1
11 22 Şubat 2013 HAFTALIK İsmail Şen [email protected] 1805 – 1859 yılları arasında yaşamış, klasik liberal düşüncenin seçkin temsilcilerinden, Fransız düşünür ve tarihçi… Alexis de Tocqueville İnsanlar genellikle “özgürlükte eşitsizlik” yerine “kölelikte eşitliği” tercih etmeye yönelir.. KARİKATÜRLERDEKİ TARİH Gidenler zalim, gelenler mazlum… SOLDAN SAĞA: 1- Eski İstanbul Valisi olup, halen İçişleri Bakanı olarak görev yapan isim… 2- Apple markalı bilgisayarların simgesi olan meyve… İki yılda bir düzenlenen kültürel ve sanatsal etkinliklere verilen ad… 3- (Tersi) Hava basıncı birimi… Bir işi yapabilme gücü, kudret… Bilgisayarda kullanılacak herhangi bir programı simgeleyen küçük resim… 4- Avrupa Birliği anlamındaki kısaltma… Ukrayna’nın plaka imi… Bir cetvel türü… 5- Borçlunun alacaklıya karşı yapmak veya ödemekle yükümlü bulunduğu bir şeyi adli bir kuruluş aracılığıyla yerine getirme… Demir elementinin simgesi… Yabani hayvanları yakalama işi… 6- Nikaragua’nın internet kodu… Kredi kartı ile satın alınan mal veya hizmet karşılığında bankanın yetki verdiği işyeri tarafından düzenlenen, satın alanca imzalanan, ödeme taahhüdünü gösteren belge… Hindistan, Pakistan ve Nepal’de kullanılan para birimi… 7- “Üstün, yüksek” anlamlarına gelen bir erkek adı… Yemek… (Tersi) Erken karşıtı… 8- Haiti’nin internet harfleri… Rey… Resmî bir törenden sonra yapılan büyük ve gösterişli şölen… 9- Arap alfabesinin ilk harfinin adı… Cephane, makine veya otomobillerin bulunduğu yer… 10- “Saat” için kullanılan kısaltma… Erkek gömlek markası olarak tanınan, ancak son dönemde kadınlar için de gömlek üreten bir firma… Bir seslenme sözü… 11- Fransa’da ortaya çıkıp daha sonra Avrupa’ya yayılmış olan yapı, mobilya ve giyimde görülen bir üslup… Lokanta, gar gibi yerlerde el yıkama düzeninin bulunduğu yer… 12- 1995 yılında Türk-Alman iş ortaklığında Götzen unvanıyla kurulan, 1999 yılında bugünkü adını alan yapı market zinciri… Gizli yer, köşe bucak. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1- Bir limanı ve serbest bölgesi bulunan; cam, soda, gübre, tekstil, meyve suyu gibi sektörlerde faaliyet gösteren birçok önemli fabrikayı barındıran güney ilimiz… Alışverişte durgunluk… 2- Muğla’nın bir ilçesi… Unilever’in yüzey temizliği için ürettiği bir deterjan markası… Dokusunda çoğunlukla gümüş ve altın renginde tel bulunan kumaş… 3- Geminin yük koymaya ayrılmış yeri… Ahilik ocağından olan kimse… Posta Kutusu’nu simgeleyen harfler… 4- Eski dilde “su”… Faizleri üzerine eklenmemiş anaparaya belli bir dönem sonunda verilen faiz… 5- Sri Lanka’nın internet harfleri… Bir seslenme sözü… 6- Ebru Şallı’nın adını taşıyan pilates topu markası… 7- Arap harflerinin en çok kullanılan el yazısı biçimi… İnternet üzerinden çalışan online bir ödeme sistemi… 8- Germanyum elementinin simgesi… Düşüncesizce her işe atılan, cüretkâr… 9- Birlikten yana siyaset… İsteklerini işverene kabul ettirmek için işçilerin, işlerini hep birden bırakması… 10- Lak ile cilalanmış… Tayyare… Astatin elementinin simgesi… 11- Satrançta bir derecelendirme sistemi… Anonim ortaklıklarda sermaye artırımı için yapılan ödeme çağrısı… Avrupa Yayın Birliği için kullanılan İngilizce kısaltma… 12- Yol ve belirlenen yeri bulma işi. Haz›rlayan Nalan M. ALAKENT [email protected] BULMACANIN ÇÖZÜMÜ 9. SAYFADA BULMACA Letâif-i Hikmet’ten iktisat dersleri Arkadaşım Şefik Memiş’in doktora sürecinde yaptığı iktisat okumalarını bizlerle paylaşması oldukça işimize yarıyor. Bir kitabın içindeki önemli bir bölümü ya da kitabın ana fikrini tüm kitabı okumadan öğrenebiliyoruz. Şefik Memiş’in paylaştığı son alıntı Ahi Evran’ın miladi 1204 tarihli Letâif-i Hikmet’inden: “Bilmiş ol ki Allah insanı medeni yarattı. Bu şu anlama gelir; Allah insanoğlunu öyle yarattı ki insanlar birçok şeye muhtaç olsunlar ve ihtiyaç duysunlar. Örneğin yiyecek, içecek, giyecek ve yatacak şeylere. Ve hiç kimse bunları tek başına karşılayamaz (üretemez). Bu ihtiyaçları karşılamak için çok büyük bir kitle çalışmalı, tâ ki herkes gerekli eşyaların bir cüzünü yapsın (üretsin). Bazıları sanayi ve tarımla uğraşsın. Bazıları da sanayi ve tarım aletleri yapsınlar (iş bölümü yapsınlar). Bu aletleri başkaları yapsın ki (iş bölümü olsun ki) insanlara gerekli olan bütün aletler yapılabilsin. Demek oluyor ki çeşitli sanat kollarında çalışan insanlara ihtiyaç vardır. O halde insanlar bir meslek edinmeli, bir işte birleşmeli (aynı işte çalışanlar mesleki gruplar oluşturmalı) ve çalışmalı ki insanların ihtiyaçları görülmüş olsun. İnsanların medeni yaratılmaları işte budur.” Evet, Ahi Evran, yüzyıllar öncesinden kümelenmeye benzer bir üretim modelini tavsiye ediyor. Anadolu’daki üretimi başlatan ve geliştiren Ahiliğin de yüzyıllarca yaptığı tam olarak bu oluyor… 1920’lerin ortalarına kadar sürecek “Mübadele Meselesi”, gazete ve dergilerin de gözde konuları olur. Genellikle “mazlum bizimkiler” ve “zalim ötekiler” eksenindeki bakış açısının örnek bir yansıması. Giden gayrimüslim mübadillerin hepsi semirmiş, zengin ve mutlu. Sırtlarında çuvalla Türk parası götürüyorlar. Arkasından bakakalan fesli figür sadece şaşkınlıkla izliyor. Gelen Müslim mübadillerin hepsi ise aç bilaç, fakir ve mutsuz. Sırtlarına giyecek çulları bile yok. Arkalarında gidişlerini izleyen müsellah ve tehditkâr bir milis… Mübadele Meselesi, Onlar nasıl gidiyor! Bizimkiler nasıl geliyor! En iyiler de giriflimci olmal›… 15 Teşrin-i Sani 1339 - 15 Kasım 1923 Akbaba Dergisi Kültür ve diplomasi üzerine Kültür üzerinden kurulacak her türlü ilişki hem sağlıklı hem de uzun vadeli olur. Elbette kültürün hem uzlaştırıcı hem çatışmacı hem de kaynaştırıcı boyutu vardır. Uzlaştırıcı ve kaynaştırıcı rolünü öne çıkaran çalışmalar bu anlamda işlevsel olur. Diğer taraftan kültürün bir boyutuyla endüstri haline gelmesi, uluslararası ilişkilerde daha çok rol üstlenmesi ve diplomaside kullanılır olması kültürün evrensel önemini artıran bir unsur olmuştur. Kültürel diplomasi, elbette kamu diplomasisinin bir parçası ve bileşeni olarak görülür. Kamu diplomasisi büyük ölçüde dış politikayla belirlenir. Belirgin siyasi tercihlerle ivmesini alır ve diplomasi zeminini genişletir, hukuki prosedürlerin, mecburiyetlerin alanından diğer alanlara taşır. Diğer alanlar derken ilk akla gelebilecek alan da kültürdür. Kültürel diplomasi sadece kültürel aktivitelere işaret etmez. Ülkenin tüm sivil gayri resmi yarı resmi potansiyelini görünür kılar, muhataplarını bunlarla etkiler. Kültürel diplomasi daha çok gücün hegemonyası olarak ilkin olumsuz bir anlama sahiptir. Daha doğrusu soğuk savaş dönemi için yapılan tanım bunu anımsatır. Kültürel diplomasi, süper gücün egemenliğini değişik kanallardan da yayabilmesini ifade eder. Bu, sadece kazanan süper güç Amerika için değil, yıkılan diğer süper güç Sovyetler için de böyledir. Sovyetler de yıkılmadan önce böyle bir hegemonyayı denemiş ve belli bir dilimde de kurabilmiştir. Amerikan kültürünün tüm dünyada, Sovyetlerinse kendi çevresi olan yerlerde yayılmış olmasıdır. Kültürel diplomasi bu manasıyla bir nebze nüfuzu ve kültürel egemenlik kurmayı anımsatır, olumsuzluk dediğimiz de budur. Fransa örneği özellikle Ortadoğu’da güç tesis etmiş olduğundan bizler için çok canlı ve günceldir. Mesela yakın zamanlarda Orhan Pamuk, Elif Şafak ve İlber Ortaylı gibi isimler yarı resmi Fransız kültür kurumlarınca ödüllendirilmiştir. Bu törenlerde bizzat Fransız resmi misyonları bulunarak diplomatik aygıtlarının da kültürel kurumlarıyla el ele olduğunu göstermişlerdir. İstanbul’un kültürel diplomasideki rolü Dünyanın en önemli şehirlerinden biri olan İstanbul’a sahip olmak, kültürel diplomasi yürütmek isteyen ve önem atfeden bir ülke için büyük bir avantajdır. Çünkü şehrin hem kültür varlığı ve mirası hem kültürel aktiviteleri hem de doğal güzellikleri ve imkânları İstanbul’u nüfuzlu hale getirmektedir. İstanbul’un bu nüfuzundan ve imkânlarından kültürel diplomasi adına faydalanmak ve bunu ülke yararına dönüştürmek önemli bir kazanımdır. Bir bütün olarak bu potansiyeli diplomatik hedefler doğrultusunda değerlendirmek hem sağlıklı bir iletişimin kurulmasında hem de devamlılığının sağlanmasında büyük önem taşır. İstanbul’u kültürel diplomasi açısından doğru değerlendirebilmek Ankara ile İstanbul’un birlikte çalışması ile mümkündür. Uluslararası düzeyde tanınırlığı olan kültür adamlarımızı da işin içine katarak. Tabii ki seviyeli işler çıkaran kültür kuruluşlarımızla işbirliği halinde. Yüksek düzeyli kültürel çalışmalar yapan kuruluşlarımızın sayısının azlığı en önemli sorunumuz ve artması ise ortak dileğimizdir. Bir bütün olarak İstanbul, kültürel diplomasi için inanılmaz bir şehir ortamı sunuyor bizlere. Tecrübemizin eksikliği bizi umutsuzluğa sevketmesin. İstanbul üzerinden kültürel diplomasi yürütebilmek PROF. DR. AHMET EMRE BİLGİLİ İstanbul Ticaret Odası’nın Şubat ayı meclis toplantısına Avusturya Lisesi’nden bir grup öğrenci geldi. Öğrenciler misafir locasından meclis çalışmalarını izledi… Toplantının sonunda konuşan Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Şekib Avdagiç, Avusturya Lisesi’nin öğrencilerine seslendi ve “girişimci” olmalarını tavsiye etti. İyi okullarda okuyan parlak gençlerin genellikle yüksek maaşlarla “güvenli” olduklarını düşündükleri bir işte çalışmayı tercih ettiklerini belirten Avdagiç, bu tercihten gençlerin de Türkiye ekonomisinin de çok şey kaybettiğine inandığını söyledi. ★★★ Gerçekten çok doğru bir tespit… TRT’nin sevilen dizisi “80’ler”in annesinde vücut bulan, “evladımın SSK’lı bir işi olsun” takıntısı başarılı gençlerin “yüksek” maaşla çalışabilecekleri işlere ve genellikle de ilgi duymadıkları alanlara yönelmelerine yol açıyor. Sonuçta ne oluyor? Hayatları “garantiye” alınıyor. Garanti iş… Garanti gelecek… Bu taleplerin anormal bir tarafı yok tabii… Sorun günümüz dünyasında “garanti”nin gerçek olabileceğine inanmakla başlıyor. Kimsenin işi de geleceği de garantide değil. “Garanti”nin mümkün olabildiği konumlarda ise kaçınılmaz olarak “düşük” gelir gündeme geliyor. Hem yüksek gelir hem de garanti, ancak sürekli kendini geliştiren, rekabet ortamının gereklerini yerine getiren, çok ama çok çalışan, çalıştığı her saniye verdiği emeği aslında kendi için sarf ettiğinin bilincinde olanlar için mümkün. Yani aslında bir “girişimci” gibi çalışanlar için… Okuyamadığı için seyyar satıcılık ve pazarlarda açtığı tezgâhlarla iş hayatına atılmış, sonra da sattığı malları ürettirmeye başlamış bir tanıdığım var. Zamanla işleri büyütüp kendi üretim tesisini açıp kısa sürede de bir fabrikaya dönüştürmüş. En sonunda da ilk gençliğinde annesinin kendisine örnek gösterdiği, en iyi okullarda okuyan, mahallenin çalışkan gençlerini işe almış. ★★★ Başarılı gençler, lisede “sayısala”, üniversitede “mühendisliğe”, iş hayatında da “maaşlı” işlere mahkûm olmamalı. En iyiler daha iyi girişimci olur… Kendi kanatlarıyla uçmak isteyenleri en azından engellemeyelim. Sayfa11_Layout 1 21.02.2013 23:04 Page 1

[email protected] iktisat dersleri En iyiler de giriflimci …ismailsen.com/pdf/02.22.2013.pdf2013/02/22  · 22 Şubat 201311 HAFTALIK İsmail Şen [email protected] 1805

  • Upload
    others

  • View
    6

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

  • 1122 Şubat 2013HAFTALIK İsmailŞen

    [email protected]

    1805 – 1859 yılları arasındayaşamış, klasik liberal düşüncenin

    seçkin temsilcilerinden, Fransızdüşünür ve tarihçi…

    Alexis de Tocqueville

    İnsanlar genellikle“özgürlükte eşitsizlik” yerine

    “kölelikte eşitliği” tercihetmeye yönelir.. ”

    KARİKATÜRLERDEKİ TARİH

    Gidenler zalim, gelenler mazlum…

    SOLDAN SAĞA: 1-Eski İstanbul Valisi olup,halen İçişleri Bakanıolarak görev yapanisim… 2- Apple markalıbilgisayarların simgesiolan meyve… İki yılda birdüzenlenen kültürel vesanatsal etkinliklereverilen ad… 3- (Tersi)Hava basıncı birimi… Birişi yapabilme gücü,kudret… Bilgisayardakullanılacak herhangi birprogramı simgeleyenküçük resim… 4- AvrupaBirliği anlamındakikısaltma… Ukrayna’nınplaka imi… Bir cetveltürü… 5- Borçlununalacaklıya karşı yapmakveya ödemekle yükümlübulunduğu bir şeyi adli birkuruluş aracılığıyla yerinegetirme… Demir elementininsimgesi… Yabani hayvanlarıyakalama işi… 6-Nikaragua’nın internetkodu… Kredi kartı ile satınalınan mal veya hizmetkarşılığında bankanın yetkiverdiği işyeri tarafındandüzenlenen, satın alancaimzalanan, ödemetaahhüdünü gösterenbelge… Hindistan, Pakistanve Nepal’de kullanılan parabirimi… 7- “Üstün, yüksek”anlamlarına gelen bir erkekadı… Yemek… (Tersi) Erkenkarşıtı… 8- Haiti’nin internetharfleri… Rey… Resmî birtörenden sonra yapılanbüyük ve gösterişli şölen…9- Arap alfabesinin ilkharfinin adı… Cephane,makine veya otomobillerinbulunduğu yer… 10- “Saat”için kullanılan kısaltma…Erkek gömlek markasıolarak tanınan, ancak sondönemde kadınlar için degömlek üreten bir firma…Bir seslenme sözü… 11-

    Fransa’da ortaya çıkıp dahasonra Avrupa’ya yayılmışolan yapı, mobilya vegiyimde görülen bir üslup…Lokanta, gar gibi yerlerde elyıkama düzenininbulunduğu yer… 12- 1995yılında Türk-Alman işortaklığında Götzenunvanıyla kurulan, 1999yılında bugünkü adını alanyapı market zinciri… Gizliyer, köşe bucak.

    YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1-Bir limanı ve serbest bölgesibulunan; cam, soda, gübre,tekstil, meyve suyu gibisektörlerde faaliyet gösterenbirçok önemli fabrikayıbarındıran güney ilimiz…Alışverişte durgunluk… 2-Muğla’nın bir ilçesi…Unilever’in yüzey temizliğiiçin ürettiği bir deterjanmarkası… Dokusundaçoğunlukla gümüş ve altınrenginde tel bulunankumaş… 3- Geminin yükkoymaya ayrılmış yeri…Ahilik ocağından olankimse… Posta Kutusu’nu

    simgeleyen harfler… 4- Eskidilde “su”… Faizleri üzerineeklenmemiş anaparaya bellibir dönem sonunda verilenfaiz… 5- Sri Lanka’nıninternet harfleri… Birseslenme sözü… 6- EbruŞallı’nın adını taşıyan pilatestopu markası… 7- Arapharflerinin en çok kullanılanel yazısı biçimi… İnternetüzerinden çalışan online birödeme sistemi… 8-Germanyum elementininsimgesi… Düşüncesizce herişe atılan, cüretkâr… 9-Birlikten yana siyaset…İsteklerini işverene kabulettirmek için işçilerin, işlerinihep birden bırakması… 10-Lak ile cilalanmış…Tayyare… Astatinelementinin simgesi… 11-Satrançta birderecelendirme sistemi…Anonim ortaklıklardasermaye artırımı için yapılanödeme çağrısı… AvrupaYayın Birliği için kullanılanİngilizce kısaltma… 12- Yolve belirlenen yeri bulma işi.

    Haz›rlayanNalan M. ALAKENT

    ile ti sim@so rus hop.com

    BULMACANIN ÇÖZÜMÜ 9. SAYFADA

    BULMACA

    Letâif-i Hikmet’teniktisat dersleri

    Arkadaşım Şefik Memiş’in doktorasürecinde yaptığı iktisat okumalarınıbizlerle paylaşması oldukça işimizeyarıyor. Bir kitabın içindeki önemli birbölümü ya da kitabın ana fikrini tümkitabı okumadan öğrenebiliyoruz.

    Şefik Memiş’in paylaştığı son alıntı AhiEvran’ın miladi 1204 tarihli Letâif-iHikmet’inden:

    “Bilmiş ol ki Allah insanı medeni yarattı.Bu şu anlama gelir; Allah insanoğlunu öyleyarattı ki insanlar birçok şeye muhtaç olsunlarve ihtiyaç duysunlar. Örneğin yiyecek, içecek,giyecek ve yatacak şeylere. Ve hiç kimse bunlarıtek başına karşılayamaz (üretemez). Buihtiyaçları karşılamak için çok büyük bir kitleçalışmalı, tâ ki herkes gerekli eşyaların bircüzünü yapsın (üretsin). Bazıları sanayi vetarımla uğraşsın. Bazıları da sanayi ve tarımaletleri yapsınlar (iş bölümü yapsınlar). Bualetleri başkaları yapsın ki (iş bölümü olsun ki)insanlara gerekli olan bütün aletleryapılabilsin.

    Demek oluyor ki çeşitli sanat kollarındaçalışan insanlara ihtiyaç vardır. O haldeinsanlar bir meslek edinmeli, bir işte birleşmeli(aynı işte çalışanlar mesleki gruplaroluşturmalı) ve çalışmalı ki insanlarınihtiyaçları görülmüş olsun. İnsanların medeniyaratılmaları işte budur.”

    Evet, Ahi Evran, yüzyıllar öncesindenkümelenmeye benzer bir üretim modelinitavsiye ediyor. Anadolu’daki üretimibaşlatan ve geliştiren Ahiliğin deyüzyıllarca yaptığı tam olarak bu oluyor…

    1920’lerin ortalarınakadar sürecek“Mübadele Meselesi”,gazete ve dergilerin degözde konuları olur.Genellikle “mazlumbizimkiler” ve “zalimötekiler” eksenindekibakış açısının örnek bir

    yansıması.Giden gayrimüslim

    mübadillerin hepsisemirmiş, zengin vemutlu. Sırtlarındaçuvalla Türk parasıgötürüyorlar.Arkasından bakakalanfesli figür sadece

    şaşkınlıkla izliyor.Gelen Müslim

    mübadillerin hepsi iseaç bilaç, fakir vemutsuz. Sırtlarınagiyecek çulları bile yok.Arkalarında gidişleriniizleyen müsellah vetehditkâr bir milis…

    Mübadele Meselesi, Onlar nasıl gidiyor!

    Bizimkiler nasıl geliyor!

    En iyiler degiriflimciolmal›…

    15 Teşrin-i Sani 1339 - 15 Kasım 1923 Akbaba Dergisi

    Kültür vediplomasi üzerine

    Kültür üzerindenkurulacak her türlü ilişkihem sağlıklı hem de uzunvadeli olur. Elbette kültürünhem uzlaştırıcı hemçatışmacı hem dekaynaştırıcı boyutu vardır.Uzlaştırıcı ve kaynaştırıcı rolünüöne çıkaran çalışmalar bu anlamdaişlevsel olur. Diğer taraftankültürün bir boyutuyla endüstrihaline gelmesi, uluslararasıilişkilerde daha çok rol üstlenmesive diplomaside kullanılır olmasıkültürün evrensel önemini artıranbir unsur olmuştur.

    Kültürel diplomasi, elbette kamudiplomasisinin bir parçası vebileşeni olarak görülür. Kamudiplomasisi büyük ölçüde dışpolitikayla belirlenir. Belirgin siyasitercihlerle ivmesini alır ve diplomasizeminini genişletir, hukukiprosedürlerin, mecburiyetlerinalanından diğer alanlara taşır. Diğeralanlar derken ilk akla gelebilecekalan da kültürdür. Kültüreldiplomasi sadece kültürelaktivitelere işaret etmez. Ülkenintüm sivil gayri resmi yarı resmipotansiyelini görünür kılar,muhataplarını bunlarla etkiler.

    Kültürel diplomasi daha çokgücün hegemonyası olarak ilkinolumsuz bir anlama sahiptir. Dahadoğrusu soğuk savaş dönemi içinyapılan tanım bunu anımsatır.Kültürel diplomasi, süper gücünegemenliğini değişik kanallardan dayayabilmesini ifade eder. Bu, sadecekazanan süper güç Amerika içindeğil, yıkılan diğer süper güçSovyetler için de böyledir. Sovyetler

    de yıkılmadan önceböyle birhegemonyayıdenemiş ve belli birdilimde dekurabilmiştir.Amerikankültürünün tümdünyada,Sovyetlerinse kendi

    çevresi olan yerlerdeyayılmış olmasıdır.Kültürel diplomasi bumanasıyla bir nebzenüfuzu ve kültürelegemenlik kurmayıanımsatır, olumsuzlukdediğimiz de budur.

    Fransa örneği özellikleOrtadoğu’da güç tesisetmiş olduğundan bizleriçin çok canlı ve günceldir.Mesela yakın zamanlarda OrhanPamuk, Elif Şafak ve İlber Ortaylıgibi isimler yarı resmi Fransız kültürkurumlarınca ödüllendirilmiştir. Butörenlerde bizzat Fransız resmimisyonları bulunarak diplomatikaygıtlarının da kültürelkurumlarıyla el ele olduğunugöstermişlerdir.

    İstanbul’un kültüreldiplomasideki rolü

    Dünyanın en önemlişehirlerinden biri olan İstanbul’asahip olmak, kültürel diplomasiyürütmek isteyen ve önem atfedenbir ülke için büyük bir avantajdır.Çünkü şehrin hem kültür varlığı vemirası hem kültürel aktiviteleri hemde doğal güzellikleri ve imkânlarıİstanbul’u nüfuzlu halegetirmektedir.

    İstanbul’un bu nüfuzundan veimkânlarından kültürel diplomasi

    adına faydalanmak ve bunu ülkeyararına dönüştürmek önemli birkazanımdır. Bir bütün olarak bupotansiyeli diplomatik hedeflerdoğrultusunda değerlendirmek hemsağlıklı bir iletişimin kurulmasındahem de devamlılığınınsağlanmasında büyük önem taşır.

    İstanbul’u kültürel diplomasiaçısından doğru değerlendirebilmekAnkara ile İstanbul’un birlikteçalışması ile mümkündür.Uluslararası düzeyde tanınırlığıolan kültür adamlarımızı da işiniçine katarak. Tabii ki seviyeli işlerçıkaran kültür kuruluşlarımızlaişbirliği halinde. Yüksek düzeylikültürel çalışmalar yapankuruluşlarımızın sayısının azlığı enönemli sorunumuz ve artması iseortak dileğimizdir. Bir bütün olarakİstanbul, kültürel diplomasi içininanılmaz bir şehir ortamı sunuyorbizlere. Tecrübemizin eksikliği biziumutsuzluğa sevketmesin.

    İstanbul üzerinden kültüreldiplomasi yürütebilmek

    PROF. DR.AHMET EMRE

    BİLGİLİ

    İstanbul Ticaret Odası’nın Şubatayı meclis toplantısına AvusturyaLisesi’nden bir grup öğrenci geldi.Öğrenciler misafir locasından meclisçalışmalarını izledi…

    Toplantının sonunda konuşanYönetim Kurulu Başkan YardımcısıŞekib Avdagiç, Avusturya Lisesi’ninöğrencilerine seslendi ve “girişimci”olmalarını tavsiye etti. İyi okullardaokuyan parlak gençlerin genellikleyüksek maaşlarla “güvenli”olduklarını düşündükleri bir işteçalışmayı tercih ettiklerini belirtenAvdagiç, bu tercihten gençlerin deTürkiye ekonomisinin de çok şeykaybettiğine inandığını söyledi.

    ★★★

    Gerçekten çok doğru bir tespit…TRT’nin sevilen dizisi “80’ler”inannesinde vücut bulan, “evladımınSSK’lı bir işi olsun” takıntısı başarılıgençlerin “yüksek” maaşla

    çalışabilecekleri işlere ve genelliklede ilgi duymadıkları alanlarayönelmelerine yol açıyor.

    Sonuçta ne oluyor?Hayatları “garantiye” alınıyor.Garanti iş…Garanti gelecek…Bu taleplerin anormal bir tarafı

    yok tabii… Sorun günümüz dünyasında

    “garanti”nin gerçek olabileceğineinanmakla başlıyor.

    Kimsenin işi de geleceği degarantide değil.

    “Garanti”nin mümkün olabildiğikonumlarda ise kaçınılmaz olarak“düşük” gelir gündeme geliyor.

    Hem yüksek gelir hem de garanti, ancak sürekli kendinigeliştiren, rekabet ortamınıngereklerini yerine getiren, çok amaçok çalışan, çalıştığı her saniyeverdiği emeği aslında kendi için sarfettiğinin bilincinde olanlar içinmümkün.

    Yani aslında bir “girişimci” gibiçalışanlar için…

    Okuyamadığı için seyyar satıcılıkve pazarlarda açtığı tezgâhlarla işhayatına atılmış, sonra da sattığımalları ürettirmeye başlamış birtanıdığım var. Zamanla işleribüyütüp kendi üretim tesisini açıpkısa sürede de bir fabrikayadönüştürmüş. En sonunda da ilkgençliğinde annesinin kendisineörnek gösterdiği, en iyi okullardaokuyan, mahallenin çalışkangençlerini işe almış.

    ★★★

    Başarılı gençler, lisede “sayısala”,üniversitede “mühendisliğe”, işhayatında da “maaşlı” işleremahkûm olmamalı.

    En iyiler daha iyi girişimci olur…Kendi kanatlarıyla uçmak

    isteyenleri en azındanengellemeyelim.

    Sayfa11_Layout 1 21.02.2013 23:04 Page 1