23
KITA SAHANLIĞI VE MÜNHASIR EKONOMİK BÖLGE SINIRLANDIRMASI

KITA SAHANLIĞI VE MÜNHASIR EKONOMİK BÖLGE ...–ĞRENCİ...Divan’dan,Üçüncü Deniz Hukuku Konferans’ındakieğilimlereve “hakçailkeler”ve bölgeyle “ilgili durumlar”agöre

  • Upload
    others

  • View
    0

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: KITA SAHANLIĞI VE MÜNHASIR EKONOMİK BÖLGE ...–ĞRENCİ...Divan’dan,Üçüncü Deniz Hukuku Konferans’ındakieğilimlereve “hakçailkeler”ve bölgeyle “ilgili durumlar”agöre

KITA SAHANLIĞI VEMÜNHASIR EKONOMİK

BÖLGESINIRLANDIRMASI

Page 2: KITA SAHANLIĞI VE MÜNHASIR EKONOMİK BÖLGE ...–ĞRENCİ...Divan’dan,Üçüncü Deniz Hukuku Konferans’ındakieğilimlereve “hakçailkeler”ve bölgeyle “ilgili durumlar”agöre

KITA SAHANLIĞININ SINIRLANDIRILMASI

■ Sualtı alanlarının araştırılması ve işletilmesi teknolojisinin gelişmesi ve buna bağlıolarak kıyı devletlerinin doğal cansız zenginlikleri keşfederek daha geniş bir denizalanında kıta sahanlığı haklar ileri sürmelerinden dolayı kıta sahanlığınınsınırlandırılması konusu devletleri ve uluslararası deniz hukukçularını en çokuğraştıran sorunların başında gelmektedir.

■ Kıta sahanlığının iç sınırı kıyı devletinin karasularının bittiği çizgidir. Komşu kıyıdaşdevletlerin varlığı halinde kıta sahanlığı dış ön sınırı ve yan sınırın tespit edilmesi

gerekmektedir.

■ Kıta sahanlığı sınırlandırılması 1958 Cenevre kıta sahanlığı sözleşmesi ve 1982B.M.D.H. Sözleşmesinde farklı şekilde düzenlenmiştir.

Page 3: KITA SAHANLIĞI VE MÜNHASIR EKONOMİK BÖLGE ...–ĞRENCİ...Divan’dan,Üçüncü Deniz Hukuku Konferans’ındakieğilimlereve “hakçailkeler”ve bölgeyle “ilgili durumlar”agöre

1958 Cenevre Kıta Sahanlığı Sözleşmesi:

■ Kıyıları karşılıklı olan veya yan yana olan devletlere kıta sahanlığının sınırlandırılmasına

ilişkin usul, 1958 Cenevre Kıta Sahanlığı Sözleşmesi’nin 6. maddesinde düzenlenmiştir.

Söz konusu madde uyarınca, kıta sahanlığının sınırı, kural olarak taraf devletlerin

anlaşmasıyla tespit edilecektir. Ancak, bu konuda böyle bir anlaşma gerçekleşmemiş ve

özel durumlar farklı bir sınırı gerektirmiyor ise, kıta sahanlığı sınırlandırılması eşit uzaklık

ilkesine göre gerçekleşecektir.

■ 1958 Sözleşmesi’nin bu hükmü, sınırlandırma konusunda uygulanması zorunlu olan bir

düzenleme değildir. İlgili taraflar anlaşarak kıta sahanlığını diledikleri biçimde

sınırlandırma hakkına sahiptirler. Sözleşme’nin 6. maddesi ilgili taraflar arasında

sınırlandırma konusunda bir anlaşmaya varılamaması durumunda önem kazanır.

■ Sözleşmenin 6. maddesi uyarınca, taraflar arasında bir anlaşma gerçekleştirilememiş,

özel durumlar nedeniyle bir başka sınırın tespiti haklı görülmediği durumlarda,

sınırlandırma eşit uzaklık ilkesi uygulanarak gerçekleşecektir.

■ Eşit uzaklık ilkesinin tek başına otomatik olarak uygulanması durumunda “aşikar

haksızlıklara” yol açabileceği düşünüldüğünden; söz konusu ilkenin özel durumlar

istisnasıyla birlikte bir sınırlandırma kuralı oluşturduğu ve tek başına kullanılamayacağı

belirtilmektedir. Bu anlamda özel durumlar istisnası, eşit uzaklık ilkesi gibi, 6. madde de

öngörülen düzenin ayrılmaz bir unsurudur.

Page 4: KITA SAHANLIĞI VE MÜNHASIR EKONOMİK BÖLGE ...–ĞRENCİ...Divan’dan,Üçüncü Deniz Hukuku Konferans’ındakieğilimlereve “hakçailkeler”ve bölgeyle “ilgili durumlar”agöre

■ Özel durumlar istisnasının hangi durumlarda söz konusu olabileceği ve hangiilkelerin ışığında uygulanabileceği ilgili sözleşme hükmünde açıkça belirtilmemiştir.

■ Buna rağmen kıyının özel biçimi, sınırlandırılacak alanda ada veadacıkların bilinmesi ve özellikle eşit uzaklık ilkesinin uygulanmasının haksızsonuçlara yol açtığı durumlar özel durumlar kavramının kapsamı içindedeğerlendirilmektedir. Bir yandan eşit uzaklık ilkesinin örf ve adet hukukunda hiçbirzaman esas kural olarak kabul edilmemiş olması, diğer yandan, Truman Bildirisi’nde

kıta sahanlığı sınırlandırılmasında hakça ilkelerin benimsenmesi, 1958 Sözleşmesi6. maddesinde de hakça ilkelerin esas kuralı oluşturduğu biçimindeyorumlanmaktadır.

■ İngiltere ile Fransa arasındaki Manş Denizi kıta sahanlığının sınırlandırılmasıuyuşmazlığında hakem mahkemesinin vermiş olduğu 30.6.1977 tarihli kararında,1958 Sözleşmesi’nin 6. maddesinde öngörülen eşit uzaklık ilkesi ve özel durumlaristisnası unsurlarının hakça ilkelere uygun bir sınırlandırmayı amaçladıklarıbelirtilmektedir.

1958 Cenevre Kıta Sahanlığı Sözleşmesi:

Page 5: KITA SAHANLIĞI VE MÜNHASIR EKONOMİK BÖLGE ...–ĞRENCİ...Divan’dan,Üçüncü Deniz Hukuku Konferans’ındakieğilimlereve “hakçailkeler”ve bölgeyle “ilgili durumlar”agöre

1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi:

■ 1982 Sözleşmesi’nin 83. maddesi kıyıdaş devletler arasındaki kıta sahanlığınınsınırlandırılmasını aşağıdaki şekilde düzenlemiştir.

“Kıyıları karşı karşıya veya yan yana olan devletler arasında kıta sahanlığınınsınırlandırılmasına, hakça bir çözüm bulmak üzere, Milletlerarası Adalet DivanıStatüsünün 38. maddesinde zikredilen milletlerarası hukuka göre anlaşmaylagerçekleştirilir.”

■ 83. maddenin 4. fıkrası uyarınca, taraflar arasında bir anlaşmanın bulunması

durumunda, kıta sahanlığının sınırlandırılmasına ilişkin sorunlar bu anlaşma hükümlerine göre çözümlenecektir.

Page 6: KITA SAHANLIĞI VE MÜNHASIR EKONOMİK BÖLGE ...–ĞRENCİ...Divan’dan,Üçüncü Deniz Hukuku Konferans’ındakieğilimlereve “hakçailkeler”ve bölgeyle “ilgili durumlar”agöre

■ Sözleşmenin 83. maddesinde iki önemli unsur yer almaktadır.

➢ Birinci unsur, sınırlandırmanın anlaşma yoluyla yapılacağına ilişkindir. Ancakbuna, “Uluslararası Adalet Divanı Statüsü’nün 38. maddesinde belirtilen biçimdeve Uluslararası Hukuka göre” kaydı eklenmiştir. Böylece, sınırlandırmadauygulanacak ilkeler “Uluslararası Hukuka” atıf yapılmak suretiyle düzenlenmiştir.

➢ İkinci unsur, hakça çözüm (equitable solution) sağlanmasına ilişkin şartıdır. Bunagöre, kıta sahanlığı sınırlandırılmasının ilgili Devletlerce anlaşma yoluyla

uluslararası hukuka uygun olarak hakça bir sonuca varılacak şekilde yapılmasıgerekir.

■ Taraflar arasında bir anlaşmanın yapılmaması durumunda da, sınırlandırmaya ilişkinuygulanacak her türlü metotta hakça ilkelerin göz önünde bulundurulması sözkonusu olacaktır.

1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi:

Page 7: KITA SAHANLIĞI VE MÜNHASIR EKONOMİK BÖLGE ...–ĞRENCİ...Divan’dan,Üçüncü Deniz Hukuku Konferans’ındakieğilimlereve “hakçailkeler”ve bölgeyle “ilgili durumlar”agöre

■ Kıta sahanlığının sınırlandırılması konusunda uluslararası hukukun öngördüğüsınırlandırma ilkeleri, uluslararası mahkeme kararları ile tespit edilmiştir.

➢ Uluslararası Adalet Divanı’nın 20.2.1969 tarihli Kuzey Denizi Kıta SahanlığıDavaları Divan’ın 24.2.1982 tarihli Tunus-Libya Kıta Sahanlığı Davası ve yineDivan’ın 12.10.1984 tarihli Maine Körfezi Bölgesinde Deniz sınırının saptanmasıdavasında ve 3.6.1985 tarihli Libya-Malta kıta sahanlığı davaları ve 3.2.2009tarihli Romanya ve Ukrayna arasındaki Karadeniz’de Deniz AlanlarınınSınırlandırılması ile ilgili kararlarında doğal uzantı ilkesi ve hakça ilkeleresaslarına ağırlık tanıdığı gözlenmektedir. (Kararların ayrıntılarına aşağıda yerverilecektir.)

■ Buradaki önemli nokta, sınırlandırmada uygulanması gereken hakça ilkelerin nelerolduğu ve hangi unsurlardan oluştuğu sorusudur. Hakça ilkeler uygulanan hukukunbir unsurudur. Bu anlamda, sınırlandırmanın hakça ilkelere uygun gerçekleştirilmesi,Uluslararası Adalet Divanı Statüsünün 38. maddesinin 2. fıkrasında söz edilen exaequo et bono (hakkaniyet ve nısfet yolu) çözüm metodundan farklıdır. Hakkaniyetve nısfet çözüm yönteminin uygulanması tarafların iradesine bağlıdır. Buna karşın,hakça ilkeler bir uluslararası hukuk kuralının uygulanması anlamına geldiği gibi,tarafların bu yönde bir özel rıza beyan etmeleri gerekli değildir.

1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi:

Page 8: KITA SAHANLIĞI VE MÜNHASIR EKONOMİK BÖLGE ...–ĞRENCİ...Divan’dan,Üçüncü Deniz Hukuku Konferans’ındakieğilimlereve “hakçailkeler”ve bölgeyle “ilgili durumlar”agöre

■ Hakça ilkelerin somut olarak tespit edilmesi, söz konusu olayın verilerine bağlıdır.Sınırlandırılacak kıta sahanlığı bölgesinin tüm özellikleri göz önünde bulundurularakbir karara varılması gerekecektir. İlgili bölgenin yerbilimsel unsurları, coğrafiunsurları, devletlerin yaşamsal çıkarları, bölgede ortak petrol yatağı ve tarihi haklarınvarlığı gibi unsurların hakça bir çözüme ulaşılması yönünde değerlendirilmelerigerekli olacaktır.

■ 1982 tarihli Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesinin 311. maddesinde,

sözleşmeye taraf olacak devletler arasında sözleşme hükümlerinin 1958 tarihliCenevre Sözleşme hükümlerine üstün değer taşıyacağı belirtilmiştir. Eşit uzaklık-özeldurumlar kuralı 1958 Cenevre Kıta Sahanlığı Sözleşmesinin 6. maddesindeöngörülen bir sınırlandırma kuralıdır. Ancak, 1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku

Sözleşmesinin 311. maddesi gereği, sözleşmeye taraf devletler arasında 1982sözleşmesinin 83. maddesine üstünlük tanınarak uygulanması gerekecektir. Buanlamda, kıta sahanlığı sınırlandırılması kıyıdaş devletler arasında anlaşma yoluylauluslararası hukuka uygun olarak hakça bir çözüme varılacak şekildegerçekleştirilecektir.

1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi:

Page 9: KITA SAHANLIĞI VE MÜNHASIR EKONOMİK BÖLGE ...–ĞRENCİ...Divan’dan,Üçüncü Deniz Hukuku Konferans’ındakieğilimlereve “hakçailkeler”ve bölgeyle “ilgili durumlar”agöre

■ Kuzey Denizi Kıta Sahanlığı Davası (I.C.J. Reports (1969) s.3-39)

Kuzey Denizi Kıta Sahanlığı Davası, Almanya Federal Cumhuriyeti (buradan itibaren Almanya) ile komşuları Hollanda veDanimarka’nın, Kuzey Denizi’nde kıta sahanlığının belirlenmesi konusunda yaşadıkları uyuşmazlığa ilişkindir. 1964 yılında

Almanya ve Hollanda ve 1965 yılında Almanya ve Danimarka arasında yapılan ikili görüşmeler sonucunda, Kuzey

Denizindeki deniz alanlarının kısmi bir şekilde tanımlanması mümkün olmuştu. Ancak bu noktaların ilerisinde yer alan

kısımlar bakımından anlaşma sağlanamadı. Danimarka ve Hollanda, tüm sınır çizgilerinin eşit uzaklık ilkesine göre

belirlenmesi gerektiğini öne sürmekteydiler. Almanya ise, içbükey sahil şeridinden dolayı, bu metodun hakkaniyetliolmayacağını düşünüyordu zira bu şekilde, Almanya’nın kıta sahanlığı alanı daralmaktaydı. Bu şekilde üçlü görüşmeler

sonuçsuz kaldı ve olay Uluslararası Adalet Divanı’na taşındı.Taraflar yaptıkları özel bir anlaşmayla, Divan’dan, sınırları

belirlemesini değil, “kullanılacak uluslararası hukuk kurallarını ve ilkelerini belirlemesi”ni istemişlerdir. Davanın

taraflarından Hollanda ve Danimarka, 1958 Cenevre Kıta Sahanlığı Sözleşmesi’nde yer bulan “eşit uzaklık” ilkesinin,

teamül normu haline geldiğini ve Sözleşme’ye taraf olmayan Almanya için de bağlayıcı olduğunu iddia etmişlerdir. Almanya

ise, uygulanması gereken doğru kuralın, kıta sahanlığının “adil ve hakça paylaşımı” olması gerektiğini belirtmiştir. Bununlabirlikte, Alman tarafı, adil ve hakça paylaşım talebinin, hiçbir şekilde Uluslararası Adalet Divanı Statüsü’nün 38.

maddesinin 2. paragrafı bağlamında, Divan’dan, ex aequo et bono karar vermesini istemek anlamı taşımadığını özellikle

belirtmiştir. Divan, 1958 Kıta Sahanlığı Sözleşmesinde yer alan eşit uzaklık ilkesinin opinio juris eksikliğinden dolayı

teamül normu haline gelmediğine karar vermiştir. Bununla birlikte, belirttiği birkaç hususun da dikkate alınması suretiyle,

sorunun taraflar arasında hakça ilkeleri dikkate alınarak çözülmesi gerektiğini ifade etmiştir. Karardan sonraki süreçtetaraflar arasında görüşmeler devam etmiş. Son olarak, karşılıklı verilen tavizlerle birlikte, Almanya, eşit uzaklık ilkesine

göre belirlenen alanın 1,5 katı kadar bir kıta sahanlığına sahip olmuştur. Divan’ın bu kararından sonra, hakça ilkeler, deniz

alanlarının sınırlandırılmasında dikkate alınan bir kural haline dönüşmüş ve Üçüncü Deniz Hukuku Konferansı sonunda

kabul edilen 1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’nde de, münhasır ekonomik bölge ve kıta sahanlığı

sınırlandırmasında gözetilmesi gereken yöntem olarak belirlenmiştir.

Uluslararası Uygulama:

Page 10: KITA SAHANLIĞI VE MÜNHASIR EKONOMİK BÖLGE ...–ĞRENCİ...Divan’dan,Üçüncü Deniz Hukuku Konferans’ındakieğilimlereve “hakçailkeler”ve bölgeyle “ilgili durumlar”agöre

■ Uluslararası Adalet Divanı, söz konusu Kuzey Deniz Kıta Sahanlığı Davalarında aşağıdaki önemli sonuçlara

varmıştır.

1- Kıta Sahanlığı kavramı bakımından önemli unsur, onun kara ülkesinin bir uzantısı olmasıdır.

Bir sualtı alanı bir devletin doğal uzantısı değilse, o alan başka bir ülkeye nazaran kendisine daha

yakın olsa bile kendisine ait (bitişik) olduğu kabul edilemez.

2- Kıta Sahanlığının sınırlandırılmasında, 1958 Sözleşmesinin 6. maddesinde öngörülen eşit uzaklık

ilkesinin taraflarca uygulanması zorunlu değildir.

3- Bütün durumlara ve olaylara uygulanabilecek ve zorunlu tekdüze bir sınırlandırma metodu mevcut

değildir.

4- Sınırlandırmada önemli olan uygulanacak metodun kendisi değil, hakça ilkelerin uygulanması

suretiyle bütün taraflar için makul olan bir sonuca varılmasıdır.

5- Sınırlandırma, hakça ilkelerin ışığında, söz konusu somut olayın bütün unsurları dikkate alınarak vediğer tarafın kara parçasının doğal uzantıları üzerindeki haklarına tecavüz edilmeden, her devlete kara

parçasının denizin altında doğal uzantısını teşkil eden alanların verilmesini sağlayacak şekildeyapılmalıdır.

■ Kıta sahanlığı sınırlandırılmasının hakça ilkeler çerçevesinde tespit edilmesini öngören ve Kuzey Denizi KıtaSahanlığı Davalarında da kabul edilen yukarıda belirtilen kurallar sonraki uluslararası mahkeme ve hakemlik

kararları ile teyit edilmiş ve 1982 B.M.D.H. Sözleşmesinde yeniden düzenlenen kıta sahanlığı kavramı ve

hukuki rejimini önemli ölçüde etkilemişlerdir.

Uluslararası Uygulama:

Page 11: KITA SAHANLIĞI VE MÜNHASIR EKONOMİK BÖLGE ...–ĞRENCİ...Divan’dan,Üçüncü Deniz Hukuku Konferans’ındakieğilimlereve “hakçailkeler”ve bölgeyle “ilgili durumlar”agöre

■ Tunus-Libya Kıta Sahanlığı Davası (I.C.J. Reports (1982) .37-47, 59-60):

Uluslararası Adalet Divanı, Tunus ve Libya Devletlerinin aralarındaki kıta sahanlığı sınırlandırmasında

kullanılacak uluslararası hukuk kurallarının ve ilkelerinin ne olduğunu belirlemesi için aralarında

imzaladıkları bir tahkimname ile yaptıkları başvuruya ilişkin kararını 1982 yılında açıklamıştır. Divan,

Kuzey Denizi Kıta Sahanlığı Davası’ndaki kıta sahanlığı sınırlandırılmasına ilişkin içtihadını bir dizi

kararla sürdürmüştür. Dolayısıyla, Kuzey Denizi Kıta Sahanlığı Davası’nda olduğu gibi, bu davada da

Divan doğrudan kıta sahanlığı sınırlandırmasını yapmak yerine, tarafların daha sonra aralarında

yapacakları andlaşmada esas almak üzere kullanacağı kural ve ilkeleri belirleyecektir. Davanın

tarafları 1958 Cenevre Kıta Sahanlığı Sözleşmesi’ne taraf değillerdir. Ayrıca, tahkimnamede,

Divan’dan, Üçüncü Deniz Hukuku Konferans’ındaki eğilimlere ve “hakça ilkeler” ve bölgeyle “ilgili

durumlar”a göre karar vermesi istenmiştir.Divan, sınırlandırmayla ilgili bölgenin tek bir kıta sahanlığı

teşkil ettiğini tespit etmiş ve bu nedenle doğal uzantı ilkesinden yola çıkılarak belirlenecek bir

sınırlandırma kriterinin dava bakımından hakkaniyetli çözüme ulaştırmayacağını belirtmiştir.

Dolayısıyla sınırlandırmada “hakça ilkeler”den faydalanılacaktır. Mahkeme, bu hakça ilkeler

ifadesinin soyut bir anlam taşımadığını ve aynı şekilde ex aequo et bono karar vermek anlamına

gelmediğini özellikle belirtmiştir. Bunun aksine, yapılan şey hakça bir çözüme ulaşmak adına

kullanılacak kural ve ilkelerin neler olduğunun belirlenmesidir. Bu şekilde yaptığı incelemeler

sonucunda da, eşit uzaklık ilkesinin dava bakımından hakça bir çözüm oluşturmadığını ifade etmiştir.

Divan, sınırlandırmayı ilgili deniz alanını iki bölüme ayırarak yapmış ve bunlardan her biri için hakça

bir çözüme ulaşmak adına kendine has bir sınırlandırma metodu takip etmiştir.

Uluslararası Uygulama:

Page 12: KITA SAHANLIĞI VE MÜNHASIR EKONOMİK BÖLGE ...–ĞRENCİ...Divan’dan,Üçüncü Deniz Hukuku Konferans’ındakieğilimlereve “hakçailkeler”ve bölgeyle “ilgili durumlar”agöre

■ Maine Körfezi Bölgesinde Deniz Sınırının Saptanması Davası (I.C.J. Reports (1984) s.246-291):

Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada’nın, Maine Körfezi bölgesindeki kıta sahanlığı ve balıkçılık

bölgelerinin tek bir sınır olarak belirlenmesi için aralarında imzaladıkları bir tahkimname ile

yetkilendirdikleri Uluslararası Adalet Divanı Basit Yargılama Dairesi, dava hakkındaki kararını 12 Ekim

1984 tarihinde açıklamıştır. Divan Dairesi, bu davada, komşu devletler arasındaki tüm deniz alanı

sınırlandırmalarında uygulanacak birtakım temel normları belirlemiştir. Bunlardan öncelikli olanı, deniz

alanı sınırlandırmalarının taraflar arasında iyi niyet çerçevesi içerisinde anlaşma yoluyla

gerçekleştirilmesidir. Sınırlandırmanın tek taraflı yapılması mümkün değildir. İkinci olarak da, sınırlandırma

her durumda hakça kriterlerin uygulanması ile ve bölgenin coğrafi şekli ve diğer ilgili durumlara ilişkin

olarak hakça bir sonuç ortaya çıkmasını mümkün kılacak pratik yöntemlerin kullanımı yoluyla ortaya

konulmalıdır. Divan Dairesi, taraflarca öne sürülen sınırlandırma çizgilerini reddetmiş ve davaya

uygulanabilir olarak belirlediği kriterler ve ilkeler çerçevesinde her iki deniz alanı bakımından tek bir hat ile

sınırlandırmayı belirlemiştir.

Uluslararası Uygulama:

Page 13: KITA SAHANLIĞI VE MÜNHASIR EKONOMİK BÖLGE ...–ĞRENCİ...Divan’dan,Üçüncü Deniz Hukuku Konferans’ındakieğilimlereve “hakçailkeler”ve bölgeyle “ilgili durumlar”agöre

■ Libya-Malta Kıta Sahanlığı Davası (I.C.J. Reports (1985) s.29-34):

Uluslararası Adalet Divanı, Libya ve Malta arasındaki deniz alanında kıta sahanlığının belirlenmesine

uygulanacak kurallara ve hakça bir sınırlandırma için izlenecek metoda dair kararını 3 Haziran 1985

tarihinde açıklamıştır. Malta 1958 Cenevre Kıta Sahanlığı Sözleşmesi’ne taraftır ancak Libya’nın

sözleşmeye taraf olmaması sebebiyle Divan teamül hukukuna göre davayı çözümlemiştir. Libya, bu dava

bakımından da “doğal uzantı” ilkesinin ve orantılılık ilkesinin esas alınması gerektiği görüşündedir. Malta

ise, kıyıları karşılıklı uzanan devletler bakımından eşit uzaklık ilkesinin önceliği olduğunu ileri sürmüştür.

Divan, kıta sahanlığı alanında devletlerin haklarına ilişkin gelişmeleri de göz önünde bulundurarak,

aralarında 400 milden az mesafe bulunan devletler arasındaki deniz alanları belirlenirken coğrafi

etmenlerin tek belirleyici olarak tayin edilmesine ihtiyaç bulunmadığını ifade etmiştir. Öte yandan eşit

uzaklık ilkesinin kullanılacak tek sınırlandırma yöntemi olmadığını da ayrıca belirtmiştir. Dolayısıyla birtakım

hakça ilkelerin göz önünde bulundurulması gerekir. Kararda, bu hakça ilkelerin neler olabileceğine dair

birtakım örnekler sayılmıştır. Buna göre, bir tarafın diğerine ait alanları ihlal etmemesi, ilgili tüm durumların

göz önünde bulundurulması, eşitliğin mutlak anlamda hakkaniyetli sonuca ulaştıramayabileceği gibi ilkeler

ilgili durumlar ışığında göz önünde bulundurulmalıdır. Divan, bu hususlar doğrultusunda, kıyı şeritlerinin

özellikleri, aralarındaki uzaklık ve uzunluklarını dikkate almış ve tarafların kıyı şeritlerinin uzunluğuyla kıta

sahanlıkları arasında bir orantısızlığın ortaya çıkmasından özellikle kaçınmıştır.

Uluslararası Uygulama:

Page 14: KITA SAHANLIĞI VE MÜNHASIR EKONOMİK BÖLGE ...–ĞRENCİ...Divan’dan,Üçüncü Deniz Hukuku Konferans’ındakieğilimlereve “hakçailkeler”ve bölgeyle “ilgili durumlar”agöre

■ Romanya ve Ukrayna arasındaki Karadeniz’de Deniz Alanlarının Sınırlandırılması (I.C.J. Reports (2009)

s. 61-134):

Romanya ve Ukrayna arasındaki, Karadeniz’de iki devlet arasında tek bir kıta sahanlığı ve münhasır

ekonomik bölge sınırı belirlenmesi için Uluslararası Adalet Divanı önüne getirilen davada karar 3 Şubat

2009 tarihinde açıklanmıştır. Divan, önceki kararları ve devlet uygulamaları ışığında üç aşamalı bir

sınırlandırma metodu takip edeceğini ifade etmiştir. Buna göre ilk olarak geçici bir orta hat çizilecek, daha

sonra bu hat üzerinde düzeltmeler yapılmasını gerektiren faktörler değerlendirilecek ve buna uygun

değişiklikler yapılacak ve son olarak, böylece düzenlenmiş olan hattın, kıyı şeridi uzunluklarıyla belirlenen

deniz alanları arasında orantılılık bakımından hakça bir sonuç verip vermediğine bakılacaktır.Divan, esas

hatların çizileceği kıyıları değerlendirmek suretiyle bir orta hat belirledikten sonra birtakım ilgili durumları

göz önüne almıştır. Bunlar, kıyı uzunlukları arasındaki muhtemel orantısızlık, Karadeniz’in kapalı yapısı ve

bu bölgede daha önce yapılmış sınırlandırma andlaşmaları, sınırlandırma bölgesindeki Yılan Adası’nın

durumu, tarafların bu alanlardaki faaliyetleri ve tarafların birtakım güvenlik kaygıları ile ilgili durumlardır.

Divan, göz önüne aldığı bu durumların hiçbirinde çizdiği geçici orta hattın değiştirilmesini gerektirecek bir

durum görememiştir. Aynı şekilde, tarafların kıyı şeritleri ile çizilmiş olan orta hatla oluşan deniz alanları

arasında bir orantısızlık olmadığına karar verilmiştir. Aşağıda da ifade edileceği üzere, verilen bu karar da

Türkiye’nin kıta sahanlığı tezleri açısından önemlidir. Divan, Romanya-Ukrayna MEB-Kıta sahanlığı sınırının

tespit edilmesinde uyuşmazlığa neden olan Serpents (Yılan) adasının 12 mil karasuları dışında MEB ve

Kıta sahanlığına sahip olmadığını ve bir sınır hattı çizilmesinde esas nokta olarak kullanılamayacağını

belirtmiştir.

Uluslararası Uygulama:

Page 15: KITA SAHANLIĞI VE MÜNHASIR EKONOMİK BÖLGE ...–ĞRENCİ...Divan’dan,Üçüncü Deniz Hukuku Konferans’ındakieğilimlereve “hakçailkeler”ve bölgeyle “ilgili durumlar”agöre

MÜNHASIR EKONOMİK BÖLGENİNSINIRLANDIRILMASI

■ Münhasır ekonomik bölgenin komşu kıyıdaş devletler arasında sınırlandırılması

sorunu Üçüncü Deniz Hukuku Konferansında kıta sahanlığının sınırlandırılması ilebirlikte en çok tartışılan konulardan biri olmuştur. Bu konudaki karşıt görüşlerin

uzlaştırılması konferansın son toplantılarında mümkün olmuştur.

■ Kıyıları karşı karşıya ve yan yana devletler arasında münhasır ekonomik bölgenin

sınırlandırılması konusunda kıta sahanlığı sınırlandırılması için geçerli olan hakkaniyet

ilkesi kabul edilmiştir. Buna göre, münhasır ekonomik bölgenin sınırlandırılması, kıtasahanlığında olduğu gibi, anlaşma yoluyla ve uluslararası hukuka uygun olarak hakça

bir sonuca varacak şekilde yapılacaktır.

Page 16: KITA SAHANLIĞI VE MÜNHASIR EKONOMİK BÖLGE ...–ĞRENCİ...Divan’dan,Üçüncü Deniz Hukuku Konferans’ındakieğilimlereve “hakçailkeler”ve bölgeyle “ilgili durumlar”agöre

1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi Düzenlemesi:

■ 1982 BM Deniz Hukuku Sözleşmesinin kıyıları Bitişik veya Karşı Karşıya Bulunan DevletlerArasında Münhasır Ekonomik Bölgenin Sınırlandırılması” başlıklı 74. maddesi uyarıncakomşu devletler arasında münhasır ekonomik bölgenin sınırlandırılması, hakkaniyeteuygun bir çözüme ulaşmak için Uluslararası Adalet Divanı Statüsü’nün 38. maddesindebelirtildiği gibi hukuka uygun olarak, bir anlaşma ile yapılacaktır. Uygun bir süre içerisindeanlaşmaya varılamadığı takdirde ilgili devletler, bu Sözleşmenin “Uyuşmazlıkların Çözümü”başlıklı XV. Kısmında öngörülen usullere başvuracaklardır. Eğer ilgili devletler arasında

yürürlükte olan bir anlaşma var ise, münhasır ekonomik bölgenin sınırlandırılması ile ilgilisorunlar, o anlaşmanın hükümlerine göre karara bağlanacaktır.

■ Sözleşme’nin 74. maddesi münhasır ekonomik bölgenin sınırlandırılması konusunda 83.maddesindeki kıta sahanlığının sınırlandırılması ile ilgili kabul edilen hükmü aynen kabuletmektedir. Sözleşme, her iki deniz alanı için öngördüğü sınırlandırma konusundauluslararası hukukun öngördüğü sınırlandırma ilkelerine ve içtihatlara başvurulacağınıöngörmektedir.

Page 17: KITA SAHANLIĞI VE MÜNHASIR EKONOMİK BÖLGE ...–ĞRENCİ...Divan’dan,Üçüncü Deniz Hukuku Konferans’ındakieğilimlereve “hakçailkeler”ve bölgeyle “ilgili durumlar”agöre

1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi Düzenlemesi:

■ Sözleşmenin 74/2. maddesinde, taraflar makul bir süre anlaşmaya varamadığı takdirde, sözleşmeninkıta sahanlığı ile ilgili 83/3 maddesinde belirtilen işlemlere bu kez münhasır ekonomik bölge için demüracaat edecekleri öngörülmüştür.

■ Bu maddede ilgili devletler arasında anlaşmanın sürüncemede kalması halinde izlenecek yolaçıklanmaktadır. Yine, Sözleşmenin 74. maddesinin 3. fıkrasına göre, ilgili devletler anlaşmayavarılana kadar geçecek süre boyunca bir anlayış ve işbirliği içinde pratik düzenlemelerle bir çözümevarabilmek için her türlü çabayı gösterecekler ve bu geçiş döneminde, anlaşmanın neticelenmesiniengelleyecek davranışlardan kaçınacaklardır. Bu düzenlemeler nihaî sınırlandırmaya halelgetirmeyecektir. İlgili devletler arasında uygulanan bir anlaşma var ise münhasır ekonomik bölgenintaksimi bu anlaşma gereğince yapılacaktır.

■ Yine bir çözüme varılamaz ise Sözleşmenin V. nolu Ek’inin 2. bölümünde düzenlenmiş uzlaştırmausulüne başvuru zorunluluğu vardır. Uzlaştırma Komisyon’un gerekçeli kararını sunmasından sonra,bu rapor uyarınca taraflar anlaşmaya varmak için görüşmeler yapmak ve bu görüşmeler neticesindeanlaşmaya varılamadığı takdirde, aksi de kararlaştırılmadıkça, karşılıklı rızaları ile yargı yolunabaşvurmak yükümü altındadır. Sınırlandırma sorununun yargı yolu ile çözülmesi ancak taraflarınkarşılıklı rızaları ile mümkün olabilecektir. Tek taraflı yargı yoluna başvurulamayacak. Zira,sözleşmenin 298. maddesine göre, devletlerin deniz alanlarının komşu devletler arasındasınırlandırılması ilişkin uyuşmazlıkları yargı yoluyla çözme yükümlülüğü sözleşme kapsamı dışındatutma hakkı vardır. Bu hak, sözleşmenin imzası onayı veya katılım sırasında yapılacak bir beyanlakullanılabilir.

Page 18: KITA SAHANLIĞI VE MÜNHASIR EKONOMİK BÖLGE ...–ĞRENCİ...Divan’dan,Üçüncü Deniz Hukuku Konferans’ındakieğilimlereve “hakçailkeler”ve bölgeyle “ilgili durumlar”agöre

1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi Düzenlemesi:

■ Münhasır ekonomik bölgenin sınırlandırılması konusunda kıta sahanlığının

sınırlandırılmasına ilişkin hükümlerin aynen kabul edilmiş olması sebebiyle, kıtasahanlığı sınırlandırmasında etkili olan unsurların münhasır ekonomik bölge

sınırlandırmasında da büyük ölçüde etkili olması söz konusudur. Kıta sahanlığıkonusundaki içtihat ve uygulamalar münhasır ekonomik bölge sınırlandırmasında da

önemli rol oynayacaktır.

■ Ancak, deniz yatağı ve deniz yatağı üzerindeki sınırların ayrı ayrı sınırlara sahip olmasınedeniyle sorunlarla karşılaşılması mümkündür. Deniz yatağı ve deniz yatağı üzerindeki

suların paylaştırılmasında bu iki sınırda aynı tespitine ilişkin sorun bu konudakimüzakerelere göre çözülecektir. Devletler müzakerelere başlamadan önce çıkarlarının

kıta sahanlığında mı; yoksa münhasır ekonomik bölgede de mi olduğuna karar

vereceklerdir.

Page 19: KITA SAHANLIĞI VE MÜNHASIR EKONOMİK BÖLGE ...–ĞRENCİ...Divan’dan,Üçüncü Deniz Hukuku Konferans’ındakieğilimlereve “hakçailkeler”ve bölgeyle “ilgili durumlar”agöre

Münhasır Ekonomik Bölge ile Kıta Sahanlığının Karşılaştırılması:

■ Uluslararası deniz hukukunun bu iki önemli kavramı arasında gerek tarihi, gerek coğrafi vegerekse hukuki bakımdan bir takım farklılıklar mevcuttur.

■ Bazı farklılıklara rağmen her iki kavram açık deniz, rejiminin bir istisnasını oluşturmakta vekıyı devletine karasuları dışında kullanabileceği önemli münhasır yetkiler vermektedir.

■ Hukuki anlamda kıta sahanlığı kavramı İkinci Dünya Savaşından sonra ortaya çıkmış vetanımı ilk kez 1958 Cenevre Kıta Sahanlığı Sözleşmesinde yapılmıştır. Kıta sahanlığıkarasularına bitişik olan denizaltı bölgelerindeki cansız, doğal kaynakların araştırılması ve

işletilmesine ilişkin iken, münhasır ekonomik bölge 1970’li yıllarda kıyı devleti için balıkçılıkfikri ile ortaya çıkmış ve bölgedeki balıkçılık kaynaklarını işletmek amacıyla geliştirilmiştir.

■ Kıta sahanlığı kavramını oluşturan kriterler incelendiğinde kıta sahanlığı alanı coğrafi vejeolojik bir yapı olan kara ülkesinin deniz üzerindeki doğal uzantısına göre bu kriterinmünhasır ekonomik bölgenin sınırlarının tespitinde önem taşımadığı görülür. Münhasırekonomik bölge kavramı kıyı Devletinin kara ülkesinin coğrafi yapısı gereği saptanan birkavram olmayıp kıyıdan belirli uzaklıkta bulunan bir alanda kıyı devletine bu bölgede bulunandoğal canlı ve cansız kaynakların araştırılması, işletilmesi, muhafazası ve idaresi gibi egemenhaklar veren tamamıyla hukuki nitelikte bir kavramdır

Page 20: KITA SAHANLIĞI VE MÜNHASIR EKONOMİK BÖLGE ...–ĞRENCİ...Divan’dan,Üçüncü Deniz Hukuku Konferans’ındakieğilimlereve “hakçailkeler”ve bölgeyle “ilgili durumlar”agöre

Münhasır Ekonomik Bölge ile Kıta Sahanlığının Karşılaştırılması:

■ Bu coğrafi ve hukuki farkın yanında, her iki kavram arasında sahip oldukları hakların

niteliği bakımından da farklar mevcuttur.

■ Kıyı devletinin kıta sahanlığında kullanabileceği egemen haklar 1958 Kıta Sahanlığı

Sözleşmesi 2/1. maddesi ve 1982 B.M.D.H. Sözleşmesi 78/1. maddesindedüzenlenmiştir. Kıyı Devletinin kara ülkesinin deniz altındaki doğal uzantısı olan kıta

sahanlığındaki yetkilerinin varlık nedeni, Milletlerarası Adalet Divanının 1969 tarihli

yargısında belirtmiş olduğu gibi, kara ülkesindeki egemenlik hakkıdır. Kıyı devletininkıta sahanlığı üzerindeki haklarının doğumu, kullanılması, talep edilmesi, 1958 Kıta

Sahanlığı Sözleşmesi 2/2. maddesi ve 1982 B.M.D.H. Sözleşmesi 77/2. maddesindedüzenlediği gibi bu alanların işgal edilmesi koşuluna bağlı değildir.

■ Kıta sahanlığı üzerindeki haklar münhasırdır. Bu haklar kıyı devleti tarafından

kullanılmasa dahi bu devlet açıkça rıza göstermedikçe diğer devletler tarafındankullanılamayacaktır.

Page 21: KITA SAHANLIĞI VE MÜNHASIR EKONOMİK BÖLGE ...–ĞRENCİ...Divan’dan,Üçüncü Deniz Hukuku Konferans’ındakieğilimlereve “hakçailkeler”ve bölgeyle “ilgili durumlar”agöre

Münhasır Ekonomik Bölge ile Kıta Sahanlığının Karşılaştırılması:

■ Kıta sahanlığının varlık nedeni doğal kaynakların araştırılması ve işletilmesidir.

■ Doğal kaynaklar kavramı 1958 Kıta Sahanlığı Sözleşmesinde ve 1982 B.M.D.H.Sözleşmede tanımlanmıştır. Bu tanımlara göre doğal kaynaklar deniz yatağı ve toprakaltının maden ve diğer canlı olmayan kaynakları ile birlikte, sabit neviden canlıorganizmaları kapsamına alır.

■ Münhasır ekonomik bölgede kıyı devletine tanınan haklar ve yetkiler 1982 B.M.D.H.Sözleşmesinde düzenlenmiştir. Buna göre, karasularına bitişik ve onun ötesinde 200deniz mili mesafeye kadar uzanan münhasır ekonomik bölgede kıyı devletine, bubölgedeki deniz yatağı üzerindeki sularda, deniz yatağında ve bunun toprak altındakicanlı ve cansız doğal kaynakların araştırılması, işletilmesi, korunması ve idaresi içinegemen haklar sağlamaktadır.

■ Görüldüğü gibi, münhasır ekonomik bölgede nitelik itibariyle sağlanan haklar, kıtasahanlığı üzerindeki haklardan daha geniş kapsamlıdır. Münhasır ekonomik bölge 200deniz miline kadar olan bölgede kıta sahanlığı haklarını da kapsamına almaktadır.Münhasır ekonomik bölgede kıta sahanlığındaki haklara ek olarak sabit olmayan canlıkaynaklar ve tüm cansız kaynaklar söz konusudur.

Page 22: KITA SAHANLIĞI VE MÜNHASIR EKONOMİK BÖLGE ...–ĞRENCİ...Divan’dan,Üçüncü Deniz Hukuku Konferans’ındakieğilimlereve “hakçailkeler”ve bölgeyle “ilgili durumlar”agöre

Münhasır Ekonomik Bölge ile Kıta Sahanlığının Karşılaştırılması:

■ Bir diğer deyişle, kıta sahanlığında sadece sabit türden canlı organizmalar kapsam dahiline

alınmışken, münhasır ekonomik bölgede ise canlı ya da cansız doğal kaynakların tümükapsama alınmıştır. Bu da 200 deniz miline kadar olan bölgede münhasır ekonomik bölge

rejiminin daha etkin olduğunu kıta sahanlığı rejimine göre daha fazla haklar sağlamaktaolduğunu göstermektedir. Kıta sahanlığı ile sağlanan hakların önemi ise daha çok 200

milin ötesindeki alanlar için önemli olacaktır. Kıyı devleti münhasır ekonomik bölge ilan

etmesi halinde kıta sahanlığında sağlanan haklar otomatik olarak bu bölge içinde yeralacaktır.

■ Bu sebeple, 1982 Sözleşmesi münhasır ekonomik bölgeyi ve kıta sahanlığını birbirineyaklaştırmış ve Sözleşmenin 56. maddesinde münhasır ekonomik bölge rejiminin kıyı

devletine deniz dibi ve toprak altında sağladığı hakları aynı Sözleşmenin kıta sahanlığı

rejimini düzenleyen 6. Kısım hükümlerine göre kullanacağını açıklamıştır. Bu durumda ikirejim çakışacak ve münhasır ekonomik bölgede kıyı devletine diğer haklar yanında kıta

sahanlığı rejimi ile sağlanan haklar da tanınmış olduğundan münhasır ekonomik bölgerejiminin uygulandığı alanlarda kıta sahanlığının pratik bir önemi kalmayacaktır.

Page 23: KITA SAHANLIĞI VE MÜNHASIR EKONOMİK BÖLGE ...–ĞRENCİ...Divan’dan,Üçüncü Deniz Hukuku Konferans’ındakieğilimlereve “hakçailkeler”ve bölgeyle “ilgili durumlar”agöre

Münhasır Ekonomik Bölge ile Kıta Sahanlığının Karşılaştırılması:

■ Kıyı devletine önemli egemen yetkileri tanıyan bu iki kavramın birbirine bu derece yakınolmaları bazı sorunlar ortaya çıkarabilir.

■ Bunlardan birincisi, kıta sahanlığı ile münhasır ekonomik bölge rejiminin “birliktemevcut olduğu ve aynı bölgeleri” kapsadıkları durumlarda yani bu iki bölgenin üst üstegelmediği bölgelerde, açık olarak kıyı devletinin yargı yetkisini nasıl kullanacağısorunudur. Zira, 200 millik alan içinde birbirinden ayırt edilmesi kolay değildir. Budurumda, aynı deniz kaynaklarının işletilmesi farklı ulusal yetkilere tabii olabilecekmidir?

■ Münhasır ekonomik bölge ve kıta sahanlığı arasındaki bir diğer önemli konu aynıkaynakların iki ayrı hukuki rejim altında işletilmesi ve bir bölgeye iki ayrı hukuki rejiminuygulanmasını gerektiren durumların ortaya çıkmasının mümkün olduğudur.

■ Bu iki kavram arasındaki diğer bir önemli fark, münhasır ekonomik bölgede kıyıdevletinin yetkileri ve görevleri 200 millik bir alan içinde söz konusu iken, kıtasahanlığında derinlik ve işletilebilme kriterleri sebebiyle kesin bir limit vermeninmümkün olmamasıdır. Esasen, aynı kıyı devletinin aynı deniz alanında münhasırekonomik bölgenin haklarını kullanması durumunda kıta sahanlığı haklarının çok fazlaönemi olmayacağı söylenebilir.