104
12 May›s / Haziran 2003 Varyos Yay. San ve Tic. Ltd. fiti. Ad›na ‹mtiyaz Sahibi: Özgür Çubuk Sorumlu Yaz›iflleri Müdürü: Özgür Çubuk Yönetim Yeri: Çak›ra¤a Mah. Sorguçcu Sok. Birfiliz Apt. No: 15/9 Aksaray - ‹stanbul Tel: (0212) 633 62 02 Faks: (0212) 589 16 36 e-mail: [email protected] Hesap No: Varyos Yay. San ve Tic. Ltd. fiti. Yap› Kredi Sirkeci fiubesi 6278-6 Teknik Haz›rl›k: Etkin Ajans Tel: (0212) 621 81 66 - 621 81 68 Bask›: Can Matbaac›l›k Tel: (0212) 613 10 77 Da¤›t›m: B‹RYAY

12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

  • Upload
    lydiep

  • View
    219

  • Download
    3

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

12

May›s / Haziran 2003

Varyos Yay. San ve Tic. Ltd. fiti. Ad›na‹mtiyaz Sahibi: Özgür Çubuk

Sorumlu Yaz›iflleri Müdürü: Özgür ÇubukYönetim Yeri: Çak›ra¤a Mah. Sorguçcu Sok. Birfiliz Apt. No: 15/9 Aksaray - ‹stanbul

Tel: (0212) 633 62 02 Faks: (0212) 589 16 36 e-mail: [email protected] No: Varyos Yay. San ve Tic. Ltd. fiti. Yap› Kredi Sirkeci fiubesi 6278-6

Teknik Haz›rl›k: Etkin Ajans Tel: (0212) 621 81 66 - 621 81 68Bask›: Can Matbaac›l›k Tel: (0212) 613 10 77 Da¤›t›m: B‹RYAY

Page 2: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

Kimin ‹çin Kime Karfl›

“Kamu Reformu”

Ortado¤u Savafl›

Emperyalist ‹flgale Ezilenlerin

Birleflik Karfl› Koyuflu Son Verebilir

1 May›s’ta Büyüyen Umut

Enternasyonal Kitle Hareketi

Tarihin Alacakaranl›¤› Sona Eriyor

R›za Aksoy

Örgütçüye Notlar

Spekülatif Sermaye

‹ki Ülke ‹ki deneyimBaflka Bir Dünyan›n Mümkün Oldu¤unu Göstermek

Göç ve Emperyalist Barbarl›k

Birikim Dergisi Yazarlar› ‹çin

Seçme Deyimler Sözlü¤ü

Nizam DEM‹R

77

1177

2244

2299

3344

3388

4444

5588

7711

7766

8844

Page 3: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Ortado¤u kaynamaya devam ediyor.Emperyalist kooalisyon Irak’› iflgal etti ve h›zla sömürgelefltiriyor.Irak iflgalciler için Ortado¤u’daki merkezi karargah haline getiriliyor. Ama yine de emperyalist iflgalciler için ifllerin iyi gitti¤i söylenemez. ‹flgalciler Irak’ta “yeni

düzen”i kurmakta zorlan›yor. Halk, emperyalist iflgalcilerin defolmas› için, her geçen günsesini biraz daha yükseltiyor.

Filistinli savaflç›lar emperyalist “yol haritas›”n› bedenlerinde patlatt›klar› bombalarlay›rt›yor.

S.Arabistan’da Amerikal›lar bir kez daha yerle bir edilen binalar›n alt›nda kald›. Ezilenlerin öfke patlamalar› Amerikal›lar› dehflete düflürüyor. Her an her yerde yeni bir

atefl fitili Amerikan emperyalizminin görevlilerini cehenneme yollayabilir. Ortado¤utopra¤›n›n derinliklerinde emperyalistlere kin tohumu kök sal›yor. Amerikal›lar korkuylayat›p dehfletle uyan›yor.

Bu daha bafllang›ç. Ortado¤u’da as›l savafl, yeni bafll›yor. Ortado¤u emperyalist sistem krizinin merkez üssüdür. “Yeni bir düzen” kurulana kadar

sars›nt›lar sürecek. Amerika-‹ngiltere ve Fransa-Almanya Ortado¤u’da “yeni düzen”i kendi ç›karlar› do¤rul-

tusunda oluflturmak için k›yas›ya bir rekabet içindeler.Yaln›zca emperyalistlerin iradesi yok. Emperyalist savafla karfl› mücadelede görüldü ki,

ezilenlerin iradesi henüz belirleyici olmasa da etkileyicidir art›k. Belirleyici konuma yük-selmek bir süreç iflidir. Ve bu süreci ezilenlerin örgütlülük düzeyi ve ideolojik konumlan›fl›tayin edecektir. Emperyalist savafla karfl› mücadelenin iflgale karfl› mücadeleye evrilmesi bubak›mdan önemlidir.

Ve Türkiye...Bu rekabetin tam göbe¤inde. Ard arda yeni yasa paketleri haz›rlan›yor. Emperyalizme yeni

tipte siyasi ve ekonomik entegrasyonunun ad›mlar› s›k›laflt›r›l›yor. 1475 say›l› ifl yasas›n›nde¤ifltirilmesi ile birlikte, Personel Rejimi Yasas›’n› da içeren “Kamu Reformu” yasade¤iflikli¤i paketi meclis gündemine getirildi.

Önümüzdeki günlerde meclise getirilecek yeni bir AB uyum paketi egemenler aras›ndakiçeliflkileri daha fazla gün yüzüne ç›karacak. Sermaye oligarflisi ve genareller aras›ndakiçekiflme fliddetlenecek. “Kamu Reformu” üzerine estirilen rüzgar bu yeni f›rt›nan›n haberci-sidir.

1 May›s umudun büyüdü¤ünü gösterdi. Bir o kadar da örgütlülü¤ün ne denli önemli birsorun oldu¤unu. Devletle kitleler aras›nda kopuflun derinleflti¤i, ezilen milyonlar›n hayat›n›nbu denli çekilmez hale geldi¤i, iflsizlik, açl›k ve sefaletin diz boyu oldu¤u, k›r›nt› düzeyinde-ki haklar›n da bir bir gasp edildi¤i bir dönemde milyonlar›n soka¤a dökülmesi gerekmezmiydi?

Sorun nerede? Ezilenlerin umut ve güvenle sar›labilecekleri bir “tercih” yaratmakta. Evet,bu “tercih” var, sorun ezilenlerin bunun ne ölçüde bilincinde oldu¤u, ve ne düzeydegördü¤ü. Peki, bu “bilinç ve görme” nas›l gerçeklefltirilebilir?

‹flte tam da burada “örgüt”, meselenin bam telini oluflturuyor. “Örgütçüye Notlar” bu

5TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Page 4: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

nedenle üzerinde özen ve dikkatle durulmas› gereken bir çal›flma. Umut cisimleflmifl iradedir. ‹rade de örgütte kendisini ete kemi¤e büründürür ancak.

Sonuç al›c› irade için daha çok örgüt. Bunu bilince ç›kartmayan bir devrimci hedefe vara-maz, bilinç aç›kl›¤›na kavuflamaz. “Örgütçüye Notlar” bu konular› tart›fl›yor. Ve en önemliside bir dizi konudaki kafa kar›fl›kl›¤›n› gidermeyi amaçl›yor.

Enternasyonal kitle hareketini inceleyen ve R›za Aksoy’un “Tarihin Alacakaranl›¤› SonaEriyor” yaz›lar› aya¤a kalkan ezilenlerin tarihin ak›fl› üzerindeki etkilerini tahlil ediyor.

‹ki ülkeden iki deneyim aktaran yaz›lar iflçi s›n›f›na ›fl›k tutuyor. ‹talya ve Arjantin’deortaya ç›kan “yeni” örgüt ve mücadele biçimleri co¤rafyam›z iflçi ve emekçileri için de önem-li ve de¤erlendirilmeyi hak ediyor. ‹flçi s›n›f› mücadelesinin sendikalara ve fabrikalarahapsedilerek yürütülemeyece¤ini, buralardan öte di¤er ezilen toplumsal kesimlerle birleflikmücadeleyi örgütlemek gerekti¤ine dair iki örnek.

Spekülatif sermayeyi konu edinen çal›flma emperyalist küreselleflmenin “özü”nü belirliy-or. Bu “öz” kavranmadan bugün anlafl›lamaz. Emperyalizmin bugünkü bu”öz”ü kapitalizminnas›l bir batakl›k içinde oldu¤unu ve kendisiyle birlikte herfleyi bu batakl›¤a do¤ru çekti¤ini,kapitalizmin milyonlarca kez y›k›lmay› hak etti¤ini ve kapitalistlerin, bu kan emici asalaklar›nyerinin cehennemin derinlikleri oldu¤unu bir kez daha görüyoruz.

Kadir Da¤’›n “göç”ü ele alan yaz›s› da kapitalist sistemin bir baflka yüzünü resmediyor.Sermaye için kap›lar› sonuna kadar aç›lan s›n›rlar›n, ezilenler için dikenli tellerle örülmesiburjuva barbarl›¤›n “çagdafl”bir foto¤raf›n› sunuyor.

Bir yanda giderek daha çok asalak sermaye biçiminde kendisini ifade eden kapitalizm,artan uyuflturucu ba¤›ml›l›¤›, büyüyen kad›n ve çocuk ticareti, kurulan köle pazarlar›; biryanda emperyalist iflgal savafllar›, sömürgelerin yeniden oluflturulmas›, “sosyal fonksiyon-lar›ndan ar›nd›r›lm›fl” tekellerin do¤rudan sopas› haline getirilen, yeni faflizan yasalarla idareedilen kapitalist devlet.

Di¤er yandan i¤renç kokular yayan bir pislik y›¤›n›ndan baflka bir anlama gelmeyen kap-italist düzeni “liberalizm” ad›na kutsayan ve burjuvazi cephesinden sosyalistlere sald›ranBirikim yazarlar›.

Onlar›n yaz›lar›n›n bir önemi yok. Çünkü birer cehalet örnekleridir ve z›rvalarla doludur.Ne var ki, bu z›rvalar samimi bir çok “solcu”yu flu ya da bu ölçüde etkilemektedir. NizamDemir’in Birikim yazarlar›n› de¤iflik bir uslupla elefltiren yaz›s›n› okuyucunun ilgisine sunuy-oruz.

Teoride do¤rultu okuyucular› öyle anlafl›l›yor ki pek ketumlar. Çünkü, derginin içeri¤i yada biçimi ile ilgili hemen hiç bir mektup alm›yoruz. Demek ki dergide tart›fl›lacak, elefltiriyekonu edilecek her hangi bir fley görmüyorlar! Bunun böyle olmad›¤›n› biliyoruz, as›l sorunun“düflünce ve düflünceyi ifade etme tembelli¤i”nden ileri geldi¤i aç›k. E¤er umudu büyütmeyekararl›ysak bilmeliyiz ki, bu “tembellik” y›k›lmadan istedi¤imiz h›zda ilerleyemeyiz.

Dergimizin bayilerde bulunamad›¤›na iliflkin zaman zaman flikayetler al›yoruz. Böyledurumda ilk elden Yaysat bölge bayili¤ine haber verilmesi ve derginin bayilere ulaflt›r›lmas›n›sa¤lamak en kestirme yoldur. Kendi cephemizden flikayetleri en aza indirmek için bask›say›s›nda art›fla gidiyoruz.

Yar›n bugünden güzel olacak. Buna inan›yoruz. Çünkü bunu istiyoruz.

6 TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Page 5: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

EGEMENLER ara-s›nda “Kamu YönetimiReformu” üzerinde f›rt›-na kopuyor. Kamu Yöne-timi Temel Kanunu Ba-kanlar Kurulu’na sunul-du. Kamu Personel Reji-mi Kanunu da yak›ndameclise getirilecek. ÖnceMerkezi Yönetim YasaTasar›s› ve Yerel Yöne-tim Yasa Tasar›s› haz›r-lanm›flt›. Daha sonra buiki tasar› tek tasar› olarak“Kamu Yönetimi TemelKanun Tasla¤›” halinegetirildi.

K›saca “Kamu Yöne-timi Reformu” olarak an›lan bu tasar›lar kimi-lerine göre merkezi, hantal, bürokratik yap›-n›n “yerellefltirilme”si, ya da demokratiklefl-mede köklü ad›mlar anlam›na geliyor; karfl›cephedekiler ise bunun eyalet sistemini uygu-lamaya sokma yönünde bir hamle oldu¤u veözünde “üniter devleti parçalama amac› tafl›d›-¤›”n› ileri sürüyorlar. Baz›lar›na göre “iktidar,

özel sektöre devredili-yor.”

Genelkurmay veyandafllar› “Tasar›”yakarfl› aktif bir lobi faaliye-ti yürütüyor. CHP ayn›cephede. Kimi sendikalarda ç›kar›lmak istenen ya-say› Genelkurmay a¤z› ileelefltiriyor. Örne¤in Yol-‹fl Sendikas› gazetelereverdi¤i ilanlarla tasar›y›“Türkiye’nin bütünlü¤ü-nü ve üniter devlet yap›-s›n› zay›flatma” amaçl›olmakla itham etmifl, her-kesi, “eyalet sistemine,federasyona, Türkiye’nin

parçalanmas›na karfl› ç›kmaya” ça¤›rm›flt›. Da-has› Tasar›ya karfl› ç›kmak ad›na ifli ›rkç›l›¤akadar vard›rm›flt›.: ”Devlet memurlu¤u ve iflçi-li¤i, il özel idaresi ve belediye memurlu¤una veiflçili¤ine dönüflecektir; böylece bölgeler ara-s›nda tayinler ve kaynaflma ile farkl› etnik kö-kendeki insanlar›m›z aras›nda evlilik, akraba-l›klar ve bütünleflme önlenecektir.”

7TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Kimin ‹çin Kime Karfl› “Kamu Reformu”

Page 6: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

23 Nisan’da Genel-kurmay, Cumhurbaflkan›ve CHP’nin resepsiyonatürban› bahane ederekkat›lmamas›n›n hemenakabinde Tayyip Erdo-¤an’›n “üniter devletiparçalamaya, ya da, eya-let sistemi getirmeye ni-yetimiz yok” aç›klamas›-n› yapmas› perde arka-s›ndaki as›l kap›flman›nda adresini göstermesibak›m›ndan ilginçti.‹çerde TÜS‹AD, d›flar›daAB haz›rlanan Tasar›yas›cak bak›yor.

AKP hükümeti butip kanun tasar›lar›yla -AB uyum paketi de buçerçevede ele al›nmal›-hükümet olmaktan “ikti-dar” orta¤› olmaya do¤ruyol almaya çal›fl›yor.Devlet yönetiminde sözsahibi olmay›, Genelkurmay›n etkisini zay›f-latmay› amaçl›yor. Genelkurmay da iktidar er-kini zay›flatmaya yönelik bu tür hamleleri sa-vuflturmakla u¤rafl›yor..

Somut görünüm böyle olsa da san›lan›naksine bu konu AKP hükümeti ile Genelkur-may aras›ndaki kavgan›n çok ötesinde bir içe-ri¤e sahiptir. Sorun emperyalistlerin yeni sö-mürgeleri yeniden yap›land›rmalar›, ya da ye-niden sömürgelefltirmeleri giriflimidir.

TÜSİAD’IN ARAŞTIRMASI

TÜS‹AD Aral›k 2002’de “Kamu ReformuAraflt›rmas›” yay›nlad›. Araflt›rma sonuçlar›nagöre “Türkiye’de ‘mülk’ de ‘adalet’ de güvencealt›nda de¤ildir...Devlete karfl› güvensizlik ve‘kirlenme’ alg›lamas› yaln›zca merkezi yöne-timle s›n›rl› de¤ildir, ayn› zamanda yerel yöne-timleri de içine almaktad›r...kural koyucu veuygulay›c›, adaleti sa¤lay›c› ve arabulucu ola-

rak devletin ifllevleriniyerine getirmedi¤iinanc›, topluma bütü-nüyle kurals›zl›¤›n ege-men oldu¤u alg›lamas›-n› beslemektedir. O ne-denle Türkiye’de art›k,oda¤›nda kamu yöneti-minin yer ald›¤› genelbir güven bunal›m›n›ngeliflti¤i söylenebilir.”(abç)

Araflt›rmay› yapanyazarlar toplumla dev-let aras›nda derin birgüven bunal›m›n›nolufltu¤unu belirtiyor-lar. “Toplumdaki gü-ven bunal›m›n›n afl›l-mas› ve devlete yönelikgüvensizli¤in gideril-mesi için”... “kamu re-formu” nun yap›lmas›-n›n bir zorunluluk ol-du¤unu belirtiyorlar.

TÜS‹AD’›n araflt›rmas› mevcut devlet ya-p›lanmas›n›n toplum nezdinde ne denli çürü-müfl, kokuflmufl, tükenmifl oldu¤unu bir kezdaha teyit ediyor. Sermayedarlar bu durumundaha fazla sürdürülemez oldu¤unu görüyor. Onedenle bir “devlet reformu” öneriyorlar. TÜ-S‹AD’›n bu önerisi emperyalist devletlerin ye-ni sömürgeleri yeniden sömürgelefltirme giri-flimlerinin bir parças› oldu¤u kadar, devletekarfl› güvensizlikleri had safhaya varan mil-yonlar›n devrimci çözüme yönelmelerini önle-mek, devrimci çözüme barikat oluflturmakamac› da tafl›maktad›r.

Devletin yeniden yap›land›r›lmas›n› dü-zenleyen bu yasa tasar›s›na karfl› tutum co¤raf-yam›zda belli bafll› üç politik kuvvetin, ya daüç partinin di¤er kuvvetleri çekim alan›na ala-rak merkezileflti¤ini bir kez daha teyit ediyor.Bunlar ordu partisi, sermeye partisi ve henüzgüçlü bir çekim merkezi haline gelmifl olmasada devrim partisidir. Ordu partisi mevcut dev-

8 TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Devletin yeniden yap›land›r›l-mas›n› düzenleyen bu yasa tasar›-

s›na karfl› tutum co¤rafyam›zdabelli bafll› üç politik kuvvetin, ya daüç partinin di¤er kuvvetleri çekimalan›na alarak merkezileflti¤ini birkez daha teyit ediyor. Bunlar ordupartisi, sermeye partisi ve henüzgüçlü bir çekim merkezi haline

gelmifl olmasa da devrim partisidir.Ordu partisi mevcut devlet yap›s›n›,faflist rejimi “cumhuriyeti koruma”ad› alt›nda savunmaya çal›flmakta-d›r. Sermaye partisinin program›ise reform ya da “de¤iflim”i içeri-

yor. Malum, devrim partisininprogram›nda devrim var.

Page 7: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

let yap›s›n›, faflist rejimi“cumhuriyeti koruma”ad› alt›nda savunmayaçal›flmaktad›r. Sermayepartisinin program› isereform ya da “de¤iflim”iiçeriyor. Malum, devrimpartisinin program›ndadevrim var. En çok gü-rültüyü ordu partisi ç›-kartsa da, geliflmeler as›lkap›flman›n sermayepartisi ile devrim partisiaras›nda geçece¤i yö-nünde oldu¤unu gösteri-yor. Ordunun gürültüsükendini savunma tela-fl›ndan kaynaklan›yor.

TİSK NE İSTİYOR

T‹SK’in istekleri deTÜS‹AD’dan farkl› de¤il.T‹SK Genel Sekreteriyapt›¤› aç›klamalarda flutalepleri dile getiriyor:

* "Küçük ve Etkin Devlet" ilkesine uygunolarak ekonomide devletin a¤›rl›¤› azalt›lmal›,

* ekonomik alanda AB'nin MaastrichtKriterleri'ne özdefl kurallar getirilmeli,

* kamu hizmetlerinde Toplam Kalite Yö-netimi'ne geçilmeli,

* kamuda verimlilik program› bafllat›lma-l›, harcama reformu yap›lmal›,

* kamu personel reformu gerçeklefltiril-meli,

* özellefltirme, fleffaf flekilde, kesimlerinkat›l›m› ve sermayenin tabana yay›lmas› amaç-lar›na yönelik olarak h›zland›r›lmal›d›r.

* "Minimum Bürokrasi" ilkesi benimsen-meli; yat›r›m yapan, istihdam yaratan, gelirüreten müteflebbisin faaliyetlerini kolaylaflt›-ran bir bürokratik zihniyet de¤iflimi gerçeklefl-tirilmelidir.

De¤ifltirilmesi düflünülen yasalar incelen-

di¤inde görülecektir kiTÜS‹AD ve T‹SK’in be-lirtti¤i ne varsa o yasayagirmifltir. Bu da yasan›namac›n› ve içeri¤ini,hangi s›n›f›n ç›karlar›nahizmet etti¤ini ortayakoyuyor.

“KAMU REFORMU”YENİ DEĞİL

“Kamu yöneti-mi”nden kastedilendevletin yürütme ifllevi-dir. 1980’lerden beriemperyalist metropol-lerde “kamu reformu”üzerine tart›flmalar ya-p›lmaktad›r.

2. emperyalist pay-lafl›m savafl›n›n ertesin-de, savafl›n yol açt›¤› y›-k›c› sonuçlar› h›zla gi-dermek, sosyalist siste-

min ekonomik geliflmesini engellemek ve on-dan daha h›zl› geliflmek, kendi aralar›ndaki re-kabette avantajl› konuma geçmek için devlettekellerinin sanayi ve mali sektörde büyük yerkaplad›¤› tekelci devlet kapitalizmi ad›m ad›mbaflat hale geldi. Ayn› zamanda iflçi s›n›f›n›ngeliflkin örgütlülü¤ünün ve sosyalist sisteminbas›nc› alt›nda devletin üstlendi¤i toplumsalhizmetlerin yayg›nlaflt›r›lmas› ve herkesin kul-lan›m›na sunulmas› ile geliflkin sosyal güven-lik uygulamalar›n› içeren “sosyal devlet” haya-ta geçirildi. Öyle ki, “OECD üyesi ülkelerdekamu harcamalar›n›n ulusal gelirdeki ortala-ma pay› birkaç on y›l içinde yüzde 25’in alt›n-dan yüzde 45’in üzerine ç›kt›.”

1970’lerin ortalar›ndan itibaren “refahdevleti” çat›rdamaya bafllad›. Tekelci devletkapitalizmi bir yandan fazla üretim krizleri ilesars›l›yor, di¤er yandan yap›sal kriz içine yu-varlan›yordu. Bu arada dev tekeller dünyay›bir ahtapot gibi sarmaya bafllam›flt›. Devlet te-

9TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

1980’lerde bu burjuva çö-züm çerçevesinde “minimalist

devlet” anlay›fl› gelifltirildi. Bunagöre devlet savunma, güvenlik,kolluk, yarg› hizmetleri ve temelalt yap› gibi ifllevlerin d›fl›nda

her türlü faaliyetten çekilmeliydi.“Devlet, varl›¤›n ya da gelirin

bölüflümü ya da kaynak transferigibi bir ifllev üstlenmemeli, piya-salar üzerinde düzenleyici rol

üstlenmeye son vermeli ve ticaripiyasalarda giriflimci olarak hiçyer almamal›yd›.” Büyük özellefl-tirme furyas› bu dönem h›z ka-

zand›.

Page 8: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

kellerinin tasfiye edilerekbu uluslararas› ve yerlitekellere devredilmesi vesosyal devlet uygulama-lar›na son verilmesi bu-nal›ma çare olarak sunu-luyordu. Bu çözümün di-¤er unsuru sermayenindolafl›m› önündeki engel-lerin kald›r›lmas›yd›.

1980’lerde bu burju-va çözüm çerçevesinde“minimalist devlet” anla-y›fl› gelifltirildi. Buna göredevlet savunma, güven-lik, kolluk, yarg› hizmet-leri ve temel alt yap› gibiifllevlerin d›fl›nda her tür-lü faaliyetten çekilmeliy-di. “Devlet, varl›¤›n ya dagelirin bölüflümü ya dakaynak transferi gibi bir ifllev üstlenmemeli,piyasalar üzerinde düzenleyici rol üstlenmeyeson vermeli ve ticari piyasalarda giriflimci ola-rak hiç yer almamal›yd›.” Büyük özellefltirmefuryas› bu dönem h›z kazand›. Telekomüni-kasyon, bankac›l›k, altyap›, sigortac›l›k, enerjigibi sektörler, devlet tekeli olmaktan ç›kar›ld›.E¤itim, sa¤l›k ve temel altyap› alanlar›nda dev-let yat›r›mlar› neredeyse durma noktas›na gel-di. Bu yeni bir kriz anlam›na geliyordu. Çün-kü görüldü ki, temel alt yap› hizmetlerindendevletin çekilmesi halinde sermayenin varolu-flu hem fiziki hem de iktisadi olarak güvence-de de¤ildir.

1990’lar›n ortas›ndan sonra sermaye cep-hesi yeni aray›fllara girdi. 1997’de yay›nlananDünya Bankas›’n›n “De¤iflen Dünyada Devlet”bafll›kl› Raporu bu aray›fllar›n bir sonucuydu.O tarihten beri gerek kapitalist metropollerdegerekse de yeni sömürge ülkelerde DB rapo-runda belirtilenler çerçevesinde burjuva devletyeniden yap›land›r›lmaktad›r. Devletin yürüt-me ifllevlerindeki de¤iflikli¤e ba¤l› olarak dev-let yürütme organlar›n›n yeniden örgütlenme-si gerekti¤i de ileri sürülüyordu.

“DEĞİŞEN DÜNYADADEVLET”

DB raporuna göredevletin ölçe¤i tek ba-fl›na yeterli de¤ildir.Daha büyük de¤il dahagüvenilir ve etkin dev-lete gereksinim vard›r.Büyük tekelci burjuva-zi nas›l bir devlete ihti-yaç duydu¤unu “güve-nilir, etkin ve yeterlidevlet” formülasyo-nuyla ifade ediyordu.Rapor “kamu yöneti-minin sa¤l›kl› bir yap›-ya kavuflturulmas›”için flu önerilerde bulu-nuyordu.

1) “yönetsel tasar-ruflar etkin kural ve tahditlere ba¤lanmal›-d›r”; yasaman›n yürütme üzerindeki denetimive yarg›n›n ba¤›ms›zl›¤› güçlendirilmeli, yol-suzlukla mücadele için etkin önlemler al›n-mal›d›r.

2) “Kamu ayg›t›nda yar›flmac› bir ortamyarat›lmal›d›r”; kay›rmac›l›k ortadan kalkma-l›, “liyakate dayal› ifle alma ve terfi sistemi ileperformans› ödüllendiren bir ücret sistemi”uygulanmal›d›r. Her iki madde de devlet ayg›-t›n›n özel sektör mant›¤›yla yönetilmesi, dev-let taraf›ndan toplanan kaynaklar›n bürokrasilabirentinde, hükümet bürolar›nda rüflvet vebaflkaca yolsuzluklarla heba edilmemesi ve bukaynaklar›n el sürülmeden tekellerin hizmeti-ne sunulmas› iste¤ine dayanmaktad›r. Bu ayn›zamanda en genel anlamda tekelci sermayenin“ucuz devlet” aray›fl›n›n da bir ifadesidir. Ön-ce devletin elindeki iflletmeler tekellere devre-dilerek tekeller palazland›r›ld›. S›ra devletinkendisinin yani bir bütün olarak yürütme er-kinin tekellerin kollektif ç›karlar›na uygunhale getirilmesiydi. Bir üçüncü öneri dahavard› ki ilk iki öneriyi güvence alt›na almay›hedefliyordu.

10 TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Her iki madde de devlet ay-g›t›n›n özel sektör mant›¤›yla yö-netilmesi, devlet taraf›ndan top-lanan kaynaklar›n bürokrasi la-birentinde, hükümet bürolar›ndarüflvet ve baflkaca yolsuzluklarlaheba edilmemesi ve bu kaynak-

lar›n el sürülmeden tekellerinhizmetine sunulmas› iste¤ine da-yanmaktad›r. Bu ayn› zamandaen genel anlamda tekelci serma-yenin “ucuz devlet” aray›fl›n›n

da bir ifadesidir.

Page 9: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

3) “Politika olufl-turma süreçlerindeyurttafllar›n söz hakk›ve kat›l›m›”; bu sözhakk› ve kat›l›m›n te-kelci burjuvazinin sözhakk› ve kat›l›m› oldu-¤u aç›k. Oluflturulanözerk kurullar arac›l›-¤›yla tekeller hükümet-lerin yerini al›yor, birçok alanda yürütmeyido¤rudan üstleniyor.1

Ki buna “yönetiflim” de-niyor.

TEKELCİ BURJUVAZİNASIL BİR DEVLET

İSTİYOR

1980’lerden bugü-ne “kamu reformu”nadair tekelci burjuvazi-nin raporlar› ve uygula-malar›ndan elde edilensonuçlar yeniden göz-den geçirildi. E¤er çokk›saca özetlemek gere-kirse flunlar söylenebi-lir:

* “Kamu giriflimcili¤ine” son verilmesi.Bunun özü özeti, özellefltirmedir. Devletinüretim, ticaret, bankac›l›k ve hizmet alanla-r›ndan bütünüyle çekilerek buralar›n tekelle-re devredilmesi anlam›na gelmektedir.

* Hükümetin denetim yetkisinin s›n›rl›oldu¤u merkezi ya da yerel özerk kurullar›noluflturulmas›. Bu aç›kça mali politikalar›nbelirlenmesi ve Pazar denetiminin tekellercedo¤rudan üstlenilmesi demektir. Merkez Ban-kas› da dahil bir çok alanda oluflturulan özerk

kurullar arac›l›¤›yla te-keller devlet yönetiminekat›l›yor ve yürütmeninbir bölümünü üstlenmifloluyorlar.2

* “Sosyal Dev-let”tin tasfiyesi. E¤itimve sa¤l›k gibi devletineflit ve paras›z olarak ye-rine getirmeyi taahhütetti¤i hizmetlerin paral›hale getirilmesi ve bualanlar›n tekellere aç›l-mas›, sosyal güvenlikuygulamalar›n›n mini-mum düzeye indirilme-si, vb tasfiyenin unsur-lar›ndan baz›lar›.

* “Kamu istihdam›ve kamu harcamalar›n›nmakroekonomik bak›m-dan sürdürülebilir bo-yutlara indirilmesi.” Ya-ni, memur say›s›n›n enaza indirilmesi, devletyat›r›mlar›n›n durmanoktas›na çekilmesi.

* Merkezi hükümetyetkilerinin zay›flat›la-

rak, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, birbaflka deyiflle “yerelleflme”. ‹fl takibinin basit-lefltirilmesi ve bürokrasinin en aza indirgene-rek demokratik kat›l›m›n güçlendirilmesi ge-rekçelerine dayand›r›lan “yerelleflme”, ger-çekte “eski” merkezi yap›y› güçsüzlefltirerekdevlet üzerindeki hakimiyetini gelifltirmeyeçal›flan tekellerin politikas›d›r.

Görülüyor ki, tekeller palazland›kça dev-leti kendi ç›karlar›n› koruyan bir araç olmak-tan ç›kar›p do¤rudan yönettikleri, denetledik-leri, gerekti¤i yerde müdahale edip de¤ifltire-

11TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Görülüyor ki, tekeller palazlan-d›kça devleti kendi ç›karlar›n› ko-ruyan bir araç olmaktan ç›kar›pdo¤rudan yönettikleri, denetle-

dikleri, gerekti¤i yerde müdahaleedip de¤ifltirebildikleri bir biçimesokmak istiyorlar. Devletin eko-nomik ve mali alandaki giriflim

ve yönetici rolüne son vererek bualanlar› kendi ç›karlar›na uygundüzenlemek ve do¤rudan denet-

lemek, yönetmek niyetindeler.Onlara göre güvenlik, savunmave yönetim iflleri ile s›n›rland›r›l-

m›fl devlet bu iflleri en az masraf-la yerine getirmelidir. Çünkü dev-letin giderleri ne kadar az olursa

tekellere aktar›lacak kaynak okadar ço¤alacakt›r.

1) Konuyla ilgili olarak teoride do¤rultu’nun 10. say›s›nda yay›nlanan “yönetiflim”bafll›kl› yaz›ya bak›labilir. 2) Türkiye’de BDDK, Telekomünikasyon K, Sermaye Piyasas› K, Tütün K, fieker K, Enerji Piyasas› K, Kamu‹hale K, Rekabet K gibi özerk kurullardan söz edilebilir. Bu kurullar›n üyeleri aras›nda ilgili alanda faaliyetyürüten tekellerin temsilcileri de var.

Page 10: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

bildikleri bir biçimesokmak istiyorlar. Dev-letin ekonomik ve malialandaki giriflim ve yö-netici rolüne son vere-rek bu alanlar› kendi ç›-karlar›na uygun düzen-lemek ve do¤rudan de-netlemek, yönetmek ni-yetindeler. Onlara göregüvenlik, savunma veyönetim iflleri ile s›n›r-land›r›lm›fl devlet bu ifl-leri en az masrafla yeri-ne getirmelidir. Çünküdevletin giderleri ne ka-dar az olursa tekellereaktar›lacak kaynak okadar ço¤alacakt›r.Böylece toplam gelirdensiyaset erbab›na ve dev-let bürokrasisine ayr›-lan pay›n azalt›larak,olabilecek en alt düzeyeindirilecektir. Bu bili-nen bugünkü biçimi ilesiyasetin ve devletintasfiye edilmesindenbaflka bir fley de¤il.Çünkü bütün burjuvasiyasal partiler hemekonomide hem de yasama, yürütme, yarg›alan›nda tek bir programa ba¤l› hale getirili-yor. Bu program da tekellerin program›d›r.Burjuva partilerin yönetici kadrolar› da do¤-rudan tekellerin yönetiminden buralara dev-flirtilmektedir. Bu egemen burjuva siyasal par-tiler aras›nda hiçbir ayr›m›n kalmad›¤› anla-m›na gelmez. Elbette baz› farklar olacakt›r.Ama bunlar nüans düzeyindedir ve ayn› ülke-nin tekelleri aras›ndaki farkl›l›¤› ifade eder.Devlete hangi tekelci gruplar hakim olacakt›r?Bütün ayr›m bundan ibarettir. Kuflkusuz, de-¤iflik burjuva katmanlar›n ç›karlar›n› savunanbaflka partiler de bu katmanlar mevcudiyetle-rini korudukça var olmaya devam edecektir.

Ancak, bu partiler detemsil ettikleri katman-lar›n giderek erimeyeyüz tutmas›na ba¤l› ola-rak erimektedir, etkisiz-leflmektedir.

Devletin yenidenyap›land›r›lmas›n› içe-ren tekelci program ka-pitalist metropollerde veyeni sömürge ülkelerdeayn› biçimde uygulana-maz ve ayn› anlama gel-mez. Her ülkenin farkl›tarihsel ve ulusal koflul-lar›na göre çeflitli de¤i-fliklikler içerir. Bunakarfl›n bütün geliflmiflkapitalist ülkelerde dev-letin büyük tekelcigruplar lehine yenidenyap›land›r›lmas›, yenisömürgelerde ise bu ye-niden yap›land›rma yo-luyla buralar›n tekelle-rin eliyle yeniden sö-mürgelefltirilmesi anla-m›na geliyor. K›saca te-keller kendi ülkelerin-deki hükümet iflleriniflirkete ba¤larken yeni

sömürgeleri de bu flirketin alt merkezleri hali-ne getirmeyi amaçl›yor.

TÜRKİYE’DE “KAMU REFORMU”

Yukar›dan beri genel anlam›yla aktar›lansüreç ve “reform”un anlam›na dair söylenen-ler Türkiye için de geçerlidir. Türkiye’de “re-form süreci” pek çok ülkeye göre bir haylisanc›l› geçiyor.

Yeni sömürgelerin yeniden sömürgeleflti-rilmesi iki eksen üzerinde oturtulmufl. Birin-cisi devletin ekonomik, mali, ticari alandançekilmesi ve bu alanlar›n yasa, yap› ve örgüt-

12 TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Yeni sömürgelerin yeniden sö-mürgelefltirilmesi iki eksen üze-rinde oturtulmufl. Birincisi devle-tin ekonomik, mali, ticari alan-dan çekilmesi ve bu alanlar›n

yasa, yap› ve örgütlenmelerininemperyalist tekellerin ç›kar›na

göre yeniden düzenlenmesi. ‹kin-cisi, siyasi yap›n›n bu de¤ifliklik-lere uygun olarak yeniden yap›-land›r›lmas›. Birincisinde devletinekonomi ve mali politikalar› be-lirleme yetkisinin minimum düze-ye indirilmesi, ikincisinde devle-tin merkezi yürütme yetkisininalabildi¤ince s›n›rland›r›lmas›amaçlan›yor. Birincisini k›sacaözellefltirme, ikincisini k›saca

özerklefltirme, yerellefltirme ola-rak ifade edebiliriz.

Page 11: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

lenmelerinin emperya-list tekellerin ç›kar›nagöre yeniden düzenlen-mesi. ‹kincisi, siyasi ya-p›n›n bu de¤iflikliklereuygun olarak yenidenyap›land›r›lmas›. Birin-cisinde devletin ekono-mi ve mali politikalar›belirleme yetkisinin mi-nimum düzeye indiril-mesi, ikincisinde devle-tin merkezi yürütmeyetkisinin alabildi¤inces›n›rland›r›lmas› amaç-lan›yor. Birincisini k›sa-ca özellefltirme, ikincisi-ni k›saca özerklefltirme,yerellefltirme olarak ifa-de edebiliriz. Buradaekonomik ve siyasi ilha-k›n bir arada özgün bi-çimini görebiliriz. Bunu“bar›flç›l”dayatmaylakabul etmeyenler “silahzoruyla” tasfiye edilmektedir. Irak bunun ya-k›n örne¤idir. Bazen bu “zor” de¤iflik k›l›kla-ra bürünebilir. Örne¤in 2000 y›l› bafl›nda uy-gulamaya konan “Enflasyonla Mücadele VeEkonomik ‹stikrar Program›” “bar›flç›l” dayat-mayla, fiubat 2001 krizinden sonra “GüçlüEkonomiye Geçifl Program›” çerçevesindekiköklü yap›sal de¤ifliklikleri içeren yasalar“zor”la dayat›larak kabul ettirildi.

2000 ve 2001 y›l›nda uygulamaya konanprogramlar Dünya Bankas› taraf›ndan belirle-nen “kamu reformu”na tamamen uygun. Butarihlerden önce de bir dizi program uygulan-m›flt›. Ama bu son iki program bunlar›n enkapsaml› olanlar›yd›. Demek oluyor ki “kamureformu” yeni de¤il. O halde zaten bafllam›flolan sürecin bugünkü aflamas›nda neden bukadar gürültü kopuyor?

fiubat krizi öncesinde ve sonras›nda uy-gulanan programlar yürütme erkinin alan›nak›smen müdahale içeriyordu. O nedenle ege-

menler aras›nda kavga-lar görülse de meseleninözü hakk›nda hemfikir-diler. Biriken ve her gündaha çok artan borçla-r›n çevirimi için emper-yalist dayatmalar› kabuletmek d›fl›nda bir seçe-nekleri yoktu. Genel-kurmay ne özellefltirme-ye karfl›yd› ne de derin-leflen emperyalist eko-nomik ilhaka. Onun bü-tün muhalefeti, devletyönetimindeki egemenkonumunu sarsma giri-flimlerineydi.

Bugün yürürlü¤esokulmak istenen yasa-lar ise do¤rudan yürüt-me erkine müdahale vede¤ifliklikleri içermesinedeniyle ordu için da-ha büyük öneme sahip.Kamu reformu tasla¤›

kabul edildi¤i takdirde ordunun devlet yöne-timi üzerindeki hakimiyeti düne göre s›n›r-land›r›lm›fl olacak. Bir baflka yan daha var.Tasla¤›n yasalaflmas› halinde Kuzey kürdistanstatüsünde esasl› bir de¤ifliklik olmasa da ye-rel yönetimler yasas› ile Kürtlerin baz› yeni“bireysel” haklara kavuflma ihtimali de Genel-kurmay› çileden ç›kar›yor. Konunun daha iyianlafl›lmas› için yasa taslaklar›na k›saca gözatmakta fayda var.

“YERELLEŞME”

Tasar›yla iki tür bakanl›k olufluyor: yal-n›zca merkezde örgütlenebilen ve taflrada daörgütlenebilen bakanl›klar. Adalet, Milli Sa-vunma, ‹çiflleri, Maliye, Çal›flma ve Sosyal Gü-venlik Bakanl›¤› merkez ve taflrada örgütlene-bilecek. Öbür bakanl›klar Ankara d›fl›nda ör-gütlenemeyecek. Her yerde örgütlenecek ba-kanl›klara bak›ld›¤›nda “reform”un ne anlama

13TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Devletin yeniden yap›land›r›l-mas›n› içeren tekelci program

kapitalist metropollerde ve yenisömürge ülkelerde ayn› biçimdeuygulanamaz ve ayn› anlama

gelmez. Her ülkenin farkl› tarih-sel ve ulusal koflullar›na göre çe-flitli de¤ifliklikler içerir. Buna kar-fl›n bütün geliflmifl kapitalist ülke-

lerde devletin büyük tekelcigruplar lehine yeniden yap›lan-d›r›lmas›, yeni sömürgelerde ise

bu yeniden yap›land›rma yoluylaburalar›n tekellerin eliyle yeni-den sömürgelefltirilmesi anlam›-

na geliyor.

Page 12: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

geldi¤i kolayl›kla anla-fl›l›r. Devlet, mahkemekuracak, ordu besleye-cek, vergi toplayacak,iflçilere karfl› patronla-r›n ç›karlar›n› güvence-ye alacak ve bu düzenipolis zorbal›¤› ile koru-yacak. E¤itim, sa¤l›k,bay›nd›rl›k, kültür gibibakanl›klar ise yereldeörgütlenmeyecek. Bu-güne kadar bu bakan-l›klara ba¤l› olarak çal›-flanlar (yaklafl›k 2 mil-yon kifli) “kamu görev-lileri” haline getiriliyor.Bunlar ‹l Özel ‹dareleri-ne ba¤l› olacaklar.

‹l Özel ‹dareleri ‹l Genel Meclisi, ‹l Encü-meni ve Validen olufluyor. Encümen MeclisinValilik de Özel ‹darenin yürütme organ›. Ka-rarlar ancak valinin onay›ndan geçtikten son-ra uygulanabiliyor. Vali merkezden atan›yor.‹l Genel Meclisi ise il yerelinden seçiliyor. Va-li flehrin “kral›” asl›nda. fiehir yönetimini dü-zenleyen bu kanun Osmanl›lardan kalma.“Kamu Reformu”nun yürürlü¤e girmesi ha-linde valili¤in yetkileri çok daha artacak. Buda bir çeliflki. Vali zaten merkezden atan›yor.Merkezin yetkileri azalt›lm›fl olmuyor, merke-zin baz› alanlarda yetkilerini kullanan kurum-larda de¤ifliklik yap›l›yor. O nedenle “re-form”un bundan sonraki aya¤› valilerin se-çimle gelmesi. Bu daha flimdiden dillendiril-meye baflland› bile. Genelkurmay› as›l telafl-land›ran da bu.

Vali seçimle gelir ve yetkileri de genifller-se bunun ad› eyalet sistemine geçmektir di-yorlar. AB Kat›l›m Ortakl›¤› Belgesi’nde Tür-kiye’den “bölge birimleri” kurulmas› talepediliyor. “Reform”un bu talebi karfl›lamayadönük oldu¤u, bunun da “üniter yap›”y› bo-zaca¤›n› düflünüyorlar. ‹l Özel ‹daresinin yet-kilerinin art›r›lmas› ve ard›ndan valilerin se-çimle gelmesi halinde Kürt illerinde Kürt fle-

hir idarelerinin kurula-ca¤›n› ileri sürüyorlar.

Böyle bir durumdabelediye baflkanl›¤› se-çimlerinde oldu¤u gibiislamc› biri de pek alavali olarak seçilebilir.Kürtlerin yerel yöne-timlerde söz sahibi ol-ma haklar›n›n art›fl› ve“‹slamc›”flehir yönetim-lerinin oluflma olas›l›¤›“cumhuriyetin temelle-rine yönelik y›k›c› birsald›r›” biçiminde de-¤erlendiriliyor.

“Reform tasar›s›”devlet içinde ordunun

yönetici pozisyondan k›smen uzaklaflt›r›lmas›yönünde önemli bir ad›m olarak alg›lan›yorki, bu yanl›fl de¤il.

Ama bu yerelleflmenin demokratikleflme-nin gelifltirilmesi ile bir ilgisi yok. Yukar›dada belirtildi¤i gibi bu egemenler aras›nda postkavgas›d›r. AB, iflbirlikçi burjuvazi ve hükü-met kanad› orduyu devlet yönetiminden ad›mad›m uzaklaflt›rmaya çal›fl›yor, yürütme üze-rindeki etkinli¤ini zay›flatmay› amaçl›yor.“Reform” yeni sömürge Türkiye’nin emperya-lizmle yeni tipte ekonomik ve siyasi entegras-yonunun önemli bir kilometre tafl› oldu¤u gi-bi tekelci burjuvazi, hükümet kanad› ile orduaras›ndaki iç mücadelenin de unsurlar›ndanbiri. Tekelci burjuvazi ve hükümet için “re-form tasar›s›” bu bak›mdan da büyük önemesahip. Bunun içindir ki amaç devlete egemen-lik ve devletin emperyalist tekellerin ihtiyaç-lar›na uygun olarak yeniden yap›land›r›lmas›de¤il de demokratikleflmeymifl gibi gösteril-mek isteniyor. Gerçekte devlet temel hiçbirkonuda yetki devrine gitmiyor. Örne¤in e¤iti-min valiliklerce organize edilmesi e¤itim po-litikas›n›n valiliklerce belirlenece¤i anlam›nagelmiyor. ‹l Özel ‹dareleri merkezden belirle-nen e¤itim politikalar›n›n yürütücüsü oluyor,hepsi bu.

14 TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

“Reform Tasla¤›” ile amaçlanan“de¤iflim” özgürlük alan›n›n

geniflletilmesi olarak alg›lanma-mal›d›r. Bu düpedüz emperyalisthegemonyan›n derinlefltirilmesi

hamlesinin bir parças›d›r.MGK’ya, Orduya karfl› ç›kmak

ad›na emperyalistlere veTÜS‹AD’a biat edilemez.

“Reform” diye sunulan gerçektekölelik zincirine eklenmek istene

yeni halkalard›r.

Page 13: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

Baz› akl›eveller bukanun tasla¤›na karfl›eski yap›n›n savunucu-lu¤unu yapmay› anti-emperyalistlik ya da ile-ricilik san›yorlar. Os-manl› art›¤› eski idariyap›, merkezi denetimiöyle s›k›laflt›rm›fl ki,devlet faflist biçimde ye-niden örgütlendi¤indebu idari yap›da fazla birde¤ifliklik yapma gere¤iduyulmam›flt›. Mevcutidari yap› ayn› zamandakontrgerilla örgütlen-mesi, ve bugün onunuzant›s› haline gelmiflmafya için de yerlefltik-leri bir dere yata¤› gibi-dir. Genelkurmay›n ve bir k›s›m bürokrat›nyasaya karfl› tutum almas›nda bunun pay› bü-yüktür. Mevcut faflist idari yap›n›n savunul-mas› nas›l olur da antiemperyalist tutum ola-rak sunulabilir.

Tersi bir tutum da kesinlikle do¤ru de¤il-dir. “Reform Tasla¤›” ile amaçlanan “de¤iflim”özgürlük alan›n›n geniflletilmesi olarak alg›-lanmamal›d›r. Bu düpedüz emperyalist hege-monyan›n derinlefltirilmesi hamlesinin birparças›d›r. MGK’ya, Orduya karfl› ç›kmak ad›-na emperyalistlere ve TÜS‹AD’a biat edilemez.“Reform” diye sunulan gerçekte kölelik zinci-rine eklenmek istenen yeni halkalard›r.

ÇALIŞANLARIN DURUMU

Taslak kanunlafl›rsa 1.5 milyondan fazlamemur-ki bu toplam memurlar›n yüzde 80’inikapsar-‹l Özel ‹daresi personeli haline gele-cek. Bu memurlar›n yeni statüsü “sözleflmelikamu görevlisi” olacak. Memurlar bugüne ka-dar kazan›lm›fl bütün haklar›ndan vazgeçmekzorunda kalacaklar. Sözleflmeli olmakla her

fleyden önce örgütlenmehakk›ndan yoksun b›ra-k›lacaklar. ‹fl güvencele-ri olmayacak. Özellikleilerici politik aktiviteiçinde olan emekçi me-murlar özel idarenin ka-rar›yla kolayca iflten at›-labilecekler. PersonelRejimi Kanununda be-lirtilen bu hususlar do¤-rudan DB’nin önerilerido¤rultusunda haz›rlan-m›fl. ‹MF’de bunlar› ka-nunlaflt›rmay› kredi ver-me flart› olarak dayat›-yor. Hükümet de ‹MF’yeverdi¤i niyet mektupla-r›nda bu yasay› geçirece-¤ini taahhüt ediyor.

Yasan›n di¤er bir maddesi performansagöre de¤erlendirme. Görülüyor ki özel ifllet-melerde uygulanan kalite çemberleri yöntemimemurlara da uygulanacak. Bu memurlar ara-s›nda bireysel rekabetin artmas›, ücretlendir-mede eflitsizli¤in büyümesi, daha çok iflin da-ha az çal›flan›n s›rt›na yüklenmesi demektir.

Yasan›n di¤er maddelerine de göz atmak-ta fayda var.

* Norm kadro uygulamas› her yerde veherkes için geçerli olacak.

* Görevden al›nanlara yarg› yolu kapat›-lacak.

* ‹flçi-memur ayr›m› kald›r›larak “çal›-flan” tan›m› getirilecek.

* Memurlarda esnek çal›flmaya tabi ola-cak. Baz› alanlarda “Part-time” çal›flmaya ge-çilecek.

* Özellefltirme sonucu çal›flanlar›n birk›sm› iflten ç›kar›lacak, kalanlar da memur ya-p›lacak.

Düflünülen de¤ifliklikler aç›k ki emekçimemurlar›n bütün kazan›mlar›n› bir ç›rp›dayok ediyor. 1475 say›l› ifl yasas›ndaki de¤iflik-

15TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

AB, iflbirlikçi burjuvazi ve hü-kümet kanad› orduyu devlet yö-netiminden ad›m ad›m uzaklafl-t›rmaya çal›fl›yor, yürütme üze-rindeki etkinli¤ini zay›flatmay›

amaçl›yor. “Reform” yeni sömür-ge Türkiye’nin emperyalizmle

yeni tipte ekonomik ve siyasi en-tegrasyonunun önemli bir kilo-metre tafl› oldu¤u gibi tekelciburjuvazi, hükümet kanad› ile

ordu aras›ndaki iç mücadeleninde unsurlar›ndan biri.

Page 14: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

likle ayn› dönem gündemegetirilmesi tesadüfi de¤il.Emperyalist tekeller ve on-lar›n yerli iflbirlikçileri da-ha fazla sömürü ve ya¤maiçin daha çok “de¤iflim”idayat›yorlar. Kazan›lm›flbütün haklar› yok etmek is-tiyorlar. ‹flçi s›n›f› ve emek-çi memurlar yasalara bu ne-denle karfl› ç›kmal›d›r. Yol-‹fl’in yapt›¤› gibi Genelkur-may›n bir neferi olarak flo-venizmin bayra¤›n› yüksel-terek emekçilerin kazan›m-lar› korunamaz.

HERKES KENDİ PARTİSİNİN

BAYRAĞI ALTINA

Sorun kazan›mlar›n korunmas› gibi saltekonomist bir mant›kla ele al›namaz. ‹flçi veemekçi memurlar kazan›lm›fl haklar›n› koru-mak için sonuna kadar mücadele etmelidirler.Ama unutulmas›n ki bugün Türkiye’de bütüns›n›f ve katmanlar belirli bir siyasal program›netraf›nda birlefliyorlar. Bunun bilinçli bir se-çim olup olmamas›n›n bir önemi yok. Ne ka-dar politikadan uzak kalmak isterseniz iste-yin, ne kadar salt ekonomik ç›karlar›n›z pe-flinden koflmaya çal›fl›rsan›z çal›fl›n, kofltu¤u-nuz o yol sizi bir bayra¤›n alt›na götürecektir.

Türkiye nereden bakarsan›z bak›n köklüde¤iflimlerin öngünlerini yafl›yor. De¤iflimolacak da, nas›l?

Bir yandan son birkaç y›ld›r fliddetlenenemperyalist dayatmalar, AB, ‹MF; DB karar veuygulamalar›, TÜS‹AD raporlar›, ve bütünbunlara uygun olarak meclise gelen yasa de¤i-fliklikleri.

Di¤er yandan Genelkurmay›n her yasade¤iflikli¤i öncesinde kopard›¤› f›rt›na. De¤i-fliklikleri engellemekten öte bu “de¤iflim”lerinkendisine fazla dokunmadan, kendisini fazla

h›rpalamadan gerçek-leflmesini sa¤lama ça-bas›.

Emekçiler ekono-mik ç›karlar›n› siyasalbilinçle savunmay› ö¤-renmezlerse bu ikicepheden birinin bay-ra¤› alt›nda toplana-cak. Bu programlaronun idam ferman› oy-sa. Mesela KESK için-deki ÖDP kanad› bi-rincisine, Türk-‹fl mer-kezi de dahil, içindekikimi merkezler-Yol-‹flgibi-ikincisine koflu-yor.

Ne faflist devletene de emperyalizme

karfl› ç›kmak yetmez; emperyalizme, kapita-lizme ve faflizme karfl› ç›kmak gerekir. Ki busosyalistlerin devrim bayra¤›d›r.

Ekonomik mücadele her zamankindençok siyasal mücadelenin konusu haline gel-mifltir. Ayn› fley ideolojik mücadele için de ge-çerlidir. ‹flçi s›n›f› ve emekçi memurlar bu bi-linçle sorunlar› ele almal›, sosyalist bilinç vedevrimci siyasal örgütlülük büyütülmedenbaflar›l› olunmayaca¤› bilinmelidir.

Her emekçinin birbirine soraca¤› ilk sorufludur: Hangi program› savunuyorsun? Em-peryalist tekellerin ve iflbirlikçi sermaye oli-garflisinin “de¤iflim” program›n› m›, Genel-kurmay›n faflist devleti “koruma ve kollama”program›n› m›, sosyalistlerin devrim progra-m›n› m›? ‹kinci soru fludur: Peki hangi prog-ram senin ç›karlar›na hizmet ediyor?

Yol ve hedef bellidir. Sermayenin “de-mokratikleflme” aldatmacas›na gelmeden ge-nerallerin ve çömezlerinin “devletçilik”inekanmadan devrim bayra¤›na sar›lmak.

“Kamu Reformu” yasas›na karfl› tutumdabu çerçevede ele al›nmal›d›r.■

16 TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Her emekçinin birbirine sora-ca¤› ilk soru fludur? Hangi pro-

gram› savunuyorsun.Emperyalist tekellerin ve iflbir-

likçi sermaye oligarflisinin“de¤iflim” program›n› m›,

Genelkurmay›n faflist devleti“koruma ve kollama” pro-gram›n› m›, sosyalistlerin

devrim program›n› m›? ‹kincisoru fludur: peki hangi pro-

gram senin ç›karlar›na hizmetediyor?

Page 15: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

17TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Page 16: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

ABD elebafl›l›¤›ndaki emperyalist ya¤mave zulüm koalisyonu Irak ve Güney Kürdis-tan’› iflgal etti. Ba¤dat kuflatmas› günlerine de-¤in süren büyük direnifl beklentisi Saddam re-jimi ve ordusunun boyun e¤mesi sonucu, birbeklenti olarak kald›. Politik düzen ve Irakdevleti y›k›ld›. ABD, askeri zaferine dayanarakemperyalist egemenli¤ini örgütlemeye giriflti.Politik ve iktisadi ilhak›n, bir di¤er ifadeyle sö-mürgelefltirme sürecinin temel ad›mlar› at›ld›.Genel ve bölgesel valiler ilan edildi. ABD “gü-nü geldi¤inde” politik ilhak›n “himayecilik”

konumuna do¤ru daralt›laca¤›n›, o güne de¤inç›plak bir sömürge rejimi kurulaca¤›n› aç›kla-d›. Franks ve Garner gibi elleri halklar›n kan›-na bulaflm›fl general ve general eskileri, birABD Irak’› kurmak için emir ve küstahl›k kus-maya bafllad›lar.

Irak halk› ise, derin mezhepsel karfl›tl›¤›nyaratt›¤› iç parçalanma ve yabanc›laflma ile, ge-nel örgütsüzlü¤üne ra¤men iflgalcilere karfl›mücadele yolunda konumlan›yor. GüneyKürtleri ulusal hareketi ABD emperyalistleriy-le iflbirli¤ini seçerken, Türkmenler ad›na öne

17TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Ortado¤u Savafl›

Page 17: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

ç›kanlar Türk burjuvadevletinin planlar› do¤-rultusunda etkinleflmeyeçal›fl›yorlar.

BAĞDAT’IN BEKLENMEYEN

TESLİMİYETİ

Fav, Umm Kasr veNas›riye’de derin bir en-difleye, Basra, Necef veKerbela’da hayal k›r›kl›-¤›na ve korkuya kap›lan,tüm bu süreçte bir çokkez birbirlerini de bom-ba ve kurflunlarla (kendideyimleriyle “dost ate-fliyle”) öldüren iflgalci-ler, Ba¤dat’ta hiç umma-d›klar› kadar kolay biraskeri zafer elde ettiler.Bu durum neredeyse bütün dünya için çokönemli bir sürpriz oldu. Saddam liderli¤indekiBaas rejimi ve ordusu henüz tam bilinmeyennedenlerle Ba¤dat’› iflgalcilere teslim etti. Ken-ti savunma ve direnifl örgütleme -ki, bu onlariçin egemenliklerini savunmakt›- cesaret, ka-rarl›l›k ve yetene¤i gösteremedi. Ba¤dat’›n dü-flüflü gerçekte tüm Irak’›n iflgalcilerin elinegeçmesi demekti. Güney Kürdistan’›n kap›lar›ise burjuva feodal güçler taraf›ndan çoktanaç›lm›flt›. T›krit, Musul ve Kerkük’ün susturul-mas›yla iflgal s›n›rlar›na vard›.

Ba¤dat’ta flanl› bir direniflin, hatta Staling-rad’›n yeni bir bask›s›n›n gerçeklefltirilmesi,baflta parçalanm›fl Arap halk› olmak üzere,tüm dünya ezilenlerinin en büyük arzusu hali-ne gelmiflti. Bunun mümkün olabilece¤i dü-flüncesi h›zla genelleflti. Fakat olmad›. Peki ne-den?

Ba¤dat’›n savaflmadan düflman›n elinegeçmesinde veya teslim olmas›nda, Irak ordu-su kurmaylar›n›n ABD’yle iflbirli¤ine giriflerekBaas rejimine ihanetlerinin yol açt›¤› söyleni-yor. Bunun do¤ru ç›kmas› flafl›rt›c› olmayacak-

t›r. Yenilginin ve helede mevcut devletin çö-küflünün kaç›n›lmazgöründü¤ü koflullardaburjuva ordu komutan-lar›n›n “bafllar›n›n dert-lerine” düfltüklerine da-ir yeterince veri sunu-yor tarih. ‹yi ama halkneden direnmedi, ya dahalk›n tutumu ne oldu?Ba¤dat’’ta büyük bir di-renifl, hatta Staling-rad’›n yeni bir bask›s›neden yarat›lamad›?

Çünkü, birincisi,halk, kendi direniflinidevlet ordusunun birparças› biçiminde, onas›ms›k› ba¤l› bir biçim-de düflünmüfl ve tasarla-m›flt›. Ordunun ve reji-

min iflgalciler karfl›s›ndaki teslimiyetçi tutu-muyla korkunç bir flok yaflayarak, adeta “do-nup kald›.” ‹kincisi söz konusu floktan h›zlaç›kmas›n›, flekilsiz, da¤›n›k bir y›¤›ndan ger-çek bir özneye, iradeye dönüflmesini sa¤laya-cak bir örgütlülükten ve hiç de¤ilse antiem-peryalist bir alternatif önderlikten, seçenektenyoksundu. Üçünçüsü ise, Baas rejimi ve kapi-talist düzenle özdeflleflme içinde olmad›¤›, do-lay›s›yla onlar›n y›k›m›n›, kendi y›k›m› tarz›n-da alg›lamad›¤› için da¤›n›k gruplar halinde vekendili¤inden bir silahl› direnifl de gelifltireme-di. (Bunu, iflçi s›n›f› ve ezilenlerin kendileriyleözdefllefltirdikleri ve buna uygun tarzda örgüt-lendikleri bir iktisadi-toplumsal düzen ve poli-tik rejim koflullar›nda de¤illerse, Stalingrad sa-vunmas›n›n yeni bask›lar›n›n yap›lamayaca¤›görüldü diye de okuyabiliriz.)

Bu koflullarda b›rakal›m her konutun odaoda savunuldu¤u Stalingrad direniflinin yenibir bask›s›n›, tarihe iz b›rakacak çapta bir sa-vunman›n gösterilmesi bile elbette olanakl›de¤ildi. Nitekim olan da budur. Halk›n iflgalci-lere karfl› savafl›m için tamamlay›c› bir parças›

18 TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Halk›n iflgalcilere karfl› savafl›miçin tamamlay›c› bir parças› ola-rak arkas›na mevzilendi¤i Baas

rejimi ordusunun teslimiyeti di¤erkoflullarla birleflerek tam bir flokave moral çöküfle yol açt›. Bir ba-

k›ma Hitler’in iflgal edilmesiplanlanan ülkeleri önce “beflincikol” yard›m›yla içten çökertmetakti¤i; Ba¤dat kuflatmas› koflul-lar›nda ABD taraf›ndan yenidenüretildi. Bu yaln›zca Saddam yö-

netimi ve ›rak devletinin de¤il,halk›n da y›k›m› oldu.

Page 18: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

olarak arkas›na mevzilendi¤i Baas rejimi ordu-sunun teslimiyeti di¤er koflullarla birleflerektam bir floka ve moral çöküfle yol açt›. Bir ba-k›ma Hitler’in iflgal edilmesi planlanan ülkele-ri önce “beflinci kol” yard›m›yla içten çökert-me takti¤i; Ba¤dat kuflatmas› koflullar›ndaABD taraf›ndan yeniden üretildi. Bu yaln›zcaSaddam yönetimi ve Irak devletinin de¤il, hal-k›n da y›k›m› oldu.

HALKIN İŞGALCİLERE BAKIŞI

Kimsenin aksini iddia edemedi¤i gibi Irakhalk›, özellikle de fiii inan›fltan halk, ABD ve‹ngiliz yalan makinelerinin sald›r› öncesi pro-pagandalar›n›n aksine iflgalcileri sevgi gösteri-leri ve çiçeklerle de¤il, silah ve nefretle karfl›-lad›. Yasak, zulüm ve katliamlar› nedeniyle Ba-as rejimine karfl› iflgalcilerle iflbirli¤i yapacak-lar›, hatta bomba seslerinin duyulup, ilk iflgal-ci postallar›n Irak topraklar›na basmas›yla,Saddam’a karfl› ayaklanacaklar› iddia edilen fiiiAraplar ba¤›ms›zl›k bayra¤›n› yükselttiler. B›-rakal›m iflbirli¤ini, “tarafs›zl›k” gibi bir utancada düflmediler. Onurlu bir duruflla ABD ve ‹n-giliz emperyalist ordular›n›n “defol”mas›n›hayk›rd›lar.

‹flgalciler Ba¤dat’›n kolay ve h›zl› düflüflü-ne Saddam heykelinin y›k›l›fl ayinini ekleye-rek, TV’ler yoluyla halklar› demagojileriylehipnotize edeceklerini umuyorlard›. “Bak›nIrak halk› sevinç içinde; bak›n ABD postallar›-n› sayg›yla selaml›yorlar; bak›n kalabal›klarABD’yi kurtar›c› olarak ba¤›rlar›na bas›yorlar.”Ne var ki sökmedi. Milyonlarca Arap’›n yafla-d›¤› Ba¤dat’ta, Firdevs meydan›ndaki “heykely›kma partisi”nde iki yüz çapulcuyu ancak biraraya toplayabilen ABD, sahneye koydu¤u ti-yatroyla gerçekte kendi yalanlar›n› sergiledi.Nitekim sonraki günlerde ayn› meydanda bin-ler ve onbinler ABD için de¤il, ABD emperya-lizmine karfl› gösterilere giriflerek, Saddam re-jimine oldu¤u kadar, ABD’ye ve tüm iflgalcile-re de karfl› olduklar›n› hayk›rarak dünya halk-lar›na gerçe¤i en berrak haliyle gösterdiler.

Irak Arap halk› aç›s›ndan en önemli gelifl-me mezhep karfl›tl›¤›na dayal› toplumsal bö-lünmenin iflgale karfl› mücadelenin aflil topu-¤una dönüflebilece¤ini sezmek, kavramak vebunun bilincinde davranmaya bafllamak oldu.Bu do¤rultuda ça¤r›lar yap›ld›, de¤iflik simge-sel (ayn› camide namaz k›lmak vb.) ve pratikad›mlar at›ld›. Tüm bunlarda, halk›n iflgalcile-re karfl› mücadele iste¤ini ve kararl›l›¤›n› oku-

19TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Page 19: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

mak zor de¤ildir.

Ba¤dat teslimiyetiflokundan ç›karak em-peryalist sömürgecilerekarfl› ba¤›ms›zl›k bayra-¤›n› yükseltmeye baflla-yan Arap halk› Ba¤-dat’ta, Musul’da, Bas-ra’da, Kerbela’da, T›k-rit’te ve Felluce’de ger-çeklefltirdi¤i kitle göste-rileri ve küçük çapl› as-keri eylemlerle iflgalcile-re karfl› mücadeleninserpilip geliflece¤ini or-taya koydu. Hiç flüphe-siz, fiii milyonlar›n bu-luflmas›na sahne olanKerbela’daki kitlenin ifl-galcilere ve Saddam reji-mine karfl› politik öfke-sini ortaya koymay› önegeçirmesi ABD’ninIrak’ta sömürgeci veyahimayeci sömürgeci re-jimine kitle taban› bulamayaca¤›n›n, halk›ngazab›n› u¤rayaca¤›n›n en çarp›c› ifadesidir.

GÜNEY KÜRTLERİ HAREKETİ

Güney Kürdistan Kürt hareketinin burju-va-feodal önderli¤i kaderini ABD emperyaliz-mi ile birlefltirdi. Dünya proletaryas› ve halkla-r›n›n bu en az›l›, en tehlikeli ve en afla¤›l›kdüflman›yla Irak’›n iflgalinde suç ortakl›¤› yap-t›. Güney Kürtleri hareketi böylelikle bölge-mizde ABD’nin emperyalist egemenli¤ini gelifl-tiren ve pekifltiren bir rol oynad›. ABD’nin ye-ni konumu ona Irak ve Güney Kürdistan’›nya¤mas› imkan›n› sunmakla kalmad›, yeni sal-d›r›lar için iflgal etti¤i topraklar› bir üs olarakkullanma imkan› verdi. Ortado¤u halklar›n›nboynundaki kölelik zincirini sa¤lamlaflt›rmaf›rsat› yaratt›. Dünyadaki emperyalist egemen-lik konumunu güçlendirdi. Apaç›kt›r ki, Gü-ney Kürtleri hareketi ABD’yle iflbirli¤ine gire-

rek gerici bir rol yüklen-mifltir. Onun ulusal ta-leplerinin meflrulu¤u bugerçe¤i de¤ifltirmiyor.

Güney Kürtleri ha-reketinin ulusal taleple-rinin meflrulu¤u ve bunakarfl› özel bir ajitasyongelifltirilmesinin devrim-ciler bak›mdan kabuledilemezli¤i ne kadaraç›k bir olguysa, bugün-kü konumlar›n›n gerici-li¤i ve asla desteklene-mez oldu¤u da o kadaraç›k bir olgudur.

ABD’nin Irak’ta as-keri zaferine dayal› ege-menli¤inin ve bu temel-de oluflturulacak (GüneyKürdistan’› da kapsayanve Güney Kürtlerinin defederal bir parças› olaca-¤›) bir devletin ne kadarayakta kalabilece¤i bir

yana, bunun asla ulusal özgürlük getirmeyece-¤i gözler önündedir. Art›k Güney Kürdistanemekçilerinin gerek ulusal, gerekse de top-lumsal özgürlü¤ünün önünde yaln›zca Barza-niler, Talabaniler, Irak gericili¤i de¤il, fakatdaha da önemlisi ABD emperyalizmi var.

TÜRKMENLER

Türkmenler’in, ABD Irak’›nda özel bir ifl-lev veya kayda de¤er bir rol yüklenemeyecek-leri görülüyor. Bunda di¤er fleylerin yan› s›ra,Türkmenler ad›na öne ç›kan “Irak TürkmenCephesi”nin Türk burjuva devletinin, nüfuzelde etme ve istihbarat yürütme aleti gibi çal›fl-mas›n›n büyük etkisi var. Bu durum GüneyKürtleri’nin burjuva-feodal önderli¤ini oldu¤ukadar, ABD’yi de son derece temkinli hareketetmeye zorluyor. Bu arada, kimi verilerin,“Irak Türkmen Cephesi”nin, san›ld›¤›n›n aksi-ne, Türkmen halk› aras›nda büyük bir deste¤e

20 TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Gelinen aflamada Türk burjuvadevleti art›k iki ganimetin peflin-de. Birincisi, KADEK’in GüneyKürdistan’daki askeri varl›¤›n›nflu ya da bu biçimde tasfiyesi;

ikincisi, ABD tekellerinin kimi ifl-lerinde tafleronluk üstlenmek.

‹kincisinin - çap›ndan ba¤›ms›zolarak- gerçekleflmesinin önündefazla engel yok. Sömürgeci dik-tatörlü¤ün, KADEK’in askeri ya-

p›s›n›n, hatta Güney Kürdis-tan’daki tüm varl›¤›n›n tasfiyesi

iste¤inin de, en az›ndanABD’nin itiraz etmedi¤i bir bek-

lenti oldu¤u aç›kt›r.

Page 20: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

sahip olmad›¤›n› iflaretetti¤i de ak›lda tutulma-l›d›r. Federal ABD Irak’›içinde Türkmenlerina¤›rl›¤›, onlar›n inisiya-tif veya güçlerinin ürü-nü de¤il, ABD’nin Türkburjuva devletiyle iliflki-leri ve Türkmenler için-de iflbirlikçi güçler gelifl-tirme plan› bak›mlar›n-dan gerekli buldu¤u öl-çüde olacakt›r. Dolay›-s›yla “Irak TürkmenCephesi”nin yular›ABD’nin elindedir.

TÜRK BURJUVA DEV-LETİ AÇISINDAN BAZI

SONUÇLAR

Emperyalizme, da-ha çok da ABD’ye, eko-nomik, mali, askeri vesiyasi ba¤›ml›l›k iliflkile-ri d›fl›nda, gerek KuzeyKürdistan’daki sömürgeci varl›¤›, gerekse deIrak ya¤mas›ndan pay alma hesaplar› Türkburjuva devletini efendisiyle birlikte hareketetmeye zorluyordu. Ne var ki, Amerikan em-peryalizmi Türkiye’yi bir iflgal üssü olarak kul-lanmak isterken, Türk devletinin Irak’taki as-keri iflgal sonras› Güney Kürdistan’da iflgalcibir güç olarak kalma iste¤ini kabul etmiyordu.“Pazarl›klar”›n uzamas›, ve ilk tezkerenin ar-d›ndan ikinci tezkerenin meclise geç gönderil-mesi, daha o zaman Türk devleti ile ABD ilifl-kilerini germiflti. ABD Türkiye’den sad›k biruflak gibi davranmas›n› istiyor, Türk devletikendisinden mal almak zorunda olan müflteri-ye en yüksek fiyatla mal›n› satmaya çal›flantüccar gibi davran›yordu. TÜS‹AD ve Hükü-met cephesi daha sab›rs›z hareket ediyor, orduise savafl›n olas› olumsuz sonuçlar›n›n kendihanesine yaz›lmamas› için sorumlulu¤un hü-kümet cephesi taraf›ndan üstlenilmesini isti-

yordu. Türk devleti en-ternasyonal eylemlerinve yüz bin kiflilik Anka-ra mitinginin bask›s›yla1 Mart’ta 2. tezkereyiburjuva meclisten geçi-remedi. ABD hükümetyetkilileri taraf›ndansonradan yap›lan aç›kla-malar›ndan da anlafl›la-ca¤› gibi ABD “hayal k›-r›kl›¤›na u¤ram›fl”t›. Budurumun as›l sorumlu-lu¤unu “liderlik yapa-mad›” diye elefltirdikleriGenelkurmaya ç›kard›-lar. Kendilerinin de be-lirtti¤i gibi en güvendik-leri kurum istediklerih›zda ve istedikleri dü-zeyde uflakl›k yapma-m›flt›. Efendinin tepkisive öfkesi karfl›s›nda te-lafllanan uflaklar neda-met gösterileri alt›ndaAmerikan›n bütün is-

teklerini fazlas›yla içeren üçüncü tezkereyimeclise getirme karar› ald›. Ne ki, ABD bu sü-reçte savafl planlar›n› de¤ifltirmifl Kuzey Cep-hesini açmaktan vazgeçmiflti. Türk devleti ifl-gale lojistik destek ve hava koridorunu açarakdestek verdi. Bu s›n›rl› destek nedeniyle Türkdevleti 1milyar dolarl›k teselli ikramiyesiyleyetinmek zorunda kald›. ‹flbirlikçi holdingpatronlar›, iflbirlikçi generaller ve iflbirlikçimedya bu duruma emperyalist savaflkarfl›tlar›na ve tezkereye hay›r oyu veren mil-letvekiline atefl püskürdüler. Hele de ABD’ninaskeri zaferinden sonra!

Türk burjuva devletinin “tezkere krizi”,ABD emperyalizmi ile iliflkilerini ciddi biçim-de etkiledi. ABD sonraki süreçte, de¤iflik vesi-lelerle “stratejik orta¤›na”, bu “ortakl›¤›n”stratejik uflakl›¤a dayand›¤›n› unutmamas› veçizmeyi aflmamas› gerekti¤ini hat›rlatt›. Özel-likle ABD Savunma Bakan Yard›mc›s› Wolfo-

21TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Politik ve ahlaki bak›mdan dahasald›r›dan önce kaybetmifl, zafe-rini s›n›r tan›maz bir ç›plak zo-run üzerine oturtmufl iflgal ko-

alisyonu, Baas rejiminin ve dev-letin çöküflünü izleyen günlerde,floktaki Arap halk›n›n köleli¤i ka-bul edifliyle de¤il, öfkesi ve pro-testosuyla karfl›laflt›. Askerleri

sald›r›ya u¤rad›. Halk›n barut f›-ç›s›na dönüflmesi nedeniyle as-keri birliklerini iflgal etti¤i kimi

kent ve kasabalar›n d›fl›na çekti.Göz alt›na ald›¤› baz› insanlar›protestolar nedeniyle serbest b›-

rakmak zorunda kald›.

Page 21: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

witz ile D›fliflleri BakanYard›mc›s› Grossman’›nyapt›¤› aç›klamalar, ha-karetin ve afla¤›laman›nulaflt›¤› düzey veABD’nin Türkiye ilebundan sonra nas›l biriliflki sürdürmek istedi-¤ini göstermesi bak›-m›ndan yeterince aç›kt›.Wolfowitz’in Türkdevletinin özür dilemesigerekti¤ini belirtmesi,Grossman’›n bizim hata-m›z Türkiye’nin kendi-sini fazla önemsemesineneden olmak, sözleriefendi ile uflak aras›nda-ki iliflkilerin bundan böyle alaca¤› yeni biçim-lere ›fl›k tutuyor.

‹flbirlikçi Türk burjuvazisi ve sömürgecifaflist diktatörlük ABD’ye ra¤men Güney Kür-distan’a girmeyi göze alamad›. ‹flgalci yap›lan-ma sürecinde etkin olma hayalleri suya düfltü.Çok korktu¤u fleylerden birinin, Kürtler’inulusal bir konum elde etmeleri, örne¤in fede-ral bir devlet yap›lanmas›n›n asli bir unsuruolmas›n›n önüne geçememenin çaresizli¤iiçinde. Türkmenler umdu¤u rolü elde edeme-di. Üstüne üstlük petrol sevk›yat› için ‹srailba¤lant›l› bir hat düflünülmesi, egemenleri vediktatörlü¤ü pani¤e soktu. K›sacas› ABD’ninstratejik orta¤›n›n “elleri bofl kald›.”

Gelinen aflamada Türk burjuva devleti ar-t›k iki ganimetin peflinde. Birincisi, KADEK’inGüney Kürdistan’daki askeri varl›¤›n›n flu yada bu biçimde tasfiyesi; ikincisi, ABD tekelle-rinin kimi ifllerinde tafleronluk üstlenmek.‹kincisinin - çap›ndan ba¤›ms›z olarak- ger-çekleflmesinin önünde fazla engel yok. Sömür-geci diktatörlü¤ün, KADEK’in askeri yap›s›-n›n, hatta Güney Kürdistan’daki tüm varl›¤›-n›n tasfiyesi iste¤inin de, en az›ndan ABD’ninitiraz etmedi¤i bir beklenti oldu¤u aç›kt›r.ABD, iflgalci konum ve düzenlemeleri bak›-m›ndan en uygun gördü¤ü anda, bu konuda

yeni dünya düzeni stra-tejisinin gerekleri ve sö-mürgeci faflist diktatör-lü¤ün beklentileri yö-nünde hareket edecek-tir.

ORTADOĞU SAVAŞI

ABD ve ‹ngilteri’yiIrak ve Güney Kürdis-tan’da hangi gelecekbekliyor? Askeri zaferleelde ettikleri avantajlar›sömürgecilik veya hima-yeci sömürgecilik biçi-minde kal›c›laflt›rabilir-ler mi? Baas rejiminin ve

devletin y›k›lmas› savafl›n bitti¤i, iflgalcilerindayatt›¤› kölelik bar›fl›n›n “imzaland›¤›” anla-m›na m› geliyor? Irak halk› iflgali, en az›ndangörünür gelecekte de¤ifltirilemez bir gerçekgörüp, ABD ve ‹ngiltere’ye sessizce boyun e¤-me veya onlar›n egemenliklerini kabul teme-linde iliflkilenme yolunu mu yoksa ba¤›ms›zl›kmücadelesi yolunu mu seçecek?

Kuflkusuz ABD emperyalizminin temsilci-leri, sözcüleri ve de¤iflik ülkelerdeki iflbirlikçitak›m› için böylesi sorular son derece saçma vegereksizdir. Irak ve Güney Kürdistan art›kABD’nin ve onun izin verdi¤i ölçüde ‹ngilte-re’nin bir parças›d›r. Hiç kimse baflka bir hayalkurmamal›d›r. Irak Arap halk›na da bu gerçe-¤i kabullenmesi, “yeni hayat›n›” bu temeldekurmas› “ö¤retilecektir”!

Antiemperyalist ve antiABD’ci kitlelerinve politik öznelerin bu sorulara tek bir cevapvermesi ise hiç de¤ilse bu aflamada beklenme-melidir. Ba¤dat teslimiyetinin, dolay›s›yla kah-ramanca bir direnifl beklentisinin bofla ç›k›fl›-n›n yaratt›¤› flok, Arap halklar›n› ve dünyan›ndört bir köflesinde emperyalist savafl› durdur-mak için mücadele yürütmüfl emekçi milyon-lar›, hayal k›r›kl›¤›na ve demoralizasyona sü-rükledi. Bunun bir ölçüde umutsuzluk üretti¤ide düflünülmelidir. Buradan ç›kan önemli bir

22 TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Irak Arap halk› ABD ve ‹ngi-liz emperyalistlerinden nefret

ediyor; iflgali kabullenme e¤ilimitafl›m›yor, mücadele iste¤ini pekçok biçimde ortaya koyuyor. Ba-¤›ms›zl›k arzusunu keskinlefltiri-yor. Ve ad›m ad›m savafl›m ira-desini, kararl›l›¤› sarsan Ba¤datteslimiyeti flokundan ç›k›yor. Ge-liflmelerin akaca¤› nehir yata¤›

budur.

Page 22: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

sonuç da, daha önce defalarca do¤rulanm›fl birgerçe¤in, direnerek ve direnmeden al›nan ye-nilgilerin yaratt›¤› moral sonuçlar›n birbirin-den ne ölçüde farkl›, hatta benzeflmez oldukla-r›d›r. Fakat tüm bunlar geçicidir. Ne flok “son-suza” de¤in sürebilir ve mutlak kölelik ürete-bilir, ne de damarlardaki umut kuruyup kal›r.Irak ‘ta halk›n yeni süreçte ortaya koyaca¤› herolumlu tutum, hayal k›r›kl›¤›, demoralizasyonve umutsuzluk havas›n›n da¤›lmas›n› h›zlan-d›racakt›r. Nihayet emperyalist savafla karfl›oluflmufl örgütlenmeler, platformlar ulusal veuluslararas› düzlemde iflgale karfl› örgütlenme-lere dönüflüyor. Emperyalist iflgale karfl› kimigösteriler düzenleniyor. Bu gösterilerin em-peryalist savafl öncesi ve savafl s›ras›ndaki dü-zeyini yakalamas› güç olsa da emperyalist bar-barl›k ve y›k›ma karfl› ezilenlerin kitlesel tep-kisi yeniden yükselecektir..

Bütün bunlar› bir yana b›rak›rsak Irak’tageliflmelerin yönü hakk›nda fikir verebilecek,dolay›s›yla, yukar›daki sorulara yan›t kabuledilebilecek belirtiler, olgular boy vermektemidir?

Öncelikle flunu kaydedebiliriz; iflgalci em-peryalistlerin Irak’ta ve Güney Kürdistan’da,Güney Kürtleri ve esasen, o topraklarda do¤-mufl ve bir dönem yaflam›fl olmak d›fl›nda ger-çekte Irak’la ba¤› olmayan ithal çevreler d›fl›n-da “dostlar›” yoktur. fiu süreçte edinebilecek-leri baz› yeni iflbirlikçi iliflkiler ise onlar› Irakhalk›na ba¤layan, iflgalci varl›klar›n› meflrulafl-t›ran bir halka olmayacakt›r. Politik ve ahlakibak›mdan daha sald›r›dan önce kaybetmifl, za-ferini s›n›r tan›maz bir ç›plak zorun üzerineoturtmufl iflgal koalisyonu, Baas rejiminin vedevletin çöküflünü izleyen günlerde, floktakiArap halk›n›n köleli¤i kabul edifliyle de¤il, öf-kesi ve protestosuyla karfl›laflt›. Askerleri sald›-r›ya u¤rad›. Halk›n barut f›ç›s›na dönüflmesinedeniyle askeri birliklerini iflgal etti¤i kimikent ve kasabalar›n d›fl›na çekti. Göz alt›na al-d›¤› baz› insanlar› protestolar nedeniyle ser-best b›rakmak zorunda kald›. Ezilenlerin bü-yük öfkesini kurflunlarla bast›rmaya kalkt›,kan ak›tt›. Halk›n e¤ilimlerin gösteren baflka

iflaretler de vard›. Örne¤in, Sünni ve fiii kitle-ler iflgalcilere karfl› birleflik mücadele arzular›-n› de¤iflik biçimlerde sergilediler ve ortak tep-kiler gelifltirdiler. Yaln›zca Ahmet Çelebi gibisoytar›lara karfl› tutum de¤il, henüz Irak’aad›m at›fl›n›n ilk haftas›nda, Necef’te ABD ifl-birlikçisi oldu¤u gerekçesiyle öldürülen Ab-dülmecit El Hoei adl› (ayn› zamanda babas›n›nciddi sayg›nl›¤›na dayanan) fiii din adam›n›nakibeti, ABD’nin Irak Arap halk› taraf›ndan al-g›lan›fl›n› kavramak bak›m›ndan önemlidir.

Halk genel bir örgütlülükten yoksun. Hal-k›n as›l kümelenifli fiii ve Sünni topluluklar bi-çiminde. fiii’lerin yekpare bir bütün olmad›k-lar› ve iflgalcilerin bu durumu kullanmak iste-yecekleri bir s›r de¤il. Ancak bütün bunlardandaha etkili ve güçlü olan bir gerçek var: IrakArap halk› ABD ve ‹ngiliz emperyalistlerindennefret ediyor; iflgali kabullenme e¤ilimi tafl›m›-yor, mücadele iste¤ini pek çok biçimde ortayakoyuyor. Ba¤›ms›zl›k arzusunu keskinlefltiri-yor. Ve ad›m ad›m savafl›m iradesini, kararl›l›-¤› sarsan Ba¤dat teslimiyeti flokundan ç›k›yor.Geliflmelerin akaca¤› nehir yata¤› budur.

Art›k savafl ABD emperyalistleriyle Irakdevleti aras›ndaki bir denklem olmaktan ç›k-m›fl, iflgalcilerle Irak Arap halk› aras›ndaki birhesaplaflma haline gelmifltir. fiimdi bu çerçeve-de ortaya ç›kacak her geliflme dünya proletar-yas› ve halklar› için yepyeni bir anlam tafl›ya-cakt›r.

Ve bundan daha önemlisi, emperyalist sa-vafl›n yeni aflamas›n›n gerek ABD ve suç ortak-lar›, gerekse de proletarya ve halklar bak›m›n-dan bir Ortado¤u savafl›na dönüflece¤idir. Irak,Filistin, Lübnan, Suriye co¤rafyalar›ndakilerbaflta olmak üzere, ezilenler daha güçlü bir ka-der birli¤inin öngünüdedirler. ABD emperya-lizmi tüm Ortado¤u’ya yeni dünya düzeni stra-tejisi do¤rultusunda flekil vermeye; proletaryave ezilenler ise Ortado¤u’yu ABD emperyaliz-mine mezar etmeye yöneleceklerdir.

Türkiye ve Kuzey Kürdistan proletaryas›ve halklar›na de¤iflik biçimlerde bir parças›olacaklar› bu süreçte yeni ve tarihi önemde gö-revler düflecektir. n

23TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Page 23: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

23TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Page 24: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

24 TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

DÜNYANIN EZİLENLERİ IRAKHALKININ YANINDA

IRAK’TA emperyalist savafl,Saddam rejiminin devrilmesi,ABD-‹ngiliz askerlerinin Irak’› ifl-gal etmesiyle yeni bir sürece evril-mifltir. Emperyalist savafl, Irak’taemperyalist iflgale dönüflmüfltür.Savafl› engellemek için bir arayagelenlerin ortaya koydu¤u tepkiemperyalist istilay› geciktirmifl, is-tila bafllad›¤›nda da emperyalistle-ri daha temkinli olmaya zorlam›fl-t›r. Emperyalist savafla karfl› müca-dele bugüne kadar görülmemifl biryayg›nl›¤a ve kitleselli¤e ulaflm›fl-t›r. Ezilenler aras›nda enternasyo-nal dayan›flmay› güçlendirmifl, ezi-lenlerin enternasyonal eylem yete-ne¤ini gelifltirmifltir. Buna karfl›mücadelenin çap› iflgali ve Irakhalk›n›n katledilmesini engelleme-ye yetmemifltir. Bu durum savaflakarfl› mücadele eden dinamiklerindaha da güçlendirilmesi gerekti¤i-

Emperyalist ‹flgale EzilenlerinBirleflik Karfl› Koyuflu

Son Verebilir

Page 25: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

ni göstermifltir. ‹flgalciler Irak’tan, Filistin’denkendili¤inden gitmeyecektir. ‹flgalciler, Orta-do¤u’dan kovulmal›d›r. Bu ise, iflgale hay›r di-yen kuvvetlerin örgütlülük ve eylem yetenek-lerinin daha da gelifltirmeleri gerekti¤ini orta-ya koymaktad›r.

Saddam rejiminin y›k›lmas› ve bu rejimgüçlerinin teslim olmas›yla iflgalciler ve halkkarfl› karfl›ya kalm›flt›r. ‹flgalcilere karfl› protes-to gösterileri yay›l›yor. ‹flgalci güçler daha flim-diden onlarca Irakl›y› protesto gösterilerinibast›rmak amac›yla katletti. Buna karfl›n he-nüz s›n›rl› da olsa iflgalcilere karfl› silahl› karfl›koyufllar görülüyor. ‹flgalciler için as›l zor sa-vafl yeni bafll›yor. Irak halk› onursuzlu¤u red-dederek iflgalci sömürgecilere karfl› örgütlen-meyi baflaracakt›r.

EMPERYALİST SAVAŞA KARŞI MÜCADELEEMPERYALİST İŞGALE KARŞI

MÜCADELEYE DÖNÜŞTÜRÜLMELİDİR

Emperyalist savafl karfl›t› mücadele Irak’ayönelik emperyalist iflgalin derhal son bulma-

s› amac›na ba¤l› olarak yürütülmelidir. Buamaca ba¤l› olarak Irak’ta savafla hay›r plat-form ve koordinasyonlar› emperyalist iflgalehay›r platform ve koordinasyonlar›na dönüfl-türülmelidir. Bu konuda at›lan ad›mlar olum-ludur.

Bugün biçim de¤iflikli¤i nedeniyle, Irak’taSavafla Hay›r Koordinasyonu’nun ifllevinin ta-mamlad›¤› ve bu koordinasyona gerek olma-d›¤› fleklinde görüfller dile getirilmektedir. Bugörüflte olanlar koordinasyondan çekildikleri-ni aç›klam›fllard›r. Ayr›lanlar›n as›l derdi bafl-kad›r. Onlar, savafl karfl›t› koordinasyon veplatformlarda devrimcilerin artan etkisindenrahats›z olmufllard›r. Koordinasyon içinde yeralan “solcular”›n en geri kesimini temsil et-mektedirler. Bu sa¤l›kl› bir ayr›flmad›r. Fakatburadan hareketle darlaflman›n iyi bir fley ol-du¤u ileri sürülemez. Koordinasyon ve plat-formlar kat›lmak isteyen herkesi kucaklamas›ile ay›rdedicidir. Onun bu özelli¤ini dikkatealmamak kitle hareketinin bugünkü özgünlü-¤ünü hiçbir biçimde kavramamak anlam›nagelir. Bunun içindir ki Koordinasyonu zay›fla-

25TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Page 26: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

tacak fikir ve ad›mlardan kaç›n›lmal›d›r.

Savafl›n biçim de¤ifltirdi¤i do¤rudur, fa-kat koordinasyona gerek olmad›¤›n› ileri sür-mek yanl›flt›r. Tam tersine dünya ve Ortado¤ukoflullar› savafla ve iflgale, emperyalist barbar-l›¤a karfl› mücadelenin, birli¤in ve halklar›nkardeflli¤inin daha da güçlendirilmesi görev-lerinin yak›c›l›¤›n› ortaya koymufltur. BugünIrak’ta Savafla Hay›r Koordinasyonu’nun,Irak’ta ‹flgale Hay›r Koordinasyonu fleklindesüreklilefltirilmesi bir zorunluluktur. Bu ayn›zamanda co¤rafyam›z›n dört bir yan›nda olufl-turulan platformlar›n da iflgal karfl›t› örgütlen-melere dönüfltürülmesini gerektirmektedir.

ABD-‹ngiliz savafl ve iflgal koalisyonununhedefi bugün Irak olmufltur. Fakat ABD-‹ngi-liz savafl ittifak›n›n hedefleri daha da genifltirve süreklilik arz etmektedir. Irak’tan sonrabaflta Suriye ve ‹ran olmak üzere bütünOrtado¤u, ard›ndan da Kuzey Kore ve Kübaemperyalist ya¤ma savafl› ve iflgal planlar›n›nhedefleri aras›ndad›r. Bu savafl k›v›lc›mlar›n›nTürkiye’ye s›çramayaca¤›n› düflünmek savafl

koalisyonu hakk›nda iyimser yaklafl›mlar›yans›tabilir ancak.

Bu nedenle de Koordinasyon içinde yeralan tüm kuvvetlerin uzun vadeli hedeflerlehareket etmek ve süreklilik sa¤lamak için da-ha büyük bir çaba içinde olmalar› gerekti¤iaç›kt›r.

Kald› ki Koordinasyon da¤›lsa bile iflgalkoflullar› sürüyor olacakt›r. Koordinasyon d›-fl›nda kalmay› düflünen kifli ve kurumlar›n bugerçe¤e s›rt›n› dönemeyece¤i aç›kt›r. BugünKoordinasyon d›fl›nda kalmak isteyen kurum-lar›n ve kiflilerin sorumluluklar› azalmam›fl,bilakis artm›flt›r. Koordinasyon bileflenlerininbu bak›mdan da sorumluluk bilinci ile hare-ket etmesi gerekir.

Irak’ta ve Filistin’de iflgale karfl› koordi-nasyon dünden farkl› olarak daha uzun vade-li planlar oluflturmal› ve bu planlar üzerindenyürümelidir. Her fleye ra¤men bu koordinas-yon sürecektir. Emperyalist savafl ve iflgal ko-alisyonunun orta ve uzun vadeli planlar› gö-zetilerek, ‹flgale Karfl› Koordinasyon da bir ha-

26 TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Page 27: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

reket plan› ortaya ç›-karmal›d›r. Halk›n,ezilenlerin en geniflkesimlerinin iflgalekarfl› ayd›nlat›lmas›,birlefltirilmesi ve ha-rekete geçirilmesiüzerine flekillenebile-cek böyle bir plan›nemperyalist ya¤mac›-lar›n gelecekteki he-saplar›n› bozaca¤›nabugünden inanmal›-y›z. Hem Türkiye’dehem dünyada müca-dele istek ve e¤ilimin-de olanlar›n giderekço¤ald›¤›n› ve ço¤ala-ca¤›n› dikkate almal›-y›z. Irak halk›n›n em-peryalist iflgalcileretepkisi giderek büyü-yor ve sertlefliyor. Fi-listinliler emperyalistplanlar› feda eylemleriile reddettiklerini gösteriyor. Co¤rafyam›zhalklar› da bütün gücüyle direnen mazlumhalklar›n omuz bafl›nda oldu¤unu ortaya koy-mal›d›r.

YAPILMASI GEREKENLER

Savafla ve iflgale karfl› güçlerin, ayd›n, ya-zar ve sendikac›lar›n da kat›laca¤› bir konfe-rans düzenlenmelidir. Bu konferansta ortayaç›kan düflünce ve sonuçlar kamuoyuna ilanedilerek, iflgale karfl› duyarl›l›k güçlendirilme-lidir. Böyle bir konferansa Irak ve Ortado-¤u’dan savafla ve iflgale karfl› olan güçlerin ka-t›lmas›na önem verilmeli, Ortado¤u halklar›-n›n iflgale karfl› iradesi bu konferansa yans›t›l-mal›d›r. Bununla birlikte emperyalist savaflakarfl› platformlar›n bulundu¤u her yerde ben-zer konferanslar düzenlenerek bundan sonraiflgale karfl› neler yap›labilece¤i tart›fl›lmal›d›r.Emperyalist koalisyonun Irak’ta sömürge dü-

zeni kurma istekleri vebunu giderek Ortado-¤u’nun bütününe yay-ma giriflimleri konu-sunda ayd›nlatma ça-l›flmalar›n yo¤unlaflt›r-mal›d›r. Bu amaçla ge-nifl kat›l›ml› bir konfe-rans düzenlenmesi d›-fl›nda, bildiri ve afifl ç›-kar›lmal›, paneller dü-zenlenmeli, sinevizyongösterimleri yap›lmal›-d›r. ABD ve ‹ngilizKonsolosluklar› önün-de onlar›n emperyalistiflgal ve sömürgecili¤i-ni teflhir eden eylemlerdüzenlenmelidir. ‹flga-le karfl› koordinasyonenternasyonal örgüt-lenmesi güçlendiril-meli, uluslararas› ko-ordinasyon toplant›la-r›nda al›nan kararlar

co¤rafyam›zda da hakk›yla uygulanmal›d›r.Ortado¤u çap›nda iflgale karfl› mücadeleyi ko-ordine edecek bölgesel bir koordinasyon olufl-turulmas› için giriflimler bafllat›lmal›d›r.

‹flgale karfl› mücadele ile IMF politikala-r›na, özellefltirmeye, 1475 say›l› ifl yasas›ndayap›lmak istenen de¤iflikliklerle, Personel Re-jimi Yasa Tasar›s›, Yerel Yönetimler Yasas›’nakarfl› mücadele birlefltirilerek sürdürülmeli-dir. Koordinasyon ve platformlar Kürt halk›-n›n demokratik istemleri dahil tüm halk›nsöz, örgütlenme ve eylem hakk›n›n yasal gü-venceye kavuflturulmas› için mücadeleyi degündemine almal›d›r.

Emperyalist iflgale karfl› koordinasyonkendi örgütlülü¤ünü güçlendirmelidir. Buamaçla daha ifllevli bir sekretarya oluflturmal›-d›r. Sekretarya her türlü bilginin merkezileflti-¤i, isteyen herkesin koordinasyonla irtibat ku-rabilece¤i biçimde örgütlenmelidir.

27TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Dünya ve Ortado¤u koflullar›savafla ve iflgale, emperyalist bar-barl›¤a karfl› mücadelenin, birli¤inve halklar›n kardeflli¤inin daha da

güçlendirilmesi görevlerininyak›c›l›¤›n› ortaya koymufltur.Bugün Irak’ta Savafla Hay›r

Koordinasyonu’nun, Irak’ta ‹flgaleHay›r Koordinasyonu fleklinde

süreklilefltirilmesi bir zorunluluktur.Bu ayn› zamanda co¤rafyam›z›ndört bir yan›nda oluflturulan plat-formlar›n da iflgal karfl›t› örgütlen-

melere dönüfltürülmesini gerek-tirmektedir.

Page 28: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

HEDEF BÜYÜTÜLMELİ

Miting ve bas›n aç›klamalar› önemlidirama tek bafl›na yeterli olarak görülemez. Ey-lemler iflgalci kuvvetlerin, Amerikan ve ‹ngi-liz askeri, siyasi, iktisadi, diplomatik varl›¤›-na yöneltilmeli, Co¤rafyam›z iflgalcilere daredilmelidir.

Türk devleti iflgalci “koalisyon”un birbilefleni olarak lojistik destekle görevlendiril-mifltir. Türk hava sahas› iflgalci kuvvetlereaç›lm›flt›r. Türk devletinin iflgal içindeki yerive iflgalcilere sa¤lad›¤› kolayl›klar Meclistekabul edilen tezkerelerin kapsam›ndan çokötedir. Türk devletinin bu konumu ezilenlernezdinde a盤a ç›kar›lmal›d›r.

Emperyalist savafla, iflgale ve sömürgeci-li¤e karfl› mücadele etkin ajitasyon, propa-ganda ve örgütlenme çal›flmas›yla birlikte yü-rütülmelidir. Yaln›zca eylem takvimleri belir-lemek ve kitleleri bu eylemlere ça¤›rmaklamücadele düzeyi yükseltilemez, bu, etkin vesüregen ayd›nlatma ve örgütleme çal›flmas›ile birlikte ele al›nmal›d›r.

Savafl karfl›t› koordinasyonlarda, komite-lerde, inisiyatiflerde bir çok çevre gösterme-lik olarak yer almaktad›r. Art›k komitelerdedaha çok kurumun yer almas› için u¤raflmakyerine mevcut oluflumlar›n kitlelerle ba¤lar›-n› güçlendirmek için çabalar art›r›lmal›,enerji buraya yo¤unlaflt›r›lmal›d›r.

Emperyalist savafl karfl›t› cephenin mer-kezileflme sorunu k›smen afl›lsa da henüz ol-mas› gereken düzeye ulaflamam›flt›r. Türkiyeçap›nda propaganda, örgütlenme ve eylemiorganize edecek; yerellerde örgütsel daya-naklar›n› oluflturmufl; kat›l›mc›lar›n ajitas-yon-propaganda özgürlü¤ünü tan›yan; em-peryalist iflgalcilerin kovulmas›na kilitlenmiflve buna ba¤l› olarak ezilenlerin ekonomik-demokratik taleplerini sahiplenen merkezibir olufluma duyulan ihtiyaç eskisinden deyak›c›d›r.

Emperyalist iflgalcilerle yap›lan her türlügizli-aç›k anlaflman›n iptali, NATO’dan ç›k›l-

mas›, üslerin kapat›lmas›, iflgal için aç›lan ye-ni üslerin, hava ve demir yollar›n›n kullan›-m›na derhal son verilmesi iflgal karfl›t› müca-delenin temel taleplerinden olmal› ve eylem-ler iflgalin son bulmas› kadar bu taleplerinyerine getirilmesi hedefine ba¤l› biçimde ör-gütlenmelidir.

İŞGALE KARŞI DÜNYA EZİLENLERİNBİRLİĞİ

‹flgalcilere karfl› mücadele co¤rafyam›zs›n›rlar›n› aflmal›d›r. Öncelikle Ortado¤uhalklar› aras›nda ortak mücadele ve örgüt-lenme için ad›mlar at›lmal›d›r. ‹flgalcilerinkovulmas› Ortado¤u halklar›n›n ortak soru-nudur. ‹flgalcilere karfl› Ortado¤u halklar›n›nkoordinasyonu sa¤lanmal›d›r. Bu emperyalistiflgal karfl›t› koordinasyon iflgalci güçlerin sö-mürgeci rejim heveslerine karfl› “DemokratikOrtado¤u Federasyonu” fliar›n› yükseltmeli-dir.

Dünya ezilenlerinin emperyalist iflgalkarfl›t› mücadelesinin merkezileflmesi de bü-yük öneme sahiptir. Her ülkede merkezilefl-mifl emperyalist iflgal karfl›t› koordinasyonla-r›n dünya çap›nda da merkezileflmesi emper-yalist haydutlara karfl› dünya çap›nda geneldireniflin örgütlenmesi olanaklar›n› güçlen-direcektir. Daha önce bu konuda at›lan ad›m-lara reformist sendika önderliklerinin kor-kakça tutumu nedeniyle co¤rafyam›zdan ye-terince katk› sa¤lanamam›flt›r. Dünya çap›n-daki bu tür oluflumlara kat›lacak olanlar ko-ordinasyon taraf›ndan seçilmeli ve oradan ç›-kacak kararlara kesinkes uyulaca¤› öncedentaahhüt edilmelidir.

Sonuç olarak, emperyalist iflgale karfl›mücadele co¤rafyam›z, Ortado¤u ve dünyaezilenlerin s›k› s›k›ya kenetlenmifl birli¤i veemperyalist iflgalcileri yenme kararl›l›¤› ileyürütüldü¤ünde baflar›ya ulaflabilir. Bu da“iflgalci gitmez, kovulur” perspektifiyle co¤-rafyam›z, Ortado¤u ve dünya çap›nda müca-deleyi yükseltmekle mümkün olacakt›r.■

28 TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Page 29: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

R E N G A R E N Kbir Perflembe günüy-dü. Baflta ‹stanbul ol-mak üzere, Adana, ‹z-mir, Ankara, Malatyave di¤er kentler 1 Ma-y›s sabah›na iflçi sela-m›yla uyand›lar. Yazhavas›n› aratmayan 1May›s güneflinin ›s›tt›-¤› sokaklar sevinçyüklü konuklar›n›bekliyordu. Güvenlikad›na y›¤›nak yapaneli coplu, kalkanl› po-lis ve asker postallar›-n›n çi¤nedi¤i yeflil çi-menlerin üzerine pan-kartlar serilmiflti, her dilden ve renkten. Burcuburcu devrim, sosyalizm ve özgürlük kokansloganlar›yla, k›z›l a¤›rl›kl› rengarenk bayrak-lar›yla onlarca il ve ilçede onbinlerce emekçiayn› duygularla biraraya gelerek, bilinç ve ruhtazelediler birlik, mücadele ve dayan›flma gü-nü olan 1 May›s’ta!

SOLA VE SOSYALİZME

YÖNELİM SÜRÜYOR

96’dan sonra kitlekat›l›m› düflüfl e¤ili-mine giren 1 May›slarson üç y›ld›r ters yön-de belli bir yükseliflesahne oluyor. Hem birönceki y›l›n hem debu y›l›n en kitlesel ka-t›l›m›n› sa¤layanlarKürt yurtseverleri ol-du. Ancak son günler-de yapt›klar› iradi mü-dahalelere ra¤menKürt yurtseverlerinin

bu y›lki kat›l›m› geçen y›l›n alt›nda kald›. Bu-na ra¤men, özellikle ‹stanbul’da kitle kat›l›m›yüksekti. Komünist, devrimci ve yurtseverçevrelerin a¤›rl›kta oldu¤u Perpa kolu mitin-gin ana gövdesini olufltururken, hemen hemenbütün gruplarda görece bir canlanma ve örgüt-lülük göze çarp›yordu. Belirli bir haz›rl›k gös-tergesi olarak bayraklar, pankartlar, bando ta-

29TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

1May›s’ta Büyüyen Umut

Page 30: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

k›mlar›, dövizler, resimler kimi kortejlerdeöne ç›k›yordu. DEHAP kitlesinin kat›l›m› ge-çen y›l›n alt›nda olmas›na ra¤men yaflanan buart›fl›n kitlelerin e¤ilim ve yönelimlerini gös-termesi bak›m›ndan bir önemi var.

Her yafltan insan›n ama özellikle kad›n vegençlerin kat›l›m›yla büyüyen kortejlerdenyükselen devrim ve sosyalizm fliarlar› daha gürhayk›r›l›yordu bu y›l. Bingöl depreminin ya-ratt›¤› burukluk coflkuyu azaltan bir faktör ol-sa da, gelincik gibi k›z›llaflan kortejlerdeonbinlerce insan inad›na devrim ve sosyalizmdiyerek baflka bir dünya istediklerini gösteri-yorlard›.

Burjuva medya ve onun dolar maafll› ka-lemflorlar›n› ürküten bu geliflmeler kamuoyu-na yeterince yans›masa da gerçek durum bu-dur.

Burada emperyalist savafla ve iflgale karfl›yürütülen irili ufakl› mücadelelerin kitlelerinsola yönelimindeki rolü ayr›ca vurgulanmal›-d›r. Amerikan ve ‹ngiliz emperyalistlerininIrak’a dönük vahfli sald›r›lar› ve ard›ndan yafla-nan iflgal ve buna karfl› mücadelede en öndeyürüyen komünistler, devrimciler, ilericiler ol-du. Amerika’ya lanet okuyan, onu protestoeden, kimi soka¤a ç›kan, kimi boykot yapan,kimi öfke büyüten, kimi beddualar eden iflçi-ler, emekçiler, gençler, kad›nlar bu 1 May›s’ada kat›l›p seslerini yük-selttiler. Bunlar›n birbölümü de¤iflik kortej-lerde yürürken, bir k›s-m› da aralardaki kala-bal›¤› olufluturuyordu.

ARAYIŞIN YÖNÜ

Emperyalist savaflakarfl› mücadelenin enönünde “sol” çevrele-rin olmas›n›n ve keza“müslüman” hüküme-tin Amerikan yanl›s›tutumda ›srar etmesi-nin toplumun de¤iflik

katmanlar› aras›nda özellikle islamc› cenahtaciddi tart›flmalara yol açt›¤› biliniyor. Bu ne-denle Amerikan karfl›t› ‹slamc›lar ve onlar›nbir k›s›m ideo-politik temsilcileri “islam sa¤olmak zorunda m›? Sol islam olmaz m›?” gibitart›flmalar yapt›lar. Sosyalistlerin yükselenprestijlerini ve ideolojik etkilerini “islam”a ka-nalize etme giriflimlerinde bulundular. Bu ko-flullarda “k›z›l” ve kitlesel 1 May›s daha birönem kazan›yordu. Kutlamalar›n oda¤›ndaki‹stanbul 1 May›s›n›n toplam›nda baflard›¤› ifltebu oldu.

Kitle kat›l›m›n›n ve coflkunun daha yük-sek olabilece¤i, kortejlerden kitlelerin aray›fl-lar›n› kapsayacak sloganlar›n yükselmesi ge-rekti¤i, bunun yerine içe dönük talep ve slo-ganlar›n öne ç›kt›¤›, bütün kortejler bak›m›n-dan disiplin sorunlar›n›n yafland›¤› gibi eleflti-riler ayr›ca vurgulanarak tablo tamamlanabilir.Kuflkusuz hakl› olan bu elefltiriler her bak›m-dan çözülmeyi bekleyen sorunlara da iflaretediyor. Özellikle kitlelerdeki aray›fl›n devrimcigruplarca ne oranda alg›land›¤›, örgüt ve poli-tikalar›n bu durumu ne denli gözetti¤i tart›fl-mal›d›r. Devrimci hareket bak›m›ndan bualanda önemli sorunlar yafland›¤› bir sabit ola-rak tespit edilmelidir. Örne¤in 1 May›s haz›r-l›k süreçlerinde ve alanda at›lan sloganlardakiiçe dönüklük bu zaaf›n göstergelerinden biri

30 TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Page 31: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

olarak belirtilmelidir.

DOĞRU YOLDA!

Marksist leninistkomünistler, geride ka-lan mücadele sürecindedenetlenebilir bir flekildegörülebilece¤i gibi, busoruna karfl› bilinçli veiradi bir çözüm prati¤iortaya koymaya çal›fl›-yorlar.

Rutini aflma, öncü-lükten önderli¤e ulaflmaperspektifiyle yürütülenbu çal›flmalar kuflkusuzsanc›l› bir flekilde devamediyor. Eylemin ar›nd›r›-c› gücü ve prati¤in ö¤re-ticili¤i bu alanda da birkez daha s›nan›yor. Marksist leninist komü-nistler kitlelerin önderi olmak için do¤ru yol-da her türlü geri e¤ilime ve kitlelere güvensiz-li¤e karfl› mücadeleyle büyüyorlar.

Devrimci politikan›n “an”daki ya da dö-nemsel hedef kitlesine hangi tür araçlarla ula-flabilece¤ini düflünmek, buna uyan yöntemlerbulmak her komünist ve devrimcinin bafll›cagörevlerinden biridir. ‹flçi ve emekçilerinuyanmakta olan, harekete geçme e¤ilimindekibölüklerinin yaflamlar›na girmek, s›n›f pozis-yonlar›n›n gerçe¤ini göstererek onlar› iflin sa-hipleri haline getirmek sözkonusu görevinkapsam›ndad›r.

Sistematize edilmifl ve sürekliligi sa¤lan-m›fl böylesi bir faaliyet olmadan iflçi ve emek-çileri kendi gelecekleri için mücadele edengerçek kitleler haline getirmek olanaks›zd›r.

Hergün de¤iflik türden ideolojik ve siyasalaraçlarla düzenin egemenli¤inin sürekli¤inedair propaganda ve ajitasyona maruz kalanezilenleri, baflka bir dünyan›n mümkün oldu-¤una, bunun için birleflerek mücadele etmekgerekti¤ine inand›rmak, ancak istikrarl› birpolitik ajitasyon ve propaganda çal›flmas›yla

baflar›labilir. Bu bak›m-dan örne¤in 1 May›s ça-l›flmalar› önemli bir ola-nak sunsa da özellikledevrimci çevrelerin buifli yeterince baflarabil-dikleri söylenemez. Kit-lelerde hem yerel hemde uluslararas› düzeydesola ilgi ve sempati var.“Sol”un yükselmesininnesnel koflullar› var amabu yeterince örgütsel vesomut bir geliflme ola-rak yans›m›yor. Emper-yalist savafla ve iflgaletepkiler var. Devletin ifl-çi ve emekçilere dönükyeni hak gasp› ve sald›r›giriflimleri var. Kürt hal-k›na sald›r›lar, parti ka-patma giriflimleri, Öca-

lana tecrit sürüyor. Yoksulluk, devlet terörü,ve zulüm devam ediyor.

Hal böyleyken ezilenleri emperyalist sava-fla ve iflgale karfl› soka¤a ç›karmaya çal›flan, buamaçla kahve konuflmalar›, ev ziyaretleri ya-pan, bildiriler da¤›tan, afifller asan, paneller,seminerler düzenleyen marksist leninist ko-münistler en az›ndan soka¤a ç›karabildikleriinsan say›s›na bakarak emeklerinin karfl›l›¤›n›yeterince alamamaktan yak›n›yorlar. 1 Ma-y›s’ta da bir biçimde devam eden bu durumpek çok devrimci çevre taraf›ndan da tart›flmakonusu yap›l›yor, sorun masaya yat›r›l›yor.

Öncelikle tart›flman›n nicelik sorununaindirgenmesinin sa¤l›ks›zl›¤›na dikkat çekmekgerekiyor. Burada önemli olan iflçi ve emekçi-leri kendileri için, Amerikan emperyalizmineve onun iflbirlikçilerine karfl› bir fleyler yapabi-leceklerine inand›rmakt›r. Yani onlarda bir ha-reket e¤ilimi ve prati¤i yaratmakt›r. “Halk›nyüzde 94’ü savafla karfl›, öyleyse bütün savaflkar›fl›t› mitingler kalabal›k geçer” ya da “iflçive emekçiler yoksulluktan kurtulmak istiyor,öyleyse bu taleplerin dillendirilece¤i 1 May›s

31TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Rutini aflma, öncülüktenönderli¤e ulaflma perspektifiyle

yürütülen bu çal›flmalarkuflkusuz sanc›l› bir flekilde

devam ediyor. Eyleminar›nd›r›c› gücü ve prati¤in

ö¤reticili¤i bu alanda da birkez daha s›nan›yor. Marksistleninist komünistler kitlelerin

önderi olmak için do¤ru yoldaher türlü geri e¤ilime ve

kitlelere güvensizli¤e karfl›mücadeleyle büyüyorlar.

Page 32: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

kortejimiz kitlesel olur” diye düflünmek düzve yanl›fl bir mant›kt›r. Çünkü bu bir e¤ilimiyans›tsa da henüz eyleme dönüflmemifltir.Önemli ölçüde örgütsüzdür. Ve iflte kritiknokta buras›d›r, ya da kavranacak halka bu-dur. Kitlelerin örgütsüzlü¤ü ve örgütlenme zo-runlulu¤u... Konunun anlafl›lmas› için birazdaha örnekleyerek devam edebiliriz;

‹lk günlerde örne¤in savafla ve iflgale karfl›yap›lan ve onlu, yüzlü kat›l›mlarla gerçeklefleneylemlerin yerini binlere, onbinlere b›rakmas›bu e¤ilimin eyleme do¤ru de¤iflti¤ini gösteri-yordu. Çünkü yürütülen ayd›nlatma faaliyetle-rinin de katk›s›yla hem gerçekler daha barizbir flekilde ortaya ç›k›yor, hem de nispeten fa-aliyetin örgütlülük düzeyi gelifliyordu. Dünyaçap›nda büyüyen eylemlerin verdi¤i moral et-kiyi de ayr›ca vurgulamak gerekir. Geride ka-lan dönemde emperyalist savafla karfl› yap›lanen etkin eylem olan 1 Mart Ankara mitingininanalizi bu konuda önemli veriler sunuyor.Özellikle 15 fiubat’ta yap›lan ve milyonlar›nkat›ld›¤› dünya çap›ndaki eylemden sonra top-lumun öncelikle az çok örgütlü bölükleri soka-¤a ç›kmaya yönelmiflti. Örne¤in bu eylemin enbüyük kat›l›mc›s› olan KESK, taban›ndan yo-¤un bas›nç görene kadar Ankara eylemine s›-n›rl› kat›laca¤›n› aç›klam›flt›. 15 fiubat’›n ve ta-ban›n etkisi nedeniyle 1 Mart mitingi için dahaaktif rol alan KESK’in ve Ankara’ya giden kitle-lerin en ay›r›c› özelli¤i örgütlülükleri...Dahasonraki savafl karfl›t› eylemlerin de, son gör-kemli 1 May›s gösterilerinin de iflaret etti¤i ay-n› kavrama geliyoruz flimdi.

EVET, SİHİRLİ KAVRAM BU, ÖRGÜT!

‹flte “Yüzde 94’ü savafla karfl› olan halk›n”tepkisini daha aktif bir flekilde gösterememesi-nin en önemli sebeplerinden biri de bu; örgüt-süzlük!

‹flte yoksullu¤a da, iflçi k›y›m›na da, 1475kölelik yasas›na da, sömürü ve zulme de karfl›olan milyonlar›n harekete geçememesinin deen önemli sebebi bu; örgütsüzlük!

Da¤›t›lan binlerce bildiri, yap›lan kahve,

sokak, ev ajitasyonlar› elbetteki toplumun bi-lincinde uyand›r›c›, de¤ifltirici sonuçlar yarat›-yor. Ancak e¤er bunlar› toplayacak örgütlü-lükleriniz yoksa bu etki somut bir güce dönüfl-mez. Dolay›s›yla eylemlere kat›lan insan say›-s›n›n tart›fl›ld›¤› her durumda, örgütlülük dü-zeyi de sorgulanmal›d›r. Nitekim 2003 1 May›-s›n›n aynas›ndan da ayn› görüntü yans›m›fl,örgütlülü¤ün geliflti¤i, iliflkilerin sistematizeoldu¤u her yerde belli bir geliflme oldu¤u gö-rülmüfltür.

Örgütlülük düzeyinin en somut gösterge-si ifllerin ne oranda planland›¤› ve ne kadar in-sana az çok sistemli ifl-görev verildi¤idir. Etkisahas›ndaki her insana verecek ifli vard›r ko-münistlerin. Kitlelere ve kendine güven duy-makla bafllar herfley. Bu anlamda her ifli kendis›n›rl› güçleri üzerinde toplamak iyi bir örgüt-çülük prati¤i de¤ildir.

Yo¤unlaflm›fl ve iyi örgütlenmifl bir çal›fl-ma ile binlerce insan› sokaklara ç›karmak, ör-ne¤in onlar› dünya çap›nda emperyalist savaflakarfl› yükseltilecek bir insanl›k barikat›n›nparças› yaparak harekete geçirmek, ya da ege-men s›n›flara karfl› kitlesel bir güç gösterisindebulunmak tamamen olanakl›d›r.

1 MAYIS’IN GÜCÜ!

1 May›slar iflçi ve emekçilerin birlik mü-cadele ve dayan›flma günü olarak kitlesellikle-ri, verdikleri mesajlar ve kat›l›m›n hangi güç-ler üzerinden oldu¤u gibi konular aç›s›ndanönemlidirler. Türkiye ve Kürdistan toprakla-r›nda emek ve sermayenin, devrim ve karfl›devrimin karfl› karfl›ya geldikleri günler olarak1 May›slar aç›k ya da gizli bir irade çarp›flma-s›d›r, ayn› zamanda. Tam da bu nedenle iflçi veemekçiler ad›na siyaset yapt›¤›n› iddia edenherkesin haz›rl›klar›n›n da buna göre olmas›gerekmektedir. ‹flçi s›n›f›yla aras› giderek aç›-lan ve pek ço¤u tabela örgütü haline gelen sen-dikalar›n pozisyonu da her 1 May›s’ta tart›fl›l›r.‹flçi s›n›f› ad›na konuflma hakk›n› herkestençok kendinde gören burjuva ve reformist sen-dikac›lar ifl 1 May›s haz›rl›klar›na geldi¤inde

32 TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Page 33: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

geçifltirici ve yasaksavmac›d›rlar. Sony›llarda giderek bucephenin 1 May›s ka-t›l›mlar› düflmekte-dir. 2003 1 May›s›n-da da onlar aç›s›ndankayda de¤er bir de¤i-fliklikten sözedile-mez. Durumu de¤ifl-tiren en önemli gelifl-me ‹stanbul Sendika-lar Birli¤i’nin girifli-midir. Bu sayededirki sendikal› iflçilerinbu y›lki kat›l›m› ge-çen y›l›n üstündedir. Ve sendika a¤al›¤›na kar-fl› mücadele perspektifi bak›m›ndan bu durumve geliflme önemlidir.

Gerek 1475 kölelik gerekse Personel Reji-mi yasalar›na karfl› duyulan öfke, gerek nema-lar›n gaspedilme giriflimleri ve gerekse ifl gü-vencesine karfl› sermaye ve devletin gösterdi¤idirenç ve nihayet özellefltirmelerle binlerce ifl-çinin kap› önüne konulaca¤› gerçe¤i iflçileridaha duyarl› hale getirmiflti. Buna ra¤men buduyarl›l›k ve tepki e¤ilimi sendika a¤a ve bü-rokratlar›n›n engeliyle karfl›laflt›. Bunun afl›la-bildi¤i her yerde iflçi ve emekçiler aktif ve gö-rece kitlesel kat›ld›lar 1 May›s’a. Ya sendikapankartlar› alt›nda ya da kendilerine bu kana-l› açan parti ve örgütlerle birlikte.

DAHA İLERİ ADIMLAR

Üç kap› Üç kilit kampanyas›ndan bafllaya-rak yönünü içten d›fla do¤ru çevirmeye baflla-yan marksist leninist komünistler bu perspek-tiflerini seçimler ve emperyalist savafl karfl›t›mücadeleleriyle pekifltirdiler. Tam da bu an-lamda öncü partiden önder partiye geçifl göre-vinin önemli kavfla¤› olarak yaklaflt›lar 1 May›shaz›rl›klar›na. Özel örgütlenmeler yaratarak,gerekti¤i yerde gerekti¤i kadar materyal haz›r-layarak çal›flmalara bafllad›lar. Daha alt iliflki-lerin örgütlenip harekete geçirilmesi önde du-

ran amaç ve çaba-n›n merkezi oldu.Bu konuda al›flkan-l›klar›n gücüyle dö-vüflmek gerekti.Parti tarz›nda sü-reklili¤in sa¤lan-mas› için her poli-tik geliflmenin vekampanyan›n de-¤erlendirilmesi ge-rekmektedir. 1 Ma-y›s haz›rl›klar› buanlamda gelifltiricive ö¤retici oldu.Yarat›c› araç ve bi-

çimler bu haz›rl›k sürecinde de öne ç›kt›. Bil-diri da¤›t›mlar› yüzyüze yap›lan tart›flmalar bi-çiminde örgütlendi. Atölyelerde ifl durdurula-rak konuflmalar yap›ld›. Dolmufllarda, servis-lerde bildiriler da¤›t›ld›. Ç›kar›lan onbinlercedavetiyeyle yüzyüze diyalogun önü aç›ld›. Bin-lerce ev ziyaret edildi. Afifller, özel say›lardanoluflan materyallere yayg›n biçimde pankartlareklendi. Örne¤in istanbulda 100 pankart fleh-rin en merkezi yerlerine ve emekçi semtelerineas›ld›. Meflru tarzda yap›lan bu etkinlik ilgi vesempati yaratt›. Malatya’da haz›rl›k çal›flmas›-n›n bir parças› olarak 1475 kölelik yasas›nakarfl› imza kampanyas› bafllat›ld›. Bursa’da so-kakta fiili flenlikler yap›ld›. Ankara’da gecelerörgütlendi.

Bütün bu çabalar ayn› zamanda alana tafl›-nacak en genifl kitle kat›l›m›n› da hedeflemek-teydi. Bu anlamda bütün alanlarda geçen y›l›aflan bir geliflme olmakla birlikte haz›rl›k veeme¤in tam karfl›l›¤›n›n al›nd›¤›n› söylemekyanl›fl olur. Haz›rl›k süreci ve 1 May›s günü birbütün olarak ele al›nd›¤›nda çal›flmalar›n yönüolumlu ve umut vericidir. Rehavete kap›lmak-s›z›n emek yo¤unluklu bir çal›flmayla önderpartiye geçifl yürüyüflü sürdürülecektir. Öncüpartiden önder partiye perspektifinin yaflambulmas› için daha çok emek, daha çok irade vedaha çok örgüt bilinciyle davranmak 2 May›splan›n›n gere¤i ve talimat›d›r.■

33TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Page 34: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

1TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Page 35: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

34 TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

G‹R‹fiBütün ülkelerin iflçileri birleflin demifller-

di, Marks ve Engels Manifestonun sonunda. II.enternasyonal esasen Avrupal› bir iflçi örgütüolmas›na karfl›n Avrupa’da bir paylafl›m savafl›-n›n patlamas›n›, iflçilerin burjuvazinin ç›karla-r› için birbirlerini bo¤azlamas›n› önleyeme-miflti. fiimdi muazzam bir enternasyonal kitlehereketiyle karfl› karfl›yay›z. Hareketin gücü veönemi, yaln›zca büyüklü¤ünde de¤il.

I) HAREKET‹N KAYNA⁄I VE FARKLILI⁄IHareketi, küstahl›kta s›n›r tan›mayan em-

peryalist sald›rganl›k k›flk›rt›; bu sald›rganl›közellikle emperyalist küreselleflme karfl›tl›¤›temelinde geliflen kitle bilincinde bir s›çramayaratt›. Irak halk›n›n kaderine ilgisiz kalam›-yorlard›. Eylemli bir karfl› ç›k›fl, bar›fl›n eylem-li savunusu.

Emperyalist savafla karfl› hareket, emper-yalist küreselleflmeye karfl› harekete göre çokdaha dünyasald›r. Ayn› anda dünyan›n dört

Enternasyonal Kitle Hareketi

Page 36: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

bir yan›nda eylemler gerçeklefltirilmifltir.Emperyalist uluslararas› kurulufllara karfl›

belirli ülkelerde gösteri yap›lmas› yerine, gös-teriler her ülkede ve kendi hükümetlerine kar-fl› gerçeklefltirildi.

Hedefler daha somut, kat›l›m daha örgüt-lüydü.

Savafl karfl›t› koordinasyon ve platformla-r›n hemen hemen her yerde boy vermesi vebunlar›n uluslararas› bir birlik oluflturmalar›yeni ve farkl› bir durumu ifade eder.

Kitlelerin sürece kendi örgütlülükleri ilekat›lmalar›, üretimden gelen gücün kullan›l-mas›, dünya çap›nda genel grev örgütlenmesi,genel direnifle baflvurulmas› hareketin yeniaflamas›na bir baflka örnek olarak verilebilir.

II) TALEPLER, TALEPLER‹N D‹NAM‹K EVR‹M‹

Emperyalist sald›rganl›¤a karfl› “Irak’tasavafla hay›r”, en genel talep bu. Bar›fl istemi,mevcut “bar›fl”›n savunusu. Fakat bunun öte-sinde bir bar›fl talebidir yükseltilen. Bar›fl içeri-sinde bir dünya istenmektedir. Bar›fl için, bar›fliçerisinde bir dünya için, enternasyonal ey-lem… ‹lk aflamada emperyalist sald›rganl›¤›ndurdurulmas› hedeflenir. En acil oland›r bu.

Sonra:Irak’a emperyalist bombard›man›n baflla-

mas›yla, savafl›n durdurul-mas› için aya¤a kalkar yüz-binler ve milyonlar.

Ve flimdi, hareket güçyitirse de baflat talep iflgalinson bulmas›d›r.

Böylece dinamik birkitle bilinciyle karfl› karfl›yaoldu¤umuz da a盤a ç›kar.

“Yeni kitle bilinci” em-peryalist sald›rganl›¤a, em-peryalist savafla ve iflgalekarfl› mücadele içerisindeolufluyor. Esasen yeni kitlebilincinin do¤urucusu olu-yor, emperyalist sald›rgan-l›¤a, savafla ve iflgale karfl›

mücadele.III) HAREKET‹N ENTERNASYONAL

KARAKTER‹N‹N SOMUTLANIfiIa)Talepler ortak oldu¤u kadar, bir baflka

halk›n kaderi için yürütülen bir mücadeleyiifade ediyordu..

b)Eflzamanl›, zamandafl, dünyasal. c)Mücadele biçimleri benzer.

IV) HAREKET‹N SOSYAL B‹LEfi‹M‹‹flçi s›n›f›, iflsizler, ortaö¤renim, yüksek

ögrenim/gençlik, ayd›nlar, çifçiler-emekçiler.Burada önemli bir unsura özellikle dikkat çe-kilmelidir. Hangi s›n›f ve tabakadan gelirsegelsin hareketin ana gövdesini gençler olufltur-maktad›r. ‹flçi s›n›f› harekete her geçen gündaha fazla kat›lmakta, kat›lanlar›n büyük ço-¤unlu¤u genç iflçilerden oluflmaktad›r. Ayr›ca,kad›nlar›n gösterilerde artan a¤›rl›¤› da dikka-te de¤erdir.

V) EYLEM B‹Ç‹MLER‹Yürüyüfller, mitingler, toplant› ve gösteri-

ler. Üslere, askeri konvoylara, gemilere vb. yö-nelen bloke etme eylemleri, savafl›n vahfletinisergileyen gösteriler, genel grevler, genel dire-nifller. Oldukça zengin bir çeflitlilik gösteri-yor… Kelimenin tam anlam›yla envai çeflit vekitle yarat›c›l›¤›n›n flahane görünümleri..

35TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Page 37: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

36 TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

VI) HAREKET ‹ÇER‹S‹NDE YER ALAN S‹YASAL AKIMLAR

Burada da muazzam bir çeflitlili¤i görüyo-ruz. Kitle hareketinde somutlaflan savafl karfl›-t› ittifak›n saflar› oldukça genifl. Politik islam›nde¤iflik versiyonlar›ndan sosyal demokratlara,liberaller, sosyalistler, marksist leninistler,maoistler, pasifistler, troçkistler, anarflistler,feministler vb.

VII) HAREKET‹N ÖRGÜTLENME B‹Ç‹MLER‹

Savafl karfl›t› koalisyonlar, platformlar..Tek tek bireylerden sendikalara, küçük çevre-lerden partilere, birey ya da kurumlar›n içeri-sinde eflit biçimde yer ald›¤› yap›lar.

Bir yeni özneler sorununun a盤a ç›kt›¤›ve devrimci önderlik ve bu yeni öznelerin ilifl-kileniflinin önemli bir konu oldu¤u söylenebi-lir.

Yeni enternasyonal kitle hareketi ve ör-gütlenmesi nas›l bir fley olacakt›r, bunun ipuç-lar›n› vermektedir.

Daha dinamik ve daha esnek, kitle insiya-tifini do¤rudan do¤ruya içeren ya da kitle insi-yatifine aç›k...

VIII) HAREKET‹N ÖZNELER‹Buna bir ölçüde örgütlenme biçimlerine

de¤inilirken de girildi.1930’lu y›llardaki antifaflist, bar›fl hareke-

ti.. Bunun 3. Enternasyonal, komünist partile-ri ya da onlar›n etkisindeki sendikalar, cephe-ler örgütlüyordu. Sosyal demokratlar ve onla-r›n etkisindeki sendikalar da önemli bir etken-di. Böylesine büyük çapl› kitlesel ve keza böy-lesine dünya çap›nda yayg›n bir hareket olufla-mad›…

1950’li y›llardaki bar›fl hareketi de sosya-list ülkeler ve komünist partiler taraf›ndan ör-gütlenmifltir.

1970’li ve 80’li y›llardaki bar›fl hareketle-rinde SSCB ve yandafl› modern revizyonist par-tilerin rolü küçümsenemez. Ayn› döneminçevre hareketi ise yeni bir durum olarak belirirve h›zla politik partiler biçiminde örgütlenir.

Öncelikle hareketin “saf” kendili¤indenli-¤ine dikkat çekmeliyiz. Arkas›nda ne birSSCB, ne de komünist enternasyonal ya dadünya çap›nda örgütlenmifl komünist partilervar. Bu yeni bir fley.

IX) HAREKET‹N KAZANIMLARI Hareket emperyalist sald›rganl›¤› durdur-

may› baflaramam›flt›r, fakat ABD emperyalizmi

Page 38: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

ve yandafllar›n› bir bütün olarak savafl kundak-ç›s› cepheyi teflhir etmifltir. Irak’a emperyalistsald›r› halklar nezdinde gayri meflru, gayri ya-sal ve gayr› ahlaki bir durum olarak mahkumedilmifl, ABD emperyalizmi daha savafl baflla-madan manevi, moral bak›mdan yenilmifltir.ABD emperyalizminin bir ideolojik yenilgi al-d›¤›n› saptamak yanl›fl olmaz.

Hareket savafl kundakç›s› cepheyi olduk-ça zorlam›fl, özellikle ‹ngiltere’de savafl hükü-meti ve iflçi partisi muazzam büyüklükteki kit-le hareketinin bask›s› alt›nda içeriden çatla-m›flt›r.

Keza savafl kundakç›lar› Türkiye’de desert bir darbe yemifl, kitle hareketinin bask›s›Meclis’in savafl tezkeresine onay vermesini ön-lemifltir.

Savafl karfl›t› devasa büyüklükteki kitlehareketi emperyalistler aras› çeliflkilerin dahabelirgin ve çarp›c› biçimde a盤a ç›kmas›n›sa¤lad›, Frans›z/Alman haydutlar›n› kendi em-peryalist ç›karlar› için, ABD haydutuna dahaaç›k bir tav›r alma cesareti verdi. Ama ayn› za-manda kitle hareketi, emperyalist dünyan›n buaç›kça bölünmesinden yararland›. Bu durumhareketin geliflme imkanlar›n› art›rd›.

Hareketin bizzat kendisinin kitle bilincin-de b›rakt›¤› etki ve keza bütün bir insanl›k ale-minde yaratt›¤› mayalanman›n gelece¤in flekil-leniflinde derin etkileri olacakt›r.

X) ANT‹EMPERYAL‹ST MÜCADELEAntiemperyalizm, emperyalizme karfl›

mücadele dendi¤inde “ba¤›ms›zl›k”, “ulusalba¤›ms›zl›k”, mücadeleleri anlafl›l›yordu. Budönem –bütün bir 20. Yüzy›l- geride kald›.Irak’a yönelen emperyalist sald›rganl›¤› hedefalan mücadele denince kimse Irak’›n ba¤›ms›z-l›¤›n› anlamad›. Burada yeni bir antiemperya-list bilinç ve duruflun tohumlar› var.

Bir de antiemperyalist mücadele denildi-¤inde hemen sömürgelerin ve ulusal ba¤›ms›z-l›¤›ndan yoksun uluslar›n emperyalist devlet-lere ve sisteme yönelmifl mücadeleleri ve bumücadeleler ile dayan›flma anlafl›l›rd›.

Oysa e¤er, Irak’a yönelik emperyalist sal-d›rganl›¤› durdurma mücadelesi antiemperya-

list bir içeri¤e sahip ise, ya da düpe düz anti-emperyalist mücadele ise bu durumda antiem-peryalist mücadelenin bizzat emperyalist met-repollerde tutufltu¤unun alt›n› çizmeliyiz. Budefa emperyalizme kar›fl› mücadele emperya-lizmin yüre¤inde patlak vermifltir.

Savafl karfl›t› hareket ilk anda emperyalistsald›rganl›¤› durdurmaya çal›fl›yordu. Ona ön-gelen, emperyalist küreselleflme karfl›t› hare-ket ise emperyalist sömürüyü ve keyfili¤i s›-n›rland›rmak istiyordu.

XI) HAREKET‹N DEVR‹MC‹ ELEfiT‹R‹S‹ Hareket anti emperyalist niteli¤ine karfl›n

“düzen içidir”. Çünkü hareketin bar›fl talebi,emperyalizm koflullar› alt›nda savafls›zl›k hali-ni kapsar. E¤er, ABD ve yedeklerinin Irak’a sal-d›r›s› önlenseydi bu bar›fl m› olacakt›, emper-yalist bar›fl m›? Hareket, emperyalizm koflulla-r› alt›nda kal›c› ve demokratik bir bar›fl›n ola-nakl› oldu¤u yan›lg›s›yla yüklüdür. Oysa bar›fl-ç›, militarist olmayan bir emperyalizm olanak-s›zd›r. Emperyalizm yaln›zca savafl sanayi ne-deniyle de¤il, daha önemlisi ve esasen emper-yalizm egemenlik e¤ilimi oldu¤u içindir ki, mi-litarizmsiz ve savafl›z yapamaz. Emperyalistlerekonomik araçlar›n yetmedi¤i yerde askeriaraçlara, sald›rganl›k ve fliddete baflvurur.

Emperyalizme karfl› mücadele bütün ül-kelerin iflçileri ve emekçilerinin, gezegenimi-zin tüm ezilenlerinin ortak ve birleflik sorunu-dur. Emperyalizme karfl› mücadele, “ba¤›ms›z-l›k” sorunu olmaktan öte, iflçi s›n›f› ve emekçi-lerin sömürüden kurtuluflu sorununun dolay-s›z bir bilefleni haline gelmifltir. Emperyalizmekarfl› mücadele, dolays›z biçimde kapitalizmekarfl› mücadele, kapitalist sistemin tasfiyesi vesömürüsüz yeni bir dünya için, sosyalizm içinmücadele olarak anlafl›lmak ya da sosyalizmhedefine ba¤lanmak zorundad›r.

Özellikle günümüz koflullar› alt›nda sos-yalizm hedefine ba¤lanmam›fl, dolay›s›yla anti-kapitalist nitelikte olmayan bir antiemperyalistmücadele milliyetçilikle malûl oldu¤u için,emperyalistlerin elinde oyuncak haline gelme-ye de mahkûmdur. ■

37TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Page 39: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

1TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Page 40: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

38 TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

SA⁄LIKLI teoriayr›flarak ilerleyeneylemden ve somu-tun zenginli¤indendo¤uyor; flu günlerdeböyle bir zenginli¤iyafl›yoruz. ThomasMore’u, Macyavel’ive Erasmus’u yanya-na getiren, onlar› or-tak bir paydada bu-luflturan nedir diyesorularak bafllanabi-lir. Delili¤e Övgü,Prens ve Ütopya’n›nbirbirleriyle herhangibir içerik ortakl›¤› ta-fl›mamalar›na ra¤-men bunu sormakgerekir. Önemli olanbu eserlerin içeriklerinden ve önerdiklerindençok, sezgisel bir tutkuyla neye karfl› ç›kt›klar›-d›r. Üçü de bitmekte, ölmekte olan ortaça¤egemenli¤ine karfl›d›rlar ve karanl›¤›n sona er-mekte oldu¤unu haber veriyorlar. EngizisyonAvrupas›nda, bu bask›n›n k›skac›nda ayd›nl›¤›

haber vermek bü-yük bir ifl say›lmal›-d›r. Öyle bir bas›nç-t›r ki bu ilkel eflitlik-çi Kathar fiovalyele-rinden ‹bni Hal-dun’u okuyan ay-d›nlara kadar bütünmuhalifler itirazlar›-n›n karfl›l›¤›n› atefleat›lmak olarak al›-yorlar. Bu üç eserinsahipleri de reddedi-yorlar. Marks teorikyolun bafl›nda, Le-nin Rusya’da, CheLatin Amerikada yo-la koyuldukar›ndasilahlar›n elefltirisin-den önce de elefltiri

silah›n› kullan›rlarken ayn› fleyi yap›yorlar;önce koptuklar›n› haber veriyorlar. Kitlelereyleme geçtikçe ve geçtikleri oranda düzen-den koparlarken öncüler önce kopuyor vesonra kalanlar› koparmak için eyleme ça¤›r›-yorlar.

Tarihin Alacakaranl›¤›

Sona EriyorR›za AKSOY

Page 41: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

11 Eylül ve La-din, Irak, K. Kore,Emperyalist küresel-leflme karfl›t› hare-ketler ve direniflçiAnadolu devrimcili-¤i nas›l bir ortakl›¤›tafl›yorlar? Bu daönemlidir ve ampi-rikli¤in miyoplaflt›r›-c› engeli afl›ld›¤›nda,olgular düzeyindebiri di¤erine geçiflsizbu sayd›klar›m›z›nçürüyen sisteme/dü-zene vurulan varyosdarbelerini and›rd›¤›görülebilir. Onlar›nortak noktalar› dabudur: Sistemi dar-beliyor olmalar›. Di-¤er bütün özellikleriayr›, hatta birbirinekarfl› da olsa önemli olan budur.

Kapitalizmin genel krizinin derinleflmesi,sefaletin, bask› ve fliddetin artmas› fiziksel for-müllerin keskinli¤inde bir karfl› hareket yarat-m›yor. ‹syan yerine örne¤in Hint gelene¤indeoldu¤u türden bir tevekkül de do¤abiliyor.Konum otomatik olarak bilinci do¤urmuyor.Bilincin oluflumunun önünde setler var. Leninbunu görüyor. “Ne yapmal›” bu soruna pratikbir cevapt›r; bilinç d›flar›dan götürülüyor.

Marks Engels’e yazd›¤› bir mektupta üto-pik sosyalistlerle dövüflü s›ras›nda ekonomikfaktörün son kertede belirleyici etken oldu¤u-na yapt›¤› vurgunun tilmizlerinde, kurtuluflgününün bir gün mutlaka gelece¤ine inananh›ristiyanlar›nkine benzer bir beklemecilik,kadercilik yaratt›¤›n› söylüyordu. Engels’inyay›nlanm›fl son mektuplar›ndan birisinin(Bloch’a mektup: 1890) bütün konusu budur.Engels, Kautsky ve Bernstain’de somutlananbu anlay›fl›n tahrip edicili¤ini netlikle görü-yordu ve ne yaz›kki art›k mektup yazmak d›-fl›nda bir müdahele olana¤› da bulam›yordu.

Nitekim bu iki u¤ursuz re-vizyonist sonraki y›llar›nteorik üretimlerini bu anla-y›fllar›yla uzun süre zehirle-diler. Marks teorisini aya¤adikmek için ütopyac›larlave ard›ndan iradecilerle dö-vüfltü. Ancak ard›l› Bernste-in bu kez ütopyay› öldürdü,“hareket herfleydir amaçhiçbir fley” diyerek iradeyibo¤maya çal›flt›. Avrupamarksizminin ideolojik g›-das›n› bu oluflturdu. Bu ba-k›fl aç›s› ezilenlerin iradesi-ni kabullenmedi veya çeflit-li argümanlarla mahkumetmeye çal›flt›. Deterministkadercili¤e karfl› isyan bay-ra¤› Rusya’da dalgaland›;devrim oradan bafllad›. Le-nin yepyeni söz, eylem vehareketli örgüt biçimleriyle

bu isyan› iktidara tafl›d›. Bernstein kitabi söz-lerin ve biçimlerin tutsa¤› olarak kal›rken Le-nin hiçbir fleman›n ve sözün tutsa¤› olmad›.Ne yapmal› ve Nisan Tezleri bu anlay›fl›n ifa-desi olan hala yükseklerde iki örnektir.

Eylemin içkin olmad›¤› isyan duygusu,durgun göldeki su gibi önce ac›lafl›yor sonrada çürütüyor. Öfkenin zembere¤inden boflal-mas› için tarihin eylemsizlik momentine esas-l› bir vurufl zorunludur. Böylesi anlarda ilk vu-ruflu kimin yapt›¤›n›n belirleyici bir önemi ol-muyor. Önemli olan Bastille’in zapt›, Komü-narlar›n Versay hükümetine karfl› Paris’te top-lanmas›, Viborg’da kad›nlar›n yürümesi, Kür-distan’da “‹lk kurflun”un at›lmas›, ikiz kulele-rin yerlebir edilmesidir. Yapanlar yapt›klar› s›-rada fark etmeseler de, ço¤u zaman fark etmekmümkün olam›yor, eylemlerinin sonuçlar› yado¤rudan devrimcidir ya da devrimcilik üreti-yor.

Marksizm sald›r› ideolojisidir ve tarihselplanda savunucu, statükocu olan kapitalizm-dir. Devrimcilik bununla umutlu bakmay› ba-

39TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Böylesi anlarda ilk vuruflu kiminyapt›¤›n›n belirleyici bir önemiolmuyor. Önemli olan Bastille’inzapt›, Komünarlar›n Versay hü-

kümetine karfl› Paris’te toplanma-s›, Viborg’da kad›nlar›n yürüme-si, Kürdistan’da “‹lk kurflun”unat›lmas›, ikiz kulelerin yerlebiredilmesidir. Yapanlar yapt›klar›s›rada fark etmeseler de, ço¤u

zaman fark etmek mümkün ola-m›yor, eylemlerinin sonuçlar› ya

do¤rudan devrimcidir ya dadevrimcilik üretiyor.

Page 42: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

40 TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

flar›p mevcut toplumsal iliflkilerle s›n›rl› orta-lama akl›n ötesine geçebilmektir. Marks veEngels, Avrupada bekledikleri devrim olmad›-¤›nda, devrim f›rsatlar› kaç›r›ld›¤›nda, küçükbir odada volta at›p öyle fleylerden bahsediyor-lar ki, k›z› Elenor, o s›rada onlar› duyan olsadeli olduklar›n› düflünürdü, diye yaz›yordu.Konufltuklar› sosyalizm ve daha ötesidir. Dev-rim istiyorlar. Kapital ilk kez Rusça’ya çevrili-yor ve Vera Zasuliç Marks›n tan›d›¤› ilk Rusdevrimcilerinden oluyor. Rusya’da devriminolanaklar›n› tart›flt›klar›nda Marks “hele birbozk›r tutuflsun” diyerek devrim yang›n›n›nbafllamas›n› savunuyor. Devrim kendi yolununas›l olsa bulacakt›r. Devrimin kendi içindebelirsizlikler tafl›yarak ilerleyece¤i neredeysebir yasaysa, asgari koflullar›n sa¤land›¤› yerdepolitik cüret tafl›mamak, yani ertelemecilik,bazen gaflet ve bazen de ihanettir… Almandevriminin düflük yapmas› birincisine örnekoluyor. Marks ve Lenin’e bugün salt teorik be-lirlemeler için de¤il onlardan daha çok yön-temlerine dair ç›karsamalar amac›yla bakmak

esas amaca dönük faaliyetimizin sac ayakla-r›ndan birini oluflturuyor.

Bugün iyimser olmak için Marks olmayagerek yoktur. ABD emperyalizmi hem ciddibir ekonomik sars›nt› yafl›yor hem de 11 Ey-lül’ün sersemlefltiricili¤inde dengesizce sald›-r›yor. Bu onun mutlak denetimi yitirdi¤inigösteriyor. “Önleyici savafl doktrini” bunundökümantel kabulü oluyor. Ergin Y›ld›zo¤-lu’ndan okudu¤umuz ABD’nin Konrt-gerillabirliklerinin yeniden etkin k›l›nd›¤› haberi isedengesizli¤in bir panikle birleflti¤ini gösteri-yor. ABD’nin arzulad›¤› stabilizasyon bitmifl-tir. Nedeni ABD olan ve sonu devrimlere aç›l-ma imkanlar› tafl›yan yeni bir sürekli istikrar-s›zl›k süreci ifllemeye bafllam›flt›r. Bu yer sar-s›nt›lar›na ancak bir devrim depremi son vere-bilir.

Berlin duvar›n›n y›k›lmas›ndan ikiz kule-lerin y›k›lmas›na kadar geçen süre ABD em-peryalizminin hanesine yaz›ld› belki, ama on-dan sonras› ezilen halklar›n hanesine yaz›l›-yor. Hava dönmüfltür, ezilenler daha a¤›r bas-

Page 43: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

k› koflullar›nda olsa-lar da bu böyledir.Fukuyama “tarihinsonu”nu ilan etmiflti.Gayet ironik biçimdebu kez tarih“ABD’nin sonu”naiflaret ediyor. ABDemperya l i zmin inhazmedemedi¤i deonun sonunu haberveren bu uyan›flt›r.Frans›z devrimindenk›sa bir zaman sonraiktidara gelen 1. Na-poleon yeniden im-paratorlu¤u ilan edi-yordu. Oysa eski gü-zel günlere dönüflolanaks›zd›. Devri-min ve yeni ekono-mik sistemin yasalar› ifllemeye devam ederkenNapoleon Vaterloo’ya gömüldü! fiairin “yafla-yan kimdir gerçekte/ölen kim” dizelerini soruk›lmak zaman›d›r o halde: Tecrit olan, daralankimdir gerçekte/büyüyen kim. Ezilenlerin is-yan cephesi mi yoksa ABD sald›rganl›¤› m›?

Erasmus baflkalar›n›n hükmüyle ak›ll› ol-maktansa kendi akl›yla deli olmay› seçti¤inisöylüyordu. Ezilenler de ABD’nin pohpohla-malar›yla iteatkar “hür/demokratik” kitlelerolarak an›lmaktansa kendi eylemleriyleABD’ye göre “terörist” olmay› seçiyorlar. Dünvebal› olan tümüyle ideolojik bu kavram bü-tün korkutuculu¤unu yitirmifltir. Çünkü art›kherkes biliyorki ABD emperyalizmine karfl› ol-man›n ad›d›r teröristlik. Ortado¤unun ezilenmüslüman halklar› baflta olmak üzere yeryü-zünün ezici ço¤unlu¤u “terörist” diye nitelen-meyi göze ald›klar›n› gösteriyorlar.

Tarihin alacakaranl›¤› bitiyor. Bir dönembütün diskuruyla beraber çöküyor. ABD’yekarfl› yükselen sesler her yan› kapl›yor. An›nbas›nc› alt›nda kilitlenen, felç olan ezilen in-sanl›k yeni bir hareketlenmeyi/uyan›fl› yafl›-yor. K›talararas›nda Emperaylist Küreselleflme

karfl›t› hareketlerden, savaflkarfl›tlar›na, efl zamanl› birhareketin do¤uyor olmas›sürpriz de¤ildir. 1905’te sa-vafl› Japonya’ya karfl› kay-beden Rusya’da ezilenler“babalar›” Çar’a karfl› dev-rime kalk›fl›yorlar. 1906’da‹ran, 1908’de Tük burjuvadevrimleri bafll›yor. 1910ve 1911’de de Meksika veÇin ulusal devrimleri pat-lak veriyor. Keza Hitler’inyenilgisi sonras› peflpefledemokratik devrimler geli-fliyor. Burada kalm›yor,ABD Vietnam’da a¤›r biryenilgi al›nca neredeysebütün L. Amerika isyanabafll›yor. Kissenger’in “do-mino teorisi” do¤uyor. Bir

tafl çekilince tümü ardarda y›k›l›yor. Egemen-lerin gücünü abartarak kendi gücünü ve ola-naklar›n› göremeyen ortalama toplumsal ak›l,o gücün y›k›labilir oldu¤unu gördü¤ünde hü-cuma geçiyor. Durgun görünmesi sistemdenmemnun oldu¤u anlam›n› tafl›m›yor, korku-nun kabu¤unu k›ramad›¤› için onun y›k›lama-yaca¤›n› düflünüyor; neredeyse bütün devrim-cilerin ailelerinin onlara karfl› ç›k›fl gerekçele-rinin çerçevesini çizen de bu güvensiz ortala-ma toplumsal ak›ld›r. Çabuk de¤ifltirilebiliyorve öncünün bütün ifli de burada somutlan›yor.

Yeni bir dönemde oldu¤umuzun enönemli göstergesi ABD emperyalizminin süre-¤en bir tecrite yuvarlanmas›d›r. Irak’a sald›r›-n›n gerçeklefltirildi¤i Ocak 1991 y›l›nda em-peryalistlerle kurulan ittifakla yap›lan Irak’asald›r›dan bu yana geçen süre içinde ABD ki-mi kez yavafl kiminde h›zla kendi kaderi ilebaflbafla kalmaya do¤ru yol ald›. Uluslararas›tekellerin ve onlar›n sopalar› olan devletlerinittifak gösterileri uzun sürmedi. Kosova’da bu-nun içinin bofl oldu¤unu gördük. “Pax Ro-ma”dan esinlenen “pax Amerikana” çöktü.Sürekli yay›lma hevesi tekellerin zorunlu ha-

41TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Burjuva demokrasileri fa-flizmlere do¤ru daral›yor. Neo-

faflizm, burjuva demokrasileri ileklasik faflizmlerin bileflkesi ola-

rak yeni yönetme biçimi. Faflizmsosyalizme karfl› emperyalist te-kellerin savunma reflekslerindenbirisiydi. Neo faflizm ise ezilen-lerin küresel direnifl olanaklar›-n›n da artt›¤› “ayaklanmalar

yüzy›l›”n›n savunma refleksidir.Devletler tekellerin sopalar›na

dönüflüyor.

Page 44: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

42 TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

reket yasas›d›r. Dünya bu emperyalist heves-lerle yeni bir paylafl›m savafl›n›n k›y›s›na geti-rildi. “Tek kutuplu” oldu¤u iddia edilen em-peryalist cephenin asl›nda birkaç “kutuplu”oldu¤u görüldü. Emperyalist cephe k›sa za-manda yol ayr›m›na geldi. Bugün ocak ‘91’de-ki ittifak yerle yeksan olmufltur. ABD emper-yalizmi karfl›s›ndaki cepheyi sürekli olarakbüyütürken kendisi ittifak kuvvetlerini kay-betmifltir. Yazg›s› Roma ‹mparatorlu¤ununyazg›s›ndan farkl› olmayacakt›r.

Bir s›n›f›, örne¤in iflçileri, tarif ederkenmekan ve duygu birli¤inden söz ediyoruz. Or-tak davran›fl çizgisini bu belirliyor. Ancak bu-

gün ayn› mekan içinde nerede ise birbirleri iletemass›z çal›fl›yor iflçiler. 1800’lü y›llar›n ortakmekanlar› olan barakalar, flimdilerde GüneyDo¤u Asya’da boy veriyor. Bu ve di¤er birçokfley kapitalist üretim biçimindeki de¤ifliklikler,dolay›s›yla da iflçi s›n›f›n›n yap›s› üzerine ve-rimli tart›flmalar için bir zemin oluflturabilir.Bu yaz› kendisini fluna dikkat çekmekle s›n›r-l›yor: Bütün bu da¤›t›lmaya ra¤men de¤il, iflçi-ler birbirleri ile organik ba¤lar› olmadan, ezi-len di¤er toplumsal katmanlarla beraber de¤i-flik ülkelerde, efl zamanl›, ABD emperyalizmi-ne karfl› nefretle eyleme yöneliyorlar.

Yabanc›laflman›n bata¤›nda gündelik ç›-karlar için birbirine düflürülenezilenler cephesinden binlerceinsan›n ABD emperyalizminekarfl› Irak halk›n›n yan›ndacanl› kalkan olmay› istemesiveya bunu coflkuyla karfl›lama-s› önemlidir. ABD’li genç birkad›n›n Filistin yoksullar›n›ölümden korumak için buldo-zerlerin alt›nda can vermeyigöze almas› ve bunu yapmas›mücadelenin, isyan›n insan›büyüttü¤ünün, onu en soylueylemlere yöneltti¤inin ifade-sidir. Direniflin sürmesininezilenler üzerinde onlarca y›l-d›r kurulan kültürel hegoman-yan›n da¤›lmas›, Amerikan ya-flam tarz›n›n yeni kuflaklar içinimrenme de¤il i¤renme imgesiolmas› türünden sonuçlar› daolacakt›r. Sistemin ideolojikayg›tlar›n›n bafl›nda gelenmedyan›n içler ac›s› hali ortayerdedir. Ç›plak zoru örtme veegemenler yarar›na r›za yarat-ma arac› olan medya kitlelerisavafl için ikna edemedi. Her-kesin gözünde bu ya¤mac›haks›z bir savafl olarak kald›.CIA’n›n ay›rd›¤› milyonlarcadolarl›k savafl propagandas›

Page 45: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

fonuna ra¤men bu böy-le.

20. as›r sosyaliz-mindi. Sosyalizmin var-l›¤› kapitalizmi kendisi-ne göre biçimlenmeyezorunlu k›ld›. Keynesçi-lik, “refah devletleri”projesi savunma psiko-zunun ad›mlar›yd›. Sos-yalizmin geriye düflüflü-nün pratik yenilgi ile re-simleflmesi ard›ndan te-keller tam bir ittifakladün kabul etmek zorunda kald›klar› ekono-mik demokratik haklar› budamaya bafllad›lar.Dün sosyalizmin bas›nc›yla kitlelerin daha k›-sa mücadele süreçlerinde elde ettikleri haklar›elde tutmalar› veya yenilerini kazanmalar› ar-t›k daha ›srarl›, sert mücadelelerle olanakl›d›r.Kapitalizm bir anlamda asl›na rücu ediyor. As-la eskinin basit bir tekrar› olmayan, kapitaliz-min neo klasik dönemi olarak adland›r›labile-cek yeni bir evredir bu. 1848’in Lyon sokakla-r›yla 1997 Endonezya sokaklar› aras›nda sö-mürünün modern ayg›tlarla katmerlenereksürdürülmesi d›fl›nda özsel bir fark yoktur.Klasik dönemde feodalizme göre devrimciolan, reformlar›n uygulay›c›s› kapitalistler bu-gün tarihsel planda gereksizlefltikleri gibi engerici zor ayg›tlar›yla tarihin de¤ifltiricili¤inedireniyorlar. Burjuva demokrasileri faflizmleredo¤ru daral›yor. Neo-faflizm, burjuva demok-rasileri ile klasik faflizmlerin bileflkesi olarakyeni yönetme biçimi. Faflizm sosyalizme karfl›emperyalist tekellerin savunma reflekslerin-den birisiydi. Neo faflizm ise ezilenlerin küre-sel direnifl olanaklar›n›n da artt›¤› “ayaklan-malar yüzy›l›”n›n savunma refleksidir. Devlet-ler tekellerin sopalar›na dönüflüyor. ABD ve‹srail bütün egemenler için rol-model olmayaaday olarak sunuluyor. Ba¤›ml› ülkeler yeni-den iflgal alt›nda. ABD ordusu gerek gördü¤übütün stratejik alanlara, gözda¤› vermekten deçekinmeyerek yerlefliyor. ‹flgale karfl› direnifl

tek tek ülkelerdeki ezi-lenlerin mücadele ko-nusu oluyor yeniden.Dünyan›n neresindeolursa olsun ABD’yekarfl› bütün direnifl nok-talar› önemlidir. Pratikformu ve ideolojik ze-mini ne olursa olsun bumevzilerin korunmas›,direniflin uzamas› nes-nel olarak ileri bir roloynuyor. ABD emperya-lizmine karfl› olmak bir-

lefltirici bir üst çeliflki düzeyindedir. Buna kar-fl› direnifl odaklar›n› koordine edebilmek,enerjilerinin tümünü ABD emperyalizmineboflaltt›rabilmek dönemsel mücadelenin esaskonular›ndand›r. Bu durum geçici ittifak kuv-vetlerindeki art›fl› da beraberinde getiriyor. Sa-vafl›m›n çetin olaca¤› gerçe¤i her bak›mdankendimizi yeni ve daha üst boyutlarda sald›r›-lara haz›rl›kl› savaflç› bir parti olarak örgütle-mek görevi ile yüzyüze getiriyor.

Amerikan emperyalizmine karfl› devrim-cilerin direnifli tarihsel bir tutarl›l›k tafl›yor. Buyeni direnifl döneminde bunu bir kez dahagöstermek, sosyalizmi ABD emperyalizminekarfl› dövüflen cephede yeniden çekim merke-zi haline getirmek pratik dövüflkenli¤in des-tekledi¤i ideolojik bir savafl›mla olas›d›r. Sö-zümüzün gücünün eylemimizden do¤aca¤›unutulmamal›d›r. Bunun için ›srarla ve yeni-den “devrim” ile “irade” kavramlar›na vurgu-nun ve bu vurgunun gerektirdi¤i prati¤in entam biçimde gösterilme zaman›na/döneminegirmifl bulunuyoruz. “Cüret cüret daha fazlacüret”! Yeni dönemde berrak bir zihinsel aç›k-l›k ile devrim ve irade kavramlar› prati¤imizinkald›raçlar› olacakt›r. Her alanda her biçimdedirenifli büyütmeye!■

43TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Tarihin alacakaranl›¤› bitiyor. Birdönem bütün diskuruyla beraberçöküyor. ABD’ye karfl› yükselensesler her yan› kapl›yor. An›nbas›nc› alt›nda kilitlenen, felç

olan ezilen insanl›k yeni bir ha-reketlenmeyi/uyan›fl› yafl›yor.

Page 46: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

44 TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Page 47: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

1TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Page 48: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

44 TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

KİTLE KAVRAMININ ANALİZİ

ÖNCEL‹KLE “kitle” kavram›n›n (ve tabigerçekli¤inin) iflçi s›n›f›, emekçiler, halk, yurt-tafl, ezilenler, sömürülenler vb. kavramlardanayr›, farkl› oldu¤unun, baflka bir toplumsalgerçekli¤i tan›mlad›¤›n›n alt› kal›nca çizilmeli-dir. Çünkü oldukça yayg›n oldu¤u anlafl›lanbilinç bulan›kl›¤› ve belirsizli¤i ayn› zamandakitle kavram›n›n iflaret edilen di¤er kavramlar-la ayn›laflt›r›lmas› e¤ilimi biçiminde de yans›-yor. Bilinç bulan›kl›¤› örgütçünün enerjisinido¤ru hedeflere kilitlemesini engelledi¤i gibigörevlerini do¤ru kavramas›n› önleyerek veri-mini de düflürüyor.

‹nsan haklar›, iflkence vb sorunlar bak›-m›ndan kitle kimdir?

Emperyalist savafl aç›s›ndan kitle kim?Örnegin yüzde 90’dan fazlas›n›n Irak’ta savaflakarfl› oldu¤u istatistiklerle de saptanm›fl olanhalklar›m›z m› d›r kitle? Yoksa önce binlersonra da onbinler olarak say›s›z biçimde hare-kete geçerek emperyalist savafla karfl› ç›k›fllar›-n› etkinlikleriyle gösterenler mi?

1475 say›l› kölelik yasas›n› ele alal›m: Kit-

le 1475 kapsam›na giren bir bütün olarak iflçis›n›f› m›? Yoksa 1475 kölelik yasas›na itirazeden önce yüzlerle sonra da binlerle, bileme-din onbinlerle say›lan iflçiler mi?

Temel soru, “kitle” kavram›n›n öznellikiçerip içermedi¤idir.

Marksistlerin “kitle” kavram›nda söz ko-nusu olan, bir özne durumuna geçifl halidir.Bir ayd›nlanma, bilinçlenme ve bunlarla ba¤l›olarak birleflme, mücadele etme e¤iliminin, is-tek ve çabas›n›n uyan›fl›d›r. ‹nceleme konusuolan, etkinleflen, özneleflen bir toplulu¤un olu-flumudur, yani demek ki, ayn› zamanda butoplulu¤un bilefleni olarak kendini aflan birey-lerdir söz konusu olan. Fakat bu ne bireyselbir durumdur ve ne de bireysel durumlar›ntoplam›. Toplumsal bir durumdur. Bir top-lumsal de¤iflim halidir.

Sorunla iliflkili, sorunun nesnel olarakparças› ve alan› içinde, fakat sorunla ilgisiz, so-runa müdahil olamayan flu ya da bu yönde et-kileyemeyen ve bütün bunlar›n devam› olaraksorunun nesnel olarak parças› olanlar, yani so-runla bilinçli, amaçl› iliflki içerisinde olmayan,“kendi kendinde” olmayan “yal›t›k birey”lerin

“Tarih kendi amaçlar›n›n peflinde koflan insan›n faaliyetinden baflka bir fley de¤ildir.”Marks-Engels, Kutsal Aile

Örgütçüye Notlar

Page 49: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

toplam›n› kitle olarakniteleyebilir miyiz? Bu-na kitle de¤il, flekilsiz,amorf bir y›¤›n denebilirancak. Demek ki, kitleile “y›¤›n” ayn› anlamagelmez.

Sorunu gören, se-zen, fluras›ndan buras›n-dan anlamaya bafllayan,sorunla iliflkili olanlarla“ilgilenen” ve “iliflkile-nen”, çözüm aramayabafllayan, kendini aflanbirey/bireyler art›k birbirinden “yal›t›k birey-ler” de¤ildir, kitleyimeydana getirirler. Bu-rada özneleflen bir top-luluk ve onunla iliflkili, onun oluflturucu bile-flenleri olan bireylerdir sözkonusu olan.

Kitle gerçe¤inin tamamen somut biçimde,gerçek yaflamda oldu¤u gibi kavran›p analizedilmesi örgütçü için son derecede önemlidir.“Kitle”nin genel olarak talep ve özlemleri, ke-za öncüden beklentileri vb., öncünün “kitle”yekarfl› görev ve sorumluluklar› öncelikle politikönderli¤in alan›na girer, ama örgütçü bütünbunlarla dolays›z biçimde u¤rafl›r. Çünkü, ör-gütlendirme çal›flmas›n›n konusu “kitle” oldu-¤u içindir ki, örgütçünün de temel ilgi alan›-d›r.

“Kitlelere hücüm” direktifinde, örgütçü-nün “hücüm”una konu olan burada tarif edi-len, tan›mlan›p çözümlenen “kitle”dir.

Ajitatörün hücumuna konu olan “kitle”ise en genifl ve en tam anlam›yla iflçi s›n›f› veemekçilerdir.

AJİTASYON ÇALIŞMASI KİTLE BAĞINTISI

Politik çal›flman›n iradi olabilmesi içinkitle gerçe¤i ile ajitasyon çal›flmas›n›n ba¤›nt›-s›n›n öncünün kafas›nda ayd›nl›k olmas› gere-

kir. Propaganda, ajitas-yon ve örgütlenme, pra-tik çal›flman›n üç temelveya bafll›ca biçimidir.Propaganda çal›flmas›-n›n ayd›nlat›c›, ufuk aç›-c› nitelik ve rolüne ra¤-men, pratik çal›flman›nbütününde sürükleyici,motor rolünü ajitasyonoynar.

Propaganda, bellibir konunun bütün içba¤›nt›lar›n›n ve kezabütün di¤er fleylerle ba-¤›nt›lar›n›n sistematiktarzda aç›klanmas›n›kapsar. Bu nedenledirki, onun as›l rolü

ayd›nlatmad›r. Kitlelerin en yal›n, en çarp›c›biçimde ayd›nlat›lmas› kadar propaganda nis-beten az say›da, belli bir bilgi birikimi olanla-r›n bilgilendirilmesine hizmet eder.

Ajitasyon ise iflçi s›n›f› ve emekçilerin,ezilenlerin en genifl kesimlerine hitap eder.Belli bir konuda gerçeklerin k›sa ve çarp›c› bi-çimde aç›klanmas›d›r. Herkes için anlafl›l›r ol-mal›d›r. ‹flçi s›n›f› ve emekçilerin, ezilenlerinileri kesimlerini oldu¤u gibi en geri kesimleri-ni de uyarman›n, harekete geçmeye k›flk›rtma-n›n bafll›ca arac›d›r ajitasyon.

Demek ki, politik öncü ile iflçi s›n›f› veemekçileri buluflturan, birlefltiren ba¤ propa-ganda-ajitasyon çal›flmas›d›r. Suçluyu –fafliz-mi, kapitalizmi, emperyalizmi- suç üstü yaka-lama yaklafl›m› ile zulmün, haks›zl›¤›n, bask›ve sömürünün en çarp›c› örneklerinin iflçi s›-n›f› ve emekçilerin, ezilenlerin en genifl kesim-lerine aç›klanmas› ve teflhirini bir politik kam-panya biçiminde yürütmeyi örgütlemeksiziniflçi ve emekçilerle buluflabilece¤ini sananlarfena halde yan›lmaktad›rlar. Onun da ötesindekendili¤indencili¤e saplanm›fllar demektir.

Devrimci irade kendini öncünün iflçi s›n›-

45TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Sorunu gören, sezen, fluras›n-dan buras›ndan anlamaya bafl-layan, sorunla iliflkili olanlarla“ilgilenen” ve “iliflkilenen”, çö-

züm aramaya bafllayan, kendiniaflan birey/bireyler art›k bir bi-rinden “yal›t›k bireyler” de¤ildir,kitleyi meydana getirirler. Bura-

da özneleflen bir topluluk veonunla iliflkili, onun oluflturucubileflenleri olan bireylerdir söz-

konusu olan.

Page 50: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

f› ve emekçilere, ezilen-lere “gitmesi”nde gös-termelidir. “Gitmek” iseher fleyden önce kitleajitasyonu çal›flmas›n›nörgütlenmesidir.

Ajitasyon atefl yak-maya benzer. Çakmaktafllar›n›n yüksek dere-cede sürtünmesi ile kolenerjisi kav› tutuflturank›v›lc›ma dönüflür.

Ajitasyonun tutufl-turdu¤u atefl, iflçi s›n›f› ve emekçilerin safla-r›nda uyan›fl, birleflme ve mücadele e¤ilimiolarak “kitle”ye dönüflür, “kitle”de somutla-fl›r. Ajitasyon öncünün eylem haliyse “atefl”ezilenlerin harekete geçifl durumudur. O hal-de ajitasyon teti¤e uzanan parmak, kav› tutufl-turan kükürt, potansiyel olan›n a盤a ç›kart›l-mas›, durgun olan›n eyleme sevk edilmesidir.Bu, uyan›fl›n yaln›z ve yaln›z öncünün ajitas-yon çal›flmas›yla gerçekleflece¤i anlam›na gel-mez, bizzat içerisinde yaflad›klar› koflullar,nesnelli¤in dayatmas› da iflçi ve emekçilerikendili¤inden uyanma ve bilinçlenmeye, bir-leflme ve mücadeleye “zorlar”, koflullar.

Ajitasyon denildi¤inde ilk akla gelen ger-çeklerin sözlü ya da yaz›l› çarp›c› tarzda aç›k-lanmas›d›r. Do¤rudur da bu. Fakat bir çok du-rumda devrimci eylemin çok güçlü uyand›r›-c›, bilinçlendirici harekete geçmeye yüreklen-dirici etki yapt›¤›n›n da unutulmamas› gere-kir. Böyle durumlarda gerçekleri çarp›c› biçi-me a盤a ç›kartan devrimci eylem, gerçeklerinherkes için anlafl›l›r olmas›n› sa¤lar.

Ajitasyon iflçi s›n›f› ve emekçiler, ezilenon milyonlar aras›ndan hem “kitleyi do¤urur”(bir bak›ma yarat›r) hem de harekete geçirir.

Bütün bunlardan ulafl›lacak temel sonuçfludur:

“Kitle çal›flmas›”, her fleyden önce iflçis›n›f› ve emekçi “kitle”nin ileri bölüklerininpropagandayla ayd›nlat›lmas› ve iflçi s›n›f› ve

emekçi milyonlar ara-s›nda ajitasyon çal›flma-s›n›n sistemetik tarzdayürütülmesine sürekli-lik, dolay›s›yla da istik-rar kazand›r›lmas› de-mektir. ‹flçi s›n›f› veemekçilerin tamam›,ajitasyon çal›flmas›n›nörgütleyicisi olarak ör-gütçünün ufuk çizgisiiçerisindedir.

Politika ile örgü-tün; ajitasyon ile örgütleme çal›flmas›n›n ba-¤›nt›s›n› kavramam›fl bir örgütçü baflar›l› ola-maz.

KİTLELERLE İLİŞKİLENİŞ

Kitlelerle iliflki denince hemen ve do¤ru-dan fiziki temas, ba¤; kaç iflçi ve emekçiyle“iliflki” , kaç sempatizan oldu¤u vb. anlafl›l›r.Tabii ki, kitle ile öncünün iliflkileniflinin böy-le temel bir boyutu var. ‹liflkileniflin bu düzle-mi örgütsel ve fiziki iliflki kapsam›ndad›r. As-la önemsiz de de¤ildir.

Fakat öncünün “kitlelerle iliflkilenifl”indeas›l ve temel olan öncünün, kitlelerin bilinçve örgütlenme e¤ilimini, mücadele istek vekararl›l›¤›n›, talep ve özlemlerini, sorunlar›n›anlama ve yan›tlama çabas›nda somutlaflan si-yasi, “organik” iliflkidir. Öncü, kitlelerin na-b›z at›fl›na hakim olmal›d›r. Ancak, öncü ileemekçiler ve kitleler aras›ndaki ba¤›n bu ön-celikli siyasi ve organik niteli¤i anlafl›laraköncünün, çal›flmalar›n› bilinçli ve iradi tarzdayürütmesi ve yönetmesi sa¤lanabilir.

Öncünün iflçi s›n›f› ve emekçilerle iliflki-lenmesi öncelikle politik bir sorun olarak kav-ranmazsa ajitasyon çal›flmas›n›n politik çal›fl-madaki yeri ve önemi de a盤a ç›kart›lamaz.Bu nedenledir ki, öncüyle emekçiler ve kitle-ler aras›ndaki siyasi, organik iliflkiyi kurmarol ve yetene¤inin ajitasyon çal›flmas›na ait ol-

46 TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Öncünün “kitlelerle iliflkile-nifl”inde as›l ve temel olan öncü-nün, kitlelerin bilinç ve örgütlen-me e¤ilimini, mücadele istek ve

kararl›l›¤›n›, talep ve özlemlerini,sorunlar›n› anlama ve yan›tlama

çabas›nda somutlaflan siyasi,“organik” iliflkidir.

Page 51: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

du¤unun alt› kal›nca çi-zilmelidir.

Keza, kitlelerle siyasi,organik iliflkilenifle yöne-lemeyen öncü, ajitasyonçal›flmas›n›n önemini veönceliklerinin durmaks›-z›n de¤iflmesini de anlaya-mayacakt›r. Kitle gerçe¤i,özlem ve talepleri de¤iflimve hareket halinde oldu¤uiçindir ki, öncünün kitleyianlama ve iliflkilenme ça-bas› da donuk ve hareket-siz olamaz. Bilakis dina-mik ve hareket halinde ol-mal›d›r.

Demek ki kitlelerleiliflkileniflte öncü hem merkezi, hem yerel vekesimsel politik önderlik çal›flmas›nda dikka-tini öncelikle emekçiler ve kitleler ile siyasi,organik iliflkilenifle kilitlemelidir.

Fiziki, örgütsel iliflkilenifl ise siyasi orga-nik iliflkileniflin devam› ve sonucudur.

Öncünün “kitle çal›flmas›” pratik çal›flma-d›r. Ajitasyon çal›flmas› olarak en genifl anla-m›yla iflçi s›n›f›, emekçiler ve tüm ezilenleraras›nda yürütülür. Ajitasyon çal›flmas›nda“kitlelere hücüm” parolas›n›n “hedef kitlesi”en genifl anlam›yla iflçiler, emekçilerdir.

Örgütlenme ve eylem söz konusu oldu-¤unda ise öncünün pratik çal›flmas›n›n hedefi“kitle”lerdir. Yukar›da aç›kland›¤› gibi, iflçi s›-n›f› ve emekçilerin saflar›nda a盤a ç›kan (aji-tasyonun a盤a ç›kard›¤›) uyan›fl, ayd›nlanma,birleflme ve mücadele e¤iliminde somutlafl›rkitle. Öncünün pratik çal›flmas› hem ajitasyonve hem de örgütlendirme çal›flmas› olarak kitle-ye yönelir. Öncü siyasi olarak kitleyi kendi çiz-gisine yak›nlaflt›r›r, çeker. Örgütsel olarak isehem kitle hareketi ve kitle örgütlenmesi biçi-minde örgütler ve hem de kitle içinden kazan-d›¤› bireyleri parti organlar› biçiminde örgütler.

Günlük devrimci önderlik çal›flmas›n›n

ana sorunu, bu uyanmak-ta olan bilinç ve örgütlen-me; birleflme ve mücadelee¤ilimi ile öncünün bi-linç, örgütlülük ve müca-dele düzeyi aras›nda ba-¤›nt› kurmay› ve kitleyibilinçli öncünün düzeyi-ne ç›karmay› baflarmakt›r.

Yukar›da gelifltirilentan›mdan ç›kan sonuç:Kitle, özneleflmekte olanöznedir. Ve bu, bilinç veörgütlülü¤ün, öznenin,bir düzeyidir.

Devrimci öncü iseöznenin bir baflka düzeyi-dir.

Öncünün bilinci ile kitle bilinci, özneninkatagorik olarak bu iki ayr› ve farkl› düzeyiaras›ndaki etkileflim son derecede önemlidir.Burada öncü belirleyici roller oynayabilir. Fa-kat tabi, kitle bilinç ve iradesini hiçe sayarakbunu baflaramayaca¤› gibi, asla önder de ola-maz. Kitlelerin bilinç ve örgütlülü¤ünün yöne-timi, kitlelerin mücadele mevzilerine yerleflti-rilmesi devrimci strateji ve takti¤in kapsam veetki alan›ndad›r. Bu nedenledir ki, öncü, kitle-lerin bilinç ve örgütlülü¤ünün geliflmesindeetkin ve hatta belirleyici roller oynar. Öncü-nün üzerine çal›flaca¤› saha buras›d›r. Ancakne yaz›k ki, devrimci kadrolar›n en az kafayorduklar› sorunlard›r bunlar.

Belirsiz, tan›ms›z, tarifsiz “kitle” kavram›,karfl›l›¤› belirsiz herkesin diline dolanm›fl birsözcük olarak kitle … öncünün çal›flmalar›n›asla bilinçli, amaçl› ve iradi yapamaz. “‹llegal”bir devrimci kendili¤indencilik üreticisi olur.

Kendili¤indenci, ekonomist vb. kitle kuy-rukçusu önderlik ve mücadele tarz› kaç›n›l-maz olarak kendisini kitle kavram›nda ve ön-cünün kitle karfl›s›nda görev ve sorumlulukla-r›n›n tan›m›nda gösterir. Kuyrukçu önderlikve mücadele tarz›n›n “kitle” kavram› ortala-

47TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Öncünün pratik çal›flmas›hem ajitasyon ve hem de ör-gütlendirme çal›flmas› olarakkitleye yönelir. Öncü siyasi

olarak kitleyi kendi çizgisineyak›nlaflt›r, çeker. Örgütsel

olarak ise hem kitle hareketive kitle örgütlenmesi biçimin-de örgütler ve hem de kitleiçinden kazand›¤› bireyleri

parti organlar› biçiminde ör-gütler.

Page 52: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

man›n uyan›fl ve özneleflmeye geçifl durumu-nu, anlatmaz. Kuyrukçu kendili¤indenci ön-derlik ve mücadele anlay›fl›n›n kitle kavram›n-da tarif edilen emekçilerin, halk›n ortalamadüzeyidir.

Kitlelere tepeden bakan, kitlenin bilinç veistemlerini, iradesini hiçe sayan, buyurgan,bürokratik önderlik anlay›fl›n›n kitle kavram›da öncünün emrini bekleyen adeta bir “sürükitle” tarifine ç›kmaktad›r

DÖNEMİN KİTLE MÜCADELE VE ÖRGÜTBİÇİMLERİ

Burada örgüt sorunlar›na bir ilk uyar›ylagirmek yararl› görünüyor. Kitle örgütlenmesiile öncünün örgütlenmesi iki ayr› örgütlenmedüzey ve sorunudur. Bu ikisi aras›ndaki ayr›-m›n muhakkak göz önünde tutulmas› gerekir.Say›s›z kitle örgütü biçimlerini tan›mak, öncü-nün ve tabi ki, herkesten önce örgütçüleringörevidir. Öncü, duruma göre envai çeflit ör-güt biçimlerinden yararlanarak kitleyi örgütle-meye çal›fl›rken ayn› zamanda kendisini de ör-gütleyecektir. ‹ki farkl› düzeyin ayn› süreçteiçiçe, birlikte, paralel vb. yürütülmesi her ikidüzeyin nitelikçe farkl› oldu¤u, keza gerekleri-nin ve görevlerinin, kapsamlar›n›n farkl› oldu-¤u gerçe¤ini ortadan kald›rmaz.

Mücadele ve örgüt biçimleri elbette önce-likle politik önderli¤in alan›na girerler. Mark-sizmin gere¤i odur ki, politik önderlik, her be-lirli dönemin mücadele ve örgüt biçimlerinibizzat kitle hareketinin analizinden ç›kart›r. Buanlamda kitle hareketinden ö¤renirler. Fakatbunlar öncünün mücadele ve örgüt biçimlerisorunlar›nda pasif, edilgen oldu¤u anlam›na dagelmez. Öncü, örgüt ve mücadele biçimleriniortaya ç›kt›klar› ham halleriyle oldu¤u gibi al›pkullanmaz. Sözkonusu örgüt ve mücadele bi-çimlerini, sosyalist elefltirinin konusu yaparaksoylulaflt›r›r, bu örgüt ve mücadele biçimlerinikendi amaçlar›na ba¤lar, genellefltirir.

Örgütçünün ve örgütlendirme çal›flmas›-

n›n baflar›s›n›n birinci temel koflulu, döneminmücadele ve örgüt biçimlerinin anlafl›lmas›d›r.Bu, ayn› zamanda dönemin kitle hareketininanlafl›lmas› demektir. Her belirli dönemin kit-le hareketinin uyan›fl› ayn› zamanda belli mü-cadele ve örgüt biçimlerine e¤ilimi de içerir.Örgütçü ancak dönemin örgüt ve mücadele bi-çimlerini kavram›flsa öncünün bunlar› ustal›k-l› biçimde kullan›m›n› örgütleyebilir.

Emperyalist savafla karfl› mücadelenin ge-liflimi ö¤retici bir örnektir. Bu dönemin kitlehareketinin baflat biçimleri, liman, havalan›,üsler, konsolosluklar vb., önlerinde bas›naç›klamas› vb., biçimlerde düzenlenen protes-to gösterileri, izinli yürüyüfl ve mitinglerdir.

Bu mücadele biçimlerini kimlerin nas›ldüzenledi¤ine bak›ld›¤›nda sendika, dernek,parti ya da platformlar biçimindeki örgütlerlekarfl›lafl›l›r. Ama kitle hareketinin örgütlenme-sinde örgüt biçimi olarak, emperyalist savaflkarfl›t› platformlar ve koordinasyonlar özel birrol oynamaktad›rlar.

“Devrimi örgütleme, devrimin önderiolarak partiyi örgütleme.” Bu devrimci iddi-alar›na ba¤l› devrimci öncünün geliflim yasas›-d›r. Bu bak›mdan flimdi ve daima temel soru-nun kitle ajitasyonunun örgütlenmesi oldu¤uburada özellikle vurgulanmal›d›r. Çünkü,“kitlelerin en ileri kesimlerini oldu¤u gibi engeri kesimlerini de sars›p uyand›rarak hareke-te geçirecek” çal›flma biçimi kitle ajitasyonu-dur.

Bugün genel olarak örgütçülerin ve özel-likle de “uç beyi” örgütçülerin maalesef kavra-mad›klar› temel sorundur bu. Tam da böyle ol-du¤u içindir ki, örgütlenme sorunlar› ondanda önce politik sorunlard›r. Hatta bu noktan›nafl›lmaya çal›fl›lan politik duyarl›l›k zaafiyeti-nin yans›mas› oldu¤u da vurgulanabilir.

ÖRGÜT TANIMI

Örgüt, eylem birli¤idir.

Birden fazla insan›n ortak çal›flma, eylem

48 TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Page 53: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

birli¤i yapt›¤› her du-rum bir örgüttür. Bura-da, üretimi, siyasal, sos-yal yaflam› vb. kapsaya-cak flekilde örgüt kavra-m›n›n oldukça genel birtan›m› yap›lmaktad›r.Tan›m, devlet, parti, or-du, sendika, vak›f, ko-operatif, spor kulübü,flirket, fabrika örgütleri-ne oldu¤u kadar, ihtiyarheyeti, manga, komite,hücre vb., örgütlere deuygulanabilir. Her biri-nin eylem birli¤ininkapsam ve içeri¤i de¤i-fliktir. Zaten bu örgütle-rin ayr› ayr› her birininörgüt olarak niteli¤inibelirleyen eylemlerininmuhtevas›d›r.

Örgüt eylem birli¤idir tan›m›, her çeflit fle-matik yaklafl›m›n terk ve reddedilmesini ge-rektirir. Yak›n akrabal›klar› flüphe götürmeyenformel, flematik ve kal›pç› yaklafl›mlar, herfleyden önce ufkunu s›n›rland›rarak örgütçüyütakats›z b›rak›rlar. Gerçe¤i ve yeniyi anlamas›-n› önleyerek donuk ve yaflamdan kopuk halegetirir.

Örgüt eylem birli¤idir tan›m›, iki temeleleman› birlefltirir. ‹lki “eylem” veya hareket-tir, ikincisi ise, iflbirli¤i. O halde her çeflit ör-gütleme çal›flmas› hareketin –ifl’in- tan›m›, ta-rifi ile, daha tam söylemek gerekirse, iflin ana-lizi ile bafllamal›d›r. Örgüte göre “ifl” de¤il ‹fl’egöre örgüt. ‹fl’in tan›m›nda ve uygun parçalarabölünmesinde aç›kl›k örgütçünün baflar›s›n›nkoflullar›ndan birisidir. ‹fl’i ne denli iyi tan›m-larsa kuraca¤› örgüt te ‹fl’e o denli uygun ola-cakt›r.

Demek ki, örgüt kavram›m›z “hare-ket”sizli¤i d›fllamaktad›r. Eylem hareket de-mektir ve ifl, hareketi kaç›n›lmaz k›lmaktad›r.Hareket ise iflbirli¤inde somutlaflmaktad›r.

Tan›m›n ikinci te-mel eleman› ise “birle-flik”, “ortak” çal›flmad›r.Belki de daha do¤ru birtan›mla “iflbirli¤i”dir.‹fl’in yap›l›fl›nda iflbirli¤iolmadan örgütten sözedilemez. Demek ki, ör-güt kavram› rekabetekarfl›d›r. Tamamen orta-dan kald›r›lamazsa bilerekabeti de¤il, iflbirli¤i-ni, birbirini tamamlay›c›uyumlu çal›flmay› öngö-rür. fiöyle de söylenebi-lir, rekabet iflbirli¤i tara-f›ndan s›n›rland›r›lm›fl,iflbirli¤inin kapsam›nagöre olabilecek en altdüzeye indirilmifltir.

Görüldü¤ü gibi, örgüt kavram›n›n çö-zümlenmesinde “‹fl”in merkezi önemi kesinbiçimde öne ç›k›yor. Kald› ki “ifl”, ayn› zaman-da kullan›lacak yöntemler ve araçlar sorunlar›-n›n da belirleyici giriflini oluflturur. ‹nsan un-surunu hareket halinde yani, dinamik biçimdebirlefltiren de “ifl”tir.

Örgüt eylem birli¤idir.

Eylem birli¤i ve demek ki örgüt, “kal›c›”–uzun ömürlü- olabilece¤i gibi, varl›¤›, yafla-ma zaman› belli görevlerin gerçeklefltirilmesiy-le s›n›rl› da olabilir. Eylem birli¤inin kapsamve geniflli¤i, muhtevas› örgütü belirler. Örgütdar da genifl te olabilir. Örne¤in üç kiflinin biraraya gelip falan caddede afiflleme yapmalar›,ya da flu semtte emperyalist savafl karfl›t› mü-cadeleyi örgütlemek üzere bir platform kurul-mas› vb. örgütlerin do¤al ömürleri yapacaklar›iflle s›n›rl›d›r. Örgüt, devrimci bir parti isee¤er, o iktidar mücadelesi yürüten “kal›c›” birörgüt olacakt›r. Fakat burada da kal›c›l›k,mutlak kal›c›l›k de¤il, uzun ömürlülüktür.

Örgüt kavram›n›n genel kabul gören birdar bir de genifl anlam› vard›r.

49TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

““DDeevvrriimmii öörrggüüttlleemmee,, ddeevvrriimmiinn öönn--ddeerrii oollaarraakk ppaarrttiiyyii öörrggüüttlleemmee””..Bu devrimci iddialar›na ba¤l›

devrimci öncünün geliflim yasas›-d›r. Bu bak›mdan flimdi ve daimatemel sorunun kitle ajitasyonunun

örgütlenmesi oldu¤u buradaözellikle vurgulanmal›d›r. Çünkü,“kitlelerin en ileri kesimlerini ol-du¤u gibi en geri kesimlerini desars›p uyand›rarak harekete ge-çirecek” çal›flma biçimi kitle aji-

tasyonudur.

Page 54: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

Bir sendika örgüt-lenmesinde yönetim ku-rulu, disiplin kurulu vb.birimler dar anlamda ör-gütlerdir. Belli say›da ki-fliden oluflan, görev vesorumluluklar›, haklar›ve yetkileri belli “bi-rim”lerdir. Fabrika ko-miteleri de dar anlamdaörgüte bir baflka örnek-tir. Komünist partilerde,“hücre”, “komite” gibi,organlar da dar anlamdaörgüt kavram›na denkdüflerler.

Dar anlamda örgütlerin bileflimiyle bir ör-gütler sistemi oluflur, bu genifl anlamda örgütkavram›na denk düflen gerçekliktir. Devlet,sendika, parti, holding vb. örgütler, birer ör-gütler sistemidir. Fakat örne¤in milli e¤itimbakanl›¤›, ordu, polis ya da her hangi bir par-tinin il örgütü de bir örgütler sistemi olarakgenifl anlamda örgüt kavram›na tekabül eder.

“Örgütçü” de ajitatör kavram› gibi, parti-li mücadele ile ba¤l›d›r. Parti çal›flmas›n›n ör-gütlenmesini “meslek” edinmifl devrimcidir,örgütçü. Daha önce iflaret edildi¤i gibi, bu da-ima ayn› zamanda kitle hareketinin örgütlen-mesini de kapsar.

Örgüt-ler kurmak ve iflletmek “özel” ifliy-le u¤raflan kadro, örgütçüdür.

İKİ FARKLI TİPTE ÖRGÜTÇÜ

Burada incelemeye konu olan, partiyi veparti faaliyetini örgütleyen elemanlar olarakörgütçülerdir. “‹ki farkl› tipte örgütçü” ilk an-da örgüt kavram›n›n dar ve genifl anlam›ndanç›kan bir ayr›m gibi görünüyorsa da gerçekteyap›lan iflin içerik, kapsam ve nitelik düzeyi-nin farkl›l›¤›yla belirlenen bir ayr›md›r söz ko-nusu olan.

Politik partilerde ilkin, partiyi parti ya-pan örgütler sistemini kuran ve iflleten, ikinci

olarak da, partinin tamolarak kitlelerle temasnoktas›nda bulunan,partiye yeni insanlar ka-zanan ve parti faaliyetin-de örgütleyerek, partifaaliyetinin taban›n› ge-niflleten, büyüten ele-man olarak, iki tipte ör-gütçü bulunur. Örgütle-me çal›flmas›n›n iki fark-l› düzeyi iki farkl› tipteörgütçü yarat›r.

Her iki düzeyde ör-gütçünün baflar›s› enbaflta iflini kavray›fl› ile

ama ayn› zamanda kendi rolünü, örgütçü ola-rak kendini kavray›fl›yla ba¤›nt›l›d›r. Bunlaresasen genelde kadrolar›n baflar›l› olabilmesi-nin koflullar› içerisindedir.

Her iki durumda örgütlenen insan unsurufarkl›d›r. Keza insan unsurunu iflbirli¤i içindebirlefltiren iflin içerik ve kapsam› vb. de farkl›-d›r.

Örne¤in politik parti çal›flmas›nda örgüt-ler sistemini kuran ve iflleten örgütçüler içinörgütleme çal›flmas›n›n insan unsuru olarakkonusu parti program ve çizgisini bilen, az çokpolitik çal›flma deneyimi olan partili/partizanyetiflkin insanlard›r. Bu düzeyde örgütçü, in-san unsurunu örgütlerken onun partili flekille-niflini gelifltirmek, “tamamlamak” gibi bir gö-rev ve sorumlulu¤u“do¤al” olarak tafl›r.

Oysa söz uygunsa bir “uç beyi” konu-mundaki örgütçü ise adeta bir fetihçidir. “Uçbeyi” örgütçü, iflçi s›n›f› ve emekçilere hücumeden parti faaliyetinin manyetik etkisini arka-layarak dolays›z biçimde temasa/iliflkiye geçti-¤i kitleden bireyleri “kopar›p” alacak ya dakopar›l›p al›nm›fl insanlar› parti faaliyeti içinörgütleyecektir. Kitleden bireyi parti ortam›-na, partinin manyetik alan›na veya ideolo-jik/politik anaforuna çekerek kendini parti-den hissetmesini sa¤lamak, bu düzeyde örgüt-

50 TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Politik partilerde iillkkiinn, partiyiparti yapan örgütler sisteminikuran ve iflleten, iikkiinnccii oollaarraakk

da, partinin tam olarak kitlelerletemas noktas›nda bulunan, par-tiye yeni insanlar kazanan veparti faaliyetinde örgütleyerek,

parti faaliyetinin taban›n› genifl-leten, büyüten eleman olarak,

iki tipte örgütçü bulunur.

Page 55: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

çünün özel yetene¤i ol-mal›d›r. Bu düzeyde ör-gütçü güçlü bir ajitatörve cüretkar eylem insa-n›d›r.

İNSAN TANIMA VEDÖNÜŞTÜRME

“‹nsan”, her iki dü-zeyde örgütçünün temelu¤rafl alan›d›r. Ve “insansarraf›”d›r örgütçü. ”‹n-san” tan›ma, anlama, insanlar›n bilinmeyen yada tan›nmayan güçlerini, yeteneklerini a盤aç›kartma, insan› dönüfltürme, “yeniden flekil-lendirme”, insan e¤itme/yetifltirme yetene¤ivb. mesleklerinde baflar›l› olabilmek için heriki tipte örgütçünün özellik ve nitelikleri ara-s›ndad›r. Keza dinleme, anlama, tart›flma vediyalog yetene¤i ve inand›rma gücü de bunla-ra eklenmelidir.

Di¤er bir ifadeyle de tüm bunlar ve benzeralanlar, envai çeflit örgüt biçimlerini incele-mek gibi, örgütçünün kendini gelifltirmeyiözel görev bilecekleri “mesleki e¤itim” konuve alanlard›r.

“Yeni insan”› kazanma, “yaratma” büyükmücadelemiz, hiç kuflkusuz örgütçülerimizebüyük ideolojik görev ve sorumluluklar yüklü-yor. Devrimci mücadeleye at›lanlar›n partilimücadelede ideolojik dönüflümü, yeni insanlarolarak flekillendirilmeleri sözkonusu oldu¤un-da onlarla dolays›z iliflki içerisindeki örgütçü-lerimizin gerek örnek oluflturma, bilinç tafl›mave e¤itim yolundan olsun, ama ayn› zamandagerekse de devrimci elefltiri silah›n›n etkintarzda konuflturulmas›na dayal› ideolojik mü-cadele yoluyla dönüfltürmede olsun büyük vebelirleyici görev ve sorumluluklar› vard›r.

ÖRGÜTÇÜNÜN ALTIN KURALI

Kuflkusuz baflar›l› bir örgütçü, “elindeki”tüm insan unsurunu de¤erlendirendir, en iyi

de¤erlendirendir.

“Eldeki” tüm insanunsurunu de¤erlendir-me bak›fl ve yöneliminesahip olmak ve tüm in-san unsurunu de¤erlen-dirmek, gerçekten sonderece de¤erli bir mezi-yet ve yetenektir. Çünkü“tüm insan unsurunu”de¤erlendirmek de birniteliktir. “En iyi” de¤er-lendirmek ad›na pek çok

de¤erli insan en iyi de¤erlendirilemedi¤i için,hiç de¤erlendirilemeyerek, adeta bir kenardakala kalmaya ve çürümeye terkedilebilir.

Baflar›l› örgütçü, eldeki insan unsurununbir flekilde de¤erlendirilmesi yaklafl›m›n› kay-betmeksizin, daima en iyi de¤erlendirme yak-lafl›m›n› pratiklefltirilmeye çal›fl›r.

Herkesi bir flekilde de¤erlendirmenin te-mel koflulu, herkese yapabilece¤i bir ifl’in ve-rilmesidir. Bunun özellikle “yeni bafllayanlariçin” oldukça zor oldu¤u aç›kt›r. Burada ör-gütçüye, iç yap›lar›n›n bütünlü¤ünü parçala-maks›z›n ifllerin/görevlerin mümkün oldu¤un-ca küçük parçalara bölünmesi ilkesi yol gös-termelidir. ‹fller öyle bölünmelidir ki, her par-ça yine de anlaml› bir bütün olufltursun, an-laml› kals›n. Böylece ifller kolaylaflt›r›lm›fl veyeni bafllayanlar dahil, her hangi bir özel e¤iti-mi olamayan herkesin yapabilece¤i parçalaraayr›lm›fl olur.

Örgütçünün alt›n kural›, herkese yapabi-lece¤i bir ifl vermektir. Herkesin örgütlenmesidemektir bu. Herkesi örgütleyen örgütçü bafla-r›l› bir örgütçüdür.

“En iyi de¤erlendirme”, insan unsurununen gerekli oldu¤u ve en fazla verimli olaca¤›,yeteneklerine uygun alanda/iflte çal›flmas›d›r.

Eldeki insan unsurunun geliflmesinin,ilerlemesinin kanallar›n› açmak, yollar›n› döfle-mek, insan e¤itimini örgütlemek ve bir e¤it-men olarak da rolünü oynamak sorumlulu¤uvard›r.

51TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

“Uç beyi” örgütçü, iflçi s›n›f›ve emekçilere hücum eden partifaaliyetinin manyetik etkisini ar-kalayarak dolays›z biçimde te-masa/iliflkiye geçti¤i kitleden

bireyleri “kopar›p” alacak ya dakopar›l›p al›nm›fl insanlar› parti

faaliyeti için örgütleyecektir.

Page 56: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

ÖRGÜTÇÜ TİTİZLİĞİ

Bundan, yanl›zca parti çal›flmas›nda herhangi bir iflin en ince ayr›nt›lar›na kadar dü-flünülüp, inceden inceye planlanm›fl ve örgüt-lenmifl olmas›n› de¤il, ayn› zamanda örgütçü-nün planlamaya uygun dakik hareketini deanl›yoruz.

Yol gösterme, yard›m, e¤itme çabas›, pay-lafl›m, sorunlar›na çözüm bulma vb. ama heptam zaman›nda “yetiflmesi”ni sa¤layan ifllekrefleks, “insan unsuruna” iliflkin her fleye ha-kimiyet ve insana verilen özel de¤erin örgüt-çünün kadrolarla iliflkilenifl tarz›n›n her zer-resinde kendini göstermesini de kapsar örgüt-çü titizli¤i.

Bütün bunlar örgütçü titizli¤i dedi¤imizzeka ve zarafeti anlat›r.

Örgütçünün bu niteli¤i çevresine özgü-ven, ba¤l›l›k ve baflarma azmi yayan enerji ve›fl›k kayna¤›d›r.

EYLEM ÖRGÜTLEME

Kitle mücadelesinin örgütleyicisi olarakörgütçüler.

Kitle mücadelesinin örgütlenmesi, eylemörgütlenmesi kendi bafl›na salt örgütsel bir so-run, bir teknik sorun gibi ele al›namaz. Bu il-kin politik bir sorundur ve kitle ajitasyonu ça-l›flmas›n›n örgütlenmesi olarak kendini ortayakoyar. Eylem araba ise kitle ajitasyonu araba-y› çeken att›r. Araban›n yürümesi için at› ara-ban›n önüne ba¤lamakt›r örgütçünün ifli. Hersomut durumda yürütülecek ajitasyon çal›fl-mas›n›n alan›n›n çap›/geniflli¤i ve yo¤unlu¤u,ajitasyon çal›flmas›nda kullan›lacak araçlar›nseçimi ve keza seçilen araçlar›n örgütlenme-sinde somutlafl›r. Ajitasyonun örgütlenme ça-p›, ajitasyon ve eyleme konu olan sorununnesnel olarak parças› olan herkesi uyarmak is-teyece¤inden, sorunun nesnel olarak parças›olan her iflçi ve emekçiye, her ezilene ulaflmak

e¤iliminde olacakt›r. Ajitasyon çal›flmas›n›nörgütlenmesinde tüm imkanlar bu bak›fl aç›-s›ndan son s›n›r›na kadar zorlanarak, de¤er-lendirilir. Bu eylem haz›rl›¤›n›n politik boyu-tudur.

O somut durumda hangi mücadele biçi-minin kullan›laca¤›n›n saptanmas› da politikbir sorundur. Yukar›da dönemin mücadele veörgüt biçimlerinin kavranmas›n›n öneminedikkat çekilmiflti. Burada flunu ayr›ca vurgula-mal›y›z ki, örgütçü, örgütçü gözüyle mücade-le biçimlerine nüfuz etmelidir.

Eylem veya mücadele biçimi, sözkonusuolan kitlelerin harekete geçirilmesi oldu¤unagöre, kitle gerçe¤ini devrimci tarzda hesabakatmal›d›r. Devrimci tarz ile hem kitle kuy-rukçulu¤u ve hem de kendini kitlelerin yerinekoyan kitlelerden kopukluk e¤ilimiyle arayakal›n bir s›n›r çekilmesinin gere¤ini vurgula-mak istiyoruz. Büyük emekçi y›¤›nlar, s›n›f bi-lincini kitle mücadelesi okulunda edinirler.‹flte bu asla unutulmamal›d›r. Emekçileri ha-rekete geçiren her mücadele biçimi de¤erlidir.Önemli her bir somut durumda hangi müca-dele biçimi en iyi sonucun elde edilebilece¤i-nin do¤ru tercih edilebilmesidir. Pratiklefltiril-mek istenen mücadele biçimi yanl›zca kitlelerbak›m›ndan o gün için, o çarp›flma için anlafl›-l›r ve uygulanabilir olmamal›, ayn› zamandahem kitleleri ilerletici, gelifltirici olmal› vehem de s›n›f düflman› üzerinde istenen bask›ve etkiyi sa¤layabilmelidir.

Bir gecenin… Bir mitingin… Bir semtflenli¤inin örgütlenmesi… Savafla karfl› mi-tingler.. 1 May›s vb.. Bir dizi mücadele biçimi-nin kullan›ld›¤› kampanya örgütlenmeleri...Bir genel grev genel direniflin örgütlenmesi,bir kent ayaklanmas›n›n örgütlenmesi… Bun-lar ve di¤erleri, bar›flç› ya da bar›flç› olmayan;yasal ya da yasal olmayan biçimlerde eylemörgütlenmeleri için her örgütçünün kendinie¤itmek gibi, dolay›s›yla da tüm mücadele bi-çimlerini tan›mak, ö¤renmek ve incelemek gi-

52 TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Page 57: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

bi ihmal edilmez bir te-mel görevi vard›r.

Örgütçü bir eylemörgütlenmesi sözkonu-su oldu¤unda, öngörül-dü¤ü an’dan son nokta-n›n kondu¤u an’a kadar,bir bütünü düflüncedeve hareket plan› düze-yinde bütün yönleriylegörebilmeli, her ifl içinuygun elemanlar› hare-kete geçirmelidir. Ör-gütçü titizli¤i, bu, ger-çekten herfleyi en inceayr›nt›s›na de¤in öngö-rülmesi, hesaplanmas›ve planlanmas› demek-tir. Öyleki örgütçünün iradesinin nüfuz etme-di¤i en küçük bir sorun en küçük bir noktakalmamal›d›r... Dostlarda hayranl›k yaratanve düflmanlara parmak ›s›rtan flaflk›nl›¤a yola-çan mükemmel planlar, ancak bu “titizlik”inürünü olabilir.

Eylem örgütlenmesini üç aflama biçimin-de ele almak gerekir. Haz›rl›k, eylem an›, ey-lem sonras›. Eylemin iyi örgütlenmesi için ha-z›rl›¤›n iyi olmas› gerekir. Eylem sonras› ey-lem de¤erlendirilip olumluluk ve olumsuz-luklar tespit edilmezse bir dahaki eylemde ay-n› “aksilikler” yeniden, yeniden ortaya ç›kar.

Tam da burada eylem örgütleme sürecin-de örgütlemenin bir unsuru olarak denetimfaaliyetinden söz etmek gerekir. Verilen gö-revlerin yerine getirilip getirilmedi¤i zama-n›nda denetlenmezse eylem süreci üzerindehakimiyet kurulamaz. ‹fl rastlant›ya b›rak›lm›flolur.

Belki de vurgulaman›n flimdi tam yeridir.Örgütleme çal›flmas›na iliflkin gerçekler göste-riyor ki, örgütçü muhakkak karargah çal›flma-s› al›flkanl›¤›n› edinmek ve bu çal›flman›n ta-mamlay›c› bir parças› olarak planlama yetene-

¤ini özel biçimde gelifltir-mek zorundad›r. O “tambir planc›” (planlamac›)olmal›d›r.

“KİTLE” ÖRGÜTÜKURMA

Bilinen yasal biçim-ler alt›nda emekçilerin vekitlelerin örgütlenmesi,

Dayan›flma sand›-¤›… Sendika… Dernek..Spor kulübü… Vak›f…fiirket… Kültür-sanatmerkezi…Kooperatif…vb. Bunlar ve di¤erleri,bütün örgüt biçimlerin-den gerekti¤i durumlar-

da, uygun koflullar alt›nda yararlanma bak›flaç›s›, bunlar›n her birisinin tan›nmas›n›, yap›ve özelliklerinin incelenmesini gerektirir. Ke-za kullan›lmas›n›n düflünüldü¤ü her durumdaher birinin yasal prosedürlerinin de özenle in-celenilmesi, hakim olunmas› gerekir… Örgüt-çü bu türden pek çok durumda uzman hu-kukçular veya deneyim sahibi insanlarla bir-likte çal›flmay› bilmelidir. Uzmanlarla çal›fl-mas› gerekti¤i her durumda karar verirken uz-man görüflüne de¤er vermelidir.

Yukar›da iflaret etti¤imiz kitlesel örgüt-lenme biçimleri iflçi s›n›f› ve emekçilerin mü-cadelesinin bir devrimci yükselifl içerisinde ol-mad›¤› dönemde haz›rl›k çal›flmas›nda de¤iflikdüzeyde roller oynayabilirler.

Fakat deneyimler gösteriyor ki, bir top-lumsal kaynaflma dönemlerinde ya da ezilens›n›flar›n saflar›nda bir kaynaflma bafllad›¤›n-da çok daha esnek, dinamik ve devrimci kitleörgütü biçimleri do¤ar. Örgütçünün devrimcideneyimler temelinde devrimcileflmekte olanya da düpedüz devrimci dönemlerin örgüt bi-çimlerini tan›mas› ve incelemesi, deneyimlerehakim olmas› gerekir. Bu bak›mdan komite-

53TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Örgütçü bir eylem örgütlen-mesi sözkonusu oldu¤unda, ön-görüldü¤ü an’dan son noktan›nkondu¤u an’a kadar, bir bütünüdüflüncede ve hareket plan› dü-zeyinde bütün yönleriyle göre-bilmeli, her ifl için uygun ele-manlar› harekete geçirmelidir.Örgütçü titizli¤i, bu, gerçektenherfleyi en ince ayr›nt›s›na de-¤in öngörülmesi, hesaplanmas›

ve planlanmas› demektir.

Page 58: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

ler, konseyler, sovyetlervb. örgüt biçimlerineburada dikkat çekilebi-lir. Bunlar yasall›¤›n›dolays›z biçimde kitlebilincinden ve kitle ha-reketinin gücündenalan burjuvazi ve sömü-rücü s›n›flara karfl› dev-rimci mücadelenin kit-lesel örgüt biçimleridir.

Bunlar›n yan›s›rabir baflka durumu daayr›ca belirtmeliyiz.Günümüzde emperya-list savafla karfl› müca-delenin örgütlenmesin-de (ve esasen 90’l› y›llar boyunca da) iflçi veemekçilerin, ezilenlerin mücadelesinde önem-li roller oynayan platformlar biçimindeki ör-gütlenmeleri tam olarak her iki gruba da yer-lefltiremeyiz. Bu örgütlenmeler düzenin ve re-jimin yasall›¤›na ve meflruiyetine dayanm›yor-lar. Bir üst örgüt biçimini almad›klar› durum-larda yap›lar› bürokratik de¤il, esnek. Gücünüve meflruiyetini kitlelerden al›yorlar. Ama,devrim döneminin örgütleri de de¤ildir.

Çok de¤iflik biçimleriyle platform örgüt-lenmeleri, dönemin özellikle dikkat çekilmesigereken örgütlenme biçimleridir. Kitle hare-ketinin gelifliminde anlaml› roller oynayabil-mektedirler. Bu nedenledir ki, örgütçülerinbafll› bafl›na incileme konusudurlar.

Tarihin tan›d›¤› bütün örgüt biçimlerinitan›mak, incelemek bunlardan yararlanman›nolanaklar›n› aramak örgütçünün asli görevleriaras›ndad›r. Kendilerini yetifltirme yönelim veanlay›fl s›n›rl›l›¤› Örgütçülerin elefltirilmesigereken temel sorunlardan birisidir.

OLANAKLARI ÖRGÜTLEME

"Olanak" kavram› ile özgürlük ve sosya-

lizm mücadelesinde,parti çal›flmas›nda birrol, ifllev yerine getirebi-lecek her fleyi kastediyo-ruz. Program hedefleri-ni, parti strateji ve takti-¤ini derinli¤ine kavra-m›fl, partinin hangi yön-de ve nas›l geliflebilece-¤ini bilen, dönemin ör-güt ve mücadele biçim-lerine hakim bir örgütçüçal›flmada en genifl anla-m›yla her fleyin bir ifleyarayaca¤›n› bilir. Ör-gütçü yaln›zca insanlar›de¤il ayn› zamanda ola-

naklar› "a盤a ç›kar›r" örgütler. Kitlelerin gü-cü, ayn› zamanda sahip olduklar› s›n›rs›z ola-naklardad›r. Ama bu olanaklar öncü taraf›n-dan örgütlenmedikleri sürece potansiyel ola-naklar olarak bireysel tüketimin konusu olu-rlar.

Örgütçü olanaklar› tan›r, tarar, arar, a盤aç›kart›r. Hangisinin hangi iflte ve ne zamankullan›laca¤›n› planlar.

Özellikle olanaklar›n örgütlenmesi söz-konusu oldu mu örgütçüyü muhakkak, strate-jik düflünüflün yans›malar› olan, “uza¤› görengelecek görüflü” ve “bütünü gören merkezi-yetçi yaklafl›m” yönetmelidir.

ARAÇLARI ÖRGÜTLEME

Tafl, sopa, sapan, tabanca, pankart, afifl,bildiri, gazete, megafon, bas›m ve ço¤altmaaletleri vb. tüm bunlar› araçlar olarak sayabi-liriz. Yasal ya da yasad›fl›, aç›k ya da gizli ör-gütlenmesiyle de ilgili de¤iliz. Bunlar partiçal›flmas›n›n ya da faflizme, kapitalizme veemperyalizme karfl› mücadelenin araçlar›d›r.Bunlar yap›lar›na ve oynayabilecekleri rolleregöre mücadelenin belli anlar›nda ya da süre-

54 TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Program hedeflerini, partistrateji ve takti¤ini derinli¤ine

kavram›fl, partinin hangi yöndeve nas›l geliflebilece¤ini bilen,

dönemin örgüt ve mücadele bi-çimlerine hakim bir örgütçü ça-l›flmada en genifl anlam›yla herfleyin bir ifle yarayaca¤›n› bilir.Örgütçü yaln›zca insanlar› de¤ilayn› zamanda olanaklar› "a盤a

ç›kar›r" örgütler.

Page 59: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

¤en biçimde gerekebi-lirler. Örgütçü ayn› za-manda hem parti çal›fl-mas›n›n rutin araçlar›n›ve hem de s›n›f düflma-n›yla savafl›m›n o aniçin gerekli araçlar›n›örgütleyecektir. Bunlar›tan›mak o an için göre-li önemlerini tayin et-mek öncelikle politikönderli¤in görevi ol-makla birlikte, örgütçüde bunlarla en az poli-tik önderlik kadar ilgi-lenir.

Son olarak, partiçal›flmas›n›n, iflleyifli-nin ve yaflam›n›n baz› temel unsurlar›n›n ör-gütçüler bak›m›ndan özel öneminin alt›n› ka-l›nca çizmeliyiz. Bunlar, denetim, disiplindir.Planlamayla birlikte denetim ve çal›flma(ifl)disiplini örgütçü titizli¤ine ruhunu verir. Ra-por ise denetimin somut bir biçimi oldu¤ukadar, disiplini kuran zincirin halkalar›ndanbirisidir. Fakat ayn› zamanda flunu da vurgu-lamal›y›z ki, özellikle yaz›l› raporlar örgütçü-leri deneyleri incelemeye zorlamak gibi birüstünlü¤e de sahiptir.

ÖRGÜTSEL GELİŞME STRATEJİLERİ

Politik mücadelenin ve tabi bütün birdevrimci çal›flman›n tam merkezinde iktidarhedefi vard›r. Politik mücadelenin di¤er bü-tün büyük sorunlar› gibi iktidar sorunu dakuvvet kullan›m›yla çözülebilir. Zaten politi-kan›n bir kuvvet oyunu oldu¤u yolundaki ge-nel kan› da buradan do¤mufltur. Örgüt prog-ram›n, politik düflüncelerin maddi güce dö-nüflmesi demektir. Bu eylem için de geçerli-dir. Gerçekten iktidar mücadelesi yürütendevrimci öncü, kuvvetlerini büyütmeyi bir an

olsun ak›ldan ç›karta-maz. Politik önderlik,say›s›z günlük politikhareketlerle geliflimininkanallar›n› arar, zorlar,açar. Örgüt çal›flmas› ilepolitik çal›flman›n so-nuçlar›n› örgütsel gücedönüfltürerek bir sonra-ki sürecin, geliflen mü-cadelenin ç›k›fl veyabafllang›ç noktas› yapar.

Bütün bunlar, “ör-gütsel geliflim stratejile-ri” kavram›n›n mant›¤›-n› oldu¤u kadar, örgüt-sel geliflim stratejileri-nin gereklili¤ini de

aç›klamaktad›r. Çal›flman›n hangi yönde venas›l geliflece¤inin öngörülmesi ve örgütselgeliflim stratejileri biçiminde somutlaflt›r›l-mas›, kesimsel, yerel ve merkezi yani partiçal›flmas›n›n ve keza önderlik çal›flmas›n›nbütün düzeylerinin görevleri aras›ndad›r.Partinin kendi geliflimine egemen olmas›n›n,geliflimini yönetmesinin koflullar› aras›ndad›rbu.

Devrimci kendili¤indencili¤e karfl› yü-rütmekte oldu¤umuz savafl›m›n partinin ör-gütsel geliflimini de kapsad›¤› izah gerektir-meyen bir konudur.

Her alanda örgütsel geliflme stratejileri-nin oluflturulmas› ve bunlar›n örgütlenme ça-l›flmalar›n› yönetmesi her düzeyde önderlik-lerin ve tabi örgütçülerimizin sorumlulu¤un-dad›r. Burada kendimizi, örgütsel geliflmestratejilerinin oluflturulmas› için gerekli asga-ri koflullara de¤inmekle s›n›rland›raca¤›z.

Her düzeyde örgütsel geliflim stratejileri-nin k›lavuz ipi, partinin içerisinden geçmek-te oldu¤u dönem için belirledi¤i temel görev-dir. Bu marksist leninist literatürde kavrana-cak halka olarak da tan›mlan›r. ‹flaret edildi-

55TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Politik mücadelenin ve tabibütün bir devrimci çal›flman›ntam merkezinde iktidar hedefi

vard›r. Politik mücadelenin di¤erbütün büyük sorunlar› gibi ikti-

dar sorunu da kuvvet kullan›m›y-la çözülebilir. Zaten politikan›nbir kuvvet oyunu oldu¤u yolun-

daki genel kan› da buradando¤mufltur. Örgüt program›n,

politik düflüncelerin maddi gücedönüflmesi demektir.

Page 60: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

¤i gibi, kavranacak hal-ka belirlemesi, bütünörgütsel geliflme strate-jilerinin yönünü tayineder. “Önder partiye ge-çifl”, bugün marksist le-ninist komünist parti-nin tüm çal›flmalar›n›nyönetici ilkesidir.

Örgüt bak›m›ndanele al›nd›¤›nda önderpartiye geçifl en geneldeiflçi s›n›f›, tüm emekçi-ler ve ezilenlerin saflar›aras›nda parti çal›flmas›-n›n örgütsel süreklili¤inin sa¤lanmas›n› ge-rektirir. Bu nedenledir ki, örgütsel süreklili-¤in güvencesi, bugün için oluflturulacak ör-gütsel geliflim stratejilerinin özel ilgi konusuolmal›d›r.

Alan›ndaki –insan, araç-gereç, maddi,teknik vb.- tüm olanaklara hakim olmas›, herhangi bir parti kurumunun örgütsel geliflimstratejisi oluflturabilmesi için temel bir koflu-ldur. Eldeki kuvvetlerin güç ve imkanlar›n›nen iyi de¤erlendirilmesi için uygun düzenle-nifli de örgütsel geliflim stratejilerinin sorun-lar› aras›ndad›r.

Alanda –kent, kasaba, semt, fabrika,okul vb.- potansiyel devrimci imkanlar›nanalizine dayanarak gelifltirilecek öngörüyönlendirici bir temel unsurdur. Bir örgütselgeliflim strateji –ki, politik çal›flman›n örgüt-lenmesi onun motorudur- mant›¤› itibar›ylamuhakkak ve kesin kes taze kuvvetlerin aç›-¤a ç›kart›lmas› ve kazan›lmas›na dayan›r. Bü-yümek, geliflmek, kuvvet biriktirmek ancaktaze kuvvetlerin a盤a ç›kart›lmas› ve kazan›l-mas› temeline dayanabilir.

Her örgütsel geliflme stratejisi için belir-lenmifl öncelikler vard›r veya di¤er bir anla-t›mla önceliklerin belirlenmesi gerekir.

Bir örgütsel geliflim stratejisi, nicelik ve

nitelik unsurlar›ylapartinin örgütsel yap›-s›n›, örgütsel faaliyetle-rini en kapsaml› biçim-de hesaba katar. Üyesay›s›n›n art›r›lmas› he-definden, partinin elin-deki araçlar›n flu yeniaraçlar›n kurulmas› ileço¤alt›lmas›na; parti-nin repertuar›na kat›l-mas› gereken flu veyabu mücadele biçimi veçal›flma yöntemlerininkullan›lmas›n›n örgüt-

lenmesinden, belirlenecek kitle örgütleriiçinde parti çal›flmas› yürütecek örgütlenme-lerin inflas›na; kadro e¤itiminin örgütlenme-sinden, teknik araçlar›n ço¤alt›lmas›na; partifaaliyetinin alt yap›s›n›n gelifltirilmesinden,parti çal›flmas›n›n yeni alanlara yay›lmas›n›nkadro, maddi, teknik vb. koflullar›n›n haz›r-lanmas›na, örgüt çal›flmas›n› en genifl görüflaç›s›yla gören ufuk çizgisinden ele al›n›r, par-tinin örgütsel geliflim stratejileri.

Örgütsel geliflme stratejilerinin muhak-kak zaman kriteri ve hedef görevlere iliflkinzaman s›n›rland›rmalar› olacakt›r.

Son olarak en nihayetinde her örgütselgeliflim stratejisinin inflas› çal›flmas› ayn› za-manda bir planlama çal›flmas›n› kapsamakdurumundad›r. Bir planlama çal›flmas› içingerekli olacak veriler ise yukar›dan beri anla-t›lanlarla hemen bütün çizgileriyle a盤a ç›k-m›fl bulunuyor.

BİLGİ AKIŞININ ÖRGÜTLENMESİ

Bilgi ak›fl›n›n örgütlenmesi, örgüte ve ör-güt yönetimine hakimiyetin temel koflulu-dur. Ayn› zamanda merkeziyetçili¤in temelunsurlar›ndan birisidir. Çünkü merkeziyetçi-lik her fleyden önce bilgilerin merkezilefltiril-

56 TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Örgüt bak›mdan ele al›nd›¤›n-da önder partiye geçifl en genel-

de iflçi s›n›f›, tüm emekçiler veezilenlerin saflar› aras›nda partiçal›flmas›n›n örgütsel süreklili¤i-nin sa¤lanmas›n› gerektirir. Bunedenledir ki, örgütsel süreklili-

¤in güvencesi, bugün için olufltu-rulacak örgütsel geliflim strateji-lerinin özel ilgi konusu olmal›d›r.

Page 61: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

mesi demektir. Partiçal›flmas› ve parti ör-gütüne iliflkin tüm bil-gilerin parti merkezi-ne ak›fl›n›n örgütlen-mesi örgüt çal›flmas›-n›n temel bir alan›d›r.Keza parti merkezinindirektiflerinin tümpartiye tafl›nmas› dabuna dahildir. Örgüt-çü iki yönlü akan birnehir gibi, bilgi ak›fl›n›örgütlemekle yüküm-lüdür. Her kopuklu-¤un, her aksakl›¤›n so-rumlulu¤u ona aittir.

ÖRGÜTÇÜNÜN ELEŞTİRİSİ

Örgütlenme sorunlar› öncelikle politiksorunlard›r. Örgütçünün politik deneyim vekavray›fl›, politik ilgi ve refleksi, politik yete-nekleri baflar›l› olmas›n›n önkoflullar›n› olufl-turdu¤u içindir ki, örgütçünün elefltirisi bu-radan bafllamal›d›r.

Bunu, kolektifin örgütçüleri yetifltirmetarz›n›n elefltirisi tamamlamal›d›r.

Ancak bunlardan sonra dolays›z biçimdeörgüt çal›flmas›n›n bafll›ca sorunlar› üzerin-den örgütçünün elefltirisi ilerletilmelidir.

Örgütçülerimiz politik bak›mdan, kitleajitasyonunun örgütlenmesi görevlerindekidurumlar› bak›m›ndan de¤erlendirilmelidir-ler. Parti çal›flmas›nda ve kitlelerin hareketegeçirilmesinde, kitle ajitasyonunu örgütle-menin önemini kavray›fl ne durumdad›r? Kit-le ajitasyonunun örgütlenmesindeki yetersiz-likler, kitlelerle buluflma ve önder partiye ge-çiflin sorunlar› aras›nda de¤il midir?

‹nsan s›k›nt›s› m› var? Yoksa örgütçüle-rin ufuk darl›¤›, ilkelli¤i ve amatörlü¤ü, dü-zeylerinin düflüklü¤ü gibi bir sorunumuz mu

var? Örgütlülük oran›-n›n düflüklü¤ünün an-lam› nedir? “‹nsan faz-lal›¤›”, de¤il mi? Ör-gütlülük oran›n›n dü-flüklü¤ünün insan faz-lal›¤› yani, örgütsüz, ör-gütlenememifl insan sa-y›s›n›n yüksek olmas›n-dan baflka bir anlam›var m›d›r?

Örgütçülerimizin,örgüt ve örgütlenme so-runlar›n› özgün incele-me tarz›ndan ne kadarsözedilebilir? Günün,

dönemin örgütlenme sorunlar›n› inceleyen,örnek gösterebilece¤imiz kaç çal›flma var?

Örgütlenme konusunda teorik bilgilerin,devrimci deneyimlerin incelenmesi de önem-lidir elbette. Ama burada gerçek örgüt ve ör-gütlenme sorunlar›n›n incelenmesinin sözkonusu yap›ld›¤› unutulmamal›d›r. Komü-nist bas›n›m›z devrimci saflarda emekçilere,kitlelere güvensizli¤in devrimci elefltirisinihakl› olarak ›srarla sürdürüyor. Bunun biryans›mas› olan “insanlara güven eksikli¤i” ve“mükemmeliyetçilik” hastal›¤›n›n örgütçüle-rimiz üzerindeki etkilerinin de sorgulanmas›,incelenmesi gerekir.

Kendilerini yetifltirme yönelim ve anla-y›fl s›n›rl›l›¤›, örgütçülerin elefltirilmesi gere-ken temel yönlerden birisidir bu.

Kendini tekrar› aflman›n, devrimci ken-dili¤indencili¤in örgütsel alandaki yans›ma-lar›n›n temizlenmesinin ve keza partininkendi geliflimine egemen olmas› ve yönetme-sinin gere¤i olarak örgütçülerimizin alanlar›için örgütsel geliflme stratejileri oluflturulma-s› ve keza belli süreçlerde gözden geçirilerekyenilenmesi çal›flmas›yla ne kadar ilgilendik-leri de bir baflka önemli de¤erlendirmekonusu olmal›d›r.■

57TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

‹nsan s›k›nt›s› m› var? Yoksa ör-gütçülerin ufuk darl›¤›, ilkelli¤i veamatörlü¤ü, düzeylerinin düflüklü-

¤ü gibi bir sorunumuz mu var?Örgütlülük oran›n›n düflüklü¤ününanlam› nedir? “‹nsan fazlal›¤›”,de¤il mi? Örgütlülük oran›n›n

düflüklü¤ünün insan fazlal›¤› ya-ni, örgütsüz, örgütlenememifl in-san say›s›n›n yüksek olmas›ndan

baflka bir anlam› var m›d›r?

Page 62: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

58 TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Page 63: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

1TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Page 64: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

58 TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

EMPERYAL‹ST küreselleflmenin timsalinedir? Bilgisayar m›? ‹letiflim olanaklar› m›?Medyan›n ulaflt›¤› yayg›nl›k ve güç mü? Hay›r.Tüm bunlar, kapitalist sermaye birikiminin ih-tiyaçlar› için kullan›ld›¤›nda, ortaya i¤renç birtoksik madde ç›kt›, kiemperyalist küresel-leflmenin timsali deodur: Spekülatif ser-maye.

fiekil 1, sermayehareketlerine tan›nanserbestinin derecesinigösteriyor. “Serbesti”derecesi, 1960’lardan,1970’lerin sonlar›nakadar 60 civar›ndaseyrederken, 1970’le-rin sonundan 1993’ekadar uzanan zamandiliminde tam bir s›ç-rama söz konusu.Emperyalist sermaye,uluslararas› finansalkurumlar›n (IMF gi-bi) zorlay›c› gücünü

kullanarak para piyasalar›n› ve borsalar› ser-maye için serbestlefltirdi. Dünyan›n bir ucun-dan di¤erine saniyelik sermaye transferleriniolanakl› hale getirdi. Bilgisayar ve iletiflim tek-nolojisindeki “göz kamaflt›r›c›” ilerleme, ser-

Emperyalist küreselleflmenin timsali:

Spekülatif Sermaye

(Economist, 30/01/99, Global Finans Araflt›rmas›)

Page 65: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

mayenin üzerinde hareketedece¤i bu yeni zemininteknolojik altyap›s›n›oluflturdu. Yeni ve güçlüyelkenlilerin bulunmas›,Hindistan ve Latin Ameri-ka yerlilerinin kölelefltiril-mesi ve bu k›talar›n ya¤-malanmas›na yol açm›flt›.Buharl› makinelerin bu-lunmas›, bu k›talardakiyerli zanaat›n yok edilme-sine ve Avrupa kapitaliz-mi için sanayi bitkisi ye-tifltiren köle plantasyonla-r›n›n say›s›nda bir patla-maya neden olmufltu.Bunlara oldukça benzerbiçimde, bilgisayar tekno-lojisindeki geliflmeler ve internet ile telekomü-nikasyon a¤lar›n›n dünyay› sarmas› da, di¤erfleylerin yan› s›ra, dünya ya¤ma pazar›n›n ku-rulmas›na yol açt›.

GLOBAL YAĞMA PAZARILenin emeperyalizmi, “kapitalizmin öz-

gün bir tarihsel aflamas›” olarak tan›mlar veflöyle devam eder: “Bunun özgün niteli¤ininüç yönü vard›r: emperyalizm, (1) tekelci kapi-talizmdir; (2) asalak, ya da çürüyen kapita-lizmdir; (3) cançekiflen kapitalizmdir. Serbestrekabetin tekel taraf›ndan aya¤›n›n kayd›r›l-mas›, emperyalizmin temel ekonomik özelli¤i,özüdür. Tekel kendini bafll›ca befl biçim alt›n-da ortaya koyar: (1) Karteller, sendikalar vetröstler, üretimin yo¤unlaflmas›, kapitalistlerinbu tekelci birliklerinin do¤mas›na yolaçacakbir düzeye ulaflm›flt›r; (2) büyük bankalar›n te-kelci konumu, üç, dört ya da befl dev banka,Amerika, Fransa, Almanya'n›n tüm ekonomikyaflam›n› denetim alt›na almaktad›r; (3) ham-madde kaynaklar›n›n tröstler ve mali oligarflitaraf›ndan ele geçirilmesi (mali sermaye, ban-ka sermayesi ile tekelci sanayi sermayesininkaynaflmas›d›r); (4) dünyan›n uluslararas› kar-teller taraf›ndan (ekonomik) bölüflümü baflla-

m›flt›r. Daha bugünden,bütün dünya pazar›nakomuta eden ve bu paza-r› kendi aralar›nda, savaflonu yeniden paylaflt›r›n-caya kadar, ‘dostça’ pay-laflan böyle yüzden fazlauluslararas› kartel vard›r.Tekelci olmayan kapita-lizm ortam›ndaki metaihrac›ndan farkl› olaraksermaye ihrac›, oldukçailginç bir olayd›r ve dün-yan›n ekonomik ve top-ra¤a de¤in siyasal bölü-flümüne yak›ndan ba¤l›-d›r; (5) dünyan›n toprakbölüflümü (sömürgeler)tamamlanm›flt›r.” (1)

O halde bugünkü durumu nas›l tan›mla-yabiliriz? E¤er emperyalist küreselleflmeyi bu-günün özgünlü¤ü olarak ifade edersek gerçe¤idile getirmifl olur muyuz? Lenin’in yapt›¤› be-timleme bugün geçerli de¤il mi? Olgular› tektek ele ald›¤›m›zda görürüz ki, Lenin’in öz-günlük olarak belirtti¤i herfley bugün çok da-ha belirgin biçime bürünmüfltür. Elbette bubir fleyin de¤iflmedi¤i anlam›na gelmez. Em-peryalist küreselleflme bir olgudur ve onun öz-günlü¤ü spekülatif sermayenin artan etkinil¤i-dir.

“Kapitalist sistemin belli bafll› üç küresel-leflme dalgas›ndan söz edilebilir. Birincisi; sa-nayi devriminin hemen ard›ndan meta ticaretiyoluyla dünya pazar›n›n oluflturulmas›d›r.‹kincisi; kapitalizmin tekelci aflamas›nda, 20.yüzy›l›n ilk çeyre¤inde görülen ve esasen ser-maye ihrac› yoluyla dünya pazar›n›n yenidenbiçimlendirilimesidir...Emperyalist küresellefl-meye damgas›n› vuran, uluslararas› tekellerindünya ekonomisi üzerinde tam hakimiyeti,mali sermayenin üretimden koparak esasenspekülatif ticarete kaymas›”d›r. (2)

Emperyalist küreselleflmenin koçbafl›,mali piyasalar üzerindeki denetim ve s›n›rlan-d›rmalar›n kald›r›lmas› oldu. 1980’ler ve

59TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Page 66: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

90’lar, mali piyasalarda ak›l almaz bir s›çrama-ya tan›kl›k etti.

Dünya aktif finans stoklar›, 1980’de 10trilyon 706 milyar dolardan, 1992’de 35 tril-yon 483 milyar dolara f›rlad›: Yani üç buçukkat artt›. Bu 12 y›l içinde uluslararas› tahvillersto¤u 7 kat, hisse senetleri sto¤u 3.7 kat artt›.(3)

Yukar›daki tablo da günlük borsa ifllemlerininart›fl h›z›n› ve hacmini gösteriyor. (Tablo 1)

Borsalardaki bir günlük ifllemin, ihracat›ny›ll›k toplam›n›n neredeyse üçte birine denkgeldi¤i görülüyor. Döviz piyasalar›ndaki gelifl-meyi de buna eklemek gerekir: “1980’lerin so-nunda sadece 190 milyar ABD dolar› ifllemhacmi olan dünya döviz piyasas› ifllemleri, gü-nümüzde günlük 1.7 trilyon dolara ulaflm›flbulunmaktad›r. (...) (bu) döviz ifllemi hacmi-nin yüzde 80’i, bir hafta içinde, geldi¤i ulusalpiyasay› terk etmekte.” (4)

Tahvil ve hisse senedi piyasalar›n›n ifllemhacminin toplam milli gelire oran›, ABD’de

1980’de yüzde 9’dan, 1990’dayüzde 93’e, 1995’te ise yüzde164’e vard›. Almanya’da 1980’deyüzde 8’den 1990’da yüzde 85’e,Japonya’da ise ayn› y›llarda yüzde7’den yüzde 119’a vard›. ‹ngilte-re’de ise bu rakam, tüm ak›l s›n›r-lar›n› zorlayacak yüksekliktedir:1985’te yüzde 386’dan, 1990’dayüzde 690’a!! (5) Böylece, asalakl›kve çürümenin tüm dünya ekono-

misine görülmedik ölçüde nüfuz etti¤i bir dö-neme girildi.

BÜYÜK SOYGUNMali sermayenin yapt›¤› bu “küresel s›ç-

rama”, yeni sömürge ve ba¤›ml› ülkelerin ale-nen soyulmas›yla el ele gitti. 1990-1997 y›llar›aras›nda “geliflmekte olan ülkeler”, yabanc› ya-t›r›mc›lar›n haklar›n› koruyan ve yasal koflul-lar› yabanc› yat›r›m lehine düzenleyen 1035adet çok tarafl› yat›r›m anlaflmas› yapt›lar. (6)

1990-’94 aras›nda bu ülkelerde 50 yeni borsaaç›ld›. ‹stanbul Menkul K›ymetler Borsas›’n›nda 1986’da aç›ld›¤›n› hat›rlatal›m. (7) Uluslara-ras› mali sermaye bu ülkelere adeta “ak›n” et-ti. (Tablo 2)

Yeni sömürge ve ba¤›ml› devletlere akanbu muazzam sermayenin içinde, borçlar›n vehisse senedi al›m sat›m›n›n yükselifli gerçekten“bafldöndürücü”. Kuflkusuz bu tablo hep böy-

60 TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Y›l Borsada günlük Y›ll›k ifllem (milyar $) dünya ihracat› Oran› (%)

1979 75 1546 4.81984 150 1800 8.31986 300 1998 151990 500 3429 14.51994 1200 4269 28.1

Kaynak: Eric Toussaint, Ya Paran› Ya Can›n›, syf. 90 (Tablo 1)

“Geliflmekte olan ülkelere yönelik net sermaye ak›m›”(Milyar $)1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996

Toplam 98.3 116.3 143.9 208.1 206.2 243.1 281.6Toplam ÖzelAk›mlar 41.9 53.6 90.1 154.6 160.6 189.1 246.9

a) Borç 15.0 13.5 33.8 44.0 41.1 55.1 82.2b) Do¤rudan

Yabanc› Yat›r›m 23.7 32.9 45.3 65.6 86.9 101.5 119.0c) Hisse

Senedi 3.2 7.2 11 45.0 32.6 32.5 45.8Resmi ak›mlar(Borçlar+yard›mlar) 56.4 62.7 53.8 53.6 45.5 54 34.7

Kaynak: IMF verilerinden aktaran, ‹TO, Türkiye Ekonomisinde Sermaye Hareketleri, sf. 15 (Tablo 2)

Page 67: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

le sürmedi. 1997’de patlakveren Güneydo¤u Asya kri-zi, mali sermayenin yeni sö-mürge pazarlar›ndan nispiolarak geri çekilmesine yolaçt›. Ancak mali sermayehareketleri genel toplamda,artarak sürdü.

Bu veriler, sermaye ih-rac› içinde, para sermaye bi-çimindeki ihrac›n ulaflt›¤›düzeyi aç›k biçimde göste-riyor. Tablo 2’de aktard›¤›-m›z verilere göre, 1996 y›-l›nda, ba¤›ml› ve yeni sö-mürge ülkelere toplam özelsermaye ihrac›n›n yüzde33’ü borçlardan, yüzde48.3’ü do¤rudan yat›r›mdan, yüzde 18’i ise,hisse senedi ve portföy yat›r›mlar›ndan oluflu-yordu. BIS verileri, 1997’den 2001’e, bu oraniçinde borçlar›n görece azald›¤›n› ve hisse se-nedi ak›fl›n›n görece artt›¤›n› gösteriyor. (8)

Yeni sömürgelere borç, döviz ve hisse se-nedi biçiminde akan mali sermaye, büyük birsoygun gerçeklefltirerek geri döndü. Bu ülke-lerde üretilen toplam art› de¤erin önemli birk›sm›, böylece uluslararas› mali sermaye tara-f›ndan, herhangi bir üretken faaliyet gerçek-lefltirilmeden yutulmufl oldu. Tabii, ayn› za-manda, bu borsalara tasarruflar›n› yat›rm›flolan küçük esnaf›n ve ücretlilerin paralar› dabu soyguncular çetesi taraf›ndan çal›nd›. Busoygundan yeni sömürge iflbirlikçi burjuvazi-lerinin zarar etti¤ini söylemekse mümkün de-¤il. Borsalarda toplanan büyük çapta para ser-maye, onlara da vurgun ve zenginleflme olana-¤› sa¤lad›¤› gibi, bizzat kendileri de ellerindekipara sermayeyi borsada ve döviz piyasas›ndaspekülasyon yapmak için kullan›yorlar.

SSeerrmmaayyee nneeddeenn ssppeekküüllaassyyoonnaa aakk››yyoorr??

Eric Toussaint, “iflletmelerin finanslaflma-s›” kavram›yla yürüttü¤ü tart›flmada, kapitalistdünyada flirket faaliyetlerinin s›nai üretimdenfinansal yat›r›mlara kaymakta oldu¤unu ifade

ediyor. Toussaint’in aktar-d›¤› verilere göre; 1982-1989 aras›nda Frans›z ifllet-melerinin üretim faaliyetle-rine yat›r›m›, yüzde 76’danyüzde 47’ye düflüyor, finan-sal aktif yat›r›mlar› ise, yüz-de 2.9’dan, yüzde 35’e yük-seliyor. Fransa’da yerleflmiflflirketlerin Paris döviz piya-sas›nda yapt›klar› müdaha-leler, Nisan 1989’da 45 mil-yar dolardan, Nisan 1992’de107 milyar dolara, Nisan1995’te ise, 143 milyar do-lara ç›k›yor. (9) Bu veriler,Fransa’ya ait olsalar da, as-l›nda evrensel bir gerçe¤e

iflaret ediyorlar. Sanayide üretilen art› de¤eringiderek artan bir bölümü, borsa, döviz ve tah-vil piyasalar›na ak›yor. Üretilen dev art› de¤erkitlesinin önemli bir k›sm›, yeni yat›r›mlarolarak sanayi üretimine dönmek yerine spekü-latif alana “kaç›yor”.

Engels yüz y›ldan fazla bir zaman önceflöyle yazm›flt›: “1865’te borsa, kapitalist sis-tem içinde henüz ikincil bir ö¤eydi. (...) 1866bunal›m›ndan beri, birikim git gide büyüyenbir h›zla artt› ve böylece, hiçbir sanayi ülkesin-de, ve hele ‹ngiltere’de, üretimdeki geniflleme,birikime ayak uyduramad›. ... Ama bu birikimile birlikte rantiyelerin (...) say›s› artt›. Enso-nu, para-sermaye olarak bafl› bofl dolaflan bukitlenin yat›r›m›n› kolafllaflt›rmak için, henüzkurulmam›fl bulunan yerlerde, yeni s›n›rl› so-rumlu flirket türleri kuruldu. (...) Bunu, sana-yiin giderek hisse senetli giriflimlere dönüfltü-rülmesi izledi.” (8)

Bugün de, borsalardaki ç›lg›nca geniflle-menin arka plan›nda, sermaye birikimindekimuazzam art›flla, sanayinin vaat etti¤i kâroranlar› aras›ndaki çeliflki yat›yor. Kapitalist-ler, “kâr için” sanayi üretimi yapt›klar›ndan,ellerinde biriken sermayeyi ancak kârl› oldu¤uoranda sanayiye yat›r›yorlar. Sanayinin vaat et-ti¤i kar oran› düflerken, artan tekelleflmeyle

61TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Spekülatif vurgunlar, bu-gün, kapitalist sistemde

rastlant›sal ve tekil olaylarde¤il, sermaye birikimi sü-recinin içsel bir unsuru hali-ne gelmifltir. Spekülasyon,

sanayideki düflük kâroranlar›n telafi edilmesi içinvazgeçilmez bir araç ola-rak, üretimdeki büyümeye

yap›flt›r›lm›flt›r.

Page 68: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

birlikte sermaye birikimih›zlan›nca, kapitalist s›n›-f›n elinde bir sermaye faz-las› olufluyor. Bu “fazla-l›k”, sanayiden çok dahayüksek kâr oranlar› vaateden asalak alanlara do¤ruh›zla ak›yor. Tekelleflmey-le birlikte tekelci kapita-listin yaln›zca “kar” içinde¤il azami kar amac›ylahareket etti¤ini belirtelim.

Teknolojik geliflme,kapitalist koflullar alt›nda,sanayideki kâr oranlar›n›ndüflmesine neden oluyor.Okur, bunu ilk baflta flafl›r-t›c› bulabilir. Çünkü görü-nen, tam tersidir: Fabrika-lardaki makineler teknikbak›mdan iyilefltikçe, da-ha fazla kâr elde edilir. Ancak bu kâr›n, yat›r›-lan toplam sermayeye oran›, pek de hissedil-meyen bir biçimde, düflme e¤ilimi içindedir.Bunun nedeni asl›nda basittir: Teknolojik ge-liflme, ayn› iflin daha az emek gücü kullan›la-rak yap›lmas›n› sa¤lad›¤› için, fabrikalarda ma-kineler yenilenince, ilk ifl, iflçi say›s›n› azalt-mak olur. Bu, iflçilere ödenen toplam ücretleriazaltt›¤› için, kapitalistlerin en büyük arzusu-dur da ayn› zamanda. Ancak, art› de¤erin kay-na¤›, canl› insan eme¤idir. Makineler ve ham-maddeler, yeni bir de¤er yaratmazlar. Sadecekendi de¤erlerini ürüne aktar›rlar. Ortaya ç›-kan üründen, makinelerin afl›nma pay›, ham-maddelere yat›r›lan para ve ücretler ç›kar›ld›-¤›nda, geriye kalan de¤er, bizzat canl› eme¤inyaratt›¤›, ancak ona ödenmemifl emektir. ‹flçisay›s› azalt›ld›¤›nda, ürünün içindeki ödenme-mifl emek k›sm› da azalt›lm›fl olur. Toplam ser-maye içinde canl› eme¤in pay› azalt›l›p, maki-ne ve hammaddelerin pay› art›r›l›nca, art› de-¤erin toplam sermayeye oran› da azalt›lm›flolur. Di¤er yandan, teknolojik geliflme, fabri-kalar›n kurulmas› için gerekli asgari sermayemiktar›n› art›r›r. Kapitalist rekabet, iflletmeleri

en son teknoloji temelindeyenilenmeye zorlar. Dahayeni teknoloji ise, makine-lere daha büyük bir yat›-r›m demektir. Yeni tekno-loji, fabrikan›n üretimhacmini, ve ortaya ç›kantoplam ürünü art›r›r. Böy-lece, bu ürünün bir parça-s› olarak, brüt art› de¤erde (toplam kar) artm›flolur. Ancak, brüt art› de-¤erin, toplam sermayeyeoran› (kar oran›) geçmiflenazaran düfler.

100 iflçi çal›flt›ran birfabrikan›n, 50 milyar lira-l›k toplam sermayeye sa-hip oldu¤unu varsayal›m.Makinelerin de¤eri 30milyar, hammadde harca-

mas› 10 milyar ve ücretler 10 milyar olsun.(Hesab› basitlefltirmek için, makinelerin birüretim sürecinde tüketildi¤ini varsay›yoruz)Art›de¤er oran›n›n %100 oldu¤unu (yani iflçi-lerin kendi ücretleri kadar art› de¤er üretti¤i-ni) varsayarsak, üretim sürecinin sonucunda,ortaya 60 milyar liral›k bir ürün ç›kar; ki bu-nun 30 milyar› makine de¤eri, 10 milyar› ham-madde de¤eri, 10 milyar› ücretlere ödenen pa-ra ve 10 milyar› da art› de¤erdir. Brüt art› de-¤erin toplam sermayeye oran› (yani kar oran›)10/50= 1/5’tir. Yani, yüzde 20.

Ayn› fabrikan›n, teknoloji yenilemesi so-nucunda 50 iflçiyi att›¤›n› düflünelim. Yeni al›-nan makinelerin de¤eri, 60 milyard›r. Yenimakinelerin üretkenli¤i üçe katlad›¤›n› varsa-yal›m; say›ca üç kat daha fazla ürün üretilece-¤i için, hammadde harcamas› da 30 milyar liraolur. Ücretlere ödenen para da azalarak 5 mil-yara düflmüfltür. Böylece toplam sermaye 95milyar lira olur. Teknolojik yenilenme üret-kenli¤i üçe katlad›¤›ndan, art› de¤er oran› dayüzde 300’e ç›kar. Böylece, üretim sürecininsonucunda, ortaya 110 milyar dolarl›k birürün ç›kar. Bunun 60 milyar› makinelerin de-

62 TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Mali sermayenin yapt›¤› bu“küresel s›çrama”, yeni sö-mürge ve ba¤›ml› ülkelerin

alenen soyulmas›yla el ele git-ti. 1990-1997 y›llar› aras›n-da “geliflmekte olan ülkeler”,yabanc› yat›r›mc›lar›n hakla-r›n› koruyan ve yasal koflullar›yabanc› yat›r›m lehine düzen-leyen 1035 adet çok tarafl›yat›r›m anlaflmas› yapt›lar.

1990-’94 aras›nda bu ülke-lerde 50 yeni borsa aç›ld›.

Page 69: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

¤eridir, 30 milyar› hammaddelerin de¤eridir, 5milyar› ücretlere gider ve 15 milyar› da art›de-¤erdir. Brüt art›de¤er artm›flt›r. Ancak brüt ar-t›de¤erin toplam sermayeye oran›, bu kez15/95= Yüzde 15.7 olur.

Üretilen ürünün de¤eri, yüzde 83 oran›n-da; üretilen brüt art›de¤er de yüzde 50 oran›n-da büyümesine ra¤men, kar oran› yüzde20’den yüzde 15.7’e inebiliyor. Gerçekte, bu,kapitalist üretimin temel bir yasas›d›r. Buna,kâr oranlar›n›n düflme e¤ilimi yasas› diyoruz.Sermayenin bilefliminde makinelerin (ve dola-y›s›yla hammaddelerin) pay› emek gücününaleyhine büyüdükçe, kâr oran› da düfler. Kapi-talist rekabet ve kâr h›rs›, kâr oran›n›n düflme-sine neden olur. Bu, kapitalizmin çözülmez birçeliflkisidir. 1974/75 dünya krizini takip edeny›llarda yaflanan bilimsel teknik at›l›m ve1980’lerde ve 90’larda üre-timin bilgisayar teknolojisitemelinde yenilenmesi, budurumu kapitalistler aç›-s›ndan içinden ç›k›lmaz birhale getirmifltir.

‹flte sermayeyi, zorun-lu olan›n ötesinde sanayiyat›r›m› yapmaktan al›ko-yan, bu yasad›r. Sanayiyeyat›r›lan her 1000 liral›kbirim sermayenin bu y›l 15lira, gelecek y›l 13 lira,sonraki y›l 12 lira... kar ge-tirdi¤ini varsayal›m. Borsa-ya yat›r›lan ayn› 1000 lira-l›k birim sermaye, ayn›oranda kar› bir günde elegeçirme vaadi sunuyor!Devlet tahvillerine yat›r›-lan paralar, spekülatif dö-viz al›m-sat›mlar›, hissespekülasyonlar›, iflte buyüzden çok caziptir. Ve yi-ne, ayn› neden, toplumsalkaynaklar›n giderek büyü-yen bir k›sm›n›n asalaksektörlerin batakl›¤›na

do¤ru çekilmesine neden oluyor. Toplumsalkutuplaflma derinlefltikçe, kaynaklar›n dahabüyük bir k›sm› burjuva s›n›f›n elinde toplan-d›kça, asalak alanlar daha fazla flifliyor.

Spekülasyon, karanl›k ve gizemli bir “ran-tiyeler” güruhunun eylemi de¤ildir. Bizzatbanka, ticaret ve sanayi flirketlerince yürütü-len bir süreçtir. Bunu, ‹stanbul Sanayi Oda-s›’n›n yay›mlad›¤› “500 Büyük Sanayi Kurulu-flu” raporlar›nda da görebiliriz. Bu 500 flirketinfaaliyet d›fl› kâr›n›n(yani faizden, borsadan vb.kazan›lan kâr›n), net bilanço kâr›na oran›, sa-nayi flirketlerinin asalaklaflma düzeyini de gös-teren temel bir veridir: (Tablo 3)

Bu oran, 1982’de, yüzde 15.3’ken,1989’da 31 oldu ve bir daha hiç yüzde 30’lar›nalt›na düflmedi. Mali ve ekonomik krizlerinyafland›¤› y›llarda (1991, 1994 ve 1998-99)

s›çrama yapt›. Son olarak,1998’de sanayi flirketleri-nin finansal karlar›, s›naikârlar›n›n yüzde 87’sine,1999’da ise, yüzde 219’unadenk geliyordu. Bu son ikiy›la ait oran, 1998 sonu ve1999’u kapsayan kriz ko-flullar›nda sanayi kapitalist-lerinin fabrikalar›n› çal›fl-t›rmad›klar›na ve ellerinde-ki nakit paray› borsalardavb. de¤erlendirerek kârsa¤lad›klar›na iflaret ediyor.Kuflkusuz, bu son iki veri,“kriz dönemi” verileridir vetablodan da görülebilece¤igibi, kriz koflullar› geçti-¤inde s›n›rl› bir düflüfl yafla-nacakt›r. Ancak, flu temelgerçek de¤iflmeyecektir:Sanayi sermayesi, kâr oran-lar›ndaki düflüflü dengele-mek için, giderek artanoranda spekülatiflefliyor.Almanya’da üretim alan›n-da faaliyet gösteren ifllet-melerin 1994’teki kazanç-

63TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

‹SO 500 Büyük Sanayi Kuruluflu’nun

faaliyet d›fl› kârlar›n›n bilanço kar›naoran›

Y›l Oran (%)

1982 15.3

1985 24.1

1986 30.8

1987 17.9

1988 25.3

1989 31.0

1990 33.3

1991 51.1

1992 38.9

1993 40.7

1994 54.6

1995 46.5

1996 52.9

1997 52.7

1998 87.7

1999 219.0

Aktaran, Erinç Yeldan, KüreselleflmeeSürecinde Türkiye Ekonomisi, sf. 156.1982 verisini ise, ‹ktisat dergisi, say›378’de Fuat Ercan’›n yaz›s›ndan ald›k.(Tablo3)

Page 70: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

lar›n›n yüzde 62’sinin de-¤erli ka¤›tlardan kaynak-land›¤›n› da hat›rlata-l›m.(11) Belli bafll› sanayi te-kelleri, zaten hali haz›rda,borsa fonlar›n› ve banka-lar› da kapsayan holdingçat›lar› alt›nda bulunuyor-lar. Böylece s›nai üretim-deki büyüme, asalak alan-lara akan kaynaklar› art›-ran bir rol oynuyor. Bu da,baz› akl› evvel burjuvala-r›n “rantiye de¤il, üretimekonomisi”, “borsa de¤il,reel sektör” sloganlar› et-raf›ndaki sahte çözüm re-çetelerini çürütüyor.

1986’daki kuruluflundan bu yana‹MKB’de borsa yat›r›mc›s› olarak bulunan birspekülatörün anlatt›klar›, mekanizman›n nas›liflledi¤ine dair çarp›c› veriler sunuyor. Meh-met Görpe, “Borsan›n Öbür Yüzü” adl› kita-b›nda, borsada hisse senetleri ifllem gören flir-ketlerin, çeflitli paravan isimler alt›nda kendihisselerini yeniden sat›n ald›¤›n› öne sürüyor.Böylece, spekülatif oyun bafll›yor. Ard›ndan,flirket, asl›nda kendi hakimiyetinde olan çeflit-li isimler alt›nda, kendi senetlerini giderekyükselen bir fiyattan sat›yor ve yine kendisial›yor. D›flar›dan bak›ld›¤›nda, bu hisseye yö-nelik ciddi bir talep oldu¤u ve fiyat›n›n yük-selme e¤ilimi içinde oldu¤u görülüyor. Böyle-ce, hisseler, yüksek fiyatlarla, bu sefer baflkala-r›na sat›l›yor. Ard›ndan ise, k›sa bir süre son-ra, hisselerin büyük bölümü elinden ç›kt›ktansonra, hissenin sahibi olan flirket, bu kez fiyat-lar› düflürmek için panik ortam› yarat›yor. His-senin fiyat› h›zla düflmeye bafll›yor. Fiyat dibevurdu¤unda ise, flirket, kendi hisselerini yeni-den topluyor ve yeniden suni biçimde fiyatyükseltmeye bafll›yor. Bunun adeta bir “devirdaim” olarak sürgit böyle devam etti¤ini vur-gulayan Görpe, flunlar› söylüyor: “Her günborsa bültenlerinde görülen ifllem hacimleribire on gibi oranlarda fiktiftir (kurmacad›r,

bn.) Arz ve talep de ayn›oranda fiktiftir ve dolay›-s›yla oluflan bütün fiyatlar,bütün flirket de¤erleri deyapay olup, belki tesadüf-ler haricinde hiçbir tanesigerçek de¤erleri göster-mez.” (sf. 43) Görpe,medyan›n da, yapt›¤› ça¤-r›larla bu çark›n bir parça-s› oldu¤unu öne sürüyor.Büyük gazetelerin “flimdiborsa zaman›” gibi man-fletlerle halk› borsaya yat›-r›m yapmaya ça¤›rmas›n›nard›ndan, genellikle bor-sada büyük bir düflüflünyafland›¤›na dikkat çeki-

yor. Görpe’ye göre, bu tür ça¤r›lar, asl›nda bü-yük spekülatörlerin ellerindeki ka¤›tlar› sat-malar›na yard›mc› olmak ifllevini tafl›yor.

Borsa, üretilmifl de¤erlerin yeniden bölü-flümü arac›d›r. Borsaya giren parayla ç›kan pa-ra, birbirine denktir. Yaln›z, bu paran›n yeni-den da¤›t›lmas› söz konusudur. Borsa uzman›Görpe’nin deyifliyle, “Borsalar, halk›n çok bü-yük bölümünün paralar›n› kaybetmeleri ve buparalar› de¤iflmez bir biçimde, az say›daki ma-nipülatörün kazanmas› esas› üzerine kurul-mufltur.” T›pk›, kumarhanede tek tek oyuncu-lar›n de¤il, son tahlilde hep “kasa”n›n kazan-mas› gibi. Borsa, bir yandan küçük tasarruf sa-hiplerinin soyulmas›n›n arac›d›r. Böylece bor-sa, topluma yay›lm›fl “ufak tasarruf” damlac›k-lar›n› hisse senetleriyle toplayarak mali serma-yenin emrine verir. Atalar›m›z›n deyifliyle,“damlaya damlaya göl olur” ve küçük tasarruf-lar›n merkezileflmesiyle oluflan bu gölde yüz-me ayr›cal›¤›, yaln›zca finans baronlar›na ait-tir. Ancak di¤er yandan, bir de mali sermaye-nin kendi içindeki bölüflüm kavgas› vard›r ki,küçük tasarruf sahibini elbirli¤iyle soyan buhaydutlar, flimdi birbirlerini soymak için sava-fl›rlar. Sonuçta küçük esnaflar›n ve bir k›s›mücretlinin ufak tasarruflar› ve burjuva s›n›f›nelindeki (para sermaye biçimindeki) art› de¤e-

64 TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Mali oligarfli, elinde tuttu¤u busermaye gücüyle para birimle-ri ve borsalar üzerinde spekü-lasyon yapan ve milyarlarcadolarl›k soygunlar›n bafl›n› çe-ken bu fonlar›, dünyay› birahtapot gibi saran bir kaçbüyük bankay›, petrol, silah,otomotiv vb. devasa tekellerikontrol eden bir avuç ser-mayedard›r.

Page 71: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

rin belirli bir k›sm› her gün borsalara akar veyeniden bölüflülür.

MALİ OLİGARŞİ“Her gün bir ülkeden bir di¤er ülkeye geçen

milyarlarca dolar sermayeyi ifllettikleri için, fi-nans piyasalar›, dünya ekonomisinin hem jan-darmas›, hem hakimi, hem de jürisi oldular. Buda az endifle verici de¤ildir, çünkü olaylar ve po-litikalar karfl›s›nda korkutucu ve aç gözlü yakla-fl›mlar sergiliyorlar.” (Financial Times, 30 Eylül1994)

Lenin, banka sermayesiyle tekelci sanayisermayesinin kaynaflmas›n› mali sermaye ola-rak niteliyor ve egemen s›n›f içinde mali oligar-flinin ön plana geçti¤inden bahsediyordu. Bu-gün de mali oligarflinin egemenli¤i, FinancialTimes’tan yapt›¤›m›z al›nt›da görüldü¤ü gibi,hiç tart›flmas›z burjuva iktisatç›lar›n dahi kabuledecekleri bir olgu olmaya devam ediyor.

Emperyalist mali oligarflinin Türkiye’dekieklentisi olan iflbirlikçi sermaye oligarflisininbasit bir incelemesi dahi bu konuda kimi fikir-ler edinmemizi sa¤lar. ‹MKB’de bulunan top-lam portföyün yüzde 72’sini 10 kifli kontrolediyor. 1999 itibariyle TC devlet iç borcununyüzde 85’i bankalara olan borçlard›. Bankalar›nmerkezi yönetimden alacaklar›, 1990’dan1999’a 4.8 misli artm›flt›r. Ki, bu bankalar›n tü-mü ayn› zamanda borsa arac› kurumu sahibi veborsada ifllem gören bir dizi flirketin de orta¤›-d›rlar. Bankalardaki hesap sahiplerinin yüzde5’i, toplam mevduat›n yüzde 70’ine sahip.

1997 verileriyle, dünyada 5500 hedge ya-t›r›m fonunun elinde 295 milyar dolar serma-ye vard›. Bu fonlar›n içinde 10-12 adedininsermayesi 1 milyar dolardan fazlayd›. Birkaçtanesinin sermayesi ise 5-12 milyar dolard›.(George Soros’un Quantum Fonu bunlardanbiridir).(12) Mali oligarfli, elinde tuttu¤u bu ser-maye gücüyle para birimleri ve borsalar üze-rinde spekülasyon yapan ve milyarlarca dolar-l›k soygunlar›n bafl›n› çeken bu fonlar›, dünya-y› bir ahtapot gibi saran bir kaç büyük banka-y›, petrol, silah, otomotiv vb. devasa tekelleri

kontrol eden bir avuç sermayedard›r. Bunlar›nelindeki sermaye öylesine yo¤unlaflm›flt›r ki,zenginlikleri 2 milyardan fazla insan›n y›ll›kgelirinden, onlarca ülkenin y›ll›k GSMH’sin-den daha büyüktür. Bu muazzam ölçektekisermayenin bu denli az sermayedar›n elindebirikmesi nedeniyledir ki, mali oligarflinin top-lam sermaye üzerindeki hakimiyeti görülme-dik boyutlara ulaflm›flt›r.

“Piyasalar Ba¤dat’›n düflüflünü sat›n al-d›”... “Piyasalar tedirgin”... “Piyasalar tek partihükümetine sevindi”... “Piyasalar hükümetkrizine tepki verdi”... Burjuvazi, “piyasalar”›kendi düflüncesi, iradesi ve arzular› olan özerkbir özne olarak sunuyor. Burjuva söylemde;yüz binlerce al›c› ve sat›c›n›n birbirinden ha-bersiz eylemlerinin, “piyasalar” denilen topla-m› oluflturdu¤u iddia edilir. Oysa gerçekte,küçük yat›r›mc›n›n davran›fllar›, her zaman biravuç büyük sermayedar taraf›ndan yönlendiri-lir. Borsalardaki düflüfl veya dövizdeki yükse-lifl, mali oligarfli taraf›ndan suni biçimde ör-gütlenebilir. Önceden haberdar oldu¤u için,mali oligarfli bu tür durumlardan yara almadankurtulur, hatta servetini büyütür.

Borsalar ve döviz piyasalar› üzerindekibelirleyici etki gücü, mali oligarflinin güç veiktidar alan›n› büyütmüfltür. Para-sermayeninhareket serbestli¤inin önündeki s›n›rlar y›k›l-d›kça, mali oligarflinin politik gücü de yeni birdüzeye ulafl›yor. Mali oligarfli, “ak›nt›ya” karfl›duran herhangi bir kapitalist ülke hükümetinifliddetli bir borsa düflüflüyle, döviz kurununbafldöndürücü bir yükselifliyle, kredi musluk-lar›n›n kesilmesiyle vb. kat› biçimde cezalan-d›rabilir ve cezaland›rmaktad›r. IMF ve DünyaBankas›, mali oligarflinin elinde, kendi iktisa-di, toplumsal ve mali program›n› tüm dünyayauygultmak için kulland›klar› keskin bir k›l›ç-tan baflka bir fley de¤ildir.

Uluslararas› mali oligarfli, mali piyasalar›nserbestlefltirilmesi, özellefltirmeler, ücretlerindüflürülmesi, sosyal güvenli¤in gasp edilmesikonular›nda birleflik bir görüntü sergiler. An-cak hiçbir biçimde, “çeflitli ülkelerden serma-yenin birleflik organ›” de¤ildir. Her birisi ken-

65TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Page 72: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

66 TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

di “ulus devlet”inin arka-s›na mevzilenmifl, rakipemperyalist sermayeler-den oluflan bir bütündürmali oligarfli. Kavramdakiortaklaflt›rma, her yerdefinans sermayesinin ulafl-t›¤› yönetici gücü vurgu-lamak içindir.

“PİYASALAR” NEİSTER?

Borsalar›n çeflitli ge-liflmelere verdikleri reak-siyon, kapitalizmin çürü-müfllük düzeyini ele veri-yor. Örne¤in; “Renaultyönetim kurulu baflkan›, fiubat 1997’de Belçi-ka’daki fabrikan›n (burada y›lda 100 bindenfazla araç üretiliyor) kapanaca¤›n› aç›klad›¤›n-da, grubun Paris borsas›ndaki hisse senetleri-nin de¤eri birden yüzde 11.7 artt›.” (13)

Le Monde’dan “Dow Jones endeksi 6000puan› aflt›” bafll›kl› bir haber: “Analistler 166bin yeni ifl sahas›n›n yarat›laca¤›n› tahminederken, cuma günü, Eylül ay›nda ABD’de 40bin yeni ifl sahas›n›n kapat›ld›¤› aç›klamas›n-dan sonra, operatörler derin bir oh çekti.”(09/09/96)

Le Monde’da Eric Leser’in yorumu: “6Aral›k günü, finans piyasalar› için neredeysebir kara cumaya dönüflecekti. Sonuç olarak,Wall Street’in direnifli ve aç›klanan Kas›m ay›iflsizlik rakamlar›n›n analistler taraf›ndan tat-minkar bulunmas›, felaketin büyümesini önle-di.” (abç.) (08/12/96) “Tatminkar” bulunanrakamlar da: 1996 Kas›m›nda ABD’de iflsizli-¤in yüzde 5 oran›nda artmas› ve 175 bin ola-rak tahmin edilen yeni istihdam›n 118 binle s›-n›rl› kalmas›! Claude Serfati, bu durumu flöyleyorumluyor: “‹flsizlik oran›n›n düflmesi, günü-müzde enflasyonun artaca¤›na dair, dolay›s›y-la finansal aktiflerin kâr›n›n azalaca¤›na dairbir ipucudur” (14) Bu meselenin bir yan›d›r. An-

cak bizce daha da önemli-si, çeflitli bölümlerini ka-patan, iflçileri iflten atan,üretimi parçalayan flirket-lerin daha yüksek kar el-de edece¤i beklentisidir.Bunun yan› s›ra, iflsizlik-teki genel art›fl, ücretlerive çal›flma koflullar›n›bask› alt›na alarak, kâroranlar›n›n düflme e¤ili-mine aksi yönde etkidebulunuyor. Dolay›s›yla,“piyasalar”, iflsizliktekiart›fl› “sat›n al›yor”...

“Sonra sömürgelefl-tirme. Bugün bu, borsa-

n›n gerçek bir yard›mc›s›d›r. Onun ç›kar› içinAvrupa’n›n güçlü devletleri birkaç y›l önce Af-rika’y› paylaflt›, Fransa Tunus ve Tonkin’i elegeçirdi. Afrika, do¤rudan do¤ruya flirketlerekiraland› (Nijerya, Güney Afrika, Alman Gü-neybat› ve Alman Do¤u Afrikas›) ve Mozam-bik ile Natal’› Sir Cecil Rhodes*, borsa için elegeçirdi.”(Engels) (15) ABD’nin Irak sald›r›s› kar-fl›s›nda borsalarda oluflan e¤ilimler de bu görü-flü do¤ruluyor. ABD-‹ngiliz ya¤mac› ordular›Umm Kasr’da, Necef’te, Nas›riye’de Irak halk›-n›n direnifl barikat›na çak›l›p kald›¤›nda, bor-salar da “flok ve dehflet” yaflad›lar. Savafl›n uza-mas› oran›nda borsalar›n da gerileyece¤i öngö-rüleri ortal›¤› kaplad›. Ancak ne zaman ki ça-pulcu ordular Ba¤dat’a yaklaflt›, borsalar can-lanmaya bafllad›. “Piyasalar”, Ba¤dat’›n ele ge-çiriliflinin önce beklentisini, sonra da kendisi-ni “sat›n ald›lar”. “Piyasalar”, Irakl› çocuklar›nbafl›na ya¤an her bombayla “umutland›”, iflgal-cileri vuran her kurflunla “tedirgin oldu”. “Pi-yasalar”, Irak savafl›n›n bir taraf›yd›. Mali oli-garfli, ABD-‹ngiliz iflgal birliklerine “ilifltiril-mifl”ti, arkas›na siperlendi¤i, kendi emrindekibu karanl›k ordular›n›n zaferiyle kazanaca¤›ya¤l› ganimetin düflünü kuruyordu. Irak sava-fl›, Engels’i bir kez daha do¤rulad›: Sömürge-lefltirme, borsan›n gerçek bir yard›mc›s›d›r.

“Piyasalar”, Irak savafl›n›nbir taraf›yd›. Mali oligarfli,

ABD-‹ngiliz iflgal birliklerine“ilifltirilmifl”ti, arkas›na siper-lendi¤i, kendi emrindeki bu

karanl›k ordular›n›n zaferiylekazanaca¤› ya¤l› ganimetin

düflünü kuruyordu. Irak savafl›,Engels’i bir kez daha do¤rula-d›: Sömürgelefltirme, borsan›n

gerçek bir yard›mc›s›d›r.

*: Cecil Rhodes, Güney Afrika’y› sömürgelefltiren ‹ngiliz Güney Afrika fiirketi’nin sahibidir.

Page 73: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

ABD-‹ngiliz emperyalistlerinin Ortado¤u ham-madde kaynaklar› üzerinde kuracaklar› tekel,bu ülkelere ait flirketlere yeni bir kapitalistvurgun sahas› açaca¤› gibi, Irak petrolleriningelirlerinden akacak milyarlarca dolar daABD-‹ngiliz bankalar›n› ve borsalar›n› doldu-racakt›r.

“Tanr›n›n inayetini almak için hükümet-ler, Borsa’n›n sunak tafl› üzerinde sosyal sigor-ta sistemlerini kurban ediyorlar.” (16) Emekçile-rin insanca bir yaflam sürmesini sa¤layabilecekher kazan›m, borsada negatif bir tepkiye ne-den olur. Tersine, sosyal güvenlik sistemleri-nin özellefltirilmesi, büyük devlet iflletmeleri-nin sat›lmas›, su, elektrik gibi hizmetlerin özelsektöre aç›lmas› gibi, sonuçta emekçi s›n›flar›nbüyük ac›lar çekmelerine yol açacak uygula-malar, borsalar› coflturur. “Piyasalar üç fleyiduymak istemiyor: Özellefltirmelerde gecikme,hükümette anlaflmazl›k, IMF’yle sorun”... (Üç-lü koalisyon hükümeti döneminden bir gazeteküpürü)

SPEKÜLATİF SERMAYEYE KARŞI SİSTEM İÇİ ÖNERİLER

“Mali oligarflinin müthifl egemenli¤iyle il-gili korkunç gerçekler öylesine bellidir ki, bü-tün kapitalist ülkelerde, Amerika’da, Fran-sa’da, Almanya’da, burjuva anlay›flla yaz›lm›fl,ama gene de, bu mali oligarflinin -baya¤› cins-ten de olsa- do¤ruya oldukça yak›n ve elefltirelbir tablosunu veren bir yaz›n türemifl bulunu-yor.” (Lenin) (17) Emperyalist küreselleflmeninve onun timsali olan spekülatif sermayenin ya-ratt›¤› tablo öylesine ürkünç ki, bugün de, em-peryalist merkezler dahil dünyan›n her köfle-sinden, mali ve iktisadi dünya sistemine itiraz-lar yükseliyor. 1945-1990 döneminde “sosyaldevlet” paradigmas›n›n yaratt›¤› örtüler kalk-m›fl durumda. DB eski baflekonomisti JosephStiglitz’in bile, bu elefltirmenler korosuna ka-t›lmas›, önemli bir veridir. Ancak bu gürültülüelefltiri korosunun, söylemleri birbirini and›-ran say›s›z tez ve analizinin arka plan›nda çokfarkl› bak›fl aç›lar› ve programlar yat›yor.

Fransa’da ortaya ç›kan ve k›sa sürede pek

çok ülkeye yay›lan ATTAC, spekülatif serma-yenin temsil etti¤i asalakl›¤a reformcu çözümönerileri getiren bafll›ca odak durumunda. Buörgütün önerisi, iktisatç› Tobin’in 1970’lerdeuluslararas› döviz piyasas› ifllemleri için öner-di¤i vergiye dayan›yor.

“Tobin, daha 70’li y›llarda, bafl›bofl serma-ye ak›fl›n›n ani yön de¤ifliklikleriyle reel eko-nomiye zarar verdi¤ini söylemiflti. Bu nedenle,‘afl›r› derecede verimli uluslararas› para piyasa-lar›n›n mekanizmalar›n› biraz kum serpifltire-rek yavafllatmak ve bütün döviz ifllemlerineyüzde birlik bir vergi uygulamak’ önerisindebulunmufltu.

“Bakt›¤›m›zda bu yüzde düflük gibi görü-nebilir, ancak etkileri radikal olurdu.” Çünkü,her ifllemden al›nacak yüzde 1’lik vergi, o ifl-lemden el edilecek kar›n yüzde 1’lik k›s›m›n›ortadan kald›raca¤› için, spekülatif ifllemlerdefrenleyici bir rol oynayacakt›r: “Bu vergi,elektronik spekülatörler ordusunun irrasyonelsürü davran›fllar›n› frenleyebilir ve reel ekono-mik geliflmelere de¤il, sadece ruh hallerine da-yanan büyük patlamalar› engelleyebilir”.

Bu verginin sayesinde; “Uluslararas› top-luluk istikrar›n yan› s›ra, geliflmeye yönelikacil siyasi önlemlerde kullanabilece¤i de¤erlibir finans kayna¤›n› elde etmifl olurdu. Paray-la oynanan bahisler eski hacimlerinin yar›s›nadüflse ... ve vergi miktar› uzmanlar›n önerdi¤igibi, sadece yüzde 0,25 bile olsa, her y›l, 284milyar dolar toplan›rd›. ... Bu rakam, BM Kal-k›nma Program›’n›n hesaplar›na göre, bütündünyada yoksullu¤un en vahim flekillerini or-tadan kald›rmak için afla¤› yukar› yeterli.” (18)

ATTAC, spekülatif sermaye sorununu,toplumsal sistemden kopararak ele ald›¤› için,öneri oldukça “mant›kl›” görünüyor. E¤er so-run, “spekülatörler”den ibaret olsayd›, böylebir vergi, sorunu çözebilirdi. Ancak gerçekte,sorun tastamam kapitalist sermaye birikimin-de, kâr oranlar›n›n düflmesi sonucunda ortayaç›kan t›kanma oldu¤u için, böyle bir vergi,egemen burjuvazi aç›s›ndan, tamamen kabuledilemez olarak kalacakt›r. Dünya sermayesi,burjuva devletlerin ellerinde toplanan vergi

67TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Page 74: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

gelirlerinin bile sosyalgüvenlik vb. arac›l›¤›ylaemekçi s›n›flar›na trans-fer edilmesini kabul edil-mez buluyor. Bu kaynak-lar› da gasp ederek ser-maye birikiminin hizme-tine sokmak için gözüdönmüfl biçimde sald›r›-yor. ATTAC’›n yüzde1’lik vergisini burjuvadevletlerin kabul etmesibundan dolay› düflünüle-mez. Bir biçimde kabulettikleri durumda da,sermaye, spekülatif vur-gunlar›n› gerçeklefltire-ce¤i baflka kanallar ve araçlar bulacak, mutla-ka bu yüzde 1’lik vergiyi bir biçimde atlatacak-t›r. Kapitalist sistemin kendisine dokunma-dan, asalakl›¤› ortadan kald›ramazs›n›z.

Uluslararas› mali sermayeden toplanacakvergiyle fakirlere yard›m etme projesi ise, çokyayg›n, ama ayn› zamanda çok c›l›z bir öneri-dir. ATTAC’›n tüm projeleri gibi bu da, top-lumsal sorunlar›n “çözüm”üne de¤il, “hafifle-tilmesine” odaklanm›flt›r.

“Yoksullu¤un en vahim flekillerini” orta-dan kald›racak bir hay›rseverler kampanyas›aç›ld›¤›n› varsayal›m. Bunun gerçek toplumsalsonucu ne olur? Sistem taraf›ndan sürekli ge-niflleyen bir ölçekte yeniden üretilen yoksullu-¤un biriktirdi¤i muazzam öfke ve ac›n›n “bu-har›n›n al›nmas›”... ATTAC, bizde 2001 krizidöneminde emekçi mahallelerinde kurulan aflevlerinin oynad›¤› rolü, daha genifl çapta oyna-yacak bir uluslararas› yard›m organizasyonuöneriyor. Bu organizasyonu, mali sermayedenzorunlu vergi keserek kuramazs›n›z. Ancak,kimi hay›rsever burjuvalar›n “fakirlere yar-d›m” için kurdu¤u “sivil toplum kurulufllar›”,böyle bir rolü oynayabilir. Hatta, emekçilerinde kendilerinden daha fakir durumda olanlar-la dayan›flmas› için böylesi sivil toplum kuru-lufllar› kurmalar›n› teflvik edebilirsiniz. Zaten,IMF yap›sal uyum programlar›n›n uyguland›¤›

tüm ülkelerde, “STK”la-r›n say›s› çarp›c› biçimdeartm›flt›r. AKP hüküme-tinin de bir yandan vahflibir sald›r› program› yü-rütürken, di¤er yandanda STK’lar› gelifltirmekiçin fonlar ay›rmas›n›nsebebi budur. “Fakirlereafl-ifl”, “Fakir çocuklarae¤itim yard›m›”, “Kad›n-lar›n el eme¤ini de¤er-lendirme” vb. iddialarlakurulan tüm bu STK’la-r›n ifllevi ortakt›r: Em-peryalist küreselleflme-nin yaratt›¤› korkunç y›-

k›m› törpülemek ve toplumsal öfkenin sistemeyönelmesini engellemek. “Sorunu”, yani yok-sullu¤u ortadan kald›rmak için ise, sermayeegemenli¤inin ortadan kald›r›lmas› gerekir.

Mustafa Sönmez, “Piyasalar” üzerine yaz›-lar›yla, egemen neoliberal dogmalar›n sorgu-lanmas›nda rol oynayan bir iktisatç›d›r. An-cak, somut verilere dayanan elefltirilerine kar-fl›n, ufku kapitalist düzeni aflmaz ve bunun so-nucu olarak da, önerdi¤i alternatif son derecec›l›zd›r. fiöyle diyor, Sönmez:

“ ‘Piyasa’ isimli az›nl›k gemi az›ya alm›fl.Vergi vermiyor, can› isteyince d›flar› kaç›yor.Köhnemifl bir rantkefllikte ›srar ediyor, üretimiafl›nd›r›yor. ‹flsizlik, yoksulluk ald›rmay›pköhne bir bencillik içinde hareket ediyor. fiim-di de savafl 盤l›klar› at›yor.

“Elefltirimiz ‘piyasa’ya de¤il, ‘olmayan pi-yasaya’d›r. Biz diyoruz ki, ad›na ‘piyasalar’ de-di¤iniz, dövizin, faizin, hisse senedi fiyat›n›nbelirlendi¤i arenada çok say›da al›c›lar ve sat›-c›lar yoktur. Sizin de kabul etti¤iniz gibi, bupiyasalar s›¤d›r ve kontrolü, bir avuç banka-n›n, rantiyenin elindedir. Onlar da zaten buülkede sanayiden medyaya, ticaretten hizmeteher alan› kontrol eden ve say›lar› çok fazla ol-mayan sermaye gruplar› ailelerdir.

(Çözüm önerisi): “Özellikle rant kazanç-lar›n› vergileyin. Yukar›dakiler servet obezi,

68 TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Spekülatif vurgunlar, bugün,kapitalist sistemde rastlant›salve tekil olaylar de¤il, sermaye

birikimi sürecinin içsel bir unsu-ru haline gelmifltir.

Spekülasyon, sanayideki düflükkâr oranlar›n telafi edilmesi için

vazgeçilmez bir araç olarak,üretimdeki büyümeye

yap›flt›r›lm›flt›r ve giderek üre-timden ba¤›ms›zlaflm›flt›r.

Page 75: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

69TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

onlar› zay›flama rejiminesokun, hem onlar sa¤l›¤akavuflsun hem toplumrahatlas›n, diyoruz.

Biz diyoruz ki, rantekonomisine son verin,borçlar› yeniden yap›lan-d›r›rsan›z, faizleri düflü-rürsünüz; o zaman dayeniden üretim ve yat›-r›m bafllar. Ülkenin ihti-yac› da budur. Çünkü ifl-siz say›s› 4 milyona da-yand›. Bunlar›n yüzde30’u e¤itimli iflsiz. Yat›r›-m›, üretimi devletin yap-mas› gerekmiyor, özel sektör yaps›n, ama Tan-r› aflk›na yaps›n!...

Çünkü devlet yapmas›n, biz yapal›m de-diniz ama ülkeyi sanayisizlefltirdiniz. D›fla ta-bii ki aç›k olal›m. Dünya ile AB ile bütünlefle-lim. Ama sizin omurgas›z, boynu bükük, tesli-miyetçi duruflunuzla de¤il. Adam gibi bütünle-flelim. Bafl›m›z dik, onurlu bir üye olarak. Buda mümkün. Ne ile mümkün? Rantç› de¤il,üretici bir ülke olmakla mümkün.”(19)

Sönmez’in çözüm önerileri, “üretim”inidealizasyonuna dayan›yor. Oysa, yak›ndanbak›ld›¤›nda görülür ki, bugünkü emperyalistkapitalist sistemde, sanayi üretimindeki herbüyük at›l›m, spekülatif sermayenin de misliy-le büyümesine neden oluyor. S›nai üretimdefazla üretim krizi yafland›¤› y›llarda burjuvala-r›n, iflletmelerini tatil edip tüm nakitleriyle so-lu¤u borsada ve döviz büfelerinde ald›klar›do¤rudur. Ama eksiktir. Bizzat sanayinin yük-selifl dönemlerinde de sanayi ve banka kapita-listleri, sürekli borsayla iç içedir. Marks’›n ge-niflletilmifl yeniden üretim flemas›nda, art›de-¤er büyük oranda (kiflisel tüketim d›fl›ndakik›sm›) yeni sermaye birikimine dönüflerek, sa-nayi üretimini geniflletir. Ancak, burada, yeniyat›r›mlar ve kiflisel tüketim d›fl›nda kalan veborsa, tahvil, döviz alanlar›na akan “Üçüncükol”un iyice kal›nlaflt›¤› görülüyor. Sanayi üre-timinin geniflleme dönemlerinde, s›nai üretim-

deki büyümeye ve yenisanayi yat›r›mlar›na pa-ralel olarak, bu “üçüncükol” da geniflliyor, baflkasermayelere ait art›de-¤erden ve küçük tasar-ruflardan beslenerek geridönüyor. Di¤er yandan,bankalar›n “faiz” biçi-minde art›de¤erden s›z-d›rd›klar› pay da süreklibüyüyor. Bizzat M. Sön-mez’in aktard›¤› verileregöre, en büyük 500 sana-yi flirketi, toplam sat›flla-r›n›n 1996’da yüzde 6’s›-

n›, 2001’de ise yüzde 8.1’ini faize yat›r›yorlar-d›. (20) ABD flirketlerinin gayr› safi kâr›n›n1979’da yüzde 24’ü, 1988’de ise yüzde 31’i fa-iz ödemelerine gidiyordu. Yine ABD’de flirket-lerin toplam varl›klar›n›n finansman›nda borç-lar›n pay›, 1980’lerin bafl›nda yüzde 37 iken,1990’a gelindi¤inde yüzde 45’e yükselmiflti.Teknolojik geliflme, üretim araçlar›n›n fiyatla-r›n› muazzam düzeylere ç›kard›¤› için, kredi,kapitalist üretimin finansman›nda vazgeçilmezbir araç oluyor. Dünya ticaretinin büyümesi,uluslararas› ticareti finanse eden bankalar› bü-yütüyor. Böylece, tam da “üretim”in büyüme-sinin, bugünkü koflullar alt›nda finans serma-yesinin misliyle büyümesinden baflka bir so-nuç veremeyece¤ini de görmüfl oluyoruz.

“Kapitalizmin çürümesi, son derece bü-yük bir rantiyeler, "kupon keserek" yaflayankapitalistler tabakas›n›n do¤mas›nda kendinigösterir” (21)

Spekülatif vurgunlar, bugün, kapitalistsistemde rastlant›sal ve tekil olaylar de¤il, ser-maye birikimi sürecinin içsel bir unsuru hali-ne gelmifltir. Spekülasyon, sanayideki düflükkâr oranlar›n telafi edilmesi için vazgeçilmezbir araç olarak, üretimdeki büyümeye yap›flt›-r›lm›flt›r ve giderek üretimden ba¤›ms›zlaflm›fl-t›r. Bu yüzden M. Sönmez’in “rantç› ekonomi”ve “üretim ekonomisi” ayr›m›n›n gerçek ya-flamda bir karfl›l›¤› yoktur. Sermaye birikim

Spekülatif sermaye, di¤er fleyle-rin yan› s›ra, kapitalizmin üreti-ci güçlere vurdu¤u prangan›n

da timsalidir. Bu pranga, ancakburjuva iktidar› devirecek birdevrimle k›r›labilir. Toplumsal

mülkiyet iliflkilerine ve iflçi s›n›f›-n›n iktidar›na dayanan sosya-lizm, bu asalaklaflman›n yega-

ne alternatifidir.

Page 76: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

sürecinin, birbirine yap›fl›k iki ö¤esinden biri-sini keyfi olarak di¤erinden koparamazs›n›z.

Kapitalizme ait, onun ayr›lmaz bir parça-s› olan kar oranlar›n›n düflme e¤ilimi yasas›,bir yandan borsalar› böylesine flifliriyor, di¤eryandan kapitalist rekabeti k›z›flt›rarak reklamsektörünü büyütüyor, büyük tekellerin pazarkavgalar›n›n askeri savafllara dönüflmesini ko-flullayarak, militarizme dev kaynaklar›n akma-s›na neden oluyor, sanayi yat›r›m› “cazibesini”yitirdi¤i için, müzmin bir kitlesel iflsizlik orta-ya ç›k›yor vb. Bu tablo, kapitalist üretim iliflki-lerinin, üretici güçlerinin geliflmesinin önüneçekti¤i duvar› gün ›fl›¤›na ç›kar›yor. Üretimaraçlar› ve bankalar, özel mülkiyet olarak kal-d›¤› için, insanl›¤›n toplumsal kaynaklar› da,bu özel flirketlerin elinde toplanm›fl durumda.Dolay›s›yla bu kaynaklar, ancak “en kârl›”alanlara ak›yor. Kuflkusuz, sanayi üretimimutlak olarak büyüme gösteriyor. Ancak, bu-rada vurgulamak istedi¤imiz, kapitalist özelmülkiyet iliflkilerinden dolay›, sürekli artanbir kayna¤›n, reklam, borsa, militarizm gibialanlar› ak›fl›d›r. Bu durum, üretici güçlerinözgürce geliflimi için, “kâr getirmeleri” zorun-lulu¤unun ortadan kalkmas›n› dayat›yor. An-cak, üretim araçlar›n›n ve bankalar›n toplum-sal mülkiyete geçirilmeleri durumunda, insan-l›k, bu asalakl›k durumundan ç›kabilir. Serma-ye egemenli¤i, toplumsal durumla ba¤daflm›-yor: Asalaklaflman›n vard›¤› boyut, emekçile-rin mahkum edildi¤i kölece yaflam koflullar›,emperyalist savafllar›n yaratt›¤› y›k›m ve vah-flet, mali ve ekonomik krizlerin yaratt›¤› top-lumsal y›k›m, yeni sömürgelerin boynuna vu-rulan borç prangas› bu gerçe¤i sürekli ortayakoyuyor. Spekülatif sermaye, di¤er fleylerin ya-n› s›ra, kapitalizmin üretici güçlere vurdu¤uprangan›n da timsalidir. Bu pranga, ancak bur-juva iktidar› devirecek bir devrimle k›r›labilir.Toplumsal mülkiyet iliflkilerine ve iflçi s›n›f›-n›n iktidar›na dayanan sosyalizm, bu asalak-laflman›n yegane alternatifidir. Üretici güçlerde ancak sosyalist bir devrimle bu asalakl›kcenderesinden s›yr›larak gerçek bir at›l›m ya-pabilir.

KAYNAKÇA

(1) Lenin, Marks Engels Marksizm, syf 241 Sol Yay›n-lar›

(2) Hüseyin Yeter Politik Rapor, syf 16

(3) Eric Toussaint, Ya Paran›, Ya Can›n›, Yaz›n Yay›n-c›l›k, sf. 104

(4) Erinç Yeldan, Küreselleflme Sürecinde TürkiyeEkonomisi, ‹letiflim Yay›nlar›, sf. 20

(5) Ergin Y›ld›zo¤lu, Globaalleflme ve Kriz, Alan Ya-y›nc›l›k, sf. 16 ve Keseden Bankaya, Tezgahtan Bor-saya, Larry Allen, Kitap Yay›nevi sf. 224

(6) Keseden Bankaya, Tezgahtan Borsaya, Larry Al-len, sf. 228

(7) Ergin Y›ld›zo¤lu, Globalleflme ve Kriz, Alan Yay›-nevi, sf. 52

(8) 1997 Güneydo¤u Asya krizinin bir etkisi. BIS Quar-terly Review, Mart 2003, sf. 30

(9) Age, sf 87.

(10) Kapital, c.3, “Ekler”, sf 795

(11) Politik Rapor, Derleyen: Hüseyin Yeter, VaryosYay›nc›l›k, sf. 14

(12) Veriler: Mustafa Sönmez’in “Kim Yahu Bu Piyasa-lar” ve “Piyasalar› Dövmeyelim de Sürünelim mi?”bafll›kl› makaleleri. (Makaleler www.ntvmsnbc.com’-dan bulunabilir.) Hedge fonlar›: Global Finansal Sis-tem, Finansal Krizler ve Türkiye, Muhammet Akdifl, sf.53. ‹ç borç içinde bankalar›n pay›: Erinç Yeldan, Küre-selleflme Sürecinde Türkiye Ekonomisi, sf. 151. Ban-kalar›n arac› kurum ve hisseli flirket sahipli¤i: MehmetGörpe, Borsan›n Öbür Yüzü, sf. 58-59.

(13) Eric Toussaint, age, sf 88

(14) Piyasalar›n Dini’nden akt.: Toussaint, age, sf 99

(15) Kapital, c. 3, sf. 795

(16) Toussaint, age, sf. 93

(17) Emperyalizm, Sol Yay›nlar›, sf 53

(18) ATTAC- Küreselleflmeyi Elefltirenler Ne ‹stiyorlar,Christiane Greefe vd., Çitlenbik Yay›nevi, sf. 65

(19) Piyasalar› Dövmeyelim de Sürünelim mi? ve Pi-yasalar› Elefltirmek D›fla Kapanmak M›d›r? bafll›kl›makaleler, www.ntvmsnbc.com

(20) Kriz ve Yoksullaflma, sf. 91. (2001’deki oran›nkriz koflullar›ndan dolay› fliflkince oldu¤unu da not dü-flelim.)

(21) Lenin, Marks Engels Marksizm syf 242 Sol Yay›n-lar›

70 TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Page 77: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

‹TALYA Taban Sendikalar›Konfederasyonu COBAS, klasiksendikal örgütlenmelerin d›fl›na ç›-karak mücadeleye politik muhtevi-yat veriyor. Avrupa Solu'nun yeniyönelimlerinin de parças› olan CO-BAS'›, Sözcü Bernocchi anlat›yor.

‹talya taban sendikalar› konfe-derasyonu COBAS sözcüsü PieroBernocchi 11-12 Ocak 2003 tarihliDie Junge Welt gazetesinde yap›lansöyleflide Avrupa yeni sendikal de-neyimler aç›s›ndan umut verici ge-liflmelere iflaret ediyor.

TABANDAN RADİKAL ÖRGÜTLENME

‹talya solu daha çok partinin tasfiyesine ka-dar ‹talya Komünist Partisi'ne (‹KP) yak›n du-ran ‹talya Genel ‹flçi Sendikalar› Konfederasyo-nu (CG‹L) ile iliflkiliydi. Kendisini taban sendi-kas› olarak tan›mlayan COBAS'›n özelli¤i ne?

COBAS 1986 sonunda kuruldu. O zaman‹talya'da okullarda e¤itim sisteminin özelleflti-rilmesi plan›na karfl› mücadele bafllam›flt›. CO-

BAS k›saltmas› önce sadece bu alanda çal›flanemekçilerin örgütlü oldu¤u "okullar›n tabankomitesi" anlam›na geliyordu. Daha sonra arkaarkaya di¤er alan ve iflkollar›nda da benzerisendikal taban yap›lanmalar› olufltu ve sonuçolarak ulusal çapta bir konfederasyon kuruldu.

O zamandan beri COBAS sadece "comita-ti di base" (taban komitesi) anlam›na geliyorve ‹talyan lügat›na radikal politik talepleriolan sendika taban gurubunun anlamdafl› ola-rak girdi.

Biz kendimizi kesinlikle, bilinen anlamdaücret mücadelesiyle s›n›rlayan bir sendika ola-rak görmüyoruz. COBAS'›n kuruluflundan be-

71TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

– I –Baflka Bir Dünyan›n Mümkün Oldu¤unu Göstermek

ki lke ki Deneyim

Bu yaz› B‹A 03/05/2003 tarihli yay›n›ndan al›nm›flt›r.

Page 78: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

ri aç›klanan hedefi; klasikekonomik, sendikal mü-cadeleyi ülkedeki di¤erpolitik ve sosyal mücade-lelerle birlefltirmektir.Okullardaki mücadeledeörne¤in sadece ö¤retmen-leri örgütleyerek birfleylerelde etmek imkans›zd›.Sorundan etkilenen her-kesi örgütlemek ve siyasibir mücadele yürütmekzorunluydu.

Günümüzde ücret veifl güvencesi için verilenher mücadele, politik birmücadeledir. ‹flyerlerin-deki mücadeleyi büyüksosyal ve politik mücade-lelerden ay›ran bir örgütbaflar›s›zl›¤a mahkumdur.Bu nedenle COBAS özel-likle de en çok d›fllananla-r› örgüte çekmeye çal›fl›-yor. Örne¤in iflsizleri yada klasik sendikalar tara-f›ndan temsil edilmeyen iflakdi olmadan çal›flanlar›. Dahas›, COBAS ça-l›flma alan›n›n da d›fl›na ç›karak; maafl› k›s›t-lanmak istenen emeklileri, göçmenleri ve mar-jinallefltirilmiflleri de örgütlüyor. Ancak böyle-ce genifl bir sosyal direnifl oluflabilir ve tüzü¤ü-müzde yer alan "kar mant›¤›na dayanmayan"bir toplum mücadeleyle kazan›labilir.

MÜCADELEDE YENİ YÖNELİMLER

‹talya'da kapitalist küreselleflmeye karfl›harekete büyük bir ak›fl var. Bu hareketin etkisialt›nda, sizin talep etti¤iniz sosyal mücadeleçoktan birleflmedi mi? Büyük sendika CG‹L ilkdefa Floransa'daki Avrupa Sosyal Forumu'na yo-¤un bir biçimde kat›ld›. Ayn› zamanda flu andaFiat iflçilerinin mücadelesi genifl bir sosyal hare-ket taraf›ndan destekleniyor. Yeni bir sol mu olu-fluyor?

Farkl› mücadeleler birlefliyor. Sol Katolik

"Lilliputt-a¤›", eski ko-münist kültür örgütü AR-C‹ ya da ekolojiye a¤›rl›kveren guruplar birlikteçal›fl›yorlar. Bu nedenle‹talya'da art›k küresellefl-meyi elefltiren bir hare-ketten de¤il, tersine Ha-reketlerin Hareketi'ndensöz ediliyor.

Belirleyici olan; fark-l› unsurlar› bir araya ge-tirmek de¤il, tersine eski-den aktif olduklar› s›n›r-lay›c› alanlar›n d›fl›na ç›-karmakt›r. fiu anki Fiatkrizinde ilk defa sosyalhareketlerin büyük bölü-mü do¤rudan iflyeri mü-cadelesine kar›flt›lar. On-lar, bunun ayn› zamandakendi mücadeleleri oldu-¤unu gördüler. ‹flçiler isenihayet mücadelelerinifabrikadan soka¤a, toplu-mun içine tafl›maya baflla-d›lar. Havaalanlar› ve

otobanlar›n iflgaliyle, iflten ç›karmalar›n poli-tik bir sorun oldu¤unu gösterdiler.

Solun yeni kalite düzeyinin en önemli ör-ne¤i belki de ‹KP'den do¤an yeni komünistparti Rifondazione Comunista'd›r. YenidenKurulufl flu anda sosyal ve sendikal alana ina-n›lmaz derecede derin etki sahibi olan bir ör-güttür. Hareketlerin Hareketi içindeki tek tekpartilerin ve guruplar›n önemi kaybolmuyor.Tersine, giderek daha çok önem kazan›yorlarve güçleniyorlar.

CG‹L sendikas›n›n ise, nas›l bir geliflmegösterece¤ini beklemek gerekiyor. AvrupaSosyal Forumu'na kat›l›m› ve savafla karfl› an-gajman›, sol için dev bir ilerlemedir. Ancak, ta-ban›n bask›s› alt›nda örgütün bütününün solakay›p kaymayaca¤› henüz aç›k de¤il. CG‹L yö-netimi, ileri at›lmaktansa Berlusconi hüküme-tiyle masa bafl›nda anlaflma aray›fl›nda.

Avrupa'n›n her taraf›nda ekonomik kriz ne-

72 TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Belirleyici olan; farkl› unsur-lar› bir araya getirmek de¤il,tersine eskiden aktif olduklar›s›n›rlay›c› alanlar›n d›fl›na ç›-karmakt›r. fiu anki Fiat krizin-de ilk defa sosyal hareketlerinbüyük bölümü do¤rudan iflyerimücadelesine kar›flt›lar. Onlar,bunun ayn› zamanda kendi

mücadeleleri oldu¤unu gördü-ler. ‹flçiler ise nihayet mücade-

lelerini fabrikadan soka¤a,toplumun içine tafl›maya bafl-lad›lar. Havaalanlar› ve oto-banlar›n iflgaliyle, iflten ç›kar-malar›n politik bir sorun oldu-

¤unu gösterdiler.

Page 79: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

deniyle hükümetler aç›s›ndan toplumsal uzlaflmaiçin oyun alan› kalmam›fl gibi görünüyor. Bu,sendikalar› zorunlu olarak sola kayd›rmaz m› ?

Bunun, sendikalar›n ve bütün ›l›ml› solunradikalleflmesine yol açaca¤› ortada. AvrupaSosyal Forumu (ASF) kat›l›mc›s› gurup ve ör-gütlerin say›s›yla, 2001 Cenova'daki Forumakat›l›m› k›yaslamak yeterli. G-8 Zirvesi'ni pro-testo ile Floransa'daki ASF aras›nda bir y›ll›kbir süre vard›r. Ancak Hareket, aradan sankion y›l geçmifl gibi geniflledi. Bu elbette ki, Ber-lusconi ve dolay›s›yla di¤er Avrupa ülkelerihükümetlerinin anti-sosyal politikalar›ndankaynaklan›yor.

Hükümetlerin sosyal tavize haz›r olma-malar›, sosyal hareketleri reformizme kaymak-tan koruyor. Ancak bu durum ayn› zamandabir tehlikeyi içinde bar›nd›r›yor. Zira, giderekgüçlenmemize ra¤men, Hareketin büyümesinedenk düflen bir politik baflar› yok. Tersine, ar-d› ard›na yenilgi yafl›yoruz. Özellefltirmeler gö-nül rahatl›¤› içinde sürdürülüyor, sosyal y›-k›m, savafl haz›rl›klar›... Küçük baflar›larla iler-lemedikçe sol, somut de¤iflimler gerçeklefltir-me iddias›n› yitirir. Herkesin bir flekilde sevdi-¤i, ama politik etkisini yitirmifl sempatik birhareket haline gelebilir. Bunu engellemek içinasl›nda "Baflka bir dünya mümkün" slogan›n›niçerdi¤i esasl› alternatif talebimizi formüle et-mek zorunday›z.

Hükümet bu muhalefete artan bir bask›ylakarfl›l›k veriyor. Bu vahfli t›rman›fl sadece Ber-lusconi'ye yüklenemez; bu di¤er Avrupa hükü-metlerinin de onay›yla gerçekleflti. Kas›m ay›n-daki baflar›l› Avrupa Sosyal Forumu'ndan beri‹talya'da Hareketin eylemcileri sürekli tutukla-n›yor. Bu bask›lar Hareketlerin Hareketi içintehlikeli mi?

HAREKET KRİMİNALİZE EDİLMEYE ÇALIŞILIYOR

Hareketlerin Hareketi kuruluflundan berikendisini kriminalize etme denemelerine karfl›mücadele ediyor. Burada sözkonusu olan ha-reketin, "kamu güvenli¤i" sorunu olarak gös-terilece¤i bir alana itilmeye çal›fl›lmas›d›r.

Bundan sonra da bu hareket ordu taraf›ndanparçalanabilir, Cenova'da denendi¤i gibi. Zirao zaman yürüyüflçülerin üzerine polisle de¤ilaskerle gidildi.

Bu vahfli gerilim politikas› ve bask› ilkolarak 1999 y›l›nda Napoli'deki NATO toplan-t›s›nda belirgin olarak ortaya ç›kt›. O zaman-dan beri küreselleflme karfl›t› hareketin kapita-lizmi hedef alan bir hareket olarak görüldü¤ükonusunda bir uluslararas› uzlaflman›n oldu¤uaç›k. ‹lk olarak Napoli'de polis istasyonlar›ndafliddet ve iflkence uyguland›, bunu Cenova'dadaha yo¤un yaflad›k.

Her bask›n›n iki hedefi var: bölmek vekorkutmak. Kas›m ay›ndaki Avrupu Sosyal Fo-rumundan k›sa bir süre sonra eylemcilerin Co-sensa Savc›l›¤› taraf›ndan tutuklanmalar› da buamaca yönelikti. Terör guruplar›yla iliflkilendi-rilecek flekilde k›flk›rt›c›, y›k›c› bir gurup olufl-turmakla suçlan›yorlard›. Genifl ve koflulsuzdayan›flma hareketi bu planlar› bofla ç›kard›.Bu eylemcilerin serbest b›rak›lmas›ndan k›sabir süre sonra yeni bir tutuklama dalgas› geldi.

Bu tutuklamalar ve fliddet nedeniyle ‹talyasolunun provoke olma tehlikesi var m›?

Onlar bizim tuza¤a düflmemizi ve gerilimit›rmand›r›c› araçlarla yan›t vermemizi arzulu-yorlar. Bu nedenle ikinci tutuklama dalgas›n-dan sonra Cenova'da Polis Genel Müdürlü¤üönünde iki bomba patlad›. Her fley bu sald›r›-n›n arkas›nda Gizli Servisin ya da ona ba¤l› gu-ruplar›n oldu¤una iflaret ediyor.

Böylesi bombal› sald›r›lar›n ‹talya'da kanl›bir gelene¤i var ancak geçmiflte radikal sola y›-k›lan bombal› sald›r›lar› gizli servislerin ve fa-flist guruplar›n yapt›¤› kan›tland›. Cenova'dakibombalar da bu eski flemaya iflaret ediyor.

Biz flimdiye kadar bu bask›lara do¤ru ya-n›t verdik. Kendini böldürmeyen birlik içeri-sinde tutuklularla yo¤un bir dayan›flma var.Ayr›ca biz yersiz karfl›l›klarla provokasyonagelmedik. Floransa'da kendi güvenli¤imizioluflturarak provokatörlerin giriflimlerini boflaç›kard›k.(NK) ■

73TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Page 80: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

Arjantin’denüfusun %57si-nin flu anda yok-sulluk içinde ol-mas› ve resmi ifl-sizlik oran›n›n%30 olmas›ylabu Güney Ame-rika ülkesindegörülmemifl birgeliflme yafland›.‹flçiler, iflas et-meleri, kar et-memeleri ya da istikrars›zl›k nedeniyle sahip-leri taraf›ndan terk edilen fabrikalar›n kontro-lünü ele geçirdiler.

1998’den beri iflçiler g›da, metalürji, arabamontaj, matbaa, seramik ve tekstil sanayilerin-de 150’den fazla fabrikay› ele geçirmifl durum-dalar.

50 y›l önce, Arjantin, 3. Dünya ülkeleriiçinde en fazla geliflmifl ve sanayileflmifl ekono-milerden biri olarak kabul ediliyordu. Gayrisafi milli üretimin %50 kadar› sanayiden geli-yordu.

Fakat hemen hemen 30 y›ld›r Washing-ton taraf›ndan dikte edilen, IMF ve di¤er malikurumlarca uygulanan neoliberal politikalarArjantin halk›na sefalet d›fl›nda hiçbir fley ge-tirmemifltir.

Fabrikalar›n ele geçirilme biçimi birindendi¤erine farkl›l›k gösteriyordu.

Kimi yerde iflçiler önceki sahiplerinden,hem kira bedelini ödeyerek hem de bütün üre-tim araçlar›n› sat›n alarak fabrikay› çal›flt›rma-lar› için izin istediler.

Di¤er yerlerde de, iflçiler kooperatifler vesorunlar›n› tart›flmak ve çözüm bulmak içinbir araya geldikleri genel toplant›lar taraf›ndan

do¤rudan oyla-ma yönteminingüçlü demokra-tik yap›s› ile eflitücrete dayal› birsistem kurdu-lar.

‹flçiler tara-f›ndan ele geçi-rilen fabrikalararas›nda, iki ifl-letme bu yenihareketin sem-

bolü haline geldiler: Neuqen’deki Zanon sera-mik fabrikas› ile çal›flanlar›n›n ço¤u kad›nolan Buenos Aires’deki Brukman tekstil fabri-kas›.

Brukman: “Bu fabrika iflçilerin kontrolüalt›nda”

‹flçiler Brukman fabrikas›n›n kontrolünüilk ele geçirdiklerinde, önceki sahipleriyle gö-rüflmek istediler, ancak fabrikan›n sahiplerihiçbir zaman onlar›n ça¤r›lar›na cevap verme-di. Yeni geliflmenin bir kan›t› olarak, Zanonfabrikas›n›n girifline “ Bu Fabrika ‹flçilerinKontrolü Alt›nda Üretim Yap›yor” yaz›l› bü-yük bir tabela as›ld›.

Mart ay›nda, polis Zanon fabrikas›n›nkontrolünü ele geçirmeye çal›flt›. ‹flçilerin di-renifli ve halk›n dayan›flmas›n›n ak›n etmesiy-le geri çekilmek zorunda kald›. Bu fabrikadakiiflçiler fabrikan›n devlet taraf›ndan kamulaflt›-r›l›p bir kamu iflletmesi haline getirilmesini veyönetiminin de iflçilere verilmesini isteyen birdilekçeyle 50,000 imza toplamak için bir kam-panya bafllatt›lar.

‹flçiler fabrikay› yönetmeye bafllad›¤›ndanberi, daha önce iflsiz olanlar için 40 yeni iflmeydana getirdiler. Ham maddelerini sat›n al-

74 TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

– II –Arjantin’de iflçiler 150 fabrikan›n kontrolünü ele geçirdi

Workers World gazetesinde yay›nlanan Alicia Jrapko’nun Bahad›r Çetinay taraf›ndan çevrillen bu yaz›s› WWW. orgurradyo.com’dan al›nm›flt›r

Page 81: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

d›lar ve vergilerini, hatta su, elektrik ve havagaz› faturalar›n› bile ödediler.

Baflkanl›k seçimlerinin yaklaflmas›yla,1976 y›l›ndaki askeri diktatörlük günlerindenkalma iki yarg›ç, askerlere Brukman fabrikas›-n› iflgal etmesi için yasal olmayan emirler ya-y›nlad›. 18 Nisanda yeni bir ç›kar›lma tehdidioldu¤u için, 5 iflçi geceyi fabrikada geçirmeyehaz›rland›lar.

Ancak a¤›r silahl› polisler sald›rd› ve on-lar› ç›kard›.

Binlerce iflsiz ve mahalle meclisi üyelerifabrikan›n d›fl›nda toplanarak tepki gösterdi-ler. Onlar da federal polisin bask›s›na u¤rad›-lar.

Pablo Kilberg, 1970lerdeki askeri dikta-törlük s›ras›nda çocuklar› “kaybolmalar›ndan”sonra on y›ld›r haftada bir gösterilerini devamettiren yi¤it analar›n örgütü olan Madres dePlaza de Mayo’nun taraftar› ve düzenleyicisi.Kilberg, polisin 80-90 yafllar›nda olan bu ka-d›nlara karfl› hiçbir merhameti olmad›¤›n› söy-lüyor. Göz yaflart›c› bombalar›yla etraflar›n›nçevrildi¤ini ve arabalarla kurtar›lmak zorundakald›¤›n› söylüyor.

Kilberg Brukman’da polisin hem plastikmermi hem de gerçek silah kulland›¤›n› ve

kimsenin ölmemesinin bir mucize oldu¤unuekledi. Fabrikadan yirmi blok ileride polis av-c›l›k görevine devam etti. Sonuç olarak 120 ki-fli tutukland› ve bir ço¤u da yaraland›.

Nüfusun di¤er kesimleri taraf›ndan göste-rilen dayan›flma çok büyüktü. Birkaç gün son-ra polisin ac›mas›zl›¤›na ve bask›s›na karfl› ya-p›lan bir gösteride Brukman iflçilerine 30,000kifli destek verdi. Destek verenler aras›nda par-lamento ve siyasi parti üyeleri, Plaza de MayoAnneleri, Plaza de Mayo Linea Funda dora An-neleri, Plaza de Mayo Büyükanneleri, insanhaklar› örgütleri, yirmi beflten fazla halk mec-lisi, ö¤renciler ve bir çok iflsiz örgütleri vard›.

Brukman iflçileri fabrikalar›n›n kontrolle-rini yeniden ele geçirene kadar mücadelelerinidevam ettireceklerini söylediler. Sonuna kadarsavaflacaklar›na söz verdiler.

Çal›flt›klar› ifl yerlerinin kontrollerini elegeçiren Arjantin’deki iflçiler, hammaddelerinisat›n alarak, kendi ürünlerini üreterek, kendi-lerine iyi maafl ödeyerek ve iflsizler için yeni ifl-ler yaratarak fabrikalar› yönetebilme yetenek-leri oldu¤unu gösterdiler. Kapitalistlerin esaskayg›land›klar›, iflçi s›n›f›n›n er geç siyasi ik-tidar› ele geçirece¤i ve kendi kaderini kontroledece¤idir. ■

75TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Page 82: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

1TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Page 83: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

Göç ve Emperyalist Barbarl›k

AÇLIK, yoksul-luk, iflsizlik, siyasalbask›lar, savafl vekatliamlar... ‹nsan-l›k, kapitalist bar-barl›¤›n her türlüzulüm ve ac›s›n› çe-kerken kendisi içinyaflanabilir koflullararay›fl›na girer. Bafl-lar umut yolculu¤u.“Kader”, onlar›, ba-zen da¤ bafllar›ndayolunu kaybetmifl olarak vahfli hayvanlarayem olurken, bazen umut simsarlar› elinde ›s-s›z bir ormana terkedilmiflken, bazen dalgalarakap›larak derin sulara gömülürken ve bazende s›n›r boylar›nda enselerine dayanan silahla-r›n so¤uklu¤unda yakalar.

Kar, tipi, f›rt›na ya da kavurucu s›cakl›kfarketmez. “Umuda yolculuk” kaderi, onlariçin çoktan çizilmifltir. Ölüm; salg›n hastal›k-lar, kitlesel katliamlar, yük vagonlar›nda hava-s›zl›ktan ya da unutulmufl olma hasebiyle don-mufl olarak her daim onlar› bir gölge gibi izler.Bütün diller ve dinler aras›ndaki farkl›l›k kalk-

m›flt›r. Kimi Cezayir-Fas-Tunuslu, kimiKoreli’dir. Kimi Hin-distan’dan yola ç›kar,kimi Meksika, Viet-nam ya da Kürdis-tan’dan. Yollar, birboydan bir boya Bal-kan devletleri, Türki-ye, Pakistan, Malez-ya, Filipinler diyeuzar gider. Yoksulinsanlar›n ekmek

kavgas›d›r, bilinmez bir yolculu¤un koynundasüren...

YOKSULLUK VE SAVAŞLAR GÖÇÜTETİKLİYOR

Yeni bir yurtlanma, yaflama alan› seçmekiçin süregiden göçler, feodal dönemin kapal›ekonomisinin parçalan›p üretimin pazar eko-nomisi üzerinden merkezileflmesiyle geliflenkapitalist sistemin bir eseri olarak tarih sahne-sindeki yerini alm›flt›r. Emperyalizm, Asya’danAfrika’ya dünyan›n geri kalm›fl bölgelerinin

76 TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Page 84: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

yeralt› ve yerüstü kay-naklar›yla bütün zengin-liklerini ya¤malamakta-d›r. Burjuvalar›n henüztanr›n›n rahmeti okun-madan önce oluflturduk-lar› yeryüzü cenneti; sö-mürgelefltirilmifl ülke-ler, yoksullaflt›r›lm›flhalklar, yaflam standart-lar›ndaki farkl›l›klar›nderinleflmesi, iflsizlik,açl›k, savafllar ve katli-amlar karfl›l›¤›nda yara-t›lm›flt›r.

Yoksulluk ile zen-ginlik paralel geliflmek-tedir. ‹kisi birbirine ko-fluttur. Kapitalistler se-mirdikçe yoksulluk art-makta, aradaki fark de-rinleflmektedir. Birlefl-mifl Milletler’in verilerine göre, dünya nüfusu-nun yüzde 20’si dünya toplam gelirinin yüzde83’ünü elinde toplarken, arkada kalan yüzde20’si gelirin sadece yüzde 1.5’ini al›yor. 2000y›l› verileri, sadece üç kiflinin kendinde topla-d›¤› zenginli¤in 600 milyon nüfuslu 48 ülke-nin milli gelirine eflit oldu¤unu göstermekte-dir. 1990’larda General Motors’un y›ll›k sat›fl›-n›n tutar› ise 160 ülkenin gayri safi milli has›-las›ndan fazlayd›. Dünyada bir milyar yüz binkifli de mutlak yoksulluk s›n›r›n›n alt›nda ya-flamaktad›r.

‹flte bu nedenledir ki kapitalizmin ac›ma-s›z çark› içinde yaflayan ezilenler, yaflamak, ge-çimlerini sa¤layacak ifl koflullar›na ulaflabil-mek için ço¤u kez devlet s›n›rlar›n› da aflanaray›fllara yönelirler. Göç, onlar›n temel ç›k›flyollar›ndan biri olmufltur.

Göçler, ço¤unlukla kaptalizmin en az ge-liflti¤i bölgelerden metropollere do¤ru yaflan-maktad›r. Afrika, Asya ve Ortado¤u gibi bölge-ler en fazla göç veren alanlard›r. Ve bütün ulu-sal ve uluslararas› önlemlere karfl›n artaraksürmektedir. Son yar›m yüzy›lda göçler kitle-

sel bir boyut kazanm›fl-t›r. Özellikle 90’l› y›llar-da yükselen emperyalistsald›rganl›k, barbarl›kve ya¤ma ile birlikte ya-flanabilecek güvenli yeraray›fl› çok daha önemlihale gelmifltir.

Emperyalist ya¤mave iflgal savafllar› sonucuyaflananlar göçlerin en t-rajik olan›d›r. Silahs›z,savunmas›z halk, çocuk,genç, kad›n, yafll› de-meksizin tonlarca bom-ba ve demir parças›n›nhedefi olmaktad›r. He-men hemen her savafltanon binlerce, yüz binlerceinsan katledilmektenkurtulmak için savaflbölgesinden kaçarak

baflka ülkelere s›¤›nmaya çal›flmaktad›r.

GÖÇLERİN YENİ MERKEZİ BATI AVRUPA

Yerlerini, yurtlar›n›, sevdiklerini terk ede-rek yola düflen insanlar, dünyan›n belli bafll›emperyalist devletleri ABD, Almanya, Kanada,‹ngiltere, Fransa gibi ülkelere göç etmektedir.Hindistan ve Avustralya da göç alan belli bafll›ülkeler aras›nda yer almaktad›r.

1998 y›l› itibariyle ABD’deki göçmen say›-s› 26.3 milyonla toplam nüfusun yüzde 10’unuoluflturmaktad›r. ABD en çok göç alan ülkedurumundad›r. Almanya’da 7,5 milyon göç-men vard›r. Bu say› Alman nüfusunun yüzde8.8’ine tekabül etmektedir (Alman vatandafll›-¤›na geçenler bu say›ya dahil de¤ildir). Fran-sa’da ise yüzde 45’i Afrika ülkelerinden ger-çekleflen 4 milyonu aflk›n göçmen yaflamakta-d›r. ‹talya’da 1981 y›l›nda göçmen say›s› sade-ce 20.778 iken, 1997’de bu say› 1.179.631’eyükselmifltir. Bütün Avrupa ülkelerinde top-lam göçmen say›s› ise 20 milyonun üzerinde-dir.

77TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Göç ak›fl›yla d›flar›dan iflgü-cü ihtiyac›n› büyük ölçüde karfl›-layan Avrupa devletleri ve ABD,planl› nitelikli iflgücü transferineyönelmifl, yasal ve fiili uygula-

malar› bu çerçevede gelifltirmifl-lerdir. Denetimsiz gerçekleflengöçleri engellemek ve Birinci

Dünya Savafl›’n›n ya¤ma, y›k›mve barbarl›¤›ndan kaçarak em-peryalist ülkelere s›¤›nmak iste-

yen insanlar› önlemek için savaflöncesinden pasaport uygulamas›

devreye sokulmufltur.

Page 85: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

Göç ak›fl› bir yan›ylada co¤rafi yak›nl›klara vesömürgeci devlet-sömürgeülke ba¤lam›nda oluflaniliflki, kültür ve dil olgular›-na ba¤l› olarak gerçeklefl-mektedir. Örne¤in Fran-sa’ya göçler ço¤unlukla Af-rika ülkelerinden gerçekle-flirken, ABD’ye daha çokGüney Amerika ülkelerin-den akmaktad›r.

Çal›flma ve Sosyal Gü-venlik Bakanl›¤›’n›n 1998verilerine göre de Türki-ye’den yurtd›fl› göçü 3,5 milyon civar›ndad›r.Bu say›n›n 2.2 milyonunu yutan Almanya,Türkiye ve Kuzey Kürdistan’dan göç alan ül-kelerin bafl›nda gelmektedir. ‹kinci s›radakiFransa’ya göç edenlerin say›s› da yaklafl›k 350bin civar›ndad›r.

İŞGÜCÜ PAZARI TEKELLERİNDENETİMİNDE

Emperyalist sermaye, onlarca ülkenin ge-lir düzeyinden büyük cirolara sahip devasa te-keller ve mali sermaye üzerinden kurdu¤u he-gemonya ile dünya pazar›n› yeni bir düzeydebirlefltirmektedir. Dünya ekonomisi üzerindehakimiyet kuran tekeller, dünyan›n bütün böl-gelerinde yetiflmifl iflgücü pazar›n› da egemen-li¤ine almakta, denetlemektedir.

Göç ak›fl›yla d›flar›dan iflgücü ihtiyac›n›büyük ölçüde karfl›layan Avrupa devletleri veABD, planl› nitelikli iflgücü transferine yönel-mifl, yasal ve fiili uygulamalar› bu çerçevedegelifltirmifllerdir. Denetimsiz gerçekleflen göç-leri engellemek ve Birinci Dünya Savafl›’n›nya¤ma, y›k›m ve barbarl›¤›ndan kaçarak em-peryalist ülkelere s›¤›nmak isteyen insanlar›önlemek için savafl öncesinden pasaport uy-gulamas› devreye sokulmufltur. ‹lk s›n›rlamayaburdan bafllayan emperyalistler, özellikle de1970’li y›llardan itibaren hem iflgücü göçünüyeterince gerçeklefltirmifl olarak belli bir doy-

gunlu¤a ulaflmalar› ve hem de yaflanan ekono-mik durgunluktan ötürü çok daha köklü mü-dahalelere yönelmifllerdir.

Emperyalist sömürgeciler, ucuz ve mas-rafs›z kalifiye iflgücü ihtiyac›n› hep duydu-lar/duyacaklard›r. Ancak, azgeliflmifl sömürge,yeni sömürge ülkelerdeki iflgücünü ayr›flt›ra-rak yetiflkin, kalifiye olan›n transferini gerçek-lefltirmek için göçü tamamen denetimlerine al-mak istemektedirler. ‹kinci Dünya Savafl›’n›nard›ndan savafl›n yaratt›¤› y›k›m› onarmak veyeni sanayi hamleleri yaparak dünya egemen-li¤i rekabetini sürdürebilmek için ihtiyaç duy-duklar› yedek iflgücü transferini de belli kural-lar çerçevesinde gerçeklefltirdiler. Örne¤in Al-manya 1955-1973 y›llar› aras›nda belli orandavas›fs›z ve çeflitli iflkollar›nda uzmanlaflm›flözelliklere sahip, genç ve sa¤l›kl› kalifiye iflgü-cünün transferi politikas› gelifltirmifltir. Türki-ye gibi ülkelerden, anlaflmal› ve belli bir plandahilinde iflçi al›m›n› bu dönemde gerçeklefl-tirmifltir. Kalifiye ve düflük ücretli göçmen ifl-çilerin ve Alman iflçi s›n›f›n›n emek gücününsömürüsüyle Alman burjuvazisi, dünya piya-sas›na yeniden güçlü bir flekilde dönmüfltür.fiayet Alman burjuvazisi birçok yeni sömürgeülkeden ucuz iflgücü transferinde bulunma-sayd›, k›sa sürede savafl›n yaratt›¤› y›k›m› ona-rarak dünya piyasas›na yeniden aç›lmay› dabaflaramazd›. Bu iflgücü transferi, Alman iflçis›n›f›n›n daha az ücretle çal›flt›r›lmas› için debir bask› unsuru yap›lm›flt›r.

78 TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Page 86: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

AÇLAR ORDUSUEMPERYALİSTLERİ

ÜRKÜTÜYORKapitalizmin den-

gesiz, anarflik geliflmesi-nin kaç›n›lmaz bir sonu-cudur göç hareketi. Ge-tirilen s›n›rlamalar› de-ler geçer. Topraktan ko-parak özgürleflen serfler,yeni yaflam alanlar›nado¤ru köyden kente,küçük kentlerden met-ropollere, sömürge, yar›sömürge ülkelerden ge-liflmifl emperyalist ülke-lere do¤ru ulusal s›n›rla-r› aflan bir seyir izler.Sermaye emperyalistmetropollerde yo¤unlaflt›kça emek gücü bura-lara akmaya devam edecektir. Afrika’daki açlarParis’i, Güney Amerika’daki iflsizler ordusuWashington ve Los Angeles’›, Türkler ve Kürt-ler Köln ve Berlin’i mesken seçmeyi sürdüre-cektir. ‹flte bu denetimsiz göçün, sadece Avru-pa’da 30 milyonu bulan iflsizler ordusuyla bu-luflmas›, bütün yeryüzünü ya¤malayarak ken-dilerine ola¤anüstü zenginliklerle donat›lm›flcennet adalar› oluflturan emperyalist burjuva-zinin huzurunu da kaç›rmaktad›r.

Avrupa’n›n nüfusu 380 milyona yak›nd›r(Geniflleme kapsam›na giren ve 16 Nisan’daal›nan kararla 2004’te AB’ye dahil olacak ülke-ler bunun d›fl›ndad›r). Bunun 30 milyonu ifl-sizdir ve yoksulluk sürekli art›fl göstermekte-dir. Almanya ve Fransa’da yoksulluk s›n›r›ndayaflayanlar›n oran› yüzde 16, ‹ngiltere’de buoran yüzde 20’dir.

Birleflmifl Milletler Nüfus Seksiyonu çokçeflitli nedenlerle Avrupa’ya göçün y›lda orta-lama 12.7 milyon civar›nda olaca¤›n› ve 2050y›l›nda toplam say›n›n 700 milyona ç›kaca¤›n›belirtmektedir. Bu gösterge baz› abart›l› yanlartafl›sa da olgu bir gerçektir ve emperyalistlerinuykular›n› büsbütün kaç›rmaktad›r.

Dünyan›n her kara parças›na giren ve bü-

tün zenginliklerini ya¤-malayarak kendileri içincennet adas› oluflturanemperyalist burjuvazi,açlar ordusunun kendikap›lar›na dayanmas›korkusunu yaflamakta-d›r. Ezilenlerin birikenöfkesinin patlamas›n-dan, kendi saltanatlar›-n›n tehlikeye girmesin-den korkmaktad›rlar. ‹fl-te bundand›r ki tek tekdevletlerin ald›¤› önlem-leri yeterli görmeyenemperyalistler, SevillaZirvesi’yle merkezileflti-rilmifl politikalar ekse-ninde ba¤lay›c› yasalar,

ortak polisiye önlemler ve fiili yapt›r›mlarladaha kapsaml› ve s›k› denetime dayal› kararlarald›lar.

GÖÇ POLİTİKASI MERKEZİLEŞTİRİLİYOR21-22 Haziran 2002 tarihinde ‹spanya’n›n

Sevilla kentinde bir araya gelen AB devletleri-nin ana gündemlerinin bafl›nda, göç sorunu vegöçlerin nas›l durdurulaca¤› konusu vard›.Dünyan›n bütün bölgelerini bir ahtapotunkollar› gibi kendine ba¤layan, zenginliklerinivakumlayan emperyalist barbarlar, bu toplan-t›da göç yollar›na düflen açlar ordusunun önü-ne geçmek için ›rkç›, faflizan tedbirleri merke-zilefltirdiler. Haziran 2003’te yap›lacak zirvedede, göçle ilgili bütün yönlendirici ilkelerin eleal›nmas›, “s›n›r güvenlik görevlileri”nin e¤iti-minden s›n›r korumas›na ve AB devletlerininyasal yükümlülüklerinin birlefltirilmesine va-ran “yasad›fl› göçle mücadeleye iliflkin kap-saml› plan”›n bütün fizibilite çal›flmalar›n›n ta-mamlanarak hükümlülüklerinin bütünlefltiril-mesi gerçeklefltirilmifl olacak.

Haydutlar emperyalist merkezlere insanak›fl›n› bütünüyle engelleyemeyeceklerdir. Ta-mamen s›f›rlanm›fl bir göç politikalar› da yok

79TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

AB devletlerinin hem tek tekve hem de Sevilla Zirvesi’nde al-d›klar› kararlar, göçmen soru-nuyla ilgili politikalar en uçtakifaflist partilerin kitle deste¤i bul-mas›nda rol oynad›. Hemen he-men bütün Avrupa ülkelerindeson iki-üç y›l içerisinde yap›lanseçimlerde faflist partiler oy ora-n›n› yükseltti, parlamentoya girdiya da parlamentodaki sandalye

say›s›n› art›rd›lar.

Page 87: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

zaten. Uluslararas› emperyalist rekabetin sür-dürülmesinde yedek iflgücü olarak düflündük-leri yeni sömürge ülkelerdeki kalifiye ve ucuziflgücü transferini gerçeklefltirmeyi sürdüre-ceklerdir. Bu onlar için son derece gerekli de.Örne¤in Almanya her y›l 50 bin kifliyi transferetmeyi yasallaflt›rmak istemektedir. ABD, 1995y›l›ndan itibaren her y›l 675 bin kiflinin göçü-ne olanak tan›yan kararlar alm›flt›r.

Avrupa’da, Sevilla Zirvesi’yle al›nan karar-lar çerçevesinde uygulanan göç politikas›, her-fleyden önce emperyalist sermayenin ihtiyaçla-r›n› dikkate almaktad›r. Çeflitli iflkollar›ndakitalep ve sermayenin büyüme ihtiyaçlar›ndanhereketle, transfer edilecek iflçinin e¤itim dü-zeyi, mesleki nitelikleri esas al›narak kontrol-lü bir tarzda iflgücü a盤› kapat›lmak isten-mektedir. Bugüne kadar Avrupa’ya yerleflengöçmenlerin asimile edilmesi için de yeni uy-gulamalara gidilmektedir. Bütün bu politikala-r›n bir parças› olarak bölünmüfl ailelerin bir-leflmeleri zorlaflt›r›lmakta, uyum kursu zorun-lulu¤u getirilmekte, kurs ücretlerinin bir bölü-münün kendileri taraf›ndan karfl›lanmas› kay-d›yla dil, tarih, kültür ve hukuk sistemi üzeri-ne e¤itim verilerek ›rkç›, asimilasyoncu politi-ka yürürlü¤e sokulmaktad›r.

Yabanc›lar kanunu ve iltica yasalar›ndadayat›lan gerici, ›rkç› uygulamalar göç yasas›y-la birlefltirilerek pekifltirildi. Almanya’da “ya-

banc›lar yasas›”, asimilasyonu temel alacak bi-çimde “Yabanc›lara Oturma, Çal›flma ve Uyu-munu Düzenleme Yasas›” ad› alt›nda yenidendüzenlendi. Danimarka’da ›rkç› yaklafl›mlaryasalarla perçinlendi. Danimarka devleti, ika-met iznini olabildi¤ince zorlaflt›r›l›rken, 24 ya-fl›n› doldurmam›fl ayn› ulustan iki “yaban-c›”n›n evlenmesini de yasaklad›. Hollanda’daise ikamet eden birinin eflini yan›na götürebil-mesi için 3 bin Euro ödemesi gerekmektedir.Ayr›ca her göçmen 600 saat dil e¤itiminden degeçmek zorundad›r.

Bunlar, demokrasinin befli¤i olarak sunu-lan Avrupa’da yabanc›lara uygulanan barbarcayapt›r›mlardan sadece birkaç örnektir. SevillaZirvesi’yle bu sald›r›lar ortaklaflt›r›lm›fl, mer-kezilefltirilmifltir.

Ortak operasyonlar›n gerçeklefltirilmesi,ortak s›n›r polisi ve göçlerin geçifl yapt›¤› dev-letlere yapt›r›mlar içeren kararlarla Sevilla Zir-vesi’nde oluflturulan göç yasas›, özce, emper-yalist sermayenin iflgücü ihtiyac›n› karfl›lamaküzere “gerekli” olanla olmayan›n ayr›flt›r›lma-s›n› hedeflemektedir. Böylece emperyalistler,sa¤l›kl› ve kalifiye iflgücü transferiyle sermaye-sini katlayarak büyütecek ve ama ihtiyaç olma-yan göçmenlerin getirebilecekleri ekonomikve sosyal sorunlar›n yükünden de kurtulacak-lard›r.

80 TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Page 88: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

GÖÇ ÜZERİNDEN POMPALANAN IRKÇILIK

Göçmenler gittikleri ül-kelerde en kötü koflullardave en a¤›r ifllerde çal›flt›r›l-maktad›r. ‹nflaat, temizlik,yeralt› madenleri, imalat vehizmet sektörleri bunlar›nbafl›nda gelmektedir. Ameri-kan›n Irak’› iflgalsald›r›s›nda, Irak taraf›ndanesir al›nan askerlerden degörüldü¤ü gibi Amerika’daço¤u göçmen gence paral›askerlik de yapt›r›lmaktad›r.‹flçi ücretleri de di¤er iflçile-re göre çok daha düflüktür.Göçmen iflçinin çal›flmakzorunda olmas›, örgütlen-me, dil ve kültür sorunlar›,onlar› insafs›zca bir sömürüçark›n›n içine çekmektedir.Adeta vebal› muamelesi gören göçmenler, top-lumdan d›fllanmakta, afla¤›lanmakta, yaflad›¤›doku uyuflmazl›¤› nedeniyle aileleri parçalan-makta, kültürel yozluk ve uyuflturucu batakl›-¤›n›n çekim alan›na girmektedirler.

ABD ve Avrupa’da son y›llarda geliflenyoksulluk ve iflsizlikle birlikte yeniden hortla-t›lan ›rk ayr›mc›l›¤› da bilinçli olarak k›flk›rt›l-makta, körüklenmektedir.

Yabanc› düflmanl›¤› temelinde geliflen sal-d›r›lar on y›llarca önce de vard›. Ama son y›l-larda ›rkç› sald›r›lar art›fl gösterdi. Emperyalistburjuvazi, ekonomik durgunluk, artan iflsizlikve yoksulluk karfl›s›nda yönetme erkini yitir-memek için ›rkç›l›k silah›na sar›ld›. Avru-pa’n›n birçok ülkesinde faflist partiler, ekono-mik krizin, iflsizlik ve yoksullu¤un sorumlusuolarak göçmenleri gösterdiler. Irkç› politikalargelifltirdi, programlar›n› bunun üzerine oturt-tular.

‹deolojik g›das›n›, özellikle iflsizlik veyoksulluk temas›yla göç olgusu üzerindenpompalanan ›rkç›l›ktan alan faflist partiler, Av-rupa’da bu dönem boy göstermeye, geliflmeye

bafllad›lar. Emperyalisthegemonya ve rekabetgücünü büyütmenin birparças› olarak kitle ha-reketinin bast›r›lmas› vedenetim alt›na al›nmas›için ç›kar›lan gerici ya-salar, sosyal haklardayap›lan k›s›tlamalar,özellefltirme furyas›,emperyalist sisteme tep-ki ve güvensizli¤i artt›r-d›. Faflist partiler buhoflnutsuzluktan yarar-lanarak h›zla örgütlendive oy potansiyelleriniart›rd›lar.

Almanya’da UlusalDemokratik Parti(NPD) ve Alman HalkBirli¤i (DVU), Fran-sa’da Ulusal Cephe

(FN) ve Cumhuriyetçi Ulusal Hareketi(MNR), ‹talya’da Kuzey Birli¤i Partisi (Lega)ve Ulusal ‹ttifak (AN), Belçika’da Flan-an BlokPartisi (VP) ve Ulusal Cephe (FN), Avustur-ya’da Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ), ‹ngil-tere’de Britanya Ulusal Parti (BNP) ve UlusalCephe (NF), Danimarka’da ‹lerici Parti (FP)ve Danimarka Halk Partisi (DF), Hollanda’daMerkez Demokratlar (CD), Merkez Parti (CP)ve Hollanda Halkç› Birlik (NVU) gibi birçokfaflist partinin ç›k›fl noktas›, kulland›¤› jargon-lar, propaganda malzemesi ayn› oldu. Hepside, ulusal egemenlik temas›n› iflledi, aç›kça ya-banc› düflmanl›¤›n› körükleyerek, ›rkç› prog-ram ve taleplerle kitlelerin deste¤ine baflvur-dular.

Irkç› gösteriler ço¤ald›. Göçmen ailelerkundaklamalar sonucu diri diri yak›ld›. Birçokkifli evinde ya da yollarda ifllenen faflist cina-yetlerin kurban› oldu. Irkç›l›k, emperyalistburjuvazinin temel yönetme biçimlerinden bi-ri olarak bu dönem öne ç›kar›ld› ve ç›kar›lan“terörle mücadele” yasalar›, sosyal haklar›ngasp› vb., sald›r› dalgas›n›n üstünü örtmenin

81TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Komünistler devletleraras›nda insan geçiflini engel-

leyen her türlü engelin kal-d›r›lmas›n› genel bir savunuötesinde güncel mücadelenintalepleri aras›na almal›d›r.Pasaport uygulamas›na sonverilmesi, s›n›rlardaki dikenlitellerin ve may›nlar›n sökül-

mesi, insanlar›n dünya üzerin-deki seyahat hakk›n› k›s›t-

layan her türlü uygulaman›nortadan kald›r›lmas› bu gün-cel talepler içinde olmal›d›r.

Page 89: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

etkili bir silah› olarak kullan›ld›. AB devletleri-nin hem tek tek ve hem de Sevilla Zirvesi’ndeald›klar› kararlar, göçmen sorunuyla ilgili po-litikalar en uçtaki faflist partilerin kitle deste¤ibulmas›nda rol oynad›. Hemen hemen bütünAvrupa ülkelerinde son iki-üç y›l içerisindeyap›lan seçimlerde faflist partiler oy oran›n›yükseltti, parlamentoya girdi ya da parlamen-todaki sandalye say›s›n› art›rd›lar. Bu partile-rin bir k›sm› hükümet orta¤› haline geldiler.Di¤er nedenlerin yan› s›ra emperyalistlerin gö-çü önlemeye ya da en az›ndan s›n›rland›rmayagitmede alçakça bir yöntem olarak ›rkç› sald›-r›lar› t›rmand›rmaya gitmesinin de bu geliflme-de etkili oldu¤unu söyleyebiliriz.

İNSAN HAKLARI VE EMPERYALİSTİKİYÜZLÜLÜK

‹nsan Haklar› Evrensel Bildirgesi’nin 13.maddesi;

“1. Herkes, herhangi bir devletin s›n›rlar›içinde serbestçe dolaflma ve oturma hakk›nasah›ptir.

2. Herkes, kendi ülkesi de dahil, herhagibir ülkeden ayr›lma ve ülkesine geri dönmehakk›na sahiptir” diyor. Ama emperyalist iki-yüzlülük, alçakça sahtekarl›k, alt›na imza koy-duklar› bu yasalarla da ortaya ç›kmaktad›r.Dünyan›n efendileri, sermayenin serbest dola-fl›m› için bütün kolayl›klar› sa¤lamakta ve ifl-birlikçi devletlerin koyduklar› “ulusal” yasala-r› aflarak bütün s›n›rland›r›c› çitleri kald›rmak-tad›rlar.

Emekçi s›n›flar için ise, “serbestçe dolafl-ma ve oturma hakk›”, kimi uluslararas› yasa-larda bir aksesuar olarak durmaktad›r. Emper-yalist haydutlar sadece kapitalist geliflmeninkaç›n›lmaz bir sonucu olarak ortaya ç›kan göç-leri de¤il, kendilerinin gerçeklefltirdikleri iflgalve ya¤ma savafllar›nda kurflun ve bomba ya¤-murundan kaçarak yaflama flans› elde etmekisteyen halklar›, siyasal bask›lar nedeniyle göçeden politik göçmenleri de engellemektedirler.Onlar, sermayenin özgürce dolafl›m›n›n yan›n-da, emek gücünün belli devlet s›n›rlar›na hap-sedilmesini, kendilerini huzursuz etmeyecekbölgelerde yedekte tutulmas›n› hedefliyorlar.

82 TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Page 90: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

Bunu, gelifltirdikleri ortak politikalar, iflbirlik-çi devletlere uygulayacaklar›n› buyurduklar›yapt›r›mlar, yasal ve fiili sald›r›larla sa¤lamayaçal›flmaktad›rlar.

Ayr›ca bu politikalar›nda istedikleri sonu-ca gidebilmek için geliflmifl ülkelerdeki emek-çi s›n›flar›n deste¤ini almaya, onlar›n gücünüs›n›f kardefllerinin karfl›s›na dikerek emekçis›n›flar› bölme yolunda da baflar›l› olmak is-temektedirler. Egemen ulus görüfl aç›s›ndangelifltirilen ›rkç›l›k bunun en etkili silahlar›n-dan biri olarak iflletilmektedir.

SINIF BİLİNCİNİN SIÇRAMA MİHENGİAvrupa emekçi s›n›flar› ve özellikle de ifl-

siz kitleler aras›nda ekonomik kriz ve iflsiz-li¤in kayna¤›n›n göçler oldu¤una inanm›fll›kyayg›nlaflmaktad›r. Emperyalist burjuvaziburadan emekçi s›n›flar›n bilincini buland›r-makta ve yabanc› düflmanl›¤› zemininde, kap-italist sistemin s›n›flar aras›ndaki uçurumuderinlefltiren iflleyiflini görme, anlama ve bilin-ce ç›karmas›n› engellemeye çal›flmaktad›r.Emperyalist burjuvazinin elinde ›rkç›l›k,emekçi s›n›flar› bölmek ve ideolojik olarak tes-lim almak için temel bir silah olagelmifltir. Göçolgusu, günümüzde emperyalizmin ›rkç› poli-tikalar›n›n flekillendirildi¤i öncelikli malzemekonusu yap›lmaktad›r.

Emperyalistlerin yasalar›, fiili sald›r›lar›,zirveleri ya da ortaklaflt›r›lm›fl polisiye önlem-leri ne sorunu çözebilir ve ne de göçleri dur-durabilir. Onlar›n bütün önlemleri, metropol-lere, emperyalist merkezlere akan göçü ancaks›n›rland›r›p yavafllatabilir. Proletaryan›n göçetme ve istedi¤i ülkelerde yaflama hakk›n› hiç-bir zorbal›k elinden kopar›p alamayacakt›r.Avrupa ya da Amerikan proletaryas›, enternas-yonalist görüfl aç›s›, kardeflçe dayan›flma ilegöçmenleri sahiplenmek, kap›lar›n, dünyan›nbütün ülkelerinden göç eden halklara aç›ktutulmas›n› sa¤lamak göreviyle yüzyüzedir.Her türlü ayr›mc›l›k politikas›na tutum alma,asimilasyona dayal› ›rkç›l›¤›n karfl›s›na dikil-me, göçmenlerle yerli emekçilerin ayn› sosyal

haklara, ayn› çal›flma koflullar› ve eflit ücretetabi tutulmalar› için mücadele etme görevi, ilkönce emperyalist ülkelerdeki proletaryayadüflmektedir. Bu ülkelerdeki proletaryan›nkendisi için s›n›f olma bilincinde s›çrama,bugünkü tarihsel kavflakta göçler sorunundaal›nacak tutumla baflar›lacakt›r.

Göçmenler de emperyalist burjuvazininemekçiler aras›nda rekabeti körükleyen, emekgücünün ucuza sat›n al›nmas› için çal›flankesimler üzerinde yedek bir bask› gücü olarakkullan›lmalar›na karfl› mücadele etmeli, s›n›fkardeflleriyle dayan›flma içerisinde olmal›d›r-lar. Emekçilerin ortaklaflan kaderi, bütüntalepleri birlefltirmeyi, ortak örgütlenme veortak mücadeleyi de dayatmaktad›r. Enternas-yonal proletaryan›n birlik, dayan›flma vemücadele ile içeri¤ini doldurdu¤u kurtuluflmanifestosu, kardefllik buyru¤u bunu gerektir-mektedir.

Emperyalist küreselleflme karfl›t› eylem-ler, grev ve direnifller ve özellikle de Filistindirenifline destek ve Irak iflgaline karfl› dün-yada geliflen enternasyonal eylem hatt›, ›rkç›politikalar›n geriletilmesi, kardeflçe dayan›flmave emekçi s›n›flar›n enternasyonal birli¤iningelifltirilmesinin gerçek ad›m› olmufltur. Buad›m, emperyalizmin bütün alanlarda“küreselleflen” politikalar› karfl›s›nda proletar-yan›n enternasyonal politik hatt›n› da göster-mektedir.

Komünistler devletler aras›nda insangeçiflini engelleyen her türlü engelin kald›r›l-mas›n› genel bir savunu ötesinde güncelmücadelenin talepleri aras›na almal›d›r.Pasaport uygulamas›na son verilmesi, s›n›rlar-daki dikenli tellerin ve may›nlar›n sökülmesi,insanlar›n dünya üzerindeki seyahat hakk›n›k›s›tlayan her türlü uygulaman›n ortadan kal-d›r›lmas› bu güncel talepler içinde olmal›d›r.Halihaz›rda göçmen olanlara yönelik ›rkç› uy-gulamalara ve yasalara mücadele, göçmenkamplar›ndaki insanl›k d›fl› dayatmalara karfl›mücadele yükseltilmelidir. Proletarya enter-nasyonal dayan›flma ve örgütlülü¤ünü gelifl-tirerek bunu baflarabilir.■

83TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Page 91: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

1TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Page 92: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

84 TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

B‹R‹K‹M dergisinin165, 166 ve 167. say›lar›-n›n kapak konusu, ‘sol ve‘sosyalist’ hareketin geneldurumu olarak belirlen-mifl. 165. say›da “SosyalistSol- Bir Bozgunun ArkaPlan›” bafll›¤› alt›nda ya-y›mlanan de¤erlendirmele-rin sonraki iki say› boyun-ca sürdürülmesi üzerine,bu arkadafllar›n yazd›kla-r›yla ilgilenmeye karar ver-dik. Bütün yaz›lar› oku-duktan sonra, anlad›k ki,yaz›larla ilgilenmek yetme-yecek; yazarlarla da ilgilen-mek gerekiyor. Birikim’insürekli yazarlar›n›n ilgiye, hatta flefkate ger-çekten ihtiyac› var; çünkü hem canlar› epeyces›kk›n, hem moralleri çok bozuk, hem kafala-r› baya¤› kar›fl›k, hem de pek çok fleyi yanl›flbiliyorlar. Bu muhteremler, öteden beri sol üs-tüne düflünüp, sosyalizm hakk›nda yaz›yorlar.O kadar çok düflünüyorlar ki, düflüne düflünehelak olacaklar. Kendilerini de, kendilerinden

‘yüksek teori’ bekleyen ki-mi okurlar›n› da art›k iyi-den iyiye y›pratt›¤› gözle-nen bu derin düflüncelerintalihsizli¤i ise, daha ç›k›flnoktas›nda beliriveriyor.O talihsizlik, flu tür sorula-r›n içerdi¤i açmazdan bes-leniyor: Sol üstüne düflün-mek, sosyalizm hakk›ndayazmak için yeterli midir?Sosyalizm hakk›nda yaza-bilmek için ‘sol’ üstüne de-¤il de, sosyalizm üstünedüflünmek gerekmez mi?Ve sosyalizmin teorisinibilmeden, sosyalist müca-dele prati¤inin içinde bu-

lunmadan sosyalist teori ad›na do¤ru önerme-ler üretmenin, sosyalizm hakk›nda sa¤l›kl› dü-flünmenin olana¤› ne kadard›r? Birikim yazar-lar›, siyaset teorisiyle ilgilenme heveslerinisürdürmek istiyorlarsa, bu tür sorular›n yan›-t›n› -bu konularda yazmaya bafllamadan önce-ö¤renmek zorundad›rlar. Sosyalbilimlerde“contra negantes principia nonest disputan-

Birikim Dergisi Yazarlar› ‹çin

Seçme Deyimler Sözlü¤üNizam DEM‹R

Page 93: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

dum” diye “ilkeler reddedilince, tart›flma ya-p›lamaz” anlam›na gelen bir kural vard›r. Budurumda Birikim yazarlar›yla tart›flmak, pekde kolay gözükmüyor. Onlarla verimli bir tar-t›flma yapabilmek için, onlar› öncelikle temelve genel ilkelerin paydas›nda buluflturmam›zgerekiyor. Afla¤›daki “Seçme Deyimler Sözlü-¤ü”nü de bu amaçla haz›rlad›k. ‹stiyoruz ki,bu muhteremler, kafa kar›fl›kl›¤›n›n, kavramkarmaflas›n›n alt›nda daha fazla ezilmesinler.Umuyoruz ki, önce ö¤rensinler, sonra anlat-s›nlar. Ve diliyoruz ki, ö¤renmeye drop-outsaforizmalardan, karmafl›k fantazyalardan de¤ilde, somut ve basit gerçeklerden bafllas›nlar;aflama aflama ilerlesinler. Böylesi daha iyi ol-maz m›?

A

Arpac› Kumrusu Gibi Düflünmek: Halkaras›nda culluk(hindi) gibi düflünmek de de-nir. Genel seçimlerden umdu¤unu bulamay›n-ca hayal k›r›kl›¤› yaflayan ve ne yapaca¤›n› bi-lemeden derin derin düflünen ÖDP’li teoris-yenlerin halet-i ruhiyesini anlatmak için kul-lan›l›r. Arpac› kumrusu gibi düflünen kifli, ge-nel seçimlerden hemen sonra Birikim dergi-sinde toplam 114 sayfal›k tam 22 yaz› yay›m-layarak ‘sol’u ve ‘sosyalizm’i de¤erlendirir vefakat dikkate de¤er hiç bir fley söylemedendosyay› kapatma baflar›s› gösterir! Örne¤in“Türkiye sosyalist solu 3 kas›m 2002 seçimin-de 1999’da oldu¤u gibi en hafif ifadeyle boz-gun denebilecek bir oy oran› bulabildi ancak.Bu periflan manzaray›, Türkiye sosyalist solu-na özgü zaaf, yetersizlik, handikap ve engel-lerle ya da ülke ve dünya konjonktürü gibi‘d›flsal’ neden ve koflullarla izaha yeltenmek, -hiç de¤ilse nihayet flu noktada- art›k mümkünde¤ildir” diyen Ömer Laçiner, arpac› kumrusugibi düflünmüfl, iflin içinden ç›kamam›fl ve tar-t›flt›¤› sorunun nedenlerini kaflla göz aras›ndabuharlaflt›rm›flt›r. O’nun “flu noktada” diyerektarif etti¤i yer, seçim sand›klar›d›r. Kendileri-ne yak›flt›rd›¤› periflan manzaran›n nedeni, ül-ke ve dünya konjonktürü ya da seçime girensolun bizzat kendi zaaf ve yetersizli¤i olmad›-

¤›na göre, ya hiç bir fleydir, ya da do¤rudando¤ruya sosyalizmin teorisidir. Nitekim Laçi-ner, dergisinin 165. say›s›nda yay›mlanan“Ya...... Ya.....” bafll›kl› yaz›s›n›n ileriki bölüm-lerinde marksizmi yarg›layan bir mahkemekürsüsü kuracakt›r ve ÖDP’nin seçim hezime-tinin sorumlusu olarak ilan etmekten çekin-medi¤i “geleneksel-muhafazakar-sosyalizm”inhakk›ndan gelecektir. Görüldü¤ü gibi, arpac›kumrusu gibi düflünen kifli, kendini zaptet-mezse, ya da birileri taraf›ndan zaptedilmezse,bir kuflun s›n›rlar›n› fazlas›yla zorlayarak afl›r›düflünmekte, düflüne düflüne kendini filozofgibi görmekte ve bu türden ‘makro teoriler’üretebilmektedir.

Ar Damar› Çatlamak: Özellikle MuratBelge, Ahmet ‹nsel, Ömer Laçiner gibi ‘zuhurikolu’nun yazd›¤› baz› yaz›lar› de¤erlendirir-ken taraf›m›zca kullan›lan bir tepki, flaflk›nl›kve öfke ifadesi... Ar damar› çatlayan kifli, ‘sol’ve ‘sosyalizm’ üzerine de¤erlendirme yaparkenterbiye ve nezaket s›n›rlar›n› zorlamay› gözealan bir sald›rganl›k sergileyebilir. Örne¤in165. say›daki “Milliyetçilik ve Sol” bafll›kl› ya-z›s›nda ‘“6. Filo’yu denize dökmek’ gibi ulvibir amaç söz konusu olunca, bu giriflime halk-tan adam kazanmak için, bu deniz askerleri-nin ‘Türk orospular›’n› beceriyor olmas›na da-yal› ajitasyon yapmak büyük bir deha eseriolarak görülebiliyordu” diyen Murat Belge’ninbunlar› yazabilmesi için ar damar›n›n çatlam›flolmas› gerekir. Çünkü sözkonusu etti¤i anti-emperyalist ajitasyon, o pis ifadelerin ruhun-dan ve mant›¤›ndan uzak oldu¤u gibi, ima et-ti¤i tarzda ‘cahil halk›n duygular›n› sömürmekiçin’ de¤il, basbaya¤› antiemperyalist bir mü-cadelenin gere¤i oldu¤u için yap›lm›flt›r. Do-lay›s›yla hem “deniz askerlerinin Türk oros-pular›n› beceriyor olmas›na dayal› bir ajitasyo-nun yürütüldü¤ü”, hem de sosyalistlerce “bu-nun bir deha eseri olarak de¤erlendirildi¤i”yönündeki iddia, kuyruklu yaland›r. MuratBelge’nin “deniz askerleri” fleklinde ifade et-meyi tercih etti¤i birlik, iflgalci Amerikan gü-cüydü. Bu askerlere Türk devleti taraf›ndanözel bir genelev tahsis edilmiflti. Ayn› ‘karfl›la-

85TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Page 94: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

ma’, geçti¤imiz aylardada gerçeklefltirilmifl,Irak’ta savaflmak üzereTürkiye’de bekletilenAmerikan askerleri içinMardin’de bir genelevhaz›r tutulmufltu. Hem1960’lar›n sonunda,Hem de 2000’lerin ba-fl›nda Amerikan askerle-ri için bu tarz bir ‘hiz-met’i hükümet politika-s› düzeyinde resmileflti-ren Türk Devleti’ne Mu-rat Belge’nin bir diyece-¤i olmayabilir; ama dev-rimcilerin tiksintiylemüdahele etmek iste-mesi, bu beyefendiyi niye rahats›z etmifl? Üs-telik ‘sol’un milliyetçilikle kopuflamad›¤› iddi-as›n›n bir kan›t› olarak bize okutaca¤› dahainand›r›c› örnekler yok muymufl heybesin-de?Ar damar› çatlayan kifliye böyle sorularsormak gereksizdir. Çünkü bu tür adamlar,“6. filoyu denize dökme” eylemini ‘ulvi amaç-lar’ diye anarken bile küçümserler. Kendileriise, Amerikanc› sermayenin ideolojik k›fllala-r›nda kerhane evliyas› olarak çal›fl›rlar.

B

Beyin Y›kamak: Murat Belge, Ömer Laçi-ner, Ahmet ‹nsel gibi Birikim Tarikat›’ndafleyh kat›na yükselmifl sivil toplumcular›n yaz-d›klar› için kullan›lan bir deyim... Bu yazarlar,okuru mürid olarak görürler. Onlar sosyalizmüzerine yazd›klar› teflhir yaz›lar›n› analiz, libe-ralizm üstüne yazd›klar› propaganda yaz›lar›n›ise perspektif diye yutturacaklar›n› san›rlar.Bütün çirkin ve sald›rgan s›fatlar›, ifadeleri,sosyalizme yak›flt›r›rlar. Onlar›n mürid olarakalg›lad›¤› Birikim okurlar›, bu beyefendilerinyaz›lar›nda kapitalizme ve emperyalizme karfl›nefretin zerresini bulamazlar; afla¤›lanan, be-¤enilmeyen, hor görülen, yerden yere vurulanhep sosyalizm deneyimleri ve teorisidir. Örne-¤in 165. say›daki “Bir Son mu, Yeniden Do¤ufl

mu” bafll›kl› yaz›s›nda“küllerinden yenidendo¤an ve radikalleflenultra-emperyal izminkarfl›s›nda genel olaraksol ve çok daha belirginolarak marksizm acizkald›. 20. yüzy›l›n iki to-taliter deneyiminden bi-ri olan komünizm prati-¤iyle marksizm aras›n-daki tarihi iliflki ve reelsosyalizmlerin çöküflümarksizmi tamir edilme-si zor biçimde yarala-m›flt›. Marksizmin ald›¤›bu a¤›r yara, sosyalizmfikrinin de güçlü bir ca-

zibe noktas› olmas›na son verdi. (....) Sosya-listler faydac› mant›¤› bazen liberal ideolojideçok daha afl›r› ve soyut noktalara tafl›y›p (‘sonkertede olaya iflçi s›n›f›n›n özç›karlar› aç›s›n-dan bakmak’ gibi) faydac›, iktisadiyatç› ide-olojiye bütünüyle teslim oldular. Asl›n›n kül-lerinden yeniden ve yepyeni bir enerjiyle do¤-du¤u yerde bunun silik kopyalar›na insanlar›nitibar etmemeleri do¤ald›” diye yazan Ahmet‹nsel’in yapt›¤›, beyin y›kamakt›r. Postunu ku-ruldu¤u yerden liberalizmi ‘küllerinden yeni-den do¤an’, ‘yepyeni bir enerji’; marksizm ise‘aciz’, ‘silik kopya’ ifadelerinin iflaret etti¤i ruhhaliyle görüyor. Liberalizmin aç›k ve örtükpropaganda edildi¤i, sosyalizmin ise k›ymetsizbulundu¤u bu tarz ‘beyin y›kama’ haplar›, Ah-met ‹nsel, Murat Belge ve zaman zaman ÖmerLaçiner’in yazd›klar›nda çok belirgin. Merakl›-s›na ilgili yaz›lar› okumalar›n› önererek ör-nekleri ço¤altm›yoruz. Fakat belirtmeliyiz ki,Ahmet ‹nsel gibi beyin y›kay›c› fleyhler, “ikitotaliter deneyimden biri olarak komünizm”diyebilecek kadar da cahil. Komünizmin birgezegen sistemi oldu¤unu, s›n›fs›z ve siyaset-siz bir topluma denk düfltü¤ünü hala ö¤rene-memifl. Tek tek ülkelerde kurulan demokratikhalk iktidarlar› ile sosyalist iktidarlar› komü-nizmle kar›flt›r›yor. Bu alg› ve dil, bilindi¤i gi-

86 TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Merakl›s›na ilgili yaz›lar› oku-malar›n› önererek örnekleriço¤altm›yoruz. Fakat belirt-meliyiz ki, Ahmet ‹nsel gibibeyin y›kay›c› fleyhler, “ikitotaliter deneyimden biri

olarak komünizm” diyebilecekkadar da cahil. Komünizmin

bir gezegen sistemi oldu¤unu,s›n›fs›z ve siyasetsiz bir

topluma denk düfltü¤ünü halaö¤renememifl.

Page 95: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

bi, Mehmet Barlas türünden liberallerin tipiksöylemidir; “komünizm” ile “rejim” kavramla-r›n›n birbiriyle ba¤daflmayaca¤›n›, komüniz-min ‘siyasal rejim’lerin olmad›¤›, afl›ld›¤› birtarihsel ve toplumsal aflamaya denk düfltü¤ü-nü bilmezler; bütün devrim iktidarlar›na genelolarak “komünist rejimler” deyip ç›karlar ifliniçinden. Ahmet ‹nsel, bununla da yetinmiyor;komünizm ile faflizmi ‘totaliterlik’ paydas›ndaeflde¤erlefltiriyor. ‹ki totaliter rejimden birikomünizm olarak aç›k aç›k yaz›ld›¤›na göre,öteki de faflizm olsa gerek. ‹nsel’in dili çok bo-zuk ve bu da ‘beyin y›kay›c›’lar›n özellikleriaras›nda. Diyor ki “...... marksizmi tamir edil-mesi zor biçimde yaralam›flt›.” Yaralanmak,canl›lar için kullan›labilecek bir ifade; tamirise, cans›z nesneler için... Ahmet Bey, mark-sizmin organik mi, mekanik mi oldu¤unu dahenüz idrak edememifl. Al›nt›daki son cümlede bozuk: Cümlenin yüklemi, ‘son verdi’; öz-nesi ise ‘marksizmin ald›¤› bu a¤›r yara’. Reza-leti görüyor musunuz? Ve bu adamlar, sosya-lizm üstüne ahkam kesme hakk›n› kendilerin-de bulabiliyorlar. Gorbaçov dönemi SSCB’yisosyalizm olarak, bugünkü Kuzey Kore’yi ko-münizm olarak etiketlendirip bu bürokratik-revizyonist (siz kapitalist diye de okuyabilirsi-niz) devletlerin ‘günah’›n› marksizmin üstüney›kabiliyorlar. 1960 sonras› SSCB’sini biz ince-leyip ‘kapitalist restorasyon sürecine girdi¤i’yönünde de¤erlendirdi¤imizde, bu muhterem-ler, “as›l sosyalizm, sosyalist demokrasi süreciflimdi bafll›yor” diyorlard›. Hele ‘perestroyaka’ve ‘glastnost’ siyasetini alk›flla, hayranl›klakarfl›lam›fllard›. 89-90 olaylar›yla kabeleri y›-k›l›nca, zihinsel binalar›n›n çat›s› çöktü vekendileri de o enkaz›n alt›nda kald›lar. Bugünise, 1960’a kadarki dönemi bask›c›, totaliterolarak de¤erlendiriyor; dün alk›fllad›klar› 60sonras› üzerine tek kelime etmiyor, ama genelolarak sosyalizm ve komünizm üzerine k›yme-ti kendinden menkul aforizmalar› yüksek per-deden dillendirebiliyorlar. Amaç beyin y›ka-mak olunca, örne¤in flunlar yaz›labiliyor:“Nazizm gibi komünizm de faydac› ideolojiyison kertesine yükseltmiflti. Totaliter komüniz-

min günümüzde yaflamaya devam etti¤i sonülke olan Kuzey Kore’de açl›kla mücadele ko-nusunda uzman bir derne¤in baflkan›n›n buülkedeki bürolar›n› kapatma nedeni olarakifade etti¤i olgu, totalitarizmin nas›l afl›r› fay-dac› bir felsefeden beslenebilece¤ini gösteri-yor.” Ahmet ‹nsel’in Güney Kore’yle ilgili ör-ne¤inin ne oldu¤unu merak ettiniz, de¤il mi?Emin olun ki, en fazla kendisi kadar gereklibir örnek! ‘Faydac› ve iktisadiyatç› bir ideolo-ji’yle söylenecek olursa, okuduklar›n›za hiçbir katk›s› olmayacak! As›l önemlisi fludur:Ahmet ‹nsel, tan›m›n› bile yanl›fl bildi¤i sosya-lizm ve komünizmi olumsuzlad›¤› kadar, ka-pitalizmi ve emperyalizmi elefltirmifl midir?Ve O’nun komünizm ile faflizmi efllefltirme, k›-yaslama cüretini Demirel gibi politikac›lar ile‹stanbul Emniyet Müdürleri d›fl›nda baflkakim gösterebilmifltir. (Tam da burada acar birBirikim yazar› Frankfurt Okulu’ndan girip en-vayi çeflit postmodernizm savunucusu yazar-lardan ç›kacakt›r. Ama bilinmelidir ki bunla-r›n hepsi yaflad›klar› dönemde burjuvazininideolojik emniyet müdürleridir ve gece bekçi-li¤ine soyunan birikim yazarlar›n›n amiri ko-numundad›rlar.) Ayn› yaz›n›n hemen deva-m›nda “radikal bir faydac›l›kla afl›r› bir irade-cili¤in birleflmesinin do¤urdu¤u korkunç ya-rat›¤›n tahayyül dünyalar›n› ergenliklerindebiçimlendiren kuflaklar, “büyü bozuldu¤un-da” ço¤unlukla radikal liberal veya apolitik ol-dular” diye yazan bu çok bilmifl fleyh, bizzatkendisinin hangi korkunç büyü üzerine hemradikal liberal, hem apolitik olmay› baflarabil-di¤ini bize nas›l izah edecek? Bu beyefendininh›z›n› alamay›p bir sonraki say›da yazd›¤› “Bu-gün Totalitarizm Üzerine Düflünmek NedenHala Gerekli” bafll›kl› yaz›s›nda yapt›¤› “libe-raller, demokrasi içinden totaliter bir yap›n›ngeçmiflte ç›kt›¤›n› (nazizm) reddetmiyorlar.Sosyalistlerin büyük ço¤unlu¤u da bugün ko-münizm ideali içinden totaliter bir yap›n›ndo¤mufl oldu¤unu (stalinizm) kabul ediyor-lar” türünden tak›nt›l› k›yaslamalar› yapmayadevam etmek için piposundaki esrar oran›n›m› fazla kaç›rd›¤›n›, yoksa flarab›n› astar atma-

87TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Page 96: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

dan m› kafaya dikti¤ini kimse sormayacak m›?

Baklay› A¤z›ndan Ç›karmak: Ömer Laçi-ner ve Murat Belge gibi laf› doland›ran kiflile-rin art›k as›l amac›n› gizleyemeyecek durumagelmesi... Halk aras›nda yayg›nca kullan›lan‘sadete gelmek’ ve ‘ete¤indeki tafl› dökmek’ de-yimleri de, duruma göre, ayn› anlam› karfl›lar.Baklay› a¤z›nda tutan kifli, ayn› zamanda ‘a¤z›kalabal›k’, yani gürültülü, yerli yersiz ve an-laml› anlams›z konuflan biriyse, dinleyiciyibüsbütün s›kar. Örne¤in 165. say›daki yaz›-s›nda “Legal partiler, bir kaç on y›l öncesindesahip olduklar› kitlesel destek ve prestiji h›zlayitirip sosyal demokratl›¤a ricat etmekten me-det umar hale gelirken, genel hareketin silahl›mücadeleye kilitlenmifl unsurlar› amaçlaflt›r›l-m›fl bir fliddet diyalekti¤ine kapanm›fl, kendiiçine de dönen bir öfke ve nefret yuma¤› ha-linde marjinalleflirken, anl› flanl› “devrim”lerlekurulmufl reel sosyalist rejimler ya ard ardaçökmekte, ya da geriye dönüfl manevralar›ylakapitalizmin tescil edilmifl hegemonyas›nakendilerini uyarlamaya çabalamaktad›r.” di-yen Ömer Laçiner’in önce önemli bir fleylersöylemekte oldu¤unu düflünürsünüz. Deva-m›nda soyal demokratl›¤a ricat etmemifl, kapi-talist hegemonyaya kendisini uyarlamaya ça-balamayan devrimci kuvvetlerin geliflme vegüçlenme olanaklar›, olas›l›klar› üstünde yo-¤unlaflaca¤›n› san›rs›n›z. Ama yan›l›rs›n›z. Zi-ra bu beklentiyi karfl›lamas› için kifli de iradeolmal›d›r; geliflme ve güçlenmenin imkanlar›-n›, ihtimallerini ancak maksatl›, amaçl›, irade-li bir planlaman›n içinde bulabilirsiniz. OysaLaçiner gibiler, hem kendili¤indencidirler,hem de sadece yorumcudurlar. Yenilgileri gör-mek, çözümlemek, yenilmemenin yollar›n›bulmak çabas›, onlar›n kitab›nda yazmaz. “Son yirmi, yirmi befl y›ld›r hemen tüm dünya-da “sosyalist-komünist-veya devrimci s›fatl›hareket, parti ve rejimler derece fark›yla ayn›periflan sonuçlardan birinden ötekine savrula-rak, tam bir y›k›nt›, yenilgi ve çözülüfl girdab›içinde dönenip durmaktad›rlar” diye yazar-ken, çok somut ve anlafl›l›rd›r da, yenilenmeve geliflme perspektifleri konusunda ne dedi¤i

hiç anlafl›lamaz. Siz bu tür adamlar›n tam daönemli bir fley söylemeye bafllad›klar› yerdeanlafl›l›r olmaktan ç›kt›klar›n› düflünmek üze-resinizdir ki, birden baklay› a¤›zlar›ndan ç›ka-r›rlar. Ve flöyle buyururlar: “Vakti çoktan gel-mifl bir ameliyat›n diliyle konuflmak gerekirse,aç›kca söylenmelidir ki, bu çöken, can çekiflenfley, ‘bilimsel sosyalizm’ ad› alt›nda formüleedilmifl olup yüzy›l› aflk›nd›r içindeki bütünfarkl› e¤ilimlerin, teorik, ideolojik, örgütselkabuller, düflünüfl davran›fl kal›plar›yla gele-neksel sosyalizmi oluflturan bütün bir mükte-sebatt›r”. Hazret kürsüyü kurmufl, hem savc›,hem yarg›ç cübbesini giyinmifl ve fakat dok-torculuk oynamakta, ameliyat masas›ndakihastay› büsbütün tasfiye etmektedir. Hastas›-n›n teorik, ideolojik bütün ruhunu ve mayas›-n› gözden ç›karm›fl; davran›fl kal›plar›ndan ya-flam tarz›na kadar tüm kiflilik özelliklerinineflterin ucuyla do¤ramaktad›r. Asl›nda haya-letlerle dövüflmektedir. Asl›nda oras› mahke-me salonu da, ameliyat odas› da de¤ildir. As-l›nda bir muayenehaneye gerçekten de ihtiya-c› vard›r ve ancak orada tedavi edilmesi gere-ken organizma, marksizm de¤ildir. Onun buhastal›kl›, cüretkar aç›klamalar›n› Brzezinskygibi ABD’ci ideologlar bile bu denli pervas›zca,cahilce, sorumsuzca yapmam›fllard›. Sosyaliz-min bütün teorik, ideolojik ve örgütsel refe-ranslar›n›n de¤ifltirilmesini öneren bu ‘sosya-list teorisyen’, sosyalizmi yap›sal olarak kurantan›m›n ve çerçevenin de¤ifltirildi¤i durumdaortaya ç›kacak fleyin sosyalizm olmayaca¤›n›,olamayaca¤›n› bile düflünmekten acizdir. Birkez bakla ç›km›flt›r ve elbette ç›kt›¤› a¤z›n flek-lini alm›fl oldu¤u için yamulmufltur. Baklaylabirlikte ç›kart›lan tükrük köpükleri teori zan-nedilecek, “flu ya da bu nedenle ya da saikle“bilimsel geleneksel sosyalizm”in kal›plar›içinde kalmaktan baflka bir yol göremeyenlerbu söylenenleri ölüm ilan› sayabilirler. Amatam tersine bunlar bir dirilifl ça¤r›s›d›r” deni-lerek bu kez de kadavra üzerinden rearkarnas-yon fantezileri sloganlaflt›r›lacakt›r. O kadarki, “elbette bu diriliflin öznesi olabilmenin he-yecan›n›, azim ve sabr›n›, gerektirdi¤i özgü-

88 TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Page 97: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

ven, donan›m ve sorum-lulu¤u duyumsayanlarayap›lmaktad›r” denile-rek taflra siyasetçisininhamaset retori¤iyle üç-befl kiflinin coflturulabi-lece¤i zannedilecek vearkas›ndan o ›slak, ya-muk ve tükürüklü baklamürid olarak görülenokuyucunun zihin sof-ras›na sunulacakt›r:“Geleneksel sosyalizminkabu¤undan nihai s›yr›-l›fl, yol ayr›m› ça¤r›s›d›rbu!” Peki kim nereye,hangi yola ça¤r›lmakta-d›r? Ömründe bir tek ifl-çi eylemini örgütlememifl, bir tane bile protes-to vs. gösterisi haz›rlayamam›fl, faflizme bir tekfiske vuramam›fl, yolu bir tek defa bile kara-koldan geçmemifl Ömer Laçinerler mi ça¤›r›-yor bu ne oldu¤u belli olmayan muhteflem ye-ni yola? Gazi Ayaklanmas›’n› anlamam›fl, 19Aral›k’› idrak edememifl, Kürt Devrimi’ndenhiç bir fley ö¤renememifl, emperyalist gericili-¤e karfl› mücadelenin hiç bir an›nda ve aflama-s›nda kayda de¤er yer tutmam›fl, partiden veiktidardan fellik fellik kaçan, bu reformist, si-vil toplumcu, cahil, halktan ve hayattan ko-puk, masa bafl›nda entelektüel mastürbasyonyapmay› teorik üretim zanneden, korkak bay-lar m› yarg›l›yorlar ‘geleneksel bilimsel sosya-lizm’i? Bunlar m› ö¤retecek heyecanl›, sab›rl›,azimli, özgüvenli, donan›ml›, sorumlu olma-y›? Bunlar m› üstlenecekler yeni bir misyon?

Ç

Ç›f›t Çarfl›s›: ÖDP gibi siyasal parti mi,do¤um günü partisi mi oldu¤u anlafl›lmayan,her nevi ürünün bulunduruldu¤u süslü püslütezgaha verilen ad. Halk aras›nda yayg›ncakullan›lan bu deyimin anlam›n› bazen ‘Mevla-na Tekkesi’, bazen de ‘Aflure Çorbas›’gibi de-yimler de karfl›lar. Ç›f›t çarfl›s›nda tezgah› bu-lunan esnaf, sal› ve cuma pazarlar›ndan pek

hofllanmaz; fakat süpermarketleri ve büyükal›flverifl merkezlerinidaima süzer, f›rsat›n›buldu mu, kapa¤› orayaatmak ister.

D

Dilli Düdük: ÖmerLaçiner, Ahmet ‹nsel veMurat Belge gibi ç›f›tçarfl›s›nda çeflit olarakbulundurulan geveze ki-fliler için kullan›l›r. Dillidüdükler, öteki düdük-lerden daha iyi öttü¤üiçin, fazla ra¤bet görür-ler. Nitekim Birikim’in

söz konusu say›lar›nda genellikle bu üç fleyh-ten al›nt›lar›n yap›lm›fl olmas›n›n nedeni debudur. Dilli düdü¤ün ç›kard›¤› sesi öteki dü-düklerden ay›rmak çok kolayd›r. Örne¤in “fiuson on y›l içerisinde karfl›lafl›lan her a¤›r boz-gun, yenilgi ve yüz k›zart›c› geliflme karfl›s›n-da, bunlar›n birinci dereceden muhattab› olangeleneksel sosyalist ak›m, parti ve hareketleryüzk›zart›c› olanlar› kiflilere yükleyerek veyasiyasal mücadelelerin gerekleriyle meflrulaflt›r-maya kalk›flarak; yenilgileri, bozgunlar› ise,düzeltilebilir yanl›fllara, s›kl›kla da d›fl koflulla-ra ba¤layarak; temsil ettikleri geleneksel sos-yalizmin idealiyle iliflkisi sanki yukar›da ifadeedilen gibi imiflçisine davranmaktayd›lar. Oy-sa ayn› dönem yaln›zca bozgunlar, yenilgilerde¤il, ‘zafer diye’ sunduklar› pek çok tutum vesonuç dahi geleneksel sosyalizm idealiyle ilifl-kisini çok ciddi biçimde sorgulatacak mahi-yetteydi” sözlerini duydu¤unuz yerde, bu se-sin Ömer Laçiner’e ait oldu¤unu rahatl›kla an-layabilirsiniz. Ya da “Türkiye’de ‘liberal’, ‘mu-hafazakar’, sosyalist, radikal, komünist, islam-c› gibi ideolojiler fazla bir fley anlatmazlar.Bunlar›n hepsi. ebeveyn ça¤›rd›¤› anda ça¤›r-d›¤› yerde hizaya gelirler” fleklinde f›s›lt›larduydu¤unuz anda, bu bo¤uk sesin sahibininMurat Belge oldu¤unu ç›kar›verirsiniz. Baz›

89TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Gazi Ayaklanmas›’n› anlamam›fl,19 Aral›k’› idrak edememifl, KürtDevrimi’nden hiç bir fley ö¤rene-

memifl, emperyalist gericili¤ekarfl› mücadelenin hiç bir an›ndave aflamas›nda kayda de¤er yertutmam›fl, partiden ve iktidardanfellik fellik kaçan, bu reformist,sivil toplumcu, cahil, halktan vehayattan kopuk, masabafl›ndaentelektüel mastürbasyon yap-may› teorik üretim zanneden,korkak baylar m› yarg›l›yorlar

‘geleneksel bilimsel sosyalizm’i?

Page 98: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

dilli düdükler, yaln›zcases ç›kar›r ve gürültüyeyol açar. Ç›kard›¤› sesinçarfl›ya da, tezgaha dafaydas› yoktur asl›nda.Örne¤in Belge’nin 165.say›daki “milliyetçilikve sol” bafll›kl› yaz›s›n-da geçen bu yorumunyanl›fl olmas›, Belge’ninumrunda de¤ildir; t›pk›ayn› yerde ileri sürdü¤ü“Türkiye’de bütün siya-si ideolojilerin milliyet-çilikten türemifl oldu¤u-nu söylemek, bilinenibildirme kabilinden birfleydir” bilgisinin yanl›fl-l›¤›n› umursamayaca¤› gibi. Galileo’nun “yaz-d›klar›n› anlamadan yazan, o yüzden yazd›kla-r› anlafl›lmayan ne çok insan var” dedi¤i kifli-ler, iflte bunlard›r. Dostoyovesky’nin “hiç birfley, gerçek kadar inan›lmaz de¤ildir” sözü dedilli düdüklerin kula¤›na küpe olsun diye söy-lenmifltir. Belge, bütün ideolojileri milliyetçi-lik flemsiyesinin alt›nda toplarken yapt›¤› ge-vezelikle bizi de kendisiyle ayn› yerde katego-rize etmifl oluyor. Ayn› fleyi “20. yüzy›l›n sonçeyre¤inde (…) halk kesimleri h›zla bir depo-litizasyon yaflarlarken geleneksel sol dünya isekendisiyle birlikte yafllanan, giderek tarih sah-nesinden çekilen geleneksel emekçi kesimleri-ne tutunmaya çal›flt›. Bu gelece¤e yönelik top-lumsal bir projenin ifadesi de¤ildi art›k. Fikriplanda muhafazakarlaflt›, darald› ve köreldi.Solun bir baflka kesimi ise, liberal ideolojiyeteslim olup onunla iktisidi baflar› alan›nda ya-r›flmaya çal›flt›. Böylece ortaya iki sol ç›kt›. Bi-rinci sol, geleneksel söylem, tav›r, örgütlenmebiçimlerini de¤ifltirmeyen ortalama yafl› h›zlayükselen uzun vadede baflar›s›z olmas› kaç›-n›lmaz bir protesto politikas›na varoluflunuindirgedi. ‹kinci sol ise pragmatik bir yöneticis›n›f tavr› tak›n›p iktisadi büyümenin nimetle-rinin daha fazla paylafl›lmas› temas› üzerinevaroluflunu infla etmeye bafllad›. Böylece sol,

hükümet olmaya adaysol ve protestocu sol ola-rak neredeyse kesin birflekilde ikiye ayr›ld›.” di-ye Ahmet ‹nsel de yap›-yor. Gerek Laçiner, ge-rek ‹nsel, gerek Belge Bi-rikim Tarikat› içerisindesosyal bilimlerin a¤›rmollalar› olarak bilinir-ler. Ama iflte bu kadarbilim d›fl›d›rlar. OnlaraDostoyoveski’nin ‘ger-çek’ ile ilgili tan›m›n› ha-t›rlatarak ve Brecht “bi-lim tek buyruk tan›r: Bi-lime katk›da bulun”uyar›s›n› bildirerek flu

soruyu sormak isteriz. Sosyalizmin teorisini veprati¤ini bir kenara b›rak›n; o ifl sizi aflar; amasöyleyin, sahi siz hangi partidensiniz? Biraz dakendinizi kategorize edin. Türkiye’de biri ser-maye partisi, öteki ordu partisi, di¤eri devrimpartisi olmak üzere üç temel parti kanal› var;bütün siyasal ayr›flmalar ve buluflmalar, bu ka-nallar içerisinde flekilleniyor. Siz hangi kana-l›n içinde bulunuyorsunuz?

F

Fan Fin Fon Etmek: Ç›f›t çarfl›s›nda anla-fl›lmayan, ahaliye yabanc› bir dille gevezelikeden dilli düdükler için kullan›lan bir uyar›ifadesi. Fan Fin Fon eden kifliler, en somut veanlafl›l›r olduklar› durumlarda, fleflerine raporveren itirafç›lar gibi rapor diliyle konuflurlar.Örne¤in söz konusu yaz›s›nda “marksist solda bugünkü dünyan›n çeflitli e¤ilimleri karfl›-s›nda nerede duraca¤›na karar veremiyor. Sos-yalizm olarak belledi¤i antiemperyalizm reto-ri¤i hala çok etkili. Uluslararas› kapitalizmekarfl› ulusal tepki mant›¤›ndan uzaklaflmaktazorlan›yorlar. Küreselleflme gibi süreçler kar-fl›s›nda anti-emperyalist pozisyonlarda orto-doks itirazlar› seslendirmenin muhafazakarrahatl›¤›n› tercih ediyorlar.” diyen Murat Bel-ge fan fin fon etmektedir. Sat›r aralar›nda ise

90 TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Sosyalizmin teorisini ve prati¤inibir kenara b›rak›n; o ifl siziaflar; ama söyleyin, sahi siz

hangi partidensiniz? Biraz dakendinizi kategorize edin. Türki-ye’de biri sermaye partisi, ötekiordu partisi, di¤eri devrim parti-

si olmak üzere üç temel partikanal› var; bütün siyasal ayr›fl-malar ve buluflmalar, bu kanal-lar içerisinde flekilleniyor. Siz

hangi kanal›n içinde bulunuyor-sunuz?

Page 99: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

91TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

baklay› belli belirsiz göstermekte, bize de k›sa-ca AB’ye karfl› ç›kmay›n demektedir. Benzerflekilde “sosyalizmin salt iktisadi alanda de¤il,belki ondan daha önemlisi siyasal ve toplum-sal alanda idealini yeniden tan›mlamas› gere-kiyor. Örne¤in sosyalizmin iktisadi liberaliz-min ilke ve hedeflerini benimsemesinin sözkonusu olmamas›, siyasal liberalizmin birçokideal ve ilkesini benimsemeyece¤i anlam›nagelmiyor. Günümüz ‹talya’s›nda liberal sosya-lizm ak›m› bu fark› vurgulamak için, iktisadiliberalizmi liberelizm, siyasal liberalizmi ise li-beralizm olarak tan›ml›yor. Siyasal alanda li-beralizm bayra¤›n› elinde tutmayan bir sosya-list hareketin demokrasi ve insan haklar› ko-nusunda tutarl› ve iddial› bir tav›r sürdürme-si mümkün olmad›¤› için, siyasal liberalizminliberallerin tekelinden ç›kar›lmas›, sosyaliz-min kendini yeniden tarif etmesinin de ilk ad›-m›d›r.” diyen Ahmet ‹nsel, Murat Belge’ye gö-re, daha az fan fin fon etmektedir. Çünkü a¤-z›ndaki baklay› ç›kartm›flt›r. Yeni bir sosya-lizm tarifinin bafllang›ç noktas›n› siyasal libe-ralizmi onaylamakta bulmufltur aç›k aç›k. Okadar ileri gitmifltir ki, liberal sosyalizm diyede bir ak›m ilan etmifltir. Çok do¤ald›r, zirabütün yeni yetme fan fin foncular›n piri Ant-hony Gidens’tir ve kendisi Tony Blair’in bafldan›flman›d›r. ‹nsel’lerin ‹talya’daki tart›flmagruplar›n› referans göstermesine gerek yok,onun arad›¤› model ‹ngiltere’de zaten var. Ad›-na da san›na da emperyalizm deniliyor. Yanifan fin fon etmenin manas› yok. Kald› ki, so-¤uk savafl döneminde burjuva ideologlar›nsosyal devlet paradigmas›n› sosyalist model-den devflirmeleri gibi, sosyalist teorinin de ka-pitalizme ait de¤erleri devflirerek kendine yenibir tasavvur ve tahayyül gücü katmayaca¤›n›bilmek gerekir. Siz de¤il miydiniz Ahmet bey,geleneksel sosyalizmin kapitalizmden kopufl-mad›¤› için yenildi¤ini söyleyen? Demek ki,bu konuyu ayd›nlatmak için bir de “bu ne per-hiz bu ne lahana turflusu” deyiminde hat›rla-mal›ym›fl›z.

G

Güllabicilik etmek: “Ömer Laçiner gibifl›mar›k hareketlerine katlan›p onu pohpohla-yan baz› ikinci derecede Birikim yazarlar›n›yapt›klar›n› anlatmak için kullan›l›r. Güllabi-cilik edilen kifli kendini fasülye gibi nimettensaymaya devam etti¤i için bir yandan hayma-na beygiri gibi dolafl›p durur, bir yandan k›rd›-¤› cevizin say›s› k›rk› aflar bir yandan sapla sa-man› birbirine kar›flt›r›r. Güllabicilik eden ki-fli ise, zamanla ya iki cami aras›nda kalm›flbeynamaza döner, ya da kandilli temenâ gibiha bire yerlere kadar e¤ilip durur. O nedenleikinci dereceden Birikim yazarlar›n›n çok dik-kat etmeleri gerekir. Elefltirilerini ve itirazlar›-n› Ömer Laçiner’e yöneltmekten çekinirlersealimallah Birikim Tarikat›’n›n güllabicileriolup ç›karlar. Örne¤in ömer Laçiner’in 165.say›da uydurdu¤u görüfllerin çok mühim fley-ler oldu¤unu zannedip onlar› referans göste-ren Nuray Mert “Laçiner sol siyaseti anlaml›k›lan veya k›lacak olan›n geleneksel sosyalistsöylemlerin bölüflümcü eflitlik fikrinin s›¤ ta-n›m›n›n afl›lmas› ve onun yerine eflde¤er fik-rinden yola ç›kan bir eflitlik anlay›fl›n› almas›oldu¤unun alt›n› çiziyor. Eflitlik fikrinden vaz-geçmeden ve onun derinlefltirilmesi olarak efl-de¤erlik kavram›, gerçekten de sol siyasetleriçin kalk›fl noktas› olmaya en elveriflli kav-ram.” Ömer Laçiner’e güllabicilik yapmakta-d›r. Fakat bir sonraki say›da yazan KemalGündüzalp ise “sözlü¤e bakmak gere¤i duyu-yorum nedense, bozgun nedir diye. Bir an›m-sama bir yürek daralmas› ad›na (…) Bir ordu-nun u¤rad›¤› büyük baflar›s›zl›k; bir savaflta,bir çat›flmada al›nan a¤›r yenilgi, hezimet. Or-du mu? Savafl m›? Ordu ve savafl? Bunlar m›y-d› geride kalanlar? Yok, çarp›flma, çat›flma da-ha yak›n geliyor. Tan›m›n sonuna bak›yorum;yenilginin a¤›r›, da¤›lma!” fleklindeki do¤rusorularla Ömer Laçiner’e güllabicilik yapmak-tan kendini kurtarm›fl. Güllabicilik yapman›nbir baflka tehlikesi de fludur ki, insan›n ba¤›m-s›z düflünme gücünü zay›flat›r. Hele de yanl›flreferanslar›n etkisinde kald›n›z m› “ayd›nlan-ma düflüncesinden hareketle tarihin sonu tezi-ne veya kapitalizmin tarihin galibi oldu¤u fik-

Page 100: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

rine ulaflmak mümkün, ama tarihin gidifli ka-pitalizmi güçlendirmifl olsa da ona karfl› ç›k-mak gerekti¤i yönünde herhangi bir kap› ara-lamak zor. Marksizmin olsa olsa ba¤›ml› de-¤iflken, ekonomik iliflkilerin türevi olarak ta-n›mlad›¤› siyaset alg›s›nda bir toplumsal de-¤iflmeye yol açacak radikal bir siyaset anlay›fl›ve enerjisi üretmek hemen hemen imkans›z.”diyen Nuray Mert gibi marksizm ad›na bir al-g› tarifi yapars›n›z ve marksizme psikosoma-tik sorunlar› bulunan bir ÖDP’li ayd›n mu-amelesi yapm›fl olursunuz. Kendinizi tutama-y›p daha ileri giderseniz, yine Nuray Han›mgibi, “asl›nda s›n›f ad›na siyaset bile son dere-ce tart›flmal› ve sorunlu bir siyaset imkan›iken, s›n›fa dayal› siyaset ortam›n›n ortadankalkt›¤› durumda, sorun titizlendi¤i, onu ta-n›mlayan, eflitlik, di¤erkaml›k, dayan›flmac›l›kkavramlar› etraf›nda bir siyasal imkan aramak,ancak bu de¤erleri öne ç›karan bir insan ve in-sanl›k tan›m›ndan yola ç›karak, bu tan›mlar›netraf›nda oluflturulabilecek bir dil ile müm-kün” fleklinde Ömer Laçiner’inkine benzeyenhem anlat›m aç›s›ndan bozuk, hem anlam aç›-s›ndan yanl›fl cümleler kurars›n›z. Tevazu ilekabul etmek gerekir ki, dört-befl kelimeyle ku-rulan ve üstelik özetle siyaseti s›n›flar›n d›fl›n-da tan›mlamaya çal›flan bu tür cümlelerin deteorik bir de¤eri yoktur.

İ

‹piyle kuyuya inmemek: ÖDP’nin siyasalça¤r›lar›na, sivil toplumcu ÖDP teorisyenleri-ne ideolojik önermelerine güvenilemeyece¤inibildirmek için kullan›l›r. ‹piyle kuyuya inile-meyecek kiflinin ipli¤i pazara ç›km›flt›r. Amaiflah olmad›¤› için iflkembeden atmaya, incirçekirde¤ini doldurmayan laflar etmeye devamedebilir. Örne¤in 166. say›da Bahad›r Türk ta-raf›ndan kaleme al›nm›fl “unutulanlar›n co¤-rafyas›n›n bahts›z prensi ÖDP” bafll›kl› yaz›daanlat›lan Ufuk Uras’›n durumu, bu deyimido¤rular. “Yeni Harman gazetesine verdi¤i birröportajda Uras, ‘Seda Sayan’› niye sevdikleri-ni anlad›¤›m gün, bu memleketi anlar›m’ diye-rek bir logos spermaticosa imza att›. Bu an-

laml› ve yeni bir sosyalist tahayyüle vücut ver-mek için yap›lmas› gerekenlere ›fl›k tutan aç›k-lama, sona eren bir maceran›n ard›ndan yenibir maceraya at›lma cesaretini kendinde bula-mayanlara afl›lad›¤› mücadele duygusu bak›-m›ndan önemli” diyor Bahad›r Türk. Bu ifade-ler, bir bütün olarak, Ufuk Uras’›n cümlesin-den de ‘önemli’dir “logos spermaticos” olarakokunabilir. Bize dibinde Seda Sayan’›n oldu¤ubir kuyu gösteriliyor, oraya inmemiz sal›k ve-riliyor, bizi sark›tacak ip ise Bahad›r Türk’le-rin elinde. ‹necek miyiz? Bir maceradan sözediliyor; seçim mi kastediliyor, genel anlamdasosyalist tecrübeler mi, belli de¤il. Ama o 144sayfal›k 22 yaz›da macera, heyacan, cesaret,mücadele duygusu gibi kavramlar›n en yo¤unkullan›ld›¤› pasaj›n bu olmas› naçizane dikka-timizi çekti. Ç›f›t çarfl›s›ndaki bu mecalsizlertak›m› macera, heyecan, cesaret kelimeleriniSeda Sayan’›n ad›yla yan yana iç içe, koyun ko-yuna yazd›klar›na göre, bir bildikleri vard›r.Fakat inmeyece¤iz. Baksan›za, adam›n teki da-ha memleketi anlamam›fl ve fakat parti baflka-n› olmufl.

K

Kan Alacak Damar› Bilmek: Burjuvazinin“sol”la ilgili politikas›n› anlatmak için kullan›-l›r. Kan alacak damar› bilen kifli, pragmatiktirve kaz gelecek yerden tavu¤u esirgemez.ÖDP’nin daha kurulur kurulmaz medyada çar-flaf çarflaf reklam edilmesi, sonraki dönemdede¤iflik flekillerde önünün aç›lmas›, burjuvazi-nin hangi damardan kan alaca¤›n› bilmesiyleilgili idi. Bugün Radikal gibi gazetelerde Ah-met ‹nsel’lerin, Murat Belge’lerin yaz›yor olma-s› da öyle. Birikim gibi sivil toplumcu solcula-r›n sisteme bir yandan ayd›n yetifltirdiklerini,bir yandan da sistemin ‘demokrasi’ kanad›n›geniflletti¤ini devlet bilir. Devlet, örne¤in 19Aral›k, ‹mral›, Gazi gibi süreçlerde sivil top-lumcu Birikim Tarikat›’n›n “soldan” düzenesahip ç›kt›¤›n› da bilir. Öyle oldu¤u içindir ki,bu tarikattan devrim ve sosyalizme katk›da bu-lunan bir tek kifli ç›kmam›flt›r; ama Ayd›n Do-¤an’›n solcu gazetesini de onlar ç›karmaktad›r.

92 TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Page 101: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

M

Mantar Atmak:Halk aras›nda palavras›kmak, iflkembeden at-mak gibi deyimlerin eflanlaml›s› olan bu ifade,Ömer Laçiner gibi kifli-lerin yaz›lar›n› toplucanitelemek için kullan›-l›r. Örne¤in Laçiner,“geleneksel paylafl›mc›sosyalizm, (...) kapita-lizmin gelifltirdi¤i üre-tim ve etkinlik meka-nizmalar›n› kendi sos-yalizmi için de pekalauygun bir altyap› olaraktasarlar. Paylafl›mc› sosyalizm bu temel üzeri-ne kurulacakt›r. çünkü kapitalizm gibi onunmant›¤›nda da as›l önemli olan, bir üretimdüzeninin nas›l, hangi yöntem ve kurallarlaiflledi¤i de¤il, ne kadar üretti¤idir. Kapitaliz-minin iflçi ve emekçilerinin “ifl” biçimi ifllev-leri de daha fazla miktarda ürün elde etmeyigözeterek ayarland›¤›na göre oldu¤u gibi dev-ral›nabilir” diye yazd›¤›nda, bunu flöyle oku-yaca¤›z: Sosyalizmin kapitalizmin reddi vebütün tarihsel süreçlerin birikimi üzerindenkurulaca¤› genel do¤rusunu da içine almaklabirlikte, bundan ötesi palavrad›r, Laçiner’inbar›flç›l ve evrimci sosyalist alg›s›n›n sorum-lusu, yaln›zca kendisidir. Onun sosyalizm te-orisi ve prati¤iyle ilgili kiflisel yorumlar›n›ntümünü çok basit olarak ‘mantar atmak’ ola-rak de¤erlendirip geçmek gerek. Yine ayn› ya-z›da geçen “geleneksel sosyalizm, sadece mo-dern sosyalizm teorisiyle bafltan beri bir uyufl-mazl›k içinde de¤ildir. Bunun da ötesinde ka-pitalizmin koflullar›nda temsil etti¤i ezeli,eflitlikçi hareket ve aray›fllar›n kaynakland›¤›de¤er ve kabüllerden de kopmufl; vard›¤› nok-ta da bunlar›n dejenerasyonundan baflka birfley say›lamayacak bir durufl ve tutumu temsileder hale gelmifl, özetle temel tezlerinden di-renme etiketli muhafazakarl›k üzerinden

aç›kça gerici bir rotayagirmifltir.” gibi cümle-lerle karfl›laflt›¤›m›zdaince eleyip s›k dokuma-yaca¤›z. Burada kastedi-len “sosyalizmin” ÖmerLaçiner’e göre Çin’dekimi, Latin Amerika’dakimi, Küba’daki mi, Ko-re’deki mi, Romanya’da-ki mi, Bulgaristan’dakimi, Çekoslovakya’dakimi, Do¤u Almanya’dakimi, Arnavutluk’taki mi,SSCB’deki mi oldu¤unusormayaca¤›z. 1940’lar-da m›, ‘60’larda m›,‘80’lerde mi; bunu da

sormayaca¤›z. Çünkü onun için bir önemiyoktur ve zaten mantar atmaktad›r.

N

Nane yemek: Özellikle parti ve iktidarkonusunda çuvallayan Ömer Laçiner, Ahmet‹nsel, Murat Belge gibi yine de ukala dümbe-le¤i gibi gürültü ç›kartmaya devam eden kifli-lerin pefl pefle düfltü¤ü hatalar› ve yapt›¤›yanl›fllar› anlatmak için kullan›l›r. Örne¤in“parti, iflçiler baflta olmak üzere kitlelerin sos-yalizmin ideal, de¤er ve ilkelerini en az›ndanyans›tan, hiç de¤ilse bunlara ayk›r› düflmeyenkurallar içerisinde örgütlenmesi mi olmal›d›r;yoksa o malum profesyonel a¤›na dayal›, hat-ta bu a¤dan ibaret olan ve harekete geçirecekkitleleri kurmay› akl›, beyni, sinir sistemi iflle-vini üstlenmifl bir yap› olarak m› ifllev göre-cektir? Bu iki görüfl aras›ndaki fark, birinindaha yumuflak örne¤in demokratik yollarlaiktidar› ele geçirmeye matuf bir strateji, öbü-rününse silahl› bir kap›flman›n kaç›n›lmaz ve-ya gerekli oldu¤una inananlara, bu tür strate-jilere tekabül etti¤i pek söylenemez.” diyeÖmer Laçiner nane yemektedir. Ona ne söyle-nemeyece¤ini biliyor musun, bari ne söylene-ce¤ini de söyle diye bir ricada bulunsan›z,halk aras›nda “t›s” denilen bir ses duyars›n›z.

93TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Birikim gibi sivil toplumcu solcu-lar›n sisteme bir yandan ayd›nyetifltirdiklerini, bir yandan dasistemin ‘demokrasi’ kanad›n›

geniflletti¤ini devlet bilir. Devlet,örne¤in 19 Aral›k, ‹mral›, Gazigibi süreçlerde sivil toplumcuBirikim Tarikat›’n›n “soldan”

düzene sahip ç›kt›¤›n› da bilir.Öyle oldu¤u içindir ki, bu

tarikattan devrim ve sosyalizmekatk›da bulunan bir tek kifli

ç›kmam›flt›r;

Page 102: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

O, yetene¤i ne kadarsa,Bolflevik parti modelinielefltirmeye hasretmifltirve becerisi ne kadarsa omodeli teorik olarak ta-rif etmeye, kabalaflt›r-maya çabalamaktad›r.Sonucu teorik olarak bus›¤ yaz›larda, pratik ola-rak da ÖDP gibi piflme-mifl aflüre çorbalar›ndasomut olarak görüyo-ruz. Ömer Laçiner gibi-ler, yine de saçmala-makta s›n›r tan›madan“partisiz iflçiler ve kitle-ler bir hiçtir sözü, o ifl-çileri parti yörüngesineçekmek için kullan›lanen gözde slogan ise, bupartililerin gözünde iflçis›n›f›n›n gerçekten insani bir de¤eri oldu¤usöylenebilir mi? Bu partililerin kendileriyleiflçileri, kitleleri eflit gördü¤ü, onlarla eflitliktoplumu kuraca¤› iddias›n›n inand›r›c›l›¤› varm›d›r?” fleklinde sorular sorabiliyorlar. Öyle-sine saçmalamaktad›r ki, o sözün bir sloganolmad›¤›n›, temel bir saptama oldu¤unu, iflçi-leri parti yörüngesine çekmek için de¤il, biz-zat bir iflçi partisini tan›mlamak ve kurmakiçin öne sürüldü¤ünü anlayam›yor. Anlama-mas› do¤ald›r, çünkü partide cisimleflen biriradeyi hafsalas› almad›¤› gibi, iktidar ve dev-rim perspektifinden de kopuktur. Onun par-tiye de ihtiyac› yoktur, devrime de, iktidarperspektifine de. Zira sistem içinde düflün-mektedir ve sistem için düflünmektedir. Biziilgilendiren boyutu fludur ki, bunlar› mark-sizm ad›na ileri sürebilmekte ve hatta mark-sizm ad›na bizden hesap sorabilmektedir. Na-ne yemek de zaten budur.

Z

Z›vanadan Ç›kmak: Birikimci zuhuri ko-lunun sapla saman› birbirine kar›flt›r›p yalan-c› pehlivanlar gibi ortada dolaflmas›, yel yete-

lek yelken kürek sos-yalist teorinin üstünehücum etmesi, yol er-kân bilmeden tart›flmabafllatmas›, her yedi¤inaneden sonra zeytinya¤› gibi suyun üstüneç›kmas›, meydan› boflbulup mangalda külb›rakmamas›, her gör-dü¤ü tümse¤e konarakc›r c›r ötmesi, devletinsopas›n› görünce çilyavrusu gibi da¤›ld›¤›-na bakmadan raconkesmeye devam etme-si, s›rt›nda yumurtaküfesi tafl›madan bafl-kas›na a¤›r nasihatlarokumas›, hem kel hemfodul olmas›na ra¤men

ferti¤i çekti¤i yerde poz yapmay› sürdürmesiüzerine tepesinin tas› atan devrimcilerin hid-det ve fliddetini anlatmak için kullan›l›r. Z›va-nadan ç›kan kifli, örne¤in bu yaz›y› yazarkenN’eden Z’eye atlayabilir. Amac› daha fazla si-nirlenmemektir. Fakat Z harfinin bulundu¤ukart›n karfl›s›nda “sosyalist hareketin bir gele-ce¤i olacaksa -ki insanl›¤›n ezeli aray›fl› veideali olarak bundan flüphe bile edilemez- buhareket, o e¤ilimlerin elde kalm›fl iktidarumudu k›r›nt›lar›n›n sarmaland›¤› gelenekselsosyalizmin zihnimize ve ayaklar›m›za dola-d›¤› ba¤lar› art›k kesinlikle geride b›rakmal›-d›r.”diyen Ömer Laçiner’in yeni bir herzesiy-le karfl›lafl›rsa, büsbütün z›vanadan ç›kar. Buflahken flahbaz olan teneflir horozunun ‘nelerde neler, maydanozlu köfteler’ düzeyindekitam tak›r kuru bak›r cümleleri üzerinde art›kdüflünmek istemez. Kendisi muhtac› himmetolan bu spartay› yemifl sonradan görmeninkör deyne¤ini beller gibi yaz›p durdu¤u teker-lemelerle müritlerini bafl bafla b›rakmaya ka-rar verir. Ve gizli gizli umutlan›r; belki bir-gün zuhuri kolu bir papucu büyü¤e okuturkendini diye.n

94 TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Anlamamas› do¤ald›r, çünküpartide cisimleflen bir iradeyi

hafsalas› almad›¤› gibi, iktidarve devrim perspektifinden de

kopuktur. Onun partiye de ihtiy-ac› yoktur, devrime de, iktidarperspektifine de. Zira sistem

içinde düflünmektedir ve sistemiçin düflünmektedir. Bizi

ilgilendiren boyutu fludur ki,bunlar› marksizm ad›na ileri

sürebilmekte ve hatta marksizmad›na bizden hesap sorabilmek-

tedir. Nane yemek de zatenbudur.

Page 103: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

95TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu

Page 104: 12 - · PDF fileBirikim Dergisi Yazarlar› ‹çin Seçme Deyimler Sözlü¤ü Nizam DEM‹R 7 17 24 29 34 38 44 58 71 76 84. TEOR‹DE do¤rultu Ortado¤u kaynamaya devam ediyor

96 TTEEOORR‹‹DDEE do¤rultu