32
Türkiye İçin Alternatif Bir Enerji Kaynağı: Kaya Gazı Ankara Üniversitesi ile Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK), yaşanması muhtemel depremlerde görev alacak “500 Hasar Tespit Uzmanı” yetiştirmek üzere işbirliği protokolü imzaladı. Sigara Emperyalizmin Silahı” 01-30 Nisan 2013 • Baskı Tarihi: 16 Mayıs 2013 • Sayı: 162 • www.ankara.edu.tr 30’da Dağcılarımız, Elbruz Dağı’nda Kültür ve Sanat Günleri Coşkusu 32’de Bakü Devlet Üniversitesi’yle Akademik İşbirliği 10’da 16’da Piri Reis Haritasının 500. Yılı 2’de İşaretler Konuşuyor 14’te 21’de 500 Hasar Tespit Uzmanı Ankara Üniversitesi’nin 444 5 946 numaralı ücretsiz hattı hizmet vermeye başladı. 19’da Ankara Üniversitesi Çağrı Merkezi 444 5 946 Üniversitemizde geleneksel olarak bu yıl 20’ncisi düzenlenen “Kültür ve Sanat Günleri” 1-28 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirildi. 28’de Ankara Üniversitesi, Dünyanın En İyi İlk 500 Üniversitesi İçinde 15’te

Piri Reis Haritas±n±n 500. Y±l± - Ankara œniversitesi

  • Upload
    others

  • View
    5

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Piri Reis Haritas±n±n 500. Y±l± - Ankara œniversitesi

Türkiye İçin Alternatif Bir Enerji Kaynağı: Kaya Gazı

Ankara Üniversitesi ile Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK), yaşanması muhtemel depremlerde görev alacak “500 Hasar Tespit Uzmanı” yetiştirmek üzere işbirliği protokolü imzaladı.

Sigara Emperyalizmin Silahı”

01-30 Nisan 2013 • Baskı Tarihi: 16 Mayıs 2013 • Sayı: 162 • www.ankara.edu.tr

30’da

Dağcılarımız, Elbruz Dağı’nda

Kültür ve Sanat Günleri Coşkusu

32’de

Bakü Devlet Üniversitesi’yle Akademik İşbirliği 10’da

16’da

Piri Reis Haritasının500. Yılı

2’de

İşaretler Konuşuyor

14’te

21’de

500 Hasar Tespit Uzmanı

Ankara Üniversitesi’nin 444 5 946 numaralı ücretsiz hattı hizmet vermeye başladı. 19’da

Ankara Üniversitesi Çağrı Merkezi 444 5 946

Üniversitemizde geleneksel olarak bu yıl 20’ncisi düzenlenen “Kültür ve Sanat Günleri” 1-28 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirildi. 28’de

Ankara Üniversitesi,Dünyanın En İyi İlk 500 Üniversitesi İçinde

15’te

Page 2: Piri Reis Haritas±n±n 500. Y±l± - Ankara œniversitesi

ankara üniversitesi bülteni

2

Ankara Üniversitesi Piri Reis Meydanı’ndaSonsuza Kadar Yaşayacak1513 yılında çizdiği ve içinde Amerika kıtasını da gösterdiği dünya haritası ile adı tüm dünyada bilinen ünlü Türk denizcisi Piri Reis, çizdiği haritanın 500. yılı nedeniyle Üniversitemizde düzenlenen sempozyumla anıldı. Piri Reis anısına Üniversitemizin Tandoğan Yerleşkesi’nde oluşturulan Piri Reis Meydanı’na heykeltraş Filinta Önal’ın yaptığı büst, Bakan Binali Yıldırım’ın katılımıyla yerleştirildi.

Ünlü Türk Denizcisi Piri Reis,

UNESCO tarafından 2013 yılının “Piri Reis

Haritasının 500. Yılı” olarak kabul edilmesi nedeniyle, Ankara Üniversitesi ve UNESCO Türkiye Milli Komisyonu tarafından düzenlenen “Uluslararası Piri Reis Sempozyumu”, 12 Nisan 2013 tarihinde Üniversitemizde gerçekleştirildi. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın da katıldığı sempozyumun öncesinde, Piri Reis’in, heykeltraş Filinta Önal tarafından yapılan büstü, Tandoğan Yerleşkesi’nde artık “Piri Reis Meydanı” olarak adlandırılan meydana yerleştirildi. Sempozyumla eş zamanlı olarak Eczacılık Fakültesi Fuayesi’nde “Piri Reis Haritaları Sergisi” açıldı. Sergi 18 Nisan 2013 tarihine kadar gezildi.

Yurt Dışından Bilim İnsanları Geldi

Üniversitemiz Eczacılık Fakültesi 50. Yıl Salonu’nda düzenlenen Sempozyuma, Türkiye, ABD ve

Belçika’dan bilim insanları katıldı. Sempozyumun açılışına katılarak bir konuşma yapan Bakan Binali Yıldırım, “Piri Reis’in aynı zamanda çok iyi bir haritacı, çok iyi bir coğrafyacı ve büyük bir bilim adamı olduğunu” söyledi. “Piri Reis’in, 1513 yılında yaptığı dünya haritasının, hala büyük bir hayranlıkla izlendiğini” belirten Bakan Binali Yıldırım, “Bize düşen görev ise bu mirasa gerektiği gibi sahip çıkmaktır. Onu ve başarılarını tüm insanlığa, tüm dünyaya duyurmak bizim en büyük vefa borcumuzdur. Onu ve eserlerini gençlere, gelecek kuşaklara tam anlamıyla tanıtmak ve bıraktığı mirasın teminatçısı olmak zorundayız” dedi.

“İlmi Yönü Ön Plana Çıkıyor”

Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş de “Piri Reis’in sadece iyi bir

kaptan ve iyi bir Osmanlı önderi olmadığını, güçlü ilmi birikimi olduğunu da” söyledi. “Piri Reis’in Adriyatik’ten Kızıldeniz’e, Hint Okyanusu’ndan Atlas Okyanusu’na kadar dünya coğrafyasında çalışmış biri olduğunu” belirten Prof. Dr. Erkan İbiş, “Aynı zamanda bir filozof olan Piri Reis birçok konuda felsefi değerlendirmelerde bulunmuş. Bir sözü var ‘ne ilim vardır ki olsun sonu, ne insan vardır ki olmasın kusuru’. İlmin tek hedef olması gerektiğini bize işaret ediyor. Tıpkı Büyük Atatürk gibi” diye konuştu.

“AtalarınızdanFeyz Alın”

Prof. Dr. Erkan İbiş, salonu dolduran öğrencilere yönelik de “Gençler, sizlerin de atalarımızdan alacağınız feyzle daha iyi noktalara

ulaşacağınıza inanıyorum” dedi.

UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Öcal Oğuz ise bu toplantının düzenlenmesi nedenini açıklayarak, “Burada esas olan ve üzerinde durulması gereken, Türk kültürünün, tarihinin, değerli şahsiyetlerinin, olaylarının ve konularının gündeme gelmesi; kuşaktan kuşağa aktarılmasına katkı sağlayacak eğitimsel, bilimsel farkındalıkların yaratılmasıdır” diye konuştu.

Üniversitemiz Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi (OTAM) Müdürü Prof. Dr. Yılmaz Kurt da “Piri Reis’in gençlerimize tanıtılması ve onlara örnek insan olarak gösterilmesi ile onlarda

“Yer Bilimlerine de

Katkı SağladıSempozyum Düzenleme

Kurulu’ndan Prof. Dr.

Nizamettin Kazancı, “Piri

Reis’in, yer bilimlerine de

çok katkı sağlayan eserler

sunduğunu, haritalarda,

geçmişteki deprem olayları

ve akarsuların limanları

doldurmasının dahi

gösterildiğini” belirtti.

Page 3: Piri Reis Haritas±n±n 500. Y±l± - Ankara œniversitesi

ankara üniversitesi

bülteni

3

yeni bir Piri Reis olabilme idealinin oluşturulmasının, bu sempozyumun ana amaçlarından birisi olduğunu” dile getirdi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürü Doç. Dr. Ahmet Arı ise “Piri Reis haritasının, aradan 500 yıl geçtikten sonra bile hayretle karşılandığını” kaydetti.

“Piri Reis Gönüllü Haritacı”

Sempozyum açış konferansını, Üniversitemiz emekli öğretim üyesi, ünlü tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı sundu. Piri Reis’in yaptığı dünya haritasının, 1924 yılında Topkapı Sarayı Müze yapıldığında işçiler

tarafından bulunduğunu kaydeden Prof. Dr. İlber Ortaylı, “Piri Reis’in adının daha önceden bilindiğini ama bu haritayla birlikte iyice tanındığını” vurguladı. “Piri Reis’in amatör bir kartograf olduğunu yani meslekten kartograf olarak yetişmediğini; onun bir kaptan, denizci ve asker” olduğunu da anlatan Prof. Dr. İlber Ortaylı, “Bir

haritacının imkanlarına, kadrolarına ve zamanına sahip değildir. Tamamıyla bir gönüllüdür” dedi. “Haritaların kültürden kültüre geçtiğini de kaydeden Prof. Dr. İlber Ortaylı, “Fenike Mısır’dan öğreniyor; Fenikeliden Yunanlı öğreniyor; Yunanlı’nın portolanlarıyla Romalılar hareket ediyor ve bu iş böyle gidiyor. Akdeniz’e çıkan Araplar o haritaları kullanıyorlar; Bizans, Katalanlarınkini kullanıyor” diye konuştu.

“20 Kaynaktan Yararlandı”

Sempozyum konuşmacılarından Prof. Dr. Gregory C. Mcintosh, “Piri Reis’in, haritalarını oluştururken 20 kaynaktan yararlandığını” belirterek, “Dönemine göre çok önde olan bu haritanın, aynı zamanda bir sanat eseri olduğunu, İspanyolların, Portekizlililerin, Türklerin ve Arapların bilgilerini içerdiğini” kaydetti.

Cevat Ülkekul da “Piri Reis’in, 1513’te çizdiği dünya haritasına, Kolombus’un haritasını hatalarıyla birlikte aldığını ama 1528’de

çizdiği haritalarda bunları düzelttiğini” anlattı.

Prof. Dr. Mesut Elibüyük, “Piri Reis’in Kitab-ı Bahriye adlı kitabının göl, akarsu, toprak cinsi, ağaç türleri, yerleşim yerleri, kaleler, yollar, köprüler, limanlar, çeşme ve kuyuları gösterdiğini” ifade etti.

“Padişahlar Desteklemedi”

Prof. Dr. Svatopluk Soucek ise “Piri Reis’in başarısının kişisel olduğunu, onun padişahlar tarafından desteklenmediğini” söyledi. “Piri Reis’in haritalarını çizerken korsan haritalarından yararlandığını, çünkü korsanların gizlenebilmek için tüm koylara girip çıktıklarını” anlattı.

Prof. Dr. Hüseyin Gazi Topdemir ise “Bu harita çalışmalarının, Osmanlıların bilgiyi önemsediğinin ve izlediğinin kanıtı olduğunu” kaydetti.

Prof. Dr. Jean Charles Ducene de “Denizden görülen dağların dışındaki coğrafi şekillerin, gemi klavuzunun işine yaramadığı için haritalarda belirtilmediğini” belirterek, “Kitab-ı Bahriye, Osmanlı Akdeniz egemenliğinin bir göstergesidir. Çünkü tüm Akdeniz gösterilmiştir” dedi.

Yrd. Doç. Dr. Şenay Özdemir Gümüş ise “Kitab-ı Bahriye’nin, denizciler için bir klavuz olduğunu” dile getirdi.

Son konuşmacı Yrd. Doç. Dr. Yasemin Nemlioğlu Koca ise “42 nüshası çıkarılan bu eser yöneticiler tarafından önemsenmiştir. Piri Reis, ziyaret ettiği ve resimlediği limanlarla ilgili daha önceden bilgi almış ve bu limanlardan ihraç edilen mallar, tersanelerinde üretilen gemilerin türleri, liman ve klavuzluk hizmetleri ile klavuzluk ücretlerini yazmıştır” dedi.

Heykeltraş Filinta Önal:

“Bu büstü yaparken Piri

Reis’in bilim adamı kişiliği

öne çıkarmaya çalıştım.

Geleneksel malzemeler

olan taş ve bronzu tercih

ettim. Denizin dalgalarının

üzerinde yükselen taş bir

kolon var. Bu kolon, denizin

ortasından yükselen bir

deniz feneri gibi. En üstte de

o fenerin ışık kaynağı olan

Piri Reis’in büstü yer alıyor.

Haritayı çizdiği yaşlardaki

tasfirini yapmaya çalıştım.

Kolonun üzerine sarılmış

olan harita da yine bronz

döküm. Haritanın aslını

oraya yansıtmaya çalıştım.

O da adeta dalgalanan bir

yelken görünümü vermekte.”

Page 4: Piri Reis Haritas±n±n 500. Y±l± - Ankara œniversitesi

ankara üniversitesi bülteni

4

Karayolları Genel Müdürlüğünü sekiz

yıldır kesintisiz yürüten M. Cahit Turhan, Üniversitemiz Taşınmaz Geliştirme Anabilim Dalı’nda her yıl bahar yarıyılında lisansüstü öğrencilere yönelik düzenlenen “Gayrimenkul Sektör Seminerleri” kapsamında, 5 Nisan 2013 tarihinde “Türkiye’de Karayolu Yatırımları” konusunu anlattı. M. Cahit Turhan, Rektörümüz Prof. Dr. Erkan İbiş’in, “başarılı bürokrat olmak için neler yapılmalı” şeklindeki sorusunu şöyle yanıtladı:

İnanmak Çok Önemli“Başarılı olmak için

sağlıklı bünye ve ruh

yapısı çok önemli. Daha sonra insanın kendine güvenmesi gerek. Sabırlı, sebatkar ve kararlı olmalı. Önüne çıkacak engelleri aşabilmesi ve hedefine ulaşabilmesi için inanması çok önemli. Zamanı iyi kullanmalı, arkadaşlarını iyi seçmeli. Hedefinize ulaşmanız konusunda arkadaşınız devamlı sizin eteğinizden çekiyorsa ondan da kurtulmanız lazım. Hedefinize ulaşmanızı engellemek isteyenler ve rakipleriniz olabilir. Bunların hiçbirinin aşılamaz olmadığı konusunda kendinizi inandırmanız lazım. ‘Torpille isteğimi yaptırabilirim’ diye bir düşünce içinde olmamak

Karayolları Genel Müdürü M. Cahit Turhan Öğrencilerimize;

Başarmanın Yollarını Anlattı

gerekir.”Türkiye’deki bölünmüş

yollar hakkında da bilgi veren M. Cahit Turhan, “2003’te 6.101 km olan bölünmüş yolun 2013’te 22.261 km’ye çıktığını, 2023 hedefinin de 36.500 km olduğunu” kaydetti.

Taşınmaz Geliştirme Anabilim Dalı’nın yaptığı seminerlerle ilgili bilgi veren Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Harun Tanrıvermiş de “yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin kamu kurumlarını ve özel kurumları tanımasını istediklerini, bu kapsamda her hafta önemli bir konuğu çağırdıklarını” belirterek, “Bir anlamda biz bu sektör

seminerlerini kariyer günü olarak da görüyoruz. Arkadaşlarımız kendilerine bir gelecek planı yapsınlar istiyoruz” dedi.

Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş de “Türkiye’de özellikle son 10 yıl içinde inanılmaz bir değişim olduğunu belirterek, “Bunda da sanıyorum yüksek öğretimdeki değişimin ve Taşınmaz Geliştirme Anabilim Dalı’ndaki gibi lisans üstü eğitimi tamamlayan meslektaşların etkileri ve katkıları çok büyük. Bu bağlamda bizimle birlikte olduğunuz için bizde eğitiminizi sürdürdüğünüz için sizi kutluyorum” dedi.

Ankara Valiliği’nin başlattığı Çocuk Dostu

Şehir Projesi kapsamında, il genelinde çocukların, yaşadıkları şehir ile ilgili düşünce ve eğilimlerini belirlemek için uygulanacak veri toplama aracının tüm yönleriyle geliştirilmesi, sonrasında değerlendirilmesi ve rapor hazırlanması konusunda Üniversitemiz Eğitim Bilimleri Fakültesi

“Çocuk Dostu Şehir Projesi” Eğitimde Ölçme ve Değerlendirme Bölümü çalışmalara başladı.

Proje kapsamında ayrıca, Eğitim Bilimleri

Fakültesi’nden Prof. Dr. Ayşe Çakır İlhan, Prof. Dr. Tevhide Kargın ve Doç. Dr. Müge Artar, eğitim verilmesi düşünülen grupların

eğitime yönelik program içeriklerinin belirlenmesi, geliştirilecek materyallerin hazırlıklarının yapılması, çocuklar ve yetişkinler için hazırlanacak rehber kitapların hazırlıklarının yapılması ve gerçekleştirilecek Çocuk Dostu Şehir Şenliği ve Sempozyumu’nda danışmanlık desteğinin sağlanması amacıyla görevlendirildi.

Page 5: Piri Reis Haritas±n±n 500. Y±l± - Ankara œniversitesi

ankara üniversitesi

bülteni

5

Öğrencilerimiz YararınaBahar KermesiAnkara Üniversitesi

Sosyal Faaliyet Komisyonu tarafından, ihtiyaç sahibi Üniversitemiz öğrencileri yararına düzenlenen İlkbahar Kermesi, 16 Nisan 2013 tarihinde Tandoğan Yerleşkesi’nde gerçekleştirildi. Farklı illerden el emeği göz nuru tasarım, kıyafet, takı, gümüş ve kozmetik ürünlerinin satıldığı kermesi ABD’nin Ankara Büyükelçisi Francis J. Ricciardone ile eşi de ziyaret etti. Büyükelçiye, Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş eşlik etti.

Üniversitemiz araştırmacıları,

uluslararası ortak bir çalışma ile en yaygın duyusal bozukluk olan işitme kaybı ve en yaygın göz bozukluğu olan miyopinin birlikte görüldüğü yeni bir genetik sendrom tanımladılar. Journal of Clinical Investigation dergisinde 1 Nisan’da “SLITRK6 Mutations Cause Myopia and Deafness in Humans and Mice” başlığı ile yayınlanan bu çalışma ile SLITRK6 proteininin normal işitme ve görmenin gelişimi için insan ve farelerde önemli bir rol oynadığı ve bu proteindeki bozulmanın ağır miyopi

İşitme Kaybı ve Miyopiye Sebep Olan Yeni Gen Tanımlandı

ve sağırlık ile giden yeni bir sendroma yol açtığı gösterildi.

Makalede ilk isim olan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Tekin “Miyopi ile işitme kaybı arasındaki nedensel bağlantıyı belirleyerek bu sorunların oluşum mekanizmasını ortaya çıkarmayı ve ileride tedavi olanaklarını geliştirmeyi umuyoruz” dedi. Bu çalışma Ankara ve Miami Üniversitelerinin ortak olarak yürüttüğü, Amerikan Ulusal Sağlık Enstitüsü tarafından desteklenen ve işitme kaybına neden olan yeni genlerin araştırıldığı

bir projenin ürünü. “Miyopi dünyada

yaklaşık bir milyar insanı etkiliyor. Önceki araştırmalar, miyopiye neden olan genetik faktörlerin varlığını göstermesine rağmen çok az sayıda çalışma tek gen kusurlarının miyopiye neden olabileceğini gösteriyor. Bu çalışmada araştırmacılar, Amerikalı, Türk ve Yunan üç farklı ailenin moleküler yapısına bakarak, SLITRK6 geninde miyopi ve işitme kaybına neden olan üç farklı mutasyon tanımladı.”

Araştırma, Türkiye, ABD, İngiltere, Japonya, Yunanistan ve Danimarka’dan 11

üniversite ve araştırma kuruluşunun yer aldığı ortak bir çalışma.

Araştırma, Prof. Dr. Mustafa Tekin’le beraber İngiltere St. George Üniversitesi’nden Dr. Andrew Crosby ve Japonya RIKEN Beyin Bilimi Enstitüsü’nden Dr. Jun Aruga tarafından yürütüldü.

Ankara Üniversitesi’nden diğer araştırmacılar, Göz Hastalıkları Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Oya Tekeli, Çocuk Genetik Hastalıkları Bilim Dalı’ndan Yrd. Doç. Dr. Suna Tokgöz Yılmaz, doktora sonrası araştırmacılar Dr. Duygu Duman ve Dr. F. Başak Cengiz’dir.

Kermese ABD Büyükelçisi

Francis J. Ricciardone de

katıldı.

Öğrencilerimize destek olmak isteyenler, Rektörlük Basın Halkla İlişkiler Birimi Sorumlusu Uzm. Ufuk Koyuncu ile temasa geçebilir.Tel: 222 85 32-212 79 08

Page 6: Piri Reis Haritas±n±n 500. Y±l± - Ankara œniversitesi

ankara üniversitesi bülteni

6

Ankara Üniversitesi Nükleer Bilimler

Enstitüsü’nde yapılan bir çalışmada, Artvin ilinde bulunan ve inşa tarihi bilinmeyen gizemli bir kilise, lüminesans yöntemler kullanılarak tarihlendirildi.

Çalışma, Nükleer Bilimler Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Niyazi Meriç önderliğinde doktora öğrencisi Eren Şahiner ve sanat tarihçisi Selda Uygun ile birlikte gerçekleştirildi. Ortaçağ’da Gürcülere ait olduğu belirlenen gizemli kiliseye ait sonuçlar Mart ayı içerisinde uluslararası bir dergide (Radiation Physics and Chemistry 86 (2013) 68–73) yayımlandı.

Kilisenin farklı yerlerinden alınan örneklerin en son ışık gördüğü tarih, dünyada son yıllarda oldukça yaygın olarak kullanılan lüminesans yöntemiyle belirlenmeye çalışıldı. Çalışmayla ilgili olarak Doç. Dr. Niyazi Meriç şunları söyledi:

Ortaçağ Döneminde Yapılmış

“Bu yöntemde, örnekler gömü süresince çevresel radyasyondan dolayı sürekli radyasyona maruz kalırlar. Bu radyasyon, malzemenin kristal yapısındaki bazı elektronları serbest hale getirir. Serbest haldeki elektronlar kristal yapıdaki kusurların oluşturduğu tuzaklarda tuzaklanırlar. Tuzaklardaki ömürleri dışarıdan bir etki olmadığı durumda binlerce yıl olabilir. Eğer malzeme dışarıdan bir ısı ya da ışık ile uyarılırsa tuzaklanan

elektronlar tuzaklardan ayrılarak lüminesans merkezleriyle birleşebilir. Bunun sonunda lüminesans salınımı olur ve bu lüminesans soğurulan doz ile orantılıdır. Bu şekilde kiliseden alınan örnekler incelenerek örneklerin gömü boyunca maruz kaldığı radyasyonun bir yılda alabileceği ortalama radyasyona oranlanmasıyla hesaplanan tarihler kilisenin ortaçağ döneminde yapılmış olabileceğini ortaya çıkardı.

Başka Bir Kilise Olduğu Sanılıyordu

Kilisenin orijinal ismi, banisi ve inşa tarihi kesin olarak bilinmediği gibi dönem kaynaklarında ismi de geçmemektedir.

Yapının farklı görüşler altında tam olarak incelenemiyor oluşu bütün araştırmacıların birbirine yakın bilgiler vererek Yeni Rabat Manastırı Kilisesi’nin anlaşılmasını kısıtlamıştır. Yeni Rabat Manastırı Kilisesi’nin kimlik probleminin ortaya çıkmasının sebebi yapının Şatberdi Manastırı Kilisesi olabileceğini belirten araştırmacılardır. Bu araştırmacılar ‘Handzalı Aziz Grigol’ün Yaşamı’ isimli el yazmasında adı geçen Şatberdi Manastırı Kilisesi’nin aslında günümüzdeki Yeni Rabat Manastırı Kilisesi olduğunu iddia etmişlerdir. Döneme ait bu el yazma eserde manastırların

adları, inşa tarihleri, konumları ve birbirleri ile ilişkileri hakkında bilgiler bulunmaktadır. Ayrıca dönemin yöneticileri, rahipleri ve soylularının manastırları ziyaret ettiğine ilişkin bilgiler de el yazmasında yer almaktadır. Bütün bunlar kafaları karıştıran birçok soru/sorunu beraberinde getirmiştir.

Üç Dönemde Değişikliğe Maruz Kaldı

Çalışmanın sonucunda hesaplanan lüminesans yaş göz önüne alınarak Yeni Rabat Manastırı Kilisesinin Gürcülere ait olduğu ve en az üç ayrı dönemde değişikliğe maruz kaldığı ortaya çıkmıştır. Mutlak (lüminesans tarihlendirme) ve göreli (sanat tarihi değerlendirmeleri) yöntemler kullanarak bu yapım/değişim evreleri ve kilisenin inşa tarihindeki bilinmezlikler çözülmüştür. Çalışma sonucunda, bu yapının gerçekten Yeni Rabat Kilisesi ya da Yeni Rabat Manastırı Kilisesi olarak bilinen kilise Tao-Klardeji bölgesinde bulunan unutulmuş tarihi miraslardan biri olduğu anlaşılmıştır.”

Artvin’de Kimliği Bilinmeyen Gizemli Bir Kilise:Yeni Rabat Kilisesi

Doç. Dr. Niyazi Meriç önderliğindeki doktora öğrencisi Eren Şahiner ve

sanat tarihçisi Selda Uygun, Artvin’de bulunan ve inşa tarihi bilinmeyen

tarihi bir kilisenin yaşını, lüminesans yöntemleri kullanarak belirledi.

Kilise’nin, Ortaçağ döneminde yapılan Yeni Rabat Kilisesi olduğu ortaya çıktı.

Page 7: Piri Reis Haritas±n±n 500. Y±l± - Ankara œniversitesi

ankara üniversitesi

bülteni

7

Üniversitemiz Dil ve Tarih-Coğrafya

Fakültesi Eskiçağ Tarihi Anabilim Dalı öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Sedat Erkut, Çukurova Üniversitesi’nde verdiği “Hititlerde Bahar Bayramı” başlıklı konferansta, “Hititlerin en iyi bilinen ve önemli bayramlarından biri olan ilkbahar bayramının ‘AN.TAH.SUMSAR’ olarak adlandırıldığını ve bayramın 38 gün sürdüğünü” söyledi.

Yrd. Doç. Dr. Sedat Erkut

Yrd. Doç. Dr. Sedat Erkut, “Hititlerin, baharın gelişiyle tanrılara şükranlarını sunmak, onlara tapınmak, onlardan

yardım dilenmek ve tanrılarını yüceltmek için bu bayramları düzenleyerek onları hoşnut etmeyi amaçladıklarını” ifade etti.

NASA Mühendisi Üniversitemizdeydi

2035’te Mars’a Astronot Gönderilecek”NASA-Jet İtki

Laboratuvarı uzay mühendisi Nagin Cox, Ankara Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Araştırma ve Uygulama Merkezi ile ABD Ankara Büyükelçiliği’nin işbirliğiyle, Üniversitemiz Rektörlüğü 100. Yıl Salonu’nda, NASA’nın Mars çalışmaları hakkında bilgi verdi. Nagin Cox, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Bakan Yardımcısı

Hititler, Bahar Bayramını38 Gün Kutluyordu

Prof. Dr. Davut Kavranoğlu, Rektörümüz Prof. Dr. Erkan İbiş ve çok sayıda öğretim elemanı ile öğrencinin izlediği konferansta, “Mars’ta binlerce yıl önce sıvı suyun olduğunun anlaşıldığını, orada bir zamanlar, dünyadakinden farklı da olsa hayat olduğuna inandıklarını, o zamanlar gezegende bulunan suyun da içilebilir düzeyde olduğunu” belirtti

Mars’a bugüne kadar 6

robotik araç gönderildiğini, bunlardan sonuncusu olan Curiosity’nin inşasının neredeyse 10 yıl sürdüğünü” anlatan Nagin Cox, Curiosity’e kadar gönderilen araçların ineceği yeri hep mühendislerin belirlediğini, çünkü araçların inmesi için düz ve rüzgarsız alanların seçildiğini, Curiosity ile birlikte, inilecek alanı bilim insanlarının belirlediğini, bu araçla

birlikte hasarsız inişin artık gerçekleştirilebildiğini” kaydetti. Nagin Cox, “Mars için geliştirilen teknolojiler sayesinde önümüzdeki 20 yıl içinde başka galaksilere de gidilebileceğini, 2035’te Mars’a astronot gönderilmesinin planlandığını” da anlattı. “Curiosity’nin inşası sırasında yaklaşık 10 bin insanın çalıştığını ancak mühendis ekibinin 50-60 arasında değiştiğini” ifade eden Nagin Cox, “Yapımı için 3.5 milyar dolar harcandığını” sözlerine ekledi.

Page 8: Piri Reis Haritas±n±n 500. Y±l± - Ankara œniversitesi

ankara üniversitesi bülteni

8

Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şehsuvar Ertürk;

“Ankara Üniversitesi Sağlıkta Mükemmeliyet Merkezi Kurulacak”

Üniversitemiz Tıp Fakültesi Dekanı Prof.

Dr. Şehsuvar Ertürk, 30 Mart’ta Ulusal Akreditasyon Kurulu tarafından akredite edilen Fakülte’de verilen eğitimin kalitesi, ingilizce tıp eğitimi, önümüzdeki yıllarda yapılacak yeni yerleşke, Fakültenin yurtdışı bağlantıları, Cebeci Yerleşkesi’nde yapımı bitmek üzere olan Çocuk Hastanesi ve Cebeci Yerleşkesi’ne yapılacak acil servis konularını Bülten okuyucuları için değerlendirdi.

Akreditasyon Süreci Olumlu SonuçlandıMezuniyet öncesi tıp eğitimimiz, 30 Mart’ta Ulusal Akreditasyon Kurulu tarafından akredite edildi. Akreditasyon çalışmaları çok uzunca bir süredir devam ettirilmekteydi ama son dönemdeki çok yoğun çalışmalarla bize nasip oldu. Mart ayı içinde Değerlendirme Kurulu gelip Fakültemizdeki eğitim

olanaklarını, mezuniyet öncesi eğitim durumumuzu değerlendirdi ve karara bağlayarak eğitimimizi akredite etti. Fakültemizde neleri iyi yapıp neleri aslında çok da iyi yapamadığımızı öğrendik. Bu sonuç bize, motivasyon olarak geri dönecek.

ÜniversitemizinYeni YerleşkesiRektörümüz Prof. Dr. Erkan İbiş’in göreve gelmesinden sonra Üniversitemizde uzunca süredir olmayan bir şey gerçekleşti ve Üniversitemize arazi tahsis edildi. Bu, 1970’li yıllarda Gölbaşı yerleşkesinin tahsisinden sonraki kent içindeki en büyük kazanım. Bağlıca bölgesinde, çevre yoluna yakın bir yerde 1500 dönüme yakın bir araziye kavuştuk. Bu yerleşkeye, Rektör Bey’in öncülüğünde Sağlıkta Mükemmeliyet Merkezi’nin kurulması düşünülüyor. Orada öncelikle bir imar çalışması yapılacak, daha sonra da

inşaatlar yapılacak. Orada tüm birimleri içeren çok donanımlı bir hastane ve uydu ileri medikal teknoloji birimleri kurulacak. Sağlıkla ilgili diğer birimler de bu alanda yer alabilecek. Çok donanımlı, çağdaş, çok iyi koşullarda bir merkezin oluşturulması düşünülüyor.

Hastanelerimiz TaşınmayacakBundan, buradaki hastanelerimizin tamamen taşınması anlamı çıkmamalı. Cebeci’deki hastane mutlaka kalacak. Çünkü orası Üniversitemizin malıdır. Belki zamanı geldiğinde, “İbn-i Sina Hastanesi’ni taşıyalım mı?” diyenler olabilir. Bu o zamanki yönetimlerin planlayacağı bir şey. Bugünden bunu söylemek doğru olmaz. Morfoloji yerleşkesi Tıp Fakültesi’nin sembolüdür, mutlaka kalmalıdır. Ama bizim yapmamız gereken, böyle mükemmel merkezlere sahip olup, diğerlerini de en

iyi halde elimizde tutmaya çalışmaktır.

Çocuk Hastanemiz Ülkemiz İçin Gurur Kaynağı OlacakCebeci Yerleşkesi’ndeki Çocuk Hastanesi inşaatı bitti. İç donanımı da alındı. Bazı rütuşlar yapılıyor. Bu da gerçekleştiği zaman oraya taşınılacak. Sonbaharda çalışmaya başlayacağını umuyorum. Hekim, hemşire ve yardımcı personel anlamında yeterli desteği sağlarsak orası çok iyi bir referans merkezi olacak. Personel desteği konusunda Rektörümüz sıklıkla bürokratlarla bir araya gelip bunu sağlamaya çalışıyor. Çocuk Hastanesi, hem Üniversitemiz için hem de Ülkemiz için bir gurur kaynağı olacak. O zaman belki yurt dışından ve Türkiye’nin her yerinden hastalar gelebilecek. Yoğun bakım desteğinin çok iyi koşullarda sağlanabileceği bir merkez olacak. Çocuk hastanesi, geçmişte

Page 9: Piri Reis Haritas±n±n 500. Y±l± - Ankara œniversitesi

ankara üniversitesi

bülteni

9

Cebeci’yeAcil Servis Kurulacak

Cebeci Yerleşkesi’ni tam

teşekküllü hale getirmeye

çalışıyoruz. Şu anda bazı

birimler orada temsil

edilmiyor. Rektörümüzün

de talebiyle, tüm birimlerin

hem İbn-i Sina’da, hem

de Cebeci’de yer alması

için çalışıyoruz. Ayrıca

Cebeci’de bir acil servisin

kurulması planlanıyor.

Çünkü Cebeci Hastanesi,

Ankara’nın doğu kısmında

ciddi bir nüfusa hizmet

veren bir hastane. Onun

iyi bir acil servisle

desteklenmesi de çok

önemli.

Kalp Merkezi’ne

Üst GeçitCebeci Hastanesi ile Kalp

Merkezi arasına bir üst geçit

oluşturulması projesi var.

Bunun girişimlerini Cebeci

Hastanesi Başhekimliği

yapmış durumda. Bu da kısa

sürede gerçekleştiğinde çok

önemli bir hizmet yapılmış

olacak.

sadece Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’nın hastanesiydi. Şimdi çocukla ilgili bütün birimlerin yer alacağı bir merkez olacak. Çocuk beyin cerrahisi, çocuk ortopedisi, çocuk ürolojisi, çocuk cerrahisi, çocuk kalp damak cerrahisi orada yer alacak.

TUS’ta BaşarılıyızBütün TUS’larda (Tıpta Uzmanlık Sınavı) sınava girip de bir ihtisas alanına yerleşen adayların durumuna baktığımızda, biz yüzde 10’la birinci sıradayız. Ancak puan açısından özellikle ingilizce tıp’lar biraz daha öne çıkıyor. Biz genellikle ilk üç binde öğrenci alırken, onlar daha üstte, ilk binde alıyorlar. Bu da öğrenim hayatı boyunca devam edip TUS’a da bir miktar yansıyor. Puan açısından ingilizce tıp’tan mezun olanlar biraz daha üstte olabiliyorlar.

İngilizce Eğitim Programı BaşlatılabilirHekimlik alanında eğitimi mutlaka Türkçe yapmalıyız. Ama ingilizce tıp olduğu zaman puan daha yükseliyor, ilk binden öğrencileri alıyorsunuz. Diğer yandan ingilizce

tıp, uluslararasılaşma konusunda kullanılabilir. Yani yurt dışından öğrencileri alabilirsiniz. Şu an bizim 134 yabancı uyruklu öğrencimiz var. Eğer biz ingilizce tıp açarsak, Türkçe öğrenme zorunluluğu olmadan, doğrudan Avrupa’dan da öğrenci alma şansımız olabilir. Hem maddi anlamda Üniversitemize ve Fakültemize katkısı olur, hem de bu anlamda uluslararasılaşmayı arttırırız. İngilizce programa, nispeten daha düşük sayıda kontenjanla, örneğin 30 ile başlanabilir; yavaş yavaş 50’lere yükseltilebilir. Ama bunun çoğunluğu, yurt dışından, yabancı uyruklu öğrencilerden alınabilir. Az sayıda öğrenci de yurt içinden, onlarla iletişim için alınabilir.

Uluslararası OkullaraEv Sahipliği YapıyoruzÖğretim üyelerimiz, uluslararası derneklerde görev alıyor hatta başkanlık yapıyor. Uluslararası okullara ev sahipliği yapıyoruz. Örneğin Göz Hastalıkları Anabilim Dalı’mız, dünyada toplam6 tane olan okullardan birinin ev sahibi durumunda.

Ankara Üniversitesi, Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve LCIF (Uluslararası Lions Kulüpleri

Fonu) adına Maltepe Lions Kulübü, “Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Görme Engelliler Rehabilitasyon ve Araştırma Birimi’nde az görme rehabilitasyonundan yararlanacak hasta sayısının arttırılması, toplumsal farkındalık, sosyal dayanışma ve gönüllü desteğinin yapılandırılması, rehabilitasyon uygulamaları için gerçek yaşam alanlarının sembolize edilmesi, profesyonellere yönelik eğitim uygulamalarının yapılması ve tarama çalışmaları yapılması” konularını kapsayan bir işbirliği protokolü imzaladı. Ankara Üniversitesi Rektörlüğü’nde 15 Nisan 2013 tarihinde imzalanan protokol çerçevesinde LCIF tarafından mali destek sağlanacak.

Protokol kapsamında yapılacak çalışmalarla, “Kamuoyuna, az görmenin ne olduğu anlatılacak, farkındalık yaratılacak ve bilgi düzeyinin arttırılması ile az görme rehabilitasyonunundan yararlanan hasta sayısının arttırılmasına çalışılacak. Özellikle rehber öğretmenler ile göz hekimlerine ve az görenlere eğitim verilecek. Körlere eğitim veren okullar, az gören öğrencilerin tespiti için taranacak. Az görenlerin eğitimi için örnek yaşam alanları oluşturulacak ve var olanlar iyileştirilecek. Az görenlerin aileleri arasındaki dayanışma ve yardımlaşma arttırılacak.”

Çalışmalar sadece Ankara’da değil, Türkiye’nin değişik illerinde gerçekleştirilecek.

Üç KuruluştanAz Görenlere Yönelik İşbirliği Protokolü

Page 10: Piri Reis Haritas±n±n 500. Y±l± - Ankara œniversitesi

ankara üniversitesi bülteni

10

Bakü Devlet Üniversitesi’yle

Ankara Üniversitesi ile Azerbaycan Bakü

Devlet Üniversitesi arasında akademik işbirliği anlaşması imzalandı.

Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş başkanlığındaki Ankara Üniversitesi heyeti,1 Nisan 2013 tarihinde Bakü Devlet Üniversitesi’ni ziyaret ederek Rektör Prof. Dr. Abel Meherremov ile görüştü.

Prof. Dr. Erkan İbiş ziyarette, Azerbaycan ve Türkiye üniversiteleri arasındaki işbirliği, öğrenci değişimi ve birlikte gerçekleştirilen projelerle ilgili bilgi aldı. Görüşme sonrasında iki üniversite arasında Mevlana Değişim Programı kapsamında

Akademik işbirliği Anlaşması İmzaladık

işbirliği anlaşması imzalandı.

Prof. Dr. Abel Meherremov ve Prof. Dr. Erkan İbiş, 2011 yılında

Ankara Üniversitesi ve Bakü Devlet Üniversitesi arasında imzalanan ve YÖK tarafından reddedilen, hukuk eğitimine çift

Ankara Üniversitesi’nde Toplumsal Cinsiyet

Eşitliği Eylem Planı’nın hayata geçirilmesi ile ilgili kurumsal etkinlikleri planlamak, koordine etmek ve düzenlemek amacıyla kurulan Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Eylem Komisyonu,

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Eylem Komisyonu, İlk Toplantısını Yaptı

üyelerinin katılımıyla ilk toplantısını 22 Nisan’da İLEF’te gerçekleştirdi. Çoğu fakülte ve yüksek okul yönetimlerinin üst düzey temsilcilerinden oluşan komisyon üyeleri, üniversitede toplumsal cinsiyet eşitliği algısı ve

varolan dinamiklerle ilgili görüşlerini paylaştılar. Komisyonda, öncelikle Toplumsal Cinsiyet Eşitliği İklimi ve Kültürü Araştırması’nın gerçekleştirilmesi için ön çalışmalara başlanması üzerinde hemfikir olundu.

diploma verilmesini öngören anlaşmayı yeniden gözden geçirerek gerekli değişikliklerin yapılması için fikir alışverişi yaptı.

Johannes Moser ve Üniversitemiz öğretim

elemanları Orhan Ahıskal, Ellen Jewett, Çetin Aydar ve Sinan Dizmen’den oluşan Ankara Üniversitesi Solistleri, 30. Ankara Müzik Festivali kapsamında 25 Nisan’da MEB Şura Salonu’nda bir konser sundu. Konserde Necil Kazım Akses’in Yaylı Çalgılar İçin Dörtlü No.1, Paul Hindemith’in Solo Viyolonsel İçin Sonat op. 25, No.3 ve Franz Schubert’in Yaylı Çalgılar İçin Beşli Do Majör D. 956 parçaları seslendirildi.

Ankara Müzik Festivali

Page 11: Piri Reis Haritas±n±n 500. Y±l± - Ankara œniversitesi

ankara üniversitesi

bülteni

11

Ü niversitemiz Tandoğan Yerleşkesinde bulunan

Elektron Mikroskobu Birimi, yeni yapılanması ile hizmet vermeye başladı. Birimde taramalı elektron mikroskobu (SEM) ve geçirimli elektron mikroskobu (TEM) ile görüntü analizleri yapılabiliyor; ayrıca SEM cihazına bağlı bulunan EDS ve BSE dedektörleri yardımı ile de görüntülenen bölgenin elementel analizi gerçekleştirilebiliyor. İletken numunelerin SEM analizleri doğrudan, iletken olmayan numunelerin analizleri ise altın kaplama sonrasında gerçekleştiriliyor. Bu amaç için gereken altın

Elektron Mikroskobu Birimi, Yeni Yapılanması ile Araştırmacıların Hizmetinde

kaplama ünitesi de Birimde bulunuyor ve ücreti

karşılığında rahatlıkla kullanılabiliyor. TEM’de ise

şimdilik sadece süspansiyon haline getirilerek bir grid üzerine damlatılabilen numuneler incelenebiliyor. Elektrolitik aşındırma, ultra mikrotom ve kritik nokta kurutma gibi numune hazırlama sistemleri devreye alındığında daha farklı numunelerin TEM analizleri de yapılabilecek ve bu gelişmeler daha sonra duyurulacak.

Elektron Mikroskobu Birimi sorumlusu Prof. Dr. Burhanettin Çiçek, “Birimimizde yapılabilen analizler için tüm araştırmacılarımızı bekliyor ve ancak yapamadıklarımız için başka kurumlara müracaat etmenizi rica ediyoruz” dedi.

Öğrencilerimizden Vatandaşlara Sağlık DersiÜniversitemiz Sağlık

Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü’nden 75 öğrenci, Doç. Dr. Ayfer Tezel yönetiminde Mamak Kutludüğün Mahallesi’nde vatandaşlara halk sağlığını anlatıyor.

Üç ay süreyle

Birimin web adresi:

emb.ankara.edu.tr

Edebiyatımızın önemli isimlerinden Orhan

Kemal’in romanlarını ve sosyal adalet konusunu ele alan “Orhan Kemal’li Günler” 3-4 Nisan 2013 tarihleri arasında Üniversitemiz Hukuk Fakültesi’nde gerçekleştirildi.

Etkinlikler kapsamında Orhan Kemal’in oğlu Işık Öğütçü “Orhan Kemal”, Alper Akçam “Orhan Kemal Edebiyatında Adalet Anlayışı”, Öykü Didem Aydın “Hukuk Eğitiminde

gerçekleştirilmesi planlanan uygulamalı eğitim kapsamında gerçekleştirilen ev ziyaretleri ile vatandaşlara aile sağlığı, ana-çocuk sağlığı ve yaşlı sağlığı konularında bilgiler vererek kendi yeterliliklerini de geliştirmeye çalışılıyor.

Hukuk Fakültesi’nde

Orhan Kemal’li Günler

Hukuk ve Edebiyat”, Mazlum Vesek “72. Koğuş”, Aslı Şimşek “Kadın ve Çocuk Yoksulluğu Bağlamında Orhan Kemal: Murtaza Romanı”, Onur Caymaz “Orhan Kemal’in Daktilosu”, Semiramis Yağcıoğlu “Murtaza”, Taylan Akman “Hukuk ve Politika İlişkisi-Murtaza” adlı konferansları sundu.

Etkinlikler kapsamında “Hanımın Çiftliği Atölyesi”, “72. Koğuş Atölyesi”, “Murtaza Atölyesi”, “El Kızı Atölyesi” de düzenlendi.

Page 12: Piri Reis Haritas±n±n 500. Y±l± - Ankara œniversitesi

ankara üniversitesi bülteni

12

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Cebeci

Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhemşireliği, 19 Nisan 2013 tarihinde Cebeci Araştırma ve Uygulama Hastanesi 50. Yıl Konferans Salonu’nda “Obeziteye Multidisipliner Yaklaşım” adlı bir sempozyum düzenledi.

Sempozyum’da Prof. Dr. Sancar Bayar “Obezitenin Kanserle İlişkisi”ni anlattı. “Obezitenin de sigara kadar kanserden sorumlu olduğunu” söyleyen Prof. Dr. Sancar Bayar, “çocukları obeziteden uzak tutmak için orta ve ağır aktivitelere

yönlendirilmesi gerektiğini” ifade etti. “Kırmızı et, barbekü ve mangal tüketiminin azaltılması gerektiğini” de anlatan Prof. Dr. Sancar Bayar, “hormonlu etlerin meme kanseri riskini arttırdığını, Akdeniz ülkelerinde meme kanserinin az görülmesinin nedeninin de bol zeytinyağı kullanımı” olduğunu söyledi.

“Nar’ın, kanser hücrelerinin ölümüne yol açtığını belirten ve bolca üzüm yemek ile stresten uzak durmayı” tavsiye eden Prof. Dr. Sancar Bayar, “domatesin de kansere karşı koruyucu olduğunu” belirtti.

Obeziteye Multidisipliner Yaklaşım Sempozyumu

Ev Tipi Koşu Bantları Ergonomik Değil”

“Egzersiz Salonuna Üye Olmak Gerekmiyor”

Üniversitemiz Tıp Fakültesi Cebeci Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Rüştü Güner de “Obezitenin egzersizle nasıl önlenebileceğini” anlattı.

“Mutlaka bir egzersiz salonuna üye olmak gerekmediğini, hareketlerin evde ve sokakta da yapılabileceğini” belirten Prof. Dr. Rüştü Güner, “yüzmenin ve yürümenin çok önemli bir egzersiz olduğunu, egzersizlere bir süre ara verilecek olursa kazanılan özelliklerin gerilediğini, yavaş yürümenin de boşu boşuna

vakit kaybı olduğunu” kaydetti.

“10 dakikadan daha az yapılan egzersizlerin istenen sonucu vermeyeceğini, kuvvet egzersizleri için de çocukların ağaca çıkmalarının özendirilmesi gerektiğini, ağaca çıkmanın kol ve bacak kaslarını güçlendireceğini” ifade eden Prof. Dr. Rüştü Güner, “Egzersiz sırasında nefes tutmaktan kaçının ki fıtık oluşmasın” dedi.

Prof. Dr. Rüştü Güner, “Ev tipi koşu bantları ile parklardaki spor aletlerini de önermediklerini, bunların çoğunun ergonomik olmadığını” dile getirdi.

Bilimsel Bitki Ressamlığı YarışmasındanÜniversitemize Yine Altın MadalyaAnkara Üniversitesi

Eczacılık Fakültesi Farmasötik Botanik Anabilim Dalı Araş. Gör. Gülnur Ekşi, Londra’da

düzenlenen Bilimsel Bitki Resim yarışmasında dördüncü kez Altın madalya aldı.

Araş. Gör. Gülnur Ekşi’nin başarısı, hem Ülkemiz hem de Üniversitemiz için gurur kaynağı oldu.

Araş. Gör. Gülnur Ekşi, “Birçok ülkede yaygın bir meslek olan bilimsel bitki ressamlığının Türkiye’de çok bilinmediğini, oysa bunun başlı başına bir

meslek olduğunu” söyledi.Araş. Gör. Gülnur

Ekşi; “Bitki ressamlığı ve bilimsel bitki ressamlığı birbirinden ayrı iki kavram. Ayırt edici özellikleriyle tanımlayacak olursak, bilimsel bitki resmi; bilim dünyasında torik bilginin görsel öğelerle desteklenmesine kaynaklık eden, bitkileri birebir, doğru ve tüm özellikleri ile ortaya koyan, birçok farklı yöntem ve teknik benimsenerek

oluşturulabilen, aynı zamanda estetik kaygılardan da bağımsız olmayan çalışmalardır. Bitki resimleri fotoğrafla yakalanamayacak olan şeyi; bitkinin yaşam öyküsünü görüntüler. Yani fotoğraf ilk bakışta gördüğümüz neyse odur; illüstrasyon ise bitkinin teşhisi ve sınıflandırması için gerekli spesifik bilgiyi sunar” dedi.

Page 13: Piri Reis Haritas±n±n 500. Y±l± - Ankara œniversitesi

ankara üniversitesi

bülteni

13

Ankara Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesi

Arkeoloji Bölümü öğrencilerinin, ilkini geçen yıl düzenledikleri “Ankara Arkeoloji Günleri”nin ikincisi 24-25 Nisan 2013 tarihlerinde gerçekleştirildi. Etkinliklerin bir bölümü 24 Nisan’da Hacettepe Üniversitesi’nde, bir bölümü de 25 Nisan’da Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde yapıldı. Topluluk Danışmanı Prof. Dr. Harun Taşkıran’ın konuşması ile başlayan toplantıda, Hacettepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Yılmaz Selim Erdal “Anadolu’da Neolitik Dönem Ölü Gömme

Ankara ve Hacettepe Üniversitesi Öğrencilerinden

2. Arkeoloji GünleriGelenekleri: Yaş ve Cinsiyete Dayalı Farklılaşmanın Başlangıcı”, Bodrum Sualtı Arkeolojisi Müzesi Müdürü Yaşar Yıldız “Türkiye’de Sualtı Arkeolojisi’nin Gelişimi ve Bugün Geldiği Nokta”, İstanbul Üniversitesi’nden Doç. Dr. Necmi Karul “Türkiye’de Tarihöncesi Yerleşimlerde Sergileme ve Aktopraklık Höyük Arkeopark Projesi”, İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mehmet Özdoğan “Arkeolojinin Politikası ve Politik Bir Araç Olarak Arkeoloji” ve Arman Tekin ile Mehmetcan Soyluoğlu “Hasankeyf Sular Altında Kalmasın” konularını anlattı. Bildirilerin dışında,

öğrenciler tarafından, deneysel arkeoloji çalışmaları yapılarak, Anadolu’da binlerce yıl önce yaşayan insanların günlük hayatları canlandırıldı.

Prof. Dr. Harun Taşkıran, “Arkeoloji öğrencilerinin, hiç olanakları olmamasına rağmen çok güzel etkinlikler yaptıklarını” belirterek, “Öğrencilerimizden görmek istediğimiz olaylar bunlar” dedi. Bodrum Sualtı

Üniversitemiz Dil ve Tarih-Coğrafya

Fakültesi Arkeoloji Bölümü

Sempozyumu8-9 Nisan 2013 tarihlerinde gerçekleştirildi. Sempozyumda “2012 Yılı Karain Mağarası Kazıları”, “2012 Yılı Suluin Mağarası Kazıları”, “Ilısu Barajı Etkileşim Alanında Yer Alan Neolitik Çağ Yontma Taş Buluntu Toplulukları: Körtik Tepe, Boncuklu Tarla, Hakemi Use”, “2012 Yılı Limantepe Kara ve Sualtı Kazıları”, “Acemhöyük 2012 Yılı Kazılarının Sonuçları”, “2012 Yılı Kültepe-Kaniş Kazıları”, “2012 Yılı Çeşme-Bağlararası Kazıları”, “Ilısu Barajı

Arkeoloji Bölümü SemineriSuları Altında Kalacak Olan Bir Yerleşim: Basur Höyük”, “M.Ö. 2. Binde Önasya’da Kraliyet Sembolü”, “Çorum-Resuloğlu Kazıları 2012 Yılı Sonuçları”, “Smintheion Antik Kenti 2012 Yılı Çalışmaları”, “Zeugma Antik Kenti 2012 Yılı Çalışmaları”, “Teos Antik Kenti 2012 Yılı Çalışmaları”, “Alexadria Troas Antik Kenti 2012 Yılı Çalışmaları”, “Erythrai Antik Kenti 2012 Yılı Çalışmaları” ve “Nysa Antik Kenti 2012 Yılı Çalışmaları” hakkında bilgiler verildi.

İletişim Fakültesi öğretim görevlilerinden Atila

Cangır’ın fotoğrafları, “İstanbul Modern-Bahreyn” sergisi kapsamında Bahreyn Ulusal Müzesi’nde sergileniyor. Sergi, 8 Haziran 2013 tarihine dek sürecek.

Atila Cangır’ın Fotoğrafları Bahreyn’de

Arkeolojisi Müzesi Müdürü Yaşar Yıldız da “sınırlı sayıda sualtı arkeoloğu ile çalışmalar yürüttüklerini, çünkü bunun sevilerek yapılması gereken bir iş olduğunu” söyledi. “Sualtı arkeolojisiyle uğraşanların, konservasyonu da bilmesi gerektiğini” anlatan Yaşar Yıldız, “Çünkü tuzlu sudan çıkan eserler, gerekli bakım yapılmazsa kısa sürede bozuluyor” dedi.

Deneysel arkeoloji

çalışmaları sergilendi.

Page 14: Piri Reis Haritas±n±n 500. Y±l± - Ankara œniversitesi

Haymana Meslek Yüksekokulu Üç YaşındaTermal Sağlık Turizmi ve Ankara Savaşı Panelleri ile Ağaç Dikme Şenliği Yapıldı

Yoğun talep nedeniyle başvuran öğrenciler üç gruba ayrılarak eğitim verilmeye başlandı.

ankara üniversitesi bülteni

14

Ankara Üniversitesi Sağlık, Kültür ve

Spor Daire Başkanlığı; öğrencilerin, hem öğrenimleri süresince işitme engelli arkadaşlarıyla iletişim kurabilmeleri, hem de mezun olduktan sonra meslek hayatlarında işitme engelli bireylere de kaliteli hizmet verebilmeleri amacıyla ücretsiz işaret dili kursu açtı.

“Türkiye’de yaklaşık 3 milyon işitme engelli birey bulunduğunu ve işitme engelli bireyleri toplumsal süreçlere aktif dâhil edebilmenin en kolay yolunun, kullanabildikleri en yaygın iletişim aracı olan işaret dilini mümkün olduğunca çok kişiye öğretmek olduğunu” söyleyen Ankara Üniversitesi Sağlık, Kültür

Ankara Üniversitesi’nden Öğrencilere Yönelik “İşaret Dili” Kursu

İşaretler Konuşuyor

ve Spor Daire Başkanı Prof. Dr. Onur Özsoy; “Özellikle topluma doğrudan hizmet veren devlet kurumlarında işaret dili bilen personel çalıştırmanın artık zorunlu hale gelmeye başladığını” belirtti.

20 öğrencilik bir kontenjan ile başlanmasına karar verilmesine rağmen, öğrencilerin yoğun ilgisi nedeniyle kontenjan sayısı

arttırılarak, başvuran öğrenciler üç grup halinde eğitime başlatıldı. Ankara Üniversitesi, öğrencilerin eğitime olan yoğun talebi ve kursa devam konusunda kararlılıkları üzerine, gelecek akademik yılda Ankara’da bulunan diğer üniversite öğrencilerinin de yararlanabileceği şekilde katılımcı kompozisyonunu geliştirerek ve kontenjanı

arttırarak eğitime devam etme kararı aldı. Üniversite; gelecek akademik yılda işitme engelli öğrencilerin üniversiteden daha etkin yararlanabilmesi ve hizmete erişimlerini kolaylaştırmak için öğrenci işleri personeli başta olmak üzere öğrencilere yoğun hizmet veren birimlerden ikişer personeline de işaret dili eğitimi vermeye başlayacak.

Üniversitemiz Haymana Meslek Yüksek

Okulu, kuruluşunun üçüncü yılını düzenlediği bir dizi etkinliklerle kutladı. Kutlama etkinlikleri kapsamında 8 Nisan 2013 tarihinde “Termal Sağlık Turizmi Paneli” düzenlendi. Prof. Dr. Mesut Birol Atay tarafından yönetilen panele Yüksekokul öğretim üyesi Prof. Dr. Deniz Evcik, Sağlık Bakanlığı’nı temsilen Dr. Ümit Ateşkan, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nı temsilen İbrahim Yazar ve termal sağlık kuruluşlarını temsilen Tevfik Ovacık panelist olarak katıldı. Haymana’nın mülki ve idari yöneticileri, sağlık çalışanları ve yüksek okul öğrencileri tarafından izlenen panelde, termal sağlık turizmi; akademik

boyutu, Sağlık Bakanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bakış açıları ve fiilen bu hizmeti veren özel kuruluşların yaşadığı sorunlar ve çözüm önerileri de dahil olmak üzere tüm yönleriyle değerlendirildi.Ankara Savaşı Haymana’da mı Yapıldı?

Kutlamalar kapsamında, 12 Nisan 2013 tarihinde “Ankara Savaşı Nerede Oldu, Çubuk mu? Haymana mı?” konulu panel düzenlendi. Çankırı Karatekin Üniversitesi Coğrafya Bölüm Başkanı Prof. Dr. Osman Gümüşçü tarafından yönetilen panele; Çanakkale 18 Mart Üniversitesi öğretim üyesi ve “Timur’un Anadolu Seferi ve Ankara Savaşı” kitabının yazarı Yrd. Doç. Halil Çetin ve Karatekin

Üniversitesi Coğrafya Bölümü Fiziki Coğrafya Anabilim Dalı öğretim üyesi Yrd. Doç. Murat Ataol panelist olarak katıldı.Panelde, Ankara Savaşı, tarihi belgeler ve coğrafi koşullar ile birlikte değerlendirildi. Panel bitiminden sonra tarihi kayıtlarda Ankara Savaşı’nın geçtiği yer olarak ismi geçen Çuluk köyü ziyaret edilerek yerinde incelemeler yapıldı. Bu alanda arkeolojik ve antropolojik çalışmaların mutlaka yapılması gerektiği, panele katılan akademisyenler tarafından dile getirildi.

Kampüs AğaçlandırıldıÜniversitemizin

kampüsleri ağaçlandırma ve yeşillendirme çalışmalarına paralel olarak Haymana

Kaymakamlığı’nın desteği ile Büyükşehir Belediyesi’nden 6-7 metrelik sarıçam ve ladin ağaçları temin edildi. Ağaçlar, üçüncü yıl etkinlikleri kapsamında Yüksekokul çalışanları ve öğrencilerin yardımı ile 10 ve 11 Nisan tarihlerinde okul bahçesine dikildi.

Page 15: Piri Reis Haritas±n±n 500. Y±l± - Ankara œniversitesi

ankara üniversitesi

bülteni

15

Hollanda Leiden Üniversitesi tarafından

Web of Science veri tabanından 2008-2011 yılları arasından temel bilimler ve sosyal bilimler alanlarında yayımlanan makale, mektup ve incelemeler esas alınarak hazırlanan üniversitelerin 2013 sıralaması açıklandı. Ankara Üniversitesi ile birlikte Türkiye’den Hacettepe, ODTÜ, Ege, İstanbul ve Gazi üniversiteleri 2013 dünya sıralamasında ilk 500 üniversite arasına girdi.

Ankara Üniversitesi, DünyanınEn İyi İlk 500 Üniversitesi İçinde

Üniversitemiz, 2008-2011 yılları göz önüne alınarak yapılan sıralamada bir öncekine göre çok az farkla daha altta yer aldı.

Ankara Üniversitesi, diğer üniversitelerle üretilen ortak yayınlar Türkiye sıralamasında ilk sırada yer aldı. Üniversitemiz, 2008-2011 yılları arasında üretilen toplam yayın sayısı Türkiye sıralamasında beşinci oldu.

“Doğal bilimler ve mühendislik”, “yaşam ve yer bilimleri”, “matematik ve bilgisayar bilimleri”

ve “sosyal ve beşeri bilimleri” alanlarına özgü yapılan sıralamada diğer beş üniversitenin ardından altıncı sırada, biyomedikal ve sağlık alanında ise beşinci sırada yer aldı.

Leiden sıralamasında bu yıl yayın kalitesini ölçen yeni bir kriter de yer aldı. Buna göre Üniversitemiz dünyada en çok atıf alan üniversiteler ve yayın başına düşen ortalama atıf sayısı kriterleri için yapılan Türkiye sıralamasında altıncı sırada yer aldı.

Üniversitemiz Ankara Çalışmaları Araştırma

ve Uygulama Merkezi (ANKAMER), Ankara’nın Başkent Oluşunun 90. Yılı nedeniyle 7-8 Ekim 2013 tarihlerinde “Başkent oluşunun 90. Yılında Ankara: 1923- 2013” konulu bir Sempozyum düzenleyecek. Sempozyum, başkent oluşundan günümüze kadar Ankara’nın geçirdiği değişim ve dönüşümü, çeşitli boyutlarıyla ve farklı disiplinlerin katkılarıyla irdelemeyi amaçlıyor. Bu bağlamda Ankara’nın, “siyasal, ekonomik, sosyal ve kültürel” konumu ele alınacak.

Ankara’nın BaşkentOluşunun90. yılını Sempozyumla Kutlayacağız

Ankara Üniversitesi koordinatörlüğünde

üniversitelerarası işbirliği ile yürütülen Türk Hızlandırıcı Merkezi Teknik Tasarımı ve Test Laboratuvarları projesi kapsamında, kurulumu Ankara Üniversitesi Gölbaşı Kampüsü’nde devam eden Elektron Hızlandırıcısı ve Lazer tesisinde ilk elektron demeti 11 Nisan 2013 tarihinde elde edildi.

Enstitü Müdürlüğü’nden şu açıklama yapıldı:

“Enerjisi 40 milyon

Diğer üniversitelerle

üretilen ortak yayınlar

Türkiye sıralamasında

ilk sıradayız.

Ankara Üniversitesi’nden Yükselen Işıkelektron volta yükselecek elektron hızlandırıcısının ilk demeti olarak elde edilen 170 keV’lik bu ilk demet, Ankara-OSTİM’de gerçekleştirilen mekanik üretimin Gölbaşındaki test binasında montajı ve ardından yüksek güç ve yüksek vakum testlerinin tamamlanması ile elde edildi. Bu, ülkemizde ilk kez gerçekleştirilen bir üretim. Elektron kaynağı ve enjektör sistemi önüne yerleştirilecek süperiletken hızlandırıcı modülleri ile elektron demeti 20 ve 40

MeV enerji kademelerine yükseltilecek. Elektron demetinin serbest elektron lazeri ve frenleme ışınımı elde etmede kullanılacağı tesis, Türk Hızlandırıcı Merkezi’nin ilk tesisi olması açısından büyük önem taşımakta ve tamamlandığı zaman özellikle malzeme bilimi, lazer, biyoteknoloji ve nanoteknoloji alanlarında ülkemiz araştırmacılarına dünya ölçeğinde Ar-Ge zemini sunulmuş olacak. Proje çalışmalarında 20’nin üzerinde Üniversiteden yaklaşık 170 araştırmacı

yer alıyor. Proje çalışmaları Uluslararası Bilimsel ve Teknik Danışma Komitelerinin danışmanlığında yürütülüyor.”

İlk elektron

demeti elde

edildi.

Page 16: Piri Reis Haritas±n±n 500. Y±l± - Ankara œniversitesi

ankara üniversitesi bülteni

16

Geleneksel Cansuyu BayramıAnkara Üniversitesi

Ziraat Fakültesi’nde geleneksel olarak bu yıl dokuzuncusu düzenlenen “Cansuyu Bayramı”, 19 Nisan 2013 tarihinde, öğrenci topluluklarının sunduğu birbirinden eğlenceli etkinliklerle göz doldurdu. Her yıl yaşanan yağmurun aksine pırıl pırıl açan bir güneşin altında gerçekleştirilen etkinlikler kapsamında Dans Sporları Topluluğu, İzci Topluluğu, Okçuluk Topluluğu ve Halk Oyunları Topluluğu gösteriler sundu; Karaoke, The Division, Onur Kocak ve Grup Müdür, Hoca ve Tozkoparan, Dj Taha Akgül ve Dj Borankey Yıkın, çaldıkları müziklerle öğrencilere hoş saatler geçirttiler.

Üniversitemiz Onkoloji Uygulama ve Araştırma

Merkezi Sigarayla Savaş Grubu’nun, bu yıl 6’ncısını düzenlediği “Sigara veya Sağlık” Sempozyumu, 2 Nisan 2013 tarihinde, Ankara Üniversitesi ATAUM Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Eğitim Bilimleri Fakültesi öğrencilerine yönelik düzenlenen Sempozyumda, “Sağlık veya Sigara” ve “Eğitimci ve Sigara” başlıklı oturumlar düzenlendi. Prof. Dr. Üstün Dökmen, “Sigaranız tütmezse, ocağınız tüter” başlıklı bir konferans sundu.

Sigarayla Savaş Grubu Başkanı Prof. Dr. Fikri İçli, “Sigara, nargile ve genel anlamda tütünle savaştıklarını” belirterek, “Sigara en başta gelen hastalık ve ölüm sebebi. Sigara içen her iki kişiden biri erken yaşta ölüyor ve içtiğiniz her 4-5 sigara bir gen mutasyonu yapıyor.

Sigarayla Savaş Grubu’ndan, 6. Sigara veya Sağlık Sempozyumu

“Sigara Emperyalizmin Silahı”Eğer bu gen mutasyonu kanser oluşturan bir noktaya rastlarsa piyango size vurdu demektir. Kanserde çabuk ölüm şekli yok. Hem kişiye hem ailesine çektiriyor, toplumsal, sosyal, ekonomik ve psikolojik bir sorun. Onun için diyoruz ki sigara içmeyin” dedi.

Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şehsuvar Ertürk de “Türkiye’nin en çok sigara içilen ülkeler arasında 10’uncu sırada yer aldığını” söyledi. “2005 ile 2030 arasında tahmin edilen 175 milyon ölümden 140 milyon kadarı gelişmekte olan ülkelerde, biz de bunun içerisindeyiz” diyen Prof. Dr. Şehsuvar Ertürk, “1975’ten 2005’e kadar dünyada sigara üretim ve tüketiminin 3/2’si gelişmiş ülkelerden, gelişmekte olan ülkelere kaydırılmış. Yani emperyalist ülkeler, tüketimlerini tümüyle başka ülkelere kaydırmışlar. Kendilerininkini yarı yarıya azaltıp diğerlerini iki katına

çıkarmışlar. Lütfen bunu unutmayalım sigara bir emperyalist silahtır” diye konuştu.

Eğitim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayşe Çakır İlhan da sigara ile ilgili kendilerinin de son 3-4 aydır çalışmalar yürüttüklerini belirterek, “Bu çalışmalarda beni en çok sevindiren, sınıf öğretmeni adaylarının, en az sigara içen öğrenci grubumuz olması” dedi.

“Gençlere Büyüdüğünü Hissettirelim”

Üniversitemiz Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kasım

Karakütük, “Ülkemizde gençlerin, özellikle ilk gençlik dönemlerinde kendilerinin büyük yetişkin yerine konulması konusunda sigarayı bir araç olarak kullandıklarını ve sigara içtikleri zaman büyümüş olduklarını” belirterek, “O nedenle biz, belki gençlerimizin büyüdüklerini, yetişkin olduklarını, sigara içtikleri zaman değil de öncesinde kabul ederek onların kişiliklerine, yaşlarına saygıyı önceden göstererek sigara içmelerini bir anlamda önlemiş olabiliriz” diye konuştu.

Page 17: Piri Reis Haritas±n±n 500. Y±l± - Ankara œniversitesi

ankara üniversitesi

bülteni

17

Ziraat Fakültesi’nde öğrencilerin

mezuniyet sonrasına yönlendirilmesi ve sektörü tanımaları amacıyla bu yıl dokuzuncusu düzenlenen “Sektörle Buluşma ve Kariyer Günleri” 15-17 Nisan 2013 tarihleri arasında gerçekleştirildi. Etkinlikler kapsamında

“İş Sağlığı”, “İletişim Becerileri”, “Hafıza Teknikleri” ve “Mikro Beden Dili” konularında konferanslar verildi; CNN Türk’te “Hayat Gezince Güzel” adlı bir program yapan Fatih Türkmenoğlu ve Max FM’den Özgür Aksuna ile birer söyleşi gerçekleştirildi.

Kariyer GünleriKariyer Günleri Bilek GüreşindeAltın Madalya

Ziraat Öğrencilerinden 9. KongreKongrenin tüm organizasyonunu ve basılı materyallerini öğrenciler gerçekleştirdi.

Üniversitemiz Ziraat Fakültesi

öğrencilerinin geleneksel olarak her yıl düzenlediği “Öğrenci Kongresi”nin dokuzuncusu, 18 Nisan 2013 tarihinde çok sayıda öğrenci bildirisinin sunulmasıyla gerçekleştirildi. 16 sözel, 22 de poster bildirinin sunulduğu Kongre’nin açılışında bir konuşma yapan Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Çolak, “İlk düzenlendiğinde öğretim üyeleri tarafından gerçekleştirilen organizasyonun artık tamamen öğrenciler tarafından organize edildiğini, tüm basılı materyallerin de yine öğrencilerin emekleriyle ortaya çıktığını” söyledi. “Gelecekteki en büyük özgürlüğün, gıdayı seçebilme özgürlüğü olacağını” dile getiren Prof. Dr. Ahmet Çolak, “Bugün,

insanların büyük çoğunluğu önüne konan gıdalarla yetiniyor. Yarın önlerine ne konacağını da bilmiyorlar” diye konuştu. “Şu anda dünyada bir milyar insanın aç olduğunu, bir milyar insanın da güvenli olmayan gıdaların getirdiği sorunlarla uğraştığını” anlatan Prof. Dr. Ahmet Çolak, “Ülkelerin tarıma ayırdığı kaynak giderek yükseliyor. ABD, silaha ayırdığından fazla parayı tarıma ayırıyor. Tarıma her disiplin bir ucundan girmeye çalışıyor. Alanınıza sahip çıkın. Sahip çıkabilmek için de alanın en iyileri olmaya çalışın” dedi.

“Gıdayı Kontrol Eden Nüfusu da Kontrol Eder”

Ziraat Fakültesi Öğrenci Etkinlikleri Koordinatörlüğü’nden Prof. Dr. Emine Olhan da “dünyada ne kadar fazla insan yaşarsa yaşasın, insanların arkasını

Öğrencilerden Suzan Doğan “Doğal Ürün, Yerel Ürün ve Organik Ürünler Kavramının Halk Arasında Yol Açtığı Sorunlar” başlıklı bildirisinde, “Doğal ve yerel ürünlerin halka organik ürün olarak tanıtılarak satıldığını, oysa üçünün de birbirinden farklı olduğunu” söyledi. Suzan Doğan, “Doğal ürün, harhangi bir katkı ya da dışarıdan herhangi bir kimyasal kullanmadan bir ürünün doğada kendiliğinden yetişmesi veya sadece

organik gübre ve hayvansal gübrelerle yetiştirilmiş ürünler demektir. Organik ürün ise organik tarımın esaslarına göre yetiştirilmiş olup sertifikalı ürünlerdir. Organik ürünlerin üretiminde kesinlikle sentetik kökenli pestisit, yapay gübre ve hormon kullanılmamaktadır” dedi. “Marketlerde raflarda bulunan ve üzerinde ‘%100 organik’ yazan her ürünün istenilen koşullarda üretilmiş anlamına gelmediğini” kaydetti.

dönemeyeceği tek sektörün tarım olduğunu” belirterek, “Kendi ülke nüfusumuzu başkalarının kontrol etmemesi için gerekli gıdayı üretmeliyiz. Bunu yapacak olan da sizlersiniz” diye konuştu.

Ziraat Fakültesi öğrencisi Oral Dikmen de “tarım ürünlerine tablebin her yıl arttığını, tarımı yüceltmenin gelecekte kendi yükümlülüklerinde olacağını” kaydetti.

“Doğal ve Yerel Ürünleri Organik Diye Satıyorlar”

Bilecik’te 13-15 Mart 2013 tarihleri

arasında gerçekleştirilen Türkiye Bilek Güreşi Şampiyonası’nda Üniversitemizi temsil eden Mühendislik Fakültesi öğrencisi Orhan Soyer, 75

kg.’da birinci olarak altın madalyanın sahibi oldu.

Page 18: Piri Reis Haritas±n±n 500. Y±l± - Ankara œniversitesi

ankara üniversitesi bülteni

18

Akıllı tahtalar, son yıllarda yazılım ve

donanımdaki gelişmelere paralel olarak eğitimin her kademesinde, özellikle de ilköğretim okullarında hızla yaygınlaşan bir teknoloji haline geldi. “Yapılan araştırmalar, genel olarak akıllı tahtaların öğrencilerin daha hızlı, etkili ve eğlenceli bir şekilde öğrenmesine katkı sağladığını gösteriyor.”

Buradan yola çıkarak, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi’nde, Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri

Eğitim Bilimleri Fakültesi’nde

Eğitimi Bölümü dördüncü

sınıf Proje Geliştirme ve Yönetimi II Dersi kapsamında

akıllı tahta tanıtım etkinliği

düzenlendi. Bu kapsamda, Fatih Saygı tarafından akıllı tahtanın özellikleri ve kullanım şekli uygulamalı olarak gösterildi.

Etkinlik, Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü dördüncü sınıf öğrencilerinden

Ahmet Çelik, Mehmet Zengin ve Veysi Turgay tarafından 26 Mart 2013 tarihinde Eğitim Bilimleri Fakültesi Hasan Ali Yücel konferans salonunda Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hafize Keser, öğretim üyeleri ve öğrencilerin katılımıyla gerçekleştirildi. Bu etkinlik ABT402 Kodlu Proje Geliştirme ve Yönetimi II dersi kapsamında yapılan çalışmalardan biri olarak düzenlendi.

Etkinlik sonunda, sunumu gerçekleştiren Fatih Saygı’ya Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Fatma Bıkmaz tarafından bir plaket verildi.

Türk Ulusal Ajans uzmanları, Üniversitemiz AB Gençlik Programı Ofisi’yle ortaklaşa

düzenledikleri programla, 8 Nisan 2013 tarihinde Eczacılık Fakültesi’nde, 9 Nisan 2013 tarihinde de Ziraat Fakültesi’nde Üniversitemiz öğrencilerine yönelik bilgilendirme yaptı. Ulusal koordinatörler ve 900’den fazla yerel ve bölgesel ortağın içinde bulunduğu bir ağ olan “Eurodesk” hakkında bilgi veren uzmanlar, “Eurodesk”in, 30’dan fazla ülkede, gençlere ve onlarla çalışanlara, kişiye özgü ve kaliteli Avrupa bilgisi sunduğunu anlattılar. Uzmanlar; “Nasıl yurtdışına çıkabilirim? Bulunduğum çevrede inisiyatif almak, saygı görmek istiyorum. Bunun için de birşeyler yapmak istiyorum. Projeler konuşuluyor. Peki ben nasıl yapabilirim? Bir sürü insan anlamadığım birçok konu konuşuyor, başarılar kazanıyor. Ben nasıl onlar gibi olabilirim? Gençlik projelerinden bahsediliyor, nasıl katılabilirim? Birçok yerde eylemlerden, AGH’den, Erasmus’tan bahsediliyor. Bunlar nelerdir, nasıl yararlanabilirim? Gençlik projesi yapacağız ama ortak bulamıyoruz ve Avrupa’nın herhangi bir yerinde bir şeyler yapmak istiyorum. İmkansız mı?” şeklindeki soruları yanıtladılar.

Ulusal Ajans Uzmanları

Eurodesk’i Tanıttılar

Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı

Okulları Özel İlköğretim Okulu, Oxford Üniversitesi ve Oxford University Press tarafından düzenlenen “Oxford Big Read” kitap okuma ve inceleme yarışmasına katıldı.

Öğrencilere ingilizce okuma alışkanlığı kazandırmak amacıyla yapılan yarışmanın 1-4. sınıflar arasındaki kategorisinde, Türkiye geneli “İlk Beş” öğrenci arasında yer alan Geliştirme Vakfı Özel İlköğretim Okulu 4. Sınıf öğrencisi Sarp Maral, National Winner olarak ülkemizi temsil etme hakkı kazandı.

İlköğretim Okulu ÖğrencimizinAlkışlanacakBaşarısı

“Akıllı Tahta Tanıtım Etkinliği”

Page 19: Piri Reis Haritas±n±n 500. Y±l± - Ankara œniversitesi

ankara üniversitesi

bülteni

19

Üniversitemiz Devlet Konservatuvarı’nın,

“Kültür, sanat, bilim, politika gibi çeşitli alanlardan değerli konuşmacıların katılımıyla düzenlenmesi kararlaştırılan Konservatuvar Söyleşileri”, 18 Nisan 2013 tarihinde TBMM 24. dönem milletvekili Reha Denemeç’in verdiği “Sanat ve Ekonomi” söyleşisi ile başladı.

Reha Denemeç, Gümüşdere Yerleşkesi’ndeki Konservatuvar Konser Salonu’nda düzenlediği söyleşisinde, ekonomi ile kültür ve sanat ilişkisi üzerine bir değerlendirme yaptı. Kendisini “sanat izleyicisi” olarak tanımlayan, “sinema,

Konservatuvar Söyleşileri Başladı

Ankara Üniversitesi Çağrı MerkeziHizmette

Ankara Üniversitesi Çağrı MerkeziHizmetinizdeAnkara Üniversitesi öğrencileri, akademik ve idari

personelinin yanı sıra başka yerden arayacaklara bilgi vermesi planlanan Çağrı Merkezi, Rektörlük binası içinde kurulan sistemle hizmet vermeye başladı.

444 5 946 numaralı ücretsiz hattı arayanlara gece ve gündüz aralıksız hizmet veriliyor. Beş personelin çalıştığı merkezde, Türkiye’nin tüm resmi kurum ve kuruluşlarının, diğer üniversitelerin sosyal tesisleri ile Üniversitemiz hastaneleriyle ilgili bilgi verilirken; acil durumlar için Tıp Fakültesi Acil Servisi’yle bağlantı da kuruluyor. Arayanlara Üniversitemizin iletişim bilgileri de aktarılıyor.

tiyatro ve müziği sevdiğini ama yapamadığını” belirten Reha Denemeç, “Ülkemizdeki bazı üniversitelerde konservatuvarlar bulunduğunu ancak mezunların yeterli iş olanaklarına kavuşamadıklarını” anlattı. “Batı’da sanata daha fazla talep olduğunu, önümüzdeki yıllarda Ülkemizde de sanata ilginin artmasını ümit ettiklerini” dile getiren Reha Denemeç, “evine sadece yiyecek götürmeyi düşünen insanların sanat kaygısının olmadığını” belirterek, “Sanat ve ekonominin böyle bir ilişkisi var. Bu nedenle konservatuvar okuyan mezunların yaptığı işe talep pek olmadı. Bundan sonra olacağını tahmin ediyorum.

Özel müzeler, orkestralar, koleksiyonerler artıyor. Özel müze sayısı 68’e çıktı, insanlar artık bu tür etkinliklere önem veriyor. Devlet Tiyatroları 2002 yılında 4063 oyun oynarken

bu sayı 10 yıl sonra 5785’e çıktı. Her şeyin arkasında ekonomik bir neden var. Savaşlar da duygusal nedenlerle çıkmıyor, ekonomik nedenle çıkıyor” diye konuştu.

Üniversitemiz Sağlık, Kültür ve Spor Daire

Başkanlığı DANSANKA Topluluğu, 23 Mart 2013 tarihinde İstanbul Caddebostan Kültür Merkezi’nde düzenlenen “5. Dans Maratonu Üniversitelerarası Dans Yarışması”na katıldı. Yarışmada Mühendislik Fakültemiz Kimya Mühendisliği Bölümü öğrencisi Melek Sertdemir “En İyi Kadın Dansçı Ödülü”nü kazandı.

En İyi Kadın Dansçı ÖdülüÖğrencimize

Page 20: Piri Reis Haritas±n±n 500. Y±l± - Ankara œniversitesi

ankara üniversitesi bülteni

20

Üniversitemiz Dil ve Tarih-Coğrafya

Fakültesi İtalyan Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Nevin Özkan, İtalya’nın Ferrara şehrinde 4-5 Nisan 2013 tarihlerinde düzenlenen “Kökenleri Aramak. Okuyucu Olarak Primo Levi- Primo Levi’nin Okuyucuları” (Ricercare le radici. Primo Levi lettore-lettori di Primo

Küba Cumhuriyeti Büyükelçisi Jorge Quesada Concepción, Latin Amerika’nın en saygın araştırma

kurumlarından biri olan Casa de las Américas tarafından çıkarılan Casa adlı dergiyi bağışlamak üzere 26 Nisan 2013 tarihinde Ankara Üniversitesi Latin Amerika Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi’ni (LAMER) ziyaret etti.

28 Nisan 1959’da Küba’da Haydée Santamaría tarafindan kurulan Casa de las Américas adlı kültür kurumunun 54. yıldönümü sebebiyle gerçekleştirilen bu ziyarette, Küba Büyükelçiliği tarafından LAMER kütüphanesine kitap bağışında da bulunuldu.

Küba Cumhuriyeti Büyükelçisi Jorge Quesada Concepción, “Casa de las Américas kurulduktan bir yıl sonra Casa adı altında dergi yayımlamaya başladığını ve bugün sosyal bilimler alanında Latin Amerika’nın en prestijli dergilerinden biri haline geldiğini” söyledi. “Dergide sadece Latin Amerikalı yazarların değil, aynı zamanda dünya çapında yazarların da yer aldığını” söyleyen Jorge Quesada Concepción, “Casa de las Américas Dergisi’nin, LAMER kütüphanesinde oluşturulacak bir koleksiyonun başlangıcı olarak verildiğini ve düzenli bir biçimde gönderilmeye devam edileceğini” belirtti.

Prof. Dr. Nevin Özkan

İtalya’da Bilimsel Kurul Üyesi

Levi) etkinliğine Bilimsel Kurul Üyesi olarak katıldı. Prof. Dr. Nevin Özkan 5 Nisan 2013 tarihinde Bilimsel Kurul Üyesi olarak Primo Levi ve Çeviri (La traduzione) adlı oturumu yönetti. Üniversitemizi başarıyla temsil eden Prof. Dr. Nevin Özkan’ın katıldığı bu etkinliğe üç gün boyunca Ferrara basınında Üniversitemizin de adı belirtilerek geniş yer verildi.

LAMER’e Dergi Bağışı

Milli Eğitim Bakanlığı’nın

2010 yılında başlattığı “5 Yılda 500 Öğrenci Yetiştirme Projesi Yabancı Dil Programı” kapsamında yabancı dil eğitimi alan öğrenciler ile programı yürüten Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri ve programın verildiği üniversitelerin yöneticileri, 29 Nisan’da Üniversitemiz Eczacılık Fakültesi’nde düzenlenen “II. Bilgilendirme Toplantısı”nda bir araya geldi.

Programa katılan öğrenciler, karşılaştıkları zorlukları anlattılar ve yurtdışı eğitimleri ile ilgili

MEB İngilizce Kursiyerleri Üniversitemizde

merak ettikleri sorulara yanıt aradılar.

Program Kapsamında 54 Öğrencimiz Var

Milli Eğitim Bakanlığı

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü ile Ankara Üniversitesi arasında yapılan sözleşme uyarınca “Yurt Dışında Lisans

Üstü Öğrenim Görecek Öğrencilere Yönelik Dil Eğitimi Programı” çerçevesinde kursiyerlerin ingilizceyi öğrenmesi ve TOEFL’a hazırlanması amacıyla Yabancı Diller Yüksekokulu tarafından uygulanan programa şu anda 54 kursiyer devam ediyor. Kurs programı, genel ingilizce öğretiminde dört dil becerisinin geliştirilmesinin yanı sıra ingilizcenin konuşulduğu ülkelerin kültürlerinin tanıtılması, günlük hayata uyumlarını sağlayacak bilgilendirme yapılması ve uluslararası yabancı dil sınavlarına hazırlamayı amaçlıyor.

Page 21: Piri Reis Haritas±n±n 500. Y±l± - Ankara œniversitesi

ankara üniversitesi

bülteni

21

Ankara Üniversitesi ile Doğal Afet

Sigortaları Kurumu (DASK), Türkiye’de önümüzdeki yıllarda yaşanması muhtemel depremlerde görev alacak “500 Hasar Tespit Uzmanı” yetiştirmek üzere işbirliği protokolü imzaladı. Taşınmaz Geliştirme Anabilim Dalımız tarafından yürütülecek programla ilgili protokolü, 26 Nisan 2013 tarihinde düzenlenen törenle Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş ile DASK Yönetim Kurulu Başkanı Selamet Yazıcı imzaladı.

Taşınmaz Geliştirme Anabilim Dalı Mezun ve Öğrencileri de Yararlanacak

Protokolle, seçilen kamu kurum ve kuruluşlarının teknik personeline yönelik hasar değerleme uzmanlığı

DASK İçin 500 Hasar Tespit Uzmanı Yetiştireceğiz

töreninde bir konuşma yapan DASK Yönetim Kurulu Başkanı Selamet Yazıcı, “Ankara Üniversitesi gibi paydaşlarla bu işi çok daha ileri taşımak istiyoruz. Prof. Dr. Harun Tanrıvermiş ekibi çok güzel bir iş yaptı. İçini çok iyi doldurdular, sahiplendiler ve bize değer katacak bir program olarak ortaya çıktı” dedi.

“Toplumsal Duyarlılık Bilinciyle Eğitimler Yapılacak”

Taşınmaz Geliştirme Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Harun Tanrıvermiş de “Ankara Ünivresitesi’nin güçlü insan sermayesi ve toplumsal duyarlık bilinciyle, 500 Hasar Tespit Uzmanı yetiştirileceğini, mevcut eksperlerin de güncelleme eğitimlerinin yapılacağını” söyledi.

Üniversitemiz Mühendislik Fakültesi

İnşaat Mühendisliği ve Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanlıkları, 21 Mart 2013 tarihinde “Deprem, Kaya Mekaniği ve Nükleer Kazalar” başlıklı bir toplantı gerçekleştirdi.

İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Recep Kılıç’ın yönetiminde yapılan toplantıda, Tokai Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ömer Aydan “Deprem ve Kaya Yapıları Üzerinde Etkileri”, Hacettepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Reşat Ulusay “Van

Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nden Uluslararası Katılımlı Toplantı

“Deprem, Kaya Mekaniği ve Nükleer Kazalar” Depremleri ve Alınması Gereken Bazı Dersler”, Nihon Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hisataka Tano “2011 Japonya Depremi Tsunamisinin Neden Olduğu Fukushima Nükleer Santral Kazası ve Çevresel Etkileri” ve Ryukyu Üniversitesi’nden Prof. Dr. Naohiko Tokashiki “Ryukyu Takım Adalarında Yer Mühendisliği Sorunları” konularında konferans verdi.

Japon Üniversitelerinden bilim insanlarının vermiş olduğu deprem ve etkileri konusundaki konferanslara, Ankara’da bulunan üniversitelerin inşaat

ve jeoloji mühendisliği bölümlerinin öğretim elemanları, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, AFAD, DSİ, DDY, İller Bankası Genel Müdürlükleri, TAEK - ANAEM, özel kuruluşlar ile İnşaat ve Jeoloji Mühendisleri Odalarının yöneticileri ve temsilcileri

Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş de “Ankara Üniversitesi’nde mevcut öğrencilerin dışında binlerce kişinin sertifika aldığını, bu protokolün de bunun güzel bir ürünü olduğunu, protokolle hasar uzmanları yetişeceğini ve sektörde yaşanan eğitimli eleman eksikliğinin giderileceğini” söyledi.

“Topluma Katkı Sağlamak Görevimiz”

Prof. Dr. Erkan İbiş, “Bana göre sigorta, bir ülkenin kültürel ya da entelektüel düzeyini gösteren en önemli göstergelerden bir tanesidir. Sigorta bilinci ne kadar gelişmişse, o insanlar ya da o toplum entelektüel olarak daha öndedir ya da daha gelişmiştir. Bizim temel görevimiz, topluma katkılar sağlamaktır” diye konuştu.

eğitimleri verilecek ve mevcut hasar eksperleri ile daha önce eğitim almış hasar değerleme uzmanlarına yönelik güncelleme çalışmaları yapılacak. Programdan, Üniversitemiz Taşınmaz Geliştirme Anabilim Dalı’nda lisansüstü eğitim alan öğrenciler ile mezunlar da yararlanacak. Program kapsamında Üniversitemiz tarafından DASK’ın önceki deneyimleri ile özellikle ABD, Japonya ve Avrupa ülkelerinin deneyimleri dikkate alınarak eğitim programı hazırlandı. Programdan yararlanacak inşaat mühendisi ve mimarlara 50 saat, diğer meslek dallarından katılımcılara ise 100 saat süreli bir eğitim verilecek.

Protokolün imza

yoğun ilgi gösterdi.Konferanslar sonucunda;

depremlerin çevre, yapılar ve insanlar üzerindeki etkileri farklı açılardan ele alınarak, zemin şartları ve yapılaşmaya bağlı olarak deprem zararlarının azaltılması konusunda elde edilen bilimsel veriler tartışıldı.

50 ve 100 saatlik iki

ayrı eğitim programı

yürütülecek.

Page 22: Piri Reis Haritas±n±n 500. Y±l± - Ankara œniversitesi

ankara üniversitesi bülteni

22

İspanyol Öğretim Üyesinden

Lazer Semineri

Ankara Üniversitesi ile İspanya Zaragoza

Üniversitesi arasındaki işbirliği çerçevesinde ve aynı zamanda TÜBİTAK’ın konuk bilim adamı destekleme programı kapsamında, Üniversitemiz Süperiletken Teknolojileri Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ali Gencer’in misafiri olarak Üniversitemize gelen ICMA- Institute of Material Science of ARAGON’dan Prof. Dr. German F. de la Fuente Leis, “Lasers in materials processing: Revolutionary application for superconductors” başlıklı bir seminer verdi.

Prof. Dr. German F. de la Fuente Leis, Üniversitemizden çok sayıda bilim insanı ve öğrencilerin izlediği seminerde, “lazerin özellikle hassas üretim sistemlerinin geliştirilmesindeki boşluğu doldurduğunu, düşük maliyet, lokal işleme ve

yüksek hız özelliklerine sahip olduğunu, gerek cam, gerek seramik, gerekse metalik malzemelerin son zamanlarda geliştirilen lazer fırın yardımıyla nasıl teknolojiye uygulanabileceği konusunda” geniş bir bilgi aktarımı yaptı. Seminerde ayrıca “delme, kaynak ve kesme uygulamalarını kapsayan lazer prosesi üzerine simülasyon ve deneysel çalışmaların yanı sıra, lazer yüzey işleme sürecinin pratik yönleri de” sunuldu.

Ziyaret kapsamında, “Ankara Üniversitesi ile Zaragoza Üniversitesi arasında bilimsel ve teknolojik iş birliğinin kapsamlı bir şekilde genişletilerek devam ettirilmesine ve karşılıklı değişim programlarından özellikle genç araştırmacıların daha fazla faydalanması konusunda” görüş birliğine varıldı.

Üniversitemiz Latin Amerika Çalışmaları

Araştırma ve Uygulama Merkezi ve Kolombiya Büyükelçiliği işbirliğiyle, 4 Nisan 2013 tarihinde, Gabriel

LAMER’den Film Gösterimi: “Aşk ve Öbür Cinler”

ABD’nin Ankara Büyükelçisi Francis J. Ricciardone, 16 Nisan 2013 tarihinde Ankara Üniversitesi

Rektörlüğü’nü ziyaret ederek Rektör Prof. Dr. Erkan İbiş ve öğretim üyelerimizle yemekte bir araya geldi. Büyükelçi Francis J. Ricciardone’ye ziyaret esnasında eşi Dr. Marie D. Ricciardone, Kültür Ateşesi Thomas Pierce ve Kültürel İşleri Bölümü Uzmanı Gülseven Dura eşlik etti. ABD Büyükelçisi Francis J. Ricciardone, Ankara Üniversitesi ve ABD’de bulunan çeşitli üniversitelerle eğitim işbirliği olanaklarının geliştirilmesi, çift diploma programlarının açılması, karşılıklı burs imkanlarıyla öğretim üyesi ve öğrenci değişiminin artırılması konuları ile Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Batı Dilleri ve Edebiyatları Bölümü Amerikan Kültürü ve Edebiyatı Anabilim Dalı’nın desteklenmesi konusu üzerinde de durdu. Sohbet esnasında, Türkiye’nin bölgedeki etkin rolü teyit edildi; ABD ile yükseköğrenim ve bilimsel araştırmalar konusunda işbirliğinin her iki ülke ve bölge için de önemli kazanımlar sağlayacağı konusunda mutabakata varıldı.

Yemekte, Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş ve ABD Büyükelçisi Francis J. Ricciardone’ye, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sibel A. Özkan, Avrupa Birliği Eğitim Programları ve Erasmus Koordinatörü Prof. Dr. Sibel Süzen, Dış İlişkiler ve Uluslararasılaşma Koordinatörü Doç. Dr. Taşansu Türker, Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanı Prof. Dr. Onur Özsoy, Türk-Amerikan Dostluk Derneği Başkanı Dr. Ali Tuna Kemaloğlu, Mali İşler Koordinatörü Doç. Dr. Hakan Yılmaz ve Dış İlişkiler ve Uluslararasılaşma Koordinatör Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. İlhan Karasubaşı eşlik etti.

ABD BüyükelçisiÜniversitemizdeydi

García Márquez’in kitabından uyarlanan Del Amor y Otros Demonios (Aşk ve Öbür Cinler) adlı filmin gösterimi gerçekleştirildi.

Açılış konuşmaları Merkez Müdürü Prof. Dr. Mehmet Necati Kutlu ve Kolombiya Büyükelçiliği Kültür Ateşesi Alejandra Jurada tarafından yapılan etkinliğe, başta Kolombiya Büyükelçisi Fernando Panesso Serna olmak üzere çok sayıda

yerli ve yabancı konuk katıldı.Filmin konusu şöyle:“Zengin bir ailenin çocuğu

olan Sierva María, paraya düşkün olan bir anne ve yıllar önce hayatından vazgeçmiş baba ile sevgisiz bir ortamda büyümüştür. Evlerinde çalışan Afrikalı kölelerden, onların dillerini öğrenen genç kız köle pazarında gezerken kuduz salgınının olduğu bir dönemde kuduz bir köpek tarafından ısırılır. Köpek tarafından

ısırıldıktan sonra içine cin girdiği dedikodusu yayılmaya başlar ve babası onu bir manastıra kapatmaya karar verir. Fakat Sierva manastırda görevli rahip olan Delaura’ya aşık olur. Aralarında yasak aşk başlar. Bu onların ilk ve son aşkıdır.”

Yoğun katılımın gerçekleştiği film gösterimi, İspanyolca olarak oynanan tabu oyunuyla eğlenceli bir şekilde son buldu.

Page 23: Piri Reis Haritas±n±n 500. Y±l± - Ankara œniversitesi

ankara üniversitesi

bülteni

23

Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı

Okulları Özel İlköğretim Okulu öğrencilerinden 1-F sınıfı öğrencisi Atamir Ateş ile 1-E sınıfı öğrencisi Öykü Korkmaz’ın resimleri, Japonya “Hamada Children’s Museum of Art” Müzesi’nde sergilenmeye hak kazandı. Okullarına haklı gurur yaşatan öğrencilerimizin başarılarını kutluyoruz.

Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı’ndan

Fakülte EğitimleriÜniversitemiz

Kütüphane Dokümantasyon Daire Başkanlığı, fakülte kullanıcıları için elektronik kütüphane kullanımı ve veri tabanları kullanım eğitimleri gerçekleştirdi. Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı’nın İlahiyat Fakültesi’nde düzenlediği EndNote eğitimine 22, Scifinder veri tabanı kullanıcı eğitimine de 18 kişi katıldı.

Elektronik Kütüphanedeki GelişmelerNRC: Canadian

Science Publishing (NRC Research Press dergilerinin yayıncısı): Canadian Science Publishing dünyada 175 ülkede, yayınladığı 15 dergi ile 2000’in üzerinde makaleyi araştırmacılara ulaştırılıyor.NRC, 6 Haziran 2013 tarihine kadar deneme erişimine açıldı. http://kutuphane.ankara.edu.tr/index.php?bil=bil_icerik&icerik_id=16

- Abone dergi listesine “Quintessence International, International Journal of Prosthodontics, Journal of Orofacial Pain, International Journal of Oral and Maxillofacial Implants” dergileri eklendi.

http://kutuphane.ankara.edu.tr/index.php?bil=bil_icerik&icerik_id=51

- Ekoloji, Botanik, Bitki Bilimleri, Doğal Kaynakları Koruma, Paleontoloji, Biyoloji ve Zooloji gibi disiplinlerle ilgili içerik sunan Biological Sciences veri tabanı Ankara Üniversitesi erişimine açıldı. http://kutuphane.ankara.edu.tr/index.php?bil=bil_icerik&icerik_id=71

Ankara Üniversitesi Kütüphane ve

Dokümantasyon Daire Başkanlığı, elektronik kütüphanedeki güncel haberleri akademik personelin e-posta adreslerine göndermenin yanı sıra facebook’tan kullanıcılar ile paylaşıyor. Sayfayı takip etmek için aşağıdaki linki tıklayarak beğenmek yeterli.

http://www.facebook.com/pages/Ankara-%C3%9Cniversitesi-K%C3%BCt%C3%BCphaneleri/248902771843029

Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı OkullarıÖzel İlköğretim Okulu Öğrencilerinin Resimleri Kütüphane

Sayfası Facebook’ta

Tıp Fakültesi kullanıcıları için iki kez elektronik kütüphane eğitimi yapıldı. Bu eğitimlere toplam 42 kişi katılırken; Veteriner Fakültesi’ndeki elektronik kütüphane eğitimine de 30 kişi katıldı. İletişim Fakültesi’ndeki EndNote eğitimini ise 20 kişi izledi.

Talep eden fakülteler için benzer eğitimlerin yılın her ayı verilebileceği bildirildi.

Japonya Müzesi”nde

Üniversitemiz Devlet Konservatuvarı

Müzik Bölümü Çalgı Anasanat Dalı lisans öğrencilerinden Atakan Oyal, “Mersin Üniversitesi Kamuran Gündemir&Gülden Turalı 1. Ulusal Keman-Piyano Festivali (KEPFEST)” kapsamında düzenlenen “III. Ulusal Piyano Yarışması”nda üçüncülük ödülü kazandı.

ÖğrencimizinBaşarısı

Page 24: Piri Reis Haritas±n±n 500. Y±l± - Ankara œniversitesi

ankara üniversitesi bülteni

24

Jeoloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi

Doç. Dr. Veysel Işık, Üniversitemiz Geliştirme Vakfı Okulları Özel İlköğretim Okulu dördüncü sınıf öğrencilerine jeolojiyi anlattı. “Jeoloji’den Kısa Kısa” başlıklı sunumda pek çok konuya yer verildi.

Öğrenciler resimler ve hareketli görüntüler eşliğinde evrenin ve güneş sistemimizin oluşumu, yerin iç yapısı ve yer yüzeyinin özellikleri, yer kabuğunu oluşturan levha hareketlerinin

geçmişi ve geleceği; mineral/kristal ve kayalar, enerji kaynakları, doğal afetler ve korunma yollarını kapsayan sunumu ilgi ile izlediler.

İlköğretim Okulu öğrencileri mineral/kristal ve kaya örneklerinin nasıl ayırt edildiğini uygulamalı olarak görme şansına sahip olurken kendileri de bu ayırdımı yapma olanağı buldular. Ayrıca kayaları ve kayaları oluşturan mineralleri ilk kez mikroskop altında inceleme fırsatı bulan öğrencilerin kömür ve petrol

Üniversitemiz Fikri ve Sınai Haklar Araştırma

ve Uygulama Merkezi (FİSAUM), 2012/2013 Öğretim Yılı’nın ilk FSH Toplantısını 28 Mart 2013 tarihinde gerçekleştirdi. Toplantıda, Ankara Fikri ve Sınai Haklar 4. Hukuk Mahkemesi Hakimi Dr. Adem Aslan, Türk hukukunda çok tartışmalı olan karşılaştırmalı reklamlar konusunda ayrıntılı bir tebliğ sundu. Dr. Adem Aslan, “reklam kavramı, reklamın hukuki niteliği,

Türk ve Alman HukukundakiKarşılaştırmalı Reklamlar İrdelendi

karşılaştırmalı reklam kavramı, karşılaştırmalı reklamın unsurları, karşılaştırmalı reklama ilişkin mevzuat, AB düzenlemeleri, AB düzenlemeleri ile Türk hukuku arasındaki farklar, Reklam Kurulu, idari yaptırım türleri, Reklam Kurulu kararları, bu kararlara karşı başvuru yolları” konularını tüm detaylarıyla ele aldı. Bugüne kadar çok az çalışmada ele alınmış ve oldukça tartışmalı olan karşılaştırmalı reklam konusunda Hakim Dr. Adem

Aslan’ın verdiği aydınlatıcı bilgilerin yanı sıra mevcut düzenlemeler ile kurul ve yargı kararlarına ilişkin eleştirileri oldukça ilgi topladı. Başta Ankara FSH 2. Hukuk Hakimi Fethi Merdivan olmak üzere, Reklam Kurulu ve diğer kurum temsilcileri, öğretim üyeleri ve avukatlardan oluşan katılımcıların katkılarıyla konu tüm yönleriyle tartışıldı. Bu tartışmalar, konunun tüm aktörlerinin benzer toplantılarda daha sık bir

araya gelmesi gerekliliğini bir kez daha ortaya koydu. FİSAUM tarafından düzenlenen FSH toplantısı, bu ihtiyacın giderilmesinde yine çok önemli bir rol oynadı.

Aynı zamanda Hukuk Fakültesi Dekanı olan FİSAUM Müdürü Prof. Dr. Arzu Oğuz da toplantının sonunda bu gerekliliği bir kez daha vurgulayarak toplantılara devam edileceğini belirtti.

Doç. Dr. Veysel Işık: “Jeoloji EğitimininKüçük Yaşlarda Başlaması Gerekiyor”

örneklerini de yakından gözlemlemeleri onları oldukça heyecanlandırdı.

“Milli Eğitim Bakanlığı’nın dördüncü sınıflar için hazırlatmış olduğu Fen ve Teknoloji kitabının jeoloji ile ilgili bölümünde ciddi yanlışlıkların bulunduğunu” belirten Veysel Işık, jeolojinin neden gerekli olduğunu şu maddelerle özetledi:

“(1) Yaşamak için, (2) Ekonomi için, (3) Geçmişi öğrenmek için ve (4) İçinde yaşadığımız doğayı tanımak için.”

“Bu tür etkinlerin küçük yaşlardan itibaren çocukların yer küremize bakış açısını geliştirip olumlu yönde değiştireceğini” vurgulayan Veysel Işık, “İlerleyen zamanlarda diğer okullardaki öğrencilerin de yararlanabileceği yeni

etkinliklerin düzenleneceğini” ifade etti.

Etkinlik, Jeoloji Mühendisliği Bölümü öğretim elemanları ve lisans üstü öğrencilerinin (Ayşe Çağlayan, Elif Akıska, Hilal Engin, Reza Saber, Sinan Akıska, Uğur Erdem Dokuz) katkıları ile gerçekleştirildi.

Geliştirme Vakfı Okulları Özel İlköğretim Okulu öğretmeni Yeşim Keleş başta olmak üzere tüm 4. sınıf öğretmenlerinin organizasyonu ile gerçekleştirilen etkinlik, toplu fotoğraf çekimi ile son buldu.

Page 25: Piri Reis Haritas±n±n 500. Y±l± - Ankara œniversitesi

25ankara

üniversitesi bülteni

Zooloji MüzesiTürkiye İçin Bulunmaz Bir Değer

Günümüz dünyasının evrensel zenginliklerinden birisi, belki de en önde geleni bir ülkenin sahip

olduğu biyoçeşitliliktir. Bu evrensel değeri önce ülke insanına sonra da tüm insanlığa tanıtmak ve farkındalık oluşturmak için Doğa Tarihi Müzesi adı altında müzecilik faaliyetleri yapılageliyor. Bu tip müzeler özellikle çağdaş ve gelişmiş ülkelerde oldukça yaygın. Hatta birçok batı ülkesinin şehirlerinde ayrı ayrı Doğa Tarihi Müzeleri oluşturulmuş durumda. Doğa Tarihi Müzeleri, jeolojik oluşumlardan fosillere, bitki ve hayvan örneklerine kadar ülkenin her türlü canlı ve cansız doğal değerini içinde barındırabiliyor.

Doğa Tarihi Müzesi olarak ülkemizde MTA kapsamında bir oluşum var; bunun dışında iyi organize olmuş, kurumsallaşmış, halk tarafından yaygın olarak ziyaret edilebilen bir Doğa Tarihi Müzesi bulunmuyor.

Kökleri 1948’lere kadar uzanan Ankara Üniversitesi Biyoloji Bölümü, ülkemizde biyoçeşitlilik çalışmalarının başlatıldığı, bu kapsamda bitki ve hayvan örneklerinin toplanmaya başlandığı en eski kurumlardan birisi. Bu kapsamda, hayvan biyoçeşitliliği ile ilgili Türkiye’nin ilk sergi materyalini içeren ve çok sayıda doldurulmuş hayvanı içinde barındıran Zooloji Müzesi, Üniversitemizin Biyoloji Bölümü içinde bulunuyor.

Müze ile ilgili olarak Prof. Dr. Nuri Yiğit şunları söylüyor:

“Müze örneklerinin bakımı ile ilgilenecek bir uzmanın bulunmadığı son derece değerli bu sergi örnekleri, kurumsal bir müzecilik faaliyetine ihtiyaç duymaktadır. Bu sergi örneklerinin dışında Türkiye’nin hatta Ortadoğunun

en önemli Memeli Hayvan Kolleksiyonu Prof. Dr. Bahtiye Musaloğlu ve ekibi tarafından

oluşturulmuş; bu kapsamda 5000 kadar araştırma materyali

şeklinde doldurulmuş post içeren bir araştırma

kolleksiyonu ortaya çıkmıştır. Prof. Dr.

Bahtiye Musaloğlu’nun emekli olması ve örneklerine Üniversitemiz bünyesinde yer verilmemesi

nedeniyle bu hocamız örneklerini evine taşımış ve bu şekilde son derece

değerli materyalin Üniversitemizle bağlantısı kesilmiştir. Daha sonra, 1990’lı yıllardan sonra Prof. Dr. Nuri Yiğit ve Prof. Dr. Ercüment Çolak ve ekibinin yaptığı çalışmalarla günümüze kadar 7000 örneği içinde barındıran bir bilimsel materyal oluşturulmuştur. Bu hayvan örneklerin tamamı bilimsel materyal olarak tasnif edilmiştir ve sergiye yönelik değildir. Doldurulmuş post, iskelet kısımları ve doku örnekleri şeklindedir. Ancak bu örnekler de hala kurumsal bir yapıya kavuşmamış olup kişisel olarak korunmakta ve bakımı yapılmaktadır.”

Bulunduğu Yer:

Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi

Biyoloji Bölümü

Sergi Materyali: Memeli, kuş

ve balık; sürüngen, hymenoptera,

orthoptera ve diğer böcek

ordolarına ait araştırma örnekleri

bulunmaktadır.

Page 26: Piri Reis Haritas±n±n 500. Y±l± - Ankara œniversitesi

ankara üniversitesi bülteni

26

Ankara Üniversitesi’yle Ortak Müze Kurmak İstiyoruz

“Üniversitelerin özellikle Altındağ’daki tarihi bölge

içine gelmesinin buralara ciddi katkı sağlayacağını düşünüyorum. Ankara Üniversitesi bizim restore ettiğimiz konaklardan ikisini edindi. Bir an önce buraya yerleşmelerini istiyorum. Ulucanlar Cezaevi’nde açacağımız Kent Müzesi’ni üniversite hocalarıyla birlikte çalışıyoruz. Gazi Üniversitesi’yle Somut Olmayan Kültürel Miras Müzesi’ni yaptık, yakında açacağız. Ankara Üniversitesi’yle bir oyuncak müzesi konusuna sıcak bakıyoruz. Bu müze için şu anda restorasyonu devam eden konaklardan birini verebiliriz. Çok kısa sürede Ankara Üniversitesi ile müzeler, sosyal sorumluluk projeleri, ortak etkinlikler

temelinde işbirlikleri gerçekleştirmek istiyorum.”

Üniversiteler Toplumla İlişkiler Konusunda Biraz Çekingen

“Toplumun üniversitelere ihtiyacı var. Üniversitede üretilen bilgi birikimi toplumla buluşmamışsa toplumu belli bir yere taşıması mümkün değil. Toplumdaki en büyük sıkıntımız bu. Bir kürsünün etrafında yapılan tartışmalar, toplumdan uzakta yapılıyorsa, toplumun bunu algılaması mümkün değil. Her alanda üniversite ve toplumun kaynaşması lazım. Burada bence üniversitelerin yapması gereken, toplumun bütün kesimleriyle iç içe olabilecek projelerin içinde olmasıdır. Bunu yapmaları konusunda da yerel idareler çok önemli bir aracı kurum. O nedenle üniversitelerin yerel idareyle dirsek temasında olması lazım.

Toplumun önemli bir kesimi üniversiteden uzak; düşünce yapısı, yaşam tarzı, inançları, her şeyi. Bir de toplumdan çok farklı bir üniversite camiası var. Birbirine zıt kutuplar gibi gelişen, büyüyen, değişen bir yapı. Bunu ortadan kaldırmak lazım. Üniversitenin ışığının halkı aydınlatması lazım. Üniversiteden mezun olan insanın da bunu hissetmesi lazım. Üniversitedeyken halkla iç içe olması lazım. Aslında yerel idareler de üniversiteler de bunun artık farkında. Kimse, geçmiş yıllarda yapılan yanlışlıkları yapmak istemiyor. Önümüzdeki dönemde de Belediyemiz ve Ankara Üniversitesi arasında çok güzel işbirliği olacağına inanıyorum.”

Kentleri Profesyoneller Yönetmeli

“Dünyada artık kent yönetimleri çok önemli.

Uluslararası kurumsallaşmış firmaların yöneticileri nasıl kendi alanlarında işini bilen insanlardan seçiliyorsa, kent yöneticilerinin de kent bilinci olan, kentin geleceğine yön verebilecek, bu konuda deneyimli, başarılı, vizyon sahibi insanlardan oluşması lazım. Rekabetin vahşi olarak yaşandığı, modern, yaşanabilir, çağdaş, gelecek nesillerin ümitle beklediği bir ortamın oluşabileceği şehirler için profesyonel belediye yönetimleri lazım. Bunların başında da işi bilen, orkestrayı yönetecek bir şefe ihtiyaç var. Hangi branştan olursa olsun, işi çok iyi bilecek, insan ve para yönetmesini iyi bilecek. Ben şu anda doktora yapıyorum. Eğitimli, okuyan, yazan, düşünen insanlara, yerel idarelerde ve seçilmiş kurumların başında da ihtiyaç var diye düşünüyorum.”

“Toplumun Üniversitelere İhtiyacı Var”Üniversitemiz Doktora Öğrencisi, Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki:

Altındağ, Ankara’nın en eski mahallelerinin bulunduğu; içinde Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyetin ilk dönemi eserlerinin görülebildiği bir bölge. Son yıllarda Altındağ’da inanılmaz bir değişim yaşanıyor, kültürel yapılar tek tek ortaya çıkarılıyor, yeni meydanlar, müzeler, kültür merkezleri, konferans salonları, gençlik merkezleri, spor salonları, yeşil alanlar yapılıyor; tarihi konaklar ve çeşmeler restore ediliyor, ilçenin her yanındaki gecekondular yıkılıyor ve buralarda yeni toplu konutlar yükseliyor. Çok kısa sürede gerçekleşen bu

çalışmaların arkasında, halen Ankara Üniversitesi’nde Doktora eğitimine devam eden başarılı Belediye Başkanı Veysel Tiryaki bulunuyor. Daha önce Vali Yardımcılığı ve Kaymakamlık gibi görevlerde bulunan, şimdi de Üniversitemiz Taşınmaz Geliştirme Anabilim Dalı’nda Doktora eğitimini sürdüren ve burada aldığı eğitimi, yaptığı çalışmalara başarıyla aktaran Veysel Tiryaki, önümüzdeki dönemde başta Ankara Üniversitesi olmak üzere üniversitelerle yapmayı planladıkları işbirliklerini Bülten’e anlattı.

Page 27: Piri Reis Haritas±n±n 500. Y±l± - Ankara œniversitesi

ankara üniversitesi

bülteni

27

Ankara’nın Kültür Dokusu Hala Altındağ’da

“Son 50-60 yılın ihmal edilmişliğine rağmen Ankara’daki bütün kültür dokusu, hala Altındağ’da. Özellikle varlıklı ailelerin Altındağ’dan göç etmesiyle birlikte burası biraz gözardı edildi. Şu anda da kültürün, sanatın tekrar yaşatılacağı mekan Altındağ. Altındağ’ı tekrar kültür ve sanatın merkezi haline getirmek için ciddi mücadele ediyoruz. Ulucanlar Cezaevi, Ankara’ya son 50 yılda kazandırılmış en büyük kültür sanat merkezidir. Onlarca toplantı salonu, sinema, sanat sokağı, müze var bu alanın içinde. Bunun dışında şu anda çalışmaları devam eden kent müzesi son aşamaya geldi. Şair ve yazarlar müzesi, Gazi Üniversitesi’yle Somut Olmayan Kültürel Miras Müzesi, Mehmet Akif Ersoy Edebiyat Eserleri Müzesi hep son dönemde kazanıldı.”

Kentlerin Olmazsa Olmazı Meydanlar

“Meydanlar, insanların nefes aldıkları, soluklandıkları yerler. Mehmet Akif Ersoy’un heykelinin bulunduğu bölgede bir meydanımız vardı. Ama şimdi daha büyüğünü yaptık. Henüz başlamadığımız, proje kapsamında yerler var. Kentlerin olmazsa olmazlarından birisi meydanlardır. Aslında geçmişimizde küçük de olsa meydanlar varmış ama daha sonra buralar gecekondularla

işgal edilmiş. Onları tekrar ayağa kaldırıyoruz.”

Tarihi Çeşmeleri Restore Ediyoruz

“Çeşme, aslında bizim kültürümüzde var. Şu mahalleye girdiğinizde, çok sayıda ama bugün artık fonsiyonu olmayan, görevini yapamayan çeşmeler var. Bunların bir kısmı mimari açıdan özellikleri olan yapılar, bir kısmı da basit çeşmeler. Bizim kentlerimizde zaten mahallenin merkezinde cami, pazar, çeşme gibi üniteler yer alır. Ama son 50 yılda bu çeşmeler önemini kaybetmiş durumda. Restorasyon yaptığımız bölgelerdeki bu çeşmeleri ayağa kaldırıyoruz. Bunları mutlaka korumak istiyoruz çünkü o da bir kültür varlığı. Sakarya mahallesinde yeni yaptığımız bir bölgede ahşap bir çeşme yaptık. Işıklandırılması da yapıldı.Güzel çeşme olduğunu düşünüyorum.”

Ankara’ya Çok Az Turist Geliyor

“Üzülerek ifade edeyim ki Ankara’ya çok az turist geliyor. Ankara’ya gelen bu az sayıdaki turistin de geldiği yer zaten Altındağ. Ankara’nın kültür varlıklarının hepsi Altındağ’da. Yabancı bir turistin gelip görebileceği bütün mekanlar Altındağ’da. Altındağ’da bu dokuları ayağa kaldırmak lazım. Ankara’ya gelen turist de zaten bu bölge için geliyor. Ama henüz çok başındayız.Ülke olarak çok geciktik.”

ASAUM ve Ziraat Fakültesi’nden Panel:“Su Ürünleri Piyasalarında Dinamikler”

Ben Balığı Satmazsam Üretim Artmaz”Ankara Üniversitesi Su

Ürünleri Araştırma ve Uygulama Merkezi (ASAUM) ve Ziraat Fakültesi, 28 Mart 2013 tarihinde düzenlediği “Su Ürünleri Piyasalarında Dinamikler: Üretim, Tüketim, Ticaret ve Pazarlama” konulu panel ile Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı üst düzey yöneticilerinden akademisyenlere, balık yetiştiricilerinden perakende satıcılara, kooperatiflerden tüketici derneklerine kadar

çok geniş bir yelpazede konuşmacıları bir araya getirdi. Su ürünleri üzerine gerçekleştirilen bilimsel toplantılarda belki de ilk kez bir perakende balıkçı kürsüye çıkarak düşüncelerini paylaşma fırsatı buldu. Şen Balıkçı sahibi Okan Okçu, perakendecilik sektörünün durumundan, sıkıntılarından ve hedeflerinden bahsetti ve “Ben balığı müşteriye satamazsam, üretimin de tüketimin de artması imkânsızdır” dedi.

Ankara Üniversitesi 10. Tanıtım Günü

Üniversiteye hazırlanan öğrencilere

Ankara Üniversitesi’nin olanaklarını tanıtabilmek amacıyla geleneksel olarak düzenlenen Tanıtım Günü’nün 10’uncusu, 19 Nisan’da Eczacılık Fakültesi’nde gerçekleştirildi. Fakülte, Yüksekokul ve Konservatuvar temsilcilerinin, birimlerinin

tanıtımını yaptığı “10. Tanıtım Günü”ne Ankara içi ve dışından yaklaşık beş bin öğrenci katıldı. Etkinlikte, Eğitim Bilimleri Fakültesi öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Ömer Kutlu “Değişen Sınav Sistemi ve Doğru Tercih Yapmak” ve Doç. Dr. Metin Pişkin de “Kariyer Planlaması ve Geleceğin Meslekleri” konulu konferansları sundu.

Page 28: Piri Reis Haritas±n±n 500. Y±l± - Ankara œniversitesi

ankara üniversitesi bülteni

28

Üniversitemizde geleneksel olarak bu

yıl 20’ncisi düzenlenen “Kültür ve Sanat Günleri” 1-28 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirildi. Geçmiş yıllarda “Kültür Haftası” adı altında ve genellikle bir hafta düzenlenen etkinlikler bu yıl Nisan ayının tamamına yayıldı. SKS Türk Halk Müziği Korosu’nun konseriyle başlayan etkinliklerde, öğrencilerin bir yıllık emeklerinin ürünü olan fotoğraf, ebru, resim, minyatür ve seramik sergilerinin yanı sıra, TRT Ankara Radyosu Çoksesli Koro konseri, “Veteriner Hekimlikte Nosyon” konferansı, SKS Vurmalı Çalgılar Topluluğu Konseri, gitar dinletileri, Dem-Ferde Konseri, Satranç Turnuvası, film gösterimleri, “BiGün Ankara-Bilişim Günleri”, Hacettepe, Çankırı Karatekin, Bahçeşehir Üniversiteleri ile Üniversitemiz Eğitim Bilimleri, Ziraat Fakültesi, Mühendislik Fakültesi, Veteriner Fakültesi ve SKS Halk Oyunları

Topluluklarının katıldığı Halk Dansları Şöleni, Çin Müziği Korosu Konseri, Salon Dansları Şöleni, “Ülkemizde Okuma Kültürü Etkinliği”, Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Halk Dansları Topluluğu Gösterisi, “Yaban Hayatı Üzerine Söyleşi”, Tıp Fakültesi Yaşayan Halk Oyunları Gösterisi, Eğitim Bilimleri Fakültesi Yaratıcı Drama Topluluğu’nun “Kuş, Ağaç, İnsan, Zaman” adlı gösteri ve Hacettepe Senfoni Orkestrası konseri sunuldu.

Etkinliklerin açılışına katılan Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Kasım Karakütük, “Üniversitelerde bilimsel etkinliklere ek olarak, kültür ve sanat etkinliklerinin etkin olarak yapılması gerektiğini” belirterek, “Aksi halde üniversitenin bir yönü eksik kalmış olur. O bakımdan bu etkinlikler çok önemlidir. Çünkü kültür ve sanat, insanın hele bilim insanlarının olaylara ve konulara daha geniş açı içerisinde bakmalarına olanak sağlayacaktır” dedi.

Üniversitemizde

20. Kültür veSanat Günleri

Page 29: Piri Reis Haritas±n±n 500. Y±l± - Ankara œniversitesi

ankara üniversitesi

bülteni

29

4. Ankara Üniversitesi Tiyatro FestivaliÜniversitemizde bu yıl

dördüncüsü düzenlenen “Tiyatro Festivali”, 19-28 Nisan 2013 tarihleri arasında, Üniversitemiz içindeki tiyatro toplulukları ile diğer üniversitelerden tiyatro topluluklarının sunduğu oyunlarla coşkuyla gerçekleştirildi.

Tiyatro festivali, 19 Nisan’da Dokuz Eylül Üniversitesi Tiyatro Topluluğu’nun sunduğu Aziz Nesin’in “Bir Zamanlar Memleketimde” adlı oyunuyla başladı. Aynı gün DTCF Tiyatro Bölümü de Friedrich Dürrenmatt’ın “V. Frank” adlı oyununu sahneledi.

Festival kapsamında Sakarya Üniversitesi Tiyatro Topluluğu William Shakspeare’nin “Bir Yaz Dönümü Gecesi Rüyası”, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tiyatro Topluluğu Gyula Hay’ın “At”, Pamukkale Üniversitesi öğrencileri Alexandre Bisson’un “İpekçi Merhum”, Üniversitemiz Eğitim Bilimleri Fakültesi öğrencileri Friedrich Dürrenmatt’ın “Büyük Romolus”, İstanbul Bilgi Üniversitesi öğrencileri Milan Kundera’nın “Jacques ile Efendisi”, Üniversitemiz Veteriner Fakültesi öğrencileri Ray Gooney’in “Karmakarışık”, Üniversitemiz Sağlık Bilimleri Fakültesi öğrencileri “Öyle Bir Oyun (ki)”, AFTİT Valentin Kataev’in “Bugün Git Yarın Gel”, Ege Üniversitesi öğrencileri

Cihan Canova’nın “Ful Yaprakları”, Üniversitemiz Eczacılık Fakültesi öğrencileri Stanislav Stratiev’in “Deri Ceket”, Ege Üniversitesi öğrencileri Tuygar Nar’ın “Çöplük” ve Joshua Sobol’un “Getto”; Üniversitemiz Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu öğrencileri Phillip King’in “Papaz Kaçtı”, Üniversitemiz Tıp Fakültesi öğrencileri Ben Elton’un “Popcorn”, Süleyman Demirel Üniversitesi öğrencileri Ray Coney’in “Karmakarışık”,

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi öğrencileri Mati Visnicc’in “Küçük Bir İş İçin Yaşlı Bir Palyaço Aranıyor”, Üniversitemiz Diş Hekimliği Fakültesi öğrencileri “Resimli Osmanlı Tarihi”, Üniversitemiz SKS Tiyatro Topluluğu Oğuz Atay’ın “Oyunlarla Yaşayanlara” ve Çukurova Üniversitesi öğrencileri de Albert Camus’un “Sıkı Yönetim” adlı oyunlarını sahneledi.

“Bir Yıl Boyunca Bu Anı Bekledik”

Festivalin açılışında bir konuşma yapan organizasyon komitesinden öğrencimiz Ercan Beşer, “Ankara Üniversitesi Tiyatro Festivali kapsamında düzenlenen etkinliklere

her yıl üç binden fazla katılım olduğunu ve her geçen yıl bu sayının arttığını” söyledi. Ercan Beşer, “Topluluklarımız bir yıl boyunca bu anı beklediler. Uzun ve yorucu sahneleme süreçlerinin

sonunda seyirciyle buluşma, bilgiyi, deneyimi paylaşma zamanı geldi. Bu zaman dilimi bütün toplulukları heyecanlandıran, büyüleyen bir zaman dilimi olarak algılanmalıdır. Bu büyüye kapılarak tiyatro yapan, tiyatroya gönül

veren bütün toplulukları kutluyoruz” dedi.

“Sanatın da Üniversitesiyiz”

Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanı Prof. Dr. Onur Özsoy da “Ankara Üniversitesi’nin, bilimin ve tekniğin üniversitesi olduğu kadar sanatın da üniversitesi olduğunu, Üniversitemizin pek çok alanda olduğu gibi sanat alanında da öncü çalışmalara imza attığını” söyledi. Prof. Dr. Onur Özsoy, “Ankara Üniversitesi’nin, Türkiye’nin en eski tiyatro bölümüne sahip olduğunu, Türkiye’de bugün yaratıcı drama gibi bir olgudan söz ediliyorsa Üniversitemizin çok önemli bir rolü bulunduğunu” kaydetti.

Page 30: Piri Reis Haritas±n±n 500. Y±l± - Ankara œniversitesi

ankara üniversitesi bülteni

30

Yeraltı enerji kaynaklarımız

Konvansiyonel ve Konvansiyonel Olmayan enerji kaynakları olarak ikiye ayrılırlar. Konvansiyonel olanlar; bilinen yöntemlerle üretimini gerçekleştirdiğimiz petrol, doğal gaz ve kömürden oluşurken, konvansiyonel olmayanlar ise şeyl gazı (kaya gazı), gaz hidratlar, şeyl petrolü, kömür gazı ve sıkı kum gazından oluşur.

Konvansiyonel gaz genellikle yeterli organik madde içeren şeyl türü kaynak kayalardan oldukça gözenekli ve geçirgen, çoğunlukla da kumtaşlarından oluşan rezervuarlara göç eden gazdır. Şeyl Gazı ya da basında bilinen adıyla “kaya gazı” ise; siyah şeyl ya da bitümlü şeyl adı verilen, laminalı organik maddece zengin kayaçlardan hidrolik çatlama yoluyla üretilen konvansiyonel olmayan bir gazdır.

Şeyl gazının bileşimi % 95 metandan (CH4) oluşur, bunun yanında % 2.5 etan (C2H6), % 0.5 propan (C3H8) ve % 2 bütan (C4H10) ve diğer türevlerden oluşan bir gaz türüdür.

Şeyl Gazı Arama Safhaları Nelerdir?

Şeyl gazı arama safhaları şu şekilde sıralanabilir. 1-Önce 500-5000m düşey sondaj çalışmaları, 2-Sonrasında şeyl tabakası içerisinde 1000 m’ye varan yatay sondaj çalışmaları, 3-Sondaj sonrasında patlayıcılarla şeyl tabakasının kırılması-çatlatılması,4-En son evre de şeyl tabakasının çatlak boşluklarına çok yüksek basınçla % 95 su + % 4.5 kum + % 0.5 jel karışımı basılması ile hidrolik çatlatma işlemleridir. Hidrolik çatlatma işleminden sonra şeyl tabakasının basıncı düşürülerek şeyl gazının kuyuya akışının sağlanmasıyla üretim gerçekleştirilir.

Dünyada ve Avrupa’da Şeyl Gazı Potansiyelleri

Şeyl gazı ile ilgili olarak ilk kuyu 1981 yılında ABD, Texas Eyaletinde Ft. Worth Havzası’nda Barnett Shale birimi için açılmıştır. 2002 yılından beri yatay kuyuların kazılmaya başlanmasıyla üretim miktarı katlanmış ve bu saha Texas’ın en büyük, ABD’nin ise ikinci büyük sahası haline gelmiştir. Dünyada en büyük şeyl gazı potansiyeli Çin’dedir (36.1 Trilyon cf), bunu sırasıyla ABD (24.4 Trilyon cf), Arjantin (21.9 Trilyon cf), Meksika (19.3 Trilyon cf), Güney Afrika (13.7 Trilyon cf) ve Avustralya (11.2 Trilyon cf) izlemektedir. ABD, dışarıdan gaz ithal eden ve dünyanın en fazla gaz tüketen ülkesidir.

Kaya Gazı Nedir?Türkiye İçin Alternatif BirEnerji Kaynağı mıdır?”

Ankara Üniversitesi Mühendislik FakültesiJeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim ÜyesiProf. Dr. Ali Sarı

Dünyanın dev enerji şirketleri olan “ExxonMobille, “Shell, TransAtlantic ve Valuera Sismik” ile TPAO arasında imzalanan protokollerle Güneydoğu Anadolu bölgesi ve Trakya havzamızdaki sahalarda “Şeyl Gazı” arama çalışmaları sürdürülmektedir. Shell şirketi Haziran 2012’de Diyarbakır’da Silüriyen yaşlı Dadaş Formasyonu’nda düşey sondaj faaliyetlerine başlamış olup, hedefi 4500m’de yatay sondaj aşamasına geçmektir. Güneydoğu Anadolu’dan sonra Türkiye’de en büyük Şeyl Gazı potansiyeli Trakya havzasındadır. Diğer ümitli bölgelerimiz Ankara - Beydili/Nallıhan, Bolu -Hatıldağ-Mengen ve Konya-Karapınar sahalarıdır. US Energy Information Administration verilerine göre Güneydoğu Anadolu’daki Şeyl Gazı rezervimiz 0.42 trilyon m3 (15 trilyon cf) dür. Ancak bilindiği üzere özellikle Trakya havzamız bizim gaz

sahamız olup, buradaki gaz üretimi yapan formasyonlar ile Türkiye’deki diğer tüm havzalarımız ki bunlar; GDA Bölgesi, Trakya havzası dışında kalan, Doğu Anadolu, Karadeniz Bölgesi, Tuz Gölü havzası, Toroslar ve İç Anadolu havzasındaki gaz şeyli içeren formasyonlarımız da dikkate alındığında öngörülen Şeyl Gazı rezervimiz yaklaşık 1.8 trilyon m3 (63.5 trilyon kubik fit) dür. Türkiye’deki öngörülen 1.8 trilyon m3 Şeyl Gazı rezervimiz Türkiye’nin ortalama 40 yıllık doğal gaz ihtiyacını karşılayabilecek yeterliliktedir. Türkiye’nin günlük ortalama doğal gaz tüketimi 100 Milyon m3 dolayındadır. Türkiye’nin yıllık ortalama doğal gaz tüketimi ise ortalama 45 milyar m3’tür. Türkiye’nin petrol ve gaz ithalatına yıllık 55 milyar dolar ödediği dikkate alındığında ortalama 40 yıllık rezerv, 2.2 trilyon dolarlık bir gelir anlamına gelmektedir.

ABD’de şeyl gazının üretime geçmesiyle ABD borsasında doğal gaz fiyatları yarı yarıya düşmüştür. 2020 yılından itibaren ABD’nin iç üretimi ve iç tüketimi birbirini karşılayacak seviyeye gelecektir ve 2020 yılından sonra artık ABD doğal gaz ihraç eden bir ülke olacaktır. ABD’de 2011 yılında 241 milyar metreküp

civarında Şeyl Gazı üretimi gerçekleştirmiştir. Bu rakam ABD’nin 2011 yılındaki doğalgaz üretiminin % 30’una tekabül etmektedir. ABD’de 2011 yılında 241 milyar metreküp civarında Şeyl Gazı üretimi gerçekleştirmiştir. Bu rakam ABD’nin 2011 yılındaki doğalgaz üretiminin % 30’una tekabül etmektedir.

Türkiye’de Şeyl Gazı Aramaları ve Potansiyeli

Page 31: Piri Reis Haritas±n±n 500. Y±l± - Ankara œniversitesi

ADI SOYADI BİRİMİ EMEKLİLİK TARİHİ

Hizmetli Mehmet Yunus Uyar Tıp Fakültesi 01 Nisan 2013

Hastabakıcı İsmail Kaya Tıp Fakültesi 08 Nisan 2013

Gassal Hüseyin Gürbüz Tıp Fakültesi 15 Nisan 2013

Hizmetli Adem Ereli Tıp Fakültesi 15 Nisan 2013

Şube Müdürü Hasan Yılmaz Öğrenci İşleri Dai. Bşk. 16 Nisan 2013

Kor. ve Güv. Gör. İsmail Düzyurt Ziraat Fakültesi 16 Nisan 2013

Sağlık Fizikçisi Selma Taştan Tıp Fakültesi 30 Nisan 2013

ankara üniversitesi

bülteni

31

Nisan 2013’te Emekli OlanAkademik ve İdari Personelimiz

Üniversitemizden, Nisan 2013 tarihinde 9 kişi emekliye ayrıldı.

Ankara Üniversitesi’ne verdikleri değerli hizmetlerden dolayı, emekli olan personelimize ve hocamıza teşekkürlerimizi ve saygılarımızı sunar; sağlık ve mutluluk dolu günler dileriz.

Akademik PersonelADI SOYADI BİRİMİ EMEKLİLİK TARİHİ

Prof. Dr. Halil Akçapınar Veteriner Fakültesi 10 Nisan 2013

Doç. Dr. Nurben Süldür Tıp Fakültesi 19 Nisan 2013

İdari Personel

Ankara Üniversitesi RektörlüğüYayın Organıdır. Parayla satılmaz.

Ankara Üniversitesi Adına Sahibi: Prof. Dr. Erkan İbiş (Rektör)

Genel Yayın Yönetmeni:Prof. Dr. Sibel Ayşıl Özkan

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü:Özkan Kı[email protected]

Muhabir:Seyhan [email protected]

Dağıtım Koordinasyon:Ufuk Koyuncu

Yayın İdare Merkezi:Ankara Üniversitesi Rektörlüğü,Basın Halkla İlişkiler Birimi,Tandoğan 06100, Ankara

Yayın İdare MerkeziTel: (0 312) 222 85 32Faks: (0 312) 221 16 43www.ankara.edu.tr

Yayının Türü:Yerel Süreli Yayın(8000 adet basılmıştır)

Baskı: Ankara Üniversitesi Basımevi, İncitaşı Sok. No:10, Beşevler/AnkaraTel: (0 312) 213 66 55, 222 28 40

Basım Tarihi: 16 Mayıs 2013 Renk Ayrımı: Vadi GrafikMatbaacılar Sitesi. 35. Cad. No: 76, Ostim/Ankara

Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Türk Dili ve

Edebiyatı Bölümü emekli öğretim üyelerinden Prof. Dr. Hasibe Mazıoğlu vefat etti.

Prof. Dr. Mazıoğlu’na Allah’tan rahmet, kederli ailesine ve sevenlerine başsağlığı dileriz.

Kaybettiğimiz Ankara Üniversiteliler

Üniversitemiz akademik ve idari personelinden

oluşan karma futbol takımı, 2013 yılı spor toto kamu

Üniversitemiz Karma Futbol Takımı,2013 Yılı Spor TotoKamu Futbol Turnuvasında

futbol turnuvasına katılıyor. Takımımız, 21 Nisan 2013 tarihinde 19 Mayıs stadı 2 nolu sahada yapılan

karşılaşmada Tütün ve Alk PLD Kur. Takımını 7-1 yendi; 28 Nisan’da Sayıştay Takımı’na 2-1 yenildi.

Veteriner Fakültesi Parazitoloji Anabilim

Dalı Başkanı Prof. Dr. Zafer Karaer, Sağlık Bilimleri Enstitüsü Müdürlüğü’ne; Eczacılık Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. M. Doğu Nebioğlu, sosyal ve aidiyet etkinlikleri konularıyla ilgili çalışmalar planlamak üzere Ankara Üniversitesi Genel Destek Koordinatörlüğü’ne ve Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Serpil Sancar da Rektörlük Eşitlik Politikaları Koordinatörlüğü’ne atandı.

Yeni Atamalar

Page 32: Piri Reis Haritas±n±n 500. Y±l± - Ankara œniversitesi

Dağcılarımız, Elbruz Dağı’nda

Ankara Üniversitesi Dağcılık Birimi

(ANKÜNİDAĞ) sporcusu Cem Manav ve Serdar Çobanoğlu, 26 Şubat 2013 tarihinde Rusya’daki Elbruz Dağı Batı Zirvesi’ne (5642m) ilk Türk kış tırmanışını yaptı.

ANKÜNİDAĞ sporcusu Cem Manav ve Serdar Çobanoğlu 15 Şubat 2013 tarihinde İstanbul’dan ayrıldı. Ertesi gün 3200 metre kampına ulaşan ekip, 17 Şubat’ta Priyut diye adlandırılan bölgede yaklaşık 4200 metrede kamp kurdu. Kötü hava nedeniyle bu kampta 9 gün bekleyen Cem Manav ve Serdar Çobanoğlu 10’ncu günde düzelen hava ile zirve denemesi yapmaya karar verdi.

Açık ancak rüzgârın şiddetli olduğu bir havada güney yüzü klasik rotasından yükselen ekip, Pastukkov kayalıklarından 5000 metre civarına

kadar buzul üzerindeki sabit hatlardan ilerledi, sonrasında dağın iki zirvesi arasındaki ‘Eğer’e (Saddle, 5200 m) kadar yan geçiş yaptı. Zirveye doğru devam eden sporcular, Batı Zirvesi’ne (5642 m) ulaşıp 4200 metredeki kampa geri döndü. Tırmanış 4200 metre kampından zirveye kadar yaklaşık 7 saat, dönüş ise yaklaşık 3 saat sürdü.

Sporcularımız, kendilerine verilen destek sürdüğü sürece Ankara Üniversitesi bayrağını daha yüksek zirvelerde dalgalandırıp daha bir çok ilk’e imza atacaklarını söyledi. Verdiği destekler nedeniyle de Rektörümüz Prof. Dr. Erkan İbiş’e, Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanı Prof. Dr. Onur Özsoy’a, Dağcılık Birimi danışman hocası Prof. Dr. Bahadır Gönenç’e ve yanlarındaki bütün ANKÜNİDAĞ ailesine teşekkürlerini ilettiler.

Elbruz Dağı’nın ilk Türk

tırmanışı 1980 yılında Abdül

Mecit Doğru tarafından, ilk

Türk kış tırmanışı ise Nasuh

Mahruki tarafından Rus

dağcı Nikolay Totmiyanin

ile beraber 1993 yılı Şubat

ayında Doğu Zirvesi’ne

(5621 m) yapılmıştı.

Antrenör Ulvi Güneşler’in

yönetiminde, çalışmalarını Üniversitemiz yüzme havuzunda sürdüren Ankara Üniversitesi Spor Kulübü yüzme takımı, Türkiye Şampiyonası’nda Yıldız bayan ve erkeklerde aldığı Türkiye üçüncülüğünün ardından; 11-14 Nisan 2013 tarihlerinde İstanbul’da yapılan milli takım seçme yarışmalarında, San

Spor KulübümüzYüzme Takımının Büyük Başarısı

Marino’da yapılacak olan Uluslararası Comen yüzme yarışları için Milli Takıma beş sporcu ile katılmaya hak kazandı.

Ülkemizi temsil edecek Milli Takımda yer alan sporcularımız Ceren Kutlu, Aylin Elif Gökçe, İlkim Reyhan Sertoğlu, Dilara Nur Demirtaş ve Ekin Velioğlu’nu kutlar, başarılarının bundan sonra da devam etmesini dileriz.