla mevcut dere ekosistemlerini
çevirecek bir oran değildir. Oran
%10 olunca atık su ve kirletici kon-
santrasyonları derelerde hastalık
etmeni haline gelecektir.”
Tüm yatırımlarda öncelikle or-
man ve su kaynaklarını koruma-
nın geleceği korumak anlamına
geldiğini, henüz el değmemiş, su
veya enerji yapılarıyla bozulmamış
dereler/nehirler, ülkenin doğa mü-
zeleri kabul edilmesi ve “yaşayan
nehirler” olarak korunması gerekti-
ği önerisinde bulunarak sunumunu
noktaladı.
Panelin ardından katılımcılara
birer teşekkür andacı takdim edildi.
2012 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 15
Ç alıştay, Mustafa Kemal
Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Hüsnü Salih
Güder’in konuşmasıyla
başladı. Rektör özetle; “Üniversi-
te olarak üzerinde bulundukları
doğal hazinenin farkında ve bilin-
cinde olduklarını bildirerek, gerek
gönüllü gerekse resmi kurumla-
rın, doğa bilincinin oluşması ko-
nusunda düzenlediği çalışmalara
her zaman akademik destek ver-
meye çalıştıklarını” söyledi.
Daha sonra söz alan Orman
Mühendisleri Odası Genel Başkanı
Ali Küçükaydın, “Yörenin biyolojik
çeşitliliğinin çok zengin olduğunu
vurgulayarak, bu zenginliğin sür-
dürebilir şekilde gelecek kuşakla-
ra aktarılması gerektiğini, Orman
Mühendisleri Odası olarak bu tür
etkinliklerin yapılması için üni-
versiteler ve sivil toplum örgütleri
DOĞU AKDENİZ ŞUBESİ
SÜZÜLEN KUŞLAR ve HATAYKONULU ÇALIŞTAY GERÇEKLEŞTİRDİ
Orman Mühendisleri Odası Doğu Akdeniz Şubesi tarafından Antakya’da düzenlenen çalıştay, Mustafa Kemal Üniversitesi Tayfur Sökmen Yerleşkesi
Atatürk Konferans Salonu’nda yapıldı.
ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 201216
OD
AM
IZD
AN
ile işbirliği içerisinde olacaklarını”,
Orman ve Su İşleri Bakanlığı 7.
Bölge Müdürlüğü Avcılık ve Ya-
ban Hayatı Şube Müdürü Mehmet
Yüksel Çevirgen “dünyadaki göl ve
göletlerin tahrip edilmesiyle göç-
men kuşların yaşam alanlarının
sınırlandırıldığını, tüm bu neden-
lerden dolayı göçmen kuş türleri-
nin tehlike altında bulunduğunu”,
Türkiye Bilimsel Kültürel ve Stra-
tejik Araştırmalar Merkezi (TÜBİ-
KAM) Başkan Yardımcısı Özer Öz-
güç de “göçmen kuşlar açısından
Hatay’ın önemli bir noktada yer
almasına karşın, Amik Gölü’nün
kurutulmasının bu kuşlara büyük
zarar verdiğini”, Türkiye Tabiatı
Koruma Derneği Hatay Şube Baş-
kanı Abdullah Öğünç de “Amik
gölünün kurutulmasıyla oluşan
ekolojik kırımın Kırıkhan Gölbaşı
Gölünün rehabilitesinin gerçek-
leştirerek doğal yaşamın nefes al-
ması sağlanmalıdır” dediler.
Çalıştaya; ayrıca Doğu Akde-
niz Şube Başkanı Selami Tece,
Rektör Yardımcısı Prof Dr. Ali Koç,
Antakya Belediye Başkan Yardım-
cısı Mehmet Çaparali, Antakya
Orman İşletme Müdürü Mehmet
Harbi, Mustafa Kemal Üniversitesi
Öğretim Üyeleri, Doğa Araştırma-
ları Derneği Yönetim Kurulu Baş-
kanı Osman Erdem, Subaşı Kuş
Gözlem Topluluğu Başkanı Uzm.
Dr Ali Atahan, Doğa Koruma ve
Milli Parklar Genel Müdürlüğünün
Şube Müdürleri, sivil toplum ör-
gütlerinin yöneticileri ve öğrenci-
ler katıldılar.
Çalıştay sonrasında, meslek-
taşımız Alptuğ Tekeli’ye, Doğu
Akdeniz Bölgesinde bulunan
korunan alanların ilan edilmesin-
de, sulak alanlar, yaban hayatı ve
kuşların korunmasında göstermiş
olduğu gayret ve çalışmalarından
dolayı Mustafa Kemal Üniversi-
tesi Rektörü Prof. Dr Hüsnü Salih
Güder tarafından şükran andacı
verildi.
Çalıştayın ardından “Süzülen
Göçmen Kuşlar Gözlem Günü”
etkinliği Belen’de yapıldı. Gözlem
Gününe, Çalıştay konuklarının ya-
2012 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 17
“
“
Yörenin biyolojik
çeşitliliğin çok
zengin olduğunu
vurgulayarak,
bu zenginliğin
sürdürebilir şekilde
gelecek kuşaklara
aktarılması
gerektiğini, orman
mühendisleri
odası olarak bu
tür etkinliklerin
yapılması için
üniversiteler ve sivil
toplum örgütleri ile
işbirliği içerisinde
olacaktır.
6- İnsanoğlunun hayatta kal-
ması diğer yabanıl türlerin hayat-
ta kalmasıyla doğru orantılıdır.
Bu bağlamda Hatay ilinde nesli
tehlikede türler tespit edilerek bu
türlerin korunmasına yönelik ön-
lemlerin alınması.
7- Samandağı ve çevresin-
de yoğunlaşan yırtıcı kuş avının
önlenmesi için Doğa Koruma ve
Milli Parklar Genel Müdürlüğünce
koruma ve kontrol hizmetlerinin
kuş göç zamanlarında ilkbahar
ve sonbahar dönemleri olmak
üzere artırılması ayrıca göç yolu
üzerinde bulunan doğal kaynak
değerleri ve ekoturizm açısından
Doğa Koruma ve Milli Parklar Ge-
nel Müdürlüğünce Samandağı
ilçesi Hıdırbey Köyü’nde bulunan
en az 1500 yaşındaki çınar ağacı-
nın (Platanus Orientalis) anıt ağaç
statüsüne alınması için gerekli ça-
lışmaların yapılması.
8- Doğa Koruma ve Milli Park-
lar Genel Müdürlüğünce doğaya
duyarlı avcılardan 4915 sayılı kara
2- Mevcut Hatay Hava
Alanı’nın konumu irdelenerek
hava alanının yeniden sular altın-
da kalmaması için bundan böyle
hangi tedbirler alınması bilimsel
olarak ortaya konulması ve ilgili
kurumlara bu raporun gönderil-
mesi.
3- Hatay ve özellikle Samanda-
ğı çevresinde ekolojik bölgelerin
tahribatını önlemek için ekolojik
etkilenme bölgeleri tespit edile-
rek gerekli çalışmaların yapılması
için Doğa Koruma ve Milli Parklar
Genel Müdürlüğü’ne bildirilmesi.
4- Mevcut mülkiyet durumla-
rı irdelenerek kamuya ait uygun
yerlerde yapay (geçiçi veya kalı-
cı) sulak alanların oluşturulması
projelerinin hayata geçirilmesi
için fon kaynak arayışlarının bir an
önce yapılması.
5- Sulak alanların önemi, işlev
ve değerleri hakkında başta karar
vericiler olmak üzere yöre halkına
yönelik eğitim ve bilgilendirme
çalışmalarının yürütülmesi.
nında Orman ve Su İşleri Bakanlığı
7. Bölge Müdürü Ethem Boz, kuş
gözlem topluluk üyeleri ve üni-
versite öğrencileri yoğun ilgi gös-
terdi.
Gözlem gününde kuş gözlem-
cileri Subaşı Kuş Gözlem Toplu-
luğu Başkanı Uzm.Dr Ali Atahan
liderliğinde gün boyunca 9 484
leylek, 31 küçük orman kartalı, 16
şahin, 8 yılan kartalı, 4 kara leylek,
3 kara çaylak, 2 saz delicesi 1 at-
maca,1 kerkenez ve 1 gökdoğa-
nın sayımı yapıldı.
“Süzülen Göçmen Kuşlar ve Hatay”Çalıştay SonuçBildirgesi07 Nisan 2012 Antakya
1- Amik Gölü’nün kurutul-
masından dolayı oluşan ekolo-
jik yıkıntının Kırıkhan Gölbaşı
Gölü’nün geliştirilerek rehabilite
edilmesi ve sulak alanlar statüsü-
ne alınması için Orman ve Su İşleri
Bakanlığı nezlinde harekete geçil-
mesi.
OD
AM
IZD
AN
ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 201218
avcılığı kapsamında fahri av mü-
fettişleri sınavlarla tespit edilerek
av koruma ve kontrol çalışmala-
rında yer almaları sağlanması.
9- Bu koruma ve kontrol ted-
birlerinin yanında yerel halkın bi-
linçlendirilmesine yönelik eğitim
faaliyetlerine (konferanslar, köy
toplantıları, poster çalışmaları vb)
ağırlık verilmesi.
10- Göç güzergahı üzerinde
bulunan ve kuş kırımlarının en
fazla olduğu yerlerde (Samanda-
ğı Ziyaret Tepesi ve Belen Geçiti
vb) kuş gözlem festivallerinin ya-
pılması ve bunu geleneksel hale
getirilmesi.
11- Doğada kuş kemiriciler ve
leşlerle beslenen yırtıcı kuşların
birçok hastalıkları taşıdıkları bilim-
sel raporlarla ortaya konularak,bu
yırtıcı kuşları vurarak yiyen Sa-
mandağı ve çıvarında yaşayan
halka anlatılması.
12- Doğal hayatın korunma-
sında en önemli mihenk taşı doğa
eğitimidir. Açılacak bir doğa oku-
lunda başta Mutafa Kemal Üni-
versitesi Öğretim Üyeleri olmak
üzere sivil toplum örgütlerinden
oluşacak kadrolar ile özellikle ço-
cuk ve gençlerden başlamak üzere
toplumun tüm katmanlarına yay-
gın ve örgün eğitim verilmesi.
13- Özellikle Belen geçidi ol-
mak üzere Samandağı Ziyaret Tepe
ve diğer yerlerde bulunan rüzgar
türbinlerinin göçmen kuşlara olası
Zararlarının göç dönemlerinde dü-
zenli olarak izlenerek oluşturulacak
raporların ilgili kurumlar ve kamuo-
yu ile paylaşılması.
14- Göçmen kuşların göç yol-
ları üzerinde bulunun enerji nakil
hatlarına uyarıcı görsel aparatla-
rın takılması.
15- Doğa Koruma ve Milli
Parklar Genel Müdürlüğünce ya-
ralı göçmen kuşlar için tedavi ve
rehabilitasyon merkezinin kurul-
ma çalışmalarının başlatılması.
16-Yukarıda belirtilen çalıştay
sonucunda ortaya çıkan bildirge-
deki konuların takibi açısından
Orman Mühendisleri Odası Doğu
Akdeniz Şubesi’nin koordinatör-
lüğünde Mustafa Kemal Üniversi-
tesi, Orman ve Su İşleri Bakanlığı
7.Bölge Müdürlüğü,Türkiye Tabi-
atı Koruma Derneği Hatay Şubesi,
Doğa Araştırmaları Derneği, Su-
başı Kuş Gözlem Topluluğu, TÜBİ-
KAM ve diğer çevreci sivil toplum
örgütleri ile her yıl tespit edilecek
bir tarihte toplantılar düzenlen-
mesi.
Bildiride imzası bulunanlar;
Ayhan Küyük, Doç.Dr Yaşar
Ergün, Doç.Dr Hüseyin Korkmaz,
Osman Erdem Riyat Gül, Ali Ata-
han, İtri Levent Erkol, Yunus Köker
“ “Gerek gönüllü
gerekse resmi
kurumların, doğa
bilincinin oluşması
konusunda
düzenlediği
çalışmalara her
zaman akademik
destek vermeye
çalışıyoruz.
2012 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 19
1. GİRİŞ
Günümüzde hem aşırı madde tüketimi ve hem de hızlı endüst-rileşmenin neden olduğu hava kirliliği ve diğer çevre sorunları nedeniyle dünyada başta orman-lar olmak üzere doğal kaynaklar-daki azalma tehlikeli sınırlara da-yanmıştır. Bu temponun sürmesi halinde yerkürede ortaya çıkacak olumsuz koşulların insan yaşamı-nı tehdit edeceğinin fark edilmesi üzerine, son zamanlarda dünya gündemine “Sürdürülebilir Kalkın-ma” adıyla yeni bir kavram getiril-miştir. Sürdürülebilir kalkınma, in-san ile doğa arasında denge kura-rak doğal kaynakları tüketmeden, gelecek nesillerin ihtiyaçlarının karşılanmasına ve kalkınmasına imkan verecek biçimde, bugünün ve geleceğin yaşamını ve kalkın-masını programlama anlamını taşımaktadır. Temelde ormancılık faaliyetleri dışında endüstriye üre-tim planlamaları için söz konusu edilmesi gereken bu kavram, “Sür-dürülebilir Ormancılık” adı altında
ormancılık uygulamalarına da so-kulmuştur (Yeşil ve ark., 2003).
Sürdürülebilir orman işletme-ciliğinin küresel ölçekte başarılı olabilmesi, orman kaynaklarının yönetimi ve işletilmesinde katı-lımcı yaklaşımın benimsenmesine bağlı olduğundan, ormanlar ve or-mancılıkla ilgili uluslar arası bütün projelerde başarı kriteri olarak bu sürecin ne ölçüde gerçekleştirildi-ğine bakılmaktadır. Ayrıca, doğal bir kaynak olan ormanların çok amaçlı, rasyonel ve optimal kulla-nım ilkeleri doğrultusunda sürdü-rülebilirliğini sağlayabilmek için bu bağlamda öne çıkan en önemli koşul, planlamanın her aşamasın-da katılımcı yaklaşımı benimse-mektir (Asan ve ark., 2003). Katılım anlayışının gerçekleştirilmesi, o ülkenin demokrasi anlayışındaki gelişmelere parelel şekilde olmak-tadır. Herhangi bir demokratik toplumda, doğal kaynakların plan-lanması ve çevre yönetimi, çeşitli disiplinlerdeki uzmanların işbirliği, kurumlar arası işbirliği ve paydaş-ların katılımı yoluyla çeşitli bilgi,
değerler ve çıkarların göz önüne alınmasını gerektirir (Linde et all, 2007). Doğal kaynakların yöneti-minde, katılımcı planlama anlayı-şının geliştirilmesi ve katılımcılık sürecinin tam anlamıyla işletile-bilmesinde en önemli olgu, doğal kaynakların yönetimi alanında eğitim sağlayan gerek üniversite-ler gerekse mesleki eğitim kurum ve kuruluşlarında verilen katılımcı planlama eğitim ve öğretiminde-ki gelişmelerdir. Çek cumhuriye-ti, Finlandiya, Almanya, İrlanda, Hollanda, Slovakya’nın katılımıyla doğal kaynak ve çevre planlama-cılarının katılımcı planlama beceri-lerini ve performansını geliştirmek amacıyla 2005-2007 yılları arasın-da “Doğal Kaynakların Yönetimin-de Katılımcı Planlama Eğitimin Ge-liştirilmesi (EnTraCop)” adlı ortak bir proje gerçekleştirilmiştir. Yine doğal kaynak planlamacılarına katılımcı planlamada konusunda yeni beceriler katmak amacıyla, Finlandiya, Çek Cumhuriyeti, Al-manya, Avusturya, Macaristan, Slovakya, Hollanda’nın katılımıyla
ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 201220
UZ
MA
N S
AH
AS
I
Prof.Dr. Ahmet YEŞİL Yrd.Doç.Dr. Ulaş Yunus ÖZKAN Araş.Gör. Serhun SAĞLAM1
İ.Ü. Orman Fakültesi Orman Amenajmanı A.B.D.
ÖzetDoğal kaynakların sürdürülebilirliğinin sağlanabilmesinde öne çıkan önemli konulardan bir tanesi,
planlamanın her aşamasında “katılımcı yaklaşımı” benimsemektir. Planlamanın her aşamasında katılımcı
yaklaşımın benimsenmesi ve katılımcılık sürecinin tam anlamıyla gerçekleştirilebilmesinde, doğal kaynak
planlamacıların katılımcı planlama konusunda almış olduğu mesleki eğitim oldukça önemlidir. Bu çalış-
mada, ülkemiz orman kaynaklarından sürdürülebilir faydalanmanın sağlanabilmesi için oldukça önemli
bir olgu olan katılımcı planlama konusunda verilen eğitimin ve planlamacıların bu konudaki performan-
sını geliştirmek amacıyla Avrupa ülkelerinde gerçekleştirilen ENTraCop ve TRACOPI projelerinin tanıtılması
amaçlanmıştır.
DOĞAL KAYNAKLARIN PLANLANMASINDA KATILIMCI YAKLAŞIMIN
GELİŞTİRİLMESİ ve EĞİTİMİ
2010 yılında “Peyzaj ve Doğal Kay-naklar Perspektifinden Yenilik ve Gelişim Temelli Bölgesel Program Geliştirme (TRACOPI)” adlı yeni bir ortak projeye başlanmıştır.
Bu çalışmada, ülkemiz orman kaynaklarından sürdürülebilir fay-dalanmanın sağlanabilmesi için oldukça önemli bir olgu olan katı-lımcı planlama konusunda verilen eğitimin ve planlamacıların bu ko-nudaki performansını geliştirmek amacıyla Avrupa ülkelerinde ger-çekleştirilen ENTraCop ve TRACOPI projelerinin tanıtılması amaçlan-mıştır.
2. DOĞAL KAYNAKLARIN
YÖNETİMİNDE KATILIMCI
PLANLAMA EĞİTİMİNİN
GELİŞTİRİLMESİ(EnTraCop - Enhancing the
Teaching of Collaborative
Planning in Natural Resource
Management)
EnTraCop, Oulu Uygulamalı Bilimler Üniversitesi, Yenilenebilir Doğal Kaynaklar Bölümü tarafın-dan koordine edilen bir projedir. Proje 2005 yılında başlamış ve 2007 yılında tamamlanmış olup Leonardo da Vinci programı tara-fından desteklenmiştir. Projede altı Avrupa ülkesinden (Çek cum-huriyeti, Finlandiya, Almanya, İr-landa, Hollanda, Slovakya) 14 ku-ruluş ortak olarak katılmıştır.
EnTraCop, doğal kaynak ve çevre planlamacılarının katılımcı planlama becerilerini geliştirmek için gerçekleştirilmiştir. Projenin genel amacı, proje ortağı ülkeler-de katılımcı planlama becerilerini ve planlamacıların performansını geliştirmektir. Projenin kısa vade-de hedefi; katılımcı planlamada bilgi, yöntemler ve eğitim araçla-rını geliştirerek planlamacılara ve-rilen eğitim kalitesini artırmaktır. Projenin nihai yararlanıcıları, proje ortağı ülkelerde doğal kaynak ve çevresel planlama öğrencileri ve
profesyonel planlamacıların yanı sıra profesyonel planlamacılar ta-rafından hizmet verilen karar veri-ciler ve vatandaşlardır.
Projenin ana çıktılarının başında;
- Katılımcı planlama açısından öncelikli sektörlerde doğal kaynak ve çevre planlamacıla-rının temel beceri analizi
- Öncelikli sektörlerdeki doğal kaynak ve çevre planlamacıları için mevcut olan mesleki eği-tim ve öğretimin değerlendiril-mesi ve katılımcı planlama açı-sından geliştirilme ihtiyaçları
- Katılımcı planlamada eğitimci-ler için yeni bir araç paketi (Co-Pack) gelmektedir. Projenin sonunda, proje ortağı
kuruluşların eğitim müfredatları ile planlamacı ve eğitimciler için doğal kaynak ve çevre planlaması ve katılımcı planlama kurslarının hazırlanması ve uygulanmasın-da proje çerçevesinde geliştirilen metodolojiler ve eğitim araçlarını kullanması planlanmıştır (Anonim 1; Anonim 2). Projenin ana ürünü, katılımcı planlamada eğitimcinin yardımcı araç paketidir. CoPack’ın kullanılabilirliğini geliştirmek için, doğal kaynaklar ve çevre yöneti-minin katılımcı planlanmasında çalışma hayatı gereksinimleri ve mesleki eğitim ve öğretim için ön-celikli ihtiyaçlar, proje ortağı her bir ülkenin “Temel Beceri Anali-zinde” (CSA – Core Skill Analysis) değerlendirilmiştir. Ayrıca proje ortağı her bir ülkede, katılımcı planlamada eğitimin ve eğitim materyallerinin mevcudiyeti ve kalitesini öğrenmek ve eğitmenler ve öğretmenlerin ek destek mater-yallerine olan öncelikli ihtiyaçlarını tanımlamak için mevcut mesleki eğitim ve öğretimin (VET – Voca-tional Education and Training) bir değerlendirmesi gerçekleştirilmiş-tir (Linde et all, 2007).
2.1. Mesleki Eğitim ve Öğ-retimin Değerlendirilmesi (VET – Vocational Education and Tra-ining)
VET analizi ile katılımcı plan-lama açısından doğal kaynak ve çevre planlamacılar için mevcut mesleki eğim ve öğretimin ve eğitim materyallerinin miktar ve kalitesini incelenmektedir. Doğal Kaynakların Yönetiminde Katılımcı Planlama Eğitiminin Geliştirilme-si” projesi doğrultusunda altı adet proje ortağı ülke aynı amaç için bu çalışmaları gerçekleştirmiştir (Pe-ters et all., 2006).
Mesleki eğitim ve öğretimin değerlendirilmesinde amaç;
- proje ortağı ülkelerde, doğal kaynaklar ve çevre yönetimi planlamacılarının farklı eğitim düzeylerinde dahil olduğu ka-tılımcı planlama elemanlarının türleri
- ilgili çalışma alanlarında katı-lımcı planlama elemanlarının miktarı
- ilgili lisan programlarının mes-leki yeterliliklerinin mevcudi-yeti
- katılımcı planlamada kapasite gelişimi ve eğitim için gerek-sinimler ve öncelikleri ortaya çıkarmaktır. Değerlendirme için proje orta-
ğı her ülkede doğal kaynaklar ve çevre planlama odaklı sektörler ve kuruluşlar seçilmiştir. Örneğin, Finlandiya da gerçekleştirilen VET değerlendirmesinde hedef alanın kuruluşlar; mesleki eğitim prog-ramlarının yanı sıra teknik okullar ve doğal kaynaklar ve çevre yöne-timi ve peyzaj mimarlığı alanında planlamaya yönelik lisans prog-ramlarına sahip üniversiteler. Proje ortağı ülkelerde gerçekleştirilen değerlendirmelerde kullanılan metotlar, belgelerin değerlendiril-mesi, mülakatlar ve anketleri içer-mektedir. (Linde et all, 2007)
Mesleki eğitim ve öğretimin değerlendirilmesi çalışmalarına ilişkin örnek olarak Finlandiya da
2012 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 21
ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 201222
UZ
MA
N S
AH
AS
I
muştur. Ayrıca hangi eğitimlerinde eksik olduğu yine eğitimciler ile konuşularak rapor da belirtilmiştir. Her iki uzmanlık dalının planlama açısından mevcut derslerin mik-tarı, uygulanışı ve eksiklikleri eği-timcilerin görüşleri alınarak belir-lenmiştir. Eğitim verilen kursları ve uygulanışı, derslerin kaç saatinin ne oranda planlama, oryantasyon ve benzeri olduğu işlenmiştir. Ay-rıca profesyonel eğitim açısından Fin Çevre Enstitüsü ve Ormancılık Geliştirme Merkezinin gerçekleş-tirdiği kurslar da incelenmiştir. Ra-porda katılımcı planlama eğitimini ve öğretimini gerektiren faktörler her iki uzmanlık dalı için incelen-miştir. Başlıca araştırma konusu ya-salar olmuştur. Katılımcı planlama elemanlarının uygulanmasında öğretmen ve eğitimcilerin karşı-laştığı en büyük sorunlar yine her iki uzmanlık dalı için belirtilmiştir. Ayrıca geleceğe yönelik eğitim ve eğiticilere verilen öncelikler ça-lışmada ortaya konmuştur. Rapor sonucunda CoPack için her iki uz-manlık dalı (Orman Planlanması ev Peyzaj Planlaması) açısından Finlandiya ölçeğinde değerlendi-rerek sonuçlar değerlendirilmiş ve öneriler sunulmuştur.
2.2. Temel Beceri Analizi (CSA – Core Skill Analysis)EnTraCop projesi doğrultu-
sunda proje ortağı ülkelerin her birinde gerçekleştirilen ülke çalış-malarından bir diğeri de “Temel Beceri Analizi” dir. CSA katılımcı planlama eğitiminin bir sistematik çerçevesinin formüle edilmesine ve eğitimin öncelikli ihtiyaçları ve yardımcı materyallerin belirlen-mesine yaramaktadır. Bu katılımcı planlamada Copack’ın başarılı bir şekilde ortaya koyabilmek için ge-reklidir. (Graumann, 2006)
Temel beceri analizinin amacı;
- proje ortağı ülkelerde, seçilen doğal kaynaklar ve çevre yö-
konulara odaklanmıştır. Sonuçlar 6 ülke için rapor edilmiştir.
A. VETA'nın Finlandiya'daki Çalışma AlanıFinlandiya eğitim sisteminde
Doğal Kaynaklar ve Çevre (NRE) adlı bir eğitim alanı bulunmakta-dır. Çalışma bu alan üstünde ger-çekleştirilmiştir. Helsinki Üniver-sitesinde olan bu bölüm 7 farklı master programı içermektedir. Finlandiya'da VET'in ayrıntılı ana-lizi, ormancılık ile peyzaj planla-yıcıları için katılımcı çalışmanın yüksek eğitimdeki durumu, uygu-lanabilirliği konusunda yapılmıştır. Çalışmada bu iki temel dalın hangi üniversitelerde eğitimi olduğu da ayrıntılı incelenmiştir. Bazı üniver-siteler NRE konusunda uzmanlık programlarına sahiptirler. VETA değerlendirmesi, konu ile ilgili en çok uzmanlığa sahip olan üniver-sitelerle işbirliği yapılarak gerçek-leştirildi.
Çalışmada Orman plancılarının ve peyzaj plancılarının eğitimleri konusunda ayrıntılı inceleme ya-pılmıştır.
B. Çalışmanın Amacı ve MetodolijisiFinlandiya'da lisans eğiti-
mi seviyesinde, NRE plancıları için katılımcı planlama da ne tür elemanlar(konular) mevcut oldu-ğu belirlenmiştir. Öncelikle, Or-mancılık ve peyzaj tasarım konu-ları detaylı analizler için seçilmiştir. İkinci olarak, planlama kursları içerisinde, eğitime rehberlik yapan profesyonel anlayış betimlenmiş-tir. Konu ile ilgili olarak eğitimciler üstünde durulmuştur. Üçüncü ola-rak, NRE plancılarının Profesyonel eğitimi betimlenmiştir. Bu amaçla da e-mail yolu ile anket yapılmıştır.
Çalışmada Ormancılık ve Pey-zaj Plancıları aşısından var olan eğitimler ayrıntılı incelenmiştir. Hangi derslerin katılımcı planla-ma önemli ve gerekli olduğu her iki uzmanlık dalı için ortaya kon-
gerçekleştirilen çalışma aşağıda verilmiştir.
2.1.1. VET değerlendirme - Finlandiya Ülke RaporuFinansal olarak Leonardo da
Vinci programı tarafında destek-lenen proje, Avrupa da mesleki eğitimin, çalışma sisteminin ve pratiğinin kalitesinin geliştirilme-sini amaçlamaktadır. Bu raporda, "katılımcı planlama" teriminin bir-çok konu (çalışma grupları, bilgi çeşitliliği, partnerlerin ilgi alanları, toplumla paylaşma vb.) açısından etkileşimleri incelenmiştir.
Doğal Kaynaklar ve Çevresel Planlama (NREP) konusunda işbir-liğinin geliştirilmesi Avrupa Birliği tarafından yasalarla da destelene-rek önerilmiştir. Planlamacılar da işlerinde karşılarına çıkan yenilik-lerle bunları görmüşlerdir. Sonuç olarak, yeni becerilerin, yetkinlikle-rinin belirlenmesi ile planlamacı ve eğitimcilerin öğrenme ihtiyaçlarını giderilmesine gereksinim vardır. Bu, değişen rolleri ve yeterlilik şart-lar göz önünde bulundurularak, planlamacılar için eğitim veren ku-rumların öğretim programlarının adaptasyon yardımcı özel önlem-ler, uygulamalar ve araçları belirle-mek ve geliştirmek için gereklidir. EnTraCop'un amacı doğal kaynak planlayıcılarının ve çevre yöneti-mi için kaliteli eğitim sağlamak, bunun içinde bilgi, metotlar ve plancıların eğitim araçlarının pro-je de ki partnerler (Çek Cumhuri-yeti, Finlandiya, Almanya, İrlanda, Hollanda ve Slovakya) aracılığı ile geliştirilmesidir. Ana ürün ise yeni eğiticilerin desteklendiği CoPack tir. CoPack eğitim ve öğretiminin yararlığını sağlamak için katılımcı planlama her bir ülke (EnTraCop a katılmış) için analiz edilmiştir. Bu değerlendirmenin kısa adı VETA' dır. NREP kapsamı her ülke şartları nedeniyle farklı noktalara odakla-nılmıştır. Doğru noktalara odak-lanmak için ve pratik planlamacı-ların her ülke şartlarına göre belli
netimi odaklı sektörlerde plan-lamacıların katılımcı planlama becerileri için çalışma hayatı gereksinimlerini
- Katılımcı planlamada, planla-macıların var olan sistemleri, becerileri ve yetkinlikleri
- Katılımcı planlamada kapasite gelişimi için gereksinimler ve öncelikler ile destek materyali değerlendirmektir (Linde et all, 2007).
Proje ortağı ülkelerin her birinde gerçekleştirilen bu ça-lışmada kullanılan metotlar yine, mevcut belgelerin de-ğerlendirilmesi, mülakatlar ve anketleri içermektedir (Linde et all, 2007). Finlandiya tara-fından yapılan Temel Beceri Analizi örnek olarak aşağıda sunulmuştur.
2.2.1. Finlandiya Temel Beceriler Analizi(Final Raporu)CoPack in yararlılığını göre-
bilmek için beceri gerekliliği ve katılımcı planlamanın mesleki eği-tim ve öğretim ihtiyaçları, her bir EnTraCop ülkesi için araştırılmış ve Temel Beceri Analizleri ile be-lirlenmiştir. Sonuçlar 5 ülke için ra-por edilmiştir (Çek Cumhuriyeti ve Slovakya ülke raporları tek bir ra-por altında toplanmıştır). Bu özet, Aralık 2005 - Şubat 2006 arası Fin-landiya raporundan derlenmiştir.
A. Çalışmada Kullanılan MetotlarTemel Beceri Analizinin ama-
cı, EnTraCop ile paralel olarak VET değerlendirmesinde olduğu gibi, eğiticiler için katılımcı planlama da sağlam bir temel kurmak için destek paketi sağlamak amacıy-la dizayn edilmiştir.Her bir ülke-de, proje partnerleri, CSA ve tüm EnTraCoP'un odaklandığı doğal kaynak ve çevre planlama sektör-lerini seçmiştir.
Finlandiya'nın proje kapsamın-da odaklandığı sektörler ve orga-nizasyonlar ise;
1) Bölgesel Çevre Merkezi tara-fından organize edilen; nehir hav-zası yönetimi planlaması
2) Bölgesel Ormancılık Merkez-leri tarafından yürütülen endüst-riyel olmayan, özel ve belediye orman sahipleri için orman plan-laması
Finlandiya CSA ülke çalışma-sında aşağıdaki yöntemler kulla-nılmıştır:
a) Belge analizi: İlgili mevzuat, Makaleler ve örnek çalışmalar
b) Anket çalışmaları: Su konu-sunda uzmanlar ile orman plancı-ları ile yapılan anketlere dayanır.
c) Görüşmeler: Yönetici pozis-yonundaki 2 planlamacı ve 5 ko-ordinatör ile yapılan görüşmeleri kapsar.
B. Çalışmada Odaklanılan Planlama Organizasyonları ve Süreçleri Havza Yönetimi Planlama; or-
ganizasyon açısından ilgili ensti-tüler ve bakanlığa bağlı kuruluşlar-dan oluşurken, Planlama süreçleri ise ülke su kaynakları ile ilgili yasa-lar ve sorumluluk sahibi kuruluşları içermektedir.
Özel ve Belediye Orman Plan-laması; Organizasyon açısından ormanların çoğu (% 62 si) özel şa-hıslara ait iken, Tarım ve Ormancı-lık Bakanlığı kendisine bağlı birçok kuruluşla başı çeken kurumdur. Bu organizasyonlara ek olarak Or-mancılık Merkezleri(envanter ve planlamayı yaparlar) ve Tapio Or-mancılık Gelişim Merkezi(Ürün ve hizmetleri geliştirme) diğer önemli kuruluşlardır. Son olarak ise orman sahipleri tarafından kurulmuş bir organizasyon olan "Orman Yöneti-mi Birlikleri" mevcuttur.
Özel ormanların Planlama Süreçleri ise beş seviyeden oluşmaktadır;Ulusal Ormancılık ProgramıOrman Bölge Programları;Bölgesel Orman Stoklar;Arazi düzeyinde Orman Ame-najman Planları;
Orman operasyonların ayrıntılı planlama.
C. Finlandiya da Katılımcı Planlama için gerekenler ise 3 başlık altında toplanmıştır. Bunlar;
1. Yasal Gereksinimler (Havza Yö-netimi ile Özel ve Belediye Or-man Planlaması için)
2. Planlama organizasyonları, Stratejileri ve Yönetmelikler
3. Deneyimler, Dersler ve Vizyon-lar
D. COPACK için ÖnerilerFinlandiya'da Katılımcı Plan-
lamada beceri gereksinimleri ve eğitim ihtiyaçları ise Havza Yöne-timi Plancıları ile Özel ve Belediye Ormancılık planlayıcıları için belir-lenmiştir.
COPACK için aşağıdaki öneriler sunulmuştur;
1.Katılımcı planlamaya giriş ve motivasyonOrtak planlamanın temeli (teo-rileri) ve çatışma yönetimiKatılımcı planlama için yasal ve kurumsal ihtiyaçlarKatılımcı planlamanın ihtiyaç-ları ve faydalarının değerlendi-rilmesi
2. Hazırlık ve ortak planlama süreçlerinin başlatılmasıİşbirliği planlarının hazırlanma-sı ("Referans Koşulları"), örne-ğin: işbirliğinin hedeflerinin tanım-lanması İşbirliğinin ölçülerinin tanım-lanması ve paydaşların belir-lenmesi İşbirliği için uygun yöntem ve tekniklerin seçimi İş planları, bütçeleri, vb. hazır-lanması·Planlama ekipleri ve katılımcı-ların bilgilendirilmesi, motive edilmesi ve talimatlar
2012 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 23
3. Ortak planlama ve karar verme yöntemlerinin başarılı bir şekilde kullanımı ve teknikleriPlanlamanın düzenlenmesi ve sergilenmesiMedya işbirliğiÇeşitli teknikler ile anketlerin yürütülmesiKişisel iletişim becerileri ve su-num teknikleriIlımlı ve kolaylaştırıcı kamu toplantıları düzenlemekÇalışma gruplarını talimatlan-dırma, yönetme ve grup çalış-ma metotlarından etkili fayda-lanmaKamuya saha ziyaretleri ve ge-ziler düzenlemekİlgi grupları arasındaki çatış-maların analiz edilmesi ve yö-netilmesi
4. Katılımcı planlama da bilgi yönetimiPlanlama alternatiflerini karşı-laştırmak için sistematik yön-temler kullanılmasıBilgisayar destekli karar verme yöntemleri kullanılmasıKatılımcı planlamada coğrafi bilgi sistemlerinden yaralanıl-masıKatılımcı planlamada interne-tin kullanabilmesiKatılımcı planlamanın belge-lenmesi
5. Katılımcı planlamanın değerlendirilmesiDeğerlendirme kriterleri ve yöntemleri
2.3. Eğitimcinin Yardımcı Araç Paketi (CoPack - The Trainers’ Support Material Package for Collaborative Planning)EnTraCop projesi sonunda elde
edilecek ana ürün CoPack'dır. Co-Pack ile başlıca, doğal kaynaklar ve çevre yönetiminin katılımcı planlanmasında mesleki eğitim ve öğretimin gelitirilmesi amaçlan-
maktadır. CoPack’ın temel amacı, eğitimcilere katılımcı planlama eğitimi için genel danışmanlık ve rehberlik ile katılımcı planlama metotlarının geliştirilmesi ve uy-gulanması eğitiminde kullanabile-cekleri bir dizi pratik destek mater-yali sağlayarak doğal kaynaklar ve çevre planlama ve yönetimi bilgisi, becerileri ve eğitim araçlarını ge-liştirmektir (Linde et all, 2007).
Farklı kısımlarda oluşan Co-Pack, her bir bölümde eğitimci, uygulamacı ve öğrencilere ka-tılımcı planlama ile ilgili önemli katkılarda bulunmaktadır. CoPack, eğitimcinin çeşitli ihtiyaçlar için bir ortak planlama müfredatı veya programı tasarlayabilmesini ya da olası iyileştirmeler için mevcut programı kontrol edebilmesini sağlamaktadır. Pratik uygulama-larının detaylarına geçilmeden önce katılımcı planlamanın teorik altyapısının anlaşılması önemli-dir. CoPack ile öğrenciler, özellikle planlama teorisi ve katılımcı plan-lama yaklaşımı konusunda temel bir fikre sahip olmakta, katılımcı planlamanın avantaj, dezavantaj ve sınırlamalarının yanı sıra alan-daki mevcut en yaygın teoriler hakkında bilgi sahibi olmaktadır. Hazırlık katılımcı planlama süre-cinde çok önemli bir aşamadır. CoPack, öğrenciler ve uygulama-cıların katılımcı bir yaklaşımla plan hazırlamanın önemini ve ayrıca iyi bir katılımcılık sürecinin nasıl
gerçekleştirileceğini anlamalarını
sağlar. Katılımcı planlama süre-
cinde çeşitli metotlara gereksinim
duyulmaktadır. Metotların seçimi,
toplumdan alınacak tepki ve katı-
lımcılık sürreci ile üretilecek bilgi
üzerinde en önemli etkiye sahip
olmasından dolayı oldukça önemli
bir adımdır. Copack, öğrencilerin
farklı metotlara karşı karşılaştır-
malı bir bakış açısına ve metotların
nasıl seçileceği ve spesifik planla-
ma durumları için metotların nasıl
uygulanacağına dair genel bir fikre
sahip olmasını sağlamaktadır. Pro-
jelerin tüm katılımcılar için açık ve
anlaşılır olması için, planlama süre-
ci ile ilgili tüm bilgilerin belgelen-
mesi gereklidir. CoPack ile katılım-
cılar belgelemenin farklı formlarını
kullanabilmektedir.
Katılımcı bir planlama süre-
cinde, gerçekleştirilen her adımın
değerlendirilmesi sürecin yeterlilik
düzeyinin belirlenmesi açısından
oldukça önemlidir. CoPack, katı-
lımcı planlamada değerlendirme-
nin kullanımı hakkında bir eğitim
modülünün hazırlanması ve uygu-
lanmasında eğitimcilere yardımcı
olmaktadır. Eğitime katılanlar,
- farklı değerlendirme kriterleri-
nin nasıl belirleneceğini
- farklı planlama durumları için
yeterli değerlendirme kriteri-
nin nasıl seçileceği
- farklı durumlar ile ilgili değer-
lendirme kriterlerine uygun
soruların nasıl oluşturulacağını
- ortak amaçların değerlendir-
me içine nasıl dahil edileceğini
- farklı değerlendirme teknikle-
rinin nasıl uygulanacağını öğ-
renmektedir (Anonim 3).
3. PEYZAJ VE DOĞAL KAYNAKLAR PERSPEKTİFİNDEN YENİLİK VE GELİŞİM TEMELLİ BÖLGESEL PROGRAM GELİŞTİRME (TRACOPI – Enhancing local
program based innovation and
development-a landscape and
natural resources perspective)
Proje, Finlandiya, Çek Cumhuri-yeti, Almanya, Avusturya, Macaris-tan, Slovakya, Hollanda’nın ortak katılımıyla 2010 yılında başlamış-tır. Doğal kaynak planlamacılarına katılımcı planlama alanında yeni beceriler sağlanması hedeflenen projenin amaçları şu şekilde sıra-lanmıştır.
- Yeni katılımcı planlama ve ka-rar destek yöntemleri araştır-mak ve tanıtmak
ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 201224
UZ
MA
N S
AH
AS
I
- Doğal kaynakların program tabanlı planlanması sürecine adapte edilebilir metotlar ve modelleri belirlemek
- İçinde planlama ve karar des-tek yenilikleri içeren CoPack+ oluşturmak için CoPack’ın ye-niden tasarımı
- Planlamacılar için ileri eğitim kurslarıyla yeniden tasarlanmış CoPack+’ın yaygınlaştırılması
- Güncel materyal ve deneyim-lerin proje ortağı ülkeler ve di-ğerlerine aktarılmasıÖncelikli hedef grubu, planla-
macılara ileri eğitim sağlayan ens-titülerdeki eğitimcilerdir. İkincil hedef grubu ileri eğitime katılan planlamacılar olup son yararlanıcı-lar doğal kaynakların kullanımında vatandaşlar, arazi sahipleri, sivil toplum kuruluşları, KOBİ gibi ilgi gruplarıdır (Anonim 4).
Projenin 2012 yılında tamam-lanası planlanmıştır.
4. SONUÇ VE ÖNERİLER
Doğal kaynakların sürdürü-lebilirliğinin sağlanabilmesinde öne çıkan önemli konulardan bir tanesi, planlamanın her aşama-sında katılımcılık sürecinin tam olarak işletilmesidir. Planlamanın her aşamasında katılımcı yaklaşı-mın benimsenmesi ve katılımcılık sürecinin tam anlamıyla gerçek-leştirilebilmesinde, doğal kaynak planlamacıların katılımcı planlama konusunda almış olduğu mesleki eğitim oldukça önemlidir.
Doğal kaynak ve çevre plan-lamacılarının katılımcı planlama becerilerini ve performansını ge-liştirmek amacıyla, 2005-2007 yılları arasında Çek cumhuriyeti, Finlandiya, Almanya, İrlanda, Hol-landa, Slovakya’nın ortak katılı-mıyla EnTraCop olarak adlandırılan ortak bir proje gerçekleştirilmiştir. Proje kapsamında proje ortağı her ülke, katılımcı planlama konusun-da ülkelerindeki eğitimi değer-lendirmek ve katılımcı planlama
eğitimin gerçekleştirilmesinde eğitimcilerin öncelikli ihtiyaçları-nı saptamak için mesleki eğitim ve öğretim değerlendirildiği bir ülke raporu hazırlamıştır. Doğal kaynaklar ve çevre yönetiminin katılımcı planlanmasında çalışma hayatı gereksinimleri ve mesleki eğitim ve öğretim için öncelikli ih-tiyaçlar proje ortağı ülkeler tarafın-dan hazırlanan “Temel Beceri Ana-lizi” adlı raporlar ile değerlendi-rilmiştir. Proje sonunda, ana ürün olarak eğitimciler için yardımcı araç paketi CoPack ortaya konul-muştur. CoPack’ın yeniden tasarla-narak CoPack+’ın oluşturulması ve bundan faydalanmanın yaygınlaş-tırılması için 2010 yılında TRACOPI isimli yeni bir ortak katılımlı proje başlatılmıştır.
Ülke ormancılığımızda katılım yapılabilecek konular ana hatlarıyla şu şekilde sıralanabilir;
- Ülke düzeyinde ormancılık po-litikalarının belirlenmesi
- Bölgesel doğal kaynak planlan-ması
- Milli parkların planlanması- Orman amenajman planlarının
hazırlanması- Orman fonksiyonlarının belir-
lenmesi- Mevcut kent korularının veya
kent ormanlarının yönetimi ve planlaması
- Büyük şehirler içi yeşil kuşak ağaçlandırma projeleri
- Ülke düzeyinde ağaçlandırma seferberliği projeleri
- İnsan kaynaklı orman yangın-larının azaltılması
- Yanan alanların hemen ağaç-landırılması projeleri
- Tarıma uygun olmayan alanla-rın ormancılığa kaydırılmasıÜlkemizde gerçekleştirilen or-
mancılık çalışmalarında, katılım-cılık sürecinin tam anlamıyla ger-çekleştirildiği söylenemez. Bunda ana etken, planlamacılar ve karar verici konumunda bulunan kişiler
katılımcılık kavramını tam olarak anlayamamış olmaları ve bu süre-cin nasıl gerçekleştireceklerini bil-memeleridir. Planlama sürecinde katılımın amacı, daha geniş kitleler tarafından kabul gören planların hazırlanması ve planlamanın başa-rısını artırmaktır. Bu nedenle ülke-mizde planlama sürerice katılım-cılık sürecinin entegrasyonu çalış-malarına biran önce başlanmalıdır. Bunu gerçekleştirmenin en ideal yolu, EnTraCop ve TRACOPI gibi dünyada gerçekleştirilen çalışma-lardan ve yaşanmış deneyimler-den faydalanmaktır.
5. KAYNAKLARAnonim 1. EnTraCop - Enhancing the Te-
aching of Collaborative Planning in Natural Resource Management, http://www.oamk.fi/luova/hankkeita/entracop/index.php, (Son Erişim Tarihi: 23.09.2011)
Anonim 2. EnTraCop, Project Introdec-tion, http://www.oamk.fi/luova/hankkeita/entracop/ introduction.php, (Son Erişim Tari-hi: 23.09.2011)
Anonim 3. CoPack, The Trainers’ Support Material Package for Collaborative Planning, http://www.oamk.fi/luova/hankkeita/ent-racop/copack/index.html, (Son Erişim Tarihi: 23.09.2011)
Anonim 4. TRACOPI, Project Introducti-on, http://www.oamk.fi/hankkeet/tracopi/introduction/, (Son Erişim Tarihi: 23.09.2011)
Asan, Ü., Yeşil, A., Özdemir, İ., Özkan, U.Y., 2003, Ormancılık Planları ve Katılım, II. Ulusal Ormancılık Kongresi Bildiriler Kitabı, Türkiye Ormancılar Derneği Yayını, ISBN 975-93478-2-2, s.114-122, Ankara.
Graumann, U., 2006. Core Skill Analy-sis, Country Study of Germany, http://www.oamk.fi/luova/hankkeita/entracop/docs/CSA_report_germany.pdf, (Son Erişim Tarihi: 23.09.2011)
Linde, D.V.D., Hirvonen, O.M., Salminen, P., 2007. VET Assessment and Core Skills Analysis, http://www.oamk.fi/luova/hankke-ita/entracop/docs/VETA_CSA_Synthesis_Re-port. pdf (Son Erişim Tarihi: 23.09.2011)
Peters, J., Schlette, K., Hempp, S., Greve, K., 2006. Assessment of Available VET and Re-lated Development Needs COUNTRY STUDY OF GERMANY, http://www.oamk.fi/luova/hankkeita/entracop/docs/VET_report_ger-many.pdf, (Son Erişim Tarihi: 23.09.2011)
Yeşil, A., Asan, Ü., Özdemir, İ., Özkan, U.Y., 2003, Ormancılıkta Katılımcı Yaklaşımın Gelişmiş Ülkelerdeki Uygulama Örnekleri ve Türkiye için Öneriler, II. Ulusal Ormancılık Kongresi Bildiriler Kitabı, Türkiye Ormancılar Derneği Yayını, ISBN 975-93478-2-2, s.297-310, Ankara
2012 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 25
GİRİŞ
Kasnak meşesi (Quercus vulca-
nica Boiss. and Heldr. Ex Kotschy)
ülkemize özgü endemik bir tür-
dür. Ülkemizde Göller Bölgesi’nin
batı kesimi, Anamas Dağları, Sul-
tan Dağları (Afyon), Ahır Dağı,
Murat Dağı (Kütahya), Türkmen
Dağı (Kütahya), Amanos Dağları
(Osmaniye, Üçgöz), Hasan Dağı,
Erciyes Dağı (Hacılar) ve Karadağ
(Karaman) da 1300-1800 m. ler
arasında yayılış gösterir. En ge-
niş yayılışını Göller Bölgesi’nde
Konya-Sultan Dağı, Afyon-De-
rekaya yaylası, Isparta-Şarkika-
raağaç, Yenişarbademli ve Eğir-
dir-Yukarıgökdere yapmaktadır
(Davis,1965; Avcı, 1996). 25-30 m
boya ve 120 cm çapa ulaşabilen
geniş ve yaygın tepeli bir ağaç-
tır (Yaltırık, 1998). Özellikle yıllık
halkaları son derece dar olduğun-
dan, kaplamaya elverişli değerli
odunu nedeniyle parke ve fıçı ya-
pımında tercih edilen bir türdür
(Şanlı, 1998; Sabuncu, 2002). Bu
endemik türümüze ait ormanlar
özellikle otlatma nedeniyle uzun
yıllar tahrip edilmiştir. Ne yazık ki
odunu bu kadar değerli ve korun-
maya muhtaç olan kasnak meşe-
sine ait, bugüne kadar yapılmış
çok az çalışma bulunmaktadır.
Özellikle, tohum ve fidan üretimi
konusunda yapılan çalışmalar ol-
dukça yetersizdir. Dolayısıyla, ye-
niden ormanlaştırma (orman içi
ağaçlandırma) ve ormanlaştırma
(orman dışı ağaçlandırma) çalış-
malarında da neredeyse hiç kulla-
nılmamaktadır.
Yeniden ormanlaştırma, or-
manlaştırma ve endüstriyel
ağaçlandırma çalışmalarının ya-
pılabilmesi için kaliteli tohuma,
dolayısıyla kaliteli fidanlara ihti-
yaç vardır. Fidan kalitesi her türlü
ormanlaştırma ve ağaçlandırma
başarısını direkt olarak etkile-
mektedir. Sağlıklı tohum temini
yanında, tohum büyüklüğü ve
ağırlığı, fidan kalitesi bakımından
ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 201226
UZ
MA
N S
AH
AS
I
Yrd.Doç.Dr. Ayşe DELİGÖZ Prof.Dr. Musa GENÇ Yrd.Doç.Dr. Dilek YILDIZ
Süleyman Demirel Üniversitesi, Orman Fakültesi, Orman Müh. Bölümü
ÖzetBu çalışmada, ülkemizin endemik türlerinden birisi olan kasnak meşesinde (Quercus vulcanica Boiss.)
meyve (palamut) büyüklüğünün fidecik oluşumu ve fidan gelişimi üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Ekimden
önce palamutlar küçük (<3 g), orta (3-6 g) ve büyük (> 6 g) olmak üzere üç ağırlık sınıfa ayrılmıştır. Palamut
ekimleri ekim ayı ortasında gerçekleştirilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, palamut büyüklüğünün fidecik
oluşumu ile yaşama yüzdesi üzerinde önemli etkileri vardır. Çalışmamızda fidecik oluşum yüzdesi ile yaşama
yüzdesi aynı değerlerlere sahiptir. Büyük palamutlarda elde edilen fidecik oluşum yüzdesi ve yaşama
yüzdesi (% 93,3), küçük palamutlardan elde edilen fidecik oluşum yüzdesi ve yaşama yüzdesinden (% 77,3)
oldukça yüksektir. Fidan morfolojik özelliklerinden kök boğazı çapı ve fidan boyu, palamut büyüklüğünden
olumlu yönde etkilenmiştir. Büyük palamutlardan elde edilen fidanların boyu ve kök boğazı çapı, küçük
palamutlardan elde edilenlere kıyasla daha büyüktür.
Anahtar kelimeler: Kasnak meşesi, palamut, fidan çapı, fidan boyu
Kasnak Meşesi’nde(Quercus vulcanica Boiss.)
Fidecik Oluşumu ve Fidan Gelişimi Üzerine
Tohum Büyüklüğünün Etkisi
önem taşımaktadır. Bu çalışmada,
palamut büyüklüğünün, kasnak
meşesinde fidecik yüzdesi, fidan
boyu ve kök boğazı çapı gelişimi-
ne etkisi araştırılmıştır.
MATERYAL VE YÖNTEM
Araştırmaya konu kasnak me-
şesi palamutları Isparta Orman
Bölge Müdürlüğü, Eğirdir Orman
İşletmesi, Yukarıgökdere şefliği
sınırları içinde kalan “Kasnak Or-
manı Tabiatı Koruma Alanı’ndan”
(Enlem 37º 44” 80’, Boylam 30º 49”
90’, Yükseltisi 1540 m) toplanmış-
tır. Palamutlar 10 Ekim 2003 tari-
hinde populasyonu temsil edecek
şekilde belirlenen 20 ağacın, tepe
tacı altından ve yerden alınmıştır.
Örneklenen palamutlara, öncelik-
le suda yüzdürme testi uygulan-
mış; içi boş, kurtlu veya çürük pa-
lamutlar ayıklanmıştır. Ardından
örneklenen her palamudun boyu,
çapı ve ağırlığı belirlenmiştir. Pala-
mut boyu; palamudun uzun ekse-
ni yönündeki boy olup, milimetre
olarak ölçülmüştür. Palamut çapı;
palamudun uzun eksenine dik
ve en geniş yerinden milimetre
hassasiyetinde belirlenmiştir. Pa-
lamut ağırlığı ise, palamutların
gram duyarlılığında tartılmasıyla
bulunmuştur. Çap ve boy ölçüm-
leri milimetrik kumpasla, ağırlık
tespitleri ise 0.001 g’a duyarlı has-
sas terazide yapılmıştır. Ölçümler
tamamlandıktan sonra tohumlar,
ağırlıklarına göre 3 sınıfa (küçük:
<3 g; orta: 3-6 g) ve büyük: >6 g)
ayrılmıştır. Büyüklük sınıfları bağ-
lamında tespit edilen ortalama
tohum ağırlığı, çapı ve boyu de-
ğerleri Çizelge 1’de verilmiştir.
Palamutlar, ekim tarihine ka-
dar, ağzı kilitli polietilen torbalar
içinde ve +4 °C de saklanmıştır.
Palamut ekimleri, Eğirdir Orman
Fidanlığında (Enlem 37°53’, Boy-
lam 30°52’, Bakısı batı, Yükselti
926 m), 11x25 cm ebadındaki
polietilen tüplerde, 16 Ekim 2003
tarihinde, açık alan koşullarında
gerçekleştirilmiştir. Ekim derinliği
1 cm olup, harç malzemesi olarak
2:2:1 oranında humus + kum+
toprak karışımı kullanılmıştır. Her
bir tohum büyüklük sınıfı için, 150
(50 x 3 yineleme) palamut ekil-
miştir. Fidanlıkta, açık alan şart-
larındaki fidecik oluşumu, nisan
başından haziran ortasına kadar,
15 gün arayla düzenli aralıklarla
4 defa, adet olarak saptanmış ve
fidecik yüzdeleri hesap edilmiş-
tir. 2005 yılı mart ayı sonunda,
1+0 yaşındaki fidanlarda yaşama
yüzdesi, kök boğazı çapı ve fidan
boyu tespitleri yapılmıştır.
Palamut büyüklüğünün, fide-
cik ve yaşama yüzdelerine, fidan
boyu ve kök boğazı çapına etki-
si, SPSS istatistik paket programı
kullanılıp, varyans analizi ile de-
ğerlendirilmiştir. Varyans analizi
sonucunda benzerlik ve farklılık
gösteren gruplar, “Duncan testi”
ile ortaya koyulmuştur (Kalıpsız,
1981).
BULGULAR
Palamut büyüklük sınıflarında
fidecik oluşumu, nisan başında
başlamış ve haziran ortasına ka-
dar devam etmiştir. Sırayla 15., 30.
ve 45. günde belirlenen fidecik
oluşum yüzdeleri bakımından, pa-
lamut büyüklükleri arasında ista-
tistiksel anlamda önemli bir farklı-
lık belirlenememiştir. Buna karşın,
60. gün fidecik oluşum yüzdeleri
bağlamında palamut büyüklüğü,
<0.05 düzeyinde önemli etkiye
sahiptir (Çizelge 2). Palamut bü-
yüklüğü arttıkça, fidecik oluşum
yüzdesi de artmaktadır. En büyük
değer (% 93,3), büyük palamutlar-
da elde edilirken, en düşük yüzde
(% 77,3) küçük palamutlarda be-
lirlenmiştir (Çizelge 2).
Fidan boyu ve kök boğazı ça-
pına ait değerler incelendiğinde,
ortalama kök boğazı çapı 4,45
cm (küçük palamutlar) ile 6,37 cm
(büyük palamutlar) arasında de-
ğişmektedir. Büyüklük sınıfına ba-
kılmaksızın, ortalama kök boğazı
çapı ise 5,49 cm’dir. Fidan boyu
değerleri ise, 7,68 cm ile 8,89 cm
arasında olup, büyüklük sınıfı-
na bakılmaksızın ortalama fidan
boyu, 8,24 cm’dir (Çizelge 3).
Fidan yaşama yüzdesi, boyu
ve kök boğazı çapı üzerinde, pa-
lamut büyüklüğü, istatistiksel ola-
rak da etkili çıkmıştır (Çizelge 4).
Ancak birinci gelişme dönemi so-
nunda belirlenen yaşama yüzde-
leri, 60. günde belirlenen fidecik
yüzdeleri ile aynıdır. Kök boğazı
çapı; küçük palamutlarda ortala-
ma 4,45 cm, orta büyüklükteki pa-
lamutlarda 5,64 cm ve büyük pa-
lamutlarda 6,37 cm’dir. Küçük ve
büyük palamutlardan elde edilen
fidanlarda belirlenen kök boğazı
çapı değerleri arasındaki farklar,
istatistiksel düzeyde önemli çıkar-
ken; küçük ve orta palamutlar ile
orta ve büyük palamutlardan elde
edilenler arasındaki farklar önem-
siz bulunmuştur. En boylu fidanlar
(6,37 cm), büyük palamutlardan
üretilmiştir. Büyük ve orta pala-
mutlardan yetiştirilen fidanların
boyları arasındaki farklar, istatis-
tiksel olarak önemsizdir.
TARTIŞMA VE SONUÇ
Tohum büyüklüğündeki deği-
şim, tür içinde bile tohum çimlen-
mesini etkileyebilmektedir (Cor-
dazzo, 2002). Farklı tohum büyük-
lerinin, özellikle derin ekimlerde,
farklı çimlenme değerleri göstere-
bileceği belirtilmektedir (Molatu-
di ve Mariga, 2009). Çalışmamızda
da, palamut büyüklüğünün, fide-
cik oluşumunu önemli düzeyde
etkilediği saptanmıştır. Nitekim
2012 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 27
fidecik oluşumu, küçük palamut-
lardan % 77,3, orta palamutlardan
% 86,7 ve büyük palamutlardan
% 93,3’dür. Benzer sonuç Çiçek ve
Tilki (2007) tarafından da tespit
edilmiştir. Araştırıcılar, geniş yap-
raklı türlerden Castanea sativa’da
çimlenme yüzdesinin tohum bü-
yüklüğü ile ilişkili olduğunu be-
lirtmektedir.
Genellikle büyük tohumlar-
dan gelişen fidanların, özellikle
gelişmenin ilk aşamasında, küçük
tohumlardan gelişen fidanlar-
dan daha büyük olduğu belirtil-
mektedir (Tecklin ve McCreary
1990; Castro, 1999; Wennström
vd., 2002; Blade ve Vallejo, 2008).
Nitekim Gökdemir (1991) tarafın-
dan kızılçamda ve sahil çamında
yapılan araştırmada da, tohum
büyüklüğünün, fidan boyu ve kök
boğazı çapı üzerinde olumlu et-
kileri tespit edilmiştir. Yine Çiçek
ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 201228
UZ
MA
N S
AH
AS
I
Büyüklük Sınıfı 15. Gün 30. Gün 45. Gün 60. Gün
Küçük 46,0a* 70,7a 76,0a 77,3a
Orta 54,6a 76,7a 84,7a 86,7ab
Büyük 64,0a 86,7a 92,0a 93,3b
Önem düzeyi ns ns ns P <0,05
*Sütunlardaki aynı harfler homojen grupları göstermektedir. ns: Farklar önemsizdir. P <0,05: Farklar 0,05 yanılmayla önemlidir.
Çizelge 2. Palamut büyüklüğünün fidecik oluşum yüzdesine etkisi
Özellikler Sınıf Ortalama Asgari Azami OSH
Kök boğazı çapı
Küçük 4,45 2,30 7,12 ,1972
Orta 5,64 4,03 7,79 ,1773
Büyük 6,37 3,56 10,56 ,3621
Toplam 5,49 2,30 10,56 ,1701
Fidan boyu
Küçük 7,68 2,90 10,40 ,2679
Orta 8,15 6,40 11,90 ,2109
Büyük 8,89 4,90 13,40 ,3374
Toplam 8,24 2,90 13,40 ,1668
OSH: Ortalamanın standart hatası
Çizelge 3. Palamut büyüklük sınıfına göre fidan boyu ve kök boğazı çapı değerleri
Özellik Önem Düzeyi Palamut Büyüklük Sınıfları
Küçük Orta Büyük
Yaşama yüzdesi (%) P <0,05 77,3a* 86,7ab 93,3b
Kök boğazı çapı (mm) P <0,05 7,68a 8,15ab 8,89b
Fidan boyu (cm) P <0,01 4,45a 5,64b 6,37b
*Satırlardaki aynı harfler homojen grupları göstermektedir.
Çizelge 4. Palamut büyüklüğünün yaşama yüzdesi, boy ve kök boğazı çapına etkisi
Çizelge 1. Palamut büyüklük sınıfları ve bu sınıflara ait ortalama değerler
Büyüklük Sınıfı Ağırlık Tohum Ağırlığı Tohum Çapı Tohum Boyu
Küçük < 3 g 2.40±0.07 12.56±0.19 22.15±0.37
Orta 3,1-6,0 g 4.91±0.15 16.03±0.25 28.57±0.35
Büyük > 6 g 7.67±0.20 18.72±0.19 32.58±0.49
ve Tilki (2007), Castanea sativa
tohumlarından elde edilmiş 1+0
yaşındaki fidanlardaki tespitlerin-
den yola çıkarak, fidan yüzdesi,
boyu, ağırlığı ve kök boğazı çapı
üzerinde, tohum büyüklüğünün
etkili olduğunu bildirmektedir.
Meşe türlerinde yapılmış araş-
tırmalara baktığımızda; Taşdemir
(2006), Quercus brantii Lindl ve
Quercus cerris L. türlerinde, pala-
mut büyüklüğünün fidan gelişi-
mini doğrudan etkilediğini ortaya
koymuştur. Kormanik vd. (1998)
Quercus rubra L. türüne ait 20 aile-
den toplayıp, 3 büyüklük sınıfına
ayırdıkları palamutların ekimini,
dört farklı fidanlıkta gerçekleş-
tirmiştir. Deneme sonunda, 1+0
yaşındaki fidanlarda fidan boyu,
kök boğazı çapı ve yaşama yüzde-
si ile palamut büyüklüğü arasında
önemli ilişkiler saptamıştır. Aynı
şekilde Tecklin ve McCreary (1990)
Quercus douglasii Hook. & Am. tü-
ründe, palamut büyüklüğünün
fidecik oluşum yüzdesini, yaşama
yüzdesini ve birinci ve ikinci yılda-
ki boy gelişimini olumlu yönde et-
kilediğini ortaya koymuştur. Yine
Q. mongolica var. grosseserrata
fidanlarının gelişimi ve yaşama
yüzdesinin tohum ağırlığından
güçlü bir şekilde etkilendiği belir-
lenmiştir (Seiwa, 2000).
Benzer sonuçlar çalışmamızda
da elde edilmiştir. Çalışmamızda
fidecik oluşum yüzdesi ile yaşama
yüzdesi aynı çıkmıştır. Bu sonuç,
yaz ve kış döneminde fidan ölüm-
lerinin olmadığı anlamına gel-
mektedir. Ayrıca kasnak meşesin-
de palamut büyüklüğünün fidan
boyu ve kök boğazı çapı üzerinde
olumlu etkileri tespit edilmiştir.
Büyük palamutlardan daha boylu
ve daha kalın fidanlar elde edil-
miştir. Bu çok önemlidir; zira fidan
boyu ve kök boğazı çapı, fidan
kalitesinin değerlendirilmesinde
kullanılan en önemli iki morfolo-
jik özelliktir. Fidan boyu, fidanın
ağaçlandırma alanına uyum gücü-
nü gösterir. Çünkü fidan boyu ile
ağaçlandırma sahasında fidanın
gösterdiği ilk büyüme hızı arasın-
da yakın bir ilişki bulunmaktadır.
Yoğun ve boylu diri örtünün ol-
duğu alanlarda fidan boyu kadar
kök boğazı çapı da önemlidir. Çap
kalınlığı, özellikle fidanın daya-
nıklılığını göstermesi bakımından
önem arz etmektedir (Ürgenç vd.,
1991; Özbay ve Tosun, 1993). Do-
layısıyla kasnak meşesinde büyük
ve ağır palamutlardan daha boy-
lu ve kalın çaplı kaliteli fidanların
elde edilebileceği söylenebilir.
Bununla birlikte, özelikle mahallî
tohum kaynağının kullanımı veya
genetik çeşitliliğin devamı için,
küçük palamutların kullanımı da
zorunlu hale gelebilir.
KAYNAKLARAvcı, M., 1996. Endemik Bir Meşe Türü,
Kasnak meşesi (Quercus vulcanica (Boiss.
Heldr. ex) Kotschy)’nin Türkiye’deki Yeni Bir
Yayılış Alanı. Türk Coğrafya Dergisi 31: 283-
289, İstanbul.
Blade´ C., Vallejo V.R., 2008. Seed mass
effects on performance of Pinus halepensis
Mill. seedlings sown after fire. Forest Ecology
and Management 255, 2362–2372.
Castro J., 1999. Seed mass versus seed-
ling performance in Scots pine: A maternally
dependent trait. New Phytologist 144 (1),
153-161.
Cordazzo C.V., 2002. Effect of seed mass
on germination and growth in three domi-
nant species in Southern Brazilian Coastal
Dunes. Braz. J. Biol. 62 (3)
Çiçek, E., Tilki, F., 2007. Seed size ef-
fects on germination, survival and seedling
growth of Castanea sativa Mill. Journal Bio-
logical Sciences 7 (2), 438-441.
Davis, P.H.,1965. The Flora of Turkey and
East Aegean Islands, vol.7, Edinburgh: Edin-
burgh University Pres, Pp: 670.
Gökdemir, Ş., 1991. Sahil Çamı ve Kı-
zılçamda Tohum Büyüklüğü ve Ağırlığının
Çimlenme Yüzdesine, Fidan Boyuna ve Fidan
Kalitesine Etkisi. OAE Dergisi, 37 (73) 28-40.
Kalıpsız A., 1981. İstatistik Yöntemler,
İ.Ü. Orman Fakültesi, Yayın No: 2837/294,
558 s, İstanbul.
Kormanik, P.P, Sung, S.S., Kormanik, T.L.,
Schlarbaum, S.E., Zarnoch, S.J., 1998. Effect
of acorn size on development of northern
red oak 1-0 seedlings. Can. J. For. Res., 28:
1805-1813.
Molatudi R.L., Mariga I.K., 2009. The ef-
fect of maize seed size and depth of planting
on seedling emergence and seedling vigour.
Journal of Applied Sciences Research, 5(12):
2234-2237
Özbay, Z., Tosun, S., 1993. Kayın (Fa-
gus orientalis Lipsky.) Fidanlarının Kalite
Sınıflarının Belirlenmesi Üzerine Araştırma-
lar. Orm. Arş. Enst. Yayınları, Teknik Bülten
No:238-241, 109-137, Ankara.
Sabuncu, R., 2002. Meşe Ormanlarımı-
za Genel Bir Bakış ve Kasnak Meşesi Örneği,
Batı Akdeniz Ormancılık Araştırma Enstitüsü
Dergisi, Orman Bakanlığı Yayını, No: 171,
Sayı:4, Antalya.
Seiwa K., 2000. Effects of seed size and
emergence time on tree seedling establish-
ment: importance of developmental cons-
traints. Oecologia 123, 208–215.
Şanlı, İ., 1998. Quercus vulcanica
(Boiss.&Heldr.Ex) Kotschy. Odununun Mak-
roskopik ve Mikroskopik Yapısı Morfolojik
Özellikleri. Kasnak Meşesi ve Türkiye Florası
Sempozyumu Bildiriler Kitabı, 244-250, İÜ
Orman Fakültesi, Orman Botaniği Anabilim
Dalı, Çantay Kitabevi, İstanbul.
Taşdemir, C., 2006. İran Palamut Meşesi
(Quercus brantii Lindl.) ve Saçlı Meşe (Quer-
cus cerris L.) Türlerinin Elazığ Yöresinde Fi-
danlık ve Ağaçlandırma Tekniği Üzerine Bir
Araştırma. KTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü Dok-
tora Tezi, Trabzon.
Tecklin J., McCreary, D.D., 1990. Acorn
Size As A Factor in Early Seedling Growth of
Blue Oaks. Symposium on Oak Woodlands
and Hardwood Rangeland Management,
October 31-November 2, 1990, Davis, Cali-
fornia.
Ürgenç, S., Alptekin, C.Ü., Dirik, H., 1991.
Orman Fidanlıklarımızda Üretim ve Kalite
Sorunları. Türkiye 1. Fidancılık Sempozyu-
mu, Tarım ve Köy işleri Bakanlığı Yayın Dai-
resi Başkanlığı Matbaası, 325–331, Ankara.
Wennström U., Bergsten U., Nilsson J.E.,
2002. Effects of seed weight and seed type
on early seedling growth of Pinus sylvestris
under harsh and optimal conditions. Scand.
J. For. Res. 17, 118–130.
Yaltırık, F. 1998. Dendroloji II (Angios-
permae). İÜ Orman Fakültesi Yayını, No.
4104/420, İstanbul
2012 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 29
ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 201230
UZ
MA
N S
AH
AS
I
Ormancılık Araştırma KurumlarınınTarihçesine KısaBir BakışYirminci yüzyılın ikinci yarısı-
nın başlarında ormancılık faali-
yetlerini konu alan bir araştırma
birimine ihtiyaç olduğu gündeme
gelmiştir. Bu doğrultuda ilk so-
mut adım 1951 yılında atılmıştır.
O zamanki adıyla Bolu Başmü-
dürlüğü bölgesi ormanlarının
sorunlarının ortaya koyulması,
bu sorunların çözümüne ilişkin
çalışmaların programlaştırılması
ve Teknik Araştırma İstasyonu ku-
rulmasına yönelik çalışmalar baş-
latılmıştır. Bu amaçla Ankara’dan
Orman Başmühendis Yardımcısı
Kuddusi SAVRAN 16 Temmuz
1951 tarihi itibariyle Bolu’ ya ge-
çici olarak görevlendirilmiştir. 3
Ekim 1951’ de ise Bolu Araştırma
İstasyon Şefliği’ne atanmıştır. Ön
hazırlık çalışmaları yapıldıktan
sonra Kuddisi SAVRAN ve Ma-
cit GÜLÇUR tarafından 2 Mayıs
1952 günlü “Bolu Orman Araş-
tırma İstasyonu Kuruluş Raporu”
Orman Genel Müdürlüğü’nün o
zamanki adı olan “Orman Umum
Müdürlüğü”ne sunulmuştur. Ku-
ruluş raporu hazırlandığında,
raporu hazırlayanların dışında İs-
tasyonda görevli dört tane daha
Orman Mühendisi bulunmuştur.
Fen Kurulunca onaylanan kuruluş
Orman Umum Müdürlüğü’nce Zi-
raat Vekaleti (Tarım Bakanlığı)’nin
onayına sunulmuş ve Bakanlık-
ça uygun bulunmuştur. 6 Ara-
lık 1952 günü itibariyle “Orman
Araştırma İstasyon Müdürlüğü”
Bolu ilinde kurulmuştur. Sadece
Batı Karadeniz Bölgesinde çalış-
malar yapmasına rağmen kısa
sürede önemli bir araştırma birimi
haline gelen Araştırma İstasyon
Müdürlüğü’nün ülke genelindeki
ormancılık sorunlarına çözüm ge-
tirmesi arzu edilmiştir. Ancak ülke
genelini kapsayacak böyle bir ya-
pının Bolu’ da oluşturulmasının
uygun olmayacağı öngörülmüş
ve yeni birimin Ankara kurulması
kararlaştırılmıştır. Nihayetinde Ta-
rım Bakanlığı’nın 08.03.1955 tarih
ve 7892 Sayı’lı Makam Olur’u ile
Merkezi Bolu’da bulunan Orman
Araştırma İstasyon Müdürlüğü
Mustafa Burak ARSLAN
Orman Endüstri Yüksek Mühendisi
Ege Ormancılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü
ÖzetKuruluşundan itibaren yarım asrı geride bırakan Ormancılık Araştırma Enstitüleri tarafından çok önemli
projeler ve çalışmalar yapılmıştır. Odun ve odun dışı orman ürünlerine ilişkin yapılan projelerden 98
tanesinin sonuçları Teknik Bülten olarak yayınlanmıştır. Bu makalede söz konusu Teknik Bültenlere
ilişkin bazı değerlendirmeler yapılmıştır. Ayrıca Araştırma Kurumlarının tarihsel gelişiminden, orman
ürünleri araştırmalarının mevcut durumundan, karşılaşılan sıkıntılardan ve bundan sonraki süreçte neler
yapılabileceğinden söz edilmiştir.
Ormancılık Araştırma Kurumlarınca
Orman Ürünlerine Yönelik Yapılan Çalışmalara İlişkin Bazı
Değerlendirmeler
2012 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 31
Ankara’ya taşınarak Ormancılık
Araştırma Enstitüsü’ne dönüş-
türülmüştür. Enstitü 09.07.1955
tarihi ile çalışmalarına başlamıştır
(Anıl, 1978).
Ormancılık Araştırma Enstitü-
süne paralel olarak İzmit’ de 1956
yılında Kavak Fidanlık Müdürlüğü
olarak faaliyete başlayan ve 1962
yılında Enstitü haline dönüştü-
rülen “Kavakçılık Araştırma Ensti-
tüsü” kurulmuştur. 1969’a kadar
Orman Genel Müdürlüğü’ne bağlı
olarak çalışan Enstitü 07.08.1969
tarihinde Orman Bakanlığı’nın
kurulması ile Bakanlığa bağlı ola-
rak çalışmalarını sürdürmüştür.
14.12.1983’ de Tarım Orman ve
Köy İşleri Bakanlığının kurulma-
sıyla kapatılarak Ormancılık Araş-
tırma Enstitüsüne bağlanmıştır.
1985 yılından itibaren tekrar Müs-
takil Enstitü olarak faaliyetlerine
devam etmiştir (Anonim 1).
Bu iki enstitüye ilaveten
1964’de çalışmalarına Orman
Tohumları Laboratuvar Müdür-
lüğü olarak başlayan ve 1969’ da
Enstitü olan, “Orman Ağaçları ve
Tohumları Islah Enstitüsü” kurul-
muştur (Anonim 2).
07.08.1991 Tarihli ve 442 Sayılı
Kanun Hükmünde Kararname ile
Orman Bakanlığı yeniden kurul-
muş olup, akabinde 21.05.1992
tarihinde 3800 sayılı “Orman Ba-
kanlığının Kuruluş ve Görevlerine
Dair Kanunun” kabulü ile Orman-
cılık Teşkilatı tekrar yapılandı-
rılmıştır. 07.12.1992 tarihinde
Resmi Gazetede yayınlanan 3553
Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile bu
tarihe kadar Orman Genel Müdür-
lüğü bünyesinde faaliyetlerini sür-
düren Enstitüler kapatılarak, Or-
man Bakanlığı bünyesinde Müs-
takil Araştırma Müdürlükleri ku-
rulmuştur. Bu şekilde; Doğrudan
Bakanlığa bağlı 9 tane bölgesel
ve genel ormancılık konularında,
2 tane ülke genelinde konu ba-
zında faaliyetler göstermek üzere
(“Kavak ve Hızlı Gelişen Orman
Ağaçları Araştırma Müdürlüğü”
ile “Orman Ağaçları ve Tohumları
Islah Araştırma Müdürlüğü”) top-
lam 11 Araştırma Müdürlüğü’nde
ormancılık araştırmalarına devam
edilmiştir.
1964 yılında kurulan Orman
Toprak Tahlil Laboratuvarının
1999’da, Orman Toprak ve Ekolo-
ji Araştırmaları ismiyle Enstitüye
dönüştürülmesi (Anonim 3) ile
Araştırma Kurumlarının sayısı 12’
ye ulaşmıştır.
01.05.2003 tarihinde Bakanlar
Kurulu tarafından kabul edilen ve
08.05.2003 günü Resmi Gazetede
yayılan 4856 Sayılı Kanun ile kuru-
lan Çevre ve Orman Bakanlığı’nın
Ana Hizmet Birimlerinden olan
Araştırma ve Geliştirme Dairesi
Başkanlığı’nın koordinasyonunda
yine doğrudan bakanlığa bağ-
lı olarak çalışmalarını sürdüren
Araştırma Müdürlükleri 2011 yı-
lında tekrar yapılandırılmıştır.
Araştırma Müdürlükleri, Ba-
kanlar Kurulunca 29.06.2011
tarihinde kararlaştırılan ve
04.07.2011 tarihinde Resmi Gaze-
tede yayınlanan 645 Sayılı Kanun
Hükmünde Kararname kapsa-
mında Orman ve Su İşleri Bakan-
lığının kurulması ile Orman Ge-
nel Müdürlüğüne devredilmiştir.
Yapılanma sürecinde Araştırma
Müdürlükleri 24.10.2011 tarih ve
2223 Sayılı Bakanlar Kurulu Kara-
rı ile Araştırma Enstitüsü Müdür-
lüklerine dönüştürülmüştür olup,
2004 yılında kapatılan Marmara
Ormancılık Araştırma Müdürlüğü
tekrar kurulmuştur. Bu durumda;
bölgesel düzeyde ve genel or-
mancılık konularında çalışan 9,
ülke düzeyinde ve konu bazında
çalışan 3 olmak üzere toplamda
12 tane Araştırma Enstitüsü Mü-
dürlüğü faaliyetlerine Orman Ge-
nel Müdürlüğü Dış İlişkiler, Eğitim
ve Araştırma Dairesi Başkanlığın-
da koordinasyonunda devam et-
mektedir. Söz konusu Araştırma
Enstitüsü Müdürlükleri Çizelge 1
de gösterilmektedir.
Orman Ürünlerineİlişkin Sonuçlandırılan ProjelerinDeğerlendirilmesi
Ormancılık Araştırma Ens-
titüsünün kurulmasıyla birlikte
orman ürünlerine ilişkin çalış-
malar da başlatılmıştır. Orman
Umum Müdürlüğü Fen Kurulunca
23.11.1952 Gün ve 952-62 Sayılı
Kararıyla Ormancılık Araştırma İs-
tasyonu Müdürlüğünün kuruluşu,
araştırma bölümleri ve bu bölüm-
lerde çalışacak personellerin isim-
leri belirlenmiş ve 6 Aralık 1952
tarihli Bakanlık Makam Olur’uyla
onaylanmıştır. Bahsi geçen Olur’a
göre 4. Bölüm “Orman Ürünlerin-
den Yararlanma” olarak belirlen-
miştir (Anıl, 1978). Orman ürün-
lerine ilişkin çalışmaların yapıldığı
bölümün ismi zaman içerisinde
değişliklere uğramıştır. Son olarak
yapılanma sürecinde 28.10.2011
tarih ve 53 No’lu Bakanlık Ma-
kam Olur’u ile “Odun ve Odun
Dışı Orman Ürünleri Araştırmaları
Başmühendisliği” ismini almıştır.
Bahsi geçen bölüm Doğu Anado-
lu Ormancılık Araştırma Enstitüsü
Müdürlüğü dışında bütün Bölge-
sel Araştırma Kurumlarında yer
almaktadır.
Yarım yüzyılı aşkın bir süredir
Ormancılık Araştırma Enstitülerin-
de orman ürünlerine ilişkin Teknik
Bülten, Muhtelif Yayın, Teknik Ra-
por ve Araştırma Bülteni olarak ya
da Enstitü Dergilerinde yayınlan-
mış olan çok sayıda çalışma yapıl-
mıştır. Bu makalede sadece Tek-
nik Bülten olarak yayınlanmış pro-
jeler için değerlendirmeler yapıl-
mıştır. Odun ve odun dışı orman
Grafik 2’ de ise tamamlanan proje
sayılarının araştırma kurumlarına
dağılımı sunulmaktadır.
proje bulunmaktadır. Sonuçlandı-
rılmış projelerin yıllara göre dağı-
lımı Grafik 1’ de gösterilmektedir.
ürünlerine ilişkin tamamlanmış ve
Teknik Bülten olarak yayınlanmış
ya da yayına kabul edilmiş 98 tane
Bölgesel Düzeyde
ve Genel Ormancılık
Konularında
Faaliyet Gösteren
Araştırma Enstitüsü
Müdürlükleri
Batı Akdeniz Ormancılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü - Antalya
Batı Karadeniz Ormancılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü – Bolu
Doğu Akdeniz Ormancılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü - Tarsus
Doğu Anadolu Ormancılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü - Erzurum
Doğu Karadeniz Ormancılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü - Trabzon
Ege Ormancılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü – İzmir
Güneydoğu Anadolu Ormancılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü - Elazığ
İç Anadolu Ormancılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü – Ankara
Marmara Ormancılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü – İstanbul
Ülke Düzeyinde ve
Konu Bazında
Faaliyet Gösteren
Araştırma Enstitüsü
Müdürlükleri
Kavak ve Hızlı Gelişen Orman Ağaçları Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü – İzmit
Orman Ağaçları ve Tohumları Islah Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü - Ankara
Orman Toprak ve Ekoloji Araştırmaları Enstitüsü Müdürlüğü - Eskişehir
Çizelge 1. Faaliyet Gösteren Ormancılık Araştırma Enstitüsü Müdürlükleri
Grafik 1. Sonuçlandırılmış Projelerin Yıllara Göre Dağılımı
ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 201232
UZ
MA
N S
AH
AS
I
2012 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 33
Odun ve odun dışı orman ürün-
lerini esas alan çalışmalar 10’ar yıllık
seriler oluşturularak, proje sayıları-
nın yıllara göre değerlendirilmesi
yapılmıştır. Grafik 1’ de görüldüğü
üzere 3 proje ile başlanılan çalış-
malar zamanla artış göstermiştir.
En fazla proje 1982-1991 yılları
arasında sonuçlandırılmıştır. Söz
konusu yıllar arası 32 adet proje-
nin sonucu yayınlanmıştır.
Enstitü / Müdürlük Adı1952-1961
1962-1971
1972-1981
1982-1991
1992-2001
2002-2011
Toplam
Ormancılık Araştırma Enstitüsü 3 7 11 30 8 - 59
Kavakçılık Araştırma Enstitüsü - 5 7 2 - - 14
İç Anadolu Ormancılık Araştırma Müdürlüğü - - - - 6 3 9
Ege Ormancılık Araştırma Müdürlüğü - - - - 2 2 4
Kavak ve Hızlı Gelişen Orman Ağaçları Araştırma Müdürlüğü
- - - - 2 2 4
Doğu Karadeniz Ormancılık Araştırma Müdürlüğü - - - - 1 3 4
Doğu Akdeniz Ormancılık Araştırma Müdürlüğü - - - - 2 1 3
Batı Akdeniz Ormancılık Araştırma Müdürlüğü - - - - - 1 1
Toplam 3 12 18 32 21 12 98
Çizelge 2. Enstitü ve Yıllara Göre Projelerin Değerlendirilmesi
*Ormancılık Araştırma Enstitüsü 1992’ de mülga olmasına rağmen devam eden çalışmalar 1996 yılına kadar söz konusu enstitünün yayını olarak basılmıştır.
1996 yılından sonra Müstakil Müdürlüklerin yayını olarak sunulmuştur.
Grafik 2. Tamamlanmış Projelerin Araştırma Kurumlarına Göre Dağılımı.
ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 201234
UZ
MA
N S
AH
AS
I
loz ve Kağıt Fabrikaları A.Ş Genel
Müdürlüğü’nün bünyesinde bulu-
nan tesislerin özelleştirme kapma-
sına alınmasıdır. Orman ürünlerine
ilişkin projelerin azalma nedenleri
genel olarak üç madde ile açıklana-
bilir.
Devletin bünyesinde bulunan
orman ürünleri sanayine ilişkin
tesislerin özelleştirmesi.
Özel sektör ile Enstitüler arasın-
da koordinasyonun sağlanama-
ması.
Araştırma Enstitülerinde orman
ürünleri üzerine araştırma yapa-
bilecek araştırmacı sayısının az
oluşu.
Şuan odun ve odun dışı orman
ürünlerine ilişkin devam eden pro-
jeler Nisan 1999’da Antalya’ da dü-
zenlenen “Türkiye İçin Ormancılık
Araştırma Öncelikleri Çalıştayı” ve
Mayıs 1999’da hazırlanan “Türkiye
Tarımsal Araştırma Projesi Orman-
cılık Araştırma Master Planı”nda be-
lirlenen araştırma stratejileri doğ-
rultusundadır.
Odun ve odun dışı orman ürün-
leri disiplinini konu alan 13 adet
proje çalışması devam etmektedir.
Asli ağaç türlerimizin anato-
mik, kimyasal ve teknolojik
özelliklerini,
Ahşap esaslı malzemelerin çe-
şitli yöntemler ile korunması-
nı,
Odun hammaddesinin işlen-
mesi, verimi ve sanayide kulla-
nılan makineleri,
Yonga levha, lif levha, kontr-
plak ve kağıt gibi kompozitle-
rin üretimini,
Odun dışı orman ürünlerini
(reçine, tanen, tıbbi ve aroma-
tik bitkiler)
konu edinen 100’ e yakın Tek-
nik Bülten olarak yayınlanmış
yada yayına kabul edilmiş pro-
je bulunmaktadır.
Devam EdenProjelerin Durumu
Kısa sürede artış gösteren pro-
je sayısında 90’lı yıllardan sonra
belirgin bir azalma dikkat çek-
mektedir. Bunun en önemli nede-
ni 1992 yılında Orman Ürünleri Sa-
nayii A.Ş. Genel Müdürlüğü’nün,
sonrasında 1997’de Türkiye Selü-
Orman ürünlerini konu alan
projelerinin %60’ı 1992 de ka-
patılan Ormancılık Araştırma
Enstitüsü tarafından yapılmıştır.
Kavakçılık Araştırma Enstitüsü ve
onun devamı niteliğindeki Kavak
ve Hızlı Gelişen Orman Ağaçları
Araştırma Müdürlüğü tarafından
tamamlanan projeler ise %19’luk
bir oranı kapsamaktadır. Orman-
cılık ve Kavakçılık Araştırma Ens-
titülerinin kapatılmasıyla birlikte
kurulan Müstakil Araştırma Mü-
dürlüklerinin sonuçlandırmış ol-
dukları projeler %21’lik bir dilim
oluşturmaktadır.
Grafik 1 ve Grafik 2 birlikte de-
ğerlendirildiğinde Çizelge 2’ deki
verilere ulaşılmaktadır.
Orman ürünlerini konu edinen
98 Teknik Bülten’ den 80 tanesi
odunu esas alırken 18 tanesi odun
dışı orman ürünlerine ilişkindir.
Grafik 3’ de yapılan projelerin ko-
nulara göre dağılımı sunulmakta-
dır.
Üçüncü çeyrek asır içerisinde
bulunan Ormancılık Araştırma
Enstitülerince yapılan projelerin
içerikleri aşağıdaki alt başlıklarda
toplanabilir.
Grafik 3. Sonuçlandırılmış Projelerin Konulara Göre Dağılımı
Ayrıca 2 projenin bu yıl tamam-
lanması öngörülürken, bu sene
için teklif edilen 3 adet proje bu-
lunmaktadır. Hali hazırda devam
eden projelerden 7’si İç Anadolu
Ormancılık Araştırma Enstitüsü
Müdürlüğü’nce, 5 tanesi Batı Ak-
deniz Ormancılık Araştırma Ens-
titüsü Müdürlüğü’nce ve diğer bir
proje de Ege Ormancılık Araştırma
Enstitüsü Müdürlüğü’nce yürü-
tülmektedir. Söz konusu projeler
konu ekseninde incelendiğinde
Odun Teknolojisine ilişkin 2, Odun
Kimyası, Ahşap Malzemeyi Koru-
ma ve Kağıt Endüstrisini içeren
1’er, Odun Dışı Orman Ürünlerini
kapsayan 8 adet proje bulunmak-
tadır. Tamamlanması öngörülen
projelerden biri Odun Kimyası di-
ğeri Odun Dışı Orman Ürünlerine
yöneliktir. Teklif edilen 3 proje ise
Odun Dışı Orman Ürünlerine iliş-
kindir.
Devam eden ve teklif edilen
projeler göz önünde bulundu-
rulduğunda İç Anadolu, Ege, Batı
Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu
Ormancılık Araştırma Enstitüsü
Müdürlükleri’nde Odun ve Odun
Dışı Orman Ürünleri Bölümü ak-
tif olarak faaliyet göstermektedir.
Odun ürünleri üzerine teknik ve
personel alt yapı sadece İç Anado-
lu Ormancılık Araştırma Enstitüsü
Müdürlüğü’nde mevcuttur. Dola-
yısıyla odun ürünleri esaslı çalış-
malar sadece bu araştırma kuru-
munda yapılabilmektedir. Yakın
zamanda Ege Ormancılık Araştır-
ma Enstitüsü Müdürlüğü’nde de
odun ürünleri üzerine çalışmalara
başlanacaktır. Odun dışı orman
ürünlerine ilişkin çalışmaların ya-
pıldığı araştırma enstitülerinin sa-
yısı daha fazladır.
Sonuç ve Öneriler
Ormancılık Araştırma Enstitü-
lerince odun ve odun dışı orman
ürünlerine ilişkin önemli projeler
tamamlanmıştır. Söz konusu pro-
jeler Teknik Bülten olarak yayınla-
narak ilgili kurum ve kuruluşların
hizmetine sunulmuştur.
Devam eden projelerin sayısı
yeterli değildir. Yapılanma süre-
cinde araştırma stratejileri gü-
nümüz şartlarına göre yeniden
düzenlenmektedir. Gerekli araş-
tırmacı personel takviyesinin ya-
pılması ve orman ürünleri (odun
ve odun dışı) esaslı işletmeler ile
koordinasyonun sağlanması so-
nucu yeni projeler üretmenin önü
açılacaktır. Odun enerjisinden
yaralanma ve odun dışı orman
ürünlerinin kullanımı önem arz
eden güncel konulardır. Orman-
cılık Araştırma Enstitüleri, Üniver-
siteler ve Özel Sektör işbirliğiyle
hem bilimsel yönü olan hem de
sanayiye hitap edebilen çalışma-
lar yapılabilir.
2007 yılında Varşova’da yapı-
lan Avrupa Ormanlarının Korun-
ması 5. Bakanlar Konferansı’nda
hali hazırda bulunan kararlara ila-
ve edilen iki maddeden biri “Odun
ve Enerji” temasını içermektedir.
Odunun yanı sıra enerji bitkileri,
orman ve tarımsal artıklar ile or-
man endüstri atıkları gibi diğer
biyokütle kaynaklarının da enerji
üretimine katkı sağlamasına yö-
nelik araştırmalar yapılabilir. Bi-
yokütle enerjisinden yaralanmaya
yönelik teknik bir alt yapı oluştu-
rularak uygulamaya aktarılması-
nın önü açılabilir. Bu suretle ülke-
miz enerji ihtiyacının bir kısmını
yerli kaynaklar kullanılarak yenile-
nebilir şekilde, çevreye fazla zarar
vermeden üretilebilir.
Dünya ve üzerinde yaşayan
canlıların sağlıklı bir hayat sür-
dürebilmeleri için kimyasal mad-
delerden kaçınılmaktadır. Bu du-
rumda önemini arttıran odun dışı
orman ürünleri ilaç, kozmetik ve
gıda sanayiden, orman içi sular ile
av ve yaban hayatına kadar geniş
yelpazede çalışma alanına sahip
olan bir disiplindir. Ayrıca ekotu-
rizm önemini arttıran bir turizm
dalıdır. Orman köylüleri için gelir
kapısı olan odun dışı orman ürün-
leri Orman Genel Müdürlüğü’nce
de oldukça önemsenmektedir.
60. yılına yapılanma ile giren
Ormancılık Araştırma Enstitüle-
rince odun ve odun dışı orman
ürünlerine yönelik uygulamaya
aktırılabilecek güncel projeler
yapılarak çevreye, topluma ve
ekonomiye önemli katkılar sağla-
nacaktır.
Kuruluşundan bu güne kadar
Ormancılık Araştırma Enstitüleri-
ne emek vermiş Araştırmacılara
saygılarımı sunar, vefat edenlere
Allahtan rahmet, hayatta olanlara
mutlu ömürler dilerim.
KAYNAKÇA1. Anıl, Y., 1978. Ormancılık Araştır-
ma Enstitüsünün 25 Yılı. Ormancılık Araştırma Enstitüsü Dergi seri No: 47, Cilt:24, Sayı:1.
2. Anonim 1, 2012. http://www.kavak.gov.tr/turkce.html
3. Anonim 2, 2012. http://www.ortohum.gov.tr
4. Anonim 1, 2012. http://www.o r m a n e k o l o j i . g o v . t r / d e f a u l t .asp?id=1&bid=1&ty=0
5. Çevre ve Orman Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun. 08.05.2003 Tarihli ve 25102 Sayılı Resmi Gazete.
6. Orman Bakanlığının Kuruluş ve Görev-leri Hakkında Kanun (Orman Bakan-lığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında 07.08.1991 Tarihli Ve 442 Sayılı KHK’nın Değiştirilerek Kabulüne Dair Kanun). 04.06.1992 Tarihli ve 21248 Sayılı Res-mi Gazete.
7. Ormancılık Araştırma Enstitüsü Yayın Kataloğu,1995. Ormancılık Araştırma Enstitüsü Muhtelif Yayınlar Serisi No: 68.
8. Orman Genel Müdürlüğünün Taşra Teşkilatında ve Kadrolarında Bazı Dü-zenlemeler Yapılması Hakkında Bakan-lar Kurulu Kararı. 24.10.2011 Tarihli ve 28094 Sayılı Resmi Gazete.
9. Orman ve Su İşleri Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmün-de Kararname. 04.07.2011 Sayılı ve 27984 Sayılı Resmi Gazete.
10. Türkiye İçin Ormancılık Araştırma Ön-celikleri 2000-2005 Workshop Raporu. 4-7 Nisan 1999, Antalya.
11. Türkiye Tarımsal Araştırma Projesi Or-mancılık Araştırma Master Planı 2000-2005. Mayıs 1999, Ankara.
2012 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 35
ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 201236
ÜY
EL
ER
İMİZ
DE
N
Orman ve Su İşleri Bakanlığı
üst yönetimi; “GÖREVLENDİRME”
adı altında, bazı Bakanlık Müşa-
virleri üzerinde adeta, cezalandır-
ma, yıldırma ve emekliye zorlama
politikalarına devam etmektedir.
Önceki yıllarda, İdarenin taşra
teşkilatının mutad görevleri ile
ilgili konularda da (ağaçlandırma
projelerinin takibi, rehabilitasyon
sahalarının kontrolü v.s.) eziyet
maksatlı görevlendirmeler yapıl-
mışsa da idari yargı bu tür uygula-
malara engel olmuştu.
Sayın Bakan bu defa 645 sayılı
KHK ile sayısı 108’e çıkan bakanlık
müşavirlerinin 36’sını bulunduğu
illerde 55’ini Bakanlık merkez teş-
kilatında 17’sini de çeşitli bakanlık
bölge müdürlüklerinde görevlen-
dirmiştir.
Adı geçen bu görev ise; “Böl-
gesel düzeyde turizm faaliyetlerinin
yoğunlaşma ihtimali olan Bakanlı-
ğımız sorumluluğundaki alanların
tespiti, bu alanlarda ilgili olarak
turizm faaliyetlerinin olumsuz etki-
lerinin minimize edilmesine ilişkin
strateji ve eylem planları, doğal
zenginliklerimizin sürdürülebilir
yararlanma imkânlarının araştırıl-
ması, bu çerçevede halen yürütül-
mekte olan “doğa turizmi master
Planı”nda Bakanlığımız adına ya-
pılabilecek katkıların belirlenmesi.
Bakanlığımızca doğa turizmi konu-
sunda yapılması gereken idari veya
yatırım işlerinin belirlenmesi, plan-
lanması, turizmi geliştirecek faali-
yetler, gezi ve dolaşım planlarının
hazırlanmasında dikkate alınması
gerekli hususların belirlenmesi,
yöre halkının doğa turizmine ba-
kış açısının belirlenmesi bu konuda
yöre halkının bilgilendirilmesi, ko-
naklama imkânlarının araştırılma-
sı ve geliştirilmesi, bu konuda ya-
pılmasında fayda görülecek işlerin
belirlenmesi, doğa turizmi ile ala-
kalı istatistikî bilgilerin toplanması
eksik olan istatistikî bilgilerin elde
edilmesi için alt yapının oluşturul-
ması çalışmalarına katkı sunmak.”
şeklinde tanımlanmıştır.
Anlaşılacağı üzere, Kültür ve
Turizm, Çevre ve Şehircilik Bakan-
lıklarıyla DİE ve Devlet Planlama
Teşkilatı ile Devletimizin bazı Ba-
kanlık ve Kuruluşlarının uzman
heyetlerle müşterek yapması ve
hatta alt yapı çalışmalarına 3-4
yıl önceden başlanılması gereken
bütün bu konular, sadece Bir Ba-
kanlık Müşavirinden hiçbir yetki
verilmeden üstelik özlük hakları
da (harcırah, yolluk v.s.) gasb edi-
lerek yerine getirilmesi istenmek-
tedir.
Görevlendirme öncesi müşa-
virlerin görüş ve düşüncelerine
tenezzül edilemdiği gibi sağlık
ve ailevi durumları da dikkate
alınmamıştır. Bunların içinde; ha-
len KANSER tedavisi gören, kalp
ameliyatı ve anavizma tedavisi
görmüş, şeker ve tansiyon hasta-
sı olan, eşi son 10 ay içerisinde 3
defa ameliyat olmuş ve halen aile-
si evde bakıma muhtaç kişiler de
vardır.
Burada niyet ne? ZULMETMEK
mi? Yoksa bu kişilerden ciddi cid-
di istifade etmek mi? Bunlar za-
manında; genel müdürlük, genel
müdür yardımcılığı, daire başkan-
lığı, bölge müdürlüğü gibi görev-
leri başarıyla yerine getirmiş kişi-
lerdir. Birikim ve tecrübelerinden
istifade etmekte önemli yararlar
vardır.
Atalarının, tarih boyunca fet-
hettiği yerlerde farklı din ve ırktan
insanlara bile eziyet etmemiş, za-
limlik yapmamış bir milletin evladı
olarak; Devletimizin kendi evlatla-
rına da HAKSIZ uygulamaları reva
görmeyeceğini umuyor, Sayın
Bakan’ın konuyu yeniden değer-
lendirerek gerekli düzeltmeleri
yapacağını bekliyor, YUNUS’un di-
zeleriyle sağlıklı günler diliyorum.
Tekin Bayrak
Orman Yüksek Mühendisi
İCRAATIN İÇİNDEN
e ailevi durumları da dikkate
Bir kez gönül yıktın ise
Bu kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet dahi
Elin yüzün yumaz değil
Bir gönülü yaptın ise
Er eteğin tuttun ise
Bir kez hayır ettin ise
Binde bir ise az değil
Yol odur ki doğru vara
Göz odur ki Hak’kı göre
Er odur alçakta dura
Yüceden bakan göz değil
Erden sana nazar ola
İçin dışın pür nur ola
Beli kurtulmuştan ola
Şol kişi kim gammaz değil
Yunus bu sözleri çatar
Sanki balı yağa katar
Halka matahların satar
Yükü gevherdir tuz değil
2012 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 37
Yazıma sayın Abdurrahman
Sağkaya’yı anarak başlamak isti-
yorum. Genel Müdürlüğü döne-
minde bence en önemli icraatı
“2/B yapılmayacak” talimatı olmuş
ve kendisi döneminde 1 m2 alan
orman sınırları dışına çıkarılma-
mıştı.
Orman Kanunu’nun 1 madde-
si, orman sayılmayan yerleri tarif
etmiştir. Orman tarifini ise İsmail
Eraslan Hocamızın Amenejman
kitabından öğrendik. Günümüz-
de orman tarifi bilime göre değil
siyasilere göre olduğu için Kanun
kendine göre bir tarif yaparak, or-
man sayılmayan yerleri tarif edip
gerisi ormandır demiş. Bunu ka-
nun yapıcılar daha iyi düşünür
elbet ama ben oradaki 3 ha. dan
küçük alanların orman sınırları
dışına çıkarılmasını hiç anla-
mamışım ve çok hatalı bulmu-
şumdur. Oysa rahmetli Hocamıza
göre yarım ha alan dahi orman
sayılmakta ve orada doğal hayat
oluşmaktadır.
Diğer bir konu ise Orman Ka-
nununun 2. Maddesi B fıkrasınca
orman sınırları dışına çıkarma
işlemidir. Bir yer kanunla orman
niteliğini kaybeder mi? Hepimiz
kayaların üstünde bile ağaçları
görmüşüzdür. Binlerce dönüm
kumul ağaçlandırmaları var. Dün-
ya üzerinde orman yetişmeyecek
bir yer yoktur. Öyleyse orman ni-
teliğini kaybetmek mühendislik
bilimine aykırıdır.
31 Aralık 1981 tarihinden
önce orman vasfını bilim ve fen
bakımından tam olarak kaybettiği
orman kadastro komisyonlarınca
belirlenip orman sınırları dışına
çıkarma çalışmasına konu olan ve
kesinleşen saha miktarı 31 Aralık
2002 tarihi itibarıyla 473 bin hek-
tar idi. diğer bir başka deyişle 473
ha orman yok oldu. İnsanlar 2/B
yapılacak diye binlerce dönüm
ormanı kesti fındık diktiler. Aynı
yerde ormanını koruyan köylü-
nün ormanı elinden alınıp dev-
let ormanı yapıldı ama koruma-
yıp üstünü açarak fındık diken
köylünün ormanı 2/B yapılarak
namuslu vatandaş cezalandırıl-
dı, kötülük ödüllendirildi. Ayrı-
ca orman sınırları dışına çıkarıl-
mış yerlerin kullanıcılarına ön-
celik verilerek de olsa satışının
yapılabilecek olması, Orman
Yağması''nı artıracak.
Burada kanun yapıcılarına çok
hata bulmuyorum. Bunun çözü-
mü kanunda zaten vardı ama ko-
nuyu doğru yönüyle ele alan yok.
Meslek mensuplarını yukarıdan
aşağıya hatalı buluyorum. Kadast-
ro ile yetkili olanlar ya da kadastro
yapanlar özel orman hükümlerini
işletseler hiç sorun olmayacak.
Adam ormanını kesmemiş ko-
rumuş. Özel orman olarak çevir-
sen sorun kalmayacak. Hemen
devlet ormanı diye yapıştırıyor.
Halbuki genel tapulama kanunu
her türlü belgeyi geçerli buldu-
ğu gibi zilyetlik kavramı ile tapu
işlemi yapabiliyor. Aynı görüş ve
maddelerin geçerli olmadığını
gösteren orman kanununda bir
hüküm yok. Orman kadastrosu
yaparken de her türlü belge, şa-
hit ve zilyetliği esas kabul edip
özel orman olarak tescil etmek
lazım. Burada da %6 ya kadar
inşaat izni vardır ve binaları bile
orman olarak çevirmek müm-
kündür. Bu gidişle ormancıların
eliyle ormanlar yok olmaktadır.
Başta OGM Kadastro Dairesi Baş-
kanlığı, meslek büyükleri ve bü-
tün ormancılar bu işte sorumluluk
taşımaktadır.
KTÜ Orman Fakültesinde 2-B
ile ilgili sempozyumlarda güzel
çalışmalar yapıldı. Orada dikkati
çeken diğer bir soru ve kadastro-
da çalışan arkadaşların endişeleri
anayasanın 169. 170. maddeleri
ile ormanların mülk edinileme-
yeceği ve daraltılamayacağı ko-
nusunda ise özel orman yapıldığı
için orman alanlarında bir daralt-
ma söz konusu değildir.
Kadastro Dairesinde çalışan
arkadaşlarımın tekrar düşünme-
lerini, doğruyu bulmak adına or-
manların korunması düşüncesi ile
bu konudaki yasaları tekrar hatır-
latmayı görev bildim.
2-B İLE
ELDEN GİDENLERAbdulkadir Eroğlu
Orman Yüksek Mühendisi
Ormancılığımızın en önemli
sorunlarından biri de; artık gün-
cel koşullara uymayan, tarihi
geldisine bağlı mevcut idari alt
yapının, yanı kuruluş şemalarının
topyekûn ele alınıp ama doğal ve
yerel şartlarına ve icaplarına göre
yeniden düzenlenmesi gereğidir.
Yapılması zorunlu değişiklik, çok
eski yıllara dayanan mevcut idari
yapıda kısmi, anlık değişmeler-
le ifade edilemez. Yani Bakanlık
Bölge Müdürlüklerini kapatmak,
sonra yeniden açmak; Ormancılık
iş ve işlevlerine uzak merkezler-
de başmühendislikler üretmek,
şube müdürlüklerinin sayılarını
çoğaltmak, daire başkanlığı ihdas
etmek, isim değişiklikleri, oradan
buraya bağlamalar olmamalıdır.
Sivri ucunun üzerine dikilmiş, ge-
niş tabanı Ankara’da ve havada
kalan bir konik yapı yerine; Geniş
tabanı ormancılık iş ve işlevleri-
nin yürütüldüğü taşramıza Etkin
ve sağlam bir şekilde oturtulmuş
bir “Orman İdaresine” ivedilikle
kavuşturulmamız gerekmektedir.
İdari yapı günün realitelerine ters
olunca; Teknik ormancılığın iş gü-
cünü reel çalışma merkezlerinden
uzaklaştırmış, çalışanlarını toplan-
ma merkezlerindeki etkisiz yetkili
bürokratların kafasına yığmış olu-
yoruz. Tecrübesi olgunlaştırılmış
hale henüz gelmiş Orman mühen-
disi teknik elemanlardan yeterli
verimi alamamak bir yana, “ka-
şarlanma” teriminin hat safhada
işlerlik kazandığı personel sorun-
ları ile uğraşıyoruz. Tüm mesleki
sorunların çözümüne yönelik zo-
runlu ormancılık işleri hep askıda
kalıyor? Çok kıymetli birikimlere
sahip uzmanlaşmış kadroları ne
yazık ki; her dönemde heba edi-
yoruz. Zira uyarlanmış, ayarlanmış
sunular bütünüyle gerçeği gör-
mekten, realiteden uzaklaştırıyor-
lar. İşte ileri bilişim teknolojilerinin
bunca yararları yanında ormancı-
lığımıza en önemli zararlarından
biri de budur. Ormancılığımızı iyi
işleyen idari altyapıya kavuştur-
mak, teknik idari personel poli-
tikalarının yeniden yapılanma
üzerine “norm kadro” ile yerinde
sabitlenmesi, birinci derecede
konuyu teşkil etmelidir. Böyle bir
konuda yazı yazmayı ve fikir üret-
meyi uzun süredir müzmin so-
runlar hep düşündürüyor; meslek
erbabı olanı olmayanı, yetkili ve
yetkisizleri hatta değerli akade-
misyenlerimizi gücendiririz diye
yutkunuyoruz. Çünkü hallerinden
memnun görünmek istiyorlar.
Ama binlerce orman fakültesi me-
zunları işsiz olduğu halde; onlarca
orman fakültesi açmak, gece bö-
lümü de ilave etmek maharet mi-
dir? 22’Milyon Hektar Milli servet
olan orman varlığımızın, orman
rejimine tabi alanların maddi ve
manevi verim gücü nispetinin
yüzde kaçını istihdama yönelte-
biliyor; yetişmiş kadrolarımızın %’
kaçını ormancılığımızın taşradaki
aktif iş ve işlevlerinde görebiliyo-
ruz? Ne kadarı fiili ormancılıkta,
kaçı yönetimde, kaçı denetimde
araştırdık mı? Ezici çoğunluğu yö-
netim ve denetimde olacak söy-
leyebilir miyiz? Veciz bir ifada ile
“aslanı kediye boğdurmadığımızı”
diyebilir miyiz? Günün koşulları-
na ve ormancılık gereklerine çok
daha uygun yönetim ve denetim
sistemlerini kurmamız mümkün
olamaz mı? Mantığı, kutsal mes-
leğimizin gereklerine ve gerçek-
lerine dayanmayan beyin israfları
neden? Sorumluları kim?
Ne yapılmalıdır? “İdarede ve
orman halk ilişkilerinde; adil, aktif,
objektif, olumlu yapıcı uzlaştırıcı
barıştırıcı ve fakat etkin ve fonk-
siyonel bir yaklaşımı sergileyecek
bir orman idaresi idari alt yapısı
ile bir orman idaresi mevzuatı
sistemlerinin; ama doğal ve yerel
şartlarına ve icaplarına göre yeni-
den kurulması ile “norm kadro”
uygulamasına geçilmesidir”. Bu
tanımlamanın en basit bir şekil-
de açılımı; konik yapının tabanı-
nı Ankara’da genişletmek, bölge
müdürlüklerinde ortasını şişirmek
yerine; her ilde ve ilçemizde bir
orman işletme müdürlüğü değil,
bir “Orman İdaresi Müdürlüğü”
kurarak; ormancılığın ve çevrecili-
ğin yoğun olduğu taşraya koninin
geniş tabanını bir şekilde oturt-
ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 201238
ÜY
EL
ER
İMİZ
DE
N
ORMAN İDARESİNİN İDARİ ALT YAPISI İLE
“NORM KADRO”UYGULAMASINI GEREKTİREN GÜNCEL SORUNLARI VE ÖNERİLERİ:
Mehmet Sadık Ayan
Orman Yüksek Mühendisi
mak, her türlü yetki ve sorumluluk
devrini yapmaktır. Ankara merke-
zinde “Orman Genel Müdürlü-
ğü” Daha etkin ve verimli bir reel
yapıya kavuşturulmalı, ayrıca da;
“Ormancılık çalışmalarını İzle-
me, Araştırma, Planlama, uygu-
lama ve Denetleme Genel Mü-
dürlüğü” kurulmalı, İlgili daireler
başkanlıkları bu iki genel müdür-
lüğün bünyesinde yeniden teşki-
latlanmalıdır. Yani adama makam
ve ormancılığımıza, fayda yerine
zarar veren bir işsiz kadroyu bul-
mak yerine, işin olduğu yerde; işe
adam bulmak, verimli etkin ve
fonksiyonel makamlar tesis et-
mektir. “Orman İdaresi Müdür-
leri” yerel durumlarının gerektir-
diği şekilde, uygulama projelerini
yaparlar, ilgili genel müdürlüğün
onayından sonra uygulamalar
yapılır; bu tür projelerde çalışan-
ların denetlemeler sonucu elde
ettikleri boğanların toplamı, yö-
netici olmalarında birinci kriteri
teşkil eder. En ileri düzey yönetici;
meslek kamuoyunun saygı ile tak-
dir ve tasvip ettiği; yabancı dilleri,
çeşitli yayınları olan, uluslar arası
mesleki kariyeri bulunan bir kişilik
olarak karşımıza çıkar. Göreceğiz
ki Türkiye ormancılığı Milli ekono-
miye ve istihdama daha çok kat-
kılar sunar hale gelecektir. Türkiye
Ormancılığında en ücra köşelerde
bile çağdaş ormancılık projeleri-
nin yarıştığını artık görmek istiyo-
ruz.
Zira yaklaşık her ilde ve ilçede
işletme şefliği binalarımız mev-
cuttur. Taşrada işler çok, orman
halk ilişkileri sıkıntılı; kadrolar
taşra için açılır dolarlar, bazen
asaleti bile tastık olmamış me-
murlar sosyal itesi daha uygun
merkezlere önce geçici görevle
kayarlar, olmazsa bilgi birikimleri
ormancılığın tüm konularındaki
işlerini yapmaya yeterli hale ge-
lir gelmez, sosyal rahatlıklarını
merkezi yerlerde arar bulurlar. Bu
keyfi’den değil, çoğunlukla siyasi
ve idari zorlamaların mantıksız ve
anlamsızlığından olur. Bilgi biri-
kimi ve idealizmi ile işinin erbabı
olabilenler de muhtelif baskılarla
işlerinden koparılır, sonuçta ka-
şarlanırlar. Bu masrafların, böylece
teknik işgücü kayıplarının vebali
kimdedir? O halde tüm atama-
lar “norm kadroya” yapılmalı ve
ormancılığın iş ve işlev merkez-
lerinde tutulmalıdır. Orman İda-
resi bünyesinde önemli sarsıntıya
da yol açılmadan; 27’adet bölge
müdürlüğünde, orman işletmele-
ri tecrübesinden geçmiş onlarca
Orman İdaresi Müdürü olabilecek
orman mühendisini yerinde ma-
kamla taltif edelim; mesleki bilgi
birikimlerini ormancılığımızın hiz-
metine sunma imkânını bulsun-
lar. Orman işletme müdürlüğü ve
orman işletme şefliği binalarımız
%90 yerde arşivleri ile birlikte hiz-
mete hazır vaziyettedir.
Orman İdaresi il Müdürü veya
orman idaresi ilçe müdürlükleri
bünyesinde yerel ihtiyaç durumu-
na göre; Orman İşletme Şefliği,
Orman Koruma Şefliği, Silvikültür
Şefliği, Orman Araştırma Şefliği,
Milli parklar Şefliği, Orman Ka-
dastrosu ve mülkiyeti Şefliği, Or-
man Ağaçlandırma Şefliği, Orman
Fidanlık Şefliği gibi v.b şefliklerini
kurmak çok kolaydır. Orman mü-
hendisliği daha etkin ve verimli
hale getirilecektir. Teknik ve idari
iş gücüne önemli miktarda maddi
yük getirmeyecek, Sadece düzen
tesisi ve makamla taltif etmek ye-
terli olacaktır. Ormancılık iş ve iş-
levleri, çok daha etkin ve daha az
masrafla, tek elden sevk ve idare
edilebilecektir. Personele, Devlete
maliyetlerinin iki katını kazandır-
ma ve branşlaşmış ormancılık fa-
aliyetleri ile huzur bulma imkânı
sağlanmış olacaktır. Bunu yapmak
Türkiye Ormancılık sektörünün
etkili ve yetkililerinin ivedi göre-
vidir. Ormancılığımıza, Devlete ve
Millete karşı büyük sorumluluktur.
Çok çeşitli inisiyatifleri kullanarak
lüks masalarda oturmanın, sonun-
da emeklilik maaşını katlamanın
hesabı ilahi âlemde ağırdır. Or-
man mühendisinin ormancılığın
her kademesinde görev alabilme
imkânı olmalı, makam yükselişine
fırsat eşitliği içinde erebilmelidir.
Bu açıdan bakışla incelendiğinde;
geçmişte artık sıfırları kâğıt üzeri-
ne sığmaz hale gelmiş Türk lirasın-
dan 6’sıfırı atmaktan daha kolay
ve önemli bir görevle karşı karşıya
olduğumuzu anlamalıyız.
Ormancılık mesleği hakikat-
ten çok onurlu, verimli, bilimsel ve
kutsaldır. Takva ile görevini dört
dörtlük yürütebilen bir din ada-
mında olduğu gibi huzur içerisin-
de, Dünyada geçiminizi sağlarken;
öteki dünyanızı da kazanırsınız.
Başka bir deyişle doğaya, tabiata,
orman köylüsü ile birlikte “orman
ekosistemlerine”; aktif, olumlu,
yapıcı, uzlaştırıcı, barıştırıcı, etkin
ve fonksiyonel müdahalelerde
bulunarak; hizmetin ve nimetle-
rin ihtiyaç sahiplerine ulaşmasını
sağlarken, doğal kaynaklarının
devamlılığını da teminat altında
tutmaya çalışmak; aynı zamanda
bir ibadettir. Ormancılığımızın
temel anlayış ve kavrayışı da bu
olmalıdır. Artık yetkililer etkili ola-
bilsinler, mesleki kaderleri yatkısız
etkililerin elinden dönmesin. Ve
artık günün şartlarına ve ormancı-
lığımızın gereklerine ve gerçekle-
rine hiç uymayan mevcut idari alt
yapımız; mesleğin kurmaylığını
temsil eden orman işletme şefleri-
mizin günlük ajandalarına, acı ve
hazin hatıra notları ile dolmasın.
2012 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 39
Orman Mühendisleri Odası
Genel Merkezi dört yıldan bu yana
fotoğraf yarışmaları düzenliyor.
“Doğa – Doğa ve İnsan” konu-
lu fotoğraf yarışmalarına orman
mühendisleri, orman endüstri
mühendisleri, ağaç işleri endüstri
mühendisleri fotoğraflar gönder-
di. Yarışmaya katılan ya da derece
alan eserler odamızın çeşitli ya-
yınlarında, takvimlerinde ve de-
ğişik etkinliklerde sergilenerek iz-
leyenlerin beğenisine sunuldular.
Bu yıl; CEPA alışveriş merke-
zinin 21 Mart Dünya Ormancılık
Günü’ne gösterdiği yakınlık, mes-
lektaşlarımızın eserlerinden olu-
şan fotoğraf sergisini Ankaralılarla
paylaşma fırsatı verdi bizlere…
Sergi izlenimlerini meslektaş-
larımızla paylaşmak istiyoruz. Bu
nedenle sergimizin anı defterine
düşen sözcükleri dergimizde ara-
lıklarla yayınlamayı planladık.
Sevgili meslektaşlarımız; Ahmet Nezir, Alper Çimen, Arif Güngör, Atakan Baykal, Ayhan Ercan, Ba-
rış Sevinç, Burak Yavuz Kara, Burcu Uysal, Cumhur Ertekin, Emin Güzenge, Emrah Ersoy, F. Alptekin Ka-
rahan, Ferruh Fatih Albayrak, Güzide Devrim Özlem Baykal, Hasan Uysal, Hüseyin Fakir, İsmail Gübeş,
M.akif Okutucu, Mehmet Önal, Mehmet Salih Tomaç, Muammer Zeki Güven, Muörat Aksu, Mustafa
Gözübenli, Nazmi Kaplan, Ogün Çağlayan Türkay, Özcan Kukkuk, Ragıp Sarı, Rasim Çetiner, Rüknettin
Tekdemir, Serap Usanmaz, Serdar Akyay, Serdar Göktepe, Süleyman Alkan, Talip Kavlak, Tamer Yılmaz,
Tansu Fidan, Terzan Gürbüz, Turgay Dindaroğlu, Turgut Balık, Ulaş Ahatoğlu‘na sonsuz teşekkürler…
ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 201240
ÜY
EL
ER
İMİZ
DE
N
MESLEKTAŞLARIMIZA
TEŞEKKÜRLER
2012 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 41
Orman ürünleri ve ağaç
işleri sektöründe çalışan
mühendis ve mimarlara
yönelik eğitim 23 Mart 2012 ta-
rihinde İkitelli Keresteciler sitesi
lokalinde yapıldı.
Eğitime katılan sektörümüzün
değerli mühendislerine ilk bö-
lümde masif ahşap malzeme, yani
ahşabın tomruk halinden başla-
yıp, kereste, kaplama ve tabakalı
kereste haline gelmesine kadar
olan süreç en ince ayrıntısına ka-
dar aktarılmıştır.
Eğitimin ikinci bölümünde ise
YL, MYL, laminat ,akrilik,kaplama
vb gibi mobilya sanayinin kullan-
dığı hammaddeler incelenmiş her
iki gün boyunca tanıtılan malze-
meler ile ilgili kullanım alanları ve
burada kullanılma nedenleride
incelenmiştir.
Eğitim süresince üzerinde du-
rulan en önemli konu malzeme-
nin doğru tanınması ve malzeme-
nin doğru kullanım alanlarında
kullanılması olmuştur.
Uygulamada bu konuda çok
büyük sıkıntılar olmakta hatta
teknik şartnamelerde birçok mal-
zeme yanlış ifade edilmektedir.
Orman Endüstri Yüksek Mü-
hendisi Metin Kahveci ve Ağaç
İşleri Endüstri Yüksek Mühendisi
Sabit Tunçel tarafından birlikte
verilen eğitim sonunda katılımcı-
lar bilgi ve tecrübelerin paylaşıldı-
ğı eğitimden son derece memnun
ayrıldılar.
Sektörümüzde ilk olarak nite-
lendirilek bu eğitim ile bir başlan-
gıç yapılmış devamında sektörde
eksikliği görülen ve ihtiyaç du-
yulan alanlarda eğitimler devam
edecektir.
Eğitim sonunda katılımcılara
konu ile ilgili eğitim notları ve ka-
tılım sertifikası verilmiştir.
Eğitim süresince eğitimciler
tarafından 28 senelik iş tecrübesi
ile harmanlanmış teorik ve pra-
tik bilgiler katılımcıların konuyu
daha büyük ilgiyle izlemesine ne-
den olmuştur.
Bu ve benzer eğitimlerin ileriki
dönemlerde daha yüksek katılım-
lar ile devam edeceği, bunun da
ahşap sanayinin gelişimine katkı
sağlayacağı açıkça görülmektedir.
ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 201242
HA
BE
RL
ER
Ağaç Malzeme ve Türevleri Eğitimi
2012 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 43
Amasya Orman İşletme
Müdürlüğü, Gümüş-
hacıköy Orman İşlet-
me Şefliği’nce İlçe Halk Kütüp-
hanesi Bahçesi’ne yerleştirilen
ağaçlar, büyük ilgi topladı.
Meslektaşımız raf haline getir-
diği ağaçları kitaplarla donattı.
Orman İşletme Şefi Turgay
Deligöz, Gümüşhacıköy Halk
Kütüphanesi yöneticileriyle
birlikte hayata geçirdikleri ça-
lışmayla, ilçe halkının eğlen-
celi biçimde kitaplara ulaşarak
okuma alışkanlıklarını artırma-
yı hedeflediklerini söyledi.
BU AĞACIN MEYVESİ “KİTAP”
Odamız Merkez Şubesi tarafından or-
ganize edilen ve Ankara-Çankaya Ata-
türk Anaokulu öğrencilerinin katıldığı,
“Doğa’ya Geri Dönüş Projesi” kapsamında
200 fidanı minik eller toprakla buluşturdu. Fidan
dikme etkinliği çocukların çok neşeli olduğu ve
eğlendikleri bir ortamda gerçekleştirildi.
MİNİK ELLER MERKEZ ŞUBEMİZ YÖNETİCİLERİ İLE BİRLİKTE FİDAN DİKTİ
ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 201244
HA
BE
RL
ER
Kamu görevlerine devam eden ve bilirkişilik yapan
meslektaşlarımıza, orman teşkilatında görev yapan
avukatlara; orman kadastro, mülkiyet, orman işletme,
orman koruma, orman ceza davaları, bilirkişilik vb konular-
da yardımcı olabilmek amacıyla günümüze kadar tüm yasal
düzenlemeleri-değişiklikleri içine alan ve önemli bir eksiği ta-
mamlayacağı düşünülen “BİLİRKİŞİLİK KILAVUZU” adlı kitap
meslektaşlarımıza sunulmuştur.
Mehmet Polat kılavuz kitabını, alışılmış hukuk kitapların-
dan farklı bir yazı tekniği kullanarak, uygulamaya yardımcı
olabilecek, orman nitelik araştırması, kesme, açma, işgal ve
faydalanma suçları üzerine geliştirdiği anahtar çözümleri ve
rapor örnekleriyle hazırlamıştır.
BİLİRKİŞİLİK
KILAVUZ KİTABI
www.ormuh.org.tr adresinden kılavuz kitabın içeriği hakkında bilgi edinebilirsiniz.
Kitap ücreti 30 TL olup aşağıda bulunan iletişim bilgilerinden kitaba ulaşabilirsiniz
Kitap İsteme Adresi:
1991 yılı İstanbul Orman Fakültesi mezunu olan meslektaşımız, DSİ
bursunu kazanarak halen Edirne DSİ 'de mesleğine devam etmek-
tedir. Aynı zamanda edebiyat konusunda da başarılara imza atan
meslektaşımızın son romanı olan "Osmanlının Sırrı" Paraf Yayınları tara-
fından okuyucuna ulaştırılmak üzere basımı gerçekleştirilmiştir.
M.Akif Ersoy'un "Mâzîsi yıkık milletin âtîsi olur mu?" sözüne atfen tarihi
bilmeyen ve anlamayan nesillerin geleceğe dair hiç bir şey bırakamaya-
cağı gerçeği ile meslektaşımızın Osmanlı üzerinde yaptığı araştırmaları
roman olarak ele alması ormancılık camiası olarak bizleri mutlu etti.
“Ecdâdını unutan-
lar, kaynaksız ırmağa,
köksüz ağaca ben-
zerler” Atasözünden
yola çıkan Murat
ÇAVGA, Anadolu in-
sanının köklerindeki
tarihi macerasını ro-
manlaştırarak tarihe
bir not düşmüştür.
Değişik alanlarda başarılara imza atan meslektaşımız
Murat Çavga’ya Orman Mühendisleri Odası olarak başa-
rılarının devamını diliyoruz.
Meslektaşımız Murat ÇAVGA’nın 5. romanı tarihimizin izlerinin peşinde koşuyor
TMMOB
ORMAN MÜHENDİSLERİ ODASI