4
Şeffaf, özgür, engelsiz hazırlık Kimlik-dil-kültür güvencesi -Bu ülkede kardeşçe ve eşit olarak yaşamak isteyen biz; Çerkes, Gürcü, Laz, Yezidi, Süryani, Ermeni, Hemşinli, Kürt, Pomak kökenli yurttaşlar, halkların demokratik ve kültürel haklarını anayasal güvence altına alan, insan odaklı, özgürlükçü, eşitlikçi, demokratik bir anayasada ortaklaştık - Yeni anayasanın ‘hepimizin’ anayasası olabilmesi için, hazırlık sürecinde bütün taslak önerileri, Anayasa Uzlaşma Komisyonun görüşme tutanakları, önerilere yapılan itirazların gerekçeleri de dahil olmak üzere tüm aşamalar kamuoyuyla paylaşılmalı, şeffaflık esas alınmalıdır -Ama öncelikle; özgürlükçü bir anayasanın yapılmasının önünde duvar gibi yükselen yüzde 10 seçim barajının, düşünce ve ifade özgürlüğü önündeki yasal engellerin acilen kaldırılmasını, anti demokratik siyasal partiler yasasının değiştirilmesini, baskı ve sindirme politikalarına son verilmesini talep ediyoruz. İşte bizim anayasamız Bizler Çerkes, Gürcü, Laz, Yezidi, Süryani, Ermeni, Hemşinli, Kürt, Pomak kökenliler, yani bu topraklarda kardeşçe, bir arada yaşamaya kararlı, halkların kardeşliğini temel alan vatandaşlar olarak; halkların demokratik ve kültürel haklarını anayasal güvence altına alan, insan odaklı, özgürlükçü, eşitlikçi, demokratik bir anayasada ortaklaştık. Ortaklaştığımız anayasanın temel ilkelerini, bizler için ‘olmazsa olmaz’larını içeren ortak metni Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na sunarken, taleplerimizin takipçisi olacağımızı da belirtiriz. T.B.M.M. ANAYASA UZLAŞMA KOMİSYONU BAŞKANLIĞINA, Bizler, ülkemizin farklılıklarıyla yan yana, eşit, özgür, kardeşçe ve barış içinde yaşamak isteyen, bugüne kadar verili anayasalar ve resmi ideoloji tarafından yok sayılan, asimilasyon, aşağılama (tahkir), inkâr veimhaya uğrayan halklarından insanlarız. Onurumuzu, dilimizi, kimliğimizi, kültürümüzü, inançlarımızı özgürce geliştirebileceğimiz koşulları yaratmak, halklar arası kardeşlik ve dostluğu bugünden topraklarımıza egemen kılmak, gelecek nesillere tarihi ve kültürüyle barışık bir ülke bırakmak sorumluluğuyla, “topraklarımızdaki tüm kültür, kimlik, dil, din ve inançların varlığını kabul eden, halkların demokratik ve kültürel haklarını anayasal güvence altına alan, insan odaklı, özgürlükçü, eşitlikçi, demokratik bir anayasa”dan yana olduğumuzu ve taleplerimizin takipçisi olacağımızı beyan ederiz. Her ne kadar ‘Yeni Anayasa’nın bir toplumsal mutabakat arayışının ürünü olarak gündeme geldiği söylense de, toplumun tüm kesimlerinin anayasa yapım sürecine katılımlarının önünün açık olmadığı kanısındayız. Anayasa Profesörü Büşra Ersanlı, halkların dostluğu için yıllardır mücadele veren Ragıp Zarakolu gibi bu sürece katkıda bulunabilecek toplumun pek çok ileri unsuru (aydın, akademisyen, siyasetçi, gazeteci) cezaevlerinde tutuklu bulunmaktadır. ‘Özgürlükçü’ bir anayasanın yapım sürecine gölge düşüren bu tutuklamalar, toplumun geniş kesiminde ‘Yeni Anayasa’nın belli bir kesim tarafından, belli bir yönde yapılmak istendiği izlenimini ve kaygısını oluşturmaktadır. Yine Hrant Dink Davası ile cinayetin üzerinden 5 yıl geçmesine rağmen,toplumun geniş kesimlerinde oluşmuş adalet beklentisinin karşılanmaması, davanın; bu siyasi cinayeti azmettiren, cinayetin planlanması ve vuku bulma aşamalarında bizzat rol olan ya da sorumluluğu olan devlete bağlı kurum ve kişileri kapsayacak şekilde genişletilmemesi, ve yine bu kurum ve kişilerin soruşturmadan dahi muaf tutulması ve cezalandırılmaması nedeniyle, bu cinayetin üstü kapatılmış ve Adelet sağlanamamıştır.Bu da yeni Anayasa sürecini gölgeleyen önemli bir unsurdur. Bu negatif koşulların yanı sıra, %10 seçim barajı, anti demokratik siyasal partiler yasası, düşünce ve ifade özgürlüğü önündeki kimi engellerin varlığı sürerken hazırlanacak bir anayasanın, tüm toplumsal kesimlerin ihtiyaçlarını karşılaması mümkün görünmemektedir. Bu sorun ve koşulların bilinciyle, yeni anayasanın yasakçı ve ayrımcı bir anlayış yerine, tüm toplumsal kesimleri meşru gören ve bu kesimlerin hak arama mücadelesine meşru bir zemin sağlayacak özgürlükçü, eşitlikçi, katılımcı bir ruh ve dile sahip olması ülkemiz için bir kazanım olacaktır. ‘Özgürlükçü bir Anayasa’nın yapılmasının temel koşulu, fikirlerin ve önerilerin özgürce beyan edilebileceği siyasal ve toplumsal ortamın oluşturulmasıdır. Bu anlamda, ‘Yeni Anayasanın’ yapım sürecinde öncelikli talebimiz tutuklu aydın, akademisyen, siyasetçi ve gazetecilerin serbest bırakılmasıdır.

Halkların Anayasası

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Birçok sivil toplum örgütü, aydın, sanatçı ve aktivistlerden meydana gelen "Halkların Anayasası Oluşumu" yeni yapılacak anayasa hakkında üzerinde ortaklaştıkları görüşlerini ve yeni anayasadan taleplerini Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na sundu. Halkların demokratik ve kültürel haklarını anayasal güvence altına alan, insan odaklı, özgürlükçü, eşitlikçi, demokratik bir anaysa yapılmasını talep ettiklerini belirten oluşum üyeleri kendilerini ve yapılmasını talep ettikleri anayasayı şöyle tanımlıyorlar: “Bizler Çerkes, Gürcü, Laz, Yezidi, Süryani, Ermeni, Hemşinli, Kürt, Pomak kökenliler, yani bu topraklarda kardeşçe, bir arada yaşamaya kararlı, halkların kardeşliğini temel alan vatandaşlar olarak; halkların demokratik ve kültürel haklarını anayasal güvence altına alan, insan odaklı, özgürlükçü, eşitlikçi, demokratik bir anayasada ortaklaştık”.Oluşumun yeni yapılacak anayasadan öncelikli talebi, vatandaşlık tanımının soydaşlık temelinden arındırılması, hiçbir etnik kimliğe dayandırılmaması dolayısıyla da Türkiye’deki tüm kültür, kimlik, dil, din ve inançların varlığını kabul eder bir şekilde yapılandırılması yönünde. Bu talebin bir parçası olarak oluşum yeni anayasanın tüm dil, kültür ve inançları koruma altına alacak bir şekilde şekillendirilmesi gerektiğini belirtiyor ve şöyle diyor : “ülkemizin taraf olduğu evrensel hukukun da bir gereği olarak, ülkemizdeki tüm dil, kültür ve inançlar, tarihi ve kültürel mirasımızın bir parçası olarak değerlendirilmeli, bu kültür, dil ve inançların kendilerini var etme ve yarınlara taşıma hakları anayasa ve yasalarla güvence altına alınmalı, bu konuda kamusal sorumluluklar tanımlanmalı ve bu doğrultuda yapılacak çalışmalara genel bütçeden pay ayrılmalıdır.” Aynı zamanda, anadil hakkının temel bir hak olarak kabul edilmesi gerektiği ve anadillerin anayasal güvence altına alınması da talep ediliyor. Bunun yanı sıra kültür, dil ve inançların her türlü ayrımcılığa karşı güvence altına alınması ve dezavantajlı durumdaki halklara pozitif ayrımcılık uygulanması da isteniyor.Din ve vicdan özgürlüğü konusuna da değinilen raporda, dini biçimlendirme aracı olarak kullanılan Diyanet İşleri Başkanlığının ve zorunlu din derslerinin kaldırılması talep edilirken aynı zamanda tüm ibadet yerlerinin yasal statüye kavuşturulması ve inanç sembolleri üzerindeki her türlü baskıya son verilmesi de isteniyor. Oluşumun raporunda son olarak şöyle deniyor: “Piyasa temelli hidroelektrik-termik-nükleer santral, baraj, maden, inşaat vb. projelerle halkın doğal yaşam alanları tahrip edilemez. Doğal yaşam alanları, halkların kültürel ve tarihi mirası anayasa tarafından koruma ve güvence altına alınmalıdır.” Söz konusu metni ve imzacı STÖ’lerin, gazetelerin ve kişilerin tam listesini aşağıda bulabilirsiniz.

Citation preview

Page 1: Halkların Anayasası

Şeffaf, özgür, engelsiz hazırlık Kimlik-dil-kültür güvencesi

-Bu ülkede kardeşçe ve eşit olarak yaşamak isteyen biz; Çerkes, Gürcü, Laz, Yezidi, Süryani, Ermeni,

Hemşinli, Kürt, Pomak kökenli yurttaşlar, halkların demokratik ve kültürel haklarını anayasal güvence

altına alan, insan odaklı, özgürlükçü, eşitlikçi, demokratik bir anayasada ortaklaştık

- Yeni anayasanın ‘hepimizin’ anayasası olabilmesi için, hazırlık sürecinde bütün taslak önerileri, Anayasa

Uzlaşma Komisyonun görüşme tutanakları, önerilere yapılan itirazların gerekçeleri de dahil olmak üzere

tüm aşamalar kamuoyuyla paylaşılmalı, şeffaflık esas alınmalıdır

-Ama öncelikle; özgürlükçü bir anayasanın yapılmasının önünde duvar gibi yükselen yüzde 10 seçim

barajının, düşünce ve ifade özgürlüğü önündeki yasal engellerin acilen kaldırılmasını, anti demokratik

siyasal partiler yasasının değiştirilmesini, baskı ve sindirme politikalarına son verilmesini talep ediyoruz.

İşte bizim anayasamız

Bizler Çerkes, Gürcü, Laz, Yezidi, Süryani, Ermeni, Hemşinli, Kürt, Pomak kökenliler, yani bu

topraklarda kardeşçe, bir arada yaşamaya kararlı, halkların kardeşliğini temel alan

vatandaşlar olarak; halkların demokratik ve kültürel haklarını anayasal güvence altına alan,

insan odaklı, özgürlükçü, eşitlikçi, demokratik bir anayasada ortaklaştık. Ortaklaştığımız

anayasanın temel ilkelerini, bizler için ‘olmazsa olmaz’larını içeren ortak metni Anayasa

Uzlaşma Komisyonu’na sunarken, taleplerimizin takipçisi olacağımızı da belirtiriz.

T.B.M.M. ANAYASA UZLAŞMA KOMİSYONU BAŞKANLIĞINA,

Bizler, ülkemizin farklılıklarıyla yan yana, eşit, özgür, kardeşçe ve barış içinde yaşamak isteyen, bugüne

kadar verili anayasalar ve resmi ideoloji tarafından yok sayılan, asimilasyon, aşağılama (tahkir), inkâr

veimhaya uğrayan halklarından insanlarız.

Onurumuzu, dilimizi, kimliğimizi, kültürümüzü, inançlarımızı özgürce geliştirebileceğimiz koşulları

yaratmak, halklar arası kardeşlik ve dostluğu bugünden topraklarımıza egemen kılmak, gelecek nesillere

tarihi ve kültürüyle barışık bir ülke bırakmak sorumluluğuyla, “topraklarımızdaki tüm kültür, kimlik, dil,

din ve inançların varlığını kabul eden, halkların demokratik ve kültürel haklarını anayasal güvence altına

alan, insan odaklı, özgürlükçü, eşitlikçi, demokratik bir anayasa”dan yana olduğumuzu ve taleplerimizin

takipçisi olacağımızı beyan ederiz.

Her ne kadar ‘Yeni Anayasa’nın bir toplumsal mutabakat arayışının ürünü olarak gündeme geldiği

söylense de, toplumun tüm kesimlerinin anayasa yapım sürecine katılımlarının önünün açık olmadığı

kanısındayız. Anayasa Profesörü Büşra Ersanlı, halkların dostluğu için yıllardır mücadele veren Ragıp

Zarakolu gibi bu sürece katkıda bulunabilecek toplumun pek çok ileri unsuru (aydın, akademisyen,

siyasetçi, gazeteci) cezaevlerinde tutuklu bulunmaktadır. ‘Özgürlükçü’ bir anayasanın yapım sürecine

gölge düşüren bu tutuklamalar, toplumun geniş kesiminde ‘Yeni Anayasa’nın belli bir kesim tarafından,

belli bir yönde yapılmak istendiği izlenimini ve kaygısını oluşturmaktadır.

Yine Hrant Dink Davası ile cinayetin üzerinden 5 yıl geçmesine rağmen,toplumun geniş kesimlerinde

oluşmuş adalet beklentisinin karşılanmaması, davanın; bu siyasi cinayeti azmettiren, cinayetin

planlanması ve vuku bulma aşamalarında bizzat rol olan ya da sorumluluğu olan devlete bağlı kurum ve

kişileri kapsayacak şekilde genişletilmemesi, ve yine bu kurum ve kişilerin soruşturmadan dahi muaf

tutulması ve cezalandırılmaması nedeniyle, bu cinayetin üstü kapatılmış ve Adelet sağlanamamıştır.Bu da

yeni Anayasa sürecini gölgeleyen önemli bir unsurdur.

Bu negatif koşulların yanı sıra, %10 seçim barajı, anti demokratik siyasal partiler yasası, düşünce ve

ifade özgürlüğü önündeki kimi engellerin varlığı sürerken hazırlanacak bir anayasanın, tüm toplumsal

kesimlerin ihtiyaçlarını karşılaması mümkün görünmemektedir. Bu sorun ve koşulların bilinciyle, yeni

anayasanın yasakçı ve ayrımcı bir anlayış yerine, tüm toplumsal kesimleri meşru gören ve bu kesimlerin

hak arama mücadelesine meşru bir zemin sağlayacak özgürlükçü, eşitlikçi, katılımcı bir ruh ve dile sahip

olması ülkemiz için bir kazanım olacaktır.

‘Özgürlükçü bir Anayasa’nın yapılmasının temel koşulu, fikirlerin ve önerilerin özgürce beyan edilebileceği

siyasal ve toplumsal ortamın oluşturulmasıdır. Bu anlamda, ‘Yeni Anayasanın’ yapım sürecinde öncelikli

talebimiz tutuklu aydın, akademisyen, siyasetçi ve gazetecilerin serbest bırakılmasıdır.

Page 2: Halkların Anayasası

Belirtmeliyiz ki, ‘Yeni Anayasa’nın hazırlık sürecinde siyasi partiler, kuruluşlar, sendikalar, aydınlar, kitle

örgütleri ve kişilerin taslak önerileri, Anayasa Uzlaşma Komisyonunun görüşme tutanakları, komisyon alt

kurullarının gelen önerilere itiraz gerekçeleri de dâhil olmak üzere tüm aşamalar kamuoyuyla

paylaşılmalı, Anayasa yapım sürecinde şeffaflık esas alınmalıdır.

1982 Anayasası, toplumun tüm hak ve özgürlüklerini sınırlandırmanın, toplum üzerinde baskı ve şiddeti

örgütlemenin aracı olmuştur. 1982 Anayasasının Halkoyuna sunulduğu ve % 91 oyla kabul edildiği

söylense de, Darbe anayasası, ‘Hayır’ demenin yasak olduğu bir siyasal ortamda ve anti-demokratik bir

şekilde yürürlüğe girmiştir.

Bugün, 1982 Anayasası toplumun tüm kesimleri tarafından mahkûm edilmektedir. 1982 Anayasasının ve

anayasayı yapanların halk nezdinde ve toplum vicdanında mahkûm edilmeleri için on yılların geçmesi

yetmiştir. Her anayasa yapım süreci bir tarihsel rol ve konum alıştır. Sizler de, bugün, böylesi bir tarihsel

süreçten geçmektesiniz. Nasıl ki, 1982 Anayasası için yapılan referandumda ‘hayır’ demenin suç olması

1982 Anayasasına gölge düşürmüş ise, bugün toplumsal kesimlerin özgürce görüş ve önerilerini

sunamayacağı bir anayasa, yine halk nezdinde ve toplum vicdanında mahkûm edilecektir.

Biz aşağıda imzası bulunan kişi ve kurumlar, T.B.M.M. Başkanı Sayın Cemil Çiçek’in yaptığı çağrı

doğrultusunda toplantılar düzenleyerek, her birimizin detayda farklı talepleri olsa da, aşağıdaki talepler

ve öneriler üzerinde ortaklaşmış bulunmaktayız.

Aşağıda özetlediğimiz taleplerimizi Komisyonunuzun tarafımıza vereceği bir randevu ile karşılıklı

görüşebilmeyi de ayrıca talep etmekteyiz.

Taleplerimiz ve Önerilerimiz;

- Vatandaşlık tanımı, soydaşlık temelinden arındırılmalı, hiçbir etnik kimliğe

dayandırılmamalı,ülkemizdeki tüm kültür, kimlik, dil, din ve inançların varlığını kabul eden, halkların

demokratik, siyasal ve kültürel haklarını güvence altına alan, insan odaklı, özgürlükçü, eşitlikçi,

demokratik bir anayasa inşa edilmelidir.

Bu çerçevede;

- Ülkemizin taraf olduğu evrensel hukukun da bir gereği olarak, ülkemizdeki tüm dil, kültür ve

inançlar, tarihi ve kültürel mirasımızın bir parçası olarak değerlendirilmeli, bu kültür, dil ve inançların

kendilerini var etme ve yarınlara taşıma hakları anayasa ve yasalarla güvence altına alınmalı, bu konuda

kamusal sorumluluklar tanımlanmalı ve bu doğrultuda yapılacak çalışmalara genel bütçeden pay

ayrılmalıdır. Tekçi, tektipleştirici, merkeziyetçi, devlet odaklı politikalar terk edilmeli, mahalleler, köyler,

ilçelerden başlayarak oluşturulacak sivil örgütlenmeler ile halkın yönetime etkin katılımının önü açılmalı,

sivil örgütlenmeler toplumsal-kamusal yaşam üzerinde söz sahibi kılınmalıdır.

- Anadil hakkı temel bir hak olarak kabul edilmeli, ana diller anayasal güvence altına alınmalı, ana

dilde eğitim-öğretim, ana dilin kamusal alanda kullanımı, ana adilde radyo-televizyon yayını yapma ve

ana dilde isim-soy isim ve köy/yer isimleri konusundaki sınırlama ve yasaklar ortadan kaldırılmalı,

özellikle yok olma tehdidi altındaki diller koruma altına alınmalı ve bu dillere pozitif ayrımcılık

uygulanmalıdır.

- Kültür, dil, inançlar üzerindeki tüm yasaklar, toplumsal yaşam, çalışma hayatı ve kamusal alanda

halklara yönelik uygulanan her tür ayrımcılık ve ırkçı söylem ortadan kaldırılmalı, yasalardaki ‘kin ve

nefret suçları’ tüm kültürel, etnik ve dinsel aidiyetleri kapsayacak şekilde genişletilmeli, ‘kin ve nefret

suçlarının’ önlenmesi için anayasaya hüküm konulmalıdır. Kültüründen, dilinden, inancından dolayı

toplumsal yaşam, çalışma hayatı ve kamusal alanda dezavantajlı konuma getirilmiş halklara pozitif

ayrımcılık uygulanmalıdır.

- Tarih ile yüzleşmenin, hesaplaşmanın temel koşulu olarak, halklara karşı işlenmiş suçlar failleri ile

birlikte açığa çıkartılmalı, topraklarımızda yaşanan katliam ve sürgünlerle halkların elinden alınmış olan

hakların iadesi (vakıf malları, hukuki haklar vb.) yasalarla güvence altına alınmalı, göç ettirilen halklara

koşulsuz geri dönüş ve yaşam hakkı sağlanmalı, onur ve itibarları geri verilmelidir.

- Anayasada vatandaşların dini tarif edilmemeli; Aleviler, Hıristiyanlar, Museviler, Yezidiler,

Zerdüştler, Şamanlar, Ateistler, Deistler ve İslam’ın farklı yorumları gibi ezilen ve dışlanan tüm inanç ve

kültürel gruplar üzerindeki baskılar kaldırılmalı, tüm kimlik ve dinsel inanışların kendilerini özgürce ifade

etmesi anayasal güvence altına alınmalıdır. Devletin dini biçimlendirme aracı olarak işlev gören Diyanet

Page 3: Halkların Anayasası

İşleri Başkanlığı ve zorunlu din dersi kaldırılmalı, devlet lügat, yayın ve ders kitaplarında faklı inanç ve

kültürleri dışlayıcı, ötekileştirici tanımları ve dili terk etmeli, inanç sembolleri üzerindeki her türlü baskıya

son verilmeli, inanç ve ibadet inananların vicdanına bırakılmalı, Cemevleri ve ayrımcılığa maruz kalan tüm

inançların ibadet yerleri yasal statüye kavuşturulmalı, devlet tarafından el konulmuş ibadet yerleri gerçek

sahiplerine iade edilmelidir.

- Piyasa temelli hidroelektrik-termik-nükleer santral, baraj, maden, inşaat vb. projelerle halkın doğal

yaşam alanları tahrip edilemez. Doğal yaşam alanları, halkların kültürel ve tarihi mirası anayasa

tarafından koruma ve güvence altına alınmalıdır.

AKA-DER (ANADOLU KÜLTÜR ARAŞTIRMA DERNEĞİ)

ALİYE GÜMÜŞ

APOYEVMATİNİ GAZETESİ (MİHAİL VASİLİADİS)

AYŞEN GÜNSU TEKER (SENARYO YAZARI)

AZAD BARIŞ (YEZDİ SOSYOLOG-AKADEMİSYEN)

ATTİLA TUYGAN (BELGE YAYINLARI EDİTÖRÜ)

CANŞENLİĞİ OYUNCULARI

CAN UÇAK (ÇERKES AKTİVİST)

CÜNEYT SÖZ

ÇHİVİ YAZILARI YAYINEVİ (ÖZCAN SAPAN)

DEMOKRAT GÜRCÜLER PLATFORMU

(GURUP HELESA) ENDER ABADOĞLU

ESU ( AVRUPA SÜRYANİLER BİRLİĞİ)

EVRİM KEPENEK (DIŞARDA KALAN GAZETECİ)

FIKRET BEKLER

GÜLTEN MADENLİ

GOLA KÜLTÜR, SANAT VE EKOLOJİ DERNEĞİ

HADİG (HEMŞİN KÜLTÜRÜNÜ ARAŞTIRMA VE YAŞATMA DERNEĞİ)

HIKMET AKÇİÇEK (VOVA MÜZİK GRUBU)

İLKAY AKKAYA (MÜZİSYEN)

JINEPS GAZETESİ (ÇERKES)

KIYMET YILDIZ LOKUM

LAZEBURA E.V.( LAZ DİLİ VE KÜLTÜRÜNÜ KORUMA VE YAŞATMA BİRLİĞİ)

LAZ MEKTEBİ (LAZURİ MEKTEBİ)

MEZO-DER (MEZOPATAMYA KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ)

Page 4: Halkların Anayasası

MUSTAFA UZUNKAYA-HADİG (HEMŞİN KÜLTÜRÜNÜ ARAŞTIRMA VE YAŞATMA DERNEĞI YÖNETİM

KURULU ÜYESI)

NOR ZARTONK (ERMENİ KURUM)

ÖZCAN ALPER (YÖNETMEN)

PAKRAT ESTUKYAN(-AGOS GEZETESİ- ERMENİ DİLİ EDİTÖRÜ)

PENCERE YAYINLARI

PERI YAYINLARI

POMAK ENSTİTÜSÜ

POMAK NEWS AGENCY (www.pomaknews.com)

RODİ YÜZBAŞI –BELGESEL SINEMACI-(EZDİ)

SAİT ÇETINOĞLU (ARAŞTIRMACI-YAZAR)

SEZAİ SARIOĞLU (ŞAİR-YAZAR)

SKD (SOYKIRIM KARŞITLARI DERNEĞİ) ADINA: ALİ ERTEM

TANER ZiYA KOÇAK (YAYINCI-İSTANBUL)

TÜRKIYELİ GÜRCÜLER PLATFORMU

SURYANİLER.COM (www.suryaniler.com)

YILMAZ AVCI (LAZ AKTiViST)

ZEYCAN ALKIŞ (RESSAM-İSTANBUL)