20
1 TARİHİ YAPI ONARIM VE GÜÇLENDİRME REHBERİ

TARİHİ YAPI ONARIM VE GÜÇLENDİRME REHBERİ · 6 1.1. Tarihi Yapılarda Onarım Teknikleri Tarihi yapıların korunması için yapılan bakım, onarım ve güçlendirme işlemlerinde

  • Upload
    others

  • View
    35

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

1

TARİHİ YAPI ONARIM VE GÜÇLENDİRME REHBERİ

2

3

Ülkemiz, yüzyıllar boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış olan topraklar üzerinde yer almaktadır. Bu sebeple çok farklı sayıda ve çeşitte, taşınır veya taşınmaz sayısız kültür varlığını barındırmaktadır. Bizlere miras kalmış olan bu kültür varlıkları çeşitli çevresel tehditlere maruz kalmakta ve gün geçtikçe gücünü, dayanımını, sağlamlığını yitirmektedir.

Bilinçli ve sorumluluk sahibi her bireyin, bizlere miras kalan ve yaşamımızın birer parçası olagelmiş tüm kültür varlıklarının korunmasında ve yaşatılmasında hassasiyet göstermesi gerekmektedir.

Tarihi çevreyi oluşturan kültür değerlerini yaşatmak ve özgün nitelikleriyle gelecek nesillere aktarmak günümüzün en önemli sorunlarından biridir. Amaç eski eserlerin olduğundan daha fazla bozulmasını önlemek, sağlıklı bir durumda bizden sonraki nesillere aktarılmasını sağlamaktır.

Çeşitli medeniyetlerin izlerini taşıyan ülkemizde, günümüze kadar ulaşmış zengin mimari mirasın korunması ve onarımı büyük önem taşımaktadır.(*)

önsö

z

4

Eski eserlerin koruma ve onarım (restorasyon ve konservasyon) çalışmaları belgeleme, teşhis, uygulama (temizleme, yapıştırma - dolgu - tümleme, sağlamlaştırma - koruma) ve bakım aşamalarından oluşmaktadır.

Onarım gerektiren uygulamalarda, eserin sorunlarının teşhisi kadar eserin orijinal malzemelerinin içeriklerinin ve niteliklerinin bilinmesi de önemlidir. Özellikle cami, kilise, saray, medrese, hamam gibi binalarla kale, köprü, çeşme, heykel gibi anıtsal yapıların üretiminde kullanılmış olan taş, tuğla, harç-sıva ve diğer orijinal malzemelerinin içerik ve niteliklerinin bilinmesi, uygulamada kullanılacak onarım malzemelerinin seçimi ve üretilmesi için bir gerekliliktir. Ancak bu bilgilerin elde edilmesiyle yan yana kullanılacak olan orijinal ve onarım malzemelerinin fiziksel, kimyasal ve mekanik özellikleri birbirleriyle uyumlu ve benzer olacaktır. Aksi takdirde sağlıklı bir onarımın yapılması pek mümkün değildir. Çünkü yan yana kullanılan orijinal ve onarım malzemeleri farklı fiziksel ve mekanik özeliklere sahip olduklarında, birbirleri üzerine mekanik baskılar yaratacaklardır. Bu baskılar sonucunda da zayıf olan yapı malzemelerinin (çoğunlukla orijinal malzemelerdir) hasar görmesi kaçınılmazdır. Bunun sonucu olarak koruma ve onarımı yapılan eser, çevre koşullarının etkisine bağlı olarak kısa veya orta vadede, orijinal malzemeleri hasar göreceğinden, tekrar onarım gerektirir hale gelecektir. (**)

TarihiEserYapıOnarım veRenovasyonÜrünleri

3

Kültürel mirasımız olan tarihi anıtlarımızın malzemeleri, problemleri ve problem nedenleri üzerinde bilimsel araştırmalar yapılmadan, uygulanan koruma ve onarım çalışmaları telafisi olanaksız hasarlara yol açabilmektedir. Koruma ve onarım çalışmalarında amaçlanması gereken asıl hedef eser malzemelerinin nitelikleri ile birlikte yapım tekniklerinin de olabildiğince korunması olmalıdır. Gerekli olduğu durumlarda yapılacak olan müdahaleler bu hedef doğrultusunda projelendirildikten sonra, bu kapsamda kullanılacak olan malzemeler ve teknikler belirlenmelidir. Detaylı bilimsel veriler elde etmek, doğru onarım malzemelerini seçebilmek ve hatalı uygulamaların önüne geçebilmek için koruma ve onarım çalışmalarında teşhis aşaması oldukça önemlidir. Bozulmalara yol açan problemlerin teşhisi ve bu teşhis sonucunda yapılacak olan koruma ve onarım çalışmaları için öncelikle eserin

orijinal malzemelerinin niteliklerinin ve problemlerinin belirlenmesi gereklidir. Yapılan teşhisin sonuçları doğrultusunda belirlenecek olan koruma ve onarımlarda kullanılacak malzemelerin, orijinal malzemeyle fiziksel, kimyasal ve mekanik özelliklerinin benzer olması sağlanmış olacaktır. Böylelikle eser malzemesi ile onarım malzemesi uyumlu davranışlar gösterecek ve eser yaşantısını sağlıklı bir şekilde sürdürecektir. Eser malzemesinin nitelik, üretim teknolojisi ve problemlerini belirlenmeden yapılacak olan koruma ve onarım çalışmalarında kullanılacak olan malzemelerin, orijinal malzemeyle farklı kimyasal, fiziksel ve mekanik özelliklere sahip olması, orijinal eser malzemesi üzerinde mekanik baskıların oluşmasına yol açacaktır. Bu baskılar, zaman içerisinde dayanımını yitirmeye başlamış olan daha zayıf durumdaki orijinal eser malzemesinin etkilenmesine neden olacaktır. Nitelik

ve problem teşhisi yapılmadan uygulanacak bu tür onarım çalışmaları faydadan çok zarar getirecek, bozulma süreci hızlanacak ve eserde geri dönüşümsüz hasarlar oluşacaktır. Anıtların özgün harç, sıva ve diğer malzemelerinin karakterizasyonu ancak yapının farklı yerlerinden sistematik olarak alınan çok sayıda örnek üzerinde yapılacak olan kimyasal, fiziksel, petrografik, mineralojik ve biyolojik analizler sonucu saptanabilir. Bu analizler neticesinde orijinal harç, sıva ve diğer malzemelerinin içerikleri ve nitelikleri tespit edilerek, yapılacak onarım çalışmalarında kullanılacak olan, orijinal malzeme ile benzer nitelikteki malzemeler belirlenmiş olacaktır. Belirlenen bu malzemelerin kullanılmasıyla orijinal malzemeler üzerinde oluşabilecek fiziksel ve mekanik baskılar önlenmesi yanında eserin yapım teknolojisi de korunmuş olacaktır. (**)

giriş

4

Harç ve sıvalar, bir yapıda yapım sırasında ya da

sonrasında üstlenmiş oldukları işlev dolayısıyla, yeni

yapılarda olduğu gibi, kültürel mirasımız olan tarihi

yapılarında önemli elemanlarındandır (Gulec A, 1992).

Kültürel mirasımız olan tarihi anıtlarımız üzerinde

bilimsel araştırmalar yapılmadan, bilinçsizce ve

sadece bilinen güncel yöntemlere dayalı olarak yapılan

koruma - onarım çalışmaları telafisi mümkün olmayan

hasarlara yolaçabilmektedir. Bu tür uygulamaların

önüne geçebilmek ve uygulamada doğru materyalleri

seçebilmek için detaylı bilimsel veriler elde edilmeli,

koruma ve onarım çalışmaları genel restorasyon

ilkeleri doğrultusunda yapılmalıdır.Koruma ve onarım

çalışmalarında amaçlanması gereken asıl hedef eser

malzemelerinin nitelikleri ile birlikte eserin yapım

tekniklerinin de olabildiğince korunması olmalıdır.

Bu da öncelikle eserin üretiminde kullanılan malzeme

ile teknolojisinin karakterizasyonu ve gerekli analizler

sonucunda yapılacak olan doğru teşhis sonucunda

projelendirilecek koruma ve onarım yöntemleri ile

mümkündür. Gerekli olduğu durumlarda yapılacak olan

müdahaleler koruma ve onarım ilkeleri doğrultusunda

projelendirildikten sonra, bu kapsamda kullanılacak olan

malzemeler ve teknikler belirlenmelidir.Tarihi eserlerin

konservasyon ve restorasyon projelerinde

koruma basamakları, ve bakım aşamalarından

oluşmaktadır (Guleç, A., 2009).

Yapısal anıtlarda bu tür problemlerin ve kayıpların

oluşmaması için yapılacak teşhis çalışmasında anıta

ait malzemelerin ve problemlerin teşhisinin muhakkak

yapılması gereklidir. Bu amaçla yapılacak olan anıtların

özgün harç ve sıvalarının karakterizasyonu, ancak yapının

farklı yerlerinden alınan çok sayıda örnek üzerinde

yapılacak olan kimyasal, fiziksel, petrografik, mineralojik

ve biyolojik analizler sonucu saptanabilir. Bu analizler

neticesinde, yapılacak olan koruma - onarım projesinin

hazırlanması yanında, orijinal harç ve sıvaların içerikleri

ve nitelikleri tespit edilerek, onarım çalışmalarında

kullanılacak olan, orijinal malzeme ile benzer nitelikte

harç ve sıva karışımları belirlenmiş olacaktır.

5

1.b

ölüm

TARİHİ YAPILARIN ONARIMI VE KORUNMASI

1. TARİHİ YAPILARIN ONARIMIÜlkemizde kültürel miras bilinci oldukça eski olmakla birlikte konu ile ilgili yapılan çalışmalar yeterli değildir. Ülkemizdeki tarihi yapıların gelecek nesillere aktarılabilmesi için yapılan onarım ve koruma çalışmaları son yıllarda hız kazanmış, yok olmaya yüz tutan birçok tarihi yapı onarılarak ziyarete açılmıştır. Tarihi yapılarda, yapının periyodik bakımının yapılması sağlanarak büyük hasar engellenerek yapının mevcut haliyle korunması en ideal durumdur. Yapılacak düzenli bakımla hem maliyet azalacak hem de yapıya müdahale en az düzeyde tutularak yapı orijinal haliyle korunabilecektir. Büyük hasar görmüş ve kapsamlı onarım gerektiren yapılarda da onarım öncesi gereken disiplinlerarası araştırmaların yapılması ve yapı ile ilgili her türlü veriye ulaşılması önem arz etmektedir. Yapılan onarım çalışmalarında yapıların orijinaline sadık kalınarak, gerek malzeme gerekse yapım yöntemi açısından günümüz koşullarının elverdiği ölçüde çalışmaları sürdürmek gerekmektedir.

Günümüzde tarihi yapının koruma-onarım ve güçlendirilmesi sürecinde yapının mimari ölçümleri ve detaylarını belgelendiren “rölöve projesi”, bugünkü durumunun değerlendirilerek var olan kayıp kısımlarının ya da olası eklentilerinin belirlenerek, özgün halinin saptanması olan “restitüsyon projesi” ve yeni kullanım biçiminin belirlenmesi olan “restorasyon projesi” hazırlanmaktadır. Bu çalışmalarda; özgün malzeme özelliklerinin ve onarım malzemelerinin belirlenmesi, ön araştırmalardan laboratuvar analizlerine kadar uzmanlar tarafından bilimsel araştırma ve malzeme incelemesi ile mümkündür. Tarihi yapıların gelecek nesillere aktarılabilmesi için onarılması ve güçlendirilmesi gerekmektedir. Ülkemizde ve birçok diğer ülkede tarihi yapılarda yapılacak koruma ve onarım uygulamalarıyla ilgili yasa ve yönetmelikler bulunmaktadır. Bunlardan bazıları İtalya’da yayınlanan Carta Del Restauro (1931) , Venedik Tüzüğü (Mayıs 1964), Hollanda da yayınlanan Amsterdam Bildirgesi (1975) , İCOMOS Genel Kurulu sonrası alınan kararlardan oluşan Tarihi Kentlerin Ve Kentsel Alanların Korunması Tüzüğü (1987)’dür. Tarihi yapıların onarımlarıyla ilgili tüm dünyada geçerli bir kurallar bütünü bulunmasa da yayınlanan çalışmalar yaklaşım olarak benzerlik göstermektedir. Yayınlanan uluslararası bildirilerde tarihi yapıların onarımlarıyla ilgili maddeler de yer almaktadır. Herşeyden önce, anıta, çökme ve aşınmadan ötürü kaybettiği dayanıklılığı ve zamana karşı direnme gücünü yeniden kazandırmaya yönelik sürekli bakım ve sağlamlaştırma çabalarına önem verilmesi gerekir. (Carta Del Restauro, 1931). Onarım uzmanlık gerektiren bir iştir. Amacı, anıtın estetik ve tarihi değerini ortaya çıkarmaktır. Onarım kendine temel olarak aldığı özgün malzeme ile güvenilir belgelere saygıyla bağlıdır. (Venedik Tüzüğü,1964)

Ülkemizde de bu konuda yapılan çalışmaların 1906 yılında yürürlüğe giren “Asar-ı Antika Nizamnamesi” ile başladığı kabul edilmektedir. 1914 yılında yürürlüğe giren “Muhafaza-i Abidat Nizamnamesi ” ile de taşınmaz kültür varlıklarının korunması amaçlanmıştır. Cumhuriyet döneminde “Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu” 1951 yılında çıkarılan bir yasa ile kurulmuş ve onarım ve koruma ile ilgili ilkelerin belirlenmesine yönelik çalışmalarına başlamıştır. Günümüze gelindiğinde 21.07.1983 yılında çıkartılan 2863 sayılı “ Kültür Ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu” ve bu kanunun alt mevzuatları ile tarihi yapılarla ilgili genel ilkeler belirlenmiştir. Kültür Ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ile korunması gerekli kültür ve tabiat varlıklarının tespiti, tescili ve yapılacak müdahaleler belirlenmiştir.

Kültür Ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 18. maddesindeki “Sit alanları, korunması gerekli kültür varlıkları ve bunların koruma alanlarında onaylı plân ve proje dışı uygulama yapan veya yapılmasına yol açan sorumlularının, koruma bölge kurulları ile ilgili konularda plân ve proje düzenlemesi ve uygulama sorumluluğu yapması beş yıl süre ile yasaklanır. Uygulama sorumlularının denetimi, ilgili belediye veya valilikçe yapılarak aykırı hareket edenler, Bakanlığa ve ilgili meslek odasına bildirilir.” hükmü ile korunması gerekli kültür varlıklarına izinsiz müdahalenin önüne geçilmiştir.Tarihi yapılacak restorasyon çalışmaları ile ilgili temel kurallar ise Kültür Ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun 05.11.1999 yılında yürürlüğe giren 660 sayılı ilke kararıdır. Bu ilke kararı ile koruma statüsü kazanmış yapıların restorasyonuna ilişkin kurul kararlarına temel olacak ilkeler yeniden belirlenmiştir, yapılar iki gruba ayrılmış ve müdahaleler bakım ve onarım şeklinde sınıflandırılmıştır. Onarım yapılacak yapıların rölöve, restitüsyon ve restorasyon projelerinin hazırlanması ve bu hazırlanan projelerin Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu tarafından onaylanması zorunluluğu belirtilmiştir. Bu ilke kararında yapılacak onarım çalışması öncesi yapılması gereken restorasyon projesi kapsamında yapılacak olan ön çalışmalar, e maddesinde “Bütün onarımlarda restorasyon projesine temel olacak restitüsyon çalışmasının sıva raspası, kısmi söküm, sondaj, belgeler üzerinde çalışma, karşılaştırmalı araştırmalar sonucuna dayalı olarak hazırlanması gerekir.” hükmü ile belirlenmiştir.

6

1.1. Tarihi Yapılarda Onarım TeknikleriTarihi yapıların korunması için yapılan bakım, onarım ve güçlendirme işlemlerinde yapının tarihi değeri, estetiği ve kimliği korunmalı, çalışmalar yapının sistemine ve özgün malzemelerine en az müdahale ile yapılmalıdır. Bu nedenle tarihi yapıların korunması, onarımı ve güçlendirilmesi mimari, arkeoloji, sanat tarihi ve mühendislik gibi farklı disiplinler tarafından ele alınmalı, yapının tarihi ve estetik görünümünün nasıl ne ölçekte korunacağı, yapısal hasarları ve bunların giderilmesinde uygulanacak yöntemler dikkatle seçilmelidir. Tarihi yapıların onarımlarında en önemli sorun yapılacak müdahalenin niteliğidir. Her yapının kendine özgü sorunları ve bu sorunların farklı çözümleri vardır. Yapıyla ilgili yapılacak ön çalışmalar bu nedenle çok önemlidir. Günümüzde tarihi yapıların onarımında temel yaklaşım yapının düzenli bakımının sağlanmasıdır. Yapının düzenli olarak kontrol edilerek, gereken küçük müdahalelerin yapılması ile yapının tarihi dokusunun korunması amaçlanır. Anıtların onarımları için genel olarak sağlamlaştırma, bütünleme, yenileme, yeniden yapma (rekonstrüksiyon), temizleme ve taşıma tekniklerinden yararlanılır (Ahunbay, 1999)

1.1.1. SağlamlaştırmaTarihi yapının malzemelerinin, taşıyıcı sisteminin ya da zeminin sağlamlaştırılması bu gruba girer. Yapıyı oluşturan malzemeler zamanla yıpranarak bozulmaya uğrar, özellikle organik kökenli olan kerpiç, ahşap, tuğla malzemeler hava koşullarının da etkisiyle sağlamlıklarını kaybederler. Sağlamlaştırmada amaç malzemenin dokusunu kuvvetlendirerek bozulma sürecini yavaşlatmaktır. Şüphesiz ki sağlamlaştırma sırasında kullanılan malzemeler çok önemlidir. Uzun yıllar test edilmemiş eskime süreçleri bilinmeden farklı malzemelerin kullanılması sakıncalıdır. (Ahunbay, 1999)Taşıyıcı sistem deprem, zemin hareketi gibi nedenlerle zarar görebilmektedir. Taşıyıcı sistemin sağlamlaştırılması geçmiş dönemlerde de sıklıkla kullanılan bir yöntemdir. Geçmiş dönemlerde payandalarla yapılan taşıyıcı sistem sağlamlaştırmaları günümüzde yerini ankraj, enjeksiyon ve öngerme gibi yöntemlere bırakmıştır.

1.1.2. BütünlemeBir bölümü hasar görmüş, ya da yok olmuş yapı ve öğeleri ilk tasarımındaki bütünlüğe kavuşturacak şekilde geleneksel ya da çağdaş malzeme kullanılarak tamamlama işleminde bütünleme denilmektedir. (Ahunbay, 1999) Bütünleme işlemi yapının kullanılabilir duruma getirilmesi, strüktürel olarak sağlamlaştırılması gibi amaçlarla yapılabilir. Bütünleme işleminde en önemli unsur bütünlenecek yapı ile ilgili yeterli veriye sahip olmaktır.

1.1.3. YenilemeGünümüzde işlevlerini yitirmiş tarihi yapılar yeniden işlev verilerek yokolmaktan kurtulabilmektedir. Tarihi bir yapıda yenileme işlemi gerçekleştirilirken yapının mekansal bütünlüğü bozulmadan günümüz koşullarına uyarlanabilmektedir. Yenileme işleminde önemli olan yapının dış görünüşünü bozmamak ve özgün mekansal özelliklerini zedelememektir.

1.1.4. Yeniden Yapım (Rekonstrüksiyon)Tamamen yokolmuş ya da harap durumda bulunan yapıların elde bulunan belgelere dayanılarak yeniden inşa edilmesi bazı durumlarda gerçekleştirilebilmektedir. Yeniden yapım tercih edilen bir yöntem değildir, bunun sebebi yapılan yapının tarihi dokusuna, özgün malzeme ve işçiliğine sahip olmamasıdır. (Ahunbay, 1999)

1.1.5. TemizlemeTemizlik bir tarihi yapının onarımının temelini oluşturmaktadır. Temizlik tarihi yapının genel özelliklerini ve etkisini bozan değer taşımayan eklerden arındırılmasıdır. (Ahunbay,1999) . Tarihi yapıyı oluşturan tüm yüzeylerin ve elemanların temizliği temizleme başlığı altında toplanabilir. Tarihi yapıyı oluşturan elemanlar mekanik ya da kimyasal yöntemlerle temizlenebilmektedir. Temizlik işleminde yapıya en az zarar veren ve kalıcı etki bırakmayan malzemelerin kullanılması önem arz etmektedir.

1.1.6. TaşımaÇeşitli nedenlerle yerinde korunamayacak tarihi yapıların bir yerden başka bir yere taşınması gerekebilmektedir. Yapının özelliklerine göre taşıma yöntemi seçilmelidir. Yapı elemanları numaralandırılarak tamamen sökülebilir ve yeniden kurulabilir ya da bir bütün olarak taşınabilir. Her iki yöntemde de yapının var olduğu yerdeki detaylı rölövesinin çıkartılması gerekmektedir.

1.2. Tarihi Yapıların Onarımında Malzemenin ÖnemiTarihi yapılarda; genel olarak yapının fonksiyonu, yapım tekniği, kullanılan malzemeler, bölge koşulları, kalıcılığına verilen önem ve sonradan gördüğü onarımlar gibi etkenlere bağlı olarak pek çok sorun ile karşılaşılmaktadır. Bu konularda detaylı ve doğru bilgi veren tarihi belge veya kaynaklar elde etmek için onarımı yapılacak her tarihi yapının mimari ve estetik yönleri kadar malzeme özellikleri ve üretim teknikleri de detaylı olarak araştırılmalıdır. Tarihi yapılarda kullanılan malzemeler genellikle doğal kökenlidir. Kullanılan malzemelerin iyi nitelikli olmaması, yapıların bozulmasını hızlandırmaktadır. (Ahunbay, 1999) Geleneksel mimaride genellikle taş ve harç ile yapılmış yığma yapılar mevcuttur. Bu tür yapılarda kullanılan taşın kalitesi ve boyutları, harçların oranları ve harcın taş ile uyumu çok önemlidir. Bozulan kalitesiz harçlar yapının mukavemetinin azaltarak, dağılmasına yol açabilirler. Ayrıca donma çözülme, sıcaklık, su gibi bazı doğal etkenlerde yapıyı oluşturan malzemelerde bozulmalara yol açabilirler.

Sağlamlaştırma ve bütünleme çalışmaları sırasında, yapının bozulmayan kısımlarından alınan malzeme örnekleri analiz edilerek, mümkün olduğunca uygun malzeme kullanılması gerekmektedir. Tarihi yapıların korunması, onarımı ve güçlendirilmesi çalışmalarında harç ve sıva malzemelerin özelliklerinin ve harç karışımlarında kullanılan malzemelerin bilinmesi yapının mevcut durumunun değerlendirilmesi ve onarımda kullanılacak yeni malzemelerin seçimi açısından çok önemlidir. Bir dönemin “mucize” malzemesi olan çimento geçmiş dönemlerde yapılan onarımlar sırasında Topkapı Sarayı, Ayasofya gibi çok önemli yapılardakullanılmış, bu da çimentonun su ile etkileşime girerek içerisinde bulunan tuzların ortaya çıkmasıyla yapıların bozulmasına neden olmuştur. Kullanılan çimento içerikli sıvalar, orjinal harçların gözenekli yapısına sahip olmadığından dolayı yapının nefes almasını engellemiş ve nefes alamayan yapı malzemeleri içerisinde nem tuttuğundan bozulma sürecini hızlandırmıştır. Bu tür hataların tekrarlanmaması için kullanılacak malzemelerin uzun vadeli etkilerinin bilinir olması çok önemlidir. Uzun vadeli etkileri araştırılmayan hiç bir malzeme tarihi yapılarda kullanılmamalıdır.

7 2.b

ölüm

2. TARİHİ YAPILARIN HARÇ MALZEMESİ ÖZELLİKLERİTarihi yapılardaki onarım çalışmalarında en önemli unsurlardan biri hiç kuşkusuz kullanılacak malzemelerin niteliğidir. Tarihi yapılarda; genel olarak yapının fonksiyonu, yapım tekniği, kullanılan malzemeler, bölge koşulları, kalıcılığına verilen önem ve sonradan gördüğü onarımlar gibi etkenlere bağlı olarak pek çok sorun ile karşılaşılmaktadır. Bu konularda detaylı ve doğru bilgi veren tarihi belge veya kaynaklar elde etmek için onarımı yapılacak her tarihi yapının mimari ve estetik yönleri kadar malzeme özellikleri ve üretim teknikleri de detaylı olarak araştırılmalıdır. Her tarihi yapı bulunduğu bölgeye, yapım dönemlerine ve yapımı sırasında kullanılmış olan malzeme özelliklerine göre farklılıklar göstermektedir. Tarihi yapılarda temel olarak taş, toprak esaslı malzemeler, harç, sıva, ahşap, metal ve cam gibi malzemeler kullanılmıştır. Bunlardan harç ve sıva, yapı elemanlarını meydana getiren taş, tuğla, ahşap gibi malzemeleri bütünleyici, onları bir arada tutucu, dış etkilere karşı koruyucu ve dekoratif işlevler üstlenmiştir. Harçlar, yapının bulunduğu coğrafya, kültür ve yapım dönemlerinin yapı teknolojileri hakkında önemli bilgiler verebilecek olan önemli belgesel kaynaklar olup birçok faktöre bağlı olarak farklı karışımlarda üretilmiş ve kullanılmıştır. Tarihi yapılarda kullanılan malzemeler arasında en fazla değişkenlik gösteren malzeme harç olduğundan restorasyon çalışmalarında, özgün harç özellikleri deneysel olarak belirlenmeli, yeni kullanılacak malzemelerin bu özellikler ile uyumlu olmasına özen gösterilmelidir. Yapı bileşenlerinin birbirine bağlanarak bir bütün olarak hareket edebilmesi için kullanılan bağlayıcı malzemelere harç denilmektedir. Harçlar bağlayıcı bir malzeme, dolgu malzemesi ve suyun belirli oranlarda karıştırılarak katılaşması sonucu oluşurlar. Taş ya da tuğladan yapılmış olan, birçok eski eserin kalın duvarlarında kullanılmış olan harçlar, sınırlı basınç dayanımına sahip olsa da, bunun bir harç için yeterli olduğu bilinmektedir. Harcın mükemmelleştirilmesi yolundaki çalışmalar o kadar iyi sonuç vermiştir ki, bugün eski yapıların çoğunun yıkılmasında güçlük çekilmektedir. Yıkım sırasında taşın, tuğlanın kırıldığı ancak harcın taş ya da tuğladan ayrılmadığı gözlemlenmiştir.

2.1. Tarihi Yapılarda Kullanılan Harçlar ve Harcı Oluşturan Malzemeler

Harçlar, bünyelerine giren bağlayıcı malzemelere göre alçı harcı, kireç harcı, çimento harcı vb. harçları olarak ya da yapıda kullanıldıkları yere göre duvar harcı, sıva harcı olarak adlandırılırlar. İnsanlığın başlangıcından bugüne kadar en önemli ihtiyaçlarından biri barınma olmuştur. Barınma ihtiyacı insanlıkla birlikte gelişip değişmiş, buna uygun olarak yapı malzemeleri de değişim göstermiştir. İlkçağlarda mağaralarda yaşayan insanlar, yerleşik toplum düzenine geçildikçe barınma ihtiyacını karşılayacak yerleri yapabilecek malzemelere yönelmişlerdir. İlk insanlar moloz duvar yapımında çamuru kullanmışlardır ancak çamurun bir bağlayıcı olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Alçı harçları insanoğlunun keşfettiği ilk bağlayıcı malzemelerdendir. Prehistorik devirde alçı, bitüm ve bir oranda kireç denenmiştir. Ancak buluşlar oldukça kısır kalmıştır, en büyük zorluk yüksek sıcaklıkların elde edilmesi olmuştur. Havada yakılan ateşler 400°C ~ 800°C’ın üstüne çıkmak olanaksızdır. Bu nedenle alçıtaşından alçı elde etmek nispeten kolaydır, zira gerekli sıcaklık sadece 190°C’dır. Ancak elde edilen alçı harcı kalıcı nitelikte bir harç oluşturmaya elverişli değildir. Daha kaliteli bir harç olan anhidrit alçı, alçıtaşı 600°C’ın üzerinde ısıtılırsa elde edilebilir. Anhidrit alçı bağlayıcı niteliği yüksek, dış etkenlere dayanıklı bir malzemedir. Türkiye’de

Sivas ilinde elde edilen bu alçı tatlı kireç olarak adlandırılmaktadır ve geçmişte birçok yapıda kullanıldığı bilinmektedir. Kalker kayalardan oluşan mağaralarda yaşayan paleolitik devir insanları mağaralarda ateş yakarak muhtemelen kireci elde edebildiler, ancak kalsiyum karbonatın kirece dönmesi için gereken 900°C’ı elde edemedikleri için bu düşük nitelikli kireçten yararlanmaları olanaksızdı. Neolitik ve kalkolitik devirlerde de kireç, beyaz badana malzemesi olmaktan öteye geçemedi. Kirecin endüstriyel üretimi günümüzden 600 yıl kadar önce düşey fırınların gelişmesi ile mümkün olabilmiştir. Romalılar kirecin içine Vezüv volkanı yakınındaki Puzzuoli toprağını katarak bir tür hidrolik bağlayıcı üretmişlerdir, bu bağlayıcı içine kum-çakıl karıştırarak beton elde etmişlerdir. Olay puzolanik reaksiyon sayesinde çimentonun ana taşıyıcıları olan kalsiyum silikat ve alüminatları elde edebilmek, böylece suda çözülmeyen daha yüksek dayanımlı bir bağlayıcı elde etmekti. (Akman, 2003) Kireç kullanılarak elde edilen harç ve sıvalar, Eski Yunan, Roma ve onu izleyen dönemlerden, çimentonun bulunmasına kadar geçen sürede yapıların inşalarında kullanılmıştır. Türkiye’de bulunan tarihi yapılarda kullanılan harçlar genellikle kireç harçlarıdır. Kireç harçları da hidrolik ve hidrolik olmayan harçlar olarak ikiye ayrılmaktadır. (Lea, 1940). Hidrolik olan

harçlarda kireç harca katılan diğer malzemelerle etkileşime girmez ve sadece kirecin havanın etkisiyle sertleşmesi sonucu dayanım kazanırlar. Hidrolik olan harçlar ise ya hidrolik kirecin kullanımıyla ya da kireçle etkileşime giren puzolanların harca katılmasıyla oluşurlar. Puzolan kullanılarak elde edilen hidrolik harçlarda ise kireç, puzolanlar ile reaksiyona girerek kalsiyum silikat hidrat, kalsiyum alüminat hidrat, vb. ürünleri oluşturur(Lea, 1940). Hidrolik harçların mukavemetleri, oluşan bu ürünlerdendolayı hidrolik olmayanlardan daha büyük olduğu araştırmalarda görülmüştür. Hidrolik özellik gösteren harçlarda, harcın dayanım kazanabilmesi için su ile reaksiyona girmesi gerekmektedir. Harcın dayanımını ve dayanıklılığını ve servis ömrünü, harcın fiziksel ve kimyasal özelliklerinden başka yapının tasarımı, malzeme seçimi, uygulama, bakım, onarım ve kullanım sürecinde oluşan bozulmalar gibi pek çok faktör etkiler. Bir harçta bulunması gereken temel özellikler, basınç dayanımı, doluluk, geçirimsizlik, hacim sabitliği, aderans, aşınmaya ve dış etkilere karşı dayanıklılıktır.

8

2.2. Horasan Harcı ve ÖzellikleriHorasan harcı, kısaca yapay puzolanik malzeme kullanılarak hazırlanan kireç harcı olarak tanımlanabilir. Buradaki yapay puzolan pişmiş kildir. Bu tür harçlara Romalılar ve Bizans döneminde “Roman” harcı, Selçuklu ve Osmanlı mimarisinde de renk ve doku olarak horasan toprağına benzediği için “Horasan” harcı denilmiştir.(Çamlıbel, 1983). Buradaki horasan deyimi pişmiş kil için kullanılmaktadır. Horasan harcı, horasan ve belli oranlarda hava kirecinin su ile karıştırılmasından elde edilen harç olarak tanımlanır. Bazı uygulamalarda harcın içerisine kum katılırken, bazılarında nohut büyüklüğünde parçalar halinde tuğla veya kiremit kırıkları gibi seramik malzemelere rastlanmaktadır. İçine tuğla veya kiremit kırıklarının katıldığı harç karışımları diğer harçlardan farklı bir yapıya sahip olup günümüz betonuna eşdeğer, taşıyıcı bir yapı taşını meydana getirmektedir. Horasan harcı hidrolik kireç harçları grubuna girer, mukavemet kazanması için suya ihtiyacı vardır. Ancak harç içerisindeki puzolanik malzemelerin reaksiyonları çok uzun sürelerde gerçekleşir, bu süre içerisinde horasan harcı dayanım kazanmaya devam eder. Horasan harcının kalitesi, kireç- horasan karışımının katılaşması bir asit-baz reaksiyonu sonucu suda çözülmeyen bir tuz oluşumuna dayanır. Pişmiş kil camlaşmış yani kimyasal aktivite kazanmış silistir (SiO2), nitelik yönünden zayıf bir asittir, kireç ise kuvvetli bir bazdır. Bu iki elemanın reaksiyonu ile bir kalsiyum silikat tuzu meydana gelir. Bu, yavaş gelişen bir kimyasal reaksiyondur, ancak havaya gereksinme yoktur, aksine ortamın ıslak oluşu kimyasal reaksiyonun daha elverişli biçimde gelişmesi için zorunludur; ayrıca elde edilen ürün asit karbonik içeren sularda dahi erimeyen jel yapılı bir hidrate tuzdur. Puzolanik etki olarak adlandırılan bu reaksiyonun başarılı olabilmesi için ortamın nemli, silisin daha aktif ve ince taneli olması gerekir (Akman, 1986). Osmanlı döneminde horasan harcı hazırlıklarında kullanılacak tuğlaların yeni ve iyi pişirilmiş olması koşulu şartnamelerde belirtilmiştir. Tuğlaların iyi pişirilmesi koşulu tuğlanın hammaddesi olan killerin tamamının amorf hale dönüşmesinin gerekliliği ile açıklanabilir.

En fazla amorf malzemenin 550-600°C sıcaklıkta elde edildiği bilinmektedir, çünkü silikat bu sıcaklıkta polimorflarına dönüşür (Saraylı, 1987). Yeni pişirilmiş olması koşulu ise tuğlanın su ile temas etmeden kullanılarak reaktifliğini yitirmemesinin gerekliliği ile açıklanabilir. Çünkü pişirme ile aktif hale gelen amorf silikatlar, nem etkisi ile zaman içinde silisik asit üreterek tuğlada olması mümkün olan karbonatlarla reaksiyona girer ve reaktifliklerini yitirir, harca katılan kireç ile reaksiyona giremez, puzolanik etki gösteremez. Agrega olarak kullanılan tuğlaların yoğunlukları kireç taşı, bazalt vb. agregalardan daha düşüktür. Bu nedenle horasan harçları daha hafiftir ve daha yüksek çekme dayanımına sahiptir. Ayasofya’nın kubbesinden alınan horasan harçları bu durumu örneklemektedir (Moropolulou, 2002). Horasan harcı ve sıvaları hidrolik özelliklerinden dolayı suya karşı dayanıklıdır. Hamam yapılarındaki sıvalar, su ile doğrudan veya yüksek nemin yoğuşması nedeni ile sürekli temas halindedir. Sıvanın yapısında bulunan kalkerleşmiş kireç (CaCO3) gözenek suyunun içinde çözülmekte ve yeniden çökelmektedir. Bu süreçte sıva tabakası bozulmaya uğrayarak tabakalara ayrışmış olmasına karşın, çöken kalsiyum karbonat sayesinde kopmamaktadır. Bu durum sıvaların iç kısmında da gözlenmektedir. Yer yer çözünen kalsiyum karbonat, harç içindeki tuğlaların gözeneklerinde yeniden çökelip sıvanın dağılmasını önleyerek onları dayanıklı hale getirmektedir. Bu gözlemler horasan harcı ve sıvalarının ıslak mekânlar için kullanılabilecek en uygun malzemeler olduğunu göstermektedir (Böke vd., 2004). Onarımı yapılan birçok tarihi eserde kullanılmış olan horasan harcının özelliklerinin iyi tanımlanması önem arz etmektedir. Geçmiş dönemlerde yapılmış olan çimento içerikli malzemelerin temizlenerek orjinaline uygun malzeme kullanımı ancak yapıdaki orjinal harçların analiz edilmesi ve içeriğindeki malzeme oranlarının belirlenmesi ile mümkün olmaktadır.

9

MIRATA ÜRÜNLERİNİN ONARIM VE RESTORASYON AMAÇLI KULLANIM DETAYLARI

Dökülen ve suya-tuza maruz kalan eski sıvaların tamiratı, öncelikle yüzey hazırlığının detaylı olarak yapılması ile başlanmalıdır. Eski onarımlara ait yapılmış olan bütün çimento esaslı sıvaların ortam ile ilişkisi mekanik olarak yapılacak müdahaleler ile kesilmelidir. Onarılacak yüzey dış cepheyi kapsıyorsa, konsolidasyon amaçlı olarak hidrolik kireç ve doğal puzolan esaslı enjeksiyon malzemesi kullanılır.

Doğal hidrolik kireç esaslı sıvalar;

- Doğal hidrolik kireç esaslı hazır sıvalar ve derz malzemeleri; - MIRATA®HPM 330 TIX- Doğal hidrolik kireç esaslı hazır, yüzey düzeltme için ince sıvalar;- MIRATA®HPM 310 FC ürünlerini kullanarak hazır (ready for use) olarak kraft torba ambalajları içerisinde temin edilip kullanılabilmektedir.

Sıva uygulaması 3 kat halinde yapılmalıdır;

1.kat: Astar amacını taşıyan ve yapışma adezyonunu artırmak için yapılan uygulama2.kat: Kalın sıva uygulaması için tiksotropik , nem ve rutubet geçişini engelleyen fakat, duvarın nefes almasını sağlayan katman uygulaması.3.kat: Düzgün bir yüzeyi bitiş olarak yapabilmek için ince sıva malzemesi ile perdah işleminin yapılması.

Hazır olarak ürettiğimiz hidrolik kireç esaslı sıvaların yerine, yapılan restorasyon çalışma esasına yönelik olarak Hidrolik Kireç – MIRATA®NHL 3-3,5 kullanılıp Horasan harç tekniklerine uygun sıvalar şantiye ortamında da hazırlanabilir.

Yeniden duvar örülmesi gereken yerlerde ve yapılması gerekli olan derz detaylarında mukavemeti yüksek MIRATA®HRM 350 TIX ürününün kullanılması önerilmektedir. Bu ürün aynı zamanda, klor içeren iyonların azlığı, su geçirimsizlik özelliği, yüksek buhar ve çiçeklenme direnci nedeniyle tarihi yapılardaki dokunun ileriki nesillere aktarılması için gereken bütün özellikleri ihtiva etmektedir.

Tarihi yapı duvar boşluklarının doldurulması için yapılan onarımlarda amaç, monolitik bir yapı sağlamak ve konsolidasyon işleminin gerçekleştirilmesidir. Puzolonik kireç esaslı enjeksiyon malzemesinin incelik ve akışkanlık özelliği MIRATA®HIM 300 ürününde tamamiyle sağlanmaktadır. Bu özelliklere ilave olarak, düşük hidratasyon ısısı, sülfat ataklarına karşı direnç, beklentiyi karşılayan mekanik dayanım ve Konsolidasyonda kullanılacak metal veya FRP malzemelere iyi bir yapışma ilave özelliklerini kimyasal-fiziksel yapısında sağlamaktadır.

Özellikle atmosferik yoğun etkilere karşı doğal taş yapı duvarlarının , asit yağmuru ve mevsim dönüşümlerinde karşılaşılan kimyasal atakların etkilerinin yüzeyde ve penetrasyon ile iç kısımlarda tahribatlarını önlemek amacıyla Solvent Bazlı Silan Su İtici - MIRATA®EXILICON veya Su Bazlı Silan Esaslu Su İtici MIRATA®CILON kullanılmalıdır. Silan bazlı olması, penetrasyon özelliği ihtiva etmesi, şeffaf olması ve doğal yapının korunmasını sağlamış olur. Bu özelliklere ilave olarak UV dayanımın gerekliliği nedeniyle kullanılması artı bir koruma değerini beraberinde getirmektedir.

10

MIRATA® NHL 3-3,5Tarihi-eski Yapıların Onarımı İçin Hidrolik Kireç

TANIMMIRATA® NHL 3-3,5, tarihi yapılar ile uyumlu puzolanik hidrolik kireç harcıdır.

KULLANIM ALANLARI- Tarihi - eski yapıların yapısal onarımında,- Tarihi - eski yapıların güçlendirilmesinde,- Sıva yapımında,- Tarihi - eski yapıların taş, tuğla ve duvar örme işlerinde kullanılır.

ÖZELLİKLER- Eski ve tarihi yapılarla kullanılan malzemeler ile bütünlük sağlar.- Kimyasal olarak olumsuz etki yaratmaz.- Çimento içermez.- Sülfatlı ortamlarda kullanılır.- Nefes alma ve su buharı geçirimliliği sağlar.

SARFİYAT Yapılacak harca göre değişkendir.

AMBALAJ VE DEPOLAMA25 kg torba.Korumalı, kuru ortamlarda, 5°C - 40°C arasında, nem ve direkt güneş ışığından korunarak depolandığında raf ömrü en az 6 aydır.

UYGULAMAYüzey hazırlığı:- Uygulama yapılacak yüzey sağlam ve temiz olmalıdır.- Çatlaklar iyice belirlenmelidir.- Su akıntıları uygun tıkaç malzemesi ile kapatılmalıdır.

Karıştırma:- Harç için gerekli olan miktarlarda malzeme karışımı hazırlanır. Üzerine gerekli olan MIRATA®NHL 3-3,5 ve formülde belirtilen oranda su homojen olana kadar aşağıdaki işleme göre yapılır.- Temiz bir kovaya gerekli su miktarı konur. - Üzerine gerekli toz ürün eklenerek karıştırıcı ile homojen ve topaksız bir harç elde edene kadar karıştırılır.- Malzeme 5 dakika dinlendirildikten sonra son bir kez daha karıştırılarak uygulamaya geçilir.

Uygulama:- Hazırlanan harç mala ile uygulanır. - Harç yüzeyi tahta veya çelik mala ile bitirilir. - Birden fazla uygulanan katlarda önceki katman prizini aldıktan sonra nemlendirilip, yeni kat uygulanmalıdır.

GÜVENLİK ÖNLEMLERİ- Uygulama sırasında eldiven, gözlük ve maske kullanılmalıdır. - Ürünün göz, ağız ve cilt ile temas önlenmelidir.- Cilt ile temasında bol su ile yıkanmalı, göz ile temas ve yutulması durumunda ise doktora başvurulmalıdır.

TEKNİK VERİLER

Kimyasal yapı Hidrolik kireç

Yoğunluk ~1.60 kg / lt

Zemin sıcaklığı +5°C / +40°C

Harcı kullanma süresi 30 dakika

Renk Açık kahverengi

11

MIRATA® HPM 330 TIXTarihi-eski Yapıların Onarımı İçin Hazır Sıva Harcı

TANIMMIRATA®HPM 330 TIX, tarihi yapılar ile uyumlu doğal agrega ve organik lifler içeren sıva harcıdır.

KULLANIM ALANLARI- Tarihi - eski yapıların yapısal onarımında,- Sülfatlı ortamlarda,- Nemli ortamlarda kullanılır.

ÖZELLİKLER- Eski ve tarihi yapılarla kullanılan malzemeler ile bütünlük sağlar.- Olumsuz ve ters kimyasal etki yaratmaz.- Kontrollü genleşme sağlar.- Sülfatlı ortamlarda kullanılır.- Buhar ve nem geçirgenliğini bozmaz.- Rötre yapmaz.- Lif içerir.

SARFİYAT 17 kg / m² / cm

AMBALAJ VE DEPOLAMA20 kg torba.Korumalı, kuru ortamlarda, 5°C - 30°C arasında, nem ve direkt güneş ışığından korunarak depolandığında raf ömrü en az 6 aydır.

UYGULAMAYüzey hazırlığı:- Uygulama yapılacak yüzey sağlam ve temiz olmalıdır.- Yüzey aderansı önleyecek her türlü yağ, pas vb. diğer maddelerden arındırılmalıdır.- Su akıntıları uygun tıkaç malzemesi ile kapatılmalıdır.- Yüzeyde serbest su olmamalıdır.

Karıştırma:- 20 kg. toz malzeme ~ 4-4,5 lt. suya eklenir.- Temiz bir kovaya gerekli su miktarı konur. - Üzerine gerekli toz ürün eklenerek karıştırıcı ile homojen ve topaksız bir harç elde edene kadar karıştırılır.- Malzeme 5 dakika dinlendirildikten sonra son bir kez daha karıştırılarak uygulamaya geçilir.

Uygulama:- MIRATA®HPM 330 TIX, mala ile yüzeye sıvanır.- Harcın suyunu çekmesi beklenir.- Sıvacı fırçası ile harcın yüzeyine su serpilerek, çelik veya ahşap mala ile bitirilir.

Dikkat edilmesi gereken hususlar:- Uygulama kalınlığı beher katta 1-2 cm olmalıdır.- İkinci kat uygulama, 1. kat tamamen kurumadan ve sertleşmeden yapılmalıdır. Gerekirse nemlendirme yapılmalıdır.- Açık alanlarda, rüzgarlı yerlerde ve direk güneş ışığı olan yerlerde yüzey en az 48 saat süre ile ıslak çuval ile kürlenmelidir.

GÜVENLİK ÖNLEMLERİ- Uygulama sırasında eldiven, gözlük ve maske kullanılmalıdır. - Ürünün göz, ağız ve cilt ile temas önlenmelidir.- Cilt ile temasında bol su ile yıkanmalı, göz ile temas ve yutulması durumunda ise doktora başvurulmalıdır.

TEKNİK VERİLER

Kimyasal yapı Doğal hidrolik kireç, doğal agrega

Su karışım oranı Toz ürünün ~ %20

Yoğunluk ~2.0 kg / lt

Basınç dayanımı >15 N/mm²

Zemin sıcaklığı +5°C / +35°C

Harcı kullanma süresi 30 dakika

Renk Kırık beyaz - Bej

12

MIRATA® HPM 310 FCTarihi-eski Yapıların Onarımı İçin Hazır İnce Sıva Harcı

TANIMMIRATA®HPM 310 FC, tarihi yapılar ile uyumlu doğal hidrolik kireç ve agrega içeren boya öncesi düzgün yüzey elde etmek için uygulanan ince sıva harcıdır.

KULLANIM ALANLARI- Tarihi - eski yapıların yapısal onarımında,- Sülfatlı ortamlarda,- Nemli ortamlarda kullanılır.

ÖZELLİKLER- Eski ve tarihi yapılarla kullanılan malzemeler ile bütünlük sağlar.- Olumsuz ve ters kimyasal etki yaratmaz.- Kontrollü genleşme sağlar.- Sülfatlı ortamlarda kullanılır.- Buhar ve nem geçirgenliğini bozmaz.- Rötre yapmaz.

SARFİYAT 14 kg / m² / cm

AMBALAJ VE DEPOLAMA25 kg torba.Korumalı, kuru ortamlarda, 5°C -30°C arasında, nem ve direkt güneş ışığından korunarak depolandığında raf ömrü en az 6 aydır.

UYGULAMAYüzey hazırlığı:- Uygulama yapılacak yüzey sağlam ve temiz olmalıdır.- Yüzey aderansı önleyecek her türlü yağ, pas vb. diğer maddelerden arındırılmalıdır- Su akıntıları uygun tıkaç malzemesi ile kapatılmalıdır.- Yüzeyde serbest su olmamalıdır.

Karıştırma:- 20 kg. toz malzeme ~ 5 lt. suya eklenir.- Temiz bir kovaya gerekli su miktarı konur. - Üzerine gerekli toz ürün eklenerek karıştırıcı ile homojen ve topaksız bir harç elde edene kadar karıştırılır.- Malzeme 5 dakika dinlendirildikten sonra son bir kez daha karıştırılarak uygulamaya geçilir.

Uygulama:- MIRATA®HPM 310 FC, mala ile yüzeye sıvanır.- Harcın suyunu çekmesi beklenir.- Sıvacı fırçası ile harcın yüzeyine su serpilerek, çelik veya ahşap mala ile bitirilir.

Dikkat edilmesi gereken hususlar:- Uygulama kalınlığı beher katta 2-3 mm olmalıdır.- İkinci kat uygulama, 1. kat tamamen kurumadan ve sertleşmeden yapılmalıdır. Gerekirse nemlendirme yapılmalıdır.- Açık alanlarda, rüzgarlı yerlerde ve direkt güneş ışığı olan yerlerde yüzey en az 48 saat süre ile ıslak çuval ile kürlenmelidir.

GÜVENLİK ÖNLEMLERİ- Uygulama sırasında eldiven, gözlük ve maske kullanılmalıdır. - Ürünün göz, ağız ve cilt ile temas önlenmelidir.- Cilt ile temasında bol su ile yıkanmalı, göz ile temas ve yutulması durumunda ise doktora başvurulmalıdır.

TEKNİK VERİLER

Kimyasal yapı Doğal hidrolik kireç, ince agrega

Su karışım oranı Toz ürünün ~ %25

Yoğunluk ~1.7 kg / lt

Basınç dayanımı ~10 N/mm²

Zemin sıcaklığı +5°C / +40°C

Harcı kullanma süresi 30 dakika

Renk Kırık beyaz - Bej

13

MIRATA® HIM 300Tarihi-eski Yapıların Onarımı İçin Enjeksiyon Harcı

TANIMMIRATA®HIM 300, tarihi yapılar ile uyumlu puzzolanik doğal hidrolik kireç içeren enjeksiyon harcıdır.

KULLANIM ALANLARI- Tarihi – eski yapıların yapısal onarımında,- Sülfatlı ortamlarda,- Nemli ortamlarda,- Temel enjeksiyonlarında kullanılır.

ÖZELLİKLER- Eski ve tarihi yapılarla kullanılan malzemeler ile bütünlük sağlar.- Olumsuz ve ters kimyasal etki yaratmaz.- Kontrollü genleşme sağlar.- Sülfatlı ortamlarda kullanılır.- Duvar enjeksiyonlarında, buhar ve nem geçirgenliğini bozmaz.

SARFİYAT 1 litre harç için 1.5 kg

AMBALAJ VE DEPOLAMA12 kg torba.Korumalı, kuru ortamlarda, 5°C -30°C arasında, nem ve direkt güneş ışığından korunarak depolandığında raf ömrü en az 6 aydır.

UYGULAMAYüzey hazırlığı:- Uygulama yapılacak yüzey sağlam ve temiz olmalıdır.- Çatlaklar iyice belirlenmelidir.- Su akıntıları uygun tıkaç malzemesi ile kapatılmalıdır.

Karıştırma:- 12 kg. toz malzeme ~ 3.5 lt. suya eklenir.- Temiz bir kovaya gerekli su miktarı konur. - Üzerine gerekli toz ürün eklenerek karıştırıcı ile homojen ve topaksız bir harç elde edene kadar karıştırılır.- Malzeme 5 dakika dinlendirildikten sonra son bir kez daha karıştırılarak uygulamaya geçilir.

Uygulama:- MIRATA®HIM 300, enjeksiyon ekipmanı ile çatlak içerisine enjekte edilir.

1-5 mm arası çatlaklarda;- Çatlak genişlik ve derinliğine göre, çatlağın her iki tarafından uygun aralıklara ve şaşırtmalı delikler açılır.- Bu delikler çatlağın karşı tarafına geçecek derinlikte ve 45° açılarla delinir.- Açılan delikler basınçlı hava ile iyice temizlenerek packerler sabitlenerek yerleştirilir.- Packerlerin etrafı MIRATA®HRM 350 TIX malzemesi ile sıvanarak sızıntı olmayacak şekilde kapanır.- Sıva tamamen kuruduktan sonra (en az 24 saat) uygun aletler ile enjeksiyon uygulamasına geçilir.

5 mm den geniş çatlaklarda;- Çatlak genişlik ve derinliğine göre, çatlağın her iki tarafından uygun aralıklara pnömatik hortumlar yerleştirilir.- Hortumlar basınçlı hava ile iyice temizlenir - Hortumların etrafı etrafı MIRATA®HRM 350 TIX malzemesi ile sıvanarak sızıntı olmayacak şekilde kapanır.- Sıva tamamen kuruduktan sonra (en az 24 saat) uygun aletler ile enjeksiyon uygulamasına geçilir

GÜVENLİK ÖNLEMLERİ- Uygulama sırasında eldiven, gözlük ve maske kullanılmalıdır. - Ürünün göz, ağız ve cilt ile temas önlenmelidir.- Cilt ile temasında bol su ile yıkanmalı, göz ile temas ve yutulması durumunda ise doktora başvurulmalıdır.

TEKNİK VERİLER

Kimyasal yapı Hidrolik kireç , mikronize karbonat

Su karışım oranı Toz ürünün ~ %30

Yoğunluk ~1.9 kg / lt

Basınç dayanımı >15 N/mm²

Zemin sıcaklığı +5°C / +35°C

Harcı kullanma süresi 30 dakika

Renk Kırık beyaz- Bej

14

MIRATA® HRM 350 TIXTarihi-eski Yapıların Onarımı İçin Yapı Onarım Harcı

TANIMMIRATA®HRM 350 TIX, tarihi yapılar ile uyumlu doğal puzolonik malzemeler içeren, mukavemetli ve muhteviyasında çimento bulunmayan, mala kıvamında tamir ve onarım harcıdır.

KULLANIM ALANLARI- Tarihi - eski yapıların yapısal onarımında,- Sülfatlı ortamlarda,- Nemli ortamlarda,- Duvar onarımlarında,- Tarihi yığma duvarların mantolama işinde,- İlave agregalar ile kalın uygulama gerektiren yerlerde onarım amaçlı olarak kullanılır.

ÖZELLİKLER- Eski ve tarihi yapılarla kullanılan malzemeler ile bütünlük sağlar.- Çimento barındırmaz.- Yüksek mekanik mukavemetler verir.- Sülfatlı ortamlarda kullanılır.- Buhar ve nem geçirgenliğini bozmaz.- Uygulama işlemi basittir.- Kolay uygulanır.

SARFİYAT 17 kg / m² / cm

AMBALAJ VE DEPOLAMA20 kg torba.Korumalı, kuru ortamlarda, 5°C -30°C arasında, nem ve direkt güneş ışığından korunarak depolandığında raf ömrü en az 6 aydır.

UYGULAMAYüzey hazırlığı:- Uygulama yapılacak yüzey sağlam ve temiz olmalıdır.- Yüzey aderansı önleyecek her türlü yağ, pas vb. diğer maddelerden arındırılmalıdır.- Su akıntıları uygun tıkaç malzemesi ile kapatılmalıdır.- Yüzeyde serbest su olmamalıdır.

Karıştırma:- 20 kg. toz malzeme ~ 4,5 lt. suya eklenir.- Temiz bir kovaya gerekli su miktarı konur. - Üzerine gerekli toz ürün eklenerek karıştırıcı ile homojen ve topaksız bir harç elde edene kadar karıştırılır.- Malzeme 5 dakika dinlendirildikten sonra son bir kez daha karıştırılarak uygulamaya geçilir.

Uygulama:- MIRATA®HRM 350 TIX, mala ile yüzeye sıvanır.- Harcın suyunu çekmesi beklenir.- Sıvacı fırçası ile harcın yüzeyine su serpilerek, çelik veya ahşap mala ile bitirilir.

Dikkat edilmesi gereken hususlar:- Uygulama kalınlığı beher katta 5 cm olmalıdır.- İkinci kat uygulama, 1. kat tamamen kurumadan ve sertleşmeden yapılmalıdır. Gerekirse nemlendirme yapılmalıdır.- Açık alanlarda, rüzgarlı yerlerde ve direkt güneş ışığı olan yerlerde yüzey en az 48 saat süre ile ıslak çuval ile kürlenmelidir.- Taze harç içine (ağırlıkça %30-35) 5-20 mm. ebatlarında temiz ve yıkanmış agrega ile şap ve kalın uygulamalar için mortar hazırlanır. Gerektiği kadar su ilavesini yaklaşık %10-15 olarak artırılabilir.

GÜVENLİK ÖNLEMLERİ- Uygulama sırasında eldiven, gözlük ve maske kullanılmalıdır. - Ürünün göz, ağız ve cilt ile temas önlenmelidir.- Cilt ile temasında bol su ile yıkanmalı, göz ile temas ve yutulması durumunda ise doktora başvurulmalıdır.

TEKNİK VERİLER

Kimyasal yapı Puzolonik kireç, doğal agrega

Su karışım oranı Toz ürünün ~ %23

Yoğunluk ~2.8 kg / lt

Basınç dayanımı >15-20 N/mm²

Zemin sıcaklığı +5°C / +35°C

Elastisilite Modülü 15.000 N/mm²

Renk Kırık beyaz - Bej

15

MIRATA EXILICON Solvent Bazlı Silan Su İtici

TANIMMIRATA®EXILICON, solvent bazlı, basınçlı olmayan su ile temas eden yüzeylerde satıha nüfuz ederek yüzeyi dış etkenlere karşı koruyan, yüzeyin su tutmasını engelleyen, alkali dayanımı yüksek olduğundan hem yeni hem eski betonlara uygulanabilen, renksiz ve yüzeyin görünümünü değiştirmeyen su itici (hidrofobik) dış cephe su yalıtım malzemesidir. Yüzeyde film tabakası oluşturmadığı için binanın nefes almasını engellemez, dış görünüşünü değiştirmez, zaman geçtikçe kabarma, kararma yapmaz, renk ve parlaklık kazandırmaz.

KULLANIM ALANLARI- Dış cephe kaplamalarında don ve yağmur suyunun sebep olduğu kararma, kirlenme ve renk değiştirmeyi engellemek amacıyla,- Beton, mermer, tuğla, taş, granit gibi az emici olan yüzeylerde yosun ve mantar oluşumunu engellemek amacıyla,- Mineral bazlı ve emici yüzeylerde tuz kusmaları ve kabarmaları engellemek amacıyla,- Dış cephe son kat boyalarının altına astar olarak kullanılır.

AVANTAJLARI- Kullanıma hazırdır.- Şeffaftır, görüntüyü değiştirmez ve yapışkan bir tabaka oluşturmaz.- Üzerine uygulama yapma süresi çok kısadır.- Boyanabilir.- Fırça veya püskürtme yöntemi ile uygulanabilir.- İşçilikten ve zamandan tasarruf sağlar.- Dış cephelerin ıslanmasına engel olduğundan binanın ısı izolasyon değerinin düşmesini engeller.- Alkalilere ve UV ışınlarına karşı dirençlidir.- Su buharı geçirgenliğine sahiptir.- Uzun ömürlüdür.

YÜZEY HAZIRLAMA- Uygulama yapılacak yüzeyde pas, kir, boya atıkları, silikon, toz, kireç, kalıp yağı vb. malzemeler tel fırça veya püskürtme yöntemi ile yüzeyden uzaklaştırılmalıdır.- Yüzeyler 0,3-0,4 mm den daha geniş çatlaklar içermemelidir. Bu tür çatlaklar MIRATA®HRM 350 TIX ile onarılmalıdır.- Gerekli görülen alanlarda kumlama ve zımparalama işlemleri ile yüzey pürüzlendirilmelidir.- Uygulama yapılacak yüzeyler (doğrama, cam, vb.) ve bitkiler uygulamadan korunmalıdır.

HAZIRLAMA TALİMATI- Kullanıma hazır olan MIRATA®EXILICON uygulama öncesinde ağzı kapalı ambalajından açılıp temiz bir kap içerisine dökülmelidir.- Uygulama yapılacak kadar malzeme ambalajından alınmalıdır. - Geri kalan kısım kapalı ambalajında muhafaza edilmelidir.

KULLANIM TALİMATI- MIRATA®EXILICON, fırça veya püskürtme yöntemi ile yukarıdan aşağıya doğru uygulanmalıdır. - Uygulama iki kat halinde yapılmalıdır. Yüzeyler doyana kadar uygulanmalıdır. - Solvent içerdiğinden kullanım sırasında koruyucu eldiven ve maske kullanılmalıdır.

ALETLERİN TEMİZLİĞİUygulamadan hemen sonra su ile.

SARFİYAT İşçiliğe ve yüzeyin emiciliğine göre 250-700 gr/ m² dir.

AMBALAJ5 Kg Teneke

DEPOLAMA- Ürün kuru ve serin bir yerde açılmamış ambalajında saklanmalıdır.- Raf ömrü uygun şartlarda 1 yıldır.- İstifleme üst üste 3 sırayı geçmemelidir.- Güneş ışınlarından muhafaza edilmelidir.

Dikkat:- Solvent içerir, yanıcı ve parlayıcıdır. Ateşle yaklaşmayınız. - Uygulama sırasında sigara içmeyiniz. - Uygulama yapılacak yer ve ortam sıcaklığı +5°C’nin altında ve +30°C’nin üzerinde olan uygulamalardan kaçınınız.- Direkt güneş ışığı yağış ve/veya rüzgâr altında uygulama yapmayınız - Çocukların ulaşamayacağı yerlerde muhafaza ediniz. - Uygulama sırasında koruyucu eldiven kullanınız.- Uzun süre güneşe maruz kalmış veya donmuş veya 24 saat içerisinde donma riski olan yüzeylerde uygulamadan kaçınınız.- Boş ambalajını gıda maddesi veya içme suyu depolamak amacı ile saklamayınız.

TEKNİK VERİLER

Renk Şeffaf

Görünüm Likit

Yoğunluk 1,08 kg/lt

Uygulama Sıcaklığı +5°C / +30°C

Katlar Arası Bekleme Süresi10°C23°C30°C

Min. 30 dk - Max. 5 SaatMin.15 dk - Max. 4 SaatMin.15 dk - Max. 4 Saat

UV Dayanıklılık Mükemmel

16

MIRATA CILON Su Bazlı Dış Cephe Su Yalıtım Malzemesi

TANIMSu bazlı basınçlı olmayan su ile temas eden yüzeylerde satıha nüfuz ederek yüzeyi dış etkilere karşı koruyan yüzeyin su tutmasını engelleyen kılcal kanallarda görünmez bir bariyer oluşturan renksiz ve yüzeyin görünümünü değiştirmeyen hidrofob dış cephe su yalıtım malzemesidir.

KULLANIM ALANLARIİç ve dış cephelerde mineral bazlı ve emici yüzeylere, taş, tuğla, sıva, tahta yapılar, elyaflı çimento esaslı levha, beton blok, her türlü beton yüzeylerin izolasyonunda veya aynı zamanda dış cephe boyalarının altına astar olarak da uygulanabilir. AVANTAJLARI- Kullanıma hazırdır.- Yüzeyde film oluşturmayan görünmez bir malzemedir.- Üzerine uygulama yapma süresi çok kısadır.- Hızlı su iticiliğe sahiptir.- Yüzeyi kendi kendine yıkanabilir hale getirir.- Boyanabilir.- Fırça veya püskürtme yöntemi ile uygulanabilir.- İşçilikten ve zamandan tasarruf sağlar.- Dış cephelerin ıslanmasına engel olduğundan binanın ısı izolasyon değerinin düşmesini engeller.- Su buharı geçirgenliğine sahiptir.- Uzun ömürlüdür.

YÜZEY HAZIRLAMA- Yüzeyin mukavemetini almış olmasına dikkat edilmelidir.- Yüzey, yapışmayı engelleyecek toz, yağ, boya vb. gibi maddelerden arındırılmış olmalıdır. - Zayıf yüzeyler çatlak sıvalar vb. gibi yüzeyden kolay ayrışabilecek dokular koparılarak yüzeyden temizlenir.- Gözenek ve delikler yüksek basınçlı su veya hava ile temizlenmelidir.- Gerekli görülen alanlarda kumlama ve zımparalama işlemleri ile yüzey düzgünlüğü elde edilmelidir.- Yüzeydeki çatlak ve boşluklar MIRATA®HRM 350 TIXtamir harcı ile onarılmalıdır.

HAZIRLAMA TALİMATI- Kullanıma hazır olan MIRATA®CILON uygulama öncesinde ağzı kapalı ambalajından açılıp temiz bir kap içerisine dökülmelidir.- Uygulama yapılacak kadar malzeme ambalajından alınmalı geri kalan kısım kapalı ambalajında muhafaza edilmelidir.

KULLANIM TALİMATI- MIRATA®CILON, fırça veya püskürtme yöntemi ile yukarıdan aşağıya doğru uygulanmalıdır.- İlk katın tam kuruması beklenmeden yaş üstü yaş metodu ile ikinci kat uygulama yapılmalıdır.- Uygulama en az iki kat halinde yapılmalıdır.- Yüzeyler doyana kadar uygulanmalıdır.- Katlar arasında 10 dakika beklenmelidir.- Cam, metal gibi parlak yüzeylere sıçramamasına dikkat ediniz, eğer sıçradı ise ıslak sünger yardımı ile bölgeyi temizleyiniz.

SARFİYAT0,250-0,700 gr/m²’dir.Yüzeyin emiciliğine bağlı olarak değişkenlik gösterebilir.

AMBALAJ5 Kg Bidon

DEPOLAMA- Ürün kuru ve serin bir yerde açılmamış ambalajında saklanmalıdır.- Raf ömrü uygun şartlarda 1 yıldır.- İstifleme üst üste 3 sırayı geçmemelidir.- Güneş ışınlarından muhafaza edilmelidir.

DİKKAT- Uygulama yapılacak yer ve ortam sıcaklığı +5°C’nin altında ve +30°C’nin üzerinde olan uygulamalardan kaçınınız.- Belirtilen en fazla kat kalınlığını aşmayınız.- Direkt güneş ışığı yağış ve/veya rüzgar altında uygulama yapmayınız.- Çocukların ulaşamayacağı yerlerde muhafaza ediniz. - Uygulama sırasında koruyucu eldiven kullanınız.- Göz ile teması halinde bol su ile yıkayınız ve hemen doktora başvurunuz.- Boş ambalajını gıda maddesi veya içme suyu depolamak amacı ile saklamayınız.

TEKNİK VERİLER

Renk Beyaz

Görünüm Görünmez

Yoğunluk 0,94 kg/lt

Uygulama Sıcaklığı +5°C / +30°C

Katlar Arası Bekleme Süresi 10 Dk.

Tam KurumaKür Tamamlama

8 Saat10 Gün

UV Dayanıklılık Mükemmel

17

KaynakçaProf.Dr.Ahmet Güleç. İstanbul Üniversitesi.Charola, A.E., Dupas, M., Shery, R.P., and Freund, G.G., 1984,Characterization of Ancient Mortars, Chemical and Instrumental Methods, Proceedings of theInternational Symposium on Scientific Methodologies Applied to Works of Art, Florence, pp. 28-33.Chiac, T.D. and Penkale, B., 1984,Methods of Investigation for Mortars from the Ancient and Early-Medieval Buildings, , 7th TriennialMeeting, ICOM Committee for Conservation, Copenhagen, 10-14 September, 84.10.5-84.10.7.Cliver, E.B., 1974, Test for the Analysis of Mortars Samples, Bulletin of the Association for Preservation Technology,Vol 6 No 1, 1974, pp. 68-73.Demir, H. ve diğerleri, 1991, Fatih Camileri ve Diğer Tarihi Eserler, Turkiye Diyanet Vakfı, İstanbul, s. 261.Dupas, M., 1981, L’analyse des Mortiers et Enduits des Peintures Murales et des Batiments Ancients, Mortars, Cementsand Grouts Used in the Conservation of Historic Buildings, ICCROM, Rome, pp. 281-95.Eyice, S., 1994, Dunden Bugune İstanbul Ansiklopedisi, Kultur Bakanlı ve Tarih Vakfı, Cilt 3, İstanbul, s. 267-268.Gulec, A., 1992, Bazı Tarihi Anıt Harc ve Sıvalarının İncelenmesi,Yayınlanmamış DoktoraTezi, İ.T.U. Fen BilimleriEnstitusuGulec, A., A. Ersen, 1998, Characterization of Ancient Mortars: Evaluation of Simple and Sophisticated Methods, Journal ofArchitectural Conservation, vol.4, no:1, March, pp.56-67Jedrzejewska, H., 1960, Old Mortars in Poland : A New Method of Investigation, Studies in Conservation , Vol 5 No 4, pp.132-38.Jedrzejewska, H., 1967, Investigation of Ancient Mortars, Archaeological Chemistry, University of Pennsylvania Pres,Philadelphia, pp. 147-66.Jedrzejewska, H., 1982, Ancient Mortars as Criterion in Analysis of Old Architecture, Mortars, Cements and Grouts Used inthe Conservation of Historic Buildings, ICCROM, Rome, pp. 311-29.Kuban, D., 2000, İstanbul Bir Kent Tarihi, Turkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı, İstanbul, s. 200-201.Kutukoğlu, M., 2000, XX. Asra Erişen İstanbul Medreseleri, Turk Tarih Kurumu, Ankara, s. 177.Stewart, J. And Moore, J., 1981, Chemical Techniques of Historic Mortar Analysis, Mortars, Cements, and Grouts Used in theConservation of Historic Buildings, ICCROM, Rome, pp.193-310.(*) Deniz Doğu Yöntem Kültür ve Turizm Uzman Yardımcısı 06.08.2012(**) Jedrzejewska, 1960, 1967 and 1982), Chiac and Penkale (Chiac, 1984), Cliver (Cliver, 1974), Stewart and Moore (Stewart, 1981), Dupas (Dupas, 1981), Charola et al. (Charola, 1984), Gulec (Gulec 1992), Gulec and Ersen (Gulec, 1998)Kültür Ve Turizm Bakanlığı İstanbul Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü Özlem Özgen Nisan-2012 İstanbul

18

YEYKİM YAPI KİMYASALLARI SAN. TİC. LTD. ŞTİ.Kayabaşı Mh. Şamlar Köyü 19 Kasım Cd. No.35/A Başakşehir / İstanbulTel : +90 212 691 1 656 (pbx)Fax : +90 212 691 1 [email protected]

EKG YAPI GRUP KURULUŞUDUR. Diz

gi+

Ba

skı:

+

90

212

22

0 8

2 8

0