EĞİTİM BİLİMLERİ TESTİ TTÜRKÜRKİYYE GENELE GENELİ...mek, inceleme soruları sormak, metnin kenarına not almak, dikkati oluşturmada etkili stratejilerdir. Doğru yanıt

çÖZÜM KİTAPÇIĞI

09

KAMU PERSONEL SEÇME SINAVIKAMU PERSONEL SEÇME SINAVILİSANSLİSANS

EĞİTİM BİLİMLERİ TESTİ

TÜRKİYE GENELİTÜRKİYE GENELİ

EĞİTİM BİLİMLERİ TÜRKİYE GENELİ 9. DENEME SINAVI YANIT ANAHTARI

1. D 21. C 41. C 61. C2. C 22. A 42. D 62. E3. B 23. E 43. B 63. D4. E 24. D 44. E 64. A5. B 25. D 45. C 65. C6. A 26. B 46. D 66. D7. A 27. C 47. E 67. D8. C 28. A 48. C 68. C9. E 29. E 49. E 69. C

10. D 30. B 50. A 70. D11. E 31. A 51. C 71. E12. C 32. E 52. B 72. C13. D 33. E 53. C 73. B14. B 34. B 54. A 74. C15. A 35. B 55. C 75. E16. E 36. C 56. C 76. A17. B 37. C 57. C 77. B18. D 38. E 58. A 78. B19. C 39. D 59. C 79. D20. A 40. A 60. B 80. E

PERFORMANS DEĞERLENDİRME TABLOSU

Doğru Yanlış Boş Net

Öğretim Yöntemleri ve Teknikleri

Sınıf Yönetimi

Öğretim Teknolojilerive Materyal Tasarımı

Program Geliştirme

Ölçme ve Değerlendirme

Öğrenme Psikolojisi

Gelişim Psikolojisi

Rehberlik

Toplam

Tekrar Edilmesi Gereken Konular...................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................

3

EĞİTİM BİLİMLERİ

Diğer sayfaya geçiniz.

KPSS / EB

1. Proje tabanlı öğrenme; öğren-

ciyi merkeze alan ve gerçek yaşam

durumlarını sınıf ortamına taşıya-

rak onları projeler çerçevesinde ça-

lıştıran, bunu yaparken de disiplinler

arasında ilişki kuran bir anlayıştır.

Öncüldeki açıklamada da öğrencile-

rin bir gerçek yaşam durumu çerçe-

vesinde disiplinlerarası bir çalışma

gerçekleştirdikleri görülmektedir.

Doğru yanıt “D” seçeneğidir.

2. Bütünlük ilkesinin anlamların-

dan biri, bilgilerin ve etkinliklerin bir-

birine bağlı ve birbirini tamamlar şe-

kilde düzenlenmesi ve sunulmasıdır.

Öncüldeki örnekte de “Bölgelerimiz”

adlı ünitede yer alan bilgi ve etkin-

liklerin birbirini tamamlar şekilde dü-

zenlendiği ve sunulduğu görülmek-

tedir.

Doğru yanıt “C” seçeneğidir.

3. Yaratıcı düşünme becerisi; te-

mel bir fi kri ve ürünü değiştirme, bir-

leştirme, yeniden farklı ortamlarda

kullanma ya da tamamen kendi dü-

şüncelerinden yola çıkarak yeni ve

farklı ürünler ve bilgiler üretme; olay-

lara farklı bakabilme, küçük çaplı da

olsa bazı buluşlar yapabilme gibi zi-

hinsel süreçleri içerir. Öncüldeki

açıklamada da katılımcılardan, ele

alınan soruna farklı ve özgün çözüm

önerileri getirmeleri beklenmektedir.

Doğru yanıt “B” seçeneğidir.

4. Buluş yoluyla öğretim; öğrenci-

lerin örnek olan ve örnek olmayan

durumları inceleyerek, bunları kar-

şılaştırarak ilke, özellik ve genelle-

melere ulaştıkları stratejidir. Öncül-

de de bu stratejinin kullanımı örnek-

lenmiştir.

Doğru yanıt “E” seçeneğidir.

5. Öncüldeki açıklamadan öğren-

cilere örnek olan ve örnek olmayan

durumların sunulduğu, bunları ince-

lemelerinin, karşılaştırmalarının ve

belli sonuçlara ulaşıp bunları açık-

lamalarının sağlandığı görülmekte-

dir. Buluş yoluyla öğretim stratejisin-

de bundan sonraki aşama öğretme-

nin, öğrencilerin belirledikleri özellik-

leri açıklaması ve düzenlemesidir.


6. Anlamlandırmayı artıran strate-

jiler bilginin aynen uzun süreli belle-

ğe geçişinden çok, bilgi birimleri ara-

sında ilişki kurarak anlamlı öğren-

meyi sağlayan stratejilerdir. Zihinsel

imgeler oluşturma, cümlede kullan-

ma, benzetim yapma bu stratejiler-

den bazılarıdır.

Doğru yanıt “A” seçeneğidir.

7. Sözel bilgiler; terimler, olgular,

ilkeler, genellemeler gibi ifade et-

meye, açıklamaya dönük bilgilerdir.

Bunlar düşünme için araçtırlar ve

diğer öğrenme türleri için ön koşul

olma özelliği gösterirler. Ahlaki ge-

lişim dönemleri de ifade etmeye ve

açıklamaya dönük bir bilgidir.


8. Yaratıcı drama; önceden yazıl-

mış bir metin olmaksızın, katılımcı-

ların kendi yaratıcı buluşları, özgün

düşünceleri, öznel anıları ve bilgi-

lerine dayanarak oluşturdukları ey-

lem durumları ve doğaçlama can-

landırmalardır. Yaratıcı dramada bi-

rey belli bir duruma kendi bakış açı-

sıyla yaklaşır ve ne yapması gerekti-

ğine ilişkin doğaçlama rol oynar. Ya-

ratıcı drama tekniğinin uygulanma-

sında öğretmen sorun ya da durumu

ortaya koyar, öğrencilerin bu durum

ya da sorun karşısında ne yapacak-

larını canlandırmasını sağlar.


9. Altı şapkalı düşünme tekniğinde

kullanılacak sorular farklı bakış açı-

larıyla incelenebilecek ve zıt kutup-

ları içerecek şekilde düzenlenmeli-

dir. “Türkiye, Avrupa Birliği’ne girme-

li midir?” sorusu farklı bakış açılarıy-

la incelenebilir ve bu inceleme sonu-

cunda “Girmelidir.” ya da “Girmeme-

lidir.” şeklinde iki zıt kutuptaki sonu-

ca ulaşmayı sağlayabilir.


4Diğer sayfaya geçiniz.

EB / TÜRKİYE GENELİ DENEME SINAVI - 9

10. Çember, en çok on beş öğren-

cinin bir konuyu ya da problemi bir

çember oluşturacak şekilde otura-

rak tartıştıkları bir tekniktir. Tartış-

maya katılan herkesin görüş belirt-

mesini sağlar, bir ya da birkaç kişi-

nin tartışmada ön plana çıkmasını

engeller. Teknik uygulanırken tartış-

maya katılacak öğrencilerin bir çem-

ber ya da yarım ay oluşturacak şe-

kilde oturmaları sağlanır. Bir lider,

sorulara verilen yanıtları not alacak

bir sekreter ve zamanı kontrol ede-

cek bir kişi belirlenir.Lider, tartışma

konusuyla ilgili açılış konuşmasını

yaptıktan sonra, katılımcılara sıra ile

sorularını yöneltir; her konuşmacı-

ya her defasında bir ya da iki dakika

konuşma süresi verir. Sekreter söy-

lenenleri not eder. Tüm katılımcılar

konuşmalarını tamamladıktan son-

ra lider, önemli noktaları özetleyerek

tartışmayı sona erdirir.


11. Gezi; okul ve sınıf çalışmalarını

tamamlamak, işlenen konuları doğal

ortamında görmek ve okulla yaşam

arasındaki bağı kurmak amacıyla

yapılan planlı ziyaret tekniğidir. Gezi

tekniğini kullanmanın en önemli ya-

rarı, ilk elden öğrenme yaşantıla-

rı sağlamasıdır. Olaylar gerçek or-

tamda görülür ve ilk kaynaktan bil-

gi alınır. Geziye başlamadan önce

planlama yapılmalı, öğrencilere ge-

zide nelere dikkat etmeleri gerekti-

ğini belirten yönlendirici sorular ha-

zırlanmalıdır. Geziye katılan tüm öğ-

rencilerin gözlem yapmasına olanak

sağlamalıdır. Gezide elde edilen bil-

giler sınıfta tartışılmalı ve raporlaştı-

rılmalıdır. Oysa öncülde öğretmenin

sınıf tartışması yaptırmadan öğren-

cilerden rapor istediği görülmektedir.


12. Söylev; bir topluluğa düşün-

celer, duygular aşılamak amacıyla

söylenen, uzunca, coşkulu ve güzel

söz anlamına gelmektedir. Söylevin

eğitimde kullanımı öğrencilerin belir-

li bir konuda insanları yönlendirmek;

onlarda belirli inanç, duygu ve düşü-

nüş biçimleri oluşturmak amacıyla

vurgu, tonlama ve beden dilini etki-

li biçimde kullanarak konuşma yap-

malarını sağlamak şeklindedir.


13. Sözel - dilsel zekâ, kelimelerle

düşünme ve ifade etme, dildeki kar-

maşık anlamları değerlendirme, ke-

limelerdeki anlamları ve düzeni kav-

rayabilme, şiir okuma, mizah, hikâye

anlatma, gramer bilgisi, mecazi an-

latım, benzetme, soyut ve simgesel

düşünme, kavram oluşturma ve yaz-

ma gibi karmaşık olayları içeren dili

üretme ve etkili kullanma yeteneği-

dir. Vurgu, tonlama ve beden dilini

etkili biçimde kullanarak etkileyici bir

konuşma yapmak bu zekâ boyutunu

daha çok geliştiren bir etkinliktir.


14. Ayrılıp birleşme tekniği uygu-

lanırken dört - altı kişilik heterojen

(ayrışık) gruplar oluşturulur. Öğren-

me ünitesi, grup üyesi sayısı kadar

alt konuya ayrılır. Her üye bunlar-

dan birini seçer. Her üye seçtiği ko-

nuyu çalışır. Her üye, farklı gruplar-

dan aynı konuyu seçen öğrencilerle

bir araya gelir. Uzmanlık grupların-

da bir araya gelen öğrenciler konu-

yu derinlemesine tartışır. Uzmanlık

gruplarındaki öğrenciler konuyu tam

olarak öğrendikten sonra gruplarına

döner ve çalıştıkları konuyu arkadaş-

larına öğretmeye çalışır. Öğrencilere

tüm üniteyi kapsayan bir izleme testi

verilir. Öğrencilerin bu testten elde et-

tikleri puanlar bireysel olarak değer-

lendirilir.


15. Yansıtıcı düşünme becerisi; bi-

reyin, deneyimlerini yeni durumlara

yansıtarak çözüm önerileri ya da dü-

şünceler üretmesi ve elde ettiği so-

nuçları değerlendirmesi gibi zihinsel

süreçleri içerir. Öncüldeki açıklama-

da da öğrencilerin derslerde öğren-

dikleri dört işlem becerisini gerçek

yaşam durumlarına yansıtamadıkla-

rı belirtilmektedir.


5 Diğer sayfaya geçiniz.


16. Yaşama uygunluk ilkesi; öğre-

tim ortamının yaşamdan kopuk ol-

maması, öğrencilerin yaşantıları-

na dayalı olması gerektiği anlamına

gelmektedir. Bu ilkeye göre okul ve

öğretim ortamı yaşamdan kopuk ve

yapay olmamalı; yaşama yakın, öğ-

rencinin yaşamla bağlantısını kopar-

mayan yaşantılar sunmalıdır. Okul,

öğrencileri yaşama hazırladığına

göre, öğretim de yaşamın doğrudan

kendisi olmalıdır. Öncüldeki açıkla-

madan yola çıkarak dört işlem be-

cerisini gerçek yaşamdan kopuk bir

şekilde öğretildiği çünkü öğrencilerin

gerçek yaşam durumlarında bu be-

ceriyi sergileyemedikleri sonucu çık-

maktadır. Öyleyse bu becerinin ka-

zandırılmasıyla ilgili, öğretim süreci-

nin yaşama uygun olmadığı söyle-

nebilir.


17. Beynin yapısı ve işleyişi üzerine

odaklanan, her beynin eşsiz olduğu-

na inanan ve beynin öğrenme üze-

rindeki etkisini inceleyen öğrenme

modeli “beyin temelli öğrenme”dir.


18. Özellikle sunuş yoluyla öğre-

tim stratejisinde kullanılan, bilgileri

zihinde somut ve görsel olarak dü-

zenlemek amacıyla kavramların bir

biriyle ilişkisini gösteren, bilgiyi orga-

nize eden şemalar olan kavram hari-

talarının kullanılması kalabalık sınıf-

larda anlamlı öğrenmeyi artıracaktır.


19. Metinde yazılanların altını çiz-

mek, inceleme soruları sormak,

metnin kenarına not almak, dikkati

oluşturmada etkili stratejilerdir.


20. Sınıf kurallarını belirlemenin

yanı sıra, öğrencilerin bu kuralları

özümsemeleri ve kurallara uymala-

rının sağlanması da olumlu bir sınıf

atmosferi yaratma açısından önem-

lidir. Öğretmen ilk başta meydana

gelen kural ihlallerini normal kabul

etmelidir. Çünkü öğrencilerin kural-

lara uyum sağlamaları ve kuralları

içselleştirmeleri zaman alabilir. Ku-

rallar belirlendikten sonra, ilk başta

meydana gelen kural ihlali gibi du-

rumlarda öğretmenin izleyeceği en

doğru yol, kibar bir dille öğrencile-

re kuralları hatırlatmak ve bunun ge-

rekçeleri ile ilgili öğrencileri ikna edi-

ci açıklamalarda bulunmasıdır. Sü-

reç ilerledikçe kural ihlalleri devam

ediyorsa öğretmen çözüm olacak

daha farklı yollar kullanabilir.


21. Sınıfta iletişim sürecinde dikkat

edilmesi gereken noktalardan biri de

öğrencilerle göz teması kurmadır.

Öğretmen normal koşullarda dersini

işlerken bütün öğrencilerle kısa sü-

reli olarak (1 - 2 sn) göz teması kur-

malıdır. İstenmeyen durumlarda ise

öğretmen uyarma amaçlı uzun süre-

li göz teması kurabilir. Öğretmen öğ-

rencilerle göz teması kurarken onla-

ra göz ucuyla değil, doğrudan bak-

malıdır. Öğretmenin öğrencilere göz

ucuyla bakması ya da gözünü onlar-

dan kaçırması hem iletişim engeli do-

ğurur hem de öğrenciler öğretmenin

utangaç ya da öz güveninin düşük ol-

duğu gibi bir algıya kapılabilirler.


22. Öğretmenin sınıfta istenen dav-

ranışları işaret eden ve belirten ifa-

deler kullanması, olumlu dil kapsa-

mında yer alır. Olumsuz dil ise isten-

meyen davranışları ön plana çıka-

ran ve ifade eden iletilerden meyda-

na gelir. Örneğin, A seçeneğini ana-

liz edersek “gürültü yapmayınız.”

gibi bir ifade olumsuz dil kapsamın-

da yer alır. Çünkü burada istenen

davranış ( sessiz olma) değil, isten-

meyen davranış ön plana çıkmıştır.

Bu beklenti “Dersi sessizce ve dik-

katli dinleyelim.” şeklinde söylenirse

olumlu dil kapsamında yer alır. Gö-

rüldüğü gibi olumlu dilde öğrencinin

yapması gereken, istenen davranış

vurgulanmaktadır. Olumsuz dil öğ-

renciye ne yapmaması gerektiğini

belirtirken olumlu dil ne yapması ge-

rektiğini, doğru olanın ne olduğu ile

ilgili açık ve net bilgi verir.




23. Öğretmenlerin derste karşıla-

şabilecekleri en önemli sorunlardan

biri de öğrencilerin dikkat düzeyleri-

nin düşmesi ve sıkılmaya başlama-

larıdır. Böyle bir durum, istenmeyen

davranışların meydana gelebilece-

ğinin de habercisidir. Böyle bir du-

rumda en uygun çözüm; öğrencile-

rin tekrar dikkatini çekmek, onlar-

da derse karşı ilgi ve merak uyan-

dırmaktır. Bunun için de öğretmen

derste değişikliğe gitmeli; öğrenci-

lere cazip gelecek, onların katılımını

arttıracak farklı yöntem ve teknikler

kullanmalıdır. Öğretmenin her ders

hep aynı yöntem ya da tekniklerden

yararlanması, dersi öğrencilere için

sıkıcı hâle getirebilir. Öğrenciler bir

ders saatini dolu dolu geçirmeli, et-

kinliklerden zevk alarak zamanın na-

sıl geçtiğini anlamamalıdırlar.


24. Tartışma ortamına uygun olan

oturma düzenleri yuvarlak masa ve

U düzenidir. Ancak görsel materyal-

ler kullanılacaksa yuvarlak masa uy-

gun olmayacaktır. Çünkü öğrenci-

lerin bazılarının sırtı dönük olacak-

tır. Bu tip durumlarda U düzeni daha

uygun olacaktır.


25. Görsel materyallerde renk kul-

lanımı çok önemli bir noktadır. Ge-

reksiz, fazla sayıda renk kullanılma-

sı materyalin anlaşılırlığını engelle-

yecektir. Zemin rengi ile yazı rengi

zıt renkler olmalıdır. Bir görsel ma-

teryalde en fazla üç renk kullanılma-

lıdır. Görsel materyallerde renk kul-

lanımı şu açılardan önemlidir:

Gerçeklik katar.

Görseldeki elementleri ayırt et-

meye yarar.

Dikkati konuyla ilgili hedef nok-

taya çeker.

Birbirine bağlantısı olan ele-

mentleri mantıksal olarak bağlar.

Dikkat çeker ve duygusal tepki

yaratır.

Görüldüğü gibi renklerin, görsellere

üç boyut özelliği kazandırma gibi bir

durumu yoktur.


26. Eğitsel oyunlar ders içeriğinin

eğlenceli bir şekilde öğrencilere ka-

zandırıldığı yazılım çeşididir. Eğitsel

oyunlar öğrencilerin güdü seviyesini

yükseltirler.


27. Bilgisayar destekli öğretim, öğ-

retimsel faaliyetlerde bilişim teknoloji-

lerinden yararlanılması olarak özetle-

nebilir. Öğretimi tamamlayıcı, güçlen-

dirici ve destekleyici etki sunar. Bilgi-

sayar destekli öğretimde öğretmen

rehber konumundadır, farklı eğitsel

yazılımlar kullanılabilir. Bu yazılımla-

rın bazıları, alıştırma ve tekrar yazı-

lımlarıdır. Önemli olan nokta, bilgisa-

yarların merkeze yerleştirilmemesi-

dir. Yani bilgisayarlar amaç değil, sa-

dece birer araçtır. Bilgisayar destek-

li öğretim sürecinin tamamı bilgisa-

yarlar ile yürütülemez, yani dersler-

den bağımsız yürütülemez. Bu şekil-

de yapılırsa bilgisayarlı öğretim (bilgi-

sayar tabanlı öğretim) olarak isimlen-

dirilir.


28. Skinner tarafından geliştirilen

programlı öğrenmede pekiştirme il-

keleri kullanılır. Pekiştirme ilkele-

ri; küçük adımlar, etkin katılım, bi-

reysel hız, anında dönüt ve düzelt-

me ve başarıdır. Soru öncülüne dik-

kat edilirse küçük adımlar, etkin katı-

lım, anında dönüt ve düzetme ile bi-

reysel hız ilkelerinin yazılımda kulla-

nıldığı görülmektedir.




29. Materyallerin etkili ve kalıcı öğ-

renmeler gerçekleştirebilmesi için

bazı özelliklere sahip olması gerekir.

Multimedya (çoklu ortam) araçla-

rı ve bilgisayar yazılımları görsellik,

renk, ses, hareket ve etkileşim gibi

özelliklere sahiptir.

Yazılı materyaller görsellik ve renk

özelliklerine sahiptir.

Slayt ve fi lm şeritleri görsellik ve ren-

gin yanında ses özelliğine de sahiptir.

Gerçek eşya ve modeller görsel-

lik ve renk özelliklerinin dışında bir

de dokunma özelliğine sahiptir. Bu

özellik kalıcı öğrenmeler açısından

diğerlerine göre en üstün özelliktir.


30. Çağdaş bir felsefe akımı olan

yararcılık (pragmatizm); değişimin

sürekli olduğunu, değerlerin ve bilgi-

lerin evrensel değil göreceli olduğu-

nu; eğitimde problem çözme, eleş-

tirel ve yaratıcı düşünme, iş birliği,

demokratik davranma gibi becerile-

rin öğrencilere kazandırılmasını te-

mele alır. Yararcılığa göre öğrenci-

ler bilgiyi olduğu gibi kabul etmeme-

li, kendi bakış açılarını katarak bilgi-

ye yeni bir şeyler ekleyebilmelidirler.

Bu tür özellikleri temele olan bir öğ-

retmen de yararcı yani pragmatiktir.


31. Hizmet içi eğitim programında-

ki konuların özelliklerini dikkate aldı-

ğımızda her birinin ayrı bir alan ve

birbirinden bağımsız olduğunu gör-

mekteyiz. Bu tür bir düzenleme, mo-

düler yaklaşım kapsamında yer al-

maktadır. Modüler yaklaşımda ko-

nular öbekler hâlinde düzenlenir ve

her konu kendi içerisinde bir bütün-

lük arz eder. Özellikle mesleki ve

teknik eğitimde, hizmet içi eğitim

programlarında modüler yaklaşım-

dan yararlanılmaktadır.


32. Konu merkezli tasarımlardan

süreç tasarımında, öğrencinin en iyi

nasıl öğrendiği sorusuna yanıt aranır

ve en iyi öğrenme yolu bulunarak bu

yol tüm derslerde ortak bir şekilde kul-

lanılır. Soru senaryosunda öğrencile-

rin en iyi aktif (hareketli, enerjik, katı-

lımcı) bir şekilde öğrendiği ve dersle-

rin işlenişinde böyle bir yolun merkeze

alındığından bahsetmektedir.


33. İhtiyaçların belirlenmesinde ulu-

sal ve uluslararası değişikliklerin dik-

kate alınması, gelecekte meydana

gelebilecek durumları önceden kes-

tirip programların buna göre yapı-

landırılması analitik yaklaşım kapsa-

mında yer alan uygulamalardır. Ör-

neğin, Türkiye’de 2004 yılında yeni

programların geliştirilmesinde geliş-

miş ülkelerin eğitimle ilgili çalışmala-

rı, Türkiye’nin mevcut eğitim sistemi

incelenmiş ve çocukları geleceğe et-

kili bir şekilde hazırlayacak eğitim uy-

gulamalarına yer verilmiştir.


34. Kişilik hâline getirme basama-

ğında gösterilen davranışlar kişinin

karakterini yansıtan davranışlardır.

Bunlar bir bakıma kişinin dünya gö-

rüşünü, yaşam anlayışını ortaya ko-

yarlar. Öncüldeki örnekte de kendini

kimsesiz çocuklara yardım etmeye

adaması Eda’nın dünya görüşünü,

yaşam anlayışını ortaya koymakta-

dır.




35. Başvuru yapabilmesi için

KPSS’den 60 puan alınması, 25 ya-

şından küçük olunması ve yapıla-

cak koordinasyon testinde ise ha-

zırlanan parkuru 90 saniyenin altın-

da bitirilmesi mutlak ölçütlerdir. Fa-

kat madde kökünde sıralamaya gi-

ren adayların eğitime alınmasın-

da kullanılacak ölçütüne ve amacı-

na göre değerlendirme türleri sorul-

duğu için kontenjana göre alım yapı-

lacağından dolayı ölçütüne göre ba-

ğıl değerlendirme, amacına göre ta-

nılayıcı değerlendirme yapılacaktır.


36. Araştırmada etkisi araştırılan

değişken bağımsız, etkilenen de-

ğişken bağımlıdır. Kısaca araştırma

başlığına “Neyin neye etkisi?” soru-

su sorulur. Neyin sorusuna alınan

cevap bağımsız, neye sorusuna alı-

nan cevap bağımlı değişkendir. “Ne-

yin (etkileşimli tahta kullanımının)

neye (öğrencilerin öğrenme düzey-

lerine) etkisi”.


37. Felsefe öğretmenliği bölümün-

den mezun olan Vahit, girdiği 2017

KPSS’de 200 sorudan 180’ini doğru

cevaplamış (Eşit oranlı ölçek - ölç-

me) ve 97,325 puan almıştır. (Eşit

aralıklı ölçek - ölçme) Aldığı puanla,

kendi branşında Türkiye 1. si olmuş-

tur. (Sıralama ölçeği - ölçme) Yalnız-

ca 70 ve üzeri puan alanların tercih

yapabildiği bu sınavda (Mutlak öl-

çüt) Vahit, yaptığı il tercihlerden ilki

olan Kayseri’ye atanmıştır. (Düzey

belirleyici değerlendirme)


38. Şule Hanım, ayırt ediciliği dü-

şük olan soruları düşürerek testin

kullanışlılığını ve iç tutarlılığını ar-

tırmış olup, kapsam geçerliği ve du-

yarlılığını düşürmüştür. Ayırt ediciliği

düşük soruları testten çıkarak testi-

nin yapı geçerliğini yükseltmiştir.


39. Bir testin standart hatası hesap-

lanırken;

Standart hata (Se) = (Standart sap-

ma x §1- güvenirlik katsayısı) formü-

lü kullanılır.

Ancak soruda verilen tablodaki gü-

venirlik katsayıları kökten çıkmaya-

cak şekilde verilmiştir. Bu sebepten

formülden çıkarılan aşağıdaki kısa

yol kullanılır.

Standart hatası yüksek olan testin

standart sapması yüksek güvenirlik

katsayısı düşüktür. Standart hatası

düşük olan testin standart sapması

düşük güvenirlik katsayısı yüksek-

tir. Buna göre, tabloda verilen ders-

lerden standart sapması en yüksek

(8) ve güvenirlik katsayısı en düşük

(0,15) olan test fi zyoloji testidir.


40. B) Test yarılama yönteminden

elde edilen güvenirlik katsayısı tes-

tin bir yarısının güvenirlik katsayısı-

dır. Testin tamamının güvenirliği he-

saplanırken elde edilen sonuç iki ile

çarpılır ve bir ile toplamına bölünür.

Yani testin güvenirlik katsayısı = (2 x

0,50) / (1+0,50)= 1/1,5= 0,66.

C) Test yarılama yöntemi testin iç tu-

tarlılık anlamında güvenirliğini verir.

D) Her beceri 10 soru ile ölçüldüğü

için kapsam geçerliği yüksektir.

E) Çoktan seçmeli testlerde doğru

cevap seçeneklerin arasında bulun-

duğu için şans başarısı vardır.

A) Testin kararlılığı hakkında yorum

yapmak için test tekrar test yöntemi-

nin kullanılması gerekir.


41. Yazılı yoklamalarda çok genel

sorular sorulmamalı sorular sınırlan-

dırılmalıdır. Y1’deki soru çok genel ol-

duğu için kullanılması uygun değildir.

Sözlü yoklamalarda üst düzey dav-

ranışları ölçen sorular sorulmalıdır.

S2 deki soru bilgi düzeyinde olduğu

için kullanılmamalıdır.

Ev ödevi coğrafya alanından verildi-

ği için E1 deki soru görsel sanatlar

dersi için uygun olduğundan kulla-

nılmamalıdır.


42. Bireylerin sahip oldukları bilgi

ve becerileri ortaya koydukları yani

gözlenebilir davranışlara dönüştür-

dükleri değerlendirmelere perfor-

mans değerlendirme denir. Eğer bu

değerlendirme gerçek yaşam koşul-

larında yapılırsa otantik değerlendir-

me yapılmış olur.




43. Testte sorulacak soruların ki-

taptan aynen alınmasının en büyük

dezavantajı öğrencileri ezbere yö-

neltmesidir.


44. A) Maddeyi üst gruptan 90 alt

gruptan 75 öğrenci cevaplamıştır.

B) B seçeneği çeldirici ise (30+18)

48 öğrenci çektiği için az kişiyi çel-

dirmemiştir.

C) E seçeneği doğru cevap ise üst

ve alt gruptan eşit sayıda öğrenci

doğru cevaplandırdığı için ayırt edi-

ciliği 0.00 olan bir maddedir.

D) Doğru cevap C seçeneği ise üst

grupta daha az öğrenci tarafından

işaretlendiği için negatif ayırt edici

bir maddedir.

E) D seçeneği çeldirici ise bilmeyen

öğrencilerden 15, bilen öğrenciler-

den 5 kişi çektiği için doğru yönde

çalışmıştır.


45. Grafi k incelendiğinde iki dağılı-

mında normal ve aynı puan aralığın-

da olduğu görülmektedir. Aynı puan

aralığında oldukları için iki testin de

ranjları (dizi genişliği - puan aralığı)

aynıdır. I. test normal dağılım gös-

terdiği için I. testin ortalaması, med-

yanı ve modu birbirine eşittir. II. test-

te normal dağılım gösterdiği için II.

testin de ortalaması, medyanı ve

modu birbirine eşittir. Aynı zamanda

bu iki testin de mod, medyan ve or-

talama değerleri birbirine eşittir. An-

cak I. testin frekans boyutunun daha

yüksek olduğunu görüyoruz. Yani I.

testin II. testten yığılmalı frekansı

(sınava giren öğrenci sayısı) daha

yüksektir.


46. A) Program geliştirme dersinin

ortalaması = (80 + 60 + 70 + 60 +

80) / 5 = 70

Sınıf yönetimi dersinin ortalaması =

(90 + 10 + 60 + 50 + 90) 5 = 60

B) Program geliştirme dersinin dağı-

lımı 60, 60, 70, 80, 80, 60 ve 80 pu-

anları ikişer kez tekrar ettiği için da-

ğılım çift modludur.

C) Program geliştirme dersinin dağı-

lımı 60, 60, 70, 80, 80. Dağılımı orta-

dan ikiye bölen puan (medyan) = 70

Sınıf yönetimi dersinin dağılımı 10,

50, 60, 90, 90 . Dağılımı ortadan iki-

ye bölen puan (medyan) = 60

D) Sabri’nin program geliştirme der-

sindeki Z puanı = (60 - 70) / 10 = -1

Sabri’nin sınıf yönetimi dersindeki Z

puanı = (50 - 60) / 10 = -1. Sabri’nin

iki derste de Z puanı aynı olduğu için

iki derste de başarısı aynıdır.

E) Ahmet’in program geliştirme der-

sindeki Z puanı = (80 - 70) / 10 = +1.

T puanı= ((+1 x 10) + 50)) = 60


47. Övgünün ne olduğunu öğre-

nirsek yüzümüz kızarır. Bir kıza

aşık olursak onu görünce heye-

canlanırız. Karla ilgili geçmişte ya-

şantılarımız varsa yağdığını gö-

rünce ürpeririz. Karanlıkta olum-

suz bir şey yaşamış isek karan-

lıkta tedirgin oluruz. E seçeneğin-

de verilen ifadede herhangi bir öğ-

renme durumu söz konusu değildir.

Koşan herkesin kalp atımı hızlanır.


48. Önceden öğrenilmiş eski bilgi-

nin yerine sonradan öğrenilmiş yeni

bilginin kullanılması geriye ket vur-

madır. Ferda, önce klasik sonra pop

müziği öğrenmiştir. Hatırlaması ge-

reken eski bilgisi olan klasik müzik

örnekleri yerine sonradan öğrendiği

pop müzik örneklerini verdiği için ge-

riye ket vurma durumunu yaşamıştır.


49. Sabit zaman aralıklarıyla pekiş-

tirecin verilmesi sonucu organizma-

ların zaman aralığına koşullanması

zamansal (temporal - geçici) koşul-

lanma prosedürüyle açıklanır.


50. Tepkisel koşullanma kuramına

göre bir uyarıcının başka bir uya-

rıcının geleceğini haber vermesi-

ne olumlu habercilik yani ileriye ko-

şullanma denir. Bülent Öğretmen’in

önce gözü seğirmekte ve ardından

ders anlatmayı bırakıp öğrencile-

re bağırıp kızmaya başlamaktadır.

Yani göz seğirmesi azarın geleceği-

nin habercisidir.




51. (I) Organizma rahatsız edici bir

durumla karşılaşınca bu durumdan

kurtulmasına kaçma koşullanma-

sı denir. Gürültü karşısında Zeynep

Hanım’ın sinirlenip sınıftan çıkıp öğ-

retmenler odasına gitmesi kaçma-

dır. (II) Organizmanın rahatsız edici

uyarıcı ile karşılaşmamak için önlem

almasına kaçınma koşullanması de-

nir. Zeynep Hanım’ın o sınıfta ar-

tık ders anlatmak istemediğini Okul

Müdürü Kenan Bey’e iletmesi ka-

çınmadır. (III) Organizmanın rahat-

sız edici bir durumu ortamdan kal-

dırması olumsuz pekiştirmedir. Zey-

nep Hanım, anlatacağı konu ile ilgili

slaytlar hazırlamış ve dersi bu şekil-

de işlemiştir. Öğrenciler o gün dersi

gürültü yapmadan, sessizce ve dik-

katlice dinlemişlerdir. Bu sayede

olumsuz bir durumdan kurtulmuştur.


52. (I) Bir davranış öğretilirken ya

da alışkanlık kazandırılırken doğ-

ru ya da doğruya yakın her davra-

nışın pekiştirilmesi (antrenmanlar-

da her çabaları sözlü olarak pekiş-

tirmektedir) sürekli pekiştirmedir. (II)

Organizmanın belli bir zaman aralı-

ğında pekiştirilip zaman aralığının

sistematik biçimde artırılması (önce

20 dakika ardından 40 dakika ardın-

dan da 60 dakika boyunca koştukla-

rında pekiştirmektedir) artan aralık-

lı pekiştirme tarifesidir. (III) Organiz-

manın bilmediği farklı sayıdaki dav-

ranışı yaptıktan sonra pekiştirilmesi

(bazen 20 tur bazen 40 tur koştukla-

rında pekiştirmiştir) değişken oranlı

pekiştirme tarifesidir.


53. Bireyin bir plan yapıp, kriterler

belirleyip, belirlediği kriterlere uygun

davranması öz düzenleme kapasite-

si ile açıklanır. Parçada millî futbolcu

başarısını, belirlediği kriterlere uy-

gun davranmasına borçlu olduğunu

vurguluyor.


54. Bireyin çevresindeki insanların

yaşantılarından gözlem yoluyla öğ-

renmesi dolaylı öğrenme ile açıkla-

nır. Derya Hanım da arkadaşından

biyoenerji tedavisini öğrenmiştir. Bi-

reyin yaptığı davranışla rahatsız edi-

ci bir durumdan kurtulması olumsuz

pekiştirmedir. Derya Hanım tedavi

sonucu alerji hastalığından kurtul-

muştur.


55. İşaret öğrenme kuramında Tol-

man, dikkat edilmeden gerçekleşen

öğrenmeleri açıklamış ve adına gizil

öğrenme demiştir. Anlatılan parçada

Esra ders çalışırken dikkat etmese

de pasta yapmayı farkında olmadan

öğrenmiştir.


56. Bireyin bir problem durumunda

problemin sonuçlanmayan deneme-

lerden sonra problemin bileşenle-

ri arasındaki ilişkiyi inceledikten bir

süre sonra çözümün aniden aklına

gelmesi kavrama yoluyla öğrenme-

dir. Samet soruyu çözmek için dene-

meler yapmış ama başarısız olmuş-

tur. Daha sonra otobüste giderken

sorunun çözümü aklına gelmiştir.


57. Bireyin öğrenmesi gereken bil-

gileri çevresindeki eşyalar ya da

yerler ile eşleştirip öğrenmesi bellek

destekleyici ipuçlarından yerleşim

yani loci yöntemi ile açıklanır. Ha-

lil Bey de öğrenci isimleri ile sıraları

eşleştirip kodlama yapmıştır.


58. Bilgiyi işleme kuramına göre,

anlamsal bilgiler semantik yani an-

lamsal bellekte, prosedürel bilgiler

işlemsel bellekte, duygu içeren ya-

şantılar ise epizodik yani anısal bel-

lekte depolanır. Futbolcu Rıdvan ya-

zacağı kitapta yaşantılarını anlataca-

ğı için daha çok epizodik yani anısal

belleğindeki bilgileri kullanacaktır.




59. Genetik bir plan dâhilinde çev-

reden kısmen bağımsız meydana

gelen değişiklikler olgunlaşma kav-

ramı ile açıklanırken, aynı yaştaki

bireylerde gözlenen farklılıklar “Ge-

lişimde bireysel farklılıklar vardır” il-

kesi ile açıklanır. Araştırma sonucu-

na göre bazı çocukların bilişsel ola-

rak yeterince olgunlaşamadıkları

için soyut düşünemedikleri bu yüz-

den bireysel farklılıkların oluşup ak-

ranlarından geri kaldıkları söylene-

bilir.


60. Kaba motor kasların gelişimi

ilk çocukluk döneminde, ince motor

kasların gelişimi son çocukluk dö-

neminde hızlıdır. Doğum öncesi dö-

nemde 8 - 38 haftalık zaman dilimi-

ne fetüs evresi denir ve doğum ön-

cesi dönemin en uzun evresidir. Er-

genlik döneminde birincil cinsiyet

özelliklerinin kazanılmasına bağ-

lı olarak erkeklerde testesteron ve

kızlarda östrojen hormonları üreme

yapabilecek seviyeye ulaşır. “Geli-

şimde bireysel farklılıklar” vardır il-

kesi doğrultusunda yaşıtlarına göre

ergenliğe daha erken giren erkekler

olabilir. Ancak E seçeneğinde veri-

len tüm refl ekslerin yaşam boyu sü-

receği ifadesi yanlıştır. Çünkü pal-

mer, babinski gibi ilkel refl eksler al-

tıncı aydan sonra ortadan kalkar.


61. Davranışçı görüş: Çocuklar

kendilerini istendik sonuca götüren

sesleri tekrarlayarak dili kazanırlar.

Dilin kazanımı büyük oranda çevre

etkisine bağlanmıştır.

Telegrafi k: İki sözcük evresi olarak

bilinen evredir. Çocuk bu evrede iki

kelimeyi yan yana getirerek kullan-

maya başlar. Çocuğun “Anne su”

demesi.

Biyolojik (Psikolinguistik) temel-li görüş: İnsanın dil öğrenmeye yat-

kın bir program ile doğduğunu ve dili

ne zaman nasıl öğreneceklerinin bu

program dâhilinde olduğunu savu-

nur.

Nativist (Ana dili - Doğuşçuluk) görüş: Dil, tam anlamıyla genetik

olarak aktarılmaktadır ve bütün in-

sanlar dil kazanım araçlarına önce-

den sahiptir. Çevre etkisi tamamen

göz ardı edilmiştir.

Sosyal etkileşimci görüş: Çocuklar

dili gözlem ve taklit yoluyla öğrenirler.

Verilen parçada Aslı çizgi fi lmde

duyduğu sözleri babasının yanında

taklit etmiştir.


62. Tümevarımsal ve analojik dü-

şünce soyut işlemler döneminde,

tersine çevirme somut işlemler dö-

neminde kazanılan özellikler olduğu

için sorunun cevabı olamaz. Ben-

merkezci düşüncede çocuk dünya-

nın merkezine kendisini koyup be-

nim bildiğimi herkes bilir mantığı

vardır. Sorunun doğru cevabı olan

özelden özele akıl yürütmede ço-

cuk özel bir durum ile genel bir du-

rumu yanlış ilişkilendirerek akıl yürü-

tür. Beril’de böyle bir yanlış ilişki kur-

muştur.


63. Hipotetik düşünce varsayımsal

düşüncedir. Olmayan olaylar üze-

rinde akıl yürütmeyi gerektirir. Eğer

böyle olsaydı ya da olmasaydı gibi

sorulara cevap verirken kullanılır.


64. İyi çocuk yani kişiler arası uyum

eğilimindeki bireylerde temel güdü;

onaylanmak, takdir edilmek ve ayıp-

lanmamaktır. Bu yüzden içinde bu-

lundukları grubun beklentilerine uy-

gun hareket ederler. Harun’un bu

evrede olduğu söylenebilir. Saf çı-

karcı yani araçsal ilişkiler eğilimin-

de olan bireylerde temel güdü çıkar

sağlamaktır. Hasan’ın bu evrenin

özelliklerini yansıttığı söylenebilir.


65. Bireylerin kendilerini değersiz

hissettiklerinde çevresindeki kişile-

ri taklit etmeleri ya da onların başa-

rıları ile övünmeleri özdeşim kurma

savunma mekanizması ile açıklanır.

Elif Hanım’da oğullarının ve gelinleri-

nin başarılarıyla övündüğü için bu sa-

vunma mekanizmasını kullanmıştır.




66. Bireyin kimlik bunalımı yaşayıp

yaptığı araştırmalar ile kendi kimliği-

ni oluşturması başarılı kimlik statü-

süne sahip olduğunu gösterir. Aziz

Nesin babasının istediği gibi hafız

olsaydı ipotekli, babası istediği için

karşı çıkıp babasının istemediği bir

meslek seçseydi ters kimlik statüsü-

ne sahip olurdu.


67. 6 - 12 yaş arası Erikson’a göre

başarıya karşı aşağılık dönemidir.

Bu dönemde çocuklar başarmak,

takdir edilme ve onaylanmak ister.

Aksi takdirde eleştirilen ve kıyasla-

nan çocuklarda aşağılık yani yeter-

sizlik duygusu gelişir.


68. Kayıtsız bağlanan kişiler ken-

dilerini olumlu, çevrelerini olumsuz

görme eğilimindedir. Parçada anlatı-

lan durumda Zeynep kendisini olum-

lu görüp taliplerinin kendisinin sevi-

yesinde olmadığını söyleyerek çev-

resindekileri olumsuz görmektedir.


69. Erikson’un psikososyal gelişim

kuramına göre 3 - 6 yaş arasındaki

çocukların yapmak istediklerinin en-

gellenmesi ve çevresini keşfetmesi-

ne izin verilmemesi ilerde yapacağı

davranışlarda tereddüt yaşamasına

ve yapacaklarının suç olduğunu dü-

şünmesine sebep olur.


70. Bu uygulamada öncelikli ola-

rak yapılan yanlış; okul müdürünün,

kendi yetkisi olan denetimi okul reh-

ber öğretmenine yaptırmasıdır. Bir

okulda tüm öğretim programlarının

uygulanma sürecinin denetiminde

olduğu gibi rehberlik programları-

nın da uygulanma sürecinin deneti-

mi okul müdürüne ait bir yetkidir. So-

ruda verilen yanlış uygulama da bu

durumla başlamıştır. Okul müdürü,

okul rehber öğretmenlerinden reh-

berlik programları ile bilgi alır. Ancak

rehber öğretmen sınıf rehber öğret-

menlerinin amiri gibi bir denetim sü-

reci içine giremez. Denetimi yapa-

cak olan, okul müdürüdür.


71. Mehmet Bey öğrencilerin ilgi ve

yeteneklerine bakması bireyi tanıma,

en çok istenen seçmeli dersleri belir-

lemesi araştırma, okul müdürüyle gö-

rüşmesi müşavirlik, öğrencilere seç-

meli ders seçiminin önemini anlat-

ması bilgi verme hizmetlerine örnek

oluşturur.


72. Bireylerin seçmeyi düşündük-

leri meslekleri başarıyla yapıp ya-

pamayacakları ile ilgili inançları yet-

kinlik beklentisi kavramıyla açıklanır.

Kişilerin bu inancı geliştirebilmeleri

de o mesleğin stres ve güçlükleriy-

le ilgilidir.


73. Maslow’a göre ait olma ihtiya-

cı sevme, sevilme ihtiyaçlarını içe-

rir. Aile tarafından doyurulması ge-

reken sevginin oluşturacağı açlık,

malesef başka hiç kimse tarafından

doyurulamamaktadır. Kimileri büyü-

dükçe durumu kabullenir, canı yan-

sa da “Evet, beni sevmiyorlar.” der;

kiminin isyanı büyür ve ailesine bitip

tükenmek bilmeyen kızgınlık duygu-

ları besler; kimileri her sevgi sözüne

kanar gider; kimileri kendini kusur-

lu görür, sevilmeye değer bulmaz;

kimileri sevgiyi inkâra kadar gider.

Yani eksikliği durumunda çok farklı

davranış örüntüleri ortaya çıkabilir.

Nesli’nin tepkileri de buna yöneliktir.


74. Nesli, annesini suçlayıcı bir dil-

le konuşmaktadır. Bu durum, sen di-linin kullandığının göstergesidir. An-nesi Hülya Hanım’ın da sessizce Nesli’nin sözlerini dinlemesi edilgin dinlemedir.


13


75. Rehberliğin kişisel - sosyal,

eğitsel ve mesleki olmak üzere üç

problem alanı vardır. Anlatımda öğ-

rencinin problemleri ayrıştırıldığında

sınav kaygısı ve sosyal ilişkilerinde-

ki problemler söz konusudur. Böyle

bir durumda öncelikle yaşamın bü-

tününü etkileyebilecek aile içi ve di-

ğer sosyal ilişki problemlerine önce-

lik verilmelidir.


76. Super’in benlik kuramına göre

mesleki gelişim süreci geri dönülebi-

lir bir süreçtir. Bu nedenle III. numa-

ralı ifade yanlıştır. Diğer ifadeler ise

doğrudur.


77. Testlerin uygulanma amacı uy-

gulamadan önce bireylerle payla-

şılmalıdır. Eğer birey kendisine ilgi-

li testin neden uygulandığını bilmez-

se tedirginlik yaşayıp gerçekçi ce-

vaplar vermeyebilir ya da testin uy-

gulanmasını istemeyebilir. Diğer se-

çeneklerdeki ifadeler ise doğrudur.


78. Okuldaki rehberlik hizmetleriyle

ilgili gerekli araç ve gereçlerin sağ-

lanması okul müdürünün görevleri

arasındadır.


79. Sosyometri tekniğinin yani sınıf

içi ilişkilerin anlaşılabilmesi için sı-

nıftaki öğrencilerin birbirini tanıma-

sı gereklidir. Yani yeni tanışan sınıf-larda hemen uygulanmaz. Sonuçla-rı sınıfta açıklanmaz, teknik tekrarla-nabilir.


80. Özel eğitim kararı alınmış öğ-

rencilerin bireyselleştirilmiş eğitim

programını hazırlamak, okul rehber

öğretmeninin değil okulda oluşturu-

lan BEP geliştirme biriminin görevi-

dir. Diğer seçeneklerde yer alan ça-

lışmalar okullarda rehber öğretmen-

ler tarafından yapılır.


www.uzmankariyer.com.tr

Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının Merkezimi-zin yazılı izni olmadan kopya edilmesi, fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu ve testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.

Documents

EĞİTİM BİLİMLERİ TESTİ TTÜRKÜRKİYYE GENELE GENELİ...mek, inceleme soruları sormak, metnin kenarına not almak, dikkati oluşturmada etkili stratejilerdir. Doğru yanıt