12
sosyalist isci DEVRÝMCÝ, ANTÝKAPÝTALÝST HAFTALIK GAZETE www.sosyalistisci.org SAYI: 377 9 Ekim 2009 2 YTL Kitlesel bir sol partinin þimdi tam zamaný ÞENOL KARAKAÞ sayfa 6-7 VARÞOVA GETTOSU KOMUTANINI KAYBETTÝ CAN IRMAK ÖZÝNANIR sayfa 10 Kapitalizmi tarihe gömelim! 21. yüzyýlda Marksizmin güncelliði 1 yýl sonra kriz bitti mi? Emperyalizm ve küresel ekonomik politika Faþizm nedir? Faþizme karþý mücadele Devrim ve devrim sonrasý yaþam: Sosyalist toplumda yaþam Devrim nasýl bir þeydir? Kadýnlarýn ezilmesinin temelleri Kapitalizmin ahlaký ve LGBTT hareketi Kapitalizm iklim krizini çözebilir mi? 21. yüzyýlda iþçi sýnýfý Yeni bir sendikal anlayýþ Kürt sorunu: Çözümün neresindeyiz? Demokrasi ve sosyalizm Ergenekon ve darbeler Kemalizm ve sol Küba: Devrimden sonra 50 yýl 1989 Doðu Bloku: Stalinizmin çöküþü Sinema ve ezilenlerin hikayesi Müzik ve isyan Aþaðýdan sosyalizm Ekim Devrimi darbe miydi? Rosa Lüksemburg: Marksizm ve anarþizm Troçki'den sonra Troçkizm Stalinizm Leninizmin devamý mý? Politikada medyanýn rolü Yeni bir sol Çin'den Mao'ya, Tianenman Meydaný'na Atölyeler, standlar, kýsa filmler... MARKSIZM 2009 29 EKÝM - 1 KASIM ÝSTANBUL - DEVRÝMCÝ SOSYALÝST ÝÞÇÝ PARTÝSÝ www.marksizmfestivali.org DSÝP’in ev sahipliðinde düzenlenen, ancak bir çok farklý akým, kampanya ve hareketten gelen konuþ- macýlarýn katýlacaðý Marksizm 2009 toplan- týlarýnda dünyanýn ve Türkiye’nin sorunlarý ile sosyalizm tartýþýlacak. 11 baþlýkta 28 toplantý gerçekleþecek. Marksizm 2009 tüm sosyalistlerin, antikapitalist- lerin katýlýmýna açýktýr. Destek için davetiye almanýz yeterlidir. Kapitalizm krize çözüm bulamýyor IMF toplandý, dolar çöktü Paranýn efendileri Ýstanbul’da toplandý. Devlet baþkanlarý, maliye bakanlarý, ekonomi, bürokrat- larý, IMF ve Dünya Bankasý’nýn 13 bin görevlisi ve þirket temsilcileri krizi çözmek yönünde hiçbir öneri ileri süremedi. Baþbakan “daha adil bir dünyadan” bahsetti. Toplantýdakilerin dýþarýdaki protesto seslerini duymalarýný istedi. O sýrada bir kilometre ötede polis IMF karþýtlarýný gazla boðmakla meþguldü. Ýshak Kalvo, gazdan dolayý yaþamýný yitirdi. Dünya Bankasý baþkaný gelecek yýl krizden dolayý 59 milyondan fazla insanýn iþsiz kalacaðýný ve 50 bin bebeðin öleceðini söyledi. Ýklim deðiþikliðinin getireceði felaketten de bahsetti. IMF’nin “sosyalist baþkaný” yoksulluktan, insan- lýðýn sorunlarýndan bahsetti. Kimileri bankalarý suçladý. Krizin sorumlularý, milyonlarý iþsiz ve aç býrakanlar aslýnda sistemin çöktüðünü itiraf etti. Dünyanýn iþçilerine, yoksullarýna önerdikleri ise iþlerin eskisi gibi devam etmesiydi. Ýstanbul’da kapitalistler krizi konuþurken altýn ve borsa yük- seldi, dolar ise tarihi bir düþüþ yaþýyor. IMF, direniþ, kapitalizmin krizi üzerine yazýlar 2, 3, 5, 8, 9, 11’de . MEZOPOTAMYA SOSYAL FORUMU Birlik, çeþitlilik, direniþ YILDIZ ÖNEN sayfa 7

Sosyalist İşçi 377

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Sosyalist İşçi 377

Citation preview

Page 1: Sosyalist İşçi 377

sosyalist isci DEVRÝMCÝ, ANTÝKAPÝTALÝST HAFTALIK GAZETE

www.sosyalistisci.org

SSAAYYII:: 337777 99 EEkkiimm 22000099 22 YYTTLL

Kitlesel bir solpartinin þimditam zamanýÞENOL KARAKAÞ

ssaayyffaa 66-77

VARÞOVA GETTOSUKOMUTANINIKAYBETTÝCAN IRMAK ÖZÝNANIR

ssaayyffaa 1100

Kapitalizmi tarihe gömelim!

21. yüzyýlda Marksizmin güncelliði1 yýl sonra kriz bitti mi? Emperyalizm ve küresel ekonomik

politikaFaþizm nedir? Faþizme karþý mücadele

Devrim ve devrim sonrasý yaþam: Sosyalist toplumda yaþamDevrim nasýl bir þeydir? Kadýnlarýn ezilmesinin temelleriKapitalizmin ahlaký ve LGBTT

hareketiKapitalizm iklim krizini çözebilir mi? 21. yüzyýlda iþçi sýnýfýYeni bir sendikal anlayýþKürt sorunu: Çözümün neresindeyiz? Demokrasi ve sosyalizmErgenekon ve darbeler

Kemalizm ve solKüba: Devrimden sonra 50 yýl1989 Doðu Bloku: Stalinizmin çöküþüSinema ve ezilenlerin hikayesi Müzik ve isyanAþaðýdan sosyalizmEkim Devrimi darbe miydi?Rosa Lüksemburg: Marksizm ve anarþizmTroçki'den sonra Troçkizm Stalinizm Leninizmin devamý mý?Politikada medyanýn rolü Yeni bir solÇin'den Mao'ya, Tianenman

Meydaný'naAtölyeler, standlar, kýsa filmler...

MARKSIZM 20092299 EEKKÝÝMM - 11 KKAASSIIMM ÝÝSSTTAANNBBUULL - DDEEVVRRÝÝMMCCÝÝ SSOOSSYYAALLÝÝSSTT ÝÝÞÞÇÇÝÝ PPAARRTTÝÝSSÝÝ

www.marksizmfestivali.org

DSÝP’in ev sahipliðindedüzenlenen, ancak bir çokfarklý akým, kampanya vehareketten gelen konuþ-macýlarýn katýlacaðýMarksizm 2009 toplan-týlarýnda dünyanýn veTürkiye’nin sorunlarý ile

sosyalizm tartýþýlacak. 11 baþlýkta 28 toplantý

gerçekleþecek.Marksizm 2009 tüm

sosyalistlerin, antikapitalist-lerin katýlýmýna açýktýr.Destek için davetiyealmanýz yeterlidir.

Kapitalizmkrize çözümbulamýyor

IMF toplandý, dolar çöktü

Paranýn efendileri Ýstanbul’da toplandý. Devletbaþkanlarý, maliye bakanlarý, ekonomi, bürokrat-larý, IMF ve Dünya Bankasý’nýn 13 bin görevlisive þirket temsilcileri krizi çözmek yönünde hiçbiröneri ileri süremedi.

Baþbakan “daha adil bir dünyadan” bahsetti.Toplantýdakilerin dýþarýdaki protesto sesleriniduymalarýný istedi. O sýrada bir kilometre ötedepolis IMF karþýtlarýný gazla boðmakla meþguldü.Ýshak Kalvo, gazdan dolayý yaþamýný yitirdi.

Dünya Bankasý baþkaný gelecek yýl krizdendolayý 59 milyondan fazla insanýn iþsiz kalacaðýnýve 50 bin bebeðin öleceðini söyledi. Ýklim

deðiþikliðinin getireceði felaketten de bahsetti.IMF’nin “sosyalist baþkaný” yoksulluktan, insan-lýðýn sorunlarýndan bahsetti. Kimileri bankalarýsuçladý.

Krizin sorumlularý, milyonlarý iþsiz ve açbýrakanlar aslýnda sistemin çöktüðünü itiraf etti.Dünyanýn iþçilerine, yoksullarýna önerdikleri iseiþlerin eskisi gibi devam etmesiydi. Ýstanbul’dakapitalistler krizi konuþurken altýn ve borsa yük-seldi, dolar ise tarihi bir düþüþ yaþýyor.

IIMMFF,, ddiirreenniiþþ,, kkaappiittaalliizzmmiinn kkrriizzii üüzzeerriinnee yyaazzýýllaarr 22,, 33,, 55,, 88,, 99,, 1111’’ddee.

MEZOPOTAMYA SOSYAL FORUMU

Birlik, çeþitlilik,direniþYILDIZ ÖNEN

ssaayyffaa 77

Page 2: Sosyalist İşçi 377

2 sosyalist iþçi sayý: 377

6 Ekim'de kitle örgütlerinin,emek hareketinin çaðrýsýylaTaksim'de IMF ve DünyaBankasý'na karþý toplandýk.Taksim Meydan'ýnda buluþansendikalar, grevlerden,direniþler-den gelen iþçiler, emekçiler,sosyalistler, antikapitalistler biraraya geldi. Ayný saatlerde mily-onlarca insaný yoksullaþtýran,iþsizliðe sürükleyen kan emiciörgütleri, IMF ve DünyaBankasý'ný protesto etti. AncakIMF ve Dünya Bankasý'nýnheyetinin güvenliðini saðlayanpolis teþkilatý; sermayeye olduðukadar nazik deðildi. Kitle örgüt-leri açýklamayý bitirdiði an, alan-dan dahi henüz çýkýlmamýþkenve hiç bir uyarý olmaksýzýn bird-

en gaz bombalarýný yaðdýranpolis, vahþice saldýrdý. OrtadaÝstanbul Emniyet MüdürYardýmcýsý Mehmet Altýnok'uksöylediði gibi saðduyulu veorantýlý polis müdahalesi deðil,alandakilerin gaz bombalarý,tazyikli su ve coplarla karþýlaþ-masý vardý. Eyleme katýlmadýðýhalde 55 yaþýndaki ÝshakKalvo'nun ölümüne neden olanda, polis teþkilatýnýn söylediðigibi gösteriye katýlanlar deðildiherhalde. Taksim Meydaný'nýattýðý sayýsýz gaz bombasýyla"Beyaz Meydan"a çeviren, ÝshakKalvo kalp krizi geçirdiði haldeyolu açmayan polis bu trajikölümün de sorumlusu aynýzamanda. O gün, onlarca kiþi

polis tarafýndan göz altýna alýndý,yaralandý. Tüm bunlarýnyaþandýðý sýrada zirveninaçýlýþýný yapan Tayyip Erdoðan,daha adil bir dünyadanbahsediyor, "protestolara kulakvermek gerekir" diyordu amaKongre Vadisi'nin dýþýndakidünya hiç de adil deðildi. Üsteliktüm dünyada artýk istenmeyenbu örgütlere karþý emekçilerinçýkardýðý sesin, þiddetlebastýrýldýðý protestoya kulak ver-mek pek mümkün olmasa gerek.Antikapitalist Blok'un da IMF'yekarþý sürdürdüðü kampanya ve6 Ekim'de bütün IMF karþýtarýylaberaber yapýlan eylem polisin bumüdahalesine raðmen baþarýlýoldu.

IMF toplantýlarýnýn ilkgününden yine belirsizlikçýktý. Küresel sermayenin

temsilcileri daha önce de G20 veG8 toplantýlarýndan da aynýtablo çýkmýþtý. Türkiye MerkezBankasý Baþkaný DurmuþYýlmaz'ýn sözleri toplantýlarýnözeti gibi: "Bu toplantýlaradamgasýný vuran husus, '[kriz-den] çýkma zamaný geldi mi,gelmedi mi?' bu konuyutartýþýyorlar. Ortaya herhangibir fikir birliði çýkmadý. Bununiçin de erken. Bu iþ oldu, tama-men çýkýyoruz demek içinerken."

Merkez Bankasý baþkaný bugörüþlerinde, yalnýz deðildi.IMF Baþkaný DominiqueStrauss-Kahn da ayný görüþte.Strauss-Kahn, 2010 yýlýnda iþsi-zliðin artacaðýný söyledi."Aslýnda krizin bittiðini, bunuatlattýðýný söyleyemeyiz" sözleriise, çözümsüzlüðünü ortayakoyuyordu. Üstelik, Strauss-Kahn'ýn kriz konusunda dahada umutsuz olduðunu söyle-mek de mümkün. DünyaBankasý verilerine göre 90 mily-on kiþinin "aðýr yoksullukla"karþýlaþacaðýný söyleyenStrauss-Kahn, düþük gelirliülkelerde bu durumunsavaþlara bile yol açabilecekboyutta olduðunu da ekledi.

Toplantýlarýn diðer aktörüDünya Bankasý'nýn BaþkanýRobert Zoellick da açýklamalarýile IMF baþkanýnýn görüþlerinedestek verdi. 59 milyondanfazla insanýn kriz nedeniyleiþsiz kalacaðýný ve 50 binbebeðin krizden dolayý öleceði-ni açýklayan Zoellick de somutbir öneri anlatamadý. Zoellick,Dünya Bankasý'nýn yeni bir rolüsteleneceðini ve 65 yýllýkBretton Woods sisteminindeðiþmesi gerektiðinedeðindiyse de, somut olarak biryenilik modeli ortaya konmadý.

YYeennii oollaann nnee ppeekkii?? IMF Baþkaný da, Dünya

Bankasý baþkaný da, "yenimodel" ve "yeni kalkýnma"danbahsetti. Dünya BankasýBaþkaný, bu modelin temelinin

"dengeli çok kutuplu ekonomikbüyüme" olduðunu söyledi. Buçok kutuplu büyümeninmerkezi olarak DünyaBankasý'ný gösterdi. Fakat, biryanlýþtan hareket eden bu yak-laþýmýn krize çözüm olmasýmümkün deðil. Çok kutuplu birekonomik büyüme anlayýþý kýsavadede kapitalistlerin taham-mül gösterebileceði bir öneriolsa da, kapitalizmin doðasýn-daki rekabet, "denge" tanýya-bilecek bir zemine engel olacakbaþlýca sorun. IMF baþkanýönerisini özetle, "açýðý olanülkelerde tasarruf, fazlasý olanülkelerde daha fazla harcama"olarak tanýmladý. Yoksulülkelere yýllardýr önerilen tasar-ruf ve kemer sýkma poli-tikalarýnýn bizzat iþçi sýnýfýnýntemel haklarýna ve toplu iþtençýkarmalara yol açtýðý; hatta biz-zat krizleri tetikleyen temel fak-tör olduðunu da biliyoruz.Tasarrufu yapacak sýnýflarýn,iþçi sýnýfý olduðu çok açýk. Peki,

"fazlasý olan ülkeler" harcamayýnasýl yapacak? Kimilerinin iddiaettiði gibi "yoksul ülkelerin"sýrtýndan "zengin ülkelerin" iþçi-lerine akacak bu paralar?Elbette ki hayýr. Harcama yap-mak, muhtemeldir ki IMF'ninönerisinde olduðu gibi, yaþamkalitesinin yükselmesi anlamýnagelmiyor. Pek çok kamu hizme-tinin ücretli hale gelmesi veözelleþtirmeler de harcamalarýnyükselmesi anlamýna geliyor.

MMuuttlluulluukk vvee hhuuzzuurr::öözzeelllleeþþttiirrmmeelleerrllee

Toplantýnýn açýlýþ konuþmasýnýyapan Tayyip Erdoðan herþeyintemelinde insan olmasý gerek-tiðini söyledi ve ekledi "Amaç,insanýn mutluluðudur, huzu-rudur." Peki, yeni liberal pro-gramlarý yýllardýr hayata hýzlageçiren hükümet, 'mutluluk vehuzurun' paran yoksa öleceðin,paran yoksa eðitim alamaya-caðýn bir sistemde olmayacaðýný

bilmiyor mu? IMF gibi hükümetde yeni liberal politikalarý uygu-lamaya devam etmekte ve halasavunmaktadýr.

YYeennii-yyeenniiddeenn-lliibbeerraalliizzmm Toplantýlar baþlamadan da

biliyorduk. Bizim için deðiþenbir þey olmadý. 13.000 kapital-istin birleþtiði toplantýdan yineliberal politikalar çýktý. Yineyoksulluk çýktý. Toplantýlardakonuþulan, bizzat küresel ser-maye temsilcilerinin söylediðigibi, milyonlarca insanýn yaþamýoldu. Aç kalacak, ölecek insansayýsý konuþuldu toplantýlarda.Ve, kapitalizmin öldürmesinedevam kararý çýktý. Önümüzde-ki dönem küresel sermaye poli-tikalarýna ise dünyanýn dört biryanýndan mücadele sesleri yük-selmeye devam edecek. IMFbaþkanýnýn söylediði gibi:"Geçiþ, kesinlikle kolay olmaya-cak."

ÝÝrreemm NNuurr AAkkssuu-EErrssiinn TTeekk

Ýçiþleri bakanýmasal anlatýyor

"Sendikacýlara hiç bir müda-hale yapýlmadý. Sadece ikiküçük grup vardý. Polisesaldýrýda bulundular. .Ellerindeki taþ, bomba,vesaire, onlara ancak su, gazsýkýldý. Normal iþçilere hiçmüdahale edilmedi. Ekranabiraz görüntüler yansýdý onuniçin bilgilendirmiþ olayým.

Polis sonuna kadar anlayýþlý,tedbirli, hiç yaralanma olayýda olmamýþtýr.'' ÝçiþleriBakaný’nýn bu sözlerini kimseinandýrýcý bulmadý. YanýtKESK Baþkaný Sami Evren’dengeldi: “Ben 11.20 gibi açýkla-mayý okudum ve son cümleyibitirdikten sonra bize doðrugaz atýldý. Ani þekilde atýldý.Basýn açýklamasýna geleninsanlara daðýlma süresi bileverilmedi.”

Olan bitenleri canlý yayýndatüm dünya izledi..

IIMMFF’’nniinn ppoolliissii þþiiddddeettttee ssýýnnýýrr ttaannýýmmaaddýý

Ýnsancýl kapitalizm palavrasýDDüünnyyaa BBaannkkaassýý BBaaþþkkaannýý:: GGeelleecceekk yyýýll 5500 bbiinn bbeebbeekk kkrriizzddeenn öölleecceekk

IIMMFF ttooppllaannttýýssýýnnddaa ““aaddiill bbiirr ddüünnyyaa”” üüzzeerriinnee ssüüssllüü ssöözzlleerrii eeddiilliirrkkeenn aazz öötteeddee TTaakkssiimm’’ddee AAnnttiikkaappiittaalliissttlleerr ““iiþþ,,iikklliimm,, aaddaalleett,, bbaarrýýþþ,, öözzggüürrllüükk”” ssllooggaannýýyyllaa aaddiill bbiirr ddüünnyyaannýýnn yyoolluunnuu ggöösstteerriiyyoorrdduu

Vatandaþ deðilfaþist onlar

IMF'ye karþý sokaða çýkýlangün, polisin müdahalesine birde örgütlü faþistlerin saldýrýsýeklendi. Ellerinde sopalarlaIMF karþýtý gösterici avýndapolislerin yanýnda koþturan,"amirim" diye polislerlekonuþan ve sokaða barikatkurduðu gözlenen bu gruplarýkimi medya kuruluþlarývatandaþlar olarak yansýttý. Butoplumda, IMF'yi koruma vekollama duygularýnýn yüksekolmadýðý bu kadar aþikarken,"amir"lerine sadýk olanlarýnMHP’li ve BBP’li örgütlüfaþistler olduðunu biliyoruz.

Page 3: Sosyalist İşçi 377

sayý: 377 sosyalist iþçi 3

"Proleterlerin, kendi zincirlerinden baþkakaybedecek hiçbir þeyleri yok. Halbukikazanacaklarý bir dünya var. Bütün ülkeleriniþçileri birleþin!" (Komünist Manifesto -Marx ve Engels)

Y ýl 2009 ve bugün sloganlarbiçim deðiþtirse de içini doldu-ran fikirler eski olduðu kadar

güncel hâlâ. Marks ve Engels'in kalemealdýðý Manifestoda söylediði bu cümlegibi. Hala iþçilerin kaybedecekleri hiçbirþeyi yok. Týpký kapitalizmin tarihinin deeski olduðu gibi, ama arada bir fark var,kapitalizm þimdilerde krizde!

Günlerdir IMF ve Düya Bankasýtoplantýlarý rüzgarý esiyor Ýstanbul'da,onlar toplantýlar yapýyor bizler sokaktayürüyüþler, basýn açýklamalarý.Antikapitalist hareketin bir parçasýolarak dünyada olduðu gibi burada daortak olan sloganlarý hep beraber atýy-oruz. Antikapitalist Blok IMF ve DB'yekarþý sokakta "IMF Defol, bu gezegenbizim", "baþka bir dünya mümkün"diyor. Toplantýlar düzenliyor, alternati-fleri ortaya koyuyor. Evet sadece "IMFdefol" demekle olmuyor antikapitalist-lik. Geçenlerde ATV Ana Haber'de IMFve DB'ye karþý Ýstanbul'da"Antikapitalistler hazýrlýklara baþladý"baþlýðýyla verilen haberde,Antikapitalist Blok adýna yaptýðýmröportaja Sabah gazetesi köþe yazarýHýncal Uluç "slogan deðil, yeni fikirgençler" baþlýklý bir yazý yazmýþ.Þirketleri kurtarmak gerektiðini, eðerböyle olmazsa iþsizliðin artacaðýný,ailelerin yoksullaþacaðýný ve bu slogan-larý atan rejimin artýk iflas ettiðiniyazmýþ özetle. "Diyelim öyle Ýrem, diye-lim öyle" demiþ Hýncal Uluç, söyledik-lerimize. Ben de böyle baþlamak istiyo-rum cevabýma.

Diyelim öyle Hýncal, diyelim öyle...Sondan baþlarsak, bu sloganlarý atan

rejimden kastettiðin sanýrým SSCB.1989 Berlin Duvarý yýkýldýktan sonratýpký Fukuyama'nýn söylediði gibi çökensosyalizm deðildi. Çöken StalinRusya'sýnda yaþayan devlet kapital-izmiydi. Ve elbette bu sloganlar orejimin deðil, yazýnýn baþýnda da belirt-tiðim gibi hala güncel olan marksizminsloganlarý. Doðru, Marks sistemi tahlilederken IMF ve Dünya Bankasý henüzkurulmamýþtý. Ancak Marks kapitalistsistemin, bugün yeni liberalizm veküreselleþme karþýtý olan antikapitalist-lerin vurguladýðý gibi insanlýk dýþý yön-temlerin kavranmasýný ve çözümlen-mesini bir arada sunmuþtu. Bugün IMFve Dünya Bankasý'nýn uyguladýðý poli-tikalar insanlýk dýþýdýr. Daha dün IMFyöneticilerinin yaptýðý açýklamalardakrize önlem olarak çalýþanlarýnmaaþlarýnýn düþürülmesi gerektiðisöylendi. Þirketlerin kâr oranlarýný yük-seltmesi için piyasaya pompalanan par-alar, sermaye birikimini saðlayan vesattýðý emeðinin karþýlýðýný alamayaniþçi ve emekçilerin, "yoksullaþanailelerin" cebine girmiyor. Daha azparaya, daha fazla zaman çalýþtýrmakveya çalýþanlarýn sayýsýný azaltmak gibiyöntemler de kâr oranlarý azalan þirket-

lerin kurtulmasýnda ilk sýrada yer alanönlemler arasýnda. Dolayýsýyla þirketlerikurtarýrken iþsizlik rakamlarýnda düþüþolacaðýný düþünüyorsan yanýlýyorsun.Zaten IMF baþkaný da kendi aðzýylarakamlarýn yükseleceðini söyledi.Nitekim bugün ABD'de yeni iþsizlikrakamlarý açýklandý ve artýþ gözdenkaçmýyor. Eðer onlarýn söylediklerinidinlemek istiyorsan da gerçekdeðiþmiyor. Bugüne kadar þirketler içinmilyarlarca dolar para harcandý, krizbitmedi. Harcanan paralar yoksullarýncebine de girmedi aksine onlarýncebinden çýktý.

Bir diðer mesele, krizin nasýlbaþladýðý. "Kriz nasýl baþladý" diye sor-muþsun ve yanýtýný eksik vermiþsin. Krizþirketlerin iflasý ile baþladý demek, þir-ketlerin neden iflas ettiði sorusunuarka plana itiyor. Ancak bu soruyuyanýtlamadan da çözüme ulaþmakmümkün deðil. Rekabet içinde olan þir-ketler, daha fazla üretime geçer. Ýhtiyaçfazlasý olan bu mallar tüketimlekarþýlanamadýkça stoklarda birikir.Þirketlerin kâr oranlarýnýn düþmesineneden olur. Dolayýsýyla þirketlerin iflasý-na neden olan bir sistem bütünü var.Bir de yazýda "insanlar ilaç parasý bula-maz hale geliyor" demiþ. Acaba neden?Ýlaçlarýn temin edileceði saðlýk sistemi-nin özelleþtiriliyor olmasý mantýðaaykýrý olan kýsým deðil mi? IMF veDünya Bankasý bugün 1980 lerden berivahþice uygulanan yeni liberalizminözelleþtirme politikalarýný devamettirmek gerektiðini savunuyor. Yaniözelleþen saðlýk da eðitim de zatensadece parasý olanlarýn eriþebileceðihale geliyor. Yani iþsiz kalmasa da iþçi-lerin ve çalýþanlarýn kazandýðý paralarbu imkanlara ulaþmayý zorluyor.Çocuðunu okutamýyor, ya da hastaysailaç alamaz hale geliyor.

Kendi yaþamýna bak demiþ bir de.Kendi yaþamýma bakýyorum Hýncal,

aileme de...Genel tablodan farklý bir þey göremiy-

orum ama. Onlarýn cebine giren paralarile þirketlerin kasasýna giren paraarasýnda kocaman bir uçurum var.

IMF ve Dünya Bankasý bir þey söylüy-or, alternatifiniz var mý? Varsa onlarýdinleyelim demiþ. Var elbette.

Dinle Hýncal o zaman...Nihai yanýt kapitalistlerin ütopik sis-

teminin aksine oldukça basit: Kâr deðilinsan! Þirketlerin kârýný deðil, insan-larýn hayatlarýný merkeze alan bir sis-tem. Detaylarý antikapitalist hareket,yýllardýr sosyal forumlarda ve bula-bildiði her platformda tartýþýyor zaten.Tartýþýlanlarý da sokaða taþýyor zaten.Týpký bizim bu günlerde AntikapitalistBlok ile sokaða taþýdýðýmýz sloganlargibi. Eðer ucuz bir taktiðe baþvurmadýisen, Ekim sonunda yapýlacak Marksizmtoplantýlarýnda da ne olduðunu öðren-me þansýn var.

Henüz gitmediklerini düþünürsek birkez daha eski ama güncel sloganý atýy-oruz : IMF defol, bu gezegen bizim!

ÝÝrreemm NNuurr AAkkssuu

Slogan deðil, yeni fikir gençler!

Türkiye Büyük MilletMeclisi'nin yeniyasama yýlýnýn açýl-

masýyla, birkaç aydýrTürkiye'nin deðiþmez birincigündem maddesi olsan Kürtaçýlýmý farklý bir dönemegiriyor. Aylardýr çeþitli kiþive kurumlarla görüþmeleryapýp çözüm için zeminhazýrlamaya çalýþanhükümetin, artýk yol hari-tasýný -az ya da çok- açýkla-yarak somut adýmlar atmayabaþlamasý bekleniyor. Ancakdiðer taraftan, barýþumuduyla süreci takip eden-lerin umutlarýný azaltacakgeliþmeler de yaþanýyor.

PKK'nin ateþkes ilan etmiþolmasýna raðmen TSK'nýnoperasyonlara devam etmesi,süresi bitmekte olan sýnýrötesi operasyon tezkeresininsüresinin uzatýlmasýkararýnýn Bakanlar Kurulutarafýndan meclise yollan-masý, DTP'li milletvekil-lerinin dokunulmazlýk hak-larýna raðmen polis zoruylaifadelerinin alýnmasý içinçýkan karar, meclisin yeniyasama yýlý açýlýþýndakonuþan CumhurbaþkanýAbdullah Gül'ün bir kere bileKürt kelimesini kullanmamýþolmasý, taþ attýklarý gerekçe-siyle tutuklu yargýlanan Kürtçocuklar için AKP'nin henüzhiçbir þey yapmamýþ olmasý,açýlýma destek veren HülyaAvþar hakkýnda tuhafgerekçelerle soruþturma açýl-masý...

Kürt sorunu gibi bir ulusalsorunun kýsa sürede çözüle-cek kadar hafif bir sorunolmadýðý zaten biliniyordu.Barýþa doðru atýlan adýmlarýnyanýnda bazý geri adýmlarýnda atýlarak, aðýr aksak daolsa ileriye doðru bir yol alý-nacaðý umuluyordu. Ancakson geliþmeler barýþ yan-lýlarýnýn endiþelerini iyice art-týrdý. Bu olumsuz geliþmelerAKP'nin Kürt sorununa yak-laþýmýnýn "sakat" olmasýndanmý kaynaklanýyor, yoksaAKP'nin gücü, süreci baltala-maya çalýþanlara yetmiyormu?

Süreci baltalamaya çalýþan-larýn baskýsý þüphesiz ki çoketkili. Kendisinden bek-lendiði gibi faþist çizgisinikoruyan Devlet Bahçeli vepartisi MHP, merkez saðýnda saðýndaki konumununetleþtiren CHP ve siyasetüstü konumunu korumakiçin savaþtan beslenen orduve bürokrasi... Tüm bu savaþsevdalýlarý süreci çýkmazasokmak için ellerinden geleniyapýyorlar. Ancak artýk neolursa olsun, AKP'nin bugüçlere boyun eðip sürecidurdurmak gibi bir lüksüyok.

AKP'nin içinde de sorunu

doðru tahlil edemeyen veçözüm yöntemleri konusun-da yanýlan milletvekilleri var.Ancak partisini rahatlýklaetkisi altýna alabilen RecepTayyip Erdoðan'ýn partisininson kongresinde yaptýðýkonuþma da gösteriyor kiBaþbakan'ýn ve hükümetinaçýlým konusunda bir tered-dütleri yok ve hatta resmiideolojiyle baðlarýný tümüylekoparmýþ durumdalar.

Türkiye, Kürt sorunununçözümünde artýk geridönülemeyecek bir noktada.Ve kendisini bu sürecebaðlayan AKP, ya Kürtlerinlider olarak gördükleri kiþi-leri muhatap alarak ve atýl-masý gereken tüm adýmlarýatarak ileri doðru yürüyecekya da tepe takla devrilipgidecek. Ya Kürt halkýnýntüm talepleri gerçekleþecekya da savaþ -belki de eskisin-den daha þiddetli birseviyede- sürmeye devamedecek.

Süreçte yaþanan en önemlisýkýntýlardan birisi deAKP'nin solunda, Türklerarasýnda barýþý ve adil birçözümü savunacak bir solpartinin olmayýþý. Sesiniþöyle ya da böyle halkaduyurabilen ve kendisini solzanneden partiler ya mil-liyetçiliðe saplanýp kalmýþlarya da kemalizmin bayraðýnýsallýyorlar. Bunlarýn sürecedestek olmalarý þöyle dursun,köstek olmaktan baþka yap-týklarý bir þey yok.

Ýþte bu yüzden, yýllardýrdile getirilen yeni bir partiye,halklarýn kendi kaderlerinitayin edebilme hakkýný savu-nan, savaþ deðil barýþ diyen,ölüm deðil çözüm diyen,Kürt emekçilerle batýdaki iþçisýnýfýnýn kardeþlik, ama eþitkoþullarda kardeþlik, içindekimücadelelerine katký yapangerçekten sol bir partiye herzamankinden daha fazlaihtiyaç var.

BBuurraakk DDeemmiirr

Kürt açýlýmýduraklýyor mu?

DTP Eþbaþkaný Ahmet Türk,sýnýrötesi operasyonlara bir yýldaha izin veren tezkereyimecliste eleþtirdi:

'Her þeyden önce Meclis'inyeni yasama yýlýna savaþ tezk-eresiyle baþlýyor olmasý ciddibir talihsizliktir. OysaTBMM'nin savaþ kararý alan birmeclisten, barýþ yasalarýnýçýkartan bir parlamentoyadönüþmesi bütün yurt-taþlarýmýzýn ortak beklentisi veözlemidir. Bu ayný zamandasivilleþmenin de bir gereðidir.Parlamentonun sorun deðilçözüm üreten, çatýþma deðilbarýþý geliþtiren bir Meclis

olmasý gerekir ve beklenir. Amane yazýk ki, sýnýr ötesi operasy-on tezkeresiyle parlamentomuzbir kez daha askeri vesayetinaltýna sokulmuþtur. Bütün par-lamenterler de bilmektedir ki,yýllardýr denenen ancak, sonuçalýnamayan sýnýr ötesi operasy-onlar çözüm deðil çözümsüzlüküretmiþtir. Ýlk tezkereninçýkartýldýðý 2007 yýlýna kadarTürkiye Kuzey Irak topraklarýna25 kez sýnýr ötesi operasyondüzenlemiþtir. 2007'deçýkartýlan tezkereyle birlikte birikara olmak üzere 100'ünüzerinde hava operasyonuyapýldý. Peki ne deðiþti?”

Meclis tezkereye evet dedi

Page 4: Sosyalist İşçi 377

4 sosyalist iþçi sayý: 377

Açýlým ve samimiyet

"Evet ama, AKP samimi mi?" Bu soruyu çok sýkduyuyorum.

Solun TKP tarafýndan temsil edilen kesimi sormuy-or bu soruyu elbet. Onlar zaten Kürt Açýlýmý'nýnbaþarýsýz olmasýný, savaþýn devam etmesini istediðiiçin, umurlarýnda bile deðil. Onlara göre, zaten bir"açýlým" filan yok. Sadece Amerikan emperyal-izminin bir katakullisi var. Emperyalist dýþ güçlerTürkiye'yi bölmeye çalýþýyor, AKP de dýþ güçlerinmaþasý olarak bu bölme giriþimini uyguluyor.Mesele basit.

Gel gör ki, emperyalistler Türkiye'yi niye bölmekistiyor, belli deðil. Aradým, taradým, bu sorunun cev-abýný bulamadým. Bunlar gizli planlar olduðu için,emperyalist kaynaklarda bulamamýþ olmam doðaltabii. Ama anti-emperyalist kaynaklarda da yokmaalesef. Direniþ de gizli galiba!

Emperyalisler dünyanýn karmakarýþýk, istikrarsýzbir bölgesinde, bir dediklerini iki etmeyen,emperyalizme sadýk kocaman bir ordusu olan,Türkiye gibi bir ülkeyi niye bölmek isteyebiliracaba? Ýstediklerini yaptýrabildikleri uysal bir mütte-fiði niye parçalamak istiyor olabilirler acaba?Baþlarýna bela mý arýyorlar? Deli mi bunlar?

Irak'ta durumu altý yýldýr hâlâ doðru dürüstyatýþtýramamýþken, Ýran her an baþlarýna yeni dertleraçabilecekken, niye Ýsrail dýþýndaki tek saðlam müt-tefiklerini daðýtmak istiyorlar? ÝstikrarsýzOrtadoðu'yu daha da istikrarsýzlaþtýrmak ne açýdaniþlerine geliyor olabilir?

Bu sorularýn cevaplarý bulunamýyor, çünkü yok.Çünkü sorular anlamsýz. Çünkü Kürt Açýlýmýemperyalistlerin oyunu filan deðil. Açýlým, Kürthareketinin 25 yýllýk mücadelesinin doðrudan sonu-cu. Ve bu mücadelenin, Türk devletine bu sorunusilah zoruyla çözemeyeceðini kabul ettirmiþolmasýnýn sonucu. Ve geçen 29 Mart yerel seçim-lerinde Kürt halkýnýn ezici oranlarda DTP'ye oy ver-erek "muhatap" meselesini çözmüþ olmasýnýn sonu-cu. Emperyalizm ile hiç alakasý yok.

Dolayýsýyla, asýl dertleri misak-ý milli sýnýrlarýnýsavunmak olan ve emperyalizmi bahane olarak kul-lanan sözde solcu milliyetçileri bir kenara býrakalým.

"Evet ama, AKP samimi mi?" sorusunu soranlar,gerçekten barýþ isteyen ve AKP'nin bu giriþimisonuna kadar götürmeyeceðinden kaygýlananlar.

Konuþtuðum Kürtlerin ve Kürt hareketinin talep-lerini destekleyen Türklerin hemen hemen tamamý,hükümetin bu açýlýmý sonuna kadar götürmeye-ceðinden kaygýlanýyor. Açýlýmýn ilan edildiði gündenbu yana gerçekleþen olaylar da bu kaygýlarýn hak-lýlýðýný gösteriyor: DTP'liler tutuklanýyor, operasyon-lar yapýlýyor, "son terörist öldürülene kadar..." açýk-lamalarý yapýlýyor.

Kaygýlanan ve AKP'nin samimiyetini sorgulayan-larýn gözden kaçýrdýðý þu: Hükümetin samimi olupolmamasý hiç önemli deðil.

Hükümet tümüyle samimi olabilir, müthiþ kararlýolabilir, farketmez, yine de süreci sonuna kadargötüremeyebilir. Süreci baltalamaya çalýþanlar,ordunun bir kesimi, Ergenekoncular, CHP, MHP vesavaþtan doðrudan çýkarý olanlar baþarýlý olupbarýþýn gündemden çýkmasýný saðlayabilir.

Öte yandan, hükümet hiç samimi olmayabilir, amayine farketmez, çünkü açýlýmýn gündeme gelmiþolmasýný saðlayan etmenler hükümeti bu sürecisonuna kadar götürmeye zorlayabilir.

Kýsacasý, mesele hükümetin samimi olup olmamasýdeðil. Mesele, samimi olsa da olmasa da hükümetibarýþ doðrultusunda zorlamaya devam etmek. Yaniönemli olan hükümetin niyeti deðil, bizim ne yap-týðýmýz. Hem Kürt hem Türk illerinde barýþ talebigüçlü bir þekilde yükselmeye devam ederse, barýþolacak; yükselmezse, hükümet sýkýþtýðý yerde geriadým atacak.

RRoonnii MMaarrgguulliieess

GÖRÜÞ

DDaarrpphhaannee''ddee ggrreevviillaannýý aassýýllddýý

Türk-Ýþ'e baðlý Basýn-ÝþSendikasý, damga matbaasýve Darphane'de toplu iþsözleþmesi görüþmelerindeanlaþma saðlanamayýnca heriki iþ yerine de grev ilanýnýastý.

Darphane önünde geçenhafta yapýlan eylemde Basýn-Ýþ Sendikasý Þube BaþkanýLevent Dinçer, iþçiler adýnakonuþurken "Bu fabrikada 21yýl önce de Basýn-Ýþ Sendikasýgrev yapmýþtý. Bugün yinegrev ilanýmýzý asýyoruz. Eðer60 gün içinde bu tutumlarýn-dan vazgeçmezlerse greveçýkacaðýz" dedi.

GGrreevvddeekkii EE-KKaarrtt iiþþççiissiiççaallýýþþmmaayyýý rreeddddeeddiinncceekkoovvuulldduu

E-Kart iþçileri grevlerindeikinci haftayý geride býrak-týlar. Ýþçilerden biri lokavtkanunu gereðince sadecebakým yapmasý gerekirken,patron zoruyla üretimdeçalýþtýrýlmak istendi. Çalýþ-mayý reddeden iþçi patrontarafýndan tazminatsýz olarakiþten atýldý. Ýþçiler Eczacýbaþýortaklýðýndaki fabrikada grevkýrýcýlýðý saldýrýsýyla karþýkarþýyalar.

ÝÝZZBBEETTOONN''ddaa ggrreevviinnssoonn ggüünnüünnddee aannllaaþþmmaaÝzmir BüyükþehirBelediyesi'ne baðlý ÝZBETONAÞ.'de yasal grev günününbaþlangýcý olan 1 Ekimgününe kadar süren anlaþma-zlýk son günde çözüldü. Ýþçil-er %20 zam talep ediyorlardý.Ýlk baþta %10 zam önerenBüyükþehir Belediyesi'nin%18 zam önerisini Belediye-Ýþ Sendikasý kabul edinceanlaþma saðlandý.

TTuunnaa ÖÖzzttüürrkk

Kriz, direniþ, grev, mücadeleFabrikalardan ve iþyerlerinden

"Org. Ýlker Baþbuð'unher fýrsatta siyasi alanabulaþýp görev ve yetki-lerinin dýþýna çýkmasýnaartýk bir DUR demeninzamaný geldi. En sonMardin'de bir sýnýrkarakolunda tamamengörev alanýnýn dýþýndayaptýðý konuþmalarhakkýnda yarýncumhuriyet savcýlýðýnasuç duyurusundabulunuyoruz. BütünDurDe aktivistleri vedostlarýný basýn açýkla-masýna davet ediyoruz."

Bu davetin ardýndanUfuk Uras, Baskýn Oran,Ahmet Ýnsel, CengizAlðan, Oya Baydar,Aydýn Engin SezginTanrýkulu, Mebuse Tekayve Mithat Sancar ÝlkerBaþbuð hakkýnda yapýlansuç duyurusunda bulun-du. Baþbuð, Kürtaçýlýmýný baltalayan vetekrardan çatýþmaortamýna dönülmesiniyaratabilecek konuþmalaryapýyordu.

Suç duyurusununüzerinden 24 saat geçme-den her biri ýrkçýlýða, mil-liyetçiliðe ve savaþa karþýolmasýyla tanýnan muhal-ifler Türk Ýntikam Tugayý(TÝT) tarafýndan ölümletehdit edildi. Baskýn

Oran'ý uzun zamandýrtehdit eden TÝT'inGenelkurmayBaþkanlýðý'na baðlý ÖzelHarp Dairesi'nin kul-landýðý isimlerden birisiolduðu biliniyor. Bununhatýrlanacaðýný bilen TSKhemen açýklama yaptý veBaþbuð hakkýnda suçduyurusunda bulunan-lara yönelik tehdiditasvip etmediðini söyledi.

Sivil mahkeme,

Baþbuð'u yargýlamakkonusunda yetkisizolduðu kararýný verereksuç duyurusunu AskeriSavcýlýða iletti. Askeriyargýn ordu mensu-plarýný kollayan kararlar-la tartýþmalar yaratýyor.Görevdeki bir genelkur-may baþkaný hakkýndasoruþturma açýlmayacaðýkuvvetle muhtemel.

Tehditlerinse arkasýkesilmiyor. Sesonlinehaber portalýnda 12 Eylüldarbesini eleþtirenmakalesinin ardýndanEren Keskin ölümletehdit edildi. Sesonlinehaber sitesi iseErgenekon yanlýlarýnhedefi halinde.

Genelkurmay Baþkanýhakkýnda ilk kez suçduyurusunda bulunlarbu ülkenin gerçek solcu-larýdýr. Suç duyurusu ilebir mücadele baþlamýþtýr.Týpký 2007'de e-muhtýra'ya karþý BaskýnOran ve Ufuk Uras seçimkampanyalarýnýn buülkede düzene teslimolmayan bir solu ayaðakaldýrdýðý gibi.Arkadaþlarýmýzýn yanýn-dayýz, davanýntakipçisiyiz.

VVoollkkaann AAkkyyýýllddýýrrýýmm

DÝSK Genel BaþkanýSüleyman Çelebi 5Ekim'de sendika

genel merkezine gelen birsaldýrgan tarafýndan sekizkurþunla yaralandý.

Olay sýrasýnda SüleymanÇelebi'nin yanýnda bulu-nan DÝSK Genel SekreteriTayfun Görgün, sahte kim-lik kullanan saldýrganCahit Tunçbilek'in paraistediðini, Çelebi'nin "neparasý?" sözünden sonrasilahýný boþalttýðýný belirtti.

DÝSK Genel Merkezi iseyaptýðý açýklamada þöylededi: "Bu saldýrýnýn gerçeknedenlerinin en kýsasürede açýða çýkarýlmasýnýbiz de bekliyoruz. SayýnÇelebi'nin de saðlýðýnakavuþur kavuþmaz bu

konuda gerekli açýklamayýyapacaðýný buradan ilanediyoruz. Spekülatif yak-laþýmlarýn son bulmasýnýdiliyor, tüm DÝSK'lilere veemekçilere soðukkanlýolmalarýný telkin ediy-oruz."

Saldýrgan eskiden sol birörgütten hapis yatmýþ,ikinci kez cezaevinegirdiðinde suçu eroin sat-mak. Kardeþinin kimliðinikullanan, ruhsatsýz silahýy-la çok sayýda mermiyleDÝSK'e gelen saldýrgantutuklandý.

Ýstanbul Valisi veEmniyet Müdürü'ne göreise bu bir "terör saldýrýsý"deðil. Ayný siyasi deðil adlibir olay.

DÝSK Genel Baþkaný

Kemal Türkler 1979 yýlýndakontrgerilla tarafýndanvurularak öldürülmüþtü.

Maden iþçilerinin liderisendika baþkaný ÞemsiDenizer, yakýn korumasýtarafýndan vurulmuþ, katilpara meselesi nedeniyleöldürdüðünü ileri sür-müþtü. Daha sonraysatetikçinin MHP ve mafyay-la iliþkili olduðunu göster-di.

Geçmiþte CHP üyesi olanSüleyman Çelebi’nin sondönemde yeni ve kitleselsol partinin gerekliliðinisavunuyordu.

DÝSK Genel BaþkanýSüleyman Çelebi'ye yöne-lik saldýrýnýn gerçek neden-leri mutlaka aydýnlatýl-malýdýr.

DÝSK baþkanýna sekiz kurþun

Baþbuð yetkisinifazlasýyla aþtý

Dünyanýn çoðu ülkesindeinsanlar genelkurmay baþkan-larýnýn adýný bilmez. AmaTürkiye’de yaþayan herkesgenelkurmay baþkanýný yakýn-dan tanýr

Page 5: Sosyalist İşçi 377

sayý: 377 sosyalist iþçi 5

Pittsburgh’ta geçen haftayapýlan G20 toplantýsýnýnen önemli yaný, yýl

içerisinde üçüncü kez toplan-mýþ olmasýydý. Çok dikkat çek-meyen marjinal bir uluslararasýkuruluþ olan G20, gittikçeönem kazanýyor.

G20, 1999’da Asya ekonomikkrizine çözüm bulmak amacýy-la kurulmuþtu. Avrupa Birliðiülkelerine ek olarak 19 ülkeninekonomi bakanlarý ve merkezbankalarýnýn üyeliðiyle birliktesürdürülüyordu. Ancakkurum, 2008’te Londra ve WallStreet’teki çöküþü engellemeyibaþaramadýðýnda bu anlamdakiiþlevini yitirdi.

Ekonomik krizin sonuçlarýnýntaþýdýðý ciddiyet G20’yi, sonzirvenin sonucunda kendi kul-landýklarý ifade ile “ulus-lararasý ekonomik iþbirliði”nedönüþtürdü. Kasým 2008’teWashington’da, Nisan ayýndaLondra’da ve geçen haftaPittsburgh’ta toplananlar bukez eskisi gibi ekonomi bakan-larý deðil, devlet yöneticileriidi.

Bu toplantýlar G8 toplan-týlarýný gölgede býraktý. G8,1970’lerin ortalarýnda savaþsonrasý ortaya çýkan ilk büyükekonomik krizi atlatmak üzerebüyük batýlý kapitalist ülkeleriniþbirliði yapmalarýyla kurul-muþtu. 1997’den sonra bu bir-liðe Rusya da katýldý.

Peki G20’de olup da G8’teolmayan ne var? Basit bircevap: Çin. G20’nin bu þekildeönem kazanmasý, küreselekonomik gücün paylaþýmýnda-ki deðiþimi de gözler önüneseriyor.

G20 toplantýsýnýn ardýndanBeyaz Saray tarafýndan da budeðiþimin altý çizildi: “Dünyaekonomisindeki büyükdeðiþimler daima ekonomikiþbirliðinin küreselmimarisinde kendisini göster-mez. Bugün bu deðiþim, G20’yiküresel krizin etkilerini onarmaçabalarýmýzýn merkezine yer-leþtirmemiz ile baþladý.”

GGüüççlleerrBugün varolan uluslararasý

kurumlar, sözgelimi BirleþmiþMilletler Güvenlik Konseyi yada Uluslararasý Para Fonu(IMF) Ýkinci Dünya Savaþýnýnsonunda yeniden düzenlenengüç dengelerini yansýtýrlar.

Ancak son dönemlerde güç-lerini arttýran ülkeler bukurumlarda önemli pozisyon-

lar kazanmaya baþladýlar.Britanya ve Fransa, GüvenlikKonseyindeki imtiyazlý statü-lerinden vazgeçmek istemeye-cektir, týpký Pittsburgh’ta IMFyönetimini Hindistan ve Çin’ekaptýrmamak için mücadeleettiði gibi.

G20 bu problemi aþmak içinuzlaþmacý bir seçenek sunuy-or; çünkü üyeleri arasýnda hemgeliþmiþ Batýlý G8 ülkelerinihem de geliþmekte olan diðeren önemli ülkeleri içerisindebarýndýrýyor.

G20’nin bu yükseliþi, Batý’nýnreddi ve diðerlerinin yükseliþianlatýsýna tam olarak uyuyor.Goldman Sachs’ýn ortaya attýðýdünya ekonomisinin merkezineoturan BRÝÇ (Brezilya, Rusya,Hindistan, Çin) ülkeleri fikriyorucu bir þekilde süreklitekrarlanýyor.

Ýþin aslý, bu saçma sapan birfikir. G20’nin çoðu ülkesininhiçbir önemi yok. Brezilya veRusya önemli bölgesel güçler,Rusya’nýn nükleer gücü onuküresel olarak da önemli yapýy-or. Ancak bu ülkeleri aslýndaönemli yapan þey ham maddeihracatlarý ve bu ihracatekonomisi 1990’larýn baþýndanberi küçülüyor. Hindistan’ýnönemi daha fazla elbette, ancakülkenin yöneticilerinin farkýndaolduklarý gibi Çin ekonomisinefazlasýyla baðýmlý haldeler.

Gerçekten önemi olan ülkeÇin; Amerikan ekonomisi ileolan sýký baðlarý sebebiyle ikiülke de ayný anda yükseldi vedüþtü. Çin hükümeti ülkedekibankalara ve yatýrýmcýlaraönemli bir miktarda katkýyapýyor ve bu katký dünyaekonomisini birkaç aydýr stabi-lize ediyor.

Ancak G20’nin Çin’i küreselbir ekonomik güç olarak çizme-si bir çözüm getirmeyecek.Tüm anlatýlan, devletin aþýrýucuza malolacak para yardým-larý ile bankacýlarýn kurtarýl-masý ve devam etmelerininsaðlanmasý; burada da sýradýþýbir þey yok.

Bu esnada, ABD veBritanya’nýn, Çin ve Almanyaile arasý açýldý çünkü toplantýsonuçlarýnda “küresel büyü-menin daha kontrollü biryoldan gerçekleþtirilmesi”kararý çýktý.

G20 daha büyük bir çatý,ancak kapitalist ülkeler arasýn-daki rekabeti ve düþmanlýðýbitiremez.

ALEX CALLINICOSÇeviren: Berk Efe Altýnal

GG2200 bbüüyyüükk bbiirr ççaattýý,,aannccaakk ççöözzüümm üürreetteemmiiyyoorr

Gine'de 50 bin kiþi, tümyasaklara raðmen iktidardakicuntayý protesto etmek amacýy-la 28 Eylül günü barikatlarýaþarak baþkent Konakri'deki birstadyumda toplandý. Ellerinde"Kahrolsun cunta!" yazan dövi-zler taþýyan göstericilerin üzer-ine ateþ açan askerler sonhaberlere göre 157 kiþinin ölme-sine, binlercesinin yaralanmasý-na neden oldu. Bazý askerlerkadýnlara tecavüz edip evleri vedükkanlarý yaðmaladý. Cuntalideri Dadis Camara, darbekarþýtlarýnýn devlet otoritesinizayýflatmak isteyen kimseler

olduðunu ve mutlaka engel-leneceklerini söyleyereksaldýrýlarý arttýrdý.

Camara, 28 Aralýk 2008'dedevlet baþkaný LansanaConte'nin ölümünden altý saatsonra yönetime el koymuþ, ilkiþ olarak da her türlü siyasi vesendikal faaliyeti yasakladýðýnýduyurmuþtu. Dünyanýn en yok-sul ülkelerinden biri olanGine'de iþçi hareketi oldukçagüçlü. Cuntadan öncekihükümet döneminde pek çokyerel ve genel grev gerçek-leþmiþti. darbe, gösterileri kýsasüreliðine sekteye uðrattý.

Bunda askerin zor kullan-masýnýn yanýnda, cunta lid-erinin ekonomiyi düzeltme vealtý ay sonra seçimlere gitmevaatleri de etkili olmuþtu. Fakatcunta lideri Camara'nýn, darbe-den sonra bir yýl geçtiði haldehâlâ seçime izin vermemesiülkedeki muhalif hareketinyeniden güçlenmesine nedenoldu. Seçimlerin 2010'da yapýla-caðýnýn ve aday olacaðýnýnduyulmasý isyaný baþladý.

Ýsyanýn ardýndan neler ola-caðýný kestirmek zor. 2007'dekigenel grevle hükümet devir-miþliði bulunan Gine iþçi sýnýfýyeniden harekete geçer vedarbe karþýtý hareketi yük-seltirse cuntanýn fazla yaþamasýmümkün gözükmüyor.

Yunanistan'da yapýlanerken genel seçimlerde 2dönemdir iktidarda olan

saðcý Yeni Demokrasi Partisiyenilgiye uðradý. Oylarýn yak-laþýk %44'ü, sosyal demokratçizgideki PASOK'a gitti. YeniDemokrasi lideri KostasKaramanlis yenilgi sonrasý partibaþkanlýðýndan istifa etti. Yenihükümeti PASOK tek baþýnakuracak.

Karamanlis'in yenilgisinde pekçok faktör etkili oldu. Ýktidarýdöneminde ortaya çýkan yolsu-zluklar güvenilirliðini sarstý.Ancak esas etkili olan faktör, yýl-lardýr uygulanan neoliberal poli-tikalarýn iflas etmesi oldu. Özel-likle eðitim ve saðlýk alanýndayapýlmaya çalýþýlan özelleþtirmel-er, patronlarýn hayatý çeþitli"reform"larla kolaylaþtýrýlýrkenyoksullarýn daha da yoksullaþ-masýna neden oldu. Ardýndangelen küresel ekonomik krizemekçileri bir kez daha, büyükbir yoksulluk dalgasýna itti. Ýþsiz-lik yükseldi.

AAlleexxiiss''iinn ööllüümmüü vvee iissyyaann Krizin ilk dalgasýnýn hemen

ardýndan gelen Aralýk isyanýülkede esen havayý deðiþtirdi.Aralýk 2008'de, Yunanistanpolisinin Alexis isimli bir genciöldürmesiyle patlak veren veöðrencilerle iþçilerin bir arayagelerek hükümeti protesto ettiðiolaylar iktidarý önemli ölçüdesallamýþtý. Fitili ateþleyen polisþiddeti olsa da hareket hýzlahükümetin uyguladýðý neoliberalpolitikalarýn tümüne karþý birbaþkaldýrýya dönüþmüþtü. Ancakgerek PASOK'un gerekse dahasoldaki örgütlerin çoðunun buisyana ilgisiz kalmalarý (hattaYunanistan Komünist Partisiörneðinde olduðu gibi zamanzaman düþmanca davranmalarý)hareketin ileriye taþýnmasýnaengel oldu.

Ýsyanla birlikte ortaya çýkanradikal hava seçim döneminekadar korunamasa daKaramanlis'in devrilmiþ olmasýbir kazaným olarak görülebilir.Seçim kampanyasý boyuncaPASOK, zenginlerden alýnacakvergilerin arttýrýlmasý ve bunlar-dan bir fon oluþturularak yok-sullara iþ imkaný saðlanmasý gibi,emekçilerden yana bazývaatlerde de bulundu. Ancak bu

vaatleri tutmasý pek mümküngözükmüyor. Zira G8, G20, IMFve DB gibi kapitalizmin kaderinibelirleyen toplantýlardan görü-nen o ki kapitalistlerin krizdençýkýþ için önerdikleri þey, neolib-eral politikalarýn daha da sert birbiçimde uygulanmasý olacaktýrve PASOK da bundan baðýþýkdeðil. Daha önceki iktidar döne-minde de PASOK'un emekçiler-den yana politikalar üretemediðigörülmüþtü. Dünyanýn pek çokyerindeki "sosyal demokrat" par-tilerin yaptýðý gibi PASOK daneoliberal basýnçtan etkilenmeyedevam edecek ve emekçiler içinciddi bir alternatif oluþturamaya-caktýr.

AAlltteerrnnaattiiffPeki Yeni Demokrasi Partisi'ne

göre daha solda duran PASOK'aoy vermek de çözüm olmayacak-sa milyonlarca iþçi ve emekçininbu kriz ortamýnda yapabileceðibir þey yok mu? Bu soruyaYunanistan'daki Sosyalist ÝþçiPartisi "daha fazla mücadele"yanýtýný veriyor. Özellikle rüz-garýn soldan esmeye baþladýðýbu günlerde sosyalistler radikalreform talepleri etrafýnda kam-panyalarýna eskisinden de hýzlýve aktif bir biçimde devametmeliler. Ýrili ufaklý grev ve ben-zeri mücadelelerle süreklidayanýþma içinde olmak veneoliberal politikalara, ýrkçýlýða,savaþlara karþý emekten ve barýþ-tan yana bir politik hat örmekYunanistan'daki sosyalistlerinbaþlýca görevi olacak gibigözüküyor.

MMuuhhiipp TTeezzccaann

Saðcý hükümet yenildiALMANYA

Karamanliss hükümetini zayyýflatan temel güç grev ve genel grev yyapan iþçilerdi

GGÝÝNNEE’’DDEE KKAANNLLII DDAARRBBEE

Page 6: Sosyalist İşçi 377

6 sosyalist iþçi sayý: 377

Uzun bir süredir yaþanantartýþmalar giderek dahasomut bir hale geldi ve

Türkiye'de yeni bir sol partininkurulmasý için baþlatýlan giriþim-ler hýz kazandý. Siyasal alandayaþanan geliþmeler, küreselekonomik krizin etkileriyle bir-likte düþünüldüðünde yeni vekitlesel bir sol parti için adým-larýmýzý daha da hýzlandýrmakzorundayýz.

SSookkaakkttaa öörrggüüttlleenneennbbiirr ssooll

Yeni bir sol partinin çýkýþ zemi-ni, sokak olmak zorunda. Sonzamanlarda, "Sokaða, eyleme!"sloganýný bile eleþtirecek kadarzývanadan çýkmýþ "solcularýn"çeþitli internet sitelerinde yazýyazdýðýný düþünürsek, sokaktansöz ederken, yeni sol partinin sis-temle her düzeyde problemyaþayan ezilenlerin yaþadýðý vemücadele ettiði tüm alanlarda,insanlarla yüz yüze gelerekörgütlenmesi gerektiðinden sözettiðimizi vurgulamak gerekiyor.

Sokak, fabrika, okul, iþyerleri,sendikalar, eylem alanlarý.

Yeni bir sol parti bütün bu alan-larda birden örgütlenmek zorun-da. Sokakta örgütlenmek zorun-dayýz, çünkü, uzun bir sürediryaþanan toplumsal kutuplaþmakendisini sýk sýk sokakta ifadeediyor. Söz konusu olan sadecebir kutuplaþma da deðil. Birtoplumsal yarýlma, toplumsal birarayýþý üreten siyasal bir saflaþ-ma yaþanýyor. Bu saflaþmaya,"Biz varýz!" yanýtýný vererekörgütlenmek için, sokakta olmakçok önemli.

AAsskkeerr ppoossttaallllaarrýýyyllaauuzzllaaþþmmaayyaann bbiirr ssooll iiççiinn

Son üç yýlda arka arkayayaþanan bir dizi geliþme soliçinde büyük ve artýk geridönülemez aþamaya ulaþan birbölünme yarattý. Önce HrantDink öldürüldü. Hrant Dinkcenazesine katýlmayarak, hattacenaze törenini karalamaya vesuçlamaya çalýþarak, demokrasimücadelesinden kopan bir solunsesi duyulmaya baþlandý. Bu sol,Hrant Dink'in öldürülmesindeniki ay sonra, darbeye toplumsalzemin yaratmak isteyenlerceörgütlendiði çok açýk olanCumhuriyet mitinglerini de övm-eye baþladý.

2007 genel seçimlerinde BaskýnOran ve Ufuk Uras kampanyasýsol içindeki bu yarýlmayý daha

keskinleþtirdi. Baðýmsýz adaykampanyalarý bir yandanstatükocu, ulusalcý solun ezber-lerini bozdu. Bir yandan bu kam-panya radikal sloganlarlasürdürüldü. Darbe giriþimlerinede, ýrkçýlýða da, emekçi sýnýflarüzerindeki baskýlara da sokaktabinlerce aktivistle birlikte yapýlanyürüyüþlerle yanýt veren baðým-sýz aday kampanyasý, yeni bir solparti açýsýndan da yepyeniimkânlarýn varlýðýný gösterdi.

Soldaki yarýlmayý nihai halegetiren geliþme ise seçimlerdenhemen sonra baþlayanErgenekon davasý süreci oldu.

Ergenekon davasýnýn sola karþýyapýldýðýný iddia eden tuhaf birmantýk, sol adýna, "sol" örgütlertarafýndan savunulmaya baþ-landý. Darbe giriþimlerini dur-durmak üzere, suikast planlayan-larý, yer altýna silah gömenleriyargýlayan bir davayý sola karþýbir siyasi komplo olarak görmekiçin, sola veda etmiþ olmakgerekiyordu ve 2007 yýlý içindebu veda tamamlandý.

Yeni bir sol parti, 2007 yýlýiçinde yaþanan politik tartýþma-da, asker postallarýnýn izindengiden soldan bambaþka, emek,demokrasi ve özgürlük mücade-lesinin en ön saflarýnda yer alanaktivistlerin üzerinde örgütlen-

mek zorundadýr.

EEmmeeððiinn yyeennii sseessii2008 yýlý ise neden yeni bir sol

partiye ihtiyacýmýz olduðunugösteren önemli bir küreselgeliþmeyle tamamlandý. 2008yýlýnýn son aylarýnda baþlayankriz, dünya çapýnda sanayi üreti-minde önemli bir düþüþ veemekçiler açýsýndan derin biriþsizlik olarak yaþandý. Kriz,emekçi sýnýflara sadece iþsizlikolarak deðil, gerçek ücretlerdedüþüþ, alým gücünde azalmaolarak da yansýdý.

Krize karþý Türkiye'de irili ufak-lý tepki eylemleri örgütlendi. Bueylemlerin yetersiz olduðunuartýk daha iyi görüyoruz. Tek tekher iþyerindeki direniþi diðerdireniþlerle birlikte düþünecekolan, direniþler arasýnda baðlantýkurmak için mücadele edecekolan, her direniþi en büyük emekörgütlerinin birleþik platformu-nun temel gündemlerinden birisihaline getirecek olan kitlesel birsol partiye ne kadar þiddetleihtiyaç duyduðumuz çok açýk.

Böyle bir sol parti, sadeceprotestolarýn yaygýnlaþmasý vedaha güçlü hale gelmesi içindeðil üstelik, emek hareketininkazanmasý için de çok önemli birihtiyaç. Ýþçi sýnýfýnýn kazanmaya

ihtiyacý var. Ýþçi sýnýfý, zaten,kazanmak için mücadele eder,kazanabileceðine inandýðýndatüm güçlerini seferber eder vehareketin sonuna kadar gider.Hareket, sonuna geldiðimizdekazanabilir de kaybedebilir de.Önemli olan, kazanmak içinmücadeledir. Sadece kazanmakiçin örgütlenen mücadelenin,kazanma þansý olabilir.Protestolar, öfkeyi ve kýzgýnlýðýdile getirmeye, kamuoyu oluþ-turmaya yarar ama kazanmayýsaðlamaz.

Bu yüzden emeðin yeni bir solsese, kazanmak için mücadeleetmeye kararlý kitlesel bir sol seseihtiyacý var.

Bu sol ses, solda küçümsenenbir sorunda da net bir tutumalmak zorunda. Kapitalist sis-temin yarattýðý sayýsýz bölün-müþlük, solun bir kesimi tarafýn-dan "kimlik politikalarý" adý ver-ilerek aþaðýlanýyor. Bu aþaðýla-mayý yapanlar, farkýnda olmadanbaþka türden bir kimlik poli-tikasý, azýnlýk olanlarýn, ezilen-lerin sorunlarýna karþý egemenTürk milliyetçiliðinin politikasýnýyapýyorlar. Cumhuriyetinüzerinde yükseldiði Ermenisorununda net bir tutuma sahipolmak, "Hepimiz Ermeniyiz"diyebilmek, bir kimlik politikasý

deðildir.Son iki aydýr, baþýna açýlým

sözcüðü yerleþtiðinden beriTürkiye'de politika sahnesini sal-layan Kürt sorununun çözümün-den yana olmak, basitçe bir kim-lik politikasý savunmak demekdeðildir. Yeni bir sol parti, iþçilerisadece emeklerinin sömürüsü ileilgilenen duyarsýz, cahil ve poli-tik tartýþmalara katýlmayan,üstüne üstlük de bu türdenhiçbir bölünmüþlüðü yaþamayanbir toplumsal sýnýf olarak görenkaba "sosyalistlere" karþý, iþçi-lerin ve emekçilerin her türdenezme ezilme iliþkisinde ezilendenyana tutum almadan, gerçekleriteþhir etmeden ve tüm ezilen-lerin çýkarlarýný sahiplenmedentoplumsal deðiþim umudununtaþýyýcýsý olmayacaðýný bilenlerinpartisi olmalýdýr.

MMaahhaalllleeddeenn mmeecclliisseeSokaðýn sesi olmayý baþaran bir

hareket, sokaðýn sesini mecliskürsüsünde de dile getirmeyihedeflemek zorundadýr. 2007genel seçimlerinde DTP üyeleride Ufuk Uras da baðýmsýz adaykampanyalarýyla meclise girecekoyu almayý baþardý.

Baskýn Oran kampanyasý isemeclise girecek oyu almayýbaþaramadý ama sokaðýn sesi

Kitlesel bir sol pþimdi tam zama

Page 7: Sosyalist İşçi 377

sayý: 377 sosyalist iþçi 7

MSF 25-30 Eylül’deDiyarbakýr’da Sümer Park’ta 10bin kiþinin katýlýmýyla gerçek-leþti. Kurucularý arasýndaolduðumuz MSF’deki tartýþ-malar Kürt sorununda ne kadardoðru bir yerde olduðumuzubir kez daha gösterdi. Kürtlerbarýþ istiyor ama onurlu birbarýþ istiyor demiþtik. MSFbunun tartýþýldýðý büyük birforum oldu. Konuþmacýolduðumuz toplantýlarda yap-týðýmýz vurgular Kürt hareke-tinin “Türkiye solu bizianlamýyor ve bize sahip çýkmýy-or DSÝP hariç” demelerinesebep oldu. MSF’yi birlikteörgütlediðimiz aktivistler tümönerilerimize sahip çýkarkenbize duyduklarý güveni gös-teriyorlardý.

Avrupa Sosyal Forumlarýsýrasýnda “Mezopotamya SosyalForumu” yapalým diye konuþ-tuðumuzda Avrupalýlar “çatýþ-malarýn yoðun olduðu birbölgede, silah sesleri arasýndanasýl olacak” diye sormuþlardý.Kaygýlý Avrupalýlar, MSF’yekatýldýktan sonra Kürt böl-gesinde neyin hakim olduðunuanladýlar. Dünya SosyalForumu Konsey üyesi ÝtalyanRafealla Balloni, MSF’nin songünü yaptýðýmýz görüþmedesokaklara, insanlara hakim olandüþünce ve duygular savaþ veçatýþma deðil, çatýþmalarKürtlerin barýþçýl havasýný asladeðiþtirmemiþ, kültürlerine,günlük hayatlarýna sirayetetmemiþ dedi. Ayný zamandaKürt halkýnýn özellikle son ikiseçimden sonra sahip olduðu“direndik, kazandýk bundansonra direnmeye devam ede-ceðiz” hali çok net ortadaydý.Avrupa’nýn her bir köþesindengelen 200’ün üzerinde küre-selleþme karþýtý hareket temsil-cilerinin, aktivistlerinin kanýsýaynýydý. Savaþ, çatýþmalar bubölgede pek çok tahribata(insan ölümüne, maddi zarara)sebep olmuþtu, ama Kürthalkýnýn barýþçýl ve direngenyönü geliþmiþ, kendilerinegüvenen, sorunu barýþçýl yollar-la çözmeye adamýþ halegelmiþlerdi.

Balloni, MSF açýlýþ konserininde konuþmacýsýydý.Konuþmasýnda Batý Avrupageleneðinin öðretici ve dayatýcýtavrýnýn artýk deðiþmesi gerek-tiðini, Batý’nýn Doðu ile ortak-laþa yeni alternatifler örmeyeihtiyaç duyduðunu anlattý.MSF, bu açýdan oldukça verimligeçti. Demokratik konfederal-izmden sosyalizme, otonomhareketlerden emek örgütlen-mesine, kadýn hareketindenöðrenci hareketine her konudabaþka bir dünyanýn nasýl kuru-labileceði tartýþýldý.

Tüm MSF boyunca gerekAvrupa’dan, gerek Orta doðu’-dan (Kürt federasyonundanÝsrail’e, Filistin’den Mýsýr’a yak-laþýk 100 katýlýmcý), gerekseTürkiye’nin batýsýndan (maale-sef 100 kiþiyi aþamadýk) gelen-ler tüm toplantýlara katýlýp,sokakta herkesle muhabbetedip ne olup bittiðini anlamayaçalýþtýlar. Medyadan duyduk-larýný, okuduklarýný sorgu-

ladýlar. Ortak soru “açýlýmhakkýnda ne düþünüyorsunuz”idi. 44 toplantýda hep bu sorubir þekilde cevaplanmayaçalýþýldý. Anarþistlerden sosyal-istlere, eþcinsellerden kadýnhareketine, gençliktensendikacýlara, otonomculardansivil toplum kuruluþlarýnýn tem-silcilerinin kendi görüþlerinidinledik. Kürt hareketi talep-lerini dile getirirken çözümönerilerini de açýkladýlar.Ortaklaþa mücadelenin altýnýçizdi.

MSF’nin bu konuda ortak-laþtýðý yer sorunun Kürt kim-liðinin tanýnmasý ve bununanayasa çercevesinde güvenc-eye alýnmasý olduðuydu. Butalep tüm tartýþmalarý topar-layan bir çerçeveydi. 80 sene-den beri bölgede isyanlarýn çýk-masýnýn sebebi Kürt halkýnýntüm diðer halklara tanýnan hak-lardan mahrum býrakýlmasýydý.Bunu da Kürtçenin kurslardaokutulmasý veya tek bir kanaldayayýn ile çözmek mümkündeðildi. Diðer devletsiz halklargibi Kürt halkýnýn da tüm hak-larý anayasa güvencesi ile tanýn-malýydý. Kürt sorunundaçözümün neresindeyiz toplan-týsýnda Emine Ayna bunu“Kürtçe öðrenmek istiyoruz,gidin kursa diyorlar, sankiÝtalyanca öðrenmek istiyoruz,ana dilimizde eðitime verilencevap bu” derken kimlikhakkýnýn altýný bir kez dahaçiziyordu.

Bask ve Katalan bölgelerindenkatýlanlarýn konuþmalarý Kürthalkýnýn sorunlarýnýn vemücadelesinin dünyada tekolmadýðýný iyi bir þekilde ortayakoyuyordu. Hepsi deðiþikþekillerde mücadele etmiþlerbunun sonucunda en temelhaklarý kazanmýþlar, süreçKürtlerinkine çok benziyor.Katalanya’dan Kürtçe eðitimedestek için bir proje hazýrlan-mýþ, okullarda okutulmak üzere12 tane kitabýn basýlmasý içinmaddi destek veriyorlar. “Bizdilimizi konuþamamaktan çokçektik, Kürt halkýna bir nebzede olsa yardýmcý olmak istedik”diyorlar.

MSF’nin kapanýþ toplantýsýndaAvrupa, Ortadoðu ve Kürt böl-gesinin tüm renkleri, tüm ses-leri bir aradaydý. Ortadoðu’dangelenler Diyarbakýr’dan,

Kürtlerden ne kadar etkilendik-lerini anlattýlar. MSF’de kurul-maya çalýþýlan Kürt, Türk veArap kardeþliðinin öneminivurguladýlar. Avrupa’dangelenler bu güne kadarsömürgeci bir þekilde yayýl-maya çalýþan Avrupamedeniyetinin Doðu ile kucak-laþmasýnýn önemini vurgu-ladýlar. Dünyayý ancak hep bir-likte deðiþtirebileceðimizisöylediler. Toplantý sonuçbildirgelerinde 2010 yýlýndaOrtadoðu ve Kadýn konferansýyapýlmasý, dayanýþmanýngüçlendirilmesi mesajlarý çýktý.

Hem MSF’ye hem kapanýþtoplantýsýna damgasýný vuranBarýþ Anneleriydi. Emine Anne,Türkiye devleti ne yaparsa yap-sýn Kürt hareketinin BARIÞ iste-diðini vurguladý. Tutuklansakda öldürülsek de biz BARIÞistiyoruz dedi. Bunun içinmücadele ettik, onlarca çocuðu-muzu feda ettik ama mücadel-eye devam edeceðiz, Kürt kim-liðimizle tanýndýðýmýz bir Barýþakadar devam edeceðiz dedi.Kimse muhatap kim diye sor-masýn, Öcalan hepimizin adýnamuhataptýr derken çözümünmerkezini de gösterdi.

MSF, diðer tüm sosyal forum-lar gibi yapýlan yerin rengini,sesini yansýtmasý, dýþardangelenlerin yereli öðrenme vedayanýþma geliþtirmesi ve ortakbir mücadele örgütlenmesi nok-talarýnda son derece baþarýlý birforum oldu. Sosyal forumlarda-ki “BÝRLÝK, ÇEÞÝTLÝLÝK veDÝRENÝÞ” sloganýnýn bu kadarcanlý yaþandýðý bir forumumümkün kýlan Kürt hareketinindinamiði ve Kürt halkýnýncoþkusuydu.

Sokaklarda umutlu bir bekley-iþ hakim. Son yýllarda Kürtkimliði çok daha sahiplenirolmuþ. Herkes anadilinde kamualanýnda da konuþmayabaþlamýþ. Her yerde arabada,iþyerinde hatta parklarda politi-ka tartýþýlýyor. Katýldýðýmýz birdüðünde masaya gelip bizeselam veren bir arkadaþgiderken “çözüm federasyonda,aþaðýsý bize yetmez” dedi.Herkes kendi fikirlerini açýkla-mak, dýþarýdan gelenleri iknaetmek istiyor.

Sokaða politikanýn bu kadarhakim olmasýnda yerel ve genelseçimlerdeki kazanýmlarýn etk-isi çok büyük. DTP belediyebaþkanlarýna ve milletvekiller-ine ilgi çok fazla. Sokaða çýktýk-larýnda halk onlarýn ellerinisýkarken, sohbet ederken heppolitika konuþuluyor.Yöneticilerin halkýn içindeolmasýnýn en iyi örnekleriniveriyorlar. Yürüyüþte, toplantý-da, günlük hayatta berabermücadele edildiðini her yerdehissedebiliyorsunuz. En büyüksorundan en ufak problemeherkes kafa yormaya, çözümbulmaya çalýþýyor.

MSF; mücadele insanlarýdeðiþtirir, geliþtirir, güzelleþtirircümlesinin ne kadar yerindeolduðunu bir kez daha gösterdi.

Baþka bir Dünya, Baþka birMezopotamya mümkün…

Yýldýz Önen

MEZOPOTAMYA SOSYAL FORUMU:

Birlik, çeþitlilik, direniþ

Ortak soru “açýlýmhakkýnda ne düþünüyor-sunuz” idi. 44 toplantýdahep bu soru bir þekil- decevaplanmaya çalýþýldý.Anarþistlerden sosyal-istlere, eþcinsellerdenkadýn hareketine, genç-likten sendikacýlara,otonomculardan siviltoplum kuruluþlarýnýntemsilcilerinin kendigörüþlerini dinledik. Kürthareketi taleplerini dilegetirirken çözüm öneri-lerini de açýkladýlar.Ortaklaþa mücadeleninaltýný çizdi.

olmayý baþardý. 2011 yýlýnda yapýlacak genel

seçimlerde, solun mecliste dahayüksek bir oranda temsil edilme-si mümkün. 2011 seçimlerimdeelde edilecek baþarý, çeþitli seçimbölgelerinde bugünden baþlaya-cak baðýmsýz aday kampa-nyalarýyla bire bir baðlantýlý.Baðýmsýz aday kampanyasý yenibir sol partinin alternatifi olarakdeðil, tam tersine böyle bir partisürecinin katalizörü olarakdeðerlendirilebilir.

ÖÖzzggüürrllüükk iissttiiyyoorruuzz!!Bu toplum, özgürlük istiyor.

Kürt halký özgürlük istiyor!Aleviler özgürlük istiyor.Baþörtüsü taktýðý için okuya-mayan kadýnlar özgürlük istiyor.Gençler özgürlük istiyor.Eþcinseller özgürlük istiyor.Demokrasiyi savunanlar, darbekarþýtlarý özgürlük istiyor. Emekhareketi özgürlük istiyor! Sýnýrsýzdüþünce, gösteri ve örgütlenmeözgürlüðü.

Bir adalet ve vicdan hareketiolarak ortaya çýkacak olan yenisol parti, tüm özgürlükleri hiyer-arþik bir diziliþe sokmadan,sonuna kadar savunmak zorun-da. Daha da kesin olan, ancak buözgürlüklerin tümünü birdensavunabilen bir parti kitlesel veyeni bir parti olabilir.

Bu sorunlar arasýndan, özellikleKürt sorununda önemli birgeliþme yaþanýyor. Açýlým adýverilen dönem Kürt halkýný

umutlandýrdý. Ama Kürthareketi, yine, esas olarak yalnýz.Genelkurmay da solun bazý kes-imleri de, lafa, "PKK silahý býrak-malýdýr" diyerek baþlýyor.

Kürt halkýnýn ise yanýndaolduðunu bileceði, güvenebile-ceði, kendisini eleþtirse de koþul-suz olarak destekleyeceðindenemin olduðu kitlesel bir solaihtiyacý var.

Açýlým sürecinden Kürthalkýnýn en büyük kazanýmla çýk-masý için mücadele edecek olan,Kürt sorunun çözümünün batýdaemekçilerin mücadelesinin deönünü açacaðýný gören kitleselbir sol parti için þimdi adýmatmanýn tam zamanýdýr!

Devrimci sosyalistler bu kitleselsol partinin içinde, bu partininkazanmasý, hareketin kazanmasýiçin çalýþmaya þimdiden baþlaya-caklardýr. Irkçýlýða, milliyetçiliðemeydan okuyan, soldan saðdanulusalcýlýðýn tüm sürümleriylehesabýný ve iliþkisini kesmiþ olan,sürekli hareket halinde, süreklikazanmak için mücadele eden,kadýnlarýn, gençlerin, eþcinsel-lerin, emekçilerin sözcüsü veörgütçüsü olduklarý, emeðin vetüm ezilenlerin sesi, vicdaný veörgütü olan, tüm uluslararasýdeneyleri, hareketleri, iþçi eylem-lerini, yeni sol parti giriþimlerinisadece izlemekle yetinmeyiphepsini kardeþi ilan edecek olanbir solu kurmak için hareketegeçiyoruz.

ÞÞeennooll KKaarraakkaaþþ

partininný!

Page 8: Sosyalist İşçi 377

Yýllardýr neredeyseçýðlýk atýyoruz:Gezegen tüm canlý

yaþamýyla birlikte büyük biriklim felaketiyle yüz yüze. Buçýðlýklar hükümetlerin, kararalýcýlarýn umurunda deðil.Binlerce bilim insanýnýnraporlarý umurlarýnda deðil.Ani iklim deðiþimi aþamasýnagelinip gelinmediði, geridönüþü olmayan noktayaulaþma ihtimali umurlarýndadeðil.

Umurlarýnda deðil, çünküufuklarý, IMF'nin ekonomi-politikalarýnýn serbestpiyasayý, mali piyasalarýgüçlendirmeyi hedefleyenbakýþ açýsýyla birebir örtüþüy-or. Ýklim felaketinin en önem-li sorumlusu ise bu bakýþaçýsýna sahip olan devlet poli-tikalarý. IMF'nin sermayeninserbest dolaþýmý yönündekibakýþ açýsý ve dayatmasý veDünya Bankasý'nýn bu poli-tikalarýn ikiz kardeþi olan"yardým" anlayýþý, iklimfelaketinin de tetikleyicisi.

KKöömmüürr yyaakkýýnnDB 2010 Dünya Geliþmiþlik

Raporu'nu "Ýklim Deðiþikliðive Kalkýnma" konusundahazýrladý. Rapora göre DB biryandan yenilenebilir ener-jinin önemine vurgu yapýyor,ama ayný zamanda pratikolarak küresel iklim deðiþik-liðinin en önemli neden-lerinden birisi olan kömürlütermik santralleri de teþvikediyor. Rapor þunu dasöylüyor, Eðer karbondioksitsalýmýný düþürmek için acilönlemler alýnmazsa buyüzyýlýn sonuna kadar küre-sel sýcaklýkta 5 derecelik birartýþ olacak:

"Ýklim bu hýz ve büyüklüktedeðiþirse mevcut türlerinyarýdan fazlasý yok olabilir.Deniz seviyeleri bu yüzyýliçinde bir metre yükselerek60 milyon insaný tehdit altýn-da býrakabilir. Tarýmsal üre-tim tüm dünyada azalabilir,bu da her yýl üç milyoninsanýn daha yetersiz beslen-meden ölmesi anlamýnagelir." Bu çarpýcý verileriaktaran kurumun akýl, man-týk ve vicdan gereði, tümkaynaklarýný bu süreci dur-durmak üzere kullanmasýdeðil mi? Tam tersi. DünyaBankasý önümüzdeki 40-50yýl boyunca her sene milyon-

larca tonluk karbondioksitsalýmý yapacak olan devasakömür santrallerine paraveriyor.

HHiinnddiissttaann Geçtiðimiz sene Dünya

Bankasý, ortaðý olan AsyaKalkýnma Bankasýyla birlikte,batý Hindistan'ýn Gujarateyaletindeki bir kömürsantralinin finansmaný için850 milyon dolarlýk kredisaðladý. Yenilenebilir enerjiyatýrýmlarýna ise 700 milyondolar kaynak ayrýlmasýnýöneriyor. ABD'de lobifaaliyeti yürüten ÇevreKoruma Fonu isimli grup,kurulacak bu santralinHindistan'da kurulmasý plan-lanan 9 santralden ilkiolduðu ve önümüzdeki 50 yýlboyunca yýlda 26.7 milyontonluk karbondioksit salýmýnýyaparak dünyanýn en büyüksera gazý üreticilerinden birihaline geleceðini belirtiyor.

Banka ayrýca GüneyAfrika'nýn 6 kömür santralikurulmasýný da içeren enerjigeniþletme planýna 5 milyardolarlýk bir katký yapýyor. Buikiyüzlülük, bu sahtekarlýk-tan baþka bir þey deðil.

IMF ve Dünya Bankasý'nýnyönetim anlayýþýnda birreformla bu iki kurumunyeniden düzenlenmesi dekonuþuluyor. Bu iki kuru-

mun reforme edilmesi deðil,kendilerini laðvetmesigerekiyor. Tüm sempatikgörünümüne raðmen, DB'ninkalkýnma anlayýþýna yakýn-dan bakýnca, bu kurumun daen az IMF kadar tehlikeliolduðu görülüyor.

SSýýnnýýff ffaarrkkýýÝklim deðiþikliðinin etkileri

farklý toplumsal sýnýflardaninsaný farklý bir þekilde etk-iliyor. Sera gazý emisyonlarýnýtýrmandýran þirketlerin sahip-leri ve kar ortaklarýnýn ýsýn-mayla ilgili bir problemleriyok ve ýsýnmaktan, küreninýsýnmasýndan þikayetçi dedeðiller. Onlarýn parýltýlýyaþamlarý, iklim deðiþimineneden olan sanayinin süreklikâr yaratmasýna baðlý.

Milyonlarca yoksul insaniçinse durum tümüyle farklý.

Sorunumuz politiktir.Þirketlere ve sözcülerinekarþý, artýk tüm insanlýðýn vetüm gezegenin sözcülüðünüemekçi sýnýflar yapmakzorunda. Daha radikal tale-plerle, daha radikal, dahakitlesel bir mücadelesürdürülmek zorunda. Ýklimdeðiþimini durdurmanýnbaþka bir yolu yok. 24 Ekimve 12 Aralýk’taki küresel ýsýn-maya karþý eylemleri gelinhep birlikte örgütleyelim.

NNuurraann YYüüccee

DSiP’e üye ol!devrimci

sosyalistlere

güç ver

8 sosyalist iþçi sayý: 377

ssoossyyaalliisstt iissccii Kazanmak için Kasým'a hazýrlýk

IMF karþýtý etkinlikler, esas olarak küçükeylemler þeklinde geçti. IMF zirvesi sýrasýndayapýlan ve polis þiddetine maruz kalan geneleylem de dahil, etkinliklerin temel sorunu kitle-sel olmamasý deðil, kazanmak için örgütlen-memiþ olmasýydý.

Bu zirve sýrasýnda kazanmak, toplantýlarýniptal edilmesini ya da sokaktaki hareketin de enaz toplantýlar kadar tezlerini dünya kamuoyunaduyurmasýný saðlamaktý.

Böyle olmadý. Toplantýlarýn iþlemesini engellemek için, kim

daha iyi ayakkabý fýrlatýyor ya da kim dahauzun direðe týrmanýyor yarýþmalarýndan çokaylar süren bir kampanyayla IMF'nin, DünyaBankasý'nýn (DB) iþlevinin ne olduðu, nedendaðýtýlmasý gerektiði, neden bu zirvenin ezilen-ler için tehlikeli olduðu anlatýlmalýydý.Milyonlarca bildiri daðýtýlmalýydý. Sokak stant-larý açýlmalý, sayýsýz toplantý örgütlenmeli ve"IMF defol!", "IMF'ye dur de!" sloganlarýpopüler hale getirilmeliydi.

Sadece 2007 yýlýnýn Eylül ayýnda baþlayan kriz-den sonra direniþe çýkan iþyerlerindeki iþçilerIMF zirvesine karþý bir araya getirilseydi bileçok yaygýn bir hareket örgütlenebilirdi.

Üstelik, IMF zirvesinden birkaç gün önceTürkiye çapýnda Ýstanbul'da Emek Platformutarafýndan merkezi bir miting örgütlenebilir,Ýstanbul dev bir forum alanýna çevrilebilirdi.

Bu adýmlarý planlamak için tek bir þeye ihtiyaçvar: Kazanma isteðine!

Sol ise bu istekten çok uzak. Geçmiþte eleþtir-ilen Greenpeace tarzý eylemler denilen,Greenpeace'in kampanyalarýný duyurmak vekamuoyu oluþturmak için etkili bir þekildeörgütlediði, esas olarak medyada görünürolmayý baþarý kriteri olarak deðerlendirileneylemler, solda artýk genel kabul görüþ durum-da. Sol güçsüzleþtikçe, sýkýþtýkça, hareket alanýdaraldýkça kazanma umudunu daha fazlakaybediyor ve medyaya çýkmak için fýrsat yarat-mayý hedefliyor. Planlar IMF toplantýlarýnýbloke etmek, kitlesel ama gerçekten kitlesel birhareketle IMF'yi bir kez daha bir kez dahateþhir etmek üzerine deðil, IMF Baþkaný'nýnkafasýna ayakkabý fýrlatmak üzere kuruluyor.Ardýndan da, "Yaptýk, yine yaparýz" bildirileriyayýnlanýyor.

Oysa bu toplum IMF'ye karþý þiddetli bir tepkiduyuyor.

IMF karþýtlýðý, içinden geçmekte olduðumuzkrizle birlikte düþünüldüðünde bu toplumda enmeþru en yaygýn duygulardan birisi. Buyaygýlýk örgütlenebilirdi. Þimdi kaçan fýrsatý,önümüzdeki dönemin mücadeleleri için birönemli bir deney olarak görmek zorundayýz.

IMF karþýtý etkinliklerde en önemli sonuçlar-dan birisi kazanmak için mücadele isteðininnoksanlýðýysa, diðer bir önemli etken de emekörgütleri arasýndaki bölünmüþlüktür. Solun etkisahibi olduðu sendikalar her fýrsatta Türk-Ýþ veHak-Ýþ gibi sendikal konfederasyonlarý hareket-ten dýþlamaktadýr.

Bu bölünmüþlüðe bir son vermek zorundayýz.Hiçbir sendika hiçbir örgütün aile yadigarý özelçiftliði deðildir. Hiç kimsenin emek örgütlerininbölünmüþlüðünü derinleþtirme lüksü yoktur.Hiç kimse kendisini en kýzýl ilan edip sendikalararasýnda sarý-kýzýl-yeþil ayrýmýný yapma hakkýnasahip deðildir. Hele hele kendi kýzýl renklerisosyalizmin mi Türk bayraðýnýn mý kýrmýzýsýolduðu ayýrt edilemeyenlerin renk ayrýmýyaparak sendikalar arasýnda bölünmüþlüðüderinleþtirme haklarý yoktur.

KESK, Kasým ayýnda bir grev hareketi örgütle-meye çalýþýyor. Bu grev hareketi için, IMF karþýtýetkinliklerden çýkartýlmasý gereken en önemliderslerden birisi de uzun soluklu kampanyalaryapmanýn önemidir.

Eðer, KESK, kazanmak için bir grev hareketiörgütleyecekse, gerçekten krizin faturasýnýnpatronlar tarafýndan ödenmesi için hareketegeçecekse, bu hareketin þimdiden etkili bir kam-panya olarak ve birleþik bir mücadele platformuolarak örgütlenmesi gerekiyor.

Darbeye, Ergenekonçetesine karþýysan,

Kürt sorunundademokratik bir çözümistiyorsan,

Cinsiyetçiliðe vehomofobiye karþýysan

Küresel krize karþýmücadele etmek isti-yorsan

Küresel ýsýnmaya,nükleer santrallarakarþýysan w

ww

.dsi

p.or

g.tr

Gýdakrizibüyüyor

Uluslararasý GýdaPolitikalarý AraþtýrmaEnstitüsü (IFPRI) sonyayýmladýðý raporundaiklim deðiþikliðinintarýmsal üretimi azalta-caðýný ve artacak fiyat-larla geliþmekte olanülkelerde açlýk soru-nunun baþ gösterebile-ceðini belirtiyor. ''ÝklimDeðiþikliðinin TarýmÜzerindeki EtkilerininKapsamlýDeðerlendirmesi'' baþlýk-lý raporda, iklim deðiþik-liðinden en fazla etk-ilenecek bölgeler arasýn-da Güney Asya'nýngeldiði, iklim deðiþikliðihýzýnýn mevcut þekliyledevam etmesi durumun-da, en kötü senaryoyagöre, bölgede buðdaybaþta olmak üzeretarýmsal üretimin yüzde50 oranýnda azalabile-ceði belirtildi.

2050 yýlýnagelindiðinde %50 dahakalabalýk bir dünyayaþýyor olacak. Tarýmsalalanlar azalmýþ ve ciddibir su ve gýda sorunuyaþanýyor olacak. Tahýlürünlerinin fiyatlarýnda-ki artýþ bazý geliþmekteolan ülkelerde %70'leribulacak. Var olan açlýðýnve yoksuluðun boyutlarýdaha da artacak.

Ýklim deðiþikliðininetkilerini azaltmakmümkün. Atmosferesalýnan sera gazlarýný2050 yýlýna gelindiðindeartýk devre dýþý býrakmýþolmalýyýz. Fosil yakýtlaradayalý enerjidenyenilenebilir, temizenerjiye geçmiþolmalýyýz.

Çin'in Doðu sahilleri-ni yýkýp geçen tayfun 4milyon kiþiyi etkiledi. 1milyon kiþi evlerini terketmek zorunda kaldý.Tayfunun yarattýðýtoprak kaymalarýbinalarýn yýkýlmasýna çoksayýda insanýn enkazaltýnda kalmasýna nedenoldu. Kaç kiþinin enkazaltýnda kaldýðý ise bilin-miyor.

Etau TayfunuJaponya'da da seller vetoprak kaymalarýnaneden oldu.

Tayvan'ýn güneyinietkisi altýna alanMorakot Tayfunu sonu-cunda 800 kiþinin kay-bolduðu bildirildi.Tayvan'da Selleringetirdiði çamur insanlarýve canlýlarý yuttu.

Trakya ve Ýstanbul'-da deðil bir çok þehirdeyaþanan aþýrý yaðýþlar veselin bir benzeriÝtalya'nýn Messinakentinde meydana geldi,9 kiþi öldü.

Filipinler'i vuranKetsana Kasýrgasý ve þid-detli yaðmurlar 293kiþinin ölümüne nedenoldu.

IMF ve Dünya Bankasýkirli enerjiden yana

Page 9: Sosyalist İşçi 377

sayý: 377 sosyalist iþçi 9

Demokrasinin sözcük anlamýAntik Yunan dönemindekisite devletlerine kadar uzan-maktadýr. Site devletlerinde"yurttaþ" sayýlanlar (kölelerdýþýnda kalan erkekler) birmeydanda toplanarak verile-cek kararlar hakkýnda oyla-malar yaparlardý, bunademokrasi adý veriliyordu.Ýsim, Yunanca halk anlamýnagelen "demos" ve iktidar(yönetim) anlamýna gelen"kratos" sözcüklerinin birleþi-minden gelmektedir, halkýnyönetimi anlamýna gelir.

Demokrasinin sözünündahi edilmediði feodal döne-min sonlarýna doðru tüccar-lar, küçük üreticiler ve gir-iþimcilerden oluþan yeni birsýnýf -burjuvazi- yükselmeyeve politik olarak güç sahibiolmaya baþladý. Doðal olarakdönemin aristokratlarý ile busýnýf arasýnda bir çýkar çatýþ-masý ortaya çýktý. Bu çatýþmapek çok devrimci kalkýþmayýberaberinde getirdi. Elbetteburjuvazi bunu tek baþýnayapamazdý, bir dizi talepetrafýnda halkýn büyükçoðunluðunu mobilize etmesigerekiyordu. Ýþte burju-vazinin demokrasi retoriðiböyle ortaya çýktý.

Elbette, burjuvazi iktidarýele geçirdikten sonra, iþçisýnýfýna ve ezilenlere karþý"demokrasi"yi kýsa bir süreiçinde unuttu. Ancak iþçisýnýfýnýn hem ekonomik hemde politik bir dizi direniþisonucu pek çok kazaným eldeedildi. Genel oy hakkýndan,seçme ve seçilme hakkýna,sendikal özgürlüklere kadarbütün kazanýmlar iþçi sýnýfýmücadeleleri ve devrimcikalkýþmalarý sonucukazanýldý.

Demokrasinin en geliþkinbiçimi ise iþçi sýnýfýnýn kendiiktidar araçlarýný yarattýðýdevrimlerde ortaya çýktý.1871 Paris Komünündenbaþlayan iþçi demokrasisi1905 Rus devrimindeSovyetlerin ortaya çýkmasýylaen uygun aracýný buldu. 1917Ekim devrimi, 1919 Almandevrimi, Ýtalya'daki iki kýzýlyýl, Macaristan Devrimi gibipek çok devrimde benzeriktidar araçlarý ortaya çýktý.Seçilenleri geri çaðýrmahakký, seçilenlerin ortalamabir iþçi ücretinden fazlasýnýalamamasý gibi uygulamalariþçi demokrasisinin doðru-dan demokrasiye en yakýnbiçim olmasýný saðladý.

Sosyalistler, burjuvademokrasisi içindeki özgür-lükleri iþçi sýnýfýnýn kazaným-larý olarak görür, sahiplenirve korurlar. Ancak, en ileridemokrasi biçimini yani iþçidemokrasisini savunurlar.

CCaann IIrrmmaakk ÖÖzziinnaannýýrr

PPOOLLÝÝTTÝÝKKAANNIINN AABBEECCEESSÝÝ......

DDEMOKRASÝ

Doðu Bloku'nun çöktüðü yýl-larda her biri iþçi sýnýfýnýn vetoplumun ezici çoðunluðununaleyhine, kapitalist sýnýfýn lehineanlamlar ihtiva eden yeni liberalpolitikalar tartýþýlmaz mutlakdoðrular olarak son 30 yýladamgasýný vurdu. Reagan -Thatcher - Kohl dönemi ilebaþlayan bu vahþi kapitalizmevresinin gezegenimizde yarat-týðý tahribat katlanýlamaz boyut-lara ulaþmýþ durumda. Geliruçurumu, çok küçük bir azýn-lýðýn yaratýlan zenginliðin eziciçoðunluðuna el koymasý;parasýz saðlýk ve parasýzeðitimin milyarlarca insan içinbirer sosyal hak olmaktan çýk-masý; yaygýn iþsizlik; çalýþmasaatlerinin artmasý, ücretlerinazalmasý; yoksul ülkelerde bun-lara ek olarak yetersiz beslenmeve açlýk, salgýn hastalýklar,yaygýn insan haklarý ihlali.

SSoossyyaall ppiiyyaassaaccýýllýýkkBaþlý baþýna büyük bir yalan

olan devlet müdahalesi olmadantamamen piyasa koþullarýnagöre varlýðýný sürdürme prensi-bi, 2008 Eylül krizi ile birliktehükümetlerin trilyonlarca dolarýþirket kurtarmaya aktarmasýylafiilen çöktü. Bu büyük çöküþ bilepiyasacýlýktan tam bir kopuþugerçekleþtiremiyorsa, 30 yýllýkneo liberalizmin, ayný zamandaçok ciddi bir ideolojik tahribatyarattýðýný da kanýtlýyor. Sosyalpiyasacýlýk önerisi de bu tahrib-atýn ürünü.

Egemen sýnýf sözcüleri tarafýn-dan önerilen neo-liberalpiyasacýlýðýn karþýsýndaki busosyal piyasacýlýðýn herhangi birbiçiminin geniþ yýðýnlarýnadalet, demokrasi vesürdürülebilirlik taleplerinikarþýlamasý mümkün deðil. Herþeyden önce piyasayývazgeçilmez kýlan o sahte özgür-lük fikri ile mücadele etmekgerekiyor. Her türlü maddi vefikirsel mallar ve hizmetlerinserbestçe alýnýp satýlmasýnýnancak siyasi özgürlük ilemümkün olacaðý fikri son 30 yýlboyunca sayýsýz kez çürütüldü.Hiç de tesadüfü olmayan birþekilde, ileri ülkelerdeki sistem-atik hak gasplarý ve dünyanýngeri kalanýndaki baskýcý uygula-malar at baþý gitti. Hatta þunusöylemek mümkün, neo-liberalpolitikalarýn en dolaysýz uygu-landýðý ülkeler, en baskýcý rejim-lere sahip ülkeler oldu. Tersi dedoðru, neo-liberal politikalarakarþý en büyük direniþlerdemokrasinin sýnýrlarýnýn nispe-ten geniþ olduðu ülkelerdegerçekleþti.

Diðer taraftan piyasanýn ken-disi kuralsýzlýðý, dolayýsý ile yýl-larýn mücadelesi ile kazanýlanhaklarýn gaspýný dayatýyor. Bukoþullarda, içinde olabildiðinceçok mal ve hizmetin piyasadasatýlmak üzere üretildiði; emek,toprak ve para piyasalarýnýn davar olduðu kendi kendinidüzenleyen bir sistem olarakpiyasa ekonomisinin, adil ve iyibir toplumla uyumlu olabile-ceðini söylemek hiç de gerçekçideðil. Ekonomik liberalizm ile

sosyal korumacýlýðýn bileþkesiolarak önerilen sosyalpiyasacýlýða karþý haklý eleþtiri-lerimizi yöneltmek zorundayýz.

Ýlk olarak piyasa ekonomisiadaletin gereklerini ihlal eder.Kapitalizm altýnda bireylerkendilerine fayda saðlayacakþeylere eþit olarak ulaþamazlar.Sorun sadece üretim kaynaklarý-na eriþim ve gelirin eþit biçimdedaðýtýlmasý da deðildir.Bireylerin gündelik yaþamailiþkin þanslarý da kendi kontrol-leri dýþýnda kalan süreçlertarafýndan, özellikle piyasalarda-ki dalgalanmalar sonucunda,þiddetli bir biçimde etkilenmek-tedir. Günümüzde finasal patla-malar ile kazanýlan servetleri,borsanýn çöküþü ile kaybedilenyaþamlarý düþünelim.

Ýkincisi, kapitalizmin yol açtýðýekonomik gücün belli ellerdeyoðunlaþmasý demokrasininkapsamýný ciddi biçimde sýnýr-lar, çünkü günümüzde pek çokinsanýn kendi yaþamlarýný etk-ileyen kararlarda söz hakký yok-tur. Mevcut demokratikmekanizmalar, güçlü olaný koru-maya yönelik olarak hazýrlan-mýþtýr ve güçlü olanlar aþaðýdankendisini tehdit edecek birhareket ortaya çýkmadan bugüçlerindan feragat etmezler.Ayrýca söz konusu demokratikmekanizmalar, þirketlerin etki-sine baðlý olarak piyasalara tersdüþen politikalar izleyenhükümetlerin karþýlaþtýðý aðýryaptýrýmlar yüzünden ciddibiçimde tehlike altýndadýr.

Üçüncüsü, kapitalizmin reka-betçi sermaye birikim süreçlerigöz önüne alýndýðýnda hep ilerihamleler yapmasý, ekolojik veiklimsel açýdan hiç desürdürülebilir olmayan bir ikti-sadi geliþme biçimi yaratmýþtýr.

Piyasacýlýða baðlý kalaraksosyal sorunlarý aþmak mümküngörünmüyor.

PPllaannllýý bbiirr eekkoonnoommiiPiyasanýn karþýsýna sosyalist

planlamayý koymaktan baþka birçözümümüz yok. Devlet kapital-isti rejimlerin çok uzun yýllarboyunca sosyalist rejimler olarakgörülmesi ve bu rejimlerin tama-men bürokratik sýnýfýn çýkarlarýdoðrultusunda hazýrladýðý plan-lar nedeni ile kötü örnek teþkiletmesi planlamanýn kendisininkötü bir þeymiþ gibi algýlanmasý-na yol açtý. Oysa bu rejimlerdeyapýlan plan üzerinde geniþyýðýnlarýn tek bir söz etme hakkýdahi yoktu, týpký günümüzdeIMF ve DB toplantýlarýnda alý-nan kararlar doðrultusundahazýrlanan planlarda bizim hiçbir söz hakkýmýzýn olmadýðýgibi. Dolayýsý ile planlamanýnkendisinin neye hizmet ettiðiplaný gerçekleþtiren sýnýfýn tem-silcileri ile doðrudan baðlantýlý.

Sosyalist planlama ile önceliklekaynaklarýn paylaþtýrýlmasý vekullanýmýnýn çoðunluk ilkesiçerçevesinde ve demokratikkarar alma mekanizmalarýtemelinde kollektif biçimdebelirlendiði bir iktisadi sitemdir.Bu sistem, karar alma mekaniz-malarý, istenildiði zaman geriçaðýrma koþulunu içeren kon-seyler üzerinden þekillendiðiiçin demokratiktir. Her aþamadademokratik müzakerelerüzerinden gerçekleþen bir kon-sensusu barýndýrýr. Nihai olarakbu konsensus üzerinden koordi-nasyon saðlanýr.

Etkin olabilmek için sosyalistplanlamanýn uluslararasýdüzeyde gerçekleþtirilmesizorunludur. Kapitalizm küreselbir sistemdir, kapitalizm tarihipiyasaya karþý gelmeye çalýþanulus devletlerin ciddi yaptýrým-lara maruz kaldýðýný göstermek-tedir. Bu yaptýrýmlar çoðu kezegemen sýnýf iliþkilerininyeniden egemen sýnýfýn istediðibiçimde kurulmasýyla sonuçlan-

mýþtýr. Bu yüzden uluslararasýölçekte bir alternatif ekonomikmodel oluþturulmasý zorunlu-luðu vardýr. Ayrýca planlamanýnacil olarak küresel sorunlarýhedef almasý gerekmektedir.Küresel iklim deðiþikliðindenküresel salgýn hastalýklara,ekolojik felaketlerin önlenmesin-den en temel insan ihtiyaçlarýnýnkarþýlanmasýna kadar pek çokalanda acil küresel tedbirleralýnmak zorunda.

KKrriizzee kkaarrþþýý aalltteerrnnaattiiffKapitalist küreselleþmenin

mantýðý dünyanýn özel mülkiyetbölgelerine bölünmesidir. Bumantýðýn yerine ortakihtiyaçlarýn demokratik bir kon-sensus üzerinden belirlenmiþ birmantýk koymak, kiþisel olmayanüretim kaynaklarýnýn toplumsalmülkiyete dönüþtürülmesiolmaksýzýn mümkün deðildir.Temel kaynaklarýn özelmülkiyetin kontrolünde olduðukoþullarda bu kaynaklarýn tahsisedilmesine iliþkin kararlardemokratik bir biçimde alýna-maz.

Zaten özel mülkiyetin özü,mülk sahibine, sahip olduðuþeylerin kullanýmý ile ilgili kar-alara baþkalarýnýn karýþmasýnýenkgelleme hakkýný vermesidir.Bu nedenle demokratik biçimdeplanlanan bir ekonomi özelmülkiyet yerine toplumsalmülkiyete dayanmak zorun-dadýr.

Sosyalist planlama modeli ilekarar alma süreçlerine ekonomikalanýn dahil edilmesi, mevcutburvuza demokrasisinin en uçsýnýrlarýnda bile görülemiyecekoranda olaðanüstü birdemokratik rejimin öngörülme-sidir.

Böyle bir modelin gerçekleþme-si iþçi sýnýfýnýn birden fazla ilerikapitalist ülkede iktidarý elegeçirmesi ile mümkün olabilir.Nesnel koþullar, giderek birtoplumsal devrim için gereklidüzeyde olgunlaþmaya baþlamýþolsa da henüz bir devrimcidönemden geçmiyoruz. Busürecin olgunlaþmasýný hýz-landýrmaya katký saðlayacakkitlesel mücadeleler; büyükçoðunluðun üzerinde anlaþtýðýtalepler üzerindenörgütlenebilir.

Seattle 1999'dan itibarenantikapitalist hareketin dilindendüþürmediði, üçüncü dünyaülkelerinin borçlarýnýn derhaliptal edilmesi, uluslararsý paraiþlemlerinden Tobin vergisi alýn-masý, IMF-DB gibi kurumlarýndaðýtýlmasý, evrensel bir temelgelirin yürürlüðe konmasý, haf-talýk çalýþma saatlerinin azaltýl-masý, kamu hizmetlerininkorunmasý ve özelleþtirilenkurumlarýn yeniden kamu-laþtýrýlmasý, göç kontrollerininkaldýrýlmasý ve yurttaþlýk hak-larýnýn geniþletilmesi, çevre veiklim felaketlerini önleyecekönlemlerin alýnmasý, askerisanayi kompleksin daðýtýlmasý,sivil özgürlüklerin korunmasý,gibi taleplerimiz üzerindengerçekleþecek.

KKeemmaall BBaaþþaakk

Piyasaya karþý planlama

Dünyada her günki üretim 6 milyar insanýn ihtiyaçlarýndan fazlasýný karþýlayabilir.Ama 1 milyardan fazla insan kronik açlýk çekiyor ve gýda fiyatlarý hýzla yükseliyor.

Page 10: Sosyalist İşçi 377

10 sosyalist iþçi sayý: 377

Sovyet tipi demokrasi

Sosyalizm teorisi, iþçi sýnýfý bu teorininmerkezine yerleþtiðinde, gerçek bir toplumsalgüç olarak tarih sahnesine çýktýðýnda bilimsel

bir karakter kazandý. Toplum mühendisliðininütopik toplumsal icatlarý ve giriþimleri yerinesýradan insanlarýn deðiþtirirken deðiþtikleri kolektifve aþaðýdan eylemin ürünü olarak sosyalizm anlayýþýKarl Marks tarafýndan geliþtirildi.

Sosyalizm, mal ve hizmetlerin küresel üretim zin-ciri içinde temel üretken güç olan iþçi sýnýfýnýn, diðertoplumsal sýnýflardan bütünüyle farklý olan bir özel-liðinin ürünü. Bir yandan sanayi üretimininparçalanmasý mümkün deðil. Bir okulun, bir hasta-nenin, bir fabrikanýn içinde gerçekleþen üretimparçalanamaz. Bu üretimin gerçekleþmesinin veyeniden gerçekleþmesinin tek yolu, üretim zincirinintüm noktalarýndaki iþçilerin iþ süreçlerinin devam-lýlýðýnýn saðlanmasýdýr. Okulun elektriðe, ýsýnmaya,temizliðe, öðretmene, muhasebeye, müfredata,tebeþire, saðlýk hizmetine vs ihtiyacý vardýr. Eðitimhizmetinin üretiminin devamlýlýðýnýn saðlanmasý içinbir okul içinde bu üretimlerinin hepsinin gerçek-leþmesi gerekir. Bir kýsmý, elektrik, ýsýtma, tebeþir,defter, kalem, bilgisayar ve saðlýk gibi, bölge vehatta ulusal çapta örgütlenmesi gereken buihtiyaçlar, neden tek bir sanayinin, tek bir alandaparçalanamayacaðýný da gösteriyor. Eðitim hizmeti,son derece kolektif bir üretim sürecinin bir parçasý.

Üretimin kolektif olmasý ve üretimin parçalanama-masý, emekçilerin ancak kolektif bir üretim yapmayeteneðine sahip olduklarýný da kanýtlýyor. Ýþçi sýnýfýbu yüzden daha önceki ve diðer tüm toplumsalsýnýflardan farklý, kolektif bir karaktere sahip. Dahaönceki ve diðer toplumsal sýnýflarýn, siyasi kurtu-luþlarý için verdikleri mücadele, bu sýnýflarýn üretimaraçlarý üzerindeki özel mülkiyet haklarýný garantialtýna almanýn aracýyken, iþçi sýnýfýnýn siyasi kurtu-luþu için verdiði mücadele, üretim araçlarý üzerinde-ki özel mülkiyeti ortadan kaldýrmanýn ilk adýmýolarak görülmek zorunda bu yüzden. Ýþçiler baþkasýnýflarý sömürmek için deðil, sömürü mekaniz-masýný daðýtmak için siyasi iktidarý ele geçirmekzorunda.

Ýþçi sýnýfýnýn siyasi kurtuluþu için verdiði mücadeleekonomik haklarý için verdiði mücadeleyle bu yüz-den kopmaz bir baða sahip. Ýþçi sýnýfýnýn, bir baþkasýnýfý sömürmek için bir mekanizmaya ihtiyaç duy-mamasý, özellikle de toplumun küçük bir azýnlýðýnýoluþturan mülk sahibi sýnýflar gibi çoðunluðu baskýaltýnda tutmak için örgütlenmemesi, iþçi sýnýfýdemokrasisinin sadeliðinin de nedenidir. Her biryaný iki yüzlülükle, rüþvetle, iþkenceyle, polis zor-balýðýyla, bürokratik kokuþmuþlukla dolu olan kapi-talist demokrasiyi öve öve bitiremeyenler, sýradaninsanlarýn yönetemeyeceklerine duyduklarý derin,sarsýlmaz ve biraz da ahmakça bir inançla, tarihi,kapitalizm aþamasýnda dondurmaya çalýþýyorlar.Ama tarih donuk bir þey deðil. Ýþçi sýnýfýnýndemokrasisinin nasýl iþlediðini gösteren deneyleryaþandý. 1871’de Paris Komünü'nde, 1905 ve 1917Rus iþçi devrimlerinde, kýsa süren ömürlerine rað-men, kapitalizmin demokrasisinden kat be katözgürlükçü, eþitlikçi ve basit ve sade yapýlarlaiþleyen iþçi demokrasisi deneyleri yaþandý.

Kapitalist demokrasi ekonomik ve siyasi alaný bir-birinden ayýrýr ve zorbalýðýný bu sayede gölgelemeyeçalýþýrken, iþçi sýnýfýnýn siyasal demokrasisi,ekonomik mücadelesi sýrasýnda kurduðu örgütlerin,birliklerinin, grev komitelerinin yaygýnlaþmasý, buörgütlerin genel bir ayaklanmanýn milyonlarca iþçiyikapsayan doðrudan demokrasiye en yakýn siyasimerkezlerine dönüþmesiyle þekillenir.

Kapitalist devlet üst kattadýr. Burjuva parlamento-su üst katta, esas iþlevi en aþaðýda, sermayenin zin-cirlerinin dövüldüðü iþyerlerinde kapitalist sýnýfýnegemenliði saðlama almanýn aracý olan kapitalistdevlet mekanizmasýný gölgeler.

Milyonlarca iþçinin devrimci eylem içinde þekil-lenen bilincinin ve yaratýcý yeteneðinin bir ifadesiolan iþçi devleti ise zaten alt kattadýr. Bütün ayrý-calýklarý, profesyonel ordu, polis ve bürokrasiyi,seçilenlerin seçenler tarafýndan her an geri çaðýrýla-bilme hakkýnýn sürekliliðiyle yok etme eðiliminihakim hale getirirken, siyaseti üretim sürecinde,kolektif olarak çalýþan sýnýfýn ellerinde toparlar.

Sovyet tipi demokrasi, bu yüzden kapitalizm altýn-da tüm ezilenlerin özgürlük kürsüsüne dönüþür.

Þenol Karakaþ

Polonya'da Varþova gettosundaNazilere karþý Yahudi direniþininönderliðini yapan Marek Edelman,ayný þehirde 90 yaþýnda hayatýný kay-betti. Edelman, Z Yayýnlarý tarafýn-dan yayýnlanan Varþova GettosuSavaþýyor isimli kitabýn da yazarýy-dý.

Naziler, 1939 yýlýnda Varþova'yýiþgal ettiler. Bu iþgal þehirde yaþayan300.000 Yahudi için ölümle burunburuna geldikleri karanlýk günlerinbaþlangýcý anlamýna geliyordu. Kýsasüre içinde tüm Yahudiler, tifüsünyaygýn olduðu bir bölgeye yerleþtiril-di ve bu bölgenin etrafý kalýn duvar-larla çevrildi. Varþova gettosu böyleortaya çýktý.

Varþova gettosu her ay 6000 insanýnaçlýktan ve sefaletten öldüðü, insan-larýn yiyecek bulabilmek için çöplük-leri karýþtýrdýðý, dikenli telleri aþmakisteyenlerin Yahudilerin kendi için-den oluþturulan polis birliði tarafýn-dan vurulduðu bir cehennemdi.Naziler "üretkenliði arttýrmayý" çokönemsiyorlardý, insanlarý toplayýpçalýþma kamplarýna göndermek veYahudileri canlý canlý yakarak imhaetmek bu "üretkenliðin" önemli birparçasýydý. Toplu bir ayaklanmamümkün gözükmüyordu, insanlarýnmoralleri sýfýr noktasýndaydý ve her-hangi bir karþý çýkýþ ölümle eþ anlam-lýydý. 1941 yýlýnda sistemli bir imhapolitikasý hayata geçiyoru.

1942 yýlýnda sosyalist bir programasahip Yahudi iþçi birliði olan Bundtarafýndan ilk savaþ örgütü ZOBkuruldu. Edelman, Bund'un gençlikörgütünde sosyalist bir Yahudiydi.

1942 Temmuz'unda toplu tasfiyelerbaþladý. Tüm "üretken olmayanYahudiler" doðuda bir bölgeye gön-derilmeye baþlandý. Eylül ayýnagelindiðinde gettoda sadece 60.000kiþi kalmýþtý.

18 Ocak 1943'te ikinci tasfiyeharekatý baþladý. Getto halký bu seferdirenmeye kararlýydý. ZOB veYahudi Askeri Birliði (ZZW)'nin biraraya gelmesi ile ilk silahlý direniþbaþladý. Naziler, iki ateþ arasýndabýrakýldý, çatýþmalar 4 gün sürdü.Getto direniþçileri aralarýnda liderkadrosundan insanlar da olmaküzere aðýr kayýplar vermelerine rað-men, Alman birlikleri geri çekildi,ZOB bazý silahlarý ele geçirmeyibaþardý.

Naziler, Nisan ayýnda bir tasfiyeoperasyonu daha baþlattýlar. ZOBtekrar direniþe geçti, Marek Edelmanbu dönemde ayaklanmanýn lider-lerinden Mordechaj Anielewicz'inölümü üzerine Getto direniþininönemli liderlerinden birisi oldu.Direniþ, Mayýs ayýna kadar sürdü. 8Mayýs'ta Naziler, ZOB'un yer altýkarargahýna ulaþtý. 16 Mayýs'taZOB'un cephanesi tükendi ve direniþsona erdi. Edelman dýþýndaki ZOBönderliði, Nazilerin eline geçmemekiçin intihar etti, Edelman ise bir lid-erin intihar etme þansý olmadýðýdüþüncesindeydi. Ayaklanmasýrasýnda 13.000 Yahudi öldürüldü,50.000'i ise toplama kamplarýna gön-derildi. Varþova gettosu ayaklanmasýyenildi ancak Nazilere karþý direniþinen açýk kývýlcýmý oldu, 1 yýl sonraVarþova ayaklanmasý gerçekleþti.

Edelman, Polonya Ýþçi Partisi'nebaðlý Halkýn Ordusu isimli bir yeraltý örgütünün aktivistlerindenyardým alarak kaçtý ve sonra onlarakatýlarak 1944'teki Varþova ayaklan-masýna katýldý. Savaþ sonrasýndakardiyolog oldu. Polonya'da "sosyal-izm" adý altýnda kurulan devlet kapi-talisti rejimin baskýlarýna karþýEdelman, 1976'da Ýþçileri SavunmaKomitesi'ne katýldý. Bu hareket son-radan Dayanýþma Sendikasý'nadönüþtü.

Marek Edelman, hayatý direniþiniçinde geçmiþ birisiydi, önce Nazileresonra stalinist bürokrasiye…Yoldaþlarý onu unutmayacaklar.

CCaann IIrrmmaakk ÖÖzziinnaannýýr

Varþova Gettosukomutanýný kaybetti

1177-2255 EEkkiimm ttaarriihhlleerriiaarraassýýnnddaa ÝÝssttaannbbuull’’ddaaggeerrççeekklleeþþeecceekk ““FFiillmmEEkkiimmii”” kkaappssaammýýnnddaa vviizzyy-oonn hheennüüzz ggiirrmmeemmiiþþ ((bbiirrkkýýssmmýý bbeellkkii ddee hhiiçç ggiirree-mmeeyyeecceekk)) 2222 ffiillmmiinn ggööss-tteerriimmii yyaappýýllaaccaakk.. BBiirrssüürreeddiirr TTüürrkkiiyyee’’ddeeggöörrmmeeyyii bbeekklleeddiiððiimmiizzddiikkkkaatt ççeekkeenn yyaappýýmmllaarrþþuunnllaarr::

KKAAPPÝÝTTAALLÝÝZZMM:: BBÝÝRR AAÞÞKK HHÝÝKKÂÂYYEESSÝÝ (Michael Moore)Yaþadýðýmýz mali krizin

peþi sýra kapitalizminnasýl iþlediði üzerine kafayoran Michael Mooreyine kendi araþtýrmametoduyla konuyu açýk-lýða kavuþturmaya çalýþýy-or. 20 yýl önce yönetmen-liðini yaptýðý ilk belgeselfilmi “Roger ve Ben”küresel kapitalizmin nasýliþlediðini kapý kapý gez-erek anlamaya çalýþanMoore, yaþadýðý þehirdekiGeneral Motors fab-rikasýnýn neden

kapandýðýný anlamak içinþirketin CEO’sununpeþine düþmüþ ona ulaþa-mayýþý üzerine bir filmortaya çýkarmýþtý. Buseferde Wall Street’tekapýlarý aþýndýrarak öde-nen yüz milyarlarýn ner-eye gittiðini sorguluyor.

CCHHEE(Steven Soderbergh)Ernesto ‘Che’

Guevara’nýn hayatý üzer-ine kapsamlý bir araþtýrmasonucu ortaya çýkan ikibölümlü ‘Che’ isimli film

yönetmen StevenSoderbergh ile oyuncuBenicio Del Toro’nunortak saplantýlý projesiolarak bahsediliyor. Ýlkbölümü Küba Devrimi’neodaklanan filmin ikincibölümü Bolivia günlerinikonu ediyor. Pek çoködül alan filmi seyredenHugo Chavez, DelToro’yu Caracas’ta aðýr-layýp beðenisini belirtiyor.

BBEEYYAAZZ BBAANNTT(Michael Haneke)Birinci Dünya Savaþý’nýn

arifesinde, Almanya’nýnkuzeyinde bir kasabadakiçocuk korosuna odak-lanan Michael Hanekekasabada yer eden baskýcýceza kültürünün yerleþikhale gelmesiyle geliþenolaylara göz atýyor.Faþizmin Almanya’dayükseliþinin kültürel sebe-plerini ele alabileceðimizbir çalýþma.

LLOONNDDRRAA NNEEHHRRÝÝ (Rachid Bouchareb)2005 yýlýnda Londra’da

gerçekleþen bombalamaolaylarýnýn ardýndan kay-bolan çocuklarýný arayaniki yetiþkinin karþýlaþ-masýyla baþlayan hikaye,kýzýnýn müslümanolduðunu öðrenen Ýngilizannenin ön yargýlarýylamücadelesi üzerine odak-lanýyor.

PPOOLLYYTTEECCHHNNIIQQUUEE(Denis Villeneuve), KKAANNAARRZZUUSSUU (Park Chan-wook), CCEENNNNEETT BBAATTIIDDAA(Costa Gavras)…

SÝNEMA

YYEENNÝÝ BBÝÝRR FFÝÝLLMM EEKKÝÝMMÝÝ……

Page 11: Sosyalist İşçi 377

Aþaðýdan sosyalizm-Kapitalist toplumda tümzenginliklerin yaratýcýsýiþçi sýnýfýdýr. Yeni birtoplum, iþçi sýnýfýnýn üre-tim araçlarýna kolektifolarak el koyup üretimive daðýtýmý kontroletmesiyle mümkündür.

Reform deðil, devrim-Ýçinde yaþadýðýmýz sis-tem reformlarla köklü birþekilde deðiþtirilemez,düzeltilemez.-Bu düzenin kurumlarýiþçi sýnýfý tarafýndan elegeçirilip kullanýlamaz.Kapitalist devletin tümkurumlarý iþçi sýnýfýnakarþý sermaye sahipleri-ni, egemen sýnýfý koru-mak için oluþturulmuþ-tur.-Ýþçi sýnýfýna, iþçi konsey-lerinin ve iþçi milislerininüzerinde yükselen tama-men farklý bir devletgereklidir.-Bu sistemi sadece iþçisýnýfýnýn yýðýnsal eylemidevirebilir.-Sosyalizm için mücadeledünya çapýnda birmücadelenin parçasýdýr.Sosyalistler baþkaülkelerin iþçileri ile daimadayanýþma içindedir.-Sosyalistler kadýnlarýntam bir sosyal, ekonomikve politik eþitliðinisavunur.-Sosyalistler insanlarýncinsel tercihlerindendolayý aþaðýlanmalarýnave baský altýna alýn-malarýna karþý çýkarlar.

Enternasyonalizm-Sosyalistler, bir ülkeniniþçilerinin diðer ülkeleriniþçileri ile karþý karþýyagelmesine neden olanher þeye karþý çýkarlar.-Sosyalistler ýrkçýlýða veemperyalizme karþýdýrlar.Bütün halklarýn kendikaderlerini tayin hakkýnýsavunurlar.-Sosyalistler bütün haklýulusal kurtuluþ hareket-lerini desteklerler.-Rusya deneyi göster-miþtir ki, sosyalizm tekbir ülkede izole olarakyaþayamaz. Rusya, Çin,Doðu Avrupa ve Kübasosyalist deðil, devletkapitalistidir.

Devrimci parti-Sosyalizmin gerçekleþe-bilmesi için, iþçi sýnýfýnýnen militan, en mücadele-ci kesimi devrimci sosyal-ist bir partide örgütlen-melidir. Böylesi bir partiiþçi sýnýfýnýn yýðýnsalörgütleri ve hareketi için-deki çalýþma ile inþaedilebilir.-Sosyalistler pratik içindediðer iþçilere reformizminiþçi sýnýfýnýn çýkarlarýnaaykýrý olduðunu kanýtla-malýdýr. Bu fikirlerekatýlan herkesi devrimcibir sosyalist iþçi par-tisinin inþasý çalýþmasýnaomuz vermeye çaðýrý-yoruz.

SSoossyyaalliisstt ÝÝþþççii nnee ssaavvuunnuuyyoorr??

ii nn tt ee rr nn ee ttozurdiliyoruz.combarisarock.orgkureselbarisveadalet.orgkureseleylem.orgdurde.orghranticinadaleticin.com70milyonadim.org

sayý: 377 sosyalist iþçi 11

ÝSTANBUL:AAnnttiikkaappiittaalliisstt ggüünnlleerr,, aayynnýý ttaarr-

iihhlleerrddee yyaappýýllaann IIMMFF ttooppllaannttýýllaarrýýnnaakkaarrþþýý 11 EEkkiimm''ddee eemmeekk öörrggüüttlleerriinniinnyyüürrüüyyüüþþüü iillee bbaaþþllaaddýý.. GSSyasasýnýn yýldönümü sebebiylehem yasayý hem de bu yasayý day-atan IMF'yi protesto ettik.Antikapitalist Blok olarak kitleselkatýldýðýmýz eylemde IMF veDünya Bankasý'na karþý yeni bul-duðumuz sloganlar ilk kez sokak-larda yankýlandý. 'Milyonlar aç,milyonlar iþsiz yaþasýn küreseldireniþimiz' sloganýyla mücade-lenin küreselliðine dikkat çektik.Eylemde içlerinde EsenyurtBelediyesi'nde iþten atýlanBelediye-Ýþ üyeleri, Arçelik'te dire-nen Nakliyet-Ýþ üyeleri, Sinter fab-rikasý önünde direniþte bulunanBirleþik Metal-Ýþ üyeleri ve iþçileri,Sabiha Gökçen Havalimaný'ndaiþten atýlan Hava-Ýþ üyelerinin debulunduðu yüzlerce kiþi kortejleroluþturarak Tünel'den TaksimMeydaný'na yürüdü.

22 EEkkiimm CCuummaa ggüünnüü,, bbiinnlleerrcceebbiillddiirrii ddaaððýýttaarraakk ttaannýýttýýmmýýnnýý ssookkaakkttaayyaappttýýððýýmmýýzz ""KKüürreesseell KKaappiittaalliizzmmiinnEEssaass ÖÖrrggüüttlleerrii"" ttooppllaannttýýmmýýzzýý BBiillggiiÜÜnniivveerrssiitteessii DDoollaappddeerree kkaamm-ppüüssüünnddee yyaappttýýkk.. ''IMF-DB veKrizdeki Dünya Karþýt Sesler"forumu kapsamýnda AntikapitalistBlok tarafýndan düzenlenentoplantýda Ýrem Nur Aksu moder-atörlük görevini yürütürken,KESK genel baþkaný Sami Evren,sosyalist milletvekili Ufuk Uras veAntikapitalist Blok'dan DoðanTarkan konuþtu. Yoðun ilgi görentoplantýda ilk sözü alan SamiEvren "IMF hangi ülkeyle iliþkiyegirmiþse bunun bedelini bütüntoplum ödemiþtir" dedi. IMF'ninbu Türkiye'de bu kadar rahattoplantý yapabilmesinin sebebininsendikal hareketin zayýflýðýolduðuna dikkat çeken Evren,IMF^ye karþý etkin muhalefet içinsendikal yapýlarýn da deðiþmesigerektiðini belirtti. Ýkinci sýradasöz alan Doðan Tarkan, yaþananekonomik krizin neoliberal yalan-larý teþhir ettiðininin altýný çizdi."IMF ne kadar itibar kaybedersekaybetsin iþçilerin mücadelesiolmadan yýkýlmaz" diyen Tarkanbirleþik mücadele çaðrýsý yaptý.Son olarak söz alan Ufuk Uras isekrize direnmek için öncelikle krizitam olarak anlamak gerektiðinedikkat çekerek para-para iliþk-isinin artý deðer üretmediðinisöyleyen Marks'ýn kriziöngördüðünü söyledi.Neoliberalizme karþý alternatif birkamusallýðýn gerekliliði üzerindeduran Uras, bunun için de yeni birsol odaðýn gerektiðini söyledi.

AAnnttiikkaappiittaalliisstt BBllookk 33 EEkkiimmCCuummaarrtteessii ggüünnüü KKüürreesseell BBaarrýýþþ vveeAAddaalleett KKooaalliissyyoonnuu''nnuunn ((KKüürreesseellBBAAKK)) TTÜÜSSÝÝAADD öönnüünnddee yyaappttýýððýýbbaassýýnn aaççýýkkllaammaassýýnnaa kkaattýýllddýý.. 'Paranýz

füzeniz batsýn, biz barýþ istiyoruz'pankartý arkasýnda GalatasarayMeydaný'nda toplanarak, 7.8 mil-yar dolarlýk füze sistemi alýnmasýiçin IMF ile bir an önce anlaþmayapýlmasýný isteyen TÜSIAD'ayürüdük. Üstelik Türkiyeli kan içi-cilere bir de sürprizimiz vardý. Oçok istedikleri füzelerin bir maketi-ni TÜSÝAD'ýn önüne býraktýk vekimin savaþ istediðini teþhir ettik.Burada yapýlan basýn açýklamasýnýokuyan Eðitim-Sen eski genelbaþkaný Alaaddin Dinçer "IMF'denalýnan her kuruþu afiyetle yiyensizken, bu ziyafetin hesabý on yýl-lardýr yoksullara kesiliyor" dedi.Coþkulu geçen eylemde "Dur de,dur de IMF'ye Dur de", "IMF Defolbu gezegen bizim", "Biz antikapi-talistiz" sloganlarý atýldý, davul vedüdük çalýndý.

44 EEkkiimm PPaazzaarr ggüünnüü ttooppllaannttýýbbaaþþllaaddýý.. BBiillggii ÜÜnniivveerrssiitteessiinnddee ssaaaatt1100..0000''ddaa bbaaþþllaayyaann ttooppllaannttýýnnýýnn aaddýý''KKaappiittaalliizzmmee kkaarrþþýý kküürreesseell ddüüþþüünnyyeerreell öörrggüüttlleenn'' iiddii.. Neoliberalizminmaðdurlarýnýn deneyimlerini pay-laþtýðý ve çözümü tartýþtýðý toplan-týda Eðitim-Sen üyesi Erdal Dedeile Antikapitalist Öðrenciler'denOnur Devrim Üçbaþ konuþurken

moderasyon göreviniAntikapitalist Blok'dan EsraErener yaptý. Dinleyenlerin dekatýlýmýyla açýk bir forumadönüþen toplantýda ilk sözü alanErdal Dede; Kapitalizmin ve özelolarak IMF'nin yarattýðý tahribathakkýnda kýsaca bilgi verdiktensonra bunun Türkiye'de eðitimenasýl yansýdýðýný anlattý. Eðitimemekçilerinin sorunlarýný açýk-layan Dede, bu sektörde neoliberalpolitikalara karþý etkin bir direniþyürütülememesinin sebebinineðitim emekçilerinin bölün-müþlüðü olduðunun altýný çizdi.Onur Devrim Üçbaþ ise krizinbedelinin emekçi çocuklarýna,öðrencilere ödetilmeye çalýþýldýðýnývurgularken, bunun küresel birsaldýrý olduðunu, dolayýsýyladireniþin de küresel olmasý gerek-tiðini söyledi. Asil Çelik iþçi-lerinden 50 D maðduru asistanlarabirçok deneyimin aktarýldýðýtoplantý oldukça verimli geçti.

''BBaaþþkkaa bbiirr ddüünnyyaa mmüümmkküünn'' sslloo-ggaannýý iiççiinn aannttiikkaappiittaalliisstt hhaarreekkeettiinnaannaa ssllooggaannýý ddeenniilleebbiilliirr.. 55 EEkkiimmPPaazzaarrtteessii ggüünnüü iissee aannttiikkaappiittaalliissttlleerroollaarraakk bbuu ssllooggaannýý ggeerrççeeððeeddöönnüüþþttüürrddüükk vvee kkeennddii ddüünnyyaammýýzzýý

yyaannýýmmýýzzddaa ggeettiirrddiikk!! 18.30'daGalatasaray'da buluþarak KüreselBAK'ýn yaptýðý basýn açýklamasýnakatýlan Antikapitalist Blok,üzerinde 'Baþka bir dünyamümkün' yazan dünya balonu vedevasa barýþ bayraðý ile ÝstiklalCaddesini þenlik alanýna çevirdi.Seattle ruhunu Ýstanbul'a taþýyantek IMF karþýtý eylem olma özel-liðini taþýyan eylemde GalatasarayMeydaný'ndan Taksim Meydaný'nayürüdü. Sürekli ses çýkaran yüzüaþkýn katýlýmcý; DÝSK baþkanýSüleyman Çelebi'ye yapýlan silahlýsaldýrýyý 'DÝSK'e uzanan eller kýrýl-sýn' sloganýyla lanetlerken, El-Aksa'daki Filistinlilere saldýranÝsrail'i de unutmadý. 'Katil Ýsrail,Filistin'den Defol, Milyonlar açiþgal altýnda yaþasýn küresel intifa-da' sloganlarýna eylemin dýþýndanda katýlým oldu. Ýstiklal caddesin-den korteje katýlýmýn Taksim'ekadar sürdüðü eylemde barýþbayraðýnýn üzerindeki dünyagüzel bir görüntü oluþturdu. Basýnaçýklamasýnýn sonunda 'IMF'sizÝstanbul, IMF'siz Gezegen' sloganýatýldý ve "Sokaða eyleme, geldeðiþtirmeye, dünya deðiþir,dünyayý deðiþtir" denildi.

Halk IMF’ye karþý, sokak bizden yanaydý

Antikapitalist Blok’un IMF ve Dünya Bankasý’na karþý kampanyasý sona erdi

Si izmir - Silah, sömürü, sefalet,IMF daðýtýlsýn!' þeklinde pankartaçan Antikapitalist Blok, "IMFelini cebimizden çek" "Çek çekçektir git Imf defol git", "IMFdefol bu gezegen bizim", "Al alal, çal çal çal, Imf zirveni al baþý-na çal", "Milyonlar aç milyonlariþsiz yaþasýn küresel direniþimiz"sloganlarý eþliðinde SevinçPastahanesi'ne dek yürüdü.

Yürüyüþ sonunda,Antikapitalist Blok'un basýnbildirisi ise Nalan Damarsardýtarafýndan okundu.

ÝZMÝR:

IIMMFF eelliinniicceebbiimmiizzddeenn ççeekk!!

FFoottoo

:: UUmm

uutt GG

aayyrree

ttllii

Page 12: Sosyalist İşçi 377

ssoossyyaalliisstt iissccii Z Yayýncýlýk ve Tanýtým Hizmetleri Ltd. Þti.

Sahibi: Ayþe Demirbilek Sorumlu YazýiþleriMüdürü: Volkan Tamusta Adres: Caferaða

Mahallesi, Nail Bey Sokak, No: 9/15, Kadýköy/Ýstan-bul Baský: Yön Matbaacýlýk, Davutpaþa Cad. Güven

Sanayi Sitesi, B Blok, Kat 1, No: 366 Topkapý,Ýstanbul-0212 544 66 34 Yerel süreli yayýn,

haftada bir yayýnlanýr. wwwwww..ssoossyyaalliissttiissccii..oorrgg

1122 AARRAALLIIKK’’TTAA SSOOKKAAÐÐAAKÜRESEL EYLEM GRUBU www.kureseleylem.org

Küresel ýsýnmaya karþý küresel eylem

"1999922''ddee DDiiyyaarrbbaakkýýrr''ddaannBBuurrssaa''yyaa ggeellddiikk.. AAiilleecceeDDiiyyaarrbbaakkýýrr''ýý ttuuttaarrýýzz..

MMaaççttaa ''PPKKKK ddýýþþaarrýý'' ddiiyyee bbaaððýýrrmmaayyaabbaaþþllaaddýýllaarr.. ''BBiizz PPKKKK ddeeððiilliizz'' ddiiyyeecceevvaapp vveerriilliinnccee oollaayyllaarr bbaaþþllaaddýý..ÜÜzzeerriimmiizzee aaddeettaa ttaaþþ vvee kkoollttuukkllaarryyaaððýýyyoorrdduu.. MMaaçç ssüürreessiinnccee ssüürreekklliiggöözzüümm hhaavvaaddaa yyaannýýmmddaa bbuulluunnaannooððlluumm vvee yyeeððeenniimmiinn üüzzeerriinnee bbiirrþþeeyy ggeelliiyyoorr mmuu ddiiyyee bbaakkttýýmm,, kkoorrkk-ttuumm..""

Diyarbakýrspor'un Bursaspor'layaptýðý karþýlaþmada oðlu veyeðeni ile saldýrýya uðrayan EdipMuratakan böyle anlatýyor maçtayaþadýklarýný. "Ne mutlu Türkümdiyene" pankartýnýn açýldýðý,Diyarbakýrspor taraftarlarýnasaldýrýlan, PKK ve Kürt halký ale-hine küfürlerin uçuþtuðu bu maç;ne Bursaspor için, ne de Türkiyefutbolu için bir ilk.

Geçen sezon, Gençlerbirliði için-deki tartýþmalar, basýna yan-sýdýðýnda Samet Aybaba Mýsýrkökenli El Saka hakkýnda "Beni birArap'a tercih ettiler" demiþti.Galatasaray-Sivas maçýnda ise,Sivasspor'un Ýsrailli oyuncusu PiniBalili aleyhinde "Kahrolsun Ýsrail,O... ç... Balili" tezahüratlarýyapýlmýþ, federasyon ise bu teza-huratý ýrkçýlýk olarak deðer-lendirmemiþti.

Bursaspor taraftarlarý ise, 2006yýlýnda Gökkuþaðý Derneði tarafýn-dan düzenlenmesi planlananLGBTT yürüyüþünü engellemekiçin harekete geçmiþ, polisin tutu-munun da etkisi ile yürüyüþügerçekleþtirememiþlerdi.Bursasporlularýn hakaret, tehdit veküfürlerle dolu yaptýklarý açýkla-malar ve saldýrgan bir þekildeeylemi engellemeleri karþýsýndaherhangi bir iþlem yapýlmamýþtý.

Son maçta yaþananlarýn "sýradanvatandaþ" tepkisi olduðu yönün-deki görüþler ise en hafif dey-imiyle yanýlgý. Bursaspor içindekitaraftar gruplarýnýn saldýrgan veýrkçý yaklaþýmlarý özellikleBursalýlar tarafýndan çok iyibiliniyor. Üstelik, bu gruplarbütün taraftarlarý kapsamadýðýgibi, büyük kýsmýnýn faþist partiüyelerinden oluþtuðu da bilinenbir gerçek. Yani, yaþanan olayzaten ýrkçý olan bir grubun, bunutribüne taþýmasý.

Özetle Diyarbakýrspor maçýndakiolaylarýn sorumlusu, örgütlü birþekilde hareket eden; Daðlýca

saldýrýsýndan sonra bütün Bursasokaklarýnda kürtlerin iþyerlerineyönelik saldýrýlarda bulunan veayný zamanda tribünlerde de boygösteren faþistler.

DDüünnyyaa ttrriibbüünnlleerriinnddeeýýrrkkççýýllýýkk

Futbolun kirli yüzü ýrkçýlýk yal-nýzca Türkiye'de yaþanmýyorelbette. Tüm dünyada futbol,ýrkçýlýðýn propaganda aracý olarakýrkçý örgütler tarafýndan kul-lanýlýyor.

Futbolun küresel ölçekte birpazar haline dönüþmesiyle berabersahalarda ýrkçýlýk görülmeyebaþlar. Bilinen yaygýn örneklerdenbiri 1916'daki Güney AmerikaKupasý olayýdýr. Uruguay-Þilikarþýlaþmasýnda 4-0 yenilen Þilimaçýn iptalini ister. Gerekçesiýrkçýlýðýn çok açýk bir örneðidir.Þili heyeti Uruguay'ýn iki oyun-cusunun insan olmadýðýný söyler,zira onlar siyahtýr.

70'lerde Ýngiltere sahalarýndayaygýn olarak görülen siyah oyun-culara muz fýrlatmak gibi ýrkçýlýkörnekleri ise verilen mücadelesayesinde Avrupa'da Ýngiltere'yitribünlerinde en az ýrkçýlýk örneðigörülen ülkelerden biri halinegetirmiþ durumda.

Ýtalya'da ise kendi takýmýnda bilesiyah ve yabancý oyuncuya taham-mül göstermeyen ve yinedünyadaki örneklerinden þaþ-mayan bir þekilde taraftar çoðun-luðunu örgütlü faþistlerin oluþtur-duðu Lazio takýmý tribünlerindesýk sýk Mussolini portreleri, FaþistParti flamalarý görmek mümkün.

""MMooddeerrnn vvee kkaappiittaalliisstt"" bbiirr iiddeeoolloojjii

Tribünler, ýrkçýlýðýn yaygýn-laþtýrýlmasý için yalnýzca bir araçiþlevi görüyor. Irkçýlýk, sadecesahada deðil, saldýrgan yüzünüyaþamýn her alanýnda göstermeyeçalýþýyor. Çünkü, ýrkçýlýk çoðu

zaman düþünülenin aksine, hemkapitalizmin dünya ölçeðindeortaya çýkýþýyla eþzamanlý ortayaçýkmýþ, hem de bu yanýyla "mod-ern" bir ideoloji.

Irkçýlýðýn temelleri, 17. yüzyýladoðru sömürgecilik ile atýldý. Yenisömürgelere "fetihler" misyonfaaliyetleri ile temellendirilmekte,eski bir terim olan "barbar-uygar"ekseninde uygarlýðý götürmetemel amaç olarak kullanýlýyordu.Yeni dönemin önemli bir özelliði,"barbar-uygar" eksenin "insanolmayan ýrklar ile insan ýrklar"arasýna kaymasý oldu. Böylece,kapitalizmin ilk döneminde önem-li bir emek gücü olarak köleemeðinin kullanýlmasýnýn datemelleri atýldý.

Bu ideolojik alt yapý, bugünyaygýn olarak köle emeði ihtiyacý-na cevap vermek için kullanýlmýy-or. Irkçýlýk, küçük kardeþi mil-liyetçilik gibi; bir yandan iþçisýnýfýnýn birlikteliðine engel oluyorve öte yandan ülkelerin ulusalçýkarlarý ekseninde bir yapayhavuz yaratýyor. Patron iþçiarasýndaki çeliþki, içerideki diðeruluslara ve emperyal çýkarlar vehatta savaþlar sözkonusu olduðuzaman ise binlerce kilometre uzak-taki halklara yöneltilebiliyor.Böylece iþçiler bir yandan patronakarþý birleþemezken aslýnda patroniçin birleþmiþ olabiliyorlar.

Özellikle kriz dönemlerindeyaygýnlaþtýrýlan "hepimiz aynýgemideyiz" yurtçu-milliyetçisöyleminin ise hýzla ýrkçýlýðaevrilmesi de tarihte yaþananörneklerden.

DDuurrmmaa,, DDuurr DDee!!Irkçýlýðý gündelik hayatýn her

alanýndan defetmek için aralýksýzbir mücadele sürdürmek zorun-dayýz. Bursaspor taraftarýnýnýrkçýlýðý karþýsýnda geliþen tepkilernedeniyle artýk tribünlerde etnikayrýmcýlýk nedeniyle kulüplereceza uygulamasý baþlatýldý.Türkiye Futbol FederasyonuDisiplin Talimatý'na olaylardansonra eklenen bir fýkra ile artýkTürkiye'de "herhangi bir takýmýnmensuplarýný veya taraftarlarýnýaþaðýlamak, tahrik veya tacizetmek amacýyla; etnik veya bölge-sel ayrýmcýlýk içeren" slogan vepankartlar cezai yaptýrýmlakarþýlaþacak.

EErrssiinn TTeekk

““SSaahhaaddaakkii ssuuçç:: IIrrkkççýýllýýkk""Irkçýlýk, insanlýðýn düþmaný

bir ideoloji olarak, daimakan dökmekle iliþkili olmuþve egemen küçük bir azýn-lýðýn çýkarlarý için kul-lanýlmýþtýr.

Türkiye, son yýllardagiderek kabaran ýrkçý bir dal-ganýn içine itiliyor. Irkçýlýk,giderek sýradanlaþarak vekurumsal yapýlar tarafýndanmeþrulaþtýrýlarak yaþan-týmýzýn her alanýna sýzýyor.hrant dink cinayetinin ardýn-dan bir kez daha gördük ki,her an harekete geçmeyehazýr silahlý çeteler var vebunlar bazý siyasi partilerdenve devlet bürokrasisindendestek görüyor.

Ancak bu marjinal gruplarküçük bir azýnlýk. Irkçýlýðý vemilliyetçiliði onaylamayanbüyük çoðunluk ise suskun.asýl mesele bu sessiz çoðun-lukla buluþmak, birlikteharekete geçebilmenin yol-larýný bulmak. Hrant'ýncenazesi buna güzel birörnek oluþturuyor.

Baþka bir dünyanýnmümkün olduðunu küreseldüzeyde dile getirdiðimizgünümüzde, insanlarý ‘ýrk’,‘ulus’ ve ‘vatan’ kavramlarýüzerinden karþý karþýyagetiren zihniyeti mahkumetmemiz gerekiyor. mil-liyetçilik, ulusalcýlýk, yurt-severlik, vatanseverlik gibiayrý isimlerle ifade edilenþey aslýnda aynýdýr. hepsininsonu ýrkçýlýða ve ayrýmcýlýðavarýr.

Oysa hiçbir ulus, hiçbirinsan diðerinden üstündeðildir. farklýlýklarýmýza rað-men birlikte olmak, zengin-liktir. Bunu yüksek seslehaykýrabilmeli, karþý çýkanherkesi kamu vicdanýndamahkum edebilmeliyiz.

Biz, bu amaçla bir arayagelip, ‘ýrkçýlýða dur de!’fikrine katýlan herkeslebuluþmak, dayanýþmak vebirlikte mücadele etmeküzere yola çýktýk.

Irkçýlýðýn yasalarca suçsayýldýðý, çocuklarýmýzýn hertürlü ýrkçý fikirden temizlen-miþ kitaplarla eðitildiði, kim-senin kültürel, siyasal, din-sel ve cinsel kimliðindendolayý korku içinde yaþa-madýðý bir türkiye ve dünyaiçin mücadele etmek isti-yoruz.

‘Ben ýrkçýlýða ve milliyetçil-iðe karþýyým’ diyen herkeslebir araya gelerek, kalýcýadýmlar atmak istiyoruz.

Sen de dur de!wwwwww..dduurrddee..oorrgg

IRKÇILIÐAKARÞIYSAN