16
DEMOKRAS‹ DEVR‹MLE GELECEK 18-31 May›s 2010 176. Say› Fiyat› 1 TL e-posta:[email protected] www.devrimcidemokrasi.net 1 5 GÜNLÜK S‹YAS‹ GAZETE “2008 y›l›nda 22 ilde 38 kaza, 43 ölüm; 2009'da 24 ilde 62 kaza, 92 ölüm; 2010'un befl ay›nda: 15 ilde 25 kaza, 37 ölüm...” Evet, patronlar›n kar h›rs›yla sars›lan maden ocak- lar›n›n kara birer mezar gibi yuttu¤u iflçilerin yaflamlar› birer istatistik bilgiden, rakamlar- dan baflka bir fley ifade etmiyor hakim s›n›f- lar için. Devlet y›llard›r ölen iflçileri Devlet ‹statistik Kurumu'nun istatistik raporlar›na kaydetmek d›fl›nda ve iflçilerin ölümle burun buruna ça- l›flt›r›lmalar› için ellerinden geleni yapmak d›- fl›nda bir fley yapm›yor. “Eti senin, kemi¤i bi- zim” anlay›fl›yla iflçiyi, patronun kar h›s›n›n az›l› çarklar› aras›na atan devlet, y›llard›r bu çarklar›n aras›ndan ç›kan bir deri bir kemik cans›z bedenlerin ailelerine timsah gözyaflla- r› ile ulaflt›rmak d›fl›nda ne mi yap›yor? -‹flçileri kapal› minibüsle tafl›yan ve selde 7 iflçinin ölünüme davetiye ç›kartan tekstil patronunu serbest b›rak›yor mesela. -Tersanelerdeki ölümleri, “büyütülmemesi gerek” diyerek has›ralt› etmeye çal›fl›yor. -Bursa'da 19 maden iflçisinin öldü¤ü maden oca¤›n›n sahibini, “Y›llard›r bu ifli yap›yor, bir eksi¤i yok” diyerek serbest b›rak›yor. 30 hayat›n ölümün so¤uk nefesiyle kuflat›l- d›¤› bu maden oca¤›ndaki can pazar›na ilifl- kin yine ayn› nakarat› söylüyor devlet erka- n›. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan› Taner Y›l- d›z, daha hiçbir inceleme yap›lmadan hük- münü vererek, “Teknik düzeyde herhangi ih- mal gözükmüyor.” diyor. Maden patronunun uzun bir geçmifli oldu¤unu övüenerek söyle- yen Y›ld›z, “Herhangi bir sorun görmüyoruz” diyor ve ekliyor: “Bu aç›dan bak›ld›¤›nda bu- ras› kamu kurumu ve ifl güvenli¤i konusunda profesyonelce çal›fl›lan bir alan.” ‹SK‹ ve itfaiye iflçilerini profesyonelce iflinden atan, TEKEL baflta olmak üzere özellefltirdi¤i kamu iflletmelerinde çal›flan binlerce iflçiyi profes- yonelce kar›n toklu¤una çal›flmaya davet eden, Asgari ücretle insanlar› profesyonel bir flekil- de açl›¤›n kuca¤›na iten, Emeklilik yafl›n› ortalama yaflam süresinin üzerine ç›kartarak profesyonelce emekli maafl›ndan kurtulmaya çal›flan, Halk›n al›n teri ile kurulan iflletmeleri-otoyol- lar›-köprüleri profesyonelce tekellere peflkefl çeken bir devletten de böylesi bir aç›klama beklenirdi. ‹nsanlar›n al›n terini, kan›n›, can›n› sömür- mek üzerinden yükselen bu düzenin yaratt›- ¤› bu devlet, baflka türlüsünü yapamazd›, yapmad› da. Ne var ki, baflka türlüsünün ya- p›ld›¤› bir düzeni biz yaratabiliriz, yapabiliriz. Dahas› yaratmak zorunday›z. “Yanl›fl› gören ve önlemek için elini uzatmayan, yanl›fl› ya- pan kadar suçludur.” Bunca yanl›fl› görüp su- sarsak, bunca hayat›n karart›lmas›na, haks›z- l›¤a, zulme ve açl›¤a ortak olmufl oluruz. Za- man içinde kendili¤inden düzelece¤ini düflü- nüp beklersek, bu devlete ve bu düzene yem olmaya devam ederiz; kimi zaman te- ker teker, kimi zaman bu 30 iflçi gibi toplu bir flekilde... Çünkü, bu düzen ve bu devlet ken- di¤ilinden halk›n ç›karlar›n› savunan bir düze- ne ve devlete yerini b›rakmayacakt›r, vur- mazsak y›k›lmayacakt›r. Yeni ocaklar›n ve hayatlar›n y›k›lmamas›, yeni umutlar›n karar- mamas› için, bu gerici düzene vural›m, y›ka- l›m... Kaza de¤il katliam Mu¤la Üniversitesi'nde sivil faflistlerin yurtsever ve devrimci ö¤rencilere sald›rmas› sonucu ç›kan çat›flmaya dahil olan po- lisler, solcu ö¤rencilere sald›rd›lar. Sald›r›da polis taraf›ndan silahla vurulan bir ö¤renci, kald›r›ld›¤› hastanede verdi¤i ya- flam savafl›n› kaybederek yaflama veda etti. Olay yerinde kurflun kovan›n›n bulunmamas› ve Kurt’un vuruldu¤u s›rada üzerinde olan elbiselerinin kaybedilmesi; delilerin karart›l- mak istendi¤ini ve bu noktada organize hareket edildi¤ini ortaya ç›kar›yor. sayfa 4 ‹brahim Kaypakkaya siyasal iktidar› fethetme bilincidir PERSPEKT‹F Devrim ve komünizm yörüngemizde Halk Savafl›’n›n parlayan “Kutup Y›ld›z›” SAYFA 8 Kocaeli 1 No’lu F Tipi Hapishanesi’nde siyasi tutsaklara yönelik bask› uygulamalar› hergün yeni bir boyuta yükseliyor. Siyasi tutsaklar üzerinde, kendilerine verilen yetki ve araçlar› bask› kurmak için sonuna kadar kullanan ha- pishane yönetimi, hapishanelerde insana dair herfleyi yasakl›yor. F tipinde insana dair herfley yasak GÜNCEL 5 Do¤al dengeyi yok ederek çevre felaketine neden olan hidroelektrik santrallerine kar- fl› köylüler eylemlerini sürdürüyor. HES’le- re karfl› ülke genelinde öfke büyürken HES yap›m›n› üstlenen firmalar kand›ramad›k- lar› köylüleri yoksulluklar›n› f›rsat bilerek para ile susturmaya çal›fl›yorlar. HES’lere karfl› öfke büyüyor GÜNCEL15 Ürettiklerini arac›lara maliyetinin alt›nda satan Mersinli çiftçiler sonunda isyan ettiler. Mersin Hali’nde bir araya gelen çiftçiler, devletin tar›- ma yönelik y›k›m politikalar›n› protesto ettiler. Ürünlerini yerlere döküp ezen üreticiler, “Bizle- re reva görülen açl›k ve yoksulluk kaderimiz de¤ildir.” dediler. Yoksulluk kaderimiz de¤il EMEK 6 Zonguldak’ta 30 maden iflçisinin göçük alt›nda kalmas› burjuva bas›nda, ancak arka kapak güzelleri kadar yer bulabildi kendisine. Magazin haber- leri ile CHP baflkanl›¤›na aday olan Kemal K›l›çdaro¤lu'nun “Gandi” resimlerinin aras›na s›k›flt›r›ld› 30 yaflam ve bu 30 yaflamla birlikte atan 30 milyon yürek. Kü- çük puntolarla at›lm›fl; “Türkiye mucize bekliyor”, “Madende ac› bekleyifl” bafll›k- lar›yla büyük bir yaflam kavgas› mümkün oldu¤unca gözlerden uzak tutulmaya çal›fl›l›rken, haberlerin içeri¤iyle de devletin ve bu düzenin maden göçü¤ündeki sorumlulu¤u gözlerden gizlenmeye çal›fl›ld›. MKP-HKO’nun önceli TKP(ML)-T‹KKO’nun kurucusu, 71’ devrimci ç›k›fl›n›n komünist önderi ‹brahim Kaypakka- ya, Diyarbak›r Hapishanesi’nde iflkencede katlediliflinin 37. y›l›nda ülkemizde ve yurt d›fl›nda düzenlenen et- kinliklerle an›ld›. Kaypakkaya’n›n komünist ideolojisine ve prati¤ine vurgu yap›lan anma etkinliklerinde, Kay- pakkaya’n›n ülkemizde siyasal iktidar› fethetmenin güzergah› oldu¤u ifade edildi. sayfa 9-15-16 M‹ZAH VE AZ‹Z NES‹N TEMEL DEM‹RER’‹N YAZISI SAYFA 12’DE Baban›n Türküsü/Onlar›n Kavgas›, Hep Birlikte, Tutufl- turun Geceleri, Beklenen Uzak De¤il, Bahara Ça¤r› ve K›z›l Anka albümleriyle dinleyicile- rinin be¤enisini toplayan Grup Munzur; yo¤un, ayr›nt›- l›, titiz bir çal›flman›n ürünü olan “HAYKIRIfi” adl› albümü ile yolculu¤una devam ediyor. Farkl› dillerin ve ezgilerin bir araya geldi¤i “Hayk›r›fl” albü- münde, haklar›n kardeflli¤i fli- ar›n›n ›srarla alt› çiziliyor. Al- bümde grubun kendi eserleri- nin yan› s›ra, yine farkl› dil ve kültürlerden flark›lar yer al›- yor. Aram›zdaki yabanc›l›kla- r›, s›n›rlar› kald›r›p, bizleri ay- n› dünyan›n insan› yapan “Hayk›r›fl”, herkesi yarat›lmak istenen y›lg›nl›k karfl›s›nda kavgaya, mücadeleye sar›l- maya ça¤›ryor. Grup Munzur yolculu¤una HAYKIRIfi’la devam ediyor Deniz Baykal flahs›nda CHP içerisinde vuku bu- lan geliflmeler kompra- dor-feodal s›n›flar›n ya- banc›s› olmad›klar› bir durum oldu¤u gibi, tam da özleriyle tarif etmek- tedir onlar›. Ortaya seri- len kirli çamafl›rlar›n bu türünde de hayretle karfl›lanacak bir durum yok; bu onlar›n burjuva tabiat›, gerçek yaflam› ve s›n›fsal do¤as›d›r. Ne dürüst, ne ahlakl›, ne onurlu ve ne de daha erdemli olmalar›n›, da- ha az çirkef olmalar›n› bekleyemeyiz onlardan. Ancak kuflkusuz ki; yans›yan-yans›mayan yanlar›yla, yaflanmas› ve kullan›lmas› biçimle- riyle, derinlikleri, taktik ve stratejileriyle, “arl›s›-ars›- z›” pozlar›nda ahkam kes- meleriyle, “ma¤duru- ma¤ruruyla” öne ç›kmala- r›yla, “Ali Cengiz oyunla- r›”, “Yavuz h›rs›z” misali üste ç›kmalar›yla her tür- den oyuna sahne olan bü- tün bu kirli çamafl›rlar, iki yüzlülük ve dalavereler, gerçek anlamda y›k›las› bir düzeni iflaret etmekte- dir. Hakim s›n›flar aras›n- daki dalafl h›z›n› kesme- den, mecradan mecraya akarak devam ediyor. ‹flte bugün sergilenenler, bu çat›flman›n d›flavurumla- r›d›r. GÜNDEM SAYFA 3 Baykal olay› CHP’de yeni dönemin iflareti mi? Maden ocaklar› ölüm kapan› olmaya devam ediyor Mu¤la’da sald›r›da yaralanan fierzan Kurt yaflam›n› yitirdi

18 - 31 Mayıs 2010 - Sayı 176

Embed Size (px)

DESCRIPTION

2001-2010 yılları arasında yayınlanan, Devrimci Demokrasi gazetesi.

Citation preview

Page 1: 18 - 31 Mayıs 2010 -  Sayı 176

DEMOKRAS‹ DEVR‹MLE GELECEK

18-31 May›s 2010 176. Say› Fiyat› 1 TL e-posta:[email protected] www.devrimcidemokrasi.net

1 5 GÜNLÜK S‹YAS‹ GAZETE

“2008 y›l›nda 22 ilde 38 kaza, 43 ölüm;2009'da 24 ilde 62 kaza, 92 ölüm; 2010'unbefl ay›nda: 15 ilde 25 kaza, 37 ölüm...” Evet,patronlar›n kar h›rs›yla sars›lan maden ocak-lar›n›n kara birer mezar gibi yuttu¤u iflçilerinyaflamlar› birer istatistik bilgiden, rakamlar-dan baflka bir fley ifade etmiyor hakim s›n›f-lar için.Devlet y›llard›r ölen iflçileri Devlet ‹statistikKurumu'nun istatistik raporlar›na kaydetmekd›fl›nda ve iflçilerin ölümle burun buruna ça-l›flt›r›lmalar› için ellerinden geleni yapmak d›-fl›nda bir fley yapm›yor. “Eti senin, kemi¤i bi-zim” anlay›fl›yla iflçiyi, patronun kar h›s›n›naz›l› çarklar› aras›na atan devlet, y›llard›r buçarklar›n aras›ndan ç›kan bir deri bir kemikcans›z bedenlerin ailelerine timsah gözyaflla-r› ile ulaflt›rmak d›fl›nda ne mi yap›yor?-‹flçileri kapal› minibüsle tafl›yan ve selde 7iflçinin ölünüme davetiye ç›kartan tekstilpatronunu serbest b›rak›yor mesela.-Tersanelerdeki ölümleri, “büyütülmemesigerek” diyerek has›ralt› etmeye çal›fl›yor.-Bursa'da 19 maden iflçisinin öldü¤ü madenoca¤›n›n sahibini, “Y›llard›r bu ifli yap›yor, bireksi¤i yok” diyerek serbest b›rak›yor. 30 hayat›n ölümün so¤uk nefesiyle kuflat›l-d›¤› bu maden oca¤›ndaki can pazar›na ilifl-kin yine ayn› nakarat› söylüyor devlet erka-n›. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan› Taner Y›l-d›z, daha hiçbir inceleme yap›lmadan hük-münü vererek, “Teknik düzeyde herhangi ih-mal gözükmüyor.” diyor. Maden patronununuzun bir geçmifli oldu¤unu övüenerek söyle-yen Y›ld›z, “Herhangi bir sorun görmüyoruz”diyor ve ekliyor: “Bu aç›dan bak›ld›¤›nda bu-ras› kamu kurumu ve ifl güvenli¤i konusunda

profesyonelce çal›fl›lan bir alan.”‹SK‹ ve itfaiye iflçilerini profesyonelce iflindenatan, TEKEL baflta olmak üzere özellefltirdi¤i kamuiflletmelerinde çal›flan binlerce iflçiyi profes-yonelce kar›n toklu¤una çal›flmaya daveteden,Asgari ücretle insanlar› profesyonel bir flekil-de açl›¤›n kuca¤›na iten, Emeklilik yafl›n› ortalama yaflam süresininüzerine ç›kartarak profesyonelce emeklimaafl›ndan kurtulmaya çal›flan,Halk›n al›n teri ile kurulan iflletmeleri-otoyol-lar›-köprüleri profesyonelce tekellere peflkeflçeken bir devletten de böylesi bir aç›klamabeklenirdi.‹nsanlar›n al›n terini, kan›n›, can›n› sömür-mek üzerinden yükselen bu düzenin yaratt›-¤› bu devlet, baflka türlüsünü yapamazd›,yapmad› da. Ne var ki, baflka türlüsünün ya-p›ld›¤› bir düzeni biz yaratabiliriz, yapabiliriz.Dahas› yaratmak zorunday›z. “Yanl›fl› görenve önlemek için elini uzatmayan, yanl›fl› ya-pan kadar suçludur.” Bunca yanl›fl› görüp su-sarsak, bunca hayat›n karart›lmas›na, haks›z-l›¤a, zulme ve açl›¤a ortak olmufl oluruz. Za-man içinde kendili¤inden düzelece¤ini düflü-nüp beklersek, bu devlete ve bu düzeneyem olmaya devam ederiz; kimi zaman te-ker teker, kimi zaman bu 30 iflçi gibi toplu birflekilde... Çünkü, bu düzen ve bu devlet ken-di¤ilinden halk›n ç›karlar›n› savunan bir düze-ne ve devlete yerini b›rakmayacakt›r, vur-mazsak y›k›lmayacakt›r. Yeni ocaklar›n vehayatlar›n y›k›lmamas›, yeni umutlar›n karar-mamas› için, bu gerici düzene vural›m, y›ka-l›m...

Kaza de¤il katliam

Mu¤la Üniversitesi'nde sivil faflistlerin yurtsever ve devrimciö¤rencilere sald›rmas› sonucu ç›kan çat›flmaya dahil olan po-lisler, solcu ö¤rencilere sald›rd›lar. Sald›r›da polis taraf›ndansilahla vurulan bir ö¤renci, kald›r›ld›¤› hastanede verdi¤i ya-flam savafl›n› kaybederek yaflama veda etti. Olay yerindekurflun kovan›n›n bulunmamas› ve Kurt’un vuruldu¤u s›radaüzerinde olan elbiselerinin kaybedilmesi; delilerin karart›l-mak istendi¤ini ve bu noktada organize hareket edildi¤iniortaya ç›kar›yor. sayfa 4

‹brahim Kaypakkaya siyasal iktidar› fethetme bilincidir

PERSPEKT ‹F DDeevvrriimm vvee kkoommüünniizzmm yyöörrüünnggeemmiizzddee HHaallkk SSaavvaaflfl››’’nn››nn ppaarrllaayyaann ““KKuuttuupp YY››lldd››zz››”” SSAAYYFFAA 88

Kocaeli 1 No’lu F Tipi Hapishanesi’nde siyasitutsaklara yönelik bask› uygulamalar› hergünyeni bir boyuta yükseliyor. Siyasi tutsaklarüzerinde, kendilerine verilen yetki ve araçlar›bask› kurmak için sonuna kadar kullanan ha-pishane yönetimi, hapishanelerde insana dairherfleyi yasakl›yor.

F tipindeinsana dairherfley yasak

GÜNC

EL5 Do¤al dengeyi yok ederek çevre felaketine

neden olan hidroelektrik santrallerine kar-fl› köylüler eylemlerini sürdürüyor. HES’le-re karfl› ülke genelinde öfke büyürken HESyap›m›n› üstlenen firmalar kand›ramad›k-lar› köylüleri yoksulluklar›n› f›rsat bilerekpara ile susturmaya çal›fl›yorlar.

HES’lere karfl› öfkebüyüyor

GÜNC

EL15Ürettiklerini arac›lara maliyetinin alt›nda satan

Mersinli çiftçiler sonunda isyan ettiler. MersinHali’nde bir araya gelen çiftçiler, devletin tar›-ma yönelik y›k›m politikalar›n› protesto ettiler.Ürünlerini yerlere döküp ezen üreticiler, “Bizle-re reva görülen açl›k ve yoksulluk kaderimizde¤ildir.” dediler.

Yoksullukkaderimizde¤il

EMEK

6Zonguldak’ta 30 maden iflçisinin göçük alt›nda kalmas› burjuva bas›nda,ancak arka kapak güzelleri kadar yer bulabildi kendisine. Magazin haber-

leri ile CHP baflkanl›¤›na aday olan Kemal K›l›çdaro¤lu'nun “Gandi” resimlerininaras›na s›k›flt›r›ld› 30 yaflam ve bu 30 yaflamla birlikte atan 30 milyon yürek. Kü-çük puntolarla at›lm›fl; “Türkiye mucize bekliyor”, “Madende ac› bekleyifl” bafll›k-lar›yla büyük bir yaflam kavgas› mümkün oldu¤unca gözlerden uzak tutulmayaçal›fl›l›rken, haberlerin içeri¤iyle de devletin ve bu düzenin maden göçü¤ündekisorumlulu¤u gözlerden gizlenmeye çal›fl›ld›.

MKP-HKO’nun önceli TKP(ML)-T‹KKO’nun kurucusu, 71’devrimci ç›k›fl›n›n komünist önderi ‹brahim Kaypakka-ya, Diyarbak›r Hapishanesi’nde iflkencede katlediliflinin37. y›l›nda ülkemizde ve yurt d›fl›nda düzenlenen et-kinliklerle an›ld›. Kaypakkaya’n›n komünist ideolojisineve prati¤ine vurgu yap›lan anma etkinliklerinde, Kay-pakkaya’n›n ülkemizde siyasal iktidar› fethetmenin

güzergah› oldu¤u ifade edildi. sayfa 9-15-16

M‹ZAH VE AZ‹Z NES‹NTEMEL DEM‹RER’‹N YAZISI SAYFA 12’DE

Baban›n Türküsü/Onlar›nKavgas›, Hep Birlikte, Tutufl-turun Geceleri, Beklenen UzakDe¤il, Bahara Ça¤r› ve K›z›lAnka albümleriyle dinleyicile-rinin be¤enisini toplayanGrup Munzur; yo¤un, ayr›nt›-l›, titiz bir çal›flman›n ürünüolan “HAYKIRIfi” adl› albümüile yolculu¤una devam ediyor.Farkl› dillerin ve ezgilerin biraraya geldi¤i “Hayk›r›fl” albü-

münde, haklar›n kardeflli¤i fli-ar›n›n ›srarla alt› çiziliyor. Al-bümde grubun kendi eserleri-nin yan› s›ra, yine farkl› dil vekültürlerden flark›lar yer al›-yor. Aram›zdaki yabanc›l›kla-r›, s›n›rlar› kald›r›p, bizleri ay-n› dünyan›n insan› yapan“Hayk›r›fl”, herkesi yarat›lmakistenen y›lg›nl›k karfl›s›ndakavgaya, mücadeleye sar›l-maya ça¤›ryor.

Grup Munzur yolculu¤una HAYKIRIfi’la devam ediyor

Deniz Baykal flahs›ndaCHP içerisinde vuku bu-lan geliflmeler kompra-dor-feodal s›n›flar›n ya-banc›s› olmad›klar› birdurum oldu¤u gibi, tamda özleriyle tarif etmek-tedir onlar›. Ortaya seri-len kirli çamafl›rlar›n butüründe de hayretlekarfl›lanacak bir durumyok; bu onlar›n burjuvatabiat›, gerçek yaflam›ve s›n›fsal do¤as›d›r. Nedürüst, ne ahlakl›, neonurlu ve ne de dahaerdemli olmalar›n›, da-ha az çirkef olmalar›n›bekleyemeyiz onlardan.Ancak kuflkusuz ki;yans›yan-yans›mayanyanlar›yla, yaflanmas›

ve kullan›lmas› biçimle-riyle, derinlikleri, taktik vestratejileriyle, “arl›s›-ars›-z›” pozlar›nda ahkam kes-meleriyle, “ma¤duru-ma¤ruruyla” öne ç›kmala-r›yla, “Ali Cengiz oyunla-r›”, “Yavuz h›rs›z” misaliüste ç›kmalar›yla her tür-den oyuna sahne olan bü-tün bu kirli çamafl›rlar, ikiyüzlülük ve dalavereler,gerçek anlamda y›k›las›bir düzeni iflaret etmekte-dir. Hakim s›n›flar aras›n-daki dalafl h›z›n› kesme-den, mecradan mecrayaakarak devam ediyor. ‹fltebugün sergilenenler, buçat›flman›n d›flavurumla-r›d›r.

GÜNDEM SAYFA 3

Baykal

olay›

CHP’d

e yeni

dönem

in ifla

reti m

i?

Maden ocaklar› ölüm kapan› olmaya devam ediyor

√√

Mu¤la’da sald›r›da yaralananfierzan Kurt yaflam›n› yitirdi

Page 2: 18 - 31 Mayıs 2010 -  Sayı 176

Halk kitleleri, Deniz Baykal'›n ortaya ç›kan ka-set görüntülerinin ard›ndan bu konuyu tart›fla-dururken, Zonguldak'ta yaflanan patlama, hal-k›n as›l gündeminin ne oldu¤unu-olmas› ge-rekti¤ini ac› bir flekilde yeniden gözler önüneserdi. Komplo tart›flmalar›n›n al›p yürüdü¤ü bugünlerde, bahsedilen iki taraf›n da, göçük alt›n-da kalan iflçilerin durumundan sorumlu oldu-¤unu kim inkar edebilir?Zonguldak'ta maden oca¤›nda gerçekleflen gri-zu patlamas›n›n ard›ndan 30 iflçi yerin 540metre alt›nda mahsur kald›. Özellefltirme ve ta-fleronlafl›rman›n kurban› olan iflçilerden saat-lerdir haber al›nam›yor ve her geçen dakikaylayaflamlar›ndan da ümitler kesiliyor. Özellefltir-meleri baflat görevi yapan devletin 2004'teocaklar› özellefltirmeye bafllamas› ile bu katli-amlar her geçen sene daha da artt›. 2010'a gir-di¤imizden buyana 37 maden emekçisi yafla-m›n› yitirdi. Üzerlerine tonlarca yük yüklenen, yaflamlar›n›yitiren ya da bu yükle süründürülenler kuflku-suz sadece maden iflçileri de¤il. Köylüsündeniflçisine, kad›n›ndan gencine, çocu¤una tümhalk a¤›r yükler alt›nda...Asgari ücretle atölyede, tersanede, inflaatta,fabrikada ve daha birçok alanda sömürülen birkesim ve her geçen gün daha da zenginleflenikinci bir kesim. Tersanede onlar daha fazlamal tafl›s›nlar diye gemiler yap›yoruz. Ve b›ra-k›ld›¤›m›z zorunlu bir mesaide gemi indirece¤i-miz denize düflüp bo¤uluyoruz ya da a¤›r birdemirin ald›nda eziliyoruz. Onlar daha fazla

zenginleflsin diye TEKEL fabrikalar› onlar›n hiz-metine sunuluyor. Binlerce iflçi soka¤a at›l›yor.Onlar›n gölgeleri sendikalar› zaptu rapt alt›naald›¤›ndan iflçi direnifllerini bo¤mak için patron-dan ve devletten önce sendikalar devreye giri-yor. Bo¤az› trenleri ile yarabiliyorlar, bizimeme¤imizle. Ve biz daha fazla bo¤azlar› yar›pzenginleflsinler diye daha ucuza daha fazla ça-l›fl›yoruz Marmaray'da. Daha da zenleflsinler di-ye Kent Afi'de, Esenyurt'ta, itfaiyede iflten at›l›-yoruz. Onlar daha fazla zenginleflebilsin diye hastala-n›yoruz ve hasta b›rak›l›yoruz. Bu yüzden iflaaetti¤imiz hastanelere bizden önce onlar giriyor. Tarlalarda eme¤imizle yeflertti¤imiz ürünler buyüzden gübre fiyat›ndan ucuza gidiyor. Çuku-rova'n›n güneflinde kavrularak üreten çifçilerkazanamazken, halk onlar›n ürününü çok pa-hal› almak zorunda kal›rken arada olan tefeci,tüccar zenginlefliyor. Biz bu yüzden daha azyemek, daha az doymak zorunda kal›yoruz. Onlar›n gözünde, her koflulda harcanmas› ge-reken öncelikli yaflam bizimkidir. Bu yüzdençocuk olamadan daha, “TMK ma¤duru”, “taflatanlar”, “teröristler” oluyor çocuklar›m›z... 12yafl›nda bir çocu¤a sald›ranlar bu yüzden koru-nuyor Siir'te. “Terörist” olmas›nlar “fahifle ol-sunlar” diye tecavüzde ortaklafl›l›yor, tecavüz-cüler korunuyor...Sömürülenler olarak birbirimize s›rf onlar›n sal-tanat› daha uzun sürsün diye yabanc›laflt›r›l›-yoruz. ‹flte bu nedenle ezilenler içerisinde birdaha ezilen oluyoruz, kad›nlar olarak.. Düzen

taraf›ndan biliçleri bombalanan ezilmifl-horlan-m›fl emekçi babam›z, abimiz, sevgilimiz, eflimizküçük iktidarc›klar›nda bizi bu yüzden dövü-yorlar, öldürüyorlar. Yasalar s›rf bu yüzden te-cavüzleri ve tecavüzcüleri akl›yor, tecavüze u¤-rayan› “tahrikçi” olmakla suçluyor... Yaflananlar, yaflad›klar›m›z di¤erine hiç yaban-c› de¤il. Elbette bu bizi ayn› halka içerisindetoplayan ortak nokta. Güçlü k›lacak olan isemüdahale edebilmede güçlerimizi birlefltir-mek. TEKEL direnifline destek verdi¤i için iflin-den at›lan kad›n iflçi Çamalan'›n direniflini sa-hiplenmek bu yüzden önemli. Bu yüzden dire-nenlerin b›rakt›¤› ›fl›kla mücadele etmekönemli. Bu yüzden halk›n ekme¤i, eme¤i, gele-ce¤i ve özgürlü¤ü için mücadele eden, s›n›fs›zbir dünya için ölümü kucaklayan komünist ön-der ‹brahim Kaypakkaya'y› hat›rlamam›z, an-mam›z ve ondan ö¤renmemiz önemli. “Benimdüflünce yap›m, kat›lm›fl oldu¤um eylemler vegençlik örgütündeki çal›flmalar›m, okuldanuzaklaflt›r›lmam›n bafll›ca nedenleri olarak gös-terildi. Hat›rlad›¤›m kadar›yla o zamanlar kat›l-d›¤›m, NATO'ya Hay›r ve Amerikan 6. Filosu'nuprotesto eylemleri, Halk Afl›klar› Gecesi düzen-lemey çal›flmam, baz› bildirilerin da¤›t›lmas› veiflçi yürüyüfllerine kat›lmam ö¤rencilik s›fat›mazarar getiren hareketler olarak telakki edilmifl-ti. Oysa bunlar, yurdunu ve halk›n› seven her-kesin, kendi inanc› ve bilinci do¤rultusundasürdürmesi gereken ve kiflisel sorumlulu¤uolan çal›flmalard›r.” sözleri ile insan olmam›z›nzorunlu görevini net bir flekilde tarif eden ‹bra-

him Kaypakkaya'n›n mücadele ça¤r›s›na kulakvermek bu yüzden önemli. Ezilen s›n›f›n birparças› olarak s›n›f›n›n yan›nda olmak demek;alt›nda b›rak›ld›¤›m›z tonlarca topra¤›, tafl›ay›klamak demek. ‹flte Kaypakkaya “Trak-ya'daki topraks›z köylülerin, ellerinden topra¤›jandarma gücüyle gaspetmifl büyük çiftlik sa-hiplerinin topraklar›n› iflgal etmesi geylemleri-ne, ‹stanbul'da Demir Döküm, Sungurlar, HorozÇivi, Pertriks, Ege Sanayi, EAS Akü, G›slaved, Ga-mak, Singer ve Derby fabrikalar›ndaki iflçilerinhakl› grev ve direnifllerine yard›mc› olmak içinelimden geleni yapt›m. 15-16 Haziran büyükiflçi yürüyüflüne kat›ld›m ve f›rsat buldukça dafaflistlerin üniversitelere yapt›klar› sald›r›larakarfl› savunma mücadelesi veren devrimcigençli¤in bu mücadelesine ve di¤er demokra-tik eylemlerine katk›da bulunmaya çal›flt›m.”derken bu görevin sorumlulu¤u ile bunlar›yapt›¤› ve tarif etti¤ini söyleyip, bu görevi biz-lerin devralmas› gerekti¤ini iflaret etmifltir.Hakk›m›z olan› almak için onun iflaret etti¤iyönde ilerlememiz bu yüzden önemli...Bizler maden ocaklar›nda, tersanelerde, fabri-kalarda, okullarda, evlerde üzerimize at›lantopraklardan, tafllardan, kurflunlardan, joplar-dan kurtulmad›¤›m›z sürece her zaman o 30maden iflçisini topra¤›n alt›na gömerek ölümlekarfl› karfl›ya b›rakanlar kadar sorumlu olaca¤›zölenlerimizden....

DDEEVVRR‹‹MMCC‹‹ DDEEMMOOKKRRAASS‹‹’’DDEENNdevrimci demokrasi senin sesindir

OKUKUT

ABONEBULABONEOLABONEL‹K SÜRES‹ Yurtiçi Yurtd›fl›

6 AYLIK 12 YTL 35 EURO1 YILLIK 24 YTL 70 EURO

HESAP NUMARALARI Ertafl ÖZTÜRK ad›na ‹fl Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: (TL) 1002 30000 1153314 ‹fl Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: (Euro) 1002 301000 1107308

18-31 MAYIS 2010 DEVRiMCi DEMOKRASiGGÜÜNNCCEELL2

Erzincan’da gözalt› terörü

Köklerimizesar›l›p umudubüyütüyoruz

Erzincan'da uzun namlu-lu silahlarla gerçeklefltiri-len polis bask›nlar›nda,Halk Cephesi üyesi 5 kifligözalt›na al›nd›. Erzin-can’da yap›lan ev bask›n-lar›ndan birinde GençlikDerne¤i faaliyetçileri ileayn› evi paylaflan DHF fa-aliyetçilerine de bask› ya-p›ld›¤› ö¤renildi. Ayr›caaramalarda DHF çal›flan-lar›na ait kitap ve kifliseleflyalara el konuldu.Gözalt›na al›nan isimleriise flöyle: Cemil Onur Çe-likda¤, Enver Altunda¤,Hüseyin Öncü Dilmen,Mehmet Arac› ve SezginBüyüktatl›.Yine ‹stanbul Okmeyda-n›’nda yolda yürürken gö-

zalt›na al›nan Sevgi Day-lan'›n ve internet kafeninönünden al›nan SercanAhmet Arslan'›n da Erzin-can'daki soruflturmaylailgili olarak gözalt›na al›n-d›¤› ö¤renildi. Sevgi Dal-yan'›n ve Sercan AhmetArslan'›n da polis taraf›n-dan uçakla Erzincan'a gö-türülece¤i ö¤renilen bilgi-ler aras›nda.Erzurum Özel YetkiliCumhuriyet Savc›l›¤› tara-f›ndan aç›lan soruflturma-ya konan gizlilik karar›n-dan dolay› gözalt›na al›-nanlara iliflkin ayr›nt›l› bil-giye ulafl›lmazken, ayr›cagözalt›na al›nanlar avu-katlar› ile görüfltürülmedi.

‹‹SSTTAANNBBUULL-- Yeni Demok-rasi fiehit ve Tutsak Aile-leri Birli¤i “Köklerimizesar›l›p umudu büyütüyo-ruz” fliar› ile piknik dü-zenledi.Etkinlik ‹brahim Kaypak-kaya, Deniz Gezmifl veMahir Çayan flahs›ndatüm devrim flehitleri ad›-na yap›lan sayg› durufluile bafllad›. Aileler ad›nayap›lan konuflmada “Ya-flam›n di¤er ad› savafl-maksa e¤er, tetik bofllu-¤unda destanlar yarat-mak da bizlere düfler”sözleri ile mücadelenin

önemine vurgu yap›ld›. Yap›lan konuflmalar›n ar-d›ndan Avc›lar Demokra-tik Haklar Derne¤i halkoyunlar› ekibi yöreseloyunlar sergiledi. Dahasonra Demokratik HaklarDerne¤i bünyesinde çal›fl-malar›n› sürdüren GaziGürültü tiyatro ekibi ha-z›rlad›¤› oyunu sergiler-ken, Grup ‹klim de okudu-¤u türküler ile kat›l›mc›-lara coflkulu anlar yaflatt›.Kavga fliirlerinin okundu-¤u etkinlik davul-zurnaeflli¤inde çekilen halayla-r›n ard›rdan sona erdi.

19 Aral›k katliam› s›ras›nda ‹stanbul BayrampaflaHapishanesi'ne yap›lan katliam sald›r›s›na iliflkinhaz›rlanan iddinamede, sorumluluk 39 askerle s›n›r-l› tutulurken, yap›lan katliamdan tutuklu ve hüküm-lüler de sorumlu gösterilmek istendi. BayrampaflaHapishanesi’nde 16 saat süren katliam operasyonu-na iliflkin iddianamede yer alan 'ölülerin vücüdun-dan kurflunlar›n girdi¤i yerin oyulmas›' bilgisi içeriyetamamen öldürmek amaçl› girildi¤i ve sonras›ndaise delillerin yok edilmeye çal›fl›ld›¤›n› tekrar ortayakoydu. 12 devrimci tutsa¤›n öldürüldü¤ü, 29'unun da ya-raland›¤› Bayrampafla’daki sald›r›ya iliflkin 10 y›lsonra haz›rlanan iddianamede ölenlerin üzerindekiateflli silah yaralar›n›n girifl deliklerinin kesilmek su-retiyle geniflletildi¤i bilgisine yer verildi. Katliam› 39 jandarma er ile s›n›rl› tutan iddianeme-de katliam emrini verenlere hiçbir flekilde de¤inilmi-yor. Di¤er taraftan ise katledilen, a¤›r yaralanan tut-saklar kimi ifadelerle suçlu gösterilmeye çal›fl›l›yor.Kimyasal silahlarla hapisaneye gerçeklefltirilen sal-d›r›da jandarmalar her fleyi kendi kendine planlam›flve yapm›fl gibi yaklafl›m sergilendi.

'Görevlilere direnmifller'Tamamen öldürmek amac› ile hapishanelere girenkatliamc›lar›n ellerindeki ateflli, kimyasal silahlara,bombalara karfl› tutsaklar›n da “görevlilere” karfl› si-lah kulland›¤›n›n iddia edildi¤i iddianamede flu ifa-delere yer veriliyor: “Tutuklu ve hükümlülerin görev-lilere direndikleri, dolap ve benzeri eflyalar› kap› ar-kas›na y›¤arak barikat oluflturduklar›, yaralanan ar-kadafllar›na ilk yard›m uygulay›p tedaviye çal›flt›kla-r›, ölenleri havaland›rma bofllu¤una ç›kard›klar›, di-renci k›rmaya yönelik gaz bombalar›n›n etkisindenhavlu kullan›larak de¤il de elbiseler ve battaniyeleri›slatarak önlem ald›klar›, önceden tedbir olarak ha-z›rlad›klar› düzenekleri göz maskesi olarak kullan-d›klar›, mutfak tüplerini kullanarak alev makineleriyapt›klar›, elektrikli ›s›t›c›lar›n tellerini ve plastik efl-yalar› kullanarak yay ve oklar yap›p görevlilere karfl›silah olarak kulland›klar›, molotofkokteyli ve benze-ri bomba etkisi düzenekler oluflturup görevlilere di-renmede kulland›klar› sabittir.”

'‹ddianame tutuklu ve hükümlüle-ri suçlamak için haz›rlanm›fl'Haz›rlanan iddianameye iliflkin Bayrampafla ‹çinAdalet Grubu flu aç›klamada bulundu: “‹ddianame,dosyada bulunan kesin raporlara ra¤men operasyo-nu yapanlar› de¤il, tutuklu ve hükümlüleri suçla-mak niyetiyle haz›rlanm›flt›r. Savc›n›n ‘silah kullan-ma yetkilerinin afl›l›p afl›lmad›¤›, orant›l› veya afl›r›güç kullan›m›n›n olup olmad›¤› yönündeki iddia vedelillerin takdir ve de¤erlendirmesi yarg›lama sonu-

cuna göre mahkemeye ait olmak üzere’ fleklindekianlat›m›, iddianamenin zorunlu olarak ama isteksizyap›ld›¤›n› göstermekte. Dava dosyas›nda bulunan55 ma¤dur say›s› 41’e düflmüfl, iddianamede müflte-kilerin ve ma¤durlar›n beyanlar›na yer verilmemifl-tir. Dosyada bulunan bilgilerin dikkate al›nmamas›,operasyonun erlere yükletilmesi, Tabur komutanla-r›na, birlik komutanlar›na dava aç›lmamas›, davan›ngöstermelik olarak aç›ld›¤›n›n göstergesidir.”

Avukatlar: Deliller karart›ld›‹ddianamede, tutsaklar›n vücudundan parça kesil-mesi, kurflunun girdi¤i yerlerin oyulmas›na iliflkinyer alan ifadelere iliflkin tutsaklar›n avukatlar›, bu-nun delillerin yok etmek amac› ile yap›lm›fl bir uygu-lama oldu¤unu belirttiler. Avukat Oya Aslan kulla-n›lmas› yasak olan silahlar›n sald›r› s›ras›nda kulla-n›ld›¤›n›n bir askerin vermifl oldu¤u “Bize ilk kezorada kulland›¤›m›z T 90 silah› verildi” ifadesi ile sa-bit oldu¤unu belirterek, “Bu da, kullan›lmas› yasakolan silah›n ilk kez deneme amaçl› burada kullan›l-d›¤›n›, delilleri yok etmek için mermi çekirde¤inin deortadan kald›r›ld›¤›n› do¤uruluyor.” dedi. Delillerinkarart›lmas›na iliflkin Av. Güçlü Sevimli de flunlar›dile getirdi: “Operasyondan hemen sonra o kiflilerinvücudunda mermi çekirdekleri vard›, büyük bir ihti-malle delilleri karatmak için mermi çekirde¤ini ç›-kard›lar. Bunu da, hangi silahtan ç›kt›¤›n›n anlafl›l-mamas› için, o silah›n kimin taraf›ndan kullan›ld›¤›-n›n tespit edilmemesi için yapt›lar.”

Delillere ra¤men dava aç›lmam›flt›Sekiz y›l boyunca davaya dönüfltürülmeyen sorufltur-ma dosyas›nda önemli saptamalar yer al›yordu. DörtAdli T›p uzman›n›n 22 Aral›k 2000 ve 19 Ocak 2001’deBayrampafla Hapishanesi’nde yapt›klar› incelemeden

sonra haz›rlad›klar› rapordaki saptamalar flöyle:

-Bayrampafla Hapishanesi’nde ölen 12 kifliden beflikurflunlama, befli yanma ve zehirlenme ve ikisi dezehirlenme sonucu öldü.-C-1 ko¤uflundaki kad›n tutuklular güvenlik görevli-lerinin kulland›¤› göz yaflart›c›, gaz ve sinir bombala-r›n›n ç›kard›¤› yang›nda öldü. Yanarak ölen kad›nla-r›n giysi parçalar› ve ciltlerinde yan›c› olan solventmaddeleri bulundu.-Mahkûmlar›n bulundu¤u taraftan güvenlik görevli-lerinin bulundu¤u yöne do¤ru atefl aç›lmad›. Tersineat›fllar d›flar›dan içeriye do¤ru yap›ld›.-30 metreküplük bir kapal› alanda 20 gram C-S (gözyaflart›c› gaz bombas›) maddesi kullan›ld›¤›nda öldü-rücü dozaj süresi 38.1 dakika. Olay yerinde 35 gramC-S ve 0.21 gram patlay›c› madde bulundu, 12 sani-yelik gaz ç›karma süresi boyunca yuvarlanarak ha-reket etti¤i için ortamdaki kifliler taraf›ndan geriyeat›lma olas›l›¤› yok denecek kadar azd›.-C-1 ko¤uflunda patlayanlar›n d›fl›nda 45 adet farkl›tipte patlamam›fl göz yaflart›c› gaz bombas› bulundu-¤u tespit edildi. C-1’de öldürücü dozun çok üzerindegöz yaflart›c› gaz etkisi a盤a ç›km›fl oldu¤u belirlendi.-Mermi çekirde¤i deliklerini oluflturan at›fllar›, idarik›s›m taraf›ndan maltan›n sonu olan 19. ko¤ufl yö-nüne do¤ru yap›ld›.-At›fllar›n, karfl› ko¤ufl çat›lar› ile avlu iç cephe du-varlar›ndaki mazgal deliklerinden yap›lm›fl oldu¤utespit edildi.-Avluda iki adet 12 kalibrelik av tüfe¤i fifle¤ine aitplastik tüp t›pa bulundu-Ateflli silahla yaralanma sonucu ölen üç tutuklu-nun vücudundaki mermi çekirdeklerinin, Adli T›pKurumu’na götürülmeden önce ç›kar›ld›¤› ve delille-rin karart›lmaya çal›fl›ld›¤› ortaya ç›kt›.

Katliamdan 10 y›l sonra idaneme haz›rland›

BBAATTMMAANN –– Hakim s›n›flar›n öfkesi,DTP’nin kapat›lmas›yla da dinmedi! Ka-pat›lan DTP’nin Batman ‹l Baflkan› Ah-met Sormaz, yapt›¤› bas›n aç›klamas›nedeniyle 10 y›l hapis “ceza”s›na çarpt›-r›ld›.“BDP Operasyonu”nda gözalt›na al›naraktutuklanan Sormaz hakk›nda, AbdullahÖcalan’›n Suriye’den ç›k›fl›n›n y›ldönü-müne iliflkin yapt›¤› bir bas›n aç›klamas›nedeniyle, “örgüt üyesi olmak”, “örgüt

propagandas› yapmak” ve “Toplant› veGösteri Yürüyüflleri Kanunu’na muhale-fet etmek” iddialar›yla yarg›land›¤› Di-yarbak›r 4. A¤›r Ceza Mahkemesi’nde 10y›l hapis “cezas›” karar› ç›kt›! Verilen “ceza”lar›n hiçbirinde indirimegidilmezken, Sormaz’›n avukat› karar›temyize gönderdi.

DDeemmiirrbbaaflfl ttaahhlliiyyee eeddiillddiiAAMMEEDD-- “DTP Operasyonu”nda gözalt›na

al›narak tutuklanan Amed Sur BelediyeBaflkan› Abdullah Demirbafl, yaflad›¤›sa¤l›k sorunlar› nedeniyle avukat›n›nyapt›¤› tahliye talebi neticesinde tahliyeedildi.Hapishanede bulundu¤u süre içerisindes›kl›kla Dicle Üniversitesi Araflt›rmaHastanesi’ne baflvuran Demirbafl, dahaönce ameliyat olmufltu. Avukatlar›, has-taneden ald›klar› raporla birlikte mahke-meye baflvurarak, Demirbafl’›n tahliyesi-

ni istemifl, ancak geçen duruflmalardasonuç al›namam›flt›. 14 May›s’ta görülenson duruflmada ise, avukatlar›n talebiüzerine Demirbafl tahliye edildi.Abdullah Demirbafl, çok dilli belediyeci-lik faaliyetleri nedeniyle, geçen dönem-de belediye baflkanl›¤› görevinde azledil-mesiyle gündeme gelmifl; son yerel se-çimlerdeyse tekrar belediye baflkan› se-çilerek, çok dilli belediyecili¤i hayata ge-çirmeye devam etmiflti.

Haz›ms›zl›k sürüyor:DTP’li baflkana 10 y›l hapis

Page 3: 18 - 31 Mayıs 2010 -  Sayı 176

Enternasyonel proleteryan›n Türkiye-Kuzey Kürdis-tan parças›n›n komünist mevzisi olan yoldafl Kaypak-kaya ölümsüzlük y›ldönümü dolay›s›yla bu günlerderutin süreçlerden farkl› olarak de¤iflik eylem, etkinlikve tart›flmalarla an›lmaktad›r. Bilinçli olarak Kaypak-kaya’y› görmezden gelerek ad›n› dahi telaffuz et-mekten ›srarla kaç›nan kesimleri saymazsak, bu ey-lem ve etklinlikleri düzenleyenler veya bunlara kat›-lanlar›n Kaypakkaya de¤erlendirmelerinde ortaklafl-t›klar› konular oldu¤u gibi birbirlerinden farkl›l›klar daarzeden sonuçlar ç›kart›lmaktad›r. Durulan yer ve sa-hip olunan s›n›f tavr› kuflkusuz ki di¤er meselelerdeoldu¤u gibi Kaypakkaya de¤erlendirmelerinde deesas belirleyen faktör olmaktad›r. Kaypakkaya’n›n devamc›lar›n› bu de¤erlendirmelerind›fl›nda tutarsak, Kaypakkaya’ya iliflkin ç›kart›lan so-nuçlarda önemli yanl›fl alg›lar göze çarpmaktad›r.Bunlardan birincisi: Bazen Kaypakkaya’n›n devrimci,bazen ise komünist oldu¤u söylenmekte ancak busöylemin bilimsel-teorik zemini bilerek veya bilme-yerek es geçilerek daha çok da sonuçlara tutunula-rak meselenin özü geçifltirilmektedir. Kaypakka-ya’n›n Kemaliz’im, ulusal sorun ve milliyetler konu-sundaki fikirleri ve iflkencedeki ‘ser verip s›r verme-me’ tavr›ndan dolay› komünist oldu¤u tesbitine gidil-mektedir. Hatta son y›llar›n güncel tart›flmalar›nda bukonu bafll›klar›na iliflkin Kaypakkaya’dan önce Hik-met K›v›lc›ml›’n›n da benzer tespitlerinin oldu¤u, K›-v›lc›ml›’n›n bu görüfllerini Komintern’e gönderdi¤isöylenerek, Kaypakkaya’n›n 70’lerin bafl›nda ortaya

koymufl oldu¤u de¤erlendirmeleri günümüzün poli-tik atmosferinden hareketle ‘küçümsenerek’ bütünbu konularda Kaypakkaya “bir ilk mi, de¤il mi?” tar-t›flmalar›n›n içerisine çekilerek, görüfllerinin progra-matik bütünlü¤ü parçalan›p “önemli bir teorisyendi”demeye getirilmektedir. Yukar›da özetledi¤imiz konulara iliflkin de¤erlendir-meler eklektik ve yan›lg›l› oldu¤u için Kaypakkaya’y›bütünlüklü-bilimsel de¤erlendirmeden de oldukçauzakt›r. Kaypakkaya sadece Kemalizm, ulusal sorunmeselesinde de¤il, sosyo-ekonomik yap›, devletin ni-teli¤i, devrimin karakteri, izleyece¤i yol, devrimindostlar› ve düflmanlar› vs gibi esasa denk düflen ko-nulara iliflkin fikirleri onun ‘önemli bir teorisyen’ oldu-¤undan öte sa¤lam bir Marksist-Leninist-Maoist ol-mas›ndan ileri gelir. E¤er Kaypakkaya’n›n bütün bumeselelerdeki yaklafl›m› MLM perspektifi olmasayd›onun tek bafl›na iflkencede direnmesi bizi ‘komünist’tesbiti yapmaya götürmezdi.Dolay›s›yla Kaypakkaya’n›n komünist niteli¤i onunMLM çizgisinin sonucudur. Bu anlam›yla Kaypakkayakaflarlaflm›fl revizyonist K›v›lc›ml› ile ayn›laflt›r›lmaya-ca¤› gibi onun Marksizm-Leninizm’den etkilenmifl kü-çük burjuva devrimci önderler olan Deniz Gezmifl veMahir Çayan’dan da fark› ve komünist kopuflu yineKaypakkaya’n›n bilimsel sosyalizmin teorisini ustacaTürkiye-Kuzey Kürdistan koflullar›na uyarlam›fl olma-s›ndad›r. Dolay›s›yla Kaypakkaya; soyut bir teorisyende¤il proletaryan›n ideolojisi olan Marksizm-Leni-nizm-Maoizm’i somuta indirgeyen siyasal hatt› ve bu

hatt›n örgütsel, askeri, pratik icras› bak›m›ndan dakomünist bir niteli¤in temsilcisidir.‹kincisi: Yoldafl Kaypakkaya’ya iliflkin yap›lan de¤er-lendirmelerde yine “o dönem içerisinde do¤ru idiama bugün koflullar ve flartlar de¤iflti, Kaypakkaya’y›aflmak gerekir’ fleklinde özetleyece¤imiz ikinci bir al-g› söz konusudur. Öncelikle söylemek gerekir ki, herdo¤ru toplumsal pratik içerisinde kan›tlanarak geliflir.Kendisini toplumsal pratik içerisinde ispatlayan fikir-ler yine bir eylem klavuzu olarak toplumsal pratikiçerisinde ilerletilirler. Bu Marksizm’in genel kural›d›r.Bu es geçilerek ‘afl›lmas› gerekir’ demek veya neden,hangi ihtiyaca istineden afl›lmas› gerekti¤ini somutkoflullar›n somut tahliline göre ortaya koymamak bi-limsel bir tutum de¤ildir. Kaypakkaya’n›n komünist olmas› bizi, onun hiç yan-l›fl› yoktu sonucuna götürmez. Bilimsel tutum Kay-pakkaya’n›n sistemlefltirdi¤i fikirlerinin hatal› ve eksikolanlar›n›n hangi boyutta veya bunlar›n esasa etkidebulunup bulunmad›¤›n› ayr›flt›rarak bütünlükle ele al-makt›r. Ancak bu yap›lmayarak sorun ‘ama’larla bafl-layan cümleler fleklinde ifade edilmeye baflland›¤› za-man kabul edilen durum lütufa dönüflmekte, zorakibir kabulün teorisi yap›lmaktad›r. Afl›lmas› gerekenle-rin ad›n› net olarak koymak, do¤ruyla yanl›fl›n analizi-ni yapmak gerekir. Ama elefltirilen fleye önce hak et-ti¤i de¤eri biçmek ve esas›na iliflkin düflünceyi somut-ça ifade etmek gerekir. Çokça laf› edilen “aflmak” söz-cü¤ü, amalarla baflalayan cümlelerin içerisinde geçti-¤i müddetçe kendi ciddiyetini asla koruyamayacakt›r.

Yüzeysel geçifltirmelerle içeri¤i boflalt›lalarak yap›lande¤erlendirmeleler, sorunun esas›n› do¤ru kavraya-mayad›¤› gibi neyi, nas›l aflaca¤› konusunda da net vesomut ifadeler ortaya ç›karamayacakt›r.Kendini mutlak do¤rular›n merkezi olarak ortaya ko-yan bu anlay›fllar, her iki alg›da da sorunun özündençok biçimi üzerinde durarak sözüm ona bilimsel de-¤erlendirmeler yapmaktad›rlar. Bir fleyin esas›n› mev-cut temelleriyle ortaya koymadan afl›lmas› gerekirtart›flmalar› da kendini tekrarlayan ve ciddiyettenuzak bir hale dönüflecektir. E¤er afl›lacaksa bu yakla-fl›mdaki mu¤lakl›ktan ve biçimci ö¤retilerden bafllan-mas› daha do¤ru olacakt›r. Aksi takdirde ortaya ç›ka-cak “bilimsel bulufllar da” afl›lmaya ihtiyac› olan icat-lar olarak kalacakt›r. Kaypakkaya'y› sars›lmaz do¤rular abidesi olarak gör-mek Marksizm’in yaflayan ruhana ayk›r›d›r. Elbette kiKaypakkaya savunular› bu çarp›kl›k üzerinden yap›la-maz. Kaypakkaya'n›n özgün bir ustal›kla Türkiye-Ku-zey Kürdistan'a uyarlad›¤› Halk Savafl› stratejisi onungörüfllerinin esas›n› kapsar. Yaklafl›mdaki bilimselli¤insistemleflti¤i temel vurgu onu bu teoriye götüren sü-recin toplumsal prati¤in kendisi olmakla birlikte bes-lendi¤i ideolojik çizgidir. MLM dünya görüflünün yönvericili¤inde yapt›¤› de¤erlendirmeler ve Türkiye-Ku-zey Kürdistan'da ulaflt›¤› sentez, Halk Savafl›’n›n takendisidir. Afl›lmaktan kastedilen fley buysa; ürkekdavran›lmadan ad› do¤ru konmal› ve arkas›nda du-rulmal›d›r. Bugün Türkiye-Kuzey Kürdistan devriminin ihtiyaçla-

r› bu pratik görevlere daha s›k› sar›larak Halk Sava-fl›’n› yükseltmektir. Kaypakkaya’n›n programatik gö-rüflleri ve örgütsel, pratik yönelimi bütünlüklü ele al›-n›p Halk Savafl›’nda derinleflilmeden Kaypakkaya’y›“aflmaya” öykünenlerin hangi limanda demirleyecek-leri flimdiden bellidir. Çok uzaklara gitmemize gerekyok; yak›n tarihimizde de bunun örne¤i vard›r ve ha-len de tazeli¤ini korumuktad›r. Do¤rudur! Afl›lmas› mutlak gerekli olan fleyler vard›r.Yar›n›n büyük muharebeleri için afl›lmas› gerekenflimdiki savafl kapasitesidir. Bunun yegane yolu HalkSavafl› stratejisi, köylü gerilla savafl›nda yo¤unlafl-makt›r. Evet Kaypakkaya komünist niteli¤iyle en güç-lü silah›m›zd›r. 1. ve 2. Kongre bu silah›n stratejikönemini daha ileri bir kavray›flla bilince ç›kartt›. fiim-di görev 1972 ç›k›fl›n›n pratik yönelimini aflmakt›r. Da-ha nitelikli bir pratik yönelim ihtiyaç oland›r. Bu ihti-yaca cevap olmak Türkiye-Kuzey Kürdistan co¤rafya-s›nda MLM güçlerin herfleyden çok gündemidir. Süreçbunu zorunlu k›lmaktad›r. Bu zorunlu ihtiyaçlar temelinde devrimin pratik gö-revlerine sar›larak Halk Savafl›’n› yükseltmek için ör-gütlenmek ve bu ihtiyaca cevap olmak esas görevdir.Kaypakkaya'y› daha fazla tart›flmak ve halk›n günde-mine tafl›mak, devrimi genifl kitlelerin bilinçlerinde“imkans›z” olmaktan ç›kartmak için en anlaml› pratikgörev; Kaypakkaya’n›n izini takip etmek ve üçer, be-fler, onar, yüzer, biner… k›v›lc›m›n ilk tutuflturuldu¤ualanda Kaypakkaya ile birleflmek, Kaypkkaya’y› buyönelimle anmakt›r…

Kaypakkaya’y› “aflmak”!...‹SMA‹L UÇARSINIF TAVRI

18-31 MAYIS 2010DEVRiMCi DEMOKRASi GGÜÜNNDDEEMM 3

Baykal olay› CHP’de yeni dönemin iflareti mi?Yaflanan geliflmeler komprador-feodal s›n›flar›n yabanc›s›olmad›klar› bir durum oldu¤u gibi, tam da özleriyle tarif et-mektedir onlar›. Ortaya serilen kirli çamafl›rlar›n bu türündede hayretle karfl›lanacak bir durum yok; bu onlar›n burjuvatabiat›, gerçek yaflam› ve s›n›fsal do¤as›d›r. Ne dürüst, ne ah-lakl›, ne onurlu ve ne de daha erdemli olmalar›n›, daha azçirkef olmalar›n› bekleyemeyiz onlardan. Ancak kuflkusuzki; yans›yan-yans›mayan yanlar›yla, yaflanmas› ve kullan›l-mas› biçimleriyle, derinlikleri, taktik ve stratejileriyle, “arl›s›-ars›z›” pozlar›nda ahkam kesilmeleriyle, “ma¤duru-ma¤ru-ruyla” öne ç›kma çabalar›yla, “Ali Cengiz oyunlar›”, “Yavuzh›rs›z” misali üste ç›kmalar›yla her türden oyuna sahne olanbütün bu kirli çamafl›rlar, iki yüzlülük ve dalavereler, gerçekanlamda y›k›las› bir düzeni iflaret etmektedir.Hakim s›n›flar aras›ndaki dalafl h›z›n› kesmeden, mecradanmecraya akarak devam ediyor. ‹flte bugün sergilenenler, bukap›flman›n d›flavurumlar›d›r. Hakk›n› teslim etmek gerekirki, çat›flan iki klik de bu kirli oyunlar›n ehlidirler. Hasm›n›nzay›f noktas›ndan yakalayan da, k›vrakl›kla hasm›ndan“kurtulup” bu zay›f noktas›n› avantaja çeviren de kendiringlerinde iyi dövüflmektedir. Ne var ki, kader dövüflü bude¤il, son dövüfl proletarya ve devrimci halk›n nefreti ve öf-kesi kat›nda yaflanacak oland›r. Gerçeklerin, hakim s›n›flar›n bir kli¤i taraf›ndan istisnaym›flgibi yad›rgan›r edayla afifle edilmesi, onlar›n oyunlar›, hile-leri ve hesaplar› gere¤i olup, öz be öz gerçek karakterleridir.“Ma¤dur” pozisyonunu üstlenme ustal›¤›n› beceren ayn›a¤ac›n öteki dal› ise, rezil rüsva durumuna ald›rmadan siya-si manevralar yaparak üzerine oturdu¤u taban› çevresindekastlaflt›ran taktikle ma¤rur kesilmesi ve yüzüne ya¤an tü-kürü¤ü ya¤mur olarak karfl›lamas› bu kesimlerin karak-ter(sizlik)lerinin resmi niteli¤indedir. Komprador burjuva-feodallerin karfl›t kliklerindeki bu ortak gerçek yüzü ancakhalk kitlelerinin onurlu yaflam› taraf›ndan ve erdemleri ba-k›m›ndan yad›rganabilir. Hamuru ayn› mayadan olanlar›noyunlar› ortak ve benzerdir; temiz edemezler kendilerini. NeBaykal, ne de Erdo¤an ellerindeki kan, yüzlerindeki maskeve dillerindeki sahteliklerle kendilerini aklayamazlar.Hakim s›n›flar düzeninin çürümüfllü¤ü ve kokuflmufllu¤uher bak›mdan dibe vurmufl, ideolojik, kültürel, ahlaki de-¤erler bak›m›ndan çökmüfl durumdad›r. ‹nsanl›¤a ve insan-l›¤›n olumlu de¤erlerine taban tabana z›t duran gerici s›n›f-lar, tüm etik de¤erleriyle halk kitlelerinin onurlu yaflam›nane kadar yabanc› olduklar›n› bu kette yaflananlarla da orta-ya koyup kan›tlamaktad›rlar. Sömürü ve zulüm üzerine ku-rulu egemenlik h›rslar› onlar›, her türden çirkefli¤e çek-mekte ve boydan boya pisli¤e batmalar›na yol açmaktad›r.Gerici emelleri u¤runa her türlü entrikaya baflvurduklar›gibi, it ölüsü gibi kokan ve zehir saçan kirli yaflamlar›ylahalk›n karfl›s›na ç›kma yüzsüzlü¤ünü cüretle sergilemek-ten geri durmamaktad›rlar. ‘Ak’l›k, ‘halkç›l›k’, ‘demokrat-l›k’, ‘do¤ruculuk’ gibi havada uçuflan yalanlar iktidar-karh›rs› her gün gerçe¤in duvar›na toslamaktad›r…

‘Büyük güçlerin’ oyunu mu?Ayr›ms›z olarak bütün hakim s›n›f klikleri birbirilerine kar-fl› kullanacaklar› her türden kozu ellerinde tutarak, hasm›-n›n en zay›f an›n› ya da karfl› ata¤a geçip hasm›n› zay›f dü-flürmek için uygun an› beklerler. Silahlar›n› en do¤ru yer vezamanda kullanmay› ihmal etmezler. Uygulayacaklar› birplan oldu¤unda önlerini açmak için önlerinde duran hertürlü engeli bin bir türlü yolla teperler. Aç›k ki, Baykal’› is-tifaya götüren kaset çekim-yay›n›, “büyük” güçlerin organi-zasyonudur… Anayasa tart›flmalar›, meclisten ç›kan de¤i-flikli¤in anayasa mahkemesine götürülmesi, referandums›nav›, yaklaflmakta olan CHP kongresi yuma¤›ndan ba¤›m-s›z bir plan de¤ildir. Yani, ABD’nin buyru¤u ve AKP eliyleyürütülen devletin yap›land›r›lmas› eylemi ile buna karfl›gösterilen engelleme direncinin gelinen noktadaki çat›flma-s›ndan ba¤›ms›z alelade bir geliflme de¤ildir. Baykal’›n tefl-hir edilmesiyle; CHP’nin nispeten geliflme trendine girdi¤ikoflullarda y›prat›larak zay›flat›lmas› ve referanduma butart›flmalar gölgesinde geri düflerek savunma pozisyonun-da girmesi, yan› s›ra kongresinin öngününde iç sorunlar›nagömülerek ve Baykal’s›z olarak ve Baykal flahs›nda güvenbunal›m› içinde itibar kaybetmifl bir CHP’nin yarat›lmas›amaçlanm›flt›r…

Bilinen bir gerçektir ki, hakim s›n›flar; toplumda duygusaldalgalanmalar yaratma yoluyla, gündem de¤ifltirme ve ye-ni gündem belirleme konusunda usta olduklar› gibi; bunuplan ve stratejilerine ba¤l› olarak ve tüm olanaklar›yla dev-reye sokarlar. Kaset olay› bir gerçe¤i ifade etmekle birlikte,hakim s›n›f kliklerinin bir birilerine karfl› girifltikleri derinhesaplaflma ve komploculuk gerçe¤ini de yans›tmaktad›r.Dahas›, yüz k›zart›c› kaset olay› gerçe¤i, burjuva yoz yaflamtarz› ve ahlak›n› sergiledi¤i gibi, burjuva klik muhalefetininetkisizlefltirilip ekarte edilmesi u¤runa kullan›lm›flt›r. Fakatbu taktik karfl› taktikle adeta püskürtülmüfltür. ÜstelikBaykal, toplumun karfl›s›na ç›k›p komplo ve ahlaki de¤er-lerden bahsetmekten sak›nmam›flt›r. Komplodan önce or-tada bir gerçe¤in oldu¤unu unutturmufl, gözlerden uzak-laflt›rmay› baflarm›flt›r. Tüm dikkatler, yatak odas›nda çe-kim yapabilen komplo gizemine ve istifas›yla yaflanacakgeliflmelere çekerek, düflkünlü¤ünün d›fl›nda odaklaflt›r-m›flt›r. “Ayd›n” geçinen y›¤›nca külfet için utanç vericidir ki,Tv programlar›nda aymazca Baykal’›n “onurlu” davran›fl›n›tart›flmakta, övgüler dizmektedirler…Baykal istifa ederek durumu lehine çevirerek ma¤dur konu-ma geçmifl, olay› CHP’nin geliflmesinin kald›rac› haline ge-tirmifltir. Hem kendisinin üzerinde hakl› olarak oluflacakbask› ve bas›nçtan, olay›n izah› ve hesab›n› vermekten kur-tulmufl, ve hem de CHP’nin kenetlenip diriltilmesini hedef-lemektedir. ‹stifa etmesi nesnel bir zorunlulukken; istifan›ntamamen bir siyasi manevra ve etkili bir taktik haline geti-rildi¤i aç›kt›r. Bu anlamda istifa tutumu de¤ersiz-anlams›zkalmakla birlikte; Baykal’›n siyaset yapmas›n› engelleme-mifl, CHP’nin zay›flat›lmas›n› en az›ndan görülen k›sa vade-de sa¤layamam›flt›r. Baykal CHP genel baflkanl›¤›ndan istifaetmifl ama millet vekilli¤inden istifa etmemifltir. CHP yineBaykal’dan talimat almakta, Baykal yine siyaset yapmakta,istifa etti¤i halde daha k›demli genel baflkan rolünü oyna-maktad›r… Hatta belki eskisinden daha etkili biçim ve ko-numda yapmaktad›r. Ama oynanan senaryoya bak›ld›¤›ndaorta ve uzun vadede durum de¤iflece¤e benzemektedir…

CHP’de ‘yeni’ dönem mi?CHP içinde yeni bir dönemin bafllamas›, yeni birinin bafla

getirilmesi gibi tart›flmalar aç›ktan dillendirilmekte. Bay-kal’›n kongrede seçilmemesi bir olas›l›kt›. ‹ç tart›flmalar bu-nun iflaretlerini vermekteydi. Böyle bir kongre sürecininCHP’yi bölüp parçalamas›, oldukça gerilere çekmesi muh-temeldi. Bu flu demekti, Baykal CHP üzerindeki otoritesinive dolay›s›yla CHP imtiyazlar›n› yitirecekti… Bu durumkarfl›s›nda, tam da “tanr›n›n verdi¤i iki göz” misali, Bay-kal’›n manevra yaparak pozisyonunu sa¤lamlaflt›rmas›nave hatta ilerisi için hayal etti¤i Cumhurbaflkanl›¤›na da yolaçan bir f›rsat oldu mevcut geliflmeler. En az›ndan flimdikidurumda CHP’ye “a¤abey”-ombudsmanl›k yapmas› kabulgörmüfl ortak bir görüngüdür. Baykal usta taktikle durum-dan vazife ç›kar›p lehine bir strateji oluflturdu. Bu tutarsatabi… flimdilik tuttu ama nereye kadar tutar?! Uzun vade-de tutmamas› ihtimali oldukça güçlü görünmektedir. Ziraher fley Baykal’›n ufku ve ekseninde dönmüyor; geliflmelerkapsaml› ve karmafl›kt›r…Mesele Baykal’›n ahlaks›zl›¤› ya da Erdo¤an’›n ahlakl› oldu¤umeselesi de¤ildir. Yani, derin iç gerçek, basit bir kaset olay›ve buna karfl› masum tepki gösterilmesi kadar s›radan de¤il;vesile edilen olay üzerinden yürütülen siyasi hesaplar dala-fl›d›r. Ahlaki tart›flmaya çekilen dalafl›n cereyan eden biçimiklikler aras›ndaki iktidar dalafl› özünden ibarettir. Fakat klikdalafl› da emperyalist güçlerden ba¤›ms›z de¤ildir!AKP’nin emperyalist destekli yürüttükleri süreci daha sa¤-lam zemine oturtma çal›flmalar› belirmektedir. Rusya ilestratejik ortakl›k anlaflmalar›n›n imzalanmas›, Erdo¤an’›nYunanistan ziyareti ve imzalanan anlaflmalar ve ekümenikstatüsüne yakt›¤› yeflil ›fl›k, ulusal harekete karfl› tasfiyeamaçl› gelifltirdi¤i askeri operasyonlar, Güney Kürdistanyönetimi liderlerinin davet edilmesi, anayasa de¤iflikli pa-ketinin meclisten geçirilmesi ve Cumhurbaflkan›n›n anaya-sa de¤iflikli¤i paketini onaylamas› gibi geliflmeler yap›lan-ma projesinin kal›c›laflarak yürüdü¤ünü gösteriyor. CHP ve-ya Kemalistlerin Baykal skandal›yla süreç karfl›s›nda yeni-den biçimlendirilmesine dönük ad›mlar da ayn› geliflmeninparças›d›r. CHP mevcut durumda sürece dahil olmaya he-men haz›r olmasa da Baykal ile birlikte bafllat›lan süreçCHP’nin ehlilefltirilmesini hedeflemektedir… CHP’nin gelifl-mesine yönelik pozitif yönden yap›lan de¤erlendirmeler bir

gerçe¤i ifade etse de, bu durum geçici bir dalgalanmayla ka-labilir. Ki, en az›ndan belli bir vadede CHP’nin farkl› bir ko-numa çekilece¤i anlafl›lmaktad›r. “Yap›lanan dünya içindeyerimizi almak durumunday›z” ifadeleriyle anlat›lmak iste-nen, emperyalizmin ihtiyaçlar›na göre konumlanmak, onla-r›n “biçti¤i k›l›fa girmek zorunday›z” anlam›na gelir ki, TChakim s›n›flar› buna esasta karar vermifl durumdad›r. Em-peryalist efendilerinin d›fl›nda ba¤›ms›z bir TC’den söz edi-lemeyece¤ine göre, Türk hakim s›n›flar› öyle ya da böylegösterilen yere oturmak durumundad›r. CHP’nin mevcutgerçekli¤i ve dünya gerçekli¤inde emperyalist projeleri en-gellemesi düflünülemez. CHP mutlaka terbiye edilecektir. ‹fl-leyen süreci baflka bir boyutuyla da böyle okumak gerekir.

Seyreden sürecin ikinci ve as›l yan›Geliflmelerde CHP’yi de AKP’yi de aflan bir yan›n oldu¤u aç›k-t›r. Bunun böyle olmas› AKP’nin iflin içinde oldu¤unu, plan›nbir parças›n› oluflturduklar› gerçe¤ini de¤ifltirmez. AKP’ninbu durumdan vazife ç›kard›¤› görülen bir gerçektir. Ama bel-li ki, devleti yap›land›rmaya tabi tutan emperyalist güçler fii-len iflin içindedir. Kim bilir, Baykals›z tasarlanan bir CHP’ninyap›land›r›lma sürecine bir biçimiyle dahil edilmesi hedef-lenmektedir! Bu mümkündür. Son tahlilde bu konuda izle-necek yol ya da strateji, ABD emperyalizmiyle AB’li -özellik-le de Alman- emperyalizmi aras›ndaki anlaflma ve uzlaflma-lara ba¤l›d›r. Bu düzeyde sa¤lanan uzlaflmayla TC’nin yap›-land›r›lmas›nda hemfikir olunduktan sonra, CHP’nin de ye-niden biçimlendirilerek yap›lanma sürecine dahil edilmesi,yani mevcutta yürüttü¤ü muhalefet pozisyonundan geri ko-numa çekilmesi tamamen olanakl›-mümkündür!fiimdiki geliflmelerin yönü, sürecin bu do¤rultuda iflleyece¤ie¤ilimini yans›tmaktad›r. CHP’ye yeni bir rol verilip yeni birk›l›f giydirilecekse,(ki, kanaatimiz o ki, bu iflletiliyor), o hal-de yeni bir lider sultas›nda yeni bir CHP’nin yarat›lmas›-CHP’nin bir biçimiyle dönüfltürülmesi, Baykal’›n devre d›fl›b›rak›lmas› biçimiyle daha belirgin olarak bafllat›lmas› sonderece akla yatk›nd›r. CHP’nin içindeki “yenilenme” söylem-leri de bu öngörümüzü do¤rulamaktad›r. Ve Baykal’›n da buplan içinde olmas› da bir ihtimal olarak muhtemeldir. ZiraBaykal belirli imtiyazlar›n› elde tutma ve hatta ileride Cum-hurbaflkanl›¤›na getirilme planlamalar›na uygun olarak, buplan› kabul edebilir. Kopar›lan gürültü ise, iflin reklam› veyabir parças›yla da ilerisi için gerekli olan yat›r›md›r. Ki, Bay-kal’›n Cumhurbaflkanl›¤›na getirilmesi, emperyalist yap›-lanma sürecinin yürütülmesi için de bir uzlaflma zeminiolarak görülmüfl olabilir. Gizli pazarl›klarla sürdürülen budan›fl›kl› dövüfller, CHP’nin yap›lanma süreci önünde olufl-turdu¤u etkili muhalefetin pasifize edilmesi ve dolayl› bi-çimde sürece dahil edilmesi muhtevas›n› tafl›yor olabilir. Ki,görüflümüzce geliflmeler bu yöndedir. Önümüzdeki k›sa-or-ta vade de CHP muhalefetinin daha da uysallaflt›¤›na tan›k-l›k yapmak hiç de flafl›rt›c› olmamal›-olmayacakt›r.‹flte görüngüde yaflanan onur-ahlak tart›flmalar› ve klik da-lafl›n›n tüm toz duman› eninde sonunda gelip bu son noktada anlam kazanmaktad›r. Ki, unutmamak gerekir ki burju-vazi de-Osmanl›’da oyun çok. Hakim s›n›flar cephesinde herfley halk kitlelerinin oyalan›p kand›r›lmas› ve hakim s›n›flardüzenine yedeklenmesi u¤runa dönmektedir. ‹ktidar pasta-s›ndan al›nacak pay üzerine yürütülen dalafl ise, bu gerçek-ten sonra ve bu gerçe¤e ba¤l› olarak biçimlenmektedir. Onlar halk düflmanl›¤›nda yeminli olduklar› gibi, asla aç›k vedürüst de¤ildirler. Onlar›n gerçek düflmanl›¤› ve dövüflü dev-rimci halka karfl›d›r. Devrimci proletarya ve halk kitlelerinintutumu her hangi bir kli¤i desteklemek de¤il, her temsilcisiy-le burjuva s›n›flar düzenini devirmekten yana olmal›d›r. On-lar›n kavgas›na taraf olmadan, taraf›m›zdan yükseltmeliyizkavgay›. Onlara ait kötülükleri ancak böyle silebilir; özgüryaflam ve temiz bir dünyay› böyle yaratabiliriz. Onlar›n bupislik, ahlaks›zl›k, komplo ve benzeri sözlerle yürüttüklerikirli senaryo ve tart›flmalar›, emekçi halklar›m›z›n gerçekgündemi olmad›¤› gibi, CHP veya AKP cephesinden girebile-cekleri bir tart›flma de¤ildir. Topuna tükürüp devrimci taraf-tan bayrak açmak tek do¤ru ve gerekli tutumdur.

Page 4: 18 - 31 Mayıs 2010 -  Sayı 176

DDEERRSS‹‹MM-- Dersim’de son zamanlarda ard›ard›na gelen intiharlar, halk aras›ndakayg› verici bir hal al›yor. Neredeyse haf-tada bir intihar olay›na veya intihar te-flebbüsü haberine rastlamak art›k Der-sim’de ola¤an bir hal almaya bafllad›. ‹n-tihar edenlerin yafl ortalamas› da birhayli düflük olmas› da meselenin iyi irde-lenmesi gereken bir baflka yönünü teflkilediyor. Öyle ki geçti¤imiz y›l henüz ilko-kul ö¤rencisi olan 13 yafl›ndaki bir ö¤ren-ci intihar ederek yaflam›na son vermiflti.Ocak ay›ndan bu yana geçen 4 ayl›k süreiçerisinde ise tam 9 kifli intihar ederek,yaflam›na son verdi. 2009 y›l›nda ise inti-hara teflebbüs edenlerin say›s› 100. Bun-lar›n 67’si kad›n 33’ü erkek ve 2009 y›l›n-daki toplam ölüm say›s› ise 10. ‹ntihar eden ya da intihara teflebbüseden kesim genelde orta ve yoksul ke-sim. Üretimsizli¤in getirdi¤i bunal›m vekültürel yozlaflma özellikle yoksul aile-ler üzerinde etkisini daha belirgin hisset-tiriyor. Gençli¤in yüzde yetmiflinin iflsizoldu¤u Dersim’de geri kalan yüzde otuz-luk çal›flan kesimin de büyük bir bölümügüvencesiz bir flekilde garsonluk veyaküçük atölyelerde geçici olarak çal›fl›yor.‘90’l› y›larda gerçeklefltirilen köy boflalt-malar›n›n etkileri de bu gün hala devamediyor. Köylerinden gelen insanlar›nekonomik s›k›nt›lardan kaynakl› yaflad›-¤› zorluklar gençlik üzerinde olumsuzetkiler b›rakarak toplum içerisinde grup-laflmaya neden oluyor. Kendisini ispatla-ma ihtiyac› duyan gençler, çeteler olufl-turma e¤ilimi içine giriyorlar. Bunlar›nbir k›sm› ise bölgede özel bir savafl yürü-ten sistemin avuçlar›na düflerek, yozlafl-may› güçlendiren kirli iliflkilerin tetikçisioluyorlar. Dersim’de özel bir flavafl konseptinin par-ças› olan toplumu bölme ve birbirineolan güvenini yitirmesi için yap›lan yoz-laflt›rma ve kimliksizlefltirme sald›r›lar›-n›n etkileri Dersim’de belli oranlardayükseliyor. Yarat›lan yozlaflt›rma ve kimliksizlefltir-me politikalar›n›n arkas›ndan birde ya-flama dair insanlar›n biten umutlar›, bi-

reyleri yaflamlar›na son vermeye itiyor.Bu bilinçli yozlaflt›rma plan›n›n içine dü-flen halk gençleri, belirli bir süre sonra yatopluma zarar veren bireyler haline geli-yor ya da ç›k›fl yolu bulamay›nca intiha-ra teflebbüs ediyor. Bir noktada daha durmak gerekirse Der-sim’de intihar teflebbüsünde bulunanla-r›n büyük bölümü, sistemin çürüttü¤ügenç yaflta madde ba¤›ml›s› olan bireyleraras›ndan ç›k›yor. Bu yozlaflt›rma ve kimliksizlefltirme po-litikalar›n›n yaratt›¤› intihar etkisini,Dersim halk›n›n bu noktadaki elefltirile-rini ö¤renebilmek için, Dersim halk›naintiharlar› ve intiharlar›n nedenlerinisorduk.

Özellikle madde ba¤›ml›l›¤›n›n artmas› ilebirlikte intiharlarda da bir art›fl görülüyor.Bununla ilgili ne söylemek istersiniz? ÖÖzzlleemm HHaalliiss TToopprraakk:: Tabii ki iflsizlik bu-rada had safhada, bununla da ilgisi varama üretmeyen bir gençlik var, bilinçsizbir gençlik var. Bütün bunlar bir arayagelince bu olaylar›n yaflanmas› kaç›n›l-maz oluyor. Burada kal›plaflm›fl bir or-tam var. ‹nsanlar kendilerini ifade ede-miyor, ekonomik sosyal ve kültürel alan-lar yok gençlik kendisini ifade edemeyin-ce bo¤ulup kal›yor. ‹ntihar da bu yüzdenbir kurtulufl olarak bilinçalt›nda sürekliyer al›yor bir ç›k›fl bulamay›nca da biranda bilinçalt›ndaki fleyi uyguluyor.

Sizce kurumlar bu meseleye yeteri kadare¤iliyor mu?Hay›r, bence kurumlar bu konuda gerek-li hassasiyeti göstermiyor, herhangi birçal›flma yap›lm›yor.

Peki Neler yap›labilinir?Sa¤l›k kurulufllar› ile çal›flmalar yap›labi-linir, madde ba¤›ml›lar›na yönelik etkin-likler düzenlenebilir, bu flekilde yap›la-cak çal›flmalarla onlar›nda bu toplumunbir parçalar› oldu¤u hissettirilmeli diyedüflünüyorum.

Biliyorsunuz son 4 ay içerisinde 10’a yak›n

kifli intihar etti, ne düflünüyorsunuz intihar-lar›n artmas› ile ilgili?KKaammeerr PPaarrllaakk:: Bunun çok de¤iflik neden-leri vard›r tabi ki, aile bask›s›, ekonomiknedenler, iflsizlik madde ba¤›ml›l›¤› gibibirçok neden s›ralayabiliriz. Ama enönemli neden bence madde kullan›m›n›nartmas›. Art›k madde kullan›m› yafl› ol-dukça düflmüfl durumda. 10 yafl›ndakiçocuklar bile madde kullan›yor.

Toplumsal muhalefetin oldu¤u dönemlerdeböylesi olaylar fazla yaflanm›yordu. fiimdiise artm›fl durumda. Bunu neye ba¤l›yorsu-nuz?Eskiden insanlar siyasetle ilgilenirdi vebu tarz olaylar çok nadir yaflan›rd›. Fakatflimdi ise insanlar çocuklar›m›z siyasetleu¤raflmas›n ne yaparsa yaps›n mant›¤›ile hareket ediyorlar. Ben bizzat bunumadde kullanan çocuklar›n babalar›n-dan duydum. “Siyasete bulaflmas›n, es-rar m› içer, fuhufl mu yapar, ne yaparsayaps›n.” diyorlar. Bunun sonuçlar› da bu-gün daha aç›k bir flekilde görülüyor. 10yafl›nda bir çocu¤un elinde bira fliflesivar, nereye kadar gidecek bilemiyoruz…

‹smini vermek istemeyen bir esnaf isegazetemize flu çarp›c› aç›klamalarda bu-lundu:EEssnnaaff:: Çok ac› bir fley. Bu halk› yok etme-ye çal›flanlar gerçekten çok planl› çal›fl›-yorlar. Biri geçti¤imiz günlerde flöyle de-di: “Bizim elimizde olsa her fley yeni do-¤an çocu¤u bile esrara al›flt›r›r›z.” Eski-den, burada bir tek i¤ne bile devlettenizinsiz geçmezken, bugün, Dersim’ in enücra köyüne bile esrar veya eroin girmifldurumda. Devlet buna seyirci kal›yor. Bumemlekette yaflayanlar bile bu memle-kete ve bu memleketin insan›na düflmanedilmifl durumda. Devlet, bu ifli bitirmekistemez. ‹nsanlar›n intihar etmesi, mad-de kullanmas› onlar›n umurunda de¤ilçünkü.

Halk kendi sorunlar›n› ancak kendisi çözecektir!Bu sorunlar› halk kendisi kurumlarla bir-

likte çözmek zorunda. Yoksa mümkün

de¤il çözülmez. ‹nsanlar d›flar›dan gelip,

burada elini kolunu sallaya sallaya esrar-

eroin ticareti yap›yorlar. Siyasetle u¤rafl-

mak, onurlu bir ifl; ölünürse onurluca

ölünür. Utanç verici bir ölüm olmaz. Ai-

lelerin bunu bilmesi gerekiyor. Keflke

herkes siyasetle u¤raflsa da, bu pislikten

vazgeçse… Eskiden memlekette kavga

olmazd›. fiimdi kavgadan geçilmiyor.

Devrimci-demokrat kurumlar üzerine düfle-

ni yap›yor mu sizce?EEssnnaaff:: Devrimciler üzerine düfleni yap-

m›yorlar. Bence dur demenin zaman›

geldi art›k! Bu insanlar›n, anne-babala-

r›yla konuflulmas› gerekir. Bence en bü-

yük suçlu anne-babalar. Asl›nda bu du-

rum, baraj projelerinden çok daha tehli-

keli bir durum. Görüyoruz ki, katliam sa-

dece silahla olmuyor, bugün yaflananlar

da bir katliam asl›nda. Böyle giderse bir-

kaç sene sonra bu memlekette yaflan-

maz. Onun için elimizi çabuk tutmal›y›z.

Yoz kültürün kayna¤› bur-juva-feodal sistemin kendi-sidir!De¤iflik kesimlerden halk›m›z›n intihar-

lar konusunda farkl› düflündü¤ü aflikar.

Ancak her kesimden halk›m›z›n intihar

meselesinden muzdarip oldu¤u ve bu ko-

nuda bir fleyler yap›lmas› gerekti¤i konu-

sunda bir hemfikirlik mevcut. Çözümün

devletten beklen(e)meyece¤ini biliyoruz.

Çünkü emperyalist-kapitalist sistemin

özellikle devrimci muhalefetin yüksek

oldu¤u yerlerde kendi hegemonyas›n›

daha fazla sa¤lamak için halk kültürünü

dejenere edip, yerine kendi yoz kültürü-

nü enjekte etti¤i ortada. Bugün intiharlar

da, madde kullan›m› da k›sacas› tüm

yozlaflma, kayna¤›n› bu kokuflmufl düze-

nin batakl›¤›ndan almaktad›r. O halde

devrimcilerin görevi, halk kültürünü ya-

yarak sistemin batakl›¤›n› kurutmak ol-

mal›d›r.

Dersim’de intiharlar art›yor

18-31 MAYIS 2010 DEVRiMCi DEMOKRASiGGÜÜNNCCEELL4

MMUU⁄⁄LLAA –– Mu¤la Üniversitesi'nde sivil faflistler-le yurtsever ve devrimci ö¤renciler aras›nda ç›-kan kavgaya dahil olan polisler her zamankitutumunu tekrar sahneleyerek, solcu ö¤renci-lere azg›nca sald›rd›. Sald›r›da polis taraf›ndansilahla vurulan bir ö¤renci, kald›r›ld›¤› hasta-nede verdi¤i yaflam savafl›n› kaybedere yafla-ma veda etti.

Mu¤la’da ilkgün yaflanan olaylarda polis sila-h›ndan ç›kan kurflunla a¤›r yaralanan ö¤renciyaflam savafl› verirken arkadafllar›n›n yaralan-mas›na tepki gösteren ö¤renciler sald›r›y› pro-testo etti. Sald›r›y› protesto edenler de yine sal-d›r›ya maruz kald› ve darp edilerek gözalt›naal›nd›. Bir ö¤rencinin a¤›r yaraland›¤›, onlarca-s›n›n da gözalt›na al›nd›¤› olaylar flu flekildebafllad›:

Kad›n ö¤rencilerin faflistler taraf›ndan gerçek-lefltirilen sald›r›y› arkadafllar›na haber vermesiile bir grup ö¤renci olay yerinde toplanarak ül-kücülere müdahale etti. Faflistler olay yerindenkaçarken karakola giden yurtsever ö¤rencilerflikayetlerini bildirdi. Bu s›rada olay› duyan birgrup yurtsever ve devrimci ö¤renci de karakol

önüne gelip olay› protesto ettikten sonra bura-dan da¤›lmaya bafllad›. Bir kiflinin a¤›r yaralan-d›¤› olaylar ise bu esnada yafland›. Polislerindeyönlendirmesi ile da¤›lan gruplardan bir k›sm›faflistlerin kurmufl oldu¤u pusunun içerisineyönlendirildi. 50 kiflilik faflist grup karakolunbulundu¤u arka sokakta sopa ve döner b›çak-lar› ile 5 devrimci ö¤renciye sald›rd›. Ö¤rencile-re gaz bombalar› ile sald›ran polis ülkücülerinkavgadan ayr›flmas› ile silah›na davran›p ateflaçarak Mu¤la Üniversitesi ‹ktisadi ve ‹dari Bi-limler Fakültesi ö¤rencisi 21 yafl›ndaki fierzanKurt'u a¤›r yaralad›. Yaralanan Kurt hastaneyegötürülürken BDP, DGH ve Sosyalist Partili ö¤-rencilerin bulundu¤u 11 kifli gözalt›na al›nd›.

Görgü tan›klar›n›n Kurt'un polisin açt›¤› atefl so-nucu yaraland›¤›n› belirtmesine karfl›n ilerleyensaatlerde olay “nereden geldi¤i belli olmayan”kurflun denilerek suçlu gizlenmeye çal›fl›ld›.

Ö¤rencilerin evlerine bask›n düzenlendiOlay›n ertesi günü ise sald›r›lar› protesto eden

kitleye polis yine sald›rd›. Kötekli Mahalle-si'nde eylem yapan gruba panzer eflli¤inde bi-ber gaz› ve sis bombalar› ile sald›ran polis 4 ö¤-renciyi yaralad›. Ö¤rencilerin da¤›lmas›n›n ar-d›ndan Mu¤la'n›n çevre illerinden de asker vepolis sevkiyat› yapan kolluk güçleri Kötekli'yiabluka alt›na ald›. “Süresiz ev ve üst aramayetkisi” ç›kartan kolluk güçleri ö¤rencilerin ev-lerine bask›nlar düzenleyerek çok say›da ö¤-renciyi gözalt›na ald›. Gözalt›na al›nan 44 Kürtö¤renci adliyeye getirilerek, tek tek savc›l›ktaifadeleri al›nd›. ‹fadesi al›nan ö¤rencilerden42’si serbest b›rak›lan ö¤rencilerden Ü.fi ve N.Etutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi.Mahkemeye ç›kar›lan 2 ö¤renci “Polise muka-vemet etmek” suçlamas›yla tutukland›.

fierzan Kurt, ‹zmir'de verdi¤iyaflam savafl›n› kaybettiPolis kurflunuyla a¤›r yaralanan ve kafas›na dagaz bombas› isabet eden fierzan Kurt, helikop-terle ilk gece ‹zmir'e sevk edildi. Dokuz EylülHastanesi'nde yaflam savafl› veren fierzanKurt, 19 May›s günü yaflama gözlerini yumdu.

fierzan Kurt'u vuran polis tutukland›Kurt’un avukatlar›n›n odaya al›nmamas› veyine olay yerinde kurflun çekirde¤inin bulun-mamas› ve Kurt’un vuruldu¤u s›rada üzerin-deki elbiselerinin kaybedilmesi delilerin karar-t›lmak istendi¤ini ve bu noktada organizelihareket edildi¤ini ortaya ç›kard›.

Kurt’un vurulmas›n›n hemen ard›ndan Mu¤laValisi Ahmet Alt›parmak taraf›ndan yap›lanaç›klamada da kurflunun polise ait olmad›¤›ileri sürülmüfltü. Daha sonra ö¤rencilerin ey-lemlerinde Kurt’u vuran›n polis oldu¤unu is-rarla söylemeleri karfl›s›nda geri çekilen vali,Kurt’u silahla vuran polis Gültekin fiahin'in tu-tukland›¤›n› bildirdi.

Valilikten yap›lan yaz›l› aç›klamada, Mu¤laÜniversitesi ‹ktisadi ‹dari Bilimler Fakültesi 2.s›n›f ö¤rencisi fierzan Kurt'un yaralanmas›ylailgili soruflturma kapsam›nda Güvenlik fiu-be'de görevli polis memuru Gültekin fiahin'inbugün adliyeye sevk edildi¤i ve tutukland›¤›belirtildi.

Mu¤la'da faflizm 1 can ald›

DDEERRSS‹‹MM-- Davos’ta ‹srail’in Filistin’e yöne-lik fosfor bombas› kullanmas›ndan kay-nakl› ‘suç iflleniyor’ diye flahlanan Baflba-kan Erdo¤an, söz konusu bomban›n ülke-mizdeki gerillalara yönelik kullan›lmas›karfl›s›nda ise övünüyor.

Yasaklar halk› ma¤dur ediyorMart ay›n›n bafl›ndan bu yana devam edenaskeri sald›r›larlar halk› ma¤dur ediyor.Aylard›r Dersimde Türk Silahl› Kuvvetleri(TSK) taraf›nda da¤ tafl bombalan›rken,yo¤un askeri sald›r›lar›n yap›ld›¤› bölgedebirçok yer “geçici güvenlik bölgesi” ilanedilerek abluka alt›na al›nm›fl durumda.Abluka alt›na al›nan bölgeye girifl ç›k›fllartamamen yasaklanarak canl› ne varsa im-ha ediliyor. Yayla yasaklar› nedeni ile deyaylac›l›ktan baflka geçim kayna¤› olma-yan köylüler ma¤dur durumda. Yaylalar›-na ç›kamayan hayvan ve ar› sahipleri e¤eryayla yasaklar› devam ederse bütün hay-vanlar›n ve ar›lar›n telef olaca¤›n› belirtti-ler. Önceki y›llarda yaflanan bu tarz uygu-lamalar nedeni ile bir çok insan›n ma¤duroldu¤unu hat›rlataran Köylüler, bu seneyine ayn› sorunu yaflad›klar›n› ve yaylayaç›kamamalar› durumunda hayvanlar›n te-lef olaca¤›n› ifade ettiler. Köylüler ayr›cabütün kay›plar›n sebebinin devlet oldu¤u-nu ifade ederek, fluana kadar ma¤durluk-lar›n›n giderilmedi¤ini kaydettiler.

Dersim’de fosfor bombas› kullan›l›yor;Öte yandan Sar› Yayla Karakolu’na yap›-lan bask›ndan sonra bölgede artan askerisald›r›larda fosfor bombas›n›n kullan›ld›¤›ortaya ç›kt›. Türk ordusuna ait helikopter-lerden at›lan fosfor bombalar›n› foto¤raf-lar› birçok haber ajans›nda yay›nland›.

Baflbakan’›n timsah gözyafllar›;TSK’ya ait helikopterlerden at›lan beyazfosfor bombalar›n›n oluflturdu¤u görüntüFilistin’ i aratm›yor. Fosfor bombas› kul-land›¤› için ‹srail’e sert tepki gösteren vebuna ba¤l› nedenlerlede ‹srail’in savafl su-çu iflledi¤ini belirten Baflbakan Erdo¤anDersim’de yaflanan bu durum karfl›s›ndatek kelime bile etmedi. Bölge halk› timsahgözyafllar› döken Erdo¤an’›n bu davran›fl›-na ise “Filistin’ de olunca insanl›k suçuDersim’de olunca Türk ordusunun kahra-manl›¤› oluyor galiba” diyerek tepki göste-riyor.

Fosfor bombas›n›n etkileri‹nsan› içten d›fla do¤ru yak›yor. Fosfor du-man›n›n teneffüs edilmesi ci¤erlerde aniyaralar oluflmas›na ve teneffüs eden kifli-nin havas›zl›ktan bo¤ulmas›na yol aç›yor.Hemen sonraki aflamada insan vücudu iç-ten d›fla do¤ru yand›¤› ifade ediliyor. Ço¤ukez yap›lan araflt›rmalar sonucunda beyazfosforla yanan kiflinin elbiselerinde fazlaiz meydana gelmedi¤i ve yanma reaksiyo-nu vücut içinden cilde kadar sürüdü¤übelirtiliyor.

Davos fatih-leri Dersim’igörmüyor

Page 5: 18 - 31 Mayıs 2010 -  Sayı 176

18-31 MAYIS 2010DEVRiMCi DEMOKRASi GGÜÜNNCCEELL 5

Tutuldu¤u tecrit koflullar› sonucunda

kanser hastal›¤›na yakalanan Güler Ze-

re yaflam›n› yitirdi. Hastal›¤› son safha-

s›na gelinceye kadar devlet taraf›ndan

tedavisine izin verilmeyen Zere, dev-

rimci demokratik kitle örgütlerinin ya-

ratt›klar› bask› sonucu serbest b›rak›l-

m›flt›. Zere'nin de dedi¤i gibi ona yafla-

ma de¤il d›flarda ölme özgürlü¤ü verdi-ler, ve Zere 7 May›s'ta yaflam›n› yitirdi. Zere için ülkenin birçok yerinde anmaetkinlikleri düzenlendi. Ölümünün ar-d›ndan Zere için öncelikle ‹stanbul Kü-çük Armutlu'da bir anma düzenlendi.Halk Cephesi taraf›ndan gerçeklefltiri-len anmada “Güler Zere’nin katiliAKP’dir”, “Katil devlet hesap verecek”,“Bedel ödedik, bedel ödetece¤iz” slogan-lar› at›ld›, Zere'nin resimleri tafl›nd›. Bu-rada gerçeklefltirilen anman›n ard›ndanZere'nin cenazesi memleketi Elaz›¤'agönderildi.

'Güler Zere onurumuzdur'Elaz›¤’da, Güler Zere’nin ailesinin evi-nin önünde toplanan devrimci, demok-ratik kurumlar, Güler Zere’nin naafl›n›sloganlarla karfl›lad›. Güler Zere’ninElaz›¤’›n Fevzi Çakmak Mahallesi’ndebulunan evi önünde toplanan kitle, s›ks›k “Devrim flehitleri ölümsüzdür”, “Gü-ler Zere onurumuzdur”, “Hasta tutsak-lar serbest b›rak›ls›n” sloganlar› att›lar. Güler Zere’nin naafl›n›n gelmesiyle bir-likte, Gülmez Mezarl›¤›’na do¤ru yürü-

yüfle geçildi. Güler Zere’nin sloganlarladefnedilmesi sonras›nda, tören sonaerdi.

DHKP/C: Hesab›n›Soraca¤›zDevrimci Halk Kurtulufl Cephesi, GülerZere'nin flehit düflmesinin ard›ndan ya-y›nlad›¤› yaz›l› aç›klamada, Zere’ninölümünden devleti ve tecrit politikas›n›sorumlu tutarak, “And olsun, Güler yol-dafl›m›z›n da hesab›n› soraca¤›z. Tecritekarfl› büyük direniflte verdi¤imiz 122 fle-hidin yan›na yazaca¤›z onun ismini de,onlarla birlikte soraca¤›z onun hesab›n›da.” ifadeleri yer ald›.

DHF: ‹syan›n bir ad› daGüler Zere art›k!Demokratik Haklar Federasyonu ise,yo¤un kat›l›m gösterdi¤i eylem ve cena-ze törenine, bir mesaj gönderdi. DHFmesaj›nda, faflizmin yaflam›n her ala-n›nda sald›r›lar›n› sürdürdü¤ünü belir-terek, flunlar› söyledi: “Ancak halk›m›-z›n yi¤it o¤ullar› ve k›zlar› bu pervas›zsald›r›lara karfl› halk›n hakl› mücadele-

sini örgütlemek ve faflizmin zorba salta-nat›n› alafla¤› etmek için kufland›klar›kavga gelene¤ini her solukta zafere birad›m daha yaklaflt›rarak sürdürüyorlar.‹flte bu devrimci gelene¤in, bu hakl›kavgan›n, bu isyan›n bir ad› da GülerZere'dir art›k!”

“Zere'nin katili devlettir”Zere’nin flehit düflmesinin ard›nda ül-kenin birçok yerinde Halk Cephesitaraf›ndan eylemler örgütlendi. HalkCephesi yapt›¤› aç›klamalarda GülerZere'nin katilinin devlet oldu¤unu be-lirtti. Halk Cephesi üyeleri birçok ilde yapt›k-lar› eylemlerde “Devrimci Güler Zere’yikatleden AKP iktidar›d›r” yaz›l› pankartaçarak, “Güler Zere gibi an an, gün günölüme terk edilen hasta tutuklu/hü-kümlülerinin ölümlerinden sorumlu yi-ne AKP iktidar› olacakt›r.” aç›klamala-r›nda bulundu. DHF’nin aralar›nda ol-du¤u çeflitli devrimci, ilerici kurumlar›ndestek verdikleri eylemlerde “Güler Ze-re’nin katili devlettir”, “Güler Zereölümsüzdür” sloganlar› hayk›r›ld›.

Güler Zere sonsuzlu¤a u¤urland›

Kocaeli 1 No’lu F Tipi Hapishanesi’nde si-yasi tutsaklara yönelik bask› uygulama-lar› hergün yeni bir boyuta yükseliyor. Si-yasi tutsaklar üzerinde, kendilerine veri-len yetki ve araçlar› bask› kurmak içinsonuna kadar kullanan hapishane yöne-timi, ifllerini okadar çok sevmifllerki (!)devletin hapishanelere yönelik haz›rlad›-¤› kanun kapsam›na girmeyen eylemleredahi yasak getiriyorlar. Süleyman Y›ld›-r›m, Taylan Kutlar, Bar›fl ‹nan, ÖzcanBayram ve Sad›k Kan’a aç›k görüflte ma-salar› birlefltirerek aileleriyle beraberoturduklar› gerekçesiyle 1 ay görüfl yasa-¤› “cezas›” verildi. Oysa masalar›n birlefl-tirilerek görüfl yap›lmas› önünde 5275 Sa-y›l› Ceza ve Güvenlik Tedbirleri Kanu-nu’nda herhangi bir engel yer alm›yor.Hapishanelerde siyasi tutuklulara yöne-lik bask› uygulamalar› kimi zaman direktiflkence uygulamalar› kimi zaman isedevletin hapishanelerde neredeyse her-fleyi yasaklayan kununlar›n›n yapt›r›muygulamalar›yla devam ediyor. Kocaeli 1No’lu F Tipi Hapishanesi’nde yaflanangerçekleri siyasi tutsaklar ad›na kalemealan eski yaz›iflleri müdürümüz ErdalGüler, hapishanelerde siyasi tutsaklarayönelik tecrit bask›s›n›n vard›¤› boyutla-r›n gözler önüne serilmesini sa¤lad›.

Yasada yapt›r›m› olmayan fiile cezaSöz konusu hapishanede tutsaklar›nmektup ve iletiflim haklar› engelleniyor,ziyaret ve görüflmelere ise yap›lmayandavran›fllar üzerinden s›n›rlama getirili-yor veya cezalara konu oluyor. ‹flte Nisanay› boyunca Kocaeli 1 No’lu F Tipi Hapis-hanesi’nden siyasi tutsaklar›n maruzkald›klar› hak gasplar›, engellemeler ve“ceza”lar›n raporu: -Ayl›k aç›k görüflte masalar› birlefltirerekaileleriyle toplu olarak görüfl yapan Sü-leyman Y›ld›r›m, Özkan Gerçek, TaylanKutlar, Bar›fl ‹nan’a idare taraf›ndan 1 ayziyaretçi kabulünden yoksun b›rakmacezas› verilmifltir. ‹flin ilginci cezaya ko-nu olan ‘masa birlefltirme durumu’, 5275Say›l› Ceza ve Güvenlik Tedbirleri Kanu-nu’nda yer almamaktad›r. Kanunda böy-le bir fiile iliflkin herhangi bir yapt›r›myok iken, idare, ilgili kanunun 43. madde-sinin 2/e bendinde yer alan “ziyaret ya-p›lmas›n› engelleme” esas›na göre de¤er-lendirerek (ki görüflte böyle bir eylem deyoktur) “ceza” vermifltir. Yine 28.04.2010tarihinde ayl›k aç›k görüflte ayn› hücredeberaber kalan Özcan Bayram ve Sad›kKan’a da, aç›k görüflte masalar› birleflti-rerek beraber oturduklar› gerekçesiyle “1ay görüfl cezas›” verildi.

-Dicle Müftüo¤lu daha önce görüfle gel-mesine ra¤men ve parmak izi bilgisayar-da olmas›na ra¤men kimli¤i yok denile-rek, 6 Nissan’da görüfle al›nmad›.

‹ran’› protesto mektuplar›sak›ncal›Benzer keyfi uygulamalar mektup ve ile-tiflim haklar›n›n kullan›m›nda da görülü-yor. ‹ran rejiminin idamlar›n› protesto et-mek amac›yla ‹ran elçili¤ine gönderilmekistenen fakslar da sak›ncal› bulunarakgönderilmedi.-Bar›fl ‹nan’a Aysun ‹nan’dan gelen ikiadet Mektup verilmedi. ‹dare karikatür-den birinde devrime kat›lma temas› iflle-yerek örgüt propagandas› yap›ld›¤› di¤e-rinde ise, ay y›ld›zl› bayrak figürünün çö-pe at›ld›¤› iddias›yla söz konusu mektup-lar› sak›ncal› bularak mektuplar› vermedi.-Erdal Güler’e gelen bir adet kart, üzerin-deki ‘Türk Bayra¤› karaland›¤›’ gerekçe-siyle idare taraf›ndan 2010/266 no’lu ka-rar ile verilmedi.-Taner Kormaz’a Lerzan Caner’den gelen“K›z›ldere” bafll›kl› yaz› “sak›ncal›” oldu¤uöne sürülerek 29.04.2010 tarihli kararla ve-rilmedi.

Sürgün ve disiplin cezalar›‹hlaller sadece bunlarla s›n›rl› de¤il. Ni-san ay› içerisinde sürgün ve disiplin ceza-lar› da keyfi bir flekilde hayata geçirildi.-03.04.2010 tarihinde kendi istekleri d›-fl›nda Hasan Gülbahar, Ercan Binay ve Ci-

han Deniz Tarak Samsun-Bafra T TipiHapishanesi’ne sürgün edildiler.-03.04.2010 tarihinde ailelerinin ikametidikkate al›nmadan ve istekleri d›fl›ndabaflka bir hapishaneye sürgünleri protes-to eden say›lar› 30’u bulan siyasi tutsa¤a“kap› dövdükleri” gerekçesiyle 45 gün bo-yunca baz› etkinliklerden men cezas› ve-rildi.Yine sürgün sevkleri protesto amac›yla 3ve 7 gün açl›k grevi yapan 30’a yak›n si-yasi tutsa¤a “1 ay etkinlikten men cezas›”verildi.-Daha önce ald›¤› hücre cezas›n›n infaz›için 14.04.2010 tarihinde hücreye al›nanErhan Karaa¤aç’a “‹nsanl›k onuru iflken-ceyi yenecek”, “Bask›lar bizleri y›ld›ra-maz”, “Keyfi uygulamalara son” slogan›att›¤› iddias›yla 1 ay telefonla görüflme-me cezas› verildi.-Erhan Karaa¤aç’›n hücreye al›nmas›n›protesto eden tutsaklardan Özcan Bay-ram, Kayhan Kaya, Özkan Gerçek, CihanGünefl, Bar›fl ‹nan, Taner Korkmaz’a “ka-p› dövdükleri” iddias›yla “1 Ay etkinliktenmen” cezas› verildi.-11.04.2010 tarihinde iflkenceye u¤rayanve 24 saat “süngerli oda”da tutulan Öz-can Bayram ve Sad›k Kan’a ayr›ca “3 günhücre cezas›” verilmifl ve ‹nfaz Hakimli¤ibu cezay› iptal etmiflti. Ancak hapishaneidaresi yeni bir soruflturma ile 08.04.2010tarihinde tekrar Bayram ve Kan’a “3 günhücre cezas›” verdi.

Revirde doktor yokRaporda tutsaklar›n sa¤l›k ve tedavihakk›n›n da engellendi¤i belirtiliyor. Öz-kan Y›lmaz 19 Nisan’dan beri dilekçevermesine ra¤men difl hekimine ç›kar›l-mazken, revirde de düzenli olarak görevyapan doktor bulunmad›¤› kaydedildi.Tutsaklar özellikle revirde difl doktoru-nun olmad›¤›n› belirtirken, yine KocaeliDevlet Hastenesi göz bölümüne muaye-ne için giden R›za Ç›takbafl’›n kolundakikelepçenin asker taraf›ndan aç›lmamas›nedeniyle, Ç›takbafl’›n muayene olma-dan hapishaneye geri getirildi¤ini ifadeediyor.

Hapishanede Hayat TV, Yol TV yasak2007 tarihinde yay›nlanan 45/1 No’lu ge-nelge ile 10 kiflinin 10 saat bir araya gel-mesi, genelgenin yay›nland›¤› tarihtenbu yana hiçbir flekilde uygulanmad›¤› ra-porda yer al›rken, ayr›ca tutsaklar›n sa-dece baz› televizyon kanallar›n› izlemele-rine izin veriliyor. Samanyolu, Kanal 7,Hilal TV gibi kanallar yay›nda yer al›r-ken, tutsaklar›n defalarca dilekçe verme-lerine ra¤men Hayat TV, Yol TV gibi ka-nallar yay›n listesine al›nm›yor. Bununlabirlikte daha önce ayl›k aç›k görüfllerdekitap, giysi gibi eflyalar›n karfl›l›kl› ‘al›fl-verifli’ yap›l›rken, yeni bir uygulamaylabu al›flveriflin yasakland›¤› raporda yeral›yor. Pek çok ailenin sadece aç›k görüflegelebildi¤i ve eflyalar› beraberlerinde ge-tirerek elden ulaflt›rabildiklerine dikkatçekilen raporda, hapishane idaresininal›flverifli yasaklay›p alilere ve tutsaklarakargo yolu ile al›flverifl yapabilmelerinidayatarak, iki taraf› da maddi olarakma¤dur etmek istedi¤i kaydediliyor.

Hapishanede 1 May›s kutlamas›na “ceza”Tekirda¤ Hapishanesi’nde tutuklu bulu-nan Cihan fiahin’in elimize ulaflan mek-tubunda yer alan bilgilere göre hapisha-nesi idaresince tutsaklara yönelik ilginçcezalar›n verilmeye devam edildi¤i orta-ya ç›kt›. fiahin mektubunda 1 May›s gü-nü, 1 May›s marfl› okuduklar› ve “1 May›sflehitleri ölümsüzdür” diye Türkçe veKürtçe slogan atmalar›ndan kaynakl›,hapishane idaresi taraf›ndan ‘5275 say›l›yasan›n 42/2-e bendi gere¤i’ hükümlü vetutklular› rahats›z ettikleri gerekçesiyledisiplin cezas› almalar›na iliflkin sorufl-turma bafllat›lmas›na karar verildi¤iniifade etti. Söz konusu tutanakta ayr›caKürtçe ise bilinmeyen bir dil olarak geçi-rilmifl.

14 May›s Cuma günü saat 19.30’daTaksim Tramvay Dura¤›’nda bir ara-ya gelen ilerici ve devrimci kurumlar,“Hasta tutsaklar serbest b›rak›ls›n!”pankart› arkas›nda, sloganlarla Gala-tasaray Lisesi önüne yürüdü.

17 yafl›ndaki kanser hastas› tutsakAbdullah Akçay’›n ailesinin de kat›l-d›¤› eylemde, Abdullah Akçay, HalilGünefl, Abdül Samet Çelik, Mesut De-niz ve Güler Zere’nin resimleri tafl›n-d›. Eylemde ayr›ca, “Adli T›p bir suçörgütüdür”, “Güler Zere ölümsüzdür”,“Güler’in katili devlettir”, “Katil devlethesap verecek”, “Hasta tutsaklar›m›z›öldürtmeyece¤iz” dövizleri tafl›nd›.

‹stiklal Caddesi üzerinde yap›lanoturma eyleminin ard›ndan Galata-saray Lisesi’ne do¤ru yürümeye bafl-layan kitle, Abdullah Akçay, Halil Gü-nefl, Abdül Samet Çelik, Mesut Denizve Güler Zere’nin resimleri ve “AdliT›p bir suç örgütüdür”, “Güler Zereölümsüzdür”, “Güler’in katili devlet-tir”, “Katil devlet hesap verecek”,“Hasta tutsaklar›m›z› öldürtmeyece-¤iz” dövizleri tafl›nd›. Yürüyüflün ar-d›ndan yap›lan aç›klamada Güler Ze-re isminin bu devletin katliamc› yü-zünü anlatan bir isim olmas›n›n ya-n›nda zaferle sonuçlanan ortak mü-cadelenin de sembolü haline geldi¤ibelirtilerek, “Elbette bu katliamlardanç›kartt›¤›m›z bir sonuç var: Sorumlu-lar›n› asla affetmeyece¤iz! Dört duvararas›nda hapsedilmifl tutsaklara ya-p›lanlar› asla unutmayaca¤›z!” denil-di. Aç›klamada, Güler Zere’nin dokto-runun “Dört ay önce ç›ksayd› kurtar›-labilirdi” sözleri hat›rlat›larak, bu söz-lerin; tutsaklar›n hayat›n›n kurtar›l-mas›, tedavilerinin sa¤l›kl› bir flekildebir an evvel yap›labilmesi konusundabir aciliyeti ve sorumlulu¤u yenideniflaret etti¤ine dikkat çekildi. Ölümünk›y›s›ndaki nice hasta tutsa¤›n haya-t›n›n verilen bu mücadeleye ba¤l› ol-du¤u ifade edildi. Aç›klamada sonolarak, “Yeni Gülerleri, ‹smetleri kay-betmemek için bu mücadeleden vaz-geçmeyece¤imiz gibi mücadelemizedaha da s›k› sar›laca¤›z ve katillerinelinden hasta tutsaklar›m›z› çekipalaca¤›z.” ifadeleri kulan›ld›. Eylem-de, “Güler Zere ölümsüzdür!”, “Katildevlet hesap verecek!”, “Bedel ödedikbedel ödetece¤iz!”, “Hasta tutsaklarserbest b›rak›ls›n!”, “Kurtulufl yok tekbafl›na ya hep beraber ya hiç biri-miz!”, “Hasta tutsaklara özgürlük!”,“Yaflas›n devrimci dayan›flma!” slo-ganlar› at›ld›.

Hasta tutsaklar serbest b›rak›ls›n

Kocaeli Hapishanesi’nde neredeyse her fley yasak

‹flkenceli ölüm savc› taraf›ndan karart›ld›‹‹ZZMM‹‹RR-- Buca K›r›klar 2 No'lu F Tipi'nde gör-dü¤ü iflkence sonucu 9 Nisan günü yaflam›n›yitiren siyasi tutuklu Mehmet K›l›nç'›n ölü-müyle ilgili bafllat›lan soruflturma kovufltur-maya gerek olmad›¤› gerekçesi ile kapat›ld›.

fiiddetli travmaya ba¤l› beyin kanamas› ne-deniyle hayat›n› kaybeden Mehmet K›l›nç'›nintihar etti¤i öne sürülmüfl, 3 Nisan günüAtatürk E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi'nekald›r›lan K›l›nç hakk›nda sorgulanan jan-

darmalar da çeliflkili ifadeler vermiflti. Jan-darmalardan biri K›l›nç'›n “kafas›n› duvaravurdu¤unu” iddia ederken bir di¤eri “merdi-venden düflerek bafl›n› çarpt›” demiflti.K›l›nç'›n ölümüne iliflkin aç›lan soruflturma-

da ‹zmir Cumhuriyet Baflsavc›l›¤›, yeterlidüzeyde delil olmamas›na ra¤men K›l›nç'›nintihar etti¤ini belirterek "kovuflturmaya yerolmad›¤›na" karar verdi ve soruflturmay›sonland›rd›.

Page 6: 18 - 31 Mayıs 2010 -  Sayı 176

18-31 MAYIS 2010 DEVRiMCi DEMOKRASiEEMMEEKK6

AANNKKAARRAA-- TEKEL direnifline destekvererek 4 fiubat 2010’daki dayan›fl-ma grevine kat›ld›¤› gerekçesiyle ifl-ten at›lan eski TÜB‹TAK çal›flan› Ay-nur Çamalan’›n ifle iade talebi içinbafllatt›¤› oturma eylemi sürüyor.Çamalan, üyesi oldu¤u Tez Koop-‹flSendikas›’n› elefltirirken, talepleriniduyurmak için farkl› eylem biçimle-rini hayata geçiriyor.TÜB‹TAK önünde iki ay› aflk›n bir sü-redir, oturma eylemine devam edenAynur Çamalan, 24 saat süren biraçl›k eylemi gerçeklefltirdi. Buradagerçeklefltirdi¤i bas›n aç›klamas›n-da, “‹flten atma sald›r›lar›na karfl› biriflçi olarak direnme hakk›m› kullan-d›m” diyen Çamalan, iflçlerin bir bir-lerine destek vermelerinin suç olma-d›¤›n›, yaflanan hukuksuzlu¤a karfl›sesini duyurmak için açl›k eylemigerçeklefltirdi¤ini, hukuki mücadele-sini de sürdürdü¤ünü ifade etti.Çamalan iflten at›lan 6 TÜB‹TAKMAM iflçisinin de çad›r kurarak di-renifle bafllamalar›n›n eyleme farkl›bir boyut kazand›rd›¤›n› belirtti. Ça-l›flma hayat›na yap›lan sald›r›lar›ngeri püskürtülmesi için direniflingereklili¤inin genifl emekçi kesim-lerce anlafl›lmas›n›n önemli oldu¤u-na iflaret eden Çamalan, “Tez Koop-‹fl, D‹SK, KESK ve TMMOB gibiemekçinin yan›nda yer ald›klar›n›söyleyen sendika ve konfederasyon-lar ne yaz›k ki direnifle duyars›z kal-d›lar.” dedi.

Üyesine düflman sendikaAç›klaman›n ard›ndan TÜB‹TAKMAM iflçilerinin de Çamalan’›n dire-nifline destek vermek için fabrikaönünde yemek boykotu gerçeklefltir-dikleri ö¤renildi. Çamalan, devrimciilerici kamuoyunu ve bütün emekçi-leri s›n›f dayan›flmas›na ça¤›rmaklabirlikte Tez Koop-‹fl Sendikas› Gebzefiubesi Baflkan› Celalettin Kurt hak-k›nda suç duyurusunda bulunarakceza mahkemesine baflvurdu. Biraç›klamas›nda Çamalan’› kastederek“TÜB‹TAK’tan at›lma sebebi, iflinidüzgün yapmamas›d›r. Bu arkadaflbize ba¤l› 6 arkadafl›m›z› da kullan-maya çal›fl›yor. ‹flçi, iflini düzgünyapm›yor, ars›zl›k ve h›rs›zl›k yap›-yorsa sendika bu iflçiyi savunamaz”fleklinde konuflmufltu. ‹flten at›lmagerekçesi aç›kça belirtildi¤i haldeas›ls›z ve çarp›t›c› aç›klamalarla sen-dika a¤as› Kurt’un bu yaklafl›m› ib-retlik bir tutum olarak tarihe notdüfltü.

“Bilim yuvas› de¤il,emekçi düflman›”KESK Ankara fiubeler Platformu daaçl›k grevine bafllayan Aynur Çama-lan’›n mücadelesinin emekçileringüncel sorunlar›n› çok iyi yans›tt›¤›-n› belirtti. KESK Ankara fiubelerPlatformu Dönem Sözcüsü Fikret As-lan, “Bilimsel araflt›rmalar›n yap›ld›-¤› iddia edilen TÜB‹TAK yönetiminin

emek düflman› bir tutum içersinde"oldu¤unu belirterek, 26 May›s gre-vinde konfederasyon tabanlar›n ger-çekleflecek greve kat›larak, gere¤iniyapmaya ça¤›rd›. Aynur Çamalan, devam edendirenifline Tez Koop-‹fl’in yaklafl›m›n›da de¤erlendirdi. Sendikay› pasifolmakla suçlayan Çamalan flunlar›söyledi:

Tez Koop-‹fl: Sendikay›zora sokmay›n‹ki ay› aflk›n bir süredir sürdürdü-¤üm hak alma mücadelesine Tez Ko-op-‹fl Sendikas› sadece hukuksal bo-yutuyla destek verece¤ini belirtmifl-ti. Oysa hukuksal bir mücadeleninbaflar›ya ulaflt›r›labilmesi için sokakmücadelesinin verilmesi flartt›r.Kendisini ilerici olarak nitelendirenve TEKEL direnifline destek eylemle-rine de flaflaal› ve kitlesel destek su-nan bu sendika, kendi üyesi için sa-dece hukuksal destek verece¤ini be-lirtip, belden afla¤› vurmaktad›r. Ay-n› anlay›fl, kurum içerisinde yer alanarkadafllar›ma ve sendikal› çal›flan-lara da sendikan›n gere¤ini yapt›¤›,bunun d›fl›nda bir eylemlili¤e girifl-memeleri ve sendikay› daha fazlazora sokmamalar› yönünde telkin-lerde bulunuyor. “Aynur’u savuna-cak bir yan›m›z yok” diyerek ifl yap-mayan bir sendika olarak dedikoduüretmek d›fl›nda bir çaba üretme-mektedirler.

fiatafatl› hayat›n›z›n teminat› biziz1-2 Nisan TEKEL iflçilerinin eylemin-de de iflçileri kendi evlerine dahi al-mayan fakat iflçilerin ödedikleri ai-datla flatafatl› bir hayat sürdürensendika patronlar›na oturduklar›koltuklar›n asl›nda iflçilere ait oldu-¤unu belirtmek istiyorum. Bununlabirlikte 1 May›s’ta Taksim’de yine ifl-çiler esasta kendilerine ait olan kür-süde baz› tepkilerini dile getirip ta-leplerini hayk›rd›lar. Bu kürsüleri ifl-çilere ait olarak görmeyen hangikonfederasyon varsa dönüp bu yak-lafl›mlar›n› sorgulamal›d›r. 6 konfe-derasyonun Taksim’de kürsüdeki ifl-çilerin durumuna dair yapt›klar›aç›klamalar s›n›f mücadelesinin ne-resinde durduklar›n› göstermektedir.Özellikle Türk-‹fl ve Hak-‹fl’in 26 Ma-y›s’ta gerçekleflecek grevden çekil-diklerini aç›klamalar› bunlar›n ba-fl›ndan beri iflçilerin yan›nda olma-d›klar›n› bir kez daha kan›tlad›. Bafl-ta AKP’nin kurucu kadrolar› aras›n-da yer alan Mustafa Kumlu’dan bafl-ka bir tutum da beklenemezdi, fakatanlafl›lmal›d›r ki emekçileri sokakla-ra döken ne Türk-‹fl ne de Kum-lu’dur. Biz emekçiler olarak 26 Ma-y›s’ta sokaklarda olaca¤›z, bafltaTürk-‹fl ve di¤er konfederasyonlar›ntaban›nda yer alan emekçilerin desokaklarda olacaklar›na inan›yorum.

MMEERRSS‹‹NN--Çukurova’da üreticiler devletintar›ma yönelik y›k›m politikalar›n› protes-to etti. Ürünlerini yerlere döküp ezen üre-ticiler “Bizlere reva görülen açl›k ve yok-sulluk kaderimiz de¤ildir” diyerek tepkile-rini dile getirdiler.14 May›s Dünya Çiftçiler Günü’nde çiftçi-ler Mersin Hali’ne giderek burada bir ey-lem gerçeklefltirdiler. Saat 13.00’te Kazan-l› Halk Kültürünü Yaflatma ve Dayan›flmaDerne¤i ve çevre köylerin çiftçi komisyon-lar› taraf›ndan onlarca araba ve yüzlercekiflilik bir konvoyla Kazanl› Hali’ndenMersin Hal Müdürlü¤ü’ne önüne gelindi.Mersin Hali önünde yürüyüfle geçen kitle

alk›fl ve sloganlarla taleplerini dile getirdi.Kitle beraberinde getirdi¤i domates, bibervb sebzeleri yola saçarak tepkisini dile ge-tirdiler. Burada bir aç›klama yapan çiftçiler Tar›mBakanl›¤› ile birlikte çiftçilerle ilgili yenibir kanun tasla¤›n›n haz›rlanmas›n› iste-diler. Aç›klamada, açl›¤›n, yoksullu¤unkaderleri olmad›¤›, ürettikleri ürünlerinde¤erinin çok alt›nda pazarland›¤›, üretimmaliyetlerinin afl›r› yükseldi¤i, ama sebzefiyatlar›n›n 10 y›l önceki fiyatlarla ayn› ol-du¤u ifade edildi. Çifçiler aç›klamalar›ndaflu ifadelere yer verdiler: “Bugün 14 May›sDünya Çiftçiler Günü. Çiftçilerin bayram›.

Bugün burada efl ve çocuklar›m›zla bu gü-nü kutlamak isterdik. Çiftçi odalar› arac›-l›¤›yla Tar›m Bakanl›¤›’yla birlikte çiftçi-lerle ilgili yeni bir kanun tasla¤› haz›rla-mas›n› talep ediyoruz. Bizlere reva görü-len açl›k ve yoksulluk kaderimiz de¤ildir.Bizler istersek hep birlikte bu durumu de-¤ifltirebiliriz. Üretim aflamas›nda kullan›-lan ilaç, gübre, naylon, tohum vb her y›l %15–20 oran›nda zamlan›rken 10 y›l önceüretilen sebzelerin sat›fl fiyat› ile bu gün-kü sat›fl fiyat› ayn›d›r. Hatta daha alt›nda-d›r. Bizler 1 aya yak›n süredir domates, bi-ber, salatal›k gibi ürünlerimizi kilosu30–35 Krfl’a satmaktay›z. ‹stanbul, Ankara

ve di¤er illerdeki halk›m›z bu ürünleriacaba kaç liradan sat›n almaktad›r? Bugerçeklerden hareketle üretti¤imiz ürü-nün direkt üreticiden tüketiciye ulaflmas›için en k›sa sürede Ziraat Odas›’n›n deste-¤iyle bölge çiftçi birliklerimizi kurmak zo-runday›z. Üretti¤imiz her ürün için ürünkilo bafl›na teflvik primi talep ediyoruz.” "Yaflas›n çiftçilerin birli¤i”, “Çiftçi¤iz hakl›-y›z kazanaca¤›z" sloganlar› ile sona erdiri-len aç›klaman›n ard›ndan, bir grup çifçihal ç›k›fl›nda yolun bir k›sm›n› kapatarakkasalarla domates ve biberleri yola döktü.Baz› çiftçiler ise üstlerini ç›kar›p yakaraktepkilerini gösterdiler.

Üreticiler: Yoksulluk kaderimiz de¤il

Eczac›lar soka¤a ç›kt›

‹stanbul, Bursa, Diyarba-k›r, Zonguldak, Kocaeli veAmasya eczac› odalar›, Ka-d›köy'de "Mesle¤imden eli-ni çek" mitingi düzenledi-ler.Kad›köy'de Tepe Nautilusal›flverifl merkezi önündetoplanan eczac›lar, "‹laç vesa¤l›k sosyal bir aland›r,ilaç kurumuna devredile-mez", "Mesle¤imden eliniçek" yaz›l› pankartlarla ‹s-kele Meydan›'na kadar yü-rüdüler. Yürüyüfl s›ras›nda,"Hükümet elini eczanemiz-den çek", "‹laçta reklamahay›r", "Herkese eflit, para-s›z sa¤l›k" sloganlar› at›ld›. Mitingde konuflan ‹stanbulEczac› Odas› Baflkan› Se-

mih Güngör, sa¤l›kta dö-nüflüm program›n›n halk›nsa¤l›k hakk›n› elinden ald›-¤›n›, mesleklerine yap›lansald›r›lar›n her geçen gündaha da artt›¤›n› söyledi.‹laçlar›n marketlerde sat›l-mas›na olanak sa¤layacakdüzenlemeyi de elefltirenGüngör, "Baflbakan eczac›-l›k alan›n› da rekabete aça-ca¤›n› belirtti. Söyleyin,ilaç hizmetinde rekabetolur mu? Eczanelerimizindurumu ortada. Son uygu-lamalarla kay›plar›m›z 500milyon TL'nin üzerinde.Her gün yeni bir eczane,kap›s›na kilit vuruyor. Gözgöre göre iflasa sürükleni-yoruz." dedi.

‘Demokratl›¤›nda bir s›n›r› var’!

Devletin “tabu” ilan etti¤içok say›da konunun tart›-fl›lmas› için kap›lar›n› aça-rak, demokrat bir profilçizmeye çal›flan Bilgi Üni-versitesi, sendikaya üye ol-duklar› için iflçilerini ifltenç›kartt›!‹stanbul Bilgi Üniversite-si’nde D‹SK Sosyal-‹fl Sen-dikas›’nda örgütlendikleriiçin iflten at›lan 3 iflçininoturma eylemleri on günügeride b›rakt›. 4 fiubat’tanbu yana oturma eylemi ya-pan Bilgi Üniversitesi çal›-flanlar›, 8 May›s günü Tak-sim’de bir bas›n aç›klamas›gerçeklefltirdi. Bini aflk›n ki-flinin kat›ld›¤› bas›n aç›kla-mas›nda yönetimin ifltenat›lan çal›flanlar› geri ifle al-mas› ve sendikal örgütlen-meyi engellememesi içinça¤r›da bulunuldu. Akflam saatlerinde TaksimTramvay Dura¤›’nda topla-nan iflçiler ve D‹SK üyeleri;“‹flten at›lanlar geri al›n-s›n”, “Sendika hakk›m›z en-gellenemez”, “‹flte Bilgi, ifltesendika”, “Sendika bize ya-k›flt›”, “Bilgi sokakta” döviz-leriyle Galatasaray Lise-

si’nin önüne yürüdü. Liseönünde yap›lan bas›n aç›k-lamas›nda ‹stanbul BilgiÜniversitesi yönetimininanayasal hak olan sendikalörgütlü¤ü engelleyerek suçiflledi¤ine ve iflten at›lansendikal›lara yönelik ola-rak yönetimin hukuken“son çare” yöntemini ilkbaflta kullanarak iflçileriokul içinde baflka birimler-de görevlendirmek yerineiflten ç›kard›¤›na dikkat çe-kildi. D‹SK Genel BaflkanYard›mc›s› Ali Canc›, Sos-yal-‹fl Genel Baflkan› MetinEbetürk’ün destek konufl-malar› yapt›klar› bas›naç›klamas›nda ayr›ca bafl-ka üniversitelerden de des-tek vermek üzere akade-misyenler yer ald›. Bas›naç›klamas›, iflten at›lanla-r›n, ifle iade edilene kadarSantral Kampusü’nde de-vam edecek olan oturmaeylemine destek ça¤r›s›ylave “‹flten at›lanlar geri al›n-s›n” sloganlar›yla sona erdi.‹flçiler ayr›ca ifle geri al›n›n-caya kadar her cumartesiTaksim’de eylem yapacak-lar›n› da duyurdular.

Tek G›da-‹fl Örgütlendi Assan G›da ‹flten Att›

BBAALLIIKKEESS‹‹RR-- Tek G›da–‹flSendikas›, Kingtom marka-s› ile ürün sunan KibarHolding’e ba¤l› Assan G›daSanayi ve Ticaret A.fi’ninSusurluk’ta bulunan fabri-kas›nda örgütlenme çal›fl-malar› bafllatt›. ‹flveren ör-gütlenme haberini al›r al-maz 11 May›s 2010 tarihin-de sendikaya üye olan 22kifliyi iflten ç›kard›.Sendikaya üye olman›n

anayasal bir hak oldu¤unubelirten iflçiler, patronunher türlü hukuku hiçe sa-yarak kendilerini iflten ç›-kartt›¤›n› belirttiler. Buhaks›zl›¤a karfl› sessiz kal-malar›n›n mümkün olma-d›¤›n› kaydeden iflçiler, iflegeri dönme talabiyle bafl-latt›klar› direnifli, taleplerikabul edilmeden b›rakmakniyetinde olmad›klar›n›duyurdular.

Çamalan’›n mücadelesi devam ediyor

Emek ve Mücadele Platformu'ndan direniflteki iflçilere destek‹‹ZZMM‹‹RR-- DHF, BDSP, Al›nteri, Partizan,EHP, Emek ve Özgürlük Cephesi taraf›n-dan oluflturulan Emek ve Mücadele Plat-formu direniflteki UPS iflçilerine destekziyaretinde bulundu.Sendikaya üye olduklar› için iflten at›-lan 9 iflçi bir Amerikan tekeli olan UPStafl›mac›l›k flirketi önünde üyesi olduk-lar› TÜMT‹S'in önderli¤indeki direnifl-

lerini sürdürüyorlar.‹flçilere destek ziyaretinde bulunanplatform üyeleri “UPS iflçileri yaln›z de-¤ildir”, “Zafer direnen emekçinin ola-cak” sloganlar› ile iflçilere desteklerinivurgularken, iflçiler de grubu “Yaflas›ns›n›f dayan›flmas›” slogan› ile karfl›la-d›lar. Platform ad›na yap›lan aç›klamada,

“Bizler Emek ve Mücadele Platformu ola-rak direniflinizde sonuna kadar yan›n›z-day›z ve direniflin destekçisi de¤il müca-delenizin parças› olaca¤›z.” denildi. TÜMT‹S flube baflkan› da yapt›¤› aç›k-lamada, “Biz kazanaca¤›m›zdan emi-niz. Çünkü biz flu anda ülke genelindeiflçilerin büyük kesimini örgütledik. ‹fl-çilerin sendika üyeli¤inden istifa etme-

leri yönünde birkaç giriflim oldu fakatbizim sendika olarak olaya örgütlü gü-cümüzle koydu¤umuz tav›rdan sonrageri ad›m att›lar. S›n›f mücadelesindekararl› ve örgütlü oldu¤umuz zamankazanamayaca¤›m›z hiçbir fley yoktur.Bu yüzden deste¤inizi önemsiyoruz. S›-n›f dayan›flmas› olmazsa olmaz›m›z-d›r.” dedi.

Page 7: 18 - 31 Mayıs 2010 -  Sayı 176

18-31 MAYIS 2010DEVRiMCi DEMOKRASi GGÜÜNNCCEELL 7

Devlet Bakan› ve Baflbakan Yard›m-c›s› Cemil Çiçek, gerçek yüzünü de-flifre eden sözlerini sürdürüyor. A¤-r›’da bir kiflinin yaflam›n› kaybetti¤isel felaketiyle ilgili “Can kayb›n›nolmamas› sevindi¤imiz husustur”diyen Çiçek, TMK ma¤duru çocuk-lar için ise, “Onlar çocuk de¤il” dedi.A¤r›’da 12 May›s gecesi bafllayansa¤anak ya¤›fl›n gece boyunca dur-mamas› neticesinde meydana ge-len sel felaketinde flehir kilitlenmifl;flehrin altyap› yetersizli¤i, halka;çamurlu yol, evlerden taflan su veelektrik kaça¤› biçiminde geri dön-müfltü. Felaketten sonra okullar 3gün tatil edilirken, Do¤ubeyaz›t il-çesinde ise, selin neden oldu¤u gö-çü¤ün alt›nda kalan bir kifli yaflam›-n› yitirirken, befl kifli ise yaralan-m›flt›. Ayr›ca flehre girifl-ç›k›fllardurdurulmufl, selden ma¤dur olanbir vatandafl ise, haber ajans›naflunlar› söylemiflti: “Ne yapaca¤›m›-z› bilmiyoruz. Beklemekten baflkaçaremiz yok. Yolun trafi¤e aç›lma-s›n› bekliyoruz”

Bakan: “Allah baflka s›k›nt›lar vermesin”Felaketin ard›ndan A¤r›’ya gidenDevlet Bakan› Cemil Çiçek, “bakan”›oldu¤u ülkesinden habersiz, fela-kette kimsenin ölmedi¤ini zanne-derek, flunlar› ifade etti: “Sevindi¤i-miz husus can kayb›n›n olmamas›-d›r. Devlet olarak geri kalan husus-

lar› bizler karfl›lar›z. Devlet olarakvatandafl›m›z›n karfl›laflt›¤› bu s›-k›nt›lar› ve kay›plar›n› karfl›layarakhayatlar›n›n normale dönmesi içingerekli deste¤i verece¤iz. Elimizdengelen tüm çabay› gösteriyoruz, gös-terece¤iz. Bir miktar para gönder-dik, yine gönderece¤iz. Allah baflkas›k›nt›lar vermesin. Herkese geçmiflolsun. Hep beraber el ele vererek busorunlar› aflaca¤›z.”Çiçek’in ve di¤er hükümet yetkilile-rinin her sel felaketinden sonrasöylediklerini tekrarlad›klar› görü-lürken; bahsi geçen iyilefltirme ça-l›flmalar›n›n bu tür afetlerden önceyap›lmamas›, halk›n tepkisineneden oldu.

Bakan TMK ma¤duru çocuklara da bakm›yor!Hükümet bir taraftan TMK ma¤du-ru çocuklar için düzenlemeler ya-paca¤›n› vaat ederek, kamuoyununbaz› kesimlerini umut var yakla-fl›mlara sevk ederken; di¤er taraf-tan, TMK ma¤duru çocuklara revagördü¤ü zulmü meflru k›lmaya çal›-fl›yor. Devlet Bakan› Çiçek, A¤r›’da-ki bihaber yaklafl›m›n›n hemen ar-d›ndan, TMK ma¤duru çocuklarlailgili söyledikleriyle de, bihaberli¤i-nin boyutlar›n› gözler önüne serdi.‹sviçre’nin Cenevre kentinde dü-zenlenen “Evrensel Periyodik ‹nce-leme Mekanizmas› Toplant›s›”nakat›lan Çiçek, TMK ma¤duru ço-

cuklar›n durumunun sorulmas›

üzerine, önce hükümetin bu konu-

daki çal›flmalar›n›n reklam›n› yapt›,

ard›ndan gerçek yaklafl›m›n› ortaya

koydu: “Onlar asl›nda çocuk de¤il!”

Çiçek, flunlar› söyledi: “Burada, ül-

kemizin kimi bölgelerinde, nüfus

kay›tlar›n›n fiili durumu yans›ta-

mad›¤›n›n, kay›tlara göre çocuk gö-

rünen baz› kiflilerin esasen eriflkin

olduklar›n›n dikkate al›nmas› ya-

rarl› olacakt›r.”

Cenevre Halkevi: “Baka-n›n söyledikleri ahlak-s›zl›k”Çiçek’in sözlerine Cenevre Halkevi

sert tepki gösterdi. Cenevre Halk

Evi, Erdal Eren’e, U¤ur Kaymaz’a ve

son 20 y›lda katledilen 370 Kürt ço-

cu¤una de¤indi¤i aç›klamas›nda, flu

ifadelere yer verdi: “Türkiye’de ço-

cuklara sokak ortas›nda uygulanan

iflkence görüntüleri, çocuklar›n ye-

tiflkinler gibi a¤›r ceza mahkemele-

rinde onlarca y›llara varan hapis

cezalar› haberleri ve görüntüleri

gazete manfletlerinde ve televizyon

ekranlar›nda flaflk›nl›kla izlenirken,

bizde çocuklara kelepçe tak›lm›yor

demek büyük ahlaks›zl›k. Bizim ül-

kemizde çocuklara kelepçe tak›lm›-

yor, çünkü kelepçe tak›lacak bilek-

leri ve kollar› üniformas›z polisler

taraf›ndan k›r›l›yor.”

AANNKKAARRAA- Bar›fl Anneleri Giriflimi, ülkenindört bir yan›ndan Ankara’ya girifl yaparakGenel Kurmay Baflkan› ve Baflbakan’la gö-rüflme talep ederken, savafl ve imha kon-septi, analar›n ça¤r›s›na kulak vermedi. Abdi ‹pekçi Park›’nda görüflme taleplerininkabul edilmesini bekleyen Bar›fl Anneleri,çad›rlar kurarak geceli gündüzlü bekleyifl-lerini sürdürdü. Anneler Günü’nde Anka-ra’ya hareket eden Bar›fl Anneleri’ni Göl-bafl› tesislerinde kolluk güçlerinin engelle-

me çabalar›, BDP milletvekillerinin müda-halesiyle sonuçsuz kald›. Bar›fl Anneleri Abdi ‹pekçi’deki bekleyi-fllerini sürdürürken birçok dernek, siyasiparti ve sivil toplum örgütü çad›rlara ziya-ret gerçeklefltirerek destek verdi.Çocuklar›m›z›n cesetlerine de¤il kendileri-ne sar›lmak istiyoruz diyen Bar›fl AnneleriKuzey Kürdistan’da gerçek bir savafl›n varoldu¤unu yönetenlerin bu gerçe¤i bile gör-mek istemedi¤inden söz ettiler.

Bar›fl Anneleri ‹nisiyatifi Sözcüleri NedretDemir, Naciye ‹lke ve Türkiye Bozkurt im-zas›yla Baflbu¤’a gönderilen faksta flu ifa-delere yer verildi.“Art›k tabutlar›na de¤il, çocuklar›m›za sa-r›lmak istiyoruz’ talepli Kürt sorununundemokratik siyasi çözümünün zaman› gel-di¤ini, bu konuda bar›flta olan ›srar›m›z›anlatmak üzere 2 günlük bir oturma eyle-mi için Ankara’da bulunuyoruz. Eylemi-miz S›hhiye Abdi ‹pekçi Park›nda devam

etmektedir. Düflüncelerimizi sizlerle pay-laflmak üzere 3 kiflilik bir heyetle 11 May›s2010 Sal› günü veya uygun görece¤iniz birtarihte ziyaret gerçeklefltirmek istiyoruz.Tüm önyarg›lardan uzak biz annelerin butalebine olumlu yan›t verece¤inizi düflü-nüyor, sayg›lar›m›z› sunuyoruz.”Ça¤r›lar›na muhatap bulamayan Bar›fl An-neleri Giriflimi iki günlük geceli gündüzlübekleyiflin ard›ndan kentten ayr›ld›.

Bar›fl Anneleri ça¤r›lar›na muhatap bulamad›

Devlet Bakan›, halka bakm›yor!

‹‹ZZMM‹‹RR-- ‹ran'da gerçeklefltirilen idam vahfleti, Ba-r›fl ve Demokrasi Partisi (BDP) taraf›ndan protestoedildi. 9 May›s'ta ‹ran'da tutuklu bulunan 5PJAK'l› Kürt siyasetçinin idam edilmesine tepkigösteren BDP, ‹ran devleti taraf›ndan yap›lan kat-liamlara 'dur' denilmesini istedi. Protesto eyleminde yürüyüfl yapmak isteyenBDP'lilere polisin izin vermemesinin üzerine grupsadece bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdi. ‹zmir BDPEfl Baflkan› Yusuf Kaya taraf›ndan yap›lan aç›kla-mada, idam edilen Kürdistan Ö¤retmenler Derne-¤i ‹letiflim Sorumlusu Mamosta Ferzad Kemangerson mektubunda yazd›¤› “Tek istedi¤im isyankar,k›p›r k›p›r kalbimin, benden daha isyankarca birçocu¤un gö¤sünde atmaya devam etmesidir.Hangi dili konufluyor olursa olsun, kalbimin birbaflkas›n›n gö¤sünde atmas›na izin verin. Kaoranbanklar›nda, Sabalan Da¤› yamaçlar›nda, Do¤uSahara kenarlar›nda veya Za¤ros Da¤lar›’ndangüneflin do¤uflunu seyreden bir çocuk” dile¤iningerçekleflece¤i belirtildi. Kaya, “Kürtler kendi vatanlar›nda katlediliyorlar.Kürt halk›, ‹ran’da Fars milliyetçisi Mollalara kar-fl› savafl yürütmekten dolay› ‘kafir’, Suriye’dekimlik cüzdan› bile vermeyen Arap milliyetçisi fa-flist Baas’a karfl› ‘isyanc›’, Türkiye’de sadece hiz-metçili¤e lay›k görülerek eflitlik ve özgürlük talep-lerine karfl› ‘bölücü’ olarak damgaland›lar. Budevletlerin siyasi s›n›rlar› içerisinde yaflamayamahkum edilmifl Kürtlere karfl› Acem, Arap, Türkmilliyetçilerinin ortak paydalar›, düflmanl›k, in-kar ve imhad›r.” dedi.Kaya, “Birleflmifl Milletler, Avrupa Birli¤i, Af Örgü-tü vb. uluslararas› kurulufllar ‹ran’›n cinayetleri-ne ortak de¤illerse bu katliamlara ‘dur’ demeleri-ni istiyoruz.” dedi. ‹damlar ayr›ca Van, Hakkari ve Amed’de de ger-çeklefltirilen eylemlerle protesto edildi. Eylemler-de ‹ran'›n gerçeklefltirdi¤i katliamlar k›nand›.

‹ran Faflist Rejimi Kanla Beslenmeye Devam Ediyor!Avrupa Demokratik Haklar Konfederasyonu(ADHK) da yapt›¤› yaz›l› aç›klama ile ‹ran'da ger-çeklefltirilen idamlar› k›nad›. “‹ran gerici molla re-jimi, fleriata dayal› diktatörlü¤ünü kanla besleye-rek, ayakta tutmaya devam ediyor.” denilen aç›k-lamada, Uluslararas› Af Örgütü'nün raporuna gö-re geçen y›l 388, 2008 y›l›nda 346, cumhurbaflkan-l›¤› seçimlerinin yap›ld›¤› 12 Haziran ile MahmudAhmedinecad'›n ikinci kez görevine bafllad›¤› 5A¤ustos aras›ndaki 8 haftada 112 kiflinin ‹ran re-jimi taraf›ndan idam edildi¤i hat›rlat›ld›.9 May›s'ta gerçeklefltirilen 5 PJAK'l›n›n “Türki-ye'ye giden bir gaz borusunu bombalad›klar›” id-dias›yla vahflice idam edildiklerinin belirtildi¤iaç›klamada flu ifadeler yer ald›: “Biz Avrupa De-mokratik Haklar Konfederasyonu olarak, fieriatadayal› Molla faflizminin gerçeklefltirdigi idamlar›nefretle k›n›yor, tüm demokratik cepheyi, kendi-ne insan›m diyen duyarl› herkesi tav›r almaya,protesto etmeye, seslerini yükseltmeye ça¤›r›yo-ruz.”

‹damlaraBDP'den tepki

Y›llarca okumas›na ve girdi¤i KPSS s›nav›n›

kazanmas›na karfl›n atamas› yap›lmayan

30 yafl›ndaki P›nar Avc› yaflam›na son verdi.

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakül-

tesi’ni dereceyle bitirmifl olan Avc›, mezu-

niyetinin ard›ndan ö¤retmen olmak umu-

du ile Kamu Personeli Seçme S›nav›

(KPSS)’na girdi. 3. y›l›nda KPSS’yi kazanan

Avc›, 1.5 y›l beklemesine karfl›n atamas›

yap›lmad›. Bunun üzerine psikolojik s›k›nt›

yaflayan Avc›, bir süredir tedavi görüyordu.

Atamas›n›n yap›lmamas› nedeniyle içine

düfltü¤ü ekonomik ve psikolojik s›k›nt›lar›n

cenderesinden kurtulamayan Avc›, geçti¤i-

miz hafta intihar etti.

Bu ölümün sorumlusu, iflsiz b›rakanlard›rAvc›n›n intihar›na iliflkin Taksim’de bir ba-

s›n aç›klamas› yapan ‹flsiz ve Güvencesiz

E¤itimciler Platformu, "Her okul bitirene iflverece¤iz demedik ki" diyen Baflbakan Er-do¤an'›n intihar eden iflsiz ö¤retmenlerin"katili" oldu¤unu dile getirdi. Akflam saatlerinde Taksim Tramvay Dura-¤›’nda toplanan ‹flsiz ve Güvencesiz E¤itim-ciler Platformu üyeleri, "Mezar de¤il gelecekistiyoruz. Cinayetlerin hesab›n› soraca¤›z"pankart›n› açarak, "Ö¤renciler aç, ö¤retmeniflsiz, kahrolsun e¤itim sisteminiz", "KPSSmezara, ö¤retmenler kadroya" sloganlar›n›

att›lar. Platfor ad›na Fadik Temizyürek tara-

f›ndan yap›lan bas›n aç›klamas›nda, P›nar

Avc›'n›n Adana'da befl y›ld›r KPSS'yi kazana-

mad›¤› için bunal›ma girerek intihar etti¤i

hat›rlat›ld›. "Her okul bitirene ifl verece¤iz

demedik ki" diyen Baflbakan Erdo¤an'›n, in-

tihar eden iflsiz ö¤retmenlerin "katili" oldu¤u

ifade edilen aç›klaman›n devam›nda,

KPSS'nin kald›r›lmas› ve e¤itim alm›fl mes-

lek sahibi kiflilerin istihdam edilmesi istendi.

Yap›lmayan atamalar bir can daha ald›

‹‹ZZMM‹‹RR-- Gözalt› ve Kaybetmelere Karfl›Uluslararas› Mücadele Günü’nde biraraya gelen kay›p yak›nlar› kay›plar›nak›betinin aç›klanmas›n› ve faillerinyarg›lanmas›n› talep etti.Konak-Pier önünde “Kay›plar belli, fail-ler nerede” ‹HD imzal› pankart arkas›n-da toplanan kay›p yak›nlar›, buradankay›plar›n foto¤raflar›n› tafl›yarak Sü-merbank önüne kadar yürüdüler. Sümerbank önünde befl dakikal›koturma eylemi yapan aileler ad›na ‹HDtaraf›ndan bir aç›klama yap›ld›. Aç›kla-mada “24 y›ld›r yürüttü¤ümüz insanhaklar› mücadelesinde kay›plarla bir-likte kaybolan›n insanl›¤›m›z oldu¤unubilerek mücadele ettik ve kay›plar›nak›betini sorduk. Bizler bu gidifle seyir-ci kalmayaca¤›z. ‹HD olarak bu günekadar oldu¤u gibi,insan haklar› ve öz-gürlükler mücadelesine her kofluldadevam edece¤iz ve ihlalleri gün ›fl›¤›naç›kar›p takip edece¤iz.” sözlerine yerverildi.Eylemde “Kay›plar belli failler nerede”,“Gözalt›nda kay›p istemiyoruz”, “insan-l›k onuru iflkenceyi yenecek” sloganla-r› at›ld›.‹nsan Haklar› Derne¤i 1995 y›l›nda 17-31 May›s tarihlerini “Kay›plar› AnmaHaftas› ” olarak kabul etti. Bu tarihtenberi her y›l ‹HD çat›s› alt›nda bir arayagelen kay›p yak›nlar›, kay›plar›n ak›be-tini ö¤renmek ve faillerin yarg›lanmas›için yetkilileri göreve ça¤›r›yorlar.

Kay›

plar

bel

li fa

iller

ner

ede

Page 8: 18 - 31 Mayıs 2010 -  Sayı 176

18-31 May›s 2010 DEVRiMCi DEMOKRASiPPEERRSSPPEEKKTT‹‹FF8

Görmezden gelmek gerçe¤i yok etmez

37. ölümsüzlük y›ldönümü ba¤lam›nda komünist ön-der ‹brahim Kaypakkaya’n›n ard›llar› ve de¤iflik çevre-lerce an›ld›¤› bu günlerde Kaypakkaya’n›n komünist ni-teli¤inin belirleyeni olan çizgisi ba¤lam›nda ele al›nma-s› önemli bir yerde durmaktad›r. Kuflkusuz ki Kaypak-kaya’n›n görüfllerinin bütünlüklü ele al›nmas› yaz›m›z›ns›n›r›n› aflacakt›r ancak, Kaypakkaya’ya iliflkin yürütü-len tart›flmalarda özellikle baz› kesimlerin “Kaypakka-ya’n›n fikirleri dönemi için do¤ruydu” yönlü elefltirileri-ne ve yine ayn› minvalde yap›lan de¤erlendirmelerde“ard›llar› Kaypakkaya’y› ilahlaflt›rarak dokunulmaz ilanettiler” fleklindeki de¤erlendirmelerinden hareketleKaypakkaya’y› bu s›n›rl› yaz›m›zda çizgisi ba¤lam›ndaözetle de olsa ele alman›n faydal› olaca¤›na inanmak-tay›z.Öncelikli olarak flunu ifade etmek isteriz ki, ‹brahim yol-dafl› “yeniden gündemlefltirmek” diye bir alg›ya sahipde¤iliz, böyle bir sorunumuz yoktur da. Zira, o zatenyön gösteren bir pusula olarak devrimci çal›flma gün-demimizden hiç ç›kmay›p bizlere k›lavuzluk yapmakta-d›r. Yeni olan, inkarc› ya da yanl›fl bak›fl aç›s›n›n ‹bra-him’i hat›rlamak zorunda kal›fl›d›r. Ki, bunlar›n düzlemi‹brahim’i kavramaktan hala çok uzakt›r. Dolay›s›yla ‹b-rahim’in tart›fl›lmas›, kavranmas› aç›s›ndan önemlidir.‹brahim’i do¤rulama ad›na tart›fl›rken, kimilerinin dedi-¤i mertli¤ini, cesaretini, dobral›¤›n›, direngenli¤ini vb

özelliklerini konu etmeyece¤iz. Ki, bu özelliklerini obaz›lar›n›n yapt›klar› gibi, bilimsel niteli¤inden

ay›rm›yor, bilakis bilimsel yap›s›n›n tutumlar›olarak de¤erlendiriyoruz. Dolay›s›yla, ide-

olojik-politik-örgütsel ayaklardaki genelsiyasi çizgisinin önemli oldu¤unu ve di-

¤er özelliklerinin de bu temel üze-rinde vücut buldu¤unu söyleye-

rek, ‹brahim’i güdüklefltirilmiflkal›plarda tart›flmay› tama-men yersiz ve yetersiz bulu-yoruz.

S›n›flar mücadelesinin nes-nel yasalar›, toplumsal re-alitemiz ile bu realitenintüm kökenleri bütün yoksaymalara karfl›n ‹brahimKaypakkaya’y› en inkarc›gözlerin önüne bile inatladikmektedir. Kaypakka-

ya, devrimimizin ideolojik-politik-örgütsel çizgi ve so-

runlar›n›n en yetkin temsil-cilik ifadesidir. Onun ism-ide¤eri; feodal-faflist düzenve tüm gericili¤e karfl› pro-leter s›n›f önderli¤indedevrimci halklar›m›z cep-

hesinde yükselen k›z›l bay-rak olarak, s›n›f çeliflkileri ve

toplumsal sorunlar›n çözümün-de oynad›¤› rol ve ortaya koydu-

¤u bilimsel düzlemde anlam bul-maktad›r. Evet o, hakl› olarak ken-

disinden söz ettirmekte ve “gül dike-ni” gibi her türden tasfiyecili¤in, opor-

tünizmin ve devrim kaçk›nl›¤›n›n gözü-ne batmaktad›r. Kaypakkaya bir türlüaç›lmayan gözleri açmaya devam etmek-tedir.Ona ideolojik olarak sald›ranlar ve hattakatbekat onun dünya görüflünden uzakolanlar bile, onun bilimsel çizgisi ve tah-lilci tutumu karfl›s›nda “hak teslim et-mekten” kendisini alamamaktad›r.Unutturulmaya çal›fl›lsa da gerçekkendisini hat›rlatarak durdu¤u yeritutar. Ondan kaç›lsa da o gerekli ›s-rar› tafl›yarak gündemden düflmez.S›n›f savafl›m›n›n somut prati¤indekendi do¤rulu¤unu inkarc›l›¤›nyüzüne vurmaktan da geri dur-maz.

Kaypakkaya ‘ilah’de¤il komünist ön-derdir

Kaypakkaya’n›n komünist ol-mas›, onun hatas›z-eksiksiz ol-du¤u anlam›na gelmez, böyleyorumlan›p ele al›namaz. Siya-si konjonktür, bilimsel tart›flmave geliflmelerin yans›ma düze-yi, tarihsel-toplumsal flartlarvb içinde anlafl›l›r olan ve ge-nel bütünlü¤ü bozmayanbirçok tali eksiklikten söz et-mek mümkündür. Örne¤in,“Do¤u Anadolu” bölgesi ta-birini kullanmas› (yak›n za-mana kadar ard›llar› da butabiri kullanmaktayd›),bafll›ca çeliflmeler içndeulusal çeliflmeyi koyma-mas›, abart›l› durum tes-piti (iflçi ve köylülerin si-lahl› mücadeleyi kavra-d›klar›n› söylerken yap-t›¤› durum tespiti),ÇKP'nin hatal› ça¤ tespiti-ni oldu¤u gibi kullanma-s› (bütünlüklü çizgisi budurumu yads›mas›na

ra¤men), Maoizmi Mao Zedung düflüncesi olarak formü-le etmesi, Stalin ve Komitern'in hatalar›na karfl› aç›k al-mamak gibi hata ve eksiklerini söylemek mümkündür.Kaypakkaya’n›n ard›llar› yapt›klar› I. Kongrelerinde Kay-pakkaya yoldafl›n eksikliklerini tamamlayarak daha ile-ri düzeyde onu temsil etti, hatalar›n› düzelterek gelifltir-di. Ancak, Kaypakkaya yoldafl›n bahsini etti¤imiz eksik-likleri, asla onun komünist çizgisini siliklefltirmez, genelçizgisinin bilimselli¤ini ortadan kald›rmaz. Stalin’in hata-lar›n›n onun büyük ö¤retmen olmas›n› gölgelemedi¤igibi... Kaypakkaya döneminin en ileri düzeyi olup yega-ne komünist çizgiyi temsil etmekle birlikte, günümüz-de de onun ülkemiz devriminin teorik-pratik tüm me-selelerine dair ortaya koydu¤u Marksist-Leninist-Maoistdo¤rultu geçerlili¤ini korumaktad›r. Befl temel belge veon bir ilke; ülkenin sosyo-ekonomik yap› tahlilini ve butahlile uygun devrim ilkelerini, devrimin niteli¤ini, izle-yece¤i yolu, mücadele ve örgüt biçimleri ve esaslar›n›,devrimin hedefleri ve bileflenlerini, devrimin azami veasgari programatik görüfllerini vb Halk Savafl› strateji-sinde formüle etmekte, genel amac› aç›klayarak kapsa-maktad›r. Tüm bunlar esas anlamda Maoist-komünist-lerin zemini olarak; siyasi, teorik ve ideolojik mücade-lemizi yönetme yetene¤ini sürdürmektedir.Alt›n› çizmek gerekir ki; Kaypakkaya, toplumsal koflul-lar›m›zda tekrar tekrar do¤rulanmaktad›r. Hem de “30-40 y›l önce söylenmifl fleyler…” diye dudak büken kü-çümseyici yaklafl›m ve afl›nd›rma çabalar›na karfl›n, ogünkü tahlil ve tespitleriyle günümüze ›fl›k tutarak bi-limsel hükmünü korumaktad›r. Hakim s›n›f ve kliklerini,bunlar›n elindeki bask› arac› devleti; s›n›fsal özleri ve fa-flist karakter ve niteliklerini bilimsel ç›plakl›kla orta ye-re koymakta, devam eden siyasi yap›lar›na ›fl›k tut-maktad›r.De¤iflik hesaplarla da olsa, hakim s›n›f kliklerinin gerekgeçmifle dair ve gerekse günümüze dair karfl›l›kl› olarakve s›kça dillendirdi¤i faflizm itiraflar›, ‹brahim yoldafl›nKemalizm-Kemalist devlet-diktatörlük hakk›ndaki fa-flizm tahlillerinin hakl›l›¤›n› gösteren ayr›nt›lard›r. “Su-surluk” ve “Ergenekon” skandallar›yla birlikte, görmekistemeyen körün bile art›k gördü¤ü kadar aç›k olan bugerçek, birçok kimsenin yan›lg›l› dünyas›n› alt-üst et-mifltir. ‹nkar ve çarp›tmaya yer b›rakmayacak kadar, o“sakl›” yüz pazara ç›km›flt›r. Egemen s›n›flar›n öyle yada böyle dilleriyle itiraf edilmifltir. Baflbakan, “az›nl›kla-ra yap›lanlar faflizan bask›lard›” demektedir. Kemalistklik ise, AKP kli¤inin uygulamalar›n› faflizm olarak nite-lemektedir. Faflizmin de¤iflik temsilcileri, klik ç›karlar›-n›n gere¤i olarak birbirlerinin özünü aç›klamaktad›rlar.

Kaypakkaya ve Kemalizm

‹brahim yoldafl›n, Kemalizm’in s›n›f tahlilini yaparken,selefi oldu¤u s›n›f kesimlerinden kopuk olmad›¤›n› vebunlar›n nas›l iç içe olup bir birini tamamlad›klar›n› söy-lerken de ne kadar isabetli tahlillerde bulundu¤u, yinebu gerici-faflist klikler aras›ndaki dalaflta dile getirilen-lerle do¤rulanmaktad›r. “Az›nl›klara” uygulananlar›n “fa-flist” bask›lar oldu¤unu söyleyen resmi itiraf;Kaypakkaya’n›n, Kemalist diktatörlü¤ün faflist özü veniteli¤inin ürünü olarak gündeme gelen yans›malardan;Kürt ulusu ve di¤er az›nl›klara uygulad›¤› milli bask› vezulüm politikalar›, “Günefl Dil Teorisi”, “Bir Türk dünyayabedeldir”, “Ne mutlu Türk’üm diyene” gibi ›rkç›, flovensloganlarla Türk milliyetçili¤ini ülkenin her taraf›nda na-s›l yayg›nlaflt›rd›¤› fleklindeki tespitleriyle aç›klayarak,hem gerçe¤i göstermekteydi ve hem de halef ile selefaras›ndaki ba¤› do¤rulamaktayd›.“O y›llarda hakim s›n›flar aras›ndaki esasl› iki siyasikamp, flu unsurlardan teflekkül oluyordu: Bir yanda,emperyalizmle iflbirli¤ine giriflen ve bu iflbirli¤ini gittik-çe artt›ran yeni Türk burjuvazisi, eski komprador büyükburjuvazinin bir k›sm›, memurlar›n ve ayd›nlar›n en üstve imtiyazl› tabakalar›. Öte yanda, henüz tamamen tas-fiye edilemeyen komprador burjuvazinin di¤er bir k›s-m›, a¤alar›n ve büyük toprak sahiplerinin baflka bir ke-simi, feodalizmin ve Sultanl›¤›n ideolojik dayanaklar›olan din adamlar›, eski ulema s›n›f› art›klar›. …” “Önem-li olan ve tart›fl›lmayacak kadar aç›k olan gerçek fludurki, toprak a¤alar›n›n bir kesimi Kemalist iktidara ortak-ken, bu iktidarda söz ve nüfuz sahibi iken, di¤er bir ke-simi Kemalist iktidar›n karfl›s›ndad›r. Mesela, Do¤u Ana-dolu’daki Kürt toprak a¤alar› ve afliret reislerinin yeri,genellikle ikinci kampt›r.” “Birinci kamp›n siyasi partisiCHP idi ve köken itibariyle müdafaa-i hukuk cemiyetle-rine dayan›yordu. …” “‹ttihat ve Terakki döneminde ol-du¤u gibi, Cumhuriyet döneminde de, Kurtulufl Sava-fl›’na kat›lanlar orta burjuvazinin bir kesimi, ele geçirdi-¤i devlet gücünü, zenginleflmek için bir kald›raç gibikullanarak, devlet tekellerini yarat›p bunlar› kendi hiz-metine koflarak, emperyalizmle iflbirli¤ine giriflerek, on-lar›n yat›r›mlar›na ortak olarak hükümet makamlar›n›,yüksek memuriyetleri de hizmetine sokarak, devletbankalar›ndan ald›klar› kredilerle, rüflvetlerle, vurgun-larla fliflerek, Türkiye’yi terk eden ve katledilen Ermenive Rum kapitalistlerinin mallar›na, mülklerine el koya-rak iyice zenginlefltiler, milli karakterdeki orta burjuva-zinin di¤er kesimlerinden koptular. Bu farkl›laflma vekopma giderek daha belirgin hale geldi. ‹ttihat ve Te-rakkici komprador Türk büyük burjuvazisinin bir kesimiile, bu yeni komprador Türk büyük burjuvazisi; Kema-list iktidar içindeki hakim unsurlar iflte bunlard›r.” (‹.Kaypakkaya Seçme Yaz›lar)Kemalist iktidar›n s›n›f bileflenlerinin faflist karekteriniaç›klayan bu al›nt›da iflaret edilen gerçeklik günümüzaç›s›ndan da hakl› bir söylem ve tesbittir. Kamplar-klik-ler aras› dalafl ve bunlar›n s›n›fsal nitelikleri, siyasi ka-rakterleri, bu kamplardan iktidar olan kli¤in geliflimi vebu kamplar›n emperyalizmle iflbirlikçilikleri, nas›l gelifl-tikleri günümüz aç›s›ndan da yap›lan tespitin do¤rulu-¤unu ortaya koymaktad›r. Kliklerin aralar›ndaki dalafltanas›l demokrasi lafz›na sar›ld›klar›n› ve bunun ne kadarbayat bir taktik oldu¤unu, günümüzdekilere bakarakgörebiliriz. Yaz›k ki, bu takti¤in hala belli çevrelere yut-turuldu¤u da do¤rudur. Özellikle, tasfiyecili¤in revaçta

oldu¤u reformist-revizyonist çevrelerde, “demokratik-leflme” inanc› oldukça sa¤lam yerleflmifl bulunmakta-d›r. Konumuz ba¤lam›nda önemli bir hususa daha dikkatçekmek gereklidir; AKP’nin iktidar kli¤inin siyasi partisiolma anlam›nda iktidara geldi¤ini anlamak veya kabuletmekte zorlananlar için, Kaypakkaya yoldafl›n yukar›-da ilgili bölümlerde anlatt›klar› son derece yard›mc› ol-ma aç›kl›¤›nda olup önemlidir. Yani, emperyalizmle ifl-birli¤i içinde palazlanan ve iyice emperyalizmin kuca¤›-na oturan kesim iktidara gelmifltir. Ve bu kesim belliözellikleriyle emperyalizmin dünya çap›ndaki, özelliklede ‹slam dünyas› ve Ortado¤u üzerindeki dönemsel si-yaseti aç›s›ndan “biçilmifl kaftand›r.” ‹ktidarda esasta“söz ve nüfuz sahibi” olan AKP kli¤i, Kaypakkaya’n›ndikkat çekti¤i gibi, adeta “feodalizmin ve Sultanl›¤›nideolojik dayanaklar› olan din adamlar›, eski ulema s›-n›f›n›n art›klar›”na yaslanmaktad›r.‹brahim yoldafl›n Kemalist devrim ve Kemalist diktatör-lü¤ün niteli¤i hakk›nda Stalin ve finurov yoldafllardanyapt›¤› al›nt›lar› da aktaral›m. Uzatmaya gerek yok ki,Türk hakim s›n›flar› hemen her bak›mdan dünkü kök-lerinden kopmufl de¤ildir. Demokratikleflme safsatas›nakanmayan safdilliler d›fl›nda her kes bunu rahatl›kla gö-rebilir. Geçelim ve devam edelim.“ ‘Kemalist devrim üst tabakan›n (abç), milli ticaret bur-juvazisinin bir devrimidir. Yabanc› emperyalistlere kar-fl› mücadelenin içinden yükselen ama daha sonraözünde köylülere ve iflçilere, bir toprak devrimi imkan›-na karfl› geliflen bir devrimdir.’ (abç)” (‹brahim yoldafl›nStalin yoldafltan aktarmas›d›r.) Burada ‹brahim yoldafl›n bir vurgusu ve hat›rlatmas›n›da aktaral›m. “ ‘Üst tabaka’, ‹ttihat ve Terakki içinde pa-lazlanm›fl olan; önce Alman emperyalizmine uflakl›keden, Birinci Emperyalist Paylafl›m Savafl›’nda Almanemperyalizminin yenilgisinden sonra da, ‹ngiliz-Frans›zemperyalizmine yaklaflan, Türk komprador büyük bur-juvazisinin ta kendisidir.” “‹flte Stalin yoldafl›n, üst taba-ka dedi¤i bunlard›r.” Kaypakkaya yoldafl, “üst taba-ka”dan kast edilenlerin hangi s›n›flar oldu¤u ve nitelik-lerinin ne oldu¤unu yine finurov ve hatta Stalin ve Ma-o’dan Kemalist iktidar hakk›ndaki de¤erlendirmelerin-den al›nt›layarak da kan›tlamaktad›r. “Her ne kadar baz› görüntüsel demokratik flekiller mev-cutsa da (seçimle meydana getirilen parlamento vs.)Türkiye’de bugün (1929) mevcut olan düzenin özü, bü-tün demokrasilerden uzak bir diktatoryad›r (abç) (yanifaflizmdir). …” (‹brahim’in finurov’dan aktar›m›d›r.) Ke-malist diktatörlük ve devletin ne oldu¤una dair yetkinolan a¤›zlardan bunlar söylenmektedir. finurov’un Ko-münternin Türkiye görevlisi-temsilcisi de oldu¤u önem-lidir. Dolay›s›yla finurov’un görüflleri kiflisel de¤il genelgörüfller olarak kabul edilenlerdir ve dahas› zaten Sta-lin yoldafl›n de¤erlendirmeleri de bilinmektedir. Sta-lin’den aktard›¤›m›z görüfller mevcut ve yeterlidir.

***Faflizm tahlil ve tespitinde, faflizm tan›m›n›n kapitalistülkelerdeki tarifiyle s›n›rlay›p esas itibariyle faflizmi gü-dük bir tan›mlamayla geçifltiren, faflizmi salt iç tekelcikapitalizmin ülkedeki egemenli¤i ve alttan üste do¤rubir örgütlenme biçiminde gelece¤i-üstten infla edilerekgelemeyece¤i fleklinde aç›klayan ve bu flekliyle Dimit-rov yoldafl›n faflizm tahlilini dahi çarp›tan ve ülkemizde-ki faflizm tespitini öngörmeyen anlay›fllar da bugünkütart›flmalarla iflaslar›n› daha derin ma¤duriyete vard›r-m›flt›r. Ülkemiz devrimci hareketi de yeni tart›flmalarla“yeni fleyler keflfetmeye” bafllam›fl bulunmaktad›r. Ve‹brahim yoldafl her defas›nda an›msanmaktad›r. Geriyedönüp tarihteki do¤rular›n sahiplenilmesi, geç de olsaiyiye do¤ru bir k›p›rdamad›r. Kemalizm’i öyle ya daböyle kutsayanlar, milli karakter ve devrimci rol biçen-ler bugünün tart›flma ve geliflmeleri karfl›s›nda yenidendüflünmek durumunda kalm›fllard›r. Bu iyidir.Bugünkü Kemalist kamp da di¤er kamp da (DP-AP-DYPsoy a¤ac›n›n yerini MSP-Fazilet Partisi damar›ndan ge-len AKP alsa da) özde dünün kamplar› olarak ayn› s›n›fniteli¤ini ve gerici faflist karakterini oldu¤u gibi koruyupsürdürmektedirler. ‹brahim’in 1972’lerde yapt›¤› kamptahlilleri, bu kamplar›n siyasi nitelik ve s›n›fsal yap›lar›-n› oldu¤u gibi aç›klamaktad›r. Devletin niteli¤i ve özühakk›nda da bugünün geliflmeleri ‹brahim’in tahlillerin-deki derinli¤i-kavray›fl› parlak bir flekilde göstermekte-dir. Devlet ve hakim s›n›f klikleri aç›s›ndan de¤iflen ta-belalar, aktörlerdir, iflin özü “temcit pilav›” misalidir. Ha-kim s›n›flar cephesinde, dünün devleti ve klik çat›flma-lar› ba¤lam›ndaki öz bugün tekrarlanmakla birlikte, çokdaha ç›plak bir flekilde gözler önüne serilmektedir. ‹fltetam da bundand›r ki, ‹brahim’in tespit ve tahlilleri bu-gün kulaklar› ç›nlatmakta ve geçerlili¤ini koruyarak bi-limsel gerçeklikleri gere¤i kendilerini dayatmaktad›rlar.“Marks hakl› m›yd›?” fleklindeki burjuvazinin sorusununbir benzeri, devrimci hareket ve “ayd›nlar” içinde, “‹bra-him hakl›yd›!” fleklinde yay›lmaya bafllam›flt›r. Gözlerönüne serpilen bunca gerçeklikten sonra, ‹brahim’i az-biraz da olsa anlamaya çal›flmak kaç›n›lmaz olmufltur. M. Kemal ve CHP’nin faflist oldu¤unu kabul ettirmek ve“kara o¤lan” diye göklere ç›kar›lan Bülent Ecevit’in fa-flist oldu¤unu ayn› biçimde kabul ettirmek ne kadarzordu, hat›rlanmal›d›r. Bugün gelinen noktada, en az›n-dan yürütülen tart›flma ve a盤a ç›kanlar boyutuyla,Kaypakkaya ve devamc›s› çizgi ile buna karfl› görüfllercephesinin nerelerde durdu¤una da (do¤ruluk-yanl›fll›kanlam›nda) göz gezdirmeyi ihmal etmeyin!

Kaypakkaya ve Ulusal Sorun

Kaypakkaya yoldafl›n Kemalizm (Kemalist devrim, Ke-malist iktidar…) tahlili kadar, ulusal sorun-milli mesele-deki tahlili de son derece önemlidir. Ve elbette ki di¤ertahlil ve tespitleri de ayn› derecede önemlidir. Ancakgünümüzün güncel tart›flmalar›n›n bafl›nda gelen Ke-malist devlet ve ulusal sorun konular› baflta olmak üze-re, reformizm-revizyonizmin gölgesindeki tasfiyecilikile devrimci çizgi aras›nda giderek berraklaflan yol ayr›-

m› dolay›s›yla, Kaypakkaya özellikle aran›r olarak öneç›kmaktad›r. Bu bak›mdan daha çok bu konular üzerin-de durmak do¤ru olacakt›r.Bu konu irdelenenirken vurgulanmas› gerek temel me-sele kaypakaya'n›n ortaya koydu¤u sistemati¤in birbi-riyle bir bütünülük içerisinde oldu¤u unutulmamal›d›r.Nas›l ki ona yön veren siyasi çizgi görüfllerinin temelinioluflturuyorsa o çizgi ekseninde ortaya koydu¤u fikirlerde diyalektik ba¤ içerisindedir. Kemalizme karfl› tav›ral›nmadan Kürt ulusal sorununda do¤ru bir tespit yap›-lamaz. Kaypakkaya egemen Türk ulusu milliyetçili¤i vemilli zulümcü politikalar›na, faflist Kemalist diktatörlükve devlete aç›ktan meydan okuyarak ve Kemalist Türkmilliyetçili¤iyle zehirlenmifl tüm sol çevrelerin olufltur-du¤u a¤›r koflullar alt›nda proletarya enternasyonaliz-minin komünist bayra¤›yla karfl› ç›kt›. Milli zulmü teflhirederek, karfl›s›nda kararl› tav›r ald›. Kürt ulusunun ken-di kaderini tayin hakk›n› savundu ve ulusal sorununözünün pazar sorunu oldu¤unu aç›klad›.Kaypakkaya e¤er Kemalizm’den devrimci kopuflunusa¤layamam›fl olsayd›, Kemalist iktidar›n Kürt ulusunauygulad›¤› katliam ve bask›lar› faflist de¤erlendirme-seydi ve bunlarla birlikte devrimci harekette egemenolan sosyal floven çizgiyle mücadele edip kopmasayd›;tabiat›yla Kemalizm’in yede¤ine düflüp ulusal sorundakomünist perspektifi oluflturamazd›. Dahas› genel tez-lerinde de komünist rotay› yaratamazd›. Genel olaraksöylemek gerekirse; ulusal sorunda Komünist olama-yanlar di¤er meselelerde de gerçek anlamda komünistolamaz. Özel olarak söylersek; Kemalizm’i do¤ru s›n›ftavr›yla ve bilimsel olarak tahlil edemeyenler di¤er me-selelerde de do¤ru çizgiye sahip olamaz. Eklektik opor-tünizm bata¤›ndan kurtulamaz, sistemli ve istikrarl› birperspektif oluflturamazlar. ‹flte Kaypakkaya’y› en bafl-tan itibaren di¤er devrimci hareketlerden ay›ran yan;onun komünist ideolojiyle donanm›fl olmas› ve tahlil-lerini bu ideolojiyle gerçeklefltirmifl olmas›d›r. E¤er Kemalist iktidar›n emperyalizmle iflbirli¤i içinde ol-du¤unu tahlil etmemifl olsayd›, ülkenin sosyo-ekono-mik yap›s›n› do¤ru tespit edemezdi. Yani, Kemalist dev-rim ve iktidar› emperyalizmden ba¤›ms›z gerçek birdevrimci kurtulufl savafl›, demokratik devrim ve ba¤›m-s›z iktidar olarak görseydi, Kemalist devleti ba¤›ms›zolarak de¤erlendirseydi; yar›-sömürge tespitinde bulu-namaz, Yeni Demokratik Devrim tezini de savunamaz-d›. Kaypakaya'y› içinde bulundu¤u bütünnsellikten ko-parmak demek onun siyasal çizgisini ve düflünüflünde-ki derinli¤i, yani, prati¤i ve teorisindeki bütünselli¤i an-lamamak demektir. Demek ki, temel bir sorunda yafla-nan sapma di¤er temel meseleleri de etkiler. Dolay›s›y-la, Kaypakkaya’n›n ülke tahlilinden di¤er tespitlerinekadar hepsi mant›ki bir bütünlük ve uyum içindedir vebunlardan her biri di¤erine s›k› s›k›ya ba¤l›d›r. ‹brahim’idönemin devrimci önderlerinden ay›ran nitelik ve bu-gün kendisini belli anlamda kabul ettirme e¤ilimi,O’nun ideolojik-teorik-örgütsel kurgusunun bilimsel te-mellere sahip olmas›ndan ileri gelir.Hiç kuflku yok ki, Kaypakkaya yoldafl, ezen egemenulus durumundaki Türk hakim s›n›flar›n›n milli bask› vezulmüne karfl›, Kürt ulusu ve bask› alt›nda olan az›nl›k-lar›n yan›nda komünist perspektifle yer al›yordu. Neezen ulus milliyetçili¤ini ve ne de ezilen ulus milliyet-çili¤ini destekleme-savunma pozisyonuna düflmüyor-du. Ancak, ezilen ulus milliyetçili¤ini anl›yor, buna kar-fl› daha hoflgörülü olman›n gereklili¤ine iflaret ediyor-du. Ulusun kendi kaderini tayin etme hakk›n› kay›ts›zflarts›z tan›rken ve tan›nmas› gerekti¤ini söylerken, ay-r›lma tavr›n›n somutta desteklenip desteklenmeyece-¤ini ayr› bir sorun olarak de¤erlendiriyor ve genel ola-rak ulusal hareketin desteklenip desteklenmeyece¤iniflartlara ba¤l› olarak koflullu görüyordu. Demokratiktüm muhtevas›n›n desteklenmesi gerekti¤ini ve geri-gerici yanlar›n›n ise desteklenemeyece¤ini do¤ru ola-rak söylüyordu. Ulusal bask›y› tan›ml›yor ve bununkarfl›s›nda do¤ru tutum almay› tesis ederek temsil edi-yordu. Ulusal sorundaki MLM görüfllerini aç›klarken el-bette ki Türk hakim s›n›flar›n›n milli zulmüne tav›r al›-yordu. Ama ayn› zamanda içinden koptu¤u (T‹‹KP) fia-fak revizyonizmini ve dahas› ülkemiz devrimci hareke-tinin içinde bulundu¤u “koyu Türk milliyetçili¤i”ni deelefltiriyor ve görüfllerini bu mücadele içinde oluflturu-yordu.Bak›n ne diyor: “Milli meselede s›k›yönetim öncesi izle-nen çizgi üzerinde durmuyoruz. Çünkü o dönem koyubir Türk milliyetçili¤inin, Mihricilikten miras azg›n birhakim ulus milliyetçili¤inin hüküm sürdü¤ü, hareketleilgisi olan hemen herkesin malumudur. fiimdi, milliyet-çili¤in daha ince ve aldat›c› biçimleri gelifltirilmifltir ki,bugün mücadele edilmesi ve çürütülmesi gerekenbunlard›r.” fiafak revizyonizmini ulusal sorundaki çigisi-ni elefltirirken böyle söylüyordu. Ve devrimci hareke-tin nas›l bir durumda oldu¤unu da ifade etmifl oluyor.Tabi ki kendisinin nerde durdu¤unu da göstermifl olu-yor: hakim ulus milliyetçili¤inin ince biçimlerinin tehli-kesine iflaret ederek bununla kesin bir mücadele için-de oldu¤unu söylediklerinden de anlam›fl oluyoruz.fiafak revizyonizminin bu ince milliyetçili¤ine hemenher sözünde elefltiri yürüterek ayr›nt›l› bir tart›flma yü-rütmektedir. Bunun bafl›nda ulusal bask›n›n tan›m›n›özetleyerek, bu konudaki yan›lg›lar› ve bu yan›lg›dankaynakl› anlay›fllar› elefltirerek, kendi deyimiyle “çü-rütmektedir.” Do¤ru tan›m›, son derece yal›n ve titizkavray›flla flöyle özetlemektedir: “Milli bask›, ezen, sö-müren ve hakim milletlerin hakim s›n›flar›n›n, ezilenba¤›ml› ve uyruk milletlere uygulad›¤› bask›d›r.”Kürtlerin ulus oldu¤unu inkar eden ya da çarp›tanlara(ki, bunlar fiafak revizyonistleri ve di¤er bildik sosyalfloven milliyetçi “sol” çevrelerdir) karfl› fiafak revizyo-nizmi flahs›nda flöyle demektedir KAYPAKKAYA. “Böy-lece proletaryan›n, milletlerin eflitli¤i u¤runa, milli bas-k›lar›n, imtiyazlar›n vs… kalkmas› u¤runa yürütmesigereken mücadele suya düflmüfl olur.” Devamla; “Tür-kiye’de Kürtlerin bir millet teflkil etmedi¤ini iddiaedenler, Türk hakim s›n›flar›n›n borusunu öttürmekte-dirler.” DEVAMI SAYFA 9’DA

KAYPAKKAYA Devrim ve Komünizm Yörüng

Page 9: 18 - 31 Mayıs 2010 -  Sayı 176

18-31 May›s 2010DEVRiMCi DEMOKRASi PPEERRSSPPEEKKTT‹‹FF 9

“Bunlar, Türk hakim s›n›flar›n›n imtiyazlar›n› savunmak suretiyleçeflitli milliyetlere mensup emekçi halk kitleleri aras›ndaki güve-ni, dayan›flmay› ve birli¤i alçakça sabote etmektedirler.” “Çözülmemifl bir feodalizm flartlar›nda yaflayan bir topluluk, el-bette millet olarak nitelendirilemez. Ama bugün dünyan›n nere-sinde böyle bir feodalizm mevcuttur?”Kürt milletine dahil olan bileflenlerini, ayn› zamanda ve bir an-lamda tan›m›n› da flöyle aç›klamaktad›r: “Kürt iflçileri, yoksul veorta halli köylüleri, yar›-proleterleri, flehir küçük-burjuvazisi vetoprak a¤alar› Kürt milletinin kapsam›na dahildirler.” Devamlamilli bask›n›n kimlere uyguland›¤› ve milli bask›n›n esas hedef-lerinin kimler oldu¤u hakk›nda flunlar› söylemektedir: “ Milli bas-k› sadece Kürt halk›na de¤il, Türk hakim s›n›flar›yla her bak›m-dan kaynaflm›fl bir avuç büyük feodal bey ve üç-befl büyük bur-juva hariç, bütün Kürt milletine uygulanmaktad›r.” “Hatta millibask›lar›n esas hedefi, ezilen, ba¤›ml› ve uyruk milletin burjuva-zisidir.” Bugünde Türk hakim s›n›flar›yla kaynaflm›fl olan ve Kürtulusal hareketi karfl›s›nda, ulusal birlik ve ç›karlara ihanet edereks›n›f kardeflli¤i temelinde Türk hakim s›n›flar›yla ortak hareketeden, “Kürt” feodal bey, afliret reisi ve büyük burjuvazisinin re-alitesi özellikle AKP içinde oldukça belirgin görülmektedir. Ve yi-ne, uluslararas› konjönktür gere¤i de olsa, Kürt ulusal hareketi-nin tasfiyesi amac›yla da olsa, Türk hakim s›n›flar›n›n bile Kürtulusunu kabul eden duruma gelmifl olmalar›, KAYPAKKAYA yol-dafl›n ilgili tespit ve mücadelesinin, bu ince Türk milliyetçisi çiz-giler karfl›s›nda bin birinci kez kan›tlanmas› anlam›na gelerekonlar› çürütmekte ve onun bilimsel teorilerini ispatlamaktad›r.‹flte bugün her defas›nda ‹brahim’e dönmenin s›rr› buradan ilerigelmektedir.Kaypakkaya yoldafl, milli bask›n›n amac›n› çarp›tan fiafak reviz-yonzmine karfl› yürüttü¤ü polemiklerde milli bask›n›n bir bütünolarak Kürt ulusuna yönelik oldu¤unu ortaya koyarak, fiafak re-vizyonizminin, milli bask›n›n amac› “Kürt halk›n› y›ld›rmak”t›rfleklindeki politik bak›mdan son derece yoksul olan anlay›fl›n›mahkum etmifltir. Hakim s›n›flar›n s›n›fsal karekterlerinden kay-nakl› halka da bask› uygulayaca¤›n› ama milli bask›n›n esasamac›n›n bir bütün olarak ulusa uyguland›¤›n› vurgulamakta;halka uygulanan bask› ile ulusa uygulanan bask›n›n ayr› fleyleroldu¤unu, yani milli bask›yla s›n›fsal bask›y› ayr›flt›rarak ve ko-münistlerin genel olarak ulusal mücadele karfl›s›ndaki tutumunuaç›klayarak, flöyle sürdürmektedir; “… Türkiye’de jenosidin de birçok örnekleri vard›r.”“Az›nl›k milliyetlerin emekçilerine yap›lan bask›, böylelikle kat-merli bir nitelik kazan›r. Birincisi, s›n›fsal amaçlarla, daha çok sö-mürmek ve s›n›f mücadelesini bast›rmak için emekçilere yap›lans›n›fsal bask›; ikincisi, yukar›da belirtti¤imiz amaçlarla, az›nl›kmilletin ve milliyetlerin hemen bütün s›n›flar›na uygulanan millibask›. Komünistler, bu iki bask›y› birbirinden ay›rt etmek zorun-dad›rlar. Çünkü mesela Kürt burjuva ve küçük toprak a¤alar›ikinci çeflit bask›ya karfl› ç›karken, birinci çeflit bask›ya taraftar-d›r. Biz ise her iki bask›ya da karfl›y›z. Milli bask›n›n ortadan kalk-mas› için Kürt burjuva ve küçük toprak a¤alar›n›n mücadelesinidestekleriz; ama öte yandan, s›n›fsal bask›n›n ortadan kalkmas›için onlarla da mücadele etmek zorunday›z.” (abç) ‹flte bugün devrimci hareketin kesin bir bocalama içinde oldu¤u,hatta ‹brahim’i takip edenlerin bile ço¤u kez ikircikli, ürkek vetutuk davrand›¤› ulusal hareket ve mücadele karfl›s›ndaki tu-tumda-destekleyip desteklememekte veya hangi yönünün des-teklenip hangi yönünün desteklenmeyece¤i veya karfl› ç›k›laca-¤› hakk›nda Kaypakkaya bu kadar net çizgiler çekerek yol iflaret-lerini vermektedir. Dahas›, yine devrimci hareket içinde belli çev-relerin milli bask› konusunda kafa kar›fl›kl›¤› içinde olup, ulusalhareket karfl›s›nda negatif duruflla sa¤a-sola savrulmalar›na dagereken yan›t› vermektedir. Öte yandan, ulusal hareket karfl›s›n-da eli cimri ketumlukta olanlar kadar, onu her yönüyle ayr›ms›zdestekleyip kuyrukçuluk yapan siyasetlere de s›kça rastlanmak-tad›r ki, ‹brahim’in sözleri bunlar›n kulaklar›na da küpe olmal›d›r. Mevcut Kürt ulusal hareketinin önderli¤ini; Kürt burjuvazisi, kü-çük toprak a¤alar›, afliret reisleri ve hatta küçük toprak a¤alar›n›geçen toprak a¤alar›ndan vb ba¤›ms›z göremeyece¤imiz gibi,bunlarla da s›n›rl› göremeyiz. Bilakis, mevcut durumda esastamilli burjuva önderlik olmakla birlikte, politik olarak devrimci birçizgidedir. Hareket ulusal devrimci niteliktedir. Dolay›s›yla, esas-ta destekleyece¤imiz özelliklere sahiptir. Ne var ki, bu destekle-me, ulusal hareket içindeki ad› geçen kesimlerin kendi ulusun-dan emekçiler de dahil, genel olarak nüfuzlar› ölçüsünde uygu-lad›klar› s›n›fsal bask› ve sömürülerine karfl› mücadele etmeyiyads›maz. Ya hepten destek ya da hepten karfl› ç›kma fleklindedevrimci hareket içinde beliren tutum aç›k ki do¤ru ve Komünisttutum de¤ildir. Kaypakkaya yoldafl›n üstüne basa basa belirtti¤igibi, bu iki yan› birbirinden ay›rmak durumunday›z. Toptanc›yaklafl›m bilimsel olmad›¤› gibi, benimsenemez de. Kürt halk›y-la Kürt ulusuna uygulanan bask›y› oldu¤u gibi, Kürt ulusal hare-keti ya da mücadelesinin de burjuva yan› ile devrimci yan›n›-iki-li niteli¤ini do¤ru olarak birbirinden ay›rmal›, böyle ele almal›y›z.Aksi halde, ya ezen ulusun burjuva milliyetçili¤ine kayar›z ya daezilen ulusun milliyetçili¤ine düfleriz ve çeflitli milletlerdenemekçilerin bölünmesine hizmet ederek davalar›na zarar ver-mekten kurtulamay›z.“Kürt burjuva ve küçük toprak a¤alar›n›n mücadelesini destekle-riz; ama öte yandan, s›n›fsal bask›n›n ortadan kalmas› için onlar-la da mücadele etmek zorunday›z.” diyen Kaypakkaya, ulusalhareketi yan›lg›l› olarak halk hareketi fleklinde de¤erlendiren gö-rüfllere karfl›, Stalin’den destek alarak, “Ezilen ulus burjuvazisininkendi ulusundan halka ça¤r›da bulunarak kendi davas›n› bütünhalk›n davas› gibi yans›t›r ve halk da buna ço¤u kez kay›ts›z kal-mayarak kat›l›r” dedikten sonra, komünistlerin bilincini flöyleözetlemektedir; “Stalin yoldafl, ulusal harekete, iflçilerin ve köy-lülerin hangi flartlar alt›nda kat›ld›klar›n› tahlil ettikten ve ‘bilinç-li proletaryan›n denenmifl olan kendi bayra¤› vard›r ve onun,burjuvazinin bayra¤› alt›nda safa girmesinin gere¤i olmaz.’ …” Vedevamla; “Stalin yoldafl›n da hemen belirtti¤i gibi ‘bundan, pro-letaryan›n, milliyetlerin ezilmesi politikas›na karfl› savaflmamas›gerekti¤i sonucu asla ç›kar›lmamal›d›r.’ Hay›r, bundan ç›kar›lacaksonuç, halk hareketi ile milli hareketin bir ve ayn› fley olmad›¤›-d›r.” demektedir.Özellikle hakim s›n›flar›n (evet, o milli zulüm flampiyonu hakims›n›flar›n) günümüzü ›s›tan “Kürt aç›l›mlar›”, “demokratik aç›l›m-lar” safsatas› ve Kürt ulusal hareketinin de buna kucak aç›c› e¤i-limi, birçok devrimci çevreyi hayal alemine çekmifl durumdad›r.Kürt ulusal sorununun “çözümü”-burjuva “çözümü” (köleli¤inperçinlenmesi en gerçek ifade biçimidir bunun) hakk›nda sonderece derin iyimserlikler beslenmekte ve bofl beklentilerlemeflgul olunmaktad›r.

Ezen egemen Türk hakim s›n›f burjuvazisinden tüm medetumanlara; ‹brahim yoldafl›n, fiafak revizyonizminin ulusal bask›-y› ABD emperyalizminin uygulad›¤›n› ileri süren görüfllerine veböylece de Kemalist iktidar› aklayan muhtevadaki savlar›na kar-fl›, Türk hakim s›n›flar›n›n ve siyasi partilerinin karakterini de di-le getirdi¤i de¤erlendirmesi son derece önemlidir.“Türkiye’de ›rkç›l›k politikas›, yerli hakim s›n›flar›n politikas›d›r;burjuvazinin siyasi bak›mdan en geri kesimlerinin ve feodalizminpolitikas›d›r; feodal ve feodal-burjuva e¤ilimidir. Bu karakterin-den dolay› ›rkç›l›k politikas› tutarl› burjuva demokratizminin biledüflman›d›r. Türkiye’de bu ak›m›n en afl›r› temsilcisi Hitler tasla-¤› Türkefl ve onun partisidir. AP, MGB, CHP ve benzer partilerde›rkç›l›k politikas› taraftarl›¤› çok kuvvetli olarak mevcuttur.”Evet, ›rkç›l›¤›n bu temsilcilerinden, gerek Kürt ulusal sorunundaolsun ve gerekse de genel anlamda demokratikleflme sorunun-da olsun herhangi bir beklentiye girmenin ne kadar yan›lg›l› ol-du¤u gün kadar aç›kt›r. ‹brahim yoldafl›n ›rkç› olarak ifade etti¤isoy a¤ac›ndan bu gün iktidarda (çeflitli kesimleri de içine alarak)bulunan AKP’nin uygulamalar› ve özellikle CHP’nin MHP’yi de ge-ride b›rakan ›rkç›l›¤›, bu s›n›f ve siyasi partilerinin demokrasi kar-fl›s›ndaki pozisyonlar›n› aç›klamaya yetmektedir. ‹brahim yolda-fl›n “kuvvetli” oldu¤unu söyledi¤i bu ›rkç›l›k özellikle ad› geçenkesimler flahs›nda bugün ayan beyan ortadad›r. Söz konusu ko-flullarda demokrasi sorununun kesinlikle devrim sorunu oldu¤udo¤rudur ama yaz›k ki devrimci hareketin önemli kesimi veözellikle de tasfiyeci reformist ak›mlar bunu unutmakta-inkaretmektedirler. Hakim s›n›flar›n ülkemiz halklar› ve Kürt ulusu-nun “bafl›na geçirmifl olduklar› çorab›” sökük yerlerinden teyel-leme çal›flmalar›n› ihsan atfetmelerine hamca kanan burjuvademokrasisi hayran› bu çevreler tüm tarihin do¤rulad›¤› bu ger-çe¤i art›k kabul etmek durumundad›rlar. CHP’nin tüm demok-ratl›k lafz›na karfl›n, Kürt düflmanl›¤›nda dört nala vurdu¤u at›n›kofltururken, türban aç›l›m›yla dinci çevrelere uzatt›¤› el, Kürtburjuvazisinin-feodallerinin (bunlar feodal karakterleriyle birlik-te di¤er yat›r›m ve devlet bürokrasisiyle iç içedirler) kimi kesim-leriyle birleflme gibi meselelerde feodalizmle nas›l birleflti¤ini degöstermektedir. Bunlar bile Kaypakkaya’n›n tahlillerindeki do¤-rulu¤u günümüz koflullar›nda fazlas›yla kan›tlamaktad›r.

Kimden, nas›l bir çözüm!

Devrimci hareket içinde burjuva demokrasisine ifltah kabartangünün geliflmeleri hiç kuflkusuz ki, Kürt ulusal sorununda, em-peryalizmin yeni koflullara uygun olarak istedi¤i farkl› statü vestandartlar ortaya ç›kacakt›r. Emperyalizm ülkemizdeki ve özel-likle Kuzey Kürdistan’daki yat›r›m ve karlar› için Türk hakim s›-n›flar›na belli bir istikrar oluflturmay› ve dünyay› dizayn etmeprojesinde buran›n da belli bir biçime kavuflturulmas›n› dayat-maktad›r. Ne var ki, bütün bunlar, birilerinin sand›¤› gibi, Kürtulusal sorununun çözümü de¤il, ulusal hareketin tasfiye edile-rek ulusun kölelefltirilmesinin garantiye al›nmas›; birilerinin san-d›¤› gibi demokratikleflme de¤il, faflist devletin yeni ihtiyaçlaraba¤l› olarak ama tekrar faflist karakterle yeniden restore edil-mesini amac›ylad›r. Yaz›k ki, hakim s›n›flar›n hileleri, Kürt ulusalhareketinin de reformistlerimizin de gözlerini feci flekilde boya-m›fl durumdad›r. Sapla saman bir birine kar›flt›r›lm›flt›r. ‹flte buflartlarda ‹brahim’in tahlil ve tespitleri yak›c› önemle kendisinihat›rlatmaktad›r.Kaypakkaya yoldafl, eski dönemden ça¤›m›za kalan ama ça¤›-m›z›n genel karakterini oluflturmayan ulusal hareketleri iki ko-flulda olmak üzere iki biçime ay›rd›ktan sonra, genel ulusal so-runun karakteri ve ulusal sorunun çözümü hakk›nda flunlar›söylemektedir. “Kesin bir fley varsa, o da, bu milli hareketlerinilerici ve demokratik muhteva tafl›d›¤›d›r. Ama öte yandan, ke-sin baflka bir fley de, buralardaki milli hareketlerin ister ayr› birdevlet kurmakla sonuçlans›n, ister baflka biçimde sonuçlans›n,milli ve demokratik devrimi tamamlayamayaca¤›d›r. Bu uluslar-da da emperyalizmi ve feodalizmi silip süpürmek görevi, yineproletaryan›n s›n›f hareketinin omuzlar›ndad›r. Bu iki tip ulustada proletarya hareketi, bir yandan milli ve demokratik devrimitamamlama görevinin kendi omuzlar›nda oldu¤unu bilmeli, öteyandan da burjuva milli hareketinin ilerici ve demokratik muh-tevas›n› desteklemelidir.” Kaypakkaya yoldafl, “Kürt Milli Hareketi” bafll›¤› alt›nda, “Türki-ye’de” (Türkiye-Kuzey Kürdistan’da) milli hareketlerin Osmanl›döneminden itibaren tarihçesini s›ralamakla birlikte, ülkemizdemilli hareketin Kürt milli hareketiyle s›n›rl› olmad›¤›n› söyledik-ten sonra, Kürt milli hareketi d›fl›ndaki hareketleri tarihin bellibir çözüme ba¤land›¤›n› (bunlardan, Osmanl› döneminde vücutbulmufl olan ulusal hareketleri kastetmektedir ve bunlar›n tarihtaraf›ndan belli bir çözüme kavuflturuldu¤unu söylemektedir.Yoksa di¤er az›nl›k sorunlar›n› inkar etti¤i san›lmamal›d›r. Ki, bukonuda da görüflleri zaten aç›kt›r.) ve bugün “Türkiye” s›n›rlar›

içinde çözüme ba¤lanmam›fl olan milli hareket, “Kürt hareketi-dir.” diyerek, Lozan anlaflmas›yla, Emperyalizm ile Türk devle-tinin Kürtlerin iradesini ve kendi kaderini tayin hakk›n› çi¤neye-rek s›n›rlar› pazarl›kla oluflturup, “Kürdistan bölgesi”nin çeflitlidevletler aras›nda parçaland›¤›n› ekleyerek bunun tarihi birhaks›zl›k oldu¤unu belirmektedir. Bu tarihi haks›zl›¤›n Komü-nistler taraf›ndan daima protesto edilmesinin bir görev oldu¤u-nu ekleyen Kaypakkaya yoldafl, komünist partisinin göreviniböyle aç›klarken, “Ama böyle bir haks›zl›¤›n düzeltilmesiniprograma koymak ak›ls›zl›k olur.” diyerek flöyle devam etmek-tedir; “Çünkü günün meselesi olma niteli¤ini çoktan kaybetmiflbir sürü tarihi haks›zl›k örnekleri vard›r.’Sosyal geliflmeyi ve s›-n›f mücadelesini do¤rudan do¤ruya kösteklemeye devam edenbir tarihi haks›zl›k’ olmad›klar› sürece, komünist partiler bunla-r›n düzeltilmesini sa¤lamak gibi, iflçi s›n›f›n›n dikkatini temelmeselelerden uzaklaflt›r›c› bir tutuma giremezler.” fleklindeönemli bir yan›lg› meselesini de a盤a ç›karmaktad›r. Bu önem-li noktadan sonra önemli bir konuda daha aç›kl›k getirmektedir:“… program›m›za koymam›z flu aç›dan da sakatt›r: Bu, bizim ta-yin edece¤imiz bir fley de¤ildir. Kürt milletinin kendisinin tayinedece¤i bir fleydir. Biz Kürt ulusunun kendi kaderini tayin hak-k›n›, yani ayr› bir devlet kurma hakk›n› savunuruz. Bu hakk› kul-lan›p kullanmayaca¤›n› veya ne yönde kullanaca¤›n› Kürt mille-tinin kendisine b›rak›r›z.” (abç) Burada flunu söylemeliyiz; Kürtulusal hareketinin desteklenip desteklenmemesini, devrimci yada reformist olup olmamas›na ba¤l› ele alarak bir bütün olaraktespit eden anlay›fllar›n hatal› oldu¤u a盤a ç›kmaktad›r. Aç›kolan flu ki, genel kural olarak gerici yanlar› desteklenmezken,demokratik muhtevas›-devrimci yan› desteklenir. Ulusal hare-ketin en devrimci olan›nda bile (Komünistlerin önderli¤inde de-¤ilse) reformist veya gerici yanlar bar›nd›r›r. Kaypakkaya yoldafl Kürt isyanlar›n›n do¤uflunu ve komünistle-rin bu isyan›n hangi boyutlar›n› destekleyeceklerini ise flöyleaç›klamaktad›r: “Büyük ço¤unlu¤u Türkçe dahi bilmeyen Kürthalk›, özellikle Kürt köylüleri, kendilerini bir sömürge valisi gibiezen, zulmeden, afla¤›layan bu yeni idarenin memurlar›na, do-¤al olarak fliddetli bir tepki gösteriyordu. Köylülerin bu hakl›tepkisi zorunlu olarak feodal Kürt beylerinin ve Kürt burjuvala-r›n›n tepkisiyle birleflti. Kürt isyanlar› böyle do¤du. Komünistlerbu isyanlar›n zulme, milletleri ezme politikas›na, eflitsizli¤e, im-tiyazlara karfl› yönelen ilerici ve demokratik yan›n› destekler;ama feodal beylerin kendi bafllar›na hükümranl›k sa¤lamak is-temesine veya burjuvazinin kendi üstünlükleri u¤runa mücade-lesine de karfl› ç›karlar; hiçbir milletin burjuva ve toprak a¤alar›s›n›f›n›n imtiyaz›n› ve üstünlü¤ünü savunmazlar.”(abç)Son olarak, Kaypakkaya’n›n, “S›n›f Bilinçli Türkiye Proletaryas›-n›n Kürt Milli Hareketi Karfl›s›ndaki Tutumu Ne Olmal›d›r?” soru-suyla, tavr›m›z› aç›klayan sözleriyle bitirelim.“Her fleyden önce flunu belirtelim ki, milliyeti ne olursa olsun bi-linçli Türkiye proletaryas› burjuva milliyetçili¤inin bayra¤› alt›n-da yer almayacakt›r. …‹kinci olarak, milliyeti ne olursa olsun, bilinçli Türkiye proletar-yas› iflçi ve köylü y›¤›nlar›n› kendi bayra¤› etraf›nda toplamayaçal›flacak, bütün emekçi s›n›flar›n s›n›f mücadelesine önderlikedecektir. Türkiye devletini kendine temel alarak, Türkiye için-deki bütün uluslardan iflçileri ve emekçileri ortak s›n›f örgütleriiçinde birlefltirecektir.Üçüncü olarak, milliyeti ne olursa olsun, bilinçli Türkiye prole-taryas› Kürt milli hareketinin Türk hakim s›n›flar›n›n zulmüne,zorbal›¤›na ve imtiyazlar›na yönelen, her türlü milli bask›n›nkalkmas›n› ve milletlerin eflitli¤ini hedef alan genel demokratikmuhtevas›n› kesinlikle ve kay›ts›z flarts›z destekleyecektir. Di-¤er ezilen milliyetlerin ayn› yöndeki hareketlerini kesinlikle vekay›ts›z flarts›z destekleyecektir.Dördüncü olarak, milliyeti ne olursa olsun bilinçli Türkiye prole-taryas›, çeflitli milliyetlere mensup burjuvazi ve toprak a¤alar›-n›n kendi üstünlükleri ve imtiyazlar› için yürüttükleri mücadele-de tamamen tarafs›z kalacakt›r. …” (abç)Emperyalizm ve yerli burjuva hakim s›n›flar›n tasfiyeci amaçlar-la gelifltirdi¤i sürecin h›z kazan›p kritik dönemeçler yaratabildi-¤i bu koflullarda, halk kitleleri ad›na konuflan genifl yelpezedeizlerin birbirine kar›flt›¤›, yo¤un belirsizli¤in hüküm sürdü¤ü,ama aray›fllar›n da büyük bir ihtiyaçla sürdü¤ü günümüz flartla-r›nda Kaypakkaya’n›n konuflmas› kadar anlaml› baflka bir fleyolamaz. Dolay›s›yla devrimci hareketin içinde bulundu¤u durumve tart›flmalar göz önüne getirildi¤inde, fazla konuflmadan ‹bra-him’den aktarma yapmay› daha yerinde ve zorunlu gördük. Ülkemizde Kaypakkaya kavranmadan komünist rota temsil et-mek, bunsuz komünistlikten bahsetmek düflünülemez. Biz, ‹b-rahim’in Marksist-Leninist-Maoist do¤rultusuyla devrimimizinve toplumumuzun sorun ve çeliflkilerini çözece¤imize kuvvetleinanmaktay›z. Yeniden ve yeniden incelenmesini bu bak›mdanönemsemekte ve önermekteyiz.

gemizde Halk Savafl›’n›n Parlayan Kutup Y›ld›z›d›r!Maosit parti, “Parti ve Devrimfiehitlerini Anma Ay›”nailiflkin bir aç›klama yay›nla-rak, dünyada ve ço¤rafyam›z-da yeni demokrasi mücadele-sinde flehit düflen komünistve devrimcileri Halk Sava-fl›’n›n iktidar› parça parçazapt eyleyen kavgas›n›n cofl-kusuyla selmalad›¤›n› aç›kla-d›. Maoist Komünist Partisi-SiyasiBürosu taraf›ndan yapl›n aç›k-lamada flunlara dikkat çekildi:“Uluslararas› proletarya vedünya halklar›n›n büyük ö¤-retmenleri olan Marks, Engels,Lenin, Stalin ve Mao Zedungyoldafllar›n ölümsüz an›lar›baflta olmak üzere, co¤rafya-m›z devrimci hareketinin ko-münist ve devrimci önderleriolan Mustafa Suphi, ‹brahimKaypakkaya, Mahir Çayan,Deniz Gezmifl ve Mazlum Do-¤an flahs›nda tüm dünya dev-rim ve komünizm flehitlerininölümsüz an›lar› önünde say-g›yla e¤iliyoruz.K›z›l an›lar›n› selaml›yor,Halk Savafl› kararl›l›¤›yla ko-münizm yürüyüflündeki bi-limsel ›srara oturan devrimsözümüzü yineliyoruz.Partimiz, geride b›rakt›¤› 37y›ll›k mücadele tarihinde, ku-rucu önderi Kaypakkaya yol-dafl sonras›nda, iflkence ha-nelerde Sülayman Cihan, ge-rilla çat›flmalar›nda Kaz›mÇelik, Cüneyt Kahraman veCafer Cangöz olmak üzeredört Parti Genel Sekreterini,‹smail Bulut, Baba Erdo¤an,Ayd›n Hambayat ve daha on-larca önder kadrosunu, AliHaydar Y›ld›z, Seyfi Batar, R›-za Sökmen ve daha onlarcakomutan›n›, yüzlerce üye vesavaflç›s›n› Halk Savafl› topra-¤›na vererek yitirdi. Da¤lardagerilla savafl› siperleri, flehirçat›flmalar›, iflkencehane vezindan direniflleri gibi s›n›fmücadelesinin en a¤›r koflul-lar›nda ve her cephesindekahramanca verilen kavga-larda, yüzlerce Halk Savaflç›s›partimiz önderli¤inde, Kay-pakkaya yoldafl›n k›z›l ruhuy-la topra¤› kayg›s›zca kucakla-d›. Yüzlerce devrim savaflç›s›parti militan› öncelleri olanKaypakkaya’y› takip etti.Geçmifle dayanmayan bir ge-lecek tasavvur edilemeyece¤igibi, tarihinden destek alma-yanlar yeni tarihler yaratmayolculu¤unda sa¤lam yürüye-mezler.Bilincimiz flu ki, flehitlerinesahip ç›kamayanlar tarihine

de sahip ç›kamazlar ve gele-ce¤i do¤ru infla edemezler.Bundand›r ki, partimiz do¤rutarih bilincine uygun olarak,tarihinin unutulmaz ve enanlaml› bir parças› olan flehit-lerini anmay› önemli bir gö-rev olarak yürütmektedir.fiehitleri anman›n anlam›n›bilimsel zeminde aç›klayanpartimiz; flehitlerin an›lar›n-dan, ideolojik-politik nitelik vedurufllar›ndan, devrimci çizgive fedakâr mücadelelerindenö¤renmeyi, bilhassa devrimciamaçlar›n› gerçeklefltirmeyi,onlar› anman›n içeri¤i olarakesas al›r. Onlar›n devretti¤ibayra¤› devrim ve komünizmruhuyla tafl›y›p emperyalistdünya gericili¤i ile yerli uzan-t›lar›n› alafla¤› etmek üzeredevral›nan bayra¤›, yüksekburçlara dikme görevini flehit-lere ba¤l›l›¤›n en gerçek muh-tevas› olarak kavrar.Partimiz tarihi tecrübelerinüzerinde geliflme bilinciyle,tarihinin en ulvi de¤erleri olanflehitlerini ve tüm dünya dev-rim ve komünizm flehitlerinianmay›, onlar›n ideallerinigerçeklefltirme hedefiyle dev-rim ›srar›n› sürdürmenin birödevi olarak kabul eder. fiehitlerimiz kavgam›z›n ›fl›l-dayan yol gösterici meflalelerive devrimimizin temel tafllar›-d›rlar. Onlar tarihimizinölümsüz an›lar› ve granit sert-li¤inde y›k›lmaz kaleleridirler.Onlar› anmak; proletarya ön-derli¤inde devrimde ›srar et-mek ve halk›n kurtulufl dava-s› ile büyük özgürlük yürüyü-flünün y›lmaz savaflç›s› olmakdemektir. Onlar› anmak; Ba¤›ms›zl›k,Halk Demokrasisi, Sosyalizmve Komünizm davas›nda se-batkâr bir nefer olmak de-mektir. fiehitlerimizi anman›n nihaigerçek görevi olarak; emper-yalist gericilikle yerel uzant›-lar›n›n el ele verip, egemenlikve sömürü imtiyaz› u¤runainsanl›kla birlikte tüm do¤ay›yok etmek pahas›na pervas›z-l›kla yürütülen ölümcül hege-monyas›n› parçalamak üzere,proletarya partisi önderli¤in-de Yeni Demokrasi, Sosya-lizm ve Komünizm hedefiyledevrimci savafl›m› yükseltme-ye ça¤›r›rken; dünya gericili-¤ine karfl› proleter dünya dev-riminin her parças›nda topra-¤a düflenleri bir kez daha an›-yor, k›z›l an›lar›n› k›lavuz edi-niyoruz.”

Onlar› anmak; komünizm davas›ndasebatkâr bir nefer olmak demektir

KKÖÖLLNN-- Parti ve devrim flehitlerini anma etkinliklerikapsam›nda Köln’de düzenlenen etkinlikte müca-dele vurgusu öne ç›kt›. Avrupa’da her y›l geleneksel olarak May›s ay›ndaKaypakkaya flahs›nda düzenlenen parti ve devrimsehitlerini anma etkinlikleri coflkulu bir sekilde de-vam ediyor. ‹ngiltere Londra, Fransa Paris ve ‹sviçreBasel’de düzenlenen anma etkinlikleri zinciri 15May›s’ta Almanya’n›n Köln flehrinde düzenlenenetkinlikle devam etti.Dünyada ve ülkemizde yaflam›n› devrim ve komü-nizm mücadelesinde yitirenler an›s›na sayg› duru-fluyla bafllayan anma etkinli¤i Grup ‹syan’›n söyle-digi kavga türküleriyle devam etti. Grup ‹syan’›n ar-d›ndan etkinli¤in sempozyum bölümüne geçildi. Rag›p Zarako¤lu, Erdo¤an Ayd›n, DHF temsilcisiOzan Do¤an ve S›n›f Teorisi temsilcisinin kat›ld›¤›sempozyumda ilk sözü araflt›rmac› yazar Erdo¤anAyd›n ald›. Ayd›n konuflmas›nda, emperyalist kapi-talist sistemin yaflad›¤› krizlere ve ülkemizdeki etk-ilerine de¤indi. Devam›nda ise sistemin AKP eliyleaç›l›mlar ad› alt›nda Kürtler ve Aleviler baflta olmaküzere tüm ezilen kesimleri imha ve asimilasyonatabi tuttu¤unu belirtti. Sonras›nda ise kitlelerin AKP

ve Kemalist klikler aras›nda tercihe zorland›¤›n›, buanlamda üçüncü bir oda¤›n yani sosyalist bir oda-¤›n ihtiyac oldu¤unu ve bunu gerceklefltirmek içinsosyalistlerin birlefltirici ve somut politikalar üret-mesi gerekti¤ini söyledi.

‹deolojik mücadele güçlendirilmelidir‹kinci sözü alan Rag›p Zarakolu, ülkemizde yaflayanulus ve az›nl›klar›n tarihsel sürecine de¤inerek,ulus ve az›nl›klarla ilgili sorunlar›n Osmanl›’dan bafl-layarak günümüze kadar çeflitli boyutlarda devametti¤ini belirtti. Devam›nda ise Türk devlet gerçek-li¤inin kendisini Kürtler ve Ermeniler baflta olmaküzere di¤er az›nl›klar ve inançlar›n reddi üzerindenflekilendirdi¤ini belirterek, ülkemizde halklar›n kar-deflli¤ini esas alan bir mücadele hatt›n›n gelifltiril-mesi gerekti¤ini vurgulad›. Alman konsoloslu¤u ta-rafindan vize verilmedi¤i için etkinli¤e kat›lamayanDHF temsilcisi Ozan Do¤an ise internet ba¤lant›s›y-la canl› olarak etkinli¤e kat›larak sunumunu ger-çeklefltirdi. Konuflmas›nda Türkiye-Kuzey Kürdis-tan’da egemenlerin iktidar dalafl›na de¤inen Do-¤an, bununla birlikte egemenlerin aç›l›m vs politi-kalarla devrimci Kürt ulusal hareketi baflta olmak

üzere devrimci dinamikleri tasfiyeye yönelik kap-saml› sald›r›lar›na devam etti¤ini ve birçok ilerici vedevrimci dinami¤in ise bu tasfiye sald›r›lar›n›n etki-sinde kald›¤›n› söyledi. Do¤an, yaflanan sald›r›larkarfl›s›nda amans›z bir ideolojik mücadele yürütü-lemesi gerekti¤ini belirterek, devrimcilerin iflçi s›n›-f› ve köylülük baflta olmak üzere bütün alanlardado¤ru politikalar uygulayarak örgütlenmesi gerek-ti¤ini ifade ederek, harkesi bu flanl› kavgada yer al-maya ça¤›rd›.

‹ktidar için devrimci fliddeti güçlendirelimSempozyumun son konuflmac›s› S›n›f Teorisi (ST)temsilcisi ise komünist ve devrimci hareketin ya-flad›¤› sorunlara de¤inerek, devrimci ve komünisthareketin mevcut sorunlar›n› aflmas› ve sürecidevrim lehine çevirebilmesi için geriye dönüfllerbaflta olmak üzere, kendi tarihsel sürecini bilim-sel muhasebeye tabii tutmas› gerekti¤ini belirte-rek, Maoist komünistlerin 1. ve 2. kongrelerindebu noktalarda önemli ad›mlar att›klar›n› belirtti.Devrimci harekette önemli oranda tasfiyeci vedüzen içi e¤ilimlerin art›¤›na vurgu yapan ST

temsilcisi, iktidar hedefiyle silahl› mücadeleyi vekitlelerin devrimci fliddetini daha güçlü bir flekil-de örgütlemek gerekti¤ini belirterek konuflmas›-n› sonland›rd›.

Kitle Kavga türküleriyle cofltuBin 500’ün üzerinde bir kat›l›min oldu¤u anma et-kinli¤inin ikinci bölümünde ise Ozan Emekci, P›-nar Sa¤ ve Grup Munzur söyledikleri kavga türkü-leriyle kitleyi coflturdular. Dünyada ve ülkemizdeyaflanan geliflmelerin anlat›ld›¤› sinevizonda iseözellikle MKP/HKO gerillalar›n›n gösterilmesi cofl-kuyu doruk noktas›na ç›kard›. Etkinlikte "yaflas›nMaoist Komünist Partisi”, “Önderimiz ‹brahim Kay-pakkaya”, “Devrim flehitleri ölümsüzdür” sloganla-r› at›ld›. Birçok devrimci kurumun stant açt›¤› et-kinli¤e ayrica, Partizan, Emek ve Özgürlük Cephe-si Avrupa ‹nisiyatifi, MLKP Avrupa Komitesi ve T‹KBAlmanya Komitesi mesaj göndererek devrim fle-hitlerini sayg›yla and›klar›n› belirttiler. Yine etkin-likte MKP Siyasi Bürosu’nun yollad›¤› mesaj daokundu. Etkinlik bafllad›¤› gibi coflkulu bir flekildesona erdi.

Devrim flehitleri Köln’de coflkuyla an›ld›

Page 10: 18 - 31 Mayıs 2010 -  Sayı 176

18-31 MAYIS 2010 DEVRiMCi DEMOKRASiDDÜÜNNYYAA10

“K›rm›z› gömlekliler”in Tayland’›n baflkenti Bang-kok’ta sürdürdükleri kitlesel eylemler, 10 Nisan’dakritik bir aflamaya ulaflt›. Tam da bu noktada, Taylandpolisi ve ordusu, Diktatörlü¤e Karfl› Demokrasi ‹çinBirleflik Cephe (UDD) bayra¤› alt›nda toplanm›fl olanon binlerin bu de¤iflim aray›fl›n› bast›rmak için bir kar-fl› sald›r› bafllatt›. Uzun süredir devam edegelen bu kriz, ülkenin her ye-rinden on binlerce “k›rm›z› tiflört”lünün, çad›rlar› veuyku tulumlar› ile Bangkok’a gelerek, hükümetin istifaetmesini talep ettikleri 2010 Mart’›ndan bu yana büyükbir t›rman›fl göstermifl durumda. O tarihlerde “k›rm›z›tiflörtlü”lerin istifa taleplerini “tart›flmaya de¤er” bul-mayan Tayland Baflbakan› Abhisit Vejjajiva, k›sa birsüre sonra ola¤anüstü hal ilan ederek, UDD üyesi “k›r-m›z› tiflörtlü”lere karfl› bir bast›rma harekat›na girifl-miflti. Bu kapsamda bireysel özgürlükleri büyük oran-da k›s›tlayan ve ülke çap›nda tutuklama furyas› baflla-tan Abhisit hükümeti, muhalif medya kurulufllar›nabüyük bir sansür getirdi. Aralar›nda ülkenin popülerhaber sitesi olan Prachatai’nin de bulundu¤u 612 in-ternet sitesine yay›n yasa¤› uygulad›.‹ktidar›n bu icraatlar›, “k›rm›z› gömlekliler”e yönelikçok sert sald›r›lar›n gerçeklefltirilmesinin ön haz›rl›kla-r› olarak devreye sokuldu. Nitekim bu haz›rl›klar›n ta-mamlanmas›n›n ard›ndan mevcut iktidar, ezici ço¤un-lu¤unu yoksul iflçi-köylü ve emekçilerin oluflturdu¤u“k›rm›z› gömlekliler”e dönük büyük bir sald›r›ya giriflti.

Asker ve polisler, sokaklara barikat kurmufl olan kitle-yi atefl açarak da¤›tmaya giriflti. ‹ktidar›n bu kanl› sal-d›r›s› sonucunda Japon bir gazetecinin de aralar›ndabulundu¤u 17 kifli hayat›n› kaybetti, 800 kifli yaraland›.Çat›flmalar esnas›nda 4 polis de öldü. Bu sald›r›n›n ard›ndan Bangkok sokaklar›nda “k›rm›z›gömlekliler”le devlet güçleri aras›ndaki çat›flmalar da-ha da alevlenirken, yoksul kitlelerin tak›nd›klar› tu-tum, ülkede bir siyasal dönüflüme duyulan güçlü özle-mi de a盤a ç›kartt›.

Krizin geçmifli2001 y›l›nda yoksul ve orta halli Tayland halk›n›n ta-leplerini savunma iddias› ile seçimlere giren ve büyükbir oy alarak seçimleri kazanan Thaksin fiinavatra’n›nkurdu¤u hükümet, Tayland’›n zengin s›n›flar› ve ortas›n›f›n›n üst kesimleri taraf›ndan, kendilerinin gele-neksel hegemonyalar› ve menfaatleri için bir tehditolarak görüldü. 2006 y›l› bafllar›nda, Sondhi Limthog-kul –Thaksin gibi milyarder bir ifl adam›- taraftarlar›n›hükümete karfl› harekete geçirdi ve hükümetin istifa-s›n› istedi.Limthogkul taraf›ndan bafllat›lan ve Demokrasi ‹çinHalk›n Birli¤i (PAD) ad›n› verdi¤i oluflum, ülkede yöne-time karfl› binlerce yoksul Taylandl›y› pefline takmay›baflard›. Thaksin hükümetine karfl› sokaklara ç›kan vehepsi sar› gömlekler giyen PAD üyelerinin bu eylemle-ri, Thaksin’i “zararl›” bulan zengin kesimin ezici bir ço-

¤unlu¤u ile orta s›n›f›n üst kesiminin ezici ço¤unlu¤u-nun ordu eliyle iktidar› ele geçirmelerinin zeminini ha-z›rlad›. Tayland ordusunun, 2006 y›l›nda darbe yapa-rak yönetimi ele geçirmesi, ülkede tansiyonun daha dayükselmesine neden oldu. Yönetimi ele alan ordu, General Surayud Chulanont’uyeni bir seçim için haz›rl›k yapmas›, Thaksin fiinavat-ra’n›n partisi TRT’yi da¤›tmas› ve halk›n kat›ld›¤› (!) biryönetimin önünü açmas› için görevlendirdi. Kapat›lanTRT üyeleri, k›sa bir süre içinde Halk ‹ktidar› Partisi(PPP)’ni kurarak 2007 y›l›nda yap›lan seçimlere girdi veseçimlerden galip olarak ç›kt›. Darbenin yap›ld›¤› 19Eylül 2006 tarihinde ABD’deki BM zirvesinde bulunanve sonras›nda da ülkeye dönme yasa¤› getirilen fiina-vatra’ya vekaleten Samak Sundaravej baflbakanl›k kol-tu¤una oturdu. Ne var ki Samak, bir televizyon kana-l›nda yay›nlanan aflç›l›k program›na kat›larak yemekyap›nca, ülkede yeni bir siyasal çalkant› bafl gösterdive bu çalkant› Samak’› koltu¤undan etti. Samak, göre-vini, partisinden bir baflka isme, Somchai Wongsa-wat’a b›rakt›. Bu geliflmenin ard›ndan Demokrasi ‹çinHalk›n Birli¤i (PDA) yeni sokak eylemleri için ça¤r›dabulundu. 2008 y›l›n›n Kas›m-Aral›k ay› boyunca etkiliolan eylemlerde hava alanlar› iflgal edildi, kitlesel so-kak eylemleri düzenlendi ve hükümetin istifas› istendi.Ayn› dönemde Tayland anayasa mahkemesi, Halk›n‹ktidar› Partisi (PPP)’nin kapat›lmas› yönünde karar al-d›. Yaflanan bu geliflmelerin ard›ndan Demokrat Par-ti’nin liderli¤inde bir koalisyon hükümeti kuruldu veAbhisit Vejjajiva baflbakanl›¤a getirildi. Abhisit, h›zlaülkenin zengin kesiminin ve orta s›n›f›n›n üst kesimle-rinin buyruklar› do¤rultusunda faaliyetlere giriflti. Birdizi hak gasplar›na imza atan Abhisit Vejjajiva, izledi-¤i ekonomik politikalarla da halk›n tepkisini toplad›.Bu atmosfer içinde Demokrasi ‹çin Diktatörlü¤e Karfl›Birleflik Cephe’nin liderlik etti¤i binlerce kifli k›rm›z›gömlekler giyerek alanlara ç›kt›.

Tayland siyasetinin yeniden flekillenmesi‹lk zamanlarda Thaksin fiinavatra’y› baflbakanl›k kol-tu¤una oturtmak için alanlara ç›kan yoksul halk›n bü-yük ço¤unlu¤u, karfl›lar›nda ülkenin en zengin kesim-lerinin ve kentli orta s›n›f›n üst tabakalar›n›n ç›karla-r›n› savunan bir hareket gördükçe, ülkedeki siyasi-ik-tisadi gerçekle yüzleflmeye bafllad›. Bu süreçte, “sar›gömlekliler” içinde yer alan yoksul kitleler de, karfl›la-r›nda duran “k›rm›z› gömlekli” yoksullar›n yaratt›¤›sars›c› etkinin de sonucunda içinde bulunduklar› du-rumu sorgulamaya bafllad›lar. Bu durum, ülkedekiyoksul halk›n Thaksin fiinavatra’ya endeksli eylemhatt›ndan uzaklaflarak –bu halen bir talep olarak dil-lendirilse de tali planda kalm›fl görünüyor- daha iyi biryaflam ve halk›n söz sahibi oldu¤u demokratik bir yö-netim talebine do¤ru kayd›. Bu kay›fl halen tamam-lanm›fl olmasa da, ak›fl›n yönü bu tarafa mehilli görü-nüyor. Sokak hareketlerinin içindeki s›n›flar›n etki gücü ve sa-y›sal gücü, kilit bir noktada duruyor. “K›rm›z› gömlek-liler”in liderlerinden Nattawut Saikua, 18 May›s günüBangkok’ta yapacaklar› ve ülkenin her yerinden insan-lar›n kat›laca¤› büyük mitingi “s›n›f savafl›”n›n bafllan-g›c› olarak tan›ml›yor. Bu aç›klama, Thammasat Üni-versitesi’nden yank› buldu. 10 Nisan günü polis ve as-kerin kitleye sald›rmas›n› s›n›f savafl› olarak tan›mlad›ve flunlar› dile getirdiler: “Bu savafl; ülkedeki kentlizengin eliti, devlet kurulufllar›n›, hükümeti, bürokrat-lar› destekleyen ordu ile taflra insan› aras›ndaki bir sa-vafl. Bu gerçek bir s›n›f savafl›. Devletin, kitle hareketi-ne dönük 10 Nisan sald›r›s› da bunu do¤rulamaktad›r.”Kuflku yok ki söz konusu hareket s›n›f savafl›m›na ön-derlik eden nitelikli bir örgütten ve örgütlülükten yok-sun. Bununla birlikte ak›fl içinde yata¤›n› bulan su mi-sali, Tayland’da yoksul halk, süren eylemleri içerisindemecras›na do¤ru yol alacakt›r.

Tayland: Bir devrim aray›fl› m›, muhalefet savafl› m›?

Filistin Devlet Baflkan› Mahmud Abbas’›n ‹s-rail’le müzakereleri kabul etmesinin üstün-den bir hafta bile geçmeden ‹srail, Kudüs’teki,Filistinlilere ait evleri y›kma karar› ald›, karar›protesto eden bir Filistinli genci öldürdü.Filistin Özerk Yönetimi’nin ‹srail’le “bar›fl gö-rüflmelerini” kabul etmesinin üstünden bir-kaç gün bile geçmeden ‹srail ‹ç Güvenlik Ba-kan› Yitzhak Aharonovitz, hiçbir gecikme ol-maks›z›n do¤u Kudüs’teki Filistinlilere ait ev-lerin y›k›laca¤›n› aç›klad›.‹srail parlamentosunda konuflan Aharono-vitz, “fiunu vurgulamak isterim ki Kudüs’tekiAraplara ait evlerin y›k›lmas›n› durduracak

hiçbir engel bulunmamaktad›r. Biz kesin ola-rak en k›sa sürede y›k›mlara bafllayaca¤›z.”dedi.‹srail Baflbakan› Benyamin Netanyahu da Ku-düs’ün Yahudilefltirilmesi politikas›na Tev-rat’tan deliller getirdi¤i konuflmas›nda, “Bukentin ‹branice ismi (Siyon) Tevrat’ta 850 defatekrar edilmifltir. Bunun Arapça ismine ise çokaz de¤inilmifltir. Buradan, bu kentin Yahudile-re ait oldu¤u sonucunu ç›karabiliriz.” dedi.‹srail’in, Yahudi yerleflkeleri inflas›n› genifl-letme karar›, her f›rsatta bar›fl ça¤r›s›nda bu-lunan Filistin’deki teslimiyetçi yönetime vedolayl› müzakereleri savunan Arap devletle-

rine at›lm›fl bir tokat niteli¤inde.

ABD, Filistin ve Lübnan halk›n› katletmesi için ‹srail’epara yard›m› yapacak‹ran’›n Arapça yay›n kuruluflu el-Alem tele-vizyonunun haberine göre Amerika DevletBaflkan› Barack Obama, Hizbullah’›n sahip ol-du¤u füzelere karfl› ‹srail’in etkin bir füze sa-vunma sistemi kurmas› için Kongre’den 205milyon dolarl›k bütçe tahsis etmesini istedi.Filistin’de yay›mlanan haftal›k el-Menar ga-zetesi de ‹srail Savunma Bakan› Ehud Ba-rak’›n son ABD ziyareti s›ras›nda Amerikal›

yetkililerle ‹srail’in güvenlik sorunlar›n› gö-rüfltü¤ünü belirterek görüflmede, Hizbul-lah’›n silah kapasitesini art›rmas›ndan du-yulan kayg›lar›n dile getirildi¤ini yazd›.‹srail ve Amerika’daki savunma çevreleriHizbullah’›n füze kapasitesinde büyük art›flyafland›¤›n› öne sürerek ‹srail’i Lübnan ve Fi-listin halk›na karfl› silahland›rmak gerekti¤i-ni savunuyorlar. Bu silahland›rman›n ‹ran veSuriye ile bölgede ABD flemsiyesi alt›na al›n-mak istenen di¤er devletlere karfl› da bir teh-dit unsuru olaca¤› dikkate al›nd›¤›nda, Hiz-bullah’›n sahip oldu¤u öne sürülen füzelerinbir bahane oldu¤u görülecektir.

‘Biz topraklar›n›z› iflgal ederken, siz müzakere ediverin’!

ABD taraf›ndan kullan›lan ve Irak baflta ol-mak üzere çok say›da ülkede binlerce kifli-nin ölümünden sorumlu olan paramilitergüç Blackwater’›n patronu baklay› a¤z›n-dan ç›kard›: “Öldürdü¤ümüz kifliler tuvaletkullanmay› bile bilmeyen, Cenevre Sözlefl-mesi’nden haberi olmayan kifliler. Bunlarinsan bile de¤iller.”Ad› katliamlarla an›lan flirketin patronuErik Prince, Michigan Üniversitesi’nde dü-zenlenen bir toplant›da yapt›¤› konuflma-s›nda, dünyan›n çeflitli yerlerinde alt›na im-za att›¤› katliamlar› ve bu katliamlar› hangimantaliteyle ifllediklerini anlatt›.Patronlar›n, komutanlar›n ve askeri ö¤ren-cilerin kat›ld›klar› toplant›da Prince,ABD’nin, Nijerya, Yemen, Somali ve SuudiArabistan'daki askeri sald›r›lar›nda Black-water çal›flanlar›n› görevlendirdi¤ini anlatt›. “Onlar kanalizasyonda sürünen barbarlar”!Silahl› adamlar›n›n kar›flt›¤› katliamlar ne-deniyle Uluslararas› Cenevre Sözleflmesihükümlerini çi¤nemekle suçlanan Black-water patronu Prince, öldürdükleri insanla-r›n yasalarla korunmaya de¤meyece¤ini sa-vunacak kadar eli kanl› biri. Irak, Afganis-tan veya Pakistan'da yaflayanlar› "kanali-zasyonda sürünen, barbarlar" olarak nitele-yen Prince, "Onlar, sözleflme bir yana, Ce-nevre'nin nerede oldu¤unu bile bilmiyor."dedi.Öte yandan, Blackwater patronu konuflma-s›nda, ABD ve Pakistan hükümetinin tümyalanlamalar›na ra¤men, Blackwater'›n Pa-kistan'da faaliyet gösterdi¤ini de ilk a¤›zdando¤rulad›.Blackwater paral› askerlerinin Afganis-tan’da düzenledikleri "bir çok hava sald›r›-s›"n› koordine etti¤ini anlatan Prince, ABDeski baflkan› George W. Bush'a Ba¤dat'taayakkab›lar›n› f›rlatan gazeteci El Zeydi’yide kendi adamlar›n›n yakalad›¤›n› söyledi.

‹rlanda'da hükümetin, bankalar› ve finanskurumlar›n› kurtarma politikas›na tepkigösteren halk parlamentoya girmeye çal›flt›. 11 May›s akflam› düzenlenen eylemi Unitesendikas›n›n destekledi¤i "Çal›flma Hakk›"grubu organize etti. Eyleme kat›lan kitlehükümeti protesto ederken, gruptan ayr›-lan yaklafl›k 100 kifli parlamento binas›nagirmek isteyince polisle eylemciler aras›ndaarbede yafland›. Arbede s›ras›nda bir sendi-kac› ve bir polis hafif yaraland›. Eyleme kat›lanlar; krizi bankalar›n, finanskurumlar›n›n, zenginlerin ç›kard›¤›n› ancakkrizin faturas›n›n genç, yafll› iflçilere veemekçilere ödetilmeye çal›fl›ld›¤›n› söyleye-rek hükümeti protesto ettiler. Hükümeti"bankac›l›k krizine odaklanarak kamu hiz-metlerini ihmal etmek" ile suçlayan sendi-kal›lar, son dönemde artan iflsizlikten so-rumlu tuttuklar› hükümetin, halk›n ç›kar-lar›n› temsil etmedi¤ini de vurgulad›lar.

ABD taraf›ndan organize edilen ve “lale devrimi”olarak adland›r›lan bir operasyonla yönetime ge-tirilen Kurmanbek Bakiyev’in, Rus destekli birkarfl› hamle ile devrildi¤i K›rg›zistan’da çat›flma-lar dinmek bilmiyor.‹ktidar›n el de¤ifltirdi¤i ülkede bu kez Bakiyev yan-l›lar› protestolar bafllam›fl durumda. Ülkenin gü-neyinde etkinliklerini artt›ran Bakiyev yanl›lar›, Oflkentinde belediye ve valilik binas›n› ele geçirdiler.Edinilen bilgiye göre, belediye baflkanl›¤› ve Ofl böl-

ge valili¤i görevine önceki kadro yeniden getirildi.Polisin olaya müdahale etmedi¤i belirtiliyor.

Bakiyev 3 kentin yönetimini ele geçirdiK›rg›zistan'›n güneyindeki Ofl kentinin kamu bi-nalar›n› ele geçiren Bakiyev'in taraftarlar› bölgeyehakim olmaya çal›fl›yor.Bakiyev'i destekleyenler Ofl'un ard›ndan Celal-Abad ve Batken valilik binalar›n› da ele geçirdiler.

Söz konusu 3 kentte Bakiyev'in kadrosu yenidenifl bafl›na getirildi. Olay› yat›flt›rmak için K›rg›zis-tan Savunma Bakan› vekili ‹samail ‹sakov ile ‹çifl-leri Bakan› Vekili Bakt›bek Al›mbekov bölgeye ha-reket etti.

Otunbayeva: Rövanfla izin vermeyece¤izK›rg›zistan'›n geçici hükümet Baflkan› Roza Otun-bayeva, ülkenin güneyindeki 3 kentin yönetimini

ele geçiren Bakiyev'in taraftarlar›na teslim olma-yacaklar›n› söyledi.Geliflmeleri de¤erlendiren Otunbayeva, "Baki-yev'in rövanfl almas›na izin vermeyece¤iz." dedi.Otunbayeva: "Birkaç kifliye para vererek ülkeyi ka-r›flt›ranlar›n eylem planlar› bofla ç›kacak. Biz butür eylemlere izin vermeyece¤iz.” aç›klamas›ndabulundu. Roza Otunbayeva son 10 y›ld›r K›rg›zis-tan'›n demokrasisi için mücadele ettiklerini savu-narak, "Geriye dönüfl yok." ifadesini kulland›.

K›rg›zistan’daroller de¤iflti,çat›flmalar sürüyor

‘Onlar› insandansaymay›n’!

‹rlanda’da hükümete tepkiler art›yor

Tayland’da, askeri bir darbeyle görevinden al›nan eski baflbakan Takhsin fii-navatra’n›n yeniden baflbakan seçilmesi talebiyle bafllat›lan eylemler aylar-d›r aral›ks›z sürüyor. ‹lk dönemler fiinavatra’n›n görevine iade edilmesi ta-lebininin ön planda oldu¤u eylemler, giderek yoksul halk›n kendi talepleri-ni dile getirerek savundu¤u bir hal ald›. Diktatörlü¤e Karfl› Demokrasi ‹çinBirlik (UDD) flemsiyesi alt›nda toplanan on binlerce “k›rm›z› gömlekli” Tay-landl› yoksul, ülkede gerçek bir demokrasinin tesis edilmesini talep ediyor.

Page 11: 18 - 31 Mayıs 2010 -  Sayı 176

18-31 MAYIS 2010DEVRiMCi DEMOKRASi ÇÇEEVV‹‹RR‹‹ 11

Komünist hareket, enternasyonalist (uluslararas›)bir harekettir. Tüm komünistlerin amac›, –gerçekbirer komünist olmalar› flart›yla- komünizme var-makt›r. Bunun “ulusal bir komünizm” ya da “Avru-pa komünizmi” oldu¤u gibi kaba çarp›tmalara düfl-memeliyiz. Komünistlerin enternasyonalist do¤as›,“ya hepimiz baflar›r›z ya da hiç birimiz” ilkesi ilekarakterize olur. Bu ilke, proletarya enternasyona-lizminin temelidir.

Uluslararas› durum ile proletarya enternasyonalizmi ayn› fley de¤ildirKomünist hareket, bulundu¤u yerelin koflullar›n-dan kesin bir flekilde etkilendi¤i gibi, verili süreçte-ki uluslararas› durumdan da katiyen etkilenir. Tekbir ülkedeki komünist hareketin geliflip güçlenme-si kesinlikle uluslararas› durumun uygun olup ol-mamas›yla yak›ndan alakal›d›r. Her bir ülkedekidevrimci mücadelenin baflar›s› veya baflar›s›zl›¤›da yine uluslararas› durumun uygun olup olma-mas›na ba¤l›d›r. Birçok durumda, uluslararas› du-rumun uygun olmamas› sorunu, sa¤c›lar ya da re-vizyonistler taraf›ndan komünizden veya devrim-cilikten revizyonizme ya da burjuva politikac›l›¤›nakay›fllar›n›n mazereti olarak kullan›l›r. Dünyan›nhiçbir yerinde, hiçbir revizyonist, kendisini revizyo-nist olarak tan›tmaz. Aksine onlar, kendilerinin ha-len devrimci ve hatta komünist olduklar›n› iddiaederler, kitleleri buna inand›rmaya çal›fl›rlar. Kapi-talist s›n›f; sömürücü, bask›c› ve zorba bir s›n›ft›r.Bu bak›mdan, bu kesimin politikac›lar›n›n kendi s›-n›f ç›karlar›n› aç›kça ifade etmeleri durumunda ge-nifl halk kitlelerini pefllerinden sürükleyemecekleritamamen aç›kt›r. Bu nedenle burjuva s›n›f›n ç›kar-lar›n› temsil eden revizyonistler, genifl halk kitlele-rinin deste¤ini alabilmek için kendilerini komü-nistler olarak göstermeye çal›fl›rlar. Gerçekte onlar,her an, devrimci çizgiyi ve durumu burjuvazininmenfaatine olacak flekilde bozmak için ter döker-ler. Bu kifliler –revizyonistler, sa¤c›lar- halk›n içinegirerek onlar› sabote eden kiflilerdirler. Komünizmve devrim laflar›n›, burjuva çirkin yüzlerini gizle-mek amac›yla birer maske olarak kullan›rlar. Bude¤erleri kendisini gizlemek ve halk› aldatarakdevrim-komünizm mücadelesinden al›koymak içinbirer maske olarak kullanan revizyonistler; sürekliolarak uygun uluslararas› durum olmadan devrimyapman›n mümkün olmad›¤›n› propaganda eder-ler. Uluslararas› durumun uygunsuzlu¤u ise onlariçin geçici de¤il, süre¤en bir uygunsuzluktur. Bunedenle, bu düflünceyi savunanlar için bu ça¤dadevrim mümkün olmayan bir hayaldir! Bu bak›m-dan bizler uluslararas› durumu tahlil ederken, sü-rekli bir flekilde “uluslararas› durum uygun olmad›-¤› için” söyleminin kurbanlar› olmamal›y›z.Uluslararas› durumu tahlil ederken son derece ta-rafs›z, objektif ve gerçekçi olmal›y›z. Bu tahlili ya-parken Maoist yaklafl›m› benimsemeli ve bir an da-hi ondan uzaklaflmamal›y›z. Uluslararas› durumabakt›¤›m›zda, devrim için olumsuz bir tak›m faktör-ler oldu¤unu inkar edemeyiz. Bununla birlikteolumlu bir tak›m faktörlerin oldu¤unu da hesabakatmal›y›z. Gelin, uluslararas› durumun devrim içinuygun olup olmad›¤›n›, olumlu ve olumsuz yanlar›-n› ortaya koyarak k›saca saptamaya çal›flal›m.

Uluslararas› bir örgütlülü¤ün yoklu¤ufiu an, güçlü bir uluslararas› örgüte ya da komünistpartilerinin oluflturduklar› güçlü bir uluslararas›merkeze sahip de¤iliz. Lenin’in önderlik etti¤i ve ay-d›nlatt›¤› III. Enternasyonal, II. Dünya Savafl› s›ra-s›nda, faflist Almanya’ya karfl› anti-faflist bir birleflikcephe kurma hevesiyle, kapitalist ve emperyalistdevletlerin buyruklar› do¤rultusunda da¤›t›ld›.Görüldü¤ü kadar›yla Lenin’in ölümünün ard›ndanIII. Enternasyol’e önderlik eden Stalin, KomünistEnternasyonal’i daimi olarak kapatmak ya da da-¤›tmak niyetinde de¤ildi. Stalin, II. Dünya Sava-fla’n›n ard›ndan, Kominform (Komünist Enformas-yon Merkezi)’u kurdu. Ancak bu oluflum, Komin-tern gibi, komünist güçlerin uluslararas› merkezibirli¤ini gelifltirmekten uzakt›. Kominform, giderekpasifleflti ve fiilen fesholdu.Bugün, komünist parti ve örgütlerinin enternasyo-nal örgütünün embriyonik çekirde¤ine, DevrimciEnternasyonalist Hareket (DEH)’e sahibiz. AmaDEH’in mevcut durumdaki gücü halen s›n›rl›.

Sosyalist bir blo¤un yoklu¤uÇin devriminin zafere ulaflt›¤› 1949 y›l›nda Komin-tern gibi bir uluslararas› merkezin olmad›¤› do¤ru.Ancak bu süreçte Sovyetler Birli¤i ve uluslararas› birsosyalist blok vard› ve bu blok Çin devrimine ciddibir destek sunuyordu. Bugün böylesi bir uluslarara-s› sosyalist blo¤a sahip de¤iliz. Bu, uluslararas› du-rumun olumsuz bir yan›. Görülüyor ki, Nepal halk›-n›n çok daha önceden yeni demokratik devrimi ba-flararak sosyalizme kanca atmas› için uygun biruluslararas› zemin bulunmaktayd›.

Uluslararas› iflçi s›n›f› hareketinin s›n›rl›l›¤›1919’da, Rusya’da sosyalist devrimin gerçekleflmesiesnas›nda da uluslararas› bir komünist enternasyo-nalin ya da sosyalist blo¤un olmad›¤› da do¤rudur.Ancak bu dönemde Avrupa’da oldukça güçlü bir iflçis›n›f› hareketi vard› ve sosyalist devrim Almanya’dabaflar›ya çok yak›nd›. ‹flçi s›n›f› hareketinin gücü,

Rusya devrimi için büyük bir destekti. Ancak bugün,böylesi etkili bir iflçi s›n›f› hareketi bulunmuyor.

Emperyalistler aras›ndaki çat›flma uç noktada de¤ilRusya ve Çin devrimlerinin uluslararas› faktörlerbak›m›ndan ortak bir noktalar› vard›: Rusya’da dev-rim, I. Dünya Savafl› s›ras›nda baflar›ya ulaflt›, Çindevrimi ise II. Dünya Savafl› sürecinde. Ancak bu,devrimlerin baflar›ya ulaflabilmesi için bir dünyasavafl›n›n olmas›n›n zorunlu oldu¤u anlam›na gel-mez. Dünya savafllar› s›ras›nda emperyalist güçle-rin birbirlerinin bo¤azlar›n› kesmeye çal›flt›klar›dikkate al›nmal›d›r. Bir emperyalist devlet, bir bafl-ka emperyalist devletin düflman› olarak savaflta yerald›. Emperyalistler aras›ndaki çat›flma o denli flid-detliydi ki, bu güçlerden birisinin hayatta kalabil-mesi, di¤erini yenmesi ve hatta yok etmesine ba¤-l›yd›. Böyle bir atmosferin hakim oldu¤u dünya sa-vafllar› sürecinde, emperyalist güçler komünistlerekarfl› savaflmak için s›n›rl› bir zamana sahiptiler.Hiç flüphe yok ki çeflitli emperyalist devletler ara-s›nda bugün de bir tak›m çeliflkiler var. Ancak buçeliflkiler birbirini yok etme sald›r›s›n› bafllatacakla-r› düzeyde de¤il.

fiartlar oluflturulabilir mi?Uluslararas› durumun devrim için uygun olmas›n-dan söz etti¤imizde, baz› yönlere dikkat çekmemizgerekir. ‹lk olarak, uluslararas› durumu belirli birsüreçte uygundur ve devrimciler bu f›rsat› devri-min zaferi için en iyi flekilde de¤erlendirmek zo-rundad›rlar. Tüm devrimci partiler böylesine dev-rim lehine uluslararas› koflullar›n olmas›n› isterler.Böylesi bir durum devrimciler taraf›ndan sevinçlekarfl›lan›r. Ancak biz, tüm devrim ümitlerimiziuluslararas› koflullar›n devrim lehine dönmesineba¤layamay›z, ba¤lam›yoruz. ‹kinci olarak, devrimcilerin görevi, devrimin gelifl-mesi ve baflar›ya ulaflmas› için ihtiyaç duyulanflartlar› yaratmakt›r. Devrimciler, amaçlar›na ula-flabilmek için iyi bir f›rsat›n gelmesini beklemezler.‹çinde bulunulan durum tamamen devrimin lehi-ne ya da aleyhine olabilir. E¤er bizler, tamamendevrimin lehine bir uluslararas› durum yaratamaz-sak dahi, en az›ndan devrim için nispeten lehte biruluslararas› durum yaratmaya çal›fl›r›z. Asgari dü-zeyde devrimin lehine bir uluslararas› durum yara-tamaz isek, devrim için zararl› olmayacak bir du-rum tesis etmeye çal›fl›r›z. Emperyalizm ve proleterdevrimler ça¤›nda, devrimcilerin, devrimin lehinebir uluslararas› durumu haz›r bulmalar› son dere-ce zay›f bir ihtimal. Üçüncü olarak, uluslararas› koflullar›n devrim lehi-ne ya da aleyhine olma durumu de¤iflmez de¤ildir;de¤iflen koflullara ba¤l› olarak o da de¤iflir. Bu ba-k›mdan devrimci güçler, uluslararas› durumun enüst düzeyde devrim mücadelesinin lehine olmas›ya da asgari düzeyde devrimin lehine olmas› veyadevrim mücadelesinin aleyhine olmamas› için ge-rekli de¤iflikli¤i yaratacak öznelerin bafl›nda gelir-ler. Bu durum, Nepal devrimi somutunda apaç›kgörülmektedir. 1996 y›l›nda Halk Savafl›’n› bafllatt›-¤›m›zda, uluslararas› koflullar pek de devrimin le-hine de¤ildi. Halk Savafl›’yla geçen yedi uzun y›l ül-ke içindeki durumu devrim lehine dönüfltürdü¤ügibi, uluslararas› durumu da devrim lehine de¤ifl-tirdi. Son derece aç›kt›r ki, uluslararas› durum bu-gün, Halk Savafl›’n› bafllatt›¤›m›z 1996 y›l›ndakin-den daha fazla devrim lehinedir. Burada uluslara-ras› düzeyde nispeten devrimin lehine olan bir ta-k›m faktörlerden söz etmemiz gerekiyor.

Emperyalist güçler olgusuMao, içinde bulundu¤u sürecin uluslararas› durumtahlilini yaparak, Asya, Afrika ve Latin Amerika’y›dünya devriminin f›rt›na merkezleri olarak belirledi.Bu bilimsel bir saptama idi. 1950’lerin sonlar›ndanbafllamak üzere Latin Amerika ülkelerinde bir dev-rimci dalga vard›. Küba devrimi bunlardan birisiydi.1972 y›l›nda fiili’de gerçeklefltirilen darbenin ard›n-dan Latin Amerika komünist hareketi bir geri çekil-me süreci ile karfl› karfl›ya kald›. Bununla birlikte La-tin Amerika ülkelerinin birço¤unda anti-emperya-list mücadele farkl› düzeylerde devam etti. Son 6-7y›ld›r birçok Latin Amerika ülkesinde anti-ABD’ci birdalga kendisini hissettiriyor. ‘Bolivarc› sosyalizm’ il-kelerini savunan partiler baflkanl›k ve parlamentoseçimlerini kazan›yorlar. Bu hükümetlerden baz›la-r› –Venezuella hükümeti gibi- ABD’li kapitalistlereait büyük petrol flirketlerine el koyarak ABD yöneti-mini çileden ç›kard›lar. K›tadaki di¤er ‘sosyalist hü-kümetler’ de ayn› yolu izlediler. Hugo Chavez hükü-metinin Rusya ile askeri iliflkilerini gelifltirmesi, ABDyönetiminin rahats›zl›¤›n› daha da artt›rd›. LatinAmerika’daki bu geliflmeler ve sonras›nda yaflanankimi geliflmeler, uluslararas› durumun olumlu yan-lar› olarak hesaba kat›lmal›d›r. Sosyalist bir blo¤unolmad›¤› bugünkü koflullarda, Latin Amerika’dakibu geliflmeler dikkate al›nmal›d›r.

Ekonomik krizDünyay› saran ve emperyalist ülkeleri de vurankriz, ayn› zamanda emperyalist sistemi de sars›yor.70 y›l›n ard›ndan yeniden bafl gösteren ve emper-yalist sistemi sarsan bu kriz henüz bitmifl de¤il.Ekonomistler, bu krizin artç› floklar›n›n sürece¤inive bu artç› floklar›n verece¤i zarar›n, krizin kendi-sinden daha derin olabilece¤ini belirtiyorlar. Bukrizle zay›flam›fl olan emperyalist sistem, kendisi-nin yaflam› için mücadele veriyor. Avrupa veABD’deki devrimci hareketler uzun y›llard›r bir uy-ku durumundayd›lar. Hakim s›n›flar, kendi kalele-rinin içinde bir devrimci baflkald›r›ya tan›k olmak-tan korkuyorlar. Bu krizin etkilerinin bir süre dahadevam edece¤i ve bu krizin yaralar›n›n sar›lama-m›fl oldu¤u göz önüne al›nd›¤›nda, emperyalist sis-temin birkaç y›l devam edecek yeni bir krize da-yanmas› zor görünüyor.

Sosyalizmin etkisiKomünist hareketin tarihi; sosyalist ya da komü-nist bir hareketin d›fltan gelen emperyalist bir sal-d›r›yla y›k›lamayaca¤›n›, bu y›k›m›n içten gelebile-ce¤ini göstermifltir. Hayli çetin bir mücadele ileulafl›lan sosyalist iktidar›n ve komünist hareketle-rin gerçek y›k›c›lar›, komünist partileri içerisindekikapitalist yolculard›r. 20. yüzy›l›n ortalar› boyuncadünyan›n ve üzerinde yaflayan insanlar›n yar›s›n-dan fazlas›n›n kapitalizmden kurtulup sosyalizm-de özgür ve mutlu bir yaflam sürdüklerini gördük. Bu dönemde dünya, emperyalist blok ile sosyalistblok fleklinde iki kampa ayr›ld› ve bu durum dev-rimci özneler ile karfl› devrimci özneler aras›ndabir güç dengelenmesine yol açt›. Emperyalizmingüç kaybetti¤i bu dönemde, sosyalizm güç kazan›-yordu. Sosyalizm küresel bir baflar›ya do¤ru yolal›rken, Marks’›n komünizm rüyas›na duyulanflüphe giderek yerini komünizmin gelece¤ine dairinanca b›rak›yordu. Ancak sosyalizmin yenilgisikendi içinden bafllad›. Kapitalist restorasyon ilkolarak dünyan›n ilk sosyalist devletinde, Rusya’da,Sovyetler Birli¤i Komünist Partisi’nin ve SovyetSosyalist Cumhuriyetler Birli¤i’nin lideri Krufl-

çev’in eliyle 1956’da bafllat›ld›. Bu gerileme, büyükbir alev misali yay›ld›.Daha sonralar› Rusya bir sosyal emperyalist devlethaline geldi. Böylece reel sosyalizm y›k›ld›. 1990’l›y›llar boyunca ABD’nin destekledi¤i anti-sosyalistdalga tüm eski Sovyetler Birli¤i co¤rafyas›n› vurdu. fiimdi görünen o ki, bat› ülkelerinde anti-sosyalistrüzgar bir duraklama sürecinde ve giderek sosya-lizm daha fazla an›l›yor, özleniyor. Bunun enönemli nedeni, sosyalist blok döneminde kapita-list-emperyalist devletlerin, kendi s›n›rlar› içerisin-de yaflayan halklar›n sosyalizme ve devrime mey-letmelerini engellemek için hayata geçirdikleri sos-yal projelerin ve haklar›n, sosyalist blo¤un y›k›lma-s›n›n ard›ndan parça parça tasfiye edilmesinin ya-ratt›¤› rahats›zl›kt›r. Zira sosyalist blokla rekabetetmeye çal›flan söz konusu devletler, iflsizlik maa-fl›, ücretsiz sa¤l›k ve e¤itim hakk›, sendikal örgüt-lenme vb bir dizi hakk› tan›mak durumunda kal-m›fllard›. Ancak gelinen süreçte bunlar birer birergeri al›n›yor ve bu ülkelerde iflçiler ve halk kitleleriekonomik-sosyal y›k›m dalgalar› ile karfl› karfl›yabulunuyor.

Emperyalistler aras›ndaki ç›karçat›flmalar› sürüyorfiu an bir dünya savafl› yok. Ancak halen emperya-listlerin birbirlerine karfl› sürdürdükleri gizli, yerelsavafllar var. Bu savafllar, yeni bir anti-emperyalistgüç ortaya ç›kartmas›n›n yan› s›ra, çok say›da kifli-nin de bu sald›rganlara karfl› mücadele etmesiniberaberinde getiriyor. Emperyalistlerin, bask› alt›n-daki devletleri sömürgelefltirme-yar› sömürgelefl-tirme sald›r›lar› da sürüyor ve emperyalizm var ol-dukça da sürecek. Lenin’in, “Emperyalizm savaflt›r”sözü geçerlili¤ini koruyan bir saptamad›r. Bütünbu koflullar içerisinde komünistlerin, bu durumubirer avantaja dönüfltürmeleri için uygun bir ze-min bulunuyor.

Büyüyen Maoist güçlerMao’nun ölümünün ard›ndan uluslararas› komü-nist harekette ciddi bir gerileme yafland›. Peru Ko-münist Partisi’nin 1980’lerde Halk Savafl›’n› bafllat-mas› ve stratejik savunma aflamas›ndan stratejikdenge aflamas›na ilerlemesi dünya çap›nda komü-nist hareketleri heycanland›rmas›n›n yan› s›ra,manevi anlamda büyük bir güç katt›. Ancak 1992-1994 y›llar› aras›nda partinin lideri Abimiel Guz-man (Gonzalo)’nun ve çok say›da önder kadrosu-nun tutsak düflmesiyle büyük bir darbe ald› ve ge-riledi. Uluslararas› komünist hareketin hat›r› say›l›r birkay›p almas›na neden olan bu olay yaflanmadanönce, Nepal Komünist Partisi (Maoist) Halk Sava-fl›’n› bafllatm›flt›. 10 y›l içinde Nepal devrimi strate-jik sald›r› aflamas›na ulaflt› ve bu durum dünya ko-münist hareketi için yeni bir coflku kayna¤› oldu.Son birkaç y›ld›r ise Hindistan Halk Savafl›’n›n enh›zl› geliflti¤i ülke olarak öne ç›k›yor. Hindistan merkezi hükümeti s›k s›k Hindistan’daNaxalistler olarak da bilinen Maoist hareketininHindistan devleti için en büyük tehlike oldu¤unuitiraf ediyor. Hindistan’dan ulaflan bilgilere bak›l›r-sa, Hindistan Komünist Partisi (Maoist), Nepal’intamam› kadar büyük bir yüz ölçümüne sahip olanDandakaranya bölgesini kendisinin bir üssü halinegetirmifl durumda. Hindistanl› Maoistlerin büyü-yen gücü, Nepal devrimi için olumlu bir hava yara-tan önemli bir geliflme olarak kaydedilmelidir.

Çin-Hindistan-ABD faktörleriNepal’in; güneydeki komflusu Hindistan ile 1.800kilometre, kuzeydeki komflusu Çin ile ise 1.000 ki-lometrelik s›n›r› bulunuyor. Nepal, bu iki büyükdevletin aras›nda yer al›yor. Geçmiflte Hindistan ileÇin aras›nda, 1962 y›l›nda yaflanan savafl nedeniy-le düflmanca bir iliflki vard›. Fakat bugün için böy-lesi bir iliflkinin oldu¤unu söylemek mümkün de¤il.Benzer flekilde Çin’in, geçmiflte ABD ile de benzerdüflmanca iliflkileri bulunuyordu. Görünüfle göreflu anda dünyan›n iki büyük gücü olan bu devletleraras›nda, geçmiflteki gibi hasmane bir iliflki yok.Çin flu an ABD ve Hindistan’la güçlü ekonomik veticari iliflkilere sahip. Ancak bu iyi ekonomik-ticariiliflkiye karfl›n dünya emperyalist devletlerinin engüçlüsü olan ABD, tek süper güç olma pozisyonu-nu korumak istiyor ve bu nedenle de karfl›s›ndamüreffeh ve güçlü bir “sosyalist” Çin devletini gör-mek istemiyor. ABD, bugün halen emperyalistleriçindeki konumunu ve süper güç olma durumunukorumas›na karfl›n, bir düflüfl-güç yitimi içerisindebulunuyor. Son iki y›la damgas›n› vuran krizin he-nüz üstesinden gelebilmifl de¤il. Bunu tamamlayanbir dizi baflka koflullar nedeniyle ABD, gittikçe Çinile rekabet edemeyecek bir noktaya sürükleniyor.Dahas› Çin ile Hindistan aras›ndaki iliflkiler de sa¤-l›kl› bir zeminden yükselmiyor ve son derece k›r›l-gan bir yap›ya sahip. ‹ki devletin s›n›r sorunu ko-nusunda bir anlaflmaya varamam›fl olmas› ve s›ks›k bu nedenle karfl›t aç›klamalar yapmalar› da builiflkilerin k›r›lgan yap›s›na iflaret ediyor. Çin’in,Hindistan’la kanl› b›çakl› durumdaki Pakistan ileiyi iliflkilere sahip olmas› da, Hindistan’›n Çin ileiliflkilerini k›r›lgan yapan bir husus. K›sacas› Çin-ABD ve Çin-Hindistan iliflkileri bu çeliflkiler ve çe-kiflmelerin gölgesinde devam ediyor.Verili koflullar alt›nda ABD, Çin’i farkl› yollardankontrol alt›nda tutmak istiyor. Tibet ve Dalay Lamafaktörleri, ABD ve Hindistan taraf›ndan Çin’i kon-trol alt›nda tutmak için sopa olarak kullan›l›yor.Görünüflte Hindistan ile Çin aras›nda güçlü bir eko-nomik ba¤ var. Ancak Hindistan halen Dalay La-ma’n›n “sürgün hükümeti”ne ev sahipli¤i yap›yor.Dalay Lama halen “özgür Tibet” için ABD, Hindistanve çok say›da emperyalist devletin deste¤i ile Çin’ekarfl› mücadele ediyor. ABD ve Hindistan, Tibet ko-zunu ellerinde tutarak Çin’e sopa gösterebilmekiçin, Tibet ile s›n›r› olan, Hindistan ve ABD ile eko-nomik ilkelere sahip, yoksul bir ülke olan Nepal’ieylem üssü olarak kullanmak istiyorlar. Bu bak›m-dan Nepal’de Budizm’in geliflmesi için özel çabasarf ediyorlar ve bu çaba özellikle Katmandu üze-rinde yo¤unlafl›yor. Bu nedenle Nepal, “özgür Tibet”savafl›n›n bir arenas›, Çin ile düflman bir ülke hali-ne getirilme riski ile karfl› karfl›ya. Çin’in liderleri,yukar›da özetledi¤imiz durum hakk›nda genifl bilgi-ye sahipler. Çin, Nepal’deki çok say›da siyasi parti-nin d›fl güçlerin sad›k birer piyonu oldu¤unu biliyorve bu partilerin yönetime gelmesi halinde Nepal’i,sözü edilen devletlerin Çin’e karfl› verdikleri ç›karsavafl›nda bir üs olarak kullanacaklar› ve kulland›-racaklar›n›n fark›nda. Çin ayr›ca, Nepal’in, “özgürTibet” hareketinin bir eylem üssü haline gelmesiniönleyebilecek tek gücün Maoist parti olaca¤›n› bili-yor. Bu, Nepal devrimi ve yeni Nepal için bir avan-taj olarak kullan›labilecek önemli bir durum.

SonuçYukar›da özetledi¤imiz durum, mevcut uluslarara-s› durumun, dünyan›n herhangi bir yerinde komü-nist partisi önderli¤inde bir devrimin gerçeklefltiril-mesi için avantajl› olmad›¤›n› son derece aç›k birflekilde ortaya koyuyor. Devrimin lehine bir uluslararas› durumun ayakla-r›m›z›n önüne serilmesini hepimiz isteriz. Ancakböylesi bir durumu yaratmak bir hayli güç bir ifltir.Bizim sorumlulu¤umuz uluslararas› durumu ana-liz etmek ve aç›klamalar yapmakla s›n›rl› de¤ildir,olamaz da. Aksi halde Nepal’de ya da dünyan›nherhangi bir baflka noktas›nda devrimin olmas›mümkün olmaz. Bugünkü bu olumsuz uluslarara-s› durum, reformistler ve dejenere olmufl “komü-nist” partileri taraf›ndan kendilerinin pozisyonlar›-n› savunmak için kullan›l›yor. Bu kesimler, bu ko-flullar› reformizm ve revizyonizmi kitlelere afl›la-mak için etkin bir bahane olarak kullan›yorlar.MLM bizlere, durumun devrim için elveriflli olma-d›¤› hallerde, bu elveriflsiz durumu devrimin lehinedönüfltürmeyi ö¤retiyor ve emrediyor, koflullar›nolgunlaflmas›n› beklemeyi ya da pes etmeyi de¤il.Bu, önemli bir noktad›r. Çünkü komünist, devrim-ci güçler; devrim için elveriflsiz koflullar› elverifllihale getirmekle sorumlu baflat öznelerdirler.Bizim gerçekli¤imize bak›ld›¤›nda; Halk Savafl›’n›bafllatt›¤›m›z dönemde uluslararas› durum bizimaleyhimize idi. Ancak 1996 y›l› sonras›nda birçokkez olumlu bir hal ald›. Halk Savafl›’n›n geliflip güç-lenmesi, yerel ve uluslararas› durumun bizler içingiderek daha elveriflli ve uygun hale getirirken, ay-n› zamanda elveriflsiz durumlar› da azaltt›. fiu anbakt›¤›m›zda ise, uluslararas› durum devrim içinçok elveriflli ve lehte olmasa da, tersinden çok elve-riflsiz ve aleyhte de de¤il. Maoist partinin inisiyatifve etkisi artt›¤› oranda uluslararas› durum aleyhteolmaktan ç›karak lehimize dönecektir.Bu nedenle gerçek komünist devrimciler için bu el-veriflsiz koflullar afl›lmaz bir engel de¤ildir, komü-nist devrimcilerin faaliyetleri ile de¤ifltirilebilir vedevrim geliflerek baflar›ya ulaflabilir. Nepal devrimi-nin yak›n gelecekte zafere ulaflaca¤›na inanal›m.

Uluslararas› durum devrim için uygun mu?

Dünyadaki durumun, Nepal’de bir devrim için uygun olup olmad›¤›na dair süren tart›flmalara iliflkin Nepal Birleflik Komünist Par-tisi (Maoist) taraf›ndan kaleme al›nm›fl olan afla¤›daki makaleyi sizler için çevirdik. NBKP(Maoist)’in liderlerinden Chandra P. Ga-jurel (Gaurav) imzal› makale; Nepal devriminin koflullar nedeni ile bir dizi dönüflümü kapsayan uzun bir sürece yay›lmas› yoluy-la yap›lmas› tart›flmas›n›n yan› s›ra, devrimin bir an evvel gerçeklefltirilmesine dönük tart›flmay› da ele almaktad›r

Page 12: 18 - 31 Mayıs 2010 -  Sayı 176

18-31 MAYIS 2010 DEVRiMCi DEMOKRASiKKÜÜLLTTÜÜRR--SSAANNAATT12

Küçücük bir damar› kesilen a¤ac›n, da-l›ndan yemyeflil bir yapra¤› düfler. Dü-flen her yaprakla kuruyup, içten içe çü-rür a¤aç. Yapraklar› uzaklara savuranrüzgar, a¤ac› da devirip yok eder. Sav-rulan sürgün, çürüyen kaland›r. Sürgünlü¤ün üflümek oldu¤unu san›r-d›m, de¤ilmifl. K›zg›n güneflin alt›nda,köze dönüflmüfl kumlar›n üzerinde do-narak ölür sürgün. Her sürgün, doyuma ulaflmam›fl, pasl›demirde as›l› duran, bir damla gibidir.Kalanlar›nsa, bütün çiçekleri ›s›rganotuna dönüflmüfltür. Uzat›p elini, do-kunsa; bir çocu¤un, annesinin kuca¤›naat›lmas› gibi serçe parma¤a at›lacakt›rdamla. Gülistana dönüflür, ›s›rgan otlar›.

Her bir y›ld›z› yalanlar›yla bulutlardanyamal› bohçalara sar›p, birer birer top-ra¤a gömdüler. Topra¤a gömülen hery›ld›z, bir sürgündür. Zifiri karanl›ktakorkutulan kalanlar, daha çok sar›ld›y›ld›z mezarc›lar›na. Her sürgün geçmifli al›p götürür. Kala-n›n bakabilece¤i, gülümseyen bir çocukfoto¤raf› dahi yoktur art›k. Sürgününgelece¤i yoktur kalan›n geçmifli.Sürgün hep geçmiflini yaflar tekrar tek-rar. Gördü¤ü bir tafl, bir a¤aç dahi geç-miflindeki tafl›, a¤ac› hat›rlat›r. Gözü-nün önündekine bakar gibi görünse de,düflüncesinde geçmiflindekine bakar.En küçük k›vr›mlar›n› an›msad›¤› taflael sürer, s›rt›n› dayay›p tafla a¤ac›n göl-

gesinde oturur. Duydu¤u kelimeleri he-celere ay›r›r, yerlerini de¤ifltirir, harflerç›kar›p ekler, geçmiflteki kelimelere dö-nüfltürür. Gördü¤ü yüzlerde, izler arar,bulur. Bu yeni yüzler de, geçmiflindeolanlar›n yüzleridir. Sokaklar›, evleri,kedileri, kufllar›, çiçekleri, ›rmaklar›,da¤lar›... Her fleyi geçmiflindekilere dö-nüfltürür. Rüzgarla, göçmen kufllarla,bulutlarla, güneflle selam gönderir. Ge-ride kalanlara gelece¤i yoktur sürgü-nün köklenemez. Bir gün geri dönece¤ine yorar, gördü¤üher rüyay›. Rüyalar›na sar›larak yaflarsürgün. Zaman geçer haf›zas›nda geç-miflin görüntüleri silikleflir. Gözleri bu-lan›klafl›r. Düflleri dahi bulan›klafl›r. Iz-

d›rap içindedir sürgün, ömrü tükenir.Son nefesini vermeden, son defa gör-mek ister kopar›ld›¤› a¤ac›. Göremez.Kopart›ld›¤› a¤ac›n gölgesine gömül-mesini vasiyet eder. Gömülmez. Bilmeza¤ac›nda çürüyüp, devrilip, yok oldu-¤unu. B›rakt›¤› gibi yaflatm›flt›r hepdüfllerinde. Gelece¤i olmam›flt›r, hepgeçmifli yaflam›flt›r. Art›k ölü de sür-gündür. Birileri donarak ölmüflse, ölüyorsa, öle-cekse; kalanlarda hep tir tir titrer. Is›-namam›fl, ›s›nam›yor, ›s›namayacak!Donanlar ve üflüyenler kucaklafl›rlarsaNisan Günefli alt›nda yepyeni bir hayatfilizlenir. Hiçbir fley köksüz kalmaz.Geçmiflde bizimdir, gelecek de!

Donanlar ve üflüyenler

TEMEL DEM‹RER“Yaln›zca insan güler veinsan yaln›z insana güler;insandan baflka bir fleye gülmüflse, ondainsana benzerlik oldu¤u için gülmüfltür.”[1]

“Mizah, olaylar›n al›fl›lmad›k ve çeliflkili yönleriniyans›tarak, insan› düflündürüp, özgürlefltirerek e¤-lendirmektir…” desek; k›sa bir “tan›m” yapm›fl olu-ruz.Antropolojik bulgular, insanlar›n kabileler hâlindeyaflad›¤› dönemlerde mizah›n ça¤dafl örneklere gö-re çok daha do¤rudan ve daha ac›mas›z oldu¤unugöstermektedir. ‹nsanlar›n daha büyük topluluklarhâlinde yaflamaya bafllamas› ve kentleflmeyle bir-likte mizah da daha soyut ve daha dolayl› bir biçimkazand›. Mizah› keskin dilli bir sanata dönüfltürenler Ati-nal›lard› ve eski Yunan’da komedya, tragedyadansonra geliflip, Aristophanes’le (‹Ö y.450-y.388) bir-likte ayr› bir tür oldu.Ortaça¤da, kilise ve kral› alaya alan masallar›ylaflenliklerde halk› e¤lendiren öykü anlat›c›lar›, jong-lörler ve gezgin minstrel’lerden Rabelais’ye, Cer-vantes’e, Boccaccio’ya ya da ‹ngiliz yazar SamuelJohnson’dan Frans›z Moliere’e… Ve de Osmanl› sa-ray dalkavuklar›ndan, fiair Eflref’in hicivlerine veyaKelo¤lan’dan Karagöz’e, Hoca Nasreddin’den mi-zah yazar› Teodor Kasap’›n befl perdelik komedisi‘Pinti Hamit’ine ve Aziz Nesin’e uzanan hikâyedensöz etmek kolay de¤ildir elbet…

GÜLMEK BAHS‹Öncelikle; “Gerçek humor, di¤erlerine tepeden bak-mak, onlar› hor gömek de¤ildir; kafadan de¤il,kalpten do¤ar. Humorun özü sevgidir; gülmeyi de-¤il, çok daha derinlerde yatan gülümsemeyi do¤u-rur” der Carlyle. Hakl›d›r…Ayr›ca Afflar Timuçin’in iflaret etti¤i üzere, “Gül-mek bir aç›k yakalamakt›r, ola¤an olmayan bir du-rumu saptam›fl olmakt›r… Toplumlar›n de¤er de¤ifltirme dönemleri gülünçö¤elerin öne ç›kt›¤› dönemlerdir. Eskinin, varl›¤›n›sürdürme kayg›s› içinde, gülünç olmaya bafllad›¤›görülür...” Bu çok önemli; çünkü gülmek bir yan›yla da itiraz,protesto, tepkidir… Gerçekten de “‹nsan ne denli ac› çekti ki, gülmeyiyaratmak zorunda kald›,” diyen Nietzsche’nin ifla-ret etti¤i veya Karl Kraus’un “Ne a¤lamak ne degülmek için gücün oldu¤u yerde, gözyafllar› içindegülümser humor,” dedi¤idir, mizah› mizah ya-pan…Evet sanki yaflan›lan yer dünya de¤ilmifl gibi dün-yada yaflamak; sanki sahip olunmam›fl gibi bir fle-ye sahip olmak; sanki yap›lan bir vazgeçifl de¤ilmiflgibi bir fleyden vazgeçmektir bir yerde gülmek; Ge-orge Bernad Shaw’›n, “Benim güldürme yolum do¤-ruyu söylemektir. Dünyadaki en gülünç flaka dabudur,” deyiflindeki üzere…Kimi bilir; “Gülümsemek, çok zaman gözyafllar›m›-z›n maskesidir,” belki Sandor Petöfi’nin dedi¤i gi-bi…Evet, nihayetinde “Trajedi ve mizah birbirine karfl›tfleyler de¤ildir, daha do¤rusu karfl›tl›klar› birininötekisini amans›zl›kla davetinden kaynaklan›r….Mizah, insan›n kendini ciddiye almaktan vazgeç-mesiyle bafllar.”[2]Ve de “Sald›rgan ya da korkutucu olmadan kuruludüzeni sarsan minicik bir devrimdir mizah; erdemekarfl› da olsa geçici bir baflkald›r›; amac›, insan› al-çaltmak de¤il, zaten alçalm›fl oldu¤unu ona an›m-satmakt›r,” George Orwel’in dedi¤i gibi…

“M‹ZAH” DEY‹NCE…Vedat Özdemiro¤lu, “Mizah mazlumun silah›d›r,otoriteyle bafla ç›kamay›nca onunla alay edersin.Mizah iyi niyetten ibarettir. Argo da mizaha dahil-dir, ama incelikle ifllenirse,” derken “Kara mizah,kanl› bir kristaldir” vurgusuyla ekler Enis Batur:“Kara mizah› besleyen en önemli etken, Flaubert’lebirlikte söyleyecek olursak, insan›n bar›nd›rd›¤› de-rin al›kl›k, bönlüktür herfleyden önce. Alay› öfkey-

le, sertlikle buluflturur insano¤lunun ‘an›tsal sa-lakl›¤›’, zekây› isyana k›flk›rt›r. Lloyd Georges’un,kendisine ‘sizin gibi bir kocam olsayd› içkisine ze-hir koyard›m’ diyen budala han›mefendiye ‘sizingibi biri kar›m olsayd› ben de o içkiyi hemen içer-dim’ yan›t›n› verdi¤i bilinir. Kara mizahç›n›n ölümede t›pk› hayata oldu¤u gibi meydan okudu¤unubelgeleyen örnekler az de¤ildir: Alfred Jary son ne-fesini vermeden bir kürdan rica etmifl, Arthur Cra-van küçük bir kay›kla Atlas Okyanusu’na aç›lm›fl,Vache birkaç arkadafl›yla birlikte ölecek kadar fla-kac› davranm›flt›r: Breton’un antolojisi buna ben-zer örneklerle doludur.Kara mizah›n ay›rdedici bir özelli¤i de, tohumundagörülen koyu umutsuzluktur: Evrime, dönüflüme,k›sacas› gelece¤e inanmaz kara mizahç›lar: Gele-cek de tarih gibi bir umutsuzluk kuyusudur. E¤riolan do¤ru olana, düzenbazl›k dürüstlü¤e, fesat iç-tenli¤e, ç›kar özveriye, bask› özgürlü¤e her zamangalebe çalm›flt›r onlar›n gözünde. ‹flin kötüsü, âde-mo¤lunu ortalama idrakten, ‘gemisini kurtarankaptan’ felsefesinden, adamsendecilikten kurtar-mak da olanaks›zd›r: Onun için de kara mizah ata-sözlerinden, k›ssadan hisselerden, darb›meseller-den nefret eder.”Ayr›ca Yalç›n Peflken’in ifadesiyle de, “Mizah›n pekçok tan›m› var. Benim mizah anlay›fl›m, çeliflkileregüldürücü yan›ndan yaklaflmak... Bu çok kullan›-lan bir yöntemdir. Mesela Nasreddin Hoca mizah›da budur asl›nda.”Asl› sorulursa Nasrettin Hoca, yetiflti¤i toplumunzekâs›d›r, duyarl›l›¤›d›r. O ne denli halk›n›n dili,düflüncesi, söylem gücü olmuflsa; halk da onun di-lini, düflüncesini, söylem gücünü beslemifltir. Buba¤lamda Nasrettin Hoca, söylemleriyle tek bir ki-fli de¤ildir, halk yarat›c›l›¤›ndan do¤mufl bir düflün-ce imecesidir. Yaflar Kemal’in “En büyük zekâ halk›n zekâs›d›r”dedi¤i budur. Bir halk›n anlay›fl bafl›bofllu¤una düfl-memesi bu imeceye ba¤l›d›r. Hoca’n›n yaflad›¤› y›llarda, belki ona özgü yüz, bile-medin iki yüz f›kra vard›. Günümüzde bunun1555’e ç›km›fl olmas› bu düflünsel imecenin göster-gesidir.

‹nsan›n kendini gülünç duruma düflürüp alaya al-mas›, düflünsel diyalekti¤in bir yans›mas›d›r. Nas-rettin Hoca f›krac›l›¤›nda, alay edeni alay edilen-den ay›ramay›z. Bu, f›kralar›n özelefltirel yap›s›n-dan geliyor. Kim ne derse desin gülmece hayat›m›z›n önemli vemuhalif bir parças›d›r.Nasreddin Hoca da muhalif bir kifliliktir. Tüm mi-zahç›lar gibi. Elefltiri oklar›n› hep iktidardakine yö-neltir. Ezenden de¤il, ezilenden yanad›r. Bu yüzdende, iktidardakilerle y›ld›z› pek bar›flmaz. Efle¤ine tersbinen Hoca’dan pek haz etmezler. F›kralar›ndakihalk zekâs› rahats›z eder onlar›. Sansür bile koyarlar.Çünkü “Mizah ciddi bir ifltir, siyasi mizah da öy-le...”[3]Çünkü “Siyasi mizahta kifliyi çözüp herkesin anla-yaca¤› bir duruma getirirsiniz,” der Metin Üstün-da¤…Mizah budur; yani gökyüzünü yere indiren birgüç…Kimse, gülmecenin Nasreddin Hoca ve Aziz Ne-sin’le bitti¤ini, “sonlanaca¤›”n› sanmas›n. CihanDemirci’nin deyifliyle, “Efle¤ine binifl biçimiyle bizemizahç›n›n dünyaya bak›fl›n› da gösteren sevgiliNasrettin Hoca bugün hâlâ nas›l yafl›yorsa, AzizNesin usta da öyle yafl›yor.”[4]Bu yolda a¤›z dolusu kahkahan›n itiraz ve elefltirisiço¤alarak ilerliyor…

AZ‹Z NES‹N“Gülmece” deyince Aziz Nesin derdi ki…“Bütün dillerde, sözcükler mizah›, birbirinden azçok ayr›ml› olarak anlatsalar da, flu anlay›flta hep-si birleflirler: Mizahta gülme vard›r; gülme olmayanfley mizah olamaz. Mizah›n kökeninde gülmedenbaflka bir fley aramak do¤ru olmaz. Ancak bu gül-menin oran›, kas›klar› çatlay›ncaya dek, kat›l›rcas›-na gülmekten, b›y›k alt›ndan gülmeye, gülümse-meye, belli belirsiz gülümsemeye (La Jacond gü-lümseyifli) gözlerinin içi gülmeye, d›fltan hiç belliedilmeden içten gülmeye dek de¤iflir; ama hepsi demizah›n kapsam› içine giren, mizah›n konusu olangülmedir. Böyle oldu¤u için de, daha Türkçe sözlü-¤e girmemifl olmakla birlikte, Arapça mizah sözcü-

¤ünü kimi yazarlar ‘gülmece’ olarak özlefltirmifller-dir. Gülmece, mizah›n Türkçe’ye çevirisi olarakbizce de uygundur.Gülmecenin de¤iflik türlerde oluflu, ayr› toplumla-r›n ayr› koflullarda bulunmas›ndan, ayn› toplumdada ayr› s›n›flar›n bulunmas›ndand›r. Yaflam koflul-lar› birbirine benzeflik toplumlar›n halklar›, birbir-lerinin gülmecesini daha kolay anlarlar. Hangi ulu-sun, hangi s›n›f›n gülmecesi olursa olsun, ifllevigüldürmedir; gülmecenin içinde güldürme ö¤esi(komik) bulunmal›d›r.Kierkegard komik’i flöyle tan›ml›yor: ‘Komik, yafla-m›n her aflamas›nda vard›r, çünkü nerede yaflamvarsa orda karfl›tl›k vard›r ve nerede karfl›tl›k varsaorda komik vard›r.’Her tan›mlaman›n, tan›mlad›¤› fleyi s›n›rlamas›n-dan ötürü, sürekli de¤iflmekte olan zaman içindeeksik kalabilece¤ini de düflünerek, yine de gülme-ceyi en genel belirtisiyle tan›mlamaya çal›flal›m:‘Gülmece, seslendi¤i insan›, hangi oranda olursaolsun sa¤l›kl› olarak güldürebilen her fleydir.’ Çün-kü güldürmek, gülmecenin ifllevidir. Gülmecedebulunabilecek her türlü niteliklerin, görevlerinhepsi, güldürmek ifllevinden sonra gelir. Bir orandaolsun güldürmeyen bir fley, gülmece de¤ildir.Gülmecedeki gülmenin sa¤l›kl› olmas› çok önemli-dir; çünkü sa¤l›kl› olmayan gülmeleri do¤uran et-kenlerin hiçbiri, gülmece say›lamayaca¤›ndan ko-numuzun d›fl›nda kal›r.G›d›klanarak bir insan güldürülebilir; ama bu sa¤-l›kl› bir gülme olmad›¤› için, g›d›klanmak gülmecesay›lamaz.Sa¤l›kl› gülmeceyi yaratan her fley gülmeceninkapsam›na girdi¤ine göre; yaz›l› ve sözlü bütüngülmece eserleri, gülmece hikâye ve romanlar›,yergi ve tafllama, alay, e¤lenme, flaka, güldürü (ko-medi), güldürücü pandomim ve danslar, tersinle-me, karikatür ve türleri, gölge oyunlar› (Karagözvb.) kukla oyunlar›, gülünçlefltirme (parodie) ve ar-goda tiye almak, kaba gülünç (grotesque), güldürü-cü anekdot ve f›kralar, nükte (sprit), ters yans›lama(Allegorie), eski ve yeni argodaki dalga geçme, tefekoymak, maytap geçmek, g›rg›r ve bunlar gibi olanher fley gülmecenin içine girer. Görülüyor ki gülme-ce genifl kapsaml›, yaflam›n her yan›na yay›lan birsanat, bir ifltir.Bergson’a göre, insandan baflka gülünç hiçbir var-l›k, hiçbir yarat›k yoktur; do¤a güzel ya da çirkinolabilir; ama gülünç olamaz. Bir hayvana gülme-miz, o hayvanda insan durumu, insan davran›fl›,insana benzerlik görmemizdendir.Bir hayvan aya¤› kay›p düflse bize gülünç gelmez-ken, bir insan aya¤› kay›p düflünce güleriz.Sonuç olarak, yaln›z insan güler ve insan yaln›z in-sana güler; insandan baflka bir fleye gülmüflse, on-da insana benzerlik gördü¤ü için gülmüfltür. Gülende, gülünen de, güldüren de hep insand›r.Herhangi bir karakter, toplumsal ve do¤al yaflam›sürdü¤ü sürece gülünç olmaktan kurtulmufl de-mektir. Bir karakterin gülünçlü¤e düflmesi, top-lumsal yaflama karfl› kat›laflmas›, ona uyarlanama-mas›yla bafllar.”Böyle der O ve de “Mizah›n en büyük ustas› Aziz Ne-sin” hakk›nda ekler Mert Ali Baflar›r: “… ‘Gülmece-nin yetersiz kald›¤› durumlar oluyor’ Aziz Nesin’ebir röportajda ‘mizahtaki politik anlat›m›n gücünü’sormufltum. Yaflam› boyunca politik mizahla mü-cadeleyi benimsemifl, ayd›n olman›n tüm gerekleri-ni özümsemifl yazar›n yan›t› flu olmufltu: ‘Bizim ülkemizdeki ayd›nlar politikayla ilgilenmi-yorlar. Politikayla ilgilenseler, seçimlere kat›lsalar,partilere girseler, bu kadar geri, bu kadar düzeysizMeclis olmaz. Yaflam›mda hiçbir zaman memleketve dünya politikas›n›n d›fl›nda kalmad›m. fiimdigülmeceden çok güncel politikaya daha fazla a¤›rl›kveriyorum. Çünkü gülmecenin de yetersiz kald›¤›durumlar oluyor. Bunun en göze batan örne¤i ‘Türkhalk›n›n yüzde 60’› aptal’ sözüdür. Bak bu söz bir-denbire ilgi gördü ve gündeme geldi. Oysa ben bü-tün hikâyelerimde bu oran› yüzde 95 yaz›yorum.Demek ki gülmece bir yere kadar etkili oluyor.’ Usta mizah yazar›n›n, ‘Türk milletinin yüzde 60’›aptald›r’ fleklindeki yorumuna tepki gösteren gaze-teci ve yazarlara ise flöyle olmufltu karfl›l›¤›:

‘‹nsan neye inan›yorsa, onu yaparsa hem dost ka-zan›r, hem düflman. Baz› yazarlar var. Bütün milletbeni sevsin istiyor. ‹flte benim nefret etti¤im insantipleridir bu. Herkesi memnun etmek isteyen kim-seyi memnun edemez. Yaflam›m boyunca neyeinan›yorsam onu söyledim. Nas›l yafl›yorsam öyleyazd›m.’ Ömrünün hat›r› say›l›r bir bölümünü hâkimler vesavc›lar karfl›s›nda geçiren Aziz Nesin’e, ‘Hâkimle-rin, savc›lar›n mizaha bak›fl aç›s› nedir?’ diye birsoru yöneltmifltim. Ünlü mahkeme müdavimi busoruyu da flöyle yan›tlam›flt›: ‘Savc› benim dönemlerimde hep devletin temsilci-si olarak ortaya ç›km›flt›. Oysa savc›n›n görevi ge-rekti¤i zaman san›¤› savunmakt›r. Sanki savc› ikti-dar›n avukat›ym›fl gibi davran›r. Ço¤u da M‹T’inyaz›lar› ile hareket eder. Yarg›çlar ise vicdan›m›zagöre hareket ediyoruz derler, ama vicdanlar› nas›lvicdand›r, önemli olan bu. E¤er çok dindar biradamsa o aç›dan yorumlayacakt›r. Demokrat biradamsa demokratça, ›rkç› bir yarg›çsa ›rkç› aç›dangörecektir. Çünkü vicdan herkese göre de¤iflir.’ Hep merak etti¤im bir konu da polisin el koyup gö-türdü¤ü arflivinde neler oldu¤uydu: ‘Çuval çuval al›p gittiler, vermediler. Bunlar›n ço¤umektup ve belge gibi önemli fleylerdi. Onlar›n iflineyaramaz ki, üstelik de saklamam›fllard›r. Bunlar›nüzerine düflüncelerimi yazacakt›m. Yani bütünyüzde 60 aptalsa, ayn› oran Emniyet güçlerine dedüfler. Çünkü bunlar aptal olmasalard›, belgelerimialmazlard›, al›nca da korurlard›. Ya da günün bi-rinde bunlar›n gerekli oldu¤unu anlayabilirlerdi.Bu ya¤malamalarda ‹smet Pafla’n›n, Muhsin Ertu¤-rul’un mektuplar› da gitti.”Aziz Nesin’in öykülerindeki çeliflki ço¤unlukla dav-ran›fllar›n›n do¤rulu¤undan hiç kuflkusu olmayan-larla gerçe¤i görebilenler aras›ndad›r. Belki bu çe-liflki her zaman görülmez, ancak sezilir”ken;[5]“Aziz Nesin’in oyunlar› da her fleyden önce eylem-ci tiyatrodur. Boflalt›c› de¤il doldurucu bir tiyatroyani… Estetik aç›dan hazc›. Bilinçli, ifllevli tiyat-ro”dur.[6]Özetle çok yönlü, müthifl bir zenginliktir Aziz Ne-sin…Çünkü O yaflamdaki terslikleri; görülmeyenlerigörmeyi baflaran bir sosyalist olarak “Türkiye top-lumundaki... ‹nsan denilen canl›n›n dedikleriyleyapt›klar› aras›ndaki çeliflkileri... Yaflamdaki çar-p›kl›klar›, onlar›n eserleriyle daha çarp›c› biçimdefark etmifl... Haf›zas›na geçirmifltir. Dahas› Aziz Nesin’in flahs›nda hayat›n mizahi yön-lerine bakarken... ‹nsanca davranmay› da görmüfl-tür. Azizi Nesin ne b›rakm›flt›r geriye denince... Koca birhayat tarz› b›rakm›flt›r. ‹nand›¤› gibi yaflama veyazma miras›n› b›rakm›flt›r. Koskoca bir edebiyatkülliyat›... Kitaplar, gülmece b›rakm›flt›r. Ne Amerikan labi-rentlerinde dolanm›fl ne AB baronlar›n› arkas›naalm›flt›r! Bu yüzden de aln› ak, miras› pakt›r.”[7]7 Temmuz 1989 tarihli dizelerinde, “Hoflça kal›n/Gitme zaman›m geldi anlad›m/ Yolum uzun banaizin/ O a¤açlar o havuz o çay›r ve o sevda/ Hepinizhoflça kal›n geçmiflimdeki dostlar›m…” diye hay-k›rd›¤› üzere…

21 Nisan 2010 12:20:59, Ankara

N O T L A R

[*] Kald›raç, No:110, May›s 2010…

[1] Aziz Nesin.

[2] Hermann Hesse, “Mizah”, S’‹mge, No:8, Kas›m-Aral›k

2003, s.44.

[3] Hasan Pulur, “Siyasi Mizah ve Meflhur Dörtlük...”, Milli-

yet, 29 Kas›m 2008, s.3.

[4] Cihan Demirci, “Nasrettin Hoca’dan Aziz Nesin’e”,

Cumhuriyet, 4 Temmuz 2006, s.14.

[5] Sennur Sezer, “... ‘Aptal’ De¤il ‘Enayi’...”, Radikal Kitap,

Y›l:6, No:366, 21 Mart 2008, s.10.

[6] M. Sad›k Aslankara, “Aziz Nesin Tiyatrosuna Girifl”,

Cumhuriyet Kitap, No:906, 28 Haziran 2007, s.30.

[7] Yücel Sarpdere, “Aziz Nesin”, Evrensel, 14 Aral›k 2006,

s.3.

Ercan Binay T Tipi HapishaneBafra-Samsun

Mizah ve Aziz Nesin[*]

Page 13: 18 - 31 Mayıs 2010 -  Sayı 176

18-31 MAYIS 2010DEVRiMCi DEMOKRASi GGÜÜNNCCEELL 13“Bugünkü kültürümüz demokra-tik halk kültürüdür.” Bu toplum-sal kültürün ifadesidir, proleterpartininki de¤il. Ancak, proleterparti de demokratik devrim afla-mas›nda (ama toplumsal kültüranlam›nda) bu kültürü savuna-rak gelifltirir. Kendi kültürü hiçkuflkusuz ki, proleterdir. Ne varki, tarihsel flartlar›n koflullama-s›yla zorunlu olarak gerçeklefltir-di¤i yeni demokratik iktidar vetoplum döneminde, pek tabiiolarak yeni demokratik kültürüde gelifltirecektir. Zira toplumunkültürü, toplumsal sisteme ba¤l›olarak geri-feodaldir. Proletaryapartisi veya proleter kültür ön-derli¤inde halk kültürünü gelifl-tirmek tarihsel bir görevdir, buatlanamaz. Devrim aflamas› ya da gündem-deki devrim ve iktidar›n niteli¤i;reel olarak temsil edilen top-lumsal kültürün niteli¤ini belir-ler. Toplumsal sistemin görelimevcut durumu ve içinde bulu-nulan pratik aflamaya ba¤l› ola-rak, toplumsal kültürün ne oldu-¤una dair yap›lan somut-do¤rutan›m; stratejik içerikten kop-madan andaki reel geçerlili¤iyutmaz. Devrim ve iktidar bile-flenleri durumundaki s›n›f ve arakatmanlar tabiat›yla toplumsalkültürün niteli¤ine damgas›n›vurur. Bu gerçek, Maoist partininkomünist niteli¤i ve proleterkültürünü yok saymaz, onu in-kar etmez. Devrimimiz, yeni de-mokratik devrim tipinde ise, buaflamada kültürümüz de yenidemokratik tipte olmak duru-mundad›r. Demokratik halk kül-türü proleter kültürün parças›-d›r. Demokratik halk kültürü,devrimci halk s›n›flar›n›n ortakkültürüdür. Dolay›s›yla, proletar-ya kültürünün kendi yönlendiri-cili¤i alt›nda halk kültürüyle itti-fak yapmas› mümkün ve gerek-lidir. Bu, temelden karfl›t olan s›-n›f kültürlerinin ittifak› de¤il,devrimci s›n›flar›n ittifak›d›r. Ye-ni demokratik devlet-toplum,devrimci s›n›flar›n yeni demok-ratik kültür ittifak›d›r da.Nas›l ki, devrimimizin niteli¤iproleter sosyalist olmay›p yenidemokratik oldu¤u halde; özdeproleter, biçimde yeni tipte bur-juva demokratik ise; öyle dekültürümüz özde proleter, bi-çimde ise yeni demokratik bur-juva kültürdür. Stratejik-anakültürümüz olan proleter kültür,demokratik halk kültüründenileri olarak onun yerini alacakt›r.Ama bu, nitel bir aflamad›r vefeodal kültürden atlanarak direkgeçilebilecek bir aflama de¤ildir.‹kisi aras›nda toplumsal flartlaraba¤l› olarak yer alan zorunlu arabir aflamad›r. Buna, bir tan›m›y-la yeni demokratik ya da de-mokratik halk kültürü demekte-yiz. Toplumsal kültür, toplumdaüretilen veya egemen olanmaddi manevi de¤erler toplam›-n›n ideolojik yans›mas› ise, yenidemokratik toplumun-iktidar›nya da sistemin kültürü de bu ni-teli¤ine uygun olacakt›r. Yeni demokratik kültür cephesiayd›nlanma rezervi olarak devri-mimizde müstesna role sahiptir.Proleter siyaset, kültür ordusu-nu küçümseme aymazl›¤›ndaolamayaca¤› gibi, bu cepheyibofl b›rakma lüksüne sahip de-¤ildir. Bofl b›rak›rsa kitleler üze-rinde etkisi s›n›rlanm›fl, geniflkitleleri ideolojik olarak flekillen-dirmekten geri kalm›fl olur. Budevrimin gecikmesiyle efl an-laml›d›r. Bilimsel tarzda ya dagüçlü biçimde doldurdu¤undaise, birincisinin tersine genifl kit-lelere nüfuz ederek, devrimisübjektif faktörde derinlefltire-rek büyük tohumlar serpme ye-tene¤i gösterir. Devrimci kültürfaaliyetleri, silahl› eylemle k›-yaslanmaya gerek olmayan öz-günlü¤üyle, stratejik unsur ola-rak önemli bir güç ve radikal bireylemdir. Bunun nas›l de¤erlen-dirildi¤i ise, tamamen ne kadarkavrand›¤›na ba¤l› olup ayr› birtart›flmad›r. Ve buras› önemlidir.Dolay›s›yla kültür cephesinido¤ru bak›fl aç›s›yla ve güçlüolarak örmemiz zorunluluktur.Elbette ileri nitelikte proleterkültürümüzü her koflulda koru-yup üstün tutmal›y›z. Bununyozlaflt›r›l›p siliklefltirilmesinekararl› olarak karfl› durmal›, tu-tarl› mücadele yürütmeliyiz. Da-has› bunun gelifltirilip yayg›nlafl-t›r›lmas› için s›k›ca çal›flmal›, iyitemsil edebilmeli ve her alandayaflatmal›y›z. Ne var ki, bunlardi¤er kültürlerden olumlu yan-lara kapal› durmam›za mani ola-

maz-olmamal›d›r. Proleter olma-yan ama ileri yanlar tafl›yarakproleter kültüre hizmet edendevrimci-ilerici yanlar tafl›yankültürlerle birleflmeli ve onlar›gelifltirerek kendimize katabil-meliyiz. Bir çok yazar, sanatç›,ayd›n burjuva kültürünün yan›s›ra devrimci veya sosyalist kül-türden de önemli oranda etki-lenmifltir. Bunlara s›rt çevireme-yiz. Demokratik de¤er ve kültü-re sahip olan ayd›n, sanatç›, ya-zar ve akademisyen gibi çevre-lerle iliflki gelifltirip ilerici yanla-r›ndan faydalanma ve ayn› za-manda onlar› devrime çekmegörevini görmezden gelemeyiz.Bu kesimlere dar ideolojik ölçü-lerden öteye genel ortak payda-larda birleflmesini becermeli vebu çevremizi gelifltirerek s›k›lafl-t›rmal›y›z. Örgütsel ölçülerimizes›¤mayanlar› tamamen kap› d›fl›etme yerine, birleflilebilen kap-samda onlarla iliflkiler sürdürül-melidir. Herkesi yetenek veözelliklerine göre örgütlemeyaklafl›m› bir bak›ma bunu ifadeeder. Her ›fl›ktan yararlanarakyürümesini kesinlikle becerme-liyiz. Ancak böyle hareket edil-di¤i taktirde bu çevreleri ideolo-jik etkimiz alt›na alabilir, kendi-mize katabilir ve devrimde birgüç haline getirebiliriz. Haz›rproleter ayd›nlar bulamay›z,bunlar kendili¤inden ortaya ç›k-maz ve her kesin proleter olma-s›n› bekleyemeyiz. Devrimi saltproleterlerle gerçeklefltireme-yiz. Kültür cephesini gelifltirme-nin önündeki dar ve geri yakla-fl›mlar terk edilmeden bu cephegüçlü temsil edilemez. Bu cep-henin zay›fl›¤›, ayd›nlanman›nyavafllamas› ve devrimin dina-miklerinden yoksun ele al›nma-s› anlam›na gelecektir. E¤er kültürel egemenli¤imizi ge-lifltirip kuramazsak di¤er tümbaflar›lar›m›z geçici olacakt›r.Ancak bilinç ve kültürel gelifl-meyledir ki, kal›c› etki sa¤lana-bilir ve gelecek emin ellerde tu-tulmufl olabilir. Bilinç ve kültürdüzeyine oturmayan her gelifl-me yar›m kalmakla yüz yüzedir.Kültür kurumlar›m›z› do¤ru eleal›p iyi iflletmek ve gerekli veri-mi elde etmek için gerekenönemi vermek durumunday›z.Bu kurumlar›m›zda halk kültü-rünü temsil eden ayd›n ve ileri-cilere yer vermeli, kurumsalbünyemizde ortak çal›flmalaryürütmeliyiz. Sesimizin en uzak-lara ulaflmas› için, nispeten uza-¤›m›zda olan devrimci demokratsanatç›larla birleflmeli, onlar va-s›tas›yla sesimizi en uzaklaraduyurmal›y›z. Nitelikli zenginlikyarat›larak devrimin kültür to-humlar› en genifl alanlara serpil-melidir. Dar grubumuzla de¤il,toplumla devrime yürüyece¤iz.Toplumun kültürel geliflimi içingerekli olan her nüveden lay›-k›yla yararlanma hedefine ke-sinlikle sahip olmal›y›z. Kendi-mizi kurtarma peflinde de¤il,toplumu kurtarma peflindeyiz.Proleter sanatç›lar, yazarlar, ay-d›nlar ve akademisyenler yarat-ma hedefimizi diri tutarak, kül-türümüzü öne ç›karmal› amabirleflebilece¤imiz olumlu ör-neklerle de birleflmeliyiz. Halk›nkültürüne ait ileri olan her fleyisahiplenmeli, gelifltirmeliyiz.Burjuva kültürün bile olumluyanlar›ndan yararlan›rken, dev-rimci halk kültürünü yads›ya-may›z. Kültür cephemizi genifl-letmemiz, ideolojik etkimiziyayg›nlaflt›rmam›z anlam›na ge-lecektir. Kültürümüzün bozul-mas›na izin vermeden olumlu-luklar tafl›yan en genifl kesim-lerle mümkün olan birliktelikler-le ortaklaflabilmeliyiz.‹deolojik ve örgütsel ilkelerdekis›k› birlik ölçüleriyle, daha gev-flek birlik için geçerli olan ölçü-leri bir ve ayn› görmemeli-uygu-lamamal›y›z. S›k› birlikler kadarolmasa da göreli ve gevflek bir-lik ya da ortakl›klara da ihtiyac›-m›z›n oldu¤unu unutmamal›y›z.Bu devrimin örgütlenmesininher zaman görülen bir biçimidir.Gevflek birliklerin s›k› birlikleredönüfltürülmesi, ancak gevflekbirliklerin denenmesi-yaflanma-s›yla mümkün olabilir. Bu birlik-ler ortak müflterekler üzerindedaima geliflmeye müsaittir. Herbirlik durumunun belli bir niteli-¤i vard›r. Her ayr› nitelik durumiçinde mevcut niteli¤e uygunolarak, azalma yerine ço¤almasiyaseti benimsenmelidir.Devrimci ilkeler ›fl›¤›nda do¤rusiyasetle güçlü kazan›mlar sa¤-lamak mümkündür.

BAKIfi CAN

Kül

tür

ceph

esin

de d

o¤ru

dur

mak

UFUK Ç‹ZG‹S‹

“O büyük gün”, bugünün içindedirEmrah CilasunHepimiz suçluyuz. Ama istisnas›z, hepi-miz!Çakma idam mahkumunun, “öptü¤ü k›z-lar”dan bahseden “a¤lama anne” fliirini,kendimize örnek ald›¤›m›z için, suçluyuz.Burjuva demokratik ufuklardan müteflek-kil, toplumun devrimci dönüflümünü he-deflemeyen, insan haklar› dilencili¤i yapanma¤duriyetcilik üzerinden, kaç nesilin ka-n›na girdik? Siyaseten bitmifl, idolojisi iflasetmifl olanlar, flarap fliflesi ile mum ›fl›¤›aras›nda terennüm ettikleri bu cins fliirlersayesindedir ki, flimdi, Tayyip reformlar›naselam durabilmektedirler. Hay›r, hay›r! Hepimiz suçluyuz. Ama istis-nas›z, hepimiz!Mustafa Özenç gibi bir devrimciyi, kendi-mize örnek almad›¤›m›z için suçluyuz.“Proleterlerin vatan› yoktur. Kazanacaklar›bir dünya vard›r” diyen Marx ve Engels’in otunç yasas›n› unuttu¤umuz için, geceninüçünde idama gitmeden on dakika evvel,Mustafa Özenç’in yazd›¤› fliiri, dünya ale-me, genç nesillere ve kendimize okumad›-¤›m›z, örnek almad›¤›m›z ve göstermedi¤i-miz için suçluyuz. ‹brahim Kaypakkaya’dan 8 sene sonra (20A¤ustos 1981’de), bir flafak vakti, idama gi-derken yazd›klar›n›, afla¤›da, sizlerle pay-laflmadan evvel, flunu özellikle vurgula-mak isterim. Mustafa Özenç’in sat›rlar›n›okurken, dünyan›n dört bir taraf›nda, ko-münizm için verilen mücadelenin 150 se-nelik tarihçesi boyunca, tan›d›¤›n›z ve tan›-mad›¤›n›z, adlar›n› bildi¤iniz ve bilmedi¤i-niz, canlar›n› bu u¤urda vermifl kad›n veerkekleri hat›rlay›n. Bir de, dünyan›n flu re-zili rüsva halini gözünüzün önüne getirin.‹flte o zaman Özenç’in dizeleri, sizi, a¤la-maya de¤il, düflünmeye ve mücadele et-meye sevkedecektir.

O Büyük Gün Geldi¤indeO büyük gün geldi¤inde ben kimbilir kaç y›ldan beri ebedi yata¤›mda topra¤›n derinliklerinde sonsuz bir uykuda uyuyor olaca¤›m fakat al›nca ne zamand›r bekledi¤im haberiuyan›p, sesimi kimse duymadan o büyük zaferin tarifsiz coflkusuyla kara topra¤›n alt›ndan, ben de hayk›raca¤›m. Unutup geçmiflte kalan ac› dünü kimbilir belki bir k›fl günü üzerimi yorgan gibi kaplayan bembayaz kar›n so¤u¤undan.... ya da sonbahar mevsiminde kemiklerime iflleyen ya¤murdan duyaca¤›m ve milyonlar› saran o doyulmaz sevince ben de sessizce ortak olaca¤›m. Mevsim ilkbahar s›cak bir yaz olsa da gece gündüz farketmez ben her zaman haz›r›mad›m›n yaz›ld›¤› tafl bile y›k›lsa da kalmam›fl ta olsa flu dünyada mezar›m hat›rlay›p tek canl› gelmese baflucuma o müjdeyi ben do¤adan alaca¤›m nas›rl› ellerce yarat›lan o görkemli bayrama hiçkimse farketmeden ben de kat›laca¤›m...

fiimdi de, 17 May›s’› 18’ine ba¤layan gece,‹brahim Kaypakkaya’n›n, Yaflar De¤erli ta-raf›ndan infaz ediliflini tahayyül etmeyeçal›fl›n. “Kaypakkaya’n›n kafas›ndan ne ge-çiyordu” diye sorun? Çorumlu oluflu mu?Alevi oluflu mu? Türkmen kökenli oluflumu? Köyünün manzaras› m›? Öptü¤ü yada öpmedi¤i k›zlar m›? fiayet bu gerici, rezil ve alçakca fikirlerin,‹brahim Kaypakkaya’n›n, kafas›ndan geç-meyece¤ini tahmin edebiliyorsan›z, o hal-de, düflünce sisteminiz do¤ru istikamettedemekektir. Beynine son oksijen gitmeden, son kalpat›fl›ndan evvel, nabz›n›n son bulmas› es-nas›nda, göz kapakc›klar›n›n kapanmas›naramak kala, zindan›n irinli, sidikli, kanl›beton zeminine kafas› düflmeden saniyelerevvel, sesini ç›kartacak mecali kalmam›fldahi olsa, ‹brahim Kaypakkaya’n›n akl›n-dan, “nas›rl› ellerce yarat›lan o görkemlibayrama hiç kimse farketmeden ben dekat›laca¤›m” düflüncesinin geçmifl olmas›pek muhtemeldir. Bize b›rakt›¤› teorik mi-ras ve hele hele son mektubu, bu varsay›-m› güçlendirmektedir. ‹brahim Kaypakkaya, her dakika, her saat,her gün, “o görkemli bayram›n” gerçeklefl-mesinin maddi koflullar›n› yaratmak içinaz›l› bilimsel davrand›, kafa yordu ve kofl-turdu. fiartlara boyun e¤medi. fiartlar›nkurban› olmad›. “Ne yapal›m realite budur”demedi. Komünizm bir din olmad›¤› için,ona, inanmad›. Bilimsel olarak, komüniz-mi, hep daha derinden kavramay› hedefle-di. ‹man kudretiyle ve kuvvetiyle de¤il; bi-limsel, diyalektik-tarihsel materyalist ba-k›fl›n, atomdan bile daha güçlü enerjisi ilekufland›. Velhas›l Kaypakkaya, el att›¤› herkonuda, “o günün”, bugün içersinde oldu¤ubilinciyle hareket etti. Yoksa, “komünizmgüzel bir hayal, fakat olaca¤› zaten yok, o

nedenle, müminlerin nas›l cenneti varsa,biz komünistlerin de öldükten sonra gide-cekleri komünizmimiz var” demedi. fiayetböyle söyleseydi, Kaypakkaya, çoktan birSaidi Nursi ya da Hac› Bektafl-› Veli; bizlerde, onun müridleri olurduk. ‹steyen istedi-¤ini söylesin. “Beterin beteri vard›r” derler.Hatta ve hatta, Fetullah Gülen’in veyaCübbeli Ahmet Hoca’n›n, be¤enmedinizmi, Ali Balk›z’›n, ‹zettin Do¤an’›n ya daTurgut Öker’in k›z›l fraksiyonu olurduk. fiükür ki flükür! ‹brahim Kaypakkaya, ken-disinden 38 sene sonra dahi, bütün bir in-sanl›¤›n kurtuluflu için devrim yap›p, ko-münist bir dünyaya ilerlemeyi hedef edin-mifl olanlara, böyle bir batakl›¤a saplan-mamalar› için muhteflem bir miras b›rakt›. Bu miras, bizim s›n›f›m›z›n 150 küsür y›ll›ktarihinin bir parças›d›r. 1871 Paris Komü-nü, 1917 Ekim ve 1949 Çin devrimleri ve ar-d›ndan 1966’daki Büyük Proleter KültürDevrimi, bu 150 küsür y›ll›k tarihin, muh-teflem örnekleridir. ‹nsanl›¤›n komünizmedo¤ru meflakkatli ilerleyiflinin, toplumunher alan›ndaki harika deney ve tecrübeleribu dönemin d›fl›nda de¤il içinde mevcut-tur. Pekii, muhteflem olmayan örneklerimiz varm›? Var! Büyük devrimler aras› dura¤an-l›klar ve geriye dönüfller, bunlar›n en bafltagelenidir. Bunlara mikroskobun alt›nda ba-

k›lacak olunursa, o tarihsel dönemeçlerde,bilimimizin, ideolojimizin ve prati¤imizinküflenmeye, yosun tutmaya bafllad›¤›n›görece¤iz. Tarihte kay›tl›d›r. ‹nanmayandönüp baks›n. ‹leriye do¤ru at›l›mlar, za-ferler, büyük teorik muharebelerin ard›n-dan gelmifltir. ‹brahim Kaypakkaya örne-¤inde oldu¤u gibi. Bak›n›z. Dobra dobra konuflal›m. ‹brahimKaypakkaya, bilimsel komünizmin, Türki-ye’deki ilk kuramc›s›yd›. Kaypakkaya’n›nyegane özelli¤i, dünyada, 2. dünya savafl›sonras›, art›k ç›kmaza giren, özellikle, Sov-yetler Birli¤i’ndeki kapitalist restorasyon-dan sonra küf kokan, müzelik bir eflya ha-line getirilen komünizme, tekrardan solukveren Mao Zedung’un ender halefleri ara-s›nda yer almas›d›r. Katiyen bu bir ajitasyon gibi alg›lanmas›n.Somut bir örnek vereyim. 1900’ün baflla-r›nda, Lenin’in kaleme ald›¤› Ne Yapmal›adl› eseri, 1917 Ekim Devrimi’nin en esasl›,en stratejik belgesidir. Bu eser, asl›nda,Stalin döneminden itibaren önemli ölçüdeUluslararas› Komünist Hareket’de unutul-mufl bir eserdi. Hele hele Kuruflçev’densonra, tüm revizyonist partilerde ve tabiibu arada TKP’de de, esamesi okunmazd›Ne Yapmal›’n›n. 1966’da, komünizmdekiküf tutmaya bafl kald›r›n›n beraberinde ge-tirdi¤i sorgulay›c› ortam ve enerjiyle, o y›l-lardaki yeni komünist ak›m›n nesilleri ara-s›nda, sadece ve sadece ‹brahim Kaypak-kaya, fiafak revizyonistleriyle mücadeleiçersinde, Ne Yapmal›’y›, adeta, tozlu raf-

lardan indirmifl ve s›n›f mücadelesinin en-gin prati¤ini ayd›nlatm›flt›r. Pekii nedir Ne Yapmal›’n›n önemi? Ne Yap-mal›, en geri kitlelerin, en geri talepleriüzerinden, onlara, ekonomik lapayla bilinçverilmesini kesinlikle rededen; bu en gerikitlelerin, legalist, parlamenterist arzu veistekleri sonucu yasall›¤› savunmaya bafl-layan oportünizmin hevesini kursa¤›ndab›rakan eflsiz eserdir. ‹brahim Kaypakkaya,bu eserin bak›fl aç›s›yla, Türkiye’de, devrimmücadelesini birlefltirmifltir. Onun içindirki, bugün, gerçek bir ‹bocuyu, ekonomik-demokratik lapa dilenme faaliyetiyle, çat›partisi inflaatç›l›¤›yla, belediye encümenli-¤iyle, yasalc›l›k ve parlamenterizmle, ce-mevi sosyalizmiyle, komünist imam yarat-ma çabas›yla, ezilen ulus milliyetçili¤iyletavlaman›z mümkün de¤ildir.Bugün biliyoruz. Kaypakkaya’dan y›llarsonra, kendi içlerindeki mücadeleler sonu-cu, dünyan›n kimi yerlerindeki gerçek ko-münist partileri, Ne Yapmal›’n›n önemini,zor kötek kavrayabilmifllerdir. Ne Yapma-l›’n›n, bu denli berrak kavran›fl› ve kendiülkesinin devrimine uyarlanmas› ‹brahimKaypakkaya’da oldu¤u denli, ne Çaru Ma-zumdar’da, ne Çiang Çing’de ne de ÇangÇung Çiao gibi gerçek önderlerde mevcut-tur. Hatta ve hatta, bugün, art›k aç›kçasöylenmelidir. Ne Gonzalo’da, ne de Pra-

çanda da, Ne Yapmal›’n›n, Kaypakkaya’daoldu¤u denli kavranmas› ve komünist fa-aliyetin ayr›fl›m çizgisi haline getirilmesinigörmek mümkün de¤ildir. Her iki liderinde, gerek kuramlar›nda gerekse de sergile-dikleri pratiklerinde, ufuklar›n›n, dar milli-yetçi, burjuva demokrasisiyle s›n›rl› oldu-¤u bütün ç›plakl›¤›yla ortadad›r.‹brahim Kaypakkaya’n›n, bir elin befl par-ma¤› kadar az say›daki yoldafl›yla, büyükifllere kalk›flmas›, bu önemsiz gibi görünen,ama son derece önemli detay›n sa¤lad›¤›öz güvenle mümkündü. O öz güven iseMarx’›n flu sözlerinde sakl›yd›:“Bir kez iç ba¤lant› kavrand›¤›nda, mevcutkoflullar›n daimi ve kal›c› gereklili¤ine olantüm teorik inanç, onun pratikte çökmesin-den önce y›k›l›r.”Marx’›n bu harkulade bilimsel tespiti kadarhiçbir tespit, bilinmezcilerin, dar deneyci-lerin can›na okumamaktad›r. Zira, onlaragöre bir fikrin do¤rulu¤u ancak pratikte is-patlan›rsa do¤rudur(!) O halde 1859’daCharles Darwin’in eseri, Türlerin Kökeniyay›nland›¤›nda, Darwin’in, do¤al ay›klan-ma yoluyla evrim teorisinin do¤rulu¤u ke-sin olarak ispatlanmam›flt›. Bu ancak, bü-tün bir 20. yüzy›l boyunca yap›lan binlercedeney ve gözlem sonucu, kesinkes do¤ru-land›. fiimdi sormak laz›m. 1859’da yafla-sayd›k, kimin yan›nda olacakt›k? Dar-win’in mi yoksa, yarad›l›fl efsanecilerininmi? Daha a¤›r bir örnek. Marx’›n, komü-nizm teorisi, 150 küsür senedir hâlâ ispat-lanamad›. Çünkü, komünist topluma eri-

flemedik. Onu daha hâlâ bilmiyoruz.Marx’›n teorisi o zaman yanl›fl m›? fiayet,1848’de yaflasayd›k, Marx’›n m› yoksa kar-fl›tlar›n›n saf›nda m› yer alacakt›k? Tabii ki,hay›r. O günden bu yana Marksizm’in kale-me ald›¤› say›s›z teorik gerçek, kapitalisttoplumun bütün iç ba¤lant›lar›n›, pratikte,1871 Paris Komünü’nden, 1917 Ekim Devri-mi’nden evvel yerle bir etmifltir. Peki ya ‹b-rahim Kaypakkaya’n›n fikirleri? Onun fi-kirleri içinde, geçmiflten bu yana bütün bi-linmezciler ve dar deneyciler, “pratikte ya-flam flans› yok” demiyorlar m›? Bütün bi-limlerin ve onlar› kucaklayan komünist bi-limin, oldum olas› “suçu” hep bu olmufltur!Bilinmezcilere ve dar deneycilere, kendisi-ni, bir türlü “ispat” edememek! ‹flte bugünde ayn› sorunlarla cebelleflmiyor muyuz? Takdir edersiniz ki, bugün dünyada bir teksosyalist ülke bulunmamaktad›r. SosyalistÇin’deki geriye dönüflten buyana tam 34sene geçmifl bulunmaktad›r. ‹çimizden kaçkifli, Mao Zedung önderli¤indeki devrimciÇin’i hat›rlar? Marx’dan Mao’ya kadar uzanan komüniz-min birinci evresi son bulmufltur. Dünya-n›n her yerinde, insanlar, bilincinde olsun-lar ya da olmas›nlar, bu meselenin yükünütafl›makta ve bu meseleyle cebelleflmekte-dirler. Proleter devrimlerin birinci evresi-nin nas›l de¤erlendirilmesi gerekti¤ini,dünya devriminin yeni bir dalgas›n›n diz-ginlerinden boflan›p boflanmayaca¤›n› vekomünist bir dünya vizyonunun bir ütopyaolarak kal›p kalm›yaca¤›n›; onun, pratik birsiyasal program m› oldu¤unu, insanlar,tart›flmaktad›rlar. Vizyon sahibi ve yaflayabilir sosyalizmin,yenilenmifl tasavvurunu olufltumaya bu-gün her zamankinden fazla ihtiyac›m›zvar. Komünizmin felsefesi ve bilmini, en-ternasyonalizmi, devrimci sosyalizm anla-y›fl›n›, devrimi ve tabii ki, komünizmi in-sanl›¤›n kurtar›c›s› olarak gören stratejikyaklafl›m›n da dahil oldu¤u birçok mesele-yi, temelden, yeni tarzda idrak ediflin önüaç›lmal›d›r. Yeni devrimci iktidar, nas›l muhafaza edi-lir ve bu, onun muhafaza edilmeye de¤erbir iktidar olma niteli¤ini yitirmesine yolaçmadan nas›l gerçeklefltirilir? Devlet kap-sam› d›fl›nda kifli haklar›n›n, sivil toplu-mun ve siyasetin, politikan›n rolü nas›l ta-bir edilmeli, ele al›nmald›r? Anayasan›n veseçimlerin ifllevi, rolü ne olacakt›r? Bu ye-niden tasavvur edilmifl sosyalizm, nedenitirazc›l›¤a ve muhalifli¤e, sadece taham-mül etmekle yetinmeyecek, tersine bunuteflvik edecektir? Bir yandan toplumun ön-de gelen ihtiyaçlar›n› karfl›lamaya yönelikacil görevler yerine getirilirken, ayn› za-manda, bu acil görevlere do¤rudan ba¤l›olmayan deneme, araflt›rma, keflif ve ince-lemeyle de u¤raflan giriflimlerle, entelektü-elerle, sanatç›larla ve bilim insanlar›yla ileiliflkiler nas›l ele al›nmal›d›r? Fikirler dün-yas›nda çal›flanlar ile bu dünyan›n d›fl›ndakalmaya mahkum edilmifller aras›ndaki, oezelden beri süregelen ayr›fl›m›n üstesin-den nas›l gelinecektir- ki, bu gerçeklefltiri-lirken, tüm toplum çap›nda gerçekten c›v›lc›v›l bir canl›l›k ve yarat›c› entelektüel zen-ginli¤in mayalanmas› ve flevki köreltilipdizginlenmeden, tam aksine daha öncesin-de görülmemifl ölçüde heyecan ve at›lgan-l›¤a sahip bir dirilik kazand›r›lm›fl olsun.Gerçek konusunda korkusuz olman›nehemmiyeti nedir? Ve komünist hareketingeliflme tarihinin seyrinde bu meseleyeiliflkin eksiklikler ve zaaflar nelerdi? Komü-nizmin yeni sentezi Marks, Lenin ve Maotaraf›ndan belirlenmifl güzargah›n seyrini,nas›l hem devam ettirmeli, hem de yeni vecan al›c› ehemmiyetteki hususlarda, dahailerilere nas›l tafl›nmal›d›r? ‹nsanl›¤›n, Obama ile Osama ya da Chavezile Ahmedi Nejad aras›nda tercih yapmayazorland›¤› bir dünyada, gerçek komünizmebilimsel güvenilmesinin yegane yolu, bili-mimizin, yukar›da sayd›¤›m sorular› ve busorulara verilen cevaplar› ihtiva eden, geç-mifl sosyalist toplumlar›n en olumlu yanla-r›n›n üzerinde, ama onlar›n da ötesinde ç›-¤›r açan yeni bir senteze kavuflturulmas›y-la mümkündür. Bugün, iflte böylesi bir Ye-ni Sentez’in mevcut oldu¤unu k›vançlasöyleyebiliriz. Ömrünün 30 seneden fazla-s›n› bu meselelere adam›fl olan Bob Avaki-an’›n kuramsallaflt›rd›¤› Yeni Sentez, ta-mamen temelden, yepyeni bir ayr›fl›m çiz-gisini, 21. yüzy›l›n siyaset sahnesinin tamortas›ndan çekmektedir. O nedenle, herke-si, Bob Avakian’›n, Yeni Sentezi’ni araflt›r-maya ve tart›flmaya davet ediyorum. Hat›rlayal›m. 1963 polemikleri, ‹brahimKaypakkaya gibi parlak bir beyinin önünüaçm›flt›. Bugün, 38 y›l sonra, hakikaten, ye-ni nesil Kaypakkayalara ihtiyaç vard›r. BobAvakian’›n Yeni Sentezi, yeni nesil Kaypak-kayalar›n önünü açacak, teorik hazineyebugün sahiptir. Zira, “o büyük gün”, bugü-nün içindedir.

Aram›zdan ayr›l›fl›n›n 38. y›l›nda ‹brahim Kaypakkaya’n›n an›s›na:

Page 14: 18 - 31 Mayıs 2010 -  Sayı 176

18-31 MAYIS 2010 DEVRiMCi DEMOKRASiGGEENNÇÇLL‹‹KK14

TMK ma¤duru çocuklar›n u¤rad›¤› hak gasplar›bitmek bilmiyor. Okullar›ndan, e¤lence yerlerin-den ve yaflamdan kopar›larak hapishaneye ko-nulan çocuklar›n çilesi, hapishanede artarakdevam ediyor. A¤›r tecrit koflullar› yetmezmifl gi-bi, çocuklar bir de keyfî uygulamalarla karfl›lafl›-yor.Diyarbak›r Barosu Çocuk Haklar› Merkezi, Ço-cuklar ‹çin Adalet Giriflimi ve ‹nsan Haklar› Der-ne¤i üyesi olan, ayr›ca çocuk tutsaklarla s›k s›kgörüflmeler yapan avukatlar Keziban Y›lmaz,Zeynep K›l›ç ve Müzeyyen Boylu, TMK ma¤duruçocuklar›n durumlar›n› ortaya koyan bir rapor

aç›klad›lar. Raporda, çocuklar›n bar›nma koflul-lar›ndan, temel insan haklar›n›n karfl›lanmas›na,psikolojik durumlar›ndan personelin yaklafl›m›-na de¤in pek çok konuda kamuoyunu ayd›nlat›c›bilgilere yer verildi.

“Çocuklar›n gelecek umutlar›giderek kaybolmaktad›r”Siyasi tutsak olan çocuklarla adli tutsak olan ço-cuklara ayn› biçimde muamele yap›lmad›¤›n›nda anlat›ld›¤› raporda, flu ifadelere yer verildi:“‹dare, tutuklu bulunan çocuklara, ders kitapla-r›n›n ulaflt›r›lmas›na izin vermemektedir. Ço-

cuklar›n kald›klar› ko¤ufl ders çal›flmak için uy-gun de¤ildir. Kendilerini ziyarete gelen ailelerinecezaevi personeli taraf›ndan yap›lan kötü mu-amele çocuklar üzerinde olumsuz etki b›rak-maktad›r. Çok uzun süreden beri cezaevinde tu-tuklu bulunan ve bugüne kadar tahliye olmayançocuklar›n gelece¤e dair umutlar› yavafl yavaflkaybolmaktad›r. Çocuklar›n yarg› makam›n›n veadalet sisteminin tarafl› davrand›¤› ve kendileri-nin Kürt olmalar› sebebiyle cezaland›r›ld›klar›fleklinde bir düflünceye sevk oldu¤u gözlemlen-mektedir.”Raporda ayr›ca, çocuklar›n her gün kendilerineyar›m somun verildi¤ini, yemeklerden çivi, top-lui¤ne, ip ve böcek ç›kt›¤›n›, uzun süredir hergün makarna yediklerini, s›cak suyun 10 dakikaverildi¤ini ve 3-4 kifli bir arada dufl ald›klar›n›söyledikleri aktar›ld›.Raporda çocuklar›n a¤z›ndan aktar›lan k›s›mlarda hayli ilgi çekici. Çocuklar, flunlar› söylüyor:-Geçen duruflma beni mahkemeye götüren, birisa¤›mda biri solumda duran iki asker bana güle-rek alayl› bir flekilde “‹dam edileceksin” dedi. Bende onlara “çok komiksiniz” diye karfl›l›k verincebana ters ters bakt›lar.-Doktorun yan›na ameliyat sevkimi için gittim.Doktorun yan›ndaki personel aya¤a kalkt›, yan›-ma gelerek sol taraf›ma çok h›zl› bir flekilde vura-rak, “Aslan gibisin, sana hiçbir fley olmaz, polisle-

re tafl atarken çok iyiydiniz, cezaevine geliyorsu-nuz, paslanm›fl gibi revire ç›k›yorsunuz” dedi.-Revire ç›kt›¤›m›z zaman üzerimize bir ka¤›t ya-p›flt›r›l›p ‘terörist’ yaz›l›yor. Biz ise ‘siyasi suçlu’yaz›lmas›n› istiyoruz.-Mahkemeye ç›karken bizi, cezaevinden adliye-ye kadar kelepçeyle götürdüler. Orada 14 kifli ol-mam›za ra¤men sadece benim ve di¤er üç arka-dafl›m›n eli kelepçeliydi. Bunun nedenini sordu-¤umuzda, “Siz konuflmay›n, biz istedi¤imizdekelepçeleriz, istedi¤imizde ç›kar›r›z” dediler.-Mahkemeye ç›kar›ld›¤›m›z ilk duruflma 22.00’akadar sürmesine ra¤men bize yiyecek hiçbir fleyvermediler. ‹kinci ç›kar›lmam›zda ö¤len aras›küçük bir kutu sarelle ve yar›m küçük somunekmek verdiler.

“Serbest b›rak›rlarsa okulumadevam edece¤im”-Ben gözalt›na al›nd›¤›mda 7. s›n›fa gidiyordum.Okulun aç›laca¤› gün duruflmam var. Serbest b›-rak›rlarsa okuluma devam edece¤im. Ancak ‘ser-best b›rakmazlar’ diye burada Aç›k Ö¤retim içinbaflvuruda bulundum. 3 defa cezaevinde vesika-l›k foto¤raf çektim. Baflvurular›m için cevap veril-medi bana. Ailem yaklafl›k 2-3 ay önce çal›flmamiçin ders kitaplar›m› getirip cezaevi idaresine tes-lim etmifl olmas›na ra¤men, kitaplar›m hala banaverilmedi.

-Kurslara gidemiyoruz. Sebebini sordu¤umuzda

“Siz adli suçlu de¤ilsiniz, o yüzden size izin ver-

miyoruz” dediler.

-Hastane sevkine ç›karken ring arac›nda bay›l-

d›m. Personel ve astsubaya “Nefes darl›¤›m var,

ben bu odada dayanamam” dedim. Personel,

“Cezaevine gitti¤inde Adalet Bakanl›¤›’na bir di-

lekçe yaz, sana özel olarak üstü aç›k ring gön-

dersinler” diyerek dalga geçti.

Çocuk tutsaklara hapishanedebile oyun oynamak yasak!Amed E Tipi Hapishanesi’nde tutuklu bulunan

ve geçti¤imiz günlerde hak ihlallerinden dolay›

isyan eden çocuk tutsaklara uygulanan zulüm

durmak bilmiyor! Çocuklar bu kez de, Newroz’u

kutlad›klar›, Deniz Gezmifl ve Duran Kalkan’›n

foto¤raflar›n› ast›klar› gerekçeleriyle, befl hafta

spor gibi sosyal aktivitelerden mahrum b›rak›ld›!

Oyun alanlar›ndan al›narak hapishaneye konu-

lan çocuklar›n, hapishanedeki oyun alanlar› da

ellerinden al›nd›!

Hapishane idaresinin sürdürdü¤ü soruflturmaya

göre çocuklar, 21 Mart gecesi gazete ka¤›tlar›yla

atefl yak›p Newroz kutlamas› yapt›lar. Ayr›ca ço-

cuklar, ko¤ufllar›na, 1968’in devrimci önderle-

rinden Deniz Gezmifl ile, KCK Yürütme Konseyi

üyesi Duran Kalkan’›n foto¤raflar›n› ast›lar.

Çocuk tutsak: Üzerimize terörist yaz›l› ka¤›t yap›flt›r›yorlar

May›s ay› toplumsal bilincin genelinde, insan do¤as›-na iliflkin ortalama tepkiler yarat›r. Bahar›n gelifli cofl-ku-heyecan artmas›na vesile olur. ‹klim olarak k›fl›n,insanlar üzerinde b›rakt›¤› k›r›lganl›k yerini p›r›lt›yab›rak›r. Bahara dair, s›n›f zemini üzerinden yürüyen çeliflkile-rin farkl› s›n›flar taraf›ndan farkl› anlamlar› da vard›r.Do¤urganl›¤› ve tekrardan filizlenmeyi temsil edenbahar›n en güzel ay› olarak May›s, iki temel s›n›ftanbiri olan proletarya aç›s›ndan hususi bir önem tafl›-maktad›r. Bu önem mistik, idealist dünya görüflününürünü olarak de¤il, diyalektik ve tarihsel materyaliz-min s›n›f mücadelesi içerisinde tarihsel münakaflas›-n›n ürünü olarak ortaya ç›km›flt›r. Nisan’da do¤an,May›s’ta direngenli¤e duran fikirsel bütünlü¤ün so-muttaki ad›, Türkiye-Kuzey Kürdistan proletaryas›n›nve mazlum halklar›n›n büyük ö¤retmeni ‹brahimKAYPAKKAYA’d›r.Her devrimci yap›n›n, her devrimci kurumun kafas›n-da bir KAYPAKKAYA nitelendirmesi bulunmakta. O’nadair, çeflitli etkinlikler yap›ld›-yap›lmakta. KAYPAKKA-YA fikriyat›nda ortaya ç›kan, 38 y›ld›r hâkim s›n›flar›nbafl›na bela, ezilen s›n›flar›n ise meflalesi olan bilimselbütünlük, her s›n›f taraf›ndan kendi nazar›ndan yo-rumlan›yor. ‹lk bafllarda “niyet” belirtisi olarak a盤aç›kan “Kaypakkaya’y› anmak elzemdir” slogan›n›n,Kaypakkaya ambalaj› kald›r›ld›¤›nda, nas›l yermeleredönüfltü¤ünü görüyoruz. Elbette ki KAYPAKKAYA’y›tart›flmak önemli bir husustur. Lakin sorunun özü tar-t›flmak de¤il, onun düflünce sistemati¤inin bütünlük-lü olarak derinli¤ine kavranmas› ve kitlelere götürül-mesidir. Kaypakkaya yoldafl› ve fikirlerini yaflamdansiyasetten ve devrimci pratikten yal›tarak tart›flmak,

Yoldafl KAYPAKKAYA flahs›nda, bilimi zedelemeyehizmet edecektir.KAYPAKKAYA üzerinden son dönemde yürütülmekistenen tart›flmalara genel olarak bakt›¤›m›zda, yak-lafl›mlar›n ço¤unlukla problemli oldu¤u ve mutlak su-retle hesaplaflmay› gerekli k›ld›¤›, bilimi asgari düzey-de kavram›fl her akl›selim insan›n varaca¤› kan›d›r.Çünkü yap›lan aç›klamalar, düzülen methiyeler, KAY-PAKKAYA’n›n diyalektik tarihsel materyalizmi bütün-lüklü kavrayarak ortaya koydu¤u bütünlüklü siyasalçizginin ve prati¤in özüne de¤il, onun sonuç aflamas›-na vurgu yapmaktad›r. Pejmürde bir kavram olan veMarks taraf›ndan tarihin derinliklerine gömülmüfl“pratik-politik” z›rval›¤›, teorik tart›flman›n azald›¤› flugünlerde KAYPAKKAYA’ya etiket olarak yap›flt›r›lmakistenmektedir. Ama nafile! KAYPAKKAYA taraf›ndantemsil edilen ve onun “mahallî” düzeyde de olsa kat-k›lar›n›n oldu¤u bilim, etiketçiler toplulu¤unu kabuletmez. Peki nedir bu “pratik-politik” Kaypakkaya“hayranl›¤›”? Pratik-politik siyaset, reel olanla ilgilenir.Dokunulur olmas› gerekir. Diyalektik ba¤ olarak, teo-ri ve prati¤i iç içe de¤il yan yana görür. Soyut olan bi-limin, somut olan pratik ad›mlar›n› SOYUTLAYARAKtaç edinir. Bu reel-politik serüvencili¤in ürünü olarakKAYPAKKAYA’y› flöyle nitelendirir: “Kemalizme ilk ovurdu”, “UKKTH”yi (uluslar›n kendi kaderini tayin hak-k›) bu topraklara ilk o uyarlad›”, “bütünlüklü silahl›devrim stratejisini ilk o sentezledi”. Yani ‘Kaypakkayaneden komünistti?’ sorusuna “‹yi direndi”, “Kema-lizm” vs. ile cevap olamaya çal›fl›r. Fakat bu sa¤ eliy-le sol kula¤›n› tutmaktan baflka bir fley de¤ildir. Ne-den mi? Çünkü KAYPAKKAYA, Marks’tan Mao’ya uza-nan devrimci diyalekti¤i temellerinden kavrad›¤› için

üzerinde yaflad›¤› co¤rafyan›n bilimsel analizleri so-nucunda; s›n›flar›n tahlili, Kemalizm, UKKTH, UKH’nin(uluslararas› komünist hareket) tali hatalar›ndan kop-ma, Halk›n Birleflik Cephesi (HBC) hususunda berrakkavray›fl ve en nihayetinde ülkede devriminin yolu-nun ilmik ilmik örülmesinde kilit rol oynam›flt›r. Veözetle sayd›¤›m›z Marksist-Leninist-Maoist biliminco¤rafyam›za uyarlanmas›, 50 y›ll›k revizyonist ka-ranl›¤a neflter vurarak ve de bu karanl›¤›n yeni tem-silcisi olan Do¤u ve hempalar›n› bertaraf ederek uzunerimli bir ideolojik mücadele içersinde gerçeklefltir-mifltir. ‹flte eklektik-mekanik çizginin göremedi¤i te-mel unsur buras›d›r. MLM ideoloji! O yüzden, KAY-PAKKAYA’y› ya buran›n d›fl›nda aramakta ya da dilucuyla vurgulamaktad›r. Fakat her iki koflulda yap›lande¤erlendirmeler, KAYPAKKAYA’y› hiçler, bofla ç›kar›r.Çünkü eklektiksen ve mekanik bir dünya bak›fl›ylagörüfl aç›n› çerçevelemiflsen bir anda herkesi “Kay-pakkayac›” ilan edebilirsin. Diyelim ki, Kemalizm so-rununda net olan birisini, devrimin yolunda “sa¤lam”bak›fl ya da, UKKTH’n› do¤ru savunan birisini, ideolo-jisi-dünya görüflü, bilimin karfl›s›ndaki cüreti ne olur-sa olsun, KAYPAKKAYA seviyesine çekersin. ‹flte KAY-PAKKAYA’ya hitap edilirken, “ilk pratik-politik kopufl”çarp›tmas›, a¤ac›n meyvelerine bakar ama onun üçkök (ekonomi-politik, felsefe, sistem) üzerinden yük-seldi¤ini görmez.fiüphesiz bilim nesnel bir varl›k olarak, Türkiye-KuzeyKürdistan topraklar›na has, sadece orada uygulanabi-lir, orada yeflermifl bir bitki de¤ildi. Bizzat, 1957’de bafl-layan 1963’te kopufl yaflayan ve 1966 ocak kas›rgas›y-la, köhnemifl dünya gericili¤ine ve bu dünya gericili¤i-nin yeni aktörü modern revizyonist kaleye karfl› bü-

yük meydan okuman›n, enternasyonal proletaryadave ezilen mazlum halklarda yaratt›¤› etki sonucundaortaya ç›km›flt›. Yoldafl KAYPAKKAYA, bilime tüm ç›p-lakl›¤›yla hürmet gösteriyor ve üstüne basa basa; “Ha-reketimiz Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin ürünüdür”ibaresini not düflüyordu. Eklektik-mekanik çizgi sahip-leri bunun da karfl›s›ndad›r. Bilimi “iç olgu” saptamala-r› üzerinden milli s›n›rland›rmaya tabi tutarak “ulusalkomünizm” sahas›na hapsetmek istiyorlar. OnlarMarks’›n kapatt›¤› tart›flmay› yeniden açma hevesiyleyani bafl afla¤› duran diyalekti¤in tersyüz edilmesineitiraz ederek, ‘sil bafltan, yeniden’ naralar› at›yorlar.Marks, Kugelmann’a yazd›¤› mektupta flöyle der: ‘Birkez iç ba¤lant› kavrand›¤›nda, mevcut koflullar›n dai-mi ve kal›c› gereklili¤ine olan tüm teorik inanç, onunpratikte çökmesinden önce y›k›l›r’ Baflkan Mao ise,bir yaz›s›nda; ‘Devrim ifli süpürgeyle toz almaya ben-zer, almazsan kirlenir’ der. Her iki ustan›n söyledi¤isöz, KAYPAKKAYA fikriyat›n›n aç›klanmas›nda müte-vaz›-paralel betimlemelerdir. Aç›klayacak olursak,devrim denilen alt-üst olufl, kiflinin iç dünyas›ndakialt-üst oluflla bafllar. Fakat bu yeterli de¤ildir. S›n›fsal,ulusal, cinsel, mezhepsel ve sayamad›¤›m›z di¤er çe-liflkilere neden olan özel mülkiyet dünyas›ndan fikir-sel anlamda kopufl, devrim süpürgesinin ne derecedeustaca kullan›ld›¤› ile ilintilidir. Üzerimize çullanm›flgeri üretim iliflkilerinin toptan sökülüp at›lmas› birbütün olarak mümkün olmasa da diyalektik ve tarihimateryalizmin sanatsal bir incelikle tozlar› almas›ylabirlikte, çökmesi ama mutlaka çökmesi gereken s›-n›fl› toplum iliflkileri, ‘pratikte çökmesinden önce y›-k›l›r’. Marks, komünizm merkezli ilerleme ruhuna at›f-ta bulunurken, 18. Brumair’de; dört tümden kopufl al-

t›nda, bunu flöyle formüle etmektedir: ‘tüm s›n›f ay-r›l›klar›n›n kald›r›lmas›na, bu s›n›f ayr›l›klar›n›n dayan-d›¤› tüm üretim iliflkilerinin kald›r›lmas›na, bu üretimiliflkilerinin karfl›l›¤› olan tüm sosyal iliflkilerin kald›r›l-mas›na, bu sosyal iliflkilerin sonucu olan tüm fikirle-rin devrimcileflmesine…’ Tekrar tart›flmam›za döne-cek olursak, Yoldafl KAYPAKKAYA, eline ald›¤› biliminsüpürgesiyle, teorik anlamda tozu dumana katarak,gerek UKH’ye karfl› gerekse üzerinden yükseldi¤ico¤rafyan›n anti-Marksist ak›mlar›na karfl› ideolojikmücadele ›fl›¤›nda, BPKD’nin k›z›l bayra¤›n› herkesingözü önüne dikerek, büyük bir komünist olmufltur.Do¤ru kuramlar› miras b›rakt›¤› için komünist de¤il-dir, komünist oldu¤u için do¤ru kuramlara ulaflm›flt›r!Demokratik halk gençli¤i KAYPAKKAYA fikriyat›n› butemelde ele al›p, KAYPAKKAYA güzergâh›nda eminad›mlarla ilerlemelidir. Hareketimizin 40 y›lla varanbirikimine ra¤men istenilen seviyenin oldukça geri-sinde olunmas›n›n sebeplerinden biri budur. O yüz-den, pratik mücadele ötelenmeden, teorik, siyasalyo¤unlaflmaya önem verilmelidir.Fiziki kayb›n›n 38. y›l›nda, sözü Yoldafl KAYPAKKA-YA’ya b›rakarak sonland›ral›m: ‘Önümüzde çetin amaflanl› mücadele günleri var! S›n›f mücadelesinin deni-zine tüm varl›¤›m›zla at›lal›m. Bu mücadelede kahra-man iflçi s›n›f›m›za, fedakâr ve çilekefl köylülerimize,yi¤it gençli¤imize sonsuz güven duyal›m! Yaflas›nMarks, Engels, Lenin, Stalin ve Mao Zedung yoldafl›n›fl›kl› yolu!...’

Kaypakkaya Güzergah›S‹NAN ÇAKIRO⁄LUGENÇ YORUM

AAMMEEDD-- 1. Özgür Dicle Bahar fienli¤i’nin son günündecoflku, gece geç saatlere kadar sürdü! Ö¤renciler,Koma Pel, Koma Hemdem ve Mehmet Atl› konserle-riyle e¤lendi. Ö¤renci iradesiyle düzenlenen flenli¤inson gününde, Demokratik Gençlik Hareketi de, “Fab-rikalarda, tarlalarda, okullarda yaflas›n yeni demok-rasi mücadelemiz” pankart›yla yerini ald›.Dicle Üniversitesi Rektörlü¤ü’nün düzenledi¤i, ö¤ren-ci iradesini hiçe sayan yoz flenliklere alternatif olarakdüzenlenen “Özgür Dicle Bahar fienli¤i”nin üçüncügününde binlerce ö¤renci bulufltu. “Bask›lar bizi y›ld›-ramaz”, “fiehîd namirin”, “Yaflas›n ö¤renci dayan›flma-s›” sloganlar› atan ö¤renciler, doyas›ya e¤lendi.fienli¤in son gününde, Koma Pel, Koma Hemdem veMehmet Atl› sahne ald›. Ö¤renciler müzik eflli¤indesaatlerce halay çekti. fienli¤in son gününde, ayr›ca,pek çok ö¤rencinin kat›ld›¤› “Dengbêj yar›flmas›” ya-p›ld›. Yar›flmada birincili¤i, fiiwan Perver’in flark›lar›n›,ona çok yak›n bir sesle söyleyen ö¤renci kazand›.Yar›flmaya kat›lan ve kendilerini Amed’in “serhilda-n›yla meflhur” semti Ba¤lar’›n gençli¤i olarak tan›tangençler ise, kitleyi, söyledikleri marfllarla coflturdu.

DGH: Alternatif flenli¤i birlikte omuzlamaktan onur duyuyoruzAlternatif flenliklere destek veren Demokratik Genç-lik Hareketi de, alanda stant açarak, Özgür DüflünDergisi’nin ve çeflitli yay›nlar›n da¤›t›m›n› yapt›.DGH’liler alana “Fabrikalarda, tarlalarda, okullarda ya-flas›n yeni demokrasi mücadelemiz” yaz›l› bir pankartast›. Ayr›ca flenli¤e bir mesaj gönderen DGH’liler, “Al-ternatif ö¤renci flenli¤ini birlikte omuzlamaktan onurduyuyoruz. Mücadeleniz mücadelemizdir!” dedi.

Rektörlük flenli¤i yozkültüre, ö¤renci flenli¤iözgürlü¤e sahne oldu!

Hakkari’de “Tecavüz kültürüne dur diyelim”yürüyüflüne sald›ran polis, bir çocu¤un körolmas›na neden oldu. Yine bir dü¤ünde slo-gan att›klar› için çocuklara silahla müdaha-le eden polis, bir çocu¤u karn›ndan vurdu. Demokratik Özgür Kad›n Hareketi (DÖKH)taraf›ndan 15 May›s günü organize edilen“Tecavüz kültürüne dur diyelim” yürüyüflü-ne sald›ran polis, Cafer Erik isimli 8 yafl›nda-ki çocu¤un kör olmas›na neden oldu. Polis taraf›ndan s›k›lan plastik mermininsa¤ gözüne isabet etmesi sonucu, HakkariDevlet Hastanesi’ne kald›r›lan Erik, buradayap›lan ilk müdahalenin ard›ndan, VanAraflt›rma Hastanesi’ne sevk edildi. Hakka-rinews’in haberine göre Cafer Erik, tüm mü-dahalelere ra¤men sa¤ gözünü kaybetti.Ailesine bilgi veren doktorlar Cafer’in gözü-nün içinde bir plastik mermi parças›n›n kal-d›¤›n› belirterek, ç›kar›lamayan bu parça-dan dolay› çocu¤un gözünü kurtaramad›k-lar›n› ifade ettiler.

Bir çocuk kurflunla yaraland›Sald›r›n›n ard›ndan Hakkari’de polis tara-f›ndan en az 4 çocuk yaraland›. 16 May›s ak-flam› Yeni Mahalle’de dü¤ün töreninde e¤le-nen çocuklar›n slogan atmas› gerekçe göste-rilerek Fatih K›fllas›’ndan gelen polisler tara-f›ndan kitle üzerine atefl aç›ld›. Polisin açt›¤›atefl sonucu Remzi Duman (14) isimli çocukkarn›na isabet eden kurflunla yaraland›.Çevredekiler taraf›ndan Hakkari DevletHastanesi’ne kald›r›lan Duman acilen ame-

liyata al›nd›. Dört saat boyunca ameliyattakalan Duman daha sonra yo¤un bak›m ser-visine kald›r›ld›. Aç›lan atefl sonucu karn›n-dan yaralanan Duman’›n ameliyat›n›n ar-d›ndan doktorlar taraf›ndan yap›lan aç›kla-mada 2 ba¤›rsa¤›n›n zarar gördü¤ü, mermi-nin ç›kar›lmad›¤›, ancak hayati tehlikesininolmad›¤› bildirildi.

‹ki çocuk panzer alt›nda kald›Yüksekova ilçesine ba¤l› Akal›n Köyü mevki-inde de 15 May›s günü Yüksekova EmniyetMüdürlü¤ü'ne ba¤l› z›rhl› araç bir çocu¤açarpt›. Yüksekova-Van karayolunun Akal›n(Bajerge) mevkiinde karfl›dan karfl›ya geç-mekte olan 12 yafl›ndaki Turgut Gezer adl›çocu¤a panzer çarpt›. A¤›r yaral› olarak has-taneye kald›r›lan Gezer’in durumunun kritikoldu¤u ve yap›lan kalp masaj›n›n ard›ndanyaflama döndü¤ü ö¤renildi. 15 May›s günü DÖHK’ün yürüyüflünün ar-d›ndan Medrese Mahallesi’nde evinin önün-de arkadafllar› ile top oynayan befl yafl›nda-ki Aziz Ayaz, z›rhl› araç çarpmas›nda yara-land›. Çarpma sonucunda vücudunun çe-flitli yerlerinden yaralanan Ayaz, çevredeki-lerin yard›m› ile kendisine çarpan akrep tipiz›rhl› araçla Hakkari Devlet Hastanesi acilservisine kald›r›ld›. Burada küçük çocu¤a ilkmüdahaleyi yapan sa¤l›k görevlilerindenal›nan bilgilere göre, Aziz Ayaz sol bile¤inde,yüzünden ve vücudunun çeflitli yerlerindeyaralanmalar›n oldu¤u belirtildi.

Hakkari’de çocuk olmak zor!

Page 15: 18 - 31 Mayıs 2010 -  Sayı 176

18-31 MAYIS 2010DEVRiMCi DEMOKRASi GGÜÜNNCCEELL 15

Ülkemizdeki dereleri ve nehirleri çü-rüterek, do¤ay› yok eden hidroelek-trik santrallerine karfl› kölüler ey-lemlerini sürdürüyor. HES’lere karfl›ülke genelinde öfke büyürken HESyap›m›n› üstlenen firmalar kand›ra-mad›klar› köylüleri yoksulluklar›n›f›rsat bilerek para ile susturmaya ça-l›fl›yor. Yine çevreciler ve demokratikkitle örgütlerinin tüm tepkilerinera¤men Mersin Akkuyu’da nükleersantral yap›m› için aranan para Rus-ya ile yapalan anlaflma ile bulundu.

Rüflvet pazarl›¤›Rize’nin Güneysu ilçesinde yap›m›planlanan hidroelektrik santrali(HES) projeleri için köylülerin tepkile-rini bask› alt›na almak isteyen ‹pek-yolu Afi köylülere binlerce dolar suspay› vermek istediler. Yap›lan “rüflvet pazarl›klar›n›” An-düzü Yaylas› Kültür Çevre ve TabiatVarl›klar›n› Koruma Derne¤i Baflkan›Ceyhun Kalender kamuoyuna du-yurdu. Kalender, köylülerin verilenrüflvete karfl› ‘Gidiflat kötü, biri bizikurtars›n’ diyerek tepki gösterdikle-rini söyledi.Daha önce Güneysu Baflköy’dekiHan-Gürgen Regülatörü ve HES içinyap›lan ÇED bilgilendirme toplant›-s›n›n, Baflköy ve Gürgen köylülerininyo¤un tepkisi üzerine yap›lamad›¤›n›ifade eden Kalendar, bu tepki üzeri-ne ‹pekyolu Afi’nin köy muhtar› ilebaz› köylülerin kat›l›m›yla Baflköy ‹l-kö¤retim Okulu’nda gizli bir toplant›yapt›¤›n› söyledi. Kalender, yap›lantoplant›da flirketlerin pazarl›¤› 100bin dolardan bafllatt›klar›n› aktara-rak, köylülerin nabz›n› ölçmek vetepkisini dindirmek için firma yetki-lileri taraf›ndan dilekçelerin yazd›r›l-d›¤›n› ve karfl› ç›k›lmayaca¤›na dairimzalar att›r›ld›¤›n› ifade etti.Bölgede aç›lan tafloca¤› ve m›c›r fabri-kas› için derelerden usulsüz al›nankum ve çak›l ile hafriyat kamyonlar›-n›n tahrip etti¤i yol yüzünden köyler-de yaflam›n olanaks›z hale geldi¤iniifade eden Kalender, “Firmalar›n ini-siyatifine terk edilen yöremiz ve insa-n›m›za güçlü bir flekilde bir yard›m eliuzat›lmal›d›r. Yoksa bu gidiflat iyi de-¤ildir. Biri bizi kurtars›n.” dedi.

Bakana çevre ödülüSon birkaç y›lda ülkemizin neredeysebütün dereleri ve nehirleri üzerine ku-rulan ve do¤ay› yok aden baraj veHES’lerin yap›m›na can› gönülden ka-

t›lan Çevre ve Orman Bakan› VeyselEro¤lu’na Akdeniz Üniversitesi ÇevreHizmet Ödülleri töreninde özel ödülverilmesi ö¤renciler ve e¤itim emekçi-leri taraf›ndan protesto edildi. Eylem-cilere sert müdahalede bulunan sivilpolisler ve özel güvenlik görevlileri ileeylemciler aras›nda arbede yafland›.Bakan Veysel Ero¤lu'nun ödülünü al-d›¤› s›rada, ö¤retim üyeleri ve ö¤renci-ler, bakan Ero¤lu'na ödül verilmesinialk›fl ve sloganlarla protesto ettiler.AKP ve çevreyi yok eden devlet politi-kalar›n› teflhir eden sloganlar atan ey-lemcilere salonda bulunan sivil polis-ler ve özel güvenlik görevlileri sald›rd›.Slogan at›lmas›n› önlemeye çal›flanpolisler, ö¤rencilerin a¤›zlar›n› kapat-tarak d›flar›ya ç›kartt›.

Tören öncesinde deprotestolar vard›Antalya, Isparta, Burdur DereleriGönlünce Aks›n Çevre Platformuüyeleri, ödül töreni öncesinde dekampüs giriflinde protesto gösterisiyapt›. Aç›klamaya çok say›da çevrecikat›l›rken, platform üyeleri ad›naaç›klama yapan Türkiye Tabiat›n›Koruma Derne¤i Antalya fiube Bafl-kan› Hediye Gündüz, "Bu ödülle geç-miflte birinci s›n›f tar›m arazisinefabrika kuran bir holdinge de çevreödülü veren AKÇAM, ödül vermeiflinde ne kadar baflar›l› oldu¤unugöstermifl fakat akademik varl›¤›n›

tart›flmal› hale getirmifltir." dedi. E¤itim-Sen Antalya fiubesi de “özelödülü” protesto ederek, 'üniversite-den çevre ve do¤an›n tahrip edilme-sine neden olan birisine ‘Çevre ÖzelÖdülü’ verilmesinin büyük bir utanç’oldu¤u aç›klad›.

HES’lere karfl› ç›kanköylülere sald›r›Giresun’un Çanakç› ilçesine ba¤l› Ça-nakç› Vadisi üzerinde yap›m› planla-nan HES’lere karfl› ç›kan köylüler,HES yap›mc› firmas› çal›flanlar›n›ntafll› sopal› sald›r›s›na u¤rad›. Sald›r›-da köylülerden 3 kifli yaraland›.Çanakç› Vadisi üzerinde yap›m›planlanan HES projelerine karfl› ç›-kan yöre halk›, 2006 y›l›nda projelen-dirmesi tamamlanan HES’ler içinbölgede çal›flma yap›lmas›na izinvermedi. Vadideki projeler için 10Mart 2010 tarihinde 12 köy muhtar›ve yöre halk› taraf›ndan, Ordu ‹dareMahkemesi’nde ‘yürütmenin durdu-rulmas› ve iptal’ davas› aç›lm›flt›.Köylülerin dava açmas›ndan sonrabölgedeki inflaat çal›flmalar›na bafl-layarak, çal›flmalar›na h›z veren fir-ma yine köylülerin engellemesi vetepkileriyle karfl›laflt›lar. Köylülerintepkilerine karfl›n 11 May›s Sal› günüsabah saatlerinde yine bölgeye gelençal›flanlar, bu kez yine kad›nl› çocuk-lu Düzköy köylülerinin tepkisi ilekarfl›laflt›. Köylülerin, ‘Derelerimizi

yok etmenize izin vermeyece¤iz’,‘Su-lar›m›z› kurutamazs›n›z’ fleklindekitepkilerine karfl› tafll› sopal› sald›r›dabulunan flirketin inflaat çal›flanlar›,biri a¤›r olmak üzere 3 köylünün ya-ralanmas›na neden oldular.

HES’ler özellefltirildiDo¤ay› yok ederek, sermaye a盤›n›kapatmak isteyen AKP hükümeti,halka ait neredeyse bütün nehirlerisermayedarlara peflkefl çekti. Ülke-mizin nehirleri ve dereleri üzerineyap›m› düflünülen ve ço¤u yap›lan52 adet HES ihalesi, Özellefltirme‹daresi Baflkanl›¤›’nda, Baflkan VekiliAhmet Aksu'nun komisyon baflkan-l›¤› alt›nda sat›ld›.

Tepkilere ra¤men ölümsantrali yap›l›yorÜlkemiz halk›n› ve özelikle Mersinli-leri büyük risk alt›na sokacak nükle-er santral yap›m› anlaflmas› Türkdevleti ile Rusya aras›nda imzaland›. Türk devleti, halk›n tüm tepkilerinera¤men Mersin Akkuyu’ya nükleersantralin yap›m› için Rusya DevletBaflkan› Medvedev’in Ankara ziyare-tinde anlaflmaya imza att›. ‹ki devletaras›nda yap›lan anlaflmaya göre 20milyar dolara mal olacak olan Mer-sin Akkuyu 20 nükleer santralininyap›m› Rusya’ya verildi.

DDEERRSS‹‹MM-- Marzgirt ilçesine kütüpha-ne kurmak için harekete geçen Maz-girt belediyesi kitap kampanyas› bafl-latt›. Bafllat›lan kampanya kapsa-m›nda bir aç›klama yay›nlayanMarzgirt Belediye Baflkan› Tekin Tür-kel, “Gönderece¤iniz kitaplarla ay-d›nl›k gelece¤imize katk› sunun!”ça¤r›s›nda bulundu. “Belediyenin gelirleri giderlerini dahikarfl›lamakta yetersiz kal›yor.” diyenTürkel, “Ama bu sorunlar karfl›s›ndahalk›n tarihine ve gelece¤ine sahip

ç›kma bilinci, umudumuza umut kat›-yor. Ve biliyoruz ki bu küçük ilçedeyaln›z de¤iliz. Bizi yaln›z b›rakmayan-b›rakmayacak dostlar›m›z var. Kaz-mayla, kürekle, t›rnaklar›m›zla enufak bir imkan› dahi halkla birlikte,halk›n yarar›na kullanarak yürüyece-¤iz. Bize efllik eden dostlar›m›z kendiimkanlar›yla yan›m›zdalar ve yan›-m›zda olmaya devam edecekler.” dedi.Belediye binas› içerisinde ve “Özgür-lük ve Demokrasi Park›”nda bir kü-tüphane oluflturmaya çal›flt›klar›n›

dile getiren Türkel, mekanlar›n haz›roldu¤unu belirterek flu ifadelere yerverdi: “fiimdi o mekânlar ruhunu, siz-lerin gönderece¤i kitaplar› bekliyor.Ayd›nl›k bir kalem, bilinç ve yürekleyaz›lm›fl fliir, roman, tarihi vb. kitap-lar umudumuza bilinç katacak. ‹nsa-n›n insana yabanc›laflt›r›ld›¤›, daya-n›flma ve paylaflma kültürü yerinebencilli¤in empoze edildi¤i böylesi birzamanda, yeni insan, ayd›nl›k birdünya umudumuzu paylaflan gençle-rin, yazarlar›n, ayd›nlar›n özgürlük

ve demokrasi dostlar›n›n bizleri yal-n›z b›rakmayaca¤›na ve mütevazikatk›lar›n› sunacaklar›na eminiz. Buküçük ilçede halkla birlikte, sizlerinsunaca¤› katk›larla baflka türlü birmekan›n ve yaflam›n mütevazi bir ör-ne¤ini gösterece¤imize inan›yoruz.”Belediyenin 10 May›s'ta bafllatm›floldu¤u kampanya 31 May›s 2010 ta-rihinde sona erecek. Kampanyan›nsonunda toplanacak kitaplar gerçek-lefltirilecek bir etkinlikle Marzgirthalk›na teslim edilecek.

Mazgirt Belediyesi: Ayd›nl›k gelece¤imize katk› sunun

HES’lere karfl› eylemler sürüyor‹‹SSTTAANNBBUULL-- 18 May›s 1973 y›l›nda katledilenkomünist önder ‹brahim Kaypakkaya, Mi-mar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakül-tesi Kitap Kulübü taraf›ndan düzenlenenpanelle an›ld›. Panelde, araflt›rmac› yazarEmrah Cilasun, DHF ve Uzun Yürüyüfl tem-silcisi sunum yapt›lar. Aç›l›fl konuflmas›yla bafllayan söyleflide ilksözü internet üzerinden sa¤lanan iletiflimlekat›lan Emrah Cilasun alarak özetle “‹bra-him Kaypakkaya, kendisinden 38 sene son-ra dahi, bütün bir insanl›¤›n kurtuluflu içindevrim yap›p, komünist bir dünyaya ilerle-meyi hedef edinmifl olanlara, bir batakl›¤asaplanmamalar› için muhteflem bir mirasb›rakt›. Bu miras, bizim s›n›f›m›z›n 150 küsüry›ll›k tarihinin bir parças›d›r. 1871 Paris Ko-münü, 1917 Ekim ve 1949 Çin devrimleri veard›ndan 1966’daki Büyük Proleter KültürDevrimi, bu 150 küsür y›ll›k tarihin, muhte-flem örnekleridir. ‹nsanl›¤›n komünizmedo¤ru meflakkatli ilerleyiflinin, toplumunher alan›ndaki harika deney ve tecrübeleribu dönemin d›fl›nda de¤il içinde mevcut-tur.” ifadelerini kuland›.Cilasun’un ard›ndan konuflan DemokratikHaklar Federasyonu (DHF) temsilcisi CemalDo¤an, Kaypakkaya’n›n son dönemlerdebaz› çevreler taraf›ndan bu kadar popülerhale gelmesinin sebeplerine de¤inerek,“Olumlu yan› fludur; tabi ki Kaypakkaya’n›nbu güne kadar tarih söz konusu edildi¤inde,devrimci bir mücadele söz konusu edildi-¤inde, an›lmamas› ya da an›lmas›nda da kü-çümsenmesi kuflkusuz tarihi inkardan bafl-

ka bir fley de¤ildir. Ama bu gün belli ölçüler-de de olsa bu isme yer verilmesi önemlidir.Olumsuz yönü fludur; Kaypakkaya’y› elealanlar›n, Kaypakkaya’n›n toplumsal pratiktaraf›ndan kan›tlanm›fl olan Kemalizm veulusal sorun noktas›ndaki tahlillerini gö¤eç›kart›p di¤er parçalar›n› görmemesiKaypakkaya’n›n bütünselli¤inin reddidir.”dedi. Do¤an, konuflmas›n›, Kaypakkaya’n›nKürt ulusal sorununu ve Kemalizm tahlille-rinde bilimsel sosyalizmi temel ald›¤›na vur-gu yaparak Kaypakkaya’n›n bilimsel sosya-lizmin teorisini ülkenin güncelli¤ine uyarla-yarak tahliller ç›kartt›¤›n› söyleyerekkonuflmas›n› bitirdi.‘Do¤an’›n ard›ndan söz alan Uzun YürüyüflDergisi temsilcisi Hüseyin Y›ld›r›m, ülkemiziflçi s›n›f›n›n ve emekçi köylülerinin kapita-list sistemle hesaplaflt›¤› dönemde Kaypak-kaya’n›n ad›m ad›m bu hesaplaflma içerisin-de iflçilerin, köylülerin devrimci çal›flmas›içerisine kat›larak, pratikte piflerek, ayn› za-manda gençli¤in direngen ruhu içerisindekiçal›flmayla flekillenmeye bafllad›¤›n› ifadeetti. Ülkemiz devrimci hareketinin, emper-yalist sistemle hesaplafl›rken kendisiyletam bir hesaplaflmaya giremedi¤ini amaKaypakkaya’n›n emperyalist sistemle he-saplaflmas›nda sa¤lam ideolojik temellerlebirlikte köklü ay›raçlar› ortaya koydu¤unuve bugün de yeni ay›raçlar›n ortaya konma-s› gerekti¤ini belirtti. Söyleflinin ard›ndan Burhan Gün taraf›ndansergilenen ‘‹nsan’ adl› tiyatro oyunu ve mü-zik dinletisi ile etkinlik sona erdi.

12 Mart faflist cuntas›n›n karar› ilehaklar›nda idam karar› verilen De-niz Gezmifl, Yusuf Aslan, Hüseyin‹nan katledilifllerinin 38. y›l›ndabirçok ilde gerçeklefltirilen eylem veetkinliklerle an›ld›. ‹stanbul Taksim Tramvay Dura-¤›'nda bir araya gelen devrimci, de-mokratik kurum üyeleri Deniz, Yu-suf ve Hüseyi'nin foto¤raflar› ile bu-radan Galatasaray Lisesi önüne yü-rüdüler. “Kavgam›zda yafl›yorlar”pankart› arkas›nda yürüyen kitle, s›ks›k “Emperyalistler, iflbirlikçiler, 6.Filo’yu unutmay›n”, “Devrimciler öl-mez, devrim davas› yenilmez”, “Ma-hir, ‹bo, Deniz sürüyor, sürecek dev-rim mücadelemiz” sloganlar› att›. Yürüyüflün ard›ndan kurumlar ad›-na bas›n aç›klamas›n› gerçeklefltirenEren Onur bu tarihin ne ‘haks›z yereverilmifl bir ceza,’ ne de ‘iyi gençlerinyanl›fll›kla öldürülmesi’ olarak eleal›n›mayaca¤›n› belirterek, “Böyle

ele almak inançlar› u¤runa ölümügöze alan ve bir direnifl destan› yara-tan bu yi¤it devrimcilere en büyüksayg›s›zl›kt›r.” dedi.

'Onlar›n kavgas› direnifllerle sürüyor'Uflak ve Kocaeli’nde yap›lan eylem-lerle Denizler an›ld›. Uflak’ta DHF vearalar›nda EMEP, ÖDP, TKP'nin debulundu¤u siyasi partiler bir arayagelerek bir yürüyüfl gerçeklefltirdiler.6 May›s günü belediye önünde biraraya gelen grup buradan Trito¤luPark›'na yürüdü. S›k s›k "Yaflas›nTürk, Kürt halklar›n›n kardeflli¤i,kahrolsun emperyalizm", "‹bo, Ma-hir, Deniz sürüyor, sürecek devrimcimücadelemiz" sloganlar›n›n at›ld›¤›yürüyüflün ard›ndan bir bas›n aç›k-lamas› gerçeklefltirildi. Yap›lan aç›k-lamada, “Aradan 38 y›l geçmesinera¤men bugün hala 68 ruhu TEKELiflçilerinin, Çemen Tekstil iflçilerinin,

Kent A.fi. iflçilerinin, Diyarbak›r tu¤-la iflçilerinin omuzlar›nda yüksel-mektedir.” denildi.Kocaeli’nde Denizler, Emek ve De-mokrasi Platformu ile demokratikkitle örgütleri ve sendikalar taraf›n-dan an›ld›.DHF’nin de destek verdi¤i anma yü-rüyüflünde, “Deniz, Mahir, ‹bo sürü-yor, sürecek mücadelemiz”, “Fafliz-me kafl› omuz omuza”, “Yaflas›n dev-rimci dayan›flma”, “Katil devlet he-sap verecek” sloganlar› at›ld›.

Mersin'de kitlesel anmaMersin'de 68'liler Orman›'nda ger-çeklefltirilen anma etkinli¤ine bin-lerce kifli kat›ld›. 6 May›s günü çe-flitli etkinliklerle bafllayan Denizle-rin anmas›, 9 May›s günü 68’lilerOrman›’nda tüm gün süren etkin-likle son buldu. 9 May›s'ta sabah›nerken saatlerinde etkinlik alan›ndahaz›rl›klar›na bafllayan Mersin’deki

kitle örgütleri, orman›n giriflindestantlar kurdu; her kurum kendisi-ni ifade eden pankart, flama ve dö-vizler açt›. Havan›n ya¤›fll› olmas›-na ra¤men binlerce kiflinin kat›ld›¤›etkinlikte Denizlerin, Hüseyinlerin,Yusuflar›n, Mahirlerin, ‹brahimle-rin ülkemizde bafllatt›klar› devrimyürüyüflünün devam etti¤i ve ezi-len halklar›n kurtulufluna kadardevam edece¤i vurgusu yap›ld›. Etkinlikte, Naz›m Hikmet'in Mos-kova'daki mezar›nda bulunan röl-feyin ayn›s›n›n yap›ld›¤› an›t›n aç›-l›fl› yap›ld›. DHF faaliyetçileri Na-z›m Hikmet’in an›t›n›n yan›na AliHaydar Y›ld›z ad›na bir ç›nar a¤ac›dikti.Deniz, Yusuf ve Hüseyin'in son söz-lerinin ve mektuplar›n›n okunmas›ve sayg› durufluyla devam edenetknlikte, DHF de komünist önderKaypakkayan›n afifliyle yerini ald›.

Devrimimizin Üç Fidan’› kavgam›zda yafl›yor

Mimar Sinan’da Kaypakkaya anmas›

AANNKKAARRAA-- Komünist önder önder ‹brahimkaypakkaya, 18 May›s 1977’de katledilenHaki Karer ve 18 May›s 1982’de Diyarbak›rHapishanesi’nde bedenlerini atefle verenDörtler Ankara’da gerçeklefltirilen kitleselyürüyüflle an›ld›lar.Yüksel Caddesinde bir araya gelen devrimci,demokrat ve yurtseverler, “‹brahim Kaypak-kaya ölümsüzdür”, “Faflizme karfl› omuzomuza” “B›ji b›ratiya gelan” “‹bo, Mahir,Deniz sürüyor sürecek mücadelemiz” slo-ganlar›yla yürüyüfle geçen gurup SakaryaMeydan›’nda anma gerçeklefltirdi. DHF, Partizan, Al›nteri, BDP, Dev-Genç Birli¤i,Devrimci Hareket, EHP, ESP, ÖDP, SDP, EMEP,KÖZ, TÖP, Sosyalist Parti, Dersimliler Derne¤i,‹HD Ankara fiubesi ve 78’liler Giriflimi’nceyap›lan anmaya TÜM ‹GD de destek verdi.Kaypakkaya nezdinde tüm devrim ve de-mokrasi flehitleri için gerçeklefltirilen bir da-kikal›k sayg› duruflunun ard›ndan 78’liler gi-riflimi üyesi Ali Özkan kitle ad›na bir aç›kla-ma yapt›. Özkan, “1973’te fikirleri dolay›s›yla iflkencey-le katledilen ‹brahim Kaypakkaya, hain bir

pusuda katledilen Haki Karer ve Diyarbak›rHapishanesin’nde bedenlerini tutuflturan4’lerin yan› s›ra, Nurhak’ta Sinan Cemgiller,Maltepe’de Hüseyin Cevahirler, Karako-çan’da Orhan Bak›rlar ve Kürdistan’da Meh-met Karasungurlar ve daha niceleri nas›lölünece¤ini ö¤rettiler. Sadece nas›l ölünece-¤ini de¤il nas›l yaflan›laca¤›n› da ö¤rettiler.”diyerek, “Çünkü onlar onurlu bir yaflam› sür-dürdüler, ürettiler, direndiler ve egemenle-rin korkular›n› büyüttüler” ifadelerindebulundu.Kaypakkaya’n›n tutsak düflmeden önce 15-16 Haziran iflçi direnifllerinde, köylülerin top-rak eylemlerinde düflüncelerini mayalad›¤›-na dikkat çeken Özkan, bu yönelimiyle Kay-pakkaya’n›n, 71 devrimci ç›k›fl›na önemlikatk›lar sunarak sembolleflti¤ini ifade etti.Kaypakkaya’n›n Baflta Kemalizm üzerindekiyan›lsamalar› deflifre ederek, iflçi ve emekçi-ler üzerindeki bask›n›n ve Kürt ulusu üzerin-deki milli zulmün gözler önüne serdi¤ini be-lirten Özkan, onun kararl›l›¤›n› hapishanedede sergiledi¤ini söyledi. Özkan, Kürt ulusal hareketinin devrimci ön-derlerinden Haki Karer ve 12 Eylül AFC’siylebirlikte hapishanelerde estirilen devlet terö-rüne karfl› Dörtler’in de ayn› direnifl kararl›l›-¤›yla bedenini atefle vererek ölümsüzleflti¤i-ne de¤indi. Aç›klama, “Bu direnifl kararl›l›¤›-n›n iflçi eylemlerinde, köylülerin mücadele-lerinde, hapishanelerde devrimci flehitler-den al›nan mirasla sürdürüldü¤ü ifade edildi.Anma Keçiören Dayan›flma Evi Müzik Toplu-lu¤u’nun gerçeklefltirdi¤i müzik dinletisi vesöylenen marfllar›n ard›ndan, Kaypakkayave Dörtlerin anlat›ld›¤› sinevizyon gösteri-miyle son buldu.

Kaypakkaya,Haki Karer veDörtler an›ld›

Page 16: 18 - 31 Mayıs 2010 -  Sayı 176

KARDELEN BASIM-YAYIM REKLAM GÖSTER‹ ORGAN‹ZASYON L‹M‹TED fi‹RKET‹ Sahibi ve Yaz› ‹flleri Müdürü: Ferda Bafl Yay›n Türü: Yayg›n Süreli

‹‹ZZMM‹‹RR:: fiehit Fethi Bey Cadde No: 13 Eski Eshot ‹flhan› Kat:4 Konak/‹zmir Tel-Fax: : (0232) 482 01 63 � KKAARRTTAALL:: ‹stasyon Cad.P›nar ‹flhan› Kat:2 Daire:38 KARTAL Tel-Fax: (0216) 389 65 63 � MMEERRSS‹‹NN: Çankaya Mahallesi 4702. Sok. No:8 KAt:3

Akdeniz/Mersin � AAMMEEDD:: ‹skender Pafla Mah. ‹nönü Cad. MA-GÜL ‹flhan› Kat:4 No:10 Da¤kap›/Amed � AATT‹‹NNAA:: Spiro trikoupi 2110683 eksarxia GREECE/Yunanistan e-mail: [email protected]

YYDD TTEEMMSS‹‹LLCC‹‹LL‹‹⁄⁄‹‹:: Kaiser-Wilhelm Str. 275 47169 Duisburg/DEUTSCHLAND e-mail: [email protected]

TTeekknniikk HHaazz››rrll››kk:: Kardelen Yay›mc›l›k Adres:

Mahmut fievket Pafla Mah. Sivas Sok. No:2 Kat:3

Okmeydan›/‹STANBUL Tel-Fax: (0212) 238 37 96

BBaasskk››:: SM. Matbaac›l›k

Adres: Çobançeflme Mah. Sanayi Cad. Altay Sokak NO:10 A

Blok Yenibosna Bahçelievler-‹ST. Tel ( 0212) 654 94 18

BBÜÜRROO

LLAARR

devrimci Demokrasi� � �

Kaypakkaya siyasi iktidar› fethetme bilincidir

‹‹SSTTAANNBBUULL- Demokratik Haklar Federas-yonu (DHF) taraf›ndan düzenlenen yürü-yüflle Kaypakkaya ve devrim flehitlerian›ld›. Gazi Mahallesi Eski Karakol önünde biraraya gelen DHF üyeleri, “Önderimiz ‹b-rahim Kaypakkaya”, “Güler Zere ölüm-süzdür”, “fiehit nam›r›n”, “18 May›s’›unutma, unutturma”, “Mahir, ‹bo, De-niz/Sürüyor, sürecek mücadelemiz”,“Kahrolsun faflist, Kemalist diktatörlük”sloganlar› eflli¤inde ve Kaypakkaya’n›nresminin bulundu¤u pankart arkas›ndayürüyüfle geçtiler.BDP, BDSP, ESP, Halk Cephesi ve Parti-zan’›n da destek verdi¤i ve meflalelerinyak›ld›¤› yürüyüflte ayr›ca May›s ay›nda

flehit düflen devrimci ve komünistleran›ld›.Yürüyüflün ard›ndan bas›n aç›klamas›-n› yapan DHF temsilcisi, Kaypakkaya vedevrim mücadelesinin çeflitli alanlar›n-da yaflam›n› yitirenleri fikirlerinden so-yutlayarak anman›n onlara yap›lan enbüyük haks›zl›k oldu¤unu belirterek“Bu yüzden de Kaypakkaya’y› anlamakdemek onun teorilefltirdi¤i ülkemiz dev-rim stratejisinin önemini bilince ç›kar-mak demektir.” dedi.Devrim mücadelesinde her ad›m›n, si-yasi iktidar› fethetme bilinciyle at›lmakzorunda oldu¤unu dile getiren DHFtemsilcisi, konuflmas›n› flu sözlerle sür-dürdü: “K›sa dönem ç›karlar›na devri-

min uzun dönem ç›karlar›n› kurban et-mek veya günün görevlerini tamamenes geçen bir kendili¤indencilik, iktidaryürüyüflünü baflar›ya tafl›yamaz. Kay-pakkaya böylesi çizgilerin ideolojik düfl-man›yd›. Devrimin stratejik hedeflerinehizmet eden do¤ru taktik politikalar› ya-rat›c›, özgüvenli, kararl› ve cüretli uygu-lama ›srar›n›n ad›d›r.”

‘Kanla yaz›lan bu tarih, bizim!’Kaypakkaya’n›n aylarca süren iflkence-lere ra¤men düflman› ininde yenme vekomünizm bayra¤›n› yüce tutma karar-l›l›¤›na, Mahirler ve Denizlerin düflmankarfl›s›ndaki devrimci kararl›l›klar›na

de¤inen DHF temsilcisi konuflmas›n› flusözlerle bitirdi: “Bir halk elinde bilimselbir ideoloji ve kendisini ayd›nl›¤a tafl›-yacak bir siyasi çizgiye sahipse aflamay-aca¤› engel yoktur. Ölümsüzleflen busavaflç›lar ›srarl› duruflun ve gelece¤egitmedeki karar›n temsilcileridirler. On-lar› yenilmez k›lan, savunduklar› dü-flüncenin bilimselli¤i ve kazanmayaolan inançlar›d›r. Bugün ezilenlerin ta-rihlerini suçlu ilan edenler, bu ideoloji-nin belirleyicili¤ine olan korkular›n› ifa-de etmektedirler. Biz bu tarihe sahip ç›-k›yoruz, her bir sayfas› kanla yaz›lan butarih bizim tarihimizdir.” Eylem, aç›kla-man›n ard›ndan at›lan sloganlarla sonaerdirildi.

DHF yaz›l› bir aç›klama yaparak, ‹brahim Kay-pakkaya’y› tehlikeli onu ve ad›n› anan herkesinsuçlu ilan edilmesinin ise komünist dünya fik-rinden ve mücadelesindeki çizgisinden kay-nakl› oldu¤unu ifade etti. Demokratik Haklar Federasyonu (DHF) komü-nist önder ‹brahim Kaypakkaya’n›n ölümsüzlü-¤ünün 37. y›l dönümünde bir aç›klama yapa-rak, Kaypakkaya'y› devlet nazar›nda suçlu vetehlikeli yapan nedenlerin savundu¤u görüfllerive prati¤i oldu¤unu ifade etti.P›nar Sa¤, Mehmet Özcan, Temel Demirer, GrupMunzur ve Demokratik Haklar Federasyonu(DHF) üyelerine Kaypakkaya'y› övdükleri gerek-çesiyle davalar ve soruflturmalar›n aç›ld›¤›nade¤inilen aç›klamada bunun sebepleri ise fluflekilde s›raland›:

“Çünkü Kaypakkaya, sadece pratik olarak de¤il,ideolojik ve politik olarak da hâkim s›n›flar›nsisteminden ve ideolojisinden kopmufltur.1971 devrimci sürecine önderlik eden di¤er po-litik aktör ve çevreler, Kemalizm hayranl›¤› veulusal sorun ba¤lam›nda, revizyonist ve refor-mist cepheyle ayn› zeminde el ele yürümektenkurtulamam›flken; Kaypakkaya, siyasal analizle-ri ve programatik yaklafl›m›yla devrimci hareketüzerindeki burjuva etkilere neflter vurmufltur.Kaypakkaya bu yönüyle nitel bir kopuflu temsiletmektedir. Onu, “suçlu ve tehlikeli” k›lan nedenbudur.Yan› s›ra iflsizli¤in, yoksullu¤un, geleceksizli¤inbüyüdü¤ü bir dönemde iflçilerin, köylülerin,gençlerin, kad›nlar›n, Kürtlerin, Alevilerin ve di-¤er ezilen kesimlerin artan hak talepleri müca-

delesi, Kaypakkaya'n›n suçlu ilan edilmesinintemel nedenleri aras›ndad›r.Kaypakkaya, ülkemiz topraklar›nda yaflayanezilen milyonlardan; iflçilerden, köylülerden,gençlerden, kad›nlardan, Kürtlerden, Aleviler-den, Çingenelerden, Ermenilerden sadece biri-siydi.Kaypakkaya bir kahraman de¤ildi. Kaypakkayagerçek kahramanlar›n ezilen milyonlar oldu¤u-na inanan ve ezilen milyonlar›n örgütlü müca-delesiyle sömürü ve zulüm düzenine son ver-meyi amaçlayan bir komünistti.Yine ayn› sorguda Kaypakkaya, kat›ld›¤› kimidemokratik hak alma eylemlerini “zararl›” ola-rak niteleyen düzenin sözcülerine flöyle cevapveriyordu: “Benim düflünce yap›m, kat›lm›fl ol-du¤um eylemler ve gençlik örgütündeki çal›fl-

malar›m, okuldan uzaklaflt›r›lmam›n bafll›canedenleri olarak gösterildi. Hat›rlad›¤›m kada-r›yla o zamanlar kat›ld›¤›m, NATO'ya Hay›r veAmerikan 6. Filosu'nu protesto eylemleri, HalkÂfl›klar› Gecesi düzenlemeye çal›flmam, baz›bildirilerin da¤›t›lmas› ve iflçi yürüyüfllerine ka-t›lmam ö¤rencilik s›fat›ma zarar getiren hare-ketler olarak telakki edilmiflti. Oysa bunlar, yur-dunu ve halk›n› seven herkesin, kendi inanc› vebilinci do¤rultusunda sürdürmesi gereken vekiflisel sorumlulu¤u olan çal›flmalard›r.”Kaypakkaya'y› devlet nazar›nda suçlu ve tehli-keli yapan nedenler iflte bunlard›r. Kaypakkaya,ezilenlerle birleflerek onlarla birlikte, halk›n ik-tidar›n› kurma mücadelesine giriflti¤i için tehli-kelidir. Devletin resmi görüfllerini yerle bir etti-¤i için tehlikelidir. Emperyalistlere ve onlara

uflakl›k eden ülkemizdeki bir avuç kan emici-nin, a¤alar›n ve patronlar›n, zulüm saltanat›nakarfl› ç›kt›¤› için suçlu ve tehlikelidir.” Aç›klamada, sorunlar derinlefltikçe sorunlar-dan ç›k›fl›n yolunu gösteren Kaypakkayalar›nsuçlu ve tehlikeli olmaya devam edece¤ine vur-gu yap›larak, “Kaypakkaya'y› ölümsüzlü¤ünün37. y›ldönümünde anmak demek, Kaypakka-ya'y› gerçekten bilmek ve anlamak demektir.Özellikle genç kuflaklar›n daha fazla okumas›,araflt›rmas› ve kendilerini gelifltirmeleri de-mektir. Kaypakkaya'n›n, mücadele tarihine, ül-ke tarihine, siyasete, edebiyata, sanata önemvermesinin ve yo¤un pratik faaliyet içerisindedahi okuma, araflt›rma faaliyetlerini aksatma-mas›n›n nedenleri iyi kavranmal›d›r” denildi.

‹‹ZZMM‹‹RR-- DHF, Partizan, BDSP,ESP, Devrimci Hareket, Al›n-teri ve Mücadele Birli¤i Plat-formu taraf›ndan komünistönder Kaypakkaya için anmaetkinli¤i düzenlendi. Gümrük-Telekom önünde biraraya gelen devrimci-demok-rat kurumlar, Kaypakka-ya’n›n foto¤raf›n›n bulundu¤pankart›n›n arkas›nda kortej-ler oluflturarak eski Sümer-bank önüne kadar yürüdü.Eski Sümerbank önünde Kay-pakkaya ve may›s flehitleriflahs›nda tüm devrim flehitleriiçin sayg› duruflunda bulunul-du. Daha sonra kurumlar ad›-na yap›lan aç›klamada, "Bizlerbu flanl› tarihin yüreklerimizeve bilincimize serpti¤i devrimtohumunu çeli¤e verilen suile yeflertip büyütüyoruz.‘Türkiye’nin gelece¤i çeliktenyo¤ruluyor. Belki biz olmaya-ca¤›z ama bu çelik ald›¤› suyuunutmayacak’ diyen ‹brahimKaypakkaya yoldafl›m›zdandevrald›¤›m›z ‘ser verip s›r

vermeme’ gelene¤imizle, tes-limiyeti, pasifizmi, parlamen-tarizmi ve tüm devrim karfl›t›durufllar› mahkûm ediyor,emperyalizme, faflizme ve hertürden gericili¤e karfl› halk›nhakl› kavgas›n› yaflam›n heralan›nda yükseltme iradesinibir kez daha yineliyoruz.” ifa-delerine yer verildi.Yürüyüfl ve etkinlikte “‹bra-him Kaypakkaya ölümsüz-dür”, “Eflref Any›k ölümsüz-dür”, “Nemci Öner ölümsüz-dür”, “Ferhat Kurtay ölümsüz-dür”, “Mahmut Zengin ölüm-süzdür”, “Haki Karer ölüm-süzdür”,"Mahir, ‹bo, Deniz sü-rüyor, sürecek mücadelemiz"sloganlar› at›ld›.Ayr›ca anma etkinli¤ine SDP,DEVL‹S, DEV GENÇ, BDP, D‹P,KALDIRAÇ ve ‹HD de kat›la-rak destek verdiler.

MMAALLAATTYYAA-- ‹brahim Kaypak-kaya ve may›s ay› flehitleriMalatya ‹nönü Üniversite’siö¤rencileri taraf›ndan kavga

sloganlar› ile an›ld›. ‹nönü

Üniversitesi’nde bir araya ge-

len DHF, YDG ve Genç-Sen

üyeleri saat 12.30’da bir bas›n

aç›klamas› gerçeklefltirdiler.

Bas›n aç›klamas› devrim ve

demokrasi mücadelesinde yi-

tirilenler için sayg› duruflu ile

bafllad›. Aç›klamada may›s

ay›n›n halklar›n mücadelesini

yürütenler için destanlarla

dolu olu¤u ifade edilerek,

“May›s ay› içerisinde katledi-

len ‹brahim Kaypakkaya’y›,

Dörtleri, Hakk› Karer’i anmak

ve önderlerimizden ald›¤›m›z

mücadele bayraklar›n› daha

yükse¤e tafl›mam›z gerek-

mektedir. Buradan bir kez da-

ha hayk›r›yoruz ki flehitleri-

mizin bizlere devrettikleri

bayraklar› göklere ç›karaca-

¤›z.” denildi. Bas›n aç›lamas›

“Devrim flehitleri ölümsüz-

dür”, “Yaflas›n devrimci daya-

n›flma”, “fiehit nam›r›n” slo-

ganlar› ile son buldu.

Devrim tohumunu çeli¤e verilen su ile yeflertip büyütüyoruz

Bu düzen de¤iflmedikçe Kaypakkayalar suçlu ve tehlikeli olmaya devam edecektir

ÇÇOORRUUMM-- MKP-HKO’nun önceliTKP(ML)-T‹KKO’nun kurucusu, 71’devrimci ç›k›fl›n›n önderlerindenKomünist Önder ‹brahim Kaypak-kaya, Diyarbak›r Hapishanesi’ndeiflkencede katlediliflinin 37. y›l›ndaÇorum’un Karakaya Köyü’nde bu-lunan mezar› bafl›nda an›ld›.Komünist yaflam› ve mücadelesi-nin Türk hakim s›n›flar›nda yarat-t›¤› büyük korkunun sonucunda,Vartinik köm bask›n›nda yakal›n›pgötürüldü¤ü Diyarbak›r hapisha-nesinde 90 gün boyunca iflkence-lerden geçirilen, ‘ser verip s›r ver-meyerek’ direnen ve bunun sonu-cunda vahflice katledilen Kaypak-kaya, Karakaya Köyü’nde bulu-nan, mezar› bafl›nda an›ld›. DHF,Partizan, Al›nteri, BDP, Dev-GençBirli¤i, Devrimci Hareket, EHP,ESP, ÖDP, SDP, Sosyalist Parti, Der-simliler Derne¤i, ‹HD Ankara fiubeve 78’liler Giriflimi, ‹brahim Kay-pakkaya’n›n ailesi ve akrabalar›-n›n da kat›ld›¤› anmada Kaypak-kaya’n›n 71 devrimci ç›k›fl›n›n enönemli köfle tafllar›ndan oldu¤u vefikirlerinin genifl halk y›¤›nlar› ara-s›nda önemini korudu¤u vurgu-land›.Kolluk kuvvetlerinin yo¤un bir ab-luka kurdu¤u Sungurlu giriflindedurdurularak, kimlik kontrolün-den geçirilen demokratik kitle ör-gütleri, Çorum-Ankara karayoluüzerinde bulunan Karakaya Kö-yü’nde bulunan mezarl›¤a girme-den önce de yine kolluk kuvvetleritaraf›ndan üst aramas›na tabi tu-tuldu. Kaba üst aramas›n›n ard›ndankortejler oluflturarak ‹brahim Kay-pakkaya’n›n posterinin oldu¤u or-tak pankart›n arkas›nda yürüyüflbafllad›. Yürüyüfl esnas›nda s›k s›k“‹brahim Kaypakkaya ölümsüz-dür”, “Yaflas›n iflçilerin birli¤i,halklar›n kardeflli¤i”, “Faflizmidöktü¤ü kanda bo¤aca¤›z”, “Dev-rim flehitleri ölümsüzdür”, “‹bo,Mahir, Deniz sürüyor, sürecek

mücadelemiz” sloganlar› at›ld›.May›s ay›nda yaflam›n› yitirenlerinadlar› say›ld›, hep bir a¤›zdan “Ya-fl›yor” denildi.

71 devrimci ç›k›fl›ndaönemli bir dönemeç18 May›s’ta yaflam›n› yitiren tümdevrimciler devrim ve demokrasiflehitleri için yap›lan sayg› duruflu-nun ard›ndan, Yalç›n Kocao¤-lu’nun yapt›¤› aç›klamada, ‹bra-him’in 71 devrimci ç›k›fl›n›n köfletafllar›ndan biri oldu¤u vurguland›.Kocao¤lu, “Ülkemiz devrimci hare-keti içerisinde ona özel yerini ve-ren en önemli noktalardan biri iseresmi ideolojiye yönelik elefltiri veKürt halk›n›n kendi kaderini tayinhakk›n› savunmas›d›r” dedi. Koca-o¤lu, ‹brahim’in, devrimci hareketüzerindeki Kemalizm hakk›ndakiyan›lsamalar› s›k›ca elefltirerek,Kürt ulusunun kaderini tayin etmehakk›n› ifade edip buna sahip ç›kt›-¤›n› ve fikirleri tehlikeli görülerekkatledildi¤ini söyledi. Aç›klamasöyle sonland›r›ld›: “‹brahim Kay-pakkaya’dan, Dörtler’den ve HakiKarer’den büyük bir miras ald›k.Devrimcileri ve komünistleri an-man›n suç say›ld›¤› bu dönemdedevrimci önder ‹brahim Kaypak-kaya’n›n ölümünün 37. y›l›nda yi-ne mezar› bafl›nda ‘suç’ iflliyoruz.”

17’ler an›s›na çi¤dem ve çam fidan›Aç›klaman›n ard›ndan, Mercandakatledilen 17’ler an›s›na getirilençam fidan› aileler ve DHF üyeleritaraf›ndan dikilirken, Dersim’dengönderilen 17’lerden Berna Ün-sal’›n çok sevdi¤i Çi¤dem’de meza-r›na ekildi. Mezar bafl›nda söyle-nen marfllar ve dayan›flma slogan-lar›n›n ard›ndan yine kortejleroluflturularak sloganlar eflli¤indekarayoluna kadar yüründü. Bura-da bekleyen köylüler de yürüyüflütakip etti.

Kaypakkaya komünistdüflüncelerinden dolay›katledildi