230
Farsça Öğrenel im ى س ار ف م ي ور م ا ي ب[Belge alt başlığını yazın] Kelime ve dilbilgisi 29.03.2012

Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم[Belge alt başlığını yazın]

Kelime ve dilbilgisi

29.03.2012

Page 2: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

بياموزيم Farsça Öğrenelim فارسى

(Dîbâçe)   ديباچه

Giriş

 Farsça ( فارسى - Farsî)

Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve Tacikistan'da resmi dil statüsünde olan*; Özbekistan çevresinde konuşulmakta* olup hepimizin bildiği gibi İslam Kültür ve Medeniyeti'nin Arapça'dan sonra Türkçe'yle birlikte büyük bir dilidir.

Bir zamanlar saraylarımızda konuşulan, edebiyatın dilidir Farsça.Mesnevi'nin dilidir; Mevlana onunla seslenir bize.Tasavvufta birçok kavramda önümüze çıkar Farsça.Hafız'ın gazellerini, Ömer Hayyam'ın dünyaca meşhur rubailerini dile dökerken kullandıkları harika bir fonetiğe sahip bir dil: Farsça.Osmanlı Devletinde medreselerde okutulan Bostan ve Gülistan'daki hepimizin beğenerek okuduğu o ahlak dersi veren o güzelim hikayeler de Farsça kalıbında kağıda dizilmişlerdir Şeyh Sadi tarafından.Ha unutmadan İmam Gazali de Kimya-yı Saadeti'ni bu dilde yazmıştır.

Kısaca bu dil, bizim dilimizdir. Öğrenmemek büyük bir eksikliktir. Hiç bir kitap yazılmayıp sadece Mesnevi gibi bir eserin yazılması bile bu dile rağbet etmeye yeter bence.

Bu başlık altında elimden geldikçe, müsait oldukça Farsça hakkında bilgi vereceğim. Şunu da ifade edeyim ki Farsça'yı konuşan, iyi bilen birisi olarak değil öğrenen ve bu serüvenini de sizinle paylaşan biri olarak bu konuyu açıyorum.

Bu girişten sonra yolculuğumda:) bana katılacak olanlara: آمديد hoş âmedîd' (Hoş' خوشgeldiniz) diyorum.

* İran ve Afganistan'da Arap alfabesiyle ama Tacikistan'da Kiril alfabesiyle yazılmaktadır.*tr.wikipedia.org (vikipedi) 'tan Farsça hakkında daha fazla genel bilgiye ulaşmak mümkündür.

Not: بياموزيم .Farsî beyâmûzîm ' diye okunur ve 'Farsça öğrenelim' demektir'  فارسي

Page 3: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

Ynt: بياموزيم اّول /Farsça Öğrenelim فارسى Birinci Ders درس« Alıntı

اّول (Ders-i Evvel) درس

Birinci Ders

***Dil Bilgisi***

* Farsça, Arap alfabesi ile yazılmakta olup bu alfabeye ilaveten şu harflere sahiptir: گ پ چ ژyani g, p, ç ve j.

* Farsça'da toplam 32 harf vardır. غ ع ظ ط ض ص ذ ح harflerinin telaffuzu Arapça'da olduğu ثgibi mahreçli olmayıp bizdeki gibi sadedir. Örneğin    ص س harflerinin hepsi aynı 's' harfine ثdenk gelir. غ harfi yerine göre g veya ğ olarak telaffuz edilir. خ harfi ise aynen Arapça'da olduğu gibi okunur.

* Farsça'da Türkçe'deki ı, ö ve ü sesleri yoktur.

* Zamirlerde ve fiillerde cinsiyet ayrımı yoktur. Türkçe'deki gibi cümlenin akışından, siyâk ve sibâk'tan anlaşılır.

* Cümlenin öğelerinin dizilişi bizdeki gibi Özne+Nesne+Yüklem'dir. Özne fiilde gizli olup açıkça cümlenin başında zikredilmeyebilir. Örnek:  داد بمن Kitabrâ be-men dâd' yani')كتابرا(O,) Kitabı bana verdi.)

* Türkçe'de fiillerin sonuna eklenen -mak, -mek ekleri yerine Farsça'da da , تن ekleri دنvardır. خوردن (hurden 'ye-mek') ve رفتن (raften 'git-mek') gibi.

***Kelime Hazinesi***

âb: su   آب  ' bâl: kanat. Merhum şair ve mütefekkir İkbal'in eserlerinden biri de 'Bâl-i Cibrîl   بال (Cebrail'in Kanadı) 'dir..'mâr: yılan. Şahmâran efsanesi vardır; yani 'Yılanların lideri     مار  باد .bâd: yel   ؛rûz: gün   روز   تيع .tiğ: diken. Biz de elişi yaparken kullanılan alete tığ diyoruz   ؛   hâb: uyku. Geceleyin hepimiz bu hapı yutarız  خواب   راه râh: yol   ؛

اسب esb: at  ؛.mıh: çivi. Anadolu'da bu kelimeyi büyük çivi anlamında kullanmaktayız   ميخ    .dâğ: sıcak. 'Dağlamak' fiilini kullanırız داغ         ********************************** حافظ ********************* ( *Hoda Hafız) خدا

* Günlük dilde kısaca 'Hodâfız' diye de söylenen bu ibare bizdeki 'Allah'a emanet ol/olun!'un karşılığı olup 'Tanrı koruyandır/korur.' gibi anlamlara gelir.

Page 4: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

Ynt: بياموزيم Farsça Öğrenelim فارسى« Yanıtla #2 : Temmuz 31, 2008, 11:07:32 ÖÖ » Alıntı

دّوم (Ders-i Dovvom) درس

İkinci Ders

***Dil Bilgisi***

* Kişi Zamirleri

Ben  من   (men)

Sen  تو   (to)  *Bu zamir, çocuklar için, samimi/yakın arkadaşlar için veya hizmetkârlar için kullanılır.                   Daha çok siz شما (şomâ) kullanılır. Türkçedeki kullanıma paralel olarak nezaket icabı yaşıt                   veya bizden yaşlı kişilere karşı çoğul sigasında hitap edilir.

O     او   (û), وی (vey) *Hayvanlar, cansız varlıklar, soyut (aklî) nesneler için ise آن  (ân) kullanılır.

Biz    ما   (mâ)

Siz    شما (şomâ)

Onlar  ايشان (îşân) *Aynı zamanda Modern Farsça'da yine onlar anlamında آنها (ânhâ)  veya *.da kullanılmaktadır (ânân) آنان

* İşaret Zamirleri

Bu اين (în)Şu  آن (ân)O   آن (ân)

Bunlar اينها (înhâ)Şunlar آنها  (ânhâ)Onlar آنها  (ânhâ)

***Kelime Hazinesi***

günah     (gunâh)        گناهham, olgunlaşmamış        (hâm)        خامgümüş         (sîm)        سيمaltın         (zer)         زرaltın (sıfat), altından yapılmış      (zerrîn)       زّرين çocuk     (beççe)        بّچهkorku         (bâk)         باك yol         (râh)         راهaydın      (rûşen)      روشن

Page 5: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

bir, tek         (yek)         يكeşit, benzer, bir olan ('yerle yeksân olmak' deyimini hatırlıyoruz demi. )    (yeksân)      يكسان

 * İsimlerin çoğulunun nasıl oluşturulduğuna ileride gelecektir; inşaallah.

************************* حافظ *******************************(Hoda Hafız) خدا

Ynt: بياموزيم Farsça Öğrenelim فارسى« Yanıtla #3 : Ağustos 14, 2008, 08:38:55 ÖÖ » Alıntı

سّوم (Ders-i Sevvom) درس

 Üçüncü Ders

***Dil Bilgisi***

* İsimlerde marife/nekre (Belirli olma/olmama) hali

* Arapça ve İngilizce'den farklı ama tıpkı Türkçe'de olduğu gibi Farsça'da belirlilik ifade etmek için bir ek/edat kullanılmayıp özne ya da nesne yalın olarak kullanılır. Belli bir kitaptan bahsediliyorsa كتاب denilir.

* Belli olmayan, herhangi bir şeyden bahsederken de kelimenin sonuna ى (î) eklenir. Örneğin .Bu kuralın bazı istisnaları vardır .('kitâbî yani ' herhangi bir kitap) كتابى

a) Eğer kelimenin sonu önündeki 'e' sesini takip eden 'sessiz هاء' ile bitiyorsa ى yazılmayıp kelimesinde durum (pencera- pencere) پنجره konur. Örneğin (ء) nın üzerine hemze هاءböyledir: پنجرۀ (pencerai).

b) ى ile biten kelimelere bu belirsizlik ifade eden ى eklenmez. Bu şekildeki bir kelimenin belirli mi yoksa belirli olmayan nesneyi kastedildiği akıştan (siyâk ve sibâk'tan) çıkarılır. .gibi (sandelî-sandalye) صندلی

c) Eğer kelime med harfi olan harekesiz elif (ا)ve ya vav (و) ile bitiyorsa kelimenin sonuna ئ (î) eklenir. پا (pâ- ayak), پائ  ve  پارو (pâru- tahta kürek), پاروئ gibi.

İki veya daha fazla isim birlikte kullanıldığı zaman en son gelen ismin sonuna  ى (î) getirilmesi hepsinin belirli olmadığını göstermeye yeterlidir. Örneğin مدادی و داد  كتاب بمن (Kitâb u midâdî be-men dâd- Bana bir kitap ve bir kurşun kalem verdi.)

* Belirli olan bir şey dolaysız olarak kastedilen nesne ise kelimenin sonuna را (râ) eklenir. داد بمن cümlesindeki gibi. Eğer (.Kitâbrâ be-men dâd' yani (O,) Kitabı bana verdi') كتابرا

birden fazla belirli şey dolaysız olarak nesne ise o zaman را (râ) yı sadece en sondaki kelimeye bitiştirmek yeterlidir. داد بمن كتابرا و Midâd u kitâbrâ be-men dâd' yani') مداد'Kurşun kalem ve kitabı bana verdi.') cümlesinde görüldüğü gibi.

Kişi zamirleri da dolaylı olmayan/direkt nesne olduklarında را (râ) ekini alırlar. من (men-

Page 6: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

ben) 'e را (râ) eklenince ن düşer: مرا (mera- beni). تو (to- sen) de (râ) ekini alınca و düşer ve .olur (torâ- seni)  ترا

***Kelime Hazinesi***

ağaç (diraht)  درختsöğüt     (bîd)      بيدtemiz    (pâk)     پاك yaşlı     (pîr)      پير .para Parasız pulsuz kalmak deyiminde iki kere parasız kalınıyor demek     (pûl)     پول :kedi Kedileri çok severim. İşte bu da İran kedisi yani Gurbe-i İranî'nin sitesi (gurbe)    گربهwww.gorbeirani.com ) mutlu Bu vatan uğruna canlarını feda eden gavur eline bırakmayan    (şâd)     شادşehitlerimizin ruhu şâd olsun.

خورشيد ، güneş (hurşîd, âfitâb)  افتابay   (mâh)      ماهgece    (şeb)     شب

بين büyüteç (zerehbîn) ذرهgörülmeyen (nâdîde)    ناديدهansızın (zaman zarfı) (nâgehân)   ناگهان. canlı, hayatta olan Buradan yola çıkarsak hepimiz birer zinde gücüz  (zinde)     زندهölü, cansız (murde)    مردهامريكا :ölüm İran İslam Devriminin sloganlarından birisi de şudur  (merg)    مرگ بر مرگ(Merg ber Emrîka yani Amerika'ya ölüm!)مرغ  kuş  (murg)    مرغ  (.Si murg yani otuz kuş) سیelma      (sîb)    سيب

Ynt: بياموزيم Farsça Öğrenelim فارسىAlıntı

چهارم (Ders-i Çehârom) درس

Dördüncü Ders

***Dil Bilgisi***

* İkinci derste bahsettiğimiz   اين  (în- bu) ve  آن  (ân- şu/ o) ile bitişik yazılan kimi kelimeler hakkında değinilmesi gereken bazı hususlar vardır.

a)    اين  (în) ve آن  (ân) işaret sıfatı ya da işaret zamiri olabilir. İşaret zamiri olmalarına örnek:

  چيست  آن   (Ân çist- Şu nedir?) ve  چيست .cümlelerindeki gibi (?În çist- Bu nedir)  اين

 Bu örneklerde de görüldüğü üzere ‘ne’ anlamındaki چه çi ile  –dır –dir anlamı veren ek fiil .nedir? diye  yazılır… (çist) چيست birleşince (est) است

b) Zamir olarak kullanıldıklarında آن (ân) iki şeyden daha önce bahsedileni اين (în) de daha sonra bahsedileni temsil eder.

Page 7: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

c) İşaret sıfatı olduklarında niteledikleri sıfattan önce gelirler; tıpkı Arapça هذه /  هذا ve Türkçe’deki bu şu’da olduğu gibi. Örnek: كتاب ميز , Şu kitap (Ân kitâb) آن Bu (În mîz) اينmasa.

d) Nitelenen kelimenin sessiz ile başlaması şartıyla آن sıklıkla kendinden sonraki kelimeye bitişik yazılır. Örnek: آنكتاب (ânkitâb) Şu kitap.

e)  است (est) sessiz bir kelime ile bitişince başındaki ( ا ) elif düşer. Örnek: كتابست (Kitâbest) …kitaptır.    elif olan bir ( ا ) da olduğu gibi son harfi *(încâ – Burası) اينجا  ve (âncâ- Şurası/Orası) آنجا *kelimeyle birleştiğinde; yine  üçüncü tekil şahıs zamir او (û- o) gibi son harfi (و)vav olan bir kelimeyle birleştiğinde است (est)  teki ( ا ) elif te düşer. آنجاست (Âncâst – O şuradadır/oradadır) ve اوست (Ûst- (O) Odur. Bu cümle, İngilizce daha iyi anlaşılabilir: It ıs he/she.) Benzer bir şekilde bazen de ikinci tekil şahıs zamir تو (to- sen) ya birleşince de bazen (.Tost – O, sensin) توست :elif düşer ( ا )

Kitâbist- O) كتابيست .elif düşer ( ا ) ya varsa (ي) in bitiştiği kelimenin sonunda’(est) است *bir kitaptır.) gibi.

g) İsmin –e halini ifade eden neye kime sorularının cevabı olan (به) be de genellikle sonraki kelimeye bitişik yazılır. Örnek: بآن (be ân- şuna/ona) باين (be în- buna) ve باو (be û- ona) gibi. Bazı yazarlar araya dâl (د) koydukları vakidir: بدان (bedân) بدين (bedûn) gibi.

.yer, mekan' demektir' (câ) جا *

***Kelime Hazinesi***

.çığlık  (çîğ)     جيغ  .keskin Tiz sesli deriz ya   (tîz)      تيز kulak   (gûş)    گوش yer  (gâh)      گاه   göç  (kûç)     كوج   arzu, istek. Hey gidi Dünya! Bir zamanlar üzerinde 'Gülelim oynayalım kâm  (kâm)      كام  alalım dünyadan' diyordu Nedim.aslan   (şîr)      شيرfare  (mûş)      موشevcil, uysal  (râm)        رام eski, kullanılıp eskitilmiş (kohne)    كهنهpahalı, değerli (gerân)    گرانucuz (erzan)    ارزان  genç (cevân)    جوانküçük (kûçek)   كوجكbüyük (bozorg)  بزرگ .yeni. Biz nevruz diyoruz onlar nû-rûz (yeni gün)    (nû)        نو olsun diye (bed-ter aslından, 'better' yani daha kötü) بتر kötü. Beter (Farsça   (bed)       بدsöylenen beddua buradan geliyor.yavaş (âheste)  اهستهkar   (berf)       برف

Page 8: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

yağmur (bârân)      باران

 *********************************** حافظ ********************(Hoda Hafız) خدا

Ynt: بياموزيم Farsça Öğrenelim فارسى« Yanıtla #5 : Eylül 06, 2008, 10:42:22 ÖS » Alıntı

پنچم (Ders-i Pençom) درس

Beşinci Ders

***Dil Bilgisi***

* İsimlerin çoğul yapılması

a)  ها (hâ) eki tekil olan kelimeye eklenerek çoğul yapılır.   مداد (midâd- kurşun kalem) , مدادها (midâdhâ- kurşun kalemler) gibi.

b) Eğer kelime bir insan için kullanılmaktaysa o zaman ان (ân) ekiyle de çoğul yapılması mümkündür. Örnek  زن (zen- kadın), زنان (zenân- kadınlar).

* Klasik Farsça’da çoğul yapmadaki soyut ve cansız nesnelerin çoğulu için ها (hâ)  ve insanla ilgili kelimeler için  ان (ân)'ı kullanmaya dair kural genellikle gözetilirken günlük konuşma dilinde bütün isimleri ها (hâ)   ile çoğul yapma eğilimi göze çarpmaktadır.

c) Eğer bir isim öncesinde e sesi yer alan sessiz (ha) ه  ile biterse bu sessiz (ha) ه harfı گ (g) harfine dönüştürülür ve sonra çogul eki eklenir. Örnek verecek olursak بچه (beççe- çocuk), .(beççegân- çocuklar) بچگان

d) Eğer bir isim  ا (elif) ile bitiyorsa araya  ي(ya) harfi konulmasından sonra çoğul eki getirilir. گدا (gedâ- dilenci), گدايان (gedâyân- dilenciler) gibi.

e) Eğer bir isim sessiz و (vav)ile bitiyorsa da araya yine ي(ya) harfi getirilerek çoğul yapılır. ايرانی ; (rastgûyân- sadık kişiler) رستگويان ,(rastgû- doğru sözlü/samimi/sadık kişi) رستگو(îrânî- İranlı), ايرانيان (îrâniyân- İranlılar) örneğinde görüldüğü gibi.

* Bu kural istisna olarak şu kelimelerde bu kural uygulanmaz: بازو (bâzu- ön kol, bilekle dirsek arası), بازوان (bâzuân) ve بانو (bânû- bayan),  بانوان (bânuvân- bayanlar).

f) Çoğul ekleri ان (ân) ve ها (hâ) kelime vurgusunu taşırlar.  كتابها (kitâbhâ- kitaplar) derken ها (hâ) 'nın ve  زنان (zenân- kadınlar) derken  ان (ân) 'ın diğer hecelerden biraz daha fazla uzatılarak söylenmesiyle vurgu yapılır.

Kelime vurgusuna değinmişken şunları söylemek yerinde olacaktır:

* Farsça’da kelime vurgusu isim ve zamirlerin son hecesinde yer alır. Örneğin صندلى ,, كتاب       ..kelimelerinin son heceleri uzatılırak ki-tâb, sanda-lî, şo-mâ diye okunur شما

Page 9: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

Ancak kelimenin sonuna gelmelerine rağmen hem belirsizlik/nekre durumunu ifade eden كتابىeki vurgu taşımaz. Örneğin (ra) را hem de dolaylı olmayan/direkt nesneyi belirten (ya)ى(ki-tâbî) ve كتابرا (ki-tâbrâ) derken vurgu asıl kelimenin son hecesinde yani ikinci hecededir.

***Kelime Hazinesi***

kabile, aşîret                                          (îl)   ايلhuy, tabiat, karakter                                   (nihâd)  نهاد oda. Eski Türklerin kullandıkları büyük çadırların adını                                    (utâg) اطاقyani 'otağ'ı hatırlatıyor..dilsiz, konuşamayan                                       (lâl)   اللyeni, modern, genç                                  (nevîn)  نوينoğlan, erkek evlat                                 (peser)   پسرfidan, filiz, taze dal, sürgün                                   (nihâl)  نهالanne                               (*mâder)   مادر baba, nam-ı diğer PEDERBANK'ın sahib-i muhteremleri                                 (*peder)   پدر

.kız, kız evlat                                 (*duhter) دختر erkek kardeş                              (*berader) برادرkız kardeş                               (hâher) خواهرbulut                                  (ebr)      ابرöküz                                      (gâv) گاو

ماده inek                       *(gâv mâde) گاوcivciv                                (cûce)   جوجه

مرغ tavuk                    (cûce murg) جوجهhoroz                               (horûs) خروسtilki                                  (rûbâh)   روباه  eşek                                  *(har)     خر katır                                *(gâtır)   قاطر anahtar. Köydeyken biz de ‘kilit’ kullanılırdık anahtar                                 (kilîd)    كليدniyetine .şükür, şükretme                               (sipâs)  سپاس .sınırsız, sonsuz                          *(bî-kerân) بيكران dolu. Geçen hafta kar ve yağmuru yazmıştık ‘dolu’nun                            (tegerg) تگرگkısmeti de bugüneymiş . .toprak, yer                             * (hâk)   خاك.kaynamak. Cûşa gelmek (coşmak) deyimini biliyoruz                                 (cûş)  جوش.görünüm, gösteri, miting                         (nümâyiş)  نمايش

* Mother, father, daughter ve brother kelimelerini hatırladıysanız hiç şaşırmayın. Farsça İngilizce’nin akrabası olur.

* گاو .mâde gâv da denilebilir. Burada mâde dişi anlamındadır ماده

*Meşhur ‘Harnâme’ adlı  Şeyhî (v.1431) ’nin Türk Edebiyatının ilk hiciv örneklerinden sayılan mesnevisini okumak için www.uludagsozluk.com/k/harname/

* Bu kelime Türkçe’den Farsça’ya geçmiş. Eski Türkçe’deki şekli ‘kağatır’ mış. Bkz.www.nisanyansozluk.com/search.asp?w=kat%FDr&x=18&y=6

Page 10: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

* Birleşik bir kelimedir. Kerân, kenar, uç, son, nihayet anlamlarındadır. Burada olumsuzluk eki olan bî (İngilizce’deki without’un karşılığı) sız, siz anlamını vermektedir.

*Hak olmak’ deyimi buradan gelebilir. Bu deyimi bilmem duydunuz mu, arkadaşlar? Adamakıllı yorgun düşmek, perişan olmak gibi anlamlandırabiliriz.

*************************************** حافظ Hoda) خداHafız)******************

Ynt: بياموزيم Farsça Öğrenelim فارسى« Yanıtla #8 : Eylül 30, 2008, 11:43:36 ÖÖ » Alıntı

ششم (Ders-i Şeşom)   درس

Altıncı Ders

***Dil Bilgisi***

* İsmin Halleri

-i hali            را         (râ)                کتابرا ، را kitabı  (kitâb-râ) کتاب-e hali          ب ،            (be)     به بکتاب ، کتاب kitaba   (be-kitâb) به-de hali        در         (der)              کتاب        kitapta       (der kitâb) در-den hali      از         (ez)              کتاب          kitaptan           (ez kitâb) از

Birlikteliği (ile) ifade etmek için de با (bâ) kullanılır. Mesela  کتاب kitapla(bâ kitâb) با

Ancak, bu edatlardan kimileri birbirlerinin yerine kullanılabildiği gibi, bir edat birkaçedatın verdiği anlamı verebilir.

Ünlem durumu ya ismin sonuna (â) sesini veren ünlem elifi ا (elif-i nidâ) getirilerek yada ismin başında يا (yâ), ايا (eyâ), ای (ey) kelimeleri söylenerek ifade edilir.

!Pâdişah (Pâdşâh)  پادشاه !Ey padişah (Pâdşâhâ) پادشاها

پادشاه !Ey padişah (Yâ pâdşâh) ياپادشاه !Ey padişah (Ey pâdşâh) ای

* İyelik Zamiri ve İyelik Sıfatları

İsmin kime ait olduğunu bildiren iyelik zamiri مال (mâl-i)  , آن (ân-i) آن ve  (ez ân-i) اذkelimeleriyle elde edilir. Örneğin:

است من مال کتاب .Bu kitap benimdir (.În kitâb mâl-i men est) ايناست من آن از کتاب .Bu kitap benimdir (.În kitâb ez ân-i men est) اين

من آن کتاب است اين   (În kitâb ân-i men est.) Bu kitap benimdir.

است مرد آن مال اسب .Bu at, şu adamındır (.În esb mâl-i ân merd est)  ايناوست پ    سر مال باغ (Bâğ mâl-i peser-i ûst.) Bahçe, onun oğlunundur.

Page 11: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

Modern Farsça’da daha çok ilk şekli مال (mâl-i) kullanılır.

Kelimelerin sonuna bitişen iyelik sıfatları ise şunlardır:

(Benim) kitab-ım  م    (-em)(Senin) kitab-ın   ت   (-et)  (Onun) kitab-ı   ش   (-eş)(Bizim) kitab-ımız   مان  (-imân)(Sizin) kitab-ınız    تان  (-itân)(Onların) kitap-ları  شان (-işân )

Örnekler: كتابم (kitâbem) kitabım ve اسبتان (esbitân) atınız.

* Eğer iyelik sıfatı ekini almış kelime cümlenin direkt nesnesi ise  را  (râ) bu ekten sonra gelir. Mesela, بدهيد بمن .Kitabını bana ver (.Kitâbetânrâ be-men behedîd) كتابتانرا

* Bu iyelik eki sıfat tamlamasının sonuna gelir. Örneğin, كوچكتان (Duhter-i kûçekitân) دخترKüçük kızınız...

* İyelik eki birden fazla kelimeyi etkilemekteyse en sondakine birleşir.  مادرتان و Peder)  پدرu mâderitân) Baban ve annen...

* Eğer kelime ا (elif)  ya da  و (vav)  ile bitiyorsa kelimeyle iyelik ekinin arasına  ي (ya) getirilir. Örneğin يماكتابه (Kitâbhâyem) Kitaplarım, يتانوزان (Zânûyitân) Diz'iniz... gibi. Fakat konuşma dilinde ي (ya) söylenmez; توزان (zânût) Diz'in, كتابهاشان (Kitâbhâşân) Kitapları gibi.

* Eğer kelime sessiz ه (hâ) ile bitiyorsa iyelik ekinden önce  ا (elif) getirilir. اش -Beççe) بجهeş) Çocuğu... gibi.

* Eğer herhangi bir çoğul iyelik eki böyle sessiz ه (hâ) ile biten bir kelimeye eklenirse iyelik ekinin başındaki (i) sesi telaffuz edilmez. Örneğin تان ...Çocuklarınız (Beççe-tân) بجهkelimesini söylerken Beççe-itân'dan i düşürüldüğü gibi.

***Kelime Hazinesi***

kolay       Merhum Süleyman Çelebi'nin mevlidinin ilk mısralarından (âsân)              اسانhatırlarız bu kelimeyi.                                                  'Allah adın her kim ol evvel ana / Her işi asan eder Allah ana.'zor  (seht)             سختkolaylık (âsânî)             اسانيzorluk (sehtî)             سختي

Page 12: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

dağ   (kûh)                كوهtaş (seng)              سنگdeniz (deryâ)              درياakıntı, sel   (rûd)               رود ırmak (rûdhâne)         رودخانه  hazine (*genc)               گنج.hafıza  Hatırlamak anlamındaki 'yâd etmek' deyimi bu kelimeden türemiş (yâd)                يادbilgi (dâniş)             دانشuzman, bilgili, alim (dânişmend)           دانشمندüniversite (dânişgâh)           دانشگاهet (gûşt)           گوشتkan (hun)              خونkanlı (olay); kan-içici (hunhâr)        خونخوار göz (çeşm)              چشمağız (dihân)              دهان *.dil (zebân)              زبانdiş (dendân)             دندانburun (bînî)              بينيokuyan, okur (Osmanlıca'da şarkı söyleyen anlamına da gelir.) (hânende)          خواننده *dinleyen, dinleyici (şinevende)           شنونده *'yazan, yazar (Osmanlı Tarihi'nde gördüğümüz 'vak'a-nüvis  (nuvîsende)        نويسندهkelimesini çağrıştırdı hemen değil mi?)hayat, canlılık  (zindegi)          زندگيaç (gorosne)            گرسنهaçlık (gorosnegi)         گرسنگيsusuz, susamış  (teşne)              تشنهsusuzluk, susamış olma (teşnegi)            تشنگيçıplak (berehne)             برهنهçıplaklık (berehnegi)          برهنگيkurt    (gorg)             گرگkoyun (gusfend)           گوسفندkuzu (bere)                برهkeçi   (büz)                 بزyaprak (berg)              برگ

*Türkçe'de kullandığımız genç'in aslı Eski Türkçe'den geliyormuş (www.nisanyansozluk.com/search.asp?w=gen%E7&x=22&y=12) ama genç nüfus bir ülkenin geleceğe sakladığı en önemli hazinesidir, şüphesiz.*Türkçe, Arapça ve 'language' kelimesinin yanında 'mother tongue' (anadil) ibaresinde olduğu üzere İngilizce'deki gibi 'konuşma ve iletişim aracı' anlamında da kullanılır.*Osmanlıca'da Şinev kullanılırmış.Bkz. www.osmanlimedeniyeti.com/makaleler/sozluk/osmanlica-sozluk-sh.html* Osmanlı İmparatorluğu devrinde, zamanın hâdiselerini kaydetmekle vazifeli olan resmi

Page 13: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

devlet tarihçisi.

                                                                                                  مبارك شما عيد                                                                                          (Îd-i şomâ mubârek)                                                                                         Bayramınız kutlu olsun!********************** حافظ **********************************(Hoda Hafız) خدا

Ynt: بياموزيم Farsça Öğrenelim فارسى« Yanıtla #10 : Ekim 10, 2008, 11:45:05 ÖS » Alıntı

هفتم (Ders-i Heftom) درس

Yedinci Ders

***Dil Bilgisi***

*Tamlama

**İsim Tamlaması

a) İsim tamlaması sahip olunan kelimenin (Arapça ifade edersek muzâfun ileyhin) sonuna izafe olarak bilinen (i) sesi eklenerek yapılır. Eski Farsça'da bu sesin yerine ayrı bir kelime kullanılmaktaydı. Fakat Yeni Farsça'da izafe kelimeye bitişiktir. Örnek: مرد آن Kitâb-i) كتابÂn Merd) Şu adamın kitabı, منزل .Evin bahçesi (Bâğ-ı Menzil) باغ

b) Eğer fiilin direkt nesnesi bilinen bir şey/kişi olur ve isim tamlaması halindeyse; direkt nesne işareti olarak kullanılan  را (râ) tamlamadaki en son kelimeye eklenir. Mesela  آن پسر

ديد .O, şu adamın oğlunu gördü (Peser-i Ân Merd-râ Dîd) مردرا

c) Eğer izafe i'sinin eklendiği tamlayan kelime sessiz ha  (ه) ile bitiyorsa bu ha dan önceki sesli harf (i veya e) ve sonraki i'nin arasına  ى (ya) harfi konularak tamlama yapılır. Ancak bu  ى (ya) yazıda gösterilmez. Örnekler: زن اين ,Bu kadının oğlu (Beççe-yi În Zen) بچه

مرد آن .Şu adamın sandalyesi (Sandeli-yi Ân Merd) صندلى

* Bazen sessiz ha  (ه) nın ya da  ى (ya) nın üzerine/yanına tamlamaya işaret eden ء (hemze) konulur; ama bu da genellikle olan birşey değildir. تلفن Telefon (şomâre-i telefon)  شمارهءnumarası gibi.

d) Eğer izafe i'sinin eklendiği kelime  ا (elif) ya da  و (vav) ile biterse izafe i'si  ى (ya) ile gösterilir. مرد آن Şu adamın kitapları (Kitâbhâ-yı Ân Merd) كتابهاىve مرد اين .Bu adamın ön kolu* gibi (Bâzû-yi În Merd)  بازوى

e) Benim...im, senin..in vs. tamlamalar tamlayan kelimeyi takiben kişi zamirleri getirilirek de yapılabilir. Örneğin    من شما kitabım ve (Benim) (Kitâb-i Men) كتاب (Esb-i Şomâ) اسب(Sizin) atınız, شما خانوادگیء .Soyadınız gibi (İsm-i Hânevâdegî-yi Şomâ) اسم

**Sıfat Tamlaması

Page 14: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

a) Sıfatlar normal olarak niteledikleri isimden sonra gelirler ve izafe i'si ismin sonunda yer alır.   gibi. Sıfatlar çoğul eki almazlar. Örneğin بزرگ  ,Büyük kitap (Kitâb-i Bozorg) كتاب

خوب .İyi adamlar (Merdân-i Hûb) مردان

b) İsim tamlamasındaki izafeden önce gerektiğinde ی (ya) nın gelmesi gibi hususlar aynen sıfat tamlaması için de geçerlidir.   *Birinci kelimenin sonu “â” sesini veren  ا (elif) ile bitiyorsa, araya  ی (ya) kaynaştırma harfi konulur. Örneğin کوچک های .Küçük çocuklar gibi (Beççehâ-yi Kûçek)  بچه

Örnekler:  بزرگ    ,Büyük kitaplar (Kitâbhâ-yi Bozorg)  كتابهاى نو (Sandali-yi Nû)  صندلىYeni sandalye, كوچك .Küçük çocuk (Beççe-i Kûçek) بچه

c) Birden fazla sıfat bir ismi nitelediğinde izafe i'si en sondaki sıfat dışında her sıfata eklenir. نو بزرگ .Büyük yeni kitap gibi (Kitâb-i Bozorg-ı Nû) كتاب

d) İster belirsizlik ifade eden ی (ya) olsun isterse direkt nesneyi gösteren را (ra) eki farketmez; bu ekler her zaman sıfat tamlamasında sıfata ya da en son sıfata eklenirler. Örnekler: بزرگى ,Büyük bir kitap (Kitâb-i Bozorgi)  كتابنوئ                           بزرگىء ,Yeni büyük bir kitap (Kitâb-i Bozorgi Nûi) كتاب                            آورد بزرگرا .O, büyük kitabı getirdi (Kitâb-i Bozorg-ra Âverd) كتابآورد                         نورا بزرگ .Büyük yeni kitabı getirdi (Kitâb-i Bozorgi Nû-ra Âverd) كتاب

e) Birinci kelimenin sonunda belirsizlik ifade eden  varsa, tamlama sesi konuşma sırasında belirtilmediği gibi yazıda da herhangi bir işaret koyulmaz. Örneğin: نامرئی -Destî Nâ) دستیmer’î) Görünmeyen bir el gibi.

f) Birinci kelimenin sonunda sessiz okunan ی (ya) varsa, tamlama “i” sesiyle oluşturulur. Örneğin:  کمرنگ .Açık çay gibi (Çây-i Kemreng)  چای

** Zincirleme İsim Tamlaması

* Bazen tamlamalarda ikiden çok kelime bulunur. Böyle tamlamalara “zincirleme tamlama” ‘tetâbu’-i izâfât” adı verilir. Örneğin: اتومبيل موتور يکنواخت Otomobil (Sadâ-yi Yeknevâht-i Motor-i Otomobil)  صدایmotorunun tekdüze sesi gibi.

***Kelime Hazinesi***

güzel, süslü, yakışıklı         (zîbâ)        زيباçirkin, kötü          (zişt)      زشتözgür         (âzâd)       آزادözgürlük        (âzâdî)     آزاديgülme, gülüş; kahkaha       (hande)      خندهadres       (nişânî)     نشاني nasihat, öğüt    *(pend)        پندbilgili, bilgin, alim           (dânâ)       داناsavaşçı, cesur, yürekli         (dilâver)    دالورgazete     (rûz-nâme)   روزنامهdergi       (mecelle)      مجله

Page 15: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

halk, insanlar      (merdum)     مردمpişman      (peşimân)    پشمانnazik, yumuşak huylu, merhametli      (mihrbân)   مهربانkederli, acılı      (derd-nâk)   دردناكbilmeyen, cahil           (nâdân)     نادانkoca             (şoher)    شوهرhanım                (zen)       زنneşeli, sevinçli, neşe dolu     (ferahnâk)   فرحناكsavaş            (ceng)    جنگordu          (leşker)    لشكرasker, er        (serbâz)    سربازsöz          (suhan)    سخنgönül, kalp, yürek                (dil)      دلdar            (teng)    تنگgeniş          (pehin)     پهنtaş kalpli, katı yürekli      (sengdil)   سنگدلkalbi daralmış, stresli, üzgün      (dilteng)   دلتنگ .gezmiş-görmüş, tecrübeli, güngörmüş    (cihandîde)  جهانديده hasta  Bîmâristan:Osmanlı devletinde 'hastane' için kullanılırdığını        (bîmâr)     بيمارduymuşuzdur.yorgun        (haste)     خسته

* bâzû: dirsekle bilek arası kısım

* Feridüddin Attar Hazretleri tarafından telif edilen meşhur 'Öğüt kitabı' Pend-nâme'nin tercümesini okumak için tıklayınız: http://kitap.mollacami.com/pendname/  Aynı zamanda bu güzel eseri şu adresten Pdf olarak kaydedebilirsiniz : www.mfatihkoksal.com/e-kitap/Pendname.pdf

 ************************************** حافظ *(Hoda Hafız) خدا*****************

Ynt: بياموزيم Farsça Öğrenelim فارسى« Yanıtla #11 : Ekim 31, 2008, 11:14:17 ÖS » Alıntı

هشتم  درس (Ders-i Heştom)

Sekizinci Ders

***Dil Bilgisi***

*Karşılaştırma ve Üstünlük Sıfatları

Karşılaştıma sıfatı ile kastedilen 'daha' ekini alan kelimeler (daha güzel gibi); üstünlük sıfatı ile de 'en' ekini alan kelimelerdir (en büyük gibi).

**'Daha' anlamı, Farsça'da bir kelimenin sonuna  تر (-ter) ekinin getirilmesiyle elde edilir. Örneğin بزرگ kelimesine bu ek getirilirse    تر  şeklinde ya da bitişik olarak yazılır بزرگ

Page 16: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

(Bozorgter- Daha büyük) بزرگتر

Bu kuralın istisnası, İngilizce'deki 'good' sıfatı gibi* 'iyi' sıfatıdır:خوب *(Hûb- İyi), بهتر (Bihter- daha iyi), بهترين (Bihterîn- En iyi). Ancak ara sıra خوبتر (Hûbter- Daha iyi) ve  .şekillerinde kullanım da vakidir (Hûbterîn- En iyi) خوبترين

'Kötü' sıfatının karşılaştırma sıfatı kalıbında Türkçe'deki ünsüz sertleşmesini andıran küçük bir değişiklik gözlenir:  بد (Bed- Kötü),  بتر (Better- Daha kötü)

**'En' ise, kelimenin sonuna  ترين (-terîn) ekinin getirilmesiyle elde edilir. Örneğin  بزرگترين (Bozorgterîn- En büyük)

Karşılaştırma sıfatı Arapça'daki gibi nitelediği isimden sonra gelir; ve nitelenen isim tamlama eki alır: بزرگتر بزرگتر  ,(Kitab-ı bozorgter- Daha büyük kitap) كتاب Kitabhâ-yı) كتابهايBozorgter- Daha büyük kitaplar) gibi.                                                               Üstünlük ifade eden sıfat ('en...') ise nitelediği isimden önce gelir ve sıfat tamlama eki almaz: 

كتاب (Bihterîn kitâb- En iyi kitap) بهترين

Ancak üstünlük sıfatından sonra gelen isim tamlamasının ilk kelimesi çoğul ise sıfat tamlama eki alır; bu ikinci kelime tekil ise tamlama eki almaz.

Örnek 1:  است استانبول تركيه هاى شهر ترين Porcem'ıyyetterîn-i şehrhâ-yı)  پرجمعيتTurkiyye İstanbûl est.- Türkiye'nin en kalabalık şehri İstanbul'dur.) (پرجمعيت Porcem'iyyet: Kalabalık)Örnek 2: است تركيه كوه بلندترين آغرى Kûh-i Ağri bolendterîn kûh-i Turkiyye est.- Ağrı) كوهDağı, Türkiye'nin en yüksek dağıdır.)

Cümlede iki nesne/kişi arasında karşılaştırma yapılmak istendiğinde karşılaştırmada baz alınan, niteliği belirtilen nesne ya da kişinin karşısında yer alan nesne/kişi isminden önce  Türkçe'deki -den, -dan ekinin anlamını veren  از  (ez) getirilir.Mesela:  است حسن از بزرگتر Ahmed bozorgter ez Hasan est.- Ahmed Hasan'dan)   احمدdaha büyüktür.) ve است  آن بزرگ دختر اين از پسر (Ân piser ez în duhter bozorg est.- Şu oğlan bu kızdan (daha) büyüktür.)

 Zarf olarak da kullanılması mümkün olan sıfatlar da aynen isimler gibi vurguyu son hecede taşır.  Sıfatların zarf olabilmesine örnekler: خريد گران Ânra giran harîd.- Onu pahalı ( ya da) آنراpahalıya) aldı.), آمدم زودتر شما از Men ez şoma zûdter âmedem.- Ben, sizden (daha)) منönce/erken geldim.)

 Vurgu için örnekler:بزرگ (bo-zorg), بزرگت (bozorg-ter) ve بزرگترين (bozorgta-rîn) kelimelerindeki gibi son heceyi telaffuz ederken vurgu belli edilir.

***Kelime Hazinesi***

karpuz (hinduvâne) هندوانهnar (enâr)     انارayva  (bih)       به

Page 17: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

tavsiye (enderz)  اندرزülke (kişver)  كشورgüleryüzlü, neşeli, mesrur, gülen (handân)  خندان .ekmek. Bulmacalarda 'Eski dilde ekmek' diye sorulan sorunun da cevabıdır (nân)     نانzeytin (zeytûn)  زيتون peynir. Sanki zeytinin söyleşine yakın olsun diyerekten y harfini eklemişiz (penîr)    پنيرpenir'e .süt. Aynı zamanda bu kelime, çok gariptir ki 'aslan' demek (şîr)     شيرbal (engübîn)  انگبين

عسل balayı (mâh-ı asel) ماهcemiyet, şura, konsül, komisyon, meclis (encümen)  انجمنkısmetine râzı olan, kanaatkâr (hursend)  خرسند *.kaplan (peleng)   پلنگçakal (şegâl)   شغالsırtlan (keftâr)  كفتارgüvercin (kebûter)  كبوترkın, kılıf;zırh (pûş)   پوش örten, (elbise) giyen Osmanlıcada da kullanılan bir deyim olarak 'puşende-i (pûşende)  پوشندهhata': ayıp örten*.elbise, giysi (pûşâk)  پوشاك

سر başörtüsü (pûşâk-ı ser) پوشاك gözyaşı Günümüzde artık başörtüsü ve gözyaşı kelimeleri birbirini çağrıştırır (girye)  گريهoldu! Rabbimiz bizleri gözyaşı döktüren başörtüsü yasağı zulmünden kurtarsın!keten (kettan)   كتانipek (ibrîşim)  ابريشمpamuk (pembe)   پنبهpembe (sûratî) صورتيdün (dîrûz)   ديروزbugün (imrûz)  امروز *yarın (ferdâ)  فردا

* good, better, best* Aynı anlamda diğer bir kelime olan به (bih- iyi; ayva) kelimesi de karşılaştırma sıfatı olarak kullanılabilir. Örnek: است خودش از به Segeş bih ez hodeş est.- Köpeği kendisinden) سگش(daha) iyidir.)* Şöyle bir terkip varmış, öğrenmiş olalım vesileyle: kine-i peleng: kaplan kini, kolay kolay sükunet bulmayan kin için kullanılırmış. Kaynak: http://www.sorularlarisaleinur.com/subpage.php?s=lugat&kelime=PELE* bkz.http://www.osmanlimedeniyeti.com/makaleler/sozluk/osmanlica-sozluk-p.html

Ynt: فارسى بياموزيمFarsça Öğrenelim « Yanıtla #12 : Kasım 30, 2008,

Alıntı

Page 18: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

11:25:21 ÖS »

نهم (Ders-i Nohom) درس

Dokuzuncu Ders

***Dil Bilgisi***

*Miktar Zarfları

daha fazla, daha çok anlamını ifade etmek için (biş) بيش ve (bişter) بيشتر **kullanılmaktadır. بيشتر  (bişter) isim, sıfat ya da zarf olabilir.

Örnekler: داديد باو (.Bişter be-û dâdîd- Ona daha fazla verdin)  بيشتر                      داشتند دوست بيشتر (.Û-râ bişter dûst dâştend- Onu daha çok sevdiler) اورا                      زنها تا بودند بيشتر Merdhâ bişter bûdend tâ zenhâ- Kadınlardan fazla) مردهاerkek vardı.)

.sıfat olduğunda nitelediği kelime tekil gelir (bişter) بيشتر 

Mesela او تا داشتيد كتاب Bişter kitâb dâştîd tâ û- O'ndan/Onun sahip olduğundan fazla) بيشترkitaba sahiptin/kitabın vardı.)

ise hem isim olarak hem de öznenin niteliğinden haber veren sıfat olarak (biş) بيش kullanılabilir.

Örnek 1: خورديد او از (.Biş ez û hordîd- Ona kıyasla daha çok yedin) بيشÖrnek 2: است من كتابهاى از بيش او Kitâbhâ-yı û biş ez kitâbhâ-yı men est- Onun) كتابهاىkitapları benim kitaplarımdan daha fazladır.)

  پيش از .deyimi de 'öncekinden daha fazla' anlamında zarf olarak kullanılır (biş az piş) بيشÖrneğin دارد دوست پيش از بيش Û-râ biş ez piş dûst dâred- Onu öncekinden daha fazla) اوراseviyor.)

bazen '...ekseriyeti,...çoğu,...hemen hepsi' gibi anlamlandırılabilecek şekilde bir (bişter) بيشتر tamlamanın tamlayanı olarak cümlede yer alabilir.Mesela:  بودند رفته مردها Bişter-i merdhâ rafte bûdend- Adamların/erkeklerin çoğu) بيشترgitmişti.)             ve بودند جوان آنها (.Bişter-i ânhâ cevân bûdend- Onların ekseriyeti gençti)  بيشتر

  همه از بيشتر  ya da diğer bir kullanımla (bişter ez heme) بيشتر همه en' (ez heme bişter)  ازçok, en fazla' anlamlarında eylemi niteleyen zarf olabilir. Örnek:  بيشتر  اورا همه داشتيم  از دوست (Û-râ ez heme bişter dûst dâştîm- En çok/en fazla onu sevdik.)

kelimeleri de öncesinde geldikleri sıfatları pekiştiren (besyâr) بسيار ve (hayli) خيلى **zarflardandır.Örnek 1: است بزرگ خيلى ميز (.În mîz hayli bozorg est- Bu masa çok büyüktür) اينÖrnek 2: دارد بزرگى بسيار Bâğ-ı besyâr bozorgî dârad- Çok büyük bir bahçeye)  باغ

Page 19: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

sahiptir/Çok büyük bir bahçesi vardır.)

Aynı zamanda  خيلى (hayli) zarfı ile karşılaştırma sıfatı da pekiştirilebilir. است بهتر خيلى اين(În hayli bihter est- Bu çok daha iyidir.)

kelimesi de sıfat ya da zarf olabilir ve 'çok, birçok, fazla; çok fazla' gibi (ziyad) زياد**anlamlandırılabilir.

Sıfat olmasına örnek: داشت زياد Kitâbhâ-yı ziyâd dâşt- Çok kitaba sahipti/Çok kitabı) كتابهاىvardı.)

Zarf olmasına örnek: است گران زياد كتاب În kitâb ziyâd gerân est- Bu kitap çok) اينpahalıdır.)

Zarf olmasına diğer bir örnek: داديد زياد (Be-men ziyâd dâdîd- Bana fazla/çok verdi) بمن kelimesi burada yükleme sorulan 'ne kadar' sorusunun cevabı olduğu ('ziyad- 'fazla/çok) زيادiçin zarftır.

kelimesinin yer aldığı cümle yapı bakımından olumsuz olunca 'hiç... değil' gibi (ziyad)  زياد anlamlar verilebilir.

Mesela  نيست خوب زياد كتاب (.În kitâb ziyâd hûb nist- Bu kitap hiç iyi değildir)  اين

kelimesi eğer nitelediği ismin önünde gelebilir ki böyle bir durumda isim tekil (ziyad)  زياد halde kullanılır.

Örnek: دارد كتاب (.Ziyâd kitâb dârad- Birçok kitaba sahiptir/Bir sürü kitabı vardır) زياد

***Kelime Hazinesi

karınca  (mûr)  مور *.utanma, mahcubiyet; alçak gönüllülük (şerm)  شرمsöz dinleyen, yumuşak başlı, uysal, mülayim (nerm)    نرمsivrisinek (peşşe)  پشهsofra, yemek tepsisi  (hân) خوان * tuz 'Yemek yemek, ne demek bî-nemek olursa semek!' Sürûrî (nemek)  نمک

طعام sofra tuzu (nemek-i taam) نمكşeker (gand)   قندtuzluk (nemekdân) نمكدانkılıç (şemşir) شمشيرkalkan (siper)   سپر zulüm (sitem)    ستمzalim (sitemkâr) ستمكارcömertlik, ihsan, bağış (bahşiş)  بخششcömert, ihsanda bulunan (bahşende)  بخشندهhavuç (hevîc)    هويجtavşan (hargûş) خرگوش papağan Tûtîname, bir papağanın ağzından birçok farklı yapıda çeşitli (tûtî)  طوطيhikayelerin anlatıldığı Doğu edebiyatından bir eserdir.bilmece (çîstan)  چيستان

Page 20: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

kir, pislik; kirli (çirk)   چركkirli (çirkin) چركين

زميني patates. Aslen sib zemînî 'yer elması' anlamını taşımaktadır. İlginçtir (sib zemînî) سيبki Fransızca'da da aynı şekilde 'pomme de terre' (yer elması) patates demektir.

فرنگي .domates. Yalın anlamıyla 'Batı/Avrupa eriği' demektir (gevce ferangî) گوجه

*Günümüzde kullanılan Şermin ismi 'utangaç, mahcup' anlamlarında Farsça kökenli Osmanlıca bir kelimedir. Bkz.http://www.osmanlimedeniyeti.com/makaleler/sozluk/osmanlica-sozluk-sh.html* Yani 'Balık tuzsuz olursa yemek yemek ne demek'. Sürûrî, 1751’de Adana’da doğmuş, 1814’te Istanbul’da vefât etmiş bir şairimizdir. Bkz. http://74.125.39.104/search?q=cache:mrtgf_hD66UJ:www.tonyukuk.net/gelengiden/055-temmuz-04.htm+semek+tuz&hl=en&ct=clnk&cd=3&gl=za

 

(Ders-i Dehom)

Onuncu Ders

***Dil Bilgisi***

*Sayı Sıfatları (Kısaca Sayılar )

(sıfr) صفر 0-۰(yek) یک 1-۱(do) دو 2-۲(se) سه 3-۳4- ۴ (çehâr) چهار(penc) پنج 5-۵(şeş) شش 6-۶      (heft) هفت 7-۷(heşt) هشت 8-۸(noh) نه 9-۹(doh) ده 10-۱۰(yâzdeh) يازده 11-۱۱12- ۱۲ (devâzdeh) دوازده(sîzdeh) سيزده 13-۱۳(çehârdeh) چهارده 14-۱۴(pânzdeh) پانزده 15-۱۵(şânzdeh) شانزده 16-۱۶(hifdeh) هفده 17-۱۷(hicdeh) هجده 18-۱۸(nûzdeh) نوزده 19-۱۹(bîst) بيست 20-۲۰ويك 21-۲۱ (bîst u yek) بيستدو 22-۲۲ و (bîst u do) بيستسه 23-۲۳ و (bîst u se) بيست...(sî) سي 30-۳۰

Page 21: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

(çihil) چهل 40-۴۰(pencâh) پنجاه 50-۵۰(şest) شصت 60-۶۰(heftâd) هفتاد 70-۷۰(heştâd) هشتاد 80-۸۰(neved) نود 90-۹۰100- ۱۰۰ (sed) صديك 101-۱۰۱ و (sed u yek) صد...يك 121-۱۲۱ و بيست و (sed u bîst u yek) صد...(divist)  دويست 200-۲۰۰(sised)  سيصد 300-۳۰۰(çehârsed) چهارصد 400-۴۰۰(pansed) پانصد 500-۵۰۰(şişsed) ششصد 600-۶۰۰700- ۷۰۰ (heftsed) هفتصد   (heştsed) هشتصد 800-۸۰۰(nuhsed)  نهصد 900-۹۰۰(hezâr) هزار 1000-۱۰۰۰يك 1001-۱۰۰۱ و شب (hezâr u yek) هزار يك و هزار هاى (efsânehâ-yi hezâr u yek şeb) افسانهBinbir gece masalları... يك 1021-۱۰۲۱ و بيست و (hezâr u bîst u yek) هزار...يك 1121-۱۱۲۱ و بيست و صد و (hezâr u sed u bîst u yek) هزار... 2000- ۲۰۰۰ هزار (do hezâr) دو...هزار ۱۰۰۰۰ -10.000 (deh hezâr) دههزار 100.000-۱۰۰۰۰۰ (sed hezâr) صد(milyûn) ميليون 1.000.000-۱۰۰۰۰۰۰(milyard - ميليارد  bilyûn ya da) بيليون 1.000.000.000-۱۰۰۰۰۰۰۰۰۰

*Sıra Sayı Sıfatları

Sayı sıfatlarının sonuna م (om), مى (omî) مين (omîn) ekleri getirilerek sıra sayı sıfatları elde edilir. يكم (yekom- birinci), ششمى (şeşomî- altıncı) هفتمين (heftomîn- yedinci) gibi. Tek başına kullanıldığında yani 'ilk/birinci' birşeyden bahsedilirken يكم (yekom) yerine اول (evvel) kelimesi kullanılır. Mesela اول İlk anlamını ifade etmek .(Şeb-i Evvel- İlk gece) شبiçin نخست (nehost) ve نخستين (nehostîn) de kullanılır. Örneğin بار -nehostîn bar) نخستينilk defa/kez) كالس :ekleriyle türetilen sıfatlar tamlamalara girebilirler. Örneğin (omî) مى ,(om) م **دوم (kilâs-i şeşom- altıncı sınıf)  ششم ve şu cümledeki (diraht-i dovvom- ikinci ağaç) درختgibi بدهيد بمن سومرا (.Kitab-ı sevvomrâ be-men bedehîd- Üçüncü kitabı bana ver) كتاب

ekiyle türetilen sıfatlar ait oldukları kelimeden önce gelirler ve tamlama (omîn) مين **yapmazlar. Örneğin  آتاترك كمال مصطفى تولد سال Sedomîn sâl-i tevellud-i) صدمينMustafa Kemal Ataturk- Mustafa Kemal Atatürk'ün doğumunun yüzüncü yılı)

Page 22: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

***Kelime Hazinesi

مشو :buğday Geçen gün şöyle güzel bir beyite rastladım (gendum)  گندم غافل عمل مكافات    از جو ز جو برويد گندم از (Ez mukafât-ı amel gâfil meşû/Gendum ez gendum berûyid cû zi cû) گندم

                                                                                     Yani 'İşin karşılığından gafil olma; /Buğdaydan buğday biter, arpadan arpa.'arpa (cû) جوun (erd)   اردhamur (hamîr) خميرçavdar (çavdâr) چاودارdut (tût)  توت

فرنگي çilek (tût ferangî) توتahududu (temişk)  تمشك

توت böğürtlen (şah tût) شاهüzüm (engûr)  انگورekşi (turş) ترشturşu (turşî) ترشي

ترشی زمینی yer elması (sib zemînî turşî) سیبacı (telh) تلخtatlı (şîrîn) شيرينtuzlu (nemkîn) نمكين / (şûr) شورbalık (mâhî) ماهيbuz (yâh) يخbeyaz (sefîd) سفیدilkbahar (behâr) بهارyaz (tâbestân) تابستانsonbahar (pâyîz)  پاييزkış (zemestân) زمستانsoğan (piyâz)  پيازsarımsak (sîr)  سير

فرنگي pırasa (tere ferangî) ترهtohum, yumurta (tohm) تخم

مرغ tavuk yumurtası (tohm-i murg) تخمakşam yemeği (şâm) شامmisafir, konuk (mihmân) مهمانyüksek, yüce, büyük; uzun boylu (bulend)    بلندkışla (serbâzhâne) سربازخانهadalet (dâd) دادadil (dâdger) دادگر çerçeve Kelime çâr (dört; biraz farkli telaffuzla) ve çûb (çubuk, değnek) (çârçûb) چارچوبkelimelerinin birleşmesinden oluşmuştur.

بر                                                                                   كن پرت سنگي و غزة براي بريز اشك دوست، اىاسرائیل

                                                     (Ey dûst, eşk berîz bera-yi Ğazze ve sengî pert kon ber İsrâîl)

                                                         Ey dost, Gazze için gözyaşı dök ve İsrail'e bir taş at!

 ************************************** حافظ *******(Hoda Hafız) خدا

Page 23: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

Ynt: بياموزيم Farsça Öğrenelim فارسى« Yanıtla #16 : Ocak 31, 2009, 07:45:20 ÖS » Alıntı

يازدهم (Ders-i Yâzdehom) درس

Onbirinci Ders

***Dil Bilgisi***

* Fiil

**Farsça’da fiiller sonu دن (-den) ile biten ve sonu تن (-ten) ile biten iki tür masdardan birine sahiptir. Örneğin ديدن (dî-den) gör-mek  ve رفتن  (ref-ten) gitmek gibi. **Bütün fiil çekimleri masdarlardan elde edilen iki kök esas alınarak yapılır:

1) Geçmiş zaman gövdesi (mâzî kökü)

2) Geniş zaman gövdesi (hal kökü)

**Geçmiş zaman gövdesi, masdarın sonundaki ن (nun) harfinin atılması ile elde edilir. Elde edilen bu kök, aynı zamanda o fiilinin –di’li geçmiş zamanının üçüncü tekil şahsıdır. Örneğin .oldu... (bûd) بود < olmak...- *(bûden) بودن gitti ve (reft) رفت< gitmek (reften) رفتن

**Geniş zaman gövdesinin bulunması kurallara tabii olup bu kuralların da pek çok istisnaları mevcuttur. Fiillerin geniş zaman gövdeleri aynı zamanda o fiillerin emir kipinin ikinci tekil şahıslarıdır. Örneğin ديدن (dîden) görmek بين (bîn) gör

** Geniş zaman gövdesi, pek çok fiil zaman ve kiplerinin oluşturulmasında kullanıldığı gibi isim, sıfat ya da zarf yapımında da kullanılır.

** Fiil masdarının sonuna 'liyâkat yâ'sı getirilerek sıfat-fiil/ortaç oluşturulur. Örneğin ديدن Dîden>Dîdenî : görülmeye değer, görülecek ديدنی

**Bir fiilin geçmiş zaman gövdesinin sonuna  ه (hâ) harfinin getirilmesi ile ism-i mef’ûl dediğimiz nesne konumundaki isim elde edilir.

ديده ديد رفته ,Dîden>Dîd>Dîde = görülmüş ديدن رفت Reften>Reft>Refte = gitmiş رفتنgibi.

**Bir fiilin geniş zaman gövdesinin sonuna  ه اند آن، ,ekleri getirilerek sıfat (â, ân, ende)  آ،ulaç ve özne rolünde olan isim elde edilir.

Örnekler:

  بينا بين Reften>Rev>Revâ : giden  (Sıfat)   روا  .......... Dîden>Bîn>Bînâ: gören, görücü ديدن Reften>Rev>Revân : giden, giderek روان  ..........     Dîden>Bîn>Bînân: gören, görerek  بينان (Zarf-fiil/ulaç) Reften>Rev>Revende : giden (Özne  رونده ....................    Dîden>Bîn>Bînende: gören  بينده  

Page 24: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

rolünde isim)

** Bir fiilin geniş zaman gövdesinin sonuna  ش (-iş), geçmiş zaman gövdesinin sonunaekleri getirilmek suretiyle yeni isim türetmek mümkündür. Örneğin (âr) آر

  گويش گو Goften>Gû>Gûyiş : söyleyiş; ağız; lehce  گفتن  گفتار گفت Goften>Goft>Goftâr : söz; söyleyiş; bahis, bölüm  گفتن

**Farsça’da yapıları bakımından beş çeşit fiil vardır:

1.Sade fiil: رفتن reften- gitmek2.Önekli fiil: گشتن bergeşten - geri dönmek بر3.Birleşik fiil: افتادن râh uftâden- yola koyulmak راه4.Dönüşlü fiil: آمدن کسی hoş-i kesî âmeden- hoşlanmak خوش5.Deyim fiil: آمد پايين شيطان خر ez her-i şeytân pâyîn âmeden- inadı bırakmak از ***Kelime Hazinesi

öğretme, ta'lim (amûzeş)   اموزشyetiştirme, eğitme, terbiye (pervereş)  پرورش

پرورش و ta'lim ve terbiye (amûzeş u pervereş) اموزشokul (eğitim yapılan yer) (amûzeşgâh)  اموزشگاه

س sınıf (kilâs)  كالborç (vâm)      وامdürüst (rastkâr) راستكارdürüstlük (rastkârî) راستكاري yeni doğmuş (nevzâd)   نوزادköy (deh)       ده .sarı Zerde tatlısı *   var, bilirsiniz. Bir kere yemek nasip oldu bana (zerd)    زرد.de erik demektir (gevce) گوجه  erik (âlu)      الو

زرد sarı erik (âlu zerd)  آلو.kayısı Anadolu'da hâlâ bu çok yakın olarak zerdali denir kayısı için (zerdâlu)  زردالو.da denir (hulu) هلو şeftali Aynı zamanda (şeftâlu)  شفتالو Trabzon hurması/Japon hurması. Açıkçası ben yaş hurma, domates hurması (hurmâlu) خرمالوdiye biliyordum bu meyveyi. bayrak (perçem)   پرچم yay 'Kaşları keman, gözleri yaman' diye geçer  bir türküde (kemân)   كمان.kelimeleri de ok anlamındadır (hadeng) خدنگ ve (tîr) تير ok (peykân)   پيكان !kaş İngilizcesi 'eyebrow'dur. Birbirine yakın telaffuzlara dikkat (ebrû)   ابرو kelimesinin çoğuludur. Fuzûli, meşhur su (müje- kirpik مژه) kirpikler (müjgân) مژگانkasidesinde şöyle der: 'Arızun yadıyla nemnâk olsa müjgânum n'ola/ Zayi olmaz gül temennâsıyla virmek hâra su'*  bulut (ebr)     ابرbulutlu (ebrî)  ابريyüzsuyu*, şeref, onur, saygınlık (âbrû)   ابروkartal (ugâb) عقاب

لك *leylek (leklek) لكserçe (güncişk) گنجشگ.topal, aksak Timur'a topal oluşuna atfen Timurleng (Aksak Timur) denilmiştir (leng) لنگtitreyen, titrek (lerzân) لرزان

Page 25: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

* Yardımcı fiildir.* Tarifini öğrenmek için tıklayınız: http://www.bigglook.com/biggmenu/tarifler/tatlipasta/zerde.asp*Anlamı: Yanağını hatırladıkça kirpiklerim ıslansa bundan ne çıkar. Bunda şaşılacak bir şey yoktur. Zira gül elde etmek için dikene su vermek boşa gitmez.Bkz. http://ismailkorpe.wordpress.com/2006/11/25/kaside-der-nat-i-hazret-i-nebevi-su-kasidesi-aciklamali/* Yüzsuyu :Bir kimsenin onuru, haysiyeti. Yüzsuyu dökmek: onurunu sarsacak kadar çok yalvarmak  Örnek: "Hâlbuki Emin Efendi, feleğin çemberlerinden geçerek, kâh kuvvetlerin önünde diz çöküp yüzsuyu dökerek, kâh zayıflara çelme vurup tuzak kurarak bu mertebeye ulaşmış."- Y. K. Karaosmanoğlu.

Ynt: بياموزيم Farsça Öğrenelim فارسى« Yanıtla #17 : Nisan 03, 2009, 09:31:10 ÖÖ » Alıntı

دوازدهم (Ders-i Devâzdehom) درس

Onikinci Ders

***Dil Bilgisi***

* Fiil Çekimi

Farsça'da fiillerin çekiminde şu iki tür gövdeden birisi kullanılır: Geçmiş zaman gövdesi ve Geniş zaman gövdesi.

**Geçmiş zaman gövdesi esas alınarak çekilen fiillerde sırasıyla şu ekler kullanılır:

Birinci tekil şahıs:  م   (em) -im                                                                             İkinci tekil şahıs: ی   (î) -inÜçüncü tekil şahıs: - (Geçmiş zaman gövdesi aynı zamanda üçüncü tekil şahsa ait fiildir.)Birinci çoğul şahıs: يم   (îm) -ikİkinci çoğul şahıs: يد  (îd) -nizÜçüncü çoğul şahıs: ند  (end) -ler

Örnekler: Buna göre بودن  (bûden- ...olmak) yardımcı fiilinin بود  (bûd) geçmiş zaman gövdesi üzerinden çekimi şöyledir:  

oldum... (bûdem) بودم  oldun... (bûdî) بودى oldu... (bûd)  بودolduk... (bûdîm) بوديمoldunuz... (bûdîd) بوديد  oldular... (bûdend) بودند

geçmiş zaman gövdesi üzerinden çekimi de şöyle (reft) رفت fiilinin (reften- gitmek) رفتنolur:

Page 26: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

 gittim (reftem) رفتم gittin (reftî) رفتىgitti (reft) رفتgittik (reftîm) رفتيم  gittiniz (reftîd) رفتيدgittiler (reftend) رفتند

**Geniş zaman gövdesi esas alınarak çekilen fiillerde de aynı ekler uygulanır. Ancak, üçüncü tekil şahıs geniş zaman gövdesinin sonuna د  (ed) eki getirilir.

Birinci tekil şahıs:  م   (em) -im                                                                             İkinci tekil şahıs: ی   (î) -sinÜçüncü tekil şahıs: د  (ed) - Birinci çoğul şahıs: يم   (îm) -izİkinci çoğul şahıs: يد  (îd) -sinizÜçüncü çoğul şahıs: ند  (end) -ler

Örnekler*:

Buna göre بودن  (bûden- ...olmak) yardımcı fiilinin باش (bâş) geçmiş zaman gövdesi* üzerinden çekimi şöyledir: olurum... (bâşem) باشمolursun... (bâşî) باشىolur... (bâşed) باشدoluruz... (bâşîm) باشيمolursunuz... (bâşîd) باشيدolurlar... (bâşend) باشند

   :geniş zaman gövdesi üzerinden çekimi de şöyle olur (rev) رو fiilinin (reften- gitmek) رفتن

                                                  giderim (revem) رومgidersin (revî) رویgider (reved) رودgideriz (revîm) رويمgidersiniz (revîd) رويدgiderler (revend) روند                                                                                               

***Kelime Hazinesi***

köprü (pul) پلeldiven (destkeş) دستكشmerdiven (nerdbân) نردبان     :güçlü, kudretli  Firdevsî'nin şu beyiti ne güzeldir (tevânâ) توانا

بود     دانا هركه بود (.Tevânâ buved her ki dânâ buved- Güçlü olur her kim bilgili ise)   توانابود     برنا پير دل دانش (.Zi dâniş dil-i pîr bernâ buved- Bilgiyle ihtiyarın gönlü gençleşir)  ز

Page 27: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

güç, kudret (tevânâî) تواناءي alçak, adi; aciz           'zebunu olmak' : birini çok sevmek, ona aşırı düşkün (zebûn) زبونolmak.*maymun (meymûn) ميمون ,(bûzîne) بوزينهdomuz (hûk) خوك

خوك domuz eti (gûşt-i hûk) گوشتput (büt) بت

پرست puta tapan, putperest (büt-perest) بت Müslüman  'Bize mülhid diyenin kendüde iman olsa/Dahl eden dinimize (Muselmân) مسلمانbari müselman olsa'  diye Mehmet Bahayî Efendi'nin bir şiirinde geçer.*Yahudi (Cehûd) جهودHıristiyan (Mesîhî) مسيحي                                   terazi (terâzû) ترازوturuncu (nârencî) نارنجیyeşil (sebz) سبزsebze; yeşillik dediğimiz sebzeler (sebzî) سبزیmeyve (mîyve) میوهmarul (kâhû)  کاهوtere (tertîzek) ترتیزکmaydanoz (ca'ferî) جعفریmantar (gârç) قارچıspanak (isfinâc) اسفناج korku Korkmak, ürkmek anlamında kullanılan 'tırsmak' fiilinin bu kelimeden (ters) ترسtüretilmiş olması muhtemel gözüküyor. korkan, korku dolu (tersân) ترسانkorkak, ödlek, yüreksiz (terkibin anlamı 'keçi yürekli') (büzdil)  بزدلyiğit (terkibin anlamı 'arslan yürekli') (şîrdil) شيردل

باك korkusuz (bî-bâk) بيkorkunç, dehşet verici (tersnâk) ترسناكuysal, koşulsuz anlaşmaya hazır; memnun, hoşnut (hoşnûd) خشنود

* Geniş zaman gövdesiyle sadece -burada örnek olarak verilen- geniş zamanın değil başka zamanların da çekimi yapılır.* Bu fiilin بو (bû) şeklinde diğer bir geniş zaman gövdesi de vardır. Ama  بو (bû) gövdesinin daha çok üçüncü şahısları (tekil ve çoğul); yani بود (buved- ...olur) ve  بوند (buvend- ...olurlar)kullanılır. (M.Nazif Şahinoğlu, Farsça Grameri, s.203)

Ynt: بياموزيم Farsça Öğrenelim فارسى« Yanıtla #18 : Nisan 21, 2009, 02:00:48 ÖS » Alıntı

سيزدهم (Ders-i Sîzdehom) درس

Onüçüncü Ders

***Dil Bilgisi***

* Ek fiil

* Farsça'da ek fiil iki şekilde karşımıza çıkar.

Page 28: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

** Ya aşağıdaki eklerin ismin sonuna eklenmesiyle...:

Birinci tekil şahıs:  ام (em) –im İkinci tekil şahıs:  ای (î) –sin Üçüncü tekil şahıs: است (est) –dir Birinci çoğul şahıs: ايم (îm) –iz İkinci çoğul şahıs: ايد (îd) –siniz Üçüncü çoğul şahıs: اند (end) –lerdir

Örneğin:  آموزگار (âmûzgâr, öğretmen) isminin çekimini yapalım.

öğretmenim (âmûzgârem)    آموزگارمöğretmensin (âmûzgârî)   آموزگادیöğretmendir (âmûzgârest)  آموزگارستöğretmeniz (âmûzgârîm)  آموزگاريمöğretmensiniz (âmûzgârîd)  آموزگاريدöğretmendirler (âmûzgârend)   آموزگارند

*Eğer bu ekler okunmayan (sessiz) ه (hâ) ile biten kelimelere bitişecek olursa ا (elif) ekin önünde yazılır. Örnek: ام bir çocuğum (Ben) (beççe em) بجه*Diğer bütün hallerde bu ا (elif) in yazımı terkedilir. مرديد (merdîd) (Sen) bir adamsın.

**  Ya da kendinden önceki kelimeye bitişmeyen هستن (hesten) fiiliyle…:

Birinci tekil şahıs: هستم (hestem) –im İkinci tekil şahıs:  هستی (hestî) –sin Üçüncü tekil şahıs: هست (hest) –dir Birinci çoğul şahıs: هستيم (hestîm) –iz İkinci çoğul şahıs: هستيد (hestîd) –siniz Üçüncü çoğul şahıs: هستند (hestend) –lerdir

*Bu fiil هستن (hesten) aynı zamanda bir yerde 'var olmak, bulunmak' anlamında da kullanılır.  Mesela: هستند اينجا من مادر و Babam ve (Peder u mâder-i men încâ hestend) پدرannem buradadır(lar). *Bu anlamda بودن (bûden-olmak) yardımcı fiili de kullanılabilir. Örnekler آنجا شما برادرانبودم .Erkek kardeşlerin oradaydı(lar) (Berâderân-i şomâ âncâ bûdend) بودند Menzil) منزلbûdem) Evdeydim. Bu örnekte görüldüğü üzere منزل (ev) kelimesi evde olmayı ifade eden cümlede kullanıldığında çoğunlukla edat kullanılmaz.*

*Akılsız ve cansız varlıkların çoğul isimlerinden sonra ek fiilin tekil üçüncü şahıs eki kullanılır. Örnekler: كجاست قلم و Tükenmez kalem ve kurşun kalem (Midâd ve galem kocâst) مدادnerede(dir)? , آنجاست .Kitaplar burada (dır) (Kitâbhâ âncâst) كتابها*Varlıkların tabi tutulduğu böyle bir ayrıma Modern Farsça'da Klasik Farsça'dan daha az  özen gösterilir Kısaca günümüzde bu kurala pek dikkat edilmez.

(hesten) هستن  eklerinin yerine (îd) ايد ve (îm) ايم ,(î) ای ile biten bir isimden sonra  ى* fiilinin ilgili şahıs çekimleri tercih edilir. Örneğin هستيد bir (Sen) (Îrânî hestîd) ايرانىİranlı'sın.

Page 29: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

.kullanılır (est- است) fiilinin ek fiil olarak sadece üçüncü tekil şahsı (esten) استن *

***Ek Fiilin Olumsuz ve Soru Şekli

*Olumsuz ek fiil için iki tür kalıp geçerlidir:                                         I                         IIBirinci tekil şahıs:         نيم(neyem)              نيستم  (nistem)      değilim                İkinci tekil şahıs:         نهء (nei)                  نيستى  (nistî)          değilsin Üçüncü tekil şahıs:     نيست(nist)                 نيست   (nist)         değil(dir) Birinci çoğul şahıs:      نئيم  (neîm)              نيستيم   (nistîm)      değiliz İkinci çoğul şahıs:       نئيد(neîd)                 نيستيد   (nistîd)      değilsiniz Üçüncü çoğul şahıs:    نيند (neyend)          نيستند   (nistend)    değildir(ler)

I. gruptakilerden üçüncü tekil şahıs dışındakilerin kullanımı seyrektir.

* Ek fiilin başına   كه (ki) ya da كى (kî) getirilerek ek fiilin soru şekli elde edilir:

Birinci tekil şahıs:  كيستم (kistem) (Ben) Kimim?İkinci tekil şahıs:  كيستى (kistî) (Sen) Kimsin? Üçüncü tekil şahıs: كيست (kist) (O) Kim(dir)? Birinci çoğul şahıs: كيستيم (kistîm) (Biz) Kimiz? İkinci çoğul şahıs: كيستيد  (kistîd) (Siz) Kimsiniz? Üçüncü çoğul şahıs: كيستند (kistend) (Onlar) Kimler(dir)?                                                                                              ***Kelime Hazinesi***

شكر ، (şeker) şekerışın (pertev) پرتوrenkli (rengîn) رنگينrenkli, renk renk (rengâreng) رنگارنگ

كمان 'gökkuşağı Terkip sade kelime anlamıyla 'renkli kavis/yay (rengîn kemân) رنگينdemektir. genç (bernâ)  برناyakıcı, yanıcı (sûzân) سوزانbayan, hanım, hanımefendi (bânû)  بانوuzun (derâz) درازince (nâzuk) نازكbakım, ilgilenme (tîmâr) تيمارakıl hastanesi (tîmâristân) تيمارستان karanlık (sıfat) (târîk) تاريكsıvı yağ (rugan) روغنsıkıntı, zahmet, ıstırap (renc)  رنجperişan, acı çeken; hasta (rancûr) رنجورyüzyıl (sadsâl) صدسالbamya (bâmiye) بامیهnohut (nohûd)  نخود mercimek (ades) عدسsusam (kunced)  کنجدhardal (hardel) خردل

Page 30: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

nane ('ne'nâ) نعناعkekik (evîşen) اويشن

* İngilizce'de de benzer bir şekilde 'at' edatı (preposition) getirilmeksizin 'I was home'./'I am home'. (Evdeydim./Evdeyim.) denilebilir.

Ynt: بياموزيم Farsça Öğrenelim فارسى« Yanıtla #22 : Mayıs 18, 2009, 07:09:16 ÖS » Alıntı

چهاردهم (Ders-i Çehârdehom) درس

Ondördüncü Ders

***Dil Bilgisi***

* Zamanlar

*Geçmiş Zaman

Değişik isimler altında çeşitli mazi (geçmiş zaman) mevcut ise de, genel olarak Farsça'da iki tip geçmiş zaman vardır: Mazi-yi Mutlak ve Mazi-yi Naklî

**Mazi-yi Mutlak (Mutlak Geçmiş Zaman)

Türkçe'deki -di'li geçmiş zamanın karşılığı olan zaman sigasıdır.

Mazi-yi Mutlak, önceden de bahsi geçtiği üzere, fiilin geçmiş zaman gövdesinin (yani fiilin sonundaki  ن atılarak elde edilen kökün) sonuna aşağıdaki ilgili ekin eklenmesi ile oluşturulur:

Birinci tekil şahıs:  م   (em) -im                                                                             İkinci tekil şahıs: ی   (î) -inÜçüncü tekil şahıs: - (Geçmiş zaman gövdesi aynı zamanda üçüncü tekil şahsa ait fiildir.)Birinci çoğul şahıs: يم   (îm) -ikİkinci çoğul şahıs: يد  (îd) -nizÜçüncü çoğul şahıs: ند  (end) -ler

Örneğin bir basit fiil olan ديدن (dîden- görmek) in bu sigada çekimi şöyledir:

gördüm    (dîdem)  ديدم gördün    (dîdî) ديدی gördü    (dîd)  ديد gördük    (dîdîm) ديديم gördünüz    (dîdîd) ديديد gördüler    (dîdend) ديدند 

Örnekli, birleşik ve deyim fiillerde asıl fiilin önünde bulunan kelimeler hiçbir değişikliğe uğramaz.

Page 31: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

Mesela bir önekli fiil olan برخوردن (ber horden- rastlamak)' in çekimi şöyledir:

rastladım (ber hordem) برخوردم rastladın (ber hordî) برخوردی rastladı (ber hord) برخورد rastladık (ber hordîm) برخورديمrastladınız (ber hordîd) برخورديدrastladılar (ber hordend) برخوردند

Olumsuzluk bildiren  ن (ne) eki fiil kökünün başına gelir.

Örnekler:

:fiilinin bu sigadaki olumsuz çekimi şöyledir (hânden- okumak) خواندن

okumadım (nehândem) نخواندمokumadın (nehândî) نخواندىokumadı (nehând) نخواندokumadık (nehândîm) نخوانديمokumadınız (nehândîd) نخوانديدokumadılar (nehândend) نخواندند

کردن :birleşik fiilinin olumsuz çekimi (suâl kerden- suâl eylemek/soru sormak) سؤال

نکردم soru somadım (suâl nekerdem) سؤالنکردى soru sormadın (suâl nekerdî) سؤال

نکرد soru sormadı (suâl nekerd)  سؤالنکرديم soru sormadık (suâl nekerdîm) سؤالنکرديد  سؤال (suâl nekerdîd) soru sormadınız

نکردند soru sormadılar (suâl nekerdend) سؤال

Bu siga, şu anlamları ifade etmek için kullanılır (Klasik ifadeyle bu siganın 'ma'nen binası' şöyledir): *

1- Bir işin geçmişte bir defada ve kesin olarak vuku bulduğunu ve tamamlandığını ifade eder.

Örneğin: رفت دانشكده به ديروز Hasen dîrûz be dânişkede reft- Hasan dün fakülteye) حسنgitti.)گفت                و شد وارد نوكر شد باز ,Der bâz şud, nûker vârid şud ve goft- Kapı açıldı) درhizmetçi içeri girdi ve dedi (ki)...)

2- Bazen bu siga şimdiki zamanı ifade edebilir.

a) Hasretle beklenen davetliler aniden gözüktüğünde آمدند  (âmedend- geldiler) fiilinin geliyorlar yerine kullanıldığı gibi.

b) Kapı devamlı çalındığında açmaya giden kişinin kullandığı آمدم (âmedem- geldim) kelimesi de aslında (geliyorum) manasındadır.

c) Biraz uğraştan sonra lambayı yakabilen kişi   شد derken (rûşen şud- yandı)    روشن

Page 32: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

lambanın yanmakta olduğunu ifade etmektedir aslında.

d) Bir sohbet meclisinde çokça oturduktan sonra kalkıp gitmek isteyen kişi رفتم Men) منreftem- Ben gittim.) dediğinde de (gidiyorum) demeyi kastedmiştir.

3- Gelecekte gerçekleşeceği kesin olan işler de bazen bu siga ile ifade edilir.

Örnekler: رفتم من (.Goftem men reftem- Gideceğimi söyledim) گفتم  ديد جزايش كرد را كار اين Eger în kâr râ kerd cezâyiş dîd- Eğer bu işi yaptıysa cezasını) اگرgörecek/çekecek.) Bu örnekte görüldüğü üzere şartlı birleşik cümlenin cevabında geçen mazi-yi mutlak gelecek zaman anlamı taşır.

4- Ayrıca az da olsa geçmişte devamlılık bildiren bir işi ifade etmek için kullanılır.

Örnek:  آمد درس سر مرتبا روز هر ديگر روزى آن سرزنش از Pes ez serzeniş-i ân rûzi) پسdiger her rûz muretteben ser-i ders âmed- O günkü azarlamadan sonra, artık düzenli olarak dersin başında geldi.)                                                                                             ***Kelime Hazinesi***

yalın, basit, sade (sâde)   ساده .giysi Çamaşır kelimesi de bu kelimeden türetilmiş. bkz (câme)  جامهhttp://nisanyansozluk.com/search.asp?w=%E7ama%FE%FDrsüpürge (cârûb) جاروبkalıcı, ebedi, sonsuz (câvid) جاودzırh (cevşen) جوشن orman Yakın bir telaffuza sahip jungle ('cangıl' diye telaffuz edilir) kelimesi (cengel) جنگل İngilizce'de (sık ağaçlı, balta girmemiş) orman anlamındadır. The jungle book (Ormanın kitabı) filmini hatırladık değil mi?tarçın (dârçîn) دارچینkuru üzüm (kişmiş) کشمشceviz (gerdu) گردوçift; karı-koca (cüft) جفت kıpırtı, titreme, titreşim, sallanma, hareket Cümbüş kelimesi, bu kelimenin (cünbiş) جنبشbizdeki hali sopa, odun, tahta (çûb) چوب da 'baykuş' için (cuğd) جغد baykuş  Farsça'da ayrıca aslen Arapça bir kelime olan (bûf) بوفkullanılır. etek  Tiz reftar olanin payine damen dolasir. (Hatemi) (Çabuk/aceleyle (dâmen) دامنgidenin ayağına eteği dolaşır.), 'El benim dâmen senin ey rahmeten li'l-âlemîn./Şöhretim isyân benim sen afv ile meşhûrsun' (Itrî) *yamaç, dağın eteği (dâmene) دامنه

آلوده iffetsiz  ('eteğini kirleten') (dâmen-âlûde) دامنبوس 'etek öpen Bizdeki yaygın kullanımıyla 'el etek öpen (dâmen-bûs) دامن

sahip (dârende) دارندهhastalık (bîmârî) بيماري ilaç (dârû) داروeczane (dârûhâne) داروخانه

Page 33: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

borç (vâm) وامborçlu (vâmdâr) وامدارalacaklı (vâmhâh) وامخواهhayat (zindegî) زندگيkök (bîh) بيخ

* Not: Bu derste ve gerektiğinde ileriki derslerde M.Nazif Şişmanoğlu'nun Farsça Grameri adlı kitabından istifade edilmiştir.* Bu beyitin geçtiği naatı okumak için http://www.yeniumit.com.tr/konular.php?TAB=YZ&sayi_id=20&konu_id=763&yumit=bolum2 linkini tıklayınız.

باد راضى شما از خدا ، گرامي خوانندگان اى

(Ey hânendegân-i gerâmî, Hodâ ez şomâ râzı bâd)

Ey değerli okuyucular, Hüda sizden hoşnut olsun!

Ynt: بياموزيم Farsça Öğrenelim فارسى« Yanıtla #23 : Temmuz 01, 2009, 12:14:48 ÖS » Alıntı

پانزدهم (Ders-i Pânzdehom) درس

Onbeşinci Ders

***Dil Bilgisi***

*Geçmiş Zaman

** Mazi-yi Naklî*

Geçmiş zamanın bu sigası şöyle kurulur: Fiilin önce geçmiş zaman kökü elde edilir ve bu köke sıfat-fiil (ortaç) yapan ه hâ harfi eklenir. Ardından da bu sıfat-fiilin sonuna gerekli olan ek fiil eki getirilmesiyle işlem tamamlanır.

Örneğin رفتن (reften- gitmek) fiilinin geçmiş zaman köküne رفت (reft) ه hâ harfi getirilerek sıfat-fiil olan رفته (refte- gitmiş) elde edilir. ام (refte em- gitmişim) رفته

Örnek çekimler:

ام okudum (okumuş bulunuyorum) (hânde em)  خواندهاى okumuşsun (hânde î) خوانده

است okumuş(tur) (hânde est) خواندهايم    okuduk (okumuş bulunuyoruz) (hânde îm) خواندهايد okumuşsunuz (hânde îd) خواندهاند okumuşlar(dır) (hânde end) خوانده

کردن :fiilinin bu zamandaki çekimini de görelim (Ferâmuş kerden- Unutmak) فراموش

ام کرده Unutmuşum (Ferâmuş kerde em) فراموشاى کرده Unutmuşsun (Ferâmuş kerde î) فراموش

Page 34: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

است کرده Unutmuş(tur) (Ferâmuş kerde est) فراموشايم کرده Unutmuşuz (Ferâmuş kerde îm) فراموشايد کرده Unutmuşsunuz (Ferâmuş kerde îd) فراموشاند کرده Unutmuşlar(dır) (Ferâmuş kerde end) فراموش

* Bazen üçüncü tekil şahsa ait fiilin ikinci parçası olan  است est eki (bizdeki -dır/dir eki gibi) hazfedilebilir. Örnek:  رفته بازار به (Cemşîd be bâzâr refte- Cemşid pazara gitmiş) جمشيد

* Birbirine atfedilen cümlelerde birden fazla bu siga kullanılmışsa fiilin ek fiilden oluşan ikinci parçası sadece genellikle cümlenin sonundaki fiille birlikte kullanılır.  است گشته بر ديروز و راديده مادرش رفته، خود كشور به    حسين(Huseyn be Keşver-i Hod refte, mâdereş ra dîde ve dîrûz ber guzeşte est- Hüseyin (kendi) memleketine gitmiş, annesini görmüş ve dün dönmüştür.)

Bu siganın olumsuzunu yapmak için olumsuz belirten "ne" ن harfi daima sıfat-fiilin başında bulunur. Örnek:

Örneğin خوابیدن (Hâbîden- uyumak) fiilinin bu sigadaki olumsuzunun çekimini yapalım:

ام uyumadım (hâlâ ayaktayım) -(Nehâbîde em) نخوابیدهاى uyumamışsın -(Nehâbîde î) نخوابیده

است uyumamış(tır) -(Nehâbîde est) نخوابیدهايم uyumadık (hâlâ ayaktayız) -(Nehâbîde îm) نخوابیدهايد uyumamışsınız -(Nehâbîde îd) نخوابیدهاند uyumamışlar(dır) -(Nehâbîde end) نخوابیده

  Şimdi de önekli bir fiil olan دریافتن  (der yâften- kavramak, anlamak, farkına varmak, farkında olmak) fiilin bu sigadaki olumsuz çekimine bakalım:

ام anlamamışım/farkında olmamışım -(Der neyâfte em) درنیافتهاى anlamamışsın/farkında olmamışsın -(Der neyâfte î) درنیافته

است anlamamış(tır)/farkında olmamış(tır) -(Der neyâfte est) درنیافتهايم anlamamışız/farkında olmamışız -(Der neyâfte îm) درنیافتهايد uyumamışsınız/farkında olmamışsınız -(Der neyâfte îd) درنیافتهاند uyumamışlar(dır)/farkında olmamışlar(dır) -(Der neyâfte end) درنیافته

Bu siganın ma'nen binasına gelince :

1) Genellikle geçmişte vuku' bulmuş fakat neticesi/etkisi şimdiki zamanda da devam eden bir işi beyan eder. Bu, kendisinde sübût ve devamlılık anlamı bulunan fiiller için söz konusudur.

Örnekler:   است خوابيده (.Beççe hâbîyde est- Çocuk uyumuş. -hâlâ uyumaktadır) بچه

ايد نشسته  (Şomâ nişeste îd- Siz oturmuşsunuz. -hâlâ oturma eylemi sürmektedir) شمااست شده بيمار (Ali bîmâr şude est- Ali hasta olmuş.- hastalık hali devam ediyor) علىاست بسته (Der beste est- Kapı kapanmış. -hâlâ kapalıdır) در

2) رفتن  خواندن آمدن گفتن gibi iş ve hareket bildiren fiillerde işin geçmişte yapıldığını fakat

Page 35: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

hâlâ hatırlandığını ve neticesinin silinmediğini ifade eder.

Örnekler:ام خوانده را كتاب اين Men în kıtab ra hânde em- Ben bu kitabı okumuşum. - yani) من

okumuş bulunuyorum; önceden okumuştum ve onun hakkında bilgim var.)  ام نكرده فراموش را شما (Men şoma ra feramuş nekerde em- Ben sizi unutmamışım) من  بديدن را شما خواهد مى و است آمده - Kesî âmede est ve mî-hâhed şoma ra be-dîden) كسىBiri gelmiş ve sizi görmek istiyor.) 

3) Tamamen geçmişe ait bir işi bildirir.

Örnekler:است فرموده چنان (Hoda çünân fermûde est- Tanrı şöyle buyurmuştur. -buyurdu) خدا

ام   نوشته را (.Nâme ra nivişte em- Mektubu yazdım) نامه

Benzer bir şekilde, Modern Farsça'da da bu siga bazen Mazi-yi Mutlak yerinde kullanılabilmektedir.Örneğin: ای خورده چه ناهار (?İmrûz nâhâr çe hûrde î- Bugün öğle yemeğinde ne yedin)امروز

4) Bazen de Türkçe'de olduğu gibi bizzat şahidi bulunmadığımız bir işi/olayı nakletmek için kullanılır.

Örnekler: است خورده (.Hasen hûrde est- Hasan yemiş)حسناست نگشته بر هنوز (.Celal henûz ber ne-guşte est- Celal henüz dönmemiş) جالل

                                                                                             ***Kelime Hazinesi***

oruç (rûze) روزهگرفتن oruç tutmak (rûze giriften) روزه

kelime (vâje) واژهterminoloji, kelime hazinesi (kelimeler) (vâjegân) واژگانsözlük; kültür (ferheng) فرهنگ

زبان dil bilgisi (dustûr-i zebân) دستور kırık, kırılmış  Tevfik Fikret'in Rübab-ı Şikeste (Kırık Saz) adlı eserini (şikeste) شكستهhatırladınız mı?dul (bîve) بيوهpirinç (birinc) برنج.terzi Arapça'dan ödünç alınmış bir kelime (hayyat)خياطhırsız (duzd) دزدyalan (durûğ)دروغyalancı (durûğ-gû) دروغگوzeki, kurnaz, açıkgöz (zeyrek) زيركkoku (bû) بوkapı (der)درkapıcı (derbân) دربان

اي kahverengi (gahveî) قهوهdoğu (hâver) خاور

Page 36: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

doğulu, doğuya ait/özgü (hâverî) خاوريbatı (bâhter) باخترgüney (cenûb) جنوبkuzey (şimâl) شمال

گر göçebe (kûç-ger) كوچçadır (çâder) چادرspor (verzeş) ورزشtâcir (bâzergân)بازرگانticaret (bâzergânî) بازرگانيdemir (âhen) اهن bakır (mis) مسdemirci (âhenger) اهنگرbakırcı (misger) مسگرçelik (fûlâd) فوالدçinko (rûyi) روي

***Hikmet Damlaları*** (*)

شود -1 دريا وانگهی گردد جمع قطره قطره

(Katre katre cem' gerded vângehî deryâ şod)

Damla damla birikir, o zaman derya olur.

طوفانست -2 شبنمى مور خانهء در

(Der hâne-i mûr şebnemî tûfânest.)

Bir çiy (damlası), karıncanın evinde tufandır.

پيداست -3 بهارش از نيكوست كه سالى

(Sâlî ki nîkûst ez bihâreş peydâst.)

Bir yıl ki güzeldir; (bu) onun baharından bellidir.)

* Bu siganın bazı kullanımları  Türkçe'deki rivayet geçmiş zamanına denk düşmektedir. Ancak yine de dilimizde tam anlamıyla bir karşılığı yoktur. Diğer yönden bu siga İngilizce'deki geçmişte başlayıp devam eden veya geçmişte başlayıp etkisi hâlâ süren bir eylemi ifade için kullanılması bakımından da İngilizce'deki 'Present Perfect Tense'le (Örneğin 'I have read the book') örtüşmektedir. Bu sebepten dolayı bu siganın anlatımında fiillerin anlamını verirken kullanılan -mış/miş/muş/müş ekleri ile rivayet anlamından başka geçmişte olan ve şu anda devam eden ya da etkisi süren bir eylem için de kullanılabileceği hususuna dikkat edilmelidir.

Ynt: بياموزيم Farsça Öğrenelim فارسى« Yanıtla #24 : Ağustos 01, 2009, 04:21:18 ÖS » Alıntı

Page 37: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

شانزدهم (Ders-i Şânzdehom) درس

Onaltıncı Ders

***Dil Bilgisi***

*Geniş Zaman

Fiilin geniş zaman gövdesinin sonuna şahıs çekim ekleri ( م, , , , , ی د يم يد ,em, î, ed, îm, îd -ندend) getirilerek elde edilen bu zaman Klasik Farsça’da yaygın olarak kullanılır. Modern Farsça’da sadece şiirde kullanım alanı bulur. Günümüz Farsçasında ise bu zamanı ifade etmek için şimdiki zaman sigası kullanılır.

Örnek: ديدن (dîden- görmek) fiilinin geniş zaman kökü بين (bîn) dir ve buna göre bu fiilin çekimi şöyle olur:

görürüm (bînem) بينم  görürsün (bînî) بينیبيند görür (bîned) بيند قدر رود جا هنرمندهر آموزچه Hüner âmuz çi hünermend her câ) هنرreved gadr bîned- Sanat öğren, zira sanatkâr gittiği her yerde takdir görür.) görürüz (bînîm) بينيم görürsünüz (bînîd) بينيد görürler (bînend) بينند

Bu siganın olumsuz çekimi, olumsuzluk bildiren  ن (ne) harfinin olumlu fiilinin başına ekleyerek elde edilir.

Örneğin geniş zaman kökü دان (dân) olan  دانستن (dânisten- bilmek) fiilinin bu sigadaki olumsuz çekimini yapalım:

bilmem (nedânem) ندانمbilmezsin (nedânî) ندانىbilmez (nedâned) نداندbilmeyiz (nedânîm) ندانيمbilmezsiniz (nedânîd) ندانيدbilmezler (nedânend) ندانند

* Şimdiki Zaman

Şimdiki zaman, çekilmesi gereken fiilin geniş zaman gövdesinin başına  مى (mî)* ve sonuna şahıs çekim ekleri getirilerek elde edilir. Olumsuzluk eki olan ن (ne) daima (mî) 'nin başında bulunur. Yukarıda işaret edildiği üzere şimdiki zaman günümüzde geniş zaman işlevi görür.

Örnek: Geniş zaman gövdesi رو (rev) olan رفتن (reften- gitmek) fiilinin şimdiki zamanda çekimini görelim:                                           

روم gidiyorum/giderim (mî revem) میروی gidiyorsun/gidersin (mî revî) می

رود gidiyor/gider (mî reved) می

Page 38: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

رويم gidiyoruz/gideriz (mî revîm) میرويد gidiyorsunuz/gidersiniz (mî revîd) میروند gidiyorlar/giderler (mî revend) می

                                                                        Şimdiki zamanın olumsuzuna örnek olarak da خواندن (hânden- okumak) fiilini çekelim

خوانم okumuyorum (nemî hânem)نمىخوانی okumuyorsun (nemî hânî) نمى

خواند okumuyor (nemî hâned) نمىخوانيم okumuyoruz (nemî hânîm) نمىخوانيد okumuyorsunuz (nemî hânîd) نمىخوانند okumuyorlar (nemî hânend) نمى

Şimdiki zamanın ma'nen binasından (anlam çerçevesinden) bahsedecek olursak, şunları söylemeliyiz:

1) O an için yapılmakta olan eylemi ifade etmek için:

Örnek: خوانم مى روزنامه ام Neşiste em rûznâme mî hânem- Oturmuş(um), gazete) نشستهokuyorum.)

2) Alışkanlık/hobi olan, günlük ya da genellikle yapılan bir fiili ifade etmek için:

رود مى كتابخانه به روز Her rûz be kitâbhâne mî reved- Her gün kütüphaneye gider)هر(gidiyor).)

3) Genel kaide veya gerçek olan bir hususu söylerken:

خورد نمى كارى باشدبه دقت بى اگر خواندن Kitâb hânden eger bî-diggat bâşed be kârî) كتابnemî hûred- Kitap okumak eğer dikkatsiz bir şekilde olursa bir işe yaramaz.)

  گردد مى خورشيد گرد به Zemîn be gird-i Hûrşîd mî girded- Yer (Dünya), Güneş'in) زمينçevresinde dönüyor.)

4) Anlamdan anlaşıldığı takdirde, yani bir karîne olunca gelecek zaman anlamında kullanılır:                                                                     

روى مى كجا به (?Tabistân be kocâ mî revî- (Bu) yaz nereye gidiyorsun (gideceksin)) تابستان

  روم مى تهران به تعطيل مدت Der muddet-i ta'tîl be Tehrân mî revem- Tatil sürecinde) درTahran'a gideceğim.)

  روم مى (.Ferdâ mî revem- Yarın gidiyorum) فردا

                    ***Kelime Hazinesi***

eşik, giriş (dergâh) درگاهsığınma, koruma (penâh) پناهfayda (sûd) سودyararlı (sûdmend) سودمند

Page 39: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

iç, içeri (derûn) درونdış, dışarı (bîrûn) بيرونiletişim (ilim dalı) (irtibâtât) ارتباطاتgazetecilik (haber nigârî) خبرنگاریruh, can (revân) روان

شناسی psikoloji (ilim dalı) (revân şinâsî) روانشناسي 'kadir bilmek, minnettar olmak Yalın olarak 'tuz tanırlık (nemek şinâsî) نمك

(Osmanlıca söylersek 'nemek-şinas' olmak) demektir.Bizdeki 'ekmek tuz hakkı' deyimini çağrıştırıyor.*bakma, bakış (nigâh) نگاهufak, küçük; aciz, zayıf (kem) كمdaha küçük, daha zayıf (kemter) كمترل ,(geng) گنگ dilsiz, konuşamayan (lâl) الsağır (ker) كرkör, a'mâ (kûr) كورyoğurt (mâst) ماستdondurma (bestenî) بستنیkaymak (serşîr) سرشیرtereyağı (keri) کره kertenkele (mârmûlek) مارمولك kurbağa (gurbaga) قورباغه

پشت ك kaplumbağa (lâk puşt) الtebessüm (lebhand) لبخند

***Hikmet Damlaları***

1-    شور گل از نزايد شيرين آب

(Âb-ı şîrîn ne-zâyed ez gil-i şor.)

Tatlı su, tuzlu topraktan kaynamaz/çıkmaz.

عصا -2 سيصد از بهتر بينا   چشم

(Çeşm-i bîna bihter ez sî-sad asa.)

Gören göz üç yüz asadan daha iyidir/yeğdir.

است  -3 گرسنه هميشه دزد

(Dozd hemîşe gorosne est.)

Hırsız, her zaman açtır.

*****روم fiile ayrı ya da bitişik yazılabilir. Mesela (mî) مى * .gibi میروم veya می* Atasözleri ve deyimlerle ilgili bir makale okumak isterseniz, web.firat.edu.tr/ilahiyat/DergiYazilari/10-2_2005/03MehmetULUCAN.pdf 'i kopyalayıp adres çubuğuna yapıştırarak indirebilirsiniz.

Page 40: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

Ynt: بياموزيم Farsça Öğrenelim فارسى« Yanıtla #25 : Eylül 19, 2009, 03:37:01 ÖS » Alıntı

هفدهم (Ders-i Hifdehom) درس

Onyedinci Ders

***Dil Bilgisi***

*Gelecek Zaman

Bir fiilin geçmiş zaman gövdesinin başına, bu zamanın çekiminde yardımcı fiil olarak kullanılan خواستن (hâsten-istemek) fiilinin geniş zamanının getirilmesiyle elde edilir. Bu zamanda yardımcı fiil konumundaki خواستن fiilinin geniş zamanda ilgili şahsa göre çekimi yapılır. Ancak asıl fiil değişikliğe uğramadan sadece geçmiş zaman gövdesi ile kalır.

Kısaca gelecek zaman çekimi خواستن fiilinin geniş zaman gövdesi خواه (hâh) şahıslara göre çekimi ve asıl fiilin geçmiş zaman gövdesinin tekrarıyla elde edilir.

Örnek çekimler:

Sade fiil:  رفتن  (reften- gitmek) fiilinin geçmiş zaman gövdesi, daha önce de geçtiği üzere, .tir (reft) رفت

رفت (hâhem reft- gideceğim)  خواهمرفت (hâhî reft- gideceksin)  خواهیرفت (hâhed reft- gidecek) خواهدرفت (hâhîm reft- gideceğiz)  خواهيمرفت (hâhîd reft- gideceksiniz)  خواهيدرفت (hâhend reft- gidecekler)  خواهند

Önekli fiil:  برگشتن (bergeşten- dönmek) fiilinin geçmiş zaman gövdesi de sondaki ن düşürülerek elde edilir. بر ve گشتن in arasına  خواه (hâh) girer ve çekim ona göre yapılır.

گشت خواهم (ber hâhem geşt- döneceğim)  برگشت (ber hâhî geşt- döneceksin)  برخواهیگشت خواهد (ber hâhed geşt- dönecek) برگشت خواهيم (ber hâhîm geşt- döneceğiz) برگشت خواهيد (ber hâhîd geşt- döneceksiniz)  برگشت خواهند (ber hâhend geşt- dönecekler)  بر

Birleşik fiiller de aynen bu usule göre çekilir. Yani kelimelerin arasına yardımcı fiil خواه (hâh) girer ve çekim ona göre yapılır.

Örneğin  کردن :fiilinin çekimi şöyledir (temâşâ kerden- izlemek) تماشا

کرد خواهم (temâşâ hâhem kerd- izleyeceğim) تماشاکرد خواهی (temâşâ hâhî kerd- izleyeceksin) تماشاکرد خواهد (temâşâ hâhed kerd- izleyecek) تماشا

Page 41: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

کرد خواهيم (temâşâ hâhîm kerd- izleyeceğiz) تماشاکرد خواهيد (temâşâ hâhîd kerd- izleyeceksiniz) تماشاکرد خواهند (temâşâ hâhend kerd- izleyecekler) تماشا

Gelecek zamanın olumsuz hali çekilirken yardımcı fiil خواه ( hâh )' in başına olumsuz eki olan .harfi getirilir. Bu kural, her tür fiilin olumsuzu için aynen geçerlidir (ne) ن

Örneğin:

گفت (nehâhem goft- söylemeyeceğim) نخواهمگفت (nehâhî goft- söylemeyeceksin) نخواهیگفت (nehâhed goft- söylemeyecek) نخواهدگفت (nehâhîm goft- söylemeyeceğiz) نخواهيمگفت (nehâhîd goft- söylemeyeceksiniz) نخواهيدگفت (nehâhend goft- söylemeyecekler) نخواهند

كشيدن birleşik fiilinin olumsuz çekimini görelim şimdi (intizar keşîden- beklemek) انتظارde:

كشيد نخواهم (intizar nehâhem keşîd- beklemeyeceğim) انتظاركشيد نخواهی (intizar nehâhî keşîd- beklemeyeceksin) انتظاركشيد نخواهد (intizar nehâhed keşîd- beklemeyecek) انتظاركشيد نخواهيم (intizar nehâhîm keşîd- beklemeyeceğiz) انتظاركشيد نخواهيد (intizar nehâhîd keşîd- beklemeyeceksiniz) انتظاركشيد نخواهند (intizar nehâhend keşîd- beklemeyecekler) انتظار

                    ***Kelime Hazinesi***

   kahvaltı (naştâyi) ناشتايي öğle yemeği (nâhâr) ناهارakşam yemeği (şâm) شامyakacak (sûzâk) سوزاكyiyecek, gıda (hûrâk) خوراكgiyecek, giysi (pûşâk) پوشاكsabır (şekîb) شكيبsabırlı (şekîbâ) شكيباbağış/hayır sahibi, cömert, lütufkâr; merhametli (bahşende) بخشندهsınır (merz) مرزiş (kâr) كارişçi (kârger) كارگرişyeri, atölye, fabrika (kârhâne)كارخانه

دار sanayici, fabrikatör (kârhânedâr) كارخانهakrep (kejdom) كژدم .önlük Havluya köyde 'peşkir' derdik (pîşgîr) پیشگیر

 ***Hikmet Damlaları***

Page 42: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

1-    است گرگ از بدتر خائن چوبان

(Çobân-ı hâin bed-ter ez gorg est.)

Hain çoban kurttan daha kötüdür.

بسال -2 نه است بعقل  بزرگی

(Bozorgî be-akl est ne be-sâl.)

Büyüklük akıl iledir, yıl (yaş) ile değil.

مباش  -3 هم خار نیستی گل اگر

(Eger gul nîstî hâr hem me-bâş.)

Şayet çiçek (/gül) değilsen diken de olma!

*****

Ynt: بياموزيم Farsça Öğrenelim فارسى« Yanıtla #27 : Aralık 08, 2009, 09:12:06 ÖS » Alıntı

هجدهم (Ders-i Hicdehom) درس

Onsekizinci Ders

***Dil Bilgisi***

*Hikaye Kipi

**Geçmiş Zamanın Hikayesi

Bu sîga. geçmişte meydana gelmiş bir veya birkaç eylemden önce vukû bulmuş bir eylem, oluş veya durumu bildirir.Örnekler:

بود رفته دانشكده به حسن آمدى تو كه (Vagtî kı to âmedî Hasen be dânişkede rafte bûd) وقتىSen geldiğinde Hasan fakülteye gitmişti.

بود مرده مريض شد وارد پزشك كه (Vagtî ki pizişk vârid şod merîd morde bûd) وقتى

Sözkonusu fiilden türetilmiş ortaçtan (sıfat-fiil) sonra  بودن (bûden- olmak) yardımcı fiili getirilir. Çekim sırasında sadece yardımcı fiil değişikliğe uğrar.

بودم Söylemiştim (Gofte bûdem) گفتهبودی Söylemiştin (Gofte bûdî) گفته

بود Söylemişti (Gofte bûd) گفتهبوديم Söylemiştik (Gofte bûdîm) گفتهبوديد Söylemiştiniz (Gofte bûdîd) گفتهبودند Söylemişlerdi (Gofte bûdend) گفته

Page 43: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

Bir önekli fiilin olumlu çekimi de şöyledir:

بودم Rastlamıştım (Ber horde bûdem) برخوردهبودی Rastlamıştın (Ber horde bûdî) برخورده

بود Rastlamıştı (Ber horde bûd) برخوردهبوديم Rastlamıştık (Ber horde bûdîm) برخوردهبوديد Rastlamıştınız (Ber horde bûdîd) برخوردهبودند Rastlamışlardı (Ber horde bûdend) برخورده

Birleşik fiilin çekimleri ise şu şekildedir:

بودم کرده Tenbih etmiştim (Tenbîh kerde bûdem) تنبیهبودی کرده Tenbih etmiştin (Tenbîh kerde bûdî) تنبیه

بود کرده Tenbih etmişti (Tenbîh kerde bûd) تنبیهبوديم کرده Tenbih etmiştik (Tenbîh kerde bûdîm) تنبیهبوديد کرده Tenbih etmiştiniz (Tenbîh kerde bûdîd) تنبیهبودند کرده Tenbih etmişlerdi (Tenbîh kerdebûdend) تنبیه

Fiilin olumsuz çekimi yapılırken, olumsuzluk bildiren  ن (ne) harfi ortacın başına getirilir.

بودم Satın almamıştım (Neharîde bûdem) نخریدهبودی Satın almamıştın (Neharîde bûdî) نخریده

بود Satın almamıştı (Neharîde bûd) نخریدهبوديم Satın almamıştık (Neharîde bûdîm) نخریدهبوديد Satın almamıştınız (Neharîde bûdîd) نخریدهبودند Satın almamışlardı (Neharîde bûdend) نخریده

Bir diğer örnek:

بودم نداده Söz vermemiştim(Gavl nedâde bûdem) قولبودی نداده Söz vermemiştin (Gavl nedâde bûdî) قول

بود نداده Söz vermemişti (Gavl nedâde bûd)قولبوديم نداده Söz vermemiştik (Gavl nedâde bûdîm) قولبوديد نداده Söz vermemiştiniz (Gavl nedâde bûdîd) قولبودند نداده Söz vermemişlerdi (Gavl nedâde bûdend) قول

***Kelime Hazinesi***

müze (mûze) موزهpatlıcan (bâdincân) بادنجانsanat (huner) هنرdoktor (pizişk) پزشكkimya (şîmî) شيميfizik (fîzîk) فيزيك

شناسي biyoloji (zîst şinâsî) زيستhızlı (tund) تندacele, çabuk (çâbuk) چابكyavaş (kend) كندtecrübeli (verzîde) ورزيدهçırak (şâgird) شاگرد

Page 44: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

çıraklık (şâgirdî) شاگردي

***Hikmet Damlaları***

است  -1 سپید سیه شب پایان

(Pâyân-ı şeb-i siyeh sepîd est.)

Kara gecenin sonu aktır.

خداست -2 هدیۀ� مهمان

(Mihmân hediyye-i hodâst.)

Konuk, Tanrı'nın armağanıdır.

منه  -3 پای ندانی جای تا

(Tâ cây nedânî pây menih.)

Sakın bilmediğin yere ayak basma!                                             

Ynt: بياموزيم Farsça Öğrenelim فارسى« Yanıtla #28 : Aralık 15, 2009, 07:08:02 ÖS » Alıntı

نوزدهم (Ders-i Nûzdehom) درس

Ondokuzuncu Ders

***Dil Bilgisi***

*Hikaye Kipi

**Geniş Zamanın ve Şimdiki Zamanın Hikayesi

Farsça’da şimdiki zamanın ve geniş zamanın hikayeleri aynı şekilde çekilir. Fiilin hangi zamanda kullanıldığı metnin akışına (klasik deyişle siyâk ve sibâk'a) göre tesbit edilir.

Bir fiili bu zamanlarda çekebilmek için geçmiş zaman gövdesinin başına می (mî)eki getirilir. Önekli ve birleşik fiillerde bu ek daima asıl fiilin önünde yer alır.

Örneğin نشستن (nişesten- oturmak)

نشستم oturuyordum, otururdum (mî nişestem) مینشستی oturuyordun, otururdun (mî nişestî) مینشست oturuyordu, otururdu(mî nişest) مینشستیم oturuyorduk, otururduk (mî nişestîm) می

Page 45: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

نشستيد oturuyordunuz, otururdunuz (mî nişestîd) مینشستند oturuyorlardı, otururlardı (mî nişestend) می

گشتن :önekli fiilinin bu kipte çekimini şöyle yaparız (ber güşten- dönmek) بر

گشتم می dönüyordum, dönerdim ( ber mî geştim) برگشتی می dönüyordun, dönerdin ( ber mî geştî ) برگشت می dönüyordu, dönerdi ( ber mî geşt ) برگشتيم می dönüyorduk, dönerdik (ber mî geştîm ) برگشتيد می dönüyordunuz, dönerdiniz (ber mî geştîd ) برگشتند می dönüyorlardı, dönerlerdi (ber mî geştend ) بر

Şimdiki veya geniş zamanın hikayesinin olumsuz çekimini yapmak için  می (mî) ekinin başına ن (ne) olumsuzluk eki getirilir ve altı şahısta da  نمی (nemî) eki tekrarlanır.

:fiilinin bu kipteki olumsuz çekimini yapalım (devîden- koşmak) دویدن

دویدم oturuyordum, otururdum ( nemî devîdem )  نمیدویدی oturuyordun, otururdun (nemî devîdî ) نمی

دوید oturuyordu, otururdu( nemî devîd ) نمیدویدیم oturuyorduk, otururduk (nemî devîdîm ) نمیدویديد oturuyordunuz, otururdunuz (nemî devîdîd ) نمیدویدند oturuyorlardı, otururlardı (nemî devîdend ) نمی

کردن bileşik fiilinin bu (meshara kerden- ile eğlenmek, eğlence vasıtası etmek) مسخرهkipteki olumsuz çekimi de şöyle olur:

کردم نمی eğlenmiyordum (meshara nemî kerdem ) مسخرهکردی نمی eğlenmiyordun ( meshara nemî kerdî ) مسخره

کرد نمی eğlenmiyordu ( meshara nemî kerd )  مسخرهکرديم نمی eğlenmiyorduk ( meshara nemî kerdîm )  مسخرهکرديد نمی eğlenmiyordunuz ( meshara nemî kerdîd )  مسخرهکردند نمی eğlenmiyorlardı ( meshara nemî kerdend )  مسخره

***Kelime Hazinesi***

tebeşir (geç) گچkireç (ehek) اهك

اهك kireçtaşı (seng-i ehek) سنگروشن alacakaranlık (târîk rûşen) تاريك

duvar (dîvâr) ديوارdul (bîveh) بيوهyastık (pâleş) بالشkalabalık (gürûh) گروهtoplum, cemiyet (encümen) انجمن

سر kafatası (kâse-i ser) كاسهsekreter (debîr) دبير genel sekreter (debîr kull) دبيركل

Page 46: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

yorum, açıklama (tevdîh) توضيحseçenek (ihtiyâr) اختيار

***Hikmet Damlaları***

دارد  -1 شیرین بر لیکن و است تلخ صبر

(Sabr telh est ve lîken ber-i şîrîn dâred.)

Sabır acıdır fakat tatlı meyvesi vardır.

میبرد -2 باد را آورده باد

(Bâd âverde râ bâd mîbered.)

Rüzgarın getirdiğini (yine) rüzgar götürür.

نمیخورد  -3 کاه دید جو که خر

(Har ki cû dîd kâh nemîhûred.)

Arpayı gören eşek, samanı yemez.

Ynt: بياموزيم Farsça Öğrenelim فارسى« Yanıtla #29 : Aralık 22, 2009, 09:29:41 ÖS » Alıntı

بيستم (Ders-i Bîstom) درس

Yirminci Ders

***Dil Bilgisi***

*Mâzi-yi Melmus (Sürmekte olan Şimdiki Zamanın Hikayesi)

Bu zaman, on dokuzuncu yüzyılda Avrupa dillerinden yapılan çeviriler yoluyla Farsça’ya girmiştir. Anlam olarak neredeyse aynısı diyebileceğimiz için, şimdiki veya geniş zamanın hikayesinin yerinde kullanılır. Geçmişteki bir zaman dilimi içinde tekrar tekrar meydana gelen veya sürerlilik gösteren bir hareketi, eylemi hikaye etmek; hikaye yoluyla ifade etmek için kullanılır.

Bu kipte önce  داشتن (dâşten- sahip olmak)* masdarının -di’li geçmiş zamanı, bunun ardından ilgili fiilin şimdiki zamanının hikayesi çekilir. Önekli ve birleşik fiillerde yardımcı fiil başta kalır.

Klasik dilde görülmeyen, Modern Farsça'da özellikle konuşma dilinde yaygın olarak kullanılan bu zamanın olumsuz çekimi yoktur.

Page 47: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

Örneğin basit fiil olarak : رفتن (reften- gitmek) fiilinin bu kipteki çekimini yapalım:

رفتم می gitmekteydim (dâştem mî reftem) داشتمرفتی می gitmekteydin (dâştî mî reftî) داشتیرفت می gitmekteydi(dâşt mî reft) داشترفتیم می gitmekteydik (dâştîm mî reftîm) داشتیمرفتيد می gitmekteydiniz (dâştîd mî reftîd) داشتيدرفتند می gitmekteydiler (dâştend mî reftend) داشتند

Önekli ve birleşik fiillerin çekiminde de yardımcı fiil olan داشتن başta yer alır.

گشتن :önekli fiilinin bu kipte çekimini şöyle yaparız (ber geşten- dönmek) بر

گشتم می بر dönmekteydim (dâştem ber mî geştem) داشتمگشتی می بر dönmekteydin ( dâştî ber mî geştî ) داشتیگشت می بر dönmekteydi ( dâşt ber mî geşt ) داشتگشتيم می بر dönmekteydik (dâştîm ber mî geştîm ) داشتيمگشتيد می بر dönmekteydiniz (dâştîd ber mî geştîd ) داشتيدگشتند می بر dönmektelerdi/dönmekteydiler (dâştend ber mî geştend ) داشتند

Örnek cümleler:

كرد مى نگاهم دور از داشت Hüseyin uzaktan (.Huseyn dâşt ez-dûr negâhem mî kerd) حسينbeni seyretmekteydi.

. كرد مى گريه داشت مرد پير ريخت مى سرشك بوسيده را Zemîn-râ bûsîde sereşk mî) زمينrîht. Pîr merd dâşt gerye mî kerd.) Yeri öpüp gözyaşı döküyordu. Yaşlı adam ağlamaktaydı.

زدند را در كه خواندم مى را صبح هاى روزنامه Dâştîm ruznâmehâ-yi sobh-râ mî) داشتمhândem ki der-râ zedend.) Sabah gazetelerini okumaktaydım (ki), kapı vuruldu/çalındı.

***Kelime Hazinesi***

gözyaşı  (eşk) اشك veya (sereşk) سرشكhuy, tabiat (sereşt) سرشت doğal, tab'î (sereştî)  سرشتيağlayış (gerye) گريهكردن ve (gerîsten) گريستن ağlamak (gerye kerden) گريه

ريختن  gözyaşı dökmek (sereşk/eşk rîhten)  اشك  ağlatmak (geryânden) گرياندن ağlayan (geryân) گريانöldürme,kesme; katliam (koştâr) كشتارhamle, hücum(yûreş) يورشişgal (istîlâ) استيال  direniş (mukâvemet) مقاومتsessiz (hâmûş) خاموشsessizlik (hâmûşî) خاموشيgösteri; miting (nümâyiş) نمايشarkalık, hamal semeri (poşt) پشت

Page 48: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

destekçi, yardımcı (poştîbân)پشتيبانdestek, koruma, arka çıkma (poştîbânî)پشتيبانيkoltuk, göğüs, kucak (beğal) بغل

كردن kucaklamak, sarılmak (beğal kerden)بغلبغل زير koltuk değneği (Tamlamanın sade anlamı 'koltuk altı (çûb-i zîr-i beğal)چوب

değneği'dir.)پنبه mantar tıpa (çûb penbe)چوب

yardım, destek, el uzatma (komek) كمكyardımcı (yâver) ياور ve (komekî) كمكيbasamak, eşik (pelle) پله

كان basamaklar, eşikler (pellekân) پله

***Hikmet Damlaları***

خورد  -1 می سنگ همیشه دار میوه درخت

(Diraht-i Mîve-dâr hemîşe seng mî-hord.)

Meyveli ağaç, taşı her zaman yer.

است -2 بس تازيانه یک را نجیب اسب

(Esb-i necîb-râ yek tâziyâne bes est.)

Soylu ata tek bir kırbaç (darbesi) kâfidir.

نخورد  -3 خوب انگور ترسنده شغال

(Şeğâl-i tersende engûr-i hûb nehûred..)

Korkak çakal, iyi üzüm yemez (yiyemez).

* Dikkat-ı câlib bir husustur ki aynı şekilde İngilizce'de de -bildiğiniz gibi- Present Perfect ve Past Perfect zamanlarında yine 'sahip olmak' anlamındaki 'to have' yardımcı fiili kullanılır.

Ynt: بياموزيم Farsça Öğrenelim فارسى« Yanıtla #30 : Aralık 30, 2009, 06:51:48 ÖS » Alıntı

يکم و بيست (Ders-i Bîst u Yekom) درس

Yirmi birinci Ders

***Dil Bilgisi***

*Muzâri-i Melmus (Sürmekte olan Şimdiki Zaman)

Bu zaman çekimi de 'mâzî-yi melmûs' gibi sonradan Farsça’ya girmiş olup, şimdiki zaman ve yakın gelecek zaman yerinde kullanılmaktadır.

Page 49: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

Muzâri-i Melmus, modern dilde konuşma anında meydana gelmekte, sürmekte olan olayların ifade edilmesinde; gerçekleşmek üzere ya da gerçekleşmekte olan bir eylemi, bir hareketi ifade etmek amacıyla kullanılmaktadır.

fiilinin -yardımcı fiil olarak- (Klasik Farsça'daki) geniş zaman (dâşten- sahip olmak) داشتنçekimininin istenilen fiilin şimdiki zaman çekiminin önüne eklenmesiyle oluşturulur. Örneğin

روم می روم ile (dârem- sahibim) دارم  ,(dârem mî revem- gitmekteyim) دارم -mî revem) میgidiyorum) fiillerinden müteşekkildir.

Örnek çekim:

خوانم مى (dârem mî hânem- okumaktayım) دارمخوانی می (dârî mî hânî- okumaktasın) داری

خواند می (dâred mî hâned- okumakta/dır) داردخوانيم می (dârîm mî hânîm- okumaktayız) داريمخوانيد می (dârîd mî hânîd- okumaktasınız) داريدخوانند می (dârend mî hânend- okumaktalar) دارند

Örnek cümleler:

باغ به آيند مى دارند مردم و است Seher (.Seher est ve merdom dârend mî âyend be-bâğ) سحرvaktidir ve halk bahçeye gelmektedir.

  كنند ! مى امتحان را سالحهايشان دارند ايشان باشيد Âmâde bâşîd! Îşân dârend)  آمادهsilahhâyişân-râ imtihan mî konend.) Hazır olunuz! Onlar silahlarını denemekteler.

كنم مى كار كتاب اين روى دارم كه (.Sâlhâst ki dârem rû-yi în kitâb kâr mî konem) سالهاستYıllardır bu kitap üzerinde çalışmaktayım.

***Kelime Hazinesi***

güzel :(kaşenk) قشنگ.cila    Kökeni Arapça'dır :(saykal) صيقلpişirmek; pişmek :(puhten)  پختنaşçı :(âşpez) اشپزmutfak :(âşpezhâne) اشپزخانهbalyoz :(potk) پتكbattaniye :(petû) پتوkuş tüyü :(per) پرgeveze :(porgû) پرگوsert rüzgar, fırtına :(tondbâd) تندبادtemiz :(pâkîze) پاکيزهışık, ışın, şua :(pertov) پرتوdikmek :(dûhten) دوختنçuval :(covâl) جوال  çuvaldız :(covâldûz) جوالدوزparlak, parlayan :(derehşân/direhşân) درخشانhaya, utanma; utanç, ayıp leke, rezillik, alçaklık :(neng) ننگ

Page 50: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

اور utanç verici :(nengâver) ننگutandıran/utanılacak şey, utanç verici; rezil :(nengîn) ننگينrezil, rüsva :(rusvâ) رسواkoku :(bû) بو *faydalanan, hissesini alan; muradına ermiş; mutlu, berhudâr :(berhurdâr) برخوردارMuhtemelen eskilerin dilindeki o tatlı söz, sizin de kulağımızda çınlamıştır: 'Berhudâr ol evlâdım!'.

***Hikmet Damlaları***

نشود  -1 گنده صاف روغن

(Rovğen-i sâf gende neşod.)

Saf yağ, kötü kokulu olmaz.

باشد -2 عاقل بايد شنونده است احمق گوينده

(Guyende ahmak est, şinevende bâyed âkil bâşed.)

(Eğer ki) Söyleyen ahmaktır, dinleyen akıllı olmalıdır.

باشد  -3 خوار يافته ارزان

(Erzân yâfte hâr bâşed.)

Ucuz(a) bulunan, hor (değeri düşük) olur.

Ynt: بياموزيم Farsça Öğrenelim فارسى« Yanıtla #31 : Ocak 07, 2010, 08:16:02 ÖS » Alıntı

دوم و بيست (Ders-i Bîst u Dovvom) درس

Yirmi ikinci Ders

***Dil Bilgisi***

*Mâzi-yi Melmus-i Naklî (Sürmekte olan Şimdiki Zamanın Rivayeti)

Eylemin geçmişte meydana gelmek üzere olduğunu ya da gerçekleşmekte olduğunu aktarma (rivayet) yoluyla ifade eden zamandır.

Klasik Farsça'da bulunmayan mazi-yi melmûs ve mazi-yi melmus-i naklî zamanları, meşrutiyet döneminden bu yana kaleme alınmış metinlerde Batı dillerinin de etkisiyle yer almaya başlamıştır.

Bu zamanın da olumsuz çekimi yoktur.

Page 51: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

fiilinin mazi-yi naklî (miş'li geçmiş zaman) çekimine çekimi (dâşten- sahip olmak) داشتنyapılacak olan asıl fiilin mazi-yi naklî müstemir (şimdiki zamanın rivayeti) çekimi* ilave edilerek oluşturulur.

Örnek çekim:

ام خوانده مى ام (dâşte em mî hânde em- okumaktaymışım) داشتهاى خوانده مى اى (dâşte î mî hânde î- okumaktaymışsın) داشته

است خوانده مى است (dâşte est mî hânde est- okumaktaymış) داشتهايم خوانده مى ايم (dâşte îm mî hânde îm- okumaktaymışız)  داشتهايد خوانده مى ايد (dâşte îd mî hânde îd- okumaktaymışsınız)  داشتهاند خوانده مى اند (dâşte end mî hânde end- okumaktalarmış) داشته

Örnek cümleler:

رفته مى داشته معلمها از يكى با İkindileyin (.Asr ba-yeki ez muallim-hâ dâşte mî refte) عصرöğretmenlerden biriyle gitmekteymiş.

ديده را او برادرم كه است رفته مى (O) (.Dâşte mî refte est ki berâderem û-ra dîde) داشتهGitmekteyken, kardeşim onu görmüş.

Bu cümlelerde görüleceği üzere fiilin şahsını bildiren است (est) gibi ekler, cümlede iki kere tekrar edilmeyip bir kere kullanılabilir ya da hiç kullanılmayabilir.

***Kelime Hazinesi***

aylık, maaş (şehriye) شهريهişçi (kârger) کارگرişveren (kârfermâ) کارفرماpalyaço (lûde) لودهhizmetçi; garson (hıdmetguzâr) خدمتگذارşöfor (rânende) رانندهfırıncı, ekmekçi (nânvâ) نانواkuğu (gû) قو hindi Bizler Hind kelimesinin türevi bir kelimeyle, İngilizler bizim (bûgalemûn) بوقلمونülkemizin adıyla seslenmişler bu hayvana. İranlılar da bu tuhaf, ilginç hali devam ettirerek Türkçe'de bir sürüngen hayvanın adını vermişler.

کوچک , سوسمار پرست sûsmâr-i kûçek, âfitâb-perest veya - Arapça) حرباء veya آفتابkökenli olan hırbâ) bukalemun*timsah (sûsmâr) سوسمار

مرغ deve kuşu (şotor murg) شترkırlangıç (perestû) پرستو

Page 52: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

***Hikmet Damlaları***

نکن  -1 خرج کردی قرض مکن، قرض کیسه نو از

(Ez nev-kîse karz me-kon; karz kerdî harac ne-kon!.)

Görgüsüz (sonradan görme) den borç alma; almışsan (da) harcama!

تیزه -2 چه ببین بشکن ریزه چه نبین فلفل

(Filfil ne-bîn çi rîze, be'şken be-bîn çi tîze.)

Biberin ne de küçük olduğuna bakma! Kır (onu) da gör ki ne (kadar) acıdır.

سلیطه  -3 زن درنده، سگ شکسته، دیوار کرد، حذر باید چیز سه از

(Ez se çîz bâyed hazer kerd: dîvâr-ı şikeste, seg-i derende, zen-i selîta.)

(Şu) Üç şeyden sakınmak/uzak durmak gerekir: kırık (çatlak) duvar, yırtıcı (azgın) köpek, şirret (kavgacı) kadın.

Üye

Karma: 14[artır] [azalt]

Offline

Mesaj Sayısı: 49

Ynt: بياموزيم Farsça Öğrenelim فارسى« Yanıtla #32 : Ocak 15, 2010, 06:00:41 ÖS » Alıntı

سوم و بيست (Ders-i Bîst u Sevvom) درس

Yirmi üçüncü Ders

***Dil Bilgisi***

*Mâzi-yi Naklî Müstemir (Şimdiki Zamanın Rivayeti)

Page 53: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

Eylemin şimdiki ya da geçmiş zamanda habersiz olarak ya da başkasından işitilmiş gibi anlatılma biçimidir. Mişli geçmiş zamandaki sürekliliği bildirmede, tekrar tekrar meydana gelişi anlatmada kullanılır.

Bu kip, çekimi istenilen asıl fiilin mazi-yi naklî çekiminin (  ام -hânde em- خواندهokumuşum) başına مى (mî)edatının eklenmesiyle elde edilir.

Olumlu çekimine misal:

ام خوابيده (mî hâbîde em- uyuyormuşum ) مىاى خوابيده (mî hâbîde î- uyuyormuşsun) مى

است خوابيده (mî hâbîde est- uyuyormuş) مىايم خوابيده (mî hâbîde îm- uyuyormuşuz)  مىايد خوابيده (mî hâbîde îd- uyuyormuşsunuz)  مىاند خوابيده (mî hâbîde end- uyuyorlarmış) مى

Birleşik fiilin çekimine örnek:

ام گفته مى (rast mî gofte em- doğru söylüyormuşum) راستاى گفته مى (rast mî gofte î- doğru söylüyormuşsun) راست

است گفته مى (rast mî gofte est- doğru söylüyormuş) راستايم گفته مى (rast mî gofte îm- doğru söylüyormuşuz)  راستايد گفته مى (rast mî gofte îd- doğru söylüyormuşsunuz)  راستاند گفته مى (rast mî gofte end- doğru söylüyorlarmış) راست

Olumsuz çekimine misal:

ام گفته نمى (doruğ nemî gofte em- yalan söylemiyormuşum ) دروغاى گفته نمى (doruğ nemî gofte î- yalan söylemiyormuşsun) دروغ

است گفته نمى (doruğ nemî gofte est- yalan söylemiyormuş) دروغايم گفته نمى (doruğ nemî gofte îm- yalan söylemiyormuşuz) دروغايد گفته نمى (doruğ nemî gofte îd- yalan söylemiyormuşsunuz)  دروغاند گفته نمى (doruğ nemî gofte end- yalan söylemiyorlarmış) دروغ

Örnek cümleler:

اند كرده تعريف چنين زبانرا زبانشناسان

(Zebânşinâsân zebân-râ çonîn tarif mî kerde end: -Dilbilimciler dili şöyle tanımlıyorlarmış: )

است شده مى خواند هم رباعيت اين مراسمهايشان در

(Der merâsimhâyişân în rubâiyât hem hânde mî şode est.- Törenlerinde bu rubailer de okunuyormuş.)

اند كرده ى نصحت پادشان به شعرايى و نويسندگان

(Nuvîsendegân u şuarâ-yı* bâ-pâdişâhân nasihat mî kerde end.- Birtakım yazar ve şair sultanlara öğüt veriyorlarmış.)

Page 54: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

***Kelime Hazinesi***

ölçü :(endâze) اندازهaz, azıcık :(endek) اندكyenmiş; tükenmiş, az (kalmış) :(hurde) خوردهyaya :(piyâde) پياده

رو kaldırım :(piyâde-rov) پيادهihtiyat, öngörü, endişe, itina :(pervâ) پرواuçma :(pervâz) پرواز

پروا pervasız :(bî pervâ) بىraptiye :(pûnez) پونز

چهاريک , dörtte bir, çeyrek :(çehâr-yek , çâr-yek) چاريکخور obur :(pörhor) پر

okunabilen, okunaklı :(hânâ) خواناgörülebilen, gözüken :(peydâ) پيداpeydahlamak, elde etmek, kazanmak; keşfetmek, ortaya çıkarmak :(peydâ kerden) پيداكردن pusu :(kemîn) کمينmeydana gelme, varoluş, yaratılış :(peydâyiş) پيدايشforum :(dîvânhâne) ديوانخانه

باد باش veya (zinde bâd) زنده !Yaşa! , Var ol :(şâd bâş) شاد

***Hikmet Damlaları***

ندارد -  -1 خر که کسی ندارد  آسوده خبر جوش و کاه از

(Âsûde kesî ki har nedâred – Ez kâh u cû’ş haber nedâred.)

Rahat , o kişidir ki yoktur eşeği – Onun samanından ve arpasından yoktur haberi.

است -2 مار است گنج کجا هر

(Her kocâ genc est mâr est.)

Her nerede hazine varsa (orada) yılan vardır.

برخیزانندت  -3 که منشین جای

(Câyî me-nişîn ki berhîzânend-et.)

Seni kaldıracakları bir yere oturma!

Ynt: بياموزيم Farsça Öğrenelim فارسى« Yanıtla #33 : Ocak 24, 2010, 08:07:11 ÖS » Alıntı

Page 55: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

چهارم و بيست (Ders-i Bîst u Çeharom) درس

Yirmi dördüncü Ders

***Dil Bilgisi***

*Mazi-yi Eb'ad (Miş'li geçmiş zamanın rivayeti)

Geçmiş zamanda yapılmış olan bir eylemden o zamandaki ya da şu andaki habersiz olma durumunu anlatma biçimidir.

Mazi-yi Eb'ad, geçmişte belli bir olaydan önce yapılmış ve belli bir zamana kadar sürmüş olayları ifadede kullanılır. Bu zaman, uzak geçmişte gerçekleşmiş ve anlatıcının şahid olmadığı aktarma (rivayet) yoluyla anlatılan olayların ifadesinden ibarettir.

Bu kip, istenilen fiilin ism-i mefulüne بودن (bûden- olmak) fiilinin mazi-yi naklî (miş'li geçmiş zaman) çekiminin eklenmesiyle oluşturulur.

Olumlu çekimine misal:

ام بوده (dâde bûde em- vermişmişim ) دادهاى بوده (dâde bûde î- vermişmişsin) داده

است بوده (dâde bûde est- vermişmiş) دادهايم بوده (dâde bûde îm- vermişmişiz)  دادهايد بوده (dâde bûde îd- vermişmişsiniz)  دادهاند بوده (dâde bûde end- vermişlermiş) داده

Olumsuz çekimine misal:

ام بوده (ne-girifte bûde em- almamışmışım) نگرفتهبوده اى  نگرفته (ne-girifte bûde î- almamışmışsın)

بوده است  نگرفته (ne-girifte bûde est- almamışmış)بوده ايم  نگرفته (ne-girifte bûde îm- almamışmışız)بوده ايد  نگرفته   (ne-girifte bûde îd- almamışmışsınız)بوده اند  نگرفته (ne-girifte bûde end- almamışlarmış)

 Örnek cümleler:

  ... است بوده نيامده بغداد از حج از وزير  اين

(În vezîr...ez hacc ez Bağdâd neyâmede bûde est- Bu vezir... hacdan Bağdat yoluyla gelmemişmiş.)

هم او و بوده فرستاده خلعتى او براى فاطمى است  خليفهء بوده گرفته

(Halife-i Fâtımî berâ-yı û hıl'ati firistâde bûde ve û girifte bûde est- Fâtımî halifesi ona bir kaftan göndermiş/miş ve o da almışmış.)

عباسى است  خليفهء بوده فرستاده پيغامى محمود سلطان براى

Page 56: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

(Halife-i Abbâsî berâ-yı Sultân Mahmud peyğâmî firistâde bûde est- Abbâsi halifesi Sultan Mahmud'a bir mesaj göndermişmiş.)

***Kelime Hazinesi***

gönderici, gönderen (firistende) فرستندهalıcı, alan (gîrende) گيرندهelektrik (berg)  برقiğne (sûzen) سوزنboru (lûle) لوله

اب su borusu (lûle i âb) لولهgönüllü, aday (dâv-taleb) داوطلبduman (dûd) دود.baca /tamlama asıl anlamıyla 'duman-çeken' demektir (dûd-keş) دودکشberber *(selmânî) سلمانيyaratıcı, Allah (âferîd-gâr) آفريدگارyaratık, yaratılmış (âferîde) آفريدهyaratılmışlar, mahlukât (âferîdegân) آفريدگان

***Hikmet Damlaları***

خورد  -1 می آب کوه از چاه

(Çâh ez kûh âb mî hored.)

Kuyu, dağdan su içer.

دانند -2 مرغان مرغان زبان

(Zebân-ı morğân morğân dânend.)

Kuşların dilini (yine) kuşlar bilir.

است  -3 بیکسان خالصی ناکسان مرگ

(Merg-i nâkesân halâsi-yi bîkesân est.)

Namerdlerin (alçakların) ölümü, kimsesizlerin kurtuluşudur.

****** Bu kelime Selman-ı Farisî (ra) ile alakalı olması pek muhtemeldir. bkz. http://tr.wikipedia.org/wiki/Berber.

Ynt: بياموزيم Farsça Öğrenelim فارسى« Yanıtla #34 : Ocak 31, 2010, 09:15:51 ÖS » Alıntı

Page 57: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

پنجم و بيست (Ders-i Bîst u Pençom) درس

Yirmi beşinci Ders

***Dil Bilgisi***

*Gelecek Zamanın Hikayesi

Konuşan ya da yazan şahsın geçmişte gördüğü, yapmak istediği gelecek zamanla ilgili bir eylemi, bir olayı şimdi ifade etme, anlatma biçimidir. (hâsten - istemek, ve aynı zamanda gelecek zaman ifade eden yardımcı fiildir) خواستنfiilinin mazi-yi istimrarî (şimdiki zaman hikayesi) çekimine, çekimi istenen asıl fiilin muzari-yi iltizamî (istek kipi'nin şimdiki zamanı)* çekiminin eklenmesiyle elde edilir. Yani formülümüz şu: Mazi-yi istimrârî (örn.  خواستم mî hâstem - istiyordum) + Asıl fiilin - مىmuzari-yi iltizâmî'si (örn. بآيم - be-âyem (ب + fiilin geniş zaman kökünün çekimi)  - geleyim) = Gelecek Zamanın Hikayesi, خواستم بآيم  مى (mî hâstem be-âyem - istiyordum ki geleyim'

den kısaca: gelecektim diyoruz.)

Olumlu çekimine misal:

بپوشم  خواستم  مى ( mî hâstem be-pûşem - giyecektim)بپوشى  خواستى  مى (mî hâstî be-pûşî - giyecektin)

بپوش  خواست  مى (mî hâst be-pûş - giyecekti)بپوشيم  خواستيم  مى    (mî hâstîm be-pûşîm - giyecektik)بپوشيد  خواستيد  مى    (mî hâstîd be-pûşîd - giyecektiniz)بپوشند  خواستند  مى (mî hâstend be-pûşend - giyeceklerdi)

Olumsuz çekimine misal:

بفروشم  خواستم  نمى (ne-mî hâstem be-furûşem- satmayacaktım)بفروشى  خواستى  نمى    (ne-mî hâstî be-furûşî- satmayacaktın)

بفروش  خواست  نمى   (ne-mî hâst be-furûş- satmayacaktı)بفروشيم  خواستيم  نمى    (ne-mî hâstîm be-furûşîm- satmayacaktık)بفروشيد  خواستيد  نمى   (ne-mî hâstînd be-furûşîd- satmayacaktınız)بفروشند  خواستند  نمى   (ne-mî hâstend be-furûşend- satmayacaklardı)

 Örnek cümleler:

  كردم نمى قبول بدهد شوهرم باز خواست مي    پدرم

(Pederem mî hâst bâz şoherem be-dehed kabul ne-mî kerdem - Babam beni yeniden kocaya verecekti, kabul etmedim.)

كنند  مى خالص زن پير دست از مرا خواستند  

(Mî hâstend merâ ez dest-i pîr-i zen halâs konend. - Beni yaşlı kadının elinden kurtaracaklardı.)

Page 58: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

"  مى نشد اما كردى گم كتاب عتو بگويم خواستم  

(Mî hâstem be-gûyem 'to kitâb-râ gom kerdî'; ema ne-şod. - 'Kitabı sen kaybettin' diyecektim;olmadı.)

بگويند  نمى  آنها چيزى شما به خواستند

(Anhâ ne-mî hâstend be-şoma çîzi be-gûyend. - Onlar size bir şey söylemeyeceklerdi.)

***Kelime Hazinesi***

kalıp; örnek; motif, şekil,  desen (olgu) الگوeşitlik     (beraberî) برابريşey     (çîz)  چيزaçık    (bâz) بازmarket, pazar    (bâzâr) بازار!dikkat   (teveccuh) توجهilgi çekici, câlib-i dikkat    (câlib) جالبtarak; omuz    (şâne) شانهpozisyon, konum    (cay-gâh) جايگاهön    (celû) جلوkapalı; bağlı, bağlanmış    (beste) بستهcadde    (hıyâbân) خيابانkısa   (kûtâh) کوتاهoyuncak bebek   (arûsk) عروسکpasaj, geçit, dar sokak   (kûçe) کوچه

***Hikmet Damlaları***

است  -1 یابنده جوینده

(Cûyende yâbende est..)

Arayan, bulandır. (Diğer bir deyişle “Arayan, bulur.”)

پخت -2 باید نان است گرم تنور تا

(Tâ tennûr germ est nân bâyed poht.)

Dikkat et, tandır sıcak iken ekmek pişirilmelidir.

نباشد  -3 پرست شکم پرست خدا

(Hoda-perest şikem-perest nebâşed.)

(Gerçekten) Tanrıya tapan, karın’a tapan ol(a)maz.

‘Karın’a/mideye tapma’yı dünyayı gereğinden fazla sevmek, önemsemek manasında

Page 59: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

kullanılan bir mesel/metafor olarak görebiliriz.

*****

Üye

Karma: 14[artır] [azalt]

Offline

Mesaj Sayısı: 49

Ynt: بياموزيم Farsça Öğrenelim فارسى« Yanıtla #35 : Şubat 09, 2010, 04:30:13 ÖS » Alıntı

ششم و بيست (Ders-i Bîst u Şeşom) درس

Yirmi altıncı Ders

***Dil Bilgisi***

*İstek Kipi ( التزامی (وجه

İstenilen, tasarlanılan  veya niyetlenilen eylemleri anlatan kipe vech-i iltizâmî yani istek kipi adı verilir. Bu kipte yer alan zamanlar (geçmiş ve şimdiki zaman) arzu, temenni ve yahut tasarıları bildirir.

** İstek Kipi - Geçmiş Zaman ( التزامی (ماضی

Eylemin geçmişte yapılmış olmasına dair isteği belirten zamandır.

Bu zaman, daha çok ara cümlelerde veya  که (ki) ve شايد (şâyed)  gibi bağlaçlardan sonragelen cümlelerde kullanılır.

Bir fiilin edilgen ortacından, diğer bir deyişle ism-i mef'ul/nesne kalıbından sonra (بودن-bûden, 'olmak') fiilinin geniş zamanı -mezkur yardımcı fiilin geniş zaman gövdesi olan ( باش-bâş) yapılır- çekilerek elde edilir.

Olumlu çekimine misal: (رسیدن-resîden, 'varmak, ulaşmak, ermek') fiilinin çekimini yapalım.

باشم (resîde bâşem - varmış olayım) رسیدهباشی (resîde bâşî - varmış olasın) رسیده

باشد (resîde bâşed - varmış ola)  رسیدهباشیم (resîde bâşîm - varmış olalım) رسیدهباشید (resîde bâşîd - varmış olasınız) رسیدهباشند (resîde bâşend - varmış olalar) رسیده

Page 60: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

 Olumsuz çekim yapılırken olumsuzluk eki ن  (ne) daima edilgen ortacın/nesnenin başındabulunur.

Olumsuz çekimine misal:

باشم (ne-dîde bâşem - görmemiş olayım) ندیدهباشی (ne-dîde bâşî - görmemiş olasın) ندیده

باشد (ne-dîde bâşed - görmemiş ola)  ندیدهباشیم (ne-dîde bâşîm - görmemiş olalım) ندیدهباشید (ne-dîde bâşîd - görmemiş olasınız) ندیدهباشند (ne-dîde bâşend - görmemiş olalar) ندیده

Örnek bir cümle:

باشم دیده قبال را او است Mumkin est û ra kablen dîde bâşem. - Mümkündür ki onu)  ممکنönceden görmüş olayım.)

** İstek Kipi - Şimdiki Zaman ( التزامی (مضاری

Eylemin yapılması dileğini bildirir. Bu zamanda herhangi bir eylemi ya da hareketi gerçekleştirmeğe niyetlenildiği anlaşılır.

Bu zaman daha çok şu yerlerde kullanılır:

1) Şüphe ve tereddüt anlamı bulunan cümlelerde...

2) Gelecekle ilgili arzuları ifade etmede...

3) Şart anlamlı cümlelerde...

4) İstek, arzu vb. anlamlı fiiller ve kelimelerden sonra...

Şart cümlelerinde ve yan cümlelerde kullanılan bu zaman, geniş zaman çekimi ile aynı olmakla birlikte, çok defa çekilen fiilin başına  ب (be) edatı getirilir.

Olumlu çekimine misal: (آموختن-âmuhten, 'öğrenmek, öğretmek') fiilinin -bu fiilin geniş zaman kökü آموز- âmuz'dur - çekimini yapalım. Not: Fiil sesli bir harf olan elif'le başladığı için ب (be) edatı ile fiil arasına ی (yâ) harfi getirilirek çekim yapılır.

   (beyâmûzem - öğreneyim) بیاموزم(beyâmûzî - öğrenesin) بیاموزی(beyâmûzed - öğrene) بیاموزد(beyâmûzîm - öğrenelim) بیاموزیم(beyâmûzîd - öğrenesiniz) بیاموزید(beyâmûzend - öğreneler) بیاموزند

Page 61: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

Diğer bir fiilin çekimini daha yapalım:

(berevem - gideyim) بروم(berevî - gidesin) بروی(bereved - gide/gitsin) برود (berevîm - gidelim) برويم(berevîd - gidesiniz) برويد(berevend - gideler/gitsinler) بروند

Olumsuz çekim yapılırken bu edat (ب ) düşer ve yerini olumsuzluk eki ن (ne)alır.

Olumsuz çekimine misal: نگریستن (nigerîsten- bakmak) fiilinin  -bu fiilin geniş zaman kökü .niger'dir -çekimini yapalım -نگر

(ne-nigerem - bakmayayım) ننگرم(ne-nigerî - bakmayasın) ننگری(ne-nigered - bakmaya/bakmasın) ننگرد(ne-nigerîm - bakmayalım) ننگریم(ne-nigerîd - bakmayasınız) ننگرید(ne-nigerend - bakmayalar/bakmasınlar) ننگرند

Örnek bir cümle:

ببینند را شما تا اند آمده شهر Merdom-i şehr âmede-end tâ şoma-ra bebînend.- Şehir)  مردمhalkı gelmişler (tâ) ki sizi göreler/görsünler.)

*.ön edatını almış fiillere eklenmez (ber) بر fiilinin başına ve بودن  ,edatı (be) بAyrıca ب (be) edatı, bazı durumlarda özellikle de ön edatlı ve bileşik fiillerin başından düşebilir.

***Kelime Hazinesi***

kaçmak, sıvışmak  ( gorîhten)  گریختنخواب uykusu kaçmış (gorîhte-hâb) گریخته

kaçma, kaçış, firar  (gorîz) گریزkaçan, kaçak (gorîzân) گریزانkaçmak; kurtulmak, serbest kalmak (resten) رستنkurtulan (restâr) رستارkurtarılmış, serbest (restgâr) رستگارayağa kalkma; kıyamet (resthîz) رستخیز

رستخیز kıyamet günü (rûz-i resthîz) روزkan alan, hacamatçı (hûn-gîr)  خونگیرkan döken, kan dökücü (hûn-rîz) خونریزsoğuk kanlı (hûn-serd) خونسردsıcak kanlı, sevimli, dostâne (hûn-germ) خونگرمkan davası (hûn-hâhî) خونخواهی

***Hikmet Damlaları***

Page 62: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

است  -1 بد مردن بد نیست بد مردن

(Morden bed nîst; bed morden bed est..)

Ölmek kötü değildir; kötü ölmek kötüdür.

دارند -2 النه شغاالن شیران جای

(Cây-i şîrân şeğalân lâne dârend.)

Aslanların yurdunda çakalların yuvası vardır.

دشمنان  -3 شماتت که به دوستان Sa'di Şirâzî ,مالمت

(Melâmet-i dûstân bih ki şemâtet-i duşmenân.)

Dostların kınaması, düşmanların (başa gelen kötü hâle) sevinmesinden yeğdir!

* Kavâidü'-l-Fârisiyye, H.A. Mahfuz ve M.T. Zehtâbî, s.178, Necef, 1973.

Ynt: بياموزيم Farsça Öğrenelim فارسى« Yanıtla #36 : Şubat 22, 2010, 05:10:22 ÖS » Alıntı

هفتم و بيست (Ders-i Bîst u Heftom) درس

Yirmi yedinci Ders

***Dil Bilgisi***

*Emir Kipi (امر)

Farsça’da emrin ikinci tekil şahıs ve ikinci çoğul şahıs olmak üzere yalnız iki şekli vardır: ikinci tekil şahıs ve ikinci çoğul şahıs.

Bir fiilin geniş zaman gövdesi aynı zamanda o fiilin emir kipinin ikinci tekil şahsıdır.

İkinci çoğul şahısta geniş zaman gövdesinin sonuna  يد  (îd) eki getirilir.

.gibi (bâş - ol) باش ,(kon - yap) کن.gibi (bâşîd - olun, olunuz) باشید ,(konîd - yapın, yapınız) کنید

Farsça’da emir kipinin başına genellikle  ب (be) edatı getirilir.

.gibi (bedeh - ver) بده ,(berev veya boro - git)  برو .gibi (bedehîd - verin, veriniz) بدهید ,berevîd - gidin, gidiniz) برويد 

Page 63: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

Ön edatlı fiiller ile birleşik fiillerin emir şekillerinde ب (be) edatı genellikle kullanılmaz.

Örnekler: کنید پیدا را (.Ânhâ-râ peydâ konîd - Onları bulun)     آنهاکردن کن fiilinden emir (peydâ kerden - bulmak) پيدا .(peydâ kon- bul) پیدا

کنید                 باز را در (.Ân der-râ bâz konîd - O kapıyı açınız)   آنکردن کن fiilinden emir (bâz kerden - açmak) باز .(bâz kon - aç)  باز

                کنید دستگیر را (.Vey-râ destgîr konîd - Onu yakalayın)   ویکردن کن birleşik fiilinden emir (destgîr kerden - yakalamak, ele geçirmek)  دستگیر دستگیر

(destgîr kon- yakala, ele geçir).

           Aynı şekilde کن .emri de birleşik fiil emrine örnektir (nigâh kon- bak)  نگاه

fiilinin (bûden- olmak) بودن fiilinin emri, bu fiilin ism-i mef'ulüne (dâşten- sahip olmak) داشتنgeniş zaman gövdesinin (باش) eklenmesiyle elde edilir. Yani باش باشید (dâşte bâş - sahip ol),داشته .denilir (dâşte bâşîd- sahip olunuz) داشته

Emrin olumsuz şekli, emir fiilinin başına olumsuzluk edatı  م (me) nin getirilmesiyle elde edilir..gibi (mehân - okuma) مخوان ,(merev veya merov - gitme) مرو.gibi (mehânîd -okumayın, okumayınız) مخوانيد ,(merevîd -gitmeyin, gitmeyiniz) مرويد

Örnek bir cümle: منم آشنات که آنجا مرو -Negoftemet, merov ancâ ki âşinât menem) نگفتمت“Demedim (mi) sana “Gitme oraya, âşinan benim” (diye)?)

Modern Farsça’da olumsuz emir fiillerinde م (me) edatı yerine ن (ne) edatı kullanılır.

.gibi (nerev veya nero- gitme) نرو.gibi (nerevîd- gitmeyin, gitmeyiniz) نرويد

Örnek cümleler:

بزن حرف ما با مرو گفتند 'Mî goftend 'Mero bâ-mâ harf bezen' - 'Gitme, bizimle konuş) میdiyorlardı.)(fiili:  زدن بزن :emir  حرف (حرف

کن خالص اینجا از مرا (.Goftem 'Merâ ez încâ halâs kon' - 'Beni buradan kurtar' dedim) گفتم(fiil: کردن :emir خالص کن (خالص

کردم توبه رب یا گو و خیز بر سحر وقت - 'Be vakt seher ber hîz ve gû 'Yâ Rabb tevbe kerdem) بهSeher vaktinde kalk ve 'Ey Rabbim tevbe ettim' de.)(fiiller: , گوفتن خاستن گو , :emirler بر خیز (بر

***Kelime Hazinesi***

bahane  (behâne) بهانه

Page 64: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

ساختن  بهانه (behâne sâhten) bahane uydurmakyapılmış, mamul; yapay, sahte (sâhte) ساختهsaçmalık, zırva (gozâf) گزاف

گفتن saçmalamak, boş konuşmak (gozâf goften) گزافخور obur (porhor) پر

حرف laf ebesi, geveze (porharf) پرçit (perçîn) پرچينtekerlek; çark; dönme, dönüş (çerh) چرخdönme dolap; girdap (çerhâb) چرخابhelikopter (çerhbâl) جرخبالarabacı (çerhçî) چرخجیçıkrık (çerhe) چرخهsis (mih) مهsaç, kıl, tüy (mûy) موی

مقدس Sakal-ı Şerif (mûy-i mukaddes) مویdamar (reg) رگ

رگ kılcal damar (mûy reg) موی

***Hikmet Damlaları***

کنه  -1 تب برات که بمیر کسی برای

(Berâ-yi kesi bemîr ki berâ-t teb kone.)

Senin için ateşlenen [seni gözetip düşünmesinden ötürü rahatı kaçan] kişi için öl/canını ver!

نمیرسد -2 منزل به کج بار

(Bâr-i kec be menzil nemîresed.)

Eğik/çarpık yük, menzile ulaşmaz.

کن  -3 میراث و ارث ادعای بعد کن، ثابت برادریتو اول

(Evvel berâderi-yi to sâbit kon, ba'd iddiâ-yi irs u mîrâs kon.)

Önce kardeş olduğunu ispatla, sonra mirasın iddiasını yap (miras iddiasını dile getir)!

Ynt: بياموزيم Farsça Öğrenelim فارسى« Yanıtla #37 : Şubat 28, 2010, 08:33:58 ÖS » Alıntı

هشتم و بيست (Ders-i Bîst u Heştom) درس

Yirmi sekizinci Ders

***Dil Bilgisi***

Page 65: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

*Gereklilik Kipi ( وجوبی (فعل

Farsça’da gereklilik kipi بايستن (bâyesten , gerekmek, lazım olmak) , شايستن  (şâyesten, yaraşmak) ve سزيدن (sezîden, layık olmak, değmek) yardımcı fiilleriyle yapılır.

Ancak, Modern Farsça’da bu kip için بايستن  yardımcı fiili kullanılır.

yardımcı fiili asıl (bây باي bâyesten , gerekmek, lazım olmak; geniş zaman gövdesi) بايستنfiilden önce gelir ver gerekliliğin söz konusu olduğu zamana göre çekimi yapılır. Yardımcı fiilin kişiye göre farklı çekimi yoktur. Asıl fiilin ise muzari-i iltizamî (istek kipi-şimdiki zaman) üzere kişiye göre çekimi yapılır.

Örnek cümleler: کنیم کار *(bâyed kâr konîm - çalışmalıyız) باید                      بفرستید باید (mî bâyed befiristîd - göndermelisiniz) می

Modern Farsça'da gereklilik kipinde genellikle dört zaman kullanılır. Formül şöyledir: .yardımcı fiilinin kullanılan zamandaki çekimi + asıl fiilin muzari-i iltizamî çekimi بايستنOlumsuz çekimde ise yardımcı fiilin çekiminin başına ن (ne edatı) getirilir.

مطلق (1 (Di'li geçmiş zaman) ماضی

بخوانم (bâyest behânem- okumam gerekti) بایستبخوابم (ne-bâyest behâbem- uyumamam gerekti)  نبایست

استمراری (2 (Şimdiki/Geniş zamanın hikayesi) ماضی

بروی بایست (mî bâyest berevî- gitmen gerekiyordu) میبگویی بایست (ne-mî bâyest begûyî- söylememen gerekiyordu) نمی

ساده (3 (Geniş zaman) مضارع

بیاموزد (bâyed beyâmûzed - öğrenmesi gerekir) بایدبشنود (ne-bâyed beşineved - duymaması gerekir)  نباید

اخباری (4 (Şimdiki/Geniş Zaman) مضارع

بنویسیم باید (mî bâyed benivîsim - yazmamız gerekiyor) میبخوریم باید (ne-mî bâyed behorîm - yemememiz gerekiyor) نمی

Örnek cümleler:

بزنم حرف او با حتما بایست Mî bâyest hatmen bâ-û harf bezenem - Onunla kesinlikle)   میkonuşmam gerekirdi.)

کند ترک را سیگار باید کشد می سیگار Eger sîgar mî keşed bâyed sîgar râ terk koned - Eğer)  اگرsigara içiyorsa, sigarayı bırakması gerekir.)

کنیم صحبت و بنشینیم (.Bâyed benişînim ve sohbet konîm - Oturmalı ve sohbet etmeliyiz)  باید

Page 66: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

** Mutlak Gereklilik ( مطلق (وجوبی

ve asıl fiilin mazi باید yardımcı fiilinin geniş zaman kökünün üçüncü tekil şahsı olan بایستنgövdesinin birleşiminden ibaret olan mutlak gereklilik genel bir anlam ifade eder ve bu kipte fiil edilgen çatıda tercüme edilir. Diğer bir deyişle mutlak gerekliliğin bulunduğu cümleler edilgen çatılı olduğu için fiilin öznesi cümlede zikredilmez.

Örnekler: فرستاد (bâyed firistâd - gönderilmeli)  بایدنشست                 (bâyed nişest - oturulmalı)  بایدگشت                 بر (bâyed ber-geşt - dönülmeli) باید                کرد گوش (bâyed gûş kerd - kulak verilmeli) باید

Örnek cümleler:    گفت باید را مطلب (În matlab râ bâyed goft - Bu konu söylenmeli) اینکرد                         حفظ را تعادل (.Bâyed teâdul râ hıfz kerd - Denge korunmalı)  بایدداد                        تغییر باید را قوانین امر این Bera-yı în emr kavânîn râ bâyed tağyir dad - Bu)  برایiş için kanunlar değiştirilmeli.)

***Kelime Hazinesi***

temel, kök (bunyâd) بنیادkuyu (çâh) چاهkeçi boynuzu (harnûb) خرنوبzahmet, eziyet (renc) رنجzahmet çeken;işçi, rençper (rencber) رنجبرuygun, yakışır; layık (revâ) روا

داشتن uygun/layık görmek (revâ dâşten) روا(.şûy dur شو Geniş zaman kökü) yıkamak (şosten) شستن

شویی lavabo (rû şûyî/dest şûyî) دستشويي veya روکردن yüzmek (şinâ kerden) شنا

yüzücü (şinâver) شناورkambur (kûz) قوز

زار bataklık; bataklığı andıran (lecen-zâr) لجنkurtulmak, hürriyetine kavuşmak (vâresten) وارستنkurtulmuş, özgür (vâreste) وارستهçekirdek, öz (heste) هستهbalık kartalı, devlet kuşu, hüma kuşu (efsanevi bir kuş) (homây) همایkutsal, kutlu, mübarek (homâyûn) همایونyaşıt, akran (hemsâl) همسالkomşu, komşu bölge (hemsâye) همسایه.in 'süt' olduğunu hatırlayın شیر süt kardeş Tam burada (hemşîr) همشیرkızkardeş; süt kardeş; akraba; dost (hemşîre) همشیرهadaş (hemnâm) همنام en uzun gece. Yani 21 Aralık gecesi bizim şeb-i yeldâ'mız oluyor (yeldâ) یلدا

***Hikmet Damlaları***

برداشتي -  -1 جهان از گنجشك تخم داشتي پر اگر مسكين گربه

Page 67: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

(Gorbe-i miskîn eger per dâştî - tohm-i guncişk ez cihân ber-dâştî.)

Zavallı kedinin eğer kanadı olaydı, dünyada serçe yumurtası toplardı (devşirirdi).

پرواز - -2 همجنس با همجنس باز  كند با باز كبوتر با كبوتر

(Koned hemcins bâ hemcins pervâz - kebûter bâ kebûter bâz bâ bâz.)

Uçar bir kuş aynı cinsten olanla, güvecin güvercinle atmaca atmacayla...

گوسفندان -  -3 بر بود کاری ستم دندان تیز پلنک بر ترحم

(Terahhum ber pelenk-i tîz dendân - sitemkârî büved ber gosfendân.)

Keskin dişli kaplana acımak, koyunlara karşı zalimlik olur.                                             * Burada asıl fiil, istek kipi-şimdiki zaman (muzari-i iltizami) kalıbındadır ama ب harfinin bazı durumlarda özellikle ön edatlı ve bileşik fiillerin düşebileceği istisnasına binaen ب harfi asıl fiile eklenmemiştir. Bkz. Yirmi Altıncı Ders.

Ynt: بياموزيم Farsça Öğrenelim فارسى« Yanıtla #38 : Mart 30, 2010, 02:04:25 ÖS » Alıntı

نهم و بيست (Ders-i Bîst u Nohom) درس

Yirmi dokuzuncu Ders

***Dil Bilgisi***

*Yeterlilik Kipi ( اقتداری (فعل

Bu kiple bir eyleme gücü yetme, başarma, olasılık ve becerme anlamları katılır. Farsça’da yeterlilik kipi توانستن (tevânisten , gücü yetmek, -abilmek) yardımcı fiilininin istenilen zamanda çekimiyle asıl fiilin muzari-i iltizamî (istek kipi-şimdiki zaman) çekiminin biraraya getirilmesiyle elde edilir.Klasik Farsça'da asıl fiil her zaman geçmiş zaman gövdesi (mesela

رفت , .fiili için) ile kullanılır ve her şahıs için aynı kalır, şahsa göre çekimi yapılmaz رفتنAncak Modern Farsça'da denildiği gibi asıl fiilin (şahsa göre değişen) istek kipi-şimdiki zaman çekimi yapılır.

Bu kipin formülü şöyledir: توانستن yardımcı fiilinin kullanılan zamandaki çekimi + asıl fiilin muzari-i iltizamî çekimi. Olumsuz çekimde ise yardımcı fiilin çekiminin başına ن (ne ) edatı getirilir ama sadece gelecek zaman çekiminde bu edatı (خاستن fiilinden) خواه ile başlayan yardımcı fiilin başına getiririz. بیایم ن توانست خواهم (nehâhem tevânist beyâyem- gelemeyeceğim) gibi.

Şimdi olumlu çekim örneklerini görelim:

Page 68: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

Modern Farsça'da: بگویم Geçmiş (di'li-) * (tevânistem begûyem - söyleyebildim) توانستمZamanKlasik Farsça'da: گفت (tevânestim goft - söyleyebildim) توانستم

Modern Farsça'da: بدهد جواب است tevâniste'est cevâb bedehed - cevap) توانستهverebilmişti) * -miş'li Geçmiş ZamanKlasik Farsça'da: داد جواب است (tevâniste'est cevâb dâd - cevap verebilmişti) توانسته

Modern Farsça'da: بنویسید بودید miş'li- * (tevâniste bûdîd benivîsîd - yazabilmiştiniz) توانستهGeçmiş Zamanın HikayesiKlasik Farsça'da: نوشت بودید (tevâniste bûdîd nivişt- yazabilmiştiniz) توانسته

Modern Farsça'da: بپزند اند بوده * (tevâniste bûde end bepezend - pişirebilmişlermiş) توانسته-miş'li Geçmiş Zamanın RivayetiKlasik Farsça'da: پخت اند بوده (tevâniste bûde end poht - pişirebilmişlermiş) توانسته

Modern Farsça'da: کنم شنا Geniş Zaman * (tevânem şinâ konem - yüzebilirim) توانمKlasik Farsça'da: کرد شنا (tevânem şinâ kerd - yüzebilirim) توانم

Modern Farsça'da: بخوری توانی Şimdiki Zaman * (mî tevânî behorî - yiyebiliyorsun) میKlasik Farsça'da: خود توانی (mî tevânî hord - yiyebiliyorsun)  می

Modern Farsça'da: بروی توانستی Şimdiki * (mî tevânistî berevî - gidebiliyordun) میZamanın HikayesiKlasik Farsça'da: رفت توانستی (mî tevânistî reft - gidebiliyordun) می

Modern Farsça'da: ایم توانسته بخوانیم  می (mî tevâniste'îm behânîm - okuyabiliyormuşuz) * Şimdiki Zamanın RivayetiKlasik Farsça'da: ایم توانسته خواند  می (mî tevâniste'îm hând - okuyabiliyormuşuz)

Modern Farsça'da: بدود توانست Gelecek * (hâhed tevânist bedeved - kaçabilecek) خواهدZamanKlasik Farsça'da: دوید توانست (hâhed tevânist devîd - kaçabilecek)  خواهد

Modern Farsça'da: ببینیم باشیم İstek * (tevâniste bâşîm bebînîm - görebilmiş olalım) توانستهkipi-Geçmiş ZamanKlasik Farsça'da: دید باشیم (tevâniste bâşîm dîd - görebilmiş olalım) توانسته

Örnek cümleler:

    بزند حرف است توانسته (.Nemî tevâniste'est harf bezened - Konuşamıyormuş) نمیببینم                         را او توانم نمی ساعتی تا اقل حد که دانستم Mî dânistem ki hadd-i ekall tâ)  میsâatî nemî tevânem û-râ bebînem - Biliyordum ki en azından bir saate kadar onu göremem.)                      دکتر کنم کار توانم نمی شما با - Men bâ-şomâ nemî tevânem kâr konem, doktor)  منBen sizinle çalışamam, doktor.)

** Mutlak Yeterlilik ( مطلق (اقتداری

Page 69: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

ın sonuna istenilen fiilin geçmiş‘ (tevân) توان yardımcı fiilinin geniş zaman gövdesi توانستنzaman gövdesi getirilerek elde edilir.

گفت توان gibi. Ayrıca (tevân goft - söylenebilir) توان .de kullanılmaktadır (mî tevân)  می

Modern Farsça’da توان ve ن توا د (şoden-olmak fiilinden türetilen شدن) yanında می شو می(mîşeved) fiili de kullanılır. خواند شود .gibi (mîşeved hând - okunabilir) می

Olumsuzluk eki ن (ne) daima yardımcı fiilin başına gelir. Örneğin دید - ne-tevân dîd) نتوانgörülemez)

Mutlak yeterliliğin hikayesi ise شدن yardımcı fiilinin şimdiki zamanının hikayesinden yararlanılarak yapılmaktadır. فرستاد شد خورد ve (mî şod firistâd - gönderilebilirdi)   می شد نمی(ne-mî şod hord - yenilemezdi) gibi.

Örnek cümleler:   

گفت و نوشت شود نمی را چیز همه Elbette heme çîz-ra nemî şeved nivişt ve goft - Elbette) البتهherşey yazılamaz, söylenemez.)کرد                         احساس توان می چگونه را Bihâr-ra çegûne mî tevân ihsas kerd? - Bahar) بهارnasıl hissedilir?)                     

***Kelime Hazinesi***

arayan, tâlib (cûyende) جویندهbulan, bulmuş (yâbende) يابندهarka; iz (pey) پیtakip eden, peşinden giden, müteakip (peyro) پیروtabi olma, izinden gitme (peyrevî) پیرویpaha, fiyat (behâ) بهاön, ileri (pîş) پیش

بها kapora (pîş-behâ) پیشönce, önden/ileriden giden (pîşro) پیشروterakki, ilerleme (pîş-revî) پیشرویtakdim, ikram, hediye (pîşkeş) پیشکش sarmaşık (pîçek) پيچکgömlek (pîrâhen) پيراهنkadeh (piyâle) پیالهsonra, son, geri (pes) پس

نشستن geri çekilmek; caymak (pes nişesten) پسمانده yemekten geriye kalan, yemek artığı (pes mânde) پس

فردا yarından sonraki gün (pes ferdâ) پسeş, benzer (hemtâ) همتا

همتا eşsiz, benzersiz (bî-hemtâ) بیsigorta (bîme) بیمهCennet (beheşt) بهشتCehennem (dozah) دوزخ

Page 70: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

***Hikmet Damlaları***

سازی  -1 حلوا غوره ز کنی صبر گر

(Ger sabr konî ze ğure halvâ sâzî..)

Eğer sabredersen ekşi üzümden tatlı yaparsın.

نکند -2 شمشیر را قلم کارِ

(Kâr-i kalem-râ şemşîr nekoned.)

Kalemin işini kılıç yapmaz.

است  -3 خلیل دیدار علیل شفای

(Şifâ-yı alîl, dîdâr-ı halîl est.)

Hastanın şifası, dostun yüzüdür (dostunu görmesidir).

Ynt: بياموزيم Farsça Öğrenelim فارسى« Yanıtla #39 : Nisan 30, 2010, 09:10:07 ÖÖ » Alıntı

ام سى (Ders-i Sîom) درس

Otuzuncu Ders

***Dil Bilgisi***

*Duâ Kipi ( دعا (فعل

Bir olayın ya da durumun gerçekleşmesi arzusuyla kullanılan duâ cümlelerinde kullanılan bu kipin Klasik Farsça'da kullanılan (Modern Farsça'da az kullanılan) şekli, çekimi istenilen mastarın geniş zaman gövdesine duâ yapısını oluşturan اد (âd) ekinin ilave edilmesiyle oluşturulur.

Örnekler:

.kon 'dur كن fiilinin geniş zaman gövdesi (kerden - yapmak)   كردن

كناد   اد+ :   كن     konâd: yapsın!

.mîr 'dir مير fiilinin geniş zaman gövdesi (morden - ölmek)  مردن

اد + : ميراد   مير mîrâd: ölsün!

.zî 'dir زي fiilinin geniş zaman gövdesi (zîsten - yaşamak)  زيستن

Page 71: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

اد + : زياد   زي ziyâd: yaşasın!       .deh 'dir ده fiilinin geniş zaman gövdesi (dâden - vermek) دادن

اد + : دهاد   ده dehâd: versin!

fiilinin geniş zaman (âmurzîden - bağışlamak, affetmek eski deyimle yarlıgamak)  آمرزيدنgövdesi آمرز âmurz 'dur.

اد + : آمرزاد   آمرز   âmurzâd: bağışlasın/affetsin!

Örnek cümleler: 

آمرزاد شمارا متعال Hodâvend-i Müteâl şomâ-râ âmurzâd! - Yüce Tanrı sizleri)   خداوندbağışlasın!)

دهاد تو مزد (!Hodâ mozd-i tô dehâd - Tanrı ücretini/karşılığını (mükâfâtını) versin) خدا

خداوندا بزرگوار آن زياد Dîr ziyâd ân bozorgvâr Hodâvendâ! - Çok (uzun) yaşasın o) ديرbüyük (zât), ey Tanrım!) 

 * Modern Farsça'da ise bu kip daha çok muzari-yi iltizâmî* denilen istek kipi-şimdiki zaman kipiyle ifade edilir. Aşağıdaki cümlelerde olduğu gibi:

بيامرزد (!Hodâ beyâmurzed!- Tanrı bağışlasın/affetsin)  خدا

باشيد شاد و تندرست و موفق Hemîşe muvaffak ve ten-durust ve şâd bâşîd! - Daimâ) هميشهbaşarılı, sağlıklı ve mutlu olunuz!)

كند رحمت خدا بود خوبى Merdî hobî bûd; Hodâ rahmet koned - İyi bir adamdı; Tanrı) مردىrahmet eylesin!) 

***Kelime Hazinesi***

tahta, sopa, ağaç (dorûd)  درودگرmarangoz; mobilyacı (dorûdger)  درودگرyük; defa, kez (bâr) بارyük taşıyan/götüren, hammal (bârber) باربرdoğru, dürüst; sağlam; tam (dorost) درستsert; kaba, iri; engebeli (doroşt) درشتsağlık (ten-dorostî) تندرستيgüreş (koştî) کشتي

گير güreş tutan, güreşçi; pehlivan (koştî-gîr) کشتي yiğit, kahraman, şampiyon (pehlevân) پهلوان liman, liman şehri (bender) بندرuçurtma (bâdbâdek) بادبادکistekli, gönüllü (dâv-taleb) داوطلبpasaport (gozernâme) گذرنامه

Page 72: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

ipotek, rehin (girov) گروsuda yaşayan (canlılar) (âbzî)  آبزیgebe, hamile (âbisten) آبستنşelale, çağlayan (âbşâr) آبشارbaşlangıç (âğâz) آغازyağ (rovğen/revğen) روغنçekirge (meleh) ملخ

***Hikmet Damlaları***

زند  -1 نمی در آمد که اجل

(Ecel ki âmed der ne-mî zened..)

Ecel geldi mi kapıyı çalmaz.

رسد -2 مى كفتار به خرس ارث

(İrs-i hırs be keftâr mî resed.)

Ayının mirası sırtlana ulaşır.

ماند  -3 نمى پنهان ابر زير ماه

(Mâh zîr-i ebr pinhân ne-mî mâned.)

Ay, bulutun altında (arkasında) gizli/saklı kalmaz.

Ynt: بياموزيم Farsça Öğrenelim فارسى« Yanıtla #40 : Mayıs 08, 2010, 01:33:50 ÖS » Alıntı

يکم و سی (Ders-i Sî u Yekom) درس

Otuz birinci Ders

***Dil Bilgisi***

*Edilgen Fiil ( مجهول (فعل

Geçişli yani “neyi?, kimi?” sorularını sorabildiğimiz etken yapıdaki bir fiil, edilgen ortacından yani ism-i mefulünden sonra  شدن  (şoden- olmak) yardımcı fiilinin istenilen zamanının getirilmesiyle edilgen hale getirilir.

Çekim sırasında edilgen ortaç (ism-i mef'ul) hiçbir değişikliğe uğramaz.

Olumsuz çekimlerde olumsuzluk eki olan ن (ne) daima yardımcı fiilin başında bulunur.

Hülasa edilgen fiil için formülümüz şöyle: geçişli fiilinin ism-i mefulü + شدن fiilinin

Page 73: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

istenilen zamanda çekimi.

Örnek çekimler: 1) Edilgen di'li Geçmiş zaman: شدم (borde şodem- götürüldüm) بردهبرده + fiilinin ism-i mefulü (borden- götürmek, taşımak) بردن fiilinin di'li geçmiş   شدنzaman çekimi

                     2) Edilgen miş'li Geçmiş zaman: ای شده (zede şode'î- dövülmüşsün) زدهزده + fiilinin ism-i mefulü (zeden- vurmak, dövmek) زدن fiilinin miş'li geçmiş zaman شدنçekimi

                     3) Edilgen Geniş zaman: شود (forûhte şeved- satılır) فروختهفروخته + fiilinin ism-i mefulü (forûhten- satmak) فروختن fiilinin miş'li geçmiş zamanشدنçekimi

                     4) Edilgen Şimdiki zaman:  شويم می (dîde mî şevîm- görülüyoruz) ديدهزده+    شدن  fiilinin ism-i mefulü (dîden- görmek) دیدن   filinin şimdiki zaman çekimi

                     5) Edilgen Gelecek zaman: شد خواهيد (koşte hâhîd şod- öldürüleceksiniz) کشتهکشته+    شدن  fiilinin ism-i mefulü (koşten- öldürmek)  کشتن filinin şimdiki zaman çekimi *

                     6) Edilgen –miş’li Geçmiş Zamanın Hikayesi: بود شده -gofte şode bûd) گفتهsöylenmişti)گفته+    شدن fiilinin ism-i mefulü (goften- söylemek) گفتن filinin geçmiş zaman hikayesi çekimi

                     7) Edilgen Şimdiki Zaman/Geniş Zamanın Hikayesi:  شدند می şinâhte mî) شناختهşodend- tanınıyordunuz/biliniyordunuz)شناخته+    شدن fiilinin ism-i mefulü (şinâhten- tanımak, bilmek) شناختن filinin şimdiki zaman hikayesi çekimi

                     8 ) Edilgen İstek kipi - Geçmiş zaman (mazi-yi iltizâmî) : باشد شده yafte) یافتهşode bâşed- bulunmuş olsun)یافته+    شدن fiilinin ism-i mefulü (yaften- bulmak) یافتن filinin istek kipi-geçmiş zaman çekimi

                     9) Edilgen İstek kipi - Şimdiki zaman (muzari-yi iltizâmî): بشوم bahşîde) بخشیدهbeşevem- bağışlanayım/affedileyim)بخشیده+    شدن fiilinin ism-i mefulü (bahşîden- bağışlamak/affetmek) بخشیدن filinin istek kipi-şimdiki zaman çekimi Örnek cümleler:

است شده ساخته مخصوصی سرامیک از مواد În mevâd ez serâmîk-i mahsûsî sâhte şode)  اینest.) Bu maddeler, özel bir maddeden yapılmıştır.

  شد داده هدایایی ممتاز دانشجویان به مراسم پایان Der pâyân-ı merâsim be dânişcûyân-i)  درmumtâz hedâyâ-yi dâde şod.) Tören sonunda seçkin öğrencilere birtakım hediyeler verildi.

شود می گرفته خون های نمونه هم ها بچه این Ez în beççehâ hem nomûnehâ-yi hûn girifte) ازmî şeved.) Bu çocuklardan da kan örnekleri alınıyor.

Page 74: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

* Farsça'da diğer bir edilgen yapı da, etken yapıdaki fiilin 3. çoğul şahıs şeklidir. Gerçek özne bilinmediğinde ya da belirtilmesine gerek duyulmadığı durumlarda bu şekil yaygın olarak kullanılmaktadır.

Örnek cümleler: 

آموختی (1  که از ادب گفتند را Lokman'a (.'Lokmân-râ goftend 'edeb ez ki âmuhtî)  لقمان(şöyle) denildi: Edebi kimden öğrendin?

داشتند (2 عرضه من بر را دنیا گنجهای Kelîdhâ-yi genchâ-yi dunyâ-râ ber men arza) کلیدهایdâştend.) Dünya hazinelerinin anahtarları bana gösterildi/sunuldu.

***Kelime Hazinesi***

karışmak, karıştırmak :(âmîhten) آمیختن.karışmış Türkçe'de hakaret-âmiz gibi kelimelerde kullanırız :(âmîz) آمیزasmak, sarkıtmak :(âvîhten) آویختنküpe; avize :(âvîze) آویزهtarak; omuz :(şâne) شانهsalyangoz :(halezûn) حلزونistiridye :(sedef) صدفbalina :(neheng) نهنگköpek balığı :(kûse) کوسهbeyin :(mağz) مغزbel :(kemer) کمرkarın :(şikem) شکمbilek :(moç) مچdirsek :(ârenc) آرنجyol almak :(neverdîden) نوردیدنastronot (uzayda yol alan:) :(feza-neverd) فضانورد.içmek 'Gel nûş idelim bâde...' diye devam eder bir ilahi, bilirsiniz :(nûşîden) نوشیدن

جان !Afiyet olsun (nûş-i cân) نوشtatlı, lezzetli :(nuşîn) نوشینiçecek; içki :(nûşâbe) نوشابهmüjde :(novîd) نویدbuz dolabı :(yahçâl) یخچالduraklama, tehir :(direng) درنگyakmak; aydınlatmak, parlatmak :(efrûhten) افروختنsüslemek, düzene sokmak :(ârâsten) آراستنsüslenmiş, düzenli :(âraste) آراسته

افروز iç açıcı, gönül aydınlatan :(dil-efrûz) دلgönül süsleyen; sevgili :(dil-ârâ) دآلرا

***Hikmet Damlaları***

Page 75: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

دوست  -1 دشمن و نشود گوشت جغندر

(Çoğander goşt ne-şeved ve duşmen dûst.)

Pancar, et olmaz; düşman, dost.

گند -2 می دراز گردن خواهد می علف که شتر

(Şotor ki elef mî-hâhed gerden derâz mî-koned.)

Deve, ot (yemek) ister de boynunu uzatır.

خوری  -3 جه فردا غم داری که امروز نان

(Nân-ı emrûz dârî ğam-ı ferdâ çi horî.)

Bugünün ekmeğine sahipken ne diye yarının gamını yersin!?

Ynt: بياموزيم Farsça Öğrenelim فارسى« Yanıtla #41 : Mayıs 23, 2010, 08:30:21 ÖS » Alıntı

دوم و سی (Ders-i Sî u Dovvom) درس

Otuz ikinci Ders

***Dil Bilgisi***

*Nesnelerine Göre Fiiller

** Geçişli Fiil ( متعدی (فعل

Bilindiği üzere, nesne alan (neyi ya da kimi?) sorularına cevap veren fiillere geçişli (müteaddi) fiil denilir.

Böyle bir fiilin nesnesi olan bir isim (Türkçe grameri açısından söyleyecek olursak) ya yalın halde (hiç bir ek almadan) ya da ismin -i halinde (-ı/-i ekini almış halde) cümlede yer alırlar.

Örnek cümleler:

را بالش تو بگویم خواستم شکستیمن (Mî hâstem begûyem: 'To bâleş-râ şikestî. - 'Sen onun kanadını kırdın.' diyecektim.)

خواستم کشیدم ببوسممن خجالت مسافرها از ولی ش   (Mî hâstem bebûsemeş velî ez misâfirhâ hacâlet keşîdem. - 'Onu öpecektim lakin yolculardan utandım.)

شما برای را نامه دو یکی کنم من من قرائت (Men yekî do nâme-râ berâ-yı şomâ kırâet mîkonem. - Ben, bir-iki mektubu sizin için okuyorum.)

Page 76: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

** Geçişsiz Fiil ( الزم (فعل

Bu fiil de geçişli fiilin tersine nesne almaz ve cümlede fiil doğrudan özneyi etkiler.

Geçenki dersten de hatırlanabileceği üzere edilgen fiil sadece geçişli bir fiilden türetilebildiği için geçişsiz bir fiilin edilgeni mümkün değildir.

Bu tür fiiller nesne almaz ama dolaylı tümleç alabilirler.

Örnek cümleler:

ما کنار از کنان گریه کرد مردی عبور (Merdî girye konân ez kenâr-i mâ ubûr kerd. - Bir adam ağlayarak yanımızdan geçti.)

کردم و رفتم بیرون زدن شروع قدم به   (Bîrûn reftem ve şurû kerdem be kadem zeden. - Dışarı gittim ve yürümeye başladım.)

اینجا توانم نمی حقوق این بمانمبا (Bâ în hukûk ne-mî tevânem încâ bemânem. - Bu maaşla burada kalamam.)

** Ettirgen Fiil ( دوگانه متعدی *( فعل

Üstteki adından da anlaşılacağı üzere, bu fiilde geçişli bir fiilin aktiflik anlamı ya da geçişlik derecesi bir takım ekler yardımıyla artırılır.

Muzarî (Geniş zaman) gövdesine (اندن- ânden) ya da (انیدن-ânîden) eklerinin ilave edilmesiyle elde edilen ettirgen fiiller, bir kişiye bir eylemi ya da bir hareketi yaptırmaya zorlama ya da sebep olma anlamını ifade eder.

Ettirgen fiiller nesnenin yanında dolaylı tümlece de ihtiyaç duyarlar.

Şimdi bazı geçişli fiilleri ettirgen yapalım:

Mazi/Geçmiş zaman gövdesi: خشکیدن - hoşkîden: kurumak Muzari/Geniş zaman gövdesi:  خشک - hoşk Ettirgen Fiil: / خشکاندن hoşkânden/hoşkânîden: kurutmak-   خشکانیدن

Mazi/Geçmiş zaman gövdesi: دویدن- devîden: koşmakMuzari/Geniş zaman gövdesi:  دو- dev Ettirgen Fiil: /دواندن devânden/devânîden: koşturmak-دوانیدن

Mazi/Geçmiş zaman gövdesi: خندیدن - handîden: gülmekMuzari/Geniş zaman gövdesi:  خند - hand Ettirgen Fiil: /خنداندن handânden/handânîden: güldürmek-خندانیدن

Mazi/Geçmiş zaman gövdesi: هراسیدن- herâsîden: korkmakMuzari/Geniş zaman gövdesi:  هراس - herâs Ettirgen Fiil: /هراساندن herâsânden/herâsânîden: korkutmak-هراسانیدن

Mazi/Geçmiş zaman gövdesi: جوشیدن- cûşîden: kaynamak

Page 77: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

Muzari/Geniş zaman gövdesi:  جوش - cûş Ettirgen Fiil: /جوشاندن cûşânden/cûşânîden: kaynatmak-جوشانیدن

Mazi/Geçmiş zaman gövdesi: چسبیدن - çeşbîden: yapışmakMuzari/Geniş zaman gövdesi:  چسب- çesb Ettirgen Fiil: /چسباندن çesbânden/çesbânîden: yapıştırmak- چسبانیدن

Mazi/Geçmiş zaman gövdesi: چرخیدن- çerhîden: dönmek (Tam burada sizin de aklınıza geldi mi sizinde 'çark etmek' fiili. )Muzari/Geniş zaman gövdesi:  چرخ- çerh Ettirgen Fiil: /چرخاندن çerhânden/çerhânîden: döndürmek-چرخانیدن

Örnek cümleler:   

Geçişli: را سیب خوردعلی (Alî sîb-râ hord - Ali elmayı yedi.)Ettirgen: بچه به را سیب خوراندعلی (Alî sîb-râ be beççe hôrând. - Ali elmayı çocuğa yedirdi.)

Geçişli: را نامه نوشتبهرام (Behrâm nâme-râ nivişt - Behram mektubu yazdı.)Ettirgen: پسرش به را نامه نویساندبهرام (Behrâm nâme-râ be pisereş nivîsând - Behram mektubu oğluna yazdırdı.)

***Kelime Hazinesi***

yapışkan, tutkal, zamk :(çesb) چسبyapışık, yapışmış :(çesbîde) چسپیدهkuru, susuz (ıslak değil) :(hoşk) خشکkuru meyve ('kak' denilir köylerde) :(hoşkbâr) خشکبارkurak yıl :(hoşksâl) خشکسالsalyangoz :(halezûn) هراسkorkak ; korkarak :(herâsân) هراسانkorkunç :(herâsnâk) هراسناکartma, fazlalaşma, artış :(efzâyiş) افزایشarttıran, fazlalaştıran :(efzâyende) افزایندهçok, fazla :(efzûn) افزونdeğerli, kıymetli :(erzende) ارزندهdeğerli; layık; aziz :(erzmend) ارزمندdarı, kuş yemi :(erzen) ارزنdeğer, fiyat; layık olma :(erziş) ارزشkıskançlık, haset :(ereşk) ارشک

***Hikmet Damlaları***

است  -1 غلط آموختن حکمت لقمان به

(Be Lokman hıkmet âmûhten ğalet est..)

Page 78: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

Lokman'a hikmet öğretmek (yani öğretmeye kalkışmak) hatadır.

نخوری -2 آش ندهی پول تا

(Tâ pûl nedehî âş nehorî.)

Bak, para vermezsen yemek yemezsin.

مکوب  -3 دشمنان درِ و بروب دوستان Sa'di Şirâzî ,خانۀ�

(Hâne-i dûstân berûb u der-i duşmenân mekûb.)

Dostların evini süpür ve (bununla beraber) düşmanların kapısına çivi çakma (ya da düşmanların kapısını dövme) !

* - Fiil-i Müteaddi-yi Do-gâne   yani ikinci dereceden geçişli fiil demektir. fiilinin muzari (geniş) zaman خاستن .ise kaldırmak demektir  برخیزاندن ,kalkmak برخاستن *kökü خیز olup ona اندن eklenmiş ve برخیزاندن fiili elde edilmiştir. Fiile bitişen ت ise nesnedir ve 'seni' anlamındadır.

****سوم و سی درس (Ders-i Sî u Sevvom)

Otuz üçüncü Ders

***Dil Bilgisi***

*Belirsiz İsim ( نکره اسم )

Belirsiz ya da nekre isimler Farsça'da şu şekillerden biriyle ifade edilir:

1) Sonunda nekrelik yâ'sı (ی) bulunmakla:

Örneğin هنری (hunerî- bir sanat), حزبی (hızbî- bir parti) gibi.

2) Başında یک sayı sıfatı bulunmakla:

Örneğin نقاش یک (yek nakkâş - bir ressam, برنامه یک (yek bernâme- bir program) gibi.

3) Başında یک sonunda da nekrelik yâ'sı (ی) bulunmakla:

Örneğin سلولی یک (yek sillulî- bir hücre), میزی یک (yek mîzî- bir masa) gibi.

هیچ , هر , همه (4 gibi belgisiz sıfatlarla vasfedilmekle:

Örneğin شب هر (her şeb- her gece), درها همه (heme derhâ- bütün kapılar), شهر هیچ (hîç şehr- hiçbir şehir), روزها همه (heme rûzhâ- bütün günler) gibi.

Örnek cümleler:

Page 79: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

خریدم کتابی کتابفروشی از (Ez kitabfuruşî kitabî harîdem- Bir kitapçıdan bir kitap satın aldım.)

دوید می درختی یک سوی دختری (Dohterî sûy yek dirahtî mî-devîd- Bir kız, bir ağaca doğru koşuyordu.)

*Küçültme İsmi ( مصغر اسم )

Küçültme isimleri, isimlerin sonlarına ilave edilen şu eklerle oluşturulur:

(kitabçe - kitapçık) کتابچه ,(bağçe- bahçecik, ufak bahçe) باغچه Örneğin :(çe-) چه (1(dohterek- kızcağız) دخترک (peserek - oğulcağız) پسرک Örneğin :(ek-) ک (2(peserû- oğulcağız) پسرو ,(yârû- dostcağız) یارو Örneğin :(û--) و (3(bâzîçe- oyuncak) بازیچه (derîçe- küçük kapı) دریچه Örneğin :(îçe--) یچه (4(dirahte- ağaççık) درخته ,(dohtere- kızcağız) دختره Örneğin :(e--) ه (5(merdeke- adamcağız) مردکه (zeneke- kadıncağız) زنکه Örneğin :(eke-) که (6

* İsmin halleri

1) Yalın hali: İsmin ek almadığı halidir. Örn.خانه /hâne, ev2) Belirtme/-i hali: را eki getirilerek yapılır. Örn. را خانه /hâne-râ, evi3) Yönelme/-e hali: به eki getirilerek yapılır.Örn. خانه به /be-hâne, eve Bazen را eki de bu işlevi görür. بودم نگفته را شما (şomâ-râ ne-gofte bûdem, Size dememiş miydim!?) cümlesindeki gibi. 4) Bulunma/-de hali: در eki getirilerek yapılır. Örn. خانه در /der-hâne, evde Bazen به eki de bu işlevi görür. است گنج به گوهر (Govher be-genc est, Mücevher hazinededir.) cümlesinde olduğu gibi. 5) Ayrılma/-den hali: از eki getirilerek yapılır. Örn. خانه از /ez-hâne, evden.

***Kelime Hazinesi***

yön, taraf :(sûy) سویخوابید میی خیابان کنار در نیز گوچولو گربۀ .küçük, küçücük Örn :(kûçûlû) کوچولو (Gorbe-i kûçûlû nîz der kenâr-ı hıyâbân mÎ-hâbîd- Küçücük bir kedi, caddenin kenarında uyuyordu.) de, da :(nîz) نیزkirlilik :(âlûdegî) آلودگی

هوا آلودگی (âlûdegî-yi hevâ): hava kirliliği ... himaye etmek Bu fiilden 'vatanperver' gibi birleşik kelimeler türer ve :(perverden) پروردنkoruyan/himaye eden anlamı verilir.kumaş topu; dosya :(pervende) پروندهilaç :(dârû) داروeczane :(dârûhâne) داروخانهeczacı :(dârûsâz) داروسازtava :(tâbe) تابهkanser :(seretân) سرطانgönderen; (radyo, tv) verici :(firistende) فرستندهoyuncu :(bâzîger) بازیگرtuzak, kapan; ehil hayvan :(dâm) دامveteriner, baytar :(dâmpizişk) دامپزشکlimonata :(âblîmû) آبلیمو

Page 80: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

su ısıtıcısı :(âbgermkon) آبگرمکنtava :(tâbe) تابهheybe, dağarcık :(enbân) انبانortak; benzer; arkadaş; sevgili :(enbâz) انبازmaşa :(enbur) انبرpense :(enbur-dest) انبردستson :(encâm) انجام

***Hikmet Damlaları***

باشد شکن قفس دانا مرغ -1

(Murğ-ı dânâ kafes-şiken bâşed.)

Bilgili kuş, kafes-kıran olur.

بینی صفا تا کن وفا -2

(Vefâ kon tâ safâ bînî.)

Vefa göster (sözünde dur) ki sefa (huzur) görürsün/bulursun.

مشکن نمکدان خوری نمک که جایی -3 , Sa'di Şirâzî

(Câyî ki nemek horî nemekdân me'şken.)

Tuz yediğin bir yerde tuzluğu kırma!

Ynt: بياموزيم Farsça Öğrenelim فارسى« Yanıtla #45 : Temmuz 28, 2010, 05:51:08 ÖS » Alıntı

چهارم و سی (Ders-i Sî u Çeharom) درس

Otuz dördüncü Ders

***Dil Bilgisi***

* Tamlamalar ( اضافی (ترکیب

** Yapıları Bakımından İsim Tamlaması - اضافی ترکیب

1- Ters çevrilmiş Tamlama

Türkçe'dekinin (Okulun kapısı, okulun tamlayan kapısı tamlanan) tersine normalde Farsça'da ( مادر ise sonda (مادر) önde, tamlayan (صدای) seda-yi mâder, annenin sesi) tamlanan صدایyer alır. Ancak bazı durumlarda tamlayan önce gelir ve tamlama esresi de ortadan kalkar.

Örnek: چشم پزشک yerine (pizişk-i çeşm) پزشِک (çeşm-pizişk, göz doktoru) چشم          گل (gul-berg, gül/çiçek yaprağı) گلبرگ yerine (berg-i gul) برِگ

Page 81: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

2-  Kesik Tamlama

Kelimeleri birbirine bağlayan tamlama esresinin kaldırılığı kelimelerin yerlerini değiştirilmediği tamlamadır. Bu tür tamlamalar genellikle birleşik isim olarak kullanılır.

Örnek: خانه خانه yerine (sâhib-i hâne) صاحِب (sâhibhâne, ev sahibi) صاحب          زن زن yerine (mâder-i zen) مادرِ (mâderzen, kaynana)مادر

lı Tamlama را  -3

Kelimeleri birbirine bağlayan tamlama esresinin kaldırıldığı, kelimelerin yerlerinin de değiştirildiği ve tamlayanın sonuna را edatının getirildiği tamlamadır.

Örnek: پدر پول yerine (pûl-i peder) پوِل را (peder-râ pûl, babanın parası) پدر          پادشاه تخت yerine (teht-i pâdişâh) تخِت را (pâdişâh-râ teht, padişahın tahtı) پادشاه

4-  Parçaları ayrılmış Tamlama

Tamlayanın önemi tamlanandan daha fazla olduğunda tamlayan hem önce gelir hem de tamlanandan kendisine dönen bir zamir bulunur. Bu Arapça'daki önce geçen isme dönen (râci) zamirleri hatırlatan bir husustur.

Örnek cümleler : است تهران در پدرش Feridun'un (Feridun pedereş der Tehran est)  فریدونbabası Tahran'dadır.            است نوع بهترین از غزلهایش Hafız'ın gazelleri (Hafız ğazelhâ-yiş ez bihterîn-i nev' est) حافظ(o) türün en iyilerindendir.

*Anlamları Bakımından Tamlamalar

1- Sahiplik/İyelik bildiren Tamlama

Bu tür bir tamlamada tamlayan, tamlanana sahiptir. Bu tamlama türünde, tamlayan her zaman insan olmalıdır. Tamlayan zamir de olabilir.

Örnek: فرهاد ,(dest-i Ferhad, Ferhad"ın eli) دسِت پدر ,(hâne-i peder, Babanın evi) خانۀ�ِ ما سِگ(seg-i mâ, bizim köpeğimiz veya sadece köpeğimiz denilebilir.)        2- Tahsis (Özgü olma) ifade eden Tamlama

Bu tür bir tamlamada tamlanan, tamlayana özgüdür. Bu tamlama çeşidi, 'tamlayanın illaki insan olması' şartının aranmaması özelliğiyle iyelik bildiren tamlamadan ayrılır.

Örnek: درس ,(kitab-ı ders, Ders kitabı) کتاِب مطالعه النه ,(mîz-i mutale'e, çalışma masası) میزِکبوتر (.lâne-yi kebûter, güvercin yuvası) ِی

3- Belirleyici Tamlama

Page 82: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

Bu tür bir tamlamada tamlayan, tamlananın cinsini, hangi kategoriye girdiğini açığa kavuşturur. Tamlayan genellikle özel isimdir. Mesela Afrika, nedir ülke mi kıta mı onu belirler ve Afrika kıtası deriz. Bu tamlamada tamlanan düşse bile çoğu zaman anlam kaybı olmaz. Cumartesi günü yerine Cumartesi denildiğinde olduğu gibi.

Örnek: ایران ,(kişver-i Îrân, İran ülkesi) کشورِ افریقا روزِ ,(kâre-i İfrîkâ, Afrika kıtası) قارۀ�(.rûz-i şenbe,cumartesi günü) شنبه

4- Açıklayıcı Tamlama

Bu tür bir tamlamada tamlayan, tamlananın yapıldığı/üretildiği maddeyi beyan eder. Diğer bir ifadeyle bu bizdeki (Türkçe'deki:) takısız isim tamlamasıdır.

Örnek: پشم ,(destkeş-i peşm, yün eldiven) دستکِش طال سینی ,(câm-ı telâ, altın kadeh) جامِ(.sînî-yi nokre, gümüş sini) نقره

5- Teşbih bildiren Tamlama

Bu tamlamada tamlayan ve tamlanan arasında bir teşbih söz konusu olup tamlayan ya da tamlanandan biri, diğerine benzetilir.

Örnek: لعل ,(leb-i la'l, yakut (gibi) dudak) لِب سرو دهاِن ,(kadd-i serv, servi (gibi) boy) قدِ(.dehân-i ğonçe, gonca (gibi) dudak) غنچه

6- İstiare bildiren Tamlama

Tamlanan gerçek anlamında kullanılmayıp mecaz ifade eder. Bu mecaz bağlamında tamlayan bir varlığa benzetilerek (o varlığın bir parçası/organı zikredilmek suretiyle) istiare yapılır.

Örnek: مرگ ی ,pençe-yi merg, ölümün pençesi (Ölüm, aslana benzetilmiş.)) پنچه امید ی میوه(mîve-yi omîd, ümit meyvesi (Ümit, ağaca benzetilmiş.), دیل .gûş-i dîl, gönül kulağı) گوِش(Gönül, insana benzetilmiş.))

7- Baba-oğul ilgisi bildiren Tamlama

Böyle bir tamlamada oğul adı tamlanan, baba ya da anne adı tamlayan konumundadır. Aradaki tamlama -i'sini Arapça'daki /بنت kelimesinin işlevini (bin/bint - oğlu/kızı) بنgörmektedir dersek herhalde pek de yanlış sayılmaz.

Örnek: زال ,(Rustem-i Zâl, Zâl oğlu Rüstem) رستمِ مریم Îsâ-yı Meryem, Meryem oğlu) عیسِیİsa (a.s.), احمد Hasen-i Ahmed, Ahmed oğlu Hasan ya da Hasan'ın Ahmed. Bu ikinci) حسِنkullanım kırsal yaşamda 'Aliyelerin Hasan' (Bizim köyde var böyle biri de oradan:) örneğindeki gibi sıklıkla sülale ismiyle oluşturulur.)

***Kelime Hazinesi***

senaryo :(fîlmnâme) فیلمنامهkaynata :(peder-şoher) پدرشوهرyuva, kuş yuvası :(lâne) النه

Page 83: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

dalkavukluk, yağcılık :(lâve) الوهگر yağ yakan, yağcı, dalkavuk :(lâve-ger)الوه

yüzük :(enguşter) انگشترyüksük :(enguştâne) انگشتانهebedî, sonsuz; hoş, mesut :(enûşe) تابهdur!, durma :(îst) ایست  ayakta, kaim*; sabit :(îstâde) ایستادهdurak, istasyon :(îstgâh) ایستگاهaltın :(tilâ/telâ) طال

سفید ی beyaz altın; platinyum :(telâ-yi sefîd) طالسیاه ی petrol :(telâ-yi siyâh) طال

sitem eden, kınayan :(nikûh) نکوهsitem, kınama, serzeniş :(nikûhiş) نکوهشkınanmış :(nikûhîde) نکوهیدهbakış, bakma; riayet; dikkat :(nigeriş) نگرشbakış, görüş; ilgi, teveccüh :(nigâh) نگاه

نگهبان & muhafız, bekçi; (askeriye) nöbetçi :(nigâhbân/nigehbân) نگاهبانrutubet, ıslaklık, nem :(nem) نم

***Hikmet Damlaları***

نكند  -1 شكار نشود گرسنه تا شير

(Şîr tâ gorosne neşeved şikâr nekoned.)

Aslan aç değilse/acıkmamışsa ava çıkmaz.

نشناسند -2 بجامه را آدمى

(Âdemî-râ bi-câme neşinâsend.)

Bir insan, elbisesiyle tanınmaz/bilinmez.

3-    خالى تفنگ ترسند  دو  از نفر

(Ez tufeng-i hâlî do nefer tersend.)

Boş tüfekten iki asker tırsar*/korkar.

* İran'ın geçen yıl (2009) ordu gününde askeri geçiti izleyen devlet protokolünün yer aldığı standın yukarısında düşmana meydan okurcasına büyük harflerle şöyle yazılıydı:  آخر تا ما

ایم Bu (.Mâ tâ âhir îstâde îm. yani Biz sonsuza/son güne/kıyamete dek ayaktayız)  ایستادهaskeri geçite dair foto galerisine http://www.dunyabulteni.net/image_gallery_detail.php?id=164 adresinden ulaşabilirsiniz.

* Farsça ترسیدن tersîden ve bizdeki 'tırsmak' nasıl da birbirini çağrıştırıyor de mi ya?! Etimoloji hayranları/hastaları bakabilir: http://www.nisanyansozluk.com/?k=t%C4%B1rsmak

Page 84: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

Ynt: بياموزيم Farsça Öğrenelim فارسى« Yanıtla #46 : Ağustos 02, 2010, 12:50:38 ÖS » Alıntı

پنچم و سی (Ders-i Sî u Pençom) درس

Otuz beşinci Ders

***Dil Bilgisi***

*Görevleri Bakımından Sıfatlar

** Niteleme Sıfatı

İsimleri rengi, boyutu, cinsi, şekli, miktarı, durumu, hacmi, değeri vb. özellikleri açısından açıklayan sıfatlara denir.

Niteleme sıfatının bazı türleri vardır:

1) Yalın sıfat: Üstünlük eki almamış sıfatlardır.

Örnek: خوب گرم (hevâ-yi hûb, güzel hava) هوای (otâk-ı germ, sıcak oda) اطاق

2) Fiilden türeyen etken sıfatlar

Örnek: کوشا دانا (dohter-i kûşâ, çalışkan kız) دختر (peder-i dânâ, bilen/bilgili baba) پدر

3) Fiilden türeyen edilgen sıfatlar

Örnek: دزدیده پخته (emvâl-i dozdîde, çalınmış mallar) اموال hevîç-i pohte, pişmiş) هویچhavuç)

4) Nisbet bildiren sıfatlar

ینه,(nemekîn, tuzlu) نمکین eki ile ین ,(heftegî, haftalık) هفتگی ,(Îrânî, İranlı) ایرانی eki ile یeki ile پشمینه (peşmîne, yünlü), انه eki ile ساالنه  (sâlâne, yıllık), انی eki ile طوالنی (tûlânî, uzun), گار eki ile یادگار (yâdgâr, hatıra), yalnız sıfata bitişen گانه eki ile گانه ,se-gâne) سهüçlü), چی eki ile تماشاچی (temâşâçî, seyirci), و eki ile ترسو (tersû, korkak)

5) Layıklık bildiren sıfatlar

Masdara bitişen ی eki ile دیدنی (dîdenî, görülecek, gürülesi); گان eki ile شایگان (şâygân, münasib); وار eki ile شاهوار (şâhvâr, şaha yaraşır) gibi.

** Belirtme Sıfatı

Varlıkların, işaret, sayı, sıra, soru veya belirsizlik yoluyla durumlarını bildiren sıfat türüdür.

1) İşaret sıfatı:  این (în, bu) ve آن (ân, şu/o) ekleri ile ifade edilir. درخت în diraht, bu) این

Page 85: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

ağaç) گلها gibi (ân gulhâ, o çiçekler) آنBu sıfatlar ( آن , هم (çun) چن (gûne) گونه :şu isimlerle birleşerek de kullanılırlar (این(hem)>>> همین & & & چنان چنین همانve & ایگونه

2) Sayı sıfatı

3) Sıra sayı sıfatı

Bu ikisine (sayı sıfatı ve sıra sayı sıfatına) 10. derste değinmiştik.

4) Soru sıfatı

     (kodâm= hangi/hangisi) کدام                  (kodâmîn= hangi) کدامین

سان (çî sân= ne tür/ne tarzda)چه                     (çetor= nasıl) چطور(kocâ= nerede) کجا             (çi= ne) چه(çend= kaç) چند (?hîç= hiç) هیچ(çendom= kaçıncı) جندم   (key= ne zaman) کی

/ قدر مقدار (çi mikdâr/kedr= ne kadar) چهجور                (çi cûr= ne tür/nasıl)چهگونه (çi gûne= ne tür/nasıl)چه

(kû= nerede) کو

5) Belgisiz sıfat                      (heme= bütün) همهher= her) هر       (yekî= biri) یکی

ای (pare î= bir parça) پاره   ( berhî= bazı/bazısı) برخی(haylî= çok) خیلی   (hîç= hiç) هیچ(fulân= falan) فالن   (be'zî= bazı/bazısı) بعضی(endî= birkaç/küsûr) اندی

مقداری/    (kedrî/mikdârî= bir miktar) قدری(çend= birkaç) چند (kemî= bir miktar/az) کمی

دیگر (yekî dîger= başka biri) یکی

*Sıfatlarda Derecelenme

Sıfatlar derece, üstünlük ifade edip etmemelerine göre göre dört grupta toplanabilir. (Bir derecelendirmenin olmadığı) Yalın sıfat, özelliklerde aynı seviyede olmayı ifade eden eşitlik sıfatı, üstünlük ve en üstünlük sıfatı. Bu son ikisine daha önce değindiğimiz için bu derste sadece ikinci sırada zikrettiğimiz eşitlik sıfatını tanıtacağız.

Page 86: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

** Eşitlik Sıfatı - برابری صفت

Nitelediği ismin mukayese edildiği isimle aynı özellikleri taşıdığını, belli açılardan aynı derecede bulunduğunu ifade eden sıfatlar bu gruba girer. Şu kelimeler yardımıyla bu tür sıfatlar elde edilir.

اندازۀ (be endâze-i...=...gibi/kadar) بهقدر (be kadr-i...=...gibi/kadar) به

شکل (be şekl-i...=...gibi/kadar) بهچون (be çûn-i...=...gibi/kadar) به

(mânend-i...=...gibi/kadar) مانند(nezîr-i...=...gibi/kadar) نظیر(misl-i...=...gibi/kadar) مثل

Örnek Cümleler:

اسب خوب حسن اندازۀ� به (.Ali be endâze-i Hasen hûb est.- Ali, Hasan kadar iyidir) علیزیباست تهران مانندِ شما Şehr-i şoma, mânend-i Tahran zîbâ'st. Şehriniz, Tahran gibi) شهر

güzeldir.)

***Kelime Hazinesi***

çöpçü, süpürücü :(roftger) رفتگرsüpürmek :(roften) رفتنaçık, açık seçik :(rok) رک

گو açık açık söyleyen, dobra dobra konuşan :(rok-gû) رکراست و dosdoğru, açık :(rok u râst) رک

üzgün, kırgın, dargın :(rence) رنجهzil, çan :(zeng) زنگkorkusuz, cesur; küstah, edepsiz :(gostâh) گستاخyayma, serme :(gosteriş) گشترش nazlı; kibirli :(geş) گشilaç, fayda, çare :(gozîr) گزیرaçık; fethedilmiş; fasih :(goşâde) گشادهtop; mermi, top mermisi :(golûle) گلوله

ریزی kurşun dökme :(golûle-rîzî) گلولهzan, şüphe; tahmin :(gomân) گمان

افتادن گمان şüpheye düşmek/kapılmak :(bâ gomân uftâden) باyolunu kaybetmiş, kayıp :(gomrâh) گمراهsuç, kabahat, günah :(gonâh) گناه

آمرز günah bağışlayan, Allah :(gonâh-âmorz) گناهkubbe, kümbet; çiçek demeti :(gonbed) گنبدhacim, kapasite; istidâd (potansiyel), kabiliyet :(goncâyiş) گنچایش

***Hikmet Damlaları***

است  - 1 مردم مال شريك معامله خوش آدم

Page 87: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

(Âdem-i hoş muamele şerik-i mâl-i merdom est.)

Hoş geçinen kişi/insan halkın malının ortağıdır.

خر - 2 داند چه زغفران  قيمت

(Kıymet-i zağferân çe dâned har?.)

Safran'ın değerini ne bilsin eşek?

3 -    است مرد مربى سفر

(Sefer murebbi-yi merd est.)

Yolculuk, kişinin eğitmeni/terbiyecisidir..

Ynt: بياموزيم Farsça Öğrenelim فارسى« Yanıtla #47 : Ağustos 10, 2010, 12:53:43 ÖS » Alıntı

ششم و سی (Ders-i Sî u Şeşom) درس

Otuz altıncı Ders

***Dil Bilgisi***

*Pekiştirme Zamiri

Yapılan işin özneye döndüğünü anlatan zamir türüdür.

Farsça'da (خود) hod, (خویش) hîş ve (خویشتن) hîşten (kendi) kelimelerinden oluşan pekiştirme zamirleri, bu halleriyle bütün şahıslar için kullanılırlar. Tek bir zamir, bütün şahıslar için kullanılabildiğinden bu zamirlere 'müşterek şahıs zamirleri' de denilmektedir.

* Pekiştirme zamirlerinden (خود) hod, hem konuşma dilinde hem de yazı dilinde kullanılırken diğerleri genellikle yazı dilinde ve özellikle de klasik metinlerde görülür.

* Pekiştirme zamirleri, herhangi bir ismi ya da zamiri takip ettiklerinde sadece anlamı pekiştirme amacı taşıdıklarından cümleden atılmaları halinde cümlenin yapısına bir zarar gelmez. Diğer bir deyişle bu zamirler, cümlede bedel görevindedir.

Örnek cümleler: کند رهبری را که است گم خویشتن او                     (Û, hîşten gom est ki-râ rehberî koned? - O, kendisi kayıptır; kime rehberlik edecek?)                      هستم خودم من کرد را کار این که کسی اولین                     (Evvelîn, kesî ki în kâr-ra kerd men hodem hestem - Evvelce/ilk olarak bu işleri yapan ben, kendim idim.)

) zamiri, bazen ayrı (خود) * / / او خود تو خود من ) gibi) ve bitişik şahıs zamirleriyle خودخودم / / خودت .gibi) birlikte bir tamlama içerisinde yer alabilir خودش

Page 88: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

Örnek cümleler:

است متواضع مرد همیشه او Hod-i û hemîşe merd-i mütevâzı est. - Kendisi, her zaman)   خودalçak gönüllü biridir.)

دیدم دانشگاه در بارها را شما Hod-i şoma bârhâ der dânişgâh dîdem. - Zatınızı)  خودdefalarca üniversitede gördüm.)

* Bazı durumlarda anlamı daha da pekiştirmek amacıyla söz konusu zamirler yani ayrı şahıs zamiri, pekiştirme zamiri ve bitişik şahıs zamiri birlikte/aynı cümlede kullanılır.

Örnek:

داری دوستم خیلی که دانم می خودم Men hodem mî dânem ki haylî dûstem dârî. -Ben)   منkendim biliyorum ki beni çok seviyorsun.)

* Modern Farsça'da (خود) zamiri (شان) (تان) (مان) bitişik şahıs zamirleriyle birlikte bulunduğunda bazen (ها) çoğul ekiyle çoğul yapılarak da kullanılır.

Örnek Cümleler:

  نخواستیم خودهامان (.Mâ, hodhâmân ne-hâstîm -Biz, kendimiz istemedik)   ما

مقصرید خودهاتان (.Şoma, hodhâtân muksirîd. -Siz, kendiniz suçlusunuz)   شما

اید کرده قبول خودهاتان از را اینها Heme-i Înhâ-ra ez hodhâtân kabûl kerde îd. -Bütün)   همۀ�bunları kendiliğinizden kabul etmişsiniz.)         *Görevleri Bakımından Zarflar

1- Fiilin Zarfı

Fiilin anlamını, meydana geldiği şartları, ortamı, meydana geliş tarzını, zaman, yer, durum vb. açılardan açıklayan zarflardır.

Örnek Cümleler: 

کردم می تکرار بارها را مختلف های - .Cümlehâ-yi muhtelif ra bârhâ tekrar mÎ kerdem)   جملهÇeşitli cümleleri defalarca tekrar ediyordum.)

بود شده دور ایستگاه از مقداری Kıtâr mikdârî ez îstgâh dûr şode bûd. -Tren)   قطارistasyonundan biraz uzaklaşmıştı.)

2- Sıfatın Zarfı

Sıfatların anlamlarını açıklayan, derecesini gösteren/azaltan ya da artıran zarflardır.

Örnek Cümleler:

Page 89: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

 مرد دانا بشیار (.Merd-i besyâr dânâ mord. -Çok bilgili adam öldü)   مرد

آمد دونده تند (.Verzeşkâr-i tond devende âmed. -Pek/hızlı koşan sporcu geldi)  ورزشکار

3- Zarfın Zarfı

Cümledeki diğer zarfı niteleyen, anlamlarını sınırlayan ya da belirleyen zarflardır.

Örnek Cümleler: 

کند می کار خوب خیلی (.Ahmed haylî hûb kâr mî koned. -Ahmed çok iyi çalışıyor) احمد

دیدم را او صبح (.Dîrûz sobh û-ra dîdem. -Dün sabah onu gördüm)   دیروز

4- İsim-sıfatın Zarfı

Aslen sıfat olarak kullanılan kelimelerden sonra niteleyecek isim olmazsa bu kelimeler isim-sıfat olur. Örneğin geç saatte eve geldi. Eve geldiğinde geç olmuştu.  İşte bazen zarflar, ek fiil ile birlikte kullanılan bu tür kelimeleri açıklar.

Örnek Cümleler: 

است دیر خیلی (.Vakt haylî dîr est. -Vakit çok geçtir)  وقت

بود راحت خیلی (.Zeyneb haylî râhat bûd. -Zeynep çok rahat idi)  زینب

است صاف کامال (.Hevâ kâmilen sâf est. -Hava tamamen açıktır)  هوا

5- Mastarın Zarfı

Mastarların anlamını belirleyen ya da sınırlayan zarf türleridir.

Örnek Cümleler: 

کند می مریض را انسان خوردن Ziyâd horden insan-ra merîz mî koned. -Çok yemek)  زیادinsanı hasta eder.)

است خطرناک بسیار ماشین راندِن Tond rânden-i maşîn besyar hatarnâk est. -Arabayı)  تندhızlı sürmek çok tehlikelidir.)

است رسیدن دیر از بهتر آمدن Zûd âmeden bihter ez dîr resîden est. -Erken gelmek, geç)  زودulaşmak/varmaktan daha iyidir/yeğdir.)

6- Cümlenin Zarfı

Bazen zarflar, bir cümlenin tamamına anlamsal açıdan bağımlı olarak onun anlamını sınırlamak amacıyla kullanılır.

Örnek:

Page 90: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

کند می پیشرفت روز به روز کشورما Hoşbahtâne, keşver-i mâ rûz be rûz pîşreft) خوشبختانهmÎ koned. - Ne güzel bir talih ki ülkemiz günden güne ilerliyor/gelişiyor.)

***Kelime Hazinesi***

kuyruk :(dom/donbe) دنبه ve دمگرفتن takip etmek :(dunbâl giriften) دنبال

kuyruklu :(domdâr) دمدارخواهان , aday :(hâhân, dâvtaleb) داوطلب

hedef :(nişangâh) نشانگاهdarbe :(kodeta) کودتاçorba :(eşâme) اشامهCuma günü :(âdîne) آدينهkucak :(âğûş) آغوشkargaşa, gürültü :(âşûb) آشوبsüs, ziynet :(ârâyiş) آرایشyelken :(bâdbân) بادبانyastık, döşek :(bâlîn) بالینcanını feda eden :(cânsipâr) جانسپارşahit, tanık :(guvâ) گواsöyleyen :(gûyâ) گویا(.licâm diye geçer لجام Arapça'da) dizgin, gem :(ligâm) لگام(.dir (celîs) جلیس Arapça'daki karşılığı) berabaer oturup kalkan, arkadaş :(hemnişîn) همنشین

***Hikmet Damlaları***

نپوشيد  -1 ننگ جامهء تا  بكوشيد

(Bekoşîd tâ câme-i neng nepûşîd.)

Çalış/gayret edin tâ ki (böylece) zelillik/değersizlik elbisesini giymeyin!

است -2 پيدا باغبان روى از چمن هر    صفاى

(Safâ-yı her çemen ez rû-yi bağbân peydâ est.)

Her yeşilliğin (bahçenin) huzuru/sefası bahçıvanın yüzünden ortaya çıkar/zuhur eder.

3-    است گوينده حال گواه سخن

(Suhan govâh-i hâl-i gûyende est.)

Söz, söyleyenin halinin tanığı/şahididir.

غفران    *  * *                                                                         و رحمت ماه رمضان ماه حلولباد مبارک * * *  الهی

                                                             (Hulûl-i mâh-ı Ramadan, mâh-ı rahmet u ğufrân-ı İlâhî mubârek bâd!)

Page 91: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

                                                                Ramazan ayının, İlâhî rahmet ve mağfiret ayının gelişi kutlu olsun!

Ynt: بياموزيم Farsça Öğrenelim فارسى« Yanıtla #50 : Şubat 08, 2011, 07:06:46 ÖS » Alıntı

هفتم و سی (Ders-i Sî u Heftom) درس

Otuz yedinci Ders

***Dil Bilgisi***

* Zarflar

Zarflar, kısaca fiillerin yapılış veya oluşları hakkında bilgi veren kelimelerdir.

a) Zaman Zarfları

Fiillerin meydana geliş zamanını (dün, bu akşam vb.) veya zaman itibariyle keyfiyetini (derhal, ansızın vb.) ifade eden kelimelerdir.

Örnek zarflar:

ansızın : (nâgehân)  ناگهانbugün : (imrûz)  امروزerken :(zûd) زود   o vakit :(ângâh) آنگاهher zaman : (hemvâre) همواره şimdi :(eknûn) اکنون veya (hâlâ) حاالbazen :(gâhî) گاهی

b) Yer Zarfları

Fiiillerin meydana geliş yerini belirten kelimelerdir.

Örnek zarflar:

altında : (zîr (-i)) زيرdışarı : (bîrûn) بيرونyanında :(pîş (-i)) پيش  orada :(âncâ) آنجاiçeri : (derûn) درونaşağıya : (pâyîn) پايينaşağıdaki :(zîrîn) زيرينyüzünde/üzerinde :(rû-yi) روی

c) Miktar-Nicelik Zarfları

Page 92: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

Fiilin miktarını belirleyen kelimelerdir.

Örnek zarflar:

biraz : (kemî) کمیpekçok : (bisyâr) بسيارçok:( bîş) بیشaz :(kem) کمbir miktar : (kadrî) قدریdaha az : (kemter) کمترçok :(ziyâd) زیاد

حدودی bir derece (-ye kadar) :(tâ hudûdî) تا

d) Hal-Nitelik Zarfları

Fiilin hangi hal/tavır içerisinde yapıldığın/vuku bulduğunu ve fiilin niteliğini ifade eden kelimelerdir.

arak/-erek- :(ân) ان gülerek örneğindeki gibi fiillerin geniş zaman köküne : (handân) خندانeki getirilerek zarf yapılabilir. Ayrıca sıfatların sonuna انه (âne) eki getirilmesiyle de دلیرانه (dilîrâne) : cesurca örneğinde olduğu gibi zarf meydana getirilebilir.

Örnek zarflar:

boş yere : (bîhûde) بيهودهzorla/zor kullanarak:(be-zûr) بزورağlayarak :(giryân) گریانkorkarak : (herâsân) هراسانkolay : (âsân) آسان hızlı :(tond) تندyavaş :(âheste) آهسته

e)Tertib/Sıralama Zarfları

Örnek zarflar:

یک bir bir : ( yekâ yek) یکاتا دو تا ikişer ikişer :(do tâ do tâ) دو

آغاز başlangıçta : (der âğaz) دریایان انجام veya (der yâyân) در son olarak :(der encâm) در

پی در arka arkaya :(pey der pey) پیardarda:(peyâpey) پیاپی

f)Sebep Zarfları

Örnek zarflar:

رو اين bu yüzden : (ez în rû) ازçünkü:(zîrâ) زيرا

Page 93: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

ağlayarak :(giryân) گریانجهت bu nedenle : (bedîn cihet) بدیندلیل این bu gerekçeyle : (be în delîl) به

o halde, şu halde :(pes) پسجهت için/nedeniyle (birşey) :(be cihet (-i)) به

g)Soru Zarfları

Örnek zarflar:

hangi : (kodâm) کدامneden/niçin:(çirâ) چراne zaman :(key) کیnerede : (kocâ) کجاne kadar : (çikadr) چقدر

سبب ne sebepten/niçin :(be-çi sebeb) بچههنگام ne zaman : (çi hengâm) چه

nasıl : (çitor) چطور

***Kelime Hazinesi***

gönül süsleyen (sevgili) :(dil-ârâ)دآلراgönülçelen, (sevenin) gönlünü kapıp götüren (sevgili) :(dil-ber) دلبرgönlünü çalan, gönül hırsızı (sevgili) (Sevenin) :(dil-rubâ) دلرباgönlü (birine) bağlanmış olan (seven) :(dil-beste) دلبستهyüreğini ortaya koyan, cesur :(dil-âver) دآلورcesur :(dilîr) دليرcesaret :(dilîrî) دليري

افروز gönül aydınlatan (iç açıcı) :(dil-efrûz) دلgönül alan :(dil-cû) دلجوgönlü kırgın, üzgün :(dil-hor) دلخورgönlü hoş, sevinçli :(dil-hoş) دلخوشüzgün, kederli :(dil-hûn) دلخونgönül vermiş, ilgi duyan (seven) :(dil-dâde) دلدادهgönlüne sahip olan (sevgili) (Sevenin) :(dil-dâr) دلدارgörme, görüşme, kavuşma; göz; yüz :(dîdâr) دیدارyüreği yanmış, üzgün, mazlum :(dil-sûhte) دلسوختهsevinçli :(dil-şâd) دلشادgönlü kırılmış/incinmiş olan, üzgün, kırgın :(dil-şikeste) دلشکستهkarides :(rûbiyân) روبیان

***Hikmet Damlaları***

بارد  -1 تو بر روزی بد ال باشی آن طلب در چون است باران چون  دانش

(Dâniş çon bârân est; çon der taleb-i ân bâşî lâ-bud rûzî ber-to bâred.)

Bilgi yağmur gibidir; zira onu talep etmeye devam edersen (bilginin peşinde koşarsan) birgün

Page 94: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

mutlaka senin üstüne yağar.

دلهاست -2 صیاد نیکو  سخن

(Sühan-ı nîkû sayyad-ı dilhâ'st.)

İyi söz gönül (-lerin) avcısıdır.

3-    است شیری خود خانۀ� در سگ

(Seg der hâne-i hod şîrî est.)

Köpek kendi evinde bir aslandır.

                                                  Not: Tekrar etmemde fayda var ki bu başlık altındaki derslerde büyük oranda Nimet Yıldırım hocanın Farsça Dilbilgisi kitabından istifade edilmiştir ve edilecektir.

Ynt: بياموزيم Farsça Öğrenelim فارسى« Yanıtla #51 : Şubat 15, 2011, 06:56:51 ÖS » Alıntı

ھشتم و سی (Ders-i Sî u Heştom) درس

Otuz sekizinci Ders

***Dil Bilgisi***

* Edatlar

Edatlar, yapıları bakımından basit ve bileşik olmak üzere iki kısma ayrılırlar.Farsçada 'izafet harfleri' diye adlandırılır.

1) Basit Edatlar ساده اضافۀ� حرف

Tek kelimeden oluşan daha küçük parçaya ayrılamayacak olan edatlar bu sınıfagirer.

Başlıca basit edatlar ve kullanıldıkları yerler:

den/-den beri- : (ez) از

1) Başlangıç yeri veya zamanını bildirir.2) Sebep bildirir.3) Nesnelerin cinsini bildirir.4) Mukayese cümlesinde üstünlük belirten sıfattan sonra kulllanılır.5) İngilizce'deki 'by' gibi bir eserin yazar/yapımcısını belirtir.

Örnekler:

Page 95: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

کردیم ( حرکت تھران 1از (Ez Tehran hareket kerdîm. Tahran'dan hareketettik.)

افتادیم راه بھ صبح Ez sobh be-râh uftâdîm.- Sabahtan/-leyin yola) ازdüştük/koyulduk.)

بیایم ( شما با نتوانستم خستگی 2از (Ez Tehran hareket kerdîm. Tahran'danhareket ettik.)

است ( نقره از کاسھ 3این (în kâse ez nekra est. Bu kase gümüştendir.)است ( عالم کوھھای دیگر از بلندتر 4اورست (Everest bülendter ez diger kûh-hâ-yı

âlem est.Everest dünyanın diğer dağlarından daha yüksektir.) ) " ھدایت از کور 5بوف " ('Bûf-i Kûr' ez Hidayet. 'Bûf-i Kûr' (kör baykuş)

Hidayet'indir (Hidayet'in eseridir).)

den başka/hariç- :(illa) اال

Örnek: علی اال آمدند دانشجویان -.Heme-i Dânişcûyân âmedend illâ Ali) ھمۀ�Ali'den başka/hariç bütün öğrenciler geldi.)

ile : (bâ) با

1) Fiilin birbaşkasıyla beraber yapıldığını ya da bir iş/durumdaki birlikte oluşuifade eder.2) Aracılık anlamı katar.3) Birşeye 'rağmen' anlamında kullanılır.

4به ( edatıyla aynı işlevi görüp yönelme (-e) anlamına gelebilir.

Örnekler:

آمد ( ما خانۀ� بھ مریم با 1محمد (Muhammed bâ Meryem be hane-i mâ âmed.Muhammed, Meryemle evimize geldi.)

فرستم ( می شما با را کتاب 2این (În Kitab-ra bâ şoma mî-firistem. Bu kitabı sizinlegönderiyorum.)

بکند ( نتوانست کاری کوشش ھمھ آن 3با (Bâ ân heme kûşiş kârî netevânestbekoned. Bütün o çabalamaya rağmen bir iş yapamadı.)

گفت ( ایشان با احوال و رفت 4یملخا (Yemliha reft ve ahval bâ îşân goft.Yemlihagitti ve durumu onlara anlattı.)

üzeri/üzerine :(ber) بر

1) Mekan belirten bir zarf olarak 'üzeri/ne' anlamında kullanılır.2) Arapça'daki علی harf-i cerri gibi yükümlülük/gereklilik ifade etmede kullanılır.

Örnekler:

افتادند ( حیوان الشۀ� بر گرسنھ 1کالغھای (Kelâğhâ-yı gorosne ber lâşe-i heyvânuftâdend . Aç kargalar hayvan leşinin üzerine kondular/üşüştüler.)

بروید ( کار این دنبال کھ شماست 2بر (Ber şoma'st ki donbâl-i în kâr berevîd. Seningörevindir; bu işin peşinden gitmelisin!)

için :(berâ-yı) برای

Page 96: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

Bu edat, sebep/amaç bildirmek için kullanılır.

Örnekler:

آمد ( دانشکده بھ دوستی دیدن ویا کار 1برای (Berâ-yı kâr veyâ dîden-i dûstî bedânişkedeâmed . Bir iş için veya bir dostunu görmek için fakülteye geldi.)

آمدیم ; ( کردن فصل برای نھ آمدیم کردن وصل برای 2ما (Mâ berâ-yı vasl kerdenâmedîm; ne berâ-yı fasl kerden âmedîm. Biz, birleştirmek/buluşturmak içingeldik; ayırmak için gelmiş değiliz.)

e- : (be) به

1) İsmin -e halinde kullanılır; gidilecek yer isminin başında bulunur.2) Zaman tümleçlerinde -de/-da anlamı katar.3) Dolaylı tümleçlerde (mekan bildirmede) kullanılır.

4با ( edatı gibi birliktelik anlamında kullanılır.5برای ( edatı gibi sebep bildirebilir .

6) Yemin ifade eder.

Örnekler:

رفتیم ( ساعت ھفت مدت بھ اتوبوس با اصفھان به تھران 1از (Ez Tehran be Isfahan bâotobûs be muddet-i heft sâat reftîm. Tahran'dan İsfahan'a otobüsle yedisaatte gittik.)

کرد ( ترک را شھر شامگاه 2به (Be şâmgâh şehr-ra terk kerd. Akşam vaktindeşehri terk etti.)

کردند ( غوغا جمعی کھ بودیم خیمھ 3به (Be hayme bûdîm ki cem'î ğovğa kerdend.Çadırdaydık; (o sırada) bir grup kavga etti.)

پذیرفتند ( را ما خندان چھرۀ� 4به (Be çehre-i handân mâ-râ pezîruftend.Gülen birçehreyle bizi kabul ettiler/karşıladılar.)

دیدم ( را او کھ بودیم رفتھ کتاب خرید 5به (Be harîd-i kitâb refte bûdîm ki û-râdîdem. Kitap almak için gitmiştik; onu gördüm.)

خوانم ( می خدا 6به (Be Hoda mî hânem. Tanrı'ya yemin olsun (ki) okuyorum.)

sız/-siz- :(bî) بی

edatının zıddı olan bu edat, birşeyden yoksun olma durumunu ifade etmek باiçin kullanılır.

Örnekler:

گفت ( نیایید مدرسھ بھ قلم و کتاب و کاغذ 1بی (Berâ-yı kâr veyâ dîden-i dûstî bedânişkedeâmed . Bir iş için veya bir dostunu görmek için fakülteye geldi.)

سربردیم ( بھ نان و آب بی 2روزھا (Rûzhâ bî âb ve nân be-ser bordîm. Susuz veekmeksiz günler geçirdik.)

Aşağıdaki basit edatların izahına bir sonraki derste devam edilecektir.(İnşaallah)

e kadar- : (tâ) تا

Page 97: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

den başka- :(coz) جزچون& چو (çû) ve (çon): gibi

de/içinde- : (der) درe, -a/ için/ -nin- :(râ) راden başka/hariç- : (ğayr-i) غیرgibi :(mânend-i) مانندgibi :(misl-i) مثلyoksa/-den başka : (meger) مگرiçin :(vâse-yi) واسۀ

***Kelime Hazinesi***

serap [Arapça'dan] :(serâb) سرابpınar başı :(ser-âb) سرآبahır :(âhor) آخرseyis :(ser-âhor) سرآخرkurtulmuş, özgür :(ser-âzâd) سرآزادileri gelen, seçkin :(ser-âmed) سرآمدbaşa takılan süs :(ser-âvîz) سرآویزbaştan ayağa/baştan aşağı :(serâpâ) سراپا

افراز alnı açık, iftihar eden :(ser-efrâz) سرافکنده utangaç, boynu bükük (başını eğen) :(ser-efkende) سرانگشت parmak ucu :(ser-engoşt) سر

برنده kelle uçuran, cellat :(ser-borende) سرçıplak, örtüsüz :(birihne) برھنھ

برھنھ başı açık :(dil-hûn) سرbaşı dik (yüksek), övünen :(ser-bulend) سربلندbaş hekim :(ser pizişk) سرپزشکörtü; başörtüsü :(ser-pûş) سرپوشsevinçli; (argoda) kafası güzel, sarhoş :(ser-hûş) سرخوش

دبیر genel sekreter :(ser-debîr) سرâsi :(ser-zen) سرزنsitem etmek :(ser-zeniş) سرزنشmenenjit; sersem (tıb) :(ser-sâm) سرسامbaşkaldıran, serkeş :(ser-keş) سرکش

***Hikmet Damlaları***

برنجد جوابش از نسنجد سخن که 1 - ھر

(Her ke/ki suhan ne-senced ez cevâbeş be-renced.)Kim ki sözü tartmaz onun (karşılık olarak verilecek) cevabından incinir.

ترسد نمی کسی خر فریاد 2- از

(Ez feryâd-ı har kesî ne-mî tersed.)Eşeğin bağırmasından kimse korkmaz.

باشد , زانو تا خاک باشد کدبانو دو که 3 - خانھ

Page 98: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

(Hâne ki do kedbânû bâşed; hâk tâ zânû bâşed.)Bir ev ki iki evhanımı bulunur (o ev) dize kadar toprak olur (yerle bir olur).

Ynt: بياموزيم Farsça Öğrenelim فارسى« Yanıtla #52 : Şubat 23, 2011, 08:34:53 ÖS » Alıntı

نھم و سی (Ders-i Sî u Nohom) درس

Otuz dokuzuncu Ders

***Dil Bilgisi***

* Edatlar - II

Edatlar, yapıları bakımından basit ve bileşik olmak üzere iki kısma ayrılırlar.Farsçada 'izafet harfleri' diye adlandırılır.

1) Basit Edatlar ساده اضافۀ� حرف

Geçenki derste yarım bıraktığımız yerden devam edelim:

e kadar- : (tâ) تا

Bitiş noktasını ifade etmede kullanılır. Genellikle از (ez: -den) edatının bulunduğu cümlelerde bulunur.

Örnekler:

رفت ( پیاده خانه تا مزرعه 1از (Ez mezrea tâ hâne piyâde reft. Tarladan eve yürüyerek gitti.)مانم (2 می کجا شام تا صبح از من کنی می Gomân mî-koni men ez sobh tâ şâm kocâ)  گمانmî mânem. Benim sabahtan akşama kadar nerede kaldığımı (bulunduğumu) sanıyorsun!)

den başka- :(coz) جز

Örnekler:

خواستم ( نمی چیزی خدا از مرگ 1جز (Coz merg ez Hodâ çîzî ne-mî hâstem. Tanrıdan ölümden başka birşey istemiyordum.)نیست (2 راهی مبارزه جز ماندن زنده .Berâ-yı zinde mânden coz mubâreze râhî nîst)  برایHayatta kalmak için mücadeleden başka bir yol yoktur.)

چون& چو (çû) ve (çon): gibi

ve (çonîn - böyle/bunun gibi) چنین ile birleşerek (bu ve şu) آن ve این edatı (çû/ço - gibi) چو .kelimelerini oluşturur (.çonân - öyle/şöyle, o şekilde vb) چنان

Page 99: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

Örnek:

ام ندیده کتابی (.Çonîn kitâbî ne-dîde em. Böyle bir kitabı görmemişim) چنین

de/içinde- : (der) در

1) Birşeyin başka birşeyin veya yerin içinde/içerisinde olduğunu belirtmek için kullanılır.2) 'Hakkında/konusunda' anlamı verir.

Örnekler:

هستند ( جعبه در 1مدادها (Medâdhâ der ce'be hestend. Kurşun kalemler kutudadır/-nun içindedir.)2 ) a- فرمایید می چه کار این Der în kâr çe mî-fermâîd. Bu meselede/iş hakkında ne)  درbuyurursunuz?)    b- است نمانده باقی همه نوشته سیاست در ارسطو که Resâyilî ki Eristû der)  رسایلیsiyâset nivişte heme bâkî ne-mânde est. Aristo'nun siyaset hakkında/-le ilgili yazdığı risaleler baki kalmamış/günümüze ulaşmamıştır.) e, -a/-i, -ı/ için/ -nin- :(râ) را

1) İçin anlamına gelerek bir şeye/varlığa has olma veya aitlik bildirir.2) Belirtme edatıdır; yerine göre Türkçe'deki (-e, -a) yerine göre (-i, -ı) eklerin işlevini görür.

Örnekler:

خدایرا ( 1حمد (Hamd Hodây-râ. Hamd Tanrı içindir (O'na mahsustur).)2 ) a- گفتم (.Û-râ goftem. Ona söyledim)  اورا     a- نخریدند (.Kitâbhâ-râ ne-harîdend. Kitapları satın almadılar)  کتابهارا

den başka/hariç- : (ğayr-i) غیر

.ile aynı işlevi görür (illa) اال

gibi :(mânend-i) مانند

Bu edat da  چو veya چون ile aynı görevi paylaşırlar: varlıklar/nesneler (...gibi) benzerlik ilişkisi kurma görevini.

Örnekler:

دید می بزرگی مرد مانند را خود او برابر 1 ( در    (Der berâber-i û hod-râ mânend-i merd-i bozorgî mî dîd.. Onun yanında kendisini büyük bir adam gibi görüyordu.)

است فروزان شمع مانند 2 ( معلم    (Muallim mânend-i şem' forûzân est.. Öğretmen mum gibi parlak/nurludur.)

Page 100: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

 

gibi :(misl-i) مثل

Bu edat da مانند in aslen Arapça versiyonudur .

Örnek:

افتادم سرد دیوار کنار ای دیوانه Misl-i dîvâne-î kenâr-ı dîvâr-ı serd uftâdem.. Bir deli) مثلmisali/gibi soğuk duvarın kenarına düştüm (yığılıp kaldım).)

yoksa/acaba/-den başka/ancak : (meger) مگر

Örnekler:

قانون (1 مملکت ندارد  مگر (Meger memleket kanun ne-dâred.. Yoksa ülkenin kanunu yok mu? veya Acaba ülkenin kanunu (mu) yoktur?)

ماندم ( بیدار صبح تا که من مگر خوابیدند 2همه   (Heme hâbîdend meger men ki tâ sobh bîdâr mândem.. Sabaha dek/kadar uyanık kalan benden başka herkes uyudu.)تلبیس (3 مگر او گفتار Nîst goftâr-ı û meger telbîs.. Onun sözü ancak gerçeği) نیستgizlemektir/gerçeğin üzerini örtmektir.) Bu son örnekteki kullanımı Arapça'daki istisna edatı olan اال (illâ) nın الله اال اله taki الkullanımını hatırlatmaktadır.

için :(vâse-i) واسۀ

Örnekler:

آوردم (1 شما واسۀ� را گل (.în gul râ vâse-i şomâ âvordem.. Bu çiçeği sizin için getirdim) اینخرید ( چه واست 2پدرت   (Peder-et vâse-t çe harîd.. Baban senin için ne (satın) aldı?)

ساختند (3 من واسۀ� را باال Tabeka-i bâlâ râ vâse-i men sâhtend.. Üst katı benim için) طبقۀ�yaptılar.

***Kelime Hazinesi***

yaka :(yaha) يخه sağ; doğru :(rast) راستsol; doğru olmayan :(çep) چپçapul, yağma, talan :(çepâvol) چپاول

دست solak :(çep dest) چپ?çit 'Hücre çeperi'ni biyolojiden anımsadık hemen değil mi :(çeper) چپر

باش دست !Hazır ol (.ask) :(be dest bâş) بهانداز el atan, el koyan, hırsız, yankesici, zalim :(dest-endâz) دست

باز eli açık, cömert :(dest-bâz) دستبسته eli bağlı, cimri :(dest-beste) دست

el öpen :(dest-bûs) دستبوستنگ el darda olan, yoksul :(dest-teng) دست

Page 101: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

تنها kimsesiz, yalnız :(dest-tenhâ) دستدراز eli uzun, üstün; zalim :(dest-derâz) دست

seyyar satıcı :(dest-forûş) دستفروشküçük el/elcik :(destek) دستکyardımcı, elinden tutan :(destgîr) دستگیرücret, el emeği :(dest-mozd) دستمزد

مال el silen yani mendil :(dest-mâl) دستنخورده el değmemiş/sürülmemiş :(dest-nehorde) دست

vezir; izin; yasa (Arapça'da düstûr diye okunur ve yasa; anayasa anlamlarına :(destûr) دستورgelir.); emir; gramer . ele ait; küçük kap Biz testi demişiz.* Gerçi köyde farklı. Orada desti denilir :(destî) سرزن

kötü, çirkin :(doş) دشkır, çöl :(deşt) دشتküfür, sövgü (doş+nam = kötü isim) :(doşnâm) دشنام

دادن küfretmek :(doşnâm dâden) دشنام

***Hikmet Damlaları***

رسی *چون دریا جوی  به از 1- مگوی

(Çon be deryâ resî megûy ez cûy.)

Denize ulaştığın zaman çaydan/ırmaktan bahsetme!

نشود راست سگ 2- دم

(Dom-ı seg râst neşeved.)İtin kuyruğu doğru olmaz.

نکش آبدوغ منت بخور آب با را 3 - نانت

(Nân-et râ bâ âb be-hor; minnet-i âb-dûğ ne-keş.)Ekmeğini suyla (birlikte) ye; (başkasından gelecek) ayran iyiliğinin cefasını çekme!

...

* Bu ve benzeri etimolojik kesişim noktalarına şahit olmak isteyenler bkz. nisanyansozluk.com

.burada '-dığı zaman' anlamındadır (çon) چون *

Not-1: Bundan önce belirtmeliydim ancak yine de söylemeden olmaz. Hikmet Damlaları kısmındaki atasözlerini/güzel sözleri çoğu kez İbrahim Şekûrzade'nin Deh Hezâr Mesel-i Farsi (Onbin Farsça Atasözü) adlı eserden seçmekteyim.

Not-2: Bu dersteki örneklerde Veyis Değirmençay'ın Farsça Edatlar ve Bağlaçlar Sözlüğünden de kısmen istifade edilmiştir.

Page 102: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

Ynt: بياموزيم Farsça Öğrenelim فارسى« Yanıtla #53 : Nisan 09, 2011, 09:54:26 ÖS » Alıntı

چهلم   (Ders-i Çihilom) درس

Kırkıncı Ders

***Dil Bilgisi***

* Edatlar – III

1) Bileşik Edatlar مرکب اضافۀ� حرف

Farsça bir edat ile isim, sıfat ya da harf gibi kelime türlerinden bir kelimenin birleşmesinden oluşan edatlardır. Bileşik edatların çoğu basit edatlar ve bağlaçlardan  meydana gelir.

*Başlıca Bileşik Edatlar

برای  از        (Ez berâ-yi) : içinden başka- : (Becoz)              بجز

از  جز           (Coz ez) : -den başka( + دون ( به meksizin- : (Bedûn-i)  بدون  از غیر den başka- : (Be ğayr ez)      به

خصوص hakkında : (Der husûs-i)   درخاطر amacıyla : (Be hâtır-i)        به

  حال به şimdiye kadar : (Tâ be hâl)      تاواسطۀ   aracılığıyla : (Be vâsite-i)     به

2) Edat işlevi gören kelimeler/kelime grupları

a)   جز    (Coz, -den başka) anlamındakiler:

بغیر & (Ğayr/bi-ğayr-i)  غیراستثنای   (Be istisnâ-yı) بهاز   (Bîrun ez) بیروناز   (Cudâ ez)  جدا(Dûn-i)    دون 

از (Ğayr ez)     غیراز (Gozeşt ez)   گزشت

b)   برای  (için) anlamındakiler:

(Pey-i)  پی    پی (Ez pey-i)    از

بهر (Ez behr-i)   ازجهت (Ez cihet-i) از

c)   به   (-e) anlamındakiler:

(Pîş-i) پیش   

Page 103: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

  راه (Ez râh-i)    از(Nezdîk-i)     نزدیک

نزدیک (Be nezdîk-i)   به

d)    چون (gibi) anlamındakiler:

(Besân-i)  بسان  (Mânend-i)   مثل(Misl-i)  مثل   سان (Ber sân-i)    بر

کردار (Be kirdâr-i)     به

e)    بارۀ :anlamındakiler (hakkında)   در

باب (Der bâb-i)  در  حق (Der hakk-ı)  در

f)   Diğerleri:

.anlamında kullanılır ,(Ferâz-i)  فراز.anlamında kullanılır ,(Bidûn-i) بدون

واسطۀ .anlamında kullanılır ,(Ez vâsıta-i) ازوجود .anlamında kullanılır ,(Bâ vucûd-i) با

Örnek Cümleler:

روم ( نمی جایی به شما بدون 1من (Men bidûn-i şoma be câ-yi nemî revem. Ben siz olmadan bir yere gitmem.)است (2 نیامده دست به او از خبری حال به Tâ be hâl haberî ez û dest niyâmede est. Şu ana)  تاkadar ondan bir haber gelmiş değil!)

بود ( نیامده کسی تو از 3غیر (Ğayr-ı ez to kesî niyâmede bûd. Senden başka kimse gelmemişti.)بودم (4 آمده تو دیدن برای Ez berâ-yı dîden-i to âmede bûdem. Seni görmek için)  ازgelmiştim.)

آمدند ( او استثنای به دانشجویان 5همۀ� (Heme-i dânişcûyân be istisnâ-yı û âmedend. Ondan başka bütün öğrenciler geldiler.)

***Kelime Hazinesi***

astar :(âster) آستر gök, gökyüzü :(âsmân) آسمان lacivert :(âsmângon) آسمانگونrahat, dinlenmiş; sevinçli :(âsûde) آسودهdeğirmen :(âsiyâ) آسیاdeğirmen, su değirmeni :(âsiyâb) آسیابzarar, yara, meşakkat, felaket :(âsîb) آسیب cömert, bağışlayıcı :(râd) رادsır :(râz) راز sır tutan/saklayan :(râzdâr)  رازدار koç :(râk) راک 

Page 104: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

itaatkar, boyun eğen. ‘Allah a dayan, sa'ye sarıl, hikmete râm ol!’ der Mehmet :(râm) رام Akif.canlı, hayvan :(cânver) جانور

شناسی canlı bilimi: zooloji :(cânver şinâsî) جانور ebedî, kalıcı. Pakistanlı büyük şair-düşünür İkbal’in Câvîdnâme’sini analım :(câvîd) جاوید burada.kadeh, bardak; cam :(câm) جام جام   güneş :(câm-i seher) سحرçamaşır, elbise, giysi :(câme) جامه fedakar, (canını ortaya koyarak oynayan yani:) canbaz :(cânbaz) جانباز Bâz eki ‘oynayan’, ‘uğraşan’ şeklinde tercüme edilebilir: kumarbaz, sihirbaz gibi.

سپار canını veren. Cansiperâne savaşıyordu gibi Türkçe’de :(cân sepâr) جانduymuşsunuzdur.

***Hikmet Damlaları***

است ديگر پاالنش است خر همان 1- خر

(Har hemân har est pâlâneş dîger est.)

Eşek, (yine) aynı eşektir; palanı (semeri) farklıdır.

ده باز نرم بستان درشت باش 2 - آسيا

(Âsiyâ bâş: doroşt be-sitân nerm bâz dih.)Değirmen (gibi) ol: sert/kabayı al, yumuşak olanı (ürün olarak) geri ver!

نميشود عرق بى 3 - حمام

(Hammâm bî arak nemîşeved.)Tersiz (içinde terlenilmeyen) hamam (sefası) olmaz!

Not: Gelecek dersten itibaren 'Hikmet damlaları' bölümünün yerine seçkin edebî (şiir veya nesir türlerinde) eserlerden alıntılarla yola devam edeceğiz inşaallah.

*********************** حافظ ********************************(Hoda Hafız) خدا

Ynt: بياموزيم Farsça Öğrenelim فارسى« Yanıtla #54 : Mayıs 10, 2011, 07:27:58 ÖS » Alıntı

یکم و چهل (Ders-i Çihil u Yekom) درس

Kırk birinci Ders

***Dil Bilgisi***

* Bağlaçlar

Bağlaçlar tek başlarına anlamları olmayan ancak eş görevli kelimeleri, kelime gruplarını veya

Page 105: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

cümleleri birbirine bağlayan ve bir cümlenin (yan cümlenin) diğer bir cümle (temel cümle) içerisinde görev almasına aracı olan kelime türleridir.

Bu dersimizde basit bağlaçları gelecek derste ise ikili/tekrarlı ve birleşik bağlaçları öğreneceğiz.

1) Basit Bağlaçlar ( ساده ربط (حرف

Tek kelimeden oluşan bağlaçlar bu sınıfa girer.

Başlıca basit edatlar:

ve : (ve) و

Örnekler:

بیایید  (1 امتحان به و بردارید کاغذ و .Kalem ve Kağaz berdârîd ve be imtihan beyâyîd) قلمKalem ve kağıt alın ve sınava gelin.)دیدم  (2 خیابان در را حسن و Ahmed ve Hasen ra der hıyâbân dîdem. Ahmed ve) احمدHasan’ı caddede gördüm.)

ancak/fakat/ama : (velî) ولی

Örnekler:

نداشتید  (1 تشریف شما ولی آمدم وقت سر Men ser-i vakt âmedem velî şoma teşrîf) منnedâştîd. Ben zamanında /buluşma saatinin başlarında geldim ancak siz teşrif etmediniz.)ایم  (2 نکاشته هنوز را جو ولی ایم کاشته را Gendom ra kâşte îm velî cû ra henûz) گندمnekâşte îm. Buğday ekmişiz fakat arpayı henüz ekmemişiz.) شود  (3 برنده مسابقه در نتوانست ولی دوید می خوب خیلی Û hayli hob midevîd velî) اوnetevânest der musâbaka berende şod. O, çok güzel koşuyordu ama yarışmada kazanan/birinci olamadı.)

fakat/ama :(emmâ) اما

Örnekler:

بود  (1 نیامده محسن اما بودند آمده ها Beççehâ âmede bûdend emmâ Muhsin niyâmede) بچهbûd. Çocuklar gelmişlerdi fakat Muhsin gelmemişti.)نگفت  (2 من به اما بود آگاه موضوع Ez mevzû âgâh bûd emmâ be-men negoft. Konudan) ازhaberi vardi ama bana söylemedi.)

lakin :(lîken) لیکن

Örnekler:

شود  (1 موفق کنکور در نتوانست لیکن و کرد تالش Besyâr telâş kerd ve lîken) بسیارnetevânest der konkûr muvaffak şod. Çok çabaladı ancak üniveriste giriş sınavında başarılı olamadı.)

Page 106: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

بمانم  (2 زیادی مدت توانم نمی لیکن بیایم شما همراه توانم Mi tevânem hemrâh-i şoma) میbeyâyem lîken nemi-tevânem muddet-i ziyâdî bemânem. Yanınızda gelebilirim ama uzun süre kalamam.)

çünkü :(çon) چون

Örnekler:

شنیدم  (1 را سخن آن هم من چون ترسیدم Hayli tersîdem çon men hem ân suhan ra)خیلیşenîdem. Çok korktum çünkü o sözü ben de duymuştum.)بود  (2 نشده حاصل اکثریت چون کردند تعطیل را Celse ra tatil kerdend çon ekseriyet) جلسهhasıl neşode bûd. Oturum iptal edilmişti (ya da oturumu iptal ettiler) çünkü çoğunluk sağlanamamıştı.)

çünkü :(zîra) زیرا

Örnekler:

نداشتم  (1 قلم زیرا بنویسم را تکلیفم Netevânestem teklîfem ra benivîsem zira kalem)نتوانستمnedâştem. Ödevimi yazamadım çünkü kalemim yoktu.)است  (2 گرم بسیار هوایش زیرا کنم کار توانم نمی اطاق این Der în utâk nemî tevânem) درkâr konem zîra hevâyiş besyâr germ est. Bu odada çalışamam çünkü havası çok sıcaktır.

o halde/öyleyse/sonra : (pes) پس

Örnekler:

بخوانیم  (1 درس باید پس نمانده چیزی امتحانات Be İmtihanât çîzî nemânde pes bâyed ders) بهbehânîm. Sınavlara birşey kalmadı; o halde ders çalışmalıyız.)گرفت  (2 را مزدش پس داد انجام را اش .Vazife eş ra encam dad pes mozdeş ra girift)وظیفهGörevini yerine getirdi sonra ücretini aldı.)

hiç olmazsa/bari :(bâri) باری

Örnek:

  مزن نیش دهی نمی عسل Bârî asel nemi dihî nîş mezen. Bal vermiyorsun hiç olmazsa) باریsokma!)

dıkça- : (tâ) تا 

Örnekler:

نیامد  (1 بیرون آشپزخانه از نشست را ظرفها همۀ� تا Humâ tâ heme-i zarfhâ ne-şost ez) هماâşpezhâne bîrun niyâmed. Huma bütün kapları yıkamadıkça mutfaktan çıkmadı.)خوابید  (2 نمی نکرد تمام را کارهایش همۀ� Tâ heme-i kârhâyiş râ temam ne-kerd nemi) تاhâbîd . Bütün işlerini bitirmedikçe uyumazdı.)

:(ki) که

Page 107: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

Örnekler:

شود  (1 می پخش که آگهی این که دانی می Aya mi dânî ki în âgehî pahş mi şeved. Acaba) آیاbu ilanın/reklamın ne zaman yayınlandığını biliyor musun?)گیرد  (2 می چشمه سر البرز کوه از گذرد می اینجا از که Rûdî ki ez încâ mî gozered ez)رودیkûh-i elburz ser çeşme mi gîred. Buradan geçen ırmak Elburz dağından çıkmaktadır.)

de/dahi/yine : (nîz) نیز

Örnekler:

بیا  (1 نیز تو آیند می (.Heme mi ayend to niz beya. Herkes geliyor sen de gel ) همهبفهمند  (2 توانند می را کلمات این نیز ها Beççehâ nîz în kelimât ra mi tevanend ) بچهbefehmend. Çocuklar da bu kelimeleri anlayabilirler.)

de/dahi/yine :(hem) هم

Örnekler:

هستند  (1 هم گرسنه ندارند لباس تنها نه Ânhâ ne tenhâ libas nedared gorosne hem) آنهاhestend. Onlar sadece elbisesiz değiller aynı zamanda açlar da.)چرا  (2 فهمید نمی هم خودش و بود .Nâ-râhat bûd ve hodeş hem nemî fehmîd çira) ناراحتRahatsızdı kendisi de neden olduğunu anlamıyordu.)

   çünkü :(çi) چه

Örnek:

  است خوار جا همه هنر بی چه آموز هنر فرزند Ey ferzend huer âmûz çi bî-huner heme câ)ایhâr est. Ey evlat, sanat öğren çünkü sanatsız (sanattan bihaber olan) her yerde değersizdir.)

بل & aksine : (bel/belki) بلکه

Örnek:

  خانه به رفتم و برگشتم بلکه نیامدم .Men niyâmedem belki bergeştem ve reftem be hâne) منBen gelmedim aksine döndüm ve eve gittim.)

eğer/şayet/...sa :(eger) اگر

Örnekler:

شوی  (1 موفق بکوشی (.Eger bekûşî muvaffak şevî . Çalışırsan başarılı olursun ) اگراو  (2 دیدن به برویم باهم بیایید فردا .Eger ferdâ beyâyîd bâ-hem berevîm be dîden-i û)اگرEğer yarın gelirseniz birlikte gidelim onu görmeğe.)

Aşağıdaki gazelde de görüleceği üzere bu edat (اگر) bazen (ار -er) ve (گر -ger) şeklinde kullanılmaktadır.

گزیده *** Seçkin İnciler ( Govherhâ-yı Gozîde ) گوهرهای

Page 108: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

Hafız-ı Şirâzî’nin مخور :kafiyeli gazeliyle başlayalım seçilmiş incileri dizmeye غم

مخور غم بکنعان آید باز گشته گم      یوسفمخور غم گلستان روزی شود احزان     کلبۀ�

(Yûsuf-ı gom-geşte bâz âyed bi-Ken'ân ğam mehor!)(Kolbe-i ahzân şeved rûzî gulistân ğam mehor!)

Kaybolmuş Yusuf (a.s.), Kenân'a döner ; gam yeme!Hüzün yuvası (şu) baraka birgün gülbahçesi olur; gam yeme!

مکن بد دل شود به حالش دیده غم دل اینمخور غم بسامان آید باز شوریده سر وین

(În dil-i ğam-dîde hâleş bih şeved dil-i bed mekon!)(V'în ser-i şorîde bâz âyed bi-sâmân ğam mehor!)

Bu gamlı gönlün hali düzelir (iyi olur) kötümser olma!Ve bu perişan baş, (eski haline) sükûnete kavuşur, gam yeme!

چمن تخت بر باز باشد عمر بهار گرمخور غم خوشخوان مرغ ای کشی سر در گل چتر

(Ger behâr-ı omr bâşed bâz ber taht-ı çemen)(Çetr-i gol der ser keşî ey morğ-ı hoşhân ğam mehor!)

Eğer ömrün baharı (gençlik) tekrar çimen tahtı üzerindeyse,Ey güzel öten kuş (bülbül) gülün güneşliğini başına çekersin; gam yeme!

نبود ما مراد بر روزی دو گر گردون دورمخور غم دوران کار نباشد یکسان دایما

(Devr-i gerdûn ger do-rûzî ber murâd-ı-mâ nebuved)(Dâyima yeksân nebâşed kâr-ı devrân ğam mehor!)

Feleğin dönüşü (dünya düzeninin gidişatı) eğer bir-iki gün isteğimize göre olmazsa;Devranın işi (hayattaki olayların akışı) sürekli aynı/monoton olmaz; gam yeme!

غیب سر از نۀ� واقف چون نومید مشو هانمخور غم پنهان بازیهای پرده اندر باشد

(Hân, meşev novmîd çon vâkıf ne-î ez sirr-i ğayb)(Bâşed ender perde bâzîhâ-yı pinhân ğam mehor!)

Sakın, ümitsiz olma gaybın (görünmüyen hayat) sırlarından habersizsin diye!Vardır perde(nin gerisin)de gizli oyunlar; gam yeme!

کند بر هستی بنیاد فنا ارسیل دل ایمخور غم طوفان ز بان کشتی نوحست ترا چون

(Ey dil! Er seyl-i fenâ bunyâd hestî ber koned)

Page 109: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

(Çon torâ Nûh'ast keştîbân zi tûfân ğam mehor!)

Ey gönül! Eğer yokluk seli varlığı(nı) yıkıp harab ederse;Madem Nuh (a.s.) senin kaptanın tufandan dolayı gam yeme!

قدم زد خواهی کعبه شوق ز گر بیابان درمخور غم مغیالن خار کند گر سرزنشها

(Der biyâbân ger zi şevk-ı Ka'be hâhî zed kadem)(Serzenişhâ ger koned hâr-ı muğîlân ğam mehor!)

Çölde eğer Ka'be arzusuyla yürüyeceksen,Çok sitem ederse eğer Muğîlân dikeni*, gam yeme!

بعید بس مقصد و خطرناکست بس منزل گرچهمخور غم پایان نیست کانرا نیست راهی هیچ

(Gerçi menzil bes hatarnâk'est ve maksad bes baîd)(Hîç râhî nîst kânrâ nîst pâyân ğam mehor!)

Her ne kadar menzil (varılacak yer) çok tehlikeli ve maksat (hedeflenen yer) çok uzaksa da(Bilesin ki) Hiç bir yol yoktur ki onun sonu/bitişi olmasın; gam yeme!

رقیب ابرام و جانان فرقت و ما حالمخور غم گردان حال خدای میداند جمله

(Hâl-i mâ ve firkat-i cânân ve ibrâm-ı rakîb!)(Cümle mîdâned Hodây-ı Hâl-gerdân ğam mehor!)

Durumumuz, sevgiliden ayrı kalmak ve rakibin (düşmanın) cefasıHepsini biliyor halleri değiştiren Tanrı; gam yeme!

تار شبهای خلوت و فقر کنج در حافظامخور غم قرآن درس و دعا وردت بود تا

(Hafız'â! Der konc-i fakr ve halvet-i şebhâ-yı târ)(Tâ buved virde-t duâ ve ders-i Kur'ân ğam mehor!)

Ey Hafız! Yoksulluğun bucağında ve karanlık gecelerin yalnızlığındaVirdin duâ ve Kur'an dersi* oldukça; gam yeme!

[/size][/size]

*** پنهان * Saklı Sözcükler ( Vâjegân-ı Pinhân ) واژگان

kayıp :(gom) گمگشته kaybolmuş :(gom-geşte)گمآمدن tekrar gelmek, geri gelmek, dönmek :(bâz âmeden)باز

kulube, baraka, küçük, dar ev :(kulbe) کلبهبد kötümser :(dil-i bed) دل

perişan :(şorîde) شوریدهdüzen, nizam, yol; sükûnet, dinginlik :(sâmân) سامان

Page 110: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

güzel öten :(hoş-hân) خوشخوانfeleğin dönmesi, dünyanın gidişatı; olayların/durumların değişmesi :(devrân)  دورانvapur, gemi :(keştî)  کشتی

بان gemi kaptanı :(keştî-bân) کشتیümitsiz :(novmîd) نومیدvarlık, var olma :(hestî) هستیtemel, kök :(bunyâd) بنیاد

كردن بر harap etmek, kökünü kazımak :(bunyâd ber kerden) بنیادdiken :(hâr) خارoyun, hile :(bâzî) بازیçöl, kır :(biyâbân) بیابانson :(pâyân) پایانkaranlık :(târ) تارcefa, sıkıntı verme, eziyet :(ibrâm) ابرامrakip; düşman (zarara uğramanı gözetip duran, seni çekemeyen) :(rakîb) رقیبköşe, bucak :(konc) کنج

گردان Halleri (insanların ve canlıların içinde bulundukları durumu) :(Hâl-gerdân) حالdeğiştirengünlük devamlı yapılan şey: özellikle nafile ibadet :(vird) وردtehlikeli :(hatar-nâk) خطرناکtektip, aynı, farsız, rutin, monoton :(yeksân) یکسان)  :(k'ân-râ) کانرا آنرا  كه -ki ân-râ'nın kısaltılmışı) ki o çok, ile dolu :(bes) بسfelek, dünya düzeni :(gerdûn) گردون

مغیالن * Asıl yurdu Arab Yarımadası olan, dikeni çok olan çöl iklimlerinde yetişen bir :خارbitki. Google çeviriye göre İngilizcesi Egyptian Thorn (Mısır dikeni). *'Ders' burada geniş anlamıyla kullanılmıştır; yani okuma, üzerinde düşünme ve öğrenmeyi kapsar.* Önceki derslerde yer alan 'Kelime Hazinesi' bölümünün formatını da değiştirdik. Bu başlık altında edebî alıntılardaki bilmediğimiz kelimeler yer alacaktır.

Ynt: بياموزيم Farsça Öğrenelim فارسى« Yanıtla #55 : Temmuz 31, 2011, 08:56:15 ÖS » Alıntı

دوم و چهل (Ders-i Çihil u Dovvom) درس

Kırk ikinci Ders

***Dil Bilgisi***

*  Bağlaçlar – II 

2) İkili (tekrarlı) bağlaçlar ( مزدوج ربط (حرف

Bu bağlaçlar sıralı bileşik cümlelerin oluşumunda yer alıp bağımsız cümlelerin başlarında bulunur ve bu cümleleri birbirine bağlarlar.

Page 111: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

Başlıca ikili edatlar: 

نه ... ...ne...ne : (...ne...ne) ...نه

Cümleyi olumsuz yapar. Türkçe’deki ne...ne... bağlacının tıpkısının aynısıdır

Örnekler:

من  (1 نه آیی می تو (!Ne to mi âyî ne men. Ne sen geliyorsun ne ben) نهکاغذ  (2 نه دارم قلم نه زیرا بنویسم توانم Nemi tevânem benivisem zîra ne kalem dârem) نمیne kâgaz. Yazamıyorum çünkü ne kalemim var ne de kağıdım.)

خواه ... ...ister...ister : (...hâh...hâh) ...خواه

fiilinin geniş zaman kökü ve aynı zamanda (hâsten – istemek)  خواستن aslen (hâh)     خواه(ikinci şahıs – sen için) emir kipidir.

Örnekler:

فردا  (1 خواه بیا امروز (!Hâh imrûz beyâ hâh ferdâ. İster bugün gel ister yarın) خواهنباشد  (2 خواه باشد راضی او خواه دهم می ادامه خودم Kâr-ı hodem-râ idâme mi dihem)کارhâh û razı bâşed hâh nebâşed. Kendi işimi sürdürüyorum; o ister razı olsun ister olmasın.)

یا ... ...ya...ya : (....ya...ya) ...یا

Örnekler:

بیاید  (1 یکی حسین یا احمد Ya Ahmed ya Huseyn yekî beyâyed. Ya Ahmed ya (da) Hüseyin)یاgelsin!)برو  (2 و برگرد یا بنشین (!Yâ benişîn ya ber-gerd ve boro. Ya otur ya da dön git)یا 

هم ... ...hem...hem : (....hem...hem ) ...هم

Bu bağlacı da ya biz İranlılardan çalmışız ya da onlar bizden çalmış arkadaş ya!

Örnekler:

آموزگاران  (1 هم داشتند حضور نمایشگاه در آموزان دانش Hem dâniş-âmûzân (öğrn) der) همnümâyişgâh huzur dâştend hem âmûzgârân (öğrt). Hem öğrenciler hazır bulundular fuarda hem de öğretmenler.)داریم (2 عالقه سفر این به برادرم هم من Hem men hem berâderem be în sefer alâka)  همdârîm. Hem ben hem de (erkek) kardeşim bu seyahate ilgi duyarız.)

چه ... ...de...de : (...çi...çi) ...چه

Örnekler:

شد  (1 خواهد اجرا برنامه این نخواهی چه بخواهی Çi behâhî çi nehâhî în bernâme icrâ)چهhâhed şod. İstesen de istemesen de bu program uygulanacak!)روم  (2 می جمعه روز من نیایی چه بیایی .Çi beyâyî çi neyâyî men rûz-i Cum’a mi revem) چه

Page 112: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

İster gelesin ister gelmeyesin ben Cuma günü gidiyorum.)

اگر ... ...ister...ister : (...eger...eger) ...اگر

Örnek:

گاه   این از رفت خواهی روز یک اگر مانی سال صد Eger sad sâl mânî eger yek rûz hâhî)اگرreft ez în gâh. İster yüzyıl kal ister bir gün; bu tahttan (saraydan) gideceksin!)

– ... هم ... نیز بلکه تنها sadece...değil...aynı zamanda...da : (...ne tenhâ...belki...nîz/hem)   ...نه

Bu bağlaç İngilizce’deki ‘...not only...but also...’ kalıbının eşdeğeridir. Örnek: He was not only intelligent but also very musical. (Bkz. Oxford Advanced Dic.)

Örnekler:

باشد  (1 می نیز بزرگی شاعر بلکه هنرمند تنها نه Vey ne tenhâ hunermend belki şâir-i)ویbozorgî nîz mî bâşed. O sadece sanatkâr değil aynı zamanda büyük bir şairdir de)  وی ‘inاو  gibi üçüncü tekil şahıs için kullanıldığını hatırlayalım.دزدیدند (2 هم پول بلکه شکستند را شیشه تنها نه Îşân ne tenhâ şîşe râ şikestend belki)  ایشانpûl hem dozdîdend. Yalnız camı kırmadılar aynı zamanda parayı da çaldılar.)

3) Bileşik bağlaçlar ( مرکب ربط (حرف

Farsça edatlar ile bağlaçların ya da sadece bağlaçların diğer bazı kelimelerle bir araya gelmesiyle oluşan bağlaçlardır. Başlıcaları şunlardır:

dığı yerde- :(âncâ ki) آنجاکهo şey ki, -an :(ânçi) آنچهo kimse ki, -an :(ân ki) آنکه

که dığında, -ınca, iken- :(ânkâh ki) آنگاهآنجاکه dığından, -den dolayı- :(ez âncâ ki)از

رو این bu yüzden, bu sebeple :(ez în rû)ازبس dığından, -den dolayı, o kadar (çok)- :(ez bes)از

که بس dığından, -den dolayı, o kadar (çok)- :(ez bes ki)ازآنکه den dolayı,dığından,eceği için-:(ez behr-i ân ki)ازبهر

که dığı şu an, -dığında- :(eknûn ki)اکنونise de, -mesine rağmen, da :(egerçi)اکرچه

اینکه dığı halde, -mesine rağman- :(bâ înki)بااینکه وجود آنکه ise de, -mesine rağmen :(bâ vucûd înki) با شرط mesi şartıyla-:(be şert ânki)به

که طوری eceği gibi, -dığı gibi, ...şekilde- :(be tovri ki)بهkadar, -eceği kadar... :(çonân ki)چنانکهdığı halde, -mesine rağmen- :(çendân ki)چندانکه

آنکه حالی dığında, -ınca, -ken- :(der hâlî ân ki) دراین از den başka, ...’a ek olarak-:(gozeşte ez în)گذشته

که dığında, -dığı zaman, -ınca- :(vaktî ki)وقتیچند ise de, gerçi, her ne kadar :(her çend)هر

که گاه ınca, -dığında- :(her gâh)هرکه وقت dığında,-dığı/eceği zaman- :(her vakt ki)هرکه dığı gibi, -dığı halde, -dığı şekilde- :(hemânto(v)r ki) همانطور

Page 113: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

که ,dığı, -dığı gibi- :(hemân ki)همانکه dığı zaman, -er...-mez, -ınca- :(hemîn ki) همین

Örnekler:

بخرد  (1 را خانه نتوانست رو این از نداشت کافی Pûl-i kâfî nedâşt ez în rû netevânest) پولhâne râ behared. Yeterli parası yoktu; bu yüzden evi satın alamadı.)بود  (2 مریض کمی اینکه با رفت مدرسه به Ahmed be medrese reft bâ în ki kemî meriz)احمدbûd . Ahmed biraz hasta olmasına rağmen okula gitti.) بودند  (3 نشده بیدار هنوز ایشان شدم بیرون خانه از که Vaktî ki ez hane bîrûn şodem) وقتیîşân henûz bîdâr ne-şode bûdend. Evden dışarı çıktığımda onlar henüz uyanmamışlardı.)آمدم  (4 داشتم کار که این وجود Bâ vucûd-i în ki kâr dâştem âmedem. . (Çok) İşim) باolmasına rağmaen geldim.) کرد  (5 می عجله خیلی داشته کاری اینکه . Misl-i în ki kârî dâşte hayli acele mi kerd)مثلGaliba bir işi vardı, çok acele ediyordu.)

گزیده *** Seçkin İnciler ( Govherhâ-yı Gozîde ) گوهرهای

Mevlânâ Hazretlerinin Mesnevî’sin girişindeki meşhur, alegorikنی از : diye başlayan 18 beyit (!Bişnev ez ney -Dinle bu ney’i )    بشنو

میكند حكایت چون نی، از بشنومیكند شكایت ها جدایی واز

 ( Be’şnev ez ney çun hikayet mî koned )( Ve ez cudâyi-hâ şikayet mî koned  )

Dinle neyden (hikayesini) nasıl anlatıyor,Ve (nasıl) ayrılıklardan şikayet ediyor:

اند ببریده مرا تا نیستان کزاند نالیده زن و مرد نفیرم از

( K’ez neyistan tâ merâ bobrîde-end )( Der nefîrem merd u zen nâlîde end )

Kamışlıktan beni kopardıklarından beriFeryâdımdan dolayı erkek ve kadın inlemekte.

فراق از شرحه شرحه خواهم سینهاشتیاق درد شرح بگویم تا

(Sîne hâhem şerha şerha ez firâk)( Tâ begûyem şerh-i derd-i iştiyâk )

Yürek isterim parça parça (olmuş) ayrılıktanKi söyleyeyim (ona) şerhini özlem derdinin.

خویش اصلِ از ماند دور كاو كسی هرخویش وصلِ روزگار جوید باز

( Her kesî k’û dûr mând ez esl-i hîş)

Page 114: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

( Bâz cûyed rûzgâr-i vasl-i hîş )

Kendi aslından (özyurdundan) ayrı kalan her bir kimseTekrar arar (oradaki) kendi birliktelik (vuslat) zamanını.

شدم ناالن جمعیتی هر به منشدم حاالن خوش و حاالن بَد جفت

( Men be-her cemîyyetî nâlân şodem)( Coft-i bed-hâlân u hoş-hâlân şodem)

Ben her bir toplulukta inleyen oldum.Kötülerin ve iyilerin eşi (dostu) oldum.

من یار شد خود، ظّن از كسی هرمن اسرار نَجست من درون از

( Her kesî ez zann-i hod şod yâr-i men)( Ez derûn-i men ne-cost esrâr-ı men)

Her bir kimse kendi zannınca oldu benim yârim;Benim içimde (hiç biri) aramadı sırlarımı benim.

نیست دور من نالۀ� از من ِسّرنیست نور آن را گوش و چشم لیك

( Sirr-i men ez nâle-i men dûr nîst)( Lîk çeşm u guş râ ân nûr nîst)

Benim sırrım feryadımdan uzak değildirAma göz ve kulak(ta) (sırrı kavramayı mümkün kılacak) o nûr yoktur.

نیست مستور تن ز جان و، جان ز تننیست دستور جان دیدِ را كس لیك

( Ten zi cân u cân zi ten mestûr nîst)( Lîk kes-râ dîd-i cân destûr nîst)

Beden ruhtan ve ruh bedenden gizli değildirFakat herkese ruhu görmek için destur (izin) yoktur.

باد نیست و نای بانِگ این است آتشباد نیست ندارد، آتش این كه هر

( Âteş est în bâng-i nây u nîst bâd)( Her ki în âteş ne-dâred nîst bâd)

Ateştir neyin bu çığlığı, değil rüzgarHer kim bu ateşe sahip değilse yok olsun!

فتاد نی كاندر است عشق آتشفتاد می كاندر است عشق جوشش

 ( Âteş-i ışk est k’ender ney futâd)( Cûşiş-i ışk est k’ender mey futâd)

Page 115: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

Aşk ateşidir ney’in içine düştüğü (ateş).Aşk coşkusudur mey’in (şarabın) içine düştüğü (coşku).

بُرید یاری از كه هر حریف نیدرید ما های پرده هایش پرده

( Ney harîf-i her ki ez yârî borîd)( Perdehâ-y’eş perdehâ-yi mâ derîd)

Ney ahbâbıdır bir yârden ayrılmış her kişinin.(Neyin manevî) Perdeleri bizim perdelerimizi yırttı.

؟ دید كه تریاقی و زهری نی همچو؟ دید كه مشتاقی و دمساز نی همچو

( Hemçû ney zehrî vu tiryâkî ki dîd)( Hemçû ney dem-sâz u muştâkî ki dîd)

Ney gibi bir zehiri, (onun gibi) bir panzehiri kim gördü?Ney gibi arkadaş ve âşık olanı kim gördü?

میكند خون پُر راهِ حدیث نیمیكند مجنون عشقِ های قصه

( Ney hadîs-i râh-i por-hûn mîkoned)( Kıssahâ-yı ışk-ı Mecnûn mîkoned)

Ney kana boyanmış (bir) yoldan söz eder,Mecnûn’un aşk öykülerini anlatır.

نیست هوش بی جز هوش، این محرمنیست گوش جز مشتری، را زبان مر

( Mahrem-i în hûş coz bî-hûş nîst)( Mer zebân-râ müşteri coz gûş nîst)

Akılsız olandan başka bu aklın mahremi yoktur;Dile kulaktan başka müşteri olmadığı gibi.

شد بیگاه روزها ما غم درشد همراه سوزها با روزها

( Der ğam-ı mâ rûzhâ bîgâh şod)( Rûzhâ bâ sûzhâ hem-râh şod)

Üzüntümüz içinde günler uzun olduGünler yanmalarla yoldaş oldu

نیست باك رو، گو رفت، گر روزهانیست پاك تو، چون آنكه ای بمان، تو

( Rûzhâ ger reft gû rov bâk nîst)( To be-mân ey ân ki çun tu pâk nîst)

Günler eğer (geçip) gittiyse gitsin; korku yoktur.Sen kal ey o kimse! Sen gibi temiz (pak) yoktur.

Page 116: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

شد سیر آبش ز ماهی، جز كه هرشد دیر روزش روزیست، بی كه هر

( Her ki cüz mâhî zi-âbeş sîr şod)( Her ki bî-rûzîst rûzeş dîr şod)

Balıktan başka herkes onun suyuna kandıHer kim (de) nasipsizdir onun günü geç (uzun) oldu

خام هیچ پخته، حال درنیابدوالسالم باید، كوتاه سخن پس

( Der ne-yâbed hâl-i puhte hîç hâm)( Pes sühan kûtâh bâyed ve’s-selâm)

Anlamaz pişkinin (olgun-kâmil insan) halini asla çiğ olan (kişi).Öyleyse söz(ün) kısa (olması) gerekir vesselâm.

*** پنهان واژگان Saklı Sözcükler ( Vâjegân-ı Pinhân ) ) توضیح

kamış, ney :(ney) نیeki,  yeri, -lik ve vatanı anlamlarına gelir. Örneğin ستان kamışlık, sazlık :(neyistân)  نیستان ( Turkistân) ترکستان ,çiçeklik ( gulistân )  گلستان  ,kokulu yer (bahçe) ( bû’stân )  بوستانTürk vatanı gibi.ayrılık :(cudâyî)  جداییfiiliyle aynı anlamda: kesmek, koparmak, ayırmak (borîden)  بریدن :(bobrîden)  ببریدنyüksek ses, feryâd, çığlık :(bâng) بانگama, lâkin :(lîk)لیك .1- rüzgar, yel, esinti 2- ‘Olsun!’ anlamında dua sözcüğü :(bâd) باد kelimesi anayasa anlamında (düstûr) دستور izin, yasa (Arapça’da :(destûr) دستورkullanılmaktadır.) ; gramer; vezir korku :(bâk) باكferyâd, çığlık :(nefîr)  نفیرnâlîden): inlemek, feryâd etmek نالیدنgöğüs; kalp, yürek :(sîne)  سینهşerh, açıklama, genişçe bir konuyu anlatmak :(şerh) شرح vuslat, birliktelik (gurbet: ayrılık zıddı) :(vasl)  وصلeş; çift:karı-koca :(coft) جفت

حال kötü huylu, kötü :(bed-hâl)  بَدحال iyi huylu, iyi :(hoş-hâl) خوش

inleyen, sızlanan :( nâlân ) ناالن  inleme, feryâd :(nâle)  ناله

رو ...gitsin İngilizce’deki ‘let it go’ (gitsin) kalıbı gibi :(gû rov) گوaynı yolun yolcusu, yoldaş :(hemrâh) همراهvakitsiz; uzun (vakit) :(bîgâh)  بیگاههوش akıl, ruh :(hûş) هوش بی

هوش aklı olmayan, akılsız :(bî-hûş) بیbalık :(mâhî) ماهی

خون çok kanlı, her tarafı kan olan, kana boyanmış :(por-hûn) پُرarkadaş :(demsâz)  دمسازpanzehir :(tiryâk)  تریاق

Page 117: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

dost, ahbap :(harîf)  حریفkaynama, coşma, coşku :(cûşiş)  جوشش

شدن doymak, kanmak :(sir şoden)  سیرyani düşmek (uftâden) افتادن :(futâden)  فتادنiçinde, içine, içerisine :(ender) اندرnasip, kısmet, rızık :(rûzî) روزی

روزی kısmetsiz, nasipsiz :(bî-rûzî)  بیشدن doymak, kanmak :(sir şoden)  سیر

asla, hiç, hiçbir zaman, yok :(hîç) هیچpişkin, olgun, insan-ı kâmil :(pohte) پختهham, çiğ, olgunlaşmamış :(hâm) خامanlamak, içeriğini kavramak :(der yâften) دریافتنkısa, sığ (derin; detaylı değil) :(kûtâh)  كوتاه

الهی    *  * *                                                                غفران و رحمت ماه رمضان ماه حلولباد * * *  مبارک

                                                     (Hulûl-i mâh-ı Ramadan, mâh-ı rahmet u ğufrân-ı İlâhî mubârek bâd!)

                                                      Ramazan ayının, İlâhî rahmet ve mağfiret ayının gelişi kutlu olsun!

Ynt: بياموزيم Farsça Öğrenelim فارسى« Yanıtla #56 : Ağustos 15, 2011, 06:57:53 ÖS » Alıntı

سوم و چهل (Ders-i Çihil u Sevvom) درس

Kırk üçüncü Ders

***Dil Bilgisi***

*  Ünlem  

Bir heyecanın etkisiyle ağızdan çıkarak duyguları ifade etmeye yarayan kelimelere ünlem diyoruz.

Başlıca ünlemler: 

1-   Ümit, arzu ve dua bildirenler

کاشکی / / کاش ای !Kâş / Ey kâş / Kâşkî       Keşke/Ah keşke/keşke     کاشالهیآمین

الله شاء ان

ببخشم  (1 تو به را دنیا ملک توانستم می کاش Ey kâş mî tevânestem mulk-i dunyâ-râ be to) ایbe-bahşem. Ah keşke dünyanın mülkünü sana bağışlayabilseydim!)بودی  (2 نکرده را کار این کاش Goftem: Kâş în kâr ra nekerde bûdî. ‘Keşke bu işi) گفتمyapmamış olsaydın.’ dedim.)

Page 118: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

2-   Beğenme ve teşvik bildirenler

/ احسنت / الله بارک !Âferin / Bârakellah / Ahsent             Ahsent: Bravo     آفرینخوب / به Bih bih / hûb                   iyi iyi (ne güzel) / güzel, iyi                     به

الله شاء ما

گویم  (1 می تبریک شما به Âferin, be şoma tebrik mî gûyem. Aferin! Sizi tebrik) آفرینediyorum)گفت  (2 می راست (.Hûb, râst mî goft. Güzel! Doğru söylüyordu)خوبای  ( (3 نوشته خوب خیلی به (.Bih bih, hayli hûb nivişte î. İyi iyi! Hayli güzel yazmışsın) به

3-   Üzüntü bildirenler

     Âh                                      آهدریغا/ !Efsûs / derîğâ     Yazık / yazık                     افسوس

     Vây                                    وای!Heyhât           Heyhât : ne yazık                                هیهات!Feryâd            İmdât                                  فریاد

مرد  (1 من سخن خوش مرغ دریغا !Ey derîğâ mûrg-i hoş-suhan-ı men mord.. Yazık) ایGüzel sözlü kuşum öldü.)نکرد  (2 دوا را دردم هم خواندن و نوشتن که Efsûs ki nivişten u hânden hem derdem)افسوسrâ devâ nekerd. Ne yazık ki yazmak ve okumak da derdime çare olmadı.)

4-   Şaşırma bildirenler

شگفتا / / عجب ای Aceb / Ey aceb/ Şuguftâ          Garip-ilginç/Ne garip- ne     عجبilginç/garip-tuhaf!!Veh                                           Vay, ne hoş                                    وه!Bih                                             Ne hoş,  ne iyi                                    به

الله            Sübhânellah                        سبحان

تهران  (1 به روید می هم شما پس !Aceb pes şomâ hem mî revîd be Tehrân.. Ne tuhaf)عجب(Pes vallahi:) Siz de Tahran’a gidiyorsunuz!)بود  (2 مردم رفاه برای کارها این که کنید می گمان -Bih! Gomân mî konîd ki în kâr-ha berâ)بهyı refâh-i merdom bûd. Ne güzel! Bu işlerin halkın refahı için olduğunu mu sanıyorsunuz?!)

5-   Uyarı bildirenler

  / هان= زینهار !Zinhâr =Zînhâr/ Hân                   Sakın/Aman, sakın     زنهار!Hîn                                      Dikkat!, Çabuk                              هین!Mebâdâ                             Olmaya (ki)! Maazallah                             مبادا

مکن  (1 همنشینی بدان با Zinhâr bâ bed’ân hem-nişÎnî mekon!. Sakın! Kötülerle oturup)زنهارeğleşen olma!)ناکرده !  (2 خدای مبادا گفت Mî goft mebâdâ! Hodây nâkerde.. Maazallah! Tanrı)میyapmamış (olsun)! diyordu.)

Page 119: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

6-   Emir bildirenler

خاموش/ !Sâkit/ Hâmûş                                     Sessiz, sakin/Sessiz-sus            ساکت!Ârâm                                                 Yavaş                           آرام!Îst                                                      Dur                         ایست

معانی!  (1 این گو حرف بی توانی اگر !Hâmûş! Eger tevânî bî harf gû în meânî.. Sus)خاموشEğer yapabiliyorsan sessiz anlat bu manaları.)

7-   Tasdik bildienler

بلی / / آری آری !Ârî /Ârî Ârî / Belî                      Evet/evet evet/evet     آری

!Elbette                                            Elbette                               البته

نیست  (1 تکرار به نیاز متوجهم آری Ârî Ârî! Moteveccihem niyâz be tekrâr nîst. Evet )آریevet! Farkındayım, tekrara hâcet yok!)نیافت  (2 توفیق اورپایی آثار ترجمۀ� کنار در ایرانی رمان Elbette român-ı İrânî der kenâr-ı)البتهtercüme-i âsâr-ı Evrupâyî tevfîg neyâft.. Elbette İran romanı Avrupalı eserlerin çevirileri yaında başarı (şansı) bul(a)madı.)

8-   Yalanlama/Red bildirenler

ابدا / !Hergiz / Ebeden                          Asla!/Asla – Hiçbir zaman               هرگز!Ne                                                        Hayır                            نه!Hâşâ                                                   Hâşâ                         حاشا

نفرمایید  (1 را حرف این Ebeden în harf râ nefermâyîd!. Asla bu sözü buyurmayınız)ابدا(söylemeyiniz)!)مخور  (2 غم را گذشته (!Hergiz gozeşte râ ğam mehor!.. Asla geçmişe üzülme)هرگز

گزیده *** Seçkin İnciler ( Govherhâ-yı Gozîde ) گوهرهای

Şeyh Sa’dî-yi Şirâzî’nin Gülistân’ındaki bir gülü koklayalım şimdi de:

فرستاد سلم و علیه الله صلی مصطفی بخدمت حاذق طبیبی عجم ملوک از .یکنخواست در وی از معالجه و نیاورد او پیش تجربه کسی و بود عرب دیار در .سالی

و اند فرستاده اصحاب معالجت برای را بنده مرین که کرد گله و آمد پیغمبر پیش . علیه رسول آورد بجای است معین بنده بر که خدمتی تا نکرد التفاتی کسی مدت درین

باقی اشتها هنوز و نخورند نشود غالب اشتها تا که طریقتیست را طایفه این گفت السالم; . تندرستی موجب اینست گفت حکیم بدارند طعام از دست که برفت  بود و ببوسید زمین .

آغاز حکیم کند آنگه دراز      سخن لقمه سوی انگشت سر یا   زاید خلل ناگفتنش ز ناخوردنش            که ز آید  یا بجانگفتار بود حکمتش جرم بار          ال آرد تندرستی خوردنش

Page 120: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

[/size][/size][/size]

( Yek ez mulûk-i Acem tabîb-i hâzig be-hıdmet-i Mustafa (s.a.v) firistâd. Sâlî der diyâr-ı Arab bûd ve kesî tecrube pîş-i û niyâverd ve muâlece ez vey der nehâst. Pîş-i Peygamber [s.a.v.]

âmed ve gile kerd ki merîn bende-râ berâ-yı muâlecet-i ashâb firistâde-end ve der’în muddet kesî iltifâtî nekerd tâ hıdmetî ki ber bende muayyen est becây-ı âverd. Rasûl (a.s.) goft: ‘În tâyife-râ tarîgatist ki tâ iştihâ ğâlib neşeved nehorend ve henûz iştihâ bâgî buved ki dest ez

taâm bedârend. Hakîm goft: ‘În’est mûcib-i tendorostî!’; zemîn be-bûsîd ve be-reft. )

(Suhan ângeh koned hakîm âğaz    yâ ser engoşt sûy-i logme derâz. )( Ki zi nâ-goften’eş halel zâyed       yâ zi nâ-horden’eş becân âyed. )

(Lâ cerame hıkmet-eş buved goftâr       Horden-eş tendorostî âred bâr. )

Acem krallarından biri usta bir doktoru Mustafa’nın (sav) hizmetine gönderdi. Arap diyarında bir yıl geçti; hiç kimse onun önüne bir tecrübe [sorun, hastalık] getirmedi ve ondan tedavi

(etmesini) istemedi. Peygamberin (sav) huzuruna geldi ve şikayette bulundu: ‘Bu hizmetkârı(nızı) Ashâb’ı tedavi için göndermişlerdi; bu (geçen) süre içerisinde hiç kimse

dönüp bakmadı ki hizmeti -ki hizmetkâr (ınızın) üzerine yerine getirmesi (bir vazife olarak) belirlenmiştir- (îfâ edeyim).’Peygamber (sav) dedi: ‘Bu topluluğun bir yöntemidir ki

iştah(ları) baskın gelmedikçe (iyice acıkmadıkça) yemek yemezler ve daha iştahları kalmışken (varken) yemekten el çekerler.’ Hekim dedi: ‘(İşte) Budur sağlığın geregi!’, yeri öptü ve gitti.

Söze o vakit başlar bilge kişi        veya  parmak ucunu lokmaya doğru uzatırKi konuşmamasından kötülük doğar     veya yememesiyle canına kasteder.*

 Şüphesiz hikmeti (bilgeliği) olur söz       (ve) yemesi sağlık meyvesini getirir* .

* Burada özne ‘خلل’ de olabilir, o zaman: ‘...cana bir zayıflık gelir.’ anlamındadır.بار fiilinin geniş zaman üçüncü şahsıdır. Buna göre آوردن fiili آرد * ürün verir, meyve آردverir, semeresi ... olur gibi anlamlara gelir.

*** پنهان واژگان Saklı Sözcükler ( Vâjegân-ı Pinhân ) ) توضیح

deneyimli, tecrübeli, usta (Arapça’dan) :(hâzig)  حاذقgöndermek, yollamak :(firistâden)  فرستادن

] مرین این [ مر (mer’în): Buradaki mer edatı anlamı etkilemez sadece Klasik Farsça’da nesnelerin başında kullanılır. (Bkz. Nimet Yıldırım, Farsça Dilbilgisi, 371)Kul, köle, hizmetçi; ben :(bende)  بنده

خواستن istemek, dilemek, talep etmek :(der hâsten)  درکردن şikayette bulunmak, şikayet etmek :(gile kerden) گله

ama, lâkin :(lîk) معالجه کردن teveccüh göstermek, yönelmek, dönüp bakmak :(iltifât kerden)  التفاتآوردن ikame etmek, yerine getirmek (Bir vazifeyi) :(becâ-yı âverden) بجای

yol, yöntem :(tarîgat) طریقت Hikmetli (söz, kişi vs.), bilge; filozof; doktor [Doktor anlaminda kullanılan :(hakîm)  حکیمdiğer kelimeler: پزشک  pizişk ve طبیب  tabibdir.]ten-dorostî): sağlık  تندرستی

انگشت parmak ucu :(ser engoşt)  سر  کردن başlamak :(âğâz kerden) آغاز

Page 121: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

yön, taraf :(sû-y)  سویuzun :(derâz)   درازveya (bağlaç) :(yâ)  یاfesad, bozulma, dağılma, zafiyet (Arapça asıllı) :(halel)  خلل doğmak, meydana gelmek, ortaya çıkmak :( zâden )  زادن 

جرم şüphe yok ki, kesinlikle (Arapça asıllı) :(lâ cerame)  الsöz :(goftâr) گفتار

Ynt: بياموزيم Farsça Öğrenelim فارسى« Yanıtla #57 : Eylül 21, 2011, 07:24:03 ÖS » Alıntı

چهارم و چهل (Ders-i Çihil u Çeharom) درس

Kırk dördüncü Ders

***Dil Bilgisi***

*  Kelime Oluşumu-I * 

1- Soyut isimler ی (-î) son ekiyle oluşturulur.

خوبی + = ی İyilik (hûbî)   خوب

مردی + = ی Adamlık, mertlik; cömertlik (merdî)    مرد

درشتی + = ی  Kalınlık (doroştî)  درشت

دانائ + = ی Bilgelik, Hikmet (dânâî)      دانا

= خوشروئ + ی Güzellik (güzel-yüzlü'lük) (Hoşrûî)   خوشرو

Eğer bu ekin eklendiği kelime ه ile bitiyorsa bu harf گ ye dönüştürülür:

خستگی + = ی yorgunluk (hastegî)  خشته

شایستگی + = ی uygunluk, yaraşırlık (yaraşan-yakışan olmak) (şâyestegî) شایسته

زندگی + = ی hayat (zindegî) زنده

= بچگی + ی çocukluk (beççegî) بچه

2 -Fiillerin geniş zaman gövdelerine ش (-iş),  اک (-âk) veya  ه son eklerinin yardımıyla fiillerden isim türetilebilir.

آموزش + = < ش آموختن  آموز (amûziş) öğrenme; öğretiş

فرمایش + = ش فرمودن  <   فرما (fermâyiş) emir, buyruk

Page 122: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

سوزش+ = ش سوختن   < سوز (sûziş) yanma, yanış

گردش + = < ش گشتن  گرد (gerdiş) gezme, dolaşma

کوشش + = ش کوشیدن  <   کوش (kûşiş) çabalama, gayret

پوشاک+ = اک پوشیدن   < پوش (pûşâk) giysi, giyecek

خوراک+ = < اک خوردن  خور (horâk) yemek, yiyecek

خنده + = < ه خندیدن  خند (hande) gülme, gülüş

گریه + = < ه گریستن  گری (girye) ağlama, ağlayış

> = ناله + ه نالیدن  نال (nâle) feryat, çığlık, inleme

Daha seyrek olarak ن (-n) sonekiyle de fiilden isim türetilebilir.

> = فرمان + ن فرمودن  فرما (fermân) buyruk

> = پیمان + ن پیمودن  پیما (peymân) ölçü

eki fiilden isim türetmekte kullanılır. Ancak bu ek farklı olarak geçmiş zaman (âr-) ار -3gövdesiyle aynı olan hafifletilmiş mastara bitişir.

رفتار + = < ار رفتن  رفت (reftâr) gidiş; gidişat, tarz

گفتار + = < ار گفتن  گفت (goftâr) konuşma, söz, hitap

گرفتار + = < ار گرفتن  گرفت (giriftâr) tutkun, bağlı; müptela, bir sıkıntıya düçar olan

کردار + = < ار کردن  کرد (kerdâr) hareket, eylem

خریدار + = < ار خریدن  خرید (harîdâr) satın alan, alıcı

> = فروختار + ار فروختن  فروخت (furûhtâr) satıcı, satan

.sıfatlardan soyut isim türetir (na-) نا (a-) ا (4

گرما + = ا sıcaklık (germâ) گرم

پهنا + = ا genişlik (pehnâ) پهن

درازا+ = ا uzunluk (derazâ) دراز

Page 123: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

فراخنا+ = نا ferahlık, genişlik (ferahnâ) فراخ

تنگنا + = نا darlık (tengnâ)تنگ

.fiillerin geniş zaman gövdelerine eklenerek isim türetir (e/a-) ه (5

چشمه + = ه pınar, göze (çeşme) (göz) چشم

دسته + = ه demet (deste) (el) دست

هفته + = ه hafta (hefte) (yedi) هفت

پنچه + = ه pençe (pençe) (beş) پیچ

سفیده + = ه kireç (sefîde) (beyaz) سفید

.soneki de isimlere birleşerek '...muhafızı' anlamında yeni isim türetir (bân-) ه (6

باغبان + = بان bahçıvan, bahçeyi koruyup gözetleyen (bağbân) باغ

پاسبان + = بان bekçi, nöbetçi, polis (pasbân) (nöbet, muhafaza) پاس

دربان+ = بان kapıcı (derbân) در

شتربان+ = بان deveci (şotorbân) (deve) شتر

مرزبان+ = بان sınır muhafızı (merzbân) (ülke, hudut) مرز

sonekleri de geniş zaman ya da bazen olduğu gibi geçmiş zaman gövdesinin (kâr-) کار , (ger-) گر  , (gâr-) گار (7ve yahut da bir isimle birleşerek yeni isim türetir.

آموزگار + = گار öğretmen (âmuzgâr) (آموختن - geniş zaman gövdesi) آموز

آمرزگار + = گار bağışlayan, affeden (Allah) (âmurzgâr ) (آمورزیدن - geniş zaman gövdesi) آمرز

آفریدگار + = گار yaratan, yaratıcı (âferîdgâr) (آفریدن - geçmiş zaman gövdesi) آفرید

کردگار + = گار yapan, yapıcı (kerdgâr) (کردن - geçmiş zaman gövdesi) کرد

یادگار + = گار hatıra (yâdgâr) (hatır, hafıza) یاد

روزگار+ = گار zaman (rûzgâr) (gün) روز

آهنگر + = گر demirci (âhenger) (demir) آهن

دادگر + = گر adil (dâdger) (kanun, adalet) داد

زرگر + = گر kuyumcu (zerger) (altın) زر

توانگر + = گر gücü yeten, kuvvetli (tevânger) (توانستن - geniş zaman gövdesi) توان

کار + گناهکار =  گناه (gunâhkâr) günah işleyen

Page 124: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

خدمتکار + = کار hizmetçi (hıdmetkâr) خدمت

ستمکار + = کار zalim (sitemkâr) (zulüm) ستم

.isimlere eklenerek alet ismi türetir (dân-) دان ( 8

قلمدان + = دان kalemlik (kalemdân) قلم

نمکدان + = دان tuzluk (nemekdân) نمک

دان+ = چای دان çaydanlık (çaydân)چای

دان + = جامه دان elbiselik (sandık) (câmedân) (elbise) جامه

قنددان + = دان şekerlik (kand-dân) (kesme şeker) قند

شمعدان + = دان şamdan, mumluk (şem'-dân) (Arapça'dan - mum) شمع

گلدان + = دان çiçeklik (vazo) (guldân) (çiçek) گل

گزیده *** Seçkin İnciler ( Govherhâ-yı Gozîde ) گوهرهای

Şeyh Sadî-yi Şirâzînin binbir çiçek kokulu bahçesi � � Bustânında bir ağacın serin gölgesinde dinlenelim şimdi de� *:

عجب دانی بصره از آوردم رطب        چه از ترین شیرین که حدیثیراستان خرقۀ� در چند خرماستان                  تنی طرف بر گذشتنم

بود انبار معده میان در بود          یکی خوار شکم چشمی تنگ ازین درخت بر شد و مسکین بست سخت        میان افتاد در بگردن آنجا ز و

کشت؟ که را این که آمد ده درشت        رئیس ما بر بانگ مزن بگفتمبرد و خورد توان خرما بار هر مرد      نه و خورد عاقبت بد انبان لتشاخ ز کشیدش اندر دامن فراخ                شکم رودگانی تنگدل بودپای زنجیر و دستست بند خدای                شکم پرستد نادر بنده شکم

جرم ال ملخ شد شکم شکم                سراسر کوچک مور کشد بپایش

Çi âverdem ez Basra dânî aceb      hadîsî ki şîrînterest ez ruteb. Tenî çend der hırka-i rastân          gozeştîm ber taraf-i hurmastân.

Yekî der miyân mi'de-enbâr bûd      ez în teng çeşmî şikem-hâr bûd. Miyân best miskîn ve şod ber diraht    ve zi âncâ be-gerden der uftâd saht.

Reîs-i dih âmed ki în râ 'Ki koşt?'          Be-goftem 'Me-zen bâng ber-mâ doroşt!Şikem dâmen ender keşid-eş zi şâh.      Buved teng-dîl rûdegânî ferâh.

Ne her bâr hurma tevân hord ve bord     Let-enbâr bed-âkıbet hord ve mord.'Şikem bend-i dest est ve zincîr-i pây.    Şikem-bende nâdir perested Hudây.Serâser şikem şod meleh la cerem         be pây-eş keşed mûr-i kûçek-i şikem

Be-rev enderûnî be-dest âr pâk         şikem-i por ne-hâhed şod illâ be-hâk.

Ne getirdim Basra'dan bilirsin? Harika        bir haber ki daha tatlıdır taze hurmadan.Birkaç kişi doğruların giysileri içinde          geçtik bir hurmalığın yanından.

Aramızdan bir tanesi mide-dolduran idi      bu aç gözlülük yüzünden pisboğaz idi.Kemerini bağladı (hazırlandı) zavallı, çıktı ağaca    ve oradan boynunun üstüne sertçe düştü

Köyün reisi geldi (sordu): Bunu kim öldürdü:'�       Dedim: 'Bağırma bize kabaca!Midesi onu daldan aşağı bıraktı         Olur muzdarip, bağırsakları geniş (olan)

Page 125: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

Ne her hurma yükü yenir ne de taşınır.     Akibeti kötü olan göbek-dolduran (obur) yedi ve öldü.

Mide, elin bağı ve ayağın zinciridir.      Mideye köle olan az/nadir  tapar Tanrıya.�Baştanbaşa karın oldu çekirge, şüphe yok ki      ayağından çeker küçük karınlı karınca.

Git, temiz bir iç (gönül) elde et!     Karın ancak toprakla dolacaktır. �

*** پنهان واژگان Saklı Sözcükler ( Vâjegân-ı Pinhân ) ) توضیح

harika, ilginç, şaşırtıcı :(aceb)  عجبhaber, hikaye :(hadis) حدیثyaş, henüz tam olgunlaşmamış, taze hurma :(ruteb) رطبdoğrular, sufiler :(râstân) راستانhurmalık, hurma bahçesi :(hurmastan) خرماستان  میان .kemer, orta, ara anlamlarına gelir میان arada, aramızda :(der miyân) درboyun :(gerden) گردنsert :(saht) سختbâng): çığlık, yüksek ses بانگkaba, sert, iri :(doroşt) درشتyük, meyve, semere :(bâr) بارdal :(şâh) شاخgeniş, ferah, bol :(ferâh) فراخ(rûde - روده tekili) bağırsaklar :(rûdegân) رودگانfesad, bozulma, dağılma, zafiyet (Arapça asıllı) :(halel)  خلل  کشیدن اندر den etek çekmek, uzak durmak; terketmek... :( dâmen (en) der keşîden ) دامن(Şiirde '(daldan aşağı) bırakmak' anlamında)

جرم şüphe yok ki, kesinlikle (Arapça asıllı) :(lâ cerame)  الçekirge :(meleh) ملخkarınca :(mûr) مور

Ynt: بياموزيم Farsça Öğrenelim فارسى« Yanıtla #58 : Ekim 24, 2011, 06:57:05 ÖS » Alıntı

پنچم و چهل (Ders-i Çihil u Pençom) درس

Kırk beşinci Ders

***Dil Bilgisi***

*  Kelime Oluşumu-II  

1- Kimi isimlere ستان (-istân/stân) son ekiyle ...yeri, vatanı anlamına gelen isimler oluşturulur.

هندوستان + = ستان �Hindûların yurdu (Hindistan) (hindustân)   هندو

فرنگستان + = ستان  Frenk vatanı (Avrupa) (frengistân)  فرنگ

گلستان + = ستان gül bahçesi (gulistân)    گل

Page 126: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

بوستان + = ستان  Kokulu yer (Bahçe) (bûstân)  بو

2 Bazı isimlere � / / / شن/ بار زار سار �son ekleri gelerek birşeyin bolca  ,(lâh, -sâr, -zâr, -bâr, -şen-) الخ bulunduğu yer anlamında isim türetilebilir.�

سنگالخ = +  سنگ  الخ (senglâh) taşlı yer

آتشالخ + = الخ ateşlik (âteşlâh) آتش

  سنگسار + = سار taşlık ( sengsâr ) سنگ

کوه =  سار + کوهسار (kûhsâr) dağlık

  گلزار + = زار gül bahçesi (gulzâr)  گل

چمنزار + = زار çayır, çimen (çemenzâr)   چمن

گلشن + = شن gül bahçesi (gulşen) گل

نمکسار + = سار tuzla (tuzun bol olduğu ve çıkarıldığı yer) (nemeksâr)  نمک�.eki de ...in ikâmet yeri anlamında isimlere eklenerek yeni isim türetmeye yarar (âbâd-) آباد -3 � �

خرمآباد + = آباد mutluluk yurdu (hurremâbâd) خرم

اسدآباد + = آباد aslan yuvası (esedâbâd) اسد

4- Bazı fiillerin geniş zaman gövdelerine ا eklenerek sıfat-isim oluşturulur.

دانا + = < ا دانستان  دان (dânâ) bilen, bilge, âlim

توانا + = < ا توانستان  توان (tevânâ) güçlü, muktedir

> = زیبا + ا زیبیدن  زیب (zîbâ) hoş, güzel, yakışıklı

4) / / / / / / / مند/ ومند مان وار ور اور یار یر son ekleriyle de (mend/-ûmend/-mân/-vâr/-ver/-yâr/yer/nâk-) ناکTürkçedeki -li eklenmiş isimler türetilir.� � �

خردمند + = مند akıllı (hıredmend) خرد

دانشمند + = مند bilgili (dânişmend) دانش

  ثروتمند + = مند servetli, zengin (servetmend) ثروت

برومند+ = ومند semereli/meyveli (berûmend) بر

تنومند + = ومند cüsseli, vücutlu (kalıplı) (tenûmend) تن

Page 127: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

  شادمان + = مان neşeli, mutlu (şâdmân) شاد

دلیر + = یر yürekli, cesur (dilîr) دل

دالور + = اور yürekli, cesur (dilâver) دل

= امیدوار + وار ümitli (ümidvâr) امید

نامور+ = ور namlı, ünlü (namver) نام

بختیار+ = یار bahtlı, kısmetli (bahtyâr) بخت

  هوشیار + = یار akıllı (hûşyâr)هوش

خشمناک + = ناک öfkeli (hışmnâk) خشم

دردناک + = ناک ümitli (derdnâk) درد

فرحناک+ = ناک sevinçli (ferahnâk) فرح

غمگین+ = گین gamlı, üzüntülü (ğamgîn) غم

شرمگین + =   گین hicaplı, utatanan (şermgîn) شرم

5) / / / وش/ آسا وار سان son ekleriyle de benzerlik, layık olma anlamı (veş/-âsâ/-vâr/-sân/-fâm-) فامifade eden sıfatlar türetilir.

مهوش + = وش ay gibi (mehveş) (ay) مه

پریوش + = وش peri gibi (perîveş) پری

فیالسا + = آسا fil gibi (filâsâ) فیل

دیواسا + = آسا dev gibi (dîvâsâ) (dev) دیو

پریسان + = سان peri gibi (perîsân) پری

گرگسان + = سان kurt gibi (gorgsân) گرگ

یکسان + = سان benzer, eşit, denk (yeksân) یک

گلفام + = فام gül gib/renginde (gulfâm) گل

فام + = سیاه فام siyah renkli (siyahfâm) سیاه

ین/ (6 son ekleri kimi isimlere eklenerek genellikle malzemenin/eşyanın üretildiği (în/-îne-) ینه

Page 128: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

maddeyi gösteren sıfat oluştururken ikinci ek (-îne) de zaman ifadelerine gelerek onları sıfat yapar.

زرین+ = ین ...altından, altın (zerrîn) (altın) زر

پشمینه+ = ینه ...yünden, yün *(peşmîne) (yün) پشم

آهنین+ = ین ...demirden, demir (âhenîn) (demir) آهن

شیرین+ = ین ...sütten yapılmış, sütlü (tatlı) (şîrîn) (süt) شیر

سیمین+ = ین gümüşten, gümüş (sîmîn) (gümüş) سیم

دیرین+ = ینه antik, kadim (dirîne) (geç) دیر

شبینه+ = ینه geceye ait (şebîne) (gece) شب

دوشینه+ = ینه dün geceki (dûşîne) (dün gece) دوش

*   Daha yaygın olarak پشمی   (peşmî) kelimesi kullanılır.

eki aynı zamanda belli sayı sıfatlarının veya edatların sonuna eklenerek zaman veya (în-) ین (7yer bildiren sıfat elde edilir.

برین+ = ین üstteki (berîn) (ber - üstünde) بر

پسین+ = ین sonradan meydana gelen (pesîn) (pes - sonra) پس

اولین+ = ین ilk (evvelîn) (ilk) اول

نخستین+ = ین ilk (nehostîn) (ilk) نخست

آخرین + = ین son (âhırîn) (son) آخر

8 ) Geçenki derste gördüğümüz ی (-î) eki masdar yapmada kullanılan yâ-yı masdariyyet (masdar yâsı) � � �idi. Bu ek aynı zamanda kimi isimlere eklenerek mensubiyet bildirir. O zaman da yâ-yı nisbet (mensubiyet � �bildiren yâ)  diye adlandırılır. Ya-yı nisbet eğer çiçek isimlerine bitişirse renk manasına gelir.� �

دهاتی + = ی köylü (dihâtî) (köyler) دهات

شهری + = ی şehirli (şehrî) شهر

شیرازی+ = ی Şirazlı (Şîrâzî)شیراز

ایرانی + = ی İranlı (Îrânî)ایران

قاجاری + = ی Kacar hanedanına mensub (Kâcârî) قاجار

زردشتی + = ی Zerdüşt dinine bağlı (Zerdüştî) زردشت

سنبلی + = ی Sümbül renginde (sünbülî) سنبل

Page 129: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

بنفشۀ + = ی menekşe renginde (mor) (benefşeî) بنفشه

Eğer bu ekin birleştiği kelime ه  ile bitiyorsa (ه) (گ)ye dönüşür. � خانگی < �.gibi (hâne-hânegî eve ait)         خانه

.ekini alan sözcükler hem sıfat hem zarf olarak kullanılır (âne-) انه (9

دوستانه+ = انه dostça (dostâne) دوست

پدرانه+ = انه babacan bir şekilde, babaya layık (pederâne) پدر

مردانه+ = انه erkekçe (merdâne) مرد

بدبختانه+ = انه talihsizce (bedbahtâne) بدبخت

خردمندانه + = انه akıllıca (hıredmendâne) خردمند

.eki kimi sözcüklere birleşerek onlarla ilgili yeni kelimeler meydana getirir (gân-) گان  (10

+ / / بازربازار = بازارگان بازرگان tacir (bâzergân/bâzârgân)(pazarبازار =)  گان

گروگان+ = گان rehine (gerûgân) (rehin almaگرو =) گرو

دهگان+ = گان köy ağası (dihgân) (köy ده=) ده

گزیده *** Seçkin İnciler ( Govherhâ-yı Gozîde ) گوهرهای

Keykâvus b. İskender b. Kâbûsun oğluna hitaben yazdığı öğütler kitabı Kâbûsnâmeden parlak bir inci:� �

جوانی و پیری درباش دار خویشتن جوان لیکن مکن جوانی که نگویم باش پیرعقل جوانی چند هر پسر ای

  چنانکه بود نیکو شاطر جوان که مباش پزمرده جوانان از "  و نیز " و الجنون من شعبة الشباب گوید ارسطاطالیس خیزد بال جاهلی از و نخیزد بال شاطری از که مباش جاهل جوانان از

که گفت پیر آن چنانکه آورد گرد نتوانی را خود شدی پیر چون که بردار جوانی روزگار از طاقت بقدر خویش بهرۀ� وایشانرا" خود من شدم پیر که اکنون نخواهند مرا خوبرویان شوم پیر چون که خوردم غم و حسرت سال چندین

نزیبد خواهم خود اگر و "نمیخواهمپیر نه و داند جوان نه مرگ که مباش ایمن مرگ از و مکن فراموش را جل و عز خدای باشی جوان که چند هر .و

...و کن یاد را جل و عز خدای باشی که حال هر در معصیت و طاعت در و مشو غره بجوانی و باش هشیار پسر ای اما

ترس می مرگ از و میخواه ...عفودار مجالست نیز پیران با مکن جوانان با خاست و نشست همه .و

 

Der Pîrî ve Cevânî

Ey Piser her çend cevânî pîr-akl bâş ne-gûyem ki cevânî mekon lîken cevân-ı hîşten-dâr bâş.

Ve ez cevânân-ı pejmurde mebâş ki cevân-ı şâtır nîkû buved çonânki Aristotales gûyed : Eş-�şebâb şubetun minel-cunûn. Ve nîz ez cevânân-ı câhil mebâş ki ez şâtırî belâ ne-hîzed ve ez� � �

câhilî belâ hîzed.

Ve behre-i hîş bi-kader-i tâkat ez rûzgâr-ı cevânî ber-dâr ki çon pîr şodî hod-râ ne-tevânî gird âverd çonânki ân pîr goft ki Çendîn sâl hasret ve ğam hordem çon pîr şevem hob-rûyân merâ�

ne-hâhend eknûn ki pîr şodem men hod îşânrâ ne-mîhâhem ve eger hod hâhem ne-zîbed. �

Page 130: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

Ve her çend ki cevân bâşî Hodâ azze ve celle râ ferâmuş mekon ve ez merg eymen mebâş ki merg ne cevân dâned ve ne pîr.

Emmâ ey piser huşyâr bâş ve bi-cevânî ğırre meşev ve der taât ve masiyet der her hâl ki bâşî� Hodâ azze ve celle râ yâd kon ve afv mî-hâh ve ez merg mî-ters...

Ve heme nişest u hâst bâ cevânân mekon, bâ pîrân nîz mucâleset dâr. 

İhtiyarlık ve Gençliğe Dair

Ey oğul! Her ne kadar bir gençsen de ihtiyar akıllı (olgun bir akla sahip) ol! Sana demiyorum ki bir genç olma (genç gibi yaşama) lakin kendine sahip olan (kötülüklerden kaçınan) ol!

Ve üzgün-solgun gençlerden olma ki akıllı-kurnaz genç iyi olur. Nitekim Aristotales şöyle der: Gençlik deliliğin bir şubesidir.. � �

Ve de cahil gençlerden olma ki akıllılıktan bela ortaya çıkmaz ama cahillikten bela ortaya çıkar.

Ve tâkatin ölçüsünde gençlik zamanından kendi payını al! Zira ihtiyarladığında kendini toparlamaya (birşey yapmaya) gücün yetmez. Nitekim şu ihtiyar demiş ki Nice/pekçok�

seneler üzüldüm, gamlandım çünkü ihtiyar olunca güzelyüzlüler beni istemez diye. Şimdi yaşlandım ki ben kendim onları istemiyorum. Ve eğer kendim istesem şık olmaz/yakışık

almaz. �

Ve her ne kadar genç olsan da Tanrıyı (azze ve celle) unutma ve ölümden emin olma ki ölüm ne genç bilir ne de ihtiyar!

Şimdi ey oğul! Akıllı ol ve gençliğe aldanma. İbadet ederken ve günah işlerkende, içinde bulunduğun her halde Tanrıyı (azze ve celle) hatırla ve sürekli af dile, daima ölümden kork!...

Ve oturup kalkmayı hep gençlerle yapma; ihtiyarlarla da birlikte otur!

 

*** پنهان واژگان Saklı Sözcükler ( Vâjegân-ı Pinhân ) ) توضیح

چند her ne kadar, ...olsa da :(her çend) هر�de, da; dahi; ... la beraber :(nîz) نیز ihtiyar akıllı (olgun akıllı) :(pîr-akl) پیرعقلlakin :(lîken)  لیکن

دار kendine sahip olan, (kötülüklerden) kaçınan :(hîşten-dâr)  خویشتنsoluk, renksiz; üzgün :(pejmurde)  پزمردهakıllı, kurnaz :(şâtır)  شاطر nitekim :(çonanki)   چنانکه ] ) hîzed): ortaya çıkar, meydana gelir خیزد خیز[ (ortaya çıkmak, meydana gelmek) خاستنfiilinin 3. tekil şahsı)

Page 131: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

pay, hisse :(behre)  بهرهطاقت gücün yettiğince, takatın elverdiğince :(bi-kader-i tâkat)  بقدر

] ) al, elde et :(ber-dâr)  بردار ] دار بر داشتن (fiilinin emri (almak, elde etmek) برnice, pekçok, ne kadar ...(yıl vs) :(çendîn)  چندین güzel yüzlüler, güzeller :(hûb-rûyân)  خوبرویان 

مکن ] ) !unutma :(ferâmuş mekon)  فراموش ] کن فرامش کردن fiilinin (unutmak) فرامشnehyi (yasaklaması))şimdi, şu an :( eknûn ) اکنون  ] ) şık olmaz, yakışmaz, yakışık almaz :(ne-zîbed)  نزیبد زیب[ (güzel olmak, yakışmak) زیبیدنfiilinin 3. tekil şahıs olumsuzu)akıllı :(huşyâr) هشیار

مشو ] ) !aldanma :(ğırre meşev) غره ] شو غره شدن fiilinin nehyi (aldanmak) غره(yasaklaması))  میخواه ] ) !Sürekli af dile :(afv mî-hâh)عفو ] خواه عفو خواستن ;fiilinin emri (af dilemek) عفوburadaki می eki emredilen fiilin sürekli yapılması içindir.)  ترس ] ) !Sürekli kork :(mî-ters) می ترس[ eki می fiilinin emri; buradaki (korkmak) ترسیدنemredilen fiilin sürekli yapılması içindir.)  کن ] ) !hatırla :(yâd kon) یاد ] کن یاد کردن (fiilinin emri (hatırlamak) یاد  دار ] ) !otur, eğleş :(mucâleset dâr)مجالست ] دار مجالست داشتن (hatırlamak) مجالستfiilinin emri)

ششم و چهل (Ders-i Çihil u Şeşom) درس

Kırk altıncı Ders

***Dil Bilgisi***

*  Kelime Oluşumu-III

Birleşik isimler:

1- İsimlerle bazı mekan bildiren isimlerin birleşmesiyle...

مهمانخانه + = خانه otel (mihmânhâne) (misafir)   مهمان

سربازخانه + = خانه  karakol (serbâzhâne) (asker)  سرباز

پاالیشگاه + = گاه rafineri/arıtma tesisi (palâyişgâh) (arıtma, rafine etme)    پاالیش

2 İsim tamlaması kalıbına uygun bir şekilde ilişkili iki ismin birleşmesiyle...�

پدرزن = +  پدر  زن (pederzen) hanımın babası (kayınpeder)

دخترعمو + = عمو �amcanın kızı (amca kızı kuzen) (dohteramû) دختر

  صاحبخانه + = خانه evin sahibi (ev sahibi, hane reisi) ( sâhıbhâne ) صاحب

Page 132: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

میر =  آب + میرآب (mîrâb) su emiri (mirav, suyun dağıtımından sorumlu yetkili)

3- İsim Tamlaması şeklinde birleşik isimler de yaygındır.

خواب + = تخت خواب yatak (uyku döşeği) (taht-ı hâb) تخت

ile biraraya getirilmiş iki ismin, iki fiil gövdesinin (geçmiş veya geniş zaman) birleşik  و -4isimler de vardır. Aynı fiilin geçmiş zaman ve geniş zaman gövdelerinin birleşmesi halinde yeni kelimede و   bulunmayabilir.

هوا + + = و آب هوا و iklim (âb u hevâ) آب

شد + + = و آمد شد و fiili bu terkipte eski anlamı olan شدن  geliş-gidiş/trafik (âmed u şod)آمدgitmeki taşır.� �

گفتگو + + = & گو و گفت گو و goften/söylemek -گفتن ) söyleşi, sohbet (goftogû)گفتfiilinden)

جستجو + + = & جو و جست جو و custen /aramak -جستن ) araştırma, arama (costocû) جستfiilinden)

دار + + = و گیر دار و giriften /almak -گرفتن ) çatışma, boğuşma (ing. struggle) (gîrodâr) گیرve  داشتن- dâşten/sahip olmak fiilerinin geniş zaman gövdeleri bir araya gelmiştir.)

5) Kimi zaman da sıfatlar ve isimler yeni birleşik isim meydana getirir.

نوروز + = روز nevruz  (yeni gün) (nûv-rûz) نو

6) Bir isimle bir fiilin geniş zaman gövdesi birleşerek yeni isim oluşturabilir.

سرباز + = باز :bâhten باختن ) asker (başını kaybeden/kaybetmeye gönüllü olan) (ser-bâz) سرkaybetmek fiilinin geniş zaman gövdesi باز  bâzdir)�

/ پیغامبر/ + = پیامبر بر پیغام بردن ) peygamber, elçi (Haber taşıyan) (pey(g)âm-ber) (haber) پیامborden: taşımak fiilinin geniş zaman gövdesi  بر  berdir)�

7) Bir isim ve (geçmiş zaman gövdesinden türeyen) nesne ismi (ساخته sahte /yapılmış-üretilmiş gibi ساختن  yapmak/üretmek fiilinden) birleşerek yeni isim oluşturabilir.

زرین+ = ین  زائیدن  zâde (doğurulan) nesne ismi -زاده ) şehzâde (şâhzâde) (kral/padişah) زرzâîden doğurmak fiilinden türemiştir.)�

7) Bir zarfla geniş zaman gövdesi birleşerek yeni bir isim oluşturabilir.

پیشکش+ = کش �) (pîş ön/önden/önceden) پیش pîş-keş) hediye  ( کشیدن- keşîden /çekmek fiilinin geniş zaman gövdesi  کش keştir.)�

Page 133: Farsça Öğrenelim فارسى بياموزيم - a-Öğrenelim.docx  Web viewFarsça ( فارسى - Farsî)Farsça, Hint-Avrupa dilleri bünyesindedir. İran'da, Afganistan'da ve

انداز+ = پس انداز �) (pes sonra/arka/sonradan) پس pes-endâz) tasarruf/biriktirme  ( انداختن- endâhten /atmak fiilinin geniş zaman gövdesi انداز   endâzdır.)�

8 ) Aynı şekilde bir sıfatla geniş zaman gövdesi birleşerek yeni bir isim oluşturabilir.

نوآموز + = آموز yeni (yeni) öğrenen ( nû-âmûz ) نو

9) Bir edat aracılığıyla iki isim birleştirilerek yeni isim elde edilebilir.

= + بنفس+ اعتماد نفس به kendine güvenmek (itimad be-nefs) اعتماد

� kelimesi bazı isimlerle birleşerek paylaşma ve benzerlik anlamı üzerine bina (hem) هم  (10 �edilen yeni kelimeler meydana getirir.

همشهری + = شهری aynı şehirden olan kişilerden her biri (hemşehrî) هم

همجنس+ = جنس aynı cinsiyette/türde olan (hemcins)  هم

همپا+ = پا beraber eğleşen, oturup kalkan, ahbap (hempâ)  هم

همفکر+ = فکر aynı düşüncede olan/aynı fikri benimseyen (hemfikr)  هم

Not-1: Kelime oluşumu dersleri serisini bu derste bitirmeyi ümit ediyordum fakat konu epey � �uzayacağı için inşaallah gelecek derste Birleşik sıfatlar üzerinde durarak seriyi nihayete � �erdirmeyi düşünüyorum.

Not-2:Sürpriz bir şekilde Arapça karakterlerin birçoğu mesaj metinde gözükmediği için  گزیده پنهان  Seçkin İnciler ve ( Govherhâ-yı Gozîde ) گوهرهای واژگان Vâjegân-ı ) ) توضیح

Pinhân ) Saklı Sözcükler bölümlerini ekte MS Word - (2007 ve 2003 şeklinde iki versiyon) dosyası olarak ekte ilgi duyan arkadaşların dikkatlerine ve beğenilerine sunuyorum. Her iki dosya da aynıdır. Aynı hatanın tekrar edebileceğine binaen bundan sonraki derslerde de adı geçen bölümleri ekte vermeyi düşünüyorum.