Upload
hoangkiet
View
225
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
ver. nıı. Otorı. (2006), 21, 3· 4: 103-108
BIR DEVEDE ŞIDDETLI ABDOMINAL EFFÜZYON
Yılmaz xoçt o Fahrettin Alkan' Alparslan Ooşkuna
The Severe Abdominal Effusion in a Camel
Özet: Bu raporda şiddetli abdominal elluzyonlu 15 yaşında dişi bir deve değerlendirildi . Sol fossa paralumbaHslen eksploratorik teperetemt yapıldı . Orta derecede yangıh serosanguinOz karakterde bol abdominal sıvı boşalt ıldı. Abdominalboşluktan yaklaşık olarak 25()..3OQ lilre sıvı ve 5.5·6 kg serbest nekrotik fibrin kiııeleri uzaklaştırı ld ı , Abdominal eksplorasyonda belirgin bir tezvon belirlenemedi. Deve operasyondan 15 gun sonra öldü.
Anahtar Keli meler: Deve, Abdominal effüzyon , Peritonitis
Summary: In this ease report was presented a 15 years old male dromedary eamel with severe abdominal eflus ion.The eXploraıory laparoıomy was pertermed Ihrough the ıett para lumbar tessee. The eopious abdominal fluid at serosanguineous appearance wilh moderale inflammation was drained from abdomina! eavity. The approximately 250·300 utere lluid and 5.5-6 kg necrcuc lree librin masses were removed from abdominal eavity. An underlying gross ıe
sion was not identified during abdominal exploratory surgery. The eamel died 15 days atıe r surgery.
Key Word.: cemeı. Abdominal euusıcn , Peritonüis
Gırış
Abdominal gerginlikler intraabdominal kitleter.yaQlar, abdeminal viseradaki hacim artışları ya daabdominal effüzyonlar ile ilgilidir. Abdominal eL·lüzyonlar farklı nedenlerden kaynaklan ırlar . Ab·dominal effüzyonların varlı{ıı abclomenin palpasyonunda dalgalanma g6steren yumuşak
şişkinlik ile belirlenirken kesin olarak abdominal parasenlezis ya da diagnostik laparotomi ile belirlenebüir. Abdominal ellüzyonlar transudat. modifiye transudal ya da eksudat olaraksımflandırı hrlar. Abdominal transudatlar ço{ıunlukla
nefropaliler, kareelğer yetmezliei ya da enteropattler sonucunda oluşan hipoalbumineml nedeni ile serum esmetık bas ıncının düşmesi sonucugeliş i r. Abdominal modifiye transudallar ise saQkalp yetmezli{ı i . vena kava kaudalisin intratorasikobstrOksiyonu ya da neoplazmalara baQh olarak basınç altında kalması. abdeminal neoplazmalar vekarac i{ıe r ye tmezııei sonucunda gelişir (Turgut veOk 1997).
Abdominal eksudatlar daha çok vasküler permeabüitenin artmas ı ile oluşur. Nonseptik ya daseptik karakterde olabilirler. Nonseptik abdominal
eksucatıar ünner sistem ya da billar sistem rupturlan. lenfatik sızın tı . vaskülitts. pankreatilis, herhangi bir organ nekrozu, torsiyonu. volvulusu veyahemorajl nedeni ile oluşutken . septik abdominal eksudallar ise daha .çok gastrointestinal perforasyonlar, abdeminal cerrahi kontaminasyon la rı .
üriner ya da reproduktlt sistem enfeksiyonlannaba{ıh olarak geliş i r (St6ber, 1967. Turgut ve Ok1997).
Bu makalede; kuruluşundan beri S. Ü. Ve·teriner Fakültesi Kliniklerine ilk dela getirilen, şid
detli derecede abdeminal gergin l i~l bulunan vekarın boşluCundan yaklaşık olarak 250-300 litre eksudat ve 5.5-6 kg serbest, nekrotik fibrin kitlesiuzaklaştırılan bir devenin de{ıe rlendi rilmesl amaçIanm ıştır .
Vakanın Tanımı
Slgnalement ve anamnez
Sunulan klinik va kayı Antalya Varsak mavkiinden 27.05.2004 tarihinde S.O.Veteriner Fakültesi Kliniklerine getirilen- 15 yaşında , yaklaşık
olarak 550·600 kg can l ı a~ ırt ıkla. tek hörgüçıü dişi
bir deve oluşturdu .
Gcliı Taı-ihi : 31.07 . 2006 @: yikoç(ih e k uk.edu.lrı . SC I~'u k Üni~efs ilesi Yeteriner Fakültesi. Cerrahi Anabilim Dalı, KONYA2. Selçuk Üniversilesi Veteriner Fak ıı ltrsi .Iç Hasıahklarr Anabilim Dalı . KONYA
KOÇ. ALKAN.COŞKUN
Alınan anamnezde devenin 20-25 gün önceden karnının şişmeye . başladığı, yeme ve lçmesinin, defekasyon ve ürinasyonun azaldığı öğ
renildi. Devenin bu süre içerisinde bölgede üç ayrı
veteriner hekime muayene ettirildiği · ve medikal tedavi uygulanmasına rağmen karındaki şişkinliğin
daha da gergin hale geldiği ve yapılan medikal tedavilere cevap alınamadığı, belki uygulanacak birameliyat ile tedavisinin mümkün olabileceğ i düşüncesi ile S.Ü.Veteriner Fakültesi 'Kltnlklerine get irildiğ i , anamnezde hiç bir sivri ya da küt abdominal travmanın bulunmadığı öğrenild i.
Deveni n klinik ve laboratuvar muayenesl
Ilk olarak Iç Hastalıklar Anabilim Dalı Klin iğ inde
muayenesi yapı lan devenin vücut ıs ısının 39.5 CO,kalp atım oranının 60 vurum/dakika olduğu belirlendi. Devenin hemogram, kan gazları, idrar veperiton sıvısının rutin analizleri yapı ldı. Hemogramda WBC 22.5 103/mm3, RBC 3.00 106/mm3 ve Ht %12.7, kan gazları analizinde pH:
Şeki l 1. Yere çökmüş deve nin belirgin abdominal distensiyonu
104
7.30, P02 30 mmHg, PC02 43 mmHg ve SAT %49, rutin idrar ve periton s ıvıs ı analizlerinde ise biIirubin 2+, protein 3+, nitrit pozitif olarak belirlendi.Deveye klinik olarak kronik septik peritonitis tanıs ı
konuldu. Medikal tedavisi planlanan devenin ş id
detli derecedeki abdominal gerg in liğ inin cerrahi girişimle azaltılmas ı (dekompresyon) ve hastalığ ın
nedeninin belirlenmesi amacı ile Cerrahi AnabilimDalı Kliniğine sevk edildi.
Anestezi ve operasyona hazırlık
Devenin sedasyonu ksilazine hidroklorür (0.25mg/kg, IM.) ile gerçekleştirild i. Sol fossa paralumbalisin traş ve dezenfeksiyonundan sonra Iidokain (%2'lik, 30 ml) ile lokal kat infiltrasyonanestezisi uygulandı (Fowler,1992, Alsobayil veMama,1999). Haz ırl ık s ırasında yere çöken devenin tekrar kalkmaması için her iki ön bacağına
diz bağı uygulandı . Bu pozisyonda tespiti yapılan
devenin laparotomisi ve abdominal manüplasyonları daha kolayolarak gerçekleşt iri ld i
(Şekil 1).
Laparotomi ve operasyon bulguları
Bölgenin operasyon için hazırlı ğını takibenaçlık çukurluğunun en gergin yerinden dorsoventralyönde yaklaş ık 30 cm uzunluğunda deri ensizyonuyapıld ı. Karı n kasları peritona kadar dikkatli bir şe-
kilde bistürü ile ensize edildi. Operasyon alanın ı n
ventral kısmında peritonun, uçları kapalı bir makasile küt olarak delinmesini takiben karın boş
luğundan kokusuz, serosanguinöz karakterde s ı
vının ; eksudatın, fışkırarak boşaldığ ı belirlendi(Şekil 2). Karın boşluğundaki sıvın ın tedricen boşalrnası sağlandı. Karın boşluğunda biriken sıvın ı n
miktarının belirlenmesi için boşalan sıv ı plastik birkovada (15 litrelik) toplandı. Laparotomi yarasınınalt ucu seviyesine kadar karın boşluğundan boşaltılan sıvının ; sızıntılar hariç, 15 kova olduğu
(karın boşluğunda kalan hariç) belirlendi. Karı n
boşluğundan boşalt ı lan sıvının kova yüzeyindebeyaz renkte köpük oluşumuna neden olduğu görüldü (Şekil 3).
Laparotomi yaras ı dorsal ve ventral yöndemakas ile genişletilerek intraabdominal eksplorasyon dikkatli bir şekilde yap ı ld ı . Ka rı n boşluğunda boşalt ı lan sıvının yaklaş ık olarak 1/3'i oranında sıvırun daha varlığ ı belirlendi. Ayrıca karı n
boşluğunun tabanında serbest, iri ve birbiri ile bağ
lantı l ı kitle halinde nekrotik fibrin yumakları belirlendi ve karın dışına çıkartılarak (Şekil 4) bir serviyet üzerine alındı. Bu fibrin kitlesinin ağ ırlığ ın ın
yaklaşık olarak 5.5-6 kg olduğu belirlendi.
mr Devede Şiddetli Abdomlnal ...
Intraabdominal palpasyonda abdominal organlar arasında ya da karın duvarı He abdominal crganlar arasında herhangi bir adezyon oluşumu betirlenmedi. Intraabdominalorganların; rumen ,renkulum. omasum. abomasum ve baQırsakların ,
küçüldükleri . sertleştikleri, karın boşluğunun dcrsalinde yer ald ıkları ve lumenlerinde içerik bulunmadlQ ı belirlend i. Operasyon yarasından dı
şarıya a l ınan baQırsak seQmenti vemezenleriyumun üzerinde yaygın ve nodüler karakterde yapılar (yaQ oluşumu) belirlendi (Şekit 5).KaraciQerin sertlaştiğl ve yüzeyinin pürüzlü olduau,bütün pernon yüzeyin in de pürüzlü olduOu be·lirlendl. Böbreklerin normaı olduşu ve idrar kesesinin boş olduau belirlendi.
Intraabdominal eksplorasyonda saQ karın duvarı Ile Il işkili geniş tabanlı bir kitlenin VarilO! belirlendi. Histopatolojik muayene için mezantariyumdan 2-3 cm ebatlannda biyopsi ömeQia lınd ı. Karın duvarı rutin yöntemle kapatıldı . Anam·
nez bilgileri, klinik. laboratuvar ve operasyon bulguları sonuçlarına göre deveye kronik septik pentonitisteşhisi konuldu ve deven in kesimi önerildl.
Kesim önerisini kabul etmeyen hayvan sahibikendince bazı tedaviter uygulayacaOınl ifade ederek aynı gün devesini Antalya'ya götürdü. Devenin15 gün sonra öldüQü ö{ırenitd i. Patoloj iye ç önderilen biyopsi ô me ğtnln sonucunda mezenteriyumda yaQ dokusu artış ı belirlendi.
Tartışma ve Sonuç
Develer birkaç yüz y ı ld ır evcilleştirilmiş olmalarına raQmen. veteriner hekim hizmetleri sınırl ı
olan, özell iklede Asya ve Afrika'da yaygın olarakyetiştirilen hayvanlardır. Türkiye'de yetiştirilmesi
yaygın olmasada GüneydoOu, Akdeniz ve Ege bötgelerinde sınırlı olarak yetiştlrtlmektedir. Vaka materyalinl oluşturan devenin, kuruluşundan beriS.U.Veteriner Fakültesi Cerrahi Anabil im Dal ı Kli·ni{ıinde itk defa ameliyat ı yapılan deve olması ve
Şekil 2, 3. Kann boşluğundanserosanguinOz karakterde eksudatın boşalması ve kova yUzayinde kOpUk oluşt urması
105
Koç, ALKAN, COŞKUN
106
Şekil 4. Katın boşluğundan ç ıka rtılan nekrol ik fibrin kitleleri
Şekil 5. Operasyon yarasından dışa rıya alınan bağırsak seğmenli ve mezetııeriyumun üzennde yaygın ve nodüler ka·rak1erdeyapılar
Dir Devede Şldddli Abdomi nal •••
şiddelli derecede abdominal gerg inliQi bulunması.
Ozelliklede karın boşluQundan yaklaş ık olarak 250·300 litre eksudat ve 5.S.6 kg fibrin kitles i uzak·laşu nımas t ve üteratür taramalannda benze bir vakaya ras!lanmaması nedeni ile deQertendirilmesi veyay ımıanması Onemli bulunmuştur.
Davalerde midenin fark l ı büyüklük ve şekilde
dOrt bOiümden; Aumen, retculum, omasum ve abomasum, oluştuQunu ve norma lde diaphragma'danapertura pelvis cranialis'e kadar karın boştuqunun
sol larahnı n tamamı ile saQ taraf ının yarısını işgal ettiQini, ayrıca dorsalde karın boşluCu tavanı, soldasol karın duvarı ve veruralde karın boşluQunun ventral duvarı ile ilişkili ve yaklaş ık 80 litre haclma sahipolduQu bildi rilmiş ti r (Engelhardt ve ark ,1992; Erdenve ark. 1998). Sunulan kronik septik pentcratlsli va kada rumen, relicutum , oma sum ve abomasum'unkarın boşluQunun oorsannde yer aldıklan, hacimlerinin yukarda araşt ırmacıların bildirdiklerineoranla oldukca kUçuk olduQu ve lumanlerinde Içerikbulunmadıe ı belirlenmiş, ve bunun uzun süredevam eden peritonitise baOh olarak artan pe.ritoneal effüzyonun oluşıurmuş oIdUOu intraabdominal basınç artış ı ile ilgili oıarak geli şebileceoi kanaaline vanimışt ır.
Anderson (1999), develerde 24 saatten uzunsüre derekesvon yapmamayı baOnsak tı
kanıkh kla rına, 6·B saatten daha uzun süre idraryapmamayı ise uretral tıkanıkl ı k1ara yorumlanması
gerektiOini vurgulamışt ır. Ayn ı araştırmacı develerde anormal rektal palpasyon bulgularının yada periloneal s ıvı artışlarının eksploraıorik laparoıominin endikasyonları olarak kabul edilmesi nive eksploratorik lapa rotominin en son çare olarakdeDil diagnoslik amaç la yapılması gerektiDini vurgulamış , bununda has ta l ı kla rı n erken dönemlerindeyapılmas ının prognoz açısından daha yara rl ı olacaOını ifade etmişti r. Sunulan vakanın şikayetlerinin
20-25 gün önceden başlamış olması, geçen süreIçinde diagnostik amaçlıda olsa cerrahi müdahalenin yapılmaması, gecikmlşte olsa yapılan di·agnostik ve terapötik amaçlı Iaparolomide karın
başluQundan yaklaş ık olarak 250-300 litre eksudalboşamjması ve abdaminal organla rın normaldendaha kUçük olarak belirlenm esi prognozun olumsuzoIduOunun bulguları olarak deQerlendirildi.
Peritanitis, bakteriyel nedenlere baQIı primer yada gastrointestinal perforasyonlara, kann duvan yaratanna . abdominal ameliyatlara veya enfekle viserelyapılann pertorasyonlanna baQh sekuneler oıarak
oluşur. Klinik olarak peritoniıis depresyon . anoreksi,abdominal distensiyon ve aQn,vücut ısısında art ı ş vetaşikardt ile karakterizedir . Büyük hayvanlarda pe-
107
ritonilisin ço{;ıunluk1a gastrointestinal kanalın herhangi bir seviyedeki perlorasyona baOh olarak oluş
tUOu bild i rilmiştir (Katın , 2005). Hener ve ark.(1998)bir devede ldinik ve operalif olarak septik peritonıtıs
tanısı koyduklan vakanın nedenini tam oıarak telir1eyemedilderini ve idiopatik oıabiıeceoini bil·dirmişlerdir. Aynca Mair ve ark.(1990rda peritonitısli
21 ana yaptıklan retrospekti1 bir çalışmada tl va·kanın idiopatik olabiıeeeoi ni vuTgulamışlardı r. Cebrave ark.(1998) ise akut gastrointestinal hastalıklı 27devenin 16'sın ın de{Jişik nedenlerde OldüOünü, bun lardan S'inin ise pentcnttis'ten OldüQünü rapor etmişlerdir, Sunulan vakadaki devenin hikayesindeherhangi bir abdeminal travma, kontüzyon ya daoperasyon bildirilmemiş , abdominal operasyonda dabelirgin olarak bir lezyona rast lanmamışt ır. Vakanın
abdeminal eksplorasyonunda sa~ karın duvar ı ilebaOlantıh ; abdominal organlar ile ilişkili olmayan, olarak belirtenen sert ve geniş tabantı kitlenin abdeminal effüzyonun oluşumundan sorumlu otabiJece{P kanaatine vanlmrşnr.
Salman ve Afzal (2004) normal develerdeWBC'in 11.5 1031mm3, ABC'in 7.57 1061mm3,HGB'in 12.3 g/dl ve Ht'ln ise 26.5 % ortalama ceQerlerde oId~unu bildirmişlerd ir . Sunulan vakada kidevenin idrar ve periton s ıvısının rutin analizlerindenitntin pozitif olması , proteinin yüksek cKarak belirlenmesi ve kan muayenesinde ise lökositozisinbulunması enfeksiyon- varllOının en önemli göstergeleri olarak yorumlanabilir. Ayrıca idrar ve perilon sıvıs ında bilirubinin yüksek olarak belirlenmesiise artan peritoneal sıvısının oluşturmuş olduQu ın t
raabdominal bas ınca baOh gelişen karaciQer yetmezliQine yorumlanabilir, Sunulan klinik vakadaeritrosit ve hematokrit deQerlerinin Salman ve Alzal(2004)'l n bildirdikleri deQerlerden düşük olarak beIirlenmesi ise artan intraabdominal basınca baQl ı
vena kava kaudalis 'tekl venöz d önüşün azalmasına, dolayısı ile de kalp debisinin azalmasına
yorumlanabilir. Aynca pH'n ın dOşmesl, P02 ve oksijen satOrasyonunun azalması ise yine artan int·raabdominal basınca baQIı gelişen hipoperfüzyonave endirekl olarak etkilenen akciQer yetmez liOineyorumlanabilir (Turgut,2000).
Helter ve ark.(199B) 16 aylık, 200 kg aQ ır
IIOı nda erkek bir devede nedenini abdom inal operasyonla bile belirteyemed ikıe ri septik peritonilis vakasında fibnn pıhtıları içeren bol miktardaabdorrııiınal sıvının uzaklaştmkhQınl, deveye peritoneat lavaj, peritoneal drenaj ve sistemik antibiyotik uygulamalarına raQmen pestoperatif 24.günde devenin öldüQünü rapor etmişler, fakat devenin karın boşluQundan ne kadar eksudat boşafttıklanr n bildirmemişlerdır. Sunulan vakadaki de-
KOÇ. ALKAN. COŞKUN
venin sol açlık çukurluğundan yapılan laparotominin ventral köşesi seviyesine kadar karın
boşluğundan 250·300 litre fibrin pıhtıları içermeyenserosanguinöz özellikte peritoneal sıvı boşaltılmasına rağmen abdominal eksplorasyondakarın boşluğunda fazla miktarda sıvının daha bulunması zamanında tedavi edilmeyen peritonitiseba~1ı serosal kapillar permeabilitenin artmasına, dolayısı ile peritoneal boşluğa sıvı geçişinin artmasına
ve artan intraabdominal basınca ba~1ı venöz drenajdaki yetersizli~e yorumlanmıştır. Ayrıca karın
boşlu~u tabanında yaklaşık olarak 5.5·6 kg a~ır·
Iı~ında serbest, büyük bir nekrotik fibrin kitlesininbulunması peritonitise ba~1ı fibrinojen sek·resyonunun artması ve fibrinolitik aktivitenin kaybı
ile oluşan küçük fibrin kitlelerinin birbirleri ile temasederekyapışmalarına yorumlanmıştır.
Kronik peritonitislerde fibröz adezyonların gelişti~i, oluşan adezyonların abdominal doku ve organlar arasında yapışmalara neden olarak kroniksindirim bozukluklarına, toksemiye ve parsiyal bağırsak tıkanıklıklarına neden olabüeceğl bil·dirilmektedir (Kahn, 2005). Sunulan vakada abdominal organlar arasında fibröz adezyonların
oluşmaması artan intraabdominal sıvının hldrotlotasyon özellik oluşturması ile serosal yüzeylerarasında teması önlemesine yorumlanmıştır.
Sonuç olarak develerde abdominal ef·füzyonlara neden olacak hastalıkların ya da 'o luşanabdominal effüzyonların zamanında tedavi edii·melerinin gelişebilecek komplikasyonları önlemekya da en aza Indirmek açısından yararlı olaca~ı
söylenebilir.
KaynaklarAIsobayil, F. A. and Mama, K. R. (1999). Anesthetic Management of Dromedary Camels , Compendıum's FoodAnimal Medicine and Management. A supplement tocompendıum. Vol. 21 (3),102·111 .
108
Anderson, D.E.(1999). Common Surgical Procedures incamelids, Journal of Camel Practice and Research, December, 6, 2, 191·203.
Cebra, C.K., Cebra, M.L., Garry , F.B., Larsen, R.S. andBaxter, G.M. (1998). Acute gastrointestinal disease in27 New World camelids: clinical and surgical findings.Vet.Surg.,27 (2), 112-121
Engelhardt, W.V., Abbas, A.M., Mousa, H.M. and Lech·ner-Dotl, M.(1992). Comparative digestive physiology ofthe forestomach in camelids, Proceedings of the 1st ın
temational Camel Conference, Eds Alien, W.R., Higgins,A.J., Mayhew, I.G., Snow, D.H. & Wada , J.F. pp. 263270. New Market Ltd, Suffolk, U.K.
Erden, H., Öcaı, M.K., Güzel, N., Kara, ·E. ve Öğüt. i.(1998). Deve Midesi Üzerinde Makroar:ıatomik Araş
tırmalar, Vet. BiL. Derg. 14, 1. 97·105.
Fowler, M.E. (1992). Anaesthesia and surgery in camels,Proceedings of the 1st International Camel Conference ,Eds Alien, W.R., Higgins, A.J., Mayhew, I.G., Snow,D.H. & Wada, J.F. pp. 341-346 New Market Ltd, Suffolk ,U.K.
Heller, M.,Anderson, D. and Silveira, F. (1998). Strep·tococcal peritonitis in a young dromedary camel, Aust.Vet. J., 76(4): 253·254.
Kahn, C. M. (2005). "Peritonltls", The Merck VeterinaryManuel, Ninth Edition, 537· 543
Mair,T.S., Hillyer, M.H. and Taylor. F.G.R. (1990). Pe·ritonitis in adult horses: A review of 21 cases, The Ve·terinary Record, 126, 567-570.
Salman, R. and Afzal, M.(2004). Seasonal Variations inHematological and Serum Biochemical Parameters inRacing Camels, J. Camel Science,1 , 63·65.
Stöber, M.(1967). The Diagnostic Value of ExploratoryLaparo·Rumenotomy in catlle , Vet. Med. Rev., 213, 186208. .
Turgut, K. ve Ok, M. (1997) . Veteriner Gastroenteroloji,Semptomdan Teşhise. Bahcıvanlar Basım San. A.Ş .
Konya.
Turgut, K.(2000). Veteriner Klinik Laboratuvar Teşhis,
2.Baskl, Bahcıvanlar Basım San. A.Ş . Konya.