12
"' _., r. ' \':/ ' \ YA YlNLARI 1 3 Dinler Tarihi - III (Sempozyum, 09-10 Haziran 2001, Ankara) 2000. YILINDA (DÜNÜ, BUGÜNÜ Ankara 2002

Dinler Tarihi Araştırmaları III - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D120973/2002/2002_EROGLUAH.pdf · 2015. 9. 8. · liseler ve Kilisesel Cemaatler" diye tanımlanan Protestanlar

  • Upload
    others

  • View
    8

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Dinler Tarihi Araştırmaları III - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D120973/2002/2002_EROGLUAH.pdf · 2015. 9. 8. · liseler ve Kilisesel Cemaatler" diye tanımlanan Protestanlar

"' _., r. ·~

' \':/ ' \ \·

DİNLER TARİHİ DERNEGİ YA YlNLARI 1 3

Dinler Tarihi Araştırmaları - III (Sempozyum, 09-10 Haziran 2001, Ankara)

2000. YILINDA HIRİSTİYANLIK

(DÜNÜ, BUGÜNÜ ve'GELECEGİ)

Ankara

2002

Page 2: Dinler Tarihi Araştırmaları III - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D120973/2002/2002_EROGLUAH.pdf · 2015. 9. 8. · liseler ve Kilisesel Cemaatler" diye tanımlanan Protestanlar

Giriş

GÜNÜMÜZDE HIRİSTİYAN ÖKÜMENİZMİ

Doç. Dr. Ahmet Hikmet EROGLU.

Hıristiyanların büyük çoğunluğunun, her bölünmeden sonrc. tekrar bir­

leşme arzusunu taşıdıklarını ve eylemde bulunduklarını söylemek müm­

kündür. Özellikle, Doğu Batı Kiliselerinin ayrılmasından sonra, Hıristiyan dünyasında tekrar birleşme yönünde ciddi çabalar olmuştur. Bu çabaların,

Floransa konsilindeki gibi -kısa zaman sonra hemeJ1 bozulsa da- c:mlaşma

ile sonuçlandığı da görülmüştür. Ancak, tarihteki birleşme ile ilgili gösteri­

len gayretler, hiçbir şekilde günümüzde Ökümenizm olarak adlandırılan

olay ile kıyaslanacak boyuta ulaşamamıştır.

Ökümenizm, modern çağda, farklı mezheplere bölünmüş durumda bu­

lunan Hıristiyanları birleştirmek için yapılan faaliyetleri belirten bir kavram­dır.1 Ökümenizm, Hıristiyanlar açısından XX. Yüzyılın en büyük olayı ola­

rak görülmektedir. Nitekim Hıristiyan yazarlar, Ökümenizmi, "Kopernik devrimi", "çağın keşfi" gibi sıfatlarla nitelemektedirler. Bununla beraber, Ökümenizme karşı çıkan Hıristiyan guruplar da bulunmaktadır. Bu gurup­ların, ökümenik çalışmaları engelleyecek güç ve etkileri olmadığından bu

tebliğ çerçevesinde onlardan bahsedilmeyecektiL

Ökümenizm, Hıristiyanların çoğunluğu tarafından yüceltilmesine rağ­

men bunun fazla abartılmaması gerektiğini ve artık, Hıristiyanlık tarihinin geçilmiş bir safhası olduğunu düşünenler de vardır. Ökümenizmi bir sap­ma olarak görenler bulunduğu gibi, bütün Hıristiyan mezheplerini aynı kapta toplayarak, özelliklerini kaybettirip senkretizme götürecek bir olay olarak algılayanlar da vardır. Ayrıca Hıristiyanlar arasında, Ökümenizmi,

diğer din ve inançlar karşısında güçlü bir Hıristiyan cephe oluşturmak için desteklediğini açıklayanlar da bulunmaktadır. 2

* Ankara Üniversitesi lliihiyat Fakültesi Dinler Tarihi Anabilim Dalı

Rene Beaupere, L'Oecumenisme, Editions Paulienes, Montreal, 1991, 13.

2 Bkz., Beaupere, 10.

247

Page 3: Dinler Tarihi Araştırmaları III - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D120973/2002/2002_EROGLUAH.pdf · 2015. 9. 8. · liseler ve Kilisesel Cemaatler" diye tanımlanan Protestanlar

Ökümenizm .veya Ökümenik hareket, uzun bir tarihsel sürecin ürünü­dür. Onun ortaya çıkışına, dini, siyasi, sosyal bir çok neden etki etmiştir. Günümüz Hıristiyan Ökümenizmini değerlendirebilmek için, Ökümenik Hareketin ortaya çıkış nedenlerinin, bu hareketin kurumsallaşma ~ürecinin ve bu süreçte farklı Hıristiyan mezheplerinin katkılarının belirlenmesine ih­tiyaç vardır.

1. Ökümenizm'i Orta-ya Çıkaran Nedenler

Ökümenizm'in ortaya çıkmasına, her şeyden önce mezhepsel değil, topyekün Hıristiyanlığın geleceği ile ilgili kaygılar etki etmiştir. Bilindiği gi­bi, XIX. Yüzyılda Hıristiyan misyonerliği, imkanlarının çoğalması ile büyük bir hamle yapmıştır. Özellikle Katalik ve Protestan misyonerler, dünyanın her yerine ulaşma ve misyon çalışmalarını yürütme imkanı bulmuşlardır. Asya, Afrika ve diğer denizaşırı ülkelere misyon amacıyla giden farklı mez­hepteki misyonerler, buralarda, başka din mensuplarını Hıristiyanlaştırma­ya çalışırken, diğer Hıristiyan mezheplerine mensup olanları da kendi mez­heplerine çekmeye gayret göstermişlerdir. Bunun en açık örneğini, Os­manlı Devletinde yapılan misyoner faaliyetlerinde görmek mümkündür. Günümüzde, Gregoryan Ermenilerden başka, Katalik ve Protestan Erme­nilerin de bulunması, bu faaliyetlerin ürünüdür. Osmanlı Devletine Müslü­manları Hıristiyanlaştırmak amacıyla gelen Katalik ve Protestan misyo­nerler, bu konuda başarılı alamayınca, bu üİkede yaşayan Ermeni, Sürya­ni gibi Hıristiyan toplulukları kendi mezheplerine kazandırma çalışmaları­na yönelmişlerdir. Onların bu çalışmaları sonucu, Ermenilerin ve Süryani­lerin bir kısmı, Katalik ve Protestan mezheplerine geçmişlerdir.

Farklı Hıristiyan mezheplerine mensup misyonerlerin, gittikleri yerlerde birbirleri ile mücadeleye girişmelerinin, oralara ayrılıklarını ve farklılıkları­nı da götürmelerinin, orada yaşayan ve başka inançlara sahip olan yerli halkı Hıristiyanlığı benimseme konusunda tereddüte düşürdüğü fark edil­miş ve Hıristiyanlar tarafından bunu önlemenin yolu aranmaya başlanmış­tır. Bu arayış, Ökümenizm'i ortaya çıkaran en önemli sebep olarak görül­mektedir. Çünkü, bölünmüş Hıristiyanlığı, başka inanç sahiplerine kabul ettirebilmek konusunda büyük güçlüklerle karşılaşılmıştır.

Dünyada meydana gelen nüfus hareketleri de, Ökümenizm'e önemli öl­çüde etkide bulunmuştur. Özellikle A.B.D'de, farklı Hıristiyan mezhepleri­ne mensup Hıristiyanlar, aynı şehri, aynı kasabayı, hatta aynı sokağı pay-

248

Page 4: Dinler Tarihi Araştırmaları III - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D120973/2002/2002_EROGLUAH.pdf · 2015. 9. 8. · liseler ve Kilisesel Cemaatler" diye tanımlanan Protestanlar

!aşmak durumunda kalmışlardır. Bu çerçevede, Ortodoks diyasporasını da unutmamak gerekmektedir. XL>(. Yüzyılda, Amerika kıtasına, önemsene­cek oranda Ortodoks Hıristiyan göç etmiştir. Böyle, ayrı inançlarasahip in­sanların iç içe bir yaşam biçimi, karışık evliliklere zemin hazırlamıştır. Ev­

liliğe adım atacak gençler, nikahın yapılacağı yerden, doğacak çocukları­nın hangi mezhepten olacağına kadar bir çok sorunla yüz yüze gelmişler­dir. Bu sorunların çözülmesi yönündeki çabalar Ökümenizmin gelişmesine katkı sağlamıştır. Ayrıca burada, moderh çağda düşünce hürriyetinin ge­nişlemesi ve mezhep taassubunun geri plana itilmesi de Ökümenizm'in doğuşunun nedenleri arasında zikredilebilir.

2. Ökümenizm 'in Kurumsallaşmasına Hıristiyan Mezheplerinin Katkıları

Ökümenik Harekete veya Ökümenizm'e katkıları, katılma zamanları ve katılma biçimleri, Hıristiyan mezheplerinin Ökümenizme karşı günümüz­deki tavrının aniaşılmasına büyük katkı sağlayacaktır. Bu bakımdan Hıris­tiyan mezheplerin, Ökümenizmin oluşum sürecindeki tutumlarını ayrı ayrı ele almak uygun olacaktır.

a. Protestan Mezhebinin Katkıları

Ökümenizm'in ortaya çıkmasına en büyük katkıyı şüphesiz Protestan­lar yapmışlardır. Bu hareketin önde gelen başlatıcısı, uygulayıcısı ve takip­çisi Protestanlardır. XIX. Yüzyıl'da, "İncil ve Yabancılar" (1804), "Hıristiyan Birliği" (1848), "Paris Misyon Topluluğu" (1822) gibi, farklı Protestan mez­heplerine mensup Hıristiyanların oluşturdukları topluluklar, Ökümenik Ha­reketin kıvılcımını oluşturmuşlardır. Ayrıca "Genç Hıristiyanlar Birliği"

(1855), "Genç Hıristiyan Kızlar Birliği" gibi kuruluşlar da, Ökümenizmin oluşmasına önemli katkılarda bulunmuşlardır.

Yukarıda işaret ettiğimiz toplulukların kurulmasından sonra Protestan­lar, kendi aralarındaki mezheplere göre topluluklar oluşturmuşlardır.

1867'de Anglikan Birliği, 1868'de Dünya Luteryen Federasyonu, 1875'te Dünya Presbiteryenler Birliği kurulmuştur. 1891 'de ise Dünya Baptist Bir­liği kurulmuştur.

Ökümenizm'in doğuşuna en büyük katkıyı 1200 Protestan delegenin katılımıyla gerçekleştirilen 191 O Edimburg toplantısı yapmıştır. Bu toplan­tı, misyonerlik kaygılarıyla tertip edilmesine rağmen, daha çok Hıristiyan­ların bir çok mezhebe bölünmüş olmalarından doğan sorunlar tartışılmış­tır. 1927'de Lozan'da, bu toplantıda alınan kararlar doğrultusunda Hıristi-

249

Page 5: Dinler Tarihi Araştırmaları III - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D120973/2002/2002_EROGLUAH.pdf · 2015. 9. 8. · liseler ve Kilisesel Cemaatler" diye tanımlanan Protestanlar

yanların birliği için "iman ve Kuruluş" adında bir toplantı daha yapılmıştır. 1925'te ise, Nathan Söderblom öncülüğünde, Protestaniarta Ortodokslar, Hıristiyanların ayrılığı sorununu görüşmek üzere bir konferans düzenlemiş­lerdir. Bu iki toplantının devam ettirme komitelerinin çalışmalarıyla

1948'de "Ökümenik Kiliseler Konseyi-Dünya Kiliseler Birliği" kurulmuştur. Böylece Ökümenizm kurumsallaşmıştır.

b. Ortodoks Mezhebinin Katkıları

Protestanların öncülüğünde başlatılan birleşme gayretlerine, Ortodoks­lar da büyük destek vermişlerdir. Ayrıca, istanbul Patriği tarafından

1920'de bütün Hıristiyan kiJiselere gönderilen mektup, dönemine göre, Ökümenizm konusunda önemli teklifler içermektedir. 1925 Stokholm top­lantısına ve 1927' de Lozan toplantısına Ortodoks Kiliseleri n delegeleri de katılmışlar, oluşturulan metinlere katkı sağlamışlardır. Ancak Ortodokslar, bu toplantılarda çekingen davranrruşlardır. Her raporun sonuna mezhepsel açıdan çekincelerini eklemişlerdir. Bununla beraber Ortodoks Kiliseler, Ökümenik Kiliseler Konseyinin kuruluşunda aktif rol oynamışlardır.

c. Katalik Mezhebinin Katkıları

Katoli~ Kilisesi, Hıristiyanlann birleşmesi konusundaki çalışmaları, bu çalışmaların başlamasının ilk dönemlerinde kuşku ile karşılamıştır. 191 O Edimbourg konferansında alınan kararları devam ettirme komitesi, 1920'de ve 1927'de yapılan toplantılara Katalik Kilisesini de temsilci gön­dermesi için davet etmiş, ancak Papa tarafından bu teklif reddedilmiştir. Ayrıca Papa, 1928'de "Mortalium Animus" adlı genelgeyi yayınlayarak Hı­ristiyanları birleştirmek için yapılan çalışmaları çok şiddetli eleştirmiştir. Papa, bu genelgesinde, ökümenik çalışma yapanları, lsa-Mesih tarafından kurulan düzene yeni kanun sokmaya çalışan, isa'dan ayrılma bahtsızlığına düşmüş olan, gerçek Kilise'nin ortaya koyduğu iman esaslarını benimse­meyen, gerçek iman ile yanıltıcı görünüşü birbirinden ayırt edemeyen "Panhıristiyanlar" olarak nitelemiştir. Papa, bu genelgesinde birleşme yeri­nin Katalik Kilisesi olduğunu ve bütün Hıristiyanların bu çatı altında birleş­mesi gerektiğini de açıklamıştır. 3

1949 yılında Papalık, Ökümenizm'e bakışını biraz yumuşatmış, Ökü­menik faaliyet yapanları suçlayıcı ifadelere fazla yer vermemiştir. Ancak

3 Bkz. Mortalium Animus (1928).

250

Page 6: Dinler Tarihi Araştırmaları III - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D120973/2002/2002_EROGLUAH.pdf · 2015. 9. 8. · liseler ve Kilisesel Cemaatler" diye tanımlanan Protestanlar

geleneksel tavrını devam ettirerek, birleşmenin, diğerlerinin "Gerçek Kili­se"ye dönmesi şeklinde gerçekleşeceğini açıklamıştır.

Katalik Kilisesinin Hıristiyanları birleştirmek için yapılan çalışmalara karşı resmi tavrı böyle olmasına rağmen bazı Katalikler kişisel teşebbüs­lerde bulunmuş, ökümenik çalışmalar yapmıştır. Bu kimselerden birisi olan Abbe Coutrier, Hıristiyanların birlikte olabilmelerinin tek zeminin or­tak dua etmek olduğuna inanarak bu yönde çalışmalar yapmıştır. Kişisel faaliyetler çerçevesinde P: Yves Congar"ın teşebbüslerini de burada zikret­mek gerekir. Onun, 1937 yılında Hıristiyanların birliği konusundaki kitabı­nı yayınlaması Ökümenizm'e katkı sağlamıştır.

Katalik mez_hebinin Ökümenizme karşı olumsuz tutumu 1959 yılında büyük bir değişikliğe uğramıştır. Papa XXIII. Jean'ın bir konsil toplayaca­ğını ve diğer Hıristiyanları da bu konsile gözlemci olarak davet edeceğini bildirmesi ile Hıristiyanlığın üç ana mezhebi, Ökümenizm akımına dahil ol­muştur. Ayrıca Katalik Kilisesi, 1960 yılında "Hıristiyanların Birliği İçin

Sekreterya" kurarak bu adımını somutlaştırmıştır.

Katalik Kilisesi, Ökümenik anlayışını Il. Vatikan Konsilinde ( 1962-1965) temellendirmiştir. Lumen Gentium'da, Katalik Kilisesinin görünen sınırları dışında pulunan Hıristiyan mezheplerinde farklı biçimlerde de olsa etkin Hıristiyani l:lnsurların ve gerçeğin elemanlarının bulunduğu açıklan­mıştır. Bu elemariların onları birliğe doğru yönlendirdiği belirtilmiştir.4 Kon­sil, Unitatis Redintegratio belgesinde ise, ökümenik çalışmaları övmüş, bu­nun Kutsal Ruh'un işi olduğunu belirterek ilahi bir çağrı olduğunu vurgula­mış ve bu çağrıy'a Katalik Kilisesinin cevap vereceğini açıklamıştır. 5 An­cak, kurtuluşun lsa'nın tek Kilisesi olan Katalik Kilisesi olduğu da bu bel­gede hatırlatılmışfır.6

II. Vatikan Konsili belgelerinde, Katalik mezhebi dışındaki Hıristiyanlar iki kategoride ele alınmıştır. Doğu Kiliseleriyle (Ortodoks mezhebi), hava­risel silsileye bağlı olmaları bakımından Evharistiya ve ruhbanlık sakra­mentlerinde birlik içinde bulunulduğu belirtilmiştir. Ayrıca Ortodoksların Hıristiyanlığın mirasını korumak için çok acı çektikleri vurgulanmış, onlar-

4 Lumen Gentium, 15.

5 Unitatis Redintegratio, 1.

6 UR, 3.

251

Page 7: Dinler Tarihi Araştırmaları III - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D120973/2002/2002_EROGLUAH.pdf · 2015. 9. 8. · liseler ve Kilisesel Cemaatler" diye tanımlanan Protestanlar

da, Katalik mezhebinden farklı adet ve alışkanlıkların bulunmasının Kili­se'nin birliğine aykırı olmadığı açıklanmıştır. 7

Konsil kararlarında, Ortodoks mezhebine mensup Hıristiyanların Kato­lik Kilisesine çok yakın olduğu belirtilmesine rağmen "Batı'dan Ayrılan Ki­liseler ve Kilisesel Cemaatler" diye tanımlanan Protestanlar hakkında aynı dil kullanılmamaktadır. "Batı'dan Ayrılan Kiliseler ve Kilisesel Çemaat­ler"in Hıristiyan olarak kabul edilebileceği belirtilmiş, ancak Katalik Kilise­si ile epeyce farklılıkları olduğu ileri sürülmüştür. Onlarla da ökümenik di­yaloğa girmek gerektiği, çünkü Meryem'in kurtarıcı rolünü kabul etmese­ler de isa'nın kurtarıcı olduğunu kabul ettikleri, Kutsal Metinlerle Kilise ara­sındaki ilişki konusunda farklı anlayışta olmalarına rağmen, Kutsal Metin­lerio otoritesini kabul ettikleri, tam birlik içinde olmasa bile onlarla Vaftiz bağının bulunduğu vurgulanmıştır. Ayrıca bu metinlerde, ahlaki problem­Ierin çözümü için de Protestanlada diyaloğa girilmesi gerektiği belirtilmiş­tir. B

Papalık tarafından 1993'te "Ökümenizm Üzerine Prensipler ve Norm­ların Uygulanması İçin Talimatname" adıyla yayınlanan talimatnamede, Katalik görevlilere, farklı mezheplere mensup Hıristiyanların evlilikle ilgili problemlerini çözmek, misyoner faaliyetlerinde işbirliği yapmak gibi ko­nularda Protestanlar ve Ortodokslar ile diyaloğa girme şartları anlatılmış­tır. f\ncak, yeni dini hareketlerle diyaloğa girilmesi kesin olarak yasaklan­mıştır.

25 Mayıs 1995'te yayınlanan Papalık genelgesi "Ut Unum Sint"te ise ökümenik diyaloğun meyvelerini verdiği, diyaloğa önem verilmesi ve da­ha çok dua ve iç dönüşüm konusunda diğer mezheplerle ortak çalışma ya­pılması gerektiği üzerinde durulmuştur.

Ka to lik Kilisesi, Ökümenizm konusundaki tavrının 1949' dan itibaren olumlu yönde büyük değişiklikler olmasına rağmen, Ökümenik Hareketi kurum olarak temsil eder görünen Ökümenik Kiliseler Konseyine üye ol­mamıştır. Bununla birlikte, Ökümenik Kiliseler Konseyi'nin alt komisyon­larında, diğer mezhep mensupları ile Katalik ilahiyatçılar, Hıristiyan mez­heplerinin ihtilaf ettikleri konularda ortak çalışmalara katılmaktadırlar.

7 UR, 13,15.

8 UR, 17-22.

252

Page 8: Dinler Tarihi Araştırmaları III - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D120973/2002/2002_EROGLUAH.pdf · 2015. 9. 8. · liseler ve Kilisesel Cemaatler" diye tanımlanan Protestanlar

Katalik Kilisesi, ökümenik çalışmalarda daha çok ikili ilişkileri tercih et­mektedir. Protestanlığın çeşitli kolları ve Ortodokslarla, Hıristiyanlığın te­mel problemleri ile ilgili ikili çalışma grupları oluşturarak ökümenik çalış­malarını devam ettirmektedir.

3. Ökümenizm'in Getirdiği Olumlu Gelişmeler

Hıristiyanlar, mezhep farklılıklarından dolayı tarihte büyük kavgalar yapmışlar hatta farklı mezhepten oldukları için birbirlerini katliama tabi tutmuşlardır. Engizisyon Mahkemeleri de gerçek Hıristiyan inancına aykırı inanca sahip olanları cezalandırmak için kurulmuştur. Farklı Hıristiyan

mezheplerinin bağlıları, tarih boyunca birbirlerini gerçek imandan ayrılmış sapkınlar şeklinde görerek her alanda mücadele etmişlerdir. Ancak, Ökü­menizm fikrinin doğması ve Ökümenik çalışmaların yapılmasının sonu­cunda, günümüzde Hıristiyan mezhepleri arasındaki ilişkiler olumlu yönde büyük gelişmeler kaydetmiştir. Bu gelişmeleri şöylece sıralayabiliriz:

Günümüzde Hıristiyanlar, sadece sosyal konuları değil, dini konuları da birbirleri ile rahatça tartışabilme olgunluğuna erişmişlerdir.

Eski Ahit ve Yeni Ahit, Katalik ve Protestan ilahiyatçıları tarafından bir­likte Fransızcaya tercüme edilmiş ve Ortodoks ilahiyatçılar da bu çalışma­ya yardımcı olmuşlardır. Ayrıca Ortodoks ilahiyatçılar, bu çalışmayı birlik­te inceleyerek kabul etmişler ve onaylamışlardır.

Farklı Hıristiyan mezhepleri ve bu mezheplerin alt kolları, ortak çalışma gruplan oluşturarak hem Hıristiyan dogmaları hem de insanlığın günümüz­de karşı karşıya bulunduğu problemler konusunda çalışmalar yapmakta­dırlar. Bu çalışmalar Ökümenik Kiliseler Konseyi bünyesinde olduğu gibi bu kurumdan bağımsız olarak da yürütülmektedir.

Farklı Hıristiyan mezhepleri, bir araya gelerek, Hıristiyanların birliği için ortak dua etmektedirler. Bu dualarla, ortak bir Hıristiyan bilinci ortaya çı­karmak ve böylece Ökümenizme ivme kazandırmak istemektedirler.

1982'de, Ökümenik Kiliseler Konseyinin girişimleri ile "BEM" adıyla meşhur olan kitap yayınlanmıştır. Bu kitapta, Hıristiyanlığın en temel üç konusu ve Hıristiyan mezhepleri arasında en çok ihtilaf konusu olan Vaftiz, Evharistiya ve Ruhbarılık konusu işlenmiş ve Hıristiyan mezheplerinin or­tak görüşüne sunulmuştur.9 Her ne kadar Hıristiyan mezhepleri tarafından

9 Bkz. Bapteme Eucharistie Ministere, Convergence de la Foi, Editions du Centurion, Paris 1982.

253

Page 9: Dinler Tarihi Araştırmaları III - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D120973/2002/2002_EROGLUAH.pdf · 2015. 9. 8. · liseler ve Kilisesel Cemaatler" diye tanımlanan Protestanlar

kitaptaki görüşlerin tamamı kabul edilmese de bu tip çalışmaların faydalı olacağı görülmüştür. En azından, bu temel konular üzerinde tartışabilecek­lerinin bilincine varmışlardır.

Hıristiyanlar, birbirlerini tanıdıkça, diğer mezhep mensuplarının da sa­mimi bir dindarlık içinde meselelere yaklaştıklarının farkına varmışlar ve bunu itiraf edebilme cesaretini göstermişlerdir.

Ökümenizmin etkisi ile Hıristiyan mezhepleri, Misyonerlik konusunda birbirlerine engel olacak tavırlardan vazgeçmişlerdir. Hıristiyanlaştırma ko­nusunda hedef topluluklara karşı birbirlerini kötülemek, birbirlerini sapık ilan etmek yerine işbirliğine girişmişlerdir. Bir mezhebin hedef kitlesine, di­ğer mezhep el atmamaya özen göstermeye başlamıştır.

Yukarıda belirttiğimiz, ökümenizm konusundaki mezhep otoriteleri ara­sındaki gelişmelere paralel olarak, Hıristiyan kamuoyunda da önemli iler­lemeler sağlanmıştır. Farklı Hıristiyan mezheplerine mensup insanlar, bu gelişmelerden etkilenerek, siyasi, ekonomik, sosyal konularda işbirllğine girmişlerdir. Hatta, bu konuda Kilise görevlilerinden ileri gitmişlerdir. Ortak gruplar oluşturarak, Hıristiyanların birliğini sağlamak için çalışmalar yap­maktadırlar. Mezheplerinin otoritelerinin açıkladığı dogmaları aşarak, daha geniş fikirler ileri sürmektedirler. -Bu durum, sivil kuruluşları, ökümenizm konusunda, mezhep otoritelerinden öne geçirmiştir.

4. Ökümenizmin problemleri

Ökümenizm her ne kadar Hıristiyan dünyasında önemli gelişmeler sağ­lamışsa da hala çözülmesi gereken problemierin üzerine gidilememekte­dir. Bu yüzden, günümüzde yerinde saymanın başladığını savunanlar bu­lunmaktadır. Günümüz problemlerinin önemlilerini şu şekilde sıralamak mümkündür:

Hıristiyan mezhepleri, doktrin konusunda önemli ilerlemeler sağlamış görünse de bunların detaylardan ibaret olduğu fikri hakim olmaya başla­mıştır. Detay konularda anlaşma sağlanmasına rağmen temel konularda tartışmaya cesaret edilememektedir. Bu husus, "kemiğe gelmek" tabiri ile tanımlanmaktadır.

Ökümenik çalışmalarda, her mezhepten hatırı sayılır sayıdaki ilahiyat­çılar tarafından hazırlanan ortak belgelere çeşitli mezheplere mensup ilahi­yatçılar tarafından kendi mezhepleri açısından ciddi itirazlar ileri sürmek­tedirler. Örneğin, yukarıda belirttiğimiz "BEM" dökümanına, Protestanlar

254

Page 10: Dinler Tarihi Araştırmaları III - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D120973/2002/2002_EROGLUAH.pdf · 2015. 9. 8. · liseler ve Kilisesel Cemaatler" diye tanımlanan Protestanlar

tarafından Katelik görüşe ağırlık verdiği gerekçesiyle ağır tenkitler ileri sür­mektedirler.

Ökümenik çalışmalara her ne kadar farklı Hıristiyan mezheplerinin ila­hiyat otoriteleri ortak olarak katılsalar da her mezhep mensubunun, kendi mezhebini koruma güdüsü ile hareket ettiği, ortak metinlerde kendi mez­heplerinin temel özelliklerinin vurgulanması yönünde gayret ettiği görül­mektedir. Bu da ökümenik anlayışa aykırı bulunmaktadır.

Ökümenik faaliyetlerde, mezhepterin ortak yönlerinden hareketle yapı­Ian çalışmalara tepki olarak, çeşitli mezheplere mensup ilahiyatçılar, ken­di mezhepleri ile diğer Hıristiyan mezhepler arasındaki farkları öne çıkaran çalışmalar yapmaktadırlar. 10

Katelik Mezhebinin ikili tavrı da Ökümenizm konusunda sıkıntı ortaya çıkarmaktadır. Katelik Kilisesi, resmi belgelerinde, Ökümenik çalışmalar­da kesin sınırlar belirlemesine rağmen, Katelik Kilisesi'nin bazı ilahiyatçı­ları daha serbest hareket etmektedirler. Bu durum, Katelik mezhebinin tav­rı konusunda diğer mezhep mensuplarında tereddütler oluşturmaktadır. Katelik mezhebinin, gizliden gizliye diğer mezhepleri yutma planını ger­çekleştirmeye çalıştığı izlenimini vermektedir.

Katelik mezhebinin, çeşitli vesilelerle, Protestanlığın reddederek Katelik mezhebinden ayrıldığı önemli ko;ıulara ısrarlı bir şekilde vurgu yapması, Protestanların tepkisini çekmektedir. Bu çerçevede, Endüljanslar, Meryem ve Papa'nın otoritesi ile ilgili Katelik Kilisesinin eski yaklaşımlarını vurgu­layan açıklamaları zikredilebilir.

Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra bu ülkede ortaya çıkan yeni durum da Ökümenizmi etkilemektedir. Ortodoks mezhebi, Batı Kiliseleri­nin Ruslar, Gürcüler, Ukraynalılar arasında yaptığı faaliyetlerden yakın­maktadır. Onların, bu bölgeleri misyon toprağı olarak gördükleri, emper­yalizm, yayılınacılık ve proselitizm amacı taşıdıklarını ileri sürmektedir. "Uniat Kiliseler" konusu da Ortodoks ve Katelik mezhebi arasındaki tansi­yonu yükseltıneye devam etmektedir.

Anglikan kilisesinin öncülük ettiği, kadınların da Kilise görevlisi olabil­. melerine izin verilmesi, önemli problemlerden birisini teşkil etmektedir. Pa­

pa, Anglikan mezhebinin kadınların kilise görevlisi olmalarına izin verme-

1 O Örneğin bkz. L. Gagnebin, Le Protestantisme, La Ca use, 1990.

255

Page 11: Dinler Tarihi Araştırmaları III - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D120973/2002/2002_EROGLUAH.pdf · 2015. 9. 8. · liseler ve Kilisesel Cemaatler" diye tanımlanan Protestanlar

sini, Ökümenizmin önüne konulan en büyük engellerden biri olarak gördü­ğünü açıklamıştır.

Temel sorunlardan birisi de bu kadar ilerlemeye rağmen, Hıristiyanlar arasında sağlanacak birliğin nasıl olacağı konusunda görüş birliğinin sağ­lanamamasıdır. Hatta, Hıristiyanlar arasında, görünür bir birliğin sağlan­masının gerekli olup olmadığı da tartışma konusudur.

Son olarak, günümüzde, Ökümenizmin en büyük probleminin, her Hı­ristiyan mezhebinin kendi ekseni etrafında dönerek, yapılan müzakereler­de kendi mezheplerinin damgasını vurmaya çabalamalarını söylemek mümkündür.

5. Katalik Mezhebinin Yayınladığı "Dominus İesus" Belgesi

Günümüzde, Hıristiyan Ökümenizminin geldiği noktayı belirleyebilme­de, 5 Eylül 2000 tarihinde, Vatikan'ın Dogma'dan sorumlu bakanı Kardi­nal Ratzinger tarafından açıklanan, Katalik mezhebinin dinler arası ilişkiler ve Ökümenizm konusundaki görüşlerini belirten "Dominus İesus" belgesi­ni ve bu belgeye karşı tepkileri önemli bir gösterge olarak kabul etmek ge­

rekir.

Yukarıda işaret ettiğimiz K~tolik mezhebi tarafından yayınlanan belge­deki, Ökümenizmle ilgili hususları şöylece özetleyebiliriz:

"Dominus İesus" belgesine göre, tek kurtarıcı, bizzat Kilise'de olan ve Kilise'nin kendisinde olduğu İsa, Kilise'yi sadece bağlılarının bir cemaati olarak değil aynı zamanda onu kurtuluş sırrı olarak kurmuştur. isa tarafın­dan kurulan yegane Kilise'deki Katalik imana kesin olarak inanmak gere­kir. Il. Vatikan konsili, bir taraftan Hıristiyanlar arasında bölünme olduğu­nu kabul ederken bir taraftan da lsa'nın Kilisesi'nin tam olarak sadece Ka­tolik Kilisesind'e bulunduğunu belirtmiştir. Ancak bu Kilise'nin dışında da Katalik mezhebi ile tam birlik içinde bulunmayan Kiliseler (Ortodoks mez­hebi) ve Kilisesel cemaatlerde de (Protestanlar) "kutsallaştırmanın ve ger­çeğin" bir çok unsurunun bulunduğunu da kabul etmiştir. 11

"Dominus İesus" belgesinde, İsa'nın biricik Kilisesi'nin olduğu onun da, piskoposlarla birlik içindeki Havari Petrus'un halefi, yani Papa tarafından yönetilen Katalik Kilisesi olduğu açıklanmaktadır. Bununla beraber, Orto­doksların Katalik Kilisesi ile, tam olmasa da, ruhbanlarının Havarisel silsi-

11 Bkz. Dominus lesus (DI), 16.

256

Page 12: Dinler Tarihi Araştırmaları III - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D120973/2002/2002_EROGLUAH.pdf · 2015. 9. 8. · liseler ve Kilisesel Cemaatler" diye tanımlanan Protestanlar

! '

leyi devam ettirerek atanmatanndan dolayı geçerli Evharistiya'ya sahip ol­maları nedeniyle onlarla birlik içinde oldukları da belirtilmektedir. Ancak, bu belgede, Protestan Hıristiyanlar Ortodokslardan farklı tarzda ele alın­maktadırlar. Belgeye göre Protestanlar, Evharistik sırra bağlı olan geçerli piskoposlara sahip olmadıkları için kelimenin tam anlamıyla Kilise sayıl­mazlar. Ancak, vaftiz olmalarından dolayı onlar da Katolik Kilisesi ile gö­receli olarak birlik içindedirler. 12

Katalik mezhebi tarafından yayınlanan bu belge, diğer Hıristiyanlar ta­rafından şaşkınlıkla karşılanmıştır. Fransa Protestan Federasyonu, yaptığı açıklama ile, birlikte sürdürülen kırk yıllık Ökümenik faaliyetlerden ve iler­lemelerden sonra, IL Vatikan Konsili metinlerine dayanarak XVI. Yüzyılın Reform'undan doğan mezheplerin tam anlamıyla Kilise sayılamayacağının Kardinal Ratzinger vasıtasıyla açıklanmasının, üzüntü verici ve yaralayıcı olduğunu ilan etmiştir. Ayrıca bu açıklama ile Katalik mezhebinin Öküme­nik çalışmalara büyük bir darbe vurduğu da belirtilmiştir.

Sonuç

Günümüzde, Hıristiyan ökümenizmi, her ne kadar bu konudaki çalış­malar devam etse de duraklama dönemine girmiştir. Bu duraklama, bir sü­re daha sürecektir. Şartlara göre, ökümenizmin yerinde sayma süreci bite­cek, ya geriye doğru ya da ileriye doğru bir seyir izleyecektir.

Ökümenizmin gelişme sürecine girmesi, mezhep otoritelerinin frenle­melerine rağmen, gönüllü kuruluşların bir araya gelerek yaptıkları ökü­menik çalışmaların başarısına bağlıdır. Nispeten serbest davranabilen Hı­ristiyanların yaptıkları çalışmalar, mezhep otoritelerinin direncini kırarsa, ökümenizm gelişme sürecine girecektir. Dominus iesus belgesi, bu fren­Iemelerin en açık örneğidir. Katalik mezhebinin yayınladığı bu belgeye, diğer Hıristiyan mezhepleri şiddetle tepki göstermiştir. Katalik mezhebinin ökümenizm konusundaki bir açılıp bir kapanması, diğer mezheplerden el­de ettiklerini sindirrnek için bir zaman kazanma faaliyeti gibi düşünülebi­lir. Bu da sağlıklı bir ökümenik ilişkiyi engelleyici bir durum olarak gözük­mektedir.

12 Bkz. DI, 17.

257