Upload
others
View
24
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
ALLAH VE PEYGAMBER SEVGİSİ
NASIL OLMALIDIR
-HAFTANIN VAAZI-
Hazırlayan: Bilgin EKŞİ
19 ŞUBAT 2021 CUMA
Her hafta hazırlanan vaazlarımız KÜRSÜDEN GÖNÜLLERE
(haftanın vaazı) Facebook sayfamızda yayınlanmaktadır.
1
Kıymetli Müminler;
Bugün ki sohbetimizde Allah ve Peygamber sevgisi üzerine konuşacağız.
Lakin önce; konumuza geçmezden önce Rabbimizin biz kullarına ayrım
yapmadan verdiği nimetleri hatırlatarak giriş yapmak istiyorum.
GELİNİZ Kur’an’ı Kerimde Yüce Mevlamızın bizlerin istifadesine
verdiği nimetlere hep birlikte göz atalım;
Zumer Suresi 21. Ayetinde;
ماء ماء الم تر ان الله انزل من الس
Bizler için gökten SU indirdiğini;
Nahl Suresinin 5. Ayetinde;
والانعام خلقها لكم فيها دفء ومنافع ومنها تاكلون
Isınmamız, Yememiz ve birçok işimizde onlardan faydalanmamız için
hayvanları yarattığını;
Nahl suresinin 11. Ayetin ise indirdiği bu SU ile;
يتون والنخيل والاعناب ومن كل الثمرات رع والز ينبت لكم به الز
Bizler için ekin, zeytin, hurma ağaçları, üzümler ve her türlü meyvelerden
bitirdiğini;
Her hafta hazırlanan vaazlarımız KÜRSÜDEN GÖNÜLLERE
(haftanın vaazı) Facebook sayfamızda yayınlanmaktadır.
2
Nahl Suresi 12. Ayette;
رات بامره مس والقمر والنجوم مسخ ر لكم اليل والنهار والش وسخ
Geceyi, gündüzü, güneşi, ayı ve bütün yıldızlar bizlerin hizmetinize
verildiğini;
Nahl Suresinin 16. Ayetinde;
ا طریا ر البحر لتاكلوا منه لحم وهو الذى سخ
Taze et yememiz için denizleri bizim hizmetimize verdiğini
belirtmektedir.
PEKİ, Rabbimiz bunca nimeti niçin bizlere vermiştir. İŞTE, bunu iki
şekilde izah edebiliriz.
BİRİNCİSİ;
Rabbimiz biz kullarına karşı çok merhametli olduğu için.
Bakınız Allah’u Teâlâ’nın merhameti;
Hucurat Suresinin 5. Ayetinde; والله غفور رحيم ‘’O son derece
merhamet edicidir, bağışlayıcıdır’’
Nur Suresinin 20. Ayetinde ؤف رحيم وان الله ر ‘’O çok esirgeyicidir
ve çok merhametlidir’’,
Her hafta hazırlanan vaazlarımız KÜRSÜDEN GÖNÜLLERE
(haftanın vaazı) Facebook sayfamızda yayınlanmaktadır.
3
Duhan Suresinin 42. Ayetinde; انه هو العزيز الرحيم ‘’O mutlak güç sahibi merhamet edendir.‘’
Nisa Suresinin 96. Ayetinde ise; ا ا رحيم Allah c.c son’‘ وكان الله غفور
derece merhamet edici ve bağışlayıcıdır’’ ifadeleriyle çıkar karşımıza.
İKİNCİSİ;
Bu nimetler ile onu hatırlamamızı ve şükreden bir kul olmamızı istediği
için.
Allah c.c Kuran’ı Kerimde ençok değindiği hususlardan biride
TEFEKKÜR etmektir. Yani DÜŞÜNMEK..
Bu hususta Rabbimiz Casiye Suresinin 13. Ayetinde:
ا منه ان فى ذلك موات وما فى الارض جميع ر لكم ما فى الس وسخ لايات لقوم يتفكرون
Göklerdeki ve yerdeki her şeyi kendi katından (bir nimet olarak) sizin
hizmetinize verendir. Elbette bunda düşünen bir toplum için deliller
vardır.
…İfadesiyle Rabbimiz biz Kullarını TEFEKKÜRE davet etmektedir.
Her hafta hazırlanan vaazlarımız KÜRSÜDEN GÖNÜLLERE
(haftanın vaazı) Facebook sayfamızda yayınlanmaktadır.
4
Değerli Müminler;
Allah (c.c)’ün bunca nimeti, biz kullarını tefekküre davet edişi biz
kullarına olan sevgisinin de tezahürüdür.
Çünkü Allah kullarını seviyor. Sevdiği için de bizleri şeytanın
hilelerinden korumak istiyor. Bu sebeple bizlere en büyük nimeti olarak
ifade ettiği İslam dinini göndermiştir. Bu husus Maide Suresi 3. Ayetinde;
ليوم اكملت لكم دينكم واتممت عليكم نعمتى ورضيت لكم ا الاسلام دين اBugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve
sizin için din olarak İslâm'ı seçtim.
…ifade etmiştir.
Rabbimiz sadece dini göndermekle kalmayıp, onun sevgisini
kazanabilmemiz için;
قل ان كنتم تحبون الله فاتبعونى
Allah’ı seviyorsanız onun peygamberine uyun ifadesiyle, bizi onun
sevgisine götürecek yolun tarifi edilmiş,
Bu tarifin akabinde de;
Her hafta hazırlanan vaazlarımız KÜRSÜDEN GÖNÜLLERE
(haftanın vaazı) Facebook sayfamızda yayınlanmaktadır.
5
يحببكم الله
Bu sayede Allah c.c sevdiği bir kul olabileceğimiz zikredilmiştir. Ayetin
son kısmında ise bu sevginin asıl sebebi olarak;
ويغفر لكم ذنوبكم والله غفور رحيم
Kullarını bağışlama ve merhamet etme arzusu zikredilmiştir.
İslam’ı göndermiş, bu güzide dinin ilkelerine göre yaşayabilmemiz içinde
Kitaplar indirmiş ve Peygamberler görevlendirmiştir.
Değerli Müminler;
Allah Sevgisini kazanmak için bu kadar açık deliller ve uyarıcılar
varken;
İşimiz, Eşimiz, Çocuğumuz, Arkadaşımız ve Nefsimiz asla Allah ile
aramızda engel teşkil etmemelidir…
EĞER BU KONUDA GAFLETE DÜŞERSEK akıbetimizi yine
kuran haber veriyor…
ا الذين اتبعوا من الذين اتبعوا وراوا العذاب وتقطعت بهم اذ تبر الاسباب
Kendilerine uyulanlar o gün azabı görünce, kendilerine uyanlardan
uzaklaşacaklar, aralarındaki bütün bağlar kopacaktır.
Her hafta hazırlanan vaazlarımız KÜRSÜDEN GÖNÜLLERE
(haftanın vaazı) Facebook sayfamızda yayınlanmaktadır.
6
ا ة فنتبر ؤا منا كذلك وقال الذين اتبعوا لو ان لنا كر منهم كما تبر يريهم الله اعمالهم حسرات عليهم وما هم بخارجين من النار
Uyanlar şöyle derler: "Keşke dünyaya bir dönüşümüz olsaydı da onların
şimdi bizden uzaklaştıkları gibi, biz de onlardan uzaklaşsaydık." Böylece
Allah, onlara işledikleri fiilleri pişmanlık kaynağı olarak gösterir. Onlar
ateşten çıkacak da değillerdir.
Bizler DÜNYALIK BİR SEVGİYİ Allah sevgisi üzerine çıkarırsak
DALALETE DÜŞERİZ…
Bakınız bu hususta Bakara Suresinin 165. ayeti ne diyor:
ا يحبونهم كحب الله ومن الناس من يتخذ من دون الله انداد والذين امنوا اشد حبا لله
İnsanlar arasında Allah'ı bırakıp da O'na ortak koşanlar vardır. Onları,
Allah'ı severcesine severler. Mü'minlerin Allah'a olan sevgisi daha güçlü
bir sevgidir.
Görüldüğü gibi âyette, inananların yalnız Allah’ı sevdikleri değil en çok
Allah’ı sevdikleri ifade edilmektedir.
Şu halde insan elbette sevilmesi meşrû, mâkul ve yerinde olan Allah’tan
başka varlıkları da sevecektir.
Bu, Allah’ın insan fıtratına verdiği doğal ve aynı zamanda gerekli bir
durumdur.
Her hafta hazırlanan vaazlarımız KÜRSÜDEN GÖNÜLLERE
(haftanın vaazı) Facebook sayfamızda yayınlanmaktadır.
7
Yeter ki başka sevgiler Allah sevgisini unutturmasın ya da onun
önüne geçmesin.
Çünkü o zaman insan düşünce, duygu ve inançlarını, hayatını ve
davranışlarını, Allah’ın iradesine göre düzenlemek yerine Allah’ın
dışında sevip bağlandığı, Allah’ı sever gibi sevdiği şeyleri ölçü alacaktır.
Kur’an Allah’ın iradesine göre yaşamaya hidayet, o iradeyi dikkate
almadan yaşamaya da dalâlet adını verir.
Kıymetli Müminler;
Ailemize, eşimize, çocuklarımıza olan düşkünlüğümüz bizi Allah’tan
uzaklaştırıyorsa durup düşünmek ve Tevbe Suresinin 24. Ayeti
üzerinde tefekkür etmek gerekir:
,oğullarınız وابناؤكم ,De ki: "Eğer babalarınız قل ان كان اباؤكم
,aşiretiniz وعشيرتكم ,eşleriniz وازواجكم ,kardeşleriniz واخوانكم
وتجارة تخشون كسادها ,kazandığınız mallar واموال اقترفتموها
kesada uğramasından korktuğunuz bir ticaret ve ومساكن ترضونها
beğendiğiniz meskenler احب اليكم من الله ورسوله وجهاد فى سبيله size Allah'tan, peygamberinden ve O'nun yolunda cihattan daha sevgili
ise, فتربصوا حتى ياتى الله بامره artık Allah'ın emri gelinceye kadar
bekleyin! والله لا يهدى القوم الفاسقين Allah, fasık topluluğu doğru
yola erdirmez."
Her hafta hazırlanan vaazlarımız KÜRSÜDEN GÖNÜLLERE
(haftanın vaazı) Facebook sayfamızda yayınlanmaktadır.
8
Değerli Müminler;
Rabbimiz biz kullarını sevdiği gibi, bize öğle bir peygamber göndermiştir
ki, O’nun bize olan sevgisini, düşkünlüğünü Tevbe Suresinin 128.
ayetinde;
حريص عليكم لقد جاءكم رسول من انفسكم عزيز عليه ما عنتم بالمؤمنين رؤف رحيم
Andolsun, size kendi içinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin
sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, mü'minlere
karşı da çok şefkatli ve merhametlidir.
…ifadesiyle bizlere bildirmiştir.
İşte; peygamberimizin bu sevgisi öyle büyük bir sevgidir ki, yer
geldiğinde kendi nefsinden bile vazgeçmiştir.
Tıpkı Taif’te tebliğe gittiğinde insanlarca taşlanmış olmasına rağmen
yine onları düşünmüştür.
Geliniz Peygamberimizin sevgisini birde Buhari ve Müslim’de
zikredilen hadisinde zikredilen Tâif hadisesi üzerinden de görelim:
Her hafta hazırlanan vaazlarımız KÜRSÜDEN GÖNÜLLERE
(haftanın vaazı) Facebook sayfamızda yayınlanmaktadır.
9
Birgün kavminin kendisine inanmaması ve davetine icabet
etmemesine çok üzüldüğü için, başka beldelerdeki insanlara ulaşıp
İslam’ı onlara anlatmak düşüncesiyle Taif’e gitmiş ve burada çok ağır
hakaretlere ve fiili saldırıya maruz kalmıştır. Saldırıdan kaçarak bir üzüm
bağına sığınan peygamber efendimize Allah c.c’ün emriyle melek gelerek,
eğer isterse bir dağı kaldırıp bu âsî kavmin tepesine indirebileceğini
söylemişti. Ama o şefkat abidesi insan ellerini kaldırarak:
أرجو أن يخرج الله من أصلابهم من يعبد الله ا وحده لا يشرك به شيئ
“Allah’ın, onların neslinden (kıyamete kadar) yalnızca Allah’a
ibadet edip O’na şirk koşmayan birilerini çıkaracağını ümit
ediyorum”
Demiş ve onlara herhangi bir belanın gelmesini istememişti.
Peki, biz kullar olarak Peygamber efendimizi nasıl sevmeliyiz. Bu hususta
Ahzab suresinin 6. Ayetinde Rabbimiz;
من انفسهم النبى اولى بالمؤمنين
‘’Peygamber, mü'minlere kendi canlarından daha önce gelir.’’
…ifadesiyle Peygamber efendimizi kendi nefsimizden (canımızdan)
üstün tutacak şekilde sevmemiz zikredilmiştir.
Her hafta hazırlanan vaazlarımız KÜRSÜDEN GÖNÜLLERE
(haftanın vaazı) Facebook sayfamızda yayınlanmaktadır.
10
Yine bu hususta Buhari’de zikredilen hadisi şerifte Peygamber
efendimiz (s.a.v);
“Sizden biriniz beni annesinden-babasından, çoluk-çocuğunuzdan ve
bütün insanlardan daha çok sevmedikçe iman etmiş olamaz.”
[Buhari, Sahih, İman, 2/8 (I;9)]
…buyurarak bizlere Peygamber sevgisinin tarifini yapmıştır.
Kıymetli Müslümanlar;
Allah ve Resulüne olan sevgi ve teslimiyet hususunu sahabe
efendilerimizin hayatlarından sunacağımız kıssalar ile sonlandırmak
istiyorum:
Bakınız;
İslam’ın ilk yıllarında Ümeyye b. Halef İslam’ı seçen kölesi Bilal
Habeşi’ye türlü türlü işkenceler uygulamış, onu kızgın çöllerde
sürüklemiş, “Ben, Lât ve Uzzâ’yı kabul etmem. Allah birdir! Allah
birdir.” demekten vazgeçmemiştir.
Yine birgün;
Müşriklerin yeni bir saldırı hazırlığı yapıp yapmadıklarını öğrenmek
isteyen Resûlullah, aralarında Hubeyb b. Adî’nin de bulunduğu yedi
(veya on) kişiyi Âsım b. Sâbit’in (veya Mersed b. Ebû Mersed)
kumandasında irşad heyeti olarak görevlendirdi.
(Buhârî, “Cihâd”, 170, “Meġāzî”, 10, 13, 28; Ebû Dâvûd, “Cihâd”, 105)
Her hafta hazırlanan vaazlarımız KÜRSÜDEN GÖNÜLLERE
(haftanın vaazı) Facebook sayfamızda yayınlanmaktadır.
11
Heyet Hüzeyl kabilesi topraklarında bulunan Recî‘ suyuna ulaştığında
bugün ‘’RECİ VAKASI’’ olarakta kitaplarda zikredilen hain saldırı
oluyor ve Hubeyb, Abdullah b. Târık ve Zeyd b. Desine esir düşmüş diğer
müslümanlar şehit olmuşlardı.
Esir düştüklerinde namazlarını asla bırakmayan, dinlerini terketmeleri
halinde bağışlanacakları kendilerine teklif edilmesine rağmen dinlerini
satmadılar.
Bu esir sahabelerden birisi olan Hubeyb Mekke sokaklarında bir direğe
bağlanmış ve Mekke’nin çocuklarının ellerine mızraklar verilmiştir.
Oradaki müşrikler çocuklara Hubeyb ile ilgili:
“‒Bu babanızla Bedirʼde harp etti, sizde mızrakla bunu delik-deşik edin!”
dediler.
Çocuklar mızraklarla Hubeybʼi delik deşik etmeye başladı.
Vücudunun her yerine mızrak darbesi alan ve kanlar içinde
kalarak artık son nefesini vermek üzere olan Hubeyb:
“‒Yâ Rabbi! Rasûlullâhʼa selâmımı gönderecek hiç kimse yok. Yâ Rabbi,
Senʼi, vekil tayin ettim, benim selâmımı Rasûlullâhʼa ulaştır.” diyor.
O sırada Efendimiz Ravzaʼdayken;
“Ve aleyhisselâm” diyor. “Onun üzerine selâm olsun” diyor.
Ashâb-ı kirâm diyor ki:
“‒Yâ Rasûlâllah! Bir muhâtap yok, kime selâm gönderdiniz?
“‒Hubeybʼi şimdi şehid ediyorlar mızraklarla, o bana selâmını gönderdi,
ben de ona iâde-i selâmda bulundum.”
(Bkz. Buhârî, Cihâd 170, Me¤âzî 10, 28; Vâk›dî, I, 354-363)